You are on page 1of 42

ENERJİ METABOLİZMASININ

İNSAN SAĞLIĞINDAKİ ÖNEMİ


HAZIRLAYANLAR

• 204101079 Gürsel KASAPOĞLU


• 214101071 Hilal AKTEMUR
• 214101087 Sevgi TUTCALI
• 224101015 Ali Haydar AYDIN
• 224101024 Zeynep CEYLAN
• 224101025 Eftal COŞKUN
• 224101032 Hamza Utku DÜLGER
• 224101048 Arda KARADUMAN
• 224101061 Bilge ÖZEN
• 224101076 Yiğit TEMİZER
İÇİNDEKİLER
Enerji metabolizması
• Enerji metabolizması,
vücudun enerji üretimi
depolanması ve kullanımı ile
ilgili biyokimyasal süreçlerin
bütünüdür. Bu süreçler, insan
sağlığı için temel öneme
sahiptir ve birçok fizyolojik
fonksiyonun
düzenlenmesinde kritik rol
oynar.
Hücresel işlevlerin desteklenmesi
• Enerji metabolizması, hücrelerin yaşamı için gerekli olan ATP (adenozin
trifosfat) gibi enerji taşıyıcı moleküllerin üretimini sağlar. Hücreler, bu
enerjiyi işlevlerini sürdürmek, büyümek, onarılmak ve çoğalmak için
kullanır.
Enerji Depoları (Hücre İçi)
• ATP
• Kreatin Fosfat
• Trigliserit (yağ)
• Glikojen(karbonhidrat)
• Amino asitler(protein)
Atp nedir?
• Adenozin Trifosfat (ATP) hem kimyasal
enerjinin bir türü , hem enerji deposudur.
• ATP, adenozin ile 3 fosfatın birleştiği yapıdır.
• Herhangi bir hücrede geçen bir olayda kullanılan
enerji doğrudan ATP den sağlanır.
• ATP molekülü sadece hücre içinde bulunur.
Dışarıdan besin maddeleriyle doğrudan ATP almak
mümkün değildir.
• Diğer yandan ATP´nin hücre içinde çok kısa süreli
depolanabilme özelliği, bu molekülün sürekli
yenilenmesini zorunlu kılar.
• Vücudumuzdaki toplam ATP miktarı yaklaşık olarak
100 gram olmasına rağmen bir gün içinde yeniden
sentezlenen ATP miktarı neredeyse vücut ağırlığının
yarısı kadardır.
ATP üretim yolları
• Anaerobik yolla ATP üretimi;
–ATP-CP sistemi fosfojen sistemi(Acil enerji)
– Glikolitik sistem-anaerobik glikoliz(Hızlı enerji)

• Aerobik yolla ATP üretimi;


– Oksidatif sistem-aerobik glikoliz(Uzun süreli
enerji )
Kreatin Fosfat-CP
• Ana enerji kaynağı karbonhidratlar ve lipitler
olmasına karşın ATP nin yeniden sentezi için
gerekli enerjinin bir bölümü oksijene gerek
kalmaksızın kreatin fosfat olarak adlandırılan
diğer yüksek enerjili fosfat bileşiğinden gelir.
Glikolitik sistem
• Glikozun yıkılımıdır
• Glikoz ya da glikojen 10 basamaklı bir reaksiyon
ile hücrenin sitoplazmasında pürivik asite kadar
yıkılır. Bu olaya glikoliz denir.
Pürivik asitte laktik asite dönüşür.
• Glikoz yıkılımında net 2 ATP , Glikojen
yıkılımında net 3 ATP kazanılır.
• Anaerobik glikoliz laktik asit üretir ancak bu
çabucak eriyerek laktat tuzuna dönüşür.
Oksidadif sistem
• Oksijenli ortamda bir dizi kimyasal reaksiyonlar ile enerji
üretilmesidir.
• Aerobik sistem glikoliz, pirüvik asit oksidasyonu, krebs
döngüsü ve electron taşıma sistemi (ETS) olmak üzere
dört evrede gerçekleşir.
• Bu reaksiyonlar mitokondrilerin içinde gerçekleşir. O 2’li
ortamda karbonhidrat ve yağların parçalanmasıyla CO 2 ve
H2O ortaya çıkar.
• Öncelikle karbonhidratlar ve yağlar enerji kaynağıdır.
Proteinlerle enerji üretilse dahi temel enerji kaynağı
olarak düşünülmezler.
Vücut Ağırlığının ve Kompozisyonunun
Düzenlenmesi:

• Enerji alımı ve harcaması, vücut ağırlığının ve


bileşiminin kontrolünde kritik bir rol oynar. Enerji
fazlası vücutta yağ olarak depolanırken, enerji eksikliği
kilo kaybına ve kas dokusunun azalmasına neden
olabilir.
Enerji Biyodengesi(homeostasis)

• Enerji metabolizmasında üç tip enerji


biyodengesi oluşmaktadır.
• a-alınan enerji = sarf edilen enerji, enerji
biyodengesi vardır.
• b-alınan enerji > sarf edilen enerji(Pozitif
enerji dengesi)
• c-alınan enerji < sarf edilen enerji (Negatif
enerji dengesi)
• Sürekli negatif veya pozitif enerji dengesi insan
sağlığı için olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.
• Kronik hastalıkları ve erken yaşlanmayı
hızlandırmaktadır.
• Uygun ve dengeli beslenme,stres
yönetimi,fiziki hareketlilik ile metabolizmada
enerji dengesini sağlamak her insan için
mümkündür(2).
AMPK(5’Adenosin monofosfatın aktive ettiği
protein kinaz)enzimi fonksiyonları
• Hücrede enerji azaldığında, enerji biyodengesini
glukoz ve yağ metabolizması ve oksidasyonu ile
sağlayan ve tüm hayvansal hücre lizozomunda
bulunan bir enzimdir.
• Genel olarak, hücre içi enerji noksanlığında AMP/ATP
ve ADP/ATP oranlarındaki artışı algılayarak AMPK
enzimi aktive olmaktadır.
• AMPK, ATP kullanan anabolik reaksiyonları inhibe
ederek, ATP artıran katabolik reaksiyonları
artırmaktadır. Bu şekilde hücrenin enerjisi artmaktadır
AMPK enzim noksalığında ortaya çıkan en
önemli hastalıklar
Metabolik Hastalıkların Önlenmesi

• Enerji metabolizması, kan şekeri düzeylerinin


düzenlenmesi de dahil olmak üzere metabolik
dengeyi korur. Bu, tip 2 diyabet gibi metabolik
hastalıkların önlenmesinde önemli bir faktördür.
• Yapılan klinik çalışmalarda AMPK’nin
aktivasyon artışının diyabet, kanser, yaşlanma
ve birçok metabolik hastalığın tedavisinde
etkili olduğu görülmüştür.Günümüzde
diyabetin tedavisinde AMPK’nin önemli bir
rolü olduğu görülmektedir.
• Metabolik sağlık vücütta enerjinin nasıl
sağlandığı ve kullanıldığı dengesi ile
sağlanmaktadır.
• Metabolik sağlık için glukoz en önemli
molekül olarak enerji sağlamakta ve
metabolizması uygun şekilde kontrol
edilmelidir. Günlük glukoz seviyesini azaltarak,
spor ve sağlıklı yaşam koşulları ile pek çok
kronik ve dejeneratif hastalıkların başlamasına
neden olan metabolik sağlık optimize
edilebilir, kronik hastalıklar önlenebilir(3).
Metabolik sağlık
Sinir Sistemi ve Beyin Fonksiyonlarının
Desteklenmesi:
• Beyin, vücudun en
enerji yoğun
organıdır ve sürekli
olarak enerjiye
ihtiyaç duyar. Enerji
metabolizması, sinir
hücrelerinin ve beyin
fonksiyonlarının
sağlıklı bir şekilde
çalışmasını sağlar.
• ATP' nin merkezi ve periferik sinir sisteminde
bir nörotransmitter olarak işlevinin olduğu ve
pürinerjik haberleşmenin birçok fizyolojik
olayda ve ayrıca ağrı, migren ve inflamasyon
gibi patofizyolojik durumlarda rol oynadığı
günümüzde daha iyi bilinmektedir.
• Son zamanlarda yapılan çalışmalar ATP' nin
somatik ve viseral ağrıların başlatılmasında ve
iletilmesinde rolü olduğunu göstermektedir
Sindirim ve Besin Emiliminin Düzenlenmesi:

• Enerji metabolizması, besinlerin sindirilmesi,


emilimi ve vücutta kullanılabilir enerjiye
dönüştürülmesini sağlar. Bu süreçler, vücudun
besinlerden faydalanmasını ve enerji ihtiyacını
karşılamasını sağlar.
Besinlerden Enerji Elde Edilmesi

• Enerjinin büyük bölümü mitokondride sentezlenir


fakat küçük miktarlarda ATP hücre
sitoplazmasındaki anaerobik reaksiyonlar ile de
oluşturulabilir.
• Besinlerin bileşimindeki karbonhidrat, protein ve
yağdan belirli enzimlerin düzenlediği ve
hormonların denetlediği tepkimelerle enerji oluşur
Karbonhidratlardan Enerji elde Edilmesi:

• Karbonhidratların birincil görevi enerji sağlamaktır.


• Karbonhidratlar yağlardan enerji elde edilmesi
içinde gereklidir.
• Karbonhidratlar Glikojen olarak kas ve karaciğerde
depolanır ve glikoz olarak reaksiyonlara girerler.
Lipitlerden Enerji Elde Edilmesi
• Lipitler vücudun en büyük enerji deposudurlar. Lipitlerin
toplam enerji kapasitesi 90.000-110.000 kcal
dir .Karbonhidratların ise 2000 kcal dir.
• Lipit Kaynakları:
– Hücrede depolanan (özellikle kırmızı kaslarda)
trigliseritler.
– Lipoprotein kompleksleri olarak dolaşımda bulunan
lipoproteinler(LDL, HDL, VLDL)
– Yağ dokusundaki trigliseritlerden dolaşıma geçen serbest
yağ asitleri
Enerji için protein kullanımı:
Proteinler uzamış ve şiddetli egzersizlerde enerji
kaynağı olarak kullanılırlar.
• Proteinlerin enerji elde etmek için enerji yollarına
girebilecek hale getirilmeleri gerekir. Bunun için
amino asit molekülünden nitrojen ayrılmalıdır.
• Bunun yapıldığı başlıca organ karaciğerdir ve bu
işlemin adı da deaminasyondur. Fakat kasta da bu iş
yapılabilir, buna da transaminasyon denir.
Fiziksel Aktivite ve Performansın
Desteklenmesi

Enerji metabolizması,
kasların çalışması ve fiziksel
aktivite sırasında ihtiyaç
duyulan enerjinin
sağlanmasını sağlar. Yeterli
enerji sağlanmadığında,
performans düşer ve
yorgunluk oluşabilir.
• Kaslarımızda süresi az şiddeti yüksek
egzersizlerde kas içi glikojen, süresi uzun
şiddeti orta seviyede egzersizlerde daha çok
trigliserid, hafif egzersizlerde ve istirahatte ise
daha çok serbest yağ asitleri enerji kaynağı
olarak kullanır

• Bu yönlerin yanı sıra, enerji metabolizması


birçok diğer fizyolojik süreci etkiler ve vücudun
genel sağlığı üzerinde derin bir etkiye sahiptir.
Bu nedenle, dengeli bir enerji metabolizması
sağlıklı bir yaşam için hayati öneme sahiptir.
Diş sağlığında ATP etkisi
• Sempatik sinirler ve pulpal kan akımının düzenlenmesi
• Pulpadaki arteriyollerin ve venüllerin duvarları düz kas
hücrelerinden oluştuğu için miyelinsiz sempatik lifler
tarafından innerve edilirler ve bu sinirlerin
uyarılmasıyla lokal olarak adenozin trifosfat (ATP) gibi
vasokonstrüksiyona yol açan nörotransmitterlerin
salındığı ve bunun sonucu olarak da pulpadaki kan
akımının azaldığı görülür..
Dişetine etkisi
• Periodontitisin başlangıcını, ilerleyişini ve
şiddetini etkileyen hastalıkların başında diyabet
gelmektedir. Diyabetle birlikte, dişetinin
dokularında vasküler değişiklikler oluşmaktadır.
Oral mikrofloradaki değişiklikler, kollajen
üretiminde azalma ve kollajenaz aktivitesinde
artış ile sonucu dişeti dokularındaki yıkım
artmaktadır (17).Diyabetin periodontitisin
oluşmasında önemli bir risk faktörü olduğu
bilinmektedir (22)
• Diyabetin periodontitisin oluşmasında önemli
bir risk faktörü olduğu bilinmektedir (22)
ATP biyolüminesans yöntemi
• adenozin trifosfat (ATP) biyolüminesans yöntemi
son zamanlarda diş plağındaki bakteri sayısının
ölçümünde kullanılması gündeme gelen bir
yöntemdir.11,12 Bu yöntem enzimatik reaksiyonlar
sonucu, canlı mikroorganizmaların açığa çıkardığı
ışığın şiddetinin ölçülmesi şeklinde tanımlanabilir.
• toplam bakteri sayısını; protein içeriklerini ölçerek
ve açığa çıkan ATP miktarını biyolüminesans
yöntemi ile hesaplayarak karşılaştırmışlardır
• Cihazın, ATP
biyolüminesans
yöntemini kullanarak
biyofilm tabakasında
bulunan aktif bakteri
sayısıyla uyumlu bir
çürüğe duyarlılık değeri
belirlediği üretici firma
tarafından belirtilmektedi
KAYNAKÇA

You might also like