You are on page 1of 10

Bir zamanlar

Ruhlar vardı.
İnsanın içinde İman ateş, İnkar da bir volkandır.
Her ikisi önce mahveder, sonra masuma yatandır.
Hangi volkan patlayarak, yaşamı sona erdirdi ki?
Hangi yangın, yaşamı tamamen yakıp kül etti ki?

Yaşam inatla yoluna devam etti, ruhlar ölmez ki?


Bir ölürse bin dirilir, kimseye ihtiyaç duymaz ki?
İnsanlar bu anlayışı, ezelden beridir terk etsede.
Ne inançlar yok eder, ne de inkarlar var etmez ki?
Ruhların ihtiyacı olmaz! Ne imanlara ne de inkarlara.
Deneyimlerle belli olur, yaşam dediğin bu kovalamaca.
Ne olacağından çok, ne olamayacağını mı sorgularsın?
Cevapları kitaplar yazmaz, vakit kaybıdır boşa arama!

Kitaplara inanma, hepsi de doğa katliyle yazıldı.


Gözlemden kopan insan, döşek üstü hayale daldı.
Sayfalara ağaçlar kurban, kalemleri kılıç ettiler.
Kelle avı uzmanları, onda da yüksek ihtisas yaptı.
Okuma, yazma, yazarsanda başkasının hayalini yazma.
Başkası anca hayalini yazar, aslını başkasından okuma.
Okumayı anla! -ki anladıysan- tekrarları tekrar yapma.
Seni kimse yazamaz, cümle beni yazar, beni sen sanma.

Beni ben yapan senin varlığındır, fi kirlerin değildir.


Fikirler de değişkendir, her ben aynı olacak değildir.
Doğrular kimin malıdır ki, onu gözlem yasak olsun.
Hayallerse geçici, meselede sen ben meselesi değildir.
Bir zamanlar ruhlar vardı, ne sen ne de ben vardı.
Ne hesap kitap, ne hayal, ne siz ne de bizler vardı.
Değil mi insan, düşünerek hayale dalmayı öğrendi.
İp kısa kuyuda derindi, akabindeyse kuyuda kaldı.

Bir zamanlar ruhlar vardı, ne sen ne de ben vardı.


Sen ben düşlerde çıktı, sanma ruhta düşünce vardı.
O umarsızca yaşar, yaşarken coşar, gayrı bilmezdi.
Ruhlar hayalsiz yaşar, hayallerin ona zararı vardı.
Bir zamanlar ruhlar vardı, ne sen ne de ben vardı.
Gözlemini bilirdi insan, bilmediğini yok saymazdı.
Düşünüyorum öyleyse var ’ımın, yokluğu bile yoktu.
Düşünmeyince de âsil yaşanır, hayale dalınmazdı.

Düşünmeden yaşayanı, hayalciler hayalperest sandı.


Aslında yansıyan da kendiydi, onu da başkası sandı.
Hayal kurmak böyledir, zihinde kurgular raks yaptı.
Düşünce yoksa hayalde yoktu, insan yok’u var sandı.
Yaşamda düşünce yoktur, genede yaşam yolunu bulur.
İnsandaysa düşünce çoktur, aklın yollarında kaybolur.
Düşünmek ruhun zaafiyetiydi, yaşam da ruhun amacı.
Düşünen düşünür bunu unutur, zaaflar göğe yol olur.

Hayal kurmak yeniydi, deneyimse kadim bilinendi.


Yeniliğin karşısında, insan kendini adeta büyüledi.
Düşündüğünü varlık sanınca, o varlık yokluk oldu.
Varlık yoklukla cilveleşti, ne kaybettiğini bilemedi.
Kendini kaybetti, velâkin bilemedi, aradı durdu.
Akıl oyunları insafsızdı, izbeler de ağladı durdu.
Tanrım derken bile sesi kısık, nutkuysa tutuktu.
Kimim, nereden geldim, cevabı da kanadı durdu.

Bir gurur meselesiydi bu, çaktırmadan aranmalıydı.


Ya hayalde ilah olmalı ya da yoldaşlar bulunmalıydı.
Ruhlar seçenek olamaz! O yerli kabilelerin masalıydı.
Onlar kitapsızdı, kitapta kaybolan kitapta olmalıydı.
Bulmak için aramanın, hain girdaplarına kapılınca.
Bilmediğini bilmeye azmetti, sebeplere de tutununca.
Bulmaca çok karıştı, fırsat bulan katipliğe soyununca.
Yoklukta her yandaydı, varlıkta kâf dağına kovulunca.

Düşünmem gayrı! Düşün düşün, kim bulan da ben bulam.


Okumam artık! Hayalin hayaline, ne katam da ortak olam.
İnanmam asla! Düş taciri değilem, neyi ala da kaça satam.
Cehlime razıyım! Ruha yâren olup, huşû da dura da duram.
Bir garip insanlık hikayesi bu, buncağız şiir neylesin.
Sözlerin ahengi şuncağız fakire de, yetmez bencileyin.
İsyanlar dile gelmiş, oncağızı isyan mıdır sencileyin?
Ruhların şerefi ne yazıldı, söz şiirce mana şaircileyin.
♥♥♥

Felasife

You might also like