Professional Documents
Culture Documents
KOLTOR YAYINLARI
Edebiyat Dizisi 63
Her Hakk1 Kultur Yaymlan
i�-Tiirk Limited �irketi'nindir.
A H BE Y O G L U
VAH BEYOGLU
Ba§larken I 7
Ah Beyoglu Vah Beyoglu I 9
Lebon I 33
Tepeba§I Bah\esi I 47
Kahvengiz I 57
Asaf Halet �elebi I 65
Nisuaz Edebiyat Faktiltesi I 79
Sanat Ofkeyle Ba§lar I 8 8
Seyirci Sahneye �1k1yor I 9 5
Orhan Veli I 1 0 5
Ankara Pastanesi I 1 1 1
iki Tehlikeli Adam I 1 23
Sait Admda Bir Bahk I 1 34
Cennet Bah\esi I 1 5 2
Elit Kahvesi I 1 60
Yenilikler Dergisi I 1 7 9
Bogazi\i Yandan Yandan I 1 92
Baylan I 208
Matineciler I 2 1 8
Marquis de Sade I 225
Sepet Havas1 I 234
Kaynak\a I 236
Ah Beyoglu Vah B eyoglu
9
1 808 y1hnda bu cumhuriyet ortadan kalkt1ktan sonra Profesi:ir Ca
pella, aym binada bir dans okulu al�'.ar. Copella 'dan sonra Psal
ti'nin yi:inettigi okul, XIX. yuzy1l sonlannda da Panosyan'm yi:ine
timine girer.
Macar El\iligi de Bahkpazan'nda Kalyoncukullugu Sokag1'n
da oldugu i\in buras1 da 1 870 yangmmda kill olmu§ sadece temeli
kalmt§tlr. �imdilerdeki Rus Konsolosluk binas1 da 1 836-1 843 y1l
lannda Forsati admda bir isvi\reli mimara yaptmlmi§tff. Rus El\i
ligi ile Fransa El\iligi arasmda ise Felemenk (Hollanda) El\iligi
vard1r. Prusya El\iligi 'ne gelince, o Sak1zagac1 Sokag1 'ndad1r.
Ahmet Refik, Sokullu adh kitabmda Kanuni \agmda ibrahim
Pa§a ' mn adamlanndan Venedik Balyosu (el\i, temsilci) Alvario
Griti 'nin de Taksim 'de bu yuk bir konag1 oldugunu si:iyler. Bal yos
''Beyoglu' ' ad1yla amhr ki Beyoglu admm buradan geldigi du§unu
lebilir.
Kas1mpa§a, Piripa§a, Ayaspa§a, Piyalepa§a mahallcleri de bu
\agda kurulmU§tUr. Ahmet Refik bu mahalle adlannm hep o \agm
devlet buyuklcrinin adlan olduguna da dikkat \eker. XVII. yuzy1-
hn ba§larmda ise Beyoglu'nun ba§hca be§ semti vardrr. Di:irtyol
(istiklal Caddesi 'nin Kumbarac1 YokU§U ile birle§tigi yer) , Tom
tom, Polonya semtleri Tunel'den Galatasaray'a giderken saga du
§en sokaklar1 kaplar. Sol yanda ise Asmahmescit vardir. Be§inci
semt Galatasaray ise bu di:irt semtin bitimindedir.
Ayru yuzy1hn sonlarmda ise B ahkpazar1 semtinin dal budak sal
maya ba§lad1g1 gi:iriiliir. Arna Fmdlkh'ya degin inen Ayaspa§a Me
zarhg1 (Katolik, Protestan ve Ortodoks i:iliilerini banndmr) daha
yerinden k1pirdamam1§t1r. �imdiki Alman Ba§konsoloslugu (eski
den cl\ilik binas1) ile Park Otcl 'in yerlerini de i\ine alan islam Me
zarhg1 ise onlann kar§tsma du§er. �inasi 1 3 Eyliil 187 1 gunu, dun
yas1m degi§tirdigi vakit, buraya gi:imiilmu§tiir. 1 893 y1lmda istan
bul 'a gelen Mrs. Max Muller "Buyuk Mezarhk' ' diye amlan bu
mezarhklann hala oralarda oldugunu si:iyleyecektir. Bunlann kar
§tsmda da Bogaz'a ku§ bakl§l bakan Alman El\ilik binas1 yuksel
mektedir. Anla§tlan Almanlar, arallkta, mezarhklarm bir k1y1sma
gelip konmu§lardrr. Mrs. Max Muller ilk kez bir Turk mezarhg1
gi:iruyordur. Tepeleri kavuklu mezar ta§larmm di:irt bir yana di:inuk
olmas1, hele kimilerinin yerlere yuvarlanmt§ bulunmas1 kendisini
olduk\a dag1tm1§sa da, bunlara mi, yoksa ingiltere'de benzerlerine
10
raslanmayan biiyiikliikteki selvi lere mi �a�1racag1m kestiremedi
ginden g1k1 <;1kmam1�tu.
Yabanc1 mezarhklann en biiytigii olan Ermeni Mezarhg1 da
Taksim ile Harbiye arasmda sag kolu tutar. Mezarhgm berisinde -
bugiinkii inonii Gezisinin yerinde- daha sonraki y1llarda Hali! Pa
�a. Biiytik Top<;u K1�las1m * yaptmr. Arna Sarraf Hovannesyan Be
yoglu Frans1z Veba Hastanesi'nin (Hospital des Fran<;ais de la Pes
tea Pera) 1 794 y1lmda Taksim'de bulundugunu yazar. Bugiinkii
Fransa Ba�konsoloslugu olarak kullamlan binamn kar�1 yakasmda
da, aym y1l Ermeni Hastanesi yaptmhr. .
Taksim ile Ermeni Mezarhg1 (Surpagop Mezarhg1) arasmdaki
alanm biiyiik bir boliigii 1 802 y1lmda Rumeli'den ve Bursa'dan is
tanbul'a gelen Ermenilerin yapt1klan evlerle dolu�maya ba�lar.
Arna o y1llarda k1�m buralara daha kurtlar akm etmektedir.
Beyoglu sokaklanmn geni�lemesi ise XIX. yiizy1lla ba�lar. Da
ha onceki y1llarda bu sokaklar darac1k mi darac1ktu. Nedir, bu ge
ni�lemeye on ayak olan da yangmlardir. Tiinel Galatasaray aras1-
nm sag kesimine sald1ran 1 83 1 yangm1 bu kesimdeki istiklal Cad
desi 'nin geni�letilmesine olanak saglam1�tu. Taksim ile Galatasa
ray'm sol kanad1 ba�tanba�a kill eden 1 870 yangm1 ise caddenin
kuzey kesiminin geni�letilmesi ve admm da Cadde-i Kebir olmas1
ile sonu<;lamr. 1 873 y1lmda Galata ile Beyoglu arasmda Tiinel de
yap1lm1� ve cadde boyunca ath tramvaylar i�letilmeye ba�lanm1�
tu. Tepeba�1 Mezarhg1 ile Galata surlanmn ortadan kaldmlmas1 da
bundan bir on y1l onceye rastlar. 1 9 1 3 y1lmda ise elektrikli tram
v ay Beyoglu ile �i�li'yi birbirine baglar.
Ge<;en yiizy1lda el<;ilik ve konsolosluk binalanndan ba�ka zen
gin Rumlar, Katolik Ermeniler ve istanbul'a yerle�mi� yabanc1la
rm da <;ok giizel ta� evleri vardir. Avrupa'nm ikinci, ii<;iincii dere
cedeki otellerini anduan birka<; otel de ta�tandu. Bunlann d1�mda
ki evler tahtadan oldugu i<;in Beyoglu s1k s1k yangm ge<;irir. Bun
larm en biiyiikleri 1 8 1 1 , 1 857 y1llanndaki yangmlardu. Arna 1 870
yang1m otekileri de bastmr. "Biiyiik Beyoglu Yangmi'' (Beyoglu
Hariki Kebiri) diye amlan bu yangmda ingiliz el<;ilik binas1 ile ii<;
bin dolaylarmda ev ve diikkan yanm1�tu. istanbul'un en eski tiyat-
* 13u ki�lay1 c;:ok daha sonralan Sail <;:elebi kiralayacak ve buray1 futbol alam haline
getirecektir. Taksim Stad1 _ diye amlan bu yerde 1923 y1lmda lig mac;:lan da
oynanmaya ba�lar. Alanm, lnonii Gezisi 'ne donii�tiiriilmesi ise 1 940 y1lmdad1r.
11
rolanndan olan Naum Tiyatrosu da bu yangmda ki.il olmU§tUr. Ser
met Muhtar Alus bu yangm icrn destan nu, ti.irki.i mi.i, ne oldugunu
iyice ammsayamad1g1 bir §ark1 cr1kanld1g1m soyler:
* At u�ag1.
** Tahtaravan.
12
gibi kuliiplerin, Perapalas Oteli'nin ve Naum Tiyatrosu'nun onii
de bu sedyelerle dolup ta§ar.
S ak1zagac1 'ndan peylenen bu sedyelerin iicreti, <;orbac1ya veri
lir. Arna ta§1y1c1lar da mli§teriden aynca bah§i§ cebederler. Alus,
ta§1y1c1lann piyano hamah gibi giyindiklerini soyler. Bunlar mos
mor fesli, camadanh, galibarda yiin ku§akh, yumurta bk<;e §ipidik
li, palikarya u<;anlandir. Yiiz ad1mhk yerc bile bir san lira almadan
gitmezler. S ennet Muhtar Alus sedyelere kurulanlar arasmda en
<;ok §U ki§ lerin bulundugunu da soyler: Banker Zafiri, Hristaki, Di
mitraki, Yeni Diinya Mosyo Jorj Stampa ve Mosyo Kriko'nun ai
leleri, eski Biikrq El<;isi Edouard B lack Bey' in km, o <;agm ah1m
§ah1m giizeli Madam Couteaux, S irbistan' m eski istanbul El<;isi
Corcev i<;'in km, kalantor tiiccar Vlastiras ' m benzeri gii<; bulunur
giizellikteki kans1, Osmanh Bankasi miidiirlerinden Bay Pane
iri'nin madamas1, itfaiye Komutam Macar Ze<;ini Pa§a'nm giizel
ler giizeli km, Sultan Hamit' in kuyumcuba§1s1 Harana<;i'nin km
Rebeka.
Beyoglu'nda kahvcler 1 85 0 y1llannda <;ogalmaya ba§lar. Bun
larm en onde gelenleri Cafe Riche, Cafe Tortoni ve Sahne Soka
g1'nm kb§esindeki Cafe Valaury'dir. B uralara daha <;ok el<;ilik go
revlileri ile Rum ve Ermenilerin kalantorlan gelir. Valaury* kahve
ya da pastanesine Beyoglu'nun yiiksek tabaka kadmlan da gelir.
Nerval, 1 843 yazmda istanbul'a dii§tiigii vakit bir yiizii Beyog
lu'ndaki Biiyiik Mezarhk Caddesi'ne (istiklal Caddesi), bir yiizii
de Tepeba§t'na bakan bir kahve saptamt§tlf. Mevsim dolay1s1yla
yolun bteki yamna da masalar atilmt§ ve Nerval kendine uygun bir
masa se<;ebilmek i<;in bu yolda bir iki kez a§ag1 yukan gidip gel
mi§tir. Ncrval'in demesine gore buras1 Paris'in Champs-Elyees
Caddesi'ndcki kibar kahvelere benzer. Beyoglu'nun biitiin zengin
likleri buradad1r. Dondurma yenir, limonata, siitlii kahve i<;ilir.
Leylekler masa masa dola§tr. Mii§terilerin kendilerine §eker ve bis
kiivi §blcni <;ekmesini bekler. Kahvede Osmanh imparatorlugu' -
nun Frans1z diliyle yaymlanan biitiin gazcteleri vardir. Kimileri
Jo
urnal de Constantinople, Echo de Smyrne, Portofolio Maltese, Co
urrier d' Athenes, Moniteur Ottoman adh bu gazetelerin hepsini
* Va/aury Loka ntas1 adm1 ta�1yan bir yer de Galatasaray ile Tiinel arasmdaki
caddededir. Tanzimat edebiyat<;1lannm da koruduklan bu lokanta <;ok uzun timiirlii
olmam1�, y1kilarak yerine Kar/man Pasaj1' nm binas1 oturtulmu�tur.
13
toplar, onlan, topuna goz atmadan kimseye vermez. Bir Rus, aym
sayg1s1zhg1 Nerval'e de uygulami§ ve Nerval gazetelerden birini
istedigi halde yiiziine ters ters bakan adam1 Paris 'teki kahvelerin
mli§terilerine benzetmi§tir.
Beyoglu 'undaki bir kahveden de 1 85 2 yazmda Tiirkiye ' ye ge
len Theophile Gautier soz eder. Gautier'nin anlatt1g1 kahve de Tii
nelba§i 'nda Mevlevi Tekkesi'nin kar§ismdadu. Kahvenin duvarla
n yanya kadar beyaz filelerle siislii sanms1 tahtalarla kaplanmi§tlf.
Peykelerin iistiindeki minderler ise kilimlerle t:irtiiliidiir. Altm yal
d1zh ve siyah <;i<;ekli aynalar duvarlara suma kordonlarla as1lm1§
tu. El bi<;imindeki <;engellerde ise havlular vardu. Oteki Turk kah
veleri gibi buras1 aym zamanda bir berber diikkamdu. Pml pml
kalkanlara benzeyen biiyiik baku legenler duvardaki raflarda yer
ahr. Legenlerin yam sua Bohemya cammdan, yontulmu§ bilurdan
yap1lm1§ nargileler dizilidir. Nargilelerin maroken hortumlan Ga
utier' ye birbirine dolanan Laocoon ' lan dii§iindiirtiir. Mevsimler
den yaz oldugu i<;in ffiU§teriler kapmm oniindeki peykeye OtUrffiU§
tur. Buraya Frenkler, Ermeniler de <;ok gelir. Bunlar Gala ta' daki i§
yerlerine gitmek i<;in Yiiksekkaldmm 'dan inen esnaf1 dalgm dal
gm seyrederler. Buradan Tepeba§i'ndaki Kii<;iik Mezarhk da go
riindiigii i<;in, mli§teriler kimi zaman da oradaki selvilere ve Me
zarhk Caddesi'ne (�imdiler Cumhuriyet Caddesi) dogru sarkan
mezar ta§lanna bakmakla vakit ge<;irirler.
1 865 y1llannda Taksim Caddesi ' ndeki Ar�ak' m Kahvesi <;ok tin
toplar. Buraya Jan Tiirkler de gelir. Ak§amlan kahveyi incesaz CO§
turur. incesaz, <;okluk Kar Sebuh'un yonetimindedir. Jan Tiirk
ler' in arada bir gt:iriindiikleri bir yer de Caje Flamme' drr. Frans1z
Bilim Akademisi iiyelerinden ve biyolojide donii§iimcii kuram1 sa
vunanlardan Edmond Perrier istanbul ' a geldigi vakit burada S a
Cemiyet-i ilmiye-i
dullah Pa§a, Miinih Pa§a, Ethem Pa§a ve biitiin
Osmani iiyeleriyle bulu§ur. Perrier bu kahvede � inasi ve Nam1k
Kemal ile de tam§lf. B ir defasmda da Nam1k Kemal ' e Frans1z ay
dmlannm ba§lanndaki III. Napoleon zorbasm1 nas1l atacaklan iize
rine bir soylev <;eker. Flamme Kahvesi'nde Perrier ile konu§maya
gelenler arasmda Ali Siiavi ile Hersekli Agah Nuri, Re§at gibi jon
Tiirkler de vardu. Bu toplantilar Perrier 'nin Beyoglu 'nda kald1g1
otelde de siirdiiriiliir. Jan Tiirkler de ona Osmanh sultanlannm zor
bahgma kar§I <;tkan gen<;lerin <;ah§malanm anlatular.
14
B ir ara bu kahveye Abdi.ilhak Hamit de dadamr. Hamit, � ina
si 'nin orada oturdugunu duymu§, onunla tam§mak istedigi i<;in
kahveye gelmeye ba§lamt§tlf. Arna gi.inlerce bekledigi halde � ina
si ile kar§tla§amaz.
Buraya Ti.irklerden <;ok azmhklarla Goksu Frenkleri dadanmt§
tir. Yemeklerden once kadehle rak1, cin, amer, konyak ya da likor
yuv arlamay1 severler. Ekmek lokmalan i.izerine yatmlmt§ siyah
havyarla, kum1z1 Japan havyanm da midelerine indirirler. Flam
me m mezeleri arasmda kaz yumurtas1, fi.ime k1h<; (ti.iti.in bahg1),
'
* Yol.
15
c;abucak b1kacak, o da adm1 Finette ' e c;evirerek Elhamra-Alhamb
ra- §ark1h kahvesine gec;erek, Ahmet Mithat Efendi 'nin deyi§iyle,
binlerce gaz l§tnl arasmda bir daha parlamak yolunu ara§tuacakur.
Flamme Kahvesi' nde garsonlar hep klzd1r. K1zlar -Ahmet Mit
hat Efendi bunlara hizmetc;i k1z der- gece yar1smdan soma evleri
ne donerken mii§terilerden birinin kendilerine e§lik etmelerine ses
c;1karamazlar. Dahas1, gecenin o ilerlemi§ saatinde mii§terileri bir
de kendi ev lerine donmek yorgunlugundan kurtarmak ic;in onlan
yataklanna ahrlar. Kahvede §ampanya §i§elerini patlattuanlar o ge
ce k1zlardan birini ahp gideceklerine iyice inamrlar. Arna kimi za
man k1zlardan §byle kar§thk almu:
- Oziir dilerim. Bu gece e§lik ic;in ba§ka efendiye soz verdim.
Ba§ka bir zaman da sizin e§liginizi rica ederim.
Flamme Ahmet Mithat Efendi ' ye gore bahkh yerdir. Misafirha
ne (otel) dendi mi Flamme'rn ad1 soylenmi§ olur. Kahvehane den
di mi bir ba§ka ad1 ac;1klamr. Tiyatrohane bir tic;tincti ad1 oldugu gi
bi Meyhane de adlan arasmdadu. Kumarhane ile de en onemli ad1
ac;1ga vurulmu§ olur. Kimileri de MlZlka ya da Hanendehane derse
§a§umamah, odur.
�u bilinmeli ki, Flamme XX. ytizy1la ula§madan yangm belas1-
na ugrayacak ve sadece dart duvar kalacakt1r. B eyoglu Belediye
Dairesi Cadde-i Kebir'i geni§letmeye kalkmca -Flamme' m yeri
Tokahyan 'm kar§tsmda, ingiliz Kanzuk Eczanesi suasmdadu- on
lar da dtimdtiz edilir. Yerine de bir siire soma dart kath bir yap1
kondurulur. Altkatta bir tuhafiyeci dtikkan1 ac;1hrsa da, zaman ic;in
de, burada yine Kahve-i Flam biter. A§ag1 yukar1 II. Diinya sava§l
na degin ya§am1m siirdtiren kahvenin yerinde 1 950 y1llannda bir
oyuncakc;1 saptanmi§tlf.
XIX. ytizy1hn sonlarma dogru Beyoglu'ndaki kahveler, meyha
neler, ic;kili yerler daha da c;ogahr. Ahmet Rasim ytizy1hm1zm ba§
lannda Ttinel 'le Galatasaray arasmda en a§ag1 1 5 kahve ve gazino
nun adm1 sayar. bunlann c;ogu, gtindtiz kahve, gece meyhane, c;al
g1h gazinodur. En tanmmt§lan da Cafe Couronne ile Aznavur Pa
saj1'ndaki Cafe de Commerce'tir. Couronne dar ve pis kokuludur.
Arna mii§teriden ic;eriye girilmez. Kemenc;eye dordtincti teli ekle
mek htinerini gosteren Kemenc;eci Vasil oramn biilbiiliidiir. Pahah
mi pahahd ir. Ahmet Rasim: "iki §i§e dtiz rak1, tic; tabak mezeye ya
nm ingiliz verince insan ay1hr" der. Couronne'un kar§thkh iki du-
16
van aynalarla kaplanmt§tlf. Btiylece ayna ic;inde gtirtintir. Bunlar
iki Slfa boyunca yanmakta olan gazlan da gtiztin uzanabildigi ye
re kadar c;ogaltu.
Pahahhkta Commerce de, Couronne'dan geri kalmaz. Burada
da bir sure dinlenmek ic;in mecidiyeyi gtizden c;lkarmak gerekir.
Otiz rak1* ic;ildigi vakit de Couronne'da tidenen para tidenir. Ah
met Rasim buraya gelirken ceplere mandalina, elma s1k1§tmlmas1-
m tigtitler. Onu dinlemeyecek olursamz bunlann da parasm1 ver
mek zorunda kahrs1mz.
Commerce Servetiftinunculann da ugrad1klan bir kahvedir. Bu
rada nargile de ic;ilir. Bir bilardo salonu da vardu. Bamkota,..,. Ka
rambol "'u italyan bilardosu ve ispanyol bilardosu en c;ok oynanan
oyunlardand1r.
Bugtinkti Elhamra S inemasmm yerinde bulunan Cristal ya da
Palais De Cristal de Abdtilhamit c;agmm tinlti §ark1h kahvehanele
rinden (cafe-chantant) biridir. S alon 40-50 gazla aydmlatilmt§tlf.
Cristal 'in kar§tsmda da §imdilerin Saint Antoine Kilisesinin yerin
de Concordia vardu. Ondan once de Hanaki admda bir Rum bura
da, kendi adm1 verdigi bir kumarhane i§letir. Concordia Frans1zla
rm caf-conc (cafe-concert) ad1m verdikleri c;alg1h yerlerdendir.
Burada opera-komikler de oynamr. Aynca gizli bir kumar salonu
da vard1r. Bu gizli kumar salonuna Cristal' d e de rastlamr. Concor
dia mn sahibi Malia Andreas ile
' Cristal'in sahibi Petraki Raftapu
los yabanc1 uyruklu olduklan ic;in polis gtirevlileri buraya baskm
veremez. Fehim Pa§a'nm hafiyeleri de giremez.
Concordia'da daha c;ok Frans1z kadmlan §ark1 stiyler. Ahmet
Rasim bunlan "kemali letafet"le dinler. Arna §ark1c1 kadmlann ya
rn s1ra sahnede boy gtisteren erkekleri c;ok soguk bulur. Bunlann
"' Rak.mm y a.k m ger;mi§e kadar ad1. anason yerine sa.k.1z kalllan ve mastika denilen
sak1z rak1smdan ay1rt edilmek ir;in "diiz rak1" idi. B una k1saca "diiz" diyenler de
v ard1r. Kiir;iik Virjin'in ra.k.1 iizerine bir kantosu;
Mastika, diiz ho� o/ur
Rak1 i�·en sar/10� o/ur
Ka/mad1 raki paras1
Elimde kadeh yans1
Yand1 ciger kebap o/du
Vefas1z yar yiiziinden
B enim lia/im liarap o/du
"'"' Ters y iinde giden iki b ilardo topunun iir;iincii top tarafmdan vurulmas1.
"'"'"' Or; topun r;arp1§mas1 .
17
komiklerinden de haz etmez. Concordia 'da i:iteki \'.alg1h yerlerde
oldugu gibi akustik diye bir �ey yoktur. Kemanlar g1y-g1ylamaya
ba�lasm, her taraf tmgir tmgir i:iter.
Concordia'nm yanmda bir de i<; Concordia admda bir birahane
vardir. Ahmet Rasim burada bira, gravyer peyniri ve makamaya
yatar. i<; Concordia Rum \'.alg1c1lann i:itti.ikleri yerdir:
Kay1kaki kay1kaki
Putapayis yali yali?*
diye bir terane tuttururlar \'.Okluk. B u da:
Acaba yati?**
nakarat1yla son bulur. Burada o zamanlar - 1 885 y1llannda- s1k s1k
kavga da olur. Mi.i�terinin biri garsonun suratmda bir miralay pat
latt1 m1 garson bi.ifenin i.izerine di.i�er. Bir �ang1rt1, bir y1k1h�. is
kemleler kalk1p, iner.. Bira bardag1, su si.irahisi, su bardag1, tabak
lar havada U\'.U�ur. B ir tabanca 011adaki avizeyi hurdaha� eder. <;1g
l1k i.izerine \'.tgltk. Derken kol gelir. Kadm, erkek kimi ele ge\'.irir
se gi:iti.iri.ir.
Salonun sagmda bah\'.eye a\'.1lan bir kap1 vardir. Kimileri bura
dan s1v1�ir. Ahmet Rasim de bir gi.in bi:iyle bir baskma ugram1� ve
yan kap1dan ka\'.m1�tir. Arna kap1 sokaga degil de bah\'.eye a\'.1ld1g1
i\'.in orada beklemekten ba�ka bir �ey yapamaz. Paltosu da i\'.erde
kald1g1 i\'.in k1kirdamak tehlikesi ge\'.irir. Bir saat soma yine i\'.eri
ye di:iner. S alon kapkaranl1ktir. Bir garson, nerden bulduysa bir
mum yakar. Olaydan iki saat soma birahane yeniden havasm1 bu
lur. Saga sola ka\'.1�an mi.i�terilerle Galatasaray karakolundan kur
tulanlar yeniden aleme ba�lar. Ahmet Rasim kimi zaman da Cris
tal' in gi:inli.ini.i ahr. Orada i\'.eriye girilmesini i:inlemek i\'.in bir oda
nm i:ini.inde bir tak1m �i�eler y1g1ld1gm1 gi:irerek buramn o gizli ku
mar salonu olabilecegini di.i�i.ini.ir. Arna hi\'. mi hi\'. odanm smm1
\'.OZemez. Cristal' e Servetifi.inuncular da s1k s1k damlar. Halit Ziya
U�akhgil Mai ve Siyah 'ta Cristal'den uzun uzad1ya si:iz eder.
Oraya " Kasr-i.il B illur" ad1m veren Ahmet Cemil'in arkada�1
Raci Cristal'de pek \'.Ok geceler, ge\'. vakitlere kadar kalm1�tir. Ha
lit Ziya'ya gore Cristal'in a�mm1� bir merdiveni, dar, pis, basa-
*Ey kay1k, ey kay1k
Nereye gidiyorsun yah yah
** Acaba ni<,:in?
18
maklan vardir. Gazinonun en iyi ii;kisi gazozdur. Kahvesi nohut
unuyla kan§tktir. <:;ay ise 50 kez demlenmi§tir. 8-10 Lehli kizdan
olu§an bir orkestrasi vardir. Kahve gi.iri.ilti.iden gei;ilmez. Ayak vu
ranlann, bastonuyla iskemleleri dovenlerin, "Bis, bis" diye bangir
bangir bagiranlann bini bir parayadir. Berberler, ti.iccar katipleri,
esnaf i;Iraklan, yabanci vapurlarda i;ah§an tayfalar, evden tiyatroya
diye izin ahp da lalasiyle anla§ip kai;amak yapan i;ocuklar, istan
bul yakasmdaki mahalle kahvesinde her gece pi§pirik oynamaktan
btkip da bir ak§ami Beyoglu 'nda gei; irmek isteyen baylar buramn
gediklileridir.
� arkici kadmlar sahnede birbirini izler. Biri Almanca soylese
otekisi de bir Fransiz §arkisi ya da ispanyol bestecisi iradiyer'in
"Pa/oma"sim i;mlatir. Romanyah bir kiz Rumca, Yunanh bir kadm
ingilizce pari;alar okur. En son da iskoi;ya daghsi kihgmda iri yan
bir Alman kadim sahneyi i;okertir.
Halk da i;okluk bu §arkilara katihr. Nedir, Ahmet Rasim Fran
siz §arkicilanmn i;ok olmamasma bi.iyi.ik hayif gosterir. Burada ii;i
len her §ey yi.iz paradir. Yi.iz parayi verdiniz mi oh, gece yansmdan
sonra ikiye degin bir masa ile bir kanapeyi kapatabilirsiniz. Arna
bu fiyat Halit Ziya i;agmm fiyatidir. Bundan 10-15 yil once gelir
seniz siz de buraya ahmet Mithat Efendi gibi sadece 60 para verir
siniz. Yalmz i;algi i;alan kiz gecede dort kez masamzm i;evresini
§ereflendirirse ona da onar paradan kirk para vermeniz gerekir ki
yine i§i yi.iz para vermeden atlatamazsmiz.
Bu §arkici kadmlann bir de dinlenme yeri vardir ki kuk parahk
§eye kirk kuru§ vermeyi goze alan herkes buraya dalabilir. Burasi
iki odamn birle§tirilmesinden meydana gelmi§tir. Bi.iyi.iki;e bir yer
dir. Ostleri keten orti.ili.i kanapeler, kadife iskemleler, mermer ma
salar, soluk aynalar, i;ig i§ikh lamb alar. . . Odamn ti.im e§yasi bu ka
dardir. � arkicilann giysileri ise ri.iki.i§ mi.i ri.iki.i§. Biri Normandiya
h bir koyli.i kadim kihgma ozenmi§tir. Arna sai;lan "Pompadour"
sai; modasma gore kivrrtilmi§tlf. . . Bir ba§kasi "Marie Antoinette"
yakahgi altma bir vodvil soubrette' i gibi kisa bir fistan gi ymi§tir.
i§lemeli ve dar mi dar bir Arnavut yelegi ii;inde buram buram ter
leyen bir §i§man §arkici ise yelegin altma yirtmai;h bir <:;inli giysi
sini uygun gormi.i§ti.ir.
Burada da Cafe Flamme'da oldugu gibi bi.iti.in garsonlar kizdir.
� arkicilar, fasil aralannda, ii;erde dinlenirken, peripeyker (peri
19
yiizlii) c;alg1c1 Alman k1zlan da mii§terilerin yanma gelerek yanm
yamalak Tiirkc;eleriyle c;1t1p1t1 diller dokerler. Ahmet Mithat bir ak
§am bunlardan birini masasma buyur etmi§, ikinci bir ak§am k1z
yamna iki arkada§tm daha alarak gelmi§tir. Yazanm1z yiiregi hop
laya hoplaya onlara ne ic;eceklerini sorunca k1zlar siitlii kahve ile
pasta istemi§lerdir de bizim Ahmet Mithat' m yerinden oynayan
yiiregi boylece yerine donmii§tiir. Arna Ahmet Mithat k1zlann pas
tay1 yemedigini ve ceplerine indirdikleri pastalan sonradan gotii
riip patrona satt1klanm da gormii§tiir ki k1zlara pek c;ok ay1plar
gondermi§tir. Dr. Besim Omer Akalm da delikanhhgmda -Tip og
rencisi iken- arkada§lar1yla Cristal'e c;ok gelir. Bir gun orada arka
da§lan bir kavgaya da tutU§Urlar ve gazinonun bir camm1 krrarlar.
B u c;agm iinlii yerlerinden biri de Jardin des Fleurs (C::ic;ek Bah
c;esi)'dir. Hristaki pasajmm yerinde bulunan Naum Tiyatrosu'nun
biti§igindeki bu kahve 1 8 70 yangmmda tiyatro ile birlikte yamp
kill olmu§tur. Jardin des Fleurs ya da Cafe des Fleurs §ark1h b ir
kahvedir. Karagoz oynat1lan bir salonu da vardir. fon Tiirkler bu
rada da zaman zaman goriiniirler. Yemek yemek istedikleri vakit
ler de Missirie'ye giderler. Missirie Cadde-i Kebir'de -bugiinkii
Ha§et Kitabevi 'nin oralarda- 465 numaradadir. 1 860- 1 870 y1llan
nm hemen hemen en liiks otel ve lokantas1dir. As1l ad1 Hotel d' An
geleterre' dir. Buray1 Jacques Missirie admda biri tuttugu ic;in onun
ad1yla amhr.
�imdiki S aray sinemasmm yerinde de, XIX. yiizy1lm ikinci ya
nsmda Luxembourg Kahvesi goriiniir. Bossy admda birinin i§letti
gi kahvenin arka taraf1 bilardo ve oyun salonudur. Luxembourg' ta
resimli gazeteler de bulunur. S andalyeler kadifedendir. Kahvenin
oniindeki masalarda oturanlar dt§ardan gec;enleri seyreder.
Luxembourg Halit Ziya'mn da sevdigi bir kahvedir. Orada c;ok
luk cam oniindeki bir masaya oturur. Kahvenin oniinden gec;enleri
gozden yitirinceye degin izler. Kiminin paltosundan, kiminin eski
elbisesinden, kiminin de elindeki paketten anlamlar c;1kanr. Kafa
smda birer dakikahk zaman ic;inde bu insanlarm her biri ic;in aynn
t1h bir oykii durur.
Ebiizziya Tevfik, Luxembourg Kahvesi'nin 5 Haziran 1870 'de
ki B ii yiik B eyoglu Yangmmdan once, Tokathyan'm kar§tsmda,
Kanzuk Eczanesinin yerinde oldugunu soyler. Eni, boyu c;ok geni§
tir. Duvarlan ba§tanba§a aynalarla kaplanmt§tlr. Perdeleri kadife-
20
dendir. Tavam altm nakt§larla siislenmi§tir. istanbul 'un hi<;bir
semtinde qi yoktur.
Galatasaray Lisesi'nin yanmdaki Kartal Sokag1 'nm obiir ko§e
sinde de Royal Kahvesi -son y1llarda C. K.M. Magazas1, §imdiler
de Pamukbank olan yer- vardir. Sahne Sokag1 'nm ko§esindeki Va
laury Pastanesi ile kar§l kar§tya olan Royal da, Luxembourg kadar
sevilir. Burada daha eski y1llarda Saray 'm <;er<;evecisi Bay Le
duc ' tin kansmm i§lettigi bir <;i<;ek<;i diikkam vardir. Sait Naum
Duhani, Bay Leduc 'un S uzan admda badem gozlii, siiliin boylu bir
km oldugundan soz eder ki klzcag1z diikkandaki <;i<;ek demetleri
arasmda oradan oraya kO§U§Urken bir yusuf<;ugu andmr.
Royal'm kar§l sirasmda ise sonradan Hatay adm1 alacak olan
Parisienne Pastanesi gaze <;arpar. Hereke Fabrikas1 'nm sahipleri
olan Necip 'ler diye amlan iki Arap karde§in mah olan bu pastane
ki bu Necip ' lerden biri Amavut Vassa Pa§a'nm kmyla evlenmi§
tir- Necip di ye de amhr.Necip 'i n sirasmda Paris Kahve ve Lokan
tas1 da caddeden ge<;cnlerin pek <;ok dikkatini <;eker. Bunun yamn
da da Pera Sitesi (Cite de Pera) vardir ki topu da yangm ge<;iren
Jardin des Fleurs'iin bir par<;asma konmU§tUr.*
Paris Kahvesi (Cafe-Restaurant de Paris) daha sonraki y1llarda
yerini Tokathyan lokanta ve pastanesine b1rak1r. Buranm sahibi
M1gird1<; Tokathyan pastane ile lokanta arasmda mekik dokur. Gar
sonlar ise i<;eri girenin yiiziine bir bakt1lar m1 onun bira m1, konyak
m1, kahve mi i<;ecegini, yoksa yemek mi yiyecegini §ip§ak <;akar
lar.
Ahmet Rasim, haftanm bir, ya da iki gecesi burada <;armak<;ur
olur. <;okluk da "yutana a�kolsun" dedirten kart tavuklan keklik
diye midesine indirir. Ahmet Rasim burada veresiye de i<;er. Arna
veresiye i<;ti mi bir daha sefere ii<; garson ayn ayn hesap getirir.
Nedir, Ahmet Rasim her §eye kar§m buray1 sever, hele cuma v e pa
zar giinleri ogleden ak§ama kadar on pencerelerden birini kap1p da
piyasay1 seyretti mi keyfine diyecek yoktur. Yalmz Tokathyan
Efendinin boyle cam onlerine ak§ama kadar yapt§lp kalanlardan
ho§lanmad1gm1 da bilir.
+ Bu giinkii postaneden Salme Sokag1'na degin u zanan alan iizerinde yay1ld1g1 anla
�1lan Jardin des Fteu rs 'iin bir btiliigiine de daha sonralan Ayna/1 Pasaj' ( Avrupa Pa
saj1) kondurulmu�tur. Ayna/1 Pasaj'da B a y Scribe admda bir arabacmm diikkam
vardu ki sarayhlara araba yapmakla iinliidiir.
21
1 9 1 1 - 1 9 1 2 y1llannda Abdiilhak Hamit B rliksel el�iliginden ah
mp da istanbul ' a doniince Siileyman N azif'le onun �erefine Tokat
hyan'da bir ogle yemegi diizenler. Yakup K adri gibi gen� edebiyat
�tlar da �agnlm1�ttr yemege. Yemegin sonuna dogru soylevler attl
maya b a�lar. En giizelini de Hamdullah Suphi soyler.
0 y1llarda Yahya Kemal, Yakup Kadri, � ahabettin Siileyman,
Halit Fahri kimi ak�amlar Tokatllyan'da yemek yiyip keyif yeti�ti
rirler. Halit Fahri tabldotun 20 kuru� olmas1 kar�1smda iki de bir el
lerini ogu�turur. B una sevinenlerden biri de Yahya Kemal'dir.
Tabldottan ba�ka, �okluk bir de jambon ismarlar. Jambon gelince
de onu havaya atar ve Parislilere ozgii bir ustahkla agzma dii�iiriir.
Kimi zaman da bu topluluk daha da kalabahkla�tr. Hep edebiyat
tan, gazetecilikten soz edilir. Yakup K adri her zaman masanm ba
�ma oturur. Boyuna giller. Bu giilii�lere alay kan�ttrmay1 da unut
maz. Yahya Kemal ise kendisine iistad dedirtecek pozlar takmma
y1 hi� eksik etmez. iri yan olu�u bu pozlan daha etkili ktlar.
Faztl Ahmet Ayka� 'la ya�ammm biiyiik bir par�as1m Avru
pa'da ge�iren Celal Nuri de burada s1k s1k goriiliir. Arna bu, Faztl
Ahmet'in Celal Nuri'yi yermesine engel olmaz:
ingiltere kaybolup dumanda
Hikmet sar;1yor Ce/al Nuri
Ben esniyorum Tokathyan' da
Yakup K adri buraya kimi zaman da cancigerleri Abdiilhak �i
nasi ve Refik Halit'le yemege gelir. Bu yemeklerde Yakup Kadri
ile Abdiilhak � inasi, Anatole Francc'la Maurice B arres'e baghhk
lanm yinelemek ftrsatm1 bulurlar.
1 9 1 6 ytlmda Finten' in " Asan Miifide" bilim kurulunca yaym
lanmas1 dolaylSlyla Hamit �erefine burada bir �ay da verilmi�tir.
<;ayda, iki yazar arasmda Hamit'in �iirleri ve duygulan iizerine bir
konu�ma da yap1hr. ve Hamit kendisiyle ilgili olmayan bu yargtlar
kar�1smda suyu kesilmi� degirmene doner. <;aya, Veliaht Mecit
Efendi de kattlm1�ttr. Mecit Efendi, bir hafta soma, B aglarba
�1 'ndaki ko�kiinde yine Hamit �erefine altm1�a yakm konuga bir
ogle yemegi verir. <;agnhlar arasmda Halit Fahri de vardtr. Mecit
Efendi 'nin o y1llarda 1 5 ya�mda olan klZl Diin ii�ehvar konuklara
bir atlas yasttga takth Finten igneleri dag1ttr.
ittihat ve Terakki' nin iktidarda oldugu giinlerde buraya bir�ok
22
ittihatrr 1 b akan, parti ve devlet ileri gelenleri de gelir, lokantada ka
nnlanm �i�irdikten sonra pastane boliimiinde kahve irrerler. M iita
reke y 1llannda Abdiilhak Hamit, � ah abettin S iileyman, Cenap � a
h abettin, Siileyman N azif, Yahya Kemal, Ali E krem, H alit Fahri,
Celal Nuri, Celal S ahir, Faz1l Ahmet h aftada bir Tokatl1yan'm arka
salonunda toplamrlar. B ir giin toplamrlar. B ir giin Cenap � ah abet
tin Kad1koy vapurunda rastlad1g1 Yakup K adri 'yi de oraya siiriik
ler. 0 giin orada Diyarbakir saylav1 Pirinrrcizade Feyzi ve Ziya
Gokalp de vardir. Bir ara konu�ma dil iizerinde karar ktlar. Cenap
�ehabettin Ziya Gokal p ' e �oyle seslenir :
Ostad1m oteden beri Arap ve Fars kurallanna gore yap1lan
tamlamalann dilimizden attlmas1m istiyorsunuz. Arna �imdiye
degin bu yolda bir edebi eser meydana koymu� olan var m1dir?
Var. (Parmag1yla Yakup Kadri 'yi gosterir.) i �te bu.
Donii�te Cenap, Yakup K adri 'ye �unlar1 soyler:
- Dogrusu Ziya Bey ' in bu Yeni Oil ak1m1yla bizi nereye gotiir
mek istedigini bir tiirlii anlam1yorum.
Ziya Gokalp de Tokatllyan 'dan rr1kttklan vakit Pirinrrciza
de ' nin kulagma �unu f1slam1�tir:
Yakup K adri ' yi onlar bizim elimizden almaya iralt�1rken ben
onlarm elinden ald1m.
0 y1llarda Tokatllyan 'a gelenler arasmda Aka Giindiiz de v ar
d1r. B ir giin o da orada bir ayna k1rm1�, �enlikli dakikalar yarat
m1�tir.
Tokatl1yan daha sonraki y1llarda oteki edebiya ku�aklarmm da
arada bir dii�tiikleri bir yer olur. S allih B irsel 1 940 y1lmda orada
arttk pastane diye bir �eyin kalmad1gm1, arka boliimiin lokantalt
g1m siirdiirmesine kar�m on boliimiin sadece bir kahve niteligi al
d1g1m saptam1�ttr. Gerrri o ytl, Tokatllyan 'm arka salonu yine
arr1kt1r, ama buraya Tokatllyan' m tiryakisi birkarr ak�amc1dan
ba�ka kimse gelmez.
1 949- 1 950 y1llannda Orhan Hanrrerlioglu da Be� Sanat Dergi
sini rr 1 kar1rken Tokatl!yan'm kahve boliimiinde s1k s1k goriinmii�
tiir. Yanmda rrokluk S abahattin Kudret ve filozoflar filozofu B ah a
c;alt yer altr. 0 y1llarda H alit Eski�ar ' l a S alahattin H akk1 Esatog
lu da Tokatllyan 'da afyonlanm patlatirlar kimi zaman. Celal S1-
lay ise Mustafa �ekip Tunrr ' l a gelir. iskender Fikret Akdora da
S abri Berkel ' le boy gosterir. B unlarm yanmda kimi zaman S allih
23
B irsel de olur. Celal S1lay kimi zaman da S abahattin Kudret ya da
S abri Berkel ile oturur. S ait Faik de �okluk S abahattin B atur ' l a
girer i�eri. <;unkii o s1ralar S ait' in en yakm arkada�lanndan biri
de S abahattin B atur'dur.
Arna biz yine de ipin ucunu ka�ird1k. isterseniz yeniden XIX .
yuzy1lm sonlanna donerek Tokatllyan sirasmda, Sol ve S ag so
kaklan arasmda, Temistokli Pastanesi'nin bulundugunu da soyle
yelim. Pasta konusunda Tokatllyan'la Temistokli tam bir yan�
i�indedir. Yeni ad1 B alo Sokag1 olan S ag Sokag 1 ' nm ko�esindeki
Bravakis Pastanesi de onlardan a�ag1 kalmaz. B urada kelli felli
ki�iler ak�amlar aperatif ahr ve camdan gelip ge�enleri seyreder.
Ahmet Rasim 'in sevdigi yerlerden biri de Central'dir. Tokatll
yan'm kii�iik bir benzeridir burasi. B urada da kart tavugu keklik
diye yuttururlar insana. B ura garsonlarmm bir ozelligi de mii�te
rilerle hi� konu�mamalandir. Ahmet Rasim burada kendini dilsiz
ler okulunda samr. Central'in duvarlan da Beyoglu ' ndaki bir �ok
kahve ve meyhanenin duvarlan gibi apliklerle doludur. Masalann
iistiinde de mermer vardir.
Nedir, Ahmet Rasim en �ok Pappi'de kafay1 bulur. Pappi hem
meyhane, hem de bakkald1r. M astikanm, biranm iyisi buradadir.
Ahmet Rasim oraya ilk gittiginde menta likorii i�mi�tir. Boylesi
bakkal-meyhanelerden ikisi de Sponeck ile Due Fratelli'dir. Bun
larAznavur Pasaj1 'nm altmda ve iistiinde yer alm1�lardir. Yakup
K adri ile Refik Halit, Tokatllyan 'a gitmedikleri v akit, bunlardan
birine d amlar, ayakiistii kafalanm dumanlamaya b akarlar. Abdiil
hak � inasi onlara Tokatl1yan 'a giderken katild1g1 halde bu meze
cilere gelmez.
Cristal' in biraz otesine dii�en Pappi' de B orazan Tevfik de s1k
s1k �akar. B ir gun B orazan orada Kamah Ziya Bey ve devlet go
revlilerinden ibrahim Bey ' le kafay1 �ekerken ibrahim �oyle der:
- B ugiinlerde �ok dii� goriiyorum ama iyi se�emiyorum.
Kamah Ziya:
- Fitil gibi y atiyorsun. Elbet se�emezsin.
ibrahim Bey (Boraz an ' a) :
- Sen bu i�e ne dersin?
- Gece y atarken gozliik tak, derim.
Ahmet Rasim 'in be� yadigan (eskiden kalma arkada�) v ars a
biri de B orazan'dir. Ahmet R as im, onu �oyle anlatir:
24
Karayag1z, egri fes, az tombul, f1ldir goz, son derece kam s1-
cak, yiiziinden ne�e akan sevimli biridir. K1vJTc1k s arylan ortadan
ikiye aynlm1�tir. Eski B ahriye itfaiye silahendazlanndandir.
B oraz an ' m giirylii bir bellegi vard1r. <:;ok d a iyi taklit yapar.
Haddehane ' de bulundugu siralarda ustaba�1 ingiliz ' in konu�ma
sm1 taklit eder ki, iistiine yoktur. Onlii kumarbaz <:;erkez Hur�it'in
ayak tartarak, omuz silkerek yiiriiyii�iine de ryok ustac a oykiiniir.
Siileyman N azif' in " Dicle" �iirini de iranh agz 1yla okur, Bora
z an ' m d agarc1gmda �u taklitler de vardir: Tramvay ' n ryignedigi
kopek avavas1, ath tramvay mii�terileriyle biletryi konu�mas 1 ,
Rum hallacmm hizmetryi k1z i l e konu�mas1, B ahkry1 Karabet 'in
genelev sokagmdan ba�mda tabla ile geryi�i. kopuk alay1 konu�
mal an , mahalle ninnileri, kadmlar hamammdaki konu�malar,
zencilerin 1 May1s kir alemleri, Galata Borsamn ahm s at1m za
mam, Kag1thane- Fener z amparahklar1, bir karnaval sonu atlarla
Yeni�ehir'e ini�. Lavtac1 Hristo ' nun �ark1 soylemesi, Kumarbaz
Donsuz Petro ile Arap, Karamanh Koylii, Acem, Ermeni, <:;erkez,
Kurt, Yahudi ve Rum konu�malan.
B akkal-meyhane Sponeck ucuz bir yerdir. 1 9 1 2 y1lmda tabl
dot burada 6 kuru�tur. 6 kuru�a �arab1 yanmda olmak iizere dart
tiirlii yemek yenir. Ahmet Rasim, alafranga sofr alarda k ary tiirlii
yemek yendingini anlamak isteyenlere buray1 s ah k verir.
Abdiilhamit ryagmdaki Beyoglu kahveleri ve meyhaneleri ara
smda Cafe des Suisse, Cafe de Croissant,* Gambriniis , Mari,
Tur�ucu Gazinosu. Kara Ma1w , Pirinqqi Gazinosu, Pasko, Lebon
da s ayilabilir. Ahmet Rasim'e gore Mari zenginlerin meyhanesi
dir. Paras1z lann, cebideliklerin Karakoy ' deki Filip ile S irkeci ' de
Ankara Caddesi 'nde Staynbroh 'a (sonradan istanbul Lokantas1)
gitmeleri gerekir. Pasko ise oteldir. Arna lokantasmda tabldot
iiz erinden yemekler yenir. Gambriniis ile Cafe de Suisse de ye
mekler alafranga mutfag1 izler. Gambriniis Birahanesi, Konkordi
ya Tiyatrosu kar�1smda 3 1 2 numaradadir. Burada "birinci nevi bi
ra fiiruht" olunur ve mii�terilerin memnunluguna her biryimde hiz
met edilir. Gelgelelim Ahmet Rasim buranm birasm1 b ay at m1 ba-
25
y at bulur. 1898 y1lmda bir gazetede �1kan ilana bak1hrs a biraha
nenin sahibi Kefalonah bir gemi k aptan1 olan Dimitri Gambri
niis 'tiir. Arna Andria admda pek siislii, pek �1kid1m bir gen� ora
nm sahibi gibi goriiniir. Andria birahaneye Frans1z limanlannda
gordiigii meyhanelerin kihgm1 vermi�tir, ba�hca i�i de Frans1 zc a
konu�maktu. G arsonlar da fanfinfona bula�m1�sa hi� �a�maym.
Topu da beyaz ceketli, beyaz frenk gomlekli, siyah kelebek bo
yunbagh, siyah pantolonlu, siyah �orap ve siyah iskarpinlidir.
Yandan ya da ortadan aynhp taranm1� sa�lar uzun mu uzundur.
Gambriniis sabaha k adar a�1ktu. Yalmz geceyansmdan sonraki
mii�teriler, laf aram1zda, uygunsuz ki�ilerdir. H askoy 'lii A�1k S ar
kis 'in baz1 buray1 �oyle savurur:
27
rarlar ve padi�ah1 Mithat Pa�a 'nm katili olarak sw;layan bir du var
bildirisinin miisveddesini de haz!flarlar. Nedir, ii;lerinden izmir ' li
Tahir Kenan ' m jumah iizerine tiimii de tutuklamr. Ostiinden bil
dirinin miisveddesi r;1kan Abdiilhalim Konya' ya, Ali Kemal de
Halep'e siiriiliir. Arna Abdiilhamit, bu siirgiinden Tahir Kenan ' 1
da yoksun b1rakmaz. Dahas1, en biiyiik pay1 ona aymr. Onu da Fi
zan 'a gonderir.
Nikoli'nin* pate de feu 'sii iinliidiir. Arna B agdat (Anadolu)
Demiryollan Ortakhg1 Yonetim Kurul B a�kam B ay Huguenin
burada b1ldJTcmdan ba�ka bir �ey yemez. Or; b1ld!fcm midesine
indirmeden de doydum demez. Nikoli, Miinih 'in Salvator biras 1 -
n m (Paulanebraeu S al v atorbraeurei) i stanbul temsilciligini de al
m1�t1r. B irahanenin miidiirii Epamiondas Lalas ise H aydarpa�a
tren istasyonundaki biifeyi de i�letir.
Bruchs'un iir;iincii garsonu Ananiyas'm ar;t1g1 �arap meyhane
si ise Me�rutiyet Caddes i ' nde Hocapulos Pasaj1 ' mn tam kar�1sm
dad1r. S ait Naum- Duhani bir de istiklal Caddes i 'yle S aka <;1kma
z1 'nm birle�tigi ko�ede Kutulas Birahanesi admda bir ii;kili lo
kantadan soz ar;ar. B ir birahane de Sark Pasaj1 'mn bir iki diikkan
iistiindedir. Yine Yani admda birinin i�lettigi bu yer de Strasburg
Birahanesi diye tin yapm1�tlf. B uraya da daha r;ok Frans1zlar ge
lir. Gazeteciler de r;ogunluktad!f. B izim S aliih B irsel gibi agzm
dan cigarasm1 hii; eksik etmeyen Vikont de la Jonquiere ile -Ah
met Hamdi Tanpmar da oyledir- D1�i�leri Miiste�an Nuri Chate
auneuf'iin Pari s ' ten arkada�1 biiyiik i� adam1 B ay Crespi ise ora
dan hii; r;1kmaz.
Son y1 llara degin siiriip gelen bir birahane de
Atlas s inemas1
s1rasmda Anadolu Pasaj1'ndaki Anadolu Birahanesi'dir. II. Ab
diilhamit'in mabeyincilerinden Egribozlu Rag1p Pa�a 'nm mah
olan Anadolu Hammn altmdaki bu pasaj m caddeye bakan yiizii
niin bir yanmda Belfast Gomlekqisi, bir y anda da do�emeci Laza
ro Franko v ard!f. Rumel i ve Afrika hanlannm da sahibi olan Ra
g1p Pa�a ii;in S ait Naum-Duhani �oyle der: "Eger Abdiilhamit' in
* Galata'da eski domuz kasaplan bulunan. b u yiizden de Domuz Sokag1 ad1 veril
mi� olan sokakta da bir Niko/i Birahanesi vardu. Buraya sadece Niko ya da Niko/i
diyenler de olur. B uranm bir ad1 da Bos/or B iraha nesi 'dir. Ahmet Rasim burada le
reyag ve havyarla rak1 i<;meye bay1hr. Beyoglu meyhanelerinin ise miiselleslerine
(koktey I tiiriinden kan�u bir i<;ki) biter.
28
yerine V. Mehmet ge�memi� olsaydi, R agip Pa�a bu hanlann ya
nma Amerika ve Avustralya hanlanm da k atar boylece be� kita
nm admi butiinlemi� olurdu ."
Anadolu Birahanesi'nin ilk sahibi Valavani admda bir Rum
dur. istanbul yakasmda oturanlar ona B al abani derler. Beyog
l u ' nun en se�kin yerlerinden biridir. Temiz, terbiyeli, ayagma �a
buk garsonlan vardir. B irahanenin i�inde akvaryumlar, dondurma
�aglayanlar ve kafesleri i�inde hanim hanim oturan billur sesli
biilbuller dikkati �eker. Duvannda bir guguklu s aat, s aat b a�lann
da guk guk oter. Mezenin en iyisi oradadu. Ozellikle Arn avutkoy
istiridyeleri �ok yurek p ar�alar. H am n k apISI onundeki i�portaci
da l akerdamn, karidesin agizda eriyenini satar. Kadikoy futbol ta
kimmm unlii bcki "Tahtaperde" admdaki Rum da kolunda Vene
dik sepeti, i�inde kavrulmu� fmdik, tuzlu badem, mu�terilerle tek
mi �ift mi oynar.
Arnavutlugun tanmmi� ailelerinden ve Abdiilhami t ' in y averle
rinden G ani Bey ' i vuran H afi z Pa�a da arada bir orada gorunur.
H afiz pa�a cinayeinden soma memleketine donmu�tiir. Donu�un
de aralannda Refi Cevat Ulunay ' m da bulundugu bir gun biraha
nede G ani Bey ' i nasil oldurdugunu anlatmi�tu. Nedir, Ulunay,
H afiz Pa�a'nm Gani Bey ' i kendiliginden mi, yoksa R agip Pa
�a'nm buyruguyla mi oldurdugunu kestiremez. Gani Bey ' in cina
yet suas md a sadrazam olan Halil Rifat Pa�a 'nm oglu Cavit Bey
' le arasi a�ik oldugu i�in Ulunay cinayette Cavit Bey ' in parma
gi olabilecegini de du�unur, ama kesin bir kaniya varamaz. Nedir,
bir sure sonra Arnavutluk 'tan gonderilen H alil admda bir Arnavut
da C avit B ey ' i Koprii ' de vurur.
Anadolu B irahanesi'ne 19 10 yillanndan soma "Nayiler"* de
s ik sik gelir. B unlarm i�inde de b a�i �eken Halit Fahri' dir. daha
s omaki yillarda Peyami S afa, ressam Elif Naci ve <; alh ibrahim
de orayi �i�eklendirir. B ir gun H alit Fahri orada tek b a�ma duble
ustiine duble yuvarlayan Peyami 'ye raslami� onu zorla kalduarak
Firuzaga ' d aki evine gotiirmu�tiir. Arna Peyami o ak�am eve er
kenden girdigi halde inadmdan sabaha kadar uyumami�, Duha
mel ' in bir romamm okumu�tur.** Ertesi gun de kendisini bir ge-
29
cecik olsun itrkiden aymm� oldugu itr in gozleri 1�11 1�11 giilen I Ia
lit F ahri 'ye:
- B an a b ak , ben emir kulu degilim. Senin buyrugunla m1 uyu
y acaktim? Uyumad1m i�te.
Kahvelere Tepeba�1 ' nda da rastlamr. Bunlann en onemlisi de
Kanuni Esasi K1raathanesi'dir. Arna Tepeb a�1 'ndaki kahvelerin
topuna birden "izmir Kahveleri" de denir. B uralarda nargile de
itrilir. Mai ve Siyah'm Ahmet Cemi l ' i bir ak�am arkada�1 Ali �e
kip ' i Glavani Sokag1'ndaki (�imdiki ad1 Kallavi sokak) La Bella
Venezia admda ucuz bir lokantaya gotiirdiikten sonra kahve ve
nargile irrmek itrin bu kahvelerden birine getirdigine gore, I l alit
Ziya 'nm da bu kahveleri iyi bildigi rr1kanlabilir.
Kanuni Esasi K1raatltanesi y a� am1m son y1llara degin siirdiir
mii� bir kahvedir. Cahit S affet (Irgat) �ehir Tiyatrosu ' nd a rrah�ti
g1 sual ar buraya rrok gelir. S alih Tozan da gelir, masallara "Go
ziim! Can1m ! Muhterem!" sozciiklerini dag1tu. S alih biiyiik oyun
cudur ve goniil biiyiigii bir insandu. <;ok siirmeyen ya�am1 bo
yunca 24 kez evlenmi�tir. Arna evliliklerirlin rrogu iitr ay1 gerrmez.
S on evliligi itrin nikah gorevlisinin kaq 1sma rr1ktig1 vakit gorevli,
kafa kag1d1m evirip rrevirmi� sonra da: Bu kafa kag1d1 degil, k a
dm listesi, demi�tir.
S alih 'in ilk kans1 bir giire�rriye karrm1�tlr. ik inci qiyle bir giin
Beyoglu 'ndan gerrerken kans1 bir fotografrr1 vitrininde bir bokso
riin resmi oniinde duraklaymca hemen onu kolundan tutup rrek
mi� ve �oyle demi�tir:
- Ne o Fedarasyon ' a m1 rr ah�1yoruz?
S alih' in yakm arkada�lanndan biride B ahkesir 'li gazeteci Ca
hit Albayrak 'tu. S alih B ahkesir ' de oldugu zamanlar onunla h er
ak�am meyhaneleri �ereflendirir. Bir ak�am yine meyhaneye gi
deceklerdir. Gelin goriin ki Albayrak ' m cebinde 12,5 kuru�, Sa
lih 'in ise yiiz para vardu. Ne yapacaklar? Salih yolda kensine se
lam veren iki tamd1gma rampa eder:
Muhterem s an a rastlad1g1m rrok iyi oldu. �imdi senin laf1m
ediyorduk. Senin gibi s anatsever bir insan az bulunur. Ilaa.. bir
kibrit alay1m. Yiiz paran var m1 Muhterem?
Bu sozlere can m1 dayarur? Muhterem rr1karu yiiz para yerine
bq kuru� verir. Meyhaneye kadar bu minval iizerine yollanm
siirdiiriirler. Meyhaneden irreri girerken ceplerinde tam 50 kuru�
30
olmU§tUr. Bu da 1 9 40 y1llannda iki ki§inin kafalanm bulmalan
i<;in yeterlidir.
Kanuni Esasi K1raathanesi'ne �ehir Tiyatrosu oyunculan d a
eksiksiz damlarlar. Hiisamettin B ozak �ehir Tiyatrosu oyuncula
rmdan Hamit Akmh ' yl a burada <;ok oturmU§tUr. Orhan Kemal,
Nurer Ugurlu d a Beyoglu 'na <;1kt1klan vakit buray1 denetimden
ge<;irirler. 1 9 40 ku§ag1 ile daha sonraki ku§ak sanat<;1lan da yol
lan dii§tiik<;e burada bir kahve i<;meyi yararh bulurlar. B uras1
hokkabaz, meddah, karagozcii, <;alg1c1 gibi halk sanat<;1larmm da
kahvesidir. Haldun Taner onlann konu§malanm dinlemek, dagar
c1gm1 onlann amlanyla doldurmak i<;in bir ara buraya dadanm1§
tir. Haldun, ilk operet oyuncusu Cemal S ahir 'le burada, hi<; de
gilse, iki ayda bir bulU§Ur, onun camm s1kan, beynini kemiren
dertlerini dinler. Bu ikisi, kimi zaman Pelit'te bulu§urlar. Cemal
S ahir dertlerini orada dokmeyi daha <;ok sever.
Arna biz Kanuni Esasi K1raathanesi'ni bir kalem ge<;elim de
buralara degin gelmi§ken yine B iiyiik Caddeye atlayarak Ada So
kag1 ' ndaki (§imdiki ad1 Acara S okag1) Amerikan Evi' nden ( Ma
ison Amercaine) i<;eriye bir goz atahm. Burada Beyogl u ' nun go
niil i§leri pazan kuruludur. Yok "Biz sadece kafalan <;ekelim, da
ha iyi" derseniz o zaman da Amerikan E v i nin e§igine oturup bu
'
31
- Ziyam yok karde§im;
c;eker ki b u, Edip ' i aldan mora, mordan yavruagzma, yavruagzm
dan narc;ic;egine, narc;ic;eginden klZll§apa, klZll§aptan da vi§nec;ii
rilgiine gec;irir.
1 9 60'a degin uzanmt§ken isterseniz B irsel ' in "istiklal Cadde
si" §iirini de okuyabilirsiniz. 0 da onu yazmt§Sa, birkac; ytl once
yazmt§ttr. Nedir, bu btiliim, en iyi onun §iiriyle baglamr:
32
Lebon
33
Markiz'in gediklilerinden biri de Prof. Rag1p Sanca'du. Taner
onu da her vakit orada bulur. S anca, ya ders notlanm bi.iti.inlemek
te, ya da Frans1zca gazetelerden di.inya siyasasmm gidi§ini kovala
maktadu. Kimi zaman da son Goncomt Edebiyat Odi.ili.i 'ni.i kaza
nan kitab1 okur. Taner onunla oturdugu vakitler S anca 'nm edebi
yat sorunlan kar§Ismdaki baki§ olgunluguna hayran kahr.
Taner Markiz'e gelmedigi gi.inler de Tepeba§1'nda §imdiler ye
rinde yeller esen � ehir Tiyatrosu 'nun tam kar§ISmdaki Pe/it kahve
sine gider. Pelit 1969 yilmda kapanmcaya ya da Osmanbey'de Ru
meli Caddesi 'ne ta§mmcaya degin de ona ihanet etmemi§tir. Ufak,
r;ok ufak b ir yerdir buras1. 7-8 masas1 var, yoktur. Gerr;i b ir de bal
konu vardrr ama o, sadece ak§ami.istleri ar;1hr.
Daha onceki y1llarda Ti/la adm1 ta§1yan ve 1952 yilmda sahip
degi§tirince Pe/it adm1 alan kahve daha r;ok istanbul'daki Alman
larm, ya da Almanseverlerin ugrag1 bir yerdir. G arsonlann hepsi
Almanca b ilir. Arna orda zaman zaman Nahit Sllil Orik. S adri Er
tem, Ertugrul �evket, Avni Dilligil, Sabri Berkel, iskender Fikret
Akdora, Nurullah Berk, S alfill Birsel, Kenan Yontur;, S alih Uralh
da gari.ini.ir. S alah B irsel oraya daha r;ok sabahlarn gelir ve Cum
huriyet Caddesi 'ne bakan camm arkasmda yer alrr. Edebiyat Fa
ki.iltesinin kimi ogretim i.iyeleri de buray1 sever. B unlann ba§mda
Frans1z Edebiyat1 dor;entlerinden Nesteren Duvana vard1r. 0 za
manlar - 1950 oncesi- Hotin soyadm1 ta§1yan B ayan Nesteren bura
ya iki ktz karde§i , B ihterin Hotin, Gi.iltekin Hotin 'le gelir.
l 950'lerde felsefe profesori.i Macit Gokberk, Bedia Akarsu, Nermi
Uygur da haftada bir buraya gelmeyi ah§kanhk haline getirmi§ler
dir.
Arna buraya en r;ok musikiciler, opera koroculan gelir. Ayaki.is
ti.i bir §eyler at1�t1m ve kulis dedikodulan yaparlar. Kemanc1 ve
mi.izik ele§tirmeni Seyfetttin \:i.iri.iksulu da burdan di§anya r;1kmaz
ve buray1 B erlin 'de kendini begenmi§ sanatr;1larm kahvesi olan ve
adm1 da onlardan alan Cafe Grossenwahn'a (Bumu bi.iyi.ikler Kah
vesi) benzetir.
B uraya b ir de Alman dadilan dolU§Ur. <;ok r;ag§akh k1zlar olan
Alman dadilan izin gi.inlerini nedense Pelit'te ger;irirler. Arna b iz
bu r;ag§akh kadmlan birakahm da yine Lebon' a donelim. Hem de
Lebon 'un ilk gi.inlerine. B unun ir;in ilk yapilacak §ey de Markiz
Pastanesi'nin kap1S1m ar;arak ir;e1i girmekten ba§kas1 degildir.
34
<;unkii XIX. yiizyilm ikinci yansmda Lebon o vakitler Markiz 'in
yerindcdir.
Pastanenin sahibi Bay Lebon buray1 ai;madan once Galatasa
ray'da S ahne Sokag1 'nm sol ko�esindeki Valaury Pastanesi'nde i;1-
rak olarak i;ah�ir. Valaury' nin klZlyla evlendikten sonra �ark Pasa
jmda Trcmas bakkal di.ikkamm alm1�, orada Cafe-Restaurant de
Saint Petersbourg ad1yla yemek de yenen bir kahve ai;m1�t1r. Bay
Lebon i�lerini ilerlettikten sonra �ark Pasaj 1 'n m biti�iginde, cadde
iizerindeki diikkana yerle�mi� ve bu yeni yere kendi adm1 vermi�
tir. Arna bunu yapmadan once Paris 'teki Lemeunier ustaya bir pas
ta fmm ismarlam1�tir ki bunun bir e�i, menendi yoktur istanbul 'da.
Ancak 1 888 yilmda Alman Kayseri II. Wilhelm istanbul ' a gelece
gi vakit Abdiilhamit de aym ustaya bunun bir ikincisi ismarlatm1�
ve Dolmabahi;e Sarayma yerle�tirmi�tir.
Bay Lebon yeni pastanesinin duvarlanm tahta ile de kaplatm1�,
tahta kaplamalann iistilndeki bo�luklara da dart mevsimi gosteren
i;iniler yerle�tirmi�tir. Nedir, daha sonraki y1llarda buraya gelenler
orada sadece iii; mevsim bulacaklar ve k1� mevsimi i;inilerinin ne
olduguna akil erdiremeyeceklerdir.
0 y1llarda Lebon 'a gelenler Sir B asile Zaharof admda kelli fel
li bir adamm sabahtan ak�ama degin kapmm oniinde dikildigini de
gori.irler. Aslmda bu, Vasil Zaharias admda bir R umdur. Turistlere
istanbu l ' u gezdirir. R us <;arhgmm onemli ki�ilerinden Kant Orlof
istanbul'a gezgin olarak geldigi vakit Zaharias'm klavuzlugu ii;in
kendisine 100 altm lira gibi biiyiik bir para vermi�tir. istanbul b1i;
kmlan da o giinden soma onu Zaharof di ye i;agirmaya ba�lam1�lar
dir. Vasil, admm ba�mdaki "Sir" iinvam da kendisine ingiltere kra
lmm verdigini soyler, ama bunun dogruluguna kimse inanmaz.
Biz �imdi Zaharof'u da birakahm, masalarda kimler oturuyor,
onlara bir goz atahm. En azmdan bir yiizy1h da bir kenara itersek
kar�1m1zda Nam1k Kemal'le Ziya Pa�a'y1 -o zamanlar daha beydir
buluruz. Nam1k Kemal ' le arkada�lan buraya s1k s1k gelir edebiyat
tarti�malan yaparlar. Ziya Pa�a kimi zaman konu�ma s1rasmda
sonradan Zafernarn e 'de yer alacak �iirler de yazar. Zaten o, Zafer
narne'yi i;okluk kahvelerde bilardo oynarken soylemi�, yazdirm1�
tir. Ziya Pa�a burada arkada�larma geni;liginden yangm tulumbac1-
hgma heves ettigini, aradan y1llann gei;tigini, ama, o hevesinin
gei;medigini de s1k s1k anlattr.
35
I 865 y1lmda N am1k Kem al ve arkada�lan bur ad a o y1l istan
bul 'u kmp ge<;:iren koleradan da konu�mu�lard1r. Agustos ba�larm
da koleradan t:ilenlerin say1s1 bini bulmu�tur <;:iinkii. Arna sonbahar
da kolera hmm y itirdigi i<;:in Nam1k Kemal ve arkada�lan yine ra
hatlarlar.
Hemen hemen aym aylarda Nam1k Kemal burada Nairn admda
ki Amit'li (Diyarbak1r 'h) bir ozana verip veri�tirmekten de geri
kalmam1�t1r. Nairn her renge giren, her tiirlii kalle�ligi gt:iziinii
k1rpmadan yapan ve kap1smdan kovuldugu eve bacasmdan giren
bir insanogludur. B a�kalarmm �iirlerini kendisine mal etmekten de
<;:ekinmez. N am1k Kemal ise ona bilisizler bilisizi, utanmaz, diim
hclek �t:ihret, <;:t:imlek t1ynet, fitne berdu� ve �eddesiz merkep gt:i
ziiyle bakar. Ger<;:i bu yargilarda abatma vardlf ama, Nairn Efendi
k1zd1g1 ki�ileri hemen yermek huyunda oldugu i<;:in kendisini kim
seler sevmez.
Ne ki, bu kez Nam1k Kemal'in t:ifkesini kald1ran as1l "kel hat
tat" Fettah Efendi olmu�tur. Beylerbeyi Sarayi 'ndaki tasv irlerin
kaldmlmasma, yerine de �airlerden almm1� dizeler yazdmhp asti
nlmasma karar verilince bu i�le gt:irevlendiren Fettah Efendi �iirle
rin se<;:imini N aim Efendiden istemi�tir. Fettah Efendi sadece �iir
lerin se<;:imini istese yine iyi. Arna her gittigi yere Nairn 'i ta�1maya
ve ondan biiyiik ozan diye st:iz etmeye de ba�lam1�t1r ki bu, Nam1k
Kemal ' in iligini, kemigini kurutmu�tur. Bereket, Lebon 'un �eker
leme ve pastalan t:ifkesini yat1�t1rmakta gecikmez. <;:unkii Frans1z
ca olarak diiziilm� :
Chez Lebon
Tout est ban
st:izii Tiirk<;:e 'de "Ll:ibon ' da her �ey giizeldir" anlamma gelir.
Arna Abdiilhamit ' in boyundurugu altma ge<;:en y1llardaLe
bon'un tad1m <;:1karan bizim Yeni Osmanhlar degil, B agdat Demir
yollan Ortakhg1 Yt:inetim Kurulu B a�kam B ay Huguenin' dir. Si
lindir �apkas1yla her giin t:igleden sonra buraya gelip buzlu �am
panyalar i<;:en B ay Huguenin milyarder oglu m ilyarderdir. Arabala
n, vapurlan, safiyede evleri ve madalyalan vardu. iki de damad1.
B iri Gros admda bir Alman subay1du ki Osmanh ordusunda gt:irev
lidir, otekisi de Tramvay, Tiinel, Elektrik Ortakhgmm Miidiiriidiir.
Adi da Friis 'tir.
36
Bay Huguenin Lebon 'da gi:iriildiigii vakit yanmda �okluk Fran
s1zca olarak yaymlanan Stamboul gazetesinin -bu gazetenin ad1
sonradan istanbul olmU§tUr- sahibi ve ba§yazan Regis Delbeuf ile
Frans1z el�iligi �evirmenlerinden Bay Alphonse Ledoux da boy
gi:isterir.
Bay Huguenin burada her tiirlii konugunu agirlar. Frans1z oyun
culanndan Mounet-Sully istanbu l'a geldigi vakit Bay Huguenin
ona burada bir §i:ilen �ekmi§tir. Sarah Bernhardt da 1888 'de Be
yoglu 'nda Frans1z Tiyatrosu'nda, Kamelyah Kad m ' 1 oynad1g1
giinlerde Bay Huguenin'in masasmda §ampanya iistiine §ampanya
y uvarlamt§tir.
1897 y1lmda, Turk Yunan S ava§t'ndan sonra Ban§ Si:izle§mesi
ni imzalamak i�in istanbu l ' a gelen Yunan Dt§i§leri Bakanhg1 gi:i
revlileri de si:izle§meye imza koyan Osmanhlan, yeni bir dostluk
�agmm ba§lamas1 i�in, burada ag1rlam1§lardir.
Buranm gediklileri arasmda bankac1 Bay Mavrokordato, masa
sma yakla§mak isteyenleri yumruguyla savu§turan avukat Levis
Missi, Re§at Nuri Darago'nun babas1 Bay Nuri (Chateauneuf),
S adrazam Kii�iik Sait Pa§a'nm damad1 Meclisi Maliye Bakam Bay
Nuri, Abdiilhamit'in mabeyincisi Egribozlu S ar1ca Rag1p Pa§a -ki,
Tevfik Pa§a'nm 30.000 kuru§ maa§la sadrazam olmasmda biiyiik
parmaklan bulunmU§tUr- v ardir. S onradan s adrazam olan
1 9 1 0'da- Bab1ali Hukuk Dam§mam ve Dariilfunun Devletler Hu
kuku Miiderrisi ibrahim Hakk1 Bey de oraya s1k s1k gelir.
Halit Ziya'nm demesine gi:ire Hakk1 Bey'in -sonradan Pa§a- bii
tiin i:imrii okumakla ge�mi§tir. Durmamt§, dinlenmemi§, kafasmm
zenginligini artirmak i�in �ah§mt§tlr. Tamar halindeki belgeler ara
smda i:iyle bir dola§t§l, i�inden yararlamlacak olanlan i:iyle bir ay1-
rt§l, ktsa bir gi:iz gezdirmekle yaztlann lopunu i:iyle bir emi§i var
d1r ki Halit Ziya'ya <lama dedirtmi§tir.
Hakk1 Pa§a k1sa denmeyecek kadar orta boylu, §i§man denme
yecek kadar etlidir. Yiiriiyii§iinde, duru§unda, benbenlik yoktur.
Lafm diimenini hi� §a§trmad1g1 i�in Lebon'da hep sevgiyle kar§ t
lamr. Hakk1 Pa§a sadrazam olunca da - ki o anda Roma el�isidir
S irkeci 'ye a yak basar basmaz kendisini kar§tlayan gen�ligin biiyiik
alkt§lanm alacaktir. Yalmz o giin gen�lige dogruluktan ve iyilikten
aynlmayacagm1 bangir bangir ilan ettigi halde, bu si:iziinii yerine
getirmekte �ok zorluk �ekecektir.
37
Lebon ku§lan arasmda, yine Abdtilhamit'in i;ocukluk arkada§1
ve esvapi;1ba§1s1 Ba§hafiye Fehim Pa§amn babas1 Hazreti �ehriya
n ismet Bey, Harbiye Bakam R1za Pa§amn oglu �tikrti ve Tevfik
Pa§anm ogullan ismail Hakk1 Beyle Ali Nuri Bey -ki ikis de Padi
§ahm yaveridir- de vardlf.
1 908- 1 9 1 1 y 1llarmda Paris'te Ttirk eli;isi olarak bulunan Naum
Pa§a'nm oglu Sait Naum-Duhani de -ki S ultan Re§at, V. Mehmet
ad1yla Osmanh tahtma i;okttigti vakit S aray' dan Paris ' e iki tane
stislti payton 1smarlamnca bu i§ kendisine dti§ecek ve arabalar ah
nmca da Sait Na urn Efendi onlara pad1§ahtan once binecektir-
Le
bon'un onemli ki§ilerindendir.
Tarihimizde Haya! O!mu� Hakikatler yazan Semih Mtimtaz S .
onu §Oyle tamtir: "Sait Duhani Efendi istanbul'da dogmu§tUr, ama,
babas1 Naum Pa§a Ltibnan mutasarnfl1gmda 1 0 y1l kald1g1 ii;in Sa
it Duhani'nin i;ocuklugu da orada gei;mi§tir. Y 1llarca sonra Fran
s1zlar Suriye 'de bir §eyler yapmak isteyerek yans1z ve oralarca se
vilen bir adam arad1klan vakit Sait Efendi ' ye Ltibnan 'da bir dev
let ba§kanhg1 verilecekmi§ gibi sozler soylerler. Sait Naum-Duha
ni'nin verdigi kar§1hk §Udur: "Unutmaym ki, ben Naum Pa§a adm
da bir Ttirk vezirinin ogluyum."
Semih Mtimtaz S. 'den ai;t1g1m1za gore onun da Lebon'un vefa
h bir i§i;isi oldugunu buraya s1k1§t1rmahy1z. 1 947 yilmda Sait Na
um Duhani Vieilles Gens, Vieilles Demeures (Eski insanlar, Eski
Evler) adh kitab1m yaymlad1g1 vakit Lebon'da Semih Mtimtaz
S . 'yi de bulacak ve kitab1m ona kendi eliyle verecektir. Ne var, ar
t1k o y 1llarda Semih Mtimtaz 'la kar§Ila§mas1 ii;in gtinlerce, dahas1
haftalarca beklemek zorunda kalacaktlf.
Lebon Servetiftinunculann da kahvesidir. Faik Ali Ozansoy her
ak§amtistti orada camm ontinde oturur. Hem gelip gei;enleri seyre
der, hem dti§ler kurar. ismail Safa onun § iirlerini Muallim Na
ci'ninkilere yegler. Hele Faik Ali 'nin "Tenvim-i Hissiyat" (Duygu
lan Yat1§tuma) §iirine biter. �u var ki Faik Ali §iir anla§1y1 bak1-
mmdan Servetiftinunculardan adamak1lh aynhr. Ona Hamit'in bir
izleyicisi goztiyle bakmak daha dogrudur.
Faik Ali 'nin yamnda zaman zaman agabeyi Stileyman Nazif'le,
Ttirkiye 'nin ali;alma nedenleri ve kadm sorunu tizerine ilk kez cid
dilikle egilen Celal Nuri de yer ahr. Celal Nuri zekas1 ve kavrama
tisttinltigtiyle dikkati i;eker. Arna i;at burda, i;at Paris 'te, i;at Lond-
38
ra'dad1r. Avrupa ' y1 Avrupahlardan iyi bilir. Faik Ali, Stileyman
Nazif ve Celal Nuri'nin konu§malan edebiyat tizerine olmakla bir
likte kimi zaman toplum konulanna da kayar. I 900 y1lmda Halit
Fahri bir gtin Lebon'un ontinden getrerken onlann ate§li bir tartI§
maya dald1g1m gormti§ttir.
Otcki Servetiftinuncular, Halit Ziya, Cenap � ahabettin, Htiseyin
Cahit de arada bir gortintirler burada. �iir alamnda en yetkilileri
Cenap' t rr. Abdtilhak Hamit bile -Cena p ' m oldtigti gtin- onun ya§h
bir tilmizi oldugunu atriklamaktan haz duyar. Kimileri Fikret ' inde
onun etkisinde kald1g1m soylemi§tir. Bunu Cenap �ahabettin 'in
kendisi de soyler. Arna biraz degi§ik bir bitrimde:
- Fikret, Dogu'yu pek az tamr. Bat1'y1 hitr bilmez. Yetcr derece
de kitap okumam1§t1T. Arkada§larma verdigi kadar, arkada§lann
dan da alm1§tIT.
Gelgelelim, bu sozler Cenab ' m yaranna olmaz. <;oklan Fikret'i
trekemediklerini ileri surer. Buna btittin btittine bozulan Cenap bu
kez saldmlanm daha da artmr:
- Fikret, Mehmet Rauf'un bile etkisinde kalm1§t1r.
Btittin bunlar Cenap' m kendini biraz troktra begenmesinden ge
lir. Zaten btittin Servetiftinuncular az trok kendini begenir. Atatr:
.. Edebiyat1 Cedidecilerin ba§hca ozelligi -Halit Ziya bir yana- bo
btirlenmek ve zeka k1thg1d1r. Dti§tin ki Ali Ekre m ' i bile gtilmece
yazan saym1§lard1r." der.
I 908 devriminden sonra Recaizade Maarif Nazm, Halit Ziya
Sabah ba§yazan, Cenap � ahabettin Yeni Gazete ba§yazan olunca,
Fikret ' le Htiseyin Cahit de Tanin 'i trikarmaya ba§laymca bunlar
edebiyat1 oldugu kadar edebiyat kahvelerini de unutmaya yonelir
ler.
Yalmz o y1llarda izzet Melih Lebon'a baghhgm1 btiytik bir titiz
liklc stirdtirtir. Zaten o kendini bildi bileli buradan eksik olmam1§
tlf.
Ne ki, imdada Fecriaticiler de yeti§ir. Yahya Kemal I 9 I I y1lm
da istanbu l 'a dontince o da Lebon'u savsaklamamaya trah§Ir. Ab
dtilhak Hamit de 1 9 1 2 'de kimi arahklarla Lebon' u §enlendirmeye
ba§lar. Hamit o vakitler altm1§m tisttindedir, ama on sekizindeki
gtictinti seksen ya§ma degin stirdtirmti§ttir. 75 ya§mda Perapalas
O te / i nde kahr. <;agnlar, gece eglenceleri, ziyafetler, tray toplant1-
'
lan g rrla gider. Yakup Kadri onun Garden Bar 'da Mariette admda-
39
ki bir dansozti bir gece kendisiyle arkada§lanna gostere gostere na
sil kaldmp gottirdtigtinti anlatir. Yakup Kadri daha sonraki bir ak
§am ktza:
- Seni ahp gottirtiyor. Ya sonra ne oluyor?
diye sorunca, Mariette §Uh kahkahalanndan en gtizelini atarak §U
kar§1hg1 verir:
- Siz ne samyorsunuz Ktir;tik Beyler? 0 gerr;ek bir kaplan.
Hamit 'in dahi, daha dogrusu dahiiazam sayild1g1 y1llard1r onlar.
1 927 y1hnda Resimli Ay dergisinde Naz1m Hikmet putlan devirir
ken Nam1k Kemal ve Tevfik Fikret'in yam s1ra onu da tahtmdan
indirecek ve Hamit buna btiytik gozya§lan dokecektir. Dostlanna
da: "Ben dahi degilim, vahiyim vahi"* demek zorunda kalacakt1r.
Arna beri yandan Naz1m Hikmet ' i ogle yemegine de r;ag1racak ve
yemek arasmda §byle diyecektir:
- Ar;t1g1mz kampanya hakh bir kampanyadir. Biz de genr;ligi
mizde aym yollardan ger;mi§tik. Servetiftinuncular, Fecriaticiler de
aym §eyleri yapm1§tlr. Eskiler ytlnlmad1kr;a yeniler filiz veremez.
Naz1m da bu sozler kar§1smda iyisinden §a§1racak, aynhrken de
Hamit'in ellerine sanhp opecektir.
Ne var, Hikmet Feridun gelip de bir gazete adma Hamit'le ko
nu§maya kalkl§mca Naz1m'a duydugu sevginin gerr;ege dayanma
d1gm1 ortaya r;1karan sozler de edecektir:
- Ben hak tamyan adam1m. N az1m Hikmet'i ttirtinde begenirim.
Yetenegi var. Arna pek sm1rh. Biraz r;e§itlilik gerek degil mi? Soz
geli§i ben her ttirde yazanm. Zembereksiz naz1m bile yazd1m.
Hamit o y1llarda cuma gtinleri Mar;ka' daki evine toplad1g1 ede
biyatyilara da §Unu f1sildayacakt1r:
- Naz1m Hikmet Bey benden yanh§SIZ bir sayfa okuyamaz.
Hamit Lebon'a daha r;ok Stileyman Nazif'in qliginde gelir.
Meyhanelerde papaz ur;ururken bile yamnda o vard1r. Bir gtin yine
bir yerlere gidip birkar; kadeh ir;eceklerdir. Stileyman Nazif, Tokat
liyan' a gitmeyi onerir. Oysa o gtin Hamit'in Lebon'da ismail Mti§
tak Mayakon ile bir sozti vard1r. Hamit:
- ilkin Lebon' a ugrayahm. Mti§tak Bey'i gorelim.
- Beyefendi, Mti§tak soztinde durmaz. BO§Una pinekleyip kah-
nz.
Hamit tisteler. Stileyman Nazif de uymak zorunda kahr. Le-
* Vahi : Gereksiz, anlams1z, bo� �Y·
40
bon ' dan i<;eri girince ismail Mii§tak ' m Hami t ' i bekledigini goriir
ler. l lamit: "Gordiin mii?" gibilerinden Siileyman Nazif'e bakar.
Siileyman Nazif ellerini havaya kaldmp ismail Mii§tak 'a:
Yahu ne acayip adamsm sen? Bir soziinde durmamak iiniin
vard1. �imdi onu da yitirdin. Beni de Beyefendiye kar§l yalanc1 <;1-
kardm.
l lamit az konU§Uf. Ostelik de agir agu <;iinkii dili peltektir. Arna
en giizel, en kibar istanbul agz1 ondad1r. Niikteyi de sever, her flr
satta <;evresirldekileri ne§elendirmek ister. Bir giin Siileyman Na
zif'le evinin oniinden bir taksiye binecektir. Siileyman Nazif'e yo!
venr:
- Buyurun.
Siileyman Nazif biiyiik bir sayg1yla geri <;ekilir:
- Estagfurullah !
- Camm bin diyorum, konuksun.
Aman iistad1m, buyrugunuz ba§tm iistiine, ama gorenler ne
derler sonra?
I tamit sinirlenmi§tir:
- Ne diyecekler, olsa olsa "�u Hamit de ne terbiyeli, ne nazik
a dam ! " derler. 0 kadar.
Pierre Loti de istanbul 'da oldugu giinlerde Eyiip' e gidip 'Tiirk
kahvesi"ne yatmadan once Lebon'da ogle yemegi yer. Arna Serve
tifiinuncular onun burada yemek yedigini bilmezler, onunla tam§
mak i<;in Vautour gemisine gitmeyi ise tehlikeli bulurlar. Topunun
da zorbahk yonetimirlden almt§ olduklan dersler vard1r. Abdiilhak
�inasi'nin demesine gore Edebiyat1 Cedideciler bu yonetimden bir
umac1dan korkar gibi korkarlar ve bir el<;iligin kanad1 altmda bu
lunan beylik bir gemiyi yasak bir iilke sayarlar. Nedir, Servetifii
nuncular Loti 'ye biiyiik bir hayranhk da duymazlar. Tevfik Fikret
bir yandan onun kalem degil, biiyiiyle yazd1g1m one siirerken, bir
yandan da onu bagnazhkla su<;lar. Ahmet � uayip'in Tarabya'da
Summer Pa/a c e 'da Loti' den i§ittigi sozler de bunlann Loti'ye olan
giivenle1ini eksilmi§tir. Loti o giin kendi §erefirle verilen §Olende,
insanlann ya§lamnca yiizlerinin <;irkinligini ortmek i<;in, pudra
kullanmalanmn dogru olacag1m soylemi§tir. Arna Frans1zcas1 <;ok
kit olan Ahmet �uayip bunu erkeklerin pudra siirmesi gerektigi bi
<;iminde anlamt§tlf. Bu da Edebiyat1 Cedidecileri giinlerce giildiir
mii§tiir.
41
Loti'den ho�lanmayanlardan biri de Cetal Nuri'dir. Cetal Nuri
onun i<;in �oyler der:
- Loti koyliidiir. Gorgiisiizdiir. Onunla ilk kar�ila�t1g1m vakit ne
yapt1 bilir misiniz? Hemen: "Ben Academie Fram;aise iiyesiyim"
dedir. Soma da Padi�ahm kendisine verdigi ni�andan a<;tL Ni�anm
iistiindeki elmaslann biiyiikliigiinii anlatmak i<;in de gereksiz i�a
retler yapti.
Yakup Kadri Karaosmanoglu Lebon'da goriindiigii vakit ise ya
nmda Refik Halit'le adi Abdiilhak Hamit ve �inasi'nin adlanndan
olu�an Abdiilhak �inasi olur.
Bir giin Yakup Kadri ve arkada�lan orada otururlarken i<;lerin
den biri:
- Cemal Pa�a frankofil'dir. Enver Pa�a germanofil 'dir. * der. Sii
leyman Nazif ' in Dahiliye N azm Halil Bey ' i hi<; sevmedigini bilen
bir ba�kas1:
Ya Halil Bey nedir?
Siileyman Nazif:
- 0 mu? 0, sadece fildir.
Abdiilhak �inasi, Yakup Kadri ve Refik Halit burada en <;ok
Bay Huguenin ' e tutulurlar. Bay Huguenin 'in masasmdaki �ampan
ya �i�eleri ii<;iiniin de agzm1 sulandmr.
Lebon Yakup Kadri 'nin Nur Baba adh romanma da girmi�tir.
Yakup Kadri bir giin Nigar hamm1 bir paytona bindirerek istiktal
Caddesi ' nden Lebon ' a dogru getirir. Ne ki, Nigar hammmm akh,
dii�iincesi Nur Baba'da oldugu i<;in Beyogl u'nun kalabahg1 arasm
da onu goriince Lebon' u mebon 'u unutacak ve arabay1 gerisin ge
ri dondiirttiikten soma Galatasaray'a onun ardman ko�acaktlf.
Oteki Fecriaticilerden Ahmet Ha�im ise Lebon ' a pek az gelir.
Ancak birini gormek istedigi vakit dii�er buraya. S1k slk gelmeme
sinin nedeni, izzet Melih'le kar�ila�mak istememesidir. Yakup
Kadri 'nin demesine gore Ha�im, izzet Meli h ' in sm1f arkada�1dlf.
Kendisini Reji �irketindeki i�ine izzet Melih yerle�tirdigi i<;in
onun kar�1smda bir eziklik duyar.
Lebon'a s1k s1k gelenlerden biri de Mithat Cemal ' le M aestro
Kenaniko diye amlan heykelci Kenan Yontu<;' tur. Yontu<; -dort sev
gilisini de Lebon' da aym giinde dort ayn masada agirlar ve de kim-
42
seye bir §ey c;aktirmaz- o s1ralarda Edirne'de bir Atatiirk heykeli
yapmI§, Mithat Cemal de ona bir ikilik yazm1§t1r:
43
I- Sa bah keyfi yapanlar. B unlar arasmda Yahya Kemal ba§t <;e
ker.
2- Ogle yemegine gelenler. Bunlar i§ adamlandrr. Yedikleri §ey
ler de sahanda yumurta, izgara et gibi dakikahk yemeklerdir.
3- Beyoglu'na ah§ veri§e <;1km1§ bayanlar. Bunlar buraya pasta
ya da §ekerleme alma ya gelirler. Yanm saatlerini de masalarda <;ay
i<;meye aymrlar. <:;ay i<;erken de Lebon'un dbrdiincii tiir mii§terile
rinin yiireklerini oynatrrlar. <:;iinkii dbrdiincii mii§teriler de:
4- Edebiyat<;1lar, ressamlard1r. Bunlar 1 6 - 17 arasmda gelir, saat
l 9 ' a degin otururlar. <:;ay i<;erler, ama pasta yemezler.
Ozanlar, ressamlar ve yazarlar arasmda Sabri Berkel, Sait Faik
-her zaman gelmez-, Hakk1 Anh, Cemal Tollu -her zaman gelmez
Nurullah Berk -her zaman gelir-, Leopold Uvy, Hamit Gorele
'
1 946'dan soma gelmeye ba§lami§tlf-, Salah Birsel - 1950'den
soma gelmeye ba§lamt§tlf-, Oktay A kbal -her zaman gelmez-, Bur
han Toprak, Ahmet Hamdi Tanp mar -her zaman gelmez-, Beh<;et
Necatigil - 1950 ' den soma Birsel ' le Akbal onu bir giin Lebon'un
kap1sma degin getirmi§ler, ama i<;eriye sokamam1§lardu-, Celal S1-
lay - 1955 'den soma bir ara giinde ii<; posta gelmeye ba§lamt§tlf-,
ressam Azra inal, avukat Fahamet Gokel -hayranlan mum gibi eri
yip yanmt§ yag olmu§lardrr-, Salahattin Hakk1 Esatoglu -daha <;ok
1 lilton' u yegler <;iinkii Benli Bellm da oray1 yeglemektedir-, Ner
mi Uygur -her zaman gelmez-, avukat Halit Eski§ar -gelince moda
yarat1c1lan ceketinin, gomleginin modelini yiiriitmek i<;in birbirle
rini yerler-, iskender Fikret Akdora - V ala Nurettin onun i<;in ozan
larm en zengini, zenginlerin en ozam demi§tir-, ressam Erciiment
Kalm1k -k1zmm aypar<;ahg1 bir<;oklanm yedi yerinden bogazlam1§
t1r- Salih Uralh -ikinci Diinya S ava§mdan onceki giinlerde Ahmet
Muhip Dranas'm portresine ba§lamt§ Dranas i§i bo§laymca resmi
bir isa portresine <;evirip Amerikah bir kanya satmt§tlf-, S abahat
tin Kudret -her zaman gelmez-, Orhan Han<;erlioglu -her zaman
gelmez- Muzaffer A§km -ii<; kez gelmi§tir-, ressam �iikriye Dik
men -Ha�et'c Combat gazetesi alma ya indiginde gelir-, ressam Ce
vat Dereli, terzi Bayan Nedret, heykelci Hadi Bara, Nusret Suman,
ressam Zcki Faik izer, Prof. ismail Hakk1 Oygar, ressam Edip Hak
k1 Koseoglu.
Nedir, biitiin bu kodamanlann i<;inde ressam Sabri Berkel -eski
den Sabri Fettah- Lebon'un ta<;s1z kraldrr. Sabri 1956 y1hnda Hi/-
44
ton ai;ilmadan once hemen sonra tin tin Tophane ' ye yiirtir, oradan
Kumbarac1 Yoku§u'na vurarak Lebon'a gelip kurulur. Kurulur ku
rulmaz da yandaki masalara agm1 atar. iskender Fikret Akdora,
Atai; ' m Ankara'da dostlar1 ii;in soyledigi di:irtliikleri i:imek alarak,
onun §iirini de yazm1§tlr:
Su Sabri Fettah
Elinde miftah
Eyledi siftah
A�ka Lebon' da
Sabri geni; bir k1zla tam§t1g1 vakit ona sevi iizerine sorular yag-
dmnay1 da savsaklamaz:
- Siz ne zaman evleneceksiniz?
- Siz hii; 3§1k oldunuz mu?
Gelin gi:iriin ki, bu sorular i;okluk sonui; vermez. Sonui; veren
leri de Sabri kimselere ai;1klamaz.
Berkel su katilmam1§ bir ressamd1r. Oturmas1, kalkmas1, konu§
mas1 hep ressamcadrr. Arna resim alanmdaki entipiiften yaratmalar
kar§1smda insaf di ye bir §ey tammaz. B irsel ona:
- Sabri, 'nin resmini nasil buldun?
dedi mi, demedi mi, kar§1hk haz1rd1r:
- Korkuni;.
Nedir, Sabri bu ac1mas1zhgm1 §iir alamnda hii; kullanmaz. Ter
sine, pi:irtlemi§ §iir yazanlara bile baygmhk gi:isterir. Bir giin Di
v an' da si:iz yine bi:iyle birinden ai;1hr. Resim de yapan bir ozand1r
bu. Oradakiler laf 1 dikinden ahr, mangalda kiil b1rakmazlar.
Sabri:
- Peki ama, bu §iirleri i;ok mu ki:itii?
Birsel:
B ak Sabri bu adam resim yap1yor mu?
Yap1yor.
- Nasil buluyorsun resimlerini?
- Korkuni;.
- i§te §iirleri ondan da korkuni;.
Yapma yahu!
Berkel oylesine §a§1rm1§t1r ki, "Yapma yahu ! " derken elini de
alnma vurmu§tUr. Tak ! Arna ne tak! Birsel giilerek S abri 'ye dogru
egilir. Parmag1yla almm i§aret eder.
45
- Hah, i§te §imdi gen;ek kafana dank etti.
Lebon 'un gizli ya§amma bir son i;ekmek ii;in S abri Berkel'in en
ho§gbrtilti, en sagduyulu bir insan oldugunu da soylemeliyiz. Her
kel, her davram§I kendi ii;inde degerlendirir ve ba§kalanmn kma
d1klan ki§iler tizerine §U yarg1y1 kondurur.
- 0, yaptig1 i§ten mernnun mu? Mernn u nsa, bitti. B iz kan§ama
y1z.
46
Tepeba§I B ah<;esi
Yakup Kadri, Refik J lalit, Abdiilhak �inasi kt�m Lebon 'da ise
ler, yazm da Tepeba�1 Bahr;esi'nin "bayag1 ve a�ag1hk havas1" ile
cigerlerini eglendirrneye c;ah�ular. 0 vakitler Abdiilhak �inasi Ru
rnelihisan 'nda a�1 boyah tahtadan bir yahda oturur. Yakup Kadi ile
Refik J lalit ise Kad1koy yakasmdad1r. De; ahbap c;avu� vapuru ka
c;mp da -bu vapur isteyerek kac;mhr- evlerine donernedikleri vakit
ailelerine tel c;ekerler. Arna sonradan hangi otelde kalacaklan, ner
de yernek yiyecekleri iizcrinde tiirlii bir anla�arnazlar. Giic;liik, Ab
diilhak � inasi'den gelir. <;iinkii 0 oteden beri oyle olur olrnaz otel
lerde yatrnaz, herhangi bir lokantada yernek yernez
Tepeba�1 Bahr;esi'nin yerinde, gec;en yiizyilda biiyiik bir rnezar
hk vardu. Kas1rnpa�a 'ya inen bayrr, selviler ve rnezar ta�lanyla
kaphd1r. Ta�lann aras1 otlarla dolu oldugu ic;in burada giiniin her
saatinde koyun, kec;i, ineklerin otlad1g1 goriiliir. Mahalle kanlan da
c;arna�1rlanm serer, kurutur.
Frenklerin Petit Champ adm1 verdikleri bu yerde 1 854- 1 855
y1llannda Frans1zlann askeri bandosu c;ag�akh rnar�lar c;alnu�trr.
<;iinkii Kmrn Sava�1'nda Tiirklerin yanmda yer alan Frans1z ordu
su istanbul 'da da konak tutrnay1 unutrnaz.
0 y1llar Beyoglu 'nun ba�hca seyir yerlerinden biridir burasi.
Buranm bahc;e olarak diizenlenrnesi 1 870 y1llanna rastlar. Arna Se
hir Tiyatrosu' nun Dram Boliimii binas1 ile Garden Bar ortahklarda
yoktur. Birincisi 1 892 y1llannda otekisi ise daha sonraki y1llarda
oraya kondurulacaktir. Bahc;enin dort bir yam parrnakhkla c;evril
rni�tir. Curnhuriyet Caddesi'ne bakan yiiziinde tek bir kap1 vard1r.
iki yanmda hirer gi�e. Bahc;enin arka tarafan derin derin c;ukurlar,
tiirnsekler, otlar, dikenler, rnolozlar, siipriintiilerle doludur.
Ortahk yerinde sivri c;atih, giivercinlik bic;irninde bir karneriye,
bir orkestra yeri -sonradan yerine havuz yapilrn1�tu- vard1r. B ahc;e
47
ikindiden soma dolmaya ba�lar, sular kararmaya ba�lad1g1 vakit de
tam yiikiinii alm1� olur. Masalar, iskemleler c;okluk kameriyenin
c;evresindedir. Bahc;enin ortasmda bir de yol vardlf. Burada Semih
Miimtaz S . ' nin demesine gore melek yiizlii kadmlar dola�1r.
B uras1 ozel bir bahc;edir. Krrk para Odenerek girilir. Kahve, ga
zoz, c;ay, Bomonti birasmm dublesi krrk parad1r. Avrupa biras1 ic;
mek isterseniz o vakit be� kuru� odemeniz gerekir. Arna pasta,
dondurma, siitlii kakao ic;in de sizden be� kuru� almrr.
Belediye'nin, Tepeba�1 Bahr;esi kirac1s1 ile yapt1g1 sozle�mede
bir de kiracmm Beyoglu tiyatrolarma Avrupa'dan topluluklar ge
tirtmesi de yer ahr. Semih Miimtaz bu adamm uyamk ve i� bilir ol
dugunu ve sozle�meye harfi harline uydugunu soyler. Servetifiinun
ku�ag1 operalan, operetleri, Comedie Franr;aise'i hep bu adamm
yiizii suyuna seyretmi�tir.
Buranm garsonlan giyimlerine son derece dikkat ederler. i� go
riirken ag1zlarmda cigara olmaz. Elleri pml pmldu. Tnnaklan da
hep dibinden kesilidir. Semih Miimtaz' m anlatt1gma gore burada
h1zh konu�ulmaz. Bir �ey ic;er, ya da yerken ag1z pek ac;1lmaz. Dir
sekler masaya dayanmaz. Ishk c;almmaz. �unun bunun yiiziine da
larcasma bakilmaz. Burada rak1 ile meze de verilir. Arna mezeler
pastumah, sucuklu, sanmsakh olmaz. Rak1 ic;enler daha c;ok beyaz
peynire, bir de, bir de s1ki durun, havyara yatar.
Masalarda kelli felli pa�alar, beyler, mosyoler, madamlar, mat
mazeller ba�1 c;eker. Beyoglu ' nun kalburiistii yosmalanndan Nem
seli Anna, Deh Eleni, Kara Katina, Amavutkoy ' lii Poliniya, <;aku
Uskuhi, Benli Anjel de s1k s1k goriinmeyi ah�kanhk haline getir
mi�lerdir. B eyler, mosyoler yeni bir giizel gordiiler mi, �ip�ak yer
lerinden folar, volta atmaya ba�larlar. Lebon 'dan tamd1g1m1z ibra
him Hakki Bey de s1k s1k voltaya ba�vuranlardandlf. Onun gibi
h1zh erkeklerden biri de Saray1 Hiimayun miman Yanko Bey'dir.
Dahas1, o bu i�i teknik hale getirmi�tir. ic;tigi �eyin parasm1 once
den oder, folamaya alesta bir durumda geleni, gec;eni kollar.
Nedir, beyleri, pa�alan ardmdan ko�turan hatunlarm da terbiye
sine deyecek yoktur. Bunlar tamd1klarma bile selam vermez. Biri
ni bekliyorlarsa, bir masaya otururlar, hemen bir�ey 1smarlarlar ve
de kimsenin yiiziine bakmadan arkada�lanm beklerler.
Ziigiirt takim1 -burada ziigiirt tak1mma da yer vardu- ise masa
lara hie; yakla�maz. Masalarm etrafmdaki y ollarda ayak teperler.
48
Komisyoncu katipleri, magaza tezgahtarlan, berber kalfalan, �ap
kac1 ve terzi klzlann c;ogunlukta oldugu bu ziigiirt taklm1 mmka
kameriyesinden yiikselen Faust, Traviata, Rigoletto gibi aglf ope
ra melodileriyle aglf aksak bir yiiriiyii� siirdiiriirse, Mavi Tuna, Tu
na Dalgalan , LiL'Cembourg Valsi tiiriinden oynak havalarda da uc;a
cak duruma gec;er. B irkac; haftahgma gelmi�. ama halkm alkl�1m
goriince istanbul 'da kalm1�. dahas1, Abdiilhamit'in Ertugrul yatm
da bando �efligine atanm1� olan Maestro Lange de onlann havaya
uc;mas1 ic;in biitiin ustahgm1 gosterir. Nedir, o da piyanist Hege gi
bi giindiizleri kibar aile klzlanna piyano dersi verdigi ic;in kimi ak
�am bu gorevini yerine getiremeyecek denli yorgun olur.
Ortahk karannca bahc;ede havagaz1 lambalan yaklhr. Art1k
agirhk J lalic; ' e Kar�1 olan sete kaym1�t1r. Burada ak�amcilar kafa
lan cilalamaya ba�lar. Bu kez, sahnede fir donen dansozlere, �arkl
c1lara tutkunluk numaralannm ayaklanna yat1hr.
Bahr;e'de yemek de yenir. Yemekler hem alakart hem de tabldot
iizerine i�ler. J lalit Ziya'nin
Mai ve Siyah adh romanmm ki�ilerin
den J liiseyin Baba da Mir' ati Smm gazetesinin onuncu yildoniimii
dolay1s1yla gazeteci arkada�lanna burada �olen doktiirmii�tiir. Ye
mekler yenmi�. �araplar ic;ilmi�. ag1zlar silinmi�. iistiine de kahve
ler dikilmi�tir. 0 ak�am burada kemanlann titreyen c;1ghklan, flav
tanm kahkahalan mavi ve siyah kelebekleri andirm1�tlf. Bu kele
bekler Ahmet Cemil'le arkada�lannm c;evresinde uc;u�up birbiriy
le dudak dudaga geldikten soma o parlak gokyiizii maviliklerine
yiikselmi�ler, oradan da ezelenmi� denizin siyahhklan iizerine dii�
mii�lerdir ki, J lalit Ziya da romanmm adm1 Mai ve Siyah koymak
tan ba�ka bir c;are bulamam1�tlf.
J liiseyin Cahit Yalc;m da -Nadide' y i saymazsak -ilk romanmm
konusunu usuna dii�iiren Sevastopulos ailesinin k1zlanm -romanda
aile Diyapulo ad1yla amhr- burada tamm1�t1r. Arna o, romanm ad1-
m Haya/ ir;inde koymay1 yegler. <;iinkii, kendisinin de dedigi gibi
kitaplannm adlan (Hayat-1 Muhayyel, Hayat-1 Hakikiye Sahneleri)
hep hayaller, hakikatlerle doludur.
Tepeba�1 Bahr;esi biitiin Servetifiinunculann bahc;esidir. Meh
met Rauf orada s1k s1k boy gosterir. �u kadarc1k ki, en gediklileri
J lalit Ziya, Ahmet J likmet ve S affeti Ziya'dlf.
Saffeti Ziya gelirse iki dirhem bir c;ekirdek gelir. K1vrak giilii
ciiklerini de agzmdan hie; eksiltmez. Giizel kadmlara rampa etmek
49
iiyin buldugu iyareler iiyinde en etkilisi bu giiliiciiklerdir. Ahrnet Hik
rnet ise oraya f1ldu f1ldu gozlerle iyevresini tarayarak dii�er. Arka
da�lanm ilk dakikada bularnazsa, bir daha bularnayacagmdan kor
kar. Arna ne zarnan gelse, Halit Ziya'y1 orada, her vakit oturdukla
n rnasada bulur. Bu rnasa, rnlZlka karneriyesi ile iyalmacak pariyala
n gosteren levhamn arasmdadu.
Ahrnet Hikrnet konu�rnaktan dinlerneyi sever. Dili iyoziildiigii
vakit ise, sag eliyle gogsiinii dovrneyi ah�kanhk haline getirrni�tir.
Yalmz, Maestro Lange 'nin orkestrasmdan dokiilen pariyalar o ka
dar �eker pernbedir ki Halit Ziya ile S affeti Ziya da konu�rnaya
iyokiya bir zarnan ayurnak isternezler.
Halit Ziya daha sonraki y1llarda, XIX . yiizy1l yerini XX. yiizy1-
la buakacag1 sualarda, Bah�·e'nin ingiliz Eliyiligi'ne dogru uzanan
dilirninde aiy1lan yazhk tiyatroya da -buras1 daha sonra
Asri Sine
mu, ondan sonra da Komedi Tiyatrosu olacaktu- s1k s1k darnlar. Bu
kez yanmda klZl da vardu. Baba kiz orada hernen her zarnan Kad
ri Ra�it Pa�a ile e�ine de rastlar. Her iki aile iyok az olan Tiirk se
yirci say1s1m artturnakta biiyiik iyabalar gosterir. Seyircilerin iyogu
eliyilik ileri gelenlerinden, banka ve ortahk rniidiirlerinden olu�ur.
istanb ul'da ne kadar zengin levanten varsa, onlar da buradadu. Ti
yatro diirndiiz, iistii aiy1k bir alanla sala� bir sahneden olu�ur. Sah
nenin oniinde iii; dart sua koltuk dizilidir. Bunlann arkasmda da
"rnevki" ad1 verilen -onlar da iyok iyok alti sua- do�erneli sandalye
ler. Koltuklar yirrni, "rnevki" ise on kuru�tur. Arna her ak�arn bo�
tur buralar. Seyircilerin tiirnii, be� kuru�u sulanarak en arkadaki ha
sularda bahk istifi olurlar.
Boylece be� kuru�a Lecocq, Offenbach, Planquette, Varney gi
bi bir siirii Frans1z bestecisinin yap1tlanm kulaklanna tikrn1� olur
lar. �alman pariyalar Frans1z sanatiy1lannm smmm hiiybir biiyirnde
a�rnaz. italyan operetlerine dii�kiin olanlar da Biiyiik Cadde'deki
Concordia Yazl!k Tiyatrosu'na atarlar kapagi. Castellan ' m yoneti
rnindeki Opera toplulugu orada Verdi, Bellini, Donizetti ve Rossi
ni ' ninin operalanm diiz nefes etrni�tir. Halit Ziya'nm dernesine go
re, Meyerbeer ' in Afrikana'sim, Bolto'nun Mefisto'sunu, o vakitler
yeni yeni tin yaprnaya ba�layan Puccini 'ni.n ilk operalanm, Mas
cagnani'nin Cavalleria Rusticana'sim, Leoncavallo ' nun Palya
�·o 'sunu, ve de italyancaya iyevrilrni� biriyok Rus operalanm ilk kez
istanbullulara tamtan bu topluluk olrnu�tur.
50
Tepeba�1 Bahr;esi'ne gelip kurulanlar arasmda Abdiilhak H arnit,
Siileyrnan Nazif, Recaizade M ahrnut Ekrern de vard1r. Siileyrnan
Nazif, 2 Agustos 1 9 13 'te "istanbul Egleniyor" adh yaz1smda bu
bah<;eden soz edecektir. 0 giin Bahr;e'de altrn1� kadar italyan <;al
g1c1 <;alrnaktad1r Topu da kirrnlZllar giyinrni�tir. Nedir, Siileyrnan
Nazif Trablusgarb-Bingazi seriiveninin unutulrnasma, herkesin
kendisini italyan <;alg1c1lannm ellerinde bag1ran aletlerden <;1kan
seslere kaptmp zevk ve ne�e i<;inde eglenrnesine iyisinden i<;erle
rni�tir. "Afrika ve Avrupa'daki son kalmt1lanrn1zdan yiikselrnekte
olan <;1ghklann tiirniinii bu italyan rnlZlkasmm susturrnu�tur, bog
rnu�" oldugunu dii�iinerek yaz1sm1 �oyle baglayacaktu:
"Ah, o zarnan bir kez daha gordiirn ve inand1rn ki bu kirli Bi
zans y1kmt1s1 i<;inde her �ey yaprnac1k ve herkes yalanc1d1r."
Tepeba�1 Bahr;esi'nden eksik olrnayanlardan biri de yergici
ozan Abdiilhalirn Mernduh'tur. Abdiilhalirn Mernduh bir giin ora
da Ali Kernal ve daha ba�kalanyla otururken hi<; <;ekinrneden �oy
le bir ikilik yuvarlarn1�tu:
51
c;e'ye girdim. J hncah1c; ! igne atsan yere dii�mez. Ortaya dogru yii
riidiim. Once bir hayret. Bir sessizlik. Soma kulaktan kulaga f1sil
tilar: "Neyzen. Neyzen Tevfik." Arkasmdan bir alkt� . . . Saz durdu .
Ben ortaya geldim. Defi c;ahp ay1y1 oynatmaya ba�lad1m. Dedim
ya, ay1 usta. Miikemmel oynuyor. Oynattiktan soma, degnekle kol
tugunun altmdan diirttiim: "Eskiden gene; ktzlar yavuklulanm gor
diikleri zaman nasil utamrlard1? Ay1 bir penc;esini kaldmp yiiziinii
tuttu. Utanma taklidi yapti. Elimi uzattim: "Ya �imdikiler ne yap1-
yorlar?"O da penc;esini uzatt1; tokala�t1k. Kahkaha, alkt� k1yamet. . .
Yine degnekle koltuk altmdan diirterek: "Kocakanlar hamamda
nas1l bay1hr?" Yere uzamverdi. Yine kahkahalar, alkt�lar.. .
Aymm zincirleriyle degnegi c;ingenenin eline tutu�turdum. De
fi elime ahp parsa toplad1m. J lerkes, o zaman ki kag1t yiiz parahk
lardan, c;eyreklerden, mecidiyelerden, ye�il yirmi be� kuru�luklar
dan, elli kuru�luklardan, boyuna defin ic;ine yagdmyor Def doldu.
Getirip c;ingeneye verdim. <;ingene, o kadar paray1 bir arada gor
memi�. Bir daha gormesine de olanak yok. Paralan payla�mak ic;in
davrandi. "J laydi, haydi dedim. Al o paralan da git! Sade, ay1 oy
natmasm1 ogren! Ay1 dedigin boyle oynat1hr. . . "
Daha somaki y1llarda Tepeba�1 Bah<;esi'nde J lececiler de gorii
niir. Arna Cumhuriyet c;agmda buras1 eski niteligini yitirmeye ba�
lar. �ehir Tiyatrosu'nun sagmda ve solunda olmak iizere iki ic;kili
gazinoya donii�iir art1k. Perapalas Ote/i'nden yana olan boliimde
yine yabanc1 orkestralar dinlenir. Burada 1936'larda Cemal Re�it
Ekrem Re�it kardqlerin Liikiis Hayat, U<; Saat, Deli Dolu operet
leri de oynanm1�trr. Sehir Tiyatrosu sanatc;1lannm oynad1g1 bu
oyunlardan Liikiis Hayat'ta Semiha Berksoy da rol alm1� ve Naz1m
J likmet'in ktskanc;hgm1 c;okc;a uyandrrm1�trr.
0 vakitler Naz1m, Semiha Berksoy'un her �eyiyle yakmdan il
gilenmektedir. Sesine, sanat yetenegine c;ok dcger veriyordur. Ki
mi giinler ona: "Yorgunum bana bir �ey okusana" da der. Semiha
da ona Schumann 'dan, Beethoven'den yiirek paralay1c1 parc;alar
okur. Semiha'nm yanmda koca Naz1m sanki c;ocukla�1yor, co�u
yordur. Bir giin onun kaq1 kaldmma gec;i�ini seyretmi�, soma ya
nma giderek: "Sana uzaktan bakmak, y iiriiyii�iinii gormek ho�uma
gidiyor" demi�tir.
Naz1m Tepeba�1 Bah<;esi'nde Liikiis Hayat'i seyrettiginin ertesi
giiniinde de Semiha'ya �oyle der: ''Diin gece senin yiiziinden az
52
kalsm kavga <;1kanyordum." Dogrudur bu. Naz1m oyunu seyreder
ken adamm biri Semiha'ya Iaf atmt§. Naz1m da iskemlesini kapt1-
g1 gibi adamm iizerine yiiriimii§tiir. Olay1 giilerek anlatan Naz1m,
Semiha' ya §Unlan da sbyler: "Ben seninle evlenirsem, sahneye fi
lan <;tkmak yok. Seni kap1dan dt§an bile birakmam."
- Bunu §air, sanat<;1 Naz1m Hikmet mi sbyliiyor?
- Evet, bunu §air, sanat<;1 Naz1m Hikmet sbyliiyor.
1940 ' larda Salah B irsel 'le arkada§lan da Tepeba�1 Bah<;esi'ne
dadanm1§lard1r. Arna onlar Sehir Tiyatrosu'nun iist bbliimiindeki
sazh sbzlii yeri yeglerler. Yiiz kuru§ verip bir bira ismarlad1lar m1
gece yansm1 tutmu§ olurlar. Demir parmakhkh kap1dan girince
sagda, dipte bir sahne vard1r. Er ken saatlerde burada bir f as1l top
lulugu bulunur ve size alaturkanm en pejmiirde §ark1lanm dinletir
ler. Saz tak1mmda <;okluk besteci Salahattin Pmar da yer ahr. 0
kekre sesiyle:
Beni aim koynunuza hat1ralar
tiirii nden kendi bestelerini okur. �ark1c1lar arasmda Radife Neydik,
inci izmirli <;ok alkt§ ahr. Bunlardan soma d a sahneye Zehra Bilir
gelir. 0 halk tiirkiileri sbyleyecektir. En pahah kuma§tan dikilmi§
kbylii giysileri i<;inde tiirkiisiinii <;1gmrken sag elindeki mendili de
havada dbndiiriir. Zehra Bilir 'den soma sira Hamiyet Yiiceses ' in
dir. Hamiyet'in en <;ok alkt§ alan §ark1s1 da:
53
vu§tuktan sonra tutkunlanm nas1l hesaplayacagm1 iyisinden §a§tr
m1§ gibidir. Ne var, Yavuz Abadan' m her ak§am sahnenin on sua
smdaki masalardan birinde kendini hayran dinledigini bilir.
Safiye 1942 yazmda Tepeba�1 Bahr;esi'nde Ekrem Rqit'in yaz
d1g1, Cemal Rqit'in ve Sadettin Kaynak'm besteledigi Alabanda
rbviisiinde de c;ok gbniiller biikmii§tii r. Safiye bu rbviide "Kralic;e
Mimoza" roliinde c;1km1§ ve "Hay Deniz, Kara Deniz" le tiim is
tanbul 'un Tepeba�1 Bahr;esi'ne ko§masma olanak saglam1§t1r.
Oyunda Muammer Karaca da vard1r. 0 da "Dursun Reis" roliinde
"Ben Durdum, Babam Geldi"yi dbktiirmii§tiir. Roviiye ag1rhklan
m koyan diger oyuncular arasmda da Tevhit Bilge, -Samuel Mer
tu§a Penpesa roliinde- Zeki Alpan -Mabeyinci-, S 1tk1 Akc;atepe -
Mabeyinci- de say1labilir. Salahattin Pmar da "Bey" roliiyle sahne
de biiyiik bo§luk doldurmu§tUr.
Alabanda rbviisiinden sonra burada varyete, skec;ler, cambazhk
numaralan da s1k s1k gbriiniir olmu§tUr. Bunlar §ark1lann bitimin
de yer ahr ve geceyi ayn bir ho§lukla siisler. Giildiiriiciiler arasm
da en begenilen Salih Tozan'd1r. Onda §eytan tiiyii vard1r. S ahneye
ad1mm1 atar atmaz alkt§ ahr.
Behc;et Necatigil de bahc;enin iinii ic;in elinden geleni ardma
koymam1§t1r. " Varyete" §iirini yazmas1 da bu yiizdendir:
54
Sim on siradaki masalardan birinde oturuyordur. Bizimkileri go
riince masasma iyagmr. Masa bulmak ba�h ba�ma bir sorun oldugu
iiyin bu iyagn biiyiik seviniyle kar�ilamr. Ne var, bizimkiler masaya
oturur oturmaz da olay patlak verir. �iinkii Nahit Srrn ismarladigi
�i�in etlerini yedikten sonra ye�il biberi biiyagi ile tabagm kenanna
siirmii� ve olayi ba�latacak ciimleyi firlativermi�tir:
- Alm, kim isterse yesin. Ben hirer sevmem.
Nahit Sim 'nm soziine Fazil Hiisnii iyok kizmi�tir. Necatigil, Ak
bal, Tirali, Birsel de kizmi�tir ama Necatigil sag eliyle bir "bo�
ver" iyekmi�. otekiler de buna uymu�lardir. Fazil Hiisnii ise be�inin
ofkesini elindeki cigarada toplami� ve Nahit Sim'nm sahneye ken
dini iyokiya kaptirdigi bir sirada ofke dolu cigarayi getirip Nahit Sir
n 'nm ceketinin sag koluna yapi�tlrmi�tlr. Nahit Sim kuma� yan
maya ba�ladiktan sonra ayilabilmi�tir ancak. 0 zaman da:
- Ceketimi yaktm� diye Fazi l ' a aglamakh gozlerle b akmi�tlr.
0 ak�am Akbal, Birsel, Tirali, Necatigil, Nahit S im ' yi yati�tir
maya, olaym bir dalgmhktan b a�ka bir �ey olmadigmi anlatmaya
iyok iyah�rm�larsa da Nahit Sim yillarca bunun bir kaza olmadigmi
kamsmi iiyinde ta�imi�tlr. B izimkilerden birini gordiigii vakit de o
ak�amdan yana yakila soz etmeyi gorev bilmi�tir. Nedir, 1956 yi
lmda Fazil, Oktay, Nairn Vatan gazetesinin yonetimini ele geiyirip
de Nahit Sim'ya gazete siitunlanm aiytiklan vakit, Nahit Sim dii
�iincesini degi�tirmi� ve bir giin kendisine rastlayan ve o geceyi
hatirlatmak miinasebetsizligini gosteren Satah Birsel'e de:
- Hayir, hayir o bir kaza idi, ciimlesini oturtmu�tur.
XIX. yiizyilm sonlannda Tepeba�1 Bahr;esi kadar ilgi toplayan
bir yer de Taksim Bahr;e 'sidir. Buranm da tek bir giri� kapisi var
dir. iki tarafh gi�eleri ise iki Rum biletiyi tutar. Buraya da krrk pa
ra ile girilir. Bunun da masalan, yiiriiyii� yollan otekine benzer.
Arna buranm bahiyivanlan da vardir. Boyuna dola�ir iyevreyi kol
larlar. Semih Miimtaz 'm demesine gore bahiyenin ortasmda tahta
dan bir mlZlka ko�kii, altmda da kiler vardir. Mii�terilerin yiyecek
leri, iiyecekleri buradan ta�mir. Bahiyenin orkestrasi on iki ki�iliktir.
MlZlka ko�kiiniin berisinde de bir buiyuk kathk bir gazino vardir.
Ak�amcilar gazinonun taraiyasmda papaz uiyurtmaya pek dii�kiin
diirler. 1 890 yilmdan 1905 yilma kadar istanbul Belediye B a�kan
hgmda kalan Ridvan Pa�a da taraiyanm kendine aynlmi� ko�esinde
ak�amlan bir iki tek atmayi sever. Buranm mii�terileri arasmda Ah-
55
met Rasim de vard1r. Arna o, garsonlann Bomonti birasmm bayat1-
m siirerek mii§terilerin paralanm aralannda bblii§tiiklerine inamr.
Nedir, bahi;ede agai; altlannda rak1c1klanm ii;enler de olur. Bu
rada ars1zlarla, sarkmtihk edenlere hii; yiiz verilmez. Bahi;enin bir
ozelligi de kt§m hii; bo§almamas1dir. Karda donan erkekler palto
lanna, kadmlar mantolanna s1ms1k1 sanhp buraya damlarlar. Bura
ya onlan i;eken agai;lar ve i;evredeki doganm giizelligidir. Bogaz
ve <;amhcalann goriinii§ii herkes i biiyiiler. l lalit Ziya
Mai ve Si
yah' ta bahi;enin sonunda ye§il tahta siralann da bulundugunu, ki
milerinin buraya kitap okumaya geldigini de yazar. Bahi;enin tram
vay yolu yam ise daha s1k agai;hd1r. Burada yollar gittiki;e darahr.
Arna buras1 herkese ai;1ktlr. Burada havasm1 bulamayanlar ise §im
diki inonii Gezisi yerindeki hava tiifekleriyle att§ yapan barakamn
oniine y1g1hrlar. <;unkii barakamn sahibi Arda§, tiifek doldurucula
nm istanbul'un en giizel kizlanndan sei;er.
Taksim Bahr;esi'ni dort koldan i;eviren bir araba yolu da vardir.
Alman Biiyiik Eli;isi Baron Mar§al ' a burada slk s1k rastlamr. He
men hemen her ak§am orda ko§uya i;1kanlardan biri de Semih
Miimtaz'dir. iri yan ve §i§man B aron Mar§al ona rastlad1ki;a: "Bu
bahi;e olmasa ben oliiriim" der. Araba yolunda, italyan Biiyiikeli;i
si Marki imperiali, Beli;ika Eli;isi Kont Do Dudzeele, ispanyol El
i;isi Marki Camposagrato da s1k s1k boy gosterir. Feridun Nevcivan
Pa§anm babas1 ibrahim San B e y ' le Semih Miimtaz'm babas1 Re
§it Miimtaz Bey de buraya birlikte gelirler.
Taksim Bahr;esi Servetifiinunculann da bahi;esidir. Halit Ziya
buradan Oskiidar 'm deniz k1y1sm1 seyretmeyi i;ok sever. Halit Zi
ya ku§agmm ziippe beyleri Tepeba�1 Bahr;esi'ne oldugu kadar bu
raya da "Jardin" derler. �amram hamm da "Jardenler Kantosu" ile
buralan oliimsiizle§tirmeye i;ah§tr:
Iardenlerde gezerim
Muzikay1 dinlerim
Eteymi �1k tutarak
Ben promenad ederim
Matmazeller mosyoler
Kol kola gezinirler
A�ku sevdadan bahsedip
Ezilip biiziiliirler
56
Kahvengiz
57
Nisuaz, Emek sinemas1 (eski Melek sinemas1) sokagmm kar�1s1-
na gelen Kuloglu Sokag1 'nm istikJal Caddesi'ne dokiildiigii ko�e
de, sokaktan <;1karken sagda, biiyiik binamn (�imdilerde Garanti
Bankasi Genel Miidiirliigii) alt katm1 ba�tanba�a kaplar. istiklal
Caddesi'ne a<;ilan kap1dan i<;eri girince, sagda bir vitrin, onun be
risinde yine sagda bir kasa, kasada kokoroz ve kaknem bir kan,
solda camm oniinden ba�layarak dizilmi� Nuh Peygamberden kal
ma hasu koltuklar, mu�amba do�eli iskemleler, iistii camh masalar
vard1r. Dipte, en arkada, salonun ortalamasmda, olduk<;a bo� bir
vitrin, vitrinin oniinde de kanepe ve dort be� koltuktan olu�an ha
su taktm1 kahvenin ikinci salonu denebilecek bolmeyi siisliiyordur.
Nedir, soldaki masa ve koltuklar da kasanm hizasmda bir bolme ile
ikiye aynhr ve tuvalete a<;ilan kapmm biraz gerisinde ii<;iincii bir
saloncugu olu�turur.
Kahvenin yiiznumaras1 ba�h ba�ma bir kahve olacak biiyiikliik
tedir. Kimileri buraya girer, musluklann oniinde saatlerce lafla�u
lar. Bunlardan kimisi ikinci Diinya Sava�1'nm ozel ki�ileri, kara
borsac1lard1r. Yiiznumaray1 yaz1hane olarak kullanular, en gizli pa
zarhklan orada yaparlar. Nisuaz' m Kuloglu Sokag1'na bakan pen
cereleri giiniin yirmi dort saatinde ortiik durur ve bu yiizden kahve
er saatlerde, elektrigin yaktlmasma pek gerek duyulmad1g1 vakit
lerde, tam bir karanhga gomiiliir.
Nisuaz'da* <;ah�an garsonlar, 1 9 1 7 yilmda istanbul'a ii�ii�en o
"kiirklii, <;izmeli, sa<;lan <;ok diiz taranm1�, bol diizgiinlii, bol mii
cevherli" kontesler, prensesler degildir artik. Kap1dan girince he
men sagdaki vestiyerden ftrlay1p paltonuza salduan Mihal'in de o
uzun sakalh Rus generalleri, albaylanyla bir ili�kisi yoktur. Arna
<;aylan, turtalan masalara ta�1yan, o sol yanagmm ortahk yerine
simsiyah bir ben oturmu�. o <;ok<;a ktvuc1k sa<;h garson kadm bir
kontes degilse de sessiz film yild1zlanndan Vilma Banky 'yi and1-
nr. Yalmz, bu benzetmeyi yapabilmek i<;in, kadmm dort parmak
kalmhgmda bir gerdanhk gibi boynunu saran km�1klanna pek dik
kat etmemek gerekir. Ne var, bu tohuma ka<;m1� giizel, akhmz1 v1r
vu edemediyse Nisuaz'cJa sizi biiyiileyecek bir ba�ka giizel vardu.
0 da patron Niko'nun kans1, ince belli, geni� kal<;ah, klZll sa<;h
* Nisuaz'm (Ni�·oise) y erinde ge<;mi� y1llarda "Biiyiik Eczane" vard1r. Faik Dellasu
da Pa�a·nm i�lettigi bu eczanen in Galatasaray "dan Tiinel ' e giderken sag kola dii�ei1
De//asuda Eczanesi ile bir ili�kisi yoktur.
58
Rum dilberidir. Kahveye daha \:Ok ak§amiistleri gelir ve hayranla
nmn oniinde -bunlann ba§mda S atah Birsel vardir- bir iki kez k1s
rak gibi s1\:ray1p gogiis titrettikten sonra kasamn yanmdaki iskem
leye oturur. <;okluk da sinema v aktine degin oradan k1pirdamaz,
yiiznumaraya bile gitmez, sinema vakti yakla§tl m1, kocasm1 kolu
na tak1p \:eker gider. Giderken de yine kendine ozgii bi\:imde bir iki
el, kol hareketi yapar ve hayranlanm biitiin biitiine yere serer.
Nisuaz, sabahm koriinden gece yanlanna, gece yans1 sonlanna
degin a\:Lktir. Arna bu 20 saatinNisuaz'i tek ve degi§mez bir kah
tiirlii Nisuaz vard1r. Sabahlann Nisuaz1 , ikin
ve degildir. Orada ii\:
dilerin Nisuaz1, Uykusuzlann Nisuaz1, ilk ikisi bizim bildigimiz
kahvelerdendir. O\:iinciisii ondan \:Ok aynhr. Arna Sait Faik'in
"Korkun\: Pastane" ad1m verdigi Ur;uncu Nisuaz da iki tanedir. Ak
§amm sekizi ile on biri arasmda buray1 gurgurcular doldurur. Bun
lar Beyoglu'nda \:apkmhga gelmi§, ama hi\:bir §ey yapmad1klan
i\:in hi\: degilse burada oturmay1 yeglemi§ ki§ilerdir. Bunlann ara
smda meyhanede kafalan bulduktan sonra sarho§luklanm a\:mak
i\:in kahve i\:meye gelenler de vard1r. Kahveden daha ellerini,
ayaklanm \:ekmemi§ akh ba§mda mii§teriler bunlan hi\: sevmez.
<;unkii bunlar gen\:lik dii§lerini yiiksek sesle goriirler ve boyuna
pik pik giilerler. Sait'in dedigi gibi bunlan patron da sevmez. Bun
lar ne i\:eceklerini soran garsonu da:
- Biraz sonra, diye atlatmi§lardir.
0 ger\:ek Uykusuzlann Nisuazt' yla tam§mak i\:in sinemalann
dagih§ saatlerini beklemek gerekir. Dahas1, biraz daha vakit ge\:
meli, sinemalann kalabahg1 Beyoglu'ndan \:ekilmelidir. i§te o za
man, kahvenin kasasmdaki o evlere §enlik kadm biitiin elektrikleri
a\:arak Nisuaz'm i\:ini giindiize \:evirir ve ger\:ek Nisuaz'm ba§la
d1g1m haber verir. Masalardaki insanlar, konu§malar, giilii§ler, her
§ey bir hokkabaz el\:abukluguyla degi§mi§tir. �imdiler, burada ko
nu§ulan §eyler hemen h emen Tiirkiye 'nin hi\:bir kahvesinde bu ka
dar a\:tk ve ayrmt1h bir bi\:imde siirdiiriilmez. Bunlan Sait Faik bii
yiik bir ustahkla saptamt§ttr. Biz de ustam1za bir te§ekkiir temen
nas1 \:ak1p o konu§malan aktarahm:
Tepeiistii'ne gideriz camm! Biraz masrafh olur ama hem \:al
g1h, hem rahattir.
- Bize ka\:a patlar bu?
- Camm sen de mi ona iiziileceksin?
59
Yak, benim iiyin degil. Arna bu yenidir. ilk ak�amdan gaziinii
korkutmamah. Bana bakma, hen ah�t1m. Bir be�yiizliik bozdur
dum bugiin de. Seninle onu yerim anam.
- Bana bu ak�am ne vereceksin?
- Birak �imdi onu.
- Neden birakay1m? Ben yirmi be�ten a�ag1 gitmem ha!
- O n be� iyidir.
- On be�e �uradan �uraya ad1m atmam. Atarsam biitiin ho�ho�-
lar beni isirsm.
- Peki, peki. Hadi kalk.
- Arkada�1m da o kadar alacak ha!
- Peki dedik ya.
- Paralan pe�in verin hele.
Bu insanlara iyi dikkat etmek gerekir. Sabahlarm Nisuaz1 'nda
rastlayamazs1mz bunlara. Sabahlann Nisuaz1 bir ba�madir. <;ebi�
yiizliidiir. Bu saatte Nisuaz kulagm1 Beyoglu'nun uyam�ma ver
mi�, yeni bir giiniin, yeni bir seriivenin patlak vermesini dart gaz
le bekler. Nedir, g1k1 iy1kmayan o bombo� iskemlelerle, bombo�
masalann da bir �iiri vardtr. Kimi ozanlar buranm bu saatini seiyer
ve camm aniindeki bir masada tek ba�ma dii� kurar. Arna ku�luk
vaktine dogru masalar dolmaya ba�lar. ilk gelenler arasmda koltu
gunda bir siirii Frans1zca gazete ile klranta bir adam vard1r. Frans1z
sinema oyunculanndan Victor Francin gibi didon sakalh olan bu
adam Tannnm giinii buranm e�igini a�mdmr. AbidirI Nesimi de Ye
ni Yo! dergisini iy1karan Talha da hemen aym saatlerde gelir. Tal
ha'nm koltugunun altmda bir siirii gazete vard1r. Bu gazetelerdeki
sat1rlann alt1 kirmm, ye�il, mavi renkte kalemlerle iyizilmi�tir.
Bu ilk gelenler arasmda, eski siyasactlardan Havuz- Yavuz i�ine
ad1 kan�an Sapancah Hakk1 'nm oglu Ya�ar Sihay da bulunur. Ne
var ki Ya�ar, Sihay'1 atm1�, yerine "<;imen" soyad1m alm1�t1r. Bu
na uymas1 iiyin de ye�il bir gamlegi, bir Montgomery'yi s1rtmdan
hiiy iy1karmaz.
Ya�ar <;imen, italya 'da uzun y1llar kald1g1 iiyin ilk, kasaya yak
la�arak kaknem kannm elini aper, sonra da 0 da atckiler gibi tek
ba�ma bir masaya oturur. Ya� ' m italyanca bilmesi onun da kol
tugunda bir sii1ii italyanca kitapla gelmesine yol aiym1�t1r. Bunlann
arasmda Oro Puro (Saf altm) adh oyun da vard1r. Ya�ar <;imen onu
Tiirkiye 'ye iyevirmi�, oynamak ic;in istanbul �ehir Tiyatrosu'na ver-
60
rni§tir. Arna bununla yetinrnerni§, bir gece Nisuaz '1 gelen bir oza
na oyunu ba§tan sona okurnu§tur. Ozan, Ya§ar ' m okuduklanm
dogru diiriist dinlernerni§tir arna bir siire sonra o da i<;inde <;ok<;a
para bulunan bir oyun yazrnt§tlf. Gelin gi::i riin ki, istanbul !jehir Ti
yatrosu 1 942 kt§mda Ya§ar \:irnen 'in Oro Pura <;evirisini degil de,
i::i teki oyunu sahnelerni§tir.
Ya§ar, dururnu haber ahr alrnaz i::ifkeden yiiziine a§ag1 aglarn1§
t1r. Daha sonra da ozam dava etrnek i<;in dosyalar hazrrlarnaya ba§
larn1§tlf. Arna sonunda bu ternelsiz dava i<;in gerekli paray1 sagla
yarnad1gmdan bu i§tcn v azge<;rnek zorunda kalrnt§tlf.
Ya§ar \:irnen s1k s1k Casa d' Italia' ya ugrar, italyan dostlanm da
yoklar. italyan dostlarma Tiirk<;e ogretrnek i<;in, M ussolini 'nin, og
lu Bruno i<;in yazd1g1 Oglumla Konu�uyorum adh kitab1 da Tiirk
<;e 'yc <;evirrni§ ve onu bu italyan dostlanna yiiksek fiyatla satrnl§
tu. Geri kalanlan da yiiz kuru§ fiy atla piyasaya siirrnii§tiir. Ya§ar,
bu kitabm da H itler 'in Kavgam adh kitab1 gibi <;Ok sat1lacagm1
urnuyor, bi::i y lece kii<;iik <;apta bir Rockefeller olacagm1 kuruyor
dur. Oysa kitap kii<;iiciik bir §eydir. Fiyat1 da o zarnanm fiy atlan
kar§tSmda <;ok yiiksektir. Bu kitap hi<; satrnarnl§, Ya§ar ' m gi::i zleri
de urnutsuzluktan tilki ufagma di::in ii§rnii§tiir.
Nisuaz as1l i::igleden sonra uykusundan silkinrneye ba§lar. Gi::i z
lerini son kez kupt§tlrarak ernekli rnernur, i§adarn1, Ankara'dan is
tanbul ' a birka<; giinliigiine gelrni§ si y asac1, avukat, i::igretrncn vc
doktorlara kollanm a<;ar. S ait' in deyi§iyle <;ok giin gi::ir rnii§, <;ok ge
ce ge<;irrni§ ki§ilerdir bunlar. ikinci Diinya S ava§!, pahahhk, kara
borsa onlann ba§hCa konulandu. B unlann bir gi::izleri de dt§anda
nehir gibi akan caddededir. Ordan ne istedikleri belli degildir. Arna
c addeye b akrnadan edernezler. B u kahveye gelip <;i::i reklenmcleri
biraz da bu cadde yiiziindendir.
S aat di::i rt. Nisuaz d aha yiikiinii alrnt§ sayilrnaz. B iraz sonra ya
zarlar, ressarnlar da si::i kiin etrneye ba§layacaktu. B unlar Stefan
Zweig ve arkada§lannm Berlin 'de Nollendorf alanmdaki kahveler
de yapt1klan gibi sarho§lar, fahi§eler, qcinseller ve rnorfin dii§
kiinleriyle bir rnasada oturrnayacaklardu, arna <;evrelcrindeki rna
salarda <;okluk bunlar bulunacakt1r. \:iinkii bunlann da Nisuaz'a
geli§ saatlcri ba§larnt§tlf.
ikinci Diinya Sav a§! giinleridir. S arnirn Kocagi::iz , S ait Faik, Ca
hit Saffer, Orhon Anbumu, Cavit Yarna<;, Celal Silay, Sabahattin
61
Kudret, Salfill Birsel, Siiavi Ko�er, ressam I la§met Akal, Avni Ar
ba§ buraya giinde bir kez olsun ugramadan edemezler.
Buraya ge�mi§ y1llarda, 1 930-3 1 ve daha sonrasmda <;alh ibra
him, Necip Faz1l, Fikret Adil, Ferdi Tayfur, Salih Uralh, ressam
I Iakk1 Anh, I Iamit Gorele, Nail V, Peyami Safa, heykelci Kenan
Yontu� 'un da geldigi olur.
Bir giin buraya Atatiirk de gelmi§tir. 1 93 1 y1lmda. Arna yalmz
bir kez. 0 da o s1ralarda kahvenin sag yan bo§lugunda yer alan
kendi biistiinii gormek i�indir. Bust, Kenan Yontu� 'un elinden �1k
m1§tlr. Nisuaz'da Ata'nm geldigini belirleyen birtak1m tela§h ko
§U§malarla sevin� belirtileri su yiiziine �1kt1g1 vakit Kenan Yontu�
da oradad1r. 0 da Ata'y1 ayakta kar§tlar. Ata 'mn yanmda K1h� Ali
vard1r. Nuri Conker vard1r. Re§it Galip v ard1r. Otururlar. Bizim Ke
nan Yontu� 'a oturacak yer kalmam1§t1r. Atatiirk:
- 1 lepiniz oturdunuz, bakm sanat�1 ayakta kaldi.
Kenan Yontu� ayakta kalmasmm hi�bir sakmcas1 olmad1gm1 en
giizel, en tath sozciiklerle anlatu Ata'ya.
0 s1ralar Nisuaz'm sahibi bir bayand1r. Madam Pulitz. Yiiceler
yiicesi Atatiirk, kendi eliyle �ay getiren Madam Pulitz'e i§lerinin
nas1l oldugunu sorar. Madam Pulitz'in "Bahm olsun sinek Bag
dat'tan gelir" demesi beklenirken, o hi� orah olmaz ve biitiin be
zirganlar gibi halinden yakm1r. Bu arada dort ayd1r kira odeyeme
digini de a�1klar. Atatiirk bu, Madam Pulitz' in sozleriyle duygulan
m1§t1r. Adamlanndan birini �agut1r, Madam Pultz 'e dort ayhk kira
tutanm verdirtir.
Ak§am Dolmabahr;e'de sofra kuruldugu vakit Madam Pulitz
konusu yeniden a�1hr. Re§it Galip: "Pa§am dogru yapmadm1z."
- Neden?
Siz insanlann cebinde ne kadar para var bilir misiniz? Ben
Madam Pulitz 'den paraslZlm.
Atatiirk iyisinden k1zm1§tlr: "Kalk git buradan .
- Kalkmayacag1m.
- 0 halde ben kalkanm.
Ata kalk1p gitmi§tir, ama Re§it Galip'in kendisine kar§l �1kma
smdan ho§lanmt§tlr. iki ay sonra inonii, Atatiirk'e yeni Bakanlar
Kurulu listesini sununca Atatiirk: "Milli Egitim i�in Re§it Galip ' i
dii§iinmez misiniz?" demi§ v e Re§it Galip Milli Egitim B akam ol
ffiU§tUr.
62
1940'larda Yusuf Aluskah da Nisuaz' a her giin darnlar. Elinde
de Bernard Shaw ' un bir kitabt. Arna oteki kitap ta�1y1c1lardan bir
aynhg1 vard1r. K itap elinde hep a1_;:1k durur, dahas1 onu, sokakta yii
riir ya da Nisuaz 'a girerken bile okur.
Orta boylu, bakir tenlidir Yusuf. Arkaya taranrn1� sa<_;:lara pos b1-
y1klar yiiziine nedense bir alt1gen bi<_;:irni verir. B 1y1klanm her va
kit alt dudag1yla erner ve pek az giiler. Giilerken de yiizii aglarnak
tan beter olur. Aynca sag gozii de kirp1hr. Bu kup1�lar onun kendi
sine <_;:ok<_;:a giivendigini ve sizin o s1rada onun katma yakla�u oldu
gunuzu belli eder. Aluskah 100-200 sozciikliik k1sa oykiiler de ya
zar, bunlan sahibi bulundugu Ses dergisinde yaymlar. Birsel'in
"dakikahk oykii" ad1m verdigi bu yaz1lan Yusuf <_;:ok onernser, on
larla birtaktrn ger<_;:ekleri saptad1gma inamr.
Nedir, Aluskah Ses dergisinin yonetirnine pek kan�rnaz. Ses'i,
a�ag1 yukan her defasmda bir ba�kas1 <_;:ekip <_;:evirir. 1938 y1hnda
1_;:1kan Ses'in -o zarnanlar sahip ve yaz1 i�leri rniidiirliigii Ya�ar <;ol
iizerinde goriiniir- yonetirni Fikret Adil' le Nail V. 'nin elindedir. Bu
ilk say1lar, gazete boyunda haftahk olarak 1_;:1kar. Arna dergi dort sa
y1 yaymlanrn1� ve 9 Arahk 1938'de kapanrn1�trr.
1 939 y1h hazirammn yedisi, Ses' in ikinci kez yaym alanmda
goriindiigii giindiir. Adi kii<_;:iik bir degi�iklikle Yeni Ses olrnu�. bo
yu da yan yanya kii<_;:iilrnii�tiir. Bu kez derginin sahip ve yaz1 i�le
ri rniidiirii olarak Aluskah goriiniir. Arna yonetirn dort say1 i<_;:in yi
ne Nail V. 'dedir. Ne var, dergi dort say1dan soma yine kapamr. Yi
ne 1_;:1kar. 1 94 1 y1hna degin bu 1_;:tk1�lar diizensiz olarak siirgit olur.
Boylece dergi be� say1 daha yaymlamr. 1 94 1 haziramnrnda Alus
kah dergiyi B irsel'e b1rak1r. 0 say1da Cahit Sttk1, Melih Cevdet,
Rii§tii Onur ve S alah Birsel 'in �iirleri vard1r. B irsel dergide sanat
yaz1lanmn daha ag1r basrnas1 dii�iincesinden yola 1_;:1kar. Bu, yaz1
istenrnerni� kirni yazarlann ho�una gitrneyince Aluskah bunlann
saldmlanna ugrar. 0 s1ralarda Suphi T�han'm eline bir yerlerden
iyi bir para ge<_;:mi�tir. Aluskah bu kez de Suphi Ta�han ve arkada�
lanya anla�ir. Nedir, derginin boyu daha da kii<_;:iilrnii�, 20x30 san
tirne inrni�tir. Birka<_;: ay da bu bi<_;:irn 1_;:1kar. Soma biitiin biitiine ka
pamr Ger<_;:i Aluskah daha somaki y1llarda dergiyi iki yaprak ve bir
yaprak olrnak iizere yine 1_;:1kanr arna bunun da ornrii uzun olrnaz.
�u var ki bu <_;:e�itli 1_;:1k1�lar s1rasmda Ses' i Ses ya pan Abidin Di
no'dur. Dino gerek karikati.irleri, gerekse capcanh yaz1lanyla ede-
63
biyat1m1za da dergiciligimize de yeni bir kan katm1§t1r. Bedri Rah
mi 'nin desenleri de dergiye <;ok degi§ik bir hava verir. Suphi Nuri
ileri, Liitfii Eri§<;i, Mecdi Devrim ' in toplumsal yaz1lanyla gen<; ku
§ak ozanlannm §iirleri de buna eklenirse Ses'in niteligi daha iyi an
la§ilabilir. Ses bir <;ok ozanlann, oykiiciilerin tanmmasma yol a<;
ffil§ bir dergidir. Bedri Rahmi, Asaf Halet <;elebi, Orhon Murat
Anbw1iu, Samim Kocagoz, Cavit Yama<;, Abidin Dino, Arif Dino,
ilhan Berk, Cahit Saffet kendilerini hemen hemen orada duyur
mu§lard1r. Mustafa Seyit Sutiiven de hemen hemen orada tine ka
VU§IDU§tUr. Sutiiven, Ayvahk'ta ya§ar. istanbu l'da pek goriinmez.
Arna o da Ses'in degi§mez ozanlarmdand1r. <;ok onceleri yazd1g1
"Sutii v en" §iirini Ata<; begenmi§tir, ama bu, eski §iirin havasmda
bir §eydir. Oysa Sutiiven 'in Ses'te <;1kan §iirleri yeni §iir <;izgisin
dedir. Ger<;i bunlarda halk §iirinin de etkisine rastlamr ama bu ha
yuh bir etkidir. Ses'in sekizinci say1smda <;1kan "Aldi da Bir Yag
mur"u hadi hep birlikte okuyahm:
Yaz
Hasat,
Hesaps1z kitaps1z ar;1ksar;1klar
Fiiceten bir yad!
Eire on
Eire on milyon kar
Geriledi s�f1ra kadar!
Aldi gidiyor ba�1m;
Seyredin dostlanm,
Degirmenin ta�m1
Nasif yuvarlamyor.
Ne aman var,
Ne zaman,
Sellere kan�mada
Dag gibi harman!
Semsiyesiz, r;ardaks1z;
Ar;1kta kald1 habersiz!
Hikaye �udur:
Hava ans1zm bulutlland1. . .
Ve hemen
Aldi da bir yagmur!
64
Asaf Halet <;elebi
65
zan "hastahk derecesinde kotii niyetli biri" oldugunu davulla ilan
etrneye ba�lar.
<;elebi'nin kendisinden �iir okurnasm1 isteyenlere de hiir yiizii
yoktur. Arna her sozciige hakkm1 vererek okunan bu �iirler herke
sin ho�una gider. Bunlar kirni zarnan Rurnca ya da Hintire sozciik
lerle dolu olsa bile. <;elebi onlan Rurnca ya da Hintire 'yi irok iyi bi
liyorrnu� gibi okur. Bunlann iirinde Lizbon' lu Maria Barbas iirin
yazd1g1 "Mariyya" adh �iir vard1r ki <;elebi onu okurken Mariyya
sozciigiine verdigi onerni anlatrnak iirin ilk iki heceyi kapsayan
"Mariy'' ile "ya" hecelerini birbirinden iyice aymr:
lizboa
boa
simsiyah sar;h kadin
mariy/ya
bir masal soyle bana
kan nas1l r;1kmad1 ta�tan
0 olen kimdi
mariylya
66
<;elebi o gece orada o gece orada kendi �iirlerini Amavut agz1y
la da okumu� ve S abri Berkel , Nurullah Berk, Lepold Levy ag1z
dolusu gi.ilmi.i�ti.ir. Buna gi.ilmeyen sadece i. Galip Arcan olmu� ve
hemen orada ozan olmaya karar vererek, ertesi gi.inlerde �ak1r �a
k1r �iirler dokti.irmeye ba�lam1�tlr.
<;elebi'nin �iiri gizemci bir �iirdir. <;ocuklugunda dinledigi ma
sallara dort elle sanh�1 da bu gizemci ruhun uzanttsmda yer ahr.
<;elebi'nin Fransa irrin yazd1g1 "Fransa irrin �iir 1 940" adh �iiri bi
le kendi bilinrralt1m dile getirmekten ba�ka bir �ey yapmaz. Atarr,
<;elebi 'nin �iirlerinin yeni bir �ey olmad1gm1 dahal 939 y1hnda an
lam1� ve bir gi.in Kii.llii.k'te Hi.isamettin Bozok'a:
- A birader, bu bal gibi eski zevkin devam1!
diyerek <;elebi'nin �iirlerini Ses'te yaymlad1klan irrin Hi.isam ' 1
rri.inki.i Ses'te Hi.isam'm d a tuzu vard1r- ay1plam1�tlr. Nedir, birkarr
hafta sonra Atarr, bu kez de Foto Magazin 'de Yahya Kemal 'in ga
zellerini goklere rr1kannca Hi.isam dayanamam1� ve eline kalemi
alarak 1 Arahk 1 939 gi.ini.i Servetifii.nun'a bir yaz1 yazm1�tlr. Hi.i
sam yaz1smda Atarr 'a �unu sorar:
- <;elebi 'nin �iirlerinin eskiligi yi.izi.inden bizi ay1plad1mz. �im
di nastl oluyor da Yahya Kemal'in gazellerine sonsuz bir hayranhk
gosteriyorsunuz?
Arna Hi.isam bir arr1k mektup niteligindeki yaz1s1ru bitirirken
"saym hocas1" Atarr ' a �u sozleri soylemekten de geri kalmam1�ttr:
- Bu mektubum bir ci.iretkarhk saytlacaksa bag1�lamamz1 ve de
rin saygtlamm kabul etmenizi rica ederim.
Atarr oyle derin saygtlar kabul edecek biri olmad1g1 irrin Hi.i
sam'1 bag1�lamay1 di.i�i.inmez. Kald1 ki, <;elebi irrin soyledigi soz
lerin uluorta arr1klanmasma adamaktlh icrerlemi�tir. 0 da Hi.isam'1
"ki.irri.ik bir yazar" olmakla surrlayan bir kar�1hk verir. Hi.isam da yi
ne Sen1etifiinun' a s1gm1r. Ve yine "Saym Hocam" di ye ba�layan
mektubunda bu kez i�in daha derinlerine inmek geregini duyar.
Atarr' m yeniligin salt birrimde olmad1g1 gori.i�i.ini.i ele alarak �unla
n soyler:
- Siz Yahya Kemal'in �iirinin "eski kahbma bi.iri.inmi.i� bir yeni"
oldugunu ileri si.iri.iyorsunuz. Benim ogrenmek istedigim ise nirrin
bu �iirin, arada s1rada da olsa, eski kahbma bi.iri.indi.igi.i ve ta�1d1g1
yeniligin bugi.inki.i toplumun dinamizmini kar�tlayacak bir nitelik
te olup olmad1g1d1r.
67
Hi.isamettin yaz1sm1 yine birtaktm sayg1 sozleriyle baglamak
geregini de duyar ve Ata<; 'a §Unlan da uzatu:
- S izce belki de pek a<;1k gori.inen bir ger<;egi sezemedigim i<;in
beni bag1§lamamz1 diler, hi<;bir vesile ile sarsilamaz ve ti.ikenmez
sayg1lannu sunanm, Hocam.
<;elebi o y1llar Fars<;a §iirler yazd1gm1 da soyler. Buna inandu
mak i<;in ki.i<;i.ik ve ince harflerle yaztlmt§ bir defteri de yanmda
gezdirir ve ikide bir <;1kanp <;evresindekilere gosterir. Fars<;a §iir
lerle dolu olan bu defter, di.izeni ve temizligi baktmmdan herkesi
bi.iyi.iler, ama <;oklan bunlann <;elebi'nin babasmm elinden <;1ktig1-
na inamr.
<;elebi o y1llarda Mevlana'nm ri.ibailerini de Frans1zcaya <;evir
mi§tir. 1 950 yilmda Fransa'da Rouba'yfit ad1yla yaymlanan bu §i
irler iyi bir Frans1zca ile soylenmi§ §eyler degildir. Ne var, <;ele
bi 'nin Dogu Ki.ilti.iri.i 'ne a<;1k oldugunu ortaya koyar.
Nisuaz'm onemli bir ozam da Si.iavi Ko<;er'dir. Si.iavi gi.indi.iz
gelmemi§se gece yans1 gelir. 0 zaman da i.isti.inde frak bulunur.
Si.iavi <;ok uzun §iirler yazar. B unlann i<;inde "Ecdad1mm Kemik
leri" admda olam vardu ki tam bir defter doldurur. Kamusu Tiirki
gibi bir §eydir bu. Orada, arad1gm1z her sozci.igi.i bulabileceginizi
soyler Si.iavi size. Bir gi.in aym §eyi yineleyince Sait:
- Peki, K1z K ulesi var mi?
- Var elbet.
Si.iavi "Ecdad1m1 Kemikleri"ni kan§tumaya ba§lar. Bir dakika
soma K1z K ulesi sozi.ini.i bulup <;1karar. Arna Si.iavi'nin "Ave Ma
ria" gibi ktsa §iirleri de vardu:
Belki de
Bu derin
Bu serin
Uykuda
Meryem Ana
Sana
Sayler Ave Maria
68
- Bir �iirini okusana! dedi mi Stiavi de ona:
- Arna sen de bir oyktinti okuyacaksm, der.
Stiavi, Ahmet Muhip'le Cahit S1tk1 'nm arkada�1du. B oyuna on
lardan soz a<rar. En <fOk da onlann �iirini sever. Bir gtin Birsel'e
�oyle demi�tir:
- Muhip ' le Cahit 'in �iiri nehrin bir k1y1smda ise, sizin ku�agm
�iiri oteki k1y1smda. Arna siz oteki k1y1ya koprti kurmadan ge(fti
niz. � imdilerde ben, bu bo�lugu doldurmak i<rin iki k ly1 arasma
koprti kurmaya <rah�1yorum.
Birsel o anda oteki hy1ya ge(ftikten sonra koprti kurmanm ne
geregi olacagm1 anlayamam1�tu, ama sonraki gtinlerde, dti�lerinin
donat1m1 i<rin bir<roklannm bu koprtiye gerek duydugunu gorecek
tir.
Stiavi Ko<rer bir gtin de yanmdaki masada oturan bir gtindtiz
yosmasma ozgtirltik tizerine yazd1g1 �iirlerden birini okumu�tur. 0
gtin orada, Ankara'dan gelmi� olan Necati Cumah da vard1r.
Bu gtindtiz yosmalar1 ibadullahtu Nisuaz'da. B unlar ogleden
sonralan i� tutar ve ak�am dokuza degin <rah�ular. Ak�am olunca
da evli olanlar gtintik kazan<rlanm -30 ya da 40 lira tutar bu- dog
ru k ocalanna ta�ular.
Stiavi 'nin kendisine �iir okudugu gtindtiz yosmas1, bunlann en
ak1lhlanndan biridir. Ya�amm i<rinde pi�mi�, hadi lafimlZl esirge
meyelim, filozofla�m1�tu. Bu ytizden Stiavi'nin �iirini btiytik cid
dilikle dinler. Stiavi okumasm1 bitirip de:
- i�te biz ozanlar ozgtirltik �iirlerini yazanz.
deyince, o da Nisuaz tarihinde btiytik bir yer tutan, Necati Cuma
h'nm ytiregine de bir ko�turma salan �u o zdeyi�i dokttirmti�ttir:
- Zaten ozgtirltigti ozanlarla fahi�eler k oruyorsa koruyor.
Abidin Dino Nisuaz'a geldi mi agzmda yeni bir ozanm ad1 olur.
Arna <fOk<ra oturmaz, bir stire sonra kalk1p gider. Dino o vakitler en
<fOk Kafka ile Flaubert'i sevr. Flaubert 'in mektuplanm. Ho�land1g1
sozlerden biri de �udur: "Sanatta utanma yoktur" Ne ki, ismail
Hakk1 B altac1oglu bunu i�ittigi zaman i<rerleyecek ve Serwtifii
nun'da Dino 'ya yazd1g1 bir a<r1k mektupta "Once bir hekime gidip,
kalbine cigerine iyice bakt1r" diyecektir.
Dino, Fikret Adil ' le dost oldugu i<rin dolay1s1yla Necip Faz1l 'la
da dostluk kurmu�tur. Arna b u dostluk "Senfoni" ozam i<rin �unla
rm soylenmesine engel olmayacaktu: "Senfoni �iiri Necip Faz1l ' a
69
kar�1 isyari bayragm1 �eken �iirdir. 0, XIX . ve XX . ytizytlm birey
bunahmm1, kah bir dti�tince kahb1 i�inde, kah bir deli gomlegi
i�inde mtikemmelen ifade ediyor. "
Abidin ' in agas1 Arif Dino da N isuaz' m gediklilerindendir. Arna
iki karde� oraya �okluk ayn ayn gelirler. Arif Dino sariat�tlarm en
iri kty1m1dtr. S a�lan daha o zamarilardan hippiler gibi omuzlarma
degin iner. Gozltikleri ise gozlerinin degil, alnmm tisttinde durur.
Hi�bir �eyi umursamaz, soztinti de hi�bir �eyden sakmmaz. Bir
kez Kiilliik kahvesinde - 1 941 ytlmm sonbaharmda- birden ayaga
kalkm1� ve: Ben solcuyum ! diye bagrrnu�hr. Arna o gtinden sonra
Arif Dino 'yu uzun y1llar istanbul'da goren olmam1�ttr.
Daha �ok cumartesi gtinleri Nisuaz'a gelen Bedri Rahmi onun
i�in �oyle der:
- Arif Dino bir salondur.
Arif Dino �iirler de yazar. B unlarm �ogu da Fraris1zca'dtr. Ttirk
� yazd1g1 �iirler ise �okluk iki, ti� dizeliktir:
Ta�tan mantar tarlas1
<;ok ya�asm oliiler
70
Bir golge dii�tii oniime dedi ki:
Bir yiikiim var benden ag1r
Bir yiikiim var beni ta�1r.
Adi cand1r.
Bedri Rahmi herkese "Reis" diye seslenir. Arna daha irok sev
diklerine soyler bu sozii. Onu sevenler de birbirlerine "Reis" de
meyi ah�kanhk haline getirmi�lerdir. Bedri o vakitler Tan gazete
sinde "Yukule-le'ye Mektuplar" adh altmda diizyaztlar da yaymla
m1�tlr. <;oklan bu yaztlan �iirlerine yegler. Bedri'nin laf1 airtld1 m1
hemen onlardan soz etmeye ba�larlar.
Nisuaz' da Sabahattin Kudret camm oniinde oturur, goziine kes
tirdigi ktzlarm ardma dii�mek iirin hemen caddeye frrlayacak bi
irimde tetikte bekler. Caddede ise, bir iki kez boynunu kiitletti kten
sonra avma yana�tr ve daha Taksim'e varmadan km dii�iirmii�
olur. Kimi zaman Satah Birsel de takthr ona. Daha dogrusu, Saba
hattin onu siiriikler. Elde ettikleri avlan da Saray sinemasmm ikin
ci balkonuna ta�trlar. A k�amiistleri orada hemen hemen kimse ol
maz. Sabahattin nedense hep balkonun arka strasma yerle�ir. Satah
ise On Strada ktza ffil, yoksa filme mi kesilmek gerekecegini kesti
remeden irebi� cebi� oturur. Bu arada yiirekcag1z1 da ztr ztr oter.
Cavit Yamair da, ressam Avni Arba� da Nisuaz'a ba�lanm hava
ya dikerek gelirler. Avni bunu gozliiklerinin altmdan masadakileri
gormek iirin yapar. Cavit'in ne iirin yapttg1 ise anla�tlmaz. Onun et
rafa valice selamlar dag1tmas1, oturmak iirin bo� masalardan birini
seirmesi de gizemi iroziilmeden kalm1� olaylardandtr. Nedir Cavit,
biraz sonra kahvenin diiriimii yiiziinden iistiindeki yapmac1khg1 at
mak zorunda kahr, yerinden kalkarak oteki yazarlann masasma ge
lir. Gelir gelmez de en onemsiz �eylere bile otuz iki di�ini gostere
rek giilmeyi gorev sayar.
Bir giin Sabahattin Kudre t'le birlikte, Sait Faik 'in ilk �iirini bir
yerlerden bulup ir1karm1�lardtr. "Hamal" adh bir �iirdir bu.
72
- Hi<r rezalet ayyuka <r1kt1 denir mi? Ses ayyuka <r1kt1 denir ama,
rezalet ayyuka <r1kt1 denmez.
diye Salilh ' a yiiklenmeye ba§lamI§tir. Sait kumarda yutulmay1 sev
medigi gibi, tarti§mada yenik d ii§meyi de sevmez. Dii§iincesini
inatla savunuyor, ama yan gozle Salah ' 1 dikizlemekten de geri kal
m1yordur. Oysa, o giin Salil.h ' m olii giinlerinden biridir. Ciimlesini
bir iki kez savunduktan sonra tarti§manm yakasm1 koyverir.
0 s1ralar B irsel ' le Kocagoz Beyoglu'ndaki pansiyonlarda kahr
lar ve Petrograd'la Nisuaz'dan pek d1§an <r1kmazlar. izmir Lisesin
den sm1f arkada§lan Vas1k B alk!§ da -§imdiler istanbul'da avukat
hemen hemen aym ya§am1 siirdiiriir. Bir pazar giinii ogleden sonra
Nisuaz'a Halk Partisi bakanlanndan biri d ii§tiigii vakit Samim, Va
s1k, Salil.h yine orada oturuyorlardir. S amim ' in o bakanla bir i§i
vardir. 0 giinlerde Ankara'ya gidecek, B akan ' 1 yerinde gorecektir.
B akan1 iki m asa otesinde bulunca heyecanlamr, durumdan yarar
lanmamn dogru olup olmayacagm1 dii§iinmeye ba§lar. Yalmz olsa
belki bu i§i goze alamayacaktir. Arna S alil.h onun duraksamalanm :
- Hadi hadi <rekinme.
sozleriyle <relmi§ ve Samim' i paket edip B akan ' a yollami§trr. Hani
B akan da o zamanm bakanlanndandrr. Ortanca daglan ben yarat
t1m diyor da hi<rbir §ey demiyordur. Goziiniin ucuyla S amim 'e bak
t1ktan sonra gorev ba§mda olmad1gm1 belirtmi§ ve S amim ' i hi<r
bekletmeden geriye gondermi§tir. Samim bu davram§tan oylesine
kirilmi§tir ki, daha sonraki giinlerde Ankara ' ya gitmekten bile cay
IDI§tIT.
Samim Kocagoz 1 9 4 1 y1hnda Ahmet Halit Kitabevi ile bir §iir
giildestesi iizerinde anla§rr. Ahmet Halit onun ilk oykii kitab1 olan
Telli Kavak'1 basmi§tir. Tan1§1khklan oradan gelir. Arna giildesteyi
ahrlarken bunu Salil.h'la birlikte yapacagm1 dii§iinmii§tiir. Salil.h,
Samim'in dii§iincesini daha da ileri gotiiriir,biitiin giildesteyi yiik
lenir. K1sa zamanda da i§i sonuca baghyarak giildesteyi Sami m 'le
Ahmet Halit'e gotiiriir. Giildeste her giildeste gibidir. Gelin goriin
Ahmet Halit, giildestede eski ozanlann neden yere <ralmd1g1m,
gen<r ozanlann ise neden goklere s1gdmlamad1g1m bir tiirlii anla
yamaz. Hele giildestenin sayfalanm <revirirken giildestede, daha
once tammI§ oldugu R1fat Ilgaz ' m resmine rastlaymca hop oturup
hop kalkar.
Salil.h'la Samim giildeste ye ba§larken Ki tabevinden 25 lira on-
73
delik almi§lard!f. Giildeste bas1lmca 25 lira dah alacaklard!f. Arna
ne giildeste bas1hr, ne de Salah ' la Samim o ikinci 25'i ahrlar. Ne
var, Samim bunun ac1sm1 Ahmet Halit'te b1rakmaz.
Arna biz bunu anlatmadan once, isterseniz hep birlikte Ahmet
Halit Kitabevinin list katma <;ikahm. <;ekinmeye de gerek yok,
<;iinkii burada kimse oturmaz. Odalardan biri Ahmet Halit ' in ozel
kitaphg1d!f. Odada ad1m atacak yer yoktur. Duvardaki raflar, kitap
lan almad1g1 i<;in do§eme de kitapla doldurulmu§tur. B urada arad1-
g1mz kitab1 da bulmamza olanak yoktur.
Arna Ahmet Halit:
- Ben ismail Habib'i bu odaya kapatt1m. L'stiine de kilit vurup
Tiirk Teceddiit Edebiyat1 'm yazd!ft1m di ye bobiirlenecektir.
Kitaphgm kar§ismdaki oda ise bir tespih kolleksiyonuna aynl
ffil§tlf. Biz isterseniz oraya girelim. B uras1 <;ok diizenlidir. Tespih
ler camh dolaplarda sergilenmi§tir. Boy, boy, renk, renktir, bunlar.
E§lerine oyle kolay kolay rastlayamazsm1z. Bakm ortada, oday1
boydan boya kaplayan vitrinde de kokulu tespihler var. B unlan da
hi<;bir yerde garemezsiniz.
i§te Kocagoz, Salah ' la kendi §i§ini bu tespih koleksiyonu yard1-
m1yle indirmi§tir. Yapt1g1 da Ziya Umur 'la Kemal Kaplancah 'nm
<;1kard1g1 ink1lapr;1 Genr;lik dergisinin -dergiyi daha onceleri i. Or
han <;1kanr- 1 4 Ekim 1 942 giinlii say1sma "Bir Kitap<;mm Tespih
Kolleksiyonu" admda kii<;iik bir yaz1 kayd!fmak olmu§tur. Samim
yaz1da Ahmet Halit 'in adm1 anmadan tespih koleksiyonu iizerinde
duruyor, koleksiyonun kitap<;1hktan kazamlan paralarla dev§irildi
gini belirtiyordur. Buna kar§ihk yazarlann elinde, tespih §byle d ur
sun, oyun i<;in kotii bir zincir bile bulunmad1gma dikkati <;ekiyor,
kitap basarak memlekete yararh olduklanm yumurtlayan kitap<;1la
rm yazarlan, hi<; mi hi<; hesaba katmad1klanm onlan somiirdiikle
rini soyliiyor ve bunlann i<;inde iki liraya roman satm alm1§ kitap
<;1lar bile bulundugunu yana yak1la anlat1yordur.
Yaz1 yaymland1ktan sonra Ahmet Halit, Samim 'e ilk rastlad1g1
gun, "zulumlu bir bak1§" atml§ ve kendisiyle selam1 sabah1 kesmi§
tir. Arna Samim i§lerin boyle olacag1m daha onceden kestirmi§ ve
yaz1smm bir yerine kensinin bu tespip koleksiyonunu bir daha gar
mesine olanak kalmad1g1m s1k1§tmvermi§tir.
Nisuaz' a gelen ozanlar arasmda R1fat Ilgaz, Hasan izzettin Di
namo, A. Kadir, S uphi Ta§han, Niyazi Akmc10glu da vard!f. R1fat
74
Ilgaz o vakitler Karagiimriik Ortaokulu 'nda Tiirkc;e t:igretmenidir.
Yeni insanhk, Hamle, Servetifunun dergilerinde o zamana degin
yazd1g1 §iirler Ahmet Muhip -Cahit S1tkl §iirinden pek ayn degil
dir ama, art1k bu §iire arka dt:inmeye ve gerc;ekc;i §iirler yazmaya
hazulamyordur. Bu §iirlerin ilki denilebilecek olan "Ali§im" 9 Ey
liil 1 942 giinii Yuruyu� dergisinin 7-8 say1smda yaymlanmt§tlf. �i
ir c;ok begenilmi§, R1fat da §iirlerini bu c;izgi iizerinde, kimi zaman
kuruluga dii§mekten de c;ekinmeyerek, siirdiirmeye ba§lamt§tlr:
Daha be� ay ge<;meden
ustunden ilk istidanun,
nasil oldu da girdik Heybeli'ye . . .
Demek bu y1l da kendini gosterdi
yaprak dokumu,
erken bo�ald1 yataklar.' . . .
75
lar yazd1g1 �iirler ii;inde en iyileri "Bursa" ile "Miiteferrik"tir. iki
si de insan dergisinde yaymlanm1�tu. ikincisi, derginin 22. say1sm
dadu:
Helva demesini de biliriz, halva demesini de:
Mingayri haddin biz de �airiz.
Vakw asilmad1 resmimiz
Bir berber diikkamna bile,
Ve an1lmad1 ismimiz
Minnac1k puntolarla olsun
Fakat biz;
gene �airiz.
Dostu dost biliriz, dii�mam dii�man;
Ar;1kt1r her zaman
Kapilarmuz ardma kada1:
Dostlar,
<;anklanm r;1karmadan
Ba� ko�eye bagda� kurup oturabilirle1:
Bize magripten gelirler,
Mavikten gelirler.
Olmu�u dost agzma ayvamn,
Hanu dii�man ba�ma! ...
76
da Nektar'da kafalanm dumanlayarak ger;irmek istedikleri, Edip
Ayel de yanlannda oldugu vakit ona:
- S izin �iirleriniz yamnda Yahya Kemal' inkilerin laf1 m1 olur?
demekten geri kalmazlar. Ayel ' in Tiirkr;e �iirleri, daha r;ok gazel
bir;iminde yaz1lm1� �eylerdir. B unlardan biri �oyle b itiyordur:
<;al soyle Edip anlayacaklar <;1kar elbet
B ir ba�ka seda var elinin degdigi neyde.
77
0 y1llar Gen<; Ku�ak bir iki degerini daha yitirir. Oykiicii Avni
Atasoy, ozan Halit As1m da bunlar arasmdad1r. Halit As1m ( 1 9 1 8-
1 94 1 ) giildestelere bile giremeden ortalardan silinmi�tr. insan der
gisinin 1 3 . say1smda (Nisan 1 94 1 ) Dogan Ru�enay 'm yazd1g1 ya
z1dan -ki Dogan Rii�enay'm oteki ad1yla Hasan Tannkut'un biricik
i�e yarayan yaz1s1 da budur- ba�ka yaz1 da yazilmam1�tlr onun iis
tiine.
Halit As1m'm Omiir adh kitabmm d1�mda dergilerde yaymlan
m1� �iirlerinin say1s1 da kabank degildir. Ostelik bunlar (Servetifii
nun ve Hamle dergilerinde <;1knu�tir �iirleri) goz dolduran �eyler
de degildir. Yalmz insan dergisinin soziinii ettigimiz say1da yer
alan "Bir Ko�e" adh �iir, onun da yitik bir ozan oldugunu ortaya
koyacak bir gii<;tedir:
Dort resim satmald1k,
Duvara <;iviledik omriimiizii.
Birisinde ak�am oluyor,
Ta�lan kml bir mezarhk,
Mezarhkta yiiriiyen bir ihtiyar...
Birisinde �ark! soyliiyor bahkt;1lar. ..
Ve ben bugiin hissediyorum dostlardan habersiz,
Resimdeki ihtiyara gizlice kiistiigiiniizii.
Birisinde vakit sabahtlr,
Denizi seyreden iki r;ocuk,
<;ocuklann gozlerinde "uzak!"
Uzakta hayal ettigimiz ya�amak!
Birisinde muhte�em bir yalmzhk
Ve uykuma musallat olan bir deniz var.
Dagumz bu dart resimde hiizniimiizii,
Sark1lar kay1klan doldurur,
Ufuk kokulu r;ocuklar giindiiziimiizii.
ihtiyar r;ok ya�ayacak;
Ve biz bir dua gibi b1rakacag1z,
Kendi denizimizden �ikiiyetci.
Dort resim satmald1k,
Bu dart resimdir Allahm memleketi ...
78
Nisuaz Edebiyat Fakiiltesi
79
hizmet\:i k1zla ge\:irmesi gerekir. Yalmz "Sistem Mtinir"in en gti\:
lti, en yararh yam, bundan sonra tutulacak yola baghd1r. 0 yol da
ozel ve i\:ten ili§kiler di§mda hizmet\:i k1za hi\: ytiz vermemek
onunla yeni tam§ffil§Casma koygun konu§malara giri§memek ilke
sine dayamr.
Profesorler Kurulunun B a§kam Mustafa �ekip Tun\: k1sa boylu,
yusyuvarlak bir §eydir. Bastonunu yanmdan, kimi zaman da elin
den eksik etmez. Geceden kalmaym1§ gibi gozleri stiztim stiztim
stiztiltir. Konu§mas1 da buna goredir. Gazetecilere demecini not et
tiren bir bakan gibi \:Ok yava§ konU§Ur. Arna, bakanhklann tersine,
soyleyeceklerini hep k1sa keser. Hilmi Ziya ise konll§Urken kolunu
\:okluk dizine dayar, kar§ismdaki sozlerini duymayacakmi§casma,
ona dogru egilir. Yanmda her vakit btiytik� bir kitap \:antas1 bulu
nur, konll§urken, \:antay1 s1k s1k a\:arak sozlerini btittinleyen bir ki
tab1, bir yaz1y1 ya da bir dergiyi oradan \:Ikanr. Bu �ntadan kimi
zaman bir t1knefes pompas1 da \:Ikanhr ve Hilmi Ziya, gogstinde
darhk duydugu vakitler pompanm bir ucunu burun deliklerinden
birine yerle§tirerek, cigerlerine hava yollar. Korkun\: bir bellegi
vardir. Bildigini de iyi bilir. Yalmz felsefe alanmda degil, edebiyat
alamnda da at kO§turur. Yarzm Adam, Posta Yolu admda iki romam
bile vardir.
1 94 1 May1smda istiklal Caddesinde, Lale Sinemas1'nm kar§I
smda, B asm Birligi binasmda bir resim sergisi a\:Ilm1§tlr. "Liman
Sergisi" ad1m ta§iyan bu sergide yer alan Abidin Dino 'nun "Me
zat", "Topal", "<;olak" tablolannm yam srra Nuri iyem'in "B ahk
\:1 Kiz", Selim Turan ' m "Mezat", "Bahk\:I Portresi", Avni Arbafm
"Portre", Kemal Sonmezler ' in "Kaza", Ha§met Akal' m "Bahk",
A.Arad 'm "<;alg1h Gazino", Mtimtaz Yener'in "Tersane" tablola
nyla Fethi Karakafm ta§oymalan btiytik ilgi toplar. Sergide bun
lardan ba§ka Turgut Atalay, Faruk Dok, Yusuf Kara\:ay ' m yap1tla
n da vardir, Resme, alt1 ay once ba§lam1§ olan Nejat Melih de ser
giye soyut bir tablo yeti§tirmi§tir. Sergi, Abidin Dino'nun kafasm
dan dogmu§tur. Bunu bilenler, "Liman Sergisi" ressamlanm hep
Abidin Dino ve arkada§lan diye anarlar. Bu, Abidin'le oteki res
samlann arasm1 a\:ffil§, Dino'nun topluluktan aynlmas1yla sonu\:
lanmI§tlr.
Liman Sergisi 'ne \:Ok ilgi gosteren de Hilmi Ziya olmU§tUr. 01-
ken Resim ve Cemiyet admdaki bir kitap\:1k da \:IkarmI§, toplumcu
80
resim lizerinde durmu�tur. Sergiden sonra ile Hilmi Ziya da resim
yapmaya h1z verecek -bu i�i eskiden beri slirdlirlir- ve boyad1g1
tablolan Te�vikiye Kag1thane Caddesi 74 numaradaki evinde ge
lenlere gosterecektir.
Olken , insan admda bir dergi de <;:Ikanr. iyi ve ozlli bir dergidir
bu. ilk say1s1 1 938 Nisamnda <;:1kan derginin yazarlan arasmda Nu
rullah Ata<;:, Sabahattin Eyliboglu, Pertev Naili B oratav, Mustafa
�ekip Tun<;:, Muzaffer �erif Ba�oglu, Ahmet Agaoglu, S abri Esat
Siyavu�gil, S1tk1 Yucah, Yunus Kaz1m Koni, Safaettin Karanak<;:1,
Mecdi Devrim, Suut Kemal Yetkin vard1r. Yahya Kemal, Ahmet
Hamdi Tanpmar, R1fk1 Melli) Meri<;:, Sabahattin Kudret, Bedri
Rahmi Eyliboglu, Mira<;: Katirc1oglu da derginin ozanland1r. Orhan
Veli 'nin "Kitabei Sengi Mezar" adh �iiri de derginin be�inci say1-
smda " Yatag1m", "Ali R1za ile Ahmet'in Hikayesi", "Rliya", "i�
Olsun Diye", "Mangal" ve " Ba�agns1" �iirleriyle birlikte yaymlan
1 939 May1smda on ikinci say1sm1 <;:1kanp ka
m1�tlf. Nedir dergi,
panacak ve ancak iki yil sonra 1 94 1 Nisanmda ycniden <;:1kacaktlf.
Arna bu kez daha k1sa omlirlli olacak ve 1 94 1 Ekiminde 1 8 . ve 1 9 .
sayilanm bir arada yaymlay1p yine kapanacaktlf.
insan 'm li<;:lincli kez yaymlam�1 1 943 �ubatmdad1r. Dergi bu
kez Saliih Birsel 'in yonetimine girer. Arna Hilmi Ziya yine ba�ya
zilan yazacak, bunlarda �iirin destana yonelmesi geregi lizerinde
duracak ve kendi arkada�lanndan yaz1 saglayacaktir.
Biersel'le dergiye gen<;: ku�ak ozanlan da daha geni� ol<;:lide gir
mi� olur. Art1k Beh<;:et Necatigil, R1fat Ilgaz, Cahit S affet, ilhan
Berk, Mustafa Seyit Sutliven ve Salfill Birsel'in �iirleri s1k s1k go
rlinlir. Dergide Cahit S1tk1 Taranc1, Orhan Veli, Ziya Osman Saba,
Melih Cevdet Anday'm �iirleri de vardir. Nedir, Birsel dergiyi be�
say1 (20-24) <;:1kard1ktan sonra Hilmi Ziya Olken, birtak1m baskila
rm sonucunda gen<;: ku�ak ozanlanm dergiden uzakla�tirmak iste
yecek ve Birsel'le anla�masm1 bozacaktlf. Hilmi Ziya, B irsel'den
sonra, insan ' 1 bir say1 da Alaettin Hakglider 'le <;:1kard1ktan sonra
dergiyi blitlin blitline kapar. insan da yaz1k ki yaz1k, bir daha yaym
alamnda gorlinmez.
Cumartesileri toplanan Profesorler Kurulu 'nun onemli liyele
rinden biri de Sabri Esat Siyavu�gil' dir. "Yedi Me�aleciler" i<;:inde
Ziya Osman 'la birlikte ozel bir yeri olan Sabri Esat, o eski Turk
pe�kirlerinin oyalanm andiran �iirlerini art1k slirdlirmliyor, ozanh-
81
gm1 Cyrano de Bergerac ve Ruy B las gibi ba§anh, ama nankor §i
ir \:evirilerinde tiiketiyordur. Siyavu§gil, babacan ve olduk\:a tom
buldur. Kendisine istanbul Efendisi dedirtecek bir agirba§hhg1 var
d1r. Giiliiciiklerini yiiziinden hi\: eksik etmez. Sozlerini de giiliiciik
lerle besler \:Okluk. Her §eyi de tath yanmdan ahr, Tiirk\:e' nin da
niskasm1 bildigini de belli etmeye onem verir. Onun i\:in Halit Fah
ri §6yle diyecektir: <;�iirde Yedi Me§alecilerin en saglam vezinli,
en diizgiin dilli, en giizel yazam idi." H alit Fahri, Sabri Esat ' m in
san yamm daha 1927 ' lerde tamm1§t1r. 0 zamanlar H alit Fahri, Ga
latasaray Lisasinde ogretmendir. S abri Esat da ogrencisi . Halit
Fahri bir giin okulda yaz1h yoklama yaparken bacag1m s1ralardan
birine \:arpml§tlr. Bu, sonradan bir flebite \:evirmi§, Halit Fahri'nin
iki ay Yeldegirmeni ' ndeki evinde hapis kalmasma yol a\:ffil§tlr.
Nedir, Sabri Esat onu her ak§am evinde yoklamada, ona Sahibinin
Sesi marka bir gramofonda klasik par\:alar \:almaktadir. Halit Fah
ri, y1llarca sonra bunu hat1rlayacak ve <;Sabri Esat, doktorumdan
sonra ikinci doktorum olmU§tU. Beni musiki ile tedavi ediyordu"
diyecektir.
0 s1ralar Halit Fahri 'yi oteki Yedi Me§aleciler de yoklamaktan
geri kalmaz. Bunlar Ahmet ihsan B as1mevi'ne de gider, Servetifu
nun dergisinin Yaz1 i§leri Miidiirliigiinii yapan Halit Fahri 'ye yar
d1mc1 olurlar. Halit Fahri de Ziya Osman Saba'nm, o ikinci istan
bul Efendisi 'nin §iirini sever, onun kuru bir ogreticilige ve basma
kahp anlat1lara ka\:mad1gma inamr. Saba'nm bir su \:ag1lt1sm1 an
d1ran ruhunu §iirlerine doktiigiinii soyler.
Toplulugun gedikli iiyelerinden B ayan Selmin de, o vakitler bo
yuna Freud 'dan \:eviriler yapar, bunlan Avni insel Kitabevinde ya
ymlatlr. Bayan Selmin, yazarlara da \:Ok ilgi duyar, onlarm i\:inde
son haftalarda tembellik edenler v arsa, onlan yaz1 yazmaya gonde
rir. Nedir, B ayan Selmin o zamanlar pek s1kmt1h bir duldur. i\:inin
ate§iyle, ikide bir entarisinin gogsiinii diizeltir, yakas1m, tebe§ir be
yaz1 boynunu ortmemesi i\:in, \:ekeleyip durur.
Nisuaz' a kimi zaman Hilmi Ziya Ulken 'in eski arkada§lanndan
istanbul Emniyet Miidiirii Haluk Nihat Pepeyi de gelir. Gen\:ligin
de birtak1m §iirler yazm1§ olan Pepeyi de, Munir Serim gibi konu
§Ulanlara pek kari§maz. Buna kar§1hk Ahmet Hamdi Tanpmar her
vakit anlatacak bir §eyler bulur. Bir giin onunla Samim Koca
goz'iin de b ulundugu bir sirada <;Abdiilhak Hamit'in E,Jber ' i filme
82
almabilir mi ahnamaz m1?" yolunda bir tati§ma \:Ikml§ ve de dort
saat stirmti§ti.ir. Sonunda konU§Ulanlar §U yarg1ya baglamr:
- Eger Amerikahlar iyi bir senaryo yapabilirlerse, ahnabilir.
Emin Ali <;avh da toplulugun ilgin\: ki§ilerindendir. Bir gozti
ntin tizerinden ge\:en ve gozti iyisinden kapatan siyah bezle Mo§e
Dayan '1 anduan Emin Ali <;avh, her toplant1da kimsenin, 10 sayfa
tarih bilmedigini one surer. 0 gtinlerde bu soz pek aykm gelir Bir
sel'e. iri k1yim yap1s1yle \:evresindekilere korku salan bu ihtiyan
bir dti§tince ztippesi sayar. S onralan Birsel anlayacaktu ki, <;av
h 'mn dediklerinde btiytik bir ger\:ek vard1r. insanlann ba§ma ge
lenler, degil 10 sayfa, 1 sayfa bile tarih bilmemekten dogmaktadrr.
Yusuf Ziya Orta\:: "Emin Ali, Kurtulu§ Sava§im belki de Ata
ttirk'le aym gtinde, aym dakikada dti§lemi§ adamdir" der. Osman
h imparatorlugu, silahlanm dti§mamn eline verirken kara kara dti
§tintip "�imdi ne yapacag1z?" diyenlere Emin Ali 'nin verdigi tek
kar§ihk §Udur:
Anadolu 'ya \:ekilip sava§I stirdtirecegiz.
Ekrem �erif Egeli'den Re§at �emsettin 'e degin bir\:ok ogrenci
yeti§tirmi§ olan Emin Ali <;avh, B irinci Dtinya Sava§! sonlannda
Sara\:haneba§i'nda, §imdiki Belediye Saray1 'nm berisinde eski mi
eski bir evde oturur. Yagmur yagd1 m1, evin btittin odalan akar. Yu
suf Ziya, Beylerbeyi 'ndeki evine gitmeye ti§endigi geceler, o su
i\:indeki tavanlardan ottirti "<;aglayan Kb§kti" ad1m verdigi bu ev
de kahr. Aym §eyi Orhan Seyfi, Faruk Nafiz, Vil.Hi Nurettin ve o va
kitler hececilerin dostu olan Naz1m Hikmet de yapar. Yusuf Ziya:
"Be§imiz de kendi evimizden \:Ok, Emin Ali <;avh'nm evinde ka
hrd1k." diyecektir sonralan.
Cumartesi toplantilanna Celiilettin Ezine ile Burhan Arpad da
kat1hr. Celalettin Ezine, oteki gtinlerde de N isuaz' a gelir ve \:Okluk
tek ba§ma, kapmm tam kar§ISma gelen masada oturur. Ezine Her
gun gazetesinde ba§yazilar da yazar ve gazetenin sanat sayfasmda
gen\: yazarlann yazilanm yaymlar. Hamle ve Gun dergilerini \:l
karmas1 i\:in Hasan Tannkut 'a para veren de odur. S iyah kadife ya
kah pardestisti ve bastonu, umur gormti§ biri oldugunu ortaya ko
yar. Uzun y1llar Avrupa'da ogrenim safalan stiren Ezine memleke
te dontince, Yakup ve O tekiler admda bir oyun yaymlam1§t1r. Goet
he'nin Faust' undan etkilenen bu yap1t, yaymland1g1 yil ( 1938) ba
smda btiytik co§kuyla kar§Ilanml§ ve Celiilettin Ezine adm1 yillan-
83
ffil§ yazarlann adlan arasma sokmu§tUr. Ezine o y1llarda Terciiman
gazetesinde Avrupa ve Amerika ile ilgili gezi yaz1lan da yaymlar.
Siyasal nitelikte olan bu yaz1lar ondaki siyasala kan§ma isteginden
dogar. Arna Ezine bu amacma hi<j: mi hi<j: eri§emeyecektir.
Burhan Arpad ise Sehir 9 Tablo adh oykii kitabmm yazandlf.
1940 y1lmm Ocak aymda M. H ulusi Dosdogru ile inan<; admda bir
dergi de <j:Ikarm1§t1r. 0 zamanlar eski yazarlara a<j:1lan sava§m en
civcivli giinleri oldugu i<j:in inan<; dergisi de bu sava§m i<j:indeki ye
rini ahr. inan<;' m ilk say1smda Arpad §Unlan yaz1yordur: "Biitiin
bir on sekiz milyon, devrimin ger<j:ekle§mesi ve klasikle§mesi i<j:in
<j:al1§1yor. Arna sanat<j:I diyemeyecegimiz o sahtekar hata aram1zda
d!f. Bol bol gevezelik ediyor, kendi hezeyanlarmdan ba§ka bir ki
tab1 kan§tirmaya ii§eniyor ve kii<j:iiciik kafasmdaki kocaman mu
kavva tac1yla bir tuliiat trajedyeni giiliin<j:liigiiyle, sahna salma, bo§
meydanda dola§1yor."
inan<;' m ii<j:iincii say1smda Burhan 'la M. Hulusi Dosdogru 'nun
birlikte yazd1klan yaz1 ise Burhan ' m i lk say1da soylcdiklerine bir
a<j:1khk getirir, eski ve degersiz yazarlan yads1makla i§in bitmeye
cegini koyar ortaya . Bu arada yeni yazarlarm da toplumsal anlay1-
§lfl geni§ligini kavramak zorunda olduklan one siiriiliir. Yaz1 §byle
biter: "Sanat, ne bir post kavgas1, ne e§ dost loncas1, ne de §bhret
basamag1dlf. 0, bireyin kapris aleti degil, y1gmlarm toplumsal
devrimleri kavrayabilen, ilerleme yolunda yeni ve diri hareketleri
zorlayan y1gmlann dinamizmidir. Ve sanat1m1z, ba§1bo§, ciice yay
garalarm somiiriisiinden silkinerek kiiltiirle anla§tig1 giin Dava
kurtanlm1§ olacaktlf."
Burhan Arpad 1942 y1lmda S alah Birsel 'le birlikte A B Ne�riya
t1 ad1 altmda bir yaymevi de kurmu§tur. Bu yaymevi 1943 y1lmda
ihsan Devrim ' in de katilmas1yla A B C Kitabevi'ne donii§ecek v e
kitabevinin Cagaloglu Yoku§u'nun ba§mda, solda, kii<j:iik bir yeri d e
olacaktir. istrati, Roth, Duhamel, Ardov, S illanpaa'dan yap1lan <j:e
virilerle birlikte R1fat Ilgaz'm Yarenlik, Necati Cumah'rnn KIZll<;ul
lu Yolu, Sabahattin Kudret'in Sark1li Kahve, Ziya Osman Saba'nm
Sebil ve Giivercinler adh §iir kitaplanrn, ihsan Devrim'in Yemen
Tiirkiisii adh oykii kitab1m <j:Ikaran A B C Kitabevi ya§amm1 ancak
ii<j: y1l kadar siirdiirebilecektir.
Cumartesi giinlerinin birinde Profesorler Kurulu iiyelerinin top
tan ayaga kalkt1g1 da goriilmii§tiir. Bu, topluluga yeni kat1lan say-
84
g1deger bir ogretim iiyesini kar§ilamak icrindir. Eh, bizim Samim
de ne yapacak, o da dogrulur. Arna Samim'in yam ba§mda Sait Fa
ik vard1r o giin. Sait, onu kolundan crekip yerine oturtur. Samim
bundan bir §ey anlamaz ama ortahk kalabahk oldugu icrin Sait'e bir
§ey soramaz. Daha sonra, yalmz kald1klan vakit Sait, S amim 'i ada
mak1lh ha§lar:
- Sen kitap yazm1§ adam degil misin?
Yazd1m.
- S anatcr1sm ya?
- Oyle gibi.
- Peki ne halt etmeye iki parahk docrent bozuntusuna ayaga kal-
karsm?
Profesorler Kurulu 'nun onemli bir ki§isi de Yehbi Eralp 'tir. Ni
suaz' a hep tela§la gelir ve vapuru kacr1racakm1§ gibilerden hep te
la§la cr1k1p gider. Vehbi Eralp, Yahya Kemal'in en yakm dostlann
dan biridir. Onunla hicr degilse haftada bir bulu§ur. Yah ya Kemal 'in
§iirleri ve ki§iligiyle ilgili haberlcr onda bulunur. Yahya Kemal 'in :
"Irk, bir terkip olan ulusun ba§mda degil, sonundadir" dedigini o
bilir, onun irkcr1 ve tutucu olmad1gm1 o soyler. Yahya Kemal 'in R1-
za Nur icrin dedigini de o saptami§tlr: "R1za Nur benimle dost ol
dugu siirece Tiirkiye'de ancak iki halis Tiirk vardi. Benimle dan
lmca tek bir Tiirk kaldi."
Yeh bi Eralp, bir cumartesi N isuaz' a Yahya Kemal'i de getirmi§
tir. 1 94 1 yilmm 1 5 Kas1m1d1r bu. 0 giin orada Hiisamettin Bo
zok'la Omer Faruk Toprak da v ardir. Soz yine edebiyattan, edebi
yatcrilardan acr1hr. Yahya Kemal, bir ara Omer Faruk Toprak' m bel
legine kazilacak olan §U sozleri soyler:
- Bir giin Orhan Seyfi ile Yusuf Ziya beni ziyarete geldiler. On
ce Frans1z edebiyati iizerinde konU§tUk. Sonra, benim yurtta bulun
mad1g1m y1llardaki Tiirk kiiltiirii, Tiirk §iirinden acrt1k. Daha sonra,
"Sana bir soru soracag1z iistad" dediler. "�iir salt ilhamla mi yaz1-
hr, yoksa bu konuda kiiltiir gerekli midir?" ve eklediler: "Oyle iim
mi ozanlar ya§am1§ ki, hicr kiiltiirden nasiplerini almad1klan halde
giizel §iir yazmi§lar. " Biraz durdum, dii§iindiim. Her ikisi de kiiltiir
yanhs1 goriinmiiyordu. Oyle oturup ciddi ciddi kitap okumaya ah§
mami§lardi. Kulaktan dolma, crok s1g bilgileri vardi. Soz geli§i bir
Odiseus' u bir ilyada' yi okumaya kalksalar, b1rakm onlan, cragda§
Frans1z ozanlannm §iirlerini anlayacak yetenekleri yoktu. Onlara,
85
kendilerinin ho§lanacag1 kar§1hg1 verdim: "� iir, ilham perisi ile
ba§ba§a kalmmca yaz1hr. Ktilttir istemez. Batih ozanlar da oyle."
Yammdan memnun aynldilar. Bundan dolay1 yuzeyde kalan man
zumeleri daha ,kendileri hayatta iken unutulacaktir.
Yahya Kemal 'in bu sozleri herkesi gtildurmu§tiir. Bu gtilmeye
Husamettin de katild1ktan sonra Omer Faruk' un k ulagma egilir:
- Goruyor musun \:evresindekilere i\:tenlik gostermiyor. Kendi
si bir ozan i\:in ktilttirun ne kadar gerekli oldugunu biliyor ve dur
madan kitap okuyor. Oburkuler ise, i§leri yoksa ilham perisini bek
leyecekler.
H usamettin, "durmadan kitap okuyor" derken iki elini okumay1
anlatacak bi\:imde, avu\:lan kend i yuzune donuk olmak uzere yan
yana getirmi§ ve bu da Omer Faruk'un belleginde yerini almI§tlr.
Omer Faruk, o gun Yahya Kemal 'in §U sozlerini de kapar:
Ben de Naz1m Hikmet gibi, o tarzda §iir yazabilirim . Arna U\:
gun sonra hapse atarlar beni. Hayatim da mahvolur.
Nedir, Yahya Kemal'in Orhan Seyfi ile Yusuf Ziya'nm §iirleri
ni kottilemesi ilk degildir. Yalmz onlar m1, Yahya Kemal daha ba§
kalanm da ku\:umser. Mithat Cemal i\:in soyledigi §U soz pek yay
gmdir:
Ben bu Mithat Cemal ' i gordugum zaman, bu adam ya noter
olur ya da balkabag1, demi§tim. ikisini birden oldu.
Yahya Kemal, Mithat Cemal ' in U<; istanbul'u gazetelerden bi
rinde yaymlamrken, romandaki duzyaz1ya katlanamad1g1m soyle
yen birine de §U kar§1hg1 verecektir:
- Siz onun duzyazilarma U\: ay katlanamadm1z. Biz §iirlerine
otuz yildir katlamyoruz.
Yahya Kemal 'in hnpalad1g1 yazarlardan biri de ismail Ha
bip 'tir. Bir gun bir Bursa yolculugu yapml§, donu§te oraya ni\:in
gittigini soran bir dostuna §U kar§1hg1 vermi§tir:
- ismail Habip, Bursa ' ya gidip oray1 yazmadan bir goreyim, de
dim.
Nedir, Yahya Kemal'in ismail Habip 'i ters pers etmesinin bir
nedeni de vardir. Bu neden ta 1 92 4 yilma dayamr. <;unku o yil is
mail Habip Turk Tecceddut Edebiyati' nda Yahya Kemal' i ovduk
ten sonra sozlerini §byle baglamadan edememi§tir:
Yahya Kemal'in bir avu\: §iirini tekrar ede ede biz yorulduk,
bu bir avu\: §iiri verebilmek i\:in o, busbuttin yoruldu. 0 §iirlerin
86
i.isti.inden sanki ka\: sene ge\:mi§tir? Oyleyken kendisine bir mazi
ye bakar gibi bak1yoruz. Yahya Kemal 'in hazin tarafl !
Yahya Kemal ' in bagda§mad1g1 ozanlardan biri de Ahmet Ha
§im'dir. Oysa ilk zamanlar onunla bi.iyi.ik bir dostluk da kurmU§tUr:
Bu dostluk, kimi kahvelerde onunla aruz'u basamak yaparak cilve
le§meye degin vanr. Ha§im, "mefi.ili.i failati.in" vezniyle:
- Kibrit var m1 sende?
diye sordu m u, o da ona, "mef'i.ili.i mefa' ili.i fa' ili.in" vezniyle kar
§lhk verir:
- Kibrit olayd1 bende ciham hep yakard1m .
Nedir, bu dostluk \:Ok si.irmemi§, Ru§en E§ref Onaydm ' m araya
girmesiyle tuz buz olmu§tur. Arna Ru§en E§ref araya girdigini hi\:
mi hi\: ogrenememi§tir. Oyk i.i §byledir: iki bi.iyi.ik ozan, 1 9 1 9 y1lla
rmda, Ru§en E§ref \:agm sanat\:ilanyla birtaklm konu§malar yapar
ken, birbirlerini k1yas1ya ovmek i\:in sozle§mi§lerdir. Ha§im, ko
nu§ma s1ras1 kendine geldigi vakit, verdigi soze bagh kalarak Yah
ya Kemal 'e adamakilh deger gostermi§, onun i\:in "Edebiyat1m1z
Yahya Kemal'le l§lk ve havaya kaVU§Uyor." demekten bile \:ekin
memi§tir. Yahya Kemal ise Ha§im 'i ovmemek i\:in, konu§ma srra
s1 kendine geldigi halde Ru§en E§ref 'ten fellek fellek ka\:ffil§trr.
Ru§en E§ref'in Diyorlar ki adh kitabmda Yahya Kemal ile konU§
ma bulunmay1§1 bundandir.
Yahya Kemal, ozanlardan sadece Nigar Hamm1 ovmi.i§ti.ir. Arna
o da Si.ileyman Nazif'in Nigar Hamm i\:in soyledigi: "Kadmlann
Abdi.ilhak Hamit 'i" sozi.ini.i onaylamaktan oteye ge\:mez. Bir de
Cenap �ahabettin 'in §U sozi.ine arka verir:
- Nigar Hammm en iyi eseri ii\: se\:kin genci di.inyaya getirmi§
olmas1drr.
Nedir, Yahya Kemal, ozanlardan esirgedigi vefay1 dostlanna
bol bol dag1tir. Onlan hep, "Gel Sultan" diye kar§ilar. Kimi zaman
da "i§te mutluluk buna derler" sozi.ini.i kullamr. Vehbi Eralp onun,
kimi zaman da, dostlanm Si.ileyman Nazif'in §U dizeleriyle buyur
ettigini soyler:
- Gel ey vi.irudunu bir omr i\:inde bekledigim .
Vehbi Eralp, Yahya Kemal'in \:Ok nazik bir dost oldugunu da
a\:1klar. Eralp'e gore, Yahya Kemal dostlanndan kimi yegledigini
hi\: belli etmez, herkese en \:Ok kendisini sevdigi sams1m verir.
87
Sanat Ofkeyle B a§lar
88
Arad, bunu oniine gelene soyler. 1 947 'de Satah Birsel ilk §iir
kitabm1, D unya i�leri'ni �1kard1g1 vakit kulaklannda hiila Arad ' m
bu yiireklendirici sesi vardir. Arad biitiin arkada§lanna kitap ka
paklan da �izer. Birsel'in Dunya i�leri, Kocagoz 'iin S1gmak kitap
lanmn kapaklan onun elinden �1km1§tlr. Yenilikler dergisinin kapa
gm1 �izen de odur.
Arad, Orhan Veli'ye biiyiik onem verir, oteki ozanlann degeri
ni ona sorarak saptamay1 yegler. 1 947 y1hnda Birsel 'in §iir iizerine
yazd1g1 ilkeler yaymlanmaya ba§laymca Arad, bunlann degerini de
Orhan Veli 'den sormU§, Orhan Veli'nin iznini ald1ktan sonra ilke
ler' e yana§ffiI§tir.
Afif Yesari, Nisuaz' da 1945 y1hndan sonra goriinmeye ba§la
ffiI§tir. Afif, bir siirii oykii, §iir ve 17 8 polis romam yazmI§ bir sa
nat�1du. Arna onun as1l iinii Dii§iince Tiyatrosu'ndan gelir. 0, bu
tiir tiyatroyu daha 1946'larda gezici tiyatro topluluklannda oyun
cu oarak �ah§t1g1 s1ralarda -ki B irsel ile Akbal, onu bir defas mda
Beyaz1t'ta bir yazhk tiyatroda alki§lamaya gitmi§lerse de, oyun bir
tiirlii ba§lamad1g1 i�in kalk1p tiiymek zorunda kalm1§lard1r- kafa
smda olu§turmaya ba§lamI§ ve 1 950 y1hndan sonra ilk Dii§iince Ti
yatrosu omeklerini vermeye ba§lamI§tlr. Bu oyunlar konu§ulam
degil, dii§iiniileni on plana ahr. Bu yiizden, oyunculann agzmdan
hi� soz i§itilmez sahnede. Bunlar ha babam dii§iiniirler. Oyuncula
rm ha babam dii§iincelerini de seyircilere ancak spikerler iletir.
Afif Yes ari, Nisuaz' a dadanmadan once Kad1koy'de Kars Pas
tanesi'nde §enlenir. Oraya S alih Zeki Aktay, Siiavi Ko�er, Faik
B aysal, Feyyaz Kayacan, avukat Cahit Arif Tunger de gelir. Ba
udelaire, Verlaine, Heredia, Sully Prudhomme ve Rimbaud' nun di
zeleri el topu gibi masadan masaya falatihr. 0 s1ralar Feyyaz Ka
yacan sadece §iir yazar. Bu topluluk, yaz giinleri de yine Kad1-
koy'deki Kaz1m' m Bahqesi' nde toplamr.
Bunlardan Faik Baysal, Nisuaz' a giri§ini 1 94 1 ' lerde yapmI§tir.
\:okluk da Siiavi Ko�er 'le gelir. Baysal hem §iir, hem oykii yazar.
Siiavi onu pek sever, bir dolu over. Arna Faik Baysal I 944 y1lmda
Sarduvan adh romamm yaymlaymcaya degin bu ovgillerin pek et
kisi olmamI§tlr.
Nisuaz' m daha sonraki donemlerinde Selmi Andak, Mehmet
Beh�et Yazar da goriiniir orada. 1 950'lerde Abbas Sayar'la arka
da§lan - Yaz1 dergisini �1karan ismail Ali S arar, Ahmet Nadir Caner,
89
Halim Ugurlu, Necati Kahyaoglu- da gelir. Bir ara Aziz Nesin de
oraya dadanm1§t1r. En i;:ok da Sait'le oturur. Sait yaz1s1yle ya§am1-
m kazanmak budalahklanndan daha s1ynlmad1g1 ii;:in Aziz onun
Tan gazetesinde kapilanmas1 ii;:in o gtinlerde elinden geleni de ya
par. Arna bu Sait'in:
Tan gazetesinde i;:ah§mam1 istemedi, ordan benim a yag1m1
kaydird1, demesine de yol ai;:ar.
Buna kmlan Aziz, Sait'i gordtiki;:e kendini ondan kai;:irmaya ko
yulur, Sait tisttine vannca da, bir ak§am Nisuaz' da kirgmhg1m ai;:1-
ga vurur. Sait soylediklerini yads1maz, yalmz A zi z'i ahp caddeye
i;:1kanr. Galatasaray'm oralarda:
- Sen benim soztime ne ahmyorsun? Ben deliyim be! der, son
ra da cebinden kafa kag1d1m i;:1kanr, askerlik goreviyle ilgili bir
sayfay1 ona gostererek:
- Al bak, oku!
Aziz Nesin, gosterilen yerde paranoyak gibi bir ruh hastahg1
ad1m gortir gibi olur.
Ne var, bu hastahk Sait'in bir yaratmas1dir. Buna benzer bir
hastahg1 1 942 yilmda Cahit Saffet de tezgahlami§tir. 0 da S ait gi
bi askerlikten tirktiyordur. Arna Cahit'in Bakirkoy Ak1l Hastane
si ' nde gozlem s1rasmda gei;:irdigi gtinler pek korkulu olmu§tur. Ca
hit bir ara, oradan uzun bir stire yakasm1 kurtaramayacag1m bile
sanmi§tir.
1 884- 1 896 y1llannda, Sembolistlerin dtinya pehlivam kesildik
leri i;:agda, Paris'te ortahg1 bir stirti edebiyat dergisi kaplad1g1 gibi
1940 ile 1946 arasmda istanbul 'da yaymlanan dergiler de birbirini
kovalar. Bunlar bir anamala dayanarak i;:1kmad1klan ii;:in, iii;: be§
say1dan sonra kapamyorlardir. Dergiler, a§ag1 yukan, istanbul 'da
400, Ankara'da da 300 dolaylarmda satarlar. Bu satilan 700 dergi
paras1 da bir dergiyi ya§atmaya yetmez. Anadoluya gonderilen der
gilerden ise para gelmez. Anadolu'daki kitapi;:1lar bori;:lanm, yilda
bir kez istanbul 'a gelince odemeye ah§mt§lardir. Arna istanbul' a
gelinceye degin dergi kapanm1§ olur, bunlar d a kar§ilannda kimse
yi bulamazlar. Ne var ki, bunlann ii;:inde dergi nas1l olsa birkai;: aya
kadar batar dti§tincesiyle paray1 sallayanlar da vardir. Dergi i;:1ka
ranlar, para alamayacaklanm bildikleri halde yine de Samsun, Ga
ziantep, izmir, Eski§ehir, Adana, Sivas, Trabzon gibi i;:ok kitap ve
dergi satan §ehirlere be§er, onar adet dergi gondermekten geri kal-
90
mazlar. "Hie; degilse dergi gortinstin" derler.
Bu 91klp 91klp batan dergiler ic;inde en stireklisi Suat Dervi§ ve
arkada§larmm 91kard1g1 Yeni Edebiyat't1r. En klsa stirelisi ise bir
say1 91kan Kiilliik. Ne ki, o zamanlar kimse dergi 91karmaktan yil
maz, bir dergi kapand1 m1, yerine birka91 birden 91kar. Daha c;ok
cumartesi gtinleri Nisuaz' da boy gosteren Hasan Tannkut da kok
lti bir dergicidir. Tannkut 1 940 y1hmn §Ubatmda Yeni insanlik' 1
stirmti§ttir piyasaya. Dergi ti<; say1 91kt1ktan sonra kapanmI§tir ama,
Tannkut bu kez Cetalettin Ezine ile tam§IP onun paras1yla aym y1-
lm agustos aymda Hamle' yi 91kanr. Yeni insanhk Yeni � iir'e bi
linc;li olarak kucak ac;m1§ degildir. Bir kez, Hasan Tannku t'un be
genisi daha c;ok eskiye yatkmd1r. Ote yandan, dergide yaymlanan
§iir de yeni adma hi9bir §ey koymuyorlard1r ortaya. Gerc;i burada
yaymlanan §iirlerin altmda Cahit Ktilebi, H.i. Dinamo, Sabahattin
Kudret, R1fat llgaz, Niyazi Akmc10glu, Behc;et Necatigil adlanna
rastlamyordur, ama bu ozanlar daha Yeni �iir aklm1 ic;inde yer ala
cak §iirlerini yazmaya ba§lamam1§lard1r. H.i. Dinamo ile S abahat
tin Kudret ise buraya eski §iirlerini vermi§lerdir. Bunu belirtmek
ic;in de S abahattin Kudret birinci say1da yaymlanan "B a§lamasay
d1 Masai" §iirinin altma 1 93 8 , H.i. Dinamo da ti9tincti say1daki
"Faust ve Bulutlar" §iirinin altma 1 9 3 1 tarihlerini atarlar.
Yeni insanl1k'm ilk saylSl 91kmca genel kam da onun "eski"yi
stirdtiren bir dergi oldugu c;evresinde toplamr. Tannkut, bu ytizden
derginin ikinci say1smda, imzas1z bir ba§yaz1da Yeni insanlik' 1 sa
vunma geregini duyar:
"Yeni insanlik'm yazilanm eski diye tavsif etmenin imkam yok
tur. <;unkti mecmuam1z nazarlara c;arpmasma hentiz imkan olma
yan bir gayeyi tahakkuk enirmek tizere 9ah§1yor. Bu gayenin anla
§Ilmas1 ic;in bilhassa seri tqkil edecek olan Estetik, Ahliik, Tabiat
Prensipleri'ni, Dede Korkut' u, muhtelif notlan, ahtak, estetik hak
kmdaki yazilan okumamz1 tavsiye ederiz."
Hamle dergisine gelince, o tam bir curcunad1r. Bir yandan Ha
san Tannkut, Dogan Ru§enay takma ad1yla Mithat Cemal Kun
tay'm Mehmet Akif adh ya§am oyktistine "450 sayfahk bir hat1rat
hasbihali" damgasm1 basarken Cetalettin Ezine derginin ba§yaz1 -
smda bir yeni kliisi4ilik'ten dem vurnr ve: "Dogan Ru§enay'm
ele§tirisiyle aym dti§tincede degiliz. B izce, ele§tirmenin ileri stir
dtigti gibi Mehmet Ak�f y azan 450 sayfahk bir hat1rat hasbihali de-
91
gil, ama ciddi inceleme tirtinti bir eser yaratmt§ttr. Lay1k oldugu,
btiytik ragbeti bulamayan bu kitap, bat1 dillerinde yaztlmt§ bin;ok
ya§am oyktilerinin usttindedir" der. bte yandan, birinci say1da ya
ymlanan Asaf Halet <;elebi'nin "�airane inekler" dtizyaz1s1yla
"Fransa ic;in �iir 1 940" adh §iiri ic;in de Ezine aym ba§yaz1da §OY
le demekten c;ekinmez: "\:elebi 'nin §iir ve dtizyaz1s1 bize gore or
jinal degil, fakat tuhaf ve gariptir."
Dogan Ru§enay da 4. ve 5 . saytlarda yazd1g1 "Yeni Neslin Ten
kidi" adh yaz1smda bir yandan "yenilik sorununu ftrsat bilerek
kendilerine tin ve deger saglamak isteyenlere" kar§I 91ktp Naz1m
Hikmet, Yahya Kemal, Sabahattin Kudret, Cahit Ktilebi, Orban Ve
li, Necip Faztl, Ahmet Muhip, H.i. Dinamo, R1fat Ugaz, Faztl Htis
nti ve Bedri Rahmi 'yi gerc;ek Yeni Nesil ozanlan olarak gosterir
ken, ate yandan Oktay R1fat'1, Melih Cevdet'i, "ince Ozan" dedi
gi Ziya Osman Saba'y1, Nail V. 'yi, ilhan Berk'i, Orhon M. Anbur
nu 'nu, Mustafa Seyit Suttiven ' i ve Cahit Saffet Irgat'1 da yerin di
bine gec;irir. Bu arada Dogan Ru§enay Akbaba' da yapt1g1 karika
ttirlerden ottirti Htiseyin Hulki 'yi -ki uzun kt§ geceleri S alah Bir
sel, Fahir Onger, Stiavi Koc;er, Ltitfti Ozkok onun evinde ktasik
plaklar dinlemi§ olmakla ona gontil borcu duyarlar- de degerli ede
biyatc;Ilardan saymay1 savsaklamaz.
Arna Tannkut, Yeni §iir §i:iyle dursun, §iirin ne oldugunu bile
anlamad1g1m belirtmek ic;in Hamle' nin be§inci say1smda okurlan
na "Umman" adh bir dortltik de sunacakt1r:
Girdim o muazzam giine�in dogdugu ufka
Gordiim ki 1�1klar ulu ruhunda birikmi�
A�km bogulurken k1y1 bilmez denizinde
Mevliina yiirek iistiinde bir abide dikmi�
Gelin gortin ki, Cahit S1tkt, Hasan Tannkut'un bu sap1 c;optin
den aynlmayan yaztlanm okuyor ve Ziya Osman'a yazd1g1 bir
mektupta (20 Kas1m 1 940) bu yazmm sahte §airlere bir i htar oldu
gunu kamsma vard1gm1 ve ondan 9ok9a ho§land1g1m ac;1khyordur.
Hamle o s1ralarda bir hayli yank1 uyandtrmt§ttr. Arna bu ilgi sa
dece aydmlar katmdadtr. Yoksa dergi yine oteki dergiler kadar sat
ffiI§ttr. Gerc;i birinci saymm ikinci baskts1 da yaptlmt§ttr, ama ikin
ci basktda birinci bask1daki dizgi yanh§larmm yenilenmesinden -
sozgeli§i Sabahattin Kudret ad1 her iki basktda §U bic;imde 91kmt§-
92
tir: S abahattin Kdret- bunun elde kalm1§ birinci bask1 say1lanndan
ba§ka bir §ey olmad1g1 vc kapaklara sadece ikinci bask1 damgas1
vuruldugu anla§1hr.
Celalettin Ezine bu arada haftahk bir siyasa ve edebiyat dergi
sinin daha etkili olabilecegini dii§iinmii§tiir. Kendisi orada siyasal
yaz1lar da yazabilecektir. Bunu dii§iiniir dii§iinmez de 5 say1 91km1§
olan Hamle ' yi kapatm1§, onun ycrine Gun ' ii 91karmaya ba§lam1§
tu. Yonetim yine Hasan Tannkut'tadu.
Gun gazetesi de edebiyat91lar 9evresinde biiyiik ilgi toplam1§t1r.
Gazeteyi 9ok begencn Ata9 da oraya, kendisinden yaz1 istenmcden
"Giinlerin Getirdigi" adh yaz1sm1 gondermi§ ve yaz1, gazetenin
ii9iincii say1smda birinci s ayfaya oturtulmU§tUr. Ne ki Ata9, yaz1y1
gondermeden once, sand1ktan Yeni insanlik' m ikinci say1sm1 91kar
m1§ ve Dogan Ru§enay ' m "Nurullah Ata9 Hakkmda" adh yaz1sm
daki §U ciimleyi bir kez daha okumu§tur:
"Ciltleri olmamakla beraber, yalmz bir siitunluk gazete yaz1la
riyle Tiirk edebiyatma yepyeni bir ve9he vermeye muvaffak oldu
gu, bize §air 'i ogrettigi, 9irkin'e giizel demekten bizi kurtard1g1 ve
nihayet kendi neslinden ve hatta halii bugiinden ileri bulundugu
i9indir ki biz Nurullah Ata9 'm dehasma iman ediyoruz."
Ger9egi § U k i , Hasan Tannkut, Hilmi Ziya Ulken'i de "dahi" sa
yar ve onun Tiirk ulusunu batI ulusu haline getirmeye 9ah§tigm1
soyler. Yalmz onun yontcm olarak ozdek9iligi benimsemi§ olmas1-
na iiziiliir ve kendisinin bu noktada Ulken'den aynld1gm1 belirtme
ye biiyiik bir onem verir. Gelin goriin, aradan zaman ge9ecek, Ha
san Tannkut, Hilmi Ziya'nm asistan1 olacak ve Viken, Hasan'm
doktorasmI ozdek9iligc dayanan gorii§lef ta§Id1g1 i9in geri 9evire
cektir.
Hasan Tannkut oykiisiine, son vermek i9in onun filozof yamna
da deginmemiz gerekir. Tannkut Durumoloji admda yeni bir felse
fe dizgesinin yarat1c1s1 da olmU§tUr. Felsefesini ilkin H amle dergi
sinde a91ga vurmu§, sonradan Gun' de de biitiin bir s ayfay1 kapla
yan yaz1lar doktiirmii§tiir.
Dogrusunda, bu yaz1lan kimse okumaz. Arna, yine de biiyiik bir
filozof goziiyle bak1hr kendisine. Ger9i Durumoloji terimindeki
Tiirk9e "durum" sozciigiiyle Yunanca "logos" sozciigiiniin nas1l
yanyana gelebildigine kimse ak1l erdiremcz, ama bu da Tann
kut'un ululuguna verilir. Hele olas1hk hesaplan kar§ismda 9ok9a
9j
ses c;1karmamn dogru olmayacag1 bile dii§iiniiliir.
0 giinlerde c;1kan bir ba§ka dergi de Yeni Yol'dur. Bu dergiyi de
Talha ile Abidin Nesimi c;1kanr. Abidin Nesimi o zamarun deyi§iy
le Miihendislik Mektebinde okumu§, ama kimi ozel nedenlerden
otiirii okulun son s1mfmdan ayrilmi§tir. Abidin Nesimi Servetifu
nun dergisinde de yazar. "Sanat Eseri Hakkmda" adh bir dizi yaz1-
s1 orada 1940 yilmda yaymlanmi§tlr. Arna Yeni Yo l' un omrii de iki
say1dan oteye gec;emez.
1 9 4 1 �ubatmda bu dergilerin arasma Cavit Yamac;'m Yenilik
dergisi de kan§ir. Yenilik -bunu Nairn Tirali 'nin 1952 y1hnda c;1ka
racag1 Yenilik'ten ayirmak gerekir- Sabahattin Kudret, Oktay R1fat,
Sa!ah B irsel, Samim Kocagoz, Oktay Akbal, � ahap S1tk1, Mustafa
Niyazi gibi imzalan bir araya getirir. Gerc;i kimi yazilar derginin
gidi§ine ters dii§er ama bu da gene! hava ic;inde eriyip gider.
Derginin ilk say1smda Oktay Akbal ' m "Yannki Frans1z Edebi
yat1" adh yaz1s1 yaymlanmi§tir. Oktay derginin en gene; yazandir.
1 8 ya§tm doldurmas1 ic;in daha iki ay1 vardir. Aym say1da Sa!ah
B irsel'in de "Sanatkann Hiddeti" adh yaz1s1 yer ahr. Birsel bu ya
z1sma: "Her sanat eseri Ofkeyle ba§lar, Ofkeyle siirgit olur." diye
ba§hyordur. Birsel 'in Dinamo ile tam§mas1 da o giinlerde olur. Ya
z1y1 okuyan Dinamo, Birsel 'e:
Bu ofkeyi sanatc;1, haks1zhklar kaq1smda d a duyar degil mi?
diye sorar.
Dinamo'nun o giin bu sozleri soylerken sesini elden geldigince
kiic;iiltmii§ olmas1 Birsel'in dikkatini c;eker. Ne ki, oteki giinlerde
gorecektir ki, Dinamo hep boyle konu§ur.
Dinamo, Birsel 'e bir giin de §Un!an soylemi§tir:
- Her yazar, ya§am1 boyunca, hie; degilse bir kez hapis damm1
tarumahdir. Bir yazann hapse girmeden diinya olaylanm anlayabi
lecegini sanm1yorum.
Yenilik, boyu bak1mmdan bildigimiz gazete boylanndan daha
biiyiiktiir. Cavit Yamac; onu "battal boy" denilen 70x lOO'den biraz
daha biiyiikc;e bir kag1da basmi§tir. Onun ic;in Cavit Yenilik' in ilk
saylSlm, daha miirekkebi kurumadan, Nisuaz' a getirdigi giin Birsel
dergiyi §U sozlerle kaqilar:
- c; aqaf m1sm, yorgan m1sm kafir?
94
Seyirci Sahneye <;1k1yor
96
yeci olarak? Ku§ag1mm bugtinkti Bat1 §iirinden bile tisttin omekle
ri ontimtizde iken ha!a hececilerin kof manzumelerini mi begene
cegiz?
Mtimtaz Zeki Ta§km da ytizde ytiz temizlikten yanadlf:
- Tasfiye, esash bir tasfiye. . . Agla§malara kulak asmayarak, en
ytirek paralay1c1 sandalye davala§malanna, ktirsti aynh§lanna al
drrmayarak, klyas1ya bir tasfiye gerek.
Son Pasta gazetesinde bu soru§turma s1rasmda bir de "Tasfiye
Listesi" yaymlanmi§tlr. Bu kara listede adlan olanlar §Unlard1r:
Re§at Nuri, Fazli Ahmet, Mahmut Yesari, Mithat Cerna!, Peyami
S afa, Aka Gtindtiz, Vala Nurettin, Burhan Cahit, Faruk Nafiz, Or
ban Seyfi, Yusuf Ziya, i brahim Alaettin, Behc;et Kemal <;aglar,
Esat Mahmut Karakurt, v b.
"Tasfiye Listesi" yaymlamnca, Ak�am gazetesi kara listede yer
alan yazarlarla konu§malar yapmaya ba§lar. Yeni Sabah ile Vakit
gazetesi de kendini bu tartt§mamn dt§mda tutamaz. Art1k her kafa
dan bir ses ytikseliyordur. Yusuf Ziya §Unlan soyler:
- Evet, kolay degildir! Edebiyat, hentiz Duglas b1y1kh, sesleri
gene; horozlarmki gibi c;atlak 91kan c;ocuklann harc1 degildir. Sen
eskisin, yazamazsm, ben yeniyim, yazanm. Bunlar 9ocuk9a laflar
dlf.
Burhan Cahit ise daha gtic;stiz bir yazar oldugu ic;in daha saldlf
gandrr:
Vesika ekmegi ile btiytiyen bu genc;lerin uzvi besinleri stiptir
ge tohumu ise, manevi besinleri de yanh§ edebiyat kitaplan . . . B u
malzeme, b u harc;la yeti§enlerden koskoca bir Yahya Kemal 91k
maz ya! Arna onlar da kendilerine gore bir c;ete sava§l yapmak he
vesine dti§mti§ olabilirler.
Orban Seyfi i§i alaya vurur:
- Akbaba gazetesindeki hissemi isteklisine ucuz ko§ullarla b1ra
kmm. B uyursunlar konu§ahm.
Nurullah Atac; 'a gelince kara listede yer almad1g1 halde, o , §Un
lan s1ralar:
- Edebiyatta tasfiyenin ne oldugunu anlamad1m. Kimsenin kim
seye: "Ben senin yazlianm begenmiyorum, sen art1k yazma!" de
meye hakkl yoktur. Begenmedigimiz yazlian okumay1z, olur biter.
Zaten bu tasfiye dti§tincesinde bir gtirtiltti koparmak, bu yolla dik
kati c;ekmek dilegi var.
97
Nedir, bu tartI§ma k1sa zamanda kiifre donii§iir. Ya§hlar gen<;:le
re kiifiirleri arka arkaya yapi§tmrlar. Gen<;:lere kiiltiirsiiz diyenler
<;:ogunluktadir. Necip Faz1l onlara, "ciice", Erciiment Ekrem de,
"acemi oglanlar" diyordur. Bu dummda gen<;:ler de yava§ yava§
ag1zlanm bozmaya ba§larlar. En 1hmhlan bile ya§hlan, hi<;: degil
se kiifiirciiliikle su<;:larlar.
Halit Fahri, ba§lang1<;:ta gen<;:lere kar§I <;:1km1§ ve: "Bir de eser
lerini yaymlayacak bir<;:ok dergiler istiyorlarmI§. Bakm hele . . . iki
dergi senin neyine yetmiyor. . . Ne yaz1yorsun ki be adam ! Sen ilkin
kendine bir dil edinmeye bak ! " gibi §eyler soylemi§tir. Arna tartI§
ma oyle c1V1m1§tlr ki, Gavsi'nin babas1 oldugu i<;:in, herkes Halit
Fahri 'ye saldmr olmU§tUr. �a§kma donen Halit Fahri bir par<;:a ol
sun gen<;:lere hak verme geregini duyunca, zaten birka<;: aydan beri
Gen<;: Ku§ak yazarlannm yaz1lanm yaymlayan Servetiji'i nun. kap1-
sm1 18 Ocak I 940'da biitiin biitiine onlara a<;:ar.
Edebiyat1 Cedidecileri, Fecriaticileri, Yedi Mqalecileri y1llarca
bagnnda bannd1rm1§ olan Servet1funun sahibi Ahmet ihsan Tokgoz
de Yaz1 i§leri Miidiirii'niin -Halit Fahri'nin- bu davram§mI <;:ok
olumlu kar§ilar. Ne var, Halit Fahri 25 Ocak l 940'ta, Servetifu
nun' da yazd1g1 bir yaz1da kendini gen<;:lere adamad1gm1, eskilerin
bunu bilmesi gerektigini belirtccek, ama gen<;:lerin Servet1fiinun' da
yaz1lanm ozgiirce yaymlayabileceklerini haber verecektir. Bundan
ba§ka, gen<;:lerin dii§iince ve sanat a<;:1smdan kendisini ele§tirebile
ceklerini de soyler. Onu as1l iizen, eskilerin kendisine <;:ullanmala
n olmu§tur. Bunu aym yaz1da gen<;:lere §byle a<;:1klar:
Hayretteyim: Edebiyatla hi<;: ilgisi olmayan bir adam <;:1k1yor,
bana kiifrediyor, benim ku§ag1mm ele§tirmeni <;:1k1yor, bana kiifre
diyor, benim ku§ag1mm ozam <;:1k1yor, karikatiirlimii kendi eliyle
gazetesine koyuyor, bense onlara degil, Son Pasta' da edep daire
sinde yalmz size <;:1k1§1yorum. Bu ne garipliktir!
Ocak 1940'da Gen<;: Ku§ak da Eskilere diizenli bir saldmya
ge<;:me karan ahr. B ir yandan Servetifunun' a yeni bir hava verme
ye <;:ah§irken, bir yandan da Tan gazetesinin 24 Ocak 1 940 giinlii
say1smda ortak bir bildiri yaymlamr. "Gen<;:lerin Mii§terek Beyana
t! " adm1 ta§iyan bu bildiriyi, "Yeni Nesil Davasm1 ortaya koyan
gen<;:ler namma" Abidin Dino ile Sait Faik imzahyordur. Bildirinin
hazirlanmasmda Abidin Dino'nun yam s1ra Necip Fazil'm da yar
d1m1 olmu§tur. Necip Faz1l, o zamanlar Fikret Adil ile Abidin Di-
98
no'nun dostu oldugu ii;in bildirilerine omuz vermeye evet demi�
tir. Bildirideki kimi ci.imleler onlara Necip Fazil 'm elinin degdigi
ni ai;1ki;a ortaya koyuyordur. Arna bu, geni� kalabahklara ai;1klan
mam1�tir. Geni� kalabahklar Necip Fazil'1 yeni ak1mm kar�1smda
bilir.
Bildiride ilk belit (mi.itearife) olarak �u one si.iri.ili.ir:
"Tanzimat'tan Birinci Di.inya Sava�1'na gelinceye degin Avru
pahla�ma sorununda Ti.irk sanati;1 ve aydmmm mutlak olarak be
lirledigi levha derin bir gi.ii;si.izli.ik, sefil bir top atma, e�siz bir ap1�
ma fetaketinden ba�ka bir �ey degildir. Jeune Turc tipiyle devrimi,
Edebiyat1 Cedide ile sanat1 ve K amusu Felsefe ile di.i�i.ini.i�i.i kurdu
gunu sanan Tanzimat sonras1 sanat ve di.i�i.ince adam1, gi.ini.inde ne
gei;mi�i ve ne gelecegi, ne Dogu 'yu ve ne Bati'y1 anlayabilmi�,
m ucize i;apmda koskoca bir ahmaktir."
B ildirinin ikinci beliti de �udur:
"Birinci Di.inya Sava�1 gelip i;atti. B u arada 4.000.000 Ti.irk se
ferber oldu. Milyonlara yakm insan can verdi. Memleket en bi.iyi.ik
facialar1m gordi.i. Fakat biz bi.iti.in bunlarla ilgili ulusal duyguyu an
latan tek dize gormedik.
( ... ) Bi.iyi.ik Sava�'a gelinceye degin Tanzimat ve Tanzimat son
ras1 sanati;1 ve aydm tipi ne Gazali'nin, ne Muhittin-1 Arabl'nin, ne
Mansur 'un, ne Sadi'nin, ne Firdevsi'nin, ne Kays 'm, ne Mevta
n a'mn, ne Karacaoglan'm, ne de A �1k Omer'in farkmda . . . Aym
Tanzimat ve Tanzimat sonras1 sanati;1 ve aydm tipi Bati'ya baktig1
zaman da ne Eflatun'un, ne Aristoteles 'in, ne Homeros ' un ( ... ), ne
Sainte-Beuve'i.in, ne Renan'm, ne Balzac ' m ( ... ), ne Dostoyevs
ki 'nin, ne Gorki 'nin, kisacas1 hi.imanizmanm ve devam1 olan haya
tm farkmdalar. Oysa, geri;ek, ulusal bir edebiyata sahip olmak de
mek, geri;ek bir hi.imanizmaya sahip olmak demektir.
( . . . ) Yalan soylemiyoruz. Hem Dogu ve Bati, hem de anayurtla
ilk kez temasa biz gei;tik. ilkin, bi.iti.in dogu gizemcileri, sanati;lla
n ve halk ozanlanyla temasa gei;en ku�ak bizimki. Sonra, Sokra
tes'ten Freud'e degin di.inya di.i�i.ince hayatmm kalburundan ki�ilik
oli;i.isi.iyle ilk kez omek alan ve kafasm1 ayarlayan ku�ak yine bi
zimki. B audelaire, Rimbaud ve M ayakovski sonras1 B at1 �iirinin
son ak1mlanna degin varan ve toplumla insam ku�atlc1 her ti.irli.i
davay1 kokli.i di.inya gori.i�leri halinde ilk kez dizesine ve ci.imlesi
ne gomen ku�ak yine bizimki."
99
Dogrusunda, bu bildiri i;oki;a bir yank1 uyandtrmami§ttr. <;unkii
Eskiler art1k susmay1 ve sinmeyi daha uygun bir varolma bii;imi
olarak sei;meye ba§lamt§lardrr. Arna Servetifanun dergisinin 18
Ocak giinlii say1s1 bu bildiri dogrultusunda hazirlanmt§ ve o say1
kapt§tlmt§ttr. 0 say1y1 diizenlemek yine Nail V. 'ye dii§er. Nail V.,
tam bir dergicidir. Daha ortaokul ve lise s1ralannda bile K ervan .
Halka Do gru gibi dergiler i;tkarmt§tlr. D stelik Ses dergisi i;1karken
de sayfa diizeni konusunda ustahg1m belli etmi§tir.
Ahmet ihsan Tokgoz, Servetifunun' un 1 8 Ocak 1 940 giinlii sa
y1sma o her zaman siirdiirdiigii ba§yaz1sm1 vermemi§tir. Onun ye
rinde imzas1z bir yazt. "Eski Nesle Ai;1k Mektup" adm1 ta§iyan bu
yaz1da §oyle denilir:
"Biz ya§a degil, gorii§ ai;1sma ve sanat anlayt§ma onem veriyo
ruz. Bunun ii;indir ki, en gencimiz ismail Hakk1 Baltac10glu ' dur
dedik. Arif Dino, bizce on sekizlik bir delikanhdtr. Ya§i;a sizin i;ag
da§tmz olan Sadri Ertem, bu davada biitiin Tiirk sanati;tlanndan
bekleneni yapmt§tlr: Saftm1zdad1r. Tiirk dii§iince ve sanat hayatt
nm biitiin ki§ilerine hitab1m1z §Udur: Bizden ya§i;a biiyiik olan ve
k1demce evvel gelmi§ bulunan Tiirk sanati;tlanm saftm1za, geni;le
rin safma, geri;ek Tiirk sanati;1lanmn safma i;agmyoruz."
Bu sozler, i§i ya§ sorunu olarak anlayanlara, biraz da "Tuhaf!
Genciz diye garip savlarla ortaya i;1kanlann hepsi gazetelerde, der
gilerde i;ah§tyorlar. Niye §imdiye kadar kendilerini gosterememi§
ler?" diyen Mahmut Yesari 'ye bir kar§thktrr. Biraz da, aym say1da
yaz1 yazan Suat Dervi§'in durumunu kurtarmak ii;indir. Nedir Su
at Dervi§ yaz1smda hii; de Geni; Ku§aktan yana goziikmiiyor ve
§oyle bir §eyler mmldamyordur:
"Gavsi Ozansoy'un makalesinden sonra yap1lan soru§turmalara
geni; yazarlann verdikleri listeleri okudum ve bu listelerde ad1 ge
i;en ve tasfiyeleri istenen edip ve yazarlann hepsinin heniiz hii;bir
memurluktan emekliye aynlamayacak, daha en zorlu yuk i§lerini
yapmaktan iirkmeyecek ya§ta olan kimseler olduklanm gordiim."
Ne var, Suat Dervi§, geni;lerden yana da i;1km1§ olmak ii;in §Un
lan sozlerine ekler:
"Acaba bunlann vaktinden once emekliye sevkedilmelerine se
bep olan §ey nedir? <;aglanndan geri kalmak, i;aglanm izleyeme
mek, toplumumuzun ilerlemesindeki h1za soluk bulamamak ve
oliime mahkGm olan degerlere bagh kalmak ve toplumumuzun
1 00
oliime mahkGm ettigi dii§iincelere arka <;1kmak m1dir? Eger boy le
ise, adm1 o listede goriip okuyan meslekta§lara ger<;ekten pek ac1-
nz."
Suat Dervifin yaz1smm altmda Gavsi de bir not dii§erek, "Sev
gili ve dost Su at Dervi§"in bile Gen<; Ku§ak davas1 konusunda bo
calad1g1m, bunun da Eskilerin i§i bir ya§ sorunu haline yans1tma
smdan dogdugunu belirtmek zorunda kahr. Gavsi, notun sonunda
aglamakh bir dille dogrudan dogruya Suat Dervi fin kendisine ses
leniyordur:
- Suat, emin olun, i§in ash bu degil.
Derginin aym say1smda Miimtaz Zeki Ta§km da: "Ustadlar Ag
la§iyor" adh yaz1smda Eski ile Yeni'nin degerini ortaya <;1karmak
i<;in Eski yazarlarla Yenilerin yazilanndan par<;alar ahyor ve Eski
lerin Yenileri begenmemi§ olmasm1, onlan anlayarnam1§ olmalan
na baghyordur.
Hiisamettin Bozok ise, "Diri Sanat" adh yaz1smda: "Yerli bir
edebiyatm varolabilmesi ve ya§ayabilmesi i<;in en onemli iki nok
ta, ger<;ek<;i ve insancil olmak niteligidir." dedikten sonra ger<;ek
<;iligin tammma ge<;er ve onun her §eyden once halk<;1 olacag1m,
halkm toplumsal durumunu aydmlatacag1m ve yapmac1kh sozciik
oyunlanndan uzak kalacag1m soyler. Bu arada romantik, a§m duy
gusal, ger<;ekdI§l ve insam t oplum ger<;eginin di§ma <;eken bir sa
natla sava§may1 da onerir.
Dergide Sait Faik'in "\:i:ip<;ii" oykiisiiniin yams1ra, Cavit Ya
ma<; ' m iki romanmdan hirer par<;a ile Abidin Dino'nun " 1 940" ad
h yaz1s1 da vardir. Dino 'nun yaz1s1 ikili soyle§i halinde bir sayfa tu
tar ve §U konu§ma ile son bulur:
- Yeni evi ne bi<;imde kuruyoruz?
- Nuhun gemisi bi<;iminde.
- Hayvanlan da almah m1 gemiye?
- Bu kez insanlan aliyoruz.
- Tahtakurulan kalsm m1?
- Kalsm.
- Siiliikler?
- Kalsm, siiliikler mutlaka kalsm.
- Sayle, soylesene.
- Deniz yolundan size bir haber.
- Nas1l bir haber?
- K1yamet haberi.
- Gemiye herkes bindi mi?
- Bir yerimiz kald1, bizimle kim geliyor, dolmu§a bir kaldi.
Ionesco 'nun oyunlanm 1 940 y1lmdan haber veren bu yaz1dan
ba§ka dergide ilhan Berk'in "Kahve", Nail V. 'nin "Sevgiliye Mek
tuplar" adh §iirleri vard1r. Cahit S affet'in Servetifii nun'un daha es
ki say1lannda yaymlanmI§ olan "Vapur" ile "Azimet" adh §iirleri
de yeniden yaymlanmI§tlr. Gavsi 'nin iki §iiriyle Ziya Osman ' m
"Bir Kap1" adh §iiri d e vardir b u say1da. ilhami Bekir Tez ' in de
"Dua" admda kilc;ilk bir §iiri.
Derginin bir yerinde de §byle bir duyuru okunur :
- Gelecek say1da: Memlekete yeni sanat1 getirenler eserlerinden
omek vermeyi silrdilrecekler. Bizden eser soruyorlar. "i§te" diyo
ruz. Okurlar onlan da okumU§tUr, okuyor. Kar§Ila§tlrmay1 onlar
yapsmlar, aradaki fark1 onlar gorsilnler. Yeter.
Servetifiinun'un obilr say1s1 olan 25 Ocak 1940 gilnlil dergide
Gene; Yazarlar ya da kafaca gene; yazarlar yap1tlanm yaymlamay1
silrdilrilrken Ahmet ihsan da bir say1hk konukseverligi yeterli bu
lacak ve kaleme sanlarak yine yaz1lanna donecektir. Tokgoz' iln bu
say1daki yaz1s1 Doktor Besim Omer'in karde§i Azmi Akahn'm
olilmilne yakman bir olilm yaz1s1dir. Yaz1da Tokgoz §byle demek
tedir: "Doktor Besim Omer ' i ben Azmi 'den sonra tammI§tlm: On
larm ilc;ilncil karde§leri Agah Omer de Millkiye Mektebi 'nden ar
kada� 1md1r. Daha kilc;ilkleri olup birkac; yil once olen degerli Ke
mal Omer ise Ticaret Mektebini bitirmi§ti. Bu c;ok d egerli dort kar
de§in babalan S inop'ta mutasarnf iken olen Omer �evki Pa§a'd1r.
Tereddiltsilz derim ki, bu dort karde§le benim hayat1m ilk gilnden
beri baglanmI§ ve candan, gonillden perc;inlenmi§tir. Onun ic;in Az
mi 'nin blilmilyle hayatta duydugum ac1 bo§lugu tarif edemeyece
gim."
Ahmet ihsan'm amlanm ortaya dokmesine c;anak tutan bu blilm
yaz1smdan sonra Abidin Nesimi 'nin "Edebi Genc;lik Cephesi", Hil
samettin Bozok'un "Nail V. v e Sanat Telakkisi" adh yaz1lan sergi
leniyor, Cavit Yamac; ' m gec;en say1 ba§layan Dalkavuk romam ile
Nail V.'nin Ta� Tayyare adh romamndan hirer parc;a verilir. Sait
Faik'in "Park" adh oykilsil ise, "Sait'in c;ok sevdigi bir oykilsil" di
ye sunulur.
102
Eski ve Yeni'de ulusal §iire omek verrnek, okurlann bu §iirleri
kar§lla§tirrnasma olanak saglarnak i«;in de Yusuf Ziya Orta«;' m
"Akmdan Akma", Orhan Seyfi'nin "Uyan" §iirlerine kar§ihk Nail
V. 'nin "istiktal �arkllan" adh §iiri yaymlamr. Eski 'de ve Yeni 'de
Kadm Tetakkisi 'ni gosterrnek i«;in Beh«;et Kernal ' in Yedigun dergi
sinin 3 �ubat 1 937 gi.ini.i say1smda «;1kan "Kadin" §iiriyle Hi.iseyin
Siret bzsever'in "Bir Yosrna" §iiri ahmr ve Nail V. onlara §U dize
lerle kar§ihk verir:
Ne bu,
ne �u.
Ne oyle
ne boyle.
Ne do�ek,
ne kor;ek,
Ne ayal,
ne vebal. ..
0 benim;
kollarm1, bacaklanm, dudaklanm
ve ba�m1d1r...
Yavrum, anam, oz kardqim, kanm,
hayat arkada�m1d1r...
Servetifiinun'un sat1§1 art1k iki bine yi.ikselrni§tir. Arna Ahrnet
ihsan, i§in bu yamnda degildir. Onun zaten, si.irekli itanlan, abone
leri vard1r. Bu si.irekli yard1rn1 yitirrnernek i«;in de gen«;lerden kirni
lerini dergiden uzakla§t1rrna karan ahr. <;i.inki.i i§ten anlayan kirni
«;evreler ona bu akh verrni§lerdir. Bu aynlrna i§leminin ba§mda da
ilk Abidin Dino ile Nail V. ' ye gorev di.i§er.
Bu arada, derginin yonetrneni Gavsi Ozansoy da, Cavit Ya
rna«; ' m ba§ka bir i§i olrnad1g1 i«;in, gorevini ona b!fak1r. Cavit Ya
rna«;, 30 lira ayhk kar§ihgmda tufandan kurtarabildigi yazarlarla
dergiyi yine «;1karrnay1 si.irdi.iri.ir. Arna derginin bu iki say1smdaki
hava oteki sayllarda yoktur art1k. Yalmz Zahir Gi.ivernli "Mahir
Bi.ilent" takrna ad1yla Yusuf Ziya ile Orhan Seyfi 'nin a§1rd1klan di
zeleri ortaya koyan bir dizi yaz1 yazar. Arna bu da Eski' lere kar§l
giri§ilen sava§l birazc1k alevlendirrnekten ba§ka bir i§e yararnaz.
Ger«;i oteki sayllarda yine s1k s1k "Dava Yeniden Ba§hyor" gibi ya
zllara, derginin yeniden s1«;rarna yapacag1 i.izerine duyurulara rast-
103
lamrsa da, durumda pek degi§iklik olmaz. Hele 29 �ubar 1940 sa
y1smdan sonra, dergi yine eski yaragma girer.
Servetifunun, okurlanna frrtmanm gei;rigini anlarmak ii;in de,
onlar arasmda 15 soruluk bir yan§ma diizenler. Birincisine bir kol
saari, ikincisine alr1 ayhk a bone, iii;iinciisiine bir dolma kalem, dor
diinciisiinden onuncusuna degin hirer roman verilecegi ilan edilen
soru§rurmamn sorulan arasmda §Unlar da vard1r:
- Biiyiik iskender'in kansmm ad1 nedir? S iegfried kimdir, kan
smm ad1 nedir?
Geri;i 29 �ubar 1940 giiniinden sonra da dergide Samim Koca
goz, Sabahattin Kudrer, Rii§rii Onur, Okray Akbal, I liisamettin Bo
zok, Cavir Yamat;, Ziya Yamat;, R1far Ilgaz, Nahir Ulvi Akgiin, il
han Berk, Niyazi Akmc10glu, Cahir S 1rkl Taranc1, Cahir Saffer, Sii
avi Koi;er, Necari Cumah, Satah Birsel, Suar Ta§er gibi Gent; Ku
§ak yazarlannm imzalanna rasrlamrsa da dergi biitiiniiyle kuru ve
cans1z bir §ey olmu§rur. Birkai; yil sonra da, 25 May1s l 944're iii;
biiyiik ve bir kiit;iik ku§ag1 -Yedi Me§alecileri- bannd1ran ve elliyi
a§km yil bayrag1m Tiirk edebiyar alamnda yilmadan dalgaland1ran
Servetifunun 246 1 . saylSlm i;1kanp iyisinden kapamr.
Ne k� Servetifunun kapanmI§ olsun, Sokak, Yenilik, Hamle, Ye
ni Edebiyat, Ses, Pinar, inan<; kapanm1§ olsun. Yenilikler kapanm1§
olsun 1 940 ku§ag1 ozanlan buna ald1rmayacak, bir k6§ede kendi
kozalanm kendileri oreceklerdir.
1 04
Orhan Veli
105
0 giine degin Orhan 'm yiiziinii bile gormemi� olan Fahir, bu iki
ki�i arasmda koprii kurmak ii;in soylenmi� soze adamaktlh ii;erle
mi�. onun bir gozbagc1 oldugu kamsma varm1�tlr.
Geri;ekte Orhan Veli gozbagc1 olmasa bile adm1 iine kavu�tur
mak ii;in geceyi giindiize katarak planlar diizer. Bu planlar kimi za
man Kad1koy Halkevinde yaptig1 konu�ma sirasmda masanm iistii
ne boylu boyunca uzanmak, kimi zaman <la Ahmet Hamdi ile Sa
nyer 'e kay1k safasma i;1km1�ken kay1g1 devirip denize dii�mek bi
i;iminde sonui; verir. Hele Orhan Veli, bu ikinci haber tiiriinden
olanlann geri;ekle ilgisi olmasma aldirmaz, sadece bu haberin ga
zete siitunlannda yeralmasma dikkat eder.
K1sacas1, Orhan Veli gemisini yiiriitmeyi bilir. is tan bul 'a her
ayak bast1gmda hemen �evket Rado, Vala Nurettin, Nizamcttin
Nazif gibi f1kra yazarlanm yoklar, kendisi iizerine bir yaz1 yazd1r
madan onlann yakasm1 birakmaz. Uydurma kay1k safas1 haberin
de yanmdaki ki�inin herhangi bir kirtipil degil de, Ahmet Hamdi
Tanpmar olarak gosterilmesi de Orhan Veli 'nin bu planlan nc den
li ince hesaplara dayandird1g1m ortaya koyar.
Bu uydurma gazete haberleri o siralar en i;ok Orhon M. Anbur
nu'nu etkileyecek ve Anbumu y1llarca sonra gazcte siitunlan ara
sma buna benzer bir haber kaydmverecektir. Ne var Anburnu 'nun
Bursa 'da define arad1gm1 duyuran bu haber gazetelerde yaymlan
d1g1 vakit, buna kimse aldirmayacaktir. Herkes bu numaralara doy
mu�tur artik.
Dogrusu, Orhan Veli ' yi Orhan Veli yapan <la ilk Atai;' t1r. Daha
1 9 37 ' lcrden ba�layarak Atai;, Orhan Veli ' yi iine kavu�turmak ii;in
elinden geleni ardma koymam1�tlr. 22 Eyliil 1 93 7 giinii Haber ga
zetesinde Oktay R1fat 'm bir �iiri ile Orhan Veli'nin "insanlar" ad
h �iiri ii;in �oyle yaz1yordur:
- Ne kadar taze, ne kadar �irin �eyler. Belki heniiz bir acemilik
havas1 sezersiniz; belki bu geni; �airlerin bizi �a�utmak, zoraki bir
tak1m hayaller bulmak sevdasma dii�mii� olduklanm gOiiirsiiniiz.
Zaran yok! Bu halleri de onlara bir tazelik, bir sevimlilik veriyor. . .
Hani Japonlarm hai-kai dedikleri kiii;iik manzumeleri var. Orhan
Veli, Oktay R1fat, Mchmet Ali Sel, onlan hatirlatan kiii;iik pari;alar
yazm1�lar.
Goriiliiyor ki Atai;, daha Mehmet Ali Sel 'in, Orhan Veli 'nin tak
ma ad1 oldugunu bile bilmemektedir. Atai;' m bilmedigi bir �ey de
1 06
bu hay-kay' Ian daha onceki y1llarda bir ba�kasmm da yazm1� ol
dugudur. Arna bunu bilmek i�in 1 9 3 1 yilma donmek ve Fikret
Adil'in �1kard1g1 Artist dergisinin altmc1 say1sma bakmak gerekir.
0 say1da, Avrupa'dan yeni donmii� olan Mehmet Raif ' in bir siirii
hay-kay' 1 vardu.
Sessizce
Evimi bekle
<;ekirge
llkbahar
Biitiin giin kimddamayan
Deniz
<;ok Seyler
Hatirlatan
Kiraz agac1
Nedir, Mehmet Raif'in hayku adm1 verdigi bu hay-kay' lar za
manmda hi�bir yank! uyandumam1� ve Mehmet Raif de bir daha
hi�bir dergide gorii nmemi�tir. Ata� da Mehmet Raif'in ardmdan
ko�acak degil ya, Orhan Veli ' yi pehpehlemeyi daha kolay bulmu�
ve onu bu kez Haber gazetesinin 24 Araltk 1937 say1smda "asil �i
ir" yazan ozanlar katma �1karm1�tu. Bunu Oktay R1fat i�in de yap
m1�tu. Gerek�e olarak da �unu siirmii�tiir one:
- Giindelik hayatm, bize verilmi� olan alemin her anmdaki �iiri
bulup �1karmak, bunu okurlara gostermek, okurlar1 o anlarm zev
kini tatmaya �agumak ve yine bir yabanc1 kalmak. . . � air de, okur
lar da kendi alemlerinde kalacak; birbirlerine rastgelince bir giilii
ciikle selamla�acaklar, ama yine birbirlerinin sunm, tamam1yla ki
�isel olan hayatlarm1 bilmeyecekler. .. �iirde asil asalet bu degil mi
dir?
Gelgelelim, Orhan Veli 'nin yakalamak istedigi �ey, "asil soylu
�iir" degil, saf ve basit �iirdir. Bunun i�in de bilin�altm1 kar1�tu
mak yolunu se�er. Garip ' in onsoziinde soyledigi �ey �udur: "Bu
hususta bizim arzumuza en �ok yakla�an sanat aklm1 surrealisme
olmu�tur. Ruhi otomatizmi dii�iince sistemlerinin ve sanat anlay1�
larmm �1k1� noktas1 yapan bu insanlar vezni ve kafiyeyi atmak zo
runda kalm1�lardu. Ruhi otomatizmle zeka hokkabazhgmm bag
da�maz �eyler oldugunu goren insan i�in bu zorunluluk da apa�1k
tu. ikisinden birini yeglemek geregini a�1k bi�imde ortaya koyan
1 07
ve biitiin degeri anlammda olan �iir i<rin bu kii<riik hokkabazhkla
n fedadan <rekinmeyen ger<rekiistiiciiler elbette takdire lil.y1ktirlar."
Nedir, Orhan Veli bunlan soylerken uyumun vezin di§mda da
varolabilecegini samyor ve uyaks1z ozgiir §iirin bir vezni olmad1-
g1m dii§iiniiyordur. Onu belki de ger<rekiistiiciilerin §iirini yeterin
ce anlayamam1§ olmas1 §a§irtmI§tir. Ger<regi §U ki, Orhan Veli 'nin
ilk §iirleri, onun uyaks1z ozgiir §iirin (Naz1m Hikmet'le Erciiment
Behzat'm §iiri uyakli ozgiir §iirdir) bir vezni olmad1gma inand1g1-
ru ortaya koyacak bir niteliktedir. Arna Orhan Veli, daha sonralan,
uyaks1z ozgiir §iirin de vezni oldugunu anlam1§ ve dizeye onem
vermek geregini duymu§tUr. Onun kahc1 §iirleri de doniip dola§IP
bu dizeci §iirde karar kllmasmdan sonra yazilmi§tir. Ne var, bu ge
li§me onda kolayca belirmemi§tir. Onun 1941 yilmda Garip ' in on
soziinde bile dizeci anlay1§a kar§I <r1kt1g1 gorilliir.
�u da bir ger<rek ki, §iirin ayagma kostek olan uyag1 iyisinden
atmak, §iirin alamm alabildigine geni§letmek baklmlanndan Orhan
Veli, §iirimize <rok §ey katml§trr. Onun ger<rekiistiicii §iirden yana
olmak yamlg1s1 bile yapt1g1 i§in yanmda hi<r kahr. Kald1 ki, bu ger
<rekiistiicilliik Orhan Veli'nin ba§ina <rok i§ a<rmI§tir. Hem <rogu ki
§inin kendisini ger<rekiistiicii diye su<rlamas1m kolayla§t1rm1§, hem
de Erciiment Behzat'm ofkesini kendi iistiine <rekmi§tir. Erciiment
Behzat'm klzmasmm nedeni ikidir: Birincisi Garip' in onsoziinde
Frans1z ger<rekiistiicillerinin ortaya att1klan dii§iincelerin Tiirki
ye ' de ilk kez Orhan Veli'ce uyguland1g1 anlatilmak istenmi§tir.
ikincisi, aym onsozde, usun denetimiyle bo§altilan bilin<raltmm §i
irimize daha once ne <rapta, ne zaman ve kimin tarafmdan uygulan
d1g1 bilmezlikten gelinmi§tir.
Erciiment Behzat Lav, ger<regin anla§Ilmas1 i<rin de Ankara'da
<r1kan Dikmen dergisinin 3 . , 4., 5. sayilannda (I Agustos 1 94 1 - 1
Eyliil 1 94 1 ) bir yaz1 yazm1§, bu yazmm i<rine Kaos ( 1 934) adh §i
ir kitabmm onsoziinii aktarml§tlr. Aktanlan onsoz §Udur:
"Bu kitapta ve S .O . S . ' deki ( 1 9 3 1 ) §iirlerin hi<rbiri kuru say1kla
ma iiriinii degildir. Tersine her sozciikte, goziin satirdan sat1ra ge
<ri§ ve kay1§ i<rgiidiisii hesaplanmi§nr. Kimi heveskarlar i<rin hece
ve aruz, bir kompleks, i<rinden <r1kllmaz bir yoldu. Di§mdan kolay
taklit edilir gibi goriinen bu tarza ba§VUrdular. Ozden <rok kabuga
bakarak hiikiim verenler i<rin biitiin yapilanlar e§it goriindii . 0 ka
dar ki kimi ele§tirmenler sakat bir tasnif yaptilar. Bu §iirlerin topu-
108
nu, �ekillerindeki benzeyi�e aldanarak ( ozgiir �iir-vezin) -rer-revesi
i-rinde gosterdiler. Ger-ri, bugiin dizeleri klran, ama dii�iinceyi, an
lam1 klrmadan sekiz on dizede bir tamamlayanlar, Edebiyati Cedi
de - Fecriaticilerden kimilerinin de bir zamanlar denedikleri ozgiir
�iirle yazm1� oluyorlar. 0 -re�it �iirlerde, okuyanla dinleyenin zi
hinsel faaliyetine pay aynlmam1�t1r. Hiikmiiniiziin satm altma
koydugum dizeler, ozgiir �iir tiiriindeki �iirlerde yapilabildigi gibi
uzun diizyaz1 ciimlelerine -revrilemez. <;ogu sembolik klhklara bii
riinmii�tiir. Muhtevada yanm b1rakilam okurlann kafas1 tamamlar.
<;agn�1m kapilan arahkt1r, h1zlanm ana materyalizmden ald1klan
i-rin (doga, mant1k ve mekan d1�1) havai atlay1�lar bunlarda yer al
maz. Hecenin tms1, aruzun curcunas1, ag1raksak ' 1 dizede sezilmez.
B unlarda, yiiksek sesle okunduklan zaman, kulakla sezilen, hepsi
ne egemen gizli bir ritm fark edilir. Kimi zaman, dize i-rinde ge-ren
uyaklara da rastlamr. Dizeler, yazmm -ratlSlm bozmamak i-rin ser
best b1rak1hr."
Dogruyu soylemek gerekirse, Erciiment Behzat Kaos' un onso
ziinii aktanrken kimi k1saltmalara ba�vurmu�tur. Bu arada kendi
�iirlerinin fiitiirizme -rald1gm1 dile getiren ciimleyi de atlam1�t1r.
Arna kendisinin �ekle "dikenli hendese", diizgiinlii dizeye "-rakil
ta�1" ve uyaga da "kostek" goziiyle baktigm1 belirtebilmek i-rin ya
z1sma 1 940 yilmda yaymlad1g1 Ar;1l Kilidim Ar;1l adh kitabmdan bir
�iir de alm1�tlr:
109
ha sonraki �iirlerin Orhan Veli'si gibi dizeyi alaya alan bir yam
yoktur.
Salah Birsel, Orhan Veli'ye bir kez de istiklal Caddesi'nde Ga
latasaray Lisesi oniinde - 1 935 y1llannda Yahya Kemal'in Halit
Fahri'ye bastonla saldird1g1 yerde- rastlam1�t1r. Birsel'in yanmda
Cahit S1tk1 <la vard1r. Orhan ikisini de lambo ' ya �rap i�meye �a
gmr. Cahit S1tk1 sevinerek kabul eder bu oneriyi. Birsel de onlar
dan aynlmak istemedigi i�in lambo' nun (Nevizade Sokagmda)
yolunu tutar. Orada <la ii�ii birden kur�un gibi agir bir �rab1, ku�
luk vakti midelerine indirirler.
Bu, Nisuaz doneminin son bulmaya ba�lad1g1 y1llardir artik. Or
han Veli de 1950 yilmda olebilmek i�in son hazirhklanm yapmak
tad1r.
1 10
Ankara Pastanesi
1 9 4 0 ' larda
Petrograd Pastanesi' nin ad1 Ankara Pastanesi' dir.
Arna bi.Hi.in yazarlar ona sadece Petrograd derler. Daha sonraki y1l
larda sandvii; gibi yiyintiler i.izerine i§ yapacak ve Atlantik ad1m
alacak olan pastane, Saray Sinemas1 ' mn kar§t s1rasmda Nisuaz' m
i.i t; dort di.ikkan i.isti.indedir. Hara§O, Rusi;a "Mi.isaade eder misi
niz?", "Li.itfen" anlamlanna gelen bir sozci.ikti.ir. Rus ihtitalinden
sonra Odessa'dan vapurlara dolU§UP istanbul 'a gelen Beyaz Rus
lar Beyoglu 'nda ai;tlklan barlarda, lokantalarda, kahvelerde kendi
k1zlanm ve qlerini i;ah§tirdlklan ii;in, bu kadm ve k1zlarm agzm
dan di.i§meyen hara§O sozci.igi.i de beyaz Rus kadm1 anlamma kul
lamlmaya ba§lanm1§t1r. Petrograd' m 1940'larda garsonu da otuz
ya§lannda san§m ve gi.izel bir Rus kad1md1r. Kahveleri, i;aylan ge
tirirken hit; konu§maz. Mi.i§terilerin yakla§masma da i;anak tutmaz.
Pastaneye girilince sagda bir dipfriz vard1r. Bu, bi.iti.in sag du va
n kaplar. M asalar ise sol yandaki salona dizilmi§tir. Bi.iyi.ik bir cam
bu boli.imi.i caddeden aymr. Arna buradaki cam Nisuaz'daki gibi
yerden degil, 60-70 cm. duvann i.isti.inden ba§lar. S alonun sol ko
§esinde, dipte, tavan ali;ahr, duvar da girinti yapar. Ozanlar erken
gelip de cadde i.izerindeki masalarda konak tutmam1§larsa, burada
oturmay1 yeglerler. Burada kendilerini daha ayn sayarlar. Bu ko§e
de 1 94 1 �ubatmda hit; inamlmayacak bir §ey olmu§tUr. Prof. Mi.im
taz Turhan toplurncu sanat, toplumcu di.inya gbri.i§i.inden yana ol
dugunu belirten bir soylev i;ekmi§tir.
Dipfrizin bitimindeki bir merdiven sizi i.ist kata i;lkanr. Burada
da bir salonla iki oda vardir. Odalarda, eski y1llarda kai;ak kokain
de ii;ilir. Ferdi Tayfur'un kokaine ah§mas1 da burada olmu§tur. Ar
kada§lan bir gi.in Kenan Yontui;'a da kokain verirlerse de o, kendi
ni meyve sulan ile besledigi ve Tannmn gi.ini.i bedenini sporla ge
li§tirdigi ii;in kamna zehir kan§tirmay1 aklmdan gei;irmez.
Ill
Petrograd' m bir ozelligi sabaha degin ai;1k olmas1du. bzellikle
kar§tya, Kad1koy'e gei;mek ii;in son vapuru kai;1ranlar burada sa
bahlamaya biiyiik bir onem verirler. Felsefeci Macit Gokberk ' le
Niyazi Berkes delikanhhklannda - 1 930 y1llannda- burada biri;ok
kez giiniin agarmas1m beklemi§lerdir.
Buraya sinema-tiyatro donii§ii gelenler de i;ok olur. Mustafa �e
kip Tuni; da buraya ak§am yemeginden soma gecelik entarisiyle
gelir. Gecelikle gelebilmek ii;in de Bursa Sokagmda (§imdiler
Ahududu Sokag1) oturur. Mustafa �ekip' in yamnda kimi zaman da
Saki bey bulunur. Ahmet Ha§im' in cancigeri olan Saki bey iri ya
n, §i§man ve alabros sai;hd1r. 0 da hit; konu§maz. Yalmz biriyle ta
nt§tmld1g1 ve Ahmet Ha§im ' in arkada§t oldugu soylendigi vakit,
ba§tm eger.
Nurullah Atai;; ikinci Diinya Sava§t'mn ilk y1llannda Anka
ra'ya gelip yerle§meden once bir Petrograd' da goriiniir, ama bura
nm as1l gediklilerini Fikret Mualla, Necip Faz1l, Fikret Adil, Hamit
Gorele, Salih Uralh, Kenan Yontui; arasmda aramak dogru olur.
Naci Sadullah, Sadri Ethem (somalan Ertem), Hayat dergisi sahi
bi Kaz1m Sevini; Altmi;ag, ihsan Arif, S abri Berkel de zaman za
man buraya ugrarlar.
Fikret Adil Asmalmzescit 74 adh kitabmda bir giin oraya Necip
Faz1l 'la geldigini anlatir. Ogle yemegi saati i;oktan gelip gei;mi§tir.
iki ahbap o giinlerde para tutmad1klan ii;in i;aya yatmaktan ba§ka
i;1kar yol bulamazlar. <;ay bitmesin diye de yudum yudum ii;meye
biiyiik bir ozen gosterirler. 0 zamanlar Cumhuriyet gazetesinin
edebiyat sayfas1m Peyami Safa yonetmektedir. Fikret'le Necip Fa
z1l hirer yaz1 yaz1p Cumhuriyet' ten para koparabilmek ii;in kaleme
sanhrlar. Necip Faz1l ' m yaz1smm ad1 "At;hk"tir. Tam o s1rada kah
veye Fikret ' in bir arkada§t gelir. Fikret, Neci p Faz1l ' a sezdirmeden
ondan biraz para s1zdmr, soma da N eci p' i alarak Amerikan Lokan
tas1' na gotiiriir. Yemekten soma yine yaz1larm1 bitirmek ii;in Pet
rograd' a donerler. Birer de kahve ismarlarlar. Gelin goriin ki, ya
z1lar bir tiirlii bitmek bilmez. Necip Faz1l bir ara §byle der:
- Allah beliim versin. Kanum doydu, ai;hk dii§iincelerim kay
boldu.
Necip bunun iizerine oniindeki kag1d1 bUfll§tUrup atar. Yeni bir
kag1tla yeni bir yaz1ya ba§lar. Bu kez yazmm ad1 §U olacakt1r:
"Oliime Dair Nesirler."
1 12
1 9 3 7 yilmda Fikret Muallii, Ayvahk ortaokulunda resim ogret
menidir. Arna bir gun Petrograd' dan i<reriye bir adam girer. Fikret
Muallii 'drr bu. Masalardan birinde de Hiimit Gorele oturdugu i<rin
hemen yamna damlar. Masaya raspalaymca da:
- Okul mudurtinu kovdum geldim. Zeytinyag zeytinyag. Ner-
deyse salata olacakt1m. Ka<rt1m geldim.
- � imdi ne yapacaksm?
- is viFe 'de sergi a<racag1m.
- Ka<r tuvalin var?
Yirmi.
Bu kadar resmi ne vakit yaptm?
- Ne yapmas1, hepsi de bo§ tu val. Dumbeleklere bir de resim mi
gosterecegim? Sergi a<racag1m sadece. Gelsinler, bo§ tuvalleri sey
retsinler.
Fikret Muallii'mn oykiileri <roktur. Saliih Cimcoz, onu <rok sev
digi i<rin her zaman korur. Bir kez yine evine alm1§tII. Fikret iki ay
<rah§ir, bu yuk bir tablo yapar. Arna rahat bir ya§am i<rinde yapilan
bu tablo Fikre t ' i sarmam1§t1r. B ir gun tabloyu jiletle par<ra par<ra
ederek Cimcoz'un evinden ka<rar.
l 940 'larda Samim Kocagoz, S abahattin Kudret, Saliih B irsel -
Nisuaz'da oturmad1klan ak§amlar- burada otururlar. Saliih B irsel,
Orhon M. Anbumu 'nu ilk burada tamm1§t1r. Orhon Petrograd' a
bir "Turk Ku§u" genci olarak ad1m1m atm1§t1r. Planorle havalarda
rekorlar kuarak gelmektedir. Askerligini Hava Yedek Subay1 ola
rak yapm1§, Kovan admda da bir §iir kitab1 <r1karm1§tlr.
0 ak§am Birsel ' le Anbumu ge<r vakitlere de gin §iir uzerine ko
nU§ffiU§lardtr. Aynlacaklan vakit Birsel, Anbumu 'nun yatacak ye
ri olmad1g1m ogrenince, onu Ku<rukparmakkap1' da Aptullah Soka
gmda kald1g1 pansiyona gotiiriir. Nedir, odada Anbumu'nun gece
leyebilecegi sadece bir koltuk oldugu i<rin Orhon, sabahlara kadar
tavamn tahtalanm saymaktan ba§ka bir i§ yapmaz.
Orhon yeniligi ve seruveni <rokca seven insanlardandir. S rradan
bir ya§am surmek, s1radan bir i§te <rah§mak istemez. Girdigi me
murluklardan bir sure sonra aynlmasma §a§mamahd1r. 1 946 yilm
dan sonra Turk sinemas1 yeniden canlanmaya ba§lad1g1 vakit Or
hon da hemen oraya dogru ko§acak ve Seven Ne Yapmaz filmiyle
Turk sinemasmm onemli bir Bad Man'i (kotii adam) olarak ortaya
atilacakttr. Arna k1sa zamanda kendi agrrhg1m ve jeune' Wgunu ko-
1 13
yacag1 Yuzba�1 Tahsin ' lere de yonelecek ve Kanh Para ' daki yo
netmenligiyle hi<r degilse o y11lardaki yonetmenler arasmda dikka
ti <rekecektir.
Anbumu i<rkiye pek yatkm degildir. Arna evinde dostlanm ag1r
layacak i<rki bulundurmay1 da hi<r eksik etmez. Hem de i<rki §i§ele
rini dolaplarda saklamaz, onlan salonda iplerle tavana asarak ko
nuklanmn gozi.ine sokar. Hemen hemen her koltugun yamnda ta
vandan sarkm1§ bir votka §i§esi bulunur. i<rki i<rmek isteyenler yine
yamndaki orta masas1 i.izerinde duran bardag1 ahr, §i§eden buraya
i<rkiyi boca eder. 1 946 yilmda Anburnu, Hac1 Emin Efendi Soka
gmda otururken bir pazar sabah1 evine gelen Beh<ret Necatigil, Ok
tay Akbal ve SaJah Birse l'i de yine boyle bir odada, duvardan du
vara sahncak gibi sallanan i<rki §i§eleriyle kar§ilam1§tlr. � i§eler her
i.i<r konugu iyisinden bi.iyi.ilemi§, §i§elerin i<rindekiler ise onlan ye
re sermi§tir. Bereket Orhon i<rki §6leninin arkasmdan bol biberli bir
�aka�uka -meyhanelerdeki ad1; Menemen- §6lenini de uygulama
alamna koymu§tUr ki, bizimkiler iyice ayilm1§lardrr. 0 gi.inden
sonra da i<rkiye degilse bile �aka�uka'ya tovbe etmi§lerdir.
SaJah Birsel, Cahit S1tki 'y1 da ilk bu kahvede tammi§tlf. Cahit,
Paris'ten yeni donmi.i§ ti.ir. B irsel 'in Servetiji"inun dergisinde yaym
lanan "iflas" adh §iirini okudugu i<rin de ikisinin arasmda bir ya
kmhk parlami§tlr. Sabahattin Kudret'in Cahit ' l e tam§mas1 da a§a
g1 yukan o y1llardad1r. Arna Sabahattin onu ilk 1938 yilmda B e§ik
ta§'ta Kilise Meydanmda bir meyhanede gori.ir. 0 gi.in Cahit'in
Cumhuriyet gazetesinde "Papatya" admda bir oyki.isi.i <r1km1§t1r.
Osti.inde gri renkte bir pardesi.i vard1r. Yakasmda da bir papatya.
Nedir, Sabahattin onu uzaktan gorecek, yamna yakla§may1 goze
alamayacaktir. <;i.inki.i o y1llarda ozanlann kendisinden bi.iyi.ik, ken
dinden once i.ine eii§mi§ ozanlara duyduklan sevgi ve sayg1 daha
yitirilmemi§tir. Sabahattin, Cahit'e kar§1 duydugu bu sevgiyi iki yil
sonra, onu i.i<r saat i<rin Abonoz Sokagmda bir eve kapatmakla da
ha iyi gosterecektir. ikindi suland1r. Sabahattin, Beyoglu Cadde
si 'nde Cahi t'e rastlar. 0 gi.in sabahtan i<rmeye ba§lad1g1 i<rin Ca
hit'in ayakta duracak hali yoktur. Sabahattin koluna girer. Cahit
sarho§ oldugu vakitler, arkada§larmm kollanm <rimdikledigi i<rin
bu ah§kanhg1m Sabahattin' den de esirgemez. Sabahattin 'in ise
onemli bir i§i vardir. Ne yapsm? Tutar, Cahi t'i Abonoz Sokag1 'na
goti.iri.ir. Orada ona bir oda a<rtmr: "Yatsm §imdilik burada'' der. i§i
1 14
bittikten sonra da gelir, onu oradan -r1kart1r. Kendini az bu-ruk bil
meye ba�lam1� olan Cahit ' i ahr, Bqikta�' taki evine gotiiriir.
Sabahattin ' i Cahit de -rok sever. Bunu Ziya Osman Saba'ya
yazd1g1 20 Ocak 1 943 giinlii mektuptan da -r1karabiliriz. Ger-ri o
mektup Satah Birsel'i memnun edecek nitelikte say1lmaz ama, biz
de burada Satah Birsel'in �ak�ak-r1hgm1 yapacak degiliz:
"ibrahim' in �ahit oldugu hadisenin kahramam bizim Salah Bir
sel' dir. Sabahattin Kudret, bitakis sogukkanhhg1 ve siikGnetiyle
daha e fendi, daha �air ve hele daha insandi. Okudugu �iirler haki
katen giizeldi. Fakat akhmda kalmadi. Mamafih, bana mektup ya
zacagma gore, o �iirlerden de bir ikisini yazacagm1 umuyorum. 0
ak�am Sabahattin Kudret'ten -rok memnun kald1m."
Cahit S1tk1 1 944 yilmda bir giin de Birsel'den memnun kala
caktu. 0 y1l Cahit, �iirlerini kitap halinde toplamak istemektedir.
Ak�amiistii Petrodrad' da Satah Birsel ' le otururken ona da a-rar bu
dii�iincesini. Cahit biitiin �iirlerini kitabma alacak m1du? Evet ala
caktu. B irsel soz arasmda ona, "Bir de B akt1m ki Olmii�iim" �iiri
ni sevip sevmedigini sorar. Hoppalaaa! Cahit o �iirini hi-r hatula
mamaktad1r. Satah hatulatmak i-rin �iiri okur. Cahit 'in yiiziinde bir
�avk yanar. "iyi �iir" der. Sonra da �iirin hangi dergide yaymland1-
gm1 not etmek i-rin kalemini -r1karu. Nedir, daha sonraki giinlerde
�iirin kimi dizelerinde diizeltmeler de yapacak ve ona son bir bi-rim
vermek de isteyecektir:
Nedir Cahit S1tk1'mn bu �iiri 1940 �iirinin -rizgisinde bir �iir de
gildir. Arna Cahit S1tk1, Ahmet Muhip' le l 930' lardan ahp getirdi
gi Turk �iirine yeni vezinler aram1�. daha dogrusu eski vezinlerden
ah�1lmam1� sesler -rikarmaya -rah�m1�tu. Bu yiizden de 1 940 y1lla-
1 15
rma geldigi vakit �iirde yap1lmak istenen gemi degi�tirme olaym1
hi� de yadirgamam1�. tersine ona ktsa zamanda ayak uydurmu�tur.
�u var ki, karamsar bir �iir yiiriitiiciisii olmaktan da biitiin biitiine
vazge�memi�tir.
Cahit S1tkt'mn "Yeni �iir"de en �ok tuttugu yan da 1940 y1h
ozanlarmm �iirin bi�im olduguna, oziin ancak bi�imle var olabile
cegine, bi�ime kavu�mam1� bir soziin bir gere� y1gmmdan oteye
ge�emedigine inanmalandir. Cahit, Ziya Osman Saba'ya For
me' dan (bi�imden) ne anlad1gm1 �oyle a�1klar:
- Soylemek istedigim �eyin -duygu, hayal, dii�iince, izlenim,
v b.- nasil soylenmek istendigini sezerek, ke�federek onu o �ekil
de soylemeye form diyorum. Tabii bunun i�in de ifade arac1m1z
olan sozciiklere goziimiiz, kulag1m1z, elimiz, ayag1m1z imi�ler gi
bi davranmak, onlan uzvuyitemizin par�alan olarak kabul etmek
gerekir. Sozciiklerle bu kadar i�li d1�h olduktan sonra hangi duy
gunun miiphem soylenmesi, hangi dii�iincenin kuvvetle ifade edil
mesi, hangi hayalin kmk dokiik anlatdmas1 gerektigini sezmek ve
ona ozledigiform ' u bah�etmek biraz dikkate, biraz �ah�maya bag
hd1r. � iirde hi�bir vezinle, hi�bir onyarg1yla eli kolu bagh olma
mak gerekir derken bu dii�iinceden yola �1kmaktay1m. Yani �iir, �a
irin kaprisinin, ah�kanhgmm filan tutsag1 olmay1p kendi hayat1m
ya�amah, istedigi form ' u zorla kabul ettirmelidir, demek istiyo
rum. Hep aym vezinle, aym ko�ma ya da gazel ya da mani tarzma
el atanlann yamld1klanm da ifade etmekle kalmay1p ispat da ede
bilirim. Samyor musun ki Heredia'mn her aklma gelen �iir muhak
kak sonnet olarak geliyordu. Arna o, hepsini bu �ekle sokmak sap
lant1sma nasdsa baglamp kalm1�ti. Tabii yamhyordu. B audela
ire 'in, Verlaine'in, Mallarme 'nin, Valery'nin, Rimbaud 'nun, vb . . .
hep �e�itli vezinlerle yazmasm1, �iirlerinin �e�itli topografik �ekil
lerde olmasm1, bu ger�egi ve zorunlulugu anlam1� olmalarmda ara
mak gerekir. K1sacas1 �air, �ocuklanna hep aym renk ve bi�imde
giysi giydirmek isteyen babadan �ok, kii�iik karde�lerinin hangi
renk ve bi�imde giysi i�inde daha giizel, daha sevimli olabilecek
lerini, onlann hareketlerinden ve sozlerinden anlayarak onlara is
tedikleri renk ve bi�imde giysiler giydiren bir agabey, anlay1�h bir
agabey durumunda olmahd1r.
Cahit Sith, Ziya Osman 'aform iizerine a�1klamalar yapt1g1 bu
15 Mart 1 942 giinii kendi �iirlerindeki ses ve mimari �e�itliliginde-
1 16
ki nedenin de bu di.i�i.inceden dogdugunu belirtir ve bu ger<!egi ta
ilk �iirlerinden beri anlam1� oldugunu a<!1klamay1 da unutmaz. Ay
nca bu <!ah�ma bi<!iminin kendisinde art1k daha a<!tk bir bilin<!le,
daha olgun bir anlay1�la si.iri.ip gittigini soyler. Sonra da Ziya'ya,
hi<! de inandmc1 olmayan, biraz da onun kendisine <!Okca bagh ol
masmdan yararlanmak istegini ortaya koyan bir itirafta bulunur:
- Form sorununa bu kadar takthp kalmam, onun ger<!ekten nite
ligini ara�tirma yolunda bu kadar <!ah�mam, fizik <!irkinligimin
i.iri.ini.idi.ir. insan, yoksun oldugu �eyin degerini ve anlam1m daha
iyi anlayabiliyor. Form' suz da gi.izellik olmayacag1, olamayacag1
a<!1ktir. Gi.izellik ancak Form' da apparition yapabilir (kendini gos
tere bilir).
Nedir, Cahit'in bi<!im i.izerindeki bu di.i�i.inceleri Yeni Ku�ak'm
bi<!im di.i�i.inceleriyle uyu�tugu halde, onun insanlarla kucak kuca
ga gelmek, toplum sorunlanyla ilgilenmek ve ya�amm tad1m <!l
karmak egilimlerine yabanc1 kald1g1 gori.ili.ir.
Oysa, 1 940 Martmda ilk s ay1s1 <!tkan ve ertesi ay da ikinci say1-
s1 <!tktiktan sonra kapanan Sokak dergisinde Sabahattin Kudret'in
"Bir Mi.inaka�a Etrafmda Di.i�i.inceler" adh yaz1s1 Yeni �iir'in ozel
liklerini daha iyi belirtir:
- Bir sanat ve hayat faaliyetinin ba�hca miyan olan sanat <!ile
sini, toplum ve nefis murakebesini, di.in ya ve olaylar kar�1smda bir
duruma hi<! degilse ozlemi getiren Yeni Nesil'dir. Kendisinde bir
ki�ilik, bir degerler levhas1 kurduktan sonra sahneden salona, sa
londan sahneye ve nihayet sokaga, hayata kan�mak hirs1m ve so
kakta kalmamn, kar�1smda belli bir anlay1�1 ve estetigi ile tutarh
bir okuyucu-seyirci toplulugu bulamamamn hi.izni.ini.i duyan ve bu
n u bir sorun haline getiren Yeni Ne sil' dir.
S abahattin, yaz1smda eski ku�akla yeni ku�ag1 ayiran �eyin fildi
�i kule oldugunu da soyler ve: "Bugi.ine uymayan sanat<!1y1 tasfiye"
anasozi.i i.izerinde durur ve her sanat<!1mn ister istemez <!agmm ada
m1 olacagm1 belirtir. Nedir, S abahattin 'in bu yaz1smdan, sanat<!1la
rm "yenilik yobaz1" olmamalanm istedigi de sezilir. 0, bu di.i�i.ince
sini 13 yd sonra TUrk D ili dergisinde (sayi: 23, Agustos 1953) ye
niden ele alacak ve �unlan soyleyecektir:
- Kimi sanat<!l yerer vezinle kafiyeyi, �iir i<!in zararh kay1tlar
olarak gori.ir. �airin vezne, kafiyeye bagh kaldtk<!a hi.irli.igi.ini.i yitir
digini, soylemek istedigini orasmdan burasmdan kirparak soyle-
1 17
mek zorunda kald1gm1; �iirin oz, hayal, duygu giiciinii kostekledi
gini samr. . . Kimi sanat<!l da vezinle kafiyenin �iirin oliimsiiz ilke
leri olduguna kanm1�tlr. Giiniimiizdeki vezinsiz, kaftyesiz �iir <!tg
nnm sona erecegi, eski bi<!iminin i<!inde �iirin, kendi deyi�leriyle
biiyiik �iirin ba�layacag1 giinii bekler. . . Vezinle kafiyeyi oven de,
yeren de kurallara dii�kiindiir. Oysa ortada, giin gibi aydmhk, sa
natm ta kendisi dururken, kurallara kulak vermek neye?
Burada Sokak dergisinin ad1 iizerinde de durmak gerekir. Sokak,
sanat<!mm fildi�i kulesinden <!tkmak, sokaga a<!1lmak, y1gmlann
i<!inde y1gmla birlikte ya�amak isteyen yeni sanatm bayrak adlann
dandir. Sokak, yeni ozanlann Kii<!iik Adam 'la ha�ir ne�ir olmalan
na, onun kayg1lan, sevin<!leriyle burun buruna gelmelerine arac1
olur. Dogrusunu ararsamz, bu Kii<!iik Adam terimi Hans Falla
da ' run 1938 y1llannda Tiirk<!eye <!evrilen Ku�uk Adam Ne Oldu Sa
na? adh romanmdan sonra ortalarda dola�maya ba�lam1�tlr. Hans
Fallada, insanlann diinyaya bir "bahk gorii� a<!1smdan'' bakmama
lanm ister. Yeryiiziiniin harikalarla dolu olduguna, Tannnm bunla
n biz gorelim, hayran olahm diye yaratt1gma inamr. Fallada'ya go
re, Kii<!iik Adam alabildigine ozgiir olan adamd1r. Bu adam -Falla
da, onu bir memur olarak dii�iinmii�tiir- ogleden sonra i�ten eve
gelince hemen acele bir kahve i<!er, sonra da kans1 ve <!Ocuguyla
birlikte gezmeye <!tkar. Kimi zaman bu memurun elinde <!i<!ek su
lamak i<!in bir bah<!e siizgeci de bulunur. Kans1 da gidecekleri ge
zi yerinde topraga dikmek i<!in bir gazete kag1dma sard1g1 <!i<!ekle
ri yiiklenmi�tir. Kii<!iik Adam'm mutlulugu, elinde ille de bir bah
<!e siizgeci ta�1mas1 degildir elbet. Arna mutlu olabilmek i<!in insa
nm ho�una giden, aklmdan ge<!en herhangi bir �eyi yapabilmesi ge
rekir.
1 940 �iirinde bu Kii<!iik Adam'm, bu kii<!iik mutluluklar ile ye
tinen insanlann ya�amlan, biiyiik bir yer tutar. Sabahattin Kudret,
"Tasa" adh �iirinde �oyle der:
1 18
Kii<;iik memurun, tezgahtann.
KIZlmn riiyasinda konuFam.
Burada, yine o s1ralarda Ttirk<;eye <;evrilmi� olan Henry de
Montherlant'm Bekarlar adh romam da soz konusu edilebilir. Ay
lak, uyu�uk, i<;ekapamk, s1ktlgan, uykusever bir insan olan ve az
kullamlm1� kadm iskarpinleriyle z1vanadan <;1kan Mosyo de Co
antre 'nin ya�amma dayanan Bekarlar'm, Hans Fallad a'mn romam
gibi Turk �iirine dogrudan bir etkisi yoktur ama Kti<;tik Adam 'm
kafalardaki ki�iliginin olu�masma onun da bir �eyler katt1g1 dti�ti
ntilebilir.
Sabahattin Kudret Sokak dergisinin ikinci say1smda Mosyo de
Coantre 'nin �iirini bile yazm1�tir:
1 19
<;aym rengi ne kadar giizel,
Sabah sabah
A�1k havada!
H ava ne kadar giizel!
der. Oktay R1fat se kirpiklerin tane tane, ka§lann tel tel olU§Undan
bir ya§ama sevinci <;1karmaya <;ah§tr:
120
Yahya K emal derim sana . . .
Tanzimat, Servet1fiinun, Fecriiiti. . .
0 deh�etli yazarlar bi r olup
Bunca gen;egi tefe koydular;
Biilbiille mehtabm hakk1n1,
Heceyle aruzun �erefini korudulm:
Bu memleket ba�ka tiirlii nasil kalkmsm?
Ya�asm
Vallah billah ya�asm!
121
Bence asil i.izerinde durulmas1 ve yenilmesi gereken, Ha�im ' in sa
vundugu kapahhktir. Sonra Ha�im'in anlad1g1 �eyi halk da anlaya
bilir. Ha�im kapah olmakta bir marifet, bir hi.iner gori.iyor ve �iiri
ni adeta sanat olmaktan i;1kanyor; i;i.inki.i ben mi.i�terisiz sanat ta
savvur edemiyorum. Bu bak1mdan Ha�im'in �iirinde sanata kar�It
bir yan buluyorum. Tekerlemelere, b ilmecelere gelince, hence bun
lar aydmhk �eyler. Anla�Ilmaz gibi gori.inmeleri zihni i;qitli an
lamlar i.izerinde dola�tirmalanndan geliyor. Zihin bunlardan biri
i.izerinde karar kilamaymca o tekerlemeyi, b ilmeceyi kapah sam
yor. Oysa ki bunlar anlam1 geni�letmekle daha da aydmhk oluyor.
Oktay R1fat'm Yaprak dergisinin 4. say1smda -15 �ubat 1949-
sozi.ini.i ettigi bu aydmhk �iir sonraki y1llarda alacakaranhga doni.i
�ecek ve de 1 940 Ku�ag1'mn kimi ozanlan -Oktay R1fat da ii;lerin
de olmak i.izere- Amerikan ve ingiliz �iirlerinin yanh� i;evirilerin
den dogan ikinci Yeni � iirinin i.ilkesine ta�macaklardir. Arna onla
n kan�tirmayahm. <;i.inki.i biz, i;ok �i.iki.ir, edebiyat tarihi yazm1yo
ruz. Ba�kalan yaz1yor mu, yazm1yor mu, onu da bilmiyoruz.
122
iki Tehlikeli Adam
1 23
Suphi Nuri'nin evi o sualarda btittin edebiyat\:tlara a\:tktu. il
han, bir ba�ka gidi�inde orada Abidin 'in d1�mda Fikret Adil, Mina
Urgan, Nail V., S ait Faik, Halet �ambel -sonradan Nail'le evlene
cektir- ve Gtizin Dino'ya rastlar. Suphi Nuri ileri'nin evinin alt ka
tmda oturan Gtizin Dino, daha Abidin'le evlenmemi�tir, ama ona
kancay1 iyiden iyiye takm1�tu. B ir gtin Nail V. , Gtizin'in evine git
tigi vakit onu duvara, tizerinde daireler bulunan bir-kag1t asm1�, b1-
\:ak talimleri yaparken bulur. B t\:ak talimlerinin ne oldugunu sor
dugu vakit de �u kaq1hg1 ahr:
- Abidin benim olmazsa onu oldtirecegim.
Petrograd tam bir bulu�ma ve tam�ma yeridir. Beyoglu'na \:l
kan sanat\:tlar, hi\: degilse camdan i\:eri bir gbz atmadan edemez
ler. Ger\:i kimileri Viyana Kahvesi'ni de s1k s1k yoklarlar ama Ni
suaz 'la Petrograd, Beyoglu 'nun gobeginde oldugu i\:in \:okluk bu
ralara dti�erler.
Viyana K ahvesi ... * daha \:Ok ressamlarm kahvesidir. Cerna! Tol
lu, Leopold Levy -Gtizel Sanatlar Akademisinde Resim Boltimti
�efi- Cevat Dereli, Sabri Berke!, Salih Uralh, Hakk1 Anh, Abidin
Dino, Arif Dino, Edip Hakk1, Hamit Gorele, Avni Arba�. Nuri
iyem, Fethi Karaka�. Mtimtaz Yener, Ha�met Akal oraya gelen
ba�hca ressamlardu. Bedri Rahmi Eytiboglu da en \:Ok buraya ge
lir. Heykelci Kenan Yontu \:'la Mari'ye de rastlamr burada. Mari,
Gross admda bir Alman helkelcisiyle ni�anhdu. Gross, Narmanh
Yurdu'nda kahr ve de burada kahvelenir. Bedri Rahmi, Mari'nin
heykellerine btiytik bir deger gosterir. Soylenenlere inanmak gere
kirse, "Karadut" �iirini de onun i\:in yazm1�tu:
* Viyana Kah ves i 'nin yerinde, daha eski zamanlarda Pou/ik Loka111as1 vard1r.
Bura y 1 Avusturya-M acaristan elr,:isi B aron de Calice'in arabac1s1 Pauli k i�letir.
124
Giilen ayvam, aglayan nanmsm
Kad1mm, k1srag1m, kanmsm.
1 25
0 bekard1, ben bekard1m. Ak�amlan severdi, ak�amlan sever
dim. Beyoglu'nda gezerdi, Beyoglu'nda gezerdim. Yanmda bo� bir
adam arardi. Yammda bo� bir adam arard1m. Konu�mak istemezdi,
konu�mak istemezdim. Bi.iyi.ik laflardan ho�lanmazd1, bi.iyi.ik laf
lardan ho�lanmazd1m. Ki.ifredilecek bir herif arard1, ki.ifredilecek
heriftim."
Bu sozler Celal S1lay'm da <;qnisini koyar ortaya. Celal bi.iyi.ik
ac1hlardand1r. Arna bunu kimseye belli etmez, yi.izi.ine takt1g1 <;ok<;a
smtkan bir maske ile ne�eli insanlardan biri gori.inmek ister. Mas
kesini <;Ilcarmak zorunda kald1g1 vakit de kahvenin d1�arsmda, cad
deden birinin ge<;tigini gormi.i� gibi flrlar gider.
Ba�ta Vala Nurettin olmak i.izere bir<;ok gazeteciler Celal S1-
lay 'm �iirlerine biter. Vala Nurettin, gen<; ozanlan alaya ald1g1 hal
de, onun �iirlerini boyuna over. Celal'in, soyad1 Tugsavul olan bir
arkada�1 vard1r ki, Celal Silay der de, ba�ka bir �ey demez. Salah
Birsel 1 943 yilmda - 1 7 Ocak'ta- bir ak�am �ehremini Halkevi 'nde
"�iirimizin Yoni.i" admda bir konu�ma yapt1ktan sonra Tugsavul
sahneye <;1km1� ve Celal'in " B a�1m" adh �iirini "Milli Egitim Ba
kam Hasan Ali Yi.icel'in ezbere bildigi �iir" diye okumu�tur:
1 26
Cetal Silay'la arkada�hk kolay i�lerden degildir. <;okca ahngan
oldugu i-rin arkada�lan onunla s1k s1k bozu�ur. Onunla ikide bir se
lam1 sabah1 kesip, sonra yine ban�anlardan biri de Sabahattin Kud
ret' tir. Sabahattin onunla bir kez de 1957 yilmda bozu�mu�tur. 0
s1ralar Cetal, Moda'da oturur. Bir giin Sabahattin evine gelir. Ce
UH, "Otur da beraber yemek yiyelim'' der. Sonra da sofraya alen
girli bir semizotu yemegi getirir. S abahattin semizotunu -rok sev
mi�tir. Her ne kadar -ratal kullamrsa da yemekle birlikte parmakla
nm da yer. Ak�amiistii de Beyoglu'nda rastlad1g1 Baha <;alt'a, Ce
lal'in yemegini iyisinden over. Nedir, o giinden sonra Celal ' e ner
de rastlarsa Cetal ba�1m -revirir. D-r ay, dort ay, be� ay. Bir giin Sa
bahattin dolmu�ta Celal'in yamna dii�er. Cetal ona dirsek vurarak
smt1r. Bu kez Sabahattin ona yiiz vermez. Cetal yine diirter. So
nunda Sabahattin:
- B ak Cetal, �imdiye seninle birka-r kez kiistiik. Arna hepsinin
nedenini bilirdim. Bu kez neden bozu�tuk bilmiyorum.
Yahu, sen bende semizotunu iyi pi�irmekten ba�ka oviilccek
bir �ey bulmadm m1?
Petrograd' a Cavit Yama-r, Avni Arba�, Cahit Saffet (lrgat), Siiavi
Ko-rer de -rok-ra gelir. Cahit'in 1 940 sonlannda ba�1 pek dardadlf.
Servetifii.nun' un 26 Eyliil 1 940 giinii say1smda yaymlanan "Porda"
adh �iiri i-rin savc1hk kovu�turmaya gi1i�mi�tir. Cahit'in:
1 27
Sen �imdi kocamn evinde oturursun
Ve sar;lann art1k eskisi gibi degil
Geceleri yemekten sonra
<;orap sokiigii dikersin
Belki de ellerin sogan kokar
Senin kocan bir surat1 <;irkin adam
Agz1 ar;1k uyur
Ve senin viicudun bozulur r;ocuk dogurdukr;a
Nedir, savc1dan <;ok, dart bir yana i.in salm1� Ti.irk basm1 bu �i
iri yazan tehlikeli adam i.isti.ine atilacak, memleketi bu ti.irli.i mik
roplardan temizlemek isteyecektir. ilk yaz1 da o zamanm resmi ga
zetesi durumunda bulunan Ulus'ta Sabahattin Sonme z ' in -sonra
dan Demokrat Parti Milletvekili- demir leblebi kaleminden f1�klra
cakt1r:
- Haydi bu gen<;lerin yeni sanat anlay1�lanna, yeni �iirlerine ta
hammi.il edelim, bu sabn gosterelim, fakat bu zararh propaganda
ya goz yummak kabil midir?
Bu su<;lama k1sa si.irede -24 saatte- Ankara'dan istanbul ' a, Ana
dolu basmma s1<;ray1p -Zonguldak 'ta Muzaffer Soysal da kendine
di.i�eni esirgemeyecektir- B irsel'in yi.ireginde ko�turmalar uyand1-
racaktir. Refik Halit Karay' m 29 Mart 1 942 gi.ini.i Tan gazetesinde
"C::orap Soki.igi.i Diken Zavalh Ev Kad1m" adh yazlSl ise su<; atma
y1 bir sanat katma <;1kanr:
- Bence bu �iir, yalmz evlenmeyi koti.ilememektedir, gen<; k1z
lan ere varmaktan, evli olmaktan �iddetle tiksindirdikten ba�ka,
onlan sadece bir eglence ve nefis korletme vas1tas1 olarak tamd1g1-
m da anlat1yor, oyna�hga, si.irti.ikli.ige heveslendiriyor.
Eyvah ki eyvah! Salah B irsel bu yazilardan sonra Beyoglu'nda
ki bekar odasmm kaplSlm her gece bir su<;lu gibi a<;acak ve duvar
daki aynada yi.izi.ini.in Lombroso' nun "dogu�tan cani"lerine benze
yip benzemedigini saatlerce inceleyecektir. Bereket, istanbul 7.
Ceza Mahkemesi yarg1c1 -Afrodit dur�masmda aklama karanm da
bu yarg1<; vermi�tir- Ti.irkiye'de de yarg1<;lar bulundugunu ortaya
koyacak, �iirde soylenenlerin dogal ve ger<;ege uygun oldugu yar
g1sma vararak 17 Nisan 1 942 gi.ini.i "Bulut Ge<;ti" �iirini ti.im su<;
lamalardan aklayacakt1r.
Ne var, bu karar istanbul Cumhuriyet savc1 yard1mcilanndan
128
Hilmi Davashgil 'i doyurmayacak ve Davashgil, §iirin "aile mev
cudiyetini ve aile kurmak esasm1 sarsacak ve kadmhgm ana olmak
hususundaki fikri temayiiliinii zay1flatacak" nitelikte oldugu ve §a
irin "ar;1kr;a r;ocuk dogurmamay1 telkin ettigi" ve karann da bilir
ki§iye ba§vurulmadan almd1g1 iizerinde durarak, bunu B asm Yasa
smm 4 1 . maddesine aykm gorecek ve aklama kararmm bozulmas1
ir;in Yargitay ' a ba�vuracaktir.
25 Temmuz 1 93 1 giin ve 1 8 8 1 say1h Basm Yasas1'nm 4 1 . mad
desi: "Buna aykm davrananlara 1 aydan 1 ylia kadar hapis cezas1
verilir." sozleriyle son buldugu i r;in, Birsel, 1 942 Nisamm izleyen
giinlerde ir;inde alacay1 biiyiittiikr;e biiyiitiir. Aradan bir yll ger;ince
de bu alaca ta§mamayacak bir ha! ahr: Yarg1tay bilirki§i raporu ol
madan verilen karan bozmu§, yarg1r; da bozma karanna uydugu
ir;in duru§ma yeniden ba§lam1§t1r.
0 zamanlar §iir konusunda en yetkili bilirki§i olarak Mi tha t Ce
rna!, Orhan Seyfi ve Halit Fahri 'den ba§kas1 dii§iiniilebilir mi? Af
rodit duru§mas1 yarg1c1 da bunu yapmi§tlf. Gelin go1iin ki, bilirki
§i verdigi raporda bir §eyler soylemi§tir ama, §iir, Basm Yasasmm
4 1 . maddesine gore sur; niteligi ta§iyor mu, ta§1m1yor mu, bunun
iizerinde ar;1k bir yarg1da bulunmam1§tlf.
iki arada, bir derede kalan yarg1r; da, bilirki§i iiyelerini teker te
ker mahkemeye r;agmp, onlann dti§tincelerini su iistiine r;1karmay1
dii§iinmti§tiir. Mithat Cerna! 'le Orhan Seyfi 'nin mahkemedeki
ar;1klamalannda bir aynhk yoktur. ikisi de "Bulut Ger;ti" §iirinin
ahlak bozucu oldugu iizerinde birle§irler. Yalmz kiir;iik bir noktaya
da dokunurlar. Dergilerde bundan daha bozguncu §iirler yaymlan
maktadir.
Halit Fahri 'nin konu§mas1 ise adamakllh degi§iktir. 0 Zola'nm
gerr;ekliginden uzun uzad1ya soz edip gerr;ekr;iligi savunduktan
sonra "Bulut Ger;ti'' §iirinde soylenenlerin de gerr;egi t1pat1p yan
s1tmaktan ba§ka bir §ey yapmad1g1m belirtir. Sa lah Birsel bir yll
onceki duru§mada kendini §U sozlerle savunmu§tur:
Ben §iiri anlam ir;in yazmam. Zaten bugiin §iirde anlamm te
meli olu§turmad1g1 iizerinde bir dti§tinceye vanlmi§llr. Ben §iir ya
zarken, bir giizellik yaratmak isterim. �iir sozciiklerle yazlid1g1
ir;in, kendiliginden bir anlam r;1kar. �iir sozciiklerin birle§mesinden
gelmi§ biiyiik bir sozciikten ba§ka bir §ey degildir.
B irsel, bu kez de buna benzer §eyler one surer ve "Karpuza bi-
1 29
�ak sald1m" sozi.i su� degilse, §iirde soylenenlerin de su�la bir ilgi
si olmad1gm1, sadece bir ger�egin yansitt1g1m savunur.
Birsel tehlikeli bir adam m1dir, degil midir?
13 oturumdan sonra, yarg1� yarg1sm1 yineler: Degildir.
Ne var, gazeteler, Birsel'in tehlikeli bir adam olu§U i.izerine si.i
tunlar doldurduklan halde, tehlikesizliginin anla§ilmas1 kar§ismda
ag1zlanm a�mazlar. <;i.inki.i gazeteler, hi� degilse o y1llardaki gaze
teler, aklama kararlanm yaymlamamaktad1rlar.
1940- 1 944 y1llarmda Sait Faik, Samim Kocagoz ve S alah Bir
sel ' in haftanm be§ gecesi sinemaya gitmek i.izere yedi, sekiz sula
nnda boy gosterdikleri yer de Petrograd' dir. Bu sinem a ci.imbi.i§le
rine kimi zaman Sabahattin Kudret 'le Cavit Yama� da katihrlar.
S ahlan Sumer -§imdilerde Ku<;uk Emek- sinemasmdadirlar. <;i.inki.i
Sumer sinemasmm filmleri o gi.in degi§ir. Obi.ir sinemalann da hep
ilk geceleri yeglenir. <;ar§ambalan Melek'te -§imdiler Emek-, per
§embeleri Saray' da, cumalan Lale' de, pazartesileri de ipek' tedir
ler -§imdiler Ye§il <;am Sokagmdaki Komedi Tiyatrosu- Arna o za
manlar sinemaya caddedeki kap1dan girilir. Lale sinemasmda film
ier, Saray'dakiler gibi peqembeleri degi§ir, ama bir gecede iki fil
me gitme olanag1 olmad1g1 i�in Lale sinemas1 cumaya biraklhr. Ki
mi zaman da bunun tersi olur.
0 y1llar Beyoglu sinemadan ge�ilmiyordur. Galatasaray'dan
Ti.inel'e giderken sag koldaki ilk sinema Elhamra' dir. 1 922 y1hn
da yap1lan Elhamra Hammn yer katmda, pasajm bitimindedir. Be
yaz Ruslar si.isleyip pi.islemi§lerdir. S alonda yer-gok goti.irmez bir
avize as1hdir ki Agop B aklavac1oglu, �ocuklugunda, sinemaya her
gi<li§inde titreklik gostermi§tir. Ti.inel'e yakla§irken, yine sag kol
da, §imdiki Markiz Pastanesi' nin berisinde de Santral Sinemas1
ti.im �ocuklann yolunu keser. "30 Kis1m Tekmili Birden" kovboy
filmleri burada seyrcdilir. Oturacak yerler tahta siralardan olu§ur.
Daha a§ag1lara, Yi.iksekkaldmm ' a inerseniz, orada da sag kolda
Astorya sinemasma rastlars1mz.
Galatasaray'da Tokathyan' m kar§1smda da $1k sinemas1 kmt1r.
"Aynah Sinema" diye i.in salm1§tlr. Vasfi Riza ile Hazim Kormi.ik
�i.i'ni.in bi.iyi.ik sanat dokti.irdi.igi.i Akasyalar A<;arken filmi burada
oynaml§tlr. �imdiki Emek sinemas1 sokagmda ise Ar sinemas1 var
dir. Melek sinemasmm yerinde de Skating-Palace kurum satar.
Ger�egini ararsamz Skating bir buz saray1d1r. Burada patenter yani
1 30
buz ayakkaplanyla kay1hr. Zaman zaman da balo verilir. Onlti dans
ogretmeni Bay Psalti de yilda bir kez Terzik1zlar B alosu'nu (Bal
des midinettes) patlatir. Beyoglu' nun Adi Pera Oldugu Zamanlar
adh kitabm yazan Sait Naum-Duhani 1 9 �ubat 1 9 1 4 Peqembe ak
§am1 buradaki Terzik1zlar B alosuna katilm1§tlf ki i\:eri girmek i\:in
bir gtimti§ mecidiye bayilmak zorunda kalm1§tlf. Ne ki, daha once
den loca ayirtmad1g1 i\:in bir bu\:uk lira kesilmek y1k1mmdan kur
tulmu§tur. 0 gece baloda boy gosterenler sekiz orkestra ile havaya
U\:ITTU§lardir. Bunlann ikisi btiytik, alt1s1 da boz geyiktir. Geyiklerin
biri <;igan Orkestras1 ise biri de Ogrenci Orkestras1d1r. Baloda, il
kin, saat dokuzdan on bire degin buz ayakkaplanyla kayilml§ ve or
taya konan ti\: Odtil en usta buzculara verilmi§tir. Gece yansmdan
sonra da dans yan§malan ba§latilm1§ ve sabaha kadar herkes tepin
mi§tir. Bu arada en iyi maskesi olanlara U\: Odtil verilmi§tir. Gece
nin en iyi tangosunu oynayan \:ift de bir Odtil dev§irmi§tir.
Mtitareke y1llannda, Taksim Meydanmda da bir buzyeri gorti
ltir. Top\:U Ki§lasmm altma dti§en bu buzyeri Alkazar sinemas1
i\:indedir. Sinema tahtadandir ama tabam betondur. Sinema i\:inde
bir de kahve vard1r. Trik-trak, trik-trak. Gtintin 24 saati tavla at1hr.
Bu sinemanm 1924 y1llannda kapand1g1, ya da ylkild1g1 kestirile
bilir. <;unkti o yil, istiklal Caddesinde, Saray sinemasmm kar§ISm
da, bugtinkti Alkazar sinemas1 a\:Ilmi§tlf. Ltiktis mti ltiktisttir. Film
lerden once de show ya da hokkabaz numaralan f1st1klamr. B u si
nemamn yerinde de, daha onceleri, Cine-Salon Elektra admda bir
sinema vard1r. 1 924 y1hnda bir gece I§Iklar sonmti§, herkese bilet
leri geri verilmi§tir. Mtidtirltik, dagilan seyircilere "Haf taya gelin"
tembihini ge\:meyi unutmam1§sa da Cine-Salon Elecktra B eyoglu
tarihinde bir daha boy gostermemi§tir.
Saray sinemas1 da o y1llar Luxembourg adm1 ta§If. Pek \:It1-p1t1-
d1r. i\:i lambrili ve oymahdu. Dort bir ko§eye yagh boya \:ekilmi§
tir. Luxembourg d aha sonralan y1kilm1§ yerine Gloria ytikseltil
mi§tir. Sinemanm Saray adm1 almas1 \:Ok daha sonrad1r. Taksim 'de
bir de Magic sinemas1 vardir. Bu d a, zaman ttineli i\:inde Taksim,
gtintimtizde de Venus ad1m alacaktir. Y1ld1z sinemas1 ise Beyoglu
Caddesinde, Kti\:tikparmakkap1 S okag1 ko§esini (§imdiki Etibank
Ham) tutar. Olduk\:a kti\:iikttir. Filme ara verildigi vakit Kti\:tikpar
makkap1 Sokagma a\:Ilan kapilar ardma kadar fayrap edilir, seyir
cilerin hi\: degilse sokakta cigara ttitttirmelerine olanak saglamr.
131
Alfred Hitchcock 'un A�ktan da Ustun adh filmi (ba� rollerde ing
rid Bergman ile Gary Grant) 1 947 ki�mda burada oynami�tlf. Y1l
d1z sinemasi, 1 92 1 - 1 922 yillannda Rus Sinemas1 diye bilinir. Adi
da o vakitler Etoile' dir. Etoile'm kaqismda da, bugi.inki.i Duny;i si
nemasmm yerinde Kosmograf sinemasi gaze <;arpar. Tahtadan olan
sinema arka sokaga degin uzanlf. K osmograf l 93 1 yilmda yerini
Mulenruj admda bir incesaz salonuna biraklf. Onli.i �amh rakkase
Melike Cemal ertesi yil burarun sahnesinde gori.inecektir. 1 940-
1942 yillannda ise burada Halk admda bir sinema a9ihr.
Bugi.inki.i Luks sinemasi ise 1 940 yillannda Sark Sinemas1 diye
bilinir. Bunun da duvarlan aynayla kaphdlf. Burasi Mqrutiyet'in
ilk yillannda da Eclair sinemasidlf. Daha onceleri de, Odeon Tiyat
rosu olarak yabanci tiyatro topluluklanna <;ok kucak a9mi�tlf. Kar
naval mevsiminde burada balolar verilir. Ahmet Rasim Fuh�-i
Atik'te buradaki bir baloyu, agzmdan ballar akltarak anlatlf. Bura
si daha once de Verdi Tiyatrosu' dur.
Sinemaya gitmeden once <;okluk Saray sinemasmm kaqismda
ki Orman Birahanesi' nde -�imdilerde Ti.irkiye Emlak Kredi B an
kasi- 30 kw� kar�ihgmda bir duble bira ile bir tabak fasulye piia
kisine yatillf. C:: ok tatsizdlf bu fasulyeler. Arna fasulyelerin her bi
ri bir ba�parmak bi.iyi.ikli.igi.indedir. Goz doldurur.
B izim sinema yolculan kimi zaman da a9hklanm Bursa Soka
gmdaki i�kembecide bastmrlar. Orasi S ait Faik'in i�kembecisidir.
Birsel, yalmz oldugu gi.inler istikial Caddesi ' nin bitiminde sag kol
daki Taksim i�kembecisini yegler. Di.ikkandan i9eri girdikleri vakit
S ait, i�kembecinin yanma giderek eline bir yirmi bqlik -i�kembe
<;orbasmm kasesi de 25 kuru� olduguna gore azimsanmayacak bir
bah�i�tir bu- toka eder ve buyrugu da yapi�tirn:
- Damar tarafmdan bir tuzlama.
Kimi ak�amlar da bu i�kembecinin yerini H ammalba�i Cadde
siyle �i�hane 'den kopup gelen Cumhuriyet Caddesi ' nin kesi�tigi
dart yol agzi ile Bahkpazan'm -Sahne Sokagmi- birbirine bagla
yan Duduodalan Sokagmdaki i�kembeci ahr. 10 numaradaki bu i�
kembeci kimi geceler onlan sinema doni.i�i.inde bekler.
Bizimkiler kimi geceler de Petrograd' da bol hardalh ve bol ek
mekli sosisin oi.ini.inde ba� keserler. Sosisin ekmegi ve hardah o ka
dar boldur ki, bir porsiyonla iki ki�i bile doyar. Arna i.i<; lokmadan
soma sadece ekmegi hardala banarak yemek zorunlulugu vardlf.
1 32
0 zamanlar hemen hemen herkes meteliksizdir. Hanlan, apart
manlan olan Sait bile -Bomonti'de B ulgar <;ar§ISmda be§er kath
iki apartmam oldugu saptanm1§t1r- kiracilanndan eski k iralar i.ize
rinden para ald1g1, ya da bu kiralardan kendisine di.i§en pay az ol
dugu i<;in <;ok<;a parah sayilmaz. Arna edebiyat sorunlan topunun
kafas1m oylesine doldurmu§tUr ki burada meteliksiz olduklanm
di.i§i.inmeye elveri§li bir yer yoktur.
1 33
Sait Ad1nda B ir Bahk
1 34
Sait, bu oykii anlay1�1m bir gun <;ir;ek Pasaj1 nda Tahir Alan
'
gu'nun da bulundugu bir toplulukta <;ok canh bir bi<;imde dile ge
tirir. Sait'in fokur fokur kaynad1g1 giinlerden biridir o giin. Tahir
Alangu ve arkada�lanna: "Ne c1bil heriflersiniz siz, size bir istakoz
ismarlayahm da mideleriniz bayram etsin ! " soziinii bag1�lam1�t1r.
Sonra da Pasaj'm o iinlii istakozcusunu <;agmp istakoz ismarla
m1�t1r. "iyi olsun h a ! " demeyi de savsaklamam1�t1r. lstakoz gelmi�,
Sait b1<;ag1 eline alm1�, hayvancag1zm �uras1m buras1m t1rtiklam1�
tu:
- Yaramaz bu. Daha iyisini getir!
istakozcu soylenecek olmu�tur. Arna Sait:
- Paras1yla degil mi? iyi olacak!
Yeni gelen istakoz da aym bi<;imden inceden inceye gozden ge-
<;irilir:
- Haa, bak bunda i� var!
S ait elini kolunu s1vay1p istakozu <;ltir <;ltir da kum1�tir.
Kaea, koskoca bir tabak dolusu bembeyaz et de salma salma or
taya <;1km1�tir.
Kendisinin gevezelik ettigini sanan, ama bir kay1k tabak istakoz
etini kar�Ilannda goriince �a�iran Tahir Alangu 'ya �oyle de demi�
tir:
- i�te boyle. Kimi insanlann i<;i kofn1r. Hi<;bir �ey <;1kanlamaz.
Kimileri de i�te boyle doludur. Oykiiciiliik i�i bunu bulmaktir.
Nedir, S ait, bir ba�ka gun Eptalafos Kahvesi'nde oykiilerini na
s1l yazd1g1m merak eden bir delikanhya:
- Koriikoriine yazanm demekten <;ekinmeyecektir. S onra da:
- i�te, sozgeli�i, �imdi bir oyk ii yaz1yorum. Hem adm1 bile koy-
dum.
Sait bu soz iizerine delikanlmm:
- Demek ilkin adm1 koyarsm1z? diye sormas1m bekler. Delikan
h boyle bir �ey sorsa Sait:
Yok, ama, bu ad ho�uma gitti de . . . kar�1hgm1 yap1�t1racakt1r.
Olmaz boy le bir �ey. S ait, delikanhmn, hi<; degilse, yazmakta oldu
gu oykiiniin ad1m sormasuu bekler. \:iinkii bunun da kar�1hg1 ha
z1rd1r:
- Eptalafos Kahvesi! Kahveyi de at. Yalmzca Eptalafos da olur.
Gelin goriin ki, delikanh bunu da sormaz. Arna bir ara �oyle bir
�ey demeyi uygun bulur:
135
- Demek boyle yazarsm1z siz oyki.iyi.i?
- Nas1l?
- ilkin ad1m korsunuz. Sonra bir kez kurar. hop sonuca gidersi-
niz.
Yok yahu! Oyle yapmam. Dogrusunu ister misin, ben oyki.ini.in
nasil yaz1lacagm1 da bilmem.
Bu delikanh dedigimiz ki�i bizim karikati.irci.i Ferruh Do
gan'dan ba�kas1 degildir. �u ana degin ad1m gizli tutmam1z okur
lanmlZln merak1m ayaga kaldirmak i<;indir. Fenuh, o y1llarda Be
yoglu 'nda, Bahkpazan 'nda Lambo meyhanesinin bulundugu so
kakta oturmaktadir. Zaten o, old um bittim Beyoglu gokkubbesi al
tmda soluk ahp soluk vermi�tir. Gozlerini de di.inyaya B eyog
lu 'nda Piremehmet Sokagmda a<;m1�tir. 0 gi.inlerde Cumhuriyet
gazetesinde ressam olarak <;ah�1yordur. Soz konusu gi.ini.in sabah1 -
ki 1 5 May1s 1 950 gi.ini.ini.in ta kendisidir- Nevizade Sokag1 (eski
den Kilise Sokag1) 33 numarah evinden aheste-beste <;1km1�. her
zamanki gazetecisinden Ban� dergisinin i.i<;i.inci.i saylSlm -ki onun
kapagmda da Frans1z ressam1 Courbet'ten bir �eyler vard1r- ald1k
tan sonra B alo Sokagmdaki Langnt Salonuna -�imdiler Japan Ma
gazas1- damlam1�t1r. Raslant1ya te�ekki.ir olunur ki, oraya, az1c1k
tan sonra Sait Faik de di.i�er. Ferruh, Sait'i gori.ince flrsat1 yitirmek
istemez. Kaea oyki.ici.iye yakla�arak kendini tamt1r. Sait, oyki.ileri
ne tutkun bu korpe karikati.irci.ini.in konu�masmdan pck memnun
kalm1�tir. Bu yi.izden, Ferruh 'la birlikte Bi.iyi.ik Caddeyi ar�mlay1p
Eptalafos Kah vesi'nin oni.ine geldigi vakit de ona:
- Girip oturahm m1? diye sormu�tur.
Sait' in, bin konu�up, bin ya�anabilmesi i<;in Eptalafos'un istik
tal Caddesi'ne bakan merdivenlerini tirmanmas1 ve istiktal Cadde
siyle Suaselviler kav�agmdaki kahvenin on masalanndan birine
kurulmas1 gerekir. Hem de Taksim Meydamyla Atati.irk heykelini
gorecek bi<;imde. Bu, a�ag1daki insan ve ta�1t selinin saga sola ka
<;1�m1 kolayca seyredebilmek i<;indir. Bunda belki, kahvenin, S1ra
selviler yoni.inde, tam kar�1sma gelen Taksim Sinemas1 ' nm bi.iyi.ik
ten bi.iyi.ik afi�ini boyuna dikizlemekten ku1tulmak di.i�i.incesi de
vardir.
Sait buraya gelirse ku�luk vaktinde gelir. \:i.inki.i o oyki.ilerini,
<;okluk sabahlan yazar. Ote yandan Eptalafos' un Eptalafos ol u�u
da tam bu saate rastlar. Eh, Sait'in buraya gelmek i<;in boyle bir sa-
1 36
ati kollayacag1 da pek dogald1r.
Eptalafos' a tam bu saatte gelinecegini Satah B irsel de bilir. 0
y1llar Parmakkap1'da kih;iik bir p ansiyon odasmda yatip kalkan Sa
tah Birsel pazar sabahlan buraya postu atmaktan biiyiik sevirn;ler
toplar. Daha sonraki y1llarda B irsel bir giin buraya Edip Canse
ver'le gelecek, ona davudi, ama k1s1k davudi bir sesle "Davul-Zur
na" §iirini okuyacakt1r. <;unkii bu bir sir degildir. Birsel 'in "Davul
Zwna" §iiri burada yaztlmt§tlr. Yaz1hrken de izmir Kordonu dii§ii
n iilm ii§tiir.
Festivale bakm! Edip Cansever de o giinden sonra Birsel'e her
rastlayi§mda bu §iirin bir dizesini yineleyecektir:
Ah i<; g1c1klay1c1d1r sabahlan ya/el
Eptalafos' tan ai;Ilmt§ken bu kahvenin 1 950'lerden sonra zaman
zaman Bay/an toplulugunu, Attita ilhan ve arkada§lanm bannd1r
d1g1m da soylemeliyiz. Bunlar arasmda Turgay Goneni; de vard1r.
Epistalafos K ahvesi'nin tarihi ii;inde Fahir Onger 'in, Behi;et Neca
tigil 'in, Faztl Hiisnii'niin, Oktay Akbal'm, Nahit Ulvi'nin, Salim
�engil ' in adlanna da rastlamr. Hem de biiyiik harflerle. Adi i1-i
puntolarla yaztlan bir yazar da Leyta Erbil'dir.
Arna §imdilerde Eptalafos Kahvesi ba§tanba§a yamp kiil oldu
guna gore, vay benim kose sakahm, biz yine Sait'e donelim.
Sait 'in burada Ferruh Dogan' a verdigi kar§thgm temelinde yiiz
de yiiz ali;akgoniilliiliik yatar. Bu goniilsiizliik Sait'in biitiin konu§
malanna yon verir. Geri;i, kimi zaman bu deyi§lerde bir benbenlik
kokusu da sezilir ama bu, pek iizerinde durulacak bir §ey degildir.
Dogrusu o, biiyiik bir yazar oldugunu belli etmekten pek iirker.
Onu gorenler bir bahki;1, bir at hirSIZI, bir kestane kebapi;1s1, bir
boyac1, bir emekli memur, bir garson, bir i;opi;ii, bir sarho§, bir ay
lak sanabilir, ama yazar oldugunu hii; mi hii; i;1karamaz. Oysa,
Alangu 'ya dedigi gibi giiniin 24 saatini edebiyat adam1 olarak ya
§ar.
Bir bahgm goziinii and1ran iri patlak gozleri vard1r. Daha dog
rusu, kendisine bakanlara bir bahg1 dii§iindiirtiir. Abidin Dino bir
karikatiiriinde hanos mu, sinagrit mi, kefal mi i§te onlardan birini
hat1rlatan bu portlek gozleri i;ok ustaca i;izmi§tir. Gozlerinin i;ev
resinde -§akaklara dogru- bir tak1m i;izgiler de vard1r. Ne ki, bun
lar hayatmda i;ok giildiigiinii degil, giine§e i;ok baktigm1, bakarken
1 37
de mavi gozlerini ktstigm1 anlatir. Yiiziiniin biitiiniinden <!tkan an
lam ise, onun, i<!i tedirgin biri oldugunu ortaya koyar. Sait, "Hava
da Bulut" oykiisiinde bunun, sevilmemi�lerin, <!Ok iiziilmii�lerin,
okumu�lann tedirginligi oldugunu a<!1klam1�t1r.
Giilerken <!okluk agzm1 a<!maz, bumundan kesik kesik ve h1zh
h1zh soluklanarak giller. Bu yiizden de bu giilii�ler bir otomobil te
kerine hava basan pompamn hihihi-hihihi'lerini andmr. Bunu kimi
zaman, ele�tirilerini ya da "Ulan Kerata" diye ba�layan takJlmala
nm suland1rmak i<!in de kullamr.
S amim Kocagoz onu �oyle anlatir: "Oyle <!Ok Iaf etmesini sev
mezdi. Hep i�lerin alaymda goriiniirdii. Arna onun sanat iizerine
konu�tugunu, dahas1, bilimsel konu�tugunu yakm arkada�lan <!Ok
iyi bilirler. Ancak kar�1smda biri olmahyd1 konu�mas1 i<!in. En az
be� on duble bira i<!meliydi."
Bu gozleme Celal Sday da katihr: "Kant ile Comte'un oviiliip
yerildigi masalara gelir, Iafm en <!etrefil noktasmda birimizin dizi
ne bir sille indirir: ' Hadi kalk Ian dola�ahm' der. Topluluktan ayn
hr aynlmaz: ' Ne Iaflar be! Of be, of be yahu ! ' derdi. Kant '1 tam
maz m1yd1? Ruhunu bellemi�ti onlann. S1ras1 dii�iince, bir hamle
de, adamm ba�1m dondiiriirdii."
Sait'in tammad1g1 insan yoktur. Caddede yiiriir, kahvede, mey
hanede mayala�irken boyuna saga, sola merhabalar yagdmr. Bu
selamlardan herkes, i�portac1lardan tutun da kolac1 <!traklanna de
gin biitiin o kii<!iik insanlar toplulugu, o ya�amlanm elleriyle kaza
nanlar, o bir giin <!ah�masa a<! kalan i�<!iler, <!Ocuklar, ya�hlar, sa
katlar, fahi�eler, ozanlar yani o halkm ta kendisi olan yarat1klar na
sibini ahr. Sait bu selamlarda o canh ve ger<!ek ki�ilere sanki �unu
soylemek ister:
Ben de sizdenim ha! Benim sizden aynlan bir yamm yok.
� imdi oniimdeki �arap �i�esini bitirmeye <!ah�1yorum, ama bu da
benim i�im. Yazarhk i�i. �unu belleyin: Ger<!ek sanat<!l halktan de
gi�ik bir yarat1k degildir. 0 da giinliik ekmegi ardmdan ko�an giin
delik<!inin almyaz1sm1 ta�ir.
Sait'in bir yam da, olur olmad1k �eylere ktzmas1d1r. Nedir, ktz
gmhg1 <!abuk ge<!er, kiiskiinliigii de uzun omiirlii olmaz. Bu kiis
kiinliiklerden birini Orhan Kemal anlatir bize.
B ir giin iki yazar Parmakkap1 'da kar�1la�m1�lardir. Bir siiredir,
bir tarti�madan otiirii aralan �eker renktir. Orhan Kemal yolunu de-
1 38
gi�tirmek isterse de yapamaz:
- Merhaba.
Sait de belki yolunu saptlrmay1 ge-rirmi�tir akhndan. 0 da ya-
pamam1�tlr:
- Merhaba.
- Nasils1mz?
Sait pompah kahkahalanndan birini atar:
- Te�ekkiir ederim efendim. Siz nasils1mz?
Sonra da Orhan 'm koluna girer:
- B ok. Nasils1mzm1� . . . Bu ne kibarhk?
Kiiskiinliik i�te o an bu kiifiirlii deyi�le ortadan kalklvermi�tir.
Arna bu biiyiiniin ger-rekle�mesinde kiifriin giiciinii de kabul etmek
gerekir.
Sait'te kiifiiriin bini bir parayad1r.
"Beyefendi"li konu�maya ba�lad1 m1, ba�lamad1 m1? Dikkat!
B iraz sonra bu soylu sozciiklerin yerini en yakas1 a-rilmad1k kiifiir
ler alacakt1r. Yalmz �u da unutulmamah: "Ulan kerata" sozii onun
sozliigiinde, "iki goziim!'', "Cancagz1m !" anlamlanna gelir. Deni
lebilir ki, o sevmedigi insanlara sovmez. Bir giin B urgaz'da Bedri
Rahmi ile arkada�lanm da pml pml kalaylam1�tlr. Arna bu pek ne
densiz degildir. 0 giin plajda yiizerken diinyamn en namussuz ba
hg1 dragonya gelip S ai t ' i 1srrmak sayglSlzhgmda bulunmu�tur.
Yoo, acele etmeyin, dragonya da, Bedri Rahmi 'den once kendi pa
yma dii�eni bol bol alm1�nr.
Bedri Rahmi'den a-rm1�ken onun Sait ' le Sivriada yolculugunu
da �urac1ga klst1rmahy1z. Dogal ki Sait, daha motor S ivriada 'ya
yana�rr yana�maz kalaya ba�lam1�trr. Bu kez kiifriin nedeni Sait'in
kly1da 4-5 mart1 oliisii gormii� olmas1drr.
- Diin vurmu� olacaklar. Diin buraya bir siirii yabanc1 geldi. Ta
bancalanm tecriibe etmi�ler. . .
Uzatmayahm, bahklar tutulur. Kiy1da giizel bir ate� yakllarak
klzartilmaya ba�lamr. Yanlannda rakl, meyve filan da vard1r. Otu
rup bahkla rakllan -bunlan sonradan Bedri Rahmi anlatacaktir- de
virmeye koyulurlar. Gelgelelim o y1llar Sait'in i-rkiye arka dondii
gii y1llard1r:
- Ben s1klld1m, donecegim.
Sait ' le birlikte gelenler bozulur buna. Arna Sait'e yine de eyval
lah1 basarlar. Aman ne o? Hava patlam1�t1r. B ahk-rilar:
1 39
Yapma be S ait beycigim. Ktrk y1lhk bahki;1y1z. Boyle havada
biz bile yola i;1kamay1z. Hii;biriniz dogru di.iri.ist ki.irek i;ekmesini
beceremiyorsunuz. Ba§mtza bela i;1karacaks1mz. Deniz sabaha
dogru di.izelir, oyle gidersiniz.
S ait dinler mi? Gecenin on birine dogru yola i;1karlar. Bedri
Rahmi'ye gore motoru goren, ii;indekilerin yi.irekliligine parmak
lSlflf.
S abahm i.ii;i.ine dogru Burgaz'a vanrlar, topu da s1rsiklamd1r.
Burgaz 'a gelmeden once bir ara Sait karanhkta dogrulur. Billi.in se
siyle Bedri Rahmi 'ye:
Yahu oni.ine baksana! Koskoca geminin tam gobegine gitme
nin anlam1 var m1?
Bedri motoru bi.iyi.ik bir i;abayla i;evirir. Oysa Sait'in gordi.igi.i
Si.ireyya Pa§a plaj 1 dolaylannda parlayan gi.ii;li.i bir l§tkttr.
- Vay anam vay, sen buralan boyle bilirsin ha!
Yer yanlmt§, S ait yerin dibine gei;mi§tir:
- Uzun etme be birader. B irdenbire o l§tg1 bumumuzun dibinde
bir gemi l§tg1 sand1m. Herkesin ba§ma gelir.
Sait'in evine ayak bast1klan vakit annesi Makbule Abas1yamk ' 1
uyamk bulurlar:
- Biz sana geceyi adada gei;irecegiz dedik ya!
Makbule Abas1yamk orah degildir:
- Ben doneceginizi pekala biliyordum. Arna bu havada nastl be
cerdiniz, MHi §a§tyo rum.
Makbule hammm bu sozi.i Sait'in annesinin yamacmdan hii; mi
hii; aynlmad1g1m, ona i;oki;a bagh oldugunu ve i;ocukluk di.inya
smdan iyice silkinemedigini anlatmak bak1mmdan onemlidir. Sa
i t'in annesiyle i;ekilmi§ fotograflanna bakm, onun anas1 yamndaki
ezikligini hilafs1z gori.irsi.ini.iz. Kemal Bekir, Burgaz'daki evlerin
de, Makbule Hamm odaya girince, Sait'in sayg1yla ve usulcac1k
toparlamp ayaga kalkt1g1m ve sonra annesi konu§urken onu bi.iyi.ik
bir hayranhkla dinledigini anlattr.
Nedir, bu eziklik istenilen, yitirilmesinden korkulan bir eziklik
tir. 19 51 y1lmda karacigerine bakttrmak ii;in gittigi Paris 'ten be§
gi.in ii;inde donmesi biraz karacigerinden pari;a almacag1 korkusun
dan, biraz da annesinden uzak kalmamn verdigi §a§kmhktand1r.
S ai t'in anasma baghhgmm ba§hca nedeni i� kapamk bir insan
olmas1, yalmzhg1 kendine ya§am bii;imi olarak sei;mesidir. Onun
140
insanlardan, kalabahktan ho�lanmas1 da ashnda bu yalmzhktan za
man zaman kurtulma isteginden ileri gelir. Arna o, kalabahk ara
smda bile yapyalmzdtr. Nairn Tirali onun be� giinliik Paris seriive
ninde bu yalmzhg1 9ok iyi dile getirir ve Paris'teki kalabahk ve gii
riiltiiniin onu korkuttugunu a((tklar. Dogrusu Sait, i((indeki insanla,
d1�ardaki yiizler, binler, milyonlar arasmda bir denge kuramam1�
ve galiba kimi zaman da dengesiz oldugunu dii�iinmii�tiir.
Paris 'ten aynhrken Naim'e verdigi Luzumsuz Adam' m ilk say
fasma �unlan yazacakttr: "Paris'teki anla�tlmaz giinlerin 9oziimii
nii sana b1rak1yorum. Anlayabilirsen anla.'' Yine Naim'e armagan
ettigi Havada B ul ut' a yazd1klan ysa �oyledir: "Yapt1g1m delilige ne
zaman ah vah diyecegimi bir kestirebilsem, o zaman Paris 'te be�
giiniin romamna ba�lard1m."
Sait bu davram�mm delilik oldugunu is tanbul ' a a yak atar atmaz
daha iyi anlayacakttr. Annesi kendisini doktorlara bile bakttrmadan
donii�iine k1zm1�, belki de onu paylam1�ttr. istanbul'dan Naim'e
yazd1g1 kart, i((indeki "Liizumsuz Adam"dan kurtulup ya�amaya
dort elle sanlma istegini bir kez daha a((1ga vurur: "Ne halt ettim
de hemen dondiim. Annem k1zd1. Siz orada ya�1yorsunuz. Arna ya
�ad1gm1zm farkmda degilsiniz. Bo� verin, eglenmenize bakm."
Sait biitiin o ger9ek sanat91lar gibi uydurmadan, dogal olmayan
dan da igrenir. Bu yapmac1khk, ovgii k1hgmda bile 91ksa kar�1sma
sinirlenir. Sabahattin Kudret onun derbederliginde, kay1ts1zhgmda
uydurma ciddilik, uydurma ilgiyle bir sava� bile goriir. Arna onun
giyimindeki sallapatilik yine d1� diinyay1 takmay1�ma dayamr. Ge
lin gbriin ki, 1 94 1 y1lmda Alexandra ile tam�mca, k1zm kendini kii-
9iimsemesi kar�1smda, k1hgm1 k1yafetini degi�tirmek zorunda kala
cak, o kirli tren9kotuyla buru� buru� giysisini iistiinden atacakttr.
1 9 5 1 y1h nda gittigi Paris'te de aym �eyi uygular. Bu kez bir kahve
cidir onu iteleyen bu i�e. Dinleyin bakm:
S ait, Pari s 'teki ilk giiniinde kahvalt1 i((in bir kahveye girer.
Amerikan barda caje noir 'im yudumlarken kahveciyle tam�hk
kurmak ister:
- istanbul'dan diin u9akla geldim.
Kahveci 91rag1, yukan kata 91kmak i((in, asansore binmek iize
redir. Kahveci, o htrpani, o giyim dii�kiinii, o y1hm ytrt1k Sait'in
u9akla bir ah�veri�i olabilecegine inanmad1g1 i((in 91ragma:
- Galiba sen de Monsieur gibi u9ak yolculuguna merak sardm?
141
Yoksa, sen de mi istanbul ' a?
Nairn az sonra kahveye yeti§tigi vakit S ait'i kiiplerin iistiinde
bulur:
- Ulan, herif diipediiz benimle alay etti. K1hg1m1, k1yafetimi mi
begenmedi? Kasketim mi tuhafma gitti, nedir?
Kahvecinin sozleri Sait'e oylesine dokunmU§tUr ki, hemen Na
irn 'le Galeria Lafayette' e ko§arak kendine bir palto, kadife bir
pantalon, siyah bir kazak, bir de fotr §apka ahr.
Neyse, biz bunlan b1rakahm da S ait 'in sevilerine gelelim. <;un
kii bu boliimde biz daha <;ok S ait'in sevilerini anlatacag1z. ilkin
194 1 y1lmda oldugumuzu soyleyelim. Aylardan ocak, ya da §Ubat
tu. S abahattin Kudret, bir cumartesi giinii Nisuaz' da otururken S a
it sokiin eder:
- iki klZlm var, benimle gelir misin?
Sabahattin 'in defterinde bu gibi onerilere "hayu" demek yok
tur. Gun kavu§mak iizere. Kalkar, S ait ' le -giiniin yorgunlugu bin
dirdigi i<;in S ait artik topuklanm siiriikleyerek yiiriimektedir- Nek
tar' m yolunu tutar. Yerkatmdaki o tezgah1ms1 ve yiiksek masalar
dan birine tiinerler. Biraz sonra iki k1z da kar§ilannda yer almi§tlf.
Bunlardan biri Alexandra, otekisi de Katina Orada bir sure kafala
n tiitsiiledikten sonra birahanenin en list katma <;1karak k1zlarla bi
raz da dans ederler. Burada hamur haline geldikten sonra <;1k1p La
le sinemasmm kar§ismdaki Tevhit Bilge Tiyatrosu' na -buras1 Mu
lenruj dedigimiz incesaz salonudur ki, sonradan <;aglayan ad1m al
ffil§tlr- giderler. S ait arkadaki localardan birini tutar ve ondeki is
kemlelere Katina ile birlikte kurul ur. Sabahattin de arkada Ale
xandra' ya jonliik eder. S ait, arada s1rada Tevhit Bilge ' ye laf atmak
tan da geri kalmaz. Tevhit de sahneden onu koltuklayan sozler pos
talar. Burada Sait 'le Sabahattin ' in inceligine dikkat etmek gerekir.
Bir yandan oyunu seyrederken, bir yandan da, k1zlann cam s1k1l
masm diye, dudaklanm k1zlann dudaklanna yapi§tlrmaktadular.
S ait bir ara bu inceligi daha da ileri gotiiriir. Sabahattin'e dogru
egilerek:
Yer degi§tirelim mi?
- Hay hay.
Tiyatrodan sonra Galatasaray'a degin yiiriirler. Orada k1zlardan
aynlacaklardu. S ait, Alexandra' ya belki ilk o ak§am abay1 yakma
ya ba§lami§tlr. Arna daha bir §ey belli degildir. Alexandra 'ya ba-
142
karsamz, onun akh zaten ba§ka yerlerdedir. Bu yi.izden de Sait'i b1-
raklp birak1p ka\:maktadir. S ait'in Alexandra 'yla bulu§tugu geceler
yamna birilerini de katmas1 kmn ilgisini kam\:1lamak i\:indir. Da
ha sonraki ak§amlarda Sabahattin'in yerini Samim Kocagoz ahr.
Bir ak§am da, yalmz bir defaya ozgi.i olmak i.izere sahnede Salah
B irsel gori.ini.ir ve gori.ini.ir gori.inmez de gozden yiter. Arna olayla
nn gidi§i baktmmdan biz Samim'in Sait'e destek oldugu geceyi ve
Sait'in Alexandra i.izerine S amim'e neler dedigini anlatahm:
S ait, Samim ' i Saray sinemasmm oni.inde pasta etmi§ ve onu ya
ka pa\:a Nektar' m i.ist katma si.iri.iklemi§tir. Samim merdivenin or
tasmda Sait 'in elinden kurtulmak i\:in denemede bulunmU§tur:
- Hi\: i\:esim yok. Dtserim de fena gidiyor bugi.inlerde.
- Off be, amma da katip klhkh adamsm. Hani senin de yazar ol-
dugunu soylesem kopekler bile i nanmaz. Zaten cebinde saat ta§I
yan adamdan hayir gelmez. Yi.iri.i bakahm.
Garson Dimitri ko§ar. Masam n orti.isi.ini.i \:ekeler. Sagdan soldan
selam ahrlar. Daha dogrusu, her zamanki gibi Sait ahr.
- �arap i\:elim.
- Sen bilirsin.
- Nasti ben bilirim. istersen rakl i\:. Ben bir saatte bir §i§e §arap
i\:meliyim. Tutmaz ya, tuttugu kadar, Alexandra 'mn kar§tsma dart
ba§I baymdir \:Ikmah.
i\:kiler gelir. Bir ara Sait:
- Konu§sana be, ba§ka zamanlar bi.ii bi.ii kesilirsin.
- Senin konu§mam bekliyorum. Sende bu ak§am bir i§ var.
- \:ok hergelesin, nas1l da anladm! Bak lam1 cimi yok, bu gece
biz nereye gidersek, sen de geleceksin.
- Ya Alexandra 'nm cam yatmak isterse?
(Burada Samim gevrek gevrek gi.ilmi.i§ ve gi.ili.ici.ikli.i bir soz
soyledigi zaman yapt1g1 gibi iki yanma bakmmt§tlf.)
- Hi\: meraklanma! i§ o kerteye gelsin, seni sepetlemesi kolay.
Geleceksin degil mi? Hatmm i\:in. Alexandra 'nm sevdigi bir mey
hane var. Kitara da \:ahyorlar. (istiklal Caddesi'nde, Postac1lar So
kagmm kti§esindeki Hristaki' dir bu). Vallahi karde§ karde§ otura
cag1z.
- Hi\: yakt§tk almaz. Gidin eglenin.
- Ulan yapma. Ne demek istedigimi domuz gibi anhyorsun i§te.
Beni ikidir yol i.isti.inde biraklp ka\:1yor. Sen olursan belki oyalamr.
1 43
S amim biraz daha nazlamr, Sait ' in kuruntuya kaptldtgmt -bun
lan da Samim anlatacakttr- one surer. Sait:
B u kuruntu degil. Elimde olmayan bir §ey. Sen sevginin de
katriyasmm* ne oldugunu bilmiyorsun daha. insan ytk1hyor kar§t
smda, kii\iiliiyor, §a§kma doniiyor. Alexandra ise Allahm Alexand
ra' st i§te. Alexandra'dan bana ne . Arna Alexandra sevdigim Ale
xandra olunca i§ ba§ka. Onun anlayacagt bir \ift laf edemedigim
i\in §a§kma doniiyorum. Ulan, diyorum kendi kendime, bu ktzca
gtz da insan, onun da bir diinyast var. Onun d iinyasma giremedik
ten soma neye yarar? Dstelik de deli gibi sevdigim bir kadm bu.
Kara gozlerini mi, kara sa\lanm mt, yanm yanrn konU§tugu Tiirk
\esini mi? Nesini seveyim bu kadmm? Arna seviyorum. Neden
sevdigimi bilmedigimden, onun huyuna suyuna gore davramyo
rum. Beni hep btraktp ka\tyor. Ka\mca ktztp kiiplere biniyorum.
Soma dii§iiniiyorum: Alexandra hakh. Ona i\irdigim bir §i§e §ara
bt, ahvcrdigim bir \ift \Orabt Yorgisi de i\irir, ahr. Gelgelelim, hep
yammda otursun istiyorum. Ktlma dokunursam namussuzum.
Ulan sen de dokunursan namussuzsun. Yok sen anlarsm dedik leri
mi. Ktzm cam stktlmasm. Ben laf etmedigim zamanlar, sen eder
sin. Tamam mt?
Tamam. Haydi yallah. Samim ' le Sait Alexandra ' yla bulU§Up
Hristaki'ye dogru yol almaya ba§larlar. Samim bir adtm geriden,
\ekingen \ekingen gelmektedir. Sait:
Ulan, uyuz kopekler gibi ne arkadan geliyorsun? Girsene Ale
xandra'mn oteki koluna!
Alexandra elini uzattp S amim ' in koluna girer. 0 gece bodrum
katmdaki meyhanede ge\ vakitlere degin eglenirler. Soma birta
ktm kan§tk yollardan ge\ip Alexandra 'yt evine btrak1rlar.
Ar tlk ma S alah Birsel 'e gelmi§tir. Dekor yine Nisuaz' t gosterir.
Giinlerden yine cumartesi. Sait o badi badi yiiriiyii§iiyle Nisuaz' da
goriindiigii vakit saat ya ii\tiir, ya dart. Salah Birsel bir masada
sahneye \tkma strasmt beklemektedir. Arna sahneye \tkacagmdan,
hi\ mi hi\ haberi yoktur. Sait Alexandra'ya abayt yaktt mt? Bun
dan, Alexandra'nm varhgmdan da haberli degildir. Sait:
- Kalk, gidip bir yerlerde kafayt \ekelim.
Salah giipegiindiiz i\ki i\meye yiizdeyiiz kar§tdtr. Bir iki htk
1 44
m1k eder, sonunda Sait'in iistelemesine kar�1 koyamaz. <;1karlar,
Tepeba�1'nda izmir lokantasma giderler. Bir Fertek a-rtmrlar. i-rer
ler, i-rerler. ikisi de kafalan bulmu�tur. Saat alt1da Sait Tuna'ya git
mek i-rin ayaklamr. Samim ' in de oraya gelmesini tembihlemi�tir.
Alexandra ile Katina da oraya gelecektir. 0 durumda Satah ' 1 yii
ziistii b1rakmaya gonlii elvermez :
- Hadi sen de gel.
iki ad1mda Tuna'y1 tutarlar. . . B irahanede daha kimsecikler yok
tur. B iraz sonra Samim goriiniir. Arkasmdan da Alexandra ile Ka
tina. Alexandra esmer, ortadan biraz uzun, sa-rlan alagarsondur. Az
-rok erkek goriiniimliidiir. Sait i-rtigi vakitler onun tath bir al renk
te oldugunu samr. Katina'ya gelince, o sozciigiin tam anlam1yla bir
devedir. Deve Katina. Sait bir oykiisiinde onun bir pastanede -rah�
t1g1 i-rin giysilerinin vanilya, -rikolata, badem, hindistan cevizi, f1s
t1k, dahas1, s1cak irmik koktugunu soylemi�tir, ama ashnda teke gi
bi kokar. Yalmz Sait'in dedigi gibi elleri her zaman s1cak ve nem
lidir. Bunu biraz sonra Salah B irsel daha iyi anlayacaktir.
B izim silah�orler Tuna' da da kafalan iyice -rektikten sonra dans
edilecek bir yer ararlar. Daha dogrusu bunu Alexandra ister. Hah!
Asmahmes-rit'ten istiktal Caddes i ' ne -r1kmca Lebon'un iist yanma
dii�en pasajda tam da boyle bir yer vardir. Sait Alexandra' y1, Salah
da Katina'y1 dansa kaldmr. Katina ile Samim de dans eder. Arna
Sait Alexandra 'ya dort elle yap1�m1�tir. i�te Katina yine Satah ' m
kollannda. Aman Satah, yavrum S atah bizi utand1rma, Katina'y1
dondiirmekte zorluk -reksen de belli etme. Bir tur daha. i�te bu kez
Alexandra, yammzdan ge-rerken, Sait ' in kollanndan siiziiliip senin
kollanna atilacakt1r. Hah, Sait de �imdi Katina'y1 ovsiin bakahm.
Sait adamakilh i-rerlemi�tir. Yerlerine oturduklan vakit:
- Kalkahm art1k.
Hesab1 goriip ayaklamrlar. Galatasaray ' a dogru yiiriimeye ba�
larlar. Galatasaray'a geldiklerinde Satah 'la Samim bir de arkalan
na bakarlar ki Sait yok. 0 zaman S atah, Samim'e Katina'y1 evine
b1rakmas1 i-rin i�aret -reker, kendisi de aym �eyi Alexandra'ya ya
pacaktir. Samim giilerek Deve Katina ile uzakla�1r. S atah da ingi
liz el-riliginin oradan Hammalba�1'na vurur. Kas1mpa�a'ya bir hay
li yakla�m1�lardir ki Alexandra artik mahallelerine geldiklerini
soyleyerek Salah 'tan aynlir. S ait Alexandra'ya abay1 yakt1 m1,
yakmad1 m1? Bunu Sait'le Alexandra bilir ama, bizim zavalh Sa-
1 45
lah Birse l ' in halii bir §eycikten haberi yoktur. Aynlmadan once
Alexandra ile ertesi ak§am ii;in sozle§ir.
Ertesi giin pazardir. Salilh sabahm onunda Nisuaz' da boy goste
rir. Sait kendinden once damlami§tlf oraya:
Ulan ak§am nerdeydiniz? Nektar mi, Orman mi aramadigim
yer kalmadi. Nereye sivi§tmiz?
Birsel kizlan evlerine biraktiklanm, soma da yatmaya gittikle
rini soyler. S ait yati§mi§tir. Alexandra'dan anlatlf anlatir. Sait'in
Alexandra'ya yangm olu§unu arttk Saliih Birsel de anlami§tir. 0
ak§am Alexandra'yla bulu§maya gitmez.
Bu i§i daha somaki giinlerde yine Sait iistlenir. Bir yerlerde Ale
xandra ile geceyi siisledikten soma klZl yine her zamanki gibi ma
hallesine blfakir. Sait'in oykiilerini dikkatlice okumU§Samz, Ale
xandra 'mn mahallesinin nerelerde oldugunu i;lkarmi§smizdir. Arna
o oykiilerde daha i;ok Yorgiya, Eleni adlan vardir. Yalmz "Falci
Matmazel Todori"de bir ara, diinyanm en giizel kopegi Flora'dan
soz ai;ihrken Alexandra'nm adi gei;er. Onun adt bir de Sait'in "Bir
Mas a" adh §iirinde boy gosterir. Orada Alexandra 'mn evi iizerine
bilgi bulamazsimz, ama parmaklanmn siyaha i;aldigim ogrenirsi
mz.
Neyse biz kulagimlZl Sait'e verelim:
"iki tarafmdan karanhk yoku§lar, fakir evler inen bir sel yata
gmdadlf Alexandra'mn evi. Yukandan a§agi evleri, caddeleri, in
sanlariyle yuvarlamr gibi inen bu yoku§lann manzarasi goriilmii§
§eylerden degildir. Bir yamnda randevu evleri, bir yanmda gene
levler kayna§lf bu sokaklarm. Karidesi;iler, elektrik i §i;isi, sirkeci,
marangoz i;lfagi, garson, berber, akordeoncu, kitaraci, bar artisti,
rovii figiiraru, terzi i;iragi gibi esnafm birbiri iizerine yiktldigi yo
ku§ta her din ve mezhepten insan vardir. Tiirk, Rus, Ermeni, Rum,
Nesturi, Arap, \:ingene, Fransiz, Katolik, Levanten, Hlfvat, S lrp,
Bulgar, Acem, Afganli, \:inli, Tatar, Yahudi, italyan, Malttz ve da
ha biri;ok ulusun birbirine kan§tigi bu garip mahalleden sel yatagi
na her ak§am kiii;iik figiiran kizlar iner. Onlann ve terzi kizlanmn
ardmdan berber i;iraklan yiiriir. Perdeleri i;ekilmi§ bir evden ilkin
bir gramofon sesi, soma bir i;ighk duyulur. Bir adam evlerin cami
m kirar. Bir erkek, bir polise, bir havagazi liimbasmm i§igmda, ce
bindeki parasmm a§mldigmdan sizlamr. Mahalle sessiz ve karan
hktir. Arna evlerin ii;inde, dahasi, kimi agai;lann arasmda hayat fi-
146
ku ftlm kaynamaktad1r."
Ne var, "ceylan gibi i.irkek ve liitif' Alexandra'nm evi �ok daha
a§agilardad1r. Sait onu Ziba Sokagma -o i.inlil genelev sokag1- ko
§Ul bir sokaktan indirir, sel yatagma goti.iri.ir. Kaldmms1z bir Ana
dolu kasabasm1 and1ran upuzun bir ana caddeden ge�irir. Di.ikkan
lann, �ar§Imn bitiminde de ondan aynhr. Alexandra'nm, Vangelist
ra Kilisesi'nin yamndaki karanhk meydandan ge�ip gozden yitme
sini izler. Alexandra ise ilkin gozden yiter, sonra yine gozilkilr, bu
kez bir arahga sap1p bi.iti.in bi.iti.ine ortadan silinir. Sait onun eve gi
ri§ini, fistamm �1kan§m1 kafasmda canlandmr. Derken onu yine
kafasmda yatagma yatmp, ince uzun bacaklanm ortti.ikten sonra
geri doner. Bu hep boyle si.irgit olur. Sevgilisiyle dargm oldugu
gi.inler, onun havas1m koklamak i�in yine Alexandra'nm mahalle
sinde si.irter. insanlar onu gori.ince gi.ilmekten kendini alakoyamaz.
Bi.iti.in di.inya Sait'in tutkunlugunu ogrenmi§tir. Onu tefe koyup �a
larlar.
Ak§am olunca da Sait yine Nisuaz' a damlar. Ertesi gi.in yine
Alexandra'nm mahallesine ko§acaktu. B uray1, Alexandra'nm ar
kada§lanm, Alexandra kadar sevmeye ba§lam1§llr. Sevgilisiyle ko
nu§masa da bu havada ya§amak onu mutlu k ilar.
Bu seri.iven a§ag1 yukan i.i� yil si.irer.
Sait bu k1z yi.izi.inden babasmm kendine kurdugu i§i dag1tm1§,
kmn akrabalanndan, belahlanndan, kom§ulanndan dayak yemi§,
karakollara degin di.i§mi.i§ti.ir. Bu arada Alexandra 'yla o zamanm
paras1yla tam 40.000 pap yemi§tir.
D� yil sonra da oyki.ini.in sonu gelip �atm1§t1r.
Sait, oyki.ini.in sonu adamakilh alengirli olsun diye de k1za olan
yakmhgmm iyice kangrenle§mesini beklemi§tir. Kangrenle§menin
k1vam1 gelince -bu k1vam Sait'in yi.izi.indeki tirm1k izlerinden an
la§ihyordur- onunla evlenmek i�in karar verir.
0 gi.inlerden birinde Beyoglu'ndaki Ha§et Kitabevi'nin oni.inde
Nail V. 'ye rastlar. Yanmda Alexandra da vard1r. Sait onu ve yi.izi.in
deki trrm1k izlerini i§aretle:
Bak, bu k1z beni ne hale getirdi!
Alexandra, Alexandra' hg1m gostermek i�in flrsat1 yitirmez:
- Ben sana daha neler yapazay1m.
Verilen karar Sait i�in �ok onemlidir. ilk kez annesinin istegine
kar§I �1kacaktu. Dahas1, annesinin kendisine mirasmdan yoksun
147
edecegini soylernesini de -belki i9inden Makbule hanunm boyle
bir §ey yaprnayacag1m ge9irrni§tir- urnursarnayacakt1r. Yani bosbo
yiik bir karardrr bu.
Nedir, S ait, kmn kendine baghhg1m son bir kez tartrnay1 de
nernekten de kendini alarnaz. Bu i§ i9in de vefah dost Sabahattin
Kudret se9ilir. 1 943 Ternrnuzunda bir 9ar§arnba giinii S abahattin
2.25 vapuruna -giin ve saat dogrulanrni§tlf- yerle§tirilir. Alexand
ra da o giin aym vapurla Burgaz' a gelrnektedir. Sabahattin, aradan
bunca zarnan ge9tigi, Tevhit Bilge Tiyatrosundaki o loca ciirnbii
§iinden soma km bir daha gorrnedigi i9in Alexandra 'y1 tamy1p ta
mrnayacagmdan ku§kuludur. Arna vapurda bir kenarda, kendi ha
linde kitap okuyan bir k1z gariince bunun Alexandra oldugunu 91-
karrnakta gecikrnez. K1za yana§IP kendini tamtlf. Ne var Ale
xandra; Sabaha ttin'e pek soguk davramr. i§te o zarnan Sabahattin,
k1z tavlarnadaki biitiin hiinerlerini ortaya doker. Sonunda km bi
raz yurnu§att1gm1 anlaymca:
- Sizinle bir giin bulu§sak!
- Hadi vre, Sait duyar.
- S ait'in istanbu l'da bilrnedigi yerler vardir. Sozgeli§i �arnh-
ca'y1 hi9 bilrnez. Hi9 gitrnerni§tir oraya.
K1z dii§iiniir ta§Inlf. Bo§a kor dolrnaz, doluya kor alrnaz. Arna
sonunda Sabahattin olur 'u kopanr.
Km ku§kulandirrnarnak i9in Sabahattin daha once B iiyiika
da'ya gidecegini soylerni§tir. Vapur B urgaz'a yana§tnca:
- B ari ben de burda ineyirn! Vapurda bizi garenler olrnu§sa, Sa
it'in kulagma kar suyu ka9rnasm.
Ah, kurt S abahattin ah! Alexandra ile S abahattin vapurdan 91-
karlar. Sait iskelede zangrr zangH haber beklernektedir. Kiz garrne
den S abahattin 'e gozii ve dudagmm ucuyla "Ne haber?" anlarnma
gelen bir i§aret 9akar. Sabahattin ba§tnl ustaca egerek kuzunun ka
pana dii§tiigiinii bildirir. Sait'le Al exandra vapur iskelesinin yanm
daki plaja girerler. Sabahattin de bir kahve i9rnek iizere onlara ta
k1hr. Sait'le sevgilisi soyunrna kuliibesine dalarlar. Arna aradan da
ha bir dakika ge9rnerni§tir ki kap1 a91hr, Alexandra, yiizii gorngok,
di§an firlar. Sait de arkasmdan kmn ensesine ensesine yurnrukla
nm yagdHarak gelir.
Bir hafta Alexandra 'y1 ararnaz. B ir hafta soma bulu§rnalar yine
ba§ gosterir. 0 giinlerden birinde S ab ahattin'e §byle der:
148
- Gee; art1k. Evlenmenin Allah belasm1 versin. Ben bunu bir su
re daha c;ekip c;evirir, sonra bo�lanm.
Oyle de yapar.
1 946' larda Sait bu kez de Vedat admda kolejli bir k1za tutulur.
i�in tuhafi Vedat, Alexandra'ya pek benzer. B akir bir yi.iz, k1sa ve
k1vrrc1k sac;lar. Arna onun daha badigidir. Kole jli olmasmdan gelen
bir zi.ippeligi de vardir. Bu yi.izden S ait yine k1hg1m k1yafetini goz
den gec;irmi� ve bu kez eskisinden de afili olmu�tur. Ne ki, yine de
vitrinlerde erkek giysisi giydirilmi� mankenlerden pek aynhg1
yoktur. Sait onu Park Pastanesi gibi daha c;ok kentsoylularm gitti
gi yerlere goti.irmek zorunda kahr.
Sait'in Vedat ' a olan a�k1 bir yila degin si.irm�ti.ir. Bu arada Sa
it, k1zm yi.izi.ini.i bir kez olsun gorebilmek ic;in s1k s1k, c;okluk da Sa
bahattin B atur ' la, Arnavutkoy yollanna di.i�mi.i�ti.ir. Bir pazar S alah
B irsel, Oktay Akbal, Bebe Li.itfi.i de katilacaktir bu yolculuga. Os
manbey 'den yol a c;ikacaklar, Mecidiyekoy arkasmdan Bogaz' a vu
racaklar, B altalimam'nm oradan Amavutkoy'e sarkacaklard1r.
Arna S ait, k1zm sesini bile duymayacak ve aclSlm, bu ac1y1 payla
�an arkada�lanyle birlikte Arnavutkoy'deki meyhanelerden birin
de bi.iyi.ik bir �i�e kuli.ip raklSl ve bir lenger dolusu gi.imi.i� bahg1 ile
bast1racak, daha dogrusu bast1rmak isteyecektir. (0 zamanlar rak1
ic;ilecek tek yer Bogaz'dir. B ahgm bolu ve tazesi oradad1r. Oralara
uzanmay1 goze alan ise pek yoktur. Goze alanlar sultanlar gibi
ag1rlamr.)
Sozi.in k1sas1, Vedat, S ait'i en azdan Alexandra kadar i.izmi.i�ti.ir.
Sonunda Sait'in ahlay1p oflamalanna bir son vermek istemi� ve ci
vil civil bir gi.inde kalk1p apans1z Amerika'ya gitmi�tir. Orada da,
apans1z, oli.ivermi�tir.
Arna biz yeniden Alexandra 'mn oyki.isi.ine donelim. \:i.inki.i Sa
it, y1llarca sonra onu yeniden hat1rlayacaktir. B u i� de bir ak�am
Aziz Nesin'le Beyoglu 'nda kafay1 c;ekerken olur. Napoli'de tamd1-
g1 Antoniella admdaki bir k1za y1llar sonra a�1k oldugunu anlayan
Lamartine gibi, S ait' in de bir anda akh c;atlay1verir. Aziz Nesin 'e:
- Hadi gidelim.
Aziz Nesin ne olduklanm anlayamaz. S ait, Alexandra 'nm evi
ne gideceklerini ac;1klar:
- Benim ishg1m1 tamr, duyunca ac;ar kap1yi. T1pk1 eskisi gibi.
S ait'le Aziz yola koyulurlar. Kas1mpa�a'nm oralarda bir mey-
149
haneye gelirler. Meyhaneci, garsonlar topu da Rum' dur. Hepsi de
Sai t'i tamr. Ordan �1k1p bir ba�ka meyhaneye dalarlar. Bundan
sonras1m isterseniz Aziz Nesin' in agzmdan dinleyelim:
"Birincisinde oldugu gibi, ikinci meyhanede de i�tik. Onlar da
Sai t'in Rum k1zma mecnun oldugunu, biitiin ba�mdan ge�enleri bi
liyorlardi.
\:lkt1k yola . . . Bir tozlu, toprak bir yere geldik. Solda tek kath
tahtadan bir ev vardi:
- i�te burast !
dedi. Evin az i:itesinde demir direkte elektrik liimbas1 vardi. Lii m
bamn i�1g1 oras1m koni bi�iminde aydmlatm1�tl. Aydmhk dilimin
d1�mda k1p1rdayan bir karanhk vardi. S ait yiiriidii. Ben de yiirii
diim. K1p1rdayan karalt1y1 daha yakmdan gi:irebiliyorduk. Bir deli
kanh, sanld1g1 bir km i:ipiiyordu. Sait birden geri di:indii:
- Tuuuu, ulan benim k1z be!
Uzun siire konu�madan yiiriidiik. Sonra �ok ba�ka �eylerden
konu�tuk."
Alexandra ' nm i:iykiisii bununla da bitmez. \:iinkii sonun da so
nu vard1r. Bu sonun sonu ise Sait'in i:iliimiinden i:inceki giinleri
kapsar.
Bununla 7 May1s 1954 giiniinde oldugumuzu anlatmak istiyo-
ruz.
Sait o giin yine Beyoglu'nda Sabahattin Kudret'e rastlar:
- Ben di��iye gidiyorum, istersen sen de gel!
Gidecekleri yer iki ad1m i:itede, Sahne Sokag1 'na a�1lan Aynah
Pasaj' dad1r. Di��iden i�eri girince Sabahattin e�ekten dii�mii� kar
puza di:iner. Alexandra orada, kar�1smdad1r. Di��ide i��i olarak �a
h�maktad1r. Sait de birka� hafta once di��iye geldigi vakit rastla
m1�t1r ona. Alexandra 'ya S abahattin 'i gi:isterir:
- Tamdm m1 bunu?
Alexandra tamm1�t1r ama hi� sesini �1karmaz. S ait'in di��iyle
i�i bitince yine Sabahattin ' le Beyoglu Caddesi'nde yiiriimeye ba�
lar. Ne var, bu kez Sai t'in Alexandra 'y1 son gi:irii�iidiir bu. Ak�am
saat be�te Tokathyan'da yeniden bulu�mak iizere Sabahattin ondan
aynhr. Ne ki, ak�am Tokathyan'da bo�u bo�una bekler onu. Sait'in
agzmdan o giin kan gelmi�. ertesi giin de hastaneye kaldmlm1�t1r.
Art1k liifm diiziinii edelim:
Sait severek ya�amay1 ister hep. Arna d1�mda degil, i�indeki bi-
150
rine vurgundur o. Sevginin dekatriyas1 dedigi �ey de bundan ba�
kas1 degildir. D1�arda rastlad1g1 giizellikleri ise c;okluk kendi yara
tlr. Hem de kimsenin goremedigi, kimsenin yaratamad1g1 giizellik
ler olur bunlar. Bir defasmda bir italyan �ehrinde italyanlann bile
sezemedigi bir uyumu c;1kanr ortaya. Bu, italyancamn birden yir
miye varan sayllanndaki uyumdur. "Hic;bir dilde say1 boyle giizel
sayllmaz" der Sait. "Undici, dodici, tredici... "
151
Cennet B ah<;esi
nmdan sap1p hep saga dogru bir "Z" harfi \:izerek yi.iri.irseniz Cen
net Bahr;esi'ne gelirsiniz. Cennet Bahr;esi Kazanc1lar YokU§U'nun
ba§mdaki Nam1k Kemal ilkokul u'nun i.isti.ine de di.i§ti.igi.i i\:in, oku
lun yanmdaki merdivenli sokaktan <la oraya \:Ikihr.
Bah\:e set settir. Her setten Oski.idar 'm onleri, K1z Kulesi rahat
hkla gori.ini.ir. Bizim kahve ku§lan en arkadaki sette, kahve ocag1-
nm sagma di.i§en yerde oturur ve \:okluk limanota i\:erler. Limona
ta dedikse, getirilen, bardagm i\:ine konmU§ bir parmak turun\: re
\:eli ve bir ka§iktu. Yanmda <la bir §i§e su. Bizimkiler, suyu barda
gm agzma kadar doldurur, kan§tinr ve elde ettikleri altm s1v1y1 ya
n yanya i\:tikten sonra i.isti.ine yine su boca ederler. Boylece kimi
zaman, bir yerine iki bardak §erbet i\:ildigi olur.
Yerler hep \:akil ta§idu. Bunlar her gi.in si.ipi.iri.ili.ir ve sulamr. En
i.ist setin bir ozelligi de aga\:tan agaca tente gerilmi§ olmas1d1r. A§a
g1daki setlerde ise gi.ine§e kar§I a\:1lm1§ bi.iyi.ik, renkli §emsiyeler
vardu. Nedir, §emsiyesiz masalar \:ogunluktadu.
Cennet Bahr;esi Gen\: Ku§ak 'm yazhk kahvesidir. Ki§m Nisuaz,
Petrograd, Viyana Kahvesi' nde daha ile1iki y1llarda <la Suna Kah
,
152
m sorarsamz size §U kar§1hg1 verir: " Beh�et masamn bir kti§esine
oturmU§tU. Kimsenin ondan haberi yoktu. Bizim sanattan konu§ma
tarz1m1z, gereksiz gori.i§lerimiz, sa�ma sapan esprilerimiz, ba§ka
§airlerle sanat�1larla egleni§imiz kar§tsmda duydugu §a§kmhk yi.i
zi.inden okunuyord u."
Beh�et'in ilk gi.inleridir. Herkesin kendinden ba§ka ti.irli.i olU§U
kar§tsmda Beh�et zaman zaman arkada§lanna uymak geregini du
yacak, ama bir yi.iz hareketi, bir soz onu her zaman ele verecektir.
Ne ki, Beh�et'i herkes sevdigi i�in kimi zaman otekiler de onun
di.imen suyundan gidecek ve Ofkelendigini sezdikleri an konuyu
ba§ka yonlere �evireceklerdir.
ilhan B erk o malar Giresun 'un Espiye bucagmda ilkokul ogret
menidir. Temmuz ayhgm1 ald1 m1, bir, iki, i.i�. Dordi.inde istan
bul 'dad!f. Tophane nht1mma �1kar �1kmaz hemencecik Yi.iksekkal
dmm'a tlfmamr ve cumbadak Ha§et Kitabev i ' ne dalarak bi.iti.in pa
rasm1 Frans1zca kitaplara yatmr. Cennet' e de koltugunda, kucagm
da bir si.i1ii kitapla gelir ve gelir gelmez onlan masanm i.isti.ine a tar.
B u, herkes i�in ger�ek bir §Olen olur. ilhan'a merhaba bile deme
den kitaplara el atar, onlan saatlerce ellerinde evirir, �evirir, §Ura
smdan burasmdan okurlar.
ilhan iplik gibi ipince bir §eydir. Ayak ayak i.isti.ine att1g1 vakit
ayaklan kadmlann sa� orgi.isi.i gibi birbirine dolamr. Upuzun boyu
i.isti.inde ki.i�i.ik bir kavunu and!fan bir ba§t vardlf. Cennet' in o lime
lime hastr koltuklanna oturur oturmaz <la ilk "Harika ! " sozi.ini.i ba
gt§lar. ilhan "Harika"larm1 kendine tak1lanlar oldugu zaman <la bot
bot kullanmaktan ka�mmaz. Birsel'den, bir kez Virginia Woolf'un
Deniz Fenerine Yolculuk adh kitabm1 alm1§t1r. iki gi.in sonra kitab1
getirince Birsel sorar: "Nasti buldun?"
- Begenmedim.
- Sen okumam1§smdtr onu.
- Benim i�in onemli <legit.
B irsel kitabm sayfalanm kan§ttnr gibi yapar:
- Sen bu kitab1 okumadm. i�inde yapraklan a�tlmamt§ 8 sayfa
vard1. Oldugu gibi duruyor.
ii han �1lgmca gi.ilmeye ba§lar:
- Harika ! Harik a !
Birsel hmztrhgm1 biraz daha ileri goti.iri.ir:
Yahu sen bu kitab1 eline bile almamt§Stn. \:i.inki.i sana soyledi-
153
girn de dogru degil. Kitabm sayfalan ac;Ik.
ilhan, voleybol topu gibi yerinde Ziplar:
Harika! Harika!
ilhan ' m harikalanna en c;ok Fahir Onger biter. Zarnanla o da ho
�una giden �eyler kar�Ismda kikih kih ktlah gi.ili.ip, "Harika!" derne
ye ba�larnI�tir. Fahir, ilhan'm �iirlerini de c;ok sever. 1946 yilmm ni
sanmda Bugiinkii Siirimiz adh gi.ildestesini yaymladigI vakit, orada
onun ic;in "Bi.iyi.ik �iirin kapismI zorluyor" diyecektir. Arna Birsel bu
yargI kar�Ismda "Bi.iyi.ik �iirin kapismI zorluyorsa, ic;eri girrnedigi
ic;indir" dernek acirnasizhg1m gosterecek, Fahir de buna yine "Hari
ka! Harika! " diyerek katila katila gi.ilecektir.
Fahir, Gene; Ku�agm ilk akh ba�mda ele�tirrnenidir. "Sanat yo
luna kellesini koyrnu� ozanlan" otekilere yeg tutar. Bir gi.in Bir
sel'in Siirin ilkeleri'nde soz konusu ettigi ''Sanat rnodadir" ilkesin
den ac;rnI� ve Birsel'e �oyle derni�tir:
Yahu bu senin sanat rnodadir sozi.in toplurncu gerc;ekc;ilikle ya
pilrnak istenilen �eyin ternelinde de var. Arna kirnse bunlar i.izerin
de durrnuyor ve seni haksiz olarak suc;luyorlar. Eger sanat rnoda ol
rnasaydI bugi.in toplurncu gerc;ekc;ilik de ortalarda gori.inrnezdi.
Fahir, sanatm ne oldugu i.izerinde de c;ok kafa yorar. Kendi di.i
�i.incelerine yakla�an bir soz soylendigi vakit de gozlerine ve bur
nuna danslar ettirir, sag elinin i�aret parrnagiyle de rnasamn -o soz
konusu di.i�i.ince rnasanm i.isti.indeki bir kiigitta yazihyrnI� gibi- i.is
ti.ine dogru silah atI�ma gec;er:
- Bak bu c;ok onernli! c;ok onernli!
ilhan, Cennet Bah<;esi'ne geli�inin ertesi gi.ini.i de kendini so
kaklara dar atar ve bin goz bin dudak halinde -bu soz ilhan 'mdir
dirndik ayakta duran istanbul 'u yla kucakla�rnaya ko�ar. Beyazit
Meydam 'ndan gec;erken c;Ilgmla�Ir, EdimekapI trarnvaylarmda
kendinden gec;er, Fatih 'te Garipler Mahalles i 'nde c;Ighklar atar,
Gi.ilhane ParkI 'nda gi.in� altmda uyur, Ti.inel'deki vagonlann I�Ik
lanm gori.ince irkilir, Kapah c;ar�I 'da ZIP ZIP Ziplar, Si.ileyrnaniye
ve Ayasofya onlerinde havaya uc;ar. En c;ok ho�una giden �ey de sa
bahm alacasmda i�e giden insanlardir. Bir de daha erken saatlerde
Kopri.ini.in ac;Ih�Im bekleyenlere bayihr.
1 54
Bir anda iki ayn kuadaki insanlar gibi
Fatihliyle Be�ikta�li sarma�dola� olacak.
155
Osman Turgut Pamirli <;apra§ik ve <;arp1c1 ciimle kurmay1 <;ok
sever. Birsel i<;in §byle bir ciimle kullanm1§t1r. "\:ok iyi bir §iir an
layi§ma sahip olan Satah Birsel daha pek az omekler verebilmi§,
ama bunlarla sanat<;1 ki§iligini <;ok egemen bir konU§U§la duyura
bilmi§tir."
Dinamo i<;in de §byle der: "H.i. Dinamo, <;agm bunahmlanm §i
ire doldurmU§ ayn ve miistesnalara degil, bir mekanda, bir zaman
da ya§ayan insanlara seslenir. XX. yiizy1lda diinya insanlan onun
okurland1r."
Bedri Rahmi i<;in soyledikleri ise tam Pamirli 'vari bir ciimledir:
"Bedri Rahmi Yaradan'a Mektup lar mda, §iire bir <;e§it Yunus dili
'
ve edas1 ile art1k goklerde aranmas1 en dogru yol olan Tann 'nm
kayg1lan ardmdan ko§ar, huzur arar."
Dogrusunu soylemek gerekirse, o giinlerde -§imdilerde de oyle
dir- gen<; yazarlar i<;in yaz1 yazanlar <;okluk tamd1klar, dostlardir.
S amim Kocagoz de 1942 y1lmm Eyliil-Ekim aylannda Servetifii
nun'a "Bugiinkii �iirimiz" ad1yla be§ yaz1 yazacak ve bu yaz1lar
dan her birinde bir ozan iizerinde duracakt1r: S atah B irsel, C ahit
Saffer, Cahit Kiilebi, R1fat I lgaz, A. Kadir.
Nedir, bu yaz1lar sozii edilen ozanlan memnun ederse de, ad1
amlmayanlan da kiiplere bindirir, dahas1 bu yazanlann <;evresinde
bir dii§manhk duygusunun belirmesine yol a<;ar. Arna kimse buna
ald1rmaz, yaz1larda birbirini kovalar.
Birsel'in Melih Cevdet'le tam§mas1 da C en net' de olmU§tUr.
1 94 1 yaz1m1d1r ne, bir giin Sabahattin Kudret onu Beyoglu'nda ya
kalayarak Cennet'e getirmi§tir. Melih san sa<;lan, san b1y1klan ve
tombul yanaklanyla Tiirk'ten <;ok bir Alman baronunu andmr ve
Cennet' tekileri s1kmamak i<;in ho§ §eyler anlatmak ister. 0 giin bir
polisin Beyoglu'nda bir yankesiciyi enseleyi§ini <;ok tath bir bi
<;imde oykiiler. Polis yankesiciyi yaka pa<;a gotiirmek isteyince,
yankesici silkinmi§ ve polise §byle demi§tir:
Yakamdan tutma, sinirlenirim.
0 giin, Orhan Veli'nin <;1kard1g1 Garip iizerinde de bir hayli du
rulur. Birsel, Melih 'in sozlerinden Orhan Veli 'nin Garip i , arka
'
1 56
c;i.iltecek bir soz c;1kmaz. Cennet ' teki konu�malar iyice klZl�maya
ba�lad1g1 vakit kahve ocagmm oni.inde Cahit S affet gori.ini.ir ve
ayakta kendisine ses edilmesini bekler. Oturanlar:
- Cahit, C ahit!
diye seslenice de hemen onlara dogru gelir ve onlan gorememi� ol
masmm nedenini ac;1klar:
Tuh Allah kahretsin ! Hala di.inyay1 karanhk gori.iyorum. Sizi
de goremedim. Dublajdan geliyorum. Amerikan filmlerini Ti.irkc;e
le�tiriyoruz. S ti.idyo oyle karanhk ki gozlerim bozuluyor. Gerc;i 1 O
mumluk kirmlZl ampuller yamyor ama bunlar gozleri daha c;ok yo
ruyor. Karanlik ! Karanhk! Hafakanlar bogacakti.
Cahit'in konu�mas1 en c;ok S amim ' in -bunlan Onbinlerin Do
mi}·1l nde anlatm1�tlr- ho�una gider. Onu konu�turmakta da en usta
odur:
- Arna iyi para kazamyorsundur.
- Para bile biriktiriyorum. Para!
- i�in i� demek?
- Alay etme, yi.iksek sanatim1 gosteriyorum.
Cahit bunu biraz gi.ilerek soylemi�tir. Soyleyince de cebinden
bir banka defteri c;1kararak Samim 'e uzatir:
- Bak bakahm �u deftere. Yazin ba�mdan beri ne birikmi�? Ne
zannettin ya! Valideye her a y gonderdigim de cabasi.
Bu kez de cebinden daha k i.ic;i.ik bir defter c;1kanr:
- Bir de �una bak! Bu da bizim ha�arata verdigim borc;lann lis
tesi ! Osti.ine bir bardak su ic;mem gerekenlerin yanma da c;izgi c;iz
dim.
- Arna dublaj seni yormuyordur.
- iki saat Robert Taylor'un yerine konu� da goreyim seni. Hem
bitti sanma. Daha gi.inlerce konu�acag1z.
- Fena m1, sen de talim yap1yorsun. Bir oyuncu ic;in konu�mak
onemli bir �ey.
- Yok camm, sen de konu�ursun. i�. sahneye c;1kmca konu�mak
ta. B ir sahneyi on kez c;evir, begendigini al, begenmedigine vur
tekmeyi. Tiyatro oyle mi ya! Perde ac;1ld1 m1 bitti. S ahneye bir kez
c;1karsm. c;uvalladm m1 seyirciye : "Aman efendim, bu oyunumu
ben de begenmedim, izin verirseniz yi.iksek huzurunuzda, bir kez
daha tekrarlay1m ! " diyemezsin. De de goreyim seni. Adami oyle
bir ishklarlar ki bir daha sahneye c;1kamazsm. Ya koti.i oynayacak-
1 57
sm, koti.i oyuncusun. Ya da iyi oynayacaksm, iyi oyuncusun. B u
i§in ortas1 yoktur.
Kahvedekilerden birinin Cahit'in ba§anh bir oyuncu oldugunu
soylemesi de onu adamakilh CO§tUrur:
- Soyle, soyle alay da olsa ho§uma gidiyor.
- Alay degil, bir gi.in sahnede seni Hamlet olarak gormek iste-
nm.
U stahg1m1 gostermek i<;in Hamlet'i bir gi.in oynayacag1m.
Arna ben her zaman bizden, memleketimden bir tip canland1rmay1
dilerim sahnede. Ahmet beyi, Mehmet beyi, Hi.iseyin beyi. Daha
dogrusu, Ahmet'i, Mehmet'i, Hi.iseyin ' i .
Cahit, uzun boylu, kank sesli bir erkek gi.izelidir. Karga burnu
ona ayn bir sevimlilik verir. Yandaki masaya kendisini tamyan ka
dmlardan biri di.i§ti.i mii, ona §ip§ak askmt1 olur:
- Nasilsm Cahit'cigim?
Cahit'te laf hazirdir:
- Afiyetinize duac1y1m §ekerim!
Sonra da al<;ak sesle, agzm1 egirterek bizimkilere :
- Camn <;1ksm emi?
Bir an durur, kahvedekilerin, daha dogrusu S amim'in gevrek
gevrek giilii§iiniin sonunu ahr ve:
- � u Siralarda bana yakmla§mak isteyen her kad1m parama goz
dikmi§ say1yorum.
Cennet'teki konu§malar eninde sonunda yine §iire donii§iir.
Cahit'in §iirleri 1940 ku§agmm oteki toplumcu ozanlan gibi in
san sevgisi, dostluk duygusu iizerine kurulmu§tur. Arna bunlann
karamsar bir yam da vard1r. Cahit en mutlu anmda bile diinyada
birtaklm cinayetler i§lendigini dii§iinmekten kendini alamaz. B u
dii§iinceler, onun §iirini, kimi zaman, kuruluga da gotiiri.ir. N e var,
Cahit, §iirlerine <;okluk, s1cak, yiirekten kopan bir §ey katmamn da
iistesinden gelir:
158
Apostol, Beyoglu'ndaki meyhanecilerden birinin ad1du. ic;ki de
Cahit 'in en gerc;ek dostu. Arna ic;tigi vakit iyice sarho� olur ve ya
mndakilere sata�maya ba�lar. Dogrusu ya, Cahit dogu�tan tedirgin
dir. ic;ki bu tedirginligin sadece orti.isi.ini.i kaldmr. Bu tedirginlik,
Ankara Devlet Konservatuan'nda okurken de, onun yakas1m b1-
rakmam1� ve oray1 bitinneden okuldan aynlmasma yol ac;m1�t1r.
Konservatuar ' dan aynhrken kendisini kap1ya kadar gec;iren arka
da�lanna Cahit uzun uzun bakm1�. sonra arabaya tam binip de ora
dan uzakla�acag1 s1rada sag kolunu arkada�lanna dogru gererek
�oyle demi�tir: "Aktor gidiyor, dekorlar kaldi."
0 y1llar Eski-Yeni kavgasmm en ate�li y1llandir. Eski ozanlann
hic;biri ayakta b1rakilmaz, birinin ad1 gec;ti mi, hadi hop yerden ye
re vurulur. Cennet'te bir gi.in de Yahya Kemal'den ac;Ilm1�tir. Cahit
hemen onun bohc;as1m da di.irer: "Biz kim, Yahya Kemal kim?
Eger benim yazd1g1m �iirle onun yazd1g1m bir araya getirirseniz,
getirmeye de gerek yok ya, hic;bir benzerlik bulamazs1mz. Zevk,
duygu, di.i�i.ince, her �ey bizim ku�akla degi�mi�tir."
Cahit daha sonraki y1llarda, sinemaya ba�oyuncu olarak yerle�
tikten sonra ise, bu kez kaq1sma oteki film yild1zlanm alacaktir.
- Sen beni ne samyorsun? Beni herkes tamr. Ahadolu 'nun nere
sine gitsem "i�te Cahit Irgat" derler. Karde�im rahat dola�am1yo
rum sokaklarda. Ostelik beni filmlerdeki gibi olagani.is ti.i bir insan
samyorlar.
Cennet' te gelenler arasmda ressam Fethi Karaka�. Mi.imtaz Ye
ner, Ha�met Akal da v ardir. Arada bir Li.itfi.i Eri�c;i de gelir. c;oktur
gelenler. Nermi Uygur'un, Kemal Bekir ' in, Edip Cansever 'in de
gelmi�ligi v ardir. 1 950' lerden sonra Baylan' da otag kuran ilhan 'la
arkada�lan d a buraya zaman zaman di.i�mi.i�lerdir. Belki Yilmaz
Gruda, belki Ahmet Oktay, belki Turgay Gonenc;, belki Melise Er
donmez gelmi�lerdir. Belkili, belkisiz pekc;ok yazar gelmi�tir Cen
net'e. Durun hele, bir gi.in oraya Attila ilhan 'la Fethi Naci de gel
mi�. orada gozlerini kendilerinden ayirmayan bir garipc;ige rastla
m1�lardir. Ertesi gi.in de Baylan 'da saatlerce bu garipc;ik ic;in tart1�
m1�lardir:
- Gorevl i !
- Degil!
- Gorevli!
- Degil!
159
Elit Kah vesi
1 60
ytizde ytiz kazanan Fethi Karaka§ ve oldum bittim i§kembeci dtik
kanlanndan di§an \'.lkmayan Kenan Harun.
Sait'in Asmahmes\'.it'te, Elit' in hemen yamba§mda, sand1k
i\'.inde portakal satan bir Yahudisi de vard1r. Salamon admdaki bu
portakalc1, Sait'ten kuk para fazla kopard1g1 vakit dtigtin bayram
eder. Arna gtin gormti§ adamdu S alamon. Sait, portakah pahah bu
lup da ayaklanm stirtiye stirtiye uzakla§tl m1 ne homurdamr, ne de
arkasmdan kotti kotti bakar.
Elit' in kar§ismda 52 numaradaki meyhaneci, ya da Elit'e gel
meden onceki sokagm (Sofyah Sokak) sol ki:i§esini tutan bakkal da
buranm onemli ki§ileridir. Bunlar dtikkanlanndan di§an pek \'.lk
mazlar, ama ya§amay1 birtakim kizgmhklarla \'.ekilmez hale getir
mekten adamakilh ka\'.1mrlar. Ak§amlan yine £/it'in kar§1 suasm
da han btiytikltigtinde bir evin kap1smda tezgahm1 kuran lakerdac1
da dtinyay1 oldugu gibi kabul eden insanlardand1r. Ak§amm oldu
gu lakerdacmm 300 mumluk ampultintin yanmasmdan da anla§ihr.
Fikret Adil, sertiven ugrunda yurdunu buakan, sm1r di§ma at1-
lan, yaya olarak dtinya gezisine \'.lkan yabancilarla, b arlarda \'.ah
§an artistlerin de burada ya§ad1gm1 soyler.
Fikret Adil'le Necip Fazil burada 47 numarada oturmu§lard1r.
Arna Fikret Adil bu evle ilgili a mlanm anlatuken nedense bu evin
yerini saklamak geregini d uymu§ ve numarasm1 ters ytiz ederek ki
tabma Asmahmesr;it 74 ad1m koymu§tUr. Nedir, Fikret Adil kita
bmdaki adlann \'.Ogunu da -<;alh 'y1 Dalh yapmas1 gibi- taklalar at
t1rm1§llr.
Birsel 47 numaradaki o ii\: kath ta§tan eski zaman evinin ontin
den ge\'.erken bir ho§ olur ve Fikret Adil 'in kendisine daha once
gosterdigi ve bu evin bir odasmda Necip Faz1l 'la gen\: bir km sap
tayan resmin etkisiyle midir, nedir her zaman kapmm a\'.ilacagm1
ve Fikret Adil 'le Necip Fazd ' m, yanlarmda bir kiz, oradan \'.lfll\'.1p
lak di§an folayacaklanm samr.
i§in tuhaf1, o evin i\'.ine girip, bir zamanlar Fikret Adil ve arka
da§lannm ya§ad1klan odalan gormek istegi Birsel'de hi\: uyanmaz.
Bu, belki de Fikret Adil'in o odalan anlatirken ondaki btittin me
rak \'.e§melerini kurutacak bir ustahk gostermesinden ya da o oda
larda ya§ayan kadmlardan birinin tuzagma -bu tuzak Birse l 'in ara
d1g1 bir §ey degilmi§ gibi- dti§mck korkusundan gclir.
"Odalardaki \'.i\'.ekler, saks1lan i\'.ersinden pencerelere dogru za-
161
y1f dallanm uzatmaya \'.ah�Lrlar. 25 mumlugu ge\'.meyen elektrik
lambalar1 kuvetlerdeki sulann pisligini gostermezler ve insan eger
bu evlerden birisinde oturursa geceleri uyuyamaz, \'.Unku Asmah
mes\'.it'in nab1zlan gibi topuk sesleri sofalarda, biti�ik evlerde do
la�Lr, her an odamzm onunde birinin nefes ald1g1m samrs1mz. Sa
baha kar�1 da uyumamn yolu yoktur. Bu saatlerde artistler i�lerin
den donerler, \'.Ogu i\'.mi� olduklan i\'.in yuksek sesle konu�urlar,
beraberlerinde getirdikleri adamlarla, "Daha i\'.elim, yatmayahm ! "
diye tartt�Lrlar, gramofon \'.alarlar, buttin bunlara sokaktan ge\'.me
ye ba�layan simit\'.i, zerzev at\'.L, sut\'.U naralan, tramvay dandanlan
kan�1r."
Elit' i Wolf Braun admda bir Alman i�letir. Dediklerine gore
ikinci Dunya Sava�1 gunlerinde buras1 da Viyana Kahvesi gibi,
uluslararas1 casuslann pazarhk yeri olmu�tur. Arna buna kimse
inanmaz. inanmamalanna, Herr B raun 'un istanbul 'un yerli Rum
lan arasmdan se\'.iP ald1g1 kar1smm o kapkara, o casus ka\'.Lran ba
k1�lan yol a\'.ar.
Birsel'le arkada�lanmn Elit'e postu sermeleri 1946 y1lma rast
lar. Ne var, onlar, daha l 940'larda Asmahmes\'.it'le ha�1rne�ir ol
mu�lardrr. Daha o zamanlar sokagm ba�mda, hemen soldaki Tuna
Birahanesi'ne s1k s1k gelirler. Birahane iki boltimdur. On taraf i\'.
kili lokanta olarak kullamhr. Arna buradaki beyaz orttilti masalar
gunun ve gecenin hemen hemen her saatinde bombo� durur. Arka
s1 ise saatli bilardo salonudur. Ressam Avni Arba�, Fethi Karaka�,
Agop Arad, Mumtaz Yener, Ferruh B a�aga ve Ercument Kalm1k ' a
burada s1k s1k rastlamak olanag1 v ardLr. Kimi zaman Nuri iyem de
gelir. Cevat Dereli de hi\: eksik olmaz, bir masaya \'.oker, tek ba�1-
na rak1s1m yudumlar.
Orada kimi zaman Tanburi Selfiltattin Pmar 'a, ressam Sabri
Berkel'e, Edip Hakk1 'ya da rastlamr. Sait Faik, Sabahattin Kudret,
Samim Kocagoz, Salfilt Birsel de oramn gediklisidir. Mumtaz Ye
ner 'in burada yapt1g1 sanat tartt�malan bitmek ttikenmek bilmez,
B inbir Gece Masallar1 gibi aylarca surer. Mumtaz konu�a konu�a
bir anla�maya vanlacagma inamr ve "Bak dinle'' ya da "Peki oy
leyse" gibi sozlerle zaman i\'.inde azalan dikkatleri kam\'.1lad1ktan
sonra soylediklerini ba�ka bir yoldan yine 011aya surer. Tartl�ma
severlerden biri de Ha�met Akal' dLr. 0 da iki elini boyuna masamn
usttine uzatLr, konu�masma, "yahu"larla i\'.tenlik katmak ister.
1 62
Fethi Karaka§ orada bilardo oynar ve istakay1 elinden hi\: b1rak
maz. Ressamlar i\'.inde en ufak tefegi odur. Nuri iyem, Mtimtaz Ye
ner'in iri kly1m gortinti§tine kar§m o, giysilerinin i\'.inde yitivere
cekmi§ izlenimi uyandmr. Dili biraz peltektir. Bu, kendisine hem
bir sevimlilik verir, hem de konU§Urken solugunu toplamasma ve
birden bomba gibi bir ses \'.Ikarmasma yol a\'.ar. Bunun en gtizel or
negini de altm1§alt1da "Pas ! " derken verir, topunun ytiregini agz1-
na getirir. Bunlara kar§ihk, i§inin ustas1 bir ressamd1r. Renk\'.i de
gilse de ki§ilerini tablonun i\'.ine oturtmakta tisttine yoktur. Bu ytiz
den ta§ ya da mu§amba oymalarda \:Ok ba§anh olur.
Ferruh Ba§aga da Fethi gibi sessiz bir ressamdir. <;ok az konu
§Uf, hatmm sordugunuz vakit, ba§Im omuzunun tis ttine yat1rarak
"Ne olsun?" der. Agop Arad ise \'.Okluk gtildtir mtildtir gelir ve sa
ga sola "Merhaba S atah", " Merhaba S amim", "Merhaba Sait"leri
dag1tt1ktan sonra "i§im var" diye yine gtildtir mtildtir gider. Kendi
sine bir §ey soylediginiz v akit de "Allaha§kma?" diyerek kahkaha
y1 basar ve taklhp kalmm korkusuyla size hi\'.bir kar§ihk vermez.
Arada bir Ankara'dan istanbul 'a dti§en ozanlar da Nisuaz Pas
tanesi' ne oldugu kadar buraya da ugramadan edemezler. Bunlann
ba§mda da Necati Cumah v ardlf. Necati, 1 945 y1hnm §Ubatmda
buraya gelmi§ ve yilhk iznini memleketinde, Urla'da ge\'.irmeye
gittigini soylemi§tir. U rla'da sava§ tizerine §aklf-§Ukur bir dizi §iir
dokttirecektir. 1 5 gtinde bir stirti §iir. B u, B irse l ' in aklmm almaya
cag1 bir §eydir. Gelin gortin ki Necati 15 gtinden sonra -yine istan
bul tizerinden- Ankara' ya donerken §akrr §Ukur yazd1g1 yirmiyi a§
km §iiri getirip Birsel ' in ontine at1verecektir. "Karda Ayak izleri
Var"da bunlann arasmdadrr:
1 63
Bilmeyecekler ba�ucuna geleni
Ve art1k ne tren, ne gemi
On/an getirmez bir daha.
1 64
"Neler �ektim §U baht1 siyahm elinden ! " der.
Bizimkiler, kag1t oyunlarmda, gorevlilere gosterdikleri ho§gb
ri.iyti Sait'ten de esirgemezler. Sait, bir ba§ka yerde de soyledik,
tittilmekten hi� ho§lanmaz. Yutulmaya ba§lad1 m1 hemen ordubo
zanhk eder, Ada vapuruna yeti§ecegini soyleyerek h1zla kahveden
flrlar gider. S ait Faik, Fahir Onger, Beh�et Necatigil, Nairn Tirali,
Alp Kuran, Oktay Akbal, Fethi Karaka§, S alah Birsel, Kenan Ha
mn, Orhon Murat Anbwnu Elit'e hemen hemen her gtin gelirler.
Anbwnu'nun o s1ralarda yazilmt§ Asmal1mes�it'le ilgili bir §iiri
bile v ard1r:
1 66
- Ahmet, Mehmet ...
- Daha kolay !
Kendi adlanm s1ralarlar:
- Beh\:et, Oktay, Fahir, Salah!
- Dti§tintin, hemen bulacaks1mz.
Bu kez padi§ah adlan doktiltir ortaya:
- Selim, Stileyman, Abdtilhamit!
Yakla§1yorsunuz, biraz daha!
Bizim ahbap \:aVU§lar aklllanna gelen btittin adlan sayarlar.
Sonra h1zlanm alamay1p Ttirk\:e S ozltigti a\:ar, oradaki adlan da bir
bir s1ralarlar. B u arada masa, duvar, kap1 sozctiklerini de atlamaz
lar. Nafile. Sonunda Anburnu hallerine ac1yarak bu "\:ok kolay''
ad1 a\:1klar;
Yada!
B u sozctigti ilk kez duyuyorlardir. Kendisine tuhaf tuhaf bakl
hnca Anbumu, Yada'mn eski Ttirklerde kullamlan bir ad oldugu
nu belirtmek geregini duyar. B izimkiler de bu denli bilgisiz olduk
lanndan bttirti yerin dibine ge\:erler.
Arna, eyvah ki eyvah, Orhon bir sure sonra Yada'mn annesin
den aynlacaktir. Kan koca mahkemeye \:Ikt1klan v akit yarg1\: Or
hon 'a meslegini soracak, o da btiytik bir dogalhkla:
- �air!
diyecektir. �airligin meslek olarak gosterilmesine koptiren yarg1\:
da onu daha ilk duru§mada kansmdan ay1racak ve buna Orhon da
kans1 da §a§acaktir.
Elit bir baklma Yirminci As1r'm da yonetim yeridir. Yirminci
As1 r ' 1 iskender Fikret Akdora \:lkanr. Kahveye geldigi v akit \:Ok
luk bo§ bir masada oturur ve §nrrakk! otomobilinin anahtarlanm
masamn tizerine atar. Bu, iskender Fikret Akdora'mn £/it' e geldi
ginin haberidir. Fikret daha onceleri Ama<; admda da bir dergi \:1-
kanr. Amat;' a a§ag1 yukan aym taklm yazar: Oktay Akbal, Orhan
Han\:erlioglu, Ozdemir Asaf, Suat Behltilgil, Cemil Meri\:, S alah
Birsel, Ankara'dan S. Aldamr (Selahattin Beyazkurt) da §iir gon
derir. Derginin sahibi olarak Fikret'le Cihan Ozhan gortintir, ama
asil yoneten Fikret'tir. 0 zamanlar dergi \:lkarma izni oylesine zor
ahmr ki Yirminci As1r i\:in Ama<;'rn yaym belgesinden yararl aml
m1§ ve Ama<; ad1 Ama<; Yirminci As1r' a \:evrilmi§tir. <;unkti bu de
gi§iklikler bir dilek\:e ile olabilir. Bu ytizden derginin ad1 tisttinde
1 67
ki.i\:i.ik puntolarla bir de Amar; sozci.igi.i okunur. Arna kimse buna al
d1 rmaz, dergi Yirminci As1r diye amhr. Gazete bi\:iminde 6 sayfa
ol arak 20 Ocak 1947 'de yaymlanan derginin ilk say1s1 bi.iyi.ik ilgi
ler toplamt§tLr. S ait Fai k'in "ip Meselesi'', Oktay Akbal'm "A§ks1z
insanlar" oyki.ileri vardlf bu say1da. FaZLl Hi.isni.i Daglarca, B eh\:et
Necatigil, S abahattin Kudret ve Cahit S affet Irgat'm da §iirle1i.
B irse l ' in de Frans1z ressam1 Daumier i.izerine bir incelemesi yeral
mt§tlf. iskender Fikret Akdora, Fahir Onger, Cavit Yama\: da B att
ki.ilti.ir ve uygarhg1 kar§tsmda Ti.irk sanat ve di.i§i.incesinin durumu
nu gozden ge\:irirler ve ancak evrensel bir di.i§i.ince ve sanatm ya
§ayabilecegini one si.irerler.
Dergi, daha \:Lkmadan once B ab1ali'de bir hayli yank1 ve dedi
kodu uyand1rmL§hr. B irtak1m yazarlann \:arm1ha gerilecegi soyle
nip duruyordur. Bu nedenle midir, nedir, bir gi.in S ait Fai k ' in Elit' e
�evket Rado ile Orban Vel i'yi getirdigi gori.ili.ir. Sait Yirminci
As1r' da yazd1g1 halde kendini bi.iti.in ku§aklann i.isti.inde go1iir.
Kahveye girer girmez: "Orban Vel i ' nin pabucunu dama atm1§sm1z,
oyle mi?" diye sorar.
£/it' tekilerin dagarc1gmda Orban Veli diye bir sorun yoktur.
Onlar sadece ger\:ek sanat1 ararlar. B at1'nm ardmdan ko§mak degil,
B at1'nm kendisi olmak isterler. Bunu o gi.in Sait'le gelenlere yete
rince anlatabilmi§ler midir? B unu bilmiyorlardlf. Arna Yirminci
As1r'm ilk s ay1smm yaymlanmasmdan bir gi.in once Yedigun dergi
sinin 1 9 Ocak 1 947 gi.inli.i say1smda Sait'in £/it' tekilerle yapdmt§
bir roportaj1 \: Lkacak ve S ait burada onlan 1 -2 yd once kitab1 ya
ymlanmt§ ozanlan bile afaroz etmek isteyen yazarlar olarak goste
recektir. Ger\:i yaz1da Yirminci As1r \:evresinde toplanan edebiyat
\:Llann "insan sorunlan i.ize1inde i§leyip onlan degerlendirecegi"
belirtiliyor, onlann insandan "aylak olmayan, kendini beyin sanc1-
lan i\:inde hissedeni, ktsacas1 ki.i\:i.ik gi.inlerin muhasebesini yapa
bileni" anlad1klan a\:tklamyor, boylece topunun, ozellikle de Fa
hir 'in di.i§i.inceleri yans1t1hyordur ama, roportajm ti.imi.inde bir alay
havas1 vardlf. Bu da biraz Sait'in benbenci olmasmdan ve ciddi
§eyleri suland1rmay1 \:Ok\:a sevmesinden ileri gelir.
Ote yandan, Orban Veli ile Sait arasmda dostluk diyemeyecegi
miz, ama ona yakm bir bag da vard1r. Orban Veli, istanbul 'a her
geli§inde Sait ' i bulur, onunla bir yerlerde i\:er. £/it' tekiler Orban
Vel i ' nin istanbul 'da oldugunu S ai t'ten ogrenirler hep. Bir de Agop
168
Arad'dan. Onlara oyle gelir ki, bu bulu§malarda S ait, Orhan' 1 , Or
han da Sai t'i ovmekten ba§ka bir §ey yapmazlar. Orhan Veli bir ge
ce once Sait'i pohpohlam1§Sa, ertesi giin Sait, Orhan'dan "BUyiik
ozan" diye sozeder, tersine sarakaya alm1§sa, "O da §air mi lan ! "
der.
Bir gece yine Cumhuriyet Caddesi'nde, ingiliz El\:iliginden Te
peba§1'na dogru yiiriirken, sagda, §imdiler Marmara Turizm' in bu
lundugu yerdeki Mustafa Meyhanesi'nde bulu§urlar. Kavakhdere
a\:ilm1§, ilk bardaklar mideye yollanmi§hr.
Sait keyfini bulmaya ba§laymca sorar:
- Sence en biiyiik ozan kimdir?
Fuzull.
ikinci "Kavakhdere" de gelmi§tir:
Fuzul!'den sonra?
Fuzul1 mi, o da kim? B irak o avu\: a\:ml§ adami.
Sait, Tiirk\:enin hi\: avu\: a\:mam1§ ozam Orhan 'a -bu yaki§tnma
Sait'indir- bakt1ktan sonra §byle der:
Dilimin en biiyiik §airi sensin!
Sait, Orhan ' 1 a\:1ktan a\:1ga tiye almaktad1r. Oysa inceden ince
ye tiye ald1g1m samr. Orhan:
Haydi oradan it!
deyince de kahkahay1 basar:
Hah, sana da kiifrettirdim ya!
B u bulu§mamn ertesi giinii d e Sait £/it' tekilere Orhan Veli'nin
kendini Fuzul!'den biiyiik ozan sayd1g1m duyuracakt1r. Biitiin bun
lar, Sai t'in, Orhan Veli 'nin §iirini sevmesine engel olmaz. Nedir,
Sai t'in Orhan 'dan sevdigi §iirler de daha \:Ok onun "Sevdaya m1 tu
tuldum?" gibi ilk §iir denemeleridir:
Benim de mi dii�iincelerim olacakt1,
Ben de mi boyle uykusuz kalacakt1m,
Sessiz, sedas1z nu olacaktmz boyle ?
<;ok sevdigim salatay1 bile
Aramaz nu olacaktmz ?
Ben boyle mi olacaktmz ?
Mustafa' nm Meyhanesi Sai t'in buldugu bir yerdir. Orada \:Ok
luk tek ba§ma oturur ve de §arap i\:er. Sai t'i bulmak isteyenler de
bir kez Mustafa ' ya gbz atarlar. Bir ak§am Cahit S1tk1 ile Omer Fa-
169
ruk Toprak da Tuna ' daki bo§ masalan seyrettikten sonra, "Hi\: de
gilse Sait'i buluruz" dti§tincesiyle buraya damlarlar. Sait'i bula
mazlar, ama Mahmut Yesari 'yi bulurlar. Cahit:
- Nas1ls1mz Mahmut Bey?
Mahmut Yesari, Omer Faruk'un anlatt1gma gore, tozlu Iacivert
bir elbise giymektedir. Daha ilk ctimlede i\:ini dokmekten kendini
alamaz.
- Bugtin Remzi Kitabevi'ne gittim. Tipi Dindi' yi yeniden basa
cakm1§. Yeni bask1 i\:in ka\: para verdi bilir misin? 15 lira. Once ka
bul etmedim. Arna ne yaparsm? Sonra ald1m 15 liray1.
Mustafa' ya, Sait bir ak§am da Necati Cumah ' y1 gottirtir. 0 gtin
Sait'le Necati £/it'te emekli memurlarla ytizti be§ kuru§tan bri\: oy
nam1§lar ve tittilmti§lerdir. £/it' ten \:Ikmca Dona' ya ugrarlar, biraz
tarama, biraz salam ve dogru Mustafa! Arna i§ onunla biter mi? Or
dan da, ver elini sinema.
Sinemadan \:Ikarken S ait, birini bir yerlere gitmeye zorlay1p da,
gidildikten sonra soyledigi o tinlti ctimlesini Necati 'ye f1slar:
- Fena m1 oldu, soyle Allaha§kma?
Yirminci As1r 1 5 gtinde bir yaymlamr. Arna ne yaz1k, ti\: say1dan
sonra dergi kapanm1§tlf. Derginin ikinci say1smda Faz1l Htisnti'ntin
"Ogul", Cahit S affe t'in "Ge\:en Bulut", S. Aldamr'm "Kirac1",
Fikret'in "insanlar Arasmda" adh §iirleriyle Birsel 'in "insanlar,
Hayvanlar, Bitkiler" admdaki uzun §iiri vardir. Ozdemir Asaf'm §i
iri de "Ben Degildim" ad1m ta§Ir. ikinci bqligi §byledir:
Bir gece yatagmda uyuyordun.
Uyamverdin birden, sessiz diinyaya.
Bir riiyanm pan;as1yd1 gozlerini ar;an
Ve karanhk i<;indeydi odan. . .
Seni goren ben degildim.
Bask1 s1rasmda "birden" sozctigtindeki "r" harfi dti§mti§ttir. Oz
demir konu§urken, zaten btittin r' leri yuvarlad1g1 i\:in bu konu uzun
tart1§malara yol a\:IDI§, sonunda baski makinesinin de r' leri yuvar
layan bir makine oldugu yarg1sma vanlm1§tlf.
ikinci say1daki "U\: Okka Un" adh oykti de S amim Koca
goz'tindtir. Oktay Akbal "Dostum Alain Fournier", Cemil Meri\:
"insan ve Teknik", Cavit Yama\: "Kitaba Dair", Fikret Adil "ilk
Karartma" adh yaz1lariyle dergiyi btiti.inlerler. Birinci sayfanm al-
1 70
tmda ortahk yerde Fethi Karaka§'m da Hali\: ' i (Yag iskelesi'ni)
gosteren bir ta§oyrnas1 yer alrnt§tlr. Derginin havasm1 biraz da o
venr.
O\:iincii saymm yazarlan da hernen hernen ilk say1lardakilerdir.
Yalmz bu say1da Nairn Tiral i'nin "Biiyiik Cadde" admda bir oykii
sii vardtr. �iirlerin altmda ise Beh\:et Necatigil, Necati Curnah, Ca
hit Kiilebi adlan okunur.
Nedir, Yirminci As1r 1 947 Kas1rnmdan soma yeniden ilk say1dan
ba§larnak ve admdaki Ama� sozciigiinii atrnak iizere yaym diinya
smda bir daha boy gostcrecek ve bu kez biraz daha uzun orniirlii
olacakttr. Dort ay. Yirminci As1r' m bir de 1 9 5 3 y1hnda yaymlan
rnt§hg1 vard1r. Arna o da be§ say1dan oteye ge\:ernez.
Ne ki, bu bq say1 kirnilerince Faz1l Hiisnii Daglarca'ya bir
oyun oynanrnasma yeter. Oyun §Udur:
Fikret'e Ankara darngah bir zarf i\:inde bir §iir gelrni§tir. �iir, o
zarnanlar Ankara 'da oturan Daglarca'nmd1r. Gelen zarf1 Oktay'm
ve Fikret'in bir arada bulundugu bir s1rada Oktay a\:rnl§ ve hernen
sevin\:le:
- Faz1l'dan bir §iir!
derni§tir. �iirin altmda "Birinci sayfaya kaynlrnas1 ricas1yla" diye
bir soz de vard1r. Bir hafta once Daglarca, Fikret'e §iir gonderece
gini de soylediginden Fikret, biitiin ku§kulardan uzak "Fetih Bay
raklanndan" adh §iiri dergisinin 17 �ubat 1 953 giinlii 1 9. say1sm
da yaymlar:
Gecelerden
Beyaz
Kardan
Siyah
Du�unen bir eldi ha
Uzanm1�
Parlak
Ve magrur
Allaha
1 72
Salim, Sait Faik'in Ya§ar Nabi katmdaki telif ticretini artirmak
ta da btiytik bir rol oynamt§ttr. Varhk 195 l y1lmda Sait'e 1 5 lira ve
rirken Salim kendisine 25 lira ane1mi§tir. Sait nerdeyse havaya
U\'.acaktir:
- Abi, ben bir ytizltigti bir arada garmedim. S ana dart aykti gan
dereyim. Biriksin. Sen bana bir ytizltik gander. Al i§te sana iki ay
kti.
Sait cebinden "Haritada Bir Nokta" ile "insan Gibi Bir �ey :
Huy" adh ayktileri \'.tkararak Salim'e uzat1r. Salim onlan cebinin en
saglam yerine yerle§tirdikten sonra eline bir ttifek ahr. Arna bu, ka
tti bir §ey yapmak i\'.in degildir. S adece -bu konu§ma Radyoevinin
arkasmda kurulan istanbul Sergisi 'nin Luna Parkmda ge\'.tigi i\'.in
kar§tSmdaki hedeflerden birine ate§ edecektir.
Dan, dan !
Salim siyah noktay1 vurur.
Tmng-tm-ntmg.
Manyezyum parlar, Sait'le Salim'in fotograf1 \'.ekilir.
S alim oraya ertesi gtin de Nezihe Meri\'.'i -onunla daha evlen
memi§tir- getirecektir. Arpac1g1, gezi yerinde ttifegi her vakit nas1l
bulsun? Sait:
Vay camna!
derken, o da egilir ttifeginin numarasm1 ahr.
Salim birka\'. gtin sonra Ticaret Bakanhg1 Fuar Komser Yard1m
ClSl olarak izmir Fuanna gider. izmir'e hop bir tel:
- 50 gander.
Sait'tendir bu tel. Salim de Htisamettin Bozok'a tel \'.ekerek Sa
it'e elli lira vermesini rica eder.
Bu arada Ya§ar Nabi de Salim'in Sait'e 25 lira verdigini duy
mu§tur:
Ben de vereyim.
der. Salim istanbul ' a dantince fiyat1 30'a \'.tkanr. Sait ayktistinti ve
rir vermez parasm1 almak istedigi i\'.in de ona Tiirk Basin Ajan
s 1 ' nm adresini verir:
- Oyktinti gattir, param al.
Arna Ya§ar Nabi durur mu, o da fiyat1 30'a \'.tkanr. Sait de ah§
kanhgma uyarak ayktilerini yine Ya§ar Nabi 'ye vermeyi stirdtirtir.
Y 1l 1 954. Salim Se<;ilmi� Hikayeler Dergisi n in, sekizinci y1l
'
dantimti i\'.in mi, ne Maya Galeresi' nde bir sergi a\'.ar. Bay/an' da
1 73
Atilla ilhan, Sait Faik, Leyla Erbil, Salim �engil bir araya gelirler.
S alim, Sait'in her oyktistine 50 lira, IO oyktiltik kitaplanna 500 li
ra verecektir. Kitap i\'.in bir ko§ulu da vard1r. Oyktilerden ii\'.ti ya
ymlanmamt§ olacakttr. S ait 'in akh yatmt§tlr buna. Yalmz bir §ey
kafasm1 kurcalar:
- Ayda iki oykti gonderirsem?
- 0\: tane gonderirsen bende yaymlamr. Yalmz bir ko§ulum var:
Benim dergimden ba§ka hi\'.bir dergiye yazmayacaksm.
Sait adamaktlh CO§ffiU§tllf. Ov ytl oncesi gibi yine abi ' li konU§
maya ba§lar:
- Peki abi, sizin okumad1gm1z gazetelerde birtaktm roportajla
nm \'.lk1yor. Onlara ne dersin?
- Gazetelere kan§mam. Benim i§im dergilerle. Gazetelerde iste
digin kadar yaz. Al sana 1 00 lira. iki oyktintin pe§in parast.
Sait yine U\'.tU U\'.acak.
Maya' daki sergiyi Val i Fahrettin Kerim Gokay a\'.acaktu. Salim
kokteyl dt§mda iki ki§i i\'.in portakal suyu hazular. B iri Ye§ilayc1
Gokay, biri de Sait i\'.in. Arna Sait'in yerytiztinde sadece 15 gtinltik
om1ii kalmt§tlf.
Salim, kendisi de sanat\'.l oldugu i\'.in - 1938 CHP Oykti Yan§
mas1'nda birincilik almt§tlr- yazarlan somtirmeyi hi\: dti§tinmemi§
tir. Bir gtin Eminonti Halkevi 'ndeki bir edebiyat matinesinde onun
Orhan Kemal ' e bir ytizltik uzatttg1 da gortiltir.
- Ne paras1 bu?
Kitaplara verdigim ticreti arttrd1m. Arttk her kitaba 250 odti-
yorum. Sana Grev i\'.in 1 50 vermi§tim. Bu da senin hakkm.
Orhan Kemal ne diyecegini kestiremez:
- Ne bi\'.im yaymc1sm sen?
Elit' e gelenler arasmda Ozdemir Asaf, Omer Faruk Toprak, Ha
lit Eski§ar, Sabahattin B atur, Cihat Gi:ik\'.ek, Bebe Ltitfti, Ferruh
Ba§aga, Sabri Berkel, Mtimtaz Yener ve Anbumu'nun karde§i Tur
han Anbumu da vard1r. Salfill B irsel Turhan 'm ad1 agabeysinin ad1-
na uysun diye ona hep Turhon der.
Halit Eski§ar 'la Sabahattin B atur da bir iki ytl once yaymlanan
ve dokuz say1 \'.tkan Yarat1� dergisinin yoneticilerindendir. 0 der
ginin ba§mda olanlardan biri de Selahattin Hakk1 Esatoglu'dur,
ama o, buraya gelmez. Batur o y1llar §iir de yazar. Yaratl�'tan ba§
ka Cavit Orhan Ttitengil 'le Naci B aysal'm \'.tkard1g1 Degirmen
1 74
dergisinde de §iirleri gortintir. Cihat Gok�ek ise izmir 'Ii gazeteci
lerdendir. izmir 'de Nihat Kobek ve Besi m Ak1msar ' la Bag dergi
sini kurmU§, As1m Ktilttir ' e izmir KU!tur Gazetesi'ni �1karm1§llr.
Cihat, o y1llarda istanbul'da birtak1m ticaret i§lerine girip �1kar, ak
§amlan da t,"/it' e ugramadan edemez.
Bebe Ltitfti ise Dit' e �ok�a uzatt1g1 bir merhaba ile dalar. Ce
binde ingilizce gazeteler olur ve boyuna onlan okur. f,'/it' tekilerin
kendisinin ingilizce �akmad1g1m bildigi i�in de ikide bir:
- Ben ingilizce bilirmi§im de haberim yokmu§ !
demek geregini duyar. Bebe Ltitfti (Ltitfti Ozkok) kahvede "A.A
�evirmeni" olarak tarurur. Bir kez dergilerden birinde -Hasan Tan
nkut'un �1kard1g1 Gun gazetesinde- yaymlad1g1 �eviri bir yaz1y1
"A.A. 'dan �eviren: Ltitfti Ozkok" diye imzalad1g1 i�in bu ada hak
kazanmi§llr. i§in tuhafi A.A. 'nm hangi yazann ilk harfleri oldugu
nu kimse bilmez, Ltitfti de bilmez. Yaz1y1 Le Figaro gazetesinde
gormti§ ve hemen bayilarak Ttirk�e'ye �evirmi§tir. Dogrusu Ltit
fti 'ntin sevmedigi tek bir yazar yoktur. En �ok da Valery Larba
ud' yu sever, onun ad1 ge�ti mi iki yumrugunu s1kar, gozlerini ka
par ve �ok derinden gelen bir " Ah ! " �eker. Kimi zaman Valery Lar
baud ile Paul Valery'yi kan§llrd1g1 da olur. Ltitfti 'ntin §iirleri de
vard1r. "\:ild1rmak i§ten degil" de en gtizel dizesidir. Arna bu dize
en azdan be§ ozamn -Cahit Saffel de bunlann arasmdad1r- §iirlerin
de yer alm1§t1r.
t,"lit' e gelenlerin en ktilttirltisti, en bilgilisi ise Cemil Meri� 'tir.
Frans1zca'run elenikas1m bilir, gece gtindtiz de okur. Bu ytizden,
gozlerinin gtictinti her gtin biraz daha yitirmi§tir. Ne var, o buna hi�
aldirmaz, odasmda masamn tisttine sandalyeyi koyar, kendi de san
dalyeye �1karak kitab1m, ampule 30 santim uzakhkta okur. Bunu
elektrik ampultinti a§ag1ya degin iletecek kordona verecek paras1
olmad1g1 i�in ya par. Bunca paras1z olu§unun nedeni ise eline ge�en
paramn ttimtinti kitaba yatirmas1d1r.
Cemil Meri� klasikleri okur. Kendisine bir §ey sordugunuz va
kit de, size verdigi kar§ihgm filanca yazann filanca kitabmm, fi
liinca sayfasmm, filanca satmnda oldugunu belirtir. Soylediginde
de hi� yamlma olmaz. Arna bu ba§any1, daha �ok Voltaire 'in kitap
lannda saglar.
Ressam Sabri Berkel ise en �ok iskender Fikret Akdora ile ge
lir ve masada onun kar§isma kurulur. Ki§ gtinleri de elinde, ytizde-
1 75
ytiz, siyah �emsiye bulunur. Sanat<;ilar arasmda en �1k g1ymen
odur. iskender Fikret de iyi giyinir, ama bu konuda Sabri 'yle bo�
oli;ii�emez. Sabri moda yarat1c1Sldu. £/it' e de her defasmda ba�ka
bir giysi, ba�ka bir ayakkab1 ile ayak basar. Nedir, o bunlan <;okluk
kti<;tik bir para ile <;ekip <;evirir. Kimi zaman <;ok ucuz bir kuma�
ahr, giysisini bu kuma�m ters ytiztinden diktirir ve herkese:
- S abri, bu kuma�1 nerden aldm?
sorusunu sordurtur. Soylentilere inanmak gerekirse, S abri 'nin 40
taklm elbisesi, bir o kadar da ayakkab1s1 v ardu. Onun giyimi ku�a
m1 £/it' tekilerden <;ok Halit Eski�ar'm dikkatini <;eker. Halit, Sab
ri'nin gomlegine, kravatmm baglam� bi<;imine degin onu inceler
ve ilerdeki y1llarda kendi tistba�m1 ona uydurmak, dahas1 onu da
ya ya buakmak i<;in hazuhklar yapar.
Elit Kahvesi yeni bir ozanm, Edip Cansever ' in ortaya <;Ikmas1-
na da yaram1�trr. Kahvenin tintinti duyan Edip bir gtin -Sabih �en
dil 'i de yedegine alarak- Elit' e ko�ar. Orada, dipte, camm ontinde
ki masada da ilk kez Satah Birsel 'e toslar. Edip'le Salah o gtin ne
ler konu�tular? �imdiler kendilerine sorarsamz <;1karamazlar. Arna
iki saat, ti<; saat yorulmadan �iirden a<;m1�lardrr. Hava karanp da
Madam Braun kahvenin camlanna o dalh perdeyi <;ektigi vakit de
iyice dost olmu�lardrr.
Edip'in ilk �iirleri, Birsel 'inkiler gibi s1fats1z -ya da az s1fath
ve degi�mecesiz (mecazs1z) �eylerdir. B u ytizden kimileri Edip ' i
Birsel ' i n etkisinde sanrr. B u btiytik bir haks1zhktrr. Stisstiz olmala
n bir yana, onun �iirlerinin Birsel'inkilerle hi<;bir ah�veri�i yoktur.
Hele daha sonraki y1llarda Edip bu stisstizltigti de buakacak, ikin
ci Yeni aklm1 i<;inde degi�mecelere, benzetmelere bol bol kucak
a<;acaktrr. Nedir, bu 1 94 7'lerde kestirilemiyor, Edip' in iyi bir ozan
oldugu anla�ilam1yordur. Ote yandan onun B irsel 'in �iirlerini sev
mesi, B irsel ' in de her toplulukta Edip 'in �iirlerini ovmesi kimileri
ni klzd1m.
Gelin gortin ki, bunlara ikisi de kulak asmaz. Dikkat ettikleri
tek �ey, saatlerce �iirden soz edebilecek bir ko�e bulmakt1r. Bunu
da, £/it'te olmasa bile, bir yerlerde kolayca saglarlar. Ve bu, Sait'in
dedigi gibi, hi<; de fena olmaz.
Evet, o y1llarda hi<;bir �ey fena degildir. Nisuaz da, Bebek'teki
Giine� de, Kumkap1 'daki Agop' un Meyhanesi de, Nektar da, Elit
de, B ahkpazan'ndaki Cumhuriyet Meylzanesi de, istiklal Cadde-
1 76
si'ndeki Degustasyon da . . . Ozanlar, ressamlar da fena degildir: Sa
it, Sabri, Beh\:et, Nairn, Kenan, Oktay, Orhon, Fikret, Ha§met, Ke
nan, Salim, Fahir, Suat, Alp, Edip ve Sal3.h.
Nedir, sonradan i\:lerinden kimileri yava§ yava§ diinyanm \:al
kantlsma kar§t koyabilmek i\:in kahvelerden ellerini ayaklanm \:e
keceklerdir. Arna bunu yapmadan once Osmanbey'de Suna K ahve
si nde de bir sure oyalanacaklar ya da kii\:iik topluluklar halinde
'
1 77
daha dogrusu, bi.iyi.ik umutlarla tezgahlanan serginin beklenen ilgi
yi toplayamamas1du.
Ote yandan Yeditepe' nin sahibi Hi.isamettin Bozak, telif i.icreti
olarak Beh�et'e 1 00 lira verecegini soyledigi halde bunun ilk ag1z
da 50 liras1m vermi�tir. Bi.iti.in bunlar edebiyat�tlann ka�1mlmaz
bir yazg1s1dir, ama bu durum kar�1smda Beh�et kara di.i�i.incelere
dalmaktan kendini ahkoyamam1�ttr. Gi.izincik'le ba�1 dertte olan
zavalh Salah Birsel 'le, Genc-i R um' u yani Bizans Definesi'ni Ye
ditepe' ye verdikten sonra yeni bir yaymc1 ardmdan ko�mak zorun
da kalan Oktay Akbal 'm yi.irekler aCIS1 durumlan da Beh�et'i iyi
den iyiye etkilemi�tir. Bu ruh hali i�inde eline kalemi alan Beh�et
yi.ireginin bi.iti.in hay1flanm kag1dm i.istline dokerken, kendisinin de
bir hatuna kul olup evleri bekledigini belirtmeyi de bir gorev say
m1�tir. Ostelik bu gorevi, feiliiti.in, feiliiti.in, feiliiti.in, feili.in vezniy
le ger�ekle�tirmi�tir. i�te kar�1mzda "Hay1fname" ile Beh�et Neca
tigil:
178
Yenilikler Dergisi
1 79
- Ulan havas1zhktan bogulacaksm.
der, o da boynunu biikerek, "Ne yapahm ! " diye kar�1hk verir.
Nedir, Nahit yiikliikte bile sevi �iirleri yazmaktan geri kalmaz.
0, sozciigiin en geni� anlam1yla "a�k ozam"d1r. Ona bu ad1 Oktay
Akbal takm1�tir. Nahit, bu yak1�tirmadan \:Ok memnundur. Su
na' dakilere bunu soyletmek i\:in bir koyundan iki post \:lkarmaya
\:ah�1r. Oktay, kimi zaman onun Servetifi"inun ile Fecriati'nin a�k
ve kadm �airi Celal S ahir 'den de gii\:lii bir ozan oldugunu soyler
ya da:
Tahsin Nahit, Ada �airi ise Nahit Ulvi de a�k �airidir, der.
Dogrusu Nahi t'in k 1zlara hi\: yiizii yoktur. Kor, topal, \:Olak her
k1za tutulur. 1 945 y1hnda izmirli ozan Mehmet Serpin 'le birlikte
Sebep admda bir �iir kitab1 yaymlanm1�tlr. Kitapta "B irisi" adh
bir �iir vard1r ki Oktay ona biter, s1k s1k ondan dizeler okur:
1 80
Nahit Ulvi ufacik boylu, kadife donludur. B irini gordtigti vakit
durur, ba§mi kirpi gibi ornuzlanmn i<;ine <;eker ve civil civil baki§
lanm kar�ismdakinin gozlerine diker. Bu, onun sevgisini anlatrnak
i<;in yegledigi bir yonterndir. Arna Birsel, bu yonternlere pek kulak
asrnaz, Nahit'i ele alarak herkesin agzma laf verir. Nahit, gene!
olarak bu takilrnalardan ho§lamr. Arna Birsel, kirni zarnan, terazi
nin topuzunu ka<;mr, i§te o vakit de Nairn Tirali, daha <;ok da Ok
tay Akbal, S alah ' m kar§isma <;iklp Nahit'in avukathgmi tistlerine
aldiklanm i!an ederler. Birsel de bir biraki§rna irnzalar, arna bu bi
raki§rna en <;ok bir haf ta surer.
1 946 yihnda Nahit, Fazil Htisnti ile de arkada§hgim iyiden iyi
ye ilerletir. Fazil, o ytikltik oyktilerinden ottirti onun <;ok<;a yoksul
oldugunu sandigi i<;in Nahit' i sik sik yernege goti.irtir. Boylesi gtin
lerden birinde Fazil onu Beyoglu'nda B ursa Sokagi'ndaki Haci
Salih' tc iyice yedirip doyurduktan soma, yernegin ogtittilrnesi i<;in
istiklal Caddesi'nde vol ta atrnaya <;ikanr. Taksirn'deki gazozcunun
ontine geldikleri vakit Nahit:
- �uradan birer gazoz i<;elirn.
der. Eh, rnideler de gazoz isterniyor degildir. Fazil 'm kafasmdan §U
dii§iince de ge<;rni§tir:
- Ne ince <;ocuk. Parasi yok arna, altta kalrnarnak i<;in hi<; degil
se gazoz isrnarhyor.
Fazil ' la Nahit dtikkana yakla§irlar. Fazil iki gazoz soyler. Nahit,
gazozunu Fazi l'dan once bitirir ve kaldmrnm kenanna <;ekilerek
Fazil 'm parayi rahathkla odernesini bekler. Fazil kendine kar§i bo
zulur arna, yine de renk verrneden parayi oder. Ne ki, birka<; hafta
soma Nahit'in oyle sandigi kadar ztigtirt olrnadigim anlaymca da
bu §Olenlere iyisinden son verir.
Oktay o vakitler Fatih 'te, b abadan kalrna iki kath ve topu topu
ti<; odah evde oturur ve Garipler Sokag1 ' m yazar. Tifodan aylarca
yattigi v akit de bu evdedir. Btiyi.ik a§klardan <;ikrni§ gibi yorgun ve
bitkin gortintir hep. Servetifiinun dergisinde sevgililerine -bunlar
iki tanedir, biri Ni§anta§i'nda, otekisi de �i§li 'de §akir- tonlarca
rnektup do§enrnesinden rnidir, nedir ytizti sapsandir. Pek sik olrna
yan sa<;lan hep goztintin tisttine dti§er ve Oktay ' m bunlan kaldir
diktan soma ba§im havaya dogru dikerek rornantik §airlere ozgti
bir kasmtiya ge<;rnesine olarak saglar. <;unkti Oktay da § airdir. Bu
n u herkese soylernez arna Servetifiinun' da yaymladigi bir iki §iirle
181
edebiyat tarih\'.ilerinin dikkatine sunmU§tUr onlan. Bu §iirlerden bi
rinde §byle diyordur:
182
lacagm1 belirtiyordur. Sonra da bu tutumun yanh§hgma parmak
bas1yor ve "Sanat adam1 yap1tm1 verdikten sonra degerler piyasa
smdan uzakla§mak zorundadu'' diyordur. Yaz1smm sonucunu da
§byle baglam1§tlf: "Degerler alanmda miicadeleye at1lan yap1t,
ele§tirmenin durumunu tayin eder. Ele§tirmenin i§levleri de sanil
d1g1 gibi onceden belli, kuralla§mI§ maddelerle saptanamaz. Ele§
tirmene gbrevini ihtar eden de sanat yap1tmm degerler alanmdaki
durumudur."
1946, Fahir' in y1hd1r. Yenilikler'in 3 . say1smda yazd1g1 "�iir ve
Hakikat", 4-5. say1smda yazd1g1 " S anat, Meslek ve Halk" adh ya
z1lan ve aym y1lm nisan aymda yaymlanan Bugiinkii Siirimiz adh
§iir giildestesiyle -kitap bir ayda tiikenmi§tir- Fahir 1 940 y1lmdan
beri kavgas1 verilen Yeni �iir'in yaman bir ele§tirmeni olarak go
riiniir. Fahir, giildesteye yazd1g1 onsozde de y1kic1 nitelikteki Yeni
�iir ' in ilk omeklerine Naz1m Hikmet, Erciiment B ehzat, Miimtiiz
Zeki 'nin §iirlerinde rastland1g1 m soyler ve §iirlerinde humour' a
yer veren Orhan Veli 'nin adma bagh kii\'.iik bir toplulugun yanh§
olarak Yeni �iir ' in kurucusu samld1gm1 ileri surer. Aynca, bu top
lulugun \'.abuk tine kaVU§masmm nedenini bunlann sempatik olma
y1 bildiklerine ve "giizel"den \'.Ok "ho§" olan bir §iir yaratmalanna
baglar.
Fahir Bugiinkii Siirimiz' de yer alan 29 ozan -otuzuncuyu bul
mak i\'.in \'.Ok ter dokmii§tiir- iizerine \'.e§itli yarg1larda bulunur. B u
yarg1lann tiimii dogru degildir elbet. Dahas1, onsozde aksayan yan
lar da vard1r. Arna o y1la degin, hemen her gazetede Gen\'. Ku§ak
ozanlan ala ya ahmr, bunlar y1gmlara umac1 olarak tamtihrken Fa
hir bu ozanlann oniinde ilk kez egiliyor, yannm ozanlannm bu 29
ki§i i\'.inde bulundugunu ilan ediyordur.
Ger\'.i Bugiinkii Siirimiz' den once, 1944 y1lmda 48 Sair ile Gem;
Nesil Konu�uyor admda iki giildeste daha yaymlanm1§tlf, ama
bunlann ikisi de ozanlar ve oykiiler iizerine yarg1da bulunmuyor
dur. Hele Gem; Nesil Konu�uyor §iirde sadece Orhon Anbumu,
Ozdemir Asaf, Faik Baysal, ilhan Berk, Salah Birsel, Asaf Halet
<;elebi, Bedri Rahmi Eyiiboglu, Fethi Giray, Kenan Harun, Cahit
S 1tk1 Taranc1, diizyaz1da da sadece Sait Faik, Oktay Akbal, Zahir
Giivemli, Fahir Onger, Cavit Yama\'., Ziya Yama\'. adlanna bagh
kahyordur. Onger 'de konunun temeline inen bir yarg1lama giicii de
vard1r. Olaylan kar§Ila§tlnp sonu\'. \'.Ikarmada biiyiik bir ba§an gos-
1 83
terir. Arna §iir <rilesi nedir, bunu bilmedigi i<rin si:iyledikleri kimi
zaman §iir ger<reklcri nc tcrs di.i§er. Ncdir, bi:iyle ka�1k yap1p da s a
pm1 oturtamamakta Fahir yalmz degildir. Dahas1, i:itcki y1llarda da,
Ata<r 'la S abahattin Eyi.ipog lu'nu saymayacak olursak, Fahi r 'den
daha hallicesi, daha dillicesi <rtkmayacaktlr. Ne ki, Fahir'in iyi bir
yam, yamld1gm1 <rabucak anlamas1 ve yamlg1 i.izerinde direnme
mesidir. Bi:iylesi zamanlarda ''i§in <ri.iri.ik yamm <raktm1z ha?" gibi
lerde kar§tSmdakine bakar, gi:ibegini degil, ama gi:izalt1 torbalanm
hoplata hoplata gi.iler.
Fahir edebiyata oyki.i ile girmi§tir. Buna biraz da �i§li 'deki ev
lerinin kar§tsmda oturan k1za vurgunlugu yol a<rmt§tlr. Fahir o gi.in
lerde Bah<rekap1 'daki i§ Bankasi 'na -Havale servisindeki gi:irevine
gidip gelirken yollarda hep ''Madelet! Ah Mada let ! " diye inler ve
k1z i<rin oyki.iler di:ikti.iri.ir. Onun Gem; N esil Konu�uyor' da yer alan
yaz1s1 da bir oyki.idi.ir.
Fahir' in o y1llarda gi.inli.ik cigara hakk1 bir ''B irinci''yi a§maz.
Buna kimi zaman arkada§lan -bunlann ba§mda Birsel gelir- tebcl
le§ olur, onun i<rtigi cigara say1sm1 adamakilh azaltirlar. 0 y1llar
hemen hcrkes ipipillah sivriki.iiahtir. Yenilikler'i <rtkanrken Saiah,
�i§li'de, bir evin alt katmda oturuyordur. iki odah bir yerdir bura
si. Odalardan biri de cadde i.isti.inde, sokak kap1smm tam yanmda
d1r. Birsel orada yatar. Ost katta oturanlar da bu kap1dan i§ler ve
anahtarlanm evde unutup da gecenin ikisinde di:indi.iler mi Bir
sel ' in cam1m yumruklay1p onu uyandirmaktan <rekinmezler. Bir
sel ' in bir apartman kap1c1smdan aynhg1, bu i§ i<rin para almamas1,
i.istelik o vakitler bi.iyi.ik bir para sayilan elli pap1, her ay ba§1 evsa
hibine i:idemesidir.
Birsel iki ay sonra Ni§anta§1 'nm a§ag1smdaki Teneke Mahalle
si 'ne ta§1mnca bu kap1c1hktan kurtulacaktlr. Arna orada da iki gi:iz
odaya elli liray1 sayacaktir. Bereket, orada ''Hacivat'm Evi" §iirini
yaz1p ilk ay kirasmm bir bi:ili.igi.ini.i <rtkaracak ve y1llarca soma -
1967'de- aym §iir i<rin bir reklam ajansmdan 300 lira alacaktlr.
''Hacivat'm Evi" Saia h ' m odasm1 arkada§lan katmda da i.ine
kavu§turur. Dyle ki, Faz1l Hi.isni.i ile Oktay Akbal yerinde bir ince
leme yapmak i<rin, bir gi.in Teneke Mahallesi ' ne degin gelmek pe
rimperi§anhgm1 gi:isterirler. 0 gi.in Oktay'a en <rok dokunan, Sa
Iah ' m odasmda iki somya arasma yerle§tirilen ve ayakta durmaya
bile yer b1rakmayan battal, i.isti.i delik de§ik bir masa olacaktir. Ok-
1 84
tay, ertesi gi.inden tezi yok, masay1 diline di.idi.ik edecektir, ama Sa
IJh Birsd h u kez '"Salah B irse l ' in Son Maceralan"* adh �iiriyle
hem masay1 bl i.imsi.izle�tirecek, hem de a�k �iirlerini, 1 944 y1hnda
yazd1g1 "Salah B irsel ' in A�k1" �iirinden soma ikinci kez sarakaya
alm1� olacaktu:
1 85
Hak hukuk daguma yeri
Kovboy filmleri
1 86
Yaz1lann ikisinde de hemen hemen aym §eyler soyleniyor, hi<;: de
gilse aym §iirler yineleniyordur. Bu yi.izden derginin yoneticileri,
Necati ' ye nazlannm ge<;:ecegini de bildiklerinden, dergiye sadece
Eyi.ipoglu'nun yaz1sm1 alm1§lard1r. Zaten dergide Cumah'mn "Ha
ziran" §iiri vard1r.
Yenilikler' de yaymlanan oyki.ilere gelince, son say1da Sait Fa
ik'in somadan "Havuz Ba§1" ad1m alacak olan "Havuz Kenan" oy
ki.isi.i yer ahr. Daha onceki say1larda ise Nairn Tirali 'nin, Oktay Ak
bal ' m oyki.ileri gori.ini.ir. Naim'in oyki.isi.i "Parmak" adm1 ta§1yor
dur. Oktay ise "Kopri.i Osti.i" oyki.isi.ini.i vermi§tir. Oyki.isi.inde "ge
<;:en bir kamyonun 1iizganm savurduktan soma" paketinde kalan
son cigarasm1 <;:1kanp dudaklanna yerle§tiriyor ve bir kibrit <;: ak1-
yordur. Onun bir ozelligidir bu. Hemen hemen her oyki.isi.inde kib
rit, cigara ve duman v ard1r. Bunu Fahir Onger saptam1§tlr. A kb al ' m
son yap1t1 insan Bir Ormand1r' da bile gori.inen b u ozellik onun oy
ki.ilerinin tadma tad katar.
Yenilikler' in son say1smda Kafka'nm "Kom§U" adh oyki.isi.i de
v ard1r. Tirali'nin <;:evirdigi bu oykii Ti.irkiye' de yaymlanan ilk Kaf
ka oyki.isi.idi.ir. Suna K1raathanesi'nin o zamanlardaki §enligini
si.irdi.irenlerden biri de Nairn Tira l i'dir. Demek isteriz ki Nairn ora
ya her vakit bi.iyi.ik bir CO§kunluk i<;:inde gelir, bir ak§am onceki
<;:apkmhk seri.ivenlerini oradakilerin ag1zlanm suland1 rarak anlat1r.
Bunlar <;:okluk Romahlara bzgi.i bi<;:imdedirler. Bir<;:ok kadmla Na
i m ' in Galatasaray'dan arkada§lanm da ahr i<;:ine.
Naim'in bu seri.ivenleri anlatmas1 hi<;: yabana gitmez. Bunlan
Suna' y a boca ettikten soma pansiyonuna ko§ar, anlatt1klanm bu
kez oyki.iye <;:evirir. Naim'in gozlemleri <;:ok gi.i<;:li.idi.ir. Bir olaym
b amtelini bulup <;:1karmakta hi<;: gi.i<;:li.ik <;:ekmez ve oykiilerini <;:ala
kalem yazar. 5-6 y1l i<;:inde i.i<;: kitap dolduracak Ciyki.i yaZffi l§, gelin
ba§1m1z1 dovelim, soma birdenbire bu i§ten kopmU§tUr. Bu, onun
sonu<;:suz ve gereksiz birtak1m ticaret i§lerine dalmasmdan, bir si.i
re de siyasa denizinde mehtaba <;:1kmasmdan ileri gelir. Nedir, Beh
<;:et, Oktay, Fahir, Sal§h onun her an b1rakt1g1 yerden oyki.ilerini
kavray1p daha ileri goti.irecegini umarlar. Bunu, kendisiyle birlikte
i§ <;:eviren ortaklan da ister, dahas1, Naim'in bir an once edebiyata
donmesi i<;:in onu, kaz1klar atarak, bezdirmeye <;:ah§1rlar.
Nairn gibi bir si.ire soma edebiyattan elini ayagm1 <;:ekecek biri
de Fahir Onger'dir. Fahi r'de Suna toplantilanndan birka<;: y1l son-
1 87
ra bir i!ac; kurumuna ortak olacak ve ortalardan silinecektir. Aradan
bir on yil gec;tikten sonra yeniden edebiyat alanma donecektir, ama
ati alan Oski.idar'1 gec;mi§ olacaktlf.
Suna K1raathanesi' nin bir sevgilisi de Tahir Alangu 'dur. Her
kes ona Baba Tahir der, o da babahg1m gostermek ic;in her i§i ag!f
dan ahr, konu§masm1 bile ona gore ayarlar. Yazilarmda da aym
tempoyu si.irdi.iri.irse de bu, bir §eyi iyice incelemeden gi.im§1gma
c;1karmak istememesinden gelir. 1 952 y1hnda bir oyki.i gi.ildestesi
hawlamay1 di.i§i.ini.ince iki bin oyki.ici.iye mektup gondermi§, onla
nn verdigi kar§Ihklan hirer hirer incelemeden i§e giri§memi§tir.
Onun o s1ralarda
<.;alg1 li Kahvelerdeki KU/hanbey Edebiyat1 ve Nii
numeleri admda bir incelemesi vard1r ki bu Alangu'nun ne kadar
titiz bir yazar oldugunu gosterir. Kitabm sayfalan kabank degildir
ama, palavraya, temelsiz di.i§i.in celere hi<; yer verilmemi§tir.
Yenilikler toplulugu kimi zaman da Pangalt1 'da Ha!askargazi
Caddesi i.izerindeki Haylayf Pastanesi'nc ta§1mrlar. iki bi.iyi.ik sa
londan olu§an Pastan e ' nin ( §imdiler salonun biri $ekerbank. oteki
si Tum; Kafeterya) bir salonu Harbiye 'den gelip Kurtulu § ' a donen
tramvaylarm dirsek c;evirdikleri kb§eyi kaplar. Suna gediklileri
c;okluk burada otururlar ve bir metre duvardan sonra tavana kadar
yi.ikselen camlardan d1§any1, ak§am piyasasma c;1km1§ Osmanbey
k1zlanm seyrederler. Kimi zaman ise cadde i.isti.indeki giri§ kap1s1-
m ic;ine alan salonu yeglerler.
Hayla}f a 1 940- 1943 y1llan arasmda ressam Ha mi t Gorele de
s1k s1k gelir. <";i.inki.i o da bir kahve ku§udur. Her gi.in bir yerlerde
oturmadan evine gidemez. Yamndan hi<; eksik etmedigi el c;anta
smda da gazetelerde c;1kan yaz1lannm kesikleri bulunur. Bunlar
arasmda Cumhuriyet gazetesinde Peyami S afa ile yaptig1 tart1§ma
kesik\eri vard1r. Masasma bir dostu geldi mi Gorele, o tart1§madan
sbz ac;ar ve yaz1lannda soylemcdigi ya da soyleyip de Cumhuriyet
gazetcsi Yazi i§leri Mi.idi.iri.ini.in yaz1dan c;1kartt1g1 §eyleri bi.iyi.ik
aynntilarla anlatu.
1 94 1 y1llannda oraya S abahattin Kudret, Hasan Tannkut, Li.itfi.i
Ozkok de gelir. Hasan Tannkut'un Yeni insanlik' 1 c;tkard1g1 gi.inlcr
dir. Salah B irsel, Orhan Hanc;erlioglu ve Hasan Tannkut'la burada
tam§Ir. Hasan Tannkut yakas1 ac;1k bir gomlek giyer. Edebiyat Fa
ki.iltesinin Felsefe dahnda okuyordur. <";ok geni§ bir ahnla kaplan
m1§ olan yi.izi.i Maksim Gorki 'den c;ok Maksim Gorki 'ye benzer.
188
Bu benzeyi§ daha ilerki y1llarda Hasan Tannkut'un bir de pos b1-
y1k buakmas1yla daha belirgin bir hal ahr. Arna o giin Birsel'in
dikkatini asil Han\'.erlioglu \'.ekmi§tir. Han\'.erlioglu'nun o y1llarda
giiriil giiriil sa\'.lan vardu. Boy pos da a§ag1 kalmaz. 0 da giiriil gii
riildiir. OtUfll§U ise \'.Ok goz doyurucudur. Kollanm masaya daya
mad1g1 halde Birsel, Han\'.erlioglu 'nun biitiin masay1 kaplad1g1 iz
lenimine varm1§ ve:
- B u adam en azmdan bir validir.
diye ge\'.irmi§tir i\'.inden. Han\'.erlioglu vali degildir, ama istanbul
dolaylannda bir il\'.ede kaymakamdu.
Salah B irsel o giin Haylayf'ta n aynhrken:
- i§te bugiin de yeni bir ozanla tam§t1m,
diye f1slam1§tlr belleginin kulagma. <;unkii o giin Han\'.erlioglu
kendisine bir oykiicii olarak degil, bir ozan olarak tamt1lm1§tlf. Sa
Iah da daha once Yeni insanl!k' ta Han\'.erlioglu 'nun iki §iirini oku
dugu i\'.in hi\'.bir §eyden ku§kulanmam1§t1r.
Yenilikler toplulugu o y1l Taksi m Meydamnda Osmanh Sokak 'a
saparken sol ko§eyi tutan Ankara Pazan' nm iistiindeki kahveye de
dadamr. Arna buraya sadece pazar giinleri gelirler. Kahveye dik mi
dik bir merdivenden \'.lkihr ve hangar gibi bir salona girilir. Kahve
nin Meydan ' a ve Osmanh Sokak ' a bakan yanlan ba§tanba§a cam
larla kaph oldugu i\'.in salon 1§11 1§1ldu. Mii§tcrisi de azd1r. Hele
pencerelerin yamna bizim ahbap \'.aVU§lardan ba§kalan oturmaz.
Arna bizimkiler oturur da ne yapar? Arkalanm doniip iskambil oy
narlar. Bu oyunlara Muvaffak Sarni, Abidin Miimtaz, Tahir Olga\'.,
Ziya ilhan da kat1hr. <;unkii onlar buraya daha onceleri sermi§ler
dir postlanm.
Abidin Miimtaz K1sakiirek , soyadmdan da anla§1lacag1 iizere
Necip Faz1 l ' la akraba olur. Ne ki, biitiin akrabalar arasmda oldugu
gibi onunla bir yakmhg1 yoktur. Arna akrabahgm1 one siirmekten
ho§lamr. Abidin Miimtaz evvelleri Ankara'da oturuyordur. istan
bul ' a bir iki y1l once transfer olmU§tUr. Ankara 'dayken 1 940 y1lla
nnda Dikmen admda bir dergi \'.1karm1§tlr.
Muvaffak Sarni Onat, arada bir §iir yazan bir ozandu. Ziya il
han ona gore daha dogurgan say1hr, ama edebiyatta \'.Ok\'.a bir sav1
yoktur. Ya§am1 \'.Ok agu gorevlerde ge\'.mi§, bu onu zamamndan
once \'.Okertmi§tir. 0 sualarda istanbul 'da yarg1\'.hk yap1yordur.
Daha onceleri de, uzun bir sure, sivil polis olarak \'.ah§ffil§tlr. B un-
1 89
Ian saklamadan anlat1r. Gen\'.ligi Antal ya 'da ge\'.tigi i\'.in, oray1 \'.Ok
sever. ilk §iir kitabmm ad1 da Portakal Bahr;eleri'dir. Buraya kimi
zaman idris Ahmet Pura da gelir. Kemal Tahir'le uzun siire arka
da§hk yapm1§ olan Pura, Merkez B ankasmda \'.ah§rr. Gen\'.liginde
o da §iirler yazm1§lir, ama arlik bu i§ten vazge\'.mi§ goriiniiyordur.
Tahir Olga\'. ise bir siirii oykii, bir o kadar da senaryo yazm1§lir. 0
y1llarda Kekik Kokusu admda bir oykii kitab1 da \'.Ikanr. Arna 01-
ga\'. 'm asil ustahg1 iskambil oyunlanndadu. Bu oyunlan Fethi Ka
rakaf la birlikte hem en hep o kazamr. Arna biz burada daha \'.Ok
oyalanmayahm. B akm Beh\'.et, Okray, Nairn, Fahir Taksim Kahve
si'nin penceresine yakla§tilar. Meydanm obiir ucunda, Harbi
ye' den gelirken sag kb§edeki Kristal Gazinosu'na bak1yorlar. Arna
onlann asil baktiklan yer on yiizii direkler iistiine oturtulmu§ olan
Kristal* degil, onun altmdaki Cumhuriyet Pastanesi' dir.
Onlar onlerindeki y1llarda haftada bir, iki orada da toplanacak
lar, ya§antilanm bir siire de orada tiiketeceklerdir.
Nairn Tirali' nin dergi dii§leri Cumhuriyet Pastanesi' nin ba§hca
konusudur. Nairn her defasmda yeni bir dergi tasans1yla gelir, ar
kada§lannm tiimiiniin agzm1 a\'.1k buak1r. Arna 1952 yilmm Arahk
aymda bu dii§ler birden ger\'.ekle§me olanag1 bulur. Nairn, 62 say1
siirecek dergisini \'.I karmaya ba§lam1§lir arlik. Adm1 da Yenilikler' e
baghhgm1 gostermek i\'.in Yenilik koymay1 yegler. Nedir, Yenilik \'.I
karken de dergi ve gazete tasanlan yine birbirini kovalar. B unlar
kimi zaman Yenilik'in boyunun degi§mesini de etkiler.
0 y1llar Edip Cansever, Alp Kuran, Erciiment U\'.an da Cumhu
riyet' e renk katar. Kimi giinler Sait Faik de gelir. Yanmda da \'.Ok
luk pala b1y1g1yla Ozdemir Asaf olur. <;iinkii Ozdemir de o y1llar
da S ait'e en yakm duran sanat\'.Ilardan biridir. B 1y1k, Ozdemir' in
s1skas1 \'.Ikm1§ avurtlanm brter, yiiziine Alman Kayzeri Hinden
burg 'un oturakhhgm1 verir. Yam l maym, Ozdemir 'in et tutmamas1
az yiyip i\'.mesinden gelmez. Toplulugun en bogazma dii§kiinii Bir
sel bir tabak yerse, Ozdemir be§ tabak yutar.
Cumhuriyet' e bir ak§am Nairn, Okray Verel ' i de getirecektir.
Okray Verel o vakitler §imdiki iiniine kaVU§mam1§ lir. Arna kaVU§a
cagm1 bilmektedir ki o giin orada oturan herkese adamakilh i\'.er
ler. Dogrusunda, i\'.erlenecek bir §ey de yoktur. Nairn, Okray Ve
re! ' le pastaneye geldigi vakit herkes kendi aralannda konu§maya
* Buray1 Abdtilhamit <;agmm Cristal Gazinosu ile kan�tumamak gerekir.
1 90
dald1g1 i\'.in a§m bir ilgilenme o lmam1§t1r. Vere! oradakileri yete
rince tammad1g1 i\'.in buna \'.Ok ahnm1§ ve bir ara gitmek i\'.in aya
ga kalkan Salah Birsel'in yanma yakla§mas1 iizerine ona, masada
oturanlan i§aretle §byle demi§tir:
- Ben bunlann topunu tek cebimden \'.Ikannm.
0 y1llar Beh\'.et, Oktay, Nairn, Salah dortliisii cumartesi ak§am
lan Tepeba§1'nda Dram Tiyatrosu' nun kar§1smda istanbul Lokan
tas1' nda yemek yemeyi de ah§kanhk haline getirmi§lerdir. B u cu
martesilere Faz1l Hiisnii Daglarca da kat1hr. B unlar Faz11 'la
Melek
sinemasm m kar§1smdaki bir lokantaya gidip "Atom Koftesi" de
yerler. Kaz yumurtas1 biiyiikliigiinde, yagda kizartilm1§ kofteler
ucuz mu ucuzdur. Bu, onlann birer litre a\'.1k ve kotii §arap i\'.mele
rine de olanak saglar. Bu lokanta (§ imdiler oraya sinema ve stiidyo
makineleri satan K or;anga Film yerle§mi§tir) \'.Ok §iir tart1§mas1
gormii§tiir. Hele bir defasmda Fazil Hiisnii ile lafm1 esirgemeyen
S a l ah Birsel'in giire§ tutmasma ramak kalm1§t1r.
Faz1l bir kez de Cavit Yama\'. ' m kans1 Nahire'ye i\'.erlemi§tir.
Kad1ko y' lerden, bir yerlerden geliyorlard1r. Oktay, Faz1l, Cavit,
Salah, Cavit'in kans1 be§ ki§idirler. Koprii 'de vapurdan inince
Yiiksekkaldmm 'a vurmu§lar, B eyoglu'na \'.1kiyorlard1r. Yolda laf
yine gelir §iire dayamr. Nahire:
- �iir yazmak onemli bir §ey degil. <;ocuk yapmah \'.Ocuk!
Faz1 l:
- <;ocuk da ne demek? Sen §iir yaratabiliyor musun ona bak!
TartI§ma k1sa siirede geli§ir ve biiyiik alevler kazamr:
- Hayu \'.ocuk onemlidir!
- Hayu §iir onemlidir!
Nedir, Yiiksekkaldmm tartI§ma kabul etmeyen bir yokU§tUr.
Kamburunu gittik\'.e daha \'.Ikararak tartI§mac1lan suspus eder.
1 950 y1llannda Cumhuriyet Pastanesi'nc geceleri yemekten
sonra Yahya Kemal'de gelir. Yahya Kemal gibi Uskiip 'lii olan Sab
ri Berke! de \'.okluk onu yalmz buakmaz. Berke! o giinlerde Yahya
Kema l ' l e bir Oskiip tablosu armagan etmek yigitligini de gosterir.
Yahya Kemal de bu yigitligi Prenses Emine 'ye aktanr. Bir ak§am
Berke! Prensesin evinde ak§am yemegine \'.agnld1g1 vakit -bu \'.ag
nya Yah ya Kemal omuz vermi§tir- sa lonun bir duvannda kendi
tablosunu gorerek biiyiik ressam titre§imleri ge\'.irir.
1 91
B ogazi<;i Yandan Yandan
192
yince akla bu adlar gelir. Bunlar -Tiirkiyat Enstitiisii Miidiirii Bay
Tev fi k ' i de unutmamah- Yahya Kemal'in en yakmland1r. Ger-ri
Yahya Kemal'in hayranlan ve dostlan arasmda daha bir-rok koda
manlar vard1r ama onunla en -rok ili�ki kuranlar bunlard1r. Bunlar
k1� aylannda evlerinde yapt1klan toplantilarla da Yahya Kemal'e
baghhklanm canh bir bi-rimde sergilerler. Arna i\'.ki sofras1 arka
da�hgmda ona en vefa gosteren Halis Erginer 'dir. Vehbi Eralp de
bir kez Caddebostam Gazinosu'nda, bir kez de Bebek iskele Gazi
nosu nda Yahya Kemal ' le ba�ba�a ag1zlarm1 islatt1klanm ammsar.
'
1 93
kusuru olarak gi:irtir. B at1hlar gibi, laubali olmadan i\'.ten olmaya
\'.ah§tr. Onun dilinden dti§tirmedigi sozlerinden biri de §Udur: "Bi
zim en \:Ok muhta\'. oldugumuz §ey Avrupahlann ahliikt ve ya§ama
yontemleridir."
Yahya Kemal, Emirgan'da, r;111aralt1' nda oldugu vakitler bu
toplulugun tiyeleri de \'.Okluk yanmdadu. Oraya Fuat �emsi, Htise
yin Pekta§, S affet Sav da gelir. S1k s1k gelenlerden biri de Faruk
Nafiz <;amhbel 'dir. <;amhbel 'in burada kendine aynlmt§ iskemle
si bile vard1r. 0, Emirgan ' a ya§ammm son gtinlerine degin bagh
kalm1§t1r. 1 970 sonrasmda bir gtin Faruk Naf1z'le Sennet S. Uysal
orada bulmu§lar, ikisi de olen e§leri i\'.in bol bol gozya§t dokmti§
lerdir. Halis Erginer de <;amhbel'e oltimtinden 1 5 gtin once orada
rastlamt§ ve kendisine yeni §iirleri olup olmad1gm1 sormU§tUr.
Onun sadece dortltikler yazd1g1m soylemesi tizerine de:
- Ostad ni\'.in rubaiyi denemiyorsunuz?
Rubai daha \:Ok dti§tince §iiridir. �iir o dar kahba s1gmaz.
Bu soz tizerine Halis Erginer de bir gtin once yine Emir
gan 'dayken yazd1g1 rubaisini <;amhbel'e okur ve ondan btiytik boy
bravolar ahr:
1 94
Cahit Tanyol, Mehrnet Kaplan, S abri Esat Siyavu§gil, i. Galip Ar
can, Ahrnet Muhip Dranas, Faztl Hiisnii Daglarca, Nasuhi Baydar,
Ali Silha Delliba§t, Mernduh � evket Esendal -Mustafa Yahnkat
takrna ad1m kullamr-, Malik Aksel, Liitfii Ay yazar. Sedat Tanay
dm ' m da ilgin\'. oykiileri vard1r.
Gazetenin 3 3-34. say1lannda 1 940 ku§ag1 yazarlanrun (Beh\'.et
Necatigil, Ozdernir Asaf, Orhon M. Anbumu, S arnirn Kocagoz,
vb.) yaz1lan da yer alrnaya ba§lar. 0 say1da Fahir Onger 'in ''Telif
Haklan ve Sonu\'.lan" admda bir yaz1s1 yaymlamr. Arna bir dizgi
yanh§t sonunda Fahir ' in ad1 "Fehrni Onger" diye \'.tkacakt1r. Aym
say1da S a!ah Birsel de "Yeni bir � iirin ilkelerine Dogru" ad1 altm
da ilk kez §iirin ilkelerini yaymlar. Nedir, Oktay A kbal ' m oykiile
ri o say1dan da once yaymlanffil§tlr. Gazetenin bir ozelligi de arka
sayfas1m ba§tanba§a siirekli bir rornana ayurnas1d1r. Oktay Ak
bal ' m Garipler Mahallesi adh rornam da orada giin t§tgma \'.lkrnt§
tu. Ondan once de Ahrnet Muhip Dranas ' m Gaige/er adh oyunu
yaymlanrnt§tlf.
Ernirgan ' 1 , Ru§en E§ref Bogazi<;i Yakmdan adh kitabmda §byle
anlatrr: "Dort be§ \'.mar, deniz k 1y1smda yoku§urnsu bir rneydam
kaplarnt§. Her birinin bir aga\'. iriligindeki dallan, rnerrner direkli
beyaz bir carni rninaresinin iist hizasma kadar sarrna§ dola§ \'.tktyor.
U\'.uk rnavi havamn i\'.inde iri ye§il dernet, bir bu\'.uk yiizy1lhk bir
\'.e§rnenin geni§ revakm1 barmdmyor. Bir eski \'.ag tapmagmdaki
siitunlardan daha kahn bu \'.mar govdelerini altl, yedi ay dinrneyen
golgesindeki bu Tiirk rokokosu \'.e§rne, bir su rnihrab1 zarifligin
de . . . Onun dart yamndaki ye§il zerninli yaz1tlar, Yesari 'nin altm ta
likleri, biraz uzaktan baktlmca, giine§ kumttlan samhyor.
( . . . ) Bu a\'.tk hava kahvesi yazlan, bir baktrna o serntin gene! se
Iarnhk dairesi. ( . . . ) Bu kahvenin, bu §irin Bogazi\'.i kb§esinin oyle
tiryakilerini tamyorurn ki, §ehirden gelen konuklan bile orada agu
hyorlar. Ak§arn saatlerine dogru yerni§\'.iler de birer iki§er orada
toplamyor. Yukan bah\'.elerden iworta dolusu Mustabey arrnudu
indiren delikanh, yerni§lerinin tad1m, rengini, okka\'.ekerligini kah
ve halkma o giin oyle ovdii idi ki . . . Arna aglanm \'.mar aralanna
boydan boya asrnt§ kurutan, kendileri de beyaz rnuvakkithane
duvanna yash rnu§arnba peykelere \'.lplak ayaklanyla tiineyen
bahk\'.1lar, arrnut soylevcisinin sozlerini esneyerek dinlediler. ( . . . )
Biraz soma bu biricik satlc1ya rakip \'.lktt. Ger\'.i onun, boynuna as1-
1 95
h cam kutulannda amerikanf1stig1, tuzlu bad em, kuru f md1k gibi
�eyler vardi. Ancak elindeki sepette de, her maldan i.isti.indi.ir diye
one si.irdi.igi.i armutlan gosteriyor. ' Tereyag gibi, kiz yanag1 gibi'
diyordu. Gen;ekte, bunlar, uzaktan Edime'nin mis sabunlanm oy
le andmyordu ki ... "
Buramn gori.ini.i�i.ini.i isterseniz B irsel'in "Emirgan" adh �iiriyle
de bi.iti.inleyebiliriz:
196
J im ' i (padi§ahhg1 1 789- 1 807) bekleyecektir.
B urada bir � 1kma yapmak gerekirse. IV. Murat'm bah�eyi Yu
suf Han ' a verirken oraya bir yah da kondurdugu sbylenebilir. Yu
suf Han'm oldiiriilmesinden uzun bir siire sonra I L Mustafa (padi
§ahhg1 1 695- 1 703) yahy1 bilginlerden Mirza Mustafa Efendiye
vermi§tir. Ondan da oglu Mehmet Emin Salim Efendiye kahr. On
dan da �eyhiilisJam Aptullah Vassaf Efendiye ge�er. X IX. yiizyilm
ba§lannda Saray Hazinesi ba§yaz1c1s1 Feyzibeyzade Mehmet Be
yin elinde olan y a h , Aga Hiiseyin Pa§aya ge�er. Pa§anm �ocuklan
da onu Mekke Emiri �erif Aptullah Pa§aya satar. 0 zamandan be
ri yah halk arasmda "Aptullah Pa§a YallSl" diye amhr. Kimileri de
" �erifler YallSl" der. Yah son y 1 l l arda da Milli Egitim B akanhgmm
mah olmU§tur.
Bu yahdan sonra Mirgiin ' de daha bir�ok yahlar yapilml§tlr.
X V II I. yiizy1hn sonlannda orada onu a§km yah say1hr. Daha son
raki y 1llarda M1sir Hidivi ismail Pa§amn da Tokmakbumu'nda
Mirgiin 'le istinye aras1- bir yahs1 vardrr. �imdilerde, B ogaz'daki
bir�ok yahlar gibi, yerinde yeller esen bu yalmm dart dirhem bir
�ekirdek salonlanndan kb�ekler hi� eksik olmaz. Yahnm oniinden
ge�enler oradan s1k s 1 k:
1 97
Sarni, Neyli Ahmet, Seyit Vehbi, Mirzaefendizade Mehmet Salim,
Nahifi gibi i;agm en gozde ozan ve bi lginleri de bu §Olen ve toplu
luklardan uzak tutulmaz. Ramazanm bahara rastlad1g1 y1llarda
ozanlar bahariyelerini, ramazaniyelerini gelir burada okurlar. Kimi
zaman I II. Ahmet'in de gelip bir haftahgma konuk oldugu bu sara
ym bahi;esi giil, HHe, karanfil ve nergislerden gei;ilmez. Geceleri
i;ii;ek tarhlan arasmda §amdanlar, fenerler, kandiller olur. Bunun
nedeni de ai;1ktir: 0 y1llar Llle <; ag1d1r. Tiim istanbul HHe merak1
yiiziinden uykusunu kai;mr. Arna uykusuzluklarda en i;ok yiizen de
Eyiiplii Ahmet Be§e olur. 0, Tezhibi <;emen (koyu kirmm renkte)
Lal Nisar (giivez alaca renginde), Lali Bedeh�an (yine koyu k1rm1-
z1 renkte) ve Ruhi Giilrenk (koyu leylak renginde) ad1m verecegi
dart !ale tiiretmek ii;in 9irp1mrken uykuya zaman ayiramaz.
Uykusunu ka91ran iii; ki§i daha vard1r. Bunlar da Kethiidayeri
zade Ahmet <;avu§, Hammal Ahmet ile �algam Ahmet'tir. Bunla
rm yaratt1klan laleler de Sul tam Cihan, Sihriye, Mercan Peyker ad
lanm ta§trlar.
Hani, Damat ibrahim Pa§a da herkesi uykulardan ugratmak ii;in
elinden geleni ardma koymaz. Lale yeti§tiricilerine armaganlar ve
rir. Lii' lii-i Ezrak Ialesi de ba§ma odiil konan lalelerden biridir.
Hollanda'dan getirilmi§ olan bu !ale en i;ok <;1ragan, Sadabat, Ne
�atabat bahi;elerinde yeti§tirilir. Hava s1cak oldugu giinler, renkle
ri ui;masm diye iizerine ortii ortiiliir. Nedir, yalmz Ialeciler degil
ba§ta Asafi admda bir !ale yeti§tiren ibrahim Pa§a olmak iizere bii
tiin istanbullular !ale yeti§tirmeye bakarlar.
Bu i;agda yeti§tirilmi§ Ialeler ii;inde en i;ok tutulam Sim, En
dam, Sayei Elmas, Ab1 Yakut, Zibi Hiimayun, Nevyan Seyh, Canu
Hur�it, Mensub1 Ferah, Yegane Hadeng, Ah1 Fiitade, Sum Huda ,
Ab1 Rummani, Tesellii Haw· Sulei <;emen adlanm ta§tr. Bunlardan
Ab1 Rummani (Nari;ii;egi suyu) kumlZlh beyazh, orta kadehi ba
dem bii;iminde, boyu k 1sa, ii;i fitillidir. M ensubi Ferah (Goniile Se
vini; Veren) ise giivez rengindedir. Suni Huda ile Sayei Elmas ley
Iak rengine i;alar. Arna bunlann beyaz, san, mor, ktrm!Zl renklisi
de vard1r. A b1 Yakut ise koyu k1rm1Z1 ve mor fitillidir. Diirrii Yekta
(E§i Bulunmayan inci) adh beyaz bir !ale de vardir ki i;ok aramr.
Turuncu renkteki lalelerin en iinliileri ise Miicella Turuncu , Ho�
Turuncu, Miicessem Turuncu adlanndadir.
XIX. yiizytlm ba§mda Bogaz'daki yah say1s1 245 ' e yiikselir.
1 98
Bunlann en i.inli.ilerinden biri de Baltalima m ' ndaki Mustafa Re§it
Pa§a'mn yahs1dtr. Buradaki yabanc1 diplomatlara s1k s1k §Olenler
verilir. Re§it Pa§a sonradan bu tahta yalmm yanmda bir de ta§tan
saray yaptmr. Bir si.ire ge�ince de bu iki yahy1 hazineye 250.000
liraya satar. II. Abdi.ilhamit de yah lan Re§it Pa§a'nm oglu ile evle
nen 12 ya§mdaki "§i§e gibi" k1z karde§i Fatma Sulta n ' a verir. Halk,
hazinenin bu i§ i�in bu kadar bi.iyi.ik para odemesini hi� de iyi kar
§tlamaz. Her yerde dedikodu kazanlan kaynat1lmaya ba§lar.
Nedir, Re§it Pa§ a ' m n oglu Ali Galip Pa§a �ok ya§amaz. Otu
zuncu bahanm si.irerken, parmagmda Abdi.ilmecit'in armagam �ok
degerli bir p1rlanta yi.izi.ikle kay1g1m Bogazm vapurlanndan birinin
�arkma kapt1rarak, bogulup gider. Bir ozan:
* Eyliil yazan Mehmet Rauf degil, <;evinnen ve oza n Mehmet Rau f'tur. 1 882- 1 9 1 8 .
1 99
mezsin ve soyleyecek adam olmadm. Sa�mahyorsun" sozleriyle
kar§tlar. Odadan da ftrlar gider. Arkasmdan ko§anlar Yasa Mecli
si ' nden ka�mamn dogru olmayacag1m kendisine anlattrlarsa da Pa
§a, hi�bir bi�imde geri donmeyecegini a�1klar. Yusuf Pa§a i�in de
agzma geleni soyler. Arna Meclisi Vala dii§iinmeye �ekildikten
soma arsamn yeniden Re§it Pa§a'ya geri �evrilmesinde karar verir.
Bu arada Mustafa N aili Pa§a'mn Meclis 'teki sozleri de kmamr.
Bu yiizytlm onemli yahlanndan biri de "Aslanh Yah" diye am
lan Yenikoy'deki Sait Halim Pa§a yahs1d1r. Sait Halim Pa§a'mn
karde§i Abbas Halim Pa§a'nm yapttrtt1g1 yah, 1 900 y1llannda, ki
mi ki§ilerin yahda dokuncah belgeler ve s ilah bulundugunu Padi
§aha cumal etmesi iizerine gorevlilerce aranmt§, yahya gidip ge
lenler de gozlenmeye ba§lanmt§tlr. Buna �ok�a iiziilen Sait Halim
Pa§a, yurt dt§ma �1kmt§ ve ancak 1 908 Me§rutiyetinden soma
memlekete donmii§tiir.
Sait Halim Pa§a 1 3 Haziran 1 9 1 3 ' te sadrazam olduktan soma,
daha �ok "Sadaret Konag1" ad1 verilen, S ultanahmet'te Fuat Pa§a
tiirbesi kar§tsmdaki konakta oturur. Arna ara s1ra yine Yenikoy'de
ki yahsma gelir. Goben ve Breslaw admdaki Alman z1rhhlannm
Karadeniz 'deki Rus l imanlanm topa tutmalan iizerine Osmanh
imparatorlugu sava§a girmek zorunda kalmca buna katlanamayan
Pa§a, gorevinden �ekildigi giin de Yenikoy 'deki yahsma ko§ar.
<;ekilme yaz1s1m geri almas1 i�in ricaya gelen bakanlann topu da
oraya degin uzanmak geregini duymu§lardtr.
Bir giin kendisini yoklamaya gelen Dr. Necmettin Arif, Celalet
tin Arif, Mehmet Akif ve ibniilemin M ahmut Kemal'in oniinde Sa
it Halim Pa§a §byle der:
- Tan1d1klardan biri yeni yazd1g1 bir yazmm miisveddelerini ba
na gonderip dii§iincemi sordu. Okutahm da sizler de dii§iinceleri
nizi soyleyiniz.
Yaz1, §ifre katibine okutturulur. Bittikten soma Pa§a, Akif'e:
"Nasti buldunuz?" di ye sorar. Mehmet Akif:
- <;ok yinelenmi§ sozler. bnemli bir §ey degil.
Pa§a bu kez de ibniilemin'e <loner:
- Siz ne dersiniz?
ibniilemin, Pa§a'nm saranp morarmasmdan yazmm onun kale
minden �1kttg1m �akmt§tlr. Ostelik yaz1y1 da begenmi§tir. Kar§th
g1 §U olur:
200
- Ne diyebilirim? Ele§tirip degerlendiremeyecegim yi.ice di.i§i.in
celer bunlar.
Bu sozlerden Mehmet Akif de yaz1y1 yazamn kim oldugunu an
lamt§ttr. 0 <la durumu kurtarmak i�in bir iki soz mmldamr.
Pa§a, ozanlan, sanat�1lan <la �ok�a sever. S1k s1k onlan evinde
toplar. Naci Sadullah'm anlatt1gma gore Pa§a, Neyzen Tevfi k ' in
neyine, §iirine, ni.iktelerine de tutkundur. Onu <la s1k s1k konagma
�agmr, bi.iyi.ik agtrhk gosterir. Kendi sofrasmda fena halde sarho§
olup s1zd1g1 bir gecenin sabahmda ise Neyzen 'den bir daha i�ki i�
meyecegi i.izerine kesin soz ister. Neyzen htk mtk ederse de Pa§a
y1 �ok�a sevdiginden bir daha rakmm damlasm1 agzma koymaya
cagma soz verir.
Yine ozanlann, bilginlerin topland1g1 bir gi.in Pa§a, Neyzen' i de
�agmr. B akar ki Neyzen 'in ayakta duracak hali yok.
- Hani soz vermi§tin? Hani agzma damlasm1 koymayacaktm?
Vallahi billahi agz1ma bir damla i�ki koymu§ degilim.
- inanmam, §tiyle yakm gel de bir hoh de bakahm.
Neyzen iyice sokulur. Pa§a'nm bumuna olanca solugunu bo§al
tan bir hoh ftrlattr. Hayret! Neyzen 'in agz1 ger�ekten i�ki kokmu
yordur. Pa§a §a§km:
- Bu nastl i§ Neyzen?
- Sen kokusunu ahp <la anlamayasm diye i�kiyi alttan tenkiye
ettirdim. insan biraz di§ini s1k1p <la ald1gm1 �1karmazsa, i§te boyle,
t1pk1 yukardan i�mi§cesine mestoluyor, Pa§am.
Sait Pa§a'nm bi.iyi.ik oglu Prens Halim de hep Yenikoy'deki ya
hda kahr. Babasmm 1 92 1 oli.imi.inden sonra Prens bir gi.in orada ib
ni.ilemin 'e §Unlan soyleyecektir:
- Merhum, Ti.irk�eyi kusursuz yazmakla birlikte Frans1zcay1 <la
herkesten iyi yazard1. Yaz1lanm <la hep Frans1zca olarak kaleme
ahrd1. S adrazamhg1 strasmda � ifre Kalemi Mi.idi.irli.igi.i'ne getirilen
Mehmet Rauf Bey* de onlanTi.irk�eye �evirirdi. Arna Frans1zcada
ki ince di.i§i.i nceler Ti.irk�esinde gori.inmezdi.
ibni.ilemin bu a�1klama i.izerine §U kar§thg1 verir:
- Ke§ke kaleminden �1kt1g1 gibi Frans1zca olarak yaymlasayd t !
Prens Halim, musikinin gizlerini bilen, tanbur, kemen�e, viyo-
lonsel �alan biridir. Bu kez de §tiyle der:
- Osmanh Devletinin sadrazam1 olan bir ki§inin anadili Ti.irk�e
yi b1rak1p Frans1zca yap1t yaymlamasm1 ul usal onuru bak1mmdan
201
hi\'. mi hi\'. uygun bulmazd1.
XIX. yi.izy1lm yahlan i\'.inde Kanhca'da Suphipa§azade S arni
Beyin, Kuzguncuk'ta Fethi Pa§a'nm, Kandil li'de Abud Efendi'nin,
ismail Pa§a'mn, K1bnsh Mehmet Pa§a'nm, Kant Ostrorog'un, Be
bek'te Valde Pa§a'nm, Anadoluhisan'nda Zarif Mustafa Pa§a'mn,
Amcazade Hi.iseyin Pa§a'mn, yine Kanhca'da S affet Pa§a'nm, �u
buklu'da eski Mi.ize Mi.idi.iri.i Hali! Ethem Bey'in yahlan dikkati
\'.eker. Ge\'.en yi.izy1hn ikinci yansmda bi.iti.in Bogaz halk1 deniz i.is
ti.inde ya§ar. Hele 1 87 6 y1hmn sonbalan, yeni bzgi.irli.igi.in dogurdu
gu sevin\'. -bunlan Fazh Necip anlatiyor- Bogaz ci.imbi.i§lerine e§
siz bir CO§kunluk verir. Ay1§1gmda Bogaz ' a dbki.ilen yi.izlerce san
dal, tath ahenklerle dola§Ir, bi.iyi.ik yahlar ve saraylarda kurulmu§
saz alemleri oni.inde toplamr. Arna, devlet bi.iyi.ikleri halkla ili§ki
kurmamak i\'.in midir, nedir, bu saz alemlerine kat1lmaz. Yalmz
bunlann yahlardan kalkan, saz tak1mlanyla donat1lm1§ kay1klar
Bogaz'da, ozellikle de ' Yenikoy- Bebek' ve · �ubuklu-Ki.i\'.i.iksu'
arasmda, gidip gelen bteki kay1klara musiki §bleni \'.ekerler.
Pierre Loti de 1 887 y1lmda istanbul ' a ilk geldigi vakit Bogaz'm
gi.izelligine vurulmu§tur. Arna o, o y1l daha \'.Ok Tepeba§ 1 'nda kal
d1g1 Hate/ d' Angleterre' den -sonradan Alp Oteli -seyrettigi Ha
li\'.'le ilgilenecek ve istanbul 'u Eyi.ip tepelerinden izlemeyi yegle
yecektir. Onun daha ba§ka gi.izelliklere a\'.1lmak istememesinin bir
nedeni de belki o y1l Azade ile \'.Ok\'.a ilgilenmesidir.
Ne var, 1 903 y1lmda Vautour Zirhhs1 komutam olarak istan
bul 'a gelip de 1 4 ay gibi uzun bir si.ire kald1g1 vakit, gemisini kimi
zaman Beykoz, kimi zaman da Tarabya koyunda yatmr ve zuhh
nm o gi.izelim kay1g1yla -ipek gomlekli, beyaz giysili iki deniz eri
\'.eker kay1g1- Bogaz gezintile1·ine katihr. Hele cuma ya da pazar
gi.inleri, kendinden 25 ya§ ki.i\'.i.ik o lan Vautour zuhhs1 subaylann
dan Claude Farrere ' i de yanma alarak Goksu 'ya degin iner, soma
yine Beykoz ya da Tarabya'ya dbner. �u var ki, o y1l Bogaz eski
eglencelerinin bi.i yi.ik bir boli.igi.ini.i yitirmi§tir. Arna isterseniz bunu
bize §air Leyla Hamm anlatsm. �i.inki.i o, ay1§1g1 gezintileri i.izeri
ne daha aynnt1h bilgiler de verecektir:
''Bogazi\'.i 'nin mehtap safalanm gorenler, o sulara, o kly1lara i\'.
leri s1zlamadan bakamazlar art1k. Bebek' le Emirgan aras1 dile gel
se de soylese ... Hava karannca kay1klar yahlardan aynhrlard1. Do
gunun en usta, en bi.iyi.ik musiki i.istadlan ay1§1g1 altmda pml pml
202
harelenen sularm iistiinde birbirleriyle yan§a \'.Ikm1§ gibi CO§arlar
d1. Yiizler ve yiizlerce kay1k sanki birbirine girerdi ve kiy1lar bay
gm seslerle inlerdi. Bu sesler hala kulaklanmdadu-:
Gordiigiim giin nlyini ey mehlika!
bteden ba§ka bir ses gelirdi:
Ey saba esme Niganm uykuda.
Birbirinden giizel feracelere, birbirinden ince ya§maklara bii
riinmii§ tazeler, ba§tanba§a §iir olan bu diinyada kendilerinden ge
\'.erlerdi. Hele o \'.agm iinlii okuyucusu Nedim Bey 'in sesi duyulun
ca biitiin Bogaz sanki birdenbire s usar, sade onun sesi i§itilirdi.
Tertemiz bir alemdi bu. Kimi zaman kendini bilmezler, sarho§lar,
\'.apkmlar da kan§maz degildi aram1za. Arna bunlar yine kendilik
lerinden yava§ yava§ s1ymr giderlerdi. Bunca y1l Bogaz'da gez
dim, ne bir terbiyesizlik, lat atma gbrdiim, ne de ne§emizi ka\'.1ran
bir tabanca sesine, bir b1\'.ak patutisma tamk oldum.
Bu dolunay alemlerinin bir zamanlar belli ba§h kahramam Mii
§ir Fuat Pa§a idi. 0, kay1klan, sandallan az bulur, mavnalara piya
nolar koyar, eksiksiz saz tak1mlan \'.Ikanrd1. Kom§umuz Sait Ha
lim Pa§alar da* ondan a§ag1 kalmazlard1. Hamdi Pa§a' larda oyle.
Biitiin geceyi sularda ge\'.irirdik. Kalender, Kii\'.iiksu .. ve ortahk
aganrken, i\'.imizde bir damla uyku ozlemi, yorgunluk duymadan,
gecenin biti§ine iiziilerek yahlanm1za donerdik.
Mehtap safalan Sultan Hamit \'.agma dek siirdii. Bu \'.agm ilk za
manlannda yine vard1. Yalmz, \'.Ok iyi hatirlanm, Hidiv ismail Pa
§a ' m n yahsmdan bir gece, Bogaz'da o giine kadar e§ini duymad1-
g1m1z bir nagme \'.aglayam sezmi§tik. Biitiin kay1klar siiziile siizii
le bu yalmm oniinde topland1. 0 kadar ki, bir an oldu, Bogaz ka
y1klarla kapanacak gibi geldi bize. Yalmm karanhk pencerelcrinin
ardmdan ud, riibap ve tef seslerine Arap okuyuculann sesleri kan
§iyordu. K1y1lar "Ya Leyl!"lcrle \'.mhyordu.
Ertesi ak§am, elimizde olmadan, yine o yalmm oniinde toplan
d1k. Kar§I kiy1lardan bir gece oncesinden daha kalabahk bir akm,
solugu Hidiv ismail Pa§a'nm yahs1 oniinde alm1§t1. <;ok ge\'.meden
Arap okuyucu ve \'.alg1c1lar yine ba§lad1lar. Bogaz'da bir tapmak
havas1 esiyordu. S1cak iilkelerden gelen bu seste bizi aglatan bir
baygmhk vard1. Yaz1k ki, bu ikinci gece, ne olduysa oldu, bu e§i
gbriilmemi§ musiki §bleni yanda kald1. B ir elkoyma, bir buyruk
dediler. Bogazi\'.i 'nin mehtap safalan son nefesini vermi§ti . .,
203
0 yildan sonra deniz iistii ciimbii§leri hep soniik ge<recek, ama
yine de biitiin biitiine ortadan kalkmayacaktrr. 1 95 0 y1llannda da
Edip Cansever ' le Satah Birsel mehtap safalarmm hiita siirdiigiinii
haber almca, onlar da bir deniz gezisine karar vereceklerdir.
Gezi i<rin se<rilen yer Kad1koy'diir. Vakit de geceyansmdan bir
saat sonra. Edip 'le Satah o giin bir giizel trra§ olmu§lar ve geziden
sag salim <rtkamayacaklanm da hesaba katarak, Abdiilhak Hamit
gibi, dostlarmdan, oldiiklerinde oliilerini yiizii giizel k1zlarm y1ka
masm1 rica etmi§lerdir. Bu arada pantolonlanna da sinek kayd1 iitii
<rekerler. Salah, o bahk<rt kazagm1 giymeyi, beyaz kolah gomlegi
nin yakasm1 dt§an <r1karmay1 da unutmaz ve gezinin ba§layacag1
Kad1koy'e ge<rmek iizere bindigi vapurda kimilerinin kendisini
papaz sanmasma <ranak tutar.
Vakit doldurmak i<rin iki ahbap <raVU§, Edip 'in Goztepe'deki
evine gitmi§ler, orada geceyansma kadar poker ve i<rkiyle kafalan
m iyice y1kam1§lard1r.
Gezi, son vapurun Kad1koy iskelesinden ka<rmlmasma gore ra
ya kondugu i<rin iki ahbap Goztepe 'den dolmu§la Kad1koy 'e gelir
lerken bu gidi§le vapuru ka<r1rmamalanna olanak olmad1gm1 anla
mt§lar ve Sela.mi <;e§me'de dolmu§tan inerek yollanm ya ya olarak
siirdiirmii§lerdir.
iskeleye geldikleri vakit de saat tam biri be§ ge<rmektedir. Art1k
kaq1ya ta§mmak i<rin ba§ka bir vapur olmad1gma gore bizimkiler
de iskelenin sagmdaki kay1k<r1lardan biriyle kendilerini Karakoy'e
atmas1 i<rin pazarhga giri§irler. Kayik<rt pazarhkta hi<rbir gii<rliik
gostermez, iistelik Karakoy'e bir an once varabilmek i<rin kay1gm
yelkenini a<rmay1 da kabul eder. Dogrusu, bu deniz gezisi, Bogaz'm
ay1§1gmdaki eglencelerinden hi<r mi hi<r degi§ik degildir. Yalmz ay1-
§tg1 yoktur. Deniz de dalgah mi dalgahdu.
Yolda iki ahbap <raVU§, eski saz alemlerini ya§atmak i<rin hafif
ten bir §arki tuttururlarsa da bunu ne kay1k<r1, ne de kendileri i§itir.
Arna S ala.h ' m da, Edip'in de keyfi yerindedir. Bir ara kay1k<r1ya
yelkeni a<rmas1 i<rin de as1hrlar. Kay1k<r1 yelkeni a<rmak i<rin ilkin
diregi yerine oturtmahd1r. Arna bunun i<rin de kiirekleri elinden b1-
rakmas1 gerekmektedir ki, kay1k<r1, art1k hava da adamakilh patla
d1gmdan, buna hi<rbir bi<rimde yana§mak istemez. Gelin goriin ki,
bizimkiler pazarhkta yelken a<r1lacagmm bulundugu iizerinde dire
nirler. Kay1k<r1 aman der olmaz, zaman der olmaz. Sonunda, o da
204
arkada�larma giizel kizlar haz1r etmeleri haberini salarak diregi
dogrultmak i<rin davramr. Arna kayik<rmm k1pirdamas1yla kay1k
oyle bir tango <revirir ki S aliih da, Edip de pazarhg1 bir yana itmek
geregini anlarlar.
Sarayburnu onlerinde, kay1k bu kez fokstrota ge<rer. � imdi de
sulann akmt1s1 pe�rev atmaya ba�lam1�tir. Ne v ar, kay1k<rmm da pi
li dolu mu doludur. Fa�, fa� fa�. Uzun boylu kiirek sallad1ktan son
ra bizimkileri de, kendisini de akmt1dan kurtanr.
Edip 'le, Saliih, Koprii'niin Karakoy yanma yana�tJ.klan vakit
durumdan <rok memnundurlar. iyisinden bir deniz safas1 yaptikla
rma inamrlar. Arna evlerine gidip de bir giizel uyku <rektikten son
ra, ertesi giin o geceyi yeniden dii�iinecekler ve besmele gormii�
�eytan gibi tir tir titreyeceklerdir.
Nedir, bu deniz iistii saz alemleri bir yana, Bogaz'm safas1 ek
silmeden siiriip gider. Kanhca, <;engelkoy, Kandilli, Kii<riiksu, Be
bek, Kire<rbumu, Yenimalle yine er horozdan ba�layarak umur gos
terir.
Kanhca iskelesi yanmdaki kahve de Yahya Kemal 'le arkada�la
rma �eker �erbet olmu� yerlerden biridir. Buraya Asaf Halet <;ele
bi de sik s1k gelir. 1 948 y1lmda bir ak�am Beh<ret, Nairn, Oktay, Sa
liih da orada mercan mavi <rini fincanlarla kahveler i<rip ho�<ra va
kitler doldurduktan sonra yandan Anadoluhisan 'na yiiriimii�lerdir.
Niyetleri oradan 22.45 vapuruna binip Koprii 'ye v armaktrr. 22.45
vapuru Bogaz'm en minik ta�1tlanndan biridir. Arkaya oturdugu
nuz vakit sulara degmek i<rin elinizi kuruldugunuz yerden denize
uzatmamz yeter. B izimkiler de bunu yapacak, yakamozlar1 avu<rla
rmm i<rine alacaklard1r. Terslige bakm ki, Anadoluhisan'na geldik
leri vakit vapurun <roktan kalkm1� oldugunu goriirler. Oysa Anado
lu yakasmm son vapurudur bu. 0 saatlerde oradan otobiis, moto
biis gibi �eyler de ge<rmedigi i<rin dart ahbap yaya olarak Dskii
d ar ' a yollanmak ve oradan araba vapuruyla Kabataf a ge<rmekten
ba�ka bir <rtkar yol bulamazlar. Ver elini Kii<riiksu, ver elini <;en
gelkoy, ver elini Beylerbeyi! B izimkiler Dskiidar 'a gelirler, ama ne
gelirler! Hi<rbirinde ayakta duracak hal kalmam1�t1r. Yine de i<rle
rinden biri saatine bakar, diinya maraton rekorunun kmld1gm1 ha
ber verir.
Boyle bir rekor denemesine Bogaz'm Anadolu k1y1smda bir
giin Ru�en E�ref Dnaydm 'la bir arkada�1 da kalk1�m1�lard1r. Ne
205
var, onlar bu i§i ters yonde yapmt§lar, Beylerbeyi 'nden Pa§abah
\:e'ye ytirtimti§lerdir. Ostelik bunu yapmak i\:in kLrk y1l oncesine,
1908 y1hna donmti§lerdir.
0 zamanlar Galatasaray Lisesi Beylerbeyi 'ndedir. 22 �ubat
1907 gtinti Beyoglu' ndaki Galatasaray Sultanisi'nde yangm \:Lktp
da okul btiytik bl\:iide dokunca gortince, yeni bina yaptlmcaya de
gin Beylerbeyi Saray1 ' nm bah\:esine barakalar yap1larak Galatasa
ray Lisesi buraya ta§tnffit§ttr. Saraym bendegan daireleri de yatak
hane olmu§tur. Ru§en E§ref orada yat1h ogrencidir. Yatakhanenin
kt§tn rutubetten, baharlan da -her zaman degil- akrepten yakas1m
kurtaramad1g1m bilir.
Bir gtin bir haber duyulmu§tur: Abdtilhak Hamit Londra 'dan
gelmi§, Pa§a bah\:e' de Pirizadelerin yahsmda kalmaktad1r. Ru§ en
E§ref' le arkada§tntn i\:inde Hamit 'i gormek, onunla tam§mak iste
gi uyamr. iki arkada§ may1sm altmc1 gtinti de -Htdrelez 'de- bu is
teklerini yerine getirmeye karar verirler. Bundan otesini btrakahm
da yine Ru§cn E§ref anlatsm. <;tinkii o da anlatt1ktan sonra biz yi
ne tas1 tarag1 toplay1p Beyoglu'na \:tkacag1z:
"Nihayet, bir arkada§tmla birlikte o gtin okuldan gizlice \:Lkma
ya karar verdik. Anla§tlmz, yakalanmz korkusundan i\:erdeki k1h
g1mm degi§tirmeyecektik. Gortiltirtiz, tutuluruz korkusundan va
pura binmeyecektik. Beylerbeyi'nden Pa§abah\:e'ye yaya gidece
tik. Yalu hi\: bilmiyorduk. Abdtilhak Hamit'in akrabas1 arkada§t
m1z anlatt1 . Sapmadan dogru yahy1 bulabilecektik.
0 sabah, o arkada§ ve ben, bir s1rasm1 getirip b araka dershane
lerimizin arkasmdaki ytiksek duvardan atlad1k. Nakka§ Mezarh
g1'nm tisttindeki tepeden, Beylerbeyi S aray 1'nm ate taraf1m a§ttk.
istavroz Meydam'nm btiytik aga\:lan altmdan, saklana saklana ge
\:erek Pa§abah\:e ' nin yolunu tuttuk. Hep, yah bah\:elerinin duvarla
n arasmda dar bir sokaktan gitmekte idiysek de, ikide bir gtizelligi
ve tazeligi bizi § a§ntan manzaralarla alm alma geliyorduk. Bir ya
mm1zdaki ytiksek tepelerin tistti de, obtir yamm1zdaki ytiksek du
varlann otesi de bize, o gtizellik lerin tadm1 ilk a\:an bilmecelerdi.
Onun i\:i n ne§emizi ve CO§kumuzu boyuna canh tutuyorlard t. He
le, ara SLra, o ytiksek duvarlarm govdesindeki kap1lardan biri a\:1l
d1 mt, imrendirici bir dtizgtin bah\:e bize -ak1ldan ge\:ebilecek bti
ttin refahlan, mutluluklan i\:lerinde toplamt§ birer masal saray1 gi
bi gelen- yah par\:alanm, yqil ve durgun bir serinlik otesinde bir
206
an gosterip kapamyordu. Kiminin a\'.1k kap1smda, siyah redingotlu
incecik bir haremagas1, kiminde, sirtl fes rengi cepkenli, beli ta
bancah, bacaklan poturlu kap1c1lar ya da korucular. . . Bu yahlarda
H1drellez' i belirtir hi\'.bir olaganiistiiliik goriilmiiyordu . Her biri,
kendi diinyasmda, sessiz ve sirtlan doniik binalardi. .. Degil bunlar
da, ikide bir i\'.lerinden ge\'.tigimiz o kendiliklerine ozgii sevimlilik
leri olan ve kly1larmda sandallar bekle§en koylerde de H1drellez
canhhg1 sezilmiyordu. Dahas1, aga\'.lan altmda dinledigimiz Kii
\'.iiksu \'.imenliginde bile ne araba, ne kuzu yiyen insan obekleri
vardi.
Artlk yollar biisbiitiin tenhala§tl. Yahlar seyreldi. Bah\'.eler ko
rula§tl. Gen\: bir meltemle ferahl anan giine§li nhtlm kenarlanm a§
t1k. 0 zaman bir Bogazi\'.i'nin i\'.inden yiiriiyorduk, bir Bogazi
\'.i 'nin de kar§tsmdan ge\'.iyorduk.
( . . . ) Ogle vakti Pa§abah\'.e 'ye vard1k. Yorgunlugumuz "Ya §im
di Abdiilhak Hamit bizi gormek isterse, huzuruna nasil \'.1kacag1z?
Biz kimiz, o kim! Ya bir de bizimle konu§ursa hangi bilgimizle ona
cevap verecegiz?" dii§iincelerinin ruhumuza doldurdugu pe§in
utanga\'.hkla art1yordu. Onun kar§1dan ge\'.tigini §byle bir gormek
bile bize yeterdi. Hem oylesi daha iyi olurdu. R1ht1mmm kenan,
budanmt§ ve bir \:it gibi diizgiinle§tirilmi§ sira \'.marlarla siislii yo
lun kly1smdaki geni§ ah§ap yalmm bah\'.e parmakhgma bu duygu
larla yakla§tlk. Arkada§tm biraz duralad1ktan sonra i\'.eri girdi. 0
s1rada bizi goren ev sahibi arkada§ da bize dogru geldi:
Vah, vah! Ge\: kaldm1z, §imdi sizden biraz onceki vapurla §eh
re indi! dedi. Nasil bozgun bir hale geldigimizi anlamak gii\'. degil
dir. Hatirhyorum ve hata da kendimize giiliiyorum ki, biz o giin,
neleri gaze alarak gelip Makber §airini bir an olsun gorecegimizi
umarken ancak Pirizadelerin Sultaniye C::a ym'ndaki kiiheylanlan
m seyretmi§tik. Ruhlanm1z da bacaklanm1z gibi agnh bir bezgin
likle geri dondiik. Abdiilhak Hamit'i gormek ugruna §imdi artik
kimbilir ne tiirlii cezalar gorecegimizi dii§iinmek, sesimizi bile
kesmi§t i."
207
B ay Ian
208
topland1klanm yazar. Peyarni S afa, Yahy a Kernal, Suut Kernal Yet
kin, Mesut Cerni!, Sab1i Esat S iyavu�gil (o zarnanlar Ander), Ahrnet
Agaoglu, Ahrnet Harndi Tanpmar, Hilrni Ziya Ulken, Mustafa �ekip
Tum; ve Sabahattin Eytiboglu 'nun elele vererek \:Ikard1klan Kultur
Haftas1' nm birka\: toplant1s1 burada yap1lrn1�tlf arna bunlar her haf
ta i\:lerinden birinin evinde toplamrlar as1l. 0 zarnanlar \:Ogunun ev
leri birbirlerininkine yakmd1r. Suut Kernal Yetkin, Mesut Cerni!
Taksirn'de, Peyarni Safa da istikliil Caddesi'nde Ttinel'e giderken
soldaki bir apartrnanda oturur.
Dergi, "Hep Avrupa'y1 taklit ediyoruz. Bir dergi \:Ikarahrn da
kendirnize donelirn" dti�tincesinden dogrnu�tur. Derginin 1 5 Ocak
1 936 gtinti yaymlanan ilk say1smda "Mernleketten B ahseden Ede
biyat" adh yaz1smda Yahya Kernal bu dti�tinceyi �oyle dile getirir:
" 1 8 70 'den sonra edebi yatta � ark 'tan \:Ikrnak zarureti vard1, \:Ik
t1k, bu \:Ik1� \:Ok iyi oldu. A vrupa ktilttirtintin rnektebine girdik, ora
da okurnaya koyulduk, yetrni� seneden beri de okuyoruz. Yaz1k ki
rnektepten hentiz \:Ikrnad1k, halii bocahyoruz. Milli ihtiyac1 hi\:
duyrnayan ve duyar yarat1h�ta olrnayan alafranga Ttirklerle konu�
rnak bile faydas1zd1r, \:tinkti onlar mektep 'i gaye teliikki ediyorlar.
Lakin mektep vas1tad!f, gaye bizirn rnilliyetirnizdir. Onun Avrupa
rnedeniyeti i\:inde, t1pk1 diger rnilliyetler gibi, bir huvi yet olu�udur.
i�te ihtiyac1 duyan ve duyacak yarat1h�ta olan Ttirklerin mektepten
memlekete gelrneleri ve rnernleketi Ttirk edebiyatmm \:er\:evesi ha
line getirrneleri liiz1rn gelir."
Yahya Kernal yaz1smda bu savm y almz yurdunu seven ki�ilerin
sav1 olrnad1gm1, son U\:taki sagdan, son U\:taki sola degin �iirde
oztin, dtizyaz1da ger\:egin yalmz dogada, yalmz toplurnda oldugu
na inananlarm da bu sav1 one stirdtiklerini belirtir ve bunun Avru
pa ktilttirlinti yok sayrnak, suf kendi i\:irnize kapanrnak gibi bir an
larn ta�1rna yacagma da i�aret eder.
Kultur Haftasz nda Ahrnet H arndi Tanpmar, Faruk Nafiz �arn
'
209
KU!tur Haftas1 haftahk bir dergidir. Ba§langu;ta <;ok satm1§tlr.
Derginin sahibi Peyami 'nin karde§i ilhami Safa goriinmekle b irlik
te yazarlann <;ogu dergiye para katm1§lard1r. Arna yaz1lanna da pa
ra ahrlar. Zamanla, derginin sat1§1 dii§iince, birtakim tats1zhk lar be
lirir. Peyami S afa da dergiyi kendi kafasma g6re <;1karmaya ba§la
m1§t1r. Yahya Kemal ise <;ok iirkek insan oldugu i<;in ilk say1ya ver
digi yaz1dan sonra ortalardan yitmi§tir. Toplant1lar kesilir. Peyami,
dergiyi iki ay daha <;tkanr. Sonunda KU!tur Haftas1 3 Haziran I 936
giinii <;1kan 2 1 . say1s1yla kapamr.
1936 y1h Necip Faz1l K1sakiirek 'in liga<; dergisinin de yaym
land1g1 y1ld1r. 1 7 say1 <;1kan bu derginin ilk say1s1 I 4 Mart I 936
giinliidiir. Derginin ozanlan arasmda Ahmet Kutsi Tecer, Necip Fa
z1l K1sakiirek, Ahmet Hamdi Tanpmar, Omer Bedrettin U§a kh, Ca
hit S1tk1 Taranc1, Ahmet Muhip Dranas ve Ziya Osman Saba say1-
labilir. I 4. say1smda Ca hit S 1tki 'nm Frans1z simgeciligi iizerine bir
yaz1s1 da vard1r. Sait Faik 'in "Kalorifer ve Bahar" ile ' ' Lohusa" ad
h oykiileri, Sabahattin Ali'nin de "Kafa Kag1d1" oykiisii burada ya
ymlanm1§tir. Abdiilhak �inasi, Sa bahattin Eyiiboglu, Suut Kemal
Yetkin de derginin siirekli yazarlanndand1r. Bu dergi de Kultur
Haftas1 gibi haftahktlf. i<;inde hemen hemen hi<;bir §ey bulunma
yan son say1s1 29 Agustos I 936 tarihini ta§If.
Arna biz yine Bay/an' a donelim. Eger I 948 y1lmda bir ak§a
miistii oraya gelecek olursamz orada Fahir Onger ' i , Oktay Akbal' 1 ,
Beh<;et Necatigil ' i , Orhon Anburnu'nu v e Salah Birsel ' i g6rebilir
siniz. Pangalt1'daki Haylayf Pastanesi'nin garsonu Hristo da art1k
buradad1r. Arna buras1 as1l §enligini 1952 y1lmda Attila ilhan bura
ya gelip de otag kurduktan sonra kazanacaktir.
Belki de yil 1953 'tiir, yanh§hk yapmayahm. Arna Attila, ikinci
Paris yolculugunu da biiyiik bir ba§anyla sona erdirip istanbu l'a
donmii§tiir. Vatan gazetesinde sinema ele§tirileri yapmaktad1r. Bu,
Beyoglu 'nda "mekan tutmay1" gerektiren bir i§tir. Attila bir tiirlii
bunun iistesinden gelemez. Giinlerden bir giin Orhan Kema l'e rast
lar. Orhan Kemal bir senaryo i§i i<;in Beyoglu'na <;1km1§t1r. Atti
la 'ya "Gel §Uraya girelim, kentsoylular gibi bir <;ay i<;elim" der.
Bay/an' dan i<;eri girerler. Attila i<;in giri§ o giri§tir. Hem kahve,
hem <;ah§ma, hem dinlenme yeridir buras1 artik onun. ili§ki kurdu
gu kizlara da Bay/an adresini vermeye, "Ge<; kalma, erken gel" de
meye ba§lar.
210
0 y1llarda Sait Faik de kimi zaman dii§er Baylan' a. Attila onun
kahveye girince masamn iizerine elindeki gazeteleri att1gm1, sonra
da gozliiklerini arad1gm1 gi::iriir. Gazetelerin gozden ge<;irilmesi bit
tikten sonra Sait her kahvede yapt1g1 gibi cebinden bir san defter
<;1kanr. Defterde yazilanlan okuyup oykii yazma havasma girdik
ten sonra kaleme sanhr. Ne ki, i§siz akti::i rler, <;ocuk oykiiciiler, ken
dini bir §eyler sanan kalem asalaklan Sait ' i bir tiirlii rahat b1rak
mazlar. Sonunda Sait kiifrederek kendini istiklal Caddesi'ne atar.
Kimi giin Sait, Attila ile de oturur. Yenice cigarasm1 tiittiiriirken
onunla sanat iizerine konu§ur. Arna Baylan' a yeni yetme edebiyat
<; llann dolu§mas1 1 95 4 yilmda ba§lar. Ankara'da Mavi dergisi <;1k
maktad1r. Derginin ilk say1s1 1 Kas1m 1952 giinii yaymlanm1§t1r.
Nedir, M avi o s1ralar renksiz bir dergidir. Omer Faruk 'tan, Suat Ta
§er'den, Peyami S afa ' ya degin herkesin yazlS l vard1r. Arna, bir y1l
sonra dergi ba§tanba§a gen<; yazarlann eline ge<;er. Bunlar Atti
l a 'ya bir yol gosterici goziiyle bakt1klan i<;in is tanbul ' a geldik<;e de
onunla bulu§mak i<;in Baylan'a ko§arlar. ilk gelenler arasmda Fe
rit Edgii, Fikret Hakan -o s1ralar Bumin Gaffar ad1yla oykiiler ya
zar- vard1r.
Demir Ozlii de ilk 1 954 yazmda gelir kurulur Baylan ' a. Ferit
Edgii getirir onu. 0 giin ikisi Ada'ya denize gideceklerdir. Attila
hemen fetvay1 verir:
Bu a§ag1hk istanbul denizine girilmez.
Demir ' le Ferit buna pek aldirmazlar, Attila ile ayakiistii bir §ey
ler daha konu§tuktan soma Ada ' ya gitmek i<;in <;1karlar.
ArtLk Maviciler istanbu l ' a akmaya ba§lam1§lard1r. 0 y1l Yilmaz
Gruda, Gilner Stimer ve Ahmet Oktay gibi ba§ Maviciler de istan
bul ' u §ereflendirir. Demir Ozlii, Ferit Edgii ve daha birka<; ki§i on
lan Haydarpa§a' dan kar§llar. Ahmet Oktay, istasyonda, bir ara du
dak boyasma belenmi§ bir mendil <;1kanr cebinden. Trende bir k1z
la opii§mii§tiir. Yilmaz Gruda kar§llay1cilara biraz yukardan bak
mak isteyecek midir, istemeyecek midir? Daha belli degildir. Oysa
S alah Birsel, " Mambo italiano" ad1yla yazd1g1 bir konu§uda, onun
bir §iirini ovdiigii i<;in biraz kasilmas1 ho§ kar§ 1lanabilir. Arna Y1l
maz Gruda bugiin burada yukan kulpa yap1§masa da 1 956 y1lmda
Cep Tiyatrosu' nun Hilton'da Karagoz Bar ' d a verdigi kokteylde
Demirta§ Ceyhun ' a §i::i yle diyecektir:
- Demirta§, sen edebiyat tarihine ge<;eceksin.
211
- Nereden bildin?
- Benimle arkada§hk ediyorsun.
Ahmet Oktay 'la Y1lmaz Gruda Baylan' a iyice postu sererler.
Hele Gruda, sabahtan ak§ama de gin oradad1r. ikisi de Ankara' daki
Adakale Sokagmdandlf. Bay/an' a istanbul ' a geldik�e di.i§en Murat
Katoglu da oyledir. Orada bi.iyi.imi.i§lerdir. ilhan Berk'in o sokakta
§iir i.isti.ine §iir yazd1gm1 gormi.i§lerdir.
Y1lmaz Gruda'mn oyunculuga karar vermesi de Bay/an' da olur.
Bir yandan Cep Tiyatrosu'nun ilk kadrosu arasmda yer ahrken, bir
yandan da Sabor adm1 verdigi bir robotla Gi.ilhane Park1 'nda nu
maralar yapar. Robotu saga, sola yi.iri.iti.ir. Kollanm kaldmr, indirir.
<";ok alk1§ ahr. Cep Tiyatrosu' nun ilk kadrosunda Asaf <";iyiltepe,
Erol Gi.inaydm, Can Koluk1sa, Fikret Hakan da vard1r. Bunlar da
Fikret Hakan gibi Bay/an' da oturmay1 severler. Arna Bay/an' a en
tutkun olan Asaf <";iyiltepe 'dir. Asaf, oraya 1 95 5 y1hnda dadanm1§
t1r. Ferit Edgi.i 'ye varolU§�Uluk i.izerine ilk dersi de orada o vermi§
tir. Demir Ozli.i de vi§ne �i.iri.igi.i bir gomlekle oraya geldigi gi.in Fe
rit'le birlikte <";iyiltepe'den varolu§�ulugun erdemlerini dinlemi§
tir. <";iyiltepe bu bilgileri Galatasaray Lisesi 'ndeki felsefe ogretme
ni bay Laroume'den dev§irir. Daha sonraki gi.inlerde <";iyiltepc, De
mir'e Laroum e' nin notlanm da verecektir.
Bay/an' a bir ko§udur ba§lam1§t1r. Orhan Duru -bir si.ire sonra
Ti.irk Edebiyatmm bat1ya en doni.ik oyki.ilerini yazacakt1r-, karika
ti.irci.i Tongu�. Sinan B1�ak�1, Hilmi Yavuz, film yonetmeni Metin
Erksan, tiyatrocu Attila Alpoge, Ulki.i Tamer, �i.ikran Kurdakul, Er
dogan Tomak�1oglu, Attila Tokath, Ege Emart, As1m Bezirci, Do
gan Hlzlan, Oguz A lpla�in -Hayalet Oguz-, Melisa Erdonmez, Ko
nur Ertop, Adnan bzyal�mer, Erdal Oz, Sezer Ozli.i -sonradan Du
ru-, Ergin Ertem, Polis Haydar, Mehmet Bertao -�ok §arap i�ince
kendi gogsi.ine j ilet atar- bnay S ozer ile Can Ok birbirlerinin ardm
dan ya da oni.inden burada boy gosterirler. En az gelenler de a' c1-
lardlf. Onlar istanbul yakasmdaki kahvelerde sereserpele§meyi
yeglerler.
Turgay Gonen�'in antresi de a§ag1 yukan 1956 y1lmdadlf. Go
nen� Bay/an' da l§lf l§lmaz, bas1h yaymlar uzmanhgma atamr.
Canh bir kitaphktlf o. Bir kitabm hangi yaymevinde bas1ld1gm1, ne
kadar satt1gm1, hangi kitapta hangi §iirin bulundugunu ogrenmek
isterseniz ona ba§vurmamz gerekir. Kim kimden ne yi.iri.itmi.i§Se
212
bunu bilen de Turgay'dir. Turga y, size Cemal Siireya'mn Yedite
_
pe' de �1kan "Bun" adh §iirinin Uvercinka adh kitaba ahmrken iki
dizesinin baskt dt§l tutuldugu haberini de verir.
Cemal Siireya da buraya ilk l 95 7 'lerde ayak basmt§tlr. <;ekin
gen ve sessizdir, ama ortanca daglan ben yaratt1m gibilerde yii ri.ir
B u, biraz da Sal3.h Birsel 'in "Dalga" adh §iiri iizerine bir yaz1 yaz
masmdan, onu biiyiik ozan il3.n etmesinden gelir. Nedir, Cemal 'in
§iirdeki ba§buglugunu hemen hemen herkes kabul etmi§tir:
213
Sur;suzum, paraslZlm, kar;agm1 butun bildigim bu beni an/a
Ania art1k uyuyacagm1 yerimi goster.
2 14
tu. Bu yalan beraberliklere nas1l inamnm?"
Baylan' a Sevda Ferdag da -o zaman 1 6 ya§mdad1r- ablas1yla
gelir ve �ok puan toplar. Ablas1, Can Ok'tan sevi iizerine dersler
ahr. Attila'nm kizkarde§i <;olpan ilhan, Baylan' m kap1smda goriin
diigii v akit ise biitiin k1zlar silinir. B uraya, daha sonraki y1llarda
Altan admda bir kiz da gelmeye ba§lar. Baylanc1lar ona "Ezo Po
lis" adm1 takar.
Attila ilhan 1 955 y1h sonlarmda ve 1 956'da Mavi dergisinde
"Sosyal Realizm'' iizerine birtakim yaz1lar da yazm1§tlf. Bay/an' a
gelen sanat�Ilan da en �ok bu yaz1lar biiyiiler. Bay/an' dakiler onun
her yazd1guu toplumsal ger�ek�i sanatm bir iiriinii olarak bag1rla
nna basarlar. Zenciler Birbirine Benzemez 1 95 7 y1lmda yaymlan
madan once, Baylanc1lar onu orada Atti!a'nm agzmdan dinlerler.
Hem de biiyiik bir CO§kuyla. Attila 1 953 y1lmda yaymlanan Sokak
taki Adam romamm okuyup okumad1klanm Baylanc1lara sordugu
vakit de i�lerinden biri §U kaq1hg1 verecektir:
- Okumak ne demek? Ezberledik abi.
Baylan'da Atti!a'nm ba§kanhgmda birka� kez kurultay niteli
ginde toplant1lar da yapilm1§tlf. Bu toplantilarda ele alman konu
yine toplumsal ger�ek�iliktir. Bunlardan birinde Attila iyice CO§
ffiU§ ve:
- Biz sosyalistiz arkada§lar.
diye bagirm1§tlf.
0 giin orada Asaf <;iyiltepe, Demir Ozlii, Ahmet Oktay, Ferit
Edgii, Y1lmaz Gruda, Hilmi Yav uz, Fikret Hakan, Orhan Durn, Er
gin Ertem, Hayalet Oguz, Demirta§ Ceyhun'dan ba§ka Hasan Pu
lur, Bedii Eroglu, Macit Hmcal, Hikmet Sarni, Seyfi Ozgen, Kil
Gungor, Cerna! Ho§gor, Sim Y1ld1z da vard1r. <;unkii bunlar da
Bay/an' a s1k s1k gelir, ceplerinde de oykii, §iir ya da deneme bulu
nur.
Top lant1ya katilanlar o giin Atti!a'mn konu§mas1m "�ok yiirek
li" diye nitelendirmi§lerdir. �u var ki, o y1llarda toplumsal ger�ek
�i kimi sanat�Ilar da Baylan' 1 kentsoylulara ozgii bir kahve sayar
lar ve Baylan' m kaq1smdaki Sen Muhallebici'ye giderler. Fethi
Naci, Arif Damar, A. Kadir ve Fethi Naci'nin oykiicii olmas1 i�in
sa�lanm siipiirge ettigi Sedat Gani 'dir bunlar. Kimi zaman A. Ka
dir ya da Fethi Naci'nin, evinde de toplamp soyle§ilerini siirdiiriir
ler. Arna ba§ta Fethi Naci olmak iizere bunlardan kimileri sonunda
215
$en Muhallebici' yi b1rak1p postu Bay/an' a sermi§lerdir. Fethi Na
ci daha �ok pazarlan ma� donU§U ugrar oraya.
1957' lerde burada toplanan edebiyat�1 say1s1 30-40 arasmdadir.
Bay/an' daki masalann yans1m bunlar doldurur. Bir boliigunu de
gorevliler. Bunlardan birini bir gun Hasan Pulur su�ustu yakala
mt§tlr. Adam, Hasan Pulur ve arkada§lanmn oturdugu masamn
kar§tsma gelip oturmu§tur. Cebinden �1kard1g1 bir gazeteyi yuzune
tutarak okumaya ba§lamt§tlr. Hasan'm gozu bir ara bu gazeteye ta
k1hr. Gazetenin ortasmda bir delik vardir. Delikten de adamm go
zu gorunmektedir. Hasan, durumu arkada§lanna duyurunca Kil
Gungor adam1 dovmeye kalkt§irsa da otekiler araya girer. Dogru
sunda, Kil Gungor Bay/an' dakilerin en h1zhs1dir. Her tartl§mada,
her �atl§mada en one o �1kar. Arna sonradan Kil Gungor 'un de go
revli oldugu anla§tlacakttr. Ne ki, Kil Gungor �ah§tlg1 her yerde de
barmamayacak ve kendine ba§ka bir i§ tutacaktir.
Gelin gorun ki, B aylanctlar, gorevlilerin kendilerini izlemele
rinden o kadar tedirgin degildirler. Bunda, kendilerine verilen bir
onemin kmnttlanm bile gorurler. Turgay Gonen�. 1 973 y1hnda
"Bu duygudan �ok haz ald1k" diyecektir. Arna onlar Baylan' daki
ya§amlanm da korku filmlerine benzetmi§lerdir. Masaya oturmak
i�in bir parola soylemek gerekir. Davulla iUin edilen tek ve degi§
mez parola da §Udur:
- B ogazda golgeler var.
Bu biraz da Baylanctlann yabanctlan aralanna sokmak isteme
melerinden dogmu§tur. Baylanctlarm bir ozelligidi r bu. Onlarm bir
ozelligi de yeni bir durumu yava§ yava§ kabul etmeleridir. Demir
Ozlu bir "B aylan Dunya Goru§u"nden soz a�tlabilecegini soyler.
Her nesne ve olaya alayc1 bir gozle bakmak ilkesinden yola �1kar
bu goru§. Bat1ya a�ilmak da denebilir buna. Bu yuzden dogu duze
yinde kalanlar burada sarakaya ahmr.
Baylanctlar o y1llarda Turk edebiyatm1 parsellemeyi de savsak
lamazlar. Topu da koygun bir yads1ma i�indedir. Orhan Veli, Faztl
Husnu, Oktay R1fat, Okray Akbal, Haldun Taner, Melih Cevdet,
Necati Cumah, Sabahattin Kudret, Salilh Birsel hi�biri su�lanma
dan kurtaramaz kendilerini. Bu biraz da AttiHi'mn hir�mhg1dir. At
tiHi kimi dergilerde "S1k1 durun putlar s1k1" diye yaztlar da yazar.
Bu, 25-26 ytl once Naz1m Hikmet'in Resimli Ay dergisindeki put
lan y1kma kampanyasma, bir oykunmeyi dile getirir. Arna Na-
216
z1m'la 1940 ku§ag1 sanat<;:1lan geride kalm1§ bir di.inyanm ozanla
nm y1kmak isterlerken AttiUl. kendi ku§agma ya da kendi ku§agma
yol a<;:anlara saldirmay1 hedef ahr.
i§in gi.izelligi, AttiUl. da y1llarca soma o zamanki davram§lannm
hir<;:mhktan geldigini kabul edecektir. Arna ona gbre bu duygusal
degil, yontemsel bir hir<;:mlikt1r.
217
Matineciler
219
ve Arap�a sozciiklerden olu§an bir ciirnle yazrnt§ olrnalan toplan
tmm ki§iliksizligiyle alay etrnek i�indir. Onlara gore §iir gecesi oz
tiirk�eci, Frenlc taklit�isi ve Osrnanh ktrrnas1 birtaktrn yazarlan bir
araya getiren bir yarnah boh�adan ba§ka bir §ey degildir. Nedir bu
pankarttaki soziin anlarn1 uzun bir sure �oziilerneyecek bu arada
doriit eri (sanat adarn1) kavrarn1 <la kirnilerince taze inci anlarnma
gelen Fars�a "diirr-i ter" tarnlarnas1yla kan§tmlacakttr.
Olayc1lar §irndi Lefter' de �akrr keyif olrnaya �ah§trken pan
karttaki bu soziin boyle �e§itli yorurnlara ugrayacag1m <la bilrne
rnektedirler. B ilrni§ olsalard1 belki boyle bir pankart1 <la bu seriive
ne katrnayabilirlerdi. Neyse, i§in o kadar derinine inrneyelirn, ba
km bizirnkiler Lefter' den �1ktp S ahne Sokag1'na (eskiden Tiyatro
Sokag1) geldiler. Oradan Duduodalan Sokag1 'na sap1p Me§rutiyet
Caddesi'ne �1kacaklar. Be§ dakika sonra <la Tepeb a�p ndadtrlar Sa
' .
220
tadirlar. Az buz degil 1 8 oykiicii, denerneci, rornanc1 ve ozan var
dir bu ak§arn burda. Topu da Turk Edebiyatmm kendisiyle varol
duguna inanrnaktadir.
Arna biz sozii Tahir Alangu ' ya birakacag1z. \:iinkii Tahir, ileri
de bizirn yararlanrnarn1z i<rin o geceyi Yenilik dergisinin -Nairn Ti
rali'nin dergisi- May1s 1 956 say1smda biitiin aynnt1lanyla anlat
rn1§tir:
" Yakup Kadri'nin arkasmdan Ahrnet Hamdi Tanpmar <rok <ra
uzun, biraz da uyurncu, akadernik bir konu§rnaya giri§ti. B irinci
boliirniin sonuna dogru, Yahya Kernal ' in "Endiiliiste Raks" §iiri
okunurken k1pirdanrnalar oldu. Hele:
221
§it, Ata<; 'la musikinin kalabahklan yat1§tmc1 etkileri iizerinde, bu
geceyi omek alarak konu§uyorduk. Musikinin biitiin sanat kollan
i<;inde bu i§e en uygun oldugunu savunurken, perdeyi ve binay1
a§arak bize kadar gelen gii1iiltiiler, bagn§malar, yuha sesleriyle
uyand1k. Zeki Omer Defne §iirlerini okurken ba§layan a§m goste
riler, Beh<;et Kemal sahneye <;tkttktan sonra biitiin biitiine <;ogal
mt§tl. Paradiden a§ag1 biiyiik bir kag1t iizerine yaztlmt§ bir doviz
sark1 ttlm1§, biitiin gece devam eden kayna§malan §air, bir y1ldmm
savar gibi kendi iistiine <;ekmi§tir. Elektrikli hava i<;inde biitiin ge
ce ordan oraya dola§an ftrtma ona isabet ediyordu."
Burada arttk Baba Tahir ' in elini operek biz de paradiye <;tkahm.
<;unkii olanlar as1l orada kiimelenmektedir. Bagtrsak Siiha boraza
mm <;tkanp oyle bir tiii <;ekmi§tir ki, Louis Armstrong bile boyle
bir tiii <;ekmemi§tir. bteki Baylanctlar ise koro halinde Beh<;et Ke
mal ' i yuhalamaya ba§lamt§lardtr. Arna alt kat localanndakilerden
ve salondakilerden: ''Susturun §U adamlan", ''Polis <;agmn'', "Ter
tip kar§1smday1z! " diye sesler de yiikselmeye ba§lamt§tlr. Bunlar,
dt§arda polislerin bekle§tigini bilenlerin sesidir. Arna bizim B ay
lanc1lar durumu geregince kestirmi§ degillerdir daha. Zaten kestir
seler de onlar §imdi paradinin kar§t s1rasmdan kalk1p iizerlerine
sald1ran bir ogrenci toplulugunu saVU§turmaya <;ah§maktad1rlar.
Saldtrgan ogrencilerin en oniindeki:
- Siz ulusal ozamm1za nastl yuh <;ekersiniz, komiinistler? diye
rek yumruk atmaya ba§lamt§tlr. B aylanc1lann eli de armut dev§ire
cek degil ya! Onlar da bir, iki sallarlar. Arna ''komiinistler" laf 1 to
punun midesini bulandtrmt§tlr. Yapt1klan i§in komiinistlikle ne il
gisi oldugunu <;tkaramazlar. Hasan Pulur: ''Ulan bunda bir i§ var"
der kendi kendine. Birden tiyatronun giri§inde gordiikleri ki§iler
<;evresini sarar. Yaka pa<;a onlan merdivenden siiriikleyerek getirir
tiyatronun miidiir odasma kapattrlar. Baylanctlar kendilerine sald1-
ranlann da tutulmas1m isterler, ama buna ald1ran olmaz. Ashnda,
bu ogrenciler §iir gecesine kattlan bir ogretmenin ders verdigi
okuldan derledigi kimselerdir. Buraya, B aylanc1lara kar§t ''haztr
kuvvet" olarak ta§tnffit§lardtr. B aylanc1lar, kendi oyunlanna geti
rildiklerini anlamt§lardtr, ama i§ i§ten ge<;mi§tir. Biraz sonra i§ bii
tiin biitiine a<;1ga <;tkar. Miidiir odasma t1ktlanlar bir jeep ' e bindiri
lerek Beyoglu Emniyct Amirligi'ne gotiiriiliir. Biraz sonra tiyatro
dan toplananlann say1s1 yirmi ii<;e -Tahir Alangu bunlan saymt§-
222
tlf- ytikselir. Kimileri sadece tamkt1r. Soru§turma sabahlara degin
surer. Sorgulan yapan komiser kimi ki§ilerin akidesini de sorar.
Gtin atarken herkes sahverilmi§, yalmz Hasan Pulm· 'la Demirta§
Ceyhun b1raktlmam1§t1r. Kabak ikisinin ba§mda patlamI§tir. Nedir,
karakoldakiler ne yapacaklanm bilmemektedir. Hasan Pulur 'la
Demirta§ Ceyhun 'un su\:unu saptayamamt§lardu. ilkin Beh\:et Ke
mal ' e ba§vururlar. Yuhalanan o olduguna gore §ikayet\:i midir, de
gil midir? Beh\:et Kemal o s1ralar Amerikan Kolej i 'nde Ttirk\:e og
retmenidir. Oraya kadar giden bir gorevli Beh\:et Kemal'in kar§1h
gm1 getirir. Beh\:et Kemal, gen\: yazarlara agabeylik gostermi§tir.
�ikayet\:i degildir. Nedir, Ceza Yasas1 ' nm bir maddesi vard1r. c;e
§itli aletlerle y1gmlann huzurunu bozmak, cezay1 gerektirir. Gorev
liler bu maddeye dayanarak Demirta§ ' la Hasan ' 1 savc1hga verir
ler."
Arttk nefesimizi iyice keselim, \:tinkti savc1hktay1z. Gazeteciler
siraya dizilmi§ Demirta §'la Hasan'm resimlerini tla§larlar. Nasti
fla§lamasmlar? M ithat Perin ' in tinlti Ekspres gazetesi sekiz stitun
ba§hk \:ekmi§tir: "Komtinistler Dram Tiyatrosunda Hadise \:1kar
d1lar."
Bereket Savc1 Yahya Bey kanncaezmezlerdendir. Belgeleri
okur:
- Borazam kim \:ald1?
- Biz \:almad1k.
- Siz ne yaptm1z?
- Beh\:et Kemal' i yuhalad1k.
- i yi halk etmi§siniz.
Hasan Pulur ' la Demirta§ Ceyhun d1§an \:Ikanhr. Bir gorevli
i\:eri girer ve \:Ikar. Gen\:ten, Aydm ' h bir gorevli ise Hasan'la De
mirta§ 'a \:ay 1smarlar.
- Ozgtirstintiz.
0 gtin Atti!a ilhan da eleba§I diye ahmp Emniyet Mtidtirltigti 'ne
getirilmi§tir. Neyse ki, oradaki mtidtir de anlay1§hd1r. Atti!a duru
mu anlatmca bir hayli gtiler, edebiyat\:tlann i§lerine kan§ttklan
i\:in de adamlanm paylar. Attila'y1 da sahverir. Olay yatt§ffiI§ go
rtintir, ama yat1§mam1§tII. Gazeteler olay \:lkaranlara veryansm et
mektedir. Ustalar ustas1 Peyami Safa Milliyet gazetesindeki kb§e
sinde gen\:lerin ne yurt haymhgm1, ne Moskof U§akhgm1, ne de ko
mtinistligini b1rak1r. Bir gtin sonra Baylanc1lar yeniden Birinci �u-
223
beye t;agnlmaya ba§lar. Bu kez Bag1rsak Siiha da bir t;agn ahr. Bo
razam o ottiirdiigii it;in iyisinden bask1 goriir. Yeniden Emniyet'te
ag1rlananlar arasmda Demirta§'la Hasan Pulur da vard1r. Hasan '1
Emniyetin kitaphgma ahrlar. Bir gorevli gelir:
Yahu ne yaptm1z? Ankara ate§ piiskiiriiyor, "Komiinistler ne
ler yapm1§ siz uyuyor musunuz?" diyor. Emniyet Miidiirii de bizi
s1k1§tmyor. Biz sizin bir §ey yapmad1gm1Z1 biliyoruz, ama sizin ar
kada§lar arasmda oyle romanc1lar var ki . . .
"Romanc1" polis dilinde kendisini kurtarmak it;in arkada§ma
sut; atanlara denir. Hasan Pulur o giin kitaphgm arahk kalan kap1-
smdan sorgusu yap1lmak iizere getirilen arkada§lann tiimiinii go
riir, ama bunlann hangisinin romanc1 oldugunu t;ikaramaz.
0 ak§am Hasan 'la Demirta§ B aylan' a geldikleri vakit t;evrele
rine hep kU§kulu gozlerle bakarlarsa da, bu bir sonut; vermez. Ha
san Pulur, bu romanc1y1 y1llarca sonra saptayacaktlr, ama bu kez de
adm1 kimseye at;1klamayacakt1r. Yalmz soru§turmanm ilk giinlerin
de Baylanc1 Kil Giingor'iin gbrevli oldugu ortaya t;Ikar. Zaten Kil
Gungor de bunu saklamak it;in bir §ey yapmak istemez. Soru§tur
may1 yiiriitenlerin ba§mda o da vard1r.
224
Marquis de Sade
225
Rum kiliselerinden birine papaz olarak yerle§mi§tir. Bay/an' daki
eski tam§lanndan birine rastlaymca da ba§ml i;evirir. Bu Demir
Ozli.i'ni.in ba§tna da gelmi§tir.
Bay/an' da tart1§malar gei; saatlere degin si.irer. Attila ilhan' m
ba§kanhgmdaki b i r grup burdan i;1kmca ingiliz Eli;iligi 'nin orada
ki bir a§i;1 di.ikkanmda kurufasulye ve pilav ati§tirmay1 ah§kanhk
haline getirmi§lerdir. Yemekten sonra da ya evlere dag1hrlar ya da
Atti la'nm deyi§iyle "sinema yaparlar." Kimileri de ingiliz Saray1-
nm kar§1smdaki Panayot' un §arapevinde, Krepen Pasaj1' nda,
Cumhuriyet Meyhanesi' nde ya d a lefter'de "geceye ii;kiyle kar§l
koymaya" bakarlar. Panayot' ta §araplar numarahd1r. Baylanc1lann
i;ok ho§una gider bu. Tek numaralar siyah, i;ift numaralar beyaz §a
raptir. �arabm numaras1 yi.ikseldiki;e niteligi de yi.ikselir. Baylanc1-
lar burada 9 ya da 1 1 numarah §araptan ii;lerler. Paras1z olduklan
vakit ise 3 numaraya di.i§erler.
Daha sonraki y1llarda topluca Nil' e, Refik' e, Bohem' e gidilir.
1956 y1lmda Amerika'ya -New York ' a- gidip orada §Ofor olan S1r
n Y1ld1z buralara i;okluk Demir Ozli.i'yle gelir. S1m 'nm Vahit adm
da bir arkada§l vardir. 0 da Bay/an' a gelir ve Dolmabahi;e'deki
parkm ii;inde Belediye ' nin bir evinde oturur. Uzun boyludur. Aka
demi'de de ogrencidir. Orhan Duru'nun arkad1§ olan Vahit'in o s1-
ralar istanbul dergisinde bir iki §iiri de i;1kar. Sonra da Sim gibi
Amerika 'ya git mi§, bir iki y1l sonra bir yaz gi.ini.i de Paris 'te gori.in
mi.i§ti.ir. 1 9 7 1 yazmda da kendisini Taksim' deki Cafe Boulevard' da
gosterir.
Baylanc1lar, olanaklan elverdigi zaman, meyhaneler kadar ba
lolan, i;ayh danslan da korurlar. Bir gi.in Demirta§ Ceyhun, De
mir 'le Ferit' i Gi.izel Sanatlar Akademisi balosuna goti.irecektir. il
kin meyhanede demlenirler. Arna Ceyhun o kadar ii;mi§tir ki, eve
elbise degi§tirmeye gittiginde orada smp kahr. Demir 'le Ferit de
onu saatlerce bo§u bo§una beklerler.
1955 y1llannda sinema yonetmeni ve oyuncusu Y1lmaz Gi.i
ney'in de Bay/an' dan ii;eri ad1mm1 att1gi kahvenin tarihinde yerini
almt§ttr. Y i lmaz Gi.iney, ilkin Yeni Ufuklar dergisinin yonetim ye
rine gitmi§, orada Ferit Edgi.i ile tam§ml§tlr. Edgi.i ile tam§ttktan
sonra da Bay/an' a, oradan da lefter' e getirilmi§tir.
Ferit Edgi.i ' ni.in Gi.izel Sanatlar Akademisi'nden arkada§l olan
i;ok yakt§tkh, uzun boylu, i;ok tedirgin, i;ok ii;kici Gi.ine§ Etkin de
226
Baylanctlardand1r. Zaten Giizel Sanatlar Akademisi 'nde biri sivril
di mi, kapag1 Bay/an' a atar. Anita Ba yraktar, Bayram Kii�iik de
oyle yapmt§lard1r.
Akademiden olmad1g1 halde 1 95 9 ytlmda Maya Sanat Galeri
si' nde bir resim sergisi a�an ve D unya gazetelerinde Avrupa �apm
da bir ressam oldugu itan edilen Yiiksel Aslan da aym yoldan ge
�ecektir. Ferit Edgii, onunla bir konu§ma yap1p Vatan'm sanat say
fasmda yaymlad1g1 i�in Yiiksel Aslan' a �engel attlmt§ olur. Aslan,
Eyiip'te oturur. Orada babasmm manav diikkam ile ilgilenir. Ede
biyat Fakiiltesi S anat Boliimii'nde de ogrencidir. Adi ressama �1-
kmca faktilteyi de manav diikkamm da bo§lar. Giindiizleri yiiri.iye
rek ta Eytip'ten Bay/an' a gelir, orada ak§amlara kadar B aylanc1hk
oynar, a�am da yine �ok kez yiiri.iyerek Eyiip'e doner.
1959 y1h eski Adalar Giizellik Krallarmdan Selahanin H i l a v ' m
da B aylan' a tin kan1g1 ytldtr. Paris'ten yeni donmti§ olan Hilav
Bay/an' a antresini, boynunda vi§ne rengine yakm bir fularla yap
mt§ttr. 0 giin yamnda Anita Tokath da vard1r. Bay/an' da Selahat
tin Hilav ' 1 ilk kar§tlayan da Yillcs el Aslan olur.
Selahattin Hilav, Bay/an' a saza gitme modasm1 getirmi§tir. Bu
saz gecelerine Hilav 'dan ba§ka �okluk Demir Ozlii, Yiiksel Aslan,
Sevim Burak, Ahmet Oktay, ressam Omer Ulu� da kat1hr.
Bay/an' a gelenler sadece bu adm1 and1klanm1z degildir elbet.
Prof. ismet Sungurbey de orada zaman zaman goriiniir. 1 957 y1lm
da Forum' da "Dt§ Politikada Tiirkiye yans1z bir siyasa izlemelidir"
konulu bir mektup -yaz1 yaymlayan Galip Ostiin- o s1ralar Pa
ris'ten yeni donmti§ttir -ile iktisat Profesori.i Sencer Divit�ioglu- o
da doktorasm1 bitirmek iizeredir Baylan' da konak tutarlar.
0 y1ll arda Bay/an' a ko§anlardan biri de Muzaffer Buyruk
�u'dur. Ne var onun hesab1 ba§kad1r. o "Baylan'da �ok kan var"
soziinii i§itmi§, buraya: "Acaba bir tane de ben tavlayabilir mi
yim?" d iye gelmi§tir.
Buraya en son dti§en tannlardan biri de Giinel Altmta§ 't1r. Evrim
dergisinde bir yaz1s1 �1km1§tlr: "Oliim Bildirisi." Yaz1da §Undan
bundan dizeler a§tran ozanlann edebiyat polislerince izlenmesi iize
rinde durulmaktad1r. Y tl 1 963 'tiir. Giinel Bay/an' a daha yazmm du
mam tiiterken girer. ilk tam§t1g1 da Cemal Siireya olur.
0 y1llarda Cemal, hemen hemen her giin gelir Baylan' a.
1 964 ytlmda Baylanc1hk seriiveni sona ermi§tir. Hi� degilse ilk
227
B aylanc1lar ellerini, ayaklanm i;:ekmi�lerdir oradan. Sanat ortam1
bulmak dii�iincesiyle Bay/an' a ko�an geni;:ler, giderek, sanattan,
edebiyanan soz etmemeye ba�lam1�lardrr. 0 giinleri aklmdan gei;:i
recek olan Demir Ozlii sonradan: "Ya�amak, daha iyi, daha bohem
bir ya�am siirmek on plana gei;:mi�ti. Oyle ki, art1k 1 960'dan son
ra Bay/an' da sanat ve edebiyattan soz ai;:anla alay edilirdi" diye
cektir. Geri;:i 1 954 y1hndan sonra oraya dolu�an geni;:ler de i;:ok bir
�ey bulamanu�lard!f, ama arkada�hk ve insan ili�kileri bak1mmdan
zengin deneyler elde etmi�lerdir.
B urada Attila ilhan da pek bir �ey bulamam1�t1r. B aylanc1lann
hemen hepsi ilk y1llarda onun onderligini kabul ettikleri halde -De
mirta� Ceyhun sonradan: "Biz onun tayfas1yd1k" diyecektir- top
lumsal geri;:eki;:i bir edebiyat yapmak ii;:in ardma tak1lmakta hii;: de
i�tahh goriinmezler. Tersine, �iir alanmda sonradan "ikinci Yeni"
diye adlandmlacak bir ku�ak, Attita 'run �iirinden etkilendigi halde
�iiri soyut temeller iizerinde oturtacakt1r. Demir Ozlii, Ferit Edgii,
Orhan Duru gibi -bunlara Adnan Ozyali;:mer de eklenebilir- oykii
de yeni bir at1hm yapan oykiiciiler de sanatlanm az ya da i;:ok bir
tak1m soyut oyunlarla yiiriitmeyi ya da bir bunalt1 edebiyat1 yarat
may1 yeglerler.
Bunalt1 Edebiyat1, genel olarak varolu�u ak1mla ah�veri�i olan
bir �eydir. Demir Ozlti sonradan bu konuda �unlan da soyleyecek
tir:
"Baylan'da olu�an ' Bunalt1 Edebiyat1' o zamanki ya�1m1za uy
gun olarak ye�eren bir edebiyatt1r. Toplumsal geri;:eki;:ilik bizim
ii;:in yamayd1, bagh bulundugumuz s1mflarm duygularma, kendi oz
geri;:egimize uymuyordu. Hem de bu geri;:ek bir toplumsal geri;:ek
i;:ilik de degildi. Ulkede dii�iince ozgiirliigii yoktu. Gittiki;:e geli�en
kentsoyluluk iilke planmda soziinii adamak1lh gei;:iriyordu. Bu
giincel geri;:ege kar�1 duygular ta�1mamak ve dolay1s1yla da bunal
mamak olanag1 yoktur. ilericiler toplumsal sahnede varhklanm
gostermemektedirler. Tarihin de verdigi i;:oziim yollan yoktur. Ta
rihi dii�iinmek insana ba�h ba�ma bir bunalt1 verir. ii;:inde bulunu
lan ko�ullara yap1�mak, i;:oziilii�ii derinligiyle duymak zorunluydu.
Biiyiik kentsoylularm ahtak1 begenilmezdi. Hep kazanmaya yonel
mi� bu ahtaka kar�1 i;:1k1hyor, elqtiriliyordu. Arna bir i;:oziim yolu
da bulunam1yordu. Tutunacak dal yoktu. Tedirginlik, ozellikle bo�
luk, hii;:likti ya�anan. Sonu yer yer bo�luga varan bir yolculuk. Ger-
228
�ekten o zaman boylesi dti�tinceler i�indeyd ik."
Demir Ozlti o y1llar Pazar Postas1'nda Attilii'y1 ele�tiren iki k1-
sa yaz1 bile yazar. Cemal Stireya ise, yine aym dergide, 1957 y1lm
da, Osman Mazlum takma ad1yla "Unamuno Bayla n ' a Kar�1" adh
yaz1smda Attilii'nm kar�1smda yer ahr.
Attila ise tehlikeyi gortir gormez pa�alan s1var, Dost dergisinin
May1s 1 958 say1smda yazd1g1 bir yaz1da soyut �iire kar�1 �1karak
ak1mm tutarh ve yeni olmad1gm1, Turk toplum ve sanatmm geli�
me ko�ullanna ters dti�ttigtinti ve de bile�imden (sentez) yoksun
bulundugunu one stirer.
Attila 1959 y1lmda Orhan Duru'nun B1rak1/m1� Biri adh oykti
kitab1 dolay1s1yla da yine Dost dergisinde (Ekim 1959) Orhan Du
ru 'nun ilk oyktilerindeki dtirtist ger�ek�ilik egiliminden uzakla�
m1� olmas1 kar�1smda hay1flanm bildirmek f1rsahm yitirmez. Aym
y1l i�inde yaymlanan Ferit Edgti 'ntin Kar;kmlar' 1 kar�1smda ise da
ha ho�gortiltidtir. Edgti'ntin kendine ozgti, degi�ik ve yeni bir bile
�ime vard1g1m onceden kabul eder. Arna onun i�in soyledigi �eyler
de toplumsal ger�ek�ilige oynanan oyunun verdigi ac1y1 koyar or
taya.
"Kar;kmlar' m kap1larmdan da Ferit Edgti'ntin dtinyasma giri
yoruz: Doga ve evrenden adeta kazmm1�; bir �ehir (ne �ehri?), bir
ev (ne evi?), bir oda ve odalan doldurup ta�an bir ka�kmm kurgu
lan dtinyast! insanlan, insanlararas1 ili�kileri ger�ek�i gozlerle
gormekten �ok, onlara kar�1 bir su�luluk complexe' i ya�ad1gmdan
m1, yoksa d1�gozleme yatkm oldugundan m1 ne, bu dtinyadaki in
sanlar, sen, ben, o gibi fizik v arhklan olmaktan ziyade birtak1m
tutku, saptkhk ve complexe olgularmm yan ger�ek ogeleri halinde
bulunuyorlar: B u , bir bak1ma onlann ger�ek tiplerden �tkanlrru�
olmamasmdan doguyorsa, bir b ak1ma da yazarm kafasmda ger�ek
insanlan yeni bir tutumla dtizenlemektense kafasmdaki dtizene (ya
da dtizensizlige) uygun, kendince insanlar kurmay1 begenmesin
den meydana geliyor."
Arna ne yaz1k, toplumsal ger�ek�ilige oynanan oyun as1l Attilii
ilha n ' m kendisinden gelir. Nas1l Orhan Vel i ger�ektisttictiltige ye
�il i�1k yakttg1 halde ona baglanmam1�sa, Attila ilhan da toplumsal
ger�ek�iligin davulunu boynuna asttg1 halde onun ger�ek bir uygu
lay1c1s1 olamaz.
0 daha 1954 ' lerde dti�tincelerini yumu�atrru� ve Tanzimat ya-
229
zarlanm yticeltmeye, daha dogrusu onlan da toplumsal gen;ekiri
hirer ozan saymaya kalkt§mt§ttr. Dost dergisinin Kas1m-Arahk
1954 say1smda "Toplumcu ve Gerirekiri Sanat Gelegine Sayg1" ad
h yaz1smda bakm ne der:
"Yalmz Nam1k Kemal mi? Ziya Pa§a'nm her birisi tepeden ttr
naga toplumsal hatta siyasal bir gorevi olan Terkibibent gibi, Ruya
gibi eserlerini hattrlaym1z. Sonra sanat1yla, romanlanyla o kadar
geri ve bilgisiz btraktlmt§ halktm1za, kannca karannca bir §eyler
ogretmek isteyen ( ...) aydmhk ytirekli Ahmet Mithat nas1l omuzla
nm1za destek olmaz? Daha 1890-95 y1llannda verdikleri eserlerle
realizmin ve nattiralizmin ilk omeklerini ortaya koyan Samipa§a
zade Sezai (Serguze�t. Kediler). Mehmet Murat (Twfanda n11, yok
sa turfa n11?) Nabizade Naz1m (Zehra), Recaizade (Araba Sevda
s1) gibi namuslu ve yigit kalemler bizim bugtinkti toplumcu ve ger
irekiri sanat1m1zm gtivenle yaslanacag1, inceleyecegi, ele§tirecegi
temel direkleri degil midir?"
�u var ki, btittin bu gtirtiltti pattrttlar, btittin bu saga sola yalpa
lamalar arasmda Attila yine de iyi §iirler yazar, adm1 btittin ku§ak
lara kabul ettirir.
Ahmet Oktay 'a gelince o, toplumcu bir sanattan yanadtr, ama
toplumun soluk ahp, soluk veri§inde cinselligin ya da §U §imdiki
anm btiytik bir yeri olduguna inamr. �u sozler onundur:
"Toplumlann olU§Umunu air1klarken cinselligin roltinti, Frazer,
Morgan, Freud ve Engels'in dti§tincelerini kabul edenler, erotizmi
de varhgm gorti§lerinden biri olarak almak zorundadtr. Lawrence
Lady Chatterley' in Sevgilisi' ni yazarken hiir de toplumsal ko§ulla
n gormezden gelmiyordu. Marquis de Sade 'in aykm, tutkun §eh
vetli devrimci dti§tincelerle ilgilenmesine, siyasal bir boltige kattl
masma engel olmamt§ttr. Erotik yazar da sonunda -hele bu iragda
belirli bir toplum dtizeni iirinde s1ktlan mutlu olmayan, kottiltikleri
goren bir sava§irtdtr."
1960 y1lmda soylenmi§tir bunlar. i§in tuhaf1, Attila ilhan da
Varlik dergisinin Ekim 1972 say1smda §Unlan soyleyecektir:
"Kim soylemi§ti hattrlam1yorum pek, bir tarihte, galiba yirmi
ytl kadar oluyor, bir arkada§tm "Freud 'la Marx arasmda bir bile
§im denemesi yap1lsa ne ilginir bir sonuir ir1kard1" demi§ti. 0 za
manki kafamla handiyse tizerine ytirtimti§, demedigimi koymamt§
t1m. Toplumun ve doganm diyalektigi olabilecegini dti§tinmeyecek
230
kadar bilgisiz, Adorno, Reich ve Marcuse'iin zaten konuya egilmi§
oldugundan habersizdim. Sonralan, ozellikle Varlik'ta bir ma ya
z1da adm1 and1g1m ressam Margot ve doktor Brander beni bu ko
nuda uyard1lar, psikolojinin, hele cinselin insan hayatt kadar top
lum hayatt iizerindeki onemine de dikkatimi �ektiler. 0 giin, bu
giindiir konuyla ilgileniyorum. Reich, son zamanlarda okumaya
�ah§ttg1m bir eserinde, cinsel geli§im sakatlanmalannm nastl top
lumsal terslikleri yaratt1gm1 pek giizel a�1khyor."
Dogrusunda, Freud'la Marx bile§imi o zaman Baylanc1lann ka
falannda yer eden bir konu degildir. Ger�i Demir Ozlii, Attila'ya
bir giin buna benzer bir ciimle soylemi§tir, ama buna inand1g1 i�in
degil, bir deneme ciimlesi olsun diye yapmt§tlr bunu. Yalmz Bay
/an' da Freudizm' den ve cinsel sorunlardan �ok�a soz edilir. Hele
Marquis de Sade, Ferit'le Yiiksel Aslan' m dilinden dii§mez. Son
ralan Yiiksel Aslan bir�ok resmini "Marquis" diye imzalamaya
kalkt§acakttr. Arna Paris'te onun imzas1 yine Aslan' a ya da Arts
lan' a donii§iir.
B aylan' da bir ara Lautreamont ve Rimbaud Prensligi de kuru
lur. Ege Emart o s1rada Galatasaray'da okur ve Bay/an' a Rimba
ud'nun "Biitiin Yap1tlan" ile gelir. Emart'm ve Asaf <;iyiltepe'nin
obiir Galatasaray' h arkada§lannm koltugunda ise Lautre
amont'nun -Sait Faik'in bir yaz1smda da ad1 ge�er- Maldoror'un
Sarkilan adh kitab1 bulunur. 1 960 y1llannda bu yazarlar dolay1s1y
la da biitiin ger�ekiistiiciiler, Selahattin Hilav, Ergin Ertem, Onat
Kutlar 'm da kafasm1 kurcalar. B unlar ger�ekiistiiciiliik iizerine bir
inceleme de yaparlar ve buna a dergisi yaymlan arasmda yaymla
may1 dii§iiniirler. Nedir, a dergisi kapanmca yaymlama i§i, de ya
ymevine dii§er.
�u var ki, Attila'nin Baylanc1lar iizerinde ba§ka bir etkisi olur.
Onlarda bir Paris ozlemi uyandmr. Yalmz bu ozlemin uyanmasm
da Asaf <;iyiltepe ile onun Galatasaray 'h arkada§lannm da rolii ka
bul edilmelidir. Demir Ozlii ile Ferit Edgii 'niin Sartre ile Camus'yii
dillerinden dii§iirmemesi de buradakilere boyuna Fransa'y1, dola
ylSlyla Paris ' i dii§iindiirtmii§tiir.
Asaf <;iyiltepe, Demir Ozlii ile Ferit Edgii 'yii ikide bir Tarlaba
§1 Caddesi 'ne de �eker. Orada gezinirlerken Asaf arkada§lanna bu
Htristiyan kokan caddenin Paris sokaklanna benzedigini soyler. 0
stralar <;iyiltepe daha Paris ' i filan gormii§ degildir, ama akh Pa-
231
ris 'le virvirdir. istanbul 'da kendisine Avrupa' y1 dti§tind tirtecek
yerlere gitmeyi savsaklamaz. Demir Ozlti 'ye Hilton 'un Roof
Bar mda yemekten once Campari i<;meyi ogreten de odur. Arka
'
da§lan arasmda Paris 'e ilk giden de - 1959 'da- o olur. Donti§te Pa
ris tizerine soylenecek yeni §eyler de bulur:
insanda cinsel birikimin zerresi kalm1yor Paris 'te. Bir k1zla
stadyumun ortahk yerinde yatt1k bir gece.
<;iyiltepe Paris'e gitmeden once Fatih Camiinin arkasmda <;ar
§amba yolunda oturan Di§<;i Okulu ogrencisi bir k1za tutulur. Bu,
bir komserin adm1 mitolojiden alan kmdir: Leda. Gtizellikte Le
da'nm tisttine yoktur. Demir 'le Asaf onun evini bir aga<; altmdan
gozetlerler. Rontgencilik degildir bu. Kmn havas1yla soluklanmak
isterler. Kimi zaman Asaf'm yanmda Demir yerine Hilmi Yavuz
olur. 0 zaman Sara<;haneba§t parkmda §i§eyle §arap da i<;ilir. De
mir'e de telefon sark1ttrlar ama Demir o ak§am ders <;ah§acakttr.
Bir gece Asaf'la Hilmi Yavuz yine parkta §arap i<;erken bu kez
kantann topuzunu ka<;mrlar. Karakolda Leda'nm babasmm kar§t
smdadirlar.
Komiser:
- S ize yakt§tr m1, tiniversite ogrencisisiniz?
Asaf iyice zomdur. Durumdan yararlanmak umuduna kap1hr:
- Beni evlendir komiser bey.
Daha sonra Paris yolculuklan ba§lar.
<;iyiltepe 'nin arkasmdan Demir Ozlti Paris' le i<;li dt§h olur. Da
ha sonralan B ayram Kti<;tik, Attila Bayraktar ve 1 97 l ' lerde Pa
ris 'te bir trafik kazasmdan olen Gtine§ Eskin de onlan izler. Top
lumsal ile cinseli resimlerinde en iyi toku§turan Ytiksel Aslan da
Ferit'in tistelemeleriyle 1 960 y1lmm ilk aylarmda Paris 'e gelip ya
pt§lf.
Daha sonralar1 Can Ok da orada konak tutar. Sekreter bir ba
yanla evlenir. Giinaydm gazetesinde Paris 'ten haberler yollar. Si
nan B1<;ak<;1 da onun yapttgm1 yapar. Yalmz o bir ispanyol kmla
evlenmeyi yegler.
Bay/an Pastanesi sertivenleri burada biter. Arna biz boltimti ka
pamadan once Attila ilhan ' m kendini anlatan bir §iirini de buraya
aktarahm:
son yolcunun ad1 attilii ilhand1
miyoptu k1sa boylu bir adamd1
232
dostu yoktu cigaras1 vardl
bir yaz1 makinesiyle binmi�ti
bizimle konu�maktan <;ekinmi�ti
gozlerini gorseniz korkard1mz
polisten ka<;1yordu derdiniz
bir cinayet i�lemi�ti derdiniz
halbuki kendinden ka<;1yordu
233
Sepet Ha vast
235
Kaynakc;a
KiTAPLAR
Abas1yamk, S ait Faik., Az $ekerli, Hav.ada Bulut Tiineldeki <;ocuk.
Adil, Fikret. Asmalimes<;it 74, intermezzo.
Ahmet Rasim. Muharrir Bu Ya, $ehir Mektuplan, 4 cilt, E�kali Zaman.
Akbal, Oktay. $air Dostlqnm.
Alangu, Tahir. Sait Faik /<;in.
Alangu, Samiha. Bogazi<;inde Tarih.
Beyath, Yahya Kemal. Siyasi v.e Edebi Portreler, Edebiyata Dair.
Chateaubriand. ltineaire de Paris A Jerusalem. .
Eralp, Vehbi. Yahya Kemal i<;in.
Gautier, Theophile. istanbul (f;ev: :'ll urullah Berk).
Hisar, Abdtilhak �inasi. Bogazi<;i Yalilan.
inal, ibntilemin Mahmut Kemal. Son As1r Tiirk Sairleri, 3 cilt;
Osma.n/! Dev.rinde Son Sadrazamlar, 3 cilt.
Karaosmanoglu, Yak up Kadri. Gen<;lik v.e Edebfyat Hat1ralan.
Kocagoz, S amim, On Binlerin Donii�ii; Yolun Ustiindeki Kaya.
:'ll aum-Duhani, S ait. Vielles Gens, Vielles Demeures.
:'llerval, Gerard de. Voyage en Orient.
Onger, Fahir. Bugiinkii $iirimiz.
Semih Mtimtaz. Tarihimizde Haya/ OlmuJ Hakikatler.
Sperco, Willy. istanbul Pausage Litteraire.
�ehsuvaroglu, Haluk Y. Eski Tiirk Sanatlan.
Tanpmar, Ahmet Hamdi. Be� $ehi1:
Taranc1, Cahit S ith Ziya'ya Mektuplar.
Toprak, Omer Faruk. Duman v.e Alev..
U�akhgil, Halit Ziya. Mai v.e Siyah.
Uysal, Sermet Sarni. Yahya Kemal'le Sohbetler.
Onaydm, Ru�en E�ref. Bogazi<;i Yakmdan .
Yticeba�, Hilmi. Neyzen Tev.fik: Hayat1, Hat1ralan, $iirleri.
SOZLUKLER-ANSiKLOPEDiLER
Ko�u, Re�at Ekrem. istanbul Ansiklopedisi, 1 0 cilt.
Kurdakul, �tikran, $airier v.e Yazarlar Sozliigii.
:'ll ecatigil, Beh�et. Edebiyat1m1zda isimler Sozliigii.
Pakalm, Mehmet Zeki. Tarih Deyimleri v.e Terimleri sozliigii.
MAKALELER
Aksal, Sabahattin Kudret. Sait Faik' in Ardmdan (Vatan gazetesi, Sanat
sayfas1, 1 6 May1s 1954).
Alangu, Tahir. Tiirk Edebiyat<;1lar Birligi'11in Hadiseli $iir v.e Miizik
Gecesi (Yenilik dergisi, say1: 4 1 , May1s 1 956).
236
Alptekin, Mahmut. Tahir Alangu Sail Faik' i Anla[!yor (Varhk dergisi,
Agustos 1 973).
Al us, Sermet Muhtar. Eski Beyoglu' nda Sedyeler (Tarih Hazinesi dergisi,
say1: 2, 1 Arahk 1 950).
Ata<;, Nurullah. Varlik Sairleri (Haber gazetesi, 22 Eyliil 1937).
Ata<;, Nurullah. Asif $iir (Haber gazatesi, 24 Arahk 1937).
Ata<;, Nurullah. Y!lba§l (Haber gazatesi, 1 Ocak 1938).
Batur, Sabahattin. Sail Faik 'in Oliim H aberi (Yenilik dergisi, Haziran
1 954).
Birsel, Saliih. Seyirci Sahneye <;1k1yor (Yenilik dergisi say1 2, Mart 1 94 1 ).
Cumah, Necati. Sail Faik' le (Demokrat izmir gazetesi, S anat S ayfas1, 29
May1s 1 95 4).
Eyiiboglu, Bedri Rahmi. El ile Gelen (B ayram gazetesi, 4 Haziran 1954).
ilhan, Attilii. Kalinihkla Sail (Se<;ilmi� Hikayeler Dergisi, Nisan "Haziran"
1 954).
ilhan, Attilii. <;1lgznlig1n Kap1szn1 Zorlamak (Dost Dergisi, �ubat 1 960).
ilhan, Attilii. B1rak1lm1§ m1. B1rak1lmam1§ m1? (Dost Dergisi, Ekim 1 959).
ilhan, Attilii. Toplumcu v.e Ger<;ek<;i Sanal Gelenegine Sayg1 (Se<;ilmi�
Hikayeler Dergisi, Arahk 1954).
Kocagoz, Samim. Sev.ginin Deka,lriyas1 (Yeditepe dergisi, 1 Haziran 1 954).
Kocagoz, Samim. Peri§anlik (Yeni Ufuklar dergisi, Haziran 1 954).
Ko<;u, Re�at Ekrem. Beyoglu (Hayat Tarih Mecmuas1, say1: 9, yil 1 972).
Lav, Erciiment Behzat. Garib' i11 <;ilesi (Dikmen dergisi, say1: 3, 4, 5. 1
Agustos 1 94 1 - 1 Eyliil 1 94 1 ).
Nesin, Aziz. Biiyiikliigiinii Bize Duyurmayan Yazqr (Milliyet Gazetesi,
Sanat Eki, 1 1 May1s 197.3).
Oktay, Ahmet. Yaz1111m1z Usliine Nollar (Dost dergisi, �ubat ve Mart
1 960).
Onger, Fahir. $iir v.e H akikal (Yenilikler dergisi, say1: 3, 1 946).
Onger, Fahir. Sanal Meslek v.e Halk (Yenilikler dergisi, say1: 4-5, 1 946).
Orhan Kemal. Sail Uzerine (Dogu-Bat1 dergisi, Haziran 1954).
Silay, Celiil. Zamklz Adam (Dogu-8 at1 dergisi, Haziran 1 954 ).
�ehsuvaroglu, Haluk Y. Bogazi<; i Yalzlan (Cumhuriyet gazetesi 1 959).
�ehsuvaroglu, Haluk Y. Yalilar v.e Sahipleri (Cumhuriyet gazetesi, 1959).
�ehsiivaroglu, Haluk Y. Emirgiin' da Eski Bir Ya.Ii (Cumhuriyet gazetesi,
8 Temmuz 1959).
Tirali, Nairn. Sail Faik' in Paris'le Bq Giinii (Yenilik dergisi, say1: 7, 15
Haziran 1953).
Tirali, Nairn. Sait' e Dair Nollar (Yenilik dergisi, Haziran 1954).
Uysal, S amet S arni. Faruk Nafiz' den An1lar (Varhk dergisi, Ocak - �ubat
1 974).
Yama<;, Cavit. Dov.um:ne (Demokrat izmir gazetesi, 16 May1s 1954).
Yavuz, Hilmi. Attilii llhan' la. (Varhk dergisi, Ekim 1 972).
237