You are on page 1of 37

SAĞLIK HİZMETLERİ MYO

DİŞÇİLİK HİZMETLERİ/DİŞ
PROTEZ TEKNOLOJİSİ

DPT –Maddeler Bilgisi


Öğr.Gör. Erdinç GÜNAYDIN
Maddenin Yapısı ve Özellikleri

DPT –Maddeler Bilgisi

Hafta-1
Maddenin Yapısı ve Özellikleri
Madde
Evrende yer kaplayan hacmi ve kütlesi olan her şeye madde denir. Aslında neredeyse tüm evren
maddelerden oluşur. Hayatımızın tamamında madde vardır ve hayatımızın çoğuna hakimdir. Doğada
bulunan maddeler ortak özelliklerine göre 4 farklı gruba ayrılmışlardır, bu gruplara maddenin halleri
denir. Bunlar katı, sıvı, gaz ve plazma halleridir.

Bu 4 farklı gruptan plazmayı açıkladıktan sonra katı, sıvı ve gaz hallerinin özelliklerini bir tablo şeklinde
vereceğim. Nötr katı bir maddeyi ısıtmaya başlarsak ilk önce erir. Isıtmaya yüksek değerlere kadar
devam edersek iyonlaşmaya başlar ve plazma halini alır. Maddenin plazma hali evrenimizin %96'sını
oluşturur. Alev, neon lambalar, yıldırım, güneş örnek verilebilir.
Maddenin Yapısı ve Özellikleri
Maddelerin taşıdığı özelliklerin altında yatan ana sebep atomik yapılarıdır. Maddenin en küçük yapı birimi
atomdur. Atom genel olarak maddenin özelliklerini taşıyan, maddenin en küçük yapısıdır. Proton(pozitif
yüklü +) ve nötronlardan oluşan çekirdek ve bunların etrafında bulunan elektronlardan(negatif yüklü -)
oluşur. Aynı yada farklı cinsteki atomların bir araya gelmesiyle ise moleküller oluşur. Evrendeki herşey
moleküllerden meydana gelmiştir.
Bu bilgiler doğrultusunda katı-sıvı-gaz fazdaki maddelerin molekülleri arası mesafe farklıdır.

Görselde görüldüğü üzere katılarda moleküller


arası mesafe yok denecek derecede iken,
sıvılarda daha fazla ve gazlarda ise moleküller
birbirinden en uzak mesafede bulunurlar. Bu
durum maddelere farklı özellikler
kazandırmıştır.

Genel olarak tüm maddelerin fiziksel(yoğunluk, erime, donma gibi) kimyasal (asidik, bazik, iyonik gibi)
özelliklerinin yanında eylemsizlik, hacim, boşluklu yapı, tanecikli yapı, kütle gibi ortak özellikleri de vardır.
Eğer bir reaksiyon sonucu yeni bir ürün oluşuyorsa bu genelde kimyasal reaksiyon, eğer yeni bir ürün
oluşmayıp reaksiyona giren maddeler eski hallerine dönebiliyorsa yada molekül yapısı
bozulmuyorsa(iyonlarına ayrışmıyorsa) bu fiziksel reaksiyondur.

Katıların kendilerine has şekilleri varken, sıvılar ve gazlar genel olarak bulundukları ortamın şekillerini
alırlar.
Malzeme nedir? Malzemelerin sınıflandırılması
Bir gazlı içecek düşünün? Bulunduğu kap plastik(polimer), cam(seramik) veya alüminyum(metal)
kutularda olabilir. Bunların hepsi ayrı özelliklerde ayrı atomik yapılarda malzemelerdir ancak hepsinin
kullanım amacı aynıdır. Peki tüm malzemelerin kullanım amacı aynımıdır?

Hayatımızın neredeyse her alanı malzemelerin etkisi altındadır. Ulaşımdan giyime, iletişimden eğitime bir
çok alanda malzemelerden faydalanırız. Öyle ki malzemeler ilk uygarlıkların çağ isimlerinde bile
kullanılmıştır. (Taş devri, demir çağı gibi)

İlk insanlar kil, taş, tahta ve deri gibi doğada hazır bulunan malzemeleri kullanıyorlardı. Zamanla daha
üstün özelliklere sahip metaller ve çömlek yapımında kullanılacak malzemeleri keşfettiler. Bunun yanında
ısıl işlemlerle malzemelere farklı özellik katabileceklerini öğrendiler. Uzun yıllar sonra cam, metal, plastik
ve elyaf gibi malzemeler geliştirdiler.
Malzeme nedir? Malzemelerin sınıflandırılması
Katı malzemeler geleneksel olarak seramikler, metaller ve polimerler olmak üzere üç ana başlıkta
toplanır. Bu sınıflandırma kimyasal ve atomik yapılarındaki farklılıklardan kaynaklanır. Bir diğer malzeme
çeşidi ise üç ana gruptaki malzemelerden iki veya daha fazlasını bir araya getirerek oluşturulan
kompozit(karma) malzemelerdir.

Bu malzemelerin hepsinin bir amacı ve kullanım alanı vardır. Metaller genellikle endüstriyel alanda,
polimerler araç-gereçlerde, seramikler ise yapı sektöründe en çok tercih edilirler. Eğer birden fazla
özelliğe ihtiyaç varsa kompozit malzemeler öne çıkmaktadır.(Ör. Uçak gövdeleri)
Malzeme nedir? Malzemelerin sınıflandırılması
Metaller

Demir, alüminyum, bakır, titanyum, altın gibi bir yada daha fazla metal elementinden oluşan ve genellikle
nispeten az miktarlarda karbon, oksijen ve azot gibi metal olmayan elementlerden oluşurlar. Metal ve
alaşımlarında atomlar oldukça düzenli bir şekilde dizilir. Metallerin yoğunlukları polimerlerden ve seramiklerden
yüksektir. Mekanik özellik açısından nispeten yüksek rijitliğe ve dayanıma, düşük sünekliğe ve yüksek kırılma
dayanımına sahiptirler. Manyetik özellikleri olanların yanında, ısı ve elektriği iyi iletirler, normal şartlarda
genelde opak renkte bulunurlar, yüzeyleri parlatılırsa ayna gibi görünebilirler.

Çeliğin mukavemeti ile karşılaştırılabilir, aynı


Klasik ev sobası, dış zamanda çok daha hafif, çok yüksek mekanik
malzemesi ve boruları dirence sahip bir elementtir. Ek olarak, korozyon
tamamen metal iken direnci ve çoğu maddenin zararlı etkileri ile
üst kapak genelde karakterize edilir: hidroklorik asit, sülfürik asit,
döküm tercih edilir. organik asitler, klor, alkali reaksiyonlu çözeltiler
ve hatta deniz suyu. Bu, çok sert yiyecekleri bile
ısırırken ve ağız hijyeni için amaçlanan
yiyeceklerle veya ürünlerle sık temasa girdiğinde
titanyumdan yapılan diş implantlarının zarar
görmeyeceği anlamına gelir.

Titanyumun çok önemli bir özelliği insan vücudu


için nötr olmasıdır. Saf,% 100 titanyumun
tamamen biyolojik olarak nötr olduğu
varsayılmaktadır, bu nedenle herhangi bir alerjik
reaksiyona neden olmadığı varsayılmaktadır
Malzeme nedir? Malzemelerin sınıflandırılması
Polimerler

Polimerler, plastik ve lastikten oluşur. Bunların çoğu, kimyasal olarak karbon, hidrojen ve diğer bazı metal dışı
elementlerden (O, N ve Si) meydana gelen organik bileşiklerdir. Ana yapısını çoğu kez karbon atomlarının
oluşturduğu ve genellikle zincire benzetilen uzun moleküller halinde bulunan yapılardır.

Birden fazla monomerin bir araya gelmesiyle oluşan polimer.

Yaygın olarak kullanılan polimerlere örnek vermek gerekirse;


polietilen(PE), naylon, polivinilklorür(PVC) ve slikon kauçuk
verilebilir. Bu malzemeler düşük yoğunluğa sahiptir, meteller
veya seramikler kadar rijit ve dayanıklı değildir. Çoğu son
derece sünektir, bu sayede çok karmaşık şekillere dahi
şekillendirilebilirler. Yüksek sıcaklıklarda yumuşayıp
ayrışabilirler. Elektrik iletkenlikleri düşüktür, manyetik özellik
göstermezler.
Malzeme nedir? Malzemelerin sınıflandırılması
Seramikler

Seramikler, metal ve metal dışı elementlerden oluşan bileşiklerdir. Seramik bir veya birden fazla metalin,
metal olmayan element ile birleşerek yüksek ısıda işlenmesi ve sinterlenmesi sonucu oluşan inorganik
bileşiktir. Seramik malzemelerin büyük kısmını oksitler, karbürler ve nitrürler oluşturur. Alüminyum
oksit(alümina, Al2O3) silisyum dioksit(silika, SiO2) silisyum nitrürün(Si3N4) yanında kil minerellerinden
oluşan(porselen) geleneksel seramikler ve cam ve çimento da yaygın olarak kullanılan seramik
malzemelerdir. Mekanik özellik olarak seramikler metallerle karşılaştırılabilecek mertebede dayanıklılığa ve
rijitliğe sahiptirler. Sertlikleri çok yüksektir. Bunun yanında sünek olmayan, kırılmaya müsait yapıları vardır.
Ayrıca ısı ve elektrik iletkenlikleri çok düşüktür(neredeyse yalıtkan), metallere ve polimerlere göre yüksek
sıcaklıklara, kimyasallara dayanıklıdırlar. Saydam, yarı saydam veya mat davranış gösterebilirler.

Çok geniş bir ürün yelpazesini


barındıran dişçilik seramikleri
içerisinde başlıcaları silikat
seramikleri yani porselenler,
zirkonyum oksit ve alüminyum
oksit seramikleridir.
Malzeme nedir? Malzemelerin sınıflandırılması
Kompozitler

Metal, seramik ve polimerden iki ya da daha fazla malzemenin bir araya getirilmesiyle oluşan
malzemelerdir. Bir malzemeden elde edilemeyecek özelliklerin, birden fazla malzeme bir araya getirilerek
bu malzemelerin en iyi özelliklerinden faydalanmak amaçlı üretilirler. Kompozit malzemeler metal-
seramik, metal-polimer, metal-metal, polimer-seramik.. Gibi birçok varyasyonda üretilebilirler. Ayrıca
doğada kendiliğinden oluşmuş ahşap ve kemik gibi kompozit malzemeler bulunur.

Kompozit malzemeler çoğu zaman elyaf+polimer(epoksi, poliester) şeklinde üretilirler. En çok


kullanılanlardan bazıları cam elyaf takviyeli veya karbon elyaf takviyeli epoksi kompozitlerdir. Yine dişçilik
alanında kullanılan titanyum alaşımların üzerine yapılan zirkon kaplamaları kompozit malzemelere örnek
gösterebiliriz. Titanyumun biyouyumluluğu ve yüksek fiziksel özelliklerinin sayesinde, zirkonun ise estetik
olarak diş görünümüne yakın olması ayrıca fiziksel ve kimyasal üstün özellikleri sayesinde dişçilikte
kullanılan kompozit malzemelere örnek gösterilebilir.
Diş hekimliğinde kullanılan maddelerin sınıflandırılması
İçerik ve özellikleri itibariyle kullanıldıkları
bölgeyle etkileşimlerini inceleyen bilime dental
materyaller bilimi denir. Bir malzemenin başarılı bir
şekilde tam verimle uygulama alanında kullanılması
onun özelliklerinin bilinmesiyle mümkündür. Bu özellikler
termal, optik, mekanik, fiziksel veya kimyasal olabilir.

Ağız içinde ise ısıl değişiklikler yiyeceklere göre 0 0-700


arası değişebilir(normali 320-370)
Ph değeri canlılık için kilit noktalardandır yine ağız içinde
tüketilen yiyecek çeşidine göre 2.0-11.0 arası
değişebilir(normali nötr 7.0)
Farklı çiğneme kuvvetleri dişlere göre 155N-800N arası
(10N yaklaşık 1kg)

Diş hekimliğinde kullanılan materyallerden biyouyumlu


olması, estetik olması, dokuyla bağ kurması, ağız içi
ortamına dayanıklı olması, fiziksel ve kimyasal
özelliklerinin kabul edilir seviyede olması istenir.
Diş hekimliğinde kullanılan maddelerin sınıflandırılması

•Zi •Ti
S ta M •Kai P K
rk •Do

e n de
ol lgu o
o
n y e ma
ter
ma
m
r u yal i lze
y
a m t leri
me
leri p
u
•C
•Mu
m •Si
m
•P m r- a ml
ar
•Öl e
ma
nla
o

ll r zi
or ik •A
çü
ma rl •Ka
s u- pla tl
e
lze
el le Pt me e ma
lar er
leri
e
n
r •A
g r r
Alçı ve Alçı Ürünleri(Gypsum)

Alçılar kuron-köprü uygulamalarında yalancı kök materyali ve bazı tür revetmanlarda bağlayıcı
madde olarak kullanılırlar. Sabit ve hareketli protezlerde ölçü almak içinde kullanılmışlardır. Bu
kadar çok alanda kullanılmaların nedenleri arasında kolayca şekillendirilebilmelerinin yanında kolay
bulunmaları da etkilidir. Doğada alçı taşı olarak bulunurlar ve çoğunlukla sarımsı bir renkleri vardır.
İçinde bulunan kil, demir oksit ve diğer bazı maddeler nedeniyle berrak, şeffaf veya kırmızı
olabilirler. Kimyasal formülleri

CaSO4.2H2O ( Kalsiyum sülfat di hidrat) şeklindedir.

Alçı taşının farklı yöntemlerle yakılması sonucu içine çeşitli maddeler de karıştırılarak dişçilikte
kullanılmak üzere çok çeşitli alçı ürünleri yapılır.
Yapısından 1.5 mol su uzaklaştırılarak kasliyum sülfat hemihidrat elde edilir.

CaSO4.1/2H2O (dişçilikte kullanılan kalsiyum sülfat hemihidrat)


Alçı suyu seven bir malzemedir(hidrofilik) kullanılmadan önce suya doyurulması gerekir ancak suyla
işlemenin süresi de uzatılmamalıdır. Su ile doyurulma reaksiyonu egzotermiktir(ısı veren) aşağıda
reaksiyon verilmiştir;

CaSO4.1/2H2O + 1 ½ H2O CaSO4.2H2O + 3900cal/g mol


hemihidrat su dihidrat ısı
Alçı ve Alçı Ürünleri

İmalatı

1.Kuru kalsinasyon yöntemi

Doğada var olan alçı taşı açık bir kap içinde 110-120 0C ısıtılırsa Beta-kalsiyum sülfat hemihidrat
şeklinde paris alçısı(model alçısı, beyaz alçı, laboratuar alçısı, dental plaster gibi isimleri vardır)
elde edilir.

2.Islak kalsilasyon yöntemi

Doğada var olan alçı taşı 1250C de su buharı ile ve basınç altında kalsinasyona tabi tutulursa bu
defa sert alçı elde edilir, beyaz alçıya oranla daha düzgün ve uniformdur( alfa kasiyum sülfat
hemihidrat)
Alçı taşı %30luk kalsiyum klorür eriyiği içinde kaynatılır ve sonra elde edilen ürün 1000C lik
kaynar suda iyice yıkanarak klorürden arındırılır ve en sonunda değirmende öğütülerek çekilip
çok sert alçı elde edilir.
Ayrıca piyasada sentetik alçı(çok sert alçı) da üretilmektedir ancak maliyetleri çok yüksektir.
Daha çok porselen çalışmalarında kullanılmaktadır.
Alçı ve Alçı Ürünleri
Paris alçısı, sert alçı ve çok sert alçı arasındaki farklılıklardan biri de kristal yapılarıdır. Alçı
sertleştikçe kristal yapı daha artar ve birbirine yaklaşır.

Paris Sert alçı Çok sert alçı


alçısı

Alçıların kristal yapıları arttıkça daha az suyla karıştırılmaları gerekmektedir. Kristal yapı
arttıkça daha az suya ihtiyaç duymaktadır.

45 ml su – 100gr toz paris alçısı


30 ml su – 100gr toz sert alçı
19-24 ml su – 100gr çok sert alçı
Alçı ve Alçı Ürünleri

Baskı Dayanımı

Karışımdaki su miktarı arttıkça baskı dayanımı azalır. Ayrıca bu yüzey sertliği anlamına da
gelmektedir. Yüzey sertliği hazırlanan modelin aşınma performansını etilemektedir.

Gerilme Dayanımı

Bu terimin anlamı maddenin bükülmelere karşı gösterdiği mukavemet demektir. Ancak sert
alçılarda bükülme olmayacağından burada ‘kırılmalara karşı direnç’ olarak adlandırılabilir.
Alçı kırılgan bir malzemedir. Yine çok suyla karıştırılan alçı zayıf ve kırılgan olacaktır.

Genel olarak alçının sertliği ile ilgili 2 etken vardır

Su/Toz oranı
Artık su miktarı : Alçının içindeki artık suyun uzaklaştırılması alçının sertliğini arttıracaktır.
Alçı ve Alçı Ürünleri

Materyal Su/Toz Oranı (ml/g) Baskı Dayanımı(Mpa)


Laboratuar alçısı 0,45 12,5
0,55 11,0
0,50 9,0
Sert alçı 0,27 31,0
0,30 20,5
0,50 10,5
Çok sert alçı 0,24 38,0
0,30 21,5
0,50 10,5

Alçı yarım saat içinde sertleşmiş gibi görünse de içindeki artık suyun buharlaşması
daha uzun sürmektedir. Bu sebeple meydana gelebilecek yüzey aşınmalarını
önlemek için teknisyenin alçıyı ilk sertleşme tamamlanır tamamlanmaz alçıyı
işleme almamaları bir süre bekledikten sonra iyice sertleştikten sonra
kullanılmalıdır.
Alçı ve Alçı Ürünleri
Fiziksel olarak alıcının sertleşme safhaları;
• Yapışkan sıvı safhası
• Plastik kitle safhası
• Kolay ezilebilir safha
• Sert-katı safhası

Bu safhalar içinde uygulama açısından en önemli safha plastik kitle safhasıdır. Bu aşamada
alçı modellemesi için yapılacak tüm düzenlemeler gerçekleşir. Sonrasında yapılacak
düzenlemeler kristal yapıda kırılmalara sebep verebilir.

Pratikte alçının başlangıç sertleşme süresini belirlemek için;


• Alçı yüzeyinin parlaklığını kaybetmesi ve donuklaşarak matlaşması
• Alçı kitlesinin ısınması. Daha önce belirttiğimiz gibi reaksiyon egzotermiktir ve açığa
3900cal/g mol ısı açığa çıkar.
Alçı ve Alçı Ürünleri

Alçı sertleşme süresini etkileyen faktörler;


• Saflık (Saflık arttıkça sertleşme gecikir)
• Gren büyüklüğü (Alçı tozları küçük ise hızlı sertleşir)
• Su/Toz oranı ( Su oranı arttıkça alçı geç sertleşir)
• Karıştırma süresi ve karıştırma şekli
Madde Su/Toz oranı Karıştırma Sayısı Sertleşme
ml/g süresi(dk)
Model alçısı 0,5 20 14
0,5 100 11
0,5 200 8
Sert alçı 0,3 20 10
0,3 100 8

El ile karıştırma Vakumlu-Elektrikli


Karıştırma
Sertleşme süresi(dk) 8,0 7,3

24 saatlik baskı 43,1 45,5


dayanımı(Mpa)
2 saatlik sertleşme 0,045 0,037
genleşmesi
Alçı ve Alçı Ürünleri
• Sıcaklık (Sıcaklık derecesi arttıkça genel olarak sertleşme süresi uzar)

Sıcaklık(0C) CaSO4.1/2H2O g/100g CaSO4.2H2O g/100g su


su
20 0,90 0,200

25 0,80 0,205

30 0,72 0,209

40 0,61 0,210

50 0,50 0,205

100 0,17 0,170

• Rutubet ( Yine genel olarak rutubet sertleşme süresini uzatır, bu nedenle tüm alçı ürünleri
hava geçirmez kaplarda saklanmalı atmosfer rutubeti almamalıdır.
• Katkı Maddesi; sertleşmeyi hızlandırmak için bazı katkılar kullanılır

Potasyum Sülfat K2SO4 : %2 lik katıldığında sertleşmeyi hızlandırır


Sodyum Sülfat NaSO4 ve NaCl Sodyum Klorür: sertleşmeyi hızlandırır
Terra Alba : Daha önceden sertleşmiş alçıdan toz haline getirelerek eklenmesi
Alçı ve Alçı Ürünleri

Ayrıca alçının sertleşme genleşmesi durumu da önemlidir. Açık havada ve su ortamında olmak
üzere iki çeşit genleşmeden bahsedilebilir. Normal koşullarda alçının açık ortamda genleşme
miktarı ihmal edilebilir derecede azdır(özellikle sert alçılarda) Genleşmeye etkiyen faktörler;

a) Karıştırma süresi: alçının uzun süre karıştırılması sertleşme genleşmesini arttırır


b) Karıştırmanın şekli: Alçı el ile, vakumla veya elektronik olarak karıştırılabilir teorik olarak
elektrikle çalışan bir aparatla karıştırılması el ile karıştırmaya göre genleşmeyi arttırır.
c) Katkı maddeleri: Karışımın içine bazı katkı maddelerini koymak genleşmeyi arttırabilir.
(Ör.NaCl)
d) Su/toz oranı: Alçının sulu olması genleşmesini arttırır. Açık havaya oranla sulu ortamda
genleşme iki kat fazladır denilebilir.
Madde S/T oranı(ml/g) Karıştırma Sayısı Başlangıç sertleşme
süresi(dk)

Paris alçısı 0,45 100 8


0,50 100 11
0,55 100 14
Sert alçı 0,27 100 4
0,30 100 7
0,33 100 8
Çok sert alçı 0,22 100 5
0,24 100 7
0,26 100 9
Alçı ve Alçı Ürünleri

Prozite: Boşluklu hacimin tüm hacime oranıdır.

Alçı malzemelerinde prozite genelde yapsında bulundurduğu su oranına ve karıştırmaya


bağlıdır. Karıştırma kaynaklı oluşan boşluklar uzaklaştırılmalıdır(karıştırma sonrası sert bir
zemine vurarak vs.) Su ise uzaklaştırılarak yine boşluk azaltılabilir.
Bir diğer konuş ise alçının yüzey ayrıntılarını net kaydetmesi için yapılması gerekenlerdir;
• Ölçü alındıktan sonra alçı yüzeyi akar suda iyice yıkanır ve kalıntılardan uzaklaştırılır.
• Alçı çok iyi karıştırılır ve içinde boşluk bırakılmaz
• Ölçü yüzeyindeki su basınçlı hava ile atılır. Ölçü yüzeyi ıslak tutulur, fakat sulu
bırakılmaz.
• Model 45-60dk sonra ölçüden ayrılır.

Alçının dezenfeksiyonu: Alçının laboratuar ortamında mikroorganizma taşıması mümkün


olablir. Bunu önlemek için model dökülürken fenol katılması, klinik seanstan sonra sıvıya
daldırma, otoklavda sterilize etme gibi yöntemler vardır. Ancak bu yöntemler bazı fiziki
olumsuzluklara sebep olabileceğinden imalatçı firmanın tavsiyelerine uymak gerekebilir.
Alçının Maniplasyonu:
Maniplasyon birden çok anlama gelmektedir. Yönlendirme, değiştirme, seçme, ekleme gibi.
Alıçının maniplasyonu ise;

Alçının karıştırılacağı bolün(karıştırma kabı) temiz olması gerekir. Homejen bir


karışım olması için su/toz oranının doğru olması gerekir. Önce su kaba koyulur daha sonra toz
serpme şeklinde aktarılarak su üzerinde bi kubbe yaptırılır ve suya karışması için bir süre
beklenir. Daha sonra el ile veya mekanik bir karıştırıcı ile karıştırılır. Karıştırma işlemi ortalama
1dk içinde bitirlmeli.(vakum bağlantılı karıştırmalarda ise 20sn civarıdır)
Model dökülürken özellikle kritik bölgelerde hava kabarcıklarının kalmamasına özen
gösterilmelidir. Yavaş yavaş vurularak kabarcık ve suyun uzaklaştırılmasıyla dökülmeli. Dişler ve
ölçü yüzeyi sert veya çok sert alçıdan dökülür, fakat kaide kısmı paris alçısı kullanılır. Bu durum
ekonomik avantaj sağlamaktadır.

250C de %70 i geçmeyen ortamda saklanması uygun görünsede en iyi saklama ortamı hava
geçirmez kapalı ortamlarda, kutunun rutubetsiz şartlarda saklanmasıdır.

Maniplatif Değişkenler Sertleşme süresi Kıvamı Sertleşme genleşmesi Baskı dayanımı

Su/toz oranının artması Arttırır Arttırır Azaltır Azaltır

Karıştırma Sayısının Azaltır Azaltır Arttırır Etkisi yok


artması
Karıştırma sıcaklığı Azaltır Azaltır Arttırır Etkisi yok
Artması 25 C den 30 C
Alçı ve Alçı Ürünleri

Ölçü Alçıları
Ölçü alçıları yapı olarak paris alçıları gibidir. Günümüzde alçı artık ölçü almak için
kullanılmamaktadır.
Mumlar(Waxes)

Mumlar genellikle oda sıcaklığında katı halde bulunan ‘termoplastik’ materyaller olarak tanımlanır.
Termoplastik nedir?
Diş hekimliğinde kullanılacak mumların karışımları kullanım alanlarına göre değişmektedir. Ayrıca
içlerine çeşitli katkı malzemeleri katılarak istenilen özellikler elde edilmeye çalışılır.
Mumlar Doğal ve Sentetik olmak üzere ikiye ayrılırlar

1. DOĞAL MUMLAR

Doğada bulunur ve doğadan elde edilirler.

• Madensel Mumlar

Parafin: Petrolün yüksek kaynama noktasındaki bölüntülerinden elde edilirler. Erime sınırlar 40-
710C dir. Soğurken %11-15 arası büzülme(kasılma) gösterebilir.
Mikrokristalin mumu: Parafine benzer ancak erime sınırı daha yüksektir(60-91 0C). Parafine
göre daha esnektir ve erirken daha az hacimsel değişiklik gösterir.
Bunların haricinde Barnsdahl, ozokerite, ceresin ve montan mumları bulunmakta ve bu mumların
çoğunluğu parafin ile karıştırılarak modifiye edilmektedirler. Genel olarak karışım halinde
kullanıldıkları için tek bir erime dereceleri yoktur.
Mumlar(Waxes)

• Bitkisel Mumlar

Carnauba ve ouricury, candelilla, japon mumu ve


kakao yağı. Yine bunlarda parafinle modifiye
edilirler. Farklı olarak kakao yağı yumuşak
dokularda sıvı kaybına karşı kullanılır.

• Böceksel Mumlar

Balmumu örnek verilebilir. Erime ısısı 63-700C dir.


Yapıştırıcı mumların ana maddesidir. Yine parafini
modifiye etmek için kullanılır.

• Hayvansal Mumlar

İspermeçet mum. Çok kullanılmazlar.

Parafin blok mum


Mumlar(Waxes)

2. SENTETİK MUMLAR

Sentetik mumlar laboratuvar ortamında insanlar tarafından monomerler sentezlenerek üretilen


mumlardır. Bunlar ya çeşitli maddelerin kombinasyonu şeklinde veya doğal mumlar üzerinde
yapılan kimyasal işlemler sonucu elde edilir. Sentetik mumların kullanımı giderek artmaktadır.
Örnek ticari isimleri Durawax, Aluwax.

Bunun haricinde mum olarak kullanılan ancak muma benzemeyen malzemeler vardır;

• Zamklar(sakız)

Bitkilerin salgılarının hava ile birleşip su ile yumuşamasıyla oluşan yapılardır. Zamklar
yumuşaktır dokunulduklarında yağlı gibidir. Gom arabik, tragacanth.

• Gliseritler

Çeşitli yağ asitlerinden gliserol ile elde edilirler. Yağlı gibi hissedilirler, renksiz, kokusuz, tadsız
Mumlar(Waxes)
• Reçineler

Birçok bitki ve ağaç doğal reçine salgılar. Doğal reçineler genel olarak suda erimez bazı
organik sıvılarda farklı miktarlarda erirler. Polistiren ise sentetik bir reçinedir ve doğal
reçineler gibi davranır.

MUMLARIN TEMEL ÖZELLİKLERİ

• Mumların tek bir erime derecesi yoktur. Erime alt ve üst sınırları vardır. Bunun sebebi
mumların doğal ve sentetik karışımlardan oluşmasıdır.
• Mumlar sıcakta genleşir soğukta büzüşür. Mineral yapılı mumlarda bu daha fazladır.
Uygulamalarda bu konuya çok dikkat etmek gerekir aksi taktirde restorasyonların yerine
oturmaması söz konusu olacaktır. Bitkisel mumlarda bu durum daha azdır.
• Mumların elsatik modülü, orantısal limiti ve baskı dayanımı gibi mekanik özellikleri diğer
maddelerle mukayese edildiğinde çok düşüktür. Örneğin sertleşme sırasında revetman
genleştiği zaman mum üzerinde bir baskı oluşturur. Bu durumda mum baskıya
dayanamaz ve mum restorasyınunda uniform olmayan bir deformasyon görülür. Bunu
önlemek için kron kaplamalarda farklı yerlerde farklı mumlar kullanılır.
Mumlar(Waxes)
• Mumların akıcılığı çoktur. Sıcaklık arttıkça gevşer, azaldıkça tekrar sertleşir. Bu molekülleri
arası mesafenin artıp azalmasıyla olur.
• Mum nasıl hazırlanırsa hazırlansın içerinde bir miktar artık stres(yapıda bozukluğa sebep
verebilecek gerinim) vardır. Bu streslerin açığa çıkması boyutsal değişimlere sebep olur.
• Mumların plastikliği sıcaklıkla orantılıdır. Sıcaklık arttıkça plastiklik artar. Fakat belli bir
dereceden sonra mum eriyerek akıcı hale gelir.
• Mum yüzeyi suyla ıslanmadığı için revetmana alınmadan önce özel bir ıslatma maddesiyle
(%0.01 aerosol) ıslatılır.
• Mumlar kısmen elastik materyallerdir, deforme olduktan sonra eski hallerine dönme
eğilimindedirler. Buna şekil hafızası denir. Bunu önlemek için mumlar mümkün olan en
üniform şekilde ısıtılmalıdır.

DİŞ HEKİMLİĞİNDE KULLANILAN MUMLAR

Diş hekimliğinde kullanılan mumlar genellikle yapılacak işlemin özelliklerine göre hazırlanan ve
çeşitli maddeleri ihtiva eden bir karışımdır. İçlerinde ayrıca muma farklı özellikler verebilmesi için
çeşitli katkı maddeleri ve renk pigmentleri bulunur.
Diş hekimliğinde kullanılan mumlar tabaka, çubuk, büyük parça veya iskelet protezlerinin çeşitli
parçaları şeklinde bulunabilir.
Mumlar(Waxes)

Doğal Mumlar Sentetik Mumlar Katkı Maddeleri


Madensel Acrawax, Aerosol, Castorwax, Flexowax,
Durawax 1032, Epolene, Albacer
Stearik asit, Gliseril, Tristearat, Oils,
Turpentine, Renk maddeleri, Doğal reçineler,
Parafin, mikrokristalin, Barnsdahl, Ozokerite,
Rosin, Copal, Dammar, Sandarae, Mastic,
Shellac,Polietilen, Polistren, Kauri

Bitkisel
Carnauba, Ouricury, Candelilla, Japon mumu
Kakao yağı

Böceksel
Balmumu

Hayvansal
İspermeçet mumu

MODELAJ MUMLARI

Genel bir sınıf olarak kullanılan bu mumlar, döküme veya bir şeyin yapımına hazırlık olarak bir
restorasyonun büyüklüğünü ve konturlarını önceden hazırlamada kullanılır. Sabit protezlerde bu
mum modelaj sonradan revetmana alınarak herhangi bir metal alaşımıyla dökülür. Hareketli
protezlerde ise akrilik reçine gibi daha dayanıklı bir maddeye dönüştürülür.
- Isı karşısında boyutsal değişikliklere uğrarlar
- Açıkta dururken yüzeysel ayrılamaya uğrarlar
Mumlar(Waxes)
İNLEY MUMLAR

Kuron ve köprü gibi sabit protetik apereyler soymetal, yarı soymetal veya soy olmayan
metallerle dökülür. Bu iş için öncelikle dökülecek protetik apereyin boyutlarını aynen taklit
eden mumdan bir kopyasını(duplikat) yapmak gerekir. Böyle o modelin mumdan bir moeli
elde edilmiş olur. İşte bu iş için kullanılan mumlara inley mum denir. İnley mumların büyük
kısmı madensel mumlardan oluşur; %60 parafin, %25 carnauba, %10 ceserin, %4 balmumu,
%1 resin.

Piyasada çubuk, koni veya top halinde, koyu mavi, yeşil veya pembe halde bulunabilirler.
İnley mumlar Tip I ve Tip II olarak ikiye ayrılırlar;

Tip I
Daha sert olup ağızdaki direkt uygulamalarda kullanılır. Bunlar ağız sıcaklığının biraz üstünde
yumuşar ve ağız sıcaklığında sertleşirler.

Tip II
Bir öncekine benzerler ancak biraz daha yumuşaktır ve işlem hasta üzerinde değil,
laboratuarda model üzerinde yapılır. Bunlar daha alçak derecelerde yumuşar ve bu nedenle
termal büzülmeleri azdır.
Mumlar(Waxes)
Mum paternlerinde sıcaklık değeri iç stres birikmesinde önemli rol oynamaktadır. Düşük
sıcaklıklar distorsiyonu azaltacaktır. Mum paternlerin distorsiyonu döküm yolunun adaptasyonu
sırasında da olabilir. Bütün bu distorsiyonların sebebi mum inley paterninin yapımı sırasında
sıcaklık sonucu içinde biriken artık streslerin sonradan açığa çıkmasıdır. Bu nedenle mumların
kullanılmadan önce ortalama 500C de 15 dakika tutularak homojen bir şekilde yumuşatılması,
yalancı köklerin ve kullanılan aletlerin bile ısıtılması ve mum patern yapılırken mumun azar azar
konulması gerekmektedir.
İnley mumların distorsiyonunu önlemek için yapılması gerekenler maddelenecek olursa;
1. Mum kullanılmadan önce 500C de 15 dk homojen olarak yumuşatılmalıdır
2. Mum patern tamamlandıktan sonra hemen manşete alınmalıdır
3. Revetman çok kaliteli ve dirençli olmalı ve rijit duvarlarıyla mum paterni sınırlayarak
distorsiyonu önlemelidir
4. Mum patern hemen manşete alınmayacak ise, sıcaklık derecesi düşük bir ortamda
saklanmalıdır

DÖKÜM MUMLAR
Bunlar genelde tek parça iskelet protezlerinde model üzerinde modelajını yapmak için kullanılan
iskeletin tüm kompenentlerini içeren mumlardır. İskelet protezlerin dışında üst total ölçülerde ve
erken diş temaslarının saptanması gibi yerlerde kullanılırlar. Bellli bir sertlikte olmalı, ölçü
boyutları doğru olmalı, boyutsal değişiklikler minimum olmalı, ısıtınca revetman kalıbın içinden
hiç artık bırakmadan tamamen uçmalıdır.
Mumlar(Waxes)
BAZPLAK MUMLARI
Bu mumlar hareketli protezlerin ve ortodotik apereylerin yapımının çeşitli aşamalarında ve
buna benzer işlemlerde çok sık kullanılır. Örnek bir bazplak mum bileşimi;
%80 ceresin, %12 balmumu, %2.5 carnauba, %3 doğal veya sentetik reçineler, %2.5
Mikrokristalin veya sentetik mumlar.

Ülkemizde renginden dolayı pembe mum olarak adlandırılırlar. Bu renklerinden dolayı diş eti
rengini doğal algılanmasını sağlarlar. Tip I, Tip II ve Tip III olmak üzere yumuşak, sert ve çok
sert çeşitleri vardır. Bazplak mumlardan beklenen bazı özellikler;
• Yumuşatılmış mum pul pul olmadan ve parmaklara yapışmadan hemen yapışabilmelidir
• Ağız dokularını irrite etmemelidir
• Porselen ve plastik dişler üzerinde artık bırakmamalıdır
• Renk pigmentleri alçıya geçmemelidir
• Saklama koşullarında kağıda veya birbirlerine yapışmamalıdır

İŞLEM MUMLARI

Protetik diş tedavisinde kullanılan çok çeşitli işlemler vardır ve her işlem için farklı mumlar
kullanılır.
Mumlar(Waxes)

1.Kutulama Mumları(boxing wax)

Bu tür mumlar ana model elde etmek için son total ölçülerinin kutulanmasında kullanılır. Basitçe
ifade etmek gerekirse ölçünün kenar yüksekliğinin alt tarafında ince mumdan bir şerit çevirmek
sonra da tüm etrafa mumdan bir kutu yapmaktır. Oda sıcaklığında yumuşaktır, kolayca adapte
edilebilir.

2.Yapıştırıcı Mum(sticky waxe)

Ülkemizde sirkolan diye anılır, çeşitli mumların, doğal reçinelerin ve bazı katkı ve renk
maddelerinin birleşiminden ibarettir. Yapıştırıcı mum alçı, metal ve akrilik parçalarının
yapıştırılmasına yarar. Oda sıcaklığında katı, kırılgandır ve yapışkan değildir.

3.Yardımcı Mum(Utility wax)

Bu mumların birleşimi çeşitli oranlarda balmumu,saf vazelin ve diğer yumuşak mumlardan ibaret
olabilir. Ancak net ifadeler kullanılmaz. Çubuk veya tabaka şeklinde, koyu kırmızı veya portakal
rengindedirler.
Mumlar(Waxes)
4.Doldurma Mumu

İskelet protezlerde boşlukları kapatmak için kullanılır

5.Beyaz Mum

Bazı kronların modelajında kullanılır.

ÖLÇÜ MUMLARI

1.Düzeltici Ölçü Mumları

Bunlar orijinal ölçü yüzeyine uygulanarak mukozanın daha ince ayrıntılarını kaydetmek için
geliştirilmiş olan mum türleridir. Amacı yumuşak dokuların aşırı yer değiştirmesine sebep
olmaksızın onları proteze destek olabilecek bir durumda kaydetmektir. Böylece düzeltici ölçü
mumlarının dokunun fonksiyonel halini kaydettiği ve protezin kullanımı esnasında kaide
plağının fonksiyon halindeki doku ile temasını koruduğu iddia edilir.
Mumlar(Waxes)
2.Kapanış Kayıt Mumları

Karşılıklı diş ilişkilerini kaydetmek ve sonra modelleri bu durumda artikülatöre nakletmek için
kullanılır. Kapanış mumu diye sınıflandırılan mumlar balmumundan veya parafin, hidrokarbon
mumlarından formüle edilimiş gibi görünmektedir. Bazı kayıt mumlarının içinde alüminyum ve
bakır partikülleri de vardır.

Mumların temel özelliklerine bağlı olarak uygulamada ortaya çıkan bazı sorunların nedenleri
ve nasıl çözülecekleri hakkında bilgi vermek gerekirse;

• Maniplasyon sırasında mum paternlerin içinde daima bir miktar artık stres kaldığı bilinir.
Mum patern döküm için revetmana alınmadan önce bekletirlirse bu artık stresler açığa
çıkar ve sonuçta distorsiyon olur. Bu sebeple mum patern revetmana alınmadan önce
yalancı kök üzerine oturtularak köle kesimlerinin tekrar adapte edilmesi gerekir.
• Mumla ilgili boyutsal değişimler hareketli protezler içinde söz konusudur. Modelajı
bitirlmiş bir total protezin bir gece boyunca olduğu gibi bırakıldığında ertesi saba azıların
birbirine değmediği görülür. Eritilmiş mumlarla yapılan diş diminin, cilalı yüzeylere erimiş
mum ilavesinin ve sonunda tüm mum yüzeylerinin düzeltilmesinin sonucu olarak aşırı
genleşen mumlar gece boyunca soğuyarak sonunda kontrakte olur. Onun için modelajı
çok aşırı sıcaklıktaki mumlarla yapmamalı ve daha da önemlisi modelajı bitirdikten sonra
protezi hemen muflaya almalıdır.
Mumlar(Waxes)

• Ölçü mumları her tür ölçü maddesine tam olarak yapışamaz. Örneğin polisülfit kauçukla
veya silikonla alınmış üst total ölçülerine direkt yöntemle ve ölçü mumuyla postdam
yapılması mümkün olmaz. Bunu önlemek için post palatal seal bölgesine önce çok ince
bir tabaka yapıştırıcı mum konur, sonra bunun üzerine ölçü mumu konularak postdam
direkt olarak ağızda saptanır.

You might also like