You are on page 1of 58

Öğrenme Konusuna Giriş ve

Temel Kavramlar
A. Temel Kavramlar
1. Davranış
• Bir organizmanın direkt ya da dolaylı olarak gözlenebilen her
türlü etkinliğine davranış denir.
A. Doğuştan Gelen Davranışlar
1. Refleks
• Doğuştan getirilen, birçok türde aynı şekilde görülen (türe
özgü olmayan), belli bir uyarıcısı olan, ertelenebilir, ani ve
basit davranışlardır.

• Refleksler kendi içlerinde ilkel refleksler ve hayatta kalma


refleksleri olarak ikiye ayrılırlar. İlkel refleksler doğumla
birlikte var olup bir süre sonra ortadan kaybolurken, hayatta
kalma reflekslerinin birçoğu süreklidir.
A. Doğuştan Gelen Davranışlar
2. İçgüdü
• Doğuştan getirilen ya da potansiyel olarak var olup
olgunlaşma sonucu ortaya çıkan, yalnızca belli bir türde ve
türün tüm üyelerinde aynı şekilde görülen (türe özgüdür),
ertelenemeyen, uyarıcısı belirgin olmayan, karmaşık
davranışlardır.

• Kural olarak içgüdünün sadece hayvanlarda var olduğu,


insanlarda görülen ve içgüdüye benzeyen davranışlarınsa
içgüdüsel davranış olarak nitelendirilmesi gerektiği kabul
edilir.
A. Doğuştan Gelen Davranışlar
3. İçgüdüsel Davranış
• İçgüdüsel davranışlar bir yönüyle reflekslere, bir yönüyle de
içgüdülere benzer. Birçok türde aynı şekilde görülebilmesi
reflekse benzeyen yönüdür. Bununla birlikte karmaşık bir
yapıya sahip olması ve ertelenememesi de içgüdüye
benzeyen yönüdür.

• Annelik içgüdü değil, içgüdüsel davranıştır.


B. Geçici Davranışlar
• Alkol, uyuşturucu, narkoz, ilaç vb. etken madde alımına ya
da hastalık, yorgunluk gibi etkenlere bağlı olarak ortaya
çıkan davranışlardır.

• Bu davranışlar öğrenme olarak kabul edilemezler.


(Öğrenme)
• Üşümeyi ya da buna bağlı olarak titremeyi öğrenemeyiz.
Ancak üşüyen biri nasıl ısınacağını, üşümemek için neler
yapması gerektiğini öğrenir ve yaşamını sürdürebilmesi için
bunun gibi çok sayıda davranışı da öğrenmesi gerekir.

• Davranışların öğrenilmesi iki yolla mümkündür:


• 1. Planlı programlı eğitim (Formal eğitim)
• 2. Gelişigüzel kültürleme yoluyla (İnformal eğitim)
2. Öğrenme
• Öğrenme, tekrar ya da yaşantı yoluyla organizmanın
davranışlarında meydana gelen kalıcı ya da izli değişikliklerdir.

• 3. Öğrenmenin Özellikleri
• a. Öğrenme yaşantı ürünüdür.
• b. Öğrenme kalıcı ya da izlidir.
• c. Öğrenme sonucunda davranış değişikliği meydana gelmelidir.
• d. Doğuştan getirilen davranışlar öğrenme kabul edilemez.
• e. Sadece büyüme veya olgunlaşma sonucu oluşan davranışlar
öğrenme kabul edilemez.
• Annenin kokusunu alan bebeğin rahatlaması?

• Diline limon değen bir kişinin ağzının sulanması?

• «Limon» kelimesini duyan ya da limonu gören bir kişinin ağzının


sulanması?

• Alkolün etkisindeki bir kişinin yalpalayarak yürümesi?

• Yatağının üzerinde asılı ipi çekince müzik kutusundan ses geldiğini


tesadüfen fark eden bebeğin, aynı sesi duyma adına sürekli çekmesi?

• Bir yetişkinin gözünde tik olması ve onca uğraşına rağmen bu tikten


kurtulamaması?
4. Davranışların Oluşumu
a. Uyaran (Etken)
• Uyaran, organizmanın duyu organları tarafından fark edilen ve
organizmada tepkiye yol açan etkidir.
• Uyaran, bir uyarıcının ortama eklenmesi ya da ortamdan
çıkartılması şeklinde karşımıza çıkabilir.

• Örneğin, öğretmen öğrencisine bir soru yönelttiğinde, bu soru bir


uyarıcıdır. Burada ortama "soru" uyarıcısı eklenmiştir.

• Uyaranlar organizmanın kendi içerisinde oluşuyorsa (üşüme,


acıkma, susama, ağrı vb.) içsel uyaran, organizmanın kendi
dışında oluşuyorsa (siren sesi, birinin bize seslenmesi, çevremizde
gördüğümüz objeler vb.) dışsal uyaran olarak adlandırılır.
b. Tepki
• Tepki, organizmanın herhangi bir uyaran nedeniyle oluşan
duruma uyum sağlayabilmek için gösterdiği davranıştır.

• Öğretmenin yönelttiği soru bir uyaran ise, öğrencinin verdiği


cevap da bir tepkidir. Ani ve yüksek bir ses duyduğumuzda,
duyduğumuz ses bir uyaran ise, irkilmemiz tepkidir.
c. Karşılık
• Organizmanın vermiş olduğu tepkiye, çevrenin vermiş
olduğu davranış (ya da uyarıcı) bir karşılıktır.

• Öğrencinin verdiği cevap üzerine, öğretmenin "Aferin, çok


güzel olmuş, sana artı veriyorum" ya da "Yine yanlış cevap
veriyorsun, hiç çalışmamışsın, sana eksi veriyorum" demesi
birer karşılıktır.
Faktörler
1. Öğrenen İle İlgili Faktörler
a. Türe Özgü Hazıroluş
• Organizmanın öğrenilecek davranışı öğrenebilmek için
gerekli biyolojik donanıma sahip olmasıdır.

 Uygun bir cins papağana, insana özgü sesleri çıkartması öğretilebilir


ancak, bir köpek üzerinde ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, köpekten
bu sesleri çıkartması beklenmemelidir.
b. Olgunlaşma
• Olgunlaşma, bireyin vücut organlarının kendinden beklenen
görevleri yerine getirebilecek düzeye ulaşmasıdır.

 12 aylık bebek tuvaletini tutamaz, 3 yaşındaki bir çocuk ipliği


iğneden geçiremez.
c. Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı Düzeyi
• Uyarılmışlık düzeyi, bireyin dışarıdan gelen uyarıcıları alma
derecesidir.
Uyarılmışlık düzeyi, bireyin içinde bulunduğu çevre koşullarından güçlü
şekilde etkilenir. Bu nedenle eğitimciler şu tip önerilerde bulunur:

• Hem televizyon izleyip hem ders çalışmayın.


• Uzanarak ya da ayakta dolaşarak ders çalışmayın, mutlaka masa başında
sandalyeye oturun.
• Belirli ders çalışma sürelerinin ardından kısa dinlenme aralıkları verin.
Aralıksız olarak ders çalışmayın.
• Çalışma yaptığınız ortamın aşırı sıcak ya da aşırı soğuk olmamasına dikkat
edin.
• Çalışma yaptığınız ortamın iyi aydınlatılmış, havalandırılmış olmasına dikkat
edin.
• Karnınız aç şekilde okula gelmeyin, ya da yemek yerken fazla abartmayın.

• Uyarılmışlık düzeyi ile ilgili açıklamalar kaygı seviyesi için de geçerlidir.


d. Güdü (Motivasyon)
• Organizmanın harekete geçmesi için, en önemli etken
güdüdür. Güdülerin kaynağı ihtiyaçlarımız, sonucu ise
davranıştır.

• Dürtü ise organizmanın biyolojik olarak dengede kalmasını


sağlayan, fizyolojik ihtiyaç alanlarıdır.

• Açlık (yeme), susuzluk (içme), uyku, ısı dengesinin


korunması gibi dürtülerimizin yaşamsal önemi var iken,
cinsellik, üstünlük gibi dürtülerimizin yaşamsal önemi
yoktur. Ancak ister yaşamsal öneme sahip olsun, ister
olmasın bu dürtülerden herhangi birine ilişkin ihtiyaç hali
karşılanmazsa organizmanın denge durumu bozulmaktadır.
• Güdüler kendi içlerinde birincil güdüler ve ikincil güdüler olmak üzere ikiye
ayrılır.
• Birincil güdüler, biyolojik dengeyi sağlayan yeme (açlık), içme (susuzluk), cinsellik
gibi dürtülerle ilişkilidir.
• İkincil güdüler, başarı, beğenilme, takdir edilme gibi doğuştan getirilmeyip
sonradan öğrenilmiştir.

• Güdüler, güdü kaynağının bireye göre bulunduğu yer açısından içsel güdüler ve
dışsal güdüler olarak ikiye ayılır.
• İçsel güdülerde, güdülenmenin kaynağı yani bireyi davranışa iten güç yine bireyin
kendisindedir. Bu nedenle bütün birincil güdüler, aynı zamanda içsel güdüdür. Ayrıca
merak, isteklilik, başarma arzusu, estetik gibi ihtiyaçlar da içsel güdüler arasında yer
alır.
• Dışsal güdülerde, güdülenmenin kaynağı, bireyin içinde yaşadığı çevredir. Bireyin
davranışlarında kendisini kabul ettirme, beğendirme önemli rol oynar.
Aktarılması)
transfer):
• Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya
da başka bir deyişle önceki öğrenmelerimizin bugünkü
öğrenme sürecini kolaylaştırmasıdır.

 Matematik dersinin yazılı sınavına çok çalışan Ahmet, özel bir çaba
göstermediği halde Fizik dersinin sınavından da yüksek puan
almıştır.
 Bisiklet kullanmayı bilen Ayşe, motosiklet kullanmayı daha kolay
öğrenmiştir.
 Daktiloda yazı yazmayı öğrenen Murat, bilgisayarda yazı yazmayı
daha kolay öğrenmiştir.
transfer):
• Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya
da başka bir deyişle önceki öğrenmelerimizin bugünkü
öğrenme sürecini zorlaştırmasıdır.

 Bilgisayarda Q klavye ile yazı yazmaya alışmış bir kişi F klavye ile
yazmayı öğrenmek ister. Ancak F klavye ile yazmaya başladığında
uzun bir süre yanlış harflere basmıştır.
 Aletli jimnastik alanında üstün başarılar sergileyen bir sporcu,
alanında bazı hareket kuralla­rının değişmesinin ardından yeni
kurallara uyum sağlamada zorlanmakta, ara sıra önce eski
hareketleri yapıp sonra yeni hareketleri yapmaktadır.
III. Ket Vurma:
• Gerçekleştirdiğimiz bir öğrenmenin, kendinden önceki ya da
sonraki öğrenmeleri engellemesi - unutturmasıdır.

• Kendi içerisinde ileriye ket vurma ve geriye ket vurma


olmak üzere ikiye ayrılır.
1. İleriye Ket Vurma:
• Olumsuz aktarım ile aynı işleve sahiptir. Ancak olumsuz aktarım daha çok
davranışçı kuramlar tarafından kullanılan ve devinişsel hareketlerle (gözle­
nip - ölçülebilen) ilgiliyken, ileriye ket vurma bilişsel kuramcılar tarafından
kullanılan ve unutma - hatırlama süreçleriyle ilgilidir.

• İleriye ket vurma, önceki öğrenmenin yeni öğrenmeyi unutturmasıdır. Yani


yeni öğrendiğimiz bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda hatırlamada zorlanıyorsak
ya da yerine eski bilgiyi kullanıyorsak ileriye ket vurma durumu gerçekleşir.

 Ahmet Bey bir müşterisine çek keserken, yanlışlıkla bir önceki yılın tarihini atmıştır.

 Yeni bir telefon hattı alan Ayşe Manim, telefon numarasını soranlara eski numarasını

söylemektedir.
2. Geriye Ket Vurma:
• Yeni öğrenmenin önceki öğrenmeyi unutturmasıdır. Yani
eski öğrendiğimiz bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda
hatırlamada zorlanıyorsak ya da yerine yeni bilgiyi
kullanıyorsak geriye ket vurma durumu gerçekleşir.

 Ahmet Bey'in bankacılık işlemlerinden çevrimiçi faydalanmak


istemektedir. Bunun için telefonla bankasına ulaşır. Banka, güvenlik
için Ahmet Bey'in telefon numarasını ister ancak Ahmet Bey'in
verdiği telefon numarası ile bankadaki kayıtlar uyuşmaz. Ahmet Bey
banka görevlisine, kayıtlı olan numarasının bir önceki telefonuna ait
olduğunu ve bu numarayı hatırlayamadığını söyler.
F. Dikkati Odaklama
• Çevremizde her an binlerce uyaran bulunmaktadır. Bu
uyaranların her birinin bilince aktarılması söz konusu
değildir. İşte bu noktada dikkat devreye girer. Dikkat, belirli
bir uyarıcıya yönelmek, ya da zihinsel enerjinin belli bir
uyarıcıya yöneltilmesidir.

 Karnı aç olan bir kişinin çevredeki onca dükkan arasında öncelikle


lokantaları görmesi
Faktörler
a. Konunun Yapısı
• Ele alınan konunu yapısına göre öğrenme yöntemleri
parçalara bölerek çalışma ve bütün halinde çalışma
olarak ikiye ayrılabilir. Hangisinin daha yararlı olduğu ele
alınan konuya göre değişmektedir.
b. Zaman
• Zaman, öğrencilerin çalışmaya ayırdıkları süreyi bildiren bir
yöntem olarak aralıklı çalışma ve toplu çalışma olmak
üzere iki ayrılır.
c. Geribildirim (Dönüt)
• Konunun öğretimi sürecinde düzenli ve sık bir şekilde geribildirimler
verilmelidir. Çünkü geribildirimler, öğrencinin konuyu ne derece öğrenip
ne derece öğrenmediğini ya da hangi konularda başarılı olup hangi
konuları tekrar etmesi konusunda en önde gelen fikir kaynağıdır.

• Geribildirim mümkün olduğunca çabuk - hemen - verilirse, etkisi daha


da artar.

 Yapılan bir çalışmada, sınıf içindeki öğrenciler iki gruba ayrılmış; birinci gruba
yıl boyunca girdiği sınavların sonuçlan bildirilmiş, diğer gruba ise herhangi bir
bildirimde bulunulmamıştır. Yılsonunda, sınav sonuçları bildirilen birinci
grubun, ikinci gruba göre çok daha başarılı olduğu görülmüştür.
(Etkin Katılım)
• Salt öğretmen etkinliğine dayalı öğrenme yönteminden
mümkün olduğunca kaçınılmalı, öğrencinin öğretim
etkinliğine fiili olarak katılımı sağlanmalıdır.

 Anlatırsan, unutabilirim, gösterirsen, anımsayabilirim, beni işin


içine katarsan asla unutmam, öğrenirim. (Kızılderili atasözü)
Faktörler
a.Algısal Ayırt Edilebilirlik
• Öğrenme malzemesinin, çevredeki uyarıcılardan ayırt
edilebilme yeteneği ne derece fazla ise, o derecede daha fazla
ve daha rahat algılanır.
 Örneğin, okuduğunuz bu kitaba hâkim olan temel yazı tipinin yanı
sıra, başlıklar koyu ve pembe olarak, temel yazı tipinin içindeki
önemli yerler ise farklı bir karakterle - vurgulu olarak yazılmıştır.

• Sizlerin de fark ettiği gibi, ortama hâkim olan uyarıcılardan


farklı olan uyarıcılar, diğerlerine göre daha rahat
algılanmaktadır.
b. Anlamsal Çağrışım
• Öğrenme malzemesi, yeni bir konunun öğretiminde,
öğrencilerin önceki öğrenmeleriyle ilişki kurmayı
sağlamalıdır. Böylece öğrenciler zihinlerinde yer alan olaylar
- durumlarla yeni konuyu birleştirebilir.

• Öğrenmede olumlu aktarım dediğimiz durum, anlamsal


çağrışımla yakından ilgilidir.
c. Kavramsal Gruplandırma
• Kavramsal gruplandırmanın gerçekleştirilebilmesi için,
kavram haritası hazırlanır. Kavram haritası, bir konunun
içerisinde yer alan alt başlıkların hiyerarşik olarak sıraya
dizilmesiyle oluşturulan, iki boyutlu, bağlantıları içeren
şemalardır.
d. Telaffuz Edilebilirlik
• Telaffuz kolaylığı, konunun ve içinde geçen terimlerin
kolayca ifade edilebilmesine karşılık gelmektedir. Kolay
okunan, kolay söylenen terim ve içeriğin anlaşılması
kolaylaşırken, zor ifade edilen, farklı ya da daha önce hiç
karşılaşmamış sembollerden oluşan terimlerin anlaşılması
da zorlaşacaktır.
KPSS 2006
• Aşağıdaki örneklerden hangisinde, öğrenmeye ilgili bir
olgu söz konusu değildir?
• A) Bisiklete binmeyi bir kez öğrenen bir çocuğun bunu hiç
unutmaması
• B) Daktiloda yazı yazan birinin bilgisayarla yazı yazmayı
daha kolay öğrenmesi
• C) Çarpım tablosunu ezbere bilen bir çocuğun çarpmada
başarılı olması
• D) Bisikletten düşen bir çocuğun ayağını incitip pedal
çevirememesi
• E) Yemek pişirme dersleri alan bir annenin lezzetli yemekler
yapması
KPSS 2006
• İyi bir masa tenisi oyuncusu olan Aylin tenise başlamaya
karar vermiştir. Aylin masa tenisi raketini kullanma becerisi
sayesinde tenis raketiyle yapması gereken bazı vuruşları
kolayca öğrenmiştir.
• Aylin'in bazı vuruşları kolayca öğrenmesi
aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?
• A) Aralıklı öğrenme B) İleriye ket vurma
• C) Öğrenmenin aktarılması D) Parçalara bölerek öğrenme
• E) Alışma
KPSS 2006
• Bir öğrenci sürekli olarak bir yıl önceki müsamerede
okuduğu şiiri hatırlaması nedeniyle, bu yılki
müsamerede okuyacağı şiiri öğrenmekte güçlük
çekmesi aşağıdakilerden hangi­sinin sonucudur?
• A) Örtük (gizil) öğrenme B) Bastırma
• C) Geriye ket vurma D) Amnezi
• E) İleriye ket vurma
KPSS 2006
• Aşağıdakilerden hangisi, davranışçı yaklaşımın temel
görüşlerinden biri değildir?
• A) Bütün davranışlar öğrenilmiştir.
• B) İnsan davranışları çevresel uyarıcılar tarafından başlatılır.
• C) İnsan davranışlarını anlamak için gözlenemeyen
etkenleri incelemek yersizdir.
• D) Davranışların mekanizmasını anladıktan sonra onları
kontrol etmek mümkündür.
• E) Her insan, doğuştan kendini gerçekleştirme gizil gücüyle
dünyaya gelir.
KPSS 2007
• Aşağıdakilerden hangisi, öğrenmenin en uygun
tanımıdır?
• A) Bireyin içerisinde yaşadığı kültürün değerlerini kazanma
süreci
• B) Bireyin çevresiyle etkileşiminde meydana gelen değişme
• C) Yeni ve kalıcı bilgilerin edinilmesi için yararlanılan
yöntem
• D) Yaşantılar yoluyla meydana gelen nispeten kalıcı davranış
değişikliği
• E) İstenilen davranış değişikliğini oluşturmak amacıyla
bireyin gösterdiği bilinçli çaba
KPSS 2007
• Bir papağana bazı kelimeleri söylemeyi öğretebilirsiniz;
ancak ne kadar çabalarsanız çabalayın bir serçeye bir kelime
bile öğretmeniz mümkün değildir.
• Öğrenme açısından papağanla serçe arasında görülen
bu fark, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
• A) Türe özgü hazır oluş B) Dikkat bozukluğu
• C) Aşırı uyarılma D) Güdülenme
• E) Büyüme
KPSS 2007
• Aşağıdakilerden hangisi, öğrenme ürünü olan bir
davranış değildir?
• A) Limon kelimesini duyan bir kişinin ağzının sulanması
• B) Yoldan geçmekte olan bir yayanın klakson sesiyle
irkilmesi
• C) Bir çocuğun salıncak kurup küçük kardeşini sallaması
• D) Bir kişinin zehirli olduğunu düşünerek böceklerden
korkması
• E) Acıkan birinin mutfağa yönelmesi
KPSS 2007
• Bir öğrenci, matematik dersindeki öğrenme eksiklerini
tamamlayarak başarı düzeyini yükseltiyor. Bu öğrenci fizik
dersindeki çabalarında bir değişiklik yapmadığı halde, bu
dersteki başarısında da yükselme oluyor.
• Bu durum, aşağıdakilerden hangisine örnektir?
• A) Zihinde canlandırma B) Bilişsel öğrenme
• C) Bütün halinde öğrenme D) Olumlu aktarma
• E) Pekiştirme
KPSS 2007
• Bir tiyatro oyuncusu, birkaç yıl önce oynadığı bir oyunda
tekrar rol almıştır. Aklına, sürekli olarak, aradan geçen
yıllarda oynadığı öteki rollerin sözleri geldiği için, rolünün
sözlerini yeniden öğrenme­de güçlük çekmektedir.
• Bu durum aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir?
• A) Geriye ket vurma B) Bastırma C) Güdüsel unutma
• D) Sonralık etkisi E) Episodik bellek
KPSS 2007
• Aşağıdakilerden hangisi bilişsel (cognitive) öğrenme
kuramlarının ilkelerinden biri de­ğildir?
• A) Öğrenci, verilen yeni bilgiyi daha önce öğrendikleriyle
ilişkilendirerek zihninde anlamlı hale getirir.
• B) Anlayarak, kavrayarak öğrenme, ezberleyerek
öğrenmeden daha kalıcıdır.
• C) Öğrenci, öğreneceği bilgideki ilişkileri kendisi keşfederse
öğrenilenler daha kalıcı olur.
• D) Bilgi, öğrenciye anlamlı bütünler halinde sunulmalıdır.
• E) Öğrenci, davranışının meydana getirdiği sonuçtan haz
duyarsa uyarıcı tepki bağı güçlenir.
KPSS 2007
• Bebeklerin kişilikleri doğduklarında şekillenmemiş bir kil
kültesi gibidir. Geçirdikleri yaşantılar, kişi­liklerini bir
heykeltıraşın kil kütlesini şekillendirmesine benzer biçimde
şekillendirir.
• Yukarıdaki görüşü savunan yaklaşım aşağıdakilerden
hangisidir?
• A) Davranışçı
• B) Psikoanalitik
• C) Bilişsel
• D) Ekolojik
• E) Yapısalcı
KPSS 2008
• Okula yeni başlayan öğrencilerine okuma yazmayı öğretmen isteyen bir anaokulu
öğretmeni bunda başarılı olamaz. Ancak bu öğretmen, aynı grupla bir yıl sonra
yapılan çalışmalarda öğrencilerinin büyük bir bölümünün okuma ve yazmayı
öğrenebildiklerine tanık olur.
• Yukarıda verilen örnekten hareketle varılabilecek en uygun sonuç
aşağıdakilerden han­gisidir?
• A) Anaokulu öğretmeni öğrencilerin dikkatini çekmede başarılı olamamıştır.
• B) Davranışın ortaya çıkması için belli bir olgunluk düzeyine ulaşmak gerekir.
• C) Bireyin kapasitesinin üstünde davranışlara zorlanması, başarısını düşürür.
• D) Yeterince büyümeden yapılan çalışmalar çocuğu yorar.
• E) Büyüme, olgunlaşma sonucunu doğurur.
KPSS 2008
• Seda Hanım yeni taşındığı evde mutfağının uygun olmaması
nedeniyle, sağa doğru açılan buzdolabı kapağını sola doğru
açılacak şekilde değiştirmiştir. Ancak kapağı açması
gerektiğinde, uzun bir süre dolap kapağını önce sağa doğru
açmaya çalışmıştır.
• Seda Hanım'ın uzun süre dolabın kapağını sağa doğru
açmaya çalışmasını en iyi açıkla­yan kavram
aşağıdakilerden hangisidir?
• A) Sönme B) Ket vurma C) Öğrenilmiş çaresizlik
• D) Olumsuz aktarma E) Öncelik etkisi
KPSS 2008
• Yeni yılın ilk günlerinde tarih atarken, bir önceki yılın
tarihinin yazılması sık karşılaşılan bir hatadır.
• Bu hata aşağıdakilerden hangisinin sonucudur?
• A) Tepki genellemesi
• B) Sonralık etkisi
• C) Geriye doğru ket vurma
• D) Alışma
• E) İleriye doğru ket vurma
KPSS 2008
• Bir hafta sonra gireceği sınava hazırlanan öğrencisine
"Her gün yarım saatini ayırıp çalışman sınavdan bir gün önce
15 saat çalışmandan daha yararlı olur." biçiminde öneride
bulunan bir öğretmen, öğrenmeyle ilgili aşağıdaki
etkenlerden hangisine vurgu yapmaktadır?
• A) Aralıklı ya da toplu öğrenme
• B) Parçalara bölerek ya da bütün halinde öğrenme
• C) Öncelik etkisi
• D) Genel uyarılmışlık durumu
• E) Tekrar
KPSS 2008
• Aşağıdakilerden hangisi bilişsel öğrenme yaklaşımının
temel sayılılarından birisi değildir?
• A) Öğrenme sürecine aktif olarak katılım zorunludur,
öğrenme kendiliğinden ortaya çıkmaz.
• B) Ön bilgiler ve bilişsel beceriler öğrenmeyi etkiler.
• C) Birey, maruz kaldığı uyarıcılara kendisi anlam veriri ve
yorumlar.
• D) Anlamlandırma ve yorumlama süreci öğrenmeyi etkiler.
• E) Öğrenmenin ortaya çıkması için pekiştireç gereklidir.
KPSS 2009
• Aşağıdaki davranışlardan hangisi öğrenme yoluyla
kazanılmamıştır?
• A) Bir köpeğin eve ilk kez gelen bir misafiri görünce
huysuzlanması
• B) İşine her zaman vaktinde giden bir kişinin çalar saati
bozulduğu için işe geç kalması
• C) Bir oto tamircisinin motorun sesinden arızanın nerede
olduğunu anlaması
• D) Bir annenin bebeğinin altını değiştirmesi
• E) Bir bebeğin babasını görünce gülümsemesi
KPSS 2009
• İyi birer tenisçi olmaları için üç yaşındaki oğluyla altı
yaşındaki kızını çalıştırmaya başlayan bir baba, kısa sürede
altı yaşındaki kızının raketi kavramayı ve temel hareketleri
yapmayı daha çabuk öğrendiğini fark eder.

• Aşağıdakilerden hangisi, çocukların raketi kavrama ve


temel hareketleri yapmayı öğren­me hızları arasında
gözlenen farklılıkların nedeni olamaz?
• A) Olgunlaşma B) Türe özgü hazıroluş C) Yaşantı
farklılıkları
• D) Yetenek E) Güdülenme düzeyi
KPSS 2009
• Araştırma sonuçlarına göre, genel uyarılmışlık düzeyi ile öğrenme
hızı arasında çan eğrisi biçiminde bir ilişki bulunmaktadır.
• Bu ilişkinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
• A) Genel uyarılmışlık düzeyi arttıkça öğrenme hızı da artmaktadır.
• B) Genel uyarılmışlık düzeyinin artması, öğrenme hızını bir
noktaya kadar olumlu, bir noktadan sonra olumsuz
etkilemektedir.
• C) Genel uyarılmışlık düzeyi yüksek ya da düşük olduğunda
öğrenme en yüksektir.
• D) Genel uyarılmışlık düzeyi azaldıkça öğrenme hızı artmaktadır.
• E) En yüksek öğrenme hızına, genel uyarılmışlık düzeyinin en
yüksek olduğu noktada ulaşılmaktadır.
KPSS 2009
• Aşağıdaki örneklerden hangisinde öğrenmenin aktarılması
söz konusudur?
• A) Bilgisayarda iki parmakla yazmaya alışık bir kişinin, on
parmakla yazmayı yeni başlayan birine göre daha güç öğrenmesi
• B) Bir öğrencinin psikoloji öğretmenini sevdiği için psikolojiye
ilgi duymaya başlaması
• C) Sigara içen birinin, içmeyen birine göre kibriti daha kolay
yakması
• D) Bir yabancı dili öğrenmede güçlük çeken birinin bir başka
yabancı dili öğrenirken de aynı ölçüde güçlük çekmesi
• E) Tiyatroya ilgi duyan bir gencin aynı zamanda sinemaya da ilgi
duyması
KPSS 2009
• Bir öğrenme deneyinde, katılımcılara bir kelime dizisi verilerek
ezberlemeleri sağlanır. Ardından birkaç güç geçtikten sonra
kendilerinden bir başka kelime dizisini ezberlemeleri istenir. Daha
sonra katılımcı­lardan ilk öğrendikleri listedeki kelimeleri
tekrarlamaları istendiğinde, akıllarına sürekli ikinci listedeki
kelimelerin gelmesi nedeniyle ilk listedeki kelimeleri hatırlamada
güçlük çektikleri görülür.
• Katılımcıların ilk listedeki kelimeleri hatırlamada güçlük
çekmeleri aşağıdaki süreçlerden hangisiyle açıklanabilir?
• A) Sönme B) Algısal set oluşturma C) Otomatik
kodlama
• D) Geriye doğru ket vurma E) Engellenme
KPSS 2009
• Canlı organizmalar sürekli bir etkinlik içerisindedir. İnsan
davranışını anlamak için gözlenebilir dav­ranışlar
incelenmelidir. Bir davranış ne kadar karmaşık görünürse
görünsün, en küçük birimine kadar incelendiğin bir uyarıcı
tepki bağıntısı görülecektir.
• Bu düşünce aşağıdaki yaklaşımlardan hangisiyle
doğrudan ilgilidir?
• A) Davranışçı yaklaşım B) Yapısalcılık C) Biyolojik
yaklaşım
• D) Sosyal öğrenme E) Fenomenolojik yaklaşım

You might also like