You are on page 1of 17

NİTELİKLERİNE GÖRE HUKUK KURALLARI

 Emredici kurallar, aksine bir hukuki işlem yapılması mümkün olmayan


kurallardır. Taraflar kendi iradeleri ile emredici nitelik taşıyan hukuk
kurallarını değiştiremezler ve bertaraf edemezler.
 Bazı emredici normlar zayıf kişinin aleyhine değiştirilemezse de lehine
değiştirilebilir. Bu tip normlara nispi emredici norm denir (tüketicinin
korunması veya işçinin korunması).
 Emredici olmayan kurallar yedek hukuk kuralları olarak anılırlar.
 Yedek kurallar, tamamlayıcı ve yorumlayıcı kurallar olmak üzere ikiye ayrılır.
 Taraflar bazen yaptıkları bir sözleşmede birinci derecedeki noktalarda
anlaşırlar, fakat ikinci derece noktalardan söz etmezler, işte bu ikinci derece
noktaları tamamlayan bir hukuk kuralı varsa, bu kural, tamamlayıcı kuraldır.
 Tarafların bir hukuki işlemde kullandıkları ve ne anlama geldiğini
açıklamadıkları hususlara ilişkin bir hüküm kanunda öngörülmüşse o hüküm,
yorumlayıcı bir hükümdür.
Yorumlayıcı ve Tanımlayıcı Hukuk Kuralına Örnek

 Borcun ifası için bir ayın iptidası veya nihayeti tayin olunmuş ise ayın
birinci ve sonuncu günü anlaşılır. Bir ayın ortası tayin olunmuş ise bundan
ayın on beşi anlaşılır”.
 Bu hüküm yorumlayıcı bir hukuk kuralıdır. Tarafların sözleşmede yer alan
iradelerini açıklamaktadır.
 TBK.m.581: «Kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu
ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği
sözleşmedir»
 Bu hüküm kefalet sözleşmesini tanımlamaktadır.
HUKUK KURALLARININ YER BAKIMINDAN
UYGULANMASI

 Hukuk kuralları yer bakımından ülke sınırları içinde uygulanır. Buna


yasaların yerselliği ilkesi adı verilir.
 Buna karşın istisnai bazı durumlarda bir ülke sınırları içinde bir başka
ülke hukukunun uygulanması da mümkündür. Özellikle yabancılık unsuru
bulunan hukuki ilişkilerde bu durum ortaya çıkar.
 Bir kimsenin şahsına ilişkin meselelerde o kişinin vatandaşı bulunduğu
ülke hukukunun uygulanması, yasaların kişiselliği ilkesi olarak
anılmaktadır.
 Usul hukuku kuralları, yani mahkemenin yargılamayı yaparken
uygulayacağı kurallar bakımından yersellik ilkesi mutlak olarak uygulanır.
HUKUK KURALLARININ ZAMAN BAKIMINDAN
UYGULANMASI

 Hukuk kurallarının zaman yönünden uygulanmasında temel ilke, bunların


yürürlükte oldukları zaman diliminde uygulanmaları gerekliliğidir.
 Tüm yazılı hukuk kurallarınını yürürlüğe girmesi için Resmi Gazete’de
yayınlanmaları bir zorunluluktur.
 Yazılı hukuk kurallarının ne zaman yürürlüğe gireceği konusundaki
düzenlemeler genellikle kendi içlerinden, (son hükümlerinde) belirtilir.
Böylece düzenlemenin yürürlüğe girmesi, yayınlanma tarihi de dikkate
alınarak belirlenir.
 Hukuk kuralı içeren yazılı kuralların yürürlükte kaldığı dönem içinde tüm
olay ve ilişkilere uygulanması esastır. Bir kural sonradan kaldırılsa bile, yeni
yasanın eski yasa döneminde ortaya çıkan olaylara ve ilişkilere uygulanması
mümkün değildir. Buna yasaların geriye yürümezliği ilkesi de denilmektedir.
Yazılı Hukuk Kurallarının Açıkça Yürürlükten
Kalkması

 İlk ihtimal, düzenlemenin yürürlükte bulunacağı tarihi kendi içinde


göstermesidir. Ancak bu istisnaidir.
 Yürürlükten kalkma temelde iki şekilde olur:

 İlk olarak bir düzenleme yeni bir düzenleme ile yürürlükten kaldırılır.

 İkinci olarak yasalar Anayasa’ya aykırı oldukları için Anayasa Mahkemesi


tarafından iptal edilebilirler.
Zımnen Yürürlükten Kalkma
1. Genelde yeni çıkarılan yasada “Bu yasaya aykırı olan hükümler
kaldırılmıştır” şeklinde hüküm bulunmaktadır.
2. Bu yönde bir hüküm içermese bile bir düzenlemenin eski tarihli
düzenlemeyi yürürlükten kaldırması konusunda ilk bakılması gereken:
i.Yasaların özel veya genel olmaları durumunun değerlendirilmesidir.
Sonraki özel kanun, eski tarihli genel kanunu yürürlükten kaldırır.
i.Eğer iki kanunda de genel ise yeni tarihli olan esaslı alınır.
ii. Eski tarihli olan Kanun özel hükümler içerip, yani tarihli olan Kanun
genel hükümler içeriyorsa,genel hükümler içeren Kanun’un eski tarihli
özel hükümler içeren Kanun’u yürürlükten kaldırmayacağı kabul edilir.
iii. Eski tarihli olan Kanun genel hükümler içerip, yani tarihli olan Kanun
özel hükümler içeriyorsa, özel hükümlerle düzenlenen konulara geçerlilik
kazanır.
Yürürlüğe Girme Ve Yürürlükten Kalkmanın
Etkisi
 Her yasal düzenleme yürürlükte bulunduğu dönemde ortaya çıkan
olaylara ve ilişkilere uygulanır. Böylece yasal değişiklik, eski yasa
zamanında ortaya çıkan ve kazanılmış hak olarak görünen durumda bir
değişiklik yaratmaz.
 Yasaların geriye yürümezliği, hukuk güvenliği ilkesinin bir sonucudur. Bu
ilkenin istisnaları bulunmaktadır:
i. Henüz doğmamış haklar bakımından yeni yasa uygulanır. Bunlara beklenen
haklar denir.
ii. Kamu düzenini ve genel ahlakı ilgilendiren yasalar, geçmişe uygulanır.
iii. Ceza hukukunda bir fiil için verilen cezanın eski yasaya göre daha hafif
olması halinde, eski yasa döneminde işlenen suça yeni yasaya göre ceza
verilir.
iv. Mahkemeler usul hukukuna ilişkin kurallarda değişiklik olmuşsa, devam
eden davalarda dahi yeni kuralları uygularlar.
YAZILI HUKUK KURALLARININ ANLAM
BAKIMINDAN UYGULANMASI
 İlk önce hâkim önüne gelen somut bir olayı çözümlerken, önce bu olayı tam
ve gerçek olarak belirlemek zorundadır. Bu konu olayın ispatına ilişkindir.
Özel hukukta geçerli olan ilke kişinin dayandığı olayı ispat etmesidir. Ceza
hukukunda hakimin vicdanen olayın varlığına inanması esastır.
 Hakim olaya ilişkin değerlendirmesinin ardından bu somut olaya ilişkin
hukuk kuralının bulunup bulunmadığını araştırır. Yazılı bir hüküm
bulunmadığı hallerde hâkim ikinci kaynak olarak, örf ve adet hukukuna
başvurur. Örf ve adet hukukunda da bir hüküm yoksa hâkim, kendisi kanun
koyucuymuş gibi bir karar verir.
 Hakim somut olayı belirledikten ve buna uygulanacak olan hukuk kuralını
bulduktan veya boşluk sebebiyle kendisi kural oluşturduktan sonra bunu
uygular. Bu uygulama hakimin bir hüküm vermesi şeklinde olur. Bu hüküm
bir eda hükmü olabileceği gibi, yenilik doğuran bir karar veya tespit hükmü
de olabilir.
Kural İçi Boşluk - Kural Dışı Boşluk

 Hâkim olaya uygulayabileceği bir kural bulamıyorsa, buna kural dışı boşluk
denir. Bu durumda hâkim örf ve âdete başvurur. Örf ve adet hukukunda da
çözüm bulunmuyorsa, kendisi kanun koyucu gibi hareket eder.
 Kanunda uygulanacak bir kural varsa, ancak bu kuralın uygulanması adalete
aykırı sonuç veriyorsa kural içi boşluk vardır. Kanunda özellikle bu durumda
hak ve nısfet veya ahlak ve adaba göre karar verileceği belirtilir. Bu
durumda hâkim boşluğu kendi takdir yetkisiyle doldurur.
Bilinçli Boşluk – Bilinçsiz Boşluk

 Kanun koyucunun bir meseleyi bilerek düzenlememiş olması halinde bilinçli


boşluk, özensizlik sebebiyle ihmal etmesi ya da tekniğin gelişmesinden
dolayı öngörmeyerek boş bırakması halinde ise bilinçsiz boşluk söz konusu
olacaktır.
 Bilinçli boşlukta, kıyas yolu kullanılarak çıkarlar dengesine göre çözüm
üretilecektir. Hâkim bilinçli boşlukta hukuk yaratma yoluna gidemez.
 Bilinçsiz boşlukta ise hakim örf adet hukukuna göre çözüm üretecek, orada
çözüm bulamazsa somut meseleyi hukuk yaratma yoluna giderek çözecektir.
Açık Boşluk–Örtülü Boşluk
(Gerçek Boşluk–Gerçek Olmayan Boşluk)

 Uygulanabilir bir hükmün bulunmadığının açık olması halinde açık


boşluktan söz edilir. Buna karşı uygulanacak kuralların birbiriyle
çatışması veya hükmün uygulanmasının hakkın kötüye kullanılması
olarak değerlendirildiği hallerde örtülü boşluk vardır.
 Açık boşluk kural eksikliği olarak belirlenirken, açık olmayan boşluk,
kuralda aksaklık olarak kabul edilir. Açık olmayan boşlukta amaca
uygun sınırlama yolu ile boşluk giderilir.
Boşluk Doldurma Metodları

 Kanunda boşluk olduğu takdirde, hâkim, boşluğu örf ve âdete göre


dolduracaktır.
 Örf adet hukukunda da somut olaya uygulanacak bir kural bulunamazsa,
ortada bir hukuk boşluğu vardır, bu durumda hâkim hukuk kuralı
yaratarak önüne gelen uyuşmazlığı çözecektir. Hakim karar verirken
bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.(TMK.m.1)
Hakimin Hukuk Yaratıken Başvuracağı
Yöntemler
 Kıyas: Kıyas yoluyla boşluk doldurmada, hakkında kural öngörülen bir
maddenin kapsamı genişletilir.
 Evleviyet ilkesi: Bir düzenlemenin kendisine göre dar kapsamlı olaya da
uygulanması sonucunu doğurur.
 Karşı kavram kanıtı halinde kıyas yoluna başvurulmaz. Bu durumda kanuni
düzenleme bir hususun tersini düzenlemiştir ve bu düzenleme yorum yoluyla
uygulanır ve boşluk bulunduğundan söz edilemez.
Hâkim Tarafından Yaratılan Hukukun
Özellikleri
 Hâkimin yarattığı hukuk kanun niteliği taşımaz.
 Hâkimin yarattığı hukuk benzer olaylar bakımından bağlayıcı değildir.
 Hâkimin hukuk yaratması yasal bir yetkiye dayandığından, kuvvetler
ayrılığı ilkesine bağlı değildir.
 Hâkim tarafından yaratılan hukuk, Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa
hükümlerine uygunluk denetimine tabi değildir.
Hâkimin Takdir Yetkisi

 Kanun koyucunun, hâkime açıkça takdir hakkı verdiği veya durumun


gereği veya önemli gibi deyimleri kullandığı hallerde hâkim takdir
yetkisine sahiptir.
 Kanuna göre hâkim takdir yetkisini hakkaniyet kurallarına uygun
olarak kullanır.
 Yorum bir kuralın anlamını tespit işlemidir. Takdir yetkisinde ise
kuralın içinde bilerek bırakılan bir boşluk vardır.
 Açık boşlukta, kanun koyucunun istemeden bıraktığı (bilinçsiz) bir
boşluk vardır. Takdir yetkisinde boşluk kural içindedir ve kanun
koyucu isteyerek (bilinçli olarak) uygulayıcıya bir yetki vermiştir.
Hâkimin Takdir Yetkisinin Sınırları

 Kanunun takdir yetkisi tanımış olması gerekir.


 Hâkimin kanunun çizdiği sınırlar içinde kalması gerekir. Bunun
için maddenin konuluş amacı göz önünde tutulmalı, takdir
yetkisinin "olay" için mi, "olayın unsurları" için mi, yoksa "hukuki
sonuçlar" için mi verildiği tespit edilmelidir.
 Hâkim kendisine verilen yetkiyi aşamaz ve yetki verilmeyen
konuda hüküm veremez.
 Hâkimin yetkisini hukuk ve hakkaniyet ölçüsüne uygun kullanması
gerekir.
 Hâkimin takdir yetkisini usulüne uygun kullanıp kullanmadığı, üst
yargı denetimine tabidir. Yani Yargıtay hâkim tarafından verilen
kararı bu yönden inceler.
Hukuk Uygulamasına Yardımcı Araçlar

 Hâkim kural yaratarak boşluk doldururken veya takdir yetkisini kullanırken


bilimsel (Öğreti) ve yargısal (kazai) içtihatlardan yararlanır.
 Öğreti, bilimsel konularda hukukçular tarafından yapılan tartışmalar sonucu
ortaya çıkan, doğrulanmış ve benimsenmiş görüşlerdir.
 Mahkeme içtihatları, yargı organı olan mahkemelerce verilen kararlardan
çıkan prensipleri ifade eder.
 Bu kararlardan, Yargıtay'ın kararları daha fazla önem taşır. Ancak hâkim
bakımından bunlar bağlayıcı değildir. Sadece Yargıtay’ın İçtihadı Birleştirme
Kararları bağlayıcıdır.

You might also like