You are on page 1of 13

17 Ağustos 1909 Gölotik-Arifiye Depremi ve

Yerbilimleri

17
f Ağustos, 1999 Salı günü İ k i n c i g i d i ş : 25-28 Ağustos başka deprem merkez üssünün dev-
sabah saat O3.Wlde Merkez 1999 tarihleri arası: Bu seyahat reye girmiş ve işlemiş olabileceğini
üssü Kocaeli (Gölcük) olan, süresince bu rapor île ilgili daha kap- düşündürmektedir. Çünkü, arazi göz-
Richter ölçeğine göre 7.4 büyük- samlı inceleme, araştırma faaliyetleri lemlerindeki jeolojik ve makrosismik
lüğünde çok yıkıcı bir depremi mey- yapılmıştır. Bu gidişle ilgili çalışma özellikler de bu durumu ' yansıtmak-
dana gelmiştir. Depremin olduğu ilk süresi boyunca Bollu, Arilye, Düzce, tadır
gün derhal deprem bölgesine gidilmiş» Adapazarı, Kocaeli, Gölcük dolayların-
D e p r e m i n b ü y ü k l ü ğ ü : Dep-
depremi ve depremi oluşturan fay hat- daki depremden hasar gören yerleşim
remini büyüklüğü, KAF kuşağı üzerinde-
tının tüm izleri henüz taze iken arazî alanlarında ve fay hattının geçtiği arazi
ki Gölcük-Arifiye segmenting kırılması
çalışmalanrO başlanmıştır. Bu yazı,, üzerinde araştırma ve incelemeler
sonucu ortaya çıkardığı ve etrafına
hepimizi yasa boğan bu büyük dep- yapılmıştır. yaydığı enerji miktarım belirtir. Buna
rem felaketini yerbilimleri, yer hare-
D E P R E M L E İLGİLİ G E N E L göre, 17 Ağustos 1999 Gölcük-Arifiye
ketleri ve zemin dinamiği açısından BİLGİLER depreminin aletsel büyüklüğü Richter
incele meyi ve deprem ile oluşan
Depremin nedeni ve yeri: ölçeğine göre, 7.4 dür,
hasarlar arasındaki ilişkileri araştır-
Kuzeydoğu Marmara bölgesinde 17 Depremin oluşturduğu
mayı ve irdelemeyi amaçlamaktadır.
Ağustos 1.999 tarihinde meydana önemli yüzey deformasyon-
DEPREM BÖLGESİNE gelen deprem» Kuzey Anadolu fay l a r ı : Depremin oluşturduğu en önem-
U L A Ş I M WE Ç A L İ Ş M A kuşağının batı ucunun, yani Gölcük- li yüzey deformasyonu Bolu ile Gölcük
SÛRESİ Arifiye seğmeninin etkinlik kazanması arasında yaklaşık 120 km lik arazi
Deprem bölgesi ulaşımı ve çalışma ve bunun sonucunda önemli miktarda boyunca meydana getirdiği yüzey
2 ayrı seferde gerçekleşmiştir, enerji ve sarsıntı açığa çıkmasıyla kiniğidir., Bu yüzey kırığı (segment}, yer-
oluşmuştur. Boğaziçi Üniversitesi altında 15 kın derinliğe kadar uzan-
İlk gidiş: 17-19 Ağustos 1999 ta-
Kandilli Rasathanesi aletsel verilerine maktadır. Bu segmentin, KAF deprem
rihleri arası: Depremi bölgesine araştır-
göre depremin ana merkez üssü izmît hattı boyunca çok uzun zamandan
ma amaçlı ilk gidiş ve çalışma. Dep-
'in 11 km kadar güneybatısında bulu- beri» yüksek enerjili bir birikimi alan«
rem haberinin duyulmasından hemen
nan Gölcük ilçesidir. Ancak 45 saniye- (sismik boşluk) olduğu» ve depremsel-
sonra (Depremin ilk günü) yapılmıştır.
lik deprem- süresi esnasında aynı fay lik yönünden risik taşıdığı ilgili jeoloji lî- •
Ankara üzerinden Bolu*ya ulaşılmış,
hattı özerinde, Ârifiye bölgesinde ikinci teratûrönde ve sismik tarihçede bilin-
ancak buradan sonra depremin etki-
bir deprem merkez üssünün de dev- mektedir. Yoğun yapılaşma ve nüfus
leri görülmeye başlanmıştır. Karayo-
reye girmiş olduğu konusunda kuvvetli projeksiyonuna sahip bu segment •
lunun hasarlı bulunması ve otobanın
jeolojik ve aletsel veriler vardır. boyunca kırılmanın gerçekleşmesi,
yaralı nakli ve acil ulaşım maksadı ile
Çünkü, aynı fay hattı üzerinde fakat bölgede ağır hasar ve yüksek oranlı
normal trafik akışına kapalı bulunması
özellikle birbirlerinden uzak mesafeli can kayıplarına neden olmuştur.
dolayısıyla, Düzce "den itibaren
iki ayrı bölge arazisinde çok yüksek Ortalama D-B gkfişli aktif yüzey kırığı
araçlara Akçakoca- Kandıra istikame-
atımlar ölçülmüştür. Örneğin Ârifiye çizgisel bir gidiş sunmakla .birlikte,
tine (Karadeniz kıyısı boyunca) yol ve-
bölgesindeki sağ yanal atım 4.55 m • çoğu yerde doğudan batıya doğru, yer
rilmiş» bu hat boyunca kalabalık kon-
civarında; Gölcük'te ise 4.12 m yer fay atlamaları yaparak* devam
voy halinde gidiş dolayısıyla deprem
civarındadır.. Bu iki bölge arasında ise, ' etmektedir. Bu durumı benzer yapılı
merkezî Kocaeli'ne ancak 15 saat
çoğu kez daha düşük fay atımları tüm doğrultu atımlı faylarda son
sonra ulaşılabilmiştir., Bu seyahat es-
ölçülmektedir. Bu durum 45 saniye derece olağandır. Dolayısıyla» bölgede-
nasında deprem bölgesinde özellikle
suren bu deprem' esnasında,, ilki ki tüm depremi hasarlarının sadece tek
Adapazarı ve Kocaeli yerleşim alanları
Gölcük dolaylaırı olan ana merkez bîr çizgisel hat üzerinde sıralanmayıp,
ile fay hattının geçtiği yakın yörelere
üssünden başka, fay kuşağı üzerinde ana çizgi dışı yerlerde de deprem
arazi incelemelerinde bulunulmuştur.
doğuda özellikle Ârifiye bölgesinde bir hasan görülmesinin nedenlerinden

BÜLTENİ ®Ekim 1999 14


birisi buı olağan fay atlamalarıdır. nedenle insanlarımızda korku ve K-G sıkışma gerilmeleri alflnda bulu-
Maksimum kırılma aralığı Ârifiye- paniğe neden olmuştur. By yazının nan ülkemizde, KAF ve DAF hatları
Gölcük arasında gerçekleşen bu hazırlandığı zamana kadar depremin boyunca biriken enerji zaman zaman,
deprem esnasında, aına fay uzanımı üzerinden; iki aydan fazla bir süre boşalarak, deprem olaylarına neden
boyunca ortalama 40 millik sağ yanal geçmiştir.. Depremini meydana getirdi- olmaktadır. Diğer yandan bölgede et-
ötelenme (doğrultu atım) meydana ği hasar oranı ve kesin can kaybı sayı- kili olan K-G sıkışma gerilmeleri, bu iki
gelmiştir. Fay atımı farklı arazî kesim- sı henüz belirlenememiştir. Kayıp lis- ana fay hattı arasındaki bulunan
lerinde değişken olmakla birlikte mak- telerindeki bir çok insanın Sise hayatını Anadolu kara parçasını da değişik yer-
simum yanal atım Ariıfiye bölgesindeki kaybetmiş oldukları ancak henüz kayıt- lerdeki segmentler boyunca batıya
köy yolunda ölçülmüş ve by kesimde lara geçirilmemiş oldukları sanılmak- doğru kaydırmaktadır. Kuzey Anadolu
yaklaşık 4.55 m civarında sağ yanal tadır. Kayıp vatandaşlarımızın bir kıs- Fayı özerinde meydana gelen deprem-
atımı belirlenmiştir. Diğer yandan Göl- mı,, henüz: kesin can kaybı listelerinde ler bu hareketlerden kaynaklanmak-
cük içerisinde (Donanma Komutanlığı yer almamaktadır.. Hasar tespiti ve can tadır. 17 Ağustos 1999 depremi,
batı bahçe duvarı) fay zonundaki kaybı sayısının belirlenmesi île ilgili Kuzey Anadolu fayının batı ucundaki
toplam sağ yanal atım ise 4.12 im. çalışmalar halen sürmektedir. Depremi Gölcük - Ariıfiye segmenting kırılması
olarak belirlenmiştir., Yanal atımın mak- bölgesinde yapılan inceleme ve göz- ve bu kırık hattının güneyindeki kara
simum olduğu bu iki nokta arasında lemlere göre» sağlam kalan bina parçasının batıya doğru ortalama 4.00
ise genellikle 1.20 ile 3.60 m arasında oranının % 30 civarında bulunduğu; m civarında kayması sonucu meydana
daha düşük değerli yanal kaymalar can kaybının ise 25 000 (yir- gelmiştir. Kuzey Anadolu Fayı, esasın-
ölçülmektedir,. Arazide yaklaşık 120 mibeşbinj'den çok olduğu sanılmak- da Biga yarımadası ve Marmara denizi
km boyunca aktif bir yüzey kırığı ve tadır. Can kaybının yüksek olmasının çevresinden itibaren daha doğuya
yarık oluşturan Sbu fay segment, doğur bir diğer önemli nedeni depremin doğru uzanan ve Karadenize yaklaşık
da Gölyaka ilçesi Bolu dolaylarından gece geç saatlerde olması, insanları paralel bir şekilde Bollu, Gerede» Kargı»
başlar ve daha batıya doğru İzmit evlerinde uyurken yakalaması ve Reşadiye, Erzincan Karlıova, Varto ve
Körfezi civarında Değirmendere belde- Gölcük» Yalova, Karamürsel gibi tatil Van gölü boyunca devamı eden ve
sine kadar izlenir ve buradan itibaren beldelerinde ve yaz mevsimlinde mey- ülkemiz sınırları içerisinde yaklaşık
denize girerek kaybolur. Deniz içerisin- dana gelmiş olmasıdır. 1.400 kilometre uzunlukta sağ yönlü
deki devamı konusunda henüz yeter- bir doğrultu atimin faydır. Kuzey
DEPREME NEDEN O L A N
ince bilgi ettirilememiştir. Ancak.» Anadolu fayı üzerinde yapılan çalış-
KUZEY A N A D O L U FAYI VE
deprem kırığınım,, Değirmendere'de malarda bu fayın tek bir kayma düzle-
DEPREMİ O L U Ş T U R A N
denize girdiği yerden itibaren kesilip MEKANİZMA minden ibaret olmadığı, yer yer 500-
bîrden sona eremeyeceği düşünül- 1000 m genişliğinde bir fay zonu.
Ülkemiz dünyanın en önemli aktif
düğünden ve deniz kıyısında yaptığı durumunda bulunduğu ortaya konmuş-
kuşaklarından Alp-Himalaya dağ
bazı hasarlardan, kırığın Değirmende- tur. Bu zonda kayaçlar parçalanmış,
kuşağı üzerinde yer alan bîr konuma
re'den batıya doğru deniz içerisinde ezilmiş, yer yer soğuk ve sıcak su kay-
sahiptir. Bu kuşak eski jeolojik, dö-
bir miktar daha (15-20 km civanında) nakları çıkmış, su birikintileri vb, oluş-
nemler boyunca hareketli ve tektonik
devam etmiş olabileceğini düşünmek- muştur.
yönden aktif bir kuşaktır. Dolayısıyla
teyiz.
bu kuşak üzerinde yer allan ülkemiz Ülkemizin deprem haritalarının
Depremin meydana getir- de, AlpJJimalaya dağ kuşağının tek- hazırlanmasında KAF'ıın çok. önemli bir
d i ğ i can kaybı ve hasar ora- tonik özelliklerini bünyesinde taşımak- yeri vardır. Yer yer 40 km'ye ulaşan
n ı : Deprem, Marmara bölgesinde tadır. Ülkemizde çeşitli zamanlarda depremsellik etki alanlı genişliği olan.
başta Adapazarı, Kocaeli, Yalova, deprem üreten iki önemli kırık hattı KAF,, çok sayıda segmentlerden oluş-
Bursa,, Zonguldak ve İstanbul gibi 7 vardır Bunlar; maktadır, Son deprem:» KAF'ın Gölcük-
ayrı ilimizde değişik oranlarda yıkım, Ârifiye segmenting kırılmasıyla mey-
İL Kuzey Anadolu Fayı veya tasaca KAF
ağır hasar ve ölümlere neden olmuş- dana gelmiştir. KAF'ın bütün parçala-
tur. Diğer yandan bu deprem, Türkiye II. Doğu Anadolu Fayı veya kısaca DAF'dır. rında sağ yönlü kayma, hareketleri
genelinde çok geniş alanlarda örneğin hakim olmuş, aynı zamanda fakat da-
Afrika-Arap kıtası ile kuzeydeki
Ankara, .Afyon,, Burdur, Antalya gibi bir ha küçük ölçeklerde düşey hareketler
Avrupa-Asya (Avrasya) kıtası arasında
cok illimizde die hissedilmiş ve bu

BÜLTENİ ®Ekim 1999 15


de kendini göstermiştir KAF zonu boyunca toplam yer değiştirme mik- batıya doğru göç etmesine neden ol-
boyunca depremler esnasında ölçülen tarı ortalama bîr değerle 40 km maktadır, Ketin» 1948, Kuzey Anado-
yatay kayma miktarı 1.5 ille 4.5 m. kadardır, Kayma miktarı için ortalama lu'da oluşan depremlerin,, KAF'ın sağ
civarında değişmektedir.. Düşey kay- yıllık değerler vermek gerekirse, yanal hareketi sonucu meydana
malar ise 0.40 ille 1 im. arasında değiş- KAF'ın keserek geçtiği değişik bölgel- geldiğini öne sürmüş ve bu fay boyun-
mektedir. KAF zonunda depremler erde, bîr yıldaki kayına miktarları orta- ca Anadolu levhasının batıya doğru
esnasında oluşan hareketin sağ yönlü lama bir değerle 0.4 cm ille 2 cm hareket ettiğini işaret etmiştir.,
oluşu, depremlerden sonra gözlenen arasında değişmektedir. Bu değerler
KAF ve DAF hatlarının oluşumu ve
yol ve duvarların bu yönde yer yaklaşık olup, kayma miktarı batıda
etkinliklerinden sonra, genelde tüm
değiştirmeleri, fay hattının kestiği yer- göreceli daha fazladır. Bu demektir ki
jeolojik dönemler boyunca deprem-
lerdeki sağ yönlü ötelenmelerden (kay- KAF, ortalama 1000 yılda en fazla 20
lerin doğudan batıya doğru taşındığını
malardan) faydalanarak ortaya kon- m. lik sağ yanal atım yapmaktadır.
görmekteyiz. Eskiden başlayan bu
maktadır. KAF boyunca sağ yanal 1.000 yıllık periyotta 20 m lik atım
özelik günümüzde de benzer
kayma, Pliyosen başlarından itibaren yapan KAF özerinde Gölcük-Arîfiiye
şekillerde sürmektedir. Bunun nedeni»
daha etkin ve belirgin olmaya boyunca 45 saniye içerisinde yaklaşık
K-G yönlü sıkışmadan kaynaklanan
başlamıştır., Fayın sağ yanal atımlı 4.0 m civarında dev sağ yanal atım-
gerilmelerin KAF ve DAF boyunca
olduğu ilk kez Ketin, 1948 tarafından meydana gelmesi ve büyüklüğü bu
sürekli olarak batıya aktarılması
belirtilmiştir. Bugüne değin yapılan bakımdan çok önemidir,
işlemidir. Ülkemizde önemli hasar yap-
çalışmalarda KÂF boyunca meydana
Kuzey Anadolu Fayı» ülkemizde mış olan 1939 Erzincan depreminden
gelen toplam atım miktarı, değişik
deprem üreten önemli bîr kırık hatbdır. itibaren 17 Ağustos Gölcük-Arifiye
bilim adamlarınca ve farklı yerlerde
Bu fay boyunca değişik dönemlerde depremine kadar meydana gelmiş son
yapılan çalışmalarda ortaya konmuş-,
bîr çok deprem- olayı yaşanmıştır KAF 7 ayrı depremi incelediğimizde, KAF
tur. Fayın atımı bölgelere göre değişik-
boyunca Anadolu levhasının kuzeydeki boyunca oluşan depremlerde batıya
lik göstermektedir. Ancak 4 milyon yıl
Karadeniz kara parçasına nazaran, doğru bu göç olayı yine izlenir, KAF
önceki oluşumundan gönümüze değin
batıya doğru hareket etmesi,, bu kırık boyunca doğudan batıya doğru olan
Kuzey Anadolu Fayının yanal uzanımı
hattı üzerinde bulunan depremlerin de bu depremi göçü ilk kez 1944 yılında

16 BÜLTENİ ®Ekim 1999


dikkati çefgniştiır, Son deprem de bu öncelikle depremin oluştuğu Bolu ile larının ayırdımından ölçülmüştür.
göçüm halen devam ettiğini göster- Yalova arasındaki bölge, tüm kırık hattı Diğer yörelerde ise, genelde daha az
mektedir. Can kaybı ve hasar'yaratan boyunca incelemeye alınmıştır. Bu olmakla birlikte benzer ölçümler teyidi
büyük depremler arasında bunun tek incelemede, depremi oluşturan aktif edilmiştir, örneğin Kullar beldesinde
istisnası 1992 Erzincan depremidir. ymey kırığının (ana kırık hattının) sağ yol ve kaldırımların ötelenmesi ile
KAF boyunca doğudan, batıya doğru yanal doğrultu atımlı olduğu ve fay Aşağı Yuvacık köyünden geçen dere
göç eden ve büyüklüğü 7.0 ve üstü gidişi boyunca maksimum kırılma duvarının ötelenmesi gibi. Bu kay-
olan bu büyük depremler, oluşum ta- aralığının, Gölcük ile Arifiye arasındaki manın şiddeti ile Botu ile Yalova
rihlerine göre aşağıda sıralanmıştır. bölgede en yüksek değere ulaştığı arasındaki kırık hattı boyunca kilomet-
görülmüştür. Arazideki en yüksek relerce uzunlukta yaklaşık doğu-batı
1939 Erzincan Depremi
yanal atımlar, Gölcük'te 412 m» Arifiye istikametli olmak üzere arazide
1942 Erbaa-Niksar depremi çizgisel yarılmalar ve kabarmalar mey-
bölgesinde ise 4.55 m. olarak belirlen-
1943 Tosya İlgaz depremi miştir. dana gelmiş ve bu çizgisel fay hattının
1944 Bolu-Gerede depremi arazi takibi yapılmıştır. Bu yarıklar
Fayın sağ yanal hareketi, fay
boyunca ortalama 0.54 m civarında
1957 Bolu-Abant depremi çizgisinin ozanımı boyunca kestiği yol,
açılmalar ve toprakta kabarmalar
demiryolu, bahçe duvarları, elektrik- •
1967 Mudurnu depremi meydana gelmiştir Fay hattından ku-
telefon hatları vb nin, fay çizgiselliği
1999 Gölcük-Arifiye depremi zeye ve güneye doğru yaklaşık l'er
boyunca, sağ yönlü ötelenip kaydırıl-
kmJik genişlikteki koridor» etkin fay
? masından anlaşılmıştır. Belirtilen fay
zonu olarak belirlenmiş, bu zon boyun-
Büyüklüğü 7 civarında olan bu hattı boyunca arazi ölçümleri yapılmış*
ca binalarda ve yerleşim alanlarındaki
depremlerde^ sıralanışın yerbilimleri fayın kestiği yo! ve bahçe duvarlarını
hasar oranının yaklaşık . % 70-90
ve depremsellik açısından anlamı, bir ortalama 4.0 m civarında sağ yana!
dolayında olduğu görülmüştür. Fay
önceki oluşan depremin» KAF üzerinde yönde kaydırıp ötelediği belirlenmiştir.
çizgisinin tam üzerinde bulunan
doğudan batıya doğru bîr sonraki Fayın karakteristik özeliği olanı sağ
binalar ise tamamen yerle bir olmuş»,
oluşacak olan depreme yoğun gerilme yanal hareketi dolayısıyla, fayın
binalar tanınmaz hale gelmiş, bu tür
aktarması yapmasıdır. güneyindeki blok da batıya doğru orta-
yerlerdeki maddi hasarın ve can kayı-
lama 4.0 m İik bir kayma hareketi
DEPREM BÖLGESİNDE plarının ise çok büyük boyutlara
(doğrultu atım) yapmıştır. Fayın
YAPILAN ARAŞTİRMA VE ulaştığı görülmüştür. Aşağıdaki bölüm-
yüzeyde oluşturduğu doğrultul atımı,.
GÖZLEMLER lerde deprem bölgesinde yerinde
net olarak Arifiye civarında kesip*'"
Depremin ilk gününden itibaren yapılan bazı inceleme ve arazî gözlem-
geçtiği yol ve demiryolu hatları ile
henüz deprem etkileri ve arazî verileri leri sonuçlan belirtilmiştir,.
daha batıda özellikle Gölcük Donan-
taze iken» deprem bölgesinde araştır- ma Komutanlığı batısındaki bahçe Gölcük çevresi inceleme-
ma ve incelemelere başlanmıştır. duvarı île diğer komşu evlerin duvar- l e r i : Boğaziçi Üniversitesi Kandilli

BÜLTENİ ®Ekim 1999 17


Rasathanesi aletsel verilerine göre geçen fay çizgisinden denize doğru, üzere ana faya paralel kırılmalar mey-
depremin merkez üssü Gölcük ilçe- gerilme tektoniğinin egemen olmaya dana geldiği tespit edilmiştir. Fayın
sidir. Gölcük ilçesinde yapılan gözlem- başladığı görülmektedir. Doğrultu atımı, Gölcük ilçesinde net bîr şekilde
ler, depremin şiddetini ve oluşturduğu atımlı fay bölgelerinde, bu tür normal görülebilmekte ve ölçülebilmektedir.
hasarı net bir şekilde gözler önüne fay yapıların meydana gelebilmesi için Gölcük şehir stadyumu duvarında
1
sermektedir. Gölcük te jeolojik ve ana fay atlaması olması ve bir kolda 1.36 m'lik sağ yanal ötelenme
tektonik anlamda dikkati çeken en taşınan doğrultu atım kuvvetinin diğer ölçülmüştür. Depremin oluşturduğu
önemli olay, deniz kenarındaki kara kola kopyalanması ile mümkündür. Bu hasar Gölcük ve yakın civarında çok.
parçaları üzerinde aktif ana yüzey durum ise Marmara denizi içerisindeki yüksektir. Depremin oluştuğu kırık
kırığından denize doğru basamak bîr kışımı normal fay mekanizmalarının hattının jeolojik ve tektonik özellikleri,
basamak alçalma olaylarıdır. Gölcükte muhtemelen işlemiş olabileceğini Gölcük Donanma Komutanlığı
fay etkisiyle sahil kesiminde yarılma düşündürmektedir. Bu ise, Gölcük son- bahçesinin batı bahçe duvar« ve
ve denize doğru kara parçasının çe- rası Marmara denizi içerisinde doğrul- civarındaki yerleşim alanlarında net bir
kilme olayı meydana gelmiştir. Bu tu atım mekanizmasında işleyen pull- şekilde görülmektedir., Fay hattının
durum, yerbilimi ve gerilme tektoniği apart (çek-ayır) gerilme tektoniğine kesip geçtiği Gölcük Donanma
açısından karakteristik bir özellik yan- bağlı çökme-çukurlaşma olması ve Komutanlığının batısını sınırlayan
sıtmaktadır. Günkü! Gölcük'ten itibaren olası deprem mekanizması hakkında bahçe duvarında fayın izi ve yapısal
fay denize giırip kaybolmaktadır. Ancak bir fikir vermektedir. Bu konu bir özellikleri incelenmiştir. Bu kesimdeki
deniz kenarındaki kara parçasında, başka makale konusu olduğundan ana fay hattı, denizden itibaren Gölcük
denize doğru giderek alçalma, ve 2-3 burada ayrıntısına girilmeyecektir. içerisine doğru yaklaşık 85 f m den
metrelik sık aralıklarla 30'ar cm'iik Deprem, aynı zamanda Gölcük böl- geçmektedir. Bu faydaki kayma sağ
düşümlerin meydana gelmesi,, fayın gesinde çok sayıda yüzey deformas- yönlü bir şekilde gerçekleşmiştir ve bu
geçtiği bu yöreden itibaren denize yonuna da neden olmuştur. Denize fay zonunda, fayın sağ yönlü toplam
doğru» kademeli norma! fayların doğru olan normal fay aktivitesi sonu- doğrultu atımı net 4,12 m olarak
geliştiğini göstermektedir. Bu durum cu» Gölcük feneri (sığlık feneri) denize ölçülmüştür (2.92 m + 1.20 m). Bu
Gölcük ve deniz cephesi için ilginçtir, doğru 1 m civarında kaymıştır., Fay fayın daha batıya doğru uzanımı: takip
Çünkü KAF'ın karadaki uzanımı boyun- çizgiseiği boyunca arazîde 0.5 ille 1 edilmiş, denize inen yolda aynı atım
ca, bu tür kademeli normal faylan- im- ye varan açıklıklar ve yarılmalar gözlenmiştir. Hatta fayın buradaki yük-
maiarın sürekli olarak sergilendiği meydana gelmiştir. Arazi üzerinde ana sek atımı dolayısıyla, bu yolun batısın-
alanlar yoktur. Gölcük yöresinden fay hattının 6-10 mı yakınlarında olmak daki kaldırım 4 m civarında batıya
(sağ yönlü) kaymıştır. Ayrıca,, bu kes-
imde, kaldırım ve apartmanların da
sağ yönlü ötelenmesi dolayısıyla,
deprem öncesi kaldırım ve binaların
kuzey-güney istikametti düzenli
sıralanışı, depremde göze batacak bir
şekilde sağ yanal harekete maruz
.kalmıştır., Ancak daha önceden de
belirttiğimiz üzere fay hattı genel
olarak tek bîr çizgisel hat olmakla
beraber, bazı kesimlerde ana faya
paralel yan kırıklar da meydana
gelmekte ve by kırıklar üzerinde de
fay atımı gerçekleşmektedir. Örneğin.
ana faydan yaklaşık 6-7 m denize
doğru oluşmuş bir yan kırık hattı
üzerinde de bahçe duvarının net 1.20
mlik bîr sağ yönlü atıma sahip olduğu
Gölcük 'te, Jay tarafından kesilip 2.92 m sağ yanal öteienen bahçe duvarı ölçülmüştür.

18 BÜLTENİ ®Ekim 1999


Değirmendere Beldesi in- bir kısmı» deprem esnasında denizde sinin yoğun gözlendiği Kullar beldesi
c e l e m e l e r i : Depremin etkileri bu bulunan Deniz İşletmeleri vapur kap- civarında arazi ve yerleşim alanları
beldede de yüksek oramda tahribat tanları île daha sonradan konuştuk- incelemesi yapılmıştır. Depreme ne-
yapmıştır. Belde sahilinde, Değirmen- larını ve kendilerine» denizdeki dal- den olan aktif kırığın Kullar beldesi
dere Belediye binası ve Polis karakol- gaların boyunun 12 nfye ulaştığını içerisinden boylu boyunca geçtiği
unun alt tarafındaki deniz kıyısı böl- söylediklerini bildirmişlerdir. Ayrıca gözlenmiş, fay çizgiselliği üzerinde
gesinde, depremden önce denizden kaptanların dalga yüksekliği dolayısıy- binaların tamamen yıkık,, ve yakınında-
kazanılarak taşıma toprak ve molozla la, Çınarlık sahilinde bulunan yüksek ki fay zonu boyunca binaların büyük
doldurulmuş olan yapay zeminin yak- çınar ağaçlarını göremediklerini veya çoğunluğunda önemli hasarların mey-
laşık 100 imlik, bir kısmı, deprem son- en tepesini görebildiklerini belirt' dana geldiği görülmüştür. Zon dışında-
rasında deniz içinde kaybolmuş, yani mislerdir., Çınarlık sahili, deniz içeri- ki hasarlı binaların ise sarsıntıdan etki-
deniz,, bu dolgu karayı yutmuştur. sine doğru dil şeklinde bir kara lenme, kiriş ve kolon kırılması,, zemin
Gölcük ilçesi şahinde meydana gelen» parçası üzerinde bulunur. Sahile çok ve yapı- hatalarından kaynaklandığı
kıyıdaki alçalma ve denize doğru yakın geçen D-B gidişlî fay, bu dolgu gözlemlenmiştir. Kocaeli Üniversitesi
düşümler, Değirmendere beldesinde kara dilini tahrip ederek bir kısmını Meslek Yüksek Okulu'na giden yol
de izlenmiştir. Bu yöredeki kara deniz içerisine almıştır. Halbuki daha üzerinde yer yer doğal tümsekler oluş-
parçasının denize doğru çekilmesi batısında yeralan Kuruçeşme sahili ise muştur. Yolun faya yakın kesimlerinde-
olayı, Gölcük'teki benzer mekanizma geniş açılı bir koy şeklindedir, Fay hattı ki binalarda çok hasar var. Yollarda
dolayısıyladır. Değirmendere "de sahile koyun önünden geçtiği için Kuru- parke taşlar oynama ve kabarmalar
yakın olan arazî üzerindeki düşüm ve çeşme sahilinde fazla hasara neden yapmış vaziyettedir. Bu kesimlerde
denize doğru kaymalar, KAF'ın bu kes- olmamıştır., Kuruçeşme sahilinde yer alan Yaylacık mahallesinin
ime normal gerilme., aktarması yap- sadece 2 veya 3 binada yıkılma göz- Yarışalanı Caddesi'nde yarıklar oluş-
ması ve bunun etkisiyle de bu beldenin lenmiş olup, Bu yıkılmaların ise inşaat: muştur.. Yaylacık Mahallesi'nde fayın
Marmara denizine doğru olan kesi- ve müteahhit hatasından veya sarsın- atımı 3,5 m civarında ölçülmüştür.,
minde deniz içerisinde eğim atımlı fay tının yersel etkisinden kaynaklanmış Fayın gidişi istikametindeki yeni
morfolojisinin işlemiş olabileceğini olabileceği sanılmaktadır. Bu Kuruçeş- yapılmış (5 yıllık) tüm binaların tama-
düşündürmektedir. Değirmendere me sahilinin de daha batı kesiminde men yıkılmış olduğu görülmüştür. Bu
beldesinde yapılan incelemelerde (Yalova istikametine doğru), deniz bölgeden geçen ana fayın batı uzantısı
depremin bu bölgede çok büyük içerisine doğru olan karasal tayı dili boyunca özellikle tarla, bahçe ve otlak
hasarlara neden olduğu gözlenmiştir., mevcuttur. Halıdere ve Ulaşlıs beldeleri alanlarda fayın arazî takibi yapılmıştır.
Değirmendere Polis Karakolundan bu kesimlerde yer alır. Karanın deniz Kilometrelerce takibi yapılan yarık
denize doğru olan kesimde bulunan içerisine sokulduğu bu tür kıyı dil- (ana fay hattı) 1/25 000 ölçekli
otel ve 2 çay bahçesinin deniz içeri- lerinde de, fay hareketi etkili olmuş ve topoğrafik harita üzerine işlenmiştir.
sine 75-100 m kayarak yok olduğu ve yıkımlar .yapmıştır, Örnek Halıdere Fayın .genel olarak D-B doğrultusunda
deprem esnasında yöre sakinleri mevkii., Çünkü depremi oluşturan fay ve yarığın yüzey derinliğinin İm
tarafından,, denizden kuvveti bir sarı . hattı deniz kenarına çoğu yerde para- civarında olduğu ölçülmüştür. Kullar
jşık çıktığı belirtilmiştir 75 m ileride lel-teğettir. Gölcük- Değirmendere- fayının geçtiği yörede D-B gidişil bir
bulunan vapur iskelesinde duran Yalova hattı boyunca Marmara vadi bulunmaktadır. Bu vadinin
vapur, oluşan şiddetli dalgalar etkisiyle denizinin güney kıyılarının büyük bir genişliği bîr tepeden diğer tepeye 1
halat koparmış ve bu küçük vapur kısmı fay denetiminde geliştiğinden, km kadardır. Bu vadi fay tarafından
500 m denize doğru bîr kesimde alab- fay hattı gidişine rastlayan kıyı-kara oluşturulmuş bîr jeomorfolojik yapıdır.
ora olarak batmıştır. Değirmendere kesimlerinde çökme, denize doğru Daha batıya doğru 2 km kadar gidil-
sahil sol kesiminde evlerin önünde 15- kara döşümü ve deprem hasarları erek, bu vadi içerisinde fayın çizgisel
20 m genişlikti park kayarak denizin yüksek olmuştur. - gidişi arazide gözlemlenmiştir. Fayın
içerisine çekilmiştir ve ayrıca Değir- geçtiği yerlerde binalar tamamen
mendere oteli denizin içerisine kaymış K u l l a r B e l d e s i i n c e l e m e l e ~ yıkılmış bir vaziyettedir. (Önemli not
• rî: İİzmit-Gölcûk yolu üzerinde İzmit
vaziyettedir.. Gözlemlerin dışındaki Fayın geçtiği ve fayın oluşturduğu bu
körfezinden batıya doğru olan bölge
' bazı mahalli bilgiler, belde sakin- vadi içerisinde hiçbir şekilde bina
incelenmiştir. Bu kesimlerde fay etki-
lerinden alınmıştır. Belde sakinlerinden yapılmamalın. Çünkü hepsi yıkılmış,

BÜLTENİ ®Ekim 1999 19


Aksine vadinin dışında ve sırtlardaki
evlerde hiçbir hasar yoktur veya çok
azdır). Bu vadi, KAF denetiminde
gelişmiş bir paleo-vadîdlir. Muhtemelen
eskiden borayı oluşturan kırık hattı bu
depremde yeniden aktif hale gelmiş
durumdadır, Çünkü köy sakinleri BO-
SS sene öncesinde oluşan deprem-^
lerde bu vadi içerisinde benzer yarıl- '
malardan bahsetmektedirler. Aşağı
Yuvacık köyünde fay zonu ve
çevresinde binalarda çok hasar vardır,
fayın oluşturduğu vadi yukarılarında,
dağda veya vadi sırtlarında ise hasar
azdır. Depremi Kocaeli Üniversitesi
merkez kampüsündeki binalarda
büyük hasarlar meydana getirmiştir.
Ama kırık hattının çok yakınından
geçtiği kampus çevresinde özellikle
zeminin kum, çakıl, kil gibi sıkışmamış,
gevşek malzemelerden oluşması ve
yeraltı su seviyesinin yüksek oluşu
dolayısıyla binaların önemli kısmı
hasarlıdır. Özellikle İdari Bilimler
Fakültesi yıkılmış,, kullanılamaz ve ona-
rılamaz haldedir

A ş a ğ ı Y u v a c ı k C i v a n Göz-
lemleri: Aşağı Yuvacık köyü
çevresinde arazî ve yerleşim alanı
incelemelerinde, ana fay çizgisinin D-B
istikametinde olmak üzere 10-50 m
aralıklı olmak üzere bir diğerine
atladığı izlenmiştir. Bu bölgede ana
kırık, hattının her iki yanında çok sayı-
da kırılmalar ve çatlaklar meydana
gelmiştir, Genel olarak Aşağı Yuvacık
köyü çevresinde 1-3 katlı binalarda
Ana fay hattının geçtiği gerek kuzey bloğunun aynı zamanda 2 m'lik
hasar ya yok veya çok az iken, yıkıl-
Adapazarı merkezinde ve gerekse bîr düşey atımı vardır, Aşağı Kirazca -
maların daha çok 3'den fazla katlı
arazide önemli yırtılmalar ve ötelen- Ârîfiye arasındaki patika yolda yaklaşık
binalarda olduğu görülmektedir.
meler meydana gelmiştir. Bu bölgede 3.55 - 4.55 m'lik sağ yanal ötelenme-
İlköğretim okulu,, 4-5 m genişlfkli fay
KAPın fay atlamaları yaptığı görülmek- ler ölçülmüştür. Anifiye Ağaç kapla-
kırığının tam üzerinde bulunduğundan
tedir İzmît Arifiye demiryolu üzerinde ması atelyesi kenarlarındaki demir çit
yerle bir olmuş ve fay hattında bir
fay ötelemesi yaklaşık 2.8 m. dolayın- üzerinde ve fayın tek bir çizgisi boyun-
çöküntü meydana gelmiştir.,
dadır, Fayın geçtiği yerleşim:- alan- ca net 4,33mlk r çok yüksek bir sağ
Adapazarı C i v a n İncele- larında önemli tahribat gözlenmiştir, yanal atım belirlenmiştir., Arazi
m e l e r i : Depremin yıkıcı etkilerinin Arifîye otoyolunda 'Toyota fabrikasının incelemelerinden sonra Adapazarı
en iyi! gözlenebildiği yerleşim alanların- güneyindeki üst geçitte 3.60 m lıik sağ merkezî kuzey kesimindeki yerleşim
dan birisi, Adapazarı ve dolaylarıdır. yanal atım ölçülmüştür. Burada fayın alanlarına gidilmiş, D-B uzanımh fay

20 BÜLTENİ ®Ekim 1999


larinin ve yarılmalarının Akyazı beldesi
civanında yoğun olarak oluştuğu bilgi-
leri üzerine, Hendek ilçesine yaklaşık
10 km kala, güneye doğru 7 km kadar
gidilerek Akyazı, beldesinde ince-
lemelere başlanmıştır. Belde girişinde
bulunan BP benzin istasyonuna 50 m
kala, sol taraftaki tali yola girilmiş, bu
tali yol boyunca D-B istikametinde
uzanan kırık ve kabarma hatları
izlenerek haritaya işlenmiştir. Fayın
geçtiği hat boyunca yollarda ve
binalarda yoğun hasarlar meydana
gelmiştir.

kuşağının Adapazarı civarında yer yer


fay atlaması yaparak devam ettiği
görülmüştür. Sakarya Devlet Hastane-
si yanından D-B istikametinde uzanan
ve caddeyi kesen ve uzanıp giden bir
yarık (fay hattı) gözlenmiştir. Belirtilen
asfalttaki bu fay hattı boyunca 10 m
genişlikti ve 50 cm derinlikli bir çökün-
tü oluşmuştur. Bu fay hattının çok
yakın çevresinde ve kuzeyinde dep-
rem hasarının çok büyük boyutlara
ulaştığı tespit edilmiştir, Eski yerleşimi
alanları bu fayın kuzeyinde olduğu için,
biraz daha kuzeye gidilmiş, bu kesim-
lerde tüm binalarda hasar oranının
%80-90 dolayında oldğu görülmüştür.
Belirtilen kesimdeki Adnan Menderes Akyazı Beidesi'nde, iki komşu binanm zemin koşullarına bağlı ayrı yönlere yatması
caddesi boyunca ve çevresinde
incelemeler yapılmış, cadde boyunca de temel kaya üzerinde bulunan 5. 17 AĞUSTOS 1999
binaların deprem hasarından koruna- DEPREMİNDE HASAR WE
depremin çok büyük yıkımlara neden
bildiği bizzat arazîde görülmüştür, C A N KAYBINI ARTIRAN
olduğu gözlenmiştir. Ancak yüksek
NEDENLER
oranda hasar gören bina ve yapıların Akyazı beldesi inceleme-
yakınındaki yüksek, tepelik kesimler Bu depremdeki can kaybı ve
l e r i : Adapazarı incelemesinden son-
üzerinde bulunan turn bina ve yapılar- maddi hasarın bu denli yüksek
ra, Adapazarh&olu karayolu istikame-
da hiçbir hasar görülmeyince, arazînin olmasının en önemli nedenleri hakkın-
tinde Hendek ilçesine doğru gidilmiş,
jeolojik, ve zemin yapısı incelenmiştir., da, çok kısa da olsa aşağıda bazı bil-
yol kenarlarında ve çevrede arazî ve
Bu kesimlerde arazinin, hasar gören giler verilecektir.
yerleşim alanları incelemesi ' ve
diğer bina tabanlanndaki gibi alüvyon 1. A k t i f Fay Zonyı: Aktif fay
gözlemleri yapılmıştır. Bölge sakinleri
zemin olmadığı, jeolojik temel kaya hattı önceden bilinmesine karşılık bu
ille yapılan görüşmelerde arazi kırık-
olduğu (muhtemelen fliş), bu nedenle hat boyunca yoğun yapılaşma ve yük-

21
BÜLTENİ ®Ekim 1999
sek nüfus potansiyeli hasar ve can Deprem esnasında, bu tür zeminlerin cak şekilde, enerji birikim alanı olduğu,
kaybını artırmıştır. Fay zonundan uzak- binalarda depremi büyütmesi yapma- ilgili literatür çalışmalarında sürekli
laştıkça özellikle yamaçlarda ve dağ ması için, inşaat ve binaların temel olarak belirtilegelmektedir. Hal böy-
eteklerinde hasarın olmadığı veya çok kaya ve sağlam zeminlerde yapılması leyken ve deprem yönetmeliklerine
az olduğu görülmektedir. Bu durum, gereği acı ve üzücü bir şekilde tekrar uyulması zorunlu iken, depremdeki
kent ve bölge planlamasında, sanayi, karşımıza çıkmıştır. ağır hasar ve yüksek oranlı can kayıp-
yapılaşma ve konut alanlarının aktif fay larının önemli bir bölümü de,, yapım
. 3- Y a p ı m h a t a l a r ı : Bölge 1.
hattı özerinde kurulmasının sakın- hataları, zemin şartlarına uymayan
derece deprem bölgesi sınırları
caların« acı bir şekilde bize göster- yanlış temel tasarımları, kötü işçilik ve
'dahilindedir. Üstelik,, buradaki fay
miştir. inşaatlarda kullanılan yapı malzemesi
kuşağının, potansiyel tehlike olustura-
hataları ve çürüklüğünden kaynaklan-
maktadır. Kocaeli merkezînde deprem
yönetmeliklerine uygun olarak ya-
pılmış binalarda hasar ve can kaybı
yoktur veya çok azdır. Örneğin Koca-
eli merkezi, Yahya Kaptan siteleri
veya Akarca konutları vb gibi Yapı
hataları konusunda yoğun bilgi biriki-
mimize rağmen ve üstelik deprem böl-
gesinde çok fazla sayıdaki tespitleri-
mize rağmen, bu konuların ayrı
mühendislik disiplinlerinin işi ve uz-
manlık alanı olduğuna inancımız ve bu
alanlara üniversiiter saygımız ve bu
konulardaki yapım hata ve kusurlarının
ilgili uzmanlar tarafından belirlenmesi
gereği ve tekrar ettirilmeyeceğine
inancımız nedeniyle burada bunlara
Depremin ikinci günü İzmit'te» enkaz altındaki canlt insan/ara ulaşma çabaları değinilmeyecektir. Diğer yandan çalış-
ıma alanları ve uzmanlıklar konusunda
2. Sulu alüvyon zemin:
Bolu-Yalova arasında fay zonu ve
yakın çevresi, son derece yumuşak ve
gevşek tutturulmuş kil, kum ve çakıl
depolarından ve alüvyon zeminden
oluşmuştur. iBu tür zeminler mevcut
deprem şiddetini birkaç misli artıracak
olumsuz özelliklere sahiptir. Üstelik
tüm fay hattı boyunca yeraltı su
seviyesi çok yüksektir. Çoğu yerde
yeraltı su seviyesi» yüzeyden itibaren
05-1 m derinlikte bulunmaktadır., Hem
gevşek ve hem de yer altı su seviyesi
yüksek bulunan zeminler, normal şart-
larda dahi tehlikeli ve yüksek yapılaş-
maya uygun değilken, deprem es-
nasında yöredeki bu tür zemin "zemin
sıvılaşması1" meydana getirerek hasarı
çok büyük boyutlara ulaştırmıştır. İzmit'te, jeolojik èirimier üzerinde çok katlı inşa edilmiş binalardaki kasarsızhk

22 BÜLTENİ ®Ekim 1999


aynı duyarlılığın bu depremden sonra veya yüksek katlı bina yapımına fay hareketleri ve levha tektoniği
diğer bilim dalları tarafımdan yerbilim- müsaade edilmemelidir. Ayrıca vardır. Ülkemiz özerinde meydana
leri için de gösterileceğine inanmak- depreme neden olanı aktif fay hattının gelen depremlerin tamamına yakını,
tayız. jeolojik haritalaması yapılmalıdır, fay fay hatları, levha sınırlan gibi hareketli
çizgjselliiğinirı her iki yarandaki deprem kuşaklar boyunca meydana gelmekte-
6. DEPREM BÖLGESİNDE
sarsıntısına yüksek oranda hassas dir. Ülkemizde şehir ve bölge planla-
DEPREM SONRASİ YAPI-
L A C A K B A Z I İŞLER olan fay zonu koridoru belirlenmeli, bu malarında fay ve diğer kırık hatlarının
zon içerisinde yerleşim alanı açılması- yeterince göz önüme alınmadığı
1. Başbakanlığımız veya ilgili
na ve yüksek katlı konut yapımına görülür, Son Marmara depreminde by
bakanlıklarımız koordinasyonunda
müsaade edilmemelidir ihmalin faturası ülkemize çok ağır
yapılacak toplantılarda yine ilgili
olmuştur. Ülkemizin büyük bir kısmı
Valilikler» Üniversite bilim adamları, 4. Bölgedeki sanayi kuruluşları
deprem, bölgesi olduğuna göre ve bu
Meslek Odaları ve Tübitak organizas- aynı zamanda birer milli servettir.
depremleri fay ve kırıklar meydana
yonu ile olmak üzere, depremi bölgesi Bölgede yer alanı çeşitli sanayi kuru-
getirdiğine göre, bölgelerimizdeki! risk
yerbilimleri açısından mutlaka ele alın- luşlar« ve fabrikaların büyük bir kısmı
taşıyan bu fayları belirleyip olası
malı, gerekli çalışmalar ve tedbirler depremden etkilenmiş ve yüksek oran-
tehlikelerini şehir ve bölge planla-
kısa sürede sonuçlandırılmalıdır. da "hasara uğramışlardır. Zemin şart-
malarından önce mutlaka öngörmeli-
ları uygun olmayao ve aktif fay zonu
2. Adapazarı, Gölcük gibi deprem- yiz. Türkiye'nin Diri Fay Haritası 1991
içerisindeki fabrikalar için yeni sanayi
den yüksek oranda etkilenmiş yer- yılında MITA tarafından yapılmıştır,
bölgeleri belirlenmeli ve bu tesislerin
leşim alanları, tekrar aynı yerlerde ve Ancak bu harita tüm bölgelerdeki
belirlenen uygum yerlere taşınması
aynı şartlarda yerleşime açılmamalıdır. ayrıntılı sismik durymu tek başına yan-
mutlaka sağlanmalıdır.
Yeni yerleşime açılacak alanlarda sıtmaz. Çünkü bu harita eskiden beri
mevcut zemin şartlarına ve yeraltı 5, Deprem bölgesinde kırılmanın bilinen genel fay hatlarını yansıtmak-
jeolojik yapısına çok dikkat edilmelidir. Gölcük-Arifiye seğmeni boyunca tadır. Halbuki ülkemizin hemen her
gerçekleşmesi dolayısıyla, aynı seg- yerinde, bu ana hatların haricinde aktif,
3. Depremden büyük oranda hasar
ment üzerinde nispeten büyük oranlı pasif, gömülü, gizli, örtülü, şimdilik
gören bina ve yerleşim! alanlarının
bir deprem beklenmemektedir. Ancak suskun sayılamayacak kadar çok sayı-
büyük bir kısmında yeralt su seviyesi
KAF'ın doğal uzanımı olan ve izmit da fay mevcuttur. Bunlar yerleşim
yüksektir. Bazı kesimlerde su seviyesi
Körfezi içerisinde güney kolu temsil alanları için çok önemlidir. Bu tür fay-
yüzeyde, bazı kesimlerde ise yüzey-
eden bu kırık hattı boyunca boşalan kınk haritaları mutlak surette hazırlan-
den 05 ile 1 m deliliktedir. Yerah su
enerjinin önemli bir kısmı kuzey kola malı, bunların olası depremlerde bina
sedyesinin yüksek okluğu yerler yer
aktarılmıştır. Depremlerini tarihsel ve yerleşim alanlarına olumısuz etkileri
leşime açtlmamaıdıt
göçüı ve enerjinin kuzey kola önceden öngörülmelidir, Fay ve levha
4. Deprem bölgesinin y e r a i jeolo- aktarılmış olması medeniyle» deprem- hareketlerinin incelenmesi ve değer-
jik yapısı yeniden revize edilerek ve sellik riski açısından Marmara Denizi lendirilmesi ve bununla ilgili çalış-
yersel yapılmış tüm çalışmalar aynı içerisindeki kırık hatlarının durum- maların tamamı, yapısal jeolojî-tektonik
iejand ve haritada birleştirilerek, yeni larının araştırılması ve buna göre alı- bilim dalının asıl işidir. Şimdiye kadar-
yerleşim alanı belirlenmesi konusunda nacak tedbirlerin açıklanması önemlilik ki uygulamalarda genelde yerbilimleri,
değerlendirmeye alınmalıdır. Bunun arzetm ektedir. özelde yapısal jeoloji ve tektonik bilim
için bölgenin 1/5000 lik ve 1/1000 lik dalının önemi ne yazık ki, yeterince
7. ÜLKEMİZDE OLASİ
veya daha detay jeolojik haritaları, göz önünde tutulmamış ve bunun da
DEPREMLERE KARŞI
enine ve dikine jeolojik kesitleri, bedelli çok ağır ödenmiştir.... Bölge
ALINABİLECEK BAZI
mühendislik jeolojisi haritaları hazırlan- ÖNLENILER bazında 1/5000 veya 1/1000 ölçek
malıdır. Bundan sonraki muhtemel bazında diri fay haritaları yapılmalıdır.
1. Ülkemizin % 95 gibi neredeyşg.
depremlerde deprem şiddetini artıra- Bölgesel büyük faylar segmentlere
tamamına yakın bîr bölümü değişik
cak yönde rol oynayan son derece ayrılmalı, her bir segmentîn kayma hızı
dereceli deprem bölgeleri kapsamın-
gevşek tutturulmuş, İkil, kum, çakıl saptanmalı» her bölgedeki paleo ve
da bulunur. Deprem olayı jeolojik
depoları üzerine veya alüvyon zemin neotektonik dönem fayları ayrı ayrı
üzerine yerleşim! alanı kurulmasına nedenlere dayanır. Bunun da özünde
belirlenerek ilgili fay haritaları üzerine

BÜLTENİ ®Ekim 1999 23


istenmelidir. Ayrıca depreme ve kırıl- çevrenin aktif fay, zeminin jeolojik büyük yükler getirmiştir.. Halen de
maya neden olabilecek en büyük sıkış- yapısı, yeraltısuyu durumu vb gibi sınır- önemli sıkıntılar yaratmaya devam
ma doğrultusu arazide mutlaka layıcı etkilerinin yeterince düşünülüp etmektedir. Böyle bir durumu ne
deprem öncesinde belirlenerek konut değerlendirilmemiş ve gerekli önlem- vatandaşlarımız ve ne de yöneticile-
şehir ve bölge planlamasında bu bil- lerin zamanında alınmamış olmasıdır. rimiz arzu etmez. Bu nedenle İmar
giler kullanılmalıdır Çünkü deprem- Yerbilimleri uzman mühendisleri ve planları öncesinde veya esnasında, bu
terdeki bina yıkılmaları ve hasarlarında, bilim insanlarının kentsel planlama ve tür üzücü durumlarla karşılaşmamak
bina cephesifuzun-kısa ekseni) ile by bina zemin etütlerinde aktif görev için, yerleşim; amaçlı arazi kullanımın»
sıkışma kuvvet yönü arasında yakın '* alması» bu tür sorunların daha az sınırlayıcı jeolojik tehlike faktörlerinin
İlişkiler vardır, Son deprem örneğinde yaşanmasında önemli rol oynayacak- ilgili yerbilimleri uzmanlarınca incelen-
by sıkışma kuvvet yönlerine» geniş tır. ÇOnkO yerbilimleri uzmanları» özel- miş olmasının faydalan hem vatan-
yüzeyi ile bakan yani uzun ekseni ile likle inşaat mühendisleri,, mimarlar ve daşlarımız ve hem de yöneticilerimiz
oturan binalarda hasar çok yüksek şehir ve bölge plancılarının çok ihtiyaç açısından sayılamayacak kadar çok-
olmuştur.. Halbuki jeolojik arazî çalış- duydukları arazi kullanım potansiyel- tur. Jeolojik etüd yapılması ve isten-
maları ile bu kuvvet yönleri o kadar leri ve bu potansiyeli kontrol eden mesi» deprem sonrası çıkarılan bir
net ve kolay belirlenebilir ki. Yeter ki jeolojik faktörleri, inşaat ve planlama yönetmelikte yer almıştır. Ancak bu
şehir ve bölge plancıları ve ilgili mimar öncesinde onlara rapor edebilecek- konu daha sağlam güvencelerle kanun
ve mühendisler by bilgileri yerbilimleri lerdir. Deprem olayında bina yıkıl- maddesi haline getirilmelidir. Çünkü
uzmanlarından istesinler ve planların- masının nedeni, sadece veya tek başı- tamamına yakını deprem bölgesi olan
da değerlendirsinler. Çözüm o kadar na kolon veya kiriş kırılması! veya kötü ülkemizde yöneticilerimiz de dahil tüm
zor değildir, Çözüm interdisipliner işçilik, malzeme hatası değildir., Son insanlarımızı doğrudan ilgilendiren bu
çalışmalarda yatmaktadır, deprem örneğinde de görüldüğü gibi, konunun,, kanun maddesi haline geti-
en önemli neden Jeolojik risk faktör- rilmesi ve sağlam güvenceler altında
2. Kentsel planlama ve gelişmede,
lerinin yeterince göz önüne alınmamış bulunması ulusal bîr zorunluluktur.,
bina ve çeşitli mühendislik yapılarının
olmasıdır. Bu nedenle bundan sonraki
yer seçimlinde,, zeminin jeolojik 3. Ülkemizin özellikle I. ve II. Dep-
her türlü bina ve mühendislik yapısının
yapısının» aktif ve pasif fay hatlarının, rem bölgelerinde yer alan illeri ve
yer üzerimde projelendirilmesi
depremselliğin, zeminin jeoteknik özelL diğer yerleşim alanlarında, ilgili valilik-
öncesinde (sonra değil), bina ölçeğin-
İliklerinin ve jeolojik çevre koşullarının, ler koordinatörlüğünde olmak üzere,
den başlayarak, yer seçimi, şehir ve
bu inşaatlar üzerindeki gelecekteki Üniversite bilimi adamlarına şehir
bölge planlaması veya kalıcı yeni yer-
etkilerinin, inşaat öncesinde çok iyi tabanının mühendislik jeolojisi harita-
leşimi alanlarının imara açılması gibi
şekilde değerlendirilmesi ve gerekli ları ve yer altı aktif-pasîf tüm kırık hat-
her türlü etütte mutlak surette uzman
önlemlerin zamanında alınması kaçınıl- larını gösteren haritalar hazırlatılmak,
jeoloji mühendislerinin ve jeoloji bilim
maz bir sorumluluktur. Oysa bugün ayrıca yerleşim bölgelerindeki bina-
insanlarının görevli kılınması gerek-
kentleşmede» özellikle inşaat sek- ların, muhtemel depremler esnasında-
mektedir., Bu konu gerekirse yasa
töründe jeolojinin önemi, ne yazık ki ve ki davranışını yansıtacak şehir deprem
maddesi olarak yaptırım haline
ne acıdır ki, ancak tamamıyla jeolojik senaryoları ile ilgili çalışmalara bir an
dönüştürülmelidir. Kısaca jeolojik
nedenlerle oluşan depremi taşkın» önce başlanmalıdır.
arazi yapısının, şehir ve bölge planla-
heyelan sonucu gelişen göçme ve
ması açısından uygun olup olmadığı» 4., Ülkemizin tamamı deprem- böl-
yıkılma gibi olaylardan ve bunların
imar planlarının henüz ilk aşamasın- gesi kapsamında olduğu düşünülerek,
neden olduğu can ve mal kayıpların-
dafama kesinlikle sonra değil) mutlaka üniversitelerimizin Mühendislik Fakul-
dan sonra ilgililere ve halka malola-
gözönüne alınmalıdır. Çünkü telerin'dekr İnşaat» Deprem, Çevre,
bilmektedir. Örneğin Senirkent sel
depremdeki can kaybı ve hasar mili Jeoloji, Jeofizik gibi ilgili bölümlerin
baskını, Karadeniz Bölgesi heyelan-
bir acıdır. Üstelik, son GölcükArifîye ders programları uygulama alanları,
ları, Ceyhan» Dinar depremleri ve en
depremi örneğinde olduğu gibi, ders saati ve içerikleri yeniden göz-
son olarak da Gölcülk-Arifiye depremi,
depremin maddi-manevi yaralarının den geçirilmelidir, Depremle iç içe
Bu durumun en önemli nedenlerinden
sarılması ve insanların deprem sonrası yaşamak zorunda olan ülkemizde;»
birisi der pek çok inşaat projesinde ve
ihtiyaçlarının giderilmesi, ülkemize ve özellikle Jeoloji Mühendisliği, Jeofizik
genelde kent planlamasında, jeolojik
yöneticilerimize uzun süre ne kadar Mühendisliği bölümlerindeki Deprem

24 BÜLTENİ ®Ekim 1999


Jeolojisi, Türkiye jeolojisi» Tektonik ve larak, bunlar merkezi bir ağ sistemi ile mezunları bünyesinde uzun zamandır
Yapısal jeoloji» Mühendislik jeolojisi ve birbirlerine bağlanmalıdır. suni bîr işsizlik boşluğu yaşanmak-
Saha jeolojisi derslerinin ders ve uygun tadır. Son deprem yerbilimlerinin öne-
b. Üniversiteler bünyesinde, önce-
lama saatleri arttırılmalı ve ders içerik- mini bîr kez daha ortaya koymuş, bu
likle kendi öğrencilerine, personeline,
lerinde ülkemiz koşulları göz önüne alı- bilim daimin sadece akademik entere-
ve bulunduğu ildeki vatandaşlarına
narak yeni düzenlemeler yapılmalıdır. sanlığını değil, aynı zamanda ülkemize
muhtemel depremlere karşı gerekli
ve insanlarımıza ekonomik açıdan
5. Orta öğretim programlarında tedbirlerin anlatılacağı konferans ve
enteresanlığının da ne kadar önemli
jeoloji ile ilgili dersler 19601ı yıllarda bilgilendirmeler yapmalı,, ayrıca
olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu neden-
varken 19701ü yıllardan sonra prog- muhtemel depremler esnasında acil
le jeoloji-jeofizik mühendislerine çok
ramdan kaldırılmıştır. Deprem ve diğer ilk yardım, sağlık,, ulaşım» haberleşme,
önemli görevler düşmektedir.
jeolojik afetler konusunda, toplumu- kurtarma, vb gibi gerekli her türlü
Yerbilimcilerin bundan sonraki uygula-
muzda yeterince bilinç oluşturabilmek planlama ve organizasyonun nasıl
malarda vereceği raporlar» alacağı
amacıyla jeoloji ile ilgili dersler Orta yapılması gerektiği konusundaki çalış-
kararlar çok önemlidir. Yerbilimcilerin
öğretim ders programlarında yeniden malar yapılmalıdır.
bilgilerini üretime katmaları ve iş yap-
konularak,"öğrencilere okutulmalıdır.,
c. Üniversitelerimizdeki yerbilimleri tıran kesimleri ve uygulayacı kurumları
6., Deprem, olayı, depreme karşı eğitimi, son Kocaeli depreminden bilimsel ve teknik anlamda doğru bilgi
ulusal bir bilinç kazanılması ile üstesin- sonra tekrar gözden geçirilmeli, özel- ve raporları ile memnun etmeleri,, bun-
den gelinebilecek veya daha az hasar- likle, depremi, yer hareketleri, zemin ve dan sonra işsizlik yaşamamalarının
la atlatılabilecek bîr doğa olayıdır.. mühendislik jeolojisi dersleri ağırlıklı önemli bir garantisi olacaktır.. Bu
Böylesine korkunç bîr doğa olayı ile olarak okutulmalıdır. Bilindiği üzere, nedenle, yerbilimcilerin sürekli olarak
mücadele etmenin yolu bilim ve halen bir çok ilimizde bölgesel yeni teknoloji ve bilgilerle bilgi birikim-
tekniktir.. Bilgi ise en üst düzeyde depremi ile ilgili çalışmaların önemli bîr lerini yenilemeleri önemle gerekmek-
üniversitelerde üretilir... Depremle kısmını ilgili bölgelerde kurulu Jeoloji tedir.
mücadele etmede en önemli görev ve Jeofizik Mühendisliği bölümleri
7. 17 Ağustos 1999 Gölcük-Arifiye
üniversitelerimize düşmektedir... Bu üstlenmektedir. Ayrıca özellikle son
depremi, ülkemizde deprem konusun-
konuda üniversitelerimizin yapabile- Gölcük-Arifiye depreminden sonra,
da önemli bir bilinç oluşmasına imkan
ceği bazı çalışmalar aşağıda kısaca depremselliği yüksek bazı illerimizde,
sağlamıştır., 1.7 Ağustos tarihindeki bu
belirtilmiştir. kendi bölgelerindeki depremsellik ile
korkunç depremden sonra olabilecek
ilgili çalışmaları yapmak üzere, Jeoloji
a. Gelişmiş batı ülkelerinde, bölge- en kötü şey» deprem ile ilgili alınacak
mühendisliği bölümleri görevlen-
sel depremi ve yer hareketlerini izle- önlemler konusunda her şeyin tekrar
dirilmişlerdir.. Büyükşehir ve taşrallar-
mek üzere, bazı bölge üniver- eski durumuna dönmesidir. Bu neden-
daki Jeoloji Mühendisliği bölümlerinin,,
sitelerinde Depreımı Araştırma le tüm bilim adamları ve yöneticilerimi-
deprem, yer hareketleri, tektonik ve
Merkezleri kurulmakta, ve bu merkez- zin deprem konusunda daima bilinçli
mühendislik jeolojisi konularındaki
ler ulusal ağ ile birbirlerine bağlan- olmaları ve bundan sonra ilgili tedbîr-
varsa eksik kadrolarını tamamlayarak,
maktadırlar. Dolayısıyla, her merkez leri zamanında almaları önemle gerek-
uzmanlaşmış bilim adamlarıyla böl-
kendi bölgesindeki deprem hareket- mektedir.
gelerindeki, özellikle deprem araştır-
lerini inceleyerek, muhtemel deprem-
maları,, kent planlaması ve yeni yer- 8,17 Ağustos 1999 Gölcük-Arifiye
lerin yeri hakkında çalışmalar yürüt-
leşime açılacak alanlarım belirlenmesi depreminin neden olduğu can kaybı ve
mektedir Gelişmiş ülkeler, örneğin
çalışmalarında aktif görev almaları
Japonya, depremle başarılı mücade- hasar oranı çok büyük olmuştur. Can
gerekmektedir,
lesini bu şekilde sürdürmektedir. kaybı sayısı ve hasar tespit çalış-
Unutmamak lazımdır ki» ülkemizin d. Şimdiye değin jeoloji-jeofizik maları aralıksız sürdürülmektedir,
•neredeyse tamamı deprem bölgeleri mühendisleri veya uzmanları tarafın-*' Depremi bölgesindeki gözlemlerimize
kapsamındadır, Gelişmiş Batı Ülkeleri dan yapılması gereken etüdlerin göre, sağlam kalan bina oranının % 30
ve Japonya örneğinde olduğu gibir önemli bir kısmı yapılmadığından veya civarında olduğunu, ölü sayısının ise
depremselk yönünden yüksek risk gerektiği şekilde yapılmasına olanak 25 bini aşacağını tahmin etmekteyiz,
taşıyan bazı bölge üniversitelerimizde tanınmadığından, yapılması gereken Deprem bölgesindeki incelemeleri-
Deprem Araştırıma Merkezleri kuru- çok işleri olmasına karşılık» yerbilimleri

BÜLTENİ ®Ekim 1999 25


işlerin yapılması sağlıklı ve planlı
kentleşmenin ilk adımlarıdır. Bu görev
ise yerbilimleri uzmanlarınındır.

SONUÇ

Aktif fay zonu ve sulu alüvyon


zemin bize iki gerçeği öğretmiştir.

1) 17 Ağustos 1999 tarihlî Büyük


Marmara depreminin hiçbir zaman
yüreğimizden çıkmayacak acı ve
korkunç bilançosunu.. Evet bu dep-
remin hepimize öğrettiği en önemli
husus bu olmuştur. Akif Fay Zonu,
Sulu Alüvyon Zemin ve Korkunç Bi-
lanço.
Kocaeli Üniversitesi kampüsünde, hasarlı İdari Bilimler Fakültesi
2) Bu depremin bize öğrettiği ikin-
mizde depremden etkilenmeyen . sağ- uygun olup olmadığını belirlemek en
ci gerçek» önceki depremlerden
lam yapıların çok büyük bir kısmının doğrusudur. Üstelik; Jeolojik yönden
gerekli dersi almadığımızdır. Ve Dep-
• fay zonundan uzakta» alüvyon ve sulu son derece yüksek riskli ve yerleşime
remleri Şimdiye Kadar Hep Geriden
zeminlerim dışında, jeolojik temel for- hiç uygun olmayan bir alanda,»
Takip Ettiğimizden.,
masyonlar üzerine inşa edilen binalar depreme dayanıklı bina yapacağız
olduğu görülmüştür. diye uğraşmak yerine, o tür yüksek Bir daha böyle acılarla karşılaşma-
risk alanlarından kaçınarak, yerleşim mak için, Yerbilimleri mühendislik di-
9. Mühendislerin temel amaçların-
alanlarını ve konutları jeolojik yönden siplini» Devletimizin bu konudaki tüm
dan birisi, insanların içinde yaşadıkları
daha uygun zeminlere inşa etmek, ilgililerine» çok kolay ve çok daha
mekanları daha güvenli, daha sağlam;
hem daha kolay ve hem de ekonomik ekonomik bir çözüm yolu önermekte-
ve daha uzun ömürlü olacak biçimde
ve akılcı bir çözüm yolu değil midir? dir. Bu ise ilgili arazi kullanım potan-
tasarlamak ve inşa etmektir. Ülkemizin
Artık bu gerçek görülmeli, kent ve siyeli ve jeolojik risk faktörlerinin göz
büyük bir çoğunluğu deprem bölgesi
bölge planlamalarında arazî kullanım önüne alınarak» "arazinin Jeolojik
olduğuna göre, binalarımızı depreme
potansiyelini sınırlayıcı jeolojik risk fak- yapısının yerleşim ve konut yapımına
dayanıklı yapmamrz gerekmektedir.
törleri mutlaka göz önüne alınmalıdır. uygun olup olmadığını11 göstermekten
. Fakat sadece depreme dayanıklr bina
Bu sadece deprem için değil, her türlü ibarettir., Bir daha böyle acılar yaşa-
üretmek tek başına depremle müca-
doğal afet, taşkın alanları veya drenaj mayalım ve hiç kimseye yaşatmayalım.
dele etmenin en ekonomik ve en etkin
durumu, hidrojeoloji ve yeraltısuyu
çözüm yolu değildir, Çünkü depreme
durumu, yüksek topoğrafik eğim alan-
dayanıklı yapı üretmenin teknik bilgi
ları, heyelan bölgesi ve toprak kay-
birikimi ve bilincin de ötesinde,
ması, şev tehlikesi veya kaya düşme-
ekonomik ve sosyal bir boyutu da
si, jeolojik yapının toprak kalitesi ve
vardır. Ülkemiz insanlarının bir çoğu-
tarım alanı ilişkisi» doğal koruma alanı
nun ekonomik güçlerinin her zaman
ve sit bölgesi, şehir atıkları muhafaza
bu imkana yetmeyeceği açıktır.
sorunları» insan ve çevre sağlığına
Depreme dayanıklı yapı yaparak.
zarar verebilecek çevre kayacıların
maliyeti artırmak yerine, maliyeti artır-
etkisi (örneğin kanser yapıcı etkisi bili-
madan çok daha ucuz ve çok daha Prof. Dr. M. Erkan Karaman
nen asbest, krizotil varlığı, yüksek
kolay çözüm yolları da vardır. Akdeniz Üniversitesi,
flour veya radyoaktif minerallerin var- Mühendislik Fakültesi, Dekan Yardımcısı
Yerleşimi alanı ve konutların oturacağı
lığı vb. gibi),, için geçerlidir. Eîu tür Jeoloji Yüksek Mühendisi
zemin yapısının jeolojik yönden bu işe

26 BÜLTENİ ®Ekim 1999

You might also like