You are on page 1of 10

DİNİ TECRÜBE KANITI

• Bu delil diğer delillerden farklı olarak, kişinin Tanrı’nın


varlığından doğrudan haberdar olabileceğini öngörür.
• Burada tabiattaki ihtişam karşısında Tanrı’yı düşünmek gibi
çıkarımsal bir durumdan bahsedilmediğini söylemek
gerekir.
• Peki Tanrı’nın insanların tecrübesine doğrudan konu olması
mümkün müdür?
• Teizm geleneksel olarak, Tanrı’nın cisim olmadığını ve
zaman-mekandan münezzeh olduğunu söyler. Böyle bir
varlığın insan tecrübesine doğrudan konu olmasının
mümkün olmadığını söyleyebiliriz.
Dini Tecrübenin Bilişşelliği
• Dini tecrübenin Tanrı’nın varlığı lehinde epistemik bir
gerekçe teşkil edebilmesi için bazı koşullar söz
konusudur.
• A) Böyle bir tecrübenin gerçekten meydana geldiğinin
tespit edilmesi gerekir.
• B) Böyle bir tecrübenin tecrübeye konu olan varlık
(Tanrı) için bir delil teşkil ettiğinin gösterilmesi gerekir.
• C) Tanrı’nın varlığına bu yolla inanmak için delil
olduğunun bir şekilde gösterilmesi gerekir.
Dini Tecrübenin Bilişşelliği

• Bir tecrübenin bilişsel bir değere sahip olması için, tecrübe edilen
varlığın tecrübeden (tecrübe edenin zihninden) bağımsız olması
zorunludur.
• Ör. Odada bir sandalye olduğunu söylüyorsak, bu iddiamız ancak odada
gerçekten bir sandalye varsa bilişsel bir değer kazanacaktır.
• Dini tecrübeye karşı çıkanlar, duyu tecrübesinin aksine dini tecrübede,
tecrübe nesnesinin gerçekliğini ve bağımsız varlığını test etmenin
mümkün olmadığını ileri sürerler.
• Yani bu itiraza göre bir kimsenin «Tanrı’yı gerçekten tecrübe etmesi» ile
«Tanrı’yı tecrübe ediyormuş gibi olması» arasındaki farkı belirlemek
zordur. Halbuki odadaki sandalye konusunda böyle bir zorluk yoktur.
Bir Algı Olarak Dini Tecrübe
• Şimdi dini tecrübeye konu olan varlık (Tanrı) ile duyu
tecrübesine konu olan varlıklar arasında fark olduğu
muhakkaktır.
• Biri gayrimaddi bir varlık iken diğeri öyle değildir.
• Gayrimaddi bir varlığın algılanma koşulları ile maddi bir
varlığın algılanma koşulları elbette farklı olacaktır.
• Dini tecrübe de neticede diğer duyu tecrübelerinde olduğu
gibi, bir varlığın kendini belirli nitelikleriyle bir öznenin
tecrübesine sunmasıyla gerçekleşen bir algıdır.
• Ancak algıyı sadece duyu algısıyla sınırlandırmak keyfi bir
tutumdur ve epistemik bir temelden yoksundur.
Ön Tasavvurlar ve Arka-Plan İnançları
• Bir başka itiraz, Tanrı’ya dair dini bir tecrübe olayında
esasen belirleyici olanın, Tanrı’ya ilişkin tecrübeden önce
zaten mevcut olan tasavvur ve inançlarımız olduğunu,
tecrübeyi bu inançların şekillendirdiğini ve yönlendirdiğini
ileri sürer.
• Cevap: Dikkat edilirse, bu durumun diğer duyu algıları için
de geçerli olduğu görülecektir. Duyusal algı durumunda
bile duyu tecrübesinin içeriklerine indirgenemeyecek bir
inanç çerçevesi arka planda iş başındadır. Bir nesneyi
tanıma durumu salt duyusal nitelikleri aşan bir olgudur.
Duyu Tecrübesi-Dini Tecrübe Farkı
• Duyu tecrübesi, duyusal nitelikler söz konusu olduğu için, herkes
tarafından paylaşılabilecek bir tecrübe gibi görünüyorken, dini
tecrübe duyusal olmayan bir algıyı öngördüğü için öznel olmasa
da özel bir tecrübe gibi durmaktadır.
• Duyu tecrübesinin aksine dini tecrübede, tecrübe nesnesi (Tanrı)
iradi bir varlıktır ve dini tecrübe Tarı’nın iradesiyle de
bağlantılıdır. Bu dini tecrübenin öndeyilenmesi ve tekrarlanması
önünde bir engeldir.
• Bu benzersizlikler dini tecrübenin bilişşellikten yoksun olduğunu
göstermez, aksine sadece duyu tecrübesiyle dini tecrübeyi aynı
kefeye koymamamız gerektiğini gösterir.
• Algıyı sadece duyu tecrübesiyle sınırlandırmak için bir neden
yoktur.
Geçerli/Geçersiz Tecrübe
• Esasen duyu tecrübesi konusunda da, bu tecrübenin ne kadar
bilişsel olduğuna ve hangi koşullar altında geçerli olacağına dair
tartışmalar söz konusudur. Bu konuda evrensel bir uzlaşının
olmadığı söylenebilir.
• Demek ki geçerli olanla olmayanı ayırt etme zorluğu sadece dini
tecrübe için değil duyu tecrübesi için de geçerlidir.
• Dolayısıyla, sırf, geçerli olanın geçersiz olandan ayırt edilmesinin
zorluğunu gerekçe göstererek dini tecrübeyi baştan bilişsel alanın
dışında tutmak doğru değildir. Aynı şey duyu tecrübesi için de
geçerlidir.
• Ancak bu benzerlik yine de duyu tecrübesi ile dini tecrübe
arasındaki benzersizliği ortadan kaldıramayacaktır.
Safdillik (Credulity) İlkesi
• Bu ilkeye göre, biri bir şeyi tecrübe ettiğini söylüyorsa ve bizim bu
tecrübenin bir yanılsama olduğuna dair bir delilimiz yoksa, bu
tecrübe iddiası muhtemelen doğrudur.
• Peki bir dini tecrübe olayının bir yanılsama ve aldanma olup
olmadığını nasıl denetleyebiliriz?
• Bazıları ör. özne üzerinde olumlu tesir bırakmış olmasının bir dini
tecrübenin sahih ve geçerli olduğunu gösterebileceğini ileri sürer.
• Ancak sadece bundan (tecrübenin olumlu etki yapmasından)
hareketle tecrübenin sahih olduğu sonucuna gitmek doğru
değildir.

Değerlendirme
• Tanrı’nın varlığının dini tecrübe yoluyla kanıtlanması
konusunda, safdillik ilkesinin yalnız başına yeterli olmadığı
söylenebilir.
• Bu konuda tecrübenin dolaylı bazı delillerle denetlenmesi
kaçınılmaz gibi görünmektedir.
• Dini tecrübe neticesinde ileri sürülen iddiaların/önermelerin
ne ölçüde doğru veya rasyonel olduğu, başta, Tanrı’ya dair a
priori sezgilerimiz çerçevesinde sınanmalıdır.
• Yine tecrübe iddiasında bulunan kişinin epistemik ve ahlaki
anlamda ne kadar güvenilir olduğunu da dikkate almak
durumundayız.
Kaynaklar
• Mann, W. E. (2017) «Dini Tecrübenin Epistemolojisi», Din Felsefesi: Klasik ve Güncel Meseleler,
Ed. Paul Copan ve Chad Meister, (çev. Aydın Çavdar), İstanbul: Ayrıntı Yay. ss. 23-42.
• Reçber, M. S. (2016). «Tanrı’nın Varlığı’nın Delilleri», Din Felsefesi: El Kitabı, ed. Recep Kılıç ve
Mehmet Sait Reçber, Ankara: Grafiker Yayınları, ss. 123-154.
• Reçber, M. S. (2004). Tanrı’yı Bilmenin İmkânı ve Mahiyeti, Ankara: Kitâbiyât.
• Alston, W. P. & Fales, E. (2014). «Dini Tecrübe Dini İnancı Doğrular mı?», (çev. Fatih Topaloğlu),
Din Felsefesinde Çağdaş Tartışmalar, ed. Michael Peterson vdğ., Ankara: Elis. ss. 169-201.
• Alston, W. (2013). «Tanrı’nın Algılanması Olarak Dini Tecrübe», (çev. Rahim Acar), Din Felsefesi:
Seçme Metinler, ed. Michael Peterson vdğ. İstanbul: Küre, ss. 81-90.
• Proudfoot, W. (2013). «Yorumlayıcı Açıklamalar Olarak Dini Tecrübeler», (çev. Rahim Acar), Din
Felsefesi: Seçme Metinler, ed. Michael Peterson vdğ. İstanbul: Küre, ss. 90-101.
• Martin, M. (2013). «Dini Tecrübenin Eleştirisi», (çev. Rahim Acar), Din Felsefesi: Seçme Metinler,
ed. Michael Peterson vdğ. İstanbul: Küre, ss. 101-115.
• Westphal, M. (2013). «Dini Tecrübenin Fenomenolojik Bir Açıklaması», (çev. Rahim Acar), Din
Felsefesi: Seçme Metinler, ed. Michael Peterson vdğ. İstanbul: Küre, ss. 116-124.
• Ertürk, R. (2016). Sufi Tecrübenin Epistemolojisi, Ankara: Fecr Yay.
• Tüzer, A. (2006). Dini Tecrübe ve Mistisizm, İstanbul: Dergah Yay.

You might also like