You are on page 1of 142

SADRAZAM FERHAD PAŞA’NIN HAYATI (Ö.

1595)

Muhammed Hüseyin ÖZTÜRK

Tez Danışmanı
Prof. Dr. Mustafa Alkan

YÜKSEK LİSANS TEZİ


YENİÇAĞ TARİHİ ANABİLİM DALI

TEMMUZ 2021
SADRAZAM FERHAD PAŞA’NIN HAYATI (Ö.1595)

MUHAMMED HÜSEYİN ÖZTÜRK

YÜKSEK LİSANS TEZİ


YENİÇAĞ TARİHİ ANABİLİM DALI

ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ


LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ

TEMMUZ 2021
ETİK BEYAN

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Tez Yazım Kurallarına uygun olarak
hazırladığım bu tez çalışmasında; tez içinde sunduğum verileri, bilgileri ve
dokümanları akademik ve etik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi, tüm bilgi, belge,
değerlendirme ve sonuçları bilimsel etik ve ahlak kurallarına uygun olarak
sunduğumu, tez çalışmasında yararlandığım eserlerin tümüne uygun atıfta bulunarak
kaynak gösterdiğimi, kullanılan verilerde herhangi bir değişiklik yapmadığımı, bu
tezde sunduğum çalışmanın özgün olduğunu, bildirir, aksi bir durumda aleyhime
doğabilecek tüm hak kayıplarını kabullendiğimi beyan ederim.

13.07.2021

Muhammed Hüseyin ÖZTÜRK


SADRAZAM FERHAD PAŞA’NIN HAYATI (Ö.1595)

Yüksek Lisans Tezi

Muhammed Hüseyin ÖZTÜRK

ANKARA HACI BAYRAM VELİ ÜNİVERSİTESİ

LİSANSÜSTÜ EĞİTİM ENSTİTÜSÜ

Temmuz 2021

ÖZET

Ferhad Paşa aslen Arnavud asıllı olup, devşirildikten sonra Enderun’a alınmış ve ilk
olarak saray mutfağında çaşnigirlik vazifesi görmüştür. Akabinde müteferrikalık görevinde
bulunan Ferhad Paşa, Kanuni Sultan Süleyman’ın son dönemlerinde kapıcıbaşı olarak
saraydan çıkmıştır. Kanuni Sultan Süleyman’ın son seferi olan Zigetvar Seferi’ne katılan
Ferhad Paşa, sefer esnasında vefat eden Kanuni Sultan Süleyman’ın na’şını İstanbul’a getiren
kafilenin içinde yer almıştır. Akabinde Mir-i Ahurluk ve yeniçeri ağalığı görevlerinde bulunan
Ferhad Paşa, III. Mehmed’in sünnet töreni esnasında zuhur eden sipahiler ile yeniçeriler
arasındaki hadise sebebiyle yeniçeri ağalığından azledilmiştir. Azledilmesinden kısa bir süre
sonra Rumeli Beylerbeyliğine tayin edilen Ferhad Paşa vezirlik rütbesi ile şark serdarlığına
tayin edilmiştir. 1582- 1595 seneleri arasında 2 defa serdarlık vazifesinde bulunan Ferhad Paşa
1595 tarihinde Safevi şehzadesini rehin olarak İstanbul’a getirmiş ve Safeviler ile yaptığı
İstanbul Anlaşması ile Osmanlı Devleti’nin doğuda en geniş sınırlara ulaşmasını sağlamıştır.
Süre gelen zaman çerçevesi içerisinde 2 defa sadrazamlık makamına erişen Ferhad Paşa, rakibi
olan Sinan Paşa ve onun yandaşları ile giriştiği siyasi iktidar mücadelesi neticesinde
sadrazamlıktan azledilerek idam edilmiştir. Ferhad Paşa’nın hayatı eksenli çalışma, paşalar
arasındaki iktidar mücadelesinin Osmanlı Devleti’ni değişime götüren etkenlerden olarak
görülmüş ve çalışma Osmanlı Devleti’nin değişim dönüşüm süreci ile alakalı tarih alanına
katkı sağlamıştır.

Bilim : 117514
Kodu
Anahtar : Ferhad Paşa, Şark Serdarlığı, Sadrazamlık Dönemleri, Siyasi İktidar Mücadelesi
Kelimeler
Sayfa : 127
Adedi
Tez : Prof. Dr. Mustafa Alkan
Danışmanı

IV
THE LIFE OF GRAND VIZIER FERHAD PASHA (Ö.1595)

M. Sc. Thesis

Muhammed Hüseyin ÖZTÜRK

ANKARA HACI BAYRAM VELİ UNIVERSITY

THE INSTITUTE OF GRADUATE STUDIES

July 2021

ABSTRACT

Ferhad Pasha was originally from Arnavud, he was taken to Enderun after being
recruited and first served as a messenger in the palace kitchen. Subsequently, Ferhad Pasha,
who was in charge of misguidance, left the palace as the captain of the last period of Suleiman
the Magnificent. Ferhad Pasha, who participated in the Zigetvar Campaign, the last expedition
of Suleiman the Magnificent, took part in the convoy that brought the death of Suleiman the
Magnificent to Istanbul. Subsequently, Ferhad Pasha, who served as a lord and janissary lord,
III. Due to the incident between the sipahis and janissaries who appeared during the
circumcision ceremony of Mehmed, he was dismissed from the janissary agha. Shortly after
his dismissal, Ferhad Pasha, who was appointed as the Governor of Rumeli, was appointed as
the oriental serdarship with the rank of vizier. Ferhad Pasha, who served as a serdarship twice
between 1582 and 1595, brought the Safavid prince to a hostage in 1595 and ensured the
Ottoman Empire to reach Istanbul as the widest borders in the east with the Istanbul Agreement
with the Safavids. Ferhad Pasha, who reached the post of grand vizier twice within the time
frame, was dismissed from his post as a result of the political power struggle he had with his
rival Sinan Pasha and his followers. The life-oriented work of Ferhad Pasha was seen as one
of the factors that led the Ottoman State to change in the power struggle between the pashas,
and the study contributed to the historical field related to the transformation process of the
Ottoman State.

Science : 117514
Code
Key : Ferhad Pasha, Eastern Command, Grand Viziership Periods, The Struggle for
Words Political Power
Page : 127
Number
Supervisor : Prof. Dr. Mustafa Alkan

V
TEŞEKKÜR

Üç kıtaya adaletiyle hükmeden Osmanlı Devleti’nin olgun ama yorgun


döneminde aldığı görevlerle devletin yükünü omuzlayan, Sadrazam Ferhad Paşa’nın
devletine adadığı ömrünü bilimin ışığıyla gün yüzüne çıkarmaya çalıştığım bu
çalışmada, bilgisi, tecrübesi ve katkılarıyla desteğini esirgemeyen danışmanım Prof.
Dr. Mustafa ALKAN’a, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde yapmış olduğum araştırmada
yardımlarda bulunup bana yol gösteren Dr. Şerife Eroğlu MEMİŞ’e ve her daim
destekleriyle yanımda olan aileme teşekkür eder, minnettar olduğumu bildiririm.

Muhammed Hüseyin Öztürk

ANKARA 2021

VI
İÇİNDEKİLER

ÖZET.......................................................................................................................... IV

ABSTRACT ................................................................................................................ V

TEŞEKKÜR ............................................................................................................... VI

İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... VII

TABLOLARIN LİSTESİ ........................................................................................... IX

KISALTMALAR ........................................................................................................ X

1. GİRİŞ: KONU, YÖNTEM VE KAYNAKLAR .................................................. 1


1.1 Konu ....................................................................................................................... 1

1.2 Yöntem ................................................................................................................... 4

1.3 Kaynaklar: Sadrazam Ferhad Paşa Üzerine Çalışmalar ......................................... 5

2. BÖLÜM: SADRAZAM FERHAD PAŞA’NIN AİLESİ VE İLK GÖREVLERİ 9


2.1 Ailesi ...................................................................................................................... 9

2.2 Ferhad Paşa’nın Kişiliği ....................................................................................... 11

2.3 Enderun Günleri ve İlk Görevleri ........................................................................ 12

2.4 Mirahurluk Vazifesi ............................................................................................. 15

2.5 Yeniçeri Ağalığı ................................................................................................... 17

2.6 Rumeli Beylerbeyliği ........................................................................................... 21

3. BÖLÜM: FERHAD PAŞA’NIN 1. SERDARDARLIK VAZİFESİ ................. 23


3.1 Osmanlı Safevi Mücadelesinin Başlangıç Süreci ................................................ 23

3.2 Ferhad Paşa’nın Gürcistan Seferi ve Revan’ın Fethi ........................................... 26

3.3 Lori ve Tomanis Kalelerinin Fethi ve İmar Çalışmaları ...................................... 38

4. BÖLÜM: FERHAD PAŞA’NIN 2. SERDARLIK VAZİFESİ.......................... 51


4.1 Tebriz Seferi ......................................................................................................... 60

4.2 Ferhad Paşa’nın Gürcistan Harekâtı..................................................................... 64

4.3 1595 İstanbul (Ferhad Paşa) Anlaşması ............................................................... 71


VII
5. BÖLÜM: FERHAD PAŞA’NIN SADRAZAMLIK DÖNEMLERİ VE ÖLÜMÜ
................................................................................................................................ 75
5.1 Birinci Sadrazamlık Dönemi ................................................................................ 75

5.2 Ferhad Paşa’nın Sadaret Kaymakamlığı ve 2. Sadrazamlık Dönemi .................. 82

5.2.1 Ferhad Paşa’nın Sadaret Kaymakamlığı ................................................ 84


5.2.2 Ferhad Paşa’nın 2. Sadrazamlık Dönemi ............................................... 88
5.2.2.1 Ferhad Paşa’ya Karşı Düzenlenen Sipahi İsyanı ............................. 89
5.2.2.2 Ferhad Paşa’nın Eflak Seferi ........................................................... 92
5.3 Ferhad Paşa’nın Ölümü ........................................................................................ 98

6. BÖLÜM: FERHAD PAŞA’NIN HASLARI, TÜRBESİ VE ÇİFTLİĞİ ......... 101


6.1 Ferhad Paşa’nın Hasları ..................................................................................... 101

6.2 Ferhad Paşa’nın Türbesi..................................................................................... 102

6.3 Ferhad Paşa Çiftliği ............................................................................................ 106

7. SONUÇ ............................................................................................................ 109


KAYNAKLAR ..................................................................................................... 113
EKLER ..................................................................................................................... 123

EK 1: Sadrazam Ferhad Paşa’nın Portresi ............................................................... 123

EK 2: Sadrazam Ferhad Paşa’nın Türbesi ............................................................... 124

VIII
TABLOLARIN LİSTESİ

Tablo 1: Ferhad Paşa’nın H. 994 Senesi Maiyetindeki Ağalara Verdiği Paralar Ve


Maraş, Ayntab, Samsad Sancakbeylerinden Gelen Hediyelerin ................................ 50

IX
KISALTMALAR

Bu çalışmada kullanılmış kısaltmalar, açıklamaları ile birlikte aşağıda


sunulmuştur.

Kısaltmalar Açıklamalar

A.E Âli Emiri

A.E.SAMD I Âli Emiri- Ahmed I

A.E.SMHD II Âli Emiri- Mahmud II

A.E.SMST I Âli Emiri- Mustafa I

A.E.SSLM III Âli Emiri- Selim III

a.g.e Adı Geçen Eser

a.g.m Adı Geçen Makale

a.g.t Adı Geçen Tez

Bkz Bakınız

BOA T.C. Cumhurbaşkanlığı Devlet


Arşivleri Başkanlık Osmanlı Arşivi

C Cilt

Çev Çeviri

DİA Diyanet İslam Ansiklopedisi

Edt Editör

X
E.V Evkaf

E.V.BKM Evkaf- Başkitabet

E.V.MH Evkaf- Muhasebe Kalemi

C.EV Cevdet Tasnifi Evkaf

C.SM Cevdet Tasnifi Saray

Haz Hazırlayan

Hkm Hüküm

İ.E.AS İbnül Emin- Askeriye

İ.E.EV İbnül Emin- Vakıf

İ.EV İrade- Evkaf

KK Kamil Kepeci

Mad Maliyeden Müdevver

MHMM Mühimme

No Numara

s Sayfa

S Sayı

Sad Sadeleştiren

TMSSK Temessük

TSMA. d Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi


Defteri

XI
TSMA. e Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi
Evrakı

TTK Türk Tarih Kurumu

VGM Vakıflar Genel Müdürlüğü

Yay Haz Yayına Hazırlayan

Yay Yayınları

YKY Yapı Kredi Yayınları

yy Yüzyıl

XII
1. GİRİŞ: KONU, YÖNTEM VE KAYNAKLAR

1.1 Konu

Bu çalışmanın konusu Sadrazam Ferhad Paşa’nın hayatıdır. Ferhad Paşa’nın


yaşadığı devir, Osmanlı Devleti’nin her alanda en güçlü olduğu devirdir. Devşirilmiş
bir kapıkulluğundan sadrazamlık makamına kadar tırmanan Ferhad Paşa’nın hayatı,
söz konusu tırmanışın bütün izlerini taşımaktadır. Onun için konuya başlamadan önce,
Ferhad Paşa’nın Osmanlı sistemine intikalinin, devşirme sistemi dâhilinde
gerçekleşmesinden ötürü bu sistemi genel bir bakış açısıyla açıklamanın ve paşalar
arasında meydana gelen siyasi iktidar mücadelesine değinmenin faydalı olacağı
kanaati oluşmuştur. Bundan dolayı Osmanlı Devleti’nde kul sistemi ele alınacak
olursa, bu sistemin İslamiyet’in hoş görmediği köle kavramından farklı olduğu
anlaşılmaktadır. Sözlük anlamı bakımından köle, satılıp alınan, kendi mevkiisinden
kaçırılan, savaş esnasına esir edilen, genel tabiriyle temel hak ve özgürlüğünden
mahrum bırakılan kimsedir. Köleliğin, cahiliye dönemi anlayışından farklı olarak
Osmanlı Devleti’ne yansıması, bünyesinde bir takım haklar barındırması ile birlikte
devlet hizmetine alınması şeklindedir.1 Osmanlı Devleti bu kimseleri kul yani tebaa
statüsü içerisine dâhil etmiştir.

Osmanlı Devleti’nde kul sözcüğü, köleliğin sözcük anlamının dışında, farklı bir
şekilde ‘’tebaa, tabii, hizmetkâr ve sadık’’ anlamlarında kullanıldığı görülmektedir.2
İlk olarak Osmanlı Devleti’nde farklı etnik unsurların devlet hizmetine alınması
Osman Bey ve Orhan Bey dönemlerinde görülse de I. Murad döneminde Karamanlı
Kara Rüstem’in telkinleriyle dönemin kadıaskeri olan Çandarlı Halil’in uygun görmesi
ile birlikte I. Murad’a arzı sonucu savaş ganimetlerinin beşte birinin devlete
nakledilmeye başlamasıyla meydana gelmiştir.3 Bu uygulama ile birlikte süregelen
zaman çerçevesinde elde edilen esirlerin devlet hizmetinde kullanıldığı görülmektedir.
Bu hadisede geçen I. Murad’ın ‘’Tanrı buyruğuysa öyle edin’’4 sözü ile de

1
Abdülkadir Özcan, ‘’Kul’’, Diyanet İslam Ansiklopedisi, Cilt 26, s.348 (Bundan sonra DİA olarak
kısaltılacaktır)
2
Abdülkadir Özcan, ‘’a.g.m’’, DİA, s.348
3
Âşık Paşazade, ‘’Osmanoğullarının Tarihi’’, Haz: Kemal Yavuz, M.A. Yekta Saraç, Koç Kültür Sanat
Tanıtım A.Ş, İstanbul, 2003, s.115
4
Âşık Paşazade, ‘’a.g.e’’, s.115
1
uygulamanın İslam hukukuna uygun olmasının gözetildiği anlaşılmaktadır. İslam
dinine uygunluğu ise Kuran-ı Kerim’de yer alan Enfal Suresinin 41. Ayetinde
görülmektedir.5 Osmanlı Devleti’nde Pençik6 adı ile uygulanmaya başlanan bu
sistemde esirlerin askeri hizmete alınmaları, I. Murad zamanında uygulanan fetih
politikası sonucu meydana gelen asker ihtiyacından ötürü artış göstermiştir.7

I. Murad zamanında Acemi Ocağının kurulmasıyla hayata geçirilen sistem,


Çelebi Mehmed zamanında uygulanmış ve II. Murad zamanında kanunlaştırılmıştır.8
Fatih Sultan Mehmed, nüfuzlu ailelerin yönetime olan etkisini ve ailelerin
oluşturabileceği tehlikeleri önlemek maksadıyla bu ailelerin yönetimdeki etkisini
azaltmış ve devşirme oğlanlarından yetişen paşaların yönetimdeki etkisini arttırmıştır.
Süregelen zaman çerçevesi içerisinde bu paşalar Osmanlı Devleti’ne sadakatle bağlı
olup önemli hizmetlerde bulunmuştur. Ancak 16. yüzyıla gelindiği vakit, devşirme
paşaların devlete olan hizmetlerinin yanı sıra kendi çıkar ve ihtiraslarının peşinde
olduğu da görülmektedir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında özellikle hanedana
damat olan paşalarda görülmeye başlanan ihtiras, Osmanlı Devleti’nde bir değişimi de
beraberinde getirmiştir.

Ferhad Paşa’nın Arnavut asıllı olmasından dolayı, Arnavut soylu devlet


adamlarının Osmanlı Devleti’nde sadrazamlık makamına erişme sürecine değinmenin
yararlı olacağı düşünülmüştür. Osmanlı Devleti’nin ilk yüzyılında sadrazamlık
makamına erişen devlet adamlarının Türk kökenli olduğu, ikinci yüzyıla gelindiğinde
ise Türk kökenli olmayan devlet adamlarının da sadrazamlık makamına eriştiği
görülmektedir. Bu yüzyılda Arnavut soyundan olup sadrazamlık makamına erişen
devlet adamlarının oran % 7,1’dir. Üçüncü yüzyılda ise bu oran büyük artış göstererek
% 30.8 seviyelerine ulaşmış, Arnavut asıllı olan paşalar, Boşnaklar ile birlikte
sadrazamlık makamına en fazla erişen etnik grup olmuştur.9 Dördüncü yüzyılda ise
Türklerden sonra en fazla sadrazamlık makamına erişen Arnavut asıllı sadrazamlar

5
Bkz: Kuran-ı Kerim, Enfal Suresi, 41. Ayet
6
Pençik, sözlükte beşte bir manasına gelmektedir. Savaş esnasında elde edilen ganimetin (savaş esirleri
de ganimet sayılmaktadır) beşte bir kısmının devlete ait olması anlamına gelir. Detaylı bilgi için Bkz:
Abdülkadir Özcan, ‘’Pençik’’, DİA, C. 34, s.226-228
7
Abdullah Demir, ‘’Osmanlı Devleti’nde Devşirme Sistemi’’, Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi, C.
1, Sayı 1, 2017, s.20
8
Abdülkadir Özcan, ‘’Devşirme’’, DİA, C. 9, s.254
9
Sait Aşgın, Osmanlı Sadrazamları Üzerine Bir İnceleme’’, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1992, s.19
2
olmuştur. Ancak, devletin son yüzyılına gelindiği vakit diğer tüm etnik unsurlarla
birlikte Arnavut asıllı sadrazamların oranı da hayli azalmış, % 2 civarlarına kadar
gerilemiştir. Osmanlı Devleti’nin son yüzyılına gelindiği vakit, Arnavut asıllı
sadrazamların, Türk kökenli sadrazamların % 47,410 oranından sonra % 13,8 oranla en
çok göreve gelen etnik unsur olduğu görülmektedir.11

Bürokraside üst düzey makamlara sahip olan paşalar, kendi konumlarını


korumak adına rakibi olan paşalar aleyhine faaliyetlerde bulunmuşlardır. Bu
faaliyetler, ilk olarak rakiplerini, yandaşları olan kısım üzerinden zayıflatma olarak
görülmektedir. İktidar gücünü elinde bulunduran paşalar, rakiplerine destek veren
bürokrasinin alt zümrelerine karşı görevden alma ve yerine kendi taraftarlarını
yerleştirerek gücünü arttırma yönünde bir siyaset izlemiştir. Görev ve yetkilerden
uzaklaştırmanın yanı sıra bürokrasideki varlığını ortadan kaldırmak gibi bir tutum da
izlenmiştir. Bu duruma örnek olarak, üç padişah dönemi gören Sadrazam Sokullu
Mehmed Paşa, tecrübeli olmasının da bir getirisi olarak, bürokraside oldukça etkindir.
Sokullu Mehmed Paşa’nın etkisini ve gücünü kırmak adına akrabası olan Budin valisi
Mustafa Paşa’nın idam edilmesi gösterilebilir. İdam edilmesinin sebebi her ne kadar
baruthanenin patlaması olarak görülse de, arkasındaki sebebin Sokullu Mehmed
Paşa’nın nüfuzunu kırmak olduğu anlaşılmaktadır. Paşalar arasındaki iktidar
mücadelesinin yanı sıra üst düzey paşaların, padişaha etki ederek Osmanlı Devleti’nin
yönetimini de yönlendirdiği görülmektedir. Bu durum III. Murad zamanında şarka
serdar olarak atanan Lala Mustafa Paşa ve Sinan Paşa arasında görülmektedir. Sancak
beylerine sık sık bu iki paşanın hizmetine girmelerinin emredildiği ve paşalar arasında
çekişme olduğu kayıtlarda görülmektedir. Akabinde paşalar arasındaki çekişmeye
Ferhad Paşa zamanında da rastlanılmıştır. Sadrazam Siyavuş Paşa, serdarlık
vazifesinin kendisine yükleneceğini düşündüğü için, serdar tayin edilmek yerine
payitahttaki konumunu korumak adına Ferhad Paşa’nın, serdar tayin edilmesi yönünde
girişimlerde bulunmuş ve bu girişimler sonucunda III. Murad, şark serdarlığı için
Ferhad Paşa’yı görevlendirmiştir.12 Akabinde ilk serdarlığı sırasında şarkta vazifesinin
yürütürken azledilip yerine, Özdemiroğlu Osman Paşa’nın serdar tayin edilmesinin de

10
Sait Aşgın, a.g.t, s.17
11
Sait Aşgın, a.g.t, s.19
12
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, Cilt 1, Yay. Haz: Bekir Sıtkı Baykal, Kültür Bakanlığı
Yayınları, Ankara, 1981, s.79
3
Ferhad Paşa’nın başarı elde etmesinin önüne geçmek olduğu düşünülmektedir. Diğer
bir iktidar mücadelesi ise Sinan Paşa ile Ferhad Paşa arasında geçmiştir. Şehzade
Mehmed’in sünnet merasimi sırasında yeniçeriler ile sipahiler arasında vuku bulan
çatışma, bu mücadeleyi başlatmıştır. Akabinde devam eden bu mücadele, Osmanlı
Devleti’nde bir değişimin temellerini oluşturmuştur. Askeri yönden oldukça başarılı
olan Ferhad Paşa’nın idam edilmesine değin süren mücadelenin etkisi, devletin dış
meselelerine de yansıyarak olumsuz sonuçlar doğurmuştur.13

1.2 Yöntem

Sadrazam Ferhad Paşa’nın hayatı hususunda literatür taraması yapıldığı vakit


Ferhad Paşa hakkında detaylı bir çalışmanın bulunmadığı tespit edilmiş olup, mevcut
olan çalışmalar ansiklopedi maddelerinden öteye gitmemiştir. Bu bağlamda Osmanlı
Devleti açısından 16. yüzyılın ikinci yarısında paşalar arası siyasi iktidar
mücadelesinde adından sıkça bahsedilen ve Safeviler ile yapmış olduğu İstanbul
Anlaşması ile döneme damgasını vuran Ferhad Paşa’nın hayatının araştırılıp literatüre
kazandırılması, Osmanlı Devleti tarihi açısından dönemin anlaşılması için gerekli
olduğu kanısı uyanmıştır.

Çalışmanın başında, ilk olarak mevcut bulunan Diyanet İslam Ansiklopedisi14


ve Türk Ansiklopedisi,15 The Encyclopaedia of Islam Three16’deki Ferhad Paşa
maddeleri incelenmiştir. Bu maddelerin yazımında faydalanılan kaynaklar üzerinden
konu derinleştirilmiştir. Bundan sonra Paşa’nın hayatı Osmanlı Kronik Tarihlerinde
taranmış, ulaşılan bilgiler fişlenmiştir.

Osmanlı Kronik tarihlerinde elde edilen bilgilerin üzerinden, Osmanlı


Arşivlerinde araştırmalar yapılmıştır. Bu anlamda ilk arşiv Cumhurbaşkanlığı Devlet
Arşivleri Başkanlığı’nda bulunan belgeler temin edilmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü
Vakıf Kayıtlar Arşivi’nde ulaşılan belgeler alınmıştır. Bundan sonra, elde edilen
belgelerin okunmasından sonra elde edilen verilerin yönlendirmesiyle çalışmanın
planı oluşturulmuş ve bu plan doğrultusunda eser yazılmıştır.

13
Halil İnalcık, Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar II, İş Bankası Yayınları,
İstanbul, 2014, s.19
14
Mehmet İpşirli, ‘’Ferhad Paşa’’, DİA, Cilt 12, s.383-384
15
Türk Ansiklopedisi, Cilt 16, s.251-252
16
Süleyman Polat, Ferhad Paşa (Ferhād Paşa, d.1004/1595), The Encyclopaedia of Islam Three, 2007/5,
Brill, Leiden 2017
4
1.3 Kaynaklar: Sadrazam Ferhad Paşa Üzerine Çalışmalar

Sadrazam Ferhad Paşa’nın biyografisi araştırıldığı vakit, Osmanlı Devletini bir


değişime götüren siyasi mücadelelerin tarihi arka planı ve devlete olan etkileri
anlaşılacaktır. 16. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde Damad Ferhad Paşa, Bosna
Beylerbeyi Ferhad Paşa, Solak Ferhad Paşa ve Serdar Ferhad Paşa’nın varlığı
görülmektedir. Akabinde I. Ahmed döneminde şarka serdar tayin olan Deli Ferhad
Paşa da göze çarpmaktadır. Biyografi çalışmasının ehemmiyeti açısından yukarı adı
zikredilen paşaların, görev ve faaliyetleri açısından ayırt edilmesi gerekmektedir.
Günümüzde Ferhad Paşa hakkında yapılmış çalışmalar hayli az olup, mevcut
çalışmalarda hatalar tespit edilmiştir. Genel itibariyle bu hataların, ismi Ferhad olan
paşalar arasında bir karıştırma sonucu yapıldığı göze çarpmaktadır. Mebrure Değer,
‘’Sadrazam Ferhat Paşa’nın Vasiyetnamesi’’17adlı makalesinde Ferhad Paşa’nın
hayatına dair bilgiler aktarmıştır. Ancak vermiş olduğu bilgiler III. Murad ve III.
Mehmed zamanlarında sadrazamlık yapmış olan Ferhad Paşa’ya ait olmayıp, Kanuni
Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mehmed’in kızı Hümaşah Sultan ile evli olan
Damad Ferhad Paşa’ya aittir. Yazar, bahsi geçen iki paşayı karıştırmış görünmektedir.
Her iki paşa da yeniçeri ağalığı görevinde bulunmuştur. Mebrure Değer, Sadrazam
Ferhad Paşa için yeniçeri ağalığına getirildiği tarihi M.1553 (H.960) yılı olarak
zikretmiştir. Ancak Sadrazam Ferhad Paşa, M.1582 (H.990) yılında yeniçeri ağalığına
getirilmekte, M.1553 (H.960) yılında yeniçeri ağası olan ise Damad Ferhad Paşa’dır.
Yazının devamında yeniçeri ağası iken, sipahiler ile yeniçeriler arasında geçen
kavgadan dolayı Sadrazam Sinan Paşa tarafından yeniçeri ağalığından azledildiği ifade
edilmektedir. Yeniçeri ağası iken Sinan Paşa’nın telkinleriyle görevden azledilen
Damad Ferhad Paşa olmayıp, Sadrazam Ferhad Paşa’dır. Örnekleri çoğaltacak
olursak, çalışmada geçen M.1558 (H.965)’de Kastamonu Sancak Beyi, M.1564-65
(H.971) yıllarında vezir olması ve hattat olduğu bilgiler Damad Ferhad Paşa’yı işaret
ederken, şark serdarı Ferhad Paşa’nın, Sinan Paşa ile mücadelesi ile ilgili bilgiler
Sadrazam Ferhad Paşa’yı işaret etmektedir. Görünen o ki yazar, çalışmada farklı olan
iki paşayı aynı şahsiyet olarak algılamış veya Ferhad Paşa’ları karıştırmıştır. Ancak

17
Mebrure Değer, ‘’Sadrazam Ferhat Paşa’nın Vasiyetnamesi’’, Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi,
Sayı 144, 2003, s. 131-148
5
çalışmanın vasiyetname kısmı Damad Ferhad Paşa açısından incelendiği vakit kurulan
vakıflar ile alakalı kıymetli bilgiler ihtiva etmektedir.

Diğer bir çalışma ise Fazıl Ayanoğlu’nun yazdığı ‘’Ferhat Paşa’nın Gizli Kalan
Vakıfları’’18 adlı makalesidir. Bu makalede bahsi geçen vakıfların Damad Ferhad
Paşa’ya ait olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada konusu geçen Çatalca’daki Ferhad
Paşa Camisi, Sadrazam Ferhad Paşa’ya ait olmayıp Damad Ferhad Paşa’ya aittir.
Çalışmadaki karışıklık, caminin kitabesinde bulunan ‘’merhum vezir Ferhat Paşa’nın
ruhu için yapılmıştır’’19 ifadesinden kaynaklanmaktadır. Akabinde caminin Mimar
Sinan tarafından yapıldığı ve Mimar Sinan’ın M.1588 (H.996) yılında vefat ettiği
bilgisi ise Sadrazam Ferhad Paşa’ya ait olmadığını açıklamaktadır. Zira Sadrazam
Ferhad Paşa, M.1595 (H.1004) yılında idam edilmiştir. Ancak Mimar Sinan, Sadrazam
Ferhad Paşa’dan daha önceki bir tarihte, M.1588 (H.996) yılında vefat etmiştir. Ayrıca
Fazıl Ayanoğlu, tarihi 17. yy olarak zikretmekte, aktardığı bilgiler 16. yy ait
olmaktadır.

Karışıklığa mahal olacak diğer bir durum ise, Damad Ferhad Paşa ile Sadrazam
Ferhad Paşa’nın babalarının isim benzerliğidir. İstanbul Atatürk Kitaplığı, 60584
numarada kayıtlı olan müteferrik evrak, Ferhad Paşa hakkında şahsi bilgiler
içermektedir. Belge, Ferhad Paşa’nın babasının ismi, vilayeti, ölüm tarihi, makam ve
rütbelerinin yanı sıra yaşantısına dair bilgileri de ihtiva etmektedir. Bu bilgilerin hangi
Ferhad Paşa’ya ait olduğu düşüncesi ile belge, incelmeye tabii tutulmuştur. İlk olarak
Damad Ferhad Paşa, ele alınacak olursa, vezaret rütbesine yükselmiş olan Mustafa
Paşa’nın oğlu olduğu, İstanbul’da doğduğu ve kendisinin de vezaret rütbesine
yükseldiği ancak sadrazamlık makamına ulaşamadığı görülmektedir.20 Belgede ise
Ferhad Paşa’nın sadrazam olduğuna dair bilgiler yer almaktadır. Bunun yanında
belgede yer alan ‘’veladet-i Arnavud’’ ibaresi, Ferhad Paşa’nın Arnavut asıllı
olduğunu işaret etmektedir. Bu bilgi ışığında belgenin ilk olarak Arnavut asıllı olan
Sadrazam Ferhad Paşa’yı işaret ettiği anlaşılmaktadır. Belgede yer alan diğer bir bilgi
ise Ferhad Paşa’nın öldükten sonra Eyüp’e defnedildiğidir. Her iki paşanın da Eyüp’te
gömülü olduğu bilgisi akıllara soru işareti getirmekte, ancak belgede yer alan ölüm
tarihi M.1595 (H.1004) tarihini işaret etmektedir. Damad Ferhad Paşa, M.1574

18
Fazıl Ayanoğlu, ‘’Ferhat Paşa’nın Gizli Kalan Vakıfları’’, Vakıflar Dergisi, Sayı 7, 1968, s.145-157
19
Abdullah Kuran, ‘’Çatalca’daki Ferhat Paşa Camii’’, Boğaziçi Üniversitesi Dergisi, S. 3, 1975, s.76
20
Kemal Çığ, Topkapı Sarayı ve Türk- İslam Sanatları, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2011, s.199
6
(H.982) tarihinde vefat etmiş, M.1595 (H.1004) tarihinde vefat eden Sadrazam Ferhad
Paşa’dır. Bu bilgi ile de belgenin Sadrazam Ferhad Paşa’yı işaret ettiği
anlaşılmaktadır. Belgenin incelemesi derinleştirilecek olursa, yeniçeri ağalığı yaptığı
bilgisi göze çarpmaktadır. Bahsi geçen her iki paşanın da yeniçeri ağalığı vazifesinde
bulunduğu, ancak belgede yer alan ‘’Mehmed-i sülûsün şehzâdeliği zamanında
Yeniçerilerin tarz-ı sülukûnda sonrasında ağalıktan azl olundu’’ ibaresi Sadrazam
Ferhad Paşa’yı işaret etmektedir. Zira Sadrazam Ferhad Paşa, ileride değinilecek olan
yeniçeri ağalığı vazifesi sırasında Şehzade Mehmed’in sünnet töreni esnasına
yeniçeriler ile sipahiler arasına çıkan bir kavga sonucu azledilmiştir. Belgede yer alan
diğer bir bilgi ise, Ferhad Paşa’nın Damad İbrahim Paşa vesilesi ile divana girdiği,
Sinan Paşa ile siyasi mücadele içerisinde olduğu, Silivri yolundaki çiftliğinde ikamet,
III. Mehmed zamanında azledildiği ve vefat ettiği bilgiler direkt olarak Sadrazam
Ferhad Paşa’yı işaret etmektedir.21 Bu bağlamda belgede yer alan ‘’Mustafa’’ ismi ile
de Sadrazam Ferhad Paşa’nın babasının isminin Mustafa olduğu anlaşılmaktadır.
Yapılacak olan çalışmada, yukarıda bahsi geçen paşalar hakkındaki bilgileri ayırt
etmek, çalışmanın güveliği açısından önem arz etmektedir.

21
İstanbul Atatürk Kitaplığı, 60584 numaralı müteferrik evrak
7
8
2. BÖLÜM: SADRAZAM FERHAD PAŞA’NIN AİLESİ VE İLK
GÖREVLERİ

2.1 Ailesi

Sadrazam Ferhad Paşa’nın babasının ismi Mustafa’dır.22 Wratislaw, Ferhad


Paşa’yı uzun boylu, esmer yüzlü, ayrık dişli ve sevimsiz bir kimse olarak
betimlemektedir.23 Evliya Çelebi, isminin önünde ‘’Koca’’ sıfatını kullanmaktadır.24
Lakin Evliya Çelebi ‘’Koca’’ sıfatını kullanırken Ferhad Paşa’nın çağdaşı olan Koca
Sinan Paşa ile karıştırdığı ve Ferhad Paşa için ‘’Koca’’ sıfatını kullanırken Koca Sinan
Paşa’dan etkilendiği düşünülmektedir. Bunun yanı sıra Kara Ferhad Paşa diye de
zikredilir.25 Venedik kayıtlarında ise Ferhad Paşa için ‘’kara yılan’’26 tabiri
kullanılmıştır. İsminin önündeki sıfatlardan da anlaşılacağı üzere esmer bir tene sahip
olduğu anlaşılmaktadır. Serdarlık vazifesinden ötürü Gazi diye de anılmaktadır.27

Ferhad Paşa, aslen Arnavut olup, kaynaklar devşirme sistemi dâhilinde Osmanlı
Devleti’ne intikali gerçekleştirilerek Enderun’a alındığını kaydetmektedir.28 Hayatının
ilk dönemleri, nerede ve ne zaman dünyaya geldiği ve hangi yılda devşirildiğine dair
kesin bir bilgi mevcut değildir. Edirneli Mehmed Efendi eseri ‘’Tevarih-i Ali Osman’’
da Ferhad Paşa için, öldüğünde Koca Sinan Paşa ile birlikte ikisinin yaşının da

22
İstanbul Atatürk Kitaplığı, 60584 numaralı müteferrik evrak
23
Baron, W. Wratislaw, 16. Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğundan Çizgiler, Çev: M. Süreyya Dilmen,
Karacan Yayınları, İstanbul, 1996, s.50
24
Seyit Ali Kahraman, Yücel Dağlı, Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Kitap 2, Cilt
1, YKY, İstanbul, 2008, s.292
25
Reşat Ekrem Koçu, ‘’Ferhad Paşa’’, İstanbul Ansiklopedisi, Cilt 10, s.5668
26
V.J. Parry, ‘’Ferhâd Pasha’’, The Encyclopaedıa of Islam, Vol: II, C-G, 1991, s.880-881
27
BOA, EV.MH, No: 323, 157
28
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 4, TTK Yayınları, s.346; İnalcık, Devlet-i
Aliyye II, s.19; Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi I, s.16; Abdurrahman Sağırlı, Mehmed B. Mehmed
Er-Rûmî ( Edirneli)’nin Nuhbetü’t- Tevârih Ve’l- Ahbâr’ı ve Târîh-i Âl-i Osman’ı (Metinleri-
Tahlilleri), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Doktora Tezi, İstanbul,
2000, s.21; Zeynep Aycibin, Kâtip Çelebi Fezleke Tahlil ve Metin I, Mimar Sinan Güzel Sanatlar
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ortaçağ Tarihi Anabilim Dalı Doktora Tezi, İstanbul, 2007,
s.300; Ahmet Çoban, Hadikatü’l Vüzera Adlı Eserin Tenkitli Transkripsiyonu, Atatürk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Erzurum, 2005, s. 39; İsmail Hami
Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi III, Türkiye Yayınevi, İstanbul, 1972, s101; Tayyar-Zade
Ata, Osmanlı Saray Tarihi- Tarih-i Enderun I-II, Haz: Mehmet Arslan, Kitabevi Yayınları, İstanbul,
2010, s.235; Mehmed Süreyya, Sicilli Osman-i II, Haz: Nuri Akbayar, Tarih Vakfı Yurt Yayınları,
İstanbul 1996, s.518; Mustafa Cezar, Mufassal Osmanlı Tarihi, Cilt 3, Türk Tarih Kurumu Yayınları,
Ankara, 2010, s.591; Baron W.Wratislaw, a.g.e, s.46; Mehmet Arslan, Osmanlı Sadrazamları
Hadikatü’l Vüzera ve Zeylleri, Kitabevi Yayınları, İstanbul, 2013; Ayhan Buz, Sokulludan Damat
Ferit’e Osmanlı Sadrazamları, Neden Kitap Yayınları, İstanbul, 2009, s. 57; Mehmet İpşirli, ‘’Ferhad
Paşa’’, DİA, Cilt 12, s.383-384; İbrahim Alâettin, ‘’Ferhad Paşa’’, Meşhur Adamlar, s.488; V.J. Parry,
‘’Ferhâd Pasha’’, The Encyclopaedıa of Islam, Vol: II, C-G, 1991, s.880-881
9
seksenlere ulaştığını kaydetmektedir.29 Bu bilgi temel alınacak olursa, M.1595
(H.1004) yılında idam edildiği bilgisi ile mukayese edildiği takdirde tahmini olarak
M.1520 (H.926)’li yıllarda doğmuş olabileceği sonucu çıkmaktadır. Koca Sinan Paşa,
öldüğünde yaşının yetmişlerde, seksenlerde30 olması sonucu Ferhad Paşa ile de çağdaş
olmasından dolayı böyle bir rakamın zikredildiği düşünülmektedir. Kanuni Sultan
Süleyman’ın son zamanlarına doğru Enderun’dan çıktığı bilgisi zikredilen tarihlerden
daha sonraki bir tarihte doğmuş olabileceği ihtimalini ortaya çıkarmaktadır. Yaşı için
en çok yaklaşan V.J. Parry olmuştur ve Ferhad Paşa için öldüğünde yaşının 65
civarlarında olduğu bilgisini aktarmıştır.31 Ancak Ferhad Paşa’nın daha genç bir yaşta
idam edildiği düşünülmektedir.

M.1591 (H.999) yılında Avusturya’dan gelen elçilik heyetinde bulunan


Wratislaw, Ferhad Paşa’nın Arnavut asıllı olan Sinan Paşa ile akrabalığına değinerek
amca çocukları olduğunu ve devşirilmeden önce domuz çobanlığı yaptıkları bilgisini
kaydeder.32 Bu bilgi temel alınacak olursa, Sinan Paşa’nın rivayetler dâhilinde doğum
yeri için Delvin, Lüre ve Luma’ya bağlı Topoyan Köyü gibi bölgeler
zikredilmektedir.33 N. Jorga ise Sinan Paşa için Debreli bir köylünün oğlu olduğu
bilgisini aktarmaktadır.34 Bunun üzerine Ferhad Paşa’nın da adı geçen bölgelerde
doğmuş olabileceği bilgisi akıllara gelmektedir. Edirneli Mehmed Efendi, eseri
‘’Tarih-i Osman’’ da Sinan Paşa ile Ferhad Paşa’nın hemşeri olduklarını kaydeder.35
Ancak Osmanlı kaynaklarında zikredilen bölgeleri net bir şekilde destekler nitelikte
bilgiye rastlanmamıştır.

M.1633 (H.1042) yılındaki Rumeli şeriyye sicili kaydında ise Ferhad Paşa’nın
varisleri hakkında bilgiye ulaşılmaktadır. Kaydın tutulduğu M.1633 (H.1042) tarihine
vurgu yapılarak 38 sene önce katl olunan Ferhad Paşa ibaresi ile M.1595 (H.1004)

29
Abdurrahman Sağırlı, a.g.t, s. 21
30
Ahmet Önal, Koca Sinan Paşa’nın Hayatı ve Faaliyetleri (1520-1596), İstanbul Üniversitesi Türkiyat
Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı Doktora Tezi, İstanbul,
2012, s.1; Abdurrahman Sağırlı, a.g.t, s.21
31
V.J. Parry, ‘’Ferhâd Pasha’’, The Encyclopaedıa of Islam, Vol: II, C-G, 1991, s.880-881
32
Baron, W. Wratislaw, a.g.e, s.50; (Yazının devamında tekrar ederek domuz çobanı olan iki kardeş
çocukları olduğunu söylemektedir.) Von Joseph Hammer, Sinan Paşa’nın domuz çobanlığına dair
vurgu yapmıştır. Von Joseph Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, Çev: Mümin Çevik, İstanbul,
Milliyet/Üçdal Neşriyat, 2010, s. 173
33
Ahmet Önal, Koca Sinan Paşa’nın Hayatı ve Faaliyetleri (1520-1596), s.1
34
Nicholae Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, s.932
35
Abdurrahman Sağırlı, Mehmed B. Mehmed Er-Rûmî ( Edirneli)’nin Nuhbetü’t- Tevârih Ve’l- Ahbâr’ı
ve Târîh-i Âl-i Osman’ı (Metinleri- Tahlilleri), s.22
10
yılında idam edilen Sadrazam Ferhad Paşa olduğu anlaşılmaktadır. Sicilde geçen
Ferhad Paşa’nın oğlu Ahmed bilgisi ile Ahmed’in oğulları olan Mustafa Çelebi,
Mehmed Bey ve İbrahim Bey isimlerinin zikredilmesi, Ferhad Paşa’nın Ahmed
isminde bir oğlu olduğunu ve bu oğlundan olma Mustafa Çelebi, Mehmed Bey ve
İbrahim Bey adında üç torunu olduğu anlaşılmaktadır.36 Ahmet’ten ziyade
kaynaklarda Mustafa Bey ve Mehmed Paşa olarak geçen iki oğlu daha bulunmaktadır.
Mustafa Bey, 246 numaralı Ruûs defterinde Ferhad Paşazade olarak geçmektedir.37
Mehmed Paşa ise, babası Ferhad Paşa vasıtasıyla valilik mertebesine kadar yükselmiş
ve sırasıyla M.1591-92 (H.1000)’ de Kastamonu, Halep, Maraş, Prizren’de valilik
vazifesinde; M.1593-94 (H.1002)’de Sivas, ardından da iki kere Diyarbakır
Beylerbeyliği görevinde bulunmuştur. Daha sonra Gence’de valilik hizmeti
yürütürken, M.1598-99 (H.1007) tarihinde görevinden azledilmiş ve daha sonraki bir
tarihte vefat etmiştir.38 Gelibolulu, eseri ‘’Künhül Ahbar’’da ise Ferhad Paşa’nın
Muhammed adında bir oğlu olduğunu ve Niğde Beyi iken 20 yaşında vefat ettiğini
aktarmaktadır.39

2.2 Ferhad Paşa’nın Kişiliği

Ferhad Paşa için Sokullu Mehmed Paşa’ya benzetip onun gibi kabiliyetli devlet
adamı olduğu ileri sürülmektedir.40 Atatürk Kitaplığı 923 numarada kayıtlı olan
anonim Arapça eser Teracim-i Ahval, Ferhad Paşa’nın kişiliği hakkında kıymetli
bilgiler ihtiva etmektedir. Yazar, aktardığı bilgilerde Ferhad Paşa’nın arkadaşı
olduğunu da dile getirmektedir. Eser, Ferhad Paşa’yı reayayı koruyup kollayan,
yürekli, cesur, güzel vakit geçirilen, hoş sohbetli bir kimse olarak tarif etmektedir.
Yazar Ferhad Paşa için ‘’kendisiyle yaptığım konuşmadan zevk alırdım. Onunla
arkadaşlık yapmak sevgilinin öpücüğünden, rakibin gafletinden daha hoştur’’ sözlerini
aktarmıştır. Bunun yanında eserde, dil kılıcı keskin olan, hata üzerine beklemeksizin
yürüyen, haksızlığa karşı sınır tanımayan, emsallerine oranla askeri denetim altına

36
İstanbul Kadı Sicilleri Rumeli Saadareti Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H.1042-1043/1633), Kayıt
135, Edt: Coşkun Yılmaz, İsam Yayınları, İstanbul, 2011, s.150
37
Bilgin Aydın, Rıfat Günalan, Ruûs Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Osmanlı Eyalet Teşkilatı ve
Gelişimi, İsam Yayınları, Sayı 38, 2011, s.55-145
38
Mehmed Süreyya, Sicilli Osman-i III, Haz: Nuri Akbayar, s.1030; M. Münir Aktepe, Şem’dâni- Zâde
Fındıklılı Süleyman Efendi Tarihi 2A’’, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul,
1978, s.58
39
Faris Çerçi, ’’Künhü’l-Ahbâr’a Göre II. Selim, III. Murad, III. Mehmed Devirleri ve Âli’nin
Tarihçiliği’’, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, Kayseri, 1996, s.446
40
Nazım Poroy, İstanbul’da Gömülü Paşalar, İstanbul Belediyesi Neşriyat, İstanbul, 1947, s.20
11
alma hususunda büyük bir kabiliyete sahip olan bir kimse olduğu aktarılmaktadır.
Eserde, Ferhad Paşa için sınır tanımayan biri olduğu için sebepsiz yere hapsedilerek
idam edildiğini vurgulanmaktadır. Ferhad Paşa’nın ise ‘’ben onlara etmedik küfür
bırakmadım onlar ise devleti elde etti’’ sözleri sınır tanımadığını ve akabinde uğradığı
mahrumiyeti açıklamaktadır.41 Ayrıca Ferhad Paşa’nın kişiliği hakkında Peçevi,
‘’akıllı, sağlam, imanlı, onurlu, adil bir devlet adamı’’ olarak zikretmektedir.42

2.3 Enderun Günleri ve İlk Görevleri

Wratislaw, eserinde Ferhad Paşa için devşirildikten sonra aşçılık öğrenmek


üzere sarayın aşçısına emanet edildiğini kaydetmektedir. Devamında ise Sinan Paşa
ile birlikte Padişah II. Selim’in emri üzerine Enderun’da eğitim görmeye başladıklarını
bildirmektedir.43 Kanuni Sultan Süleyman’ın son zamanlarında saraydan çıktığı
bilgisi, Enderun’da eğitim görürken padişahın II. Selim olmadığını ve Wratislaw’ın bu
bilgiyi aktarırken aldığı duyumlarda padişahları karıştırdığı ya da şehzadeliği
padişahlık olarak aktardığı anlaşılmaktadır. Ancak aktardığı aşçılık bilgisi ise Peçevi
tarihinde de geçmektedir. Eserde Ferhad Paşa için Şehzade Selim’in mutfağında uzun
süre görevde bulunduğu kaydedilmektedir.44 Peçevi tarihine ek olarak Edirneli
Mehmed Efendi, ‘’Âl-i Osman’’ da Ferhad Paşa için ilk zamanlar sarayda çaşnigirlik
hizmetinde bulunduğunu kaydetmektedir.45 246 numaralı ruus defterinde geçen bir
kayıtta, geçmişte çaşnigirlik vazifesi yürüttüğü görülmektedir.46 Hammer, tarihinde ise
Ferhad Paşa için II. Selim’in aşçısı olduğunu ve cebecibaşılığına yükseldiğini
kaydetmektedir.47 Gelibolulu Mustafa Ali ise eseri ‘’Künhül Ahbar’’da Ferhad Paşa
için Sultan Selim’in mutfağında aşçılıkla uğraştığını dile getirerek ‘’Aş-pezlik’’
ifadesini kullanmıştır.48

Sarayda çaşnigirlik hizmetinde bulunan Ferhad Paşa, akabinde müteferrikalık


görevleri için de vazifelendirilmiştir.49 Müteferrika olarak M.1558 (H.966) tarihinde

41
Teracim-i Ahval, Atatürk Kitaplığı, Numara 923
42
Peçevi İbrahim Efendi, ‘’Peçevi Tarihi II’’, Yay. Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.79
43
Wratislaw, 16. Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğundan Çizgiler, Çev: M. Süreyya Dilmen, s.50
44
Peçevi İbrahim Efendi, ‘’Peçevi Tarihi II’’, Yay. Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.80; Danişmend,
Kronoloji, cilt 3, s.69
45
Abdurrahman Sağırlı, a.g.t, s.22
46
Bilgin Aydın, Rıfat Günalan, ‘’a.g.m’’, s.73
47
Von Joseph Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, Çev: Mümin Çevik, Milliyet/ Üçdal Neşriyat,
2010 s.78
48
Faris Çerçi, a.g.t, s.543
49
Abdurrahman Sağırlı, a.g.t. Tevarih-i Ali Osman Kısmı, s.21
12
Bağdat’tan Lahsa’ya gemiler ile gönderilen askeri, işçi gemilerine dâhil etmemesi
üzerine yazılan hükmü iletmekle görevlendirilmiştir.50 Yine M.1558 (H.966-967)
senesinde Silistre Beyi Sinan Paşa’ya Şehzade Bayezid’in iç halkının İstanbul’a
intikalini gerçekleştirmesi üzerine yazılan hükmü ulaştırmakla51 ve bu halkı Bursa’ya
götürmekle vazifelendirilmiştir.52 Akabinde iç halkın sayılarını bildirmek ve bu
hususta düzenlemeler yapmakla görevlendirildikten sonra İstanbul’a dönmesi
emredilmiştir.53

İlk olarak kapıcıbaşılık göreviyle saraydan çıkan Ferhad Ağa, Kanuni Sultan
Süleyman’ın son zamanlarında padişahın sevgisini kazanmış ve yakın adamları arasına
girmiştir.54 Gelibolulu Mustafa Ali, Ferhad Paşa için Kanuni Sultan Süleyman’ın
musahibi55 olduğunu kaydetmektedir.56 Selaniki tarihinde ise ikilinin Malta kuşatması
hakkında konuşmalarına rastlanmaktadır.57 Bu durum Ferhad Ağa’nın musahipliğini
desteklemekte ve Kanuni Sultan Süleyman ile yakınlığını açıklamaktadır. Ayrıca
Ferhad Ağa’nın Selanikli Mustafa Efendi’ye Kanuni Sultan Süleyman’ın, müderris,
şair Baki Efendi hakkındaki olumlu görüşlerini ve kıymet verdiği bir kişi olduğunu
iletmiştir. Ferhad Ağa’nın Kanuni Sultan Süleyman’ın düşüncelerini bu şekilde bilip
aktarması padişaha yakın olduğunu açıklamaktadır.58

Kanuni Sultan Süleyman’ın son seferi olan Zigetvar Seferi’ne katılan Ferhad
Ağa, yük hayvanlarıyla alakadar olmakta ve padişahın otağını taşımakla
görevlendirilmiştir. Ancak yol üzerinde şiddetli yağmur ve fırtınanın meydana
gelmesinden ötürü develerin bir kısmı ölmüştür. Bu sebepten ötürü Otağ-ı
Hümâyûn’ün nakli de gecikmiştir. Hadiseyi fırsat bilen iç ağalardan bazıları bu
durumu Ferhad Ağa aleyhine kullanmak isteyip Sadrazam Mehmed Paşa’ya şikâyette
bulunmuş olsalar da bir sonuç elde edememişlerdir. Hâsıl olan bu durumla alakalı

50
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, ‘’3 Numaralı
Mühimme Defteri 966-968 / 1558-1560’’, Hüküm 260, Ankara, 1993, s.121
51
3 Numaralı Mühimme Defteri, hkm 288
52
3 Numaralı Mühimme Defteri, hkm 353
53
3 Numaralı Mühimme Defteri, hkm 353-431-442-449
54
Selaniki Mustafa Efendi, Tarih-i Selaniki I, Haz: Mehmet İpşirli, Türk Tarih Kurumu Yayınları,
Ankara, 1999, s.59; Abdurrahman Sağırlı, a.g.t. (Tevarih-i Ali Osman Kısmı), s.21; Peçevi İbrahim
Efendi, ‘’a.g.e’’, s.297; Mustafa Cezar, Mufassal Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1182; Ahmet Çoban, a.g.t,
s.39; Mehmet İpşirli, ‘’Ferhad Paşa’’, DİA, s.383
55
Muhabbet edilen kimse, yakın arkadaş, padişahın hususi işlerinde bulunan kimse.
56
Faris Çerçi, a.g.t, s.258
57
Selaniki Mustafa Efendi, Tarih-i Selaniki I, Haz: Mehmet İpşirli, s.9
58
İbrahim Hakkı Uzunçarşılı, ‘’Osmanlı Devleti’nin İlmiye Teşkilatı’’, Türk Tarih Kurumu Yayınları,
Ankara, 1988, s.46
13
Sadrazam Mehmed Paşa’ya izahat veren Ferhad Ağa 500 kadar devenin kaldığını
iletmiş, Sadrazam Mehmed Paşa ise şükür amaçlı bu develerin kurban edilmesini
emretmiştir.59

Ferhad Ağa, Zigetvar Sefer’i esnasında vefat eden Kanuni Sultan Süleyman’ın
na’şını, vezir Ahmed Paşa, Sofu Ali Paşa, Şeyh Nureddinzade Efendi ve refakatinde
bulunan 400 kişi ile birlikte İstanbul’a nakletmekle görevlendirilen heyetin içinde
bulunmaktadır.60 Ancak kaynaklar nakil işlemi esnasında Ferhad Paşa’nın bulunduğu
görev ile alakalı farklı görüşler zikretmektedir. Bir kısım kaynaklar nakil sırasında
Ferhad Paşa için Mir-i Ahur ifadesi kullanırken bir kısmı ise II. Selim zamanında Mir-
i Ahur görevine getirildiğini, dolayısıyla nakil işlemi sırasında kapıcıbaşı olduğunu
ifade edilmektedir. Ancak M.1564 (H.972) tarihli Kanuni Sultan Süleyman’ın son
zamanlarında Ferhad Ağa’nın evine çeşme bağlanmasıyla ilgi yazılan hükümde
kapıcıbaşı ve Mir-i Ahur ifadeleri aynı anda geçmektedir.61 Bu bilgi ile Ferhad
Ağa’nın kapıcıbaşı görevi yürütürken aynı zamanda Mir-i Ahurluk vazifesinde de
bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu sebepten ötürü kaynaklarda bir çelişki görülmekte
lakin zikredilen iki vazifenin de Ferhad Ağa tarafından yürütüldüğü anlaşılmaktadır.

Kanuni Sultan Süleyman’ın vefat etmesi üzerine Kütahya’da bulunan Şehzade


Selim, davet mektubunu aldığı vakit İstanbul’a hareket etmiştir. Eylül 1566 (H.974)
da İstanbul’a ulaşan Şehzade Selim adet üzerine atalarının türbelerini ziyaret ettikten
sonra biat ve cülus merasimlerini gerçekleştirerek Osmanlı Devleti’nin 11. Padişahı
olarak tahta geçmiştir. Akabinde Belgrad’a hareket eden II. Selim’in ikinci defa biat
ve cülus merasimi gerçekleştirmesi gündeme gelmiştir. İkinci merasime gerek
görülmemesi asker arasında hoşnutsuzluğa sebep olmuş ve İstanbul’a dönüldüğü vakit
yeniçeriler II. Selim’in saraya girmesini engellemeye çalışmışlardır. Bu hadise üzerine
II. Selim, huzursuzluğu gidermek adına ikinci defa cülus edip sükûneti sağlamıştır.
Kapıkullarının ve askerin etkisini yakından gören II. Selim, ilk icraatı olarak bazı
görev ve yetkiler üzerinde değişikliğe gitmek olmuştur. O sıra kapıcıbaşı olarak

59
Selaniki Mustafa Efendi, Selaniki Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.20
60
Peçevi, ‘’a.g.e’’, s.297; Uzunçarşılı, ‘’Büyük Osmanlı Tarihi’’, cilt 2, s.393; Danişmend, Kronoloji,
Cilt 2, s.368; Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 6, s.211
61
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, ‘’6 Numaralı
Mühimme Defteri 972 / 1564-1565’’, Hüküm 1325, Ankara, 1995, s.276
14
bulunan Ferhad Ağa da M.1567 Mart (H.974 Şaban) ayının son zamanlarında Mir-i
Ahur olarak tayin edilmiştir.62

2.4 Mirahurluk Vazifesi

Mart 1567 (H.974) tarihinde Mir-i Ahur olan Ferhad Ağa, III. Murad’ın
saltanatının ilk yıllarında da bu vazifesini devam ettirmektedir. M.1578 (H.981-82)
yılında Budin Valisi Mustafa Paşa’nın idamıyla görevlendirilen Ferhad Ağa, ilk olarak
bu görevdeki başarısıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Budin sarayına ve
baruthanesine yıldırım düşmesinden dolayı Mustafa Paşa’nın ihmalkârlığı üzerinde
durulmuş ve Mir-i Ahur Ferhad Ağa, baruthanedeki zayiatı teftiş etmekle
görevlendirilmiştir. Lakin asıl görevi Budin valisi Mustafa Paşa’yı idam etmektir.63
Mustafa Paşa, bir gün sofra başında yemek yerken Ferhad Ağa yanına girmiş ve
payitahttan getirdiği bir arzı paşaya uzatmıştır. Bu sırada idam etmekle görevli
olduğunu paşaya ileterek idamı gerçekleştirme gayretine girişmiştir. Mustafa Paşa,
kendini müdafaa etmeye çalışmış olsa da Ferhad Ağa, hizmetinde bulunan kişilerin
yardımıyla idamı gerçekleştirmiştir.64 Soloman Schweigger, olayı bu şekilde
aktarırken isimde bir yanılgıya düşmüş ve Mustafa Paşa yerine Mehmed Paşa olarak
zikretmiştir.

Budin Beylerbeyi Mustafa Paşa’nın idam edilmesinin nedeni sadece baruthane


patlaması olarak değerlendirilmemelidir. II. Selim, yönetimde etkin olmaması üzerine
Sadrazam Sokullu Mehmed Paşa, yönetimdeki etkisini iyice arttırmış ve üst düzey
devlet makamlarına kendi taraftarlarını yerleştirmiştir. Şam Beylerbeyliğinde oğlu
Hasan Paşa, Diyarbakır Beylerbeyliğinde amcaoğlu olan Derviş Paşa ve Budin
Beylerbeyliğinde ise yine amcaoğlu olan Mustafa Paşa bulunmaktaydı.65 Bunların
yanı sıra diğer devlet kurumlarına da yakın adamlarını yerleştirmiş olup, II. Selim’in
kızı ve III. Murad’ın kız kardeşi olan Esma Han Sultan’ın zevcesi olduğundan dolayı
hanım sultanlar cephesinde de bir zümre oluşturmuştur. Bu sayede hem merkezde hem
doğudan batıya kendi lehine olan bir siyasi ağ örmüş bulunuyordu. Sultan III. Murad

62
Selaniki Mustafa Efendi, Selaniki Tarihi I, s.59; Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.261
63
Hasan Beyzade Ahmed Paşa, Hasan Beyzade Tarihi II, Haz: Şefki Nezihi Aykut, Türk Tarih Kurumu
Yayınları, Ankara, 2004, s.256; Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.46; Danişmend, Kronoloji,
Cilt 3, s. 28; Mustafa Cezar, Mufassal Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1312, Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi
Tarihi II, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.6
64
Soloman Schweigger, Sultanlar Kentine Yolculuk 1578-1581, Çev: S. Türkis Noyan, Kitap Yayınevi,
İstanbul, 2004, s.97
65
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.28
15
da kendi iktidarını gölgeleyecek bu tarz yapılanmadan hoşnut değildi. Lakin direk etki
etmek yerine bir denge siyaseti izleyerek siyasi gücünü zayıflatma yönünde bir politika
izlemiştir. Padişahın yanı sıra rakibi olan diğer paşalar arasında da bu gücü zayıflatma
yönünde bir tutum izlenmiştir. Mustafa Paşa’nın idam edilmesindeki sebep her ne
kadar baruthane patlaması olarak görülse de arkasındaki asıl sebebin Mehmed
Paşa’nın elde ettiği bu siyasi gücü ve etkisini kırmak olduğu görülmektedir.

Ferhad Ağa, Mir-i Ahurluk vazifesinde iken görevinin bir gereği olarak saray
atları için hazırlanan koşum takımları ve bu takımları yapan meslek erbaplarının
yetiştirilmesiyle alakadar olmuş, öğrencilik aşamasını tamamlayanlara saraçlık
vazifesi vermiştir. Devlet, saraçların öğrencilikten yetişmesi hususuna dikkat etmiş ve
Mir-i Ahur Ferhad Ağa’ya öğrencilikten yetişmeyenlere saraçlık verilmemesini dair
12 Ekim 1579 ( H.20.08.987) da bir hüküm yazmıştır.66

Mir-i Ahur Ferhad Ağa’nın 1579’dan itibaren Boğdan voyvodalığı ile Osmanlı
Devleti arasındaki ilişkilerde görevlendirildiği görülmektedir. İlk olarak 1 Aralık 1579
(H. 11.10.987) Boğdan’a gönderilmek üzere bir yol hükmü yazılmıştır.67 Akabinde
Boğdan voyvodasının bir isyan veya başkaldırı ihtimaline karşılık durumu yerinde
teftiş etmekle görevlendirilmiş ve bu husus üzerine Silistre ve Niğbolu sipahi
ağalarına, Bender Sancağı alaybeyine ve Eflak voyvodasına Ferhad Ağa’nın gerekli
görmesi ve isteği doğrultusunda askerleri ile birlikte yardım etmesi buyrulmuştur.
Ancak kayıtlarda bir müdahalede bulunulduğu bilgisine rastlanmamıştır.68

1581 (H.988-89) yılına gelindiği vakit ise Mir-i Ahur Ferhad Ağa, Kırım’a
gönderilen mühimmat ve hazineyi Kırım’a götürmekle görevlendirilmiş, Bender,
Cankirman beylerine ve yol üzerinde bulunan kadılara, Ferhad Ağa’ya yardım
edilmesine dair hükümler yazılmıştır.69 Yine aynı sene bir takım muhasebe işlerinde
bulunup,70 devlete at yetiştirmekle görevli yund ocaklarının düzeniyle de alakadar
olmuştur.71 Mir-i Ahurluk vazifesi ile 21 Ocak 1582 (H.26.12.989) tarihinde Boğdan
voyvodalığının, aldığı paranın geri ödemesini yapması üzerine yazılan hükümde72

66
BOA, DVNSMHM, 40/337
67
Erhan Akçelik, 39 Numaralı Mühimme Defterinin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi 1-118,
Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Erzurum, 2013, s.100
68
Erhan Akçelik, a.g.t, s.105
69
BOA, DVNSMHM, 42/637-638-639
70
BOA, DVNSMHM, 42/496
71
BOA, DVNSMHM, 45/4518
72
BOA, DVNSMHM, 42/551
16
karşımıza çıkan Ferhad Ağa ortalama 15 yıl Mir-i Ahurluk vazifesinde bulunmuş,
akabinde yeniçeri ağalığına tayin edilmiştir.

2.5 Yeniçeri Ağalığı

25 Şubat 1582 (H.20.01.990) yılında Yeniçeri Ağası olan Ferhad Ağa’ya 4 Mart
1582 (H.08.02.990) tarihinde bin filori, yüz hasene ve bir seraser kaftanı verilerek
görevi başlamıştır.73 Atâî tarihinde ise Zilhicce 989 tarihinde Yeniçeri Ağası olduğu
kaydedilmektedir.74 Ancak kaynaklar incelendiği vakit bu tarih aktarımında bir
karışıklık olduğu anlaşılmaktadır. Yeniçeri ağalığında iken İstanbul’un zahire ihtiyacı
ile alakadar olmuş ve Boğdan’dan zahire ihtiyacı için temin edilen koyunlardan da
ihtiyacı olduğu kadar ücretinin kendisi ödemek koşuluyla koyun satın almıştır.75

1 Nisan 1582’de (H.7. 3. 990) Çemişgezek Sancak Beyi Alaaddin’in iltizamında


fazla mal olmasından ve bunları kendi namına geçirmesinden dolayı bu iltizamın
muhasebesini kontrol etmekle görevlendirilmiştir. Bu hususta Diyarbakır’da
mukataacı olan Derviş Bey’e de hüküm yazılarak mukataa defterleri ile birlikte
malumat vermesi emredilmiştir.76

Ferhad Ağa, akabinde asayiş konularıyla alakadar olmuştur. Sarayda görevde


bulunan ve Sultan Murad’ın yakın adamlarından olan Cüce Nasuh Ağa’nın padişah
üzerinde etkisi büyüktü ve padişaha isteklerini yaptırma hususunda etkindi.77 Bu
etkisini kullanan Nasuh Ağa, devlet erkânından rüşvet alarak devlet erkânının
isteklerini yerini getirebiliyordu. Bu rüşvet ağının ortaya çıkmasından dolayı padişahın
emri ile Ferhad Ağa, Cüce Nasuh Ağa’yı derdest edip Yedikule zindanlarına
hapsetmiştir.78

Ferhad Paşa, Yeniçeri Ağalığında iken en çok Şehzade Mehmed’in sünnet


töreninde dikkatleri üzerine çekmiş ve kaynaklarda bu törenle alakalı malumatlar yer
almıştır. Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Şehzade Mehmed için H. 990 senesinde

73
Osman Yiğit, ‘’Topkapı Müzesi Arşivi 34 Numaralı Filori Defteri Değerlendirme ve
Transkripsiyon’’, Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı
Yeniçağ Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2018, s.365
74
Atai, Zeyli Şakayık, TBMM Kütüphanesi, s.375
75
Ebru Yılmaz, 47 Numaralı Mühimme Defteri (H.990 M.1582), Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yeniçağ Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Kayseri, 2019, s.82
76
Ebru Yılmaz, a.g.t, s.120-136
77
N. Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Cilt.3, s.159
78
Selaniki, Selaniki Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.136
17
sünnet olduğu bilgisini kaydetmiştir.79 29 Mayıs 1582 tarihinde başlayan ve yaklaşık
2 ay kadar süren80(kaynaklarda 43, 52 ve 57 gün sürdüğü kaydedilmektedir) Şehzade
Mehmed’in sünnet töreni için Padişah III. Murad’ın emri ile civar devletlere ve beylere
davetiyeler gönderilerek sünnet töreni duyurulmuştur. Yeniçeri Ağası olarak Ferhad
Ağa, İstanbul’un güvenliği, muhafızların kontrolü ve disipliniyle alakalı olarak
muhafızbaşılıkla görevlendirilmiştir.81 Ayrıca sünnet töreninin düzen ve tertibiyle
alakadar olmuş ve yeniçeriler süslenmiş ağaçları Eski Saraya nakletme işlevini
gerçekleştirmişlerdir. Bunun yanında yeniçeri ağası olarak da bir gösteri düzenlemiş
ve havai fişek gösterileriyle Yedikule’yi aydınlatmıştır.82 Sünnet törenine katılan
misafirler ve devlet erkânı adet üzere sultana hediyeler sunmuşlardır. Yeniçeri Ağası
olarak Ferhad Ağa da pişkeş83 adı altında hediyesini sunmuştur.84 Akabinde padişah
ziyafetin başlamasını emretmesi üzerine Ferhad Ağa devlet erkânı ile birlikte ziyafete
katılanlar arasında yer almıştır.85

Sünnet töreni esnasında zuhur eden olaylar Ferhad Ağa’nın azledilmesine sebep
olmuştur. Kaynaklarda azledilmesini gerektiren 2 ayrı sebep bulunmaktadır.
Bunlardan birincisi tören esnasında yeniçeriler ile celep sipahiler arasında meydana
gelen kavgadır.86 Kaynakların aktardığı bilgiye göre, şenlikler esnasında bazı

79
Faris Çerçi, Künhü’l Ahbar’a Göre II Selim, III Murad, III. Mehmed Devirleri ve Âlî’nin Tarihçiliği,
Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tezi, Kayseri, 1996, s.118; Seyit Ali Kahraman,
Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Kitap 1, Cilt 1, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul,
2008, s.168
80
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.59; Mehmet Arslan, Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri,
Sarayburnu Kitaplığı, İstanbul, 2008; Nevin Özkan, ‘’Bir İtalyan Arşiv Belgesine Göre III. Mehmet’in
Sünnet Töreni (1582)’’, Uladağ Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, 2003, Sayı 4, s.6; Gülsüm Ezgi Korkmaz, Sürnamelerde 1582 Şenliği, Bilkent Üniversitesi
Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Edebiyatı Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara,
2004, s.28
81
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.104; Hilmi Uran, Üçüncü Sultan Mehmed’in Sünnet
Düğünü, Kâatçılık ve Matbaacılık Anonim Şirketi, İstanbul, 1942, s.16; Nevin Özkan, ‘’a.g.m’’, s.95;
Metin And, Kırk Gün Kırk Gece, Taç Yayınları, İstanbul, 1959, s.22 (Metin And, eserinde bu görevi
korumak gözetmek anlamında olan ‘’kolculuk’’ olarak nakletmiştir.)
82
Nevin Özkan, ‘’a.g.m’’, s.95
83
Bir malı başka bir kimseye bağışlamak, hediye etmek Bkz: Filiz Karaca, ‘’Pîşkeş’’, DİA, Cilt 34,
s.294-296
84
Gelibolulu Mustafa Ali, Cami’u’l Buhur Der Mecalis-i Sur, Haz: Ali Öztekin, Türk Tarih Kurumu
Yayınları, Ankara, 1996, s.34
85
Gelibolulu Mustafa Ali, a.g.e, Haz: Ali Öztekin, s.63; Hilmi Uran, a.g.e, s.42
86
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi II, s.66; Hasine Biga, Tarih-i Nihadi, Marmara Üniverisitesi,
Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı Yeniçağ Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul, 2004, s.72; Teyyarzade Ata, Osmanlı Saray Tarihi- Tarih-i Enderun I, Haz: Mehmet Arslan,
s.49; Muhittin Aykun, Abdurrahman Hibri Efendi Defter-i Ahbar, Marmara Üniversitesi, Türkiyat
Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı Yeniçağ Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul,
2014, s.118; Danişmend, Kronoloji, Cilt III, s.60; Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi Cilt 7, s. 111; Bekir
18
yeniçerilerin kadınlarla uygunsuz eğlenceler düzenlemesinden ötürü şehir sübaşısı
Ahmet Çavuş, yeniçerilerin odalarını basıp bu uygunsuz eğlenceye son vermiştir. Bu
baskını gören diğer yeniçeriler baskını kendilerine hakaret olarak algılayıp Ahmet
Çavuş’a müdahalede bulunmasıyla kavga ciddi boyutlara ulaşmıştır. Ferhad Ağa,
yeniçeriler ile sipahiler arasında meydana gelen bu olaya müdahale etmek ve kavgayı
sonlandırmak amacıyla olaya dahil olmuş fakat Ferhad Ağa’nın gelmesiyle yeniçeri
sayısında artış olmuş ve kavganın şiddeti artarak 2 sipahi öldürülmüştür. Bu olay
üzerine Sadrazam Sinan Paşa, Ferhad Ağa’yı yanına çağırarak ‘’bre kara köpek neye
geldin, iki adamın öldürülmesine sebep oldun’’ diye azarlayarak Ferhad Ağa’yı
göndermiş ve olay yatıştırılmıştır.87 Kaynaklara göre bu olaydan dolayı Ferhad Ağa,
Sadrazam Sinan Paşa’nın telkinleriyle yeniçeri ağalığından azledilmiştir. Zuhur eden
bu olay ileride değineceğimiz Ferhad Paşa ile Sinan Paşa arasındaki husumetin ve
mücadelenin başlangıcı olmuştur.

Yeniçeri ağalığından azledilme sebebi olarak aktarılan diğer bir olay ise Şehzade
Mehmed’in sünnet şenlikleri esnasında III. Murad, halkı eğlendiren göstericileri ve
ecnebileri mükâfatlandırmak istemesi ve bu göstericilerin de padişahtan yeniçeri
olmayı dilemeleridir.88 Kanuna göre yeniçeri olmaları uygun görülmeyen bu
kimselerin isteği üzere padişah, Yeniçeri Ağası Ferhad Ağa’ya bu kişilerin ocağa
kaydedilmelerini emretmiştir. Bunun üzerine Ferhad Ağa diğer ocak ağalarıyla istişare
edip yeniçeri ocağına yabancı kimselerin girmesiyle kanun ve kaidelerin bozulacağı
üzerine karar kılıp padişaha;

‘’Padişahım, bunların eşkâl defterlerine kaydedilmesi kanuna muhaliftir. Şimdi


bunlar padişah emriyle deftere kaydedilirse, devşirme hemen perişan olur.
Aralarına hariçten âdem girmesine sebep olur. Burada İslam’a giren evlâdın aslı
kötü ve Edirnelidir, çoğu yetim büyümüştür, terbiye görmemiştir, sanat
sahibidir, çok yüz görmüşlerdir. Edirne, Bursa ve İstanbul gayrimüsliminin
evladını almak yasaktır. Bunlar şehir oğlanı olmuşlardır. Bunlardan hayır

Kütükoğlu, Osmanlı İran Siyasi Münasebetleri (1578-1612), İstanbul Fetih Cemiyeti, İstanbul, 1993, s.
133; İpşirli, ‘’Ferhad Paşa’’, DİA
87
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi II, s.66
88
Padişahın söz konusu kimselere ihsanlarda bulunması için farklı olaylar zikredilmiştir. Sünnet töreni
esnasında çok sayıda kişinin törene katılmasıyla şenlik, izdiham düzeyine ulaşmış ve hayatını
kaybedenler olmuştur. Bu izdihamı önlemek adına bezir yağı ile yağlanan tulumlar halk üzerine
yürütülmüştür. Bu sayede kalabalık dağılmış izdiham önlenmiştir. Bu olay neticesinde Sultan Murad
olaya çare bulanları mükâfatlandırmak istemiş ve bu kimseler yeniçeri olmayı dilemişlerdir. Ahmed
Rasim Efendi ve Uzunçarşılı ise eserlerinde Ferhad Ağa’nın kendi isteğiyle görevinden istifa ettiğini
kaydetmektedir. Ahmed Rasim, Osmanlı Tarihi, Cilt 3, Düz: Metin Hasırcı, Emir Basın Yayın, İstanbul,
s.550; İbrahim Hakkı Uzunçarşılı, Kapıkulu Ocakları, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara,
1988, s.39
19
gelmez. Kanuna karşı bunların olduğunu görünce, nice Müslüman evladı da; Ben
Hristiyan evladıyım, diye, babasının, anasının adını farklı söyleyip, tekrar
Müslüman olurlar. Bu yolla Ocak’a girerler. Böyle kanuna muhalif, yasak
şeylerin olmasına Padişah’ın izinleri olursa, elinden gelenin her biri kanun dışı
işlere girerler. Âlemin nizamı bozulur’’89
şeklinde açıklama yaparak bu uygulamanın devlete zarar vereceğini padişaha
iletmiştir. Ancak Ferhad Ağa’ya düşman kimseler ocak durumunu göz ardı ederek
Ferhad Ağa’ya muhalif olmak ve gözden düşürmek adına III. Murad’a, ’’onun
maksadı; çorbacıları gönderelim, oğlan toplansın, kazançlarını alalım demektir. Bir
yayabaşının topladığı makbul oluyor da, âlemin padişahının topladığı niçin makbul
olmuyor’’90 şeklinde ısrarları üzerine Sultan III. Murad tekrar ocağa kaydedilmelerini
emretmiş fakat Ferhad Ağa, ocak bozulmasının kendi döneminde olamaması adına
Sultana, ‘’Padişahım; buna rızam yoktur. Çünkü onları toplayanlarda adalet
olmadıktan başka, Ocak’ın bozulması benim zamanımda olmasın’’91 şeklinde durumu
ifade etmiş ve bu kimselerin ocağa alınmalarına karşı çıkmıştır. Bunun üzerine III.
Murad ‘’Kimdir, kim benim adaletli zamanımda kanuna muhalif işe gire? Ettim, kanun
oldu’’92 diyerek Ferhad Ağa’yı yaklaşık 7 ay yürüttüğü yeniçeri ağalığından
azledilmiştir.93 Ferhad Ağa’nın azledilmesiyle Yeniçeri Ağalığına Yusuf Ağa
getirilmiş94 ve söz konusu kişiler yeniçeri ocağına kaydedilmiştir. Bu hadiseden sonra
yeniçeri ocağı bozulmaya başlamış ve Ferhad Ağa’nın tehlikeli gördüğü hadiseler
gerçekleşmeye başlamıştır.95 Ahmed Cevdet eserinde fesat tohumu ekildiğini dile
getirerek Yeniçeri Ocağına incir ağacı dikildiğini vurgulamıştır.96 Osmanlı

89
Kavanin-i Yeniçeriyan (Yeniçeri Kanunları), yay haz: Tayfun Toreser, Türkiye İş Bankası Yayınları,
İstanbul, 2011, s.37
90
Kavanin-i Yeniçeriyan, Yay Haz: Tayfun Toreser s.38
91
Kavanin-i Yeniçeriyan, Yay Haz: Tayfun Toreser s.38
92
Kavanin-i Yeniçeriyan, Yay Haz: Tayfun Toreser s.38 Eserin devamında Ferhad Ağa’nın riskli
gördüğü hadiselerin gerçekleştiği anlatılır. Türk olanlar yeniçeri olmak adına ana ve baba adlarını farklı
söylemiş ve sünnet eden cerraha rüşvet verilerek, sünnet oldukları kayda geçirilmiştir. Akabinde de
eşkâl defterlerine kaydedebilmelerini sağlamışlardır. Bu durumu fırsat bilen rüşvet meraklıları
yeniçeriliğe uygun olamayan kimselerin rüşvet karşılığında ocağa kaydedilmelerinde rol
oynamışlarıdır.
93
Koçi Bey, Koçi Bey Risalesi, Haz: Zuhuri Danışan, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara,
1985, s.42; Ahmed Rasim, Osmanlı Tarihi, Cilt 3, Düz: Metin Hasırcı, s.550; Danişmend, Kronoloji,
Cilt 3, s.60; Mustafa Cezar, Mufassal Osmanlı Tarihi Resimli Haritalı, Cilt 3, s.1465; Ziya Nur Aksun,
Osmanlı Tarihi, Cilt 3, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1994, s.392; Uzunçarşılı, Kapıkulu Ocakları, Cilt 1,
s.39; Hasan Beyzade, Hasan Beyzade Tarihi Cilt.2, s.295 ( Mustafa Cezar Ferhad Ağa’nın kendi
isteğiyle görevinden istifa ettiğini kaydetmektedir. Osmanlı Tarihi, c.3, s.1465)
94
Atai, Zeyl-i Şakayık, s.376; Ahmed Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, Cilt 1, Haz: Mehmet İpşirli, Türk
Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2018 s.106
95
İsmail Hakkı, Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatından Kapıkulu Ocakları, Cilt 2, TTK, Ankara,
1988, s.144
96
Ahmed Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, Haz: Mehmet İpşirli, s.106
20
Devleti’nde yönetimin bozulmaya başladığı bu dönemde yine beyler arasındaki siyasi
mücadelenin etkisi olduğu yukarıda bahsi geçen olaydan anlaşılmaktadır.

2.6 Rumeli Beylerbeyliği

Sadrazam Sinan Paşa’nın sadaretten azledilmesi ve Malkara’ya sürülmesi


üzerine sadaret kayim-i makamı Siyavuş Paşa sadrazamlığa getirilmiştir. O esnada
Rumeli Beylerbeyi olan İbrahim Paşa’nın kubbe veziri olarak divana girmesiyle
yeniçeri ağalığından azledilen Ferhad Paşa, İbrahim Paşa’dan boşalan Rumeli
Beylerbeyliğine getirilmiştir. Rumeli Beylerbeyliğine getiriliş tarihi olarak Seyyid
Lokman, M.1582 (H.990) senesi Şaban ayının son günleri olduğunu söylemekte97,
Atâi ise M. 21 Ağustos 1582 (1 Şaban 990) tarihini işaret etmektedir.98 Ancak Selaniki,
Ferhad Paşa’nın Rumeli Beylerbeyliğine getirilişini M. 29 Aralık 1582 (H.3 Zilhicce
990) olarak zikretmekte ve hemen ardından şarka serdar olarak tayin edildiği bilgisini
vermektedir.99 Şehzade Mehmed’in sünnet töreninin başlayış ve bitiş tarihleri göz
önünde bulundurulduğu takdirde, Ferhad Paşa’nın bu sünnet töreni sonunda
görevinden azledilmesi ile Rumeli Beylerbeyliği görevine getirilişi olarak zikredilen
tarihler mukayese edildiği takdirde, azledilmesinden kısa bir süre sonra daha yüksek
bir makama getirildiği anlaşılmaktadır.100

Mübahat Kütükoğlu, Ferhad Paşa’nın Rumeli Beylerbeyi iken ilk celali


ayaklanmasını bastırmakla görevlendirildiğini ileri sürmekte, akabinde Ferhad
Paşa’nın M.1583 (H.991) yılında Rumeli Beylerbeyi olduğunu kaydetmektedir. Ancak
Celali ayaklanmasını bastırmakla görevlendirilen bahsi geçen Sadrazam Ferhad Paşa
olmayıp M.1575 (H.983) tarihinde vefat eden Kanuni Sultan Süleyman zamanında
vezirlik yapan ve öncesinde Rumeli Beylerbeyliği görevinde bulunan Ferhad Paşa’dır.
Burada söz konusu tarih hakkında bir karışıklık meydana gelmiştir.101

Sadrazam Sinan Paşa’nın Safevilerle bir anlaşma neticesine ulaşamaması ile


Safevilerin Şirvan’ı haraç olarak kendilerinde kalmasını istemesi ve Safevilerin Şirvan

97
Hasan Beyzade, Hasan Beyzade Tarihi, Cilt 2, Haz: Şefki Nezihi Aykut, s.302; Bekir Kütükoğlu,
Siyasi Münasebetler, s.133
98
Ata-i, Zeyl-i Şakayık, s. 376
99
Selaniki, Selanik-i Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.138
100
Zikredilen tarihlerde çelişki olması ile birlikte azledilmesinden yaklaşık 3 ay sonra Rumeli
Beylerbeyliği, azledilmesinden 7 ay sonra ise Şark Serdarlığı ile vazifelendirilmiştir.
101
Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlı’nın Sosyal, Kültürel ve İktisadi Yapısı, Türk Tarih Kurumu
Yayınları, Ankara, s.69 Bkz: İndeks Ferhad Paşa
21
ve Doğu Gürcistan’da Osmanlı topraklarına tecavüzlerde bulunması nedeniyle
Safeviler üzerine bir sefer düzenleme gündeme gelmiştir. İleride tafsilatlı olarak
anlatılacak olan sefer ile alakalı Sadrazam Siyavuş Paşa, serdarlık vazifesinin
kendisine verileceği düşüncesi ve payitahttaki konumunu muhafaza etmek adına
Rumeli Beylerbeyi Ferhad Paşa’yı serdar olarak önermiş ve Siyavuş Paşa’nın
telkinleriyle 27 Aralık 1582 de dördüncü vezir olarak divana girmiştir. Bu gelişme ile
Ferhad Paşa’nın Rumeli Beylerbeyliği görevi sona ermiş ve yerine Cafer Paşa Rumeli
Beylerbeyi olarak tayin edilmiştir.102 Vezir olmasından iki gün sonra ise Ferhad Paşa,
29 Aralık 1582’de Şarka serdar olarak tayin edilmiştir.103 M.30 Aralık 1582 (H.
04.12.990) tarihinde Ferhad Paşa’ya İran’a yapılacak olan sefere serdar tayin edildiği
ve hazırlıklara başlayıp bahara kadar tamamlaması emredilmiştir.104

102
BOA, DVNSMHMM, 48/829
103
Selaniki, Selaniki Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.138; Bekir Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.133;
( Atai tarihinde Ferhad Paşa’nın şarka serdar olarak tayin edilmesi, Zilhicce 991 olarak
kaydedilmektedir. S.377)
104
BOA, DVNSMHMM, 48/598
22
3. BÖLÜM: FERHAD PAŞA’NIN 1. SERDARDARLIK VAZİFESİ

3.1 Osmanlı Safevi Mücadelesinin Başlangıç Süreci

İlk zamanlar, Şeyh Safiyüddin tarafından Safeviyye tarikatının kurulmasıyla bir


tarikat olarak ortaya çıkan Safeviler’in siyasi amaçları, Şeyh Cüneyt döneminde gün
yüzüne çıkmıştır.105 Şeyh Cüneyt, siyasi hedefler doğrultusunda Akkoyunlu Uzun
Hasan’ın kız kardeşi Halime Begüm ile evlenerek siyasi gücünü arttırma yoluna gitmiş
ve bu evlilik, Şeyh Cüneyt’in civar kabileler arasında itibarının artmasına da olanak
sağlamıştır.106 Şeyh Cüneyt’in Uzun Hasan’ın kız kardeşi ile yaptığı evlilikten Şeyh
Haydar dünyaya gelmiş ve Şeyh Cüneyt’in 1460 yılında Şirvanşahlar ile giriştiği
mücadele sonucu ölmesi ile birlikte tarikatın başına Şeyh Haydar geçmiştir. Şeyh
Haydar da babası gibi siyasi hedefleri doğrultusunda hareket etmiş ve Uzun Hasan’ın
kızı Alemşah Begüm ile evlenerek siyasi hedeflerini gerçekleştirme yolunda
ilerlemiştir. Şeyh Haydar’ın Uzun Hasan’ın kızından Ali, İbrahim ve İsmail olarak 3
oğlu olmuştur.107 Bu sayede Safeviyye tarikatı hükümdar soyuna da dayandırılmış ve
Safevilerin Akkoyunlu topraklarında hak iddia etme olasılıkları ortaya çıkmıştır.

Şeyh Haydar’ın 1488 yılında ölmesi üzerine 3 oğlu Erdebil’e gelerek Safevi
dergâhını kurarak siyasi faaliyetlerine başlamışlardır. Uzun Hasan’ın da ölmesi
üzerine destekçilerini kaybeden Ali, İbrahim ve İsmail’in siyasi faaliyetleri ve
Akkoyunlu hükümdarı Yakup Bey’i rahatsız etmiş ve taraflar arasında çıkan savaşın
sonunda Ali, Akkoyunlular tarafından öldürülmüştür. Bu gelişme üzerine Erdebil’de
kalmanın güvenli olmadığını düşünen İsmail Gilan’a gitmeyi uygun görmüştür.108

Nitekim 1500 tarihinin başlarında Akkoyunluların iktidar mücadelesi içerisinde


olmasını fırsat bilen İsmail, Şirvanşahlar üzerine hareket ederek Bakü’deki kaleyi ele
geçirmiştir. Akkoyunluların, İsmail’in ilerleyişini durdurmak üzere harekete geçmesi
ile birlikte taraflar 1501-1502 tarihinde Şerur adlı mevkide karşı karşıya gelmiştir.
Zuhur eden savaş, İsmail’in üstünlüğü ile sonuçlanmış ve İsmail, Tebriz’e girerek
adına hutbe okutup Safevi Devleti’ni kurmuştur.109

105
Saim Savaş, XVI. Yüzyılda Anadolu’da Alevilik, TTK Yayınları, Ankara, 2018, s.3
106
Cihat Aydoğmuş, Safevîye Tarikatı, Tün Kitapevi, Ankara, 2018, s.78
107
Cihat Aydoğmuş, a.g.e, s.83
108
Saim Savaş, a.g.e, s.3
109
Saim Savaş, a.g.e, s.4
23
Osmanlı Devleti, ilk zamanlar Safeviler’i bir tarikat olarak görmüş ve sempati
ile yaklaşmıştır. Ancak 1492 yılında II. Bayezid’e bir suikast girişimi olması ve
Safevilerin siyasi amaçlarının açığa çıkmasından sonra Osmanlı Devleti’nin bu
konuya bakışı değişmiş ve Kızılbaş halk takip altına alınmıştır.110 Yavuz Sultan Selim,
başa geçmesinden itibaren Safevi ve onların oluşturdukları propagandalardan
meydana gelen tehlikeler üzerine yoğunlaşmış ve 1514 yılında Safeviler ile Osmanlı
Devleti arasında yapılan Çaldıran Savaşı Osmanlı Devleti’nin galibiyetiyle
sonuçlanmıştır.111 Safeviler Çaldıran Savaşı’nda mağlup olsalar da Osmanlı Devleti
aleyhine yürüttükleri Şii propagandasına devam etmişlerdir. Bu propagandalar Kanuni
Sultan Süleyman döneminde de devam etmiştir. Safevilerin oluşturduğu
olumsuzlukları önlemek adına Kanuni Sultan Süleyman, sırasıyla Irakeyn ve Nahçivan
seferlerini gerçekleştirerek Safevilerin oluşturmuş olduğu propagandaya darbe vurarak
1555 yılında Amasya Anlaşmasını imzalamıştır.112

1578 yılına gelindiği vakit, Amasya Anlaşması’na halel getirecek ilk adım Şah
II. İsmail tarafından atılmıştır. II. İsmail, Safevilerin Anadolu üzerindeki amellerini
tekrar gün yüzüne çıkararak Anadolu’daki halifeler vasıtasıyla propagandalara
başlamıştır. II. İsmail, Anadolu’da yaptığı propagandaların yanı sıra barışa aykırı bir
harekette daha bulunarak Gılan’dan Osmanlı ülkesine gelmekte olan Türk ticaret
kervanına Zengan’da saldırarak mallarına yağmalamış ve tacirlerini esir etmiştir.113
Ayrıyeten bu olay üzerine Osmanlı Devleti’nin zuhur eden hadiseyi araştırmak adına
Erzurum’dan görevlendirdiği iki çavuşu da tutsak etmiştir. Akabinde tutsak edilen iki
çavuşun akıbetini soruşturan Van beyinin adamlarını da tutsak etmiştir.114 Bu
gelişmeler neticesinde II. İsmail, 1555 yılında yapılan Amasya anlaşmasına alenen
aykırı hareketlerde bulunarak barışı bozacak faaliyetler gerçekleştirmiştir. II. İsmail’in
barışı bozacak diğer bir hadisesi ise Şahkulu oğulları ve Kürt beylerine rütbeler vererek
Osmanlı sınır boylarına tecavüz etmelerine ortam hazırlaması alenen barışı bozacak
bir faaliyettir.115 Safevilerin Osmanlı Devleti açısından gerçekleştirdiği ekonomik,

110
Saim Savaş, a.g.e, s.4
111
Tufan Gündüz, ‘’Safeviler’’, DİA, Cilt 35, s.451-457
112
Feridun Emecen, ‘’Irakeyn Seferleri’’, DİA, Cilt 19, s.116-117
113
M. Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e, s.258
114
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.19; M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin
Fethi, s.258
115
M. Fahrettin Kırzıoğlu, a.g.e, s.258
24
toprak bütünlüğü ve tebaasına karşı oluşturduğu tecavüzler sonucu Osmanlı Devleti
cephesinde Safeviler’e karşı sefer kararı alınmasını gündeme getirmiştir.

Bekir Kütükoğlu ve Fahrettin Kırzıoğlu, Şah II. İsmail’in Amasya Anlaşması’na


riayet etmeyerek Osmanlı Devleti aleyhine barışı bozacak faaliyetler
gerçekleştirmesinden ötürü savaşı başlatan tarafın Safeviler olduğunu ileri sürerken,
Faruk Sümer ise II. İsmail’in savaşı başlatacak faaliyetlerde bulunmadığını ve III.
Murad’ın savaş için uygun ortamı kolladığını kaydetmektedir.116 Ancak meydana
gelen gelişmeler dikkate alındığı vakit iki görüşünde geçerli olduğu ve birbirini
tamamlayıcı nitelikte olduğu düşünülmektedir. II. İsmail’in barışı bozacak faaliyetler
gerçekleştirmesi Osmanlı Devleti’nin sefer kararı almasını zorunlu hale getirmiştir.
Ancak Osmanlı Devleti’nin sefer kararı alması ve şark beylerine hükümler göndermesi
II. İsmail’in ölümünden ( 24 Kasım 1577) kısa bir süre sonra ( 2 Ocak 1578) olması
sefer için uygun zemini ve zamanı beklediğini desteklemektedir. Görünen o ki II.
İsmail, Amasya Anlaşması’nı ihlal ederek Osmanlı Devleti’nin güvenliğini sarsacak
faaliyetlerde bulunmuş ve Osmanlı Devleti’ni sefer kararı almaya mecbur bırakmıştır.
Osmanlı Devleti de sefer için uygun zamanın oluşması yönünde bir politika izleyerek
sefer kararı almıştır. Peçevi tarihinde geçen Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa’nın III.
Murad’a gönderdiği bir arzda II. İsmail’in öldüğünü ve yerine gözleri görmeyen
kardeşi Muhammed Hüdabende’nin geçtiğini, Safevilerin içinde bulunduğu durumun
sefer için uygun ortam olduğunu ve öç almanın zamanıdır diye iletmesi de bu kanıyı
desteklemektedir.117

Van Beylerbeyi Hüsrev Paşa’nın arzı ve mevcut durumun bir getirisi olarak
Safeviler üzerine yapılacak sefer ile alakalı düşünceler divanda görüşülmeye
başlanmış ve Erzurum yönünden Lala Mustafa Paşa ve Bağdat yönünden Sinan Paşa,
sefere serdar tayin edilmiştir. Ancak paşalar arasında bir ihtilaf ve rekabet söz konusu
olduğundan dolayı Sinan Paşa serdarlıktan azledilerek Lala Mustafa Paşa, acem
serdarlığına tayin edilmiş ve Sinan Paşa da, Mustafa Paşa’nın gerekli gördüğü
mevkilere tayin etmesiyle sefere katılmıştır. Nitekim 12 Ekim 1579 da Sadrazam
Sokullu Mehmed Paşa’nın öldürülmesi üzerine ikinci vezir, Ahmet Paşa sadarete
getirilmiş ve yerine ikinci vezir olarak Lala Mustafa Paşa payitahta çağırılmıştır.

116
Erhan Afyoncu, Sorularla Osmanlı İmparatorluğu, Yeditepe Yayınları, İstanbul, 2012, s.367
117
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi II, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.32
25
Ancak aktarılan bilgilere göre Sokullu Mehmed Paşa gibi bir destekçisini kaybeden ve
rakibi olan paşaların siyasi faaliyetleri sonucu Lala Mustafa Paşa 2 yıl kadar süren şark
serdarlığından azledilmiştir.118 Lala Mustafa Paşa’nın ardından şark serdarlığına Sinan
Paşa tayin edilmiş ve Sinan Paşa seferde iken Ahmet Paşa vefat etmesi üzerine 31
Temmuz 1580 de Sinan Paşa, Sadrazam tayin edilmiştir. Sinan Paşa, Tiflis’te iken kışı
geçirmek adına Erzurum’a geldiği vakit Safeviler’den barış teklifi geldiği vakit barış
için gereken özveriyi göstereceğini iletmiştir.119

Seferde önemli bir faaliyet göstermeyen Sinan Paşa, barış talebi ile savaşa ara
verilmesi üzerine İstanbul’a geri çağırılmış ve 26 Temmuz 1581 yılında İstanbul’a
gelerek ikindi divanını gerçekleştirmiştir.120 Şehzade Mehmed’in sünnet töreninden
hemen sonra Safevi elçileriyle görüşülmesi üzerine barış anlaşmasının düşünüldüğü
gibi olmadığı ve Sinan Paşa’nın yaptığı barış temelinin asılsız olduğu anlaşılmıştır.

3.2 Ferhad Paşa’nın Gürcistan Seferi ve Revan’ın Fethi

Sinan Paşa, Safeviler ile yapmış olduğu barış görüşmelerini, Padişah III.
Murad’a ‘’Şah istediğiniz memleketleri kendi rızası ile vermeye hazır ve padişahın
iradesine itaatlidir’’121 diye arz ettikten sonra III. Murad, Şehzade Mehmed’in sünnet
düğününden hemen sonra Safevi elçilerini huzura kabul edip barış ile alakalı
görüştüğünde, elçinin, barış görüşmelerini sadrazamın isteği doğrultusunda
olduğunu122 ve Safevi Şahı tarafından, barış şartlarını hangi minval üzere
gerçekleştiğini öğrenmek amacıyla gönderildiğini iletince, III. Murad, Şah ile Sinan
Paşa arasında yapılan görüşmeleri inceleme gereksinimi duymuş ve yapılan tahkikler
sonucu barışın zuhur etmediğini, elçinin Sinan Paşa’nın telkinleriyle gönderildiğini
anlamasından dolayı Sinan Paşa’yı sadrazamlıktan azlederek Malkara’ya sürgüne
göndermiş ve yerine Kanijeli Siyavuş Paşa’yı sadrazamlık makamına getirmiştir.123
Safeviler ile bir barışın yapılamamasından ötürü doğuda seferde bulunan Osman
Paşa’nın gönderdiği malumatlar sonucu şarka tekrar sefer yapılması gündeme
gelmiştir. Aynı zamanda Müslüman olup Mustafa adını alan Gürcü beyi Minuçehr,

118
Enes Mert, Lala Mustafa Paşa’nın Hayatı ve Siyasi Faaliyetleri (?-1580), Marmara Üniversitesi
Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2016 s.152
119
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.342
120
Ahmet Önal, Koca Sinan Paşa’nın Hayatı ve Faaliyetleri (1520-1596), s.71
121
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi II, , Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.68
122
Ata-i, Zeyl-i Şakayık, s.376
123
Ata-i, Zeyl-i Şakayık, s. 377; Abdurrahman Sağırlı, ‘’a.g.t’’, s.386
26
tekrar Hristiyanlığa dönerek Osmanlı Devleti aleyhine faaliyet göstermeye
başlamış124, Simon ile ittifak kurarak Osmanlı Devletine isyan etmiştir. Gürcistan’da
ise Osmanlı ordusu sürekli erzak sıkıntısı çektiği edinilen bilgiler arasındadır. Nitekim
Tiflis’e zahire götüren 2 beylerbeyi ve 3 sancak beyi, yapılan baskınlar sonucu hayatını
kaybetmiştir.125 Divanda yapılan istişareler sonucu yeni sadrazam olan Siyavuş Paşa,
yapılacak olan sefere kendisinin görevlendirileceğini düşünerek merkezdeki siyasi
konumunu muhafaza etmek amacıyla Rumeli Beylerbeyi olan Ferhad Paşa’yı şarka
serdar olarak tayin edilmesini ve Ferhad Paşa için ‘’bu görev için yaratılmış adam’’126
olduğunu dile getirmiştir.127 Akabinde, Ferhad Paşa’ya vezirlik rütbesi verilerek 29
Aralık 1582 tarihinde şark serdarı olarak tayin edilmiş ve baharda yapılacak sefer ile
alakalı gereken hazırlığın yapılması emredilmiştir.128
Ferhad Paşa’nın İran’a serdar olarak tayin edilmesinin akabinde Kırım Hanı
Mehmed Giray’ın isyan ettiği bilgisi payitahta ulaştığı vakit Ferhad Paşa’ya Kefe
sancağına geçerek durumu yerinde tahkik edip bahsi geçen isyanın doğruluğu teyit
edilerek başka bir sultanın han ilan edilmesi emredilmiştir. . Bu minval üzere
Demirkapı’dan hareke eden Ferhad Paşa, Çerkesler arasından geçerek 129 Kefe’ye
ulaşmış ve yapılan tahkikler sonucu Mehmed Giray Han’ın isyan içinde olduğu
sonucuna ulaşmıştır. Rumeli Beylerbeyine yazılan bir hükümde Ferhad Paşa’nın kışı
ordu ile birlikte Demirkapı’da uygun mahallerde kışlaması bildirilmiş ve Kefe’ye
gönderilen Osman Paşa için kışlak tertip edilmesi emredilmiştir.130 Ferhad Paşa,
Kefe’de kışladığı vakit Mehmed Giray’ın Tatar askerleri ile birlikte hareket ettiği ve

124
Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi III, s.75
125
N. Jorga, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, s.989
126
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi II, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s79
127
Solakzade Mehmed Hemdemi Çelebi, Solak-zade Tarihi, Cilt 2, Çev: Vahid Çabuk, Kültür Bakanlığı
Yayınları, 1989, s.342; Hasan Bey-Zade Ahmed Paşa, Hasan Bey-zade Tarihi II, Haz: Şefki Nezihi
Aykut, s.305
128
BOA, DVNSMHM, 48-598; Mehmet Ali Ünal, 44 Numaralı Mühimme Defteri, Akademi Kitapevi,
İzmir, 1995, hkm 296; İbrahim Özgül, Karaçelebi-zade Abdülaziz Efendi’nin Ravzatü’l Ebrar Adlı
Eseri (1299-1648) Tahlil ve Metin, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı,
Erzurum, 2010, s.153 (Edirneli Mehmed Eseri Nuhbetü’t Tevarih’de Ferhad Paşa için şark serdarlığına
tayin edildiği vakit yeniçeri ağası olduğunu kaydetmektir. Bu hususta Edirneli, Ferhad Paşa’nın
serdarlıktan önceki vazifesini karıştırmak durumundadır. s.387; Ata-i, Zeyl-i Şakayık, s.377 (
Zilhiccenin 4. günü vezirlik rütbesi verildiğini 991 Şaban ayının ilk günlerinde şarka serdar tayin
edildiğini kaydedilmektedir.)
129
Ata-i Çerkesler arasından geçenin Özdemiroğlu Osman Paşa olduğunu kaydetmektedir. Zeyl-i
Şakayık, s.377
130
Hikmet Ülker, 51 Numaralı Mühimme Defteri, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1996, hkm 271
27
baharda saldırı düzenleyeceği bildirilmiştir.131 Ayrıca Rumeli Beylerbeyine, Osman
Paşa için gerekli olan yük hayvanlarını göndermesi emredilmiştir.132
Ferhad Paşa, Kefe’de iken Alp Giray Sultanı Kefe’de hazır halde olarak
bulmuştur. Mehmed Giray’ın isyan içinde olduğunu görmesi üzerine, sultanın emirleri
doğrultusunda hareket ederek Alp Giray’ı han tayin etmiş ve emr-i şerifle kendisini
müjdeledikten sonra geri dönerek tekrar serdarlık vazifesinin başına geçmiştir.133
Solak-zade tarihinde Alp Giray’ı han olarak tayin edenin Ferhad Paşa olduğu
kaydedilmektedir. Ancak Atai, Danişmend, Nicolas Jorga, Alp Giray’ı Osman
Paşa’nın tayin ettiği bilgisini sunmaktadır. Zuhur eden hadisenin tahkiki yapıldığı
vakit III. Murad’ın Mehmed Giray’ın bu başkaldırı hareketinin defi için Osman
Paşa’yı görevlendirdiği anlaşılmaktadır. Nitekim Dağıstan hâkimine yazılan bir
hükümde Mehmed Giray hakkında bilgi verilerek ordusunu hazır etmesi ve Ferhad
Paşa’nın şark serdarı olarak tayin edildiğini bildirmektedir. Hükmün devamında ise
Demirkapı muhafazasında olan Osman Paşa’nın uygun gördüğü vakitte ordusu ile
iştirak etmesi emredilmiştir.134 O sırada Ferhad Paşa’nın şark serdarlığı ile alakadar
olduğu da düşünüldüğü vakit, ilk olarak Alp Giray’ın han olarak atanması Ferhad Paşa
tarafından değil Osman Paşa tarafından gerçekleştirildiği kuvvetle muhtemeldir.
Solak-zade aktardığı bilgide Ferhad Paşa ile Osman Paşa’yı karıştırmak
durumundadır.
Ferhad Paşa’nın şarka serdar olarak tayin edilmesi ile birlikte Rumeli’deki ve
Anadolu’daki birçok beyliklere hükümler gönderilmiştir.135 Sefere iştirak edecek olan
beyler, ordu ve mühimmat ile alakalı bilgilerin açıklanması, sefer tespitleri ve sefer
için yapılan hazırlıklar bakımından yarardır. Buna müteakip olarak Anadolu
Beylerbeyliğine ve kadılara hükümler yazılarak ahaliden arpa ve un tedarik edilmesi
emredilmiştir.136
Karaman Beylerbeyine yazılan hükümde şarka serdar olarak tayin edilen Ferhad
Paşa’nın sefer güzergâhı doğrultusunda Sivas’a gitmek üzere Üsküdar’dan hareket
eylediğini ve Sivas’a varacağı bildirilmiş, akabinde orduyu hazır edip serdara

131
BOA, MHMM 52, hkm 118
132
BOA, MHMM 52, hkm 16
133
Solak-zade, a.g.e, Haz: Vahit Çabuk, s.342
134
Hasan Yıldız, 49 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil- Metin), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1996, hkm 421
135
Mehmet Ali Ünal, 44 Numaralı Mühimme Defteri, Akademi Kitapevi, İzmir, 1995, hkm 296
136
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 204
28
katılması ve dirliğinde bulunmayan askerler ile alakalı dirliklerinin alınarak
cezalandırılması emredilmiştir.137 O sırada Kastamonu Sancak Beyi Veli’nin 207 bin
akçe tımar gelirini göndermediği ve bu hususta teftiş edip sefer için akçeyi alması, eğer
vermez ise payitahta bildirmesi emredilmiştir.138 Bu hükümler ordunun hareket
güzergâhı ile alakalı bilgiler ihtiva etmekte ve tüm ordunun toplanacağı Erzurum’a
Sivas üzerinden gidileceğini göstermektedir.
Mısır Beylerbeyine yazılan hükümde askeri ile birlikte, şarka serdar olarak tayin
edilen Ferhad Paşa’nın emrine girip sefere iştirak edilmesi emredilmiştir.139 Akabinde
Mısır Defterdarı Sinan Paşa’ya da bir hüküm yazılarak Erzurum’a gönderilen asker ile
birlikte vezir Ferhad Paşa’ya katılmak üzere askeri hazır edip harekete geçmesi
emredilmiş, aynı hükmün bir sureti ise Halep Beylerbeyi Mustafa Paşa’ya
gönderilerek orduyu hazır ederek şark seferine katılması ve ihmal edilmemesi
emredilmiştir.140 Sefer esnasında yapıları tahkim etmek adına da beton ve harç tedarik
edilip Kars’a gönderilmesi buyurulmuştur.141
Sefere iştirak etmesi adına bir diğer hüküm ise Şam Beylerbeyine yazılmış ve
Serdar Ferhad Paşa ile görüşülüp uygun görülen tarzda Erzurum’da toplanılması
emredilmiştir. Akabinde yoklama yapılarak bir miktar yeniçeri ve tüfek atıcıları ile
yola çıkılması buyurulmuştur. Yoklama sonucu türlü bahaneler üreten asker ile alakalı
alıkonulması ve akıbetleri hakkında Ferhad Paşa’nın emirleri doğrultusunda hareket
edilmesi buyurulmuştur.142 Bu hükümden anlaşılacağı üzere, sefer esnasında askerin
oluşturabilme ihtimali olan tehlikelerin önüne geçilmesi, seferin güvenilirliğini tam
anlamıyla sağlamak istenmesi ve seferin akıbeti üzerinde titizlikle durulduğu
anlaşılmaktadır. Nitekim ‘’44 numaralı mühimme defteri hüküm 310’’da yer alan bir
emre göre seferi ihmal edip geç gidildiği takdirde özrün kabul görmeyeceği ve
cezalandırılacağı bildirilmektedir. Akabinde hükmün ne zaman ulaştığına ve ne zaman
hareket edileceğine dair malumat da istenmiştir.143 Bu durum sefer üzerinde ciddiyetle
durulduğu ve en ufak bir aksaklığın zuhur edilmesine tahammülün olunmadığının

137
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 392; Bu hükmün bir sureti de Anadolu Beylerbeyliğine, Saruhan,
Ankara, Aydın, Karahisar, Kangırı, Bolu, Kastamonu, Hüdavendigar, Sultanönü, Kayseriyye, Niğde,
Kırşehir, Aksaray, Tarsus, Beyşehir beylerine yazılmıştır.
138
Hasan Yıldız, a.g.t, hkm 284
139
Mehmet Ali Ünal, 44 Numaralı Mühimme Defteri, hkm 208
140
BOA, DVNSMHM, 48-797; Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 209- 316
141
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 212
142
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 211
143
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 310
29
diğer bir ispatıdır. Şam Beylerbeyi hususunda diğer bir bilgi ise sefer için Şam
hazinesinin Ferhad Paşa’ya gönderilmesi144 ve ileride değinilecek olan Revan
Kalesi’nin imarı ve Gürcistan’ın fethi sırasında Şam Beylerbeyinin üstün gayret ve
başarı sergilemesinden dolayı Ferhad Paşa’nın teveccühünü kazanmış ve Ferhad Paşa
tarafından bu gayreler payitahta bildirilmiştir. Akabinde padişah tarafından Şam
Beylerbeyine 2 kaftan ve 1 kabza kılıç ihsan edilerek Mustafa Çavuş ile
gönderilmiştir.145
Sefer mühimmatı hakkında Bağdad Beylerbeyi Sinan Paşa’ya yazılan bir
hükümde şark seferi için Ferhad Paşa’ya teslim edilmek adına 300 kg barutun
Erzurum’a gönderilmesi emredilmiştir.146 Akabinde yazılan diğer hükümlerde ise
Bağdad Beylerbeyinin Erzurum’a uzak olan bölgeler ve Şehr-i Zol dâhil olmak üzere
mevcut orduya serdar olarak tayin edildiği bildirilmiştir.147 Bu durum Şehr-i Zol
beyine de bildirilerek askeri ile birlikte harekete geçmesi emredilmiştir.148
Segedin Beylerbeyi’ne yazılan bir hükümde ise şark seferine iştirak etmesi
emredilerek gerektiği kadar sipahi ile nevruzda hareket ederek Gelibolu’dan geçerek
Ferhad Paşa’ya katılması emredilmiştir.149
Rumeli Beylerbeyi’ne yazılan hükümde ise Ferhad Paşa’nın nevruzda
İstanbul’dan hareket edeceği bildirilmiş ve akabinde müteferrikaları ve cebellü
askerleri hazır edip Ferhad Paşa’nın uygun gördüğü bir zamanda hareket ederek
orduya katılması emredilmiştir.150 Rumeli Beylerbeyliğine yazılan bir diğer hükümde
ise Serdar Ferhad Paşa’ya katılması emredildikten sonra ihmal edilmesi durumunda
görevlerinden azledilmekle kalınmayıp idam edilecekleri dahi bildirilmektedir.151
Anadolu’nun sağ ve sol kollarındaki kadılara ve Rumeli’nin sol kolundaki kadılara da
hüküm yazılarak yeniçerilerin bir an önce sefere katılmak üzere harekete geçmeleri ve
bu husus ile alakalı kadıların ihtimam göstermesi emredilmiştir.152
Diyarbekir Beylerbeyliğine gönderilen bir hükümde ise sefer için ikinci bir emre
kadar cebellüleri ve askerleri hazır halde tutması ve Ferhad Paşa’nın münasip gördüğü

144
BOA, MHMM 53, hkm 215
145
BOA, MHMM 52, hkm 369
146
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 221
147
BOA, DVNSMHM, 48-648; Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 482
148
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 481
149
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 250
150
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 255
151
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 354
152
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 315
30
şekilde orduya iştirak edilmesi emredilmiştir.153 Ayrıca Ferhad Paşa, Diyarbekir
defterdarlığına Veli adlı bir kimseyi tayin etmiş, bu şahıs Revan kuşatması sırasında
orduya iştirak ederek görevlerde bulunmuştur.154
Erzurum Beylerbeyliğine yazılan bir hükümde de sefer ihtiyaçları için narh
sistemi155 üzerinden akçe toplanması ve sefer masrafları için harcanması, akabinde
Erzurum’da toplanacak olan ordunun iaşe ve zahire ihtiyaçlarının bir an önce eksiksiz
temin edilip hazırlanması emredilmiştir.156 Bunun yanında Erzurum Beylerbeyine
yazılan bir hükümde 10 adet demir tahta kapı tedarik etmesi istenmiş ve yeteri kadar
top, demir kürek, kazma, derbzeni hazır hale getirmesini ve sayılarını ve eksiğini
bildirmesi emredilmiştir.157
Yemen Beylerbeyi Murad Paşa ile Cezayir’in doğu beylerbeyliğine yazılan
hükümde de sefere intikal etmeleri ve lazım gelen araçları hazır hale getirmeleri
emredilmiştir.158
Sefer hazırlığı çerçevesinde beylerbeylerine ve beylere yazılan hükümlerin
ziyadesinde sefer masraflarını karşılamak adına İstanbul, Edirne, Bursa kadılarına
yazılan hükümde orducu esnafını hazır edip Serdar Ferhad Paşa’ya gönderilmesi
emredilmiştir.159 Akabinde Ferhad Paşa sefer esnasında zarar gören yapıların tahkim
edilmesi adına bir miktar mimar talep etmektedir. Mimarbaşına yazılan bir hükümde
ise 17 mimarın hazırlanıp sefere iştirak etmek adına Ferhad Paşa’ya katılması
emredilmiştir.160 Ayrıca seferde görevli olmak adına silah araç gereçlerini temin etmek
amacı ile 400 nefer cebecinin orduya katılması ve bu bağlamda Ferhad Paşa’ya yazılan
bir hükümde bu cebecilere 10 akçe verilmesi emredilmiştir.161 Ferhad Paşa’ya yazılan
diğer bir hükümde görüldüğü üzere gönüllü olarak topçular ağası Mehmed Efendi ve
yanında 10 topçunun gönüllü olarak sefere katılmak istediği göze çarpmaktadır. Bu

153
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 280
154
BOA, KK, 246 Numaralı Ruus Defteri, s.120
155
Mal ve hizmet alımları için devletin belirlediği fiyat üzerinden işlem yapılması. Detaylı bilgi için
Bkz: Mübahat Kütükoğlu, ‘’Narh’’ DİA, Cilt 32, s.390-391
156
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 285
157
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 199
158
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 295
159
BOA, DVNSMHM, 44-241
160
BOA, DVNSMHM, 44-243
161
Hasan Yıldız, 49 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil- Metin), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yeniçağ Tarihi, hkm 97
31
hüküm doğrultusunda Ferhad Paşa’ya bu kimselerin isimlerini kaydetmesini ve
ulufelerinin verilmesi emredilmiştir.162
Trabzon beyi ve kadısına yazılan bir hükümde sefer için kullanılabilecek sırıkları
hazır hale getirerek sayısını bildirmesi163 ve akabinde sefer için gerekli iaşeyi temin
etmek adına Halep defterdarı Mustafa Bey’e bir hüküm yazılarak Ferhad Paşa
zahiresini karşılaması amacıyla 25 yük akçe ve floriyi ulaştırması için Trabzon Beyi
Ömer Bey’e teslim etmesi emredilmiştir.164
İstanbul’dan Kars’a kadar yol üzerindeki tüm kadılara emirler gönderilerek
Ferhad Paşa ile haberleşmeyi sağlamak adına ulakların istifa edecekleri atları hazır
hale getirmeleri emredilmiştir.165 Ayrıca İstanbul kadısından seferde olan Ferhad Paşa
için hayır duasında bulunması emredilmiştir.166
Nitekim hükümlerde görüldüğü üzere Ferhad Paşa, şarka serdar olarak tayin
edilip 1583 yılında Revan Kalesi’ni ele geçirmek için sefere çıkılması ile birlikte
Anadolu, Rumeli, Karaman, Dulkadriyye, Sivas, Erzurum, Diyarbekir, Zülkadriyye,
Cizre, Mısır, Halep, Şam, Bağdat, Segedin ve muhtelif beyler emrine tahsis edilip şark
seferi için hareket edilmiştir.167 Yine muhtelif beylere hükümler yazılarak ordu için
çeşitli araç gereç, iaşe temini ve bina yapımında kullanılacak işçiler tedarik edilmiştir.
Mimar Başı olan Sinan Ağa’dan ‘’yapı ustası, dülger, demirci, kırbacı, meşaleci’’ gibi
imar işlerinde kullanılacak işçi ve araç gereçler talep edilmiştir.168
Yukarıda bahsi geçen hükümlerden anlaşılacağı üzere, henüz sefer hazırlığında
iken imar için gerekli araç gereçlerin temin edilmesi, seferin amacının Safevilerin
oluşturduğu olumsuzlukların önüne geçmek ve çevrede meydana gelen tahribata karşı
iyileştirme politikası güdülerek bölge ve beldelerde huzuru tahsis etmektir. Nitekim
aşağıda bahsi geçecek olan 1583 kışı vaktinde de bölgede huzurlu bir ortamın zuhur
ettiği de görülmektedir. Hükümde Ferhad Paşa’dan ordu kadısı ile birlikte bu
kimselerin davasını görüp cezalandırılması emredilmiştir.169

162
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 389
163
Mehmet Ali Ünal, a.g.e, hkm 200
164
Hasan Yıldız, a.g.e, hkm 9; hkm 71
165
Hikmet Ülker, a.g.t, hkm 173
166
Hikmet Ülker, a.g.t, hkm 115
167
Mehmet Ali Ünal, ’’a.g.e’’, hkm 198
168
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s. 145
169
Hasan Yıldız, a.g.t, hkm 378
32
Ayrıca Şam Beylerbeyi Hasan Paşa’nın 3 adamı için de dava görülmesi 170 ve
Hama sakinlerinden sürgün edilen Abdulvahab oğlu Süleyman ve İsa hakkında bilgi
verilip Süleyman’ın sürgün emrine uymadığı ve şu anda seferde ise ordu kadısı ile
birlikte davasının görülmesi emredilmiştir.171 Ayrıca Rize yeniçerilerinden Poyraz
oğlu Mehmed’in reayadan birinin evini basıp mallarını gasp etmesi üzerine seferde
davasının görülmesi emredilmiştir.172 Hükümlerden anlaşılacağı üzere Ferhad Paşa,
sefer esnasında ordu mahkemesi kurup yönettiği de anlaşılmaktadır.
Ferhad Paşa, seferde iken bölgedeki beylerin atamalarını kontrol etmekle de
alakadar olmuştur. Reisülküttab Yahya Çelebi’yi önceki serdar Sinan Paşa’nın
atamalarını kontrol etmek amacıyla, Sinan Paşa’nın bulunduğu Malkara’ya
göndererek Sinan Paşa’nın yapmış olduğu atamaları ve ruus kayıtlarının bir suretini
çıkararak kendisine iletmesini emretmiştir.173 Ayrıca Ferhad Paşa, ruus kayıtlarının
kontrolü için Sinan Paşa’nın teskirecisi Lam Ali Çelebi’yi hizmetine almıştır.174
Ferhad Paşa, bu uygulamalar ile Sinan Paşa’nın faaliyetlerini kontrol altında tutmayı
amaçladığı görülmektedir.
14 Nisan 1583 yılında İstanbul’dan Üsküdar’a hareket eden Serdar Ferhad Paşa,
15 gün Üsküdar’da kalıp hazırlıkları tamamlamasının ardından 1 Mayıs 1583 yılında
60 bin asker, 400 çavuş, 300 top, 10 bin amele, 2 milyon akçe ile Erzurum’a doğru
hareket ederek Sivas’a ulaşmıştır. 29 Haziran’da Sivas’tan Erzurum’a doğru hareket
eden Ferhad Paşa, güzergâh üzerinden muhtelif orduların katılması ile birlikte
Erzurum’a ulaşmıştır.175 30 Nisan 1582 yılında, Ferhad Paşa’nın yanında sefere katılan
Dilsiz Şebrenk Ağa’ya 1 seraser mintan, zernişan dolama, kehnişan kolçak ve 300 altın
verilmiştir.176 Kayıtta zikredilen tarih bahsi geçen Ferhad Paşa’nın hareket tarihlerini
doğrular niteliktedir. Ayrıca Ferhad Paşa, İstanbul’dan Üsküdar’a doğru hareket
eylediği vakit, Padişah III. Murad, iskeleye inip Ferhad Paşa’yı bizzat sefere
uğurlamıştır.177

170
Hasan Yıldız, a.g.t, hkm 251
171
Hikmet Ülker, a.g.t, hkm 152
172
BOA, İE, AS, 125-1
173
Bilgin Aydın, XVI. Yüzyılda Divan-ı Hümayun ve Defter Sistemi, Türk Tarih Kurumu Yayınları,
Ankara, 2017, s.95
174
Hasan Bey-Zade, a.g.e II, Haz: Şefki Niyazi Aykut, s.306
175
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.345; Faris Çerçi, a.g.t, s.473
176
Osman Yiğit, a.g.t, s.416
177
Hasan Bey-Zade, a.g.e II, Haz: Şefki Niyazi Aykut, s.306
33
Ferhad Paşa, Erzurum istikametinde iken Özdemiroğlu Osman Paşa, Şirvan’da
yapılan Meş’ale Savaşı’nda İmam Kulu Han’a ağır bir darbe vurmuş ve Ferhad
Paşa’ya 11 bin ölü, 10 bin yaralı, 3 bin esir alarak Osman Paşa’nın zafere eriştiği haberi
ulaşmıştır.178 Meş’ale Savaşı’nda Osmanlı Devleti’ne karşı ağır bir darbe alan Safevi
Devleti, İstanbul’dan da büyük bir ordunun hareket ettiğini öğrenmesi üzerine böyle
büyük bir orduya karşı mukavemet gösteremeyeceğini anlamıştır. Meş’ale Savaşı
sonrası maneviyatlarını da kaybetmelerinden ve Revan’dan sonra Tebriz üzerine
hareket edileceği düşüncesinden dolayı Revan Kalesi’nin hâkimi olan Ustaclu Tokmak
Han, Revan Kalesi’ni boşaltarak geri çekilmişlerdir.179 Aynı zamanda Revan fethi
sırasında Şehzade Abbas Mirza ile Şah Muhammed Hüdabende ve onun veliahtı
Hamza Mirza ile aralarındaki şahlık mücadelesi Revan’ı savunmalarının önüne
geçmiştir.
Safevilerin, kanun oluşturmaktan ziyade şahların fermanları doğrultusunda
yönetilmesi, yönetimsel olarak ciddi problemleri meydana gelmesine neden olmuştur.
Eyaletlerin vergi sistemi, şahın tayin ettiği görevlilerin isteklerine göre belirlenmemiş,
bu da sosyal problemleri beraberinde getirmiştir. Uygulanan bu vergi sisteminde, Şii
olanların vergiden muaf tutulması ve Sünni olanların aleyhine bir tutum izlenmesi
eyaletlerde sosyal farklılaşmanın zuhur etmesine de zemin hazırlamıştır. Revan’ın
içinde bulunduğu durum ve jeopolitik konumundan dolayı sefer için ilk adımın Revan
üzerine olması uygun görülmüştür. Ferhad Paşa, seferin selameti açısından, askeri
yoklamaya tabi tutmuş ve orduda bulunmayan askerlerin dirliklerini ellerinden alarak
başkalarına vermiştir.180
Tokmak Han’dan Ferhad Paşa’ya elçi olarak gelen Kara Veli ve kethüdası
hapsedilmiş olsa da daha sonra tekrar serbest bırakılmıştı. Kara Veli 500 atlısı ile Ağrı
Dağı eteklerine yerleşmiş ve Osmanlı Devleti’nin at oğlanlarına tacizde bulunması
nedeniyle Diyarbekir, Karman ve Şam askerlerinin yaptıkları bir saldırı sonucu
yakalanarak öldürülmüş, kethüdası ve 12 adamı tutsak edilmiştir.181

178
Ziya Nur Aksu, Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.394
179
Mustafa Cezar, a.g.e, s.1347; Ziya Nur Aksu, a.g.e, s.395
180
Hoşkadem Hasanova, ‘’Fetihten Osmanlı Osmanlı Yönetim Sistemine Entegrasyonuna Kadar Revan
Eyaleti (1583 1590)’’, Osmanlı Ansiklopedisi Siyaset, s.509; Hasan Bey-zade, Hasan Beyzade Tarihi
II, Haz: Şevki Niyazi Aykut, s.307
181
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.347; B. Kütükoğlu, Siyasi
Münasebetler, s.137
34
Erzurum’da ordu ve teçhizatı hazır hale getiren Ferhad Paşa, Erzurum’dan
hareket ederek Ağustos’ta Kars’a ulaşmıştır. Kars’a ulaştığı vakit, kale muhafızlarını
değiştirip tahkimler yaptıktan sonra, önceden Kars Beylerbeyi olup şuan Tiflis
Beylerbeyliği vazifesi yürüten Yusuf Paşa için, Kars Beylerbeyliğine uygun olduğunu
ve Kars Beylerbeyliğine tayin edilmesini payitahta iletmiştir.182
11 Ağustos 1583 tarihinde Kars’tan hareket ederek Uğurgöz’e ulaşan Ferhad
Paşa, burada bulunan Şüregel ve Talın Kalesi’ni tahkim edip, geceleri yanmak üzere
kandil ve meşaleler yerleştirtmiş, ayrıca sancakbeyi atamış ve güvenliği açısından da
asker yerleştirip Revan Kalesi’ne doğru doğru hareketini devam ettirerek,183 Kars-
Kağızman- Kulp üzerinden Revan’a ulaşmıştır.184
Ustaclu Tokmak Han’ın daha önceden Revan Kalesi’ni terk etmesinden dolayı
Ferhad Paşa, hiçbir mukavemet ile karşılaşmadan Revan Kalesi’ni ele geçirmiş ve
padişah adına hutbe okutularak Osmanlı mülküne dâhil etmiştir.185 Ardından ise derhal
Revan’ın stratejik önemi bakımından Revan Kalesi’nin inşasına ve harap olan yerlerin
tamirine başlanmıştır. Kırzıoğlu, kale inşasına 21 Ağustos’ta başlandığını ve 45 gün
sürerek 18 Ekim’de tamamlandığını ileri sürmektedir. Ancak Mustafa Cezar ve
Danişmend, 4 Eylül gibi bir tarihi zikretmektedir. Kırzıoğlu’nun zikrettiği tarihi kabul
edecek olursak kalenin inşa süresi 2 ay gibi bir zaman dilimine denk gelmektedir.
Ancak Kırzıoğlu inşaatın tamamlanma süreci için 45 güne vurgu yapmıştır. Mustafa
Cezar ve Danişmend’in zikrettiği tarih dikkate alınacak olursa 45 gün süren inşa süresi
bitimi 18 Ekim’e denk gelmektedir. Hasan Bey-zade eserinde Revan’ın fetih tarihini
‘’Padişah aldı Revan’ın şahun (=sene-i 991), Revan’ı kıldılarabad u ihya, İd-i ekber’de
mısra’ı Sai-i Nakkaş’un didüği tarihdür’’ dizeleriyle aktarmıştır.186
Tokmak Han’ın geri çekilme hareketinden sonra Revan ve köylerinde ise sadece
Ermeni ahalisi kalmıştı. Revan’ın fethedilmesinden sonra Osmanlı Devleti, yurtlarını
terk eden Müslüman ahalinin tekrar yurtlarına dönmelerini sağlamak adına
beylerbeyleri aracılığıyla çalışmalar başlatmış ve bu çalışmalar sonucu yurtlarını terk
eden Müslüman ahalinin bir kısmının yurtlarına geri döndükleri görülmüştür.187

182
BOA, KK, No: 246, s.246
183
Hikmet Ülker, a.g.t, hkm 322’’
184
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.68
185
Abdurrahman Sağırlı, a.g.t, s.387
186
Hasan Bey-Zade, Hasan Bey-zade Tarihi II, Şefki Niyazi Aykut, s.308
187
Hoşkadem Hasanova, ‘’a.g.m’’, s.510; Hüsamettin Memmedov Karamanly, ‘’XVI-XVIII Yüzyıllarda
Osmanlı- Safevi Savaşları’’, Osmanlı Ansiklopedisi Siyaset, s.504
35
Nitekim Revan kadısı iken Revan’dan ayrılan İsmail’e o taraftan bir sancak tahsis
edilmesi emredilmiştir.188 Ayrıca Revan tevabinden Gökçe Sancak beyi İsmail Bey’in
bir arzı sonucu, İsmail Bey’in yanında çalışanlara tımar ve zeamet verilmesi uygun
görülmüştür.189
Nitekim Revan’ın muhafazası adına, Revan’ın Alagez-Zengin Suyu doğu
kıyısındaki Şahbağı’ında bulunan Tokmak Han’ın köşkü ortaya alınarak kale inşasına
başlanmıştır. Safevilerin, Ali Kulu Han ile anlaştığı ve Safevi ordusunun Revan
üzerine harekete geçeceği duyulduğu vakit kale inşaatı hızlandırılmıştır.190 Harabeler
ve çevredeki taşlar da kullanılarak 8 kuleli ve 725 mazgal deliği ile iç kale, 43 kuleli
ve 1726 mazgal deliği ile dış kale, 400 arşın sur, cami, kervansaray ve hamam
yapılmak ve kale çevresine 13 gün süren hendekler kazılarak kale inşaatı
tamamlanmıştır.191 Ferhad Paşa bu yapının tarihini ‘’eser-i Ferhad’’ olarak
kaydettirmiştir. Bu kelimedeki harfler ebcet hesabı ile toplandığı vakit kalenin yapılış
tarihi ortaya çıkmaktadır.192 Kale inşaatı sırasında Van Beylerbeyi Hasan Paşa’yı
beraberinde 15 bin atlı ile Tiflis’e hazine ve zahire ulaştırmakla görevlendirmiştir.193
Revan’ın Osmanlı hâkimiyetine geçmesi ve kale inşaatının tamamlanmasına
müteakip Revan Beylerbeyliğine ilk olarak Hızır Paşa, tayin edilip daha sonra,
Cağalazade Yusuf Sinan Paşa’ya vezirlik rütbesi verilerek Revan Beylerbeyliğine ve
muhafazasına, aynı zamanda Diyarbekir Beylerbeyliğine tayin edilmiştir.194 Ancak
Ferhad Paşa’ya yazılan hükümde Diyarbekir’in Revan’a olan uzaklığı ve tecrübe
yönünden yetersiz olmasından dolayı iki beldenin yönetimini aynı anda
yürütülmesinin güç olacağından ötürü sadece Revan Beylerbeyliğine tayin edilmesi,
kabul etmediği takdirde aynı şartlarla Diyarbekir Beylerbeyi Osman Paşa’yı tayin

188
BOA, MHMM 52, hkm 723
189
BOA, MHMM 52, hkm 868
190
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.137
191
BOA, MHMM 52, hkm 82, ( hükümde cami, hamam ve hendek inşaatına başlandığı
kaydedilmektedir.); (Edirneli mazgal deliği için 1723 rakamını zikretmektedir.) Abdurrahman Sağırlı,
a.g.t, s.387
192
Şeref Han, Şeref-Name, Çev: Mehmet Emin Bozarslan, Osman Bey Matbaası, İstanbul, 1971, s.268
193
Şeref Han, Şeref-Name, s.269; Kırzıoğlu, a.g.e, s.346 (Hasan Paşa Tiflis’e hazine ve zahire
götürdüğü vakit yolda saldırılara uğramıştır. Bu saldırıların akıbeti hakkında detaylı bilgi için bkz:
Şerefname); Hammer götürülen hazinenin 40 bin akçe olduğunu kaydetmektedir. Hammer VII, s.79;
Edirneli Mehmed, Ağrı Dağının eteklerine konuşlanan ve at oğlanlarına tacizlerde bulunan Kara Veli’yi
öldürdüğünü ve kesik başını Ferhad Paşa’ya getirdiğini ve Tokmak Han’ın kaçtığını aktarmaktadır.
Abdurrahman Sağırlı, a.g.t, s.387
194
Hasan Dündar, Rahimizade İbrahim (Harimi) Çavuş’un Gence Fetihnamesi Adlı Eserin
Transkripsiyonu ve Kritizasyonu, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Afyon, 2006, s.55
36
etmesi emredilmiştir.195 Ferhad Paşa, kalenin güvenliği açısından 53 Şahi topu ve 5600
asker yerleştirilerek Erzurum’a çekilme kararı almıştır.196 Hammer, eserinde ise Revan
Kalesi için ‘’Revan Beylerbeyliğinin salyanesi 900 bin, defterdarın 73890 akçe olmak
üzere tahsis edildi. 550 müteferrika, 1400 sağ garipler, 1000 sol garipler 500 süvari,
400 Çerkes, 1000 sipahi oğlanı, 500 lağımcı, 500 azab, 200 arabacı, 200 topçu’’ olmak
üzere toplamda 6250 asker Revan muhafazasına tayin edilmiş ve masraf ulufeler için
25 milyon akçe tahsis edildiğini ileri sürmektedir.197Edirneli Mehmed eseri Nuhbetü’t
Tevarih’de 9 kere 100 bin akçe, 20 bin mal defterdarına, beylere 73 bin arpalık, 190
nefer ulufeli müteferrika tahsis edildiğini dile getirmektedir.198
Revan Kalesi tahkiminin akabinde Ferhad Paşa Şemahi Kalesinin tahkim
edilmesi düşüncesinde idi. O sırada Ferhad Paşa’ya yazılan bir hükümde, Simon ve
İmam Kulu Han’ın Osman Paşa üzerine harekete geçtiğini ve bu minval üzere Çıldır
ve Kars Beylerbeylerine hükümler yazıldığı bildirilmiş ve Ferhad Paşa’dan kaleye 10
bin askerin konulması ve Tiflis muhasarası için Kars Beylerbeyi Yusuf Paşa’nın
gönderdiği 10 bin altın hazinenin yerine ulaştırılması hususunda tedarikli olunması
istenmiştir.199
Revan’da kale inşaatı tamamlanıp yönetimi tahsis edildikten sonra kış
mevsiminin yaklaşması ve sefer için uygun bir mevsim olmadığından ötürü Ferhad
Paşa kışlamak için Erzurum’a çekilme kararı almış, ordu için ise uygun görülen
kışlaklara çekilmesi ve bölge ahalisinin can ve mallarını halel getirilmemesi
emredilmiştir.200
Bu sırada Revan’ın çevresindeki kaleleri de tahkim ederek ‘’Şüregel Kelesi’ne
50, Talın Kalesi’nı 49 muhafız ve 70 azap, Akçakale’ye 50,Sürmeli’ye 50, Beceni
Kalesi’ne 205 kul, 100 muhafız, 100 azap olmak üzere toplamda 673 asker ve 18 yük
akçe’’201 tahsis etmiştir. İlk olarak Revan’dan Kars’a gelen Ferhad Paşa oradan
Ardahan’a gelerek burada Tiflis’e akçe ve erzak götüren Hasan Paşa ile buluşarak kışı
geçirmek için Erzurum’a çekilmiştir. 21 Kasım 1583 tarihinde Erzurum’a sağ salim
ulaştığı müjdesini payitahta getiren Ferhad Paşa’nın kapıcıbaşısı Piyale Beyi’ne 200

195
BOA, MHMM 52, hkm 82; Abdurrahman Sağırlı, a.g.t, s.388
196
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.136
197
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, cilt 7, s.79
198
Abdurrahman Sağırlı, a.g.t, s.388
199
Hasan Yıldız, ‘’a.g.t’’, hkm 267; Abdurrahman Sağırlı, ‘’a.g.t’’, s.388
200
BOA, DVNSMHMM, 52, hkm 250; (Kara Çelebizade Ravzetül Ebrar adlı eserinde, Ferhad Paşa’nın
Şaban ayında Erzurum’a hareket eylediğini dile getirmiştir. İbrahim Özgül, ‘’a.g.t’’ s.153
201
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.347
37
filori ve 1 seraser kaftanı, Piyale Beyi’nin yanında gelen çavuşa 100 filori ve 1 seraser
kaftanı ayrıca Piyale Beyi’nin yanındaki bir adamına ise 1 seraser kaftanı verilerek
ödüllendirilmiştir.202

3.3 Lori ve Tomanis Kalelerinin Fethi ve İmar Çalışmaları

Ferhad Paşa, kışlamak için Erzurum’a çekildiği vakit Safeviler kendi içerisinde
bir çekişme halindeydiler. Bu çekişme dâhilinde Şehzade Abbas Mirza ve şehzadeyi
tahta çıkarmak isteyen Ali Kulu Han ile Şah Muhammed Hüdabende ve veliahtı
Hamza Mirza arasında bir anlaşma yapılmış ve Şah, Kazvin’e gelmiştir. 1583 kışını
Kazvin’de geçiren Şah, 1584 yılında Tebriz’e hareket etmiştir. Ferhad Paşa’ya yazılan
bir hükümde, 1584 baharında yapılacak harekâtın yönü hakkında beyler ile
istişarelerde bulunup Tebriz veya Gürcistan’dan hangisi devletin yararı bakımından
gerekli ise o yönde hareket edilmesi emredilmiştir.203 Mart 1584 yılında Tebriz’e gelen
Şah Muhammed Hüdabende, Ustacalu Ali Kulu Bey’i Tebriz Beylerbeyliğine tayin
etmiş ve Osmanlı Devleti’nin Tebriz’e karşı yapacağı sefer için hazırlık yapmasını
istemiştir.

Tebriz valisi Türkmen Emir Han’ın, Tebriz’i Osmanlı kuvvetlerine karşı


muhafaza etmek adına Şah Muhammed Hüdabende’yi Tebriz’e davet etmiş ve Şah,
kış ayını Kazvin’de geçirdikten sonra 1584 yılında Azerbaycan’a hareket etmiştir.
Aynı zamanda veliaht şehzade Hamza Mirza da ordusu ile birlikte Tebriz’de kalmıştır.
Sultan III. Murad, Gürcistan’da Osmanlı hâkimiyetini sekteye uğratma çabası içinde
olan; vaktiyle Türkleri Gürcistan topraklarına davet eden Karthli kralı Davud Han’ın
(Dawith)204 kardeşi Simon’un oluşturduğu olumsuzlukların bertaraf edilmesi
düşüncesinde idi.205 Bu Davud Han, vaktiyle Rıdvan Paşa’nın yanına gelip padişaha
bağlılığını bildiren ve Ferhad Paşa tarafından payitahta gönderilen bir kimsedir.
Padişah, bölgedeki şehirlerin istihkâmı yapılarak güvenlik amacıyla asker
yerleştirilmesini ve şehir gelirlerinin bu askerlere tahsis edilmesini emretmiştir.206

202
Osman Yiğit, Topkapı Müzesi Arşivi 34 Numaralı Filori Defteri Değerlendirme ve Transkripsiyon,
s.432
203
BOA, DVNSMHMM, 52, hkm 392 ( Ordunun çekildiği kışlakların yerleri hakkında detaylı bilgi için
Bkz: B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.139)
204
Danişmend, ‘’a.g.e’’, cilt 3, s.76
205
Hasan Dündar, ‘’Râhîmîzâde İbrahim (Harîmî) Çavuş’un Gence Fetihnâmesi Adlı Eserinin
Transkripsiyonu ve Kritizasyonu’’, Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Afyon, 2006, s.57
206
Ahmet Şimşirgil, ‘’Kayı V Kudret ve Azamet Yılları’’, Timaş Yayınları, İstanbul, 2013, s.119
38
Gori bölgesinde faaliyet gösteren Simon, Safeviler ile işbirliği yaparak Tiflis’e yardım
ve iaşe ulaştırılması hususunda Osmanlı Devleti’ne zarar verecek faaliyetler içerisinde
bulunmaktadır.207 Bu minval üzere Ferhad Paşa, Sultan III. Murad’ın da isteği
doğrultusunda seferin yönü ile alakalı Gürcistan üzerine hareket edilmesi yönünde
karar kılarak Gürcistan’ı hâkimiyet altına almak ve bölgede kalıcı Osmanlı idaresini
tesis etmek amacı ile 7 eyaletin beylerbeyleri ve askerleri ile birlikte asker ve
mühimmatı hazır hale getirdikten sonra 12 Temmuz 1584 yılında Erzurum’dan
Gürcistan üzerine harekete geçmiş; Erzurum, Kars ve Revan Beylerbeyleri ise
Safeviler’den gelebilme ihtimali olan bir taarruza karşılık savunmada bırakılmıştır.208
İlk olarak Erzurum’dan Kars’a varan Ferhad Paşa, oradan Arpaçay üzerindeki
Akbaba güzergâhını takip ederek yol üzerindeki ‘’Ahalkelek, Posothov, Şavşad,
Livane, Acara-i Ülya Kalelerine’’ asker yerleştirerek muhafaza edip Macahil Kalesi’ni
de tahkim edip 7 günde Lori Kalesi’ne ulaşmıştır.209 İlk olarak Hasan Paşa, Lori
yakınlarında Osmanlı ordusuna tacizde bulunan bir grup eşkıyayı bertaraf ederek
mevkiinin güvenliği açısından 2 bin asker ve 22 top tahsis etmiştir.210 Gürcistan’da
Lori Kalesi, bir tarafı sarp kayalıklar ve uçurumlarla diğer tarafı ise Borçalı suyu ile
çevrili bir konumda idi. Ferhad Paşa, Lori Kalesi’ne ulaştığı vakit şiddetli bir yağmur
zuhur etmiş ve kurulan çadırlarda durulamaz bir hal almıştır. Lori Kalesi’nin konumu
ve yağmurun oluşturduğu olumsuzluklar neticesinde Ferhad Paşa, bu sarp kalenin
derhal tahkim ve imarına başlamış 12. günün sonunda ise neticeye ulaşılıp 8 Ağustos
1584 yılında imarını tamamlamıştır.211 Bu kalenin imar edilmesindeki süratte, coğrafi
şartların da etkili olduğu düşünülmektedir.
Kalenin imar ve tahkim hususları sona erdiği vakit eyalet merkezi haline
getirilerek, Tiflis, Revan, Tomanis, Kars arasında bulunan bir beylerbeylik
oluşturulmuş ve Mora Sancakbeyi Bosnalı Ali Bey’i beylerbeylikle
görevlendirmiştir.212 Akabinde kalenin güvenliği açısından ‘’500 nefer Gılman-ı
Yemin, 500 nefer Yesar Kulı, 203 nefer hisar eri, 203 rüesa ve azab, 43 nefer cebeci
ve topçu’’ yerleştirmiştir.213 Diğer taraftan Erzurum’da bulunan askerlerden 471,

207
Mustafa Cezar, Mufassal Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1348
208
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.351; (7 Eyalet; Karaman, Kütahya,
Sivas, Dulkadriyye, Diyarbekir, Halep, Şam)
209
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.141
210
Ahmet Şimşirgil, Kayı V, s.119
211
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.351, s.352
212
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.141
213
Faris Çerçi, a.g.t, s.551
39
Keçrah Kalesi’nden214 104, Kars Kalesi’nden 412 ve Mağazberd kullarından 360 asker
kale muhafızlığına tahsis etmiştir.215 Bahsi geçen asker sayıları dikkate alındığı vakit
Lori Kalesi’nde 3 bine yakın asker bulundurulduğu anlaşılmaktadır.
Lori Kalesi’nin imar ve tahkim hususlarında sonuca ulaşan Ferhad Paşa, 8
Ağustos 1584 tarihinde Lori Kalesi’nden ayrılarak Tomanis üzerine harekete
geçmiştir. Yukarıda bahsi geçen Revan seferi sırasında Tiflis’e zahire ve mühimmat
ulaştırmakla görevli olan Hasan Paşa ve birliği Tomanis yakınlarında Gürcüler
tarafından saldırıya uğramışlar idi. Bu birlik içerisinde bulunan Şeref Han, eserinde
Gürcülerin Kızılbaş komutanları ile ittifak ederek Osmanlı kuvvetlerine saldırıda
bulundukları bilgisini aktarmıştır.216 Ferhad Paşa, Tomanis çevresinde güvenliği tesis
etmek amacı ile Safeviler ve Simon tarafından harabeye çevrilen eski Tomanis
Kalesi’nin yerine boğaza hâkim olan bir kayalığın hizasında yeni bir kale inşa
edilmesine karar vermiştir. Her bir burç için beylerbeyleri ve askerlerin görevli olduğu,
kireç ve taşlardan yapımına başlanan Tomanis Kalesi, Eylül ayının sonlarına doğru,
yaklaşık 40 gün içerisinde tamamlanmıştır.217 Kale, tüm ovayı gözlemleyebilecek ve
hâkim olunacak bir konumda inşa edilmesinden ötürü kalenin her bir burcuna toplar
yerleştirilerek güvenlik hat safhaya çıkarılmıştır. Kalenin güvenliğinden sorumlu
olarak Erzurum Beylerbeyi Mehmed Paşazade Hasan Paşa’yı görevlendirmiş ve
beylerbeyliğine Semender Ali Paşa tayin edilmiştir.218 Kale muhafazası için ‘’500
nefer Yemin-i Yesar, 500 nefer Gılman, 203 hisar eri, 203 Azab, 23 Cebeci ve 43
Topçu’’ olmakla birlikte toplam 1472 asker tahsis edilmiş, kale masrafları için ise 64
yük 57552 akçe tahsis edilmiştir.219
Başbakanlık Osmanlı Arşivi Kamil Kepeci tasnifi 2554 numarada kayıtlı olan
Mevkufat Kalemi defteri220, Ferhad Paşa zamanında çıkılan Gürcistan Seferi ve imar

214
Kırzıoğlu bu kaleyi Keçivan olarak aktarmıştır.
215
Faris Çerçi, a.g.t, s.551
216
Şeref Han, Şeref Han Name, Haz: Mehmet Emin Bozarslan, s.269
217
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.76; Şeref Han, Şeref Han Name, Haz: Mehmet Emin Bozarslan,
s.369; Ata-i eserinde Lori ve Gori Kaleleri olarak zikretmektedir. Gori Kalesi Ferhad Paşa’nın 2.
Serdarlık dönemi faaliyetlerinde zuhur etmiştir. Tomanis Kalesi ile Gori Kelesini karıştırmak
durumundadır. Ata-i ‘’ Zeyl-i Şakayık’’, s.377; Hasan Bey-zade Tarihinde de Gori Kalesinin Ferhad
Paşa’nın 1. Serdarlık vazifesi sırasında fethedildiği dile getirilmektedir. Hasan Bey-Zade, a.g.e, haz:
Şefki Niyazi Aykut, s.309
218
Hasan Dündar, a.g.t, s.58
219
Faris Çerçi, a.g.t, 551
220
Defter, 43×15 ebatında olup sayfa usulü ile numaralandırılarak 52 sayfadan oluşmaktadır. Şekil
olarak ciltli ve ebrusuz olan defterin 1,4,5 inci sayfaları boş olup baştan 4, sondan ise 6 sayfası boştur.
40
edilen Lori ve Tomanis Kalelerinde görev alan benna221, ırgat, saka ve tımarlıların
sayısını bildirmektedir.
Sefer ile alakalı önemli bilgiler ihtiva eden bu defter, Diyarbakır, Halep,
Erzurum, Karaman, Rum ve Anadolu’ya ait neferân, hane, cebr hane sayılarını
içermektedir. Özellikle Halep’in değişik mahallelerine ait 40, 60 katsayılı haneleri
ihtiva eden defterde, mahalle sonlarında neferân adeti verilmemiş, bu rakamlar teker
teker sayılarak elde edilmiştir.
Defter, Gürcistan Seferi’ne memur olan askeri taifenin yoklama defteri
niteliğindedir. Fakat bu özelliğinin yanı sıra idari taksimatına da ışık tuttuğu
anlaşılmaktadır. Öyle ki Diyarbakır, Rum, Erzurum, Haleb, Karaman ve tabloda
görülen bu vilayetlere bağlı kazalara dair bilgiler barındırmaktadır.

Ferhad Paşa’nın Gürcistan Seferi sırasında Diyarbakır, Haleb, Erzurum, Rum,


Karaman ve Anadolu vilâyetlerinde toplam 78.382 hanenin kaydedildiği
anlaşılmaktadır. Defterdeki verilere göre Gürcistan Seferi kapsamında yukarıda
belirtilen kazalarda tespiti yapılan 3140 tımarlı sipahinin toplamda 41.946 akçelik bir
vergiye sahiptir. Kazalardaki tımarlı sipahilerin 40 veya 60 akçe oranında değişken iki
farklı miktarda vergilendirildikleri anlaşılmaktadır. Bu kapsamda örneğin Diyarbakır
vilâyetinin Amid kazasındaki 135 nefer 40 akçe hesabıyla toplam 5400 akçelik vergiye
maliktir.222 Diğer taraftan Erzurum vilayetinin Kuzey Erzincan kazasında ise 10 nefer
60 akçe hesabıyla toplam 60 akçe ile vergilendirilmişlerdir.223 Bu iki örnekten de
anlaşıldığı üzere söz konusu vergi oranlarındaki farklılığın en önemli nedenlerinden
biri vergi hanesinin bulunduğu bölgenin beşeri ve iklim faktörler ile idarî yapısı
etkilidir. Elde edilen yıllık ürün miktarının fazla olduğu veya idarî olarak çok daha
geniş bir sahayı kapsayan bölgelerdeki vergi ünitelerinin oranları diğerlerine göre
fazladır. Defter Ömer Lütfi Barkan tarafından yazılan ‘’XVI-XVIII. Asırlarda
Türkiye’de İnşaat İşçilerinin Durumu’’ adlı makalede söz konusu defterin incelenmesi
yapılmış ve Diyarbakır eyaletinden avarız224 vergisine tabii olan 50 haneden 1 duvarcı
temini istenmiş ve temin edilen duvarcıların yol, yemek ve ücret masrafları için 2100
akçe toplanması uygun görülmüştür. Temin edilen bu ustaların hizmetine ise

221
Yapı Yapmak sanatıyla geçinen adam, mimar, kalfa. Bkz: Şemseddin Sami, Kamus-ı Türkî, Bennâ.
222
BOA.KK.d.2554, s.20.
223
BOA.KK.d.2554, s.22
224
Osmanlı Devleti’nde zuhur eden olağanüstü hallerde ahaliden hane olarak hesaplanarak alınan
vergidir. Detaylı Bilgi için Bkz: Halil Sahillioğlu, ‘’Avarız’’, DİA, Cilt 4, s. 108-109
41
ustalardan daha alt kademede bulunan ırgat, saka gibi hizmette bulunacak görevliler
temin edilmiştir.225 Ayrıca Ömer Lütfi Barkan vilayetlerin gelir durumlarını göz
önünde bulundurarak bazı kazalardan 25, 40, 45 haneden 1 işçi ve 1000, 1500, 1880
akçe toplandığı ve toplam hane sayısının 106939,5 olduğu bilgisini aktarmıştır.226

Tomanis Kalesi’nin inşası sırasında Ferhad Paşa, Anadolu Beylerbeyi Rıdvan


Paşa’yı ve Safed Sancakbeyi Balcı Hasan Bey’i Tiflis’e zahire ve hazine götürmekle
görevlendirmiştir. Tiflis’e ulaşan Rıdvan ve Hasan Paşalar burada Davud Han ile
görüşmüş ve Davud Han, Ferhad Paşa ile görüşmek adına onlarla beraber yola
koyulmuştur. Geri dönüş yolunda iken Tiflis’ten yaklaşık 5 km uzaklıktaki Büyüksu
civarlarında, Gürcü Simon ve Safevi İmam Kulu Han, oluşturdukları ittifak ile Rıdvan
Paşa’nın yolunu keserek saldırıda bulunmuşlardır.227 Simon, bir rivayete göre 9 bin,
diğer bir rivayete göre 17 bin askeri ile birlikte güzergâh üzerindeki yolun üst kısmına,
İmam Kulu Han ise 17 bin askeri ile yolun alt kısmına konuşlanmıştır. İmam Kulu
Han’ın askerleri Gence halkı, ‘’Şemseddinli Karamanlı, Talişli, Yirmidörtlü, Otuzikili,
Hacılı ve Kazak yörüklerinden’’ oluşmaktadır.228 Meydana gelen bu ordu için 17 bin
rakamı zikredilmektedir. Ancak yukarıda bahsi geçen Simon’un asker sayısı için 17
bin rakamının zikredildiği rivayet, İmam Kulu Han’ın asker sayısı ile aynı sayıda
olması, karıştırılma ihtimalini ortaya çıkarmaktadır. Bu durum göz önüne alındığı
vakit Simon’un ordusu için zikredilen 9 bin rakamı daha uygun görülmektedir.
Güzergâh üzerindeki yolun alt ve üst kısımlarına konuşlanmaları, Osmanlı ordusunu
tepeden gören mevkilere 6 top ve muhtelif derelere biner kişilik birlikler konulması
Rıdvan Paşa ve ordusunu kıskaca alma düşüncesi içerisinde olduklarını
göstermektedir.
Rıdvan Paşa, maiyetindeki 40 bin kişilik ordu ile karşı taarruza geçmiş, Divane
Ömer Bey’in Turan taktiğini uygulaması, derelerde bulunan düşman birliklerinin açığa
çıkmasını sağlamış ve o sırada Şeref Han’ın 7 bin kişilik birliğinin öne çıkarak
saldırıda bulunması, savaşın seyrinin Osmanlı kuvvetleri lehine dönmesini sağlamıştır.
Simon, Davud Han’ın Osmanlı Devleti’ne olan bağlılığına son vermek ve Rıdvan Paşa
ile aralarındaki güveni sarsmak adına saldırıda bulunsa da Tomanis’ten yardıma gelen

225
Ömer Lütfi Barkan, ‘’XVI-XVIII Asırlarda Türkiye’de İnşaat İşçilerinin Hukuki Durumu’’, Sosyal
Siyaset Konferansları Dergisi, 1963, s.34
226
Ömer Lütfi Barkan, ‘’a.g.m’’, s.34
227
BOA,DVNSMHM 53, hkm 499
228
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.142
42
Erzurum ve Maraş askerlerinin savaşa dâhil olması ile birlikte Osmanlı kuvvetleri
mutlak zafere ulaşmışlardır. Ancak Rıdvan Paşa’nın yardıma gelen Erzurum ve Maraş
askerlerini Safevi ordusu olduğunu düşünerek onlar üzerine doğru harekete geçmesi
sonucu oluşan boşluğu kullanan Simon kaçarak hayatını kurtarmış, Simon’un kaçması
sonucu hükümdarlık alametlerinden olan kös, sancak ve davullar Osmanlı kuvvetleri
tarafından ele geçirilmiştir.229 Rıdvan Paşa ile birlikte Tomanis’e gelen Davud Han,
Ferhad Paşa ile görüşerek ‘’beni Asitane-i sa’adet türabına ulaştır. Memleket-i
Gürcistan’un miftahı benem. Bi’-avni’llah feth u teshiri benimle mümkin ü
müyesserdür230’’ diyerek bağlılığını bildirmiş ve Ferhad Paşa tarafından hilat ve
serpuş giydirilerek İstanbul’a gönderilmiştir. Payitahtta da kendisinin ve Gürcü Prensi
Aleksandre’ın bağlılığını bildirmesi231 üzerine Davud Han’a vilayeti ocaklık olarak
verilip232 Zülkadriyye Beylerbeyi olarak tayin edilmiştir.233 Erzurum beylerbeyine
yazılan bir hükümde Davud Han’ın Zülkadriyye Beylerbeyi olduğunu ve Erzurum’da
bulunan askerlerin bir kısmını Davud Han’ın maiyetine göndermesi emredilmiştir. 234
Akabinde Kars Beylerbeyliğine yazılan bir hükümde ise Davud Han’ın serhad
muhafazasına tayin edildiğini ve Davud Han’ın uygun gördüğü miktarda askerlerin
gönderilmesi emredilmiştir.235
Revan, Lori, Tomanis ve çevredeki muhtelif kalelerin imar ve tahkim
hususlarında başarıya ulaşan Ferhad Paşa, bölgesel hâkimiyetin sağlanması adına
Ahıska üzerine harekete geçip bir kale inşa etmenin yararlı olacağı kanaatindedir.
Ahıska üzerine harekete geçeceği vakit kış mevsiminin yaklaşması ve sefer
yorgunluğundan dolayı askerler arasında hoşnutsuzluk hâsıl olmuş ve askerler Ferhad
Paşa’nın hareketine karşı çıkmışlardır.236 Jorga bu durumla alakalı Rumeli sipahileri
ve yeniçerilerin isyan ettiğini aktarmaktadır.237 Hammer, tarihinde Ferhad Paşa,

229
Mustafa Cezar, Mufassal Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1348; Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7,
s.80
230
Selaniki, Selaniki Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.151
231
Ferhad Paşa’ya yazılan bir hükümde Davud Han’ın itaati tahkik edilmiş ve Ferhad Paşa’ya doğruluğu
sorularak sonucu bildirmesi emredilmiştir. BOA, DVNSMHM 52, hkm 388
232
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.143
233
BOA, DVNSMHM 59, hkm 326
234
Oğuzhan Yüce, 59 Numaralı Mühimme Defterinin Özetli, Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi,
Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Erzurum,
2007, hkm 326
235
Oğuzhan Yüce, a.g.t, hkm 327
236
Şeref Han, Şeref Han Name, Haz: Mehmet Emin Bozarslan, s.269, B. Kütükoğlu, Siyasi
Münasebetler, s.143, M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s. 355; Mustafa
Cezar, a.g.e, Cilt 3, s.1348; Danişmend, Kronoloji, cilt 3 s.77
237
N. Jorga, a.g.e, s.990
43
askerin isyanını bastırmakla görevli olan Rıdvan Paşa’yı ağır bir şekilde azarladığı
bilgisini aktarmaktadır.238 Askerin içinde bulunduğu hoşnutsuzluğu III. Murad’a arz
eden Ferhad Paşa’ya cevap olarak sefer için tedarikte bulunmak ve kışı geçirmek adına
Erzurum’a çekilerek orada kışlaması emredilmiştir.239
Askerin isyan etme sebebi her ne kadar seferin meydana getirdiği yorgunluk
olarak görülse de zeminindeki neden paşalar arasındaki siyasi istikrar mücadelesine
bağlanmaktadır. Ferhad Paşa’nın şark seferinde başarılar elde etmesi rakibi olan
paşaları harekete geçirmiştir. Seferde olan askerler için gaza mükâfatı olarak terakki
verilmesine karşılık Veziriazam Siyavuş Paşa ve arkadaşları, askerin aldatıldıklarını
düşünmeleri ve Ferhad Paşa’ya karşı ayaklanmaları için ihsan edilen bu terakkilerin
israf sayarak karşılık bulamayacağı bahanesini ileri sürerek iptal ettirmiştir.240 Ferhad
Paşa’ya karşı oluşturulan bu entrika sonucu oluşan askerin hoşnutsuzluğu ileride
değinilecek olan Ferhad Paşa’nın serdarlıktan azledilmesine yol açacaktır.
Lori ve Tomanis Kaleleri inşa edildiğini bildirmek için İstanbul’a gönderilen
Ferhad Paşa’nın kapıcıbaşısı Ahmet Çavuş, askerin hoşnutsuzluğu hakkında da bilgiyi
arz etmiştir. Payitaht, Safevilerin oluşturduğu tehlikenin devam ettiğini ileri sürerek
gelecek baharda sefere devam edilmesi adına Erzurum’da kışlaması ve barut patlaması
sonucu harap olan Erzurum Kalesi’nin tamir edilmesi emredilmiştir. Ayrıca
Safevilerden Şirvan ve Tiflis’i zapt ettiklerini bildirmek üzere gelen241iki buçuk yıldır
İstanbul’da tutulan Safevi elçisi İbrahim Han’ın İstanbul’un İran’a uzak olması ve
Ferhad Paşa’nın gözetiminde olmasını için Erzurum’a gönderildiği bildirilmiş ve
Ferhad Paşa’dan İran’a mektup gönderilerek serhatte kışlayacağını ve sefere devam
edileceğini bildirmesi istenmiştir.242
Ferhad Paşa, kışlamak üzere Erzurum’a doğru hareket ettiği vakit askerin
muhalefetinden haberdar olan Gürcü Manuçehr ve adamları, pusu kurup yaptıkları bir
baskın sonucu Osmanlı ordusuna büyük can ve mal kayıpları yaşatmıştır. Şeref Han’ın
aktardığı bilgilere göre Ferhad Paşa’nın arabasına kadar ulaşmayı başaran Gürcü

238
Hammer, a.g.e, Cilt 7, s.80
239
BOA, DVNSMHM 53, hkm 298
240
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3’’, s. 75
241
Abdurrahman Sağırlı, a.g.t, s.385
242
BOA, DVNSMHM 53, hkm 541
44
askerler yüksek değerleri olan savaş aletleri ve Ferhad Paşa’nın cariyesini ele
geçirmişlerdir.243
Ferhad Paşa, ordusu ile Erzurum’da kışladığı vakit Osmanlı yönetiminde
değişiklik olmuş ve M.18 Temmuz 1585 (H.20 Receb 993) tarihinde Özdemiroğlu
Osman Paşa sadrazamlık makamına erişmiştir.244 Kefe’den İstanbul’a gelen Osman
Paşa, III. Murad’ın huzuruna çıktığı vakit padişah tarafından teveccühle karşılanıp
tebrik edilmiştir. Yukarıda bahsi geçen Siyavuş Paşa’nın, Ferhad Paşa aleyhine
çevirdiği entrika kendi aleyhine dönmüş ve divanda da Özdemiroğlu Osman Paşa için
hoş olmayan tabirler sarf ettiğinden dolayı sadrazamlıktan azledilerek çiftliğine
gönderilmiştir.245
Kırım’da Mehmed Giray’ın oğulları Saadet, Safa ve Murad Hanlar babalarının
intikamını almak adına asker toplayıp isyan girişiminde bulunmuşlardır. Bu minval
üzere Kırım’a serdar olarak gönderilen yeni Veziriazam Osman Paşa, kış mevsiminin
oluşturduğu olumsuzluklardan dolayı Kastamonu’ya geldiği vakit burada kışlaması
emredilmiştir. O sırada İslam Giray ve Alp Giray’ın beraber hareket ederek isyanı
bertaraf ettiği bilgisi ulaşınca Kastamonu’da bulunan Özdemiroğlu’na Kırım
hadisesinin son bulduğu bildirilmiştir.
III. Murad, Kırım hadisesi için hazırlanan yeni ordudan istifade etmek
istemesinden dolayı daha önceki senelerde şark serdarlığı vazifesinde bulunan ve bu
konuda tecrübeleri olan Özdemiroğlu Osman Paşa’yı şark serdarlığına tayin etme
düşüncesinde idi.246 Eski veziriazam Siyavuş Paşa’nın entrikaları sonucu meydana
gelen askerin hoşnutsuzluğu ve Ferhad Paşa’nın askerin itaatsizliğine engel
olamamasından ötürü Sultan III. Murad’ın gözünden düşmüş ve M. Mayıs 1585
(H.Rabiulevvel 993) tarihinde247 şark serdarlığından azledilerek İstanbul’a dönmesi
emredilmiştir. İstanbul’a dönme emri ilk olarak M. 21 Eylül 1585 (H.26 Ramazan 992)

243
Nebi Gümüş, XVI. Asırda Osmanlı- Gürcistan İlişkileri, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü İslâm Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı Doktora Tezi, İstanbul, 2000, s.184; Şeref Han, Şeref
Han Name, Haz: Mehmet Emin Bozarslan, s.269; Selaniki, a.g.e, Haz: Mehmet İpşirli, s.147
244
Ata-i, Zeyl-i Şakayık, s.377
245
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3 s.75; Selaniki, Selaniki Tarihi, haz: Mehmet İpşirli, s.146
246
Karaçelebizade Osman Paşa’nın Muharrem 993 tarihinde serdar olduğunu dile getirmektedir.
İbrahim Özgül, a.g.t, s.155
247
Selaniki, Selaniki Tarihi, haz: Mehmet İpşirli, s.153; Kırzıoğlu eserinde Osman Paşa’nın şark
serdarlığına tayin edilmesini 15 Mart 1585 tarihi olarak zikretmekte, bu tarih hicri olarak Selaniki’nin
Ferhad Paşa için verdiği azil tarihi ile uyuşmaktadır.
45
tarihinde Ferhad Paşa’ya ulaşmış, bu emir serdarlıktan azledildiği yönde değil de,
Ferhad Paşa’nın bazı maruzatlar üzerine İstanbul’a çağrıldığı yönündedir.248
Erzurum’dan İstanbul’a doğru yola çıkan Ferhad Paşa, Tokat konağında yeni
serdar Özdemiroğlu Osman Paşa ile bir araya gelmiş ve burada serdarlıktan
azledildiğini öğrenmiştir. Osman Paşa, seferdeki başarılarından ötürü Ferhad Paşa’ya
takdir ve iltifatlar dile getirerek Sultan III. Murad’a hitaben bir takdirname
vermiştir.249 Cemaziyülevvel ayının ilk günlerinde Üsküdar’a ulaşan Ferhad Paşa,
kadırgalar eşliğinde Rumeli Beylerbeyi, Yeniçeri ağası, defterdarlar ve rikab-ı
hümayun ağaları tarafından karşılanmış ve ‘’Gaza kutlu ola’’ denilerek tebrik
edilmiştir.250 M. 10 Mayıs 1585 (H.10 Cemaziyülevvel 993) tarihinde III. Murad’ın
huzuruna çıkan Ferhad Paşa, Gürcü Simon ile ilgili malumatlar verdikten sonra
Tokmak Han ve İmam Kulu Han’ın taçlarını padişaha sunmuştur.251
Kaynaklarda252 Ferhad Paşa için, askerin hoşnutsuzluğu sebebiyle Padişah III.
Murad’ın gözünden düştüğü ve bu sayede serdarlık makamından azledildiği dile
getirilse de, Osman Paşa’nın iltifatları ve sultanın takdirnamesinin iletilmesinden
anlaşılacağı üzere Ferhad Paşa’nın sultanın gözünden düşmediği ancak seferin
ehemmiyeti açısından askerin hoşnutsuzluğunu yatıştırmak ve seferin devamlılığını
sağlamak adına serdarlık değişimine gittiği görülmektedir. Zira III. Murad, yukarıda
da bahsi geçen İran’a mektup yazılarak sefere devam edileceğinin bildirilmesini
istemesi, sefere devam edeceğini ve bölgede zuhur eden Safevi tehlikelerine kesin
olarak son vermek istediği görülmektedir. Ancak entrikalar sonucu mevcut serdar için
askerin hoşnutsuzluğunun zuhur etmesi seferin güvenliğini tehlikeye atacağından
dolayı serdarlık değişimini uygun görmüş, bu sebepten ötürü Özdemiroğlu gibi
tecrübeli ve etkisi yüksek olan bir serdar üzerinde karar kılmıştır.253
Ferhad Paşa’nın 3 sene gibi bir süre sürdürdüğü İran serdarlığı Osmanlı Devleti
açısından başarılı geçmiş ve Tiflis’in güvenliği sağlanarak Kars, Tiflis, Revan
üçgenindeki bölgede Kızılbaş tehlikesini bertaraf edip, bölgenin huzuru ve Osmanlı
Devleti’nin hâkimiyeti temin edilmiştir.

248
BOA, DVNSMHM 53, hkm 541
249
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.81
250
Selaniki, Selaniki Tarihi, haz: Mehmet İpşirli, s.154
251
Selaniki, Selaniki Tarihi, haz: Mehmet İpşirli, s.155
252
Mustafa Cezar, a.g.e, s.1348; Danişmend, Kronoloji, cilt 3 s.80
253
Ata-i eserinde Özdemiroğlu Osman Paşa için Demirkapı muhafazası bahsinde, kahraman tabirini
kullanmıştır.
46
Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi 7748 numaralı belgede Ferhad Paşa’nın M. 1585-
86 H. 994 senesi maiyetindeki ağalara verdiği paralar ve Maraş, Ayntab, Samsad
Sancakbeylerinden gelen hediyelerin bilgisi yer almaktadır. Bu bilgiler tablo olarak
hazırlanıp çalışmada yer verilmiştir.254

‘an-yed-i Gani Çavuş

Mevcûd

‘an-yed-i … Çavuş tezker-i

Guruş:192

Sikke-i cedîd:35

Şahî:905

Sale-i:2770

Yekûn

Sekî:1

Guruş:9

Sale:2631

Şahî:137

Yekûn sikke-i muâmele:368

Defter-i Berâ-i ayan-ı Hazret-i Paşa Vezir ve Serdâr-ı Asakir-i İslam

Kapucu başıyân, nefer:3 Osmani:6000

Beher kapucu başı Osmani, 2000

Kethüda-i kapucuyân:2000 Osmani

İmrahor, 1000 Osmani

Çavuşan-ı dergah-ı ali:1000 Osman

Sarraç Başı 500 Osmani

Sancakdarân, 1000 Osmani

254
BOA, TSMA, 7748
47
Mir-mirân-ı ali: 1000 Osmani

Hasekiyân:500 Osmani

Şadtran: 500 Osmani

300 Osmani de Binbaşı

… Divan:1500 Osmani

Kapucuyân, 800 Osmani

Meşaleciyan, yüzden ziyade Osmani verildi

Birader-i Üveys Ağa-i Memiş Seraser

Sikke-i kısmet:75

Hakim-i Serdare-i Asakir-i Rum-ili, Sipahi:50

Hakim-i Maraş 300 Osmani

Reis-i …2000 Osmani

Karz- Hasen olarak alınan akçe-i beyan eder

Karz-ı Hasen ‘an-yed-i veyis Ağa, Aga-i sipahiyan-ı dergah-ı ali fi 12 şehr-i C. Ahir
991, 6000 Osmani

‘an yed-i Üveys Ağa el-mezbûr Karz-ı Hasen fi-19 şehr-i C. Ahir sene 991, 6000
Osmani

‘an yed-i Üveys Ağa el-mezbûr Karz-ı Hasen fi 6 şehr-i receb sene 991, Sipahi:12000

‘an yed-i Üveys Ağa el-mezbûr Karz-ı Hasen fi 7 şehr-i receb sene 991 sipahi 4000

‘an yed-i Üveys Ağa el-mezbûr Karz-ı Hasen fi 23 şehr-i şevval sene 991 60000
Osmani

‘an yed-i Cafer Kethüda, kethüda-i merhum Mustafa Paşa ve zuama-i Maraş karz-ı
Hasen sikke-i cedid 200

‘an-yed-i Bali Çavuş, ‘an-Çavuşan-ı dergâh-ı ali be-dest-i Hüseyin veznedar zade ve
Hızır Çavuş karz-ı hasen fi 15 şehr-i receb sene 991

Sikke-i cedid:1000

Şahi aded:5000

Zikr olunan akçe ve altun içün evvelce İstnabulda Süleyman Ağa eliyle teslim içün
tezkere verilmiştir.

48
Yekun şahi ve Osmani cümle: 300000

Zikr olunan 300000 Osmani içün İslambolda vekili olan Ahmede kabil-i sikke-i cedid
5000 … verilmişdir

Masraf-ı bazı Çavuşan-ki ba-hükm-i hümayun edenler

Kimesne

Tımar verilmeye deyü hükm getüren çavuşa fi 18 şehr-i C. Ahir

500 Osmani

Vilayet-i Maraş züamasından ve gayriden gelen hedayayı beyân eder

‘an-yed-i Kaya Piri, Esir aded:1

‘an-Kethüda-i Çavuşan-ı Maraş, Esir:1

‘an-yed-i Maraş Mehmed Bey, Kıbtı-i Bağdadi, aded:1

‘an-yed-i defterdâr-ı vilayet-i Maraş Delence, aded:1, Keman

Hamza Miralay-ı Maraş

Katib Osman, Emin-i Osman

Katib Kalender, Tezkereci

Menkuş-i mir-i alem-i Maraş

Abdülkadir Miralay-ı Hıns-ı Mansur

Mezbûr beş neferden kumaş bahası için iki tane deve verdiği

(Neferlerin üzeri silinmiş)

‘an-yed-i Dündar Bey

Esb, kır, aded:1

Heda-i Mehmed Bey liva-i Ayıntab

…Firengi donluk, 2

Katne-i Bağdadi, Yaşil, 1

Katani-i Mor, 1

Hedaye-i Pir Ahmed Bey mir-liva-i Samsat

Bot, kır, 1

49
Hedaye-i Ceribaşı-ı Kars-ı Sübhan verdi, katane-i bağdadi,1

Post Yelenk, 1

Hedaye-i Kars Alaybeyisi Hüseyin

Esb, 1

Hedaye-i Pir-Aziz

‘an-sipahiyan-ı Maraş dest-i vane,1

Hedaye-i Mirliva-i Kars

Sabık Seyyid Binbaşı, Katane-i Bağdadi, 2

Hedaye-i Mehmed Bey, an zuamayı Maraş, katane-i Bağdadi 2

Hedaye-i Hüseyin Bey, ‘an zuama-yı Kars Katanei Bağdadi, aded:2

Hedaye-i Hasan Bey Mir-liva-i Kars Giceha-i Dürlük, aded:3

Hedaye-i Hüsrev Bey, Miralay-ı Maraş, Atlas Beledi, Aded:1

Hedaye-i Melik Ahmed Bey Mir-liva-i Malatya Seraser, aded.3

Katane-i bağdadi, aded:3

Hedaye-i Ali bey, ‘an-mutasarrufa-ı dergah-ı ali, guruş, aded:40

Hedaye-i Zeynel Bey miralay-ı Samsat Nuham, aded:1

Tablo 1: Ferhad Paşa’nın H. 994 Senesi Maiyetindeki Ağalara Verdiği Paralar Ve


Maraş, Ayntab, Samsad Sancakbeylerinden Gelen Hediyelerin

50
4. BÖLÜM: FERHAD PAŞA’NIN 2. SERDARLIK VAZİFESİ

15 Mart 1585 yılında İran üzerine serdar olarak tayin edilen Özdemiroğlu Osman
Paşa, 4 Mayıs 1585 tarihinde Tokat’a ulaşmış ve burada Ferhad Paşa ile görüşmüştür.
Akabinde Sivas üzerinden Erzurum’a doğru hareket eden Osman Paşa, 2 Ağustos 1585
tarihinde Erzurum’a ulaşmıştır. 12 Ağustos 1585 tarihinde Erzurum’dan hareket eden
Osman Paşa, askerlerin muhalefetiyle karşılaşmış ve askerler, Ferhad Paşa’ya karşı
ayaklanma sebebi olan terakki konusunu tekrar gündeme getirerek hoşnutsuzluk
göstermiştir. Nitekim seferin güvenliği açısından sipahilere 2, yeniçerilere 1 akçe
terakki verilerek bu hoşnutsuzluk giderilmiştir.255

Ferhad Paşa, serdarlıktan azledilmesinin temelinde entrikalar olsa da, askerin


terakki yüzünden göstermiş olduğu hoşnutsuzluklar neticesinde serdarlıktan
azledilmiş idi. Yukarıda bahsi geçen hoşnutsuzluğu Özdemiroğlu Osman Paşa’nın,
askerin istediği terakkileri ihsan ederek giderdiği görülmektedir. Bu terakkiler, Ferhad
Paşa’nın serdarlık döneminde askere ihsan edilmesine olanak tanınsa idi Ferhad
Paşa’nın serdarlıktan azledilmeyeceği ve vazifesine devam edeceği ihtimali akıllara
gelmektedir.

Şirvan’ın kaybedilmesinden sonra Şah Muhammed Hüdabenede, Selman


Mirza’yı vekil tayin ederek sahte şah olayı ve Horasan’da zuhur eden karışıklıklarla
alakadar olmuştur. Horasan ileri gelenlerinin Abbas Mirza’yı şah ilan etmesi üzerine,
Muhammed Hüdabende, Abbas Mirza üzerine asker göndererek Tarput ve Herat’ı
kuşatmıştır. Ancak Muhammed Hüdabende’nin ordusu arasında ikilik hâsıl olmuş ve
ordunun ileri gelenleri, vekil Selman Mirza’yı öldürme girişiminde bulunmuştur.
Selman Mirza, kaçarak hayatını kurtarmış olsa da Muhammed Hüdabende’ye yapılan
baskılar ve Abbas Mirza’nın ordusu ile birleşme tehlikesinden dolayı Şah, Selman
Mirza’yı yakalatarak öldürtmüştür. Muhammed Hüdabende’nin Abbas Mirza
karşısında etkisiz kalması, aşiretler tarafından hoş karşılanmamış ve Muhammed
Hüdabende’ye karşı çıkan Tekelü aşiretinin lideri Muhammed Han, Şah tarafından
öldürülmüştür. Zuhur eden bu hadise aşiretlerin Şah’a karşı muhalefetini iyice
arttırmıştır.256

255
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.152
256
Reyhan Şahin Allahverdi, Özdemiroğlu Osman Paşa ve Dönemi (1527-1585), Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Yeniçağ Tarihi Doktora Tezi,
İstanbul, 2012, s.245
51
Safevilerin içinde bulunduğu bu karışık durum ve o sırada Şah Muhammed
Hüdabende’nin Tebriz yakınlarında asker topladığı bilgisi payitaht tarafından Osman
Paşa’ya iletilince Serdar Osman Paşa, Tebriz üzerine sefer kararı alıp 12 Ağustos 1585
Erzurum’dan hareket etmiştir. 23 Eylül 1585 tarihinde Tebriz yakınlarındaki Acısu
mevkiine ulaşan Osman Paşa, 24 Eylül’de Maksud Bey aracılığıyla şehrin teslim
edilmesini istediyse de şehir teslim edilmedi. Ancak Osmanlı ordusunun şiddetli
mukavemeti karşısında Tebrizliler şehri teslim etme kararı almış ve 26 Eylül 1585
yılında Tebriz, Osmanlı mülküne dâhil edilmiştir. 27 Eylül 1585 yılında Serdar Osman
Paşa, Şah sarayını kaleye dönüştürme kararı almış ve kapıkullarını kale yapımında
görevlendirerek 28 Eylülde kale yapımına başlanmıştır. Şehir fethedilip kale yapımına
başlanmış olsa da, Özdemiroğlu Osman Paşa, Safavi tehlikesinin son bulduğunu
düşünmüyor ve şehirden ayrıldığı vakit Hamza Mirza’nın geri dönerek şehre saldırıda
bulunacağı kanaatindeydi. Bu sebepten ötüre Osman Paşa, Gazi Giray’dan Tatar
askerleri ile birlikte gelerek Tebriz muhafazasını üstlenmesini istemiş ve karşılığında
Tatar Hanı ilan edileceğini bildirmiştir.257

Kale yapımı sırasında, Osmanlı ordusu adına meydana gelen olumsuzluklar,


Özdemiroğlu Osman Paşa’nın hastalığının artarak yatağa düşmesine sebep
olmuştur.258 Meydana gelen olumsuzluklar içerisinde askerin kapıkulu maaşlarına zam
yapılma isteği ve bundan dolayı ayaklandıkları göze çarpmaktadır. Bu hadise Ferhad
Paşa zamanında da zuhur etmiş ve Ferhad Paşa’nın azline giden süreci oluşturmuştur.
Görünen o ki Ferhad Paşa’nın serdarlıktan azledilmesi ve Osman Paşa gibi tecrübeli
bir komutanın serdar olarak tayin edilmesi de mevcut sorunun son bulması için yeterli
olmamıştır. Osman Paşa, ilk başlarda zam fikrine pek sıcak bakmasa da seferin
selameti açısından kabul edilmesini uygun görmüş ve kendi şahsi malından 100 bin
akçe verilmesini emretmiştir.259

Askerin zam isteği yerine gelmiş olsa da asker arasında huzursuzluk ve


başkaldırı hareketi devam etmiştir. Daha önceden askerin başkaldırı hareketini sona
erdirmek ve seferin selametini güvence altına almak adına uygulanan politikanın

257
Reyhan Şahin Allahverdi, a.g.t, s.264
258
Meydana gelen olumsuzluklar; kale inşaatı sırasında askerin, serdarın izni dışında hareket ederek
Tebriz’i yağma ve talan etme girişiminde bulunmaları, kıtlık sebebi ile orduda meydana gelen isyan
sonucu Osman Paşa’nın çadırına saldırıda bulunulması, orduda firarlar zuhur etmesi ve Safevi
kuvvetlerinin Osmanlı ordusuna yaklaştığı bilgisi ordu içinde telaşa sebebiyet vermesi. Reyhan Şahin
Allahverdi, a.g.t, s.268
259
Reyhan Şahin Allahverdi, a.g.t, s.269
52
hedeflerine ulaşmadığı görülmektedir. Oysaki Ferhad Paşa zamanında hadiseler yeni
yeni baş göstermeye başladığı sırada daha önceden kararlaştırılan zam verilmiş olsaydı
askerin sükûnete erme ihtimali mevcuttur. Uygulanan politika neticesinde yeni
serdarın atanıp sefere iştirak etmesi ile birlikte hem yeni masrafların hem de zaman
kaybının yaşanmayacağı düşüncesi akıllara gelmektedir. Bu sebepten ötürü ki paşalar
arasındaki siyasi iktidar mücadelesi ve şark seferinde ki sorunların temeli olarak
görülen Siyavuş Paşa’nın Ferhad Paşa aleyhine göstermiş olduğu entrikalar Osmanlı
Devleti’ne ve seferin selameti açısından ciddi zararlara yol açmıştır.

Osman Paşa, hastalığının artmasından dolayı orduya serdarlık etmesi için


Cağalazade Yusuf Sinan Paşa’yı görevlendirmiş, Tebriz muhafazasına ise Diyarbekir
Beylerbeyi Cafer Paşa’yı tayin etmiştir. 28 Ekim 1585 yılında Tebriz’den Şenb-i
Gazan’a doğru hareket eden Osman Paşa, aynı günün akşamı vefat etmiştir. Osman
Paşa’nın vefat etmesi ile birlikte sadaret mührü Niğbolu Mehmed Bey tarafından
İstanbul’a getirilmiş ve 3 Aralık 1585 yılında Osman Paşa’dan boşalan sadrazamlık
makamına Mesih Paşa getirilmiştir.260

Özdemiroğlu Osman Paşa’nın vefat etmesi ve mührün İstanbul’a ulaşmasından


hemen sonra, Cağalazade Yusuf Sinan Paşa’ya berat yazılarak serdarlıkla
vazifelendirilmiştir. O sırada Tebriz muhafazasında bulunan Cafer Paşa, Safevi
kuvvetleri tarafından kuşatma altına alınmış ve taraflar arasında 11 ay boyunca sürekli
mukavemet zuhur etmiştir. Zuhur eden bu hadiseler üzerine Mesih Paşa, sadrazam
olduktan 1 2 ay sonra, seferin seyri açısından Yusuf Sinan Paşa’nın serdar olarak
kalması mı, yoksa başka birinin serdar olarak tayin edilmesinin gerekliliği sorusunu
padişaha iletince, Sultan III. Murad, bu husus üzerinde görüşülüp müzakere edildikten
sonra uygun görülen fikrin kendisine iletilmesini emretmiştir. Sadrazam Mesih Paşa,
padişahın emri üzerine harekete geçerek vezirlere, kazaskerlere ve şeyhülislama
tezkireler yazarak fikirlerinin beyan etmesini istemiştir. Ayrıca Mesih Paşa, seyyit ve
hocalara da tezkireler yazarak istihareye yatmalarını ve kalplerine doğanları
bildirmelerini istemiştir.261 Serdarlık bahsi ile alakalı gelen cevapları inceleyen Mesih
Paşa, kendi fikirlerini de yazarak tüm cevapları Padişah III. Murad’a iletmiştir. 3 gün

260
Reyhan Şahin Allahverdi, a.g.t, s.274; Peçevi tarihinde mührü, padişah tarafından seferin akıbetini
öğrenmek üzere gönderilen Abdulkerim Ağa, İstanbul’a dönerken götürdüğü zikredilmektedir. Peçevi
İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi II, s.98
261
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi II, s.99
53
boyunca tüm cevapları inceleyen padişah, 4. günün sonunda 2 buyruk yazarak Satırcı
Mehmed Ağa’ya vererek Sadrazam Mesih Paşa’ya iletmesini istemiştir. Peçevi
tarihinde geçen bu buyruklardan birinde padişahın ‘’Ferhad Paşa’yı Acem’e serdar
tayin ettim’’, diğerinde ise Sadrazam Mesih Paşa için ‘’seni genellikle Acem’e memur
olan İslam askerine serdar atadım. Bugünden tedariklere başlayasın’’ şeklindeki
emirleri ihtiva etmektedir.262 Ancak Solak-zade, yazılan beratların ayrı ayrı hitap
ettikleri kişilere ulaştırıldığını kaydetmektedir. Aktarılan bilgiye göre Satırcı Mehmed
Ağa, beratlardan birini o sırada divanda hazır bulunan Ferhad Paşa’ya diğerini ise
Mesih Paşa’ya ulaştırmıştır. Ferhad Paşa’nın beratında ‘’Seni umumen Acem seferine
memur ve askere müstakillen serdar tayin ettim. Bu günden hemen sefer ile mukayyet
ve hazır olup çıkasın’’ emri yer almaktadır. Mesih Paşa’nın beratında ise ‘’Vezir
Ferhad Paşa’yı Şarka memur olan askere, tam bir istiklal ile serdar tayin eyledim.
Hemen bu günden itibaren sefer tedarikini görsün’’ şeklindeki emri yer almaktadır.263
Görünen o ki Peçevi, Mesih Paşa için aktardığı ‘’seni genel olarak serdar tayin ettim’’
bilgisini karıştırmak durumundadır. Anlaşılacağı üzere Sultan III. Murad şark
serdarlığına Ferhad Paşa’yı tayin etmiş ve tayin bilgisini hem sadrazama hem de
Ferhad Paşa’ya bildirmek için 2 ferman yazdığı mantığa daha uygun gelmektedir.

Kaynaklar Ferhad Paşa’nın bu serdarlık vazifesini istemediğini kaydetmektedir.


Ferhad Paşa, bir önceki serdarlık vazifesi sırasında zuhur eden hadiselerden dolayı
azledilmesinden ötürü kalbinin kırık olduğu ve vazifeyi gönlünce istemediği
kaydedilmektedir. Ancak padişahın mutlak iradesine boyun eğip görevi kabul etmesi
dışında başka bir ihtimal söz konusu değildir. Peçevi, Ferhad Paşa için, ‘’serdarlıktan
kaçınmak için çok çaba harcadı ve divandan sarayına varıncaya kadar gözyaşları
döktü’’ ifadesini kullanmıştır.264 Buna benzer ifadeler Solak-zade Tarihi’nde de
geçmekte ve Ferhad Paşa için emri aldığı vakit divanda ağlamaya başladığını ve
hanesine ulaşıncaya kadar gözyaşının dinmediğine vurgu yapılmıştır.265

Ferhad Paşa, M. 14 Ocak 1586 (H. 23 Muharrem 994) tarihinde 2. defa şarka
serdar olarak tayin edilerek nevruzda hareket edilmesi emredilmiştir. Ferhad Paşa ile
birlikte Yeniçeri Ağası Sinan Bey ve 5 bin yeniçeri, sipahi oğlanları ağası ve bölüğü,

262
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi II, s.98
263
Solak-Zade, Solak-Zade Tarihi II, Haz: Vahid Çabuk, s. 349
264
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi II, s.99
265
Solak-Zade, Solak-Zade Tarihi II, Haz: Vahid Çabuk, s. 349
54
silahdar başı ve bölüğü, sağ ulufeciler, 1000 topçu, 1000 top arabacı, 1000 cebellü,
Ferhad Paşa’nın emrine tahsis edilerek sefere dâhil edilmiştir.266 Bunun yanında
Ferhad Paşa ile birlikte sefere iştirak etmeleri adına beylerbeylerine ve muhtelif
beylere hükümler yazılmıştır. Mısır Beylerbeyine yazılan hükümde Ferhad Paşa’nın
serdar olarak tayin edildiğini ve Şam’ın güvenliğini sağlamak adına başbuğ
görevlendirdikten sonra tüm tımar sahiplerini hazır ederek Ferhad Paşa’ya katılarak
sefere iştirak etmesi emredilmiştir.267 Ayrıca Şehr-i Zol beylerbeyinin 30 40 bin kadar
müsellah kâfirin Bender üzerinde gelmekte olduğu bildirilince bölgenin güvenliği
açısından sefere iştirak etmemeleri uygun görülmüştür.268

Sefere iştirak etmesi adına bir diğer hüküm Rumeli Beylerbeyine yazılmış ve
Rumeli’de bulunan sancaklara gönderilmiştir.269 Ancak daha sonra Rumeli’de bulunan
Üsküp, İskenderiye, Prizrin, Dukakin, Alacahisar, Niğbolu, Silistre, Çirmen, Dukagin,
Silistre sancaklarındaki kadılara hükümler yazılarak sefere iştirak etmek yerine
askerlerin muhafazada kalmasını ve bunun yerine 3 bin ve aşağı tımara sahip olanların
1 yıllık mahsullerinin sefere gönderilmek üzere hazır etmeleri ve sipahilerin bedel
akçesi vermeleri emredilmiştir.270 Aynı durum Budin, Bosna Beylerbeyliği, Silistre ve
Niğbolu sancaklarında da görülmekte ve hükümler yazılarak sefere iştirak etmemeleri,
bunun yerine 1 yıllık mahsullerinin miri için alınması ve bedel akçesi ödenmesi
emredilmiştir.271 Rumeli Beylerbeyliğine ait askerlerin sefere iştirak etmeleri hususu
Ferhad Paşa’ya yazılan bir hükümde görülmektedir. Rumeli askerlerinin İstanbul’a
uğramadan Gelibolu iskelesinden geçerek sefere acele yetişeceği Ferhad Paşa’ya
bildirilmektedir.272

Rumeli Beylerbeyliğinin sağ koluna ait kadılara, sancak beylerine ve alay


beylerine hüküm yazılarak sipahileri ile vaktinde hareket etmeyerek Ferhad Paşa’nın
konakladığı Sivas’a varmadıkları bilgisinin kendilerine ulaştığı, bu kişilerin derhal

266
Selaniki, Selaniki Tarihi, Haz: Mehmet İpşirli, s.166-167
267
BOA, DVNSMHM 60, hkm 478
268
Mehmet Ali Atıcı, Mühimme Defteri-61 Metin- Tahlil Sayfa 1-100 Hüküm 1-243, İstanbul
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arşivcilik Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 1997,
Hkm 47
269
BOA, DVNSMHM 62, hkm 353
270
Mehmet Ali Atıcı, a.g.t, hkm 12 16 31 70 71
271
Mehmet Ali Atıcı, a.g.t, hkm 86, 94
272
Mehmet Ali Atıcı, a.g.t, hkm 38
55
hareket etmeleri ve Sivas’ta yapılacak olan yoklamada hazır bulunmadıkları takdirde
dirlikleri ellerinden alınacağı bildirilmiştir.273

Beylerbeyliği ve sancakların ziyadesinde sefere iştirak etme hususunda İran


tarafında bulunan hanlıklar göze çarpmaktadır. İlk olarak Huzistan hâkimi
Abdülvahab’a hüküm gönderilerek devlete itaat etmesinden memnun kalındığı
bildirilerek, seferde bulunan Ferhad Paşa’nın maiyetine girmesi durumunda
mükâfatlandırılacağı bildirilmiştir.274 Diğer bir hanlık ise Bağdad Beylerbeyi
Süleyman Paşa’ya mektup göndererek devlete bağlılığını bildiren Loristan hâkimi
Mehmedi Han’dır. Devlete itaat ederek Osmanlı topraklarına göç edeceğini bildiren
Mehmedi Han için padişah, Ferhad Paşa’dan bu durum ile alakalı karar vermesini
istemiştir.275

İran tarafında bulunan bu hanlıklar itaat ettikten sonra, Bağdad Beylerbeyi


Süleyman Paşa, bu hanlıklara beylerbeyilik, sancak, müteferrikalık ve zeamet
verilmesi adına İstanbul’a bir defter göndermiştir. Ancak Ferhad Paşa’ya yazılan bir
hükümde, bu hanlıkların ne suretle itaat ettikleri bilinmediği ve yerleştirilmeleri
münasip görülmediği bildirilerek sınırlar içerisinde bulunan bir kısım toprakları ilave
ederek kendi vilayetlerinde kalmalarının doğru olacağı bildirilmiştir. Bu hususta
Hamedan Hâkimine istimaletname göndermesi ve akabinde görüşmesi
emredilmiştir276

Sefere iştirak etmeleri adına Anadolu’da bulunan sancaklara hükümler


gönderilerek sefere iştirak etmeleri emredilmiştir. Hüküm üzerine, derhal hareket
etmeleri ve Ferhad Paşa’nın emrine girmeleri emredilerek, Ferhad Paşa’nın
Erzurum’dan ayrıldığı vakit iştirak etmemeleri durumunda mazur görülmeyeceği ve
cezalandırılacakları bildirilmiştir.277

Sefer ile alakalı iaşe temini ise Anadolu’nun çeşitli livalarından tahsil edilmişti.
Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan 457 numaralı Maliyeden Müdevver

273
Mehmet Ali Atıcı, a.g.t, hkm 95
274
BOA, DVNSMHM 60, hkm 354
275
Cevat Yıldız, Mühimme Defteri 60 (Sayfa 209-314; Hüküm 492-942 Tarih 993-994/ 1585-1586
Tahlil- Metin), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arşivcilik Bölümü, İstanbul, 1998, hkm
686, s.137
276
Mehmet Ali Atıcı, a.g.t, hkm 131
277
BOA, DVNSMHM 61, hkm 137-139; BOA, DVNSMHM 62, hkm 350
56
Defterde278, Gence Seferi ile alakalı kazalardan tahsil edilen, dakik, şair miktarının
kaydı tutulmuştur. Defterde Kütahya, Hüdavendigar, Saruhan, Ankara, Kara Hisar-ı
Sahip, Kastamonu, Bolu Hamid İli, Kengiri (Çankırı), Sultan Önü, Karesi, Teke,
Karaman, Niğde, Aksaray, Akşehir, Beyşehir, İç İl, Kırşehir, Zülkadriyye, Haleb,
Sivas, Amasya, Çorum, Canik, Bozok, Divriği livaları yer almaktadır. Bu livalara bağlı
kazalardan elde edilen miktarlar ayrı ayrı incelenip hane, dakik ve şair rakamları tespit
edilerek yekûn olarak aktarılmıştır. Aktarılan yekûn rakamlar defterde kaydedilmiş
yekûn rakamlardır. Defter ile alakalı Süleyman Polat ‘’Osmanlı Devleti’nde Nüzul
Vergisinin Teşkili ve Gelişimi: XVI-XVII Yüzyıllarda Osmanlı Ekonomisini Nüzul
Vergisi Üzerinden Değerlendirmek279’’ adlı makalesinde kıymetli bilgiler ihtiva
etmektedir. Makalede Ferhad Paşa’nın 1588 yılındaki doğu seferine vurgu yaparak
nüzul vergisinin tahsil edilmesiyle alakalı defterde yer alan Ankara ve Kengri
Livalarına ait bilgileri aktarmıştır. Ancak çalışmanın derinliği açısından defter
incelemeye tabi tutulmuş ve defterde yer alan diğer livalara ait bilgiler bu çalışmada
yer verilmiştir.

Defter, ilk olarak Kütahya Sancağı ile başlayıp bu sancağa bağlı 21 kazaya ait
olan 19558 haneden elde edilen 3259,5 dakik 9778 şair toplamda 13038 iaşe bilgisini
aktarmaktadır.280

Kütahya Sancağından sonra Hüdavendigar Sancağına ait bilgiler yer almakta ve


bu sancağa bağlı 14 kazaya ait olan 7158 haneden 1193 dakik, 3579 şair toplamda
4772 iaşe temin edilmiştir.281

Defterde yer alan diğer bir liva ise Saruhan’dır. Bu sancağa bağlı 9 kazaya ait
olan 3261 haneden 543,5 dakik, 1632,5 şair toplamda 2174 iaşe temin edilmiştir.
Defterde yer alan diğer bir bilgiye göre Saruhan Sancağından sefere iştirak etmesi
adına 1355 demirci, 1355 menteşe, 984 yarcalyan ve 1073 hizmetkârlar ile birlikte
toplamda 5581 görevli sefere dâhil edilmiştir.282

278
Defter, Ciltli ve ebrusuz kaplı 44×16,5 ebatında olup, sayfa usulü ile numaralandırılarak 154
sayfadan oluşmaktadır.
279
Süleyman Polat, ‘’Osmanlı Devleti’nde Nüzul Vergisinin Teşkili ve Gelişimi: XVI-XVII
Yüzyıllarda Osmanlı Ekonomisinin Nüzul Vergisi Üzerinden Değerlendirmek’’, Belleten, Aralık, 2018
280
BOA, MAD, No: 457, s.1-13
281
BOA, MAD, No: 457, s.14-20
282
BOA, MAD, No: 457, s.21-25
57
Ankara Sancağına bağlı 9 kazaya ait 7123 haneden 1186,5 dakik, 3165 şair
toplamda 4748 iaşe temin edilmiştir.283 Akabinde yer alan bilgiler Kara Hisar-ı Sahip
Sancağına ait olup bu sancağa bağlı 7 kazanın bilgilerini içermektedir. Bu kazalarda
yer alan 4216 haneden 700 dakik, 2102,5 şair toplamda 2802,5 gelir elde edilmiştir.284

Kastamonu Sancağına bağlı 20 kazaya ait 8004 haneden 1334 dakik, 4002 şair
elde edilmiş olup toplamda sefere 5336 iaşe temini sağlanmıştır.285 Defterin
devamında Bolu Sancağına ait bilgiler yer almaktadır. Defterde yer alan bilgilere göre
iaşe temininde en çok kazanın bulunduğu sancak Bolu’dur. Bu sancağa ait 26 kazaya
bağlı 10507 haneden 1751 dakik, 5353 şair toplamda 7004 iaşe temini sağlanmıştır.286

Defterde yer alan bilgiler içinde temin edilen dakik ve şair miktarının yanı sıra
Hamid İli’ne ait sefere katılan piyadeganların hane rakamlarına ulaşılmaktadır.
Piyadeganların temin edildiği kazalar ile iaşelerin temin edildiği kazalar 1 kaza
haricinde bir birinden farklıdır. İlk olarak defterde bu sancağa bağlı 10 kazaya ait 6699
haneden 1116 dakik, 3329 şair toplamda 4465 iaşe temini sağlanmış, piyadegan ise 11
kazaya ait 6706 haneden elde edilmiştir 287

Diğer bir kayıt Kengiri (Çankırı) Sancağına ait olup bu sancağa ait 11 kazaya
bağlı 6274 haneden 1041,5 dakik, 3140,5 şair toplamda 4182 iaşe temini
sağlanmıştır.288 Sultan Önü Sancağından ise 4 kazaya tabii 1301 haneden 216,5 dakik,
651 şair toplamda 867,5 iaşe temin edilmiştir.289 Karesi Sancağına bağlı 7 kazaya ait
4284 haneden 714,5 dakik, 2143,5 şair toplamda 2850 iaşe temini sağlanmıştır.290

Karesi Sancağını takiben Teke Sancağı gelmekte olup bu sancağa ait 6 kazaya
bağlı toplamda 4597 haneden 766 dakik, 2298 şair yekünen 3064 iaşe temini
sağlanmıştır.291 Karaman Sancağından ise 8 kazaya bağlı 7204 haneden 1200 dakik,

283
BOA, MAD, No: 457, s.26-30
284
BOA, MAD, No: 457, s.31-34
285
BOA, MAD, No: 457, s.35-44
286
BOA, MAD, No: 457, s.45-58
287
BOA, MAD, No: 457, s. 59-64
288
BOA, MAD, No: 457, s. 65-70
289
BOA, MAD, No: 457, s. 71-72
290
BOA, MAD, No: 457, s. 73-75
291
BOA, MAD, No: 457, s. 76-79
58
3600 şair toplamda 4803 iaşe temini sağlanmıştır.292 Akabinde Niğde Sancağına bağlı
8 kazaya ait 6791 haneden 1382 dakik, 4145 şair toplam 4527,5 iaşe elde edilmiştir.293

Aksaray’a bağlı 3 kazaya ait 2830 haneden 470 dakik, 1410 şair toplamda 1880,
Akşehir Sancağına bağlı 4 kazaya ait 2793 haneden 465,5 dakik, 1396,5 şair toplamda
1863, Beyşehir Livasına ait 6 kazaya bağlı 5393 haneden 897 dakik, 2707 şair
toplamda 3598, İç İl Livasına bağlı 10 kazaya ait 6973 haneden 1162 dakik, 3486 şair
toplamda 4648 iaşe temini sağlanmıştır.294

İaşenin temin edildiği diğer bir sancak ise Kırşehir’dir. Bu sancağa ait 4 kazaya
bağlı 5828 haneden 842 dakik, 2692 şair yekünen 3587 gelir elde edilmiştir.295
Akabinde Zülkadriyye Livasına bağlı 9 kazaya ait 28850 haneden 3604 dakik, 10797
şair toplamda 14411 iaşe temini sağlanmıştır.296 Bahsi geçen bu iki liva için defterde
toplam rakam zikredilmemiş aktarılan toplam rakam ise kazalara ait bilgilerin
hesaplanması sonucu elde edilmiştir.

Haleb Sancağına bağlı 14 kazaya ait 15829 haneden 2638 dakik, 7914,5 şair
toplamda 10552,5 iaşe sefere aktarılmıştır.297 Defterin devamında Sivas Livası yer
almakta ve bu livaya bağlı 25 kazaya ait 17603 haneden 2934 dakik, 8801,5 şair
toplamda 11735 iaşe elde edilmiştir.298

Amasya Sancağına bağlı 8 kazaya ait 6626 haneden 1104 dakik, 3313 şair
yekünen 4418299, Çorum Sancağına bağlı 4 kazaya ait 2445 haneden 407 dakik, 1223
şair toplamda 1630300, Canik Sancağına bağlı 10 kazaya ait 3987 haneden 664 dakik,
1994 şair toplamda 2658301, Bozok Sancağından ise 4 kazaya bağlı 3375 haneden 562
dakik, 1688 şair toplamda 2250 iaşe temini yapılmıştır.302 Defterde yer alan son liva
ise Divriği’dir. Bu livaya bağlı 1618 haneden 269 dakik, 707 şair toplamda 1078 iaşe

292
BOA, MAD, No: 457, s. 80-83
293
BOA, MAD, No: 457, s. 84-88
294
BOA, MAD, No: 457, s. 89-101
295
BOA, MAD, No: 457, s. 102-103
296
BOA, ‘MAD, No: 457, s. 105-109
297
BOA, MAD, No: 457, s. 110-117
298
BOA, MAD, No: 457, s. 118-130
299
BOA, MAD, No: 457, s. 130-133
300
BOA, MAD, No: 457, s. 135-137
301
BOA, MAD, No: 457, s. 137-144
302
BOA, MAD, No: 457, s. 145-146
59
temini yapılmıştır.303 Genel olarak sefer için Anadolu’dan toplamda 194346,5 haneden
32391 dakik, 97173,5 şair elde edilmiştir.

Ferhad Paşa’nın 2. Serdarlık vazifesi ile alakalı Başbakanlık Osmanlı Arşivinde


17980 numarada kayıtlı olan Maliyeden Müdevver Defterde304 sefer masrafları için
elde edilen akçelerin mukataa, cizye, gebran ve ıtrak olarak kayıtları tutulmuştur. Bu
kayıtlar sefer süreci boyunca yıl yıl aktarılan yük ve akçe miktarını ihtiva etmektedir.

Defterin incelenmesi sonucu sefer masrafları için toplamda H. 994 senesi için
214 yük 618584 akçe, H. 995 senesi için 143 yük 555852 akçe, H. 996 senesi için 112
yük 166718 akçe gelir elde edilmişti. H. 997 ve 998 seneleri için yük ve akçe ayrımı
yapılmamış yekün rakam olarak aktarılmıştır. Bundan dolayı H. 997 senesi için
84561532, H. 998 senesi için ise 8152534 akçe elde edilmiştir.305 Ayrıca Bağdad,
Haleb ve Diyarbekir hazinelerinin şark seferinde olan askerin ihtiyaçlarını gidermek
için tahsis edildiği görülmektedir.306

4.1 Tebriz Seferi

Osman Paşa’nın vefat etmesi ile birlikte serdar kaymakamı olan Cağalazade
Yusuf Sinan Paşa, orduyu kışlamak üzere Van’a getirerek kışlaklara dağıtmış, Tebriz
koruyuculuğunu ise Hadım Cafer Paşa’ya bırakmıştır. Osmanlı ordusunun Tebriz’den
ayrılmasını fırsat bilen Safevi kuvvetleri, Tebriz’i 11 ay boyunca kuşatma altına alıp
18 taarruz 3 umumi hücumda bulunmuşlardır. Safevi kuvvetlerinin bu baskılarına karşı
Cafer Paşa, çekilen erzak ve iaşe sıkıntısına rağmen 48-60 defa307 huruç hareketi
yaparak Tebriz’i umumiyetle savunmuştur. Çekilen erzak sıkıntısının vahimliğine
vurgu yapılarak at ve köpek eti yedikleri kaynaklarda yer almaktadır.308 Safevi
kuvvetleri kaleyi uzun bir süre kuşatma altına almasına rağmen ele geçiremediğinden
ötürü Türklerin kale kuşatmalarında kullandığı lağım açma taktiğini uygulama yoluna
gitmiştir. Ancak Hamza Mirza’nın gözünden düşen ümeradan Korucubaşı Kulu Bey
ve yeğeni Cabbar Kulu Bey, kale önüne gelerek Cafer Paşa’ya sığınarak Osmanlı
Devleti’ne bağlılığını bildirmiş ve Safevi kuvvetlerinin lağım açma faaliyetlerinden

303
BOA, MAD, No: 457, s. 147-148
304
Defter, ciltli ve ebrusuz kaplı olup 17×43 ebatındadır. Defter yekün olarak 30 oluşmakta, 8,9,30.
sayfaları boş bırakılmıştır.
305
BOA, MAD, No: 17980
306
BOA DVNSMHM 63, Hkm 13
307
Kaynaklar her iki rakamları da zikredilmektedir.
308
Mustafa Cezar, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1359
60
Cafer Paşa’nın haberdar olmasını sağlamıştır. Bu sayede Cafer Paşa, açılan hendeklere
birkaç yerden delikler açıp, içlerine su, toprak ve dumanla doldurmak suretiyle
kullanılmaz hale getirerek tehlikeyi bertaraf etmiştir.309 Tebriz kuşatmasının yanı sıra
içinde bulunulan diğer bir durum ise Haydar Mirza’nın, Selmas ve Revan Bölgelerini,
Gürcü Prens Simon’un ise Tiflis’e karşı tecavüzleridir.310

Ferhad Paşa, 2. defa şark serdarlığına atanıp Tebriz’in içinde bulunduğu bu zor
durumu bertaraf etmek adına, serdarlığa atandığı günden 3 ay 5 gün sonra 8 Nisan
1586 tarihinde kaptan-ı derya baştardası ile merasimler eşliğinde Üsküdar’a
geçmiştir.311 Solak-Zade, eserinde Ferhad Paşa’nın Üsküdar’da 15 gün kaldığını
aktarmaktadır.312 Üsküdar’dan hareket eden Ferhad Paşa, Osman Paşa’nın güzergâhını
takip ederek Haziran ortalarında Sivas’a, oradan da Erzurum’a doğru hareket edip,
Temmuz sonlarında Erzurum’a ulaşmıştır.313 Erzurum istikametinde iken kendisine
katılan Anadolu askerleri, beylerbeyleri ve sancak beylerinin kuvvetleri ile birlikte
Ferhad Paşa komutasındaki ordu 80 bine ulaşmıştır.314 Ferhad Paşa’nın harekete
geçtiğini ve yaklaşmakta olduğu bilgisine ulaşan Safevi veliahtı Hamza Mirza, Ferhad
Paşa ve ordusu ile baş edemeyeceğini düşünerek kuşatmayı kaldırarak Tebriz’den
uzaklaşmıştır.

Van’da bulunan Sinan Paşa’dan gelen mektup sonucunda, Tebriz’de bulunan


Cafer Paşa’nı durumunu tetkik ederek faaliyette bulunması, Ferhad Paşa’ya yazılan
bir hükümle emredilmiştir.315 Bu emir doğrultusunda Ferhad Paşa, Erzurum’a ulaştığı
vakit Tebriz’in içinde bulunduğu zahire sıkıntısını bir an önce çözüme kavuşturmak
adına zahire ve mühimmatı M. 30 Haziran 1586 (H.13 Receb 994) tarihinde Van ve
Diyarbakır çerisiyle birlikte önceden yola çıkararak Tebriz’e göndermiştir.316

Erzurum’dan Tebriz’e doğru hareket eden Ferhad Paşa, ilk olarak 20 Ağustos
1586 tarihinde Hamana Kalesi önüne gelmiştir. Ferhad Paşa, 1 sene evvel Osmanlı
Devleti’ne bağlılığını bildiren ve daha sonra Osmanlı Devleti’ne karşı itaatsiz tutum
sergileyen Maksud Han ve ahalisini tekrar itaat altına alma düşüncesinde idi. Hamana

309
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.165
310
Ahmed Rasim, Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.40
311
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3’’, s.101; B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.167
312
Solak-Zade, a.g.e, Cilt 2, Haz: Vahit Çabuk, s.349
313
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.167
314
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.102
315
BOA, DVNSMHM 60, hkm 685
316
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.357
61
Kalesi’ni kuşatma altına alan Ferhad Paşa, kısa sürede kaleyi ele geçirerek tahkim
etme yoluna koyulmuştur. Harap olan yerleri tamir ettikten sonra kaleye erzak ve asker
temini yaparak Tebriz’e doğru ilerleyişini sürdürmüştür.317 Tebriz güzergâhı üzerinde
bulunan Hoca Reşideddin Yolu üzerinde de bir hisar yaptırarak bölgenin güvenliğini
sağlamayı amaçlamıştır.318

30 Ağustos 1586 yılında 80 bin kişilik ordu ile Tebriz’e ulaşan Ferhad Paşa, daha
önceden Safevi kuvvetlerinin kuşatmayı kaldırıp bölgeden uzaklaşması sonucu hiçbir
mukavemetle karşılaşmadan Tebriz Kalesi’ne girmiştir. Kalenin yıkılan, zarar gören
yerlerini onarmaya başlayan Ferhad Paşa, onarım faaliyetlerinin ardından buraya bin
deve yükü erzak, 12 bin asker, mühimmat ve 220-224 yük akçe319 bırakarak kalenin
tahkimini tamamlamıştır.320 Tebriz’in güvenliği tahsis edildikten sonra ise burada
iskân faaliyetleri gerçekleştirilmeye başlandığı görülmektedir. Nitekim 61 numaralı
mühimme defteri hüküm 288 ve 289 da geçen bilgiler ışığında Tebrizlilerden 1000
hane gelip yerleştiği, Ferhad Paşa ve Cafer Paşa’ya iskân faaliyetleri ile alakadar
olmaları emredildiği görülmektedir.321

Ferhad Paşa, Tebriz’i kuşatmadan kurtarıp kaleyi tahkim ettikten sonra,


Tebriz’den ayrılarak 2 ay kadar süre bölgedeki faaliyetlerine devam etmiştir. İlk
olarak bölgede bulunan hanlıklara birlikler çıkararak ele geçirilen Safevileri
öldürülmelerini ve birçok esir alınmasını sağlamıştır. Aynı zamanda Gürcistan
bölgesine de askerler göndererek Osmanlı Devleti’ne itaatini bildiren beylerden ve
hanlardan vergileri toplamaya başlamıştır. Vergilerini verenlerin arasında bağlılığını
bildiren Gürcü Beyi Simon da yer almaktadır. Bu faaliyetlerin yanı sıra Ferhad Paşa,
Safevilerden alınan Demirkapı, Şirvan, Tiflis ve Revan kalelerinin ihtiyaçlarını
gidererek gerekli gördüğü yerlere yeni beylerin atamasını gerçekleştirmiştir.322
Akabinde Bağdad yolu üzerinde bulunan Han-ı Güherdan ismindeki kaleyi zapt
etmiştir. Bu gelişme üzerine Safevi Şahı, Ferhad Paşa’ya bir kadın hotozu, bir miğfer,
yay ve ok, bir topuz ve turna avlamaya mahsus ağlar göndererek ‘’eğer bizimle cenk
etmek istemezsen bu kadın hotozunu başına geçir. Aksi takdirde bu tolgayı, bu yayı,

317
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.168
318
Şeref Han, Şeref Han Name, Haz: Mehmet Emin Bozarslan, s.281
319
BOA, DVNSMHM 61, hkm 289; hüküm 288 de ise Tebriz’e bırakılan akçenin 224 yük olduğu
kaydedilmektedir.
320
Mustafa Cezar, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1350
321
BOA, DVNSMHM 61, hkm 288-289
322
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, Cilt 2, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.100
62
bu okları, bu topuzu, bu ağı al da bizi turnalar gibi avlayıp avlayamayacağını anla’’323
diye mesaj göndermiştir. Ferhad Paşa, gelen elçileri büyük bir titizlik ve iltifatla kabul
ederek onlara 1000 altın hediye bahşetmiştir. Akabinde Şah’ın mesajına karşılık
vererek tehditkâr bir üslupla itaat etmelerini aksi takdirde savaş meydanına gelmelerini
istemiştir.324

Bu gelişme üzerine muharebe hazırlıklarına başlayan Ferhad Paşa, birliğine 6


bin Kürd ile takviye yaparak Bağdad yakınlarında bulunan Turna Çayırı mevkiisine
gelmiştir. Taraflar arasında 3 gün 3 gece süren muharebede Ferhad Paşa kesin bir
galibiyet elde etmiştir. Bu galibiyet neticesinde Osmanlı kuvvetleri çok sayıda esir ele
geçirmişlerdir. Ferhad Paşa, esirler arasına bulunan 15 esiri Sultan 3. Murad’a hediye
olarak göndermiştir. Buna karşılık 3. Murad mükâfat olarak Ferhad Paşa’ya bir
taltifname, murassa bir kılıç ve iki kaftan göndermiştir.325 Bu gelişme üzerine Ferhad
Paşa, bölgeyi kontrol altına almayı başarmış, akabinde sefer mevsiminin geçmesi
üzerine kışlamak için Erzurum’a çekilme kararı almıştır. Böylece Ferhad Paşa,
Tebriz’de üstün başarı gösteren Cafer Paşa’yı Diyarbekir eyaletinde kalma koşulu ile
Aralık 1586 tarihinde Van Beylerbeyliğine getirmiş ve kışlamak üzere Erzurum’a
doğru hareket etmiştir.326

Osmanlı Devleti’ne karşı sürekli başarısız olan ve vilayetler kaybeden Hamza


Mirza, Osmanlı Devleti ile bir sulh yapma düşüncesinde idi. Bu düşünce
doğrultusunda gönderilen mektuplar ve taraflar arasında gerçekleşen görüşmeler
sonucu Ferhad Paşa, sulhun güvenirliği açısından Hamza Mirza’dan küçük oğlu
Haydar Mirza’yı İstanbul’a göndermesini istemiş ve Çaşnigir başı Veli Ağa’yı Haydar
Mirzayı getirmesi görevi ile Karabağ’a göndermiştir.327 Ancak Safevi ümerası bu
yapılacak olan bu sulhe rıza göstermeyip engelleme yoluna gitmişlerdir. Osmanlı
Devleti’nde ise sulh ihtimali büyük yankı uyandırmış ve Cafer Paşa’ya hükümler
yazılarak İran ile sulh yapılmak üzere olunduğunu ve askeri sükûnet altında tutması

323
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.145
324
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.145
325
BOA, DVNSMHM 62, hkm 394;
326
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.357
327
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.187
63
emredilmiştir.328 Aynı sebepten ötürü Ferhad Paşa’ya da hükümler yazılarak düşmanın
hilesine aldanmaması ancak sulh için ret cevabı vermemesi emredilmiştir.329

Ferhad Paşa, Safevilerin oluşturduğu askeri tehlikeleri önlemek için, Osmanlı


Devleti’ne itaatini bildiren Türkmen Beyleri ile Safevi ordusunun içinde bulunan
Türkmenlerden faydalanma yoluna gitmiştir. Bu stratejisinde başarılı olan Ferhad
Paşa, Tiflis’i kurtararak Hamza Mirza’yı da bertaraf etmiştir.330 Danişmend, Hamza
Mirza’nın ölümü hakkında bilgiler aktarmış ve Danişmend’e göre Hamza Mirza,
Gence civarındaki Birencird mevkiisine kurmuş olduğu otağında sarhoş bir vaziyette
uyurken Dellalikten yetişen ve Şahın yakın adamları arasına giren Hüdaverdi (Cüdi)
tarafından hançerlenerek öldürülmüştür. Hüdaverdi, o sırada Şah ile ihtilaf içinde olan
Türkmen beyleri, özellikle Şamlu ve Ustaclu reisleri tarafından emir aldığı
aktarılmaktadır.331 Kaynaklarda, bahsi geçen Türkmen beylerinin Osmanlı Devleti’ne
itaat eden beyler olduğu yer almaktadır.332 Nihayetinde Osmanlı Devleti, ciddi bir
düşmandan ve Safevi veliahdından kurtulmuştur. Ayrıca Osmanlı Devleti’ne itaat
eden beylerin de kontrol altında tutulması adına hükümler yazılmıştır. Nitekim
Şahkulu Bülbülan Oğulları’nın muhalefet ettikleri takdirde terbiye edilmeleri
emredilmiştir.333 Gerek terbiye gerekse beylere sancaklar verilmesi şeklinde
Safevilerden kopan beyler kontrol altına alınmaları gerçekleştirilmiştir.334

4.2 Ferhad Paşa’nın Gürcistan Harekâtı

1586-1587 kışını Erzurum’da geçiren Ferhad Paşa, baharın gelmesi ile birlikte
tekrar harekete geçmenin planını yaparken, Safevilerden bir elçilik heyeti gelmiştir.
Taraflar arasında daha önceden başlayan sulh mektupları müteakibinde Safevilerden
gelen elçiler, sulh teklifinde bulunan bir mektubu daha Ferhad Paşa’ya iletmiş ve
sulhun güvenilirliğini tesis etme amacı ile şahın yeğeni olan Haydar Mirza’yı
İstanbul’a gönderme düşüncesinde olduğunu ve Karaman Beylerbeyi Mehmed
Paşa’nın gelmesi durumunda şehzadeyi ona teslim edebileceklerini iletmişlerdir.335

328
BOA, DVNSMHM 62, hkm 16-73
329
BOA, DVNSMHM 62, hkm 24
330
Ahmed Rasim, ’’a.g.e’’, s.40, Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.143
331
Danişmend, Kronoloji, cilt 3, s.103
332
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.143
333
BOA, DVNSMHM 62, hkm 27
334
BOA, DVNSMHM 62, hkm 21-23-17-29-31-67-70
335
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, Cilt 2, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.101; Hammer, Büyük
Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.104
64
Ferhad Paşa ise Safevilerin bu siyasi girişimini oyalama faaliyeti olarak düşünmüştür.
Ancak ihtimal dâhilinde yapılacak olan sulhe halel getirmeme düşüncesi ile İran
tarafına harekete geçmekten imtina etmektedir. Ferhad Paşa, zuhur eden bu gelişmeyi
İstanbul’a bildirmek ve İstanbul’dan gelen karar üzerine faaliyette bulunmayı uygun
görerek Çaşnigir başı Veli Ağayı mevcut durumu izah eden bir mektup ile payitahta
göndermiştir.336

Ferhad Paşa, payitahttan gelecek karara değin geçecek süreyi boş geçirmek
yerine faaliyette bulunma düşüncesinde idi. Bu düşünce doğrultusunda önceden
Osmanlı Devleti’ne bağlılıklarını bildiren fakat daha sonra itaatsiz faaliyetler gösteren
beyler ve prensleri tekrar itaat altına alma kararı vererek seferin yönünü Gürcistan
olarak belirlemiş ve 30 Temmuz 1587 de Erzurum’dan hareket ederek Gürcistan
üzerine ilerlemeye başlamıştır. İlk olarak Kars’ gelen Ferhad Paşa, Çıldır Beylerbeyi
Ahmet Paşa serdarlığında Kars Beylerbeyi ve Karaman askerlerini Minüçihr üzerine
gönderdi. Bu haber üzerine Minüçihr, kayınpederi Simon’dan yardım talep etmiş,
Simon’un yardıma gelmesi ile birlikte Osmanlı kuvvetlerini gece baskını ile taciz
etmiş ise de Osmanlı kuvvetleri tarafından mağlup edilmiştir. Bu zafer ile Ferhad Paşa,
bölgenin güvenliğini tesis etme amacı ile Ahıska’da bir kale inşasına başlamıştır. Kale
inşasını tamamlayan Ferhad Paşa, İskender Paşazade Ahmet Paşa’yı kuvvetleriyle
birlikte kaleye yerleştirerek güvenliğini tahsis etmiştir.337

Akabinde Gürcistan faaliyetlerine devam eden Ferhad Paşa, Diyarbekir ve Şam


Beylerbeylerini Tomanis yakınlarında bulunan Kazak Nazar Han’ı Sünniliğe davet
etmekle, aksi bir tutum sergilediği takdirde itaat altına almakla görevlendirmiştir. Bu
durum karşısında Nazar Han, Sokullu-zade Hasan Paşa’nın araya girmesiyle birlikte
28 Ağustos 1587 de karargâha gelerek devlete itaatini bildirmiştir.338

28 Ağustos 1587 tarihinde seferin akıbeti hakkında yapılan divanda, daha


önceleri Osmanlı kuvvetlerine tacizde bulunan Gürcü Simon’un üzerine harekete
geçme kararı alınmıştır. Osmanlı kuvvetleri Minüçihr üzerine harekete geçtiği sırada
yardıma gelen Simon, Ferhad Paşa’nın Gori üzerine harekete geçtiğini öğrenince geri
çekilme hareketinde bulunmuştur. 11 Eylül de Gori kalesi önüne gelen Osmanlı

336
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.104
337
Hasan Dündar, Rahimizade İbrahim (Harimi) Çavuş’un Gence Fetihnamesi Adlı Eserin
Transkripsiyonu ve Kritizasyonu, s.73
338
Hasan Dündar, a.g.t, s.65
65
kuvvetleri kaleyi ele geçirip, burada Cuma namazını kılmışlardır.339 13 Eylül’de Gori
Kalesi’nin kalenin imar çalışmalarına başlanmış, 27 günde kalenin imar faaliyetleri
sona ermesinin akabinde, Gori’deki büyük kilise, camiye çevrilip 2 Ekim’de padişah
adına hutbe okunmuş ve beylerbeyliğine Varaza oğlu Mahmud Han getirilmiştir.
Akabinde muhafazası için Trabzon beylerbeyi Çerkes Haydar Paşa tayin edilip,
masraflar için 80 yük akçe ve 90 bin kile arpa ve un bırakılmıştır.340

Gori’ den sonra Tiflis’e hareket eden Ferhad Paşa, burada kalenin onarım
faaliyetine başlamış ve beylerbeyliğine ise Ömer Paşa’yı tayin etmiş, kale ihtiyaçları
için de bol miktarda zahire aktarmış, Aleksandre Han ise 10 yük akçe, 30 yük ipek,
köle, cariye ve doğan ödemek koşulu ile haraca bağlanmıştır.341

Gürcistan’da faaliyet sürdüren Ferhad Paşa, kış ayının yaklaşması ve sefer


mevsiminin geçmesinden ötürü kışlağa çekilme kararı almıştır. Ancak Erzurum’un
içinde bulunduğu hava koşullarının zorluğu sebebiyle Diyarbekir ve Amasya’da
kışlama isteğinin payitahta bildirmiş ise de Amasya’nın uzak olduğu, Diyarbekir’in
ise geçim bakımından dar olduğu, Safeviler ile bir sulhun yapılmaması ve Simon’un
ahvali belirsiz olduğundan dolayı bölgenin boşaltılması uygun görülmemiş, ayrıca
Pasin ovasının zahire konusunda bol olduğu gerekçesiyle Erzurum’da kışlaması
emredilmiştir. Ferhad Paşa, bu emir doğrultusunda 7 Ekim 1587 tarihinde Göri’den
hareket ederek kışlamak üzere Erzurum’a doğru ilerlemeye başlamıştır.342 İlk olarak
Kars’a gelen Ferhad Paşa Ağlagan derbendine ulaşıp Şahbulağı konağına yerleşmiştir.
Burada silahdarbaşı ve kapıcıbaşısını fetihname ile İstanbul’a göndererek mevcut
durum hakkında bilgi arz ederek Erzurum’a doğru hareket ettiğini bildirmiştir.
Erzurum’a ulaşan Ferhad Paşa askerleri kışlaklara dağıtarak, kışı Erzurum’da
geçirmeye başlamıştır.

Ferhad Paşa’nın 2. Şark Seferi vazifesi içerisinde 1587 yılında gösterdiği


faaliyetler neticesinde Safeviler ve Gürcü Beylere karşı ciddi bir çarpışma zuhur
etmemiştir. Son olarak Gori Kalesi’nin ele geçirilmesi ile birlikte Gürcü Simon’a
hareket alanı bırakılmamış ve Osmanlı Devleti’nin Gürcistan’daki hâkimiyeti tekrar
sağlanmış bulunmaktadır. Ayrıca Hoy sancağında bulunan Bülbülân, bu sancağının

339
Hasan Dündar, a.g.t, s.72
340
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.190
341
B. Kütükoğlu, ‘’a.g.e’’, s.190
342
BOA, DVNSMHM 62, hkm 277
66
kendilerinin ocağı olduğunu ileri sürerek burada tahrir yapılmasına ve sancağın
gelirlerinin kaydedilmesine karşı çıkmıştır. İstanbul’dan gelen emir üzerine
Bülbülân’ın bu hareketine karşılık Ferhad Paşa, Urmiye, Salmas ve Hoy’un tahrir
uygulamasını gerçekleştirmişti. 343

Hamza Mirza’nın ölümünün ardından başkent Kazvin’de başa geçen Şah I.


Abbas, 30 yaşında genç ve mağrur olmasından dolayı sulh yanlısı bir tutum içerisinde
değildir. Bu tutum çerçevesinde Şah, Osmanlı Devleti’nin hâkimiyet altına aldığı
beldeleri tekrar ele geçirme düşüncesindeydi. İlk olarak iktidarını sağlamlaştırmak
adına kardeşleri ve yeğenlerini Alamut Kalesine hapsettirmiştir. 1587- 1588 kışını
Tebriz çevresinde geçiren Şah I. Abbas, yanındaki beylerle birlikte Tebriz, Maraga,
Merend, Salmas, Tasuç, Urumi, Nahçivan ve Revan’ı tekrar ele geçirmek üzere
harekete geçmiştir.344 Bu tutum Osmanlı Devleti açısından daha önce başlatılan sulh
görüşmelerinin sona ermesini ve tekrar sefer harekâtında bulunulmasını zorunlu hale
getirmiştir. Bu gelişmeler üzerine kışı Erzurum’da geçiren Ferhad Paşa, derhal sefer
hazırlıklarını başlamış ve kışlaklara dağıtılan askerin Erzurum’da toplanmasını
emretmiştir. Serdar, ilk olarak başkentleri Kazvin’i hedef almış, ancak yapılan
istişareler sonucu yolun uzaklığı ve arada çölün olması hasebiyle zuhur edecek
zorluklar göz önünde bulundurularak Karabağ’a hareket edilmesi uygun görülmüştür.
Anadolu, Sivas Maraş, Karaman, Diyarbekir, Halep, Batum, Erzurum askerinin de
dâhil olmasıyla birlikte sayısı 100 bine ulaşan ordu 20 Temmuz 1588 Çarşamba günü
Karabağ üzerine harekete geçmiştir.345 Sultan III. Murad’a yakın olan Aziz Mahmud
Hüdayi, gördüğü rüyayı, ‘’Saadetli padişahım, bugün seherice beyne’n-nevm ve’l-
yakaza bir tihab varid oldu: 997’ de düşman tahtı fetholunur, deyu. Uyandım, Kazvin
hatıra geldi. İnşallah hayırdır’’346 şeklinde aktardıktan sonra padişah Kazvin üzerine
doğru hareket etmelerini istemiştir. Bu emir askerler arasında hoşnutsuzluğa sebep
olmuş ve askerler ‘’padişah hazretlerinin kendileri gelsin, o zaman gidelim’’ şeklinde
hoşnutsuzluklarını dile getirmişlerdir.347 Ferhad Paşa, Kazvin’e olan mesafenin
uzaklığı ve aylar sürecek yolun meydana getireceği yorgunluk ve neticesinde askerin

343
Ali Sinan Bilgili, İran Azerbaycan Ermenistan ve Gürcistan’da Osmanlı Vakıfları (XVI-XVIII
Yüzyıllar), Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2011, s.29
344
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.367
345
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.367
346
H. Kamil Yılmaz, Aziz Mahmud Hüdayi ve Celvetiyye Tarikatı, Erkam Yayınları, İstanbul, 1990,
s.38
347
Mustafa Cezar, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1362
67
memnuniyetsiz durumunun ortaya çıkaracağı olumsuzlukları önlemek adına ‘’ inşallah
gelecek yıl Kazvin’e gideriz’’ diyerek sefer güzergâhını değiştirmemiştir.348 Gence
üzerine hareket devam ederken Üstanbul’dan ikinci bir emir gelerek Kazvin’den
vazgeçilip Gence’ye doğru hareket edilmesi bildirilmiştir. Bu emir doğrultusunda
Ferhad Paşa, İstanbul’dan gelen emri uygulamama sorumluluğundan da kurtulmuş
bulunmaktadır.349

İlk olarak Hasankala’ya ulaşan Ferhad Paşa, oradan Kars üzerine doğru
hareketini devam ettirmiştir. Kars’a ulaşan Ferhad Paşa, burada ihtiyaç olan zahirenin
tedarik edilmesi ve geriden gelen ordunun yetişmesi açısından 10 gün Kars’ta
konaklamıştır. Akabinde 10 Ağustos 1588 de Kars’tan hareket eden Osmanlı
kuvvetleri, Akbaba yolunu kullanarak 23 Ağustosta Borçalı’ya ulaşıp Kür ırmağının
yanına karargâhını kurmuştur.350

Ferhad Paşa, ilk olarak Erzurum Beylerbeyi Hızır Paşa’nın komutanlığında


Haleb Beylerbeyi Hasan Paşa ve Akçakale Beylerbeyi Nazar Han’ı Ekrad, Anadolu ve
Rumeli ümerası ve kapıkullarından seçilen kuvvetler ile Gori Kalesine hazine ve
zahire götürmekle görevlendirmiştir. Gori güzergâhında iken Gürcü Beyi Simon’un
yol üzerinde hendek ve bendler oluşturarak pusu kurduğu bilgisi ulaşmıştır. Ancak
alınan tedbirler neticesinde yapılan muharebe sonucu Simon ağır bir yenilgiye
uğratılmış, Simon kaçarak canını kurtarmasının akabinde Osmanlı kuvvetleri Gori
Kalesine ulaşılmıştır. Gori mevkiine Tebriz Kadısı iken mal defterdarı olan Mustafa
Efendi beylerbeyi tayin edilip, Osman Paşa’nın kethüdası Ferhad Paşa Trabzon
beylerbeyliği ile muhafazaya memur edilmiştir.351 Simon’un bölgedeki faaliyetleri
sonucu Osmanlı kuvvetleri zahire yönünden sıkıntı çeken ordu, Ferhad Paşa’nın
otağına gelerek terakki verilmesi talebinde bulunmuşlardır. Ferhad Paşa, ilk serdarlık
vazifesi sırasında yaşanan olumsuzlukların tekrar zuhur etmesini önlemek adına
sipahilere 2, yeniçeri, topçu ve top arabacılarına 1 akçe olmak üzere terakki verilmesini
emretmiştir. Meydana gelen bu sorunu da ortadan kaldıran Ferhad Paşa, tekrar gence
üzerine doğru harekete geçerek 1 Eylül 1588 de Gence’ye ulaşmıştır.352 Osmanlı
ordusunun Gence’ye ulaşmasının ardından Safevilerin Gence valisi Ziyad oğlu

348
Mustafa Cezar, a.g.e, Cilt 3, s.1363
349
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.109
350
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.193
351
B. Kütükoğlu, a.g.e, s.192
352
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.193
68
Muhammed Han, şehir halkını tahliye etmek suretiyle Aras Boyuna doğru
kaçmıştır.353

Gence şehrini Osmanlı mülküne tekrar dâhil eden Ferhad Paşa, askerin bağ,
bahçe, hamam, kervansarayları tahrip etme ihtimalini göz önünde bulundurarak bu
durumu engellemiş ve 3 Eylül 1588 de kale inşaatına başlayarak 3800 m genişliğinde,
20 m yüksekliğinde 3 m kalınlığında 43 kuleli, 7 demir kapılı bir dış kale ve bir iç
kaleli bir hisar inşa etmeye başlamış, bol miktarda zahire ve hazine temin ederek 40
gün içinde kale inşaatını tamamlayarak beylerbeyliğine de Haydar Paşa’yı tayin
etmiştir.354 Bunun yanı sıra Gence şehrinin ipekçiliği üst seviyede olmasından dolayı
buraya bir de deftardar tayin edilerek her yıl hazineye 150 yük ipek gönderilmesi
emredilmiştir.355

Osmanlı kuvvetlerinin gelmesiyle birlikte kaçan Muhammed Han, Ustaclu


taifesi ve Tokmak Han ile bir araya gelerek sayısı 10 bini aşan bir ordu ile Gence’yi
tekrar zapt etme ve akabinde Nahcivan, Revan ve Azerbaycan’ı yağma etme niyetinde
bulunmuşlardır. Ancak bu girişimi daha önceden Yirmidörtlü Uluslu beğlerinden
Partaloğlu Mustafa Bey’in gönderdiği adamlardan öğrenen Ferhad Paşa, Muhammed
Han’ı bozguna uğratmak adına Şirvan muhafızı Cafer Paşa ile birlikte 30 bin askerle
30 Eylül 1588 de harekete geçirmiştir.356 Yağmur altında ilerleyen ordu kısa sürede
Aras Boyun’a ulaşmıştır. Bu sırada orduda bulunan Kırşehri sancağına nail olan
İsmail Han, Safeviler ile ilişkisini devam ettirmek suretiyle ordudan firar ederek
Osmanlı kuvvetleri ile ilgili durumu Muhammed Han’a bildirmiştir. Ferhad Paşa’nın
kuvvetleri ile birlikte üzerine geldiğini öğrenen Muhammed Han, kolay taşınabilir
eşyalarını alarak Aras boyunu geçerek uzaklaşmıştır. Osmanlı kuvvetleri, Muhammed
Han’ın geride bıraktığı ganimeti yağmalamaya girişmişlerdir. Bu sırada Ferhad Paşa,
geride kalan ganimeti gözü görmeksizin Muhammed Han’ı ele geçirmek gayretinde
bulunup atını Aras Nehri’ne sürmüş ve nehri geçtiğini gören askerler serdarın peşinden
giderek Safevi ordusunu Aras’ın sağ kanadında yakalamış ve Kızılbaş askerlerinin
birçoğunu etkisi hale getirmişlerdir. O sırada Osmanlı kuvvetlerinden kaçarak
Karacadağ’a sığınan Tokmak Han, burada barınamayıp geri döndüğü sırada Osmanlı

353
Mustafa Cezar, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1362
354
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.193
355
Mustafa Cezar, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1362
356
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.369
69
kuvvetlerine denk gelmiş ve ordusunun birçoğunu kaybetmiştir.357 Elde edilen bu
galibiyet İstanbul’a bildirildikten sonra Budin Beylerbeyine yazılan bir hükümde
Ferhad Paşa’nın Gence’de bir kale inşa ettiği ve Aras Suyu üzerinde Kızılbaş ordusu
ile yaptığı muharebeden galip gelerek düşmanın birçoğunu yok ettiğini ve kalanlarında
firar ettiği bildirilmiş, zafer kutlamaları için şenlikler düzenlenip kaleden toplar
atılarak Ferhad Paşa’nın İstanbul’a geleceği ahaliye duyurulması, akabinde cami,
mescid ve tekkelerde dualar edilmesi emredilmiştir.358

Aras boyunda Safevi kuvvetleri karşısında, mutlak bir galibiyet alan Ferhad
Paşa, Arasbar denilen mevkide 2 gün kalarak yağmalama faaliyetinde bulunduktan
sonra Gence’ye dönmek üzere tekrar harekete geçmiştir. Ancak 2 Ekim 1588 tarihinde
hastalığı sebebiyle vefat eden Cafer Paşa’nın yerine Hadım Hasan Paşa, vezirlik payesi
ile birlikte Şirvan eyaleti verilerek 9-10 Ekimde Ferhad Paşa tarafından muhafazaya
tayin edilmiştir.359 Akabinde Gence’ye ulaşan Ferhad Paşa 14 Ekim 1588 de
Karahallılardan kalma yıkık bir caminin onarımını tamamlayarak burada Cuma
namazını kılmış ve padişah adına hutbe okutmuştur.360 Ferhad Paşa, bölgede Osmanlı
hâkimiyetinin tamamen tesis ettikten sonra kışı geçirmek üzere Erzurum’a dönmenin
hazırlıklarını yaparak 14 Ekim 1588 tarihinde Gence’de padişah adına hutbe
okuttuktan sonra aynı gün kışlamak üzere Erzurum’a doğru hareket etmiştir.361

İlk olarak Sarıkamış’a ulaşan Ferhad Paşa, burada Aleksander Han’ın ödemekle
yükümlü olduğu haracını ulaştırmadığı bilgisini alınca, istikametini Aleksander
Han’ın ülkesine doğru çevirmiştir. Ancak bu sırada Aleksander Han’dan bir elçi
gelerek, vadettiği haracı serdara takdim ederek bağışlanmayı dilemiştir. Aleksander
Han’ın yanı sıra Simon da Osmanlı Devleti’nin aff-ı lütufluna erişmiş, Safevi
eyaletlerinin Osmanlı Devleti’ne geçmesi ve bölgede mutlak Osmanlı hâkimiyeti
başlamasının ardından Simon, güvencesi kalmadığını anlayıp Ferhad Paşa’ya bir elçi
göndererek bağışlanmayı dilemiştir. Ferhad Paşa, bölgenin huzurunu sağlamak adına
10 yıl Osmanlı Devleti aleyhine faaliyet gösteren Simon’u bağışlamıştır. Serdar,
Sarıkamış konağında iken Kaçarlu İskender Han, Yirmidörtlü Ulusu beylerinden

357
Hasan Dündar, Rahimizade İbrahim (Harimi) Çavuş’un Gence Fetihnamesi Adlı Eserin
Transkripsiyonu ve Kritizasyonu, s.82
358
BOA, DVNSMHM 64, hkm 490
359
Hasan Dündar, a.g.t, s.79
360
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.370
361
Hasan Dündar, a.g.t, s.82
70
Partaloğlu Mustafa Paşa’ya bağlı Berda’a hâkimi Ali Sultan, Gence ve Karabağ
ahalisinden ileri gelenler Osmanlı Devleti’ne bağlılıklarını bildirmişlerdir. Bu
kimselere, Serdar tarafından Amanname-i Hümayun verilerek, çeşitli dirlikler ve
ülkelerindeki yönetim bırakılmıştır. Son olarak bu gelişme ile Gence ve Karabağ
eyaletinin fethi ve hâkimiyeti tam anlamıyla sağlanmış bulunmaktadır.362

4.3 1595 İstanbul (Ferhad Paşa) Anlaşması

Sarıkamış’tan Erzurum’a doğru hareket eden Ferhad Paşa, 8 Kasım 1588


tarihinde Erzurum’a ulaşmış ve askerler kışlaklara dağıtılmıştır. O sırada Nahcivan
ahalisinin Ferhad Paşa’ya rica ve müracaatları sonucu Serdar, Revan Beylerbeyi Hızır
Paşa’yı Nahcivan zaptıyla görevlendirmiştir. 20 Kasım 1588 de Nahcivan üzerine
hareket eden Hızır Paşa, Nahcivan’a ulaştığı vakit tüm ahali Osmanlı Devleti’ne
itaatini bildirmiştir. Akabinde 9 Kasım 1589 da Balaban Köşkü’nde bir kale inşa eden
Hızır Paşa tüm Nahcivan bölgesini Osmanlı himayesine dâhil etmiştir. Böylece
Nahcivan ile birlikte Ordubad, Gargar, Culfa ve Kapan bölgeleri de Osmanlı mülküne
dâhil edilmiş olup, Ferhad Paşa, M.14 Ocak 1586 (H. 23 Muharrem 994) tarihinde
çıktığı şark seferini büyük bir başarı ile tamamlayarak Osmanlı Devleti’ni mutlak bir
galibiyete ulaştırmıştır.

Ferhad Paşa, Erzurum kışlağında bulunduğu vakit Safevi Şahı Abbas’ın elçileri
gelerek taraflar arasında bir sulhu hayata geçirmek istediklerini Serdar’a iletmişlerdir.
Şah’ın daha önceden yapılması söz konusu olan sulha mani olan Mürşid Kulu Han’ı
öldürdüğünü363 ve yapılacak olan bu sulhun güvenilirliğini sağlamak adına Şah’ın
yeğeni olan Haydar Mirza’yı İstanbul’a rehin olarak göndermeyi vadettiğini ve
Osmanlı Devleti’ne itaat ve bağlılığını bildirmiştir.364 Ferhad Paşa, mevcut durumu
İstanbul’a bildirmiş ve akabinde sulh görüşmelerini gerçekleştirmek adına
Çaşnigirbaşı Veli Ağa’yı Kazvin’e göndermiştir. Veli Ağa Kazvin’e ulaştığı vakit
derhal şahın huzuruna kabul edilmemiş, uzun bir süre Kazvin’de bekletilmiştir. Geçen
bu süre zarfında Ferhad Paşa, Gence ve Karabağ’da tahkimler yaparak güvenliği ve
Osmanlı hâkimiyetini en üst safhaya çıkarmıştır.365

362
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.371
363
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.194
364
Şeref Han, Şeref Han Name, Haz: Mehmet Emin Bozarslan, s.291
365
Mustafa Cezar, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1361
71
Osmanlı Devleti’nin bölgedeki faaliyetleri sonucu barış yapmaktan başka
alternatifi bulunmayan Şah Abbas, Kazvin’de sulh görüşmeleri için hazır bekleyen
Veli Ağa’yı huzura kabul ederek şehzadeyi Veli Ağa’ya teslim etmiştir.366 Yapılan
görüşmeler sonucu Şah, yeğeni Haydar Mirza’yı maiyet erkânı, Haydar Mirza’nın
atabeyi Şahkulu Halife, Şahın eşik ağası Ali Kulu Han’ı ve Haydar Mirzanın hekimi
olan Ebu- Talib ile birlikte 1000 e yakın asker ile Ferhad Paşa’nın himayesine
göndermiştir. Ayrıca Şah, barış görüşmelerini yürütmesi adına Mehdikulu Han’ı
görevlendirerek Haydar Mirza’nın kafilesine dâhil etmiştir.367

Kazvin’den hareket eden kafile Erdebil’e ulaştığı vakit, Veli Ağa Safevi
şehzadesi Haydar Mirza’nın yaklaşmakta olduğu bilgisini Ferhad Paşa’ya ulaştırması
amacıyla Dergâh-ı Ali çavuşlarından Bayram Çavuşu önden haberci olarak
göndermiştir. Bu haberi alan Ferhad Paşa, derhal Haydar Mirza için hazırlık
yapılmasını emretmiş ve payitahta bir haberci göndererek mevcut durumu bildirmiş,
kendisinin de şehzade ile birlikte geri dönmesini istemiştir. Erdebil üzerinden
Kağızman’a oradan da Ekim 1589 da Erzurum- Hasan Kala’ya ulaşan Haydar
Mirza,368 Ferhad Paşa tarafından büyük bir özenle karşılanmıştır. Ziyafetler
düzenlendikten sonra Ferhad Paşa, Haydar Mirza’ya murassa kılıç, hançer ve kemer
olmak üzere hediyeler sunmuş ve yanında gelen erkânına da hilatlar giydirilmiştir.369

Ferhad Paşa’nın ulağı İstanbul’a ulaşıp durumu arz ettikten sonra, Padişah III.
Murad tarafından Ferhad Paşa’ya kış ayının olmasına bakılmaksızın Haydar Mirza ile
birlikte derhal İstanbul’a doğru hareket edilmesi emredilmiştir. Bu emir mucibince 10
Kasım 1589 da şehzade ve elçi heyeti ile birlikte İstanbul’a doğru harekete geçen
Ferhad Paşa, 15 Ocak 1590 Pazartesi günü İstanbul’a ulaşmış ve sadrazam, vezirler ve
devlet erkânı tarafından coşkulu bir törenle karşılanmıştır. Şehzade Haydar Mirza ise
Serdar Ferhad Paşa’dan 3 gün sonra 18 Ocak 1590 tarihinde İstanbul’a ulaşmıştır.
Solak-zade, eserinde Ferhad Paşa’nın Şehzade Hamza Mirza’yı İstanbul’a getirdiği
tarihi 1592 olarak kaydetmiştir. Bu tarihe istinaden de; ‘’Geldi Haydar Mirza Rum’a
ümid-i sulh ile Karşı çıktı ana halkın bende vü azadesi, Makdeminin Da’i-i da’i dedi

366
Hasan Dündar, a.g.t, s.85
367
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.114
368
Mustafa Cezar, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1365
369
Hasan Dündar, a.g.t, s.87
72
tarihinin, Geldi izz ü naz ile Rum’a acem şehzadesi’’ mısralarını aktarmıştır.370 Ancak
zikredilen bu tarih hatalıdır. İran ile yapılan anlaşma tarihi ve Ferhad Paşa’nın
sadrazamlık makamına eriştiği tarih göz önünde bulundurulduğu vakit Solak-zade’nin
aktardığı tarihin hatalı olduğu anlaşılmaktadır.

Hamza Mirza, ilk olarak Fenerbahçe yakınlarında, Sokullu-zade Hasan Paşa ve


Bölük ağaları tarafından karşılanmıştır. Oradan Üsküdar’a geçirilen Hamza Mirza,
Yeniçeri ağası tarafından karşılanarak Kaptan-ı Derya Paşa’nın himayesinde 10
kadırga ile birlikte İstanbul’a nakli gerçekleştirilmiştir.371 İstanbul halkı İran Şehzadesi
Hamza Mirza’yı görebilmek için sokaklara dökülmüştür. Ahalinin oluşturduğu
kalabalık neticesinde şehzadenin naklinde gecikmeler yaşanmış ve gece geç vakitlerde
Hamza Mirza Vefa Meydanı yakınlarındaki Pertev Paşa Konağına yerleştirilerek
mahiyetine hizmetkârlar tahsis edilmiştir.372 Akabinde şehzade ve beraberinde gelen
erkânının ihtiyaçları için saray mutfağından iaşeler, ipek dokuma giysiler de tahsis
edilmiştir.

Sultan III. Murad’ın emri ile 29 Ocak 1590 tarihinde elçi Mehdi- Kulu Han ve
Şehzade Hamza Mirza’ya hilatlar giydirilerek huzura kabul sağlanmıştır. Elçi, Şah I.
Abbas’ın barış mektubunu III. Murad’a taktim ettikten sonra Sultan, ‘’Osmanlılar
atları ayağı bastuğu yerlerden asla bir veçhile feragat etmek kaidemiz değildir’’ barış
müzakerelerinin devam etmesini emretmiştir.373 Padişah tarafından elçiye söz
verilerek söylemek istediği sorulduğunda, elçi Mehdi- Kulu Han’ın, sulhun güvenliği
esirlerin mübadelesini gündeme getirmesi üzerine Padişah III. Murad, esir olarak
tutulan Şahruh Han, Şamlu Mehdi Kulu Han, Şamlu Korkmaz Han, Ebu’l Ma’sum
Sultan ve diğer esirlerin serbest bırakılmasını emretmiştir. Sonrasında sınırların
belirlenmesi amacı ile elçi Mehdi- Kulu Han, Padişahın hocası Sa’düddin Efendi’nin
eliyle 21 Mart 1590 tarihinde Şah I. Abbas’a yazılan mektup ile İran’a gönderilmiştir.
Mektupta ‘’İsmail’in sulhu, ihlal sebebiyle çok yaşamadığı musahalayı terviç eden
babası Muhammed Hüdabende’nin asker ve aşiretleri tertip edemeyip serkeş
oymakların arzularına uyarak ahdi bozduğundan harbin zaruri olduğundan sulhun

370
Solak-Zade, Solak-zade Tarihi, Haz: Vahit Çabuk, s.353; Solak-zade tarihinde Safevi şehzadesi
Hamza Mirza, İstanbul’da ikamet ettiği zamanlarda veba hastalığına yakalanarak vefat ettiğini ve Eyüp
yakınlarındaki bir türbeye defnedildiğini zikretmektedir.
371
B. Kütükoğlu, Kronoloji, s.196
372
Ahmed Rasim, Osmanlı Tarihi, s.1365
373
M. Fahrettin Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerinin Fethi, s.379
73
ancak şartların kabul edildiği vakit gerçekleşeceği’’ bildirilmiştir.374 Anlaşmanın
şartları;

1. Hazret-i Peygamber’in ashabı ve halifeler hakkında hakaret içeren kötü


sözler söylenmemesi ve 1555 Amasya Anlaşması’nda olduğu gibi İran Sünnilerine
kötü davranılmaması.375
2. Tebriz, Karacadağ, Gence, Karabağ, Şirvan, Gürcistan, Nihavend,
Luristan, Şehrizor Osmanlı Devleti’nin hâkimiyetinde kalacak, bu bölgelere tecavüz
ve saldırılarda bulunulmayacak.376
3. Osmanlı Devleti’nin himayesine geçen bölgelere bir saldırı olmadığı
müddetçe Safevi topraklarına saldırıda bulunulmayacak ve yapılan anlaşmaya sadık
kalınacak.377
4. Kendi devletine karşı suç işlemiş olan ve isyan edenlerin sığınma ve
korunma talepleri kabul edilmeyecek.378

Gelinen bu aşamanın müteakibinde payitahta ulaşan Tebriz’e bağlı sancakların


zapt edildiği ve Mehdi- Kulu Han’ın İran güzergâhı üzerinde öldürülmesi Osmanlı
Devleti’nin tedbir almasına yol açmıştır. Ancak 7 Eylül 1591 tarihinde İstanbul’a
gelen elçi Şamlu Kara Ahmed Sultan, Şah’ın gönderdiği nameyi takdim ederek
şartların kabul edildiği bildirilmiştir.

21 Mart 1590 tarihinde yapılan İstanbul (Ferhad) Paşa Antlaşması ile 1578
tarihinde başlayan ve 12 yıl süren savaş sona ermiştir. Osmanlı Devleti bir hayli toprak
kazanarak sınırları Şirvan ve Dağıstan kıyılarından ilk defa Hazar Denizi’ne dayanarak
doğuda en geniş sınırlara ulaşılmıştır. Ayrıca Tebriz’in Osmanlı Devleti’ne geçmesi,
Güney Kafkasya’nın Osmanlı himayesi altına girmesi ve Revan, Karabağ, Şirvan ’nın
Osmanlı hâkimiyetinde bulunması sebebiyle Selçuklu Devleti’nden sonra ilk kez
Azerbaycan Türkleri ile Anadolu Türkleri birleşmiştir.379

374
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.196
375
B. Kütükoğlu, a.g.e, s.197
376
B. Kütükoğlu, a.g.e, s. 197
377
B. Kütükoğlu, a.g.e, s.197
378
B. Kütükoğlu, Siyasi Münasebetler, s.197
379
Saadettin Yağmur Gömeç, Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Tarihi, Akçağ Yayınları, Ankara,
2015, s. 43
74
5. BÖLÜM: FERHAD PAŞA’NIN SADRAZAMLIK DÖNEMLERİ VE
ÖLÜMÜ

5.1 Birinci Sadrazamlık Dönemi

Osmanlı Devleti’nde yaşanan mali ve iktisadi sorunlar sebebi ile kapıkulu


askerlerinin maaşları düşük değerli akçeler üzerinden verilmesi askerler arasında bir
hoşnutsuzluğa sebep olmuştur. Bu minval üzere kapıkulu askerleri 1 Nisan 1589
tarihinde dönemin şeyhülislamı Şeyhi Efendi’ye başvurarak değeri düşük akçeden
yapılan alışverişin caiz olmadığı ve haram sayıldığına dair fetva almışlardır. Akabinde
Sadrazam Siyavuş Paşa’ya başvurarak mağduriyetlerinin giderilmesini talep ettikleri
vakit, Siyavuş Paşa’dan sikke tahsisinden Rumeli Beylerbeyi Musahib Mehmed
Paşa’nın sorumlu olduğu cevabını aldıktan sonra Mehmed Paşa’ya başvurmuşlardır.
Ancak Mehmed Paşa’dan olumsuz yanıt alan kapıkulu askerleri sarayın iç ve dış
avlusunu işgal ederek divanı basmış, mağduriyetlerinin giderilmesi ve bu durumdan
sorumlu olan Mehmed Paşa ve Başdeftardar Mahmud Efendi’nin kellesini
istemişlerdir. Padişah III. Murad’ın gönderdiği nasihatçilerin durumu yatıştıramaması
üzerine devlet erkânı Mehmed Paşa ve Mahmud Efendinin askerlere teslim edilmesi
konusunda Sultan III. Murad’ı ikna etmişlerdir. Bu durum üzere Mehmed Paşa ve
Mahmud Efendinin idam edilmesi ile birlikte asker yatışmıştır. Yaşanan bu hadiseden
rahatsız olan III. Murad, Sadrazam Siyavuş Paşa’yı azlederek yerine 3 Nisan 1589 da
Sinan Paşa’yı getirmiştir.380

Sinan Paşa, göreve geldikten sonra Ferhad Paşa, ikini vezir olarak divanda
görevini ihtiva etmektedir.381 25 Haziran’da Tahtakale yakınlarında başlayan ve 4
Temmuz’a kadar süren yangını yeniçeriler büyük bir gayret göstererek söndürmeyi
başarmışlardır. Bu başarıdan dolayı adet üzere padişah tarafından inam ve ihsan
verilmesi lazım gelmektedir. Ancak yeniçeri ağaları, bu âdetin uygulanması için bir
gayret göstermediklerini düşünen yeniçeriler, başkaldırı girişiminde bulunmuşlardır.
Bu hadisenin büyümesinin önüne geçmek adına yeniçeri ağası Hızır Ağa yerine,
Mirâlem Apostol Mahmud Ağa getirilmiştir. Ancak bir süre sonra Apostol Mahmud
Ağa’nın devşirme sisteminde yapılan yolsuzluklara göz yumduğu gerekçesiyle

Ahmet Önal, Koca Sinan Paşa’nın Hayatı ve Faaliyetleri (1520-1596), s.97


380

Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi, Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi Tarihi I,
381

Yay Haz: Ziya Yılmazer, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2003, s.8-9
75
azledilerek yerine Saatçi Hasan Ağa getirilmiştir. Padişah, yeniçerilerin durumunu
Sinan Paşa’ya sual ettiği vakit Sinan Paşa, yeniçerilerin durumdan memnun olduğunu
padişaha iletmiştir. Ancak yeniçerilerin durumu Sinan Paşa’nın arz ettiği şekilde
değildir. . Mevcut değişimden memnun olmayan Mahmud Ağa taraftarları, İstanbul’un
türlü yerlerinde yangınlar çıkarmışlardır. Sinan Paşa’nın da yangına müdahale
etmesiyle yangın söndürülmüş ve yangının çıkmasında payı olan Mahmud Ağa, Azadlı
Köyü’ndeki çiftliğine sürgün edilmiştir. Ancak yeniçerilerin huzursuzluğu devam
edince Saatçi Hasan Paşa, yeniçeri ağalığından alınarak yerine Mir-i Ahur Mehmed
Ağa getirilmiştir. Sinan Paşa’nın yeniçerilerin durumunu olduğundan farklı bir şekilde
aktarması padişah nezdinde hoş karşılanmamıştır.382

Yeniçerilerin hoşnutsuzluğunun yanı sıra Sinan Paşa, devletin içinde bulunduğu


iktisadi problemleri çözmek için uyguladığı politika devlet erkânı ile arasının
açılmasına sebep olmuş ve padişaha katı bir tutum sergilediğine dair şikâyetler
gitmiştir. Akabinde divanda yapılan görüşmeler sonucu mali durumu düzeltmek adına
paşalardan destek alma konusu gündeme gelmiştir. Bu durum Sinan Paşa’nın aleyhine
bir tutum sergilenmesine sebep olmuş ve Sinan Paşa’nın zorla para toplayacağı
şeklinde III. Murad’a şikâyetler başlamıştır. Ayrıca asker ulufelerinin düşük ayarda
akçeler üzerinden verilmesi ve iktisadi durumu düzeltmek adına uyguladığı politikalar
ve denetimler Sinan Paşa aleyhtarlığını iyice arttırmıştır.

Son olarak haremin ileri gelenlerinden Canfeda Hatun’un kardeşi Diyarbekir


Beylerbeyi Divane İbrahim Paşa, hakkındaki şikâyetler sebebi ile İstanbul’a
çağırılmıştır. İbrahim Paşa, Erzurum Beylerbeyi vazifesinde iken bir yeniçeri
öldürmesi sebebi ile intikam almak isteyen Yeniçeriler tarafından saldırıya uğramış ve
konağı yeniçeriler tarafından ateşe verilmiştir. Bu durum üzerine İbrahim Paşa
azledilerek Yenihisar’a hapsedilmiştir. Canfeda Hatun, kardeşinin bu durumundan
Sinan Paşa’yı sorumlu tutmuş ve intikam almak maksadıyla Padişah üzerindeki
nüfuzunu kullanarak Sinan Paşa’nın aleyhine faaliyetlerde bulunmaya başlamıştır.
Nitekim tüm bu gelişmeler sonucu Padişah III. Murad, Sinan Paşa’yı sadrazamlıktan
azlederek yerine ikinci vezir Şark Serdarı Ferhad Paşa’yı sadrazam olarak tayin
etmiştir.

382
Ahmet Önal, Koca Sinan Paşa’nın Hayatı ve Faaliyetleri (1520-1596), s.97
76
Padişah III. Murad, 2 Ağustos 1591 (H. 11 Şevval 999)383 tarihinde Kapıcılar
Kethüdası Veli Ağa’ya ‘’ne denlü nevbetci kapıcı var ise önüne düşüp varsunlar,
Sadra’zam Sinan Paşa’dan vezaret-i uzma mührin alup, Serdar-ı Ekrem Ferhad
Paşa’ya teslim eylesün’’ şeklinde ferman buyurmuştur.384 Veli Ağa’nın sadrazamlık
mührünü teslim etmesi ile birlikte Ferhad Paşa’nın 8 ay sürecek 1. Sadrazamlık
dönemi başlamış bulunmaktadır.

Ferhad Paşa göreve gelmesinden 2 gün sonra bir ruzname tutulmasını emretmiş
ve bu iş için Selaniki Mustafa Efendi’yi görevlendirmiştir.385 Akabinde ilk iş olarak
devletin içinde bulunduğu iktisadi sorunlarla alakadar olarak Hazne-i Amire
yönetiminde ve devlet kademelerinde değişikliğe gitmiştir. Baş ruznameci Derviş
Mehmed Efendi Kıbrıs Defterdarlığına getirilerek yerine Müteferrika Mehmed Çelebi,
mukataacı Hüsam Beğ-zade görevinden azledilip yerine Bursa mukaatacısı Akbaba-
zade Mustafa Çelebi getirilmiştir.386

6 Ağustos 1591 (H.15 Şevval 999) tarihinde Sinan Paşa’nın oğlu olan Şam
Beylerbeyi Mehmed Paşa’yı azledip yerine Karaman Beylerbeyi Halil Paşa’yı ve
Sinan Paşa’nın yeğeni olan Sivas Beylerbeyi Mustafa Paşa azledilip yerine Çerkes
Haydar Paşa tayin etmiştir. Akabinde divanda Reisülküttab Dal Mehmed Çelebi
görevinden alınarak yerine Lam Ali Çelebi göreve getirilmiştir. Bir diğer değişiklikte
Bursa Kadısı üzerinde zuhur etmiş ve Mevlana Ma’ruf Efendi görevinden azledilerek
yerine Remzi-zade Efendi tayin edilmiştir.387 Diğer bir değişiklikte Ferhad Paşa’nın
oğlu Mehmed Paşa üzerinde yapılmış ve Mehmed Paşa Kastamonu Sancağından
Haleb Beylerbeyliğine tayin edilmiştir.388 Ferhad Paşa, bu değişiklikleri iktidarını
sağlamlaştırmak adına gerçekleştirdiği düşünülmektedir. Zira Sinan Paşa ve diğer
devlet erkânı ile geçmişte yaşadığı siyasi iktidar mücadelesi sonucu yeniçeri
ağalığından ve dahi şark serdarlığından azledilmişti. Bu sebepten ötürü iktidarını
sağlamlaştırmak adına Sinan Paşa’nın oğlu, yeğeni ve yakın adamlarına böyle bir
tutum sergilediği düşünülmektedir.

383
BOA, DVNSMHM 67, hkm 392
384
Selaniki, Selaniki Tarihi, Cilt 1, Haz: Mehmet İpşirli, s.249; Sevim İlgürel, Hezârfen Hüseyin Efendi
Telhîsü’l- Beyân Fî Kavânîn-i Âl-i Osmân, TTK, Ankara, 1998, s.188
385
Selaniki, Selaniki Tarihi, Cilt 1, Haz: Mehmet İpşirli, s.249
386
Selaniki, Selaniki Tarihi, Cilt 1, Haz: Mehmet İpşirli, s.254
387
Selaniki, a.g.e, s.251
388
Selaniki, a.g.e, s.260
77
Ferhad Paşa, sadrazamlık makamında iken İstanbul’un iaşe temini ile alakadar
olmuş, Zağra-i Cedid kadısı Mevlânâ Nasuh’un İstanbul’a gönderilmesi gereken
iaşeler hususunda ihmalkâr tutumu ve bu hususta görevli çavuşlara yardım
etmemesinden ötürü 20 Ekim 1591 senesinde görevinden azledilmiştir.389

Ferhad Paşa, sadrazamlık vazifesini yürütürken, Safeviler ile geçmişte yapmış


olduğu anlaşmanın görüşmeleriyle de alakadar olmuştur. Barış görüşmelerini yürüten
Mehdi- Kulu Han yukarıda bahsi geçtiği üzere ölmesi sebebiyle elçilik görevini Kara
Ahmed Bey sürdürmektedir. Mehdi- Kulu Han’ın Safeviler’e gönderilmesinin
üzerinden 1 yıl geçmesi sebebi ile Şah’ın sınır tayinini geciktirmek maksadıyla böyle
bir tutum sergilediği düşünüldüğü Kara Ahmed Bey’e iletilmiş ve oyalama devam
ettiği takdirde Mehdi- Kulu Han’ın arada kurban olacağını ve gereğinin derhal
yapılmasını elçiye iletmiştir.390 Ferhad Paşa, sert bir tutum sergilemiş olsa da Safeviler
ile yapılan barışı koruma yanlısıdır. Nitekim Sadrazam Ferhad Paşa’nın evinde
toplanan devlet ricali, Şah Abbas’ın yeğenini gönderdiğini tekrardan fitneye gerek
olmadığı dile getirmişlerdir.391

Ferhad Paşa, Safevilerin yanı sıra Avusturya ile ilişkileri yürütme vazifesinde de
bulunmuştur. XVI. yy sonlarına doğru Avusturya, sınırlarda Osmanlı Devleti’ne
vadettiği yükümlülükleri yerine getirmemeye başlamıştır. Ayrıca taraflar arasında sınır
çatışmaları da zuhur etmeye başlamıştı. Ekim 1584 yılında Kirintina eyaletleri Sluin
yakınlarında taraflar arasında yaşanan çatışma, 4000 Osmanlı askerinin şehit
olmasıyla sonuçlanmıştır. 1585 yılında Zigetvar Sancakbeyi Hasan Paşa’nın şehit
edilmesi taraflar arasındaki gerilimin seviyesini iyice arttırmıştır.392 1587 tarihine
gelindiği vakit Avusturya, üzerine düşen hiçbir yükümlülüğü yerine getirmemektedir.
Bu gelişmeler dâhilinde Sinan Paşa, kendi sadrazamlık döneminde batıya bir sefer
yapılması niyetindeydi. Kaynaklar Sinan Paşa’nın bu niyetinin doğuda Ferhad
Paşa’nın elde ettiği başarılara karşılık kendisinin de bir seferden galip gelerek

389
Yasemin Beyazıt, Osmanlı İlmiyi Târikinde İstihdam ve Hareket: Rumeli Kadıaskerliği
Ruznamçeleri Üzerine Bir Tahlil Denemesi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih
(Yeniçağ Tarihi) Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara, 2009, s.181
390
Selaniki, Selaniki Tarihi, Cilt 1, Haz: Mehmet İpşirli, s.253
391
Cihat Aydoğmuşoğlu, Şah Abbas ve Zamanı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih
(Genel Türk Tarihi) Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara, 2011, s.81
392
Mehmet Solak, Erken Modern Dönemde Osmanlı- Habsburg Sınır Savunma Sistemleri (1540-1664),
Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Ankara,
2015, s.82
78
nüfuzunu arttırmak hevesinde olduğunu kaydetmektedir.393 Bu durumdan anlaşılacağı
üzere Sinan Paşa, Ferhad Paşa ile içeresinde bulunduğu siyasi iktidar mücadelesini
devlet politikasına da yansıtmış ve devletin içinde bulunduğu iktisadi sorunları göz
ardı ederek devleti iktisadi olarak zor duruma düşürecek politikalar yürüttüğü
anlaşılmaktadır. Ancak Sinan Paşa, sadrazamlıktan azledilmesi üzerine sadrazamlık
makamına getirilen Ferhad Paşa, Avusturya ile yaşanan durumla alakadar olmuştur.
Nitekim 1591 senesi sonlarında Avusturya’dan gelen ve Wratislaw’ın da içinde
bulunduğu bir elçilik heyetini huzura kabul ederek görüşmeler gerçekleştirmiştir.394
Wratislaw, yapılan görüşmede Ferhad Paşa’ya hediyeler takdim edildiğini ve bu
hediyelerin

‘’3000 kuruş, 2 gümüş yıldızlı su testisi ve leğen, 2 büyük yıldızlı tas, 2 üzüm
salkımı gibi yaldızlı büyük su maşrabası, 2 büyük gümüş kaplama kova, 2 büyük
sürahi, yaldızlı at şeklinde ve atın üzerine, başında ok bulunan Türk binmiş
büyük bir saat, gene büyük dört köşe ve üstünde saat çaldıkça ağızlarını açan iki
adam bulunan bir çalar saat, bir Türk gürzüne benzeyen altı köşeli bir mahfaza
içinde çalar bir saat’’395
olduğunu dile getirmektedir. Ancak Avusturya ile yapılan anlaşma neticesinde
Osmanlı Devleti’ne verilecek haracın yanı sıra, adet üzere padişaha kıymetli eşyalar
takdim edilmesi ve bunun yanında veziriazam başta olmak üzere devlet erkânına da
şahsi hediyeler verilmesi şarttır.396

Ferhad Paşa, sadrazamlık döneminde Venedikli tüccarların uğradıkları zararlar


neticesinde, can ve mal güvenliğini sağlamakla alakadar olmuştur. Nitekim, Venedik
balyosu Bernardo, Ferhad Paşa’dan Venediklilerin can ve mal güvenliğinin
korunacağına dair teminat almıştır.397

Ferhad Paşa’nın sadrazam iken İncili Köşk’ün398 yapımı ile de alakadar


olmuştur. İncili Köşk literatürde399 Sadrazam Sinan Paşa zamanında yapıldığı
kaydedilmektedir. Ancak İsmail Hakkı Uzunçarşılı bu yapının II. Bayezid tarafından

393
Halil İnalcık, Devlet-i Aliyye II, s.19
394
Baron W. Wratislaw, 16. Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğundan Çizgiler, Çeviri: M. Süreyya Dilmen,
s.46
395
Wratislaw, a.g.e, s.46
396
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.118
397
Johann Wilhelm Zinkeisen, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Cilt 3, Yeditepe Yayınları, İstanbul,
2011, s.328
398
Sinan Paşa Kasrı, Çayır Köşkü olarak da zikredilir.
399
Nicole Kançal Ferrari, ‘’Türk- Osmanlı Saray Literatürü’’, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi,
Cilt 7, Sayı 13, s.212; Semavi Eyice,‘’İncili Köşk’’, DİA, Cilt 22, 2000, s. 278-279
79
yaptırıldığını, III. Murad zamanında yenilendiğini kaydetmektedir. İncili Köşk’ün
yenileme faaliyetleri ilk olarak Sinan Paşa tarafından başlatılmış olup Sinan Paşa’nın
sadrazamlıktan azledilmesi ve yerine Ferhad Paşa’nın sadrazam olarak atanmasının
akabinde yapının inşasını Ferhad Paşa devam ettirmiştir.400 Ancak İncili Köşk’ün
yenileme faaliyetleri Sinan Paşa’nın 3. sadrazamlık döneminde sona ermiştir.

Ferhad Paşa, 1. sadrazamlık döneminde tahrir sistemi ile alakalı yeni bir
uygulamayı hayata geçirmiştir. XVI. yy sonlarından itibaren önemini kaybetmeye
başlayan tımar sistemi beraberinde tahrir sisteminden de vazgeçilmesinin yolunu
açmıştır. Tahrir sisteminin önemini kaybetmesiyle birlikte Ferhad Paşa vilayetlerde
tahrir uygulamasını kaldırmış ve ihtiyaç hâsıl olduğu vakit 30 yılda bir yapılma
uygulamasını hayata geçirmiştir. Bu uygulamayı Selaniki eserinde ‘’Serdar-ı gaziyan
ve sipehsalar-i güzinan Ferhad Paşa hazretleri sadr-ı sadaretde iken vilayet tahrir
olunmak men itdürdüp zaruri lazım gelürse ve ihtiyaç olur icab iderse otuz yılda bir
ferman oluna diyü buyurup ru’us-ı divana dahi kayd olunmışdı’’401 şeklinde
aktarmıştır.

Ferhad Paşa, sadrazam iken meydana gelen bir gelişme ise serdarlık vazifesinde
iken çıkılan şark seferinin masraflarının incelenmesidir. III. Murad ‘’Beytülmale küllî
mal tahsil olmak mukarrerdür, maslahat u hidemâtda olan mübâşirler mâ-beynlerinde
ekl u bel’olunmışdur’’ diye ferman buyurmuştur. Vezir Nişancı Mehmed Paşa, Arab-
zade Abdurrauf Efendi ve Defterdar Seyyid Mehmed Efendi teftiş ile
görevlendirilmiştir. Bu gelişme üzerine Ferhad Paşa, ‘’vekîl-i saltanat ve kâ’im-
makâm-ı devlet ben idüm, bi-hasebi’ş-şer’ ve’l-kânûn benüm alduğum virdiğüm
cümleten aynı ile benüm hatıramdadur, defter bendedür, bana buyursunlar, su’âl bana
gerektür’’ cevabını vermiştir.402 Ancak sadrazamın teftiş edilmesi geleneklere aykırı
olduğundan bu teftişten vazgeçilmiştir.403

Ferhad Paşa’nın sadrazamlık zamanında meydana gelen Erzurum ahalisi ve


yeniçeriler arasındaki hadise, paşanın sadrazamlıktan azledilmesinin sürecini
başlatmıştır. Ferhad Paşa, şark seferi esnasında Erzurum’da kışlamış ve burayı sefer

400
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devletinin Saray Teşkilatı, Türk Tarih Kurumu Yayınları,
Ankara, 2014, s.19; Selaniki, Selaniki Tarihi, Haz: Mehmet İpşirli, s.320
401
Selaniki, Selaniki Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.276
402
Selaniki, Selaniki Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.268
403
Mehmet İpşirli, ‘’Ferhad Paşa’’, DİA
80
için bir karargâh konumuna getirmiştir. Ancak sefer dönüşü yeniçerilerin bir kısmını
Erzurum’da bırakması bölge ahalisi ile yeniçeriler arasında bir takım olayların
yaşanmasına sebep olmuştur. Selaniki eserinden yaşanan bu olayları Erzurum’dan bazı
kimselerin İstanbul’a gelerek yeniçerilerin‘’taşradan gelen me’kulata bizi dahl
itdürmeyüp, kendiler cevr ü zulmle alup baha verilmeyüb bize baha ile satarlar’’404
diye zulme uğradıklarına dair şikâyette bulunduklarını aktarmıştır. Hasan Beyzade ise
eserinde Erzurum’daki yeniçerilerin halka zulmettiğine dair şikâyetler Ferhad Paşa’ya
ulaşınca, bu yeniçerilerin derhal İstanbul’a gelmelerini emrettiğini ve bu durumu haber
alan Erzurum ahalisinin yeniçerileri şehirden çıkarma girişiminde bulunduklarını
kaydeder. Yeniçeriler ‘’Ağa mektubi yoktur’’ diye ahaliye karşı koymuş ve çıkan
arbede sonucu olay birkaç yeniçerinin öldürülmesiyle son bulduğu şeklinde
aktarmıştır.405

Nitekim zuhur eden bu hadiseyi fırsat bilen, başta Sinan Paşa olmak üzere,
Ferhad Paşa aleyhtarları yeniçerileri kışkırtma girişiminde bulunmuşlardır.406 Yeniçeri
ağası Satırcı Mehmed Ağa, Erzurum’da bulunan yeniçerilerden bir mektup aldığını ve
ahalinin yeniçerileri zorla şehir dışına çıkardığı ve mallarını gasp ettiklerini padişaha
arz etmiştir. Bu durum neticesinde padişah Erzurum’dan gelen kişilerin idam
edilmesini emretmiştir. Ancak yeniçeriler Ferhad Paşa aleyhtarlarının galeyanıyla
başkaldırı faaliyetlerine devam etmiş ve Erzurum halkının yeniçerilere saldırmasında
Ferhad Paşa’yı sorumlu tutarak Ferhad Paşa’ya karşı isyan başlatmışlardır.
Yeniçeriler, 4 Nisan 1592 de divana gelen Ferhad Paşa’ya karşı bir saldırı girişiminde
bulunmuşlardır. Ancak Yeniçeri Ağası Mehmed Ağa, Sekbanbaşı Ömer Ağa ve
Kethüda Mahmud Bey, olaya dâhil olarak yeniçerin yatışmasını sağlamıştır. Ancak
yeniçeriler o gün adet üzere çorba içmeyerek rahatsızlıklarını dile getirmeye devam
etmişlerdir.407

III. Murad olayı sona erdirmek adına Ferhad Paşa aleyhtarlarının telkinleriyle
Yeniçeri Ağası Mehmed Ağa’yı azletmiş ve yerine Silahtar Halil Ağa’yı yeniçeri ağası
olarak tayin etmiştir. Ancak Ferhad Paşa, padişahla görüşerek böyle bir azlin kanun
üzere münasip olmayacağını ve Mehmed Ağa’nın, Mahmud Ağa’nın yerine Anadolu

404
Selaniki, a.g.e, haz: Mehmet İpşirli, s.263
405
Hasan Beyzade, Hasan Beyzade Tarihi II, Haz: Şefki Niyazi Aykut, s,368
406
Mehmet İpşirli, ‘’Ferhad Paşa’’, DİA, s.383
407
Erhan Afyoncu, Ahmet Önal, Uğur Demir, Osmanlı İmparatorluğunda Askeri İsyanlar ve Darbeler,
Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2016, s.85
81
Beylerbeyi olarak tayin edilmesinin yerinde olacağını söylemesiyle Mehmed Ağa,
Anadolu Beylerbeyi olarak tayin edilmiştir. Bu hadiseye karşılık Mehmed Ağa
padişaha bir mektup yazarak kapıkulu askerlerinin ‘’yarınki gün bu veçhile ittifakları
mukarrerdür’’ diye büyük bir isyan planladıklarını arz edince padişah olayın
büyümesinden imtina ederek Ferhad Paşa’yı sadrazamlıktan azletmiştir.408

Selaniki Tarihinde yer alan bilgilere nazaran Peçevi ve Hasan Beyzade, Ferhad
Paşa’nın azledilmesini farklı şekilde aktarmıştır. Müelliflere göre Ferhad Paşa, çıkan
hadiselerin sebebini padişaha yeniçerilerin Satırcı Mehmed Ağa’dan memnun
olmadığı ve bu sebeple isyan girişiminde bulundukları şeklinde aktarmıştır. Gerçeği
öğrenen III. Murad, Ferhad Paşa’ya ‘’ bana kizb eyledün’’ diyerek Ferhad Paşa’yı
sadrazamlıktan azletmiştir.409

Venedik Balyosu Matheo Zane, raporunda Ferhad Paşa’nın azledilmesinin


sebebini askerlerin ulufe ödemelerindeki düzensizlik yüzünden isyan ettiği ve bu
isyanı sona erdirmek adına Ferhad Paşa’nın azledildiğini kaydetmektedir.410

Nitekim 2 Ağustos 1591 yılında sadrazam olan Ferhad Paşa, 4 Nisan 1592411
yılında sadrazamlıktan azledilerek sürgüne gönderilmiş ve yerine Kanijeli Siyavuş
Paşa sadrazam olarak tayin edilmiştir. Ferhad Paşa, azlinden sonra sürgüne gönderilse
de çiftliğinde konakladığı vakit, tekrar İstanbul’a gelmesi emredilmiş ve ikinci vezir
olarak divanda görevine devam etmiştir.412 Ferhad Paşa’nın azledilmesinin sebebi her
ne kadar Erzurum ahalisi ile yeniçeriler arasında zuhur eden hadise olarak görülse de
bu hadiseyi fırsat bilen Ferhad Paşa aleyhtarlarının yürüttüğü politikanın da
azledilmede büyük etkisi vardır. Zira olayların yatışmasına mani olup yeniçerilerin
kışkırtılması Ferhad Paşa aleyhtarlarının yürüttüğü politikadır.

5.2 Ferhad Paşa’nın Sadaret Kaymakamlığı ve 2. Sadrazamlık Dönemi

28 Ocak 1593 tarihinde Kanijeli Siyavuş Paşa’nın sadrazamlıktan azledilmesi


üzerine Malkara’da bulunan Sinan Paşa, tekrar sadrazam olarak tayin edilmiştir.413

408
Selaniki, Selaniki Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.265
409
Hasan Beyzade, Hasan Beyzade Tarihi II, Haz: Şefki Niyazi Aykut, s,370; Peçevi İbrahim Efendi,
Peçevi Tarihi, Cilt 2, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.113
410
Erhan Afyoncu, Ahmet Önal, Uğur Demir, Osmanlı İmparatorluğunda Askeri İsyanlar ve Darbeler,
s.86
411
Mehmet İpşirli, ‘’Ferhad Paşa’’, DİA, s.383
412
Selaniki, a.g.e, Haz: Mehmet İpşirli, cilt 1, s.373
413
Mahmut Ak, ‘’Kanijeli Siyavuş Paşa’’, DİA, Cilt 37, s.311-313
82
Sinan Paşa’nın üçüncü sadrazamlık döneminde Ferhad Paşa, ikinci vezir olarak
divanda bulunmaktadır.414 Her iki paşanın da divanda bulunmaları, aralarındaki
çekişmeyi de beraberinde getirmiştir. III. Murad, kubbealtında devlet erkânıyla
görüşme yaptığı vakit Ferhad Paşa’ya Sinan Paşa ile aralarında bulunan düşmanlığa
son vermek adına ‘’Umur-ı dîn ve devletde yek-dil ü yek cihet olup, kin ü kibr terk
olunup, hüsn-i zindegânî üzre hakk ve adl ile mesâlih ve mühimmat görilüp, ikinci
vezaret ile oturup, her kişi âsûde hal ola’’ diyerek tembihte bulunmuş ve Sinan
Paşa’nın konağına giderek görüşmesini emretmiştir.415

Sinan Paşa’nın sadrazamlık döneminde Avusturya ile ilişkilerin iyi


olmadığından dolayı Sinan Paşa, Avusturya’ya karşı sefere çıkma düşüncesinde idi.
Çıkılacak seferde iki devletin ilişkilerinden ziyade Sinan Paşa’nın şahsi nedenleri de
savaşın başlamasına zemin hazırlamıştır. Sinan Paşa’nın şahsi düşüncelerinin başında
ise, şark seferinde üstün başarılar elde eden siyasi rakibi Ferhad Paşa’ya karşılık,
Avusturya seferine serdar olarak başarılar kazanma isteği gelmektedir.416 Bu durum,
III. Murad’ın her ne kadar paşalar arasındaki çekişmeyi sonlandırmak istese de Sinan
Paşa’nın rekabeti devam ettirdiğini göstermektedir. Ayrıca Peçevi, Sinan Paşa’nın
Ferhad Paşa’yı İran’da elde ettiği başarılarından dolayı çekemediğini dile
getirmiştir.417

Sinan Paşa, Derviş Hasan Paşa’nın ve Kilis Beyi Ahmet Paşa’nın oğlu
Sultanzade’nin şehit edilmesini gerekçe göstererek III. Murad’a Avusturya’nın Sultan
Süleyman’dan sonra ciddi bir yenilgi almadıkları söyleyerek sefere çıkılması yönünde
telkinlerde bulunmuştur.418 Bunun yanında Sinan Paşa, kendisinden ziyade yandaşı
olan paşalar aracılığıyla da padişahı sefere ikna etme girişiminde bulunmuştur. Ferhad
Paşa, ise sefere çıkılması yönünde askerlerin çekeceği sıkıntıları dile getirerek
muhalefette bulunmuştur. Hoca Saadettin Efendi ve Şeyhülislam Bostanzade Efendi,
Ferhad Paşa’nın fikrini destekler nitelikte görüşler bildirmiş, askerin şark seferinde
birçok zahmete katlandığını ve yorgun düştüğüne vurgu yaparak, askerin henüz

414
Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi, Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi Tarihi I,
Yay Haz: Ziya Yılmazer, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2003, s.8-9
415
Selaniki, Selaniki Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.305
416
Halil İnalcık, Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-II, Türkiye İş Bankası
Yayınları, İstanbul, 2018, s.19; Mücteba İlgürel, ‘’Zirveden Dönüş: II. Selim’den III. Mehmed’e’’,
Türkler Külliyatı, Cilt 9, s.1195
417
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, Cilt 2, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.112
418
Peçevi a.g.e, s.112
83
dinlenmediğini dile getirmiştir. Buna karşılık Sinan Paşa, Ferhad Paşa, şahın yeğenin
getirdiğini ve kendisinin de Beç kralını getireceği ve ülkesini fethedeceğini
vadetmiştir. Hoca Saadettin Efendi ise bu sözlerinin gurudan ibaret olduğunu ve
sonunun felaket olacağını aktarmıştır.419

1590’dan sonra Osmanlı Devleti’nin sınırlarda artan akıncı faaliyetlerine karşılık


Avusturya, 1592 Prag toplantısında Osmanlı Devleti’ne karşı savaş kararı vererek
Viyana yolu üzerindeki Raab (Yanıkkale) Kalesinde toplanma kararı almıştır.
Avusturya’nın savaş hazırlığına başlaması, papanın haçlı savaşına dönüştürme
faaliyetleri ve Sinan Paşa’nın telkinleriyle Osmanlı Devleti sefer kararı almıştır.420 Bu
gelişme üzerine Sinan Paşa, serdar tayin edilerek 19 Temmuz 1593 yılında harekete
geçmiştir.421 Sinan Paşa, sadrazam ve serdar olarak Avusturya Seferine gitmesi
üzerine ikinci vezir Ferhad Paşa, sadaret kaymakamı olarak tayin edilmiştir.422

5.2.1 Ferhad Paşa’nın Sadaret Kaymakamlığı

Sinan Paşa’nın sefere gitmesi ile birlikte sadaret kaymakamı olan Ferhad Paşa,
sefer ile alakalı lazım gelen ihtiyaçları tedarik etmekle vazifesine başlamıştır.
Mısır’dan gelmekte olan sefer mühimmatı ve cephaneliği Sinan Paşa’ya ulaştırmak
adına Belgrad’a naklini sağlamıştır.423 Ayrıca Sinan Paşa’nın isteği üzerine Ferhad
Paşa, Baş Defterdar Hasan Efendi ile birlikte tophâne ve cebehâne tedarik ederek
Sinan Paşa’ya göndermiştir.424

Ferhad Paşa, sadaret kaymakamlığı esnasında devlet işleriyle alakadar olmuş ve


ilk olarak Eylül 1593 yılında ulufelerin tahsilini gerçekleştirmiştir. Halep ve
Trablusşam beylerine adamlar göndererek mal tahsil etmiş ve akabinde cizye ve
ağnam vergisi dâhilinde 325 yük akçe elde ederek tahsili gerçekleştirmiştir.425
Akabinde Cağalazade Sinan Paşa’nın Ferhad Paşa ile görüşmesi ve donanmanın bir
yıldan beri ulufe almadığını aktarması üzerine Ferhad Paşa, donanmanın ulufesini de
tahsil ettirmiştir.426

419
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, Cilt 2, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.122
420
Halil İnalcık, Devlet-i Aliyye, s.20
421
Mehmet İpşirli, ‘’Koca Sinan Paşa’’, DİA, cilt 26, s.137-139
422
BOA, KK, Def No: 1872, s.1
423
Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi, ‘’ Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi Tarihi I’’,
Yay Haz: Ziya Yılmazer, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2003, s.15
424
Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi, a.g.e, Yay Haz: Ziya Yılmazer, s.50
425
Selaniki, Selaniki Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.334
426
Selaniki, Selaniki Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.358-375
84
Ferhad Paşa’nın ilgilendiği diğer bir mesele ise devletlerarası görüşmelerdir.
Nitekim Eylül 1593 de İngiltere’den gelen elçiyi kanun-ı kadime üzerine ağırlayıp
ziyafet düzenledikten sonra divanda görüşme gerçekleştirmiştir.427

Ferhad Paşa, sadaret kaymakamlığı esnasında azl ve tayin meseleleriyle de


alakadar olmuş, Anadolu muhasebecisi Işık Ali Paşa azledilerek yerine Ferhad
Paşa’nın yakın adamlarından olan Kara Mehmed Çelebi Anadolu muhasebeciliğine
tayin edilmiştir.428 Akabinde Diyarbekir defterdarı Mahmud Bey, göndermekle
yükümlü olduğunu hazinenin tamamını göndermemekle ancak yirmi yük akçe
göndermesi sonucu görevinden azledilerek yerine Ferhad Paşa’nın akrabası olan
Erzurum defterdarı Kara-batak Mehmed Efendi tayin edilmiştir.429 Görünen o ki
Ferhad Paşa’nın iktidar mücadelesi dâhilinde kendi ekibini kurmak için faaliyetlerde
bulunduğu görülmektedir.

Ferhad Paşa, sadaret kaymakamlığı esnasında Rusçuk, Hezargırad ve Silistre


kadıları arzlar yazarak Eflak voyvodası Mihal’in isyan ettiği ve bölgede Müslümanlara
zulmettiği bildirmişlerdir. Ferhad Paşa, derhal durumla alakadar olarak İstanbul’dan
1000 yeniçeri, cebeci, topçu, 10 şahi darbuzanı Rusçuk’a göndermiş akabinde Silistre,
Çirmen, Vize, Kırk-Kilisa beylerine de Rusçuk üzerine harekete geçmeleri
emretmiştir.430

Ferhad Paşa, sadaret kaymakamı iken zuhur eden en büyük hadise şüphesiz
Padişah III. Murad’ın vefatıdır. III. Murad, Özbek elçisiyle görüştüğü vakit
rahatsızlanmasıyla Sinan Paşa Köşkü’ne çekilmiş ve 17 Ocak 1595 yılında vefat
etmiştir.431 III. Murad’ın vefat bilgisi, Safiye Sultan ve Darüssade Ağası Gazanfer Ağa
tarafından devlet erkânından saklı tutulmuş, Gazanfer Ağa, Bostancıbaşı Ferhad
Ağa’yı Manisa’da bulunan Şehzade Mehmed’i tahta cülus etmesi için davetname ile
göndermiştir. O sırada sadaret kaymakamı olan Ferhad Paşa, hakikati öğrenmek üzere
divanda iki hüccet ve bir telhis yazmıştır. Aldığı cevap ile padişahın yazısını
karşılaştırdığı vakit gelen cevabın padişahın yazısının taklidi olduğunu görmesi
üzerine III. Murad’ın vefat ettiğine kanaat getirmiş ve bir ağayı taziye ve tehniyename

427
Selaniki, Selaniki Tarihi I, Haz: Mehmet İpşirli, s.334
428
Selaniki, a.g.e, s.337
429
Selaniki, a.g.e, s.338
430
Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi, a.g.e, Yay Haz: Ziya Yılmazer, s.52
431
Bekir Kütükoğlu, ‘’III. Murad’’, DİA, Cilt 31, 172-176
85
ile Manisa’da bulunan Şehzade Mehmed’e göndermiştir.432 Şehzade Mehmed, tahta
cülus edene kadar ki geçen sürede Ferhad Paşa, güvenlik ve huzuru korumakla meşgul
olmuştur. İhtimal dâhilinde oluşacak karışıklığı önlemek ve ahaliyi korku altında
tutmak adına zindanda bulunan ve katline ferman olan kimselerden birkaç tanesinin
idamını gerçekleştirmiştir.433 Nitekim 27 Ocak 1595 yılında III. Mehmed’in İstanbul’a
gelerek tahta cülus etmesi üzerine, III. Murad’ın cenaze hazırlıklarına başlanmıştır.

III. Murad’ın cenaze merasimi Ferhad Paşa’nın da içinde bulunduğu siyasi


çekişmeye ortam hazırlamış ve bu siyasi mücadele, III. Murad’ın cenaze namazının
kıldırılması üzerine yaşanmıştır. Padişahın hocası Saadettin Efendi ‘’son hizmetimdir,
padişahın cenaze namazını kıldırayım’’ diyerek Sadaret Kaymakamı Ferhad Paşa’ya
başvurmuştur.434 Ferhad Paşa, bu isteği Padişah III. Mehmed’e arz etmiş ve onayını
almıştır. Ancak Şeyhülislam Bostanzade Efendi, Hoca Sadettin Efendi’yi beklemeden
tekbir getirerek cenaze namazını başlatmıştır. Bu sayede Hoca Sadettin Efendi namaza
iştirak etmek zorunda kalmıştır. Ancak Hoca Sadettin Efendi namaz bittikten sonra,
‘’ölünün velisi bana izin vermişti, namazın iadesi lazımdır’’ diyerek namazın tekrar
kılınmasını istemişse de Bostanzade Efendi ‘’Padişah-ı cihanın bizzat iktida etmeleri
izindir, namaz tamam oldu, iade lazım değildir’’ namazın tekrar edilmesine mani
olmuştur.435 Bu durum tarafların aralarında düşmanlık doğmasına sebep olmuştur.
Ayrıca Ferhad Paşa’nın III. Murad’ın cenaze namazını Hoca Sadettin Efendi’nin
kıldırması yönündeki girişimleri Bostanzade Efendi’de tepkiye yol açmış ve Ferhad
Paşa’ya içten içe düşmanlık beslemiştir.436 Solak-zade, eserinde Bostanzade Efendi
için Ferhad Paşa’nın vezirlik ve sadaret kaymakamlığından azledileceğini umduğunu
dile getirmektedir.437

Padişah III. Mehmed, tahta çıktığı vakit sadaret kaymakamı olan Ferhad Paşa,
padişaha yakın olarak önerilerde bulunmakla vazifelendirilmiştir.438 Sinan Paşa, rakibi
olan Ferhad Paşa’yı gözden düşürüp intikam alma düşüncesinde iken Ferhad Paşa,

432
Naima Mustafa Efendi, Naima Tarihi I, Çev: Zuhuri Danışan, Bahar Matbaası, İstanbul, 1967, s.105
433
Naima Mustafa Efendi, Naima Tarihi I, Çev: Zuhuri Danışan, s.105
434
Yücel Öztürk, ‘’Osmanlı’da İktidar İnşa Aracı Olarak Ulema ve Seyfiye Eksenli Darbeler (XVI-
XVIII. Yüzyıl’’, Uluslararası Doğu Avrupa Araştırmaları Dergisi, Sayı 1, 2019, s.151
435
Naima Mustafa Efendi, a.g.e, Çev: Zuhuri Danışan, s.106
436
Solak-zade, Solak Zade Tarihi II, Haz: Vahit Çabuk, s.361; Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7,
s.193
437
Solak-zade, Solak Zade Tarihi II, Haz: Vahit Çabuk, s.363
438
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, Cilt 2, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.153
86
yaptığı hizmetlerle padişahın takdirine mazhar olmuş ve yakın adamları arasına
girmiştir.439

Belgrad’da olan Sinan Paşa, rakibi olarak gördüğü Ferhad Paşa’nın aleyhine
faaliyetler gerçekleştirmek ve padişahın gözünden düşürmek adına payitahta doğru
gelirken440 Sultan III. Mehmed, devlet kademelerinde değişikliğe gitmiş ve Sinan
Paşa’yı sadrazamlıktan azlederek H. 16 C 1003 / 16 Şubat 1595441 tarihinde sadaret
kaymakamı olan Ferhad Paşa’yı sadrazamlık makamına tayin etmiştir. İkinci defa
sadrazamlık makamına erişen Ferhad Paşa’ya, Sultan III. Mehmed tarafından
nevruzda yeniçerilerle birlikte Belgrad’a doğru yola çıkılması emredilmiştir.442

Sinan Paşa’nın azledilmesinde 2 sebep rivayet edilir. İlk rivayet, Sinan Paşa’nın
seferde olmasını fırsat bilen siyasi rakibi Ferhad Paşa ve Hoca Saadettin Efendi’nin
padişaha yaptığı telkinler olarak gösterilir.443 Azledilme sebebi için diğer bir rivayet
ise Sinan Paşa’nın seferde iken aldığı olumsuz sonuçlar ve Komoron kuşatması
esnasında zuhur eden hadise olarak gösterilir. Komoron Kalesi’nin muhafızı Yanık
Kale’nin fethedilmemesinin ardından bu kaleyi teslim edeceğini bildirmiştir. Kale,
Sokullu-zade Hasan Paşa’ya teslim olacağı vakit Sinan Paşa, oğlu olan Rumeli
Beylerbeyi Mehmed Paşa’ya şeref kazandırma amacı ile kalenin Mehmed Paşa’ya
teslim olması yönünde girişimlerde bulunmuştur. Mehmed Paşa, kale önüne
gelmesiyle birlikte Komoron muhafızları durumdan tedirgin olup kaleyi teslim
etmekten vazgeçmişlerdir. Kış ayının olması hasebiyle zuhur eden olumsuzluklar ve
askerin hoşnutsuz tavırları sebebiyle kale ele geçirilememiştir. Bu gelişme üzerine
Padişah III. Mehmed, Sinan Paşa’yı sadrazamlıktan azlederek Malkara’ya gitmesini
emretmiştir. Sadrazamlıktan azledilen Sinan Paşa, sefer hakkında padişaha malumat
vermek amacıyla İstanbul’a gelmek istediyse de devlet işleriyle alakalı ancak
sadrazam padişah ile görüşebilir bu sayede tüm arzlarını Sadrazam Ferhad Paşa’ya
göndersin cevabı iletilerek Malkara’ya gitmesi emredilmiştir. 444

439
Naima Mustafa Efendi, a.g.e, Çev: Zuhuri Danışan, s.116
440
Naima Mustafa Efendi, ‘’a.g.e’’, Çev: Zuhuri Danışan, s.116
441
Selaniki, Selaniki Tarihi II, Haz: Mehmet İpşirli, s.448
442
Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi, Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi Tarihi I,
Yay Haz: Ziya Yılmazer, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2003, s.29
443
Peçevi II, s.153; Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.144; Ziya Nur Aksun, Osmanlı Tarihi, Cilt 1, s.424
444
Selaniki, Selaniki Tarihi II, Haz: Mehmet İpşirli, s.466; Hasan Beyzade, Hasan Beyzade Tarihi II,
Haz: Şefki Niyazi Aykut, s.399
87
5.2.2 Ferhad Paşa’nın 2. Sadrazamlık Dönemi

Yukarıda bahsi geçtiği üzere Avusturya, 1592 Prag toplantısında Osmanlı


Devleti’ne karşı savaş kararı almış ve bu karar doğrultusunda savaşı haçlı seferine
dönüştürme niyetiyle papaya başvurmuştur. Akabinde Alman prenslerinden de olumlu
yanıt alan Avusturya, Eflak, Boğdan ve Erdel’i Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmış ve
himayesi altına alacağını vaat etmiştir.445

Buğdan’ın Osmanlı Devleti’ne karşı ittifakta yer almasında, Ferhad Paşa’nın


1591 tarihinde Sinan Paşa zamanında tayin edilen Boğdan voyvodası Aaron Tiranul,
yerine Boğdan Beyzadesini yeni voyvoda olarak ataması sebep olarak gösterilir.
Tiranul, bu değişikliği kabul etmeyerek beyzadeyi geri çevirmiştir. Tiranul’un bu
tutumu üzerine Maraş Beylerbeyi Mustafa Paşa, komutasındaki ordu ile birlikte
Tiranul üzerine harekete geçmiştir. Ancak Tiranul bu orduyu bozguna uğratıp Mustafa
Paşa’yı da şehit etmiştir.446 O tarihten beri Boğdan, Osmanlı Devleti’ne karşı olumsuz
düşünceler ile hareket etmiştir. Papa ise mevcut durumdan istifade ederek Boğdan’a
misyonerler göndermiş ve Avusturya’nın saflarına katılıp Osmanlı Devleti’ne isyan
etmesine zemin oluşturmuştur.447

Eflak’ın ise Osmanlı Devleti’ne karşı isyan ederek Avusturya’nın yanında yer
almasını gerektirecek bir hadiseden söz edilir. Bu hadise Sinan Paşa’nın Yanıkkale
muhasarasında iken Eflak için gösterdiği sert tutumdur. Eflak voyvodası Mihal, sefer
masrafları için akçe, 400 beygir ve Sinan Paşa’ya bir takım hediyeler göndermiştir.
Sinan Paşa, bu hazinenin Belgrad’a yetiştirilmesi gerektiğini dile getirerek elçiyi
öldürmek istemiş fakat oğlu Mehmed Paşa’nın engel olmasıyla birlikte elçiyi zindana
attırarak baharda Eflak üzerine sefer düzenleyeceğini söylemiştir. Sinan Paşa’nın bu
davranışı Mihal’in tepki göstermesine sebep olmuştur.448 Papa’nın Osmanlı Devleti’ne
karşı ittifak kurma girişimleri, Avusturya’nın vaatleri ve Osmanlı idaresinin yürüttüğü
olumsuz politikalar neticesinde Eflak Osmanlı Devleti’ne karşı isyan bayrağını çekmiş
ve Bükreş’te Müslümanları katletmiştir. Ardından Mihal bu katliamın bir benzerini de

445
İnalcık, Devlet-i Aliyye, s.20
446
Danişmend’, Kronoloji, Cilt III, s.138
447
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.183
448
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.138
88
Yergöğü’nde yapmış ve 4 bin kadar alacaklı Türkleri bir hana toplayarak
katletmiştir.449

Eflak voyvodası Mihal, Osmanlı Devleti’ne ödediği haraçtan ve paşalara ödediği


rüşvetten kurtulmak için Avusturya’nın çağrısına yanıt vererek Osmanlı Devleti’ne
karşı isyan başlatmıştır.450 Eflak, isyana dair ilk hareketini, yeniçerilerin oturduğu eve
saldırı düzenleyerek gerçekleştirmiştir. Akabinde Kazaklar ile ittifak ederek
Karadeniz’in kıyısındaki köy ve kasabaları yağmalamaya başlamıştır. Diğer bir
taraftan da Tuna’ya yakın olan Yergöğü, Hırsova, Maçin İbrail Silistre, Ziştovi ve
Rahova’ya saldırılar düzenleyerek bu şehirleri ateşe vermişlerdir.451 Eflak Voyvodası
Mihal’in komutanı Macar General Albert Kiraly, Flock kasabasına saldırıda
bulunduktan sonra İbrail kalesini kuşatmıştır. Kale komutanı Karaçavuş Mehmed Bey,
16 gün kaleyi muhafaza etse de ahalinin can güvenliğine dair teminat alarak kaleyi
teslim etmiştir. Diğer bir taraftan da Eflak ordusu Silistre üzerine taarruzda bulunsa da
Silistre Sancak beyi Mustafa Bey, Eflak ordusunu geri püskürtmeyi başarmış ve kaçan
Ulahları takip ederek 4 bin kadar düşmanı öldürmüştür.452

Mihal’in baskınları sonucu İstanbul’a kaçan ahali Müslümanların esir edildiğini,


şehir ve kasabaların yakılıp yağmalandığını aktarmışlardır. Tüm bu gelişmeler
Osmanlı Devleti’ni harekete geçirmiş ve Sadrazam Ferhad Paşa, derhal divanı
toplayarak seferin Budin üzerine mi yoksa Eflak üzerine mi yapılması gerektiği
hususunda görüşmelere başlamıştır. Ferhad Paşa, ‘’sefer kangı canibe ola-idügini
yalnuz kendi re’yümle olmasın’’453 diyerek divanda istişareye sunmuştur. Alınan karar
neticesinde intikam almak ve Avusturya’ya karşı yapılacak seferde Eflak’ın engel
teşkil etmemesi maksadıyla Eflak üzerine sefer yapılması kararlaştırılmıştır.454

5.2.2.1 Ferhad Paşa’ya Karşı Düzenlenen Sipahi İsyanı

Eflak üzerine yapılacak olan sefere serdar tayin edilen Ferhad Paşa, sefer
hazırlıkları ile alakadar olduğu vakit Malkara’da bulunan eski sadrazam Sinan Paşa,
Cağalazade Sinan Paşa ve Siyavuş Paşa, entrikalar planlayarak Ferhad Paşa, aleyhine

449
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.183
450
Halil İnalcık, Devlet-i Aliyye II, s.20
451
Halil İnalcık, a.g.e, s.21
452
Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.139
453
Selaniki, Selaniki Tarihi II, Haz: Mehmet İpşirli, s.467
454
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.196
89
sipahi isyanının çıkmasına zemin oluşturmuştur. İlk olarak Yanıkkale muhasarasında
görev alan kapıkulu sipahileri, Ferhad Paşa’ya başvurarak cephede olmalarından
dolayı alamadıkları cülus bahşişini talep etmişlerdir. Bu talep üzerine Ferhad Paşa,
Anadolu Defterdarı Mahmud Efendi’ye yoklama yaptırarak 1630 sipahinin cülus
bahşişini tahsil etmiştir. Akabinde Ferhad Paşa, 22 Nisan 1595 tarihinde divandan
çıkıp sarayında doğru giderken Haseki Sultan Hamamı civarında Gence
muhafızlığında 3 sene hizmet etmek şartı ile deftere kaydolacağı sözü verilen kul
oğlanları tarafından önü kesilerek, verilen sözün tutulmasını, isimlerinin deftere
kaydedilmesini ve ulufelerinin diğer sipahiler ile birlikte verilmesini talep etmişlerdir.
Peçevi tarihinde bu sipahilerin sayısı bini aşkın olduğu aktarılmaktadır. Naima
tarihinde ise bu sayının on bin olduğu zikredilir. Nitekim sipahilerin isteğine karşılık
Ferhad Paşa, cevap olarak ‘’sizin ulufeniz yine Gence ve Tebriz hazinesinden verilir,
padişahın buyruğu böyledir, niçin uymazsınız?’’ diyerek bu talebi reddetmiştir. Ancak
kul oğlanlarının bunu kabul etmeyerek taşkınlık çıkarması üzerine Ferhad Paşa,
‘’padişah buyruğuna uymayanın kendisi kâfir, karısı da boş olur, karşı çıkmaktan
kesinlikle sakının’’ diyerek sert bir şekilde uyarmıştır.455 O sırada oluşan gerginliği
yatıştırmak adına bir kimse Ferhad Paşa’ya ‘’inayet buyurun, bu kadar yoldaşınızın
maaşına zammı ihsan eylediniz, bunlara dahi sadaka buyurun’’ sözlerini sarf etmesi
üzerine, Ferhad Paşa, ‘’bunlar sefere varmak istemezler, müft in’am u ulûfe alup
İstanbul’dan çıkmazlar’’456 diyerek cevap vermiştir.

İsteklerine ulaşamayan kul taifesi ve bunların aralarına karışan eski sadrazam


Sinan Paşa ve Cağalazade Sinan Paşa’ya yakın olan kimseler457 ‘’üç sene mükemmel
surette Gence Kalesini düşmandan muhafaza edip, vazifelerimizi istediğimiz için bizi
kâfir yaptı böyle serdardan ne umarız’’ diyerek Ferhad Paşa aleyhine fitne çıkarmaya
başlamışlardır.458 Bu kimseler Ferhad Paşa’nın katline ferman çıkartmak üzere
şeyhülislama başvurmuşlar ise de şeyhülislam ‘’böyle didiyse kendüzine zarar, size
kat’an nesne lâzım gelmez. Kerem ü lutf eylen, ben kendüm sa’y idüp, ulûfelerinüz
çıkardayum, nizâ eylemek lâyık ve münâsib değildür’’459 diyerek nasihat edip

455
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, Cilt 2, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.154
456
Selaniki, Selaniki Tarihi II, Haz: Mehmet İpşirli, s.468
457
Ziya Nur Aksu, Osmanlı Tarihi, Cilt 1, s.425
458
Naima Mustafa Efendi, Naima Tarihi I, Çev: Zuhuri Danışan, s.120
459
Selaniki, Selaniki Tarihi II, Haz: Mehmet İpşirli, s.469
90
sipahileri yatıştırmaya çalışmışsa da çabası sonuç bulmamış ve ‘’efendi hazretleri
fetvâ virmeğe akça ister’’460 diyerek isyana devam etmişlerdir.

Ertesi gün, ulufe dağıtımı için hazineden 48 yük altın tahsis edilmiş ve ruznameci
sıfatıyla Selaniki Mustafa Efendi dağıtımla görevlendirilmiştir.461 Yeniçeriler
ulufelerini almasının ardından sipahiler kendileri ve kadınlarına hakaret edilmesini
gerekçe göstererek ‘’Ferhad Paşa’nın başı kesilmedikçe ulufemizi almayız’’ diyerek
kargaşa çıkarmışlar ve ulufesini alanları taşlamışlardır.462 Taşkınlığı sonlandırmak
adına kapıcılar kethüdası ve çavuşbaşı görevlendirildiyse de bir sonuç alınamamıştır.
Akabinde kazasker, müftü ve vezirler, sipahilerle görüşerek ‘’Gencelilerin ulufelirini
teslim edelim, sizin muradınız ne ise müsaade olunsun’’ diyerek yatıştırmaya
çalışmışlarsa da ‘’biz akçe kabul etmeyiz, divan kapısından vezirleri sağ çıkarmazız.
Ferhad Paşa’nın başı’’463 diyerek vezirleri taş yağmuruna tutmuşlar ve Lala Mehmed
Paşa elinden, Halil Paşa kulağından, Cerrah Mehmed Paşa ise göğsünden
yaralanmıştır.464

Hadiseyi Sultan III. Mehmed’e arz eden Ferhad Paşa,

‘’ben bendeden (kuldan) sâdir olan söz, mahallinde Lala Mehmed Paşa vesair
vezirler hazır idiler ki, büyüklere itaat etmeyenlerin dinlerine zarar mukarrerdir
(kararlıdır) dedim. Bu sözde ne hâta vardır? Bu kulunuz bu dünyadan gitmekle
padişaha vezir eksik olmaz. Lâkin bu muratlarına müsaade olunduğu surette,
giderek isyanları şiddetlenip onlara mukavemet etmek müşkül olur. O hale gelir
ki devletin emirlerini yerine getirmek mümkün olmaz. Bu gailenin (sıkıntının)
giderilmesinde alınacak en güzel tedbir budur ki yeniçeri ağası huzurunuza
girdikte şifahen tenbih buyurulsun ki, odalardan silâhlı fazlaca yeniçeri götürüp
cebehane altında duralar, bostancı başı kulunuz da memur ola ki, tuvâna (dinç)
bostancılardan vâfirini (pek çoğunu) silâhlı olarak ve Demir kapı önünde hazır
eyleyeye ve cümlesi işaretinizi gözeteler. Vezirler divandan çıktığı vakit
sipahiler hücuma geçerlerse, her taraftan ortalarına alıp cezalarını vereler’’465
diyerek öneride bulunmuş ve bu öneri III. Mehmed tarafından kabul görmüştür. Ancak
Sultan III. Mehmed, Paşa’ya ‘’sen yalnız bunda dur. Benim tarafımdan tekrar
vezirlerim varup nasihat etsinler. Eğer kârgir olmazsa (fayda vermezse) senin dediğin
tedarikleri görelim’’466 sözleri ile vezirleri nasihat için sipahilere göndermiştir. Ancak

460
Selaniki, Selaniki Tarihi II, Haz: Mehmet İpşirli, s.469
461
Selaniki, a.g.e, s.469
462
Naima Mustafa Efendi, Naima Tarihi I, Çev: Zuhuri Danışan, s.120
463
Naima Mustafa Efendi, Naima Tarihi I, Çev: Zuhuri Danışan, s.120
464
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.197
465
Naima Mustafa Efendi, Naima Tarihi I, Çev: Zuhuri Danışan, s.120
466
Naima Mustafa Efendi, a.g.e, Çev: Zuhuri Danışan, s.120
91
sipahiler vezirleri taş yağmuruna tuttuğu vakit III. Mehmed yeniçeri ağası Ahmed
Ağa’ya ve bostancı başına emir vermesi ile sipahiler üzerine hücum edilmiş ve isyan
bastırılmıştır. İsyanın bastırılmasıyla birlikte yeniçerilere 100 bin akçe dağıtılmış ve
ağalarından 10 kişiye hilat giydirilmiştir.467

İsyanın bastırılmasıyla birlikte Ferhad Paşa, III. Mehmed’in huzuruna gelerek


isyanın çıkmasında Koca Sinan Paşa ve Cağalazade Sinan Paşa’nın dâhili olduğunu
ve yandaşlarının sipahileri kışkırttığına dair arz sunmuştur. Akabinde Koca Sinan
Paşa’nın gözüne mil çekilerek Karahisar’a sürgün edilmesini ve yandaşlarının
cezalandırılmasını talep etmiştir. Bu talep III. Mehmed tarafından kabul görmesiyle
birlikte hazırlıklara başlayan Ferhad Paşa’ya çevresi

‘’böyle bir usul Osmanlı Devleti’nde şimdiye dek görülmüş değildir, eğer
uygularsanız sizin icadınızdır diye halkın diline düşüp kötülükle anılmanız
doğru olmaz. Belki de bundan böyle bu, padişahlarda bir alışkanlık haline gelir.
Sonra nice suçsuz insanların gözüne musibet çöpü düşmesine neden olursun’’468
diyerek uyarıp, uygulamanın gerçekleşmesiyle birlikte bu fitnenin Sinan Paşa
taraftarları nezdinde daha fazla artacağı ihtimalini de dile getirerek Ferhad Paşa’yı
kararından vazgeçirmişlerdir. Akabinde isyanı tertip eden Koca Sinan Paşa
Malkara’ya, Cağalazade Sinan Paşa Karahisar’a ve Siyavuş Paşa Konya’ya sürgün
edilmiştir.469

Zuhur eden bu isyan, Osmanlı Devleti’nin batıdaki tebaası düşmanlar tarafından


zulme uğrarken devlet erkânının siyasi iktidar mücadelesi içerisinde faaliyetlerde
bulunması devlete ne denli zarar verecek bir seviyeye ulaştığını göstermektedir.

5.2.2.2 Ferhad Paşa’nın Eflak Seferi

Sadrazam Ferhad Paşa, Papanın ve Avusturya’nın oluşturduğu ittifak içerisinde


en önemli hadisenin Eflak olduğunu düşünmektedir. Eflak isyanının bastırılmasının
akabinde Avusturya üzerine sefere gidilmesini münasip görmektedir.470 Akabinde
Ferhad Paşa, Belgrad’da olan başdeftardara ulak göndererek defter-hâne’yi
mühürleyip, Belgrad kalesine çekilmesini, Satırcı Mehmed Paşa’ya da sefer hazırlığı
yapıp mühimmatı tamam etmesi emredilmiştir.471 Sipahi isyanı öncesi divanda yapılan

467
Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.197
468
Ahmet Şimşirgil, Kayı V, s.179
469
Naima Mustafa Efendi, a.g.e, Çev: Zuhuri Danışan, s.121
470
Mustafa Cezar, Mufassal Osmanlı Tarihi, Cilt 3, s.1608
471
Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi, a.g.e, Yay Haz: Ziya Yılmazer, s.55
92
istişarede, Eflak üzerine sefer yapılması kararlaştırılmıştı. Sadrazam Ferhad Paşa, bu
sefere serdar olarak tayin edilmiş ve sadrazam olması hasebiyle serdarlıkla
görevlendirilerek sefere gitmesi üzerine, ikinci vezir İbrahim Paşa, sadaret
kaymakamlığına getirilmiştir. Ferhad Paşa, 27 Nisan 1595 tarihinde İstanbul’dan
hareket ederek Davud Paşa ordugâhına geçmiştir.472 Naima, eserinde bu tarih için H.
17 Şaban 1000 senesini işaret etmektedir.473 Bu tarih M. 1592 tarihine denk
gelmektedir. Ancak Ferhad Paşa’nın III. Mehmed zamanında sadrazam olarak tayin
edilmesi ve Eflak seferine serdar kılınması 1595 senesinde gerçekleşmesinden ötürü
Naima’nın aktardığı tarihin hatalı olduğu tespit edilmiştir.

Ferhad Paşa, sipahi isyanının sefer tarihini geciktirmesinden rahatsızlık


duymakta ve Eflak’taki hadiselere bir an önce son vermek adına derhal harekete
geçerek Davud Paşa ordugâhına yerleşmiştir. Ferhad Paşa, ilk olarak 10 kadırga ile
birlikte Varna ve Tuna üzerinden Rusçuk’a top ve mühimmat göndermiştir. Akabinde
Yeniçeri Ağası Yemişçi Hasan Ağa’nın İstanbul’da kalması üzerine Ferhad Paşa,
Zağarcıbaşı Ağa komutasında 10 bin yeniçeri ile birlikte 1 Mayıs’ta Davut Paşa
ordugâhından Edirne’ye doğru hareket etmiştir.474 Ferhad Paşa’nın bir an önce sefere
iştirak etmesiyle birlikte arkadan takviye kuvvet gönderileceği de vaat edilmiştir.
Ayrıca Çorlu’dan itibaren ‘’kul- karındaşı’’ ismiyle muhtelif menzillerde asker
toplayarak ilerleyişini sürdürmüştür.475 Sefer için görevlendirilen askerin yanı sıra top
ve top arabacıları cemaatine mensup ehl-i hıref, hayyat, mehter, alemdar, şakir, saka,
has ahır hademeleri de sefere iştirak etmiştir.476 Başbakanlık Osmanlı Arşivi, 5524
numarada kayıtlı Maliyeden Müdevver Defter, bu kişilerin bölük ve neferân olarak
bilgilerini ihtiva etmektedir.

Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan 5524 numaralı Maliyeden Müdevver


Defter477, Ferhad Paşa dönemine dair oldukça önemli bilgiler ihtiva etmektedir. Saka,

472
Ziya Nur Aksu, Osmanlı Tarihi, s.426; Danişmend, Kronoloji, Cilt 3, s.145; Hammer, Büyük
Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.198, Ahmet Şimişirgil, Kayı 5, s.180 Bazı kaynaklarda Ferhad Paşa’nın
İstanbul’dan hareket ediş tarihi olarak 8 Nisan’ı işaret etmektedir. Yasemin Sarğın, Başlangıcından
1606’ya Kadar Osmanlı Devleti ile Eflak ve Boğdan Voyvodalıkları Arasındaki İlişkiler, Afyon
Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Afyon, 2013,
s.36
473
Naima Mustafa Efendi, Naima Tarihi I, Çev: Zuhuri Danışan, s.122
474
Mustafa Cezar, a.g.e, s.1608
475
Danişmend, Kronoloji, cilt 3, s.145
476
BOA, MAD, No: 5524
477
Defter, 44×16 ebatında, ciltsiz ve ebrusuz kaplı olup toplamda 270 sayfadan oluşmaktadır. Defterin
yaklaşık 20 sayfası boştur.
93
Bölük ve Cemaat kategorisinde kayıtların yer aldığı defter özellikle her üç sınıfa
mensup asker sayısını görmemize fırsat vermektedir. Her üç gurupta genellikle
“Bölük-i Mustafa Ağa, Topçuyân, neferân:45” şeklinde bağlı olunan kişi, sınıfı ve
nefer sayısı şeklinde üç kategorilik bir sistem dâhilinde kaydedilmiştir.478 Fakat defter
genelinde kayıtların bu şekilde devam ettiği söylenemez. Nitekim genellikle “’an-
Bölük”, “Saka-i” ve “Cemaat-i” şeklinde ifadelerin altına nefer sayıları ve adları
yazılmıştır. Bu nedenle defterde bulunan sınıfların bağlı bulunduğu kişiler ile
sınıflarına dair maalesef tam bir malumata sahip değiliz. Yer yer “Saka-i Mustafa Piri,
neferân 28” şeklinde kayıtlara rastlanılmaktadır. Fakat genel olarak “Saka-i” şeklinde
devamı yazılmamış kayıtlar ağırlıklıdır.479 Benzer durum “Cemaat” türünden kayıtlar
için de geçerlidir. Nitekim tabloda da görüleceği üzere gruba dair nefer sayıları
yazılmışsa da bağlı bulunan kişi belirtilmemiştir.480 Nihayet askerin su ihtiyacını
karşılayan ve askere su dağıtan Sakalara dair defterde bazı bilgilere rastlanılmaktadır.
Saka, Osmanlı savaşlarında cephede nizamı olarak düşmanla çarpışan Kapıkulu
askerlerinin en temel ve hayati ihtiyacı olan suyu dağıtmakla görevli birliğe mensup
kişileri ifade eder.481 Yukarıda da bahsi geçtiği üzere bu sınıfa mensup kişi, sınıf ve
nefer sayıları kayıtlarda yer alsa da genel itibariyle ‘’ Saka-i’’ olarak kaydı tutulmuş
ve devamı kayıtlara işlenmemiştir.

Tablodaki ‘’Cemaati Topçiyân’’ kısmında ise I. Bölük Ağasının Mustafa Ağa


olduğu görülmektedir. Ancak 2-6. bölüklerin ağalarının isimleri yazılmamıştır. 6.
Bölük’te Kethüdanın yer aldığı anlaşılmaktadır. Yine 5-8. Cemaatlerin “başı”, “lideri”
yazılmış ise 9-29. ve 34-50. Cemaatlerin ise yazılmamıştır. Bölük ve Cemaatlere dair
bu teferruatın akabinde toplam 50 cemaatin tespit edildiği defterde 720 neferân kaydı
bulunmaktadır. Fakat özellikle Bölük isimlerinin çok daha açık ve kayıt usulüne uygun
olarak yazıldığı belirtilebilir. Nitekim 63 Bölüğe dair kayıtlarını içeren tablodan da
görüldüğü üzere bölük “ağası”, “lideri” ismi yazılmamış çok az kayıt bulunmaktadır.
Ayrıca Bölük adlarına bakıldığında pek çoğunun çift isim taşıdıkları görülmektedir.
“birâder-i” şeklindeki yakınlık bağı bildiren izahların yanında söz konusu çift isimlerin
ilkinin baba adı olabileceği ihtimali de olabilir. ‘’On Altıncı Yüzyılın Sonuna Kadar

478
BOA. MAD.d.05524, s.2
479
BOA. MAD.d.05524, s.7
480
BOA. MAD.d.05524, s.29-42
481
Hakan Yıldız, Haydi Osmanlı Sefere! Prut Seferi’nde Organizasyon ve Lojistik, Türkiye İş Bankası
Yayınları, İstanbul, 2006, s. 40-43.
94
Osmanlı Devleti’nde Tabl ve Alem Mehterleri Teşkilatı482’’ adlı yüksek lisans tez
çalışmasında söz konusu defterde bulunan bölüklere göre mehter sayılarını aktarmıştır.
Çalışmada ‘’5 Nakkarezen, 11 Tabbal, 10 Surnai, 10 Nefirci, 6 Zilci, 5 Alemdar 11
Şakird483’’ olmak üzere sefere 58 mahter katıldığı bilgisi aktarılmıştır. Ayrıca
çalışmada sefere katılan bölüklerin aldıkları en yüksek ve en düşük ücretleri de
aktarılmıştır. Aktarılan bilgiye göre Nakkarazen bölüğü için için en yüksek 17, en
düşük 8 akçe, Alemdar bölüğü için en yüksek 24, en düşük 11, Tabbal bölüğü için en
yüksek 12, en düşük 5, Nefiri bölüğü için en yüksek 20, en düşük 4, Zençci bölüğü
için en yüksek 18, en düşük 4, Surnai bölüğü için en yüksek 18, en düşük 6 ve Şakird
bölüğü için en yüksek 4 en düşük 2 akçe olarak belirlenmiştir.484

Ferhad Paşa, Davud Paşa sahrasında ordugâhını kurduğu vakit, Eflak ve


Boğdan’ın imtiyazlı voyvodalık iken vilayet haline dönüştürülme kararı alınmıştır.
Eflak valiliğine eski yeniçeri ağası ve Anadolu Beylerbeyi olan Satırcı Mehmed Paşa,
Boğdan valiliğine ise eski Şirvan valisi Cafer Paşa, her iki vilayetin defterdarlığına ise
Yenişehirli Mehmed Bey tayin edilmiş ve 12 bin asker toplamakla görevlendirilmiştir.
Ancak savaş döneminin olmasından dolayı bu uygulama kâğıt üzerinde kalarak hayata
geçirilememiştir.485

Ferhad Paşa, Rusçuk kasabasından Yergöğü Kalesine geçilebilmesi amacıyla,


Tuna Nehri üzerine bir köprü inşa etmek için mimarlar, keresteler ve gerekli araç
gereçleri önceden göndermiş ayrıca Niğbolu, Silistre Vidin ve civar beylerbeylerine
fermanlar göndererek sefer için hazır olmaları emredilmiştir.486 12 Mayıs’ta Edirne’ye
ulaşan Ferhad Paşa, arkadan gönderilmesi vaat edilen askerin gelmesi için 10 gün
Edirne’de kalmıştır. Ordu Edirne’de iken büyük bir çadır satın alma meselesinden
dolayı topçular ve yeniçeriler arasında anlaşmazlık hâsıl olmuş ve çadır önündeki
tuğlardan biri çıkarılarak ucundaki altın top kırılmıştır. Bu hadise asker arasında
uğursuzluk alameti olarak görülmüştür. Bu durum, İstanbul’da bulunan Sinan Paşa’ya
yakın olan askerler ve devlet ricali tarafından Ferhad Paşa’yı yıpratma faaliyeti olarak

482
Fırat Boztaş, ‘’On Altıncı Yüzyılın Sonuna Kadar Osmanlı Devleti’ne Tabl ve Alem Mehterleri
Teşkilatı’’, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi,
İstanbul, 2019
483
Fırat Boztaş, a.g.t, s.28
484
Fırat Boztaş, a.g.t, s.52
485
Mustafa Cezar, Mufassal Osmanlı Tarihi, s.1609
486
Solak-Zade, Solak-Zade Tarihi, Cilt II, Haz: Vahit Çabuk, s.364
95
kullanılmış ve ordunun Ferhad Paşa’yı sevmediği yönünde III. Mehmed’i telkinlerde
bulunmuşlardır.487

22 Mayıs 1595 tarihinde Ferhad Paşa, Edirne’den Rusçuk üzerine doğru


harekete geçmiştir. Güzergâh üzerinde iken, Padişah III. Mehmed’e bir arz gönderip,

‘’ordu-yı hümâyünda asker az, onların da ekserisi hastadır. Varacağımız yer ise
uzak bir yerdir. Düşman içi olub, Eflak askeri Bükreş yakınında hazır ve
ortadadır. Zafer-peyker asker yanımızda toplanıp, muzaffer âlemlerimiz alçak
düşmanlara karşı parlaması gerekir. Fetih ve zaferin yüzü emellerimizin
aynasında yüzünü göstersin. Serhaddiniz şimdi Rusçuk’dur. Ona yakın geldik;
ancak askerin onda biri henüz bize ulaşmadı. Yanımızda asker gayet az olup,
yiyecekleri de hazır değildir. Böyle bir halde fesadı ortada olan düşman
üzerimize gelir ise, hepimize zillet ve saltanat namusuna halel gelmesi
mukarrerdir’’488
şeklinde durumu izah etmiştir. Ancak Koca Sinan Paşa taraftarı olan Sadaret
Kaymakamı Damad İbrahim Paşa, Ferhad Paşa’nın aleyhine faaliyetlerde bulunup,
Ferhad Paşa’nın ihtiyacı olan yardımın gönderilmesini geciktirme girişiminde
bulunmuştur.489 Damad İbrahim Paşa için Peçevi, hileci ve içten pazarlıklı biri
olduğunu ve Ferhad Paşa’ya karşı içten düşmanlık beslediğini aktartmıştır.490 Naima
ise İbrahim Paşa için görünüşte sefer mühimmatını tamamlamakla görevli olduğunu
ancak Ferhad Paşa’ya karşı olan düşmanlığından ötürü sefer mühimmatını
göndermediğini kaydetmektedir.491

8 Temmuz 1595 tarihinde Rusçuk’a ulaşan Ferhad Paşa, Tuna üzerine yapılması
lazım gelen köprünün inşasına başlamıştır. Köprü, 5-6 günde nehrin ortasında bulunan
adaya kadar ulaşmıştır. Nehrin sığ olan yerleri için büyük kazıkların temin edilmesi
için sancak beylerine emirler gönderilmiştir. Köprü inşası devam ederken Rumeli
Beylerbeyi Sokulluzade Hasan Paşa, Vidin’e saldırılarda bulunan isyancıları bertaraf
ederek 4 bin kadar isyancı öldürmüş ve 500 esir ile birlikte 10 Temmuz 1595 tarihinde
Rusçuk’a gelerek Ferhad Paşa’nın komutasına dâhil olmuştur. Ferhad Paşa,
istihbaratçılarından ve yakalanan bir esirden Eflak voyvodası Mihal’in 70 bin asker ile
Bükreş’te olduğunu ve harekete geçeceğini öğrenmiştir.492 Ferhad Paşa, durumu

487
Ziya Nur Aksu, Osmanlı Tarihi, s.426; Hammer, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 7, s.198
488
Solak-Zade, a.g.e, Haz: Vahit Çabuk, s.368
489
Mustafa Alkan, ‘’Osmanlı Devleti’nde Akıncı Ocağının Sonu’’, Gazi Akademik Bakış Dergisi, Cilt
7, Sayı 13, s.113
490
Peçevi II, s.156
491
Naima Mustafa Efendi, Naima Tarihi I, Çev: Zuhuri Danışan, s.122
492
Ahmed Rasim, Osmanlı Tarihi, Cilt 1, .s.410
96
derhal İstanbul’a bildirip vadeliden ordunun yetişmesini istemesine rağmen İbrahim
Paşa, III. Mehmed’e ‘’asker Ferhad Paşa’dan yüz çevirmiştir, eğer her bir nefere bir
havale şartsa ya da çoğunun başı kesilse yine geri kalanlar gitmez; bu kulunuz serdarlık
ve sadrazamlık istemez ki sözlerim garaza yorulsun’’ diyerek Ferhad Paşa’yı gözden
düşürme faaliyetine devam etmektedir.

Ferhad Paşa, Rusçuk’ta köprü inşası ile alakadar olduğu vakit Malkara’da
bulunan Sinan Paşa, Ferhad Paşa aleyhine düzenlediği entrikalara devam ederek
İstanbul’da bulunan yandaşları vesilesiyle Ferhad Paşa’yı gözden düşürmek için
çabalamaktadır.493 İbrahim Paşa ise Ferhad Paşa’nın arz mektuplarını III. Mehmed’e
iletmediği gibi Padişahı ‘’askerin kalbi Ferhad Paşa’dan tamamen nefret üzeredir.
Anın önünde adüvye sine germezler. Zamanında istenildiği kadar iş görmezler. Cümle
askeri kılıçtan geçirse dahi kenduye itibar ve alemi altında durmağı arzu etmezler’’494
sözleriyle Ferhad Paşa’ya karşı doldurmaktadır. Diğer taraftan Sinan Paşa, rüşvet
karşılığı tarafına çektiği kimseler aracılığıyla İbrahim Paşa’nın haklı olduğuna dair
propagandalara devam etmektedir. Damad İbrahim Paşa’nın yanı sıra, Ferhad Paşa
aleyhtarlığına Şeyhülislam Bostanzade Muhiddin Efendi, Kazasker Baki Efendi,
vezirlerden Cerrah Paşa, Hasan Paşa, Cağalazade Sinan Paşa ve Şair Baki’de dâhil
olarak İbrahim Paşa’yı destekler nitelikte Padişah III. Mehmed’i etki altına almaya
çalışmışlardır.495

Nitekim Sinan Paşa, Damad İbrahim Paşa ve taraftarları, Padişah III. Mehmed’in
genç ve tecrübesiz olmasından istifade ederek çevirdiği entrikalar sonucu Sadrazam
Ferhad Paşa’yı gözden düşürmüş ve padişah tarafında 6 Temmuz 1595 tarihimden
azledilmesini sağlamışlardır.496 Yerine Malkara’da bulunan Sinan Paşa sadrazam
olarak tayin edilmiş ve İstanbul’a gelerek Ferhad Paşa, aleyhine karşı faaliyetlerine
devam etmiştir. İlk olarak kapıcılar kethüdasını Ahmed Ağa’yı görevlendirerek gidip
Ferhad Paşa’dan sadaret mührünü alması ve fırsat bulursa Ferhad Paşa’yı öldürmesi
yönünde padişah buyruğu ile emir vermiştir. Akabinde Eflak’a beylerbeyi olarak

493
Rhoads Murphey, Ottoman Warfare 1500-1700, Ucl Press, London, 2001, s.140
494
Naima Mustafa Efendi, a.g.e, Çev: Zuhuri Danışan, s.122
495
Peçevi İbrahim Efendi, Peçevi Tarihi, Cilt 2, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.157; Ahmed Rasim, Osmanlı
Tarihi, Cilt 1, .s410
496
Selaniki, Selaniki Tarihi II, Haz: Mehmet İpşirli, s.487; N. Jorga, s.1042
97
atanan Satırcı Mehmed Efendiye emir göndererek hazine ve cephaneye el koymakla
görevlendirmiştir.497

O sırada Rusçuk’ta bulunan Ferhad Paşa, azlinden haberdar olmayarak köprü


inşasına devam etmektedir. Sinan Paşa tarafından görevlendirilen kapıcılar kethüdası
henüz Rusçuk’a ulaşmadan Ferhad Paşa, azledildiğini kapıcılar kethüdasından 2 gün
önce İstanbul’dan gelen adamları vasıtasıyla öğrenmiş ve sadaret mührünü Satırcı
Mehmed Efendi’ye teslim ederek hazinesini yanına alıp İstanbul’a doğru harekete
geçmiştir. 498

5.3 Ferhad Paşa’nın Ölümü

Ferhad Paşa’nın İstanbul’a doğru harekete geçtiği İstanbul’a bildirilince, Sinan


Paşa, Ferhad Paşa’ya iftira atarak

‘’Tuna kıyılarından bazı feryatcılar gelmişler ve çoluk çocuğumuz kâfire tutsak


olduktan gayrı meclislerinde kadınlarımıza ve kızlarımıza kadeh sürdürürler,
Müslümanlık namus ve gayreti nerde kaldı’’ demeleri üzerine Ferhad Paşa’da
‘ya siz onların karı ve kızlarınızı tutsak ettiğiniz zaman hoşça mıydı?’’499
diye cevap verdiğini dile getirerek, Şeyhülislam Bostanzade Efendiye baş vurmuş ve
Ferhad Paşa’nın kâfir olduğunu dile getirerek katline ferman istemiştir. Buna karşılık
Sinan Paşa’ya yakın olan ve Ferhad Paşa’ya karşı düşmanlık besleyen Bostanzade
Efendi, Ferhad Paşa’nın katline ferman çıkarmıştır. Bu ferman için Sinan Paşa’nın
Bostanzade Efendi’ye 30 bin altın rüşvet verdiği aktarılmaktadır.500 Naima ise Sinan
Paşa’nın Ferhad Paşa için İslam askerinin öldürülmesi adına Eflak Voyvodası Mihal
ile ittifak halinde olduğunu ve ‘’küfre irtiâp etmiştir’’501 gerekçesi ile katline ferman
çıkarttığını aktarmıştır.

Nitekim ferman üzere Padişah III. Mehmed’ten buyruk alan Sinan Paşa, ‘’malı
sizin başı saadetli padişahın’’502 diyerek Silahdar Ağası Rıdvan Ağayı, Şam askerleri
ile birlikte Ferhad Paşa’nın üzerine göndermiştir. Yolda Ferhad Paşa ile karşılaşan
Şam askerlerinin, malları yağma girişiminde bulunması ile oluşan boşluktan istifade
eden Ferhad Paşa, İstranca Dağları üzerinden hareketine devam ederek 1 Zilhiccede

497
Peçevi İbrahim Efendi, a.g.e, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.157
498
Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî) Efendi, a.g.e, Yay Haz: Ziya Yılmazer, s.70
499
Peçevi İbrahim Efendi, a.g.e, Haz: Bekir Sıtkı Baykal, s.157
500
Peçevi, a.g.e, s.158
501
Naima Mustafa Efendi, Naima Tarihi I, Çev: Zuhuri Danışan, s.125
502
Naima, a.g.e, s.126
98
Litroz’da bulunan çiftliğine ulaşarak burada saklanmaya başlamıştır. Çiftliğinde
kendisine yakın olan Valide Safiye Sultan’a hediyeler göndererek bağışlanması için
aracı olmasını istemiştir. Safiye Sultan’ın girişimleri sonuç bulmuş ve Ferhad Paşa,
III. Mehmed tarafından bağışlanmıştır.503

Entrikalar sonucu Ferhad Paşa’yı gözden düşüren Sinan Paşa, bu sefer de III.
Murad’ın hazinesinden kaybolduğunu ve bu durumdan Ferhad Paşa’nın mesul
olduğunu dile getirerek padişahtan tekrar katline hatt-ı hümayun almıştır. Bu durum
üzerine Ferhad Paşa, III. Mehmed’e bir arz yazarak

‘’Allah Sultanımıza ömür virsün. Sultanım hazretlerine bendegi budur ki


Şimdiki halde ben üftâde benden içün merhum Hüdâvendigar tâbe serâhu
hazretleri dâr-ı fenadan dâr-ı bekâya rihlet idicek hazâne-i âmireden iki yüz kerre
yüz bin akçe bel’ oldu hünkâr hazretleri senden bilür deyü Ahmed Paşa hazretleri
bu cevabı virdi hattâ buncadan berü ma’zeletüğe sebeb budur deyü emri devletlü
sultanımdan istid’â olunan budur ben kulunu hayf olmasun hazine hususundan
bî haber ben ol vakit hazine ile koşulan kimesneler ma’lûm sultanım emr itsün
teftiş olunsun eğer bir veçhile habbe mikdarı üzerime nesne sâdır olursa
sultanımın azîm gadabına müstehak olayın ve cemî’ bendeler benimle siyaset
olunsun bâki ferman sultanımındır. Bende-i El-fakir Ferhad’’504
diyerek suçsuz olduğunu açıklamıştır. Ancak o sırada Damad İbrahim Paşa, Salamon
adındaki Yahudi ile ‘’cürmü affolundu. Gizlenmekten çıksın çiftliğinde ve kande
dilerse orada otursun’’ diyerek çıkarttığı hatt-ı hümayunu Ferhad Paşa’ya
göndermiştir. Ferhad Paşa, hatt-ı hümayunun verdiği güvence ile çiftliğinde ikamet
ederken yakın adamları kendisine ziyaretlerde bulunmuştur. Bu durum ile Ferhad
Paşa’nın yerini tespit eden Damad İbrahim Paşa, Okçuzade kalemiyle bir telhis
yazarak Ferhad Paşa’nın katline ferman çıkartmıştır. Bu ferman, Ferhad Paşa’nın
haberdar olup tedbir almasını önlemek adına gizli bir şekilde kaleme alındığından ve
yine idam gizli bir şekilde gerçekleştirildiğinden dolayı Osmanlı kayıtlarına
geçmemiştir.505 Nitekim fermanı alan Damad İbrahim Paşa, Bostancıbaşı Ferhad
Ağa’yı, eski sadrazam Ferhad Paşa’yı yakalayıp Yedikule zindanına hapsetmekle
görevlendirmiştir. Çiftliği basan Bostancıbaşı Ferhad Ağa, eski sadrazam Ferhad
Paşa’yı yakalayarak Yedikule zindanına hapsetmiştir. Aynı günün akşam saatlerinde
Damad İbrahim Paşa, Çavuş başı Çoban Süleyman Ağa’yı Ferhad Paşa’nın idamıyla

503
Naima, a.g.e, s.126
504
BOA, TSMA.E, No: 0815, 37-1
505
Ahmet Mumcu, Osmanlı Devleti’nde Siyaseten Katl, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Yayınları, Ankara, 1963, s.6
99
görevlendirmiştir. Yanındaki cellatlarla birlikte Yedikule zindanına varan Süleyman
Ağa, Ferhad Paşa’yı yatsı namazından sonra boğarak H. 4 Safer 1004 (9 Ekim 1595)
tarihinde idam etmiştir.506 Ertesi gün Yedikule önünde bulunan Müslümanlar ile
cenaze namazı kılındıktan sonra Ferhad Paşa’nın naaşı Eyüp’te bulunan kendisi
tarafından başlatılan ancak henüz inşası bitmeyen türbesine defnedilmiştir. O günden
itibaren türbesi hiç açılmamış ve inşasına devam edilmemiştir. Ancak Sinan Paşa’nın
vefat etmesinden sonra Ferhad Paşa’nın türbesi tekrar açılıp inşasına devam
edilmiştir.507

Kaynaklar Ferhad Paşa’nın suçsuz, günahsız yere idam edilmesinden ötürü III.
Mehmed’in büyük bir üzüntüye kapıldığını kaydetmektedir. Ancak III. Mehmed’in
temiz yürekli, tecrübesiz olduğunu ve bu sebeple vezirlerin yalan, hile ve entrikalarını
anlamayarak doğru ile yanlışı ayırt edemediğini dile getirmektedir.508

506
Selaniki, Selaniki Tarihi II, Haz: Mehmet İpşirli, s.529; Naima Mustafa Efendi, a.g.e, Çev: Zuhuri
Danışan, s.127
507
Selaniki, Selaniki Tarihi II, Haz: Mehmet İpşirli, s.529
508
Solak-zade II, s.368; Peçevi II. s. 159; Naima, s.128; Koçi Bey, Risale, s.22
100
6. BÖLÜM: FERHAD PAŞA’NIN HASLARI, TÜRBESİ VE ÇİFTLİĞİ

6.1 Ferhad Paşa’nın Hasları

Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi 3010 numarada kayıtlı belge, Ferhad Paşa’nın
hasları hakkında kıymetli bilgiler ihtiva etmektedir. Belgede, Niğbolu hasları
defterinde kaydedilmiş Ferhad Paşa hasları için 167171 akçe, bir yıllık mahsulü için
199648 akçe, ayrıca deftere kaydedilen 32477 akçe bulunduğu kaydedilmektedir.509

Niş hasları defterine kaydedilen haslar için 97114 akçe, bir yıllık mahsulü için
131164 akçe muhasebesi girilmiş, ayrıca deftere 33550 akçe kaydedilmiştir.510

Vulçitrin hasları defterine 141724 akçe kaydedilmiştir. Ayrıca defter-i atikte


53810 akçe kaydedilmiştir.511

Avlonya hasları defterine kaydedilen 25066 akçe, bir yıllık mahsulü için
259847 akçe, ayrıca deftere kaydolan 9781 akçe ziyadesi, defter-i atikte 51434 akçe
kaydedilmiştir.512

Zikredilen bu haslar defter-i atikte 358800 akçe yazmaktadır. Defter-i ceditte


ise 657075 akçe, bir yıllık mahsulleri için 727051 akçe, defteri ceditten ziyade 75708
akçe kaydedilmiştir.513

Doyran Gölü haslarının 155198 akçe, bir yıllık mahsulü için 123979 akçe
olduğu, bunun yanında Niğbolu haslarından verilen 131531 akçe olduğu
kaydedilmiştir.514

Zu’amâ tahvilinden verilen Gümülcine ze’ameti için 90000 akçe, Tırhala beyi
tahvilinden verilen Kırçova zeameti için 80000 akçe, Alaybeyi Muhammed
tahvilinden 60000 akçe, Ayoraçalo Aydın tahvilinden 39630 akçe kaydedilmiştir.515
Toplamında 12 kere 100 bin dahi dokuz yüz otuz dört akçe zikredilmektedir.

Bu haslar Ferhad Paşa haslarında tasarruf olup Muhammed Paşa, tahvilinden


hazine-i amireye aktarılmıştır.516

509
BOA, TSMA, 3010, 2
510
BOA, TSMA, 3010, 2
511
BOA, TSMA, 3010, 2
512
BOA, TSMA, 3010, 2
513
BOA, TSMA, 3010, 2
514
BOA, TSMA, 3010, 2
515
BOA, TSMA, 3010, 2
516
BOA, TSMA, 3010, 1
101
Ferhad Paşa’nın Selanik’te bulunan 210000 akçelik tımarı 1001 Tarihinde
Havass-ı Hümayun dâhil edilmiştir.517

Padişah III. Mehmed’e Ferhad Paşa’nın hasları için 160 bin akçenin ve
yukarıda zikredilen haslar için kanun üzere müsadere edilmesi için bir arz yazılmış ve
gelen emir üzere Ferhad Paşa’nın hasları müsadere edilmiştir.518 Ancak padişaha
yazılan ikinci bir arzda Ferhad Paşa’nın çiftliğinin de müsadere edilmesinin
emredilmesi üzerine Ferhad Paşa’nın birkaç yetimleri olduğunu ve bu çiftliğin de
ellerinden alındığı vakit muhtaç duruma düşeceği, bu sebeple çiftliğin Ferhad Paşa’nın
çocuklarına bırakılması gerektiği arz edilmiştir. Bu durum üzerine III. Mehmed,
Ferhad Paşa’nın çiftliğini çocuklarına ihsan etmiştir.519 III. Mehmed’in bu uygulaması
idam sonucu uygulanan müsadere usulüne istisna teşkil etmektedir.520

6.2 Ferhad Paşa’nın Türbesi

İstanbul’un Eyüp semtinde bulunan Ferhad Paşa Türbesi, Feshâne ve Cami-i


Kebir caddelerinin birleştiği noktada karakolun karşısında bulunmaktadır. Eyüp El-
Ensari, türbesinin yakınında olan bu türbe Ferhad Paşa tarafından yapımına başlanmış
ancak Ferhad Paşa’nın ölümünden bir müddet sonra tamamlanmıştır.521 On altı gen
planı ile kesme renkli taşlarla inşa edilen bu türbenin saçak hattı palmet ve mukarnaslı
bir kornişle sınırlandırılarak yatay ve düşey çizgilerin dengesi korunmuştur. On altı
genin her biri yarım silindir duvar payeleri ile yumuşatılarak yüzeyleri iki kata
ayrılmıştır.522

Türbenin kuzey tarafında bulunan ana girişinde üç yan girişlerinde birer kemer
bulunmaktadır. Mukarnes dolgulu nişler yer alan ana giriş kapısı ahşap olup sepet
örgüsü ile işlenmiştir. Kapıyı yağmur sularından korumak ve estetik görünümünü
sağlamak amacıyla iç yüzeyine karşılıklı sütunlar inşa edilmiştir.523 Bu kapıda palmet,
rumi, kıvrık dallı kalem işleri ve tam ortasında ayet kitabesi vardır.524

517
Sadullah Yıldırım, 1000/1592-93 ve 1001/1593-94 Tarihli Ruznamçe Gelir Defterine Göre Osmanlı
Devleti’nin Merkezi Hazine Gelirleri, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim
Dalı İktisat Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2008, s.27
518
BOA, A.E, SAMD. I, 849-1
519
BOA, A.E, SAMD. I, 9-850-1
520
Ahmet Mumcu, Osmanlı Devleti’nde Siyaseten Katl, Ajans Türk Matbaası, Ankara, 1963, s160
521
Yıldız Demiriz, ‘’Ferhad Paşa Türbesi’’, İstanbul Ansiklopedisi, s.292
522
Yıldız Demiriz, ‘’a.g.m’’, s.292
523
Gülay Burgaz, ‘’Ferhad Paşa Türbesi’’, DİA, cilt 12, s.387
524
Yıldız Demiriz, ‘’a.g.m’’, s.292
102
İki katlı olarak inşa edilen bu türbenin çatısı kubbe şeklindedir. Kubbenin içi
mavi, beyaz ve kiremit rengi ile kalem işi süslemeler ve ortasında esmâ-i hüsnanın
yazılı olduğu bir madalyon bulunmaktadır. Türbenin yola bakan her iki tarafına
pencereler yerleştirilmiş olup, üst kattaki pencereler alçı petekler ile alt kattaki
pencerelerde geometrik mermer kullanılmıştır.525 Alt pencerelerin kemer aynaları
yıldız şeklinde, üst pencereler petek şeklinde sivri kemerlidir.526

Türbe kapısının üstünde iki renkli taştan yapılmış kemerin üzerinde Şair İlmi’nin
kaleme aldığı 4 sıra halinde manzum kitabe ve Ferhad Paşa’nın ölüm tarihi yer
almaktadır.527 Türbenin içerisinde kitabesiz sekiz mermer ve dört sanduka
bulunmaktadır.528

Kitabede yer alan mısralar;

Rihlet Udi dâr-ı ukbâ-yı bekaya şâdmân Sadr-ı â'zam

Fâtih-i mülk-i acem cennet-mekân iki kez serdar olup

İran ve Turan fethine Surh-ı sefer başına tenk oldu

Şirâz-ü İsfehân Feth idüb nice vilâyet yapdı nice kalalar

Luri ve Gori Tumânis Gence ve mülk-i Revân

Rey-i sâ'ible adûdan aldı âhir intikam

Mât olup şah-ı Acem bin özr-ile didi âmân

Akibet şehzadesin aldı salâh ü sulhle

Düşman-i dini bu üslûb üzre kıldı bî-nişân

Eyledi din-i mübin uğruna çok cehd ü gaza

Oldu fethi haşredek âlemde mezkûr'ül-lisân

Mevt-i canım Hakk ana nûş eylemek kıldı nasîb

Enbiyâ ve Evliyâ'ya kalmadı çün bu cihan

Mevtinin ilhamla ilmî didi târihini

525
Gülay Burgaz, ‘’Ferhad Paşa Türbesi’’, DİA, Cilt 12, s.387
526
Behçet Ünsal, ‘’İstanbul Türbeleri üzerine Stil Araştırması’’, s.85
527
Yıldız Demiriz, ‘’ Ferhad Paşa Türbesi’’, İstanbul Ansiklopedisi, s.292
528
Gülay Burgaz, ‘’Ferhad Paşa Türbesi’’, DİA, Cilt 12, s.387
103
Eyledi Ferhad Paşa adn-i âlinde mekân 1004 (1595)529

Türbenin ana kapısından girildiği vakit sol tarafta ilk sırada yer alan rozetli ve
lale kabartmalı 4 küçük mezar taşları bulunmaktadır. Bunlardan üçü dolama kavuklu
biri ise bir kıza aittir. Kapının sağ tarafında ise oldukça sade düz bir ahşap sanduka yer
almaktadır. Sağda ikinci sırada 3 ahşap sanduka solda mermerden yapılmış iki mezar
taşı bulunmaktadır. Ayak taşının iç yüzünde ‘’İbrahim Bey ibn-i Ferhad Paşa Sene
1006’’ yazısı bulunmaktadır.530

Türbenin haziresinde gömülü olanlar:

1153 (1740, Lahid, Canım Hoca-Zâde Mehmed Paşa (Paşa) kızı Havva Hanım

1155 (1742). Lahid, nefis bir şahide. İbrahim Paşa'nın kızı Saliha Hanım.

1174 (1760). Halil Efendi Zade Mustafa Monla Efendi

1175 (1761) Lanit, Molla kavuklu, sabıka İstanbul kazası Kara Halil Efendi Zade
Abdürrahim Efendi

1175 (1761) Halil Efendi Zade Abdürrahim Efendi Za-de Mehmed Es'ad Efendi
1196 (1782) Bir kabirde dört şahide vardır. Şeyhülislam Halil Efendi Zade
Mehmed Sa'id Efendinin kızı Ayşe Hanım. 1211 (1776) Halil Efendi Zade
Mehmed Emin Efendinin eşi hace Zübeyde Hanım.

1213 (1798) Reis'ül-küttab Es-seyyid Mehmed Hayri Efendinin kızı Şerife


Zeyneb Hanım.

1246 (1830) Lahid, Şeyhülislam ve Müftil-eman Arab Zade Mehmed Arif


Efendinin damadı Kara Halil Efendi Zade Mehmed Sa'id Efendinin torunu
sabika İzmir kadısı Ahmed Necib Efendi

1252 (1836). Kapudan-ı Derya Tahir Paşa'nın kethüdası Mehmed Tahir


Efendinin oğlu İzzet Ali Beyefendi.

1257 sad 24 (Nisan-1841). Necip Bey'in zevcesi CebbarZâde nesli pakinden 17


yaşında vefat eden Hatice Hanım.

1270 (1853) Ordu sancağı kaymakamı Câlib Efendi

529
https://www.eyupsultan.bel.tr/tr/main/pages/ferhat-pasa-turbesi/968
530
https://www.eyupsultan.bel.tr/tr/main/pages/ferhat-pasa-turbesi/968
104
1270 (1853) Galata'da Bâb'ül-cisr'de fiehid Mehmed Paşa Camii hatibi el-hac
hafız Mehmed Eşref Efendinin pederi Mustafa Ağa.

1271 M. 14 (Ekim-1854). Kudenâyı eşraf-ı kuzatdan ve meşâhir-i nebeviyyeden


elhac Mehmed Şâkir Efendi

1276 (1859), Kapudan-ı Derya Ahmed Paşa'nın kaynı Yavedudlu Osman Ağa.

1295 Zilhicce 15 (Aralık-1878) Meşâhir-i tarikat-i aliy-yeden Şeyhüsilam Arab-


Zâde Mehmed Arif Efendinin kerime zadesi Rumeli sudur-ı azamından Mehmed
Edib Efendi

1297 (1880) Lahid üstünde levha kitabe, Hassa Süvari kumandanı sa'adetlû Salih
Zeki Paşa.

1301 (1383) Sikke kabartmalı, tarikat i aliyyei Nakşi-benddiye dervişânı ve Hz.


Eyyüb Ensâri Cam'i şerifi hademegânından Hafız Ali Efendi

1330 Şaban 16 (Tem, 1912). Birinci Orduyu Hümâyun süvari fırkası kumandan-
ı esbabı ferikan-ı kiramdan Salih Zeki Paşa Hz.nin halifesi Hatice Vehibe
Hanım.531

Bu türbe için Ferhad Paşa’nın idamından daha sonraki bir tarihte vakıf
kurulmuştur. Vakıf, Şehzadebaşı Semti Balaban Ağa Mahallesi Çilingir Sokak 3
numarada bulunmaktadır. 90 zira arsada kurulmuş olan vakıfta 6 oda, 2 sofa, 1 kuyu,
57,5 menzil bahçe bulunmaktadır.532 Bu vakıfta görevli olan mustahfız ve cüzhan ve
ferraşlara ikişer akçe maaş bağlanmıştır.533 Vakıf gelirlerini ise bağış yoluyla elde
etmektedir. Nitekim H. 11 Şaban 1111 senesindeki kayda göre yeniçeri ocağına 78
cemaatine mensup olan Korucu İbrahim Ali 16 akçe olan ulufesini bu vakfa
bahşetmiştir.534

531
https://www.eyupsultan.bel.tr/tr/main/pages/ferhat-pasa-turbesi/968
532
BOA, EV.d, No 30787,5
533
BOA, A.E. SSLM. III, 7294- 1,2,3,4; Hakan Savun, Kamil Kepeci 217 Numaralı Ruûs Defteri
)Metin- Değerlendirme, s.1-100), Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, Bilecik, 2019, s.293
534
BOA, İE.EV, No: 36 4186-1
105
M. 1899 (H. 1317) tarihinde bu vakıf için onarım faaliyeti başlatılmış, tamir
masrafları 5500 kuruş tutmaktadır. Bu masrafın 3797 kuruş vakıf tarafından
karşılanmakta olup geri kalanı devlet hazinesinden tahsis edilmiştir.535

Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan 18410 numarada kayıtlı olan efkaf


defteri Ferhad Paşa Türbesi için kurulan vakfa dair bilgileri içermektedir. Bu defter
“Guruş, Esâmi-i, Şehr-i Hasılât, Esâmi-i Vakf, Esâmi-i Ashâb” şeklinde vakıflara dair
önemli bilgiler ihtiva etmektedir. Başlangıç tarihi 27 Z. 1279 olan defterin bitiş tarihi
ise 27 S. 1280’dir. Ayrıca defter ilk ve son sayfaları tek olmak üzere 12 varaktan
oluşmaktadır. Bu defterde söz konusu bilgiler dâhilinde hasılatının Ağustos ayında ve
50 akçe olduğu ve Esâmi-i Ashâb’ın Hafız Ali Efendi olduğu anlaşılmaktadır.536

M. 27 Mayıs 1825 (H.9 Şevval 1240) tarihli bir belgede Ferhad Paşa’nın türbe-
i şerif vakfı ile 2 akçe karşılığında görevli olan Ali Rıza Efendi’nin vefat etmesi Seyyid
İbrahim Efendi’nin göreve geldiği bilgisi yer almaktadır. Bu bilgi ışığında vakıfla
görevli olan kimsenin 2 akçe,537 diğer bir belgede ise 5 akçe538 ile görevlendirildiği
anlaşılmaktadır. Akabinde bir belgede ise bu vakfın mütevellisi Mehmed Muhtarları
için 20 akçe maaş verildiği kaydedilmektedir.539

Vakfa ait menzil ve hane ile arsası 1215, 1222, 1231, 1234, 1260, 1270, 1286,
1294, 1304, 1307, 1309 gibi farklı tarihlerde el değişiklerini değiştirmiştir.540

6.3 Ferhad Paşa Çiftliği

Sadrazam Ferhad Paşa tarafından XVI. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilen
çiftlik, İstanbul’un Bayrampaşa ilçesi, Esenler otogarının olduğu yerde bulunmaktadır.
Zaman çerçevesi içerisinde türlü değişikliklere uğrayan çiftlik, varlığını
koruyamayarak günümüze kadar ulaşmamıştır.541 1987 yılında inşa edilmeye başlanan
ve 7 yıl süren otogar, Ferhad Paşa Çiftliğinin bulunduğu yere inşa edilmiştir. Otogar,

535
BOA, İ.EV, No: 23, 17-1-2-3
536
BOA, EV.d, No: 18410,1
537
BOA, A.E. SMHD. II, No: 6345-1; A.E. SMST. I, No:245
538
BOA, C.EV, No: 10, 463-1; BOA, C.EV, No: 472, 23871-1
539
BOA, A.E.EV, No: 25, s.1
540
VGM, TMSSK, 701; BOA, İE.EV, No: 25, 2931-1
541
Ahmet Vefa Çobanoğlu, ‘’Ferhad Paşa Çiftliğinde Yer Alan Tarihi Eserler’’, Nurhan Atasoy’a
Armağan, Edt: M. Baha Tanman, Lale Yayıncılık, s.100
106
1986 yılında proje halinde iken çiftliğin bulunduğu yere inşa edilmesinden ötürü
Ferhad Paşa Otogarı olarak da isimlendirilmiştir.542

Çiftlik içerisinde XVIII. yüzyılda inşa edildiği tahmin edilen yapılar


bulunmaktadır. 6 bin metre karelik alana inşa edilen çiftlikte taş kaplama duvar ile
yapılmış 2 katlı köşk bulunmaktadır. Etrafı ağaçlarla çevrili olan köşkün giriş kısmı
ahşap olarak tasarlanmış olup, çatısı dört tarafa eğimlidir. Köşkün hemen önünde 5
metre yüksekliğinde moloz taş örgülü bir duvar bulunmaktadır.543 Çiftliğin hemen
yanında ampir üslupla yapılmış olan mermerden bir çeşme bulunmaktadır. Çeşmenin
hemen yanında ise 18. yüzyılda inşa edilmiş olduğu tahmin edilen, mermerden
yapılmış bir hamam kurnası bulunmaktadır. Bu kurnadan bir tane de ahırların olduğu
bölümde bulunmaktadır.544

Köşkün önündeki duvarın güney yönünde kalan bir su kanalı bulunmaktadır. Bu


su kanalının Nûr-ı Osmaniye Suyollarına bağlı olduğunu ve ve Nûr-ı Osmaniye
Camii’nin su ihtiyacını gidermek için kurulduğu görülmektedir.545

Çiftlik içerisinde bir de ahır bulunmaktadır. 1900 tarihinde ise bu çiftlikte


İbrahim Bey’e ait olan 569 koyun vardır.546 Ahırın bulunduğu alanda ise mermerden
yapılmış olan muhtemelen Bizans döneminden kalma bir sütun kaidesi bulunmaktadır.
Ayrıca ahırların olduğu bölümde düz ve işlenmiş mermer blokları, değirmen taşı ve
dibek yer almaktadır. Bu sütundan bir tane de sonraki dönemlerde garaj olarak
kullanılan bölümde yer almaktadır. Ahırın çevresinde ise bir kümes yer almakta ve bu
kümesin bulunduğu yerde duvara yerleştirilmiş H.1246 yılına ait baruthanenin inşası
ile ilgili olan mermer bir kitabe bulunmaktadır. Ayrıca kümesin olduğu bölümde
duvara yerleştirilmiş olan III. Selim’in tuğrası bulunmaktadır.547

Çiftliğin ileri ucunda büyük ve küçük olmak üzere 2 adet su havuzu


bulunmaktadır. Bu havuzların arka kısmında moloz taş ile döşenmiş bir alan ve bu
alanın hemen yanında 18. yüzyıla ait olan bir yalak bulunmaktadır. Bu yalağın bir

542
Fatih Güldal, Ahmet Uçar, Esenlerin Tarihi, Esenler Belediyesi Kültür Yayınları, İstanbul, 2012,
s.190
543
Ahmet Vefa Çobanoğlu, ‘’a.g.m’’, s.110
544
Ahmet Vefa Çobanoğlu, ‘’a.g.m’’, s.108 (Çeşmenin görünüş özellikleri ile alakalı detaylı bilgi için
bkz: Çobanoğlu)
545
Fatih Güldal, Ahmet Uçar, Esenlerin Tarihi, s.82
546
Fatih Güldal, Ahmet Uçar, Esenlerin Tarihi, s.43
547
Ahmet Vefa Çobanoğlu, ‘’a.g.m’’, s.105-106
107
benzeri ise çiftliğin yakınlarına inşa edilmiştir. Taş döşemeli meydana sahip olan
çiftliğin kapısı önünde sahibi belli olmayan bir mezar bulunmaktadır. 548

Bu çiftlik Ferhad Paşa’nın idam edilmesinden hemen sonra müsadere usulüne


tabi tutulmuştur. Ancak bu çiftlik yukarıda da bahsi geçtiği üzere I. Ahmet zamanında
Ferhad Paşa’nın çocuklarının müşkül durumda olmasından ötürü padişah tarafından
çocuklarına geri verilmiştir.549 Zaman içerisinde el değiştiren çiftlik 1538 yılında
Valide Sultan emlakinde olup Hassa Baş Mimarı Mehmed Ağa tarafından tamir
edilmiştir. 1758 tarihinde ise haremde bulunan Mihrişah Hatun’un mülküne
geçmiştir.550 2 Aralık 1845 tarihinde Halil Paşa’nın hissesi olan çiftlik, 1886 yılında
Turhanoğulları soyundan gelen İbrahim Turhan Bey tarafından satın alınmıştır.551
1900 yıllarında gelindiği vakit ise Balkanlardan gelen göçmen ailelerden bir kısmının
bu çiftliğin civarına yerleştirilmesi ile birlikte çiftlik arazisi küçülmeye başlanmış ve
1970 yıllarının sonunda 1,7 milyon metrekarelik bir alan kalmıştır. 1980 sonrasında
ise çiftlik arazisinin üstünde meyve sebze ve kuru gıda hali kurulmuştur. Günümüze
gelindiği vakit çiftlik birkaç parça kalıntı dışında çiftlik günümüze ulaşmamıştır.552

548
Ahmet Vefa Çobanoğlu, ‘’a.g.m’’, s.104-105
549
BOA, A.E. SAMD I, No: 9- 850-1
550
BOA, C.SM, No: 47-2393
551
Güneş Sönmez, ‘’Ferhad Paşa Çiftliği ve Tarihi Kalıntılar Yapılaşma Tehdidi Altında’’, Haliç
Postası, 13 Mayıs 2018
552
Zehra Mina Sekkin, ‘’Ferhad Paşa Çiftliği’’, Semtimin Sanat Tarihi, Sanat Tarihi Araştırmaları
Derneği, İstanbul, s.67
108
7. SONUÇ

Bu çalışmada, Kanuni Sultan Süleyman zamanında kapıcıbaşı olarak saraydan


çıkan, II. Selim zamanında Mir-i Ahur, III. Murad zamanında şark serdarlığı ve III.
Mehmed döneminde sadrazam olan, seferlerde kazandığı galibiyetlerle Osmanlı
Devleti’ne üstün hizmetlerde bulunan Serdar Ferhad Paşa’nın hayatı ekseninde
hazırlanmıştır. Osmanlı Devleti tarihi boyunca sayısız seferlere serdar olarak atanan
komutanlara rağmen serdar sıfatı Ferhad Paşa’nın ismiyle bütünleşmiştir. Yaklaşık 65
yıl süren hayatı boyunca seferlerde elde etmiş olduğu başarılar neticesinde üstün bir
komutan olduğunu ispatlamıştır.

Ferhad Paşa üzerine hazırlanan bu çalışma, ilk olarak Arnavutluk’tan devşirilip


Enderun’a alındığı günden itibaren, menşei ve ailesinden başlayıp ölümüne kadar
geçen sürede görevlendirildiği vazifeler ve ulaşmış olduğu makamlar dâhilinde takip
edilmiştir.

Serdar sıfatıyla ünlenen Ferhad Paşa, III. Murad ve III. Mehmed zamanlarında
sadrazamlığa yükselmiştir. Sadrazamlık makamına erişen Ferhad Paşa Osmanlı Tarihi
yazarlarından Selanikli Mustafa Efendi’yi ruznameci olarak görevlendirmiştir. Ferhad
Paşa’ya yakınlığı ile bilinen Selanikli Mustafa Efendi dahi eserinde Ferhad Paşa’nın
devşirilmeden önceki yaşamına dair bilgiler aktarmamıştır. Osmanlı Tarihi
yazarlarından Gelibolulu Mustafa Ali ise eserlerinde Ferhad Paşa’ya dair bilgiler
aktarmış olsa da bu bilgiler devşirildikten sonra Osmanlı Devleti’nde gerçekleştirmiş
olduğu faaliyetlerdir. Yine Osmanlı Tarihi yazarlarından Naima ve İbrahim Peçevi ise
Ferhad Paşa’nın giriştiği siyasi iktidar mücadelesini ve uğramış olduğu haksızlığı net
bir şekilde aktarmışlardır.

Ferhad Paşa, tespitlerimize göre Enderun’a alındığı günden itibaren ilk olarak
saray mutfağında görev alarak çaşnigirlik vazifesi ile Şehzade Selim’in hizmetinde
bulunmuştur. Akabinde müteferrika vazifesinde bulunan Ferhad Paşa, Kanuni Sultan
Süleyman’ın güvenine nail olarak yakın adamları arasına girmiştir. III. Murad
zamanında yeniçeri ağalığına getirilen Ferhad Paşa, Şehzade Mehmed’in sünnet töreni
esnasında eğlence düzenleyen ecnebilerin istek üzere yeniçeri olmalarının kanuna
aykırı olmasından ve ocağın bozulmasına sebebiyet doğuracağından dolayı karşı
çıkmıştır. Padişah buyruğu olmasına rağmen görevinden azledilmesini dahi göze

109
alarak bu düşüncesinden vazgeçmeyen Ferhad Paşa’nın devlet geleneklerine ne denli
bağlı olduğunun açıkça delilidir.

Süregelen zaman çerçevesinde Rumeli Beylerbeyliği yapan ve akabinde vezaret


rütbesiyle divana giren Ferhad Paşa, Safevilerin doğuda oluşturduğu tehlikelere son
vermek adına 1582 tarihinde şark serdarlığına tayin edilmiştir. Serdarlık vazifesini
mükemmel bir ustalıkla idare eden Ferhad Paşa, henüz Safevi tehlikesi bertaraf
edilmemesine rağmen Gürcistan’da Osmanlı hâkimiyetine tesis etmiştir. Ancak siyasi
iktidar mücadelesi içerisinde olduğu paşalar tarafında aleyhine entrikalar
düzenlenmesi sonucu serdarlıktan azledilmiştir. Ferhad Paşa’nın serdarlıktan
azledilmesi Osmanlı Devleti’ne yarar sağlamadığı gibi yerine serdar tayin edilen
Osman Paşa da Ferhad Paşa’nın aleyhine düzenlenen entrikalar sonucu oluşan
sorunları çözüme kavuşturamamıştır. Bu sorunlar, Safevi tehlikesinin bertaraf
edilmesini geciktirerek sefer maliyetini arttırmış ve Osmanlı Devleti’ni külfet içerisine
sokmuştur.

Osman Paşa’nın seferde iken vefat etmesiyle birlikte Ferhad Paşa, kariyerinin
zirvesine ulaştığı ikinci serdarlığı zamanında, Safevi tehlikesini tamamen bertaraf
ederek, şehzadelerini İstanbul’a getirmiş ve Safevilerin oluşturduğu müşkülatı sona
erdirerek yapmış olduğu anlaşma ile Osmanlı Devleti’ne mutlak zafer kazandırmıştır.
Bu zafer ile Ferhad Paşa, Osmanlı Devleti’ni doğuda en geniş sınırlara ulaştırmıştır.
Bu durum neticesinde paşalar arası iktidar mücadelesinin ve Ferhad Paşa’nın
azledilmesinin Osmanlı Devleti’ne fayda sağlamadığı gibi devlete ciddi zararlara da
yol açmıştır. Ferhad Paşa’nın seferleri ile alakalı kıymetli bilgiler ihtiva eden Bekir
Kütükoğlu ve M. Fahrettin Kırzıoğlu’na ek olarak seferler esnasında temin edilen iaşe
ve finans gelirleri çalışmada yer verilmiştir.

III. Murad zamanında sadrazam olarak tayin edilen Ferhad Paşa, Osmanlı
Devleti’nde tahrir uygulamasının otuz yılda bir yapılma uygulamasını hayata
geçirmiştir. Bunun yanında mevcut dönem itibariyle Osmanlı Devleti’nin içinde
bulunduğu iktisadi sorunları çözüme kavuşturma niyetindeydi. Bu iktisadi sorunlar
içerisinde iken Batıya yapılacak seferin Osmanlı Devleti’ni mali külfetini arttıracak
olması ve seferin Osmanlı Devleti’ne yarar sağlamayacağı düşüncesiyle birlikte
devletlerarasındaki sorunları diplomatik şekilde çözüme kavuşturmayı amaçlamıştır.
Ancak rakibi olan Sinan Paşa’nın siyasi ihtirasları sonucu Erzurum yeniçerilerinin

110
Ferhad Paşa’ya karşı kışkırtması ve bu hadise bağlamında aleyhine düzenlediği
entrikalar sonucu Ferhad Paşa sadrazamlıktan azledilmiştir. Ferhad Paşa’nın
sadrazamlıktan azledilmesi ile birlikte Siyavuş Paşa’dan sonra Sinan Paşa’nın sadaret
mührüne erişmesi, Osmanlı Devleti’ni siyasi ihtirasın peşine sürüklemiştir.

Diplomatik sebeplerin yanı sıra Sinan Paşa’nın Ferhad Paşa’ya karşı seferde
başarılar kazanma ihtirası sebebiyle Avusturya ile savaşa girilmesi, Osmanlı
Devleti’ni hem mali hem de tebaanın selameti açısından zor duruma düşürmüştür.
Nitekim Sinan Paşa, seferde hedeflediği muvaffakiyete ulaşamaması Osmanlı
Devleti’ni git gide karmaşık bir hale girmesine sebep olmuştur.

III. Mehmed zamanında ikinci kez sadrazamlığa getirilen Ferhad Paşa, Eflak’ın
Avusturya ile ittifak yaparak Osmanlı Devleti’ne isyan etmesi ve bölgede Osmanlı
tebaasına zulmetmesi sonucu Eflak seferine serdar olarak tayin edilmiştir. İktidar
mücadelesinin devletin selametinden öne geçtiği bu dönemde Sinan Paşa, Eflak’ta
mevcut duruma aldırış etmeden Ferhad Paşa’ya karşı bu sefer de sipahi isyanının
çıkmasına zemin hazırlamıştır. Akabinde Damad İbrahim Paşa ile birlikte olup sefer
için gerekli ordu ve teçhizatın gönderilmesine mani olarak seferin güvenliğini tehlike
atarak Ferhad Paşa’nın başarı elde etmesini engellemeyi amaçlamışlardır. Bunun
yanında İstanbul’da da Ferhad Paşa’nın aleyhine faaliyetlerde bulunarak padişah
nezdinde gözden düşürmüş ve azledilmesine ve akabinde öldürülmesine sebep
olmuşlardır.

Ferhad Paşa’nın azledilmesi ile birlikte sadrazam olan ve Eflak Seferi’ne


gönderilen Sinan Paşa Yergöğü kasabasına gelerek Rusçuk’a geçebilmek için Tuna
üzerine inşa edilen köprüden geçişi ganimet elde etme düşüncesiyle yavaşlatmıştır.
Osmanlı ordusunda köprüden geçmeyen akıncılar kaldığı vakit Eflak voyvodası
Mihal’in saldırısı üzerine köprü yıkılmış ve akıncıların çoğu Tuna Nehri’nde
boğulmuş, geriye kalanlar ise Mihal’in ordusu tarafından katledilmiştir. Bu durum
Osmanlı Tarihi kaynaklarında Akıncı Ocağının sonu olarak gösterilmektedir.553 Bu
hadise ile Ferhad Paşa’nın şark serdarlığı esnasında Aras Gölü civarında Muhammed
Han ile yapmış olduğu muharebe kıyaslandığı vakit Sinan Paşa’nın aksine Ferhad
Paşa’nın devlet menfaatlerini kendi çıkarlarının üzerinde gördüğü anlaşılmaktadır.
Zira Ferhad Paşa, kaçan Muhammed Han ve ordusunu takip ettiği sırada askerin

553
Mustafa Alkan, ’’Osmanlı Devleti’nde Akıncı Ocağının Sonu’’, s.114
111
Muhammed Han’dan kalan ganimeti yağmalamaya giriştiği vakit, Ferhad Paşa’nın
Muhammed Han’ı yakalamak uğruna ganimeti gözü görmeksizin atını Tuna Nehri’ne
sürmesi ve bu davranışın askeri kendine getirerek düzeni tekrar tesis etmesi sonucu
zafer kazanmasını sağlamıştır.

Ferhad Paşa, devletin menfaatini ganimetten üstün görmesi sonucu zafere nail
olmuştur. Oysaki Sinan Paşa, Yergöğü’nde ganimet elde etme amacıyla tedbirleri göz
ardı etmesi akıncı ocağının felaketiyle sonuçlanmıştır.

Osmanlı Klasik Dönem geleneklerine bağlı olarak yaşamını sürdüren Ferhad


Paşa, yaşadığı dönem itibariyle devletin bir dönüşüm içerisine girdiği görülmektedir.
Bu dönüşüm sürecinde paşaların kendi menfaatlerini devlet menfaatlerinden üstün
görerek devlete yansıyan zararları göz ardı ederek siyasi iktidar mücadelesinde
bulunmuşlardır. Nitekim Ferhad Paşa’nın devlet kademelerinde yükselmesi, diğer
vezirlerin pasif duruma düşerek mali açıdan gelir etmelerinin önüne geçmektedir.554
Bu mücadele ise devlete bir yarar sağlamadığı gibi girmiş olduğu dönüşüm sürecinde
devlete ciddi zararlara yol açmıştır. Osmanlı Devleti’nin dönüşüm süreci başlangıcı,
Ferhad Paşa’nın dönemi itibariyle başlamasından dolayı sürecin araştırılmasında
iktidar mücadelesinin ele alınması gerekmektedir.

554
Kasım Polat, ‘’Naima’ya Göre Devlet Adamları Arasındaki Muhalefet’’, Tarih Okulu Dergisi, Sayı
13, 2012, s.97
112
KAYNAKLAR

Arşiv Vesikaları

1. Devlet Arşivleri Başkanlığı, Osmanlı Arşivi

1.1 Ali Emiri


SAMD. I- 00009-00849-001
SAMD. I- 00009-00850-001
SMHD. II- 00081-06345-001
SMST. I- 00003-00245-001
SSLM.III- 00120- 07294-001
SSLM.III- 00120- 07294-002
SSLM.III- 00120- 07294-003
SSLM.III- 00120- 07294-004

1.2 Bab-ı Asafî Mühimme Defterleri


DVNSMHM- No: 40, Hüküm 337
DVNSMHM- No: 42, Hüküm 637,638,639,551
DVNSMHM- No: 44, Hüküm 241,243
DVNSMHM- No: 45, Hüküm 4518
DVNSMHM- No: 48, Hüküm 648
DVNSMHM- No: 52, Hüküm 16, 82, 118, 250, 369, 388, 392, 723, 868
DVNSMHM- No: 53, Hüküm 215, 298, 541,
DVNSMHM- No: 60, Hüküm 354, 478, 655, 685, 686
DVNSMHM- No: 61, Hüküm 12, 16, 38,47, 70, 71, 86, 94, 95, 131, 137, 139, 288,
289
DVNSMHM- No: 62, Hüküm 16, 17, 21, 23, 24, 27, 29, 31, 67, 70 73, 350, 353,
394
DVNSMHM- No: 63, Hüküm 13
DVNSMHM- No: 64, Hüküm 490
DVNSMHM- No: 65, Hüküm 275, 280
DVNSMHM- No: 66, Hüküm 105
DVNSMHM- No: 67, Hüküm 392

1.3 Cevdet
Saray, C.SM, No: 47-2393
Evkaf, C.EV. 00010-00463-001
Evkaf, C.EV.00472-23871-001

1.4 Evkaf
Defter, EV.d- 30787-5
Defter, EV.d-18410-00001
Başkitabet, EV.BKM- 00101-00065
Muhasebe Kalemi, EV.MH- 00323-00157
Muhasebe Kalemi, EV.MH- 00323-00157
Muhasebe Kalemi, EV.MH- 00323-00154
Muhasebe Kalemi, EV.MH-00323-00156
Mektubi Kalemi, MKT- 00295-00406
113
Mektubi Kalemi, MKT- 00300-00244

1.5 İbnülemin
Askeriye, İE.AS- 00002-00125-001
Vakıf, İE.EV- 00025-02931-001
Vakıf, İE.EV- 00036-04186-001

1.6 İrade
Evkaf, İ.EV- 00023-00017-001
Evkaf, İ.EV- 00023-00017-002
Evkaf, İ.EV- 00023-00017-002

1.7 Topkapı Sarayı


Defter, TS.MA.d- 07748-0001
Defter, TS.MA.d- 07748-0001,2,3,4,5
Defter, TS.MA.d-3010-0001-2
Evrak, TS.MA.e- 0815-0037-001

1.8 Kamil Kepeci Defterler


KK.d- 1872-0010
KK.d- 246-120
KK.d- 2554-0012

1.9 Maliyeden Müdevver Defterler


MAD.d- 00457
MAD.d- 05524
MAD.d- 17980

2. Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Kayıtları Arşivi


VGM. No: 1861- 18
VGM. No: 1861- 18
VGM. No: 666-67
VGM. No: 874-66
VGM. No: 879-245
VGM. TMSSK.d. No: 701-5,12
VGM: 00667-00067
VGM: 00874-00066
VGM: 00879-00245
VGM: 01861-00018

3. Çalışılmış Arşiv Defterleri


Akçelik, Erhan. 39 Numaralı Mühimme Defterinin Transkripsiyonu ve
Değerlendirilmesi (s.1-118). Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2013
Atıcı, Mehmet Ali. Mühimme Defteri-61 Metin- Tahlil Sayfa 1-100 Hüküm 1-243.
İstanbul: İstanbul: Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arşivcilik Anabilim
Dalı Yüksek Lisans Tezi, 1997
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı. 3
Numaralı Mühimme Defteri 966-968 / 1558-1560. Ankara: 1993

114
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı. 6
Numaralı Mühimme Defteri 972 / 1564-1565. Ankara: 1995
Hikmet, Ülker. 51 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil-Metin). İstanbul: İstanbul
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeniçağ Bilim Dalı Yüksek Lisans,
1996
İstanbul Kadı Sicilleri Rumeli Sâdareti Mahkemesi 56 Numaralı Sicil (H.1042-1043/
M.1633). Edt: Coşkun Yılmaz. İstanbul: İsam Yayınları, 2011
Savun, Hakan. Kamil Kepeci 217 Numaralı Ruûs Defteri (Metin- Değerlendirme,
s.1-100). Bilecik: Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2019
Ünal, Mehmet Ali. 44 Numaralı Mühimme Defteri. İzmir: Akademi Kitapevi, 1995
Yıldız, Cevat. Mühimme Defteri 60 (Sayfa 209-314; Hüküm 492-942 Tarih 993-994/
1585-1586 Tahlil- Metin). İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Arşivcilik Bölümü, 1998,
Yıldız, Hasan. 49 Numaralı Mühimme Defteri (Tahlil-Metin). İstanbul: İstanbul
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yeniçağ Bilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi, 1996
Yılmaz, Ebru. 47 Numaralı Mühimme Defteri (H.990/M.1582) Transkripsiyon ve
Değerlendirilmesi (s.1-113). Kayser: Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yeniçağ Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2019
Yiğit, Osman. Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi 34 Numaralı Filori Defteri
(Değerlendirme- Transkripsiyon). İstanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat
Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi, 2018
Yüce, Oğuzhan. 59 Numaralı Mühimme Defterinin Özetli, Transkripsiyonu ve
Değerlendirilmesi. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2007

Kaynak Eserler, Araştırma ve İncelemeler


Afyoncu Erhan. Ahmet Önal. Uğur Demir. Osmanlı İmparatorluğu’nda Askeri
İsyanlar ve Darbeler. İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2016
Afyoncu, Erhan. Sorularla Osmanlı İmparatorluğu. İstanbul: Yeditepe Yayınları,
2012
Afyoncu, Erhan. Tanzimat Öncesi Osmanlı Tarihi Araştırma Rehberi. İstanbul:
Yeditepe Yayınları, 2016
Aksun, Ziya Nur. Osmanlı Tarihi- Osmanlı Tarihinin Tahlilli Tenkidli Siyasi Tarihi.
Cilt 1. İstanbul: Ötüken Neşriyat, 1994
Alâettin, İbrahim. Meşhur Adamlar Hayatları- Eserleri. İstanbul: Türk Tarih
Kurumu Kütüphanesi, 1935
Alkan, Mustafa. ‘’Osmanlı Devleti’nde Akıncı Ocağının Sonu’’. Gazi Akademik
Bakış Dergisi. Cilt: 7. S. 13. (2013)
And, Metin. Kırk Gün Kırk Gece. İstanbul: Taç Yayınları,1959
Arslan, Mehmet. Osmanlı Sadrazamları Hadikatü’l Vüzera ve Zeylleri. İstanbul:
Kitabevi Yayınları, 2013
Arslan, Mehmet. Osmanlı Saray Düğünleri ve Şenlikleri. İstanbul: Sarayburnu
Kitaplığı, 2008
Aşgın, Sait. Osmanlı Sadrazamları Üzerine Bir İnceleme. Ankara: Ankara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 1992

115
Âşık, Paşazade. Osmanoğulları’nın Tarihi. Haz: Kemal Yavuz- M.A. Yekta Saraç.
İstanbul: Koç Kültür Sanat Tanıtım, 2003
Ata, Tayyâr-zâde. Osmanlı Saray Tarihi Tarih-i Enderun. Cilt: 1. Hazırlayan:
Mehmet Arslan. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2010
Ata, Tayyâr-zâde. Osmanlı Saray Tarihi Tarih-i Enderun. Cilt: 2. Hazırlayan:
Mehmet Arslan. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2010
Atâ-î, Zeyli Şakayık. TBMM Kütüphanesi.
Atatürk Kitaplığı. Müteferrik Evrak. No: 60584
Ayanoğlu, Fazıl. ‘’Ferhat Paşa ve Gizli Kalan Vakıfları’’. Vakıflar Dergisi. Vol: VII.
(1980)
Aycibin, Zeynep. Kâtip Çelebi Fezleke Tahlil ve Metin I. İstanbul: Mimar Sinan
Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ortaçağ Tarihi Anabilim
Dalı Doktora Tezi, 2007.
Aydın, Bilgin ve Günalan Rıfat. ‘’Ruus Defterlerine Göre XVI. Yüzyılda Osmanlı
Eyalet Teşkilatı ve Gelişimi.’’ Osmanlı Araştırmaları / The Journal of Ottoman
Studies, S. 38 (2011)
Aydoğmuşoğlu, Cihat. ‘’Şah II. İsmail (1576-1577) Devri Siyasi ve Dini Hadiseler:’’
The Journal of Academic Social Science Studies. No: 48, (2016)
Aydoğmuşoğlu, Cihat. Safevîye Tarikatı. Ankara: Tün Kitap, 2018
Aydoğmuşoğlu, Cihat. Şah Abbas ve Zamanı. Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Doktora Tezi, 2011
Aykun, Muhittin. Abdurrahman Hibrî Efendi, Defter-i Ahbâr (Transkripsiyon ve
Değerlendirme.) İstanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları
Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı Yeniçağ Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi,
2004
Barkan, Ömer Lütfi, ‘’XVI-XVIII Asırlarda Türkiye’de İnşaat İşçilerinin Hukuki
Durumu’’, Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, 1963
Bey, Koçi. Koçi Bey Risalesi. Haz: Zuhuri Danışman. Ankara: Kültür ve Turizm
Bakanlığı Yayınları, 1985
Beyazıt, Yasemin. Osmanlı İlmiyye Tarîkinde İstihdam ve Hareket: Rumeli
Kadıaskerliği Ruznamçeleri Üzerine Bir Tahlil Denemesi (XVI. Yüzyıl).
Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yeniçağ Tarihi
Anabilim Dalı Doktora Tezi, 2009
Biga, Hasene. Tarih’i Nihâdi (1b- 80a) Transkripsiyon ve Değerlendirme. İstanbul:
Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim
Dalı Yeniçağ Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2004
Bilgili, Ali Sinan. İran Azerbaycan Ermenistan ve Gürcistan’da Osmanlı Vakıfları (
XVI- XVIII. Yüzyıllar). Ankara: Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları, 2011
Boztaş, Fırat, ‘’On Altıncı Yüzyılın Sonuna Kadar Osmanlı Devleti’ne Tabl ve Alem
Mehterleri Teşkilatı’’, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2019
Burgaz, Gülay, ‘’Ferhad Paşa Türbesi’’. DİA. 12. 1995
Buz, Ayhan. Sokulludan Damat Ferit’e Osmanlı Sadrazamları. İstanbul: Neden
Kitap Yayınları, 2009
Cezar, Mustafa. Mufassal Osmanlı Tarihi Resimli Haritalı. Cilt: 3. Ankara: Türk
Tarih Kurumu Yayınları, 2010
Çerçi, Faris. Künhü’l Ahbâr’a Göre II. Selim, III. Murad, III. Mehmed Devirleri ve
Âli’nin Tarihçiliği. Kayseri: Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Doktora Tezi, 1996

116
Çığ, Kemal. Topkapı Sarayı ve Türk- İslam Sanatları. İstanbul: Kaynak Yayınları,
2011
Çoban, Ahmet. Hadikatü’l Vizerâ Adlı Eserin Tenkitli Transkripsiyonu. Erzurum:
Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek
Lisans Tezi, 2005
Çobanoğlu, Ahmet Vefa, Ferhad Paşa Çiftliği’nde Yer Alan Tarihi Eserler. Nurhan
Atasoy’a Armağan. Edt: M. Baha Tanman, İstanbul: Lale Yayıncılık, 2014
Danişmend, İsmail Hami. İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi. Cilt: 3. İstanbul:
Türkiye Yayınları, 1972.
Danişmend, İsmail Hami. İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi. Cilt: 2. İstanbul:
Türkiye Yayınları, 1972.
Değer, Mebrure. ‘’Sadrazam Ferhat Paşa’nın Vasiyet-name’si’’. Türk Dünyası
Araştırmaları Dergisi. S. 144. (2003)
Demir, Abdullah. ‘’Osmanlı Devletinde Devşirme Sistemi.’’ Uluslararası Sosyal
Bilimler Dergisi. Cilt: 1. Sayı.1. (2017)
Demiriz, Yıldız. ‘’Ferhad Paşa Türbesi’’. Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi,
Cilt 3, İstanbul: Kültür Bakanlığı ve Tarih Vakfı Ortak Yayını, s.292
Dündar, Hasan. , Râhîmîzâde İbrahim (Harîmi) Çavuş’un Gence Fetihnâmesi Adlı
Eserin Transkripsiyonu ve Kritizasyonu. Afyon: Afyon Kocatepe Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, 2006
Efendi, Mustafa Nâima, Nâima Tarihi. Cilt: 1, Çev: Zuhuri Danışman, İstanbul:
Zuhuri Danışman Yayınevi, 1967
Efendi, Peçevi İbrahim. Peçevi Tarihi. Hazırlayan: Bekir Sıtkı Baykal. Cilt: 1.
Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1981
Efendi, Peçevi İbrahim. Peçevi Tarihi. Hazırlayan: Bekir Sıtkı Baykal. Cilt: 2.
Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1981
Efendi, Selanikli Mustafa. Tarih-i Selâniki. Cilt: 1. Haz: Mehmet İpşirli. Ankara:
Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1999
Efendi, Selanikli Mustafa. Tarih-i Selâniki. Cilt: 2. Haz: Mehmet İpşirli. Ankara:
Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1999
Efendi, Şem-Dânî-Zâde Fındıklılı Süleyman. Mü’i’t- Tevârih 2A. Hazırlayan: Münir
Aktepe. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1978
Efendi, Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî). Topçular Kâtibi Abdülkâdir (Kadrî)
Efendi Tarihi I-II (Metin-Tahlil). Yay Haz: Ziya Yılmazer. Ankara: Türk Tarih
Kurumu Yayınları, 2003
Emecen, Feridun, ‘’Irakeyn Seferi’’. DİA. 19. 1999
Evliya, Çelebi. Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi: İstanbul. Cilt:
1. Kitap 1. Hazırlayan: Seyit Ali Kahraman ve Yücel Dağlı. İstanbul: YKY,
2008
Evliya, Çelebi. Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi: İstanbul. Cilt:
1. Kitap 2. Hazırlayan: Seyit Ali Kahraman ve Yücel Dağlı. İstanbul: YKY,
2008
Evliya, Çelebi. Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi: İstanbul. Cilt:
2. Kitap 1. Hazırlayan: Seyit Ali Kahraman ve Yücel Dağlı. İstanbul: YKY,
2008
Evliya, Çelebi. Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi: İstanbul. Cilt:
2. Kitap 2. Hazırlayan: Seyit Ali Kahraman ve Yücel Dağlı. İstanbul: YKY,
2008

117
Gelibolulu, Mustafa Âli. Câmi’u’l- Buhûr Der Mecâlis-i Sûr. EKT: Ali Öztekin.
Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1996
Gelibolulu, Mustafa Âli. Nusret- Nâme. Haz: H. Mustafa Eravcı. Ankara: Türk Tarih
Kurumu Yayınları, 2014
Gömeç, Saadettin Yağmur. Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Tarihi. Ankara:
Akçağ Yayınları, 2015
Güldal, Fatih, Ahmet Uçar, Esenlerin Tarihi, Esenler Belediyesi Kültür Yayınları,
İstanbul, 2012
Gümüş, Nebi. XVI. Asırda Osmanlı- Gürcistan İlişkileri. İstanbul: Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı
Doktora Tezi, 2000
Gündoğdu, Abdullah. ‘’Türkistan’da Osmanlı- İran Rekabeti’’. Osmanlı Tarihi
Külliyatı, Cilt: 1. Edt: Güler Eren. Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 1999
Gündüz, Tufan. Safeviler, DİA, Cilt 35.
Hammer, Von Joseph. Büyük Osmanlı Tarihi. Çev: Mümin Çevik. Cilt: 6. İstanbul:
Milliyet/Üçdal Neşriyat, 2010
Hammer, Von Joseph. Büyük Osmanlı Tarihi. Çev: Mümin Çevik. Cilt: 7. İstanbul:
Milliyet/Üçdal Neşriyat, 2010
Han, Şeref. Şerefname Osmanlı- İran Tarihi. Arapça’dan Çeviren: Mehmet Emin
Bozarslan. İstanbul: Ant Yayınları, 1971
Hasan Bey-zâde, Ahmed Paşa. Hasan Bey-zâde Tarihi Metin ve İndeks (1003-1045/
1595-1635 I-II-III). Haz: Şevki Nezihi Aykut. Ankara: Türk Tarih Kurumu
Yayınları, 2004
Hasanova, Hoşkadem. ‘’Fetihten Osmanlı Yönetim Sistemine Entegrasyonuna
Kadar Revan Eyaleti (1583-1590)’’. Osmanlı Tarihi Külliyatı, Cilt: 1. Edt:
Güler Eren. Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 1999
İlgürel, Mücteba. ‘’Zirveden Dönüş: II. Selim’den III. Mehmed’e’’. Ankara: Türkler
Külliyatı. Cilt: 9. Yeni Türkiye Yayınları, 2002
İlgürel, Sevim. Hezârfen Hüseyin Efendi Telhîsü’l- Beyân Fi Kavânîn-i Âl-i Osmân.
Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1998
İnalcık, Halil. Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar II, İş
Bankası Yayınları, İstanbul, 2014.
Halil İnalcık, Köy, Köylü ve İmparatorluk, Osmanlı İmparatorluğu: Toplum ve
Ekonomi, İstanbul, Eren Yayıncılık, 1993.
İpşirli, Mehmet. ‘’Ferhad Paşa.’’ DİA. 12 (1995)
Jorga, Nicholae. Osmanlı İmparatorluğu Tarihi. Yay: Haz: Erhan Afyoncu. Çev:
Nilüfer Epçeli. Cilt: 3. İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2009
Jorga, Nicholae. Osmanlı İmparatorluğu Tarihi. Yay: Haz: Erhan Afyoncu. Çev:
Nilüfer Epçeli. Cilt: 4. İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2009
Kavanin-i Yeniçeriyan (Yeniçeri Kanunları), Yay. Haz: Tayfun Toreser, İstanbul:
Türkiye İş Bankası Yayınları, 2011
Kılıç, Remzi. Kanuni Sultan Süleyman Devri Osmanlı İran Münasebetleri (1520-
1566). Kayseri: Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve
Sanatları Anabilim Dalı Doktora Tezi, 1994
Kırzıoğlu, M. Fahrettin. Osmanlılar’ın Kafkas- Elleri’ni Fethi 1541-1590. Ankara:
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, 1976
Koçu, Reşat Ekrem. ‘’Ferhad Paşa’’, İstanbul Ansiklopedisi, cilt 10
Korkmaz, Gülsüm Ezgi. Sûrnâmelerde 1582 Şenliği. Ankara: Bilkent Üniversitesi
Ekonomi ve Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, 2004

118
Kuran, Abdullah. ‘’Çatalca’daki Ferhad Paşa Cami’’. Boğaziçi Üniversitesi Dergisi.
No: 3. (1975)
Küçükuğurlu, Murat. Çelik, Şemsettin. Erzurum Kalesi. Erzurum: Erzurum
Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, 2013
Kütükoğlu, Bekir. ‘’III. Murad.’’ DİA. 31, 2006
Kütükoğlu, Bekir. ‘’Şah Tahmasb’ın III. Murad’a Cülus Tebriki’’, Tarih Dergisi,
Cilt: 11. Sayı 15, (2011)
Kütükoğlu, Bekir. Osmanlı- İran Siyasi Münasebetleri (1578-1612). İstanbul: Fatih
Cemiyeti, 1993
Kütükoğlu, S. Mübahat. ‘’Narh’’. DİA. 32. 2006
Kütükoğlu, S. Mübahat. Osmanlı’nın Sosyo- Kültürel ve İktisâdî Yapısı. Ankara:
Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2018
Memmedov, Hüsamettin. ‘’XVI-XVIII. Yüzyıllar Osmanlı- Safevi Savaşları’’.
Osmanlı Tarihi Külliyatı, Cilt: 1. Edt: Güler Eren. Ankara: Yeni Türkiye
Yayınları, 1999
Mert, Enes. Lala Mustafa Paşa’nın Hayatı ve Siyasi Faaliyetleri. İstanbul: Marmara
Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı
Yeniçağ Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2016
Mumcu, Ahmet. Osmanlı Devletinde Siyaseten Katl. Ankara: Ankara Hukuk
Fakültesi Yayınları, 1963
Önal, Ahmet. Koca Sinan Paşa’nın Hayatı ve Siyasi Faaliyetleri (1520-1596).
İstanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi
Anabilim Dalı Yeniçağ Bilim Dalı Doktora Tezi, 2012
Özcan, Abdulkadir. ‘’Devşirme’’. DİA. 9. 1994
Özcan, Abdulkadir. ‘’Kul’’. DİA. 26. 2002
Özcan, Abdulkadir. ‘’Pençik’’. DİA. 34. 2007
Özgül, İbrahim. Kara Çelebi-zâde Abdülaziz Efendi’nin Ravzetü’l Ebrâr Adlı Eseri
(1299-1648) Tahlil-Metin. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Doktora Tezi, 2010
Özkan, Nevin. ‘’ Bir İtalyan Arşiv Belgesine Göre Şehzade Mehmet’in Sünnet
Düğünü (1582)’’. Uludağ Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler
Dergisi. S.4. (2003)
Öztürk, Necdet. İmparatorluk Tarihinin Kalemli Muhafızları Osmanlı Tarihçileri
Ahmedî’den Ahmed Refik’e. İstanbul: Bilge Kültür Sanat, 2018
Öztürk, Yücel. ‘’Osmanlıda İktidar İnşa Aracı Olarak Ulema Ve Seyfiye Eksenli
Darbeler (XVI-XVIII. Yüzyıl)’’. Uluslararası Doğu Avrupa Araştırmaları
Dergisi. Sayı 1. (2019)
Paşa, Ahmed Cevdet. Târîh-i Cevdet. Haz: Mehmet İpşirli. Cilt: 1. Ankara: Türk
Tarih Kurumu Yayınları, 2018
Polat, Kasım. ‘’Naima’ya Göre Devlet Adamları Arasında Muhalefet’’. Tarih Okulu
Dergisi. S. 13. (2012)
Polat, Süleyman. ‘’XVI. Yüzyılın İkinci Yarısı ve XVII. Yüzyılın İlk Yarısında
Osmanlı Devleti’nin Doğu Seferlerinde Cizre’nin Yeri’’. Tarih Araştırmaları
Dergisi. Cilt: 12. Sayı. 13. (2013)
Polat, Süleyman. ‘’Ferhad Paşa (Ferhād Paşa, d.1004/1595)’’, The Encyclopaedia of
Islam Three, 2007/5, Brill, Leiden, 2017
Polat, Süleyman, ‘’Osmanlı Devleti’nde Nüzul Vergisinin Teşkili ve Gelişimi: XVI-
XVII Yüzyıllarda Osmanlı Ekonomisinin Nüzul Vergisi Üzerinden
Değerlendirmek’’, Belleten, Aralık, (2018)

119
Poroy, Nazım. İstanbul’da Gömülü Paşalar. İstanbul: İstanbul Belediyesi Neşriyat.
1947
Rasim, Ahmed. Osmanlı Tarihi II. Düzenleyen: Metin Hasırcı. İstanbul: Emir Basın
Yayın.
Halil Sahillioğlu, ‘’Avarız’’, DİA, Cilt 4, s. 108-109
Sağırlı, Abdurrahman. Mehmed B. Mehmed Er-Rûmî ( Edirneli)’nin Nuhbetü’t-
Tevârih Ve’l- Ahbâr’ı ve Târîh-i Âl-i Osman’ı (Metinleri- Tahlilleri). İstanbul:
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Doktora
Tezi, 2010
Sami, Şemseddin. Kamus-ı Türkî. Haz: Paşa Yavuzarslan. Ankara: Türk Dil Kurumu
Yayınları, 2019
Sarğın, Yasemin. Başlangıcından 1606’ya Kadar Osmanlı Devleti ile Eflak ve
Boğdan Voyvodalıkları Arasındaki İlişkiler. Afyonkarahisar: Afyon Kocatepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans
Tezi, 2013
Savaş, Saim. XVI. Asırda Anadolu’da Alevîlik. Ankara: Türk Tarih Kurumu
Yayınları, 2018
Sekkin, Zehra Mina. ‘’Ferhat Paşa Çiftliği’’. Semtimin Sanat Tarihi. İstanbul: Sanat
Tarihi Araştırmaları Derneği, 2019
Solak-Zade. Solak-Zade Tarihi. Cilt 1, Çev: Vahid Çabuk, Ankara: Kültür Bakanlığı
Yayınları, 1989
Solak-Zade. Solak-Zade Tarihi. Cilt 2, Çev: Vahid Çabuk, Ankara: Kültür Bakanlığı
Yayınları, 1989
Sungur, Çetin. Râhîmîzâde İbrahim Harîmi Çavuş’un Zafername-i Sultan Murad
Han Adlı Eseri’nin Transkripsiyonu. Kırıkkale: Kırıkkale Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 1998
Süreyya, Mehmed. Sicill-i Osmanî. Yay. Haz: Nuri Akbayar. EYA: Seyit Ali
Kahraman. Cilt: 3. İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı
Yayını, 1996
Süreyya, Mehmed. Sicill-i Osmanî. Yay. Haz: Nuri Akbayar. EYA: Seyit Ali
Kahraman. Cilt: 4. İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı
Yayını, 1996
Şahin Allahverdi, Reyhan. Özdemiroğlu Osman Paşa ve Dönemi (1527-1585).
İstanbul: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Yeniçağ Tarihi Programı Doktora Tezi, 2012
Şimşirgil, Ahmet. Kayı V Osmanlı Tarihi Kudret ve Azamet Yılları. İstanbul: Timaş
Yayınları, 2013
Teracim-i Ahval: III. Mehmed Devri Ricalinden Bazılarının Muhtasar Tercüme-i
Halleri. İstanbul: Atatürk Kitaplığı. No: 923
Uran, Hilmi. Üçüncü Sultan Mehmed’in Sünnet Düğünü. İstanbul: Kâatçılık ve
Matbaacılık Anonim Şirketi, 1942
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Osmanlı Devleti Teşkilâtından Kapıkulu Ocakları. Cilt:
1. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1988
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Osmanlı Devleti Teşkilâtından Kapıkulu Ocakları. Cilt:
2. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1988
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı. Osmanlı Devleti’nin Saray Teşkilatı. Ankara: Türk Tarih
Kurumu Yayınları, 2014

120
Üzümcü, Hamza. Zafer-nâme-i Ali Paşa (Transkript ve Değerlendirme). Afyon:
Afyonkarahisar Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih
Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2008
V.J. Parry, ‘’Ferhâd Pasha’’, The Encyclopaedıa of Islam, Vol: II, C-G, 1991, s.880-
881
Wratislaw, W. Baron. 16. Yüzyıl Osmanlı İmparatorluğundan Çizgiler. Çev: M.
Süreyya Dilmen. İstanbul: Karacan Yayınları, 1996
Yıldırım, Sadullah. 1000/ 1592-93 ve 1001/ 1593-94 Tarihli Ruznamçe Gelir
Defterine Göre Osmanlı Devleti’nin Merkezi Hazine Gelirleri. İstanbul:
Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı, İktisat
Tarihi Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 2008
Yıldız, Hakan. Haydi Osmanlı Sefere! Prut Seferi’nde Organizasyon ve Lojistik,
Türkiye İş Bankası Yayınları, 2016
Yılmaz, H. Kâmil. Azîz Mahmûd Hüdâyî ve Celvetiyye Tarikatı. İstanbul: Erkam
Yayınları, 1990
Yiğit, Osman. Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi 34 Numaralı Filori Defteri
(Değerlendirme- Transkripsiyon). İstanbul: Marmara Üniversitesi Türkiyat
Araştırmaları Enstitüsü Türk Tarihi Anabilim Dalı Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi, 2018
Zinkeisen, Johann Wilhelm. Osmanlı İmparatorluğu Tarihi 3. İstanbul: Yeditepe
Yayınları, 2011
https://www.eyupsultan.bel.tr/tr/main/pages/ferhat-pasa-turbesi/968

121
122
EKLER

EK 1: Sadrazam Ferhad Paşa’nın Portresi

123
EK 2: Sadrazam Ferhad Paşa’nın Türbesi

124
125
126
ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler
Adı Muhammed Hüseyin
Soyadı Öztürk

Eğitim
Lise Kalaba Lisesi 2012
Lisans Erzurum Teknik Üniversitesi 2017
Yüksek Lisans Ankara Hacı Bayram Veli 2021
Üniversitesi

Sertifika
Pedogojik Formasyon

Yabancı Dil
İngilizce

127

You might also like