You are on page 1of 123

ÖĞRETİM YÖNTEM VE

TEKNİKLERİ
Öğr.Gör.Dr.Canan Asal Ulus
• Öğretim yöntem ve teknikleri bir konunun
işlenişinde takip edilen sistemli yoldur.
• Dersin hedeflerine ulaşmak için seçilen
stratejilerin gerçekleştirilmesinde bir ya da
birden fazla yöntem ve teknik belli bir uyum
içinde beraberce kullanılabilir.
Öğretim yöntem ve teknikleri
• 1. Anlatım yöntemi
• 2.Gösteri yöntemi
• 3. Soru-cevap
• 4. Tartışma
• 5. Örnek olay
• 6. Problem çözme
• 7. Proje
• 8. Beyin fırtınası
• 9. Altı şapkalı düşünme
Öğretim yöntem ve teknikleri

• 10. Gezi-gözlem
• 11. Rol oynama/dramatizasyon
• 12. Benzetim
• 13. Mikro öğretim
• 14. Programlı öğretim
• 15. Bilgisayar destekli öğretim
• 16. Bireyselleştirilmiş öğretim
• 17. Ev ödevi
• 18. Bireysel çalışma
• 19. Gösterip yaptırma yöntemi
• 20. Laboratuvar yöntemi
Öğretim yöntem ve tekniklerinin seçiminde dikkat edilecek
etkenler şunlardır:

• 1. Belirlenen öğretim stratejisi


• 2. Dersin hedefleri
• 3. Dersin içeriği
• 4. Öğrencilerin hazır bulunuluşlukları
• 5. Öğretmenin özellikleri
• 6. Öğretim ortamının özellikleri
ANLATIM YÖNTEMİ

• Öğretmenlerin en çok kullandıkları bir yöntem olan anlatma


yöntemi öğretmen merkezlidir ve öğretmenin konuyu öğrencilere
aktarması esasına dayanır. Bu yönteme, teorik olarak işlenebilen
derslerde önemli oranda yer verilebilir.
• Uzun bir tarihi geçmişe sahip olan bu öğretim tekniği iki bin yıl
kadar bir süre varlığını başarıyla sürdürmüştür. Fakat derslerde çok
fazla kullanılması eğitim açısından önemli sakıncalar doğurur.
Gerekli olduğu durumlar haricinde kullanmamakta yarar vardır.
Anlatım yöntemi, işlenmekte olan konuların bir sıra ve düzene göre
konuşma yoluyla açıklamasına ve öğretilmesine denir. Düz anlatım,
hazırlanmış bir metnin monoton bir biçimde okunur gibi tekrarı
şeklinde olabileceği gibi, araya örnekler ve fıkralar sokarak ilginç bir
hale getirilmiş bir konuşma biçiminde de olabilir.
• Bu yöntemin iyi kullanılabilmesi, öğretmenin kişiliğine,
bilgisine, ses tonuna, konuşma gücüne (konuşma
temposu, melodisi, telaffuzu, süre ayarlama), diyalektik
yöntemi iyi kullanmasına, jest ve mimiklerine bağlıdır. Bu
yöntemle ders anlatırken drama tekniği, tasvir, açıklama
ve hikaye etme gayet ustalıkla kullanılmalıdır. Anlatım
yöntemi bilgi ve kavrama düzeyinin üzerindeki hedefler
söz konusu ise, bilgiler karmaşık ve ayrıntılı ise, öğrenci
katılımı gerekli ve önemli ise, öğrencilerin yetenek
düzeyleri ortanın altında ise anlatım yoluyla verilen ders
başarılı olamaz.
Özellikleri:

• ■ Sunuş yoluyla öğretim stratejisinde daha ağırlıklı kullanılır.


• ■ Bilgi düzeyinde öğretim sağlanır.
• ■ Yeni bir konunun ortaya atılması ve konunun geliştirilmesinde ve daha önce
ele alınmış bir çalışmanın yeniden gözden geçirilmesi durumunda.
• ■ Öğrencilerin yeni bir üniteye uyum ve teşvik bakımından yöneltilmesi halinde.
• ■ Bir dersin ya da ünitenin özetlenmesi durumunda.
• ■ Bir sorunun çözümünün gösterilmesi gerektiğinde.
• ■ Ünitelerin kaynak kişi tarafından sunulması gerektiğinde.
• ■ Ünitelerin işlenmesinin herhangi bir sayfasında, öğrencilerin ilgi ve
dikkatlerinin çekilmesi gerektiği anlarda.
• ■ Öğretim etkinliklerinde, öğrencilere bazı fikirlerin açıklanmasına ihtiyaç
duyulduğunda.
• ■ Diğer öğretim yöntemlerinin uygulanması için zaman ve şartlar uygun
olmadığı anlarda kullanır.
Faydaları:

• § Anlatma yönteminde konu mantıklı bir sıra ve düzen içerisinde verilir.


• § Çok miktarda doğru bilginin kısa zamanda verilebilmesini sağlayan bir
yöntemdir.
• § Zaman, emek ve masraftan tasarruf sağlar.
• § Telkin yapmaya, bazı duygu ve düşünceleri vermeye uygundur.
• § Soyut kavramları vermeye uygundur.
• § Bilgileri kalabalık gruplara iletmek için yararlıdır.
• § Oturumda sürpriz bir bilgi ile karşılaşmayacağı için öğretmene güven
duygusu verir.
• § Konuşma ile yapılacak bir açıklama, öğrenme etkinlikleri sırasında
öğrencilerin karşılaşacakları
• güçlüklerin giderilmesini sağlar.
• §Öğrencileri sınıfta kontrol altında tutmak kolaydır.
• § İşitsel öğreniciler için etkilidir
Sınırlılıkları:

• ■ Öğretmen coşkulu ve güdüleyici değilse öğrenci ilgisi kısa sürede azalır.


• ■ Bir ders kitabında kolaylıkla bulunabilecek bilgileri ele alıyorsa zaman
kaybına neden olur. Anlatma, kitabın
• tekrarı olmamalıdır. Kitaba bir şeyler katmalıdır.
• ■ Bu yöntemi uygularken konunun öğrenciler için çekici hale getirilmesi
gereklidir.
• ■ Öğretim sırasında öğrencilere soru sorma izni verilmediği için geri
dönütü ortadan kaldırır, eksik iletişime neden
• olur.
• ■ Duyuşsal ve psiko-motor alanla ilgili hedefler çok ender oluşur.
• ■ Bu yöntemle öğretilen bilgilerin pratikte uygulanması güçtür.
• ■ Sadece anlatım yönteminin kullanılması öğretimin etkisini azaltır.
Ezberciliğe teşvik eder.
Dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Öğretimin amacı ve önemli noktaları açıkça öğrencilere gösterilmelidir.


• Anlatım sırasında öğretmen öğrencilerle devamlı göz iletişimi kurmalı ve sözsüz
iletişim tekniklerini etkin olarak kullanmalıdır.
Öğretmenin konuyu çok iyi bilmesi, nelerin önce, nelerin sonra anlatılması
gerektiği iyi hesaplanması gerekir
• Anlatımda kullanılan dil, konuyu ve etkinlikleri açık bir biçimde öğrenciye
ulaştıracak nitelikte olmalıdır.
• Anlatımın dili öğrencinin düzeyine uygun olmalıdır.
• Konuşma sırasında eşya, resim, şema, grafik gibi araç ve malzemeler
kullanılmalıdır.
• Anlatımda yeterli sayıda ve nitelikte örneğe yer verilmeli, örnekler gerçekçi
olmalıdır. Öğrencilerin örnek
• vermesine imkan sağlamalı, her iki durumda da aşırılıktan kaçınılmalıdır.
• Anlatımda bilinenden başlanıp, bilinmeyen olgu ve olaylara geçmeli ve yargılama
yoluyla yeni gerçekler üretilmelidir.
• Sorular kullanılarak anlatım yöntemi zenginleştirilmelidir. Soru sorma
iki şekilde olabilir. Öğretmen soruyu sorar biraz bekler ve kendi
cevaplar ikinci bir yöntem ise sorunun öğrencilere sorularak biraz
beklenir ve öğrencilere söz verilir.Ayrıca öğrencilere soru sorma hakkı
verilmelidir.
• Konuşma sırasında öğrencilerin kısa notlar alması sağlanmalıdır.
• Hedef ve davranışlar bilişsel alanın bilgi, duyuşsal alanın alma,
devinişsel alanın uyarılma basamaklarından birinde olmalıdır.
Davranışlar ezberden söyleme, yazma, tanıma ve hatırlama gibi
özellikleri taşımalıdır.
• Bu tür stratejide öğretmen sürekli olarak 7-8 dakikadan fazla
konuşmamalıdır. İlkokul 1,2,3 sınıflarda 2-3 dakika, 4,5 sınıflarda 4-5
dakika, ortaokul ve liselerde 5-6, üniversitelerinde 7-8 dakika sürekli
• konuşabilir; çünkü öğrencinin dikkati uzun süre konuşmalarda
çabucak dağılabilir.
• Öğreticinin konuşma süresi arttıkça hatırlama oranı düşmektedir.
GÖSTERİ YÖNTEMİ

• Gösteri, öğretmenin ya da öğrenci gruplarının herhangi bir konuyu


laboratuarlarda ya da sınıfta diğer öğrencilerin önünde deneyerek, araç
ve gereçler kullanarak açıklamaları ya da sunmalarıdır. Bu bakımdan
öğretmenin sınıfta bir konuyu işlerken, laboratuarda bir deney yaparken;
gerçek araç- gereçler, modeller, resimler, fotoğraflar, harita, slayt,
• film şeridi, hareketli filmler, basit çizimler, levhalar vb. kullanılıyorsa
gösteri metodunu uyguluyor demektir. Fen derslerinde öğretmenin
masada yaptığı ve öğrencilerin izlediği deneylerde gösteriden başka bir
şey değildir.
• Gösteri bilgi edinmek, ilgi uyandırmak ve çalışma standardı geliştirmek,
göze ve kulağa aynı anda hitap etmek suretiyle bir işin nasıl yapıldığını
göstermek için başvurulan bir gösteri tekniğidir. Öğretmen öğreteceği işin,
davranışın, çizimin,çözeceği sorunun denemesini birkaç kez kendisi
yapmalı, en olgun şeklini alınca sınıfa sunmalıdır.
• İlköğretimin birinci kademesinde başta olmak
üzere, araç ve gereçlerin sınırlı olduğu okullarda
demonstrasyona başvurulmaktadır. Bu yöntemde
öğretmen deney yapmakta, öğrenciler
seyretmektedir. Demonstrasyonu laboratuar
• yönteminden ayıran en önemli özellik, deneylerin
öğretmen tarafından hazırlanıp yapılmasıdır. Bu
deneylere, gösteri deneyleri veya öğretmen
deneyleri de denilmektedir.
• Gösteri tamamen gerçek koşullar altında ve gerçek
araçlar kullanılarak yapılabildiği gibi, modeller, hareketli
ve hareketsiz resimler ve başka soyut görsel araçlar
kullanılarak da yapılabilir. Bu yöntem, özellikle becerilerin
öğretilmesinde uygulanabilecek tek öğretim yöntemidir.
Örneğin, bir hayvan hakkında öğrencilerine bilgi verecek
öğretmen; o hayvanın kendisi, modeli, sıvılı koleksiyonu,
hareketli ve hareketsiz resimleri, şekilleri, video kaseti vb.
gibi unsurlardan da yararlanabilir. Demonstrasyonun bu
gibi değişik yolları olmasına rağmen; burada,sadece
gösteri deneyleri üzerinde durulacaktır .
• Gösteri metodunda asıl aktif olan, deneyi
yapan, veya ders araçlarını gösteren ve
açıklayan öğretmendir. Öğrenciler dinleyici,
seyirci ve bilgileri hazır alıcı durumdadır.
Bununla birlikte gösteri metodu, daha çok
duyu organını uyardığı ve öğrencilerin ilgi ve
dikkatlerini çektiği için, öğrenmeyi
kolaylaştıran bir öğretim metodu olarak kabul
edilmektedir.
• Öğretmenlerimizi en çok demonstrasyona zorlayan
sebeplerin başında araç ve gereç yetersizliği gelmektedir.
İlköğretim okullarının çoğunda, 5-10 grubun aynı anda deney
yapacak araç ve gereci bulunmamaktadır. Hatta bazı köy
okullarında yok denecek kadar az araç mevcuttur. Mevcut
araçlar, ya bozulmuş çalışmamakta; veya, kırılacak veya
bozulacak endişesi ile öğrencilere kullandırılmaktadır. Son
yıllarda Ders Aletleri Yapım Merkezinin gönderdiği İlkokul
Fen- Tabiat Dolabı bir ölçüde bu eksikliği gidermekle beraber,
bir grup deneyi de yapmaya zorlamaktadır. Öğretmeni
demonstrasyona zorlayan sebeplerden bazılarını şöyle
özetleyebiliriz:
Özellikleri:
• Öğrenci deneyleri için okullarda uygun bir yerin bulunmayışı,
• Araç ve gereç yetersizliği,
Bazı deneylerin tehlike oluşturabilecek yapıda olması,
• Deney düzeneğinin öğrenciler tarafından kolaylıkla kurulamayacağı hallerde,
Zamanın kısıtlı ve yetersiz olduğu hallerde,
• Deneylerin çok hassas olduğu ve yapılabilmesi için pratik bilgi ve beceri
gerektiren hallerde demonstrasyona başvurulur.
• İyi hazırlanmış bir gösteri öğrencilerin ilgi ve dikkatlerini çekerek öğrenmeyi
kolaylaştırır.
• Hem göz hem kulak yoluyla öğrenmeyi sağladığı için, söze dayanan metotlardan
daha etkilidir.
• Bazı tehlikelerin önlenmesini sağlar. (Özellikle gazlarla ilgili bazı tehlikeli
deneylerde) Her öğrenciye ayrı ayrı araç vermeyi kaldırdığından bireysel
öğretime göre zaman kazanılır ve ucuza mal olur.
• Kelimelerin yetersiz kaldığı fikirleri daha kolay anlaşılır kılar.
Faydaları:

• İyi hazırlanmış bir gösteri öğrencilerin ilgi ve dikkatlerini çekerek öğrenmeyi


kolaylaştırır.
• Hem göz hem kulak yoluyla öğrenmeyi sağladığı için, söze dayanan metotlardan
daha etkilidir.
• Bazı tehlikelerin önlenmesini sağlar. (Özellikle gazlarla ilgili bazı tehlikeli
deneylerde)
• İnsan kaynaklarını kullanmada en iyi yöntemdir.
• Öğrencilere yerinde ve zamanında sorular sorularak öğrenme ortamına çekilebilir.
• Diğer tekniklerde yapılabilecek hatalar burada kolay saptanır ve düzeltilir.
• Öğrencilerin sorular sormasına imkan verilebilir.
• Her öğrenciye ayrı ayrı araç vermeyi kaldırdığından bireysel öğretime göre zaman
kazanılır ve ucuza mal olur.
• Sözcüklerle ifade edilemeyen kavramlar, görerek mesaj verilip öğretilir.
Kelimelerin yetersiz kaldığı fikirleri daha kolay anlaşılır kılar.
• Özellikle becerilerin öğretilmesinde uygulanabilecek tek öğretim yöntemidir.
Sınırlılıkları:

• ■ Gösterinin başarılı olabilmesi için gerekli olan zamanın bulunması her zaman
kolay değildir
• ■ Yeterli pratikten yoksun kişilerin başarılı olması güçtür.
• ■ Gösterici gösteri konusuyla ilgilenir, öğrencilerin tepkilerin dikkate almazsa
etkisiz olabilir.
• ■ İşitsel ve görsel beceriler bir arada olmalıdır. Aksi halde öğrenciler karıştırabilir.
• ■ Bilişsel ve duyuşsal öğrenmede kullanımı güçtür. Bu yöntemde öğretmen çok
aktif, öğrenci seyirci
• durumundadır.
• ■ Çok kalabalık sınıflarda öğrencinin dikkati çekilemez.
• ■ Gösteriler ile açıklamalar birbirine bağlantılı ve tutarlı olmazsa öğrencilerde
algılama olmaz.
• ■ Çok karmaşık ve konuya uygun olmayan araçları kullanmak veya seviye üstü
gösterilerde bulunma öğrencilerde yılgınlık meydana getirir.
Dikkat edilmesi gereken hususlar:

• Gösteri için gerekli hazırlıklar yapılmalı, planlama ve uygulama için temel oluşturan kavram,
kural ve ilkeler hakkında yeterli bilgi edinilmeli ve hazırlıklar küçük bir grubun önünde
denenmelidir.
• Gösteri masası bütün öğrencilerin görebileceği yere konmalı, gerekirse sıralar yeniden
düzenlenmelidir.
• Gösteri sırasında öğrencilerin not tutmaları, şema ve çizimler yapmaları istenmelidir.
• Gösteri bir iki öğrenciye tekrarlatılmalıdır.
• Gösteri sırasında veya sonunda istenilen sonuç çıkmayabilir. Bunun nedeni üzerinde
öğrencilerle birlikte düşünmelidir.
• Tehlike yaratabilecek gösterilerde, gerekli önlemler alınmalıdır. Örneğin elektrik deneyleri,
kimyasal deneyler, makinelerle ilgili deneylerde gösteriler tehlikeli olabilir. Öğretmen bu
çeşit gösterilerde çok dikkatli olmalıdır.
• Sonuçlar belirtilmeli, eksiklikler ve aksamalar tartışılmalı, yapılan işin başarı düzeyi
saptanmalıdır.
• Gösteride kullanılan araç ve gereçler gösteriden sonra önceki yerlerine konmalı veya
sahiplerine iade edilmelidir.
• Sürprizlerle karşılaşmamak için gösterinin önceden provası yapılmalıdır.
SORU-CEVAP
• Soru-cevap yöntemi, en eski öğretim yöntemlerinden biridir.
Geleneksel olarak uygulandığında, bir konunun öğretmen
• tarafından sorular sorulup öğrencilerce cevaplar verilerek işlenmesi
anlamına gelir. Soru cevap yöntemi anlatım yöntemi
• gibi tek yönlü bir iletişim içermez. Karşılıklı etkileşim gerektirir. Bu
yöntem öğrenme-öğretme sürecine katılan öğrenci
• öğrendiklerini anlatma fırsatı bulduğundan öğrenme kalıcı olur.
• Soru-cevap metodu, anlatma metodunun sıkıcılığını gidermek ve
öğretimi daha etkili bir şekilde gerçekleştirmek isteğine
• dayalı olarak geliştirilmiştir. Anlatma metodundan sonra eğitimde en
çok kullanılan öğretim metodu olan soru- cevap,
• eğitim kavramında meydana gelen çağdaş değişmelere rağmen
öğretimdeki önemini hala korumaktadır.
• Özellikle ilköğretimde anlatım metodu ile soru- cevap metodunu
birleştirmek gerekir. Bu birleştirme, monotonluğu ortadan kaldırır,
ciddi çalışmalara müsait bir çeşitlilik yaratır, dikkati uyanık tutar,
düşünmeye sevk eder, zamandan tasarrufu ve böylece bütün
derslerde en iyi şekilde başarı elde edilmesini sağlar.
• Soru cevap yönteminin etkili olması için öğretmenin soru sorma
becerisinin geliştirilmesi gerekmektedir. Sorular bilişsel basamağın
bilme, kavrama, uygulama, analiz, sentez ve değerlendirme
basamağına ait olabilir. Sadece bilme basamağına ait soruların
sorulması öğrencilere düşük düzeyde bilgi kazandırmaktadır.
Öğrencilerin düşünmesini, bilgiyi yeni durumlara uygulamasını,
konuyu parçalara ayırmasını, yeni bir bütün oluşturmasını ve bir
konu hakkında yargıya varmasını gerektirecek sorular sorulmalıdır.
Özellikleri:

• ■ Sorular, öğrencilerin bildiklerini ve bilmediklerini


ortaya çıkarmak için,
• Öğrenciyi derse katmak ve öğrenmeye yüreklendirmek
için,
• ■ Öğrencilerin organize düşünmelerini sağlamak için,
• ■ Düşünme yeteneğini geliştirmek için,
• ■ Önemli olan noktayı vurgulamak için,
• ■ Nedeni ve sonuçları kanıtlamak için,
• ■ Değerlendirmenin geliştirilmesine yardım etmek için,
• ■ Konuyu tekrar etmek için kullanılır.
Faydaları:
• ■ Yani öğrencilerin derse ve konuya karşı dikkat ve ilgilerini artırır, onların derse istekle
katılmalarını sağlar.
• ■ Sorular öğretimde tekrar ve pekiştirmeyi sağlar. Öğretmen yeni bir konuya başlamadan, bir
önceki konuyu sorularla tekrarlatır. böylece öğrenme pekiştirilmiş olur.
• ■ Grup üyeleri soru- cevap tekniği ile bilgi toplama ve yorumlama yeteneklerini geliştirirler.
• ■ Öğrencilerin sordukları sorular, öğretmenin öğrencilerinin seviyesini anlamasını ve öğretimi
bu seviyeye göre ayarlamasını sağlar.
• ■ İçe dönük öğrencilerin sosyalleşmelerine katkıda bulunur.
• ■ Bir sorunun yanlış cevaplanması halinde, doğru bilginin sınıfça öğrenilmesine yardımcı olur.
• ■ Hiç konuşmayan veya az konuşan problemli öğrencilerin ve problemlerinin tespitine yardımcı
olur.
• ■ Öğretim etkinliklerinin ve öğrencilerin başarısının ölçülmesini ve değerlendirilmesini sağlar.
• ■ Soru sorma, gerekli bilgiyi seçip, önemli noktaları belirlemeye yarayan öğrenci yeteneğini
geliştirirken, cevap verme aşaması açıklama, benimseme ve özümseme niteliklerini geliştirir.
• ■ Öğretmen soru cevap yöntemini bir anlamda kontrol aracı olarak kullanabilir. Öğrenci her an
kendisine soru sorulacağını bildiği için sürekli dersle ilgilenir.
• ■ Çoğu zaman öğrencilerin doğru yanıtlayabilecekleri sorular sorulmalıdır.
Sınırlılıkları:

• ■ Öğrencilerin, sorunun konusu ile ilgili olarak ayrıntılı düşünmelerini, ve sebep-


sonuç ilişkisini kurmalarını önler.
• ■ Derste sürekli soru sorulması ve cevap istenmesi öğretimi sıkıcı duruma getirir.
• ■ Anlatma metoduna göre daha fazla süre gerektirir.
• ■ Yetenek düzeyi yetersiz olan grup üyelerinin bazı soruları ve cevapları
anlamaları ve tartışmaları izlemeleri sağlanamaz.
• ■ Soru sorma, detaylı bilgi ve zihinsel buldu ile tecrübeyi gerektirdiğinden, bu
metot herkes tarafından iyi kullanılamaz.
• ■ Sorulara gerektiği biçimde cevap veremeyen öğrencilerin kendilerine güvenleri
azalır.
• ■ Soru- cevap metodu, diğer tekniklerle desteklenmezse konunun
anlaşılmasında güçlükler görülür.
• ■ Öğrencilerden sık sık yanlış cevaplar alması, öğretmenin, öğretimin yetersiz
olduğu düşüncesine kapılmasına ve zaman kaybına neden olur.
• ■ Öğrencilerin konuyu kavramamış, yarışmacı tipler haline gelmelerine yol açar.
Dikkat edilmesi gereken hususlar:

• ■ Dersin başlarında hatırlama ve bilmeye dayalı sonunda ise düşünmeye dayalı


yüksek düzeyli soru sorulmalıdır.
• ■ Sorular bir kelime ile veya "evet", "hayır" şeklinde cevaplandırılacak biçimde
olmamalıdır.
• ■ Sorular öğrencilerin yetenek düzeyine uygun olmalıdır. Öğrenmesi yavaş olan
ve içine kapanık öğrencilere kolay sorular sorulmalıdır.
• ■ İyi bir soru öğrencinin anlayacağı bir dille ifade edilmedir. Soru açık, basit,
anlaşılır ve direkt olmalıdır. Bu nedenle, açık olmayan, karışık yapıda, kuşku
uyandıran sorulardan kaçınılmalıdır.
• ■ Soru,öğrencileri düşünmeye, yapıcı, yaratıcı zihin etkinliklerine teşvik etmeli,
onların geçmiş tecrübelerinden, yaşayışlarından faydalanmaya imkan
hazırlamalıdır.
• ■ Ayrı ayrı meseleler veya fikirler için ayrı ayrı sorular sorulmalı, bir defada
birkaç meseleye veya fikre ait birkaç soru, bir soru zincirlemesi şeklinde
sorulmamalıdır.
• Sorular ezbere bilgiyi teşvik etmemeli, sorular kitap başlığı veya cümlesi olmamalıdır.
• ■ Sınıftaki bütün öğrencilere tek tek soru sorulması gerekiyorsa, sorular oturma sırası,
numara sırası gibi belli bir sıraya göre değil, tesadüfi sorulmalıdır.
• ■ Soruyla ilgili cevabın dışına çıkanların sözü hemen kesilmemeli; gerekirse sonu
beklenerek, daha sonra düzeltme yapılmalıdır.
• ■ Öğrencinin cevaplayamayacağı güçlükte soru sorup onu utandırma ve ümitsizliğe
itmenin yapıcı yönü olmadığı gibi, ona çok kolay gelebilecek soru sormanın da zaman
kaybından başka bir yararı olmaz.
• ■ Bir kural olarak, sorular tekrarlanmamalıdır. Eğer öğrenci sorunun tekrarlanacağını
bilirse, gereken ilgiyi göstermez. Bir öğrencinin soruyu anlayamadığı durumlarda,
başka bir öğrenciye sorulması uygundur.
• ■ Doğru cevap veren öğrencinin cevabı "doğru", "iyi", "tamam", "güzel" gibi sözlerle
pekiştirilirken, yanlış yada eksik cevap veren öğrencilerin de sınıf karşısında
utanmasına neden olacak davranışlardan ve sözlerden kaçınılmalıdır. Öğretmen,
öğrencilerin cevaplarındaki eksiklikleri kendisi tamamlamalıdır.
• ■ Öğrencilerden ne bekleneceği konusunda kararsız olunmamalıdır. Sorunun özel
amacı her zaman göz önünde bulundurulmalıdır.
• ■ Sorular tüm sınıfa sorulmalı biraz beklendikten sonra cevap vermesi için bir
öğrencinin ismi söylenerek söz verilmelidir.
TARTIŞMA

• İki veya daha fazla kişinin, bir konuyu açıklığa kavuşturmak için görüş ve
düşüncelerini, karşılıklı konuşmalar şeklinde ortaya koymalarına tartışma denir. Her
kademedeki okullarda çeşitli derslerin konuları tartışma fırsatları yaratmaktadır.
• Bu fırsatlar gereği gibi değerlendirilmelidir. İlköğretim okulları birinci kademesinde
Hayat Bilgisi, Sosyal Bilgiler, Fen Bilgisi gibi dersler, bu yöntemle çalışmalara imkan
hazırlar.
• Bu yöntem çocuğu zihinsel olarak geliştirdiği gibi onları eğitip, demokratik yaşama
da hazırlar. Bir yaşama biçimi olan demokrasi anlayışı, öğrenci sıralarında verilmek
suretiyle onları hayat hazırlar. Bu yöntem, bilişsel öğrenme alanında bilgi düzeyinin
üzerine öğrencileri çıkarıp, bilginin ikinci ve üçüncü basamağı olan kavrama ve
uygulama düzeyinde
• bilgilerin aktarılmasını hedefler. Öğrenciler bu yöntem ile farklı görüşler ileri sürerek
konunun en doğru çözümünü bulmayı öğrenirler. Bu beceri hoşgörüye dayalı bir
toplum için gerekli bir beceridir.
• Öğretmen, bir tür gözlemci ve yönetici olarak görev yapar. Tartışmanın belli bir
çizgide kalmasına dikkat eder. Aynı zamanda dersin amacına ulaşması için
gayret eder. Uygun zamanda tartışmaya katılır, tartışmayı keser, tartışmayı
yönetir. Tartışma dersinin asıl faydası, bütün yan etkileriyle, öğrencileri bir işe
bizzat yapmaya sevk eder. Tartışma dersinin oturma düzeni de değişiktir. Herkes
birbirinin yüzünü görecek şekilde oturmalıdır. Öğretmenin en önemli görevi
öğrencilerin kendilerini rahat hissedebilecekleri bir ortamın yaratılmasıdır.
• Tartışmaya bir cümle, soru ya da sorunu gündeme getirerek başlayabilirsiniz.
Tartışma yöntemleri, dört ile altı kişi arasındaki küçük tartışma grupları, iki kişi
arasındaki eşli konuşmalar ve 6-10 kişiden oluşan bir grubun kendi aralarında
• tartışarak, diğer öğrencilerin bu grubun etrafında çember oluşturarak
dinlemeleri türünde değişik şekillerde olabilir.
• Tartışma yöntemi ile hem duyuşsal hem de bilişsel hedeflere ulaşmak
mümkündür. Bilişsel hedeflere yönelik tutumlarda öğrenciler önceki bilgileri
hatırlar, yeni durumlara uygular ve değerlendirme yaparlar. Duyuşsal hedeflere
yönelik
• tartışmalarda ise diğer öğrencilerin görüşlerini dinleme ve kendi görüşleriyle
karşılaştırma becerisi geliştirirler.
• Geleneksel soru- cevap metodunda etkileşim daha çok
öğretmenle öğrenciler arasında ve çok sınırlı bir konu
üzerinde olmaktadır. Tartışma metodunda ise hem
öğretmenle öğrenciler arasında, hem de öğrenciler
arasında dinamik bir
• etkileşim alış- verişi vardır. Tartışma bir sohbet değil,
amaçlı bir konuşmadır. Tartışmanın başarıyla
sonuçlanması için
• üyelerin konuştukları konu üzerinde yeterli bilgilerin
bulunması ve konuşmaların bulgulara dayandırılması
gerekir.
• Tartışma Biçimleri: Ele alınan bir konunun hangi
tartışma biçimleri ile işleneceğini öğretmenin çok iyi
bilmesi ve uygulayabilmesi gerekir. Öğrenciler de bu
çalışma biçimlerinde başarılı oldukça, tartışma
yönteminden beklenen yarar daha çok sağlanmış
olur.
• Serbest Tartışma: Bu çalışma biçimi öğrenci sayısı az
olan sınıflarda daha kolaylıkla uygulanır burada
öğretmen bazı ders Konularını serbest tartışma
biçiminde işleyebilir. Ancak, konu ile ilgili gözlem,
deney, inceleme ve kaynaklardan bilgi edinmelidir.
Doğal olarak burada da tartışılacak konu ile ilgili
yaşantıların olması gereklidir.
• Küme Çalışması: Kalabalık sınıflarda serbest tartışma
zor olduğu için, sınıf küçük sınıflara ayrılır. Her
kümeye birer başkan seçilir. Kümeler birer komisyon
veya serbest tartışma grubu ile çalışırlar. Kümeler
içinde her öğrenci fikrini açıklama fırsatı bulur.
• Fısıltı Grupları: İki dakika gibi kısa bir zaman için
oluşturulmuş tartışma gruplarıdır. Öğrenciler
oturdukları yerde gruplara bölünür. Öğretmen
tarafından bir soru sorulur. Soru gruplar tarafından
fısıldayarak tartışıldıktan sonra görüşlerini yazarlar.
Yazılar temsilcileri tarafından öğretmene iletilir.
Böylece öğrencilerin derse katkıları ve tekrar
çalışmaya geçmeleri sağlanır.
• Komisyon: Bazen bir konunun küçük bir grup tarafından
derinliğine incelenerek sınıfa sözlü veya yazılı bir rapor
halinde sunulması için öğrenciler arasında komisyon veya
komite meydana getirilir. Bu komisyon konu hakkında bilgi
toplayarak sınıfa sunar. Sınıfta gerekli çalışmalar yapılır.
Sınıf, komitenin, bu çalışmalarını yeterli görürse tartışma
sona erer.
• Seminer: Üniversite veya yüksek okullarda bazı dersler
tamamen veya kısmen seminer biçiminde düzenlenir. Bu
derslerde öğrenciler tek veya küçük gruplar halinde
inceleme, araştırma ve çalışmalara girişirler. Öğretmen
çalışmaları için ön bilgileri verir, kaynakları gösterir. Her
öğrenciye rehberlik eder. Sonuçlar sınıfça tartışılır ve
çalışmalar değerlendirilir.
• Münazara: İki grubun, dinleyiciler ile jüri önünde bir
konuyu ele alarak iki karşı tezi savunmalarıdır. Münazara
sonunda jüri galip tarafı bildirir. Münazarada taraflar, karşıt
tezi çürütmek ve kendi tezlerini üstün kılmak görevini
üzerlerine almışlardır.
• Açık Oturum: Açık oturum teknik açıdan panel,
sempozyum, münazara karışımı bir tartışma biçimi olarak
gözükmektedir. Bir grubun, bazı kurallara uygun olarak bir
konuyu dinleyiciler önünde tartışmalarıdır.
• Konferans: Sanatsal, bilimsel ve toplumsal eğitsel vb.
konularda, çeşitli uzmanlarca açıklama yapmak, bilgi
vermek amacıyla yapılan bir konuşma türüdür. Bazı
konferansları bir forum izlediğinden konferansı da bu yönü
ile tartışma biçimi olarak kabul ederiz.
• Panel: 3-5 kişilik küçük bir grubun önceden belirtilmiş bir
konuyu dinleyici grubu önünde samimi bir hava içinde
tartışmasıdır. Panel için bir başkan ve 4-6 kişi arasında değişen
bir grup oluşturulmalıdır. Lider konuyu ve panel üyelerini
sunup tartışmayı açar, kendisi zaman zaman tartışmaya katılır.
• Sempozyum: Bir konunun çeşitli yönleriyle küçük bir grup
tarafından sunulması için yapılan seri halde konuşmalardır.
• Sempozyumda konuşma en az üç, en fazla altı kişiyi
geçmemelidir. Her bir konuşmaya beş veya yirmi dakika
arasında süre verilir. Sempozyumda bölünen Konuların hem
bağımsız, hem de diğer görüşleri tamamlayacak nitelikte
olması gerekir. Konuşmalar bittikten sonra sempozyum
üyeleri önce kendi aralarında, sonra da dinleyicilerle birlikte
söz konusu konuyu, problemi tartışırlar.
• Forum: Değişik görüşe sahip kişi ya da grupların herhangi
bir konudaki sorunları tartışarak bir sonuca varmak için,
bir başkanın yönetiminde sürdürdükleri sözel iletişim
türüdür. Bu teknikte tartışmalı bir konunun farklı yönleri, o
alanda iyi yetişmiş kişilerce, dinleyiciler karşısında tartışılır.
• Öğrenciler küçük yaştan itibaren sınıf ve seviyelerine göre
tartışmalara alıştırılmalıdırlar. Tartışmalarla çocuklar, küçük
yaştan itibaren demokratik yaşayışa alışacak, sözlü
anlatımları gelişecek, dilleri zenginleşecek ve zekaları
gelişecektir.
• Tartışmaların canlı, başarılı ve ilginç olabilmesi için ileri
sürülen fikirler, resim, model, harita, film gibi araçlarla
imkanlar ölçüsünde açıklanmalıdır. Tartışmalarda amaç ve
ön hazırlık gereklidir.
Özellikleri:
• ■ Öğrencileri demokratik yaşama hazırlar.
• ■ Öğretmen, bir tür gözlemci ve yönetici olarak görev yapar.
• ■ Hem duyuşsal hem de bilişsel hedeflere ulaşmak mümkündür.
• Faydaları:
• Tartışma, istenilen nitelikte uygulandığı taktirde grup içinde ve gruplar
arasında etkili bir iletişim kurulup sürdürülmesini sağlamakta, iletişim
yeteneğinin gelişmesine yardımcı olmaktadır.
• Demokratik bir yöntemdir.
• Tartışma süresince gerek tartışanların gerek dinleyicilerin ilgi ve
dikkatleri daima canlıdır.
• Öğrenciler, soru sorma, ani cevap verme ve toplum önünde konuşma
yeteneklerini geliştirir.
• Tartışmaya esas olan konuların modelini gösterme, film- slayt ve tepegöz
gibi ışıklı araçları kullanma ile çarpıcı örnekler verme şeklinde diğer
eğitim araçlarını rahatça kullanmalarına imkan verir.
• Öğrencilere anlayış, gerçekleri görme ve yakalama mahareti, tenkit ve değerlendirme gücü
kazandırır.
• Öğretmen, değişik bir ortam içerisinde olan öğrencilerinin davranışlarını izleme,
heyecanlarını
• ölçme, onların zihinsel ve psikolojik gelişmelerini tanıma açısından daha sağlıklı bir yargıya
varır.
• Bildiklerini ve düşündüklerini toplumda açıkça söyleme ve savunma alışkanlığı kazandırır.
Öğrenciler, düşüncelerini açıkça ortaya koyarlar. Arkadaşlarının düşünce ve görüşlerini de
öğrenirler.
• Öğrencilerin konuyu çözümleme, kavrama ve yorumlama yeteneğini artırır.
• Bir gruba aidiyet duygusu gelişir. Öğrenciler ekip havasına girdiklerinden birbirlerini daha
yakından tanır ve hissederler.
• Bir sorunun çeşitli çözüm yolları olduğunu öğrenirler.
• Sınırlılıkları:
• Tartışma yöntemini uygulamak için zamana ihtiyaç vardır.
• Bazı öğrencilerin tartışmaya katılmak istememeleri, bu yönteminin uygulanmasında güçlük
çıkartır.
Zaman az olduğundan ve öğrencilerin iyi hazırlanamamaları yüzünden bir çok tartışma
sonuçlanamaz.
• Kalabalık sınıflarda uygulanması güçtür.
• § Grup üyelerinin bilgili, kültürlü ve yaşantılarının zengin olmasını
gerektirir.
• § Tartışacak konunun dinleyicileri de, grubun üyeleri kadar konuya
vakıf olmalarını gerektirir.
• § Sınıfın sessizliğini sağlama, tartışılan konuyu saptırmadan amaca
doğru yöneltme ve zamanı ayarlama
• güçlüğü vardır. Öğretmen ister istemez işe karışacaktır.
• § Grup liderinin özel yetenek, derin bilgi ve ani kavrama gibi
özellikleri taşıması gerekir.
• § Konuların iletilmesinde kullanılan söz etkili bir araç değildir. ileri
düzeydeki öğrenmelerde fayda sağlamaz, unutulur gider.
• Dikkat edilmesi gereken hususlar:
• § Sınıfın bir bölümü tartışmaya katılacaksa öğrenciler
tanıtılmalıdır.
• § Tartışma, belirli bir hedefe yönelik, belirli bir yöntemce
düzenlenen, sistemli bir konuşma olmalıdır.
• Tartışma önceden planlanmalıdır. Zira plansız tartışmalarda konu dağılır
ve amaca ulaşmakta güçlük çekilir.
• Tartışmaya katılacak öğrenciler önceden konulara değişik kaynaklardan
hazırlanmalı, çeşitli araştırma ve inceleme yapmalıdır. Öğretmen, kaynak
seçiminde ve temininde öğrencilere yardımcı olmalıdır.
• Tartışmayı ilk yıllarda ve sene başında öğretmenin yönetmesi yararlıdır.
Bunun için ilk günlerde tartışmalar yapılmalı, tartışma kuralları
öğrencilere öğretilmelidir. Öğrenciler tartışma konusunda gerekli beceriyi
kazandıktan sonra tartışmanın yönetimi öğrencilere bırakılmalıdır. Böyle
bir çalışma öğrencilere kolaylık sağlayacaktır.
• Konuşmacı, iyi bir başlangıç konuşması ile dikkatleri tartışmaya
toplamalıdır.
• Tartışmanın bireylerle değil, fikirlerle ve sorunlarla ilgili olduğu
hatırlatılmalıdır.
• Tartışmanın yönetimi öğrencideyken, öğretmen bir üye gibi
davranmalıdır. Ancak bu üyelik, öğretmenin gerekli rehberliği yapmasına
engel teşkil etmemelidir.
• Öğrencilerin, birbirlerinin fikirlerine hoşgörü ve saygı
göstermesi konusuna özen gösterilmelidir.
• Grubu oluşturan üyeler, tartışmalara etkin bir biçimde
katılmalı, bu katılma dinleme, hazırlanma, konuşma
• yoluyla çok yönlü olmalı. Tartışmaya ne kadar çok
konuşmacı katılmak isterse, tartışma o kadar başarılı sayılır.
• Tartışmanın devam ettiği süre içinde, belli aralıklarla özet
yapmak gerekir.
• Zamanın iyi kullanılması, zaman darlığından dolayı
tartışmanın bitmemesi durumunda bir özetle tartışma
• bitirilmelidir.
• Varılan sonuçlar, yapılan çalışmalardaki başlıca belge ve
görüşler, bir raporla gösterilirse yararlı olur.
ÖRNEK OLAY
• Gerçek yada hayali olan bir olayın öğrenciler tarafından ayrıntılı
bir şekilde incelenmesine örnek olay incelemesi denir.
• Olayı anlatan ve gerekli verileri kapsayan bir rapor üzerinde
çalışan öğrenciler olayı öğrenir, analiz eder ve değerlendirirler.
Tartışarak olayın nedenleri ve çözümüne ilişkin öneriler getirirler.
Örnek olayda olayın nedeni, nasıl olduğu, neden olduğu durumlar
ve sonuçlar tartışılarak alternatif çözüm yolları gösterilmelidir. Bu
yöntemde öğrenciler derslikte gerçek yaşantıya benzetilmiş olay,
olgu, durum ve sorunlarla yüz yüze getirilirler. Örnek olay gerçek
hayattan
• isimler değiştirilerek alınabileceği gibi öğretmen tarafından örnek
olaylarda yazılabilir. Hazırlanan örnek olay çoğaltılarak öğrencilere
dağıtılır. Bu yöntem özellikle sosyal bilimlerde daha çok kullanılır.
Sosyal bilimlerde bir çok konu örnek olaylarla anlatılabilir.
Özellikleri:

• ■ Öğrenciler gerçek hayata hazırlamak amaçlanır.


• ■ Gerçek ya da hayali bir olay kullanılır.
• ■ Bilgiler örnek olay ile daha etkili kavranılır.
• ■ Öğrenciler verileri analiz eder ve değerlendirirler.
• ■ Öğrenciler soruna çözüm önerirler.
• ■ Tartışma yöntemi ile beraber kullanılır.
• ■ Öğretmen tartışmayı yönlendirir.
• Faydaları:
• ■ İnsani problemleri kişiselleştirmeden çözülmesi sağlanır.
• ■ Öğrenci merkezli bir yöntem olduğundan öğrencilerin katılımı yüksektir.
• ■ Öğrencilerde problem çözme yeteneği gelişir.
• ■ Konuları anlama, kavrama, analiz ve değerlendirme becerisi gelişir.
• ■ Öğrencilerde empatik davranış geliştirir.
Sınırlılıkları:

• ■ Uzun zaman alır.


• ■ Öğretmenin dersten önce çok iyi hazırlanmasını gerektirir.
• ■ Kalabalık sınıflarda uygulanması zordur.
• ■ İncelenmesi düşünülen olaya tam olarak uyan bir örnek olay yazmak güç olabilir.
• ■ Öğretmen tartışmayı yönetmede ve değerlendirmede zorluklarla karşılaşabilir.
• Dikkat edilmesi gereken hususlar:
• ■ Örnek olay öğrencilerin gelişim özelliklerine uygun olmalıdır.
• ■ Örnek olayda temel ayrıntılar iyi belirlenmiş olmalıdır.
• ■ Gerçek bir olay sınıfta tartışılacaksa yer, zaman ve kişi isimleri değiştirilmelidir.
• ■ Sorun analiz edilmeli ve bu analizde öğretmen tarafından kilit sorular hazırlanmalıdır.
• ■ Olaya ilişkin olarak ya yazılı bir materyal verilmeli yada video gösterilmelidir.
• ■ Olayın çözümünde öğrencilerin doğru yolda olduklarını kontrol ederek yanlış
çözümlere gitmeleri önlenmelidir.
• ■ İnceleme sonunda ortaya çıkan ilke ve sonuçları görüş birliğine vararak kaydetme ve
öneriler geliştirilmelidir.
PROBLEM ÇÖZME

• Problem çözme üst düzey zihinsel etkinliklerin kazanılmasında işe koşulan


bir yöntemdir. Bu yöntem, özellikle günümüzde, bilim adamları tarafından
çok önem verilen bir yöntemdir. Bu yöntemin, öğrencilerin zihinsel
gelişimlerini sağlamada bir çok yararları olduğu saptanmıştır. Problem
çözme yöntemi ile ilgili Amerika ve Avrupa'da basılmış birçok eser vardır.
Özellikle 20. yüzyılın başlarında bu konuda bir çok eser yazan J. Dewey'in
araştırmalarında belirttiği gibi her yaştaki insanın bu yöntem hakkında
bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu yöntemle ilgili bir çok tanımlama
yapılmıştır.
• Problem çözme, istenilen hedefe varabilmek için etkili ve yaralı olan araç
ve davranışları türlü imkanlar arasından seçme ve kullanmadır. Bu yöntem,
bir problemin çözümünde, genelleme ve sentez yapmada kullanılır. Daha
çok araştırma yoluyla öğretme yaklaşımında, bilişsel alanın uygulama ve
daha üst düzeyinde ki davranışların kazandırılmasında kullanılır.
Problem Çözme Yönteminin Basamakları:

• 1. Problemin Belirlenmesi: Karşılaşılan bir durum, bir güçlük, bir engel


öğrenciyi etkilemekte ve bu durum onda belli düzeyde bir huzursuzluk
yaratmaktadır. Problemin belirlenmesinde öğretmen öğrencilere yardım
etmelidir.
• Hatta çoğu kez problemi ortaya öğretmen atmalıdır.
• 2. Problemin Tanımlanması ve Sınırlandırılması: Ortaya atılan problemin
sınırları kesin olarak belirlenmelidir.
• Çoğu kez problemin sınırları belli değildir. Problemin kapalı halden
çıkarılması ve öğrencilerin anlayacağı hale getirilmesi gerekir.
• 3. Problemle İlgili Bilgilerin Toplanması: Bu aşamada probleme açılık
getirilmesi, tanımlanması ve öğrencinin gücüyle oranlı olacak biçimde
sınırlandırılması beklenir. Öğrencilerin hangi bilgileri nereden, nasıl, ne
kadar toplayacağı, öğretmenin yardımı ile belirlenir. Problemle ilgili değişik
kaynaklardan yararlanılır, çeşitli gözlem, inceleme ve araştırma yapılır.
• 4. Problemin Çözümüyle İlgili Hipotezler İleri
Sürme: Problemini tanımlamış bulunan öğrencinin,
artık çözümde başvurabileceği ipuçlarını aramaya
konulması beklenir. Toplanan bilgilerin
çözümlenmesi ve yorumlanması sonucunda bazı
geçici çözüm yolları (hipotezler) akla gelebilir. Akla
uygun gelen hiçbir çözüm şekli gözden
kaçırılmadan, çeşitli çözüm yolları aranır. Toplanan
bilgiler sınıfta bir araya getirilerek değerlendirilir.
Bu değerlendirmenin ışığında problemin çözüm
yolları sıralanır. Daha sonra bunlardan en uygun
olanı seçilerek açık ve sınırlı bir şekilde ifade edilir.
• 5. Belirlenen Çözüm Yollarının Uygulanması: Sıralamada
birkaç çeşit çözüm yolu olmalıdır. Belirlenen çözüm
yollarının problemin çözümünü ne derecede
gerçekleştirdiği tek tek denenir. Buna denemeler safhası
da denilebilir.
• Bu basamakta öğretmen, öğrencileri önerdikleri çözüm
yollarını denemelerine ve önerilen çözüm yollarının
geçerli olup olmadığına karar vermelerine yardımcı olur.
• 6. Problemin Çözülmesi ve Sonuca Varılması: Çözüm
yollarının denenmesi ile elde edilen sonuçlar ayrı ayrı
değerlendirilir. Değerlendirilen sonuçlardan genel bir
fikre varılır. Bu fikir, problemin çözümü için en doğru, en
kısa yolu göstermelidir.
Özellikleri:

• ■ Öğrencilerde bilimsel düşünme yeteneği kazandırır.


• ■ Elde edilen bilgilerin değerlendirilmesini sağlar.
• ■ Algılama ve akılda tutma daha uzun süreli olur.
• ■ Hem bilişsel hem de duyuşsal öğrenmeyi sağlar.
• ■ Öğrencilerin sorumluluklarını geliştirir.
• ■ Öğrenciler bağımsız düşünmeyi öğrenirler ve birbirlerinin
fikirlerinden yararlanırlar.
• ■ Öğrenciler başarısız oldukları durumlarda da öğrenme
imkanına sahip olurlar.
• ■ Problem çözme yöntemi, ünite ve konuları ilgi çekici hale
getirir.
Faydaları:

• ■ Öğrencilerde bilimsel düşünme yeteneği kazandırır.


• ■ Problem çözme yöntemi, karşılaştırma ve en doğruyu seçmeye imkan verdiği için,
nesnel bir yöntemdir.
• ■ Öğrenciye belgelere dayanarak yargıda bulunma alışkanlığı kazandırır. Bu amaçla
bireyi, türlü kaynaklarla karşı
• karşıya getirir. Öğrenciler tek ders kitabının dışında ki kaynak ve materyallerden de
yararlanır.
• ■ Çeşitli araştırma tekniklerine göre elde edilen bilgilerin değerlendirilmesini sağlar.
• ■ Algılama ve akılda tutma daha uzun süreli olur.
• ■ Hem bilişsel hem de duyuşsal öğrenmeyi sağlar.
• ■ Öğrencilerin sorumluluklarını geliştirir.
• ■ Öğrenciler sonuçlara ulaşmak için bağımsız düşünmeleri gerektiğini öğrenirler ve
birbirlerinin fikirlerinden yararlanırlar.
• ■ Öğrenciler başarısız oldukları durumlarda da öğrenme imkanına sahip olurlar.
• ■ Problem çözme yöntemi, ünite ve konuları ilgi çekici hale getirir.
Sınırlılıkları:

• § Her konuda uygulamaya elverişli değildir.


• ■ Öğrenciler problemi çözmek için gerekli materyal ve
kaynakları sağlamayabilirler.
• ■ Öğrenmenin değerlendirilmesi güçtür.
• ■ Problem oluşturma bazen yöneticilerle, velilerle
veya diğer ilgililerle anlaşmazlığa neden olabilir.
• ■ Fazla zaman alıcı olmasıdır.
• ■ Önemli sosyal problemleri anlayacak olgunluğa
erişmemiş öğrencilerle bu yöntemi uygulamak güçtür.
Dikkat edilmesi gereken hususlar:

• § Öğrencileri benzer birkaç problemle karşı karşıya bırakmak gerekir.


• § Problemleri öğrencilerin olgunluk ve beceri düzeylerine uygun bir
biçimde sunmak gerekir.
• § Problemin önemi öğrencilere gösterilmelidir.
• § Problemi tanımlamada ve sınıflamada öğrencilere yardım
edilmelidir.
• § Öğrencilerin kullanacağı uygun araç ve gereçleri sağlamak gerekir.
• § Öğrencilere rehberlik yapılmalı ve yönlendirilmelidir.
• § Öğrencilerin değerlendirme yapabilmeleri için ölçüt
geliştirmelerine yardım edilmelidir.
• § Problem çok iyi anlaşılmalıdır.
PROJE

• Proje yöntemi, belli öğretim amaçlarını gerçekleştirmek


düşüncesiyle, öğrencilerin ilgi ve istekleri doğrultusunda
• çevreden seçilen ünite ve Konuların, yine öğrencilerin,
aktif çalışmasıyla bir iş, bir eser olarak sonuçlandırmasıdır.
Proje
• yöntemini uygulamak için belli bir ders saati yoktur.
Öğrenciler uygun buldukları her yerde ve her zaman
projeleri ile ilgili çalışmalarda bulunabilirler. Bu yöntemin
ana felsefesi, çocuğun yaşadığı çevrelerde hayatı küçük
ölçüde de olsa yaşamasıdır. Böylece hayatta işe
yaramayan bilgilere öğretimde yer verilmemiş olur.
• Genelde ortak olan bir kanaate göre projelerin konusu öğrenciler
tarafından seçilmelidir. Projelerin planlanması ve uygulanması da
öğrenciler tarafından yapılmalıdır. Öğretmen ise sadece öğrencilere
yol gösterici, rehber olmalıdır.
• Proje yönteminin izlenmesi de öğretmen, proje konularını
öğrencilerin seçmesine imkan verdikten sonra, projeler için çeşitli
görüşlerin ortaya çıkmasına yardımcı olur. Önerilen projelerin bir
listesini çıkararak, öğretmen bu projeler için gerekli bilgilerin
bulunabileceği okuma parçalarını öğrencilere önerir. Ele alınma
olasılığı olan projeleri içermeyecek biçimde sınıf tartışmaları yapılır.
Daha önce proje çalışması yapmış olan öğrenciler sınıfa çağrılır ve bu
öğrencilerden bilgi alınır. Daha sonra öğrenciler kendi projeleri ile ilgili
planlarını yaparlar. Planı kabul edilen öğrenci, projesini
sonuçlandırmak için izleyen etkinliklere geçer. Öğretmen öğrencinin
veya öğrencilerin yaptığı çalışmaları zaman zaman denetlemeli ve
gerektiğinde yardımcı olmalıdır. Ancak sorumluluğun çoğu her zaman
öğrenciye verilmelidir.
• Ayrıca proje çalışması bireysel olarak yapılabileceği gibi,
grup olarak da yapılabilir.
• Bilimsel bir öğretme-öğrenme etkinliği olarak ele alınan
bu yöntem;
• 1. Projenin tespit edilmesi,
• 2. Proje amaçlarının belirlenmesi,
• 3. Proje ile ilgili ön çalışmalar yapılması ve amaçların
tekrar gözden geçirilmesi,
• 4. Projenin planlanması ve paylaşma,
• 5. Kümelerin çalışması,
• 6. Çalışmaların sınıfa aktarılması ve
• 7. Değerlendirme gibi aşamalara sahiptir.
Özellikleri:

• ■ Öğrenciyi gerçek hayata hazırlar


• ■ Öğrencinin gerçek yaşam şartlarında veya ona
yakın şartlarda gerçekleştirdiği zihinsel ve
fiziksel bir etkinliktir.
• ■ Hem bireysel hem de grup çalışması olarak
uygulanabilir.
• ■ Tüm bilişsel düzeylerde öğrenme sağlar.
• ■ Öğrenci merkezlidir.
• ■ Öğretmen rehber ve yardımcıdır.
Faydaları:
• § Öğrenciye öğretim programı hazırlamak ve uygulamak fırsatı verir.
• § Gerçek yaşam koşulları altında sınamaya imkan verir.
• § Projeler,öğrenciye kendi yetenekleri ve gayretleri ölçüsünde ilerlemek
imkanları sağlar.
• § Proje yönteminde öğrenciler, inceledikleri konularla ilgili ilkeden, yaparak,
yaşayarak, inceleyerek bilgi kazanırlar.
• ■ Kendi başlarına bağımsız düşünme, çalışma, güven, sorumluluk ve başarma
cesaretlerini elde ederler.
• ■ Kendilerine güven kazanırlar ve boş zamanlarını yararlı etkinliklerle doldurmuş
olurlar.
• ■ Eğitim ve öğretim faaliyetlerini kitap sayfası ve dört duvar arasından kurtararak
eğitim ve öğretime hayatilik
• kazandırır.
• ■ Birlikte iş yapma ve iş bitirme alışkanlığı kazandırır.
• § Motivasyonu artırır ve yeni ilgi alanlarının doğmasına sebep olur.
• § Hem yavaş öğrenen, hem de zeki öğrenciler için kullanılabilir.
Sınırlılıkları:

• § Bir projeyi tamamlamak uzun zaman alabilir.


• § Proje, öğretmenin gözetimi dışında yapıldığında bir takım problemler
çıkabilir.
• ■ Bu yöntemde, öğretmenin gruplardan her birinin çalışmasını izlemesi
ve yıllık planda üniteler için ayrılacak
• zamanı ayarlaması çok güç olur.
• ■ Öğrencilerin kazanacakları bilgi ve beceriler yönünden aynı düzeyde
tutulması çok zordur.
• ■ Öğrenciler her zaman mükemmel bir eser meydana getirmez.
Böylece zaman kaybı olur.
• § Öğrenci tüm zamanını projenin fiziksel yönünde harcayarak eğitim
yanını görmeyebilir.
• § Öğrenciye ilginç gelen proje konusu bulmada sıkıntı olabilir
Dikkat edilmesi gereken hususlar:

• §Öğrenciler, proje yöntemini uygulamaya karar verirken, kendilerine uygun


bir amaç seçmelidir.
• § Proje, öğretmen tarafından onaylanmalıdır.
• § Daha sonra yapılacak çalışmalar planlanarak bir sıraya konmalıdır.
• § Proje, çevredeki hayattan seçilmeli; üzerinde çalışmaya değer taşımalıdır.
• § Proje konusu öğrencinin ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkarmaya ve
geliştirmeye yönelik olmalıdır.
• § Proje için gerekli araç ve gereçler hazır bulundurulmalıdır.
• § Uygulamada hangi kişi ve grupların sorumluluk yükleneceği önceden
belirtilmelidir.
• § Proje, çocuğun iyi alışkanlıklar sahibi olmasına yardım etmelidir.
• § Projesini tamamlayan öğrenciye başardığı hissi verilmelidir.
• § Proje konusu öğrencinin kapasitesinin çok altında veya üstünde
olmamalıdır.
BEYİN FIRTINASI

• Beyin fırtınası yaratıcı problem çözme gücünü


geliştirmeyi amaçlayan bir grup tartışma tekniğidir.
Beyin fırtınası ile bireylerin yaratıcı ve orijinal
görüşler ortaya sürmeleri sağlanır. Bir konunun
ayrıntılı ortaya konması ve bir problemin
• çözümlenmesinde kullanılır. Grup üyeleri arasında
alay, aşağılama gibi olumsuz yönler ortadan
kaldırılarak grubun birbirine güven duyması
sağlanır.
• Bireylerin hayal kurmalarına ve akıllarına gelenleri
söylemelerine imkan tanınır. Bu tekniğin uygulanmasında
grup üyeleri mümkün olduğu kadar çok fikir ileri sürerler.
Bu fikirlerden etkilenen diğer grup üyeleri daha farklı
buluşlar ortaya koyarlar. Fikirler eleştirilmez ve
savunulmaz. Hızlı bir şekilde ifade edilen fikirler yazıya
geçirilir ve sükunetle değerlendirilir. Fikrin niteliğinden çok
niceliği daha önemlidir.
• Beyin fırtınasında daha önce aralarında ilişki kurulmamış
nesneler ya da düşünceler arasında ilişki kurulması gerekir.
Bu tekniğin uygulanması için grubun altı kişiden az on iki
kişiden çok olmamalıdır. Beyin fırtınasını yönetecek olan
kişi espirili, kendine güvenen, saygılı, coşkulu ve sözsüz
iletişimi iyi kullanan biri olmalıdır.
Özellikleri:

• ■ Yaratıcı düşünceyi teşvik eder.


• ■ Farklı düşüncelerinde yararlı olabileceğini öğretir.
• Faydaları:
• ■ Yaratıcılığı özendirir.
• ■ Sınıf içinde dikkat çekici ve kalıcı bir etkinliktir.
• ■ Gerilimi azaltır.
• ■ Duyguların ve fikirlerin ifadesiyle insanları rahatlatır.
• Sınırlılıkları:
• ■ Üstün yetenekli olamayanlar katılmak istemezler.
• ■ Hızlı tempo izlemeyi güçleştirebilir.
• ■ Her oturumda problemin çözümüne ulaşılmaz.
Dikkat edilmesi gereken hususlar:
• ■ Toplantının amacı ve sorunun ne olduğu belirtilmelidir.
• ■ Zaman sınırlaması getirilmelidir.
• ■ Her türlü görüş eleştirilmeden not edilmelidir.
• ■ Toplantı sonunda söylenenlerin analizi, eleştirisi,
değerlendirilmesi ve çözüm yolunun karşılaştırılması
gerekir.
• ■ Grubun verilen problemi tam anlamıyla kavramış
olması gerekir.
• ■ Tekniğin uygulanması sırasında misafir dinleyici ve
teyp bulundurmak grup üyelerinin fikirlerini açıkça
söylemelerini engeller
ALTI ŞAPKALI DÜŞÜNME

• Altı şapka düşünce tekniği insanlara nasıl düşünmesi


gerektiğini öğretmektedir. Bu teknikle insanlar aynı
olay karşısında farklı düşünme yaklaşımları
geliştirebileceklerini öğrenirler. Bu teknik sonucunda
insanların tek tip düşünme türüne takılıp kalmalarının
önüne geçilmiş olur. Altı şapkalı düşünce tekniği
kullanılarak dersi ölü noktalardan kurtarma, öğrencinin
yaratıcılığını ve düşünce gücünü geliştirmek mümkün
olur. Ayrıca bu teknik bir karar olmadan önce konuyu
enine boyuna tartışmak amacıyla da kullanılabilir.
• Bu tekniğin özelliği öğrencilerin bir problemi çözme
konusundaki düşünce ve önerilerini şapkalarının
rengine göre şekillendirmeleridir. Bu yöntemde
kartondan yapılmış şapkalar öğrencilere dağıtılır ve
şapkanın rengine göre düşünce ve öneriler grupla
paylaşılır. Belli bir süre dâhilinde şapkalar değiştirilir.
• Bu teknik uygulanırken ilk olarak konu belirlenir.
Fikir üretme sürecinde şapkalar sırasıyla takılır ve
tahtaya ya da bir kâğıda söylenenler yazılır. Süreç
sonunda olayın olumlu yönleri, riskleri ve duygu
boyutu net bir şekilde yazılmış olur.
• Olayın tüm boyutları sıralandığından son olarak
mavi şapka takılarak konuyla ilgili son karar verilir.
• ■ Beyaz şapka: Açık tarafsız ve tartışmasız olarak kabul edilen
bilgileri temsil eder.
• ■ Kırmızı şapka: Duygusal tepkileri, tutkuları ve sezgileri temsil eder.
• ■ Siyah şapka: Tehlikeleri kötümser tepkileri ve riskleri temsil eder.
• ■ Sarı şapka: Avantajları,faydaları, iyimser düşünmeyi ve fırsatları
temsil eder.
• ■ Yeşil şapka: Yaratıcılığı, üretkenliği ve kararın alınması durumunda
başka neler yapılabileceğini gösterir.
• ■ Mavi şapka: Sonuçları, çözümleri ve serinkanlı bir şekilde karar
almayı temsil eder.
• Özellikleri:
• ■ Öğrencilerin farklı düşünme yeteneklerini geliştirir.
• ■ Problemin tanımlanmasında ve çözümün üretilmesinde Altı şapka
düşünce tekniği öğrencilere nasıl düşünmesi gerektiğini öğretir.
GEZİ-GÖZLEM
• Öğretiminde yapılan etkinliklerin en önemlilerinden birisi de gezi-
gözlem inceleme yöntemidir. Gözlem yapmadan bazı dersleri
işlemek mümkün değildir. Hayatın her anında insanlar bir gözlem
faaliyeti içerisinde olurlar. Çünkü çocuklar,olayları ve olguları sürekli
olarak takip ederler ve bir takım bilgileri kendi gözlemleri
sonucunda öğrenirler.
• Bu nedenlerden dolayı gözlem hayatın bir parçası olmuştur.
Çocuklar sosyal becerilerin çoğunu gözlem yoluyla öğrenirler.
• Gençlikte ve hayatın tüm dönemlerinde rol modelleri gözlenerek
çıkarımlar yapılır.
• Gözlem, işlenecek ünitelerle ilgili olayların, canlı ve cansız
varlıkların bulundukları ve yaşadıkları doğal çevrelerinde, doğal
olayların oluştukları yerlerde ve zamanlarda; bazı işlerin yapıldıkları
yerlerde, önceden belirlenmiş bir amaca ve hazırlanmış plana göre
kuvvetli bir ilgi ve dikkatle incelenmesiyle bilgi kazanma yoluna
gözlem yöntemi denir.
• Planlı ve düzenli bir şekilde yapılan gözlem, öğretim yöntemi
olarak büyük yarar sağlar. Gözlem yoluyla öğrenciler, olayları,
nesneleri gerçek biçimleriyle görmeyi öğrenirler. Bu teknikler
bir bütünü oluşturan unsurları detaylı bir analize tabi
tutabilirler. Böylece, gözlem yöntemi yardımıyla öğrenciler
sadece görmeyi değil, gördüklerini kavramayı da öğrenirler.
Ders gezilerinin amacı, sürüp giden olayların ya da var olan
cisim, araç ve olguların, oldukları yerde, oldukları gibi görünüp
gözlenmesidir. Bu öğretim yönteminde öğrenciler, bütün duyu
organlarını kullanarak, gözlem yoluyla ilgili verileri elde
etmeye çalışırlar.
• Okulda öğretim amaçlı gözlem sınıf içinde veya evde
olabileceği gibi genel olarak gezi sonucu yapılan gözlemi akla
getirir. Gezi-gözlem çalışmaları bir planla yürütülür. Öğrenci
neyi, ne zaman, nerede ve nasıl gözleyeceğini önceden
bilmelidir. Bunun için bir plan yapılır.
Bu planda;

• ■ Gezi-gözlem incelemenin yapılacağı yerin adı,


• ■ Yapılacak gözlemin konusu,
• ■ Gezi-gözlem incelemeyi kimlerin ve nasıl yapacağı,
• ■ Gezi-gözlem incelemenin amaçları,
• ■ Gezi-gözlem incelemeye konu olan madde ya da olayın
bilimsel ve halk arasındaki adının ne olduğu,
• ■ Bu konularda kimlerin bilgi vereceği,
• ■ Öğrencilere veya öğrenci kümelerine gezi-gözlem
inceleme yerinde incelenmek üzere verilecek ödevler
bulunur.
• Gözlem, süreye ve yapılış biçimine göre birkaç çeşide ayrılır. Süre bakımından
gözlem üç çeşittir:
• ■ Sürekli gözlem: Sözgelimi, bir bitkinin tohum halinden meyve verinceye
kadar geçirdiği değişikliklerin incelenmesi, bir yumurtanın tavuk haline
gelinceye kadar geçirdiği evrelerin gözlenmesi, güneşin tutulması, bir çocuğun
günlük hayatının gözlenmesi, her gün yapılan meteoroloji tahminleri gibi.
• ■ Süreksiz gözlem: Bir fabrikanın işleyişini belli bir tarihte incelemek,
sonbaharın belirtileri, ilkbaharda tarlaların sürülmesi.
• ■ Ani gözlem: Tesadüfen olan bir olayın meydana geldiği anda yapılan gözlem.
Bulaşıcı hastalıklar, yangın, deprem vb.
• Yapılış biçimi dikkate alındığında gözlem şu çeşitlere ayrılır:
• ■ Doğrudan doğruya gözlem: Burada insanın, olayı bizzat kendi gözleri ile,
arada hiçbir araç kullanmadan gözlemesi söz konusudur. Gözlemler genellikle
böyle yapılır.
• ■ Araçlı gözlem: İnsan burada olayı, araç yardımı ile (sözgelimi mikroskop ile)
gözler. Veya varlığı simgeleyen resim, fotoğraf, videokaset gibi araçlar üzerinde
gözleme ve inceleme biçiminde olur.
• Gözlem genellikle ünite ya da konu işlenirken ona paralel
olarak yapılmalıdır. Yani gözlemle teorik bilgi yan yana
yürütülmeli, konu işlenirken gözleme öncelik verilebilir.
Mesela; konunun öğretimine girmeden önce sınıfa bir resim,
bir film gösterilmesi birey ya da kümelere gözlem ödevleri
verilmesi bu tür gözlem biçimine girer. Bazen ders
Konularının özellikleri gereği, hemen gözlem yapabilmek
imkânı bulunmayabilir. Böyle durumlarda ders önce sınıfta
işlenir, sonra uygun bir zamanda gözlem yapılır.
• Özellikleri:
• ■ Öğrenciye yaparak yaşayarak öğrenme fırsatı sunar.
• ■ Öğrencinin sosyalleşmesine katkı sağlar.
• ■ Öğrenciyi bilimsel metoda alıştırır.
• ■ Öğrenmeyi sıkıcılıktan kurtarır.
Faydaları:

• ■ Öğrenciler yakın çevrelerini daha iyi tanıma


imkanı elde ederler.
• ■ Ders Konularının ele alınmasında çevredeki
çeşitli kaynaklardan yararlanmasına fırsat verir.
• Öğrencilerin diğer öğrenme etkinliklerine temel teşkil eder.
• ■ Gözlem, kişide var olan araştırma ve öğrenme merakını
artırıp, bunu alışkanlık haline getirmesini ve bilimsel şekle
sokmasını sağlar.
• ■ Gözlemden elde edilen bilgiler daha kalıcı olduğundan kişi
üzerinde daha etkilidir, kolay unutulmaz. Her gözlemin bir
amacı olduğundan, öğrenciler, daha bilinçli çalışırlar.
• ■ Gözlem planlı bir faaliyet olduğundan, öğrencilerin planlı
çalışmasını ve bunu alışkanlık haline getirmesini sağlar.
• ■ Elde edilen bilgi öğrencinin kendi duyu organlarıyla
(birincil) elde edildiği için daha kalıcıdır.
• ■ Öğrencilerin organize eğitsel ziyaretlerden hoşlandıkları
ve yararlandıkları saptanmıştır.
Sınırlılıkları:

• ■ Çok vakit almakta ve pahalıya mal olmaktadır,


• ■ Okul dışında yapılan gözlemler öğretmene yasal sorumluluklar
getirmektedir,
• ■ Öğrencilerin diğer derslere devamını engeller.
• ■ Gözlem yerine gidiş- dönüşte bazı güçlükler doğabilmektedir.
• ■ Gözlemin yapılacağı uygun bir yer bulunabilmesi ve gözlemin
organizasyonu zordur.
• ■ İyi planlanmazsa boşuna zaman harcanmasına yol açar.
• ■ Organizasyonu genellikle çok karmaşıktır.
• ■ İyi planlanmamış bir gözlem faaliyeti öğrencilerin kafalarının daha çok
karışmasına neden olmaktadır.
• ■ Amacı belirlenmemiş gözlemlerin yapılması zaman ve emek kaybına
yol açmaktadır.
Dikkat edilmesi gereken hususlar:
• ■ Öğretmen yasal sorumluluklarını bilmelidir.
• ■ Veliler haberdar edilmeli ve velilerden gerekliyse gözetmen olarak
faydalanılmalıdır.
• ■ Gezi gözlem planı öğrencilerle birlikte yapılmalıdır.
• ■ Gözlem sistemli olmalıdır, gelişigüzel yapılan gözlemler yararlı olmazlar.
• ■ Yapılacak gezinin sağlayacağı faydalar, öğrencilerle birlikte konuşulmalı,
geziye çıkılıp çıkılmayacağına onlarla birlikte karar verilmelidir.
• ■ Gözlem sonuçlarının hangi ölçme aracılığıyla toplanacağı saptanmalı ve
bu araçlar hazırlanmalıdır.
• ■ Geziye çıkmadan önce öğretmen gezilip incelenecek yerleri görmeli,
gerekirse ilgililerle ilişki kurmalıdır.
• ■ Gözlem sırasında, gerekli açıklamalar yapılmalıdır. Öğrenciler kendi
hallerine bırakılırsa, iyi netice alınmaz.
• Bunun için öğretmen önemli gördüğü noktalar üzerinde öğrencilerin
dikkatini çekmelidir.
• ■ Belirlenen amaca ulaşıncaya kadar gözlemin kurallara uygun olarak
yapılmasına dikkat edilmelidir.
• ■ Aynı etkinlik, olay ya da durum farklı öğrenciler tarafından farklı
zamanlarda tekrar gözlenmelidir.
• ■ Gözlem sonuçlarının hemen ve gerçeğe uygun olarak not edilmesine
ihtiyaç vardır.
• ■ Sınıfa dönüldüğünde, gözlemin mutlaka değerlendirilmesi yapılmalıdır.
Gözlemin amacına ulaşıp ulaşmadığı etraflıca konuşulup tartışılmalıdır.
Böyle bir değerlendirme, daha sonra yapılacak gözlemlerin iyi
planlanmasını sağlayacağı gibi, öğrencilerde yanlış kavramların gelişmesini
önleyecektir.
• ■ Ziyarete gidilen yere teşekkür mesajı gönderilmelidir.
ROL OYNAMA / DRAMATİZASYON

• Rol oynama yöntemi, çeşitli öğretim ve öğrenim


amaçları için, kendiliğinden meydana gelen, hazırlıksız,
yaşam tecrübelerinin aslına benzer, canlı sunuşlarını
gerçekleştirme yöntemi olarak açıklanmaktadır. Bir
başka deyişle, bir takım durum ve olayların, hareket,
konuşma ve taklit gibi öğelerden yararlanılarak hayali
bir ortam içinde canlandırılmasına oyunlaştırma (rol
oynama) denir. Rol oynama yönteminde öğrencilerden
kendi senaryolarını oluşturmaları istenebileceği gibi
hazır bir senaryoda verilebilir.
• Bir hikayeyi, bir yaşam durumunu, bir şiir veya
birbirine bağlı olaylar dizisini, bir grup
öğrencinin konuya sıkı sıkıya bağlı kalmadan
kendi hayal güçlerine göre canlandırması rol
oynamanın temel özelliğidir. Konuşmalar
ezberlenmez, eylemler belli kalıplara dökülmez
ve gruplar değiştikçe eylemler ve konuşmalar
da değişir.
• Rol oynamaya ilkokulun birinci sınıfından itibaren başlanmalıdır. Bu
sınıflarda çocukların dinledikleri masalları, alfabe ve okuma kitaplarında
okuduklarından başlanmalıdır. Birinci sınıfta Hayat Bilgisinin ünite ve
konuları, canlandırma çalışmalarına bol bol olanaklar hazırlar. Diğer
sınıflarda da, Sosyal Bilgilerin, Fen Bilgisinin ünite ve konuları ve öbür
derslerin konuları, rol oynama için büyük fırsatlar hazırlar. Özellikle
ilkokul çocukları için, karagöz ve kukla oyunları oynattırmak, öğrenmeyi
çabuklaştırır ve kuvvetlendirir. Rol oynama, çocukların yaradılışlarında
var olan, hareket etme ihtiyaçlarına doğal fırsatlar hazırlar. Özellikle
küçük çocuklar, duygularını, fikirlerini, etrafındaki varlıkları hareketlerle
anlamaya çok elverişlidirler. Her şeyi taklit ederler. Gördüklerini,
öğrendiklerini, varlıkları ve olayları, baş, yüz, el, kol, bacak ve
gövdeleriyle anlatımda beceriklidirler. Çocuklar bu hareketlerle
konuşmalarını daha canlı, etkili, ilginç ve somut bir duruma getirirler.
• Rol yapma öğrencileri güdüler, kendilerini daha rahat
hissetmelerini sağlar. Ayrıca yaratıcı drama çocuklara
etkileşime girme, yaşantı geçirme, gerçeği ortaya
çıkarıncaya kadar yaratma olanağı tanır. Eğitim ve
öğretim amacıyla uygulanan bu teknikte yazılı esere,
ezberlenecek satırlara ve provaya gerek yoktur. Böyle bir
tekniğin uygulanışı için bazı seri basamaklara ihtiyaç
vardır. Bu basamaklar aşağıda belirtilmiştir.
• ■ Temsil edilecek durumun (konunun) seçilmesi.
• ■ Uygulayıcıların seçilmesi (rol dağılımı).
• ■ Sahnenin hazırlanması.
• ■ Durumun oynanması.
• ■ Temsilin değerlendirilmesi.
• Dramatizasyon, uygulamada birbirinden farklılık
gösteren farklı türlere ayrılmaktadır:
• ■ Rol oynama (bağımsız dramatizasyon): Bir
hikayeyi, bir yaşam durumun, bir şiiri veya birbirine
bağlı olaylar dizisini, bir grup çocuğun konuya sıkı
sıkıya bağlı kalmadan kendi hayal güçlerine göre
canlandırması bu türün temel özelliğidir.
• ■ Bağımlı dramatizasyon: Yazılı metinlere aynen
bağlı kalınarak konu veya durumun
canlandırılmasıdır. Bu tür bütün çocuk piyeslerini
kapsar. Daha çok ilkokulun ikinci devresinde
denenebilir. bu tür dramatizasyon imkan sağlar.
• ■ Sözsüz oyun (Pandomim): Bu düşünce, duygu ve
fikirlerin konuşmaksızın el, kol, yüz hareketleriyle
anlatılmasıdır. İlkokulun birinci devresinde olduğu gibi
ikinci devresinde de kullanılabilir.
• ■ Taklit: Çocukların doğumlarıyla başlayan bir öğrenme
alışkanlığıdır. Salt bir öğrenme yolu değil aynı zamanda
bir eylem yolu da olduğundan eğlendirici ve öğretici bir
etkinliktir.
• ■ Kukla ve bebekler: Bir masa ve üzerine konacak basit
bir perde bu işi için gerekli ilk aşamadır. Bazı hayvan
figürleri, karton veya kağıttan yapılacak bebeklerle
oynanacak oyun canlandırılır. Özellikle sesin yönetimi ve
eğitilmesi doğru, işitilecek kadar açık söyleyiş, üzerinde
durur.
• Değinilen dramatizasyon türlerinden hangisi olursa olsun
temel amaç eğlendirerek öğretmektir. Bu etkinliklerin
öğretici, yaratıcı ve eğlendirici önemli rolü vardır. Oyun ve
oyuna ilişkin belirli durumları da yapısı nedeniyle kapsamına
almaktadır. Sonuç olarak diyebiliriz ki, rol oynama, çocuğun
kişiliğini anlatması ve bulması bakımından eğitsel bir değer
taşır.
• Faydaları:
• ■ Öğrencilerin anlama yeteneğini ve yaratıcılığını artırır.
• ■Kısmen tartışılmış konuların yeni bir yaklaşımla
incelenmesine olanak verdiğinden öğrenme hızlanır, akıcı
konuşmayı geliştirir.
• ■ Öğrencilerin kendisine olan güvenini artırır.
• ■Öğrenciler duygularını ve tutumlarını açıklama olanağına
sahip olurlar.
• İlgi uyandırır, güdüleyicidir, unutmayı azaltır.
• ■ Etkili ve dikkatli dinleme yeteneğini geliştirir.
• ■ Öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirir.
• ■ Çocukların sıkılganlığını gidererek, arkadaşları ve
topluluk karşısında serbest konuşma ve hareket etme
• alışkanlığı ve cesareti kazandırır.
• ■ Sanat duygularını, sözle anlatım becerilerin geliştirir.
• ■ Çocukları yaratıcılığa, eserler yazmaya ve yazılmış
eserleri temsil etmeye hazırlar.
Sınırlılıkları:

• ■ Gruplar küçük olmalıdır.


• ■ Yarışmanın söz konusu olduğu bu teknikte zeki öğrenciler diğer
öğrencilere kıyasla üstünlük sağlarlar.
• ■ Öğrencilerin bazıları hareketleri veya olayları anlatmakta güçlük
çekebilir.
• ■ Oyunun kuralları arasında yanlış yapanın oyun dışı kalması koşulu
olursa bir kısım öğrencilerin oyuna katılma
• şansları kısıtlanır.
• ■ Çekingen ve konuşma sorunu olan öğrenciler için iyi bir yöntem
değildir.
• ■ Katılan öğrencilerin yaratıcılığını gerektirir.
• ■ Zamanda denge kurulması güç olduğundan bu teknikte sistemli
şekilde bir konu işlenemez.
Dikkat edilmesi gereken hususlar:

• ■ Rol oynama yönteminin gruba uygun olup olmadığına karar verilmelidir.


• ■ Sınıftaki öğrenciler oynanacak soruna karşı ortak ve içten ilgi duymalıdırlar.
Oyunu oynayacak öğrenciler
• rollerini ve sorunu iyi bir biçimde anlamış olmalıdır.
• ■ Öğrencilerin karakterlerini göz önüne alarak roller belirlenmelidir.
• ■ Her öğrencinin görebileceği, işitebileceği biçimde oturmaları sağlanmalıdır.
• ■ Öğrenciler teker teker veya birlikte hazırladıklarını sınıfa sunup göstermelidirler.
• ■ İzleyenlerin not almalarını sağlanmalıdır.
• ■ Oyun hoşça vakit geçirmek için değil, bir şeyler öğrenmek için oynanır inancı
öğrencilerce anlaşılmış olmalıdır.
• ■ Her sahne 5-10 dakikadan fazla sürmemelidir.
• ■ Yapılanların doğruluğu üzerinde sınıfça tartışma ve değerlendirme yapılmalıdır.
• ■ Bu yöntemle birlikte gereken yöntemlerin uygulanmasına özen gösterilmelidir.
• ■ Sınıfta serbest ve güvenilir bir atmosfer sağlanmalıdır.
BENZETİM
• Pilotların uçak modelleriyle, doktorların kadavralarla
yetiştirilmelerinin ortak yanı öğrencilerin gerçek durumun bir
benzeri üzerinde eğitilmeye çalışılmasıdır. Bu durumda aslının
yerine yapayı konmaktadır. Bu tür yetiştirmeye benzetim
tekniğiyle yetiştirme denmektedir.
• Özellikle öğrenciyi gerçek ortamda gerçek araçlarla
yetiştirmenin güç, tehlikeli ve maliyetinin fazla olduğu
durumlarda kullanılmaktadır. Böylece gerçek durumun
baskısı olmadan öğrenme yaşanmaktadır. Ayrıca maliyet
düşürülerek, olası kazalarda önlenmiş olmaktadır. Bilgisayarla
bu tekniğin kullanılmasında önemli yer tutmaktadır. Benzetim
tekniği daha çok beceri boyutuyla ilgilidir. Öğrenciler rolleri
ve görevlerine bağlı olarak olaylara katılırlar.
• Bu teknik sınıf ortamında davranış bozukluğu
gösteren bir öğrenciyle başa çıkma becerisi
kazandırmada benzer bir ortam oluşturularak
yapılabilir. Ayrıca bir öğrencinin kendini bir okul
müdürünün yerine koyarak açılış konuşması
yazması ve bu konuşmayı yapması o öğrenci
için benzetim tekniğinin uygulanmasıdır. İlk
yardım kursunda manken üzerinde yapılan
çalışmalarda benzetim tekniğine örnek olarak
verilebilir.
Faydaları:
• İlgi çekicidir. Öğrenme arzusu yaratır.
• ■ Öğrenci gerçek ortamda kullanmadan önce araçların işlemesini öğrenir.
• ■ Öğrenci araçlara ve yeniliklere alışır ve ustalık kazanır.
• ■ Kazaların önüne geçilir.
• ■ Başarı ve başarısızlık anında anlaşılır.
• ■ Öğrencilerde karar verme becerisi geliştirir ve tecrübe kazandırır.
• ■ Öğrenciler bildiklerini uygulama fırsatı elde ederler.
• Sınırlılıkları:
• ■ Gerçek durumun tıpatıp aynısını ortaya koymak bazen zor olabilir.
• ■ Yapaydır ve genellikle basite indirgenmiştir.
• ■ Gerçekte yapayda karşılaşılmayan durumlarla karşılaşmak mümkündür.
• ■ Teknik amaçtan saparak eğlence aracına dönüşebilir.
• ■ Öğrenciler yapay yaşama aldanarak her şeyi öğrendiklerini düşünebilirler.
MİKRO ÖĞRETİM
• Yüz yüze eğitimin gerçekleştirilmesi için sınıf içinde uygulanan tekniktir.
Başarısızlık tehlikesinin düşük, öğretme yeteneği olanaklarının yüksek
olduğu yapay ortamlarda öğretmen adaylarına hizmet öncesi deneyim
kazandırır. Bu teknikte dersler kısa tutulur ve öğrenci sayısının az
olmasına dikkat edilir. mikro öğretim çoğunlukla öğret-yeniden öğret
çevrimi adı verilen bir sınama yanılma durumu olarak saptanır. Bu
çevrim altı basamaktan oluşur :
• ● Verilen görevin gereklerine uygun bir mikro ders hazırlanır.
• ● Belirlenen mikro ders öğretilir.
• ● Öğretmen işlemin ne derece başarıyla yerine getirildiğine dair dönüt
alır.
• ● Alınan dönüt ışığında mikro ders yeniden düzenlenir
• ● Mikro ders yeniden öğretilir.
• ●Bu defa öğretme işleminde gerçekleştirilen ya da gerçekleştirilemeyen
iyileştirmelerle ilgili sözlü, yazılı ya da teyple dönüt alınır.
Özellikleri:
• ● Öğretmen eğitiminde kullanılır
• ● Öğretmen adaylarına öğretim deneyimi kazandırılır ve geribildirim sağlanır
• ● Öğremen adayları aynı zamanda öğretmen öğrenci rolüm üstlenir.
• Faydaları:
• ● Yaparak yaşayarak öğrenme deneyimi sağlar
• ● Anında geri bildirim alma imkanı sağlar
• ● Kayıt cihazlarının kullanılması durumunda öğretmen adayına öz-değerlendirme
imkanı sağlar.
• Sınırlılıkları:
• ● Kalabalık gruplarda etkisi zayıf olabilir
• ● Öğrenci rolü ile beraber gerçekleştiğinden öğretmen adayı gerçek performansını
sergileyemebilir.
• Dikkat edilmesi gereken hususlar:
• ● Öğretim gruplarında öğrenci sayısı az tutulmalıdır.
• ● Eleştirilerin yapıcı olması sağlanmalıdır.
• ● Kayıt cihazları kullanılmalıdır.
• ● Gerçek sınıf ortamına yakın sınıflar oluşturulmalıdır.
PROGRAMLI ÖĞRETİM

• Skinner tarafından geliştirilmiştir. Öğrenme malzemesinin,


öğrenciyi son amaca ulaştıracak basamaklar biçiminde
düzenlenmesi ve programlanmasıdır. Bir öğrencinin davranışsal
hedeflere ulaşmasına yardım etmek üzere deneysel olarak
geliştirilmiş öğrenme tekniklerinin sistematik olarak
uygulanmasıyla desenlenmiş bir süreçtir.
• Programlı öğretimin dayandığı ilkeler:
• ■ Küçük adımlar
• ■ Etkin katılım
• ■ Bireysel hız
• ■ Anında geribildirimi
• ■ Başarı (Doğru cevaplar)
• Küçük adımlar ilkesi: Öğretilecek içerik mümkün olduğu kadar küçük
parçalara ayrılarak öğrenciye sunulmaktadır. “Adım” ya da “madde”
olarak isimlendirilen bu küçük bilgi parçaları basitten karmaşığa doğru
sıralanır. Öğrencinin ilerlemesi küçük adımlarla olmaktadır.
• Öğrenmeye etkin katılım ilkesi: Programla öğrenci arasında sürekli bir
etkileşim vardır. Program öğrenciye her küçük adımda bilgi sunmanın
yanında, bu bilginin öğrenilip öğrenilmediğini kontrol amacıyla devamlı
soru yöneltir ve öğrencinin bu sorulara cevap vererek etkin katılımı
sağlanır.
• Bireysel hız ilkesi: Öğrenci için zaman bakımından bir sınırlama yoktur.
Her öğrenci kendi hızına göre ilerler.
• Böylece, çabuk ilerleyen öğrenciler, yavaş ilerleyenleri beklemek
zorunda kalmaz. Bu “bireysel hız” sayesinde, öğretimin
bireyselleştirilmesi sağlanmış olmaktadır.
• Anında geribildirim ilkesi: Öğrenciye, vermiş
olduğu cevapların doğru olup olmadığı hakkında
anında geri bildirim verilir. Böylece öğrenci bir
sonraki maddeye geçmeden önce, bir önceki
maddenin sorusuna vermiş olduğu cevap
konusunda bilgi sahibi olur.
• Başarı: Yöneltilecek sorular öğrencinin
cevaplandırabileceği güçlük derecesinde ve
sunulan bilgiyle ilgili olmalı, ipuçları verilmelidir.
Hata ve başarısızlıktan kaçınılmalıdır.
• Özellikleri:
• ■ Skinner tarafından ileri sürülmüştür.
• ■ Öğretimin bireyselleştirilmesini ve hatanın en aza indirilmesini temele alır.
• ■ Pekiştirme ilkelerine dayanır.
• ■ Öğretim tek-tek ve sırayla gerçekleştirilir.
• ■ Doğrusal bir programlama yaklaşımı vardır.
• ■ Öğrenci bireysel özelliklerine göre ilerler
• Faydaları:
• ■ Zaman bakımından ekonomiktir.
• ■ Bireysel farklılıklar dikkate alınır. Her öğrenciye kendi öğrenme hızına göre ilerleme imkanı
sağlar
• ■ Öğrencini aktif katılımını sağlar
• ■ Öğrenme sonucu hakkında anında geri bildirim ve pekiştireç verilir
• ■ Anlaşılmayan Konuların istenildiği kadar tekrarına imkan verir
• ■ Öğretmenleri tekrar, alıştırma, düzeltme gibi görevlerden kurtarır; mesleki gelişimlerine
zaman kazandırır
• ■ Okul içinde ve dışında her yerde uygulanabilir
• ■ Öğretmen bulunmayan alanlarda ve insanların okula gitme imkanlarında yoksun bulunduğu
yerlerde hizmet
• götürmek suretiyle insan kaynakları değerlendirilebilir
Sınırlılıkları:

• • Bütün disiplinlerin programlanması zordur


• • Muhtevanın, adım adım öğretilmek amacıyla
çok küçük parçalara ayrılması, sentezi
zorlaştırabilir
• • Çok sık kullanıldığında sosyalleşmeyi zayıflatır.
• • Maliyeti yüksektir.
• Dikkat edilmesi gereken hususlar:
• • Öğrencilerin düzeylerine uygun materyaller
seçilmelidir.
BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM
• Bilgisayarların öğretimde kullanılmasının en zor fakat en çok ümit vadedeni
olarak kabul edilen Bilgisayar Destekli Öğretim kendi kendine öğrenme
ilkelerinin bilgisayar teknolojisi ile birleşmesinden oluşmuş bir öğretim
yöntemi olup öğretim sürecinde bilgisayarın seçenek olarak değil, sistemi
tamamlayıcı, sistemi güçlendirici bir öğe olarak kullanılmasıdır, Bilgisayar
Destekli Öğretim’de bilgisayar, öğrenmenin meydana geldiği bir ortam
olarak kullanıldığı öğretim sürecini ve öğrenme motivasyonunu güçlendiren,
öğrencinin kendi öğrenme hızına göre yararlanabileceği, kendi kendine
öğrenme ilkelerinin bilgisayar teknolojisiyle birleşmesinden oluşmuş bir
öğretim yöntemidir. Bu yöntemin öğrenme öğretme süreçlerindeki başarısı
çeşitli değişkenlere bağlı olmakla birlikte, yöntemin başarısında öğretim
hedef ve davranışlarına uygun ders yazılımlarının sağlanması oldukça
önemlidir.
• Bilgisayar Destekli Öğretim yönteminde, bilgisayar teknolojisi öğretim
sürecine değil de, geleneksel öğretim yöntemlerine bir seçenek olarak
girmekte nitelik ve nicelik açılarından eğitimde verimi yükseltmede önemli
bir rol oynamaktadır.
• Faydaları:
• ● Öğrenci aktiftir
• ● Her öğrenciye kendi öğrenme hızında bir öğrenim sağlar.
• ● Anında geribildirim sağlar
• ● Laboratuar ortamında yapılması tehlikeli ve pahalı olan deneyler benzetişim yöntemi
ile kolayca
• yapılabilmekte, zaman ve para yönünden kar edilmektedir.
• ● Bilgisayar destekli eğitimle konular öğrencilere daha kısa sürede ve sistemli bir şekilde
öğretilebilir.
• ● Öğrenci kendisine ait bir kişisel öğrenme ortamında rahatlıkla çalışabilmektedir.
• ● Öğretim programı öğrencinin öğrenme ile ilgili gereksinimine göre hazırlanabilir.
• ● Bedensel ya da zihinsel özürlü öğrenciler, özel olarak düzenlenen Bilgisayar Destekli
Öğretim ortamında
• bireysel öğrenme hızlarına göre ilerleyebilirler.
• ● Öğretmeni dersi tekrar etme, ödev düzeltme vb. görevlerden kurtararak ona
öğrencilerle daha yakından
• ilgilenme ve verimli çalışma zamanı ve olanağı tanır.
• ● Bilgisayar, eğitim zamanının etkili bir şekilde kullanılmasını sağlar.
• ● İlgi çeker
• ● Somut deneyimler kazandırabilir
Sınırlılıkları:

• ● Sosyalleşmeyi zayıflatır
• ● Özel donanım ve beceri gerektirir
• ● Yazılımların sürekli yenilenmesi ek bir maliyettir.
• ● Bu tip yazılım ve programların sürekli
yenilenmesi geliştirilmesi gerekebilir.
• ● Yazılımlar genellikle eğitimciler tarafından
yapılmadığından sorunlarla karşılaşılabilmektedir.
• ● Maliyeti yüksek olduğundan her okulda
kullanılamayabilir
Dikkat edilmesi gereken hususlar:

• ● Öğretim ortamı gerekli yazılım ve donanıma


sahip olmalıdır
• ● Yazılım ve donanımlar öğrenci düzeyine ve
dersin hedeflerine uygun olmalıdır
• ● Olabildiğince fazla duyu organına hitap
etmelidir
BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM

• Keller Planı olarak anılan bireyselleştirilmiş öğretim, öğretimin her öğrencinin kendi
yetenek düzeyine uygun olmasını,
• bireye uygun yöntem-teknik ve araç-gereçlerin kullanılmasını gerekli kılar.
• Bireysel öğretimin amacı farklı yapı, ilgi ve gereksinime sahip bireylerin üst düzeyde
yetiştirip topluma kazandırmaktır.
• Öğretim süreci öğrenci merkezlidir. Öğretmenin rolü öğrenci merkezli etkinlikleri
düzenlemek ve yönetmektir.
• Öğrenciler kendi öğrenmelerinin sorumluluğunu almakla yükümlüdürler.
• Özellikleri:
• ● Bireysel farklılıklara uygundur.
• ● Öğrenci aktiftir.
• Faydaları:
• ● Öğretim süreci öğrencinin özelliklerine, ilgi ve ihtiyaçlarına uygundur.
• ● Öğrenci kendi hızında ilerler.
• ● Öğrenci öğrenme sürecinde aktiftir.
• Sınırlılıkları:
• ● Sosyalleşmeyi engelleyebilir.
• ● Maliyeti yüksektir.
• Dikkat edilmesi gereken hususlar:
• ● Yazılım ve donanımlar öğrencilerin düzeyine
ve dersin hedeflerine uygun olmalıdır.
BİREYSEL ÇALIŞMA

• Sınıf içinde bulunan her birey aynı yaşta olmasına rağmen zihinsel,
bedensel ve duygusal yönden farklı gelişim seviyesindedir. İnsanların
öğrenme hızları, ilgileri, yetenekleri farkıdır. Bireysel çalışma becerisinin
öğrencilere kazandırılmasıyla bilgiye ulaşmasını bilen ve iç disiplin
kazanmış bireyler yetiştirmek mümkün olur. Bireysel öğretim yöntemi
sınıfta üstün zekâlıların ve zor öğrenenlerin eğitiminde etkili bir şekilde
kullanılabilir. Bilgisayar ve internet teknolojilerinde meydana gelen hızlı
gelişmeler öğrencilerin çoklu ortam yazılımları kullanarak bireysel
çalışma
• alışkanlıkları kazanmalarına yardım etmektedir.
• Bu yöntemde öğrenciler aylık ya da haftalık planlar alırlar ve asgari, orta
ve azami planlar için karar verirler. Hangi günlerde ya da hangi ders
saatlerinde ödevleri yapacakları öğrencilerin kararına bırakılır.
Öğrencilere çalışma planlarıyla beraber çalışma talimatları da verilir.
Özellikleri:

• Bu yöntemde öğrenci bir konuyu kendi başına çalışarak


öğrenir.
• ● Araştırma yoluyla yaparak, yaşayarak öğrenir.
• ● Öğrenci bu yöntemle uygulama, analiz ve sentez
düzeylerindeki davranışları kazanır.
• Faydaları:
• ■ Öğrenci merkezlidir.
• ■ Öğrenci yaparak yaşayarak öğrenir.
• ■ Her öğrenci öğrenme hızını kendisi ayarlar.
• ■ Öğrenme öğrencinin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerine göre
yapılır.
Sınırlılıkları:
• ■ Kişisel sorumluluk duygusu gelişmemiş kişilerde başarıya ulaşamaz.
• ■ Çalışma planı belirli aralıklarla kontrol edilmezse araştırma son güne bırakılabilir.
• ■ Çalışmanın başında amaç ve alt amaçlar net bir şekilde belirlenmemişse,
ayrıntılara dalınabilir veya yüzeysel
• kalınabilir.
• ■ Maliyeti yüksektir.
• ■ Sosyalleşmeyi zayıflatabilir.
• Dikkat edilmesi gereken hususlar:
• ■ Konunun özelliğine göre zaman verilmelidir.
• ■ İyi bir planlama yapılmalı ve plan dâhilinde ilerleme olup olmadığı kontrol
edilmelidir.
• ■ Konun amaçları ve alt amaçları iyi belirlenmelidir.
• ■ Kaynaklar konusunda öğrenciye bilgi verilmelidir.
• ■ Önemli hususların altı çizilerek not alınmalı, özet çıkarılmalıdır.
• ■ Öğrenciye iş yapmaktan doğan zevk tattırılmalıdır.
• ■ Çalışma öğrencinin sorumluluğu olarak görülmelidir.
EV ÖDEVİ

• Ödev öğrencilerin bilgi ve becerilerini arttırmak ve aynı zamanda dersle öğrendiklerini


pekiştirerek daha kalıcı hale
• getirmek amacıyla ders dışı zamanlarda bireysel ya da grup içinde yaptığı çalışmalarıyla
medya getirdiği metin, araç, iş
• vb. verilen addır.
• Öğrencilere ödev vermekle onların öğretime hazırlanması ya da sahip oldukları bilgi ve
becerileri yeni şartlar içinde
• kullanmaları amacı güdülür. Verilen ödevler eğitsel bir amaca hizmet eder.
• Özellikleri:
• ● Ders tekrarı ya da öğrenilecek konulara hazırlık sağlar.
• ● Öğrenilenleri uygulama olanağı sağlar.
• ● Bireysel ya da grupla olabilir.
• Faydaları:
• ● Öğrenilenleri tekrar ve pekiştirme sağlar.
• ● Doğru uygulandığında bağımsız çalışma yeteneği kazandırır.
• ● Planlı çalışma alışkanlığı kazandırır.
• Sınırlılıkları:
• ● Zaman alır.
• ● Yapılmayan ödevler öğretimi olumsuz etkiler.
• ● Öğrencileri başkalarına bağımlı hale
getirebilir.
• Dikkat edilmesi gereken hususlar:
• ● Eğitsel değer taşımalıdır.
• ● Dersin hedeflerine ve öğrenci düzeyine uygun
olmalıdır.
• ● Farklı kaynaklara yönelme fırsatı tanımalıdır.
• ● Açık ve anlaşılır olmalıdır.
• ● Yeterli zaman verilmelidir.
• ● Araştırmaya yönlendirmelidir.
• ● Geribildirim mutlaka sağlanmalıdır.
GÖSTERİP YAPTIRMA YÖNTEMİ

• Gösterip yaptırma yöntemi daha çok fiziksel becerilerin


kazandırılmasında kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemin
• işleyişi, bilen birinin eylemi adım adım göstermesi, açıklaması,
öğrencilerin bunları dikkatle izlemesi ve yapması, yeterli
• düzeye gelinceye kadar tekrar etmesi şeklindedir. Bu yöntem
daha çok uygulama düzeyindeki bilişsel davranışlar ile
• psiko-motor becerilerin kazandırılmasında kullanılır.
• Özellikleri:
• ● Devinişsel alandaki davranışların kazandırılmasında etkilidir
• ● Hem öğrenci hem de öğretmen aktiftir
• ● Öğretmen modeldir
• Faydaları:
• ● Beceriler yaparak öğrenilir
• ● Birden çok duyu organına hitap eder
• ● Anında dönüt ve düzeltme sağlanır
• ● Etkili öğrenme sağlar
• ● İlgi çeker ve güdüler
• Sınırlılıkları:
• ● Hazırlık zamanı fazla olabilir
• Dikkat edilmesi gereken hususlar:
• ● Gerekli adımlar şekil ve şemalarla açıklanmalıdır.
• ● Hedeflenen beceri önce öğretmen tarafından
gösterilmelidir.
• ● Yeterli zaman ve tekrar şansı verilmeldir
• ● Gerekli araş ve gereçler daha önceden hazırlanmalıdır
• ● Beceriler aşamalı olarak öğretilmelidir.
• ● Bir beceri öğrenilmeden diğerine geçilmemelidir.
• ● Dönüt ve düzeltmeler sağlanmalıdır.
• ● Sağlık tedbirleri alınmalıdır.
LABORATUVAR YÖNTEMİ

• Bütün araştırmacılar deneyle gözlemin ayrılmaz olduklarını


ve deney yaparken öğrencilerin, aynı zamanda, gözlemde
• yaptıklarını belirtmişlerdir. Deney gözlemin denetimli
şeklidir. Yapılmış olan araştırmalarda, laboratuar
yönteminin öğrencilere birçok olumlu katkısı olduğu
belirlenmiştir. Bilinmeyen bir şeyi bulmak, bir ilkeyi, bir
varsayımı sınamak amacıyla yapılan eylem veya işleme
deney adı verilir. geçmiş yaşantıları tekrarlayıp, belli
amaçlara ulaşarak ya da bilinen teoriyi kanıtlamak amacıyla
fiziksel bilimlerde kullanılan araçlarla yapılan etkinlik türüne
deney yapma denir.
• Tabiat olaylarının ayrıntılarını istediğimiz zamanda gözleyip incelemek ancak
deneyle mümkündür. Gözlem ve inceleme olayı; deneyi yapan kişinin
kontrolü altında olduğundan deneylere kontrollü gözlemlerde denilmektedir.
• Modern fen programı uygulanan öğretim kurumlarında yer verilen en yaygın
yöntem laboratuar yöntemidir. Bu yöntemde öğrenci deneylerine ağırlık
verilir. Deneyler için özel laboratuarlar vardır. laboratuarlar alışılagelmiş sınıf
öğretimine alternatif bir öğrenme ortamı olarak gerçekleşmiştir. Bu öğrenme
ortamının kalitesini; içini dolduran teknolojik araçlar ve eğitim teknolojisi
bilgisine sahip elemanların artıracağı herkesçe kabul edilen bir gerçektir.
• Genellikle öğrenciler dörder kişilik gruplar oluşturarak deney yaparlar.
Gerektiğinde öğrenciler bireyselde çalışabilirler. laboratuar denince sadece
fen bilimleri akla gelmemelidir. Özel derslik dediğimiz yerler de birer
laboratuardır. Özel derslik; okulda odaların biri yalnız bir ders için ayrılırsa ve
o odaya o dersle ilgili her türlü kaynak, araç ve gereç konulur ve o ders her
zaman orada yapılırsa, o odaya özel derslik denir. Sosyal bilgiler, fen bilgisi
ifade ve beceri dersleri, yani bütün dersler Konularının özelliğine göre
laboratuarlarda ve özel dersliklerde yapılabilir.
• Laboratuar çalışmasında teorik içeriğin, sık sık, pratik becerilerden önce geldiği
görülmektedir. Bu genellikle, bir araştırmacının, bir problemi çözmek için
çalıştığında hipotezleri test etmek için kullanması gereken özelliktir. Fakat,
laboratuar öğretimi için yapılan çalışmalarda, öğrencilerin en asgari düzeyde de
olsa, pratik yapmaları için birtakım çalışmalar verilmelidir. Bazı öğretmenler,
bilimsel metotları öğrenmeye çalışan öğrencilerin özel ihtiyaçlarını göz önüne
almazlar. Bunun yanında, onların ilgilerine yönelik olarak sorular sormazlar ve
laboratuarlarda sonuçları doğrularken, çok zaman harcasalar da, faydalı bilgileri
kullandırmazlar
• Deney yapmanın tek amacı, bilimde bir gerçeği öğrenciye göstermek olmamalıdır.
Öğrenciye deney yaptırmanın gayelerinden biri de, onların bir takım beceriler
kazanmasına yardımcı olmaktır. Öğrenciler deney yaparken bir çok aracın
kullanılmasını, bazılarının onarılmasını, kazalara karşı tedbirli olunmasını,
malzemenin ekonomik kullanılmasını, tertip, düzen ve temizliğe dikkat etmesini
öğrenecektir. Çocuklar eylem halinde bilime şahit olacakları şekilde deneyler
yapabilirlerse, bilimi daha iyi öğrenirler laboratuar yönteminde esas, öğrencinin
deney yapmasıdır. İlk deneyi öğretmen yapmalı; fakat, bunu öğrencilerin deneyleri
izlemelidir. Araç ve gerecin yetersiz geldiği zamanlarda, kümece de deney
yapılabilir. Deney için tek bir araç varsa, o taktirde, ilk deneyi öğretmen yapar,
sonra kümeler, aynı deneyi yinelerler; fakat, bu hareket, deneylikten çıkar ve
gösteri halini alır. Bununla birlikte;
• ■ Öğrenciler tarafından yapılan deney olumlu bir sonuç
vermiyorsa,
• ■ Patlama ve ateş alma gibi tehlikeli durumlar varsa,
• ■ Deneyde kullanılan araç ve gereçler az ve pahalı ise,
• ■ Her hangi bir zorunluluk dolayısıyla zamandan kazanmak
gerekiyorsa,
• ■ Önemli bir evrenin belirtilmesi gerekiyorsa; bu durumlarda
öğretmenin kendisi deney yapmalıdır.
• Deney yapımı, üç önemli teknikle yapılmaktadır. Bunlar:
• ■ Kapalı uçlu deney yapma tekniği
• ■ Açık uçlu deney yapma tekniği
• ■ Hipotez sınama deney yapma tekniğidir.
• § Kapalı Uçlu Deney: Bu teknik, kitaplar veya başka
kaynaklar tarafından verilen fen bilgilerinin doğru olup
olmadığının kanıtlanmasında kullanılır. Bu amaçla
yapılan deneyler, bilimsel yöntemin ve herhangi bir
konunun öğretiminde temel olacak sayıtlıları veya
bilgileri oluşturur. Öğrencilere, ders kitapları, deney
föyleri veya öğretmenin göstereceği bir yolla nasıl deney
yapacağı işlem basamakları halinde verilmektedir.
Öğrenci kendisine lazım araç ve gereçleri sağlayıp deney
kılavuzunda ki işlem basamağını takip ederek deneyi
sonuçlandırır. Varılan sonucun doğru olup olmadığını
kitaba bakarak kontrol eder. Elde ettiği sonuç, verilere
uygun değilse deneyi tekrar eder. Sonucu buluncaya
kadar çalışır. Tüm bu verileri toplayıp, bir rapora bağlar.
• § Açık Uçlu Deney: Fen bilimleri ile ilgili bilgilerin öğrenciler
tarafından bulunup ortaya konmasında kullanılır. Bu teknikle
yapılan deneylerde, öğrencilere bilgi verilmez. Hatta çoğu zaman
ders kitabı da yoktur. Deney yapmak için öğretmen ve öğrenci
deney kılavuzları vardır. Öğrencilere deney resmi, deney araçları
ve deney kılavuzları verilmektedir. Öğrenci deney resmine
bakarak, deney kılavuzunda gösterilen işlem sırasına göre, deney
araçlarını kullanıp sonuca varır. Örneğin; açık hava basıncının deniz
seviyesinde 0°C de 76 cm. cıva yüksekliğinde ki basınca eşit olduğu
söylenmez. Öğrencilere; cıva, cıva çanağı, huni, 80 cm.lik bir ucu
kapalı cam boru verilir. Deney resmi ve deney kılavuzuna bakarak
deney yapması sağlanır. Cİva sütununun neden hep aynı seviyede
kaldığı öğrenciye buldurulur. Bu sonucun teorileşmesi istenir.
Sonuçta İtalyan bilgini Toriçelli'nin de aynı teoriyi bulduğu söylenir.
• Bundan sonra hava basıncının ne olduğu hangi koşullara göre
değiştiği kavratılır.
• § Hipotez Sınama Deneyi: Laboratuar yöntemiyle yapılan
deneylerin en bilimsel olanı bu tekniktir. Bu teknikte hipotezlere
dayanmaktadır. Hipotezleri ya öğretmen verir veya öğrenciler
kendileri hipotezler kurarlar. Hipotezlerin doğru olup olmadığını
deneyerek bulmaya çalışırlar. Sınama sonucunda hipotezleri
yanlışsa yeni bir hipotez kurarak sonucu buluncaya kadar
deneyleri devam ettirirler.
• Bu teknikte öğrencilerin fen bilimlerini kendi yeteneklerinin
sınırlarına ve algı hızlarına göre bireysel olarak öğrenmelerine
yardım eder. Deney araçlarını kendileri hazırlar, deney raporlarını
kendileri yazar, ölçmeleri yaparak verileri toplar ve işlerler.
Bulguları kayıtlara geçirir ve yorumlarlar. Sonuçta hipotez ya kabul
edilir veya reddedilir.
• Bütün bu işlemler sonucunda, hipotezin doğruluğu kanıtlanırsa
yeni bir bilgi edinmeye geçilir ve sonuçta genellemelere varılır
(Doğdu, Aslan,1993:67-69; Kaptan,1998:178).
• Özellikleri:
• ■ Öğrenciye yaparak yaşayarak öğrenme fırsatı sunar.
• ■ Öğrencinin sosyalleşmesine katkı sağlar.
• ■ Öğrenciyi bilimsel metoda alıştırır.
• ■ Öğrenmeyi sıkıcılıktan kurtarır.
• ■ Yaparak yaşayarak öğrenme.
• Faydaları:
• ■ Daha çok duyu organlarını çalıştırarak öğrenmeyi sağlar. Öğrenci, gözünü, kulağını etkili bir
şekilde çalıştırır.
• Öğrenciler deney yaparken bütün varlıklarıyla deneyi yaşadıklarından öğretim değeri çok
büyüktür.
• ■ Öğrencilerin eşya, olay ve varlıkları doğrudan kendilerinden bilgi edinmelerini sağlar.
• ■ Öğretmenden çok öğrenci aktiftir. Bu da öğretimin temel ilkelerinden biridir. Öğrenecek
olan öğretmen değil
• öğrencidir.
• ■ Bu yöntemle öğrenciler, araştırma ve inceleme becerileri ve alışkanlığı kazanırlar.
• ■ Bu yöntem, öğrenciyi, yaratıcı düşünmeye yöneltir.
• ■ Öğrencilerin bilim adamları gibi davranmalarını sağlar.
• ■ laboratuar ve özel dersliğe giren öğrenci, psikolojik olarak o dersin etkisine girmiş olur.
• ■ Deneyle öğrenilen bilgilerin pratikte uygulanma şansı daha fazladır.
• ■ Gözlemin her zaman yapılamamasına karşılık, deneyin istenildiği zaman, koşulları
değiştirilerek yapılabilmesidir.
• ■ Her öğrenci, öğrenme durumunu kendisine göre ayarlar.
• Sınırlılıkları:
• ■ Kalabalık sınıflarda kullanımı zordur.
• ■ Laboratuar yöntemi için uzun süre gereklidir.
• ■ Deneylerde başarısızlık olasılığı vardır. Fakat
deneyler iyi planlanır, basit araç gereçler
kullanılır ve iyi
• hazırlanırsa bu sakınca ortadan kalkar.
• ■ Bu yöntemle öğretim daha pahalıdır.
• ■ Araç sağlama zorluğu vardır.
• ■ Bazı öğrencilerin başaramaması söz
konusudur.
• ■ Öğretmen kontrolünün güçlüğü ile disipline
edilemeyişi gibi sakıncaları bulunmaktadır.
Dikkat edilmesi gereken hususlar:
• ■ Deney yapılacak hedef davranışlar belirlenmelidir. Bunlar en az uygulama
düzeyinde olmalıdır.
• ■ Deneye başlamadan önce deney düzeneği kontrol edilmelidir.
• ■ Deney sırasında yapılması gereken işler, öğrencilerle birlikte konuşulup
araştırılmalıdır.
• ■ Deneyin yapılmasında kullanılacak alet, araç ve malzemeler önceden hazır edilerek,
bunların kullanılır durumda olup olmadığı öğretmen tarafından kontrol edilmelidir.
• ■ Deney sırasında çıkması ihtimali bulunan patlamalara, yanma vb. gibi tehlikelerin
önlenmesi için tedbirler alınmalı, tehlikeli deneyler öğrencilere yaptırılmamalıdır.
• ■ Deneyin nasıl yapılacağı önce öğretmen tarafından yapılıp gösterilmeli; deney
yapmada gerekli bilgi ve tehlikeleri öğrendikten sonra öğrencilerde deney yapmalıdır.
• ■ Öğrencilere deneylerin her zaman doğru sonuç veremeyeceği anlatılmalı veya
hissettirilmelidir.
• ■ Deney sonunda elde edilen bilgiler, sınıfta görüşülüp değerlendirildikten sonra
özetlenerek basit şema ve şekillerle birlikte öğrencilerin defterlerine yazdırılmalıdır.
• ■ Sonuçlar alınıp kontrol edilmelidir.
• ■ Öğrencilere deneyde tespit ettikleri önemli noktaları not edebilecekleri kadar
zaman bırakılmalıdır.
• ■ Deney bittikten sonra düzenek sökülmeli, araç- gereç temizlenip yerlerine

You might also like