Professional Documents
Culture Documents
Yayınları
Cihan Yayınları
Adına Editör : Mehmet Dikmen
Sayfa Diizeııi
ve Üretim : Türdav Ajans
CİHAN YAYINLARI
Alayköşkü Cad. No: 10 Cağaloğlu/İstanbul
Posta Kutusu: 882 Sirkeci /İstanbul
Tel: (0212) 511 61 62 (Pbx) Fax: (0212) 522 11 96
ınternet: www .turdav.com e.mail: turdav@turdav.com.tr
www.kitapkutusu.com
OLUM DiRiLiŞ ve
v ..
GERÇEGI
JREENf&.AJRNA§YON
AJLJIJ)A'JrMACA§JI
Cihan
Yayınları
4
İÇİ NDE Kİ L E R
Önsöz ................................................................................. 11
Giriş .................................................................................. 16
I. BÖLÜM
GÜNDEMDEN DÜŞMEYEN GERÇEK: ÖLÜM 19 .......
iki Düğün.......................................................................... 36
Ölüm de Bir Mahluk Mudur? .
....... .. .40
...............................
il. BÖLÜM
ÖLDÜKTEN SONRA DİRİLİŞİN (AHİRETİN)
VARLIGINI İSBAT EDEN DELİLLER . . .... . . . ......... .... 57
1. Allah'ın Şefkati ve Hz. Muhammed (sav)'in Duası 57 ..
25. "Ot Gibi Bittik Ot Gibi Yiteceğiz" Öyle mi? . 125 ... .......
28. Küfre Göre Alemin Hem Başı- Hem Sonu 126 . . . . .........
29. Bir Kudret ki, Ona Bir ile Bini Yaratmak Birdir 129 ..
Haşir Sabahı .. .
................. ...... . 134
............................. ....
36. Haşre Ait Delillerin Bir Cümlede Özeti 139 ..... ............
III. BÖLÜM
AHİRET'LE İLGİLİ ÖNEMLİ SORULAR VE
CEVAPLARI' ................................................................. 141
İnsanlar Kıyamet Gününde Nasıl Haşrolacaklar? ...... 141
Neden Çıplak Diriliş? .
................. .................................. 142
Haşr, Neşr, Ba's Ve İade .
.............................. . .. . . ............ 143
Dünyada Cennet Ve Ahvalini Müşahede .......... ............ 144
Ölümden Sonra Ruhlar . ...... ...... ............................ ......... 144
Kabir Azabı Ve Dereceleri . . ........................................... 145
Ejderhalar Görülür mü? . .
..... ........ . . ..... .......................... 148
Kabir Azabından Kurtulan Var mı? .............................. 148
Üç Cins Cehennem Ateşi ............... ................................ 149
Cehennem Azabı Ebedi midir? ....................... . . ............. 153
Cehennem Azabının Ebedi Olmasının İsbatı .......... . . . . . 155
Ceheii!:ıemin Varlığı Rahmete Aykırı Değil mi? ..... . . . . . . 159
S orunun İkinci Şıkkı : Allah'ın Kafirlere Yönelik Bir
8 / ÖLÜM DİRİLİŞ VE REENKARNASYON
1. Çocuklar .. .
...... ............ .............. .......... . ........................167
2. Gençler . . . ... . .
....... ................ . .............. . .
. ....................... 168
3. İhtiyarlar . .
... ......... ......................... . . ......... . 168
..... ............
IV. BÖLÜM
TENASUH VE REENKARNASYON .................. . ...... 173
Reenkarnasyonu Niçin Kaleme Aldım? . . 173
. . ....................
KISALTMALAR
ÖNSÖZ
VehbiKARAKAŞ
3. 3. 1997 Bayramoğlu
16
GİRİŞ
I. BÖLÜM
GÜNDEMDEN DÜŞMEYEN GERÇEK:
ÖLÜM
İNANMAYANLAR, ÖLÜME
YENİLMEMELİLER! . . .
İKİ DÜGÜN
AKILLI İNSAN
Şu an yer yüzünde yaşayan insanların, canlıların tü
mü 50 sene sonra, 100 sene sonra ölmüş ve dünyayı terk
etmiş olacaklar. Onların yerine değişik bir cemaat, değişik
bir grup gelecek, onlar da bir müddet yaşayıp, sahnede
görünüp kaybolup gidecekler . . .
Bu bir sevkiyat . . . Ama başıboş, nizamsız bir sevkiyat
değil. Suyun üzerinde oluşan kabarcıkların gelip, parlayıp
gitmesi, gökteki güneşin varlığına ve devamına şehadet
ettikleri gibi, bu sevkiyat da ezeli güneşin, Hayy-ı Laye
mut'un yani ölmeyen tek diri olan Yüce Allah'ın varlığına,
ezeli ve ebedi olduğuna şehadet etmektedir . . .
Sevkiyat . . . Hem de ne sevkiyat . . . Her an milyonlarca
insan, dünyaya geliyor; her an milyonlarca insan dünya
dan gidiyor. Bu sevkiyat, hiç manasız ve başıboş olur mu?
"Şu şehirleri yüz kere, bin kere kabristana bo
şaltan ölümün, elbette hayattan daha fazla istedik
leri var."
Öyleyse bu hususta bir şeyler yapmalıyız. Ya ölümü
öldürmeliyiz, ya da hazırlıklı olmalıyız.
Denemeleriyle meşhur Montaigne diyor ki : "Ölümün
bizi nerede yakalayacağı belli değil; iyisi mi biz onu
her yerde bekleyelim!"
Hadis-i Şerifde de buyuruluyor ki: "Akıllı insan, kibre
kapılmayan, dünyanın alayiş ve nümayişine aldanmayan,
alçak gönüllü yaşayan ve ölümden sonrası için hazırlanan
insandır." ( 28 )
SORU:
Anne karnında Hizım olmayan cihazların, dünyada
Hlzım olacağını kim bilebilir ki?
CEVAP:
Bunları anne karnında kim yapıyor ve yaratıyorsa,
ancak o bilir. Onun için soruyor Allah: "Hiç yaratan bil
mez mi?" ( 30 )
30. Mülk, 6 7/14
47
KIYAMET NEDİR?
35. Zahiri sebepler: Süt içmemiz için inek, bal yememiz için arı, maaş
almamız için fabrika ve devlet birer zahiri sebepdir. Halbuki bu nimet
lerin asıl sahibi Allah iken, bir çokları bunu kabul etmezler. Fakat
ahirette böyle olmayacak. Zahiri sebepler perdesi yırtılacak, mümin
kafir herkes Allah'ın nimetleriyle beslendiğini anlayacak. Eyvah!
Meğerse arının da, balın da sanatkarı Allah'mış diyecek, hakkı sahibine
teslim edecektir.
36. Yasin, 36/59
37. Zümer, 39/73
51
GELENLER GİTMELİ
BÖLÜM II.
ÖLDÜKTE N S O NRA D İRİLİŞİN
(AHİRETİN) VARLIGINI İSBAT EDEN
DELiLLER
1. ALLAH'IN ŞEFKATİ VE
HZ. MUHAMMED (SAV)'IN DUASI
3. HAYAT NEDİR?
saydı her organ, her bir küre, her bir yıldız bir tarafa da
ğılıp gidecekti . . . Hayat, vücud organlarının ve kainatın
temelidir, mayasıdır. Herşeyi mayalamış, birbirine bağla
mıştır. Her şeydeki olgunluk, dolgunluk, güzellik süs,
Onun sayesindedir. Cam olan cemalden, kemalden, süs
den anlar. Cam olmayan güzel olur mu, kamil olur mu?
Cam olmayanı güzellik ilgilendirir mi? Demek güzelleri
güzelleştiren, güzel gösteren hayattır.
6. Hayat, sanat ve mahiyet açısından en harika bir
ruh sahibi.
7. Hayat, en küçük bir mahluku bir kainat hükmüne
getiren, kainatın küçük bir canlıda· yerleşmesine vesile
olan, bir canlıyı koca bir kainatın fihristesi yapan harika
bir kudret mu'cizesidir.
Mesela taş cansız bir varlıktır. Kuş canlı bir varlıktır.
Hayat, kuşu bir kainat haline getirmiştir. Yani kainattaki
bütün varlıklar kuşa hizmet etmekte; güneşin, havanın,
suyun toprağın her şeyin kuşun cesedinde bir yeri var.
Sanki kainat küçültülmüş bir kuş oluvermiştir. Ama ka
inat taşa hizmet etmemekte. Güneşin, havanın, suyun,
toprağın taşta yeri yok.
Hayat, kuşu bir fihriste yapmıştır. Sanki kainat bir
kitap, kuş o kitabın içindekiler bölümüdür. Koca kitapta
ne varsa başlıklar halinde içindekiler bölümünde vardır.
Kainatta ne varsa atomlar halinde kuşta da vardır. Kuşu
bu hale getiren, ondaki hayattır, candır. Ve hayat bir kud
ret mu'cizesidir. Yani kuşun belki cesedi taklid edilebilir.
Ama hayat öyle bir mucizedir ki taklidi de mümkün değil
dir. Küçük bir kuşu koca bir kainat haline getiren Odur,
ama ne gözle görünür, ne de elle tutulur. Mucize de insan
ların, yapmakta acze düştükleri şey değil mi zaten?
8. .En küç;Qk bir cüz'ü, en büyük bir kül kadar yapan,
bir ferdi külli gibi bir alem hükmüne getiren de hayattır.
66 / ÖLÜM DİRİLİŞ VE REENKARNASYON
54 . Mülk, 67/3
55. Nemi, 27/88
74 / ÖLÜM DİRİLİŞ VE REENKARNASYUN
HİKMETLERİN EN B ÜYÜGÜ
.
EGER AHİRET OLMASAYDI NE OLURDU?
Eğer ahiret gelmeyecek olsaydı, inayet adavete, in'am
istihzaya, rahmet azaba, lütuf da kahra ve ihanete dönü
şürdü. Şöyle ki :
6 2. i.\1. Al i , Es-Sabuni. Muhtasar Tefsirü İbn-i Kesir, c . 2 , s.280
63. Mehmet Kırkıncı, ;\'ükteler, s.26
83
CEVAP:
Hayır, Cehennem adaletin ta kendisidir. Eğer Allah
yarattıklarını yokluğa mahkum etseydi, zulüm olabilirdi.
Allah, Cehennem'den de çok büyük azap olan yokluğa at
mıyor, Cehenneme atıyor.
Cehennem Allah'ın kahrının ve Celal'inin tecellisidir.
Ki Onun kahrı da bir lütuftur.
ALLAH'IN VARLIGI
ALLAH'IN BİRLİGİ
Bazen bir şeye bir çok görev verir. Bir ince şeye binbir
meyve ve gayeler takar.
Madem israf ve lüzumsuzluk yok. Elbette ebedi sa
adet olacaktır. Çünkü dönmemek üzere yokluğa gi
diş, her şeyi abes eder, lüzumsuz kılar, herşeyi israf
yapar.
Biyoloji ilmi isbat etmiştir ki: İnsanın maddi yapısın
da, organlarında, işe yaramaz ve lüzumsuz hiçbir şey yok
tur. Hatta bir organın bir çok vazifeleri vardır.
İşte insanın maddi yapısında israfın olmaması göste
riyor ki: Onun sınırsız manevi kabiliyetleri, sonsuz arzu,
düşünce ve meyilleri de israf edilmeyecektir.
Mesela, insanda bir meyl-i tekemmül (ilerleme,
olgunlaşma arzusu) var. Bir kemalin varlığını göste
rir. Ve insanda bir meyl-i saadet (mutluluğa kavuş
ma arzusu) var. Bu da ebedi bir saadetin varlığını
kesinlikle ilan eder.
Eğer ebedi saadet yurdu olmasaydı insanın hakiki
mahiyetini oluşturan o esaslı maneviyatı ve o yüksek ar
zuları, hikmetli varlıklara aykırı olarak israf ve abes olur,
kurur giderdi.
"Onun işi, bir şey yaratmak istediği vakit sadece "ol ! "
demektir. Ve o şey derhal var olur." ( 65 )
Dünyanın her devrinde, her asrında haşre benzeyen
nice baharlar gelip geçmiştir; hatta gece-gündüzün değiş
mesinde, bulutların yaratılmasında ve yok edilmesinde
haşre benzeyen nice olaylar cereyan ettiğini gözümüzle
görüyoruz.
Hayalen dünyanın ilk yaratıldığı günlere gitsen, asır
lar, günler sayısınca nice haşir ve kıyamet yaşandığını gö
receksin.
Haşir ve kıyametin bunca örneklerini gördüğün hal
de, ruhun cesedle beraber dirilmesini akıldan uzak görür,
ahireti inkar edersen ne kadar büyük bir divane olduğunu
sen de anlarsın?
Bak Allah'ın ferman-ı Azam'ı konumuzla ilgili olarak
ne diyor:
"Allah'ın rahmetinin eserlerine bak ki, nasıl yeri ölü
münden sonra diriltiyor. Şüphe yok ki, o ölüleri de böyle
diriltecektir. O her şeye kadirdir." ( 66)
Sözün özü: Haşre, öldükten sonra dirilişe engel hiçbir
şey yoktur. Olmasını gerektiren ise her şeydir. Acaip bir
mahşer meydanı olan şu yeryüzünü basit bir hay
van gibi öldüren ve dirilten, insan ve hayvana hoş
bir beşik yapan, güneşi onlara şu fani misafirhane
de ışık verici ve ısındırıcı lamba kılan, gezegenleri
meleklerine uçak yapan bir Zat-ı Zülcelalin böylesi
ne muhteşem terbiyesi ve her şeyi kuşatan muaz
zam hakimiyeti, elbette böyle geçici, devamsız, ka
rarsız, önemsiz, değişken, noksan bir dünya için de
ğildir herhalde.
��mek o ::ıuhteşem terbiyeye ve O muazzam hakimi-
65. Yasin, 36/82.
66. Rum, 30/50
92 / ÖLÜM DİRİLİŞ VE REENKARNASYON
yete layık diğer bir muhteşem dünya, ebedi bir diyar, baş
ka baki bir memleket vardır.
O memleketin sahibi bizi oraya davet ediyor.
Bizi oraya nakledeceğine ve huzuruna alacağına bü
tün nurani ruhların sahipleri, münevver gönüllü kutup
lar, nurlu akıllılar, şehadet ediyorlar. Adil-i Mutlak olan
Rabbimizin bir mükafat ve ceza hazırladığını ittifakla ha
ber veriyorlar.
Bunların her biri mevki itibariyle insan neslinin bir
yıldızı, bir taifenin gözü, bir milletin azizidirler. Bu konu
da onlar hem isbat ehli, hem de ihtisas ehlidirler. Sahanın
uzmanları dırlar.
6 7. Kai,'50/18 - ·
7 0 . Zilzal, 99/7-8.
71. Hakka, 69/19-29
97
:>
84. Bediüzzaman. Said Nursi, Şualar, s.2 18/2 19, Envar Neşriyat, İstanbul-
1988,
Not: Benim alıntım ne sadeleştirme, ne de tefsirdir. Anladığımı yazdım.
İsteyen orjinal.ine bakabilir.
85. Nuh, 71/14
86. M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili ( Sadeleşmiş Nüshadan), c.8, s.352
1 06 / ÖLÜM DİRİLİŞ VE REENKARNASYON
90. Dört mutfak-dört süzgeç: Ağız, yemek borusu, mide, ince bağırsaklar.
108 / ÖLÜM DİRİLİŞ VE REENKARNASYON
104. Hz. Peygamberin ( s.a.v. ) Cenab-ı Hak'dan rivayet ettiği kudsi Hadisin
tamamı şöyle: Yüce Allah Şöyle buyuruyor: "Ben salih kullanın için
gö;ılerin gör.ıJJ.e diği, kulakların işitmediği, beşerin kalbinden geçmeyen,
( insan hayalinin canlandıramadığı nice güzel ) şeyler hazırladım."
( İmam Hennad, Kitabü'z-Zühd, sayfa 47 ).
1 20 / ÖLÜM DİRİLİŞ VE REENKARNASYON
Bir kısmımız:
- Hayır, gözümüzün görmediğine inanmayız,
diyorlar. Böyleleri, ister istemez varacakları o alemde göz
lerini açınca utanacaklar; Allah'ı, Peygamberi ve ahiret
alemini inkar etmenin cezası olarak yakıcı bir azapla haş
haşa kalacaklar. Bu durum karşısında onlar, Kur'an'ın ifa
desiyle:
"Keşke aklımızı çalıştırsaydık da semavi fermanlara
kulak verseydik, peygamberleri dinleseydik. Eğer aklımı
zı kullanmış olsaydık, şimdi şu alevli cehennemin mah
kumları arasında olmazdık" ( 105 ) demezler mi? Derler ve
yine Kur'an'ın ifadesiyle: "Günahlarını itiraf ederler. Ya
zıklar olsun (inanmadan ve ibadet etmeden gelip de) alev
li cehennemin mahkumu olanlara!" ( 106 )
Bir hizmet erbabının çarpıcı güzel bir sözü var. Diyor
ki:
"Bir asi mahkum kalkıyor, 'ben gitmem' diyor.
'Ahirete inanmıyorum' diyor. Bilmiyor ki, inanma
mak ahirete gitmeye değil, cennete girmeye ma
ni ." ( 107)
. .
Birinci Mesele:
Cesedlerin bir anda inşası, yani var olan zerre
lerinin bir araya getirilip cesed haline sokulması.
Gözümüzün önünde görüyoruz ki:
a) Bahar mevsiminde kemiklerden farksız bütün
ağaçla'!:', yaprakları, çiçekleri ve meyveleriyle birlikte kısa
Mealen buyuruyor:
"İnsan görmüyor mu ki, biz onu nutfeden (sudan) ya
rattık. Bir de bakıyorsun ki, açıkça isyan ediyor.
Kendi yaratılışını unutarak bize karşı misal getirme
ye kalkışıyor, ve "şu çürümüş, un olmuş kemikleri kim di
riltecek" diyor.
1 33
HAŞİR SABAHI
Bir çiçeğin meydana gelebilmesi için baharın gelmesi
lazımdır. Bahar geldikten sonra bir çiçeğin açmasıyla, mil
yarlarca çiçeğin açması arasında hiç bir zorluk ve fark
yoktur. Mühim olan baharın gelmesidir. Aynı şekilde bir
çiçeğin ışık alabilmesi için güneşin doğması icabeder. Gü
neş doğduğu zaman bir çiçekle beraber diğer bütün çiçek
ler, nebatat ve hayvanat da ışıklanırlar. Önemli olan saba
hın olmasıdır.
Bu misaller gibi, haşir sabahı veya baharında bir in
sanın dirilmesiyle bütün insanların dirilmesi arasında bir
fark olmayacaktır. Mühim olan o sabahın veya o baharın
gelmesidir. 0 22 )
124. İmam Ebu Hamid el-Gazali, İhyau Ulumi'd-Din, c.15, s. 1 87, İstanbul-
1985, Temel Neşriyat.
125. A.e., c. 15, s. 187
1 37
BÖLÜM III.
AHİRET'LE İLG İLİ ÖNEMLİ
S O RULAR VE C EVAPLARI
CEHENNEMİN VARLIGI
RAHMETE AYKIRI DEGİL Mİ?
1 . ÇOCUKLAR
İnsanoğlunun hemen hemen yarısını oluşturan çocuk
lar, dehşetli ve ağlatıcı ölümlere ancak cennet fikriyle da
yanabilirler. Her şeyden çabuk ağlayan son derece zayıf
mizacları ancak cennet düşüncesiyle bir ümit bulur ve se
vinçle yaşayabilir. Mesela: Cennet fikriyle der: "benim kü
çük kardeşim veya arkadaşım öldü; cennetin bir kuşu ol
du. Cennette gezer, bizden daha güzel yaşar."
Eğer bu inanç ve bu düşünce olmasaydı her gün ken
disi gibi çocukların ve büyüklerin feci ölümleri onun endi
şeli nazarlarına çarpacak, manevi gücünü kırıp dağıtacak,
gözler�yle ber-aber ruhunu, aklını, kalbini ve bütün latife
lerini ağlatacaktı.
177. Zilzal, 99/7-8.
.
168 / ÖLÜM DİRİLİŞ VE REENKARNASYON
2. GENÇLER
Sosyal hayatımızın odak noktası gençlerdir. Bunlar
delikanlıdır. Duyguları şiddetli galeyandadır. Bu yüzden
nefis ve hevaları onları tecavüze, zulüm ve zorbalığa, vu
rup öldürmeye, kırıp dökmeye, yalan ve talana sürükleye
bilir. İşte onları bütün bu tahribat ve tecavüzlerden her
türlü aşırılık ve taşkınlıklardan koruyacak ve kurtaracak
olan cehennem fikridir.
Eğer cehennem fikri olmazsa akılları başlarında ol
mayan o sarhoş delikanlılar heveslerini tatmin etmek için
biçare zaiflere kan kusturacaklar, dünyayı cehenneme çe
virecekler ve yüksek insanlığı son derece süfli bir hayvan
lığa döndüreceklerdi.
İşte bu gün Allah'a iman ve ahiret inancından mah
rum bırakılmış gençlerin ve insanların dünyamızı ne hale
getirdikleri ortada.
3. İHTİYARLAR
4. AİLELER
Dünya hayatında insanoğlunun en cemiyetli merkezi,
en güzel bir cenneti ve sığınağı aile hayatıdır. Herkesin
evi küçük bir dünyasıdır. O evin ve o evdeki aile hayatının
hayatı ve saadeti samimi, ciddi ve vefadarane bir hürmet;
hakiki, şefkatli ve fedakarane bir merhamet ile olabilir.
Bu hakiki hürmet ve samimi merhamet ise ancak ebe
di bir arkadaşlık düşüncesiyle gerçekleşir.
Mesela der:
- Bu eşim ebedi bir alemde benim sürekli bir hayat
arkadaşımdır. Şimdilik ihtiyar ve çirkin oldu ise de zararı
yok. Çünkü cennette ona ebedi bir güzellik verilecek. Böy
le sürekli bir arkadaşlığın hatırı için her türlü fedakarlığı
göstermeliyim ve merhametle muamele etmeliyim.
İşte ahirete iman insanı böyle düşündürüyor, ihtiyar
karısına güzel bir huri gibi sevgi ve şefkatle muamele et
tiriyor.
Aksi halde eğer ahirete iman olmazsa kısa bir süre be
raber olsalar da bu beraberlik şekilden . öteye geçemeye
cek, birbirlerine merhametleri mecazi olup hakiki olma
yacak, hürmetleri suni olup samimi olmayacak, behimi ve
şehevi hislerini tatminden sonra da yıldırım hızıyla birbir
lerinden ayrılacaklardır. Böylece yuva dağılacak, yuvanın
dağılmasıyle beraber huzur da uçup gidecektir. Hele bir de
ailede çocuk varsa acı ve ıstırabın boyutlarını artık siz dü
şünün.
İşte insanı bu acı ve ıstıraptan kurtaran, birbirine
karşı sabırlı ve tahammüllü hale getiren, yuvaların dağıl
masını önleyen, "yaptığım iyilikler ahirette beni kurtara
cak" dedirten, insanları hayır ve hasenata, şefkat ve mer
hamete, hür!J1:et ve muhabbete koşturan HAŞİR AKİDESİ
ve AHİRETE İMAN'dır.
1 70 / ÖLÜM DİRİLİŞ VE REENKARNASYON
KABİR
Kabir, alem-i ahirete açılmış bir kapıdır. Arka
ciheti rahmettir, ön ciheti ise azabdır. Bütün dost ve
sevgililer o kapının arka cihetinde duruyorlar. Se
nin de onlara iltihak zamanın gelmedi mi? Ve onla
ra gidip onları ziyaret etmeye iştiyakın yok mudur?
Evet, vakit yaklaştı. Dünya kazftratından temizlen
mek üzere bir gusül lazımdır. Yoksa, onlar istikzar
ile ikrah edeceklerdir.
Eğer İmam-ı Rabbani Ahmed-i Faruki bugün Hindis
tan'da hayattadır diye ziyaretine bir davet vukubulsa,
bütün zahmetlere ve tehlikelere katlanarak ziyaretine
gideriz. Binaenaleyh, İncil'de "Ahmed", Tevrat'da
"Ahyed", Kur'an'da "Muhammed" ismiyle müsemma
iki cihanın güneşi kabrin arka tarafında milyonlar
ca Faruki Ahmedler ile beraber bulunmaktadır. On
ların ziyaretlerine gitmek için niye acele etmiyoruz.
Geri kalmak hatadır. C l 79)
Seni beklemekte olan ve senin de sür'atle ona
178. Orjinali için bkz. Bediüzzaman, Sözler, 10. söz zeylin mukaddimesi.
179. Bediüzzaman, Mesnevi-i Nuriye, Envar Neş. İst-1988 s. 129
171
IV. BÖLÜM
TENASUH v e
REENKARNA S Y O N
(Ölümden sonra ruhların başka bedenlere girerek
yeniden dünyaya dönmeleri mümkün mü?)
leri farklı olsa da, her ikisi de -biri şuurlu bir şekilde, biri
de farkına varmadan- İslam'ın ahiret inancını ihlal nokta
sında ittifak etmektedirler.
Bu ittifakın bozulmasına küçük bir katkı da bizden ol
sun diişüncesiyle konumuzla da alakası olduğu için bu bö
lümü kaleme almak mecburiyetinde kaldık. Allah hepimi
zi sırat-ı müstakım üzere yaşamaya muvaffak eylesin.
1. TENASUH ve REENKARNASYON
Müslümanın inanç ve itikadında, öldükten sonra dün
yaya tekrar dönüş yoktur, tenasuh yoktur, reenkarnasyon .
yoktur. Yeniden diriliş ahirette gerçekleşecek, dirilen bir
daha ölmeyecek, hayat orada Cennet veya Cehennem ola
rak ilelebed sürüp gidecektir.
Bu meselenin izah ve isbatına geçmeden önce bu keli
melerden ne kastedildiğini kısaca görelim:
1. Tanımı ve Tarihi
Tenasuh, ruhun, bedenin ölümünden sonra yeni bir
cesede bürünerek yeryüzüne geri dönmesidir.< 186 )
Tenasuh, bir ruh göçüdür. Ruhun bir bedenden diğeri
ne, yahut çeşitli bedenlere geçmesi olayının genel adı
dırJ 187 )
Hatta bazı ilkel kavimler, insan ruhunun, önce ma
denlere, sonra bitkilere, ondan sonra hayvanlara ve daha
sonra da insanlara geçerek bir devr-i daim şeklinde bir be
denden diğer bir bedene hicret ettiğine inanmışlardır. < 188)
Reenkarnasyon ise, Ergun Arıkdal'ın "Metapsişik
186. Veysel Güllüce, Kur'an-ı Kerime Göre Ahiretin Varlığı ( Doktora Tezi
s.205-206 Erzurum,1996
187. Yeni Türk Ansiklopedisi, c.10, 4044, Ötüken Yayınları
188 . Mehmet Kırkıncı, Ruh Nedir? s.64.
175
b) Cehennemde doğar,
c) Herhangi bir hayvan kılığında dünyaya gelir. ( 194 )
Bu teoriye göre "tenasühte tekamül fikri yoktur.
Ceza ve mükafat esasına göre bir geliş-gidiş vardır.
Reenkarnasyonda ise, dünyevi bağlardan kurtula
mamış ruhların tekamül için dünyaya tekrar gelme
si vardır. Tekamülde hiçbir zaman geri dönülmeye
ceği (tedenni olmayacağı) kabul edilmiştir.( 195 ) Ülke
den ülkeye hatta bölgeden bölgeye farklılıklar gösteren re
enkarnasyonun en genel tanımını şöyle yapmak mümkün:
İnsanın ölümden sonra yeni bir bedenle yeniden
dünyaya gelmesi ve bu sürecin ruhun kemale erme
sine kadar devam etmesi. ( 196)
Görülüyor ki yeniden doğumcuların bir kısmı ·yeniden
doğumun sadece insan bedeninde olacağını iddia ederken
bazıları da hayvan ve bitki bedenlerinde de yeniden doğu
mun mümkün olduğuna inanıyor. Bazıları tekrar doğuşun
bir ceza ve keffaret olduğunu ileri sürerken, bazıları da
gerilemenin mümkün olmadığını, ruhun her beden değiş
tirmede biraz daha kemale yaklaştığını söylüyorlar. ( 197 )
Tevrattan harfi, hatmi manalar çıkaran ve bir yahudi
mezhebi olan KABBALİ_STLER tenasuh inancını yahudi
liğe taşımışlar, oradan da Hıristiyanlığa geçmiş, Gulat-ı
şia tarafından da az da olsa müslümanlar arasına sokul
muştur. Fakat ehl-i İslam'ın ehl-i sünnetine değil. Mu'te
zile ve Şia'ya bulaşmıştır.
Hamdolsun ki ehl-i sünnet uleması hadiscilerinden fı
kıhçısına, ondan Tefsir ve Kelamcısına kadar hepsi bu sa
pık anlayışın sünnilerin içine girmelerine fırsat verme
mişler, hepsi onu islam'ın ruhuna aykırı bulmuşlardır. ( 198)
suresinin 11. ayeti ( 207) Bakara suresinin 28. ayeti ( 208) gi
bi . . . daha bir çok ayetlerin reenkarnasyona işaret ettiğini;
Fahrettin er-Razi'den Elmalılı Hamdi Efendi'ye kadar bir
çok müfessirin aynı görüşte olduğunu; "Fakat geleneksel
kabule uyarak reenkarnasyondan bahsetmediklerini ( 209)
söyleyen müellif, Allah'dan, sonra da Resulünden ve se
lef-i salihinden gelen geleneksel kabulü çiğnemekle kal
mamış; Razi ve Elmalılı gibi masum insanları da bu suça
ortak etmenin vebalini omuzlamıştır.
Reenkarnasyona işaret ediyor dedikleri bu ayetler, as
lında reenkarnasyona işaret etmediğini, insanın bir defa
ya mahsus olmak üzere kıyamet günü diriltileceğini,
ölümden sonra dünyaya dönüşün asla mümkün olmadığı
nı ifade eden ayetler olduğunu, Kur'an'ın bir talimi olarak
İslam ulema, fuzela ve sulehası ittifakla kabul etmiştir.
Hatta ''Yeniden Yapılanmak" adlı kitabın müellifinin
''Yüzyılımızın en büyük islam düşünürü" ( 210) diye tanıttı
ğı Muhammed İkbal dahi: "Kur'an-ı Kerime göre bu dün
yaya yeniden gelmek imkansızdır." ( 211 ) diyerek bu ittifak
da yerini almıştır.
"Fahrettin er-Razi'den Elmalılı'ya kadar bir çok mü
fessir getirdikleri açıklamalarla ikinci manayı (yani reen
karnasyonu) ortaya koymuş, ancak geleneksel kabule
uyarak reenkarnasyondan bahsetmemişlerdir" ( 212 ) şek
linde geçen iddianın ilmi bir değeri de yoktur. Zira dokto
rasını bu konuda tamamlamış olan bir araştırmacının ifa
desi aynen şöyle : "Razi ve Elmalılı dahil pek çok tefsirde
bu ayetlerin manası hakkında söylenenlere bakmamıza
rağmen, biz böyle bir şeye şahid olmadık."( 213 )
207. a.g.e. s.248
208. a.g.e. s.250
209. a.g.e . s .160
210. Öztürk, Yeniden Yapılanmak, s.42, Yeni boyut. İst-1997.
211. Güllüce, a.g.e. s.207.
212. Öztürk, Kur'an'daki İslam, s . 160.
213. Güllüce. a.g.e. s.218 (dipnottan).
1 79
V. REENKARNASYONU REDDEDEN
AYETLERDEN BAZILARI
268. Birinci şıkkın muhaliyetinin izahı için bkz. M. Kırkıncı, a.e. s.81, 83.
200 / ÖLÜM DİRİLİŞ VE REENKARNASYON
X. TENASUH VE REENKARNASYON
NEDEN BATILDIR?
SORU: Ruhun yeniden bedenlenmesi inancı ne
den batıldır? Ve neden İslam'ın ruhuna aykırıdır?
CEVAP: Şu sebeplerden dolayı tenasuh inancı batıl
dır:
1. Haşir akidesi açısından, her ferdin hesabı, kendi
hayatının girinti ve çıkıntılarına göre olacaktır. Buna gö
re binlerce cesede girmiş-çıkmış bir ruh, hangi şahsiyetle
haşrolacak ve hangi durumuna göre ceza veya mükafat
görecektir.
2. Her ferdin mutlak saadete namzet olabilmesi için
böyle çok ızdırablı bir ruhla muhaceretine lüzum görüldü
ğü takdirde, Allah'ın zalimlere ceza, iyi kimselere müka
fat va'di abes olacak. Bu ise Zat-ı Uluhiyyet hakkında mu
haldir.
3. Buda ve Brahman dinlerinde tenasüh inancı mistik
bir şekle bürünmüş. Neticede şöyle bir i'tikad benimsen
miştir: "Temizlenen günahsız ruhlar Nirvana'ya erişir, gü
nahkar ruhlar da temizleninceye kadar hayvan cesedle
rinde dolaşırlar.<269 )
İslam'da bir insanın olgunlaşması tevbe, zikir, tesbih,
kemal ve ibadetler yoluyla olur. Günah kirlerinden temiz
lenmesi için de tevbe kapısı kıyamete kadar açıktır. ( 270)
İslamiyette affedilmeyecek günah yoktur. Bu hususta
günahın azlığına çokluğuna bakılmadığı gibi son dakika
lara kadar ferdin günah içinde bulunmasına da bakılma
yacaktır. Bütün hayatı isyanla geçmiş bir mücrim, bir tek
saatlik nezih hayatıyle Allah'ın rahmetine mazhar olabi
lir. ( 271 )
269. M. Kırkıncı a.e. s .66.
270. Arif Aslan, Zaman Gazetesi, 1 4 . 7. 1994 .
271. M.D. Asnn Getirdiği Tereddütler I, s. 114.
201
TENASUH (REENKARNASYON)
İDDİASINDA BULUNANLAR
N E T İ C E VE HÜKÜM
KAYNAKLAR
Kur'an-ı Kerim