You are on page 1of 4

SAHNEDE STRES VE HEYECAN KONTROLÜ

1-) Çisil Bebek Korkmaz kimdir?

ÇBK: Ben Çisil Bebek Korkmaz. 19 yaşındayım. İzmir doğumluyum ve şu an Avusturya'da


okuyorum. Müzisyenim, korno adında bir enstrüman çalıyorum. Ülkemizde çok fazla bilinmese de
Fransız kornosu olarak geçiyor ve Klasik müzik alanındayım. Onun dışında orkestra işleriyle
uğraşıyorum.

2-) Öncelikle selamlar Çisil, tekrardan birlikte aynı projede yer almak beni heyecanlandırdı. Bugünkü
konumuz stres ve sahne heyecanı. Açıkçası bu konu hakkında araştırma yaparken çok az yazı
olduğunu fark ettim. İşler bizim için biraz daha zor olacak :) Öncelikle nasılsın iyi misin? Her şey
yolundadır umarım.

ÇBK: Her şey yolunda. Türkiye'ye yeni geldim. 2 haftalık bir tatilim vardı okuldan sonra. Çok yoğun
bir kış dönemi atlattım. Çok fazla orkestra, ders, sınav ve konser projeleri vardı. Avusturya'daki ilk
solo konserimi verdim ve bunu da atlattım sonunda. O yüzden bu 2 haftanın tadını çıkartıyorum
açıkçası. Onun dışında her şey yolunda.

3-) Öncelikle sen sahneye çıkmadan önce heyecanını ve stresini kontrol altına almak için neler
yaparsın?

ÇBK: Aslında şöyle; bu heyecan ve stresi yenmek ve kontrol altına almak adına bin tane şey yaptığımı
söyleyebilirim. Çok fazla metot var ama işe yarıyor mı diye sorarsanız bu konuda net bir cevap
veremem. Çünkü hâlâ benim de sahne stresim, sahne heyecanım oluyor ama örnek verebileceğim ve
kolayca uygulayabileceğiniz tabii ki birkaç metot var. En basiti nefes egzersizi. Çoğu zaman işe
yarıyor diyebilirim, en azından kalp ritmini ve vücut sakinliğini korumaya yarıyor. Çünkü bazen
vücudumuz titremeye başlıyor, sıcaklıyoruz ve terlemeye başlıyoruz. Özellikle ellerin terlemesi
yaylılar için büyük bir problem. Aslında bizim gibi üflemeli enstrüman çalanlar için de büyük bir
problem çünkü bir süre sonra enstrüman elimizden kaymaya başlıyor. Nefes tekniğine gelecek olursak
da şu şekilde; 8 vuruş nefes alma ya da 4 vuruş nefes alıp 4 vuruş nefes verme. Bunu 8 kere
tekrarlıyorsunuz fakat kendi vücudunuzun kapasitesine göre de arttırabilirsiniz. 5 vuruş olur, 6 vuruş
olur, bu şekilde kontrol altına alabilirsiniz. Onun dışında yiyecekler de önemli bir faktör. Örneğin
sınav öncesi ve sahne öncesi bize çok fazla muz yememizi önerirler. Özellikle üflemeli çalgılarda
sahne öncesi ağız kuruluğu denen bir faktör var ve muz da yapısından dolayı ağız kuruluğunu
azaltmamıza yardımcı oluyor.

KD: İlk sahneye çıktığında neler hissetmiştin?

ÇBK: Şu an ilk sahneye çıktığım anı hatırlamaya çalışıyorum. Büyük ihtimalle 5. sınıfta
konservatuvara başladığım ilk dönemimde oldu, bu da sınavımdı diye hatırlıyorum. Kendi
performansımızı sergileyip, sınıfa devam edebilip edemeyeceğimizi kanıtlamak için her sene dönem
sonu sınavlarımız olurdu üflemeli bölümü ve yaylı bölümü olarak. Ve ben ilk sınavımda çok rahattım.
O zamanlar daha ne çaldığımı, ne yaptığımı bilmiyordum o yüzden hiçbir stres yoktu. "Ben müzik
yapacağım, dinleyiciye bir şeyler sunmam lazım." diye düşünmüyordum. Bende sahne stresi 7. ve 8.
sınıfta oluşmaya başladı, yani enstrüman çalmaya başladıktan 3 sene sonra. İşte o zaman, "Ben bu
eseri güzel çalabilecek miyim, enstrümandan ses çıkacak mı?" diye düşünmeye başladım. Çok iyi
hatırlıyorum, ortaokul dönemlerimde her sahneye çıkmadan önce yeni bir metot denemeye
çalışıyordum sahne stresi için. Çünkü bende ağız kuruluğu ve titreme çok oluyordu. Örneğin bir
sınavıma çikolata yiyip girmiştim, bunu öneren öğretmenlerim vardı. Diğer sınavlarda da yanımda
limonlu su, şekerli su ya da kahve götürmüşlüğüm oldu. Ben 'denesem ne olacak' diyip her şeyi
denedim sınavlardan önce ama hiçbiri etki etmedi. Size sadece muz ve çikolatayı öneririm fakat bu
sahne titremesini hala çözebilmiş değilim. Enstrümanı kontrol edemiyorsun, kendini kontrol
edemiyorsun, hiçbir şey yapamıyorsun. Ancak 3. dakikada halletmiş oluyorsun ama o zamana eser
bitmiş oluyor zaten kendini göstermek isteyeceğin anda. Onu bazen şu şekilde kontrol edebiliyorum;
daha çok o an vücudumun farkında olmaya çalışıyorum. "Sahnedeyim, burası benim alanım, bunu
kontrol etmem gerekiyor, seyircilere müzik sunmam gerekiyor." diye düşünerek stresimi kontrol altına
almaya çalışıyorum ama gerçekten zor bir şey. Tüm müzisyenler adına konuşuyorum, ne kadar az da
olsa stres faktörü gerçekten çok yaşam değiştirici bir etken bizim için.

4-) Bu süreçte seni motive edecek etkenler nelerdir?

ÇBK: Her seferinde çok çalıştığımı ve emek verdiğimi hatırlatıyorum kendime. Sonuçta sahne beni
yemeyecek ya da sahnede bana bir şey yapmayacaklar. Ben çıkıp müziğimi sergileyeceğim ve
yapabileceklerimi göstereceğim. Sadece, kendime çok fazla baskı uygulamamam gerekiyor. Çünkü
eğer kendime "Çisil çok iyi çalmak zorundasın." dersem çok fazla stres oluyorum. Ama eğer kendimi
"Ben çalıştım, benim en iyi potansiyelim bu, bu şekilde çalabilirim ya da bir alt seviyesinde
çalabilirim, başaracağıma inanıyorum." şeklinde motive edersem daha iyi sonuçlar alıyorum.
Özellikle, sahnenin benim konfor alanım olduğunu düşünürsem, bu stresi daha da azaltabiliyorum.

5-) Sen de bilirsin bu stres ve sahne heyecanı sahne esnasında insanları hataya sürükleyecek derecede
etkili olabilmektedir. Sence sahnede, daha doğrusu konser esnasında yapılan hatalar dinleyiciler
açısından ne gibi tepkilere yol açabilir?

ÇBK: Kendi dinleyiciliğime bakacak olursam ben biraz eleştirisel bir insanım. Evet, sahne heyecanı
var demiyorum, bunun farkındayım. Ama orada bir entonasyon hatası gördüysem o heyecanın farkında
olsam bile kendi kendime düşünürüm ve "Entonasyon hatası oldu, gereksiz vibrato yapıldı ya da o
üçlü oktav çok pes geldi." diye eleştiririm. Kimsenin benim kadar eleştireceğini düşünmüyorum. Tabii
ki eğer bir sınavdaysanız orası çok farklı bir etken ama eğer bir konserdeyseniz, herkes o müziği
dinlemek için ve müzikten zevk almak için oraya geliyor ve eğer dinlediklerinde sahnedeki sanatçı
seyirciden bu enerjiyi alabiliyorsa, seyircinin konsere eleştiri yapmak için değil de gerçekten müzikten
zevk almaya ve kendilerini mutlu etmeye geldiklerini biliyorsa sahnedeki sanatçı daha da rahat oluyor.
O yüzden bir hata da yapsak, ki üflemeli enstrümanlarda bu hatalar daha çok oluyor çünkü ses
çatlaması dediğimiz olay fazlasıyla belli olan bir şey. Bu nedenle biz daha çok geriliyoruz ama
seyirciler bu kadar gerilmiyorlar ve dinledikleri şeylerden mutlu oluyorlar.

6-) Sahne heyecanınızı kontrol altında tutmanın sana sağladığı en büyük fayda nedir?

ÇBK: Keşke tamamen kontrol edebiliyor olsaydım ama kontrol edebildiğim kadarıyla anlatayım; bazı
sahne performanslarımdan çok mutlu oluyorum. Çünkü o anki heyecanımı müzik yapmak için
kullanmak istiyorum. Daha önce sahne stresiyle ilgili duyduğum bir durum var. Şöyle düşünün; bir
orkestrada çalıyorsun ya da bir solist olarak kariyerine devam ediyorsun, hiç heyecanın olmasa sen
neden bu işe devam edesin ki? Bu senin için sıkıcı olacak ve hiç tadı tuzu olmayacak. Sahneye
çıkacaksın, çok iyi çalacaksın ve sahne bitecek. Ama içinde heyecan ve stres olduğu zaman bir şeyleri
keşfetmeye devam edeceksin ve içinde bir adrenalin oluşacak. Bu bana çok mantıklı gelmişti. Zaten
bence önemli olan, tamamen bu stresi bitirebilmek değil, stresi kontrol edebilmeye çalışmak.
7-) Sahne performansı sırasında stres veya heyecanın pozitif etkilerini nasıl kullanıyorsun? Bu
duyguları performansına nasıl yansıtıyorsun?

ÇBK: Stresin çok iyi bir etkisi olacağını düşünmüyorum açıkçası. Ama belki heyecan bir tık etki
edebilir. Çünkü heyecanımız çalacağımız esere yansıyacak, seyircilerin hiçbiri eğer profesyonel
müzisyen değilseler bunu bilmeyecekler ve bir sonraki ölçüde ne gelecek ya da bir sonraki bölümde ne
gelecek tahmin edemeyecekler. O yüzden bunun heyecanını ve dinamikliğini korumak bizim elimizde.
Dediğim gibi, stresin çok iyi bir etkisi olacağını düşünmüyorum. Duygusal açıdan bakacak olursak da,
gündelik hayatta yaşadığımız olayların ve kendi içsel duygularımızın enstrümana yansıması da çok
ayrı bir konu. Çünkü üzgün ya da mutlu olmamız fazlasıyla fark ediyor. Ben buna kendimden örnek
verebilirim. Ben öfkelendiğim zaman enstrüman çalışım çok farklı oluyor çünkü daha agresif
çalıyorum. Ama eğer çok mutluysak çaldığımız şeyler kulağımıza çok güzel geliyor. Heyecan ve stres
açısından değil de duygu açısından bunu söyleyebilirim

8-) Stres ve heyecanla başa çıkmak için genç yeteneklere veya yeni başlayanlara önerilerin neler?

ÇBK: Önereceğim şeylerden biri, bunu çok büyük bir problem haline getirmemeleri. Çünkü eğer
sürekli "Benim sınavım var, konserim var, ben ne yapacağım, stresli olursam çalamam." derlerse
gerçekten çalamazlar. Böyle düşünürsem ben de çalamıyorum. Olabildiğince kendilerini buna
hazırlamaları gerekiyor. En azından o sınav ya da konser öncesi 2 kere dışarıya çalsınlar. Dışarıdan
kastım arkadaşları olabilir, onları daha önce dinlememiş öğretmenleri olabilir ya da üst sınıflar olabilir.
Birilerine çalmaları gerekiyor ki bu sahne heyecanını atabilsinler. Çünkü siz ne kadar fazla kişiye
çalarsanız o kadar çok rahatlıyorsunuz ve insanların düşüncelerini tahmin edebiliyorsunuz. Onun
dışında bu nefes metodunu deneyebilirler ve dediğim gibi bu kişiden kişiye değişir. Ama muz ve
çikolata gerçekten işe yarıyor. Bunu psikolojik olarak da düşünmek lazım, herhangi bir şeye 'Bu işe
yarayacak' dersek zaten işe yarayacaktır. Ama eğer sürekli 'Olmayacak, yapamayacağım' dersek de
hiçbir şey yolunda gitmez. Şunu da düşünmek lazım; eğer bir konsere yeteri kadar çalışmadıysan
kendini hazır hissetmeyeceksin ve kötü bir performans göstereceksin. Ama sen gerçekten yeteri kadar
hazırlandığını ve emek sarf ettiğini düşünüyorsan zaten iyi bir konser vereceksin. Bize hep "Yüzde
yüz değil de yüzde iki yüz hazırlan ki bu zaten sahnede yüzde yüze inecek." derlerdi.

You might also like