You are on page 1of 3

GİT101U-TEMEL SANAT VE TASARIM EĞİTİMİ

Ünite 1: Sanat Kuramlarına Genel Bakışı

yerleştirmiştir. Böylece en genel anlamda sanat ustalık ve


Giriş el becerisinin üstünde ve ötesinde, bir içeriği ve anlamı
Tarihte yavaş veya hızlı bir şekilde değişen toplumlar ile barındıran düşünce ve duygu üretme yetisine sahip estetik
birlikte sanatın da sürekli değiştiği görülmektedir. nesneler olarak görülür. Bu durumda zanaat sadece el
Modernizmle birlikte giderek hızlanan toplumsal değişim becerisi ve ustalıkla üretilen, kullanım değeri taşıyan
gibi sanatın da hem içerik hem de biçim olarak tarihteki gündelik sıradan nesnelerin üretimini tanımlarken sanat;
diğer dönemlere kıyasla daha hızlı bir şekilde değiştiği bir içerik ve anlamın el becerisi ve ustalıkla
görülür. Bu değişim ise sanat tanımlarının sürekli olarak nesneleşmesini tanımlar.
gündemde kalmasına neden olmuştur. Her değişim kendi
çağında öncelikle reddedilmiş sonrasında ise değişimlerin Taklit veya Temsil Olarak Sanat
sanatsal olup olmadığı noktasında birtakım tartışmaları Geleneksel olarak Türkçe ‘taklit’ kelimesi yetersiz olsa
tetiklemiştir. Tüm bu tartışmalar bugün için sanat bile Yunanca mimesis kelimesini tercüme etmek için
kuramlarından söz etmenin temelini oluşturmaktadır. kullanılır ve mimesis tarafından belirtilen davranışa ilişkin
felsefi tartışmaya genellikle ‘taklit teorisi’ denir. Her ne
Sanat Teorileri ve Tartışmalar kadar taklit teorisi olarak tanımlansa da teori özellikle
“Sanat nedir?” sorusu genellikle bir nesneyi sanat eseri temsil kavramıyla da yakından ilişkilidir. Taklit teorisi
yapan gerekli veya yeterli özellikleri bulmaya çalışırken günümüzde en eski sanat teorisi olarak kabul edilmektedir.
tüm dönemlerde kendine has 4 Sanat Kuramlarına Genel
Taklit görüntüde, resimsel temsil, tasvir ve benzerliğe
Bakış 1 şekillerde sorulmuştur. Bu sorudaki temel amaç
dayanır. Bir at resmi, bir atı tasvir ve temsil eder çünkü bir
normalde tüm sanat yapıtlarını sanat yapıtı olmayan tüm
ata benzemektedir. Mimesis kavramı bu sebeple taklit
yapıtlardan ayırırken birlikte sınıflandırmak için bir ilke
anlamı taşıdığı kadar temsil anlamını taşımaktadır. Taklit
bulmaktır.
ve temsil yaklaşımındaki taklit kavramını bir sanat eserini
Yaşam değişir, insan değişir ve onlar gibi sanat da sürekli birebir kopyalamak yani onu taklit etmekle karıştırmamak
değişecektir. Bu sebeple sanatın tanımlayıcı ve kapsayıcı gerekmektedir.
bir kavram olarak bugün kullanılabilmesi sanat felsefesi
Sanat, temsili barındırabilir ama tüm sanatı tanımlamak
ve sanat kuramları başka bir deyişle sanatla ilgili
temsil veya taklitle gerçekleştirilememektedir. Bu
düşüncelere de bağlıdır. Tarihî süreçte sanat felsefesi
durumda temsil oluş veya iyi bir taklidin her seferinde
alanında sanat adına yapılan tanımlar da bu sebeple son
sanat olmadığı vurgulanır.
derece önemlidir. Genel olarak 4 temel kategoride
incelenen sanat kuramları; temsil ve taklit teorisi, Dışavurum Olarak Sanat
dışavurum teorisi, biçimcilik ve estetik deneyim teorisi Yirminci yüzyıl boyunca dışavurum kuramının birçok
olarak karşımıza çıkar. Fakat bu teorilerin farklı versiyonu ortaya çıkar. Temelde, tüm ifade
incelenmesinden önce sanat ve zanaat arasındaki ayrımın teorilerinin iddia ettiği şey, sanatın tam anlamıyla
yapılması gerekmektedir. duyguları yüzeye çıkarmak, onları hem sanatçılar hem de
Sanat ve Zanaat Arasındaki Ayrım alımlayıcılar tarafından algılanabilecek bir nesneye
dönüştürme ile ilgili olduğudur.
Zanaatlar el becerisi ile ilgilidir. Zanaatkâr araçlardan da
faydalanabilen ve tasarladığı ürünü bir ham maddeye şekil Sanatçı merkezli dışavurum teorisi, sanatçıların
vermek suretiyle ortaya koyan kişidir. Zanaatkârın ürettiği sanatlarında kendi duygularını ifade ettiklerini iddia eder.
nesne öncelikle bir kullanım değeri taşımaktadır. İzleyici merkezli dışavurum teorisi ise izleyicilerin sanata
duygusal olarak tepki verdiğini iddia eder. Bunlardan
Sanatın zanaattan ayrılan tarafları düşünürler tarafından
birincisine kendini ifade etme teorisi, ikincisine ise
ifade edilse bile Avrupa’da Rönesans boyunca, güzel
duygusal katılım teorisi de denilmektedir.
sanatlar zanaat olarak ya da en azından el sanatlarına
benzer şekilde kabul edilmiştir. Avrupa’da Rönesans Biçim Olarak Sanat
sonrası, zanaat ve sanat arasındaki ayrım gelişmeye Biçimcilik sanatı tanımlamak adına özellikle görsel
başlamıştır. Sanatın bu dönemde kurumsallaşmasının yanı sanatlarda bir taraftan eserlerin çizgi, şekil ve renk gibi
sıra, ticari anlamda sanatın kendi pazarını oluşturması bu biçimsel niteliklerinin, onun sanat eseri olarak takdir
ayrım için itici güç olmuştur. Hemen hemen tüm güzel edilmesi için yeterli olduğuna vurgu yaparken bir taraftan
sanat nesneleri hem zanaat hem de sanatın bir düzeyinin da temsili, etik ve sosyal yönler gibi diğer tüm aranan
birleşimidir. Sanat zanaat üzerinde durur ama onun ötesine niteliklerin ikincil veya gereksiz olduğunu iddia eden
geçer. sanat teorisidir. Biçimsel niteliklerin temsil işlevinden
Güzel sanatlar, sonucu veya geçerliliği için önceden bağımsız bir değere sahip olabileceği fikri, soyut sanatın
belirlenmiş bir formüle bağlı olmayan özgür ve açık uçlu gelişimini tetiklemiştir.
bir keşiften doğar. Özellikle içerik, anlam veya bağlam yerine bir çalışmanın
18. yüzyılla birlikte pek çok düşünür sanat ve zanaat biçimine ve biçimin yapısal niteliklerine odaklanan
arasındaki ayrımı yaparken sanatı ayrıcalıklı bir konuma biçimci teorisyenler, bir sanat eseriyle ilgili en önemli

1
GİT101U-TEMEL SANAT VE TASARIM EĞİTİMİ
Ünite 1: Sanat Kuramlarına Genel Bakışı

şeyin, tasarım ilkelerini kullanarak görsel ögelerin etkin Sanatsal üretimi, öncelikle bir konu bularak bu konu ile
bir şekilde düzenlenmesi olduğunu savunmuşlardır. ilgili içerik üretmek ve sonrasında bu içeriği
nesneleştirmek olarak tanımlamak mümkündür. İnsanın
Estetik Deneyim Olarak Sanat
algıladığı doğal ve kültürel olan her şey sanatın konusu
Estetik sanat teorisyenleri sanatı tanımlarken, sanat olabilir. Konuları ele almak ve işlemek ise sanatçının
eserlerini estetik deneyimler üretmek için tasarlanmış kendi yorumlarını yansıtması veya alımlayıcıya yorum
nesneler olarak tanımlamışlardır. yapabilme imkânı sağlaması bağlamında
Sanatın estetik tanımı, estetik deneyime bağlıdır ve farklı değerlendirilmektedir.
biçimlere girebilir. Estetik tanım temelde, sanat eserinin Sanatta Biçim Sorunu ve Güzellik Kavramı
içeriğine veya estetik deneyimin yaratacağı duyguya
Doğa, nesneler ve insan güzelliği ile ilgili pek çok tanım
odaklıdır.
yapılmıştır. Sanatsal güzellik ise bu tanımlarla bağlantılı
Sanatta ve Tasarımda Öz ve Biçim İlişkisi olsa bile belli düzeylerde farklılaşır. Her şeyden önce son
Öz ve biçim ilişkisi plastik sanatlarda bir sanatsal ürünün tartışmalarda sanatsal güzellik sadece sanat eserinin biçimi
var olabilmesi adına ön koşuldur. Öz biçimden önce gelir ile ilgili görülmeye başlanır. Bu durumda sanat eserinin
ve biçim öze göre üretilir. Öz kavramını bu noktada içerik içeriği çirkin bir durumu barındırsa bile eser biçimsel
olarak tanımlamak da mümkündür. Bu sebeple sanatsal güzellik taşımak zorunda görülür.
üretim için öz ve biçim ilişkisi denildiğinde aslında Sanatın biçimsel güzelliğini formüllerle ifade etmek
öncelikle bir içerik üretimi ve sonrasında o içeriğin mümkün değildir. Her dönemin sanatçıları o döneme has
sanatsal biçimlere dönüştürülmesi akla gelmelidir. belirli stillerde eserlerini biçimsel güzellikle donatmıştır.
Tasarım ve İşlev Sanat tarihinde değişen toplumsal koşullar ve ihtiyaçlar
çerçevesinde hem sanatın konularının hem de biçimlerinin
İyi tasarım, sanatsal “biçim” ve fayda olarak “işlev” sürekli değişime uğradığı tespit edilmiştir.
arasındaki ortaklıktan doğar. Tasarımın her zaman bir
işlevi vardır ve bu işlev tasarımın biçimini etkiler. Tasarım Sanat ve Tasarımda Estetik
pratik olmalıdır. ‘Biçim, işlevi izler’ kavrayışı tasarımdaki ‘Estetik’ terimi ilk olarak on sekizinci yüzyılda filozof
güzelliğin işlevin saflığından kaynaklandığını Alexander Baumgarten tarafından duyular aracılığıyla
anlatmaktadır. Bu anlayış tasarımlardaki güzelliğin bir idrak etme ve duyusal bilgiye atıfta bulunmak için felsefi
tanımı veya güzelliğin reçetesi olarak iki şekilde bir sistemin içinde kullanılmıştır. Daha sonra, özellikle
yorumlanır. sanatta duyular tarafından güzelliğin algılanmasıyla ilgili
Sanatta Anlamın Varoluşu olarak kullanmaya başlanır. Estetik kavramı son
dönemlerde daha geniş bir kullanım alanına sahip
Bazı sanat teorilerine göre, sanatı diğer ustalık gerektiren
olmuştur. Artık sadece yargıları veya değerlendirmeleri
yapımlardan ayıran şey anlamdır. Sanat her zaman bir değil, aynı zamanda özellikleri, tutumları, deneyimi, zevki
şeyler hakkındadır. Sanatın kısa bir tanımı yapılırsa veya değeri de nitelendirmektedir. Diğer taraftan estetik
aslında “bedenlenmiş anlam” tanımı oldukça uygun kavramı artık yalnızca güzellikle sınırlı da değildir.
olacaktır.
Bir sanat nesnesi ile görsel bir estetik deneyim yaşarken
Sanat eserleri ve tasarımlar ile onları algılayan kişiler insanların birden çok etkileşim düzeyi ve anlam
arasında ‘Anlam’ konusunda özel bir ilişki vardır. yorumlamasını eş zamanlı olarak gerçekleştirdikleri
Anlamın yaratıcısı olan sanatçı bir nesneyi bilinir. İzleyicinin estetik bir deneyime katılımı, zihinsel
biçimlendirmek suretiyle anlam veya anlamları fiziki bir eylemden daha fazlasıdır. Her estetik deneyim, eserle
dünyada algılanabilir hâle getirir. karşılaşan kişi ile eser arasındaki, benlik ve onun dünyası
Sanat eserleri anlam olarak bir açığa çıkma durumudur. arasındaki etkileşimden oluşur.
Görünmeyenin görünür, duyulmayanın duyulur,
Estetik Kavramı ve Duygu İlişkisi
hissedilmeyenin hissedilir olmasını sağlayan sanat bunu
yaparken fiziki dünyadaki diğer nesne ve olaylara kıyasla Duyguları yalnızca üzüntü ve sevinç gibi tam değil, aynı
kendi anlamlarını sunma ve görünür kılma çabasına girer. zamanda zevk gibi duyguları da içerecek şekilde
yorumlarsak, o zaman duygunun sanat felsefesinde her
Sanatsal Formların Kaynağı ve Konular yerde mevcut olduğunu görürüz.
Sanatçıların hem konu ve içerik hem de bunu yansıttıkları
Sanat eserleri bize sevincin türevlerini yaşattığı gibi
biçimsel tercihler için çeşitli kaynaklara başvurdukları
korku, acıma, tiksinme, dehşet, nefret vb. keder türevi
görülür. duyguları da yaşatır. Sanatla yaşanılan duygular gündelik
Hikâyeyi veya anlatıyı diğer ifade ile üretilecek anlamları hayattaki duygulardan farklı bir yapıdadır. Bu duygular
ve yorumları kapsayan konu; sunulan sahne, eylemin tasarlanmış bir eser karşısında insanlara sunulan hazır
zamanı, yeri, ilgili kişiler, çevre ve detaylarını içerir. duygular olarak tanımlanır. Bu özel duyguları ifade etmek
için literatürde “Affect” kavramı kullanılmıştır. Affect
kavramının Türkçe çevirisi ise ‘duygulam’dır. Bu

2
GİT101U-TEMEL SANAT VE TASARIM EĞİTİMİ
Ünite 1: Sanat Kuramlarına Genel Bakışı

durumda bir sanat eseri karşısında hissedilen duyguların görmekteyiz. Anti-estetik olumsuzlamadır ve
bir duygulam olduğunu belirtmek gerekmektedir. olumsuzlama estetiğine, sanat pratiklerine muhalefete
veya bir anti-sanata atıfta bulunur. Estetik karşıtı, anti-
Sanat Ontolojisi ve Modern Estetik
estetik fikrini destekleyen sanatçılar tepki olarak sanat
Ontolojik sorular, herhangi bir şeyin bir sanat eseri eserindeki biçimsel güzellik anlayışından
olabilmesi için hangi koşulları sağlaması gerektiğini değil, uzaklaşmışlardır. Sanatçılar estetik olmayan yani
daha ziyade farklı türlerin, sanat eserleri olarak kabul doğrudan duygulamlar yaratmayan sanatsal karşılaşmalar
edilen çeşitli varlıkların, ne tür bir varlık olduğunu da üretmişlerdir.
araştırır.
Kavramı estetiğe tercih edenlerden, kavramsal sanat
Modern ontolojinin etkisi altındaki 20. yüzyılda estetiğe pratiklerinde estetik deneyimin değerini tamamen
yeni bakış, Baumgarten tarafından ortaya atılan estetiğin reddedenlere kadar, fikre veya politik mesaja öncelik
sanatı değil, bilginin hassas alanını incelediği düşüncesini veren bir dizi kavramsal sanatçı da söz konusudur.
tekrar benimsemiştir. Estetik kavramının kapsamı bu
ontolojik bakışla, sanat eserlerini düşünce unsurları olarak Kavramsal sanatın özellikle ilk dönemlerinde sanatçıların
görmeye başlamıştır. duyusal olanın güzelliğine ve cazibesine diğer ifade ile
estetiğe karşı koydukları görülür.
Sanat eseri ve bilgi ilişkisinin sanat eserleri bilgi vermek
zorundadır şeklinde anlaşılmaması gerekmektedir. Günümüzde anti-estetik tutum bir hayli azalmıştır.
Sanatçıların amaçları eserle bilgi vermek olsun veya Sanatçılar yeniden biçimsel güzelliğe ve duyumsal olanın
olmasın sanat eseri modern ontolojide bilgi sayesinde var çekiciliğine farklı şekillerde ilgi gösterirler.
olabilir görüşü hakimdir. Sanat eserlerinin bilgisi felsefi
olarak ‘Verili bilgi” olarak tanımlanır. Verili bilgi kavramı
deneyime bağlı olmayan ve değişmeyen bilgiyi
tanımlamaktadır.
Çağdaş Sanat ve Anti-Estetik Kavramı
Sanatın görünümü pek çok sanatçı ve sanat düşünürüne
göre son yüzyılda oldukça dramatik bir şekilde
değişmiştir. Çağdaş sanat, gündelik hayatın sıradan ve
işlevsel karakterinden, kurallarından ve uzlaşımlarından
ayrı bir özgürlük bölgesinde varlığını sürdürmektedir. Bu
bölgede gerçekleştirdiği entelektüel oyunun yanı sıra, bir
karnaval havasında, ahlak ihlallerine ve kültürel sistemlere
karşı işlenen suçların garip bir karışımı gelişir.
Performans sanatı, yerleştirme, dijital sanat ve kavramsal
sanat eserleri de dâhil olmak üzere çağdaş sanatın bazı
eserlerin belirli bir fiziksel nesneyle ortaya çıktığı,
bazılarının ise bir nesne ve forma sahip olmadığı
görülmektedir. Bu perspektiften bugün sanatın tanımını
yapmak da bu yüzden bir hayli güçleşmiştir. Çağdaş
sanatla birlikte artık sanatın malzemesi ve izleyici ile
ilişkisinin de değiştiği görülür. Her türlü malzeme sanat
nesnesine çevrilebilir ve hatta kalıcı bir nesne olmaksızın
sanatçıların yaptıkları performanslar da sanat olarak kabul
görmektedir. Bu açıdan pek çok performans sanatçısının
gösterilerine izleyicileri de dâhil ederek doğaçlama bir
süreçle eserlerini ortaya koydukları görülür. Katılımlı
sanat veya etkileşimli sanat kavramları da buradan doğar.
Tüm bu süreçte sanat eserlerinin izleyiciye ulaştığı
mekânlar da değişir. Bir sokak arası, bir cadde, kimsenin
girmek istemediği yıkık bir bina veya akla gelen her yer
sanat için mekân olabilmektedir.
Çağdaş sanatta karşılaşılan farklı sanatsal yaklaşımların
estetikle ilişkileri birbirlerinden farklıdır. Bu bağlamda
geleneksel sanat pratiklerini estetikle ilişkilendiren bir
grup sanatçının anti-estetik kavramı ekseninde bir araya
gelerek farklı bir sanat anlayışı sergilediklerini

You might also like