You are on page 1of 92

Femur Kırıkları

Kırıklar 3 bölümde incelenir


Kavislidir köpeklerde çok belirgindir.
Eğer uygun manipilasyon yapılmazsa kemiğin anatomik pozisyonu kaynamasına rağmen bozulacağı için
art. Genudaki kuardi spidal mekanizma nın işleyişini bozar dolayısıyla femuru tedavi etmiş gibi oluruz femur
kaynar ilerliyen zaman içinde kuardi spinal mekanizma bozulacağı için patella nüksasyonları ön çapraz bağ
kopukları menüsküs hasarları gibi diatrojenik gibi bizim tedavimize bağlı olarak şekillenecek
komplikasyonlarla karşılaşma olasılığımız yüksek olacaktır. Dolayısıyla kırık tedavi yöntemlerinde
bahsedildiği gibi kemiğin anatomik situsuna göre kaynamanın sağlanması ve anatomik yapısının korunması
kuagulasyon deformitelerinin şekillenmemsi olayı bizim için önemlidir. Hem femurun orta diafizer
bölgesindeki kavisli yapı hemde kondinal hemde suprakondinal bölgedeki eğimli yapı koaguloses femoris
tendosunun lig. Patellare ile tuberistas tibia arasında oluşturduğu patellanın oluş içerisinde kaymasını
sağlayacak bu mekanizmanın kullanılması için kırıkları önemlidir.
 Proksimal bölge
proksimal
kırıkları
 Diafizer bölge kırıkları
 Distal bölge kırıkları
Diafiz
diafizer

Metafiz

Epifiz distal
Anatomi
 Femur proksimalde lig. teres
(lig. capitis femoris) aracılığıyla
acetabuluma bağlanarak art.
coxa, distalde ise tibia ve fibula
ile birlikte art. genu’nun
yapısına katılır.
 Köpeklerde distale doğru hafif
eğimli bir yapı gösterirken,
kedilerde düz bir yapıya
sahiptir.
Proksimal femur’da kasların bağlanması için 3 ana
nokta vardır Trochanter major
Trochanter major

 Bunlardan ilki ve en genişi Fossa


trochanter major’dur. Buradan trochanterica
m. gluteus medius, m. gluteus
profundus ve m. piriformis köken
alır. Trochanter tertius
Trochanter minör
 İkincisi, collum femoris’in
distomedial’inde yer alan
trochanter minor olup, burası
m. iliopsoas‘ın insersiyon
noktasıdır.
 Trochanter tertius ise,
Anterior Posterior
trochanter major’un distalinde,
proksimal femur’un lateralinde
olup m.gluteus süperfisiyalis ‘in
insersiyon noktasıdır.
 Caput femoris’in büyüme plağı birçok
köpekte 6-9 aylıkken kapanırken büyük ırk
köpeklerde bu süre daha uzundur. Kedilerde
bu süre 7- 10 aydır.
Proksimal femur kırıklarının
sınıflandırılması
 İntrakapsüler kırıklar  Ekstrakapsüler kırıklar
 Epifizeal (epifizer)  Bazilar
 Fizeal  İntertrohanterik
 Subkapital  Subtrohanterik
 Transservikal
A-Epifizer
B-Fizeal
C-Subcapital
D-Transcervical

E-Bazilar
F-İntertrohanterik
G-Subtrohanterik
EPİFİZEAL (EPİFİZER)
KIRIKLAR
 Bu tip kırıklar kedi ve köpeklerde sık
görülmemekle birlikte, görüldüğü takdirde
genellikle genç hayvanlarda coxafemoral
luksasyonlarla birlikte seyreder.
 Proksimal küçük fragment
acetabulum’un içinde lig. teres’e bağlı
olarak bulunur.
Serbest parça çok küçük olabildiği gibi
femoral epifizin eklem yüzünden ayrılmış
büyükçe bir parça da olabilir.
Tedavi
 Mutlaka operatif tedavi gerekir
 Genelde lig. teres kopup ve eklemin stabilizasyonu
bozulduğu için serbestleşen parçanın
uzaklaştırılması gerekir.
 Craniolateral yada dorsal yaklaşımda epifizeal
fragment collum femoristen trochanter tertius’tan
yollanan kirschner telleri yada lag vidaları ile fikse
edilebilirler.
 Eğer parça küçükse operatif olarak uzaklaştırılır,
büyükse eksizyon artroplastisi uygulanmalıdır.
Büyük ırk köpeklerde önerilebilecek bir teknik de
total kalça protezleridir.
 Femoral epifizeal kırık onarımını takiben ehmer
askısı gibi ekstremiteye yük bindirmeyecek bir
bandaj eklem kapsülü iyileşene kadar 2 hafta
süreyle uygulanmalıdır. Bunu takip eden 4-6 hafta
süresince hastaya sınırlı hareket ve egzersiz
önerilmelidir.
 Eklem bütünlüğü bozulduğundan dolayı operatif
müdahale uygulanmayan hastalarda uzun dönemde
dejeneratif eklem hastalığı (DEH) ve osteoartrit (OA)
kaçınılmazıdır.
FİZEAL KIRIKLAR (AYRILMA)
 İmmatür eklemlerde fizis güçsüz nokta olarak
isimlendirilir ve genellikle coxafemoral eklem lukse
olmadan önce bu tip ayrılmalar gözlenir.
 Bu tip ayrılmalar 1.5 ila 13 ay arasında ortalama 5.6
aylık iken gözlenir.
 Köpeklerde kapital fizeal ayrılmaların çoğunluğu
Salter-Harris tip I iken düşük oranda da Salter-Harris
tip III gözlenir. Kedilerde de sık görülmesinin
yanında immatür kedilerde collum femoris
kırıklarının görülme insidensi daha fazladır.
 Epifizer kırıklar, kırığın ve fragmentlerin
durumuna göre Salter-Harris (SH)
sınıflandırmasına göre 5 şekilde
sınıflandırılmıştır.
SH-tip I
SH-tip II
SH-tip III
SH-tip IV
SH-tip V
H
H
H
Etiyoloji
 Kedilerde de, köpeklerde neden
travmatiktir. Bu duruma pelvis, sakrum,
femur veya daha uzun kemik kırıkları eşlik
edebilir.
 Femoral kapital fizeal ayrılmaların
bulunduğu köpeklerin % 13’ünde ipsilateral
trochanter major avülzyonları da
gözlenirken, bu durum sadece collum
femoris kırığıymış gibi yanlış bir diagnoza
neden olabilir.
Tedavi
 Tedavide 3 farklı seçenek vardır. Bunlar :
 konservatif tedavi
 eksizyon artroplastisi
 operatif tedavi

Femoral capital fizeal ayrılması bulunan kedi ve


köpeklerde değişik derecelerde topallık, kas
atrofisi ya da art. coxa’da manüplasyon sırasında
ağrı gözlenir. Ayrılmış olan capital fizis genellikle
hipertrofik bir psöydoartrosiz’e neden olur.
 Persiste bir intraartiküler kırık eksizyon
artroplastisinden daha fazla bir ağrıya
neden olacağından bu olgularda konservatif
tedavi önerilmez.
 Femoral capital fizeal ayrılmalarda en sık
tercih edilen teknik eksizyon artroplastisidir.
Her ne kadar küçük köpekler ve kediler
eksizyon artroplastisini iyi tolere etseler de
cerrahi onarım ile daha başarılı sonuçlar
elde edilir.
 Kırık uçlarının anatomik redüksiyonunun yapılamaması
yada remodelling sürecinin kroniğe kayması gibi
komplikasyonlar haricinde cerrahi onarım her zaman
eksizyon artroplastisine tercih edilir.
 Femoral capital fizeal ayrılmaların onarımı
geciktirilmemelidir. Operasyondaki gecikmeler
sonucunda fizeal elemanlarda hasar, büyüme
plaklarında erken kapanma, kırık hatlarında inkongruite
ve redüksiyonda problemler kaçınılmaz olur.
 Böyle kronik olgularda eksizyon artroplastisi
önerilmektedir. Alternatif olarak, büyük ırk köpeklerde
total kalça protezleri önerilmektedir.
Kapital fizeal ayrılma ve eksizyon
artroplastisi
 Paralel veya çapraz pin uygulamalarıyla yapılan
çalışmaların sonuçlarına göre çapraz pinler kırık
hattında yüksek stabilite sağlarlarken paralel pinler
üzerlerine etkiyen yükü eşit olarak paylaşarak daha
stabil bir redüksiyon oluştururlar.
 Kullanılacak implant’ın çapı hastanın büyüklüğüne
göre değişiklik gösterir. 0.8-1 mm. çapındaki
Kirschner telleri kediler ve küçük köpekler için ,1.8
mm’lik Kirschner telleri yada 2 mm’lik Steinmann
pinleri ise büyük ırk köpekler için uygundur.
 Collum femoris’in rezorbsiyonu, osteopeni,
non-union ve bunların sonucu olarak da
eksizyon artroplastisi gibi komplikasyonlar
gözlenebilir. Küçük pinler yeterli stabiliteyi
sağlamakta ve vida fiksasyonuna göre
daha düşük bir morbiditeye neden
olmaktadır.
 Eğer gönderilen pinlerin ucu caput
femorisin eklem kıkırdağından çıkarsa
eklemde DEH ve OA kaçınılmazır ki zaten
bu durumda hasta ilgili ekstremitesini
kullanmaz.
Prognoz
 Prognoza hastanın yaşının çok ciddi bir etkisi
olur. Normal bir köpekte capital fizis 5 aylık iken
% 80, 7 aylık iken de % 95’lik büyümesini
tamamlar.
 Femoral capital ayrılması onarılan köpeklerin
ileri dönem radyografilerinde, hastaların
çoğunluğunda eklemde dejeneratif değişliklikler
saptanmıştır. Displastik ve dejeneratif
değişikliklerin çoğunluğu, 4-6 aylıktan genç
hastalarda daha tipik ve şiddetlidir.
Postoperatif Bakım
 Hastanın hareketleri postoperatif erken
dönemde kısıtlanmalıdır. Hareketleri
kontrol altına alınamayan hayvanlara
zorunlu kafes istirahati önerilir.
 Bunlara ek olarak 90°/90° fleksiyon bandajı
yada bir ehmer askısı operasyonu takip eden
ilk 2-3 hafta uygulanmalıdır. 4-6 hafta sonra
kaynamayı gözlemlemek için radyografik
muayeneler yapılmalıdır. Kullanılan
implantlar genellikle yerinde bırakılırlar.
COLLUM FEMORİS KIRIKLARI
 Collum femoris kırıkları,
intrakapsüler (subcapital yada
transservikal) veya ekstrakapsüler
(bazilar) olabilirler.
 Bu tip kırıklar köpeklerde herhangi bir
yaşta oluşabilirse de genellikle 1 yaşın
altındaki köpeklerde gözlenir. Bizim için
önemlidir.
 İskelet gelişimini tam olarak tamamlamamış
olan yavru köpeklerde collum femoris kırıkları
capital fizeal ayrılmalara göre daha ender
gözlenir.
 Kedilerde, köpeklerden farklı olarak
collum femoris kırıkları, femoral kapital
fizeal ayrılmalara oranla 2.8 – 5 kat daha
fazla gözlenir.
 Kedi ve köpeklerde collum femoris kırıklarının
konservatif tedavisi hipertrofik psöydoartrozis
ile sonuçlanır. Her ne kadar bazı hastalar
etkilenen ekstremitelerini kullansalar da
olguların birçoğunda art. coxa’da hareket
kısıtlılığı ve manüplasyonda ağrı gözlemlenir.
Subcapital fem
kırığı
Transcervical
femur kırığı
Bazilar femur
kırığı
Tedavi
 Kronik ve parçalı olmayan collum femoris kırıklarında
genellikle tercih edilen prosedür eksizyon artroplastisidir.
 İskelet gelişimini tamamlamamış hayvanlarda 2 ya da 3
Kirschner teli yada ince bir Steinmann pini ile fiksasyon
yapılabilir.
 Kemiksel gelişimini tamamlamış hayvanlarda ise bir lag
vidası ve bunu destekleyici antirotasyonel Kirschner teli
ile interfragmental kompresyon sağlanarak daha rijit bir
stabilizasyon oluşturulabilir.
 Lag vidası uygularken dikkat edilecek husus eklem
yüzeyine zarar vermemek olmalıdır. Tercihen
uygulanacak olan vidanın boyu eklem yüzeyine 2 mm.
kala bitecek şekilde ayarlanmalıdır.
Trochanter major’un avülziyon
kırıkları
 Trochanter major’un avülzyon kırıkları
genellikle kemiksel olarak immatür olgularda
ve tipik olarak Salter-Harris tip I şeklinde
gözlenirken, ipsilateral olarak femoral
kapital fizeal ayrılma ve collum femoris kırığı
da gözlenebilir.
Etiyoloji ve tedavi
 Bu tip ayrılmalar m. gluteus medius ve m. gluteus
profundus’un tendolarının trochanter major’a
yapıştıkları yerlere ciddi bir gerilme kuvvetti
uygulamaları sonucu şekillenir.
 Trochanter major’un stabilizasyonu genellikle pin ve
buna ek olarak germe bandı uygulamalarıyla yapılır.
Bazı ortopedistler lag vidası ya da çapraz pin
uygulamalarını tercih ederler ve pin uygulamalarına
ek olarak “8” şeklinde germe bandı uygulamaları
biyomekanik olarak avantaj sağlar.
Subtrohanterik kırıklar
 Subtrohanterik kırıklar femoral metafizin
nadir gözlenen kırıkları olup, bölgesel olarak
trochanter major, minör ve tertius’ların
distalinde, kortikal diafizer kemiğin ise
proksimalinde yer alırlar.
 Proksimal segmenti; trochanter major,
collum femoris ve capital epifiz oluşturur.
 Bu tip kırıklarda, konturu trochanter major’a göre
düzgün olarak bükülmüş bir plağın collum femoris
boyunca yollanılan uzun bir vida ile de
desteklenmesiyle ( 2. ve 3. vida deliğine denk
gelecek şekilde) yeterli bir stabilite
oluşturulabilmektedir.
 Bunun için “Hook” plakları yada şekillendirilmiş
DCP’ler proksimalde kalan kısa segmenti korumada
yeterli olmaktadır. Bunlara ek olarak
subtrochanterik kırıklarda “interlocking çiviler”
kullanılabilmektedir.
Subtrohanterik femur kırığı
DİAFİZER FEMUR
KIRIKLARI
 En sık karşılaşılan diafizer kırıklar;
transversal, kısa oblik, uzun oblik, spiral,
segmental ve parçalı kırıklardır.
 Ergin hayvanlarda gözlenilen diafizer
femur kırıklarının birçoğu stabil değildir.
 Femur’u çepeçevre saran kalın kas
katmanından dolayı, açık kırıklar nadir olarak
gözlenir.
 Abdominal bölgenin ve pelvis’in sıkı bir şekilde bandaj
uygulanmasını engellemesinden dolayı kırık hattının
immobilizasyonundaki yetersizlik, femur kırıklarının
sağaltımında kapalı redüksiyonu olumsuz kılar.

 Bu şekilde tedavi edilmeye çalışılan kırıklar sonuç


itibariyle kaynasa da, oluşan malunion’a (angulasyon,
rotasyon ve boyca kısalma gibi) bağlı olarak ekstremite
fonksiyonlarının bütünüyle kazanılması mümkün olmaz.

 Bu nedenlerden dolayı, diafizer femur kırıklarının


tamamına yakını, kırığın tipine ve lokalizasyonuna bağlı
olarak seçilen açık redüksiyon teknikleri ile tedavi edilir.
Transversal ve kısa-oblik
kırıklar
 Genelde lateralden ya da medialden alınan direkt,
keskin, sert darbelere bağlı olarak şekillenirler.
 Transversal ve kısa-oblik kırıkların sağaltımında
dinamik kompresyon plakları (DCP), hastanın ilgili
ekstremitesini kısa sürede fonksiyonel olarak
kullanabilmesine olanak sağladığı için tercih edilirler.
 Ayrıca intramedullar çivilerin, kemiğin nötr aksisinin
oluşturulmasında mekanik olarak daha etkili olduğu
belirtilmektedir
Sağ, diafizer, kısa oblik, femur kırığı
Femur kırıklarında diğer kırıklardan farklı olarak etrafında çok fazla kas yapısı vardır. Dolayısıyla
femur kırıklarının post operatif kırık sonrası kırık hematomunun en çok şekillendiği bölgedir.
Dolayısıyla femur kırıklarında operatif müdaheleyi yaparken üzerinden geçen zamanla birlikte
bölgesel hematomal minimum zarar vererek bölgesel kanlanmayı diatrojenik olarak
bozmamamız gerekmektedir. Dolayısıyla üzerinden geçen zaman bizim için çok önemlidir. Eğer
üzerinden çok zaman geçmişse tekrar kırığın düzeltilmesi aşamasında oldukça kanamalı
bölgesel tutunan kallus formasyonu şekillenmemiş nekro kanüs dokusunun kazınması ve
kemiğin tekrar anatomik pozisyona getirip redükte edilip tedavi edilme aşaması çokta kolay
olmamaktadır.

Uzun oblik ve spiral kırıklar


 Diğer basit iki segmentli kırıklardaki gibi, uzun oblik ya
da spiral kırıkların sağaltımındaki esas da; anatomik
redüksiyon, rijit stabilizasyon ve interfragmental
kompresyon olmalıdır.
 Eğer kırık çizgisinin uzunluğu kemik çapının iki katından
fazlaysa, intramedullar pine ek olarak çoklu serklaj teli
uygulamaları stabilizasyonda yeterli olmaktadır.
 Kırık çizgisinin kemiğin lateral yüzünde seyrettiği
kırıklarda plak fiksasyonları gerek uygulama gerekse de
rijidite açısından çok olumlu sonuçlar vermez.
 Kilitli steinmann çivileri (interlocking nailing) ve çoklu
serklaj teli uygulamaları da bu tip kırıkların
sağaltımında kullanılabilir.
L

3.5 aylık köpeğin sol


femurunda diafizer, uzun
oblik kırık
IM pin + serklaj
kombinasyonu
•Postoperatif 15. gündeki
klinik muayenede kırık
hattında aşırı oynaklık ve
distal fragmentte rotasyon
hissedildi.
•Alınan kontrol röntgenlerinde
periferal kallus formasyonu
gözlense de, aşırı
hareketliliğe bağlı olarak kırık
hattında rezorbsiyon izlendi.
Segmental kırıklar
 Bu tip kırıklar çok sık gözlenmemekle birlikte,
genellikle proksimal ve distal transversal ya da kısa
oblik kırıklarla kombine olarak gözlenirler.
 Segmental kırıkların stabilizasyonunda intermedier
segmentin vaskularizasyonu ve beslenmesi
konusunda gerekli önem ve hassasiyet
gösterilmelidir.
 Bu tip kırıkların redüksiyonu sırasında periost ile kas
arasındaki bağlantının serbestleştirilmesi,
intermedier kortikal segmenti avaskuler kılar. Eğer
rijit bir stabilizasyon sağlanamamışsa, bu durum
kaynama gecikmesine neden olur.
 İntramedullar pin uygulamalarında
redüksiyon uygulanırken orta segmentin
agresif bir manüplasyon uygulamadan
stabilize edilebilmesinden dolayı, vaskuler
hasar minimumdur.
 Fakat intramedullar pinler yalnız başlarına
kullanıldıklarında rotasyonal stabiliteyi
oluşturamayacaklarından dolayı, serklaj ya da
eksternal fiksatörlerle desteklenmelidirler.
 Rotasyonal stabilizasyonun sağlanmasında kilitli
steinmann çiviler tek başlarına yeterli
olabilmektedir.
Kedi, segmental femur kırığı IM pin + 4 serklaj teli uygulaması
Yarım Serklaj
(hemiserklaj)

Tam Serklaj
Parçalı kırıklar
 Son zamanlarda bu tip parçalı kırıklarda
gerek beşeri gerekse de veteriner
ortopedide biyolojik fiksasyon teknikleri
kullanılmaya başlanmıştır.
 Buna göre parçalı kırıklarda kusursuz
anatomik redüksiyon yerine, küçük
fragmentlerin vaskularizasyonunun
ve beslenmesinin bozulmadığı, tam
redüksiyonun ikinci planda olduğu fiksasyon
yöntemleri uygulanmaya başlamıştır
 Bu biyolojik fiksasyon teknikleri sırasıyla
yalnız başına ya da intramedullar pinle
desteklenmiş butress (destek) plağı,
kilitli steinmann pin ve eksternal
fiksatörlerle desteklenmiş intramedullar
pin uygulamalarıdır.
 Parçalı kırıklarda proksimal ve distal ana
segmentin kısa olduğu ya da parçaların
küçük ve çok sayıda olduğu durumlarda
plak uygulamaları başarısız olmaktadır.
Parçalı femur kırığı
Uzun oblik, parçalı
femur kırığı
Parçalı, açık
femur kırığı
Eğer bölgede bu şekilde parçalı kırık varsa deri bütünlüğü bozulmuştur. Travma bu kadar
şiddetli ise deri bütünlüğü bozulur. Radyomisel havanın gözükmesi bize bi olgu olarak
karşımıza çıkacaktır. Eğer bölgede radyomisel bir bölge varsa ya bir anaerobik enfeksiyon
söz konusudur. Yada deri bütünlüğü bozulmuş ve bölgeye hava girişi bulunmaktadır. Bu
kırıklar enfekte kırıklar olarak kabul edilir. Paranteral bir antibiyotik gerekmektedir. Enfekte
bir kırık iyileşmesi enfekte olmayan bir kırığın iyileşmesine göre daha uzun sürecektir.

 İntramedullar pin uygulamaları femur


kırıklarının sağaltımında uygulanan
en
popüler internal fiksasyon yöntemlerinden biri
olmasına rağmen, immobilizasyonun
yetersizliği durumlarında kaynama gecikmesi
ya da kaynama yokluğu (non-union) gibi
komplikasyonlar gözlenebilir.
 İntramedullar pinler, bükülme kuvvetlerine
yeterli direnç gösterebilseler de rotasyonal
ve aksial kuvvetlere karşı dirençleri düşüktür.
 Seçilecek olan pinin çapının, medullar kanal
çapının en az %60-70’i kadar olması
gerekir.
 Retrograd tarzda gönderilen pinin, fossa
trochanterica’nın daha caudo-medialinden
çıkmasından dolayı, iatrojenik siyatik sinir
yaralanma riski, normograd tekniğe göre
daha yüksektir. Bu risk kedilerde köpeklere
oranla iki kat fazla olduğundan dolayı
uygulamalar sırasında gerekli hassasiyet
gösterilmelidir. (sciatic neuropraxia)
 Özellikle minyatür ve küçük ırklar olmak üzere birçok köpek
ırkında, femur distalinde, longitudinal düzleme göre değişik
derecelerde açılanma mevcuttur.
 Bu açılanmaya bağlı olarak uygulanan pin, tam anatomik
redüksiyonun sağlandığı noktada femur’un distal 1/3’ünde
cranial kortekse dayanır ve pinin ucu distal metafize
girmediğinden dolayı rijit bir fiksasyon sağlanamaz.
 Fiksasyonun rijiditesini arttırmak amacıyla pinin daha distale
gönderilmek istenmesi durumunda ise kırık hattındaki redüksiyon
bozulur ve cranial açılanma olarak kırık hattının caudal yüzünde
interfragmental ayrılma gözlenir.
 Kedi femur’u yapısal olarak daha doğrusal olduğundan dolayı
intramedullar pin uygulamalarında bu tür komplikasyonlarla
karşılaşılmaz
Kedi
femuru

Köpek
femuru
Eğer intrameduller çivileme uygulayacaksak ucunun kondüllere kadar varmasını
bekleyemeyiz köpeklerde eğer ucunu kondüllere kadar ulaştırırsak femuru pinin
doğtultusunda düzleştireceği için köpek femurunun düz olmasını istemeyiz.

DİSTAL FEMUR
KIRIKLARI
 Distal bölge kırıkları:
 Suprakondüler (metafizer) kırıklar
 Fizeal kırıklar
 Kondüler kırıklar olarak sınıflandırılırlar
Suprakondüler kırıklar
 Femur’un distal epifizer büyüme plağının
ayrılması (epifizyoliz) ile epifiz hattının 1-2
cm kadar proksimalinde oluşan kırıklara,
suprakondüler kırık denilmektedir. ***
 Epifizyolize genç hayvanlarda rastlanılırken,
bu tip olgular ergin yaşa ulaşmış
hayvanlarda da gözlenebilir.
 Kondrodistrofik köpek ırkları femur’un
eğimli yapısından dolayı bu tip kırıklara
predispozedir.
Epifizyololiz
SH – Tip I
Bilateral, açık suprakondüler femur kırığı, kedi
SH – Tip III
SH – Tip III
Sh suprakondüler kırıklarda önem şu eğer anatomik pozisyona koyamazsak ve tedavi sonra
kemik anatomik pozisyonda iyileşmediyse patellalar olması gereken doğrultada
kayamayacağı için hemen akabinde menisküs lezyonları ve çapraz bağ lezyonları birbirini
tetikler.

 Bu fragmentin deplasmanı ciddi ise


zaman kaybetmeden açık cerrahi
redüksiyon uygulanmalıdır. Bu bölge
kanla beslenme
açısından en zengin bölge olduğundan dolayı
kısa zamanda fibröz üremeler ve adezyonlar
şekillenir ve bu da hem redüksiyonu hem de
operasyonu zora sokar.
 Distal fragmentin anatomik situsuna uygun
olmayan şekilde kaynaması, bacakta
önemli deformasyonların oluşmasına neden
olur:
 Genu recurvatum ( dizde hiperekstensiyon)
 “O” bacaklılık
 “X” bacaklılık
Tedavi
 En çok tercih edilen yöntemler:
 Rush yöntemi
 Armstead lumb yöntemi
 Vidalama yöntemi
 Pettit-Wheat yöntemi
 Çapraz çivi tekniği
 Organik çivi ile fiksasyon
Rush yöntemi
A- Pettit Wheat
yöntemi
B- Armstead Lumb
yöntemi

You might also like