You are on page 1of 4

lüm ü

Bö Prostat Embriyolojisi, Fizyolojisi ve Anatomisi


Kitap

N
A
M
ER
D

Aykut Buğra Şentürk

Embriyoloji
Prostat bezi gelişimi, 8-12. haftalarda insan koryonik gonadotropinin uyarımı sonu-
cu salgılanan testosteron tarafından sağlanır. Prostat epiteli üretral tomurcuğun en-
dodermal epitelinden köken alırken çevre mezenşim prostat stroma ve kas kısmını
oluşturur. Prostat bezi doğum anında küçük olup puberteye kadar adeta bir dinlen-
me safhasındadır. Puberteyle birlikte büyümeye başlar [1].

Fizyoloji
Erkek yardımcı üreme bezlerinin en büyüğü olan prostat bezi, mesane boynu ve üret-
ranın ilk parçasını sararken asit fosfataz, fibrinolizin ve sitrik asit sentezler. Prostat
içinde yaklaşık olarak sayıları 30-50’yi bulan tubüloalveolar yapıda bez bulunur ve
bunlarda boşaltım kanalları vasıtasıyla üretranın prostatik kısmına açılırlar. Prostatik
kapsül fibroelastik bağ dokusu yapısındadır ve bol miktarda düz kas lifi içerir. Pros-
tat lobları prostata kapsülden içeriye giren septumlar tarafından oluşturulur. Stromal
doku glandüllerin etraflarını sarar. Bu doku, düz kas lifi içeren elastik bağ dokudan
ibarettir ve periferde kapsül ile devam eder. Bu kasların kontraksiyonları ile ejakü-
lasyon sırasında prostat salgısının atılımını sağlar [2].
Tubuloalveolar bezlerin lümeninde yaygın olarak, korpora amilasea (prostat taşı)
olarak adlandırılan amorf kalsifiye lamellar bulunur. Bunlar, prostat salgısının yoğun-
laşıp kireçlenmesi sonucu oluşan prostat taşlarıdır. Boyalı kesitlerde, prostat bezi
son kısımlarında asidofilik ve granül benzeri topluluklar olarak gözlenirler [2].
Prostat glandüler ve stromal doku içerir. Genç erkeklerde bu oran 2:1’dir (stromal do-
kunun glanduler dokuya oranı). Fakat bu durum yaşla ve doku büyümesi paterni ile
değişir. Fibromüsküler stromanın yoğunlaşması kapsülü oluşturur ve bu kapsül apikal
üretra ve ejekulatuar kanalların giriş noktası hariç tüm bezi sarar. Kapsül genel ola-

DOI: 10.4328/DERMAN.3362 Received: 04.03.2015 Accepted: 09.03.2015 Published Online: 10.03.2015


Corresponding Author: Aykut Buğra Şentürk, Üroloji, Hitit Üniversitesi, Çorum Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Çorum, Türkiye.
GSM: +905323633237 E-Mail: aykutbugra@gmail.com

Derman Tıbbi Yayıncılık 1


Prostat Embriyolojisi, Fizyolojisi ve Anatomisi Prostat Embriyolojisi, Fizyolojisi ve Anatomisi

rak 0,5 cm kalınlığındadır ve lateralde daha incedir. Stroma düz kas, elastin ve kol-
lojenden oluşur [3].
Epitelyum, bazal tabaka ve bunun üzerinde salgı yapan tabaka olmak üzere iki bö-
lümden oluşur [4]. Ayriyeten bezde ve kanal epitelinde daha az sayıda olmak üzere
nöroendokrin hücreler bulunmaktadır. Bu hücreler daha çok periüretral kanallarda ve
verumontanumda görülmektedir [5].
Prostat sıvısı ince ve alkalin pH”a sahip süt görünümünde bir sıvıdır ve bu alkali özel-
lik ovumun başarılı bir şekilde döllenmesi için önemlidir. Çünkü kadınlarda özellikle
vajina salgısı asidik karakterde olduğu için prostat salgısının alkali olması spermle-
rin kadın genital traktusunda canlı kalabilmelerini sağlar. Prostat sıvısının içinde su,
sitrik asit, asit fosfataz, amilaz, kolesterol, çinko, tamponlayıcı tuzlar, fosfolipidler,
prostaglandinler, prostatik spesifik antijen (PSA), seminalplazmin, kalsiyum sitrat,
fosfat iyonları, pıhtılaşma sağlayıcı enzim ve plazminojen maddeleri bulunur. Yani
hem pıhtı oluşturucu enzim hem de pıhtıyı eritici enzimler birlikte bulunur. Bu sıvı se-
men sıvısının % 30’unu oluşturur. Ejakülasyondan hemen sonra semenin pıhtılaşma-
sı onun koitus sonrasında vajinanın derin kısımlarına tutunmasını sağlar. Pıhtılaş-
ma işleminde kalsiyum iyonları yer alır. Ejakülasyondan yaklaşık 15-30 dakika son-
ra prostat salgısında bulunan profibrinolizin fibrinolizine dönüşerek pıhtıyı eritir. Bu
işleme likefaksiyon denir [1].

Anatomi
Prostat derin pelviste yerleşik kapsülle çevrili fibromüsküler ve glandüler bir or-
gandır ve şekli cevize ya da ters bir koniye benzer. Genç erişkinde ortalama hacmi
yaklaşık 20 ml’ dir ve yaklaşık olarak 3 cm yüksekliğinde 4 cm genişliğinde ve 2.5
cm kalınlığındadır. Superiordan mesaneye, inferiordan ise eksternal üriner sfinkter
ve membranöz üretraya bağlıdır. Prostatın bazal kısmı mesaneyle komşu olan bezin
superior kısmıdır, apeks ise inferior sınırına tekabül eder. Prostatın dört yüzü vardır.
Bunlar posterior yüz, anterior yüz ve iki adet inferolateral yüzdür. İnferolateral yüz-
ler konveks biçimlidir ve levator ani kaslarının medial kenarları ve endopelvik fasya
ile ilişkilidir. Posterior yüz rektumla komşudur ve rektumdan Denonvilliers’ fasyasıyla
ayrılır. Denonvillier’s fasyası anterior rektal duvarla prostatın ve seminal veziküllerin
posterior yüzü arasında yer alır [3]. Bu fasya prostat kanserinin posterior yayılımını
engelleyen bir bariyere benzer [6].
Prostatın posterosuperiorunda ise seminal veziküller ve vas deferensin ampullası yer
alır. Prostatın anterior yüzü smfizis pubisin arkasında yer alır ve puboprostatik liga-
manlarla buna bağlıdır. Prostatın anterior yüzüyle simfizis pubis arasındaki potan-
siyel bu boşluğa Retzius boşluğu denir ve içerisinde Santorini ven pleksusu, yüze-
yel dorsal ven ve yağlı doku içerir. Radikal retropubik prostatektomi esnasında açı-
lan retropubik alanda corpus kavernozumları besleyen aberran damarlara da rastla-
nabilir [3].
Prostatın taban kısmı mesaneyle ilişkilidir ve üretra ve detrusor kasıyla devamlılık
gösterir. Mesane boynunun sirküler düz kas lifleri verumontanum seviyesindeki pros-
tata kadar uzanım gösterebilir ve bu da preprostatik sfinkter olarak bilinir. Prostatın
apeksi ise çizgili üretral sfinkter ile devam eder [3].
Prostatın içinden iki yapı geçer. Bunlar üretra ve ejekulatuar kanallardır. Ejekulatuar
kanallar vas deferens ve seminal vezikülün kanalının birleşmesinden meydana gelen
çift sayıda yapılardır. Prostata posterior yüzün üst bölümünden girerler ve bezin infe-

2 Derman Tıbbi Yayıncılık Derman Tıbbi Yayıncılık 2


Prostat Embriyolojisi, Fizyolojisi ve Anatomisi

romedyalinde ilerlerler. Prostatik üretraya verumontanum seviyesinde ve verumon-


tanumun her iki yanında açılırlar. Sfinkter mekanizmaları yoktur. Prostatik üretra,
mesane boynundan başlar ve prostat apeksinde bezi terk eder. Ortalama 3 cm uzun-
luğundadır ve konveks bir eğri çizer. Verumontanum üretral krestin en büyük parça-
sıdır ve sadece prostatik üretrada bulunur [3].

Zonal Anatomi
Prostatın en eski ilk anatomik sınıflandırması 1912 yılında Lowsley tarafından ya-
pılmıştır. Lowsley, posterior, iki lateral, bir ön ve bir orta lob olmak üzere beş lob ta-
nımlamıştır. Takiben 1968 yılında John E. McNeal tarafından mikroskopik olarak bez
ve kanal yapılarına dayanarak bugün kabul görmüş olan bölgesel anatomi sınıfla-
ması önermiştir [3].
Buna göre glandüler elemanlar santral zon, periferik zon ve transizyonel zon olmak
üzere üçe, non glandüler yapılar ise anterior fibromüsküler stroma ve preprostatik
sfinkter olmak üzere ikiye ayrılmıştır [7].
Anterior fibromüsküler stroma tüm prostat dokusunun %30` unu oluşturur ve pros-
tatın anteriorunda yer alır. Glandüler yapı içermez. Detrüsor kasından köken alır ve
prostatın ön yüzünü tamamen kaplar [7]
Preprostatik sfinkter üretrayı tümüyle saran düz kas yapısında sfinkterdir ve glandü-
ler eleman içermez. Retrograd ejekülasyonu önler [7].
Periferal zon prostatın palpe edilebilen tek bölümüdür ve apeksten tabana doğ-
ru posterolateral olarak uzanır. Santral zon koni şeklindedir ve taban kısmı mesane
boynunda, apeksi ise prostatik utrikul seviyesindedir. Bu glandlar yapısal ve histolo-
jik olarak geri kalan prostat glandlarından farklıdırlar ve bu glandların Wolf kanal-
larından kaynaklandıkları düşünülmektedir [9]. Prostat adenokarsinomlarının %1-5’i
bu zondan kaynaklanmaktadır. Yaşla beraber artan prostat hacmi, ağırlıklı olarak
benign prostat hiperplazisine bağlı artmış transizyonel ve periüretral bez volümüyle
ilişkilidir. Genel olarak periferal zon prostat bezinin yaklaşık % 70’ini, santral zon %
25’ini, transizyonel zon %5-10’unu, periüretral zon ise <%1’lik kısmını oluşturur [3].
BPH transizyonel zondan kaynaklanır ve adenom enükleasyonunda gözüken cerrahi
kapsülü oluşturmak için bu fibromüsküler banta bası yapar. Yaklaşık olarak prostat
adenokarsinomlarının % 20’si bu zondan köken alır [9].
Periferal zon prostatik glandüler dokunun çoğunu oluşturur ve bezin posterior ve la-
teral bölümlerini sarar. Periferal zonun ayrı bir özelliği adenokarsinomların büyük bir
kısmının %70 oranında buradan gelişmesidir. Ayrıca bu zon kronik prostatit tarafın-
dan en sık etkilenen zondur [9].
Klinik olarak prostatın santral bir sulkus ile ayrılmış iki lateral lobdan ve yaşlı erkek-
lerde mesane içine projekte olan median lobdan oluştuğu söylenir. Yalnız bu loblar
normal prostat dokusundaki histolojik yapılar değildir ancak transizyonel zonun la-
teral olarak ve periüretral bezlerin santral olarak patolojik büyümesine tekabül eder-
ler [9].

Kan damarları
Arterleri
Prostatın başlıca kan akımı inferior vezikal arterden sağlanır. Buna ek olarak inter-
nal pudental arter ve a.rektalis media arterial beslenmeye yardımcı diğer arterledir.
İnferior vezikal arter, hipogastrik arterin anterior parçasının bir dalıdır. İnferior vezi-

Derman Tıbbi Yayıncılık 3


Prostat Embriyolojisi, Fizyolojisi ve Anatomisi Prostat Embriyolojisi, Fizyolojisi ve Anatomisi

kal arter, distal üretere ve seminal veziküllere dallar verdikten sonra saat 5 ve 7 hi-
zalarından prostata girer.
Periferik ve santral olmak üzere iki dalı mevcuttur. Santral dal üretral duvarı ve peri-
üretral bezleri beslerken, periferal dal ise prostat bezinin büyük bir kısmını besler [7].

Venleri
Prostatın çok sayıda veni bulunmaktadır.. Bu venler prostat kapsülünün üzerinde zen-
gin bir ağ oluştururlar. Venöz drenaj derin dorsal venle birleşerek internal iliak ven-
lere olur [7].
Prostattan venöz drenaj Santorini pleksusunadır. Santorini ven pleksusu, penisi ve
prostatı drene eden çok büyük değişken venöz bir ağdır. Penisin derin dorsal venin-
den üç kol bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi yüzeyeldir ve prostatın anteriorunda-
ki yağ dokusuna uzanır. Bu radikal prostatektomi ya da Millin prostatektomi esna-
sında retropubik alanda prostata ulaşmak için ayrılan median longitudinal veni oluş-
turur. Diğer iki kol derin yerleşimlidir ve mesane, rektum ve pelvik kemiklerin emis-
ser venlerinin oluşturduğu venöz pleksuslarla bağlantılı olan lateral pleksusları oluş-
turur. Buna istinaden bazı araştırmacılar bunun pelvik iskelete metastatik yayılımın
nedeni olabileceğini belirtmişlerdir [8].
Santorini ven pleksusu vezikal ve pudental venlere ve son olarak internal iliak venlere
drene olur. Cerrahi diseksiyon esnasında venöz hasardan dolayı oluşan kanama bir-
biriyle bağlantılı yaygın kollateraller nedeniyle önemli olabilir ama genellikle derin
dorsal venöz kompleksin bağlanmasıyla önlenebilir ya da kontrol edilebilir.

Lenfatik Drenaj
Prostatın primer lenfatik akımı obturator lenf düğümlerine olduğu kadar internal ili-
ak (hipogastrik), eksternal ilaak, sakral, vezikal lenf nodlarına doğru olur.

Sinirleri
Prostat, sempatik ve parasempatik sinir pleksuslarından gelen zengin bir sinir ağına
sahiptir. Prostatın sinirleri inferior hipogastrik pleksustan gelmektedir. Sempatikler
tümüyle sekretuar olsa da bir kısmının preprostatik sfinkteri innerve ettiği gösteril-
miştir. Parasempatikler ise prostatın müsküler tabakasına dağılırlar ve mesane kas-
ları ile devamlılık gösterirler [7].

Kaynaklar
1. Balbay M.D : Prostat. Güneş Kitapevi, Ankara 2008. s 1-4.
2. Prof.Dr.Aysel ŞEFTALİOĞL: Genel & Özel İnsan Embriyolojisi ,üçüncü baskı Ankara 1998 Tıp&TeknikYayıncılık
3. Kirby R, Montorsi F, Gontero P, Smith JA. Radical prostatectomy :From open to robotic.London:Informa: 2007: 1-11
4. Kirby RS.Anatomy and embriology.In:Kirby RS, ed.An atlas of prostatic diseases, 3rd edn.London: Parthenon: 2013: 13.
5. Santamaria L, Martin R, Martin JJ, et al. Stereologic estimation of the number of neuroendocrine cells in the normal
human prostate detected by immunohistochemistry. Appl Immunohistochem. Mol Morphol 2002: 10:275-81
6. Villers A, Mcneal JE, Freiha FS, et al. Invasion of Denonvillers’s fascia in radical prostatectomy specimens. J urol 1993;
149:793
7. Anafarta K, Arıkan N, Bedük Y: Temel Üroloji. Dördüncü Baskı. Güneş Kitapevi, Ankara 2011, s 15-16.
8. Bastson OV. The function of teh vertebral veins and their role in the spread of metastases. Ann Surg 1940; 112:138-4
9. Patrick C.Walsh: Campbell Üroloji.Çeviri Ed. Anafarta K, Yaman Ö.Sekizinci baskı. Güneş Kitapevi, Ankara 2005 :63-64

4 Derman Tıbbi Yayıncılık Derman Tıbbi Yayıncılık 4

You might also like