You are on page 1of 17

TEMEL HAK VE HÜRRİYETLER

KAVRAMLAR
• Hürriyet: Bir şeyi yapma veya yapmama, belli bir şekilde davranıp davranmama erkidir. Yani hürriyet
(özgürlük), serbest hareket etme gücüdür. Ör: Seyahat hürriyeti, yerleşme hürriyeti, basın hürriyeti,
haberleşme hürriyeti, düşünce hürriyeti, ifade hürriyeti, inanç hürriyeti, ibadet hürriyeti…
• Hak: Kişilerin, hukuk düzeni tarafından tanınan ve korunan menfaatleridir. Ör: Yaşama hakkı, maddi ve
manevi varlığın geliştirilmesini isteme hakkı, sağlık hakkı, eğitim hakkı, çalışma hakkı, mülkiyet hakkı,
seçme ve seçilme hakkı, dilekçe hakkı…
• Hürriyet-hak ayrımı: 1-Hak, hürriyete göre daha somut bir kavramdır. Yani hak, hürriyetin somutlaştırılmış
halidir. Örneğin hak arama hürriyeti, dava hakkı ile gerçekleşir.
• 2-Hürriyetlerin gerçekleşmesi için başkalarının veya devletin bir şey yapmaması gerekir. Hürriyet, kişinin
kendi fiili ile gerçekleşir. Hakkın gerçekleşmesi için ise diğer kişilerin veya devletin hak sahibi kişi lehine
birtakım edimlerde bulunması gerekir. Hakkı gerçekleştiren fiil, hak sahibinin değil, başka kişilerin veya
devletin fiilidir. Örneğin seyahat hürriyeti bir hürriyettir, seyahati kişinin kendisi yapar, devletin veya diğer
kişilerin buradaki ödevi seyahati engellememekten ibarettir. Ama konut hakkı, bir haktır. Kişinin bu hakkı
kullanabilmesi için devlet tarafından konut sağlanması ya da kira yardımı yapılması gibi ödevler söz konusu
olabilir.
• Ödev: Belli bir hukuk kuralı gereğince yapılması veya yapılmaması zorunlu olan şeydir.
Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınıflandırılması: Jellinek’in Sınıflandırması
• Jellinek, temel hak ve hürriyetleri; negatif statü hakları, pozitif statü hakları ve aktif statü hakları olarak üçe
ayırmaktadır.
• Negatif statü hakları: Bu haklar, devlete karışmama, gölge etmeme ödevi yükler. Bu haklar, kişiyi devlete ve
topluma karşı koruyan haklar olduğundan bu haklara koruyucu haklar da denir. Kişisel haklar da denir.
Anayasamız, negatif statü haklarını, kişinin hakları ve ödevleri başlığı altında düzenlemiştir. Ör: Konut
dokunulmazlığı, din ve vicdan hürriyeti, özel hayatın gizliliği, zorla çalıştırma yasağı, düşünce ve kanaat
hürriyeti, mülkiyet hakkı, hak arama hürriyeti…
• Pozitif statü hakları: Bireylere, devletten olumlu bir davranış, bir hizmet, bir yardım isteme imkanını tanıyan
haklardır. Bu haklara, isteme hakları da denir. Sosyal devlet anlayışının bir sonucu olduklarından, sosyal
haklar da denir. Anayasamız, pozitif statü haklarını, sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler başlığı altında
düzenlemiştir. Ör: Ailenin korunması ve çocuk hakları, eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi, çalışma hakkı ve
ödevi, sağlık hakkı, sendika kurma hakkı, grev hakkı ve lokavt, konut hakkı, sosyal güvenlik hakkı…
• Aktif statü hakları: Kişinin, devlet yönetimine katılmasını sağlayan haklardır. Bu nedenle, bu haklara, katılma
hakları da denir. Siyasi haklar da denir. Anayasamız, aktif statü haklarını, siyasi haklar ve ödevler başlığı
altında düzenlemiştir. Ör: Seçme ve seçilme hakkı, siyasi parti kurma hakkı, siyasi partiye katılma ya da
siyasi partiden ayrılma hakkı, kamu hizmetine girme hakkı, dilekçe hakkı…
• Diğer tasnifler. Temel hak ve hürriyetler, konularına göre, kişinin fizik hürriyetleri, düşünce hürriyetleri ve
kolektif hürriyetleri olmak üzere üçe; kullanılış biçimlerine göre, bireysel hürriyetler ve kolektif hürriyetler
olarak ikiye; tarihsel olarak ortaya çıkışlarına göre, birinci kuşak haklar, ikinci kuşak haklar ve üçüncü kuşak
haklar olmak üzere üçe ayrılır.
Temel Hak ve Hürriyetlerin Olağan Dönemlerde Sınırlandırılması

• Temel hak ve hürriyetlerin olağan dönemlerde sınırlandırılması, Anayasanın 13. maddesinde düzenlenmiştir.
• 13. maddeye göre temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasının şartları şunlardır:
• Sınırlama kanunla olmalıdır.
• Sınırlama Anayasanın ilgili maddesinde belirtilen sebeplere bağlı olmalıdır (Genel sınırlama maddesi 2001
yılında Anayasadan çıkarılmıştır).
• Sınırlama Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olmalıdır.
• Sınırlama demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmamalıdır.
• Sınırlama temel hak ve hürriyetlerin özlerine dokunmamalıdır.
• Sınırlama laik Cumhuriyetin gereklerine aykırı olmamalıdır.
• Sınırlama ölçülülük ilkesine aykırı olmamalıdır (Elverişlilik, gereklilik ve orantılılık ilkesine uygun
olmalıdır).
Temel Hak ve Hürriyetlerin Olağanüstü Dönemlerde Sınırlandırılması

Temel hak ve hürriyetlerin olağanüstü dönemlerde sınırlandırılmasının şartları:


• Savaş, seferberlik veya olağanüstü hallerden biri mevcut olmalıdır.
• Milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemelidir.
• Ölçülülük ilkesine uyulmalıdır.
• 15. maddenin ikinci fıkrasında sayılan hak ve ilkelerden oluşan çekirdek alana dokunulmamalıdır.
Çekirdek alan:
• Savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında kişinin yaşama hakkına, maddi ve
manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz.
• Kimse, din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz.
• Suç ve cezalar geçmişe yürütülemez.
• Suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
Temel Hak ve Hürriyetlerin Kullanılmasında Sistemler

• İzin usulü: Bu usulde, bazı temel hak ve hürriyetlerin kullanılması için idari makamlardan önceden izin
alınması gerekir. İzne, uygulamada ruhsat veya lisans da denir.
• Bu sisteme, önleyici sistem de denir.
• Örneğin, bina yapmak için inşaat ruhsatı alınması, araç kullanabilmek için ehliyet alınması gibi.
• Bildirim usulü: Bildirim usulünde temel hak ve hürriyetin kullanılabilmesi için önceden izin almaya gerek
yoktur, sadece o temel hak ve hürriyetin kullanılacağı idari makamlara bildirilir. Bu sistemin amacı,
karşılaşılabilecek bir tehlike konusunda gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır.
• Serbestlik usulü: Bu usule, düzeltici sistem de denir. Bu usulde, izin veya bildirim aranmaksızın hak sahibi
kişi hakkını serbestçe kullanır.
Temel Hak ve Hürriyetlerin Korunması:
İç Hukuk Yolları:
Teşrii Başvuru Yolu
• İç hukuk yoluyla koruma ve dış (uluslararası) hukuk yoluyla koruma diye ikiye ayrılır.
• İç hukuk yolları: Teşrii başvuru yolu, idari başvuru yolu ve bağımsız kurumlara başvuru yolu
• Uluslararası hukuk yolları: Birleşmiş Milletler çerçevesinde ve Avrupa Konseyi çerçevesinde
• Teşrii başvuru yolu, temel hak ve hürriyetlerinin Devlet tarafından ihlal edildiğini iddia eden kişilerce
TBMM’e başvurmasıdır. Bu başvuru, dilekçe hakkı kapsamındadır. Vatandaşlar ve karşılıklılık koşulu
gözetilerek yabancılar da bu haktan yararlanabilirler. Dilekçe Komisyonu bu başvuruları inceleyerek gerekli
araştırmayı yapar, ilgili Bakanlığa ve Cumhurbaşkanlığına da bildirebilir. Fakat Dilekçe Komisyonu’nun ilgili
başvurular üzerine aldığı kararlar bağlayıcı nitelikte değildir.
• TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na da insan hakları ihlal iddialarına ilişkin başvurular yapılması
mümkündür. Bu Komisyon, kamu kurum kuruluşlarında da insan hakları uygulanmasına ilişkin inceleme
yapma ve bunlardan bilgi isteme yetkisine sahiptir.
• Teşrii başvuru yoluyla, vatandaşların hak ve hürriyetlerinin korunmasına ilişkin etkin sonuçlar elde
edebilmesi (örneğin tazminat, eski hale iade vs.) çok mümkün görünmemektedir.
İdari Başvuru Yolları

• İdari başvuru, temel hak ve hürriyetinin ihlal edildiği iddiasıyla yürütme organına ve idareye yapılan başvuruyu
ifade eder.
• İdari başvuru, isti’taf başvurusu, hiyerarşik başvuru, vesayet başvurusu, bilgi edinme başvurusu, il ve ilçe insan
hakları kurullarına başvuru diye türlere ayrılır.
• İsti’taf başvurusu, ihlali gerçekleştiren makama yapılan başvurudur.
• Hiyerarşik başvuru, ihlali gerçekleştiren makamın bir üst makamına yapılan başvurudur.
• Vesayet başvurusu, vesayete tabi makamın yaptığı ihlale karşı vesayet makamına yapılan başvurudur.
• Bilgi edinme başvurusu, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında, kişilerin idareden bilgi almasını sağlar. İdare
15 gün içinde cevap vermek zorundadır. Eğer talep reddedilirse, 15 gün içinde Bilgi Edinme Değerlendirme
Kurulu’na itiraz edilebilir ya da İdare Mahkemesi’nde 60 gün içinde dava açılabilir.
• İnsan hakları ihlal iddialarında, illerde Valilik bünyesinde, ilçelerde Kaymakamlık bünyesinde oluşturulan İl/ İlçe
İnsan Hakları Kurullarına da başvurulabilir. Bu kurullar kendilerine yapılan başvuruları inceler ve gerektiğinde
Cumhuriyet Başsavcılıklarına ya da ilgili makamlara iletirler.
• İdari başvuru yolu, teşrii başvuru yolundan daha etkin olmakla birlikte, bu defa da idareyi idareye şikayet etmek
söz konusu olduğu için yine de gerçek bir etkinliğin sağlanması zor görünmektedir.
Bağımsız Kurumlara Başvuru Yolları:
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumuna Başvuru

• Ayrımcılık yasağı ihlalinden şikayetçi her gerçek ya da tüzel kişi bu kuruma başvurabilir.
• Kurum, tüzel kişiliği haiz, idari ve mali özerkliğe sahip, özel bütçeli, Cumhurbaşkanının görevlendireceği
Bakan ile ilişkili, insan haklarının korunması amacını güden ve 2016 yılında kanun ile kurulan bir kurumdur.
• Kuruma başvuru doğrudan yapılabileceği gibi valilikler ya da kaymakamlıklar aracılığıyla da yapılabilir.
• HSK kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı konular için Kuruma başvuru yapılamaz.
• Kuruma yapılan başvurular, işlemeye başlamış olan dava açma süresini durdurur.
• Kurum, suç teşkil eden ihlaller tespit ettiğinde savcılığa suç duyurusunda bulunur.
• Ayrıca insan haklarını ihlal ettiği anlaşılan gerçek ve tüzel kişiler için bin liradan on beş bin liraya kadar idari
para cezasına hükmedebilir.
• Kurumun kararları bağlayıcıdır.
• Kurumun karar organı İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu’dur. Kurul, bir başkan ve bir ikinci başkan olmak
üzere 11 üyeden oluşur. Üyeler, Cumhurbaşkanı tarafından seçilir.
Kamu Denetçiliği Kurumuna Başvuru
• Kamu Denetçiliği Kurumu, TBMM Başkanlığı’na bağlı, kamu tüzel kişiliğini haiz ve özel bütçeli bir kurumdur.
• 2010 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle kurulmuştur.
• Bir baş denetçi ve beş denetçi görev yapar.
• Baş denetçi, TBMM tarafından gizli oyla seçilir.
• Denetçiler ise Dilekçe Komisyonu ve İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyelerinin karmasından oluşturulan bir kurul
tarafından seçilirler.
• Baş denetçi ve denetçilerin görev süresi 4 yıldır. Bir kez daha seçilebilirler. Görevlerinde bağımsızdırlar.
• Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler, yasama ve yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler, TSK’nın sırf
askeri nitelikteki faaliyetleri, Kurumun denetim alanı dışındadır.
• Sadece hukuka uygunluk değil, yerindelik denetimi de yapar.
• Gerçek ve tüzel kişilerce başvuru yapılabilir. Başvurular doğrudan olabileceği gibi valilik veya kaymakamlık aracılığıyla
da yapılabilir.
• Yargı organları önündeki işlemler incelenmez. Kuruma başvuru, dava açma süresini durdurur. Kuruma başvuru
yapılmadan önce idari başvuru yollarının tüketilmesi gerekir.
• Kurum kararları bağlayıcı değil, öneri şeklindedir.
• İlgili merci, Kurum kararının uygulanamaz nitelikte olduğunu düşünüyorsa bu durumu 30 gün içinde Kuruma bildirir.
• Bağımsız Kurumlara başvuru yolları teşrii ve idari başvuru yollarından daha etkin olmakla birlikte yine de yargı kararları
kadar etkin değildir, onlar gibi kesin bir koruma sağlamazlar.
Yargısal Başvuru Yolları

• Anayasanın 36. maddesine göre, herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde
davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.
• Yargısal yollar, adli yargıya başvuru yolu, idari yargıya başvuru yolu ve anayasa yargısı yolu olarak üçe ayrılır.
• Adli yargıda hukuk ve ceza mahkemeleri aracılığıyla hakkın korunması mümkündür. Hukuk davalarında
tazminat, eski hale iade gibi zarar giderim yöntemleri uygulanırken, ceza mahkemelerinde, suç işleyen kişilere
hapis ve adli para cezası gibi cezai yaptırımlar uygulanmaktadır.
• İdari yargıda, iptal ve tam yargı davası açılarak iptal davasında hakkı ihlal eden işlemin ortadan kaldırılması,
tam yargı davalarında ise belli bir miktar tazminata hükmedilmesi sağlanabilir. Bu davalar birlikte de açılabilir.
• Anayasa yargısı yolunda, bireylerin Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak temel hak ve hürriyetlerinin korunması
sağlanır. Bireysel başvuru yolu 2010 Anayasa değişiklikleri ile kabul edilmiştir. Bireysel başvuru yoluna
başvurulabilmesi için diğer iç hukuk yollarının tüketilmiş olması gerekir. Bu yola, Anayasada yer alan temel
hak ve hürriyetlerden AİHS sözleşmesi kapsamında olanlar hakkında (yani kişisel ve siyasi haklar için)
başvurulabilir. Fakat eşitlik ilkesi ya da ayrımcılık yasağı iddiasıyla yapılan başvurularda sosyal ve ekonomik
haklar da denetime tabi tutulmaktadır.
ULUSLARARASI KORUMA :
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİNDE

• BM sisteminde insan haklarına ilişkin pek çok sözleşme yapılmıştır.


• Bu sözleşmelerden bir çoğu kendi komitelerini kurarak ilgili haklar alanında koruma mekanizması
oluşturmuşlardır.
• En önemlileri ise Kişisel ve Siyasi Haklar Sözleşmesi kapsamında denetim yapan İnsan Hakları Konseyi’ne
bağlı İnsan Hakları Komitesi ve Ekonomik ve Sosyal Haklar Konseyi’ne bağlı denetim yapan Ekonomik,
Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi’dir.
• Her iki Komiteye de devletlerarası ve bireysel başvuru yapılabilmektedir.
• Bunlar dışında, İşkenceye Karşı Komite, Engelli Hakları Komitesi, Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın
Önlenmesi Komitesi, Çocuk Hakları Komitesi, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi
gibi başka komiteler de mevcuttur.
• Bu komiteler başvuru yolunun yanı sıra devletlerden belirli aralıklarla raporlar almakta ve karşılığında her yıl
gözden geçirme raporları yayımlamaktadırlar.
• Bu komitelere başvuru için öncelikle iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekmektedir.
Avrupa Konseyi’nde İnsan Haklarının Korunması

• Avrupa Konseyi’nde insan haklarının korunmasına ilişkin pek çok sözleşme yapılmıştır.
• Bunlardan en önemlileri, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Avrupa Sosyal Şartı ve Gözden Geçirilmiş Avrupa
Sosyal Şartı’dır.
• AİHS, kişisel ve siyasi hakları içermektedir.
• ASŞ ve GGASŞ ise ekonomik, sosyal ve kültürel hakları içermektedir.
• AİHS, insan hakları ihlallerinin incelenmesi amacıyla bir AİHM kurmuştur.
• Bu mahkeme üye ülkelerin vatandaşları olan 47 hakimden oluşur. Hakimler görevlerinde bağımsızdırlar.
• Mahkeme, tek hakim, komiteler, daireler ve Büyük Daire şeklinde görev yapar.
• Mahkeme kararları bağlayıcıdır. Mahkeme, ihlal tespit ederse bir miktar paranın başvurucuya ödenmesine karar
verir. Kararların üye devletler tarafından yerine getirilip getirilmediği Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından
denetlenir.
• ASŞ’nın denetim organı ise Avrupa Sosyal Haklar Komitesi’dir. Komitede rapor usulüyle ve toplu başvuru usulüyle
denetim yapılmaktadır. Komite tavsiye niteliğinde kararlar vermekte ve Bakanlar Komitesi’ne sunmaktadır.
Bakanlar Komitesi de bu karar üzerine kendi tavsiye kararını vermekte ve ilgili üye devlete iletmektedir.
SİYASİ PARTİLER

• Siyasi partiler, milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda
çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir devlet ve toplum düzeni içinde
ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel
kişiliğe sahip kuruluşlardır.
• Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.
• Siyasi partiler, Siyasi Partiler Kanunuyla düzenlenmişlerdir.
• Siyasi partiler, partiye üye olma yeterliliğine sahip en az 30 Türk vatandaşı tarafından kurulabilir.
• Siyasi partiler, önceden izin almaksızın kurulurlar. Parti tüzük ve programlarının İçişleri Bakanlığı’na verilmesiyle tüzel kişilik
kazanırlar. İlgi ve belgeler Bakanlıkça alındığı anda bir alındı belgesi verilir.
• 18 yaşını dolduran ve medeni ve siyasi hakları kullanma ehliyetine sahip Türk vatandaşları siyasi partilere üye olabilir.
• Hakimler-savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki
görevlileri ve işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ve yüksek öğretim öncesi öğrencileri
siyasi partilere üye olamazlar.
• Kamu hizmetinden yasaklılar, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı
suçlardan mahkum olanlar, aldığı ceza miktarı ne olursa olsun parti üyesi olamazlar. Herhangi bir suçtan dolayı ağır hapis veya
taksirli suçlar hariç beş yıl ağır hapis veya daha fazla hapis cezasına mahkum olanlar, terör eylemlerinden mahkum olanlar,
parti üyesi olamazlar.
Siyasi Partilerin Finansmanı ve Mali Denetim
• Siyasi partilerin ticari faaliyette bulunması yasaktır.
• Siyasi partilerin gelir ve giderlerinin, amaçlarına uygun olması gerekir.
• Siyasi partilerin en önemli gelirleri, siyasi partilere devlet tarafından yapılan yardım ile gerçek ve tüzel kişiler
tarafından yapılan bağışlardır.
• Siyasi partilere devlet tarafından yeterli düzeyde ve hakça yardım yapılır.
• Son genel seçimlerde % 3’ü geçen siyasi partiler devlet yardımı alabilir. Bu yardım yalnızca parti ihtiyaçları için ve
parti çalışmalarında kullanılabilir. Bu yardım yıllık olarak yapılır.
• Gerçek ve tüzel kişiler, siyasi partilere aynı yıl içerisinde 2.000 TL.den daha fazla ayni veya nakdi bağışta bulunamaz
ve bu miktarı geçecek şekilde yayınlarını kullandıramaz.
• Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden bağış alınması mümkün değildir.
• Merkezi ve mahalli idarelerin, bankaların, sermayesinin bir kısmı devlete ait olan kuruluşların, siyasi partilere bağış
yapması mümkün değildir.
• Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, işçi ve işveren sendikaları ve üst kuruluşları, dernekler, vakıflar ve
kooperatifler ise siyasi partilere bağışta bulunabilirler.
• Bu yasaklara aykırı bağış yapan ve kabul eden kişiler için hapis cezası uygulanır.
• Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan, yabancı gerçek ve tüzel kişilerden bağış kabul eden siyasi partiler
temelli olarak kapatılırlar.
• Siyasi partilerin mali denetimi Anayasa Mahkemesi tarafından yapılır ve denetim yapılırken Sayıştay’dan da yardım
alınır. Denetim sonunda verilen kararlar kesindir. Kanuna uygun olmayan gelir ve giderler Hazineye irat kaydedilir.
Siyasi Partilere İlişkin Yasaklar ve Sınırlamalar
• Amaca İlişkin Yasaklar: Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine,
demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir
tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.
• Örgütlenmeye İlişkin Yasaklar: Hakimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları,
kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri, yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği
taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasi
partilere üye olamazlar.
• Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri,
Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak
yayımlanmasından başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi
olamazlar.
• Temelli kapatılan bir parti, başka bir ad altında kurulamaz.
• Anayasa Mahkemesince temelli kapatılan veya siyasi parti siciline kayıtlı bulunan siyasi partilerin isimleri,
amblemleri, rumuzları, rozetleri ve benzeri işaretleri aynen veya iltibasa mahal verecek şekilde başka bir
siyasi partice kullanılmayacağı gibi, daha önce kurulmuş Türk devletlerine ait topluma mal olmuş bayrak,
amblem ve flamalar da siyasi partilerce kullanılmaz.
• Çalışmalarına ilişkin yasaklar: Ticari faaliyette bulunamamaları ve demokrasi ilkelerine aykırı faaliyetlerde
bulunamamaları.
Siyasi Partilerin Kapatılması
• Siyasi partilerin kapatılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi’nce kesin olarak
karara bağlanır. (Genel Kurul tarafından 2/3 çoğunlukla)
• Bir siyasi partinin tüzüğü ve programının 68. maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı bulunması halinde temelli
kapatma kararı verilir.
• Bir siyasi partinin 68. maddenin dördüncü fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak, onun
bu nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğinin Anayasa Mahkemesince tespit edilmesi halinde karar verilir.
• Bir siyasî parti, bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin büyük kongre
veya genel başkan veya merkez karar veya yönetim organları veya Türkiye Büyük Millet Meclisindeki grup genel kurulu
veya grup yönetim kurulunca zımnen veya açıkça benimsendiği yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca
kararlılık içinde işlendiği takdirde, söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılır.
• Anayasa Mahkemesi, temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından
kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
• Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz.
• Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa
Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlanmasından başlayarak beş
yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar.
• Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alan
siyasi partiler temelli olarak kapatılır.
• AİHM, siyasi partilerin kapatılmasında, kapatılma usulünün kanunla düzenlenmiş olması, kapatmanın meşru bir amaç
gütmesi ve kapatmanın, demokratik bir toplumda gerekli olması şartlarını aramaktadır.

You might also like