Professional Documents
Culture Documents
me/tarihogretmeni )
Telegram kanalımızın linkidir
DAVETLİSİNİZ
II. ÜNİTE
TÜRKLERDE TOPLUM
HAZIRLAYAN
HAMZA OLUÇ
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
II. ÜNİTE
TÜRKLERDE TOPLUM
1
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
Hun, Kök Türk ve Uygurlarda Toplumsal Yapı Kağan’ın Çin’den (698) otuz bin ölçek tohumluk darı
istemesi bunun kanıtı olarak gösterilebilir.
Hunlarda Toplumsal Yapı
Uygurlarda Toplumsal Yapı
→ Hunlarda halk arasında büyük bir tabakalaşma
yoktur. ➢ Uygur toplumu, Kök Türklerin devamı olarak kabul
→ Ailelerin birleşmesiyle kan bağına dayalı olarak edilir. Ancak Kök Türklerden farklı olarak Mani
siyasal ve sosyal bir birlik olan boy meydana gelirdi. dinini seçmişlerdir.
→ Hun halkı töreye göre yaşardı. ➢ Ancak Uygurlar “Mani” dininin etkisine rağmen eski
→ Ordu-millet anlayışı gereği her Hun bir askerdir. Bu âdet ve törelerini bütün canlılığıyla korumuşlardır.
nedenle savaş zamanlarında halk sava katılı barış ➢ Uygurların büyük bir bölümü yerleşik hayata
zamanlarında ise normal hayatlarına devam geçmiş, halkın bir kısmı ise konargöçer hayatı
ederlerdi. tercih ederek at, koyun, sığır ve deve yetiştiriciliği
→ Hunlar genel olarak hayvancılıkla uğraştıkları için yapmaya devam etmiştir.
sürülerini belirlenmiş bölgelerdeki su kenarları ve ➢ Mani dininin inancında et yemek yasak olmasına
otlaklarda otlatırlardı. rağmen Uygur halkı bu yasağa pek uymamıştır. Çinli
elçi, Uygurları ziyaret ettiği zaman Uygurlar ile ilgili
→ Hunlar, av hayvanları ve evcil hayvanların etlerini
şu tespitte bulunmuştur. “Zenginler at eti, fakirler
yer, derilerinden de giysi yapıp giyerlerdi.
ise koyun eti ile ördek eti yiyorlardı.” Çinli elçinin
→ Günlük hayatta kullandıkları eşyaları da süslemeye
bu sözleri, Uygur halkının eski alışkanlıklarını devam
özen gösterirlerdi.
ettirdiğini göstermektedir.
→ Yaşamlarında büyük bir önemi olanı atları
➢ Uygurlar yerleşik hayata geçen ilk Türk
yetiştirme konusunda büyük özen gösterir ve at
topluluğudur.
yarışları düzenlerlerdi. Yarışlarda birinci olan atın
➢ Yerleşik hayata geçen Uygurlar, Türk tarihinde ilk
sahibi toplum içinde büyük saygı görürdü.
defa Beşbalık, Turfan, Balasagun adı verilen
→ Hun kağanı halkın huzur ve refahını her zaman
şehirler inşa etmişlerdir.
gözetir, halk için toylar düzenler, halk arasında birlik
➢ Uygur halkı önceki Türk halklarından farklı olarak
ve beraberliği sağlamaya çalışırdı.
yerleşik hayata geçince tarıma büyük önem
→ Hunlar, hâkim oldukları bölgelerdeki halk için; “Hun
vermişler ve bu konuda çok büyük ilerleme
oldu.” sözünü kullanarak halk arasında ayrım kaydetmişlerdir.
yapmazlardı. Hunlarda halk arasında ayrım ➢ Yerleşik hayatla birlikte bir arada yaşamaya
yapılmadığı, Mete Han’ın Çin imparatoruna yazdığı başlayan Uygurlar, sosyal dayanışmaya önem
bir mektuptan da anlaşılmaktadır. Bu mektupta
vermişler, birbirlerine yardımcı olmuşlar ve bu
Mete Han (MÖ 176); “Eli yay tutabilen kavimlerin
amaçla vakıflar bile kurmuşlardır.
hepsi Hun oldu. Hepsi bir aile gibi birleştiler.” diye
yazmıştır. Nevruz Bayramı
Kök Türklerde Toplumsal Yapı ▪ Bu bayram yazılı olarak ilk kez II. Yüzyılda Pers,
kaynaklarında geçmektedir. İran takvimine göre
Halk arasında sınıf ayrımı yoktur. Yani Kök
yılın ilk günüdür. Günümüzde İran’da şenlik olarak,
Türklerde kün (halk) özel mülkiyete sahip olabilir,
Orta Asya Türk topluluklarında ise baharın gelişi
ekonomik açıdan hür bir yaşam sürerdi.
olarak kutlanmaktadır.
Kök Türklerde de aynı şekilde ordu millet anlayışı
▪ Nevruz, Orta Asya ve Türkiye’de 21 Mart günü
devam etmiş ve eli silah tutan herkes asker
kutlanır. O güne mahsus sümelek denilen
sayılmıştır.
buğdaydan yapılan tatlı halka ikram edilir.
Kök Türklerin hayatlarında da atın büyük bir önemi
▪ Türk takvimine göre Nevruz yılbaşıdır ve o gün gece-
vardır ve at yetiştiriciliğine büyük önem verilirdi.
gündüz eşittir (ekinoks).
Kök Türkler töreye uygun yaşarlardı. Bu konuda
▪ Nevruz, Selçuklu ve Osmanlı Dönemi’nde de
Orhun Yazıtları’nda geçen; “Ey Türk bodunu,
kutlanmıştır. Hatta Osmanlı Dönemi’nde o güne
devletini ve töreni kim bozabilir?” sözü, Kök
mahsus Nevruziye adlı macun yapılmış ve halka
Türklerin töreye verdiği önemi ifade eder.
dağıtılmıştır. Bu gelenek Manisa’da Mesir macunu
Törenin öneminden Orhun Yazıtları’nda sıkça
geleneği olarak günümüze kadar devam etmiştir.
bahsedilmektedir. Bu yazıtlarda kağan, halkın refah
ve huzuru için yaptıklarını şöyle anlatıyor. “Çıplak
milleti elbiseli kıldım. Yoksul milleti zengin (bay)
kıldım. Az milleti çok kıldım.”.
Köktürkler ekonomik faaliyet olarak hayvancılığın
yanında tarım ile de ilgilenmişlerdir. Kapgan
2
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
İlk Türk Devletlerinde Din ❖ Türklerde ahiret inancı vardı ve ölen kişi iyi biriyse
Uçmağ’a (cennet) gittiğine, kötü biriyse Tamuğ’a
(cehennem) gittiğine inanılırdı. Türklerde cenaze
törenlerine “yuğ” denilirdi.
Şamanizm
3
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
d) Gök Tanrı İnancı babası çeyiz yaptığı için sonradan baba malından
hak verilmezdi.
→ Evliliğin hukuki bir boyut kazanması için nikâhta
yapılırdı.
→ Her çadır bir aile kabul edilir. Bu çadırlara “yurt”
veya “karegü” denilirdi.
→ Eski Türklerde babanın yanında annenin de söz
hakkı vardır. Babaya “kang” anneye ise “ög”
denilmekteydi.
→ Genellikle dışardan evlilik anlayışı egemen olan
Türklerde amaç, evlilikle akraba sayısının
arttırılması ve böylelikle birbirlerine destek ve
himaye sağlamaktı. Ayrıca bu durum boylar arası
çatışmayı da önlediği gibi iç barışı da sağlıyordu.
• Yukarıdaki inançların yanı sıra Türklerde etkili olan → Tek eşle evlilik yaygındır. Türklerde evlenme; söz
inanç Gök Tanrı’dır. Yani kâinat Gök Tanrı kesme, nişan ve düğün töreniyle tamamlanmıştır.
tarafından yaratılmıştır. → Kök Türkler düğünlerinde “törün” (düğün yemeği)
• Türkler Gök Tanrı’ya Tengri diyorlardı. Tengri, verirlerdi. Evlenen kıza “gelin”, erkeğe de “güvey”
yaşatır, öldürür, cezalandırır veya denilmekteydi.
mükâfatlandırırdı. Tengri tektir ve en yüce varlıktır. → Kadının mülkiyetinde olmak şartı ile kız tarafı erkek
evinden “kalıng” (mihir olarak kadına verilen çeyiz)
Gök Tanrı İnancı ile İlgili Bazı Tabirler alırdı.
✓ Yuğ: Cenaze töreni → Eski Türklerde aile birliğine ihanet edenlere ağır
✓ Kurgan: Türklerdeki mezarlar ahiret inancından cezalar kesilirdi.
dolayı mezarlara ölen kişi eşyalarıyla gömülüyordu. → Türk hukuk sisteminde eşlerin karşılıklı olarak sebep
✓ Balbal: Ölen bir Türk’ün hayatta iken öldürdüğü göstermek şartıyla boşanma hakları da vardı.
düşman adedince heykelin yapılıp mezarın başına → Kadınların çocuklarını iyi yetiştirmesi ve topluma
dikilmesi hazırlamasının yanında çocuğun sağlıklı bir şekilde
✓ Uçmağ: Cennet büyümesine de dair görevleri vardı.
✓ Tamu: Cehennem → Türklerde erkek çocuk “ocağı tüttürecek kişi”
✓ Kam: Din adamı olarak görülmektedir.
• Bu dinlerin yanı sıra Türkler arasında Buda, Mani,
Urug (Aileler Birliği)
Hristiyanlık, Musevilik ve İslâmiyet’te yayılmıştır.
Birkaç ailenin birleşmesiyle urug oluşmaktadır.
Türk Toplum Yapısını Oluşturan Unsurlar Yakın akrabalık bağları olan ailelerin sosyal ve
ekonomik bakımdan dayanışma, güvenlik ihtiyacıyla
bir araya gelmesiyle oluşan aileler bütündür.
Uruglar bağımsız bir siyasi yapı değildir. Boyun bir
parçasıdır.
Urugda aileler genellikle kan bağı ile oluşan
birbirine yakın kimselerdi. Amaç; güvenlik, sosyal
ve ekonomik açıdan birbirine destek olmaktır.
Urug ile ilgili kararlar, aile reisleri tarafından
alınmaktaydı.
4
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
❖ Belirli bir toprağı ve askeri gücü olan boylar siyasi • Türkler, önem verdikleri ve kutsal saydıkları haklara
niteliklidir. Devlet teşkilatında görülen meclisler ana hakkı der, kadına çok büyük değer verir ve saygı
boylarda da mevcuttur. Üyeleri aile ve urug gösterirlerdi.
reislerinden oluşmaktaydı. • Kadınlar, evin reisi savaşa gittiği zaman evin kalan
❖ Her boyun kendisine ait bir damgası (tamga) vardı. bütün işlerini yaparlardı.
❖ Her boyun kendine ait yaylağı ve kışlağı vardı. • Türk kadını ata biner, ok atar, ava gider,
Yaylak bütün boyun ortak malı iken kışlaklar gerektiğinde savaşa katılırdı. Destanlarda alp
bireylerin özel mülkiyetine aittir. geleneğini yansıtan Selcen Hatun ve Banu Çiçek gibi
kadın savaşçılara rastlanmaktadır.
Bodun (Millet)
Boyların birleşmesiyle bir teşkilat etrafında
B. İLK TÜRK İSLAM DEVLETLERİNDE TOPLUM
toplanmasıyla oluşmuştur.
Kağan, Han, İl-Teber, Yabgu, Şad, Erkin gibi
unvanlar taşıyan hükümdarları vardı.
Devleti oluşturan temel unsur olduğundan siyasi
bir topluluk niteliğindedir.
Tek bir bodundan oluşmayan devlet, diğer
bodunların birleşmesiyle oluşmaktaydı. Kurucu
bodun başkanı olan Türk hükümdarı, diğer
bodunları aynı devlet çatısı altında toplamaya
çalışmaktaydı.
İl (Devlet)
➢ Türklerde devlet “il” kelimesi ile ifade edilmiştir.
➢ Bodunların birleşmesiyle oluşan il, vatanı koruyup,
milleti huzur ve barış içinde yaşatmayı amaçlayan
siyasi bir teşkilattır.
➢ Genellikle soy ve dil birliğine sahip boyların
oluşturduğu milleti (bodunu) kağan yönetmiştir.
NOT: Eski Türklerde devletin aile ya da halkla ilişkisi “baba-
devlet” anlayışı şeklinde idi. Devlet halkın her türlü ihtiyacını 751 Talas Savaşı sonrası Türkler arasında İslâmiyet
karşılayıp sosyal adaleti sağlamak, halk da devlete karşı yayılmış ve Türkler bu yeni dinin etkisiyle sosyal ve
üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek zorundadır. kültürel hayatlarında birçok değişiklik yaşamışlardır.
Devlet için “baba” sıfatı kullanılmıştır. Toprak ise devlet Türkler; Selçuklular Dönemi’nde doğu ve güneyde
babanın koruduğu ana vatan şeklinde ifade edilmiştir. Fars, Arap ve Hintlilerle, batıda ise Ermeni, Gürcü,
Rum ve Süryanilerle karşılaşmıştır.
Türk Toplum Yapısında Kadının Üstlendiği Roller
Bu etkileşim Türklerin hem bu uygarlıklarından
etkilenmesine hem de bu toplumları etkilemesine
neden olmuştur.
Türk-İslâm kültürünün oluşmasında kilit konumda
olan devlet Karahanlılar’dır. Selçuklu ve Gazne-
liler’de bu sürece katkıda bulunmuşlardır.
İlk Türk İslam Devletlerinde Toplumsal Yapının
Özellikleri
İslami Dönem’de Türklerin büyük bir kısmı yerleşik
hayata geçmiş, bunun sonucunda tarımsal faa-
liyetler çeşitlenerek artmış ve önem kazanmıştır.
• İlk Türk devletlerinde kadınlara her zaman büyük İslamiyet öncesi Türk toplumunda gündelik yaşamın
değer verilmiş, kadınlar siyasi ve idari işlerde üst işleyişini töre belirlerken, İslamiyet’in etkisiyle töre
kademelerde görev almışlardır. kurallarının yanında İslami gelenek ve görenekler
• Türklerde kadınlar devletin en üst kademesinde de de etkili olmaya başlamıştır.
söz hakkına sahipti. İlk Türk İslam devletlerinde toplum, ilk Türk
• Kağanlar ile genellikle buyruklara ve anlaşmalara devletlerinde olduğu gibi yönetenler ve yönetilen-
Kağan’ın eşi de mühür vurmuştur. ler olmak üzere iki kısımdan oluşmaktaydı.
5
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
Türk İslam devletlerinde de bir sosyal tabakalaşma NOT: Karahanlı Devleti’nin toplum yapısının çoğunluğu
görülmediği için zeki ve kabiliyetli olanlar devletin Türklerden oluşmuştur. Karahanlı Devleti bu özelliğinden
en üst kademesine kadar yükselebiliyordu. dolayı Türk İslam kültürünün sonraki nesillere aktarılmasında
İlk Türk İslam Devletlerinde boy teşkilatlanması köprü vazifesi görmüştür.
devam etmiş, yaşayış şekillerine göre halk;
NOT: Büyük Selçuklu Devleti’nde Türk kültürünün yanında İran
şehirliler, köylüler ve göçebeler olarak çeşitli ve Arap kültürü de etkili olmaya başlamıştır.
gruplara ayrılmıştır.
Türk İslam toplumunda, İslamiyet öncesi Türk Yönetenler:
toplumlarında olduğu gibi pederşahi (ataerkil) aile
yapısı görülmektedir. Yönetenler sınıfında kimler bulunur?
Türkler yerleşik hayata geçince toplu hâlde → Hanedan Üyeleri,
yaşayabilecekleri şehirler kurmuşlardır. Türk İslam → Askerler,
devletlerinde şehir hayatı yaygınlaşınca şehirlerde → Valiler,
Cuma Cami ve medrese gibi İslam kültürünün → Din adamları.
etkileri görülmüştür. İlk Türk-İslam devletlerinde yöneticilerin çoğunluğu
Türklerin Müslüman olmadan önceki giyim tarzları genellikler Türk’tü.
ile Müslüman olduktan sonraki giyim tarzları Yönetici sınıfının başında sultan bulunmaktaydı.
arasında büyük bir değişiklik olmamıştır. Başlıca görevleri arasında şunlar bulunmaktaydı:
Türklerin giyim kuşam kültüründe takıların önemli ✓ Ülkeyi adaletle yönetmek
bir yeri vardı. Türk kadınları inci, gümüş ve altın ✓ Ülkenin iç ve dış güvenliğini sağlamak
küpeler ile gerdanlık, bilezik ve yüzük gibi takıları ✓ Açları doyurmak, yoksulları giydirmek
kullanmışlardır. ✓ Toplumun refah ve mutluluğunu sağlamak
Türk İslam devletlerinin gündelik hayatlarında Bu görevleri aksatması sultanın iktidarını
eğlence ve spora da yer verilir, dinî bayramlarda, kaybetmesine yol açabilirdi.
festivallerde ve özel günlerde eğlence ve ziyafetler
düzenlenirdi. Yönetilenler:
Müzik, Türk toplumunun eğlence hayatının bir Her türlü millet ve dinden oluşan halk sınıfıdır.
parçasıydı. Orta Asya’dan göç eden Türk Bunlar devlete vergi verirler kanun ve kurallara
toplulukları, çalgı çalma ve kopuz eşliğinde türkü uyarlardı.
söyleme, mani ve deyişler okuma gibi kültür Halk Müslimler (Türkler-Araplar-Farslar) ve Gayr-ı
etkinliklerini gittikleri yerlere taşımışlardır. Müslimler (Gök tanrıya inanan Türkler-
İlk Müslüman Türk Devletlerinde Toplum Yapısı Hıristiyanlar, Yahudiler-Rumlar ve Ermeniler-
Hindular vs.) olarak ikiye ayrılırdı.
Müslüman Türklerde boy teşkilatlanması devam
Yönetenler Yönetilenler Din ve İnanış etmiştir.
Yaşayış şekillerine göre halk Şehirliler, Köylüler
Karahanlılar Türk Türk Müslüman, ve göçebeler olarak ayrılmıştı.
Gök Tanrı
Şehirliler:
Gazneliler Türk Türk, İran, Müslüman,
Arap, Hindu Budist, Askerlik, zanaat, ticaret veya devlet
Manihaizm memurluğuyla uğraşırlardı.
Köylüler:
Büyük Türk, İranlı Türk, İran, Müslüman,
Selçuklular Arap, Hristiyan Çoğunlukla tarım işleriyle ilgilenirlerdi. Ayrıca
Hristiyan hayvancılıkla uğraşanlar ve yazın yaylaya çıkanlarda
vardı.
Tolunoğulları, Türk, Arap Arap, Rum, Müslüman,
İhşidler, Berberi, Hristiyan, Göçebeler:
Memlükler Mısırlı Musevi
Hayvancılıkla uğraşmışlardır.
Selçuklular göçebelerin yerleşik yaşama geçmesi
Hazarlar Türk Türk, İranlı, Müslüman,
Rus Hristiyan, için çalışmışlardır.
Gök Tanrı,
Musevi
6
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
Böyle bir çalışma yapılmasında amaç nedir? Oğuz Boylarının Yaptığı Göçlerin Sosyal Yapıya
Etkisi
→ Vergilerin daha düzenli toplanmak istenmesi.
→ Verimli toprakları işleyerek üretimi artırmak. Oğuz Boyları, Karadeniz’in kuzeyinden batıya ve
→ Göçebelerle yerleşik halk arasındaki çatışmalara Anadolu’ya doğru önemli göç dalgaları
son vermek. oluşturmuştur.
→ Türkmenleri kontrol altında tutma düşünceleri etkili Oğuzların Anadolu’ya yaptığı göçler;
olmuştur.
7
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
İlk Türk İslam Devletlerinde Kadının Yeri Selçuklular Dönemi ve Günümüzdeki Toplumsal
Olayların Benzer Yönleri
Din vasıtasıyla ahlaklı ve huzurlu bir toplum
oluşturulmaya çalışılırken, tarihin bazı dönemlerinde
ortaya çıkan bir kısım yapılanmalar, insanların dinî
inançlarını kendi çıkarları ve kötü niyetleri için kullan-
mışlardır.
Haşhaşilik/Batinilik
8
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
Baba İlyas’ın ölümünden sonra onun yerini alan Cumhurbaşkanı’na suikast girişiminde bulunmuş ve
Baba İshak, Babailik tarikatını güçlendirerek bu halkı acımasızca katletmiştir.
tarikatın Anadolu’da yayılmasını sağlamıştır.
Türkiye Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev C. OSMANLI DEVLETİ’NDE TOPLUM
Dönemi’nde alınan ağır vergiler ve Moğol baskısı
sonucu artan Türkmen göçleriyle oluşan sorunlara
ilgisiz kalınması, devlete olan güvenin azalmasına
yol açmıştır.
Bu durum Türkmen topluluklarının Baba İshak’ı bir
kurtarıcı olarak görmesine sebep olmuş, gittikçe
güçlenen Baba İshak ve taraftarları, Anadolu’da ilk
dinî ve sosyal nitelikli ayaklanmayı başlatmışlardır.
Güçlükle bastırılan Babaî Ayaklanması devleti
zayıflatmış, Anadolu’nun sosyal ve ekonomik
yapısına büyük zararlar vermiş, bu ayaklanmanın
etkileri ise yıllarca devam etmiştir.
Deaş/Işid
➢ Günümüzde de Haşhaşilerin örgütlenmesine
benzeyen ve toplumsal hayatımızı derinden
etkileyen yapılanmalar ortaya çıkmıştır. Bunlardan
birisi de DEAŞ terör örgütüdür.
➢ Irak ve Şam İslam Devleti (kısaca IŞİD) veya
2014'ten beri kullandığı resmî isimle İslam Devleti
ağırlıklı olarak Irak ve Suriye'de etkinlik gösteren,
bu bölgede hilâfet devleti kurmak amacıyla
güvenlik güçlerine ve sivillere karşı eylemler yapan Osmanlı Devleti’ndeki Toplumsal Yapı
yasa dışı, silahlı ve ele geçirdiği topraklardaki ➢ Osmanlı Devleti’nin toplumsal yapısı ve toplum
meşruluğu hiçbir ülke tarafından devlet olarak düzeni, zamana bağlı olarak değişiklikler
tanınmayan Selefi cihatçı örgüttür. göstermiştir.
➢ Haşhaşilerin suikastlar yoluyla korku ve dehşet ➢ Sınırların genişlemesiyle birlikte Osmanlı
vererek yaptıklarını, DEAŞ terör örgütü bugün canlı hâkimiyetine giren dinî ve etnik grupların çeşitliliği
bombalarla yapmaya çalışmaktadır. artarken XVIII. yüzyılın sonlarından itibaren
➢ Binlerce masum insanın hayatını kaybetmesine sınırlarda gerilemeler başlamış, kaybedilen
sebep olan bu örgütle mücadele halen devam ülkelerdeki Müslüman nüfusun büyük çoğunluğu
etmektedir. elde kalan topraklara çekilmiştir.
Fetö/Pdy (Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Kuruluş Dönemi’nde:
Devlet Yapılanması) Osmanlı toplum yapısı, XIV. yüzyıl başlarında
→ Günümüzde inanç temeline dayalı en büyük tarih sahnesinde kendini hissettiren savaşçılar ile
toplumsal olaylardan birisi de 15 Temmuz sürecini ahiler, dervişler, göçerler, Anadolu bacıları, abdallar,
ülkemize yaşatan FETÖ’nün yaptığı hain darbe önceden beri bu coğrafyada yaşayan Hristiyan köylüler
girişimidir. ve şehirli halktan oluşan bir özellik gösteriyordu.
→ Din adamı kisvesiyle dini kendi çıkarları
doğrultusunda kullanan bir kısım insanlar, Yönetenler
toplumu yanlış yola sevk etmeye çalışmışlardır.
Padişah ve Kılıç Ehli Kalem Ehli İlim Ehli
→ Kendilerini gizleyerek devlet kurumlarına sızan ve
Saray Halkı (Seyfiye) (Kalemiye) (İlmiye)
yıllarca kendilerine verilecek emirleri bekleyen
örgüt üyeleri, uygun zamanın geldiğini düşünerek
Yönetilenler
darbe girişiminde bulunmuşlardır.
→ Ancak Türk milletinin cesareti devletin esaretine Müslümanlar Gayrimüslimler
müsaade etmemiş ve yaptıkları darbe girişimi
başarıya ulaşamamıştır.
→ FETÖ/PDY, 2016 yılının 15 Temmuz gecesi Türkiye
Büyük Millet Meclisi’ni bombalamış,
9
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
Devletten İmparatorluğa Geçiş Süreci ve Sonrası: noterlik, fetva ve mahalli yönetim işlerine
bakarlardı.
➢ Osmanlı toplumu çok dilli, çok dinli, kısacası çok
kültürlü bir yapıya dönüşmüş, sosyo-ekonomik Kalemiye Sınıfı:
açıdan bir tarım toplumu hâline gelmiştir.
➢ Bu toplumda nüfusun ezici çoğunluğu geçimini
tarımdan sağlarken devlet gelirleri de büyük ölçüde
tarım ürünlerinden alınan vergilerden oluşmuştur.
➢ Osmanlı toplumunda nüfusun çoğunluğu
köylülerden oluşurken halkın içinde hayvancılıkla
uğraşan konargöçer unsurlar da önemli bir yere
sahipti.
➢ Osmanlı Devleti toplum içerisindeki farklılıklara
saygı gösterdiği için Osmanlı’da sosyal sınıf ayrımı
ve tabakalaşma meydana gelmemiştir. ▪ Büro veya daire anlamına gelen, devlet
➢ Osmanlı Devleti’nde toplum, yönetenler (Askeri) ve kalemlerinde çalışan her düzeydeki idari
yönetilenler (Reaya) olmak üzere ikiye ayrılmıştır. memurların oluşturduğu gruptur.
▪ Nişancılar, reisülküttaplar ve divan kâtipleri bu
Yönetenler gruptandı. Kalemiye sınıfı, devletin yazışma, maliye
➢ Askeri sınıf, padişahın kendilerine dini ya da idari ve dışişlerine bakarlardı.
yetki tanıdığı devlet görevlilerinden oluşuyordu. Yönetilenler (Reaya)
➢ Yönetenlerle, yönetilenler arasındaki en önemli
fark, yönetenlerin devlete vergi vermemesi,
yönetilenlerin vergi vermesidir.
➢ Yönetenler, gördükleri vazife ve eğitime göre üç
gruba ayrılmıştır.
Seyfiye Sınıfı:
10
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
Geniş inanç özgürlüğüne sahip olan bu Devlet uyguladığı politikalar sayesinde bu farklı
gayrimüslimler, tarım ve ticaret faaliyetleri ile grupları rahatça bir arada tutmuştur.
uğraşırlardı. Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u aldıktan sonra
Askerlik yapmayan bu gayrimüslimler “cizye ve buradaki Rum ve Ermenileri özerk cemaatler şekline
haraç” adı ile devlete iki vergi vermişlerdir (Rumlar, getirmiş hatta bu unsurların başına bizzat patrik
Ermeniler, Sırplar, Bulgarlar, Romenler Hıristiyan atamıştır.
toplumu, Yahudilerde Musevi toplumu Osmanlı özerk cemaatler şeklinde örgütlediği bu
oluşturmuşlardır). unsurlara daha sonra “millet” adını vermiştir.
Fatih Sultan Mehmet, 1461’de İstanbul’da
Yerleşme Durumuna Göre Osmanlı Toplumu Gregoryen Ermeni Patrikhanesi’ni kurdu. Bursa
Şehirliler: Metropolit’i Ovakim’i patrik olarak atadı. Fatih
Sultan Mehmet dinî ve hukuki haklar vererek bu
→ Burada askerler, tacirler, esnaflar, seyyar topluluğun sevgisini kazanmıştır.
satıcılar, seyyidler ve diğer ülkelerden Fatih Sultan Mehmet’in başlattığı bu uygulama
Osmanlılara sığınan amanlar yaşardı. Yavuz Sultan Selim Dönemi’nde genişleyerek
→ Şehirde yaşayan bu gruplar yönetim, adalet, devam etmiştir.
eğitim, üretim, ticaret ve zanaat işlerine bakarak II. Mahmut’a ait söz, Osmanlının millet sistemine ne
geçimlerini sağlarlardı. kadar önem verdiğini gösterir. “Ben tebaamdan
Müslümanları camide, Hristiyanları kilisede,
Köylüler:
Yahudileri ise havrada görmek isterim.”
Osmanlı ekonomisinin temeli, tarıma dayalı Tanzimat ve Islahat Fermanları ile Ermenilere
olduğu için nüfusun büyük bir bölümü köyde verilen imkânlar daha da artırılmıştır.
yaşıyordu. Yine 1876 ve 1908 yılında açılan Osmanlı Mebusan
Köylü, işlediği toprağa karşılık çift vergisi öderdi. Meclisi’nde birçok azınlık milletvekili görev
Kanunların yükümlülükleri dışında köylüler hür ve yapmıştır.
bağımsızdı. Yahudilerde Osmanlı toplumunun önemli bir
Tımar beyleri, çiftçi aileleri, mukataa ya da kesim unsuruydu. 1492’ de Hristiyan zulmünden kaçan
denilen işletme biçimiyle yer işleyenler, mülk Yahudiler, Osmanlı Devleti tarafından kurtarılarak
sahipleri, müsellem ve muaflar köyde yaşayan Selânik ve İstanbul’a yerleştirilmiştir.
toplumu oluşturmuşlardır.
NOT: Osmanlı Devleti hüküm sürdüğü süre içinde farklı
Göçebeler (Konargöçerler): unsurları barış ve huzur içerisinde yaşattığı için Osmanlı Klasik
Dönemi, Batı’da bile “Osmanlı Barışı” deyimi ile anılmıştır.
➢ Sürekli yer değiştiren göçebeler hayvancılıkla
uğraşırlardı. Osmanlı’da İskân ve İstimalet Politikası
➢ Osmanlı fetih hareketlerine paralel olarak bu konar-
göçer aşiretlerin büyük bir kısmının yeni fethedilen İskân Politikası
yerlere yerleştirilmesi, buraların Türkleşmesinde
etkili olmuştur.
➢ Göçebeler, devlete ağnam vergisi yanında
kullandıkları otlak, kışlak ve yaylaklar için de vergi
ödemişlerdir.
Osmanlı Toplumunda Millet Sistemi
11
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
Osmanlı'da sürgün edilen insanların sürgün bölgesi, ➢ Ekonomik açıdan; Verimli tarlalar ekilmiş, boş
genellikle Kıbrıs olmuştur. yerler canlandırılmış ve bu uygulama sayesinde
kırsal kesimlere ekonomik hareketlilik kazandırıl-
İskân Politikası Nedir? mıştır. Ticaret ile uğraşan halk vergi ile katkıda
İskân; Türkçede yurt verme yahut yerleştirme gibi bulunmuştur.
anlamların karşılığıdır. ➢ Siyasi açıdan; Fetihlerin kalıcı olması sağlandı. Yeni
İskân politikası, kavram olarak; "beşerî açıdan fetihlere zemin hazırlandı.
yerleşme" anlamına gelmektedir. ➢ Kültürel açıdan; Issız ve terkedilmiş yerlere cami,
İskân politikası, Osmanlı Devleti döneminde medrese, zaviye, han, hamam gibi Türk kültürüne
fethedilen yerlerin Türkleşmesini sağlayabilmek için ait yapıla inşa edildi. Gerçekleştirilen imar faaliyet-
uygulanmış bir politikadır. leri ile Rumeli tam bir Türk İslam coğrafyası hâline
Osmanlı Devleti döneminde uygulanmaya konul- gelmiştir.
muş, meşhur bir politikadır.
Osmanlı Devleti'nin topraklarının genişlemesi sonu- İstimalet Politikası
cunda, gitgide yaygınlaşmıştır.
Osmanlı Devleti, kazandıkları toprakların kalıcılığını
iyice sağlamak için bu tür bir politikaya başvurmuş
ve düzen içerisinde uygulanmasını sağlamıştır.
Osmanlı’da İskân Politikası
• Osmanlı Devleti, iskân politikası ile; genellikle
Rumeli’ye yerleştirme politikası uygulamıştır.
• İskân yapılan bölgelere, çoğunlukla Türkmen aşiret-
ler yerleştirilmiştir. Bu suretle, bölgede; güven ve İstimalet Politikası Nedir?
huzur sağlanmaya çalışılmıştır. • Osmanlı Devleti’nin fethettiği coğrafyalarda uygu-
• İskân politikası, çok uzun bir süre boyunca başarıyla ladığı gönülleri fethetme politikasıdır.
uygulanmıştır. Fakat iskân politikası; ileri zamanlar- • Bu politika çerçevesinde feth edilen yerlerde yerli
da, istenilen neticeyi vermemeye başlamış ve halkın diline, dinine karışılmamış, halkın üzerinde ki
Osmanlı Devleti'nin ekonomisine de zarar vermiştir. vergi yükü azaltılmış ve halkın Osmanlı’ya gönülden
• Ayrıca toprakların da kaybedilmesiyle, iskân polit- bağlanmasına çalışılmıştır.
ikası neticesinde yerleştirilen insanlar; yerleştirildik-
leri yerlerden geri dönmek zorunda kalmıştır. İstimalet Politikasının Amacı Nedir?
Osmanlı Devleti'nin İskân Politikası Amaçları İstimalette temel amaç ısındırma ve Osmanlı’ya
bağlamadır. Yani Osmanlı’ya karşı bağlılık duygusu
Fethedilen bölgelerin, ileriki zamanlarda kalıcı hissettirmektir.
olmasını sağlamak. Osmanlı böylece ilgili toprakları elinde tutmayı,
Yapılacak fetihlerin devam etmesini sağlamak. isyanların önüne geçmeyi ve merkezi otoriteyi güçlü
Ülkedeki Türkmenleri, yerleşik hayata geçirmek. tutmayı amaçlamıştır.
Fethedilen her bir bölgenin İslamlaşmasını ve Türk kültürünü ve İslam dinini tanıtma ve yayma
Türkleşmesini sağlamak. amacı da vardır.
Fethedilen toprakların siyasi ve askeri yönden
olduğu kadar; sosyal yönden de güvenliğini İstimalet Politikasının Faydaları Nelerdir?
sağlamak. → Bu politika ile halkın devlete bağlılığı artmış, isyan
Fethedilen yerlerde sorun çıkarma ihtimali olan çıkmamış, Osmanlı’nın ele geçirdiği topraklara
ailelerin, Anadolu’ya göç etmesini sağlayarak; karı- huzur ve güven gelmiştir.
şıklık çıkma ihtimalini azaltmak.
→ Uygulanan iskân ve istimalet politikaları sonucun-
Anadolu’daki bölgelerde anlaşmazlığı olan her iki
da, Bosna Hersek, Kosova ve Arnavutluk gibi böl-
aileden birini seçerek yerleştirmek.
gelerde yaşayan insanların büyük bir kısmı İslami-
Osmanlı Devleti'nde, Rumeli’ye göç edenlerin; yet’i seçmiş ve bu coğrafyalar Müslüman beldeleri
Anadolu’ya tekrar geri dönmemelerini sağlamak.
hâline gelmiştir.
Daha düzenli ve yerleşik bir düzen oluşturmak.
NOT: Ankara Savaşı’ndan sonra yaşanan Fetret Devri’nde
İskân Politikasının Sonuçları/İskân Politikasının Osmanlı kendi yurdunda yani Anadolu’da pek çok toprak
Osmanlı Devletine Katkıları kaybederken, Rumeli’de çok az toprak kaybetmiştir. Bu
durumun temel sebeplerinden biri de istimalettir. Hristiyan
➢ Askerî açıdan; Osmanlı ordu için devşirme asker
halk önceki yönetimler ile Osmanlı’yı karşılaştırmış ve
buldu. Osmanlı Avrupa’da fetihler için üs kazandı. Osmanlı’dan ayrılmamıştır.
12
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
Osmanlı’da Vakıflar ve Yardımlaşma Kurumları ciltlik kütüphane açıldığı gibi, yoksul halka üç öğün
yemek veren imarethaneler (aşevi) kurulmuştur.
Vakıflar
NOT: II. Mahmut Dönemi’nde Evkâf-ı Hümayun Nezareti
➢ Vakıflar, İslam ülkelerinin toplum ve kültür (Vakıflar Bakanlığı) kurularak, tüm vakıflar tek çatı altında
hayatında önemli rol oynayan hayır kurumlarıdır. toplanmıştır.
➢ Karahanlılardan Osmanlılara kadar olan zaman
dilimi içinde on binlerce kişi, hiçbir menfaat
beklemeden kendi paralarıyla hayır kurumları
yapmışlar, bunların işleyebilmesi için de kendi
mallarından ve paralarından bu kurumlara bağışta
bulunmuşlardır.
13
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
→ İlk modern sivil Osmanlı hastanesi Sultan Osmanlı Devletinde Sosyal hayattan bazı örnekler:
Abdülmecit’in annesi Bezmi Âlem Valide Sultan
- Pencerelerin önünde bulunan sarı çiçek, evde hasta olduğu
tarafından 1843 yılında yaptırılmıştır. anlamına gelir ve oradan sessiz geçilmesi isteğini ifade ederdi.
→ 1899’da da ilk modern çocuk hastanesi olarak
Hamidiye (Şişli) Etfal Hastanesi açılmıştır. - Kırmızı çiçek ise bu evde evlenme çağına gelmiş genç bir kız
olduğunu ifade eder ve kötü söz kullanarak o kişinin yüreğini
→ Günümüzde ise bîmaristanların yaptığı görevleri,
ve ruhunu incitmeyin mesajı verirdi.
devlet hastaneleri üstlenmiştir.
- Evin kapı tokmaklarının çıkardığı sesler de anlam yüklüydü.
İmarethane: Kapısında ay ve yıldız sembolü takılı evlerden hacca giden
insan olduğu anlaşılırdı.
- Osmanlı’da hemen her sokakta bir hayır çeşmesi, çeşmelerin
başında kuşların su içebileceği yerler vardı. Kuşların
barınabilmesi için evlerin uygun yerlerine kuş evleri yapılırdı.
- Mahalledeki insanlar hayır ve sadaka konusunda çok duyarlı
oldukları için yoksul komşular gözetilirdi.
- Sokak hayvanları içinde vakıf kuran hayırseverler vardı.
14
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
15
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
Tanzimat sonrası Osmanlı Toplumunda ➢ Bunlar, harbin başlarında İngiliz, Fransız, Rus ve
Yardımlaşma Kurumları İtalyanların boşalttıkları okullara yerleştirildiler. Bu
okullara, “yetimler yurdu” manasına gelen
Osmanlı toplumsal yapısının temelinde insan Darüleytam denildi.
sevgisi ve insana saygı vardı. Bu sevgi ve saygıdan ➢ 1916’da kabul edilen kanunlarla, Darüleytamlara
dolayıdır ki Osmanlı padişahları birçok yardımlaşma gelir bulunmak istendi ise de bir netice alınamadı.
kurumu meydana getireceklerdir. İttihat ve Terakki Partisinin kötü idaresi dolayısıyla,
sahipsiz kalan çocukların pek çoğu, açlık ve
Darülaceze (Yoksul Evi)
sefaletten hayatını kaybetti.
➢ İstanbul, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilince
Dârüleytam binalarına da el konulmuş, buradaki
çocuklar boş durumdaki bazı saraylara
yerleştirilmişlerdir.
➢ Kapatılan Dârüleytamlardaki yetimler İstanbul’da
toplanmış, bu yetim çocukların idaresi Şehir Yatı
Mektebi’ne devredilmiştir.
➢ Bu kurumun da kapatılmasıyla Dârüleytamlar tarihe
karışmış, Dârüleytam’daki yetenekli çocuklar ise
1927 yılında hizmete giren Dârüşşafaka’ya
verilmiştir.
Dârüşşafaka
16
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
II. Abdülhamit’in yedi aylık kızı Hatice Sultan difteri Osmanlı toplumunda değişimin hız kazandığı bir
hastalığından ölünce bu duruma çok üzülen padişah dönem olmuştur.
Dr. İbrahim Bey’e bu hastaneyi kurdurmuştur. Osmanlı toplumunda yaşanan bu değişim,
Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte doruk noktaya
93 Harbi, Balkan Savaşları ve Günümüzdeki ulaşmıştır.
Göçler
93 Harbi ve Balkan Savaşları Nedeni ile Meydana Meşrutiyet Dönemi
Gelen Göçler:
Osmanlı Devleti dağılma dönemine girip toprak
kaybetmeye başlayınca Kırım, Kafkasya ve
Balkanlarda yaşayan Müslüman ve gayrimüslim
halk da Anadolu’ya doğru göç etmeye başlamıştır.
Bu göçlerin en büyükleri, 1877-1878 yılları arasında
yapılan Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) ve 1912-
1913 yılları arasında yapılan Balkan Savaşları
sonrasında yaşanmıştır.
Göçlerin Sonuçları
❖ Yapılan bu göçler, Anadolu’nun nüfusunu artırmış,
aynı zamanda köy-kent nüfusunun dağılımı
üzerinde de etkili olmuştur.
❖ Kırım, Kafkasya ve Balkanlardan gelen halk
Anadolu’ya taşınmıştır. Muhacirler (göçmenler) ➢ Osmanlı toplumu, Müslüman ve gayrimüslimlerden
yerleştikleri mirî arazileri, geldikleri ülkedeki oluşuyordu. Gayrimüslimler, Tanzimat Dönemi’nde
tecrübelerini de kullanıp işleyerek, ekonomiye elde ettikleri hakları Meşrutiyet Dönemi’nde de
önemli katkıda bulunmuşlardır. korumuşlardır.
❖ Göçmenler sayesinde boş araziler tarıma açılmış, ➢ Meşrutiyet Dönemi’nde kabul edilen Kanun-i Esasi
bataklıklar kurutularak kullanılır hâle getirilmiş ve ile, Osmanlı Devleti’nde yaşayan bütün unsurlar
Anadolu’ya yeni tarım metotları girmiştir. fark gözetmeksizin Osmanlı olarak ifade edilmiştir.
❖ Rumeli’den gelen Müslüman Türk göçmenler ➢ Yani bu dönemde Osmanlı toplumu oluşturulmaya
Anadolu’ya, Trakya’ya ve Ege Adaları karşısındaki çalışılmış, milliyetçilik akımı ise bu girişimi
yerlere yerleştirilmiştir. Yapılan bu uygulama, Millî başarısız kılmıştır.
Mücadele Dönemi’nde yararlı olmuş ve millî bir ➢ Bu dönemde yaşanan savaşlar ve kaybedilen
Türk devletinin kurulmasında önemli rol oynamıştır. topraklar nedeniyle Anadolu’ya büyük göçler
başlamış, devletin genel nüfusu azalırken Anadolu
Günümüzdeki Göçler
ve Rumeli’de Müslüman nüfus artmıştır.
→ Türk Milleti her zaman mazlumlara kucak açmış ve ➢ Osmanlı Devleti’nde Tanzimat’la birlikte başlayan
kendine sığınmak isteyen hiçbir toplumu en kötü kadın erkek eşitliği konusundaki tartışmalar,
şartlarda bile geri çevirmemiştir. Meşrutiyet Dönemi’nde de devam etmiştir.
→ Günümüzde de Türk sınırlarında yaşanan savaşlar ➢ Osmanlı halkı anayasal haklara Kanun-i Esasi ile
sonucunda Türkiye’ye bilindiği gibi büyük göçler kavuşmuş, bu anayasada fert hak ve
olmuştur. özgürlüklerinin kanun yoluyla korunacağı
→ Örneğin günümüzde Iraklı ve Suriyeli vatandaşlar belirtilmiştir. Bu anayasa ile halkın yönetime
Türkiye’ye göç etmiş, Türk Milleti, dün olduğu gibi katılması sağlanmış, mecliste hem Müslüman hem
bugün de kadim tarihi içinde zulme uğrayan bütün de gayrimüslim mebuslar yer almıştır.
toplumlara sahip çıkmıştır. ➢ XIX. yüzyılın sonlarına doğru Osmanlı toplumunda
dışarıda yemek yeme alışkanlığı artmış, cami, kilise
D. MEŞRUTİYET VE CUMHURİYET DÖNEMLE- ve sinagogların önündeki boş alanlar iş görüşmeleri
RİNDE TOPLUM ve sohbetlerin yapıldığı yerlere dönüşmüştür. Bu
Meşrutiyet ve Cumhuriyet Dönemi’nde alanlarda padişahların hayatlarını ve kahramanların
Toplumsal Yapıdaki Değişim menkıbelerini anlatan meddahlar da yer almıştır.
17
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
18
TÜRKLERDE TOPLUM HAMZA OLUÇ
1924 Anayasası
● Madde 1: Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
● Madde 69: Türkler kanun karşısında eşittir ve ayırım
yapılmaksızın kanuna uymak ödevindedir. Her türlü grup,
sınıf, aile ve kişi ayrıcalıkları kaldırılmıştır.
● Madde 88: Türkiye’de din ve ırk ayırt edilmeksizin
vatandaşlık bakımından herkese Türk denir.
19