Professional Documents
Culture Documents
http://www.journalagent.com/cayb/pdfs/
CAYB_1_1_49_52.pdf
2
Karaciğer neden hedef organ?
https://www.youtube.com/watch?
v=nSDpjC7WXy8
3
Karaciğer neden hedef organ?
4
Karaciğer neden hedef organ?
5
Karaciğer neden hedef organ?
6
Karaciğer neden hedef organ?
7
http://www.turkcerrahi.com/makaleler/karaciger/
Karaciğer neden hedef organ?
9
Karaciğer neden hedef organ?
■ Lokalizasyonu
■ Fonksiyonları
■ Ksenobiyotiklere karşı savunmasız:
- konsantre etme
- metabolizma, eliminasyon
- çok fazla temas
10
Karaciğer – Yapısı
11
https://www.siroz.gen.tr/primer-biliyer-siroz.html
Karaciğer – Yapısı
13
Karaciğer – Yapısı
16
Karaciğer – Yapısı
17
Karaciğer – Yapısı
18
Karaciğer – Yapısı
19
https://docplayer.biz.tr/9717206-Cesitli-nedenlerle-olusabilen-karaciger-fibrozisi-hemen-daima-geri-donusumsuzdur.html
Karaciğer – Yapısı
21
HEPATOTOKSİSİTE
Dr. Ecz. Gizem ÖZKEMAHLI
Karaciğerin Ksenobiyotiklere Toksik Yanıtları = Hepatik
Hasar
2
Hepatik Hasar
a) Doğrudan toksisite
b) İmmunolojik mekanizmayla toksisite
c) Kolestatik etkiyle toksisite
3
Yağlı Karaciğer
4
Yağlı Karaciğer
5
https://www.researchgate.net/publication/221917110_Role_of_TriglycerideFatty_Acid_Cycle_in_Development_of_Type_2_Diabetes/figures?
lo=1
Nekroz
7
Nekroz
8
Nekroz Mekanizmaları
■ Mitokondriyel hasar
■ Lizozomal hasar
■ Protein sentezinin inhibisyonu
■ Makromoleküllere bağlanma (DNA gibi)
■ Oksidatif stres ve lipit peroksidasyon
9
Nekroz Mekanizmaları
10
Kolestazis
11
Hepatit
■ K a r a c i ğ e r d o k u s u n u n i l t i h a b ı ( m o n o n ü k l e a r,
polimorfnüklear veya miks) yaygın bir hepatotoksisitedir.
■ Sentrilobüler nekroz, inflamasyonlu hücre infiltrasyonu ile
beraberdir.
■ Hasara uğramış hepatositler (kimyasallarla) kemotaktik/
aktivite edici faktörler salar. Bunlar kuppfer ve diğer
mononüklear fagositleri kandan çeker.
12
Fibrozis
13
Sinuzoidal Hasar
14
Siroz
15
Karsinojenez
IARC Sınıflama?
https://www.researchgate.net/publication/5782716_Chemical_carcinogenesis/figures?lo=1
16
Karaciğer Hasarının Biyogöstergeleri
17
Karaciğer Hasarının Biyogöstergeleri
18
Karaciğer Hasarının Biyogöstergeleri
19
Karaciğer Hasarının Biyogöstergeleri
20
Karaciğer Hasarının Biyogöstergeleri
21
Karaciğer Hasarının Biyogöstergeleri
22
Karaciğer Hasarının Biyogöstergeleri
23
Karaciğer Hasarının Biyogöstergeleri
GGT
■ Alkoliklerdeki yağlı karaciğerde, prognozu belirler.
■ Hasar arttıkça kan düzeyi dramatik olarak artar.
■ Hızlı yükselir ve devamlı yüksek kalırsa; erken dönemde
neoplastik oluşum düşünülür.
■ GGT ile alt ve konjuge bilüribin genellikle beraber yükselir.
■ Paget hastalığı ve kemik metastazlarında da çok artar.
24
Yağlı Karaciğer ve Nekroza Neden
Olan Ksenobiyotiklere Örnekler
■ Asetaminofen
■ Kloroform
■ Karbontetraklorür
■ Etanol
■ Furosemid
■ Bromobenzen
■ Tetrasiklin
25
Kolestazise Neden Olan
Ksenobiyotiklere Örnekler
■ Karbamazepin
■ Diazepam
■ Metimazol
■ Amitriptilin
■ İmipiramin
■ Estradiol
26
Karsinojeneze Neden Olan
Ksenobiyotiklere Örnekler
■ Aflatoksin B1
■ Vinil klorür
■ Asetilaminofloren
■ Poliklorlubifeniller
■ Dialkilnitrozamin
27
Thank you !
NEFROTOKSİSİTE
Dr. Ecz. Gizem ÖZKEMAHLI
BÖBREK
https://www.fotosearch.com.tr/CSP992/k14738355/
4
5
BÖBREK
Hatırlatma!
Kooksidasyon:
■ Ekstrahepatik oksidasyondur. PG sentetaz
ile miyeloperoksidaz gibi peroksidazlar
aracılığıyla olan oksidasyon.
BÖBREK
1. Glomerüler filtrasyon
2. Tübüler salgılanma (Tübüllerin epitel
hücreleri tarafından salgılanma)
Oligüri veya anüri (azotemi ile başlayan) ile kendini belli eder.
Azotemi; kan üre nitrojeni (BUN) ve kreatinin düzeylerinin
artmasıdır. Büyük ölçüde glomerüler filtrasyon hızının
azalması ile ilişkilidir.
Renal yetersizlik;
Glomerüler filtrasyon hızı normalin %20-50’sidir.
Azotemi görülür, genellikle anemi ve hipertansiyon
vardır. Konsantre etme kapasitesinin azalmasına bağlı
poliüri ve noktüri oluşur. Nefrotoksinlerle oluşabilir.
23
NEFROTOKSİK ETKİLER
Renal yetmezlik;
Glomerüler filtrasyon hızı normalin %20’sinden azdır.
Böbrekler hacim ve elektrolit dengesini düzenleyemez.
Ödem, metabolik asidoz ve hipokalsemi gelişir. GİS,
nörolojik ve KVS komplikasyonları olan açık üremi
gelişebilir.
Son dönem renal hastalık;
Glomerüler filtrasyon hızı normalin %5’inden azdır.
Üreminin son safhasıdır.
24
Kronik böbrek yetmezliğinin etkileri;
■ Asidoz
■ Su retansiyonu ve ödem
■ Azotemi
■ Anemi
■ Osteomalazi
■ Hipertansif böbrek hastalığı
Bazı özgün tübüler bozukluklar
■ Renal glikozüri
■ Nefrojenik diabetes insipitus
■ Tübüllerde H+ sekresyonu bozukluğuna bağlı
metabolik asidoz
■ Renal hipofosfatemi
■ Aminoasidüri
■ Ürat iyonlarının proksimal tübülden aşırı
reabsorbsiyonu (Gut oluşumu)
Bazı özgün tübüler bozukluklar
Renal glikozüri:
■ Kan glukoz düzeyi normaldir.
■ Glukozun reabsorbsiyonu bozulmuştur.
■ Fazla miktarda glukoz idrara geçer.
Bazı özgün tübüler bozukluklar
Renal hipofosfatemi:
■ Vücut sıvılarında fosfat konsantrasyonu çok
düşse bile tübüller yeterli fosfat iyonunu
reabsorbe edemez.
■ Başlangıçta ciddi bir etki görülmez.
■ Ancak uzun süre fosfat düzeyinin düşük
kalması, kemiklerde kalsifikasyonu azaltarak
rikets oluşturur.
Bazı özgün tübüler bozukluklar
Aminoasidüri:
■ Sisteinüri; Sistein reabsorbe edilemeyerek
idrarda böbrek taşları şeklinde kristalize olur.
■ Glisinüri; Glisin reabsorbe edilemez.
Bazı özgün tübüler bozukluklar
Nefrotik sendrom;
(glomeruler permeabilitenin artması)
■ İdrarda büyük miktarda protein kaybı ile
karakterizedir. İdrarda protein kaybının nedeni,
glomeruler membranda geçirgenliğin atmasıdır.
Nefrotoksik Ksenobiyotiklere
Örnekler
■ Sülfonamidler
■ Sisplatin
■ Metotraksat
■ Okratoksin A
■ Aflatoksin B
Biyogöstergeler
3/23/2023 38
Biyogöstergeler
İstenen özellikler
1. Biyolojik etkili olmalıdır.
2. Güvenilir olmalıdır.
3. Çevre için kabul edilebilir.
Organoklorlu
Organofosfatlı
Karbamat
ORGANİK KLORLU İNSEKTİSİTLER
(KLORLU HİDRAKARBON YAPISINDAKİ)
Bu amaçla,
Şeker, tuz (bilinen en eski koruyucular)
⬇
Antioksidan ve prezervatif besin katkı maddeleri
gibi değişik yapılarda maddeler kullanılmaktadır.
Kimyasal Prezervasyon
Asitler
Asetik asit, propiyonik gibi asitler
Koruyucu etkileri
Sağladıkları düşük pH,
Asetat ve propiyonat iyonlarının bakterisit, fungusit
etkileri ile.
Kimyasal Prezervasyon
Antioksidan Maddeler
Askorbik asit
Dodesil, oktil, propil gallat
Sodyum sitrat
BHA
BHT
Tokoferol (E vitamini; oksidasyonu engeller)
Besin Katkı Maddeleri
Gıdanın;
- üretimi, tasnifi
- işlenmesi, hazırlanması
- ambalajlanması, taşınması
- depolanması sırasında gıda maddesinin tat, koku,
görünüş, yapı ve diğer niteliklerini korumak, düzeltmek veya
istenmeyen değişikliklere engel olmak ve düzeltmek amacıyla
kullanılan maddeler.
Besin Katkı Maddeleri Kullanım
Amaçları
Besin katkı maddeleri
Teknik
Pratik
Ekonomik nedenlerle kullanılır.
Besin Katkı Maddeleri Kullanım
Amaçları
Teknik Kullanım
Üreticinin dayanıklı, estetik ve besin değeri, kalitesi yüksek
besin üretmesini sağlamak için.
Besin Katkı Maddeleri Kullanım
Amaçları
Teknik nedenlerle kullanılan katkı maddeleri
1. Prezervatifler: Bozunmayı önleyerek, dayanıklılığı artıran
maddeler
2. Estetik değeri artırmak üzere ilave edilen renk, koku
maddeleri, emülsifiyanlar, stabilizanlar, kalınlaştırıcılar, asit-
baz ayarlayıcılar
Besin Katkı Maddeleri Kullanım
Amaçları
Teknik nedenlerle kullanılan katkı maddeleri
3. Besin değeri idame ettirme veya düzeltme için ilave edilen
besinsel ögeler (tuz+iyot; un+niasin)
4. Besinlerin çeşitli özelliklerini düzelten, üreticinin üniform
üretim yapmasını sağlayan maddeler (sertleştirici, kabartıcı,
kurutucu, gevrekleştirici ajanlar)
Besin Katkı Maddeleri Kullanım
Amaçları
Pratik Kullanım
Tüketicinin zamandan kazanması, daha kolay ve rahat yemek
hazırlaması gibi amaçlara dayanır.
Konserve besinlerin pratikliği, toz kremanın kullanışı gibi.
Besin Katkı Maddeleri Kullanım
Amaçları
Ekonomik Kullanım
Üretim maliyetini düşürmek için.
Besin Katkı Maddeleri
Örnek:
İşlenmiş etlerde antimikrobiyallerin kullanılmaması
durumunda mikrobiyal üreme sonucu gıda zehirlenmesi
meydana gelebilir.
Besin Katkı Maddeleri
■ Sinonim-ADI (ABD’de)
GRAS LİSTESİ
(Generally Recognized as Safe-Genellikle Güvenli Kabul Edilir)
12.04.2023 2
Mantar Zehirlenmeleri
12.04.2023 3
Mantar Zehirlenmeleri
12.04.2023 4
Mantar Zehirlenmeleri
12.04.2023 6
1. Etkisi Çabuk Başlayan Mantarlar
12.04.2023 7
1. Etkisi Çabuk Başlayan Mantarlar
12.04.2023 8
1. Etkisi Çabuk Başlayan Mantarlar
12.04.2023 10
1. Etkisi Çabuk Başlayan Mantarlar
12
1. Etkisi Çabuk Başlayan Mantarlar
13
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
14
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Bu grupta
■ Amanita türleri (A. Phalloides, A. Verna, A. Virosa, A.
Galerina)
■ Cortinarius türleri
■ Gyromitra türleri yer almaktadır.
15
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Amanita
■ Amanitin ve ∝ -amanitin,
■ Ağır karaciğer, böbrek ve beyin hasarı yapar.
■ ∝-amanitin, hücre içine kolayca girerek hücre
çekirdeğinde RNA polimeraz enzimini inhibe eder, mRNA
ve protein sentezini bozar. Nekroz oluşur.
■ ∝-amanitinin absorbe edilen miktarının yaklaşık % 60’ı
karaciğer hücrelerinden safra içine atılır. Barsaktan tekrar
absorbe edilerek enterohepatik dolaşıma girer ve toksine
maruz kalma süresi uzar.
17
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Amanita
18
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Amanita
Başlangıç Dönemi
■ Çabuk başlayan mantar zehirlenmelerine benzer
■ Kusma, şiddetli sulu diyare, karın krampı, dehidratasyon
mantarın yenmesinden 6- 12 saat sonra ortaya çıkar
19
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Amanita
İkinci Dönem
■Mantar yendikten 24- 48 saat sonra görülür.
■Başlangıç dönemindeki belirtiler yavaşlar, hafifler. Hasta
görünüşte iyidir. Ancak bu görünüm yanıltıcıdır. Hastanın
karaciğer ve böbrek fonksiyonları incelendiğinde
transaminaz, BUN, kreatin düzeyleri yükselmiş, karaciğer ve
böbrek harabiyeti başlamıştır.
■Bu dönem 2- 6 gün sürer.
20
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Amanita
Üçüncü Dönem
■ Yaygın karaciğer ve böbrek harabiyetinin olduğu dönemdir
■ Karaciğer harabiyeti ve yetmezliğine bağlı sarılık,
hipoglisemi, konfüzyon, deliryum, koagülopati gözlenir.
Koma gelişir.
■ Toksinin beyin hücrelerini zedelemesi sonucu ensefelopati
gelişebilir
■ Oligüri ve anüri gibi böbrek yetmezliği belirtileri gözlenir
■ Bu olaylara bağlı ölüm yüzdesi yüksektir. Olguların % 60-
70’inde bir hafta içinde ölüm gözlenir. Bu dönem
atlatılırsa kronik aktif hepatit gözlenmektedir.
21
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Amanita
TEDAVİ
■Semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanır.
■İlk 6-8 saatte kusturma ve/veya mide yıkanması, aktif
karbon ve katartik verilmesi, zorlu diürez uygulanması
■Sıvı ve elektrolit dengesinin temini, hipoglisemiye karşı
glikoz takviyesi
■Toksin atılımını artırmak ve hastanın genel durumunu
düzeltmek için ve renal yetmezlik durumlarında hemodiyaliz
programına alınır.
■Ağır karaciğer yetmezliğinde ve ilerde gelişecek siroz
durumlarında karaciğer transplantasyonu planlanabilir.
22
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Amanita
ANTİDOTAL TEDAVİ
■Spesifik antidotu yoktur
■Günümüzde kullanılan ilaçlar yardımcı antidot olarak kabul
edilebilir:
■Penisilin G: Etki mekanizması kesin belli değildir. Toksinleri
bağladığı, hücre içine girmesini engellediği ve toksinlerin
hücre içindeki etkinliğini azalttığı ileri sürülmektedir.Günde
300.000- 1.000.000 U/ kg dozda i.v. infüzyon şeklinde
kristalize penisilin G kullanılmaktadır.
23
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Amanita
25
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Cortinarius
■ Cortinarius orellonus
■ Orellanin
■ Latent periyodu en uzun olan zehirlenmelere yol açar (3-
17 gün)
■ Nefrotoksik etki gösterirler. Tübülointerstisyel nefrit
oluşumuna neden olur.
26
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Cortinarius
27
2. Etkisi Geç Başlayan Mantarlar
Gyromitra
28
Thx.
12.04.2023 29
GIDALARDAKİ DOĞAL
TOKSİNLER
24.04.2023 1
Kaynaklarına göre gıdalardaki toksik
maddeler 4 grupta sınıflanabilir
24.04.2023 2
MİKOTOKSİNLER
24.04.2023 3
MİKOTOKSİNLER
24.04.2023 4
MİKOTOKSİNLER
24.04.2023 5
■ Toksin üretimin boyutu aynı zamanda eser metaller,
böcek faaliyetleri, bitkisel ilaçlar, besin katkı
maddeleri gibi faktörlerden etkilenebilir.
24.04.2023 6
■ Mikotoksin alımına bağlı olarak gelişen klinik
tabloya “mikotoksikozis” denir.
24.04.2023 7
MİKOTOKSİKOZİS
24.04.2023 8
AFLATOKSİNLER
24.04.2023 9
■ Etkilenen tüm hayvanların diyetinin Aspergillus
flavus ile kontamine olduğu ve bu nedenle “A-
flavus-toxin”in kısaltmasıyla elde edilen “Aflatoksin”
adı verilen toksik maddeyi içeren Brezilya yer fıstığı
olduğu saptanmıştır.
24.04.2023 10
AFLATOKSİNLER
24.04.2023 11
AFLATOKSİNLER
24.04.2023 12
■ Aflatoksinlerle oluşan zehirlenme tablosuna
“aflatoksikozis” adı verilir.
■ İnsanlar aflatoksinlere doğrudan, mesleki maruziyet
sonucu veya özellikle kontamine yemle beslenmiş
hayvanlardan elde edilen ürünler vasıtasıyla maruz
kalabilirler.
24.04.2023 13
AFLATOKSİKOZİS
24.04.2023 14
■ Bir salgında nedenin tanımlanamaması, durumun
gözden kaçırılamayacak kadar belirgin ve
sendromların belirli tipte yiyeceklerle ilişkili olması,
antibiyotik veya diğer ilaçlarla tedaviye cevabın
düşüklüğü ve salgının mevsimsel olması
durumunda aflatoksikozisden şüphelenilmelidir.
24.04.2023 15
■ Aflatoksinler tüm canlı organizmalarda
karsinojenite, mutajenite ve teratojeniteye neden
olmaktadırlar.
■ DNA, RNA, protein sentezi inhibisyonu, çeşitli
enzim aktivitelerinde azalma, serbest yağ asitleri,
trigliseritler, kolesterol esterleri dahil olmak üzere
lipid sentezi inhibisyonu, pıhtılaşma faktörü
inhibisyonu gibi metabolik etkileri vardır.
24.04.2023 16
AFLATOKSİN
Aflatoksin aktif formu
(ekzo)
Endoplazmik retikulum
Çekirdek Mitokondri Sitozol
Lizozom
Aminoasitler,
DNA ile RNA ile kovalen
Membran peptidler ve
kovalent Membran bağ oluşumu
permeabilitesinde proteinlerin serbest
bağ permeabilitesinde
artış amino grupları ile
oluşumu artış Peptit zincir bağ oluşumu
DNA sentezinin
bağımlı sonlanmasının
RNA Protein sentezinin engellenmesi
polimeraz inhibisyonu
Lizozomal
inhibisyonu Enzimlerin
hidrolazların inhibisyonu
salınımı Protein sentezinin
Transkripsi translasyonunun
Elektron
yonun inhibisyonu
transport
inhibisyonu sisteminin
fonksiyonel Polizom bağlanma
bozukluğu METABOLİK bölgeleri ile
BOZUKLUK etkileşmeler için
yarışma
Mutajenik Yağ asitleri ve
ve Hücre enerji fosfolipit sentezinin
karsinojenik yetersizliği inhibisyonu
etkiler HÜCRE
ÖLÜMÜ Kolesterol
sentezinin
(akut toksik etki) regülasyonunun
bozulması
24.04.2023 17
AFLATOKSİNLER
24.04.2023 18
AFLATOKSİNLER
24.04.2023 19
Toksisite
çevresel faktörler, temas doz ve süresi, yaş, sağlık ve
beslenme alışkanlıklarına
göre farklılık gösterebilir.
24.04.2023 20
Gıda Maddelerindeki Maksimum Aflatoksin Düzeyleri
(Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği, 23 Eylül 2002)
24.04.2023 21
Gıda Aflatoksin
Kabul edilebilir en yüksek değer (ppb)
B1 B1+B2+G1+G2 M1
Tahıl ve tahıl 2 4
ürünleri
Baharat 5 10
Peynir 0,25
Süt 0,05
Bebek mamaları 1 2
Fındık, yer fıstığı,
diğer yağlı kuru
meyveler, yağlı 5 10
tohumlar, incir,
üzüm, kurutulmuş
meyveler
24.04.2023 22
Besinlerde Aflatoksin Oluşumunu
Önleme ve Arındırma Çalışmaları
24.04.2023 23
Hasat Sonrası Aflatoksin
Kontaminasyonunun Önlenmesi
24.04.2023 24
■ Hasat edilen ürünlerde depolama esnasında bazı
basit gereçler (uv lambası veya vakum uygulaması
gibi) kullanılarak hasarlı ve olası toksin içeren
ürünler teşhis edilmeli ve ayırılarak
kontaminasyonun derinleşmesi önlenebilir veya
azaltılabilir.
24.04.2023 25
■ Aflatoksin üremesi için optimum koşullar 20- 38 C
olmakla birlikte, uzun süreli inkübasyonlarda 7- 12 C
sıcaklığa sahip ortamlarda da üretim olduğu
gözlenmiştir.
■ Bu nedenle daha düşük sıcaklıklarda depolama
aflatoksin üremesini engellemek için yeterli koşul
sağlamamaktadır.
■ Özellikle hasat öncesi kuraklıkla birleştiğinde hasat
sonrası rutubetli depolama koşulları yüksek aflatoksin
kontaminasyonu ile sonuçlanır.
24.04.2023 26
■ Tohum ve yağlar üzerinde etanol (%95), 2-propanol
(%80), asetonun (%90) sulu çözeltileri ve hekzanın
alkol, sulu alkol veya sulu asetonla olan karışımları
gibi bazı çözücüler ile denenen arındırma
çalışmalarının aflatoksinleri ayırmada başarılı olduğu
bildirilmektedir.
24.04.2023 27
■ Yapılan çalışmalar sonucu amonyaklamanın
arındırma çalışmalarında en etkin kimyasal uygulama
olduğu saptanmıştır.
■ Amonyak uygulaması aflatoksinlerin tamamına
yakınını inaktive edebilmektedir. Ancak ürünün
kullanımından önce amonyağın uzaklaştırılması için
tamamen kurutulması gerekmektedir.
■ Ozonlama yoluyla da B1 ve G1 düzeylerinde azalma
sağlanmış ancak günlük kullanıma çok fazla
girmemiştir.
24.04.2023 28
TRİKOTESENLER
24.04.2023 29
TRİKOTESENLER
24.04.2023 30
TRİKOTESENLER
24.04.2023 31
TRİKOTESENLER
24.04.2023 32
■ T2 toksini ve NIV gibi trikotesenler, kemik iliği
hücrelerinde belirgin azalış oluştururlar, protein ve
DNA sentezini inhibe etme ve HL 60 ( lösemi
hücreleri) hücrelerinde programlanmış hücre
ölümünü (apoptozis) indükleme yetenekleri vardır.
24.04.2023 33
TRİKOTESENLER
24.04.2023 34
TRİKOTESENLER
24.04.2023 35
FUMONİSİNLER
24.04.2023 39
■ Fumonisin B1’in tavuklarda karaciğer, böbrek,
akciğer ve kalpte lezyonlara ve ani ölümlere neden
olduğu gözlenmiştir.
■ Fumonisin alımı makrofajlarda azalma nedeniyle
azalmış immun cevap ve neticede enfeksiyon ve B1
kaynaklı karsinojenez ile sonuçlanabilir.
■ Fumonisin uygulamasının idrar ozmolaritesini
azalttığı, idrar konsantre etme kabiliyetini bozduğu ve
idrarla protein kaybını artırdığı gösterilmiştir.
24.04.2023 40
■ Fumonisin B1 normal yiyecek hazırlama
işlemlerinin çoğuna dayanıklı olan bir bileşiktir.
■ Su da dahil olmak üzere pek çok polar solvanda
çözülür. Polar olmayan çözücülerde çözünürlüğü
yoktur.
■ Fumonisinlerle kontamine olmuş yiyecek ve yemler
için bilinen hiçbir detoksifikasyon yöntemi
bulunmamaktadır.
24.04.2023 41
OKRATOKSİNLER
24.04.2023 42
OKRATOKSİNLER
24.04.2023 43
OKRATOKSİNLER
24.04.2023 44
OKRATOKSİNLER
24.04.2023 45
OKRATOKSİNLER
24.04.2023 46
OKRATOKSİNLER
24.04.2023 47
■ OTA’nın hepatotoksik ve nefrotoksik etkileri olduğu
gösterilmiştir.
■ OTA şimdiye dek test edilen tüm hayvan türlerinde
nefrotoksiktir. Böbrekler OTA’ya en duyarlı
organlardır. OTA hem akut hem kronik böbrek hasarı
oluşturabilir. Proksimal tübüllerin dejenerasyonu,
renal korteks fibrozu, glomerülün hiyalinizasyonu ve
tübüler epitelde atrofi görülen etkilerdir.
24.04.2023 48
■ Bulgaristan, Romanya ve Yugoslavya’nın kırsal
kesimlerinde yaşayan insanlarda görülen interstisyel
nefropati hastalığının yüksek miktarda OTA
maruziyetiyle ilişkili olduğu düşünülmektedir.
■ Balkan Endemik nefropatisi olarak adlandırılan bu
durum, ilk defa 1950lerde tanımlanmış, fatal kronik
böbrek hasarı, küçülmüş böbrek ve renal kortekse
özgü özelliklerde değişikliklerle karakterize bir
hastalıktır.
■ Hastalığın görüldüğü yerlerde yaşayan insanların
kanında ve yiyeceklerde yüksek oranda OTA tespit
edilmiştir.
24.04.2023 49
■ OTA, mikroorganizma ve memeli hücreleriyle yapılan bir
dizi gen mutasyon testlerinde non-mutajenik
bulunmasına rağmen, bazı testlerde mutasyonu
indüklediği belirlenmiştir. OTA’ya teması takiben
kromozom hasarı gözlenmiş, insanlarda KC, böbrek ve
geviş getirenlerin işkembelerinde ve maymunların böbrek
hücrelerinde DNA katım ürünlerine rastlanmıştır.
■ OTA’nın en iyi bilinen diğer etkileri fenilalanin
metabolizmasındaki enzimlere, lipid peroksidasyonuna ve
mitokondriyal solunuma olan etkileridir.
■ Ayrıca OTA’nın sıçan, fare, hamster ve tavuklarda
teratojen olduğu belirlenmiştir.
24.04.2023 50
PATULİN
24.04.2023 51
PATULİN
24.04.2023 52
PATULİN
24.04.2023 53
PATULİN
24.04.2023 54
PATULİN
24.04.2023 55
PATULİN
24.04.2023 56
ZEARALENONLAR
24.04.2023 57
ZEARALENONLAR
24.04.2023 58
ERGOTOKSİNLER
24.04.2023 59
ERGOTİZM
24.04.2023 60
ERGOTOKSİNLER
24.04.2023 61
ERGOTOKSİNLER
24.04.2023 62
Kaynaklarına göre gıdalardaki toksik
maddeler 4 grupta sınıflanabilir
24.04.2023 63
Gıdalardaki toksinler:
■ Genel fonksiyonel gruplarına göre; örneğin bitki
fenolleri
■ Fizyolojik etkilerine göre; örneğin asetilkolinesteraz
inhibitörleri, stimulanlar
■ Oluşan toksinin tipine göre; örneğin siyanojenik
glikozitler
■ Oluşturdukları hastalığın tipine göre; örneğin
karsinojenler
■ Nutrientler üzerindeki etkilerine göre olarak da
sınıflandırılabilir.
24.04.2023 64
Siyanojenik Glikozitler
24.04.2023 65
Siyanojenik Glikozitler
24.04.2023 66
Siyanojenik Glikozitler
24.04.2023 68
Vazoaktif Aminler
24.04.2023 69
Vazoaktif Aminler
24.04.2023 70
Vazoaktif Aminler
24.04.2023 71
Kolinesteraz İnhibitörleri
24.04.2023 72
Kolinesteraz İnhibitörleri
24.04.2023 73
24.04.2023 74
EV İÇİ KİMYASAL
MADDELER İLE
ZEHİRLENMELER
DR.ÖĞR. ÜYESİ BÜŞRA DEMİR ÇETİNKAYA
EV İÇİ KİMYASALLARLA
ZEHİRLENMELER
■ Temizlik Maddeleri:
Fırın temizleyiciler, lavabo açıcılar, ahşap ve metal
temizleyicileri, tuvalet temizleyicileri, küvet fayans ve
banyo temizleyicileri, çamaşır suyu, havuz kimyasalları
■ Böcek İlaçları
Karınca öldürücüler, hamamböceği öldürücüler, pire
kovucu ve şampuanları, böcek öldürücü spreyler,
haşarat ve güve öldürücüler, fare zehirleri
EV İÇİ KİMYASALLARLA
ZEHİRLENMELER
■ Otomotiv Ürünleri:
Motor yağları, yakıt katkı maddeleri, karbüratör
temizleyiciler, Klima gazı, Vites ve fren sıvıları, antifiriz
■ Boya Materyalleri ve Diğer Ürünler
Yapıştırıcılar, Mobilya verniği, Yağ bazlı boyalar, Cila
Ağartıcılar, Parlatıcılar, Yumuşatıcılar
EV İÇİ KİMYASALLARLA
ZEHİRLENMELER
■ Deterjanlar, sabunlar, şampuanlar, yüzey
aşındırıcılar
■ Kostik ve korozif maddeler, kireç ve yağ çözücüler,
lavabo açıcılar, fırın, tuvalet temizleyicileri, pas
gidericiler...
■ Ağartıcılar
■ Yumuşatıcılar
■ Parlatıcılar
EV İÇİ KİMYASALLARLA
ZEHİRLENMELER
■ Ev içinde yaygın kullanılan bu kimyasal maddelere
kazara veya intihar amaçlı maruziyet söz konusu
olabilmektedir.
EV İÇİ KİMYASALLARLA
ZEHİRLENMELER
■ Ev içi kimyasal maddeler zehirlenmelerde tek başlarına
etkili olabileceği gibi bazı kimyasallarla reaksiyona
girerek oluşturdukları gazlar ile de zehirlenmeye neden
olabilmektedir.
TOKSİSİTE
TEDAVİ
Odun,kömür
benzin
vinil plastik
havagazı (%10 oranında CO ihtiva eder)
yangınlar (ölüm; yanık, CO ve siyanür
zehirlenmesi ile olur)
3
Karbonmonoksit
5
Hipoksi; İnhale edilen CO kana ulaşınca
hızla hemoglobini bağlar.
CO + Hb karboksihemoglobin (COHb)
Hipoksi
(doku hipoksisi)
6
CO inhalasyonu ile kanda taşıyıcı bir protein olan
Hb’e bağlı oksijenin yerine yarışmalı olarak geçip
çok dayanıklı COHb oluşur, böylece kanın oksijen
taşıma kapasitesi inhibe olur. Dokulara oksijen
taşınmasını engelleyerek toksisitesini gösterir.
CO, Hb’deki Fe++(ferro) iyonuna bağlanmaktadır.
Anemik hipoksi’ye neden olur
(Hb konsantrasyonunun azalması, kandaki eritrosit
sayısının azalması).
7
İskemi
CO + myoglobin karboksimyoglobin
sonuç;
myoglobine bağlanma miyokardiyal depresyon
Kapasitesi oksijenden
50 kat fazla
8
Selüler asfiksi
9
CO zehirlenmesinde
10
CO zehirlenmesinde risk grupları
( konsantrasyonda etki)
o Sigara içimi
o Hamilelik (fetustaki CO düzeyi anneden %15
daha yüksek)
o Yüksek sıcaklık, nemli ortamda yaşayanlar,
çocuklar
o Anemik kişiler
o Kalp/damar/kronik akciğer hastalığı olanlar
o Hipermetabolik hastalıklar 11
Klinik belirtiler
13
Klinik belirtiler
14
Kronik zehirlenme tablosu
(Hava kirliliği/ Sigara içilmesi/CO bulunan iş yerinde çalışma/
Yoğun trafik bulunan yerlerde yaşamak)
Ateroskleroz
Koroner yetmezlik
Hamilelikte sigara kullanımı
• Prematüre, intrauterin gelişme geriliği
• Spontan abortuslar
• Bazı SSS defektleri
• Şuur kapalı
• Konvülsiyon geçiren
Her vakada düşünülmeli
• Hipotansif
• Kış aylarında baş ağrısı, baş dönmesi
gibi
o Vital bulgular stabilize edilir
o Plazma genişleticiler-serum ile tansiyon düzeltilir.
o Teşhisi desteklemek için laboratuvar tetkikleri
yapılır.
16
1- Kanda COHb teşhisi
Spektrofotometri, kolorimetri
17
2- Diğer laboratuvar incelemeleri
EKG
Tam kan sayımı
İdrar tahlili (tiyosiyanat)
Kan şekeri (ağır zehirlenmelerde hiperglisemi)
Kan gazları ve pH (ağır zehirlenmelerde laktik
asit birikimiyle karakterize metabolik asidoz)
18
Kandaki Hb’in CO ile birleşen kısmının % olarak
belirtilmesi “karboksihemoglobin satürasyon
yüzdesi” (= %COHb) olarak tanımlanır. %COHb
zehirlenmenin şiddeti için göstergedir.
% COHb Semptomlar
0-10 Semptom yok
10-20 Alında gerginlik-baş ağrısı
20-30 Baş ağrısı-şakaklarda zonklama
30-40 Bulantı-kusma + şiddetli baş ağrısı, bulanık görme
40-50 Senkop, taşikardi
50-60 Koma ve konvülsiyonlar
60-70 Kardiyovasküler kollaps, solunum felci
70-80 1-2 dakika içinde ölüm
19
Tedavi;
23
Amigdalinin Hidrojen Siyanüre
Dönüşümü
Glukoz + Mandelonitril
24
Toksikokinetik
25
Doz Düzey Limitleri
26
Doz Düzey Limitleri
Toksik Dozlar
İnsanlar için hesaplanmış tahmini letal dozlar:
27
Toksisite Mekanizması
28
Zehirlenme Belirtileri
29
Siyanür Maruziyet Düzeyleri ve Gözlenen
Etkiler
30
Zehirlenme Tedavisi
32
Antidotlar
35
Kullanım Yerleri
36
Maruziyet Yolu
Oral Yol
Dermal Yol
İnhalasyon Yolu ile
37
Toksikokinetik
38
Doz Düzey Limitleri
39
Toksisite Mekanizması
40
Zehirlenme Belirtileri
41
Zehirlenme Tedavisi
42
Karbon Sülfür
CS2
44
Kullanım Yerleri
45
Maruziyet Yolu
Oral Yol
Dermal Yol
İnhalasyon Yolu ile
46
Toksikokinetik
47
Doz Düzey Limitleri
48
Toksisite Mekanizması
49
Zehirlenme Belirtileri
Baş ağrısı, titreme, sinir iltihabı, bulantı, kusma, üst solunum yolunda
yanma, hipertansiyon, nefeste çürük yumurta kokusu, nistagmus ve
solunum felci nedeniyle ölüm görülebilir.
50
Zehirlenme Tedavisi
Kusturma yapılmaz.
İlk yarım saat içinde lavaj yapılabilir
Bir saat içinde aktif kömür verilebilir.
Semptomatik tedavi uygulanır. Tutarıklar için diazepam/lorazepam
kullanılabilir.
51
VİTAMİN
ZEHİRLENMELERİ
DR. ÖĞR. ÜYESİ BÜŞRA DEMİR ÇETİNKAYA
Vitaminler, sağlıklı büyüme ve gelişme için
gerekli olan organik bileşiklerdir.
Tarihçe
1593 Skorbüt (C vitamini eksikliği) (Hawkings)
1645 Raşitizm (Ristler)
1753 Skorbüte limon suyu ve sebzelerin iyi geldiğinden bahsedilmiştir
(James Lind)
1771 Pellegra => Pella egra => sert deri (Nikotinamid eksikliği)
19. y.y. İlk yarısı => Çin’de işlenmiş pirinç kullanımıyla Vitamin B1
eksikliği
1912=> Kazimir Tarık=> Besinlerdeki bazı ek faktörlerden bahsetmiştir
=> VİTAMİNLER
1915 => Mc Collum=> Besinlerdeki iki faktörden bahseder => I: yağda
çözünen FAKTÖR A, II. Suda çözünen FAKTÖR B
Tarihçe
1925 Antiraşitik faktör => Vitamin D
1928 => Giargi => Vitamin C adrenal bez, lahana ve portakal suyundan
izole edilmiştir.
1933 => Reinstein=> İlk kez Vitamin C sentezlemiştir.
1935 => Niasin sentezlenmiştir.
1936 => B vitaminleri sentezlenmiştir.
1938 => Vitamin K sentezlenmiştir.
1946 => Vitamin A sentezlenmiştir.
VİTAMİNLER
⬇
ORGANİZMADAKİ MİKROBESİN ÖĞELERİ
VİTAMİNLERİN ROLLERİ
İnsan sağlığının optimum düzeyde sürdürülmesi
Hastalıkların önlenmesi
Kronik hastalık riskinin azaltılması
VİTAMİNLERİN ÖZELLİKLERİ
Doğrudan enerji sağlamazlar.
Enerji üreten yaşamsal reaksiyonlara kofaktör olarak katkıları vardır.
Normal metabolizmanın sürdürülmesine katkıda bulunurlar.
Çoğu büyüme, gelişme ve genel sağlık için esansiyeldir.
Birçoğu (Vitamin A, C, E gibi) antioksidan özelliktedir.
Vücutta hem az, hem de çok miktarda bulunmalarının organizmaya
büyük zararları olabilir.
VİTAMİNLER
SUDA YAĞDA
ÇÖZÜNENLER ÇÖZÜNENLER
(B vitaminleri, Vitamin C, folik asit)
(Vitamin A, D, E, K)
SUDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
Organizmada oluşan aktif şekilleri, spesifik enzim sistemlerinin
kofaktörü veya koenzimidir.
Günlük gereksinimi karşılayacak şekilde düzenli alınmaları gerekir.
Organizmada depolanmaları sınırlıdır. Fazlaları itrah edilir. Bu nedenle
toksisiteleri düşüktür. Ancak uzun süre, fazla miktar alınmalarıyla
toksisite ortaya çıkar.
Stabiliteleri düşüktür. Isıyla pişirme esnasında tahrip olabilirler.
SUDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
Tiamin (Vitamin B1)
Riboflavin (Vitamin B2)
Niasin (vitamin B3, nikotinik asit, vitamin PP)
Pantotenik Asit (Vitamin B5)
Piridoksin (Vitamin B6)
Biotin (Vitamin B7)
Folik Asit (Vitamin B9)
Vitamin B12 (Siyanokobalamin)
Kolin
İnositol
Vitamin C
SUDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
B vitaminleri C vitamini
YAĞDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
Hedef dokularda spesifik hücre içi reseptörlerle etkileşirler ve bazılarının
hormonlara benzer etkileri vardır. Örneğin gen ekspresyonunu
etkileyebilirler.
Vücutta orta derecede depolanırlar.
Yetersiz alımlarında hızla eksiklik gelişmez.
İdrarla atılımları düşük olduğu için fazla alımlarda toksisiteye neden
olabilirler.
YAĞDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER
A vitamini D vitamini E vitamini K vitamini
DOZ KAVRAMI
Vitaminlerin etkin ve güvenli kullanımını belirleyen birincil faktör dozdur.
Vitaminler için yeterli ve güvenli alım düzeyleri RDA=Recommended
Dietary Allowance=Önerilen Diyetsel Alım Düzeyi ile belirlenir.
RDA değerleri toplumun %97-98’ine vitamin alımı açısından uygun olan
değerlerdir.
“Normal sağlıklı bir diyetle vitaminlerin RDA değerlerinin %90-100’ü
alınmış olur (FDA)”
SUDA ÇÖZÜNEN VİTAMİNLER İÇİN RDA DEĞERLERİ
VİTAMİN C FOLİK ASİT NİASİN RİBOFLAVİN TİAMİN Vitamin B6 Vitamin B12
YAŞ
mg mcg mg mg mg mg mcg
ÇOCUK 4-6 40/45 200/75 12 1.1 0.9 0.9/1.1 1.5/1.0
30 civarında
metalin insanlarda
toksik olduğu
bilinmektedir.
Ayrıca metaller ve
tuzları tıpta ve veteriner
hekimlikte ilaç, pestisit
Bugün “endüstriyel metaller” olarak (fungusit, insektisit,
nitelendirilen yaklaşık 50 metal ve alaşımı herbisit, rodendisit
çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. gibi) olarak da
kullanılmaktadır.
AĞIR METAL
Ağır metal, metalik Bu grubun içinde Günümüzde,
özellikler gösteren geçiş metalleri, bazı ekosistemlerin
elementlerden yarı metaller, toprak, su ve hava
oluşan, açık bir lantanitler ve gibi ortamlarında
tanımlaması tam aktinitler bulunur. yaygın bir şekilde
olarak yapılamamış Ağır metallerin birikmeye başlayan
elementlerdir. tanımlanmaları için ağır metaller, dünya
Genelde ağır yoğunluk, atomik yüzeyindeki tüm
metaller periyodik sayı ya da atomik organizmaların
cetvelin üçüncü ya ağırlık, kimyasal yaşamını tehdit eden
da daha yüksek özellikler ya da önemli bir çevre
periyodunda toksisite üzerine sorunu halini almıştır.
bulunurlar. dayanan birçok
tanımlama
önerilmiştir.
AĞIR METALLERE MARUZİYET
volkanik
faaliyetler
motorlu taşıtların
egzozları
maden
yatakları ve
işletmeleri
kentsel atıklar
endüstriyel faaliyetler
tarımda kullanılan
gübre ve ilaçlar
Bu reaktif
radikallerin oksijen,
azot ve kükürt
Metaller toksik merkezli radikaller
etkilerinin büyük bir gibi pek çok türü
kısmını serbest vardır. Bunun
AĞIR METALLERİN radikal oluşturarak
gösterirler.
sonucunda lipid
peroksidasyonu ve
TOKSİSİTE DNA hasarı
oluşabilir.
MEKANİZMALARI
Hücresel savunma sisteminde
yer alan glutatyonun sülfhidril
(-SH) gruplarının doyması
durumunda, hücresel
proteinlerin -SH gruplarına
bağlanarak protein
oksidasyonuna yol açarlar.
AĞIR METAL ZEHİRLENMESİ
Ağır metallerin
yağmur yoluyla
Saf metal Elektro-
ya da iyon
eldesi, kaplama
değişimi ile
eritilmesi, krom ve
toprağa ve
nükleer yakıt kadmiyum
körfez
hazırlanması zehirlenmeleri
çamurlarına
karışması
CIVA (Hg)
KURŞUN KADMİYUM
(Pb) (Cd)
AĞIR
METALLER
CIVA
Cıva, doğal olarak ve
insan aktivitesi
nedeniyle doğada
yaygın olarak
bulunmaktadır.
CIVA
CIVA
Havaya cıva
salınımının Elementel
insan cıva, sodyum Cıvaya
kaynaklı hidroksit maruziyet,
Cıva bazı gıda
başlıca (kostik soda) kontamine suplemanlarında
nedenleri elde edilmesi olmuş kontaminant
madencilik, esnasında havanın olarak bulunur; İnorganik Dişlere
fosil sodyum solunması, ayrıca bir cıva uygulanan
yakıtların ve
klorürün
kontamine
organik cıva bileşikleri ise, amalgam
elektrolizinde, bileşiği olan
çöplerin gıda veya “tiyomersal”
fungusit ve dolgular da
lamba, pil, antiseptikler elementel
yakılmasıdır. suyun aşılarda
elektrik preservatif de kullanılır. cıva içerir.
Ayrıca anahtarı, tüketilmesi olarak
cıvanın termometre ve veya deri bulunabilir.
gübrelerden barometre teması
de toprağa yapımında yoluyla olur.
geçişi söz kullanılır.
konusudur.
CIVA DÜZEYLERİ
◦ Akut cıva zehirlenmesi kanda cıva düzeyinin ölçümü ile belirlenir Normal bir
bireyde kan cıva düzeyi 10 µg/L’nin altında olmalıdır, idrar cıva düzeyi ise 20
µg/L’den düşük olmalıdır.
◦ Bazı kaynaklarda ise, bu düzeyler kan ve idrar için 5 µg/L’den az olarak
verilmektedir.
◦ İşyerinde cıvaya maruz kalan bireylerde düzey, haftalık ölçümlerde kanda 15
µg/L’nin, idrarda ise 35 µg/kreatinin’in altında olmalıdır.
◦ Kan düzeyi 30 µg/L’yi geçerse cıva toksisitesinin ilk belirtileri ortaya çıkar. Özellikle iş
yerinde maruziyet sonucu bu düzeylerin gözlenebildiği ve bu durumda işçinin
mutlaka takip edilmesi gerektiği belirtilmektedir.
◦ Plazma ve eritrosit cıva düzeylerinin birlikte ölçülmesi, hastada organik veya
inorganik cıva zehirlenmesi olduğunun tanısını koymak için yapılır.
◦ Eritrositler organik cıvayı akümüle ederken, inorganik cıvayı biriktirmezler.
◦ Eritrositlerde organik cıva konsantrasyonu plazmadan yaklaşık 20 kat fazladır;
plazmada ise inorganik cıva konsantrasyonu, organik cıvanın yaklaşık 2 katıdır .
CIVA TOKSİSİTESİ
TRİAD Hg0
EKSİTABİLİTE TREMOR GİNGİVİT
zehirlenmesi
ELEMENTEL CIVAYA
KRONİK MARUZİYET
◦Akrodini” kronik cıva maruziyetine bağlı
olarak oluşan bir idyosenkratik
reaksiyondur.
◦Çoğunlukla ekstremitelerde renk
değişimi ve soyulmaların eşlik ettiği ağrı,
hipertansiyon, aşırı terleme, anoreksi,
uykusuzluk, huzursuzluk, apati ve
döküntülerle seyreder.
Cıva tuzlarının ağız yoluyla alınması hipertermi,
karın krampları, kanlı ishal, sindirim kanalında
kanamalı ülser ve nekroza neden olabilir. Kas
İnorganik cıvanın emilimi çok yavaştır ve tek akut ağrısı, baş ağrısı, ağız ve boğazda yanma,
dozunun toksik olmadığı belirtilmektedir. gingivostomatit, ağızda metal tat, ateş ve
taşikardiyle beraber gelişen grip benzeri
semptomlar da görülebilir. İnorganik cıva
buharlarının solunması sonucu öksürük, nefes
darlığı, göğüs sertliği ve pulmoner irritasyon
görülür.
İNORGANİK CİVA
ZEHİRLENMELERİ
Pil üretiminde
Galvanize edici
ajan olarak
Boyalarda
Yiyecekler (Bitkilerde
kadmiyum akümüle olur ve
özellikle hayvan karaciğer ve
böbrekleri yüksek oranda
kadmiyum içerir)
KADMİYUM DÜZEYLERİ
MEME KANSERİ
KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR
OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI
NEFROTOKSİSİTE
ARTRİT
KEMİK YAPISINDA BOZULMA,
OSTEOMALAZİ
KADMİYUM
NEFROTOKSİSİTESİ
• Kadmiyum metallotionein
sentezini arttırır ve Cd-MT
kompleksi halinde
böbrek tübüllerinde
birikir.
• Böbrekte proteinlerin
sülfidril gruplarına
bağlanır. Proksimal
tübülde S1 ve S2
segmentlerinde hasar
oluşturur.
• Ayrıca böbrekte
sitoplazmik kalsiyum,
inositol fosfat ve protein
kinaz gibi sinyal
yolaklarını etkiler.
Itai-itai hastalığı (it hurts-it hurts
disease") 1912’de Japonya’da
kadmiyum zehirlenmesi
nedeniyle görülen Toyoma
Prefecture’da maden arama
işlemleri sırasında çevreye
kadmiyum yayılması, sonunda
pirinç tarlalarının bu
kadmiyumla kontamine olması
ve kadmiyum zehirlenmesi
nedeniyle ortaya çıkan
hastalıktır.
Hastalar omurilik, bacak ve
eklemlerinde ciddi ağrılar
hissetmişlerdir. Ayrıca
hastalarda kemiklerde
yumuşama ve böbrek yetmezliği
görülmüştür.
KADMİYUM ZEHİRLENMESİ TEDAVİSİ
◦İdrarda β2-mikroglobülin bakılması kadmiyum
maruziyetinin iyi bir göstergesidir.
◦Ayrıca kan ve idrar kadmiyum düzeylerinin belirlenmesi
zehirlenme tedavisi yönünden önemlidir.
Şelasyon Tedavisi
◦EDTA, DMPS ve DMSA kadmiyumun idrarla atılımı artırır
;fakat DMSA vücut kadmiyum yükünü azaltmada etkin
değildir.
AFETLER VE
TOKSİKOLOJİ
Afet
DSÖ
“Beklenmeyen, kurumun olanakları ve kapasitesini aşan
normal işleyişi bozan dışarıdan yardım gerektiren ani ekolojik
olgu”
Afet
*Uluslararası tanım
Afet
Doğrudan etkiler
■ Can kayıpları, yaralanmalar, alt yapı hasarları ile eşya ve malzeme
kayıpları, tarım ürünlerinin ve hayvanların kayıpları, kültür mirasının
kaybı, kurtarma ve ilk yardım çalışma giderleri ile barınma
çalışmaları giderleri, haberleşme ve ulaşım tesislerindeki hasarlar,
hasarlı yapı onarım masrafları.
Dolaylı etkiler
■ Üretim kayıpları, sağlık, eğitim ve diğer kamu hizmetlerinin
aksaması veya kesilmesi nedeni ile görülen hizmet kayıpları, işletme
kayıpları ile bağlantılı gelir kaybı, sosyal maliyetler.
Afetler - Özellikleri
12
13
14
2. İnsan Kaynaklı Afetler
Herbisit
2,4,5-trikloro fenoksi asetik asit
Vietnam Savaşı, ABD
Deprem olmak üzere, sel, orman yangını, heyelan, çığ, hortum, fırtına, kuraklık, aşırıcı sıcak
havalar, yoğun kar yağışı, kum fırtınası, obruk ve kaya düşmesi, müsilaj
Teşekkürler…