You are on page 1of 25

T.

EGE ÜNİVERSİTESİ

EDEBİYAT FAKÜLTESİ

TARİH BÖLÜMÜ

EVLİYÂ ÇELEBİ SEYAHATNÂMESİ’NDE KIRIM

SEMİNER ÇALIŞMASI

Hazırlayan

Sinan ARI

Danışman

Prof. Dr. Vehbi GÜNAY

İzmir - 2023
İÇİNDEKİLER

İÇİNDEKİLER ……………………………………………………………………… 1
ÖNSÖZ ...…...…………………………………………………………………….…….
2
KISALTMALAR …………………...……………………..…..……...……………... 3
GİRİŞ: KIRIM, EVLİYÂ ÇELEBİ VE SEYAHATNÂMESİ …………..……......…
4

EVLİYÂ ÇELEBİ SEYAHATNÂMESİ’NDE KIRIM ...………………………...….


6

1. Evliyâ Çelebi’nin Kırım Yolculukları ……………………...…………….…...


7

2. Kırım Eyaleti’nin Tanıtılması …………………...……………………..……..


7

3. Seyahatnâme’de Bahsedilen Askerî Olaylar ………………………….…....…


7

4. Kırım’ın Coğrafî Özellikleri; Kale, Akarsu ve Diğerleri …………..……..…


14

5. Kırım’da Sosyal ve Ekonomik Hayat ………………………..…………........


17

SONUÇ ……………………...…………………………...………………………....…
19

KAYNAKÇA …………………...…………………………………...………………...
20

1
ÖNSÖZ

Çalışmamıza Ege Üniversitesi’nde öğrenci olduğum sırada, 2022-2023 güz


dönemi, Osmanlı Tarihi Araştırmaları dersi kapsamında Prof. Dr. Vehbi GÜNAY
danışmanlığında büyük bir ilgiyle başladık.

Seminer konusu seçeceğimiz sıralar Evliyâ Çelebi ve Seyahatnâme’ye yakın ilgi


duyuyor, Evliya’yı oldukça enteresan bir kişilik olarak görüyordum. Kezâ eserinin
dünyada ne eşi ne de benzeri var. Ayrıca akademik hayatımdaki ilk çalışmayı birinci
elden kaynaklar kullanarak yapmayı tercih ettim. Hocamızın da görüşlerini aldıktan
sonra derhal çalışmaya başladım. Bu alanda uzman hocaların kitaplarını ve makalelerini
de taradıktan sonra daha önce Seyahatnâme üzerinde yapılan çalışmalara da referans
olması bakımından göz atmayı ihmal etmedim.

Neticede bu çalışma bilim dünyası için küçük ama benim için büyük bir adım
oldu; akademik hayatıma ciddi katkı sağladı. Başta sayın hocam Prof. Dr. Vehbi
GÜNAY olmak üzere beraber seminer hazırladığımız arkadaşlarıma ve aileme manevî
desteklerinden dolayı teşekkür ederim.

Sinan ARI

Ege Üniversitesi

2
08.01.2023

3
KISALTMALAR

a.g.e. Araştırmada Geçen Eser

bknz. Bakınız

C. Cilt

DİA. Diyanet İslâm Ansiklopedisi

Ed. Editör

H. Hicri Takvim

Haz. Hazırlayan

s. Sayfa

ss. Sayfadan Sayfaya

S. Sayı

TDV Türkiye Diyânet Vakfı

TTK Türk Tarih Kurumu

Yay. Yayınları

YKY Yapı Kredi Yayınları

4
GİRİŞ: KIRIM, EVLİYÂ ÇELEBİ VE SEYAHATNÂMESİ

Kırım Hanlığı’nın esasını Kırım yarımadası oluşturur. Yarımada, Karadeniz ve


Azak Denizi ile çevrili olmakla beraber kuzey kısmında geniş bozkırlara açılan bir geçit
vardır. Tatarlar bu geçide hendek anlamına gelen “or” ismini vermiştir. Zaten etrafı
denizlerle çevrili bu yarımadayı, kuzeyden gelebilecek tehditlere karşı da korumak
maksadıyla bir de kale (Orkapı Kalesi) yapılırmıştır1. Gemilerin kullanımı için tabi
liman ve koyları vardır. Azak denizinin batı tarafından, Orkapı’ya doğru olan kısmı ise
Sıvaş Denizi olarak anılır2.

Hanlık sınırları Kırım yarımadasını aşmaktadır. Azak Denizi kıyılarından Tuna,


Aşağı Don, Özü ve Turla nehirlerine kadar uzanmaktadır. Bu alan Kıpçak Bozkırları
anlamına gelen “Deşt-i Kıpçak” adı ile anılıyordu3.

Kırım Hanlığı XIV. Yüzyılın ikinci yarısında, Altın Orda Devleti’nin içinde
bulunduğu siyasi sorunların neticesi olarak ortaya çıkmıştır. Bu istikrarsızlıktan dolayı
birçok kabile Kırım veya muhtelif sahalara doğru göç etmekteydi. Hanlığın kurucusu
Hacı Giray olup, adını taşıyan en eski para ise hanlığın kuruluş tarihi olarak kabul
edilen H. 845 (1441-1442) tarihlidir4. Hacı Giray’ın hanlığının askerî, siyasî, idarî ve
içtimaî yapısını Şirin, Barın, Argın ve Kıpçak isimli dört kabile oluşturuyordu. Hacı
Giray da Şirin kabilesine mensuptu. Hacı Giray, Mümkün olduğunca kabile gücünü
Kırım’a çekerek gücünü arttırmaya çalışıyordu5.

Hacı Giray, bölgede öncelikli olarak Cenevizlilerle çekişme içindeydi. Ayrıca


Fatih Sultan Mehmed’e gönderdiği bir bitikten anlaşılacağı üzere, hakimiyet iddiasının
Kırım yarımadasıyla sınırlı olmadığı da açıktır. 1454 yılında ise Osmanlı-Kırım
yakınlaşması meydana gelmiş ve neticesinde Kefe şehri ele geçirilerek haraca

1
Akdes Nimet Kurat, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, TTK.
Yay., 7 Baskı, Ankara 2019, ss. 203-204.
2
DİA, "KIRIM", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/kirim#1 (12.12.2022).
3
Kurat, a.g.e, s. 203.
4
Halil İnalcık, “Kırım”, DİA, TDV İslam Araştırmaları Merkezi, C. XXV, Ankara 2022, ss. 449-450.
5
Osman Karatay ve Serkan Acar, Doğu Avrupa Türk Tarihi, Kronik Kitap, 1. Baskı, İstanbul 2020, s. 580.

5
bağlanmıştır. Hacı Giray, oğlu Haydar ile taht mücadelelerine girişse de daha sonra
tekrar tahtını ele geçirerek 1466 yılında ölünceye kadar hakimiyetini sürdürmüştür 6.

Hacı Giray’ın vefatından sonra iktidar çekişmeleri yaşansa da Mengli Giray’ın


1478’de tahta çıkışıyla son bulmuştur7. İşte tam bu siyasî çekişmeler sırasında Osmanlı
fetihleri Kefe’ye kadar uzanmıştı. Mengli Giray’ı esirler arasında İstanbul’a
götürülmüştür. Daha sonra da Kırım’a Han olarak tâyin edilmiştir. Fakat bu görüşe zıt
farklı bir görüş daha vardır. Buna göre Mengli Giray, Cenevizlileri Kırım civarından
atmak için Fatih Sultan Mehmed ile ittifak kurmuş, Cenevizliler bölgeden atıldıktan
sonra ise padişaha tâbi olmuştur8. Neticede her iki nazariyeye göre de Kırım’ın
Osmanlı’ya tabi oluşu 1475 yılında Kefe’nin fethedilmesinin ardından gerçekleşmiştir.

Evliyâ Çelebi’yi sadece eserinden tanımaktayız. Gerçek adı belli değildir.


Eserinde verdiği bilgiler ışığında 25 Mart 1611’de Unkapanı’nda doğmuştur. Babası
Sarây-ı Âmire kuyumcubaşısı Derviş Mehmed Zıllî Efendi’dir. Evliyâ Çelebi, iyi bir
eğitim gördü. Babasından hattatlık öğrendi. Daha sonra saraya girdi ve eğitimini
Enderun’da sürdürdü. Seyahate çıkışını ise 19 Ağustos 1630’da gördüğü bir rüya’ya
bağlamaktadır. Buna göre Evliyâ, rüyasında Hz. Peygamberi kalabalık bir cemaatle
görür, heycanlanır ve “Şefaat yâ Resûleallah” diyeceği yerde “Seyahat yâ Resûlellah”
der ve maceralı dolu seyahati başlar9.

Seyahatnâme’nin gerçek adı ise Târih-i Seyyâh Evliyâ Efendi’dir. Eser, Evliyâ
Çelebi’nin bahsedilen rüyasından sonra İstanbul’dan başlayarak 1681 yılına kadar
Osmanlı ve komşu ülkelere yaptığı seyahatleri anlatır. Eser Evliyâ’nın inzivaya
çekildiği vakitlerde Mısır’da kaleme alınmıştır. Burada da vefat etmiştir 10.

6
Karatay ve Acar, a.g.e, ss. 582-583.
7
Karatay ve Acar, a.g.e, s. 584.
8
Halil İnalcık, Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar 1441-1700, İş Bankası Kültür Yay., 3. Baskı,
İstanbul 2021, s. 51.
9
Mücteba İlgürel, “Evliyâ Çelebi”, DİA, C. XI, TDV İslâm Araştırmaları Merkezi, İstanbul 1995, ss. 529-
530.
10
Nuran Tezcan, “Seyahatnâme”, DİA, C. XXXVII, TDV İslâm Araştırmaları Merkezi, İstanbul 2009, s.
16.

6
EVLİYÂ ÇELEBİ SEYAHATNÂMESİ’NDE KIRIM

7
1. Evliya Çelebi’nin Kırım Yolculukları

Evliya Çelebi, Seyahatnameye göre Kırım’a iki kez seyahat etmiştir. İlk
yolculuğuna 1640 senesinde İstanbul’dan yola çıkıp Trabzon’a ve daha sonra Anapa
üzerinden Azak seferine katılmak suretiyle gerçekleştirmiştir. Evliya, seferin sebeplerini
ve yaşadıklarını kendi bakış açısıyla anlatmıştır. Daha sonra sefer başarısız olunca
Kırım’a gider ve kışı Bahçesaray’da geçirir. Bu sırada Kırım hakkında pek bilgi
veremez, hatta bu durumdan kendisi dahi şikâyet eder. Bahar geldiğinde ise Azak’ın
fethine katılır. Bu fetihten sonra ise deniz yolu ile İstanbul’a geri döner11.

Evliya ikinci seyahatini Eflak, Bükreş daha sonra da Boğdan üzerinden


gerçekleştirir. 1657 yılında Kırım’a varır. İlk olarak Mehmed Giray Han ile Akkirman
yakınlarında Âdil Nogay kavmine karşı yapılan savaş katılır. Şeremet Ban Vezir ile
gerçekleşen savaşa da tanıklık eder. Birkaç küçük çaplı çarpışmaya da dahil olduktan
sonra Kırım’a varır ve etrafı hakkında bilgiler verir12.

2. Kırım Eyaleti’nin Tanıtılması

Evliya Çelebi, eserinin ilk cildinde Osmanlı ülkesinin eyaletlerini ve


vassallarının tanımlamaktadır. Bu tanımlamalara göre: Kırım eyaletinin zeamet ve
timarı yoktur. Kanun üzerine hanlıktır13. Hâssı, on iki kere yüz bin akçedir 14. Hanların
tahtı Bahçesaray, Kalga Sultan15 Akmescid olmakla, yedi sancaktır. Hutbesinde ilk önce
Osmanoğlu anılıp daha sonra han ismi anılır16.

3. Seyahatnamede Bahsedilen Askerî Olayların Anlatımları


11
Evliyâ Çelebi, Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi: Bursa-Bolu-Trabzon-Erzurum-
Azerbaycan-Kafkasya-Kırım-Girit, (Haz: Yücel Dağlı, Seyit Ali Kahraman), YKY, C. II, 2. Baskı,
İstanbul 2008, ss. 135-164.
12
Evliyâ Çelebi, Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi: Viyana-Eflak-Boğdan-Bükreş-
Ukrayna-Kırım-Bahçesaray-Çerkezistan-Dağıstan-Kalmukistan-Saray-Moskova, (Haz: Seyit Ali
Kahraman), YKY, C. VII, 1. Baskı, İstanbul 2011, ss. 423-552.
13
Evliyâ Çelebi, Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi: İstanbul, (Haz: Yücel Dağlı, Seyit
Ali Kahraman), YKY, C. I, 5. Baskı, İstanbul 2008, s.131.
14
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. I, s. 132.
15
Kırım Hanlığı’nda giraydan sonra devletin en yüksek makāmı olan nâiplik makāmında bulunan
kimsenin unvânı, http://lugatim.com/s/KALGAY (07.01.2023).
16
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. I, s. 137.

8
Seyahatnâme’den bir kesitte anlayacağımız üzere Evliya Çelebi, Mehmed Giray
Han oğlu Ahmed Giray Sultan ile Uyvar ve Raba seferlerinde de bulunmuştur 17. Fakat,
bu seferler Kırım ve civarında zuhur etmediği için çalışmamızda yer vermeyi lüzum
görmedik.

Çalışmamızda Kırım’ı yakından ilgilendiren ve Evliyâ’nın bizzat içinde


bulunduğu Azak Seferi, Bucak Tatarları ile olan mücadeleyi, Şeremet Ban Vezir,
Andirya ve Kağnıcak cenklerini Evliyâ’nın perspektifinden, edebî bir anlatım ile sizlere
sunmaya çalıştık. Evliyâ’nın savaş atmosferini yansıtan ve ilginç gördüğümüz
betimlemelerini de olduğu gibi aktardık. Evliyâ’nın betimlemeleri çoğunlukla
mubağlalıdır; fakat olayların şiddetini açıklaması bakımından gayet değerlidir.

3.1. Azak Kalesi’nin Fethi

Evliya, Kırım’a ilk yolculuğunda Azak seferine katılır 18. İlk önce seferin
sebeplerini anlatır. Evliya’ya göre: IV. Murad vefat edince Moskof, Kazak askerleriyle
Kırım ve Azak köylerini yağma ve talana başladı. Kırım hanı İnayet Giray Han, Sultan
İbrahim ve Kara Mustafa Paşa’ya durumu arz etti; fakat görmezden geldiler. Nihayet,
Azak kalesi elden çıktı ve kale 70-80 bin Kazak’a karargâh oldu19.

Sefer için Özü eyaleti valisi Koca Gürcü Ken’an Paşa ile Rumeli eyaleti valisi,
28 sancak beyleriyle, 40 bin Bucak Tatarı, 40 bin Eflak ve Boğdan keferesi askeri, 20
bin Erdel kralı askeri ve 80 bin Tatar askeriyle koca bir ordu Azak Kalesi’ni kuşattı. Öte
taraftan Kaptan Siyavüş Paşa, 400 parça yelken gemi ve 40.000 deniz askeri ile destek
vermek için Azak Denizi’ne vardı. Nihayetinde gaziler Azak Kalesi metrisine girdiler.
Gece gündüz şiddetli savaşlar olmaya başladı. Anadolu taraflarından da 47.000 asker de
yine Azak Kalesi altına yardıma geldiler20.

Kaleyi zapt eden Kazaklar, top atışlarına başlamışlardı. Evliya, savaş atmosferini
şu sözler ile açıklar:

17
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 423.
18
Azak Seferi hakkında bknz: Ü. Karadeniz ve A. Bizbirlik, “Azak Kalesi’nin İşgali ve İstirdadı (1637-
1642)”, Gazi Akademik Bakış Dergisi, C.XIV, S. XXVII, Ankara Kış 2020, ss. 221-241.
19
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, ss. 135-136.
20
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, ss.136-137.

9
“Huda’nın büyüklüğü öyle bir tüfenk ve top şenlikleri oldu ki sanki bulutlar
gökyüzünde parça parça olup yeryüzüne düştü.”21

O gece Don Nehri’nden on bin düşman askeri kaleye yardıma girip, sabaha dek
top ve tüfek attılar ve bu sebepten dolayı 700 adam şehit oldu. Ertesi sabah düşmana
tekrar destek gelmesin diye Tatar Han’ı ve Ken’an Paşa’yı Don Nehri sahiline karakola
koydular. Top atışlarında dolayı ordu menzil dışına konuşlandı. Sivayuş Paşa’nın karaya
asker çıkarmasına müteakip yedi koldan kale kuşatıldı. Bu kuşatma seher vaktine kadar
yedi saat sürdü. 700 kişi şehit oldu. Ardından kale yine yedi koldan topa tutuldu.
Evliyâ’nın dediğine göre bu kale Ceneviz yapısı olduğu için burçlarının ve duvarlarının
bir kısmı sağlam kaldı. Kazaklar, kuşatmaya dayanmak için kendilerine siperler
oluşturuyordu. Top atışları yedi gün devam etti. Başkumandan ise gazilere cesaret
veriyordu22.

Top atışları neticesinde kaleye bolca gedikler açıldı. Gaziler haber vermeden
içeri girdiler ama bir kısmı şehit oldu. Kalan gaziler dönmeyi namussuzluk olarak
gördükleri için üç gün üç gece düşmanla çarpıştı. Kale üzerinde yedi yerde ejderha
bayrakları dikilip, ezanlar okunduysa da Kazaklar bunu durumu görünce saldırıp
gazileri geriye püskürttü. Altı gün sonra düşmana Don üzerinden 40 pare firkateynle 4
bin savaşçı yardıma gelmeye çalıştı. Zaten pusuda olan Ken’an Paşa top atışlarıyla
hepsini suya gömdü. Bunların tamamı gazilere ganimet edildi23.

Kuşatma devam ediyordu. Fakat, Evliya’nın da tabiriyle Kazaklar “dev elli, fil
gövdeli, Ferhad gibi dağ kazıcı olduğundan” yer altına sığınaklar kazıyorlar, top
atışlarından böyle korunuyorlardı. Diğer taraftan gece karanlığında düşmana Don
üzerinden ağzında kamış ile geçerek destek asker gitmeye çalışıyordu. Yine Don
üzerinden sığır tulumlarıyla su altından yardım gönderirlerdi ama bunun önünü kesmek
için de gaziler suyun altına ağ çektiler. Buradan elde edilen ganimet gazilere dağıtıldı.
Bu halden sonra düşman ümitsizliğe kapıldı. Yer altlarına tuzaklar kurarak gazilere türlü
oyunlar ettiler. Gaziler bu haysiyetsiz cenk uzar diye korkuya düştüler. Öte yandan

21
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, s.137.
22
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, ss.137-139.
23
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, ss.139-140.

10
insanlara arasında Moskof kralı iki yüz bin askerle geliyor diye haber yayılınca halk
korkuya düştü24.

Bu hal üzerinden ileri gelenler toplantı edip, yeniçerilerin isyan olasılığı, kışın
gelmesi gibi sebeplerle ertesi sabah kuşatmayı bırakmayı tartışsalar da kuşatmadan
vazgeçmediler. Sabahleyin kuşatma devam etti. Evliya’yanın dediğine göre “sanki
Çıldıran Savaşı veya Kosova Savaşı'dır. Osmanoğlu devletinde böyle büyük bir savaş
olmamıştır, ancak Süleyman Han'ın Budin yakınında Mohaç Savaşı ola.25”

Kazaklar türlü hilelerle gazileri alt ediyordu. Akşam olduğunda kuşatmaya ara
verildi ve asker istirahate çekildi. Saba olduğunda düşman kale duvarlarını tamir
etmişti. Gaziler bu durum için çok üzülseler de kuşatmaya devam ettiler. Kasım ayına
kırk gün kaldığını fark eden ileri gelenler kendi aralarında görüştüler. Neticesinde
Bahadır Giray Han’ı 70 bin askerle 800 yüz bin atlarıyla Moskof diyarına yağmaya
gönderdiler. Bahadır Giray Han, 14 gün sonra 45 bin esir, 200 bin at, kıymetli mallar,
bakır ve kalay kapkacak türü şeyler, samur, balık dişi ve kumaşlarla Azak Kalesi altına
belirdi. Askerlerin ölü gönülleri can buldu. Cengiz Han oğullarından beri böyle büyük
ganimet görülmemişti26.

Nihayet ileri gelenler kış geldiğinden fethin mümkün olamayacağında karar


kıldılar. Zaten Moskof’a hadlerini bildirdiklerini düşünüyorlardı. Hatta iki esiri kaleye
gönderip “Türk der ki, bizim muradımız kale olaydı bir ayda alırdık. Ancak Moskof
kralına haddini bildirip bu kadar yerini yurdunu talan edip yağmalayarak bu kadar
ganimet mallarıyla esir almak isteğimiz idi” diye haber gönderdiler. Kuşatmadan
vazgeçip İstanbul’a ulaklar gönderildi. Tam da o gece kuru bir soğuk oldu. Sonunda her
şey gemilere yüklenip, göç davulları çalınıp kale altından fetihsiz dönüldü27.

Evliya kış mevsimini Bahçesaray’da geçirdi. Tatar Han, Azak Kalesi’ne yardım
gelmemesi için çapul seğirdirdi. Öte yandan Kalgay Sultan da Moskof ülkesinden

24
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, ss.140-141.
25
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, ss.141.
26
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, ss.141-145.
27
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, ss.145-146.

11
ganimetler getiriyordu. Bahar geldiğinde İstanbul’dan 12 bin altın ve tekrar kuşatmaya
gidileceği hakkında emir geldi. Tatar Han’da buna itaat etti28.

Kırım’dan dua ve övgülerle yola koyuldu. Azak üzerine gelmekte olan Osmanlı
donanma-ı hümâyûnuyla karadan ve denizden, geçen seneden daha fazla askeriyle, bol
bol araç gereç, binlerce lağımcı, geçit koruyucu, baltacı askerler ve dağ kazıcılarıyla
geleceklerini duyan Kazaklar bir araya gelip danıştılar. Neticesinde geçen yıl zar zor
atlattıkları kuşatmayla tekrar baş edemeyeceklerini düşünüp, kaleyi terk ederek, Don
nehri kenarlarındaki çeşitli kalelere yerleştiler. Ordu Azak Kalesi altına vardığında tek
bir canlı bile bulamadı. Tatar Han bu sevinçli durumu İstanbul’a arz etti. Kazakların bir
hilesi olabileceği düşüncesiyle üç gün beklenildi ve dördüncü gün kalede ezanlar
okundu. Kale onarılıp, tamir edildi29.

3.2. Mehmed Giray Han30’ın Âdil Nogay ve Bucak Tatarlarıyla Olan Savaşı

Evliya, ilk olarak savaşın içeriğinden bahsetmektedir. Bu anlatımdan sonra ise


sebeplerine değinmiştir. Anlam bütünlüğü sağlanması açısından ilk olarak sebeplerinden
bahsedeceğiz. Bu savaş Evliya’nın Kırım’a vardığında meydana gelmiştir (1657).

Eskiden Âdil Nogay kavmi Or Kalesi’nin dışında yaşar, hanlara otlaklar verir,
yağ bal gibi gıda maddeler, Kazak, Moskof, Leh ve Karakov vilayetlerinden aldıkları
esirleri ve ganimetleri Kırım ve Osmanlı vilayetlerine verirlerdi. Bir gün bu kavim
Moskof diyarına yerleşir ve orada malları erir ve yokluğa düşerler. Nihayetinde geri
dönüp Akkirman civarlarına yerleşirler. Fakat burada yağmalar, yol kesmeler ve türlü
taşkınlıklar çıkartırlar. Mehmed Giray Han, Nogay eşkıyalarını Akkirman toprağından
kaldırıp Kırım Vilayetine koymak için derhal 40 bin asker gönderir31.

Mehmed Giray Han, aşiretler askerleriyle de birlikle 87 bin atlı askeri hazırlar ve
yola koyulur. Öte yandan Âdil Nogay, 40-50 bin asker ile Han’a karşı duruyordu. İki
ordu karşılaştı ve ok atışları başladı. Evliya’nın tabiriyle “iki baştan Müslüman askerler
birbirlerine girip öyle ok yağdırdılar ki güneşin tesiri yere eser etmeyip er narası ve at

28
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, ss.148-149.
29
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, ss.149-151.
30
IV. Mehmed Giray Han (1641-1644, 1654-1666).
31
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 425-427.

12
kişnemesi göklere ulaşıp tam üç saat büyük vuruşma ve çarpışma oldu.” Nogay ordusu
dağılınca Kırım askeri Nogay kavminin ardına düştü. Nogay obalarına varıldığında
çoluk çocuk, kadın kız herkes Kırım askerlerinin başına üşüşüp önceki çarpışmadan
daha fazla Kırım askeri şehit oldu32.

Han bunları engelleyemedi ve bütün Nogay obalarına yağma emri verdi.


Evliya’nın anlatımına göre genel manzara:

“Bütün Nogay'm obalarını yağmalayıp nice bin temiz, el değmemiş, kızların


bekâretini giderip zavallı gül-çehre kızların sinirinden kanları akarak nice bin adet evli
kadınlara kocaları önünde tecavüz edip o kadar çok mal menal alıp o kadar çirkin ve
utandırıcı işler olmuştur ki bu çirkinliği Hülâgu Tatarı Bağdad'a, Buhtunnasır Safet'e,
Kudüs'e ve Mısır'a etmemiştir.33”

3.3. Mehmed Giray Han’ın Moskov’da Şeremet Ban Vezir’i Yendiği Savaş

Mehmed Giray Han’ın Kırım’da olmadığı bir sırada, 300 bin Şeremet Ban Vezir
askeri ile onlara yardımcı 200 bin Kalmık askerinin 200 pare top ile Kırım’a doğru yola
çıktığı haberi gelir. Han sevinip, ileri gelenlerle görüştü. Hemen yanındaki 87 bin
askerini Kırım’a gönderdi. Kırım’dan da bir yarlıg ile 40 bin asker Praslov Kalesi alında
Han emrine geldiler. Ertesi sabah 30 bin Kalgay Sultan askeri geldi. Yine o gece 30 bin
Nogay askeri de Han askerlerine katıldı. Ertesi gün Or beyi de 10 bin taşra askeriyle
gelip katıldı. Yine o gece 10 bin Badrak ve Şıdak Tatarı da Han askerine eriştiler.
Mehmed Giray Han’ın 200 bin askeri oldu ve Moskov’a derya gibi askerle yöneldi34.

Evliya, Mehmed Giray Han’ın ordusunu şu sözlerle anlatır: “Allah'ın azameti


200 bin Müslüman askerlerin 8 kere ve 9-10 kere 100 bin alaşa atları olur. İnsan
deryası ve Umman Denizi gibi hayvanların dalgası, coşup dalgalanıp atlandıklarında
insan deryası çalkanıp derin boğaz gibi insan denizi aktı, zeminin tozları göklere
yükseldi. Bir ağacın köklerine saba süratli atların ayakları değse o ağacın kökleri sofî
misvakı gibi tiftik tiftik olur, Allah korusun… Allah ırak eylesin o sırada bir adam attan

32
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 424-425.
33
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 425.
34
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 452-453.

13
düşse kurtulması asla mümkün değildir. Hemen o adam at ayakları altında toz toprak
olup şehit olur.”35

Üç gün üç gece yolculuğun ardından Süt nehri kenarında geçip bir alana
karakollar kuruldu. Bu sırada bir Kazak’dan haber edinildi. Ertesi sabah yola koyuldu.
Düşman asker belirince 80 bin seçkin Tatar askeri saldırıya geçti. Top menzili dışına
çadırlar kuruldu. Taburun üç tarafı kuşatıldı. Düşman sırtını Süt nehrine dayadığı için,
Han 10 bin Tatar askeri ve 2 bin tüfenkli sekbanları Süt Boğazı’na konuşlandırdı.
Düşmana yardım gelmesin diye dört tarafa karakollar kurdurdu. Düşmanda boş
durmayıp, o gece hendekler yaptılar36.

Daha sonra 3 bin Çerkez askeri, Âdil Mirza ve çeşitli kavimlerden de yardımlar
gelip Han ordusuna katıldı. Ertesi gün Süt Nehri kıyısında birkaç düşman tutulu.
Onlardan, düşmana 40 bin Hristiyan askerinin yardıma geleceği haberi alındı. Tatarlar
gelen yardımın etrafını sarıp, tamamını esir edip, mallarını da ganimet olarak aldılar. Bu
sırada bazı merhametsiz Tatarlar bazı düşman çoçuk ve yaşlılarını parça parça ettiler.
Bunu gören düşman askerleri ise ümitsizlik içinde bir daha yardım gelemeyeceğini
anladı37.

Daha sonra Han, daha fazla beklemeyi uygun görmeyerek yavaş yavaş dört
koldan düşman üzerine yürümeye başladı. Ok atışları başladı. O sırada düşman
balyemez toplarını ateşleyince tüm Tatar ordusu geriye doğru çekildi. Düşman bunda
cesaret alıp karşı saldırıya geçti. Bu muharebe akşama kadar sürdü. 2 binden fazla adam
yaralandı bin kadar askerde şehit oldu38.

Bu çekilmeden cesaret alan düşman taburdan çıkıp, saldırıya geçti. Tatar


askerleri ovanın ötesinde yüzleri geriye dönük bir şekilde bekliyorlardı. Düşman onları
bitap düşmüş sanıp iyice cesaretlendi. Hemen Tatar askerleri de bir sadak gürültüsüyle
deniz gibi düşman üzerine aktı. Yedi saat kızgın bir vuruş oldu. Hemen bu savaş içinde
geride kalan Tatar ordusu taburu ele geçirmek için harekete geçti. Fakat başarısız olup,

35
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 453.
36
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 455-457.
37
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 457-458.
38
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 458-460.

14
kalan askerler de halihazırdaki muharebeye destek vermeye yöneldiler. Çarpışma akşam
vaktine kadar sürdü. Akşam olunca iki taraf da yoğun ve bitkin şekilde geriye çekildi.
Tatarlar bir yandan savaş meydanındaki şehitlerini topladı. Bir kısım eli çabuk olanlar
ise düşman askerlerinden ganimet toplamayı es geçmedi39.

Düşman Süt Nehri’ne köprü yapmış, bir kısmı da nehrin ötesine geçmişti.
Tatarlar bu hali görüp, hemen karşı tarafa geçip tüm düşmanları öldürdü. Bu zafer
sonrası nehri tekrara geçip düşman taburunu kuşattılar. Düşman vadide Tatarlardan
kurulamayacaklarını anlayıp 40 adet elçi gönderdi. Han ise barışa asla razı olmadı.
Düşman taburunun etrafına karakollar kuruldu40.

O gece düşman taburuna yardım geleceği haberini alınınca derhal hazırlıklar


başladı. Han, askerlerini motive etmek için konuşmalar yaptı, öğütler verdi.
Nihayetinde savaş davulları çalınmaya başlandı. Öte tarafdan 40-50 bin düşman
taburdam çıkıp saldırıya geçti. Tatarlar bir top menzili dışında çarpışıyorlardı. Çetin
çarpışmalar sonunda Tatar ordusu bir çok düşmanı öldürmüştü. Öte yandan 40-50 bin
yiğit kafirlerin taburuna çoktan girmişti. Geri dönen düşman içeride Tatar askerleriyle
karşılaşınca can havliyle kaçmaya koyuldular. Hepsi Süt Nehri üzerine kurdukları
köprüye yöneldiler. Neticesinde köprü çöktü ve tamamı suyu boyladı. Moskov prenside
100 bin askeriyele bir tarafta vuruşuyordu. Bozgunu görüp tabura doğru yönelince, iki
Tatar ordusunun arasında kaldı. Tatar askeri Moskov ordusunu perişan etti41.

Savaş sonunda 100 bin düşman nehirde boğulmuş, 77 bin düşman savaş meydanında
ölmüş, 66 bin esir alınmış ve Şeremet Ban ile üç vezir de esir olmuştur. Şeremet
Vezir’in koynunda ve savaş meydanındaki ölülerden elmaslar, inciler, ganimet edilmiş.
46 bin araba, sayısız samur postları, beyaz samur, beyaz tilki, siyah tilki, kızıl kürkler,
balık dişleri, keselerce altın ve akçe de ganimet edilmiştir42.

3.4. Andirya Gazası

39
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 460-462.
40
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 462-463.
41
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 463-466.
42
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 467-468.

15
Özü Kalesi ahalisi Andirya, Sirge ve Sarıkamış Kazaklarının yağmasına uğrayıp,
Han’dan yardım istediler. Han bunu üzerine tekliflerini kabul etti ve ordusuyla yoka
çıktı. Aksu kıyısından Özi’ye vardıklarında düşmanlar baskına uğradıklarını anlayıp
kale metrisine sığındılar. İki üç ok yağmurundan sonra, içeridekiler hayvanlar tarafından
ezilen Kazaklardan bir kısmı suya düştüler. Neticede 1800 Kazak öldürüldü. 2 bin genç
güçlü Kazak esir, 3.760 kadın, oğlan ve kız esir edildi. 20 binden fazla malda adadan
çıkartıldı43.

3.5. Kağnıcak Cengi

Özi’den dönerken Sirge, Berabaş, Andirya ve Zaparos Kazakları, Han’ın seferde


olduğunu ve Kırım’ın savunmasız olduğu haberini alıp, Kırım üzerine 7 hatman 10 bin
Kazak ve 12 Kalmık Tatarı kefereleriyle saldırıya geçmişlerdir. Han, zaten seferden
dönmekteydi. Ganimetleri Han’ı karşılamaya gelenlere emanet edip, düşman üzerine
yürüdü44.

Bir kez ok atışı yapıldı. Düşman da buna top atışlarıyla karşılık verdi. Tatar
askerleri ricat ederek saldırmaya başladı. Netice de tüm düşman bertaraf edildi (Kasım
1665) 45.

4. Kırım’ın Coğrafi Özellikleri; Kale, Akarsu ve Diğerleri

Evliyâ Çelebi bizlere gezip dolaştığı, cenklere katıldığı coğrafyalardaki kale ve


akarsu gibi coğrafî unsurlar hakkında da bilgi vermiştir. Evliya’nın gezip dolaştığı bu
yerleri onun gözünden anlatmaya çalışacağız. Evliyâ, Kırım’a yaptığı ilk seyahatte
seferlere koşturmaktan yapı ve eserler hakkında yeterli bilgi veremediğinden
bahsetmiştir46. Fakat, ikinci seyahatinde bunu telefi edebilmiştir. Bu bölümde genellikle
Evliyâ’nın ikinci seyahatinden alıntılar göreceğiz.

4. 1. Muş Nehri

43
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 472-473.
44
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 474.
45
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 474-475.
46
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, s 152.

16
Gayet büyük ve geçilmesi zor bir nehirdir. İçerisinde morina, mersin çığa ve
uştuka balıkları bulunur. Nehrin suyu Moskova dağlarından gelir ve Azak denizine
karışır47.

4.2. Yılkı Nehri

Bu nehir Gürlev dağlarından gelip Özü Nehri’ne karışır. Zamanında veziriazam


Süleyman Paşa bu nehirden Ruslar geçemesin diye dal, dudak ve kütüklerle doldurdu.
Ruslar bu nehirden geçemeyip zor halde kaldı48.

4.3. Kopkuyu Vadisi

Özü Nehri ile Karadeniz arasında kumsal bir zemindedir. Zemininde kuyular
vardır. Tatarlar buraya Kopkuyu derler, çok kuyulu yer anlamına gelmektedir. Burada
hiç yapı yoktur. Düşman bu yollar üzerine sıklıkla pusu kuruyordu49.

4.4. Sarıkamış

Özü Nehri kenarında sazlık bir alandır. Kazaklar buraya saklanıp gelen geçeni
avlayıp esir ederler50.

4.5. Kayğaç Gölü

Özü Nehri’nden ayrılma büyükçe bir göldür. Kazaklar bazen bu gölde


avlanırlar51.

4. 6. Kabarta Nehri ve Budailbek Bağları

47
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. II, s 148.
48
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 443.
49
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 430.
50
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 430.
51
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 430.

17
Doğu tarafta Tat eli dağlarından doğar, nice köylere uğrayıp Budailbek Bağları
içinden geçip Karadeniz’e karışır. Budabildek bağları 70 bin dönüm bağdır. Bu bağlarda
asla köy yoktur. Ancak bağları bekleyen köle aileler vardır52.

4.7. Heyhat (Deşt-i Kıpçak)

Doğudan batıya uzunluğu 97 konaktır53. Doğu tarafı Hazar Denizi’ne batı tarafı
ise Kılburun’da son bulur. Acem tarihçiler Heyhat’a Deşt-i Kıpçak ismini vermişlerdir.
İçinde gulyabani, yaban adamları ve diğer çeşit yaratıklar mevcuttur. Heyhat’ın orta
kısmı hanlara aittir. Ada ve heyhatın çevresindeki bazı kaleler ise Osmanlılara aittir.
Ancak bu Or Kalesi, Gözlev Kalesi ve Bahçesaray yakınında Çufud Kalesi hanlarındır54.

4.8. Or Kalesi

Bu kale daha önceden Cenevizlilerin elindeydi. Cengiz Han oğlu Cuci Han bu
kaleyi fethetti. Daha sonra boğaz kısmına bir or yani hendek kazıldı. Or Kalesi yani
hendek kalesin anlamına gelir. Ama Tatarlar Ferahkirman derler. Sonra Sahib Giray
Han, bu kaleyi yıkar ve Heyhat Ovası’na bitişik iki tarafı deniz olan or mahalline yapar
sevinip ferahladığı için Ferrahkirman diye isimlendirilir55.

Bu kale iki katlı, yontma taşlı bit savaş kalesidir. Zeminden boyu tam 23 arşın
yüksektir. Çevresi 3 bin adımdır. 5 köşedir ve 20 ader dört köşeli yüksek kuleleri vardır.
Bu kulelerden 5 konak yer görünür. Bütün kulerin üzerinde kırmızı kiremitler vardır.

Kales içinde 80 adet Tatar evi vardır. Sınırlarında 500 adet tüfekli Rum askeri
vardır. Keza Tatarlar tüfek atmayı bilmezler, çok da korkarlar. Yine bu kalede tam 500
adet Beşevli adlı Tatar atlısı asker vardır. Şehrin dizdarı, 15 adet kale ağaları, topçubaşı
ve cebecibaşısı vardır.

Kalenin hendeği 15 kulaç derinliktedir ve hendeği koruyan topları vardır. İç


kalede de mescit, buğday ambarları, cephane odaları ve su kuyuları vardır56.

52
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 486.
53
Araba veya hayvanlarla bir günde alınan yol, bir günlük mesafe: http://lugatim.com/s/KONAK
(05.01.2023).
54
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 430-431.
55
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 431.
56
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 437.

18
4.9. Küçük Şahinkirman Kalesi

Şahin Giray Han yaptırmıştır. Özü nehri üzerinden dörtgen şekilli, taş yapılı
güzelce bir kaleciktir. Çevresi 1.100 adımdır. 5 kiremit örtülü kulesi ve 2 kapısı vardır.
Kale içine 80 adet Tatar evi, bir camii, 8 adet dükkân vardır. Han ve hamamları yoktur.
Kara taraflarında hendekleri, kale dizdarı ve 500 adet kale neferi vardır. Or kalesinden
daha taşra bir yerdedir57.

4.10. Tuzla Köyü

Acı bir göl kenarında 300 kerpiç evdir. Bütün halkı cabalıktır. Gölden tuz
çıkartıp, geçimlerini böyle sağlarlar. 58

4.11. Kişkara, Kenekes Celâirli ve Kocaman Köyü

Bu köylerin hepsi ağaçsız bağ bahçesizdirler. Bütün evler kerpiçtir. Tüm halk
sığır tezeği yakar ve tezek kokarlar. Ancak ekinleri iyidir. Kitlesi 50-60 kilo
vermektedir. Bu köyler kuraktırlar, çok derin kuyulardan su çekerek ihtiyaçlarını
gidermeye çalışırlar59.

4.12. Gözlev

Tohtamış Giray Han Tatarlarından biri buraya yerleşir ve obası gibi tepesi delik
bir ev yapar. Bu adamın soyu çoğalınca nice gözlü evler daha inşa ederek büyük bir köy
haline gelir. İsmine de Gözlü Ev derler. Zamanla bu Gözlev’e evrilir.

Daha sonra Osmanlılarla Kırım çevresinden Cenevizlileri atmak için anlaşma


yaparlar. Anlaşmaya göre “Kırım Adası'nm deniz kıyısı Osmanlı'nm ola, ada
ortasındaki ovası Tatar kavminin ola” derler. Nihayetinde Kırım Adası nizam bulur.

Kefe veziri Sencüvan Paşa, burayı limana dönüştürmeye uğraşır; fakat vefat
eder. Sonra Sahip Giray Han yeltenir o da vefat eder. Halefleri ise nihayet
tamamlayabildiler.

57
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 444.
58
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 477.
59
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 477.

19
Gözlev Kalesi’nin çevresinde 24 adet 4 köşeli kuleler vardır. Üstleri kırmızı
kiremit örtülüdür. Çevresi 3.400 adımdır. 5 köşe şeddadi yontma taş, bir süslü savaş
kalesidir. Toplam 5 adet sağlam demir kapısı vardır. Doğu tarafındaki kapı iskele
kapısıdır. Gümrük Emini Ahmed Ağa bu gümrükte oturup gelen gidenden padişah
gümrüğü alır, zira Kırım’ın büyük bir iskelesidir. Bin parça gemi barındırabilir 60.

5. Kırım’da Sosyal ve Ekonomik Hayat

5.1. Mayak Baba Sultan

Mayak Baba, Tatar dilinde “Yağlı Baba” demektir. Bu zatın çok garip bir
hikayesi vardır. Evliyâ’nın anlattıklarına göre halk bu azizden bir keramet bekler, ne
kadar dirense de halkı vazgeçiremez. Nihayetinde Turla Nehri’ne bakıp “Ey büyük
nehir, Allah'ın emriyle saf yağ, sarı semin ak” deyince nehirden 3 gün 3 gece yağ
akmaya başlar. Karadeniz hatta Akdeniz’e dahi ulaşır. Halk da bu yağları toplar.

Mayak Baba, halk tarafından kutsal addedildiği için ona bir türbe yaparlar. Hatta
Evliya’nın anlattığına göre bu türbenin etrafındaki otları yiyen hayvanların da yağları
çok bol ve güzel olur, Mayak yağı diye bilinir, çok da meşhurdur61.

5.2. Or Taşra Varoşu

12 mikraptır ve 1.500 ev vardır. Kale dibinde bir hanı, büyük bir yolun sağında
ve solunda da toplam 500 adet irili ufaklı dükkanları vardır. Bedesteni yoktur. Buranın
Tatar bozası meşhurdur. Çok koyu bir yapısı vardır ve sarhoşluk verir. 5 konak öteden
bunu içmek için gelen giden olur. Burada şarap içmek ayıp sayılır. Bağ ve bahçe
olmadığından şarabı da yoktur.

Burada kış çok sert geçer, ağaçlarında meyve yoktur. Odun da çıkmaz. Hep sığır
tezeği yakarlar. At ve deve tezeğini de satarlar. Genellikle halkı sığır boku kokar.
Buranın halkında fakir de çoktur. Şehir içinde hiç kaldırım yoktur. Dört tarafından kale
duvarı da yoktur, etrafı hendektir. 3 adet de kapısı vardır.62

5.3 Gözlev Taşra Varoşu


60
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 478-479.
61
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 428-429.
62
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 438.

20
Bir göl kenarındaki bu varoşda iki Müslüman, iki Çingene bir de Ermeni
mahallesi vardır. Rum, Frenk ve başka milletten halkı yoktur. Burada ufak tefek 100
adet dükkân, 5 hamamı, 11 tüccar konuk evleri, 3 hanları, 2 medresesi, 5 sıbyan
mektebi, 3 derviş tekkesi, 7 çeşmesi, 20 sebilhanesi, 6 bekar odaları vardır. Müslüman
mahallelerinin büyük ve geniş bozahaneleri vardır. Burada 3 okka bozayı 1 Kırım
akçesine verirler. Bir Tatar at üzerinde 5 akçelik boza içebilir. Bozayı hem içerler, diğer
taraftan da işerler. Bozahane taraflarına 10 adet de yüksek taş kule üzerinde yel
değirmenleri vardır. Evliya daha önce hiçbir yerde bu tarz yel değirmeni görmediğini
söyler. Şehrin suyu da dışarıdan taşınarak gelir.

Genellikle halkın çehesi kızılcadır. Burada pek sevimli Tatar kızları ve oğlanları
bulunur. Burada hastalık azdır. Hekimleri ve cerrahları vardır. Tarikat ehli ve hal ehli
kimselerde çoktur.63

5.4. Kefe Tuzu

Or Kalesi’nin iç yüzünde kuru bir göl vardır. İçerisinde Kefe tuzu denilen has,
beyaz ve lezzetli bir tuz vardır. Buradan Kırım’a İstanbul’a ve tüm vilayetlere
gönderilir. Suçluları ve ölüm mahkumlarını bu gölün içine koyarlar.64

5.5. Goyunç Demiri

Kırım Tatarları, tencere kap kacak hepsini Çoyunç demirinden yapıyorlardı.


Madeni Kırım adasından çıkıp Kefe’ye yakınında Çöyinci Mehmed Efendi’ye gidiyor
ve burada üretiliyordu.65

SONUÇ

Evliyâ Çelebi’nin Kırım seyahatlerinde başından geçen maceraları ve görüp


işittiklerini bu muhteşem eserinde bizlere aktarmıştır. Bizler bu eserde Kırım’dan
bahsedilen hemen hemen her yeri derli toplu bir şekilde bir araya getirdik.

63
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, ss. 479-484.
64
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. VII, s. 441.
65
Evliyâ Çelebi, a.g.e, C. I, s. 573.

21
Çalışmamız Kırım’ın sosyal, kültürel ve ekonomik hayatına, Kırım ordusunun
askeri tutumlarına ve yer yer Osmanlı-Kırım ilişkilerine ışık tutmaktadır. Evliya’nın
Tatarlara bakış açısını da müktesebatımca kendi yorumlarım neticesinde şöyledir:
Evliya, Tatarları fiziksel olarak, köse, sarı-kızıl benizli, askerî olarak acımasız,
merhametsiz, kendi savaş teknikleri olan yiğit gaziler olarak, sosyal olarak ise genellikle
fakir, coğrafya itibariyle de zor geçinen; fakat medeniyet olarak onları hâkir görmediği
açıkça tespitim olmuştur.

KAYNAKÇA

A. Basılı Yayınlar

22
EVLİYÂ Çelebi, Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi: Bursa-Bolu-
Trabzon-Erzurum, Azerbaycan-Kafkasya-Kırım-Girit, (Haz: Yücel Dağlı, Seyit
Ali Kahraman), C. II, YKY, 2. Baskı, İstanbul 2008.

EVLİYÂ Çelebi, Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi: İstanbul, (Haz:


Yücel Dağlı, Seyit Ali Kahraman), C. I, YKY, 5. Baskı, İstanbul 2008.

EVLİYÂ Çelebi, Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnâmesi: Viyana-Eflak-


Boğdan-Bükreş-Ukrayna-Kırım-Bahçesaray-Çerkezistan-Dağıstan-
Kalmukistan-Saray-Moskova, (Haz: Seyit Ali Kahraman), C. VII, YKY, 1. Baskı,
İstanbul 2011.

İLGÜREL, Mücteba, “Evliyâ Çelebi”, DİA, C. XI, TDV İslâm Araştırmaları Merkezi,
İstanbul 1995.

İNALCIK, Halil, “Kırım”, DİA, C. XXV, TDV İslâm Araştırmaları Merkezi, Ankara
2022.

İNALCIK, Halil, Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar 1441-1700, İş Bankası


Kültür Yay., 3. Baskı, İstanbul 2021.

KARATAY, Osman ve ACAR Serkan, Doğu Avrupa Türk Tarihi, Kronik Kitap, 1.
Baskı, İstanbul 2020.

KURAT, Akdes Nimet, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve


Devletleri, TTK Yay., 7. Baskı, Ankara 2019.

TEZCAN, Nuran, “Seyahatname”, DİA, C. XXXVIII, TDV İslam Araştırmaları


Merkezi, İstanbul 2009.

B. Referans Kaynaklar

23
MEMİŞ, Ekrem; “Tarih Metodolojisi”, Ekin Basım Yayın Dağıtım, 7. Baskı, Bursa
2018.

ŞİMŞEK, Ahmet, “Tarih Nasıl Yazılır? Tarih Yazımı İçin Çağdaş Bir Metodoloji” Türk
Tarih Kurumu Yayınları, 3. Baskı, Ankara 2021.

C. İnternet Kaynakları

DİA, "KIRIM", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/kirim#1


(12.12.2022).
https://ru.wikipedia.org/wiki/Крымское_ханство (12.12.2022).

http://lugatim.com/s/KONAK (5.01.2023).

http://lugatim.com/s/KALGAY (7.01.2023)

24

You might also like