Professional Documents
Culture Documents
AKILLI KÂĞITLAR
SARMAL VİDEO ÇÖZÜMLER
TESTLER TAM HÜCRELEME
ÖĞRENMEYİ PEKİŞTİREN, ÖSYM’NİN SIK KULLANDIĞI KAVRAMLAR
UNUTMAYI ENGELLEYEN,
TEKRARLA ÖĞRENMEYİ
SAĞLAYAN TESTLER
KONU
TİPİ SORULAR TESTLERİ
KONUYU ÖĞRETEN
ÖSYM’NİN DİLİNE, TARZINA KAVRATAN SORULARDAN
ÖĞRENCİYİ AŞİNA KILAN OLUŞAN TESTLER
SORULARIN OLUŞTURDUĞU
TESTLER
com
w w w. b
ta.
il g
ah
is t
ar illi
m
w
w
w. m a l a k l . c o
sar m o ku
al
ÖĞRETMEN ÜYELİĞİ SEÇİMİ İLE SİSTEME GİRİŞ YAPARAK DİJİTAL İNTERNETE BAĞLI OLSUN VEYA İSTEDİĞİNİZ SORULARLA KENDİ
SİSTEME ÜYELİK FORMUNU İÇERİKLERİNİZİ İSTEDİĞİNİZ YERE OLMASIN DİLEDİĞİNİZ TESTİNİZİ OLUŞTURABİLİRSİNİZ.
DOLDURUNUZ. İNDİREBİLİRSİNİZ. PLATFORMLARDA İÇERİKLERİMİZİ
KULLANABİLİRSİNİZ.
BİLGİ SARMAL
VİDEO
VİDEOLAR CEBİNE
GELSİN
İNDİR
UYGULAMAYI
İNDİR
ISBN: 978-625-8070-53-8
www.bilgisarmal.com
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
sunu
Değerli Meslektaşlarımız, Sevgili Öğrenciler,
İletişimin ışık hızında gerçekleştiği bir çağda etkili iletişim büyük önem arz ediyor. Bundan dolayı Millî Eğitim Bakanlığı okuduğunu anlama,
yorumlama, analiz ve sentez yapmada öğrencileri istenen seviyeye getirmek amacıyla ilkokuldan başlayarak liseyi bitirene kadar Türkçe, dil
ve anlatım, Türk edebiyatı derslerinde metin çalışmalarını ön plana çıkarıyor. Bunun doğal sonucu olarak da yapılan tüm sınavlarda okuduğunu
anlama ve yorumlama yani paragraf soruları sınavların ağırlık merkezini oluşturuyor.
Üniversite sınavlarının birinci basamağı olan TYT’de 18-28, ikinci basamağı olan AYT’de 2-4 civarında paragraa ilgili sorular soruluyor.
Söz konusu sınavlarda öğrencilerin başarısını artırmak için bu kitapta paragrafın alt başlıkları mikro hücreleme sistemine göre ayrı ayrı
değerlendirilerek metin ve soruların mantığını öğrencilerin kolay kavraması sağlanmaya çalışıldı. Konu sonlarına sarmal testler konularak bir
önceki konunun da pekiştirilmesi amaçlandı. Bölüm sonlarında yer alan ÖSYM Tipi sorularla da son yıllarda sorulmaya başlanan soru kalıplarına
yer verildi. ÖSYM’nin kullandığı tüm soru kalıplarına yer verildiği gibi ileriki yıllarda sorulabilecek yeni, özgün soru kalıpları da kullanıldı.
Kitabın yarısı ‘’Paragraf Soru Bankası’’ niteliğinde iken diğer yarısı yirmi deneme içeren ‘’Paragraf Denemeleri’’ şeklindedir. Soru Bankası
bölümünde farklı konulardaki bütün soru kalıpları görülecek. Böylece soruların mantığı anlaşılmış olacaktır. Bununla birlikte paragrafın tüm alt
başlıklarından sorular sorulduğu için kitabın ikinci kısmını oluşturan denemeler çözüldüğünde artık TYT ve AYT gibi sınavların mantığı kavra-
nacaktır. Böylece bu tip sorular çözüldüğünde size sorular zor gelmeyecek bilakis kolay bir şekilde çözülecektir. Sorularda yer alan metinler
seçilirken ÖSYM’nin soru metinlerini seçtiği eserler örnek alındı. Özellikle sanat, edebiyat ve gezi dergileri; coğrak dergiler; deneme,
eleştiri yazıları; öğretici metinler ile edebî metinler taranarak soru metinleri oluşturuldu. Son yıllarda sıkça soru hazırlanan “bilimsel
terimli metinlere ve farklı bilimsel alanlara ait metinlere” özellikle başvuruldu. Bu tür metinlerle birlikte özgün metinlere de yer verildi.
Paragraf sorularına ilgiyle yaklaşıldığında ve sorular dikkatle okunduğunda bu metinler okuyucuya kendini açar. Dolayısıyla soru metinleri
okunurken onlardan bir şey öğrenmek, okuduğundan zevk almak amaçlanmalıdır. Bu durumda metinlerin mantığı kolay çözülür ve sorular kendini
ele verir. Tabii ki her metnin yazılış amacı farklı olduğu gibi metinlerin okunuş şekilleri de farklı olacaktır. Öğretici nitelikteki bir metin ora-
daki bilgilerin ayrımına varılarak okunmalıdır. Sanatsal bir metin ise içindeki mecazlara, kelimelerin uzak anlamına dikkat edilerek okunmalıdır.
Metinler, özündeki bu ayrımın farkına varılarak okunduğunda soru metninden bilgi öğrenilir veya estetik haz alınırken diğer taraftan sorular
kolaylıkla çözülür.
Sınavın diline ve tarzına sizleri aşina kılacak Yeni nesil sorulardan oluşturulmuş Simülasyon Testleri ile sınav atmosferine girmenizi
amaçladık.
ÖSYM’nin son beş yılda sorduğu sorularının kazanımına ve sunumuna paralel hazırlanan Eğilim Kontrol Testleri’yle sınavın nabzını tuta-
caksınız.
Ünite kapaklarında yer verdiğimiz “renkli çözümler” ile çıkmış soruları kolayca çözümleyeceksiniz.
Bu kitaptaki soruları çözerken paragraf sorularını kolaylıkla çözme becerisi kazanacağınız gibi, kitabın su gibi akıp gittiğini de görecek-
siniz. Belki de ilk kez paragraf sorularından bu kadar zevk alacaksınız. Kendinizi bu kitabın akışına bırakın ve başarıya ulaşın.
Kitabımıza desteklerini hiç esirgemeyen Bilgi Sarmal Yayın editörü Hilal AKDOĞAN’a değerli görüşlerini bizlerle her zaman paylaşan
alanımızın üstadları İlyas ÖRSKAYA, Haşim Arda SİNDEL, Serdal YILMAZ, Ebru ÖZOLÇAR, Fatih DURMAZ, Harun KARATAŞ ve Meryem
Cemile ASLAN’a teşekkürlerimizi sunuyoruz.
İstikbale giden yolda bizimle güçlü bir adım atmanızı diliyoruz. Bir adım fazla atmanızı sağlayabilirsek mutlu oluruz.
Başarı dileklerimizle...
Mehmet DURMAZ - Serbay YİĞİT - Mennan KIZILTUNÇ - Özlem ŞİMŞEK ESER
bilgisarmaltde@gmail.com
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
içindekiler
1. ÜNİTE
PARAGRAFTA ANLATIM
Test 1 Paragrafta Anlatım ......................................................................................................................... 9
Test 2 Paragrafta Anlatım ......................................................................................................................... 12
Test 3 Paragrafta Anlatım ......................................................................................................................... 15
Test 4 Paragrafta Anlatım ......................................................................................................................... 19
Test 5 Paragrafta Anlatım ......................................................................................................................... 22
2 ÜNİTE
PARAGRAFTA KONU VE ANA DÜŞÜNCE
Test 1 Paragrafta Konu ve Ana Düşünce ................................................................................................. 27
Test 2 Paragrafta Konu ve Ana Düşünce ................................................................................................ 30
Test 3 Paragrafta Konu ve Ana Düşünce ................................................................................................ 33
Test 4 Paragrafta Konu ve Ana Düşünce ................................................................................................ 36
Test 5 Paragrafta Konu ve Ana Düşünce ................................................................................................ 40
Test 6 Paragrafta Konu ve Ana Düşünce ................................................................................................ 44
3 ÜNİTE
PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE
Test 1 Paragrafta Yardımcı Düşünce ........................................................................................................ 49
Test 2 Paragrafta Yardımcı Düşünce ....................................................................................................... 52
Test 3 Paragrafta Yardımcı Düşünce ....................................................................................................... 55
Test 4 Paragrafta Yardımcı Düşünce ........................................................................................................ 59
Test 5 Paragrafta Yardımcı Düşünce ....................................................................................................... 63
Test 6 Paragrafta Yardımcı Düşünce ....................................................................................................... 67
Test 7 Paragrafta Yardımcı Düşünce ........................................................................................................ 70
ÖSYM Tipi ..................................................................................................................................................... 73
Sarmal Test – 1 ............................................................................................................................................ 77
4. ÜNİTE
PARAGRAFIN YAPISI
Test 1 Paragrafın Yapısı ........................................................................................................................... 83
Test 2 Paragrafın Yapısı .......................................................................................................................... 86
Test 3 Paragrafın Yapısı .......................................................................................................................... 89
Test 4 Paragrafın Yapısı .......................................................................................................................... 92
Test 5 Paragrafın Yapısı .......................................................................................................................... 95
Test 6 Paragrafın Yapısı .......................................................................................................................... 98
Test 7 Paragrafın Yapısı ......................................................................................................................... 101
Test 8 Paragrafın Yapısı ......................................................................................................................... 104
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. ÜNİTE
KİŞİ ÖZELLİKLERİ VE PARAGRAFI PARÇALARA BÖLEREK ANLAMA –
YENİ NESİL ANLAM TESTLERİ
Test 1 Kişi Özellikleri ................................................................................................................................. 109
Test 2 Kişi Özellikleri ................................................................................................................................ 112
Test 3 Kişi Özellikleri ................................................................................................................................ 115
Test 4 Kişi Özellikleri ................................................................................................................................ 118
ÖSYM Tipi ..................................................................................................................................................... 121
Sarmal Test – 2 ............................................................................................................................................ 126
Test 5 Paragrafı Parçalara Bölerek Anlama ............................................................................................. 131
Test 6 Paragrafı Parçalara Bölerek Anlama ............................................................................................ 134
Test 7 Paragrafı Parçalara Bölerek Anlama ............................................................................................ 138
Test 8 Paragrafı Parçalara Bölerek Anlama ............................................................................................ 141
Test 9 Paragrafı Parçalara Bölerek Anlama ............................................................................................ 144
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 1 .......................................................................................................... 147
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 2 .......................................................................................................... 150
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 3 .......................................................................................................... 154
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 4 ......................................................................................................... 157
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 5 .......................................................................................................... 160
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 6 ......................................................................................................... 165
1.
ÜNİTE
PARAGRAFTA ANLATIM
NELER ÖĞRENECEĞİZ?
◗ ANLATIM TÜRLERİ
◗ DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI
✔ ÖSYM sınavlarında hemen her yıl hem birinci hem ikinci basa-
mak sınavında anlatım türleri (biçimleri) ve düşünceyi geliştirme
yolları konusuyla ilgili 1-2 soru sorulmaktadır. Bu alandaki soruları
iyi çözmek istiyorsanız konuyu en iyi şekilde kavramanız gerekir.
Karşınıza çıkan farklı kavramları not almanız ise hızınızı artırır.
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
SARMAL
STRATEJİLERİ
Bir düşünce ya da sanat yazısında ele alınan konunun sergileniş Bu teknikte gözlem gücüyle seçilmiş ayrıntılara ve nitele-
biçimine anlatım denir. Anlatım tekniği ise yazarın düşüncelerini yici sözcüklere çokça yer verilir.
ortaya koyma biçimidir. Yazarın amacıyla anlatım tekniği ara- • Tanımlama; bir nesnenin, varlığın, kavramın ne olduğunu
sında ilgi vardır. tarif eden cümlelerden oluşur. “…nedir, …neye denir?” soru-
• Açıklayıcı Anlatım: Yazıda okuyucuyu bilgilendirme, ona bir larının cevabıdır.
şeyler öğretme amacıyla yazılmış yazılarda kullanılan teknik- • Örnekleme, açıklama yapılırken örneklere yer vermektir.
tir. • Karşılaştırma, iki nesne veya varlığın kıyaslanmasıdır.
• Tartışmacı Anlatım: Okuyucunun bir konu üzerindeki yer- • Benzetme, aralarında anlam ilgisi olan iki unsurdan zayıf ola-
leşmiş duygu, düşünce ve kanılarını değiştirmek için yazılmış nın, güçlüye yakıştırılmasıdır. “Gibi, misali, sanki, benzer” gibi
yazılarda kullanılan tekniktir. kelimelere yer verilir. Bu kelimeler söylenmese bile bu anlam
• Öyküleyici Anlatım: Okuyucuya bir olayı anlatma, onu olayın ilişkisi kurulur.
içinde yaşatma amacıyla yazılmış yazılarda genelde bu teknik • Alıntı yapma, metinde başka birine ait olan bir yargı, cümle
kullanılır. Bu teknikte olaylar bir hareket (devinim) hâlinde kullanmaktır.
verilir. • Tanık gösterme, düşüncelerini kanıtlamak için yazarın an-
• Betimleyici Anlatım: Kelimeler ile resim yapma sanatıdır. Ya- lattığı konuda uzman olan birinin yazarın düşüncesine benzer
zarın gördüklerinin okuyucunun gözünde canlanacak biçimde bir yargısını alıntı yaparak kullanmasıdır. Her tanık bir alıntıy-
anlatılmasına dayanır. la yapılır ama her alıntı “tanık” değildir.
I
ILL M
Bolu’nun bence en güzel ilçesi Göynük, İstanbul’la Ankara’nın
tam ortasındadır. Görünüşü ilk bakışta bile etkiler insanı: vadi- K
A ZÜ
nin tabanında akan incecik dere, kıyı ve yamaçlarında eski Türk
evleri, tepede yenilenmiş saat kulesi, ağaçlar, çiçekler... Usta
ÇÖ
ressamın elinden çıkmış resim gibidir Göynük. Bu tablodaki her
şey çok dengeli. Abartılı renk, güzelliği bozan çirkinlik yok. Frig-
lerden Osmanlıya birçok uygarlık bu topraklardan geçmiş, hepsi
A şıkkına; “güzellik ve çirkinlik”, “eski ve yeni”
de iz bırakmıştır.
B şıkkına; “vadinin tabanında akan incecik dere,
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez? kıyı ve yamaçlarında eski Türk evleri, tepede yeni-
lenmiş saat kulesi, ağaçlar, çiçekler...”
A) Karşıt anlamlı sözcükler kullanılmıştır.
C şıkkına; “Usta ressamın elinden çıkmış resim gi-
B) Betimlemelerden yararlanılmıştır.
bidir Göynük.”
C) Benzetme yapılmıştır.
E şıkkına; “Bolu’nun bence en güzel ilçesi Göynük”
D) Sayısal verilere yer verilmiştir. ifadelerinden ulaşılabilmektedir.
E) Öznellik söz konusudur. Cevap D
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) I ve V B) II ve V C) III ve IV
D) III ve V E) IV ve V
B
2. Eylül… Evet, hemen hüzün geldi aklınıza değil mi? Böy- İ 4. İnsan ruhunun kıraç düzlüklerini, başı bulutlu dağlarını,
le bir genel kabul var ve hepimize sinmiş bu duygu. Eylül L korkutucu uçurumlarını, fırtınalı vadilerini, güneşli denizle-
denmeyiversin bir kere; ayrılıklar, acılar, hasretler ve ölüm G rini, karanlık göllerini, verimli ovalarını gösteren bir hari-
duygusu saldırır yüreğimize. Oysa bu bize ezberletilmiş bir İ ta çizilebilir mi? İnsan ruhu mükemmel değil. Hiçbirimizin
durumdur. Bakış açımızı değiştiriversek “eylül” bize çok ruhu salt iyilikten, salt güzellikten, salt yücelikten oluş-
başka şeyler ilham edecektir. Olgunluktur eylül mesela. S muyor; hiç kimse masum değil, hiçbir zaman da değildi.
Farklı farklı renklerin yok olup bir renkte buluşmasıdır yani A Bakmayın geçmişteki yaşamların daha anlamlı olduğunu
birliktir; sessizlik ve dirliktir. Sahte elbiselerden soyunup R söyleyenlere, biz her zaman böyleydik: Şeytan ve melek, TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
gerçeğin elbisesini giymektir. Asla dönüş ve sılaya varış- M cellat ve kurban, kurnaz ve saf, yaratıcı ve yıkıcı, cesur ve
A
tır eylül. Kim bilir daha ne güzellikler çağrıştıracaktır eylül, korkak…
L
gözlüğünü değiştiren gözlere. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım yollarından hangisi söylenemez?
hangileri ağır basmaktadır? A) Tartışmacı anlatıma başvurulmuştur.
A) Tartışmacı anlatım - Öznel anlatım B) Mecaz anlamlı kullanımlar vardır.
C) Karşıtlıklardan yararlanılmıştır.
B) Açıklayıcı anlatım - Öznel anlatım
D) Tanımlamalara yer verilmiştir.
C) Öyküleyici anlatım - Sanatsal anlatım
E) Sayıp dökmeler yer almıştır.
D) Betimleyici anlatım - Sanatsal anlatım
E) Fantastik anlatım - Mecazlı anlatım
9
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Kız gülüyordu. Gözleri, hareli yeşildi. Sırtında beyaz, ke- Düşünmenin aracı olan dil; çıkarımlar yapmaya yardımcı
tenden elbise; ayağında sandaletler vardı. O saat anladım. olması, kavramlar ve önermeler arasında ilişki kurabilmeyi
Kıpkırmızı olmuşumdur mutlaka. Başımdan aşağı kaynar sağlaması yönünden eşsiz bir yere sahiptir. Bunların ya-
sular döküldü. Bal gibi İstanbul kızıydı bu. Bu vapur, adaya pılabilmesi ise derin ve yaratıcı düşünceler üretilmesi, bil-
gider miymiş! Gözlerim açılmıştı. Ötede bir grup genç ka- hassa da kullanıcıların soyut kavramları özümsemesiyle
dın bize bakıyor, gülüyorlardı. Hacıağa gibi maytaba alın- gerçekleşecektir. W.Von Humboldt, “Düşünceyi yaratan ve
mıştım. İstanbul, birden gözümden silinmiş; çirkinleşmişti. ileri götüren dildir ve dilin engellendiği yerde düşünce de
Kız, bütün sevimliliğini kaybetmişti. Hiç konuşmadım. Ko- engellenmiş olur. Ancak dilini oluşturan, yücelten bir millet,
nuşamadım daha doğrusu. Yüzüne baktım sadece. gerçek bir düşünce etkinliği gösterebilir.” der. Bu sebeple-
dir ki dili ilkel kalmış bir millet, kültür yaşamında ilerleme
gösteremez. Doğan Aksan, “Bu benim dilim, bir denizdir;
derinliğiyle, gözün erişemeyeceği genişliğiyle, sınırsız
gücü ve güzellikleriyle bir denizdir.” diyerek ana dilimizin
bu aşamalardan geçtiğini vurgular.
B
İ
8. Bu parçanın değerlendirilmesine ilişkin aşağıdaki yar-
L gılardan hangisi yanlıştır?
G A) Ciddi ve ağırbaşlı bir anlatım sergilenmiştir.
İ
B) Okura kanaat kazandırma amacı vardır.
M
6. Bu parçanın anlatımında,
A
I. Deyimden yararlanma L
II. Olayları oluş sırasına göre anlatma
III. Bütün duyularla ilgili ayrıntılara yer verme
IV. Gözlem gücüne yaslanma 9. Yazar, bu parçada ileri sürdüğü düşünceleri kanıtla-
V. Düşünceyi somutlaştıran örneklere başvurma mak için özellikle aşağıdakilerden hangisine başvur-
muştur?
özelliklerinden hangileri yoktur?
A) Karşılaştırmaya B) Tanımlamaya
A) I ve III B) II ve IV C) II ve V
C) Örneklemeye D) Tanık göstermeye
D) III ve IV E) III ve V
E) Sayısal verilere
10
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
10. Oğuz’un askerleri, beyleri, bütün halkı 12. Mevlüt, yirmi beş yıl önce ortaokul öğrencisiyken babasıyla
Düşmanda ne bulursa toplayıp hep aldı boza sattığı günleri hatırladı. Hasır sepetin içindeki emaye
kaba çocukların istediklerinden daha fazla, iki bardak değil
Atlar ile öküzler, katırlar az gelmişti
neredeyse tam bir kilo boza boşalttı ve bir melekle temas
Yığılmış yükler ise ta dağları geçmişti etmiş gibi iyi hissetti kendini. Son yıllarda bazen Mevlüt’ün
Oğuz’un bir eri vardı; akıllı, tecrübeli kafası, hayalleri dinî konularla meşgul oluyordu. Bu nok-
Barmaglıg Cosun Bilig yatkındı işe eli tada hikâyemizin tam anlaşılması için, önce bozanın ne
Bir kağnı arabası yapıp koydu içine olduğunu bilmeyen dünya okurlarına ve onu önümüzde-
ki yirmi otuz yılda ne yazık ki unutacağını tahmin ettiğim
Oğuz’un bu ustası devam etti işine
gelecek kuşak Türk okurlarına, bu içeceğin darının ma-
Bu parçanın anlatımı için, yalanmasıyla yapılan, ağır kıvamlı, hoş kokulu, koyu sa-
I. Terimlere dayalı anlatım rımsı, hafifçe alkollü geleneksel bir Asya içeceği olduğunu
hemen söyleyeyim ki zaten tuhaf olaylarla dolu hikâyemiz
II. Olay örgüsüne dayalı anlatım
büsbütün tuhaf sanılmasın.
III. Öyküleyici anlatım
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy-
IV. Tartışmacı anlatım
lenemez?
V. Niteleyici unsurlara yer veren anlatım
A) Sanatsal metinlere özgü anlatıma başvurulmuştur.
sayılan niteliklerinden hangilerinin varlığından söz edi-
B) Olayın akışı kesilerek öğretici metinlere özgü anlatıma
lemez?
yer verilmiştir.
A) I ve II B) I ve IV C) I ve V
C) Parça, tümüyle bilgi verme amacına uygun bir anlatım-
D) II ve IV E) III ve IV la oluşturulmuştur.
D) Hem tanrısal anlatıcı hem de kahraman anlatıcı figürü
yer almıştır.
E) Gelecekten söz eden anlatıma da yer verilmiştir.
11. Bir şiirde söz arasında herkesçe bilinen bir olayı, kişiyi B
anımsatacak sözler söylemeye telmih denir. Telmih sana- İ
tı, şairin çağrışım gücünü gösterir ve okuyucunun şiirden
zengin tatlar almasını sağlar. Faruk Nafiz Çamlıbel, “Ley-
L
G
➡ DİKKAT
la gelin oldu, Mecnun mezarda/Bir yanık yolcu yok şimdi İ Çözdüğünüz paragraflar; dil, anlatım ve içerik açısından
dağlarda.” dizeleriyle hem kendi çağrışım alanında Leyla çeşitlilik arz eden seçkin metinlerdir. Bu açıdan bakılacak
ve Mecnun hikâyesinin bulunduğunu hissettiriyor hem de S olursa paragrafların dil, anlatım ve içerik açısından gelişi-
okuyucusunu etkileyen bir hatırlatma ve çağrışım unsuru- A mimize katkı sağlayacağını unutmamalıyız. Onları sade-
na yer veriyor. Çoban Çeşmesi adlı bu şiirin etki gücü biraz R
ce cevabı bulmak şeklinde sonuç odaklı okumamalıyız. TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
da sık sık başvurduğu bu teknikten kaynaklanıyor. M
Çünkü güncel Türkçeye yani yaşayan dile hâkim olmak,
A
Bu parçanın anlatımında, L onu doğru ve etkili kullanmak, cevapları bulmaktan daha
I. Tanımlama değerlidir. Cevabı bulmak amaç değildir, doğal bir sonuç-
II. Açıklama tur. Okuma eksikliğinden kaynaklanan kelime dağarcığı
D) III, IV ve V E) IV ve V
11
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Test
PARAGRAFTA ANLATIM 2
1. Yaşar Kemal, Deniz Küstü ’de İstanbul’un tükenişini anlatı-
3 - 4. soruları aşağıdaki parçaya göre
yor. Enine boyuna, geniş bir coğrafyada bu tükenişi anla-
cevaplayınız.
tırken insanların dramlarını da dile getiriyor. “Deniz Küstü”
Yaşar Kemal’in ilk İstanbul romanı. Ama içinde İstanbullu
olmayan bir İstanbul romanı yazıyor Yaşar Kemal. Roma-
Minik dalgacıklar üzerinde güneşin altın gibi ışıldadığı pırıl
nın iki kahramanından biri olan “Balıkçı Selim”, Kafkasya
pırıl bir sabahtı. Sahilden bir mil uzaklıkta, denizi kucaklar-
göçmeni bir Çerkez; öbürü ise Karadenizli bir delikanlı
casına ilerleyen bir balıkçı teknesi, martılara kahvaltı za-
olan Rizeli Zeynel. Büyük zengin Veziroğlu da Zeynel’in
manının geldiğini haber veriyordu. Binlerce martı, bir lok-
çocukluk arkadaşı Dursun Kemal de Anadolu’dan gelmiş
ma yiyecek için mücadeleye girişmişti bile. İşte zor bir gün
kişilerdir. Dolayısıyla Yaşar Kemal; İstanbul’un sadece bu
daha başlıyordu. Sahilin ve teknenin çok ötesinde bir martı,
kişilerin bulunabileceği yerleri yani Yeni Cami yöresi, Emi-
Jonathan Livingston, tek başına uçuş çalışmaları yapıyor-
nönü, Köprü, Unkapanı, Kumkapı, Menekşe, Çiçek Pazarı
du. 100 fite yükseldiğinde perdeli ayaklarını kaydırıyor ve
gibi yerleri anlatıyor.
ona acı veren bir kavis oluşturabilmek için kanatlarını iyice
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım biçimlerin- geriyordu.
den hangisi ağır basmaktadır?
A) Tartışmacı
B) Kanıtlayıcı
C) Açıklayıcı
D) Öyküleyici
E) Betimleyici
S
A
2. İnsanları başarıya götüren önemli bir etkendir, yarışma R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
12
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- 8. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tur? tur?
A) Sayıp dökmeler A) Benzetme
B) Örnekler B) Karşılaştırma
C) Abartmalı anlatım C) Çıkarımda bulunma
D) Nesnel kanıtlar D) Tanık görüşüne başvurma
E) Neden-sonuç ve koşul-sonuç yargıları E) Abartma
13
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
M
A Bu yolda herkes bir ey delikanlı
L Diriler şerefli, ölüler şanlı
Yurt için dövüşen başı dumanlı
Her zaman bu şandan o şana gider
10. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki üslup özelliklerin- Bu dizelerin anlatımıyla aşağıdakilerden hangisi ara-
den hangisi yoktur? sında ilişki kurulamaz?
E) Açıklık E) Seslenme
14
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Test
3 PARAGRAFTA ANLATIM
1. Aydınlık bir günün kararan ufuklarına bakıyorum. Ufukla- 3. Şair ruhlu, ince düşünceli bir insandı babam. İnce fikir-
rın saçları şimdi som turuncu, koyu lacivert denizin sula- li olduğundan erken yıpranmıştı. İçindeki duygu ve dü-
rında yıkanıyor. Gün boyunca kirlenen saçlarını temizliyor şünce girdaplarında nefesi kesilene kadar boğuşmuş,
ufuklar. Şehir, kendini dingin bir uykuya bırakıyor, benimse yorgun düşmüştü. Savrukluğu, tembelliği, düşüncesizliği
içimde fırtınalar kopuyor. Yaşadıklarım diyorum, yaşadık- affetmezdi. Vefalıydı. Dostlarının sayısı çok değildi ama
larım neyin bedeli? Beynimde sanki kocaman, paslı bir çivi dostları çok özeldi. Dostlarıyla konuşmadan anlaşabilir ve
saplı; zonklayıp duruyor kafam. Şimdi şu çok sevdiğim gün dostları tarafından dilsiz, konuşmasız anlaşılabilirdi. Sinirli
batımlarında böyle özleyişsiz, böyle öfkeli, böyle umarsız görüntüsünün altında sıcak ve sevecen bir yürek vardı. İn-
mı olmalıydım? Bütün sorularım böyle cevapsız mı kalma- san olmayı, erdemli olmayı zengin olmaya tercih eden bu
lıydı? insana herkes saygı duyuyordu.
B
İ
L
G
2. Ankara, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentidir. Sakarya 4. Onun şiirlerinde, sözcükler veya sözler, kendi anlamının
İ
Irmağı’na karışan Engürü Suyu’nu oluşturan üç akarsuyun dışında bir anlam taşır. Bir benzetme, bir metafor, bir sim-
(Bent Deresi, İncesu ve Çubuk Suyu) birleştiği bir küçük ge şiiridir onun yazdıkları. Süse ve boyaya boğduğu için
S de okuyucu asıl güzelliği göremez. Ölçüyü kaçırdığı için de
ovanın doğu ucundaki bir tepenin batı ve güney kenarların-
A
da kurulmuştur. Kent, son yıllarda büyüyerek ovaya doğru anlaşılması oldukça zorlaşır. Ben, böyle yaldızlı sözlerle
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
inmiş ve karşı yamaçlara doğru yayılmıştır. Yükseklik, An- yüklü şiirlerden hoşlanmıyorum.
M
kara Kalesi’nin bulunduğu tepede 978 metre iken düzlük A Bu parçada eleştirilen şiirlerde eksik görülen anlatım
835 metreye kadar inmektedir. Kentin İstanbul’a uzaklığı L özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
demir yolu ile 578, kara yolu ile 438 km’dir.
A) Duruluk
Bu parçanın anlatımı için aşağıdaki değerlendirmeler-
B) Yalınlık
den hangisi yapılamaz?
C) Özlülük
A) Nesnel verilere yer verilmiştir.
D) Bağdaşlık
B) Yalın bir anlatımla oluşturulmuştur.
E) Tutarlılık
C) Kurmacaya başvurulmuştur.
D) Dil, göndergesel işlevinde kullanılmıştır.
E) Bilimsel ve öğretici yanlar ağır basmaktadır.
15
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Koyunlar, tuzu yalayıp yuttu. Kınalı koyun düştü öne. Ko- 7. Lisanda sayılır öz
yunlar dizildi onun ardına sıra sıra. Ceyhan Irmağı’na dal- Herkesin bildiği söz
dılar hep beraber. Çoban, çaldı kavalını. Yalvardı koyunla-
Manası anlaşılan
ra. İçmeden geçin karşıya, dedi kavalın diliyle. Uydu bütün
Lügate atmadan göz
koyunlar, bu çağrıya. Vefalıydılar. Kınalı geçti geçecek
derken korkulan oldu: Mor koyun eğildi, içti suyu. Sevdalar
yarım kaldı. “Taş olun!” dedi çoban. İlençlendi: “Taş olun!” Açık sözle kalmalı
Taş oldu bütün koyunlar. Sıra sıra dizilmiş suya doğru yü- Fikre ışık salmalı
rüyen koyunların hepsi taş oldu. “Koyuntaş” dediler buraya Müteradif sözlerden
bu yüzden. Aklı karalı, kınalı morlu koyun biçimli taşların
Türkçesini almalı
hikâyesi budur işte.
Bu dörtlükler aşağıdaki anlatım tekniklerinden hangisi-
Bu parçaya hâkim olan anlatım aşağıdakilerden hangi-
ne örnek oluşturur?
sidir?
A) Emredici anlatım
A) Açıklayıcı
B) Lirik anlatım
B) Tartışmacı
C) Coşku ve heyecanı dile getiren anlatım
C) Gerçeğin benzerini kurgulayan öyküleme
D) Didaktik anlatım
D) Fantastik
E) Öyküleyici anlatım
E) Betimleyici
6. Sıcak bir günün ikindisi… Pamuk tarlaları bembeyaz uza- B 8. I. Anlatılmak isteneni kolayca ve şüpheye yer bırakma-
yıp gidiyor. Gökyüzü bulutsuz, su renginde. Irmak çağıl- İ yacak şekilde anlatan, farklı anlamlara kapı açmayan
dayarak akıyor. Söğütlerde kuşlar cıvıldaşıyor. Yorgun ve L
bir dili tercih etmeliyiz.
G
mutlu yüzler, gittikçe esmerleşiyor. Ter kokusu, toprak ko- II. Gereksiz süse, özentiye, cilaya, boyaya başvuran
İ
kusu ve akşam yenecek yemeğin kokusu dolduruyor tarla- anlatıcının kendine güvenmediğine inanırım; hele
yı. Bir ırgat, meşhur bir türküye başlıyor. Birazdan dillerden anlamı herkesçe bilinmeyen kelimeler, tamlamalar
düşmeyen arabesk şarkılara geçilecek. Sonra istekler baş- S
A kullanıyorsa onun yazdıklarının içi boştur.
layacak.
R III. Okuyucunun kulağını tırmalamayan, ses ve söyleyiş
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- M uyumu bulunan sözlerle oluşturulan bir anlatım oku-
tur? A yucuya ve dinleyiciye elbette keyif verir.
L
A) Farklı duyulara ilişkin ayrıntılar IV. Eğer bazı sözcükleri veya sözleri atmanıza rağmen
B) Öyküleme ve betimleme anlatılan düşüncelerde bir eksilme olmuyorsa okuyu-
cuyu boş yere yoran bir anlatım vardır.
C) Öznel anlatım
Numaralanmış cümlelerde aşağıdaki üslup özellikle-
D) Kahraman anlatıcı figürü
rinden hangisine yönelik bir yargı yoktur?
E) Varlıkları ayırt edici nitelikleriyle verme
A) Açıklık B) Duruluk
C) Yalınlık D) Akıcılık
E) Özgünlük
16
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
S
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A
L
10. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır.
B) Deyimle anlatıma canlılık kazandırılmıştır.
C) Gözlem gücüyle seçilen ayrıntılar yer almıştır.
D) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
E) Olay eksenli, kurmaca bir metin olup anlattığı dönemin
zihniyetine yer vermiştir.
17
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B) Fantastik anlatım
C) İronik ve mizahi anlatım
D) İmgesel ve çağrışımsal anlatım
E) Kanıtlayıcı anlatım
B
İ
L
G
İ
ÖRNEK
Şiir, her şeyden önce dilin musikisidir. Şiirin bu yanını
S ihmal edip anlamı öne çıkarmak, şiiri anlamamak demek-
A tir. İllaki anlamı vermek için çabalayan kişinin makale
KAVRAM ÖĞREN R yazmasını öneririm, şiir değil. Haşim, “Şiir sözle musiki
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
18
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Test
4 PARAGRAFTA ANLATIM
Çekil bu gölgeli yolda gezinme, O gece balkonda oturmuş, radyo dinliyordum. İnsan, radyo
dinlerken aslında kendini duyar. Ruhunu, içindeki gizlisini
Bahar, bakışların yine pek sarhoş
saklısını, ağrısını sızısını, mutluluğunu heyecanını, aşkını
Yanılıp gönlüme misafir inme yalnızlığını… Benim yaptığım da buydu. Yaz erken çekilip
Kapısı kilitli, mabedi bomboş evine gitmiş, güzün serinliği insanı gözden uzak tutmaya
yetmişti. Hatırladığımız en eski an nedir, diye soruyordu
Mabeddir orası, meyhane değil
radyodaki ses. Zaman zaman gecenin gizemini bilir gibi ko-
nuşan adamın bu sorusu içime çengel gibi takılıp bir şeyleri
yırttı sanki. İnsan kırk yaşında dünyanın sonuna yaklaşmış
gibi hissetmiyorsa da büyük yenilgiyi her an yaşayabileceği
duygusunu bir yumru gibi göğsünün kıyıcığında saklı tutar.
Bunca zaman neler yaşamış olursak olalım mutluluk geçici
bir alev olmalıydı içimizde. Bana da öyle olmuştu. Kısacık
alevlendiğim birkaç andan başka bir şey değildi hayatım.
Peki o ilk an hangisiydi, hafızamın diplerinde kalıp eşeledi-
ğimde ortaya çıkan?
1. Halide Nusret Zorlutuna’nın Git Bahar şiirinden alınan
bu dizelerde aşağıdaki anlatım türlerinden hangisi ağır
basmaktadır?
A) Lirik
B) Didaktik
C) Fantastik
3. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
D) Hamasi tur?
E) Mizahi A) Kahraman anlatıcı
B
B) Kişileştirme (teşhis)
İ
L C) Yazarın olay örgüsünü kesip kanılarını belirtmesi
G D) Benzetme yoluyla soyutun somutlaştırılması
İ
E) Gerçekliği dönüştürmeksizin olduğu gibi yansıtma
S
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
2. I. Bahar mevsimi kişileştirilmiştir.
A
II. Emredici anlatımdan yararlanılmıştır. L
III. “Gönül” kavramı, somutlaştırılarak anlatılmıştır.
4. Bu parçanın anlatımı için yapılan aşağıdaki değerlen-
IV. Baharın getirdiği değişimler, nesnel gerçekliğe bağlı
dirmelerden hangisi yanlıştır?
kalınarak anlatılmıştır.
A) Öykülemeden yararlanılmıştır.
V. Mecaz anlamıyla kullanılan sözcükler vardır.
B) Sayıp dökmelere başvurulmuştur.
Bu dizelerin anlatımıyla ilgili numaralanmış değerlen-
C) Bir tezin kanıtlanmasına çalışılmıştır.
dirmelerden hangisi yanlıştır?
D) Genelleme yapılmıştır.
A) I B) II C) III D) IV E) V
E) Duygular ve izlenimler yansıtılmıştır.
19
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
– Ne de olsa kötü ölüm bu. Çamurlara yuvarlanıp batmak, Mardin’de çiftçilikle uğraşan orta gelirli Sancar ailesinin se-
çıkmayı denedikçe batmak, çıkamamak… Düşmanlarına kiz çocuğu, anne ve babalarının çocuklarını okutma isteği-
karşı kendini koruyamamak… En sonunda gözlerinin içine ni ve çabalarını boşa çıkarmadı. İçlerinden birinin bilim yol-
baka baka düşmanına kendini yedirmek… Hem de kime? culuğu, Nobel Kimya Ödülü’ne kadar ulaştı. Aziz Sancar,
Çakal gibi ciğeri beş para etmez, korkak bir düşmana! Tuh! ilk ve ortaokulu-ilkokul 2 hariç- Savur’da tamamladı. Harp
Kırk yıldır ben de böyle battım ya! Başkalarının tarlalarında Okulundaki eğitimine devam eden ve o sırada evlenen abi-
çalışmaktan ben de bıktım, Koca Öküz de. Hayvancağız sinin daha önce Mardin’den hiç çıkmamış olan eşine refa-
benden akıllı, benden cesur çıktı, vazgeçti fukara dünya- kat etmek için Ankara’ya gitmesi gerekti. Ankara Barbaros
sından. İlkokulunda 2. sınıfa devam ederken şivesiyle alay eden
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- okul arkadaşları yüzünden Sancar bir sömestir boyunca
tur? okulda hiç konuşmadı. “Arkadaşlarımla oynarken güzel bir
Orta Anadolu şivesi kaptım.” diyor Sancar.
A) İki farklı durum arasında ilişki kurma
B) Monoloğa yaslanma
C) Duyguları yansıtmayan gerçekçi bir anlatım
D) Günlük konuşma dilinin değerlerinden yararlanma
E) Gözleme ve olay örgüsüne başvurma
M
“Battı balık, yan gider.” dedi Zehra. A
L
“Bir kadın var.” dedi Rıdvan.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- 8. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tur? tur?
A) Olay örgüsü A) Ara söz
B) Öyküleyici anlatım B) Deyim
C) İlahi (hâkim) bakış açısı C) Dolaylı anlatım
D) Söyleşmeci anlatım D) Somut gerçeğe dayanma
E) Kurmacadan uzak, nesnel anlatım E) Dilin göndergesel işlevi
20
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
İ
L
G
12. Meddah, taklitler yapan ve öyküler anlatan tiyatro sanatçı-
İ
sıdır. Dinleyenlerin toplandığı yerden biraz yükseğe çıka-
rak sözleri, anlatışı ve taklitleriyle olayı ve türlü türlü kişileri
S canlandırır. Omzunda bir mendil, elinde bir sopa vardır.
A
Aksesuarı bu kadardır. Dekoru da yoktur. Eğlenceli fıkra-
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
lar, nükteler, monologlar ve taklitler onun başlıca sermaye-
M
leridir. Bazı Doğu memleketlerinde bunlara “kassas” veya
A
L “kıssahan” denmektedir. Oldukça eski bir geçmişleri bulu-
nan meddahların anlattığı öykülerin sonunda bir “kıssadan
10. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- hisse” bölümü bulunur.
tur? Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İzlenimleri yansıtma A) Öyküleyici anlatım
B) Benzetmeye başvurma B) Tanımlama
C) Varlıkları ayırt edici özellikleriyle verme C) Açıklama
D) Kişileştirmelerle etkili bir anlatım yapma D) Terim anlamlı sözcük
E) Görsel ayrıntılara ağırlık verme E) Nesnel bilgi
21
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Test
PARAGRAFTA ANLATIM 5
Ben “yazar tıkanması” diye bir şeye inanmıyorum ama ya- Orhan Pamuk’un Kars’ta geçen Kar romanı 2009’da Er-
zarın bir noktada “takılıp kalma” sorunu yaşayacağına ina- meniceye çevrildi. Çoğu okuyucu, Kar’la Yeğişe Çarents’in
nıyorum. Fark şudur: Birincisi yeteneksizliktir ve orada bir yine Kars’ta geçen Nairi Yurdu (Yergir Nairi) adlı kitabı ile
yazar olmadığını gösterir, ikincisi ise tamamen yazarın ki- paralellikler buldu. Halbuki iki roman arasındaki tek ortak
şisel hatasıdır. Gaiman “Hayal gücünden yoksun olduğunu nokta Kars’ta geçiyor olmaları. Diğer tüm yönlerden karşı-
hissedenler, yazar tıkanması gibi bir bahane üretmişlerdir.” mızda hiç karşılaşmamış ve birbirlerinin yazdıklarını asla
derken bu sahte gerekçenin gerekçesine vurgu yapar. Çel- okumamış iki yazarın birbirinden tamamen farklı eserleri
locular çello tıkanması; bahçıvanlar bahçıvan tıkanması, var. Zira Çarents’in kitabı 1920’lerde, Pamuk’unki 21. yüz-
TV sunucuları sunucu tıkanması yaşamaz. Ancak nedense yılda yayımlanmıştır ve Nairi Yurdu, Pamuk’un okuyabile-
yazarlar bu “tıkanma”ya maruz kalırlar. İnanmayın bunlara. ceği hiçbir dile çevrilmemiştir. Böylece, karşılaştırmalı bir
okumanın tek ve temel platformu, iki romanın kesişim nok-
tası olarak Kars’tır.
1. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine 3. Bu parçada aşağıdaki anlatım türlerinden hangisi ağır
başvurulmamıştır? basmaktadır?
A) Tartışmacı anlatım A) Fantastik anlatım
B) Tanık gösterme B) Öyküleyici anlatım
C) Öznel yargılar C) Betimleyici anlatım
D) Bir kanıyı değiştirme amacı B D) Kanıtlayıcı anlatım
E) Sanatsal metinlere özgü anlatım İ E) Hamasi anlatım
L
G
İ
S
A
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
2. Bu parçanın anlatımıyla ilgili yapılan aşağıdaki değer- A 4. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy-
lendirmelerden hangisi yanlıştır? L
lenemez?
A) Bir düşünceye karşı çıkılmıştır. A) Tartışmacı anlatım biçimine başvurulmuştur.
B) Eleştirel bir tutum takınılmıştır. B) Bir düşünceye karşı çıkılmıştır.
C) Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır. C) Nesnel kanıtlarla bir tez çürütülmüştür.
D) Karşılaştırma yoluyla düşünceye belirginlik kazandırıl- D) Karşılaştırma ve kesinlik içeren yargılar kullanılmıştır.
mıştır.
E) Tanık gösterme yönteminden yararlanılmıştır.
E) Doğrudan anlatıma başvurulmuştur.
22
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Sabahla birlikte bahar kokusunu taşıyan gün ışığı içeri sı- 7. Çapaksız, pürtüksüz, pürüzsüz, oku-
zıyor. Yaklaşık 100 yıllık bir Alaçatı evindeyim. Böyle bir
I. yucuyu duraksatmayan bir anlatım Akıcılık
ortamda uyanmak ve güne başlamak öyle güzel ki… Ote-
isterim.
limin işletmecisi, kendi elleriyle hazırladığı mandalina mar-
melatı ile kahvaltımızı taçlandırıyor. Kahvaltıdan sonra taş
Onun eserlerinde altında maden
sokaklardan, eski evlerin arasından süzülerek Alaçatı’nın Özlülük -
II. damarları bulunan bir toprak havası
merkezinde bulunan Pazaryeri Camisi’ne varıyorum. Mey- yoğunluk
vardır, deştikçe anlam fışkırır.
danda tatlı bir telaş hüküm sürüyor. Sörf için çok elverişli
ve kuvvetli rüzgârlarıyla tanınan Alaçatı, “otların rüzgârlı
Edebiyat yaparak edebiyat yapılmaz,
öyküsünü” anlatmaya yani Ot Festivali’ne hazırlanıyor. Yalınlık -
III. gerçek bir yazın adamı edebiyatsız
sadelik
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy- edebiyat yapar.
lenemez?
A) Betimleyici ve öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır. Başkasının tıpkısı olmayı kabulle-
Özgünlük -
IV. nen, yeni bir şey ortaya koymayan
B) Birinci kişili anlatıma başvurulmuştur. yaratıcılık
beylik anlatımlar şairi öldürür.
C) Farklı duyulara ilişkin ayrıntılar bulunmaktadır.
D) Gerçeğin tümüyle değiştirilerek anlatılması söz konu- Bu öyküleri okurken köşedeki simit-
sudur. çiyi, yaz kış aynı kıyafetle dolaşan
V. Tutarlılık
Deli Celal’i görüyormuşum gibi
E) Söz sanatlarına yer verilmiştir.
hissettim.
A) I B) II C) III D) IV E) V
B
İ
L
6. Pitoresk şiir veya “tablo altı şiiri” denen bir teknikle şiir ya- G 8. Işıkları yeni yanmış bir şehrin parıldayan keskin bıçağı
zan parnasyen şairler kelimelerle resim yapar. Sembolist İ saplanıyordu yalnızlığımın böğrüne. Akşamları akrepler çı-
ve empresyonist şairler, doğayı kendi hayal prizmaların- kıyordu kuytularından. Ya ölürsen ya ölürsen ben yalnızlık-
dan geçirip izlenimci resimlere dönüştürür. Realist bir tablo S sız ne yaparım? Sen ölme yalnızlığım! Sen olmayınca eğ-
ortaya koyan şairler de çoktur. Tevfik Fikret, eline fırça da A reti duruyor yabancılığım bu şehirde. Beni yalnız bırakma.
almıştı ama kelimelerle yaptığı pitoresk tablolar daha güç- R Sen benim biricik dostumsun. Kızma bana. Koruyamadım TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
lüydü. Akif, manzum hikâyelerinde İstanbul sokaklarının M seni. Hazırlıksız yakalandım ben bu şehrin ışıklarına, neon
harap hâlini realist çizgilerle yansıttı. Haşim birçok şiirinde A lambalarına. İşte şimdi dönüyorum kendi karanlıklarıma.
izlenimci bir ressam havasındaydı. Yahya Kemal’in tabloyu L Yaralıyım, yalnızım, yabancıyım bu şehirde. Bu şehri çe-
andıran deniz ve İstanbul şiirleri çoktur. kemem sensiz.
Bu parçada düşünceyi inandırıcı kılmak için aşağıdaki- Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yok-
lerin hangisine başvurulmuştur? tur?
A) Örneklemeye A) Alışılmamış bağdaştırma
B) Tanık göstermeye B) Sanatlı ve süslü anlatım
C) Sayısal verilere C) İmgeli ve çağrışımsal söyleyiş
D) Karşılaştırmaya D) Soyutun somutlaştırılması
E) Benzetmeye E) Düşünceyi örneklendirerek verme
23
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) Tartışma B) Açıklama
B
C) Öyküleme D) Betimleme İ
E) Tanımlama L
G
İ
12. Dar saksıya gömülen kısa kütükten çelik süngüler gibi fış-
S
kıran yapraklar, korkunç bir ızdırap ile gerilmiş büyük bir
A
elin bana doğru uzanan sert parmakları gibi göründü. De-
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
10. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- Bu paragrafın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
tur? söylenemez?
24
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
2.
ÜNİTE
NELER ÖĞRENECEĞİZ?
◗ PARAGRAFIN KONUSU
◗ PARAGRAFIN BAŞLIĞI
◗ PARAGRAFIN ANA DÜŞÜNCESİ
SARMAL
STRATEJİLERİ
Konuşmada, yazıda, eserde ele alınan düşünce, olay veya duru- • Tanık gösterme, düşüncelerini kanıtlamak için yazarın an-
ma konu denir. Her paragrafın mutlaka bir konusu vardır. Konuyu lattığı konuda uzman olan birinin, düşüncesine benzer bir
belirleyebilmek için “Yazar bu parçada neyi anlatmaktadır?”, yargısını alıntı yaparak kullanmasıdır. Aktarılan düşünceler,
“Neden söz etmektedir?”, “Hangi kavramlar üzerinde durul- ana düşünceyi buldurmada çok yardımcı olur.
muştur?” gibi soruları cevaplamamız gerekir. • Ayrıntılar ve örnekler değil onların desteklediği düşünceler
• Her yazı, belli bir amaca yönelik yazılır ve türü ne olursa olsun ana fikirdir.
her metinde iletilmek istenen temel bir düşünce ya da duygu • Parça parça verilen ayrıntılar ve sebepler değil çıkarımlar,
vardır. İşte bu duygu ve düşünceyi ifade eden cümleye ana özetlemeler ve kapsayıcı ifadeler yani paragrafı özetleyen
düşünce cümlesi denir. cümleler ana fikirdir.
• Ana düşünce, paragrafın en genel, en kapsamlı yargısıdır.
Paragrafta yazarın savunduğu temel görüştür yazarın vurgu-
lamak istediği görüştür.
Yunus Emre’nin şiirleri ilk bakışta göze çok sadeymiş gibi gelir
I
ama bazı şiirleri incelendiğinde onun iki ayrı düzeydeki insana IK LL M
seslendiği görülür. Şiirinde her bir dizede âdeta kendini aş- A ZÜ
mış olmasını şaşkınlıkla fark ederiz. Kimi dizelerinin eğitimsiz, ÇÖ
sade insana seslenmek üzere kaleme alındığı sugötürmez bir
gerçektir. Fakat kimi dizelerinin ise ancak tarih, din ve yazın
Parçanın giriş bölümünde “iki ayrı düzeydeki
alanındaki gönderimlerini kavrayıp gerekli yorumları yapabile-
insan”dan söz edilmektedir. Gelişme bölümünde
cek kültür düzeyindeki kişilere hitap ettiği anlaşılır. Bu durum
da onun bu denli sevilmesinde ve çağını aşarak yüzyıllarca ise bu iki ayrı düzeydeki insan açıklanmıştır. “Kimi
okunmasında önemli etkenlerden biri olarak kabul edilir. dizelerinin eğitimsiz, sade insana seslenmek üze-
Bu parçada Yunus Emre ile ilgili anlatılmak istenen aşağı- re kaleme alındığı sugötürmez bir gerçektir. Fakat
dakilerin hangisidir? kimi dizelerinin ise ancak tarih, din ve yazın ala-
A) Düşünceleriyle yaşadığı çağın zihin yapısına yön veren bir nındaki gönderimlerini kavrayıp gerekli yorumları
kişiliktir. yapabilecek kültür düzeyindeki kişilere hitap ettiği
B) Şiirlerinde her kesimden insanın kendini bulabildiği bir anlaşılır.” cümlesi parçada anlatılmak istenen dü-
söyleyiş tarzına sahiptir. şünceyi de içermektedir. Parçadaki “iki ayrı düzey-
C) Halkı eğitmek amacıyla yazdığı şiirlerini sade bir üslupla deki insana, sade insana, yüksek kültürlü insana
kaleme alır. seslenme” ifadeleri birlikte düşünüldüğünde cevap
D) Yaygın bilinen şiirleri, belirli bir zümrenin düşüncelerini şıkkındaki “her kesimden insanın kendini bulması”
yansıtır. düşüncesine ulaşılır.
E) Şiirlerinde kullandığı özgün imgelerin anlam boyutları tar- Cevap B
tışmaya kapalıdır.
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Test
1 PARAGRAFTA KONU VE ANA DÜŞÜNCE
3. Çok söylenmiştir ya ben de söyleyeyim: Şiire giden yol,
1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre şiirlerden geçer. Sıkı bir şiir okuru olmadan iyi bir şair olu-
cevaplayınız. namaz. Yazdıklarından örnekler verdiğim şair adaylarının,
iyi bir şiir okuru olduklarını sanmıyorum. Okusalar oku-
duklarıyla kendi şiirlerini karşılaştırır, ölçer, değerlendirir-
Fuzuli, 16. yüzyılda sesini salmış gök kubbeye; hâlâ çın-
ler. Edip Cansever’in de dediği gibi “şiiri şiirle ölçmek”, şiiri
lıyor kulaklarda, hâlâ yankı buluyor gönüllerde. Çağdaş
anlamanın en iyi yollarından biridir. Bu yolla hem şiiri tanır
roman ve hikâyelerde Leyla ve Mecnun’un izlerine rastlı-
yoruz. Şeyh Galip, 18. yüzyılda Hüsn ü Aşk ile doldurmuş hem de sözü şiire dönüştürmenin inceliklerini görür, öğre-
âşıkların gemilerinin yelkenlerini, hâlâ yüzüyor onun gemisi nirler.
aşk denizlerinde. 1983’te bu dünyaya veda eden bir Necip Bu parçada üzerinde durulan temel konu aşağıdakiler-
Fazıl, görünenin ardına geçmek isteyen her insanın kula- den hangisidir?
ğına bir şeyler fısıldıyor hâlâ. Bütün bunların kalıcılığına
A) Şiir yazmanın güçlükleri
toptan bir gerekçe söyleyelim: Bu sanatçılar, yaptıkları işe
kendilerini adamış, içten kişilerdi ve söyledikleri, yürekten B) Şairlerimizin yanlışları
çıkıp yüreklere akıyordu. C) Şiir okumanın şaire katkısı
D) Etki altında kalmanın şaire zararı
E) Şiir eleştirmeninin görevleri
27
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. İstatistik veya sayıtım, belirli bir amaç için veri toplama, 7. Çağdaşım olan Türk şairlerinin çoğu şiirini okudum. Bun-
tablo ve grafiklerle özetleme, sonuçları yorumlama, sonuç- ların arasında epeyce beğendiğim şiirler de vardı. Benden
ların güven derecelerini açıklama, örneklerden elde edilen sonra ya da benimle beraber başka insanlar da o şiirlerin
sonuçları kitle için genelleme, özellikler arasındaki ilişkiyi değerini çok geçmeden anladı. Fakat bana dışarıdan ba-
araştırma, çeşitli konularda geleceğe ilişkin tahmin yapma, kanlar, şiirlerini beğenip de övdüğüm şairlerin ben övdü-
deney düzenleme ve gözlem ilkelerini kapsayan bir bilim- ğüm için ünlendiklerini sandılar. Ama burada yanılıyorlar.
dir. Belirli bir amaç için verilerin toplanması, sınıflandırıl- Edebî değeri olmayan bir şiire ben değer katabilir miyim
ması, çözümlenmesi ve sonuçlarının yorumlanması esa- hiç?
sına dayanır. İstatistik, doğa bilimlerinden sosyal bilimlere
Bu parçada karşı çıkılan düşünce aşağıdakilerden han-
kadar geniş bir alanda uygulanabilmektedir. Aynı zamanda
gisidir?
iş dünyası ve hükûmetle ilişkili tüm alanlarda karar almak
amacıyla kullanılır. İstatistik, yukarıdaki anlamıyla tekildir. A) Bir şairi ünlü yapan, şiirlerinin niteliğinden çok eleştir-
Sözcüğün çoğul anlamı “sistemli bir şekilde toplanan sayı- menlerin yorumlarıdır.
sal bilgiler”dir. Örnek olarak nüfus istatistikleri, çevre ista- B) Okur, bir şiiri eleştirmenlerin beğenisiyle değil, kendi
tistikleri, spor istatistikleri, millî eğitim istatistikleri verilebilir. ölçütleriyle değerlendirmelidir.
Bu parçadan istatistik kavramıyla ilgili aşağıdakilerden C) Bir sanat yapıtını meşhur eden şey, onun nitelikli bir
hangisine ulaşılabilir? yapıt olmasıdır.
A) Farklı alanlarda kullanılmasına rağmen değeri tam ola- D) Gerçek eleştirmen, nesnel olmalı ve eleştirdiği yapıtın
rak kavranamamıştır. gerçek değerini yansıtmalıdır.
B) İş dünyası ve hükûmetin karar alma mekanizmasında E) Modaya uygun eser veren her şair, bir zaman sonra
sadece istatistik sonuçları kullanılır. popüler olur.
C) Sistemli bir çalışma olduğu için çok sayıda ve nitelikli
çalışanla yapılabilir.
D) Birbiriyle bağlantılı aşamalı çalışmalardan oluşan bir
bilimdir.
E) Sadece sayısal veriler kullanıldığı için sosyal bilimlerle
ilgilenmez.
gisidir?
M Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
A hangisidir?
A) Özgürlük, kişinin her istediğini yapması değil gerekeni L
yapmasıdır. A) Ölümü düşünmenin, vicdanı harekete geçirerek insanı
doğruya ulaştırdığı
B) Şartların gerektirdiği doğruları savunmak, aklın özgür-
lüğünün kanıtıdır. B) Yaşamın anlamının sorgulanmasının sonuçsuz kalaca-
ğı
C) Doğru düşüncelerin dile getirilmesinin önüne engel
konulmamalıdır. C) Hayatın anlamını bulmanın olanaksızlığı
D) İnsanoğlu, inandığı doğruları yaşamı pahasına savu- D) Ölümün ve yalnızlığın çağdaş insanın temel korkusu
nabiliyorsa özgürdür. olduğu
E) Gerçek özgürlük, katılmadığımız düşüncelerin bile dile E) Vicdansız birinin, insanların yaşam hakkına saygı duy-
getirilmesini sağlamaktır. mayacağı
28
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Hayatını anlattığı kitapta albüm çıkarmak için kapısını çal- 11. Öğretmen, kompozisyon dersinde iki tane reklam afişi yan-
dığı 19 müzik yapımcısından “Hayır!” cevabını almasına sıttı. Öğrencilerden afişteki resimleri betimlemelerini istedi.
rağmen arayışa devam ettiğini dile getiriyor Taylor Swift. Bir öğrenci şu cümleleri yazmıştı:
Çok zengin bir ailenin kızı olan sanatçıyı annesi 20’nci mü-
“Birinde yaşlı, ihtiyar bir adam; ötekinde, diğerinde bir ka-
zik yapımcısına götürürken “Bu son. Oldu, oldu; olmazsa
dın ve daha başkaları. Yüzlerinde, suratlarında aynı çılgın,
bu sevdadan vazgeç. Babanın bankasında veya benim
deli, sabırsız ifade. Elleriyle zorluyorlardı içine konuldukları
şirketimde yöneticilik yapacaksın.” der. Girdiği müzik şir-
panonun çerçevelerini. Çıkmak istiyorlardı besbelli. Alt ta-
ketinde meramını anlatan sanatçıya görevli, CD’nin üstüne
rafta, tabanda iri, büyük puntolarla aynı yazı: Büyük indirim
adını ve telefonunu yazıp onu bir kutuya atmasını söyler.
yaklaşıyor!”
O da öyle yapar ve morali bozuk biçimde hiçbir yetkiliyle
görüşmeden eve döner. Birkaç gün sonra müzik şirketin- Öğrenciye verilen tavsiye: “----.”
den bir telefon gelir. Arayan kişi “Sesin, fiziğin ve müzik Öğretmenin tavsiyesinden sonra öğrenci aynı cümleleri
yeteneğin güzel ama karaoke şarkılarıyla sahip olduğun aşağıdaki gibi değiştirir:
bu değerleri ortaya koyamazsın. Kendi şarkılarını söyler,
bir de enstrüman çalmayı öğrenirsen şansın var.” der. O “Birinde yaşlı bir adam, ötekinde bir kadın ve daha başka-
da önce gitar çalmayı öğrenir, sonra da lisedeyken yazdığı ları. Yüzlerinde aynı çılgın, sabırsız ifade. Elleriyle zorlu-
şiirleri besteler. Bugün Taylor Swift 12 Grammy Ödülü al- yorlardı içine konuldukları panonun çerçevelerini. Çıkmak
mış bir sanatçı. istiyorlardı besbelli. Alt tarafta iri puntolarla aynı yazı: Bü-
yük indirim yaklaşıyor!”
Bu parçada söz edilen anıları okuyan birinin aşağıda-
kilerden hangisini söylemesi beklenemez? Bu parçadan hareketle öğrenciye verilen tavsiye aşa-
ğıdakilerin hangisi olabilir?
A) Pes etmeyenin bütün zorluklara pes dedirtebileceğine
bir kez daha inandım. A) Kahramanının duygularını zaman ve mekânla bütünleş-
tirmelisin ki o, gerçek dünyada bir yansımaya dönüşsün
B) Herkesin birbirine benzediği yerde kimsenin var olama-
B) Benzetmelere, yinelemelere, düşsel ögelere ve mecaz-
yacağı görüşünün doğruluğunu fark ettim.
lı söyleyişlere yer vermelisin
C) Kendi sesiyle ötmeyen kuşların nağmesine kulağını
C) Betimlemenizde mümkün olduğu kadarıyla imla kural-
kimsenin açmayacağını gördüm.
larına dikkat etmelisin
D) Ağacın yaşken eğildiğini kabul etmeyenlerin bir baltay- D) Güzel ve etkili bir anlatımda gereksiz ek veya söz tek-
la kuru kütükleri kırmaya çalışmasının anlamsızlığına rarlarına yer verilmez
tanık oldum.
E) Anlatımın veya düşüncelerin özgün olması yani başka
E) Altının kıymetini ancak gerçek sarrafların bilebileceği- bir anlatıma veya düşünceye benzememesi gerekir
ne duyduğum inancı bir kez daha perçinlemiş oldum. B
İ
L 12. Eski bilgelerden birine sormuşlar: “Bir insanın başarılı ol-
G ması neye bağlıdır?” Bu soruyu şöyle yanıtlamış bilge:
İ “Başarımızı etkileyen birçok şey vardır. Bunların en önem-
lisi ana dilin doğru, güzel kullanılmasıdır. Ana dilini doğru
S ve güzel kullanan insan, duyduklarını ve düşündüklerini iyi
10. Şiir yazmaya başladığım günden beri şiir eleştirisi de yaz-
A anlatır. Böylece çevresine kendini kabul ettirir. Bu da ba-
maya başladım. İyi ki de başlamışım. Yoksa şiirim bu kadar
R şarılı olmasını sağlar.” Elbette bunun için de ana dilimizi iyi TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
gelişmezdi. Kendi eksenim etrafında döner dururdum ve
M bilmemiz ve tanımamız gerekir.
kendimi yinelerdim. Başkasının şiiri üzerine düşünürken A
gördüm ki kendi şiirlerim üzerine düşünmemişim ve onlara L Bu parçanın dile getirdiği düşünceyi özetleyen cümle
eleştirel yaklaşmamışım. Hatta başka şiirlerde bulduğum aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
kusurların birçoğuna kendi şiirlerimde yer vermişim.
A) Ana dilini iyi bilmek ve etkili kullanmak, başarıyı getiren
Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisi- en önemli etkendir.
dir? B) Başarının anlatımı da başarının kendisi kadar önemlidir.
A) Şiir eleştirisinin nasıl yapılması gerektiği C) Başarılı bir dil kullanıcısı, öncelikle ana dilinin olanakla-
B) Yapıcı eleştirinin şiire ve şaire katkısı rını iyi bilmelidir.
D) Bir milletin dili düşünceyi aktarmada ne kadar gelişmiş-
C) Şiir eleştirisi yazmanın şaire faydası
se o toplum da o derece gelişmiştir.
D) Şairin kendi şiirine nesnel bakamayacağı
E) Ana dil, hem düşünceyi oluşturan hem de aktaran bir
E) Şiirde başarının neye bağlı olduğu araçtır.
29
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Test
PARAGRAFTA KONU VE ANA DÜŞÜNCE 2
1. Dergi görevlisi: Az ama nitelikli şiirler yazan bir dostunuz 3. Bir yerde okumuştum. Kızılderililerin şöyle bir deyişi var-
“Şairlik yeteneğimi yitirdim, artık eskisi gibi güzel şiirler ya- mış: “Bir insanı yargılamadan önce gökte üç ay eskiyince-
zamıyorum.” deyince ona maddenin korunumu kanununu ye kadar onun makosenleriyle yürü.” O kadar hoşuma gitti
hatırlatmış ve “Hiçbir şey yoktan var edilemez ve varken ki unutmamak için bir deftere hemen not ettim. Evet, ger-
yok edilemez.” demişsiniz. Kastınız nedir? çekten de dışarıdan bakınca pek çok yaşam; yanlış, man-
tıksız ve delice gelebilir. Dışarıda kaldığın sürece insanları
Usta şair: Şiir, yer altı ırmaklarına benzer; kışın bol bol su
ve ilişkilerini yanlış yargılayabilirsin. Yalnızca gökte üç ay
biriktirir ve bir zaman sonra taşar, işte birikip taşan o şey
eskiyinceye kadar makosenleriyle yürüdüğün insanın dür-
şiirdir.
tülerinin, duygularının kişiyi şöyle değil de böyle davran-
Dergi görevlisi: Bununla genç şairlere hangi mesajı ver- maya mecbur bıraktığını anlayabilirsin. Anlayış, bilgiçliğin
mek istiyorsunuz? kibriyle değil alçak gönüllülükle doğar.
Usta şair: Irmak iseler yaz kuraklıklarından, ağaç iseler kış Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir?
çıplaklıklarından korkmasınlar; şair olarak yaşamaya yani
A) İnsanları değerlendirmede empatinin önemi
okumaya, düşünmeye, incelemeye, hissetmeye devam et-
sinler. B) Hoşgörünün bir sınırının olması gerektiği
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki usta C) Eleştirinin öz eleştiriden daha kolay yapıldığı
şairin şiir anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? D) İnsanları sevmenin insanın görevi olduğu
A) Yazma konusundaki dönemsel tıkanmalar, şairliğin E) Her insanın mantık kurallarıyla hareket etmesi gerektiği
bittiğinin değil nadasa bırakıldığının işaretidir.
B) Çok şiir yazıp sürekli yayımlamak; havuzu doldurma-
dan suyu kullanmaya, suyu israf edip sulanacak olanı
da kurutmaya benzer.
C) Şiirin doğası gereği özgürlüğü ve sınırsızlığı sevdiğini
bilmeyen şair, birbirinin benzeri tekdüze şiirler ortaya
koyar.
D) Niteliğin nicelikten önce geldiğini bilen gerçek bir şair,
sürekli yazmayı kâğıda ve kaleme eziyet kabul eder.
E) Şair, şiirde tıkanmaktan korkuyorsa tıkanır; nice yete-
B
İ
nekli şair, şair olarak tanınırsam ve beklentilere cevap
L
veremezsem yıkılırım diyerek şiiri bırakmıştır.
G
İ
S
A
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
A) I B) II C) III D) IV E) V A) IV B) V C) I D) II E) III
30
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Destan; icrası müzik, dil, gösteri, kostüm, halk inançları, 7. Gazeteci: Şiirleri sosyal medyada izlenme rekorları kıran;
mekân, yemek kültürü ve teatral unsurlar gibi geniş bir kül- şarkılara, türkülere güfte yapılan ve kitapları baskı üstüne
türel oluşumdur. Bu yüzden, geçmişte Kalavela veya diğer baskı yapan şair için “çabuk solacak bir çiçek” nitelemesini
sözlü metinlerin bazı araştırmacılarca yazıya geçirilerek niçin uygun buldunuz?
destan kültürünü bu yazılı metinlerin şekil yapıları, kelime
Eleştirmen: Güncelin hapishanesine kendini gönüllü ola-
veya dize sayısı üzerinden araştırması yapılsa da günü-
rak tıktığı ve kendi bileğine kendi eliyle kelepçe taktığı için.
müzde destan araştırmalarının sadece metin üzerinden
yürütülmesi, destanın içerisinde bulunduğu sosyokültürel Gazeteci: Peki, bu kişi eleştirmenlerden tam not alsaydı
yapı ilişkileri ve işlevleri nedeniyle, bir şekilde imkânsız yine böyle bir nitelemede bulunacak mıydınız?
olmuştur. Destan kültürü araştırmalarında aksi bir tutum Eleştirmen: O zaman da eleştirmenlerin sayısına, övgü-
onun sosyokültürel ortamındaki çok boyutlu ilişkilerini ve süne ve sövgüsüne değil onların eleştirmenlik açısından
yönlerini görmezlikten gelmek anlamına gelebilir. yetkinliğine bakardım.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki eleş-
A) Destanlardan ders almak için onun çok boyutlu yapısı- tirmenin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?
nın incelenmesi gerekir. A) Kalıcılığın yakalanması, her sanatçının hedefidir ancak
B) Destanlar geniş kültürel oluşumlarıyla diğer anonim bunu yalnızca yaratıcı sanatçılar yakalayabilir.
türlerden ayrılmaktadır. B) İnsan, insanı en iyi sanat yoluyla anlatır; şiir ise sanat-
C) Destan araştırma yöntemleri zaman içinde değişiklik lar içinde insana daha hızlı ve etkili ulaşabilen bir
göstermiştir. sanattır.
D) Destan metni üzerinde yapılan araştırmalar yeterli C) Şair; kendine yalıtkan sürüp, toplumdan uzak kalıp,
olmadığından yanıltıcı olmaktadır. hummalı bir çalışma içine girmeden ölümsüzlüğe ula-
E) Destanların sosyokültürel ortamındaki ilişkiler sosyolo- şamaz.
jik açıdan incelenmelidir. D) Niteliksiz bir yargılayıcının, modalara uyup popüler
olan bir sanatçıyla ilgili değerlendirmeleri de sanatçının
şöhreti de onu geleceğe taşımaya yetmez.
6. Gözümüz ekrana kilitlendiğinde, elimiz akıllı telefona git-
tiğinde her seferinde sorarım: Neden gizleniyorum ben? E) Sanatının çilesini çeken, öz eleştiri kültürü gelişen bir
Hangi endişeden kaçıyorum? Çok çalışmamı isteyen iyi şair; ulaştığı hiçbir noktayı yeterli görmez ve ölümsüz
bir fikirden mi? Üzerinde mesai harcamam gereken çet- şiiri yakalayana kadar hep daha iyisini arar.
refilli bir sorudan mı? Kendimle baş başa kaldığımda or-
taya çıkabilecek gerçeklerden mi? Bu soruyu soralım ve
gerçek hayata dönelim. Kendi nefislerimizi terbiye ederken B
8. Elif Gibi Sevmek kitabını okudum, çok da sevdim; roma-
çocuklarımıza sıkılmaları için fırsat verelim ve onların sıkıl- İ
na olan sempatim, kızımın adının Elif olmasıyla başladı
L
makla tek başına kalma yeteneklerini geliştirebileceklerini, başlamasına da… Yazar, aldı götürdü beni yüreğinin gittiği
G
sükûnetle kendi kimliklerini bulabileceklerini unutmayalım. yere ve ben de gittim yüreğimin yettiği yere. Kelimeleriyle
İ
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı- yüreğime yüreğime vurdu. Ve bu aşka o kadar inandırdı ki
dakilerden hangisidir? ben yollarda Elif arar oldum, Elif’in aslında içimizde oldu-
S
A ğunu unutarak. İşte ben böyle romanları sever ve başarılı
A) Kişinin kendisiyle baş başa kalmaktan ve sıkılmaktan
R bulurum.
kaçıp sanal bir dünyaya sığınması, kendisini geliştir- TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M Okuduğu eserle ilgili bu şekilde konuşan birinin sanat
mesine engel olur.
A eserleriyle ilgili vurgulamak istediği düşünce aşağıda-
B) Televizyon ve telefon gibi teknoloji nimetlerinin amaç L
kilerden hangisidir?
dışı kullanımı ciddi bir zaman ve enerji kaybına yol
açar. A) Okuyucunun okurken hiç zorlanmadığı yapıtlar başarılı
yapıtlardır.
C) Kişinin kendi gerçeğinin farkına varabilmesine yardım-
cı olabilecek bir eğitim sistemini oluşturmak zorunda- B) İyi bir eleştirmen, bir sanat eserinin anlaşılıp beğenil-
yız. mesini sağlar.
D) Çağın değer yargılarına uymak adına kendi değer C) Sanat yapıtı okuyucuyu etkiliyorsa başarıyı yakalamıştır.
yargılarımızdan vazgeçmemiz, bizim kendimizi yok D) Sanat yapıtının neyi anlattığından çok nasıl anlattığı
etmemiz anlamına gelir. önemlidir.
E) Zamanın getirdiği teknolojik yenilikleri amacına uygun E) Sanat yapıtı, insanın estetik haz duyma ihtiyacını kar-
kullanırsak sağlıklı bir gelişmeyi gerçekleştirebiliriz. şıladığı oranda niteliklidir.
31
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. İnsan ölümsüzdür, bütün yaratıklar arasında yalnız onun 11. Nitelikli yazınsal yaratılar neden ilgi görmüyor bizde? Bakı-
tükenmez bir sesi olduğu için değil gönlü olduğu için, ru- yorsunuz, dil, söylem, içeriksel örüntü yönünden safkan bir
hunda şefkât ve fedakârlık, sabır ve dayanma gücü bulun- roman, bir öykü ya da anlatı, kitapçı sergenlerinde okur bu-
duğu için. Şairin ve yazarın görevi işte bunları yazmaktır. lamadan yaşlanma sürecine giriyor; öte yandan yavanlığın,
İnsanın gönlünü yükseklere çıkarmak; onu geçmişin zaferi, sıradanlığın sınırlarını aşamayan, duygusal düzeyi düşük,
şanı, mertliği, onuru, güveni, merhameti, acıması ve özve- yoz ürünler baskı üstüne baskı yapıyor. Bütün bunların
risiyle kalıcı olma çabasında ona yardımcı olmak sanatçıya kaynağında eleştirel düşünme gücü yüksek, dil duyarlı-
vergidir. Sanatçının sesi sadece insanı yansıtmakla yetin- ğı gelişmiş okurumuzun bulunmayışı vardır. Bu da bizim
memelidir; o ses, hem insanın kalıcı olmasına hem hüküm toplumumuzda sanatsal seviyenin yerde sürünmesine yol
sürmesine yardım eden desteklerden biri olmalıdır. açmaktadır.
Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisi- Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durul-
dir? maktadır?
A) Sanatçının görevi A) Sanatın gelişmesiyle okuyucunun seviyesi arasındaki
B) İnsanın görevi ilişki
B
İ
10. Goethe, Eckermann’a “Diyebilirim ki yetmiş beş senede 12. Eski eserlerin, okunmuş veyahut da evde kalabalık ettik-
L
dört haftalık hakiki huzurum yoktur. Taş, ebedî bir ısrarla lerine inanılan kitapların son duraklarıdır sahaflar. Yaşlı-
G
düştü durdu; onu boyuna yeniden kaldırmak icap ediyor- ların huzurevlerine sığındığı gibi eski kitapların da sahaf
İ
du.” diyor. Düşünüyorum da Necip Fazıl’ın hayatını göz raflarına sığındığı hatta bazen raflarda yer kalmadığı için
önüne getirdiğimde bu hayat, bana, Goethe’nin sözlerini gelişigüzel, üst üste istiflendiği garip kitapların mekânıdır
S
hatırlatıyor. O, ezilenin, hor görülenin, ruhu taciz edilenin, sahaflar. Bunlarla birlikte, pek değerli, paha biçilmez ve
A
inançları yok sayılanların, daha da kötüsü, inançları aşa- eskimek bilmez eserlerin de okuyucusunu ve dahi merak-
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
ğılananların yanında oldu. Onların sesi, gölgesi, eli, ayağı M lısını bulduğu nadide yerlerdir sahaflar.
olmak istedi. Ve daima taşı kaldıran adam oldu. İşte ben bu A Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisi-
iki sanatçıyı bu yüzden seviyorum. L dir?
Bu parçanın yazarının Goethe ve Necip Fazıl’ı sevmesi-
A) Kitaba verilmesi gereken değer
nin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
B) Eski eserlerin önemi
A) Onların dünya görüşüne yakın biri olması
C) Okunmuş kitapların değerlendirilme şekli
B) Sanatlarında estetik seviyeyi her zaman korumaları
D) Sahafların günümüzdeki durumu
C) Mücadeleci bir kişiliğe sahip olmaları
E) Sahafların işlevi
D) İnsanlığın evrensel sorunlarını konu almaları
E) Yaşamlarıyla sanatları arasında tam bir uyum olması
32
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
2. Okuyacağım kitap “tutkallı kitap” olmalı. Yapışmalı elime, İ 4. Aşk ile sevginin iç içe olduğu ileri sürülür. Bu, bir yere kadar
kafama, yüreğime. Kelime oyunlarına boğmamalı, ip cam- L doğrudur. Her durum da aşk ile sevgi iç içe olsa da bu ka-
bazı olmamalı; sarmalı ve sarsmalı beni kitap. Okuyaca- G lıp yargı oldukça yanlıştır. İnsan, sevgilisini aşkla sevebilir.
ğım satırlardan, bugüne kadar almadığım tatları almalıyım İ Ancak annesini, babasını yahut yakın bir dostunu sadece
ve okuduklarım satırlarda kalmamalı, bana saldırmalı. Sar- muhabbetle sevebilir. Annesine veya babasına “Aşkım!”
maşık gibi sarılmalı benliğimin bedenine. Yalnızca yazılı- S diye seslenen bir evlat hayal edin; ne kadar gülünç, ne
şındaki güçle değil verdiği iletiyle de yer etmeli belleğimde. A kadar absürt bir durum olur değil mi? Sanırım kavramlar
R üzerindeki düşünmemişliğimiz ve kolaycı tutumumuz bu TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
Bu parçada anlatılmak isteneni en kapsamlı ifade eden
M yanılgının kaynağıdır.
cümle aşağıdakilerden hangisidir? A
A) Okunmaya uygun kitaplar, sade ve doğal anlatımlı L Bu parçada karşı çıkılan düşünce aşağıdakilerden
kitaplardır. hangisidir?
B) Yalın ve özgün bir anlatımı olan kitaplar okunmaya A) Aşk ile sevginin anlam farkının olmadığı
değer kitaplardır. B) Aşkın sevgiden üstün bir duygu olduğu
C) İnsana bir şeyler veren ve onu eğiten yapıtları okumak C) Aşk ile sevginin iç içe olmadığı
gerekir.
D) Kavramların anlamsal nüanslarının önemli olduğu
D) Anlatımıyla ve içeriğiyle okuyucuyu etkileyen kitaplar
E) Dille ilgili kuralların değil, anlaşmanın önemsenmesi
okunmayı hak eder.
gerektiği
E) İnsanın kişiliğini biçimlendirmeyen kitapların okunmaya
değer yanı yoktur.
33
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. “Eğitim ailede başlar.” Evet, bu saptamaya sanırım itiraz 7. Bazıları der ki ben istediğim zaman yazabilirim. Yeter ki
eden olmamıştır şimdiye kadar ve olmayacaktır da. Ger- işim gücüm olmasın. Üstelik zaman da gözetmem sabahın
çekten de aile, çocuğa temel becerileri kazandıran bir ya- 05.00’i de olabilir, gecenin 24.00’ü de; hava sıcak da ola-
pıdır, bir okuldur. Fakat bunun ne kadarını yapabilir ve nasıl bilir, soğuk da… Böyle konuşanlara gülüp geçerim. Çünkü
yapabilir? Özellikle de “nasıl” sorusunun cevabı verilebi- yazma işinde “yazı atı”nın dizginleri senin elinde değildir.
lirse büyük bir müşkülattan kurtulacağız. Pestollozi, “Te- “Yazı atı”, istediği zaman, istediği biçimde gelir ve seni sır-
melinde sevgi olan hiçbir eğitim, başarısızlığa uğramaz.” tına alıp kendi istediği yere götürür. Sen iyi bir yazar isen
derken bu soruya bir nebze açıklık getirmektedir. Ancak “yazı atı”nın sırtından düşmemeyi becereceksin o kadar.
ben sevginin yanına bir de “sorumluluk bilincini geliştirecek Bu parçada karşı çıkılan görüş aşağıdakilerden hangi-
küçük etkinlikler” önerisini eklemek isterim. sidir?
Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisi- A) Yazarlığın kolay bir iş olarak görülmesi
dir? B) Yazının zamanını ve şeklini yazarın belirlediği
A) Ailede verilen eğitimin içeriği C) Yazarların, yazma işinde özgür bırakılması gerektiği
B) Ailede verilen eğitimin önemi D) Yazının, kendi biçimini ve yazılma zamanını belirlediği
C) Ailede verilen eğitimin yöntemi E) Yazarın yazdığı türün kurallarıyla sınırlandırıldığı
D) Aile içi ilişkilerin şekli
E) Aile-okul iş birliğinin değeri
6. İnsanlığın ilerlemesi, kişisel bilgilerin kuşaktan kuşağa ak- 8. Aslında her yazarın iyi anlattığı bir konu vardır. O konuyu
tarılmasıyla ve bu bilgilerin birikim oluşturmasıyla gerçek- işlerken su gibi akıp giden dili, yabancısı olduğu bir ko-
leşmiştir. Bunu gerçekleştiren araç ise dil olmuştur. Çünkü nuya geçince tıkanıverir. Suyu kesilmiş musluk gibi “tıss…
dil, bir kayıt cihazı vazifesi görmüştür. Fakat her dil, bu gö-
B tıss…” eder durur. Meşhurdur: Absürt bir olay çıkınca tam
İ Aziz Nesinlik olay, derler. Mizahî olmayan bir konuyu, me-
revi yerine getirememiştir. Ancak gelişmiş yani ifade ola-
L sela aşkı çok iyi anlatamaz Aziz Nesin. Nitekim Mehmet
nakları bakımından zenginleşmiş, bir yazı dili seviyesine
G Rauf da “aşk” konusunu işlerken çok rahattır ve başarılıdır
çıkmış olan diller böyle bir köprü olabilmiştir. Bu bağlamda İ ama “Halas” adlı Kurtuluş Savaşı romanında tıkanmış, yine
diyebiliriz ki yazı dilinin gelişim çizgisi ile insanlığın uygarlık
“Define” adlı macera romanında da başarılı olamamıştır.
yolundaki gelişim çizgisi simetrik bir durum ortaya koyar.
S Öyleyse sanatçının başarılı olabilmesi için öncelikli olarak
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünceyi tümüyle A yolu bulması gerekir; yürüyüş tarzını, zaten o yol belirleye-
içeren yargı aşağıdakilerden hangisidir? R cektir.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A) Sağlıklı bir iletişim için dilin doğru kullanılması, bunun Bu şekilde konuşan biri sanat ve sanatçıyla ilgili aşağı-
A
için de dilin iyi bilinmesi gerekir. dakilerden hangisini söylerse kendisiyle çelişir?
L
B) Yazı dili, bilgi birikiminin temeli olduğu için onu geliştir- A) Sanatçının neyi anlattığının önemi yoktur, onu kendine
mek, o dili konuşan herkesin görevidir. özgü bir üslupla anlatması önemlidir.
C) Gelişmiş yazı dili, bilgi aktarımının ve dolayısıyla insa- B) Her sanatçının daha iyi anlattığı konular vardır.
noğlunun uygarlaşmasının temel aracıdır. C) Yazar, yazdığı konuya aşina ise onu anlatırken daha
D) İnsanoğlu ilerledikçe sözlü dili, yazı ve kültür dili hâline rahattır.
getirmeye de önem vermiştir. D) Yazarın anlatmaya alıştığı bir konunun dışına çıkması
E) Dil, basit bir iletişim aracı değildir; o aynı zamanda başarısını gölgeler.
insanın güzel duyusal ihtiyaçlarını karşılar. E) Hiçbir yazar, sadece üslup ustalığı ile her konuda
başarı gösteremez.
34
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Roman, bize bir olayı çağrıştırır. Roman bitince günlerce 11. Antolojileri hele de şiir antolojilerini çok severim. Kitaplı-
olay kahramanlarıyla yer, içer, dolaşır hatta ona âşık olu- ğımda çok sayıda şiir antolojisi var. Onları okurken renk
ruz. Yakın çevremizdekilerle kahramanları bağdaştırmaya renk çiçeklerin olduğu bir bahçedeymişim gibi gelir. Her şiir
çalışırız. Ama tiyatro öyle değildir. Tiyatro, bizim hayalleri- çiçeğini ayrı ayrı koklarım. Ne var ki hazırlayanın ideolojisi,
mize yer vermez; bizim düşüncelerimize kapalıdır. Bizi pa- şiir seçimlerinde etkili oluyor ve seçki objektif hazırlanmı-
yor. Hazırlayan kişi, sevdiği şairden bol bol şiir seçiyor ve
sifize eder çünkü olayları ve kişileri, hazır bir şekilde bize
en güzel şiirleri kitaba koyuyor ama kendi ideolojisine yakın
sunar dolayısıyla zihnimizde canlandırma yapmamıza izin
bulmadığı şairin şiirine ya hiç yer vermiyor ya da onun en
vermez. Ben kendi adıma tiyatronun bu yönünü sevmiyo-
zayıf şiirlerini seçiyor. Oysa şiirimizin gelişim çizgisini takip
rum ve romanı daha üstün tutuyorum. etmek isteyen bir insana bu tavır zarar verecektir.
Bu parçanın yazarı, romanı hangi sebeple tiyatrodan Bu parçada asıl yakınılan durum aşağıdakilerden han-
üstün tutmaktadır? gisidir?
A) Okuyucunun etkin olmasına olanak tanıması A) Antoloji hazırlayanların şiirden anlamayışları
B) Olayları ve kişileri anlatırken yazarı özgür kılması B) Antoloji hazırlayanların şiir seçimlerinde tarafsız dav-
ranmayışları
C) Daha ayrıntılı anlatma imkânı sunması
C) Antoloji hazırlama konusunda ticari amaçla hareket
D) Okuyucusunu olayın büyüsüne kaptırmayıp uyanık tut-
edilmesi
ması
D) Şiirlere ve şairlere yeterince önem verilmemesi
E) İşlediği konuların duygusal ve düşünsel yönden zengin
E) Şiir antolojilerinin kıymetinin bilinmeyişi
olması
10. “Sevmeden ihanete uğrayamaz, ihanete uğramadan da 12. Eğer bir çocuk kınanırsa her zaman
doğru kararlar veremezsiniz.” diyordu Panait Istratı. Bu O da yapamaz başkalarını ayıplamadan
yargıya katılmamak mümkün değil. Ben buna ilave olarak Ve düşmanlık görürse durmadan
“Sevmek, zaten doğru kararın kendisidir.” derim. Çünkü in- Kaçamaz hiçbir zaman kavgadan
san sevdiğinde sevmenin karşılığını görmüşse mutlu ola- B
Onunla edilirse alay
caktır. Sevgi, eğer ihanetle karşılık bulacaksa o zaman da İ
L Utancı öğrenir en kolay
okulların öğretemeyeceği kadar büyük bir deneyim kazan-
G Ve utançla yaşarsa eğer
dıracaktır. Ama bu gerçekten seven insan için geçerlidir.
İ Suçlamayı iş edinir kendine
Öyleyse ihanete uğrarım korkusuyla sevmekten kaçanlara
ne demeli? Cevabım hazır: “Lütfen ölüler hakkında konuş- Hoşgörü esirgenmezse ondan
mayalım!” S Sabrı da öğrenir bir yandan
A
Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden han- Ve verilirse ona cesaret
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
gisidir? M Nedir öğrenir güvenmek
A) Sevgi, karşılıklı ise insanı mutlu kılar; karşılıksız ise A Ve güven duyulmuşsa kendine
L O da kulak verecektir dostluğun çağrısına
çökertir.
B) Sevgisiz yaşamak, insanın ihanete uğrayıp mutsuz Bu dizelerden çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağı-
olmasından iyidir. dakilerden hangisidir?
C) Sevginin olumlu sonucu da olumsuz sonucu da insana A) Çocuklara güven duymalıyız ki onlar da güvenmeyi
öğrensin.
çok şey kazandırır.
B) Çocukların mutluluğu ile aldıkları eğitim bağlantılıdır.
D) Sevgisizliğin egemen olduğu toplumlarda bireysel iha-
netlerin önemi kalmaz. C) İyi yetiştirilmiş çocuk, ülkenin geleceğinin garantisidir.
E) Sevgisizlik kadar insanı mutsuz edecek başka bir şey D) Aşağılanan çocuklar, başkalarını aşağılama yolunu
seçer.
yoktur.
E) Çocuklar, kendilerine yaşatılanı öğrenirler.
35
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
D) Sanat adı altında her şeyi eleştirenlere engel olunmalı B) Serbest şiir yazarken mi, ölçülü şiir yazarken mi kendi-
mı? nizi rahat hissediyorsunuz?
E) Toplumun yapısıyla değer verilen sanatsal tür arasında C) Şiirlerinizi hangi zamanlarda yazıp hangi zamanlarda
ilişki var mıdır? düzeltiyorsunuz?
D) Şiirlerinizin yazılma zamanı ve yazılma süreci hakkın-
da bizi aydınlatır mısınız?
E) Bu kadar az şiir yazmanızın amacı, niteliği önemseme-
niz mi yoksa kendinizi yineleme korkusu mudur?
B
İ
L
2. Anlatmak, acılarımızı hafifletir. Anlatırken çektiğimiz sıkın- G
tı, boş ve anlamsız bir sıkıntı değildir. Anlatıcının anlatma- İ
dığı müddetçe zehirlendiğini, acı biriktirdiğini söylerim ben. 4. Hayır, yoktur “Niye kitap okumuyorlar?” demek, “Niye pi-
Saptamalarına güvendiğim bir düşünce adamı “Susmak, yano çalmıyorlar?” demek gibi bir şeydir. Kafayı kitap oku-
S maya alıştırmak, parmakları piyano çalmaya alıştırmaktan
cerahat biriktirmektir.” demişti. Hakikaten o ağrılı ceraha- A kolay değildir. Ona göre yetişmek, ona göre hazırlanmak
tın âdeta boşaltılmasıdır yazmak. Yani bir tür rahatlamadır. R lazım gelir. Okumak, bir kitaptan alınanlarla kendine mane-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
Yazmak tutkusu da ciddi ve çileli bir iştir ama susmanın M vi bir dünya yapmak, onun içinde tek başına yaşayabilmek
yarattığı işkencenin karşısında zevkli bir çiledir, rahatlama A demektir. Bu ta çocukluktan başlayan uzun alışkanlıklar ve
aracıdır yazmak. L egzersizler neticesinde geliştirilebilir ancak.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı ol- Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı ol-
maya en uygundur? maya en uygundur?
A) Bir insanın iyi bir yazar olması neye bağlıdır? A) Kitap okumak, boş vakitlerin işi midir?
B) Bir insan, yazarlık gibi sıkıntılı bir yolu niye seçer? B) Kitap okumak, insanlara ne kazandırır?
C) Bir insan, yalnızca yazarak mı sıkıntılarından kurtulur? C) Kitap okumayanları eleştirmenin bir faydası var mıdır?
D) Bir insanın bir yazarı sevmesi, neye bağlıdır? D) Kitap okumayı yaşam biçimi hâline getirmek mümkün
müdür?
E) Bir insanı yazma konusunda özgür veya güdümlü
yapan nedir? E) Kitap okumayı ciddiye alan bir toplum muyuz?
36
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Hayır, böyle bir şey mümkün değil. Çünkü yazmaya baş- 7. Ego, senin gerçek özünün tam tersidir yani ego sen değilsin.
ladıktan sonra kontrol yazardan yazıya geçmektedir. Yani Doğduğun zaman hakiki benliğine sahipsin. Sonra senin için
artık yazar, yazı otobüsünün kaptanı değil sadece bir yol- sahte bir benlik yaratıyorlar: Sen siyahsın, sen beyazsın; şu
cusudur. Artık bu otobüsün kaptanı, yazının bağlamıdır; milletten, şu dindensin, öyleyse sen üstünsün; senin dünya-
yazdığınız bir roman veya hikâye ise kendi kişiliğini kazan- yı yönetmen lazım… gibi birçok etiketle senin kim olduğunla
mış olan karakterlerdir. Yazar, yazının götürdüğü yere git- ilgili sahte bir fikir yaratıyorlar. Sana bir isim veriyorlar ve bu
mek zorundadır. Gitmeyecek olursa zaten yazı otobüsün- ismin etrafında hırslar, şartlanmalar oluşturuyorlar. Sen bu
den indirirler adamı. Nice yazar olmaya heveslenen kişinin oyuncaklarla oynamaya devam ettikçe ve egonu bir kenara
yolda kalıp gelene geçene otostop çekmesinin sebebini de bırakmadıkça gerçek “sen”i bulamayacak ve kendin olama-
sanırım açıklamış olduk böylece. yacaksın. Yani egon “sen” ile “sen” arasına örülmüş kalın bir
duvardır; herkesin yıkamadığı bir duvar.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap ver-
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine bir cevap
mektedir? olarak düzenlenmiştir?
A) Yazar, yazmak istediği yazıyı önceden tasarlayıp bu A) Herkes bir ego tutturmuş gidiyor, sizce nedir bu ego?
tasarıya uygun biçimde yazabilir mi?
B) İnsanın kendisiyle barışık olması sizce nasıl mümkün
B) Yazar, uzmanlaştığı bir konunun dışında yazarken olur?
başarılı olabilir mi?
C) İnsanoğlu ego sahibi olmadan da başarıya ulaşabilir
C) Yazı kendini yazara zorla yazdırırsa sanat eseri olmayı mi?
hak eder diyenlere siz de katılır mısınız?
D) Sizce insanın yüksek bir egoya sahip olması iyi bir şey
D) Çok yazmak, yazarın başarılı olmasını ve özgün eser- midir?
ler ortaya koymasını engeller mi? E) Ego, insanı mutluluğa götürür mü?
E) Yazar mı yazıyı yönlendirir, yoksa yazı mı yazarı yön-
lendirir, ne dersiniz?
37
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Bu durum, gezen insanın gezerken içinde bulunduğu ruh- 11. Âşık Veysel, “Güzelliğin on par’etmez / Bu bendeki aşk
sal duruma göre değişir. Eğer kişi depresyon yaşıyorsa, olmasa” dizeleriyle gönlümüze taht kurmuştur. Biz bu di-
yaşamı sevmez olmuşsa onun yaşamı yeniden sevmesini zelerdeki iletiyi bir şiir, bir resim, bir roman, bir hikâye, bir
sağlar. Bir dostunu kaybetmişse yeni dostlar edinmesine heykel yahut bir resim için de doğru sayarız. Eğer öyle ol-
kapı aralar. Bazı insanları da anılara, saflığa, temizliğe ça- masa sanatsal güzelliğin göreceliliğinden söz edemeyiz.
ğırır gezi. Yani öyle ya da böyle gezilere çıkmak, yeni yer- Yani bir sanat eserini ya herkes beğenmeli yahut hiç kim-
ler, yeni insanlar tanımak, herkese bir farkındalık kazandı- se beğenmemeli. İşte burada aklıma geliveriyor. Mesela
rır. Çünkü insan, geziye çıktığında kendisini unutturan rutin Elhan-ı Şita şiirini çok beğenip övgüler dizen de var, ona
yaşamın dışına da çıkmakta ve kendisiyle baş başa kala- şiir payesi vermeyen de çok. Bu da bize içindeki güzelliği
bilmektedir. Dışarıda gidilen bir yol vardır ama gezerken bir dışarıya çıkarmak için sanat eserini bahane edenlerin be-
de insanın içine giden yol vardır ve çoğu kez iki yolculuk, lirleyici olduğunu fısıldıyor.
yan yana yapılmaktadır.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşıla-
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisini açıklamak bilir?
için düzenlenmiştir? A) Sanatsal bir eserin güzelliği, sanatseverin duygularının
A) Gezi edebiyatının gelişmesi için edebiyatçılarımıza yansımasından ibarettir.
neler önerirsiniz? B) Sevginin büyüklüğü, sevilenin güzelliğini yücelten en
B) Bir geziden insanın keyif alabilmesi için gezen kişinin önemli etkendir.
nelere dikkat etmesi gerekir? C) Koşulların değişmesi, güzellikle ilgili yargıların da
C) İnsanın faydalı bir gezi yapabilmesi sizce nelere bağlı- değişmesinin kaynağıdır.
dır? D) Dil sanatları arasında birçok güzel vardır ama şiir, bu
D) İnsan ruhunun gezginliğe yatkın bir yanı vardır, bunu güzellik yarışmasının tek kraliçesidir.
neyle açıklayabiliriz? E) Sanatçı, içindeki güzellik suyunu farklı sanat türlerine
E) Zaman zaman gezilere çıkmak, insana neler kazandırır pay edebilen kişidir.
sizce?
B
İ
10. Konuşma, çok yönlü ve çok boyutlu bir olgudur. Dokusun-
L
da değişik ögeler yer alır. Bu ögelerin hem fiziksel hem de
G
dilsel yanları vardır. Ses bunlardan biridir. Denebilir ki ko- İ
nuşmanın tüm dokusunu ve örüntüsünü oluşturan unsurla-
rın en önemlisidir ses. Önemi, salt sözcüklerin oluşumunu
S
sağlamasından gelmez. Konuşmacı olarak tutumumuzu,
A
coşkusal ve düşünsel yönümüzü, daha kapsamlı bir de- R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
38
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
12. Hayır, böyle bir şey asla mümkün değildir. Çünkü insan bir
çember içinde hareket etmektedir. Bu çember içinde biri- ÖRNEK
lerinin önünde olacak ama birileri de mutlaka onun önünde
olacaktır. Mesela sen Amerikan başkanı olabilirsin fakat “Okumak” bir temadır. “Okumanın yararı” veya “oku-
ünlü boksör Muhammet Ali’nin karşısında aşağılık komp- manın yazmaya etkisi” bir konudur yani sınırlandırılmış
leksine kapılacaksın. Sen bir ülkenin başbakanı olabilir- temadır ve bizim bunu bulmamız gerekir.
sin ama Albert Einstein ile karşılaştığında sen bir pigme
gibi görüneceksin. Sen meşhur bir yontucu olabilirsin ama
“Düşünen Adam Heykeli”ni yapan Austin Rodin karşısın-
da kendini çok basit hissedersin ya da Michelangelo’nun
“Musa Heykeli”ni görünce yaptıkların ihata duvarına kona-
cak taş gibi görünür gözüne.
S
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
39
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B) İlişkinin sorunlu olmasına rağmen sürdürülmesi; pasif, D) Bir şairde bulunması gereken özellikler nelerdir?
bağımlı ve sığınmacı kişiliğin tercih ettiği bir karardır. E) Şiir yazmayı niçin bıraktınız?
C) Bitirilmesiyle yaşatacağı acıların belirsizliği insanı,
sorunları bilinen bir ilişkiyi sürdürmeye yöneltebilir.
D) Çözümleme gücünden yoksun insanlar, yaşadıkları
sorunları görmezden gelerek yaşamlarını törpüleyen
ilişkileri sürdürürler.
E) Mutsuzluk veren bir ilişkiyi devam ettirmek, onu bitir-
menin yaratacağı acıdan fazla acı verir çünkü birinde
acı bir ömür, diğerinde kısa bir zaman için geçerlidir.
B
2. Bir edebiyat yazısını edebiyat yazısı yapan şey, bence 4. Ömrüm, kitaplar arasında bazen okuyarak bazen de ya-
İ
hem konu hem üslup hem de biçimdir. Yani edebiyat yapıtı zarak geçti. Geçti de ben akıp giden zamanın farkında bile
L
bir bütündür. Üslubun yani biçemin edebî yapıtlar üzerinde G olamadım. Zaman denen o aceleci şeytan, bazen bana bir
vazgeçilmez bir üstünlüğü vardır. Yine de edebiyat değeri İ şeyler getirmiş ama beraberinde götürdükleri, getirdiklerin-
taşıyan yapıtların özelliklerini kavramaya tek başına yet- den daha fazla. İşte şimdi geriye kalan, yılların eskittiği,
mez. Konuyla biçem uyumu, yazarın kendi damgasını vu- güçsüz bir beden ve önemsiz birkaç yapıt. Yazık olmuş
S
rup vurmadığı, yazı ile türünün örtüşüp örtüşmediği ve en A doğrusu geçen zamana. Otuz altısında, kırk altısında gittiği
önemlisi de okurken okuyucuya estetik bir haz verip ver- R hâlde edebiyatta çığır açanlara, ölümsüz yapıtlar bırakan-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
mediği gibi özelliklerin titizlikle irdelenmesi gerekir. M lara bakıp utanıyorum. Galiba benimle beraber, adım ve
A eserlerim de gömülecek mezara.
Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisi-
L
dir? Bu parçada yazarın asıl yakındığı durum aşağıdakiler-
A) Bir yazının yazınsal bir yazı sayılmasının neye bağlı den hangisidir?
olduğu A) Ömrün çabuk geçip gitmesi
B) Bir edebî eserin etkileme gücünü nereden aldığı B) Büyük sanatçıların genç yaşta ölmesi
C) Yaratıcı yazarlık yeteneğinin geliştirilmesinin nasıl C) Hayatı doya doya yaşayamaması
mümkün olacağı
D) Kalıcı yapıtlar ortaya koyamamış olması
D) Özgün bir üsluba ulaşmak için yazarın ne yapması
E) İnsanların sanatçıları çabucak unutması
gerektiği
E) Yazarlıkta başarının konuya göre mi anlatıma göre mi
belirlendiği
40
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. “Dünyaya bir daha gelsem saniyelerin nabzını tutardım.” 7. Dil, ait olduğu toplumun ve insanlarının yaşadıklarından,
diyor, Dostoyevski. Yani zamanını tam değerlendireme- gördüklerinden soyutlanamaz. Toplumun yapısında mey-
diğini söylüyordu. Bu kadar başarılı roman yazan nice- dana gelen bir değişim veya etkileşim dile mutlaka yan-
liğin ve niteliğin zirvesine çıkan bir “deha” bile zamanını sır. Mesela bizim toplumumuz imparatorluğun bir parçası
iyi değerlendirmediğini söylüyorsa bizler hiç yaşamamışız iken Araplarla, Farslarla çok yakın bir etkileşim içindeydi
buna bağlı olarak da dilimizde Arapça, Farsça sözcükler ve
demektir. Ama galiba Dostoyevski’ye bunları söyleten “Sa-
tamlamalar yer almaktaydı. “Uçak” yerine “tayyare”, “anne”
natçı doyumsuzluğu”dur. Yoksa bir Karamazof Kardeşler’i,
yerine “valide”, “sağduyu” yerine “aklıselim”, “gün” yerine
bir Suç ve Ceza’yı, bir Kumarbaz ’ı yazmış birini dünyada
“ruz”, “günlük” yerine “ruzname”, “sevinç” yerine “sûr”, “anı”
hiç kimse -kendisi hariç- üretimsizlikle, iyi ürünler ortaya yerine “hatırat” diyorduk. Şimdilerde yüzümüzü Batı’ya
koyamamakla suçlayamaz. Kırık dökük birkaç satır kara- dönmüşlüğümüzün bir sonucu olarak İngilizce, Fransızca
layınca burnunu düşürse almayacak pozlar takınıp kanal sözlere yer veriyoruz.
kanal, dinleti dinleti dolaşanların kulakları çınlasın. Onlar, Bu parça aşağıdakilerden hangisine açıklık getirmek
gerçek sanatçının ne olduğunu bilmiyorlar da ondan “Ben için yazılmıştır?
oldum.” diyorlar. Ben onlara “Oldun.” değil, “Öldün.” diyo-
A) Bir dilin iletişim işlevinin sağlıklı olmasının koşulları
rum.
B) Zaman içinde dilde meydana gelen değişimlerin nedeni
Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden han-
C) Dilimizin yabancı dillerin etkisine karşı nasıl korunacağı
gisidir?
D) Arapça, Farsça sözcüklerin dilimize verdiği zararlar
A) Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur.
E) Dilimize Batı dillerinden giren sözcüklere nasıl engel
B) Gerçek sanatçı için başarıda son nokta yoktur. olunabileceği
C) İyi sanatçı, çok yazmayı değil, iyi yazmayı yeğler.
D) Sanatına yoğunlaşan sanatçı, başarıyı yakalar.
E) Reklamla, kötü yazan biri de ünlü olabilir.
B 8. Benim çok sevdiğim bir deyim var: Ateş olsa cirmi kadar
6. İnsanın istekleri, arzuları ve hırsları ne kadar az ise insan o İ yer yakar. Yıllardır yaşamış ve galiba çok da yaşayacak.
kadar özgürdür. Bunlar arttıkça insan, özgürlüğünü yitirme- L Ama “cirim” sözcüğü yaygın bir yanlış (galatımeşhur) ola-
ye başlar; ya çalışmanın kölesi olur ya başkalarına muhtaç G rak “cürüm” şeklinde söyleniyor hep. Oysa “cürüm” “suç”
olur. Tutkularını kendi öz yetenekleri ve birikimleriyle elde İ demektir ve deyimimizin bağlamına da amacına da uymaz.
edemeyenlerin başkalarına muhtaç olması ve köleleşmesi Aslı ise “cirim”dir ve “hacim” anlamına gelir. Bu yanlış sa-
kaçınılmazdır. Bu dengeyi tutturmak ile özgürlük arasında S nırım Osmanlı yazısında ünlülerin yazılmamasından kay-
çok ciddi bir ilişki vardır. A naklanır ve her iki sözcük de aynı ünsüzlerle ve aynı biçim-
R de yazılmaktadır. Buna “galat” yani “yaygın kabul görmüş
Bu parçadan çıkarılabilecek kapsamlı yargı aşağıdaki-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M yanlışlık” deyip geçmemeli, deyimin doğru kullanımı konu-
lerden hangisidir?
A sunda ısrarcı olmalıyız.
A) İnsan, her zaman, her istediğine ulaşamaz. L Bu parçanın yazılma amacı aşağıdakilerden hangisi-
B) İnsan, kendi imkânlarıyla elde etmek istediklerine asla dir?
ulaşamaz. A) Bir deyimin yanlış kullanımının önüne geçmek
C) Elde etmek istedikleri uğruna başkasına muhtaç olan- B) Deyimlere gereken önemin verilmemesine dikkat çek-
lar özgürlüklerini kaybederler. mek
D) Arzuların çokluğu, insanı yaşama bağlayan ve onun C) Dil konusundaki bilgisizliği gidermenin yollarını anlat-
mücadele azmini kamçılayan bir şeydir. mak
E) İnsan, büyüdükçe arzularını da büyütür ve mücadele D) Deyimlerle konuşmanın dile katkısını vurgulamak
gücünü geliştirir. E) Dilin doğru kullanılmasının iletişime katkısını belirtmek
41
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Nasrettin Hoca’ya bir gün sormuşlar: 11. Kimine göre kardeşlik, haklı bir düzen içinde kendiliğinden
– Hocam, sen bilgili adamsın. Şimdi bir küp altın bulsan doğar. Bu düşüncenin doğruluğu sugötürmez bir gerçektir.
ne yaparsın? Hoca, gülümseyerek cevap verir: Ama haklı bir düzeni kurmak için en az iki kişinin kurtlara
karşı birleşmesi gerekir. Bu birleşmeyse ancak sevgiyle
– Vallahi komşular, küpü alıp hanıma götürürüm; altını
mümkündür. Çıkarla demeye kalkmayın. Çünkü çıkar, bir
ise atarım.
ortak kavga süresince insanları bir araya getirip coştura-
Komşular, beklemedikleri bu cevap karşısında şaşırırlar ve biliyor, orası doğru ama sonra? Sıra kazancı paylaşmaya
tekrar sorarlar: gelince çok kez, birbirini öldürüp paylarını çoğaltan altın
– Hocam, sen esas değerli olanı atıyor, çok değersiz bir arayıcılarına ya da kemiğini kapıp bir köşeye kaçan kurtla-
şeyi tercih ediyorsun, neden böyle? ra dönmüyor mu insanlar? Çıkar yüzünden dağılmıyor mu
Hoca, gayet sakin cevap verir: en cömert dayanışmalar, en verimli imeceler?
– Benim hanım, aylardır, turşu kuracağım, bana küp getir Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı düşünce aşa-
diye başımın etini yiyor; altın maltın istediği yok. ğıdakilerden hangisidir?
Buradaki öykünün içerdiği mesaj ile aşağıdaki atasöz- A) Kurulan bir düzeni, düzeni kuran insanların çıkar çatış-
lerinden hangisinin mesajı en yakındır? maları yok eder.
A) Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştan. B) İnsanları mutlu eden duygu, yarışma ve çekişme değil
B) Tarlada izin olsun, harmanda yüzün olsun. sevgi ve kardeşliktir.
C) Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz. C) Ancak sevginin bir araya getirdiği insanların mücade-
lesiyle kardeşliğin hüküm sürdüğü hakça bir düzen
D) Ak akçe, kara gün içindir.
kurulabilir.
E) Buğday başak verince orak pahaya çıkar.
D) Bir toplumun ilerlemesi ve bireylerin mutlu olması,
ortak değerlere sahip çıkılmasına bağlıdır.
E) Kıskançlık ve bir başkasından üstün olma duygusuyla
hareket eden bireyler güçlü bir toplum düzeni kurabilir-
ler ama mutlu olmazlar.
DİKKAT
10. Yaz ayları, insanı kitaba yaklaştırmak için her türlü şakla- • Parçanın konusu, üzerinde durulan düşünce, parçanın
banlığı yapar. Cömert yaz, konuksever yaz, bu işe daha hangi soruya karşılık olduğu, başlığı bu kazanımlarla
B ilgilidir.
nisandan başlar. Cemrelerin üçü de düşüp hava ısınmaya
İ • Parçanın konusu, başlığı ve ana düşüncesi birbiriyle il-
başladı mı, yaz mevsimi, insanlara okuma yerleri açmak
L gilidir.
için doğanın dağlarını, nehirlerini, ağaç altlarını hareke- G
te geçirir. Doğa da buna çok isteklidir zaten. Yazın ya da • Bu konuyla ilgili sorular çözülürken parçada ilk cüm-
İ
baharın ilk işaretlerini alır almaz o da her yana tuzaklarını leden son cümleye kadar neyden bahsedildiği, neyin
anlatıldığı tespit edilmelidir.
kurar ve insanları bekler. Yazın her zaman ve her biçimde
S • Parçada verilen mesajdan ziyade, üzerinde durulan dü-
– geceleyin, gün ağarırken, kuşluk vakti, ikindi, gece yarısı; A şünce, olayın hangi yönden ele alındığı belirlenmelidir.
bağdaş kurarak, uzanarak, yatarak, diz çökerek, şarkı söy- R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
42
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
KAVRAM ÖĞREN
Yineleme, tekrar etme demektir. Yineleme istendiğinde
kural olarak kelime tekrarı kastedilir. İkilemeler, özel bir
B
yinelemeşeklidir. Ayrıca belli aralıklarla sık sık tekrarla-
İ
nan sözcükler de yinelemedir. L
G
İ
DİKKAT S
A
Sessel yineleme diye özel olarak belirtilirse o zaman belli R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
ünsüzlerin (r - s - n - l …) tekrarıyla oluşan aliterasyon ya M
da belli ünlülerin (a - e - u - ü - i - ı …) tekrarıyla oluşan A
L
asonans istenmiştir. KAVRAM ÖĞREN
Sayıp dökme: Bir alana ait birbirinin benzeri kavramları
veya örnekleri peş peşe sıralamadır.
43
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) I B) II C) III D) IV E) V
B
İ
L
G
İ
2. Bu parçadaki cümlelerden hangisinin değerlendirilme- 4. Şiir, yüzyıllar boyunca birbirinden farklı yaratıcıların ışığıy-
S
sine ilişkin yanlışlık yapılmıştır? la oluşturulmuş. Bu ışıkla, her çağın şairi, kendinden önce-
A
kilerin sanatına eklemeler yapar; onu farklılaştırır, geliştirir
A) I. cümlede kişinin duygularıyla hareket etmesinin zarar- R
ve ileriye taşır. Şiirimizin büyük ustaları “Şair, bir sözlüğü
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
44
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Bir müzik parçasının kalitesi, halkın müzik zevkine göre 7. Anlayışın sessizliğe gereksinimi vardır. Gençken bunu bil-
belirlenemez. Tek çalgılı ve tekdüze bir ritme sahip halk mezdim, şimdi cam akvaryumda dönen bir balık gibi bu boş
müziğinin sanat müziğinden kaliteli olduğunu söylemek; ve sessiz evin içinde dolaşırken bunu biliyorum. Bu, biraz
operaya, çok sesli müziğe burun kıvırmak yalnızca ceha- da kirli yerleri süpürgeyle ya da ıslak paçavrayla temizle-
letimizin göstergesi olabilir. Okuma yazma bile bilmeyen meye benzer. Süpürge kullanırsan toz uçar ve yanındaki
çoğu halk ozanının müziğinde, çağdaş müzikte kullanı- nesnelere konar; oysa ıslak paçavra kullanırsan yerler pırıl
labilecek pek çok güzellik bulunabilir, buna itirazım yok. pırıl ve temiz olur. Sessizlik de ıslak paçavra gibidir. Tozun
Fakat iyi müzik yapabilmek ve iyi müzikten anlayabilmek, yarattığı donukluğu yok eder.
her şeyden önce bir eğitim işidir. Nota bilgisi, solfej bilgisi Bu parçada dile getirilen düşünceyi özetleyen kavram-
gerektiren bir iştir. İş bununla da bitmiyor. İyi bir müzik par- lar aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
çası, yaratıcısının yüreğindeki titreşimleri de yansıtabilme-
lidir. A) anlayış – iyi niyet – gençlik
Bu metne göre bir müzik parçasının kaliteli sayılabil- B) gençlik – hareket – üretim
mesi için; C) olgunluk – dinginlik – anlayış
I. Gerekli bir eğitimden sonra oluşturulması D) temizlik – anlayış – ilgilenme
II. Halk müziğinin ezgilerini yansıtması E) incelik – empati – duyarlık
III. Duygu yoğunluğu içermesi
IV. Üreticisinin duygu dünyasından izler taşıması
özelliklerinden hangilerine sahip olması gereklidir?
A) I ve II B) I ve III C) I ve IV
D) II ve IV E) III ve IV
D) Yetenekli insanlar, kitlelerin hayranlığını kazanır hatta D) Gençliğinde bilginin peşinde koşmayan, yaşlanınca
büyük insanlarla dost olur. cahilliğin kölesi olur.
E) Bilgi, çabuk unutulan ve tekrarlanması gereken bir ser-
E) Olağan dışı yeteneklere sahip insanlar iyi eğitilmezler-
se onların yetenekleri körelir. vettir.
45
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
11. Hep iyi bir öğrenci oldum. İlk kırık notumu ise fakültenin
9 - 10. soruları aşağıdaki parçaya göre ikinci sınıfında aldım. Dünya başıma yıkıldı. Çok acı çek-
cevaplayınız. tim. Neredeyse okulu bırakacaktım üstüne üstlük bir de
hocayla kavga ettim, bana göre onun yaptığı haksızlıktı.
Sonra neden düşük not aldığımı araştırdım, hoca, bunun
(I) Tomurcuk gülde dikenlere inat mayalanıyor sevgi; gül
izahını yaptı. Ama yine de üzüntüm azalmadı fakat mü-
kokusu, barut kokusunu kovuyor göklerin boşluğundan.
cadele azmim çoğaldı. Artık nasıl çalışacağımı biliyordum.
(II) Hayatın parıltısı, yüreklerin gün görmeyen izbe nokta-
Çok çalıştım ve çok doğru çalıştım, yıl sonunda en iyi or-
larına değiyor, can buluyor yaşatan duygular. (III) Hasret
talamalardan birini yakaladım. Bu yenilgi, bana iyi gelmişti
duyguları, vuslat türkülerine dönüşüyor; hicran yaralarını ama galiba yenilgiyi biraz geç yaşamak, yıpratmıştı beni.
yaşamın gizli ve gizemli şifacısı yahut otacısı sağaltıyor. Olsun, en iyiler, hiç yenilmeyenler değildir; yenilgilerinden
(IV) Kalemdeki son siyah inci damlasıyla koca harflerle güç alıp yenilenenlerdir diye bir ilke edindim kendime.
“aşk” düşüyor kâğıda yeniden. (V) Yalçın kayaların çatla-
Bu parçada anlatılmak isteneni en kapsamlı biçimde
ğından güçlü bir filiz veriyor gün yüzüne karanfil ve o taze
yansıtan söz aşağıdakilerden hangisidir?
filiz, taşların merhametine sığınarak (d)irileşiyor günbegün.
A) Bir işin bir aşamasında iyi olmak, her aşamada iyi olu-
nacağının göstergesi değildir.
B) Asıl başarı, hiç yenilmemek değil yenildikten sonra
daha güçlü biçimde savaşmaktır.
C) İyi bir öğrenci, yalnızca not başarısıyla değil öğretmen-
9. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin yazarın içinde leriyle kurduğu diyalog ile de kendini gösterir.
bulunduğu duyguyu en iyi anlatan söz aşağıdakilerden D) Yaşamak, acımasız bir savaştır; savaşı kaybetmemek
hangisidir? için daima iyimser olmak gerekir.
B
İ
L
G
12. Çevirinin bir sanat sayıldığı günümüzde şiirdeki iç yapının
İ
dış yapıdan ayrılmadığı, özün biçimle birlikte var olduğu
sugötürmez bir gerçek iken hâlâ yabancı dillerden yapı-
10. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin değerlendiril- S lagelen şiir çevirilerinde, söylenen şeyin, söyleyişten ayrı
mesine ilişkin aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A olarak ele alındığını görmekteyiz. Şiiri yalnızca temada,
A) I. cümlede “gül”, “diken”, “gül kokusu”, “barut kokusu” R anlamda bulan bu yanlış anlayışın şiirle hiçbir ilgisi yoktur.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
gibi sözler alegorik bir anlam taşımaktadır. M Gerçek olan şudur ki söylenen ne olursa olsun, söyleyişsiz
A
olmuyor.
B) II. cümlede umutsuzluktan kurtulmak ve yaşama bağ- L
lanmak için neler yapılması gerektiğinden söz edilmiş- Bu parçanın yazarı aşağıdakilerin hangisinden yakın-
tir. maktadır?
C) III. cümlede olumsuz durumların olumlu durumlarla yer A) Şiir çevirilerinde şiirin orijinaline bağlı kalınmamasın-
değiştirdiğine vurgu yapılmıştır. dan
D) IV. cümlede daha önce var olan bir kavramın tekrar B) Çevirmenlerin, dilin inceliklerini iyi bilmemesinden
gündeme geldiği belirtilmiştir. C) Şiir çevirilerinin aslının verdiği etkiyi vermemesinden
E) V. cümlede aşama aşama gerçekleşen bir durum, ben- D) Şiir çevirilerinde söyleyişe önem verilmemesinden
zetme yoluyla somutlaştırılmıştır. E) Çevirinin de diğer türler gibi bir sanat sayılmasından
46
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
3.
ÜNİTE
NELER ÖĞRENECEĞİZ?
◗ PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCELER
SARMAL
STRATEJİLERİ
• Paragrafta konuyu açıklamaya ana düşünceyi buldurmaya ya- • “Değinilmemiştir, değildir, yoktur, belirtilmemiştir” gibi
rayan cümlelere yardımcı düşünceler denilir. soru kökleri ile sorulan sorular diğerlerinden farklıdır bu tür
• “Ulaşılamaz, söylenemez, varılamaz, beklenemez, nite- sorular yoruma genellikle yer verilmeyen sorulardır. Ya da
lendirilemez, olmaz, çıkarılamaz” soru kökleri ile sorulan her düşünceye tek tek değinilen bir yöntemle yazılmışlardır
sorular yorum isteyen sorulardır. Bu tür soruları çözerken önce ve parçadaki cümlelerle şıkları tek tek karşılaştırmayı gerekli
B
İ
2. İnsanlarımız, ülkemizin güvenliği uğruna can verirken ya- L 4. Çehov, yazmaya yeni başlayanlara şunları söylüyor: Kötü
rışma programları ve dizilerden gözümüzü ayıramıyoruz. yazdığınız için üzülmeyin. Çok iyi yazarak işe başlayan bir
G
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığındayız. Açlık genç yazar, kısa süre sonra bezer, yazmayı bırakabilir.
İ
çeken, gurbet çeken, yüreği yanan göçmenlerle dolu her Dünyada her şey gibi, yetenek de gelişmeyle elde edilir.
yanımız, ya ben aynı durumda olsaydım diyemiyoruz. Top- Olabildiğince çok yazın. Kötü de olsa yazın. Yaza yaza
lumun gerçek sorunlarını çözmeye katkısı olmayan ünlüler, S daha iyiye varacaksınız. Önemli olan, alışkanlığınızı yitir-
neden toplumun yükünü sırtında taşıyan öğretmenlerin, A memenizdir. Bol gezin. Araçlarda ikinci mevkileri yeğleyin.
hemşirelerin, ağır iş yapan emekçilerin, ilim adamlarının, R En ilginç insanları orada bulacaksınız. Üslupçuluktan, do- TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
fizik, kimya profesörlerinin, mucitlerin yüz katı para kaza- M lambaçlı cümlelerden kaçının. Sade yazın. Okuyucu sizin
nıyorlar. “Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul” ne- A yorumunuz olmadan da öykünüzü izleyebilmeli. Gereksizi
den? Çölleşiyor insanlık, erozyona uğruyor adamlık, sahi L de silip atın.
neden? Neden hepsi benim olsun diyoruz?
Bu parçada öykü yazmak isteyen gençlere Çehov’un
Bu parçanın yazarının yakındığı durumlar arasında verdiği öğütler arasında aşağıdakilerden hangisi yok-
aşağıdakilerden hangisi yoktur? tur?
A) Empati yoksunluğu A) Öykülerinizde gerçeklere bağlı kalın.
B) Vurdumduymazlığın yaygınlaşması B) Söz oyunları yapmaktan uzak durun.
C) Bencillik ve vicdan yoksunluğu C) Duru yazmaya özen gösterin.
D) Hakkaniyetin gözetilmeyişi D) Açık ve anlaşılır olun.
E) Cehaletin normal karşılanması E) Başarısız olduğunuzda pes etmeyin.
49
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Küçük Ağa romanında olaylar I. Dünya Savaşı’nın bitimin- 7. “Beni okuduktan sonra eskiden nasılsan öyle kal.” diye dü-
de, Salih’in gönderilmiş olduğu Arabistan Cephesi’nden şünen sözüm ona yazar, olmasa da olur. Eğer yazıyorsa da
Akşehir’e dönmesiyle başlar. Ancak ne Salih Akşehir’i bı- yazdıklarını ortaya çıkarması, kitaplaştırıp paylaşması ge-
raktığı gibi ne de Akşehir, Salih’i bıraktığı gibi bulur. Çün- rekmez. Sarsıp uyandırmak, bilinçlendirip yetiştirmek -baş-
kü yiğit, delikanlı, yakışıklı Salih, artık sağ kolu olmayan bir kaları da var ama- işte yazarın önemli bir görevi. Okuyucuya
çolaktır. Üstelik yüzünün sağ tarafı yanıktır ve sağ kulağı- da yazara da kendisini arayıp bulmada, yeni yeni yaşama
nın yarısı yoktur. Akşehir de eski, huzurlu ve mutlu Akşe- olanakları bulmada, çeşitli yönleriyle evreni görüp olgunlaş-
hir değildir. Akşehir, İtalyan işgâli altındadır ve senelerce mada yardımcı olan eserlerdir gerçek yazı ürünleri. Özellikle
Türklerle kardeş gibi yaşamış olan Rumlar ve Ermeniler gibi hızlı akışın olduğu, algılamaya, anlamaya, akıl yürütmeye
azınlıklar İtalyanlar ile iş birliği yaptıkları için işgâl altındaki ve değerlendirmeye fırsat bırakmayan aceleci gidişin her
Anadolu’nun pek çok yerinde yaşananlar, Akşehir’de de ya- şeyi altüst ettiği dönemlerde gerçek bir yazarın sorumluluğu
şanır. normal zamanlardan çok daha fazladır.
Tarık Buğra’nın Küçük Ağa romanının anlatıldığı bu Bu parçadan, aşağıdaki yargılardan hangisine varıla-
parçadan, maz?
I. Akşehir’in I. Dünya Savaşı öncesinde huzurlu bir A) Gerçek bir yazar, okuyucusunu etkilemek ve değiştir-
yaşamının olduğu mek amacı taşır.
II. Romanın kahramanı Salih’in acılı ve üzüntülü bir B) Gerçek yazar, önce yazdığını kendisi beğenmeli, sonra
psikolojiye sahip olduğu okuyucudan bunu beklemeli.
III. Türkiye’nin bütünüyle işgâl altında bulunduğu C) Okuyucusunda değişiklik yapmayı amaçlamayan bir
IV. Anadolu’nun birçok yerinde işgalcilerle birlikte hare- yazarın yazdıkları yayınlanmamalı.
ket edenler bulunduğu D) Gerçek bir yazı, yazarın kendini tanımasına ve geliştir-
numaralanmış yargılardan hangilerine ulaşılamaz? mesine katkıda bulunur.
A) Yalnız I B) II ve III C) Yalnız III E) Yazar, bazı değerlerin farkına varılmasıyla ilgili sorum-
luluğa da sahiptir.
D) III ve IV E) Yalnız IV
6. Ortak çıkarların birbirine bağlama gücü vardır insanla- 8. “Finger Reader”, giyilebilir teknolojilerin son örneklerinden.
rı. Ama dostlukların zinciri kadar sağlam değildir. İkisinin İşaret parmağına takılan ve kamerası olan yüzük, metni
birlikte olması belki ideal olandır. Bu durumda birliktelikten B kişiye sesli şekilde okuyor. Görme engellilerin hayatını ko-
doğan güç, yaratılan sinerji daha da etkilidir ama bir büyük İ laylaştıracak cihazdan, dil öğrenenler, turistler ve öğrenme
riski de barındırır bu ilişki biçimi çünkü “çıkar ortaklığı” ile L güçlüğü çekenler de faydalanacak. Bu yüzükle görme en-
“gönül ortaklığı” birbirini genellikle dışlayan yapılardır ve gelli kişi, bir kartviziti, restorandaki menüyü veya herhangi
G
ikisini bir arada tutmak, çok büyük hassasiyet gerektirir. bir metni okumak istediğinde yazılı olan yüzeye dokunuyor
İ
Bazen “çıkar” daha çok tercih edilir ve tercih eden kişiyle ve cihaz, metni sesli olarak okuyor. Şu anda araştırma pro-
dostluk eskisi gibi sürdürülemez. Bazen de “dostluk” “hatır totipi olan aletin yakın tarihte seri üretimine geçilecek.
gönül” tercih edilir ve çıkarları koruyacak tercihler, geri pla- S
na itilir. A Bu parçada hakkında bilgi verilen “Finger Reader” adlı
R cihazla ilgili,
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
D) Dostluk ilişkisiyle çıkar ilişkisini birlikte yürütebilen bir yargılarından hangileri yanlıştır?
topluluk bulmak mümkün değildir. A) I ve II B) II ve III C) II ve IV
E) Çıkarların da söz konusu olduğu bir ilişkide dostluk D) III ve IV E) III ve V
ilişkisinin önde tutulması ortak çıkarlara zarar verebilir.
50
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Birçok ülkenin son yıllarda vizeyi kaldırmasıyla turizmde 11. Cumhuriyet’in kuruluşundan II. Dünya Savaşı’na değin
Türk vatandaşları için yeni fırsatlar doğdu. Balkan coğ- ozanlar, ulusal yazınımızın etkisini sürdürdüler. Kemalet-
rafyası, bu açıdan özellikle dikkat çekiyor. Bölge, her yıl tin Kamu, Ömer Bedrettin Uşaklı, Ahmet Kutsi Tecer, Zeki
Türkiye’den çok sayıda turist ağırlıyor. Vize uygulanması- Ömer Defne, Orhan Şaik Gökyay gibi sanatçılar, halka ve
na 2010 yılında son veren Sırbistan da Balkanların cazip yurt sevgisine dönük şiirlerle karşımıza çıktılar. Arada ser-
seyahat rotalarından biri olma yolunda ilerliyor. Doğal ve best nazım ve toplumcu şiir, Yedi Meşale ve öz şiir gibi an-
tarihî zenginliklerle bezeli ülkenin başkenti Belgrad, Tuna layışlar olsa da ulusal yazınımızın devamı olan şairler, hep
Nehri üzerindeki en büyük ve gösterişli kenttir. Nüfusu baskın durumda oldu. II. Dünya Savaşı’nın sürdüğü 1940
yaklaşık 2 milyon olan Belgrad; 16 nehir adası, büyük bir yılından başlayarak yazınımızda radikal değişimler oluştu.
kale, müze ve yeşil alanlarla süslü. Sık uçak seferlerinin Garip ya da I. Yeniciler denen topluluğun şairleri; şiiri ge-
bulunduğu Belgrad, sadece 1,5 saat mesafede olmasıyla leneklerin tutsağı olmaktan kurtardılar yani ölçüyü, uyağı,
da Türk turistler için cazip bir yer. söz sanatlarını terk ettiler. Konu alanının sınırları tümüyle
kaldırıldı. Şiirde işlenemez denen bir konu kalmadı. İnsan
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi kesin ola-
rak çıkarılamaz? sevgisine ve yaşama sevgisine öncelik verildi.
A) Sırbistan, Türk vatandaşlarının ülkeye girişinde resmî Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
izin şartını kaldırmıştır. A) Cumhuriyet Dönemi şiirinde, II. Dünya Savaşı’na kadar
B) Belgrad, Sırbistan’ın en güzel ve en kalabalık şehridir. Millî Edebiyat anlayışı ağırlıklı olarak benimsenmiştir.
B) 1940 sonrasında şiirimizde köklü değişiklikler yaşan-
C) Yolculuğun kısa bir zaman alması Belgrad’a seyahatı
mıştır.
çekici kılmaktadır.
C) Garipçiler, şiirde alışılagelmiş çizginin dışına çıkmışlar-
D) Balkanlar, çok sayıda Türk turistin ilgi gösterdiği bir
dır.
coğrafya olmuştur.
D) I. Yenicilerle birlikte şiirimize soyut konular egemen
E) Tuna Nehri üzerindeki tek yerleşim yeri Belgrad değil-
olmaya başlamıştır.
dir.
E) Garipçiler uyağı, kafiyeyi kullanmayıp her tür konuyu
şiirde işlemişlerdir.
A) Dille ilgili beklentilerinin gerçekleştiğine C) Bir şeyler keşfetme isteği kimi zaman kaybolup gidebi-
lir.
B) Yaşadığı dönemin topluluklarından bağımsız olduğuna
D) Fotoğrafçının alışılagelmiş olandan farklı bir gözle bak-
C) Bütün şiirlerinin belli bir niteliğin üzerinde bulunduğuna ması, başarıyı getirir.
D) Şiir konusundaki üretkenliğine E) Yeni şeyler bulma isteği, insanın yaşı ilerledikçe büyü-
E) Şiirlerindeki özgünlüğe ve çeşitliliğe yen bir duygudur.
51
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
C) Doğum sonrası depresyonlarının ilaçlı ve ilaçsız tedavi B) Yarışın başlangıç ve bitiş yeri neresidir?
yöntemleri mevcuttur. C) Yarışın ülkemize katkısı hangi yöndedir?
D) Bazı ilaçların zararlı etkileri emzirme sırasında bebeğe D) Yarışa hangi ülkelerin sporcuları katılmaktadır?
geçebilmektedir. E) Yarışın parkurunda neden değişiklik yapılmıştır?
E) Emzirme devam ederken anneye tedavi uygulanması,
bebeğin sağlığı açısından kaygı uyandıracak özellikler
taşır.
B
İ
L
G
İ
4. Aile, biyolojik ilişkiler içindeki fertlerden oluşur ve insan
2. Mutluluk, kazançtan başka şeylere bağlıdır. Eğer insan S türünün devamını sağlayan bir kurumdur. Aynı zamanda
bildiklerinin üstüne yeni bir şeyler koyabiliyorsa, bazı iş- A toplumsallaşma sürecinin ilk ortaya çıktığı, karşılıklı ilişki-
lerin yapılması işini üstlenebiliyor ve onu gerçekleştirmeyi R lerin belirli kurallar doğrultusunda gerçekleştiği, toplumun
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
önemsiyorsa, başka insanların hayatına katkıda bulunu- M o güne kadar biriktirdiği maddi ve manevi zenginlikleri ku-
yorsa, bütün bunlardan dolayı saygı görüyorsa mutluluğu A şaktan kuşağa aktaran psikolojik, ekonomik, toplumsal,
yakalama şansı yükseliyor demektir. L hukuksal yönleri bulunan toplumsal bir kurumdur. Toplu-
mun yapı taşıdır.
Bu parçada insanın mutlu olması için gerekli görülen-
ler arasında aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiş- Aşağıdakilerden hangisi aile kurumunun bu parçada
tir? üzerinde durulan işlevlerinden biri değildir?
A) İnsanın sevdiği işi yapması A) İnsan soyunu devam ettirme
B) İnsanın sorumluluk alması B) Kültür aktarımını gerçekleştirme
C) İnsanın başka insanlara yararlı olması C) Bireyleri sosyalleştirme
D) İnsanın yaptıklarıyla takdir görmesi D) Sosyal yapının oluşumunda temel olma
E) İnsanın öğrenme konusunda yerinde saymaması E) Bireye evrensel değerleri aşılama
52
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. İnsan şehirden uzak, doğayla iç içe olunca farkına vara- 7. Ben bir yazar değilim, “yazıcı” bana daha uygun. Çünkü
madığı birçok şeyi düşünme fırsatı buluyor. Bir kere telefon ben yazmayı meslek edinmedim, görev bildim. Yaşam
çekmiyor, herhangi bir elektronik mesaj sesi, okuduğunuz boyu okuyanlardanım. “Okurluk” benim mesleğimdir. Oku-
kitabın en heyecanlı yerini bölemiyor. Yemekler doğal, tra- dukça yazmak da bir zorunluluk oluyor. Okumam, mono-
fik derdi yok; stres yapacak hiçbir şey yok. Sporu temiz ton bir okuma değildir; bazen hızlı, bazen yavaş okurum.
havada yapıyorsunuz, salonda ya da şehrin kirli havasında Yavaş okuyorsam aralarda kendimi de okuyorumdur, oku-
yapılana göre çok çok faydalı bir spor bu. Buraya gelince duklarıma eleştirel yaklaşıyorumdur. Kendi doğrularımla
insanın topraktan ve yeşilden uzaklaşınca ne kadar çok ilgili saplantılarım olmadığı için okurken doğrularımın yan-
gerildiğini de çok iyi anlıyorsunuz. Böyle bir ortamda insan, lışlığını görebiliyorum. Roman da şiir de öykü de deneme
koşuşturmaların yarattığı telaşlı yaşam biçimiyle ruhsal de okurum. Okumamdaki çeşitlilik yazıcılığıma da yansı-
bütünlüğünü kaybettiğini, kendisinin uzağında yaşamaya yor, okuduğum türlerde yazıyorum. Ama kendime ait kıl-
başladığını görüyor ve kendisiyle bir bütün oluyor. madığım, dilimde iğreti duran hiçbir şeyi de yazmıyorum.
Yani okuduklarımı olduğu gibi montajlamak benim işim de-
Bu parçaya göre doğayla baş başa yaşamanın etkileri
ğil.
arasında aşağıdakilerden hangisi gösterilemez?
A) Şehirde düşünülemeyen şeyleri düşünme olanağı bul- Kendisinden yukarıdaki gibi söz eden bir yazarla ilgili
mak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
B) Konsantrasyonu bozan dış uyarıcılardan uzak olabil- A) Değişik okuma stilleri edinmiştir.
mek
B) Okuduğu nitelikli yazarlara öykünmektedir.
C) Gerginlik yaratan etkenlerden tümüyle kurtulmak
D) İnsanın benlik bütünlüğünü yakalamasına olanak tanı- C) Farklı yazınsal türlerde ürünler vermektedir.
mak D) Kendi doğrularıyla ilgili ön yargılı değildir.
E) İnsanın daha enerjik ve üretken olmasını sağlamak E) Okuduklarına karşı sorgulayıcı bir tavrı vardır.
6. Çok para kazanmak çok satmaya bağlı bir durum olunca B 8. Atina’da 2400 yıl önce bir adam, çok fazla soru sorduğu
bir “tüccar yazar” tipi doğdu. Bunlar, yazarlığın gerektirdiği İ için ölüme mahkum edildi: Sokrates. Oysa onu ölüme gö-
tekniklerle değil, pazarlama teknikleriyle çalışıyor. Nitelik- L türen şeydi bir felsefeciyi filozof kılan. Görüntüsü çirkin,
siz çoğunluğun yönelimlerini takip eden editör ya da yayın- G pasaklı ve tuhaf bir adamdı. Ama muazzam bir karizması
cılarla kol kola, çoğu zaman onların istediği doğrultuda ya- İ vardı, parlak bir zihne sahipti. Felsefe onunla şaha kalk-
zan, kendi yazarlık iradesi olmayan bu kişiler, saman alevi mıştı. Atina’da onun gibi birinin olmadığı ve bir daha böy-
gibi parlayıveriyorlar, sonra sönüp gidiyorlar ama peşinde le birinin dünyaya gelmeyeceği konusunda bütün insanlar
S
oldukları şeye ulaşıyorlar yani paraya. Fakat bunların dile hemfikirdi. Nevi şahsına münhasırdı ama aynı zamanda
A
ve yazınsal estetiğe çok büyük zararları oluyor ve gerçek çok sinir bozucuydu. Kendini, insanı tatsız biçimde ısıran
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
yazarların seslerinin duyulmasını önlüyor bunlar. Üstelik yapışkan bir at sineği olarak görüyordu çünkü sorularıyla
M
okuyucuyu bu kadar basit ve kullan at tarzı yazılara alış- insanları düşünmeye, rahatını bozmaya yöneltiyordu.
A
tırıyorlar ki onları okuyanların gerçek bir yazarı okuması
L Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarıla-
âdeta imkânsız hâle geliyor.
maz?
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi gerçek bir
A) Felsefe 2400 yıl önce Sokrates ile Atina’da başlamıştır.
yazarın özelliklerinden biri değildir?
B) Gerçek bir felsefecinin temel niteliği soru sormasıdır.
A) Yazarlıkla ilgili kurallardan ödün vermez.
C) Atinalılar Sokrates’in eşsiz bir insan olduğu konusunda
B) Çoğunluğun hoşuna gitmeyi önemsemez.
birleşmişlerdir.
C) Nitelikli okuyucunun beğenisine uygun yazar.
D) Sokrates, insanları sorularıyla tedirgin eden bir düşün-
D) Kendi tanıtımını yapmak için mücadele eder. ce adamıdır.
E) Güdümlü olmayan bir yapısı vardır. E) Sokrates, düşünce kapasitesi ve etkileme gücü yüksek
biridir.
53
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Uçurtma müzesine giderseniz gittiğinize değecek çok çok 11. Ozanların bakışı değişkendir. Aşkı yüceltenlerin yanı sıra
şey bulacaksınız. Bizim kültürümüzde sadece altıgen olan onu yerenlerin, ondan yakınanların sayısı da az değildir.
uçurtmalar, Uzak Doğu ve Asya ülkeleri için kültürleri- Bana göre bakış farklılığını da yine aşkın insan yüreğinde
ni yansıttıkları bir sembol. Çin bölümündeki uçurtmaların yarattığı değişime bağlayabiliriz. Bir kez aşkın tohumları
çoğu hayvan figürlü. Kanatlı kurbağa, yengeç, yusufçuk yüreğin toprağında yeşermeyegörsün, âşık olan, başka
böceği, yarasa, baykuş ve kartal şeklindeki uçurtmalar türlü bakar dünyaya. Eskiden güzel diye nitelediklerini,
çok dikkat çekici. Hatta vazo şeklinde ve kartal tüyünden şimdi çirkin, katlanılmaz bulur. Adı aşk romanları arasında
uçurtmalar bile var. Yine de bana en ilginç geleni Japon akla ilk gelen Anna Karanina’nın kahramanı Anna’nın du-
uçurtmaları oldu. Bu konuda da farklılıklarını ortaya koy- rumu tam da bunu yansıtır.
muşlar. Avuç içi kadar uçurtmalara özel desenler hazırla-
Bu parçadan çıkarılabilecek sonuçlar arasında aşağı-
yarak tek tek işlemişler. Hintlilerin fil tanrı “Ganesha” figürlü
dakilerden hangisi yoktur?
uçurtması da görülmeye değer.
A) Ozanların aşka bakışında birlik yoktur.
Bu parçada tanıtılan uçurtma müzesi ve uçurtmalar
için, B) Aşk, âşık olan kişinin algılama biçimini değiştirir.
I. Türk uçurtmaları çeşitlilik göstermektedir. C) Aşkın ne olduğunu âşıklar değil ozanlar anlatabilir.
II. Müzedeki uçurtmaların birçoğu ait olduğu ülkenin D) Aşk romanı deyince akla gelen ilk romanlardan biri
kültürünü yansıtmaktadır. Anna Karanina’dır.
III. Japon uçurtmaları benzerlerinden oldukça küçük E) Aşkın insana yaşattıklarının etkisi onun aşka bakış
yapılmıştır. açısını belirler.
IV. Çin uçurtmaları tümüyle hayvan figürlü uçurtmalar-
dan oluşmuştur.
V. Müzedeki uçurtmalar arasında dinsel motif içereni de
vardır.
A) I ve IV B) II ve V C) III ve IV
D) III ve V E) IV ve V
nı, dilini, tema ile biçim uyumunu yazınsal kriterlere bağlı Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-
M
kalarak değerlendirir. Eleştirisi, yapıtla ilgilidir; asla kişiyle tir?
A
ve kişilikle ilgili değildir ve yok etmeye değil, var etmeye L A) Yeni şairlerin, şiirin geçmişini bütüncül olarak incele-
yakındır.
mediğine
Bu parçada bir eleştirmende bulunması gereken özel-
B) Öne çıkarılan şiirlere öykünenlerin özgün şiir yazama-
likler arasında aşağıdakilerden hangisine yer verilme-
dığına
miştir?
C) Şiir çizgisini belirleyememiş olan şairlerin kabul görme-
A) Tutarlı davranma
yi önemsediğine
B) Yansız olma
D) Genç şairlerin tanınmasını sağlayacak yolların sınırlı
C) Sanatçının bilgi eksiğini giderme olduğuna
D) Yapıcı eleştiride bulunma E) Millî şiirin bütünlük içinde ele alınması durumunda fark-
E) Bazı ölçütlere bağlı kalma lı şiirlerin yazılabileceğine
54
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Test
3 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE
1. Bir anda meşhur olup ortalığı kasıp kavuran bazı şairler, 2. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Her şey olmaya kalkışır-
üç beş yıl sonra unutulup gidiyor. Esamesi bile okunmu- san hiçbir şey olamazsın, olmayla ölmeyi bu ölçüt üzerin-
yor. Neden mi? Bunların bazıları üretim alanından çeki- den yorumlayalım.” düşüncesine uzak düşmektedir?
liyor çünkü amacı olan şeylere yani şöhrete ulaşıyor ve A) Cahit Sıtkı, babasına yazdığı mektupta “Soyadımızı
işi bitiyor. Bazıları, geldiği noktayı en yüksek zirve olarak yaşatacak bir iş buldum: Şair olacağım.” demişti. Bunu
görüyor. Oysa en iyi şiir henüz yazılmamış olandır ve iyi başardı, neden mi? Çünkü edebiyatın hiç başka bir
şair de bunu aramaktan vazgeçmeyendir. Bazıları ise “Ben türüne kulak asmadı, yan yollara sapmadı. Âdeta ken-
okumam, yazarım.” modundadır ve biriktirmeye devam disini şiire verdi, ondan da ölümsüzlüğü karşılık olarak
etmediği için yazamaz olmuştur çünkü söyleyeceği söz aldı.
kalmamıştır. Oysa “Hazıra dağ dayanmaz.” derler ki doğ-
rudur. Bilgi ve keşif artmadan yeni şiir yazmak zordur. İşte B) Tevfik Fikret, şiirin kıskanç bir sevgili olduğunu erken
bu arkadaşlar, şiir pistinde hızlı başlayıp çabuk tıkananlar, keşfetmiş ve ona göre davranmıştı. Bütün sevgi-
asla klasik olamayacaklar ve unutulanlar mezarlığına gö- siyle, enerjisiyle bir şiir adamıydı o. Diğer birçok
müleceklerdir. Servetifünuncu şair unutulup giderken Fikret, hâlâ
yaşıyor. Çünkü onun için biraz romancı, biraz hikâyeci,
Bu parça bütünüyle ele alındığında bir şairin klasik biraz tiyatrocu olmak diye bir şey yoktu. O, şairliğin
sanatçılar arasına girebilmesinin koşulları arasında ancak şiire odaklanarak kazanılan bir unvan olduğunun
aşağıdakilerden hangisinin gerekliliği üzerine durul- farkındaydı.
mamıştır?
C) Orhan Kemal, yazdığı ilk denemelerde hep şiir türünde
A) Şiir yazmada süreklilik kalem oynatıyordu. Bursa Cezaevinde şiirlerini Nâzım
B) Amacın tanınmak olmaması Hikmet’e okudu. Nâzım, onun şiirlerindeki tahkiyeci
üslubu keşfedip ondan hikâye ve roman yazmasını
C) Kusursuzu aramayı bırakmamak
istedi. İşte o büyük hikâye ve roman yazarının da
D) Birikimini yeterli görmemek doğum sancıları böyle başladı. Çukurova’ya yönelik
E) Öz güven sahibi olmak üstün gözlem gücünü ekmek kavgası veren insanların
yaşam kavgalarıyla birleştirip dev eserlere imza attı.
D) Tarık Buğra; gazeteci, hikâyeci, oyun ve fıkra yazarıy-
dı. Çok yönlü bir yazardı. Ama bir zaman sonra çok
kucaklayanın çok dökeceğini fark etti ve bir romancı
B olmaya ağırlık verdi. İşte o aşamadan sonra yazdığı
İ romanlar, ona romancı kimliği kazandırdı. Yoksa ilk
L
romanları hiç de roman katına çıkabilmiş anlatılar
G
değildi.
İ
E) Ahmet Mithat, o kadar çok işle uğraştı ve o kadar çok
S farklı türde eser yazdı ki şaşırmamak mümkün değil.
A Ama ölümünden sonra da o kadar çabuk unutuldu ve
R okunmaz oldu ki buna da şaşırmamak lazım. Çünkü TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M bu “yazı makinesi” taşıyabileceği yükten fazlasını
A yüklenmişti. O yüzden roman diye yazdığı her şeyde
L bir yarımlık, bir eksiklik vardı. Sanatçı dedirtecek bir
“sanatsal olgunluğu” hiçbir eserinde yakalayamadı.
Çünkü hep hızlı ve hep dağınık yazmak zorunda kaldı.
55
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
3. Fransız gezgin Charles Texier, 1834 yılında, Çorum yakın- 5. Antik Çağ kaynaklarında Tenedos adıyla anılan Bozcaada
larındaki Boğazköy’de bazı kalıntılara rastladı. 1906 yılında 36 km2 lik yüz ölçümüyle Türkiye’nin üçüncü büyük adası.
başlayan kazılar sonucunda buradaki yerleşim yerinin İÖ Aynı zamanda Çanakkale’nin de bir ilçesi ve de köyü ol-
2. binyılda Anadolu ve Kuzey Suriye’de hâkimiyet kuran Hi- mayan tek ilçe. Bozcaada, tarihte sayısız istilaya uğramış.
tit Devleti’nin başkenti Hattuşa olduğu anlaşıldı. Çivi yazılı Osmanlıların eski kalıntılar üzerine yeniden yaptığı kale
tabletlerde “Bin Tanrılı Şehir” olarak söz edilen Hattuşa’da hem serin hem de panoramayı görmek bakımından en çok
bugüne kadar saray ve tapınaklar, binlerce tablet içeren zaman geçirilen yerlerden biri. Polente Deniz Feneri’nin
arşiv yapısı, anıtsal kapılar, devasa boyutlarda tahıl am- bulunduğu yer, renkli gün batımlarının keyifle izlendiği bir
barları gibi çok sayıda yapı açığa çıkarıldı. UNESCO’nun yer. Ayazma, adanın en geniş, ulaşımı kolay olduğu için de
Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan ören yerinde arkeo- en çok insan ağırlayan, upuzun kumsalı boyunca sıralan-
lojik kazıların yanı sıra restorasyon çalışmalarıyla da bölge
mış gölgelikleriyle başlı başına yaşam alanı olan bir plaj.
bir açık hava müzesine dönüştürüldü.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada verilen bilgilerden
Bu parçada sözü edilen “ören yeri” ile ilgili aşağıdakiler-
biri değildir?
den hangisine değinilmemiştir?
A) Bozcaada’nın alan genişliğinin ne kadar olduğu
A) 19. yüzyılda varlığı fark edilmiş ve 20. yüzyılın başla-
rında kazılara konu olmuştur. B) Bozcaada’nın idari bakımdan nereye bağlı olduğu
B) Hitit Devleti’nin en büyük şehrinin kalıntılarını içermek- C) Bozcaada Kalesi’nin ilk olarak kimlerce yapıldığı
tedir. D) İnsanların Bozcaada’nın en çok neresinde zaman geçir-
C) Yazılı belgeler, kâğıt dışı nesnelerin malzeme olduğu diği
belgelerdir.
E) Bozcaada’nın denizinin ve plajının bazı niteliklerinin
D) Kültürel değer açısından uluslararası düzeyde önem neler olduğu
verilen bir yerdir.
E) Kazılarla çıkarılan çok sayıda kalıntı ve onarılan arke-
olojik malzemeye sahiptir.
B
4. İnsan, ihtiyaç duyulmaya ihtiyaç duyar. Bu, insanoğlunun İ 6. Yıllar geçip gittikçe büyüyeceğimize “çekiyoruz” bence.
en temel ihtiyaçlarından birisidir. Kişi, kendisine önem ve-
L Çamaşır makinesine atılmış kaşmirler gibi küçülüyoruz.
G
rilmediğini biliyorsa ölmeye başlar. Kişi en azından birisi Duygularımızı, saflığımızı, merhametimizi kaybediyoruz.
İ
için önemli olduğunu hissetmezse onun tüm yaşamı önem- Kararlarımızı kendimiz veremiyoruz. Hayatımızı ayakları-
siz hâle gelir. Bu nedenle sevgi, var olan en büyük terapidir mız değil başkaları yönlendiriyor. Kendi beynimiz yerine
ve dünyanın terapiye ihtiyacı vardır. Çünkü dünya sevgiyi S başkalarının beyni alıyor kararları. Kendi seçtiğimiz yöne
özlüyor uzun zamandır. Gerçekten de sevgi dolu bir dün- A
gidemiyoruz. Hatta hayatın telaşı, koşuşturmaları içinde
yada terapiye hiç ihtiyaç kalmayacaktır. R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
A) İnsan, önemli olduğunu hissetmeye gereksinim duyar. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan durum-
B) Kimsenin ilgi göstermediği biri için yaşam anlamsızla- lardan biri değildir?
şır. A) İnsanın büyüdükçe özündeki güzellikleri kaybetmesi
C) Sevgi gören insanın ruhsal sağlığı, sevgi görmeyene B) İnsanın karar alma özgürlüğünü kaybetmesi
göre iyidir.
C) İnsanın tekdüze bir yaşamın içine hapsolması
D) Sevgisizlik, insanoğlu için küresel bir sorun hâlini
D) İnsanın başarıya giden yolları geç öğrenmesi
almıştır.
E) İnsanın hissettikleri konusunda farkındalığını yitirmesi
E) Sevgi, insanın başarıya dönük motivasyonunu artırır.
56
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
7. Bağımlı kişilikler, kendilerini saygılı, düşünceli olan ve tut- 9. İbiş’in Rüyası ’nda konu, ünlü sinema oyuncumuz Adile
kulu istekleri olmayan, uyumlu biri olarak görürler. Her- Naşit’in bir o kadar ünlü komedyen babası Naşit’in yaşa-
hangi bir yeteneklerinin, erdemlerinin ve çekiciliklerinin mının yansımalarıdır. Aslında nefis bir aşk hikâyesidir. Evli
olmadığına inanırlar. Kendilerini başkalarıyla kıyaslayarak olan Naşit ile Hatice (Selma Seha) arasındaki bu aşk, Tarık
onların başarılarını kendilerinin ise başarısızlıklarını abar- Buğra’nın pürüzsüz anlatımıyla bir çırpıda okunacak nite-
tırlar. Kendi yetersizlikliklerini öne sürerek almak zorunda likte. Yazar, psikolojik ayrıntılara iner. Nahit’in evlilik ahlakı
oldukları sorumluluklardan kaçarlar. Ancak bu yaptıkla- ile Hatice’ye duyduğu aşk arasındaki ruhsal bocalamaları,
rından dolayı da vicdan azabı çekerler. Çevresindekilerin kıskançlıkları, içi kan ağlarken insanları güldürmek zorunda
sevgisini ve onayını alarak kendilerini güvende hissetme olması gibi durumları ve Hatice’nin Nahit’i kendine bağla-
ihtiyacı duyarlar. mak amacıyla hiç sevmediği Sadi’ye yakınlık göstermesi,
Nahit’i kaybettikten sonra kendi canına kıyması ve Nahit’in
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi sözü edilen
kalabalıklar içinde yapayalnız kalışı, okuyucuda deprem et-
kişilik özelliklerine sahip birinin cümlesi olamaz?
kisi yaratacak anlatılardır.
A) Ben hırslı bir insanım ama gücümün sınırlarını da bili-
Bu parçada sözü edilen roman ve yazarıyla ilgili aşağı-
rim.
dakilerden hangisine değinilmemiştir?
B) Ben hiçbir alanda üstün başarılar kazanacak bir kapa-
A) Romanın biyografik nitelikler taşıdığına
siteye sahip değilim.
B) Romanın dilinin akıcı bir özellikte olduğuna
C) Ben bu işi yapmaya kalkışırsam boşuna zaman kaybet-
C) Roman kişilerinin iç dünyalarının yansıtıldığına
miş olurum.
D) Romanın kahramanın iç çatışmalar yaşadığına
D) Benim yapamadığım matematik sorularını Eda hiç zor-
lanmadan nasıl da yapıyor! E) Romanın gerçekliği kurgulamaksızın yansıttığına
B) Yokluğunun bir esaret olduğuna C) Romanın kahramanının zıt özellikler taşıyan iki dönemi
bulunmaktadır.
C) Ona verilen değerin dönem dönem değiştiğine
D) Körduman romanında halk kültürüne ait motiflerin anla-
D) Bu gücü yitirmenin insanı herhangi bir varlığa dönüş- tımına başvurulmuştur.
türdüğüne
E) Sağırdere romanında mekân, tümüyle bir Anadolu
E) İnsanın bazı yeteneklerini onunla geliştirdiğine köyüdür.
57
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
11. “Sevda” sözcüğünün aslı Arapçadır ve tutkulu duyguların 12. Aydın’ın Kuşadası ilçesi, yakın gelecekte dünyanın en po-
kaynağı olarak bilinen ve kalpteki küçük, siyah noktanın püler dalış merkezi olmak için epeydir çaba gösteriyor. Su
adı olan “süveyda” sözcüğünden gelir. Ama bu işin lisans altı sporları başta olmak üzere yerli ve yabancı turist için
eğitiminden geçmiş kişiler bile bu sözcüğün “sevmek” fii- tekrar popüler bir cazibe alanı olmayı hedefleyen Kuşa-
linden türetildiğini sanmaktadır. Oysa “-da” diye bir fiilden dası, bu algıyı oluşturmak için turizmin yanında eğlence,
isim yapım ekimiz yoktur ve ekler, kendinden bir önceki barınma, beslenme gibi alanlarda yapılan yatırımların rek-
heceye göre kalınlık-incelik uyumuna uyar. Yine Fransız- lamı için atağa kalktı. Bu doğrultuda A300 tipi uçak denize
ca “ekol”den gelen “okul”un da “okumak” fiilinden geldiği batırıldı. Uçağa ilk dalış da gerçekleştirildi. Dalış amaçlı
yanılgısına kapılanlar olmuştur. Keza Farsça “zûkak” keli- batırılmış olan bu uçak, şu an dünyanın batırılmış en bü-
mesinden gelen “sokak” kelimesinde de aynı hataya düşü- yük uçağı durumunda. Şimdiden Avrupa’nın önemli basın
lüyor. Bu tür hataların sebebi sanırım sözcüklerin alındığı organlarında yer alan haberde ayrıca Kuşadası’nın dün-
kaynak dildeki anlamıyla dilimizdeki anlamı arasında bir yanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı’na da
örtüşme olmasıdır ve kelimelerin dilimizin fonetik (ses) ya- ev sahipliği yapan antik kent Efes’e yakınlığına da vurgu
pısına uydurulup değişime uğratılmasıdır. Yine de dilimizin yapılıyor.
temel niteliklerine ilişkin bilgilerle bir akıl yürütülse bunların I. Kuşadası sınırları içinde Artemis Tapınağı da bulun-
Türkçe olmadığı kolayca anlaşılabilir. maktadır.
Bu parçada verilen bilgiler arasında aşağıdaki yargı- II. Kuşadası, daha önceki dönemde turistlerin yoğun ilgi
lardan hangisi yer almamıştır? gösterdiği bir yer olmuştur.
A) Dilimizin bir kelimenin Türkçe olup olmadığını anlama- III. Kuşadası’nda turizme yönelik yatırımların tanıtılması
ya yarayan kriterleri vardır. amacıyla yoğun çabalar sarf edilmektedir.
B) Dilimize geçen yabancı sözcüklerin çokluğu, dilimizin Numaralanmış yargılardan hangilerine parçada kesin
yozlaşmasının kaynağıdır. olarak yer verilmemiştir?
C) Yabancı dillerden dilimize geçen kelimelerde dilimizin A) Yalnız I B) I ve II C) I, II ve III
ses yapısına uygun değişiklikler olabilmektedir. D) II ve III E) Yalnız III
D) “Sevda”, “okul”, “sokak” kelimelerinin ait olduğu dildeki
anlamıyla dilimizdeki bazı sözcük köklerinin anlamsal
yakınlığı vardır.
E) Bazı alıntı sözcüklerin Türkçe bir kökten türemiş ola-
bileceği yanılgısına akademik bilgi sahibi kişiler de
düşmektedir.
B
İ
UNUTMA L
G
Hızı artıran en önemli etken “kavram bilgisi”dir. Kelime İ
dağarcığınız ne kadar zenginse o kadar hızlı ve doğru
anlarsınız. Öyleyse karşınıza çıkan farklı kelime ve kav- S
A
ramları lütfen bir deftere kaydedin ve daha sonra cümle
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
içinde kullanın. M
A
L UNUTMA
Her metin aynı hızda okunamaz. Olaya dayalı yahut
UNUTMA gözleme dayalı metinler kolay ve hızlı okunabilirken
düşünsel metinler yahut yoğunluk taşıyan sanatsal bir
Hızı artıran önemli bir unsur da okunan metne aşina dilin bulunduğu metinler biraz daha dikkatli ve anlaşılıp
olmak, metnin ait olduğu alanla ilgili bilgiye ve kültüre anlaşılmadığı hissedilerek okunmalıdır. Anlaşılmadığı
sahip olmaktır. Demek ki “çok yönlü okumak” ve bilgi, hissedilen mecazlı, imgeli, sembollü yahut üstü kapalı
kelime ve kavram biriktirmek bizi hızlı ve isabetli çözüm- sözlerin anlamının o sözden önce veya sonra açıklığa
lere kavuşturacaktır. kavuşturulmuş olabileceğini unutmayınız.
58
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Test
4 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE
1. • Türkiye’de bisiklet kültürünün gelişimi, doğrusal bir 2. Gençlerin %92’sinin Nutuk adlı eseri anlayamadığını MEB’in
çizgi izliyor mu? liselerde düzenlediği anket ortaya koydu. Ayrıntısına gelince
• Bisiklet şimdilerde yeniden popülerleşiyor mu? öğrencilerin yalnız yüzde 8’i eseri rahatlıkla ve eksiksiz anla-
• Bisiklet turlarında mutlaka yanınıza aldığınız teknik dığını belirtirken yüzde 19’u hiç anlayamadığını, yüzde 44’ü
ekipmanlar nelerdir? anlayamadığı yerlerin çoğunlukta olduğunu, yüzde 29’u bazı
• Eurovelo bisiklet rotaları ne demektir? yerleri anlamakta güçlük çektiğini belirtti. Doğrusu o mutlu
azınlığı ödüllendirmek gerekir. Az buz şey değil Atatürk’ün
Bir röportajda yer alan aşağıdaki cevaplardan hangisi
bu kitabını anlamak. Bırakın liseli gençleri, üniversiteliler
bu sorulardan herhangi biriyle ilişkili değildir?
arasında bir anket yapılsa Nutuk’u rahatlıkla ve eksiksiz an-
A) Bu, tüm Avrupa’yı boydan boya örmüş bisiklet rotaları- ladığını söyleyen, yüzde 8 çıkmaz gibi geliyor. Kabul ediyo-
dır. Türkiye dâhil 22 ülkeden geçen 19 farklı güzergah rum; dil ve anlatımıyla bu eser, bugünün gençleri için çetin
var. Bu rotalar yetkili otoritelerce işaretlenip tabelalan- cevizdir ama daha yüz yıl bile geçmeden böylesine değerli
dırılmış. Hepsinin zorluk dereceleri ve ne kadar sağlıklı bir eserin eğitimli gençlerce anlaşılmaz hâle gelmesi acı.
işaretlendirildiklerine dair bilgi de mevcut. Zemin durum- Türkçenin bu kadar hızlı değişmesi kültür köprülerini havaya
larının asfalt mı yoksa toprak mı olduğuna kadar her şey uçuruyor.
belirtilmiş.
Bu parçada sözü edilen anket ve anketin değerlendi-
B) Bisikletle uzun turlarda olmazsa olmazınız; yama takımı,
rilmesiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
yedek iç lastik, pompa ve alyan takımı. Bisikletinizin vi-
dalarına uygun anahtarlar almalısınız. Bunlar minimum A) Eseri zorlanmadan ve tam anlayanlar, çok az sayıda-
teçhizat olarak kabul edilebilir. Avrupa’da çoğu rotada bu dır.
teçhizat fazlasıyla yeterli olacaktır. B) Anladığı yerlerin anlamadığı yerlerden az olduğunu
C) Kentlerin yaşanılmaz hâle gelmesi, küresel iklim deği- söyleyenlerin oranı en yüksektir.
şikliği, karbon ayak izimiz yani ekolojik hareketlerle pa- C) Bazı yerleri anlarken zorluk çektiğini belirtenlerle hiç
ralel bir yükseliş var. Kitleselleşmesi 90’lar ve 2000’ler anlamadığını belirtenler yüzde ellinin altındadır.
ve devam eden bir süreç. Burada bisikletin bir tür yeni-
D) Gençlerin böylesine önemli bir eseri anlamamaları,
den doğuşundan söz etmek mümkün hem dünyada hem
onların kitap okuma alışkanlıklarının olmadığını göster-
Türkiye’de.
mektedir.
B
D) 1960’ların gazetelerini aldığınızda “vay be, ülkede bisik-
İ E) Dilin çok hızlı biçimde değişmesi, birikimlerin sonraki
let kültürü varmış” diyebilirsiniz ancak 1980’ler için bunu
L kuşaklara aktarılmasında sorunlar oluşturmaktadır.
diyemezsiniz. 1930’larda bisiklete binen kadınlar göre- G
bilir ancak sonraki yıllarda pek göremezsiniz. Türkiye’de İ
bisiklet kültürünün inişli çıkışlı bir tarihi var. Buna bir de
devamlılık sorununu ekleyebiliriz. S
E) İlk bisiklet şiirini Tevfik Fikret yazmış ve “hayatı birkaç A
R
adım fazla koşturup yormak ” diyerek bisikleti beğen-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
memiştir aslında. Sonra Nâzım Hikmet’in şiirinde var, A
velosipet diye geçer. Tarih gazetesinde bir haber ha- L
tırlıyorum 1895 yılında galiba, bir Avrupalı bisikletle
İstanbul’a geliyor ve oradan Bursa’ya geçiyor.
59
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
3. Düşünme yok yazarlarımızın çoğunda, inanma var. Yazı- 5. Zahmetli bir yolculuktan sonra nesli tehlikede olan dağ go-
larında bazı sözler var ki “düşünce” sanıyoruz. Çabuk ka- rillerinin yaşadığı ülke olan Ruanda’ya ulaştım. Amacım
pılmayalım bunlara. Kendi kendilerine düşünüp de erdikleri dünyada 800 tane kalan ve 600’ü bu ülkede bulunan dağ
bir sonuç değil. Bu yüzden bunlar düşünce değil. Şuradan gorillerini tanımak, pigmelerle tanışmak. Orta Afrika’daki
buradan öğrenilmiş idealler veya ideolojilerdir bunlar. Aynı bu minik ülkeye “Afrika’nın İsviçresi” diyorlar. Uganda ve
perspektiften dünyaya baktıkları insanların hazır düşünce- Kongo ile komşu, onlara göre refah düzeyi çok yüksek. Af-
lerini olduğu gibi almışlar. Bir de kendi akıl süzgeçlerinden rika denince aklımıza hep çöl, hep sıcak gelir ama burası
geçirmemişler. Bir ideolojiye saplanıp onunla ilgili her şeyi yemyeşil ve hiç terlemiyorsun. Burada diğer Afrika ülkele-
doğru bellemek, aklın elini kolunu bağlamak demektir. rindeki gibi “safari”ye çıkmıyorsun. Yağmur Ormanları’nda
gorillerle birlikte yürüyüş yapıyorsun. Afrika’nın en büyük
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
yağmur ormanı burada. Ruanda bin tepeli bir ülke. Biz
A) Aklıyla çözüm üretemeyen insan, bunalıma girebilir. 2000 metrenin üzerinde bir yerde konakladık ama gorillerle
B) Düşünce, insanın akıl yürüterek vardığı bir sonuçtur. 3000 metrede buluştuk.
C) Bazı yazarlar, sorgulayıcı tavırdan uzak, düşünce üre- Bu parçada “Ruanda”yla ilgili aşağıdakilerden hangisi-
temeyen kişilerdir. ne değinilmemiştir?
D) Bir dünya görüşünü sorgulamaksızın benimsemek, dü- A) Türünün yok olma riski bulunan bir goril cinsinin dörtte
şünce yeteneğini yok eder. üçüne ev sahipliği yaptığına
E) İdeolojik inanışlar ile kişinin kendisinin ürettiği düşünce B) Komşu ülkelere göre yaşam standartlarının bir hayli
aynı şey değildir. yüksek olduğuna
C) Bulunduğu kıtanın en büyük yağmur ormanlarına sahip
olduğuna
D) Afrika’nın en yüksek tepelerinin bulunduğu bir ülke
olduğuna
E) Akla gelen Afrika imajından çok farklı coğrafi koşulları-
nın bulunduğuna
4. Genellikle 65 yaş ve üzeri kişilerde görülen “alzheimer”, 6. 9. yüzyılda yaşayan Muhammet El Harizmi, modern “cebir”in
az olmakla beraber bazı türleri 30-60 yaş aralığında da B babasıdır. Lineer ve ikinci dereceden denklemlerin sistema-
görülebiliyor. Yaşlanma, genetik, yaşam tarzı ve çevresel İ tik çözüm yollarını geliştirdi. Bütün dünyanın kullandığı tri-
faktörler gibi çeşitli etkenlere bağlansa da nedenleri ko- L gonometri tablolarını ilk yapan oydu. Arap rakamlarını, sıfırı
nusunda bir kesinlik yok. Herkesi farklı etkilese de hafıza G ve onluk sayı sistemini dünyaya o tanıttı. Çeşitli şehir, dağ
problemleri, akıl yürütme, muhakeme gibi temel bilişsel İ
ve ırmakların koordinatlarını tespit etti. Coğrafya alanında
fonksiyonların gerilemesi, bu hastalığın ilk belirtileridir. İlk yaptığı çalışmalar, dünya haritalarının temelini oluşturdu.
dönemlerinde kelime ve isimleri hatırlama güçlüğü, etrafta S İngilizcedeki “algabre” ve bunun Türkçe karşılığı “cebir” söz-
amaçsızca dolaşma, aynı soruları tekrarlama çoğalır. En A cüğü, onun denklem çözme formülü olan “el-cebr”den gel-
uzun dönem olan ikinci evrede kendi geçmişini unutma, R
mektedir. Yine “algoritma” kelimesi, bu kavramı ilk geliştiren
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
60
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
7. 3 Haziran 2016’da ölümsüz bir adı geride bırakarak dün- 9. Güdümlü sanat olamaz. Olmamalıdır. Çünkü sanatçıya
yaya gözlerini yuman Muhammed Ali Clay, tüm zaman- şunu yaz, bunu yazma gibi buyruklar vermek onun yaratı-
ların en iyi boksörüydü. Kariyeri boyunca yaptığı maçların cılığını öldürür. Sanatçı özgürce üretebiliyorsa özgün eser
sadece 5’ini kaybetti. 17 kez unvanını ortaya koyarak ve ortaya koyabilir. Çünkü özgünlüğün birinci şartı sanatçının
koruyarak bir dünya rekoru kırdı. Ama yıllardır parkinson kendine özgü olanı ve kendine uygun olanı dilediğince
hastalığı ile mücadele ediyordu. Onun ölümü tüm dünyayı seçmesidir. “Yaşamak tutkusu” ile yanıp tutuşan ve “ölüm”
sarstı. Çünkü o, yardım kampanyalarının gönüllüleri ara- ile yaşam büyüsünün bozulmasından korkan ve bunu da
sındaydı ve dünyadaki ünlüler listesinin A grubundaydı. kişiliğinin bir parçası yapan Cahit Sıtkı Tarancı’dan epik
Ayrıca haksızlıklar, savaşlar karşısında bir tavır adamıydı. veya didaktik şiirde başarılar göstermesini bekleyemezsi-
Kendi ülkesinin Vietnam’a savaş açmasına da karşı dur- niz. Ya da gözlemci ve gerçekçi bir tavırla toplumcu şiirler
muş ve eleştirilmişti. Bu sebeple hapse atılacağını bile bile yazmaya alışan bir Mehmet Akif’ten bireysel konulu, lirik
“Bana Vietnamlının bir kötülüğü yok, ben bir Vietnamlıyı şiirlerde büyük yaratıcılık bekleyemezsiniz.
öldüremem.” dedi ve savaşa katılmadığı için 5 yıl hapis ve
Bu parçadan sanat ve sanatçıyla ilgili aşağıdaki yargı-
10 bin dolar para cezası aldı. 1991’de Amerikalı rehinelerin
lardan hangisine varılamaz?
iadesi için Irak’ta Saddam Hüseyin’le görüştü.
A) Sanatçı, özgür olmalıdır.
Bu parçada “Muhammed Ali” ile ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir? B) Özgünlüğün temel şartı özgürlüktür.
A) Ölümünün birçok kişi tarafından üzüntüyle karşılandı- C) Şairin kişiliği ile şiir arasında bağ vardır.
ğına D) Kendi tarzına uymayan bir şiiri yazarken şair yaratıcılı-
B) Gelmiş geçmiş en iyi boksör olduğuna ğını gösteremez.
C) Dünyanın en tanınmış kişilerinden olduğuna E) Şairler, şiir dışında bir türde başarılı olamaz.
D) Yanlış gördüklerini korkusuzca dile getirdiğine
E) Aldığı cezaların onun sporculuğuna zarar verdiğine
B
10. Herhâlde ılımlı olmayı, uyumlu ve itaatkâr davranmayı fa-
zilet sayan biriydi ve çok değerli bir şairi eleştiriyordu. Şai-
İ
L rimizi öfkeli buluyordu. Oysa şairimiz ilkeliydi. Şairimizi çir-
G kin ve rahatsız edici buluyordu oysa şairimiz sadece taviz
8. Etliye sütlüye karışmayan kişiye aydın denemez. Olsa olsa İ vermiyordu. Eleştirilmeyi hak eden bu eleştirmen, ne yazık
o bir memurdur; okumuş, yazmış bilgili bir memur. Kimin ki bunları birbirine karıştırıyordu. Çünkü peşin hükümlüydü
borusu ötüyorsa ona hak verir ama verdiği “hak”, “haki- çünkü şairimizi yansız biçimde ve anlama çabalarıyla oku-
S
kate uygun” olmasa da fark etmez. Çevresini her geçen mamıştı. En garibi de kurallarını kendisi koymuş ve “bunlar
A
gün kir kaplar, pas tutar lakin bizimki suya sabuna dokun- şiire yakışmaz.” etiketini de yapıştırmıştı. Bu kadar man-
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
maz. Kimsenin hatasını söyleyemez. Korkar, tırsar, susar. tıksız bir yazıyı sırf onun yaptığını yapmamak için sonuna
M
Toplumun kalabalığına uyup katılır bir kervana. Bizimki A kadar okudum, benim için büyük bir eziyetti doğrusu.
kervancıdan bahşiş umar ve ürkütmez fincancı katırlarını, L Bu parçada yazarın yazısını okuduğu ve eleştirdiği
kervan yanlış yollara gider; aldırmaz, şaşırmaz, asla kitabı
eleştirmenle ilgili aşağıdaki belirlemelerden hangisi
orta yerinden okumaz, asla yüksek perdeden konuşmaz.
yoktur?
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi gerçek bir
A) Öfkeli olmayla prensip sahibi olmayı karıştırmaktadır.
aydının özellikleri arasında sayılamaz?
B) Ödün vermeyen birini çirkin ve rahatsız edici bulmakta-
A) Çok geniş bir bilgi dağarcığına sahip olmak
dır.
B) Egemen anlayışa göre karar vermemek
C) Değerlendirmelerinde nesnel ve ön yargısız değildir.
C) Toplumun bozulmasına karşı mücadele vermek
D) İlkelerine bağlı olmayı abartmış bir kişidir.
D) Haksızlıkları ve yanlışlıkları eleştirebilmek
E) Hakkında eleştiri yazdığı şairi tam olarak okuyup anla-
E) Çıkarları için doğrudan, nesnellikten uzaklaşmamak mamıştır.
61
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
11. İçimizdeki Şeytan’da Ömer ve Macide’den sonra öne çı- 12. Adana Tenis Dağ ve Su Sporları Kulübü kortlarında yeti-
kan karakter Bedri’dir. Balıkesir’de ortaokulda Macide’nin şen, millî tenisçiler Çağla Büyükakçay ve İpek Soylu’nun
müzik öğretmeni olarak karşımıza çıkan Bedri, son dere- büyük başarıları, Adanalıların göğsünü kabarttı. Türk teni-
ce nazik biridir. İçten içe Macide’ye hayranlıkla karışık saf sinin uluslararası alandaki ilk önemli başarılarına imza atan
bir sevgi beslemektedir. Aslında aynı duyguları Macide de bu iki tenisçi, gençlerimizin tenise yönelmesi konusunda da
Bedri’ye karşı beslemektedir. Toplumsal baskılar ve öğ- etkili oldu. Son olarak İstanbul Cup’ta ilk 100’e giren ilk Türk
renci-öğretmen ilişkisi gibi sebeplerle dile getirilemeyen bir tenisçi unvanını alan Çağla Büyükakçay ile WTA’nın par-
aşktır bu. Annesine ve hasta ablasına bakmak için öğret- layan yıldızlarından 20 yaşındaki İpek Soylu’nun isimleri
menliği bırakıp gece kulubünde çalışmaya başlayan Bedri, memleketleri Adana’da ölümsüzleştirildi. Çünkü bu iki te-
Sabahattin Ali’nin dönemin iki yüzlü aydınlarını ve çürümüş nisçinin adları Adana’da bulunan ayrı ayrı iki spor tesisine
düzenini anlatmak için kullandığı bir figürdür. Bedri’nin ağ- verildi.
zından dökülenler, aslında Sabahattin Ali’nin düşünceleri-
Yukarıda sözü edilen tenisçilerle ilgili,
dir. 1940 yılında yazılan bu roman, o dönemin politik yaşa-
I. Hemşehrilerinin kendileriyle gurur duyduğu
mının da ciddi bir eleştirisidir.
II. Elde ettikleri başarılara Türk tenisinde daha önce
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili aşağıdakilerden
rastlanmadığı
hangisi yanlıştır?
III. Çağla Büyükakçay dışında Türk tenisçilerinin uluslara-
A) Kahramanlardan Bedri, iki yüzlü bir aydın tipidir. rası başarı gösteremediği
B) Kahramanların duygularını açığa vurmalarına engel IV. İpek Soylu’nun WTA’nın dikkat çeken tenisçilerinden
olan unsurlar vardır. olduğu
C) Bedri, yazarın düşüncelerini yansıtma işlevi görmüştür. yargılarından hangilerine bu parçada yer verilmemiş-
D) Roman, yazıldığı dönemin siyasi hayatını sorgulamış- tir?
tır.
A) Yalnız I B) II ve III C) Yalnız III
E) Macide, Bedri’ye gizli gizli bir hayranlık ve sevgi besle- D) III ve IV E) Yalnız IV
mektedir.
B
İ
L
G
İ
S
A ÖNEMLİ
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
62
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Test
5 PARAGRAFTA YARDIMCI DÜŞÜNCE
1. Aziz Sancar, 1946’da Mardin’in Savur ilçesinde, çiftçilikle 2. Affetmeyerek geçirdiğimiz her geçen gün, içimizdeki kini,
uğraşan orta gelirli bir ailenin yedinci çocuğu olarak dün- öfkeyi, nefreti besleriz ve büyütürüz. Büyüdükçe intikam
yaya geldi. İlk ve ortaokulu, Ankara’da okuduğu ikinci sı- alma duygumuz daha da güçlenir. İçimizdeki ateşi soğu-
nıf hariç, Savur’da tamamladı. Liseyi ise Mardin’de okudu. tamayız, ona sürekli odun atmakla meşgul oluruz. Bu bü-
Daha sonra İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden birin- tün düşüncemizi işgal eder, bütün enerjimizi tüketir. “Ben,
cilikle mezun oldu. TÜBİTAK bursuyla gittiği ABD’de birkaç bunu hak etmedim.”, “Bunca şeyden sonra bunu bana nasıl
yıl biyokimya eğitimi aldı. Fakat bazı sosyal uyum problem- yapar?” der dururuz. İçimizdeki ateşi bu düşünceler biraz
leri yaşayınca yurda döndü. Savur’da kısa süre hekimlik daha harlar. İlk bizi küle çevirir. Bu kan davasının silahın-
yaptı. Gönlü hep bilimsel çalışmalardaydı. ABD’ye tekrar dan çıkan ilk kurşun bizi vurur da anlayamayız. Çok sonra
gidip Dallas’taki Teksas Üniversitesinde moleküler biyoloji anlamaya başlarız ama bu bir pişmanlıktır. Çünkü bütün
alanında doktora yaptı. Sonrasında Yale Üniversitesinde enerjimizi ve dikkatimizi cezalandırmak için harcamışızdır
araştırmalarına devam etti, birçok buluşa imza attı. Çalış- ve bir şey de kazanmamışızdır. Uğradığımız ihanetin gö-
malarına daha sonra ABD’deki Chapel Hill Nort Coroline zümüzü kör etmesinin bu sonuçlarından ancak affederek
Üniversitesinde aynı özenle devam etti. Yaklaşık kırk yıllık kurtulabiliriz ve kendimiz için verimli yaşayabiliriz.
araştırma kariyeri boyunca pek çok ödül alan Aziz Sancar
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek
sonunda DNA onarım mekanizmaları konusunda yaptığı
yargılardan biri değildir?
buluşlar nedeniyle 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü aldı.
A) Birini affedememek, affedemeyenin acı çekmesine yol
Bu parçadan Aziz Sancar’la ilgili aşağıdakilerden han- açar.
gisine değinilmemiştir?
B) Affetme konusunda gecikmek, insanın pişmanlık yaşa-
A) İlk ve ortaokul eğitiminin bir yılını memleketinin dışında masına sebep olur.
okumuştur.
C) Kendi yaşamımızı kurmak için harcayacağımız zama-
B) Bilimsel çalışmalarını daima titiz bir şekilde yürütmüş- nı, intikam almak adına israf etmemeliyiz.
tür.
D) Affedemeyen bir insanın beslediği olumsuz duyguların
C) Kendini bilimsel çalışmalara adayıp sosyal çevreyle ilk büyük zararı kişinin kendisinedir.
ilişkisini kesmiştir.
E) Kişi kendisine karşı hata yapanı bile sevebiliyorsa mut-
D) 2015’teki Nobel Ödülü’nden önce de farklı ödüller luluğu yakalayabilir.
almıştır.
E) Bir ara kendi memleketinde doktorluk mesleğini icra B
etmiştir. İ
L
G
İ
S
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A
L
63
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
3. Bütün büyük sanatçılar, insanın ruhunu ve yüreğini anlat- 5. Dünyada hiçbir dost kitaptan daha yakın değildir. Sıkıntı-
mayı görev bilmişlerdir. Her çağda böyle olmuştur, böyle mızı unutmak, donuk hayatımıza biraz renk, biraz ışık ver-
de olacaktır. Dünya var oldukça insanı, insana anlatacaktır mek, daracık dünyamızda bulamadığımız şeyleri yaşamak
bir insan ve onun adı sanatçı olacaktır. En iyi anlatanlarsa için tek çaremiz, kitaplara sarılmaktır. Bırakınız ıssız bir
en iyi anlayanlar olacaktır. Bu da onun görevidir. Yani sa- adaya gitmeyi, herhangi bir yolculuğa çıkarken bile hangi
natçı, bulduğunu paylaşmadan edemez. Etmesin de zaten. okuryazar yanına bir iki roman, bir iki şiir kitabı, birkaç der-
Çünkü onların uzattığı merdivenlerle inilir insanın dipsiz gi almayı düşünmez. Çünkü onların can yoldaşı olduğunu
kuyularına ve sanatçının sofrasından beslenmedikçe insan biliriz. Düşünüyorum da şu dünyada kitaplar yok oluverse
his ve hayal dünyasını kuramaz, yaşam deneyimi açısın- yaşamak ne kadar güçleşir, çekilmez olur. Romancı ve şair
dan da çok kısır kalır. için yazmak nasıl dayanılmaz bir ihtiyaçsa okuyucu için de
Aşağıdaki yargılardan hangisi bu parçadan çıkarıla- yazılanları okumak öyledir.
maz? Bu parçadan çıkarılabilecek yargılar arasında aşağıda-
A) Büyük sanatçılar, insanın benliğini ve duygularını kilerden hangisi yoktur?
anlatmaya çalışır. A) Yolculuk sırasında okuyucular, en çok roman ve şiir
B) İnsanların anlaşılması konusunda sanatçılar köprü okumayı severler.
vazifesi görür. B) Kitapların dostluğu, bütün dostluklardan üstündür.
C) Sanat eserleri, sanatseverlerin beklentileri doğrultu-
C) Kitaplar, insanların yaşamını aydınlatır ve zenginleşti-
sunda şekillendirilir.
rir.
D) Sanat eserlerine karşı ilgisi olmayanların duygu ve düş
D) Kitaplar, dünyanın daha yaşanır ve katlanır bir yer
dünyası tam gelişemez.
olmasını sağlamaktadır.
E) Sanat eserleri, insanı ve yaşamı anlama konusunda
E) Yazarlar yazmadan, okuyucular da okumadan ede-
önemli katkılar sağlar.
mezler.
B
4. Somutlayıcı bir anlatımın etkili yollarından biri de alegorik İ 6. Romalı düşünür Seneca der ki “Hafif acılar konuşabilir ama
anlatımdır. Alegorinin temelinde ise simge vardır. Yani bir L derin acılar dilsizdir.” Sanatçının çektiği acılar, sanatçıyı
şeyi kendisiyle benzetme ilgisi bulunan başka şeylerle an- G konuşturur yani yaratmaya iter. İşte sanat buradan doğar.
latmaya dayanan bir anlatımdır alegorik anlatım. Alegori- İ Ama bu acı, orta düzey bir acıdır ve paylaşılabilir acılar-
de benzeyen söylenmez, onun yerine benzetilen kullanılır. dır. Acıları derinleştirmeden paylaşmak gerekir. Çünkü acı
Buna açık istiare de deriz. Açık istiareyi oluşturan simge S derinleşirse sanatçıyı dilsiz bırakır. Onu derinlere çeker ve
veya sembol, bütün metin boyunca kullanılarak alegorik A sanatçı, kendi derdine düşer, kendi dışında bir dünya ol-
anlatım elde edilir. Fabl, büyük ölçüde alegoriye dayanır. R duğunun bile farkında olamaz. Bu duruma düşen biri de
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
64
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
7. Yazın adamının teorik altyapısı yoksa üretim alanında sü- 9. Tanpınar; şair, romancı, hikâyeci, denemeci ve edebiyat
rekliliği olamaz. Sürekliliği olsa bile yeniliği olamaz. Tekrar- tarihçisiydi. Edebiyatın hem teorisini iyi bilen bir profesör
layıp durur kendisini. Bir atımlık barutu vardır, bütün birik- hem de pratiğinde çok başarılı olmuş ender insanlardan-
tirdikleri de bunlardan ibarettir; o bir atımlık barutu attıktan dı. Yani edebiyatın sanat boyutunu da bilim boyutunu da
sonra içi boşalmıştır onun. Ondan sonra ya üretemez ya da başarıyla taşıyabilmiş nadir kişilerdendi. Yapıtları hâlâ ya-
zorlama üretimlere başlar. Kendini yineleyip durur. Bunu şıyor, yaşayacak. Yaşarken anlaşılamayan ama şimdi bir
derken şunu da demiyorum: Bir akademisyen olmalı sa- hazine gibi sahip çıkılan bu sanatçımız, anlaşılmamak-
natçı. Yok böyle bir şey. Teorik bilgisi olanlar yeni eserler tan dolayı çizgisini hiç bozmadı. İyi ki de bozmadı yoksa
ortaya koyabilir. Ama sanatçının tıkanan borularını da an- her okumada ayrı bir tat veren Mahur Beste’yi, Sahnenin
cak okumak açar, bilgi ve birikim açar. Dışındakiler’i, Huzur’u nasıl yazabilirdi ki?
IV. Teorik bilgisi yüksek olan herkes, yazın alanında E) Az bulunan bir sanatçı tipi olduğuna
bunu pratiğe dökebilir.
A) I ve III B) I ve IV C) II ve III
D) II ve IV E) III ve IV
65
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
66
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
C) Farklı türde eserleri olduğuna D) Toplumu ve gerçekleri sıcak ve canlı bir anlatımla sun-
duğundan
D) Edebiyata büyük yenilikler getirdiğine
E) Romanlarını yazarken bilimsel bir tavırdan yana olma-
E) Üretken ve verimli bir yazar olduğuna dığından
67
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Et ve ete denk düşebilecek proteine sahip gıdalar, madde- 7. Sözcüklerin gücünü kullanımları belirler. Bir sözcük tek ba-
lerin değişimi için vücudumuzun ihtiyaç duyduğu en önemli şınayken ses ve anlam yönünden etkileyici özellikler ta-
unsurları içerirler. İnsanın bu yüzden bitkisel gıdalar kadar şımayabilir. Ancak aynı sözcük cümlede öteki sözcüklerle
et ve et ürünlerine de yönelmesi onun bedensel ve beyin- yan yana geldiği zaman etkileyici nitelikler kazanır. Kısaca
sel gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Gelişmiş gıda tü- şunu demek istiyorum: Bir yapıtta anlatımın sağlamlığı,
ketimi, en önemli etkisini beyin üzerinde gerçekleştirir. Et sözcüklerin seçimine ve bunların yerli yerinde kullanılma-
yemeklerinin tüketimi, iki önemli gelişmeyi de beraberinde sına bağlıdır.
getirmiştir: Ateşin kullanılması ve hayvanların evcilleştiril- Aşağıdakilerden hangisi bu parçadan çıkarılabilecek
mesi. Ayrıca insanın yenebilen her tür yiyecek maddesini bir yargı değildir?
kullanabilir olması, ona farklı iklimlerde yaşama şansı tanı-
A) Sözcükler gerçek gücüne cümle içinde kullanıldıkların-
mıştır. Böylece insan, dünyanın egemeni olmuştur.
da ulaşırlar.
Bu parçaya göre, insanı dünyanın egemeni hâline geti- B) Tek başına bir sözcük taşıdığı etkileme potansiyelini
ren etkenler arasında; yansıtmayabilir.
I. Hayvansal besinleri tüketebilmek için ateşi bulması, C) Sözcüklerin bir araya gelmesiyle oluşan yapı onlara
II. Değişik iklimlerde yaşayabilir duruma gelmesi, etkileyicilik özelliği kazandırır.
III. Bitkisel gıdalar yerine et ürünlerini tercih etmesi, D) Sağlam bir anlatım oluşturabilmek için sözcük seçimi-
IV. Fiziksel gücünü etkili biçimde kullanabilmesi ne ve uyumuna dikkat etmek gerekir.
duğumuz nice metin arasında bizim olanlar ve bizi karşıla- M lardan biri değildir?
yanlar peşimize takılır, aklımızda kalır. A
A) Ülkemizde, yabancı yazarlara gereğinden çok ilgi gös-
L
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilme- terilmesinden
miştir? B) Yayınevlerinin, yerli yazarların kitaplarını hiç basma-
masından
A) Bazı öykülerin niçin hatırda kaldığından
C) Çeviri yapıtların ön planda olmasının yerli yapıtları
B) Öykünün, yazarı hakkında ipuçları içerdiğinden
olumsuz etkilemesinden
C) Öykünün diğer türlerden farklılıklarının olduğundan
D) Çeviri yapıtlara olan ilginin, dünyanın hiçbir ülkesinde
D) Romancının öykücüye nazaran daha büyük kazanım- ülkemizdeki kadar abartılmayışından
lar elde ettiğinden
E) Yabancı kültürleri yansıtan çeviri kitapların gençler
E) Okurun öyküyü okurken değişim geçirebileceğinden üzerindeki olumsuz etkisinden
68
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Edebiyat alanında, farklı türlerde ürün verdiğim doğrudur. 11. Günümüzde genelde sanatın bütün dallarında, özellikle şi-
Bu türler içinde en çok romanlarımı severim. Daha sonra irde bir darlık, tıkanma yaşandığı bir gerçektir. Bu, ülkemiz-
öykülerim, oyunlarım gelir. Bunlardan başka aruzla yaz- de ve dünyada egemen olan ekonomik ve politik uygula-
dığım rubailerim de vardır. Yapıtlarımın değerine gelince maların sonucudur; özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonraki
yapılan eleştirilerin büyük bir bölümü olumlu. Bu da onların politik gelişmeler sanatın ve sanatçının ihtiyaç duyduğu
özgürlük ortamını daralttı. Şairlerin çeşitli baskılara maruz
belirli bir düzeyde olduğunu gösteriyor.
kalmaları hem bizim edebiyatımızı hem de dünya edebiya-
Kendisinden bu şekilde söz eden sanatçıyla ilgili aşa- tını kısırlaştırdı. Son kırk elli yıldır şiirde (sanatta) parna-
ğıdakilerden hangisi söylenemez? sizm, sembolizm gibi bir ekolün, bir sanat akımının ortaya
çıkmayışının nedeni de sanatın özgür olmayışıdır.
A) Birçok farklı türde eser verdiği
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı
B) En çok romanlarından lezzet aldığı
yoktur?
C) Yapılan olumlu eleştirilerin ona kendini başarılı hisset-
A) Günümüzde farklı sanat anlayışlarının ortaya çıkma-
tirdiği masını neye bağlıyorsunuz?
D) Serbest şiirlerin ve hece şiirlerinin yanı sıra aruzla da B) Sanatın boy atmasının önündeki engeller neler olabilir?
rubailer yazdığı
C) Savaşlar, sanatın gelişimini nasıl etkiler?
E) Farklı türlerde düzeyli eserler verdiğine inandığı
D) Bir sanat yapıtı, döneminin ekonomik ve politik görüş-
lerini yansıtmalı mıdır?
E) Sanatta yaşanan kısırlığın sebepleri nelerdir?
69
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B) Düşünsel, kurmaca evrenin dışına çıkmamış bir senar- Bu parçadaki eserle ilgili aşağıdaki yargılardan hangi-
yoya senaryo denemez. sine ulaşılamaz?
C) Karakterlerimi her sokak başında karşımıza çıkacak A) Vasiyet üzerine açılmıştır.
gerçeklikte seçmeye özen gösteriyorum. B) Alanında ilklere sahiptir.
D) Sanatçı, somut gerçeği, güncel hayatı eserlerinde erit- C) Aynı zamanda bir okul özelliği taşımaktadır.
tiği zaman gerçek sanatçı olur.
D) Anadolu Selçuklularından kalma bir eserdir.
E) Varoluşsal problemleri, kurmaca örüntüleri; içinde
E) Farklı mimari özellikleri yansıtmaktadır.
yaşadığımız dünyanın her karesine tercih ederim.
2. Doğruyu hangi elde görsem sevinçle karşılar; uzaktan ko- 4. Osmanlıda kadın figürü çoğu zaman “Muhteşem Süley-
B man”ın eşi Hürrem Sultan’la tarihlenir. Çünkü Osmanlı
kusunu alır almaz silahlarımı atar, teslim olurum. Fazla yu-
İ çağının en popüler kadın sultanı Hürrem’dir. Adıyla mü-
karıdan ve insafsız olmadıkça yazılarıma çatılmasını hoş
L semma “Haseki Külliyesi”ni 1551’de Mimar Sinan’a yaptırır.
görmüş, çok kez karşımdakini kırmamak için yazdıklarıma G
istenen biçimi verdiğim olmuştur. Zararıma da olsa eleş- Kompleks; cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret, darüş-
İ
tirmene uysal davranmalıyım ki beni her zaman serbest- şifa ve çeşmeden oluşmaktadır. Bugün Haseki Eğitim ve
Araştırma Hastanesi olarak hizmet veren bina da eskinin
çe uyarsın, kendimi düzeltmeme yardım etsin. Bunun için
S Haseki Darüşşifası’dır. Bu da Osmanlıda kadınların top-
ekstra bir yorgunluğa her zaman razı olurum. A lumdan kopuk olmadıklarını, vakıf çalışmaları yaptıklarını
Bu şekilde düşünen bir sanatçıyla ilgili aşağıdakiler- R göstermesi bakımından önemlidir.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
D) Yanlıştan kurtulmak uğruna yapıcı eleştirmenleri hep C) Haseki Külliyesi 16. yüzyılda tamamlanmıştır.
dikkate almıştır. D) Haseki Külliyesi farklı alanlarda hizmet vermiştir.
E) Yanlıştan dönmek fazladan çalışmasını gerektirse de E) Osmanlıda padişah eşleri sosyal hayatla ilgili çalışma-
bundan kaçmamaktadır. larda bulunmuşlardır.
70
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Selim İleri; hikâye, roman, deneme ve anı kitaplarıyla gü- 7. Sanatkâr olarak güzeli, düşünür olarak doğruyu arayan
nümüz edebiyatının en güçlü isimlerinden biri. Senaryoları Goethe, Alman edebiyatının ve coşkunluk akımının en
ve çekimine yardımcı olduğu filmlerle Türk sinemasında önemli temsilcisiydi. Çok boyutlu bir insandı; şiir duygu-
hatırı sayılır izler bırakmış bir isim. Geçmişin ustalarına su onu yeryüzünde yükseltirken bilim merakı onu dünya-
gösterdiği kadirbilirlikle kültür hayatımızı zenginleştiren bir ya bağlıyor, düşünme yeteneğiyle de hayatın derinliğine
kültür insanı. ulaşıyordu. Bu donanımlara sahip olduğu için çok uzun
ömürlü şiirler, romanlar, piyesler yazdı; araştırma ve gezi
Bu parçadan Selim İleri’yle ilgili aşağıdakilerden han-
eserleri verdi.
gisine değinilmemiştir?
A) Çok çeşitli türlerde eserler verdiğine Bu parçada Goethe’yle ilgili olarak aşağıdaki yargıla-
rın hangisine değinilmemiştir?
B) Türk sinemasına katkıda bulunduğuna
A) Alman edebiyatının önde gelen sanatçılarındandır.
C) Modern edebiyatın en sevilen ismi olduğuna
B) Sanatın farklı alanlarıyla ilgilenmiş çok yönlü biridir.
D) Geçmişteki ünlü sanatçılara saygıda kusur etmediğine
C) Şiirdeki başarısıyla sevilen bir şair olmuştur.
E) Kültürel hayata katkı sunduğuna
D) Düşünme yeteneğiyle hayatın derinliğine ulaşmıştır.
E) Kendisinden sonra gelen tüm sanatçıları etkilemiştir.
C) Mutlaka yatılı tedavi gerektirdiğinden C) Eski zaman İstanbul’una dair geniş bilgiler vermektedir.
71
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Hayat, kitapların hep önünde yürüyor ve onun akışına 11. Âşıklık geleneğimiz yazı olmadan önce şekillenmeye baş-
ayak uydurmak bazen imkânsızlaşıyor bizler için. Dönüp layan ve günümüze kadar da varlığını sürdüren bir gele-
kendime bakıyorum, insanlar hakkındaki bilgi ve kabul- nektir. Âşıklık geleneği kültür varlığımızın önemli bir parça-
lerimin neredeyse tamamı kitaplara dayanıyor. Gustave sıdır. Geçmişten bugüne nazım şekli, ölçü, kafiye, nazım
Fluaubert’in Madam Bovary ’si gibi hayatı yaşamaya ko- birimi, ahenk, konu, durak vb. yönlerden biçimlenerek gel-
yulmasam ve roman kahramanlarına duyduğum özlemle miş, âşıklık yaşantısı olarak da kendine özgü biçimlenen
bedbaht olmasam da iyi yürekli ve romantik roman kişile- özellikler kazanmıştır. Bu gelenek başlangıçtan beri oluşan
rinden çokça kopya çekmişimdir. Onların duyarlılıklarından her gelişmeyi bugüne kadar taşımadığı gibi, sürekli aynı
epeyce miras kalmıştır bana. Zamanımın çoğunu onlarla anlayışta kalmamış; girip çıktığımız medeniyet ve kültür
çıktığım yolculuklar alır benim. Bir roman kurgusunda ve dairelerine bağlı olarak değişimler yaşamıştır. İslamiyet
bir roman zamanında yaşadığımı düşündüğüm olmuştur. öncesinde şekillenen âşıklık geleneği İslamiyet’le birlikte
Kurguyu Dostoyevski, Balzac veya Tanpınar yapar ben bazı özelliklerini kaybederken bazı özellikleri de yeniden
yaşarım. üretmiştir. Bu bakımdan âşıklık geleneğini başlangıçtan
Bu parçanın yazarı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi bugüne belli bir kalıba girdikten sonra hiç değişmeyen ya-
söylenemez? pısal özelliklere sahip bir gelenek olarak düşünmemek la-
zımdır.
A) İnsanlar hakkındaki bilgi ve kabullerini kitaplara dayan-
dırarak oluşturduğu Bu parçada “âşıklık geleneğiyle” ilgili olarak aşağıdaki-
B) Daima aynı konuyu ele alan eserleri okuduğu lerden hangisi çıkarılamaz?
C) Roman kişilerinin hayatlarına benzer duyarlılıklar yaşa- A) Değişik kültürlerin anlayışlarından etkilendiği
dığını B) Kendine özgü özellikleri olduğu gibi koruduğu
D) Gerçek hayatın kitaplardaki hayattan farklı yönü oldu- C) Kültür varlığımızın önemli bir parçası olduğu
ğunu düşündüğü
D) Köklü bir geleneğe sahip olduğu
E) Okuduğu romanlardaki kişilerin hayatına özlem duydu-
E) Zaman içinde değişerek günümüze ulaştığı
ğu
B
İ
10. Unutulmaması gereken öğretmenin sadece öğretimden L
değil, eğitimden de sorumlu olduğudur. Bu nedenle öğ- G
retmen, her öğrencisini yakından tanımalıdır. Özelliklerini, İ 12. Limni, Kuzey Ege adaları gibi sessiz, sakin ama tertemiz
becerilerini, zayıflıklarını, aile özelliklerini, sorunlarını bil- bir adadır. Birkaç güzel plajı vardır. Bununla birlikte Av-
melidir. Öğrenim güçlüğü olan çocuğu anlayabilmesi, ona rupa’daki tek çöl bu adadadır. Ilık iklimi, sade güzelliği,
S
nasıl yaklaşacağını bilmesi, onu sistemin dışında bırakmak
A muhteşem mutfağı, yavaş hayat tarzı ve güler yüzlü insan-
yerine, içinde tutmayı başarabilmesi önemlidir. Ayrıca sınıf
R larıyla turistleri cezbeden bir ada olmasına karşın Güney
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
düzenini koruması ve bunu yaparken öfke, bağırma ve fi- M Ege’deki adalar kadar fazla turistik değildir. İklimi genelde
ziksel ceza gibi uygun olmayan yöntemleri kullanmaya ge- A Akdeniz’dir ve kışları sert geçer. Yalnız ada sonbaharda
rek duymaması gerekir. L çok rüzgâr alır. Adanın dört belediyesi vardır, toplamda 30
Bu parçada öğretmenlerle ilgili olarak aşağıdakilerden kadar yerleşimi vardır. Güneydoğusunda yer alan küçük
hangisine değinilmemiştir? Bozbaba Adası ve Midilli Adası ile birlikte Lesbos yönetim
A) Çok yönlü bir mesleği icra ettiklerine birimini oluştururlar.
B) Öğrencileri iyi tanıması gerektiğine Bu parçada Limni Adası’yla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
C) Sorunlu öğrencilere yardımcı olması gerektiğine
D) Eğitimde uygun olmayan yöntemlerden uzak durması A) İklimine B) İnsanlarına
gerektiğine C) İdari özelliklerine D) Konumuna
E) Mesleğini yaparken özverili olması gerektiğine E) Ekonomik etkinliklerine
72
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
TEST
1. I. Benim dizelerimde her sözcüğün bir görevi vardır. 3. Dil, insanlar arası bilgi aktarımı sağlayan bir araçtır. Ede-
II. Benim dizelerimden herkes aynı anlamı çıkarır. biyat yapıtlarında dil sade kullanılmalıdır çünkü sanatçılar
ancak o zaman toplumu eğitmeyi başarabilir. Halkın ço-
III. Dizelerimi okuyanlar kendilerini mısralarımda yaşar-
ğunluğu okuduğu eserin verdiği bilgiye bakar. Eserin sa-
ken bulur.
natsal boyutuna bakanlar ise azınlıktadır. Sanatçıların da
IV. Sanatsız, herkesin okuyacağı bir tarz benimserim. yüzde doksanı toplumu eğitmek ister. Tanzimat Birinci Dö-
V. Dizelerim keşfedilmemiş adalar gibidir, ilk defa tada- nem sanatçıları “sanat toplum için” anlayışını, İkinci Dönem
cağınız tatlar bulacaksınız onlarda. sanatçıları ise “sanat sanat için” anlayışını benimsemiştir.
Şiirlerini numaralanmış cümlelerle tanıtan bir şair aşa- Ancak Tanzimat İkinci Dönem’de bu anlayış sanatçılara
ğıdaki ilkelerden hangisine değinmemiştir? zorla benimsetilmiştir.
B
İ
L 4. Ekonomi, üretimle tüketimi dengelemeye çalışma işidir.
G
Orta Çağ’da ekonomi dinî boyutla ele alınmıştır. Dönemin
İ
düşünürlerinin yüzde 80’i ekonomiye dinî açıdan yaklaş-
mıştır. Bazı kişiler, ekonomi ile dinî anlayışı birbirinden
S ayırmaya çalışsa da başarılı olamamıştır. Aquinolu Tho-
2. Uzakta bir sürü vardı. Otlamak için yere eğilen başlar yak- A
mas dinle dünyayı uzlaştırmaya çalışmıştır ancak birçok
R
laştığımızı fark edince bir anda dikildi. Ceylanlar taydan çelişkiye de düşmüştür. Birçok din adamı, dinsel yorum-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
daha çevik, zemberekli bir hareketle koşmaya başladı. larını ekonominin gerçekleriyle bağdaştırmaya çalışır. Gü-
A
Pervane gibi işleyen ayakları kumla âdeta dans ediyordu. nümüzdeyse ekonomistler, ters yönden böyle bir bağdaş-
L
Biraz ileride komutanlarından emir almış asker gibi durdu- tırma çabasına girmişlerdir.
lar. İçlerindeki en iri teke kendini öne çıkardı ve bekledi.
Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yolların-
Sürüsü için kendini feda ediyordu anlaşılan. Biz de onun
dan hangisi kullanılmamıştır?
sakinleşip sürüsüne katılabilmesi için oradan uzaklaştık.
A) Tanık gösterme
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine
başvurulmamıştır? B) Tanımlama
C) Örnekleme
A) Öykülemeye B) Betimlemeye
C) Çıkarımda bulunmaya D) Tartışmaya D) Karşılaştırma
73
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
74
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Hepimizin bir duygusal banka hesabı vardır. Gerçek bir 11. Yazılarımın çatısını yaşayarak çatarım. Bu uğraş sırasında
banka hesabı gibi. Burada da yatırım yapar, mevduat fo- yazı oluşmaya başlar; değişik yerlerinden başlayarak ya-
numuzdan para çekeriz. Peki siz, yaşamınızdaki insanlara zılıp bozulur. Ortaya bitmiş gibi görünen bir yazı çıktığında
her gün yatırım yapıyor musunuz yoksa yalnızca onlardan da en acımasız makaslamalarla kurguya yeniden girişmem
mı geçiniyorsunuz? Birine sevgi, saygı ve ilgiyle yaklaştı- gerekir. Yazının yüzlerce yerine büyük küçük birtakım ek-
ğınızda ya da onu bir konuda aydınlattığınızda duygusal leme, çıkarma, düzeltme işlemleri uygularım. Sözün kısası,
zenginliğinizi artırırsınız. Böylece size gelecekte lazım ola- yazılarımı bir çırpıda yazıp bitiremem.
cak değerlere yatırım yaparsınız. Unutmayın ki verdikleri-
Bu parçadaki yazarla ilgili aşağıdakilerin hangisi söy-
niz aynı ya da farklı ATM’ler yoluyla bir gün size ödenecek-
lenemez?
tir.
A) Yazılarını büyük titizlikle yazmaktadır.
Bu parçaya göre, duygusal banka hesabına yatırım
yapmanın doğal bir sonucu olarak B) Yazdıklarının çatısını yaşadıklarıyla oluşturmaktadır.
I. Duygusal yönden daha da güçlü olmak, C) Defalarca yazıp bozmakla daha güzele ulaşmak iste-
II. Maddi sıkıntılarımızı, duygusal sorunlardan daha mektedir.
hızlı çözebilmek, D) Neyi, nasıl yazacağını bilmediği için çok uğraşmakta-
III. Gelecekte gereksinim duyabileceğimiz değerlere dır.
daha kolay bir şekilde sahip olmak,
E) Yazılarını bir çırpıda yazıp bitiremediğinin farkındadır.
IV. Çevremizdeki insanların doğruya yönelmesini sağla-
mak
75
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. Sanki aynı evin içinde yıllarca birlikte yaşadığım insanları 15. Hiçbir şair, hiçbir hikâyeci yalnız bugün için yazmaz; hepsi
duyuyor ve hissediyordum bu kitapta. ölümsüzlüğe ulaşmayı diler. Eleştirmen ise böyle düş kura-
maz, o bilir kendisinin geçici olduğunu. Başkalarının eser-
Okuduğu kitabı bu şekilde tanıtan bir eleştirmen kita-
lerini tanıtıp sevdirecek ya da değersizliğini gösterip yıka-
bın hangi özelliğini vurgulamıştır?
cak, inandığı doğruları yaydıktan sonra kendisi de unutulup
A) Akıcılık B) Duruluk gidecek.
C) Özgünlük D) Doğallık Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
E) Yalınlık A) Şair ve yazarlar sadece bugünü düşünmezler.
B) Şair ve yazarlar için yazmak bir bakıma ölümsüzlüğe
çare aramaktır.
C) Eleştirmenin kalıcı olmaya çalışmak gibi bir gayesi
yoktur.
D) Eleştirmenin görevi bir eserin edebî değerini ortaya
koymaktır.
E) Eleştirmen, ilkelerinden taviz vermediğinde çabuk unu-
tulur.
14. Cahit Sıtkı Tarancı’nın hakkıyla anlaşılmadığını düşünü- B 16. Sanatçı, hem okurunu bir beklenti içinde tutmak hem de
İ
yorum. Onun şiirine yüzeysel yaklaşan birtakım çevreler anlatımını tekdüzelikten kurtarmak için çeşitli yollara baş-
L
yalnızlık ve ölüm temasına takarlar kafalarını. Oysaki onun vurur. Tarih sıralarını değiştirir, kimi yılları atlar, geriye dö-
G
şiirinde daha neler vardır! Onun şiirlerinde şairini bile aşan nüş tekniğini kullanır. Kimi bölümleri kısa, kimi bölümleri
İ
saf bir şiir tadı, içten bir söyleyiş vardır. Gözlerini hayatın de uzun tutarak kurguda bir çeşitlilik sağlar. Anlatımını yer
küçük mutluluklarına kapalı tutanlar, onun şiirindeki güzel- yer yazın alanındaki bilgi birikimiyle besler. Seneca, Aristo,
S
liği göremezler. Cicero, Shakespeare gibi pek çok yazardan çeşitli alıntılar
A
yapar.
Buna göre Cahit Sıtkı’nın şiiri ile ilgili R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
IV. Bazı çevrelerce tam manasıyla anlaşılamamıştır. B) Anlatımı tekdüzelikten kurtarmak için bazı tekniklerin
uygulanması gerekir.
ifadelerinden hangileri doğrudur?
C) Kurguda çeşitlilik okuyucunun ilgisini çekmede önemli
A) I ve II B) II ve III C) III ve IV faydalar sağlar.
D) II ve IV E) I ve IV
D) Yazar anlattıklarında tekrara düştüğünü fark ederse
alıntı yapmak zorunda kalır.
E) Yerli yerinde yapılan alıntılar kurguda çeşitlilik sağla-
yan unsurlardandır.
76
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
2. Akşam bulutları bostanın ardındaki tepelerde kümelenir- İ 4. Bir İngiliz başbakanı, “Ben Shakespeare’i Hindistan’a
ken arka avludaki çeşmeden küçük mermer havuza bitevi- L değişmem.” demişti. Neden? Çünkü Hindistansız bir İn-
ye dökülen incecik suyun çıkardığı sesler, isli lamba ışıkla- G giltere düşünülebilir ama Shakespearesiz düşünülemez.
rının aydınlattığı avlunun taş duvarlarında kırılıyordu. Çelik İ Shakespeare’e, Goethe’ye, Shiller’e benzeyen yıldızlar
soğukluğunda, mavilenmiş aceleci bir akşam esintisi Nur sayısınca şairimiz var. Bunca şair arasında özellikle iki
Mehmet Efendi’nin göğsüne ve yüzüne dokunarak uzak- S tanesi güneşle ay gibi diğerlerinden ayrılıyor: Mevlana ve
laştı. Gözlerini araladı. Oturduğu tahta kanepede uyuş- A Yunus Emre. Bu iki mutasavvıf şair tam yedi asırdır, eser-
muş, kendinden geçer olmuştu. Ellerinden destek alarak R leri ve fikirleriyle âdeta birer akademi görevi görmüşler ve TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M milletimizi yeni bir ruh kalıbına dökmüşler; yeniden şekil-
yavaş yavaş doğruldu... Okudukça yüreğinin duvarlarını
A lendirmişlerdir.
yonga yonga inceltip şeffaflaştıran, ışığın girmesini sağla-
L
yan, yanı başındaki masada duran kitabını okşadı. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden söylene-
mez? A) Aktarma cümle kullanılmıştır.
77
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Bir Türk sanat müziği parçasının yorumlanmasında önem- 7. Destanlardaki kahramanların belli özellikleri vardır. Bu
li bir yere sahiptir solist. Solist, bu müziğin en az birkaç kahramanlar, normal insanlarda bulunmayan üstün ve ola-
makamına hâkim olmalı ve bunları iyi seslendirebilmelidir. ğanüstü güçlere sahiptir. Örneğin Oğuz Kağan’ın, ana sü-
Bu makamların ritimlerini, perde aralıklarını geleneksel tünü bir kez emmesi ve kırk günde yürümesi; Köroğlu’nun
yapısını ve sözlerini iyi bilmek durumundadır. Klasik Türk kaynamış kara demir gibi, kulaklarının kalkan gibi olması
musikisindeki ustaları ve bu müziğin kökenini de iyi bilmek ve omzunda yirmi dört kişinin oturabileceği genişlik olması.
durumundadır. Sesini bu müziğin gerektirdiği tonda kulla- Bunlar, kahramanların eylemlerini, tutkularını yönlendirir.
nabilmelidir. Türk sanat müziği şarkıcıları sahnede sabit bir Destan kahramanları, özel karakter olmaktan çok birer tip-
yerde durarak, ellerini müziğin ritmine uydurarak ciddi bir tir. Kişilikleriyle, bağlı oldukları toplumun temsilcileri duru-
tavırla geleneği yansıtmalı fakat sahneye ve parçaya kendi mundadırlar.
yorumunu da katabilmelidir. Kadın ve erkek sanatçılar aynı
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmekte-
ses aralığında, koroda veya solo olarak bu müziği icra et-
dir?
melidir.
A) Destanlarda anlatılan olayların tamamen hayal ürün
Bu parçaya göre, Türk sanat müziği sanatçısı
olmasından
I. Müzikle ilgili birikimlere hâkim olmak
B) Destanı diğer türlerden ayıran özelliklerden
II. Söz yazarlığında başarılı olmak
C) Destanların konusuyla kahramanlarının örtüşmesinden
III. Parçayı kendine özgü bir şekilde yorumlamak
IV. Usta hocalardan eğitim almak D) Destanların nasıl oluşturulduğundan
V. Makamların özelliklerini ve seslendirilişini iyi bilmek E) Destan kahramanlarının olağanüstü özelliklere sahip
olmasından
özelliklerinden hangilerine sahip olmalıdır?
A) I, II ve III B) I, III ve V
M değinilmemiştir?
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşıla-
maz? A A) Dil kurallarının değişmesinin toplumun değişimiyle
L paralellik gösterdiğine
A) Sanatçıların asıl görevi, dili zenginleştirmek değil, onu
doğru bir şekilde kullanmaktır. B) Dil kurallarındaki değişimin o toplumun ilerlediğine işa-
B) Dilde yeni söz değerlerinin ortaya çıkmasını sanatçıla- ret ettiğine
rın özgün söyleyişleri sağlayacaktır. C) Dil bilgisi uzmanlarının bir dil için değişmez kurallar
C) Dil her zaman aynı hızda gelişim göstermez. koyamayacağına
D) Türkçenin gelişimi sanatçıların ve dil bilimcilerin katkı- D) Dildeki değişimi, o dili kullanan insanların yönlendirdi-
larıyla olacaktır. ğine
E) Yenilik düşüncesiyle hareket eden sanatçılar, dile yeni E) Halkın ve yazarların dil üzerinde dil bilimcilerden daha
söyleyişler kazandıracaktır. çok etkisi olduğuna
78
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Etrafımızda sadece çevre kirliliği yok. Gürültü, politika ve 11. Melih Cevdet; Nurullah Ataç, Sabahattin Eyüboğlu ve Enis
dil kirliliği var. Günümüzde dil sorunu toplumsal bir açmaz Batur gibi, anlatımında öz Türkçe sözcükleri kullanmaya
hâline geldi. Dil kirliliği, iletişimimizin önüne önemli bir set özen gösteren bir sanatçıdır. Ama onların denemelerinde
çekiyor. Vizyon sahibi olmak, eğitimli olmak illaki bazı keli- yeni sözcükler metnin içerisinde erimiş, Türkçenin yapı-
melerin İngilizce karşılığını söylemeyi gerektirmez. Bilginin sına ve havasına sinmiştir. Onların denemeleri böyle bir
kullanılması, sevginin dile getirilmesi, insanın kendini ifade anlayışın başarılı örnekleridir. Öz Türkçe sözcükler, onla-
edebilmesi hep dil aracılığıyla gerçekleşir. Dil, bize daha rın yazılarında çaydaki şeker gibi eriyip gitmiş, neredeyse
geniş bir çerçevede düşünme gücü verir. Yabancı kelime- onlara tat veren birer öge olmuştur. Oysa Melih Cevdet’in
lerin kullanımındaki ısrar, bunu moda olarak algılayıp be- denemelerinde bu sözcükler birer çakıl taşı gibi duruyor.
nimsemek, dilimize zarar vermektedir. Bu da Cevdet’in Türkçenin sırlarına yeterince eremediğini,
Bu parçanın yazarını asıl rahatsız eden aşağıdakiler- inceliklerini yeterince bilmediğini gösteriyor.
den hangisidir?
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Yabancı sözcük kullanımının dil kirliliğine yol açması
A) N. Ataç, S. Eyüboğlu ve E. Batur’un, yazılarında öz
B) Dilin, zenginliğini ve canlılığını kaybetmesi Türkçe sözcüklere yer verdiği
C) Bazı sözcüklerin, ifadede yetersiz kalması B) Öz Türkçe sözcüklerin, denemenin bütünlüğü içinde
D) Dilin zamanla işlevlerinden bazısını yitirmesi sindirilmesi gerektiği
E) Dile yeni söyleyiş olanaklarının kazandırılmaması C) M. Cevdet’in dışında kalan deneme yazarlarının kullan-
dığı öz Türkçe sözcüklerin yazılarına ayrı bir tat kattığı
D) N. Ataç, S. Eyüboğlu ve E. Batur’un yabancı sözcükle-
re hiç yer vermediği
E) M. Cevdet’in öz Türkçe sözcükleri yapıtlarında gereği
gibi kullanamadığı
10. Şimdi önce fikir geliyor, çeşitli şekillerde tabii. Burada otu- 12. İnce Memed’i okurken anlıyoruz ki bir romancıdan çok, bir
rurken çok ilginç bir şey söylüyorsunuz, o konu benim ilgimi halk ozanıyla karşı karşıyayız. Duru, aydınlık, şıkır şıkır
çekiyor ve konu üzerinde araştırmaya başlıyorum. Genelde B bir Türkçe. Soluğu, kahramanın macerasına paralel ola-
bunlar tarihî konular oluyor. 2005 yılında Konya’ya bir ki- İ rak hiç kesilmiyor. Zaman, dört cilt boyunca böyle akıyor,
tap fuarına gitmiştim, fark ettim ki bu memlekette Mevlana L akıyor, akıyor. Eminim Karacaoğlan ve Âşık Veysel de ro-
ve Şems diye birileri varmış, ben bunun üzerine yazayım G
man yazsalardı böyle bir Türkçeyi kullanırlardı. İçerikle dili
dedim. Antep’e gittim Zeugma’yı gördüm, burayı yazayım, İ
bağdaştıran Yaşar Kemal, mesajını her şeyden önce diliyle
dedim. Ama bunları yazayım demekle de olmuyor, bunların vermek istemiş. Daha doğrusu, mesajı diline sindirmiş.
üzerine oturup tıpkı bir tez hazırlar gibi birkaç yıl çalışıyo- S
rum. Kütüphanelere giderdim eskiden, artık gitmeyip kitap- A Bu parçada Yaşar Kemal’le ilgili olarak aşağıdakilerin
ları satın alıyorum. Her kitaptan iki tane alıyorum, evde ve R hangisine değinilmemiştir? TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
ofiste ayrı ayrı olsun diye. Çünkü yazarken çok bakıyorum M A) Temiz bir dili ve şiirsel bir anlatımının olduğuna
onlara, yazarken bulamazsam dikkatim dağılıyor. Bir iki yıl A
L B) Okuru geçmişin gizemli dünyasına sürüklediğine
o konuyu araştırdıktan sonra “Ya bismillah...” deyip yaz-
maya başlıyorum. C) Konuyla anlatım arasında bir uyum yakaladığına
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy- D) Dili zorlamadan kullanıp akıcılığı sağladığına
lenmiş olabilir? E) Halk ozanlarını andıran bir anlatımının olduğuna
A) Yazma sürecinizden biraz bahseder misiniz?
B) Eserlerinizde yalnızca tarihî konuları mı işliyorsunuz?
C) Anadolu şehirlerinin sizin için önemi nedir?
D) Sizce yazarlıkta gözlem önemli midir?
E) Eserlerinizi anlık bir ilhamla mı oluşturursunuz?
79
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. (I) Hepimiz sık sık sebepsiz bir can sıkıntısı yaşarız.
(II) Oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi, üzerine ki- 15 - 16. soruları aşağıdaki parçaya göre
litler vurulmuş bir odadaki esir gibi hissederiz kendimizi. cevaplayınız.
(III) Canı sıkılan bir insanın kaşları çatık, rengi soluk, yüzü
asık, omuzları düşük ve ruhu kapalı olur. (IV) Oysa çoğu Dünyanın çoğu uygar ülkesinde birkaç yüzyıl önce ABD’de
kez, kaşlarımızı çattığımız, yüzümüzü astığımız, omuz- ise geçtiğimiz yüzyılda kurulmuş olan ulusal doğa tarihi
larımızı düşürüp ruhumuzu dış dünyaya kapattığımız için müzeleri o ülkelerin canlılarla ilgili en önemli bilimsel araş-
canımızın sıkıldığını düşünmeyiz. (V) İnsan hangi davra- tırma kuruluşlarından biridir. Özelikle gelişmiş ülkelerde
nışa bürünürse bir süre sonra beden kimyasında oluşan önem verilen bu tür kuruluşlara sahip olmayan ülke sayısı
değişiklikler nedeniyle o yönde duygular yaşamaya başlar. zamanımızda pek azdır. Bu kuruluşlar ülkelerinin canlıla-
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangi- rını ziyarete açarak hem kendi ülkeleri hem de dünyanın
si parçanın ana düşüncesi olabilir? biyolojik ve jeolojik yapısını tanıtırken diğer yandan da bu
konularda araştırma yaparlar. Bu nedenle bu kuruluşların,
A) I B) II C) III D) IV E) V
halka açık bölümlerinin yanında, yalnız araştırıcılara açık
bölümleri de bulunur. Doğa müzelerindeki materyaller ku-
rutulmuş veya doldurulmuş olarak muhafaza edilir.
14. Orhan Kemal’in en iyi romanı sayılan “Bereketli Toprak- 15. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı
lar Üzerinde” Türk edebiyatında hak ettiği yeri bulan eşsiz yoktur?
yapıtlardan biridir. Sabırla derlenmiş gözlemler, toplumsal
A) Ulusal doğa tarihi müzelerinin amaçları nelerdir?
gerçekliğin insan gerçekliğiyle uyumlu bir şekilde verili-
şi, insanların içinde yaşadıkları şartlarla bağlantılı olarak B) Müzelerdeki ürünler nasıl korunmaktadır?
ele alınışı, ayrıntıların ustalıkla değerlendirilişi romanı C) Ulusal doğa tarihi müzeleri en çok nerelerde bulunur?
güçlü kılan başlıca ögelerdir. Yapıt, öylesine akıcıdır ki
D) Canlıların müzelerde korunmasının sakıncaları neler-
okuyucu okudukça yapıtın havasına girer, kendini âdeta
dir?
Çukurova’da hisseder. Orhan Kemal, kurgu konusunda B
son derece titiz davranmış, yapıyı matematiksel dengeler- İ E) Müzelerin ziyarete açık olmasının sebebi nedir?
le ifade edebilecek şekilde kurmuştur. Yapıt, köyden ken- L
te göçle birlikte köylü-şehirli çatışmasını, işçilerin kentteki G
kötü yaşam koşullarını ve özellikle Çukurova’da yaşanan İ
çileli yaşamı bütün yalınlığı ve olağanlığıyla yansıtır.
S
Bu parçaya göre “Bereketli Topraklar Üzerinde” romanı- A
nın Türk edebiyatında eşsiz yapıtlar arasında yer alma- R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
sında M
I. Eserin kurgusunun çalakalem ve yüzeysel bir çalış- A
mayla oluşturulmaması L
II. Okurlarla gündelik yaşamla ilgili öğütler vermesi
16. Bu parçaya göre ulusal doğa tarihi müzeleriyle ilgili
III. Okuru etki altına alması olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
IV. Olayların gerçeğe bağlı kalınarak yansıtılması
A) Gelişmiş ülkelerin çoğunda bulunduğu
V. İçeriği biçimin üstünde tutması
B) Ülkelerin canlı türlerini tanıtmada etkili olduğu
yargılarından hangileri etkili değildir?
C) Yöntemli çalışmaların yapıldığı yerler olduğu
A) I ve II B) II ve III C) IV ve V D) Farklı işlevde kullanılan bölümlerinin olduğu
D) II ve V E) III ve V
E) Ülkelerin geçmişlerine ışık tuttuğu
80
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
4.
ÜNİTE
PARAGRAFIN YAPISI
NELER ÖĞRENECEĞİZ?
◗ PARAGRAF TAMAMLAMA
◗ PARAGRAFA CÜMLE EKLEME
◗ PARAGRAFIN AKIŞINI BOZAN CÜMLE
◗ PARAGRAFIN İLK CÜMLESİ
◗ PARAGRAFI İKİYE BÖLME
◗ PARAGRAF OLUŞTURMA
SARMAL
STRATEJİLERİ
Dil ve anlam bakımından birbirini tamamlayan cümlelerden Paragrafta düşüncenin akışını bozan cümle de bu görsel-
oluşan bir paragrafta, cümlelerin arasına paragrafın konu- dekiyle benzerlik göstermektedir.
suna ve ana düşüncesine uymayan, ilgisiz bir cümlenin gir-
mesiyle paragrafın anlam bütünlüğü bozulur.
(I) Yirminci yüzyıl, dünya kaynaklarını paylaşmak için çıkmış sa- (I) Gözümüzün ön kısmında saat camına benzeyen dayanıklı bir
vaşlarla ve bu savaşların birbirinden uzaklaştırdığı toplumlarla tabaka vardır. (II) Kornea adı verilen bu saydam ve eğimli taba-
tarihteki yerini alıyor. (II) Yirmi birinci yüzyılda gelişen sanat ve ka, kalkan gibi gözü koruyor ve ışığı kırarak gözün odaklanmasını
iletişim olanakları sayesinde artık dilleri, giyimleri, dünya görüşleri sağlıyor. (III) Korneadan kırılarak geçen ışık; büyüyüp küçülebilen
farklı bireyler tahmin edilemeyen ortamlarda karşılaşıyor. (III) Bu göz bebeğinden şekil değiştirebilen merceğe, oradan da ışığa du-
imkânlar, insanlara farklı mekânlarda sanat aracılığıyla “öteki”ni yarlı hücrelerin bulunduğu retinaya ulaşıyor. (IV) Gözün odaklama
tanıma fırsatı sunuyor. (IV) Yönetmen Isabel Coixet, bu buluşma kuvvetinin yaklaşık %70’ini sağlayan korneada sıra dışı bir şekilde
ortamlarını ve farklı kökenden gelen insanların bir aradalığını si- hiç kan damarı bulunmaması uzun süredir araştırmacıların dikkatini
nema diliyle anlatıyor. (V) Böylelikle insanlar arasındaki mekânsal çekiyor. (V) Harvard Üniversitesinde bu konuda yıllardır çalışan bir
ve düşünsel ayrım, sinema aracılığıyla bulanık hâle gelmiş oluyor. ekip, şeffaf olması gereken korneada kan damarlarının oluşması-
nın nasıl engellendiğini ortaya çıkardı. (VI) Tıp alanındaki saygın
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin
bir akademik dergide yayımladıkları araştırmaya göre damar olu-
akışını bozmaktadır?
şumunu durduran temel etken, korneanın üst tabakasında çok mik-
A) I B) II C) III D) IV E) V tarda bulunan VEGFR-3 adlı protein.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numa-
ralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
I
IK LL M
A ZÜ
ÇÖ
AK ZÜM
ILL
ÇÖ
B
İ
L
2. Ben doğduğumda Akçapınar köyü, 500 yıllık bir köydü G 4. Roman yazmanın belki de en zor yanı ilk cümleyi bulmak-
ama 500 sene önceki hayattan farklı değildi. ---- Sonra
İ tır. İlk cümle yazarın gideceği yönü belirler. Hiçbir roman
sonra bu durum değişmeye başladı. Babam, muhtar oldu; tasarlanarak yani plan doğrultusunda yazılmaz. Yazar, ro-
ağabeyim onun evraklarını okumak için okuma yazma öğ- S manın yolunu açtığı gibi roman da yazarın yolunu açar ve
renmek istedi. 1934 yılıydı ve köyümüzde okul yoktu. Ağa- A ona yol gösterir. İşte bunun için ben bir konuşmamda “----”
beyim, Gönen’de bir yakınımızın yanında kaldı ve parasız
R demiştim. TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
yatılıyı kazandı. Sonra aynı yolu ben takip ettim. 500 yıllık
A Düşüncenin akışına göre bu parçadaki boşluğa aşağı-
köyde okul yüzü gören ilk iki kişiyiz. Beş kardeşin üçü yük-
L dakilerden hangisi getirilmelidir?
sek mühendis oldu. Bu, beni çok mutlu etti. Köyümüzün
çağdaş dünyaya entegrasyonu, bizim aileyle başladı yani. A) Romanda önemli olan anlam değil üsluptur.
B) Roman, gelecek kaygısı taşırsa romanın geleceği
Bu parçada boş bırakılan yere getirilmesi en uygun
olmaz.
olan söz aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) Çok güzel bir doğası vardı. C) Romancı, topluma yol gösteren bir rehberdir.
B) Uygar dünyadan izole bir köydü. D) Romanın okura yol göstermek gibi bir sorumluluğu var-
C) Sevgi ve saygının hüküm sürdüğü bir yerdi. dır.
83
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Yoksa bir filmin içinde miyiz? Saraybosna’dayken bunu 7. Steven Spielberg’in bütün filmlerinin müziğini yapan John
sordum kendime. Küçük de olsa bir dönem filminde rol mü Williams, “Yaşam Boyu Onur Ödülü” aldı. Amerikan Film
aldık? Zamandan soyutlanarak bir yerlere yetişme telaşı Enstitüsü (AFI) tarafından düzenlenen törene Hollywood’un
olmadan, âşık olduğunuz kenti aylak aylak dolaşmak da ünlüleri katıldı. 36 kez Oscar’a aday gösterilen ve 5 Oscar
varmış. Bir bakırcıda alıyorsunuz soluğu bir kahvecide. heykelciği bulunan sanatçı, övgü yağmuruna tutuldu. Javs,
Moraci Han’da telaşsız oturup içtiğiniz Türk kahvesinin ya- Star Wars, E.T. JFK, Schindler’in Listesi, Er Ryan’ı Kurtar-
nında gelen lokum, dekoru tamamlıyor. Çınarın gölgesinde mak ve Harry Potter gibi birçok filmin müziğini yapan sa-
yayılarak oturuyorum.---- natçı için en güzel saptamayı İndiana Johns filminin unu-
tulmaz aktörü Harrison Ford yaptı ve “Onun müziği beni
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağı-
her yerde takip ediyor.” dedi. Gerçekten de öyledir.----
dakilerden hangisinin getirilmesi uygun değildir?
A) Sanki yüzlerce yıldır burada yaşıyormuş gibiyim. Bu parçanın sonuna düşünce örgüsüne göre aşağıda-
kilerden hangisinin getirilmesi uygun düşmez?
B) Kendimi evindeymişim gibi hissediyorum.
A) Onun müziği, film müziği konusunda çığır açmıştır.
C) Dünyanın kaygısını, sıkıntısını unutuyorum.
B) Nereye giderseniz gidin karşınıza onun bir film müziği
D) Etrafı seyrederken içimi bir dinginlik, bir huzur kaplıyor. çıkıyor.
E) Çevredeki yoksulluk, memlekete özlemimi kamçılıyor. C) John Williams, insanın peşini bırakmayan, etkileyici
müzikler yapıyor.
D) Onun müziği insanla bütünleşiyor ve insanın ayrılmaz
bir parçası oluyor.
E) Bu kadar çok filmin müziğinin yapan birinin müziği ile
mutlaka karşılaşıyorsunuz.
6. 1980’li yıllardan beri edebiyat dergilerini takip ediyorum. 8. (I) Söz gelimi, ok atmak akciğerlere, yürüyüş mideye, ata
Adı bende saklı kalsın, kendim de 90’lı yıllarda bir şiir der- binmek ise baş ağrısına iyi gelir. Bunun gibi kafası dağınık
gisi çıkardım. Ama öteden beri iki dergiyi hiç bırakmadım. B biri de matematik öğrensin derim. (II) Ayrıntıları göremeyen
Biri Ahmet Kabaklı’nın çıkardığı Türk Edebiyatı dergisi, biri İ birine skolastikçileri incelemelerini öneririm. Onlar kılı kırk
de Yaşar Nabi’nin çıkardığı Varlık dergisi. Kabaklı da Ya- L yararlar. Bir sorunu aydınlatmak için bir noktaya saplanıp
şar Nabi de rahmetli oldu ama dergileri hâlâ yaşıyor ve ben G kalan ve başka başka kanıtlardan yararlanmayı başara-
her ikisini de takip ediyorum. Birincisi muhafazakâr sanat- İ mayanlara da hukuk davalarını incelemelerini salık veririm.
çılara, ikincisi modern sanatçılara ağırlık veriyor. Her ikisi Aşağıdakilerden hangisi bu parçada numaralanmış
de benim için önemli çünkü ---- Böylelikle tek tip gıda ile S yerlerden birine getirilemez?
beslenmekten kurtuluyorum. Zaten benim için sanat; türlü A
A) Spor yapmak, insanın bedensel ve zihinsel sorunları-
türlü çiçekle, çeşit çeşit arının buluştuğu bir bahçedir. R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
C) sanatçıların yetişmesinde dergilerin işlevini önemsiyo- D) Ama matematikte ya da sporda başarı, yetenekten çok
rum. emekle ilgilidir.
D) şimdi birçok dergi çıkıyor ama ben bu dergileri takip E) Zira matematik problemleri çözmeye çalışanların kon-
edemiyorum. santrasyonları müthiş yükselir.
84
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. ---- Nitekim şehrin siluetine kimse dokunamıyor. Çünkü 11. (I) Bu bir olay olabilir; durum, gözlem, izlenim, yaşantı ya-
o güzel görüntünün korunması konusunda herkes bilinçli. hut duygu ve heyecan olabilir. Veya bütün bunları içinde
Bir ara Isfahan’ın merkezine dikmeye kalktıkları gökdeleni barındıran “örgülenmiş bir olay” olabilir. Peki bunu anla-
daha başta yıkmaya karar verdiler ve şehrin güzelim si- yınca yani sanatçının vermek istediğini keşfedince oku-
luetini bozdurmadılar. Ama şehrin dışındaysa sorun yok. yucunun işi biter mi? Elbette hayır. Yansıyan veya yan-
Ayrıca Isfahan’da büyük bir hareketlilik var ama hiç kimse sıtılan, bir sanat eserinin konusudur ve bir değer ifade
bunun için olur olmaz yerlere dükkân açamıyor. Gezi prog- eder. (II) Çünkü sanat eserinin en değerli yanı anlattıkları
ramlarında camiler kadar kiliseler ve ateşgede mabetleri değildir.
de yer alıyor. Şehre güzellik katabilecek plastik sanatlar Bu parçada numaralanmış olarak verilen yerlere aşağı-
söz konusu olunca tutumlar, yumuşamaya başlıyor. dakilerden hangisinde verilenlerin sırasıyla getirilmesi
uygundur?
Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisinin getiril-
mesi en uygundur? A) I. Türü ne olursa olsun her yazınsal metnin bir iletisi
vardır.
A) Güzelliğin göreceli bir kavram olduğunu Isfahan’da bir
kez daha fark ettim. II. Ancak okuduğumuz bir romana, öyküye veya şiire
konusuna göre değer biçemeyiz.
B) Isfahan’a gelen turistler ve araştırmacılar, oradan kolay
B) I. Sanatçı yaratımı sırasında kendini özgür hissetmeli-
kolay ayrılamıyor.
dir.
C) Çok zengin bir tarihsel geçmişe sahip olan Isfahan
II. Sanat eseri, öncelikle içerik-biçim uyumunu yakala-
güzel bir şehir.
malıdır.
D) Isfahan’da güzelliğin korunması, artık umumi bir yasa
C) I. Biçimi ve biçemi belirleyen öncelikle içeriktir.
hâline gelmiş durumda.
II. Neyi, nasıl ve ne kadar anlatacağını bilemeyen kişi
E) İran’ın en güzel şehirleri Hafız’ın memleketi olan Şiraz
sanatçı değildir.
ile adı gül bahçeleriyle birlikte anılan Isfahan’dır.
D) I. Okuyucuyu alıp götüren eserlerin temel özelliği
yaşanmışlıktır.
II. Anlatımına özen göstermeyen, ne anlatırsa anlatsın
boştur.
E) I. Sanatçının oluşturduğu büyülü dünyayı keşfettiyse-
niz oradan ayrılamazsınız.
II. Değerli sanat yapıtları, evrensel nitelikli olup ölüm-
süzlüğe ulaşarak klasikleşir.
B
İ
L
10. Şayet bir sorun sana ait değilse her zaman bilgece tavsi- G
yelerde bulunabilirsin. Eğer o sorun başka birine aitse en İ
iyi çözüm yollarını sen biliyorsundur. Çok iyi reçeteler su-
narsın. Ama sorun sana aitse işte o zaman başkaları için S
bulduğun çözümlerin biri bile aklına gelmez. Sorun aynıdır A 12. Yazınsal metinler şiir, öykü, roman ve oyun, bize bir dün-
hatta daha basittir ama basitçe çözdüğün bu sorunun için- R ya sunar. Sunulan bu dünya gerçeklerden alınmıştır. Ama
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
den çıkamazsın. Bilgelik kaybolmuştur. ---- M ---- Bu yönden dış dünya üzerinde yaşadığımız gerçek
A deneyim dünyası ile pek fazla benzeşmez. Bu da ister
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin geti- istemez okur olarak yeni bir iletişim konumuna girmemizi
L
rilmesi dil ve düşünce akışını bozmaz? gerektirir.
A) Çünkü soruna bütünüyle bakabilmeyi sağlayan mesafe Bu parçada boş bırakılan yere paragrafın akışına göre
kaybolmuştur. getirilmesi en uygun söz aşağıdakilerden hangisidir?
B) Çünkü bilgelik, bilgiden çok daha kıymetlidir ve gerek- A) gerçeğe sıkı sıkıya bağlıdır.
lidir.
B) sanatçının asıl amacı estetik hazzı yakalamaktır.
C) Yaşayan insanın başına her türlü bela gelebilir.
C) bir sanatçının ne anlattığını yalnız kendisi bilir.
D) Asıl olan, sorunlarla beraber yaşamayı öğrenmektir. D) sanatın gerçekle ilişkisi tartışmalı bir konudur.
E) Dünyada olmadık yoktur ama duyulmadık çoktur ger- E) sanatçı gerçeği kurgulamış, yeniden üretmiştir.
çekten de.
85
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) I B) II C) III D) IV E) V A) I B) II C) III D) IV E) V
B
İ
L
G
İ
S
2. (I) İnsan, yeryüzündeki yegâne özgür varlıktır. (II) Nitekim 4. (I) Şiirin olduğu her yerde bir yapı, bir mimarlık işi, hesaplı
A
bir insan, işçi çocuğu olarak doğup doktor olmayı seçebilir kitaplı bir söyleyiş vardır. (II) Yani en serbest şiirde bile bir
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
ya da bir öğretmen, öğretmenliği bırakıp tur rehberi olabilir. form, bir yapı vardır. (III) Bir yapı varsa elbette bir de onu
M
(III) Ama bir hayvanın asla seçme hakkı yoktur ve özgür A belirleyen etken vardır; o, şiirdeki konudur. (IV) Şiirde yapı
olamaz. (IV) Nitekim köpek, ben köpekliği bırakıp çalışıp L ve konu, birbirinden tıpkı bir kâğıdın iki yüzü gibi ayrılamaz.
çabalayıp aslan olacağım diyemez. (V) Yine bir zakkum, (V) Şiiri değerlendirirken içerdiği özle ya da yansıttığı duy-
ben bundan sonraki hayatıma lotus çiçeği olarak devam gu değerleriyle yetinmek ise insanı yanlışa götürür.
edeceğim diyemez.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinin
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden yerine “Şiirin biçimsel unsurlarıyla içeriği tam olarak kay-
sonra “Çünkü seçim yapabilme yeteneği olan tek canlı naşmıştır.” cümlesinin getirilmesi paragrafın anlamında
insandır.” cümlesinin getirilmesi parçanın dil ve anlam bir değişikliğe yol açmaz?
bütünlüğüne uygundur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
A) I B) II C) III D) IV E) V
86
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Huzur, Safahat, Kendi Gök Kubbemiz, Devlet Ana, Yunus 7. Günlük hayat ritmimizi düzenleyip kontrol eden “biyolo-
Emre Divanı, Memleketimden İnsan Manzaraları ve Çile jik saat” beynimizin içinde epifiz denen bir bezle gizlenip
adlı eserler, bir dergi tarafından “Türk Edebiyatının Yedi korunan özel bir çekirdektir. (I) Gözümüzden gelen ışık
Harikası” olarak belirlendi. (I) Çok farklı ideolojik görüşle- uyarıları yani aydınlık-karanlık döngüleri, çekirdekteki bazı
re ve sanat anlayışlarına sahip 50 yazardan kendilerini en proteinleri aktive ederek bize “ritim” ve “ayar” veriyor. (II) Bu
çok etkileyen yedi eseri seçmeleri istenerek oluşturulan bu ayarın emirlerine göre de “çekirdek”teki o saat, biyolojik ve
liste, hayli ilgi çekti. (II) Benden de böyle bir seçki istendi- ruhsal pek çok işi bize çaktırmadan komuta edip yönetiyor.
ğinde günlerce düşündüm, uykularım kaçtı. (III) Çok sev- (III) Ruhsal ve bedensel sistemlerimizi koruyan bu “biyolojik
diğiniz, beğendiğiniz pek çok eseri ve yazarını içiniz yana saat”e uygun olarak uyku-uyanıklık, beslenme gibi yaşam
yana elemek zorundasınız çünkü. (IV) Tabii ki seçeceğiniz tarzımızı oluşturan eylemlerimizi ayarlamalıyız. (IV) O bo-
eserin kendi türü içinde özgün ve öncü bir rolü olmalı. (V) zulduğu zaman ise biz de bozuluyoruz, keyfimiz kaçıyor,
uyku dengemiz, iştah ayarımız bozuluyor. (V) Bir an önce
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine “Ger-
biyolojik ayarımıza göre yaşamaya başlamazsak bağışıklı-
çekten de bütün bir Türk edebiyatını tarayıp binlerce şair
ğımız altüst oluyor ve hasta oluyoruz.
ve yazar arasından sadece yedisini seçmek hiç de kolay
değil,” cümlesinin getirilmesi en uygundur? Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine “Yoksa
biyolojik saat ayarımız bozuluyor.” cümlesi getirilirse dil
A) I B) II C) III D) IV E) V
ve düşünce bütünlüğü sağlanmış olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
B
İ
L
G
İ
6. (I) Daracık, bir o kadar da derin bir kanyonun ağzından fışkı- 8. (I) Ben insanın kendini tanımasını, ne istediğini bilmesi-
ran Saitabat, Uludağ’ın oluşturduğu bir şelale. (II) Bursa’nın S ni, nelerden hoşlandığını, neyle mutlu olduğunu bilmesini
Kestel ilçesindeki Saitabat Şelalesi, Derekızık köyüne 3 km A önemsiyorum. (II) Bunları tespit etmek hiç de kolay değil
mesafede yer alıyor. (III) Kestel’in içine girmeden sağa, çi- R kimi zaman. (III) Adını koyduğunuz anda hayal üretmek, TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
mento fabrikasına dönüp Uludağ’ın eteklerinde yol alıyor- M motive olmak kolaylaşıyor. (IV) Sonra hayallerinin peşin-
sunuz. (IV) Yolun sonunda kulağınızı güçlü bir çağıltı, gö- A den koşmaktan, çalışıp çabalamaktan zevk almaya baş-
zünüzü nefis bir manzara, teninizi şelalenin yaydığı serinlik L lıyor insan. (V) Hele bu çalışıp çabalamalar insanı hedefe
karşılıyor. (V) Saitabat’ın kanyondan çıktığı nokta ise tam götürüyorsa ve insan da bunu hissediyorsa yorgunluklar
bir mesire yeri; dere yatağına ve kıyıya masalarını kuran bile haz veriyor insana.
kır lokantaları bu cennette sizleri bekliyor.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra “Ama üzerinde kalem kâğıtla düşündün mü, bulmak
sonra “Yol kenarındaki şişe suyu dolum tesisleri, şelaleye ve adını koymak mümkün oluyor.” cümlesinin getirilmesi
yaklaştığınızın habercisi bir bakıma.” cümlesinin getiril- düşünce örgüsüne uygundur?
mesi uygundur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
A) I B) II C) III D) IV E) V
87
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. (I) Yapmak istediğiniz şeyi yapabiliyor olmanız şarttır. 11. Gösterime girdiği 1975 yılından beri Yeşilçam’ın efsane-
(II) Resim yapmak istiyorsanız Picasso olun, Van Gogh sine dönüşen Hababam Sınıfı ’nın birçok benzeri yapıldı.
olun demiyorum ama sıfır yetenekle de resim yapamaz- (I) Usta mizahçı Rıfat Ilgaz’ın içten ve sevgi dolu bakışını
sınız. (III) Futbol oynamak ve başarılı olmak mı istiyorsu- yansıtan bir senaryo mu bulunamadı yoksa aynı yetenekte
nuz, bir Didi, Pele yahut Maradona olun, demiyoruz ama oyuncu mu bulunamadı bilemiyorum. (II) Ama galiba iki-
hiç olmazsa fiziğiniz biraz yatkın olmalı. (IV) Çünkü istek si de eşit oranda etken oldu. (III) Bir de sanırım aradan
yoksunluğu gibi fiziki yetersizlik veya yetenek yoksunluğu bunca zaman geçince toplumun gülmece anlayışı değişti.
da sizi başarısızlığa mahkum edebilir. (V) Yetenekli ol- (IV) Yine de mizahi sinema yapmak isteyenler için eşsiz
duğunuz şeyi bulana kadar bazen yeteneğinizin olmadığı değerde bir malzeme sunan Hababam Sınıfı’nın seyirciyi
yerlerde gezinmeniz ve beceriksizliklerinden beslenmeniz yakalayan ayrıntılarına iyi bakmak gerekir. (V)
de gerekebilir.
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine “Ne var
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine “Yani ki hiçbiri orijinalinin tadını vermedi.” cümlesinin getirilme-
insanın bir şeyi yapmayı istemesinden önce minimum da si parçanın anlam akışına uygundur?
olsa o alana yönelik bir yeteneğinin olması gerekir.” cüm-
A) I B) II C) III D) IV E) V
lesinin getirilmesi paragrafın akışına en uygundur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
B
İ
L
G
İ
10. (I) Tevfik Fikret 18 Ağustos 1915’te İstanbul’da hayata
S 12. (I) Hayatlara yön veren sınavlarda çoğu kez sınav kay-
gözlerini yumdu. (II) Yaşarken iç çatışmalar ve dış çatış-
A gısının yüksekliği sebebiyle birçok insan gerçek perfor-
malarla çok yıpranan Fikret, öldükten sonra adına anma
R mansının çok altında bir noktada kalabiliyor. (II) Kişinin ve
günleri düzenlenen şanslı şairlerden. (III) Fikret’in 1908’de
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
88
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
İ
L
G
İ
2. (I) Kaygı sanıldığı gibi ortadan kaldırılması gereken, ha- S 4. (I) Kitap okuyan, resme bakan, müzik dinleyen her insan
yatı zorlaştıran bir duygu değildir. (II) Kaygı, kaynağı bilin-
A bir eleştirmendir. (II) Modern anlamda eleştiri türü bizde 19.
R yy.dan sonra başlamıştır. (III) Ama bizim eleştirmen dedi-
meyen sorunların yarattığı bir durumsa onunla baş etmek
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
zordur. (III) Hatta düşük kaygı düzeyine sahip kişilerde ğimiz o adam mıdır? (IV) Eleştirmeni; okuduğu kitabı, bak-
A
umursamazlık ve sorumlulukları sürekli erteleme gibi işle- tığı resmi, dinlediği besteyi güzel yahut çirkin bulup geçen
L
rin yolunda gitmesini engelleyen durumlar da ortaya çıkar. herhangi bir adamdan ayıran nedir? (V) Eleştirmeni sanat
(IV) Ilımlı düzeyde kaygı ise kişiye enerji verir, onun içsel adamından ayıran ne ise herhangi bir okuyucudan da ayı-
motivasyonunu artırır. (V) Kontrol edilebilen, dozajında bir ran odur.
kaygı, kişiyi hedefe ulaşma yolunda harekete geçiren itici
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
bir güçtür.
şüncenin akışını bozmaktadır?
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi parça-
A) I B) II C) III D) IV E) V
nın akışını bozmuştur?
A) I B) II C) III D) IV E) V
89
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. (I) Fazıl Hüsnü Dağlarca, çağdaş Türk şiirinin en kapsam- 7. (I) İnsanoğlu avcılık ve toplayıcılık dönemlerinde tuz ihti-
lı, en güçlü şairlerinden biridir. (II) İnkâr edilemez bir imge yacını kök bitkilerden ve av hayvanlarından almaktaydı.
sistemi vardır, hayal gücü de son derece geniştir. (III) Fakat (II) Doğadan tuz bulup yemesi gerekmiyordu ancak tarı-
şiire başladığı yıllarda onun çok farklı bir ses olduğunu ma ve hayvancılığa başladıktan sonra tuz ihtiyacı doğdu.
söyleyebilirken bugün onun için aynı şeyleri söyleyemem. (III) Gıdaların bozulmadan saklanması için de tuza ihtiyaç
(IV) Dağlarca, şiire yapılabilecek bütün eleştirileri sıra- duyuldu. (IV) Ayrıca gıda bol olunca saklama ihtiyacı da
ladıktan sonra sözü meziyete getirir ve “işçilik” üzerinde beraberinde geldi. (V) Tarım ürünlerinden çorba yapmaya
durur. (V) Dağlarca’nın şiiri belli kalıplara döküle döküle başlayan insanoğlu besinlerdeki tuzla yetinmeyince çorba-
en çok da seri imalat yüzünden zamanla etkileyici gücünü ya tuz gerekti. (VI) İnsan hayatında tuz, 19. yüzyılın sonun-
yitirmiş, enflasyona uğramıştır. da soğutma ve konserve tekniği geliştirilene kadar uğruna
savaşlar yapılan en stratejik madde oldu.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır? Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi
yer değiştirirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış
A) I B) II C) III D) IV E) V
olur?
A) I ve VI B) III ve V C) II ve V
D) III ve I E) IV ve VI
B
İ
L 8. (I) Artvin il merkezinin 71 km doğusunda bulunan Şavşat,
G
yüksekliği 3000 m’yi aşan dağ sıralarıyla çevrili, dar ve de-
İ
rin vadiler arasında eşsiz bir coğrafyada bulunur. (II) Şav-
şat isminin Gürcüce “kara orman” anlamına geldiği söyle-
S nir. (III) Bölge sonraki zamanlarda sırasıyla Saka, Roma
A
ve Sasanilerin eline geçti. (IV) Şavşat civarında İÖ 900-
6. Sanatçı da herkes gibi, bir çevrenin içinden gelir. (I) Çevre- R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
90
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. (I) Kimileri şu sadeleştirme, arılaştırma sözlerini çok se- 11. (I) Ben mağaranın kapısı önünde bir ayağım içeride, bir
viyor. (II) Yani anlaşılmaz dedikleri o kelimeleri içeren ve ayağım dışarıda beklerdim. (II) Güneş, ağaçlardaki erikle-
Türkçenin en zengin nüanslarıyla yaşadığı klasiklerinin rin üzerinde ışıldardı, yaz akşamının tatlılığı geniş bahçeye,
kökünü kazıyacaklar. (III) Otuz kırk yılda bir, “eskimiş” keli- yeni açmış çiçeklere, meyve dolu ağaçlara sinerdi. (III) Bir
meleri dilden atacak ve böylece herkesin anladığı, yaşayan kapkaranlık mağarayı, bir ışık içinde yüzen bahçeyi sey-
bir Türkçe kuracaklar. (IV) Bunu da okul kitaplarını yenile- rederdim. (IV) Bu tatlılık, komşulardan birinin kuyudan su
yerek, öğretmenlerin “eski” kelime kullanımını yasaklaya- çektiği çıkrığın musikili gıcırtısıyla tamamlanırdı. (V) Ben
rak ve eskimiş, anlaşılmaz kelimelerin kaynağını büsbütün bunlarla oyalanırken içeriden ağabeylerimin sesleri ve
kurutarak yapacaklar. (V) Çünkü bu sayede kendilerince kazmayla küreğin toprağa çarpmasından çıkan gürültüler
Türkçeyi yabancı dillerin boyunduruğundan kurtaracaklar. artardı.
Bu parçanın düşünce akışını sağlamak için numaralan- Aşağıdakilerden hangisi yapılırsa parçadaki dil ve dü-
mış cümlelerden hangileri yer değiştirmelidir? şünce akışı sağlanmış olur?
B
İ
10. (I) Dünya yüzünde işinin delisi üç sanatçı saymamı istese- L 12. (I) Semaver, Sait Faik’in en bilinen ve en hüzünlü hikâyesidir.
ler hiç tereddüt etmeden birinin Ara Güler olduğunu söyler- G (II) İnsanlar, zor şartlarda çalışır; paralarını düzenli alamaz
dim. (II) Fotoğrafı hayatının biricik gayesi gören Ara Güler’e İ ve patrondan azar işitir. (III) Semaver, yoksul fabrika işçisi
çok büyük saygım vardır. (III) Her ne kadar kendisi yaptığı Ali’yle annesinin üzerinden fabrika işçilerinin zorlu yaşam-
işin bir sanat olmadığını “fotoğraf sanatçısı” değil foto mu- S larını hissettirmektedir. (IV) Aynı zamanda okuru en çok et-
habiri olduğunu söylese de bence o büyük bir sanatçıdır. A kileyen eseridir. (V) Orhan Kemal, Kemal Tahir, Sabahattin
(IV) Çektiği nice büyük insanın fotoğrafı, karşımızda fo- R Ali gibi öykücülerin de öykülerinde bunun yansımalarını gö- TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
toğraf makinesi ile yazılmış, taklidi imkânsız birer şiir gibi M
rürüz.
duruyor. (V) Onun mesleği uğruna katlandığı çileleri öğren- A
L Bu parçada dil ve düşünce bütünlüğünü sağlamak için
dikçe sanatına olan saygım bir kat daha artıyor.
aşağıdakilerden hangisi yapılmalıdır?
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için
A) I ve III. cümle yer değiştirmeli.
aşağıdakilerden hangisi yapılmalıdır?
B) II ve IV. cümle yer değiştirmeli.
A) I. cümle ile V. cümle yer değiştirmeli.
C) III ve V. cümle yer değiştirmeli.
B) II. cümle ile IV. cümle yer değiştirmeli.
D) IV cümle I. cümleden sonra gelmeli.
C) III. cümle ile IV. cümle yer değiştirmeli.
E) IV ve V. cümle yer değiştirmeli
D) IV. cümle ile II. cümle yer değiştirmeli.
E) V. cümle III. cümleden önce getirilmeli.
91
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
İ
L
G
İ
M üzülüp ağlayacağım.
II. Bu yarışmalara katılanların çoğunun da yürek yakıcı A
bir hikâyesi var. III. Cihangir ile özdeşleşmiş olan ve hep sabit duran bu
L
III. Böyle bir hikâyesi olan yarışmacıyı bulmak ve bunun simitçi arabasıyla yaşlı simitçinin orada olmadığını
üzerinden izlenme oranını artırmak istiyorlar. gördüm bir gün.
IV. İnsanları ekranlara kilitleyen birçok yarışma programı IV. Simit satmazdı, simit almak isteyenler duran o araba-
yayımlanıyor. ya doğru gelirdi.
V. Bu yapılanı “trajediden beslenmek” olarak adlandıra- V. Ama ağladım işte hem de titreye titreye, sarsıla sar-
biliriz. sıla, hüngür hüngür ağladım
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle bir paragraf oluş- Bu cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulursa baş-
turulursa hangisi baştan üçüncü cümle olur? tan üçüncü cümle aşağıdakilerden hangisi olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V A) I B) II C) III D) IV E) V
92
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. I. Çünkü futbol yıldızlarının peşindeler, onlara özeni- 7. I. Meryemce Ana’nın, Uzunca Ali’nin, Halil Emmi’nin
yorlar yani onlar gibi ünlü ve zengin olmak istiyorlar. çileli yürüyüşüdür bu.
II. Bu nedenle çok geniş bir gençlik kitlesi, ailelerinin de II. Varacakları yerde onları sadece ayakta kalma müca-
desteğiyle topun peşinde koşuyor. delesi bekliyor olsa da her yürüyüş bir umuttur.
III. Diğer spor dallarına göre daha geniş bir mekânda, III. Çukurova’ya vaktinden önce ulaşmak, aç kalmak;
daha zengin estetik gösteri yapmaya uygun olması vaktinden sonra ulaşmaksa ölümdür.
bu yaygınlığın baş sebebi. IV. Çukurova’ya ulaşmak çileye ve umuda da ulaşmaktır.
IV. Toplumsal ilgi açısından, dünyanın büyük kısmında V. Yaşar Kemal, Ortadirek’te “dağın öte yüzünden”
spor dallarının başında futbol geliyor. insanların pamuk toplamak üzere çıktıkları uzun ve
V. Ayrıca futbola başlamak için maddi birikime ihtiyaç zorlu yürüyüşü anlatır.
duyulmuyor; bir top, iki taştan kale yetiyor.
Bu cümlelerle anlamlı bir paragraf oluşturulursa birinci
Numaralanmış bu cümlelerle anlamlı bir paragraf ve sonuncu cümleler sırasıyla hangileri olmalıdır?
oluşturulursa aşağıdakilerden hangisi doğru sıralama
A) V ve III B) IV ve III C) III ve I
olur?
D) II ve IV E) IV ve II
A) IV – V – III – I – II
B) IV – III – V – II – I
C) IV – V – I – II – III
D) III – V – II – IV – I
E) III – V – IV – II – I
A) II B) III C) IV D) V E) VI E) I III II
93
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Doğum, bir başlangıçtır; ölüm de varış noktasıdır. (I) Ha- 11. (I) Roma Türk Film Festivali’nin beşincisi 30 Haziran
yat ise bir yolculuktur; saflıktan farkındalığa, akılsızlıktan 2016’da başlayıp 3 Temmuz 2016’da bitecek. (II) Roma’nın
bilgeliğe doğru. (II) Zafer, yol üstündeki yüksek bir yerde ünlü Villa Borgeshe Bahçeleri’nin içindeki Casa Del Ci-
değil, bu kutsal yolculuğu adım adım yapmış olmaktadır. nema salonlarında gerçekleştirilecek etkinlikte çeşitli
(III) En büyük muzaffer ile en büyük mağlup arasında da- programlar yer alacak. (III) Bu yıl, onur ödülü Hababam
yanma gücü açısından çok az bir fark vardır. (IV) Kim önce Sınıfı, Kibar Feyzo, Arabesk, Muhsin Bey, Eşkiya gibi film-
pes ederse en büyük mağlup odur, bazen bir dakika daha lerin unutulmaz oyuncusu Şener Şen’e verilecek. (IV) 30
fazla dayanan en büyük zafere imza atar. (V) Yorulmaya Haziran’da gala gecesinde gerçekleşecek olan ödül töre-
katlanamayan insanın ise zaferle işi olmaz. (VI) Adanmış nini yerli ve yabancı birçok sinemasever ve basın mensubu
insanın, yüreği zafer ateşiyle yanan insanın yorulduğu gö- takip edecek. (V) Şener Şen’in bence en başarılı filmi Muh-
rülmüş değildir. (VII) Çünkü o, hedefe ayağıyla değil yüre- sin Bey’dir. (VI) Yavuz Turgul’un yönettiği bu filmle 1988’de
ğiyle gitmektedir. St. Sebastian En İyi Film Ödülü’nü kazanan sanatçı, aynı
yıl Antalya Altın Portakal’da en iyi erkek oyuncu seçilmişti.
Bu parçayı iki paragrafa ayırmak gerekirse ikinci pa-
(VII) Daha nice ödül alan sanatçı, asla şımarmadı ve büyük
ragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?
bir sanatçının nasıl durması gerektiğini gösterdi.
A) II B) III C) IV D) V E) VI
Bu parça iki paragrafa ayrılacak olursa numaralanmış
cümlelerden hangisi ikinci paragrafın ilk cümlesi olma-
lıdır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
10. Ayder Yaylası, ortalama 1600 m yükseklikte konuşlanmış 12. I. Cezaevi kütüphanesini genişletmeyi amaçlayan bu
olup heybetli dağlar ve ormanların yeşilliğiyle bezenmiş kampanya ile Türkiye genelinden bağışçılar roman,
sakin bir güzelliktir. (1) Çünkü cep telefonu çekmiyor. Ha- dergi, kişisel gelişim kitapları ve edebiyat kitaplarını
zırlıklı olarak çadırla geldiyseniz istediğiniz yerde çadırını- cezaevi müdürlüğüne ulaştırabilecek.
zı kurabilirsiniz. (2) Unutmamak gerekir ki burası millî bir II. Buraya gönderilecek filmlerin eğitici nitelikleri yüksek
park, kimsenin böyle bir hakkı da yok. Gelelim hazırlıksız B filmler olması isteniyor.
gelenler ne yapacak? (3) İ
III. Kampanya ile ayrıca, cezaevindeki sinema gösterim
I. Sizlerin de üzülmesine gerek yok çünkü çadır kirala- L
saatleri için film konusunda da yardıma ihtiyaç duyu-
ma fırsatınız var. G
İ luyor.
II. Hayatın tüm stresini üstünüzden atacağınız, gündelik IV. Hükümlülerin cezaevindeki boş vakitlerini çoğunlukla
yaşamın dertlerinden uzak duracağınız bir yerdir. kitaplarla ilgilenerek geçiriyor olmaları gerçeğinden
S
III. İçiniz rahat olsun çünkü burada herhangi biri sizden A yola çıkılarak bir kampanya başlatıldı.
çadır kurduğunuz için para talebinde bulunamaya- R V. Bağış yapmak isteyenlerin sosyal hizmet uzmanı
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
A) I II III A) I B) II C) III D) IV E) V
B) I III II
C) II I III
D) II III I
E) III II I
94
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) II B) III C) IV D) V E) VI
B
İ
2. I. Rütbeleri sökülür, Şeytan Adası’na sürgüne gönderi- L 4. Hayatınız monotonlaştıysa, sıkılıyorsanız, bu tekdüze ya-
lir. G şamdan kurtulmak istiyorsanız kitap okuyun. ---- Bir bak-
II. Ancak Dreyfus’un masum olduğuna inanan ve ger- İ mışsınız gözünüzde büyüttüğünüz, kocaman adamın ne
çek casusun kimliğini ortaya çıkarmaya çalışan tek zaafları varmış da görmemişsiniz. Bir bakmışsınız ciddi,
bir subayın çabası, tarihin akışını değiştirecektir. S ağırbaşlı bir adam komik mi komik özelliklere sahip. Bir
A bakmışsınız karşınızda dünyanın en zeki insanı. Bir bak-
III. Sahte kanıtlarla kurulan komplonun kurbanı olan
R mışsınız sırılsıklam âşık lirizm abidesi. Evet kitapların dün- TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
Dreyfus ve kabaran Yahudi düşmanlığı, Fransız top-
M yası renklidir, zengindir, zevklidir.
lumunu iki kampa ayırır.
A
IV. 15 Ekim 1894’te Fransız ordusunda görevli Yüzbaşı Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi-
L
Alfred Dreyfus, vatana ihanetle suçlanarak tutuklanır. sinin getirilmesi en uygundur?
V. O subay, ünlü natüralist romancı Emile Zola’dır A) Doğru kitapları seçmek, öyle kolay bir iş değildir.
ve dönemin cumhurbaşkanına yazdığı Suçluyorum B) Çünkü kitabın etkisi bazen zararlı bazen yararlı olabil-
başlıklı mektubuyla bu davayı dünyanın gündemine mektedir.
oturtur.
C) Zira kitapların dünyası çok hoş sürprizlerle doludur.
Bu cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda paragra- D) Kitap okumayı, vakit geçirmek için değil, görev bilinciy-
fın dördüncü cümlesi aşağıdakilerden hangisi olur? le gerçekleştirmeliyiz.
A) I B) II C) III D) IV E) V E) Bir yazarın özel yaşamıyla yazdıkları arasında ille de
paralellik bulunmaz.
95
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. (I) Şiir, büyük yangınlar söndükten sonra yazılır yangın 8. ---- Oysa Ümmiye Koçak adında ilkokul mezunu bir kadın,
sırasında değil. (II) Çünkü şiir, yangın söndürücü değildir. evlendikten sonra taşındığı Mersin’in Arslanköy adlı yayla
(III) Bu yüzden yangının en yakıcı zamanlarında şiir yaz- köyünde köy kadınlarından kurduğu “Arslanköylü Kadınlar
mak, boşuna bir çabadır. (IV) Evet şiir yangın söndürmez Tiyatrosu” ile çok büyük ses getirdi. Çektiği ilk uzun met-
ama yangın sonrası yangının nerede, niçin, nasıl çıktığını rajlı film olan Yün Bebek ile Newyork’ta ödül aldı. Ancak
ve kimin yangını çıkardığını işaret eder. (V) Şiirin ne olduğu maddi olanaksızlıklar nedeniyle ödül törenine bile gideme-
konusu hep tartışılagelmiş bir konudur. (VI) Kimine göre bir di. Filmin oyuncuları, bildiğimiz köy kadınları. Filmin ikinci
dil ve yapı ustalığı, kimine göre şiir, bir bildiri, bir araçtır. yönetmeni ise Yasin Korkmaz. Film, Yörük kadınlarının
(VII) Kimine göre gerçeklerin aynası, kimine göre bir zikir hikâyesini anlatıyor; onların sorunlarını dile getiriyor. Ay-
aracıdır. (VIII) Bir bakıma ne kadar şair varsa o kadar şiir rıca film “kadına şiddet” konusuna da dikkat çekiyor. Filme
tanımı vardır. ödül veren Newyork Avrasya Film Festivali üyeleri ise filmi,
Bu parçayı iki paragrafa ayırmak gerekirse ikinci pa- otantik kültür açısından önemli bir çalışma olarak gördük-
ragrafın ilk cümlesi hangisi olmalıdır? lerini belirtiyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi par- Yukarıda numaralanmış olarak verilen cümlelerle bir
çanın akışına uygun düşmemiştir? paragraf oluşturulursa hangisi üçüncü cümle olur?
A) I B) II C) III D) IV E) V A) IV B) V C) III D) II E) I
96
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
10. ---- Ama söz konusu sağlık olunca bunun tam tersi geçerli 12. I. – ----
oluyor. Ensesi kalın kişilerin sağlığı daha kolay bozuluyor. – Değil. Bir şey, antika olabilmek için en az yüz yılı
Bunun birinci nedeni, ense kalınlaştıkça uyku apnesi ris- devirmeli. Bir de işin sanatsal boyutu var. Eserin
kinin çoğalması. Çene yapısı geride, boynu kısa, ense- sanatsal boyutu yoksa zaten antika olamaz.
si kalın erkeklerde 43, kadınlarda 38 cm’den daha geniş
II. – ----
ense çevresi olanlarda gece uykuda solunum durmalarına
da horlama problemlerine de sık rastlanıyor. Ayrıca aynı – Elbette. Sanatçıların; yaratılışı, oluşumu, insanı,
kişilerde insülin direnci ve obezite problemlerine de bekle- doğayı, hayvanları sorgulayarak ortaya çıkardıkları
nenden daha sık rastlanıyor. tüm eserler, antikanın felsefesini oluşturuyor.
III. – ----
Bu parçanın başına getirilmesi en uygun söz aşağıda-
– Böyle bir kural yok. Tamamen antika olmasa bile
kilerden hangisidir?
eski bir gramofon, bir pikap ya da küçük bir obje…
A) Ensesi kalın biri olmak, günlük söyleyiş pratiğinde Artık bütçenize, zevkinize uygun ne varsa toplaya-
“güçlü kuvvetli, karnı tok, sırtı pek” olmak anlamına bilirsiniz.
geliyor.
IV. – ----
B) Ensesi kalın insanların çeşitli sağlık sorunlarına karşı
– Antikalarda ve sanat eserlerinde doğru parçalar
hassas olmaları gerekiyor.
alınırsa fevkaladenin fevkinde yatırım aracı olur.
C) Yeme içme, giyim kuşam, gezme tozma gibi etkinlikler Üstelik zaman içinde değerine değer katar.
konusunda insanlar bazen çok cimri olabiliyor.
Yukarıda mülakat yapan kişinin soruları gizlenmiş, kendi-
D) Doğal gıdalarla beslenen insanların sağlık sorunları siyle mülakat yapılan kişinin cevapları verilmiştir.
yaşama riski daha düşüktür.
Aşağıdakilerden hangisi cevaplardan herhangi birine
E) Sağlığımızın çabucak bozulmasını istemiyorsak kızart- yöneltilmiş sorulardan biri olamaz?
malardan uzak durmalı, yüksek kalorili besinleri fazla
tüketmemeliyiz. A) Antika eşyalar, iyi bir yatırım aracı mıdır?
B) Antika sahibi olmak için çok mu zengin olmalıyız?
C) Antikanın kendine özgü bir felsefesi var mı?
D) Antika eşyaları nerelerden almamızı tavsiye edersiniz?
E) Her eski eşya antika mıdır?
B
İ
L
11. (I) Hızlı tren denince akla gelen ilk ülke olan Japonya’nın G
bu konudaki karnesi dikkat çekici rakamlarla dolu. (II) Bir- İ
çok ülkede de tecrübelerini aktarmak üzere yola çıktıklarını
belirten Japon yetkililer, bu konuda kararlı olduklarını be- S
lirtiyorlar. (III) 320 km hız, bir dakikayı aşmayan gecikme A
süreleri ve elli yıldan beri sıfır ölümlü kaza. (IV) Türkiye ile R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
ilgili bir planınız var mı sorusuna da “Eğer böyle bir talep M
olursa niye olmasın?” cevabını veriyorlar. (V) AB regülas- A
yonları, Japonya’nın hızlı tren sisteminden biraz farklı ama
L
ÖNEMLİ
istenirse bu farklılığı aşabileceklerini belirtiyorlar.
Paragraf oluşturma sorularında bağlaçların ve bağlayıcı
Bu parçanın akışındaki bozukluğu gidermek için aşağı-
unsurların “Bu yüzden, bundan dolayı, ayrıca, bununla
dakilerden hangisi yapılmalıdır?
birlikte, buna karşın, nitekim, hatta, üstelik, özellikle,
A) I. cümle ile V. cümle yer değiştirmeli. kaldı ki, ama, fakat, mademki, böylece, demek ki...”
B) II ve III. cümle yer değiştirmeli. önemi büyüktür. Bunlar, hangi cümlenin önce, hangi
cümlenin sonra geleceğini hissettirir ve zaten birkaç
C) IV. cümle II. cümleden sonra getirilmeli.
cümleyi “blok” yapabilmişseniz paragrafı oluşturmanız
D) IV. cümle ile V. cümle yer değiştirmeli. kolaylaşır.
E) V. cümle II. cümleden sonra getirilmeli.
97
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
98
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
4. Kimi okurlar romandan önce, okuyacakları romanla ilgi- 6. “Her yeni öz, biçimini de beraberinde getirir.” ilkesinden
li olarak yazılmış eleştirileri, tanıtma yazılarını okumayı hareket eden Cumhuriyet Dönemi şairleri, geleneğin kalıp-
sever. Romanı, başkalarının bakış açısıyla tanımayı yeğ- larından kurtularak şiirin içeriğiyle biçimi arasında bağlantı
lerler. Okumayı en sona bırakır, eleştirmenin gözlüğüyle kurmaya çalışmışlardır. Bertolt Brecht’in “----” sözü de bu
dalarlar romanın sularına. O sularda özgürce avlanamaz, durumu destekler niteliktedir. Batılı sanat akımlarının da
yüzemez, dolaşamazlar. Başkasının onun için bıraktığı etkisiyle değişim başlamış ve özle biçim kaynaştırılmıştır.
işaretleri takip ederek yol alırlar. Gözünde eleştirmenlerin
Düşüncenin akışına göre bu parçada boş bırakılan
gözlüğü olduğundan, tüm güzelliklerin farkına varamadan
yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
yolculuklarını tamamlarlar. Böyle okurlar ----
A) Biçim özgün olmalıdır.
Bu paragraf aşağıdakilerin hangisiyle sürdürülemez?
B) İçerik, biçimin belirleyicisidir.
A) çoğu kez, reklam amaçlı eleştirilerin tuzağına düşerler.
C) Sanat, güzelliğin anlatımıdır.
B) beğenilerinde de yergilerinde de güdümlüdürler.
D) En güzel şiir tiyatrodur.
C) oyunu başkalarının önerisine göre kullanan kararsız
seçmenlere benzerler. E) Şiir dili gündelik dilden farklıdır.
5. (I) Dünya üzerinde doğum günü değil vefat günü kutla- B C) somut olguları işleyen yapıtları eleştirir.
nan hem de bir düğün gibi kutlanan bir kişi daha var mıdır İ D) genç sanatçılara her zaman ışık tutar.
Mevlânâ Celâleddin Rumi’den başka? (II) Böyle kutlanır L
E) yapıtı öznel bir şekilde değerlendirir.
çünkü o, ölüm gününe düğün günüm (şeb-i arus) demiş- G
tir. (III) Can kuşunun beden hapishanesinden kurtulup İ
asıl yurduna kavuştuğu vuslat günüdür çünkü ona göre o
gün. (IV) Aşktan kanatlarla sema ederek Hakk’a varan Hz. S
Mevlânâ, 742. Vuslat yılında 7-17 Aralık 2015 tarihleri ara- A
sında T.C. Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün R
8.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
(I) Boğaziçi, İstanbul’u İstanbul yapan en önemli coğra-
hazırladığı programlarla anılacak. (V) Bu yılki Şeb-i Arus M
A fi özellik olmalı. (II) Dünyada kaç şehrin ortasından deniz
programı, 7 Aralık’ta misafirlerin ve çok sayıda vatandaşın
L geçer? (III) Asya’yla Avrupa’yı birbirinden ayırırken Ege’yi
katılacağı “Kandil Uyandırma, Sevgi ve Hoşgörü Yürüyü-
Karadeniz’e, Karadeniz’i de Ege’ye bağlıyor. (IV) Ege ve
şü” ile başlıyor. (VI) Sonrasında Mevlânâ Türbesi’nde icra
Akdeniz’in Latince adı (medi ve terra) “Dünyanın ortası”
edilecek Âyin-i Şerif ile devam edecek olan program, takip
anlamına geliyor ki söylendiği dönemde bu gerçekten böy-
eden günlerde mesnevi dersleri, panel ve konferanslar,
leydi. (V) Ama kıtalar ve denizler arası konumuyla İstanbul
konser, tiyatro, farklı sanat dallarındaki sergiler ve sema
“dünyanın ortası”nın ortasıydı. (VI)
törenleri ile 17 Aralık gününe kadar sürecek.
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine “Bura-
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
da deniz sadece geçmekle de kalmıyor.” cümlesi getiril-
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
melidir?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
A) II B) III C) IV D) V E) VI
99
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. İnsan, olduğu gibi davranamıyor çoğu zaman. Dış dünyayı 11. I. Tam ortaya öyle bir kurulmuş ki hak etmediği bir mev-
algılarken de yalnız değil. Algıladıklarıyla kendisi arasında kiye güçlü bir tanıdığı sayesinde emek sarf etmeden
hep başkaları var. Karşılaştığı olayları, nesneleri, durum- gelenlerden biri gibi...
ları gören ve duyan kendisi değil sanki. ---- Bunun so- II. Orada olması gereken, en çok işimize yarayan “A”
nucunda da beğenileri kendi kişiliğiyle uyuşmuyor, eğreti harfi bir kenara atılmış.
duruyor üzerinde.
III. Böyle birinden gözlerimi kaçırmak ne mümkün, mec-
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre buren ben de ona bakıyorum.
aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olur? IV. Oysa yapılan araştırmalar gösteriyor ki “A” harfini “J”
A) Sosyal çevrenin insan üzerindeki baskısını azaltmak harfinden yaklaşık 1000 kat fazla kullanıyoruz.
gerekir. V. Dizüstü bilgisayarımın kapağını her açtığımda “J”
B) Kendi beğenilerini çok fazla önemsediği için diğer harfi tam ortaya kurulmuş, sanki alay edercesine
insanları dikkate almıyor. bana bakıyor.
C) Bakarken başkalarının gözlerini, işitirken başkalarının Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
kulaklarını ödünç alıyor. oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
üçüncü olur?
D) Herkesin kınadığını kınamayınca, alkışladığını alkışla-
mayınca toplum tarafından dışlanıyor. A) I B) II C) III D) IV E) V
E) Başkalarına gereğinden fazla güvendiği için hep mut-
suz.
B
İ
L
G
10. “Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman İ 12. (I) Ünlü Fransız yazar Georges Perec’in Kayboluş romanı-
içinde...” (I) Masallarımızın çoğu bu cümlelerle başlar değil nın bir an için gerçek olduğunu düşünün. (II) Perec, romanı
mi? (II) Çocukluğumuzda dinlediğimiz masalların birçoğu- hiç “e” harfi kullanmadan kaleme almış ve romanın konusu
S
nu unuttuk ama bu girizgâh hem aklımızda hem yüreği- da bu harfin bulunmasına yönelik ilginç bir macerayı içer-
A
mizde yer etti. (III) Bizim masallarımızın girizgâhları en az R mektedir. (III) Dilden bir harfin kaybolması çok büyük bir
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
kendisi kadar güzel ve ilgi çekicidir. (IV) Bu bölüme “masal M felakettir. (IV) Ya bir kelime kaybolsa ve bunun hangisi
başı” denmiştir veya masalın tekerlemesi şeklinde ifade A olduğunu bilemeseniz? (V) O zaman o kelimenin peşi-
edilmiştir. (V) Tekerleme tamamen kelime oyunlarından, L ne mi düşersiniz sayfa sayfa, kitap kitap yoksa bir gün
dinleyicinin dikkatini masala çekmek için bir araya getiril- o kelimeye ihtiyacınız olana kadar kullanmamayı mı de-
miş, birbiriyle pek ilgisi olmayan sözlerden meydana gelir. nersiniz? (VI) Dilin böyle bir çıkmaza girmesinin hayali bile
(VI) insanı ürkütüyor değil mi?
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine “Teker- Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
lemenin asıl güzelliği de bu birbiriyle ilgisiz kelimelerin bir numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
araya getirilişindeki düzen ustalığındadır.” cümlesi getiril-
A) II B) III C) IV D) V E) VI
diğinde anlam akışına uygun olur?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
100
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
III. Bu bereketli ova, İÖ 4000 yılında buraya yerleşen Bu parça aşağıdaki cümlelerin hangisiyle tamamlanır-
Trakyalı Astanilerden bu yana Persler, Romalılar, sa diğerleriyle aynı anlam doğrultusunda olmaz?
Bizanslılar, Osmanlılar olmak üzere çeşitli uygarlıkla- A) Böylece bir süre sonra çocuğun hikâyeyi zihninde farklı
ra kucak açmış. şekillerde kurgulama imkânı doğuyor.
IV. Yıldız (Istranca) Dağları’nın alüvyonları ile zenginleş-
B) Çocuğunuzun hayal gücünün gittikçe geliştiğine, yara-
miş, derelerle beslenen sulak bir ovada kurulmuştur.
tıcılığının arttığına şahit oluyorsunuz.
V. Kırklareli’nin bir ilçesi olan Vize, İstanbul’a 138 km
C) Bu şekilde yaparak evlatlarınızla aranıza doldurulması
uzaklıktadır.
zor boşluklar koymuş oluyorsunuz.
Numaralanmış cümlelerle bir paragraf oluşturulursa
D) Çocuğunuzun okul çağına geldiğinde okuma seviyesi-
hangisi baştan ikinci cümle olmaya uygundur?
nin gözle görülür şekilde ilerlemesini sağlıyorsunuz.
A) I B) V C) III D) II E) IV E) Zaman geçtikçe çocuğunuzun olayları kavrama ve
onları yorumlama kapasitesinin geliştiğini hissediyor-
sunuz.
B
İ
L
G
İ
S
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M 4. (I) Yazar, gerçeği hikâyelerine uydurmak için sadece eğip
2. (I) İstanbul’un hem içinde hem dışında bir yer Adalar. A bükmüyordu. (II) Gerçeğin değişik yüzlerini resmetmek
(II) Bu adalardan biri olan Büyükada ise Prens Adaları’nın L için parçaladığı zaman bilincinin de kusurlu olduğunu gös-
en büyüğü. (III) Adalar’a yabancılarca Prens Adaları” den- termeye çalışıyordu aynı zamanda. (III) Ona göre “an”Iar
mesinin hikâyesi Bizanslılara uzanıyor. (IV) Büyükada beş eksik ve hatalıydı. (IV) Herkes için de çoğu anlar biraz
buçuk kilometrelik yüz ölçümüne sahip. (V) Maltepe sahi- eksiktir zaten. (V) Belki o eksikliği tamamlamak için yazı-
line uzaklığı 2.300 metre kadar. (IV) Kabataş’tan vapurla yordu. (VI) Mükemmelliği kusurunda gizli olan insanı böyle
yolculuk yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. kutsamak onun saplantısı olmuştu sanırım.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır? şüncenin akışını bozmaktadır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI A) II B) III C) IV D) V E) VI
101
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Eski kitap kokusu, duvarlarına sinmiş tarih ve yürek gü- 7. (I) İnsanın anlatmaya dayanan ilk sanat eseri olarak or-
cüyle çalışan insanları tanıdığım ulvi bir ortam: Kütüpha- taya koyduğu türün destan olduğu konusunda araştır-
neler. Bilirim ki o kitap raflarına, merdiven tırabzanlarına, macıların çoğu birleşir, bu destanların da akılda kalması
kapı kollarına yıllardır sinen el izlerinin sahipleri, bize kitap kolay olduğu için manzum olarak vücut bulduğu söylenir.
dünyasının kapılarını açmak için yılmak bilmeden çalışır. (II) Gerçekten de çeşitli toplumların edebiyatlarına bakıl-
Sahne tozu yutmak gibidir kütüphane müdavimliği, gaze- dığında başlangıçta destanın olduğu, bunların çoğunun da
teciliğe bulaşmak gibi. ---- manzum olarak düzenlendiği görülür. (III) Destandan sonra
halk arasında en yaygın olan edebî türler masal, efsane,
Bu parçanın sonuna düşünce akışına göre aşağıdaki-
menkıbe, halk hikâyesi olarak karşımıza çıkar. (IV) Sayılan
lerden hangisi getirilmelidir?
bu türlerin hepsi de anlatma esasına dayanan edebî türler-
A) Gazeteciliğin sürekli haber peşinde koşan aksiyoner dir. (V) Bu da gösteriyor ki insanlar her zaman bir anlatma
yönü yoktur ama kütüphane sevdasında. ihtiyacı hissetmişler ve bunları dinleyen veya okuyan bir
B) Gençlerimiz kütüphanelerden çok uzaklar, bu tutkuyu kitle bulmuşlardır. (VI) Edebiyat tarihi incelendiğinde sözü
bir türlü anlayamıyorlar nedense. edilen türlerle ilgili birçok esere rastlanması da bundan
kaynaklanıyor.
C) Bir kez tadına varırsanız fiş dolapları bile bir anıt dola-
rak görünür gözünüze, kopamazsınız. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
D) Bu mekânları kendi hâline bırakırsanız gelecek nesille- numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
re hiçbir şey aktaramazsınız. A) II B) III C) IV D) V E) VI
E) Kütüphanelerin sessiz ortamını bir deniz kenarında, bir
parkta bile çoğu zaman bulamazsınız.
6. Genç bir şairin şiir kitabını inceliyorum bugünlerde. Okudu- B 8. Her ulusun atasözleri kendi varlığının ve benliğinin ay-
ğum mısraların hiçbirinde slogan niteliği taşıyan sözcükle- İ nasıdır. Atasözlerinde bir ulusun düşünceleri, yaşayış-
re rastlamamak beni fazlasıyla mutlu ediyor. Günümüzde
L ları, inanışları, gelenekleri görülür. Atasözleri ulusların
G
özellikle genç şairlerin içine düştükleri tuzaklardan biri, yüz zekâlarındaki keskinliği, hayallerindeki genişliği, duygula-
İ
altmış karakteri geçmeyecek mısra üretip sosyal medyada rındaki inceliği belirten en değerli örneklerdir. Bu sözler,
paylaşılmasını sağlamak. Bu şair, şiirlerinde bu tuzaklara derin felsefelerden başka güzel buluşlarla, parlak nükte-
düşmemiş. ----
S lerle, ince alaylarla, sert taşlamalarla doludur. Bu sayede
A
----
Bu parçanın sonuna anlam akışına göre aşağıdaki R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
102
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Güneş sisteminin en büyük gezegeni olan Jüpiter’in en be- 11. ---- Oysa hem tarih hem de kendi deneylerimiz bize gös-
lirgin özelliği “büyük kırmızı leke”dir. Bu leke, kızıl renkli fır- termektedir ki insanlar arasındaki duygulardan hiçbiri sü-
tına bulutlarından oluşmuştur. Lekeye neden olan fırtına- rekli değildir. İnsanların kendileri gibi, ilişkileri de değişken-
ların başlangıç zamanı bilinmiyor ama saatte 650 km hıza dir. Bu ilişkilerin sürekli olabilmeleri için ustaca bir denge
ve 16 bin km çapa sahip olan bu dalgalar Dünya’yı içine içinde tutulmaları gerekir. Süreklilik kazandıkları zaman ise
alacak kadar büyük. 150 yıl önce gözlemlenmeye başlayan insanlar arası ilişki olmaktan çıkarak birer toplumsal alış-
“büyük kırmızı leke”nin ----. kanlık durumuna girer.
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse Bu parçanın başına düşüncenin çıkışına göre aşağıda-
“parçada sözü edilen lekenin fiziksel özelliklerinde zaman- ki cümlelerden hangisi getirilebilir?
la değişiklik olduğu” sonucuna ulaşılır? A) Sevgi konusundaki yanlış inançlarımızdan biri de sev-
A) geliştirilen uzay teleskopları sayesinde büyüklüğünün ginin hiç bitmeyeceğidir.
ve hızının hesaplanmasındaki hata payının sıfırlandığı B) İnsanlık tarihi yenilgiler, yıkımlar, acılar ve savaşlarla
belirtildi doludur.
B) yeryüzünde meydana gelen ve uydularla hatta uçak- C) İlişkilerimizi, kişisel gerçekliğimizin bir başkasınınkiyle
larla gözlemlenebilen fırtınalardan farklı olarak sadece çakışması belirler.
Hubble Uzay Teleskobu ile gözlemlenebildiği ortaya
kondu D) Sevgi yalnızca kendisi için var olan bir duygu değildir,
paylaşmayı gerektirir.
C) 2000’li yıllardan sonraki gözlemlerde yayvan biçimini
kısmen yitirdiği ve üst katmanlardaki rüzgârın %8 ora- E) Yakın çevremizdeki insanlara karşı duyduğumuz sevgi
nında hızlandığı saptandı sürekli ve gerçektir.
103
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
İ
L
2. Âdeta taşıyıcı ruhtur anlatılarında Panait Istrati. (I) Eğer 4. (I) Acaba başka milletler de şiir severler mi diye düşünür-
G
Akdeniz adlı eserini okumaya başlarsanız onun bütün an- ken tanıdığım, okuduğum şiirlerimizi şöyle bir boy sırasıyla
İ
latı coğrafyasının, anlatıcı kimliğinin izlerini bulursunuz. gözümün önüne getiriyorum. (II) Köylüsünden padişahına,
(II) Kuşkusuz Akdeniz, Istrati’nin ustalık yapıtıdır, yazarlık cumhurreisinden ilkokul öğrencisine kadar her basamağın-
S
yaşamının finalidir. (III) Yazar bu eseri 1934 yılının ilk ayla- da boy boy şair dizili bir millet. (III) Şiirin iyisini kötüsünden
A
rında Nice’de yazmaya başlar. (IV) O coğrafyanın ruhu da ayırt edebilmek için her tür şiiri okumak gerektiğine ina-
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
yapıtın dokusuna siner. (V) Panait Istrati’nin yaşam döne- M nırım ben. (IV) Anadolu’nun ortasında bir köye giderseniz
meçlerindeki her karşılaşma, yapıtlarına ivme kazandırmış A ne bir tutam kırmızı kiremidi vardır ne bir yudum durulmuş
ve yaratıcılığını körüklemiştir. (VI) Yaşadığı yer, zaman ve L su ne okulu ne camisi ne yolu ne de izi. (V) Toprak damlı,
mekân da insanlar gibi o etkileyici kaynağın belirgin yan- çamur badanalı eve girerseniz cam çerçeve, kapı pencere
larını oluşturur. (VII) Bir anlamda o, yaşadığı fırtınalı za- hak getire; Orta Çağ’dan kalma bu köyde bir şey mutlaka
manların ve mekânların tanığıdır ve acı çeken, ezilen bir vardır: Şiir.
insanlığın da sözcüsü olmaya çabalamıştır. Bu parçanın anlam akışını numaralanmış cümlelerden
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse numaralan- hangisi bozmaktadır?
mış cümlelerden hangisi ikinci paragrafın ilk cümlesi A) I B) II C) III D) IV E) V
olur?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
104
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Bir Ölünün Defteri ’nin başkişisi Vecdi, annesini kaybettik- 7. Kitap, benim için her şeydi veya ben sadece kitaptan olu-
ten sonra halasının evinde büyür. (I) Halasının kızı Nigar’a şuyordum. En yalnız anlarımda kitap vardı yanımda. Pa-
çocukluğunda âşık olur ve Vecdi büyüdükçe aşkı da büyür. rasızlık günlerimde, kalbimin tutuşmuş bir tutam otun ara-
(II) Ancak Mekteb-i Sultaniden arkadaşı olan Hüsam ile sında kavrulmuş saatlerinde, dünyaya meydan okuyarak,
Nigar arasındaki yakınlaşmayla birlikte bu aşk, dile dökül- hayata sarılarak, hayattan kaçarak bulduğum saçaktı kitap.
meden sona erer. (III) Öteden beri şair olan Hüsam’ın içli ----
şiirleri Nigar’ı sarsmış ve aralarında bir aşk başlatmıştır.
Bu parçanın sonuna anlam akışına göre aşağıdakiler-
(IV) Vecdi, bunun üzerine aradan çekilir, Nigar’la Hüsam
den hangisi getirilmelidir?
evlenir ve savaşa giden Vecdi orada yaralanır. (V) Çamlı-
ca’daki köşkte öyle sırılsıklam, şiddetli esen rüzgâr karşı- A) Artık kitaplar benden uzak, bana yabancıydı.
sında titreye titreye durur. B) Öyle ki okuduğum kitaplar kadar var sayıyordum ken-
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine dimi.
“İstanbul’a dönüşte Vecdi, yağmurlu bir günde çok fena ıs- C) Oysa ben bu saçağa hiç uğramadım hatta uğramak
lanır.” cümlesinin getirilmesi uygundur? bile istemedim.
6. Yazılı anlatım becerileri ile ilgili ilk adımlar, birinci sınıfta 8. Ben Türkçe sözcüklerin her alanda tercih edilmesini iste-
ilk okuma-yazma çalışmalarıyla başlar. (1) Birinci ve ikinci rim. Üzerime giydiğim Türk yapımı ürüne manto demek,
sınıfta yazılı anlatım etkinlikleri, öğretmenin rehberliğinde rob, raba demek, tayyör demek istemezdim. Bunun gibi
tüm sınıfın ortak çalışması olarak yürütülür. Üçüncü sınıf- Frenkçe sözlerin dilimize musallat olmasını iyi karşılamaz-
tan itibaren, başlarda ortak yazma çalışmaları yapılır. (2) dım. Belki İtalyanca roba sözcüğünün Türk halk ağzında
Bu eklemeler, bireysel yazmalara geçiş için birer adımdır. B büründüğü urba kelimesinde yerli ve masum bir söyleyiş
Bunu, 56 cümlelik anlatım çalışmalarının yaptırılması izler. İ güzelliği bulur fakat yine de üstümüze giyeceğimiz şeyler
(3) L için Türkçe sözler arardım. Ancak bunun için geysi veya
G
I. Bu çalışmalarda öğrencilerin yazısına ayrı bir bilgi ve giysi sözünü diriltmezdim. Bilirdim ki ----
İ
görüş eklemeleri beklenir.
Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden
II. Bu cümlelerde, yazım kuralları ve noktalamaya dikkat hangisiyle tamamlanabilir?
S
edilir. A A) bu sözler güzel olsaydı atalarımız onları bırakmaz,
III. Yazı yazmanın öğrenilmesi, doğru cümle kurmayı R yerlerine başka sözler bulmazlardı. TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
öğrenme ve bunu yazı ile gösterebilme, bu sınıfın en M
A B) bu tür kullanımlar, Türkçenin yaygınlaşmasına yardım
önemli çalışmalarıdır.
L edecektir.
Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1, 2
C) Türkçe sözcüklerin yaygınlaşması bu tür sözcüklerin
ve 3 numaralarının yerine I, II ve III numaralı cümleler-
sık kullanımlarında gizlidir.
den hangileri gelmelidir?
D) bu sözcükler tılsımı bozulmamış halis Türkçe sözcük-
1 2 3
lerdir.
A) I II III E) böyle yaparak Türkçe sözcüklerin kullanım alanlarının
B) I III II artmasını engellemiş oluyoruz.
C) III I II
D) II III I
E) III II I
105
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Svalbard, Nors dilinde “soğuk kıyı” anlamına geliyor. Ku- 11. I. Yapraklar ise vesikanın önemine göre atlas veya adi
zey Kutup Dairesi’nin içinde yer alan “adalar”ın genel adı. kumaştan keselere konurdu.
Dünya’nın en kuzeyindeki şehir olan Longyearbyen de bu II. Torbaların üzerine içlerinde ne olduğu ile ilgili bilgiler
soğuk kıyıda 78 derece kuzey enleminde konumlanıyor. yazılırdı.
Dünyanın derin dondurucusu olarak bilinen bu bölgede
III. Osmanlılarda devlet belgeleri yaprak veya ciltli defter
----.
hâlinde düzenlenip muhafaza edilirdi.
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse IV. Defterler, yıllara göre sıralanarak evrak mahzenlerin-
“Svalbard’daki ekosistem döngüsünün kesintiye uğradığı” de saklanırdı.
sonucuna ulaşılır?
V. Birkaç kese bir torba hâline getirilir, birkaç torba da
A) insanlar zorlayıcı iklim şartlarından dolayı evlerinden bir sandığa yerleştirilirdi.
dışarı çıkamıyor
Numaralandırılmış cümlelerle anlamlı bir paragraf oluş-
B) bölge sakinleri dört ay süren zifiri karanlıkta vahşi turulmak istense baştan ikinci cümle aşağıdakilerden
yaşam koşullarına karşı hayatta kalma mücadelesi hangisi olur?
veriyor
A) I B) II C) III D) IV E) V
C) donmuş toprağın içinde ölen insanların cesetleri, ihtiva
ettiği virüslerle beraber bozulmadan kalabiliyor
D) özellikle sahil şeridindeki donmuş toprağın ısınmasının
birbiri üstüne devrilen domino taşları gibi zincirleme bir
etki yaratacağı öngörülüyor
E) yoğun kar, eriyen buzulların kaybını telafi edecek ve
parçalanıp çözünmeyi engelleyecek yeterliliğe ulaşa-
mıyor
B
10. Sokaktaki vatandaşımız hatta birçok aydınımız kelimeleri İ
bazen yerli yerinde kullanmamaktadır. Eli kalem tutan ve L
Türkçe konuşan kimselerin büyük zaaflarından biri, belki G
birincisi kelimenin Türkçesi varken yabancısını kullanmak- İ
tır. “Modası geçmiş” yerine “demode”, “kanunsuz” yerine
“illegal”, “dolu” yerine “full” demek insanlara neden kolay S 12. I. Çanakkale’ye bağlı olan bu büyülü adanın zengin su
gelmektedir? ---- A kaynakları var.
106
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5.
ÜNİTE
KİŞİ ÖZELLİKLERİ
PARAGRAFI PARÇALARA BÖLEREK ANLAMA
YENİ NESİL ANLAM TESTLERİ
NELER ÖĞRENECEĞİZ?
◗ KİŞİ ÖZELLİKLERİ
◗ PARAGRAFI BÖLEREK ANLAMA
◗ YENİ NESİL PARAGRAF TARZLARI
2020 / TYT 31.SORU Köşe Yazısı 2019 / TYT 28.SORU İki Parça İlişkisi
Yeni nesil, maaş değil unvan peşinde! • Zaman zaman televizyonlarda toplu balina ölümlerine iliş-
kin haberler, karaya vurmuş balina görüntüleriyle karşımıza
Bir araştırma şirketi, maaşlı çalışan 18-25 yaş aralığındaki 830
çıkar. Araştırmalar bu ölümlere okyanusların endüstriyel ve
kişiyle yaptığı görüşmede kişilere unvan tercihine yönelik soru- kimyasal atıklarla kirletilmesi, suların bulanıklaşması ve yan-
lar sormuştur. Araştırma sonucunda katılımcıların %80’inin “Ça- lış avlanmalar gibi etkenlerin sebep olduğunu gösterir.
lıştığım yerdeki önceliğim unvan değil, maaşım.” cevabı verdiği, • Balinalar, okyanusta yüzerken kafalarının ön kısmın-dan
%18’inin “Unvanım yükseltilirse maaşımın aynı kalması önemli gönderilen elektromanyetik dalgalarla yönlerini bulur-lar.
değil.” görüşünü belirttiği, %2’sinin de “Unvanım yükselirse ma- Bu özelliklerinden hem bulanık sularda yüzerken hem de
aşımın düşmesi benim için önemli olmaz.” dediği tespit edilmiş- göç ederken yararlanırlar. Ancak zaman zaman dünyanın
manyetik alanının değişmesi ya da balinalardaki yön bul-
tir. Araştırma sonuçları, son dönemde popüler hâle gelen unvan
ma sisteminin hastalık sonucu bozulması nedeniyle yön-lerini
pazarlamasının nasıl yapılacağı konusunda da şirketlere önemli
tayin etmekte sorun yaşarlar ve karaya vururlar.
geri bildirimler sunmuştur.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- lenebilir?
bilir? A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermekte-
dirler.
A) Kanıtlanamayan varsayımlar üzerinde yorum yapılmaktadır.
B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgulamak-
B) Kendi içerisinde tutarsızlıkları ve yanlılıkları bulunmaktadır.
tadırlar.
C) İstatistiki verilerin gerçeği yansıtmadığı ortaya koyulmaktadır.
C) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadırlar.
D) Güncel bir konunun ekonomik etkilerine değinilmektedir.
E) Toplumun farklı kesimlerinin bakış açıları karşılaştırılmak- D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sunmak-
tadırlar.
tadır.
E) Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer nedenlerle
açıklamaktadırlar.
I
K ILL M
AK ZÜM
A ZÜ
ILL
ÇÖ
ÇÖ
B
İ
L
G
İ
2. Nurettin Topçu Türkiye’nin Maarif Davası, İsyan Ahlakı, 4. Büyük oğlum ne istediğini bilen biriydi, tuttuğunu koparan
Yarınki Türkiye, Var Olmak gibi eserleriyle tanınır. Önemli S cinstendi. Ona hayrandım. Ama bunu o bilmezdi. Çünkü
bir sosyolog ve felsefecidir. Başkaları gibi olmayan bir ge- A ben sekiz çocuklu bir ailenin en büyüğü olarak yaşadım.
lenekçidir. Gelenekçi İslamcıların “Kur’an’ın varlığı kâfidir; R Babam, bana “Abilerin abisisin sen, bir babasın, benim TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
felsefe insanın inançlarına zarar verir çünkü sorduğu so- M yokluğumda beni aratma” derdi. Ben de galiba bu yüzden
rularla insanı şüphe ve inkârın çukuruna düşürebilir.” söz- A sert oldum. İçimdeki yumuşacık meyvenin etrafında hep bir
L kabuk oldu.
lerine şiddetle karşı çıkmıştır. “Felsefe olmazsa o Büyük
Kitap’ı hakkıyla anlayamazsınız sadece ezberlersiniz.” de- Bu parçada konuşan kişinin oğlunun ve kendisinin
miştir. özellikleri aşağıdakilerden hangisinde sırasıyla veril-
Nurettin Topçu’nun bu parçada vurgulanan en belirgin miştir?
özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Çalışkan – Disiplinli
109
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. “Sabredin gelecektir solmaz pörsümez yeni 7. Hocamız, biz öğretmen adaylarına şöyle seslenmişti: “Ço-
cuklar, öğretmenlik keçiboynuzu çiğnemek gibidir. Çok
Sabredin görecektir duranlar yürüyeni.”
---- olacaksınız. Yaptıklarınızın karşılığını hemen bekle-
dizeleriyle Muhasebe adlı şiirinde duygularını dile getiren meyeceksiniz; devamlı fedakâr olacaksınız çünkü ---- ol-
şair Necip Fazıl, kalbinde burukluk bırakan ne varsa hep- mayan ve aceleci insan asla öğretmen olamaz.” Otuz yılı
sinin bir gün çekip gideceğine inanıyordu. Bu uğurda dur geçen bir öğretmenlik serüvenimin özü ve özeti budur.
durak tanımaksızın çalışıyordu. Oldukça hareketli bir ya-
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han-
şam serüveni vardı. Dergi çıkartıyor, konferans veriyor, şiir
gisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir?
yazıyor, polemikler yazıyordu. Kendisini bir idealin önderi
olarak görenleri hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu. A) inatçı – cömert
Kendisinden beklenenleri yerine getirmek için cenk mey- B) sabırlı – özverili
danına dönen bir kafayla uykusuz kalıyordu. C) öz güvenli – kararlı
Necip Fazıl’dan söz edilen bu paragrafta onun; D) çalışkan – bilgili
I. Umutlu E) fedakâr – titiz
II. Enerjik
III. Sorumluluk sahibi
IV. Hayıflanma duygusu içinde olan
V. Fildişi kule edebiyatı yapan
A) I ve IV B) II ve V C) III ve IV
D) Yalnız IV E) IV ve V
B
İ
L
G
İ
6. Hastalık ---- kuvvetlendirdi galiba, üç seferdir hasta ba- 8. Bazı insanlar vardır. İhtiraslıdır. Şunu yapacağım, bunu ya-
kıcılar telefonumu açmadan kimin aradığını biliyorum. Bu pacağım. Dört sene sonra şu makamda olacağım derler.
sefer arayan, yıllardır küskün olduğumuz küçük kardeşim. S Severim böylelerini ama onları gerçekleştirecek yeteneğe,
Onu çok kırmıştım, o bile arayıp helalleşmek istemiş. İçimi A
bilgiye, imkâna sahip olmayan ihtiraslı kişileri hiç sevmem.
R
---- kapladı. Çok mu korktum? Hayır. Bir yere kadar sen
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
110
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Aydın insan, düşüncenin gökkuşağını yedi rengiyle sever. 11. Doğrucu Davut derlerdi ona. Bu yüzden pek fazla dostu
Ama prensiplerini elden bırakmaz çünkü o prensipler, ha- yoktu ama dostları çok “sıkı” dostlardı. Kim haklı, kim hak-
yatın taşlarının arasından süzüle süzüle gelmiştir; yine de sız hiç eğip bükmeden söylerdi. Yerinde saymayı sevmez
onları yeniden gözden geçirir, sorgulayıcı yaklaşır; bir doğ- ve kendini sürekli güncellerdi. Saplantıları yoktu. Onun için
ru gördüğü an onu alır ve yanlış bir şeyi prensip diye tabu- asla fikir alanında “tabular” olamazdı. Hiçbir zaman gü-
laştırmaz. Ayrıca elini taşın altına koymayı bilir. Doğrularını dümlü bir kafaya sahip olmamıştı. Yani Amerika’yı yeniden
terk edip tribüne oynamaz; “halk”ın istediğini değil “hakk”ın keşfeder ve bunu zaman kaybı olarak görmezdi. Çünkü
istediğini yapar. Bununla birlikte halkı hor görmez, üsttenci, keşfedilenleri yeniden keşfetmek gerekiyordu.
ukala bir tavır sergilemez.
Bu parçada tanıtılan kişinin özellikleri arasında aşağı-
Bu parçada anlatılan aydın tipinin özellikleri arasında dakilerden hangisi yoktur?
aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Dobra dobra konuşan
A) İlkeli ve eleştirel bir tavrı vardır. B) Yeniliğe açık
B) Sorumluluk almaktan kaçınmaz. C) Takıntısız
C) Kitlelerin beğenisinin peşinde değildir. D) Özgür düşünceli
D) Alçak gönüllü ve saygılıdır. E) Kanıksama duygusu içinde olan
E) Bilgi ve donanım bakımından eksiksizdir.
Buna göre sözü edilen kahramanın içinde bulunduğu Aşağıdakilerden hangisi bu şekilde eleştirilen kişinin
en yoğun duygu aşağıdakilerden hangisidir? niteliklerinden biri değildir?
A) Hayıflanma A) Nabza göre şerbet veren
B) Gurur B) Güvenilmez
C) Kararsızlık C) Çelişkili
D) Psikolojik buhran D) Cimri
E) Yalnızlık ve yabancılaşma E) Samimiyetsiz
111
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
İ
L
2. Balıkesir’in Havran ilçesinde tüccar bir babanın oğlu ola- G 4. Seçki hazırlamak, zorun zoru bir iştir ve benim diyen birisi
rak büyür. Kendi hâlinde bir insandır. Hep gizemli kalan bir İ hakkıyla kalkamaz bu işin altından. Bir kere çok geniş bir
yanı vardır, duygularını rahat dile getiremez. Ona yardımcı perspektiften bakacak eserlere. Sonra diyelim ki bir şiir an-
olmak isteseniz de bunu yapamazsınız çünkü hep dilsizdir, S tolojisi hazırlıyorsunuz. Bir kelimenin bir hecesi dahi yanlış
eski tabirle ketumdur. Melankolik bir yapısı vardır. Hayatı A dizilmeyecek. Sonra bunun işlevsel olabilmesi için hazır-
boyunca birçok şeye boyun eğmiş, kendisine yapılan hak- R layan kendi beğenilerinin biraz uzağına çekilecek. Yoksa
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
sızlıklara karşı bile tepki koyamamıştır. Sırf bu yüzden sev- M “sevdiğim şiirler” kitabı çıkar ortaya ki bunun benzerini her-
mediği bir kadınla evlenmiştir. Kendisini kuşatan aile çev- A
kes yapabilir.
L
resiyle de uyumlu değildir. Gerçekten yaşadığını hissettiği
Bu parçaya göre,
tek anısı ise sabunculuk eğitimi almak için gittiği Berlin’de
Maria ile bulduğu ve yarım kalan aşktır. I. Ayrıntıları önemsemek
II. Kuşatıcı bir bakış açısına sahip olmak
Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna romanının
kahramanının tanıtıldığı bu parçada Raif Efendi’nin III. Seçki hazırladığı sanat dalında ürünleri bulunmak
hangi özelliğine değinilmemiştir? özelliklerinin hangilerinin seçki (antoloji) hazırlayacak
A) Edilgenliğine B) İçe kapanıklığına kişilerde bulunması zorunludur?
112
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Dünyayı değiştirmek çoğunluğa imkânsız gibi görünüyor. 7. Önce Ekmekler Bozuldu, Yalnızlık Bana Yasak, Tarzan
Sanki sadece gençlik hayallerine sığan gelip geçici bir Öldü, Berber Aynası hikâyelerinin; Garipler Sokağı, Suçu-
şeymiş gibi. Tek gecede dünyanın değişeceğine ben de muz İnsan Olmak romanlarının yazarı Oktay Akbal 2015
inanmıyorum. Ama mevcut düzene fikren ve kalben teslim yılında 92 yaşında öldü. Onun benim hafızama kazınmış
olmuşlardan farklı olarak adım adım, ufak tefek çabaların olan “Öykü bir anın anlatımıdır bence; bir fotoğrafçı gözüy-
birikimiyle dünyanın değiştirilebileceğine inancım sonsuz. le değil, usta bir ressam bakışı, duyuşu belki…” sözünü
Şunu belirtelim ki yöntemsiz ve hedefsiz olmak da enerji paylaşmak isterdim her öykücüyle.
kaybından başka bir şeye yaramaz.
Bu parçada Oktay Akbal’dan yapılan alıntı onun hangi
Bu parçadaki gibi konuşan biri aşağıdakilerden hangi- yönünü yansıtmaktadır?
siyle nitelenemez?
A) Öznelliğini B) Nesnelliğini
A) Umutlu B) Kararlı C) Gerçekçi
C) Evrenselliğini D) Duygusallığını
D) Kuşkucu E) Sabırlı
E) Gerçeğe saygısını
III. Davranışlarıyla örnek olan Aşık Mahzuni Şerif bu türküsünde içinde bulunduğu
IV. Üretken hangi durumu dile getirmektedir?
V. Dirençli A) Hayıflanma
B) Kanıksama
özelliklerinden hangileri Hikmet’i nitelemeye en uy-
gundur? C) Kararlı olma
D) İkilem içinde kalma
A) I ve II B) II ve III C) II ve IV
E) İstemeye istemeye kabullenme
D) III ve IV E) III ve V
113
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Nasıl başardın bunca işi diye sordum. Beni açık yüreklilikle 11. Her şeyin daha kötü olacağına inanan, sadece şikâyet
cevapladı: “Çalışmayı çok severim, boş durduğum an sıkı- eden, şikâyet ettiği konuda harekete geçmeyen, hayatını
lırım. Dinlenmeyi çalışmanın ödülü olarak görürüm. Hatta değiştirmeyen dolayısıyla çevresini de değiştirmeyen in-
çalışma stilimi değiştirince veya çalışma alanımı farklılaş- sanlar ordusunun bir neferiyseniz okuyamaz ve yazamaz-
tırınca yorgunluğum geçer. Ama galiba çok çalışmak da sınız. Kafayı pelteleştirmekten başka bir işe yaramayan,
çok başarı anlamına gelmiyor ben çalışmanın içine girince birbirinin aynısı ve çok şey söyleyip hiçbir şey anlatmayan
dışarıdaki dünya gerçekten dışarıda kalır. Top patlasa duy- dizilere mahkûm olursunuz. Yani hep başkalarını memnun
mam. Bu özelliğim sayesinde parkta, otobüs yolculuğunda etmeye çalışırsınız. Gerçeklerden kaçıp yalancı bir dünya-
bile ders çalışabilmişimdir. Öğretmenliğimde de okulun bi- ya sığınırsınız. Bu durumda “yazamazsınız”dan daha ileri
nasına girdiğim anda başka bir dünyaya da girmişimdir ve bir söz edelim: “Yaşayamazsınız, bu yüzden yazamazsı-
başka bir dünya kalmamıştır benim için.” nız.”
Bu parçada konuşan kişiyi başarılı kılan en temel özel- Bu parçaya göre yazar olabilecek kişiler için aşağıdaki-
lik aşağıdakilerden hangisidir? lerden hangisi söylenemez?
A) Çok çalışması A) Yazabilmek için yazarın iyimser olması gerekir.
B) Konsantrasyon gücünün yüksekliği B) Yanlışlarla mücadele etmeyen kişi yazar olamaz.
C) Zeki ve yaratıcı olması C) Yazar; kalıplaşmış, monoton bir yaşama mahkûm ola-
D) Merakını hep taze tutması maz.
E) Planlı bir insan olması D) Okuyucunun beğenisini dikkate alan kişiler başarılı bir
yazar sayılabilir.
E) Yazar, gerçeklerle yüzleşen, yaşamın içinde bir insan-
dır.
B
10. Hakkı Bey, bir şeyi eleştirmişse bir konuda özellikle de dil İ
konusunda bir şey söylemişse akan sular dururdu; artık o L
yargı, sugötürmez bir yargıydı. İşte Türk basını 2016 yılının G
Haziran’ının 15’inde böyle bir değerini kaybetti: Hakkı Dev- İ 12. Bir eleştirmenin ---- gelişmiş olmalıdır. Çünkü hiç hak et-
rim. Hukukçuydu. Oldukça nesneldi. İyi bir TV’ci, gazeteci meyen birine “büyük şair apoleti” takanlar yüzünden belki
ve yayıncıydı. 1965’te Meydan dergisini kurdu. Meydan S genç şairler, yanlış örneklerin peşinde koşacaklar ve şiiri-
Larousse, Türkiye Ansiklopedisi, Başlangıcından Bugüne A mizin gelişimine zarar vereceklerdir. Ya da hakkını teslim
Dünya Tarihi yayınladıkları arasındadır. Kaynak Kitaplar R etmediği bir sanatçı, gölgede kalacak ve fark edilmeyecek-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
Yayınevini, AD Kitapçılık’ı yönetti. Telaynak, Cihannüma M tir. “Körler sağırlar birbirini ağırlar.” ilkesiyle eleştirmenlik
gibi köşelerde fıkra yazarlığı yaptı. Eski Türkçeyi de yeni A yaptığını sanan insanları ise zaten eleştirmen saymıyorum
Türkçeyi de çok iyi bilen ve kullanan biriydi. L çünkü ---- olma çabası yoksa orada eleştirmen de yoktur.
Bu parçada kendisinden söz edilen kişinin özellikleri Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han-
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? gisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir?
A) Güvenilirlik A) adalet duygusu – tarafsız
B) Çok yönlülük B) sorgulama gücü – objektif
C) Donanım sahibi olmak C) yazma yeteneği – anlama
D) Fedakârlık D) anlatım gücü – yazabilme
E) Yansızlık E) okuduğunu algılama – yansız
114
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
115
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Stres değil ama strese gösterdiğimiz tepki belleğimize zarar 7. Yalnızca yüreğinin sesinin etkisi vardı ve yüreğinin götür-
verebilmektedir. Eğer bedeniniz olması gerekenden yani düğü yere gitti. Türkiye derecesi yaptığı hâlde sanat tarihi
taşıyabileceğinden daha yoğun bir stres tepkisi oluşturursa bölümünü tercih etti. Gittiği kurs merkezi, annesi, babası
bu gelişme böbrek üstü bezlerinden ani kortizol boşalması- arkadaşları çok ısrar etti dinletemediler. Gitti. Keyifle oku-
na yol açar. Bedenin aşırı kortizol yüklenmesi ise belleğin du. Şimdi uluslararası kazı ekiplerini yönetiyor. Para mı?
baş düşmanıdır. Eğer stresle birlikte unutkanlığınız da artı- O, paranın peşinde değildi ki. Kazandığı kendine bol bol
yorsa stres tepkinizin dozu ve şekli yanlış demektir. Yoksa yetiyor. Şimdi katılıyorum ona gerçekten de peşinde olma-
herkes sizin yaşadığınız sorunları yaşıyor ama herkes si- dığın şeye sahip olabilirsin ama mutluluğa onunla ulaşa-
zin gibi etkilenmiyor. Dualarla, maneviyatla stresin yarattığı mazsın. Ulaşmak ya da kavuşmak ancak özlemi çekilen
kötü duygulardan kurtulmak yani “stres yalıtımı” yapmak şey içindir.
sanırım başa çıkma konusunda bize güç verecek.
Bu parçada sözü edilen kişi için aşağıdaki yargılardan
Bu parçada stresin zararlı etkilerinden kurtulmak için hangisi geçerli değildir?
önerilen şey aşağıdakilerden hangisidir? A) Sezgilerine çok değer verir.
A) Vurdumduymaz olmak B) Bazı durumlarda başına buyruk biridir.
B) Negatif duygulardan uzaklaşmak C) Kafasına koyduğunu yapan bir yapısı vardır.
C) Psikoterapi almak D) Deneme-yanılma yöntemiyle öğrenir.
D) Kendini yaşamdan soyutlamak E) Hedeflerini kendisi belirleyen, kararlı bir insandır.
E) Neşeli insanlarla bir arada olmak
B
İ
6. İnsanlar, mutlu olmayla tatmin olmayı karıştırıyorlar. Oysa L 8. Kitap, yaşamı genişleten ögelerin başında gelir. Altmış ya-
mutluluk ile tatmin olmak farklı yaşantılardır. Mutluluk “ol- G şına kadar bin kitap okumuş biri, aynı yaşa kadar yüz kitap
mak” ilkesinin, tatmin ise “sahip olmak” ilkesinin yaşan- İ okumuş birinden, çok daha enine boyuna, çok daha geniş-
masıyla gerçekleşir. “Sahip olmak”; mala, mülke, şöhrete liğine algılamış olur dünyayı. Türkiye’deki okuma eksikli-
vb. egemen olmak, onları ele geçirmek demektir. Ama bu S ği, bireylerin yaşamı yeterince kucaklayamamasına, olup
sahip oluşların sonu yoktur. İnsan, hiçbir zaman yeterince A bitenleri anlayamamasına ve takvim yaşlarını, dünyada
şeye sahip olamayacaktır. Öyleyse “sahip olmak” tutku- R birkaç yüzyıl kalmışçasına engin bir zenginlikle donatama-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
116
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Hayat der ki: Sevdiklerinizi artı ve eksileri ile kabul etmeyi 11. Her zaman belirli bir alanda dönüp duran, yeni bir şeyleri
öğrenmedikçe sevmeyi ve sevilmeyi beklemeyin. Yoksa ortaya koyma çabası içinde olmayan yazarlar, belli bir za-
sevmenin lezzetine varamayacak, sevmeye vakit bulama- man sonra sıkıcı geliyor okura. Mesela hikâye yazıyorsa
yacaksınız. Yine hayat der ki: Dostluk ipekten bir gömlek bir de roman yazsın istiyoruz yahut güzel bir deneme kitabı
gibidir, onu taşımayı bilmezseniz sırtınızdan kayıverecek- ama o bunu ---- olarak görüyor ve ben haddimi bilirim,
tir. Sırtında dost gömleği olmayan yürekler hep üşür. ben hikâyeciyim deyip çıkıyor işin içinden. Oysa ---- ge-
I. Kusursuzu aramak rekir bazen; yeni türler, yeni tarzlar deneyen ve bambaşka
şeyler ortaya koyan ---- sanatçılara ihtiyacı var okuyucu-
II. Bardağın boş tarafını görmek
nun.
III. Güvenilir olmamak
Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına
IV. Sırdaş olmamak
göre sırasıyla getirilmesi gereken sözler aşağıdakiler-
V. Özverisiz olmak den hangisinde birlikte verilmiştir?
Numaralanmış özelliklerden hangileri parçada sevgisiz A) sınırlarını bilmek – hayallerin peşinde koşmak – dona-
kalmanın kaynağı olarak gösterilmiştir? nımlı
A) I ve II B) I ve III C) II ve III B) çizmeyi aşmak – sınırları zorlamak – yaratıcı
D) II ve IV E) III ve V C) ilkesizlik – yanlış yapmaktan korkmamak – cesur
D) yazdığı türe ihanet – yanlıştan ders çıkarmak – marji-
nal
E) sıradanlaşma – orijinal olmak – keşfetmeyi seven
B
İ
L
10. Bazı insanlar vardır. Sizi dinler gibi görünür ama dinlemez. 12. Gençler, beylik laflar eden büyükleri pek sevmezler. On-
G
Anlar gibi görünür ama anlamaz. Kafasında yer etmiş bir lar; canlı, hareketli insanlardır. Düşlerinin peşinde gitmek
İ
düşünce vardır; döner dolaşır, yine ona varır. Onu yapar. isterler; “mış gibi” yapmazlar. Sevmişlerse çılgınlar gibi se-
Ağzından girip burnundan çıksanız da onun kararını değiş- verler. Sevilmek için, dostluk için, dayanışma için çıldırırlar.
S
tiremezsiniz. ---- İşte bu insanlar, bildiklerini okurlar. Yanlış Çoğu zaman geç erer ayakları suya. Tozpembe görürler
A
sonuçları görünce de pişman olurlar ama iş işten geçmiştir. dünyayı. Suyun insanı boğduğunun, ateşin yaktığının far-
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
Ne bileyim belki de onların öğrenme teknikleri budur ama kında değillerdir. Ama olsun yeter ki telafisi imkânsız yan-
M
oldukça pahalı bir uygulama bu. A lışlar yapılmasın; yanlışlar da doğruyu gösteren büyük eğit-
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- L menlerdir.
gisinin getirilmesi parçada anlatılan kişinin özelliğine Bu parçadan gençlerle ilgili olarak aşağıdakilerden
uygundur? hangisine ulaşılamaz?
A) Bunlar, dediğim dedik kişilerdir. A) Klişe sözlerden hoşlanmazlar.
B) Bunlar, burnunu düşürse almaz tiplerdendir. B) Tutkulu ve enerjiktirler.
C) Bunlar, eliyle hamur ovalayan, gözüyle dana kovalayan C) İçi dışı bir kişilerdir.
kişilerdir. D) Gerçeklerin farkına çabucak varamazlar.
D) Bunların eğrisi doğrusuna denk gelir. E) Yaratıcı yeteneklerini kullanamazlar.
E) Bunlar, kulağı delik insanlardır.
117
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Bu parçaya göre “selfie çekme”de aşırıya kaçan kişilerin Bu parçada eleştirilen ve “bazı insanlar” olarak nitele-
temel özelliği aşağıdakilerden hangisidir? nen kişilerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
A) Önemli olayları paylaşmayı severler. lenemez?
B
İ
L 4. Hatasını görmeyip hep karşı tarafı suçlayan insanlar “nar-
2. TV haberlerini izlemek, ruh sağlığıma hiç de iyi gelmiyor. G sist” insanlardır. Onlar, benim bir hatam var mı, diye düşü-
Çünkü hep kötü haberler veriliyor: Terör, cinayet, gasp, İ
nemezler. Böyleleri, kapalıdırlar gelişmeye; dinleyemezler
dolandırıcılık, mülteci dramı, savaş, barut… Ama akşam başkalarını. Ayakları yere basmaz. Aynı şeyleri yaparak
haberlerinin saati geldi mi yapacak hiçbir şeyim olmadığın- S farklı sonuçların oluşacağını zannederler. Onların çoğu-
dan ister istemez basıyorum kumandanın düğmesine. Yine A nun ne düşündüğünü ne hissettiğini anlamak da çok zordur
berbat oluyor psikolojim ama geçecek bunlar diyorum, R
çünkü gizemli görünmeyi severler. Kaya gibi sağlam görü-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
118
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. “İletişim araçları arttı, iletişim azaldı.” diyorlar. Doğrudur. 7. Dost canlısı bir insandı Ali Bey. Dostlarının da öyle olma-
“Gençler, aile ortamından soyutlandılar; kendilerini sosyal sını isterdi. Dostlarının iyi günlerini de kötü günlerini de
medyaya kaptırdılar.” diyorlar. Doğrudur. Ama bence bu, paylaşırdı. Büyük oğlunun düğününde bütün dostları ora-
bir sonuçtur. Çünkü özellikle babalar, çocuklarla zamanın- daydı: Lise arkadaşları, üniversite arkadaşları, mesai arka-
da iyi iletişim kursaydı bu sonuç doğmazdı. Bir baba ço- daşları… Ama gözü, “Gözüm!” diye hitap ettiği Kemal Bey’i
cuğuyla yakın ve sıcak bir ilişki kursa, çocuğun çevresiyle aradı yoktu. Düğün bitti, Kemal Bey’den ne bir kelam ne bir
ilişkilerinde ona destek olsa, olayları çözerken onun ken- selam ne bir izahat… Gönül koydu Kemal Bey’e. Onunla
di başına karar alıp uygulamasına saygı duysa, ona hata aynı takımda futbol oynamışlar, aynı üniversiteye gitmişler
yapma hakkı tanısa, korku hissetmese, sert tepkiler verme- hatta bir ara aynı evi paylaşmışlardı.
se, ona zaman ayırsa, onun oyunlarına katılsa zaten nite-
Bu parçada sözü edilen Ali Bey’in içinde bulunduğu
likli bir iletişim kurulmuş olur. Unutmayalım, insan iletişime
durum aşağıdakilerden hangisidir?
muhtaçtır hele de çocuklar ve gençler.
A) Kırgınlık B) Öfke
Aşağıdakilerden hangisi bu parçaya göre babaya dü-
şen görevler arasında sayılmamıştır? C) Nefret D) Umursamama
A) Çocuğun sorumluluk almasına izin vermek E) Hoşgörü
B) Çocuğun deneyim kazanmasına müsaade etmek
C) Çocuğun kararlarına saygı göstermek
D) Çocuğa kendi tecrübelerini aktarmak
E) Paylaşımcı bir tutum takınmak
119
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Bana güven veren insanlar, bu ülkede pek fazla yetişmiyor. 11. Çocuğun sevgiye ve ilgiye ihtiyacı olduğu kadar kendisine
Bunun eğitimi de yok. Bu insanlarla birlikteyken huzurlu- sınır konulmasına ve hayır denmesine de ihtiyacı vardır.
yum, rahatım. Onlarla derdimi rahat paylaşırım. Kötü bir Hiç sınır konulmayan ve hiç hayır denilmeyen bir çocuğun
şeyi onlara anlatırken çığlık atmaz, düşüncelerinin zinciri hayatında ilk defa patronu ya da sevgilisi tarafından red-
kopmaz. Hop oturup hop kalkan insanlardan değildir böy- dedildiğini düşünün. Büyük bir şaşkınlık ve hiddet yaşar.
leleri, çevrenizde varsa böyle birileri aman ha aman bilin Evet dostlar, otuzlu yaşlardaki bunalımlı insanların çoğu-
kıymetini. Öyle bir kişiye ihtiyaç duyacağınız dalgalı bir de- nun sorunu bu işte: Reddedilme ve sınırlandırılma maçına
nizdir hayat. antrenmansız çıkmak.
Bu parçanın yazarına güven veren insanların temel Bu parçaya göre insanın otuzlu yaşlarda bunalıma gir-
özelliği aşağıdakilerden hangisidir? memesi için aşağıdaki bilgilerden hangisini özümse-
mesi gerekir?
A) Onurlu B) Öz güven sahibi
A) Her insan, sevdiklerinin gözünde prens ve prensestir.
C) Empati sahibi D) Sorgulayıcı
B) Yeterince hırsın yoksa hiçbir isteğine ulaşacak gücün
E) Soğukkanlı yoktur.
C) Her istediğine her zaman ulaşamazsın.
D) Sana değer vermeyenlerin yargılarına karşı vurdum-
duymaz olacaksın.
E) Sevgiyle kurulan ilişkide dürüstlük, baskıyla kurulanda
ikiyüzlülük vardır.
120
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
TEST
B B) Tarihî gelişimine
2. Düşünceleri boş vererek gösterişli renkleri serpiştirir gibi İ C) Yapılış şekline
süslü püslü yazmak kolaydır. “Okuduğunuz ne?” sorusuna L D) Nerelerde kullanıldığına
“Sözcükler, sözcükler, sözcükler…” demek, “Ne oluyor?” G
İ E) Kültürel varlıklar arasındaki önemi ve yerine
sorusuna “Bir şey yok” demek bir karşılıktır. Süslü üslup
ise düşünce yokluğunu gizleyen allı pullu bir örtü. Sözcük-
lerden başka bir şey olmayan yerde güzellik aramak boşu- S
nadır. A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden M
hangisidir? A
A) Sözcüklerin doğru kullanılması, düşüncenin etkisini L
artırır. 4. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
B) Anlaşılması güç sözcüklerle konu daha da zenginleşir. basmaktadır?
C) Bir iletisi olmayan yapıtlar sadece sözcük yığınlarından A) Öyküleyici anlatım
ibarettir. B) Kanıtlayıcı anlatım
D) Sözcüklerin biçim güzelliği, okuyanın beğeni düzeyini C) Açıklayıcı anlatım
yükseltir.
D) Mizahi anlatım
E) Akıcı bir anlatımın olduğu yapıtlar, estetik bir kaygıyla
E) Tartışmacı anlatım
oluşturulur.
121
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
7. Her gün bir sürü şeyi boş veriyorum. Dünya da artık boş
5 - 6. soruları aşağıdaki parçaya göre vermek zorunda olduğumuz şeylerle doldu. Gerçekten de-
cevaplayınız. vam edebilmek için karanlığın içinde çok fazla debelenme-
meyi öğrenmek gerekiyor. Hayatta her şey şahane olmak
Türkçenin söz varlığını sadece Türkiye Türkçesinin söz zorunda değil. Ama şunu da düşünmek lazım, hayat bana
varlığı olarak değerlendirmemeliyiz. Nasıl İngilizcenin söz bugüne kadar şahane şeyler verdi mi? Verdi. Çok mutlu
varlığı sadece Britanya Adası’ndaki İngilizlerin söz varlığın- günlerim oldu mu? Oldu. Coşkudan ve mutluluktan çatla-
dan ibaret değilse bu söz varlığı Britanya Adaları’nın dı- yacak gibi hissettim mi? Hissettim. Hayat bana bir sürü gü-
şındaki Amerika, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Hin- zel hediye verdi mi? Verdi. Kötü şeyler de olacak. Her şe-
distan gibi ülkelerdeki insanların İngilizceye verdiklerinden yin pırıl pırıl olduğu bir dönem olmaz. Bunun da bir dengesi
meydana geldiyse Türkçenin söz varlığını da Türkiye Türk- olacak. Hayatın kendisini kabullenişle ilgili bir şey bu benim
çesiyle birlikte bütün Türk lehçe ve şivelerinin beraberce için. Kötü bir şey geldiğinde biliyorum ki üç gün sonra iyisi
oluşturdukları söz varlığı olarak görmek gerekmektedir. gelecek.
122
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) II B) III C) IV D) V E) VI
123
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. ---- Türkçenin devamlılığını gösterdiği, eğitimli eğitimsiz 15. Seçme eserler listesine girmeye hak kazanmış kitapların
herkesin anlayabileceği katmanlara sahip bir şiir söylediği bu listede yer almasının altında yatan birçok etken var-
için böyledir bu. Onun şiiri halka halka açılır önümüzde. dır. ---- Attila İlhan’ın Sırtlan Payı adlı romanı buna iyi
Herkesin ondan kendi birikimi kadar alabileceği bir şey bir örnektir. Bu roman, İlhan’ın romanları arasında ilk sı-
vardır ve bu şiir herkese açıktır. Vahdetivücudun çetrefilli rada olabilecek düzeyde değildir fakat Yunus Nadi Roman
teorisi gibi Yunus kendi varlık nedenini de dava değil sevgi Ödülü’nü 1958’de alması, konusu ve üzerine pek çok yazı
için ilkesiyle bir kalemde özetleyiverir. Gönüller yapmaya yazılması onu seçme kitap listelerine eklemiştir.
gelmiştir. Bir karıncaya dahi ulu nazarı vardır. Hakk’ı ger-
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncesinin akışına
çekten sevene cümle âlemin kardaş geldiğinin farkındadır.
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Ete kemiğe bürünmüş, Yunus diye görünmüştür. Bu söy-
leyiş çok kolay gelir ilk anda dinleyene. Biz de hemence- A) Bunlar arasında kitabın ödül alması ve yayımlandığı
cik söyleyiverirmişiz gibi. Ama hiç de öyle değildir aslında. yıllarda ses getirmesi sayılabilir.
Bunun adı sehlimümtenidir ve bu sade ama derin söyleyiş B) Yazarın anlatım gücü ve yönü bu etkenlerin başında
Yunus’un her dem geçerliliğinin en önemli sebebidir. gelir.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda- C) Bu etkenler içinde ilk sırayı, yazarın kurgusundaki
kilerden hangisi getirilebilir? mükemmelliği alır.
A) Yunus Emre, çağının sorunlarını yok saymadan sana- D) Aslında bazı ödüller yapıta değil de sanatçının şanına
tını icra etmiştir. şöhretine veriliyor.
E) Bazı kitaplar, çağının sınırlarını aşabilecek niteliklere
B) Yunus Emre’yi tüm sanatçıların üstünde emeği olan bir
sahiptir.
sanatçı olarak nitelendirebiliriz.
C) Yunus Emre, diliyle ve iletisiyle her zamanın ve her
insanın ölümsüz şairi olabilmiştir.
D) Her milletin edebiyatına yön veren bir sanatçı vardır,
bizde de Yunus Emre’yi örnek gösterebiliriz.
E) Yunus Emre’nin dili kendine özgü bir yapı özelliği gös-
termektedir.
B
İ 16. (I) Gazetenin biri yılın en kötü çalışmalarını seçmiş ve en
L kötü kitap, Barbaros Altuğ’un yorumu ile Tuna Kiremitçi’nin
G Sonun Geldi Sevgilim adlı kitabı olmuş. (II) Sonun Geldi
İ Sevgilim aslında Tuna Kiremitçi’nin romancılığında bir
dönüm noktasıdır. (III) Çünkü artık kendi dili ve dünyası
S olmayan bir “profesyonel yazar” olmuş Kiremitçi. (IV) Üne
A ve paraya kavuşmasını sağlayan, yazarın gençlik ve ya-
R kışıklılığının da etkisiyle genç kadınların bayıldığı, kolay
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
14. Nice insan, ben kendime yeterim, kimseye ihtiyaç duymam M okunan aşk hikâyeleriyle ilişiğini kesmiş. (V) Onun yerine
diyerek büyüklenir. Bunların düşecekleri trajik hâlleri anlat- A hiç bilmediği ama alaycı bir bakışla o yeni Türkiye’yi an-
mama sanırım gerek yok. Ama bunlar hiç mi düşünmez, L latan bir yolu seçmeye çalışmış. (VI) Eğlenceli olmaktan
sen sadece bir kişisin ama senin yaşaman için binlerce çok kolaya, muziplikten çok bayağılığa yakın bir roman bu.
şeye ihtiyacın var. En kestirme yoldan söyleyeyim: Yalnız- (VII) Hem de daha kitabın ilk sayfalarında karşılaştığınız bir
ca ölüler, başkasına ihtiyaç duymaz. bayağılık.
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisi- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
dir? sonra düşüncenin akışına uygun olarak “Ama bu yeni
A) Tartışma B) Açıklama yolda gezinirken kaybolmuş ve sürekli bir takdir toplama
çabasına girmiş.” cümlesi getirilebilir?
C) Tanımlama D) Betimleme
E) Öyküleme A) II B) III C) IV D) V E) VI
124
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. ---- Bu doğaldır çünkü o insanın iç dünyası, olumlu ve 19. Yazma yeteneği fark edilen Efe’den bir yarışma için hikâye
olumsuz yanlarıyla o alışkanlıklardan edindiği değerlerle yazması istenince Efe şöyle bir başlangıç yapar:
doludur. Ama çoğumuz insanın iç dünyasını keşfetmeye
Eşyalarını götüren kamyonetin egzoz dumanı bile dağıl-
çalışırken onu bu alışkanlıklara iten etkenleri hesaba kat-
mamıştı daha ama Rauf Bey duygusal olarak dağılmıştı.
mayız. Bu etkenler olmasaydı o insan aynı davranışları
Çakıl Apartmanı’ndan hüzünle dışarı çıktı. Dönüp dönüp 2.
sergiliyor olabilir miydi? Başarısızlık, mutsuzluk, iletişimsiz-
katın penceresine bakıyordu. Bu ayrılık, böyle vedasız mı
lik, stres, yalnızlık hissi ve daha pek çok etken olmasaydı
olacaktı diye düşündü. Çıksa pencereye bari bir el sallasa
yine de bu alışkanlıkların esiri olur muydu?
diye de geçiyordu içinden. “Belki...” denen şey, şimdi onu
Bu paragrafın giriş cümlesi aşağıdakilerden hangisi yavaşlatmıştı. Saçsız başını kaşıyor, soğuk olmamasına
olabilir? rağmen paltosunu giyiyor, teker teker ilikliyordu paltosunun
A) İnsanların alışkanlıkları zamanla değişiklik gösterebilir. düğmelerini.
B) Bir insanı tanıtırken önce onun alışkanlıklarından söz Efe’ye verilen tavsiye: “----.”
ederiz.
Öğretmenin verdiği tavsiyeden sonra Efe aynı pasajı tekrar
C) Kişiliğin oluşumunda insanın sosyal çevresi etkilidir. düzenler:
D) Bir tutum veya davranış, kolay kolay alışkanlık hâline
Birkaç parçadan ibaret, yıpranmış eşyaları götüren kam-
gelemez.
yonetin egzoz dumanı hâlâ dağılmamıştı. Rauf Bey, yavaş
E) Bir alışkanlık, tekrar edilmezse kendiliğinden sönüp hareketlerle Çakıl Apartmanı’ndan sokağa çıktı. 24 basa-
gider. mak sürdü bu uzun yolculuk. Saçsız başını kaşıdı, kas-
ketini giydi; tekrar çıkardı, tekrar giydi. Kulağını, burnunu
yokladı. Kış olmamasına rağmen paltosunu giydi, yavaş
hareketlerle paltosunun düğmelerini yakasına kadar ilikle-
di. İkinci katın perdesi yerinden oynamadı.
A) II B) III C) IV D) V E) VI
125
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
1. Meşhur demir köprünün yanındayız. Her biri yüzer metrelik 3. Zerkalo 1975 yapımı Tarkovsky sinemasının başyapıtı ola-
sekiz gözden yapılmış, bizim Galata Köprüsü’nün bir bu- rak bilinir. Replikleri sanki şiirlerle yansıma yaparak kulak-
çuk mislinden daha fazla uzunlukta, her gözün iki tarafın- larınızdan beyninize nüfuz ederken gözleriniz Da Vinci’nin
dan yükselen yarım daire şeklindeki çelik kavislerle sekiz tablolarındaki iki temel özelliği yani durumu son derece
tane beton ayak üstüne gerilmiş heybetli bir demir kütlesi… sakin bir bakışla ele alma ve aynı zamanda tam zıttı duy-
Ortadaki raylar sonlara doğru birbirine bitişmiş gibi görünü- gularla da zihninizde yer alabilme özelliklerinin benzerini
yor. Yalnız Fırat üstünden trenleri geçirmek için değil aynı yaşatır. Tekrar tekrar baktıkça başka bir ipucu gözünüze
zamanda Alman mühendislerini övündürmek için yapılmış ilişir. Sinemanın en temel ögesinin gözlem olduğunu ve
bir abide. Haiku’nun o saf gözlemlerini oldukça çok sevdiğini belirten
Tarkovsky bu sebeple olsa gerek bir film için şunları dile
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
getirir: “Film, hayatın dolaysız gözlemlerinden doğar. Bu
tur?
benim için, filmsel şiirin en doğru yoludur.”
A) Gözlem gücüyle seçilmiş ayrıntılardan yararlanma
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisinden
B) Karşılaştırmaya başvurma
yararlanılmamıştır?
C) Kanı değiştirme amacı taşıma
A) İlişki kurma B) Karşılaştırmadan
D) Birinci kişili anlatıma yer verme
E) Amaç bildiren yargı C) Alıntı yapmadan D) Benzetmeden
E) Örneklerden
B
İ
2. Şair, bir kader cambazlığının adamıdır. O, insanlığın çekti- L
ğini ve çekmesi gerektiğini çekecek fakat bu çekilenlerden G
ötürü ezilmeyecek ve bu çilenin macerasını, bir kutup kâşifi İ
sabrıyla, hatırasını kaydederken gösterdiği sabırla ve ame- 4. Tarih anlatmak değil ki benim gayem. Onu, tarihçilerin ben-
liyat başındaki doktordan daha sakin ve soğukkanlılıkla ya- S den daha iyi yapacağı muhakkak, bırakalım tarihi tarihçiler
zacaktır. Acıların kanını sevinçlerle, ihaneti masumlukla, A anlatsın. Peki o zaman ne? En çok vermek zorunda kaldı-
korkaklığı yiğitlikle, hırsızlığı cömertlikle, lüksü sadelikle R ğım cevap da bu oluyor galiba. Tarihî gibi görünen kahra-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
yıkacaktır. O ve yaşantısı daima iki renk iplikle dıştan siyah M manlar, tarihî gibi görünen zamanlar ve mekânlar üzerinde,
ve içten ak; dıştan kızıl ve içten beyaz iplikle örülmüş görü- A bütün olanı, ortak olanı; bugün, yarın ve dünde değişmez
L olanı görmeyi istiyorum ben.
nümündedir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- Bu sözleri söyleyen sanatçı için aşağıdakilerden han-
tur? gisi kesin olarak söylenir?
A) Yorum gerektiren cümlelere başvurma A) Tarihle edebiyatın bir arada olacağına inanır.
126
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Aziz Nesin, 1950’lerin ortasından 70’lere kadar Yusuf Ziya 7. Geçen gün gördüğüm anne, çocuğunun yalan söylediğin-
Ortaç’ın yayımladığı Akbaba dergisinde çalışmış. Dergide- den şikâyet ediyordu. Yalan söylediği zaman ne yaptıkları-
ki yazıların neredeyse yarısında onun imzası var ama bu nı sordum. Yanıt hiçbir şey yapmadıkları oldu. Nedenini ise
yazıların birçoğu takma adlarla yazılmış. Elli yaşın üstün- ergenlik yaşına geldiğini, yalan söylüyorsun dediklerinde
deki bu öykülerin kaybolup gitmesine gönlüm razı olmadı. onurunun kırılacağından korktukları şeklinde açıkladılar.
Onları görünce temizleyip bugünün okurlarıyla buluşturma Ama yanında sıklıkla yalan söylemenin olumsuzlukların-
isteği doğdu içimde. Bu öykülerin teknik hazırlığını yapar- dan bahsederek kendisinin anlamasını istediklerini ilettiler.
ken dönemin ruhuna sadık kalmaya da özen gösterdim. Yalan söylediğinin anlaşılmadığını düşünen çocuk ise ya-
lan söylemeye devam ediyordu. Çünkü yakalanmadığı için
Bu parça, aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt ver-
cesareti artmış, ayrıca yalan söylemenin sorunları çözme-
mek amacıyla söylenmiştir?
de iyi bir yöntem olduğu kanısına kapılmıştı. Aileye yalanı
A) Aziz Nesin’in eski öykülerini derleme fikri nasıl oluştu? fark ettikleri an çocukla yüzleşmeleri ve geri bildirimi o za-
B) Aziz Nesin’in ilk öyküleri nasıldı? man vermeleri, sonra da kontrole devam etmeleri gerekti-
C) Yazarın takma ad kullanmasının gerekçesi neydi? ğini anlattım.
D) Aziz Nesin yazılarını hangi dergide yayımlamıştır? Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir?
E) Yazarın öyküden şiire geçişi nasıl gerçekleşmiş? A) Yalan söylemek her yaş grubunda görülebileceğinden
görmezden gelinmelidir.
B) Ergenlik yaşına gelmiş çocuklar daha çok yalan söyler.
C) Çocukların söyledikleri yalanların nedenleri araştırılma-
lıdır.
D) Sorunları çözmede yalan etkili bir yöntemdir.
E) Yalan söz konusu olduğunda gerekenleri yapmaktan
kaçınılmamalıdır.
B
İ
L
G
6. I. Okura kendini her yönüyle açarsa artık merak uyan- İ
dıracak bir yanının kalmayacağını düşündüğü için…
II. Benzersiz bir yazar olarak anılmak istedikleri için… S
III. Onları diğer insanlardan farklı kılan özellikleri açıkla- A 8. Hani ağızlarda sakız olmuş bir söz vardır. “Hayatım bir ro-
R man.” (I) Benim de hayatım bir romandı kendimce hatta
mak istemedikleri için… TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
IV. Mutfaklarını kimsenin görmesini istemedikleri için… bugüne değin okuduğum bütün romanlardan daha ilginç,
A
daha gerçekçi geliyordu bana hayatım. (II) Sonunda aldım
V. Onların süreç ve taktikler yerine, yapıtla ilgilenmeleri- L
elime nüfus kâğıdımı ve sordum o kâğıt parçasına “Ben
ni istedikleri için…
kimim?” diye. (III) Sordukça söylüyordu bana. (IV) Doğum
Yukarıda numaralanmış tüm karşılıklar, aşağıdaki so- yeri, doğum tarihi derken, arkası çorap söküğü gibi geldi ve
rulardan hangisi için uygundur? bu yapıt oluştu. (V) Bir tek ölüm tarihimi söylemedi bana
A) Bazı yazarlar niçin evrensel ve kalıcı olmak ister? nüfus kâğıdım.
B) Bazı yazarlar niçin özgürlük peşinde koşar? Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
C) Bazı yazarlar nasıl yazdıklarını okurdan niçin saklar? sonra “Yazmaya bu yüzden karar verdim ama nereden
başlayacağımı bilmiyordum.” cümlesi getirilebilir?
D) Bazı yazarlar kendilerini toplumdan niçin üstün görür?
E) Bazı yazarlar niçin yazdıklarıyla yetinir? A) I B) II C) III D) IV E) V
127
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Kendinden önceki hiçbir çınarın gölgesinde dinlenmemiş 11. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
usta bir ozandır Yunus Emre. Eserlerini özümseyerek oku- kilerden hangisi getirilmelidir?
yan her bilinçli okuyucu, bu sonuca varıyor. A) Bu emeğin harcanmadığı öyküler, genellikle tatsız bir
Bu parçada “Yunus Emre” ile ilgili olarak aşağıdakiler- okuma deneyimine dönüşüyor.
den hangisi vurgulanmıştır? B) Çarpıcı ve akılda kalan, insanın içinde duygular,
A) Akıcılığı B) Etkileyiciliği düşünceler yeşerten bir son, her zaman için öyküye
takılmış bir mücevherdir.
C) Özgünlüğü D) Doğallığı
C) Ama yazarın bu tür söylemleri olmadık bir yerde olma-
E) Kalıcılığı
dık bir karaktere söyletmesi kurmacanın inandırıcılığını
zedeler.
D) Elbette bu yöntem sadece bir öneri ama etkileyici ve
özgün karakterlere sahip olmanın her öyküyü bir adım
yukarı taşıyacağı muhakkak.
E) Öyküyü önce baştan sona detaylıca kurgulamak,
olayları etkileyici bir sona götürecek şekilde planlamak
10 - 11. soruları aşağıdaki parçaya göre faydalı olabilir.
cevaplayınız.
128
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. Garip bir şey var bende, şiir beni beklemiyor, ben şiiri bek- 15. İlk insanlar birçok olayı taklit ederek beynini kullanmaya ve
liyorum. (I) Ara sıra otobüsün kaçtığı oluyor ama yine de kendi kendini tanımaya başlar. (1) … Suların kıyıya vuru-
bekliyorum. (II) Yani duraklarda ne yapacağımı düşünüyo- şundan, rüzgârın, yağmurun, şimşeklerin, rüzgârdan salla-
rum. (III) Bizdeki şairlerin çoğu otobüsü kaçırıp arkasından nan ağaçların çıkarmış olduğu seslerden önce korkmuş ve
taksiyle yetişmeye çalışıyor. (IV) Bekleme, aynı zamanda sonradan hareket eden her şeyin bir sesinin olduğunu fark
her şeyi karıştırmaktır; mesela toprağı gübrelenmiş bir etmişler. Kendilerini vahşi hayvanlardan korumak için elleri-
bitki, ana zeminini karıştırır ama mevsimini bekler. (V) Bu ne aldıkları cisimleri ağaca, taşa vurarak sesler çıkartmışlar.
memlekette şairler, belli istisnaları dışında çiçek soğanının (2) … Elde ettikleri ritim duygusuyla beraber avdan gelen
kışlamasını bile beklemiyorlar. insanlar av hayvanlarını taklit etmeleri sonucu dansın ortaya
çıkmasını sağlamışlar. (3) … Kısaca insanın sesini kullan-
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
mayı öğrenmesi ile müziğin başladığını söyleyebiliriz.
sonra “Hâlbuki şiir, beklenerek bulunur.” cümlesi getirile-
bilir? I. Yabani hayvanlara karşı kendilerini savunmak için
yaptıkları ok ve yay sayesinde de telli çalgıları bul-
A) I B) II C) III D) IV E) V dukları tahmin edilmektedir.
II. Kendi kendisini tanımaya başlayınca da doğadaki
bütün olayları merakla izler.
III. Bu sayede vurmalı sazların oluştuğu söylenmektedir.
129
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. Türk şiirinde bir geleneğe bağlanmak kuralcı ve biçimci ol- 19. Öykü yazmaya başladığım sırada niçin öykü yazma ihti-
mayı da beraberinde getiriyor. Bu kuralcılık ve biçimcilik, yacında olduğumu kendi kendime açıklayacak durumda
divan şiiriyle başlayan ve kemikleşen ortak yapı, ahenk, değildim. Bu ihtiyacı niçin duyduğumu şimdi de belki açık
tema anlayışından geliyor. Gerçi günümüzün gelenekçi şa- seçik açıklayamam. Ama kırk beş yıldır durmadan yazıyo-
irleri divan şiirinin ögelerini kullansalar da modern temalara rum. Arada zorunlu kesintiler olsa bile o kesintileri hiçbir
yönelerek farklılıklarını ortaya koymaya çalışıyorlar. Ancak zaman kopma olarak algılamadım ve öyle kabul etmedim.
hep aynı yapı ve ahenk ögelerinin kullanılması ---- En suskun olduğum zamanlarda bile içimdeki yazma ar-
zusu sönmedi çünkü bir şeyler anlatma ihtiyacını sürekli
Bu paragraf düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin
duydum.
hangisiyle tamamlanamaz?
A) şairin kendi sesini şirine yansıtmasına engel oluyor. Bu parçada hakkında bilgi verilen sanatçının yazarlık
süreci ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
B) şiirin başka dillere çevrilememesine neden oluyor.
A) Bazı dönemlerde çeşitli sebeplerle yeni eserler kaleme
C) şairleri, taklitçilikten öteye götüremiyor.
almamıştır.
D) şiirin yenileşmesinin önüne bir set çekiyor.
B) İçindeki yazma arzusunu dizginleyemeyen bir ruh hâli
E) modern temaları da klasikleşmiş bir çizgiye taşıyor. içindedir.
C) Her zaman yazma serüvenini devam ettirdiğine inan-
maktadır.
D) Bir şeyler anlatma ihtiyacı onu öykü yazmaya itmiştir.
E) Niçin yazmaya başladığını anlatamamanın üzüntüsünü
yaşamaktadır.
18. Mehmet Atilla, Bilgisayardaki Saklambaç isimli beş öykü- B 20. Bana diyebilirler ki kendini kuru sözle değil işle ve eserle
den oluşan kitabında kıssadan hisse çıkarılacak öykülere İ anlat. Ben her şeyden önce düşüncelerimi anlatıyorum,
imza atıyor. Çocuk ve gençlik edebiyatının nitelikli sayılan L bunlarsa ün ve eser hâline gelemeyecek kadar belirsiz
örneklerine imza atan Atilla, öykülerinde bizleri birbirinden G şeyler. Onları söz hâline getirmekte bile güçlük çekiyorum.
farklı maceralara davet ederken bir yandan da ders verme- İ Birçok olgun ve değerli insan, herhangi bir iş görmekten
yi ihmal etmiyor. Nasreddin Hoca’nın yetiştiği topraklardan kaçınmıştır. Yaptığımız işler, kendimizden çok rastlantıla-
beslenen Atilla, emanet aldığı mirası başarılı bir şekilde S rın eseridir. Bu işler, kendi özlerini belli ederler; beni ise
kullanırken öyle “sırf ders vermek için” bir şeyler anlatmı- A ancak şöyle böyle, belli belirsiz, parça parça gösterebilirler.
yor. Edebiyatı ihmal etmeden yapıyor bunu. R Ben kendimi olduğum gibi gösteriyorum. Öyle bir beden
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
130
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
(I) Çoğumuz sanırım Osmanlıda ilk kütüphanenin Abdülha- (I) 5 Aralık’a kadar zamanınız var ama siz yine de son güne
mid Han döneminde hizmete giren Beyazıt Devlet Kütüp- bırakmayın. (II) Yolunuz Taksim’e düşerse Cumhuriyet Sa-
hanesi olduğunu zannediyoruz. (II) Hâlbuki saray kütüp- nat Galerisi’ne uğramadan geçmeyin. (III) Eminim Türk
hanelerini bir kenara koyarsak herhâlde Beyazıt’ta, devlet sinemasının emektar 100 yıldızının yağlı boya tablolarını
eliyle kurulan ilk kütüphanedir. (III) Kitaptan İstanbul’da, görmek içinizi ısıtacak. (IV) Yüzünüze tatlı bir tebessüm
1473’te Mahmut Paşa Külliyesinde kütüphanenin hizme- yayılırken göz göze geldiğiniz her çehreyle anılarınız can-
te girdiğini öğreniyoruz. (IV) II. Murat’ın Edirne’de, Saruca lanacak. (V) Hatta aynada kendi suretinize selam veriyor
Paşa’nın Gelibolu’da kurdukları kütüphanelere işaretinden hissine kapılacak “İşte birlikte geldik ötelerden ve beraber
bu kültür yuvalarının devletin çeşitli yerlerine serpildikleri- göçmekteyiz.” diyeceksiniz.
ni anlıyoruz. (V) Bugün bile kitapları rafa dizmekten ibaret
olarak algıladığımız kütüphanecilik gerçeğini, ecdadımız
çok önceden kavramış ve bunu kuruluş senetlerinde belirt-
miştir.
1. Kütüphanelerin ele alındığı bu parçadaki numaralan- 3. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine “Anı-
mış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden han- lar bahçesinde dolaşırken baktığınız her yüzde kendinizi
gisi yanlıştır? bulacaksınız.” sözünün getirilmesi dil ve anlam akışına
A) I. cümlede yanlış bilinen bir gerçek dile getirilmiştir. uygundur?
B) II. cümlede bir tahmin yapılmıştır. A) I B) II C) III D) IV E) V
C) Ill. cümlede değişen bir anlayıştan söz edilmiştir. B
İ
D) IV. cümlede bir çıkarımda bulunulmuştur.
L
E) V. cümlede bir öz eleştiri yapılmıştır. G
İ
S
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A
L
131
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Şafak’ın kapaktaki fotoğraflarıyla gündeme geldi. Erkek kos- Ben kendi yaşamımın tüm topluma ait olduğu ve yaşadı-
II ğım sürece toplum için elimden geleni yapmanın benim ay-
rıcalığım olduğu görüşünü taşıyorum. Öleceğim zaman bu
tümündeki yazarın fotoğraflarının romanın önüne geçtiği
amaç uğruna tam anlamıyla kullanılmış olmayı arzuluyo-
III
rum. Çünkü ne kadar çok çalışırsam o kadar çok yaşarım.
iddia edildi. Romanın ele aldığı asıl içeriğin “göçmenlik” Beni yaşamın kendisi mutlu ediyor. Benim için yaşam, kısa
IV süreli yanan bir mum değil her an elimde tutmam gereken
bir meşale. Ben onu gelecek nesillere teslim etmeden önce
olduğu iddiasının ardından göçmenler ve yaşadıkları sıkın-
elimde mümkün olduğunca parlak yakabilmeyi arzuluyo-
tılar üzerinden roman değerlendirilmeye başlandı. Romanın
rum.
önce İngilizce yazılıp sonra Türkçeye çevrilmesi sebebiyle
de değişik perspektiflerden ele alınan roman, imgesel bir
V
anlatıma sahip.
B
İ
L
G
İ
6. (I) Dilin “yaşayan bir varlık” olduğu gerçeğinden hareketle, S 8. Bu parçadaki altı çizili bölümün anlamıyla çelişen yargı
yapılacak müdahalelerin ona zarar vereceği bir gerçektir. A aşağıdakilerden hangisidir?
(II) Önemli olan yaşayan dili doğru kullanmaktır. (III) Dilin R A) Kötümserliği bıraktım, yaşamın güzelliklerini doya doya
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
bir anlaşma vasıtası olabilmesi için özünde bilgi, sevgi, M hissetmek istiyorum.
saygı gibi unsurlar bulundurulmalıdır. (IV) Dilin yaşaması A
B) Geleceğin kaygısıyla kendimi mutsuz etmek istemiyo-
için, sürdürülen hayatın merkezinde bulunması gerekir. L
rum, bu anlamsız bir yorgunluktur.
(V) Dili korumak uğruna, örselemek ve hayatın dışına çı-
C) Her güzelliğe ben de bir güzellik ekleyerek çoğaltmak
karmak doğru değildir. (VI) Dilin, yaşanılan hayatın içinde
ve güzel bir dünyanın kurulmasına katkıda bulunmak
var olma mücadelesi vermesi hayatta kalması için kritik
istiyorum.
öneme sahiptir.
D) Yaşadığım sürece daha iyiyi ve daha güzeli oluşturma-
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri aynı ya çabalıyorum.
düşünceyi dile getirmektedir?
E) İnsanları mutsuz görmeye katlanamıyorum ve onların
A) I ve II B) I ve III C) II ve V mutlu olmaları için her türlü özveride bulunmak istiyo-
D) III ve V E) V ve VI rum.
132
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
133
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
İ
L
G
2. “Büyük bir yazar olmadığımı biliyorum ama küçük bir yazar İ 4. Şiirimiz 2000’li yıllardan bu yana bir dizi manifesto ile ta-
olmadığımı da.” diyorsunuz. Bu sözler ne anlama geliyor? nıştı. Bu manifestolar şiirle ilgilenen en geniş kesimde yeni
Bu bir konum saptamasıdır. Yani alçak gönüllülük göster- S arayışları kışkırttı. Şiir ortamımızın son derece renkli, canlı
me amacı taşımıyor. Daha işin başında çıtayı yükseğe koy- A ve üretken olduğunu görmek umut verici. Her yıl dörtten
muş olmamın sonucu. Belki biraz da kendime karşı acıma- R fazla şiir yıllığı yayımlanıyor. Kendimce anlamaya ve yer
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
134
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) I B) II C) III D) IV E) V
B
İ
L
G
İ
135
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Uygar toplumlarda bireyin kendi uğraş alanında ilerlemesi, 11. (I) Her sanatçı, içinden çıktığı toplumun ürünüdür ve bunu
önemli görevlere, yetkilere yükselmesi, gelişmiş bir oku- eserlerinde yansıtır. (II) Çünkü her toplum, tarih boyunca
ma yetisi aracılığıyla kazandığı bilgi birikiminin sonucudur. sürüp gelen geleneklere dayalı hem maddi hem de ma-
Herhangi bir bilgi alanında okumayı bir alışkanlık, kendi nevi bir kültür atmosferi oluşturur ve üyelerinin soluduğu
gündelik yaşantısının bir parçası yapmış kimse, basılı söz- havaya karıştırır. (III) Nitekim okuduğunuz bir roman ya da
cüklerin taşıdığı bilgiyi hiçbir zaman olduğu gibi benimse- hikâyede yaratıcısının yaşadığı dönemlerin siyasi, ekono-
mez; okuduğuna kimi yönden katılır, kimi yönden katılmaz. mik, sosyal ve kültürel yansımalarını buluruz. (IV) En içe
Kitaplarda, dergilerde karşılaştığı her yeni görüşle bir kez dönük yazanlarda bile bu zihniyet unsurlarının eserlere sin-
hesaplaşır. Böylece kendi özgün, bağımsız düşüncesini diğini gözlemleriz. (V) Ferid Edgü’nün Kimse, O/Hakkari’de
oluşturur. Bir Mevsim romanları ve Çığlık öyküsü postmodern yaban-
cılaşmanın başat eserleri olduğu hâlde bu yapıtlarda çok
Aşağıdakilerden hangisi altı çizili sözün anlamını içe-
ciddi derecede folklorik ögeler yer almıştır.
ren bir yargıdır?
A) O, okuduğu metinleri sorgulayıcı bir tutumla okur ve Bu parçanın değerlendirilmesine ilişkin aşağıdaki yar-
onları düşünce süzgecinden geçirir. gılardan hangisi yanlıştır?
B) Onun yoğunlaşma gücü öyle yüksektir ki o, en uyumlu A) I. cümle parçada anlatılan düşünceyi kapsayan ana
metinleri bile eksiksiz anlar. fikir cümlesidir.
C) O, kendi bilgilerinin yetersizliğini gören ve bunu gider- B) II. cümle, I. cümlede gerçekleştiği bildirilen bir eylemin
mek için sürekli okuyan biridir. nedenini açıklamaktadır.
D) O, ikinci kez okunmaya değmeyecek kadar basit ve tek C) III. cümle, bir eylemin neden bu şekilde gerçekleştiğine
katmanlı eserleri okumaz. ilişkin olarak yazarın tahminine yer vermiştir.
E) O, iyi bir yazının yazarı tarafından açıklamaya ihtiyaç D) IV. cümle, gerçekleştiği belirtilen bir eylemin yazarlarla
duyulmayan bir niteliğinin olduğuna inanır. ilgili bir istisnasının olmadığını sezdirmektedir.
E) V. cümle daha önceki cümlede dile getirilen yargıyı
örnekleyen bir cümle niteliğindedir.
B
İ
L
10. Öykü, bilindiği gibi Tanzimat sonrası bize Batı’dan gelen G
düzyazının bir türü. Yenilikler, farklı kültürlerde her zaman İ
bir bocalama getirir. Doğal olarak bu ilk dönemler, bir öy-
künme sürecinin yaşanmasına nedendir. Bu ilk dönemlerde S
kültürümüzün sözlü anlatımı olan masal ve mesel, hikâye A
ile gerçek yaşam arasında yaşanan bir gelgittir denebilir. R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
136
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
İ
L
G
İ
S
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A ÖRNEK
L
Zeki ve çalışkan biriydi nitekim her sınavda birinci olu-
yordu.
Son zamanlarda Türk şiirinde bir durgunluk gözlemleniyor
nitekim birçok hikâye ve roman yayımlanırken yeni bir ses
getiren bir şiir kitabına hiç rastlayamıyoruz.
137
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Test
PARAGRAFI PARÇALARA BÖLEREK ANLAMA 7
3. (I) Bildiklerini anlat ama asla insanlara akıl vermeye kalk-
1 - 2. soruları aşağıdaki parçaya göre ma. (II) Anlatılanları iyi dinle ama hepsini doğru sanma.
cevaplayınız. (III) Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez,
çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez. (IV) Herkesi
kendine eşit gör; her kim olursa olsun bir insanı küçümse-
(I) Dursun Akçam, Kanlıdere’nin Kurtları adlı ünlü roma-
mek akılsızlık, çok büyük görmek ise korkaklıktır. (V) Ce-
nında gördüğü, yaşadığı gerçekleri, yakından tanıdığı in-
saret, akıldan gelirse cesarettir; bilgisizlikten gelirse ceha-
sanların çilelerini anlatıyor. (II) Akçam’ın bu romanındaki
lettir.
Merdan, onun sevdiği Nazlı, Merdan’ın babası Mürsel,
annesi Telli ve onlara hayatı zindan eden Bekir Ağa hep Bu parçadaki cümlelere ilişkin aşağıda verilenlerden
bir tanıklığın iz düşümleridir. (III) Akçam; yetiştiği, çok iyi hangisi yanlıştır?
bildiği bir yöreyi farklı cepheleriyle anlatırken olguları hep A) I. cümlede nasihat verilmemesi istenmektedir.
belli bir ideolojinin perspektifiyle yorumlar. (IV) Anlattığı B) II. cümlede söylenenleri olduğu gibi kabul etmemek
kişileri, olayları, durumları ve yaşantıları belli bir bakış gerektiği belirtilmiştir.
açısıyla yansıtır. (V) Kişilerini anlatırken idealize etme C) III. cümlede bilenlerin susmasının bilmeyenleri cesaret-
yöntemine başvurmaz. lendirdiğine vurgu yapılmıştır.
D) IV. cümlede insanları hor görmenin de yüceltmenin de
yanlışlığı dile getirilmiştir.
E) V. cümlede bilgisiz ve akılsız bir insanın ataklığının
gerçek anlamda cesaret olmadığına dikkat çekilmiştir.
A) I ve II B) II ve III C) II ve IV
D) III ve IV E) IV ve V
B
İ 4. (I) “Yaşam yaşamıyor.” demiş bir şair; bugün pek çoğu-
L muz, üzerimize ölü toprağı serpilmişçesine uyuşmuş bir
G şekilde yaşıyoruz. (II) Modern dünyanın uyuşturucuları,
İ bizi hayatın canlılığına katılmaktan alıkoyuyor. (III) İş ha-
yatı, hız, rekabet, elektronik aletler ve tüketim kültürü bizi
S uyuşturuyor. (IV) Acil olan, önemli olanı unutturuyor yani
A acil olan, önemli olandan çalıyor. (V) Bir şeylerin telaş ge-
R rektirmesi, onu öne çıkarıyor halbuki gerçekte önemli olan;
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
138
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. (I) Necip Fazıl, Cumhuriyet sonrası Türk edebiyatının hiç 7. (I) İnsan, hayatın günlük işleyişi içinde maskelerden bıkı-
kuşku yok ki en dikkate değer isimlerinden biridir. (II) Şiir yor. (II) Can sıkıcı ne varsa üstüne üstüne geliyor insanın
başta olmak üzere edebiyatın farklı türlerinde eserler ve- ve elbette canına tak ediyor bu durum. (III) Tam böyle
ren Necip Fazıl, kimi zaman göz ardı edilmek istenmiştir. zamanlarda, kitapların samimi dünyasına atıyor bazıları
(III) Ama o, özgün şiirini kurarak döneminin şiir anlayışını kendini ama dikkatini toparlayamıyor, kendini kitaba vere-
şekillendirmiş, bir anlamda dönemine damgasını vurmuş- miyor. (IV) TV, telefon ve sosyal medya insanın peşinde,
tur. (IV) Bugün sarsıcı görüldüğü için daha çok muhteva- ona dayatıyor dışarıdaki gürültülü yaşamı. (V) İnsan, böy-
sıyla öne çıkan Necip Fazıl şiiri; ses, ritim özellikleri bakı- le anlarda kapatmalı kendini dışarıdaki kente ve dönmeli
mından da hece şiirinin zirvesidir. (V) Yine bu şiir, sembolik içindeki kente yoksa yabancılaşır kendine; sesine, yüzü-
dili öncelemesi, mistik ve metafizik duyuş açısından da ne.
üzerinde durulması gereken bir şiirdir.
Bu parçadaki cümlelerle ilgili aşağıda söylenenlerden
Necip Fazıl’ın anlatıldığı bu parçadaki numaralı cüm- hangisi yanlıştır?
lelerin değerlendirilmesiyle ilgili aşağıdaki yargılardan A) I. cümlede insanların kişiliklerini gizlediklerine değinili-
hangisi yanlıştır? yor.
A) I. cümlede üzerinde durmaya değer bir kişi olduğu vur- B) II. cümlede insanın üzüntü verici şeylerden kaçınama-
gulanmıştır. yacağı, bunun doğal olduğu belirtiliyor.
B) II. cümlede bazı dönemlerde görmezden gelinmek isten- C) III. cümlede insanın bir noktaya odaklanamaz duruma
diğine dikkat çekilmiştir. geldiğine dikkat çekiliyor.
C) III. cümlede kendine has bir şiir çizgisi oluşturduğuna D) IV. cümle kendinden bir önceki cümlenin gerekçesini
vurgu yapılmıştır. açıklama işlevi görmektedir.
D) IV. cümlede şiirinin içeriğiyle dikkatleri üzerine çektiği- E) V. cümlede bir öneri ve önerinin gerekçesi birlikte veril-
ne değinilmiştir. miştir.
E) V. cümlede şairin şiirlerinin benzerinin yazılamayacak,
yinelenemez bir şiir olduğu dile getirilmiştir.
B
İ 8. (I) Edebiyat insana işarettir; insandan çıkar, insanı anla-
L tır, daha çok insanı merkeze alan bir okuyucu kitlesi bulur.
G (II) Bilimsel bir metin insan elinden çıkmış olsa da insan-
İ
sızdır; konusu nesnedir, anlatıcı da hissedilmez. (III) Edebî
6. Duygusal hafızasını sezgileriyle izleyenler, mücevher kutu- metin ise bütünüyle insanı masaya yatırır. (IV) Metnin
larında sakladıkları anların büyüsüyle hikâyeler anlatır. O S kurgusunda, dilinde ve yaklaşımında yazıcısını görürken
vecd hâllerini başkalarına aktararak ömür uzatmayı sever-
A anlatılan “şey”de de bir insanlık durumuna vakıf oluruz.
R
ler. Kayıp sanılan ama hiç kaybolmayan uzak anlar, kendi (V) Yazıcı nihayette edebiyatçıdır; kimliğiyle metnin içinde TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
benliğinin dehlizlerinde korkmadan dolaşanları derinlikler- olsa da anlattığı şeyde insan ve hayatın dile oturuşları baş-
A
de uyuyan hakikatin kıyısına iter. L roldedir.
Bu parçada geçen “kendi benliğinin dehlizlerinde korkma- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
dan dolaşmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakiler- aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
den hangisidir? A) I. cümlede, saptama yapılmıştır.
A) İç dünyasında yaşadıklarını cesaretle anlatmak B) II. cümlede, nesnellikten bahsedilmiştir.
B) Yaygın kanaatleri değiştirmek C) III. cümlede enine boyuna inceleme anlamı veren deyim
C) Kafasının dikine gitmek içermektedir.
D) Geçmişiyle yüzleşebilmek D) IV. cümlede, kesinlik söz konusudur.
E) Hiçbir şeyden korkmamak E) V. cümlede, yazarların yönelimi üzerinde durulmuştur.
139
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
M
A
L
10. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi çıkarıl- 12. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri an-
dığında parçanın anlamında daralma olmaz? lamca birbirine en yakındır?
A) II B) III C) IV D) V E) VI A) I ve II B) II ve III C) II ve IV
D) III ve IV E) IV ve V
140
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
141
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. (I) Ayfer Tunç’un Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Kısa Tarihi 7. (I) Divan şiirinin egzotik havası halkımızın bu şiire olan il-
bir günde geçer: 14 Şubat 2007. (II) Karadeniz’de sırtını gisini hep diri tutmuştur. (II) Nedim, Baki, Fuzuli gibi büyük
denize dönmüş bir akıl hastanesinde geçer bütün olaylar. isimleri algılayabilmek için bu şiiri bir bütün olarak algıla-
(III) Kahramanları ve hikâyeleri, memleketin tüm coğraf- malıyız. (III) Bu ilgi büyük şairlerin büyüleciyi dizeleri ile bir-
yasına hatta sınırların ötesine yayılsa bile okur, kendisini leşince ortaya güzel bir süreklilik çıkıyor. (IV) Halk sevgisini
hep yeniden hastanede bulur. (IV) Bu açıdan bakıldığında ve ilgisini eksik etmediği sürece yazın dünyamızda divan
roman, âdeta nefes almaktadır; kapladığı alan bir genişler, şiiri hep var olacaktır. (V) Divan edebiyatı pek çok usta şa-
bir daralır. (V) Romandaki bu canlı hareketler, tahminime irle bu varoluşu desteklediği için güçlenmektedir.
göre okurun zihnini de canlı tutacaktır.
Bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşağıdaki-
Bu parçada sözü edilen eserle ilgili aşağıdakilerden lerden hangisi söylenemez?
hangisi söylenemez? A) I. cümlede divan edebiyatına ilginin diri kalmasına
A) I. cümlede kurmaca metin olduğu belirtiliyor. neden olan etmenden bahsedilmiştir.
B) II. cümlede olay örgüsünün merkezinde bir hastane B) II. cümle, bu parçanın akışını bozmuştur.
vardır. C) III. cümlede bir amaç yargısı vardır.
C) III. cümlede kahramanların evrensel nitelik taşıdığı D) IV. cümlede yargı koşula bağlanmıştır.
sezdiriliyor.
E) V. cümle, neden-sonuç ilişkisi ile kurulmuştur.
D) IV. cümlede romanın zıt özellikler barındırdığına deği-
niliyor.
E) V. cümlede okuyucu üzerinde sürükleyici bir etki bıra-
kacağı sezilmektedir.
B
6. (I) Nazım Hikmet’in en sevdiğim şiirlerinden biri, biraz da 8. (I) 3. Uluslararası İstanbul Çocuk Filmleri Festivali 20-29
İ
Edip Cansever’in ürpertici şiiri Gelmiş Bulundum’la akraba- L Eylül arasında düzenlenecek. (II) Festivalde, film gösterim-
lık taşıyan Son Otobüs şiiridir. (II) 1947’de ölümünden bir- G lerinin yanı sıra yönetmenlik, oyunculuk ve senaryo atöl-
kaç yıl önce Prag’da yazdığı bu şiir, siyasetten uzaktır, bir İ yeleri de düzenleniyor. (III) Festival bu yıl yağışlara denk
bakıma Nazım’ın varoluş sorunuyla ilgili yazdığı benzersiz geldi. (IV) Tunç Başaran’ın öncülüğünde gerçekleştirilecek
bir şiirdir. (III) Bir muhakeme, bir iç konuşma, bir arınma ve S atölye çalışmalarının sonunda yeni çocuk filmleri ortaya çı-
insanın dünyadan, kalabalıklardan, kavgadan uzak, âdeta A kacak. (V) Bu filmler bir sonraki festivalde gösterime sunu-
bir dağ başında içine kulak verme anında yazdığı bir şiirdir. R lacak.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
(IV) O anda içine doğmuş bir şiir sanki yazmıyor da bize M Bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşağıdaki-
naklediyor gibidir. (V) Hiçbir büyüklük taşımayan, en küçük A
lerden hangisi söylenemez?
bir kibir bile içermeyen yalın ve çıplak bir insan ruhu vardır L
A) I. cümlede festivalin zaman aralığı verilmiştir.
karşımızda.
B) II. cümlede festivalin sadece film gösterimiyle sınırlı
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi yapı- olmadığı belirtilmiştir.
lan saptamayla uyumlu değildir?
C) III. cümle parçanın akışını bozmaktadır.
A) I. başka şiirle benzer yanlar taşıma
D) IV. cümlede, yapılacak atölye çalışmalarının amacı belir-
B) II. özgün bir şiir olma özelliği tilmiştir.
C) III. duygularıyla baş başa kalan, sorgulayıcı bir insan E) V. cümlede bir ön yargıdan bahsetmiştir.
D) IV. lirik olmaktan çok didaktik özelliklere sahip olma
E) V. alçak gönüllü ve doğal davranma
142
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. (I) Faruk Nafiz, Millî Edebiyat akımının yurtçu duyarlılığını 11. (I) Günümüzde masal okumanın yerini televizyonlar ve
zenginleştirmiştir. (II) Beş Hececiler topluluğunun da önde çizgi filmler almıştır. (II) Elbette bazılarının dediği gibi ço-
gelen ismidir. (III) Sanatçımız ilk şiirlerini aruzla yazmış, cuklar televizyon izleyecekler, çizgi filmlerden de bir şeyler
sonraları hece ölçüsüne dönmüştür. (IV) Şarkın Sultanları öğrenecekler. (III) Ancak televizyonlarda çocukluğumuzun
aruzla yazdığı şiirlerini topladığı eseridir. (V) Tiyatrocu yanı masum çizgi filmlerinin yerini şiddet içeren filmler almıştır.
da olan bu sanatçı Akın ve Özyurt isimli tiyatro yapıtlarıyla (IV) Bu noktada masalın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor
da tanınır. aslında. (V) Özellikle sizin anlatmakta olduğunuz masallar-
da kontrol anne ve babada olduğu için masallar çocuklar
Bu parçadaki numaralanmış cümlelere göre Faruk Na-
üzerinde olumlu etki sağlamaktadır.
fiz ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede Millî Edebiyat’a katkısından bahsedilmiştir. Bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşağıdaki-
lerden hangisi söylenemez?
B) II. cümlede mensubu olduğu topluluk belirtilmiştir.
A) I. cümlede değişen bir durumdan söz edilmektedir.
C) III. cümlede ölçüdeki sabit tutumundan bahsedilmiştir.
B) II. cümlede bir görüşe destek verilmiştir.
D) IV. cümlede şiirlerini bir kitapta bir araya getirdiğine deği-
nilmiştir. C) III. cümlede bir gözlem dile getirilmiştir.
E) V. cümlede tiyatrocu yönü olduğu da vurgulanmıştır. D) IV. cümlede bir tutumdan bahsediliyor.
E) V. cümlede yargı, nedeniyle verilmiştir.
143
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
İ 4. (I) Türkiye’de bulunan yaklaşık 380 kelebek türünün en ün-
L lüsü Osmanlı ateşidir. (II) Uzmanlar günümüzde yalnızca
2. (I) Çağla Büyükakçay, Grand Slam turnuvalarında tek ba- G Muğla ve Antalya illerinde ender olarak görüldüğünü söy-
yanlarda ön eleme turlarında oynayan ilk Türk tenisçisidir. İ ler. (III) Önlem alınmazsa yakında soyunun tükeneceğini
(II) Genç kızların üzerinde ciddi bir etki yaratan bu olay ile belirtiyor. (IV) Bu türün kanat rengi güneş ışığının vurduğu
ülkemizde tenise duyulan ilgi artmıştır. (III) Tenis ülke ola- S açıya göre parlak portakal ve koyu ateş kırmızısı arasında
rak ön yargılı olduğumuz bir spor dalıdır. (IV) Bu ön yargıyı A değişiyor. (V) Bu kelebekler, kanadının arka kenarındaki
kırmak için Çağla Büyükakçay’ın başarısı genç sporculara R benekler ile benzerlerinden kolayca ayırt edilebiliyor.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
144
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. (I) Romana başladığım ilk yıllarda kararlı bir öz Türkçe sa- 7. (I) Tarık Buğra, Türk romanına damgasına vurmuş önemli
vunucusuydum. (II) Dile yerleşen sözcükler de dahil asla bir isimdir. (II) Roman hayatında ilk olarak tarihî roman an-
başka bir dile ait sözcükleri kullanmıyordum. (III) Bir süre layışını benimseyen sanatçı, sonraları bireyin iç dünyasını
sonra yazdığım öykülerdeki dilin zorlama ve yapay bir hâle esas alan bir tutum ile yapıtlar kaleme almıştır. (III) Özgün
dönüştüğünü gördüm. (IV) Çünkü anlatmak istediğim du- bir tarzı olan Tarık Buğra, zihnimizde ayrı tatlar bırakan pek
rumu yabancı bir sözcükle çok güzel karşılayacakken ben çok romanın altına imza atmıştır. (IV) Sanatçının eserlerin-
sırf dil tutumdan ötürü o durumu tam karşılamayan, dahası de tercih ettiği dil, yapıtları için ölümsüzlük vesilesi olmuş-
bulunduğu yerde eğreti duran sözcükler kullanmak zorun- tur. (V) Sanatçı genelde tarihî romanlar yazsa da psikoloji-
da kaldım. (V) O zaman anladım ki önemli olan, sözcüğün ye yaslanan bir tutum içine de girmiştir.
Türkçe kökenli olması değildir, anlatmak isteneni karşılayıp
Bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşağıdaki-
karşılayamadığıdır.
lerden hangisi söylenemez?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak A) I. cümlede Tarık Buğra’nın Türk romancılığına özgün
aşağıdakilerden hangisi söylenemez? bir tarz getiren romancılarımızdan biri olduğundan
A) I. cümlede geçmişe dönük bir değerlendirme yapılmış- bahsedilmiştir.
tır. B) II. cümlede sanatçının yazın anlayışında meydana
B) II. cümlede yazarın takındığı sabit tutumdan bahsedil- gelen değişme dile getirilmiştir.
miştir. C) III. cümlede bir beğeniden bahsedilmiştir.
C) III. cümlede dil tutumunun öykülerine etkileri açıklan- D) IV. cümlede sanatçının üslubu ile ilgili bir yargı vardır.
mıştır.
E) V. cümlede sanatçının değişmeyen roman anlayışını
D) IV. cümlede yargı koşula bağlanmıştır. olduğundan bahsedilmiştir.
E) V. cümlede yazarın değişen fikrinden bahsedilmiştir.
6. (I) İlk öykülerini dergilerde yayımlamaya başlamıştır. 8. (I) Rıfat Ilgaz, eğitim sistemini eleştirmek için kaleme aldığı
(II) Bu ilk öykülerinde söz sanatlarından kaçınan yalın bir Hababam Sınıfı’nı Stepne takma adıyla ilk kez 1956 yılında
dil kullanmıştır. (III) Yazın yaşamı boyunca ülkesinin insan- B yayımlamıştır. (II) Rıfat Ilgaz’ın tefrikalar (bölümler) hâlinde
İ yayımladığı Hababam Sınıfı ilk kez Dolmuş adlı mizah der-
larından bahsetmiştir. (IV) Çağ dışı, insanlık dışı olaylarla
L
savaşmaktan bir an geri durmadı. (V) Bu savaşını öykü tü- gisinde yayımlanmıştır. (III) Rıfat Ilgaz’ın bu ölümsüz ese-
G
rünün sınırları içinde kalarak gerçekleştirdi. ri Ertem Eğilmez ile beyaz perdeye aktarılmıştır. (IV) Bu
İ
filmde Kemal Sunal’dan Halit Akçatepe’ye pek çok ismin
Bu parçada numaralanmış cümleler ile ilgili olarak
rol alması filmin ölümsüzlüğünü perçinlemiştir. (V) Ancak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez? S
Hababam Sınıfı müziği ile hüzünlenen yeni nesiller yetişti-
A) I. cümlede yazarın öykü yayımlanmaya neyle başladığı A
remememiz bu efsane yapıtı unutturabilir.
vurgulanmıştır. R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M Bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşağıdaki-
B) II. cümlede yazarın üslubu hakkında bilgi verilmiştir.
A lerden hangisi söylenemez?
C) III. cümlede yazarın takındığı sabit bir tutumdan bahse- L
A) I. cümlede Hababam Sınıfı’nın yazılış amacına yer
dilmiştir.
verilmiştir.
D) IV. cümlede yazarın çağ dışı olaylara karşı takındığı
B) II. cümlede yapıtın bölüm bölüm yayımlandığı dile geti-
tavır dile getirilmiştir.
rilmiştir.
E) V. cümlede yazarın çağ dışı olaylara karşı takındığı
C) III. cümlede Hababam Sınıfı’nın Ertem Eğilmez ile
tavrın sanatını gölgelediği belirtilmiştir.
sinemaya taşındığından bahsedilmiştir.
D) IV. cümlede, filmde yer alan bazı oyunculardan da
bahsedilmiştir.
E) V. cümlede bir varsayım dile getirilmiştir.
145
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. (I) Meddah hikâyelerinden Hançerli Hanım’ın da etkisi gö- 11. (I) Gökyüzü olaylarının ve gök cisimlerinin insanın ne za-
rülen İntibah romanı ilginç bir romandır. (II) Namık Kemal, man ilgisini çektiği hakkında kesin bir şey söylemek müm-
bu romanda Alexandre Dumas Fils’in Kamelyalı Kadın kün değildir. (II) Bilindiği gibi çok eski dönemler hakkında
romanından etkilenmiştir. (III) İntibah hayat tecrübesi ol- ancak arkeolojik kazılar sonucu bulunan kalıntılar ve yaz-
mayan bir gencin macerasını anlatır. (IV) Kitabın sonunda ma tabletlerden bilgi sahibi oluyoruz. (III) Bu arada özellik-
“Son pişmanlık fayda vermez.” denerek kıssadan hisse çı- le arkeolojik kazılarda gök cisimleri gözlemi ile ilgili hiçbir
karılmıştır. (V) Roman taklit olduğu için teknik bakımdan aletin bulunmadığını da önemle vurgulayalım. (IV) Bu ne-
zayıftır. denle insanların toplum hayatı yaşamasıyla beraber dinî
ve günlük gereksinimleri için gökyüzüne bilinçli baktıkları
Bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşağıdaki-
bilinmektedir. (V) Bu da bir yerde astronominin başlangıcı
lerden hangisi söylenemez?
olarak kabul edilebilir.
A) I. cümlede kişisel bir görüşe yer verilmiştir.
Bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşağıdaki-
B) II. cümlede Namık Kemal’in etkilendiği sanatçı ve eser-
lerden hangisi söylenemez?
den bahsedilmiştir.
A) I. cümlede emin olunmayan bir durumdan bahsedilmiş-
C) III. cümlede İntibah romanının içeriği hakkında bilgi
tir.
verilmiştir.
B) II. cümlede eski dönemler hakkında kısıtlı olan kaynak-
D) IV. cümlede kitabın mesajı hakkında bilgi verilmiştir.
lardan bahsedilmiştir.
E) V. cümlede İntibah romanının tutarsız bir içeriğe sahip
C) III. cümlede kazılardan ortaya çıkan sonuç vurgulan-
olduğu söylenmiştir.
mıştır.
D) IV. cümlede astronominin ortaya çıkışıyla ilgili bilgi
verilmiştir.
E) V. cümle, bu parçanın ana düşüncesidir.
B
İ
L
10. (I) Müziğin gelişmesi için folklorun gelişmesine de önem G 12. (I) Osmancık romanını bir hocamın elinde gördüğüm için
İ
verilmelidir. (II) Çünkü yerel müziğin temel kaynaklarından okumaya karar verdim. (II) Çünkü Elif Hocam okuyorsa bu
biri de folklordur. (III) Bu değerlerin bir bütün olarak dü- kitapta mutlaka farklı bir yan vardır. (III) Kitabı hafta sonu
şünülmesi müziğin yerleşmesi bakımından oldukça önem S bitirebilmek için odama kapandım. (IV) Osmanlının kurulu-
arz etmektedir. (IV) Bu yüzden müziğimizin Anadolu’ya ait
A şunu anlatan bu eser beni alıp Söğüt ve Domaniç’e hatta
R
kalmasını istiyorsak bu kavramların beraberce bir vücu- daha geriye götürdü. (V) Tarık Buğra bu romanıyla tarihî
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
da girmesini sağlamalıyız. (V) Halk müziği derinlemesine romancılığımıza mührünü vurmuştur.
A
araştırılarak bilimsel bir formda incelenmeli. L Bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşağıdaki-
Bu parçadaki numaralanmış cümleler için aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez?
lerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede yargı nedeniyle birlikte verilmiştir.
A) I. cümlede bir öneri dile getirilmiştir. B) II. cümle gerekçe bildirmektedir.
B) II. cümle önceki yargının gerekçesidir. C) III. cümlede, amaç-sonuç ilgisi bulunmaktadır.
C) III. cümlede bir ön yargı ifadesi vardır. D) IV. cümlede eserin içeriğinden bahsedilmiştir.
D) IV. cümlede yargı koşula bağlanmıştır. E) V. cümlede romanın en iyi tarihî roman olduğu vurgu-
E) V. cümlede halk müziğinin incelenmesi metodu hakkın- lanmıştır.
da bir öneri dile getirilmiştir.
146
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
ÖSYM tipi - Eğilim Kontrol Testi - 1 yılda sorduğu sorularının kazanım ve sunumuna
paralel biçimde hazırlanmıştır.
147
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B) Şiirimizde heykel sanatının etkisini veya şiirle ilişkisini M D) James Joyce’un Sanatçının Genç Bir Adam Olarak
tespit etmek güç olmasına rağmen heykel sanatının A Portresi romanının kahramanı Stephan Dedalus’un
bizde köklü bir geleneği yoktur.
L büyük ümitlerle sanatçı olmayı seçişi ve bunun
için evini, yurdunu terk etmesi fakat aradığını bula-
C) Heykel sanatının bizde köklü bir geleneği olmadığı mayarak iç çatışmalar yaşaması, Oğuz Atay’ın
düşünülürse edebiyatımızda heykel sanatının etkisini Tutunamayanlar ’ının kahramanı Turgut’u biçimlendi-
veya şiirle ilişkisini tespit etmek güçtür. ren ögelerdir.
D) Heykel sanatının bizde köklü bir geleneği olmadığı için E) Sergüzeşt ’in kahramanı Dilber, bir köledir. Ona göre
şiirimizde heykel sanatının etkisini veya şiirle ilişkisini kölelik, insani değerlerden hele de aşktan yoksun
tespit etmek güçtür. olmaktadır. Ama ilk defa Celal ile bu saplantısı, yerini
ümide ve tatlı hayallere bırakır gelgelim konak çocuğu
E) İnanışımızın etkisiyle heykel sanatının bizde köklü bir Celal, annesinin ve babasının baskılarına boyun eğer.
geleneği olmadığı için şiirimizde heykel sanatının etki- Dilber ise ümitleri kursağında kalmış bir genç kız olarak
sini veya şiirle ilişkisini tespit etmek güçtür. kendini Nil Nehri’ne atarak intihar eder.
148
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
7. I. Erkeklerin askerlik anıları, kadınların düğün hatıraları 9. Hem akademisyen hem sanatçı hem idareci ve de anne
aradan ne kadar zaman geçerse geçsin ve ne kadar olarak üstlendiğim tüm görevlerimde hep en iyisini yapa-
çok tekrar edilirse edilsin anlatılmaktan bıkılmayan rak ilerlemeye çalışıyorum. Zoru başarmaya odaklı bir
konulardır. karakterim var. Kendimi bildim bileli hep üreten, kendini
yenileyen, paylaşan, biriktiren ve ayrıntıları asla atlamayan
II. Ama askerlik bitip de o günleri anlatmaya başladığı-
bir çalışma tarzım oldu.
nızda o zorlukları hiç yaşamamış gibi, tatlı birer hatıra
olarak anlatırsınız. Bu parçada kendinden söz eden kişide,
A) I - VII - VI - II - V - IV - III
B) III - I - V - IV - II - VI - VII
C) V - IV - III - II - I - VII - VI
D) III - VII - VI - V - IV - II - I
E) V - IV - III - VII - I - VI - II
B
İ
8. Yunus Emre’nin; L 10. Galiba şu mektup meselesini soracaksınız. Sabahtan beri
G gelirsiniz diye bekledim, siz görünmeyince herhâlde ken-
• Zehr ile pişen aşı yemeğe kim gelir?
İ disi de hatasını anlamıştır dedim. İki gözüm, siz çok yer
• Cümleler doğrudur sen doğru isen gezip çok şey görmüşsünüz buna katılıyorum ama bizim
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen. S de tecrübemiz fazla. Böyle ufak yerlerde insan adımını
A çok hesaplı atmalı, insanı tefe koyup çalıverirler. Burası
• Dil söyler kulak dinler, kalp söyler kainat dinler.
R Almanya değil... Siz Almanya’da bulunmuştunuz değil mi? TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
• Bir karıncaya dahi ulu nazarımız vardır.
M Bu parçada,
• Az söz erin yüküdür, çok söz hayvan yüküdür. A
I. tahmin
• Yunus bu sözleri çatar halka marifetin satar. L
II. tedbir
Kendisi ne kadar tutar söylediği yalanı gör.
III. tavsiye
sözlerinde aşağıdakilerin hangisi vurgulanmamıştır?
IV. büyüklenme
A) İçtenlik ve samimiyet
V. tasdik
B) Tatlı dilli olmak kavramlarından hangisi yoktur?
C) Dürüstlük A) I B) II C) III D) IV E) V
D) Özlü konuşmak
E) Öz eleştiri yapmak
149
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
– Bir şairin şiirlerinin toplamına bakmalıyız. Şiirlerinin ço- B) (I) Kitaplığınızda en çok dikkat çeken kitaplar hangileridir
ğunluğu belli bir standardın üstündeyse birkaç şiirinde de
(II) Son günlerde okuduğunuz kitaplar nelerdir
yaratıcı sıçrama ve üst düzey bir şiirsellik yakalamışsa ben
ona iyi şair derim ve şiir kitabının da yarına kalacağını söy- C) (I) Kitaplığınızdaki kitaplar nelerdir
lerim. Birkaç ayrık otu var diye bahçeyi tarumar etmem, (II) Sanatsal eserler dışında okuduğunuz kitaplar ne-
pire için yorgan yakmam. lerdir
Vedat Bey:
D) (I) Kitaba ilgiyi hangi tür kitaplar artırır
B
– Yetenek olmalı elbette. Ama yetenek bir tohumdur; bütün İ (II) Okumaktan zevk aldığınız kitaplar nelerdir
mesele onu fideye, fidana ve meyve veren ağaca dönüştü- L
recek çabaya bakar. Yani yetenek yüzde on, emek yüzde E) (I) Kitaplarınızı nasıl düzenliyorsunuz
G
doksan diyebilirim. İ (II) Kitaplığınızdaki hangi kitaplar insanları şaşırtır
Yukarıdaki konuşmacılardan hangilerine aynı sorular
sorulmuş olabilir? S
A
A) Burhan Bey - Vedat Bey
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
150
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
3. I. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu ele aldığı konu bakı- 5. Sunucu: Çok iyi bildiği hatta ezberlediği şiirlerle ilgili ince-
mından Türk romanının özellikle 1930’lu yıllarda hiç leme yazıları yazdığını söyleyen genç eleştirmene neden
üzerinde durmadığı bir alana yöneliyor. şiir yazısı yazmayı bırakmasını tavsiye ettiniz?
II. Romanda hasta çocuk kendisiyle ve hasta bedeniyle Şair: İyi bildiği ve çok sevdiği şiirleri tercih ettiği için.
çatışma hâlindedir.
Sunucu: Ezberinde şiir olmayan, şairleri tanımayan biri
Aşağıdakilerin hangisi bu iki cümlede ifade edilenleri şiir yazısı yazacak olsaydı yine mi yazmayı yasaklaya-
doğru bir biçimde birleştirmektedir? caktınız?
A) Türk romanının özellikle 1930’lu yıllarda hiç üzerinde Şair: Hayır. Onun yaptığı iş boş arsaya yapı yapmak.
Onun sadece şiir üzerine düşünebilme gücünün olup
durmadığı bir alana yönelen Dokuzuncu Hariciye Ko-
olmadığını önemserdim.
ğuşu bir hasta çocuğun hikâyesidir.
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şairin
B) Hasta bir çocuğun kendisiyle ve hasta bedeniyle çatış-
şiir eleştirisiyle ilgili anlayışıyla örtüştüğü söylenebi-
masını ele alması yönüyle Dokuzuncu Hariciye Koğuşu lir?
romancılık alanında farklı bir yere sahiptir.
A) Gerçek bir şiir eleştirisi, sizin sevdiğiniz şiirler üzerine
C) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, hasta bir çocuğun kendi- değil okuyucuların anlamak istedikleri şiirler üzerine
siyle ve hasta bedeniyle çatışmasını ele alarak Türk ro- yapılır.
manını özellikle 1930’lu yıllarda hiç üzerinde durmadığı
B) Şair olan birinin şiir eleştirilerinde nesnel olmaması gibi
bir alana yöneltmiştir. bir tehlike vardır.
D) Alışılmış konuların dışına çıkan Dokuzuncu Hariciye C) Yazarının kişisel beğenilerinin ve bilgilerinin yönlendir-
Koğuşu Türk romanında bir dönüm noktası olmuştur. mediği tarafsız yazılar, gerçek şiir yazılarıdır.
E) Dokuzuncu Hariciye Koğuşu ’nun hastalık konusunu D) Şiir yazılarının şiir üzerine donanımı olmayan kişilerce
işlemesi, Türk romanına 1930’lu yıllarda farklılık getir- yazılması, okuyucuyu yanlış yönlendirir.
miştir.
E) Bir yazar sevdiği şiirleri ve şairleri değerlendirirken
onun iyi ve kötü yanlarını bütün hâlinde ortaya koyabil-
melidir.
B
İ
L
G
İ
B) Çabuk sinirlenmemek
D) Tutarlı olmak
151
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
6. Bedri, olduğu yerde kalmıştı. Yolda gelirken hazırladığı 8. İnci Aral’ın dili ve kurduğu dünya umarsızlık harcıyla
müthiş cümleler, ağır hakaretler, hatta çıkarmak niyetinde karılmış, umutsuzluk tuğlasıyla bina edilmiş, çaresizlik
olduğu kavga suya düşmüştü. Aklının almadığı bir bayağı- çatısıyla örtülmüştür. Ama bunları gün ışığı altında değil,
lığı, düşünmekten bile utandığı bir iftirayı bu kadar doğal loş ışıklar altında yapar, zaten iyi öyküler, iyi romanlar hep
savunan bir insana karşı değil kendini müdafaa etmek, örter. Araladığını, deştiğini, ayrıntılara sızdığını sandığımız
ona kötü söz söylemek bile imkânsızdı. Bu pişkinliğin kar- metinler gerçekte, Wittgenstein’ın dile ilişkin sözlerindeki
şısında küçük dilini yutacaktı neredeyse. Her söyleyeceği gibi “Düşünceyi örter.” Gerçeklik sandığımızdan daha
sözün imkânsız bir cevapla karşılaşacağını açık açık görü- gizemli oldukça dil, düşünceyi örtecektir. Bütün bunların
yor ve ona hınç biriktiriyordu. en güzel örneklerini Bilge Karasu, Oğuz Atay ve Sevgi
Soysal’da buluruz. Karasu’nun tüm öyküleri, Oğuz Atay’ın
Bu parçada;
Korkuyu Beklerken’deki birçok öyküsü ve Sevgi Soysal’ın
I. endişe
tüm metinleri bize bunu söyler.
II. çaresizlik
Bu parçada altı çizili ifadeyle,
III. şaşırma
I. Umutsuzluk ve çaresizlik temasının ağır basması
IV. öfke
II. Kapalı bir anlatıma başvurma
duygularından hangisi yoktur?
III. Okurun beklentilerine uygun yazma
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır?
D) I, II ve IV E) I ve IV
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) I ve III
7. Bu çiçeklere dikkat!
A) Başlıktaki uyarıyı desteklemeyen, konuyu dağıtan, iş- B) Modern şiir insanın dünya ile doğrudan ilişkisinden
M
levsiz ayrıntılara yer verilmektedir. A doğduğu için modern sanat sadece estetizmle açıkla-
B) Tehlikeli bir durumun belirtilerine, durumla ilgili uyarıla- L namaz.
ra ve uyarının gerekçelerine değinilmektedir. C) Modern şiirin insanın dünya ile doğrudan ilişkisinden
C) Verilen örneklerin bir kanıyı değiştirmeye yönelik kulla- doğmasına karşın modern sanat sadece estetizmle
nıldığı görülmektedir. açıklanamaz.
D) Kedi sahiplerinin üzerinde anlaşamadığı bir durumla D) Modern şiirin insanın dünya ile doğrudan ilişkisini iş-
ilgili uzman görüşlerini aktarmaktadır. lemesi, modern sanatın estetizmden uzaklaşmasına
sebep olmuştur.
E) Tehlikeli bir duruma yol açan etkenlerin tehlikeli sonuç-
larının önüne nasıl geçilebileceğinden söz edilmekte- E) Modern sanatın estetik yönünün ön planda olması, mo-
dir. dern şirin işlediği konularla doğru orantılıdır.
152
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
10. I. Tıptaki adı “epitaksis” olan, her yaştaki insanın başı- 11. Geçtiğimiz temmuz ayında Birleşik Arap Emirlikleri, Çin
na gelebilen burun kanaması; burnun bir veya iki ve ABD tarafından uzaya fırlatılan üç uzay aracı, Mars’a
deliğinden birden kan gelmesidir. Hafif ya da yoğun ulaştı. Dünya ve Mars, Güneş etrafındaki yörünge hare-
bir kanama şeklinde görülebilir. Birkaç saniyeyle 10 ketleri sırasında her iki yılda bir birbirlerine yaklaşır. Mars’a
dakika arasında devam edebilen bu durum, genellikle yani Kızıl Gezegen’e uzay aracı göndermek için en uygun
zamanlar, bu yaklaşma dönemleridir. 2020 yılının tem-
olağan dışı bir faktöre bağlı değildir ve çok sık rastla-
muz ayındaki bu son yakınlaşma sırasında üç uzay aracı
nan bir durumdur.
Mars’a gönderilmişti. Yolculukları sorunsuz gerçekleşen
II. Burunda pek çok damar bulunur; bunlar, ufacık bir uzay araçlarının üçü de hedefe ulaştı. Mars’a ulaşan ilk
darbeyle kanayabilecek kadar hassastır. Kanamalar, uzay aracı ise BAE’nin gönderdiği Amal oldu. 9 Şubat
ön (anterior) ya da arka (posterior) bölgede olabilir. 2021’de Mars’a varan Amal, yaklaşık 22 bin kilometre irti-
Anterior olanlar; alerji, nezle, kuru hava, aşırı soğuk fadaki bir yörüngeye oturtuldu.
hava, burun mukozasında küçük bir yara ile ilgili Bu parçadaki altı çizili sözle gönderme yapılanlar ara-
olabilir ve genelde hafiftir. Bunlar evde tedavi edilir. sında
Daha çok yetişkinlerde görülen, yüksek tansiyon,
I. Farklı ülkelerin uzay araçlarının birbirine yaklaşması
tümör ya da ilaç kaynaklı olabilecek posterior burun
kanamaları tıbbi müdahale gerektirecek ciddi kana- II. Güneş’le Mars’ın ve Dünya’nın yakınlaşmaları
malardır. III. Dünya’yla Mars’ın, Güneş’in çevresindeki yörünge
hareketleri sırasında yakınlaşması
Yukarıdaki II. parçanın yazılma gerekçesi hangisinde
açıklanmıştır? durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır?
B
İ
L
G
İ
S
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A
L
153
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
1. Kurmaca okulunun öğrencilerinden hikâye yazmaları iste- 2. Nurullah Ataç, nedense hep eleştirmenliğiyle anılmış, onun
nir, kahramanın yaşadığı korkuyu ve çaresizliği konu alan diğer türlerdeki başarıları gölgede kalmıştır. Hele de Türk-
bir öyküye Murathan şu cümlelerle başlar: çenin düzyazı dili olmasına yönelik çalışmalarının yok sa-
yılması, büyük bir haksızlıktır. Bence onun gerçek önemi
“Kadın çok korkmuştu, gözleri fal taşı gibi açılmıştı, benzi
de göz ardı edilen bu yönünden yani dilciliğinden ileri ge-
sapsarıydı ve titriyordu. Bu dakikalar çabucak geçsin, jan-
liyor. Hatta o da bunun farkındadır ve “Bugün, bu ülkede
darmalar bir an önce gitsin istiyordu. Sabırsızdı. Alt dudak-
bir dil kuruluyor; o yapıda benim de bir taşım var. Ancak
larını kanatacak derecede ısırıyordu. İki tarafına çaresizlik
görünmeyen, kimsenin gözüne çarpmayan bir taş.” diyerek
içinde bakındı. Dört duvardan ve iki jandarmadan başka
buna serzenişte bulunur.
bir şey yoktu.”
Bu parçanın anlatımında,
Öğrenciye verilen tavsiye: “- - - - .”
I. Tartışmacı anlatım
Öykü yazarının tavsiyesinden sonra Murathan aynı cümle-
II. Öyküleyici anlatım
leri aşağıdaki gibi yeniden yazar:
III. Somutlamaya yer verme
“Kadın titriyordu, gözleri fal taşı gibi açılmıştı, geriye doğru
IV. Doğrudan anlatıma başvurma
bir adım çekildi, dizlerinin bağı çözülmüş gibiydi, jandar-
malar saatlerce burada kalacaklarmış gibi rahat, acelesiz V. Bir yanlışı dile getirme
davranıyorlardı. İki tarafına bakındı, dört duvar ve iki jan- özelliklerinden hangileri yoktur?
darmadan ibaretti her şey.”
A) I ve II B) II ve III C) III ve IV
Bu parçadan hareketle öğrenciye verilen tavsiye aşa-
D) Yalnız II E) Yalnız V
ğıdakilerden hangisi olabilir?
154
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
4. Kadim zamanlarda Asya’dan yola çıkan ve yolda pek çok 5. 1990’larla birlikte öykücülerimizin beslendikleri kaynaklar
yeni coğrafyayla ve başka başka dillerle karşılaşan Türk- farklılaşmıştır. Bunlar, klasik anlatıdan kopan Umberto
lerin dilleri de bu karşılaşmalardan önemli ölçüde etkilen- Eco, Jorge Luis Berges, İtalio Calvino, Franz Kafka, Bilge
miştir. Hayat telakkileri başta olmak üzere hisler, hayaller Karasu, Yusuf Atılgan, Oğuz Atay, Vüs’at O. Bener, Sevim
ve fikirler ile bunların yansıdığı edebiyat da değişmiştir. Burak gibi yenilikçilerdir. Yenilikçiliğin ve biçimciliğin genç
Ömer Seyfettin’in ifadesiyle Şark’a doğru yani İran’a giden- öykücülerde ortak bir eğilim olduğunu söyleyebiliriz. Bu dö-
lerin bu etkiyle ortaya koydukları eserler ile Garp’a doğru nemde yalnızlık, yaşamla hesaplaşma, metinler arasılık,
yani Fransa’ya gidenlerin buradan aldıkları ilhamla ortaya oyunsuluk gibi ortak zeminlerde öyküler yazılır ve postmo-
koydukları eserler arasında kendi olmamak, ötekileşmek dern bir yaklaşım egemen olur. Bu öykülerde ----.
ve kendinden uzaklaşmak bakımından pek bir fark yoktur.
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse
Yeni Lisan makalesi, bu düşünce eksenine oturur ve Ziya
“sözü edilen öykücülerin öykülerinde şekil ve konu bakı-
Gökalp’in Yeni Hayat adlı eserine şekil veren düşünce ya-
mından uyumlu bir bütünlük bulunduğu” sonucuna ulaşı-
pısına aydınlık kazandırır. Millî bir dil oluşturulmadan millî
lır?
bir edebiyat ve millî bir edebiyat oluşturmadan da millî Türk
dilinin Doğu’nun ve Batı’nın boyunduruğundan kurtarılma- A) gerçeklikle kurgunun iç içe girdiği, otobiyografik ögele-
sının reçetesini sunar. rin ruhsal açıdan irdelendiği görülür
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle; B) olayların flulaştığı, yalnızca anlatıcının psikolojik tah-
liller yapmasına yardımcı olduğu ölçüde bulunduğu
I. Doğu ve Batı kültürlerinin etkisiyle eser oluşturmanın
gözlemlenen bir olgudur
kültürel yabancılaşma açısından aynı kategoride
görülmesi C) gerçeğin nerede bitip kurgunun nerede başladığına
karar vermek bir hayli zorlaşmıştır
II. Eski zamanlardan beri Türk milletinin çok farklı coğ-
rafyalarda yaşayıp oralara kendi kültürünü taşıması D) biçim ve içerik açısından tam bir örtüşmüşlük bulundu-
III. Millî bir toplum oluşturmanın millî bir edebiyatla onun ğuna bilinç akışı, parodi ve pastiş tekniklerinin anlatının
da dilin yabancı dillerin etkisinden kurtulmasıyla taşıyıcı kolonları olduğuna tanık oluruz
mümkün olduğuna inanılması E) sağlam bir arka plan olduğuna, insanın dönemsel ola-
durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır? rak yaşadığı yabancılaşmayı sosyolojik ve psikolojik
kırılmayı yansıttığına şahit oluruz
A) Yalnız I B) I ve III C) Yalnız II
D) II ve III E) I, II ve III
B
İ
L
G
İ
B) Kötülükten sakınmak
D) İyiliksever olmak
E) Tutarlı olmak
155
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
156
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
ÖSYM tipi - Eğilim Kontrol Testi - 4 yılda sorduğu sorularının kazanım ve sunumuna
paralel biçimde hazırlanmıştır.
1. Keten tohumunu bilinçli kullanmak gerekir! 2. (I) Bireylerin kendilerine, ailelerine ya da başkalarına karşı
yerine getirmesi gereken yükümlülüklere, zamanında ve
Yüksek dozlarda kullanılan keten tohumu; ishal, alerji, gaz,
eksiksiz olarak yapabilmesi durumuna, sorumluluk almak
şişkinlik yapar. Gereğinden fazla kullanımı midede sindirim
denir. (II) Toplumsal yaşamın temel taşları olan bireyler,
bozukluklarına, ağrıya, şişkinliğe yol açar. Kan şekeri sevi-
gerek özel hayatlarında gerek sosyal hayatlarında gerekse
yelerini düşürebilir, bu da diyabet ilacı kullanan kimselerde
iş hayatlarında birtakım sorumluluklar almak durumunda-
düşük kan şekeri problemine yol açabilir. Şeker hastaları-
dırlar. (III) Sorumluluk almak, bir anlamda bireyin var oluşu
nın fazlaca keten tohumu tüketmeleri, onların kanlarındaki
ve kendini gerçekleştirebilmesi ile de alakalıdır. (IV) Sıra-
şeker miktarını normal düzeyin altına indirerek risk oluştu-
dan insanlar sadece hayat akışlarını kontrol ederken so-
rabilir. Keten tohumu kan basıncını çok fazla ve çok hız-
rumluluk sahibi insanlar daha büyük olayları kontrol etmek-
lı düşürebilir. Tansiyon ilacı kullananlar, keten tohumunu
tedirler. (V) Bu durum da kişiye öz güven kazandırmanın
kontrolsüz biçimde kullanmamalıdır. Çünkü keten tohumu,
yanında, yaratıcılık ve kuvvet de kazandırmaktadır.
tansiyonu aniden ve aşırı bir biçimde düşürebilmektedir.
Ameliyatlardan en az iki hafta önce keten tohumunun kulla- Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
nımına son verilmelidir. Çünkü kandaki akışkanlığı artıran sonra düşüncenin akışına göre “Çünkü sorumluluk sa-
ve pıhtılaşmayı önleyen keten tohumu, kanın durmasını hibi bireyler, kendilerini değiştirme gücünü ve kararlılığını
önleyebilir. Kanın sıvılaşmasını sağlayan keten tohumu- göstermiş kişilerdir.” cümlesi getirilebilir?
nun aşırı alınması, ameliyat yaralarının iyileşmesini ge-
A) I B) II C) III D) IV E) V
ciktirir. Östrojen hormonunu taklit etme eğilimindeki keten
tohumu, meme, yumurtalık ve rahim kanseri gibi hormona
duyarlı hastalıkları kötüleştirir. Doktor kontrolü olmadan
keten tohumunun alternatif tedavide kullanımı yanlıştır. Bu
tohum, mutlaka doktorun onayı ile ve onun belirlediği ölçü-
lerde kullanılmalıdır.
Bu köşe yazısıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
157
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
158
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
8. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Teknolojik tarım, akıllı 9. Aslıhan Lodi, Nesin ailesinin kapsamlı ve yoğun arşivini Ali
tarım ve sürdürülebilir tarım söylemlerinin arttığı şu gün- Nesin özelinde pekiştirmek yerine, bizzat onun belleğinde
lerde siz sürdürülebilir tarım için geleceğe dönük ne gibi yer edinen anıların ve başarısının sırrının peşine düşüyor.
planlar yaptınız?” sorusuna cevap vermektedir? Lodi, zaten gözünü budaktan sakınmayan bir tavrı olan Ali
Nesin’le yaptığı bu çalışmayı, çok daha sansasyonel bir
A) Tarım endüstrisi, bir yandan da su ve toprak gibi
hâle çekebilecek zemine sahipken böyle bir amaç gütme-
yerine konamayan kaynakların önde gelen tüketicisi
yip Ali Nesin’i ve çalışmalarını iyi niyetiyle irdelemiş sorula-
durumunda. Sürdürülebilirlik kapsamının en kritik baş-
rında. Yanlış anlaşılmasın, bu demek değil ki kitapta suya
lıklarından biri olan sera gazı salımı konusunda özel-
sabuna dokunulmadan yol alınıyor. Yeri geldiğinde eleştiri-
likle hayvancılık sektörü mimli durumda ve bu alanın
lerini, hedefe yollamayı biliyor her iki isim de.
yeniden planlanması gerekmektedir.
Bu parçadan
B) Doğal kaynakların korunmasıyla sürdürülebilir tarım
arasında doğrudan bir ilişki bulunmaktadır. Normal ve I. Kendisiyle konuşulan kişi cesur biridir.
klasik tarım faaliyetleriyle doğal kaynaklar arasında ise II. Yazar, ustaca sorularla özellikle Ali Nesin üzerinde
tersine bir ilişki vardır. Bu bakımdan inovasyon ala- yoğunlaşmıştır.
nında planlı çalışmalar yapılmalıdır. Minimum kaynak III. Okurlar için doyurucu, keyif veren, zevkli bir çalışma
kullanımıyla maksimum ürün elde etme, tarım teknolo- ortaya çıkmıştır.
jileriyle mümkün olacaktır.
IV. Yazar ve mülakat yaptığı kişi, yanlışları da dile getir-
C) Sürdürülebilir tarım bağlantılı ilk sendikasyon kredimiz miştir.
olarak 840 milyon dolar tutarında yurt dışı kaynak
ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir?
sağladık; işlem, 22 ülkeden 49 katılımcı ile sektörde
son iki yıldaki en geniş katılımlı sendikasyon kredisi A) I ve IV B) II ve IV C) Yalnız I
oldu. Klasik tarımdan akıllı ve teknolojik tarıma geçmek D) III ve IV E) II, III ve IV
isteyenlerin finansmanını kendimize sürdürülebilirlik
performans kriteri olarak belirledik, bununla birlikte üç
yıl içinde tarımsal faaliyetlerin büyük oranda yönünü
değiştirme hedefindeyiz.
D) Akıllı tarım ve teknolojik çözümlere özel önem atfedi- 10. Onu fedakârlıklarınızla yanınızda, canınızda tutmak istedi-
yoruz. Vahşi sulama ya da salma sulama yerine dam- ğinizi görüyorum. Bu, ona bağımlı olduğunuzu, ondan asla
lama sulamaya geçmek zorundayız. Bu durum böylece vazgeçemeyeceğinizi hissettiriyor ona. İnsanların insan-
sürüp giderse su kıtlığı son raddeye varacak. Toprak lara emek vermesi, kural olarak kazanamama ya da ka-
erozyonu artacak. Bu uygulamanın yerine damlama zandığını düşündüğü insanı kaybetme korkularıyla birlikte
B
sulamaya geçilmesi için çiftçinin bilgi ve anlayışının seyreder. O, sizin hayatınızdan çalıyor, istediğini yorulma-
İ
değişmesi gerekir ayrıca teknoloji desteğine de büyük dan alıyor, hâliyle aldıklarının değeri olmuyor onun için. O
L
ihtiyaç duyulmaktadır. G harcıyor, siz ödüyorsunuz. Madem birbirinizi seviyorsunuz
E) Gıda israfı da sürdürülebilir tarımın önemli bir engeli İ o zaman bu adaletsizlik, bu eşitsizlik neden? Siz bütün ha-
durumundadır. Ürüne göre değişmekle birlikte yüzde talarını hoş gördükçe o daha kim bilir sırtınıza neler yükle-
otuz ile yüzde elli civarında kayıp yaşanan ürünler var. S yecek? Sakın unutma şunu: ---- . Hiç kimseyi hak ettiğinin
Sebze ve meyveler bunda başı çekiyor. Bir yanda da A fazlasını vererek tatmin edemeyiz. Bunun adı cömertlik de
topraklarımızın organik madde ihtiyacı her geçen gün R değildir karşı taraf için. Kendisinin vazgeçilemezliği, sizinse TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
artıyor. Tarımda dijital dönüşüme önem veren bazı M ona muhtaçlığınız anlamına gelir. Lütfen hiçbir şey alma-
belediyelerin atılan meyve ve sebzeleri toprakla har- A dan her şeyini verme; pişmanlık, acı bir duygudur.
L
manlayarak organik gübreye dönüştürmesi çok güzel Bu parçada boş bırakılan yere
bir uygulama. I. Taviz, tavizi doğurur.
II. Kişiye hak ettiğinden fazlasını vererek onu motive
etmek de doğru bir yoldur.
III. Adalet, ilişkinin temelidir ve hak edileni vermek kadar
hak edilmeyeni vermemek de adaletin gereğidir
numaralanmış yargılardan hangileri getirilebilir?
A) Yalnız I B) I ve II C) I ve III
D) II ve III E) Yalnız III
159
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
1. • Oyuncaklarını topla yoksa çöpe atarım! 2. Anılarınızın olmadığı bir yerde yaşamak çekilmez olur. Ev-
• Kıyafetlerini katla yoksa başkasına veririm! ler, caddeler, sokaklar anlayacağınız her yer size soğuk
gelir. Bu yüzden yeni bir eve taşınmak insanlara çok itici
• Ağlamayı bırak yoksa babana söylerim.
gelir. Evinizin duvarlarına sinmiş o acı tatlı hatıralar yoktur
Bu cümleler sizin için ne kadar tanıdık? Pek çoğumuz bu artık. Alışkın olduğunuz sıcacık sokağınıza benzemez yeni
ve benzeri cümlelere çok fazla muhatap olduk. Bütün bu sokağınız. Duyduğunuz sesler bile yabancı gelir size. Bu
cümlelerin yanlışlığını içinde büyüdüğümüz için hepimiz yüzden yeni evinizi benimsemeniz için anı biriktirmeye ihti-
biliyoruz. Ama yine de zaman zaman bunları çocuklarımı- yacınız vardır.
za karşı biz de kullanıyoruz. Gerekçeler farklı farklı: Ye-
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tiştirildiğimiz model en iyisidir diyenler, başka bir yöntem
tur?
bilmeyenler veya kolay yolu tercih eden sabırsızlar... Bu
yola başvurmaya devam ediyorlar. Lütfen ebeveynler, lüt- A) İkilemeye yer verme
fen diyalog ve sabır!.. B) Birden çok duyuya seslenme
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle gönderme yapılanlar C) Mecaz anlamlı sözcüklere başvurma
arasında
D) Sayıp dökmelerden yararlanma
I. Tehdit içeren yaptırım cümleleri
E) Birinci kişili anlatım benimseme
II. Cezadan kurtulmayı koşula bağlayan cümleler
III. Akıl dışı gerekçelere yer veren cümleler
durumlarından hangileri bulunmaktadır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) I ve III E) I, II ve III
B
İ
L
G
İ
S
A
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A
L
160
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
161
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Bir yazarlık atölyesinde eğitmen, önce yazı türlerini anlattı. 6. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Edebiyat eseri de bir
Katılımcılardan bir türe ait bir metin yazmalarını istedi. Bir insan gibidir; bir insan, yedi göbek geriden genetik kodlar
katılımcı şu cümleleri yazmıştı: taşır; şiir, roman veya hikâye için de aynı şey geçerlidir.”
düşüncesine uzak düşmektedir?
“Şiiri şiir yapan, belirli kalıplardır. Yani kafiyedir, rediftir,
hece ölçüsüdür, aruzdur… Şiir, okuyunca veya dinleyince A) Gustave Lanson’un dediği gibi edebiyat hem tekilin
insanı mest etmeli, kafada bir musiki ezgisi bırakmalı, söz- hem de genelin mevcut durumlarına göre renk alır;
cükler şöyle akıp gitmeli.” ortaya konan eser, yazarın yaşam biçiminin ve toplum-
sal yapının biçimlendirdiği bir bütünlüktür.
Öğrenciye verilen tavsiye: “----.”
B) Edebiyat tarihçisi Brunetier’in sözüne katılıyorum.
Öğretmenin tavsiyesinden sonra öğrenci aynı cümleleri
Gerçekten de edebiyatta devrim değil evrim söz konu-
aşağıdaki gibi değiştirir:
su. Bu bakımdan bakılacak olursa özgünlük veya yara-
“Bakın üstatlar, şiiri şiir yapan, bahsettiğimiz bu belirli ka- tıcılık, sıfır benzerliği gerektiren bir olgu değildir.
lıplardır. Yani kafiyedir, rediftir, hece ölçüsüdür, aruzdur…
C) John Addington Symonds, güzel söylemiş: “Yoktan var
Siz tüm bu unsurları kullanmadan şiir oluşturduğunuzu
etme, Tanrı’nın işidir; bu yaratıcılık ona aittir? Sanattaki
mu düşünüyorsunuz? Hayır, hayır. Sizin yazdıklarınız şiir
yaratıcılık çekirdek hâlindeki ögelerin yavaş yavaş
değil, düzyazı örnekleridir. Şiir dediğiniz, okuyunca veya
olgulanlaşması ve öncekilerden alınanların geliştirilip
dinleyince insanı mest etmeli, kafada bir musiki ezgisi bı-
sonrakilere aktarılması işidir.”
rakmalı, sözcükler şöyle akıp gitmeli.”
D) Hegel, sanatın kuşaktan kuşağa olgunlaşarak ve bir-
Bu parçadan hareketle öğrenciye verilen tavsiye aşağı-
birini besleyerek ilerlediğini, edebî eserlere bu açıdan
dakilerin hangisi olabilir?
bakmak gerektiğini belirtir ve sanatın son yetkinliğine
A) Bilimsel verilerden yararlanarak düşüncelerini kanıtlara vardığı yerde felsefe katına da yükseldiğini vurgular.
dayandırmalısın
E) Fredrich Schelegel, edebiyat tarihinde esas olanın
B) Günlük deyimlere, yer yer nükteli sözlere yer vermeli-
süreklilik ilkesi olduğunu belirtir. Bu paradigmaya göre
sin
edebiyat tarihinde yürüme vardır, sıçrama değil; bütün-
C) Okuyucu ile karşı karşıya oturup konuşuyormuş gibi lük vardır, kopukluk değil.
içten bir dil kullanmalısın
D) Yazdığın konunun hem olumlu hem olumsuz yanlarını
bir arada vermelisin
E) Kendi iç konuşmalarını alabildiğine kişisel ve kendine
özgü vermelisin
B
İ
L
G
İ
S
A
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A
L
162
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
7. Darjeeling çayı, dünyanın en nadide çaylarından biridir. 8. I. Bu sanatçılar ya hayal gücüne aşırı derecede yer
Darjeeling bölgesi Hindistan’ın doğusunda, Nepal sınırın- vermişler ya da izlenimlerini birinci plana almışlar ya
da ve Himalayaların eteklerinde, yüksekliği 8586 metreyi sanatı tamamen toplumsal, siyasi, millî meselelerin
buluyor. Bu çay, sadece 181 kilometrekarelik bir alanda emrine vermişler ya da “halk için edebiyat” yapmaya
yetişiyor. Bölge, bol yağış alıyor ve genelde yamaçlar yo- çalışmışlardır.
ğun bir sis altında. Rize’nin yaylalarını andırıyor manza- II. Ancak bu şuursuz ve ölçüsüz isyan, romantik sanat-
rası. Darjeeling’de yetişen çaylar, gerek tat profili gerekse çıları yanlış görüşlere sürüklemiştir.
aromatik özellikleriyle bütün dünyanın gözdesi olan çaylar-
III. Ali Canip’e göre klasik edebiyatlar, daha önce yara-
dan biri. 200 yıldır Buckhingam Sarayı’nın çayları buradan
tılmış şaheserlerden çıkarılmış “dogmatik estetiğe”
gidiyor ve bu durum ona dünya çapında popülerlik kazan-
dayandığı için “taklidî”dir.
dırıyor. Darjeeling çaylarının kraliçesi ise “muscatel” diye
adlandırılan bir türü. Taleplere yetişecek kadar üretmenin IV. Sanatçı, başarısızlığı getiren bu dogmatik kurallara
mümkün olmadığı bu çayın ise farkını herkese anlatmıyor- isyan etmiş ve bu tepkiden romantik edebiyat doğ-
lar, bunun bilinmesini istemiyorlar. Muscatel, ikinci hasada muştur.
denk gelen haziran ayında bölgenin sadece güney yamaç- V. Mizaçlar, zaman, mekân, her şey değişim hâlindeyken
larında üretiliyor. Çünkü o dönemde ortaya çıkan yeşil bir “taklit”e başvurmak da başarısızlığı getirmiştir.
sinek türü çay filizlerini kemiriyor. Sineğin ısırdığı noktada Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
bir boğumcuk oluşuyor ve enzimatik bir reaksiyon gerçek- oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
leşiyor. İşte bu reaksiyon sonucunda da çayda floral aro- üçüncü olur?
maların ağır bastığı çok özel bir tat gelişiyor. Sonra da tüm
dünya, bu çayın peşinde koşuyor yani çay, kapanın elinde A) I B) II C) III D) IV E) V
kalıyor.
Bu parçada Darjeeling çayıyla ilgili
I. Yetiştiği yerin coğrafi konumunun hangi özelliklere
sahip olduğu
II. Özel bir türünün özelliğini nasıl kazandığı
III. Yıllık rekoltesinin ne kadar olduğu
IV. Rize’de de yetişme ortamının bulunduğu
V. Küresel ölçekte bilinirliğini nelere borçlu olduğu 9. Şairin duygusal yönü, istekleri, özlemleri, hasretleri vb.
yapıtına gizli veya açık olarak yansır. Dikkatli bir incele-
bilgilerinden hangilerine kesin olarak ulaşılamaz?
meyle onun psikolojik yapısının da eserinde az çok yer al-
A) I ve III B) II ve IV C) III ve IV B dığı görülür. Bu hususta psikanaliz eleştiri devreye girer.
D) III, IV ve V E) IV ve V İ “Psikanalitik eleştiri sonucunda ulaşılan anlam diğer tüm
L anlamlandırmalara özel bir bağla bağlıdır çünkü psikanaliz,
G edebî eserin kökeninde bulunan ve zihinsel hayatımız için
İ özel bir yeri olan bir fantezinin keşfedilmesini sağlar.” Bu
bakımdan, şairin bilinçli veya bilinç dışı yönleri, ahlaki ve
S entelektüel yapısı, eğitimi, istekleri, fantezisi vb. onun dil ve
A üslubunu oluşturur. Kısaca şunu söyleyebiliriz ki ----.
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
A kilerden hangisi getirilmelidir?
L A) sanatçı ne kadar çok kendinden bahsederse o denli ba-
şarılı olur
163
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
10. Çok sıcak bir gün, şairle konuşurken bir hasta, masamıza
yaklaştı. Açık yeşil giyinmiş, ellilik, acayip bir mahluktu. İri KAVRAMLARI BİLELİM
yarı, biçimsiz... Kafasında tek kıl yoktu. Ne saç ne kaş ne
Ağdalı : Anlaşılması zor, girift, karmaşık.
bıyık ne de sakal. Kırmızı kabarcıklarla dolu, çıplak deriden
bir soğan başı... Koyu tenli, neredeyse mor, pek geniş bir Alaturka : Türk kültürüne uygun, geleneksel.
surat... Gözlerinden biri kül rengimsi güzel bir mavi. Öteki Alafranga : Batı tarzı, Avrupai.
sarı çizgili ve hemen hemen yeşil görünüyor. Çene kemik- Folklor : Halk bilimi, halk kültürü.
leri, dört köşe ve güçlüydü; etli, soluk dudakları tamamen Yazınsal : Edebi.
madenî, altın bir tebessüme açılıyordu. Şairi tek kelime ile Tin : Ruh.
selamladı, yanımıza oturdu.
Nükte : İnce espri.
Bu parçanın anlatımı için Öykünme : Taklit etme.
I. Ruhsal portre çizilmiştir. Payanda : Dayanak, destek.
II. Örneklerden yararlanılmıştır. Polemik : Söz dalaşı, ağız kavgası.
III. Gözlem gücüyle seçilmiş ayrıntılar bulunmaktadır. Sırf : Salt, sadece, yalnızca, tek başına, bir tek.
IV. Farklı duyularla seçilen ayrıntılar vardır. Yekpare :Tek parça, bölünmemiş, bütün hâlinde olan.
V. Betimleme ve öykülemeye başvurulmuştur. Dejenere olmak : Bozulmak.
İndirgeme : Daha kısa, daha yalın duruma getirmek.
yargılarından hangileri doğru değildir?
Hamasi : Epik, destansı.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
Kuram : Teori uygulamalardan bağımsız olarak ele alı-
D) II ve IV E) III ve V nan soyut bilgi. İlke, yasa, prensip nazariye.
İvedi : Acele.
Kanı : Kanaat, düşünce.
Kriter : Ölçüt, kıstas.
Yadsımak : Yok saymak, inkar etmek.
Tümce : Cümle.
Yeğ : Üstün tutulan, tercih edilen.
İma etmek : Dolaylı olarak anlatmak.
Özenli : İtinalı.
Özentili : Yapay, başkasına benzeme çabasında olan.
Edimsel : Fiilî, harekete dayalı.
B
İ Etik : Ahlak, Ahlaki.
L Dikte etmek : Yazdırmak, bir düşünceyi zorla kabul
G ettirmek.
İ Empoze etmek : Aşılamak.
Duyarlık : Hassasiyet, ilgili olma hâli.
S
Palas pandıras : Toparlanmadan, aceleyle.
A
R Dönüt : Geri bildirim.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
164
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
ÖSYM tipi - Eğilim Kontrol Testi - 6 yılda sorduğu sorularının kazanım ve sunumuna
paralel biçimde hazırlanmıştır.
1.
Bu görselden hareketle Arif Nihat Asya ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Şiirlerinde kahramanlık, tarih duygusu, din, tabiat ve memleket güzelliklerini konu edinmiştir.
B) Halk ve divan edebiyatı nazım şekillerinin yanında modern nazım şekillerini de kullanmıştır.
D) Adana’nın kurtuluşu için yazdığı “Bayrak” şiiriyle tanınmış, “Bayrak Şairi” olarak anılmaya başlamıştır.
E) Emekli olduktan sonra yazı yazmayı bırakmış, 70 yaşında Ankara’da hayatını kaybetmiştir.
165
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
2. I. Deney hayvanı diye bir hayvan türü yok. Hiçbir 3. (I) Beş yıl oldu, dönmedin; üstelik biliyordum dönmeyeceği-
hayvan, laboratuvarda yaşamak için dünyaya gel- ni. (II) Ama bavulun bende hâlâ; gelip alırsın diye düşündü-
memiştir. Onların varoluş sebepleri bu değil. Zaten, ğüm zamanlar az değil. (III) Onu bir ara gözden uzak olsun
hayvanlar üzerinde yapılan deneyler gerekli de değil. diye arka odaya götürmüştüm. (IV) Çünkü onu özlemek de
II. Yurt dışındaki literatür taramalarına göre deneylerin seni özlemek gibi acı vericiydi. (V) Bu acıdan kurtulmak için
yüzde 96’sı işe yarar sonuç vermiyor. Piyasaya sürü- eski yerine geri koydum ve tam karşımda duruyor şimdi.
len bir ilaç bir de bakıyorsunuz ki yan etkileri sebe- Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine “Ne var
biyle piyasadan çekilmiş. Oysaki bu ilaç, hayvanlar ki onun özlemine üç gün dayanabildim.” cümlesinin geti-
üzerinde denenmişti. Demek ki bu deney sonuçları rilmesi uygundur?
hiç de anlamlı değil.
A) I B) II C) III D) IV E) V
III. Bütün bunlar ortadayken sırf akademik unvan elde
etmek için her gün binlerce hayvan, laboratuvarlarda
eziyet görüyor. Bilimsellik süsü verilmiş bir metin
oluşturmak, deney sonuçları diye birtakım istatis-
tikler, çıkarımlar, öngörüler ortaya koymak; bilimin
ilerlemesine değil kariyerin ilerlemesine, unvanların
büyümesine ve maaşın artmasına hizmet ediyor.
Bu üç parçanın birbiriyle ilişkisi için aşağıdakilerden
hangisi doğrudur?
4. Karaman mutfağına ana hatlarıyla bakış
A) I. de işlevsizliği savunulan bir uygulamayla ilgili II. de
nesnel veriler ve örnekler verilerek iddia kanıtlanmış, Bazı kitaplar vardır yazarı kıskandırır. Yaklaşık bir senedir
III. de ise bu yanlışta ısrar edilmesinin gerekçelerine ve evire çevire okuduğum bir kitap var: Rıza Duru’nun yazdığı
sonuçlarına yer verilmiştir. Gelenekten Aşeneye Karaman Mutfağı. Yazar kıskandıran
cinsinden kitaplara güzel bir örnek. Türkiye gastronomisine
B) I. de doğruluğu tartışmalı bir tutumun II. de benimsen-
dev bir hediye. Ayrıntıya girmeden, okuyucuyu sıkmadan,
mesine yol açan istatistik ortaya konmuş, III. de ise
tatlı tatlı anlatıyor. Kitap için inanılmaz emek veren Rıza
bilimsel çalışmaların neden engellenmek istendiğine
Duru ve bu kitabı basan Karaman Belediyesi teşekkürü
değinilmiştir.
hak ediyor. Kitap, Antik Çağ’daki Karaman’dan başlıyor.
C) I. de verilen örneklerden II. de çıkarım yapılmış, III. de Bu kitap; Karaman’ın tarihî esnafları, lokantaları, farklı ik-
ise çıkarımın doğruluğu kanıtlanmıştır. limlere sahip dağ köyleri, süt ürünleri; kışa hazırlık, yaza
hazırlık, düğün, bayram, cenaze, yağmur yemekleri ve
D) I. de ve II. de ortaya konan bilgilerle, III. de ortaya ko-
B göçmen yemeklerine kadar Karaman mutfağının girilmedik
nan bir düşünce kanıtlanmıştır.
İ köşesini bırakmıyor. Üstelik yemeklerin tarifini de çok ay-
E) I. deki veriler sebep, II. deki bilgiler sonuç, III. de ise o L rıntılı biçimde veriyor. Tarifleri görsellerle süslüyor. Tarifin
sonuca bağlı olarak yapılan çıkarımlar söz konusudur. G kimden alındığını kaydediyor. Muhacir ekmeği yapan tey-
İ zeden torunuyla tencere karıştıran nineye, Karaman mut-
fağını yaşatan kadınlar da unutulmuyor; fotoğraflarda ışıl
S ışıl size bakıyor.
A Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
R nebilir?
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A A) Kendi içerisinde tutarsızlıklar ve çelişik ifadeler yer al-
L mıştır.
166
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Bir gazetenin sağlık sayfasını yöneten çiçeği burnunda ga- 6. I. 1901’de Sully Prodhomme, Nobel Edebiyat Ödülü’nü
zeteci, bir yazısına şöyle başlar: alırken Tolstoy’un Savaş ve Barış’ının yüzüne bakıl-
madı ama bugün birincisini hatırlayan, ikincisini hatır-
“Bahar aylarının vazgeçilmez sebzesi enginar, içerisindeki
lamayan yok. Keza Nietzche hayattayken neredeyse
sinarin maddesi sayesinde karaciğer, safra kesesi kirlen-
hiç okunmadı ama bugün felsefe denizinde kulaç
melerini önlüyor; bronşlarda biriken nikotinin atılımını sağ-
atan herkes onun sahillerine uğramak zorunda. Hatta
lıyor ve kötü kolestrolü düşürüyor. Haftada iki kez yenen
bugün Hayvan Çiftliği ve 1984 gibi romanlarıyla dis-
enginar, yağlanmanın önüne geçerek karaciğeri yeniliyor.”
topik roman denince akla gelen ilk isim olan George
Gazeteciye verilen tavsiye: “- - - - .” Orwel, okunmayacağı düşüncesiyle eserlerini bastır-
Genel yayın yönetmeninin tavsiyesinden sonra genç gaze- mak için uzun süre yayıncı bulamamıştır; Oğuz Atay,
teci metnini şöyle düzenler: Yusuf Atılgan, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi sanatçıla-
rımız da benzer kaderi paylaştılar.
“Sinarin bazı sebzelerde bulunan organik bir asittir. Safra
II. Bu örnekler bize şunu söylüyor: Ölümsüz yani kla-
salgısını artıran, karaciğeri ve safra kesesini temizleyen
sik eserler, zamanının çok ilerisindedir; o yüzden
bu asit, en çok da bahar aylarının vazgeçilmezi olan engi-
zamanlarında anlaşılmazlar. Onların şarkı söylerken
narda bulunur. Haftada iki porsiyon tüketilen enginar, aynı
sesleri kısıktır; onlar, bağırıp çağırmazlar. Onların
zamanda karaciğeri yeniliyor; bronşlarda biriken nikotini
sesine geç ulaşılır çünkü gürültüye alışmış kulaklar,
atmaya, kötü kolestrolü düşürmeye karaciğerdeki yağlan-
kısık sesli melodileri duyamaz. Kulaklar, yeterince
mayı önlemeye yarıyor.”
keskin değildir. “Kulaklar o ağızlara uygun değildir.”
Bu parçadan hareketle genç gazeteciye verilen tavsiye Yani kuyu derin değilse de ip kısadır ve onlara yazıl-
aşağıdakilerden hangisi olabilir? dıkları / kazıldıkları dönemde ne yazık ki ulaşılamaz.
A) Kullandığınız anlamdaş sözcükleri ve söz öbeklerini Yukarıdaki II numaralı parçayla ilgili olarak hangisi
ayıklarsanız anlaşılır bir yazı ortaya çıkar söylenebilir?
B) Üzerinde durduğunuz terimle ilgili tanımlama yoluna A) I. parçadaki örneklerin ortak noktalarından hareketle
gitmeniz, anlatımınıza yoğunluk ve açıklık kazandırır yapılan çıkarımlara ve varılan hükümlere yer vermek-
tedir.
C) Tıbbi bilgiler verirken bilimsel tanıklıklara başvurmanız,
uzman görüşlerinden yararlanmanız gerekir B) I. parçadaki örneklerin yoruma bağlı olarak olumlu da
olumsuz da değerlendirilebileceğini kanıtlamaktadır.
D) Bilimsel bir yazıda bilimsel terimlere ve kavramlara yer
vermeli, sanatsal ifadelerden uzak durmalısınız C) I. parçadaki olguların yol açtığı sonuçların evrensel ni-
telikler taşıdığına değinilmektedir.
E) Sağlıkla ilgili böylesine önemli bir konuda sunduğunuz
bilgilerin alındığı kaynaklara gönderme yapmalısınız B D) I. parçadaki saptamaların dayanağı olan görüşleri yan-
İ sıtmaktadır.
L
E) I. parçadaki görüşlerle çelişen görüşlerin varlığına yö-
G
İ nelik açıklamalar yapmaktadır.
S
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A
L
167
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
S
A
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A
L
168
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
SİMÜLASYON
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
2. İskele Meydanı’nın süsü ve Büyükada’nın simgesi saat ku-
İ
lesine göz atıp adayı küçük turla gezmeye karar veriyoruz. L
Büyükada’nın en yüksek noktasında kurulmuş olan Aya G 4. Millî kültürün pek çok ögesi olmakla birlikte, hiç şüphe yok
Yorgi Manastırı’na doğru yola çıkıyoruz. Maden bölgesine İ ki temeli dildir. Bu yüzden dil üzerinde meydana gelen tah-
doğru nal sesleri içinde ilerliyor fayton. Yol boyunca yürü- ribat, doğrudan kültürü zedelemekte hatta bozmaktadır.
yenler, pedal çevirenler eksik değil. Sağlı sollu köşkleri bü- S Başka bir ifadeyle kültürün bozulması dilden başlamakta-
yülenmiş bir hâlde seyrediyorum. Adalar’da en sevilen ve A dır. Buna bağlı olarak milletlerin çöküşü de dilden başlar.
onu simgeleyen çiçek olan mimozalar açmış. Gül, petunya, R Çünkü dilini kaybeden bir millet, adını kaybetmiş olur; kim
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
şebboy, sardunya, yasemin, karanfil daha adını sayamadı- M olduğunu bilemez olur. Kendi köklerinden uzaklaşan o top-
ğım binbir çiçek hem göze hitap ediyor hem de kokularını A lum başka kültürlerin etkisi altına girer ve zamanla başka
duyabiliyorsunuz. L bir millet hâline döner.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy-
hangisi söylenemez? lenemez?
A) Karşılaştırmalara yer verilmiştir. A) Okuyucuyu uyarma ve bilinçlendirme amacı vardır.
B) Betimlemelerden yararlanılmıştır. B) Sözcüklerin çağrışım gücünden sıkça yararlanılmıştır.
C) Benzetme yapılmıştır. C) Bilgi verme amacı ağır basmaktadır.
D) Değişik duyulardan faydalanılmıştır. D) Belli kelimelerin tekrarıyla konu vurgulanmıştır.
E) Öznellik söz konusudur. E) Sebep-sonuç cümlelerine yer verilmiştir.
170
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. İhsan Oktay Anar’ı sevgili Fortunata sayesinde tanıdım. 7. Dünya insanlara değil insanlar dünyaya ait.
Yedinci Gün isimli kitabının çıkmasını insanların bekleyi-
Dünya anamızdır, atamızdır ve yatağımızdır. Dünyaya ne
şine ve geri sayımına şahit oldum. Kitabı aldım ama önce-
kötülük yaparsak kendimize de o kötülüğü yapıyoruzdur.
likle Puslu Kıtalar Atlası’nı okumaya karar verdim. Puslu
Eğer yere tükürüyorsak aslında kendi yüzümüze tükürüyo-
Kıtalar Atlası’nı okuyorum ve söyleyebileceğim tek cümle:
ruzdur. Hava, su, toprak gibi yaşamsal unsurlar bize ait değil
Akıllara zarar bir kitap olduğudur! Aklın ötesinde bir yerler-
biz onlara aitiz. Çünkü onları biz yapmadık ama onlar bizi
de kurulmuş bir senaryo, devamlı dinamik kalmanızı ge-
yapıyor, yaşatıyor. Onları öldürürsek kendimizi öldürüyoruz.
rekli kılan, sizi hayret denizinde yüzdüren bir kitap. Aslında
Dünyadaki her şey, bir ailenin fertlerini birbirine bağlayan
söylenebilecek ikinci şey: Kitap kelimesinin Puslu Kıtalar
kan gibi ortaktır ve birbirine bağlıdır. Dev bir vücudun hücre-
Atlası için yetersiz kaldığıdır. Üçüncü şey de: Nasıl olup
leriyiz hepimiz. Bir hücrenin acısı, arızası hepimizin acısı ve
da benim bu güne kadar İhsan Oktay Anar gibi bir dehanın
arızasıdır. Toprağı yenmek, suyu, ağacı, hayvanı yenmek
farkında olmadığımdır. Bu konuda elbette Sayın Anar suç-
zafer değil en büyük mağlubiyettir. Bir gün gökte kartallar,
lu değilse ben de kendime kızmadım. Anlıyorum ki dünyam
dağda ormanlar, derede sular, suda balıklar yok olursa ve
ancak şimdi “Anar dünyası” ile paralel hâle gelebilmiş ve
bütün yaban atları evcilleştirilirse ve her yer insan kokusuyla
paralellik beni heyecanlandırıyor. Öneriyor muyum? Had-
dolarsa dünyanın da insanın da sonu geliyor demektir. Ana-
dim bile değil... Puslu Kıtalar Atlası önünde saygıyla eğili-
mız, artık düşmanımızdır. Yatağımıza pislik yığarsak bir gün
yorum.
kendi pisliğimizde boğuluruz. “Yaşasın mağlubiyet!” diyelim
Bu parçada Puslu Kıtalar Atlası ile ilgili olarak aşağıda- ve anamızın elini öpelim ki okşasın ağrıyan başımızı.
kilerden hangisinden söz edilmiştir?
Bu köşe yazısıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
A) Adının veriliş hikâyesinden söylenebilir?
B) Romandaki kahramanların özelliklerinden A) Manşetteki yargıyı pekiştiren örnekler ve öngörüler
C) Benzerlerinden ayrılan özelliklerinden üzerinden farkındalık oluşturulmaya çalışılmaktadır.
D) Yazılış aşamalarından B) Birbirinin benzeri örnekler gereğinden fazla sıralanarak
E) Okuyanda bıraktığı etkiden özlü bir anlatımdan uzaklaşılmaktadır.
171
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
172
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) II B) III C) IV D) V E) VI
173
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
20. Gazeteci:
18 - 19. soruları aşağıdaki parçaya
(I) ----?
göre cevaplayınız.
Romancı:
Hece ölçüsü, bizim ulusal şiir ölçümüzdür. İlk saz ozanla- Çünkü edebiyat zamana ihtiyaç duyar. Güçlü bir edebî
rımız, “kobuz-kopuz” denen sazlarıyla okudukları şiirlerin- metin için aklın demlenmesi gerekir. İyi bir roman ya da
de hece ölçüsünü kullanıyorlardı. İslamiyet’i kabul edince iyi bir öykü yazmak için hiç acelem yok. O kendi vaktini
Türk toplumu İslam kültürünün etki alanına girdi. XI. yy. doldurduğunda ortaya çıkar.
dan itibaren İslam ülkelerinin ortak şiir ölçüsü olan aruz öl- Gazeteci:
çüsü bizim yazınımızda da kullanılmaya başlandı. Aydın
kesime seslenen ozanlarımız, Türkçe gibi onun şiir ölçüsü (II) ----?
olan heceyi de pek yetersiz ve yavan buldukları için aruzu Romancı:
yeğlediler. Halk ozanlarımız ise dilimize ve ulusal zevkimi-
Diğer romanlarımı yazarken belli bir rahatlığım, bir öz gü-
ze aykırı buldukları aruzu benimsemeyip heceyle yazmayı
venim vardı. Bunu yazarken ise son derece tedirgindim.
sürdürmüşlerdir. ----
Bu tedirginlik beni dilsel anlamda diri tuttu. Bittikten sonra
üzerinde en çok çalıştığım, dönüp dönüp yeniden yazdı-
ğım, atıp çıkarıp tekrardan kurguladığım bir roman oldu.
Esas olarak zihnimin daha kuytu bir köşesinden yazdığımı
söyleyebilirim. Bir de daha önceki kitaplarımda hep biraz
gerçeküstü ögeler vardır bu roman daha gerçekçi onlara
göre, daha sahici.
18. Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin geti-
rilmesi dil ve düşünce bakımından en uygundur? Gazetecinin bir sanatçıya yönelttiği aşağıdaki sorular-
dan hangileri, yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla
A) Bu durum ulusal şiirimizin gelişimine çok zarar vermiş- getirilmelidir?
tir.
A) (I) Bu romanınızın uzun bir aradan sonra yazılmasının
B) Böylece şiirimizde ölçü bakımından ikili bir yapı ortaya
nedenleri nedir
çıkmıştır.
C) Halk ozanlarımızın aruzu benimsememeleri onların (II) Son yapıtınızı diğer romanlarınızla karşılaştırır mısı-
şiirlerinin zayıf kalmasına yol açmıştır. nız
D) Türk yazınında diğer türlerden daha çok şiirin gelişmesi B) (I) Bu romanınızda zaman konusunu işlemenizin nede-
bundan dolayıdır. ni nedir
E) Şiirimizin musikiyle iç içe oluşu, onun halka yayılması- B
(II) Sanatçının bütün yapıtlarının uç uca eklendiğini dü-
na katkı sağlamıştır. İ
şünüyor musunuz
L
G C) (I) Bir romancı günde kaç saat çalışmalıdır
İ
(II) Yeni romanınız kurgusal olarak ne gibi yenilikler içe-
riyor
S
A D) (I) Roman yazma sürecinin uzaması kurguyu nasıl etki-
R liyor
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
174
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- C) Tiyatro; resim, müzik ve edebiyattan beslenir.
şüncenin akışını bozmaktadır? D) Tiyatro, sanatın öteki dallarından bağımsız olarak
gelişmiştir.
A) I B) II C) III D) IV E) V
E) Tiyatronun, gelişimini henüz tamamlayamamış olduğu
söylenir.
2. Yazarlık kursuna katılan öğrencilerden deneme yazma- 4. Gazeteci: Bir doğa manzarasını olduğu gibi resmeden bir
ları istenir. Kursun parlak öğrencilerinden Ersin, şöyle bir genç ressama, niçin “böyle resimler çizecekse başka bir
paragraf yazar: işe yönelmesi gerektiğini” söylediniz?
“Her insan, doğal olarak birtakım korkular yaşar. Ama hiç-
Ressam: Çünkü o işi fotoğraf makinesi de yapıyor.
bir insan korkularının bilinmesini istemez. Korkularından
utanır. Hatta korkularım bilinmesin diye insanlarla ilişkiye Gazeteci: Peki, fotoğraf sanatçısına bir şey söyler miydi-
girmekten kaçar.” B niz?
Öğrenciye verilen tavsiye: “- - - - .” İ
Ressam: Fotoğrafı çeken bir sanatçı ise ona bir şey söyle-
Kurs öğretmeninin tavsiyesinden sonra öğrenci paragrafı L
G mem. Çünkü sahip olduğu donanımı nedeniyle baktığının
aşağıdaki gibi değiştirir.
İ içerisinde gördüğüyle öne çıkar. Çünkü fotoğrafçılık edimi
“Her insan, doğal olarak bazı korkular yaşar. Ama hiçbir içerisinde “göz terbiyesi”ne sahip olma yetisini elde etmiş-
insan, bir başka insanın yüreğinin bahçesine girmesine tir.
ve korkularını görmesine razı olmaz. Bu amaçla insanlarla S
arasına yüksek bir korku duvarı örer.” A Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki res-
R samın sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?
Bu parçadan hareketle öğrenciye verilen tavsiye aşa-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
ğıdakilerden hangisi olabilir? A) Ancak gerçekliği olduğu gibi yansıtabilen eserler sanat-
A
A) Deneme yazarlığının vazgeçilmezlerinden biri özlü L sal olgunluğa ulaşabilir.
anlatım yapmaktır B) Sanatın amacı, varlıkların dış görünümlerini değil;
B) Soyut durumların somutlaştırılarak ya da alışılmamış onların içsel önemlerini temsil etmektir.
bağdaştırmalarla verilmesi etkili bir anlatım yoludur C) Sanat, olguya değil algıya bağlı yansıtma ve perspektif
C) Seçtiğiniz konu anlatımı zor bir konu da olsa onu her- işidir.
kesin anlayabileceği akıcı bir dille sunabilmelisin
D) Sanat, insan gerçekliğini yansıttığı ölçüde hedefine
D) Denemede yoğunluk önemli bir unsurdur ancak bun-
ulaşır.
ların biçem oyunlarından çok düşünsel derinlikten
doğması gerekir E) Sanat eserinin amacı, uygarlığa ait manevi değerlerin
maddi bir beden kazanarak anıtlaştırılması ve ölüm-
E) Denemecinin okuyucuya içini göstermesi gerekir,
bunun için de içten bir anlatım ve bireysel bir tutum süzleştirilmesidir.
gerekir
175
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Çocukken her şey mümkündür. Hayal gücünüz henüz ger- 7. Bir melodi duyduğumuzda beynimizde farklı işlevleri olan
çekliğin baskın farkındalığıyla gemlenmemişken bir uçağın birçok bölge etkinleşir. Bir müzik aleti çaldığımızda ise bu
kanadına asılıp dünyayı dolaşabilirsiniz veya dev bir köste- etki çok daha belirgindir. Örneğin müzikle ilgilenen kişilerin
beğin sırtında yer altına inip gizli zenginlikler keşfedebilirsi- işitsel yetenekleri gelişmiştir. Ayrıca bir müzik aleti çala-
niz. Her şey siz onu nasıl hayal ederseniz öyledir. Ne bilin- bilmek için kas hareketlerinin kontrollü ve koordinasyon
çaltına tıkıştırılmış korkular çarpıtır hayal gücünüzü ne de hâlinde olması gerekir. Yani beyindeki motor, işitsel ve
toplumsal ön yargılar sınırlar. Her çocuk biraz yaratıcıdır, görsel işlevlerden sorumlu bölgeler, birlikte ve uyumlu bir
bu nedenle de her yaratıcı açık veya örtük biraz çocuk... şekilde çalışmalıdır. Araştırmalar, müzisyenlerin beyinle-
rinin müzikle ilgilenmeyenlerinkinden farklı olduğunu gös-
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-
teriyor. Beyin görüntüleme yöntemleri kullanılarak yapılan
lerden hangisidir?
araştırmalarda müzik eğitimi alan kişilerin beyinlerindeki
A) Toplumsal baskılar çocukların yaratıcılığını sınırlar. gri madde hacminin müzikle ilgisi olmayan insanlara kıyas-
B) Çocuk saflığıyla kurulan hayallerin sınırsızlığı yaratıcı- la daha fazla olduğu anlaşıldı. Gri madde; beyinde kasların
lığın kaynağıdır. kontrolü, bilişsel etkinlikler, görsel ve işitsel algı, hafıza,
C) İnsan, ne kadar çocuk kalabilirse o kadar üretken olur. düşünce oluşumu, otokontrol gibi işlevlerle ilişkisi olan bir
D) Yetişkinlerin hayal kurmadaki sınırlılığı başarılı olmala- dokudur. Bilim insanları, erken yaşlardan itibaren müzikle
rına engel olur. ilgilenmenin kas ve hareket yeteneklerini geliştirdiğini,
görsel-konumsal koordinasyonu sağladığını, odaklanmaya
E) Sanatçının düş gücüyle somut gerçekliğe yeniden
yardımcı olduğunu, depresyon ve kaygı durumunu azalttı-
biçim vermesi gerekir.
ğını, duyguları kontrol etme imkânı verdiğini düşünüyor.
176
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Mary Shelley’nin henüz yirmili yaşlarında kaleme aldığı 11. Otizmi erken ve doğru anlamalıyız.
Frankenstein ya da Modern Prometheus, bugün bilim kur-
Çocuğumuz; ismine tepki vermiyor, göz kontağından kaçı-
gu romanlarının ilk örneği olarak kabul ediliyor. Yazılması-
nıyor, arkadaşlarıyla oynamıyor, iletişim kurmuyor... Bun-
nın üzerinden iki asır geçmesine rağmen hâlâ başka dillere
lar, otizm şüphesi uyandıran ve mutlaka detaylı bir şekilde
çevriliyor; yeni yazarları etkilemeye, filmlere konu olmaya
araştırılması gereken işaretlerden sadece birkaçı. Teşhis
devam ediyor. Pek çok kez Türkçeye de çevrilen eser, yeni
kriterleri 1940’lardan beri aynı, teşhis sonrası ise ebeveyn-
ve özgün bir çeviriyle vitrinlerdeki yerini aldı.
ler için zorlu bir süreç başlıyor. İşin en ürkütücü yanı ise ya-
Bu parçadan söz konusu romanla ilgili kesin olarak çı- kın zamana kadar genetik olduğu düşünülen hastalığın son
karılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? derece dik bir ivmeyle artışı ve yalnızca genetikle açıklama-
A) Edebiyattaki ilk roman örneğidir. nın mümkün olmaması. Şimdilik genetik dışı hastalık yapıcı-
lar olarak ağır metallerden cıva ve kurşunun bu rahatsızlığa
B) Yazarının hayatından izler taşımaktadır.
yol açtığı kesinleşti. Toksik bombardımana karşı korumasız
C) En çok izlenen filmlere konu olmayı başarmıştır. kaldığımız kent yaşamında ise bunlardan uzak yaşamak
D) Birden çok yabancı dile çevrilmiştir. çok zor. Mesela fabrikaların yarattığı çevre kirliliğinde, evimi-
E) Yazarın yayımladığı ilk roman özelliği taşımaktadır. zi boyattığımız boyada kurşun var. Eski tesisatlar yüzünden
suyumuza karışan kurşunu da unutmayalım. Cıva için öyle
uzağa gitmeye gerek yok. Ağzımızın içindeki amalgam diş
dolgusunda cıva var. Özellikle hamilelik döneminde toksin-
10. • Taş meraklıları taşları seçerken nelere dikkat etmeli- lere maruz kalmak; kurşundan, cıvadan, hava kirliliğinden
ler? uzak durmamak; D vitamininden ve iyi kolestrolden yoksun-
• Ülkemizde takı tasarımcılığı nasıl ilerliyor? luk bu hastalığın tetikleyicileri olarak gösteriliyor.
• Hangi taşları birlikte kullanmamak gerekir? Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
nebilir?
• Taşların değeri nasıl anlaşılır?
A) Otizmle ilgili kanıtlanamayan varsayımlar üzerinden
Bir röportajda yer alan aşağıdaki cevaplardan hangisi
önerilerde bulunulmaktadır.
bu sorulardan herhangi biriyle ilişkili değildir?
B) Tanı ölçütlerinde değişiklik bulunmayan otizm kaynağı-
A) Bu işin bir kuralı yok, tamamen tasarımcının hislerine
na yönelik bilgilerin değiştiği vurgulanmaktadır.
ve göz zevkine bağlı. Kimi zaman öyle bir tasarım olu-
C) Beslenme düzeninin sağlanması durumunda otizmin
yor ki normalde yan yana güzel durmayacağını düşün-
tedavi edilebileceğine değinilmektedir.
düğünüz taşlar inanılmaz bir uyum yakalıyor. Biraz
giyinmek gibi, tarza göre her renk ve kıyafet birbiriyle D) Başlıktaki öneriye uyulmaması durumunda ortaya çıka-
uyumlu hâle gelebiliyor. cak hayati tehlikelere dikkat çekilmektedir.
B
B) İnsan gördükçe daha iyi anlayabiliyor. Taşın kalitesini E) Kullanılan dilin bilimsel terimlere fazlaca yaslanması
İ
belirleyen farklı özellikler var. Örneğin İngilizcede kali- L sebebiyle kitlesel bir yarar sağlamaktan uzaktır.
teyi “4 C” belirler. Bunlar: kesim (cut), şeffaflık (clarity), G
renk (color), karat (carat). Ve tabii ki her taşta “kaliteli” İ 12. Bana mutluluğu aradığını, mutluluğun peşinde olduğunu,
tanımı farklı oluyor. Örneğin, iyi bir yakut güvercin kanı mutluluktan başka bir şey düşünmediğini söylemiş olsaydı
renginde olur, derler. ben de yalan söyleyip umut vermezdim ona. Böylece o,
S
düş kırıklığına uğramazdı; ben de yıllar sonra pek fazla piş-
C) Türkiye dışındaki coğrafyalarda çok daha öncesinde A
R manlık duymuyor olsam da bu satırları yazıyor olmazdım.
sanatın her alanının takı tasarımıyla da şekillendiğini TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
görebiliyoruz. Giyilebilir sanat, sanatsal takılar için M Bu parçada konuşan yazar ve sözünü ettiği kişi hak-
birçok örnek verebiliriz. Türkiye’de takı için zaman kro- A kında
L
nolojisinde çok geriye gidemiyoruz ama ileriye dönük I. Sözü edilen kişi düşlediği şeye ulaşamamıştır.
güzel tasarımların olduğunu söyleyebiliriz. II. Sözü edilen kişi yaşama sevinciyle dolu biridir.
D) Önce tasarımın çizimi ve fikri oluşuyor. Daha sonra III. Yazar, bildiği bir gerçeği, sözünü ettiği kişiden sakla-
mumda modeli yapılıyor ve sonrasında döküme gön- mıştır.
derilerek altın hâline getiriliyor. Altın olarak geldikten IV. Yazar, sözünü ettiği kişiyi doğru biçimde yönlendir-
sonra ise sadekârlık işi, mıhlaması ve cilası yapılıyor. miştir.
E) Açıkçası bu konuda bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey V. Yazar, belli oranda bir hayıflanma duygusu yaşamıştır.
yok. Benim tavsiyem kişinin ilk baktığı anda hangi taş
yargılarından hangilerine kesin olarak varılamaz?
hoşuna gidiyor ve güzel geliyorsa ona yönelmesi. İlk
bakışta güzel gelen taşın sonrasında da kişiye olumlu A) I ve V B) II ve IV C) II ve V
düşüncelere sevk edeceğine inanıyorum. D) III ve V E) IV ve V
177
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
M
14. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta- A) Benzer araştırmaların benzer sonuçlar verdiğini vurgu-
A
dır? lamaktadırlar.
L
A) Nitelikli sanat eseri sayısında belirgin bir düşüş olma-
B) Farklı olguların benzer yönlerini pekiştirmeye çalış-
sından
maktadırlar.
B) Edebiyatın ve romanın popüler kültür malzemesi hâline
C) Farklı görüşleri çeşitli kavramlar kullanarak anlatmak-
gelmesinden
tadırlar.
C) Son zamanlarda romanların sinemaya fazlaca uyarlan-
masından D) Aynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almakta-
dırlar.
D) Bilinçli eleştirmen ve düzeyli edebiyat ürünlerinin olma-
masından E) Farklı olayları benzer örneklerle kanıtlamaya çalışmak-
E) Romanların güncel olaylara kayıtsız kalmasından tadırlar.
178
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. (I) Tüccar Şevket Efendi’nin kızı Zehra, çocukluğundan 20. Geçmişinizin üzerinde durup düşündüğünüz her an, gele-
beri kıskanç yaratılışının acılarını çekmiştir. (II) Genç kız, ceğinizden çalıyorsunuz demektir. Dikkatinizi sorunlarınıza
Şevket Efendi’nin Asmaaltı’ndaki mağazasında kâtip olan odaklayarak geçirdiğiniz her dakika, çözüm üretme süreni-
Suphi’yle babasının isteğiyle evlenir. (III) Birbirine bağlı zi eksiltiyorsunuz. Dahası başınıza hiç gelmemiş olmasını
olan çiftin arası, eve yardımcı olur düşüncesiyle, Suphi’nin arzuladığınız şeyleri düşünmek, aslında yaşamınızda ger-
annesi Münire tarafından cariye Sırrıcemal’in alınmasıyla çekleşmesini arzuladığınız şeylerin önüne set çekmektir.
bozulur. (IV) Suphi, Zehra’nın bunaltıcı kıskançlıklarından Zamansızlık gerçeğinde bütün gün düşündüklerinize dönü-
dolayı genç ve güzel cariyeye gönül verir. (V) Sırrıcemal ile şeceğiniz bilgisine dayanarak eğer yaşadığınızı ikinci kez
Bakırköy’e taşınan Suphi’den intikam almak isteyen Zehra yaşamak istemiyorsanız geçmişteki olaylar ya da hatalar
ise Ürani adlı bir Rum kadınını Suphi’ye musallat eder. için endişelenmenin hiçbir anlamı yoktur. Bunun yerine far-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinden kındalığın ve aydınlanmanın yeni bir boyutuna ulaşmak için
sonra “Zehra, Sırrıcemal’i çok kıskanmakta ve öfkeli tavır- geçmişinizden çıkardığınız dersleri kullanın.
larıyla Suphi’yi kendisinden soğutmaktadır.” cümlesi geti- Aşağıdakilerden hangisi bu parçada vurgulanan dü-
rilebilir? şüncelerden biri değildir?
A) I B) II C) III D) IV E) V A) Hatalarından ders alanlar, geçmişteki hatalarını tekrar-
lamazlar.
B) Geçmişteki hatalara takılıp kalmak, çözüm üretme
enerjisini yok eder.
C) İnsan, başına gelen kötü şeyleri düşünüp duracak
kadar geniş bir zamana sahip değildir.
18. Eğitimli, öğrenimli insanlar; kitapların içindekileri okuyan- D) Hayatını geçmişin güzel olaylarının üzerine bina eden-
lardır. Düşünürler, dâhiler ve dünyayı aydınlatıp insan so-
ler, mutlu ve başarılı olur.
yunun ilerlemesine katkıda bulunmuş olanlar ise doğrudan
E) İyi şeyler yaşamayı hayal etmek yerine bunun için
tabiat katından yararlananlardır. Çünkü ancak onlar, kendi-
çabalamak gerekir.
lerine vergi kişisel özellikleriyle yeni şeyler keşfedip insanlı-
ğın medeniyet duvarına yeni bir tuğla koyabilir.
179
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
İ
L 3. Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag-
G raf hangi cümleyle başlar?
İ
A) III B) IV C) V D) VI E) VII
2. Tüm sanat yapıtları, alıcısıyla ya da hitap ettiği kitleyle bu-
luştuktan sonra yaratıcısının malı olmaktan çıkar. Şiir; ona
S
A
ihtiyacı olan herkesindir artık. Üstelik şiir, artık yeni anlam-
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
180
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. İzmir’in yanı başında insanoğlunun sürekli neden olduğu 7. Beyin kabuğu, altı tabakadan meydana gelir ve kalınlığı
sorunlarla boğuşan ve bu sorunların üstesinden gelerek 1-4 milimetre kadardır. Beyin kabuğunun çeşitli bölümle-
her daim ayakta kalmaya çalışan bir sulak alan var: Gediz ri, duyu organlarımızdan gelen çeşitli iletileri alır. Duyma,
Deltası. Ben kuş gözlemlemek için genellikle bu cesur ala- görme, işitme, tatma, dokunma duyuları beyin kabuğunda
na giderim ve Gediz’e doğru yol alırken aklımda Gediz’in belirli yerlere gelir. Görme merkezi art kafa lobunun ka-
güneydoğusunun hep bildik görüntüsü olur. Oraya yakla- buğudur. Duyma merkezi, şakak lobunun kabuğundadır.
şırken bu görüntü daha da netleşir beynimde ve bir kor- Dokunma duyumunun beyin kabuğu tarafından alınması
ku kaplar içimi. O “büyük gerçekle” yüz yüze gelmekten, başka şekilde olur. Beyin kabuğunda vücudumuzun her
tekrar o gerçeği görmekten korkarım. Güneydoğu Gediz’e noktasıyla ilgili ayrı bir yer vardır. ----.
vardığımda korkularımda haklı olduğumu bir kez daha gö-
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getiril-
rürüm. Her şey bıraktığım gibidir, hiçbir şey değişmemiştir. melidir?
Molozları, deltanın ortasındaki binaları, kuşların hayatta
A) Vücudumuzun neresine dokunulduğunu bu sayede
kalmak için çırpınışlarını, sağlı sollu geçen arabaların del- anlayabiliriz
tayı fark etmeden geçişini, insanların deltanın üzerine inşa
B) Beyincikteki sinirler bir gövdeden dal budak salan
edilen alışveriş merkezine heyecanla gittiklerini görürüm.
ağaca benzer
Her yer, insanoğlunun Gediz’e açtığı savaşın kalıntılarıyla
C) Beyin kabuğunun altında kalan kısmın omurilikle ilgisi
doludur.
vardır
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi D) Beyin kabuğunun kırılmasıyla beyinciği zarar görmüş
söylenemez? bir insan dengede duramaz
A) Birinci kişili anlatım vardır. E) Beyin kabuğunun bir kısmı vücudumuzun kaslarına
B) Eleştirel bir tutum vardır. emir gönderir
181
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. I. ---- 11. Dünyada üretilen gıdaların %30 gibi önemli bir bölümü-
II. Bu yüzden çevreye zarar vermeyen yeni ve temiz nün israf edildiği bilinmektedir. Buna karşın 820 milyon
insan yiyecek bulamıyor. Bu rakamların aşağı çekilmesi
enerji kaynakları çoğaltılmaya çalışılıyor, bu kay-
için çeşitli araştırmalar yürütülüyor. Gıda israfı tek bir
naklar arasında Güneş, su, rüzgâr, dalga, gelgit gibi
nedenden kaynaklanmadığı için farklı alanlarda çalışmalar
temiz, sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynakları
yapılması gerekiyor. Google tarafından yaklaşık üç yıldır
bulunuyor. sürdürülen çalışmada bir dizi proje geliştirilmiş. Bu pro-
Aşağıdaki metinlerden hangisi I numaralı parça yapı- jelerin pratikte ne kadar faydalı olacağı bilinmiyor ancak
lırsa I. parça neden II. parça sonuç ilgisiyle birbirini yapılan israf göz önüne alındığında bu alanda daha fazla
tamamlamış olur? çalışmanın yapılması ve özellikle yeni teknolojilerden
faydalanılması gerektiği açık. Ülkemizde de gıda israfını
A) Ülkemizde ilk rüzgâr çiftliği 1998 yılında İzmir’in Çeş- engellemeye yönelik çeşitli çalışmalar ve kampanyalar
me ilçesinde kurulmuştur. Bunun dışında çeşitli illerde yürütülüyor.
rüzgâr çiftlikleri vardır. Rüzgâr çiftliklerinin sayısı ve ve-
Bu parçadan hareketle dünyadaki gıda israfı ile ilgili
rimliliğini artırmaya yönelik çalışmalar hızla sürmektedir.
aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
B) Rüzgâr çiftlikleri, birçok türbinin bir araya gelmesiyle
A) Azaltılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
oluşan, bir şehrin elektriğini karşılayabilecek yerlerdir.
B) Yeni teknolojilerle azaltılabileceği düşünülmektedir.
C) Ülkemiz, yer altı ve yer üstü kaynakları bakımından çok
zengin bir ülke olmasına rağmen enerji kullanımında C) En kapsamlı çalışma, Google tarafından yapılmıştır.
dışarıya bağımlılığı henüz yenememiştir. D) Nedenlerinin çeşitli olduğu düşünülmektedir.
D) Güneş, Dünya’nın farklı bölgelerini farklı oranda ısıtır. E) Elde edilen gıdaların önemli bir kısmını içermektedir.
Karalar ve denizler arasında sıcaklık farkları oluşur. Bu
sıcaklık farkları da basınç farklarına neden olur. Bu da
rüzgârı oluşturur ve rüzgâr enerjisi, türbinler yardımıyla
elektrik enerjisine dönüşür.
182
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13 - 14. soruları aşağıdaki parçaya göre 16 - 17. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.
Dövene elsiz gerek Ben bir şeyi deneyecek cesaretim olmasını ve belki so-
Sövene dilsiz gerek nunda başarısızlık yaşamayı, o şeyi hiç denememiş ol-
Derviş, gönülsüz gerek maya tercih ederim. Rahat, güvenli ancak vasat bir yaşam
sürmektense görünürde imkânsız olanı denemeyi tercih
Sen derviş olamazsın
ederim. Gerçek yaşam başarısının özü budur. Heredot’un
söylediği gibi “Asil bir cesaretle öngördüğümüz kötülükle-
rin yarısıyla karşı karşıya gelme riskine girmek, olabilecek
şeylerin korkusuyla korkakça kayıtsız kalmaktan daha iyi-
dir.” Booker T. Washington da bu konuda “Başarının kişinin
13. Yunus Emre’nin 13. yüzyıldan beri bilinen bu dörtlüğü- hayatta ulaştığı yerle değil, başarmaya çalışırken üstesin-
ne göre derviş olmanın koşulları arasında, den geldiği engellerle ölçüldüğünü öğrendim.” demiştir.
I. Her şeye incinmemek
II. Kin gütmemek
III. Kültürlü olmak
IV. Alçak gönüllü olmak
V. Tembel olmamak
183
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
18. Yazarların ilk eserlerinin bazı eksiklikler veya kusurlar ta- 20. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Başarısız olmak istemi-
şıması olağan karşılanır. (I) Hatta bir yere kadar, başarısız yorsan projeni bitirene kadar açıklama çünkü dış enerji,
olması bile hoş görülür. (II) Yeter ki yazar, başladığı yerde hedeflerinden seni saptırır, unutma hiç kimse üzerine
kalmasın, durmadan gelişip ilerlesin. (III) Gelgelelim böyle yoğunlaştığın bir proje ile ilgili senin yaşadığın duygusal
bir görüşü Nezihe Meriç’e uygulamak zor çünkü o, daha ilk ve düşünsel süreci yaşamamıştır.” düşüncesine uzak
düşmektedir?
kitabıyla belli bir nitelik düzeyinin üstünde durur. (IV) Daha
doğrusu, acemice yazılmış bir eser değildir; bundan dola- A) Cemil Meriç’in “Benim yazarlıkta çıraklık dönemim,
yı çıkar çıkmaz büyük övgülerle karşılanır. (V) Söz gelişi hiç olmamıştır. Ben yazarlığa doğrudan bir dev olarak
şu övgüdeki gerçek payı büyüktür: Nezihe Meriç, ustalığı adım attım.” şeklinde bir sözü vardır. Bu övünmede
daha genç yaşında yakalamış seçkin bir yazar, zaman za- haklıdır. Çünkü görme yetisini kaybedene kadar oku-
man insanı ürkütecek kadar usta… yan, Batı’nın ve Doğu’nun külliyatlarını irdeleyen Cemil
Meriç, yazar olma arzusunu gizli gizli büyütmüş bir
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine “Boz- şahsiyettir.
bulanık, onun ilk eseridir ama acemilik ürünü değildir.”
B) Bugün bir hazine olarak görülen Tutunamayanlar
cümlesi getirilirse dil ve düşünce akışında bir bozulma
romanını Oğuz Atay, yıllar yılı hummalı bir çalışmayla
olmaz? oluşturmuştur. Bu romanın mevcut roman anlayışların-
A) I B) II C) III D) IV E) V dan çok farklı olduğunu biliyor ve eleştirilere, tepkilere
maruz kalacağını seziyordu. Defalarca yayıncıların
kapıyı kapatmasına ve romanı basmamasına rağmen
19. I. Bilmem bilir misiniz, kültürün güzel bir tarifi vardır: romanın bütünlüğünü bozmadan romanının basılacağı
“Kültür, insanın okuduklarını unuttuktan sonra kalan ve anlaşılacağı günü bekledi. Eğer yol göstericilere
şeydir.” Hani hepimiz mekteplerde bize birtakım işi- kulağını açsaydı yolunu kaybederdi ve biz de o güzel
mize yaramayacak bilgiler öğrettikleri için kızarız ya. romandan mahrum kalırdık.
Gerçekten mektep sıralarında okuduğumuz, imtihan C) Emmanuel Kant, insanların sıradanlıktan kurtuluşu ve
vermeye mecbur olduğumuz, “Bunlara ne lüzum sıra dışı başarılara imza atması için akıllarını belirledik-
var?” diyerek sinirlendiğimiz dersler, kültürün bu tari- leri amaç doğrultusunda ve iradeleri yolunda kullanma-
fine göre, öğrendikten sonra unutmamız lâzım gelen larını öğütler. Sonra da ekler: Bir kaos ortamında kendi
şeylerdir. Ama bütün o bilgileri hazmedip tamamen yönünü saptayamadan onun bunun aklıyla hareket
eden kişi dış olayların akışı içinde rastgele sürüklenir.
unuttuğumuzu zannettiğimiz zaman bizde kalan şey
kültürümüzü teşkil edecektir. D) Blaise Pascal, “Akıl veren çoktur, akıl yoktur.” özde-
II. Bir toplumun tarihsel süreç içinde ürettiği ve kuşaktan yişiyle gerçekte boş sözlerle akıl vererek mantığını-
zı alabora etmeye kalkanlarla yapmayı planladığınız
kuşağa aktardığı her türlü maddi ve manevi özellikle-
şeyleri paylaşıp tartışmaya açmanızın gereksizliğini
rin bütününe kültür denir. Kültür sözcüğü bir kimsenin
B vurguluyor.
herhangi bir alandaki bilgisini veya genel bilgi düze-
İ E) Mehmet Akif, zorlu yıllarda en büyük kaosların anaforu
yini göstermek için de kullanılır: Geniş tarih kültürüne
L yaşanırken bile pes etmemiş, Millî Mücadele’nin başa-
sahip bir komutan, kültürlü insan, kültürsüz adam gibi. G
Bunun anlamca daha kapsamlı olanı, eğitim–öğre- rıya ulaşması için var gücüyle çalışmış ve toplu vuran
İ yürekleri topun sindiremeyeceğini dile getirmiştir.
tim ve tecrübe yoluyla edinilen yüksek bilgi ve zevk
düzeyini, aydın yaşayış tarzını anlatır: Kültürlü aile,
S
kültürlü çevre gibi. A
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
söylenebilir? M
A
A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediklerini kanıt- L
lamaktadırlar.
184
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
185
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Televizyon kelimesi ilk olarak 1900’de Evrensel Paris Fu- 7. Sanatsal bir çalışmada zihinsel bir etkinlik, bir esin, bir ye-
arı’ndaki bir konferansta kullanıldı. “Tele”, uzak demekti; teneğin yanında bir emek söz konusudur. Sanat bir bakıma
“vizyon” ise görüntü. Televizyon, uzak görüntü anlamına görmeyi bilmektir. İngiliz sanat eleştirmeni J. Ruskin “Yüz
geliyordu. 1925, 1935 ve 1937 yıllarındaki deneme yılla- insandan bir insan düşünmeyi biliyorsa görmeyi bilen bin-
rının ardından 1949 yılında bugün var olan TV yayınları de birdir.” der. Sanatçı başkasının görüp de hissetmediğini,
başladı. Sinemanın yerini ve fonksiyonunu da zaman içe- bilip de dile getiremediğini gösteren, hisseden, hissettiren
risinde üstlenmeye başlayan TV, edebiyat ve iletişimin kişidir. Sanatın işlevsel yanıdır bu. Yazınsal ürünlerin de
yeni boyutlarını gündeme getirdi. Televizyon yayınlarının böyle bir işlevi vardır. İç sıkıntısını Baudelaire’den, cimriliği
adım adım gazete, radyo, sinema gibi üç iletişim aracının Balzac’ın Eugenei Grandet’sinden, Ege açıklarını Halikar-
imkânlarını tek bir araca toplaması gibi bir fonksiyon yük- nas Balıkçısı’ndan öğrenebilir okuyucu.
lendiğini gözlemledik.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden
Bu parçadan televizyonla ilgili aşağıdaki yargılardan yararlanılmamıştır?
hangisine ulaşılabilir?
A) Tanık gösterme B) Tanımlama
A) Televizyon en eski kitle iletişim aracıdır; diğer kitle
iletişim araçları, onun yöntemlerinden ilham alınarak C) Örnekleme D) Açıklama
oluşturulmuştur. E) Benzetme
B) Televizyonun iletişim ve sanat alanında oluşturduğu
tekelleşme, sinemanın gerilemesine yol açmıştır.
C) Televizyon, süreç içerisinde diğer iletişim organlarının
olanaklarını kullanarak onların işlevlerini de bünyesin-
de toplamıştır.
8. Her sanat eseri, öyle ya da böyle bir gerçeğe yaslanır. Yani
D) Televizyon; gazete, radyo gibi kitle iletişim araçlarının
bir malzemedir gerçek ama sanat eserinin kendisi değil-
yerini alsa da sinemayla edebiyatın özel konumunu yok
dir. Sanatçı; onu alır, özümser, sanata özgü bir gerçekliğe
edememiştir.
dönüştürür, düş kurar ve yaratıcılığını konuşturur. Sanatın
E) Televizyon, diğer kitle iletişim araçlarının ticari faaliyet- güzel duyusal (estetik) yanı da işte buradan gelir.
lerine zarar vermiş ve o alanlara yatırım yapılmasını
önlemiştir. Bu parçada sanata sanatsal değerini kazandıran hangi
unsura vurgu yapılmıştır?
C) Yalınlık D) Duruluk
B E) Üslup gücü
İ
L
G
İ
6. Gülten Akın şiirinde ikinci dönem 1970’ten sonra başlar:
1970’li yıllar boyunca yayımladığı dört kitapta (Kırmızı Ka- S
ranfil, 1971; Maraşın ve Ökkeşin Destanı, 1972; Ağıtlar ve A 9. Çok sevdiğim bir şiiri birinci veya ikinci okumada ezberler-
R ken sevmediğim nice şiiri on kere de okusam ezberleye-
Türküler, 1976; Seyran Destanı, 1979) toplumcu çizgiyi be-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M memişimdir.
nimsemiş bir şair görürüz. Fakat Gülten Akın, en toplumcu
A
yapıtlarında bile şiirden slogana savrulmamış, incelikli şiir Bu cümle aşağıdaki yargılardan hangisini kesin olarak
L
çizgisini bozmamıştır. içermektedir?
Bu parçadaki altı çizili söz ile Gülten Akın’ın şiirlerinin A) Çok sevdiğim bir şiiri daima bir okuyuşta ezberlemişim-
hangi yönüne vurgu yapılmıştır? dir.
A) Toplum için sanat yaptığına B) Bir şiiri çok sevmişsem mutlaka ezberlemişimdir.
B) Şiirde mesajı önemsemediğine C) Sevmediğim şiirleri ezberlemeye hiç çalışmamışımdır.
C) Estetik düzeyi her zaman koruduğuna D) Defalarca okuduğum hâlde ezberleyemediğim şiirler
D) Kendine özgü bir şiirinin olduğuna olmuştur.
E) İmgeli ve mecazlı şiiri sevdiğine E) Belirli konuları işleyen şiirler, daha kolay ezberlenebilir.
186
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
12. Herkes için geçerli olan bir belirleme yapamam ama beni
10 - 11. soruları aşağıdaki parçaya göre eleştirecek, yargılayacak, şiirlerime değer biçecek birinin
cevaplayınız. her şeyden önce bilgili, donanımlı olmasını isterim. Son-
ra kılı kırk yaran, hassas bir yapıya sahip olmalı. Ama her
şeyden önce de adil ve vicdanlı olmalı. Klişe sözlere gerek
yok. Adaletli olmak her şeyin başında geliyor. Nesnellik-
Deneme, bir bakıma yazı yoluyla düşünce üretimidir. De- miş, ön yargısız olmakmış bunların hepsi adil bir insanın
nemenin geniş konu alanları, üslup esnekliği yazana geniş olağan tavırlarıdır.
olanaklar tanır. Çağımızda romanda bile denemenin ola-
naklarından yararlanıldığı görülüyor. Bu, denemenin klasik Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine bir yanıt ol-
deneme anlayışına göre alan genişlettiğini gösterir. Bun- mak üzere yazılmıştır?
dan dolayı, kökleşmiş kurallarıyla deneme sayılabilecek A) Sizce eleştiri nedir?
yazı sayısı pek fazla değildir. Onun yerine eleştirel deneme B) İyi bir eleştirmen nasıl olmalıdır?
diyebileceğimiz daha çok makalenin sınırlarını zorlayan C) Eleştirmenle sanatçı ilişkisi nasıl olmalıdır?
kanıtlayıcı bir yazı türünün yaygınlaştığını söyleyebiliriz.
D) Kimse eleştirmenliğe soyunmak istemiyor, neden?
E) İyi bir eleştirmenin işlevi ve sanata katkısı konusunda
neler söyleyebilirsiniz?
187
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
14. I. Nebil Fazıl Aslan, garip bir tesadüf sonucu ele geçirdi- 16. (I) “Ne ekersen onu biçersin.” diye çok güzel, çok derin,
ği eski okul defterine el yazısıyla yazılmış müsvedde çok doğru bir atasözümüz vardır. (II) Yani herkes, kendi
hâlindeki bir roman üzerinde çalıştı. yapıp ettiklerinin sonuçlarıyla karşılaşır şeklinde dolaylı bir
II. Dolayısıyla roman, tarihî dönemlerin özgün belgelerin- öğüt içerir. (III) Nitekim insan tembellik yapmışsa başarıyla,
dendir, ne yazık ki bu eserin sadeleştirilerek yayımlan- cimrilik yapmışsa cömertlikle, zalimlik yapmışsa şefkatle
masıyla biçem gibi önemli bir edebî boyut tırpanlanmış karşılaşmaz. (IV) Buna karşılık çalışan başarıyla, cömert
oldu. insan bollukla, sevgisini paylaşan insan da dostlukla karşı-
laşacaktır. (V) Dostluğun tohumu vefadır, vefanın olmadığı
III. Çünkü roman, belli bir tarihî dönemin ürünüdür ve o
yerde dostluğun bahçesi kurur. (VI) Vefadır yeşerten sevgi
dönemin gelenek, görenek, yaşama ve duyma biçim-
ve dostluk çiçeğini. (VII) İyi gününde, kötü gününde yanın-
leri, davranış tarzları gibi pek çok özelliğinin yanında
da olmayı bilmeyen birinin, ufacık bir zorlukta kaçıp gidenin
biçemini de yansıtır.
senin dostluk bahçende bir işi olamaz, olmamalıdır.
IV. Aslan, adı şimdiye kadar pek duyulmamış Selma
Rıza adlı bu Türk kadın yazarın müsvedde hâlinde Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci parag-
kalmış ve hiç yayımlanmamış olan Uhuvvet adlı roma- raf hangi cümleyle başlamalıdır?
nını yeni harflerle ve sadeleştirilmiş şekliyle Kültür A) II B) III C) IV D) V E) VI
Bakanlığı tarafından yayımlanmasını sağladı.
V. Ancak eser, sadeleştirilmeden kendi özgün dili ve
biçemiyle yayımlanmış olsaydı daha yararlı ve edebi-
yat tarihi açısından daha değerli olacaktı.
A) I B) II C) III D) IV E) V
kileyen”, hangi romanın “etkilenen” olduğu saptanamamış- M olan hastalığı ve mektuplaşmalarla, sayıklamalarla, vicdan
tır. (III) Her şeyden önce çok acıklı bir roman olan Zavallı A azaplarıyla ilerleyen bu romanda Halide Edip, otobiyografik
Necdet’ in olay örgüsü Eylül ’ü çok andırmaktadır. (IV) Evli L ögelere çokça yer verir.
kadına âşık olma, evliliğinde mutsuz olan kadın ve musi-
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi
kinin yaklaştırdığı iki insan gibi benzerlikler, dikkat çekici
getirilmelidir?
unsurlardır. (V) Necdet, Meliha ve kocası İbrahim Şemsi
birçok eleştirmene göre Eylül’ ün kahramanlarını anımsat- A) kocası onu çok sever.
maktadır. B) Handan, Avrupa’da yaşamak istemez.
188
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
18. Aziz Sancar, 8 Eylül 1946’da Mardin-Savur’da doğmuştur. 20. Reşat Nuri Güntekin; Yaprak Dökümü adlı romanında, dar
Sekiz çocuklu bir ailenin çocuğu olarak doğdu. İlk eğitimini gelirli bir memur ailesinin, değişen sosyo-ekonomik şartlar
Mardin’de tamamladı. Sancar, 1963 yılında girdiği İstanbul içerisinde ahlakî yönden çöküşünü, parçalanıp dağılışını
Tıp Fakültesini 1971 yılında bitirdi ve eğitim için ABD’ye anlatır. Romanda dikkati çeken en belirgin tema, aynı za-
gitti. Savur’da iki yıl doktorluk yaptı. Sonrasında Dallas’a manda eserin de adı olan “yaprak dökümü”dür. Ali Rıza
giderek Teksas Üniversitesinde Moleküler Biyoloji dalında
Bey, zengin bir baba olmadığı için çocuklarının tıpkı bir
doktora yaptı. Yale Üniversitesinde DNA onarımı dalında
ağacın yaprakları gibi birer birer dökülmesine seyirci kalır.
doçentlik tezini tamamladı. DNA onarımı, hücre dizilimi,
Oğlu Şevket, evli bir kadınla ilişki yaşar. Bu ilişki anlaşılıp
kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarına
devam etti. 1997 yılından bugüne Amerika Birleşik Dev- kadın, kocası tarafından terk edilince Şevket bu kadınla
letleri North Carolina-Chapel Hill’de North Carolina Üni- evlenmek zorunda kalır. Büyük kızı Fikret, kardeşleriyle iyi
versitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümünde görev yapan geçinemez, yaşadığı cehennem hayatından kurtulmak için
Prof. Sancar, yazmış olduğu 300’e yakın bilimsel makale elli yaşında, karısını bir süre önce kaybetmiş, üç çocuklu
ve bu makalelere yapılan 12 binden fazla atıfla, bilimsel bir adamla evlenir ve Adapazarı’na gider. Ali Rıza Bey’in
araştırmada eşine az rastlanır bir başarıya imza attı. 33 dördüncü çocuğu olan Necla, önce ablasıyla nişanlanan
kitap yayımladı. İstanbul Tıp Fakültesini bitirdikten sonra fakat sırf eski arkadaşlarıyla yolda karşılaşıp konuştuğu
yurt dışında yaptığı çalışmalarla Amerikan Ulusal Bilimler için ablasına hakaret edip onu terk eden, küstah, ahlâksız
Akademisine kabul edilen Sancar, buraya kabul edilen üç bir adamla evlenir. Necla, çok zengin olduğunu düşündü-
Türk’ten biri olmuştu.
ğü bu adamla içinde yaşadığı yoksulluktan kurtulmak, lüks
Bu parçada Aziz Sancar ile ilgili olarak aşağıdakilerden ve rahat bir şekilde yaşamak hayaliyle evlenir, Suriye’ye
hangisine değinilmemiştir? gider. Ali Rıza Bey’in üçüncü çocuğu olan Leyla ise evli ve
A) Farklı üniversitelerde görev aldığına çocuk sahibi bir avukatla metres hayatı yaşar. Ali Rıza Bey,
B) Çok sayıda bilimsel yazı yazdığına bu çirkin olayı duyunca Leyla’yı evden kovar.
C) Farklı alanlarda çalışmaları olduğuna Bu parçada Yaprak Dökümü ile ilgili olarak hangilerin-
D) Yaptığı çalışmalarla kanseri yendiğine den söz edilmemiştir?
E) Türkiye’nin yetiştirdiği önemli isimlerden olduğuna I. Adının veriliş öyküsünden
II. Kahramanların özelliklerinden
19. 1857’de dünyaya gelen Elwood Haynes’in kartviziti bir hayli
III. Okuyanda bıraktığı etkiden
kalabalık. Amerikalı mucit, metalürjist, girişimci, sanayici...
Mutfakta otomobil üretmeye ve evi darmadağın etmeye yö- IV. Yazarın diğer romanlarından ayrılan yönlerinden
nelince eşi ona bir daha mutfağa girmemesi konusunda ül-
A) l ve II B) II ve IV C) Yalnız III
timatom vermiş. Ama Haynes yılmamış ve ABD’nin ilk seri
üretim otomobili olan “Pioneer’i” üretmiş. Ürettiği otomobili D) III ve IV E) Yalnız IV
müşterisine teslim etmek için 1600 km direksiyon sallamış. B
Çünkü New Yorklu doktor müşterisi, dayanıklılığı kanıtlan- İ
mayan bir otomobil almak istemediğini söylemiş. Arada L
yağmurlara da maruz kalan Haynes 1 ay ve 1600 km sonra G
doktora otomobili teslim etmiş. ABD’de otomobille yapılan İ
ilk uzun seyahate de böylece imza atan Haynes; yağmura,
güneşe, rüzgâra maruz kalmasının yönlendirdiği çözüm
S
arayışıyla birlikte bundan sonraki üretimlerinde otomobile
A
tavan takmaya başlamış. Bu da gerçek bir otomobilin alt-
R
yapısını ve tasarımını yapmasını sağlamış. TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
Bu parçadan Haynes ile ilgili aşağıdakilerden hangisi- A
ne ulaşılabilir? L
A) Uygulama sırasında ortaya çıkan sorunları aşmak için
yeni bir buluş ortaya koymuştur. 21. Yunus Emre 13. yüzyılı aşıp gelen sesiyle Türkçemizin ta-
dına tat katmıştır.
B) Teorik bilginin pratiğe dönüşümünü tam olarak gerçek-
leştiremediği için yakın çevresinden destek görmemiş- Bu cümlede Yunus Emre’nin hangi yönü vurgulanmış-
tir. tır?
C) Çok yönlü bir kişiliğe sahip olduğu için çok farklı alan-
A) Sadeliği B) Duruluğu
larda icatlar yapmıştır.
D) Yakın çevresine kendini kanıtlamak için hırslanmış ve C) Etkileyiciliği D) Akıcılığı
icatlarına hız vermiştir. E) Kalıcılığı
E) Rekabetçi bir kişiliğe sahip olması onun birçok alanda
lider olmasını sağlamıştır.
189
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Coccinellidae türü böcekler, halk arasında uçuç böceği, Bir kütüphane, çok geniş olabilir fakat düzensiz ise küçük
gelin böceği, uğur böceği gibi isimlerle bilinirler. Uğur ama derli toplu bir kütüphane kadar kullanışlı ve yararlı de-
böceklerinin büyük bir kısmı renklidir. Üst kanatları kır- ğildir. Benzer şekilde bir insan çok büyük bir bilgi yığınına
mızı ya da sarı üzerine siyah noktalı desenlidir. Tropikal sahip olabilir fakat kendi kendisine üzerinde düşünerek bu
iklimlerde mavi ve yeşil renklilerine de rastlanır. Genellikle bilgiyi işlememişse bu bilgi, üzerinde tekrar tekrar ve uzun
dut, kayısı vb. meyvelerin üzerinde bulunan bu böcekler, uzadıya düşünülmüş çok daha küçük bir bilgi miktarından
yararlı böceklerdir. Larvaları ve erginleri yaprak bitlerini daha kıymetsizdir. Üzerinde çalışılmış bilgi istiridye içinde-
yediklerinden biyolojik mücadelede kullanılır. Bu böcekler; ki inci misali değer kazanır.
iyi uçarlar, rahatsız edildiklerinde yere düşerler ve çok defa
bacaklarını vücuda toplayarak ölü taklidi yaparlar. Kışı
birçoğu bir arada ergin olarak geçirirler. İlkbaharda yumur-
talarını yaprakların altına ya da kabukların yarıklarına bıra-
kırlar. Larvaları yumuşak derili, çok defa renkli desenli, çok
hareketlidir. Genellikle dört defa deri değiştirirler. Gelişme
süreleri 30-60 gündür. Bugün dünya üzerinde 490 cins
ve 4200 civarında türü tanımlanmıştır. Avrupa, Kafkasya,
Sibirya, Küçük ve Doğu Asya’da yaygındır. Türkiye’de de 3. Bu parçanın anlatımında,
bulunmaktadır. I. İlişki kurma
II. Öyküleme
III. Benzetme
1. Bu parçaya göre uğur böcekleri ile ilgili aşağıdakiler-
IV. Tanımlama
den hangisine değinilmemiştir?
V. Karşılaştırma
A) İyi uçan bu canlıların zararsız bir tür olduğuna
B) Üremelerinin bahar mevsiminde gerçekleştiğine tekniklerinden hangisine örnek gösterilemez?
B
C) Çok fazla çeşidi bulunan bu canlıların sadece sıcak İ A) I ve II B) II ve IV C) II ve III
iklimlerde görüldüğüne L D) III ve V E) IV ve V
D) Bulundukları ilkime göre renklerinin farklılık gösterebil- G
İ
diğine
E) Toplum tarafından farklı isimlerle de bilindiklerine
S
A
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
2. Bu parçadan hareketle uğur böcekleri ile ilgili aşağıda- A 4. Bu parçada vurgulanan asıl düşünce aşağıdakilerden
kilerin hangisine ulaşılabilir? L hangisidir?
A) Gelişim süreleri iki ayı bulan bu canlıların genellikle A) Bilginin çokluğu değil özümsenmiş ve düzenli olması
birden fazla deri değiştirdiklerine önemlidir.
B) Tehlike anında renk değiştirerek ölü taklidi yaptıklarına B) Bilgiye ulaşmak değil onu korumak daha önemlidir.
C) Dünya üzerinde çok sayıda bulunan bu canlıların her C) İyi bir kütüphane düzenli olmasından belli olur.
kıtada bulunmadıklarına D) Kitapların doğru sınıflandırılması kullanımı kolaylaştı-
D) Kırmızı ve sarı renkte olanlarının kışı daha kolay geçir- rır.
diklerine E) Bilgili olmak değil bilgiye ulaşılacak yolları bilmek
E) Bu türe ait canlıların en fazla dut ve kayısı yaprağını önemlidir.
tükettiklerine
190
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) I B) II C) III D) IV E) V
5. Bu parçada karşı çıkılan düşünce aşağıdakilerden han- 8. Bir dergiye yazdığı ilk hikâyesini göndermek isteyen öğren-
gisidir? cinin hikâyesi şöyle başlıyordu:
A) İnsanların özgürlüklerinin kısıtlanmasının gerektiği “Gideceği yere varmasına yaklaşık 1 km kalmıştı ama çok
yorulmuştu. Güneş, çok kısa süre sonra batacaktı. Güneş
B) Sahne sanatçılarının her davranışlarının onaylanması
batmadan hedefine varması imkânsızdı. Tren yolu köprü-
gerektiği
sünün altına varmıştı. Doğudan batıya bir yük treni geçti.”
C) Doğallık adına her türlü sınırlamadan vazgeçilebileceği
Öğrenciye verilen tavsiye: “- - - - .”
D) İnsanların doğal davranışlarının kınanabileceği
B Edebiyat öğretmeninin tavsiyesinden sonra öğrenci aynı
E) Kültürel değerlerin modern olmak adına yok sayılabile-
İ cümleleri aşağıdaki gibi değiştirir:
ceği
L “Gideceği yere 1 km civarında mesafe vardı daha. Güneşin
G batmasına ramak kalmıştı. Karanlık, onun için korku
İ demekti; karanlıkta saldırıya uğrayacakmış gibi korkardı.
Güneşin batmasını istemiyordu, heyecanla tren yolu köp-
S rüsüne doğru ilerledi. Doğudan batıya doğru giden yük
A treninin gürültüsü, tedirginliğini kesintiye uğrattı.”
R Bu parçadan hareketle öğrenciye verilen tavsiye aşa- TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
6. Bu parçanın anlatımında, M ğıdakilerden hangisi olabilir?
I. Tartışma A
L A) Kahramanınızın soyut varlığını devreye sokmanız,
II. Kanı değiştirme
onun daha iyi bir öykü kişisi olmasını sağlar
III. Tanık gösterme
B) Anlattığınız olaylarla olay kişisinin vermek istediğiniz
IV. Betimleme özellikleri arasında mantıksal tutarlık olmalı
V. Alaycı anlatım
C) Mecazlarla dolu bir dil yerine yalın, duru ve doğal bir dil
niteliklerinden hangileri yoktur? kullanarak da özgün olabilirsin
191
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
192
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
15. 2020, her şeyi evde yapmanın popüler olduğu bir yıl oldu.
13 - 14. soruları aşağıdaki parçaya göre Omni One adlı cihaz, evde spor yapmaya eğlenceli bir
cevaplayınız. yaklaşım sunuyor. Omni One, koşu bandına benzer bir alet
olmakla birlikte aslında sanal gerçeklik destekli oyunların
oynanabileceği bir platform. Yelek, sanal gerçeklik gözlü-
ğü, oyun kolu ve ayakkabı gibi kendine has ekipmanlarla
1949 yılında İstanbul’da doğdu. 19 yaşında Cumartesi kullanılan cihaz; oyun içerisinde koşmak, zıplamak, ateş
Yalnızlığı isimli ilk öykü kitabı yayımlandı. İstanbul Üni- etmek gibi eylemleri fiziksel olarak yapmanızı sağlıyor. Bu
versitesi Hukuk Fakültesindeki eğitimini 1972’de yarım bı- durum hem sanal gerçeklik destekli oyunlardan daha çok
raktı. 1976’da Dostlukların Son Günü ile Sait Faik Hikâye keyif almanızı sağlıyor hem de bedensel olarak hareket
Armağanı’nı kazandı. 1977’de Her Gece Bodrum ile TDK hâlinde olduğunuz için bir nevi spor ihtiyacınızı da gide-
Roman Ödülü’nü aldı. Romanları ve öyküleriyle edebiyat riyor. Omni One, şık görünümü ve nispeten az alan kap-
çevresinde geniş yankılar uyandırdı. Yaşarken ve Ölürken lamasıyla ev kullanımına uygun. 2000 dolarlık bir fiyatla
1981’de Milliyet Sanat dergisince yılın romanı seçildi. Kırık satışa sunulacak cihaz, herkese uygun olmasa da bir süre
Bir Aşk Hikâyesi adlı senaryosu sinema yazarlarınca en sonra daha ucuza satılan benzerleri piyasaya çıkacaktır.
iyi senaryo ödülüne layık görüldü. Mavi Kanatlarınla Yalnız
Benim Olsaydın ile TYB Roman Ödülü’nü 1991’de aldı. Al- Bu parçadaki altı çizili ifadeyle
lahaısmarladık Cumhuriyet adlı oyunu, 1997’de Afife Jale I. Cihazın ev kullanımına uygun olması
ve Avni Dilligil ödüllerine layık görüldü. 2001’de Bu Yaz Ay-
II. Oyunların daha keyifli hâle getirilmesi
rılığın İlk Yazı Olacak yayımlandı ve 2002’de bu romanla
Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandı. Ayrıca Selim III. Oyuncuların oynarken hareket hâlinde olması
İleri 2003’te Uzak Hep Uzak denemesiyle Sedat Simavi
durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır?
Vakfı Deneme Ödülü’nü aldı. 2005’te İstanbul’un Sandık
Odası ile TYB Hatıra-Gezi Ödülü’nü kazandı. A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) II ve III
13. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söy- 16. (I) Küresel ısınmaya dikkat çekmek için ünlü İtalyan piya-
lenemez? nist Ludovico Einaudi, piyanosunu Kuzey Kutbu’na taşıya-
B
A) Dilin göndergesel işlevinden yararlanılmıştır. İ rak yüzen bir platformun üzerinde çaldı. (II) Haziran ayının
L ortalarına geldiğimiz zamandan beri nefes alamıyoruz,
B) Yalın bir anlatım söz konusudur.
G dünyanın birçok yerinde olduğu gibi bizde de birçok şe-
C) Anlatım, anlatılandan daha çok önemsenmiştir.
İ hirde sıcaklık 40 derecenin üzerinde. (III) Bu derece faz-
D) Açıklayıcı ve öğretici bir anlatımla oluşturulmuştur. la sıcak olmasının nedeni de hepinizin bildiği gibi küresel
E) Metnin kaynağı kurmaca bir dünya değil gerçektir. S ısınma ve buzulların erimesi. (IV) İstanbul, Denizli, Antal-
A ya, Diyarbakır ve daha birçok şehrimizde sıcaklık mevsim
R normallerinin çok çok üstünde seyrediyor. (V) Başka birçok TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M etkinlikle dikkat çekilen küresel ısınmanın en büyük tetikle-
A yicisi olarak ise fosil yakıtları ve kömür geliyor.
L
Bu parçadaki anlam akışını düzeltmek için aşağıdaki-
14. Bu parçadan kesin olarak çıkarılacak yargı aşağıdaki-
lerden hangisi yapılmalıdır?
lerden hangisidir?
A) I. ve IV. cümleler yer değiştirmeli
A) En çok ödül alan yazarımızdan söz edilmiştir.
B) II ve IV. cümleler yer değiştirmeli
B) Yazar, öykü ve roman dışında eser vermemiştir.
C) III ve IV. cümleler yer değiştirmeli
C) Ödüller, yazarı, yazma konusunda kamçılamıştır.
D) III ve V. cümleler yer değiştirmeli
D) Yazar, yazın dünyasında bir hayli ilgi görmüştür.
E) V. cümle I. cümleden sonra gelmeli
E) Yazar, hikâye ve romanlarında modernist teknikler kul-
lanmıştır.
193
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. (I) Öğretici metinler, kullanmalık metin olarak da adlandırı- 19. Ankara ili Altındağ ilçesi, Talatpaşa Bulvarı üzerinde
lır. (II) Yazar, bu tür metni oluştururken genellikle sözcük- bulunan Taceddin Dergâhı, İstiklâl Marşı’nın yazıldığı
lerin herkesçe kullanılan somut anlamlarından faydalanır. mekândır. Akif, Millî Mücadele’ye katılmak için Ankara’ya
(III) Bir başka deyişle metinde anlatılanlar, kurmacadan geldiğinde ev bulmak çok zor olduğundan dergâhın şeyhi
uzak, dönüştürülmemiş yani gerçek yaşamdaki nesneler, tarafından ikamet etmesi için Mehmet Akif’e tahsis edil-
olaylar, varlıklar, olgular veya durumlardır. (IV) Amaç bilgiyi mişti. Burası Akif’in dostlarını ağırladığı, ülke sorunlarının,
aktarmak olduğu için de kural olarak estetik değil doğruluk sanatın ve Millî Mücadele ile ilgili konuların konuşulduğu,
ön plandadır. (V) Bir anlamın okuyucuya iletilmesi görevini tartışıldığı ve bağımsızlık mücadelesinin odak noktaların-
yerine getiren metnin tekrar okunmayı gerektiren bir özelli- dan biridir. Bu açıdan da Taceddin Dergâhı önemli ve ha-
ği de pek bulunmaz. tırlanması, korunması gereken bir mekândır. Ancak dergâh
uzun yıllardır kendi kaderine terk edilmiş, bakımsız ve için-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisinden
de sarhoşların barındığı bir yer olarak kaldı. İlk olarak 1968
sonra “Keza ele alıp işlediği konular da somut olandan ay-
yılında, Ankara eski valisi ve senatör Ömer Naci Bozkurt
rılmayan bir özelliğe sahiptir.” cümlesinin getirilmesi dil
tarafından fark edilerek tamir ve tadilatı yapıldı. Şimdi ise
ve anlam bütünlüğüne uygundur?
Altındağ Belediyesi tarafından çevre düzenlemesi de yapı-
A) I B) II C) III D) IV E) V lıp güzel bir mekân hâline getirilmiştir.
18. Onlarca farklı disiplinde 450’ye yakın eser kaleme alan İbni
Sina’nın ünlü eseri Kitabüş Şifa tarihteki en eski bilimsel
ansiklopedilerden biridir. Doğal cisimler prensibi öğretisini,
Dünya’nın yapısını, var oluş ve yok oluşu, doğadaki etkin- B
liği ve edilgenliği, meteoroloji ve coğrafyayı, psikoloji, bota- İ
nik, zooloji, matematik, astronomi, müzik, felsefe ve mantık L
gibi disiplinleri kapsamaktadır. ---- Elini attığı her alanda G
örnek çalışmalar yapan bu ünlü bilim adamının diğer ünlü İ 20. Şimdiye kadar oynadığım hiçbir rol bana benzemiyor. Te-
eseri ise 14 ciltlik El Kanun Fit-Tıp tarihteki en etkili birkaç levizyonda da sinemada da durum böyle. Bu bir oyuncu
tıp kitabından biridir. 12. yüzyılda Latinceye çevrilen eser S için cennette olmak gibi. Ne kadar uzak, o kadar iyi. Ken-
17. yüzyıla kadar Avrupa’nın birçok üniversitesinde ders A dimi oynayacaksam niye oyuncu oldum? Başka birilerinin
kitabı olarak okutulmuştur. R hayatına bakma merakım olduğu için oyuncu oldum. Ve
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
194
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
21. I. 1939 yazında, Witold Gombrowicz adında genç bir 22. Bu parçadaki altı çizili sözün anlamı aşağıdakilerden han-
yazar, Polonya’dan bir gemiye binerek ülkesinin kül- gisidir?
tür elçisi olarak Arjantin’e doğru yola çıktı. “Bu iş uzun A) kesinlikle, mutlaka, katiyetle
sürmez, 22 ay sonra dönerim.” diye düşünüyordu, B) sanırım, galiba, herhâlde
haklı gerekçeleri de vardı: Edebiyat çevreleri tarafın- C) açıkça, besbelli, alenen
dan sevildiği söylenemezdi, fazla egzantrik ve başı-
D) tamamen, tümüyle, bütünüyle
na buyruktu. Kimsenin okumadığı sürrealist öyküler
E) ister istemez, mecburen, kaçınılmaz olarak
yayımlamış, bir oyun yazmıştı. Kültürel ortamdan
herhangi bir arkadaşı, koruyucusu, ahbabı yoktu.
Kısacası kültür elçisi olması arzu edilecek biri değildi.
II. Hayat tahminlere uymadı. Gemi Buenos Aires’e demir-
ledikten 1 hafta sonra Almanlar Polonya’yı işgal etti. Tek
kelime İspanyolca bilmeyen Gombrowicz’in kalmaktan
başka çaresi yoktu. 20 yıllık Arjantin sürgünü sırasında,
önce Ferdydurke’ü, ardından, Trans-Atlantic’ i yazdı.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Aynı konunun karşılaştırmalı durumlarını anlatmakta-
dırlar. 23. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki-
lerden hangisi getirilmelidir?
B) Aynı konunun farklı örneklerini sunmaktadırlar.
A) (I) Oynadığınız oyunların hepsinde rolünüzle bütünle-
C) Aynı olayın zıtlık bulunan iki yönünü yansıtmaktadırlar.
şiyor ve âdeta onunla kendi yaşamınızı canlandırıyor-
D) Aynı olayın benzer yönlerini anlatmaktadırlar. sunuz, bu doğallığı nasıl yakalıyorsunuz
E) Aynı olayı farklı bakış açılarıyla anlatarak pekiştirmek- (II) Evet. Tiyatro, insanı insana insan aracılığıyla anlat-
tedirler. mak olduğuna göre tiyatro metni gerçeğe bağlı kalmalı.
22 - 23. soruları aşağıdaki parçaya göre B) (I) Bazı oyuncular, çok başarılı bir oyun çıkarıp ödüller
cevaplayınız. aldıktan sonra bir müddet yeni projelerde yer almıyor-
lar; gerekçe olarak da rolün etkisinden kurtulamadıkla-
rını ve yeni bir kimliğe bürünmekte zorluk yaşadıklarını
Dergi Görevlisi: söylüyorlar, bunlara ne dersiniz, böyle bir şey var mıdır
– Yurt içinde ve yurt dışında çok önemli ödüller aldınız, al- (II) Tiyatro, bir ayna değildir. Ayna, aynısını aksettirir.
kışlandınız, saygı gördünüz; sanırım, sanatsal açıdan bir B Aynısını göstereni ben ne yapayım? Gerçek sanat, ay-
doyuma ulaştınız. İ nanın göstermediğini ortaya koymaktır.
Tiyatro Sanatçısı: L
G C) (I) İyi bir oyuncu, oynadığı kişiyi yaşamının bir parçası
– Doygunluk diye bir şey olmaz sanatta çünkü doymak, sa- İ yapmalı mı, başarı buna mı bağlı
nat yapmaya engeldir. Sanatçının sanatsal açıdan tatmin (II) İnsan ve yaşam gerçeğini yansıtmayan hiçbir şey
olması, sanatı bırakmasını gerektiren bir tuzaktır. sanat katına yükselemez ama olduğu gibi yansıtmak
S
Dergi Sorumlusu: A da onu değiştirerek yansıtmak da tiyatroya dâhil yeter
– (I) ? R ki etkileyicilik ve özgünlük kaybedilmesin. TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
Tiyatro Sanatçısı: D) (I) Kötü bir insanı canlandırarak meşhur olmuş birinin,
A
– Ben rolünün tesirinde kaldığını söyleyen hiçbir sanatçı- L melek huylu bir insanı oynaması onda uyum sorunu
ya inanmıyorum. “Rolümden çıkmıyorum.” diyen bir sahne yaratır mı
sanatçısı külliyen yalan söylüyordur. Bu konuda ciddiyse (II) Hayır, sanat, bir kurgulama işidir; eğer gerçeğin ay-
hemen bir hastaneye yatmalı. Zira bir seri katil rolü oynayıp nısı sanat ise ben de adliyeye gider duruşmaları izle-
da cinayet işleme riski var bu arkadaşın. rim, niye tiyatroya gideyim ki?
Dergi Sorumlusu:
E) (I) Tiyatrocunun gençken kendisine örnek aldığı bir
– Tiyatronun, yaşamı mümkün mertebe gerçeğe uygun bi- oyuncuyu taklit etmesi, onun etkisinde kalması ve onun
çimde yansıtması gerektiği yönünde yaygın bir kanı var. gibi olmaya çalışması doğru bir şey midir
Siz de bu görüşe katılıyor musunuz? (II) Hayır. Tiyatro, maskelerin düştüğü yerdir. Hayat,
Tiyatro Sanatçısı: olsa olsa tiyatronun kötü bir taklididir. Hayat, gerçek-
– (II) .... lerin gizlendiği bir saklambaç alanıdır.
195
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
M
Aşağıdaki cümlelerden hangisi alıntılanan sözle an- A
lamca en yakındır? L
A) İyilerin mağlup olmasının sebebi, iyilerin ayrı ayrı; kötü-
lerin ise iş birliği içinde hareket etmesidir.
4. Bu şekilde konuşan biri aşağıdakilerden hangisiyle ni-
B) İyi insanın tembelliği, kötülüğün zaferinin kaynağıdır.
telendirilemez?
C) Çalışmayıp tembellik yapan kişi, iyi insan da olsa kötü
A) Eleştirel yaklaşan
sonuçlara maruz kalır.
B) Yanlışlardan ders çıkaran
D) İyinin yanında yer almayan, kötünün güçlenmesine
C) Öğüt vermekten kaçınmayan
katkıda bulunur.
D) Duygularına gem vurabilen
E) Kötülerle değil kötülükle mücadele edilmedikçe kötülük
kökten yok edilemez. E) Suya sabuna dokunmayan
196
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
197
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Bir kimsenin sıkıntılar çektiğini, yüreğinden yaralandığını 11. 1960’larda henüz bir lise öğrencisiyken Ferit Edgü’nün
anlamamız için kendisini görmemiz, diyeceklerini dinleme- Kaçkınlar ve Bozgun adlı hikâye kitaplarını okumuştum.
miz yeter sanırız. Oysaki yetmez; görmek, dinlemek baş- Kimi eleştirmenlerin varoluşçu bir anlayışla yazılmış oldu-
ka; anlamak, gerçekten anlamak başkadır çünkü. Anlarız, ğunu belirttiği bu öykü kitaplarına Behçet Necatigil’in yoru-
o kimse ne durumdadır, öğreniriz, bilgi ediniriz ama bu bilgi mu farklıdır: “Toplum kaçağı aydın kişilerin içlerini karartan
içimize işlemez daima, bizi sarmaz. Bencildir insanoğlu, yaşama anlamsızlığı, cinsel saplantılar, yozlaşmalar gibi
bencil olduğu için yalnız kendi dertlerini düşünür, yalnız temalarla örülü hikâyeler…” Bense hem Kaçkınlar’da hem
onlara inanır, başkalarında gördüğü dertleri kendisininkiler Bozgun’da çökertici bir yalnızlığı duyumsamıştım.
gibi kavrayamaz. Onlara omuz silkmezse, gülmezse, eğ-
Bu eleştiri yazısında ele alınan öykü kitapları için,
lenmezse onlarla, gene iyi!..
I. Okuyanları sarsan bir etkiye sahiptir.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki-
II. Okuyanlarda farklı etkiler bırakmaktadır.
lerden hangisidir?
III. Haklarında birçok değerlendirme yapılmıştır.
A) Özellikle çevremizdeki insanların dertleri ilgimizi çeker.
IV. Nitelikleri hakkında tam bir görüş birliği sağlanama-
B) Başkalarının sıkıntılarını görüp onlara çözüm üretmek-
mıştır.
tense onları hep eleştiririz.
V. Yazarının ilk öykü kitaplarıdır.
C) Genellikle insanlar kendilerini düşündükleri için başka-
larının sıkıntılarını kavramaktan uzaktır. yargılarından hangileri kesin olarak yoktur?
D) Bencilliğin boyutu ne kadar büyük olursa insan o kadar A) I ve V B) II ve V C) III ve V
yalnız kalır. D) III ve IV E) IV ve V
E) Bireyin sorunlarını çözebilmek için öncelikle bilgi edinip
doğru teşhis koymamız gerekir.
198
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. Çocuğunuzla arkadaş olmanız, çocuğunuzla eşit olduğu- 15. (I) Dağları görmeyen, bilmeyen, zirvesine ulaşmak için ter
nuz, anne-baba otoritesini elden bıraktığınız anlamına ge- dökmeyen, ne yüceliği anlayabilir ne acziyeti. (II) Ruhu-
lir. Çocuklarıyla arkadaş olan anne ve baba, çocuklarının muzun karşısına dikilmiş bir ayna gibi onlarda kendimizi
doğru davranışları kendiliğinden öğrenmelerini bekler. Ço- seyreder, kendimizle söyleşiriz. (III) Her şehrin, köyün, ka-
cuğu uyarmaktan çekinir, sınırları zamanında ve net söy- sabanın etrafında bir dağ ve bu dağa giden kıvrım kıvrım
leyemezler. Bu da çok büyük riskler içerir. Anne-babalık bir yol olmalı. (IV) İnsan dağa baktıkça kendi içinin dilini de
yaparken dengeyi bulmak önemli. Çocukların anne-baba- dağın dilini de çözmeye, anlamaya başlar. (V) Tıpkı sevda
ların “hayır” demelerine ihtiyaçları vardır. Bir çocuk, kendi gibi, yağmur gibi insanın kalbine kelimeler fısıldayan bir dili
kendine doğru-yanlışı öğrenemez. vardır dağın.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı ol- Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi parag-
maya daha uygundur? rafın akışını bozmuştur?
A) Anne-babaların çocuğu yönlendirme hakkının bir sınırı A) I B) II C) III D) IV E) V
var mıdır?
B) Anne-babaların çocuklarına demokrat davranmalarının
faydaları nelerdir?
C) Çocuklar, arkadaşlığın değerini aile içinde mi öğrenme-
lidir?
D) Ebeveynlerin çocuklarıyla arkadaş olmaları, onların 16. 2000-2020 arası doğan Z Kuşağı gençleri birbirinin
gelişimi açısından zararlı mıdır, faydalı mıdır? tıpkısı davranışlar sergiliyor.
E) Ebeveynlerin çocuklarının arkadaşa duyduğu ihtiyacı
X, Y, Z gibi kategorik isimlendirmeler, ABD kaynaklı tarif-
karşılaması nasıl mümkün olabilir?
lerdir. Ekonomik, sosyal unsurlar ihtiva eder fakat daha
çok küresel değişimleri, teknolojik gelişmeleri ve kapitalist
dayatmaları, özünde barındırır. Toplumu yenileyip geliş-
tiren unsur, aslında kuşak değişimidir. Ancak her genç,
doğduğu zamanın güdümlü, kişiliksiz, diğerinin kopyası
durumundaki bir üyesi değildir. 68 Kuşağı, yakın dönemde
Türkiye tarihine derin izler bırakmıştır. Peki 1968’de 20’li
yaşlarını yaşayan herkes bu kuşağın içinde midir? Elbette
böyle bir genelleme, sosyolojik gerçeklere aykırıdır. Bu ge-
nellemeci, yaftalamacı tutum “ormana bakıp ağacı görme-
mek” olur. Nitekim 30 yaşında olup yaygın kriterlere göre Z
B
İ Kuşağı kategorisinde yer almayan bir kişi; lükse düşkünlük,
L konformizm karakterli olmak, aykırılık yani marjinallik, aidi-
G yet yokluğu, evlilik yaşını erteleme, dikkat ve odaklanma
İ sorunu yaşama gibi tam da Z Kuşağı’na uygun bir prototip
olabilir. Keza 2000’li yıllarda doğup da bu tek tipleştirmenin
S tamamen dışında birçok genç bulunmaktadır.
14. Steve Goodier, “Termostat ve termometre arasında bir A Bu köşe yazısıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
fark vardır.” der. (I) Termometre, sıcaklığı ölçer ama yap- R söylenebilir? TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
tığı ölçümle ilgili bir şey yapmaz. (II) Oysa termostat, sı- M
A A) Kendi içinde birtakım tutarsızlıklar ve yanlılıklar barın-
caklığı ölçmekle kalmaz; ona göre tepki verir. (III) Sıcaklık
L dırmaktadır.
yüksekse ısıtma işlemine son verir, sıcaklık düşükse ısıt-
ma işlemini yeniden başlatır. (IV) İkisinin de konusunun B) Başlıktaki yargıyı kanıtlayan örneklere ve olgulara de-
sıcaklık olmasına karşın sıcaklık karşısında yalnızca ter- ğinilmektedir.
mostat tepki verir. (V)
C) Bazı varsayımların gerçekleşmesi durumunda ortaya
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine “İşte çıkabilecek durumlara dikkat çekilmektedir.
insanların da kimileri termometre gibi edilgen iken kimileri
D) Önüne geçilmesi imkânsız hâle gelen bir sorunun kay-
de termostat gibi etkin kişilerdir.” cümlesinin getirilmesi
nağına vurgu yapılmaktadır.
uygundur?
E) İstatistiki verilerin gerçeği çarpıtmak için kullanıldığı
A) I B) II C) III D) IV E) V
vurgulanmaktadır.
199
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. 21. yüzyılın başlangıcı ile birlikte uzaya yatırım yapan özel 19. Her yazarın içinde binlerce insan yaşar. Yazar, içindeki o
şirketlerin sayısının her geçen gün arttığına şahit oluyoruz. insanları tanır, onlarla düşüp kalkar. ---- . yoksa onları iyi
Uzay, hiç olmadığı kadar ticarileşmeye başladı. Yakın bir tanıyamaz ve sonuç olarak da iyi yazamaz. Bir yazar, ken-
gelecekte uzay turizmini başlatmayı hedefleyen bu özel di içine ne kadar yoğunlaşmışsa o kadar sahici bir eser
şirketler, aynı zamanda uzay ajansları ile ortak projeler ortaya koyar, çünkü yazarların gerçeği kendi içlerindedir,
geliştirmeye de devam ediyor. 90’lı yıllarda Rusya ve
dışlarında değil.
Amerika Birleşik Devletleri’nin iki modülünün birleşmesi ile
hayata geçen Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ), günümü- Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
ze kadar yapılan eklemelerle birlikte 14 modülden oluşan göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
ve 15 farklı ülkenin ortak çalıştığı bir laboratuvar kompleksi A) Sınırlarını iyi belirler
hâlini aldı. 2011 yılındaki ST-135 uzay mekiği görevinden
bu yana ABD’li astronotlar, UUİ’ye gitmek için Rus Soyuz B) Asla onlara öznel yaklaşmaz
kapsülünü kullanıyordu. 30 Mayıs 2020 tarihinde Amerikalı C) Onlara karşı yansız olmaya çalışır
bir şirket olan SpaceX tarafından geliştirilen Crew Dragon D) Tek başına olsa da yalnızlık çekmez
isimli kapsül, UUİ’ye astronot taşıma testini başarılı bir
şekilde gerçekleştirmişti. Bu başarılı testten sonra UUİ’ye E) Bütün dikkatini onlara yoğunlaştırır
rutin astronot gönderimi ise SpaceX şirketinin Crew-1
isimli görevi sayesinde 16 Kasım 2020 tarihinde gerçek-
leşti. Böylece ilk kez bir özel şirket, UUİ’ye rutin astronot
göndermeyi başardı. ABD, bu başarılı görevden sonra ast-
ronotlarını artık kendi toprağından göndermeyi amaçlıyor.
Tüm bu gelişmeler çok yakın bir gelecekte uzay turizminin
başlayacağını gösteriyor.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz?
A) Uluslararası Uzay İstasyonu, birçok ögeden oluşan
uluslararası bir laboratuvar özelliği kazanmıştır.
B) ABD’li astronotlar, UUİ’ye gitmek için Rus Soyuz kap- 20. Yazarın yaptığı şey aslında bir bakıma anlatılmaz olanın
sülünden sonra Crew Dragon’u kullanmıştır. anlaşılmazlığını belirtmek değil midir? Çünkü onun anlat-
tığı, her okuyucunun kafasında bir kez daha ve yeniden
C) Uzaya ulaşmak için gerekli olan kapsül, ilk kez UUİ
anlatılma ihtiyacıyla karşı karşıya gelmiyor mu? Okuyucu,
bünyesinde oluşturulmuştur.
okuduğu bir öyküyü kendi kendine özetlemeye çalıştığında
D) Crew Dragon kapsülünün Crew-1 göreviyle ilk kez bir ortaya çıkan şey aslında, okunan öyküden ilham alınarak
özel şirket, alışılagelmiş bir eylemi gerçekleştirmiştir. meydana getirilmiş yeni bir öyküden başka bir şey midir?
E) Özel şirketler tarafından yapılan yatırımlar, uzayın tica- B Demek ki bir şeyi anlatmakla iş bitmiyor. Anlatılan her şey
ri bir nitelik kazanmasının yolunu açmıştır. İ yeniden, bir başkası tarafından anlatılmaya ihtiyaç duyu-
L yor. Hiçbir anlatıda “Ha, bu tam anlatılmış, artık her şey
G tamam.” diyemiyorsunuz. Yazarlar bu zorlu süreçte bir ko-
İ nuyu açıklamaya, zihinde belirlemeye çalışıyorlar ama hiç-
bir zaman noktayı koymuyorlar; belki de sadece bir virgül
S koyuyorlar. Edebî eseri de yazarı da kıymetli kılan şey işte
18. Başka ne söylesem, ne ile söylesem olmuyor. Kendimi an- A budur bence.
latamıyorum başka hiçbir yazınsal tür ile. Çünkü o türde R
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
200
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
21. (I) Eskiden müze deyince tarihin ağırlığı altında ezilen toz- 23. Gazeteci:
lu binalar gelirdi aklımıza. (II) Çoğu haşmetli bu binalar ve
(I) ----
sergilenen eserler sadece geçmişi anlatmak, anlamak için-
di. (III) 2000’li yıllarla birlikte gündemi takip eden müzeler Dizi Oyuncusu:
kurulmaya başlandı. (IV) Dünya çapında sergilere, ulusla- – Hikâyemiz Kıbrıs’ta yaşanan olayların ve Kıbrıs halkına
rarası sanat etkinliklerine ev sahipliği yapan modern mü- yapılan zulümlerin şiddetlenmeye başladığı 1963 yılında,
zeler; mimarileri, koleksiyonları, sergileri ve kültürel eğlen- insanlık tarihinin en trajik gecelerinden biri olan Kanlı Noel
celeriyle kısa sürede İstanbul’un buluşma noktası olmayı ile başlıyor. Kıbrıs Türklerinin yanı sıra Türkiye’nin ve dün-
başardı. (V) Sadece bunlar da değil yeme içme mekânları, yanın bu olaylara bakışını irdeleyen bir senaryo üzerine
sineması, her yaşa hitap eden etkinlikleri ile bir müzeden oturuyor bu dizi.
çok fazlasını vadediyor.
Gazeteci:
Bu parçada, numaralanmış cümlelerden müzelerle ilgi-
li aşağıda verilenlerden hangisi çıkarılamaz? – Senaryoyu ilk okuduğunuzda neler hissettiğinizi ve bu
rolü niçin kabul ettiğinizi bize anlatabilir misiniz?
A) I. cümlede, yerleşmiş bir algıdan bahsedilmiştir.
B) II. cümlede, bir tekdüzeliğe dikkat çekilmiştir. Dizi Oyuncusu:
201
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Ben asla şiir bahçesini dikenli tellerle kapatanlardan olma- Bir bilge, “Yaşamın trajedisi ölüm değil yaşadığımız süre
dım, aksine ---- Çünkü hiçbir zaman kafama ve kalbime içinde içimizde ölmesine izin verdiklerimizdir.” demiştir.
perhiz yaptırmayı sevmiyorum. Her tür çiçek fidesiyle dolu Aynı kapsamda Ashley Montagu “İnsanoğlunun en fazla
bir bahçeyi andırır kitaplığım da. Alıp alıp koklarım, sonra ızdırap çektiği derin kişisel yenilgisi, kişinin aslında yapabi-
selamlarım bütün gül yetiştiren şairleri. lecekleriyle sadece yaptıkları arasındaki farktan kaynakla-
nır.” diye yazmıştır. Bu, sadece var olmakla gerçekten ya-
şamak arasındaki farktır. Üzücü olan, çoğu insanın içinde
yatan insani armağanları göz ardı etmesi ve hayatlarının
1. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi- en güzel yıllarını bir odada TV seyrederek geçirmeye ken-
sinin getirilmesi uygundur? dilerini mahkûm etmesidir.
S
A
R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
3. Bu parçanın anlatımında, M
A
I. Somutlama
L
II. Şiirsel anlatım
5. Yukarıdaki parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
III. Benzetme hangisi yanlıştır?
IV. Kanıtlayıcı anlatım A) Tanık göstermeden yararlanılmıştır.
V. Gelecekten söz eden anlatım B) Doğrudan anlatıma başvurulmuştur.
özelliklerinden hangileri yoktur? C) Amaç doğrultusunda çalışmanın yaşama anlam kattığı
vurgulanmıştır.
A) I ve V B) I ve IV C) II ve III
D) Örneklerle anlatılanlara inandırıcılık kazandırılmıştır.
D) III ve IV E) IV ve V
E) Hayıflanma bildiren yargıya yer verilmiştir.
202
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
6. Gazeteci: Genç bir şairin şiir dosyasını reddettiniz, böyle 8. Jean Jacgues Rousseau Toplum Sözleşmesi adlı eserinde
yazmaya devam edersen kendini de bunlar içinde kaybe- ilginç bir sosyoloji ve hukuk sorusu sorar: “Kim toplumun
dersin, dediniz. Neden? genelinin kabul edebileceği yasaları yapabiliyor?” Bu so-
runun cevabını okuyucusuyla birlikte arar. Kendisinin bul-
Editör: Çünkü şiirler fazla melankoliden özünü kaybetmiş.
duğu unsurlar, tam bir örtüşme olgusu ortaya koyar. Onun
Gazeteci: Peki, dosyada göç sorununu konu alan şiirler bulduğu unsurlar ile millet olmanın unsurları tamamen ör-
olsaydı ilgilenir miydiniz? tüşmektedir. Rousseau; bir arada yaşama iradesine, ortak
Editör: İlgilenirdim çünkü Türkiye ve dünya önemli bir top- bir kültüre, ortak bir geçmişe ve ortak bir gelecek bakışına
lumsal dönüşümden geçiyorken şairin iç dünyasıyla ilgili sahip olan toplumların, o toplumda yaşayan bütün insanla-
meseleleri konu edinmesi çok demode artık. rın uymasını sağlayan yasalar yapabileceğini ve bu yasa-
lara itiraz edilmeyeceğini vurgular.
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki editö-
rün anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? Bu parçada sözü edilen düşünürün savunduğu düşün-
ceyle ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Şiirin gündelik yaşam gibi aleladeliklerden uzak durma-
sı gerektiğini düşünen şairler mistisizme sığınır. A) Toplum olmayla millet olmanın örtüştüğü ülkelerde
hukukun üstünlüğünden ödün verilmeyeceği savunul-
B) Dünyaya dair derdi olan, şiire hayatını verecek herke-
muştur.
sin başımızın üzerinde yeri var.
B) Millet olmanın koşullarını yerine getiren toplumların
C) Gençler ilhamı şiir sanıyor; şiirin çalışılarak geliştirebi-
genelgeçer yasalar yapabileceklerine değinilmiştir.
leceğine, ilhamın sosyal gidiş ve olgularla biçimlenece-
ğine inanmıyorlar. C) Hukukun bağlayıcılığını yitirdiği toplumların uzun ömür-
lü olamayacağına vurgu yapılmıştır.
D) Bazıları imge peşine düştükleri için şiirde bütünlüğü,
sesi yakalayamıyor; bazılarının imgeleri güzel ama D) Yasama organı olan parlamentonun milleti oluşturan
şiirin bütününe bakınca şiir değil. farklı etnik kökenlerin temsil edildiği yer olması gerekti-
ği iddia edilmektedir.
E) Umut gördüğümüz, şiirinde özgün bir ses duyduğumuz
hemen her genç ismi hiçbir ayrım yapmadan yayımla- E) Ortak bir tarihten aldığı güçle geleceği kuracak bir viz-
maya çalışıyoruz. yona sahip olan toplulukların güçlü milletlerin temelini
oluşturduğundan söz edilmiştir.
203
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
10. Çöl yolcusunun “Su, su, su!” diye inlemesidir şiir, dostum. 12. Instagram’da birçok takipçim var, inanılmaz destek veri-
Bu insan çölünde insanı ararken ve bu hayat çölünde ha- yorlar bana. Ama eminim birçoğu gerçek Şebnem’i değil,
yatı ararken bir şairin nidası yankılanır boşluklarda. Şiir, televizyonda veya sinemada bir karakter içinde gördüğü
çığ olup düşer vadilere bazen; sağanak olup yağar çöllere. kadını seviyor. Çok iyi kadınları oynadım bugüne kadar.
Bazen su olur güllere, gönüllere; bazen döner boz bula- Hayatımızda, ailemizde olan kadınlardı onlar. Ama zaten
nık sellere. Kızar çölleştirenlere insan ve hayat toprağını. oyuncu olarak ne oynarsam oynayayım, bunun karşılığının
Serap adamıdır şair be dostum. Yeşil yeşil düşler görür. hayatta olması lazım. Benim de bir karşılığım vardır elbette
Sudur sevgilisi, sevgilisi sudur. Saçlarını tarar hülyaların, ama bire bir kendime benzeyen birini oynamadım. En belir-
suyunu içer düşlerin. gin özelliğim aklından geçeni söyleyen biriyim, durdurmam
kendimi, frenim yoktur.
Bu parçadaki gibi konuşan bir şair, şiirle ilgili hangi
yargıyı öne çıkarmıştır? I. Hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip olma
A) Gerçek şiir, başkasının tıpkısı olmayan şiirdir. II. Hep aynı kadın karakterini oynama
B) Şiiri şiir yapan söylediklerinin değeri değil söyleyişleri- III. Açık sözlü bir kişiliğe sahip olma
nin güzelliğidir. Bu parçaya göre numaralanmış ifadelerden hangisi,
C) Şiir, derin denizlerden güçlükle çıkarılmış inci tanesidir. kendinden bu şekilde söz eden oyuncunun bir özelliği
D) Şair, güzellikleri bulup çıkarmak uğruna vurgun yemeyi olamaz?
göze alan bir dalgıçtır. A) Yalnız l B) Yalnız II C) l ve II
E) Gerçek şiir, özleyişlerin çocuğudur. D) I ve III E) II ve III
modernleşmelerinde geçirdikleri evrelerin neredeyse aynı- M dırlar. Öteki bütün ögelerin çakı gibi durduğu yerde hikâye
lığı önemli rol oynar. A de romana katılmış artı bir değerdir elbette. Baştan düşü-
L nülüp tasarlanmış bir hikâye yani olay, “anlatı yemeği”nin
Bunları söyleyen kişinin anlatmak istedikleri arasında
sofrasında olsa olsa bir süsleme unsurudur veya yemek
I. Yazarları değerlendirmede bazı ölçütler kullanıldığı masasına konmuş bir demet karanfildir.
II. Bazı yazarların tarzlarının birbirine benzediği
Bu parçadaki gibi konuşan bir eleştirmen, kendisiyle
III. İnsanların yazarlarda aynı özellikleri görmek istediği ilgili aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır?
IV. Türk ve Mısırlı tüm sanatçıların ortak özelliklerinin A) Romanlarda merak ögesini önemsediğini
olduğu
B) İçerikten çok biçime ve biçeme dikkat ettiğini
verilenlerden hangileri yoktur? C) Eleştirilerinde nesnel olmaya çalıştığını
A) l ve II B) Yalnız II C) II ve IV D) Yıkıcı değil yapıcı eleştiri yaptığını
D) III ve IV E) Yalnız IV E) Bir eserde biçimden çok öze önem verdiğini
204
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
14. Hijyene çok daha fazla önem verilen günümüzde kimyasal 16. Kendi iç çelişkilerimizi, fay hatlarımızı, kırılma noktalarımızı
temizlik malzemeleri çok daha sık kullanılıyor ve böylece ve kırma noktalarımızı göstermeye çalıştım. Nasıl birbiri-
astıma davetiye çıkarılmış oluyor. mizi yiyip bitirdiğimizi yansıtmaya uğraştım. O kadar yazık
ediyoruz ki! Bunca güzel insan var bu ülkede ama hâlimiz
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağı-
ortada: Gerçekleşmemiş potansiyeller diyarı. Hâlbuki in-
dakilerden hangisidir?
sanlarımızın sahip olduğu o değerli potansiyeli gerçek-
A) Modern evlerde kapılardan, pencerelerden yer kapla- leştirseydik, çoğulcu demokrasiyi özümseyebilseydik, bu
malarına kadar kullanılan her türlü kimyasal malzeme, memleket ne kadar başka bir diyar olurdu, olabilirdi. Ro-
astıma yol açmaktadır. manda anlatmaya çalıştığım şey işte buydu.
B) Soğuk havalarda yapılan temizlik çalışmaları astımı
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt olarak
daha da tetiklemekte ve hayatı olumsuz yönde etkile-
düzenlenmiştir?
mektedir.
A) İnsanın kendi iç dünyasını bir romanda tümüyle yansıt-
C) Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapı-
ması doğru mudur?
lan uygulamalar ve alınan temizlik önlemleri sağlığa
zarar verebilmektedir. B) Havva’nın Üç Kızı adlı son romanınız bana çok şey
anlattı ama siz tam olarak neyi anlatmayı amaçladınız?
D) Astımlı hastaların kimyasal maddelerle temizlik yap-
maktan uzak durup doğal yolları tercih etmeleri onların C) Sizce Türkiye sahip olduğu potansiyeli değerlendirebil-
sağlıkları açısından önemlidir. di mi yoksa fırsatlar tümüyle kaçtı mı?
E) Temizlik yapmak gibi fiziksel etkinlikler, kondisyonumu- D) Aynı ülkenin farklı insanları olarak yaşamak ve saygı-
zu azaltarak astımın üstesinden gelmemizde olumsuz nın egemen olduğu bir yaşam düzeni kurmak ülkemiz
sonuçlar doğurmaktadır. için çok mu zor?
E) Sizce sevgi, saygı ve hoşgörünün egemen kılınmasın-
da sanatın işlevi nedir?
205
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
18. Aşağıdaki parçalardan hangisi “Sanatçı, eşyanın haki- 20. (I) Nurullah Ataç’a göre eleştiri bir sanat, eleştirmen ise bir
katini hissedebilen kişidir; görünenin ardındaki görünme- sanatçıdır. (II) Okuduğu kitaplardan ötürü kendi zevkini,
yeni aramayan bir kimse, gerçek sanatçı olma yeteneğin- kendi duygularını söyleyen eleştirmeni sanatçı saymak ye-
den uzaktır.” düşüncesine uzak düşmektedir? rinde bir saptamadır doğrusu. (III) Nasıl ki sanatta önem-
A) Necip Fazıl’ın “Niçin küçülüyor eşya uzakta/Gözsüz li olan, doğa değil de sanatçının kimliği ise eleştiride de
görüyorum rüyada nasıl?” dizelerinde sorduğu sorular, önemli olan, sözü edilen eserler değil onları anlatan eleş-
onun duyularla algılananların yetersizliğine inanan ve tirmenin yaradılışıdır. (IV) Bir eleştirmen, her şeyden önce
maddenin ötesine geçip asıl manaya ermek isteyen bir okuyucuyla kitap arasında köprü vazifesi görür. (V) Oku-
yapıda olduğunu göstermektedir. Bu özellik, onu şair yucunun eseri daha iyi anlamasına katkıda bulunmayan
yapan şeyin ne olduğunu da açıklar. kişiye eleştirmen de denemez. (VI) Eleştirmenin bu görevi
B) Bergson’un ve Gazali’nin benimsediği entüisyonizm ya yerine getirebilmesi ise onun sanat konusunda birikimli ol-
da sezgicilik, sezgiyi aklın ve mantığın önüne koyar. masına bağlıdır. (VII) Öyleyse eleştirmenliğe soyunanları,
Bizde bu akıma bağlanan büyük şairler vardır. Onlar, buradan uyaralım: Okuyun, ayrım yapmaksızın okuyun.
metafizik ürpertiyi sanatlarının merkezine koyarlar;
Bu parça iki paragrafa bölünmek istenirse ikinci parag-
fizik, onlar için yetersiz kalır.
rafın ilk cümlesi aşağıdakilerden hangisi olmalıdır?
C) Cahit Sıtkı’nın şiirini besleyen yaman çelişkiler vardır;
bu çelişkiler, onun şiirinin enerjisidir. Onun en büyük A) IV B) I C) III D) II E) V
çelişkisi yaşam-ölüm döngüsü şeklinde sıkça kendini
gösterir. “Her mihnet kabulüm, yeter ki gün eksilmesin
penceremden.” derken yaşamı çok seven ama ölüm-
den de çok korkan tedirgin bir ruhun çığlığını duyarız.
D) Ahmet Haşim’in büyük bir şair oluşu, onun izlediği dış
dünyayı gözünde değil gönlünde ağırlaması ile ilgilidir.
O, dış dünyadaki nesnelerden ve görüntülerden aldığı
bir çağrışımla ötelere geçmeyi bilmiş, hayal gücünün
zenginliği ile O Belde’yi alternatif bir dünya yapmıştır.
E) Sezai Karakoç’un mistisizm ile akraba olan ruhunu anla-
madan “Kar içinde yanan karı anlayacaksın.” dizesinde-
ki gizemin kaynağına gidemeyiz. Yine Balkon şiirinde
olduğu gibi balkon gibi herkesin bildiği bir gerçekliğe
farklı farklı anlamlar yükleyip somut gerçeğe soyut bir
derinlik katmasını anlayamayız.
B
İ
L 21. Şiir düzmek, güzel bir mısra söylemek güç bir iştir ama
G sözü ölçüye uydurmak, kafiye bulmak öyle zor bir şey de-
İ ğildir, biraz uğraşmakla elde edilir. Öyle sanıyorum ki bu-
günkü şairlerimiz biraz uğraşıp aruzu öğrenseler hemen
S onunla yazmaya başlarlar çünkü sanatın zorluğunu yen-
A meye çalışmıyor ancak kalıplara dökülmüş söz söylemek
19. (I) Millî olunmadan evrensel olunamayacağına dair inan- R istiyorlar. Aruz daha işlerine gelir.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
206
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
22. Gazeteci:
(I) ---- BUNLARI BİL!
Oyuncu: Sayıp Dökme : Bir konuyla ilgili birçok örneği, kavramı
Asıl mesleğim hemşirelik olmasına rağmen tiyatronun ço- veya olayı ardı ardına sıralamaktır.
cukluğumdan beri bende özel bir yeri olmuştur. Uzun yıl- Yineleme : Anlamı pekiştirmek, dikkat çekici bir anlatım
lardır geçimimi hemşirelik yaparak kazanıyorum ama sah- elde etmek için tekrarlardan yararlanmaktır. İki şekilde
nede olmamak içimde ukde kalacaktı. Bir gün bir tiyatro oluşur.
kursunun anonsuna kulak verip on yıl önce oyunculuğa ilk a) Tekrar grubu yani ikileme : Hızlı hızlı, el ele, kova
adımımı atmış oldum. Daha sonra yarı profesyonel, yarı kova, kovan kovan, yamrı yumru, kulaktan kulağa...
amatör bir tiyatro olan Trabzon Şehir Tiyatrosunda devam
b) Tekrir sanatı yoluyla :
ettim.
◗ Yeter artık, yeter gelme üstüme
Gazeteci:
◗ Kara kıtanın kara bahtlı, kara derili insanları,
(II) ---- gecenin karanlığı kavuşmadan daha sabahın
Oyuncu: aydınlığına açılırlar denize. Kara kıtanın kara
gözlü insanları, bir kara ekmek için çıktıkları
Bu sezon da yokum. Tiyatronun hakkını tam anlamıyla yolculuktan ufukta kara bulutlar toplanırken
verebilmem lazım. Şu anda açık öğretimde sosyoloji oku- dönerler iskeleye.
yorum. Üçüncü sınıftayım ve biraz ona ağırlık vermem ge-
Çıkarım : Verileri yorumlayıp sonuca varma, verilere
rektiğini düşünüyorum. Zaman olarak yetemiyorum şu an.
yorum getirme işidir.
Önümüzdeki sezon muhakkak devam ederim.
◗ Bugün sessiz ve hareketsizdi, demek ki canı bir
Gazetecinin bir oyuncuya yönelttiği aşağıdaki sorular- şeylere sıkılıyordu.
dan hangileri yukarıda boş bırakılan yerlere sırasıyla
◗ Yeni bir roman veya hikâye kitabı yazan sanat-
getirilmelidir?
çılar, kanal kanal dolaşıp kitaplarını tanıtıyor-
A) (I) Asıl mesleğinizi seviyor musunuz? lar. Bu, şunu gösteriyor : Artık yazarlar da bir
(II) Bu sezon yeni bir film var mı? tür pazarlamacıdır.
İzlenimsel Betimleme : Yazarın gözlemlerini kendi duygu-
B) (I) Hemşirelik mi, oyunculuk mu zor?
larıyla bileştirerek yaptığı öznel ve sanatsal tasvirlerdir.
(II) Eğitime devam etmek oyunculuğunuzu etkiliyor mu?
Açıklayıcı Betimleme : Nesnel betimleme olup yazar,
C) (I) Oyunculuğa ilginiz hep var mıydı? sanat yapmaya veya duygularını yansıtmaya yönelmez.
B Açıklayıcı betimleme fotoğrafçının veya kameramanın,
(II) Tiyatroya devam etmeyi düşünüyor musunuz?
İ izlenimsel betimleme ise ressamın yaptığı işe benzetilebilir.
D) (I) Hemşirelikten sonra oyuncu olmak nasıl bir duygu? L
G
(II) Bu sezon asıl mesleğinize dönecek misiniz?
İ
E) (I) Çevrenizden sizi tiyatroya yönlendiren oldu mu?
(II) Teklif gelirse yeni bir filmde görebilir miyiz sizi?
S
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A
L
207
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
208
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
209
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. (I) Hep merak ettiğim kitapları ve o kitapların yazarlarını 11. Bir iş, bir ilişki, bir dostluk artık eskisi gibi yürümüyordur.
bu fuarlar sanki benim onları yakından tanımam için bir Tavsamış, gevşemiş ve eski tadı kalmamıştır. Ama ısrar
araya getirir. (II) Ayrıca renk renk kitapların bulunduğu bir ederiz onu sürdürmeye. Bu ise yeni sorunlar, yorgunluk-
mekânda dolaşmak ve onları elime alıp incelemek de ho- lar yaratır durur. Oysa ölmüş bir şeyi diriltemezsiniz yahut
şuma gidiyor. (III) Fuara gelen diğer kitapseverlerin birbiriy- patlak bir balonu şişiremezsiniz. Ne yapmalı öyleyse de-
le etkileşim hâlinde olması da fuarı böyle heyecanla bek- diğinizi duyuyorum. Cesur olun ve vazgeçin derim. Yok-
lememin başka bir sebebi. (IV) Daha sayacağım o kadar sa yeni bir işe, ilişkiye, dostluğa vaktiniz kalmayacaktır ve
sebep var ki herhâlde bunları yazmaya kalksam bir kitap siz hâlâ onunla meşgulken güçlü bir başlangıca konsantre
olur. (V) olamayacaksınız. Zaten yok olmuş bir şeyi kaybetmezsin,
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine “Her unutma ve korkma. Hayat, yeni sürprizlerle seni bekliyor.
yıl bahar aylarında şehrimizde açılan kitap fuarını dört göz-
Bu parçada vurgulanan düşünceyi en iyi yansıtan söz
le beklerim.” sözü getirilse paragrafın anlam akışı bo-
aşağıdakilerden hangisidir?
zulmaz?
A) Elveda diyebilecek cesaretin varsa hayat, seni yeni bir
A) I B) II C) III D) IV E) V merhaba ile ödüllendirir.
B) Vefa duygusunu yitirmiş bir insana sadık kalmak,
ancak karşılıksız sevenlere yakışır.
C) Toplumsal ve bireysel ilişkilerde karşılıklı anlayış için-
deysek doğru bir ilişki şekli vardır.
D) Yaşamı çekilmez kılan da mutluluk bahçesine çeviren
de içinde bulunduğumuz ilişkiler yumağıdır.
E) Yaşamın yorucu ilişkilerinden sonra bizi dostça kucak-
layacak bir çevremiz yoksa yaşama cesaretimizi kay-
10. Fantastik edebiyatın öncülerinden olan ve Yüzükle- bederiz.
rin Efendisi’ yle milyonları peşinden sürükleyen J.R.R.
Tolkien’in el yazması koleksiyonunu okurlarına sunan Mar-
guette Üniversitesi Kütüphanesi, geçen yıl yazarın bu kadar
okuyucuyu/seyirciyi etkisi altına almasının sırrını araştırma
konusu yaptı. ABD merkezli radyo kanalı Wuwm’un inter-
net sitesindeki habere göre kütüphanenin müdürü William
Fills, koleksiyonun hayranlarıyla yazar hakkında kısa süreli
soru-cevap sohbeti yaptı. Röportajda “Tolkien’in eserleriyle
ne zaman karşılaştınız?”, “Neden Tolkien hayranısınız?”, B
“Tolkien, sizin için ne ifade ediyor?” soruları yöneltildi ve İ
bunların 3 dakikada yanıtlanması istendi. 400’den fazla rö- L
G 12. I. Ailede maddi ve manevi yakınlıklara dayanan bir sos-
portajın kesiştiği nokta şu oldu: Tolkien’i okuyunca yahut yal bütünleşme vardır.
İ
seyredince gelecekte iyi şeyler olacak; bekle, bırakma, pes
II. Bunlar tarihin bilinmeyen devirlerinden günümüze
etme, geçip gidiyor bak işte karanlıklar, dağılıyor kara bu-
S kadar sürüp gelmiştir.
lutlar mesajını çokça aldım. İşte bu ortak algı, okuru ona
A III. Millet denilen toplulukta ise sosyal bütünleşme, o top-
bağlıyor.
R luluğu oluşturan fertler arasındaki ortak kabullerden
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
210
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Gazeteci: Peki, size şiir gönderen kişi, yaşlı ve tecrübeli Yaşamımız, kostüm provası değildir. Kaçırılan fırsatla-
bir şair olsaydı onu yine yanıtsız mı bırakırdınız? rın tekrar yakalandığı çok nadir görülür. Bugün yaşama
hevesinizi artıracağınıza ve bugünü takip eden günlerde
Usta şair: İşte bu şarta bağlı: Eğer şiirlerinde bir çiğlik, bir
yükümlülüklerinizi çoğaltacağınıza söz verin. Birçok kişi
kusur bulursam hiç çekinmeden konuşurdum.
yaşamlarını değiştirmek için aylar hatta yıllar gerektiğini
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki usta düşünür. Saygı duyuyorum ancak aynı fikirde değilim. De-
şairin şairlerle ilgili anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? ğişim, içtenlikle daha iyi, daha tutkulu bir insan olma kararı
aldığınız saniyede başlar. Sonrasında kendinizi değiştir-
A) “Marifet, iltifata tabidir.” sözü, genç şairler için de yaşlı
mek için verdiğiniz kararda gayretli olmalısınız. Öyleyse
şairler için de geçerlidir.
gayretli olun, yılmayın.
B) Şairin gelişimini sağlayan eleştirinin doğru anlaşılması,
şairin belli bir olgunluğa ulaşması ile ilgilidir.
211
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. Günlük yaşamımızda renklerin önemli bir rolü vardır. Bu 19. • Vegan beslenme ve vejetaryenlik, son yıllarda daha
nedenle renklerle ilgili pek çok bilimsel çalışma yapılmıştır. çok kişi tarafından benimseniyor; milyonlarca insan,
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki soluk alışımız, kan ba- hayvansal ürünleri hem etik nedenler hem de sağlık
sıncımız renklere bağlı olarak değişebilmektedir. ---- Bu nedenleriyle tüketmemeyi tercih ediyor. Bitki tabanlı
da renklerin etki gücünün birbirinden farklı olduğunu gös- diyetler sağlıklı sanılıyor. Fakat hayvansal gıda ürün-
termektedir. Bu gerçeği göz önünde bulunduran iç mimar- lerini tüketmeyerek vegan beslenmek; B12 ve protein
lar, ev içi ışık düzenlemelerinde renk ögesine özel bir önem eksikliğinden doğan sağlık sorunlarına yol açıyor.
verirler. ---- Sadece iç mekânlarda değil, giysi seçiminde
• Hayvansal gıdaların ihtiva ettiği aşırı protein, vücut
de renklerin anlamlarına dikkat edilmelidir. Kırmızı, gücün
tarafından yağ olarak depolanır ve bu sadece kilo
rengidir; cesareti lacivert simgeler; kahverengi ise kendine
sorunu yaratmaz; aşırı hayvansal protein alımı; kalp
güvensizliğin simgesidir. Bazı meslek gruplarında kahve-
hastalığı, diyabet ve kanser riskini de beraberinde
rengi giysiler giymek yasaktır.
getirir. İnsanlar, bu gibi hastalıkların önüne geçmek
Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına adına tamamen bitkisel bir beslenme tarzı olan vegan
göre sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir? beslenme biçimini benimsiyor.
A) Yaşlı insanlar daha çok koyu renkleri; gençler ise par- Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
lak renkleri tercih eder. – Hamburgerciler iştahı artırdığı söylenebilir?
için kırmızıdır.
A) Birbirini destekleyen farklı görüşlere yer vermektedir-
B) Tamamlayıcı renklerin bir arada kullanımına renk
ler.
uyumu denir. – Her renk insanda farklı duygular uyan-
dırır. B) Farklı görüşlerin farklı kavramları desteklediğini belirt-
C) Yakın renklerin etkileri birbirine benzer. – Çeşitli hasta- mektedirler.
lıkların tedavisinde de kullanılır. C) Aynı kavramların farklı etkilerini göstermektedirler.
D) Yaş ve çevre bu tercihleri etkiler. – Bazı renkler insanı D) Benzer kavramları aynı örneklerle açıklamaktadırlar.
sakinleştirir.
E) Farklı kavramların farklı faydalarına değinmektedirler.
E) Açık mavi gevşetici ve rahatlatıcı; koyu mavi uyarıcı-
dır. – Yatak odalarında, huzurun rengi maviyi; yemek
odalarında saflığın rengi beyazı kullanırlar.
B
İ
L
G
18. Yönetmen Fatih Akın son filmi Cennetteki Çöplük’te Kara- İ 20. (I) Adana’nın Tufanbeyli ilçesindeki Şar Antik Kenti ta-
deniz Bölgesi’nin en önemli sorunlarından biri olan çöp top- rihte yapılan ilk yazılı barış anlaşmasında rolü olan bir
lama alanlarını ve bu alanların oluşturduğu çevresel tehdidi S kent. (II) Hatta uzmanlar, burayı barışın doğduğu kent ola-
konu alıyor. A rak birçok bilimsel yazıda konu edinmiştir. (III) Yaz ayların-
R da deniz ve yayla turizmine alternatif arayanlar için Şar An-
Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağı-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M tik Kenti ile yine Adana’da bulunan Anavarza Antik Kenti iki
dakilerden hangisidir?
A önemli seçenek. (IV) Altı bin yıllık geçmişi olan Şar, federatif
A) Fatih Akın, ağırlıklı olarak çevre sorunlarıyla ilgili filmler L yapıdaki Hitit İmparatorluğu’nun bir parçası olan Kizuwatna
yapmaktadır.
Krallığı’nın başkenti olarak tanıtılıyor. (V) Savaş yanlısı Urhi
B) Çöp toplama alanlarının yokluğu, Karadeniz’de çevre Teşup’u devirip iktidara gelen Hattuşil ile karısı Pudu-hepa,
sorunlarına yol açmaktadır. Mısır Kralı II. Ramses ile Kadeş Barış Anlaşması’nı burada
C) Karadeniz, en çok çevre sorunu yaşayan bölgemiz imzalamış.
hâline gelmiştir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi pa-
D) Karadeniz Bölgesi’nin çevre kirliliğinin dışında da ragrafın akışını bozmuştur?
önemli sorunları vardır.
A) I B) II C) III D) IV E) V
E) Karadeniz Bölgesi’nin sorunlarına karşı devlet ilgisiz
kalmaktadır.
212
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
D) II ve III E) Yalnız III
213
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
M
A
L
2. Tamamen sıradan davransaydın, diğer insanlar gibi sıra- 4. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
dan şeyler yapsaydın senin hakkında bu kadar dedikodu tur?
ve gürültü çıkmazdı.
A) Açıklayıcı anlatım
Yukarıdaki sözü söyleyen kişi insanların hangi yönüne B) Koşula bağlı yargı
dikkat çekmek istemiştir?
C) Neden-sonuç ilişkisi
A) İntikamcılık B) Kıskançlık D) Tanım cümlesi
C) Hayranlık D) Özgünlük E) Örnek verme
E) Özentilik
214
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
S
A
R 8. (I) Bütün klasik sanat dallarının birtakım kurallara bağlı ol- TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M duğu ve bu kurallar çerçevesinde değer kazandığını bili-
A yoruz. (II) Klasik özellik kazanan her sanatta bu kuralları
L
çevresinde idealize edilmiş bazı örnek eserler mevcuttur.
6. Bu parçaya göre doğayla baş başa olmanın yararları (III) O sanat dalında eser vermek isteyen bütün sanatçılar,
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? bu örnek eserleri kendilerine rehber edinirler. (IV) Divan
A) İnsana dinginlik ve rahatlık vermesi edebiyatında Leyla ile Mecnun artık bir klasik hâline gel-
miştir. (V) Söz gelimi bir mimar gotik tarzda eser verecekse
B) İnsanın amaçlarının somutlaşmasını sağlama
sütunları yüksek yapmaya kendini mecbur hissedecektir.
C) İnsanın yeni şeyler keşfetmesine kapı açma
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlatı-
D) İnsandaki vicdanı harekete geçirme
mın akışını bozmaktadır?
E) İnsanın, beynini daha etkili kullanmasına katkıda bulun-
ma A) I B) II C) III D) IV E) V
215
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Şair, “Oluklar çift, birinden nur akar birinden kir!” diyerek 11. (I) Türk dili şiir söylemek hatta söz söylemek için türlü saz-
tarihsel düaliteye (ikiliğe) dikkat çeker biraz da. Çünkü her lardan başka dile ses güzelliği veren ahenk unsurlarını icat
şey zıttıyla ayakta durur ve güç kazanır. Yani ---- Örne- eden lisandır. (II) Böylelikle şiiri yalnız sazla değil dilin ken-
ğin büyük göçlerle darmadağın olan Türkleri tarihte büyük di mimarisi içinde de musiki ile söz söyleyen bir milletin
devletler kurmaya ve güçlü olmaya götüren şey kötülerle lisanı olmuştur. (III) Türkçe daha ilk dönemlerinden itibaren
savaşma, ona üstün gelme bilincidir. Keza Selçukluyu, Os- kafiyeyi bulmuş, aliterasyonları bulmuş ve bunları kendi-
manlıyı dünya tarihine altın harflerle yazdıran da bu bilinç- sinin bir parçası yapmıştır. (IV) İşte bu açıdan yaklaştığı-
tir. İşi o kadar büyük ölçütlere vurmaya da gerek yoktur mızda Türkçenin ifade gücü açısından olduğu kadar ifade
çünkü bu mücadele meydanı bir insanın bünyesinde dahi etmedeki güzelliği açısından da dünyanın seçkin dillerin-
kurulmuştur ve insan, iyi yanlarını, kendine ait kötü yanla- den olduğunu kabul ediyoruz. (V) Bir başka deyişle Türkçe
rını yenmek için geliştirir bunun için okur, düşünür; iyi işler kelimeleri, asırlarca işlene işlene estetize edilmiş eşsiz mü-
üretmeye, iyiliğe omuz vermeye çalışır. Eğer bir yerde kötü cevherler olarak görebiliriz.
insan varsa biliniz ki kendi içindeki iyiye sahip çıkamamıştır
Bu parçadaki dil ve düşünce akışındaki bozukluğu gi-
ve iyi yanı mağlup olurken “nur-kir” mücadelesinin bilincine
dermek için numaralanmış cümlelerden hangileri yer
varamamıştır.
değiştirmelidir?
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
A) I ve II B) II ve III C) II ve IV
göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygun-
dur? D) III ve IV E) IV ve V
A) güzellik, çirkinliğin şiddeti nispetinde fark edilir veya
kendini fark ettirir.
B) herkesin her konuda iyi olması beklenemez.
C) insan önce kendisinin yer almak istediği topluluğu iyi
belirlemelidir.
D) dünyayı sarsacak başarılara imza atmak istiyorsak çok
sabırlı ve çalışkan olmalıyız.
E) iyiliğe iyilikle, kötülüğe kötülükle cevap vermeyi bir ref-
leks hâline dönüştürmeliyiz.
B
İ
L 12. I. Osmanlı bahçeleri ne diğer Müslümanların ne Çinlilerin
G ne de Fransızların bahçelerine benzer.
İ II. Türkler, Anadolu’ya geldikten sonra bu coğrafyaya
has eserler vermeye başlamış; bahçeyi de ideal av
S mekânı, orman, koruluk olarak görmüşlerdir.
10. (I) Sabun kokusunu yahut sabundaki hafif ve güzel koku- A III. Benzemez çünkü onlarda uçsuz bucaksız dağların ve
yu sever misiniz? (II) Soruyu şöyle de sorabilirim: Sabun R bozkırların hatırasını yaşatan bir estetik hâkimdir.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
A) I B) II C) III D) IV E) V A) I B) II C) III D) IV E) V
216
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. Hatıralarımı yazmak niyetinde değilim. Onlar benden baş- 15. Tekstil sanayimiz gelişiyor. Pamuk ihtiyacımız artıyor ama
ka kimi ilgilendirir ki? Öyle büyük işler görmüş insanların Türk çiftçisi, pamuk üretiminden uzak duruyor. Bunun eko-
yanında uzun uzun bulunmadım. Hatıralarımın bence -be- nomik açıdan mantıklı bir açıklaması yok. 90’lı yılların başı-
nim oldukları için- kıymetleri ne kadar büyük olursa olsun na kadar 1,2 milyon ton pamuk ihtiyacı bulunan Türkiye’nin
başkalarını, belki en yakınlarımı bile cezbedemeyeceğini yalnızca 300 bin ton ithalat yaptığını geri kalan 900 bin
biliyorum. Anlatacak olursam onların kimsede merak uyan- ton pamuğun Türk çiftçisi tarafından üretildiğini görüyoruz.
dırmadığını görünce değerlerinden yani kendi değerimden Oysa bugün Türkiye’nin lif pamuk ihtiyacının 1,8 milyon
şüphelenmek tehlikesini göze almak istemiyorum. tona çıkmasına rağmen üretimin 500-600 bin ton civarında
olması bizi kara kara düşündürüyor.
Böyle düşünen biri için aşağıdakilerden hangisi söyle-
nebilir? Bu parçanın yazarının “ekonomik açıdan mantıklı bir
A) Her yapıtını çok okunma kaygısıyla yazan açıklamasını bulamadığı konu” aşağıdakilerden hangisi-
dir?
B) Yazdıklarının tamamen kurguya dayanması gerektiği-
ne inanan A) Pamuk alanlarının neden fazlalaştırıldığı
C) Yaşadıklarını önemsiz gördüğünden yazıya aktarmak B) Tekstil sektörünün neden yeterince desteklenmediği
istemeyen C) Pamuk üretiminin maliyetinin neden yüksek olduğu
D) Sanatın nitelikli yapıtlarla var olacağına inanan D) Tekstil sektöründe neden ithalata engel olunmadığı
E) Özgün olmak için yapıtlarında yaşamından izlere yer E) Pamuğa olan talebin artmasına rağmen üretimin neden
vermeyen düştüğü
B
14. ---- Onun ne olduğunu, hangi anlama geldiğini kimse söy- İ
leyemez. Deneyle belleğe başvurursak bu duyunun değiş- L
G
tiğini, bulundukları yere ve koşullara göre değişen nesneler
İ
gibi güzelliğin de değiştiğini görürüz. Örneğin bu nesneler
kaç kez gösterilmişse ona göre veya onu geçmişe bağla-
yan çağrışımlara göre değişir. S
A
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda- R 16. (I) Okumayla elbette insan sadece sorularının cevabını TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
kilerden hangisi getirilmelidir? M bularak bilgili olma ayrıcalığına kavuşmaz. (II) Okuma,
A) Duyu, nesnelerin nelerden meydana geldiğini, onların A okuyana bilgi kazandırdığı gibi, onun davranış ve düşü-
verilerinin neler olduğunu bilemez.
L nüş gücünü besler ve geliştirir. (III) Çünkü insan bir ya-
B) Güzellik, bizim duyduğumuz şekliyle güzellik, anlatıl- zıyı okurken belirli bir iletişim konumuna giriyor. (IV) Bu
mayacak bir şeydir. iletişim konumu ise okunan metnin türüne göre değişiklik
gösteriyor. (V) Yani okuyucu, öyküden farklı bir bilgi, ma-
C) İnsanın yaşadığı duyguları, hüzünleri, yapıtlara tam
kaleden farklı bir bilgi, denemeden farklı bir bilgi alıyor.
olarak yansıtamayız.
D) Dış dünyadan algılananlara sanatçının kattığı şey tarif Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi par-
edilemez. çada vurgulanan düşünceyi en kapsamlı biçimde yan-
sıtmaktadır?
E) Herkesin aynı duygu yoğunluğunu yaşamasını bekle-
mek hatadır. A) I B) II C) III D) IV E) V
217
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. Bu kış bir kuşun ağaçta donduğunu görünce aklıma 19. İnternet dilinin, Türkçeye verdiği açık zararlardan biri, ya-
“kaskatı kesilmek” deyimi geldi. Bu kuş, soğuktan don- bancı kelimelerin dilimize girmesini kolaylaştırması ve hızlı
madan önce ziyaret ettiği son ağacın bu ağaç olduğunu şekilde yayılmasını sağlamasıdır. Seri paylaşım yoluyla di-
bilmiyordu. Biraz düşündüğümde hüzünlü gibi görünen bu limize giren bir yabancı kelime, birkaç haftalık sürede bile
hikâye, soğukta av bulmakta zorlanan ve belki de ölmek benimsenerek yerleşebilmektedir. Bu durumda Türkçenin
üzere olan başka bir türün hayatını kurtaracaktı. Dünya söz varlığını kendi kaynaklarından karşılaması, kendi ek
sahnesine sadece 300 bin yıl önce dâhil olan insan, bir sistemini işleterek özleşmesini sürdürmesi zorlaşmaktadır.
avı avcıdan kurtardığında iyi bir şey yaptığını düşünür En az çaba kuralının geçerli olduğu internet yazışmaların-
hatta hisseder. “Serotonin ve dopamin” gibi “mutluluk ve da kullanılan ortak dilden o kadar ayrı bir yazım sistemi
haz hormonları”ndan dolayı içimizde oluşan huzur, vahşi oluşuyor ki kısaltmaları, eklendirmesi, noktalaması tümüy-
doğanın işleyişi ile ilgili fikirlerimizi etkileyebilir ama büyük le apayrı bir jargon, imkânsız zararlara uğratıyor hatta bun-
resme baktığımızda biz, şunu düşünmeliyiz: Doğaya kendi lar konuşma dilimize bile yansıyor.
kuralları ile dâhil olamıyorsak dâhil olmamalıyız.
Bu parçada üzerinde durulan aşağıdakilerden hangisi-
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden dir?
hangisidir? A) İnternetin bilinçsiz kullanımı
A) İnsan, doğada hava gibi olmalıdır; gözükmemeli ve B) Yabancı dillerin dilimize zararı
doğal dengeyi bozmamalıdır. C) Ana dilini korumanın önemi
B) Doğada var olan her şey, kendi tabiatının gereğine D) İnternet dilinin Türkçeye zararları
göre hayatını sürdürür. E) Diller arasındaki etkileşimin geldiği boyut
C) Doğru bildiğimiz yanlışların sayısı, yanlış bildiğimiz
doğruların sayısından fazladır.
18. İnsanlık tarihi incelenirse edebî olarak ilk ürünlerin şiir for-
munda ortaya çıktığı görülür. İnsanoğlu yazıyı bilmediği
dönemlerde sözü saklama ve nesilden nesile aktarma iste- B
ğine çare olarak ritmik tekrarların ve ahengin ezberlemeyi İ
kolaylaştırdığını keşfetmiş, bu da musikili söz söylemeye L
yani şiire götürmüştür insanoğlunu. Böylece sözleri daha G 20. İyi bir şiiri değerlendirip tadına varmanın hazır bir reçetesi
kolay akılda tutmaya ve hatırlamaya yarayan şiir ortaya İ yoktur. Çünkü iyi bir şiir, bir başka şiire benzemez. Bu yüz-
çıkmıştır. Tüm bunlara bağlı olarak diyebiliriz ki şiir, evren- den de her iyi şiirin giriş kapısı farklı bir kilitle açılır. Ama
sel olarak tercih edilen bir söz, duygu ve düşünce saklama S kötü şiirlerin yapısı, içeriği, içeriği sunuş biçimi hep birbi-
ve iletme tekniği olmuştur. A rinin aynısıdır. Biz, asıl konumuza dönecek olursak şunu
R söyleyebiliriz: Ne kadar fazla iyi şiir okursanız o kadar fazla
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
218
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) I B) II C) III D) IV E) V
KAVRAMLARI ÖĞREN
B Duruluk : Gereksiz söze, aynı anlamı taşıyan kelimelere
İ yer vermemektir. Yani duygu ve düşünceler, yeteri kadar
22. Çocukların öz denetimli ve nasihat ettikleri şeyi kendileri L
sözcükle anlatılmalı; işlevsiz bir kelimeye ya da eke yer
uygulayabilen anne-babalara ihtiyaçları vardır. Çocuklar, G
İ verilmemelidir.
yüceltilen bir anne-babanın değerlerini içselleştirmek sure-
tiyle bir bilinç geliştirirler. Anne-babalar, doğruyu yanlıştan Yalınlık : Sadelik demektir. Süse, söz oyunlarına yer ver-
ayırt edebilen çocukları olsun istiyorlarsa sadece onlara S meyen anlatımdır. Gösterişli bir anlatım yapayım derken
telkin veren değil çocukların beğendiği kişiler olmalıdır. A boyalı, yapmacık ve gereksiz mecazlarla doldurulmuş
R anlatımlar yalın değildir. TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
Bu parçada çocukların doğruyu yanlıştan ayırt edebil- M
meleri için, A Akıcılık : Okuyana, dinleyene keyif veren ve okuyucuyu
I. Tavsiye ettiği doğru davranışları kendilerinin gerçek- L duraksatmayan pürüzsüz, çapaksız, pürtüksüz anla-
leştirmeleri tımlar akıcı anlatımlardır. Akıcılığı engelleyen telaffuzu
zor sözcüklerin, işlevsiz eklerin, hecelerin ve sözlerin,
II. Çocukların kendilerini rol model olarak benimsemele-
rini sağlamaları anlaşılmaz yahut yabancı sözcüklerin bulunması akıcılığı
önleyen etkenlerdir.
III. Çocukların sorumluluk sahibi olmalarını sağlamaları
Doğal : Yapmacık olmayan, kendiliğinden, zorlamasız,
eylemlerinden hangileri anne-babanın görevlerin ara-
kendi doğasına uygun olan demektir.
sında gösterilmiştir?
İçten : Samimi, sıcak, içinden geldiği gibi davranan
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
demektir. İçtenlik ile doğallık yakın anlamlıdır.
D) I ve II E) II ve III
219
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
220
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) I B) II C) III D) IV E) V
221
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
10. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden 13. ---- Çünkü kabul edilmiştir ki bazı istisnalar dışında, gen-
hangisi söylenemez?
cin geleceğini aile zenginliği veya onun statüsü değil, kendi
A) Karşılaştırma yapılmıştır. beceri ve çabaları belirleyecektir. Bunun için küçük yaştan
B) Düşünceyi somutlaştırmak için alıntıya yer verilmiştir. itibaren özgürlüğüne yavaş yavaş alıştırılmalıdır. Özgür-
C) Tartışmacı anlatıma başvurulmuştur. lük denince başkasına zarar vermemek koşuluyla kendi
kararını verebilme, kendi seçimini yapabilme, kendi istek
D) Mecaz anlamda sözcükler kullanılmıştır.
ve amaçları doğrultusunda davranabilme anlaşılmalıdır.
E) Deyimlerden yararlanılmıştır. Bu nedenle onun küçük yaştan itibaren özgür düşünme,
B özgürce plan yapabilme, planlarını özgürce uygulama ve
İ engelleri ortadan kaldırma yetenekleri geliştirilmelidir. Öy-
L leyse önce ailede, sonra okulda ve çevrede özgür düşün-
G mesi ve özgür davranması cesaretlendirilmelidir. Önemli
İ olan onun başkasına zarar vermeden özgür bir birey olabil-
mesidir.
S
A Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıda-
11. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki- R kilerden hangisi getirilebilir?
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
222
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
14. (I) Türk dili, şiir söylemek hatta söz söylemek için türlü 16. Yazar, en ilginç sanat adamlarımızdandır. Denizi, deniz in-
sazlardan başka, dile ses katan ahenk unsurlarının en mü- sanlarını çarpan yüreği ve düşünen kafasıyla onun kadar
himlerinden olan kafiyeyi icat eden lisandır. (II) Böylelikle başarılı anlatan pek az yazar vardır. Gördüklerinin güçlü
şiiri yalnız sazla değil dilin kendi mimarisi içinde de musiki bir tasvircisi, toplum olaylarının dikkatli bir çözümleyicisidir.
ile söyleyen bir milletin olmuştur. (III) Ayrıca Türkçe daha Bir yandan uzun yıllar yaşadığı Bodrum’un geçmişine, öte
ilk şiirlerinden başlayarak “aliterasyon”ları büyük zevkle ve yandan o kadar haşır neşir olduğu deniz insanlarına bağlı-
alışkanlıkla kullanan ilk şiir dilidir. (IV) İşte biz dilimizi biraz lığına, anlattığı konuya sade ve dıştan bakmayan yönüne
da bu musikili yapısından dolayı zengin bulur ve severiz. dikkat edildiğinde onun daha nice ilginç yönü gün yüzüne
(V) Yani bizim dilimizin kelimeleri, asırların ve asırlar içinde çıkacaktır.
ataların işledikleri birer söz mücevheridir.
Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili aşağıdakilerden
Yukarıdaki parçanın anlamlı bir bütün olabilmesi için hangisi söylenemez?
hangi değişikliğin yapılması gereklidir? A) İlginç bir kişiliğe sahip olduğu
A) II ile III yer değiştirmeli B) Halkın sorunlarını çözmek için yazdığı
B) I, IV’ten sonra gelmeli C) Eserlerinin güçlü bir gözlem yeteneğinin ürünü olduğu
C) IV ile V yer değiştirmeli D) Denizi en iyi anlatan yazarlardan biri olduğu
D) III, V’ten sonra gelmeli E) Gizli kalmış birçok yönü olduğu
E) I, II’den sonra gelmeli
223
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
18. Hiç değilse, halk şiirinin artık yeni özelliklerle hatta yeni 20. Montpellier Kanser Araştırma Merkezinden araştırmacılar,
alanlarda görünmesi gerekmektedir. Belki de bir ezginin kanda bütün hâlde işlevsel mitokondriler bulunduğunu
sözleri olarak görünecektir. Şimdiye dek yaşaması da ez- ortaya çıkardı. Araştırmacılar, sağlıklı bir insanın kan plaz-
giyle birlikte olmuştur çünkü. Ama baskı makinesinin bu- masında mitokondriyel DNA’nın çekirdek DNA’sına göre
lunuşundan ve toplumlar içinde yayılışından sonra şiirde 50.000 kat daha fazla miktarda bulunduğu yönündeki daha
önce ortaya konmuş bulgulardan yola çıktı. Araştırmacılar,
“yazılı” olma niteliği ve ona bağlı olarak gelen nitelikler
mitokondriyel DNA’nın kanda bu şekilde belirlenebilir ve
ağır basmaya başlarken halk şiiri de ağırlığını iyiden iyiye
ölçülebilir olabilmesi için dayanıklı bir yapı içinde koru-
“ezgi”ye geçirmelidir.
nuyor olması gerektiği hipoteziyle hareket etti. Yaklaşık
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap ver- 100 kişinin kan plazmaları üzerinde yapılan incelemeler
mek amacıyla yazılmıştır? sonucunda bütün hâlde mitokondri genomları içeren çok
dayanıklı yapılar keşfedildi. Elektron mikroskobu inceleme-
A) Ezginin halk şiirindeki önemi nedir?
leri sonunda da bunların bütün hâldeki işlevsel mitokond-
B) Edebiyatın yazılı hâle gelmesi halk şiirini nasıl etkile- riler olduğu anlaşıldı. Keşfin fizyoloji bilgimize yapacağı
miştir? katkıların yanı sıra belirli hastalıkların teşhis, izleme ve
C) Halk şiiri günümüzde varlığını nasıl sürdürebilir? tedavisinde de gelişmeler sağlayabileceği düşünülüyor.
D) Halk şiirinin öneminin azalmasını neye bağlıyorsunuz? Bu parçadaki buluşla ilgili aşağıdakilerin hangisine
değinilmemiştir?
E) Şiirlerin basılması halk şiirinin özüne aykırı mıdır?
A) Nasıl bir süreç sonunda ortaya çıktığına
B) Var olan bilimsel sonuçlardan beslendiğine
C) Ortaya çıkışında bir varsayımın etkili olduğuna
D) Bazı konularda ilerleme sağlayabileceğine
E) Başka keşiflere zemin hazırladığına
224
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
C) Tartışma D) Açıklama
E) Örnekleme
1. Bu parçadaki gibi konuşan insanın düşüncelerinden
biri aşağıdakilerden hangisi olamaz?
A) Düşünme yeteneğiyle doğmuş ve düşünmeyi yaşamı-
nın merkezine koymuş insanlar ender bulunur.
B) İnsanların okumayı ve öğrenmeyi sevmesi, nesnel bir
zorunluluktur. 4. EMDR, bir hipnoz yöntemi değildir ve danışan, terapi
C) Düşünmeye yönelten nesnel ilgi, düşünmeyi yaşamın boyunca uyanık ve bilinçlidir. Danışanların geçmiş yaşan-
bir parçası yapmış kişilerde bulunur. tıları ile ilgili anılar belirlenir. Sonrasında hedef anılara ula-
şılırken danışana iki yönlü uyaranlar verilir. Bu uyaranlar;
D) İnsan kişisel sebeplerle de düşünmeye yönelebilir.
göz hareketleri, iki kulaktan sesli uyaran verme veya iki
E) Kişinin okumaya yönelmesi için dışsal bir zorlama gerekli B yönlü dokunsal uyaranlar verme şeklinde olabilir. Bu iki
değildir. İ yönlü uyaranların verilmesi, bu terapinin temel yöntemidir
L ve sonucu etkiler. Bu uyaranlar ile beynin iki yarım küresi
G arasında geçiş sağlanır. Bu nedenle olumsuz yaşantıların
İ hafıza alanlarına çok daha hızlı erişilebilir. Böylelikle korku-
lu, kaygılı olarak depolanmış belleğimiz yerine güvende ve
güçlü olduğumuz, kendimizi koruyabileceğimiz, kendimize
S
güvenebildiğimiz yeni bilgiler oluşturulur. EMDR terapisinin
A
en iyi sonucu verebilmesi için terapistin yeterli bir eğitim
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
almış olması ve iyi bir klinisyen olması çok önemlidir.
M
A Bu parçada EMDR terapisi ile ilgili olarak aşağıdakiler-
2. Bu parçada altı çizili ifadeyle
L den hangisine ulaşılamaz?
I. Düşünmeyi yaşamsal bir değer olarak benimsemiş
A) En iyi sonucu verebilmesi için terapistin eğitimli ve kli-
kişiler
nisyen olması gerektiğine
II. Yaratılışın bir parçası olan düşünmeyi şahsiyetin bir B) Terapi sonrasında danışanların geçmiş yaşantıları ile
uzantısı yapmış kişiler ilgili anılarını hatırladığına
III. Okuduğu, gördüğü ve gözlemlediği şeylerle ilgili C) İki yönlü uyaranların bu terapinin temel yöntemi oldu-
düşünmek için kendini motive etmeye çalışan kişiler ğuna
kişilerden hangilerine gönderme yapılmamıştır? D) EMDR yönteminde danışanın terapi boyunca uyanık
ve bilinçli olduğuna
A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II
E) Kaygılı olarak depolanmış belleğimiz yerine güvende
D) Yalnız III E) II ve III ve güçlü olduğumuz bilgileri oluşturmaya yaradığına
225
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Son yıllarda öyküde birçok yeni isim ve çok iyi kitaplarla 7. Yunus’un yaşadığı yıllar, Anadolu Türklüğünün Moğol
karşılaşıyoruz. Yeni bir üslubun, anlatım biçiminin gelip akınlarıyla, yağmalarıyla, iç kavga ve çekişmelerle, siya-
Türk öyküsünün kapısını araladığını hatta okurun alışkan- si otorite zayıflığıyla, kıtlık ve kuraklılıklarla perişan oldu-
lıklarını değiştirdiğini bile söylemek mümkün. Bu yıl art ğu yıllardır. 13. yüzyılın ikinci yarısında çeşitli mezhep ve
arda açıklanan ödüllerden sonuncusu 61. Sait Faik Hikâye inançların yayılmaya başlandığı görülmektedir. Böyle bir
Armağanı oldu. Doğan Hızlan’ın başkanlığındaki jüri, Bora ortamda Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Ahi Evrân-ı Veli gibi
Abdo’nun Bizi Çağanoz Diye Biri Öldürdü – Beni Unutma âlimlerle birlikte Yunus Emre; Allah sevgisini, aşk ve güzel
Dörtlemesi 1 isimli kitabını ödüle layık gördü. Bora Abdo ahlakla ilgili düşüncelerini İslam tasavvufunu işleyerek yü-
kim demeyiniz; o, ödüle oldukça aşina bir öykü yazarımız- celtmiştir. İşlediği konularla Anadolu’da gelişen Türk ede-
dır. biyatının en büyük adlarından sayılan Yunus Emre, sadece
halk ve tekke şiirini değil divan şiirini de etkiledi. Hece ve
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-
aruzla yazdığı şiirlerinde sevgiliyi temel aldı. Tasavvuf-
tir?
la beslenen dizelerinde insanın kendisiyle, nesnelerle,
A) Son yıllarda öykücülerin yeni konular işlediğine Allah’la olan ilişkilerini işledi; ölüm, doğum, yaşama bağlı-
B) Öykünün biçiminde özgünlüğün görülmeye başladığı- lık, ilahi adalet, insan sevgisi gibi konuları ele aldı. Çağının
na düşünüş biçimini ve kültürünü günlük dille, yalın ve akıcı
C) Türk öyküsündeki son gelişmelerin okuyucunun okuma bir söyleyişle dile getirdi. Deyişleriyle tasavvuf düşüncesini
tutumunu değiştirdiğine zenginleştirdi.
D) Sözü edilen öykücünün daha önce de ödül aldığına Bu parçada Yunus Emre’yle ilgili olarak aşağıdakiler-
E) Son zamanlarda öykü alanında nicelik ve nitelik bakı- den hangisine değinilmemiştir?
mından gelişmeler görüldüğüne
A) Farklı vezinlerle şiirler yazdığına
B
İ
6. Limni, tüm Kuzey Ege adaları gibi sessiz, sakin ama ter- L
temiz bir adadır. Birkaç güzel plajı vardır. Bununla birlikte G
Avrupa’daki tek çöl bu adadadır. Ilık iklimi, sade güzelliği, İ
muhteşem mutfağı, yavaş hayat tarzı ve güler yüzlü in-
sanlarıyla turistleri cezbeden bir ada olmasına karşın Gü- S 8. (I) Başlangıçta bir şey anlatmaya yarayan sesler yok-
ney Ege’deki adalar kadar turistik değildir. İklimi genelde A tu. (II) Dünya, ilk canlıyla beraber soluk aldı, nefes verdi.
Akdeniz’dir ve kışları sert geçer. Fakat ada sonbaharda R (III) Uğultu, rüzgâr ve boşluğun sesi yeryüzünü kaplıyordu
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
çok rüzgâr alır. Adanın dört belediyesi, toplamda 30 kadar M ve hayat ağacı meyve verene kadar da başka ses duyul-
yerleşimi vardır. Güneydoğusunda yer alan küçük Bozba- A
madı. (IV) Sabah oldu, akşam oldu; birinci gün ve ilk ses,
ba Adası ve Midilli Adası ile birlikte Lesbos yönetim birimini L
suda ve toprakta duyuldu. (V) Yağmurun, şimşeğin, gök
oluştururlar.
gürültüsünün, fırtınanın sesi, karın hışırtısı vardı. (VI) Ne-
Bu parçada Limni Adası’yla ilgili olarak aşağıdakiler- fes demek, ses demekti. (VII) Böylece yeryüzünde hayat
den hangisine değinilmemiştir? oldu ve o hayat sesle doldu; mamutlar haykırmaya, Anka
A) İklimine kuşları konuşmaya, yanardağlar kükremeye başladı.
D) Konumuna A) l ve II B) II ve V C) III ve IV
E) Ekonomik etkinliklerine D) IV ve V E) V ve VII
226
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Ulubey Kanyonu, Uşak ilinin Ulubey ilçesi sınırları içerisin- 11. Paris’teki Louvre Müzesinin bir salonunda kalın bir cam
dedir. ABD’de Arizona Eyaleti sınırları içersinde bulunan vitrinin arkasında sergilenen Mona Lisa tablosunu her yıl
Büyük Kanyon’dan sonra dünyanın en büyük ikinci kanyo- milyonlarca ziyaretçi büyük bir hayranlıkla izliyor. (I) Aynı
nudur. Bugüne kadar bilinmeyen kanyon, Ulubey Çayı ve salonda en az bu tablo kadar hatta daha güzel eserler de
Banaz Çayı boyunca devam eden bir ana kanyon ile buna sergileniyor ama hiçbirinin önünde Mona Lisa’daki kadar
bağlanan onlarca büyük yan kanyonlardan oluşur. Ulubey büyük bir izdiham yaşanmıyor. (II) Tablodaki kadının kimliği
Çayı da bütün kanyonu âdeta saklı bir cennete çevirmiştir. hâlâ bir sır perdesinin ardında gizli. (III) Bilindiği kadarıyla
Ulubey’de ilin güney ve güneybatı kesimlerinde jeolojik ya- Mona Lisa tablosu 16. yüzyılda Mailand’da (Kuzey İtalya)
pının özelliğinden dolayı oluşan Ulubey Kanyonu, kanyon- yapılmış. (IV) Kimi uzmanlar ressamın kendisini kadın kim-
dan geçen Dokuzsele Deresi’nde meydana gelen kirlilikten liğiyle resmettiğini söylerken kimileri Leonardo da Vinci’nin
dolayı turizme açılamıyor. Kanyonun dibinden geçen Do- hiçbir model kullanmadığını, bunun yerine hayalindeki bir
kuzsele Deresi temizlendiğinde yamaç paraşütü ve doğa kadını resmettiğini düşünüyor. (V) Herkes kim olduğu bile
turizmine açılması planlanıyor. bilinmeyen bu gizemli kadının resmini mümkün olduğu ka-
dar yakından görebilmek için kıtalararası seyahat ediyor.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Uşak il sınırları içinde birden çok kanyon bulunduğuna Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
şüncenin akışını bozmaktadır?
B) Ulubey Kanyonu’nun gözler önünde olmayan eşsiz bir
güzelliğinin bulunduğuna A) I B) II C) III D) IV E) V
C) Yamaç paraşütünün tehlikeli bir spor olması sebebiyle
Ulubey Kanyonu’nda yapılmadığına
D) Kanyonun dibinden akan dere yüzünden oluşan kirlili-
ğin bölgenin turizme açılmasını engellediğine
E) Ulubey Kanyonu’nun yakın geçmişe kadar varlığından
haberdar olunmadığına
E) Bilimin sıradan insanın beynini yıpratan, yakan soruları C) “Kar”ın doğaya ve insana etkisi
bir dâhinin beynindeki enerjiyi harekete geçirir; bu da D) Cenap Şahabettin’de “kar”ın yeri
bilimsel genişlememenin kaynağı olur. E) Edebî sanatlarda kış
227
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13 - 14. soruları aşağıdaki parçaya göre 15 - 16. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız. cevaplayınız.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği’nin tank (I) Araba Sevdası, 1895’te yayımlanmış olmasına rağmen
birlikleri, teknik bakımdan Almanların gerisindeydi. Alman yazılış tarihi 1886’dır, yani İntibah’tan aşağı yukarı on sene
tanklarının gücü karşısında Pavlov’un çalışmalarının etkili sonra yazılmıştır. (II) Bu iki romanın kahramanları olan Ali
olabileceğini düşünen ordu yetkilileri, köpeklerden oluşan
Bey ve Bihruz; tahsil, terbiye, mizaç yönünden birbirinin tam
bir birim kurmak için kollarını sıvadı. Pavlov, bu sırada
aksi iki tiptir. (III) İş, meslek, eğlence, aile çevreleri bakımın-
ölmüştü ancak okulu ve çalışmaları güncelliğini koruyordu.
dan Ali Bey ve Bihruz aşağı yukarı aynıdır. (IV) Anne - oğul -
Kurulan birim, günlerce aç bırakılan köpekleri altlarında et
parçaları olan tanklara koşullandırdı. Bu uygulamada baş- kötü kadın üçgeni iki romanda da kendini gösterir. (V) Her
langıçta nötr uyarıcı olan tanklar, koşulsuz uyarıcı olan etle iki romanda da anneler iyidir, çocuklar saf ve tecrübesizdir.
birleştiklerinde koşullu uyarıcı durumuna geldiler. Böylece (VI) Ve romanların sonunda her iki adam da bu saflıklarının
tankların altında et olduğunu düşünen ve buna koşullanan kurbanı olur.
aç köpekler, doğruca tankların altına girmeye başladılar.
Köpeklerin üzerine bağlanan mekanizmalı mayınlar ise
köpeklerin tankın altına girmesiyle tetiklenerek patlatılı-
yordu. Her ne kadar Almanlar, bir süre sonra tankların
yakınlarında gördükleri tüm köpekleri vurmaya çalışsalar
da aç köpeklerin hızına yetişemediler. Böylece 300’den
fazla tankı etkisiz hâle getirerek Alman istilasını durduran
Sovyetler, başarılı olmuştu. Günümüzde Moskova’da bu
köpeklerin anısına dikilmiş bir anı heykeli bulunmaktadır.
S
A
14. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A) Bir alandaki deneysel saptamanın başka bir alanda
A
somut bir uygulama alanı bulabileceğini kanıtlamakta-
L
dır.
16. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
B) Bir varsayımdan hareketle farklı alanlardaki uygulama-
hangisi söylenemez?
ların birbirlerini destekleyebileceği vurgulanmaktadır.
A) Nesnellik söz konusudur.
C) Bir veriden yola çıkılarak herhangi bir alanda uygulana-
bilecek teorilerin dayanak noktası belirtilmektedir. B) Karşılaştırma yapılmıştır.
D) Bir deneyin sonucundan hareketle birçok alanda yenilik C) Dil, heyecana bağlı işlevde kullanılmıştır.
oluşturabilecek veriler tespit edilmektedir. D) Değerlendirmeye yer verilmiştir.
E) Bir alandaki çalışmaların içeriğinin benzer alanlarda E) Açıklayıcı anlatım kullanılmıştır.
farklı sonuçlar doğurabileceği öngörülmektedir.
228
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. Halkların Ezgisi bir öykü olarak başladı. Yazdıkça öykü- 19. Dil, temelde seslerden örülü bir yapıdır. (I) Sesler bir araya
nün imkânlarının anlatmak istediklerime yetmediğini fark gelerek önce heceleri sonra da kelimeleri oluşturur. (II) Or-
ettim. Galiba insan yazarken hangi türde yazdığından çok, taya çıkan ilk dilin, bu özellikleri taşıdığı kabul edilse de ya-
ne anlatmak, nasıl anlatmak istediğine odaklanıyor. Bunu pısının tam olarak nelerden oluştuğu tam açıklanamamış-
mümkün kılan; Halkların Ezgisi ’nde olduğu gibi bazen ro- tır. (III) Bu konuda ileri sürülen kuramlardan bazı ipuçlarına
man oluyor; bazen öykü, bazen deneme, ... Bir tür yazarlık ulaşsak da ilk dilin nasıl bir yapıya sahip olduğunu tespit
sezgisi diyelim buna. Üreteceğiniz “şey”i hangi türün daha etmek bugün için mümkün değildir. (IV) Kelimelerin eksik-
olanaklı kıldığı yolunda, çok da düşünüp taşınmadan süreç siz bir grup oluşturabilmesi için anlamın tamamlanması ge-
içinde edindiğiniz bir bilgi. Yazar değil, yazı kendi yolunu rekir. (V) Kelimeler her ne kadar bazı kurallara bağlanarak
buluyor. dizilse de bu diziliş, hem anlamsal hem de yapısal olarak
bazı zorunluluklar içerir. (VI) Bu zorunluluklara uyulmadan
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı olabi-
kelimeleri bir araya getirmek, cümle oluşturamamak yani
lir?
tam bir anlam bildirememek demektir.
A) Hikâyeden romana nasıl geçtiniz?
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
B) Sizin için üslup mu içerik mi daha önemli?
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
C) Yazarlık sezgisi nedir sizce, tanımlar mısınız?
A) I B) II C) III D) IV E) V
D) Eski anlatı geleneklerine yer veriyor musunuz?
E) Yazmaya nasıl başladınız?
229
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
21. Sezai Karakoç’un şiir ve düşünce dünyasının en önem- 22. I. Haşerat olarak adlandırılan böcekler, insanlar tara-
li kavramlarından birisi diriliştir. “Diriliş, düşünceye önem fından sevilmeyen canlılardır. Küçük ve zararlı ola-
vermek, düşünceyi öncelemek, her zaman gündemde rak gördüğümüz, bizimle aynı evde yaşayabilen bu
tutmak demektir.” onun için. Onun şiirleri, yerli düşünceyi canlıların ilginç özellikleri vardır. Son yıllarda yapılan
merkeze alan diriliş kavramı çerçevesinde gelişmiştir. Se- araştırmalarda bu küçük canlıların büyük dünyaları
zai Karakoç, Batı etkisinde kalan insanlara şiirleri ile yeni aydınlatılmaya çalışılmaktadır.
ve aslında çok kadim bir düşünceyi, medeniyeti hatırlatma- II. Karıncalar, koloniler hâlinde yaşar. Bu koloniler pek
ya çabalamaktadır. Karakoç’un şiir dünyasını anlayabilmek görünmeseler de tabiattaki dengenin korunması için
için öncelikle diriliş metaforunu çok iyi anlamak gerekmek- büyük önem taşırlar. Karıncalar, yuvalarını toprak
tedir. Karakoç diriliş kavramı hakkında şunları söyler: “Diri- altında inşa ederler. Aralarında iş taksimi yaparlar.
liş, ruhun açtığı bu sürekli savaşı sürdürme ve bu savaştan Koruyucu, işçi, savaşçı gibi fertler kolonide görevle-
sürekli olarak başarılı çıkma demektir.” rini düzenli olarak yerine getirirler. Günün 20 saatini
Bu parçadan hareketle Sezai Karakoç ile ilgili çalışarak geçirebilirler. Çok küçük olan bu canlılar
aslında çok güçlüdürler. Ağırlıklarının 50 katı kadar
I. Millî duyarlılıkla yazdığı
yük taşıyabilirler. Bu 80 kg olan insanın, 4 ton ağırlık
II. Şiirlerinde imgeye yer verdiği kaldırmasıyla eşittir.
III. Duygu yoğunluğu ile kitleleri etkilediği
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdaki yargılardan han-
IV. Şiirlerini ortak bir temele oturttuğu gisi doğrudur?
V. Düşünceye önem verdiğinden açık ve gösterişsiz bir
üslup kullandığı A) II. parça birinci parçada öne sürülen saptamayı örnek-
lendirmektedir.
hangileri söylenemez?
B) I. parça öğretici, II parça sanatsal bir metinden alınmış-
A) l ve II B) II ve IV C) II ve V tır.
D) III ve V E) IV ve V C) İki parçada da tamamen nesnel anlatım kullanılmıştır.
D) İki parçada da aynı ana fikir dile getirilmiştir.
E) Her iki parçada da tanımlamadan yararlanılmıştır.
B
İ
L
G
İ
DİKKAT S
A
Ana Düşünce : Temaya ve konuya bağlı olarak yazıların R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
verdiği mesajdır. M
A
✔ Örnekler, sebepler ve ayrıntılar değil onları kapsayan
düşünceler ana fikirdir.
L DİKKAT
✔ Kanıtlayanlar değil kanıtlananlar; açıklayanlar değil Kavram donanımızınız ve paragraf çözümüyle ilgili stra-
açıklananlar ana fikirdir. tejik deneyiminiz belli bir aşamaya ulaşana kadar hız
yapmaya değil doğru yapmaya önem vermelisiniz. Mesela
✔ Kesin yargılar, hükümler ve sonuçlar ana fikirdir.
ilk 10 denemede metin çeşitliliğine ve geçişlerde uyum sağ-
✔ Yazarın yorumu ve bakış açısı önemlidir, sizin yoru- lamaya alışıp sonraki denemelerde süre tutmanız yararlı
munuz değil. olacaktır. Ama metin çeşitliliği, kelime ve kavram yorumu
✔ Olgu ve olay değil onun yorumu ve onun niçin verildi- konusunda zaten altyapınız varsa süre tutarak çözmeniz
ği önemlidir. yararlıdır.
230
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Tüm zamanların yaşam gerçeklerinden birini basitçe özet- Dale Carnegie, “Hepimizin yaşamı ertelemeye eğilimli
leyebiliriz: Düşünceleriniz, dünyanızı oluşturur. Yaşamda olması, insanoğlunun doğası hakkında bildiğim en trajik
neye odaklanırsanız o gelişir, ne düşünürseniz o genişler şeylerden biridir. Hepimiz bugün penceremizin önünde
ve neyle meşgulseniz kaderinizi o belirler. Yaşam, insanın açan gülün tadına varmak yerine, ufkun ötesindeki sihirli
kendini tamamlama kehanetidir, size ondan beklediğinizi gül bahçesinin hayalini kuruyoruz.” demiştir. Basit şeylerin
tam olarak verir. Hellen Keller’in dediği gibi “Hiçbir kötüm- tadına varacak bilgeliğe erişmek gerekir. Onlar hayatımı-
ser kişi, yıldızların sırrını keşfedememiş, ıssız topraklara za, uğruna tüm hayat enerjimizi harcadığımız herhangi bir
yolculuk yapamamış ve insan ruhuna yeni bir cennet aça- maddi oyuncaktan çok daha değerli anılar getirecektir. Tıp-
mamıştır.” Bu ilke doğrultusunda düşünürsek şöyle de di- kı Emma Goldman’ın dediği gibi “Boynumda pırlantalarım
yebiliriz: ---- olacağına masamda güllerim olsun.”
1. Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin geti- 3. Bu parçada vurgulanan düşünce ile aşağıdaki sözler-
rilmesi uygun olmaz? den hangisi arasında bir yakınlık yoktur?
A) Güzel bakan, güzel görür ve güzeli görür. A) Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.
B) Pencerenizin camı kirliyse çamuru ve karanlığı görür- B) Bugünkü ördek, yarınki kazdan iyidir.
sünüz.
C) En iyinin hayaliyle yaşamak iyileri ıskalamaya yol
C) Kafanız ve yüreğiniz neyle doluysa dışınızda da onu açmamalı.
bulursunuz.
B D) Günübirlik mutlulukları görmezden gelmek hiç mutlu
D) Bakış açınız ve algılama şekliniz, dünyanızı şekillendi- İ olamamayla sonuçlanabilir.
rir. L E) Küçük şeylerle mutlu olmak yerine büyük mutlulukların
E) Yaşadıklarınız, sizin bakış açınızı oluşturur ve kişiliğini- G hayaliyle yaşamak yanlıştır.
zi biçimlendirir. İ
S
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A
L 4. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tur?
2. Bu parçanın anlatımında aşağıda verilenlerden hangisi A) Genelleme içeren yargı vardır.
yoktur?
B) Bir duruma ulaşmak için gereken zorunluluklardan söz
A) Açıklayıcı anlatımdan yararlanılmıştır. edilmiştir.
B) Öznel bir tanımlama yapılmıştır. C) Karşılaştırmalardan yararlanılan cümleler yer almıştır.
C) Örnekleme yoluyla düşünce kanıtlanmıştır. D) Alıntılardan ve tanık göstermeden yararlanılmıştır.
D) Koşullu yargılara yer verilmiştir. E) Tanımlama yapılarak anlatıma yoğunluk kazandırılmış-
E) Destekleyici alıntıya başvurulmuştur. tır.
231
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) I B) II C) III D) IV E) V
6. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine verilmiş bir M yeyim bilmem. Bekir Yıldız’ın yıldızı eksik olmasın üstün-
cevap olabilir? A
den.
A) Kişinin kendini tanımasında günlük yazmanın etkisi L
nedir? Bu parçada Bekir Yıldız’la ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
B) Günlüklerin diğer yazı türleriyle benzer yönleri var
mıdır? A) Akıcı ve özgün bir anlatımının olduğuna
C) Günlük yazarı yazılarında nasıl bir üslubu tercih etme- B) Sosyal konuları dile getirdiğine
lidir?
C) Gerçekçi bir anlatımı tercih ettiğine
D) Günlükler, tarihsel kaynaklardan sayılabilir mi?
D) Konudan çok biçemi önemsediğine
E) Kişiler, günlük yazarken sadece kendilerini mi anlatır-
lar? E) Anlattıklarıyla okuru harekete geçirdiğine
232
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) I B) II C) III D) IV E) V
233
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. Sorumluluk, kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki 15. Pertev Naili Boratav; edebiyatımızın, dilimizin, gelenek ve
alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesidir. göreneklerimizin yetkin bir araştırmacısıydı. Onlarca kitap-
Bir toplumda sorumluluğu olmayan hiç kimse yoktur. Ki- la, yüzlerce makaleyle ve yazıyla daha çok halk edebiyatı-
şilerin toplumda taşıdığı sorumluluk, yasalarla belirlenmiş mızda, halk yaşamında yer edinmiş motifler üzerine eğildi;
sorumluluklardan ibaret değildir. Bugünkü yaşamımızda, kendine has bir anlatımla bunların tarihsel boyutlarını irde-
dünyanın her yerinde yasalarla yazılı olmayan bir sorum-
leyip yazıya döktü. Bu işi onun kadar başarıyla yapabilen
luluğun cezasının yalnızca vicdan azabı olduğunu sanır,
başka birilerini söylemek oldukça güç. O, araştırmacılığı-
sızlayacak bir vicdanımız yoksa aldanırız ki aldanan insan-
nın yanı sıra duygusal bir şair, iyi bir denemeci, büyük bir
lar da yok değildir. Kendilerini sorumsuz sananların hiçe
saydıkları sorumluluklarının cezasını günün birinde bütün dost ve kaliteli bir şahsiyetti aynı zamanda.
bir toplum, o toplumun içinde ailesi ve yine kendileri çeker. Bu parçadan Pertev Naili Boratav’la ilgili olarak aşağı-
Bu parçada, dakilerden hangisi çıkarılamaz?
I. Sorumsuz bir davranışın geneli etkileyebileceği A) Edebiyatın farklı türleriyle ilgilendiği
II. Yasalarda bulunmayan sorumlulukların da olduğu B) Bilimsel tarzda yazılar yazdığı
III. Yasal cezaların sorumsuzlar için etkili olduğu C) Halk kültürünün geçmişini incelediği
IV. Her insanın kendine göre bir sorumluluğunun bulun-
D) Özgün bir üslubunun olduğu
duğu
E) Sosyal sorunlara çözümler bulduğu
ifadelerinden hangilerine değinilmemiştir?
A) I ve III B) Yalnız II C) II ve IV
D) Yalnız III E) III ve IV
14. Uluslararası dil ansiklopedisi Ethnologue’un 15. baskısın-
da dünyada 6912 yaşayan dil olduğu bilgisi yer alır. İlk bas-
kıda ise 5687 rakamı verilmişti. Farklı kaynaklarda başka
rakamlarla da karşılaşmak mümkündür. Bu belirsizliğin pek
çok nedeni vardır. Her şeyden önce dünya dilleri üzerindeki
çalışmalar henüz tamamlanmamıştır ve varlığı bile bilinme-
yen dillerin bazılarının yok olduğu tahmin edilmektedir. Bu
16. Kim ne derse desin, okuma eylemi önce sezgi ve kavra-
dillerin çoğu dünyanın henüz keşfedilmemiş bölgelerinde
yışla başlar, sonrasındaysa okuduğumuz yazarların yapıt-
yer alsa da keşfedilmiş bölgelerdeki dil çalışmaları bile biti-
larıyla bir eğitime dönüşür. Resimli romanların dünyasıyla
rilmiş değildir. Çünkü araştırmacılar, çoğunlukla kolay ula-
şılan Batı Avrupa dilleri üzerinde çalışmayı tercih etmek- tanışmak, bu ilk adım, okumanın kapılarını açabilir çocu-
tedir. 4000 kadar dilin henüz doğru dürüst betimlenmemiş ğa. Çocuğun dünyasında görsellik önemlidir, bunu izleyen
olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca dillerden birçoğunun süreçte sürükleyicilik ve maceranın yanına hayal unsurları
B
özel adı yoktur. Örneğin Papua-Yeni Gine’deki Sare halkı- İ eklenir. Jules Verne gibi yazarlar, bu bakımdan çocukların
nın dillerine verdiği Sare adı sadece “konuşmak” demektir. L dünyasında derince izler bırakır. Yüzünüzü biraz daha ha-
İngiliz Kolumbiyası’nda yaşayan Gitksan halkı kendi dille- G yata dönmüş, topluma, insana bakar olmuşsanız; hele bir
rinden Sim’algaks “gerçek ya da doğru dil” diye söz ederler İ de sokakları tanıyor, bunları anlamanın kıyısına gelmişse-
ama komşu Nigşa ve Tsimşian lehçeleri de aynı adı kulla- niz karşınızda Fakir Bayburt, Emile Zola, Tolstoy gibi ya-
nır. Kimi dillerin ise birden çok adı vardır. Ethnologue, bir- zarlar duruyordur. Yaşlandıysanız ölüm ve yaşam felsefesi
birinin yerine kullanılan 39.000 dil ve lehçe adı verir. Ayrıca S
A yapan “denemeler” size dost olacaktır.
araştırmacılar da bir dile hem o dilin konuşurlarından hem
de birbirlerinden farklı adlar vermiş olabiliyorlar. Yaşayan R Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmiştir?
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
234
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. Gazeteci: Bazı dergilerde hikâyeleri yayımlanmış olan bir 19. Roma mutfağının kapısını enginarla araladım. Venedik’te
gence neden hikâye yazmayı bırakmasını salık verdiniz? enginarın gizemlerine daldım. Kentin her tarafı tarih kokan
labirentlerinde dolaşır gibi enginarın çeşitlerinin peşinden
Hikâyeci: Dede Korkut Hikâyelerine ve halk hikâyelerine
koştum. Mor gonca gül gibi olanlarını, minicik bebek gibi
burun kıvırıyordu ve onları gereksiz görüyordu.
olanlarını keşfettim. Gonca enginarları çiğ çiğ yemenin
Gazeteci: Geleneksel öykülerimizden de motifler barın- keyfini çıkardım. Roma usulü enginar pişirmeyi öğrendim.
dıran hikâyeciye de hikâye yazmayı bırakması gerektiğini Onun sır otu “mentuccio” ile yani nane görünüşlü fesleğen
söylemişsiniz. Bu bir çelişki değil mi? lezzetli bir yabani kekik cinsi ile tanıştım. Onun benzeri bir
Hikâyeci: Bir hikâyeci, hikâye denizinde gençlerin gemileri otu ----.
için deniz feneri olabilmeli. Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki “enginar sebzesinin her ülkede başka bir çeşniyle tatlandı-
hikâyecinin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? rıldığı” sonucuna ulaşılır?
A) ülkemizde farklı yörelerde yarpuz olarak veya taş
A) Sanatçının başarısı, eserlerinin yayımlanmasıyla değil
nanesi olarak adlandırıp kullandığımızı keşfettim
eserlerini okuyanların niceliği ile ölçülür.
B) enginar yemeklerinde kullanmanın İtalya’nın bütün
B) Yerelden evrensele uzanan bir çizgide ilerleyebilen bir ünlü mutfaklarında âdet olduğunu öğrendim
sanatçının ölümsüzlüğü hak ettiğini düşünüyorum.
C) dünyanın her yerinde enginarın lezzetini ortaya çıkaran
C) Başarılı bir sanatçı, eskilerin takipçisi; yenilerin yol bir unsur olarak kullandıklarını fark ettim
göstericisidir. D) Anadolu’da ararken enginara yakışacak daha başka
D) Orijinal olayım derken aşırıya kaçıp marjinal olanların birçok yeşillik bulunduğunu gördüm
sanat dünyasına söyleyecek sözü yoktur. E) bulmak için ülke ülke dolaştım fakat bu otun Venedik’e
özgü bir ot olduğunu anladım
E) Sanatsal birikime sahip olup da yaratıcı ürünler ortaya
koyamamak mükemmeliyetçilikten kaynaklanır.
18. Burası Nahide’nin dükkânı. Yeni açıldı. Nahide kırk iki ya- B 20. (I) İnsanları diğer canlılardan ayıran özelliklerden biri de in-
şında, ufak tefek, sarışın, kıvırcık saçlı, burnu fındık gibi bir İ sanların düşünme yetisine sahip olmalarıdır. (II) Bilinçli
kadın. Çiçek satıyor. Dükkâna kızı Solmaz’ın adını verdi. L olarak gerçekleştirilen fikir uğraşısı olan düşünce dille
Bembeyaz duvarlar, mermer zemin, yine beyaza boyalı çi- G ifade edilir. (III) Dil bu yönüyle düşüncenin aktarıcısıdır.
çek sehpaları ve camlı raflar, yeni olmanın iç ferahlatan İ
(IV) Ancak dil, bunlar arasında en işlevsel olanı, insan zih-
aydınlığını taşıyor. Bir yanda toprak kaplara konmuş kes- ninde en fazla hareket alanı bırakanıdır. (V) Düşünce akta-
me çiçekler, bir yanda saksı çiçekleri… Güller, karanfiller, S rımı dil dışında resim, müzik, heykel, ebru gibi araçlarla da
bromeliyatlar, kaktüsler, rengârenk kalyaslar… dükkânı A gerçekleşir. (VI) Dil dışında hiçbir ifade biçimi insana kar-
cennet gibi yapmış. Çiçeklerin her biri, birbirinden güzeldi; R
maşık ve soyut düşüncelerini dil kadar ayrıntılı olarak ifade TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
kim bilir kimin gönlünü alacak olan çiçek buketlerini hazır- M
etme fırsatı vermez.
lamak, onları parlak kurdelelerle süslemek de...
A
L Bu parçada numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bü-
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden tün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin bir-
hangisi söylenemez? biriyle yer değiştirmesi gerekir?
A) III. kişili anlatım söz konusudur. A) I ve II B) II ve III C) II ve V
B) Sayıp dökmelere yer verilmiştir. D) IV ve V E) III ve VI
C) Benzetmeye başvurulmuştur.
D) Betimlemeden yararlanılmıştır.
E) Alıntılama yapılmıştır.
235
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
E) Siyez buğdayının tanıtımı için yeni yollar önermektedir- B) (I) Hikâyedeki başarınızın şiirinizi gölgelediği söylene-
ler. bilir mi
236
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
237
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
238
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Meşakkatli ve büyük bir iştir sanat adamının yaptığı. Has- 11. Dil, değişkendir; bütün doğal diller çeşitli nedenlere bağ-
sas, duyarlı ve gözlemci olan sanat adamı, toplumsal lı olarak sürekli bir değişim içindedir. Türkçe, bütün doğal
meselelerin bilincinde olup sıkıntıları dile getirmelidir. Bu diller gibi sürekli biçimde değişmekte ve gelişmektedir.
adam, insanlar için önem arz eden konuları da bilir, yaşa- Türkçenin bilinen ilk metinleri bugün ancak belli bir eğitim
mın sadece bunlardan ibaret olmadığını da. Bana göre ya- sonucu anlaşılabilecek durumdadır. Ancak değişkenlik sa-
şamımızda en basit ve sıradan olayları bile önemsemelidir dece tarihle sınırlı değildir. Günümüzde de Türkçede çok
sanat adamı. Basit görülen olaylara sırt çeviren kişi sanatçı sayıda çeşitlenme vardır. Değişme, konuşma dilinde yazı
olur mu hiç? Sıradan ve basit olayları vatandaş göremeye- diline oranla daha hızlı olur. Yazı dillerinde “görece doğru”
bilir, doktor da mimar da mühendis de göremeyebilir. Bu biçimler bir kere belirlendikten sonra, bu “doğru” biçimlerle
olayları görüp dile getirecek adam bellidir. Yaşarken farkı- eğitim alan nesiller, yazı dilinde değişiklik olmasından hoş-
na varamadığımız küçük olaylara bir yapıtta rastladığımız- lanmazlar. Oysa konuşma dili sürekli bir değişim içindedir.
da ne kadar mutlu oluyoruz öyle değil mi? Yazı dilinin durağan, konuşma dilinin ise dinamik olması
Bu parçada anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi- nedeniyle zamanla yazımla söyleyiş arasındaki uçurum
sidir? büyür ve yazı dilinde reform yapma ihtiyacı ortaya çıkar.
A) Sanat yapıtlarında yaşamdaki ayrıntılarla karşılaşan Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
insan çok mutlu olur. A) Dünyadaki tüm doğal dillerde değişme ve gelişme söz
B) Meslek dalları içinde en büyük ve zor görevler sanatçı- konusudur.
ya düşmektedir.
B) Yıllar öncesine ait bir Türkçe metni herkes okuyamaya-
C) Toplumsal sorunlara çözüm yolları bulan sanatçı, bilir.
büyük ve gerçek sanatçıdır.
C) Konuşma dilindeki değişmeler, yazı dilini etkiler.
D) Yaşamdaki küçük olaylar, genellikle olağanüstü olay-
D) Eğitimli kişilerin konuşma diliyle yazı dili arasında fark
lardan daha büyük etkiye sahiptir.
yoktur.
E) Sanatçı, sadece önemli olayları değil yaşamın içindeki
E) Konuşma dilindeki değişim, yazı diline göre daha hızlı-
detayları da görüp anlatandır.
dır.
239
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. Kahramanlık ve tarih konulu şiirlere epik şiir denir. Des- 15. Bir yazar, yazısını her yerde yazabilmeli: otobüste, durak-
tanlar, ilk epik şiirlerdir aslında. Bu nedenle epik şiirin en ta, deniz kenarındaki bir bankta, parkta… Yazmak için illaki
eski şiir türü olduğunu söyleyebiliriz. Dünyada bilinen ilk bir çalışma odasının olması şart değildir. Ben de bir yazar
ve en güzel örneklerinin İlyada ve Odysseia olduğu her- olarak yazmak için eve gidip çalışma odasına kapanmayı
kesçe kabul edilir. Epik şiirin ilham kaynağı, bir ulusun ya- beklemem, çıkarırım cebimden kâğıdı, kalemi her neredey-
şadığı savaşlar ve kahramanlıklardır. Epik şiirlerde ulus, sem içimden geldiği gibi irticalen yazmaya koyulurum. Şayet
kahramanlık, erdem yüceltilir ve coşkuyla anlatılır. Bu da yazacağım şeyler tükenmişse kendimi hemen başka şehir-
okurda belirli bir heyecan, güç ve güven yaratır. Diğer şiir lere atarım. En çok da Bursa’ya… Bursa, beni tarihî ve do-
türlerinden farklı olarak epik şiirin toplumsal bir tür oldu- ğal güzellikleriyle selamlar ve yazılarıma girer. Bursa’da bir
ğunu düşünebiliriz. Sözlü edebiyatımızda destanları, halk şeyler yazamasam bile biriktirir biriktirir başka yerlerde ya-
edebiyatımızda koçaklamaları, Tanzimat’tan sonra baş- zarım biriktirdiklerimi. Bugünlerde Eskişehir’e taşındım. En
layan yenileşme sürecinde Namık Kemal’in, Millî Edebi- çok da Bursa’ya yakınlaştığım için seviniyorum. Sonra bir
yat Dönemi’nde Mehmet Emin Yurdakul’un, Cumhuriyet de Bursa’da güzel gençlerle tanıştım. Bu gençlerin edebiyat
Dönemi’nde Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, Nazım Hikmet’in sevdalısı olmaları beni çok mutlu etti. Ben de edebiyata dair
özellikle Kurtuluş Savaşı’nı anlattıkları şiirlerini epik şiir tü- ne biliyorsam paylaşıyorum onlarla, onlar da dikkatle dinliyor
rüne dâhil edebiliriz. beni.
Bu parçada epik şiirle ilgili olarak Bu parçada yazar, aşağıdakilerin hangisinden söz et-
I. Sosyal bir yönünün olduğuna memiştir?
II. Türk edebiyatının farklı dönemlerindeki varlığına A) Belli bir ön hazırlık yapmadan yazdığından
III. Mübalağalı bir anlatımın olduğuna B) Yazılarında Bursa’nın yer aldığından
IV. Diğer şiir türlerinden çok sevildiğine
C) Yazının her yerde yazılabileceğinden
V. Ne tür olaylar neticesinde oluştuğuna
D) Konu sıkıntısı çektiğinde farklı yerlere gittiğinden
numaralanmış ifadelerden hangilerine değinilmemiş- E) Yitirdiği umutlara tekrar kavuştuğundan
tir?
A) I ve III B) Yalnız II C) III ve IV
D) IV ve V E) Yalnız V
B
İ
L
14. (I) İnsanın olanak varsa karısı, çocuğu, parası ve hele G 16. (I) Edebiyat dili, Yeni Lisan’a kadar Arapça ve Farsça hatta
sağlığı olmalı ama mutluluğunu yalnız bunlara bağlama- İ Servetifünûn Dönemi’nde Fransızca etkisindeydi. (II) Aslın-
malı. (II) Kendimize dükkânın arkasında yalnız bizim için da, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında Türkçe, yoğun bir
bağımsız bir köşe ayırıp orada gerçek özgürlüğümüzü, S Arapça ve Farsça etkisindeyken Osmanlının Duraklama ve
kendi sultanlığımızı kurmalıyız. (III) Orada, yabancı hiçbir A Gerileme Dönemi’nde Fransızca etkisinde kaldı. (III) Cum-
konuğa yer vermeksizin kendi kendimizle her gün baş başa R huriyet rejimi, Osmanlı ve Selçuklu yönetimlerinin aksine
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
verip dertleşmeliyiz. (IV) Karımız, çocuğumuz, servetimiz, M millî bir unsur olarak kabul etti dili ve Türkçenin korunma-
adamlarımız yokmuş gibi konuşup gülmeliyiz. (V) Kendi A sına çok çaba gösterdi. (IV) Bu da yetmezmiş gibi 20. yüz-
içine çevrilebilen bir ruhumuz var bizim; kendi kendine yol- L yıldan sonra Türkçe, İngilizce istilasına maruz kaldı. (V) Bu
daş olabilir; kendi kendisiyle çekiş dövüş, alışveriş edebilir; çabaların bir kısmı, yine devlet eliyle kurulan TDK tarafın-
kendince eleştiri yapabilir. (VI) Yalnız kalınca sıkılır, ne ya- dan bir süre devam ettirildi.
pacağımızı bilmez oluruz diye korkmamalıyız.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bü-
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden tün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin yer
sonra “Öyle ki hepsini yitirmek felaketine uğrayınca on- değiştirmesi gerekir?
larsız yaşamak bizim için yeni bir şey olmasın.” cümlesi
A) I ve III B) II ve III C) II ve IV
getirilebilir?
D) II ve V E) III ve IV
A) I B) II C) III D) IV E) V
240
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. Klişe bir tanım olarak roman için hep şöyle denir: Olmuş 19. (I) Su, yenilenebilir bir kaynak olmasına rağmen nüfus
veya olabilecek olayların anlatıldığı uzun yazı türü. Ben artışı, çevre kirliliği, maliyet, bilinçsiz su tüketimi, iklim
buna katılmıyorum. Roman cidden olay anlatma veya şartlarındaki değişim gibi sebeplerden ötürü çevrimini
olayların içindeki dramatik anları saptayıp bunlara müba- tamamlamadan tüketilmektedir. (II) Bu bakımdan su hasa-
lağa katarak anlatma sanatı mıdır? Kesinlikle hayır. Çünkü dı, günümüzde suyun çok kullanıldığı şehirler için hayati
bir öneme sahiptir. (III) Su hasadının önemini fark eden
biliyoruz ki dünya romanlarının, başyapıtlarının anlattığı
metropoller, bu alanda devasa yatırımlar yapmaktadır.
olayları şöyle birkaç satırdan öte özetleyebilmenin, anlata-
(IV) Yağmur suyu toplama yöntemine göre eğim doğrul-
bilmenin imkânı yok. Çünkü gerçekten bizim roman okuru-
tusunda akışa geçen sular toplanır. (V) Tesviye eğrilerini
muzun anladığı manada bir olay yok onlarda. Onların ulu- takip eden oluklar, taş örme yapılar suyun daha uzun süre
lukları anlattıkları olayların orijinalliğinden gelmez. Bir olay filtrasyonuna ve depolanmasına fırsat verir. (VI) Çatılardan
anlatmışlarsa amaçları da kesinlikle o olayları anlatmak veya taşlık, kayalık alandan gelen yağış suları toprak altın-
değildir. Çünkü onlar için olay sadece bir araçtır. da depolanarak evsel ihtiyaçlar veya hayvan içme suyu
olarak kullanılabilir.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Roman için olayın yalnızca bir araç olduğu Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
B) Büyük romanlarda anlatılacak mühim bir olayın olmadığı
A) II B) III C) IV D) V E) VI
C) Romanın sadece bir olayı anlatma işlevi taşımadığı
D) Bizim okurumuzun, romanı olay eksenli düşündüğü
E) Okurun duygularına seslenen romanların kalıcı olduğu
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün B) Yazılmasının çok zor olması
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan C) Biçimin içeriğe baskın olması
üçüncü olur? D) Sanatçıların rubai yazacak yetkinlikte olmaması
A) I B) II C) III D) IV E) V E) İçerik açısından yenilenmeye uygun olmaması
241
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
21. Öykülerde cümleler çok damıtılmış olmalıdır, her birinin 23. 28 Temmuz 2022’de İlhan İrem, 67 yaşında böbrek yet-
yoğun bir anlamla yüklü olması gerekir. Hâliyle roman ya- mezliği sebebiyle veda etti dünyamıza. Onu sevenlerin ak-
zarken kullandığım dili biraz esnetip daha gevşek yazmam lına “Sensizliğin acısını / Sen nereden bileceksin? / Sen
ve karakterlerin iç yaşantıları hakkında daha çok ayrıntıya hiç sensiz kalmadın ki...” sözleri geldi. Pek çok hayranı
girmem gerekir. Çünkü bu ikisi ayrı türlerdir. Öte yandan kur- ve dostu ona kendi sözleriyle veda etti. Ben şahsen “Saz-
guyu oluşturmak da inanılmaz derecede farklılık arz ediyor. lıklardan havalanan bir ördek gibi sesin / Ürkek, şaşkın,
Küçük bir değişiklik bazen yüzlerce sayfayı etkiliyor. Oysa kararsız, duyuyorum.” dizeleriyle ve “Konuşamıyorum”
roman, bazı değişikliklere aldırmayıp kendi yolunda gitmeye nakaratıyla veda ettim. Ama aslında hepimiz de biliyor-
devam edebiliyor. duk onsuzluğun acısını ve sadece konuşamıyorduk. Uzun
zamandır “uzak” yaşamayı tercih etti. Popüler olmayı ve
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak
yazılmıştır? kalabalıkların önünde olmayı bıraktı ama nitelikli üretime
devam etti. Kalabalıkların malı olmakla kendini anlatama-
A) Roman yazmak mı, öykü yazmak mı zor?
mak, kendi olamamak arasındaki ilişkiyi gördü ve müziğiyle
B) Romanlarınızı kurgularken nasıl bir yöntem izliyorsu-
içini göstermeyi seçti. Nicelikten uzak durdu ama niteliğini
nuz?
hep korudu. Romantizmin baskın olduğu ilk dönemlerinde
C) Bunca yıl öykü yazdıktan sonra niçin roman yazmak Anlasana ile adını duyduk. Huzura davet eden bir sesi var-
istediniz? dı. Yavaş yavaş romantik şarkıların yerine senfonik rock
D) Roman yazmakla öykü yazmak arasında bir fark var mı? geçmeye başladı. Türk pop müziğinin geleceğini daha 80’li
E) Roman karakterlerini oluştururken neye dikkat edersi- yıllarda iken burada görmeye başladı. Haklı da çıktı. Son-
niz? ra uzun bir inziva dönemi başladı. Yılda sadece bir veya
iki konser verdi. Hüzünden beslendi. Kendi iç uzaylarında
metafizik yolculuklar yaptı. 90’larda siyahlara bürünüp top-
lum ve sanat ortamındaki duyarsızlaşmaya dikkat çekti.
22. Günümüzde lalenin pek çok çeşidine rastlanmaktadır.
1992-2006 yılları arasında konserlerine de ara verdi.
Bunlar arasında en dikkat çekenlerden biri de İstanbul
lalesidir. İstanbul lalesi, form itibarıyla alışılmış lalelerden Bu parçadan İlhan İrem’le ilgili aşağıdakilerden hangisi
oldukça farklıdır. 40-50 cm’lik gövdelerde çok ince han- çıkarılamaz?
çerli, sivri uçlu, kıvrık, örümceksi yaprak ve sarı çizgili
A) Müziğinde farklı anlayış dönemleri olmuştur.
kırmızı badem çiçeklere sahiptir. İstanbul lalesinin bota-
nik adı “Tulipa Acuminata”dır. Selçuklular, Anadolu’ya B) Kitlesel kültürün vitrininde olmayı sevmemiştir.
lalelerle birlikte yerleştiler. Bu topraklara lale soğanları C) Müzik faaliyetlerinde sayıya değil kaliteye önem ver-
ekmekle kalmayıp camileri, mezar taşlarını, sanat eser- miştir.
lerini, sarayları lale motifleriyle süslemeye başladılar.
D) Müzikle ilgili öngörülerinde isabetli davranmıştır.
Osmanlılar da laleyi çok sevdiler ve fethettikleri toprakları
B E) Müziği toplumsal bir dönüştürme aracı olarak görmüş-
lalelerle süslediler. İstanbul lalesinin hikâyesi, 16. yüzyılda
İ tür.
İstanbul’da Osmanlı bahçelerinde başladı. Yabani lalelerin
L
ıslah edilmesiyle ortaya çıkan ve lale-i Rumi, Osmanlı
G
lalesi veya İstanbul lalesi adıyla bilinen bitkiyi ilk yetiştiren
İ
ve yaygınlaştıran Kanuni Sultan Süleyman’ın Şeyhülislamı
Ebussuud Efendi’dir. Yıllarca İstanbul’u süsleyen bu özel
lale, 16. yüzyılın ikinci yarısı ile 18. yüzyıl arasında en par- S
lak dönemini yaşadı. İstanbul lalesi, Avrupa lalelerinden A
çok farklıydı. Ancak ne yazık ki bu lale türü, 19. yüzyılda R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
242
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Sonra birden yağmur… Yağmurlar her yerde güzel yağar Einstein, Edison, Leonardo da Vinci gibi dâhilerin de için-
ve her şeyi güzelleştirir. Üsküp’te de güzel yağıyor ve her de bulunduğu özel bir öğrenme güçlüğü çeşididir, disleksi.
yeri, her şeyi güzelleştiriyor. Taş Köprü’nün karşısına otur- Ve öğrenme güçlüğü bir zekâ geriliği değildir. Çoğunlukla
muş çayımı yudumlarken yağmur sesleri muhabbetlere birlikte görülse bile dikkat eksikliği ve hiperaktiviteden fark-
yankı oluyor. Genç kızlar geçiyor yanımızdan, birbirlerine lı bir durumdur. Eğer bir çocukta öğrenme güçlüğü varsa
yapışmış ihtiyarlar… Buradaki insanlar o kadar güzeller ailelerin bunu kabullenmesi çok önemlidir. Çünkü bu has-
ki… Birden yağmur sağanağa dönüşüyor, garson tente- talığın tedavisi eğitimdir. Bu özelliğe sahip çocuklar çoğu
lerin altındaki TV’yi naylonla sarıp yağmurdan korumaya zaman durumun farkındadır ama belli etmemeye çalışır.
çalışıyor, yağmurdan kaçan insanların ayak sesleri düşü- Örneğin sınıfındaki birçok arkadaşından geri kaldığını bilir
yor kafeye ama yağmur altında herkes çok güzel, besbelli ve bunun için kendini kötü hisseder. Bu sebeple dersten
şehri güzelleştirmek için yağıyor, değdiği herkesi güzelleş- kaçtığı sıkça görülür. Birçoğu derse katılmak istemez ve
tiriyor; kent, yağmurla birlikte irkiliyor, kendine geliyor, can- ödev yapmak onlar için âdeta bir işkence hâline gelir. Aile-
lanıyor, her yerde bir nabız gibi atan bir iyilik, bir güzellik lerin bu gibi durumlarda çocuklarını anlamaya çalışması ve
ortaya çıkıyor. onlara gerekli desteği sunması en büyük ilaçtır.
1. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yer 3. Bu parçada disleksi hastalığı ve disleksi hastaları için
almamıştır? aşağıdakilerden hangisine varılamaz?
A) Birbiriyle genel-özel ilişkisine sahip yargılar A) Bu hastalığa maruz kalanlar, tümüyle üstün zekâlı kişi-
B) Asıl gerekçesinin yerine düşsel bir gerekçeye bağlanan lerdir.
yargı B) Bu hastalar için ailelerinden destek görmek çok önem-
C) Gözlemleri izlenimlerle birleştirerek yansıtma lidir.
B
D) Tümüyle yalın bir anlatıma yaslanma İ C) Bu hastalık, eğitim yoluyla tedavi edilebilecek bir has-
E) Beğeni ve tahmin içeren yargılara yer verme L talıktır.
G D) Disleksi hastaları, geç ve zor öğrenen, bunun da far-
İ kında olan kişilerdir.
E) Bu hastalarda ödevleri yapmada zorluk çekme, öğre-
S nim ortamından kaçma gibi durumlar gözlenir.
A
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
A
L
2. Aşağıda verilenden hangisi bu parçaya uygun düş- 4. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
mez? tur?
A) Betimleme ve öykülemeden yararlanılmıştır. A) Tanık gösterme B) Gerekçeli yargılar
B) Duyu aktarımlarına başvurulmuştur. C) Tanımlama D) Açıklayıcı anlatım
C) Kişileştirmeye ve benzetmeye yer verilmiştir. E) Terimlerden yararlanma
D) Yorum içeren cümleler yer almıştır.
E) Somutlaştırma ve amaç içeren yargı bulunmaktadır.
243
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Muhtemelen sabahları işe giderken çoğumuz, şöyle bir 7. • Dünyada çay kültürü nereye gidiyor?
manzarayla karşılaşıyoruz: adım adım ilerleyen trafik, kor- • Dünyanın çay yetiştiren diğer ülkelerine kıyasla
na sesleri, beton binalar, gri kaldırımlar, kapkara yollar, te-
Türkiye nasıl bir yerdedir?
laşlı kalabalıklar, kaos... Ne kadar yorucu ve yıpratıcı öyle
değil mi? Bir de madalyonun diğer tarafı var: göz alabildiği- • Avrupa’da çay kültürü nasıl gelişmiştir?
ne uzanan yeşil peyzaj, asırlık ağaçlar, ayağınızın altında • Çay hakkında şu sıralar en yeni moda nedir?
ezilen yeşil otlar, kuş sesleri, rengârenk çiçekler... Elbette
ikinci şık çok daha insani. Hem de mutluluk kaynağı. Zaten Bir röportajda yer alan aşağıdaki cevaplardan hangisi
araştırmalar da bunu kanıtlıyor. Finlandiya Sağlık ve Refah bu sorulardan herhangi biriyle ilişkili değildir?
Enstitüsü kaynaklı bir çalışma, kent insanının yeşil alanlara A) 16. yüzyılda Avrupa’ya çayı getiren Portekizlilerdir.
yaptığı ziyaretlerin kaygı, uykusuzluk, depresyon, yüksek
Ticari anlamda getirenler Hollandalılardır ancak
tansiyon ve astım gibi rahatsızlıkları azaltabileceğine işa-
ret ediyor. Yeşil alanlara düzenli seyahatlerin ruh sağlığıyla İngilizler sayesinde popülerleşmiştir. İngilizlere çayı
ilgili ilaçları kullanma olasılığını %33, tansiyon ilaçları kul- Portekiz asıllı Prenses Catherine tanıtmıştır. Çok paha-
lanma olasılığını %36, astım ilacı kullanma olasılığını %26 lı olduğundan kraliyetin içeceği olmuş; bir zenginlik,
azalttığı saptanmış. Yeşil alanlara ----. statü göstergesine dönüşmüştür.
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse B) Dünyanın en iyi çaylarını üretmiyoruz ama çaya öyle
“doğanın insanın doğasına uygun bir yaşam alanı olduğu” bir sahip çıkmış, kültürümüzün içine almışız ki nere-
sonucuna ulaşılır? deyse tüm çay ülkeleri bizim ince bellimizi ve çaya
A) yer vermekten kaçınan şehirler, asla iyi yönetilmiyor düşkünlüğümüzü biliyor. Dünyada üretimde yedinci,
demektir tüketimde birinci sıradayız. Dünyanın en büyük üretici-
B) bakmak bile göze, strese ve kronik yorgunluğa iyi geliyor leri dahi bizim kadar çok çay tüketmiyor.
C) çokça zaman ayırmak insanın iş yaşamında daha C) Çay saati kraliyet ve asillerin tercihi ve uzun bir sere-
verimli olmasını sağlıyor moni. Masalarda servis edilen yiyeceklerden kullanılan
D) her gidiş, kendinden uzaklaşan insanın resetlenip ken- porselen potlara kadar her şey şaşaalı İngiliz kraliyet
dine dönüşü anlamına geliyor hayatının bir yansımasıdır. Çok uzun, keyifli ve sos-
E) yatırım yapmak yerine betonlaşmaya yatırım yapanla- yalleşmenin öne çıktığı bir ritüel olan çay saati, farklı
rın durdurulması gerekiyor kraliyet aileleri arasında yarış hâlini almıştır.
D) Keyifli zamanlarımıza eşlik eden çay, basit bir içecek
6. Günümüz iş dünyasında hem teknolojik gelişmelere hem
de sosyal değişimlere ayak uydurabilmek için işletmele- gibi görünüyor. Fakat zamana, şehirlere hatta ülkelere
rin verimliliğini artırmaya yönelik çok çeşitli uygulamalar göre farklı tüketim biçimleri var. Her dönemde bildiği-
söz konusu olmaktadır. Bu durum işletme çalışanlarının mizden farklı tüketim yöntemleri veya faklı çay çeşitleri
giderek daha yoğun çalışmasına, buna bağlı olarak fizik- yaygınlaşıyor. Bu sıralar Tayvan’dan çıkıp dünyaya
sel ve ruhsal bakımdan daha çok yıpranmasına neden hızla yayılan “bubble tea” çok popüler mesela.
B
olmaktadır. Ortaya çıkan bu tablo ile çalışanların kurumsal
İ E) Çay; binlerce yıldır içilen, günümüzde sudan sonra
verimlilikleri yanında bireysel motivasyonları da iş yaşamı
kalitesi açısından önem kazanmıştır. Öte yandan çalışan- L en çok tüketilen içecektir ama bu mucizevi bitki bazı
ların iş yaşamı dışında çeşitli rollere sahip olduğu ve gerek G kültürlerde hak ettiği yeri alamamıştır. Tüketicilerin
birey olarak gerekse eş ve dostları ile sürdürmek zorunda İ sağlıklı yaşam konusunda bilinçlenmesi, beslenme ter-
olduğu bir özel yaşamı bulunmaktadır. Zamanla iş yaşamı- cihlerinde doğal içeriklere yönelmesiyle çay dünyada
nın zorlaşması, teknolojik ilerlemeler ve küreselleşme ile S hiç olmadığı kadar popüler.
gelen sosyoekonomik ve demografik değişimlerle birlikte A
bu iki yaşam biçimi kesişmiş ve birbirlerinin alanlarını ihlal R
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
244
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Çeviri, sanatsal ürün söz konusu olduğunda çok büyük 11. Anne babalar çocuğuyla birlikte reklamları izlemeli ve rek-
bir hassasiyet gerektirir. Kaynak dili de hedef dili de iyi lamların onlar üzerindeki etkilerini tartışmalı, onlara rek-
bileceksin. Ama bilmeden bilmeye de fark var. Sanatsal lamların tartışılmaz doğrular olmadığını söylemelidir. Ço-
bir ürünün amacı estetik haz oluşturmaktır. Bu ise dilin cuğumuza ürün satan firmaların bazen abartılı ve gerçeği
kurallarına hâkim olmaktan öte bir hâkimiyet ister. O dilin tam olarak yansıtmayan reklamlar verdiğini, reklamların
mecazlar sistemine vâkıf olmayı gerekli kılar. Yoksa çevir- oyuncakları nasıl daha cazip ve albenili gösterdiğini anla-
men, estetiği aktaramaz. Coşkulu ırmakları, kurumuş dere- tın. Reklamını izlediği gıda mamullerini satın almadan önce
lere çevirir. Yani çevirmen olmakla sanatçı olmak kol kola besin değerlerini incelemesinin önemli olduğunu açıklayın
yürümek zorundadır. Ayrıca bir sanat eseri bir başka dile ve doğru bir tüketimin niteliklerinin ne olması gerektiğini
çevrilirken ----. öğretin.
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilir- Bu parçada yazarın özellikle belirtmek istediği aşağı-
se “hiçbir çevirinin, aslının yerini tutamayacağı” sonucuna dakilerden hangisidir?
ulaşılır? A) Bazı firmaların, çocukları yanıltmak için abartılı ve
A) yazınsal değerinden fire vermekten kurtulamaz süslü reklam kampanyaları düzenlediği
B) yazarın üslubuyla ilgili özgün duruşunu iyi bilmek gere- B) Çocukları reklamların olumsuz etkilerinden kurtarıp
kir tüketim konusunda bilinçlendirmek gerektiği
C) o eserin beslendiği eserleri bilmemek, eksik çeviri yap- C) Anne ve babaların çocuklarına reklamlardan ziyade
mak demektir eğitici programlar izletmesi gerektiği
D) eserin ait olduğu toplumun ruhunu yansıtan kültürel D) Albenili reklamların ürün satışında çok etkili olduğu
kodlardan uzak durulamaz fakat bu ürünlerin çocukları sağlık yönünden olumsuz
E) eseri kuşa çevirmek tehlikesi, her zaman çevirmenin etkileyebileceği
yanı başındadır E) Reklamların, çocukların dünyayı daha gerçekçi biçim-
de algılamalarını engellediği
B
İ
L
10. ---- Çünkü başka görüşler, başka hikâyeler, bizim hayatı- G 12. I. Şoför ve muavini hemen kamyondan atlayıp motor
mızı da zenginleştirir, güzelleştirir ve aydınlatır. Bütün dik- İ kapaklarını açtılar.
katini kendisine yönelten ve başka insanlarla ilgilenmeyen
II. Aletlerin birini bırakıp diğerini alarak saatlerce kamyo-
kişilerin daha mutsuz olduğu görülmüştür. İnsan, insanla S nu tamir etmeye çabaladılar.
beslenir hatta. ---- Bunun böyle olması ise ancak sağlam A
III. Bagajdan çıkardıkları bir sürü alet ve edevatı ortaya
ve sahici bir empatiyle mümkündür. R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
döktüler.
M
Bu parçada boş bırakılan yerlerden herhangi birine
A IV. Bazen her ikisi makinenin altına sürünüp yatıyor ve
aşağıdaki sözlerden hangisi uygun düşmez?
L elleriyle motorun alt kısmını kurcalıyor, bazen de biri
A) Başkası ne der diyerek attığımız her adım, bizi uçu- şoför mahallinde gaza basıp motoru işletiyor ve diğeri
rumlara götürür. bu esnada porselen başlı birtakım aksamı yerlerinden
B) Tolstoy’un söylediği gibi: “İnsan, yalnızca insanda tanır oynatıyordu.
kendini.” V. Bizi Beyşehir’den Konya’ya götüren kamyon, Barsak-
C) İnsan, insanın sığınağıdır, barınağıdır ve yurdudur. deresi dedikleri bir yerde arızalandı.
D) En aptal, en zavallı insanları bile dinlemeyi öğrenebil- Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
meliyiz. oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
E) İnsanı var eden, besleyip büyüten ve olgunlaştıran her üçüncü cümle olur?
zaman bir başka insandır.
A) I B) II C) III D) IV E) V
245
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. Bir toplumda ahlakın ilerlemesini, düzelmesini istiyor musu- 15. İnsan, önce içindeki sıkıntıyı dağıtmazsa yer değiştirmek
nuz? O toplumda edebiyat, sanat merakını uyandırmaya, daha fazla bunaltır onu. Nasıl ki yerine oturmuş yükler
geliştirmeye çalışın. Çocuklara, gençlere şiirler, hikâyeler, daha az engel olursa geminin gidişine hastanın da durumu
romanlar okutturun, onları tiyatrolara, sinemalara gönderin. böyledir. Bir hastaya iyilikten çok kötülük edersiniz yerini
O hikâyelerin, romanların, oyunların insanlarıyla tanışsın- değiştirmekle. Hastalığı azdırırsınız kımıldatmakla, nasıl ki
lar, onların hayatlarını hayallerinde yaşasınlar, öğrensinler kazıklar daha derine gidip sağlamlaşır, sarsıp sallamak ise
onların içlerini, böylece gerçekteki insanları da daha iyi an- bir işe yaramaz ya, işte öyle olur. Onun için kalabalıktan
larlar. Çocuğunuz büyüyünce ne olacaksa olsun, küçükken kaçmak yetmez, bir yerden başka bir yere gitmekle iş bit-
siz ona edebiyatı sevdirmeye bakın. İlim, bilgi sonradan mez. ----
gelecektir. Önce insanlığını kurmak, hayalini işletmek ge-
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
rekir.
kilerden hangisi getirilmelidir?
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden A) Önemli olan kendimizle barışık bir şekilde yaşamayı
hangisidir? öğrenmemizdir.
A) İnsana sanat zevki ancak çocukluk yıllarında aşılanabi- B) Dostlarımızla güzel anlar geçirmeyi planlamalıyız.
lir.
C) İçimizdeki kalabalık hâllerden kurtulmamız gerekir bir
B) Sanat ve edebiyat, insanların ve toplumun daha insani an önce.
ve daha erdemli olmalarını sağlar.
D) Kalabalıklar içinde kendi içimize yolculuk yapmamız
C) Çocukların hayal dünyaları farklı etkinliklerle zenginleş- gerekir.
tirilmelidir.
E) Gideceğimiz yeri iyi belirlememiz tanımamız şarttır.
D) Edebiyat ve sanat merakı, bireylerin bilime yönelmesi-
ne engel değildir.
E) Çocuklar gerçek hayatla ancak roman ve hikâye kişileri
sayesinde tanışır.
16. Çoğu insan; başarıyı mükemmel bir kişiliğe sahip olmak,
milyar dolarlık bir iş kurmak veya sosyal medyada çok
sayıda takipçisi olmak olarak algılamaktadır. İnsanların bir-
çoğunun başarı modelinde ünlü insanlar vardır. Çocukluk
ve gençlik dönemlerimiz boyunca ebeveynlerimizden,
öğretmenlerimizden ve arkadaşlarımızdan çeşitli başarı
hikâyeleri dinleriz. Herkesin bizim kim ve ne olmamız
gerektiğiyle ilgili kendi fikirleri vardır. Başkalarının görüş
B ve fikirlerine değer vermemiz uygun olsa da bunları mutlak
İ kendi fikirlerimiz olarak kabul etmemeliyiz. Başarının iyi
L bir iş veya iyi bir sosyal statü gibi belirli bir nesneyi elde
G etmek anlamına geldiğini varsaymak ve bu şeyi elde
İ edersek başarılı olacağımıza inanmak kolaydır. Ancak
14. (I) Pozitif bilimciler, hayatın gözlenebilen olaylarını, hayatın
başarı tanımımızı bir veya iki başarıya dayandırırsak hayal
tamamı olarak kabul edip hayata ilişkin yargılarını da hep
S kırıklığına uğrama ihtimalimiz çok yüksektir. Başarı, büyük
bu temelden çıkarırlar. (II) Pozitif bilime sorarsanız hayat A başarısızlıklardan ders alıp mücadeleye devam etmektir;
doğumla ölüm arasında geçen zaman aralığıdır, bir insan R pes etmemek zaten başarının ta kendisidir.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
246
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. (I) Ayağımızı vuran bir ayakkabı gibi çok küçük sebepler, gü-
zel bir günü mahvedebilir. (II) Bu durumda artık hiçbir şey 19 - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre
insanın hoşuna gitmez ve düşünme yetisi de serseme döner; cevaplayınız.
insan bu sıkıntıdan kurtulmak ister. (III) Yeter ki sıkıntının
kaynağı iyi bilinsin, yani sıkıntı doğru teşhis edilsin. (IV) An- Tarih ve coğrafya kitaplarındaki haritalarda bir insan eli ka-
cak bir iğnenin battığını hisseden bebek, hastaymış gibi ağlar dar küçük görünen Anadolu, farklı farklı insanlarla doludur.
çünkü onun ne bu acının sebebinden ne de çaresinden ha- Burada Ermeni de vardır Rum da Süryani de. Öbek öbek
beri vardır. (V) Hatta bazen, ağlamanın şiddetinden kendini kasabacıklar, kendi içlerine kapanmış, kendi yaşamlarını
daha da kötü hisseder ve daha çok ağlamaya başlar. (VI) İşte sürdürürler ve bundan da memnundurlar. Büyük kentler-
buna hayali acı denilebilir çünkü hayali acılar, en az diğerleri de oturanlar ve dünyayı oradan ibaret sananlar; bu küçük
kadar gerçektir. kasabalarda birkaç gün geçirdikleri zaman, kendileri için
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden önemli olan şeylerin adlarının bile buralarda bilinmediğini
sonra düşüncenin akışına göre “Bunun çaresi çok basit- görünce şaşırırlar. Bu kasabalarda zamanın sadece resmî
tir; tüm bu mutsuzluk, bir giysi gibi çıkarılıp atılabilir.” cüm- dairelerde ve kahvehanenin mermer masası üzerinde çay
lesi getirilmelidir? lekeleriyle yatan bir iki gazetede yürüdüğünü, yaylıların ye-
rini tutan otomobilin ağır ağır dönen yaşamını değiştirmedi-
A) I B) II C) III D) IV E) V
ğini fark edince bu kişilerin parmakları ağızlarında kalır ve
hemen kaçmak isterler buralardan.
247
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
248
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
E) Kendi öğrenme yöntemini bilen öğrenciler, öğrenmeyi E) Meyvelerin ağırlığı ve besin değeri
öğrenmiş öğrencilerdir.
249
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B
İ
L
6. Karacaoğlan, içinde bulunduğu toplumun ve yaşadığı G
bölgenin kültürel biçimiyle şiir söylemekteydi. Pir Sultan 8. I. Bu tekniği Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanında
İ
da öyle. Çağımızdaki halk şairleri için bunu söyleyeme- başarıyla uyguladığı kabul edilmiştir.
yeceğiz. Âşık Veysel’i ele alalım. Âşık Veysel, radyo ve II. Burada âdeta bir yazarlık eğitimi verilmektedir.
S
gazetenin köyüne getirdiği kültürle sonrasında da büyük A III. Türk edebiyatında romanı en iyi bilen yazarların başın-
kentlerdeki kültürle karşı karşıyadır. Aslında eski biçimleri R da Peyamı Safa gelir.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
kullanmış ama içerikte kentsel kültürden devşirebildiği de- M IV. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu romanını incelerken bir
ğerleri yansıtmıştır. A romanın konusu, anlatıcı kişisi, bakış açısı, yazarı,
L
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine yanıt ver- zamanı, olay örgüsü ve metin terkibi hakkında nelerin
mez? önemli olduğu kolaylıkla görülmektedir.
A) Halk şiirinin geçmişiyle bugünü arasında nasıl bir fark V. Yazılarında bizim belli başlı romanlarımız kadar Batılı
vardır? romanları da değerlendirmiş ve etkili bir roman tekniği
B) Karacaoğlan, Âşık Veysel’den daha büyük bir halk şairi geliştirmiştir.
midir? Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
C) Çağımızın iletişim araçları halk şiirini etkilemiş midir? oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
D) Halk şiiri biçim yönünden değişikliğe uğramış mıdır? üçüncü cümle olur?
250
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. (I) Türkiye’de uzun yıllardır bir zihinsel değişim süreci ya- 11. Bugün dünyadaki birçok ulus, çok sayıda yerel dilin ko-
şanmış olsa da bu değişim, şimdiye kadar gerçekleşme- nuşulduğu coğrafyalar üzerinde yer almaktadır. (I) Çin,
miştir. (II) Çünkü hem eskinin yerine konulması düşünülen Rusya, ABD, Fransa, İspanya birden fazla yerel dilin ko-
şeyler topluma yabancıdır hem de değişim sürecindeki nuşulduğu, eğitiminin yapıldığı, o dillere dayalı kültürlerin
uygulamalar hatalıdır. (III) Bugün herkesin kabul ettiği gibi korunup geliştirildiği ancak ulusal dilin temel niteliğinden
Türkiye’deki Batılılaşma çabaları yanlış şekilde ilerlemiştir. asla ödün verilmeyen ülkeler arasındadır. (II) Ülkemizde
(IV) Bunun sonucunda da toplumda iki farklı kimlik oluş- de bazı kuruluşlarda uluslararası ilişkilerin önceliği gerek-
muş, iki farklı yaşam biçimi görülmüştür. (V) Hâliyle isteni- çesiyle yazışmalar İngilizce olarak yapılmaya başlanmıştır.
len zihinsel değişim bütünsel bir gelişme göstermemiş ve (III) Bu ülkelerde çeşitli halk kesimlerinin dillerini inceleme-
ayrışmayı derinleştirmiştir. (VI) İstanbul, Ankara gibi büyük ye yönelik kuruluşlar vardır. (IV) O dillerde eğitim veren, o
şehirlerde Batılılaşma, modernleşme süreçleri hızlı geçilir- dillere dayalı kültürleri canlı tutmayı hedefleyen çalışmalar
ken köy ve kasaba gibi yerlerde bu hareketler kolayca iler- desteklenmektedir. (V) Bunun yanı sıra bu ülkelerde ulusal
leyememiştir. dil, ulusal kimliğin olmazsa olmaz bir ögesi olarak günlük
yaşamda, ulusal kültürü oluşturan her düzeydeki etkinlikte
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangileri yer
kullanılmakta, korunmakta ve geliştirilmektedir.
değiştirirse parçanın anlam akışı sağlanmış olur?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
A) II ve III B) I ve VI C) II ve III
şüncenin akışını bozmaktadır?
D) III ve VI E) V ve VI
A) I B) II C) III D) IV E) V
10. Mizahı ciddiye almak lazım. Kolay değildir mizah yapmak. 12. Şiir, yalnız duymakla, parlak imgeler bulmakla değil, kul-
İnce, keskin bir zekâ ve kültürel altyapı gerektirir. Çok oku- lanılan dilin bütün kurallarını iyi bilerek, hangi sözcüğün
malı, çok gezmeli, çok görmeli, çok yaşamalıdır mizahçı. nerede ve nasıl kullanıldığına dikkat ederek yazılabilir. Şa-
Mizahçının hazırcevap olması da şarttır. Bu saydıklarım B irden beklediğimiz işte budur. Bundan sonrası yani yapıtın
hem sahne mizahında hem yazılı mizahta geçerlidir. Mi- İ çapını belirleyecek şey şiir yaratma gücüdür. Şair ister sev-
zahı yapan kadar mizahın alıcısı da donanımlı olmalıdır. L gilinin selvi boyundan ister bir savaştan ister mahallesinin
Yoksa mizah nasıl anlaşılır? Mizah sadece mizah değildir. G yoksulluğundan ister haksızlıktan söz etsin, kendi bilece-
Güldürmek tamam. Bir de eleştiri vardır mizahta, düşün- İ ği iştir, yeter ki her şeyden önce şiir yazdığını bir saniye
dürmek vardır. Edebiyatımızda mizahla eleştirinin bazen iç hatırından çıkarmasın. Baki Efendi, Yahya Kemal, Nâzım
içe girmesi boşuna değildir. S Hikmet, Ahmet Muhip, Orhan Veli aynı şeylerden söz et-
A mezler ama hepsine şair diyoruz çünkü hepsi de şiirin şun-
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? R dan bundan söz etmek değil, güzel biçimler kurmak sanatı TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
A) Herkesin kendine özgü bir mizah anlayışı vardır, her- M olduğuna inanmıştır.
kes yeri geldi mi mizah yapabilir. A
L Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy-
B) İnsanlara gülünç gelen her olay ya da söz, mizah kap-
lenmiş olabilir?
samında değerlendirilir.
A) Şiir yazmak için bir eğitim almak gerekir mi?
C) İyi bir mizah, sözcüklerin birden çok anlam içerecek
şekilde kullanılmasıyla gerçekleşir. B) Sizce şiirin bir tanımı yapılabilir mi?
D) Mizahın tek amacı, kişileri güldürmek değildir; mizahın C) Bir şiir yazma konusunda şairden asıl beklenen nedir?
birden çok işlevi vardır. D) Şiire merak duyduğunuzda en çok hangi şairlerden
E) Bir topluluğu etkilemenin en önemli yolu, sözlü mizaha etkilendiniz?
başvurmaktır. E) Şairlerin şiir yazmadan önce konu seçimine dikkat
etmesi gerekir mi?
251
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. Gerçek şu ki Türkiye’de şiir, okurun çok üstünde bir dü- 15. Şiirimizi, eski şiirimizi kendimiz de okumalı, çocuklarımıza
zeyde. Şiirin kendini yenileme hızı ile okurunki farklı yer- da okutmalıyız. Dilimizi gerçekten öğrenmenin tadına erip
lerde. Okurun birçok şairi kendine yakın bulmaması, anla- onlarla güzel şekiller kurmak gücünü edinmenin başka yolu
maması, onlardan zamanla uzaklaşması bundandır. Şiir, yoktur. Çünkü dilin incelikleri şiirde gizlidir. Şiirin incelikleri-
bir kültür olayıdır; sürekli bir değişim, bir evrim içindedir. ne ulaşmak, dilin geniş evreninde dolaşmayı sağlar.
Gerek dış dünya gerekse kendi içinde estetiği ile bir yeni-
Bu parçadaki düşünceye en yakın görüş aşağıdakiler-
lenme, bir değişim durumundadır. Bu değişimi tutmak ne
den hangisidir?
şairin elindedir ne de o sözünü ettiğimiz dış dünyanın. Eğer
toplumsal olayların evrim hızı, değişim gücü şiirin iç dünya- A) Sanatın her türü, dilin sınırlarını zorlayarak okurun dü-
sındakinden azsa bunun olağan sonucu olarak şiir, estetiği şünce dünyasını ve sözcük dağarcığını zenginleştirme-
ile okurdan kopuyorsa bunda suçlu olan şair değil kültüre lidir.
onun istediği yakınlığı ve potansiyeli harcamayan okurdur. B) Dilimizde pek kullanılmayan sözcüklere yapıtlarda yer
Bu parçada yazar aşağıdakilerin hangisinden yakın- vermek, yapıtı ilgi çekici kılar.
maktadır? C) Tarihin her döneminde şiir, insanların sanata bakışında
A) Okuyucunun şiirdeki değişimi ve gelişimi takip etme- belirleyici tür olmuştur.
mesinden
D) Batı’nın yeniliklerini şiirde kullanmak sanatımızı yerel-
B) Şairlerin okuyucunun seviyesine uygun şiir yazmama- likten uzaklaştırır.
sından
E) Çoktan beri var olan şiirlerimiz kavranılarak dilin zen-
C) Şiirdeki yenilenmenin şairler tarafından takip edilme-
ginliğinin farkına varılabilir.
mesinden
D) Bazı şairlerin okuyucunun şiirden uzaklaşmasına sebep
olmasından
E) Şairlerin toplumun beğenisine göre şiir yazmamasın-
dan
II. ulaşım kolaylığının bulunması B) Yazıldığı dönemde ismiyle de diğer sözlüklerden farklı
olduğuna
III. yetenekli ve eğitimli gençlerin olması
C) Araplara Türkçeyi öğretmek için yazıldığına
koşullarından hangilerinin dikkate alınması gerekir?
D) Verdiği bazı bilgilerin günümüz sözlükleriyle boy ölçü-
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III şecek nitelikte olduğuna
D) I ve III E) II ve III E) Kelimelerin dil bilgisi özellikleri ile ilgili bilgi verdiğine
252
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. Kışla birlikte geçen günler sorgulanır. Yaz günleri geride 19. Öğrenme, temelde hepimiz için benzer şekilde dizayn edil-
kalmış, güz hızla gelip geçmiştir. Çağla yeşili bahar, bü- miş olan ama ayrıntılarda her kişi için farklılaşan bir sü-
yülü yaz ve hüzün rengi sonbahar belleklerde taze birer reçtir. Her bireyin öğrenme kapasiteleri farklı olduğu gibi
anıdır şimdi. Evet, kışla birlikte içimizin kuytularına çekiliriz. öğrenme tarzları da farklıdır. Aynı zamanda doğmuş ço-
Devinen, uçan, koşan değil; daha çok duyan ve düşünen cukları gözlediğinizde bazılarında belli becerilerin diğer-
varlıklar oluruz. Hızla geçirdiğimiz süreçte uzaklaştığımız lerine göre daha erken edinildiğini, bir kısım becerilerin
yaşamın özünü ve insan yanımızı ararız. İçimizin gizli ise daha geri kaldığını gözleyebilirsiniz. Aslında her zihin
dehlizlerinde unutulmuş nice dostluklar, yaşanmamış an- eşsizdir ve çoğu en az bir alanda uzmandır. Zihinlerin uz-
lar, adreslerine ulaşmamış kırık dökük sözler, nice yarım manlık alanları keşfedilirse büyük başarılara imza atılabilir.
sevgiler buluruz. Kışla birlikte hisseden benimizle yeniden Ancak zihinlerdeki uzmanlık alanlarını keşfetmenin her za-
yüzleşmek fırsatını elde ederiz. man çok kolay olduğu söylenemez.
Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisi- Bu paragrafa en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi-
dir? dir?
A) Yaşamı seven insan için her mevsim ayrı güzeldir. A) Öğrenme Farklılıkları
B) Kış içe kapanışın ve sorgulayışın mevsimidir. B) Öğrenme Süreci
C) Kış unutulan dostları hatırlatır. C) Öğrenme ve Öğretme
D) Zaman hızla geçerken anlar kaçırılmamalıdır. D) Öğrenme Güçlüğü
E) Yazdan sonra kışa alışmak zordur. E) Öğrenme Kapasitesi
18. I. “Sanat, önce bir toplumun, sonra bir milletin malıdır; B 20. Mikrofon, teknolojinin sesidir; kulağın işitebildiği bütün
sonra da bir devrin ifadesidir.” düşüncesini benimser. İ sesler mikrofon sayesinde daha uzağa ulaşma imkânı bul-
L muştur. Bu sayede topluluk karşısında konuşanların işi ko-
II. Kısa bir süre sonra, yaşanan toplumsal felaketlere
G
ilgisiz kalamayarak Millî Edebiyat topluluğuna katılır. laylaşmıştır. Seslerini duyurmak için bağırıp çağırmalarına
İ
gerek kalmamıştır. Özellikle ses sanatçıları ve politikacılar
III. Yakup Kadri, sanat yaşamının ilk yıllarında Fecriati
mikrofon kullanarak seslerini daha etkili kullanmışlardır.
topluluğuna katılır, bu akımın “Sanat şahsi ve muhte- S Ses, mikrofondan değişikliğe uğrayarak çıkar fakat deği-
remdir.” görüşüyle özetlenen bildirisine imza atar. A
şikliğe uğrayan sesin tonudur kalitesi değil. Bu nedenle ----
IV. Romanlarını bu düşünceye uygun olarak toplumumu- R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
zun ve milletimizin hayat zincirini yansıtacak şekilde M Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda-
yazar. A kilerden hangisi getirilmelidir?
L A) mikrofonda hiçbir zaman iyi bir ses kötü, kötü bir ses de
V. Bu dönem ürünlerinde toplumdan soyutlanmış bireyin
duygu ve düşüncelerini coşumcu ve melânkolik bir iyi çıkmaz.
tavırla yansıtır. B) kaliteli bir ses yakalamak teknolojinin harcı değildir.
Yukarıdaki cümlelerden anlamlı bir paragraf oluştur- C) mikrofonda yüksek tonlu sesler daha kaliteli çıkar.
mak istense cümleler aşağıdakilerden hangisine göre D) mikrofona ses verirken sesin tonunu iyi ayarlamak
sıralanır? gerekir.
253
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
21. Robot, mekanik sistemler ve bunlarla ilişkili kontrol ve algı- 22. (I) Birinci Sanayi Devrimi üretimi, su buharının gücüyle
lama sistemleri ile bilgisayar algoritmalarına bağlı olarak gerçekleşiyordu. İkinci Sanayi Devrimi elektrik enerjisine,
akıllı davranan makinelerdir. Yeniden programlanabilen; üçüncü Sanayi Devrimi informatik teknolojiye yani bilgisa-
maddeleri, parçaları, aletleri, programlanmış hareketlerle yara yöneldi. (II) Dördüncü Sanayi Devrimi, her şeyin te-
yapılacak işe göre taşıyan veya işleyen çok fonksiyonlu meline bilgisayarı koyan üçüncü Sanayi Devrimi’nin üze-
makinelerdir. Bir düzeneğin robot olarak adlandırılabil-
rine dijitali ekliyor. (III) Matematik, fizik, kimya, biyoloji ve
mesi için şu dört temel kısmı içermesi gerekir: Robotun
dijitalleşme birbiriyle bütünleşiyor. (IV) 20. yüzyılın son
çevresindeki verileri algılayabilmesi için gerekli sensörler
çeyreğinden itibaren başladığı kabul edilen dijital temelli
(alıcılar), verilerin toplanmasını ve kontrolü sağlayan
elektronik devreler, bu sensör verilerini kullanarak robotun Sanayi Devrimi, bugün yaşadığımız pandemi ile birlikte
amacına uygun matematiksel ve mantıksal işlemler ile on yıllar sürecek bir evreyi iki üç yıl gibi kısa sürede ge-
karar verme olayının gerçekleşmesini sağlayan bir prog- çecek gibi duruyor. (V) Daha şimdiden işe, ofise topyekün
ram ve verilen kararlar doğrultusunda gerekli hareketleri gitmeler son buldu. (VI) Salgın yüzünden her şeyi evden
gerçekleştirebilecek bir mekanik düzenek. Robot kelimesi, hâlletmeye alışan ve bunu benimseyen iş dünyasında ar-
ilk defa Çek oyun yazarı Karel Capek’in 1920 yılında yaz- tık işini gücünü dijitale taşımayanı kaçınılmaz bir son bek-
dığı Rossum’s Universal Robots adlı eserinde yer almış liyor: İflas.
ve daha sonra tüm dünyada ve disiplinlerde kullanılmaya
başlanmıştır. Çekçede “hizmet eden” kelimesine karşılık Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
gelen “robota”dan türetilmiştir. Karel Capek’in R.U.R. adlı numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
oyununda mekanik ve otonom ama insanca duygulardan A) II B) III C) IV D) V E) VI
yoksun yaratıklar olarak kullanılan robot, daha sonra bir-
çok bilim kurgu romanına konu olmuştur. Isaac Asimov,
ünlü robot serisiyle teknolojik açıdan tutarlı bir robot
kavramı yaratır ve bir robotun kendi amaçlarını insanların
amaçlarına hiçbir zaman tercih edemeyeceğini belirtir.
Bu parçada robotla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi-
ne değinilmemiştir?
A) İlk olarak edebiyat alanında ortaya çıkan kavramın
daha sonra diğer alanlara yayıldığına
B) Kelimenin Çek dilinde hizmet eden anlamına gelen bir
sözcükten meydana geldiğine
C) Asimov’a göre robotların özerk hareket edebilecek bir
evrilmeye uygun olduğuna
D) Herhangi bir mekanizmanın robot olarak kabul edilebil- B
mesinde bazı şartların olduğuna İ KAVRAMLARI ÖĞRENİNİZ
L
E) Birçok bilim kurgu romanına konu olan kavramın akıllı G Rutin : Alışılagelmiş, hep aynı biçimde tekrarlanan, her
ve çok işlevli makineler anlamında kullanıldığına İ zaman yapılan günlük, olağan ve sıradan şeyler.
Tekdüze : Hep aynı biçimde olan, monoton.
S
Basmakalıp : Klişeleşmiş, tekdüze olan, her zaman aynı
A
R biçimde tekrarlanan.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
254
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
255
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
4. I. Örneğin bir kitap okuyunca, bir şey öğrenince, bir 7. (I) Dillerin soyut sözcükler üretebilmesi için uzun bir süre
insana veya sakat bir hayvana yardım edince çocuk, gerektiği bilinen bir gerçektir, bu soyutlama genelde doğa-
kendisine “Aferin!” diyebilmelidir. nın keşfi, ayrıntıların algılanması ve yeniden yorumlanma-
II. Çocuk küçükken dış kaynaklı ödüller gereklidir ama sıyla olur. (II) Dile yeni sözcükler kazandırmak için de dilin
aklı başına gelmeye başlayan bir çocuk için dış
köken bilgisi ve şekil bilgisi ile ilgili kuralları iyi bilmek gere-
kaynaklı ödüllerin yerini iç kaynaklı ödüllerin alması
gereklidir. kir. (III) Bu yorumla birlikte benzetme yoluyla soyut kelime-
ler dile girmeye başlar, bundan sonra zengin ve gelişmiş
III. Çocuklarımızı, labirentlerden çıkarmak veya çocukla-
rımızın labirentlere hiç girmemeleri için düşünme ve bir dilden söz edilebilir. (IV) Burada şunu belirtmekte yarar
davranma tarzlarına şekil vermek mümkündür. vardır: Zenginlik ve gelişmişlik ancak doğru yorumlamalar-
IV. Ancak şunu da önemle hatırlatmakta yarar var: la mümkün olabilir. (V) Doğayı yorumlamayanlar ve ötesini
Çocukları dışarıdan gelecek ödüllere bağımlı kılma- keşfedemeyenler zengin ve gelişmiş bir dil koyamazlar or-
mak gerekir. taya, bunu yapamayan milletler ise doğanın sınırları içinde
V. Bunu yaparken doğru düşünme ve iyi davranma gibi sıkışıp kalırlar.
durumlarda küçük küçük ödüller verebiliriz.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi dü-
Yukarıda numaralanmış olarak verilen cümlelerle bir
şüncenin akışını bozmaktadır?
paragraf oluşturulursa hangisi baştan üçüncü cümle
olur? A) I B) II C) III D) IV E) V
A) I B) II C) III D) IV E) V
256
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. Bazı kardan adamlar pek ---- yapılmışlardı. Kolları, ba- 11. (|) Ben hiçbir zaman hiçbir şekilde ödüllere karşı olmadım.
cakları bile tam belli değildi, öylece dümdüz aşağı iniyor- (II) “Sait Faik Öykü Ödülü alan birine bu yakışmaz.” diye-
lardı sadece. Kimileri özenle başlayıp sonra savsaklamış- rek yazdıklarım üzerinde öz denetim kurduğum zamanlar
lardı. Kimileri, diğerlerininkinden bir hayli büyüktü. Bazıları oldu, bu da bir yazar için sınırlayıcı olabiliyor. (III) Özellikle
hiç özenmedikleri, bazıları ise gereğinden çok özendikleri İzmir’de yaşarken adını edebiyat dünyasına ancak birta-
için aynı sonuca ulaşarak hiçbir şeye benzemeyen ---- bir kım yarışmalar sayesinde duyurabilen biri için... (IV) Adı-
takım adamlar ortaya çıkarmışlardı. mı yarışmalarla duyurdum ama kuşkusuz bu ödül bana
ayrı bir sorumluluk yükledi, eserlerimi kaleme alırken ince
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han-
gisinde verilen sözcükler sırasıyla getirilmelidir? eleyip sık dokumak zorunda kaldım. (V) Ödüller bir yaza-
rın adını duyurabilmesi açısından elbette önemli.
A) zevkli - değişik
B) özensiz - özgün Bu parçada numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bü-
tün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin bir-
C) üstünkörü - eciş bücüş
biriyle yer değiştirmesi gerekir?
D) kaba - şekilsiz
A) I ile III B) II ile III C) II ile IV
E) ustaca - garip
D) II ile V E) III ile IV
257
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. Kurmaca metinler; yaşadığımız hayatları çoğaltmaya, yeni 15. Ciddi okur olmak önemli. Ciddi okurdan kastım da usta
deneyimler biriktirmeye, anlam arayışına kelimelerle katkı yazarları okumak. Piyasa işi bir sürü kitap görüyoruz her
sunmaya; insanın hayatı, dünyayı, kendisini keşfetmesine, yerde. Fuentes, “süprüntü” diyor bunlar için. Bu kitapların
insan olarak kalabilmesine, insani yanlarını beslemesine en önemli özelliği doğrudan duygulara hitap etmesi ve oku-
katkı yapar. Bugün yaşadığımız dünya, yaşadığımız coğraf- run beklentisi doğrultusunda yapısını oluşturması. Burası
ya bize hangi insani erdemlerden bahsedebilir. Gözümüz, önemli. Çünkü bu tür kitapların okura vereceği hiçbir şey
zihnimiz, gönlümüz kirlenmişken nasıl bir üretimin içinde yoktur. Sinematografik olarak birkaç saatinizi alır, size ha-
olabiliriz. Yalnızca tüketiyoruz. Tükete tükete tükeniyoruz yal kurdurur ve duygularınızı coşturur ama içi boştur. Dü-
ama farkında değiliz. Üretmek gerektiğinin ayrımına onlarla şünmeye sevk etmez, ilkel denebilecek kaba bir dili vardır,
varırız çoğu kez. İzlediğimiz haberler, filmler -hepsini aynı sorgulatmaz. Evet, okuması kolaydır, yormaz ama şu var:
kefeye koymuyorum- bizi maddi dünyanın içine çağırıyor. İyi olan yorar, iyi olan sizin katılımınızı ister, onunla birlikte
Oysa kitaplar bizi maddi dünyaya çağırmaz. Bilakis onu an- sorgular, onunla birlikte metni yeniden yorumlarsınız. Bu
lamak için kendi dünyanızı oluşturmanızı ister. Hayatın bize yorumlar sayesinde okur kendi duygu ve düşüncelerinin
vermediğini, eksik olanı, iyi olana karşı duyduğumuz açlığı, farkına varır.
samimiyeti, heyecanı, deneyimi, sonsuzluğa duyduğumuz
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
özlemi bulmak için kurmaca metinler okuruz.
A) İyi okur olmak yetkin yazarları okumakla mümkündür.
Bu parçada kurmaca metinlerle ilgili aşağıdakilerden
B) Okurun beklentisine göre şekillenen kitap usta elinden
hangisine değinilmemiştir?
çıkar.
A) Yeni tecrübeler edinmemizi sağladığına
C) Düşündüren, sorgulatan kitapları okumak zordur.
B) Eksik yanımızı tamamlamak için kurgulandığına
D) İyi bir kitap, okuruyla yeniden doğar.
C) İnsana, kendini bulması konusunda yol gösterdiğine
E) Okurun kendini keşfetmesi okuduğu kitapların niteliğiy-
D) Yaşadığımız coğrafyaya uyum sağlamamız için yol gös- le orantılıdır.
terdiğine
E) Tüketen değil üreten bireyler olmamız konusunda far-
kındalık yarattığına
B
İ
L
G 16. Edebiyat; yaşamla, eğitimle, kişisel olgunlukla, toplumsal
14. Bütün hafızamı, hayal gücümü zorluyordum; geçmişe ait
İ
bir şeyler hatırlamak, bir şeyler görmek istiyordum. Ol- şekillenmeyle, küresel değişimle, iktidarla yakın ilişki içinde
muyordu. Aslında düşününce canım şu zamanda şöyle olmuştur. Dönemlere, çağlara göre edebiyat değişik görü-
S nümler kazanmış, öncekinden farklı yazınsal türler hatta bir
olmuştu, annemin yüzü beyazdı ve yatay çizgiliydi, okula
A tek türün değişik görünümleri, çeşitleri ortaya çıkmıştır. Bu
başladığım gün ne kadar korkmuştum diyebiliyordum. Fa-
R
değişikliklerde toplumsal yaşamla edebiyat ilişki içinde ol-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
258
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
17. (I) Bence sanatçı, sanatının dışında bir görevle yükümlü 19. Günlük yazarının kendisini anlatırken zaman zaman baş-
olmamalıdır. (II) En azından aydın kişi olmak sorumlulu- kalarından bahsetmesi ve kendisini başkalarıyla kıyas-
ğunun dışında bir görevle yükümlü olmamalıdır. (lII) İnsan laması kaçınılmazdır. --I-- Günlükteki kişiler, genellikle
yalnız sanatla uğraşmak için yaşayabilir, yaşamalıdır da. tesadüflerin yazarın karşısına çıkardığı insanlardır. Onların
(IV) Güzel ve ustaca yazı yazmak herkesten beklenemez. portreleri, çoğu kez belli bir gün ve saatte dondurulmuştur;
günlük boyunca tekrar ele alınmaları, başka açılardan
(V) Ama doğru ve iyi yazmak, belli bir eğitim görmüş her-
aydınlatılarak yeniden değerlendirilmeleri pek mümkün
kesten beklenir. (VI) Kimi kişiler ve bilim adamları, yazar
olmaz. Ayrıca günlük yazarı, bu kişilere haksızlık yapmış
ya da sanatçı olmadıkları için kendilerinden doğru ve iyi
ya da abartılı davranmış olabilir. Bununla birlikte --II--
yazmanın beklenemeyeceğini ileri sürerler. Önemli olan, kimse hakkında bilerek haksızlık yapmamış
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf olmasıdır.
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki-
lerden hangileri getirilmelidir?
A) II B) III C) IV D) V E) VI
A) I. Kıyaslamazsa günlüğü daha etkili yazamayacağını
düşünmeye başlar.
II. günlük, yazarı tarafından zaman içinde düzeltilmesi
gereken bir nitelik taşır.
B) I. Çünkü yazar, günlük yazarken sadece kendi yaşamı-
nı anlatması gerektiğini bilir.
II. günlük yazarı, emin olmadan ve gerçekleri öğrenme-
den günlüğü kaleme almamalıdır.
C) I. Günlük yazarı, kendi yaşamına ışık tutarken başka
hayatları da yer yer aydınlatır.
II. günlük yazarının her zaman adil olması da beklene-
mez.
18. Sokrates Atina’da bir öğleden sonra iki saygıdeğer gene- D) I. Günlük yazarı, içinde bulunduğu çevreden ve bu
ralle (Lakhes ve Nikias) karşılaşır. Bunlar; şehrin büyük- çevrenin insanlarından bağımsız değildir.
lerinin saygısını, gençlerinin ise hayranlığını kazanmış II. günlük yazarının bunları yapması onu suçlu yapaca-
generallerdir. Generaller sağduyulu bir fikir ortaya atarlar. ğı gibi yazdığı esere de gölge düşürür.
Onlara göre cesur olmak için kişinin orduda yer alması, E) I. Bazen yazar, kendi rolünü çevresindekilerin özellikle-
savaşta ilerleyip düşmanları öldürmesi gerekmektedir. riyle gizlemeye çalışır.
Generallerle açık havada sohbet etmekte olan Sokrates, II. günlük, zaman zaman gerçeklerden kopup öznel bir
onlardan cesareti bir örnekle açıklamalarını ister. Lakhes: B nitelik taşır.
“Eğer bir adam saflarda kalıp düşmanla yüz yüze geldiği İ
hâlde kaçıp gitmiyorsa cesur biridir.” der. Bunun üzerine L
Sokrates: “Duyduğuma göre Platia Savaşı’nda Spartalılar G
Perslerle karşılaşmış ama saflarda kalıp düşmanla savaş- İ
mak istemedikleri için geri çekilmişler. Persler de safları 20. Mutluluk neydi? Neye göre kime göre mutluluk? İstediğin
aşıp peşlerine düşmüşler. Ama sonra Spartalılar, süvariler S tatil beldesinde olmak mı? İstediğin işi yapmak mı? Zengin
gibi arkalarından dolaşarak savaşın o bölümünde zafer ka- A
koca bulmak mı? Bir oyuncak bebekle mutlu olmak mı?
zanmışlar.” der. R
Yoksa dünyaları istemek mi? Bence en büyük mutluluk,
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M
Bu parçada Sokrates’in anlatmak istediği aşağıdakiler- mutsuz insanları düşünüp aza kanaat etmektir. Sabah sağ-
A
den hangisidir? lıkla uyandığına şükretmektir. Sana göre sınavlarda dere-
L
ce yapmaktır, bir başkasına göre yeni bir şey öğrenmektir.
A) Cesaret aslında bir işin peşini bırakmamak demektir.
Demek ki ----
B) Cesur davranış, bir işi sonuna kadar sürdürürken o
Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisinin geti-
davranışı bilgiyle harmanlamayı da gerektirir.
rilmesi uygun değildir?
C) Saygıdeğer kişilerin fikirleri her zaman doğrudur, diye
A) mutluluğun tanımı özneldir.
bir anlayış yanlıştır.
B) mutluluğun birçok ifadesi olabilir.
D) Davranışlardaki cesaret yalnızca savaş alanlarıyla
sınırlı kalmamalıdır. C) mutluluk göreceli bir kavramdır.
E) Ordusuna geri çekilme emri verilen bir komutan, cesur D) bu sorunun yanıtı yoktur.
bir davranış sergilemek adına emre uymamalıdır. E) mutluluk evinin tek anahtarı yoktur.
259
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) I B) II C) III D) IV E) V
A) I B) II C) III D) IV E) V
KAVRAMLARI ÖĞRENİNİZ
İşlev : Görev.
Lirik : Coşkulu, duygulu.
Portre : İnsan tasviri.
Sav : Tez, düşünce, iddia, ileri sürülen görüş.
B
İ İdeolojik : Kendi dünya görüşünü, siyasi düşüncesini
L anlatmayı amaç edinen.
G Adaptasyon : Adapte etme, uyarlama.
İ
Nüans : Fark, ayrım.
Yeis : Umutsuzluk, karamsarlık.
S
A Yetkin : Olgun, usta.
R Yordam : Beceri, yatkınlık, ustalık.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
260
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
261
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Şimdi Ahmet Cemil’in gözleri bulanıyordu. Bütün denizi, 7. Yapay zekâ, insan mimiklerini öğreniyor.
semayı bu bulantı içinde karıştırdı. Artık görmeyerek bakı-
İnsansı robotlar insanlara bire bir benzerlerken hareket-
yordu. Biraz sonra ayaklarının altında gizli bir hışırtı ile ge- lerinin insanlarınkine göre daha donuk olması, insanda
celerin sırlarını taşımaya hazırlanan suların üzerine geniş, garip hisler uyandırıyor. Facebook, insansı robotların
uzun bir gölge düştü. O vakit vapurun kenarına, tahta ka- bunu aşması için harekete geçti. Facebook’un laboratu-
nepenin üzerine oturdu; dirseğini dayadı, başını avucunun varında bir yapay zekâ tarafından kontrol edilen insansı
içine koydu. Akşamın serin bir rüzgârı ile saçları uçuşarak yüz ifadelerine sahip olan sanal bir robot geliştirildi. Yapay
gözlerinin önünde hazırlanan geceye bakmaya başladı. zekâ algoritması, yüzlerce Skype görüşmesi kullanılarak
eğitildi. Algoritma, böylece insanların tepki olarak verdiği
Halit Ziya’nın Mai ve Siyah romanından alınan bu par- yüz ifadelerini öğrendi ve taklit etmeye başladı. Öğrenmeyi
çanın anlatımı için aşağıdaki yargılardan hangisi yan- optimize etmek için algoritma, insan yüzünü küçük parça-
lıştır? lara böldü ve her Skype görüşmesinde bu noktaları izledi.
A) Betimleme unsurları ile birlikte öyküleme anlatım tekni- İnsanlar, o an konuştukları kişiyle ilgilenmekte oldukla-
ği de kullanılmıştır. rını göstermek amacıyla doğal olarak kafa sallıyor, göz
kırpıyor ya da çeşitli ağız hareketleri yapıyor. Sistem de
B) Okuyucuyu olay içinde yaşatmayı amaçlayan sanatsal
bunları yapmayı öğrendi. Sonunda robot, konuşmakta
bir metinden alınmıştır. olan bir insanın videosuna bakıp en uygun yüz ifadesiyle
C) Tanrısal anlatıcı figüründen yararlanılmıştır. gerçek zamanlı olarak tepki verebiliyordu. Araştırmacılar,
D) Farklı duyulara ilişkin ayrıntılara yer verilerek anlatımın daha sonra sistemi test etmek için bir jüri oluşturdu. Jüriye
etkisi artırılmıştır. hem bir insana tepki veren robotu hem de bir insana tepki
veren başka bir insanı izlettiler. Jüri robotu ve insanı aynı
E) Kahramanın kişiliğinin tanıtılması amacıyla bilinç akışı derecede doğal ve gerçekçi buldu. Ancak sanal bir robot
tekniğine başvurulmuştur. hayli basit olduğu için gerçek bir robotun bu algoritmayla
doğal görünen tepkiler üretip üretemeyeceği belirsiz.
Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
nebilir?
A) İstatistiki veriler kullanılarak ele alınan düşüncenin
doğruluğu ispatlanmaktadır.
B) Başlıkta ifade edilen yargıyı destekleyen kanıtlayıcı
ifadelere yer verilmektedir.
C) Varsayımlardan hareket edilerek bir olgunun gerçek-
leşme ihtimali ortaya konulmaktadır.
A) I B) II C) III D) IV E) V A) II B) III C) IV D) V E) VI
262
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. (I) Değer, insanı değerli kılan sahip olduğu üstün nitelikler 11. I. Kitabımı hazırlarken bizim edebiyatımızda işlediğim
ve sahip olduğu donanımlardır. (II) Sahip olunan değerler konuyla ilgili eskilerin tutumlarını inceleyen kitap var
bireyin gelecekte kişiliğini, bakış açısını, davranışlarını mı diye araştırdım ne yazık ki bulamadım.
hatta hayatını belirleyecek etkenler olduğu için bireyin belli II. Yani bu hafızasızlık aslında yazarlara da yansımış
başlı değerlerin farkına varması, gerekli değerleri kazan- durumda.
ması, yeni değerler benimsemesi; bütün bu değerleri kişili-
III. Cumhuriyet ile beraber biz geçmişe öyle ket vurmu-
ğinin temel taşları hâline getirerek davranışa dönüştürmesi
şuz ki iyi kötü her şeyi yok saymışız.
gerekir. (III) Neredeyse hayat boyu devam eden bu değer
kazanma/kazandırma süreçlerine değerler eğitimi den- IV. Hâlbuki yazarların belleğinde geçmişin bilgisi ve
mektedir. (IV) Bireyin değerlerle karşılaştıkları ilk alan ço- deneyimi olmalı.
cukluk dönemlerinin geçtiği aile kurumudur. (V) Değerlerin V. Yoksa geçmişi geleceğe bağlama görevini yerine
kazandırılması hususunda aile birincil derecede önemlidir. getiremez.
(VI) Aile büyüklerinin bunun bilincinde olmaları, değerlerin Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluştur-
kalıcı olmalarını sağlayacaktır. ması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer
Bu metin düşüncenin akışına göre iki paragrafa ayrıl- değiştirmesi gerekir?
mak istense ikinci paragraf kaç numaralı cümleyle baş- A) I ve III B) II ve III C) II ve IV
lar?
D) III ve V E) IV ve V
A) II B) III C) IV D) V E) VI
10. ---- Aşkı ruhunda sessiz dinlendiren, için için, derin derin
yanıp dışarıya duman salmayan yürekler kalmadı artık. Ya
benimsin ya toprağın sendromları, öfke patlamaları, vızır 12. Kurguladığı bir romanda kahramanları ile özdeşleştirilen
vızır işleyen cep telefonları, mermi gibi sözlerle dolu me- B veya kurgu olan bir olayın gerçekmiş gibi kabul edilme-
sajlar, acı, tereddüt, güvensizlik ve arabesk bir tutum. Yak- İ sinden yakınan birçok yazar vardır. Umberto Eco’nun bir
mak, yıkmak, kırmak istiyor âşık ve kurban istiyor, yok edi- L okurunun, yazarın anlattığı sokakta çıkan yangını göreme-
yor aşk. Oysa gerçek âşık, bilir ki “yaktığı kişiyi seviyorsa G yişine kızması, Genç Werther’in Acıları’nda anlatılanların
kendisidir asıl yaktığı ve yok ettiği.” Evet, dostum susalım
İ yaşanmış gibi algılanmasının intihar oranını artırması,
ve var edelim aşkı çünkü aşk ölürse âşık da ölür ve aşk, okurların edebiyattan nasıl etkilendiklerinin bir göstergesi-
kavuşmak değil var etmek ve gerektiğinde sessizce çekip S dir.
gitmektir. A
R Bu parçada kurgusal gerçekliğin okuyucuda oluştur- TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
Bu parçanın başına aşağıdakilerden hangisinin getiril- M duğu algıyla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağı-
mesi uygun değildir? A dakilerden hangisidir?
A) Nazlı Eray’ın da dediği gibi galiba aşk artık burada L A) Okurların edebî metinlerde okuduklarının gerçek oldu-
oturmuyor. ğunu düşünmesi doğaldır.
B) Günümüzün aşkları, artık çok gürültücü. B) Kurgusal gerçeklik, okurlar tarafından gerçek olarak
C) Âşık olunan kişiyi güzel yapan, âşık olanın gözüdür algılanabilir.
aslında. C) Okuyucuların olumlu veya olumsuz etkilenebileceği
D) Aşk, eskiden insanı sessizleştirdi, şimdi bundan eser yazarlarca göz ardı edilmemelidir.
yok. D) Edebiyata yenilik getiren yazarların eserlerinin okuyu-
E) Bizim kültürümüzün bir parçası olan o erdemli aşk, o cunun dünyasına olumlu katkıları vardır.
yumuşak hüzün çekilip gitti yaşamımızdan. E) Okurlara farklı bakış açıları kazandırılmak gerekir.
263
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
M
14. Bu parçada geçen “Bilmek, yanmaktır!” cümlesiyle vur- A A) Tarihsel süreç içerisinde farklı ülkelerde de benzer
gulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? L oyunların bulunduğuna
A) Hakiki bilgiye ulaşmanın maddi ve manevi bir bedeli B) Çok tehlikeli olan bu güreşlerin halkı eğlendirmek amaçlı
vardır. da yapılanlarının olduğuna
B) Bilgiye ulaşmak isteyenler, çok istekli olmalılar. C) Mağripliler tarafından İspanya’ya getirildiğinin düşünül-
C) Yanmayı göze alamayanlar, bilimsel çalışmalardan düğüne
uzak durmalıdır. D) Özel bir alanda yapılan güreşlerin İspanya dışında
D) Bilimsel çalışmalar kendi kurallarına göre şekillenir. özellikle Meksika’da büyük ilgi gördüğüne
E) Çıkar amaçlı bilimsel faaliyetlerin bilimin ilerlemesine E) Güreşlerde boğa ve matadorun küçük yaşlardan itiba-
faydası yoktur. ren özel bir şekilde yetiştirildiğine
264
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
265
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
S
A
R SAKIN KARIŞTIRMA
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
266
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B) Yakın geçmişten bu yana sanatseverlerin yoğun ilgisini Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre
görmüştür. aşağıdaki soru ifadelerinden hangisi getirilmelidir?
C) Diğer yazın türlerinden farklı özellikler barındırmakta- A) Benim hayatımda ne işiniz var?
dır. B) Beni huzursuz etmeye hakkınız var mı?
D) Olumsuz eleştirilerin odağında kalmış bir türdür. C) Beni gerçekten seviyor musunuz?
E) Çağın sorunlarını bilimsel yöntemle yansıtmada başa- D) Hayatıma yön verenleri tanımalı mıyım?
rılıdır. E) Engeller, başarının yolunu uzatmıyor mu?
267
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. Haftanın yorgunluğundan sonra pazar sabahı kalktığında 7. Deneme, Türkçede gereği kadar ayırdına varılan ve de-
keyifle eline gazetesini alan baba, bütün gün keyif yapıp ğer verilen; özellikleri belirlenen bir tür olarak yer etmedi.
evde oturacağını hayal etti. Tam bunları düşünürken oğlu (I) Hiçbir türe dâhil edilemeyen “melez” yazıların deneme
koşarak geldi ve parka ne zaman gideceklerini sordu. diye okurun önüne sürüldüğü zamanlar oldu. (II) Kimileri de
Baba, oğluna söz vermişti; bu hafta sonu parka götürecekti denemenin içi boş yani fikirsiz süslemeli yazılar olduğunu
onu ama dışarıya hiç çıkmak istemediğinden bir baha-
zannetti. (III) Bu yüzden de deneme kitapları, çok zaman
ne uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon
edebiyat eseri addedilmedi. (IV) Deneme yaratıcılık gerek-
olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya
tiren bir yazı türüdür; denemenin bir üslubu, bir iddiası, yolu
haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna uzatarak “Eğer
bu haritayı düzeltebilirsen seni parka götüreceğim!” dedi. yordamı, bir hacmi vardır. (V) Öyle gündelik kalem gezintile-
Sonra şöyle düşündü: “Oh be, kurtuldum! En iyi coğrafya rine deneme diyemeyiz; kalemin çetin sınavlardan geçtiği bir
profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzel- nesir çeşididir deneme, düşüncelerin olduğu kadar kelimele-
temez!” Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu, babasının rin de arastasıdır. (VI) “Hiçbir kurala bağlanmayan” ifadesiy-
yanına koşarak geldi ve şöyle dedi: “Babacığım, haritayı le başlayan bir tanım denemeyi tanıtmaz; elbette “özgürlük”,
düzelttim. Artık parka gidebiliriz.” dedi. Baba, önce inana- her yazı gibi denemenin de teneffüs edeceği atmosferdir.
madı ve görmek istedi. Gördüğünde de hayretler içindeydi (VII) Ne var ki “özgürce konuşma ve düşünce üretme”, hiç-
ve oğluna bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk, şu açıkla- bir zaman “başıboşluğa” ve “boşboğazlığa” ruhsat vermez.
mayı yaptı: “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan
resmi vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag-
düzelmişti!” raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
rı oldu mu zaten iyi değil demektir. Sözcüklerle oynamak M başında kuraklığın olacağı öngörülmektedir.
diyeceği gelir insanın buna. Felsefenin böyle ince oyunları A Bu parçadan hareketle kuraklıkla ilgili aşağıdakilerin
vardır. İnsan iyiyi severken de doğru bir işi yaparken de L hangisine ulaşılamaz?
pekâlâ aşırılığa düşebilir. Bu da elbette yanlıştır. A) Bir bölgede yaşanan su kıtlığı olarak tanımlanabildiği-
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? ne
A) Aslında kötü bir şey yoktur, bu insanların yanlış nitelen- B) Gerçekleşmesinde farklı değişkenlerin etkili olduğuna
dirmesinden kaynaklanır. C) Ülkemizin hâlihazırda karşılaştığı sorunların başında
B) İyi işler de olsa aşırıya kaçmak doğru değildir. geldiğine
C) İnsanın iyi ve doğru yaptığı hiçbir şey yoktur. D) Kestirilebilmesi en zor olan atmosferik olaylardan oldu-
D) Bazen kötü şeyler insana doğruymuş gibi anlatılabilir. ğuna
E) İyi olmak için kimi zaman kötü işler yapılmalıdır. E) Zaman ve mekân fark etmeksizin ortaya çıkabileceğine
268
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Bir kitabı okuma yolunda yavaş yavaş ilerlemek son dere- B) Belli bir zaman geçtikten sonra kitaba kaldığı yerden
cede faydalı bir zevktir. Kendi hesabıma, ben ağır okumayı devam etmek
alışkanlık hâline getirdim. Ve bundan da zarar görmedim. C) Acele etmeden dikkatli bir okuma yapmak
Hiçbir zaman elimde kalemle okumadım. Not olarak alıko- D) Kitabın yazarını tanımadan kitapları okumamak
nulacak veya estetik zevkine varılacak yerlerin altını çiz-
E) Aynı kitabı tekrar tekrar okumaya çalışmak
mekle yetinirim. Okuma bitince birkaç gün sonra bile olsa
yazarın ismini taşıyan bir fişin üzerine eserin özetini çıkarır,
eleştirel gözle kendi düşüncemi yazar, incelenecek yerleri
gösteririm. Bu usul bana iyi görünüyor ve zaten birçok kim-
senin bundan başka bir tarzı takip ettikleri yoktur. Asıl olan
işi yarıda bırakmamaktır. Bir eserden edinilecek etkinin
iyiliği veya kötülüğü okumaya ara verip vermemeye bağlı-
dır. Uzun bir aradan sonra dönüş yaptığınızda kitap sizden
bazı bilgilerini saklayabilir veya bunları size unutturabilir.
E) Bir eseri fayda amacıyla okumak gerektiğine inanan E) Yazınımızda bu türde birçok eser verildiğine
269
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
13. Şiirin gücü hakkında ne biliyoruz? Şairler sadece şiir mi 15. Beyin, bir milyardan fazla nörondan oluşur. Nöronlar, sinir
yazıyorlar? Horatius’a kulak verelim: Beyhudeydi şefin ve sisteminin uyarıyı iletmekle görevli, birbirine bağlı, anato-
bilgenin gururu / Ozanları yoktu ve öldüler! / Boşunaydı mik ve işlevsel birimidir. Bazı belirli gruplar; akıl yürütme,
entrikaları, boş yere aktı kanları, / Ozanları yoktu ve öl- duyguları deneyimleme ve dünyayı anlama yeteneği ver-
düler! Krallar, hükümdarlar, bilgeler; devlerle, yedi başlı mek için birlikte çalışır ve ayrıca beyne çeşitli miktarlarda
ejderhalarla, yenilmez denen düşmanlarla savaşıp yiğitli- bilgiyi hatırlama yeteneği de verirler. Beyin üç ana bileşen-
ği dillere destan olan kahramanlar, hepsi öldüler. Çünkü den oluşur: beyin, beyincik ve beyin sapı. Serebral korteks,
onları anlatacak şairleri yoktu. Peki, şairleri olanlar hangi gri madde olarak da adlandırılan beynin dış kısmıdır. En
bahtiyarlığı yaşarlar? Bu konuda Yahya Kemal’in şu sözle- karmaşık entelektüel düşünceleri üretir ve vücut hareket-
rine kulak verelim: “Şair millî hayatın şahidi konumunda idi, lerini kontrol eder. Beyin, ince bir sinir lifi sapı aracılığıyla
padişahtan serdara kadar bütün şahsiyetleri o yaşatıyordu. birbirleriyle iletişim kuran sol ve sağ loblara bölünmüştür.
Nefi diyor ki: Sultan Süleyman’ın namını haşre dek yaşatan Beyincik, karmaşık hareketleri düşünmeden gerçekleştir-
Bâkî’nin sözündeki âb-ı hayattır.” mek için otomatik refleksler oluşturur. Beyin sapı, beyni
omuriliğe bağladığı için hayatta kalmak için gereklidir.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir? Bu parçadan hareketle beyin ile ilgili olarak aşağıdaki
yargıların hangisi söylenebilir?
A) Şairlere hak ettiği değeri veren milletler ölümsüzdür.
B) İyi bir şiir, toplumu yönlendirme konusunda yönetenler- A) Birbirinden bağımsız çalışan karmaşık yapılardan oluş-
den daha etkilidir. muştur.
C) Batı edebiyatı şairleri Türk edebiyatı şairleriyle boy B) Reflekslerimizi ve davranışlarımızı kontrol eden birden
ölçüşemez. çok yapısı vardır.
D) Usta bir şair, şiirinin gücünü bilir ve buna göre hareket C) Gri madde denilen dış kısım, daha çok kılcal damarlar-
eder. la örülüdür.
E) Şairleri olmayanların hayatları da bedenleri ile sınırlı- D) Beyincik, insan beyninin ikinci büyük yapısını oluşturur.
dır. E) Birbirine bağlı sinir hücreleri olan nöronlardan oluş-
maktadır.
B
İ
L
G
14. I. Ne var ki o, bunlara aldırmaz, ses çıkarmaz bazen de İ 16. Eleştiri yazarı, sanat eseri veya sanatçının değerini ortaya
kötülerle, güçlülerle savaşmaktan kaçınmaz. koyarak toplumun sanat zevkine ve anlayışına yön veren
II. Masallarımızın ünlü kahramanı Keloğlan, çoğu kez S kişidir. Bu nedenle ağır bir sorumluluk altındadır. Bu so-
kimsesiz, dul bir kadının oğlu olarak çıkar karşımıza. A rumluluk onun çok yönlü, tarafsız ve geniş kültürlü olması-
R nı gerektirir. Ayrıca sağlam bir dil kültürüne, açık ve sade
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
270
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
271
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
21. Liderlik, özellikle son bir asırdır yoğun olarak üzerinde 23. Son yıllarda, Türkiye’de çocuk kitaplarına karşı büyük bir
çalışıldığı hâlde hakkında çok az bilgi sahibi olunan bir ilgi var ve yayınevleri çocuk kitaplarına eskiye oranla çok
alan olma özelliğini korumaktadır. Etkili ve karizmatik lide- daha fazla yer veriyor. (I) Artık birçok yayınevi yazar-çizer
ri, etkili olmayan liderden ayıran özelliklerin neler olduğu
seçiminde daha titiz davranarak, baskı ve kâğıt kalitesine
konusunda bir görüş birliği sağlanamamıştır. Liderliğe
ilişkin tanımların hepsi, durumsal ve değişkendir. Liderliğin daha fazla önem vererek özenle hazırlanmış çocuk kitap-
tanımı, kavramı tanımlamak yerine liderlerde belirli bir ları yayımlıyor. (II) Kitapçıların çocuk bölümlerini dolaşır-
dönem ve ortamda gözlenen kişisel özellikleri ve davra- ken itiraf etmek gerekirse hâlâ yabancı çocuk kitaplarına
nışları içermektedir. Dönüşümcü liderlik yaklaşımı; liderlik hayran olmaktan kendimi alamıyorum. (III) İlgimi çeken bir
özeliklerini, davranışlarını ve liderliğin sonuçlarını bir bütün kitabı elime alıp baktığımda kapak resminden boyutlarına,
olarak ele alması yönü ile liderliğin tanımında ve araştırıl-
renklerine, konusundan anlatım diline, iç sayfalardaki re-
masında uygun bir kavramsal çerçeve sunmaktadır.
sim-yazı dengesinden harf karakterlerine kadar tüm ele-
Bu parçadan liderlik ile ilgili olarak aşağıdaki yargıla- manların nasıl da mükemmel bir uyum içinde bir araya
rın hangisine ulaşılabilir?
gelmiş olduğunu fark ediyorum. (IV) Neredeyse bir sanat
A) Yoğun çalışmaların yapıldığı alanlar içerisinde ilk sıra-
eseri niteliğindeki böyle güzel bir çocuk kitabı bende kıs-
da yer almıştır.
kançlıkla karışık bir hayranlık uyandırdığı kadar, bir çizer
B) Üzerine yapılmış olan tanımların birçoğu değişkenlik
olarak bana yeni ufuklar da açıyor. (V)
göstermektedir.
C) Alanı itibarıyla daha yoğun çalışmalar yürüten kişilere Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine “Ancak
denilmektedir. dünyaya baktığımızda çocuk yayınları açısından henüz is-
D) Dönüşümcü liderlik anlayışı, kavramın özelliklerini sıra- tenen noktayı yakalayamadık diye düşünüyorum.” cümlesi
layabilen yegâne alandır. getirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur?
E) Tanımında kişisel özellikleri baz almak, alanla ilgili bil-
gileri sınırlamaktadır. A) I B) II C) III D) IV E) V
B
İ
22. Behçet Necatigil 1945 ve 1955 yılları arasında yayımlanan L
Kapalı Çarşı, Çevre, Evler adlı eserlerinde bulunan şiirle- G
rini beğenmediğini söyler. Şiirlerinde anlatma unsuru ağır İ
basan, arka planı olmayan tespitler üzerinde durduğunu bu
sebeple okuyucuyu düşündürmeyen, yormayan, ayrıntıları S
belli, anlamları açık bir şiir yazdığını söyler. 1955’ten son- A
raki şiirlerinde ise öyküleme unsurunu azaltıp sadece bir R
MUTLAKA ÖĞREN
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
272
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
A) Adının ne zaman ortaya çıktığına Bu parçada aşağıdaki anlatım ilkelerinin hangisi üze-
B) Teknolojideki gelişmelerin sonucu olduğuna rinde durulmamıştır?
273
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. I. Ama yazma gücümü ve daha iyiye ulaşma umudumu 7. Yazdıklarımın herkesçe okunmasını istiyorum. Ben oku-
da asla yitirmem. yanların, kitaplarımda kendinden bir parça bulabilmesini,
II. Onun için çok defa bunları nefretle bir yana atarım. yüreğine seslenen bir şeyler yakalayabilmesini istiyorum.
---- Bu nedenle olabildiğince duru bir dil, yalın bir anlatım
III. Yazılarımı binbir güçlükle yazmama rağmen yazıp
ile yazmaya çalışıyorum.
bitirdikten sonra hiçbir ferahlık duymam.
IV. Şunu da itiraf edeyim ki eserlerim, yayımlandığında Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına
büyük bir pişmanlık duyarım. göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
V. Zira o kadar sıkıntıyla, zahmetle meydana getirdiğim A) Çünkü önemli olan, okurun, kitapla ve yazarla sıcak bir
yazı, benim yazmak istediklerimin soluk bir gölgesi bağ kurabilmesidir.
gibidir. B) Benim için yazmak okuru stresli günlük yaşamdan
uzaklaştırabilmektir.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan C) Onun için yazdıklarımda kendimden çok okuyucunun
üçüncü olur? duygu, düşünce ve beğenilerini önemserim.
D) Yazmayı duygu ve hayalleri başkalarıyla paylaşmanın
A) I B) II C) III D) IV E) V
en etkili yolu olarak görüyorum.
E) Bundan dolayı yazmak benim için her şeyden önce bir
ihtiyaçtır.
6. İlginç bir toplumuz. En ilginç yanlarımızdan biri de sanat- 8. Bilgi çağını yaşayan dünyamızda yaşam boyu öğrenmenin
çılarımızı elimizden geldiğince karalamak, küçümsemek, ve gelişmenin en önemli anahtarı dildir. İletişim kurma,
kötülemek, sanatlarına bakmamak… Tevfik Fikret mi? duygu ve düşünceleri ifade etme, dış dünya ile bütünleş-
Bırakın canım, İngiliz hayranıydı. Üstelik bir adada yaşa- B me, kültürü aktarma gibi süreçlerde dilin önemli bir yeri
mak isteyen hayalperestin tekiydi. Yahya Kemal mi? Park İ vardır. Dil; bireyin kapasitesini sonuna kadar geliştirme,
Otel’in balkonundan İstanbul’a bakıp keyif çatardı, oburdu. L karmaşık sorunları çözme, bilimsel düşünme, çeşitli değer-
Nazım Hikmet mi? Pisti, yıkanmayı sevmezdi. Bir toplum G lere sahip olma, daha geniş bir dünya görüşü oluşturma
kendi değerlerini nasıl böyle karalar? Bu yaşamsal ayrıntı- İ gibi özellikleri etkilemektedir. Bu durum dil becerilerinin
lar, onu anlatanın kişiliğine göre değişir. İçimiz kirliyse eğer okuldaki eğitimle sınırlı kalması yerine yaşam boyu geliş-
baktığımız en ışıltılı şeyi de kirli görmemiz kaçınılmazdır. S tirilmesi gerektiğini gündeme getirmiştir. Bu nedenle çoğu
A ülkede dil becerilerini geliştirmeye büyük önem verilmekte,
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
R sürekli yeni yaklaşım ve yöntemler uygulanmaktadır.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
hangisidir? M
A) Toplumsal beğeniye ulaşmış sanatçılar özel hayatları- A Bu parçadaki altı çizili ifadeyle
na biraz daha dikkat etmelidir. L I. Dil öğreniminin yaşam boyu sürdürülmesi gerektiği
B) Kusursuz insan bulunamayacağı için bazı sanatçıların
II. Dilin öğrenilmesinde bireysel farklılıkların olduğu
minik kusurları görmezden gelinmelidir.
C) Sanatçıların bazı kişisel özelliklerinin öne çıkarılarak III. Kullanılan dilin bireylerin gelişimini desteklediği
eleştirilmesi doğru değildir. durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır?
D) Dünya çapında sanatçı yetiştirmek bir toplum için A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
oldukça büyük başarıdır.
D) I ve II E) II ve III
E) Bilim, kültür ve sanat, iltifat görmediği yeri her zaman
terk eder.
274
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
275
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Osmanlı Devleti’nin hukuku, felsefesi, dili, mimarisi, musi- B) Modern hayatı kurgulamakta yararlanılan duygu ve
kisi nasıl kendi ulusal kültürünün ürünleri ise şiiri de aynı dinamiklerden olmak
medeniyet tecrübesinin birikiminden ilham alan ekinin ta- C) Süreç içerisinde etkinliğini kaybedip sadece eserlerde
neleridir. Her ne kadar formlarını Şark-İslam kültürlerinden ve tarihsel hafızada yer bulabilmek
devşirmiş olsalar da bütün bu sanatların hepsi bir zamanlar D) Toplumsal burjuvazinin etkisiyle önemini kaybedip dış-
o ulusal kimlik ekseninde oluşarak toplumun aynası olmuş, lanmak
bu kimliğiyle en muhteşem eserleri ve estetik şahikası de-
E) Çıkar amaçlı kültürel faaliyetlerle uzun vadede topluma
vinimleri gerçekleştirdikten sonra ulusal hafızamızın derin-
zarar vermek
likleri arasındaki yerlerine çekilip tarihe mal olmuşlardır.
Buna üzülmek mi gerektiği konusunda zaman ileride hük-
münü verecektir. Ancak şu kadarını söyleyelim ki burjuva
medeniyeti olarak anılan Batı dünyası, aynı süreç içerisin-
den günümüze akıp gelirken bütün geçmişini beraberinde
taşımış, kültür mirasına dayanan sanatları ile modern kim-
liğini oluşturmaktan yüksünmemiştir. Çünkü onlara göre 15. Bu parçadan Osmanlı şiiriyle ilgili aşağıdakilerden
medeniyetler sistemleşirken bir önceki medeniyetin eleş- hangisine ulaşılamaz?
tirisinden güç alırlar. Bizim problemimiz ise toplumu bütün A) Hukuk, felsefe, mimari ve musiki ile kimi kültürel ben-
zevkleri ve acıları, bütün sosyal ve beşeri çağrışımlarıyla zerlikler taşır.
kucaklamış bir edebiyatın binlerce, onbinlerce eserini yok
B) Osmanlı şiiri formlarını Şark-İslam kültüründen transfer
saymaktan, kültürel aforizmalar ile gündem dışına itmekten
etmiştir.
kaynaklanıyor.
C) Gerçek önemi günümüzde daha iyi anlaşılmaktadır.
D) Formu yerel olmamasına rağmen ulusal kimlik ekse-
ninde teşekkül ederek toplumun aynası olabilmiştir.
E) Bir dönem estetikte zirve noktada örnekleri verilmiştir.
B
İ
L
G
İ
16. (I) Astronomik çalışmaların ilk safhası, en yakın olan gü-
neştir. (II) Teleskobun keşfinden binlerce sene önce Çinli
S astronomlar güneşteki lekeleri tespit etmişlerdi. (III) Harun
13. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yakınılmakta-
A Reşid zamanında, on dört ve on beşinci asırlarda İslam
dır?
R âlimleri de bu hususta önemli çalışmalar yapmışlardır.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
A) Medeniyetimizin sistemleşmesi sürecinde eskiye ait M (IV) 16. yüzyılda Galileo küçük teleskobu ile bazı tespit-
edebî ürünlerimizin dışlanmasından A ler yapmıştır. (V) Günümüzdeki astronomik araştırmalar,
B) Batı’nın kendini yenilerken eski kültürel örnekleri dışla- L büyük ölçüde, Güneş’in radyasyon ve manyetik alanı ile
mamasından Dünya’nın manyetik alanı ve atmosfer arasındaki etkileşimi
C) Batı medeniyetinin günümüzde burjuva medeniyeti incelemektedir. (VI) Bu incelemeler Güneş, yıldızlar hak-
olarak anılmasından kında detaylı bilgi alabilmek açısından oldukça önemlidir
çünkü bize en yakın yıldız Güneş’tir.
D) Osmanlı Devleti’nin hukuku, felsefesi, mimarisi ve
musikisinin şiirle kıyaslanmasından Bu parça düşüncenin akışına göre iki paragrafa ayrıl-
mak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin
E) Şiir ve edebiyatta tamamen hayalî ögelere yaslanıp
hangisiyle başlar?
gerçeklerin göz ardı edilmesinden
A) II B) III C) IV D) V E) VI
276
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
B A) II B) III C) IV D) V E) VI
18. Yazın değeri taşıyan bir roman, bir öykü, bir oyun, yaşam İ
çevremizi genişletir; içinde bulunduğumuz gerçek dünya- L
nın dışına çıkarır bizi. Bu, elbette bir kaçış ya da kendi G
gerçeklerimizden kopuş değildir. Tam tersine gerçekleri İ
değişik bir gözle görmemizi, olaylara farklı açılardan bak-
mamızı sağlar. S
A
Bu parçada yazın değeri taşıyan bir eserin kazanımla- R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
rıyla ilgili asıl olarak anlatılmak istenen aşağıdakiler- M
den hangisidir? A
A) Gerçeklere farklı açılardan bakma imkânı vererek oku- L 20. Bu parçada geçen “işin sırrına varmak” sözüyle anlatıl-
yucusunun ufkunu genişletir. mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
B) Yeni kahraman ve karakterlerle tanışıklık sağlayarak A) Büyük fedakârlıklar yapmayı göze almak
okuyucunun çevresini genişletir. B) Aşırı ve yoğun gayret göstermek
C) Özellikle roman, öykü ve oyun türleri yazın değeri taşır. C) O işi ustaca yapabilecek noktayı kavramak
D) Edebiyata yenilik getiren yazarların eserleri okuyucu- D) Çok sıkılıp daha basit sanatlara yönelmek
nun dünyasını da zenginleştirir.
E) Öğrendiği her yeni bilgiyi başkalarıyla paylaşmayı iste-
E) Olaylara farklı bakış açılarıyla birlikte, duygusal zengin- mek
lik kazandırır.
277
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
21. Düşünme, insanoğlunun var olduğu andan itibaren yaşa- 23. Erasmus + Programı, gençler için uluslararası birçok
mını gerçekleştirebilmesi için kullanması gereken mecburi fırsat sunuyor!
bir zihinsel faaliyet yoludur. Varlığının başlangıcından
Erasmus + Programı’nda gençlere, sporculara, üniversite-
itibaren insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özellik,
lilere yönelik alanlar var. Gençler, üniversite eğitiminin bir
düşünme yetisidir. Düşünmenin insan yaşamındaki değe-
kısmını Avrupa’nın bir bölgesinde gerçekleştirebilir. Bazı
rin, vurgulayan ve “Düşünüyorum, öyleyse varım.” diyen
kişisel projelerini, AB’den ortak bularak birlikte yürürlüğe
ünlü filozof Descartes, düşünmeyi varlığın göstergesi
koyabilir. AB veya Avrupa ülkelerinde gönüllülük program-
olarak ele alır ve insan olmanın zorunluluğu olarak kabul
ları kapsamında çalışabilir. Fransa’daki bir hayvan koruma
eder. Düşünme; düşünme becerilerinin tümünden oluşan,
merkezine Türkiye’deki bir veteriner gencimiz gönüllü
anlaşılması güç, sofistike bir süreçtir. Temelde insanın
olarak gidebilir. Kastamonu’daki bir tornacı, Almanya’daki
problem çözmesini sağlayan bu davranışın zamanla bir-
bir atölyede staj görebilir. 2004 yılından 2021’e kadar 700
çok tekniği oluşmuştur. Analitik düşünme, altı şapkalı
bin Türk vatandaşının yararlandığı bu programdan yararla-
düşünme, hipotetik düşünme, analojik düşünme bunlardan
nanlar arasında akademisyenler, öğretmenler, öğrenciler,
bazılarıdır.
sporcular, engelliler, çıraklar, kalfalar ve yerel yönetim
Bu parçadan hareketle “düşünme”yle ilgili olarak aşa- mensupları gibi birçok gruptan insan var.
ğıdakilerin hangisi söylenemez?
Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
A) İnsanlarca kullanılmasının zorunlu olduğu nebilir?
B) Varlığın göstergesi olarak kabul edildiği A) Başlıktaki bilgiyle örtüşmeyen sayısal verilere yer veril-
mektedir.
C) Mekanik olan birçok beceriyi kapsadığı
B) Başlıktaki bilgiyi açıklayan, örnekleyen bir üslupla kale-
D) Karmaşık bir yapıya sahip olduğu
me alınmıştır.
E) Farklı yöntemlerinin zamanla ortaya çıktığı
C) Kendi içerisinde birtakım tutarsızlıklar ve yanlılıklar
barındırmaktadır.
M
biri olan Anadolu’dan Bir Ses yahut Cenge Giderken değil,
A
Ahmet Haşim”in Merdiven’idir millî şiir. Sonra, şiir bir olayı,
L
olguyu, durumu “izah etmez”. Açıklamak şiirin yükümlülü-
ğü değildir. Onun ödevi ima etme, duyurma, söyleme ve
yaşatmadır.
278
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
İnsanoğlunun sorgulaması bitmediği sürece sanat prob- İlk kitabı Rüzgâr Saati 1956’da yayımlandıktan sonra Kes-
lematikleri de bitmez. Güneş gibi mesela. Kendinden ken- tim Kara Saçlarımı, Sığda, Kırmızı Karanfil, Ağıtlar Türkü-
di yenisini yaratır. Yaşamın sunduğu etkileşimlerle bazen ler ve Seyran Destanı gibi Gülten Akın’ın şiir anlayışını asıl
şekil değiştirir, bazen kabuk değiştirir. Gerçekte değişimin belirleyen kitaplar geldi. Çok değil, verdiği söyleşide, gaze-
önüne geçemeyiz. Her şey her an fiziksel olarak şekil de- teye “Arada bir iki dize yazıyor, onu da bir yerlerde unutuyo-
ğiştiriyorken sanatta da yerinde saymak veya ben oldum rum. Bulduğumda seviniyor, tamamlamaya uğraşıyorum.”
demek büyük eksikliktir. Özellikle sanatçılar toplumu taşı- demişti. Bu röportajın ardından Beni Sorarsan yapıtında
yacak potansiyelde olduklarından sürekli kendilerini geliş- karşımıza çıkan görkemli şiirler, o tamamlamaya çalıştığını
tirmek zorundadır. Bu düşüncelerle kendi içimde üstlen- söylediği sözlere denk geliyordu. Süreyya Berfe’ye, Gülten
diğim misyon bakımından başladığım her resmimi anlam Akın’ın Kitaplık dergisinin 2015 Mart-Nisan sayısına gön-
derinlikleri ile yüceltmeye çalışırım. Bunun için bazen saat- derdiği ve şiir sayfasına konulmaması ricasında bulunduğu
lerce boş tuval karşısında oturup tatmin edici bir fikre ula- “sözlerini” görüp görmediğini sorduğumda derin bir hayran-
şana kadar beklediğim hatta kapalı pencerelerin ardında lıkla, “Ya! Görmez olur muyum? Şiir, işte bu.” dedi.
tertemiz havayı teneffüs ederek çok kez sessiz şehri res-
mettiğim olmuştur. İlk fırçayı sürdüğümde ise unuttuğum
bir şeyleri hatırlamışım gibi renkler, biçimler, kendi içsel de-
rinliklerime akar ve izleyen herkesin ruhuna dokunmak, iyi
yanına ve öz benliğine seslenebilmek üzere tuvale dökülür.
1. Ressam Merih Yılmaz’ın bir söyleşisinden alınan bu 3. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
parçada ressamın üzerinde durduğu konu aşağıdaki- tur?
lerin hangisidir?
A) Açıklayıcı anlatım B) Doğrudan anlatım
A) En derin ayrıntılara titizlikle yaklaşmanın tuvale yansı-
yan renkleri değiştirdiği C) Beğeni cümlesi D) Öyküleyici anlatım
279
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
5. • Yoğun egzersizler sırasında bazı kas dokularının fazla- 7. Halk işlemeleri arasında Türk ve dünya kadınlarının yaygın
ca zorlanmasıyla hücre zedelenmeleri ve inflamasyon olarak uyguladıkları kanaviçe, seyrek dokunmuş keten be-
(yangı) oluşumu sıklıkla karşılaşılan durumlardan. Bu zin üzerine renkli ipliklerle çarpı şeklinde yapılan işlemenin
durumlarda buz banyosunun yarattığı düşük ısı ve adıdır. Sanatçılar; kültürleri ve kuşakları birbirine bağlayan
uyguladığı basınçla hasarlı bölgedeki kan damarları bu geleneksel tekniği, modern bir grafiğe dönüştürmeyi
büzülür. Bu sayede bölgeye yığılmaya başlayan akın-
dolayısıyla bağlamının dışına çıkarmayı veya anlamını
tının önü kesilir ve hasarlı alandan uzaklaştırılması
yeniden inşa etmeyi hedeflemişlerdir. Bu sanatçılar, tipik
gereken laktik asit gibi maddelere de yol açılır. Böylece
olarak kadınsı bir ayrımın işareti hâline gelmiş kanaviçeyi
doku yıkımı ve şişlik miktarı azalır.
kavramsallaştırarak feminist temalar ve kalıplar etrafında
• Bir araştırma grubu, ağırlık kaldırma gibi kuvvet odaklı şekillenmesi için bir baskı oluşturmuştur. Günümüzde ise
egzersizler yapan sporcuların düzenli buz banyosu bazı sanatçılar kanaviçeyi, moda ya da arkaik olarak nite-
yapmalarının devam eden süreçte performanslarına
lendirse de kumaş yüzeyinden çıkarıp sokak sanatına taşı-
etkisini inceledi. Araştırmacılar, buz banyosunun kas
yan sanatçılar sayesinde kanaviçeli işlemelerin güncelliğini
hücreleri için gerekli proteini sentezleme işlemini sek-
koruduğunu görüyoruz.
teye uğrattığını saptadı.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi Bu parçadan kanaviçeyle ilgili aşağıdakilerin hangisi-
söylenebilir? ne ulaşılabilir?
A) Farklı olguların benzer sonuçlarının olduğunu göster- A) Kanaviçe işleme çeşitlerinde geleneksel tekniğin önce-
mektedirler. lendiğine
B) Folklorik yansımalara sahip kanaviçelerin belirli kalıpla-
B) Aynı düşünceyi desteklemeye yönelik farklı örnekler
sunmaktadırlar. rı aşamadığına
C) Kanaviçe biçiminin zamanın konularına uyum sağlaya-
C) Aynı olgunun karşıt sonuçlarının olduğunu ortaya koy-
madığına
maktadırlar.
D) Değişim çağı ile kullanımdan düşmüş bir işleme oldu-
D) Farklı görüşlerin ortaya çıkmasında varsayımların etkili
ğuna
olduğunu vurgulamaktadırlar.
E) Farklı platformda kendisine uygulama alanı bulduğuna
E) Benzer sonuçların benzer nedenlerle meydana geldiği-
ni açıklamaktadırlar.
B
İ
6. I. Yanıma aldığım birkaç hikâye kitabına göz gezdirdim L
ve kararımı verdim: Rasim Özdenören, Toz. G
II. Okumak için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı. İ 8. Bize bir gün bile “Yerdeki kâğıtları toplayın, yere çöp atma-
III. Dünyayı tanımaya çalışan küçük bir çocuğun meraklı yın!” demedi. Bir gün olsun, yere çöp atanı -görmüşse bile-
bakışlarıyla açtım kitabın kapağını; sonrasında kont- S azarlamadı. Yalnız her teneffüste, okula yeni girenlerin
rol bende değildi artık.
A şaşkın bakışları arasında yerdeki çöpleri, kâğıtları topladı.
R Bizler de o gün bugündür yere minicik bir kâğıt parçasını
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
280
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
9. (I) Gelecekte verilerin silikon çipler yerine sıvılarda saklana- 11. (I) Pakistan, iklim krizinin en kötü etkilediği ülkelerin başın-
cağı ve 2040 yılına kadar dünyada yaklaşık üç septilyonbit da geliyor. (II) Muson yağmurlarının artan değişkenliği, Hi-
verinin depolanacağı tahmin ediliyor. (II) Bu kadar büyük malaya buzullarının erimesi, sel ve kuraklık gibi aşırı iklim
boyutlardaki verilerin gelecekte saklanması için hâlihazırda olaylarına karşı Pakistan savunmasız durumda. (III) Bunlar,
kullanılan çipler yeterli olmayabilir ve alternatif veri depola- sadece doğayı tahrip etmekle kalmıyor, aynı zamanda 225
ma yöntemleri gerekebilir. (III) Araştırmacılar da veri sak- milyon nüfusuyla dünyanın en kalabalık beşinci ülkesinde
lama konusunda bu alternatif yöntemler üzerinde çalışıyor- ciddi gıda ve su güvensizliğine sebep oluyor. (IV) 2019 yı-
ken bu olasılıklar arasında en önemlilerinden birinin, bil- lında dünya ülkelerinin orman örtüsü ortalama %31 iken
giyi moleküller üzerine kodlamak olduğunu düşünüyorlar. Pakistan’ın yalnızca %5’i ormanlarla kaplıydı. (V) 2014-2018
(IV) Araştırmacılar metabolom adı verilen ve biyolojik yılları arasında Khyber Pakhtunkwa eyaletinde yürütülen bir
sistemlerde bulunan şeker, amino asit ve çeşitli küçük milyar ağaç seferberliği başarılı olunca Pakistan Hükûmeti
moleküllerden oluşan sıvılarda görüntü dosyalarını başa- bunu ülke çapına yaymaya karar verdi. (VI) Birleşmiş Mil-
rılı bir şekilde depolamak üzere bir yöntem geliştirdi. letler Çevre Programı’nın desteğiyle 2019’da başlatılan ‘’10
(V) Metabolom, biyolojik bir örnekte bulunan küçük mole- Milyar Ağaç Tsunamisi’’ projesi 2023 yılı sonuna kadar 10
küllü kimyasalların tam setini ifade eder. (VI) Metabolomlar milyar ağaç dikmeyi hedefliyor.
taşıyabildikleri bilgi bakımından epeyce zengin kimyasal
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
sistemler olarak değerlendirilmekte, bu da veri depolamak
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
için önümüzdeki dönemde sıvıları kullanabileceğimiz anla-
mına geliyor. A) II B) III C) IV D) V E) VI
A) I ve III B) II ve III C) III ve IV D) Kişinin bilinci ortadan kalkmadığı için uygulayanın her
söylediğinin yerine getirilemeyeceği
D) IV ve V E) IV ve VI
E) Özel bir bilinç hâli olan trans durumuna uygulayanın
telkinleriyle birlikte geçilebileceği
281
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
S
A 16. (I) Parça - bütün, sonlu - sonsuz ilişkisi düşünce tarihinin
R en zor sorularından birisidir. (II) İnsan, sınırlı görünen yeti-
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
D) Tüm sözcüklerin temel kaynağı Yunan veya Roma Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
dilleridir. hangi cümleyle başlar?
E) İlk gerçek ansiklopedi Francis Bacon’dan sonra yayım- A) II B) III C) IV D) V E) VI
lanmıştır.
282
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
283
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
dakilerden hangisidir? M
D) (I) İfade edemediğimiz duygular bizde nasıl bir hasar
A
A) Sözün darasını alıp az sözle çok şey anlatabilen bir bırakıyor?
L
sanatçı olamaması
(II) Çocuklar duygularını ifade etmede büyüklere göre
B) Yapmacıklı üslubuyla okuyucunun yadırgayacağı duy- daha açık diyebilir miyiz?
gulara yer vermesi
E) (I) Hepimiz duygularımızı ifade edememenin bedelini
C) Her okuyuşta farklı duyguların oluşmasını sağlayacak
ödüyor muyuz?
zenginlikte ifade gücü taşımaması
D) Eserlerinin başka şairlere benzer dil ve anlatım özellik- (II) Çocuklarda duygularını ifade edememe nasıl so-
leri taşıması nuçlar doğuruyor?
284
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
ÜNİTE – 1 ÜNİTE – 3
PARAGRAFTA YARDIMCI
PARAGRAFTA ANLATIM
DÜŞÜNCE
1. A 2. A 3. C 4. D 5. D 6. E 1. A 2. E 3. D 4. A 5. B 6. D
7. C 8. E 9. D 10. B 11. A 12. C 7. B 8. B 9. B 10. C 11. D 12. C
1. C 2. A 3. E 4. D 5. B 6. C
7. B 8. A 9. E 10. A 11. C 12. A
285
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
ÜNİTE – 4 ÜNİTE – 5
KİŞİ ÖZELLİKLERİ VE
PARAGRAFIN YAPISI
PARAGRAFI PARÇALARA BÖLEREK
ANLAMA –
YENİ NESİL ANLAM TESTLERİ
Test 1 / Paragrafın Yapısı Sayfa: 83
1. A 2. B 3. B 4. E 5. E 6. B Test 1 / Kişi Özellikleri Sayfa: 109
7. A 8. D 9. D 10. A 11. A 12. E 1. D 2. A 3. E 4. B 5. E 6. D
7. B 8. A 9. E 10. A 11. E 12. D
Test 2 / Paragrafın Yapısı Sayfa: 86 Test 2 / Kişi Özellikleri Sayfa: 112
1. D 2. A 3. D 4. D 5. C 6. C 1. B 2. D 3. A 4. B 5. D 6. A
7. D 8. B 9. B 10. E 11. A 12. B 7. A 8. D 9. B 10. D 11. D 12. A
M
A Test 7 / Paragrafı Parçalara Bölerek Anlama Sayfa: 138
L 1. D 2. A 3. C 4. D 5. E 6. A
7. B 8. D 9. E 10. A 11. B 12. B
286
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 1 Sayfa: 147 Simülasyon 4 - Paragraf Denemesi Sayfa: 185
1. D 2. B 3. C 4. D 5. D 6. C 1. E 2. B 3. D 4. B 5. C 6. C
7. E 8. B 9. C 10. D 7. E 8. A 9. D 10. B 11. D 12. B
13. D 14. C 15. B 16. D 17. E 18. D
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 2 Sayfa: 150 19. A 20. D 21. E
1. B 2. E 3. C 4. A 5. C 6. A
7. B 8. C 9. B 10. D 11. C Simülasyon 5 - Paragraf Denemesi Sayfa: 190
1. C 2. A 3. B 4. A 5. C 6. D
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 3 Sayfa: 154 7. C 8. A 9. C 10. A 11. A 12. C
1. A 2. D 3. B 4. A 5. D 6. E 13. C 14. D 15. D 16. A 17. B 18. B
7. D 8. B 9. E 10. A 19. D 20. C 21. C 22. D 23. B
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 4 Sayfa: 157 Simülasyon 6 - Paragraf Denemesi Sayfa: 196
1. A 2. C 3. D 4. E 5. B 6. E 1. E 2. B 3. B 4. E 5. C 6. C
7. A 8. C 9. A 10. C 7. A 8. B 9. C 10. C 11. A 12. A
13. D 14. E 15. C 16. A 17. C 18. A
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 5 Sayfa: 160 19. E 20. C 21. D 22. C 23. B
1. C 2. E 3.C 4. E 5. C 6. A
7. C 8. D 9. D 10. C Simülasyon 7 - Paragraf Denemesi Sayfa: 202
1. C 2. A 3. E 4. A 5. D 6. C
ÖSYM Tipi - Eğilim Kontrol Testi - 6 Sayfa: 165
7. D 8. B 9. E 10. E 11. D 12. B
1. E 2. A 3. D 4. A 5. B 6. A
13. B 14. C 15. E 16. B 17. C 18. C
7. A
19. C 20. A 21. C 22. C
SİMÜLASYON B
PARAGRAF DENEMELERİ İ Simülasyon 9 - Paragraf Denemesi Sayfa: 214
L 1. A 2. B 3. A 4. E 5. B 6. D
Simülasyon 1 - Paragraf Denemesi Sayfa: 170 G 7. D 8. D 9. A 10. D 11. B 12. E
İ
1. E 2. C 3. D 4. C 5. E 6. D 13. C 14. B 15. E 16. B 17. A 18. A
7. A 8. A 9. C 10. C 11. B 12. C 19. D 20. A 21. D 22. D
13. A 14. A 15. B 16. C 17. E 18. B
S
A
19. E 20. A Simülasyon 10 - Paragraf Denemesi Sayfa: 220
R TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
M 1. C 2. D 3. D 4. C 5. D 6. E
Simülasyon 2 - Paragraf Denemesi Sayfa: 175 A 7. D 8. B 9. E 10. E 11. C 12. C
1. A 2. B 3. B 4. C 5. B 6. C
L 13. B 14. A 15. C 16. B 17. A 18. C
7. C 8. C 9. D 10. D 11. B 12. B 19. B 20. E 21. C
13. A 14. B 15. D 16. D 17. C 18. D
19. A 20. D 21. A Simülasyon 11 - Paragraf Denemesi Sayfa: 225
1. B 2. D 3. A 4. B 5. B 6. E
Simülasyon 3 - Paragraf Denemesi Sayfa: 180 7. C 8. B 9. C 10. C 11. C 12. C
1. A 2. D 3. D 4. D 5. D 6. B 13. B 14. A 15. B 16. C 17. A 18. B
7. A 8. C 9. E 10. E 11. C 12. B 19. D 20. A 21. D 22. A
13. D 14. E 15. C 16. A 17. D 18. D
19. C 20. E
287
T h e u n a u t h o r iz e d r e p r o d u c t io n o r d is t r ib u t io n o f a c o p y r ig h t e d w o r k is ille g a l.
Simülasyon 12 - Paragraf Denemesi Sayfa: 231 Simülasyon 20 - Paragraf Denemesi Sayfa: 279
1. E 2. C 3. A 4. E 5. E 6. A 1. C 2. A 3. E 4. C 5. C 6. B
7. D 8. D 9. B 10. E 11. B 12. C 7. E 8. E 9. D 10. E 11. C 12. C
13. D 14. E 15. E 16. C 17. C 18. E 13. C 14. D 15. E 16. C 17. B 18. E
19. C 20. D 21. D 22. C 19. A 20. B 21. A 22. D 23. C
1. D 2. E 3. C 4. A 5. D 6. C M
A
7. C 8. C 9. C 10. E 11. B 12. E
L
13. E 14. A 15. E 16. B 17. A 18. C
19. B 20. C 21. B 22. A 23. B
288