You are on page 1of 1

RAN KÜLTÜRÜ 4

FİRDEVSÎ VE ŞAHNÂME
Şehnâme (veya Şahnâme) ünlü İran şairi Firdevsî’nin X. Yüzyıl’da, tam otuz yılda kaleme
aldığı söylenen, bir çok öyküden oluşan altmış bin beyitlik eseridir. İran tarihiyle ilgili bütün
rivayetleri toplayan, Homeros'un İlyada ve Odisseia Destanları gibi mitolojik ve müthiş etkili
olmuş bir eserdir. Flrdevsî haklı bir gururla “Bununla İran milletini yeniden dirilttim.”
demiştir. Anlattığı İran (çoğu Sasânî) kralları arasında Hōşeng, Cemşid, Feridūn, Key Kubad,
Key Kâvus, Key Hüsrev, Dārā (III. Darius), Iskandar (Büyük İskender), Hürmüz, Hüsrev gibi
krallar vardır. Bu kralların bir kısmı, bugüne kadar gelen ünlerini belki de Şehnâme’ye
borçludur.
Şehnâme’de esas konu İran-Turan savaşlardır ve esas karakterler Zabulistan prensi Zaloğlu
Rostam (Rüstem), Esfandiār ve bizim Alp Er Tunga dediğimiz ve Şehnâme’de Turan
halklarının kralı Afrāsiab olarak anılan karakterlerdir.
Yazıldığı zamanda daha henüz İslam’a yeni geçmekte olan bütün Türkleri ve daha sonraki
Selçuklu ve Osmanlıları da etkilemiştir. O kadar ki Selçuk sultanları, bugün bize garip gelen o
Keyhüsrev, Keykâvus, Keykubat gibi isimleri hep Şehname'den almışlardır.
Ne yazık ki Şehnâme'nin üzerimizdeki etkilerinin hepsi de olumlu etkiler değildir. Meselâ
Türklerin kadınla erkeği eşit gören geleneksel bakış açısını olumsuz etkilemiştir.
Bakın Firdevsî, Südâbe ve Siyavuş öyküsüne nasıl başlıyor:
"Ey okuyucu! Bu hikâyeyi okurken kadınlara meyletmemeyi sen de hakkında hayırlı
görürsün. Gerçekten kadının kötüsü insanı rezil eder. Onun için yeryüzünde ancak dindar
kadınları ara."
Siyâvuş'un Südâbe yüzünden Turan'a sığınıp orada (Şehname'nin Afrasiyab dediği Alp Er
Tunga tarafından) öldürülmesine çok üzülen meşhur pehlivan (ve kahraman) Zaloğlu Rüstem
İran şahının karşısına çıkar ve der ki:
"Bir milletin padişahı, bir kadının emri altına girmektense kefenin içine girsin daha iyidir.
Çünkü Siyavuş, bir kadının sözleri yüzünden mahvoldu. Dünya'da en iyi kadın, anasından
doğmayandır."
Şehnâme'de bunlara benzer daha çok ifadeler var. Acaba biz Türk soyluların kadına bakış
açımızı değiştiren Arap kültüründen önce muhatap olduğumuz İran kültürü müydü?
Şahnâme’nin baş kahramanlarından, çok sevilen pehlivan Zaloğlu Rüstem’in işi gücü
‘Turânîler’ denilen Türklerle savaşmak, Siyavuş’u öldürdükleri için onlardan intikam
almaktır. Bizim halk edebiyatımıza bile övgüyle, hayranlıkla giren, meddahlarımız tarafından
kahvehanelerimizde yüzlerce yıl hikâyeleri anlatılan, destancılarımız tarafından pazar
yerlerinde destan kâğıtları satılan bu düşmanımızı bizim de çok sevmemiz biraz tuhaf değil
mi?
Daha da garibi, İran’ı işgal eden Türk hükümdarı Gazneli Mahmud’un, İranlıları
onurlandırmak için Firdevsî’ye bu eseri yazdırmasıdır. Ona bu iş için sarayında oda tahsis
etmiş, ödüllendirmiştir.
İran-Turan arasında böyle garip ve gerilimli ama yakın, çok yakın bir ilişki vardı o zamanlar.
(İlişikte çeşitli el yazması Şehnamelerden iki sayfa ve Şehnâme’nin hükümdara sunulması
sahnesini gösteren bir halı görüyorsunuz.)

You might also like