Professional Documents
Culture Documents
Li̇mi̇t Türkçe
Li̇mi̇t Türkçe
TURKÇE
(DİL ve ANLATIM)
•
EL KiTABi
www.limityayinlari.com
Sınavlara Hazırlık Serisi
Türkçe
El Kitabı
ISBN: 978-605-4385-14-0
Bu kitabın tüm hakları Lmt Limit Yayınları 'na aittir. Kitabın tamamının ya da bir kıs
mının elektronik,mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemiyle çoğaltılması
yayınlanması, depolanması yasaktır.
Basım Yeri:
Ertem Matbaası
Dizgi
Lmt Limit Yayınları Dizgi Ekibi
Suzan ÜÇPINAR
Kapak Tasarım
Sinem ERSAN
2
SUNUŞ
Sevgili öğrenciler,
Elinizdeki kitap Lmt Limit Yayınları 'nın " Sınavlara Hazırlık Kitapları " zinciri-
nin önemli bir halkasını oluşturmaktadır. Lmt Limit Yayınları olarak sizlere nitelikli bir
Bilindiği gibi Türkçe testi sınavlarda önemli bir yer tutmaktadır. Sınavlardaki
Türkçe soruları öğrenciler için ciddi bir önem taşımaktadır. Bu sebepten yazarlarımız bu
eseri oluştururken anlatılan konuların sınav mantığına yakın olmasına özen göstermiştir.
3
İÇİNDEKİLER
KONU SAYFANO
1. BÖLÜM
il. BÖLÜM
111. BÖLÜM
4
1. BÖLÜM
r
ANLATIM ÖZELLİKLERİ
KAVRAMLAR
PARAGRAFTA ANLAM
ANLATIM BİÇİMLERİ
ANLATIM TÜRLERİ
5
6
C,___________1_._iL_E_T_iş_iM__________)
İnsanın duygu, düşünce , amaç, deneyim , istek ve bilgilerini her türlü yolla
başkalarına bildirmesine iletişim denir. İletişim sözlü de yazılı da olabilir. İletişim
her çağda aynı biçimde gerçekleşmemiştir; her geçen gün yeni iletişim yolları bu-
lunmaktadır, bazı iletişim araçları işlevini yitirmektedir. Her iletişimde çeşitli ögeler
vardır.
4. Kanal (Araç): Metnin, iletinin kullanıldığı somut araçtır. Sözlü iletişimde kanal ,
ses dalgalarıdır. Yazılı anlatımda üzerine yazı yazılmış her türlü nesne,
kanaldır. CD , televizyon , kitap, telefon , fax gibi unsurlar iletişimde kaynaktır.
7
ILETIŞ.Oıil ŞEI.IASI 1
Gönderici
----- ➔
lir.ti
....._____, ı..._K_.,_...,
_ı_..ı ➔ ---
A_ı ,_
ı:_
, _ ..
oonut
( İ IIM' I Bild ir im)
jLETjSiM $EIIA$1 2
BA Ğl..AlM <(Gömferge) [Ci Mdeıge İ şt'e ~i )
İ LETİ
GÖNIJEl'IİCİ- (Yaı. saL,C::ô.1 Eıl~a ı İş .:,,) - ALiCi
(An ll'ı1l m ieıwı ı (ÇPQn ieıwı ı
KA NAL
{iliş ki 1$1ıô,,;l
1
1{0 0
◄Ü sH.lıl İı;ılEı'ı'l]
GÖSTERGE
Kendisi dışında bir şey gösteren her türlü nesne, varlık, biçim ya da olguya:
özel olarak dilsel bir gösterenle bir gösterilenin birleşmesinden doğan birimdir.
Dilsel bir kavramla o kavramın yerini tutan ses imgesinden oluşan bir işarettir
gösterge. İnsanların topluluk içinde birbiriyle anlaşmak için oluşturdukları diller,
trafik işaretleri, jest ve mimikler, televizyondaki işaretler, resim ve fotoğraflar, hari-
talar birer gösterge örneğidir.
Dil denen iletişim kodu , göstergelere dayanır. Göstergeler dilsel ve dilsel ol-
mayanlar olmak üzere ikiye ayrılır. Örneğin, "Dur!" sözcüğü bir dilsel gösterge
olduğu halde trafik lambalarında aynı anlamı üstlenen "kırmızı ışık" dilsel olmayan
bir göstergedir. Yine "yüzük" sözcüğü bir dilsel gösterge olmasına karşın par-
mağımızda taşıdığımız "yüzük" ise bulunduğu elin parmağına göre "nişanlı " ya da
"evli" olduğumuzu belirtmesi açısından dilsel olmayan bir göstergedir.
Gösterge iki bölümden oluşur: gösteren (var olanın ses imgesi: /k.a.p.ı/) , gös-
terilen (varolanın içeriği , anlamı). Göstergenin dış dünyadaki varlığına gön-
derge denir. Sözgelimi "kapı " dediğimiz varlığın kendisi.
a. Dil Göstergesi
Sözlü ya da yazılı anlatımdaki her türlü sözcük dil göstergesidir. Dil göstergelerinin
özellikleri şunlardır:
♦ Dil göstergeleri nedensizdir. Sözcükler ile işaret ettikleri kavramlar arasında
doğrudan bir ilişki yoktur. Örneğin "kardeş" sözcüğünün , göstereni olan "k-a-r-d-
e-ş" ses dizilişiyle hiçbir ilgisi yoktur. Eğer gösterileniyle, demir sözcüğü arasında
bir bağ olsaydı İngilizce iron, Farsça a:hen , Rusça jelezo sözcükleri arasında bir
bağ , bir benzerlik bulunurdu. Demir sözcüğü ile işaret ettiği maden arasında her-
hangi bir ilişki yoktur.
♦ Dil göstergeleri uzlaş maya dayalıdır. Bilinmeyen bir zamanda insanlar bir
araya gelerek dil göstergelerini oluşturmuştur. Toplumdaki kişiler göstergelerin
varlığı ve anlam değeri üzerine anlaşmıştır.
Edebi metnin incelenmesinde yazarın kullandığı dil ve anlatım aynı zamanda dilin
çizgisel özelliği ile ilgilidir; çünkü metnin mecaz, gerçek ve kinayeli anlama gelip
gelmemesi ve ona göre yorum değiştirmesi , dilin çizgisel özelliği ile ilgilidir.
Gösteren Gösterilen
2. Belirtke
İnsanların iletişim kurmak için ürettiği yapay göstergelerdir. Belirtkeler bilgi verme ,
iletişim kurma, ileti aktarma amaçlıdır. Gösteren ile gösterilen arasında anlaşmaya
dayalı , yapay bir ilişki vardır. Karayolu , demiryolu, tehlike ve alarm işaretleri bu tür-
dendir.
Örnekler
Dershanede ders sonunda zil çalması dersin bittiğinin göstergesidir. Zil
(gösteren) , dersten çıkma (gösterilen) ...
Kırmızı ışığın yanması arabanın durması gerektiğinin göstergesidir.
-~
Mustafa Kemal Atatürk'ün fotoğrafı bir ikondur.
.
4. Simge
Bir kişi , bir zeytin dalı veya kanlı mızrak resmi çizmişse somut bir gerçekliği kağıda
aktarmış olur, böylece "görsel gösterge" oluşturmuş olur. Aynı resim bir siyasi par-
tinin ambleminde yer alırsa zeytin dalı "barışı " , kanlı mızrak "savaş" ı temsil eder,
böylece "simge" oluşturmuş olur. Yani bir göstergenin simge mi ikon mu olduğu
" bağlam "a bağlı olarak değişir.
Örnekler
Kanlı bir mızrak "savaş" ın , zeytin dalı taşıyan bir güvercin "barış" ın simgesidir.
Cahil Sıtkı ' nın "Otuz Beş Yaş" şiirindeki ayvanın sararması , narın kızarması
"ölümün yaklaştığı "nın simgesidir.
·s· b) Sosyal Göstergeler: Belli bir amacı olan ve sonradan ortaya çıkan
göstergelere verilen addır. Mesaj içeren göstergelerdir. Televizyon
izleme konusunda kullanılan işaretler (+13, +18) , trafik işaretleri birer
Not sosyal göstergedir.
( 2.DiL )
-------------
Dille ilgili bazı tanımlar şunlardır:
" Düşünce , duygu ve isteklerin , bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak
olan ögeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını sağlayan , çok
yönlü , çok gelişmiş bir dizgedir." (Prof. Dr. Doğan AKSAN)
"Dil , insanların meramlarını anlatmak için kullandıkları bir sesli işaretler sis-
temidir." (Tahsin Banguoğlu)
"Bir dil , insan deneyiminin , topluluktan topluluğa değişen biçimlerde, anlamsal bir
içerikle sessel bir anlatım kapsayan birimlere, başka bir deyişle anlam birimlere
ayrıştırılmasını sağlayan bir bildirişim aracıdır." (A. Martine!)
"Dil , düşünceleri anlatmaya yarayan bir imler dizgesidir." (Tahir Nejat Gencan)
11
Dilin özellikleri şunlardır:
► Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir iletişim aracıdır. Dil , in-
sanlar arasında iletişimi ve haberleşmeyi sağlar.
8) Kimi eklerin işlevleri değişebilir ya da belli bir ekle biçim değişikliği gerçek-
leşir.
~ ·································
Tuluat sanatkarı İsmail Hakkı Dümbüllü bir oyunda rol gereğ
bağırıyordu:
Dillerin ortaya çıkışıyla ilgili birçok farklı görüş vardır. Bugün dillerin doğuş
ile ilgili görüşler iki merkezde toplanmıştır. Birincisi; dilin tek bir kaynakta
yani tek bir dilden ortaya çıktığı düşüncesi , ikincisi; dillerin ayrı ayrı kay
naklardan doğup geliştiği düşüncesidir. Dilin doğuşu ile ilgili bazı teorile
şunlardır:
• • l!t.,
13
♦♦ Dil Türleri ve Dille ilgili Bazı Kavramlar ♦♦
ANA DİLİ
Başlangıçta anneden ve yakın aile çevresinden , daha sonra da ilişkili bu-
lunulan çevrelerden öğrenilen , insanın bilinçaltına inen ve bireylerin toplumla en
güçlü bağlarını oluşturan dildir.
ANA DİL
Bugün ses yapısı , şekil yapısı ve anlam bakımından birbirinden az çok fark-
lılaşmış bulunan dil veya lehçelerin, kök bakımından bilinmeyen bir tarihte bir-
leştikleri ortak dil: Ana Türkçe , Ana Moğolca , ana Altayca, Latince gibi. ..
Konuşma dili, insanların birbiriyle sesli olarak konuştukları dildir. Kişiden kişiye
ve toplumdan topluma farklılık gösterir. Bu farklılıklar genellikle ses ve söyleyiş
farklılıklarına dayanır. Ayrıca konuşurken el-yüz hareketlerinden yararlanırız.
Konuşma dilinde genellikle dil kurallarına pek uyulmaz.
Yazı dili (standart dil / resmi dil), konuşulan ortak dilin yazışmalarda kullanıl
ması ,bilim ve sanat eserlerinin bu ortak dille yazılması sonucu ortaya çıkan dildir.
Yazı dilinin aracı yazıdır. Konuşma dilinden çok sonra ortaya çıkmıştır. Yazı dili
yerine edebi dil de kullanılabilir. Dil kurallarına uyma zorunluluğu vardır. Dilin
kalıcılığını sağlar.
LEHÇE
Bir dilin bilinmeyen, metinlerle takip edilemeyen dönemlerde kendisinden
ayrılmış; büyük ölçüde ses, söz dizimi ve sözcük varlığı bakımından ayrılıklar
gösterir. Ulusal sınırlar dışındadır, farklılıklar açıklanamayacak derecede büyüktür.
- Çuvaşça , Yakutça, Halaçça Türkçenin lehçeleridir.
ŞİVE
Bir dilin ülke içinde görülen değişik konuşma biçimlerini , söyleyiş türlerini ve
ayrılıklarını yansıtan kullanımlarına verilen addır.
ORTAK DİL
Bir ülkede konuşulan lehçe, şive ya da ağızlardan birinin yaygınlaşmasıyla o
ülkenin bütününde kullanılan dile ortak dil denir. Türkiye'de kullanılan ortak dil,
İstanbul ağzıdır yani İstanbul Türkçesidir.
ARGO
Fransızca bir sözcük olan argo (argot), 17. yüzyılın ilk yarısında görülmekle
birlikte Fransızca sözlüğe 1740 yılında girebilmiştir. Bir toplum tarafından kul-
lanılan ortak dilin içinde yer almakla birlikte, kendine özgü sözcük dağarcığıyla
ortak dilden ayrılan ve belirli kesimler tarafından kullanılan özel dildir. Öğrenci ar-
gosu , asker argosu, hırsız argosu , gemici argosu , şoför argosu ...
JARGON
Jargon, argodan farklıdır. Argo özel dile verilen addır. Jargon ise bu özel dil
içinde adacık halinde bir coğrafi bölgede bulunan grupların veya bir mesleğe men-
sup olanların kendine özgü konuşma biçimidir.
Çerçicilik, kalaycılık ve tellallık gibi esnaf oluşumlarının konuşmaları , Yörük-
lerin kendi aralarında konuştukları gizli dil bu gruba girer.
♦♦ DİLİN İŞLEVLERİ ♦♦
Örnel!:
Atom Konusunca yapılan çalışmaların tarini çoi< esKii:lir. Esi<i Yunan filo-
zoflarından Leukippos ile Demokritos, günümüzden binlerce yıl önce, mad-
delerin çok küçük birtakım parçacıklardan meydana geldiğini ileri
sürmüşlerdi. Bu parçacıklar , aralarında birleşerek maddeleri meydana ge-
tiriyorlardı. Ama bu varsayım, bilimsel bir varsayım olmak1an çok, bir felsefe
doktrini idi. Bu konudaki düşünceler zamanla yavaş yavaş unutuldu. Ancak,
aradan 2000 yıla yakın bir zaman geçtikten sonra bilginler, bu konuda
yeniden araştırmalarda bulundular. Bunlardan İngiliz kimyacısı Dalton
(1766-1844) , 1803'te ortaya yeni bir atom teorisi attı. Dalton , bu kadarla
da kalmadı, çeşitli maddelerin atom ağırlıklarını bularak bir de liste mey-
dana getirdi. Bu konuda daha başka bilginlerin de çalışmaları sonucu Dal-
ton'un ortaya attığı esaslarda bazı yanlışlıklar bulunduğu görüldü. Fransız
bilginlerinden Becoquerel' in bazı atomlardaki ışıma özelliği demek olan
radyoaktifliği keşfetmesi , bu alanda atılan adımların en önemlilerinden biri
oldu.
2. HEYECANA BAĞLI İŞLEV (DUYGU / ANLATIM / COŞKU İŞLEVİ)
Gönderici kendi iletisine karşı tutumunu, duygu ve heyecanını dile getirir. Yani
"sevinçler, duygular, korkular, heyecanlar, sevinç ve üzüntüler'' anlatılabilir. Gön-
derici sevdiğini veya sevmediğini, bir varlığın güzel veya çirkin olduğunu , büyük
veya küçük olduğunu dile getirebilir.
Dilin heyecan bildirme işlevinin egemen olduğu bir metinde kişi adılları, ön
adlar (sıfatlar) sık kullanılır. Üreticinin duygusal, düşünsel izlerini taşır. Heyecanı
ünlemler yansıtır. Duygusallık ve öznellik esastır.
Lirik şiirlerde , özel mektuplarda, öznel eleştiri , epik şiirlerde, betimlemelerde
kullanılır.
Örnek
Dilin alıcıya yönelik işlevidir. Amaç , alıcıda bir tepki ve davranışında bir
değişiklik yaratmaktır. İstek, telkin , emir ya da yasakları ortaya koyar.
Buyruk (emir) kipi , soru kipi, alıcıyı hayrette bırakacak bir söylem ön plana
çıkarılır.
17
4. KANALI KONTROL (İLİŞKİ) İŞLEVİ
Kanala dönük işlevdir. Gönderici ile alıcı arasında bir ilişki kurmaya ya da var
olan ilişkiyi sürdürmeye yarar. Bunun için kanalda bir sorun olmaması gerekir.
Kanalda bir "körlük", bir "gürültü" varsa iletişim sağlanamaz.
içerikten çok iletişimin sürdürülmesi önemlidir.
Soru cümleleri önemli yer tutar.
Daha çok sözlü iletişimde görülür. Tören, telefon, toplantı ve birbirini seven iki
insanın konuşmasında kullanılır.
Örnekler
Şinasi kısaca :
Evet, dedi.
Sen ne cevap verdin?
Tabii itiraz edemezdim.
Ben de itiraz edemezdim . Yalnız iki üç ay müsaade istemedim. Şinasi
bunun sebebini öğrenmek istemedi ve sustu. Onun bu sükutu Neriman'
çok manalı ve karışık görünmüştü . Fakat Şinasi , "niçin" diye sormuş gibi
Neriman cevap verdi:
Ben de niçin bunun acele olmasını istemediğini bilmiyorum. Fakat biraz
vakit geçmesi daha münasip gibi görünüyor; buna sen ne dersin?
Münasip.
Niçin münasip?
Sen münasip gördüğün için.
Dilin edebi metinlerdeki işlevidir. Şiirsel işlevde ileti, kendi dışında bir şey ifade
etmez. İleti herhangi bir alıcıya yönelik değildir, iletinin kendisine yöneliktir. Es-
tetik zevk uyandırmak amaçlanır.
Dile yeni bir biçim verilir; sözcükler, başka sözcükleri, başka anlamları
çağrıştırır,
okuyucusunu etkiler, düşündürür, ona bir şeyler hissettirir, hatta onu
eyleme geçirir.
Söz dizimi değiştirilir, sözcüklere çok anlamlılık yüklenir. Sözcükler mecaz an-
lamda kullanılır. Dil adeta yeniden yaratılır. Söyleyiş önemlidir.
Kurmacaya ve imgeye dayalı metinlerde sıklıkla kullanılır.
Örnek
"Dili açıklayan , dilden söz eden dil" biçiminde tanımlayabiliriz. Bir başka
deyişle dilsel bir öge yine dil ile açıklanır. İletinin göndergesi dilin kendisidir; dil , dil
ile açıklanır. Dille ilgili bilgiler verilir.
♦♦ DİL-KÜLTÜR İLİŞKİSİ ♦♦
Dil ile kültür arasındaki ilişkinin boyutunu farklı biçimlerde ortaya koyabiliriz:
Her şeyden önce dil kültürün taşıyıcısı ve tanığıdır. Bir milletin yaşayışıyla il-
gili her türlü maddi ve manevi değerler dil ile ifade bulur, tarihten günümüze
taşındığı gibi günümüzden sonraki nesillere taşınacaktır.
Dil ile kültür arasındaki ilişkinin bir yönü de dilin, kültürün yaratıcısı olmasıdır. Ede-
biyat, müzik, tiyatro, sinema gibi sanatların yaşatılıp canlı tutulmasında dil etkilidir.
Dil ile kültür arasındaki ilişkinin bir başka yönü , dilin kültürün yansıtıcısı ol-
masıdır. Dil verilerinin incelenmesi ile toplumun dünya görüşü , gelenekleri, yaşayış
biçimi , çeşitli nitelikleri hakkında bilgiler edinilebilir.
Dil ile kültür arasındaki ilişkinin bir başka yönü , kültürel hareketliliğin dilde
izlenebilmesidir. Örneğin Uygurların Maniheizm ve Budizm'i, Karahanlıların İs
lamiyet'i kabul etmeleri dilde gözlenebilmektedir.
• Mehmet KAPLAN "Kültür ve Dil" adlı eserinde dil ve kültür arasındaki ilişkiyi
güzel bir şekilde dile getirmiştir.
19
♦♦ DİL GRUPLAR! (AİLELERİ) ♦♦
Aynı dilden geldikleri anlaşılan dil topluluğuna "dil ailesi" (dil grubu), aynı ana
dilden türemiş olan diller arasındaki yakınlığa da "dil akrabalığı " denir. Dünyadaki
dil sayısı tam bilinmemekle birlikte 3000-3500 dil olduğu sanılmaktadır; bazı
araştırmacılar bu sayıyı 5000'e çıkarmaktadır.
a::
w
-'
-'
-□
z
cı
C
z
~
ı.::
et
aı
iı
et
>-
a,
ci
1 Q} ~
! ~ ıs
ı! ◊.§ ~
A. YAPI BAKIMINDAN DİLLER
B. As.ya Kolu
Guyatari Makedonca
2. Hami-Sami Dilleri
Adını Nuh peygamberin Ham ve Sam adlı iki oğlundan alır. Bu grupta 46 dil vardır.
Arapça, İbranice, Habeşçe, Aramca, Akatça ile Libya-Berberi dilleri bu grupta yer
alır. Akatça ölü bir dildir.
3. Çin-Tibet Dilleri
Bu grupta 115 dil konuşulmaktadır. Çince, Tibetçe , Birmanca, Vietnam dili bu aile
içinde yer alır.
4. Bantu Dilleri
5. Kafkas Dilleri
6. Amerika Dilleri
Kuzey Amerika'da 351 , Meksika ve Orta Amerika'da 96, Güney Amerika'da 793
dil sayılmıştır.
8. Ural-Altay Dilleri
Bu grupta 66 dil vardır. Türkçe Ural-Altay dilleri arasında yer alır. Ural ve Altay
dil grubu arasında bir iki benzerlik dışında yakınlık olmadığı için bazı bilim
adamları , ikisinin bir arada kullanılmaması , ikisinin ayrı ana dil grubu olarak ele
alınması gerektiğini savunmuştur.
l,JRAL-ALTA'i lll İL Aİ LE !; İ
111
l
URAL DİLLEflİ
l
Al AY DiLLERi
23
Altay dil ailesi Hint-Avrupa ve Çin-Tibet dil ailelerinden sonra üçüncü büyük dil
ailesidir. En eski vesikaları (belgeleri) şunlardır:
1) Türk dili: MS 687-692 yıllarına ait Çoyrın Yazıtı
Ön ekler yoktur.
İsim çekiminde iyelik eki kullanılır.
Söz diziminde özne, yüklemden önce gelir.
Sayı sıfatlarından sonra gelen isimler tekildir.
Ünlüler ve fiil biçimleri zengindir.
Sıfatlar adlardan önce gelir.
Edatlar sözcüklerden önce değil, sonra gelir.
Ayrı bir soru eki vardır.
ESKİ TÜRKÇE
ORTA TÜRKÇE
KuzeydoğuTü~
Kuzey Tiirkçeoi
fKıpçatça)
Türkmen Türkçeı;i
Nogay TürkÇe$I
25
Türk adı ilk kez MS 6. yüzyılda "T'u-küe" ve "T'u-chüeh" biçiminde Çin kay-
naklarında geçmiştir. Türk adı ilk Göktürkler (552-744) tarafından kullanılmıştır.
a. Altay Dil Birliği Dönemi: "Ana Altayca" Türkçenin Altay dillerinden (Moğolca ,
Mançuca, Tunguzca, Korece, Japonca) henüz ayrılmadığı dönemdir. Bu döneme
ait bazı sözcükler dışında hiçbir dil belgesi bulunmamaktadır. Yaklaşık olarak M.Ö.
9000'de olduğu tahmin edilmektedir.
b. En Eski Türkçe Dönemi: Türkçenin bağımsız bir dil olarak ana Altaycadan
ayrıldığı dönem olarak bilinir. Özellikle Sümerce ile Türkçe arasında sözcük
alışverişinin olduğu dönem olarak düşünülürse M.Ö. 5000-4000'1i yıllar tahmin
edilebilir.
Türklerin İslamiyet'i kabul etmeden önce Moğolistan bozkırları ile Çin'de bulunan
Tarım bölgesi ve civarında VI-XIII. yüzyıllar arasında kullandıkları dildir. Türkçenin
yapısı konusunda kesin bilgilere sahip olduğumuz ilk dönemdir.
Orhun Yazıtları (Göktürk Kitabeleri): 8. yüzyıla aittir. Türk edebiyatının ilk yazılı
örnekleri kabul edilir. Türk adının geçtiği ilk yazıttır. "Tonyukuk Anıtı ", "Kültigin
Anıtı " ve "Bilge Kağan Anıtı " olmak üzere üç yazıttan oluşur. "Bilge Kağan Anıtı "
ilk söylev örneğidir. Yazıtların varlığından ilk kez söz eden İlhanlı tarihçisi
Cüveyni'dir. Yazıtları ilk kez Danimarkalı bilim adamı W. Thomsen okumuştur.
Kalyanamkara ile Papamkara (İyi Prens ile Kötü Prens): Çinceden Uygur
Türkçesine çevrilmiştir. Burkancılığa ait bir menkıbenin hikayesidir. İyi düşünceli
prensin bütün canlılara yardım etmek ve canlıların birbirlerini öldürmelerini en-
gellemek amacıyla bir mücevheri elde etmek için yaptığı maceralı yolculuk an-
latılır.
Irk Bitig (Fal Kitabı): Göktürk yazısıyla yazılmış bir fal kitabıdır. Her biri ayrı fal
olarak yazılan 65 paragraftan oluşur.
11. -13. yüzyıllar arasında gelişen bu yazı dilinin merkezi Doğu Türkistan'da Kaş
gar'dı. Orhon ve Uygur Türkçesinin devamı olan bu dönem Türkçesi için Hakan iye
Türkçesi terimi de kullanılmaktadır. Orta Asya'daki bu yazı dilinin, İslami Dönem
Doğu Türk edebiyatının başlangıç döneminin devamını ise Harezm-Altınorda
Türkçesi (XIII- XIV. yüzyıl) ve Çağatay Türkçesi (XIV-XVI. yüzyıl) ile yazılmış eser-
ler oluşturur. Karahanlı Türkçesinin egemen olduğu dönemde yapıtlar genellikle
Arap ve Uygur alfabeleriyle yazılmıştır. Karahanlılardan bugüne ulaşan Türkçe dil
ve edebiyat metinleri şunlardır:
1) Kutadgu Bilig (1069-1070)
2) Divanü Lügati't-Türk (1074)
3) İlk Kur'an tercümeleri
4) Atebetü'I-Hakayık
5) Hukuk belgeleri
6) Hoca Ahmet Yesevive müridlerinin şiirleri.
1. KUTADGU BİLİG
11. yüzyılda Yusuf Has Hacip tarafından yazılarak Karahanlı hükümdarı Tab-
gaç Buğra Han'a sunulmuştur. Yusuf Has Hacip: 1019'da Balasagun'da doğ
muştur , yine orada ölmüştür. Elli yaşını aştıktan sonra Kaşgar' a gitmiştir.
Kutadgu Bilig'i Karahanlı hükümdarı Tabgaç Buğra Han'a sunduktan sonra
"ulug has haciplik" (başmabeyncilik) görevine getirilmiştir.
İslamiyet dönemi Türk edebiyatının ilk yapıtıdır. İlk mesnevi ve ilk siyaset-
namedir.
27
Ölçü olarak '1a i lün/ fa i lün/ fa i lün/ fa ül" şehname kalıbıyla yazılmıştır. Eser
6645 beyit, 173 dörtlüktür.
Sorulu ve yanıtlı bir yöntemle iyi bir devlet düzeninin nasıl olması gerektiği ,
toplumu oluşturan sınıflara nasıl davranılacağı , egemenliğin nasıl kullanıla
cağı gösterilmek istenir.
Yapıtın asıl konusu "ideal insan tipi"dir. Yapıtta , toplumdaki çeşitli sosyal
tabakalara ve mesleklere mensup her türlü insanın ne gibi özelliklere sahip ol-
ması gerektiği anlatılır. Dile getirilen siyasi , sosyal , hukuki ve ahlaki
düşüncelerin bir yandan Türk devlet geleneğine , diğer yandan İslam ge-
leneğine bağlı olduğu görülür.
Sembolik/alegorik bir yapıttır. Dört kişi farklı birer kavramı temsil eder.
2. DİVANÜ LÜGATİ'TTÜRK
Kaşgarlı Mahmut tarafından yazılmıştır. Kaşgarlı Mahmut: Karahanlı hüküm-
dar soyundan bir şehzadedir. Kaşgar'da doğmuştur. Doğum ve ölüm tarihi
bilinmemektedir. Divanü Lügati't-Türk'ü 1072-1077 yıllarında tamamlayarak
halife Ebulkasım Abdullah'a sunmuştur.
Yapıt ansiklopedik bir sözlüktür; bunun yanında dil bilgisi, tarih , coğrafya, ede-
biyat, folklor ve etnografya alanlarında da zengin bilgiler vermektedir.
~ Yapıtın tek yazma nüshası vardır. Ali Emiri Efendi bir sahaf dükkanında
~ tesadüfen bulmuş ve 30 altına satın almış bu yapıtı.
~ Yapıt ilk defa Kilisli Rıfat Bilge tarafından incelenerek Arap harfleriyle
~ üç cilt olarak yayımlanmıştır.
3. ATABET'ÜL HAKAYIK
On dört bölümlük eser aruz vezniyle yazılmıştır; ancak yer yer hece ölçüsüne
de rastlanır. Vezni Kutadgu Bilig ile aynıdır.( fa i lün/ fa i lün/ fa i lün/ fa ül)
Allah 'a, Peygambere , dört halifeye ve eserin sunulduğu beye övgü ile
başlayan eserde asıl konular; "bilgi , dil, cömertlik, cimrilik, alçak gönüllülük,
kibir, hırs , yumuşak huyluluk ve zamanın bozukluğu"dur.
4. DİVAN-1 HİKMET
29
B. ORTA TÜRKÇE DÖNEMİ (XIII.-XV. yüzyıl)
13-15.yüzyılları kapsar. Türk boylarının batıya doğru göçerek değişik coğrafyalara
yayılmasıyla dilde meydana gelen gelişme ve değişmelerin yaşandığı XI.-XV.
yüzyıllardır. Bu dönemde daha önce toplu yaşayan Türk boyları birbirinden
ayrılarak yeni coğrafyalarda farklı yazı dilleri oluşturmuşlardır. Böylece dilde gerek
fonetik, gerekse morfolojik bazı değişmeler oluşmaya başlamıştır. Bu dönemin
başlıca lehçeleri, Türk dünyasının batısında Batı Türkçesi (veya Oğuzca),
kuzeyinde Kuzey Türkçesi (veya Kıpçak Türkçesi) , doğusunda ise Doğu Türkçesi
(veya Çağatayca)dir. Orta Türkçe döneminde Türk dili siyasi gelişmelere paralel
olarak farklı kültür ve medeniyetlerle karşılaşmış ; ses , yapı ve kelime hazinesi
bakımından büyük değişimlere uğramıştır.
Hüsrev ü Şirin: Genceli Nizami'nin bu yapıtını Kutb adlı bir şair Kıpçak Türkçe-
sine çevirmiştir.
c. Batı Türkçesi / Eski Anadolu (Oğuz) Türkçesi:
-~ ---
~ Asaf Halet Çelebi bir gün kürsüye çıkıp Osmanlı Türkçesi'nin en ağj
dalı kelimeleriyle uzun uzadıya konuşur. Söz uzadıkça salondakf:
dinleyiciler birer birer çıkıp giderler. Salonda kalan tek bir kişiye Asaf Hale~
Çelebi şöyle seslenir: '
Size hak veriyorum. Bende sizin yerinizde olsam, dışarı çıkardım ama)
ne yapayım ki , şimdi kürsüde bulunuyorum. '
(Mehmet Nuri Yardım - Mizahın İzahı kitabından)\
31
ESKİ ANADOLU TÜRKÇESİYLE YAZILMIŞ YAPITLAR TABLOSU
Ahmedi
Divan (13. yy.)
İskendername (1390)
Cemşid u Hurşid (1403)
Tervihü'I Ervah (1403-1410)
33
.....
C. YENİ TÜRKÇE DÖNEMİ (XV.-XX. yüzyıl)
Türk dilinin XVI. yüzyıldan
itibaren XX. yüzyıla kadar oluşan gelişme ve
değişmelerinin yaşandığı dönemdir. Bu dönemde Türk dili, Oğuz (Osmanlı
Türkçesi , Azerbaycan Türkçesi), Çağatay (Özbek Türkçesi ve diğer Orta Asya
Türk lehçeleri) ve Kıpçak yazı dillerine sahip, edebi eser yaratma olgunluğuna
kavuşmuş ve geniş kitlelerce konuşulan küresel bir uygarlık dili olmuştur.
-~
Irak, Suriye, Yunanistan, Bulgaristan ve Yugoslavya'daki Türkler arasında;
Rusya'daki Ahıska Türkleri arasında; Avrupa, Amerika, Avustralya ve Arap
ülkelerindeki Türkler arasında kullanılmaktadır.
.
2) Azeri Türkçesi: Bugünkü Azerbaycan Cumhuriyeti'nde ve İran'daki Güney
Azerbaycan ile Gürcistan'da yaşayan Azeriler arasında kullanılmaktadır.
3) Türkmen Türkçesi: Türkmenistan 'da, İran ' ın Horasan bölgesinde , Afganistan
ve Pakistan'daki Türkler arasında kullanılmaktadır.
4) Gagavuz Türkçesi : Moldovya, Ukrayna, Bulgaristan ve Romanya'daki Türkler
arasında kullanılmaktadır.
10) Kırım Türkçesi: Kırım ' da ve Romanya'da yaşayan Kırım Türkleri arasında kul-
lanılır.
12) Altay Türkçesi: Altay Muhtar Cumhuriyeti'nde yaşayan Altay Türkleri arasında
kullanılır.
14) Malkar Türkçesi: Kuzey Kafkasya ve Rusya'da yaşayan Türkler arasında kul-
lanılır.
16) Karay Türkçesi : Polonya ve Litvanya'da yaşayan Karay Türkleri arasında kul-
lanılır.
35
♦♦ TÜRK LEHÇELERİ ♦♦
TO:RKÇE LetÇELEJll
Uy~uı,,,., Kıl-'r"k
11:ık. , rıiyı: K·ı.r. J'T Tıiı ııoıı '-'='
(:o,:ı~t:ı 1•s~ l:ıt ~ ıı
,•..,~ ,;Tı "'kr::~~
ırlı: r:, 1 ""kr~
ÔZbtlı.Ce ır:ı ı z
♦♦ TÜRKİYE TÜRKÇESİ ♦♦
Eski Oğuzcanın Batı Oğuz kolundan gelişen ve "Anadolu Türkçesi" diye de ad-
landırılan
Türkiye Türkçesi şu tarihsel dönemlere ayrılır:
A. Eski Anadolu Türkçesi (Eski Osmanlıca): Sultan Veled, Yunus Emre, Şeyyad
Hamza, Hoca Dehhani, Gülşehri , Aşık Paşa , Ahmedi, Hoca Mesut, Şeyhi, Süley-
man Çelebi , Kadı Burhanettin ve Nesimi'nin yapıtları bu dönem Türkçesinin örnek-
leridir. " Kitab-ı Dede Korkut'' Oğuz Türkçesinin en önemli örneği sayılır.
B. Osmanlıca: Baki, Nabi, Nefi, Evliya Çelebi, Katip Çelebi, Nedim ve Şeyh
Galip'in yapıtları bu dönem Türkçesinin örnekleridir.
C. Yeni Osmanlıca (1839-1923): Şinasi , Ziya Paşa, Namık Kemal , Muallim Naci ,
Ahmet Mithat Efendi , Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin ve Halit Ziya'nın yapıtları bu
dönem Türkçesinin örnekleridir.
Belgelerle izleyebildiğimiz yaklaşık 1300 yıllık tarihi boyunca Türk dilinin değişik
dönemlerde, farklı 12 alfabe ile yazıldığını görüyoruz. Bunlardan Soğd, Mani, Brahmi,
Süryani, Grek, Ermeni, İbrani alfabeleri belirli tarihi dönemlerde ve çevrelerde kul-
lanılmıştır. Türk dilinin yazımı için geniş ölçüde kullanılmış olan 5 alfabe vardır: Gök-
türk, Uygur, Arap, Latin ve Kiril (İslav) alfabeleri.
kullanılmıştır. Noktalama işareti olarak ise sadece üst üste konmuş iki nokta kul-
lanılmaktadır. Runik alfabe olarakta bilinmektedir.
sola bitişik yazılır. Harflerin başta , sonda ve ortada yazılış biçimleri değişmekte
dir. Harflerin üçü ünlüleri, on beşi ünsüzleri karşılar. Uygur alfabesini, Kaşgarlı
Mahmut "Divanü Lügati'! Türk"te ''Türk yazısı " olarak nitelemiştir. Arap alfabesinin
benimsenmesinden sonra da kullanılmıştır. "Kutadgu Bilig" ve "Atebetü'I-
Hakayık" ın günümüze kalan en iyi nüshaları Uygur alfabesiyle yazılmıştır.
3. Arap Alfabesi: Türklerin tarih boyunca kullandıkları alfabeler içinde gerek kul-
lanım süresinin uzunluğu , gerek yayılma alanının genişliği bakımından en başta
geleni Arap alfabesidir.1 O. yüzyıldan 20. yüzyılın ortalarına kadar kullanılmış. Arap
yazısı bütün Sami alfabeleri gibi yalnızca ünsüzleri gösteren harflerden oluşur.
Arap alfabesi aslında 28 harften oluşur. İranlılar, Farsçadaki "p, ç, j, ince g" ses-
lerini göstermek için kimi harflere nokta ve çizgi ekleyerek harf sayısını 32'ye
çıkardılar. Aynı sesler Türkçede bulunduğu için Türkler bu alfabeyi aldılar. Ayrıca
37
UYGULU-VORUM- 1
1) İletişimde görev alan ögelerin (gönderici , alıcı , ileti, kod) birlikte mey
dana getirdikleri ortama .......... adı verilir.
geri bildirimi ya da iletiye verdiği cevabı ifade eden kavrama .... ..... .
denir.
4) Kendisi dışında bir şey gösteren her türlü nesne, varlık , biçim ya da ol
guya; özel olarak dilsel bir gösterenle bir gösterilenin birleşmesinder
8) Bir dilin bilinen tarihi gelişim sürecinde siyasi , kültürel ve coğrafi ayrılık
9) Bir dilin ülke içinde görülen değişik konuşma biçimlerini , söyleyiş tür
lerini ve ayrılıklarını yansıtan kullanımlarına .......... adı verilir.
biçiminden oluşturulan , belli bir zümreye veya meslek dalına ait olar
özel dile .......... denir.
UYGULU-YORUM-11
a) Göndericilik İşlevi
b) Şiirsel İşlev
1O) Denize susamış kara çocuklarının dalgın kederi vardı adamın suskun
luğunda. ( )
39
UYGULU-VORUM- 111
Aşağıda verilen yargı doğru ise ayraç içine (D), yanlış ise (V) yazınız.
2) Zeytin dalının "barışı ", kanlı mızrağın "savaş" ı temsil etmesi "simge'
örneğidir. ( )
1O) "Yüzük"ün bulunduğu elin parmağına göre "nişanlı " ya da "evli" olduğu
muzu belirtmesi ikon (görsel gösterge) örneğidir. ( )
UYGULU-VORUM- iV
1. Çince ( ) 7. Arapça ( )
2. İngilizce ( ) 8. Türkçe ( )
a) tek heceli diller
3. Fransızca ( ) 9. Korece ( )
b) eklemeli diller
4. Moğolca ( ) 10. Farsça ( )
c) çekimli diller
5. Tibetçe ( ) 11. Japonca ( )
6. Rusça ( ) 12. Fransızca ( )
UYGULU-YORUM- V
1. Almanca ( ) 9. Sırpça ( )
2. Rusça ( ) 10. Türkçe ( ) a) Ural-Altay
UYGULU-YORUM- VI
41
UYGULU-VORUM CEVAP ANAHTARLAR!
UYGULU-VORUM-1
·• '
:i 1) Bağlam 2) Dönüt 3) Gönderge 4) Gönderge 5) Belirti i
:: :
:i 6) İkon 7) Lehçe 8) Şive 9) Ağız
::
1O) Jargon i
:
:·-------------------------------------------------------------------------------------------------'
UYGULU-VORUM-11
UYGULU-VORUM-111
~-------------------------------------------------------------------------------------------------1
j 1)D 2)D 3)Y 4)D 5)D 6)Y 7)D 8)Y 9)D 10)Y i
~ -------------------------------------------------------------------------------------------------l
UYGULU-VORUM-IV
. '
j 1)a 2) c 3) c 4) b 5) a 6) c 7) c 8) b 9) b 10) c 11 ) b 12)c
~
i:
~ ----- -- - - - - ------ - - --- - ---- --------- ------- - - - - - ------ --- -- -- -- -- ------- --- - --- ------ -------- - - -- 1
!········--··········---········- UYGULU-VORUM•V············-·············
1 1) b 2) b 3) b 4) d 5) a 6) a 7) b 8) b i
1 :
.~!..~.. ~.~!__~..~'.:~.~...~~~.~...~~~.~..~~~·~······································i
!9) b.. ~
UYGULU-VORUM-VI
i-------------------------------------------------------------------------------------------------,
j 1)a 2) c 3) b 4) a 5) d 6) h 7) f 8) c 9) h j
! 10) 9 11 ) e 12) a 13) f 14) e 15) g 16) e 17) 1 18) g i
!-------------------------------------------------------------------------------------------------'
1· ~ · ~:::;;:~;:;;;;,::;:;:,:;ı;:;~:;:·;;;,;~;~~;,:~~
cevabı alır: "Ne bileyim , bende dünyayı görecek göz kalmadı. " Arkadaşını n\
gözlerini kaybettiğini gören Seyrani dostunu şu sözlerle teselli ederi
"Üzülme, dünyada da bakılacak yüz kalmadı artık. " j
(Mehmet Nuri Yardım'ın " Edebiyatımızın Güleryüzü" adlı kitabından)
SÖZCÜKTE ANLAM ÖZELLİĞİ
♦ Sözcük, insan zihnindeki kavramların dildeki karşılığıdır. Her dilde belli bir
kavramı karşılamak için ilk başta tek bir sözcük vardır. Bu sözcükler zamanla dil
içerisinde değişik anlamlar kazanır.
Bir sözcük söylendiğinde sadece bizim değil de sözcüğün herkesin aklına gelen
ilk anlamına "konuluş anlamı " (temel anlam) denir. Kelime zaman içerisinde dildeki
konumuna bağlı olarak başka anlamlar kazanabilir buna "kullanılış anlamı " (yan
anlam) denir. Benzetme ilgisiyle ya da başka bir ilgiden dolayı kendi öz anlamının
dışında kullanılarak yeni anlamlar kazanabilir. Buna da "mecaz anlam" denir.
Bir sözcüğün sözlük anlamları dikkate alındığında akla gelen ilk anlamı ve diğer
anlamları gerçek anlamı oluşturur. Gerçek anlamın ilk aşaması temel anlamdır.
Temel anlam (konuluş anlamı) , bir sözcüğün ilk ve en eski anlamıdır. Bir sözcüğün
tek başınayken düşündürdüğü ilk anlam temel anlamıdır.
Bir sözcüğün zaman içerisinde temel anlama bağlı olarak kazandığı yeni anlam-
lardır.Bir sözcüğün yan anlamları şekil ve işlev bakımından temel anlama bağlıdır,
onunla benzerlik gösterir. Yan anlam bazen insana ait organ adlarının doğadaki
varlıklara verilmesiyle oluşur, buna "yakıştırmaca" adı verilir (masanın ayağı,
Sinop burnu , İstanbul Boğazı , mağara ağzı).
Aşağıdaki örnekleri inceleyelim:
"Dil"
• Dilinden Elazığlı olduğu belli oluyordu. (Yan Anlam - anlaşma aracı - lisan)
• Servetifünun diliyle yazıyordu. (Yan Anlam - bir döneme ait söz dağarcığı, söz
dizimi)
• Kilidin dili geçe gün kırıldı. (Yan Anlam - herhangi bir aracın parçası)
• Hukuk dilini iyi bilirdi. (Yan Anlam - mesleklere, konulara ait dil)
"Taşımak"
43
SÖZCÜKTE ANLAM ÖZELLİĞİ
"Oynamak"
• Çocuklar bahçede top oynuyorlardı. (Temel anam)
• Bu masanın bir ayağı oynuyor. (Yan anlam)
• Bu bölgedeki herkes zeybek oynamayı bilir. (Yan anlam)
Gerçek Mecaz
Örnek Cümleler
Anlam Anlam
♦♦ ÇOK ANLAMLILIK ♦♦
Türkçede başta fiiller olmak üzere pek çok sözcük zaman içerisinde çok değişik
anlamlar kazanmıştır. Sözcüklerin yan veya mecaz anlam yoluyla farklı anlamlar
kazanmasına "çok anlamlılık" denir.
"ateş "
• Uygarlık ateşten doğmuştur. (yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık , od)
• Top ateşi geceye kadar sürdü. (patlayıcı silahların atılması)
"bulmak"
• Şiir yazmak için yeni bir konu buldum. (bir şeyi elde etmek)
• Bu işin sırrını bulmaya çalışıyorum. (çözmek, bir şeyi ortaya çıkarmak)
• Thomas Edison ampulü buldu. (icat etme, ilk kez yeni bir şey yaratma)
• Ben de bunu akıllıca buldum. (herhangi bir görüşe , yargıya varmak)
• Bazen güzel ve yeni kıyafetler buluyor bize. (seçmek, uygun saymak)
• Sen yatarken ben bir şeyler bulur yerim. (sağlamak , temin etmek)
• Kabahati bende bulma; ben böyle olacağını söylemiştim. (suç, kusur yüklemek)
• Eden bulur, Allah'tan bul. (cezaya uğramak)
• Bir türlü bulamadım caminin ismini. (hatırlamak)
"bırakmak"
• Bunu işin ehline bırakın! (bir işin sorumluluğunu başkasına bırakmak, görevlendirmek
• Bırak da biraz rahat edeyim. (özgürlük vermek, engel olmamak, karışmamak)
• Saçlarını omzuna kadar bırakmış. (sarkıtmak)
45
SÖZCÜKTE ANLAM ÖZELLİĞİ
"bakmak"
• Hangi resmime baksam ben değilim . (bakışı bir şey üzerine çevirmek)
• Evin limana bakan penceresinden deniz görünüyor. (yüzü bir yöne doğru olma)
• Bakarsan bağ , bakmazsan dağ olur. (bir şeyin gelişmesi veya iyi bir durumda
kalması için emek vermek)
"tutmak"
♦♦ TERİM ANLAM ♦♦
Bir bilim, sanat, spor ya da meslek dalına ilişkin özel ve belirli kavramları
karşılayan sözcüklere terim adı verilir. Terimler gerçek anlamlıdır; anlamları
kesindir, kişiden kişiye değişmez. Aşağıda çeşitli alanlarla ilgili terimler verilmiştir:
Edebiyat: ölçü , uyak, asonans , aliterasyon, imale, zihaf, gazel, koşuk ...
Kimya: mol, element, periyodik cetvel, bileşik, atom ...
Psikoloji: bilinçaltı , içgüdü, id, ego, süperego .. .
Coğrafya: plato, enlem, boylam, meridyen, ova, kıgıbayır ...
kişiye, cümleden cümleye değişmez. Herkes için aynı anlam özelliği gösterir:
"Perde"
"Sınıf"
"Açı"
"Ölçü"
47
SÖZCÜKTE ANLAM ÖZELLİĞİ
YANSIMA SÖZCÜKLER
Doğadaki varlıkların seslerini taklit etme yoluyla oluşturulmuş sözcüklere verilen
addır.
· fiiı·
~ ·· Hii.ce-i Evvel Ahmet Mithat Efendi'nin Hasan Mellah isimli'
romanında geçiyor. Yazarımız bir hırsızın ağaçtan düşüşünü anlatmak için[
lafı eveleyip geveler ve çok uzatır. Ağacın cinsini uzun uzadıya tasvir ed~
ince okuyucu Ahmet Mithat Efendi'nin Beykoz'daki evinin önüne toplanır.[
Kalabalığı gören yazar pencere önüne gelir ve kalabalığa sorar: '
Ne istiyorsunuz, niçin toplandınız?
Yeter artık şu hırsızı ağaçtan düşür. Yoksa biz gelip seni pencerede~
~~m= i
SÖZCÜKTE ANLAM ÖZELLİĞİ
UYGULU-YORUM-1
4. Bir sözcük bilim , sanat veya herhangi bir meslek dalıyla ilgili bi
kavramı karşılıyorsa o sözcük .......... anlamlı bir sözcüktür.
UYGULU-YORUM-11
( ................... )
( ..................... )
SÖZCÜKTE ANLAM ÖZELLİĞİ
UYGULU-YORUM-1
··-----------------------------------------------------······----------······-----------------------
" '
] 1) mecaz 2) yakıştırmaca 3) yansıma 4) terim 5) temel !
;:_______ _____ ____ _______ ______ _____ ____________ ____ _________ _____ ______________ __ _____________ ____ :
UYGULU-YORUM-11
.,·········-----··········· ··---········-···············---·· ··········-··---··········--------------·'
i! 1) mecaz 2) gerçek 3) gerçek 4) mecaz 5) mecaz 6) terim !
::_________________________________________ ________________________________________________________ :
Düşmedi taşım
Düşmedi taşım
1. EŞ SESLİLİK (SESTEŞLİK)
Yazılışları
ve okunuşları aynı olan ama anlamları farklı olan sözcüklere sesteş
sözcük denir. Eş sesli sözcüklerde sadece ses birliği vardır. Anlam bilgisi açısın
dan sözcükler arasında herhangi bir anlam ilişkisi yoktur. Eş seslilikle en az iki
gerçek anlamlı sözcük söz konusudur.
Sesteş sözcükler iki biçimde olur:
a) Tür aynı , anlam farklı
► Birinci dizedeki "ben " sözcüğü kişi adılı olarak kullanılmıştır; dördüncü dizedeki
"ben " sözcüğü "siyah nokta " anlamındadır, her ikisi de ad soyludur.
n Aşağıdaki
Ji(" vardır:
dizelerdeki altı çizili sözcükler arasında sesteşlik ilişkisi
~
~
sözcüğün Bir yan ve mecaz onun anlamı
ve mecaz anlam o sözcüğün kendisinden yola
sesteşiçıkılarak
değildir,oluşturulur.
çünkü yan
2. KARŞITLIK (ZITLIK)
Birbirleriyle ilişkili ters durumları ifade eden kelimelerdir. Bir sözcüğün olumsuzu
onun karşıtı değildir.
3. EŞ ANLAMLILIK (ANLAMDAŞLIK)
53
SÖZCÜKTE ANLAM İLİŞKİLERİ
n Aşağıdaki
Jil' olduğunu
mi
cümlelerde yer alan
bulunuz.
altı çizili sözcüklerin "nitel " mi, "nicel "
ses, hava, bulut, koku , toprak, taş , kum, sıcak, soğuk, su ...
Duyu organlarımızla algılayamadığımız, zihnimizde tasarlayabildiğimiz
kavramları karşılayansözcüklere "soyut anlamlı sözcükler'' denir.
Örnek
rüya, sevgi, kardeşlik, tanrı , özgürlük, vicdan , gönül, insanlık
SÖZCÜKTE ANLAM İLİŞKİLERİ
Varlık ve kavramları toplu bir şekilde karşılayan , anlam içeriği geniş olan sözcük-
lere genel anlamlı sözcükler denir. Tek bir varlığı veya kavramı karşılayan , onu
çeşitli özellikleriyle belirten sözcüklere özel anlamlı sözcükler denir. Özel anlamlı
sözcüklerin anlam kapsamı dardır , genel anlamlı sözcüklerin anlam kapsamı
geniştir.
Genel Özel
Yazar --, Tarık Buğra
~ Sözcüğün
~ şekillenir.
genel ya da özel anlamlı olması diğer sözcüklere göre
n
Jif' Örnek Soru il
daha
Aşağıdakilerin hangisinde şiir sözcüğü ötekilere göre
geniş anlamlıdır?
A) Şiiri bir yerden hatırlıyorum.
Cevap: D
SÖZCÜKTE ANLAM İLİŞKİLERİ
UYGULU-YORUM-1
2. Uzun süre göçebe yaşayan atalarımız yerleşik hayata her zaman alışa
mamışlar. ( ............ / ...... ..... .)
4. Sana çirkin dediler düşmanı oldum güzelin. ( ...... ......... / .... ........... )
8. Romanda hayal unsuruna fazla yer verilmesi , gerçek ile düş çatışması
anlatılıyor.
( ............... / ............... )
UYGULU-YORUM-11
UYGULU-YORUM-111
UYGULU-YORUM-IV
59
SÖZCÜKTE ANLAM İLİŞKİLERİ
UYGULU-VORUM-1
··--------------------------------------------------------------------------------------------------
., '
:! 1) sevinç/keder 2) göçebe/yerleşik 3) soyuVsomut 4) çirkin/güzel !
l! 5) derVdeva 6) başlayan/sona ermiş 7) sil 8) gerçek/hayal !
;:__ ___ ____ _____ ____ ___ ______________ ____ ______ ___ ____ ___ ______ ____ _________ ________ ___ ______ ____ __:
UYGULU-VORUM-11
.!---------------------------------------------------------------------------------------------------
1)· 2) + 3) + 4) - 5) - 6) + 7) + 8) + !
'
L. ............................................................................................... :
UYGULU-VORUM·III
.,-------------------------------------------------------------------------------------------------·
j 1) yazın 2) nesir 3) ekin-hars 4) öğretici 5) hatıra
'
[
l6) gereksinim
)
!
.----··········-----------------------------------------------------------------------------------·
UYGULU-VORUM-IV
"Geçenlerde bir hırsız bir şairin evine girmiş , bilgisayarına bakmış ama
çalacak şiir bulamamış."
Benzetme amacı güdülmeden bir sözün başka bir söz yerine kullanılmasıdır.
Anlatılmak istenen kavram onunla herhangi bir özelliği , ilişkisi olamayan başka bir
kavramla anlatılır.
Ad aktarması yapıldığında:
a. İç-dış ilişkisi: Bir kavramla ilgili iç söylenir dış; dış söylenir, iç kastedilir.
b. Yer, Yön , Bölge, Kent, Ülke, ... İnsan Görevli İlişkisi : Yer, yön , bölge , kent,
ülke ... söylenir; orada yaşayanlar, o işle ilgili , görevli olanlar, ... kastedilir.
61
SÖZCÜKTE ANLAM OLAYLAR!
f. Soyut-somut ilişkisi: Soyut bir kavramla somut bir kavram , somut bir kavram
ile soyut bir kavram kastedilir.
~ Aşağıdaki altıilişkisini
J{f" alan anlam
çizili sözcüklerde ad
(parça-bütün,
aktarması vardır. Altı
iç-dış, sanatçı-yapıt
çizili sözcüklerde yer
... ) bulunuz.
Anlam ilişkisi
Örnek
2. DOLAYLAMA
3. GÜZEL ADLANDIRMA
4. DUYU AKTARMASI
Benzerlik ilişkisine dayanan bir aktarma türüdür. Bir duyuya ilişkin kavramın veya
özelliğin başka bir duyuya aktarılmasına verilen addır.
Dokunma ile ilgili "keskin" sözcüğü, gerçek anlamının dışına çıkarak koklama ile
ilgili olan "koku " sözcüğü ile birlikte kullanılarak duyular arası aktarma yapılmıştır.
Örtün üstüme örtün serin karanlıkları
Dokunma ile ilgili "serin " sözcüğü, gerçek anlamının dışına çıkarak görme ile ilgili
olan "karanlık" sözcüğü ile birlikte kullanılarak duyular arası aktarma yapılmıştır.
Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.
Tatma ile ilgili 'tat/ı " sözcüğü, gerçek anlamının dışına çıkarak işitme ile ilgili olan
"söz" ile birlikte kullanılarak duyular arası aktarma yapılmıştır.
İnsana ait organ adları ya da özellikler doğadaki bir varlığa aktarılır. Kişileştirmenin
olduğu her yerde insandan doğaya aktarma vardır.
Bu gece yarısı iki kişi uyanık
n
Ji("
Örnek Soru
Aşağıdakilerin hangisinde ötekilerden farklı bir aktarma vardır?
A) Bulutlar bize selam verirdi gökyüzünden
7. KİNAYE (DEĞİNMECE)
Cümlede kullanılan bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek
biçimde kullanılmasına kinaye denir. Asıl vurgulanmak istenen mecaz anlamdır.
"Nerde bir gül bitse etrafı diken" sözü hem gerçek anlamı olan "her gülün etrafında
dikenlerin olması " hem de mecaz anlamı olan "her güzelliğin etrafında çirkinlik-
lerin olabileceği" anlamında kullanılarak kinaye yapılmıştır.
"Ocak" sözcüğü hem gerçek anlamı olan "ateş yanan yer" hem de mecaz anlamı
olan "aile" anlamında kullanılarak kinaye yapılmıştır.
Bir cümlede söylenen bir sözün tam tersini kastetmektir. Genellikle alaycı bir üslup
kullanılır.
67
SÖZCÜKTE ANLAM OLAYLAR!
9. KİŞİLEŞTİRME (TEŞHİS)
İnsana ait özelliklerin insan dışındaki varlıklara ya da kavramlara verilmesine
kişileştirme denir.
Yavaş çek küreklerini mehtap uyanmasın.
Şair, kendisini "gökteki yıldız'\ı. , "sen" dediği kişiyi "güneş "e benzetmiş.
1. Ayrıntılı Benzetme: Dört ögenin Cennet gibi güzel bir vatanımız var.
bulunduğu benzetme türüdür.
3. Pekiştirilmiş Benzetme: Benzetme Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur.
ilgecinin bulunmadığı benzetme
türüdür.
1. ANLAM GENİŞLEMESİ
Bir sözcüğün eski anlamları yanında yeni anlamlar kazanmasıdır, dar bir anlam-
dan geniş anlamlara geçmesidir. Çok anlamlılık kazandırma yoludur.
"Yıldız" eskiden sadece "gök cismi" için kullanılırken şimdi "star, film oyun-
cusu" için kullanılıyor.
Anadolu'da köpek, sığır, gibi evcil hayvanlara verilen "yem, yiyecek'' anlamın
daki "yal" sözcüğünden türetilen "yalamak'' (yalını yemek) sözcüğü , günümüzde "bir
yiyeceği dilini sürerek yemek'' anlamında kullanmaktayız.
''Araba " sözcüğü geçmişte yalnız "atlı araba" yerine kullanılırken günümüzde
"motorlu taşıt'tarı da kapsar bir duruma gelmiştir.
69
SÖZCÜKTE ANLAM OLAYLAR!
2. ANLAM DARALMASI
Birçok anlamı bulunan bir sözcüğün zamanla bazı anlamlarını yitirmesidir.
" Oğlan " sözcüğü hem kız hem erkek için kullanılırken şimdi sadece erkekler
için kullanılıyor.
"Davar' sözcüğü mal , mülk için kullanılırken şimdi "büyükbaş hayvan" için kul-
lanılıyor.
"Erik" sözcüğü "kayısı, şeftali ... " meyvelerinin ortak adıyken şimdi tek bir
meyve için kullanılıyor.
3. ANLAM KÖTÜLEŞMESİ
Sözcüğün taşıdığı iyi anlamı yitirerek kötü bir anlam kazanmasıdır .. "İşçi'hin eş an-
lamlısı olan "amele" sözcüğü , 1960'Iara değin dilimizde yadırganmadan kul-
lanılıyordu. "İşçi" sözcüğü yaygınlaşınca "amele" sözcüğü , aşağılayıcı bir nitelik
kazanmıştır.
Abdal 1 Ermiş
1 Aptal
4. ANLAM İYİLEŞMESİ
Kötü bir anlam taşıyan sözcüğün zamanla bu anlamı yitirip iyi bir anlam taşır hale
gelmesidir.
-~ .
SÖZCÜKTE ANLAM OLAYLAR!
♦♦ BAĞDAŞTIRMA ♦♦
Anlatımda birden çok birimin bir araya gelmesine bağdaştırma adı verilir. Bir
bakıma anlatım bağdaştırmalar toplamıdır. Sözcükler belirli ilişkiler çerçevesinde
bir araya gelip cümle, tamlama ve söz öbeği oluşturur. Bağdaştırma , ikiye ayrılır:
a) Alışılmış Bağdaştırma
üzüm salkımı , bembeyaz bulut, yaz sıcağı , takma diş, kuru fasulye , zımbalı
defter. ..
b) Alışılmamış Bağdaştırma
Alışılmış Alışılmamış
Cümle
Bağdaştırma Bağdaştırma
UYGULU-VORUM-1
UYGULU-VORUM-11
UYGULU-VORUM-111
UYGULU-VORUM-1
,- --------------------------------------------------------------------------------------------------'
j 1)dolaylama 2) güzel adlandırma 3) duyu aktarması !
J 4) ad aktarması 5) somutlaştırma !
l i
~ ------------------------------------------------------------------------------------------------'
UVGULU-VORUM-11
:: 1)+ 2) - 3) - 4) + 5) - 6) + :
:·------------------------------------------------------------------------------------------------- '
UVGULU-VORUM-111
f-------------------------------------------------------------------------------------------------,
!1) benzetme 2) ad aktarması 3) güzel adlandırma !
il 4) dolaylama 5) duyu aktarması !
:
L------------------------------------------------------------------------------------------------1
SELİM İLERİ ;
NURULLAH ATAÇ;
Nurullah Ataç anlatıyor: " 'Eğer'i kullanmadım , 've'yi de 1940'tan beri kul~
!anmam, 'lakin, şayet' gibi sözlere gelince onları kullananları da okumam." .. .\
"Evlenmeden önce hiç yıkanmazdım. Şimdi altı ayda bir yıkanıyorum. " .. )
"Ben ne Allah'a inanırım ne de Müslümanım. " Ataç, böyle diyor. ·
SÖZ ÖBEKLERİ (İKİLEME-DEYİM-ATASÖZÜ-DEYİŞ-ÖZDEYİŞ)
İKİLEMELER
a. Anlamı Pekiştirme: salkım salkım üzüm, eski püskü bir elbise, güçlü kuvvetli ,
alımlı mı alımlı, temiz mi temiz ...
b. Anlamı Güçlendirme: açık seçik anlatmak, bangır bangır ağlamak , gide gele
uslanmak, bağlık bahçelik ...
c. Anlamı Çoğaltma : ev ev dolaşmak, yol yol olmak, güzel güzel kızlar, sokak
sokak aramak, kutu kutu şeker. ..
d. Anlamı Abartma: varını yoğunu yitirmek, taş taş üstünde kalmamak, delik
deşik olmak, yüzü gözü şişmek ...
75
SÖZ ÖBEKLERİ (İKİLEME-DEYİM-ATASÖZÜ-DEYİŞ-ÖZDEYİŞ)
Uçtan uca, dilden dile, elden ele, renkten renge , arada sırada , elde avuçta ...
Sekiz on (kişi) , üçer üçer (dağıtmak) , bir iki (söz), üç beş (kuruş)
Kimi ikilemelerde yinelenen sözcükler ad tamlaması biçimindedir.
Ses seda, akıllı uslu, sorgu sual , köşe bucak, eş dost, kılık kıyafet , yalan yan-
lış , üst baş , ağrı sızı , doğru dürüst, toz toprak, etli butlu , it köpek ...
Zıt (karşıt)anlamlı sözcüklerle yapılabilir.
Hayal meyal, saçma sapan, eski püskü, çoluk çocuk, kaba saba, pılı pırtı,
börtü böcek ...
Örnek Soru
,
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen ikilemelerdeki sözcükler tek
başına kullanılamaz?
A) Harç borç
B) Özene bezene
C) Yalan yanlış
D) Abuk sabuk
E) Çalı çırpı
l~ l Halk şiirinin taşlama ustası şair Seyrani, kör bir arkadaşına rastlar. Hoi
beşten sonra arkadaşının halini soran Seyrani , şu cevabı alır: "Ne bileyim ,:
bende dünyayı görecek göz kalmadı. " Arkadaşının gözlerini kaybettiğin E
gören Seyrani dostunu şu sözlerle teselli eder: "Üzülme, dünyada da!
bakılacak yüz kalmadı artık." ·
77
SÖZ ÖBEKLERİ (İKİLEME-DEYİM-ATASÖZÜ-DEYİŞ-ÖZDEYİŞ)
C,___________o_Ev_i_M_L_E_R_ _ _ _ _ _ _ _ __.)
Asıl anlamlarından uzaklaşarak yeni kavramlar meydana getiren kalıplaşmış söz-
lerdir. En az iki sözcükten kurulan deyimler, anlam aktarımı yoluyla oluşmuş söz
öbekleridir. Deyimlerde benzetmeler, deyim aktarması , ad aktarması gibi anlam
olayları sıkça yer alır. Deyimlerin kimin tarafından türetildiği bilinmemektedir. Her
dönemde yeni durum ve gereksinimler için yeni deyimler bulunmuştur.
Türkçe deyim sözvarlığı açısından zengindir. Türkçede on bin civarında deyim
bulunmaktadır. Türkçedeki deyimlerin kaynakları arasında Nasrettin Hoca ve Bek-
taşi fıkralarıyla , bazı masallar, efsaneler, tarihsel olaylar yer alır. Örneğin, "bindiği
dalı kesmek", "ipe un sermek'', ''ye kürküm ye", ''yorgan gitti, kavga bitti" gibi deyim-
lerin kaynağı Nasrettin Hoca fıkralarıdır.
A. Biçim Özellikleri
Deyimler de atasözleri gibi kalıplaşmış sözlerdir. Deyimlerin sözcükleri
değiştirilip yerlerine -aynı anlamda olsa da- başka sözcükler getirilemez, deyim-
lerin söz dizimi bozulamaz. "Tanrı misafiri" yerine "Allah misafiri", "Ayıkla pirincin
taşını " yerine "Pirincin taşını ayıkla" denemez.
Dostlar alışverişte görsün, atı alan Üsküdar'ı geçti, delik büyük yama küçük, incir
çekirdeğini doldurmaz, Halep ordaysa arşın burada, yel üfürdü sel götürdü, ununu
elemiş eleğini asmış ...
a. Sıfat Tamlaması: ağır başlı , geri kafalı , sivri akıllı , çetin ceviz, kara çalı , eski
toprak, eski kurt ...
b. İsim Tamlaması: parmak hesabı, eşek şakası, kıl payı, ayağının tozuyla,
anasının gözü , günün birinde, kaçın kurası, ayak bağı. ..
c. İçinde Tamlama Olan Deyimler: bir ayağı çukurda olmak, kötü gözle bakmak,
çürük tahtaya basmak, baş tacı etmek, kabak çiçeği gibi açılmak ...
Kafiyeli (uyaklı) deyimler vardır: Azıcık aşım kaygısız başım , Akdeniz'e
kaptan Mısır' a sultan, havada bulut sen onu unut. ..
SÖZ ÖBEKLERİ (İKİLEME-DEYİM-ATASÖZÜ-DEYİŞ-ÖZDEYİŞ)
Atasözü Deyim
Tereyağından kıl çeker gibi , kabak çiçeği gibi açılmak , süt dökmüş kedi gibi , arpacı
kumrusu gibi düşünmek, sebilhane bardağı gibi dizilmek ...
Kimi deyimler bir öyküye ya da olaya dayalı olarak kalıplaşmıştır:
79
SÖZ ÖBEKLERİ (İKİLEME-DEYİM-ATASÖZÜ-DEYİŞ-ÖZDEYİŞ)
i
~
•
1 I
1 Sınavda deyimlerle ilgili çıkabilecek soru tipleri
• Sözcüğün deyim içerisinde kullanılması
• Anlamca yakın olan deyimleri bulmak
• Deyimin cümleye kattığı anlamı bulmak
• Açıklaması yanlış yapılan deyimi bulmak
• Deyimin "açıklamasıyla" kullanıldığı cümleyi bulmak
• Yanlış deyimin kullanılması
Aşık atmak: "Aşık" , ayak kemiğinin iki yanındaki ufak kemiklerdir. Aşık
kemiği ile oyunlar oynamıştır. Aşık atmak deyimi yarışmak , rekabete gir-
mek anlamlarında kullanılır.
Cümbür cemaat: Hep birlikte, toplu olarak anlamına gelir. ''Cümbü(', Arapçada
"halk", "topluluk'' anlamına gelen "cumhur" sözcüğünün bozulmuş şeklidir.
Hem kel hem fodul: Hem yeteneksiz hem de üstünlük taslayan kişiler için
kullanılan bir deyimdir. "Fodul" Arapçada üstünlük taşıyan kişiler için kul-
lanılan bir sözcüktür.
Kan revan içinde kalmak: Her yanı kana bulanmak durumda olmak an-
lamınagelir. "Revan" Farsça akan anlamında bir sözcüktür.
SÖZ ÖBEKLERİ (İKİLEME-DEYİM-ATASÖZÜ-DEYİŞ-ÖZDEYİŞ)
Hem kel hem fodul: Hem yeteneksiz hem de üstünlük taslayan kişiler için
kullanılan bir deyimdir. "Fodul" Arapçada üstünlük taşıyan kişiler için kul-
lanılan bir sözcüktür.
Kan revan içinde kalmak: Her yanı kana bulanmak durumda olmak an-
lamınagelir. "Revan" Farsça akan anlamında bir sözcüktür.
Kumpas kurmak: "Bir kişiyi tuzağa düşürmek için düzen hazırlamak" an-
lamındabir deyimdir. Fransızca bir sözcük olan "kumpas", elle dizgi
yapılan basımevlerinde dizgicilerin harfleri yerleştirdikleri demir yuvalara
verilen addır.
Lök diye oturmak: Bütün ağırlığıyla ve geniş bir yer kaplayacak şekilde
oturmak anlamına gelir. "Lök'' Arapçada yedi yaşını geçmiş erkek develere
verilen addır.
Şom ağızlı: Her olayı kötüye yoran, hep kötü şeyler olacağını söyleyen
kişiler için kullanılan bir deyimdir. "Şom" , uğursuz anlamına gelir.
81
SÖZ ÖBEKLERİ (İKİLEME-DEYİM-ATASÖZÜ-DEYİŞ-ÖZDEYİŞ)
( ____ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _A_TA
_ so
_·-_z _
LE_R
_i_ _ _ _ _ _ _ _ _)
Atasözleri bir ulusun değer yargılarını anlatan özlü sözlerdir. Yüzyıllar boyu
edinilen yaşam deneyimlerinden kaynaklanan atasözleri , bir ulusun düşünce ,
özlem, eleştiri , gözlem ve yargılarını dile getirir. Atasözlerinin söyleyeni belli de-
ğildir, yani anonimdir.
A. Biçim Özellikleri
Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Atasözlerinin sözcükleri değiştirilip yerlerine
-aynıanlamda olsa da- başka sözcükler getirilemez, deyimlerin söz dizimi bozu-
lamaz.
Atasözleri kısa ve özlüdür, az sözle çok şey anlatır.
B. Kavram Özellikleri
Uzun bir gözlem sonucu sosyal olayların nasıl olageldiklerini bildirir.
Minareyi çalan kılıfını hazırlar.
Bazı bilgece düşünceler bildirerek dolaylı olarak yol gösteren atasözleri vardır.
Can bostanda bitmez.
Dost acı söyler.
Taşıma su ile değirmen dönmez.
Korkunun ecele faydası yoktur.
83
SÖZ ÖBEKLERİ (İKİLEME-DEYİM-ATASÖZÜ-DEYİŞ-ÖZDEYİŞ)
C. Anlam Özellikleri
Bazı atasözleri sadece gerçek anlam taşır.
Bazı atasözleri mecaz anlamlıdır. Bazıları hem mecaz hem gerçek anlam
taşır.
(.._______ •_•_ö_z_o_E_v_iş_(_v_E_c_iz_E_>_•_•_ _ _ _)
Bilgelerin, bilginlerin , ozanların, kültürlü kişilerin yazıp söyledikleri engin an-
lamlı kısasözlerdir. Bilgece söylenmiş özlü sözlerdir. Eskiden "cümle-i hikemiye"
ve "kelam-ı kibar" olarak adlandırılmıştır.
Türk edebiyatında ilk önemli özdeyiş kitabı Cenap Şahabettin ' in "Tiryaki
Sözleri" adlı yapıtıdır; sanatçı , yapıtta özdeyişlerini toplamıştır.
(Baki)
» Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
85
SÖZ ÖBEKLERİ (İKİLEME-DEYİM-ATASÖZÜ-DEYİŞ-ÖZDEYİŞ)
UYGULU-YORUM-1
UYGULU-YORUM-11
UYGULU-YORUM-111
b) Dillerde dolaşmak
e) Dilinin ucuyla
1) Dilinin ucuna gelmek
j) Dili tutulmak
k) Dil dökmek
Yukarıda verilen deyimleri aşağıdaki boşluklara uygun bir biçimde
yazınız.
10) ....... ............. ...... : Sevinç, korku, şaşkınlık vb. sebeplerle söz söyle
yemez olmak.
sözler söylemek.
87
SÖZ ÖBEKLERİ (İKİLEME-DEYİM-ATASÖZÜ-DEYİŞ-ÖZDEYİŞ)
UYGULU-YORUM-IV
-~
Kılıç keskin gerek bilek zor gerek
.
SÖZ ÖBEKLERİ (İKİLEME-DEYİM-ATASÖZÜ-DEYİŞ-ÖZDEYİŞ)
UYGULU-VORUM-V
UYGULU-VORUM-1
···------------------------------------------------------------------------------------------------·
., '
[! 1)+ 2) - 3) + 4) - 5) + 6) - 7) + 8) - 9) + 10) + i
~:_________________________________________________________________________________________________!
UYGULU-VORUM-11
~-------------------------------------------------------------------------------------------------,
ı 1 ) - 2)+ 3) - 4) - 5) + 6) - 7) - 8) + 9) + 10) - !
~-------------------------------------------------------------------------------------------------:
UYGULU-VORUM-111
!1) a 2) b 3) c 4) d 5) e 6) f 7) g 8) h 9) i 1O) j 11 ) k i
!_________________________________________________________________________________________________!
UYGULU-VORUM-IV
j 1) adı kalmak [
j 2) akla kara seçmek
,
i1
j 3) aklına gelmek [
14) gönül koymak [
, '
j 5) çıkmaza girmek/ hatıra dokunmak f
UYGULU-VORUM-V
=··-·-··········-·-·-········-·-·-·········-·-·· ····-·····-·-·-··-·-····-·-····-·-·······-····-·-···
i! 1) doğa olaylarını bildirme 6) doğa olaylarını bildirme
i!2) toplumsal olayları bildirme 7) toplumsal olayları bildirme
!i 3) töre ve gelenekleri bildirme 8) inanışları bildirme
ii 4) töre ve gelenekleri bildirme 9) doğa olaylarını bildirme
![ 5) toplumsal olayları bildirme 1O) inanı şları bildirme
=t,,r.-.,,r.-., , ,-., , , ,..,-.,r.-.,,r.-.,,r.-.-.,r.-.-. ,r.-.,rrr., ,r.-., rrn-., rr.-.rrr.,rrr., -.r.-...-. rr., -.rr.,,.-r.-.,,r.-.,,,......, , rn,.,rn,,r.-.1 ... , ......... ,,.
CÜMLEDE ANLAM İLİŞKİLERİ
Bir sonucun ortaya çıkmasına sebep olan durumla birlikte verilmesidir. Neden-
sonuç ilişkisinin olduğu cümlelerde yargı gerekçesiyle verilir. Neden-sonuç ilişkisi
olan cümlelerde "neden , niçin" sorularına cevap alınabilir.
Örnekler
Seni göremedim diye bu bahar / İçimde bin türlü duygunun isyanı var
Ders çalışmıyor ki başarılı olsun.
Kitabı okumadığıma çok pişman oldum.
» Amaç-Sonuç İlişkisi
Amaç , varılmak istenen gaye , erektir. Amaç cümlelerinde "ne için , hangi amaçla"
sorularına yanıt alınabilir.
Amaç-sonuç ilişkisi "için , üzere, diye" ilgeçleri , "de" bağlacı , "-e" durum ekiyle
sağlanır.
"için" yerine "amacıyla" gelirse amaç-sonuç "dığından dolayı " gelirse
neden-sonuç ilgisi kurulur.
Örnekler
Gökte ay doğar seni görmek için.
91
CÜMLEDE ANLAM İLİŞKİLERİ
» Koşul-Sonuç İlişkisi
Bir olayın gerçekleşmesinin başka bir olguya ya da duruma bağlı olduğu cümlelerdir.
Biri gerçekleşirse diğeri de gerçekleşecektir.
Koşul anlamı "-ise, -se" eki, "üzere, yeter ki, ama, mi" ile ve "-mca, -dıkça, -madan'
zarf-fiilleriyle sağlanabilir.
Örnekler
Fırsat verildiği takdirde birçok insan başarılı olur.
Geri getirmek üzere kalemimi alabilirsin.
Seni gördü mü çok mutlu oluyor.
Ağladıkça dağlar yeşerecek.
» Gerekçe
Sebep bildiren yargılara yer vermektir. Özellikle "çünkü" sözcüğüyle sağlanır.
Örnekler
"(I) Gözünüze görünemem (il) Göze görünmez ölüler'' ikinci dizenin başına
"çünkü" sözcüğü getirilebilir; bu nedenle ikinci dize birincinin gerekçesidir.
"(I) Ben yarime gül demem (il) Gülün ömrü az olur" ikinci dizenin başına
"çünkü" sözcüğü getirilebilir; bu nedenle ikinci dize birincinin gerekçesidir.
» Açıklama İlişkisi
Bilinmeyeni bilinir kılmaya çalışmaktır. Aralarında açıklama ilgisi olan cümlelerin
arasına "çünkü" konabilir.
Örnekler
Bazen keşke gazete olmasaydı diyorum; gazetenin zamanımı çaldığını
düşünüyorum.
İnsan gerçeği hepimizin malıdır; kötü adamda da bizden bir parça var, kahra-
manda da.
CÜMLEDE ANLAM İLİŞKİLERİ
» Karşılaştırma
İki olay, varlık, durum arasındaki bezerlik ve farklılıkları ortaya koymaktır.
Karşılaştırma anlamı "en, ise, kadar, -den daha, -e oranla, göre, gibi" sözcükleri,
"-den" ekiyle sağlanır.
Örnekler
Boş gezmekten bedava çalışmak yeğdir.
Öğretmen , sınıfın en çok konuşanını öne oturttu.
Onun kadar titiz biri az bulunur.
Ölüm ile ayrılığı tartmışlar / Elli dirhem fazla gelmiş ayrılık
( ___ ıı_._A_n_ı_a_tı_m_ö_z_eı_n_k_ıe_r_i_ _ _ _ _ _ _ _)
» Dolaylı Anlatım
Herhangi bir kişinin sözünü , cümlesini biraz değiştirerek aktarmaya doğrudan an-
latım
denir.
Örnekler
» Doğrudan Anlatım
Örnekler
93
ANLATIM ÖZELLİKLERİ
Pratik yol: Cümlenin sonunda "-dığını söyledi, -eceğini söyledi , -dığını be-
lirtti, -eceğini ifade etti" geçiyorsa dolaylı anlatım ; "dedi, demiş , der, diyor''
varsa doğrudan anlatım vardır.
» Duruluk
Örnekler
» Yalınlık
Örnek
Güneşlerle süslenmiş altın sarısı gibi görünen gökyüzünün altında yürümek is-
tiyorum denizin dalgaları
gibi dalgalanan mavi hayallerimin peşinden . (Süslü
anlatım abartılı biçimde ortaya konduğu için cümle "yalın " değil.)
» Doğruluk
Cümlenin dil bilgisi kurallarına uygun olmasıdır. Doğru cümlede dil bilgisi açısın
dan anlatım bozukluğu olmaz.
Örnek
"Ben bir koyun olsam , sen de bir kuzu." cümlesinde yüklem eksikliği olduğu
için cümle doğru değildir. Doğrusu: Ben bir koyun olsam, sen de bir kuzu
olsan.
» Özlülük
Çok sözle anlatılabilecek kavramları , durumları kısa biçimde anlatmaktır. Az sözle
çok şey anlatmaktır. Atasözleri ve bazı şiirl e r "özlü" anlatım içerir.
Örnek
"Yazar, adeta öykülerine evreni sığdırmış. " cümlesinde yazarın özlü an-
latımından söz edilmektedir.
ANLATIM ÖZELLİKLERİ
» Doğallık
Örnek
" Karacaoğlan , duygularını içinden geldiği gibi dile getirir." cümlesinde Kara-
caoğlan ' ın doğal olduğu anlatılmıştır.
» Özgünlük (Orijinallik)
Örnek
"Sait Faik, öykülerine kendi damgasını vurmuştur. " cümlesinde Sait Faik'in
özgün olduğu anlatılmıştır.
» Evrensellik
Bir sanat yapıtının herkese ve bütün zamanlara seslenebilmesidir. Herkesin ken-
disinden bir şeyler bulabilmesidir.
Örnek
Dostoyevski veya Tolstoy her yerde okunan , sadece Rusya vatandaşı değil ,
dünya vatandaşı yazarlardır.
»Açıklık
Cümlede anlamın tek ve net olmasıdır. Bir düşüncenin herkes tarafından rahatlıkla
anlaşılmasıdır. Herkesin cümleden aynı anlamı çıkarmasıdır. Cümlede anlam be-
lirsizliği , karışıklığı ve bulanıklığı olmamasıdır.
- Zamir belirsizliği
- Noktalama işaretlerinin eksik ve yanlış kullanılması
- Karşılaştırma yanlışları
» Yoğunluk
95
KAVRAMLAR
» Biçem (Üslup)
Bir yazarın anlatım tarzı ve dilidir. Yazarın anlatımı, tekniği , söyleyiş biçimi , seçtiği
yöntem , sözcük seçimi , cümle kurgusu "biçem" (üslup) olarak adlandırılır. Yazar
" nasıl" anlatıyor sorusuna yanıt alınabilir.
Örnekler
Ahmet Hamdi Tanpınar, "Huzur'' romanında oldukça uzun cümlelere yer ver-
miş , sıkça betimleme yapmıştır.
Kendine özgü canlı etkileyici ve şiirsel bir anlatımı olan Yaşar Kemal, roman-
larında kısa cümleler kullanmış; yerel sözcükler, deyimler, atasözlerine sıkça
yer vermiştir.
Aziz Nesin, toplumun aksayan , yergiye elverişli olaylarını mizah gereği abartılı ,
rahat ve oyunlu anlatımıyla dile getirmiştir.
Sait Faik'in sade , özentiden uzak, akıcı , etkileyici bir dili ve şiirsel anlatımı
vardır.
» İçerik (Muhteva)
Bir yapıtın konusu ve temasını anlatan cümlelerdir. Yazar, "ne anlatıyor'' sorusuna
yanıt alınabilir.
Örnekler
Ahmet Hamdi Tanpınar, "Mahur Beste" romanında 19.yüzyılın ortalarında
çözülüşü yaşayan Osmanlı ' nın seçkin aile yaşamından kesitler sunmuştur.
Orhan Pamuk, "Yeni Hayat " romanında başkişinin okuduğu bir kitabın etkisine
kapılarak daha önceki değerlerinden uzaklaşması, çevreye karşı duyarsızlaş
ması ve yolculuğa çıkmasını konu alır.
Kemal Tahir, "Rahmet Yolları Kesti, Yedi Çınar Yaylası 'hda ağalık ve eşkıyalık
olgusunu dile getirmiştir.
Kemal Tahir, "Kurt Kanunu" romanında Atatürk'e düzenlenen İzmir suikastını
anlatmıştır.
» İşlev
Bir nesne veya bir kişinin gördüğü iş, iş görme yetisi , görev, fonksiyon.
Örnekler
» Öznel Yargılar
Bireyin duygu ve düşüncelerine dayanan, kişiden kişiye değişen, kanıtlanamayan,
yorumlanabilir yargılardır. Kişisel , subjektif, göreceli (göreli) , değişken, ölçüle-
meyen, taraflı yargılardır.
Örnekler
Oyunun sözleriyle müziği birbirinden ayrılmayacak biçimde bir bütün oluştur
muş.
» Nesnel Yargılar
Namık Kemal 'in "İntibah" adlı romanı edebiyatımızda ilk edebi romandır.
Yahya Kemal , "Ok" şiiri hariç bütün şiirlerini aruz ölçüsüyle yazmış.
97
KAVRAMLAR
» Olasılık (İhtimal)
Bir olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin tam olarak bilinmemesidir.
~
Gün doğmayabilir bir daha tepelerden.
Bence anlatım bozukluğu konusunu çok iyi öğrenmiştir.
» Tahmin
Örnekler
7 Haziran'daki sınavda çok iyi puan alacaktır.
Sanatçı çocukluğunda çok kitap okumuş ki böyle bir yapıt ortaya koymuş.
» Kesinlik
Bir yargının net olduğunu , bir eylemin net olarak gerçekleştiğini ve gerçekleşe
ceğini ortaya koyan yargılardır.
Örnekler
Dünyadaki kuş türlerini 513'0 sadece Türkiye'de yaşamaktadır.
» Varsayım
Gerçekleşmemiş bir olayı , durumu gerçekleşmiş gibi kabul edip ona göre
düşüncesini ortaya koymaktır.
"Tut ki, farz et ki, diyelim ki, tutalım ki, varsay, kabul edelim ki ... " gibi ifadelerle
varsayım cümlesi oluşturulur.
Örnekler
Diyelim vakitlerden bir nisan akşamıdır.
» Değerlendirme
Bir yapıt, bir sanatçı, bir olay ile ilgili olumlu ya da olumsuz yargıda bulunmaktır.
Nesnel ve öznel olmak üzere ikiye ayrılır. Somut bir şey (yapıt, eser. .. ) değer
lendirilir.
Örnekler
Yazar, herhangi bir sanatsal ilke ve kurala uymadan aklına esen her şeyi
olduğu gibi romanına aktarmış. (öznel değerlendirme)
Divan edebiyatında süslü nesir alanında birçok yapıt verilmiştir. (nesnel değer
lendirme)
» Ön Yargı
Bir kişi veya bir şeyle ilgili olarak peşin hüküm ve yargıda bulunmaktır. Konu veya
olayla ilgili olumlu ya da olumsuz yargılar öne sürülür.
Örnekler
» Gözlem
Örnekler
99
KAVRAMLAR
» Eleştiri
Bir yapıtın, yazarın, konunun kişinin olumlu ya da olumsuz yanlarını bulup ortaya
koymaktır.
Örnekler
Yazar, farklı olma kaygısıyla romanın birçok yerinde anlamsızlığa düşmüş.
(Olumsuz eleştiri)
Romanlarında , kişileri tek yönlü yansıttığı için gerçeğin farklı boyutlarını yan-
sıtamamış. (Olumsuz eleştiri)
Şairin şiirindeki
biçim kusurları imgelerindeki ustalığına gölge düşürüyor. (Hem
olumsuz hem de olumlu eleştiri)
» Öz Eleştiri
Örnekler
» Tanımlama
» Düşsel Ögeler
Gerçek yaşamda karşılaşamayacağımız ögelerin kullanılmasıdır. Hayali unsurlar
kullanılır. Söz sanatlarıyla sağlanır (benzetme, kişileştirme , abartma ... ).
Örnekler
Gördüm sonbahar kaynıyor / Çatlamış dudağında evrenin
Bir rüzgar geçti buradan / Koştum ama yetişemedim
» Kınama
Yapılan bir işin kötü olduğunu belirten biçimde söz söylemek, ayıplamak , dışla
maktır.
Örnekler
İnsan kardeşine böyle davranır mı?
Bir evlat babasına böyle yapamaz!
Çalışma vakti insan böyle boş boş oturur mu?
» Azımsama
» Küçümseme
Değer ve önem vermemek, hor görmek, küçük görmektir.
Örnekler
Senin yazdığın roman ne olacak ki!
Böyle bir şiiri dedem de yazar.
Birkaç soru çözmeyle sınavı kazanacağını sanıyor.
» İkilem
İnsanın iki seçenekten birini seçmede kararsızlık yaşaması durumudur.
Örnekler
Akşamleyin dışarı mı çıksam, ders mi çalışsam?
101
KAVRAMLAR
»Çıkarım
Bir cümledeki doğru , yanlış ve gerçeklerden yola çıkarak başka doğruları çıkarma
işidir.
"Demek ki, gösteriyor, gösterdi" sözcükleriyle sağlanır.
Örnekler
Yapıtları üzerine birçok yazı yazılması yazarın başarılı olduğunu gösteriyor.
Gözleri şişmiş , demek ki geçen akşam hiç uyumamış.
» Aşamalı Durum
Örnekler
Enflasyon son zamanlarda giderek düşüyor.
» Hayıflanma
Acınmak, üzülmek, esef etmek, yerinmek. Henüz yapılmamış eylemler için kul-
lanılır.
Örnekler
Zamanında bir dil daha öğrenseydim keşke.
» Pişmanlık
» Yakınma
» Öneri (Tavsiye)
Bir sorunu çözmek için öne sürülen görüş, düşünce, teklif.
Örnekler
» Öykünme
Birinin yaptığı gibi yapmak, birine veya bir şeye benzemeye çalışmak , taklit etmek,
özenmek.
Örnekler
Ahmet, abisi ne yapıyorsa aynısını yapıyor.
» Yadsıma
Yaptığı
bir işi , söylediği bir sözü veya tanık olduğu bir şeyi yapmadığını, bilmediğini
söylemek, inkar etmektir.
Örnekler
Kim demiş Süheyla'ya vurulmuşum diye?
Hiçbir zaman sana yalan söylemedim.
Bu sözleri kesinlikle ona ben söylemedim.
» Kanıksama
Örnekler
Sürekli dayak yiyen çocuk artık buna aldırmıyordu.
» Karşıt Yargılar
Örnekler
Beni tek odalı köy yapısı kulübesine götürdü / En soylu yoksulluğun toprak
döşeli sarayı na
103
KAVRAMLAR
» Gerçekleşmemiş Beklenti
Bir beklentinin gerçekleşmemesi durumudur. Genellikle "zannetmiştim" , "sanıyor
dum", "ummuştum " gibi sözcüklere yer verilir.
Örnekler
"Sınavda
derece yapacağını sanıyordum ." cümlesinde sözü söyleyen kişi
karşısındakinin sınavdaderece yapmasını bekliyor, ancak karşısındaki kişi derece
yapamadığı için beklentisi gerçekleşmemiştir.
» Tasarı
Örnekler
Yeni bir kitap yazmayı düşünüyorum.
» Eşitlik-Eşitsizlik
Örnekler
Sınıfta en iyi notu ben aldım. (Eşitsizlik)
Yakın anlamlı cümleler, özdeş anlam yani tümüyle aynı anlamı karşılamaz; ben-
zer ya da yakın olmayı ifade eder. ÖSYM'nin yaptığı sınavlarda "yakın anlamlı
yargılar'' sıkça sorulmaktadır. Yakın anlamlı yargıyı bulmak için önce verilen cüm-
leyi anlamalı , çözmeli; sonra seçenekte benzer anlamı taşıyan cümle bulunmalıdır.
Yakın anlamlı cümlelerdeki soruları daha kolay çözebilmek için aşağıdaki örnek-
leri iyice inceleyin.
Örnek// 1
Şimdi cümlenin yakın anlamlısını şöyle kurabiliriz: "Cefa (sıkıntı) çekmeden sefa
sürülmez." ya da "Zorluklarla karşılaşmadan , onları aşmadan mutlu olunamaz."
Örnek// 2
"Şiire yaşlı bir şair gibi başlamak, genç bir şair gibi onu sürdürmek gerekir."
cümlesinin şifre ve anahtar sözcükleri şunlardır:
Yaşlı bir şair: Deneyimli şair
Şimdi cümlenin yakın anlamlısını şöyle kurabiliriz: "Şiir, coşku (heyecan) ve deney-
imin ürünüdür." ya da "Şiire deneyimle başlayıp onu coşkuyla bitirmek gerekir."
Örnek// 3
"Dağ ne kadar yüce olsa da yol, üstünden aşar." atasözünde kimi sözcükler
(sözlük anlamının dışında) insan yaşamıyla ilgili bazı durumları karşılamaktadır.
İlk önce bunları çözmek gerekir: Dağ , yücelik, yol ve aşma.
105
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-1
3. Yapılan her yanlış daha iyi bir sistem oluşturmak için bir fırsattır
a) Doğruya ulaşmak için yapılan yanlışlardan ders almayı bilmek gerekir.
b) Hiç yanlış yapılmaması her şeyin kusursuz olduğu anlamına gelmez.
c) Yaptıklarının bilincinde olmayanlar yanlışlarını sürekli yinelerler.
a) Mutlu bir çocukluk dönemi geçirenler sonradan iyi bir yazar olabilir.
b) Yazarın sanatsal yaralıları, çocukluk anılarıyla çocuklukta yaşadık
larıyla beslenir.
c) Yazarın çocukluk birikimleri yaşlılık döneminde anlam kazanır.
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-11
UYGULU-YORUM-111
5) ( ) Her zaman şık ve temiz giyinen, nazik insanları olduğu gibi kabu
etme olgunluğuna sahip bir yazardır.
6) ( ) Medyanın toplum üzerinde kurduğu egemenlik günlük hayatı birey
sel yaşantıyı her gün daha derinden etkiliyor.
7) ( ) Garip tarzı ilk şiirler "Varlık" ın 15 Eylül 1937 tarihli sayısında yayım
lanmıştır.
107
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-IV
Dolaylı
3) Dergimizin başyazarı başkalarının yüzlerce sayfada
Anlatım
anlatabildiği bir olayı birkaç sayfayla anlatabilme
başarısını göstermiştir.
Doğrudan
Anlatım
4) Osmanlının son dönemini ayrıntılarıyla ele alan bu
kitap büyük yankı buldu. Özlülük
5) Eleştirmenlerin tiyatroya ön yargılı yaklaşmayı bırak
malarının gerekliliğini vurguladı.
UYGULU-YORUM-V
UYGULU-YORUM-VI
UYGULU-YORUM-VII
109
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-VIII
yazın.
(-----------------)
(-----------------)
(-----------------)
(-----------------)
UYGULU-YORUM-1
··--------------------------------------------------------------------------------------------------
:: 1)b 2) c 3) a 4) b 5) b i
::_____ ___________ ____________ ____________________ __ _______ ________________ ____ _______ ______ __ ___ __:
UYGULU-YORUM-11
11 )n 2)ö 3) n 4) n 5) ö 6) ö 7) n 8) n 9) ö 10) ö i
;-------------------------------------------------------------------------------------------------'
UYGULU-YORUM-IV
i! ------------------------------------------------------------------------------------------------'
1)- 2)+ 3) - 4) + 5) - j
UYGULU-YORUM-VII
111
112
PARAGRAFTA ANLAM
--, Paragraf soruları çok uzun, paragrafın sonuna gelince başını hatta ortasını
unutuyorum.
--, Birbirine yakın seçenekler oluyor, iki seçenek arasında kalıyorum ve yanlış
seçeneği işaretliyorum.
--, Sınavlarda paragraf soruları çok fazla, bu yüzden okumaya üşeniyorum, canı
sıkılıyor.
Sınava hazırlık sürecinde düzenli olarak ve çok sayıda paragraf sorusu çözül-
melidir. Sınava hazırlanırken soru çözmek yerine sadece kitap okumak yeterli ol-
mayacaktır.
Önce soru cümlesi , sonra paragraf okunmalıdır. Soru kökünün doğru okunma-
sı paragrafın çözümünü kolaylaştıracaktır. Soru kökünde istenen kavramın altı
çizin , kavramı tam olarak algılayın.
Son yıllarda özellikle uzun paragraflar soruluyor. Uzun paragraflar, kısa paragraf
sorularından daha kolaydır. Paragraf ne kadar uzun olursa yanıtı bulmak o kadar ko-
laylaşır.
Bazı sorularda seçenekler birbirine çok yakındır , özellikle iki seçeneğe in-
dirdiğiniz sorularda aklınıza ilk gelen seçeneğin doğru olma olasılığı daha yük-
sektir.
113
PARAGRAFTA ANLAM
1. PARAGRAFIN YAPISI
.. Bir düşünceyi ana düşünce etrafında destekleyen cümle veya cümleler toplu-
luğuna paragraf denir. Bir paragrafta nitelikçe farklı üç cümle vardır: giriş, gelişme ,
sonuç.
.. Paragrafın ilk cümlesidir. Giriş cümlesi, ilgi çekecek, merak uyandıracak şekilde
düzenlenir.
.. Paragrafa sorulan "Neden söz ediliyor?" sorusuna yanıt verir, yani konunun or-
taya konduğu cümledir. Paragraf genelden özele dayalı (tümdengelim) bir
düşünce zincirine dayalı ise giriş cümlesi konuyla birlikte ana düşünceyi de yan-
sıtır. Bu durumda genel bir yargı niteliği taşır. Paragraf özelden genele
(tümevarım) dayalı bir düşünce zincirine göre kurulmuşsa , giriş cümlesi sadece
konuyu verir.
.. Bağlantı ögeleri, yani bir cümlenin daha önceki cümlelerin devamı olduğunu
belirten sözcük ya da sözcük öbeğidir. Paragrafın giriş bölümünde bulunmaması
gereken "bağlayıcı ögeler'' şunlardır:
Çözüm: Giriş cümlesi kendisinden önce herhangi bir cümle söylenmiş izleni-
mi vermez, bağlayıcı ögeler içermez. A'da "oysa", B'de "ise", C'de "de", D'de
"bunun" sözcükleri bağlayıcı ögelerdir, kendisinden önce bir cümle izlenimi
vermektedir. Bu nedenle cevap .E seçeneği olacaktır.
b. Gelişme Bölümü
.. Yardımcı düşüncelerin verildiği , bağlantı ögeleriyle bir önceki cümlenin deva-
mı olan bölümdür.
115
PARAGRAFTA ANLAM
n
J1f" Çözümlü Örnek il LVS-2011
Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir paragrafın başlangıç cümlesi olabilir?
ti Çözümlü Örnek//ÖYS-1997
Çözüm: Sorunun yanıtı B seçeneği olacak, çünkü il. cümle ile soru kökünde
verilen cümle anlam olarak aynıdır.
117
PARAGRAFTA ANLAM
.. Paragraf bir düşünce birimi olduğu için her paragrafta bir düşünce yer alır, dü-
şünce ve konu birliği olur. Bir konudan veya düşünceden bir başkasına geçince
yeni bir paragrafa geçilir.
.. İki paragraf arasında uç noktalar olmayabilir. Birinci paragrafta şiirin konusun-
dan, ikinci paragrafta şiirin biçim özelliklerinden bahsedilebilir.
(1) Çağdaş anlamda çocuk edebiyatının asıl işlevi çocukları eğitme k değildir.
(il) Doğrudan eğitme , ders kitaplarına özgü bir i ştir. (111) İyi bir çocuk kitabı
nın yaşlara göre belirlenmiş değişik nitelikleri vardır. (iV) Yazınsal çocuk ki-
taplarında yazar, çocuğa iletmek istediklerini doğrudan değil , dolaylı olarak
verir. (V) Bu tür kitaplar sezdirme , duyumsatma yoluyla çocuğun doğruya ,
iyiye, güzele karşı duyarlılık kazanmasını sağlar.
(1) Çocuklar şiire pek ilgi duymaz; onlar, metinlerde geçen sözcüklerin ve
yansıttıkları anlamın büyüsünden çok, anlatılanlara odaklanır. (il) Çocuk
şiiri denen bir türün varlığını hep sorgulamışımdır. (111) Çünkü "olay" onlar
için neredeyse her şeydir. (iV) Nitekim çocuklar için yazılmış iyi şiirleri bulup
getirmeme, okutup ezberletmeme karşın , benim kızım da bu şiirlerde olayı
aradığından iyi bir şiir okuru olamadı henüz. (V) Bu da bize, Borges'in de
dediği gibi , şiirin öğretilemeyecek ama duyumsatılabilecek bir tür olduğunu
gösteriyor.
119
PARAGRAFTA ANLAM
(1) Oyun , bir gün içinde hatta birkaç saatte geçen olaylar üzerine kurulmuş.
(il) Oyun , üç birlik kuralına uygun; ancak izleyicinin merakını kamçılama
yönünden zayıf kalıyor. (111) İlk bölümün ikinciye göre çok kısa oluşu,
izleyenleri rahatsız ediyor. (iV) Kişiler kendi toplumsal , psikolojik, ekonomik
ve kültürel yapılarına uygun olarak olaylar içinde verilmiş. (V) Sanatçı , bu
eksiklerine karşın bir oyun yazarı olarak umut veriyor.
Soru Tipleri
» Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisinin karşılığı olabilir?
» Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur?
PARAGRAFTA ANLAM
Çok uzun zamandır tartışılan bu konuda en güzel sözü Milan Kundera söy-
lüyor: "Roman 21. yüzyıla yakışmıyor. " Bence de roman 21. yüzyıla yakış
mıyor. Çünkü bu yüzyıldaki insanların yaşam biçimi , ne ağır şeyleri
okumaya ne de oturup ağır şeyler yazmaya izin veriyor.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
Çözüm: Milan Kundera' nın "Roman 21. yüzyıla yakışmıyor." sözü sorunun
çözümü için anahtar cümledir. Ayrıca son cümle dikkate alınmalıdır, artık in-
sanların yaşam biçiminin roman yazımına ve okunmasına uygun olmadığı
vurgulanmıştır. Bütün bunlardan hareketle parçanın "Sizce roman neden
artık hiç ilgi görmüyor?" sorusuna yanıt olduğu söylenebilir. Cevap .C seçe-
neği olacaktır.
i. Paragraf Tamamlama
.. Paragrafın başına , ortasına ya da sonuna getirilebilecek cümle sorulmaktadır.
Paragraf giriş , gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşur bilindiği gibi. Bu bölümlerin
özellikleri dikkate alınarak başa, ortaya ve sona uygun cümleler getirilmelidir.
.. Parçanın başı , boş bırakılmışsa girişbölümünün özellikleri dikkate alınmalıdır;
giriş bölümünde konunun başlangıcı yer alır. Konu genel hatlarıyla tanıtılır. Bağ
layıcı sözcükler (bağlaç , adıl. .. ) yer almaz.
121
PARAGRAFTA ANLAM
ti
yere getirilebilir. Cevap _!;; seçeneğidir.
Çözüm: Parçada bir roman veya öykünün özetle nebileceği , ancak dene-
menin özetlenemeyeceği vurgulanmıştır. Denemenin göz gezdirilerek oku-
namayacağı , iyice irdelenerek okunabileceği söylenmiş. Bunlardan yola
ç ıkarak denemenin yazınsal bütünlüğünün bozulamayacağı söylenebilir.
Cevap .6 seçeneği olacaktır.
123
PARAGRAFTA ANLAM
E) Sanatın Doğuşu
Bu parçanın genel konusu "eleştirmen "dir. Fakat yazar eleştirmene dair her şeyi
ele almamıştır. Sanatçıyla eleştirmeni karşılaştırmıştır. Konuya bir sınır getirmiştir.
Örnekler
Şiirleresim arasında kimi ilişkiler bulunmakla birlikte iki sanatın kullandığı gereçler
ve teknikler birbirinden farklıdır. İşlevleri, sesler aracılığıyla hayaller uyandırmak
olan sözcükler hiçbir zaman doğrudan doğruya göze hitap eden renklerin yerini tu-
tamazlar.
Bu parçada sınırlandırılmış konu "şiirle resim arasındaki fark"tır.
b) Tümevarım Paragrafı: Özelden genele doğru bir anlatım vardır. Asıl söylen-
mek istenen yani ana düşünce parçanın sonunda verilir.
Paragrafta ana düşünceyle ilgili soru tipleri
125
PARAGRAFTA ANLAM
Örnekler
Okumak için her zaman bir zaman bulmuşumdur. İyi ya da kötü bir kitabı okurken
vaktimin boşa gittiğini asla düşünmem. Her türden kitabı okumanın gerekli oldu-
ğuna inanmışımdır. Bu da benim okuma zevkimi oluşturmuştur, zenginleştirmiştir.
Nitekim sıradan değersiz bir kitabı daha ilk satırından anlayabilirim; kolay kolay al-
danmam. Bu yönden biz okurlar iyi bir seçici olmak istiyorsak birçok iyi kitap ya-
nında bir işe yaramaz, sıkıcı kitap da okumak zorundadır.
Bu parçanın ana düşüncesi: " İyi kitabı kötüsünden ayırma yeteneği her nitelikteki
kitabı okumakla geli şir. "
Bir paragrafta ana düşünce dışındaki bütün cümleler yardımcı düşünceyi oluştu
rur. Her paragrafta tek ana düşünce vardır; ama yardımcı düşünceler birden çok-
tur.
b) İşaret Sözcükleriyle
c) Bağlantı Ögeleriyle
» "Ama, fakat, yalnız , ancak , oysa, ne var ki" bağlaçları karşıtlık ilgisi kurar.
"Çünkü , bu nedenle , bu yüzden" bağlaçları gerekçe ilgisi kurar. " Kısaca , özetle ,
sonuç olarak" bağlaç ları özetleme ilgisi kurar. "Demek ki , yani" bağlaç ları açık
lama ilgisi kurar.
» Nurullah Ataç hep eleştirmen olarak düşünülmüştür. Oysa Ataç' ın asıl önemi
eleştirmenliğinden değil , Türkçenin düz yazı dili olarak kurulması yolunda har-
cadığı çabadan ileri gelir.
» Kitap konusunda yetişkin ve çocuk ayrımı yapılmamalıdır. Çünkü iyi bir çocuk
kitabı yetişkinlere de seslenir.
i~ I
,...____.I Paragrafta yardımcı düşünceyle
ilgili soru tipleri
• Yukarıdaki parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
• Yukarıdaki parçada sözü edilen " ... " (şair , sanatçı , yazar) ile ilgili aşağıdakilerden
hangisine ulaşılamaz?
• Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
• Bu parçada aşağıdakilerden hangisinden söz edilmemiştir?
127
PARAGRAFTA ANLAM
Yüz yılı aşkın bir tarihe sahip olan çizgi romanın sanat olup olmadığı çoğu
Batı ülkesinde tartışılmıyor bile. Ülkemizde ise bu sanat kolu, ne yazık ki
okunup atılan , yoz ürünlerin kaynağı olarak görülmekte, az okumanın gös-
tergelerinden biri sayılmaktadır. Çocukların okuma alışkanlığı edinmesini
engellediği düşünülmektedir. Gerçekten de evlerde , okullarda çizgi roman
okuyanların uyarıldığı, ayıplandığı bir çocukluk dönemini çoğumuz az çok
yaşadık. Oysa okuyanların üzerinde birleştiği ortak bir nokta, çizgi romanın
bütün sevimliliğiyle , kendine özgü mizahıyla hiç de incitici olmayan , sayısız
örnek içerdiğidir.
Bu parçaya göre çizgi romanla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Sanat değeri yönünden eleştirilere konu olduğu
B) Okumayı olumsuz yönde etkilediğine inanıldığı
129
PARAGRAFTA ANLAM
Aşağıda paragraf sorularını çözmede yardımcı olabilecek sözcükler ve anlamları yer almak-
tadır . Soru çözmeden önce aşağıdaki kelimelerin bilinmesi çok yararlı olacaldır .
PARAGRAF SÖZLÜĞÜ
Adaptasyon: Uyarlama.
Albeni : Çekicilik.
Alegori: Bir düşünceyi , davranışı ya da eylemi, daha kolay kavratabilmek için onu, yerini tutabilecek
simgelerle, simgesel sözlerle, benzetmelerle göz önünde canlandırmaktır.
Anekdot: Kısa , özlü bir anlatımı olan , ince anlamlı , genellikle güldürücü öykücüklere verilen isimdir.
Antoloji: Seçki.
Bağnaz : Bir düşünceye , bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul
etmeyen, mutaassıp , fanatik.
Bakış açısı: Bir olay, konu veya düşünce incelenirken izlenen belirli yön , görüş açısı .
Basmakalıpçılık : Bayağılık. Yinelene yinelene orta malı durumuna gelmiş , tazeliğini yitirmiş kalıp sö-
zleri anlatımda kullanmaktır . Klişe sözler kullanmaktır .
Beylik Düşünce: Hiçbir özgünlüğü olamayan, herkesçe söylenegelen, orta malı düşünce .
Biçem: Bir yazarın anlatım tarzı ve dilidir. Yazarın anlatımı , tekniği , söyleyiş biçimi, seçtiği yöntem ,
sözcük seçimi , cümle kurgusu "biçem" (üslup) olarak adlandırılır.
Birinci Kişili Anlatıcı: Roman , öykü, anlatı gibi kurmaca türlerde hem olayların içinde yer alan , bun-
ların kahramanı olan hem de bu olayları anlatan kişi.
Bohem: Yarınını düşünmeden günü gününe tasasız , derbeder bir yaşayışı olan (kimse ya da toplu-
luk).
ç
Çağrışım: Sözcüklerin, düşüncelerin , hayallerin aralarında bulunan benzerlik, birlik, yakınlık ya da
karşıtlık gibi bağıntılarla birbirlerini hatıra getimıesi , anımsatması .
Çıkarım :
Bir cümledeki doğru , yanlış ve gerçeklerden yola çıkarak başka doğruları çıkarma işidir.
"Demek ki , gösteriyor, gösterdi" sözcükleriyle sağlanır .
Dağarcık : (müz.) Bir müzik topluluğunun veya sanatçının hazırlamış olduğu parçalar, repertuvar.
(ruh b.) bellek.
Düşsel Öge: Gerçek yaşamda karşılaşamayacağımız ögelerin kullanılmasıdır, hayali unsurların kul-
lanılmasıdır.
Egzotizm: Bir yapıtta uzak, yabancı ülkelerle ilgili olayları , kişileri , yöresel görüşleri yansıtma , ya-
bancıllık.
Estetik: Güzelliği , güzelliğin insan ruhundaki etkilerini inceleyip değerlendiren bilim ve bilgi dalı.
Fantastik: Hayali.
Fantezi: Sonsuz, sınırsız hayal. değişik heves, değişik beğeni , değişik düşünüş.
Göreceli: Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan , göreli, bağıntılı , izafi, nispi,
rölatif.
Hegemonya: Bir devletin başka bir devlet üzerindeki siyasal üstünlüğü ve baskısı. Bir kişinin başka
bir kişi üzerindeki üstünlüğü ve baskısı.
İleti: Bir edebiyat yapıtında ve yaratısında sanatçının asıl anlatmak istediği temel düşünce.
İmbik:
İrdelemek: Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birer incelemek,
araştırmak ,
tetkik ve tetebbu etmek.
İşlev: Bir nesne veya bir kişinin gördüğü iş , iş görme yetisi , görev, fonksiyon.
İzlek: Tema.
İzlenim: Bir durum veya olayın , duyular yoluyla insan üzerinde bıraktığı etki, intiba, imaj.
Kanımca:
Klasik: 1. Modayla değişmeyen, gelip geçici olmayan , üzerinden en az iki kuşak geçmesine rağmen
değerini koruyan. 2. Türünde örnek niteliği kazanmış yapıt. 3. XVII. yüzyılda etkili olan, sıkı kurallara
bağlı olan edebiyat akımına mensup sanatçılar ve yapıtları.
Kronik: süreğen. Olayların birbiri ardınca sıra ile yazıldığı tarih. Uzun süredir bir çözüm getirilmemiş.
Kurgu: Edebi yapıtta yapı ögelerinin bileşimi işi ve bunun gerçekleşmiş hali. Roman, öykü, tiyatro bu
gruptadır.
Kurmaca Gerçeklik: Edebi yapıtta gerçek gerçekliğin, yazarın yaratıcı gücü sayesinde dönüştüğü
yeni bir gerçeklik.
Lirik: Duygusal.
Mazmun: Anlam, kavram. Divan edebiyatında bazı kavramları dolaylı anlatmak için kullanılan nük-
teli ve sanatlı söz.
Mizah: Humar, gülmece. Gerçeğin, durumların, olayların, kişilerin güldürücü yanlarını vurgulayarak
anlatan, ortaya koyan yazı türü.
Motif: Yan yana gelerek bir bezeme işini oluşturan ve kendi başlarına birer birlik olan ögelerden her
biri. Kendi başlarına konuya özellik kazandıran ögelerden her biri.
Nostalji: Geçmişte kalan güzelliklere olan özlem duygusu ve bu duygunu baskın bir duruma gelmesi,
geçmişseverlik.
ö
Öngörü: Bir işin ilerisini kestirme veya bir işin nasıl bir yol alacağını önceden anlayabilmek ve ona
göre davranmak.
Önsezi: Hiçbir belirti yokken bir şeyin olacağını sezme, içe doğma, altıncı his.
Öykünmek: Birinin yaptığı gibi yapmak, birine veya bir şeye benzemeye çalışmak, taklit etmek.
Öz Eleştiri: Kişinin kendisine ait özellikleri ve kendisiyle ilgili konu ve durumları eleştirmesidir.
Özgünlük: Orijinallik. Sanatçının dil ve anlatım açısından kimseye benzememesi, farklı olması ve
kendine özgü olmasıdır.
Özlülük: Çok sözle anlatılabilecek kavramları, durumları kısa biçimde anlatmaktır. Az sözle çok şey
anlatmaktır. Atasözleri ve bazı şiirler "özlü" anlatım içerir.
PARAGRAFTA ANLAM
Öznel: Bireyin duygu ve düşüncelerine dayanan, kişiden kişiye değişen , kanıtlanamayan , yorum-
lanabilir. Kişisel , subjektif, göreceli (göreli), değişken , ölçülemeyen, taraflı yargılar.
p
Aitim: Şiirde hecelerin vurgu , uzunluk, yükseklik gibi ses özelliklerinin, durakların düzenli bir biçimde
yinelenmesinden doğan ses uyumu.
s
Salık vermek: Tavsiye etmek. Haber vermek.
Sayıltı: Özellik.
Sıradanlık: Bayağılık .
Tümce: Cümle.
y
Yadsımak: Yaptığı bir işi , söylediği bir sözü veya tanık olduğu bir şeyi yapmadığını , bilmediğini söyle-
mek, inkar etmektir.
Yeğlemek : Bir şeyi öbürüne göre daha iyi , üstün veya önemli saymak, yeğ tutmak , tercih etmek.
z
Zihniyet: Anlayış.
134
ANLATIM BİÇİMLERİ/ DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLAR!
C...__ _ _ _ _ _ _ _ A_N_L_A_T_ı_M_B_iç_i_M_L_E_R_i_ _ _ _ _ _ _)
Bir konuşmanın ya da yazının içeriği denince; konu, bakış açısı, yardımcı düşün
celer ve ana düşünce kısaca anlatım amacı akla gelir. Bu içeriği iletmek için kul-
lanılan kalıba da 'biçim' denir.
1. AÇIKLAMA
» "Öğretme" ve "bilgi verme" amaçlı düşünce yazılarında başvurulan yaygın an-
latım biçimidir.
d. Karakterlerin canlandırılması
2. TARTIŞMA
135
ANLATIM BİÇİMLERİ/ DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLAR!
» "Bence, bana göre, kanımca, halbuki, oysaki, fakat, ama ... " gibi sözcüklere
yer verilir.
» Daha çok öznel ifadeler içerir.
» Tartışmacı anlatımda " kanıtlama" ve 'tanık gösterme" yollarına başvurulur.
» Düşünce ve duygular kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir. Dil ve ifade sade ,
gösterişsiz ve pürüzsüzdür. Karmaşık ve anlaşılması güç cümleler kullanılmaz.
Ses akışını bozan, söylenmesi güç sesler ve sözcükler yoktur.
» Fıkra , deneme, eleştiri , makale gibi türlerde kullanılır.
Örnek
Bir şair herhangi bir olayı anlatmak istese bize salt gerçeği mi yansıtır? Hayır;
o olay karşısında duyduklarını , düşündüklerini de anlatır. Ya da doğrudan
doğruya anlatmasa bile öyle bir şey yapar ki o duygular, o düşünceler bizde
de doğar. Böylece şair kendi iç gerçeğini ortaya koymuş olur. Bir sanat
yapıtını başarılı kılan özellik işte budur.
3. ÖYKÜLEME
» Konuyu daha doğrusu anlatılanı , elem içinde (devinim) verme ve gösterme
biçimidir. Amaç, okuyucu olay içinde yaşatmaktır. Olay ve olgular dizisi vardır.
» Öyküleyici anlatımın temel ögesi "olay"dır. Olaysız hiçbir anlatım öykü sayıla
maz.
» Olayın , genellikle kişi , yer, zaman ve gerçekleşebilen bir eylem olmak üzere
dört ögesi vardır.
» Sözcükler daha çok mecaz ve yan anlamda kullanılır.
Örnek
Yirmi yaşından
fazla göstermeyen bir genç, çadırın önünde yan yatırılmış el
arabasının üstüne oturmuş saz çalıyordu. Fenerin aydınlattığı alnı , ter
damlalarıyla kaplıydı. Sazının sapı , şaşırtıcı bir süratle aşağı yukarı kayan
parmaklarının altında bir canlı gibi titriyordu. Tellere vuran sağ eli , küçük
fakat kendinden emin hareketler yapıyordu. Gencin eli , sazın gövdesine yak-
laştıkça insan, saz ile el arasında gizli fakat çok anlamlı bir konuşma
olduğunu sanıyordu .
ANLATIM BİÇİMLERİ/ DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLAR!
» Roman, hikaye, masal, anı , tiyatro, gezi yazısı gibi türlerde kullanılır.
Açıklayıcı betimleme: Dil "göndergesel işlev"de kullanılır. Bilgi vermek için yazılır.
Sözcükler gerçek anlamda kullanılır. Ayrıntılar nesnel bir biçimde verilir. Amaç
sanat yapmak değil, bir konu hakkında bilgi vermektir. Değişik duyulara seslenen
özel ayrıntılar üzerinde durulmaz. Betimleme yapılırken kişisel duygu ve düşün
celer katılmaz.
Uyarı-yorum
Bir kişiyi anlatan betimlemelere 'portre" adı verilir. Kişinin iç dünyasını anla-
tan betimlemelere 'tahlil" (ruhsal portre) denir. Kişinin dış görünüşünü anla-
tan betimlemelere 'fiziksel portre" denir.
AHMET RASiM;
60'ın üzerinde bestesi vardır.
" Sakın geç kalma erken gel" nakaratlı ünlü şarkının bestecisidir.!
Karısının kendisine tembihi üzerine yazmış: "Bu akşam gün batarken gel .']
ORHAN KEMAL;
"Vedia" takma adını kullanarak yazı yazan Aziz Nesin 'i kadın zannet~
tiği için ona aşk mektupları yazmıştır , ama Aziz Nesin bozuntuya ver~
memiştir. ·
ANLATIM BİÇİMLERİ/ DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLAR!
( ________ o_o_ş_ü_N_c_Ev_i_G_E_L_iş_T_iR_M_E_v_o_L_LA_R_ı_ _ _ _)
♦♦ TANIMLAMA ♦♦
Ö!'.Mk
Şiir ne bir şeyler öğreten manzume ne de anlamsız dizeler toplamıdır. Şiir,
yeni anlamlara bürünen sözcüklerle kurulmuş bir dünya. İnsanın öz var-
lığında tutkuların , duyguların hamuruyla yoğrularak oluşan , yüreği tutuştu
ran evrensel bir meşale. Şiir, ister bireysel duygulara yaslansın ister
toplumsalcı bir çizgide olsun , toplumun vicdanında büyür, değerlenir. Şiirin
ne olduğu üzerinde birçok şair ve düşünür kafa yormuş, kendi birikimine ,
deneyimlerine uygun biçimde tanımlamıştır onu.
♦♦ ÖRNEKLEME ♦♦
Roman , öykü, şiir, oyun gibi sanatsal yapıtlarda yazarı , yazmaya iten amaç
oldukça karmakarışıktır. Bu tür yazılar , genellikle yaşamın tadına ve an-
lamına vardırmayı amaçlar. Sözgelimi " İnce Memed" romanını okurken
kendimizi ilginç bir eylemin içinde buluyor, "zamanın nasıl geçtiğini anlamıy
oruz; "ama yazarın amacı yalnızca bu değildir.
ANLATIM BİÇİMLERİ/ DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLAR!
♦♦ KARŞILAŞTIRMA ♦♦
Örnek
Öykünün en belirgin özelliği büyük yoğunluk taşıyan bir yazı türü olmasıdır.
Bu yönüyle romandan ayrılır. Öykünün örgüsü sık, romanınki seyrektir. Öykü ,
romandan daha biçimcidir. Onun biçimindeki en küçük aksaklık hemen göze
çarpar.
♦♦ TANIK GÖSTERME ♦♦
Anlatıcı , bir görüşü doğrulamak, inandırıcı kılmak için o alanda sözü geçen ,
otorite kabul edilen, tanınan birinin sözlerinden ve görüşlerinden yararlanma yön-
temidir.
Örnek
Tiyatro insanları baskılardan kurtarır, onların düşünüp de yüksek sesle
söyleyemeyeceği şeyleri dile getirir. Açık sözlü bir sanattır tiyatro, hemen
herkese hitap eder. Nitekim Gogol'ün, "Yüzünüz çarpıksa aynaya kızmayın;
o her şeyi olduğu gibi gösterir." sözü tiyatronun yasaklandığı bir dönemde
söylenmiştir.
Örnek
Açıklayıcı,
öyküleyici ve betimleyici anlatım "Anlatım Biçimleri'
konusunda anlatıldı. Bilgi için "Anlatım Biçimleri" bölümüne
bakınız.
» Aşk , ölüm, yalnızlık gibi konular işlenir. Toplumu derinden etkileyen olaylardan
duyulan sevinç ve acı da dile getirilir.
» Daha çok şiir, roman , hikaye, tiyatro türlerinde kullanılır.
Örnek
ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız ,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım , duyuyorum;
Anlatamıyorum.
141
ANLATIM TÜRLERİ
» Şiir, destan, roman , hikaye, halk hikayesi , tiyatro destansı anlatımın kul-
lanıldığı türlerdir.
Edebiyatımızda , Kayıkçı Kul Mustafa'nın "Genç Osman Destanı ", Mehmet
Akif Ersoy'un "Çanakkale Şehitlerine", Nazım Hikmet'in " Kuvayımiliye
Destanı " adlı yapıtları epik anlatıma örnektir.
Örnek
AKINCILAR
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik
142
ANLATIM TÜRLERİ
3. EMREDİCİ ANLATIM
» İnsanların uyması gereken kuralları ve yasakları ortaya koyan anlatım türüdür.
» Emir, telkin, öneri , uyarı , yönlendirme anlamı taşıyan ifadelere yer verilir.
» Öğretici ve açıklayıcı yönleri vardır.
Örnek
» Dil daha çok "göndergesel işlev"de kullanılır. Dil , bilgi aktarma amacı ile kul-
lanılır.
» Gereksiz sözcük tekrarı yapılmaz. Ses akışını bozan, söylenmesi güç sesler
ve sözcükler yoktur. Dil ve ifade sade, açık , yalın , gösterişsiz ve pürüzsüzdür.
Düşünce ve duygular kısa ve kesin ifadelerle dile getirilir.
143
ANLATIM TÜRLERİ
Örnek
5. KANITLAYICI ANLATIM
» Bir düşünceyi, bir savı kanıtlamak için yazılan yazılarda ve bazı konuşmalarda
kullanılan anlatım türüdür.
» Dil daha çok "göndergesel işlev"de kullanılır.
» Fantastik anlatım, gerçek ve nesnel dünyanın karşısında yer alan , düş ürünü
ögelere yer veren anlatım türüdür.
işlenir.
» Zaman ya hiç yoktur ya da gerçeküstü bir zaman söz konusudur. Olaylar gele-
cek zamanda 2300-2400'10 yıllarda gerçekleşebilir.
» Kişiler çoğu zaman gerçekten uzak kişilerdir. Kişiler bazen insandır; bazen de
cinler, devler, periler, ejderler, yaratıklar, uzaylılar olabilir.
145
ANLATIM TÜRLERİ
» Daha güzel, daha modern, daha yaşanabilir bir dünya hayal edilir. Gerçek
dünyadaki engeller, sıkıntılar, kötülükler, zorluklar yoktur.
» Varsayım (hipotez) ile oluşturulur. Verilerden yola çıkılarak geleceğe ait tah-
min yapılabilir. Olandan çok olması istenilen anlatılır.
Örnek
Karagöz - Çıktım.
Hacivat - Bu kadar ders gördükten sonra her şeye aşina olmak tabiidir.
9. MİZAHİ ANLATIM
» Nasrettin Hoca, Karagöz, Hacivat, Keloğlan , İncili Çavuş , Bekri Mustafa tanın
mış mizah kahramanlarımızdır.
» 17. yüzyıl sanatçısı Nefi 'nin " Siham-ı Kaza" adlı yapıtı
» 19. yüzyıl sanatçısı Ziya Paşa ' nın "Zafername' adlı yapıtı
JJ
e) Parodi: Ağırbaşlı , ciddi , tanınmış bir yapıtı alaya alarak yazılmış mi-
zah türündeki yapıt.
Jj
ANLATIM TÜRLERİ
Tavşan Suyu
Bir yabancı konuk olur Hoca'ya
Ama nezaket bu ya,
Tutar bir tavşan hediye eder:
"Çoban armağanı , çam sakızı " der.
Hoca bir güzel pişirir tavşanı
Akşam olur, gelir yemek zamanı ;
Orta yere bakır sini kurulur,
Hep birden etrafına oturulur.
Hoca hem yer hem sohbet eder
Ertesi gün misafir kalkar gider.
Bir gün içinde pek sevişilir.
Arkasından başka bir konuk gelir;
"Tavşan getirenin komşusuyum" der.
Hoca bu adamı da buyur eder.
Tavşanın suyuna bir çorba yapar;
Adam çorbayı yer, ağzını kapar
Tavşan getirenin bir akrabası.
Gittikçe sıklaşır bu misafirler;
Fakat Hoca' nın canına tak eder.
"Tavşansa tavşan ,der, anladık ama,
Bu kadar da yük olmaz adama."
Komşular gidip gidip gelmededir;
Bir sefer tam beş kişi birden gelir.
Hoca bu konukları da karşılar;
Adamlar
Şöyle der Hoca'ya:
"Hani tavşan getiren vardı ya,
Komşusunun komşusuyuz biz onun."
Hoca: "Ya' der, hoş geldiniz, buyurun!"
Akşam olur sofra kurulur yine;
Bir tas kurulu sofranın üzerine:
Kuyu suyu ile dolu bir koca tas.
Konuklar bu işten bir şey anlamaz.
İçlerinden biri tasa eğilir;
Sorar: "Hoca bu nedir?"
Hoca hemen doğrulur:
"Bu , der, tavşanın suyunun suyudur."
(Orhan Veli Kanık , Nasrettin Hoca Fıkraları
149
il. BÖLÜM
İSİMLER (ADLAR)
TAMLAMALAR
SIFATLAR (ÖN ADLAR)
ZARFLAR (BELİRTEÇLER)
ZAMİRLER (ADILLAR)
EDAT-BAĞLAÇ-ÜNLEM
EYLEMDE KİP • ANLAM
EK EYLEM
FİİLİMSİLER (EYLEMSİLER)
SÖZ GRUPLAR!
KÖK BİLGİSİ
EKLER
SÖZCÜĞÜN YAPISI
CÜMLENİN ÖGELERİ
FİİLDE ÇATI
CÜMLE TÜRLERİ
151
152
SÖZCÜK TÜRLERİ
! !
1) Ad Soylu Sözcükler 2) Edat (İlgeç) Soylu Sözcükler
a) İsim (Ad) a) Edat (İlgeç)
d) Zamir (Adıl)
!
3) Eylem Soylu Sözcükler
153
ADLAR
♦♦ ADLAR (İSİMLER) ♦♦
Canlı varlıkları, nesneleri, olguları, kavramları, duyguları, düşünceleri, nitelikleri
vb. belirten , kök ya da gövde durumundaki sözcüklere "ad" (isim) denir. Eylemlerle
birlikte söz varlığının en önemli türüdür, tek sözcükten oluşabildiği gibi birden çok
sözcükten de oluşabilir adlar.
Adlar tür, yapı, anlam, sayı vb. bakımlardan farklı biçimlerde sınıflandırılabilir :
Gazete, dergi, kitaplara verilmiş adlar: Varlık , Hürriyet, Bir Gün Mutlaka ...
Şehir, kasaba, köy, mahalle, semt, bulvar, cadde, sokak adları: İstanbul , Keban,
Kambertepe Köyü , İncirköy Mahallesi, istiklal Caddesi. ..
Uyarı-yorum
"Ay, Dünya, Güneş" adları coğrafyayla ilgili yani terim anlamında kullanılırsa
özel; günlük hayatla ilgili kullanılırsa tür adı olur.
Dünya. Güneş'in yörüngesinden sapmaz. (özel ad)
Çocuklar,~ aldırmadan uçurtma uçurdular. (tür adı)
2. Tür (cins) adlar: Aynı türden varlıkların tümünü anlatan, bir türün herhangi bir
ögesini gösteren ya da bir soyutlamayı belirten sözcüklere "tür adı " denir. Tür
adları bir genellik içerir. Özel ad dışındaki bütün adlar tür adıdır. Tür adları
doğadaki çeşitli varlıkları , nesneleri, soyut kavramları belirtir.
Akrabalık adları , organ , eşya vs. adları tür adıdır: insan, bitki , ağaç , sevgi, mutlu-
luk, kitap , taş , doktor, ana, baba, akıl , balık ...
Uyarı-yorum
Uyarı-yorum
Uyarı-yorum
Somut adlar, cümlede soyut anlam kazanabilir. Soyut adlar da somut anlam
kazanabilir.
Sınavı kazanınca havasından geçilmedi. (somut ad soyut anlam kazanmış)
Uyarı-yorum
Çokluk ekinini alan her ad çokluk bildirmez. Çokluk eki (-ler, -lar) cümleye
çeşitli anlamlar katabilir:
3. Topluluk Adı: Biçimce tekil , anlamca çoğul adlardır: ordu, aile, orman, demet,
komisyon ...
Uyarı-yorum
Cümlede genel anlam taşıyan tür adları topluluk adı değil, tekil ad olur.
Öğrenci, düzenli ve disiplinli olmalıdır.
Meyve, vitamin bakımından zengindir.
Adlar, cümledeki görevlerine ve özellikle de eylemle olan ilgilerine göre "yalın" du-
rumda ya da "-i, -e, -de, -den, -la, -ın, -ce" eklerinden birini almış durumda bu-
lunur.
DURUM EKLERİ SÖZCÜKLER
Yalın durum
(Eki yok) Ev yıkıldı Okul göründü Güneş yakıyor
Belirtme durumu
(-ı, -i, -u, -ü) Evi yıktı Okulu gördü Güneşi gördüm
Yönelme durumu
(-a, -e) Eve yürüdü Okula uğradı Güneşe baktı
Bulunma durumu
(-de, -da) Evde çalıştı Okulda göründü Güneşte kurudu
Çıkma durumu
(-den, -dan) Evden gelmedi Okuldan ayrıldı Güneşten kurtuldu
Tamlayan durumu
(-ın, -in, -un, -ün) Evin kirası Okulun güzelliği Güneşin yakıcılığı
Eşitlik durumu
(-ce, -ca, -çe, -ça) İnsanca yaşamak Açıkça söylemek Günlerce söylemek
Vasıta (araç) durumu
(ile, -le, -la) Uçakla gitti Bıçakla kesti Ateşle yaklaşmayın
ADLAR
Adın durumları (ismin halleri) hazırlık kitaplarının çoğunda beşe ayrılır: ya-
lın, belirtme, yönelme, bulunma ve ayrılma durumu. Ancak DİL UZMAN-
LAR! tarafından adın birkaç durumu daha anlatılır: ''Tamlayan (ilgi) durumu",
"eşitlik durumu" ve "araç (vasıta) durumu". Bu üç durum neredeyse bütün
a~ademik ~itelikli kitaplarda yer aldığı için biz de burada bu durumlardan de
soz edecegız.
» Yalın durumdaki sözcükler, durum ekleri dışındaki çekim eklerini alabilir, yani
iyelik eki ve çokluk (çoğul) ekini alabilirler.
» Yalın adlar cümlede özne , belirtisiz nesne , sözde özne ve yüklem göreviyle
kullanılabilir.
Belirtme durum ekiyle 111. tekil şahıs eki olan "-ı, -i, -u, -ü" yü birbiriyle karış
tırmamalıyız . İyelik eki olarak kullanılan "-ı, -i, -u, -ü" ekini alan sözcükler
cümlede özne görevinde kullanılırken belirtme durum eki alan sözcükler,
belirtili nesne görevinde kullanılır. İyelik ekini alan sözcük tamlama kura-
bilir, belirtme ekini alan sözcük tamlama kuramaz.
d. Bulunma / Kalma Durumu(-de, -da, -ta, -te): Eylemin kendi içinde, üstünde
olduğunu belirten durumdur. Eki alan sözcük dolaylı tümleç veya zarf tümleci olabilir.
k;.imde damla damla bir korku birikiyor. (Dolaylı T.)
e. Ayrılma/ Çıkma/ Uzaklaşma Durumu (-den, -dan, -tan, -ten): Eylemin ken-
disinden ayrıldığını, uzaklaştığını belirtmek üzere adın girdiği durumdur. Eki alan
sözcük zarf tümleci ve dolaylı tümleç görevinde kullanılır.
Uyarı-yorum
"-de, -den" durum ekleri yapım eki olan "-de, -dan" ile karıştırılmamalıdır.
"-de, -dan" ekini alan sözcükler sıfat olursa bu ekler yapım eki olur.
Mahallenin en gözde genciydi.
Sıradan romanları, öğrencilere okutmaz.
f. Tamlayan (İlgi) Durumu: "-ın , -in, -un, -ün" eklerini alan adlardır. Bir adın
başka bir adla olan ilgisini belirtir.
Yavrunun derdiyle ah eder Bayburt
Tumanın hasreti yakar Maraş'ı
ADLAR
g. Eşitlik Durumu: "-ce , -ca, -çe , -ça" eklerinden birini alan adlardır.
h. Vasıta (araç) Durumu : "ile , -le , -la" ilgecinin (edatının) ekleşmesiyle oluşan
durumdur.
♦♦ ADLARDA KÜÇÜLTME ♦♦
Örnek
» "Evleri şu tepeciğin hemen ardındaydı. " cümlesinde "tepe" sözcüğü "-cik" ekini
alarak "daha küçük tepe" anlamını kazanarak küçültme adı olmuştur.
» " Kitapçıkları dağıtıp sınavı başlattı. " cümlesinde "kitap" sözcüğü "-çık" ekini
alarak "daha küçük ve ince kitap" anlamını kazanarak küçültme adı olmuştur.
» "Şehrin doğusundaki gölcük kurudu." cümlesinde "göl" sözcüğü "-cük" ekini
alarak "daha küçük göl" anlamını kazanarak küçültme adı olmuştur.
Uyarı-yorum
Uyarı-yorum
"-cık"
ekini alan sözcükler, özel ad da olabilir: Çınarcık, Kalecik, Gölcük,
Kuzguncuk, Germencik...
♦♦ EYLEM ADLARI ♦♦
» "-ma, -me , ış , -iş , -mak, -mek" eklerinden birini alan sözcükler yani isim-fiiller
(ad-eylemler) eylem adı sayılır. Eylem adları iş, oluş ve hareket anlamı taşıyan ad-
lardır.
♦♦ ADLARDA YAPI ♦♦
a. Basit Ad: Yapım eki almayan adlardır: Kuşlar, toprağımız , çantası , ağacın , ki-
tapta, çantamız , kapının ...
b. Türemiş Ad: Yapım eki almış adlardır: Bilgi , çevremiz, duygu, ekin , yanlış, tat-
lı, korku, bitki, yazgı , yalnız ...
UYGULU-YORUM-1
UYGULU-YORUM-11
, UYGULU-YORUM-1
ii_1 ) somut _2) soyut _3)_somut __4)_somut _5) soyut _6) somut ______ __ __ ___:
UYGULU-YORUM-11
.·-----------········----------······-----------------·---------------------······-·-----···········'
ı 1 ı - 2ı + 3) - 4) + 5) - i
7 ______________________________________________________ ____________ ________ ______________________ :
TAMLAMALAR
♦♦ TAMLAMALAR ♦♦
Tamlama, iki ya da daha fazla sözcükten oluşur. Tamlamalar kaç sözcükten olu-
şursa oluşsun tek bir kavramı anlatır. Tamlamalar ada (isme) denktir, adın girdiği
bütün görevlere girer. Tamlamalar "sıfat tamlaması" ve "ad tamlaması " olmak üze-
re ikiye ayrılır:
Sıfatın olduğu her yerde "sıfat tamlaması" olur. Sıfat tamlamasını "sıfatlar'' konu-
sunda ele alacağımız için burada aç ıklamayacağız. Şimdi ad tamlamasının çeşit
lerini ve özelliklerini görelim:
Ad (İsim) Tamlaması
Bazı dil bilgisi kitaplarında "ad takımı " terimiyle karşılanan ad tamlaması , '1am-
layan" ve "tamlanan" olmak üzere iki ögeden oluşur. Genellikle "tamlayan" önce ,
'1amlanan" sonra gelir; yani birinci ad "tamlayan", ikinci ad '1amlanan" olur.
Tamlayan
» Yardımcı ögedir.
» "-ın , -in, -un, -ün" tamlayan eklerini alır.
Tamlanan
» Asıl ögedir.
» "-ı, -i , -u , -ü" ekleri tamlanan eki olarak kullanılır.
Tamlayan "-ın , -in , -un , -ün" eklerini , tamlanan "-ı , -i , -u , -ü" eklerini alır.
"Ben" ve "biz" kişi adılları tamlayan olduğunda tamlayan eki "-im" olarak kul-
lanılır.(benim sözüm , bizim evimiz)
Kişi adıllarının tamlayan olduğu durumlarda tamlanan eki kişi adılına bağlı
olarak değişir. (sizin eviniz, senin gözlerin , bizim hayatımız , benim gönlüm)
Tamlayan eki "-ın, -in" yerine bazen "-den , -dan" eki kullanılabilir. Tamlayan ,
tamlanan içinden "seçme" bildirirse "-ın , -in" eki yerine "-den, -dan" kullanılabilir ,
seçme bildirimezse kullanılmaz , kullanılırsa anlatım bozukluğuna yol açar.
Tamlanana sorulan "neyin" ve "kimin" sorularına tamlayan genellikle yanıt
verir.
163
TAMLAMALAR
2) Belirtisiz Ad Tamlaması
b) Tamlayan tamlananın sebebini bildirir: Sel felaketi, sinir hastalığı, deniz tutması,
deprem yıkıntıları
c) Tamlayan tamlananın niteliğini, neden yapıldığını belirtir: Çilek reçeli, pirinç
pilavı
1) Görev, kurum, kuruluş , yer adı: Belediye başkanı, Ankara Kalesi, Ziraat
Bankası, Taksim Meydanı
g) Tür ilgisi, varlığın yetiştiği, bulunduğu yer: Van kedisi , Rize çayı , Hindistan
cevizi , Antep fıstığı
h) Kişiye özgü, buluş: Pisagor Teoremi, Şeyh Galip Divanı
Şimdi "sıfat tamlaması " ve "belirtisiz ad tamlaması " nı birbirinden ayırt etmeyi
öğrenelim:
3) Takısız Ad Tamlaması
» "Demir kapı, kör pencere, yastığım, ranzam" dizesinde "demir kapı " tamla-
ması "demirden yapılmış kapı " biçimine getirilebilir, yani "kapı " nın "demir"den
yapıldığı belirtilmiştir.
» 'Tak tak ayak sesimi aç köpekler işitsin / Yolumda bir tak olsun zulmetten~
kemerler" dizelerinde 'taş kemerler'' tamlaması "taştan yapılmış kemer'' biçimine
getirilebilir, yani "kemer"in '1aş"tan yapıldığı belirtilmiştir.
» "Kömür gözlüm, gül yanaklım sen de perişan ol." bu dizelerde göz" "kömür''e;
''yanak" "gül"e benzetilmiştir. "Kömür göz" tamlaması "kömür gibi göz", "gül yanak"
tamlaması "gül gibi yanak" biçimine getirilebilir.
Uyarı-yorum
Yeşil başlı gövel ördek / Uçar gider göle karşı ("Yeşil başlı " tamlaması
''yeşil gibi baş" veya "yeşilden yapılmış baş" biçimine getirilemediği için sıfat
tamlamasıdır. )
4) Zincirleme Ad Tamlaması
Uyarı-yorum
"Kadıncağızın acılı
günleri" biçim olarak zincirleme ad tamlaması gibi
durmaktadır, ancak değildir; çünkü "acılı" sözcüğü sıfattır, çıkardığımızda
"kadıncağızın günleri" tamlaması kalıyor, o da zincirleme değil belirtili ad
tamlamasıdır.
» "Yol onun , varlık onun, gerisi angarya." ("onun yolu" tamlamasında "yolu",
"onun varlığı " tamlamasında ''varlığı " tamlananı düşmüş.)
Uyarı-yorum
ifadelerini kullanmıştır.
(tn) (ty)
(tn) (ty)
» "Dervişin fikri ne ise zikri de odur. " (" Dervişin" tamlayanı '1ikri" ve "zikri" tam-
lananları için ortak kullanılmıştır.)
» "Bu dünyanın direği, merhameti yok. " (" Dünyanın" tamlayanı "direği " ve "mer-
hameti" tamlananları için ortak kullanılmıştır.)
» "Yaratıcılığın, duygusallığın, ahengin adıdır şiir. " ("Adı " tamlananı "yaratıcılı
» "Gözlerim karışıyor taş rengi yosunlara. " ("taş rengi" belirtisiz ad tamlaması
» "Ege 'nin incisi İzmir'de oturuyor kaç yıldır." ("Ege'nin incisi" belirtili ad tamla-
ması " İzmir'' sözcüğünü nitelediği için sıfat görevindedir.)
» ''Aşıklar diyarı Sivas 'ta öğretmenlik yapıyor. " ("Aşıklar diyarı " belirtisiz ad tam-
laması "Sivas" sözcüğünü nitelediği için sıfat görevindedir.)
» "Ve eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak." ("güneş rengi" belirtisiz ad tam-
laması "yaprak" sözcüğünü nitelediği için sıfat görevindedir.)
» "Nehirler kan rengi akıyor. " ("kan rengi" belirtisiz ad tamlaması "akıyor'' sözcü-
ğünü nitelediği için belirteç görevindedir.)
» "Bir yaz akşamı rastladım size. " ("yaz akşamı " belirtisiz ad tamlaması "rast-
ladım" sözcüğünü belirttiği için zarf görevindedir.)
TAMLAMALAR
» "Kaç zamandır tez dönerim cevapları veriyorum hayata. " ('tez dönerim" cüm-
lesi "cevapları " sözcüğüyle tamlama oluşturmuştur.)
» "Deprem olacak söylentisi halkı korkuttu. " ("Deprem olacak" cümlesi "söylen-
tisi" sözcüğüyle tamlama oluşturmuştur.)
» "Seni seviyorum sözü ruhunu okşadı. " ("Seni seviyorum" cümlesi "sözü" söz-
cüğüyle tamlama oluşturmuştur.)
» "Ankara 'nın adını duymadığım semtleri var. " cümlesindeki "Ankara'nın semt-
leri" belirtili ad tamlamasında , "Ankara'nın " tamlayanı ile "semtleri" tamlananı
arasına "adını duymadığım" sıfatı girmiştir.
» "İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız. " cümlesindeki '1idanın dalı " belirtili ad
tamlamasında , "fidanın" tamlayanı ile "dalı " tamlananı arasına "güller açan" sıfatı
girmiştir.
» "Adamın kocaman eli radyoya uzandı. " cümlesindeki "adamın eli" belirtili ad
tamlamasında, "adamın" tamlayanı ile "eli" tamlananı arasına "kocaman" sıfatı gir-
miştir.
Uyarı-yorum
171
TAMLAMALAR
» "Bir macera romanı okudum. " cümlesindeki "bir'' belirtme sıfatı "macera ro-
man" tamlamasını belirtmiştir.
» "Eski cami avlusunda oturup sohbet ettik. " cümlesindeki "eski" belirtme sıfatı
"cami avlusu" tamlamasını nitelemiştir.
ty (fiilimsi)
» "Sizin çocuk dün derse girmemiş. " cümlesinde "çocuk" tamlananındaki "-unuz"
tamlanan eki düşmüştür.
» "Dağların arasından, sizin köye doğru yürüyorduk. " cümlesinde "köy" tam-
lananındaki "-ünüz" tamlanan eki düşmüştür.
···[ ~ ·········································
UYGULU-VORUM-1
C UYGULU-VORUM-11
173
UYGULU-YORUM
C UYGULU-YORUM-111
4) "Kömür göz" halk şiirinin anahtarı gibidir. ( ...... ......... ..... .......... )
5) Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar. ( ..... ......... .... ............ )
6) Deri ceket üreten bir fabrikada çalışıyormuş. ( ...... .... ..... ............. ..)
UYGULU-YORUM-1
i------------------------------------------------------------------------·------------------------,
j 1) - __2ı_+_ 3) - _4)_+ __5)_+__ 6) - __?J_-_8) + __9) + 10ı_-____ ___ ___ ________ __ ___i
) UYGULU-YORUM-11
~ !
i 1) zincirleme 2) belirtili 3) belirtisiz 4) belirtili 5) belirtili 6) belirtili !
!7) belirtili 8) zincirleme 9) belirtisiz 1O) zincirleme 11) belirtili !
h 2) zincirleme 13) belirtili 14) zincirleme 15) belirtisiz !
l-----------------------------------------·-------------------------------------------------------'
UYGULU-YORUM-111
---------------------~-----------------------------
-
~
-----------·:'
i 1) madde-ham madde 2) benzerlik 3) madde-hammadde !
j 4) benzerlik 5) madde-hammadde 6) madde-hammadde j
) 7) benzerlik 8) madde-hammadde i
~ -------------------------------------------------------------------------------------------------'
SIFATLAR
1) Sıfatlar
adlardan önce gelir. (Bu sebeple "ön ad" denmiş.) Addan sonra gelirse
sıfat olmaz. "Yeşil ova" dendiğinde "yeşil " sözcüğü sıfattır, "ova yeşil " dendiğinde
yeşil sözcüğü sıfat değil, addır.
Uyan-yorum
Addan sonra sıfat gelmez mi? Evet, addan sonra gelen sıfatlar da var, özel-
likle şiirlerde böyle bir durum söz konusu.
Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek. ( Bu cümlede "ömür boyu sürecek"
sözü "şarkı" sözcüğünün sıfatıdır ve ondan sonra gelmiştir: ömür boyu süre-
cek şarkı)
2) Sıfatlar "çekim eki" almaz. Çekim eki alırsa adlaşır, buna da "adlaşmış sıfat"
denir; yani "isim" denir.
Uyan-yorum
Çekim eki alan sıfat olabilir mi? Evet, birkaç örnek de olsa var.
Güzelim çiçeklerin kokusu bizi büyüledi. ("Güzelim" sözcüğü niteleme sı
fatı olduğu halde "-im" iyelik ekini , yani çekim eki almış.)
3) Sıfat tek başına bulunmaz. Sıfatın olduğu her yerde "sıfat tamlaması" vardır.
Sıfat tamlaması sorularında sıfatı bulmamız yeterlidir.
4) Adları niteleyen ya da belirten sözcüklerdir. Sıfatlar bu görevleri bakımından
ikiye ayrılır:
. Soru sıfatları
175
SIFATLAR
A. NİTELEME SIFATLARI
Varlıkların durumunu, biçimini, rengini, özelliklerini kısaca nasıl olduklarını
bildiren sıfatlardır.
Adlara "nasıl" sorusu sorularak bulunur.
» Bevaz vuvarlak temiz bir masada akşam yemeğini yedik.
Renk biçim durum
Aşağıdaki dizelerde yer alan altı çizili sözcük veya sözler birer "niteleme sıfatı "
örneğidir:
B. BELİRTME SIFATLARI
Adları işaret , sayı , belgisizlik ve soru anlamlarıyla belirten sıfatlardır.
Adları işaret yoluyla belirten sıfatlardır. Adlara sorulan "hangi" sorusuna karşılık
verir. "Bu , şu , o, öteki , beriki , öyle , böyle, şöyle, karşı , öbür, oradaki , şuradaki , bu-
radaki , aşağı , yukarı ... " gibi sözcükler işaret sıfatı olarak kullanılabilir.
Uyarı-yorum
İşaret bildiren sözcükler, bir adı belirtmiyorsa, "hangi" sorusuna yanıt ver-
miyorsa ve adın yerine kullanılmışsa adıl (zamir) olur.
2. Sayı Sıfatı
Adları ve varlıkları miktar, sıra, üleştirme, topluluk vb. bakımından belirten sıfat
lardır.
Asıl Sayı Sıfatı Sıra Sayı Sıfatı Üleştirme Sayı Kesir Sayı
Sıfatı Sıfatı
• "Kaç" sorusu • "Kaçıncı " sorusu • "Kaçar" sorusu • "Kaçta kaç" sorusu
sorularak sorularak bulunur. sorularak bulunur. sorularak bulunur.
bulunur. •" İlk, son, ortanca" • "-ar, -er'' ekiyle • İki sayının arasına
sözcükleri de bu yapılır. "-da" eki getirilerek
• Kırk yıl
gruba girer. yapılır.
• Beş perde
• "-ıncı , -inci" • Dörder kalem •"Çeyrek, "yarı " ve
ekiyle yapılır. • Yedişer elma ''yarım" sözcükleri
bu gruba girer.
♦ Altıncı
his
• Yedinci sanat
• Yüzde on faiz
• Onda bir hisse
Bir dışında kalan sayılar çokluk belirtir, bu sayıların belirttiği adlar çoğu
eki almaz. Ancak deyim, terim, özel ad gibi nitelik kazanmış olanla
~oğullanabilir: Üç Silı:ıhşorlar, Kırk Haramiler, Yedi Uyurlar, Üç Aylar,
Uç Ahbap Çavuşlar, Uç Büyükler, Beşevler, Yedi Cüceler ...
Uyarı-yorum
"Bir" sözcüğü hem niteleme hem belgisiz hem de sayı sıfatı olabilir:
179
SIFATLAR
3. Belgisiz Sıfatlar
Adları kesin olarak değil de belli belirsiz belirten sıfatlardır. Belgisiz sıfatlar "belir-
sizlik sıfatı " olarak da adlandırılır. "Başka, bir, birkaç, biraz, birçok, birtakım,
bazı, kimi, hiç, hiçbir, az, çok, çoğu, fazla, bütün, tüm, falan/falanca, filan/fi-
lanca, her, herhangi bir" gibi sözcükler belgisiz sıfat olarak kullanılırlar. Bu
sözcükler, önündeki adı belirtirse ve "hangi", "ne kadar'' sorularından birine yanıt
Uyan-yorum
" Birçok, birkaç, çok, bazı , hiçbir'' gibi belgisiz sözcükler iyelik eki aldığında
adlaşarak zamir (adıl) olur.
4. Soru Sıfatları
Adın yerini , sayısını , durumunu ve zamanını soru yoluyla belirten sıfatlardır. Tüm
sıfatlarda olduğu gibi soru sıfatları da adlardan önce kullanılır ve çekim eki almaz.
Soru sıfatlarına verilen yanıt da sıfat (belirtme ya da niteleme) olur. "Nasıl, ne, ne
kadar, hangi, kaç, kaçıncı, neredeki, kimdeki" gibi sözcükler soru sıfatı olarak
kullanılabilir.
"Pahalı , değerliyüzükler pek satılmıyor artık. " cümlesinde "yüzükler'' sözcüğü hem
" pahalı " hem de "değerli" sözcüğü tarafından nitelenmiştir.
"Bütün bir kış evden çıkmadı. " cümlesinde "kış" sözcüğü hem "bütün" hem de "bir''
sözcüğü tarafından belirtilmiştir.
"Zararlı
yiyecekler, içecekler sağlığımızı tehdit ediyor." cümlesinde "zararlı " sıfatı
hem "yiyecekler'' adını hem de "içecekler" adını nitelemiştir.
"Keskin bir koku vardı içeride." cümlesinde "koku" sözcüğü hem "keskin" niteleme
sıfatını hem de "bir'' belirtme sıfatını almıştır.
181
SIFATLAR
♦♦ ADLAŞMIŞ SIFAT ♦♦
Sıfatın önündeki ad düşer ve sıfat tek başına kullanılırsa sıfat adlaşır. Çekim
eki alan sıfatlar adlaşır. "Adlaşmış sıfat" lar görev olarak addır.
Örnek
» Bugün ben bir güzel gördüm. ("Güzel kız" tamlamasında " kız" sözcüğü
düşmüş ,"güzel" sözcüğü adlaşmıştır.)
Sıfat tamlamalarında sıfat ile ismin yeri değiştirilerek belirtili isim tamlaması
oluşturulduğunda sıfat adlaşır.
» "Adamın iyisi iş başında belli olur." cümlesinde "iyi adam" sıfat tamlaması , isim
tamlaması biçimine getirilmiş , "iyi" sözcüğü adlaşmıştır.
» "Gölün mavisi bizi büyüledi." cümlesinde "mavi göl" sıfat tamlaması, isim tam-
laması biçimine getirilmiş, "mavi" sözcüğü adlaşmıştır.
Aşağıdaki dizelerdeki altı çizili sözcükler de sıfat ile adın yeri değiştirilerek
adlaşmış sıfat yapılmıştır:
Uyan-yorum
Adlaşmış sıfattan sonra isim geliyorsa anlam karışıklığı olmaması için virgül
(,) konur.
Yaralı, kadına baktı.
♦♦ UNVAN SIFATLARI ♦♦
İnsanların adlarına takılan saygı ve tanıtma sözleridir. Bunlar bir çeşit niteleme
sıfatıdır.
a. Bütün sıfatlar gibi addan önce gelir: Doktor Cevdet, Şehzade Mustafa, Bay
Cemal, Mareşal Fevzi Çakmak...
b. Bir bölümü adlardan sonra gelir: Ali Dayı, İsmail Enişte, Zeynep Hanım, Ahmet
Mithat Efendi ..
c. Unvan sıfatlarının birçoğu yerine göre hem addan önce hem de addan sonra
kullanılır:Hoca Sinan, Sinan Hoca, Osman Gazi, Gazi Mustafa Kemal ...
♦♦ SIFATLARDA DERECELENDİRME ♦♦
5) Aşırılık Sıfatları: Sıfatın başına "pek", "çok", "gayet", "son derece" gibi sözcük
ya da sözlerden biriyle sağlanır:
♦♦ SIFATLARDA KÜÇÜLTME ♦♦
Niteleme sıfatlarına gelen "-ce, -ca, -cik, -cık, -ımsı, -msi, -mtırak'' ekleriyle
sıfatlardaküçültme yapılır. "Azalma, kısma , tam olmayan , tama yakın" anlamı
katar.
♦♦ SIFATLARDA PEKİŞTİRME ♦♦
Uyarı-yorum
♦♦ SIFATLARDA YAPI ♦♦
UYGULU-YORUM-1
UYGULU-YORUM-11
UYGULU-YORUM-111
Niteleme Durum
Cümleler/ Dizeler
Sıfatı Zarfı
187
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-1
. -------------------------------------------------------------------------------------------------·
3
j 1) niteleme 2) belgisiz 3) sıra sayı 4) soru 5) işaret 6) işaret i:
!7) niteleme 8) belgisiz 9) niteleme 1O) soru i
l_ _ _ ___________________________________________________________________________________i
UYGULU-YORUM-11
--------------------------------------------------------------------------------------------------,
!~ 1) yanan 2) körle 3) hazıra 4) kalkan 5) tutan
UYGULU-YORUM-111
~ ------------------------------------------------------------------------------------------------
l 1ı niteleme sıfatı
~
2) durum zarfı 3) durum zarfı 4) niteleme sıfatı
l 5) durum zarfı 6) niteleme sıfatı 7) durum zarfı 8) durum zarfı
~
\! 9) niteleme sıfatı 1O) durum zarfı 11 ) durum zarfı 12) durum zarfı
~
j 13) niteleme sıfatı 14) durum zarfı
~ --------------------------------------..................... ..................................................... .
SEZAİ KARAKOÇ;
Sen gidince bu şehirde çQ)s yalnız kaldı. ("zarf', "zarf' ın anlamını etkilemiş)
Pek güzel sözler sarf etmedi senin için. ("zarf", "sıfat'' ın anlamını etkilemiş)
1) Durum Belirteçleri
2) Zaman Belirteçleri
3) Yer-Yön Belirteçleri
4) Nicelik (Azlık-Çokluk)Belirteçleri
5) İşaret Belirteci
6) Soru Belirteçleri
1. Durum Zarfları
Örnek
» ~ düşün, ./J{j hisset, yanılma, aldanma.
» ~ o ses bütün etrafı gezindi.
» Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım.
Uyarı-yorum
Uyarı-yorum
2. Zaman Zarfları
» ~ ansızın gelebilirim.
Uyarı-yorum
"Dün, yarın, bugün, şimdi, hemen, demin, çabucak, biraz önce, biraz
sonra, geceleyin, akşamleyin, sabah, akşam, gece, gündüz, erken,
geç, henüz, hiilil, daha (henüz), sabaha kadar" sözcükleri zaman
belirteci olarak kullanılabilir.
3. Yer-Yön Zarfları
Örnek
» Savaş bitince askerler gfili çekildi.
» Atlarımız çözüldü, girdik handan ~ -
» Siz öte gidin o beri gelsin.
» Yemekten sonra YJJKfil1 çıktı.
Uyarı-yorum
Yer-yön bildiren sözcükler ismin önüne gelip onu belirtirse "belirtme sıfatı ",
çekim eki alırsa "isim" olur.
Yukarı katta şenlik var. (sıfat)
Uyan-yorum
a) "Daha" sözcüğü üstünlük belirtecidir yani miktar zarfıdır, ancak "henüz,
hala" anlamına gelirse 'zaman zarfı' olur.
Daha unutamadım o günleri. ("Henüz" anlamında olduğu için zaman
zarfıdır.)
Örnek
5. İşaret Zarfı
Örnek
» İşte geliyor aradığımız adam.
6. Soru Zarfları
etkilediği zaman "soru sıfatı ", adın yerini tuttuğu zaman "soru adılı" olur.
Örnek
2) Belirteç (zarf)
3) Adıl (zamir)
CEMAL SÜREYA;
Yüzün üzerinde şiir kitabı olan Fazıl Hüsnü Dağlarca'yı "şiir tankeri';
olarak adlandırmış. ·
.soru sözcüğü kendisinden .soru sözcüğü adın yerini • Soru sözcüğü eylem ya
sonraki sözcükle "sıfat tutar. da eylemsiyi belirtir.
tamlaması" oluşturur.
• Bir soru sözcüğü soru • Bir soru sözcüğünün
• Soru sözcüğünün yanıtı adılı olması için yanıtının
yanıtı belirteç ise soru
sıfat olur. ad ya da adıl olması
belirteci vardır.
gerekir.
• Çekim eki alan soru
sözcükleri soru adılıdır.
• Kaç, kaçıncı, kaçta kaç • Ne(ne,neye, neyi , nesi • "Ne zaman" ve "niçin"
kaçar, nasıl, ne kadar neyin ... ) sözcüğü her zaman soru
hangi,ne, neredeki, belirtecidir.
Kim( kim, kimi, kime, kimde
kimdeki "Nasıl" ve "ne kadar''eylem
kimden, kimin .. )
Sözcükleri soru sıfatı olarak ya da eylemsi belirtirse
kullanılabilir. "Nasıl bir kitap Nere(neresi, nereyi,nereye, soru belirtecidir.
alacaksın?" cümlesinde nerede, nereden .. ) "Ne", "niye", "neden" ve
nasıl sözcüğü kitap Hangisi(hangimiz, hanginiz, "ne diye" sözcükleri "niçin'
sözcüğüyle sıfat tamlaması hangileri .. ) anlamı na geliyorsa soru
Uyarı-yorum
Bir cümlede yüklemden sonra "mı,mi" soru eki varsa soru anlamı sıfat, zarf
ya da zamirle sağlanmamıştır. Soru anlamı "soru eki" ile sağlanmış olur.
• Bu eller miydi sana uzattığım?
• Niçin gelmediğini biliyor musun?
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-1
Aşağıdaki cümlelerde/ dizelerde soru anlamının ne ile (sıfat, zarf, zamir, soru eki)
sağlandığını bulalım.
195
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-11
UYGULU-YORUM-111
Örnekler
Yer-Yön İsim
Sıfat
Zarfı (Ad)
1. Aşağı mahallede olay çıkmış.
UYGULU-VORUM-1
:!
:! 1) soru zarfı 2) soru sıfatı 3) soru zamiri 4) soru zarfı 5) soru eki
1i 6) soru zamiri 7) soru zarfı 8) soru sıfatı 9) soru eki
1! 10) soru zamiri 11 ) soru sıfatı
zarfı 12) soru zamiri 13) soru
:! 14) soru zarfı 15) soru sıfatı 16) soru zarfı 17) soru sıfatı
1! 18)
:,
soru zarfı 19) soru zamiri 20) soru zarfı 21) soru zarfı
i! 22) soru zarfı 23) soru zamiri
;:___ ____ __ ___ ___________________________________ ___ _____________ __ ____________________________ ___ _
UYGULU-VORUM-11
~ :
1 1) zaman zarfı 2) durum zarfı 3) azlık-çokluk zarfı 4) yer-yön zarfı :!
l
!5) azlık-çokluk zarfı 6) soru zarfı 7) durum zarfı 8) yer-yön zarfı !
!9) soru zarfı 10) zaman zarfı !
~ - -- - --- -- -- --- --- - ----- - --- - --- -- - - - - --- - --- - -- - - - --- - --- - --- --- -- - --- - --- - ----- -- - - --- - - - -- - --- - f
UYGULU-VORUM-111
··-------------------------------------------------------------------------------------------------·
ı: :
:i 1) sıfat 2) yer-yön zarfı 3) isim 4) yer-yön zarfı 5) isim !
:i 6) yer-yön zarfı 7) isim 8) yer-yön zarfı 9) isim 1O) yer-yön zarfı !
:! 11 ) sıfat 12) yer-yön zarfı !
~!_________________________________________________________________________________________________ !
197
ZAMİRLER
İsim olmadığı halde isim gibi kullanılan veya ismin yerini tutan sözcüklerdir. Zamir-
ler, isim gibi kullanıldıkları için isimlerin aldıkları ekleri alır. Tamlama kurabilirler.
Ek halindeki zamirler ve sözcük halindeki zamirler diye 2'ye ayrılır.
ZAMİR /ADIL}
! l
Ek Halindeki Zamirler Sözcük Halindeki Zamirler
a) İlgi Zamiri a) Şahıs zamirleri
b) İyelik Zamirleri b) İşaret zamirleri
c) Soru zamirleri
d) Belgisiz zamirler
e) Dönüşlülük zamiri
Sözcük Halindeki Zamirler
Doğrudan doğruya tekil bir kişinin yerini tutan (ben-sen-o) veya çoğul kişinin yerini
tutan (biz-siz-onlar) altı kişi zamiri bulunur.
Saygı sözü katmak için tekil kişi zamirlerinin yerine çoğul anlamlı kişi za-
miri kullanılabilir. "Öğretmenim, siz kitabı verdiniz bana." cümlesinde "öğretmen"
tekil isimdir, yerine "sen" sözcüğü kullanılır; ancak saygı amacıyla "sen" yerine
"siz" zamiri kullanılmış.
Ben ve sen kişi zamirleri yönelme hal ekini alınca değişikliğe (ünlü değişimine)
uğrayıp "ben-e, sen-e" yerine "ban-a, san-a" olur.
B) DÖNÜŞLÜLÜK ZAMİRİ
1. tekil kişi adılı Kendim (ben) 1. çoğul kişi adılı Kendimiz (biz)
il. tekil kişi adılı Kendin (sen) il. çoğul kişi adılı Kendiniz (siz)
111. tekil kişi adılı Kendisi (o) 111. çoğul kişi adılı Kendileri (onlar)
Türkçede başlıca işaret zamirleri şunlardır: bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar, bura,
şura, ora, öteki , beriki , böylesi , şöylesi , öylesi. .. "Bura", "şura" ve "ora" sözcükleri
Yfil anlamlı işaret adıllarıdır. "Böyle", "şöyle" ve "öyle" tarz anlamlı işaret adıllarıdır.
"Bu, şu, o" tekil, "bunlar, şunlar, onlar'' çoğul işaret adıllarıdır.
ZAMİRLER
Uyarı-yorum
• Varlıkların yerini işaret yoluyla belirtir. .varlıkların yerini işaret yoluyla tutar.
• Çekim eki almazlar. • Çekim eki alabilir.
• Kendisinden sonraki adla sıfat • Bir belirtme durumu yoktur.
tamlaması kurar.
Uyarı-yorum
İsim çekim eklerini aldığı halde sıfat olarak kullanılan sözcükler de istisna
olarak dilimizde bulunabilir.
"Bana böylesi duygular nerden geliyor?" cümlesinde "böylesi" sözcüğü çekim
eki aldığı halde sıfat görevindedir.
"O" ve "onlar'' zamirleri bir insan adının yerini tutarsa kişi zamiri, insan dışı bir
varlığın yerini tutarsa işaret zamiri olur.
O, geçen hafta ki derse katılmadı. (kişi zamiri)
O, geçen haftanın en beğenilen filmiydi. (işaret zamiri)
201
ZAMİRLER
Uyarı-yorum
Bu , en sevdiğim elbiseydi.
, 2012 KPSS/ORTAÖĞRETİM
(1) Her şair kendini anlatır. (il) Çevresini anlamaya, bir şeyleri değiştirmeye kalksa
da önce kendini anlatır. (111) Anlatırken de anlamaya çalışır. (iV) Ben şiirlerimle
kendimi anlamaya çalıştım. (V) Şiir yazarken o şiiri yazmaktan başka bir şey
düşünmedim. (VI) Ne kuramlar, ne birtakım endişeler, ne başka bir şey beni hiç
ilgilendirmedi. (VII) Şiirimin geldiği yolu da gitmesi gereken yolu da düşünmedim ,
sadece yazdım. (VIII) Böylelikle ben değişirken şiirim de değişti.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden
hangisi yanlıştır?
A) il. cümlede dönüşlülük zamiri kullanılmıştır.
D) BELGİSİZ ZAMİRLER
Sıfat Zamir
Kimi sözcüğü "bazı " anlamındaysa belgisiz zamir olur, soru anlamı taşıyorsa soru
zamiri olur, ancak bir ismi belirtiyorsa belgisiz sıfat olur.
Kimi zaman buralara gelirdi (Belgisiz sıfat)
Kimi beni kimileri de seni seçti (Belgisiz zamir)
Burada kimi arıyorsun (Soru zamiri)
Aşağıdaki altı çizili sözcüklerin hangi türde kullanıldığını belirtiniz.
~
"falanı ",'1ilanı"
sözcükleri belgisiz zamir olarak kullanılır.
Falan adama benziyor. (belgisiz sıfat)
Falana benziyorsun. (belgisiz zamir)
Uyarı-yorum
"Şey" sözcüğü pek çok kaynakta belgisiz zamir olarak geçtiği halde ÖSYM 2012
KPSS Lise-Önlisans sınavında sormuş olduğu bir soruda bu sözcüğü belgisiz
zamir olarak kabul etmemiştir, sayfa 214'de vermiş olduğumuz soruda.
ZAMİRLER
E) SORU ZAMİRLERİ
Soru yoluyla ismin yerini tutan zamirlerdir. Soru zamiri olabilen sözcükler
şunlardır:
"Neden" sözcüğü 'niçin' anlamındaysa soru zarfı olur, ancak ismin yerini
tutmuşsa
soru zamiri olur.
"Ne" sözcüğü bir ismi belirtiyor ve 'hangi' anlamına geliyorsa soru sıfatı , bir ismin
yerini tutuyorsa veya çekim eki almışsa soru zamiri, 'niçin' anlamındaysa soru
zarfı olur.
Ek Halindeki Zamirler
A) İLGİ EKİ (ZAMİRİ)
"Bu benimki sevda değil" dediğimizde "ki" sevdam kelimesinin yerini tuttuğu için ilgi
zamiri olur.
ZAMİRLER
Uyarı-yorum
İlgi zamiri olan "ki" ile "bağlaç olan" ve "sıfat yapan -ki" karıştırılmamalıdır.
Bağlaç olan "ki" ayrı yazılır, ilgi zamiri olan "ki" bitişik yazılır. Sıfat yapan
ki sözcükleri sıfatlaştırır.
Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini (bağlaç)
B) İYELİK ZAMİRLERİ
" İyelik zamiri" ifadesi bir bakıma "iyelik eki" ve "tamlanan eki" demektir, çünkü bu
üç kavram da aynı şeyleri ifade eder.
Yani bir cümlede kaç tane iyelik eki varsa o kadar tamlanan eki veya iyelik zamiri
vardır.
"Evin çatısını taşıyan borular çürüdü. " cümlesinde "ev-in" tamlayan "çatı-sı " tam-
lanan iyelik zamiri (eki) olarak kullanılmıştır.
"Annem ben küçükken evimizi terk etmiş. " cümlesindeki "ben-im anne-m" tamla-
masında "anne-m" sözcüğündeki "-m" eki tamlanan eki = iyelik eki = iyelik zamiri.
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-1
6) Yıllar önce bir akşamüstü buradan ayrıldı. ( ... .... ..... ..... )
UYGULU-VORUM-11
207
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-111
İşaret İşaret
Cümleler
Sıfatı Zamiri
UYGULU-YORUM-IV
Belgisiz Belgisiz
Cümleler
Sıfat Zamir
209
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-1
:: :
i! 1) belgisiz 2) kişi 3) kişi 4) dönüşlülük 5) soru 6) işaret !
7)____
1;:!___ belgisiz işaret 9) soru 1__O___) belgisiz
___ _____ ___8)________________________ ___ _________ ___ ___ ____ _____ ________ ______ ___ __ ____ !:
UYGULU-YORUM-11
;-------------------------------------------------------------------------------------------------,
! 1) + 2) + 3) - 4) - 5) - 6) + 7) + 8) + 9) + 10) - !
1-------------------------------------------------------------------------------------------------'
1[ ------------------------------------------------------------------------------------------------
UYGULU-YORUM-111
i
!1) belgisiz sıfat 2) belgisiz sıfat 3) belgisiz zamir 4) belgisiz zamir
i .. .. .. . ..
; 5) belgısız sıfat 6) belgısız sıfat 7) belgısız zamır 8) belgısız sıfat
!
j 9) belgisiz zamir 1O) belgisiz sıfat 11 ) işaret zamiri 12) işaret sıfatı
113) işaret zamiri 14) işaret sıfatı 15) işaret zamiri 16) işaret zamiri
!17) işaret sıfatı
L.-------------------------------------------··································-········---------
UYGULU-YORUM-IV
~
!
!! 1) belgisiz sıfat 2) belgisiz zamir 3) belgisiz zamir 4) belgisiz sıfat
i! 5) belgisiz zamir 6) belgisiz sıfat 7) belgisiz sıfat 8) belgisiz sıfat
::
:: 9) belgisiz zamir 1O) belgisiz zamir 11 ) belgisiz sıfat
[! 12) belgisiz sıfat 13) belgisiz zamir 14) belgisiz sıfat
li 15) belgisiz sıfat 16) belgisiz zamir
ı: __ ___ ____ _____ ____ ____ ______ ___ ____ _________ ____ ____ _________ ____ ____ ____ _____ ______ _______ ____ __
EDAT-BAĞLAÇ-ÜNLEM
Edatlar tek başına bir öge olmaz, başka sözcüklerle "edat öbeği" ni oluşturur.
• ile, için , gibi , • ile, için , gibi , • karşı, doğru , dek, • beri , yana,
kadar, denli kadar göre, rağmen , önce , sonra,
karşın, karşılık, başka, dolayı,
özgü , has, dair, itibaren, ötürü,
ilişkin gayrı
Dilimizde bazı ekler edatların anlamını karşılar, ancak bu ekler edat sayıla
maz.
a) -ce eki => gibi, için, göre
İÇİN
Edat dışında herhangi bir görevi yoktur. Kurduğu edat öbeği belirteç göreviyle kul-
lanılır.
Uğruna, yoluna
Aşk için ölenleri kimse unutmaz.
Neler yapmadık şu vatan için.
GİBİ
-a benzer (Benzetme)
-a yaraşır biçimde
İnsan gibi yaşamak istiyorum artık.
Olasılık, tahmin
Birazdan fırtına çıkacak gibi.
213
EDAT-BAĞLAÇ-ÜNLEM
KADAR
Ölçüsünde, derecesinde
"Süre" belirtme
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.
Büyüklüğünde
Yaklaşık, -e yakın
GÖRE
Görelik
Sana göre aşk laftan ibaret.
Karşılaştırma
Uygunluk
Bana göre bir gömlek ve pantolon aldı.
ÜZERE
Amaç
Koşul (Şart)
İLE
"ile" sözcüğühem ilgeç hem de bağlaç olarak kullanılabilir. "ile" sözcüğü "ve" an-
lamına geliyorsa ve iki sözcüğü ya da cümleyi bağlamışsa "bağlaç" olur, ancak
''ve" anlamına gelmezse "ilgeç" olur.
» Böyle havalarda unuttum / Eve ekmekle tuz götürmeyi. (Bağlaç)
BAŞKA
" Başka" sözcüğü sadece ilgeç olmaz; sıfat , belirteç ve zamir görevinde de kul-
lanılır.
Sıfat göreviyle
Zamir göreviyle
Benim için senden başkası yalandır.
Belirteç göreviyle
Her yerde başka konuşuyor.
215
EDAT-BAĞLAÇ-ÜNLEM
DOĞRU
" Doğru " sözcüğü de birçok görevde kullanılabilen bir sözcüktür. Sıfat , belirteç , ad
ve ilgeç göreviyle kullanılabilir.
Ad göreviyle/ türüyle
Yanlışı ve doğruyu ayırt edecek yaştaydı.
İki nokta arasında sadece bir doğru geçer.
Belirteç göreviyle
Her konuda çekinmeden doğru söylerdi
Her zaman doğru hareket ettim ben.
Sıfat göreviyle
Doğru söz yemin istemez.
Doğru yoldan asla dönmeyeceksin.
İlgeç göreviyle
"-e doğru" kalıbıyla oluşturulur. Yani kendisinden önceki sözcüğe "-e , -a" durum
ekiyle bağlanarak ilgeç olur.
Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara
Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi
KARŞI
Ad göreviyle/ türüyle
Sıfat göreviyle
Karşı takım, birçok hileye başvurdu.
İlgeç göreviyle
"-e karşı " kalıbıyla oluşturulur. " Karşı " sözcüğü kendisinden önceki sözcükle öbek
oluşturarak belirteç öbeği oluşturur.
Uyarı-yorum
"Annesine karşı saygılı davranır. " cümlesinde "karş ı " sözcüğü ilgeçtir, çünkü
öbek oluşturmuştur. "Annesine karşı çıktı. " cümlesinde " karş ı " sözcüğü
deyim oluşturduğu için ilgeç değildir. " Karş ı " sözcüğü deyim oluştur
mam ı şsa ilgeç ol ması için kendisinden önceki sözcüğe "-e, -a" ile bağlan
mas ı yeterlidir.
Uyarı-yorum
maktadır, ancak 2012 KPSS sorusunda 'tıpkı " sözcüğü belirteç (zarf) olarak
alınmıştır. "Tıpkı " sözcüğü TDK'nin Türkçe Sözlük'ünde "belirteç" olarak
verilmiş , ÖSYM soruyu buradan yola çıkarak hazırlamıştır. ÖSYM ; yazım,
noktalama ve dil bilgisi konularında TDK'nin yayınlarından yola çıkmaktadır.
Biz de bundan yola çıkarak diğer hazırlık kitaplarında dikkat edilmeyen bu
hususları vermek istiyoruz:
Birkaç evlilik yapan Cemal Süreya, sonunda hayatını Birsen Hanım ' la bir~
leştirir. Tanıdıklarındanbiri takılır: "Bu kaçıncı?" Cemal Süreya, ''Yok artık ,'
bu son! Birsen Hanım ' a 'Bayan Nihayet' diyorum!" cevabını veri rJ
Tanıdığı tekrar, "Ya bir daha olursa?" diye ısrar edince şair, tebessüm edl
erek sorunun üstesinden şöyle gelir: "Ona da 'Bayan En Nihayet' derii
canım! "
( __________ ♦_♦_B_A_Ğ_L_A_Ç_L_A_R_♦_♦_ _ _ _ _ _ _)
Anlamca ilgili cümleleri , kavramları ya da eş görevli ögeleri bağlamaya yarayan
sözcüklere "bağlaç" denir.
Türkçedeki başlıca bağlaçlar aşağıda verilmiştir:
3) "Fakat" anlamına gelen bütün sözcükler bağlaç sayılır, "ancak, yalnız, ama,
lakin " gibi sözcükler fakat anlamına gelince bağlaç olur.
6) Bazı bağlaçlar tekrarlı biçimde olur: ne... ne, ya ... ya, hem .. . hem, ha ... ha,
ister... ister, kah ... kah, gerek... gerek.. .
7) Bağlaçlar işlevlerine göre şöyle gruplandırılabilir:
Karşıtlık Bağlaçları
• Ama, fakat, lakin, ancak, oysaki ,
halbuki , oysa, meğer, meğerki ,
ne var ki , aksine , tersine, yoksa,
gelgelelim ...
219
EDAT-BAĞLAÇ-ÜNLEM
b. Cümleleri bağlama
NE .... NE
Uyarı-yorum
DE
Kİ
ANCAK
"Fakat" anlamında kullanılırsa bağlaç görevi üstlenir. Bir düşünceye karşıt ikin-
ci bir düşünceyi belirtir.
YALNIZ
ÇÜNKÜ-ZİRA
223
EDAT-BAĞLAÇ-ÜNLEM
VA ... YA
AMA
Karşıtlık belirtir.
İSE
Uyarı-yorum
Bağlaç olan "ise" ile ek fiil "ise"yi karıştırmamalıyız . Ek fiil olan "ise" koşul
bildirir ve adlara gelmişse 'değil' ile olumsuz yapılabilir, bağlaç olan "ise"
ise koşul bildirmez, karşılaştırma anlamı katar.
BİLE
Karşıtlık belirtir.
a) Asıl Ünlemler: A, ah, of, bre, e, ey, ay, vay, ah, vah, oh, hişt, uf, tu, ya, hey,
aman, ayvah, yahu, ayol, defol, bee ...
b) Ünlem Değeri Taşıyan Sözler: İsim , zarf, eylem gibi sözcüklerin ünlem özel-
liği kazanmasıdır.
Uyan-yorum
Bazı asıl ünlem sayılan bazı sözcükler cümle içerisinde ad görevinde kul-
lanılabilir.
Ewahlar olsun.
Onun ahı gitmiş, vahı kalmış.
··~
Bayrak şairi Arif Nihat Asya, Malatya Lisesi'nde edebiyat öğretmeni olara~
görev yaparken dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel okulu ziyaret
eder. Yücel 'in öğretmenler odasına girdiği sırada herkes ayağa kalkarke~
Arif Nihat Asya istifini bozmaz. Buna canı sıkılan bakan , şairi süzdükte~
sonra Arif Nihat'a "Senin paçaların niçin çamurlu?" diye sorar. Şairin cev~
abı, "Senin ağzının benim paçalarımda ne işi var?" şeklinde olur. ·
UYGULU-VORUM-1
UYGULU-VORUM-11
1O) Ben den başka kim açar kalbini / Kim sever seni ölümüne ( )
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-111
UYGULU-YORUM-IV
229
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-V
Bu parçayla ilgili olarak aşağıda verilen bilgi doğru ise(+), yanlış ise
(-) koyunuz.
UYGULU-VORUM-VI
UYGULU-VORUM-VII
Umudun renk kuşağında bin bir lisanla yazılan kısa bir masaldır taşralı
gelincik.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıda verilen bilgi doğru ise(+), yanlış ise
(-) koyunuz.
231
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-1
l :
ı 1) s ıfat 2) zarf 3) sıfat 4) zarf 5) sıfat 6) zarf 7) zarf 8) sıfat :
;-------------------------------------------------------------------------------------------------:
UYGULU-VORUM-11
! :
L1ı + _2ı _+ _3ı_ - _4) _-_5) +__6) + _7) - _8) - __ 9) + __ 1oı + _____ ________________ ___:
UYGULU-VORUM-111
-~-------------------------------------------------------------------------------------------------·'
i 1) bağlaç 2) zarf 3) sıfat 4) isim 5) zarf 6) bağlaç !
~ -------------------------------------------------------------------------------------------------:
UYGULU-VORUM-IV
~ -------------------------------------------------------------------------------------------------,
l 1) özneleri 2) nesneleri 3) dolaylı tümleçleri 4) edat tümleçleri !
J5) özneleri
: - - - - - - -
l
UYGULU-VORUM-V
.---------------------------------------------------------------------------------------------------'
! 1) - 2) + 3) + 4) - 5) + 6) - 7) + i
(·------------------------------------------------------------------------------------------------'
UYGULU-VORUM-VI
i-------------------------------------------------------------------------------------------------,
! 5 (de, bile, oysa, _ve,_de) ____________ ____ ______ ____________________ _______________ __ ___ !
UYGULU-VORUM-VII
i-------------------------------------------------------------------------------------------------,
i 1) + 2) - 3) + 4) - 5) + 6) + 7) - 8) + i
i ----- - --- -------- -- -- ----------- --------- ----- ---------- ------ -------- ------------- ---------- ---- '
Çekimli Eylem: Bir iş, oluş, hareket, kılış ya da durumu kişi ve zamana bağla
yarak anlatan sözcüklere "çekimli eylem" denir. (Fiil= Çekimli Fiil)
Çekimli eylem olması için şunlar gereklidir:
"gördüm", " yanar", "yerim" "yerim", "aldırma", "geç", "git", " diyemem", "aldırırım"
"çiğnerim ", "çiğnenirim ", "tutar" ve "kaldırırım " sözcükleri fiil, kişi ve kip anlamı
taşıdığı için çekimli eylemdir; "kanayan", "dindirmek"sözcükleri fiilimsi olduğu için
çekimli eylem değildir.
Uyarı-yorum
Eylemsiler (fiilimsiler) çekimli eylem değildir.
233
EYLEMDE KİP - ANLAM
++ FİİLLERDE KİŞİ ++
Eylemin kim tarafından yapıldığını bildiren eklerdir.
Uyarı-yorum
Uyarı-yorum
♦♦ FİİLLERDE KİP ♦♦
Eylem kök ya da gövdeleri , kılışları , oluşları , durumları belirtmek için türlü eklerle
değişikbiçimlere girerler. Bunlara "kip" denir.
Türkçede dokuz adet eylem kipi vardır.
Dilek Kipleri
Gereklilik Kipi (-meli,-malı)
Gideyim
• Eylemin yapılmasının istendiği belirtilir.
Gidesin
İstek Kipi • "Dilek, temenni" anlamı katar.
Gide
(-e, -a)
Gidelim
Gidesiniz
Gideler
Gelsem
• Eylemin yapılmasının şart olduğunu belirtir. Gelsen
Şart (Koşul) • Bazen "istek" anlamı katar. Gelse
Kipi Gelsek
(-se, -sa) Gelseniz
Gelseler
Sen yanmasan,
Ben yanmasam, o Jı'fil]l1]1lSi1
Nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?
"Kip kayması" veya "zaman kayması " da denir. Eklerin de tıpkı sözcüklerde olduğu
gibi temel anlamları vardır ve ekler de cümle içinde yeni anlam kazanabilir. Anlam
kayması , bir kipin kendi anlamı dışında başka bir kipin anlamını verecek biçimde
kullanılmasıdır. Kip kayması anlatım bozukluğu sebebi değildir. Şimdi kip
kaymasını ayrıntılı biçimde görelim.
-yor eki
Şimdiki zaman ekidir. Temel işlevi , işin veya sözün söylendiği anda
yapıldığını bildirmektir. -yor ekiyle ilgili anlam kaymaları şunlardır:
"Akşamları iki saat kitap okuyor." cümlesinde "akşamları " sözcüğü eylemin o anda
değil her zaman ya da genellikle yapıldığı yani geniş zamanı belirtiyor. Yani
"okuyor" sözcüğü "okur'' anlamında kullanılmış bu cümlede.
EYLEMDE KİP - ANLAM
"Adam kadına kızıyor, kadın eşyalarını toplayıp annesinin yanına dönüyor." cüm-
lesinde " kızıyor" ve "dönüyor" sözcükleri " kızmış" ve "dönmüş" anlamında kul-
lanılmıştır.
"Derhal kitabını alıp odaya çıkıyorsun." cümlesinde "çıkıyorsun " sözcüğü "çık"
anlamında kullanılmış.
"Fatih Sultan Mehmet 1453'te İstanbul'u fethetti." cümlesinde söyleyen kişi Fatih,
istanbul'u fethederken onun yanında değildi , ama oradaymış gibi , tanık olmuş gibi
bir cümle kurmuş , aslında buradaki amacı kuşkuya yer vermemektir. "Fethetti"
sözcüğüyle '1ethetmiş" sözcüğü kastedilmiş.
"Yarın oraya geldik, bizi nerede gezdirirsin?" cümlesinde "geldik" sözcüğü "gelsek"
anlamında kullanılmıştır.
"Çocuk dışarı çıkar ve okula gidip sınava girer." cümlesinde yüklemdeki geniş
zaman eylemin her zaman değil, geçmişte yapıldığını göstermektedir. "Çıkar" ve
"girer" sözcükleri "çıkmış" ve "girmiş" anlamında kullanılmış.
Emir (buyruk) kipi yerine kullanılır:
''Yarın Taksim Meydanı ' na gideriz." cümlesinde ''yarın" sözcüğü eylemin gelecekte
yapılacağını göstermektedir. "Gideriz" sözcüğü "gideceğiz" anlamında kullanılmış.
" Uşak'ta altı yıl öğretmenlik yapmışım. " cümlesinde duygu değeri artırılmak is-
tendiği için "yaptım" yerine "yapmışım" sözcüğü kullanılmış.
''Yarın buraya gelecek, ders çalışacaksın. " cümlesinde sözü söyleyen kişi karşısın
dakiyle ilgili bir kehanette bulunmamakta , ona emir vermektedir. "Gelecek" ve
"çalışacaksın" sözcükleri "gel" ve "çalış" anlamında kullanılmıştır.
"Aradığın kitap rafta olacak" cümlesinde kitabın gelecekte rafa gideceği değil , bir
tahmin dile getirilmiştir. "Olacak" sözcüğü "olmalı " anlamında kullanılmıştır.
"Tarihler yazmaz halkın ezildiğini / Bedreddin'i Nazım ' dan okuyacaksın. "
dizelerinde "okuyacaksın" sözcüğü ile "okumalısın" sözcüğü kastedilmiştir.
Emir kipi
"Allah cezanı versin." cümlesinde yüklemdeki emir kipi "buyruk, emir'' anlamında
değil , "istek" anlamında kullanılmıştır. Unutmayalım dua ve beddualardaki emir
kipleri istek kipi anlamında kullanılır, çünkü Allah'a emir söz konusu olamaz.
Uyarı-yorum
239
EYLEMDE KİP - ANLAM
a. Basit Fiiller
Hiçbir yapım eki almamış fiillerdir: Alacaktım, konuşuyorum, biliyorsun ...
b. Türemiş Fiiller
Yapım eki almış fiillerdir: Yalanladı, seviniyor, üzülecek...
c. Birleşik Fiiller
UYGULU-VORUM-1
\. UYGULU-VORUM-11
\._ UYGULU-VORUM-111
241
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-IV
Aşağıdaki cümlelerde yer alan eylemlerin kiplerini bulup hangi kip yeri-
ne kullanıldığını (anlam / kip kayması) bulalım.
Eylemin Yerine
Cümleler taşıdığı
kip kullanıldığı
kip
UYGULU-VORUM-V
Aşağıdaki dizelerde haber kipi varsa ayraç içine (H), dilek kip
varsa (D) yazınız.
UYGULU-VORUM-VI
243
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-1
···-------------------------------------------------------------------------------------------------
., '
:!.1) yaklaşma. 2) sürerlik . 3) yeterlik . 4).tezlik .5) sürerlik.. 6) yeterlik ... !
UYGULU-VORUM-11
,
l
, 1) · 2) + 3) - 4) - 5) + 6) + 7) · 8) + !
................................................................................................. '
!
UYGULU-VORUM-111
~--------------------------------------------------------------------------------------------------
~ 1
:ı 1) H 2) H 3) D 4) D 5) H 6) D 7) H 8) D j
:·-------------------------------------------------------------------------------------------------·
UYGULU-VORUM-VI
·····-··········-------------------·······------········--------------------------------------------
., '
:! 1) - 2) + 3) - 4) + 5) · 6) + 7) + 8) · i
:·-------------------------------------------------------------------------------------------------'
EK EYLEM
"-idi" eki ile "-imiş" eki ile "-ise" eki ile "-ım, -sın , -dır, -ız ,
yapılır. yapılır. yapılır. -sınız , -dırlar''
ekleriyle yapılır.
KİPLER
245
EK EYLEM
Şöyle ayıracağız: -dı, -mış, -se eklerini sözcükten ayırarak "idi, imiş, ise" biçi-
mine getiririz, cümle içinde mantıklı olursa ek eylem , olmazsa kip eki olur bu ekler.
Şimdi uygulayalım :
"Hava karardı. " cümlesinde "-dı " ekini "-idi" biçimine getirelim; "Hava karar idi"
cümle mantıksız oldu , bu yüzden "-dı " ek eylem değil kip ekidir.
"Her gün oraya giderdi." cümlesinde "-dı " ekini "-idi" biçimine getirelim; "Her gün
oraya gider idi" cümle mantıklı oldu , bu yüzden "-dı " ek eylemdir.
2. Grup: "-ım, -sın, -ız, sınız" ekleri isim soylu sözcükleri yüklem yaparsa ek ey-
lem, eylemlere gelirse şahıs (kişi) eki olur.
"Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde. " cümlesinde "-um" eki "git-" eylemine geldiği
için kişi ekidir.
"Ben bir öğretmenim. " cümlesinde "-im" eki isim olan "öğretmen " sözcüğünü yük-
lem yaptığı için ek eylemdir.
3. Grup: "-dır'' eki yüklem görevli isim ve eylemlerde ek eylemdir.
i"BiidırmeektOiiirak da değeriendfrıffr: ı 2014 KPSS'de - ÖSYM tarafından "-dır''
eki "bildirme eki" olarak kabul edilmiştir. Söz konusu ifade 2014 KPSS sınavında
aynı şekilde sorulmuş olup "-dır'' iki ile ilgili YGS Türkçe Soru Bankamızda (sy 281
soru 5) da % 100 İSABET söz konusudur.
Uyarı-yorum
Adlara gelen 111. tekil şahıs ek eylemi olan "-dır" bazı durumlarda düşebilir.
"Biliyorsun ben hangi şehirdeysem / Yalnızlığın başkenti orası. " dizele-
rindeki "orasıdır'' sözcüğünde bulunan "-dır'' eki düşmüştür.
"Burada her mevsim bir zafer müjdecisi. " dizesindeki "müjdecisidir'' sözcü-
ğünde bulunan "-dir'' eki düşmüştür.
Örnekler
"Sevenler ağlarmış. " cümlesinde "ağla-" eylemi , "geniş zaman eki" aldıktan sonra
ek eylem "-imiş" rivayet ekini almış, "geniş zamanın rivayeti" olmuştur.
Örnekler
Örnekler
Uyarı-yorum
"-dir" ek fiili basit zamanlı fiillerin sonuna gelir; ancak birleşik zamanlı fiil
yapmaz. Cümleye "kesinlik" ve "olasılık" anlamı katar.
Uyarı -yorum
"değil" sözcüğü iki durum, iki kavram arasında seçme bildiriyorsa ek fiilin olum-
suzu olmaz, ilgeç olur.
UYGULU-YORUM-1
249
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-11
Aşağıdaki cümlelerde yer alan "-ım, -sın, -ız, -sınız" eklerinin "ek eylem"
mi yoksa "kişi (şahıs) eki" mi olduğunu bulalım.
UYGULU-YORUM-111
UYGULU-VORUM-IV
251
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-1
~ - -- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -- - - - - - 1
j1) kip eki 2) ek fiil 3) ek fiil 4) kip eki 5) ek fiil 6) ek fiil 7) kip eki !
i!8) ek fiil 9) kip eki 1O) ek fiil 11 ) kip eki 12) ek fiil 1
::·--------------------------------------------·······---------------------------------------------:
UYGULU-YORUM-11
j 1) ek fiil 2) ek fiil 3) kişi eki 4) kişi eki 5) ek fiil 6) kişi eki 7) ek fiil i
j 8) kişi eki 9) ek fiil 1O) ek fiil 11 ) ek fiil !
~ -------------------------------------------------------------------------------------------------i
UYGULU-YORUM-111
' . • 1
! 1) yok 2) var 3) var 4) yok 5) var 6) yok 7) yok 8) var 9) var i
i10) var 11 ) yok 12) yok 13) var 14) var !
!................................................................................................. i
UYGULU-YORUM-IV
i · ·· · • · ··••· ·••· · ··· ··•· · · • • · · • · - ···· · ·•··•·- ··-·• · ··· ••-·· - · · ··•· · · ··· -·• ··••··••·· · · - ·•···
♦ Fiilden türeyen ancak fiil gibi çekimlenmeyen; cümlede ad , sıfat ve zarf görev-
lerinde kullanılan sözcüklerdir. Aslında fiilimsilerin mayasında '1iil" kavramı olsa da
bu fiile gelen bazı ekler o fiilin cümlede isim , sıfat ve zarf görevinde kullanılmasını
sağlar. Bu gelen eklere fiilimsi ekleri diyoruz. Kısacası burada marifet fiilin ken-
disinden ziyade gelen eklerdedir.
♦ "Fiilimsi" tam fiil değil fiile yakın olan demektir. "-imsi" eki zaten kelimeye bu an-
lamı yükler.
Kazak - tam mavi mi? Hayır. Maviye yakın , işte özü fiil ama tam fiil özelliği göster-
mez fiilimsiler.
Özellikleri
253
FİİLİMSİLER
Eylem kök ya da gövdelerine "-ma, -me, -ış, -iş, -mak, -mek" ekleri getirilerek
oluşturulaneylemsilerdir. "Eylem adı " olarak da adlandırılır.
Uyarı-yorum
"-mal -mel -maki -mek/ -ış/ -iş/ -uş/ -üş" eklerini alan her sözcük isim-fiil
olmayabilir. Bu ekleri alan sözcükler eylem anlamını yitirip kalıplaşmı ş
sözcükler de oluşturabilir: sarma, dolma, dondurma, danışma , denemel
çakmak, ekmek ... Sözcüğün eylemsi olup olmadığı cümledeki anlamından
belli olur.
Başındaki yazma}'! sarıya mı boyadın? (kalıcı ad)
Soruları yazmavı bana bırakmışlardı. (ad-eylem)
Yaşasın y.imek JtB[llBk, diyordu Sabahattin Bey.
(kalıcı ad) (ad-eylem)
Uyarı-yorum
"-ma, -me" eki ad-eylem olarak kullanıldığı gibi "olumsuzluk eki" olarak
da kullanılabilir.
• Qkuma yok, .ımzma yok, bilmeyiz eski yeni
(Ad-eylem) (Ad-eylem) (olumsuzluk eki)
Olumsuzluk eki "-ma, -me" her zaman fiilimsi ekinden önce gelir.
Oku-ma-ma-yı istiyordu. (Olumsuzluk eki/ ad-eylem)
İsim-fiiller isimlere gelen hal eki, tamlama eki, çoğul eki ve iyelik eklerini ala-
bilirler, ek eylem alarak yüklem olabilirler.
• ~ senden öğrendim. ( ismin belirtme hal eki)
Okumaktan mana kişi hakkı bilmektir. (Ek eylem alarak yüklem olmuş)
2) Sıfat-fiiller (Ortaçlar)
Fiil kök ya da gövdesinden türeyen ve cümlede çoğunlukla sıfat görevinde
kullanılan sözcüklerdir. Sıfat-fiil ekleri , "-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş" ek-
leridir. Sıfat-fiiller; geniş, geçmiş ve gelecek zaman anlamı taşırlar. Aşağıdaki altı
çizili sözcükler sıfat-fiildir:
» Seni seven oğlan neylesin malı.
Uyarı-yorum
Sıfat-fiil
olan her sözcük sıfat tamlaması oluşturmaz, bazen adlaşmış sıfat
da olabilir.
Görünen köv kılavuz istemez.
(Sıfat Tamlaması)
"-mez, -ar, -dik, -ecek, -miş" eklerinin aynı zamanda kip eki olarak da kul-
lanılabildiğine dikkat edelim . Bu ekler şayet çekimlenen bir sözcüğe
gelmişse ya da yüklem olan bir sözcüğe geldiyse kip eki sayılır.
Zarf-fiiller yalnızca fiille ilgili oldukları için genellikle isim-çekim eklerini almazlar,
cümlede çoğu zaman durum zarfı veya zaman zarfı görevinde kullanılırlar.
Uyarı-yorum
"-ken" eki isim soylu sözcüklere geldiğinde zarf-fiil olmaz. Sadece eklendiği
sözcüğü zarf yapar.
"-meden, -madan" zarf-fiil eki ile "-ma, -me" isim-fiil eki ve "-dan, -den"
hal ekinin bir araya gelmesiyle oluşan "-meden, -madan" ekini karıştır
mayalım .
Ağlamadan ayrılık olmaz. (-madan , zarf fiil eki --, nasıl sorusuna yanıt
veriyor.)
Bu konuşmadan hiçbir şey anlamadık. (ma+dan --, nasıl sorusuna ya-
nıt vermiyor.)
Konuşmadan yürüyelim çocuklar. (-madan, zarf fiil eki-> nasıl sorusu-
na yanıt veriyor.)
Zarf-fiil eki alan her sözcük zarf-fiil görevinde değildir, "oldukça" ve "git-
tikçe" sözcükleri eylem anlamını yitirirse fiilimsi olmaz.
Havalar gittikçe soğuyor.
"-a, -e" eki fiile eklenip tekrarlı biçimde kullanıldığı gibi tek sözcükte de kul-
lanılabilir.
Ezberli • yorum
UYGULU-YORUM-1
UYGULU-YORUM-11
259
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-111
UYGULU-YORUM-IV
UYGULU-YORUM-V
sıfat
UYGULU-YORUM-VI
261
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-1
i! 1) - 2) + 3) - 4) + 5) - 6) + 7) +
j!_____ _____________ ___________ _____________________________________________________________ _______!
i
UYGULU-VORUM-11
ı_1_) - _2)_+ _3) - _4)_+ _5) - _6) _+ _7) +___ ________________ ____ __ _______________________!
UYGULU-VORUM-111
·-------------------------------------------------------------------------------------------------·
' '
ii_1)
_____+___2)
____- ____
3)____
+ _4)
____-____5) +____6)
____ ____-___ _7) _______ ______ ___ ___ _____ ________________________ :i
___ +
UYGULU-VORUM-IV
; :
!1 1) sıfat-fiil 2) zarf-fiil 3) zarf-fiil 4) zarf-fiil 5) sıfat-fiil !:
!6) sıfat-fiil / zarf-fiil _7)- isim-fiiı_ 8) sıfat-fiil ____ ____ _______ ______________ ___ _______!
UYGULU-VORUM-V
1: :
1! 1) adlaşmış sıfat 2) sıfat 3) sıfat 4) adlaşmış sıfat !
i! 5) adlaşmış sıfat 6) sıfat 7) sıfat i
ıı ___________________ ______________________________________________________________________________!
UYGULU-VORUM-VI
!:··----------------------------------------------------------------------------------------------·:
!! 1) zaman 2) durum 3) sebep 4) zaman 5) durum 6) zaman !
!!_____
ı: ________________________________________________________________________________________ i:
7) ____
durum
SÖZ GRUPLAR!
Sözcük öbekleri, cümle içinde birden fazla sözcük veya ekten oluştuğu halde
tek bir sözcük gibi işlem gören , herhangi bir kesin yargı bildirmeyen yapılardır.
1) Ad Tamlamaları: Ad tamlamalarını şöyle gruplandırabiliriz:
~ dallar arasından
» İnsan bu su misali kıvrım kıvrım akar ya
QıyjJ__ı;;JyJJ Mahmutpaşa;
5) Unvan (San) Öbeği: Bir kişi adının, o kişiyle ilgili saygı ya da tanıtıcı bir başka
adla oluşturduğu öbektir. Unvan öbeğinin kalıbı şudur: kişi adı + unvan/akrabalık
adı
» Halide Edip Hanımefendi, Oğuz Han, Bilge Kağan, Enver Paşa ...
b. Eylem+ zarf-fiil eki (-a, -ı) + yardımcı eylem (bil-, yaz-, ver-, dur-)
» Bel bağladığın tepelerden
Gün doğmayabilir bir daha
7) Sayı Öbeği: Büyük sayının küçük sayıdan önce geldiği öbeklerdir. Sayı
öbeğinin kalıbı şudur: büyük sayı + küçük sayı. Küçük sayı önce, büyük sayı
sonra ise sayı öbeği olmaz, sıfat tamlaması olur.
9) Sıfat-eylem Öbeği: "-an, -ası, -mez, -ar, -dik, -ecek, -miş" eklerini alan
sözcüklerin oluşturduğu öbeklerdir. Sıfat-fiil öbeğinin kalıbı şudur: yardımcı öge+
sıfat-fiil (nitelenen sözcük)
10) Bağ-eylem (Zarf-fiil) Öbeği: "-ip, -arak, -madan, -ınca, -meksizin, -ken, -
dikçe, -a ... a, -eli" gibi ekleri alan sözcüklerin oluşturduğu öbeklerdir. Bağ-eylem
öbeğinin kalıbı şudur: yardımcı öge + zarf-fiil (nitelen eylem)
11) Ad-eylem (Eylem) Öbeği: Ad-eylem ekleri olan "-me, -iş, -mek" eklerini alan
sözcüklerin oluşturduğu öbeklerdir. Ad-eylem öbeğinin kalıbı şudur: yardımcı öge
+ ad-eylem.
12) Ünlem Öbeği: Ünlemlerin kendisine seslenilen bir varlık ya da kavram adıyla
oluşturduğu öbeklerdir. Ünlem öbeği kalıbı şöyledir: ünlem+ ad ögesi.
13) Kısaltma Öbeği: Kısaltma gruplarının önünde aslında gizli bir eylemsi vardır.
Sevilmemişti Birlikleridir
Benimsej im
Sevilmemiş Birlikleri Benimsedi
Sevilme Birlikler Benimse
Sevil- Birlik Ben
Sev- Bir
1) Ad (İsim) kökü
Canlı ve cansız varlıkları , düşünce , duygu, olay ve durumları adlandıran köklerdir.
İş , oluş , hareket bildirmez , "-mak, -mek" ekini almaz.
Uyarı-yorum
.._ _______________________
Bir sözcüğün kökü bulunurken sözcükteki ses olayları yani ünlü düş
mesi , ünsüz yumuşaması,ünsüz düşmesi vb. dikkate alınmalıdır. ....,
♦ Türkçede bir de hem isim (ad) hem de fiil (eylem) olarak kullanılabilen ortak (ikili)
kökler vardır. Ortak köklerin isim kökü mü , fiil kökü mü olduğu cümledeki an-
lamından ortaya çıkar.
"İki ülke savaştı." cümlesinde savaş- eylem köküdür; "Savaşı durdurmak gerek. "
cümlesinde ise savaş isim köküdür. iki kök arasında anlam ilişkisi vardır.
Şu sözcükler de ortak köke örnektir: güreş / güreş-, barış / barış-, tat / tat-, göç / göç..
♦ Aralarında anlam ilişkisi olmayan köklere "sesteş kök" denir:
"Söylenenlere çok güldü. " cümlesinde gül- eylem köküdür; "Bana bir gül verdi"
cümlesinde ise gül isim köküdür. iki kök arasında anlam ilişkisi yoktur, bu nedenle
sesteş kök olurlar.
Şu sözcükler de ortak köke örnektir: al / al-, dal / dal-, kız / kız-, yüz / yüz- ...
EKLER
( _________ ♦_♦_T_ü_R_K_Ç_E_D_E_E_K_L_E_R_♦_♦______)
Tek başına anlam taşımayan , ancak bir isim ya da fiil soylu sözcüğe eklenerek yeni
sözcükler türeten ya da eklendiği sözcüğe durum, ilgi, nicelik, zaman ve kişiyle ilgili
anlamlar katan ses birliklerine "ek" denir. Ekleri yazarken başlarına bir tire (-)
koymak gerekmektedir.
Bütün dünya dilleri göz önünde tutulursa genelde üç türlü ek olduğu görülür: ön ek,
iç ek, son ek. Türkçede ön ve iç ek yoktur. Biçim bakımından Türkçe "son ekli" bir
dildir. Yani Türkçede ekler, köklerden sonra gelir. Üstelik bir köke art arda birden
çok ek getirilebilir.
Eklerin Özellikleri
Ekler, anlamları olmadığı için tek başlarına kullanılamazlar.
Eklerin yapısı bir ya da birden çok sesten oluşur. Tek sesli bir ek, ünlü ola-
bileceği gibi ünsüz de olabilir.
Eklerin büyük bölümü tek hecelidir.
Bir ek, başka bir ekle birleşerek yeni bir ek oluşturabilir. (-mek+siz+in _, mek-
sizin)
Herhangi bir sözcüğe farklı ekler getirilebilir; aynı ek, farklı sözcüklerle kul-
lanılabilir.
Türkçede ön ek ve iç ek yoktur.
Yapım ve çekim ekleri kendi aralarında belirli bir sıraya uyar. Yapım ekleri ,
çekim eklerinden önce gelir. Ancak "anne-m-gil" "baba-m-sı z" "gün-de-lik" örnek-
lerinde olduğu gibi istisnai durumlar söz konusudur.
Eylem çekim eklerinde önce kip, sonra soru ve kişi ekleri gelir.
İsim çekim eklerinde önce iyelik, sonra durum ve soru eki gelir.
Ek Çeşitleri
Türkçede eklerin birbirinden iki ayrı görevi vardır: Biri , köklerden yeni sözcükler
türetmek; ikincisi, eklendikleri sözcüğe cümle içinde işlerlik kazandırmak. Birinci
ek türü (yapım eki) , eklendiği köklerden başka anlamlar kazanmış yeni sözcükler
türetir. İkinci ek türü (çekim eki) , bir sözcüğü başka sözcüklerle ilişkili duruma
getirerek onun cümle içindeki görevini belirler.
♦♦ ÇEKİM EKLERİ ♦♦
İsim çekim eki Fiil çekim eki İsim ve Fiil çekim eki
İyelik Ekleri
Küçültme Ekleri
Yönelme (Yaklaşma) Durumu: Adlara "-a, -e" eki getirilerek yapılır. Sözcüklere
değişik
görev ve anlamlar yükler.
» Dolaylı tümleç yapar:
Okula geç kaldım.
» Adları ilgeçlere (edatlara) bağlayarak ilgeç öbeği kurar:
Bulunma (Kalma) Durumu: Adlara "-da, -de" eki getirilerek yapılır. Sözcüklere
değişik
görev ve anlamlar yükler.
» Dolaylı tümleç yapar:
Çantayı okulda unuttum.
» Zaman anlamı katar:
Haziranda L YS'ye gireceğim.
İkide bir..
Ayrılma (Çıkma) Durumu: Adlara "-den, -dan" eki getirilerek yapılır. Sözcüklere
değişik görev ve anlamlar yükler.
271
EKLER
Yapım eki olan "-ce, -ca " eşitlik eki ile karıştırılmamalıdır. Şu sözcük
ler yapım eki olan "-ce, -ca" ekini almıştır: Türkçe, Fransızca, bilmece,
düşünce, bilmece, kesmece, sakınca, kokarca, sakınca , eğlence ...
» Sabah , akşam, gece gibi zaman adlarına gelerek "her'' anlamı katar:
3. İLGİ EKİ
İlgi eki , "-ki " ekidir, tamlananın yerini tutar: Bizimki, onunki, mutfağınki, sizinki,
adanınki...
4. TAMLAMA EKLERİ
Tamlayan ve tamlanan olmak üzere ikiye ayrılır: Tamlayan eki "-ın, -in, -un, ün" ek-
leridir, tamlanan ekleri ise iyelik ekidir.
Tamlayan eki "-ın, -in" "ben"ve "biz" sözcüklerinde "-im" şekline dönüşür:
Bizim diyarımız, benim şiirim ...
~-----------------------~
5. İYELİK (TAMLANAN-SAHİPLİK) EKLERİ
Bir varlığın kime ve neye ait olduğunu belirten , adlara gelerek aitlik belirten ek-
lerdir.
"-ım, -ın, -ı, -ımız, -ınız, -/arı " ekleri iyelik eki olarak kullanılır. İyelik ekleri bulunur-
ken "-ım, -ın, -ı, -ımız, -ınız, -/arı " eklerini alan sözcüklerin başına "benim, senin,
onun, bizim, sizin, onların " sözcüklerinden uygun olanı getirilir.
6. KÜÇÜLTME EKLERi
"-cık, -cik, -cuk, -cük, -cak, -cek, -cağız, -ceğiz" ekleridir.
2. Kişi EKLERi
Fiillere kip ekinden sonra gelen ve fiili kimin yaptığını gösteren eklerdir. Kişi ekleri
kipe bağlı olarak değişebilir.
3. OLUMSUZLUK EKi
"-me, -ma" eki olumsuzluk ekidir. Eylemlere gelir. Geniş zamanda "-mez, maz''a
dönüşür.
~ Bazı ekler hem isim hem fiil çekim eki olarak görev yapabilir.-(ek fiil)
~ şahıs eki, soru eki bu gruba girer.
4. SORU EKi
Kendisinden önceki sözcüklerden ayrı , sonraki eklerle bitişik yazılır. Bazı dil bilgisi
kitaplarında"soru edatı (ilgeci)" kabul edilir, ancak yaygın olarak ve TDK tarafın
dan soru eki olarak adlandırıldığı için bu adlandırmayı tercih ettik.
Cümleye çeşitli anlamlar katar:
Soru anlamı katar:
Yarın görüşecek miyiz?
Yanıtı beklenmeyen veya yanıtını içinde taşıyan cümleler kurar:
Mert olan kaçar mı?
Pekiştirme anlamı katar:
Güzel mi güzel bir evdi.
Koşul ve zaman anlamı katar:
Güneş battı mı hüzün çöker üzerime.
Konuştu mu bal akar ağzından.
Rica anlamı katar:
Şişeyi bana uzatır mısın?
EKLER
♦♦ YAPIM EKLERİ ♦♦
i~
-~ ~I
I Sözcüğün Anlamını ve Yapısını Değiştiren Yapım Ekleri
Yapıyı ve anlamı değiştiren yapım ekleridir.
Sözcüğün türünü değiştirmezler.
Fiilden Fiil Y.E. ve İsimden İsim Y.E. olmak üzere ikiye ayrılır:
a. Fiilden Fiil Yapım Ekleri:
-imse: gül-ümse-mek
-in: döv-ün-mek, tut-un- , kaç-ın-mak, gez-in-mek, soy-un-mak .. .
-ir: şiş-ir-mek , bit-ir-mek, iç-ir-mek, doy-ur-mak, düş-ür-mek .. .
-lek: çat-lak, yuvar-lak, otlak, kış-lak > kışla, yaz-lak >yayla ...
-leme: orta-lama, balık-lama, düz-leme ...
-leyin: gece-leyin , sabah-leyin , akşam-leyin ...
-li: yaş-lı, köy-lü , kök-lü, lise-li, etki-li , kir-li , pas-lı , akıl-lı. ..
i~ ISözcüğün Anlamını
•
1
1 ve Yapısını Değiştiren Yapım Ekleri
Yapıyı ve anlamı değiştiren yapım ekleridir.
Fiilden İsim Y.E. ve İsimden Fiil Y.E. olmak üzere ikiye ayrılır:
1. Tekil İyelik
"-ım" ekini alan sözcüğün •Arım , balım , peteğim
(Tamlanan) E.
başına "benim" sözcüğü Gülüm, dalım, çiçeğim
gelirse bu ek iyelik ekidir.
(çekim eki).
Tamlayan E.
"benim" ve "bizim" • Sen benim yağmurumda
sözcükleri kendisinden gezinemezsin
sonraki sözcükle tamlama • Bizim diyarımız da bin
kurarsa bu sözcüklerdeki bir baharı saklar
ek tamlayan ekidir. (çekim
eki)
Ekfiil
"-ım" eki isim soylu sözcükleri • Yolcuyum bir kuru yaprak
yüklem yaparsa ek fiil olur. misali
(çekim eki)
2. -me,-ma
3. -ın, -in
Çekim Eki
"-ın" ekini alan sözcüğün • Sözlerin şiirlerin
başına "senin" gelirse bu ek mükemmelidir.
il. tekil iyelik eki olur.
Çekim Eki Emir kipi il. çokluk eki olur. • Siz bırakın gidin ey insanlar!
Yapım Eki Fiilden isim yapar. • yay-ın, ek-in, ak-ın, tüt-ün ...
Yapım Eki İsimden İsim yapar. • ilk-in , kış-ın , yaz-ın , üst-ün ...
4. -ı, -i
Çekim Eki 111. tekil iyelik eki olur. • Romanı çok okunuyor.
Eki alan sözcüğün başına
"onun" sözcüğü getirilebilir.
Çekim Eki Belirtme durum eki olur. Eki • Romanı çok beğendim
alan sözcüğün başına
"onun" sözcüğü getirilemez.
5. -e, -a
Yapım Eki Fiilden isim yapar. Kıs-a, diz-e, oy-a, doğ-a ...
283
EKLER
6. -de, -da
Çekim Eki Bulunma (kalma) durum eki olur. Yüzünde kırışıklıklar vardı.
7. -den, -dan
Yapım Eki İsimden sıfat yapar. Sıradan insan, candan dost ...
Çekim Eki Tamlayan eki olur. (-ın yerine) Çocukların çoğu -, çocuklardan
çoğu
-ar • Fiilden İsim Y.E.: Çıkar yol • Geniş zaman : Akşamları gelir
bulamadı. incir kuşları.
• İsimden Fiil Y.E.: Hava karardı.
• Fiilden Fiil Y.E.: İpi kopardı.
9. -man, -men
285
SÖZCÜĞÜN YAPISI
(______ ._•_Y_A_P_ı_B_A_K_ıM_ıN_D_A_N_s_ö_z_c_ü_K_L_E_R_•_•_ _ _)
1. BASİT (KÖK) SÖZCÜK
Örnek
» Balıklarda: "-lar'' çoğul eki , "-da" hal eki (çekim eki almış sadece)
» Masamızda: "-mız" iyelik, "-da" durum eki (çekim eki almış sadece)
Örnek
» Yaşam: (yaş-a-m) "yaş" isim kökü önce isimden fiil yapım eki "-a"yı almış,
sonra fiilden isim yapım eki "-m"yi almış.
Uyarı-yorum
Bir yapım eki alan sözcüklere "gövde", birden çok yapım eki alan sözcük-
lere ise "gövdeden türemiş sözcük" adı verilir. Bütün "gövde'ter türemiş
sözcüktür.
• 'Tatlı " gövde, 'tatlıcılık" gövdeden türemiş sözcüktür.
• "Gözle-" gövde, "gözlem" gövdeden türemiş sözcüktür.
287
SÖZCÜĞÜN YAPISI
3. BİRLEŞİK SÖZCÜK
Birleşik sözcüklerin bir bölümünde ise birleşik sözcüğü oluşturan her iki sözcük
gerçek anlamınıkorur (kara yolu, ana dili).
a) Birleşik İsimler
Anlam kayması yoluyla oluşabilirler. Bazen birinci, bazen ikinci, bazen de her
iki sözcük anlamını yitirebilir.
Örnek
» hanımeli, aslanağzı, kuşpalazı, demirbaş, suçiçeği... (Her iki sözcük anlam
kaymasına uğrayabilir, mecaz anlam kazanır.)
» İsim soylu sözcüklerin bir araya gelmesiyle oluşur. Belirtisiz veya takısız
isim tamlaması biçiminde oluşurlar. (isim + isim): Atasözü, adamotu, kuş
palazı, aslanağzı, onbaşı, gökyüzü, Çanakkale ..
Birleşik
isimlerin içinde eğer fiil (eylem) varsa birleşik sözcük tüı
kayması biçiminde oluşmuştur:
Konuksever, şıpsevdi, albeni, veryansın, gecekondu, çekyat, gelgit. ..
b) Birleşik Sıfatlar
İki sözcüğün bir araya gelmesiyle oluşan ve sıfat göreviyle kullanılan sözcüklerdir.
Kaynaşmış Birleşik Sıfatlar: İki sözcüğün bir araya gelerek tek bir kavramı
karşıladığı birleşik sıfatlardır, bitişik yazılırlar.
İki yalın addan yapılmış olanlar: cingöz çocuk, kılkuvruk adam, cingöz
çocuk...
Bir adla bir eylem ya da eylemsiden yapılmış olanlar: haksever insan, mi-
rasvedi kişi, vatansever asker, varvemez amca ..
İki ya da daha çok sıfattan yapılmış olanlar: hiçbir yol, biraz para, birçok
olay, hfıı1ıfilıgi bir yer...
Örnek
» İki kilo karpuz, kafadan sakat adam, oyuna düşkün çocuk, sonradan görme
kadın,cana yakın insan, kendisine özgü üslup, evine bağlı adam, başına buyruk
adam, dile kolay iş , tavanı basık oda ...
SÖZCÜĞÜN YAPISI
Kurallı Birleşik Sıfatlar: Biçimsel olarak ayrı yazılan ve belli kurallara göre yapılan
sıfatlardır. Şu şekillerde yapılır:
Sıfat ve takısız isim tamlamalarına "-lı, -tık, -sız" ekleri getirilerek sıfat öbeği
(birleşik sıfat) biçiminde oluşturulur.
» Ak saçlı başını eline al anneciğim
Belirtisiz ad tamlamasına "-lı, -tık, -sız" ekleri getirilerek sıfat öbeği (birleşik
sıfat)biçiminde oluşturulur, bu durumda belirtisiz ad tamlamasındaki tamlanan eki
düşer.
Sıfat tamlamalarında sıfat ile ismin yeri değiştirilip isme iyelik eki (-ı, -i) getirilerek
sıfat öbeği (birleşik sıfat) oluşturulur. Örneğin; "kırık kanat"tamlamasında "kırık" ile
"kanat" yer değiştirip "kanat'' sözcüğüne "-ı " eki getirilerek yeni bir sıfat elde edilir:
Kanadı kırık (kuş).
e) Birleşik Bağlaçlar
f) Birleşik Ünlem
g) Birleşik Eylemler
Uyarı-yorum
Yeterlik Fiili
r ·- ·- ·- ·- · - · - ·,
~ - -~t~~ :~- ~?~ . ~
Cümleye yeterlik, gücü yetme, izin, olasılık, rica gibi anlamlar katar.
» Akşamleyin iki yüz soru çözebilirim. (yeterlik)
» Ayakta kalmayın , oturabilirsiniz. (izin)
» Dışarı ~ miyim? (rica-izin)
» Bir gece ansızın gelebilirim
Beni bekliyorsan uyumamışsan
Yeterlik eyleminin olumsuzu dört farklı biçimde yapılır, bunlardan biri kul-
lanımdan düştüğü için üçünü açıklayacağız:
2. Olumsuzluk: Öznenin istemi dışında, olasılık içeren bir yetersizlik belirtilir. "-e"
eki hem olumsuzluk ekinden önce hem de sonra olmak üzere iki kez kullanılır.
» Yazarın neden öyle yaptığı anlaşılamayabilir.
Uyarı-yorum
Tezlik Fiili
r·- · - · - · - · - · - · - · ,
~. _E_y~~': !...-l; ~e.r~ ~~ . ~
Sürerlik Fiili
r · - · - · - · - · - · - · - · - · - · - · - · - · - · - ·- · - · - · - · ,
~. -~te_r12_:~ _+_k~.!_~~ _I. :1~!:.~~
. _I!1~~ -~ !~~L~~ _I!1?!:.. .~
Ana eyleme süreklilik anlamı , eylemin devam ettiği anlamını katar.
» Bakakaldım giden geminin ardından
Yaklaşma Fiili
r·- · - · - · - · - · - · - · ,
~. _E_y.!_e~: ~ :..J~~~k.~
Cümleye az kalsın , hemen hemen , neredeyse anlamı katar.
UYGULU-YORUM-1
UYGULU-YORUM-11
1. Duvarın: ..... .
2. Kapısı: ...... .
3. Gözlerim: ...... .
4. Gidiyorum: ...... .
5. Dardayım: ........ .
6. Babamdır: ....... .
7. Gelmelisin: ...... .
8. Geldiler: ...... .
9. Çocuklarım: .... .
295
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-111
1. Korku: ...... .
2. Başladı : .. .... .
3. Yurttaşlık: ...... .
4. Bildiri: ..... .
5. Çıkardık: ...... .
6. Sızlıyordu: ..... .
7. Görevli: ....... .
8. Yaralı: ..... .
9. Çıldırdı : ..... .
UYGULU-VORUM-IV
1. Sütlaç: .. .... .
2. Biraz: ...... .
3. Biçerdöver: ....... .
4. İmambayıldı: ..... .
5. Tutkal : ......
8. Gecekondu: .....
9. Nasıl: ....
UYGULU-VORUM-V
1. Tükürük: ..... .
2. Melodi: ...... .
3. Ağlarım: ...... .
4. Düdük: ..... .
5. Fısıltı: ...... .
6. Gürültü: ..... .
7. Hışırtı: .... .
8. Öterdi: ... .
9. Havladı: ... .
UYGULU-VORUM-VI
297
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-VII
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıda verilen bilgi doğru ise(+), yanlış ise
(-) koyunuz.
UYGULU-YORUM-1
:: :
[!1) kim = ad 2) çevir-= fiil 3) dil= ad 4) mut= ad 5) ayır-= fiil !
I! 6) sevda = ad 7) at- = fiil 8) yakın = ad 9) ak = ad 1O) gel- = fiil !
l! 11 ) kavuş=fiil 1 2) sarı=ad 13) yaş=ad 14) der-=fiil 15) arka=ad !
[! 16) iç= ad 17) kan _= ad _18) yalın =_ad _19) bek= ad 20) ışı-= fiil _______________ i
[ UYGULU-YORUM-11
ı -- - - --- - - - - - - --- - --- - ---- - --- - --- - --- - --- -- --- - --- - --- - - -- - - --- - --- - ---- - --- - --- - ---- - -- -- --- - ---:
i 1) tamlayan eki 2) iyelik eki 3) çoğul ve iyelik eki 4) kip ve kişi eki i
i 5) durum eki ve ek fiil 6) iyelik eki ve ek fiil 7) kip ve kişi eki 8) kip ve kişi eki i
i 9) çoğul ve iyelik eki i
L------------------------------------------------------------------------------------------------:
UYGULU-YORUM-111
i: :
i! 1) ---<J = fiilden ad yapım eki !
] 2) -la= addan fiil yapım eki ;
i!3) -taş ve ---lık = addan ad yapım eki
i!4) ---oir = fiilden fiil yapım eki, -i = fiilden ad yapım eki
1! 5) -ar = fiilden fiil yapım eki
[! 6) "ı " la-= -ı fiilden isim yapım eki, -la= isimden fiil yapım eki
[! 7) -f,v = fiilden ad yapım eki, -li = addan ad yapım eki
[! 8) -a = fiilden ad yapım eki, -lı = addan ad yapım eki
!! 9) ---oır = fiilden fiil yapım eki
[! 10) --{i)ci = fiilden ad yapım eki, -lik = addan ad yapım eki
=·-------------------------------------------------------------------------------------------------
UYGULU-YORUM-IV
. ''
i 1) ses düşmesi
)
299
CÜMLENİN ÖGELERİ
Yüklem
Cümlenin en önemli ögesidir.
Diğer ögeler yükleme sorulan sorular yoluyla bulunur.
Cümlenin bütün yükünü taşır, bir bakıma cümlenin annesidir. Yüklem söz-
cüğünün kökü zaten "yük"tür: yük-le-m.
İsim soylu her türlü sözcük ek eylem alarak fiiller ise doğrudan yüklem olabilir.
Özne
» Kalem, kılıçtan keskindir. ("keskin olan ne" sorusuna "kalem" sözcüğü yanıt
tır, bu nedenle "kalem" sözcüğü öznedir.)
Özne olan sözcükler ad durum eklerini genellikle almaz, yani yalın halde bu-
lunur.
1) Gerçek Özne: Cümlede belirtilen işi yapan ya da yargıya konu olan öznedir.
Cümlede "açık özne" ya da "gizli özne" biçiminde olabilir. Gizli özne , yüklemdeki
kişi ekinden anlaşılan ve cümlede yer almayan özne türüdür. Gizli özne öge sırala
masına ve sayısına dahil edilmez.
Uyarı-yorum
Özne-Yüklem Uyumu
Özne-yüklem arasındaki uyumu üçe ayırabiliriz :
Tekillik ve çoğulluk açısından uyum
Kişi bakımından uyum
Özne, organ adları ya da onlarla ilgili sözcüklerle kuruluysa yüklem tekil olur.
» Kulaklarım çınlıyor, gözlerim kararıyor, ellerim karıncalanıyor.
Bitki , hayvan ve cansız varlık adlarının çoğulları özne olduğunda yüklem tekil
olabilir.
» ~ . henüz uyanmadılar.
» Mehmet Bey. salona geçsinler.
2. Özne 1. ve il.; 1. ve 111.; 1., il. ve 111. (tekil ya da çoğul) kişilerden oluşursa yük-
lem birinci çoğul kişi ekini alır.
» Ben ve sen aynı hamurdan yoğrulmuşuz .
(Biz)
» Sen ve ben bir fidanın iki dalıyız .
(Biz)
"Kimi , bazı , çoğu , birkaçı " gibi belgisiz adıllar çoğul kişi eki (-imiz) alarak özne
olursa yüklem üçüncü tekil kişi olabilir.
» Kimimiz, konuyu daha önce de tartıştı.
» Herkes evini sever, ama siz abartın; fakir alın evinizi şımartın
+ +
(Olumlu) (olumlu)
CÜMLENİN ÖGELERİ
1) Belirtili Nesne: Adın belirtme durum ekini (-i) alır. Yükleme sorulan "neyi, kimi,
nereyi, hangisini" gibi sorulara cevap olur. Bu sorulura da yanıt olan sözcük de
belirtme ekini alır.
» Yok edin insanın insana kulluğunu. (nesne ad tamlaması)
Dolaylı Tümleç
Yüklemin bildirdiği işin, oluşun , yargının yöneldiği, bulunduğu ve ayrıldığı yeri,
yönü bildiren ögelere dolaylı tümleç denir. Dolaylı tümleç bazı dil bilgisi kita-
plarında "yer tamlayıcısı " olarak da geçer.
Dolaylı tümleç olan sözcükler, adın yönelme ( -e hali), bulunma ( -de hali) ve
ayrılma ( -den hali) durum eklerinden birini alır. Hem dolaylı tümleci buldurmaya
yönelik sorular hem de dolaylı tümleç olan sözcük ya da söz grubu durum eklerini
(-e, -de, -den) alır.
Uyarı-yorum
Deyim kalıbı içinde yer alan "-e, -de, -den" durum eklerini alan sözcükler
dolaylı tümleç olmaz.
Dillerde dolaşmak
Dile düşmek
Gözden düşmek
"-e, -de, -den" hal eklerini alan her sözcük dolaylı tümleç olmaz; "neden
(sebep)", "zaman" ve "durum" anlamı katan bu ekler belirteç (zarf) tümleci
yapar.
Susuzluktan dudakları çatlamış.
Uyarı-yorum
İsim soylu yükleme sorulan "nasıl" sorusunun cevabı zarf tümleci olmaz,
yüklemi niteleyen sıfat olur.
Sait Faik, etkileyici bir yazardı. (sıfat)(yüklemi: etkileyici bir yazardı)
Sait Faik, etkileyici yazardı öykülerini. (zarf tümleci)
» Dershaneye ~ gitti.
Uyarı-yorum
Edat (ilgeç) tümlecini belirteç tümleci sayan dil bilgisi kaynakları da vardır,
ancak ÖSYM 2004'te sorduğu bir soruda "ilgeç tümleci" kavramını kullan-
mıştır, bu da ÖSYM'nin ilgeç (edat) tümlecini kabul ettiğini göstermektedir.
"İle" sözcüğü durum, "için" sözcüğü sebep anlamı kattığında belirteç (zarf)
tümleci oluşturur.
Yazar, özgün bir anlatımı benimsediği için çok okunuyor. (sebep)
Ozan, her şeyi~ dile getirir. (durum)
CÜMLENİN ÖGELERİ
"mı" soru ekinin olduğu cümlelerde; "mı" hangi ögeden sonra ise yan
" mı " ekinden önce hangi öge varsa soru o ögeyi buldurmaya yöneliktir.
» Ayşe dün gece mi buraya geldi? ( "mi"den önce yer alan "dün gece" söz··
zarf tümleci olduğu için soru zarf tümlecini buldurmaya yöneliktir)
» Beni mi sordu sana? ( "mi"den önce yer alan "beni" sözcüğü belirtili nesn
olduğu için soru belirtili nesneyi buldurmaya yöneliktir)
» Kardeşin aşağı mı indi? ( "mı "dan önce yer alan "aşağı " sözcüğü za
tümleci olduğu için soru zarf tümlecini buldurmaya yöneliktir)
» Geçen akşam ders çalıştın mı? ( "mı"dan önce yer alan "çalıştın" sözcüğ··
yüklem olduğu için soru yüklem buldurmaya yöneliktir)
Soru sözcüklerinin yerine yanıt getirilir, yanıt hangi öge ise soru
ögeyi buldurmaya yöneliktir.
Uyarı-yorum
Cümlede Vurgu
Cümlenin en önemli ögesi yüklem olduğu için yükleme en yakın olan öge en
çok vurgulanan ögedir. Devrik cümlede yüklem baştaysa vurgulanan öge
yüklemin kendisidir.
» Ali dün gece eve gelmedi. (Dolaylı tümleç)
Soru eki (mı / mi) ile kurulan cümlelerde vurgu soru ekinden önce gelen
ögededir.
» Sen dün beni mi aradın? (Nesne vurgulanmış.)
2) Cümlenin ögeleri bulunurken işi kolaylaştırmak için devrik ifadeler kurallı hale
getirilmelidir.
» Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal!
Kurallı hali; istiklal Hakk'a tapan milletin hakkıdır.
Özne Yüklem
3) Bağlaçlar, hitaplar söz öbeği kurmamışsa cümle dışı unsur sayılıp cümlenin
herhangi bir ögesi olamaz.
» Sana dün bir tepeden baktım Aziz istanbul! ("Aziz istanbul" seslenme olduğu
için cümle dışı unsurdur)
4) İsim soylu cümlelerde ve isim cümlelerinde genellikle nesne bulunmaz, yani-
nesne aranmamalıdır.
» Babamın günlüğü masadaydı.
(Özne) (yüklem)
!!! Yüklem yanlışlıkla "anahtar'' ya da "açan" sözcüğü alınırsa ögeler yanlış bu-
lunur. "Neyi açan" diye bir soru sorarsak "her kapıyı " yanıtını alırız, ancak doğru
olmaz. Yüklem tamlama olduğu için bölünmemelidir.
6) Bazı cümlelerde yüklemdeki ek eylem düşer ve yüklemi bulmak zorlaşır. Bu
tarz cümlelerde ek eylemi biz tamamlarız ve ek eylem neredeyse yüklem oradadır.
Çünkü ek eylemin bir görevi de ad soylu sözcükleri yüklem yapmaktır. Bu ifade-
den de anlaşıldığı üzere bu tarz cümleler genellikle isim cümleleridir.
" Bu aşkın katili sensin. " İfadesinin öznesi sensin değil , "bu aşkın katili" ifadesidir,
çünkü ek eylem "sensin" sözcüğündedir. Cümleyi şöyle değiştirelim;
"Sen bu aşkın katilisin" o zaman sen özne, "bu aşkın katilisin" yüklem olur.
7) Soru cümleleri yanıt cümlesine çevrilirse ögeleri bulmak daha kolay olur.
» Düşüren kim bu aşkı dillerden dillere?
Öncelikle bu devrik cümleyi kurallı hale getirelim: Bu aşkı dillerden dillere düşüren
kim(dir). "Kimdir'' sözcüğü yerine yanıt sözcüğünü koyarsak ögeleri daha kolay
buluruz. Örneğin , yanıt "sensin" diyelim, o halde "sensin" sözcüğü yüklem , geriye
kalan bölüm özne olur.
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-1
( ..........................................................................................)
3. Ünlü yazar, Türkiye Yazarlar Birliği 2013 ödülünü kazanmış.
( ...... ................................................................................... )
4. Ünlü sanatçının " Çöl Vaazları" adlı eseri 2001 yılının Mayıs ayındc
okuyucuyla buluştu.
( ...... ................................................................................... )
5. Yeşilin bin bir tonuyla raks eden kan kırmızısı kirazların altında semayı
seyrederken ne yönden geldiğini bir türlü anlayamadığım kuş şakı
maları hemen yanı başımda akıp giden ırmak kokusuna karışıyordu.
( ......................................................................................)
6. Biricik oğlunun sesini duyunca hasta gözlerini yeniden açtı.
( ......................................................................................)
7. Mazi derin bir yaradır kalplerimizde çoğu zaman.
( ...... ................................................................................... )
8. İslamiyet'ten önceki ürünlerimizin yer aldığı en önemli kitap "Divane
Lügat'it Türk"tür.
( ...... ................................................................................)
9. Bir solukta okunabilecek kadar akıcı bir üslupla kaleme alınan bu ese
sanatçının yaşamı ile eserlerinin nasıl iç içe yürüdüğünü en açık bi
şekilde dile getiriyor.
( ......................................................................................)
1O. Tanpınar' ın şiirleri arasında
özel bir yere sahip olan "Bursa'da Zaman'
şiirinde hem tarih hem de benlik kavramı öne çıkmıştır.
( ......................................................................................)
313
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-11
UYGULU-YORUM-111
Cümleler Vurgulanan
öQe
UYGULU-YORUM-IV
Sorunun
Cümleler buldurduğu
öae
1 Yarın akşam mı oraya gideceksiniz?
UYGULU-YORUM-V
Sorunun
Cümleler buldurduğu
öge
315
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-1
t l
UYGULU-VORUM-11
; '
i.................................................................................................
ı
1) Y 2) D 3) Y 4) D 5) Y 6) D 7) Y 8) D 9) Y 10) Y i'
UYGULU-VORUM-111
ı -·· ·-· ··· · ·· ·-·· · · · · · · · ·· -·-·· · · · · ··- · · ·-· -···· ·· ··-·- ·· -·· ·· ····- ·--· ·· · · · · · · · ·-·· ·· · ··· -··- ·-· ·:
1) Etken Eylem
Özneleri belli olan yani işi yapanın belli olduğu eylemlerdir.
2) Edilgen Eylem
Bir eylem cümlesinde özne eylemi yapan değil de başkasının yaptığı işten
etkilenen bir durumda ise cümle edilgen çatılıdır. Bu cümlelerde özne aktif değil
pasif durumdadır.
Öznesi "sözde özne"dir.
Eylem "-ıl , -ın , -1, -n" eklerinden birini alır.
Uyarı-yorum
3) Dönüşlü Eylem
Bir eylem cümlesinde özne hem işi yapıyor hem de yaptığı işten etkileniyorsa
o cümle dönüşlü çatılıdır.
Dönüşlü eylemlerin öznesi "gerçek özne"dir.
Dönüşlü eylemler, "-ıl, -il, -ın, -in, -1, -n" eklerinden birini alır.
Dönüşlü eylemlerde "kendi kendine, kendi başına, tek başına yapma" an-
lamı vardır. Hatta bazı eylemler "kendi" adılıyla dönüşlülük özelliği kazanır.
Uyarı-yorum
Dönüşlü çatılı cümlelerde eylem edilgen çatılı cümle gibi "-ıl, -ın, -1, -n" ek-
lerini alır. Çatı ekleri aynı olunca "dönüşlü- edilgen" çatılı eylem karıştırıla
bilir. Dönüşlü eylemde "kendi kendine", "kendisi" anlamı varken, edilgen
eylemde "başkası tarafından", "birileri tarafından" anlamı vardır.
» "Ahmet, annesine sarıldı. " cümlesinde gerçek özne vardır ve eylemden önce
"kendisi" ifadesini getirebiliriz. (dönüşlü)
» "Ekmekler, gazeteye sarıldı. " cümlesinde ekmek sarılma işini kendi kendine
yapamaz, bu eylem "başkası tarafından " yapılır. (edilgen)
Edilgen Eylem (-1, -n, -ıl, -ın) Dönüşlü Eylem (-1, -n, -ıl, -ın)
Sözde özne + başkası tarafından Gerçek özne + kendisi
319
FİİLDEÇATI
4) İşteş Eylem
Eylem kök veya gövdelerine "-ş, -ış, -iş, -uş, -üş" eklerinden birinin getirilmesi ile
yapılan , eylemin birden çok ya da en az iki kişi tarafından yapıldığını belirten ,
karşılıklı veya birliktelik anlamı taşıyan eylemlerdir.
Uyarı-yorum
Bazı eylemler "-ş" ekini almadığı halde kendiliğinden işteşlik anlamı taşır:
yarış-, güreş-, savaş-, barış- ...
İşteşlik eki almayıp çokluk kişi eki alan eylemler işteş eylem sayılamaz,
çünkü işteşlik için "-ş" ekinin gelmesi şarttır.
"Dün yolda onu gördük. " cümlesine birliktelik anlamını "-k" kişi eki kat-
mıştır.
"Akşama kadar ders çalıştılar. " cümlesine birliktelik anlamını "-lar'' kişi
eki katmıştır.
Geçişli
eylemler, cümleden bağımsız olarak düşünüldüğünde başına "onu"
sözcüğünü getirebiliriz.
Mezarını kazacağım
Uyarı-yorum
2) Geçişsiz Eylem
Uyarı-yorum
Kimi eylemler cümledeki anlamına veya kullanımına göre hem geçişli hem
geçişsiz olabilir.
Dünkü açık oturum üç saat sürdü. (geçişsiz)
3) Ettirgen Eylem
Geçişli bir eyleme "-ır, -t, -dır" eklerinden biri getirilerek geçişlilik derecesi
arttırılabilen eylemlere "ettirgen eylem" denir.
Ettirgen eylemlerde eylemi bir başkasına yaptırma (ettirme) anlamı vardır.
yaz-mak yaz-dır-mak
yıka-mak yıka-t-mak
al-mak al -dır-mak
dik-mek dik-tir-mak
FİİLDE ÇATI
4) Oldurgan Eylem
Geçişsiz bir eylem (-ır, -t, -dır) eklerinden birisiyle geçişli duruma getirilebilir. Bu
tür eylemlere oldurgan eylem denir.
uyu-mak uyu-t-mak
büyü-mek büyü-t-mek
eri-mek eri-t-mek
kork-mak kork-ut-mak
Uyarı-yorum
"-dır, -ır, -ıt" eklerini alan sözcüklerde "-dır, -ır, -ıt" eklerinden önceki bölüme
bakılır, geçişli ise eylem "ettirgen" geçişsizse eylem "oldurgan" olur.
''Aşk .ağJatır, dert~ - " dizesindeki "ağlatır'' sözcüğü "-t" ekini almış ,
"-t" ekinden önce "ağla-" eylemi vardır ve geçişsizdir, geçişsiz olduğu için
ağlatır sözcüğü oldurgan fiildir. "söyletir" sözcüğü "-t" ekini almış , "-t"
ekinden önce "söyle-" eylemi vardır ve geçişlidir , geçişli olduğu için söyle-
tir sözcüğü ettirgen fiildir.
Şimdi aşağıdaki örnekleri inceleyelim:
Sarkıttı = "-ıt" ekinden önceki kısım "sark-" eylemi geçişsiz olduğu için
oldurgandır.
Bekletti = "-t" ekinden önceki kısım "bekle-" eylemi geçişli olduğu için
ettirgendir.
Oturttu = "-t" ekinden önceki kısım "otur-" eylemi geçişsiz olduğu için
oldurgandır.
Öldürdü ="-dür'' ekinden önceki kısım "öl-" eylemi geçişsiz olduğu için
oldurgandır.
Sevdirdi ="-dir'' ekinden önceki kısım "sev-" eylemi geçişli olduğu için
ettirgendir.
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-1
kutlandı.
UYGULU-YORUM-11
UYGULU-YORUM-111
UYGULU-YORUM-IV
325
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-V
UYGULU-VORUM-VI
Aşağıdaki şiirle ilgili verilen yargı doğru ise ayraç içine (D), yanlış ise
(V) yazınız.
Uyanmayıverdi
Aldılar, götürdüler
UYGULU-VORUM-1
~ t
\ UYGULU-VORUM-IV
ı -- - - -- - - --- - -- --- - - - - - ---- - - - - - --- ----- - - - - - --- - - - - -- - - -- - - - - --- - --- - - --- - --- - - - - - - --- - --- - --- -- -:
_________________________________________________________________________________________________ !:
İ 1) birlikte 2) karşılıklı 3) karşılıklı 4) birlikte 5) karşılıklı 6) birlikte
ı
UYGULU-VORUM-V
!------------------------------------------------------------------------------ i
!_1) + _2) _-_3) _+__ 4) _- _5)_+_ 6) - __ _____ _____________ _________ _____ ___________ _________!
UYGULU-VORUM-VI
i1-------------------------------------------------------------------------------------------------'i
1) D 2) Y 3) D 4) Y 5) D 6) Y
................................................................................................ , .................. , ..... , ................. .
327
CÜMLE TÜRLERİ
a) Eylem (Fiil) Cümlesi: Yüklemin çekimli eylem olduğu cümle türüdür. Bu tarz
cümlelerin olumsuzu "-me, -mez" ekleriyle yapılır.
Aramızdaki farkı fark ettim. (fark etmedim)
Aşağıdaki cümleler de eylem (fiil) cümlesidir:
» Şairin yaptığı iş herhangi bir sözcük ve ses yığınına sihirli bir değnek dokun-
durmaktır.
» Beni en çok üzen sorunlarından biri öğrencilerimi tek tek tanıma, onlarla
arkadaş olma imkanına sahip olmayışımdır.
" Değil " Sözcüğünün Yüklem Olduğu Cümleler: " Değil " sözcüğü eylemlerden
sonra gelirse eylem cümlesi, adlardan sonra gelirse ad cümlesi oluşturur.
» Halay çekilen toprak, bu toprak değil. (ad cümlesi)
» Kültür ile uygarlığın karşılaştırılması üzerinde daha fazla duracak değiliz bu-
rada. (eylem cümlesi.
» Mezardan bile yükselen bir ses vardır. (vardır --, yoktur sözcüğünün karşıtı
olduğu için ad cümlesi oluşturmuştur)
» Otobüs, kasabaya geç vardı. (vardı --, varmak anlamında olduğu için fiil cüm-
lesi oluşturmuştur)
Uyarı-yorum
Uyarı-yorum
Uyarı-yorum
Olumsuz Cümle
Uyarı-yorum
Kazada ölen adam bir hırsız da olabilir, çok iyi bir insan da olabilir.
·····~ ····
Soru Cümlesi
a) Gerçek Soru Cümlesi: Yanıt gerektiren soru cümlelerine "gerçek soru cümlesi"
adı verilir.
335
CÜMLE TÜRLERİ
Temel Cümle: Bir cümlenin ana yargıyı bildiren ve en önemli ögesi duru-
mundaki yüklem '1emel cümle"yi ifade eder. Cümlenin diğer ögeleri ise temel
cümlenin yani yüklemin yardımcıları / açıklayıcıları durumundadır.
Yan Cümle (Cümlecik): Ana yargı bildirmeyen , temel cümlenin bir ögesi du-
rumunda olan cümledir. Yan cümle; "çekimli fiiller" ve "fiilimsiler'' ile kurulur.
Sınavlarda kaç "yan cümlecik" vardır ifadesi bir bakıma yüklemin dışında kaç
fiilimsi ya da yüklem özelliği göstermeyen kaç çekimli eylem vardır demek-
tir.
1) Basit Cümle: Tek duygu ve düşünceyi anlatan içinde tek bir yargı olan cümle
türüdür.
Basit cümlede temel cümle (yüklem) dışında başka bir yargı bildiren (koşul kipi ,
eylemsi-yan cümle) bulamayız. Cümlenin uzun ya da kısa oluşu basit, birleşik
olmasıyla alakalı değildir. Cümle uzun olabilir ama içinde yüklemin dı ş ında yan
cümleciği oluşturan ( fiilimsi , çekimli fiil ) yoksa o cümle basit cümle sayılır.
2) Birleşik Cümle: Tek bir temel cümle (yüklem) ve içinde yan cümleciğin bu-
lunduğu cümle türüdür.
Yan cümleciğin durumuna göre 4'e ayrılır:
» "Atı alan Üsküdar', geçti." cümlesinde yüklem 'geçti' 'alan' sözcüğü eylemsi
olduğu için cümle girişik birleşik cümledir.
Uyarı-yorum
Bazı cümlelerde yan cümlecik bir söz öbeği halinde yüklemin içinde de ola-
bilir bu tür cümleler de girişik birleşik cümle sayılır;
Ancak fiilimsi yüklemin kendisinde ise yüklem temel cümle olduğu için -
cümlede başka fiilimsi yoksa- o cümle girişik birleşik cümle olmaz.
Öğrencinin amacı ; öğrenmektir.
(yüklem)
Yüklemde yer almayan "mı , mi" koşul ya da zaman anlamı kattığı zaman
"birleşik yapılı cümle" oluşturur; çünkü bu durumdaki "mı , mi" sözcüğe "bağ
eylem" (ulaç / zarf-fiil) özelliği kazandırır.
iç İçe (Kaynaşık) Birleşik Cümle: Yan cümlecik genelde nesne olur, ancak
"özne" ve "dolaylı tümleç" de olabilir.
» "Ölüm korkusu ölümden daha korkunçtur. " çok doğru bir sözdür. (Özne)
Koşullu (Şartlı) Birleşik Cümle: Temel cümleye şartla bağlanan yan cümle-
ciğin olduğu cümle türüdür. Yan cümle genellikle "-sa,-se" kipiyle çekimlenir.
Koşul bildiren yan cümleler genellikle temel cümlenin "belirteç (zarf) tümleci" olur.
Örnekler:
Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.
(Temel c.) (Yan cümle)
Uyarı-yorum
(Fiilimsi zarf tümlecinin içinde olduğu için yan cümlecik zarf tümlecidir.)
» Bir deneme sınavı daha yapmayı kararlaştırdık. (Yan cümle: Belirtili nesne)
3) Sıralı Cümle
En az iki yüklemin bulunduğu cümlelerdir.
• Bağımlı Sıralı Cümle: Öge ortaklığı olan sıralı cümlelere "bağımlı sıralı cümle"
denir. Bir öge ortak olabildiği gibi birden çok öge de ortak olabilir. Özne , nesne ve
tümleçler ortak olabildiği gibi yüklemler de ortak olabilir.
» ''Tuttu , fırlattı kalbimi." cümlesinde 'tuttu' ve 'fırlattı ' yüklemlerinin öznesi gizli
özne olan "o" sözcüğüdür, nesnesi "kalbimi" sözcüğüdür ve iki yüklem için ortak-
tırlar.
• Bağımsız Sıralı Cümle: Öge ortaklığı olmayan sıralı cümlelere "bağımsız sıralı
cümle" denir. Sıralı cümleyi oluşturan yüklemlerin nesnesi, öznesi ve tümleçleri
tümüyle farklıdır.
» Al.fil @fil, .fll övünür.
(Ö.) (Y.) (Ö.) (Y.)
» Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.
4) Bağlı Cümle
Birden fazla yüklemin olduğu , yüklemlerin birbirlerine bağlaç ile bağlandığı cümle
türüne "bağlı cümle" denir. Bağlı cümleler de sıralı cümleler gibi " bağımlı " ve
" bağımsız" olarak sınıflandırılabilir. Sıralı cümleden farkı yüklemlerin bağlaç ile
birbirine bağlanmasıdır.
» Ne sen Leyla 'sın ne de ben Mecnun 'um. ("Leyla 'sın" yüklemi ve "Mecnun 'um"
yüklemleri "ne ... ne" bağlacı ile bağlanarak bağlı cümle oluşturulmuş.)
Uyarı-yorum
Bazı cümle türlerinde birleşik , sıralı , bağlı cümleler iç içe olabilir, bu tür cüm-
lelere "karma cümle" adı verilir.
"Seni düşündükçe deliriyorum, içimden çok şey geçiyor, ama hiçbirini
yapamıyorum. " Bu cümlede seni "düşündükçe" sözcüğü fiilimsi olduğu için
girişik birleşik cümle, yüklemler "ama" bağlacı ile bağlandığı için bağlı
cümle, en az iki yüklem olduğu için sıralı cümle özelliği var. Yapısına göre
farklı cümle türleri iç içe olduğu için bu cümleye "karma cümle" diyebiliriz.
CÜMLE TÜRLERİ
' 1
~ 1 PRATİK YOL
1
" ... hangisi yapıca/ yapısı bakımından farklıdır?" sorularında şu yol
izlenmelidir: Yüklem sayısına bakılır,
Birden çok yüklem varsa ya "sıralı " ya da "bağlı " cümle olur; birden çok
yüklem varsa ve virgül ya da noktalı virgülle ayrılmışsa , bağlaçla bağlan
mamışsa cümle "sıralı " , birden çok yüklem bağlaçla bağlanmışsa cümle
"bağlı " cümle olur.
» Gün bitti , ağaçta neşe söndü. (iki yüklem var, virgülle ayrılmış , "sıralı'
cümle)
» Ne ağladı ne güldü. (iki yüklem var, bağlaçla bağlanmış , " bağlı " cümle)
ARA SÖZ
Bir ögeyi vurgulamak, o ögeyi daha iyi açıklamak için kullanılan ara sözlerdir. Bu
ara sözler, açıklayıcısı oldukları ögenin içinde ye alır, cümle çözümlemesinde o
ögeyle birlikte alınır.
Örnek:
» Kalabalıktan biri, ya.şJı bir adam, elini kaldırdı. (Öznenin açıklayıcısı)
tümlecin açıklayıcısı)
» Atatürk'ün öldüğü gün, 10 Kasım 1938'de, herkes büyük bir yas tutmuş. (Be-
lirteç tümlecinin açıklayıcısı)
» Senin için, sevgili dostum için, elimden gelen her şeyi yaparım. (ilgeç tümle-
cinin açıklayıcısı)
» Recai Bey -otuz beş yaşlarında, ince uzun boylu, çiçek bozuğu sevimsiz bir
adam- sabah erkenden evinden çıkmış. (Öznenin açıklayıcısı)
» O şapkalı adam, hayatı boyunca karlı havalarda bile sokağı çıkmamış o adam,
merakı ve aptallığı yüzünden öldü. (Öznenin açıklayıcısı)
Ara sözün cümlenin ögesi olup olmadığını anlamanın kolay yolu arc
söz olarak düşünülen sözün başına "yani" sözcüğünü getirmektir.
Sözün basına ''vani" sözcüi'iü aetirilebilirse ara söz cümlenin öaesidir.
• "Şair, o büyük ağıtçı , ölümü ekti toprağa. " cümlesinde ara söz olan "c
büyük ağıtçı " nın başına ''yani" sözcüğü getirilebilir, bu durumda ara sfü
cümlenin ögesidir.
» Bir sabah -o sabahı hiç unutmayacağım- penceremin altından bir ses duydum.
» Kaptanlardan biri -Kafelonyalı mıdır Maltalı mıdır- bizi gemisine davet etti.
» "Yılanların Öcü"nde ana rolünü Fatma Girik, ki daha önce cekilende Aliye
Rona oynuyordu , üstlenmiş.
» Bir dil, bir başkasından -eğer bir yakınlıkları bir akrabalıkları yoksa- seslerinin
niteliği açısından bütün bütün ayrılır.
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-1
UYGULU-VORUM-11
UYGULU-VORUM-111
UYGULU-VORUM-IV
Yapısı Bakımından
Cümle
Basit Birleşik Sıralı
cümle cümle cümle
yazmıştır.
345
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-V
UYGULU-VORUM-VI
UYGULU-YORUM-VII
347
UYGULU-YORUM
···················································o·<"Güiü:voFiüM:r··
:, '
j 1) fiil cümlesi 2) fiil cümlesi 3) fiil cümlesi 4) fiil cümlesi [
i5) fiil cümlesi 6) fiil cümlesi 7) fiil cümlesi 8) isim cümlesi [
\[ 9) fiil cümlesi 1O) isim cümlesi [
r .
, UYGULU-YORUM-11
l i
j 1) olumsuz 2) olumsuz 3) olumlu 4) olumlu i
YAZIM KURALLAR!
NOKTALAMA İŞARETLERİ
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
349
SES BİLGİSİ
Türkçede sesler, ünlüler (sesliler) ve ünsüzler (sessizler) olmak üzere iki ana gru-
ba ayrılır:
A) Ünsüzler
Ses yolunda bir engele çarparak çıkan seslere "ünsüz" denir. Türkçede yirmi
bir ünsüz vardır.
b) Süreksiz Ünsüzler: b, c, d, g, k, p, t
b) Diş-Dudak ünsüzleri: f, v
c) Diş Ünsüzleri: d, t, n, s, z
e) Damak Ünsüzleri: ğ , g, k, 1, r, y
f) Gırtlak Ünsüzü: h
B) Ünlüler
Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkan sese "ünlü" denir. Türkçede sekiz
ünlü vardır: a, e, ı, i, o, ö, u, ü
Düz Yuvarlak
Geniş Dar Kalın Kalın
Kalın a 1 o u
İnce e i ö Ü
1) Türkçede uzun ünlü yoktur. Uzun ünlü ile gösterilen sözcükler yabancı köken-
lidir: hikaye, mekan, karargah ...
2) Türkçede iki ünlü yan yana gelmez, iki ünlünün yan yana olduğu sözcükler
yabancı dilden gelmiştir: saat, şiir, fiil, matbaa, ziraat. ..
3) Türkçede geniş/yuvarlak ünlüler "o, ö" sadece ilk hecede bulunabilir, ilk hece
dışında "o, ö" sesi bulunan sözcükler yabancı kökenlidir: motor, balon, sifon, dok-
tor, koro, sigorta ...
4) Türkçede sözcük kökünde ikiz ünsüz bulunmaz, yani sözcük kökünde aynı iki
ünsüz yer alan sözcükler yabancı kökenlidir: hisse, millet, dikkat, teşekkür...
5) Türkçe sözcüklerde başta yan yana iki ünsüz bulunmaz: kreş, plan, kral, gram,
spor...
6) Türkçe sözcüklerde '1, h, j" ünsüzleri yoktur. Fayda, fakir, hafta, hisar, jandar-
ma, jilet. .. sözcükleri yabancı kökenlidir.
9) Türkçede çok heceli sözcüklerin sonunda "p" ünsüzü bulunmaz. Zarf-fiil eki "- ıp ,
ip" bu kuralın dışındadır. Kitap, hesap, inkılap, kalıp sözcükleri Türkçeye başka diller-
den gelmiştir.
1O) Türkçede sözcük ya da hece sonunda yan yana üç ünsüz bulunmaz. Sfenks,
kontekst gibi sözcükler Türkçe değildir.
11) Türkçe sözcüklerin başında üç ünsüz bulunmaz. Strateji, strüktür sözcükleri
yabancı kökenlidir.
12) Ünsüz uyumu vardır.
13) Büyük ve küçük ünlü uyumları vardır.
14) Türkçede hemze (kesme) işareti bulunan sözcükler dilimize Arapçadan alın
mıştır: an'ane, kıt'a, neş 'e, matbu', meş 'ale,
mevzi', mes 'ele ...
351
SES BİLGİSİ
♦♦ ÜNLÜ UYUMLAR! ♦♦
Türkçe bir sözcüğün ilk hecesi kalınsa (a, ı, o, u) diğerleri kalın ; ilk hecesi in-
ceyse (e, i, ö, ü) diğerleri ince olur.
Büyük ünlü uyumuna aykırı durumlar şunlardır:
a) Türkçede ekler genellikle büyük ünlü uyumuna uyar, ancak şu yedi ek bazı
sözcükleri büyük ünlü uyumuna aykırı hale getirir: "-yor, -iken, -daş, -ki, -leyin, -gıl,
-ımtırak. "
Bir sözcükte yuvarlak ünlüden (o, ö, u, ü) sonra yuvarlak dar (u , ü) veya düz
geniş (a, e) ünlü gelir: kova, duvar, çöplük, odun, ufak, büyük, doğru...
SES BİLGİSİ
♦♦ SES OLAYLARI ♦♦
Uyarı 1 !!!
Vücut organ adları ile ilgili sözcükler ikileme oluşturduğunda ünlü düşmesı
olmaz. Örneğin ; omuz omuza, nesilden nesile, burun buruna ...
Uyarı 2 !!!
Sözcüğün ikinci hecesinde ünlü düşmesi gerekirken ünlünün düşürülme
den yazılması yazım yanlışına neden olur. Örneğin ; gönülüm (yanlış)
gönlüm (doğru), omuzun (yanlış) - omzun (doğru) ...
Uyarı 3 !!!
Özel isimlerin ikinci hecesinde dar ünlü olduğunda ünlü düşmesi olmaz.
Örneğin; Emir'e, Gönül'e, Ufuk'u ...
353
SES BİLGİSİ
Bazı sözcükler yapım eki alırken ünlü düşmesi olur. Aşağıdakilerden hangisi
!üretilirken ünlü kaybına/düşmesine uğramıştır şeklinde sorulursa yapım eki alırken
düşmeye uğrayan sözcük aranmalı.
• Uyu-ku =uyku
• Sızı-la = sızla- • Oyun-a- =oyna-
• Yumurta-la = yumurtla- • Yalın-ız = yalnız
• İleri-le =ilerle • Yanıl-ış = yanlış
•Tasarı-la= tasarla- • Çevir-e =çevre
• Ayır-ıl- = ayrıl- • Sarı-ar- = sarar-
• Devir-im =devrim • Kavuş-ak =kavşak
• Buyur-uk =buyruk • Beniz-e- =benze-
• Diri-lik =dirlik • Öde-ünç =ödünç
İsim tamlaması biçiminde oluşan kimi birleşik isimlerin sonundaki iyelik eki
düşebilir.
2. ÜNLÜ AŞINMASI
Bazı birleşik sözcükler oluşturulurken yan yana gelen iki ünlüden birinin
düşmesine ünlü aşınması denir. Her ünlü aşınması birer ünlü düşmesi sayılır.
SES BİLGİSİ
~ _Bazı birleşik
~ Orneğin;
sözcüklerde iki ünlü yan yana olmadan da
pek-iyi= peki, pazar-ertesi= pazartesi
aşınma olur.
3. ÜNSÜZ DÜŞMESİ
"k'' ünsüzü ile biten kimi sözcüklere küçültme eki (-cık, -cik, -cak, -cek) getirildiğinde
"k'' ünsüzü düşer.
"k" ünsüzü ile biten kimi sözcüklere -ıl , -il , -1 yapım eki getirildiğinde "k" ünsüzü
düşer.
355
SES BİLGİSİ
.._
remesı_______________________
"Sırıls_ıklam "
vardır.
ve "çırılçıplak" sözcüklerinde hem ünlü hem de ünsüz tü
....,
Bazı tek heceli sözcüklere ünlü ile başlayan bir ek getirildiğinde ünsüz
türemesi olur.
» Af-ı = affı » His-im = hissim
» Hak-ın = hakkın » Şık-ın = şıkkın
.._ _______________________
__Aynı ünsüzlerden biri kökte, biri ekte ise ünsüz türemesi yoktur.
Orneğin; ses-siz, git-tin, özel-lik, kol-lu, at-tırmak , bık-kın ....,
6. ÜNLÜ DARALMASI
"e,a" ünlüleriyle biten eylemlere "-yor'' eki getirildiğinde "e,a" ünlüleri " ı , i,u , ü"ye
dönüşür.
"-me, -ma" olumsuzluk ekinden sonra "-yor'' eki geldiğinde ünlü daralması
olur.
» Gelme-yor= gelmiyor » Gitme-yor= gitmiyor
» Bakma-yor= bakmıyor » Duyma-yor= duymuyor
» Sevme-yor= sevmiyor » Dönme-yor= dönmüyor
Ünsüz harfle biten veya. "e,a" ile bitmeyen, "-yor'' eki alan eylemlerde
ünlü daralması yoktur. Orneğin; bak-yor= bakıyor, gül-yor= gülüyor
gör-yor= görüyor ...
» Gülmiyen (y) > gülmeyen (d) » Din/iyen (y) > dinleyen (d)
» Anlamıyan (y) > anlamayan (d) » İz/iyen (y) > izleyen (d)
7. ÜNLÜ DEĞİŞİMİ
kişi adılları (zamirleri) "ben" ve "sen" ismin
1. ve il. teklik yaklaşma (yönelme)
durum ekini "-e , -a"yı aldıklarında köklerindeki ünlü değişir:
» "Ben-a = bana, sen-a = sana "
357
SES BİLGİSİ
Mehmed'e Mehmet'e
Zonguldağ'a Zonguldak'a
Gemliğ'e Gemlik'e
Çekim Eklerinde Kitap-da > kitapta, görüş-dü > görüştü , bak-dı > baktı
Yapım Eklerinde Çiçek-ci > çiçekçi, çalış-gan > çalışkan , sus-gun > suskun
Sayılarda 1985'de > 1985'te, 13.00'de > 13.00'te, 1960'da > 1960'ta
1940'da 1940'ta
14.00'de 14.00'te
Sinop'daki Sinop'taki
Değişgenlik Değişkenlik
Yanlız Yalnız
Yalnış Yanlış
Kipri Kirpi
Kirbit Kibrit
Kiprik Kirpik
Torpak Toprak
Türkçe sözcüklerde iki ünlü yan yana bulunmaz. Ünlü ile biten sözcüklere ünlü
ile başlayan bir ek getirildiğinde araya "y,ş,s,n" kaynaştırma ünsüzlerinden biri
girer. "n" ünsüzü bazen bir ünlü ile ünsüz arasında yer alabilir.
Koruyucu Ünsüz (Yardımcı Ünsüz): "-idi, -imiş, -ise, ile" ünlü ile biten sözcük-
lere eklendiğinde "i" sesi "y"ye dönüşür, buna koruyucu ünsüz denir.
13. ULAMA
Ünsüzle biten bir sözcükten sonra ünlüyle başlayan bir sözcük gelirse birinci
sözcüğün sonundaki ünsüzün ikinci sözcüğün ilk ünlüsüyle okunmasına ulama
denir.
UYGULU-YORUM-1
Aşağıdaki altı çizili sözcük büyük ünlü uyumuna uyuyorsa ayraç içine
(+),uymuyorsa(-) koyunuz.
UYGULU-YORUM-11
1) Çabucak: ................ .. .
2) Bekliyor: ................... .
3) Biricik: ......... .
4) Kapattı: ..................... .
5) Ağardı: ...................... .
6) Adımları: ................. .
7) Gidemem: ... .
8) Tembel: ............. .
9) Üsteğmen: .............. .
UYGULU-VORUM-111
1) Alçacık:
2) Benzetme:
3) Kaybolan:
4) Kavşak:
5) Çevremiz:
6) Yaklaştı:
7) Pazartesi:
8) Oğlan:
9) Küçümsedi :
10) Kokladı:
UYGULU-VORUM-IV
3) Keskin:
4) Yoğurdun:
5) Kapağı:
6) Yaklaştı:
7) Rengimiz:
8) Değişken:
9) Gecikir:
10) Umuttan:
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-V
UYGULU-VORUM-VI
4) Ünlü düşmesi
5) Ünlü daralması
6) Ünsüz yumuşaması
7) Ses göçüşmesi
9) Ünsüz türemesi
10) Küçük ünlü uyumuna aykırılık
363
UYGULU-YORUM
V VI
~ ··········································································································
Mehmet Nuri Yardım ' ın "Edebiyatımızın Güleryüzü " adlı:',.
kitabından
Bayrak şairi Arif Nihat Asya, Malatya Lisesi'nde edebiyat öğretmeni olarak)
görev yaparken dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel okulu ziyare~
eder. Yücel'in öğretmenler odasına girdiği sırada herkes ayağa kalkarken!
Arif Nihat Asya istifini bozmaz. Buna canı sıkılan bakan , şairi süzdükten!
sonra Arif Nihat'a "Senin paçaların niçin çamurlu?" diye sorar. Şairin cev~
UYGULU-YORUM-1
\: :
1 ı - 2ı - 3) + 4) - 5) + 6) -
l;:i_______ i
____ __ _______________________ _____ ___________________________ ____ _________________________:
UYGULU-YORUM-11
,. ____ ____ ____ ___ _______ ___ ______________ ____________ ________ ____ _____ ______ ____ _____ _______________
! :
! 1) ünsüz düşmesi 2) ünlü daralması 3) ünlü türemesi i
!4) ünsüz benzeşmesi 5) ünsüz yumuşaması i
!6) ünsüz yumuşaması 7) ünsüz yumuşaması 8) n-m değişimi i
( 9) ünsüz düşmesi 1O) ünsüz türemesi i
~ :
~ ------------------------------------------------------------------------------------------------- '
UYGULU-YORUM-111
·--------------------------------------------------------------------------------------------------
~ :
j 1) ünsüz düşmesi 2) ünlü düşmesi 3) ünlü düşmesi i
j 4) ünlü düşmesi 5) ünlü düşmesi !
j 6) ünlü düşmesi ve ünsüz düşmesi 7) ünlü düşmesi i
j 8) ünlü düşmesi __ 9) ünsüz düşmesi ___1O) ünlü düşmesi ___________________i
UYGULU-YORUM-IV
/------------------------------------------------------------------------------------------------:
UYGULU-YORUM-V
,-------------------------------------------------------------------------------------------------·
1_1) O_2) O_3)_O _4) _Y__5) O_____________ ________________ ______________________________!
365
YAZIM KURALLAR!
~
~
Rakamla
harfle
başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime büyü
başlamaz: 2003 yılında üniversiteyi bitirdim.
Dizeler genellikle büyük harfle başlar: Göz gördü, gönül sevdi seni yüzü ma-
hım/ Kurbanın alam var mı benim bunda günahım
Takma adlar: Deli Ozan (Faruk Nafiz), Server Bedi (Peyami Safa)
Hayvanlara verilen özel adlar: Sarıkız, Karabaş, Pamuk, Minnoş, Tekir
Millet, boy, oymak adları: Türk, Alman, Rus, Arap; Oğuz, Türkmen, Kırgız
Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar: Tanrı, Allah, Cebrail, Zeus, Kibele, Mikail, Ra
Yer adları (kıta , bölge , il , ilçe, köy, semt, cadde , sokak, semt vb.): Asya, Afrika;
iç Anadolu, Doğu Anadolu, Yakın Doğu; Ankara, Londra; Göreme, Keban; Mol-
laköy, Akçaköy; Atatürk Bulvarı, Yunus Emre Caddesi; Asmalımescit Sokağı
Saray, köşk,
han, kale, köprü, anıt vb. yapı adlarının bütün sözcükleri : Topkapı
Sarayı, Çankaya Köşkü, Horozlu Han, Karahisar Kalesi, Galata Köprüsü, Kız
Kulesi, Zafer Abidesi, Tonyukuk Anıtı
Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her sözcüğü : Türk Dil Kurumu, Atatürk Orman
Çiftliği, Balakgazi Lisesi; Yeşilay Derneği, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü
367
YAZIM KURALLAR!
Kitap, dergi , gazete ve sanat eserlerinin (tablo , heykel , müzik) her sözcüğü: Nu-
tuk, Safahat, Kendi Gök Kubbemiz; Türk Dili, Türk Kültürü, Varlık; Resmi Gazete,
Sabah, Milliyet, Türkiye, Yeni Asır; Saraydan Kız Kaçırma, Ellinci Yıl Marşı
Tarihi olay, çağ ve dönem adları: Kurtuluş Savaşı, Cilalı Taş Devri, Antik Çağ,
Yükselme Devri, Milli Edebiyat Dönemi, Servetifünun Dönemi
Uyarılar!!!
1. Özel isme dahil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, bucak, belde, köy vb.
sözcükler küçük harfle başlar. Elazığ ili, Çubuk ilçesi, Pınarbaşı köyü vb.
2. Mahalle, meydan , bulvar, cadde, sokak sözcükleri özel isim olarak kul
lanılırsa büyük harfle başlar. Kurtuluş Mahallesi, Çankaya Apartmanı,
Taksim Meydanı, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Gazi Caddesi, Halidı
Edip Sokağı ...
3. Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş olursa sözcük büyük harfle
başlar. Hisar'dan, Boğaz'dan, Bulvardan.
5. Özel isme dahil olmayan gazete, dergi, tablo, roman, şiir vb. sözcükle
büyük harfle başlamaz. Hakimiyetimilliye gazetesi, Türk Dili dergisi, Otu
Beş Yaş şiiri, Kiralık Konak romanı, Halı Dokuyan Kızlar tablosu.
6. Özel isimlerle birlikte kullanılan ve, ile, ya, veya, yahut, ki, de, mi, mi, mu ,
mü küçük harfle yazılır. Savaş ve Barış, Kerem ile Aslı, Ben Deli miyim,
Diyorlar ki, Dünyaya İkinci Geliş yahut Sır İçinde Esrar, Ya Devlet Başı
ya Kuzgun Leşe.
8. Özel isim kendi anlamı dışına çıkıp yeni bir anlam kazanırsa büyük harfle
başlamaz. hicaz (Türk müziğinde bir makam) amper (elektrik akımındı
şiddet birimi) allahlık (saf, zararsız kimse), donkişotluk (gereği yokker
kahramanlık göstermeye kalkışmak)
9. Özel isme bağlı tür isimleri küçük harfle başlar. Van kedisi, Antep fıstığı,
Hindistan cevizi, Ankara keçisi, Denizli horozu ...
YAZIM KURALLAR!
Yön bildiren sözcükler "ülke, bölge, medeniyet, düşünce , hayat tarzı , o yönde
yaşayan insanlar'' anlamında kullanılırsa büyük harfle başlar.
Uyarı!
Ara yönler bitişik yazılır: Güneydoğu , kuzeybatı
Kişi adlarından önce ve sonra gelen saygı sözleri , sanlar, unvanlar, takma
isimler, meslek ve rütbe adları büyük harfle başlar:
Özel adla kullanılmayan unvanlar (sanlar) özel adın yerini tutuyorsa büyük,
tutmuyorsa küçük harfle başlar.
Uyarılar!!!
Akrabalık bildiren sözcükler özel isimden önce gelirse lakap yerine kulla-
nıldığı
için büyük harfle başlar: Nene Hatun, Baba Gündüz, Dayı Kemal,
Hala Sultan.
Bazı tarih ive efsanevi kişiliklerde akrabalık bildiren sözcük sonda olduğu
halde unvan değeri kazandığından ve özel isme dahil olduğundan büyüf
harfle başlar: Gül Baba, Susuz Dede, Adile Hala, Gülsüm Bacı , Sultan Ana.
4. DE'NİN YAZILIŞI
Türkçede iki "de" vardır: ek olan "-de", bağlaç olan "de".
5. Kİ'NİN YAZILIŞI
Bağlaç olan "ki" İlgi eki olan "-ki" Sıfat yapan "-ki"
Geçmiş zaman olur ki Bizimki bir aşk hikayesi Bir of çeksem karşıki
hayali cihan değer. Seninki düpedüz zulüm dağlar yıkılır.
Duydum ki unutmuşsun sayılır. Ya gözler altındaki mor
gözlerimin rengini. Salonun camlarını silmiş , halkalar
Kızıl havaları seyret ki mutfağınki duruyor. Delikanlı çağımızdaki
akşam olmakta" cevher
Pratik yol: "ki"nin olduğu bölüme kadar "-ler'' eklenir; anlamlı olursa "ki" bitişik,
anlamsız olursa "ki" ayrı yazılır.
Örneğin: "Bizimki dün gelmedi" cümlesinde sadece "bizimki" sözcüğünün sonuna
"-ler'' eki eklenir, "bizimkiler'' anlamlı olduğu için "-ki" bitişik yazılır. "Bekle ki gelsin."
cümlesinde sadece "bekle ki" ifadesinin sonuna "-ler" eki eklenir, "beklekiler'' an-
lamsız olduğu için "ki" ayrı yazılır.
6. Mİ'NiN YAZILIŞI
Ayrı yazılır
ve kendisinden önceki söz- Sen de mi geleceksin?
cüğün son ünlüsüne bağlı olarak ünlü Hala dağları karlı Erzincan'da mısın?
uyumları na uyar.
"mi" eki, -me,-ma olumsuzluk ekinin daralmış biçimi olan "-mı, -mi , -mu,
-mü" ile karıştırılmamalıdır. "mi" eki -yor'dan sonra, -me, -ma olumsuz
luk eki -yor'dan önce gelir. (mı, mi , mu, mü -yor'dan önceyse bitişik
yor'dan sonraysa ayrı yazılır.
• Dersi niçin dinlemiyorsun?
• Bu akşam neden gelmiyorsun?
\1
81 •
.-,--.--.ı. Ödevini neden yapmıyorsun?
I Bugün bizimle gelmiyor musun?
• Yarınki sınava çalışıyor musun?
7. SAYILARIN YAZILIŞI
» Sayılarmetin içerisinde yazıyla belirtilir. bin yıldan beri, haftanın beşinci günü,
üç ayda bir, yüz soru, iki hafta sonra, üçüncü sınıf.
» Saat, para tutarı , ölçü , istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır.
17.30'da, 11.00'de, 1.500.000 lira, 25 kilogram, 150 kilometre, 15 metre kumaş,
1.250.000 kişi, % 25, % 50.
» Birden fazla sözcükten oluşan sayılar ayrı yazılır. On beş, kırk altı, üç yüz alt-
mış beş lira
» Saat ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir. saat dokuzu beş geçe,
saat yediye çeyrek kala, saat sekizi on dakika üç saniye geçe, mesela saat
onda.
» Para ile ilgili işlem ve senet, çek vb. ticari belgelerde geçen sayılar bitişik
yazılır.650,35 (altıyüzelliTL, otuzbeşKr).
» Sayılarda kesirler virgül ile ayrılır. 16,3 (16 tam, onda 3).
» Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir. 6'şar değil altışar, 100'er değil
yüzer.
YAZIM KURALLAR!
.
8 Sıra sayıları
ve ek yazılır;
ekle gösterildiğinde rakamdan sonra sadece kesme işaret
ayrıca nokta konmaz: 8. 'inci değil 8 'inci, 2. 'nci değil 2 'nci
8. TARİHLERİN YAZILIŞI
1919 senesi Mayıs' ının 19'uncu günü Mustafa Kemal Samsun'a çıktı.
s
..--,--.--.ıAy adları yazıyla belirtildiğinde
~
1
-"'-"'
talama işareti konmaz.
10-Ekim-2003 (Yanlış)
13.Ocak.2008 (Yanlış)
ay, gün ve yıl arasına herhangi bir nok
L........>..... - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Bütün yıldız ve gezegen adları , coğrafya veya astronomi (gökbilim) terimi ola-
rak kullanıldıklarında büyük harfle başlar.
» Ay, Dünya 'nın, Dünya da Güneş 'in uydusudur.
Yıldız ve gezegen adları, coğrafya veya astronomi (gökbilim) terimi olarak kul-
lanılmazsa küçük harfle başlar.
» Bu oda güneş almıyor.
» Gider iken > giderken, okumuş iken > okumuşken, çalışır iken > çalışırken
Ses düşmesine veya ses türemesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır.
Ağaçkakan Çıtkırıldım
Ateşkes Hünkarbeğendi
Cankurtaran Biçerdöver
Kapkaç İmambayıldı
Çöpçatan Konargöçer
Veryansın Külbastı
Barışsever Okuryazar
Yapboz Papazkaçtı
Kadirbilmez Uyurgezer
İncitmebeni Serdengeçti
Kuşkonmaz Oldubitti
Çokbilmiş Zıpçıktı
375
YAZIM KURALLAR!
Farsça kurala göre oluşturulan isim ve sıfat tamlamaları ile kalıplaşmış biçim-
ler bitişik yazılır.
Somut olarak yer bildirmeyen alt, üst ve üzeri sözlerinin sona getirilmesiyle
kurulan birleşik sözcükler bitişik yazılır.
Şehir, kent, köy, mahalle , dağ , tepe , deniz, göl , ırmak , su vb. sözcüklerle ku-
rulmuş sıfat tamlaması ve belirtisiz isim tamlaması kalıbındaki yer adları bitişik
yazılır.
Hayvan türlerinden birinin adıyla kurulanlar; kılıç balığı , köpek balığı, ağustos
böceği , ateş böceği , cırcır böceği ,
at sineği , Ankara keçisi , bal arısı , tarla faresi
Bitki türlerinden birinin adıyla kurulanlar; çörek otu , yıldız çiçeği , altın kökü , dan-
tel ağacı, çam fıstığı , dağ nanesi , şeker kamışı, şeker pancarı, Antep fıstığı , kuru
fasulye
Nesne, eşya ve alet adlarından biriyle kurulanlar; lüle taşı , Oltu taşı , arap sabunu ,
el kitabı , afyon ruhu , İngiliz anahtarı , dönme dolap, toplu iğne , tüp geçit, üst geçit
Yol ve ulaşımla ilgili birleşik kelimeler; Arnavut kaldırımı ; çevre yolu , deniz yolu ,
demir yolu , hava yolu, kara yolu, keçi yolu
Durum , olgu ve olay bildiren sözlerden biriyle kurulanlar; açık oturum , açık öğre
tim , ana dili, ay tutulması , baş ağrısı , baş dönmesi , dil birliği , din birliği , güç birliği ,
iş birliği, madde başı , ses uyumu, yer çekimi.
Bilim ve bilgi sözcükleriyle kurulanlar; anlam bilimi , dil bilimi , edebiyat bilimi , gök
bilimi, ruh bilimi, toplum bilimi,; dil bilgisi, ses bilgisi, şekil bilgisi
Yuvar ve küre sözleriyle kurulanlar; göz yuvarı , ışık yuvarı , renk yuvarı , yer yuvarı ;
hava küre , ışık küre , su küre , yarı küre , yarım küre
Yiyecek, içecek adlarından biriyle kurulanlar; su böreği, badem yağı, maden suyu ,
beyaz peynir, tas kebabı , İnegöl köftesi , ezogelin çorbası , koz helva, kuru yemiş ,
çiğ köfte , dolma biber
Gök cisimleri; Çoban Yıldızı, Kutup Yıldızı, kuyruklu yıldız ; gök taşı, meteor taşı
Organ veya organ yerine geçen sözlerden biriyle kurulanlar; aşık kemiği , elmacık
kemiği; serçe parmak, köpek dişi , süt dişi , safra kesesi , takma diş , karga burun ,
kepçe kulak
Zamanla ilgili birleşik sözcükler; bağ bozumu , gece yarısı , gün ortası , hafta başı ,
hafta sonu
377
YAZIM KURALLAR!
Somut olarak yer belirten "alt" ve "üst'' sözcükleriyle oluşturulan birleşik sözcük
ve terimler ayrı yazılır; su altı , toprak altı ; arka üstü, baş üstü, böbrek üstü bezi.
Alt, üst, ana, ön , art, arka, yan , iç, dış , orta, büyük, küçük, sağ , sol, peşin , bir, iki,
tek, çok, çift sözcüklerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik sözcük ve terim-
ler ayrı yazılır; alt yazı , ana dili, ön söz, ön yargı , art niyet, yan cümle , iç tüzük, orta
oyunu , büyük anne, büyük baba, sağ açık, sol bek, peşin fikir, iki anlamlı , tek
hücreli , çok hücreli , çift ayaklılar.
Etmek, olmak yardımcı eylemleriyle kurulan birleşik eylemler herhangi bir ses
düşmesine veya türemesine uğramazsa ayrı yazılır; arz etmek, fark etmek, sağ
olmak, sarf etmek, söz etmek, terk etmek, var olmak, yok etmek.
Ara Ara cümle, ara kapı , ara bulucu , Arabozan , arabalık , arabaşı ...
ara yön , ara bozucu , ara kesit. ..
Ana Ana cadde, ana dil, ana dili, Anaerkil , anamalcılık , anaokulu ,
ana düşünce , ana kapı , ana kara, anayasa ...
ana kent, ana kraliçe ...
Bir İkide bir, herhangi bir, bir ara, Hiçbir, birkaç, birçok, biraz,
bir an , bir zaman , bir kısım ... birdenbire ...
YAZIM KURALLAR!
» Göz atmak, çam devirmek, çanak tutmak, kulak asmak, kulak vermek, devede
kulak
İki ünsüzle başlayan Batı kökenli sözcükler, ünsüzler arasına ünlü konmadan
yazılır;grup, kral, kredi, problem, profesör, program, proje, protein, spor,
stüdyo, trafik, tren ...
İçinde yan yana iki veya daha fazla ünsüz bulunan Batı kökenli sözcüklerde ,
ünsüzlerin arasına ünlü konmadan yazılır; alafranga, apartman, biyografi,
elektrik, gangster, orkestra, paragraf, telgraf ...
İki ünsüzle biten batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır;
film , form, lüks, modern, natürmort, psikiyatr, teyp
Batı kökenli alıntıların içindeki ve sonundaki g ünsüzleri olduğu gibi korunur;
biyografi, dogma, magma, monografi, paragraf; arkeolog, diyalog, katalog,
monolog, psikolog ...
Kurum, kuruluş, ülke, kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları her sözcüğün
ilk harfinin büyük olarak yazılmasıyla yapılır, araya herhangi bir noktalama
işareti konmaz. Sadece büyük harflerle yapılan kısaltmalar arasında T.C.
(Türkiye Cumhuriyeti) ve T. (Türkçe) kısaltmalarında nokta kullanılır.
379
YAZIM KURALLAR!
Sert ünsüzle biten kısaltmalara ek geldiği zaman okunuşta sert ses yu-
muşatılmaz.
YANLIŞ DOĞRU
.. DSİ'ne .. DSİ'ye
.. TV'da
TBBM'nde .. TV'de
TBBM' de
. ÖSYM'nden
TDK'dan . ÖSYM'den
TDK'den
Bitirdiniz mi?
381
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-1
varım.
UYGULU-YORUM-11
( ) 13. Ulubey İlçesi ' nde yine bir kaza meydana geldi.
UYGULU-YORUM-111
UYGULU-YORUM-IV
UYGULU-YORUM-V
UYGULU-YORUM-VI
Aşağıdaki cümlelerde " birleşik sözcüklerin yazımı " ile ilgili yan
lışlık varsa(-), yoksa(+) yazınız.
( ) 1. Ön SÖZ () 2. Düzyazı
385
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-VII
UYGULU-YORUM-VIII
( ) 1. 1960'da () 2. 6'ıncı
( ) 3. 13.00'da () 4. 14.30'ta
( ) 5. 2003'te () 6. 1840'da
( ) 7. 20'nci () 8. Oniki yıl
UYGULU-YORUM-IX
387
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-1
:.
) 1) -, 2) -, 3) +, 4) +, 5) -, 6) -, 7) -, 8) -, 9) +, 10) - i'
!! 11 ) -, 12) +, 13) +, 14) -, 15) -, 16) -, 17) -, 18) + !
::____ ______________ __ ___ ___ ____ ______ ____ ____ ____ ___________ __ ___________ _______ ____ _____________ _:
UYGULU-YORUM-11
i 1) +, 2) -, 3) -, 4) +, 5) +, 6) -, 7) -, 8) -, 9) -, 10) +, 11 ) +, i
:1_12) -,-13) -, 14)_-._15) -._16) +, 17)_+, 18)_+, _______ ___________ ____ ______________ !
UYGULU-YORUM-111
UYGULU-YORUM-IV
.
.,-------------------------------------------------------------------------------------------------·'
!! 1) -, 2) +, 3) +, 4) -, 5) +, 6) +, 7) -, 8) +, 9) -, 10) - 1
!!_________ _________ ____ _____________ ______________________________ _________________ _______________ :
UYGULUYORUM-V
i!_1)_______
+, 2) -, 3) -, 4) -, 5) +, 6) +, 7) -, 8) +, 9) -, 10) - i
_________________________________________________________________________________________ !
UYGULU-YORUM-VI
.,-------·······----------········----······---------··········----········---------······---------· '
l 1 ı +, 2ı +, 3) +, 4) -. 5) -. 6) +, 7) -. 8) +, 9) +, 1oı +, 11 ı + i
l_____
ı
12) +, 13) -, 14) +, 15) -, 16) +, 17) +, 18) +, 19) +, 20) - !
____________________________________________________________________________________________!
UYGULU-YORUM-VII
ı - - -- - --- - --- - - - - - -- - ------ - -- - - - --- - - -- - -- - ----- - - - - -- - - -------- - --- -- ------ - - - - -- - ----- - - - - - --- - 1
j 1) +, 2) -, 3) -, 4) -, 5) +, 6) +, 7) -, 8) +, 9) -, 10) - !
? ------------------------------------------------------------------------------------------------'
UYGULU-YORUM-VIII
=1-------------------------------------------------------------------------------------------------,
:ı 1) -, 2) +, 3) -, 4) -, 5) +, 6) -, 7) +, 8) -, 9) +, 10) + 1
1:. . . . . ...... .. .... . . . . . . . ......... . . . ............... ......... . ... . . . .. ...... . . . . .... ..... .... ... . . :
UYGULU-YORUM-IX
,l 1ı +. 2ı -. 3) -. 4) -. 5) -. 6) -. 7) -. 8) -. 9) -. 10ı -. 11 ı -. 1'
j 12) -, 13) +, 14) +, 15) -, 16) -, 17) + i
~ ................................................................................................. :
YAZIM KURALLAR!
YAZIM SÖZLÜĞÜ
'
/
/ A C
Abandone Cereyan Fiyat
Acayip Cıva Fren
Acente Cop Folklor
Acımtırak Cübbe Flört
Adale Cülus G
Adrenalin Cüzam Gazete
Afetzede ç Görmeyi
Aforoz Çikolata H
Ahbap Çinakop Hafriyat
Akordeon Çipura Hastane
Aktüel Çiğdem Havsala
Akupunktur D Haydi
Akümülatör Diferansiyel Herkes
Alegori Dakika Hristiyan
Alelade Değnek Hoparlör
Alerji Deklarasyon 1
Alüminyum Dekorasyon ıstakoz
Amblem Dershane lzdırap
Anekdot Devalüasyon i
Antarktika kıtası Dinozor İade
Antrenman Distribütör İddia
Antrparantez (Antiparantez Diyalog İnisiyatif
değil) Doküman K
Arabesk Doktrin Kalemşor
Arife (Arefe değil) Dövmek Kanepe
Arazöz Drenaj Kanyak
Asfalt E Kaparo
Asgari Eczane Karakter
Ataşe Egzoz Karbüratör
Ayrıca (Ayrıcana,ayrıyeten Eğlence Kartpostal
yanlış) Ekşi Katalog
Azerbaycan (Azerbeycan) Elektrik Kavanoz
B Enflasyon Kayısı
Badem Enstitü Kerata
Bağırsak Enstrüman Kılavuz
Banknot Entelektüel Kreş
Baypas Espri Koleksiyon
Beyazımtırak Eşkal Kolektif
Blöf Eşofman Komiser
Blucin Erozyon Komodin
Boa yılanı (Boğa yılanı değil) F Komple
Bordro Faaliyet Kompozisyon
Brifing Fantezi Kampus
Fasulye Konsensüs
'-
YAZIM KURALLAR!
Kulüp Prodüktör T
Kupür Profesör Taassup
L Profesyonel Taarruz
Laboratuvar Program Tabiat
Lamba Promosyon Takdim
Lavabo Prova Tasdik
M Provokatör Tasfiye
Taşeron
Maalesef R
Magma Randıman
Tavsiye
Mahcup Rastgele Tayyare
Mahpus Rastlantı
Tazyik
Mahvolmak Risk Teknoloji
Makine Romen rakamı (Roma Tekstil
Menajer rakamı değil)
Telekomünikasyon
Merhem Rögar (Logar değil) Tembih
Materyal Rölanti Temyize başvurmak
Mevta Röntgen (Temize başvurmak
değil)
Meyve Röportaj
Muayenehane Rötar Tespih
Muzdarip Rötuş
Tespit
Teşrik
Muvaffakiyet s
Teşvik
Muzır Saksafon
Müracaat Sarımsak
Tetanos
Müsait Satılık
Tevkif
Müsvedde Selektör Tezahürat
Müthiş Selüloit (Selülit değil) Tezkere
Tıraş
N Sempozyum
Tirbuşon
Nergis Seremoni
Tüyo
o Serbestçe
Operasyon Seyahat Totalitarizm
Oratoryo Sezaryen Tribün
Orijinal Sıhhatler olsun (Saatler u
Ukde
ö olsun değil)
Silüet Ulema
Ötanazi
p Silahşor Unvan
Pabuç Sutyen Usul
Palyaço Sürpriz Ü
Panorama Stajyer Ültimatom
Paragraf Stüdyo Üniforma
Paralel ş Ütopya
Pardösü Şahadet
V
Şarj
Vahamet
Parlamento
Pastane Şefkat
Vaiz
Patates Şempanze
Vakanüvis
Perakende Şifonyer Video
y
Peştamal Şofben
Yalnız
Poğaça Şoför
Yanlış
Postane
Yevmiye
YAZIM KURALLAR!
-~
babaanne düzyazı hemcins
babayiğit elebaşı herhangi
391
.
YAZIM KURALLAR!
393
• • '!it.,
NOKTALAMA İŞARETLERİ
1. Nokta ( . )
Tamamlanmış cümlelerin sonuna konur:
Bazı kısaltmaların sonuna konur: Dr. (doktor), Prof. (profesör) ...
Sayılardan sonra sıra belirtmek için (-ıncı ekinin anlamını karşılamak için)
konur: 21. (yirmi birinci); il. Mehmet, iV. Murat, X/X. yüzyıl...
Uzun cümlelerde yükleme uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur.
» Toprak, yeşilin bin bir tonuna ve güzelliğini bünyesinde barındırıyordu.
Cümle içinde geçen ara sözleri veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur.
» Şair, o büyük ağıtçı, geldi dünyamıza.
395
NOKTALAMA İŞARETLERİ
Bir sözcüğün kendisinden sonra gelen sözcük veya sözcük gruplarıyla yapı ve
anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklıgını ön-
lemek için kullanılır.
» Bu gece, eğlenceleri içine bir türlü sinmedi.
» Yaşlı, kadına bir şeyler söyledi.
» Yaralı, adama baktı.
» Sayın Vali,
» Sevgili Kardeşim,
» Değerli Dayıcığım,
397
NOKTALAMA İŞARETLERİ
3. Noktalı Virgül ( ; )
Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için
konur.
» Roman, öykü, masal, şiir sanatsal; makale, deneme, fıkra, eleştiri öğretici
metinler grubuna girer.
Ögeleri arasına virgül konmuş sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.
» Kör ölür badem gözlü olur; kel ölür, sırma saçlı olur.
"TDK Yazım Kılavuzu " nun daha önceki baskılarında "ama, fakat, çünkü" gibi
bağlaçlardan önce noktalı virgül (;) getirilir ifadesi kılavuzun son baskısında (2012)
kaldırılmış olduğu halde pek çok kaynak "ama, fakat, çünkü" gibi bağlaçlardan
önce noktalı virgül(;) kullanmaya devam etmektedir, Yazım kılavuzunda ne yazık
ki bu konuya kesin biryaklaşım getirilmemiş ancak OSYM 'nin son zamanlarda sı
navlarda sormuş oldugu türkçe sorularında "ama, fakat" gibi ifadelerden önce .sill!I-
lıklı olarak virgül (,) kullanmayı tercih ettiğini söylemeyi faydalı buluyoruz.
4. İki Nokta(:)
» Şiirde yer alması gereken birçok unsur vardır: ritim, asonans, kafiye, redif,
ölçü ...
Tırnak içinde gösterilen alıntılarda tırnaktan önce kullanılır. Fakat, iki nokta
yerine virgül de tercih edilebilir.
» Paul Valery: "Yüz bin okur tarafından yüz bin kez okunmak isterim. " demiş.
Roman, öykü, tiyatro gibi yapıtlarda konuşma bölümünden önceki ifadenin so-
nuna konur.
» Mehmet Usta sorar:
- Bu topraklar yıllardır kimin?
Uyarılar!!!
İki noktadan sonra gelen bölüm cümle değeri taşıyorsa büyük harfle
başlar.
İki noktadan sonra gelen bölüm cümle değeri taşımıyorsa küçük harfle
başlar.
» Romanın birçok önemli yönü vardı: iyi kurgu, yalın anlatım, özlü ifadeler.. .
İki nokta açıklama, noktalı virgül ise bağlama işaretidir. Noktalı
virgülden sonra özel isimler hariç küçük harfle başlanır.
5. üç Nokta ( ... )
Tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur.
» Fuzuli, Divan Edebiyatı ' nda ızdırap şairi olarak bilinir. Şiirlerinde acı çekmek-
ten memnun olduğunu dile getirmiştir.
Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına
bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur:
399
NOKTALAMA İŞARETLERİ
» - Elindeki nedir?
-Kitap ...
-Güzel mi?
6. Soru İşareti ( ? )
Soru eki veya sözcüğü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur.
» Ne ağlarsın benim zül-ü siyahım?
Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur:
-Adın ve soyadın?
Bilinmeyen, kesin olmayan veya kuşkuyla karşılanan yer, tarih gibi durumlar
için kullanılır: Yunus Emre (1240 ?-1320) , (Doğum yeri : ?)
7. Ünlem İşareti ( ! )
Sevinç, kıvanç, acı, korku , şaşma gibi duyguları anlatan cümlelerin sonuna
konur.
» Hava ne kadar da güzel! Aşk olsun sana çocuk!
8. Kısa Çizgi ( - )
Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur:
» ................................................................................................................ Hanı-
meli kokusu vardı.
Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara
cümlelerin başına ve sonuna konur.
» Fuzuli -ızdırap şairi- gazelleriyle tanınır.
401
NOKTALAMA İŞARETLERİ
ls ) Konuşmalar tırnak
L........>....- _ _ _ _"_
H_a_
nc_ı_d_e_d_
im_,_b_i_
içinde verildiğinde uzun çizgiye gerek yoktur.
Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile
şehir arasına
konur: Kurtuluş Mah. Çakaloz No.: 32/2 Merkez / UŞAK
Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır: -da /-de, -acak
/-ecek vb.
11. Tırnak İşareti ( " " )
Başkasından veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tırnak içine alınır:
» Şiiri ne güzel ifade etmiş Yahya Kemal: "Şiir düşünceyi duygu haline getirin-
ceye kadar yoğurmaktır. "
Cümle içerisinde yapıtların ve yazıların isimleri ile bölüm başlıkları tırnak içine
alınır:
Özel veya cins isme ait ek, ayraçtan önce yazılır: Yunus Emre'nin (1240?-
1320) ...
Alıntıların aktarıldığı
eseri , yazarı veya künye bilgilerini göstermek için kul-
lanılır: Şiir
bir bakıma, her gruba kan veren, ama kendisi başka bir gruptan
kan alamayan 'O Rh ' kan grubu gibidir. (Şaban Sağlık)
Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan
ünlem işareti yay ayraç içine alınır: Kadın, zeki(!) olduğunu söylüyordu.
Bir bilginin kuşkuyla karşılandığını veya kesin olmadığını göstermek için kul-
lanılan soru işareti parantez içine alınır: 1496 (?) yılında doğan Fuzuli...
403
NOKTALAMA İŞARETLERİ
1 ~
'-"" ;. »
1':.:.:.:.'_'_ -_-_
E
Kanun'un 233. maddesi
:.s:.k:.
i -Y
_-o
_··-n_e
: .t:.
m:.e:.Ii-k_:' in
.:.3
: .':ü_
.n_:c.u
:·.-m
_-_a:.
d_d
_-e_:s.i: .:.:.:.:.:.:.:.:.:.:.:.:.:.:.:.~
B
» Yunus Emre'nin (1240?-1320)
••-• » Halide Edip'in (Adıvar)
l'-"" _ _ __
Kişi adlarından sonra gelen saygı ve unvan sözlerine getirilen ekleri ayırmak
için konur.
Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur. TRT'nin, TDK'nin, TV'ye ...
Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur: 1993'te, 7'nci, 8,5'/ik ...
Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekleri ayırmak için konur.
Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için konur: a'dan z'ye kadar,
Türkçede -cık'la yapılmış sözcükler.
Anlam karışıklığını engellemek için ekinden ayrı gösterilmek istenen sözcük-
ten sonra kullanılır.
NOKTALAMA İŞARETLERİ
Sonunda 3. teklik kişi iyelik eki olan özel ada, bu ek dışında başka bi
iyelik eki getirildiğinde kesme işareti konmaz.
Özel isimlere getirilen çokluk eki ve çokluk ekinden sonra gelen diğe
ekler kesmeyle ayrılmaz.
405
NOKTALAMA İŞARETLERİ
1. Soru işareti (?), ünlem (!) , noktadan (.) sonra gelen sözcükler büym
harfle başlar.
2. Virgül (.) ve noktalı virgülden (;) sonra gelen sözcükler, özel isim de
ğilse , küçük harfle başlar.
3. İki nokta (:) ve üç noktadan ( ... ) sonra gelen sözcükler duruma göre
büyük veya küçük harfle başlar.
4. Her sözcüğün tekrarı ikileme değildir.
» Romanda cümleler kısa , kısa olduğu kadar yalın.
5. Cümle başı bağlaçlarından sonra virgül kullanılır.
» Örneğin , ---
» Fakat, ---
» Yalnız ,---
» Ancak, ---
6. Ünlem değerindeki sözcükten sonra cümle devam ederse ünlem som
konur.
» Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın!
» Ah , o güzel günler nerede!
» Eyvah , ne yer ne yar kaldı!
8. "Evet, hayır, peki. .. " tek başına yargı bildirirse sonlarına nokta konur.
» Yarın bizimle gelecek misin?
-Hayır.
9. Tırnak içine alınan alıntı cümlelerinde tırnaktan önce iki nokta veye
virgül kullanılabilir.
» Şair , "Şiirin kaynağı bilinçaltıdır. " diyor.
Şair: "Şiirin kaynağı bilinçaltıdır. " diyor.
10. Cümle içindeki "ama, fakat, lakin, çünkü ... " bağlaçlarından önce virgül
de noktalı virgül de kullanılabilir. Son zamanlarda daha çok virgül ter
cih edilmektedir.
11. Soru sözcüğü temel cümleye değil de yan cümleye bağlıysa soru işa
reli kullanılmaz.
» Ne zaman geleceğini bilmiyorum.
» Hangi kapıyı çalacağımızı bilmiyoruz.
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-1
UYGULU-YORUM-11
3. Bir aylık bebek sizi tanıdığını belli eder, sesinizi işitince sakinleşir.
407
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-111
ise(+) yazınız.
UYGULU-VORUM-IV
2. Kentin " Buğday Pazarı " denilen meydanında sıra sıra dükkanlar (
Dükkanların önlerine sıralanmış çuvallarda buğday, bulgur, baharat (
Değişik boydaki torbalarda ıhlamur, papatya, çörekotu, pul biber, adaçayı
() İçindekilerin görünmesi için torbaların ağızları yarısına kadar kıvrılmıı
() Bu ilgi çeken görüntüyü tamamlayan telaşlı bir kalabalık ()
UYGULU-YORUM
5. Dışarıda dolunay pırıl pırıl () gündüz eriyip gece donan kar da kıtır kı
6. Aklına Batum meltemi düşen aşçı şöyle dedi ( ) "Daha sıcak bir yere
göçelim ( ) kurtulalım bu kavurucu ayazdan ( ) "
409
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-1
il1) -, 2) + , 3) -, 4) + , 5) -, 6) -, 7) + , 8) + , 9) -,
10ı +, 11ı - , 12ı - , 13) -, 14) +
[
!
~ ----------------------------------··········-·-·-·--------······-·----···-·-····················· l
UYGULU-VORUM-11
UYGULU-VORUM-111
j----------------------------------------------------------------------------------------·····----:
j 1) +, 2) -, 3) -, 4) + , 5) + , 6) -, 7) -, 8) + , 9) -, f
!-1oı_ -,_11 ı -, 12) _+ , 13)_ -,_14) + ,_15) + ______ ____ _______ ________________ ____ _____ ___!
UYGULU-VORUM-IV
3) (, ), (. ), (? ), (: ), (.) 4) (; ), (. ), (. ), (,)
L.......................................................................................................................................... i
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
♦♦ BAĞLAŞIKLIK ♦♦
» Sözcüklerin dil bilgisi kurallarına göre bir araya gelmesine "bağlaşıklık" adı
verilir. Sözcükler dil bilgisi açısından uygun biçimde bir araya getirilmemişse cümle
bağlaşıklığa aykırı olur.
» Nesne Yanlışları
» Dolaylı Tümleç
» Bağlaç Yanlışları
» Ek Eylem Yanlışları
» Eylemsi Yanlışları
» Tamlama Yanlışlığı
♦♦ BAĞDAŞIKLIK ♦♦
» Zamir Eksikliği
» Karşılaştırma Yanlışları
» Noktalama Yanlışları
» Deyim Yanlışları
411
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Sorunlu Her gün birçok sayıda kişi "birçok" sözcüğü sayı anlamı
Açıklama
Cümle kanser yüzünden ölüyor. veriyor, bu yüzden "sayıda"
sözcüğüne gerek yoktur.
Sorunlu Ağaçtan aşağı inen çocuk "inen" sözcüğü "aşağı " sözcüğünün
Açıklama
Cümle ağlamaya başladı.
anlamını taşıdığı için "aşağı "
sözcüğüne gerek yoktur.
Sorunlu Bütün zorluklara karşı göğüs " karşı " edatı gereksiz olarak
Açıklama
Cümle geren anneme çok şey
kullanılmıştır.
borçluyum.
413
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Sorunlu Ayşe'yi
çok özledi ; onu Açıklama "onu" sözcüğüne gerek yoktur.
Cümle görmeye gitti.
"etmek" ve "olmak" yardımcı eylemleriyle oluşturulan birleşik fiiller tek sözcüğe in-
dirgenebiliyorsa yardımcı eylem gereksizdir.
Sorunlu
Cümle "Umut etmek > ummak,
Açıklama İfadelerinde gereksiz yardımcı
kuşku etmek > kuşkulanmak, eylem ve düzeltmesi vardır.
etki etmek > etkilemek,
bekleme yapmak >
beklemek, yanıt vermek>
yanıtlamak, alkış almak >
alkışlanmak''
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Sorunlu
Konferans yaklaştıkça Açıklama
Cümle konuşmacının heyecanı "gittikçe" sözcüğüne gerek yoktur.
gittikçe artıyordu.
Sorunlu
Cümle
Esmer çocuk yanımızdan Açıklama "olarak" sözcüğüne gerek yoktur.
mutlu olarak ayrıldı.
Sorunlu
Sen de bizden birisisin. Açıklama "birisisin" sözcüğündeki iyelik
Cümle
eki gereksizdir. Sözcük "birisin'
biçiminde düzeltilmelidir.
Sorunlu
Köylü yumurtası bulunur. Açıklama "köylü" sözcüğündeki "-lı " eki
Cümle
gereksizdir. Yumurta köylüye
değil, köye özgüdür.
415
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Gereksiz sözcük ile ilgili püf noktaları: Aşağıdaki ifadeler bir arada olursa ge-
reksiz sözcükten kaynaklanan anlatım bozukluğu olur.
ti
"Yazar, bu özü, birtakım ilkelerden , hazır formüllerden yola ç ıkarak değil,somut
gerçeklerden, yaşanm ı ş deneyimlerden yola çıka rak yeniden buluyor."
Bu cümlede geçen kelimelerden hangileri atıldığında cümlenin anlamında
hiçbir daralma olmaz?
Çözüm: Bir sözcüğün anlamını karşılayan başka sözcükler varsa o sözcük gerek-
sizdir. "Formül" zaten hazır hale gelmiş sembollerdir, bu nedenle "hazır'' sözcüğü
nü kullanmaya gerek yoktur. "Deneyim" belli yaşantılardan sonra edinilen
durumdur, bu nedenle ''yaşanmış" sözcüğü gereksizdir. Cevap E seçeneğidir.
Çözümlü Soru //
Bir toplumsal yapıdan başka bir toplumsal yapıya geçilirken gelecek
ti A)
yüzyıllara geçmişten kalan bir kültür mirası bırakılır.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisinden kay-
naklanmaktadır?
B) Çatı uyuşmazlığından
E) Özne eksikliğinden
Çözüm: "Miras" sözcüğü "geçmişten kalan" sözünün anlamını taşıdığı için "geç-
mişten kalan" ifadesi gereksizdir. Cevap C seçeneğidir.
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Sorunlu
Cümle Ünlü yazar, yeni romanı Açıklama Antlaşma: iki ya da daha çok
için yayıneviyle .antlaşma devletin saldırmazlık, savaşta
yaptı. (Doğrusu: anlaşma) bağlaşıklık konularında ortaya
koyduğu belge.
Anlaşma: Anlaşmak eylemi,
uyuşma.
Sorunlu
Cümle Çoğu kişinin azımsadığı Açıklama Azımsamak: Miktar olarak az
genç sanatçıları övüyordu bulmak. (nicel)
Nurullah Ataç. Küçümsemek: Dikkate almamak.
(Doğrusu: küçümsediği) (n~el)
Sorunlu
Cümle [Tarihin "Muhteşem Yüzyıl"dak Çarpıtmak: Yanlış,ters, gerçeğe
Açıklama
Sorunlu
Cümle O yıl Marmara'ya inanılma,
Açıklama Çoğunluk: Sayı üstünlüğü. (Daha
çoğunlukta balık akını oldu. çok insan için)
(Doğrusu: çoklukta) Çokluk: Sayı ve ölçü yönünden
çok olma.
Sorunlu
Şehrimizi~ çöpler Açıklama Kapsamak: Sınırları içine almak,
Cümle
temizlenmelidir. içermek.
(Doğrusu: kaplayan) Kaplamak: Her yanını örten.
419
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Çözüm: "Hatırlatmak" geçmişe dönük olur, ancak cümlede "gelecek haftanın prog-
ramlarını hatırlatmak"tan bahsedilmekte, gelecek için "hatırlatmak" sözcüğü kul-
lanılmaz. " Hatırlatmak" yerine '1anıtmak" sözcüğünü kullanmak daha uygundur.
Cevap C seçeneğidir.
~ Çözümlü Soru //
Jil' Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
rüyor.
Çözüm: B seçeneğinde "fiyat" sözcüğü için "pahalı " sözcüğü kullanılmış , ancak
"pahalı " sözcüğü değil , "yüksek" sözcüğü kullanılmalıdır. Cevap B seçeneğidir.
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Beni hiç unutma, arada bir "hiç" hiçbir zaman , "arada biı''
Sorunlu
Açıklama bazen anlamı kattığı için
Cümle hatırla.
anlatım bozuktur.
Çözümlü Soru //
Bana en kutsal meslek nedir diye sorarsanız hiç düşünmeden öğretmen-
lik diyebilirim.
, Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni, aşağıdakilerden hangi-
sidir?
E) Tamlama yanlışlığı
421
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Sorunlu Herkes , izinsiz kursa giren Düzeltme Herkes , kursa izinsiz giren
Cümle öğrenciye şaşkınlıkla öğrenciye şaşkınlıkla
bakıyordu. bakıyordu.
Şimdi de konuğumuzla
Sorunlu Düzeltme Şimdi de konuğumuzla
Cümle canlı olarak yaptığımız yaptığımız röportajı canlı olara~
röportajı yayınlıyoruz
yayınlıyoruz sayın seyirciler.
sayın seyirciler.
Çözümlü Soru //
, Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yanlış yerde sözcük kullanılması
anlatım bozukluğuna yol açmıştır?
Çözüm: E seçeneğinde "öğretmen olarak" söz öbeği yanlış yerde kullanıldığı için
cümlede anlatım bozukluğu vardır. Cümlenin doğrusu "Fakülteyi bitirince doğduğu
köyde öğretmen olarak çalışmaya başladı. " olmalıdır. Cevap E seçeneğidir.
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Mozart' ı kafanızı
Sorunlu Düzeltme Mozart' ı kafanızı di!l1ıınınk için
Cümle dinlendirmek için okuyun. okuyun.
~"ll"nm"z o kalkışta ne
Sorunlu Düzeltme Sallanmaz o kalkışta ne mendil
Cümle mendil ne de bir kol ne de bir .el (kol sallamak diye
bir deyim yoktur, el sallamak
deyimi vardır.
6. BAĞLAÇ YANLIŞLARI
Müzesi'ni gezmelisin.
kadar anlayışlıdır.
Çözümlü Soru //
Yazarın ne romanında ne de öykülerinde, yaşamın olumsuzluklarını an-
latan bir cümleye rastlayamazsınız.
, Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden han-
gisiyle giderilebilir?
Çözüm: "Ne ... ne" bağlacı cümleye olumsuzluk anlamı kattığı için yüklem olum-
suz olmamalıdır. " Rastlayamazsınız" yüklemi "rastlayabilirsiniz" biçiminde kul-
lanılmalıdır. Cevap D seçeneğidir
7. MANTIK YANLIŞLARI
425
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
ti yol açabilir.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisiyle gideri-
lebilir?
8. NOKTALAMA YANLIŞI
Çözüm: A seçeneğinde virgül (,) kullanılmadığı için iki anlam çıkıyor; birinci olarak
"öğretmen kendi odasındaki çiçekleri suladı ", ikinci olarak "o, öğretmen odasındaki
çiçekleri suladı " anlamı çıkıyor. Anlam belirsizliğini gidermek için "öğretmen "
sözcüğünden sonra virgül ya da cümlenin başına "o" kişi adılı getirilmelidir.
Cevap A seçeneğidir.
9. ZAMİR EKSİKLİĞİ
111. teklik kişi iyelik eki ve belirtme durum eki bir sözcükte kullanıldığında tam-
layan yoksa anlam belirsizliği olabilir; bu durumda hem il. teklik (senin) hem de 111.
teklik (onun) anlamı çıkar.
427
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Karşılaştırma yanlışları:
Sıralama yanlışları:
Sorunlu Serhat Kenan'dan çok para Düzeltme Serhat Kenan' ın çok parasını aldı
Cümle aldı. Çalıştıkları
yerde Serhat'a
Kenan'dan daha çok para verildi.
Çözümlü Soru il
Yaralanan çocuğu battaniyeye sarıp hastaneye götürdüler.
, Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangi-
sidir?
Çözüm: "Çocuğun battaniyeye sarılması " söz konusu olmaz, battaniye çocuğa
sarılır. Cümle, "Battaniyeyi yaralanan çocuğa sarıp çocuğu hastaneye götürdüler."
biçiminde olmalıdır. Cevap D seçeneğidir.
Zamirler özensiz kullanıldığında cümleden iki farklı anlam çıkabilir, yani anlam be-
lirsizliği olur.
Sorunlu Ahmet geçen yıl beni bir kızla "Ona" sözcüğü hem Ahmet'i herr
Açıklama
Cümle tanıştırdı ; ona hayran oldum kızı karşılayacak biçimde
kullanıldığı için cümlede
belirsizlik var.
Sorunlu Halam bana sık sık köfte "Onu" sözcüğü hem halam
Açıklama
Cümle yapar; onu çok severim. sözcüğünü hem köfteyi
karşılayacak biçimde kullanıldığı
için cümlede belirsizlik var.
429
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Sorunlu Yeryüzünde bir sen bir de Düzeltme Yeryüzünde bir sen (varsın) bir
Cümle ben varım de ben varım
Sorunlu Olaydan büyük bir üzüntü Düzeltme Olaydan büyük bir üzüntü
Cümle duyduğunu, suçluların duyduğunu (söyledi),
cezalandırılmasını istedi. suçluların cezalandırılmasını
istedi.
Sorunlu Müzik konusunda ben onu , Düzeltme Müzik konusunda ben onu
Cümle o da beni etkilemek istemez. (etkilemek istemem) , o da
beni etkilemek istemez.
n
i('
Çözümlü Soru (1992 · ÖSS) il
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
Sorunlu Ben bu aşka gönül vermem, Düzeltme Ben bu aşka gönül vermem,
Cümle zulüm getirir. _b_u__aş_k_zulüm getirir.
Sorunlu Sınıfta kargaşa yok, bugün Düzeltme Sınıfta kargaşa yok, sınıf
Cümle oldukça sakin. bugün oldukça sakin.
Karşılaştırmalı sıralı
cümlelerden biri "hepsi" ve "herkes" olumlu sözcükleriyle
başlıyorsa diğer cümle bu sözcüklerle, "hiçbiri" ve "kimse" ile başlıyorsa olumsuz
sözcükleriyle başlıyorsa diğer cümle bu sözcüklerle başlar.
Sorunlu Kimse bir yere kıpırdamasın, Düzeltme Kimse bir yere kıpırdamasın ,
Cümle yere yatsın. herkes yere yatsın .
Farklı nesneler alması gereken birden çok yüklemin birbirine bağlanması se-
bebiyle ortaya çıkar. Bazen sıralı cümlelerde ilk yüklemdeki bir ögenin ikinci yük-
leme uygun düşmemesi nesne eksikliğine yol açabilir.
Sorunlu Sana her konuda güveniyor Düzeltme Sana her konuda güveniyor ve
Cümle ve yardım bekliyoruz. .sıındıın yardım bekliyoruz.
(D.T. Eksikliği)
n
J{f'
Çözümlü Soru //
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
Çözüm: "Birbirlerini" nesnesi hem "anlar'' hem de "inanırlardı " yüklemleri için ortak
kullanılmış , ancak ikinci yüklem " inanırlardı " sözcüğüne uymamaktadır. " İnanır
lardı " sözcüğünden önce "birbirlerine" sözcüğü getirilmelidir. Cevap D seçeneğidir.
Yüklemi isim soylu olan cümlelerde ortak olmayan ek-fiilin ortak kullanıl
masıdır.
Sorunlu Sınav sonucunda Ali başarılı , Düzeltme Sınav sonucunda Ali başarılı
Cümle Ayşe başarılı değilmiş. imiş, Ayşe başarılı değilmiş.
Sorunlu Orhan Veli'nin dili halk dili, Düzeltme Orhan Veli'nin dili halk dili
Cümle ancak sıradan bir değildi. idi, ancak sıradan bir değildi.
Sorunlu Çorba çok lezzetli; fakat sıcak Düzeltme Çorba çok lezzetli idi; fakat
Cümle değildi. sıcak değildi.
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
R A)
Yukarıdaki ikinci cümlede bir anlatım bozukluğu vardır. Bu bozuk-
luk, aşağıdakilerden hangisiyle giderilebilir?
Sorunlu Beni en çok sevindiren senin Düzeltme Beni en çok sevindiren senin
Cümle buraya geldiğindir. buraya gelmendir.
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Sorunlu Vergilerin yeni sisteme göre Düzeltme Vergilerin yeni sisteme göre
Cümle toplanacağını sağlayacaklar. toplanmasını sağlayacaklar.
A) Çatı uyuşmazlığı
D) Özne eksikliği
E) Tamlama yanlışlığı
Çözüm: " Heyecanlanmıştım " sözcüğündeki "-tım ", "kesilmiş" sözcüğü için ortak
kullanılmış ; ancak uyumsuzluk ortaya çıkmaktadır. " Kesilmiş" sözcüğüne "-ti" eki
eklenmelidir, yani "kesilmişti" biçimine getirilmelidir. Cevap C seçeneğidir.
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Sorunlu
Silah kullaoması □ ı bilmiyor. Açıklama Silah kullanmayı bilmiyor.
Cümle
Sorunlu Sergide tanıtı lan eşyalar Düzeltme Sergide tanıtı lan eşyalar
Cümle geçmi.Şle insanların inançlarını geçmişteki insanların
ve beğenilerini yansıtıyor. inançlarını ve beğenilerini
yansıtıyor.
Sorunlu Birçok Sfillfilfil geçti, dönen Düzeltme Birçok .sııne geçti, dönen yok
Cümle yok seferinden. seferinden.
Sorunlu Bunca acılardan sonra hayat Düzeltme Bunca acıdan sonra hayat onc
Cümle
ona gülmeyi de öğretti. gülmeyi de öğretti.
Sorunlu İçimde binlerce istek!fil vardı. Düzeltme İçimde binlerce istek vardı.
Cümle
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
n
'j{f"
Çözümlü Soru (1986 - ÖSS) //
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
441
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Bir cümlede hem edilgen hem de etken çatılı bir eylemin veya eylemsinin bir
arada kullanılmasından kaynaklanan uyuşmazlıktır.
Sorunlu Romanın yazıldığı dönem göz Düzeltme Romanın yazıldığı dönem gö,
Cümle önüne .a!d.J.ğında dönemine önüne alındığında dönemine
ışık tuttuğu anlaşılacaktır. ışık tuttuğu anlaşılacaktır.
Sorunlu Büyük bir emek harcayarak Düzeltme Büyük bir emek harcanarak
Cümle kazanılan başarılar insanı kazanılan başarılar insanı
mutlu eder. mutlu eder.
Sorunlu Biraz dikkatli lınkınca tablonur Düzeltme Biraz dikkatli bakılınca tablonun
Cümle sahte olduğu kolayca anlaşılır. sahte olduğu kolayca anlaşılır.
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
R
Evin, binbir çeşit meyve ağacı ve sebze yetiştiren bir bahçesi var.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerden hangisinden kay-
naklanmaktadır?
B) Bağlaç kullanılmasından
C) Özne eksikliğinden
E) Ek fiil kullanılmamasından
Çözüm: Cümleden "bahçenin meyve yetiştirmesi " gibi bir anlam çıkıyor.
"Yetiştiren" sözcüğü etken değil , "yetiştirilen " biçiminde edilgen yapılmalıdır.
Cevap A seçeneğidir.
a. Ad Tamlaması Yanlışları
Belirtisiz isim tamlamasında tamlayan ile tamlanan arasına sıfat giremez, sıfat
tamlamanın başına gelir ve tamlamanıntümünü niteler ya da belirtir.
443
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Sorunlu
Düzeltme Denizli'de ve Aydın ' ın Kuşadası
Cümle Denizli ve Aydın' ın Kuşadası
ilçelerinde dün gece hafif ilçesinde dün gece hafif şiddette
şiddette iki deprem yaşandı. iki deprem yaşandı.
445
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Sorunlu Yoksul insanlara tıbbi ve gıda Düzeltme Yoksul insanlara tıbbi yardım
Cümle yardımı yapıyor. ve gıda yardımı yapıyor.
Sorunlu Hem sivil hem de kamu Düzeltme Hem sivil araçların hem de
Cümle araçlarının bu caddeye girmes kamu araçlarının bu caddeye
yasaklanmalı. girmesi yasaklanmalı.
Sorunlu Kaza yerine birçok askeri ve Düzeltme Kaza yerine birçok askeri araç
Cümle polis aracı geldi. ve polis aracı geldi.
Çözüm: Sıfat ve isim aynı tamlanana bağlanırsa anlatım bozukluğu olur. "Özel"
sözcüğü sıfat, "kamu" sözcüğü isimdir, ikisi aynı tamlanana bağlanamaz. "Özel
ve kamu kuruluşlarında" yerine "özel kuruluşlarla kamu kuruluşları " denmelidir.
Cevap C seçeneğidir.
447
ANLATIM BOZUKLUKLAR!
Kural Örnekler
Kısaca; özne birden çok ise ve içinde "ben" varsa yüklem "biz" , içinde "sen"
varsa yüklem "siz" olur.
b. Tekillik-Çoğulluk Uyumu
Kural Örnekler
Topluluk adları özne olursa • Köy halkı, olayı anlamak için meydanda
yüklem tekil olur. toplandı.
Sorunlu
Cümle O kurumda herkes, saygılı,
Açıklama "Herkes" belgisiz zamir olduğu
hoşgörülü ve başarılı olmay ı için yüklem "öğrenmişlerdi"
öğrenmişlerdi. değil "öğrenmişti" olacak.
449
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-1
UYGULU-VORUM-11
( .............................. )
UYGULU-YORUM
( UYGULU-VORUM-111
( ............... ............... )
451
UYGULU-YORUM
UYGULU-VORUM-IV
( .......................................... )
3) Alfa Yayınları'ndan çıkan yazarın bu kitabını okudum.
( .................................... )
4) Maliye eski bakanı kalp krizi geçirdi.
( .......................................... )
5) Alkollü araç kullanmak kazaya sebep olabilir.
( .......................................... )
6) Uykusuz yola çıkmamalısınız.
( .......................................... )
7) Hastanemizde ücretsiz hastalara bakılmaktadır.
( .......................................... )
8) Sabahtan akşama kadar bomboş evde oturdu.
( .......................................... )
9) Mazeretsiz sınava girmeyenler dersten kaldı.
( .......................................... )
10) Başbakan , bir hafta içinde petrol üreten ülkeleri gezecek.
( .......................................... )
UYGULU-VORUM-V
UYGULU-YORUM-VI
( .................................................)
2) Dokunmayın bana, rahat bırakın.
( .................................................)
3) Yıllardır onu düşünüyor, şiirler yazıyordu gizlice.
( .................................................)
4) Kardeşlerden biri garsonluk, diğeri 2. ligde futbol oynuyor.
( .................................................)
5) Kanserin ilacını bulalım ve yenelim.
( .................................................)
6) İnsanlar, böyle şeyleri dinlemez, inanmaz.
( .................................................)
7) Film konusunda ben onu , o beni etkilemek istemez.
( .................................................)
8) Benden hoşlanmayabilir, sevmeyebilir.
( .................................................)
9) Hiçbiri kitabı beğenmemiş , yerin dibine sokmuştu.
( .................................................)
1O) Mecnun, onu görür ve aşık olur.
( .................................................)
11) Yeni yetişen sanatçılara yardım eder, ilgilenirdi.
( .................................................)
12) Hasan evimize geldi, bir kahve ikram edemedik.
( .................................................)
13) Herkes yemeğini yemiş, aç kalmamış.
( .................................................)
14) Kimseyi kınamayalım , sevgi gösterelim.
( .................................................)
15) Bir daha seni görmek ve karşılaşmak istemiyor.
( .................................................)
453
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-VII
UYGULU-YORUM-VIII
UYGULU-VORUM-IX
5) Böyle büyük bir şehirde yaşamanın iyi yanları da var, kötü yanları da. ( )
18) Burada, en büyük iki taşa bakınca birinde öküz başı, diğerinde hilal
vardı. ( )
19) Bin yüz tonluk ağırlıktaki gemi Kilyos sahilinde karaya oturdu. ( )
455
UYGULU-YORUM
UYGULU-YORUM-X
UYGULU-YORUM-1
UYGULU-YORUM-IV
U\İGULU:YORUM-\İ
l 1) kesinlikle -ihtimali var gibi 2) elbette - olabilir 3) tam - gibi !
j 4) kuşkusuz - olmalı 5) aşağı yukarı -tam j
. UYGULU-YORUM-VI
~-------------------------------------------------------------------------------------------------'
j 1) yüklem , 2) nesne , 3) dolaylı tümleç, 4) yüklem , 5) nesne , !
j 6) dolaylı tümleç, 7) yüklem , 8) nesne, 9) özne , 10) dolaylı tümleç, !
J1 1) ilgeç tümleci , 12) dolaylı tümleç, 13) özne , 14) dolaylı tümleç, !
!15
) ilgeç _ıomıeci
_________ __ ____ __ ÜvGÜLÜ~vÖİ:İÜ-M~vii _________________________ i
j 1) Servetifünun edebiyatı , 2) yazınsal fıkra, 3) klasik müzik, !
i 4) sanatçının , 5) neşeli unsurlara, 6) armağanıdır, !
j 7) toplumsal_aç ıdan , 8) siyasi_aç ıdan, 9) gerilim romanı __ __ ______________ !
UYGULU-YORUM-VIII
i1ı -. 2ı
+. 3) -. 4) -. 5) +. 6) -. 7) -. 8) +. 9) -. - 1oı
: ----------------------------- -------·· uYGULU-YORUM-IX ____ ---------------------
ı
! 1) -, 2) -, 3) +, 4) -, 5) +, 6) -, 7) -, 8) +, 9) -, 10) +, 11) -, 12) -, i
!_13) -,14) +, 15)_-,_16) -,17) +, 18)_-,19) -, 20) + ___________ ______________ ___ ___ !
············uvGuLu:voFiuM~x
:ı 1. Yanlış yerde sözcük kullanımı ;-.;~-M;-~;~k-;;~ı~;;------------------!
[! 2. Mantık yanlışı 22. Gereksiz sözcük kullanımı !
i! 3. Yanlış anlamda sözcük kullanımı 23. Gereksiz sözcük kullanımı !
4 . Gereksiz sözcük kullanımı
=.:. !: 24. Yanlış anlamda sözcük kullanımı !
5 Yanlış yerde sözcük kullanımı 25. Mantık yanlışlığı !
:t 6 Yanlış yerde sözcük kullanımı 26. Yanlış söz kullanımı i
ı, i:, 7 :. Gereksiz sözcük kullanımı 27. Yanlış anlamda sözcük kullanımı i
8 Mantık yanlışı-sıralama yanlışı 28. Yanlış anlamda sözcük kullanımı j
:,. !:, 9 .. Zamir eksikliği 29. Gereksiz sözcük kullanımı !:,
461
ıroruıı
462
463