You are on page 1of 87

Bahar

Dervicemalolu

Abduction (T., Fr. Abduction): I.Man. Charles Peirce tarafndan, bir varsaymn (hypothesis) biimlendirildii ya da retildii karm srecini belirtmek iin kullanlan bir terim. Peirce, 1900den nceki almalarnda bilinen kurallardan hareket ederek bir olguyu aklamak anlamnda varsaym (hypothesis) terimini kullanyordu. Mesela yerlerin slak olduunu grp, yamur yanca sokaklar slanr gibi bilinen bir kuraldan hareketle, yamurun yam olduunu karmak gibi. Ancak Peirce, daha sonraki almalarnda unu fark etti: Bu konudaki baz rneklerde farkl bir sre sz konusuydu yani yeni ve artc bir olguyu aklamak iin bilinen bir kuraldan hareket etmek yerine yeni bir kural yaratmak gerekiyordu. Peirce bunu fark ettikten sonra abduction terimini kullanmaya balad ve bu terimin, yeni bir eyler yaratan tek mantksal karm (logical inference) olduunu vurgulad. Mesela bilinen kurallardan hareketle deneyerek ya da seerek sonuca ulalan bulmacalar (puzzle) abduction teriminin kapsamna girmez nk burada yeni kurallar yaratmak yani yaratclk sz konusu deildir. II.Sem. Gsterene (signifier) yakn olan bir dzgy (code) bir kural rnei (instance of a rule) olarak kabul etmek ve bu kural uygulayarak o gsterenin ne gsterdiini karmak. (50; 89; 106; 34-190) Bkz. Deduction, Induction Absent Signifiers (T. Grnmez Gsterenler*, Fr. Signifiants Absent): Sem. Bir metnin iinde bulunmad halde o metinde kullanlan ve kendisiyle ayn dizide (paradigm) yer alan bir gsterenin anlamn etkileyen gsterenler. (50) Bkz. Paradigm, Paradigmatic Analysis, Signifier. Abstract Concept (T. Soyut Kavram, Fr. Concept Abstrait): D dnyaya ait gndergesi (referent) dorudan gsterilemeyen ya da grlemeyen zihinsel bir biimdir. Soyut kavramn grlebilir fiziksel nitelikleri yoktur ancak anlamsal zellii (semantic feature) ile bilinir. Umut, sevgi, nefret vb. gibi. (34-190; 44234) Bkz. Abstraction, Concept, Concrete Concept, Referent

Abstraction (T. Soyutlama, Fr. Abstraction): nsanlarn algladklar verileri (data) ya da bilgileri eleyip, organize ettikleri sre. Gstergeler bir anlamda, soyutlamadr. nk bir gsterge, nesne (object) deildir ancak nesneye gnderme yapan algsal bir veridir. Bir gstergenin alglanmasnda, bir nesnenin kendisinin alglanmasnda olduu kadar ok ayrnt elde edilemez. Soyut gstergeleri bildiriimde kullanrken balam (context ) ve uzlam (convention) nem kazanr. Soyutlamann daha fazla olmas, ayrntlarn daha az olmas demektir.

Soyutlamann dzeyinin ayarlanmas, insan bildiriiminin temel zelliklerinden biridir. Eretileme (metaphor), dzdeimece (metonymy) ve mit, zel soyutlama kategorileri arasnda yer alr. (59) Bkz. Abstract Concept, Metaphor, Metonymy, Myth Acceptable (T. Geerli, Fr. Acceptable): Dil. retici-dnmsel dilbilgisi anlaynda, geerlik tayan szceler iin kullanlr. Buna gre bir szce, belli bir durum ve balam iinde uygun grlrse geerli olur. (41-105) Acronym (T. Akronim, Fr. Acronyme): Bir tmce dizisinin ba harflerinin ya da ilk hecelerinin birletirilmesiyle oluturulan kelimedir. TBMM, NATO vb. gibi. (44-234) Actant (T. Eyleyen, Fr. Actant): I.Dil. L. Tesnirein kuramnda eylemin belirttii olua etken ya da edilgen biimde katlan varlk ya da nesnelerden her biri. rnein retmen alkan renciye dl verdi cmlesinde eyleyen vardr:

retmen, renci ve dl. Eyleyenler ad nitelikli szcklerdir ve tm de eyleme baldr; Tesniree gre bir olu, ou kez eitli oyuncular ve tmleyenler ieren tmcenin odak noktas, eylemdir. II.Sem. Her eit hikyede grlen anlat esi (kahraman, kar-kahraman vb.). Greimasn kuramna gre ise varlk ya da nesnenin gerekletirdii eylem nemli olduundan, eyleyen kavram kii

kavramndan ok daha kapsamldr: insan da olabilir, nesne de, tekil de olabilir, oul da, soyut da olabilir somut da. te yandan, gene eylemin ya da ilevin nde gelmesi nedeniyle, belirim dzleminde tek bir varlk ya da nesne olarak tanmlanan bu e ierik dzleminde birka eyleyen ilevini birden yklenebilir, bir baka deyile, ayn zamanda birka eyleyenin karl olabilir. Greimas alt tane eyleyen tipi sralar ve bu eyleyenler karlkl ilikileri erevesinde farkl eylem alannda incelenir: 1. 2. 3. steyim ekseni zerinde zne-Nesne kartl letiim ekseni zerinde Gnderici-Alc kartl G ekseni zerinde Yardmc-Engelleyici kartl

Anlatda bir kahraman, iki ya da daha fazla eyleyensel rol stlenebilir; yani bir kahraman hem destekleyici hem de gnderici olabilir. Ya da bir eyleyensel rol birok kahraman stlenebilir. Destekleyici, engelleyici, alc eyleyensel rolleri bir

kahramanda odaklanabilir. (41-102; 34-190; 3) Actualization (T.Gerekleme, Gerekletirme, Fr. Actualization): I.Dil. Bir dil birimini, belli bir balam ve durum iinde kullanma. II.Sem. Dizgeden srece gei. Mesela dil (langue), szde (parole) ve sylemde (discourse) gerekleen gcl (virtuel) bir dizgedir. (89; 41-107) Adressee (T. Gnderilen, Fr. Destinataire): Bildiriim modellerinde bildiriyi yani mesaj alan kii (receiver). (50; 41-110) Bkz. Code, Functions of Signs, Enonciation. Adresser (T. Gnderen, Fr. Destinateur): Bildiri oluturup dinleyiciye ynelten kii (sender). (50; 41-110) Bkz. Code, Functions of Signs, Enonciation. Aesthetic Codes (T. Gzelduyusal Dzgler, Fr. Codes Esthtique): Sem. iir, tiyatro, resim, heykel, mzik gibi anlatmsal (expressive) sanatlardaki dzgler ya da herhangi bir metnin artrd anlatmsal ya da iirsel ilevler. Gzelduyusal dzgler, kiisel ve btnyle znel gereklik karsnda ruhu coturan duyguyla ilgilidir. Bu dzgler, mantksal ve bilimsel dzglerin aksine, arma ve farkl yorumlamalara sonuna kadar aktr. (20-85; 50) Bkz. Code, Logical Codes, Poetic Function, Representational Codes Affective Fallacy (T.): Bir metnin anlamn, okuyucularn yorumlaryla ilikilendirme yanlgs. Bu terimi ortaya atan aratrmaclar, anlamn okuyucuda deil metnin iinde yattn dnrler. (50) Bkz. Literalism, Meaning, Textual Determinism Agent (T. Klc, Fr. Agent): Dil. Etken biimde olua katlan e. Kendi iradesiyle bir eyler yapt iin klcnn mutlaka canl (animate) olmas gerekir. Mesela Kedi fareyi kovalad cmlesinde kedi klcdr nk kovalama eyleminin

sorumlusudur. (41-91; 21-224) Allegory (T. Yerine, Alegori, Fr. Allgorie): Ret. Bir anlatnn ya da sylemin tamam boyunca devam eden bir tr geniletilmi metafor. Alegoride, bir anlatdaki nesneler, kiiler ve olaylar, anlatnn dndaki anlamlarla rtr. Yani alegoride iki anlam vardr: Birincisi yzeysel ya da gerek anlam, ikincisi ise bunun altnda yatan daha derin ve genel bir sembolik anlamdr. Alegorik bir metinde gerek anlamn dndaki derin ve sembolik anlam ortaya karmak iin metni kelime kelime zmlemek gerekir. Alegoride ounlukla altta yatan anlamn ahlaki,

toplumsal, dini ya da politik bir nemi vardr ve karakterler hayrseverlik, agzllk, kskanlk gibi soyut kavramlarn kiiletirilmi temsilleri olarak karmza karlar. Alegori, bir fikir ya da kavramn dorudan, birebir iliki iinde somut bir temsilidir. Bu dzeyde belirsizlik yoktur, her alegorik unsurun ak bir yorumu vardr. Alegori basite bir ey syler ve baka bir ey kasteder. Ama alegoriyi bu adan ironiyle kartrmamak gerekir. ronide bir ey sylenir ve genelde onun ztt kastedilir. Alegoride yzeydeki hikayenin gerisinde ahlk, politik ya da din bir anlam anlalmaldr. Alegori genel olarak ikiye ayrlr: Tarihsel ve politik alegori, eitli karakterler ve olaylar vastasyla tarihi kiiliklerin ve olaylarn temsil edildii alegorilerdir. Fikr alegoriler ise ana karakterlerin soyut kavramlar temsil ettii ve olay rgsnn bir retiyi ya da tezi rnekledii alegorilerdir. Bu tr alegorilerde kiiletirme sz konusudur. (77; 78; 79) Bkz. Irony, Metaphor Ambiguity (T. Belirsizlik, Fr. Ambiguit): Anl. Bir kelimenin ya da cmlenin birden ok anlam tamas. retici dilbilgisi, belirsizlii aklamak iin derin yap ve yzeysel yap terimlerini kullanr. Buna gre belirsizlikte tek bir yzeysel yap, birden ok derin yapyla ilikilidir. Belirsizliin szlksel (lexical) ve yapsal (structural) olmak zere iki eidi vardr. Szlksel belirsizlikte eadllktan kaynaklanan bir durum yani bir kelimenin ya da cmlenin birden ok yorumunun olmas sz konusudur. Yapsal belirsizlikte ise ayn kelime dizisinin altnda iki ya da daha ok yap bulunmas sz konusudur. (16-128, 129 vd.; 41-138, 139) Bkz. Deep Structure, Surface Structure, Polysemy Analogical Signs (T. Analojik Gstergeler, rneksemeli Gstergeler, Fr. Signes Analogique): Sem. Analojik gstergeler, bir galerideki resimler ya da yz yze etkileimdeki jestler gibi, blnmemi yani srekli bir dizideki orantl ilikileri ieren gstergelerdir. (50) Bkz. Digital Signs Analogy (T. Analoji, Andrm, rnekseme, Fr. Analogie): I.Man. Tmevarm (induction) ve tmdengelimle (deduction) birlikte akl yrtmenin eidinden biri. Analoji, iki ey arasndaki bilinen bir benzerlikten henz bilinmeyen bir benzerlie ulama yoludur. Analojide, tikelden tikele ulama sz konusudur. slam mantklar, analojide drt unsurun bulunduunu kabul ederler: x x x Mebbih (benzetilen): kinci derecede nemli olan bir unsurdur. Mebbih n bih (kendisine benzetilen): Asl olan budur. llet: kisi arasnda bulunan ortak ilgi(anlam)dir.

Tebih (benzetme): Buna da hkm denilir.

Bunu bir rnekle aklamak gerekirse Yer gezegeninin atmosferi vardr ve zerinde canllar yaar. Merihte de atmosfer vardr o halde Merihte de canllarn bulunmas gerekir. ifadesinde Merih gezegeni, benzetilen; yer gezegeni, kendisine

benzetilen; canllarn yaamas, hkm; atmosfer ise illettir. Analojiyi gnmzde kullanlan anlamyla tanmlayan, Aristotelestir. Analoji,

niceliksel olduu gibi niteliksel de olabilir ancak mantk daha ok niteliksel analojilerle akl yrtme yapar. Bununla birlikte niceliksel analojide bir kesinlik vardr, kukulanlmaz; niteliksel analoji ise ayn lde kesin deildir. Dolaysyla baz dnrler, analoji ile yaplan akl yrtmeye birtakm itirazlarda

bulunmular; analojide hem tmevarmn hem de tmdengelimin bulunduunu belirterek, ayrca bir de analojiye gerek olmadn savunmulardr. Analojiden kan sonular, muhtemel sonulardr, deneyle ispatlanmadka kesinlik ifade etmezler. Analoji, ayn zamanda umum grnleri birbirine benzemeyen iki ey arasndaki ksm benzerlie, mnasebete verilen bir addr. Mesela bir tablo ile bir iir arasnda analoji kurulabilir. Analoji, edebiyatn dayand temel anlatm vastalarndan biridir. Tebih, istiare, epitet, paralelizm vb. analojiye dayanr. II. Dil. Zihnimizdeki dile ait birtakm rneklerden hareketle, bu rneklere benzer yeni ekiller ve kelimeler meydana getirme; bir kelimenin herhangi bir ilgi ile kendisine yakn saylan baka bir kelimeye ekilce veya anlamca rnek tutulmas. Mesela sylem terimi eylem szc rnek alnarak retilmi, analoji rn bir biimdir. Analojiye zellikle ocuk dilinin ilk devrelerinde ska rastlanr. Mesela ocuklar genelde yaptrmak, ettirmek, kandrmak gibi mastarlara benzeterek, kartmak yerine ktrmak demeye meylederler. Analoji, dilde genellikle dzenlilik yaratr, yapm ve bkn yntemlerinde birlik salamaya ynelir. M. Bral, dilin, analojiyi drt i iin yardma ardn belirtmitir: Baz ifade glklerini yenmek iin, daha fazla berraklk salamak iin, bir tezata veya benzemeye iaret iin ve eski veya yeni bir kurala uymak iin. Analojinin trl eitleri vardr. Madde Analojisi ya da Analoji, arambaya bakarak penembenin perembe olmas gibidir. ekil Analojisi ya da D Analoji, alacam ekline baklarak alacaksn yerine yerine alacan denmesi gibi biimsel bir benzerlikten kaynaklanr. Anlam Analojisi, vefakr, fedakr

kelimelerinin tadklar iyiliki anlamlara baklarak cefakr kelimesinin asl anlamnn tersine bir anlama alnmas gibidir. (37-151, 152; 40-86, 87; 41-162, 163; 14-24; 24-65; 26-113, 114) Bkz. Deduction, Induction, Metaphor

Anaphora (T. Yinelem, Fr. Anaphore): Dil. Szcede daha nce kullanlm bir biime (ncl) daha sonra gelen bir e (zellikle de adl) araclyla gnderme yaplmas sonucu gerekleen szdizimsel sre. Mesela Ben hata yaptn syledim, o da bunun aynsn syledi derken bunun ayns, tekrardan kanmak iin kullanlm bir yinelemdir. (44-235; 41-232) Bkz. Antecedent Anomaly (T. Aykrlk, Fr. Anomalie): Anl. Birbiriyle uyumayan iki anlamn bir araya gelmesi sonucu semantik ve pragmatik adan kurala uymayan garip ifade. Mesela Masam alyor byle bir ifadedir. Aykrlk, metaforun da temelini

oluturmaktadr. (39-207) Bkz. Metaphore Antecedent (T. ncl, Fr. Antcdent): I.Dil. Bir adln gnderme yapt ve o adldan nce gelen kelime ya da kelime grubu. Mesela Dikkatsiz avc kendisini yaralad cmlesinde dikkatsiz avc, kendisi adlnn ncldr. II. Man. Bir koullunun birinci anabileeni. (44-235; 18-97) Bkz. Anaphora Antonymy (T. Kart Anlamllk, Fr. Antonymie): Anlam bakmndan birbirinin kart olan szcklerin zellii. Kart anlamllk, szln anlamsal yapsn kuran balca olgulardandr. Kart anlamllk ve ierdii trler, deiik yaklam erevelerinde ele alnmtr. Genellikle ikili kart anlamllk olgularyla (rn. l/diri) eitli ara evreler ieren kart anlamllk olgular birbirinden ayrlr. (rn.

scak/lk/serin/souk) Bir baka ayrm da, btnleyici (rn. evli/bekar), karlkllk ieren (rn. satmak/almak) ve yalnzca kartlk anlatan (rn. byk/kk) kart anlamllk olgularna ilikindir. Kart anlamllk ilikisi iindeki eler, ortak bir anlam ekseni ve kart anlambirimcikler sunar. (41-137) Bkz. Moneme,

Oppposition Appellative Function (T. ar levi, Fr. Fonction Appellative): Dilin, bildirici ve alc arasndaki ilikileri belirleyen, buyruk verme biiminde gelien ve alcdan bir tepki elde etmeyi amalayan ilevi. Oraya git cmlesi buna bir rnektir. (20-22; 41-61) Bkz. Expressive Function, Metalingual Function, Phatic Function,, Poetic Function,, Referential Function Arbitrariness (T. Nedensizlik, Fr. Arbitraire): Dil gstergesinin herhangi bir nedene balanamamas yani dil gstergesini oluturan gsterenle gsterilen arasnda doal, zorunlu bir i ba bulunmamas durumu. F. de Saussuree gre dil gstergesi nedensizdir ancak dilin ileyi dzleminde gsterenle gsterilen zorunlu olarak birbirini artrr. (41-153, 154; 11-21, 22) Argument (T. Deini, Fr. Argument): Eyleyene verilen bir baka ad. Bkz. Actant

Articulation (T. Eklemlilik, Eklemleme, Eklemlenme, Fr. Articulation): Sesleme rgenleri araclyla sesleri oluturup karma; akcierden gelen havann belli konumlara girmesini salayan devinimlerin tm; zellikle de, ses yolunun kimi nokta ya da blgelerde daralmas ya da kapanmas. Eklemlilik, btn dillerin tad bir zelliktir. Sz konusu eklemlilik iki ayr dzlemde gerekleir. Birinci eklemleme sonucunda ortaya kan birimlerin her biri de baka trden birimler halinde eklemlenir. Dilin birinci eklemlilii, aktarlacak her deneyim olgusunun, bakasna bildirilmek istenen her gereksinimin, her biri sesli bir biim ve bir anlamla donanm bir dizi birime ayrt eklemliliktir. Eer birisi ba ars ekiyorsa, bunu ses kartarak (bart, lk) belli edebilir. Bunlar istem d olabilir ve bu durumda fizyolojiyi ilgilendirirler. Yine bu sesleri, kii, ektii ary bakalarna bildirmek iin bilerek de karabilir. Ama bu durum, sz konusu seslerin dilsel bildiriime dnmesine yeterli deildir. Bartlar ayrtrlamaz. Ancak Bam aryor gibi bir tmcenin sylenmesi bambaka bir durumdur. Burada birbirini izleyen drt birimden (ba+m+ar+yor) hibiri ekilen arnn zelliini belirtmez. Bu birimlerden her biri baka deneyim olgularn bildirmek iin bambaka balamlarda yer alabilir. Mesela ba edi, ayam iti, kolu ard, ocuk geliyor vb. Burada birinci eklemliliin tutumluluu sz konusudur. Belli bir durumun, belli bir deneyim olgusunun zel bir bartyla karland bir bildiriim dizgesi dnlebilir. Ama sz konusu durumlar ve deneyim olgular o kadar eitlidir ki, eer byle bir dizge, dillerimizle ayn hizmeti salamak zorunda kalsayd, insan belleinin tutamayaca kadar ok sayda, birbirinden ayr gstergeler iermesi gerekecekti. Birinci eklemlilik, belli bir dilsel topluluun tm yelerinin ortak deneyiminin dzenlenme biimidir. Birinci eklemlilik birimlerinden her birinin bir anlam ve bir de sesli biimi vardr. Birbirini izleyen daha kk anlaml birimlere ayrtrlamaz: Ba btn daha kk bir birime blnemez. Ama sesli biim, birbirini izleyen birimlere ayrtrlabilir; bu birimlerden her biri ba, szgelimi ka, ta gibi br birimlerden ayrmaya katkda bulunur. Bu da dilin ikinci eklemlilii olarak adlandrlan eydedir. kinci eklemlilik de bu adan olduka tutumludur. Eer her anlaml en kk birimi zgl ve ayrtrlamaz bir sesli retimle karlamak zorunda olsaydk, bunlardan binlerce ayrt etmemiz gerekirdi; bu ise insanolunun eklemleme yetileri ve iitsel duyarlyla badamaz. kinci eklemlilik sayesinde diller birinci eklemlilik birimlerinin sesli biimini elde etmek iin birletirilen, birbirinden ayr otuz krk kadar sessel retimle yetinebilirler. II.Sem.

Gstergebilimsel dzgler (codes), yaplarnn ya da eklemliliklerinin karmakl ierisinde eitlilik gsterirler. Gstergebilimciler tarafndan dzgnn yapsn ifade etmek iin kulanlan eklemlilik terimi, Andr Martinetnin yapsal

dilbiliminden alnmtr. Bu terimin gstergebilimdeki kullanm daha ok yk vagonlarnn birbirine eklemlenebilmesine benzer ekilde, yani birbirine balanm olan ayrlabilir paralara sahip olma anlamnda kullanlr. Pierre Guiraud,

gstergebilimsel eklemlilii yle tamamlar: Bir bildiri (message), anlaml birimlere blnebildiinde eklemlidir. Anlaml olu, elbette ki her trl

gstergebilimsel kendiliklerin (entity) varolma kouludur. Mesela yol panolarndaki kamyon, tekerlekler, asi, src yeri gibi blmlere ayrabilir. Ama bu elerin varl ya da yokluu gstergenin deerini etkilemez. Oysa ceket giyinmemek ya da yerine kazak giyinmek, bir giysi takmnn anlamn deitirir. Szl dil modelinden hareketle, eklemli bir dzgnn daha geni anlaml birleimler ortaya koymak iin kullanlabilen szdizimsel (syntactical) kurallarla birlikte temel birimlerden oluan bir szck daarc (vocabulary) vardr. ift eklemlilike (double articulation) sahip gstergebilimsel bir dzg (tpk szl dilde olduu gibi) iki soyut yapsal dzeyde zmlenebilir: Daha st bir dzey birinci eklemlilik (first articulation), daha alt bir dzey ise ikinci eklemlilik (second articulation) dzeyi olarak adlandrlr. Yol panosundaki gstergede ikinci eklemlilik yoktur ancak eklemliliin hi olmad da sylenemez, sadece birinci eklemlilie sahip olduu sylenebilir. Birinci eklemlilik dzeyinde dizge, mevcut olan en kk anlaml birimlerden oluur. (Mesela bir dildeki biimbirimler (morphemes) ve kelimeler) Bu eklemlilik dzeyine dilde, gramatikal dzey denir. Bu dzeydeki anlaml birimler, her biri bir gsteren ve gsterilenden oluan eksiksiz gstergelerdir. kinci eklemlilik dzeyinde, gstergebilimsel bir dzg, tek bana anlam tamayan en kk ilevsel birimlere blnebilir. (Mesela konumadaki sesbirimler (phonemes) ve yazdaki yazbirimler (graphemes)) Tamamen ayrmsal

(differential) ve yapsal olan bu birimler, dzgdeki yinelenebilen zelliklerdir. Bunlar tek balarna birer gsterge deildir. (Bu kk birimlerin anlaml gstergeler haline getirilmesi iin dzgnn mutlaka birinci eklemlilik dzeyinin olmas gerekir) Bu kk birimler, bir eye iaret etmeyen gsterge eleridir. Her iki dzeyi de ieren bir dzgde, bu kk birimlerin ilevi, en kk anlaml birimleri ayrt etmektir. Mesela dildeki /k/, /b/, /s/ sesbirimleri, ikinci eklemliliin eleridir ve bunlarn ilevi, dilin birinci eklemlilik dzeyinin eleri olan /kel/, /bel/, /sel/ gibi kelimeleri birbirinden ayrt etmektir. Dildeki ikinci eklemlilik dzeyi, grld gibi, sesbilimsel (phonological) bir dzeydir. Gstergebilimsel dzgler ya tek eklemli ya ift eklemli ya da eklemsizdir. ift eklemlilik (double articulation), gstergebilimsel bir dzgnn, az sayda birim

kullanarak saysz anlaml birleimler oluturmasna olanak tanmlanr. Snrl sayda elerin snrsz kullanm, gstergebilimsel ekonomi olarak adlandrlr. Hjelmslev, ift eklemlilii, dilin temel ve tanmlayc bir zellii olarak grmtr. ift eklemlilik, byk lde dilin yaratc ekonomisine katk salar. Dil, az sayda gsterge kullanan, fazlasyla ekonomik bir gstergebilimsel dizgedir. Dilsel ekonomi, renmeyi ve hatrlamay kolaylatrr. Yaratclk asndan dil, snrsz biimde retkendir. Mesela bir dilde 40-50 civarnda ikinci eklemlilik esi yani sesbirim bulunabilir ancak bunlardan yzbinlerce cmle retilebilir. Sonuta Noam Chomskynin belirttii gibi, dilin yaratc ekonomisi bize, daha nce hi

karlamadmz sonsuz sayda cmle retme olanan verir. John Lyonsa gre ikilik (duality), ayn zamanda nedensizlikle ilikilidir. Eer her sesbilimsel eyle anlam arasnda baz alardan -ister uzlamsal isterse doalikonik bir bant bulunsayd, sesbilimsel eleri birbirleriyle birletirme olana olduka kstlanrd. Roman Jacobsona gre ise dilsel birimlerin birletirilmesinde artan bir zgrlk derecesi sz konusudur. Mesela ayrc zelliklerin sesbirimlerle birletirilmesinde, birey-konuucunun zgrl sfrdr, nk dzg (code), sz konusu dilde kullanlabilecek btn olanaklar zaten belirlemitir. Sesbirimleri

kelimelerle birletirirken de zgrlk snrldr. Kelimelerle cmle olutururken ise konuucu daha az snrlanmtr. Nihayetinde cmlelerin szcelerle (utterance) birletirilmesinde birey-konuucunun zgrl artar ve bylece yeni balamlar yaratabilir. Jacobsonun da belirttii gibi, cmle dzeyinin tesinde bile, kelimeleri kullanma eklimiz bize ak olan olanaklar snrlayan dilsel uzlamlara baldr. Eer bu normlardan fazla uzaklarsak, bildiriimde baarsz olabiliriz. Baz dzglerde sadece birinci eklemlilik vardr. Bu gstergebilimsel dizgeler, gstergelerden yani sistematik olarak birbirine bal olan anlaml elerden oluur ancak bu gstergeleri en kk ve kendi bana anlam tamayan eler halinde yaplandracak ikinci bir eklemlilik yoktur. Bir dzgdeki en kk ve yinelenen

yapsal birimin anlaml olduu yerde, dzgnn sadece birinci eklemlilii vardr. Birok gstergebilimci, szl olayan bildiriimin, hayvan bildiriimiyle ilgili eitli dizgelerin sadece birinci eklemlilie sahip olduunu savunur. ift eklemliliin bulunmad dier gstergebilimsel dzglerde, sadece ikinci eklemlilik vardr. Bunlar belirli anlamlara sahip gstergelerden oluur ve bu anlamlar o

gstergelerin elerinden karlamaz. Bunlar sadece betilere (figurae) yani en kk ilevsel birimlere blnebilir. Eklemsiz dzgler, birbiriyle dorudan ilikili olmayan bir gstergeler dizisinden oluur. Bu gstergeler, yinelenen birleimsel elere ayrlamaz. Mesela ieklerin

dili, eklemsiz bir dzgdr nk her iek eidi, dzgdeki dier gstergelerle bantl olmayan bamsz bir gstergedir. Eklemsiz dzgler, yinelenebilen zellikleri olmad iin, ekonomik deildirler. Eklemlilik kavram ksaca, gstergebilimsel bir dizgeyi temel dzeylere ayrmay ifade eder. Szl dil sz konusu olduunda bu dzeyler ses ve anlam terimleriyle ifade edilebilir. Bu da aka Saussuren iitim-imgesi (gsteren) ve kavram (gsterilen) ayrmyla ilikilidir. ift eklemli bir gstergebilimsel dizgede, gsterenin ve gsterilenin dzeyleri nispeten bamszdr. Dzanlam, yananlam ve mit de gstergebilimsel adan birer dzey olarak tanmlanrlar. Mesela Hjelmslev ve Barthes bunlar anlamlama dizgeleri olarak deerlendirir. Saussure ise daha genel olarak tpk yirmi dokuz gstergesinin yirmi ve dokuz eklinde basit gstergelerden oluan karmak bir gsterge olmas gibi gstergelerin kendilerinin de gstergeler ierebileceini belirtir. Daha geni olarak dnlrse, tam bir metin, eitli sayda gstergelerden oluan bir gsterge saylabilir. (80; 20-49; 50; 42-90, 91 vd.) Bkz. Double Articulation, Unarticulated Codes Aspect (T. Grn, Kln, Fr. Aspect): Bir olay, sreci ya da iliki durumunu bitmilik, bitmemilik, geliim, sonu vb. asndan deerlendiren bir kategoridir. Mesela Aye kazak ryor cmlesi, geliim halinde olan bir grn arz eder. Aramak, yrmek, devam etmek, attrmak gibi devaml bir i anlatan mastarlar, srekli veya tamamlanmam bir grne sahiptir. Atmak, grmek, yasak etmek, ataca tutmak gibi daha iin banda olup bitenler ise balamada tamamlanm bir grne sahiptir. Bulmak, susamak, iyi etmek, atabilmek gibi mastarlar sonuta tamamlanmtr. Bir mastarn grn ekimde deiebilir ve buna zaman grn denir. Atmak mastarnn grn balamada tamamlanm olduu halde atyor ekli srekli bir klntadr. (37-129, 130; 39-400) Associative Relations (T. armsal Bantlar, Fr. Rapports Associatif): Saussure tarafndan kullanlm olan bu terim, ayn anda birlikte bulunmayan eleri, gcl bir belleksel dizide birletirmeyi ifade eder. E anlaml, zt anlaml, e sesli kelimeler armsal nitelikli dil gstergeleridir. armsal bantlar, dizimsel bantlarn (syntagmatic relations) kartdr. armsal bantlar teriminin yarine daha sonra dizisel bantlar (paradigmatic relations) terimi kullanlmaya balamtr. (50) Bkz. Paradigm, Syntagmatic Relations, Syntagm Axis of Combination (T. Sralama Ekseni, Fr. Axe Syntagmatique): Metinsel bir yapnn zmlemesinde yatay dzlem iin kullanlan yapsalc bir terim; dizim (syntagm) dzlemi. (50) Bkz. Paradigm, Paradigmatic Analysis, Paradigmatic Relation, Syntagm, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic Relation

Axis of Selection (T. Seme Ekseni, Fr. Axe Paradigmatique): Metinsel bir yapnn zmlemesinde dikey dzlem iin kullanlan yapsalc bir terim; dizi (paradigm) dzlemi. (50) Bkz. Bkz. Paradigm, Paradigmatic Analysis, Paradigmatic Relation, Syntagm, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic Relation Binarism (T. kicilik, Fr. Binarisme): Bir alann iki farkl kategoriye ya da kutba (polarity) blnmesi. Jacobson ve Lvi-Strauss gibi yapsalclar kuramlarn olutururken ikiciliki temel almlardr ancak Hjelmslev ikicilie kar kmtr. Derrida geleneine bal yap-skcler ise ikili mantn (binary logic) kanlmaz olduunu ortaya koymulardr. (50; 41-124) Bkz. Deconstruction Channel (T. Oluk, Kanal, Fr. Canal): Bir bildirinin veya belirtkenin (signal)

konuucudan dinleyiciye aktarlmasn salayan her trl fiziksel ara. (34-191) Bkz. Medium Code (T. Dzg, Kod, Fr. Code): Hem bildiri oluturmay hem de bildiriyi doru olarak zmleyip yorumlamay salayan saymaca nitelikli simgeler ve birleim kurallar dizgesi. Mesela biimsel bir olgunun herkese bilinen bir anlama gndermesi bir dzgnn varln gsterir. Gstergebilimciler, anlalr olmann yani

anlalabilmenin dzglere bal olduunu kabul ederler. Buna gre bir olaya anlam verdiimiz zaman, bunun sebebi, bizim bunu yapmamz salayan bir dnce sistemine, bir dzgye sahip olmamzdr. Bir zamanlar imek, dalarda ya da gkyznde yaayan gl bir varln bir hareketi olarak dnlyordu ancak gnmzde bunun elektirikle ilgili bir olay olduu anlalmtr. Burada mitik bir dzgnn yerini bilimsel bir dzgnn almatr. R. Jacobson ve A. Martinet gibi aratrmaclar Saussurec bir bak asndan hareketle dili dzgyle, sz de bildiriyle zdeletirmitir. (35-143; 50) Bkz. Aesthetic Codes, Codification, Ideological Codes, Interpretative Codes, Logical Codes, Representational Codes, Social Codes, Textual Codes, Unarticulated Codes Codification (T. Dzgleme*, Kodlanma*, Fr. Codification): Tarih bir sre ierisinde belli bir dzgye ait uzlann yaygnlaarak genel kabul grmesi. (50) Bkz. Code Communication (T. Bildiriim, Fr. Communication): Konuucuyla dinleyici arasnda bildiri alverii, karlkl bilgi aktarm. Gstergebilimsel bir perspektifle

bakldnda ise bildiriim, metinlerin dzglenmesi (encoding) ve zlmesini (decoding) ierir. Uzlalarn nemini ve bildiriimin toplumsal tabiatn vurgulayan dzgler, bildiriimde merkez bir neme sahiptir. (41-47; 50)

Competence (T. Edin, Fr. Comptence): Konuucularn kendi dillerinde dilbilgisi kurallarna uygun cmleler yaratabilme, anlayabilme; aykr ve dilbilgisi kurallarna uymayan cmleleri fark edebilme ve kendi dillerinde bu gibi daha baka dilsel hkmlerde bulunabilme yetisi. Edin, dil kullanclarnda bulunan iselletirilmi (internalized) bilgidir. Bildiriimsel (communicative) ve dilbilgisel (grammatical) olmak zere ikiye ayrlr. Dilbilgisel edin, dil kullanclarnn balam ve bildiriim niyetini hesaba katmakszn sahip olduklar bilgiyi ifade eder. Bildiriimsel edin ise bu bilgiyle birlikte, belirli balamlar ve bildiriimsel amalarla ilikili olarak szceler retebilmek ve anlayabilmek iin gerekli olan bilgiyi ifade eder. Edin kavram, ounlukla edincin gerekleme dzlemi olan edim (performance) kavramyla birlikte anlmaktadr. N. Chomskynin ban ektii retici dnmsel dilbilgisi anlaynda benimsenen edin/edim kartl baz alardan Saussuren dil/sz ayrmn hatrlatr ancak bunlar arasnda nemli kartlklar da bulunur. Dilde edilgenlik ve belleksel olgunun yan sra toplum ar basarken edinte yaratclk, reticilik ve lksel konuucu egemendir. Dil bir gstergeler dizgesidir, edin ise bir kurallar dzeneidir. Biri rndr, dieri retim srecidir. Tmce Saussurede sze balanr, zgn bir yaratm eyleminin sonucu olarak ele alnr. Oysa Chomskyde belirli kurallarn uygulanmasn ierir. Bir retim ve yorum dzenei olan edin, dilbilgisi denilen ak seik kurallarn oluturduu devingen bir dizgedir. (39-401; 44-238; 41-92) Bkz. Performance Complex Sign (T. Karmak Gsterge, Fr. Signe Complexe): Sem. Saussuren, baka gstergeleri de ieren gsterge iin kulland terim. Mesela yirmi dokuz (29) gstergesi yirmi ve dokuz gstergelerinden oluan karmak bir gstergedir. Bir metin (text) de ounlukla karmak bir gstergedir. (50) Bkz. Sign, Simple Sign, Text Composition (T. Biletirme, Fr. Composition): Dil. ki ya da daha ok szlkbirimi, bileik szck ya da bilekebirim niteliinde yeni bir birim oluturacak biimde kaynatrma ( anayasa, zveri, kamuoyu vb.). Yeni szck yaratmn salayan yntemler arasnda yer alan biletirmede sz konusu eler sylemde bamsz kullanm olan birimlerdir. Bu nedenle kimi durumlarda yorum gl doabilir. (41-48) Conative Function (T. ar levi, Fr. Fonction conative): Bkz. Appellative Function Concept (T. Balam, Fr. Concept): Ortak zellikler tayan bir dizi olgu, varlk ya da nesneye ilikin genel nitelikli bir anlam ieren, deiik deneyimlere uygun den, dilsel kkenli her trl tasarm, dn, imge; bir nesne, varlk ya da oluun anlksal imgesi; gsterilen. Kavramn en nemli zellii zihinsel bir biim, bir

tasavvur olmasdr. Soyut ve somut olmak zere iki tr kavram vardr. Somut bir kavram, dsal gndergesi (external referent) dorudan gsterilebilen ve

grlebilen zihinsel bir biimdir. Soyut bir kavram ise dsal gndergesi dorudan gsterilemeyen ve grlemeyen zihinsel bir biimdir. Mesela araba kelimesi somut bir kavramn yerini tutar nk gndergesi fizik dnyada kolayca grlebilir ve gsterilebilir. Ak kelimesi ise soyut bir kavram temsil eder nk her ne kadar ak duygusal bir olgu olarak var olsa da dorudan grlemez ve gsterilemez. Kavramlar genel olarak yolla biimlendirilir. Birincisi

tmevarmdr (induction). Tmevarm, belirli rnek durumlardan hareketle bir kavram oluturma srecidir. Mesela henz kedi kavramn biimlendirmemi olan bir ocuk, karlat baz hayvanlarn bykl olduunu fark edebilir ve bu zellik o ocuu bu tr hayvanlar byklar olan bir yaratk olarak zihnine yerletirmesini salayabilir. Yani ocuk belli bir rnekten hareketle genel bir tasavvur oluturmu olur. nsanlarn kavramlar biimlendirdii bir baka yol da tndengelimdir (deduction). Mesela kedi kavramn biimlendirmi olan bir ocuk, zihnindeki kedinin genel biimine uyup uymadn gzden geirerek ilk kez karlat bir memelinin kedi olup olmadn karabilir. Kavramlar bir de abduction yoluyla biimlendirilebilir. Burada yeni bir kavramn kendisiyle sezgisel olarak ortak noktalar ierdii dnlen mevcut bir kavramdan karlmas sz konusudur. (346,7; 41-138; 13-67) Bkz. Abduction, Abstraction, Abstract Concept, Concrete Concept Concrete Concept (T. Somut Kavram, Fr. Concept Concret): D dnyaya ait gndergesi dorudan gsterilebilen ve grlebilen zihinsel biim. Mesela ta, kitap, masa vb. (34-192; 44-238) Bkz. Concept, Abstract Concept Connotation (T. Yananlam, Fr. Connotation): Gstergelerin, dzanlam (denotation) dnda ifade ettikleri ikincil, duygusal ya da kltrel anlamlar. Bir gstergenin dzanlam dnda artrd her ey yananlam terimiyle ifade edilir. Yananlam, dzanlamn aksine zneldir ve kiilere, gruplara, balama gre deiebilmektedir. Barthesa gre dzanlamsal bir gsterge, birinci anlamlama dizgesinde yer alrken, yananlam ise dzanlamsal gstergenin gstereninden kaynaklanan ek bir

gstergedir. Yani yananlam ikinci anlamlama dizgesinde yer alr, dzanlamsal gstergeyi (gsteren ve gsterilen) kendi gstereni olarak kullanr ve ona ek bir gsterilen ekler. Dolaysyla dzanlam, bir yananlam silsilesinin olumasna yol aar. Barthes, dzanlam ve yananlam dizgelerinin mit biiminde ideoloji retmek iin bir araya getirildiini ve bunun da nc bir anlamlama dizgesi oluturduunu savunur. Barthes, gstergelerin bir dizgeden tekine kaymalarn aadaki izimle gsterir:

Grld gibi anlamlamann ikinci dizgesini oluturan yananlamn gstereni, dzanlam dizgesinin gstereni ve gsterileninden oluur. Dzanlam ve yananlamn bir araya gelmesiyle de nc anlamlama dizgesi yani mit oluur. (72; 90; 94; 50) Bkz. Denotation, Metaphor, Metonymy, Myth, Signification, Construction (T. Kurulu, Fr. Construction): Szdizimsel kurallar uyarnca,

szcklerin tmce iinde anlam ve ilevleri bakmndan beklenmi durumu; Bir cmledeki kurucular (constituents) arasndaki iliki. Mesela yal adam beinde (phrase) yal ve adam arasndaki iliki. (41-147) Content Analysis (T. erik zmlemesi, Fr. Analyse du Contenu): Metin zmlemesinin nicel bir biimidir; metinlerin biim ya da ieriindeki tekrar eden elerin saylmas ve snflandrlmasn ierir. erik zmlemesinde konuucu ve dinleyici gz nnde bulundurulmaz; nesnel ve dzenli betimlemelere ulamak amalanr. Bu yntem, gstergebilimsel zmlemeyle birlikte de kullanlabilir. (50; 41-122) Context (T. Balam, Fr. Contexte): Herhangi bir olgunun, iinde ortaya kt, olaylar, durumlar, ilikiler rgs. Balam, dil ii balam ve dil d balam olarak iki ekilde deerlendirmek mmkndr. Dil ii balam, bir dil birimini evreleyen, ondan nce ya da sonra gelen, birok durumda sz konusu birimi etkileyen, onun anlamn, deerini belirleyen birim ya da birimler btndr. Dil d balam ise duruma, konuucu ve dinleyicinin dil d toplumsal, kltrel, ruhsal nitelikli deneyim ve bilgilerine ilikin verilerin tmdr. (41-34; 17-188) Contiguity (T. Bitiiklik, Fr. Contiguit): Sem. Bir lde baka bir eyin paras olan ey. Bitiiklik, nedensel, kltrel, uzamsal, zamansal, fiziksel, kavramsal, biimsel ya da yapsal olabilir. Mesela dzdeimece (metonymy), gsterilen seviyesinde deerlendirilirse bitiiklie dayand sylenebilir. nk dzdeimeceler -

eretilemelerin (metaphor) aksine- onlara ait olduu dnlen eylerin yerini tutar ve bu anlamda dzdeimece, eretilemeden daha gereki (realistic) olarak deerlendirilir. Gsteren seviyesinde ise dizimler (syntagm), dizilerin (paradigm) aksine, biimsel bitiiklie dayanrlar. (50) Bkz. Metaphor, Metonymy, Paradigm, Syntagm Contradiction (T. eliki, Fr. Contradiction): Man. Bir nerme ile bu nermenin deillemesinden oluan kme. (18-23) Contrast (T. Aykrlk, Fr. Contraste): Dil. Anlambirim ya da sesbirimlerin balam iinde kendilerini evreleyen ayn trden birimlerle kurduklar bant. Mesela

aaocok geldi tmcesinde ocuk ile gel- ve gel- ile -di eleri arasnda aykrlk bants vardr. Aykrlk bants, dizisel (paradigmatic) bantlardan

kaynaklanan kartlk bantsnn tersine dizimsel (syntagmatic) bantlarn rndr. (41-29) Bkz. Paradigmatic Relation, Syntagmatic Relation Cooperative Principle (T. birlii lkesi): Prag. Gricea gre szcelenen tmcenin syledii ey ile anlatt eyin farkl olmas durumunda, konuucular ile dinleyicilerin dikkate almalar gereken ve bir dizi buyruktan oluan iletiim ilkesi. Grce, bu ilkeyi drt kuralla aklar. Bunlar nitelik (quality), nicelik (quantity), bant (relevance) ve kiplik (manner) kurallardr. x Nitelik: Konuucular drst olmaldr; yanl olduunu dndkleri eyleri ya da ellerinde kant olmayan eyleri sylememelidir. x Nicelik: Yaplacak katk, konumann uygun bir biimde ilerlemesi iin gereken lde bilgilendirici olmaldr. Ne ok uzun ne de ok ksa olmaldr. x x Relevance: Konuucularn katks, sz al-veriinin amacna uygun olmaldr. Kiplik: Konuucularn katks ak, derli toplu, ksa bir ekilde gereklemeli; bulank ve belirsiz olmamaldr. (107; 108) Corpus (T. Btnce, Fr. Corpus): Dil. Dilbilimsel aratrmalar iin yazl ve szl kaynaklardan toplanm szceler btn. (16-473) Culture (T. Kltr, Ekin, Fr. Culture): Belirli bir insan grubu tarafndan oluturulan ve srdrlen yerleik kurallar ve pratikler btndr. Sylem biimleri de buna dahildir. Kltr aratrmalar yapan etnoloji ile gstergebilim arasnda karlkl bir etkileim vardr. Gstergebilim kltr iletiim asndan inceler; etnoloji ise gstergebilimsel metotlar aratrmalarnda kullanarak bu alana hizmet eder. (89; 13-11) Decoding (T. zme, Fr. Dcodage): Alclarn, metinleri ilikili olduklar dzglere (codes) gnderim (reference) yaparak alglamas ve yorumlamas. Birok

yorumcu, okuyucularn anlam kolayca metinden karmak yerine, kendilerinin bizzat yaplandrdn dnr. (50) Bkz. Code, Encoding, Reference Deconstruction (T. Yap-skme, Fr. Dconstruction): J. Derrida tarafndan metin zmlemesi iin gelitirilmi olan yapsalclk-tesi (post-structuralist) bir strateji ya da yntemdir. zellikle felsefe, edebiyat teorisi ve eletirisinde n plana kan bu yntem, deimez ve sabit hiyerarilere kar kar; bir metindeki retorikle ilgili

yaplar skmeye, paralara ayrmaya alr. Bu yntemi savunanlar, anlamlarn hiyerarisi diye bir eyin kesinlikle olamayacan, metinlerin altnda tam ve deimez bir yapnn kurulamayacan dnrler. Derrida, metinlerin anlamnn metinde olmayanla, sylenmeyenle balantl olduunu dnr. Derrida metni yap-skme yntemiyle inceledii zaman nemsiz saylan ayrntlarn bile metnin kendi mantn sarstn, yadsdn, yani metnin syler grndnn tersini de sylediini belirtmitir. Yani Derridaya gre bir metnin anlam, ayan yere basan sabit bir anlam deildir; oynaktr, kaypaktr, elikilidir ve dolaysyla belirsizlikler tar. Hibir metnin tek ve kesin bir anlam olamaz; bunun tersini dnmek bir yanlgdr. Yapbozucu eletiri, metin incelemelerinde retorik ile gramer kartlna dayanr. Buna gre bir metnin dilbilgisel ya da szdizimsel yapsnn yaratt anlam ile ayn metnin dokusunda yatan retorik yaplarnn ya da retorik figrlerinin belirttikleri anlamlar birbirleriyle byk bir eliki iinde bulunabilir. Bu da akl ile retorik, gramer ile retorik arasnda bir atma bulunduunu gsterir. Bu nedenle bir metnin anlamn, anlamlarn kavramada tam bir akla, tam bir kesinlie, gerek anlama hibir zaman ulalamayacaktr. Dolaysyla bir metni okuyabilmek iin retorik/gramer elikisinin yaratt anlamazl ortadan kaldrmak, o metnin dokusunu, yapsn bozmak, krmak, ayrtrmak, bylece anlamlar datmak gerekir. Bir metin gereklii araken, kendini yaratrken yine kendi kendinin yapsn, anlamsal dzenini, tutarlln bozar; okurun karsna dilbilgisel

kurallarla rlm ve belli anlamlar ieren bir dzenek, bir yap olarak deil, sz sanatlaryla rl bir oyun biiminde kar. Bylece dilbilgisel yapnn

sylediinden baka bir ey de belirtmi olur. Bu yzden ayn metne ynelik okumalarda farkl ve hatta elikili yorumlara varlmasnn nedeni, okuma yntemlerinin ve yaklam biimlerinin farkl olmas deil, elikilerin dorudan doruya metnin iinde bulunmas, metnin oluum srecindeki retorik/gramer kartlndan domasdr. (27-202, 203 vd., 50) Bkz. Denaturalization, PostStructuralism, Opposition Deduction (T. Tmdengelim, Fr. Dduction): Man. Geerli bir karmn sonucunu, ncllerinden karma ilemi. Tmdengelim, zihnin genel bir nermeden tikel bir nermeye gei suretiyle yapt bir akl yrtme olup, klasik mantn en nemli prensiplerinden biridir. Hatta Aristo mantnn arlk merkezini de bu prensip tekil eder. Tmdengelim, ilimlerde, sebeplerden sonulara, kanunlardan olaylara, kaidelerden misallere doru ini eklinde bir akl yrtmedir. Mesela btn aalar yaprakldr, mee de bir aatr, o halde mee de yaprakldr. (26-112; 18-133) Bkz. Abduction, Induction

Deep Structure (T. Derin Yap, Fr. Structure Profonde): Dil. Dilbilimci Noam Chomskynin ban ektii retici-dnmsel (transformative-generative)

dilbilgisi anlaynda, bir cmlenin iskelet yapsn belirleyen szdizimsel toplam ifade etmek iin kullanlan teknik bir terimdir. Szdizimsel bileende elde edilen bu yap biimsel ve soyut bir yapdr. Bir cmlenin dnmsel sre ncesindeki derin yaps o cmlenin anlamn belirler. (39-402, 403; 50) Bkz. Surface Structure, Meaning, Sense Deictic (T. Gsterici, Fr. Dictique): Bir szceyle ilgili durum ya da balama, szcenin retildii sre dilimine (eylemin zaman ve grn), konuan bireyle

(kipletirme) dinleyiciye gnderme yapan, somut bir dzanlam iermeyen, gndergesi deiken olan, ancak durum ve balamla ilikili olarak yorumlanabilen her trl dilsel e. Gstericiler ahs ya da iyelik zamirleri, iaret zamirleri, yerzaman zarflar, iaret sfatlar, iaret zamirleri, tanmlklar gibi szlkbirimlerini (lexemes) ierir. (41-113; 107) Bkz. Aspect, Deixis, Modality Deixis (T. Gsterim, Fr. Deixis): Gsterici kullanarak szce oluturma, dili sze dntrme. Gsterim bir anlamda szel iaretleme (verbal pointing) yani dil vastasyla bir eyleri iaret etmek demektir. Bu iaretleme, gsterici ifadeler (deictic expressions) kullanlarak yaplr. Gsterim genel olarak iki balk altnda deerlendirilebilir: 1) Birincil (primary) ya da d (exophoric) gsterim: Bir metnin dndaki bir duruma ya da konuucu ve dinleyici tarafndan paylalan hayat bilgilerine gnderme yapan gsterimdir. 2) kincil (secondary) ya da i (endophoric) gsterim: Gsterici ifadelerin, balamn iindeki sylemsel elere gnderme yapt gsterimdir. Bu gibi ifadeler bir metinde nceki ve sonraki unsurlara gnderme yapar. Buna gre iki grupta deerlendirilebilir: a) Yinelem gsterimi (anaphoric deixis): Metnin ncesine iaretleme yapar. Mesela bunun gibi, buna benzer ekilde, ayn ekilde vb. b) nyinelem gsterimi (cataphoric deixis): Metnin sonrasna iaretleme yapar. Mesela aadaki, baz, bu (bunu sylememe izin verin gibi) vb. Bunlarn dnda gsterim, ahs (biz, siz), yer (burada, orada) ve zaman (imdi, sonra) gsterimi olarak kategoride deerlendirilebilir. Gsterim, konuucunun iinde bulunduu duruma bal olduundan, bu konuda, konuucuya yakn (proximal) ve konuucudan uzak (distal) olua gre iki tr gsterim de ayrt edilebilir. Konuucuya yakn gsterim ifadeleri bu, burada, imdi gibi rnekleri ierirken;

konuucudan uzak gsterim ifadeleri u, orada, sonra gibi rnekleri ierir. (41114; 107) Bkz. Aspect, Deictic, Modality Denaturalization (T. Gayritabiletirme*, Fr. Dnaturalization): Sem.

Gstergebilimcilerin, tabi olarak kabul edilen toplumsal kaynakl olgular aa karmak amacyla, Shklovskynin yabanclatrma (defamiliarization)

kavramndan esinlenerek kullandklar bir terim. Sanatta, srekli karlatmz ve bize yakn olan eylere daha farkl bir gzle, daha nesnel ve eletirel olarak bakmamz salamak iin kullanlan yabanclatrma teknii, gstergebilimciler tarafndan gstergeleri ve dzgleri oluturup zerken bunlarn altnda yatan kurallar daha ak ekilde belirlemek ve yine bunlarn altnda yatan grnmez ideolojik glerin etkisini aa karmak iin kullanlr. (50) Bkz. Deconstruction, Formalism Denotation (T. Dzanlam, Fr. Denotation): Yananlamn (connotation) mukabili olarak, bir gstergenin en temel, mantksal, deimez, nesnel ve herkese kabul edilen anlamdr. Dzanlamn kayna, toplumsal uzlamdr. Eer herkes, her gsterge iin kendi anlamn uydursayd, insanlarn birbirini anlamas imkansz olurdu. Bununla birlikte birok gstergenin ahs anlam yani yananlam olsa da birok gstergenin en az bir herkese paylalan dzanlam vardr. Dolaysyla

dzanlam, insan bildiriiminin nemli bir unsurudur. Bir gstergenin birden fazla dzanlam olabilir. eitli seeneklerden bir anlamn seilmesi gerektiinde, karar vermek iin gstergenin balamna (context) baklr. Dzanlam ounlukla yananlamla birlikte ele alnr. Mesela kurbaann kuyruksuz, perde ayakl, hem suda hem karada yaayabilen bir hayvan olduu konusunda herkes hemfikirdir. Bu, kurbaann dzanlamdr ve szlkte de bu anlamyla yer alr. Ancak kurbaann yananlamlar yani her insann ahs tecrbelerine gre deiebilir. Mesela bazlarna, biyoloji dersinde kesip inceledikleri kurbaay; bazlarna ise kkken okuduklar Kurbaa Prens hikyesini vb. hatrlatabilir. Dzanlam terimi, gstergebilimde, gsteren ile gsterilen arasndaki banty ifade eder. Buna gre dzanlam, hakknda geni bir fikir birlii olan bir gsterilen dir. Barthesa gre dzanlamsal bir gsterge, birinci anlamlama dizgesinde yer alr, yananlam ise dzanlamsal gstergenin gstereninden kaynaklanr. Gstergebilim ve gstergebilime komu olan dier disiplinlerde kullanlan dzanlam ve yananlam terimleri genel olarak drt kavramsal ayrm ierir: Mantksal ayrm, stilistik ayrm, gstergebilimsel ayrm ya da Hjelmslevin ayrm ve Econun ayrm. x Mantksal Ayrm: Mantkta ve felsefede dzanlam kaplamla (mesela bir kavramn kapsad nesne ya da nesneler snf) ayn anlamdadr. Yananlam ise ilemle

(mesela kavram karakterize eden btn zelliklerin listesi) ayn anlamdadr. lem ve kaplam terimlerini kullanarak byle bir ayrm yapan Port Royal mantyken, dzanlam ve yananlam terimlerini ieren ilk kullanm muhtemelen John Stuart Mille dayanmaktadr. lem ve kaplam, bazen Fregenin Sinn ve Bedeutung terimleriyle bir tutulur. Buna gre farkl ilemler tek bir kaplamla ilikili olabilir. Mesela sabah yldz ve akam yldz ya da ekenar gen ve eit al gen terimlerinin kaplamlar ayn olmakla birlikte ilemleri farkldr. Eer ilem, kaplamdaki nesnelerin ortak olan btn zelliklerini ierseydi, kaplam ayn olan terimlerin ilemi de ayn olurdu. Mesela hem sabah yldz hem de akam yldz terimleri gnein batndan ve douundan hemen nce grlebilen bir tr yldz eklinde tanmlanabilirdi. x Stilistik Ayrm: Bu ayrm da kaynan Port Poyal mantndan alr. Burada dzanlam, gndergeyle (referent) birebir uyutuu kabul edilen ieriin (content) bir paras olarak dnlr; yananlam ise dzanlam ierikten karld zaman geri kalan eyle bir tutulur. Bununla birlikte dzanlam ve yananlam, ounlukla ieriin farkl eitleri olarak dnlr. x Gstergebilimsel Ayrm ya da Hjelmslevin Ayrm: Hjelmsleve gre yananlam, dillerin zel bir grn(configuration)dr ve bu anlamda dzanlamla ve stdille (metalanguage) karttr. Bu tanmlara gre yananlamsal bir dil, anlatm dzlemi baka bir dil olan bir dildir ve bu da ierik dzlemi baka bir dil olan bir stdilin alt-st olmas yani devriklemesi anlamna gelir. Dzanlamsal bir dil ise hibir dzlemi baka bir dili biimlendirmeyen bir dildir. Buna gre dzanlam, anlatm (expression) ve bir gstergenin ieriini birletirmeye yarayan bir bantdr; yananlam ve stdil ise her birinin kendi anlatm ve ierii bulunan iki ayr gstergeyi ilikilendirir. x Econun ayrm: Eco, yananlam kavramnda Hjelmslevden esinlenmekle birlikte, onu daha farkl bir ekilde yorumlamtr. Eco, bu terimi ilk kullandnda olduka heterojen bir olgular listesi retmi ve buna mantksal yananlam, stilistik yananlam ve daha birok eyi dahil etmitir. Eco daha sonraki almasnda ise yananlam, nceki anlam tarafndan iletilen bir anlam (signification) olarak tanmlamtr. Bu tanm, mantklarn balamsal ima (contextual implication) dedikleri eyle benzerdir. Eco, daha sonraki almalarnda, yananlamsal dizgenin ikinci seviyesi olarak adlandrd eyin karma (inference) dayandn

belirtmitir. Eco, yananlamla ilgili fikrini aklarken, alarm sistemiyle donanm bir su seddini rnek verir. Bu sistemde AB gstergesinin tehlikeye, AD gstergesinin ise yetersizlie delalet ettiini farz edersek, bunlar, gstergelerin dzanlam olur.

Su seddinin balam ierisinde, tehlike, suyun belirli bir seviyenin zerine kmas, yetersizlik ise su seviyesinin, snrn altna dmesi demektir. Buna

gre birinci durumda bir miktar suyun boaltlmas, ikinci durumda ise bir miktar suyun sisteme dahil edilmesi gereklidir. Eco, AB gstergesinin tehlikeye delalet ettiini (dzanlam) ve boaltmay (ayrca yksek su seviyesini) artrdn (yananlam); AD gstergesinin ise yetersizlie delalet ettiini (dzanlam) ve sisteme su giriini (ayrca alak su seviyesini) artrdn (yananlam) belirtir. Grld gibi su seddinin balam ierisinde btn bu durumlar birbirini ima eder. (14-130; 90; 72; 94; 50) Bkz. Connotation Denotatum (T.): Bir snfn eleman. Morrise gre denotatum, gnderge (referent) yani gerekte var olan bir kerelik tek nesnedir ve kavramsal gsterilenin yelerinden yalnzca biridir. (14-41; 13-66) Bkz. Designatum, Referent Description (T. Betimleme, Fr. Description): Dil. Genel olarak grgl ve tmevarml inceleme, zel olarak da tmceyi kuran elerin, anlambirimlerin, sesbirimlerin, bunlara ilikin birleim kurallarnn dizgesel gsterimi. Man. ........ zellii olan biricik nesne biimindeki ad. alkuunun (biricik) yazar gibi. (41-43; 18-12) Designatum (T.): Bir nesne snf veya tr; elerden oluan bir snf. Bir snfn birok eleman, bir tek eleman bulunabilir ya da hi eleman bulunmayabilir. Morrise gre designatum, gsterilen yani gstergenin gnderme, arm yapabilecei nesne trdr; bir tre ait btn nitelikleri kapsayan bir genel kavram ya da soyutlama, birok eyi kapsayan anlamsal ieriktir. Bu gsterilenin yani designatumun gerekten, tek ve bir kereye zg olarak var olmas gerekmez. (14-41; 13-66) Bkz. Denotatum Diachronic (T. Artsremli, Fr. Diachronique): Gen.Ter. Olgular zaman iindeki evrimleri asndan ele alan. Dil. Dil olgularn tarih sre ierisinde inceleyen. (89; 41-27) Bkz. Diachronic Analysis, Synchronic, Synchronic Analysis Diachronic Analysis (T. Artsremli zmleme, Fr. Analyse Diachronique): Sem. Bir olgunun (mesela bir dzgnn) tarih sre ierisindeki deiimini aratran zmleme yntemi. Saussure, dili esremli bir yntemle incelemek gerektiini savunuyordu ancak baz eletirmenler bu yntemin, deiimlerin nasl olutuunu hesaba katmad iin yetersiz olduunu ne srmlerdir. (50) Bkz. Diachronic, Synchronic, Synchronic Analysis

Dialectic (T. Diyalektik, Fr. Dialectique): Gen.Ter. Genel anlamda kartlklar ieren bir sre, zel anlamdaysa kart glerin ya da etkenlerin sentezi ya da uzlamasyla sonulandrlan sre. (89) Dialogism (T. Diyalojizm, Metinleraras likiler, Fr. Intertextualit): M. Bahtin tarafndan ortaya atlm bir terim. Diyolojizm, Bahtinin metinleraras ilikiler kavram iin kulland kendisine zg bir terimdir. Bahtin, yan yana konmu iki dilsel yaptn ya da iki szcenin bir tr anlamsal ilikiler iine girdiini belirtir ve bunu diyalojik ilikiler olarak adlandrr. Diyalojik ilikiler, dilsel bildiriimde yer alan btn szceler arasndaki anlamsal ilikilerdir. Bahtin, sylemlerin ya da metinlerin tarihsel, toplumsal, kltrel gemileri ve evreleriyle birlikte ele alnmas gerektii savunur. Bylece bir metnin hem kendinden nceki metinlerle, hem de bu metni okuyanlarn yaratacaklar metinlerle oksesli bir iliki iinde bulunduunu belirtir. Bahtine gre oksesliliin, yani metinleraras ilikilerin en youn olduu yaznsal tr romandr, nk roman, btn br trlerin bir birleimidir, karlkl etkileimler, syleimler dizgesidir. Bu nedenle roman, ancak br sylemlere alarak zmlenebilir. (30-279; 29-41) Bkz. Intertextuality, Intratextuality Digital Signs (T. Dijital Gstergeler, Fr. Signes Digital): Sem. Dijital gstergeler, rneksemeli gstergelerin aksine kelimeler ve saylar gibi ayr ayr birimleri ieren gstergelerdir. Ancak unutulmamaldr ki dijital teknoloji, rneksemeli gstergeleri (analogical signs) dijital kopyalara dntrebilir ve dijital bir arala oluturulmu metinler asllar olmayan kopyalar olabilir. (50) Bkz. Analogical Signs Discourse (T. Sylem, Fr. Discours): I.Gen.Ter. Bir eyler sylemek, bilgi vermek iin konumak, bir eyleri tartmak, halka hitap etmek iin konumak, bir eyler retmek amacyla dinleyicilerin karsnda konumak, ahlak bir konuda sylev vermek vb. II.Dil.Sem. Szce, bir ya da birok tmceden oluan, ba ve sonu olan bildiri, tmce snrlarn aan, tmcelerin birbirine balanmas asndan ele alnan szce. Bir gstergeler dizgesi olan dilin, birey tarafndan kullanlmas, bireyin bunu kendine mal etmesi. Sylemde belli bir znenin varl sz konusudur. Sylemi anlamak ve anlamlandrmak iin o sylemin balamn yani sylendii ortam bilmek gerekir. Kuramclar sylem terimini dilden (langue) ziyade sz (parole) zerinde younlaarak ele almlardr. Birok ada kuramc, M. Foucaultnun etkisiyle dili, yekpare bir dizge (monolithic system) olarak deil; bilim, hukuk, tp, siyaset, gazetecilik, ahlak gibi eitli sylemlerle yaplanm olarak ele alrlar. Sylem, belirli gereklik biimleri oluturmak ve srdrmek iim kullanlan bir dizi temsil dzgden (representational code) oluan bir temsil

dizgesidir. Temsil dzgler, sylemsel alann sembolik dzeninin altnda yatan bantsal ilkeleri akla getirir. ncelikle belirli tarihsel ve sosyo-kltrel

balamlardaki sylemsel biimleri

ele alan Foucaultya gre belli bir sylemsel

biim, kendi doruluk rejimini srdrr. Foucault, dilbilimsel bir determinizmi benimseyerek belli bir tarihsel dneme ait bir sylemdeki baskn deimecelerin (tropes) o dnem hakknda bilinebilecek her eyi belirlediini dnr. Yapsalclktesi (poststructruralist) eletirmenler ise sylemin dnda herhangi bir gereklik ya da anlam olduunu kabul etmezler.; onlara gre sylem, belirli tarihsel koullardan bamsz olarak iler. Yapsalclk-tesi eletiride sylem, zaman zaman metinin yerini alm, onun yerine kullanlmtr. Toplumsal

gstergebilimciler ise metin ve sylem arasnda ayrm yapmtr. Onlara gre sylem, iine metinlerin yerletirildii toplumsal bir sreci ifade eder; metin ise sylemin iinde retilen somut, madd bir nesneyi ifade eder. Metnin, syleme gre farkl bir konumlan vardr. Metnin birincil ynelimi mimetik dzleme yneliktir, sylem ise gsterme sreci dzlemine (semiosic plane) gnderme yapar. (21-141; 41-188; 50; 25-7, 8 vd.)Bkz. Episteme, Post-structuralism, Representation, Representational Codes, Text Distinctive Feature (T. Ayrc zellik, Fr. Trait Distinctif): Dil. Varl ya da yokluuyla bir dil birimini bir bakasndan ayrt eden, belirgin en kk zellik. Mesela Trkedeki [t] ve [d] arasndaki kartlkta [d]nin ierdii titreimlilik ya da tmllk ayrc bir zelliktir. (41-28) Double Articulation (T. ift Eklemlilik, Fr. Double Articulation): I.Dil. Dilin, iki trl zmleme sonucu elde edilen, iki aamal bir seim eylemiyle gerekleen szceleri oluturma dzenei. Dilin eklemlilii, ikili bir dzenek ierir. Her szce, gerek gstergeler bakmndan, gerekse salt gsterenler asndan alglanabilir elerden oluur. Dildeki ift eklemlilik, bildirilerin iki trl para iermesinden, retim srecinde olsun, zmleme ileminde olsun, ikitr temel eyle

karlalmasndan kaynaklanr. Sz zincirinde yer alan en kk ses birimleriyle bunlarn oluturduu en kk anlaml birimlerin izgisel dizilii, belli bir balamda yer alan bu birimlerin baka balamlarda da grevlendirilebilmesi, dilsel dzenein temel zelliidir. nsan dili bu ynyle hayvanlarn kard eklemsiz seslerden de, lk vb. blmlenemez, eklemlerine indirgenemez dil d ses ynlarndan da kesinlikle ayrlr. Sz konusu zellik ancak iki dzeyli bir zmleme sonucu elde edilen ve iki trl seme eylemiyle gerekleen dilsel bildirilerin ayrtrlmasyla kavranabilir. II.Sem. Szl dil modelinden hareketle, eklemli bir dzgnn daha geni anlaml birleimler ortaya koymak iin kullanlabilen szdizimsel (syntactical) kurallarla birlikte temel birimlerden oluan bir szck daarc (vocabulary)

vardr. ift eklemlilike (double articulation) sahip gstergebilimsel bir dzg (tpk szl dilde olduu gibi) iki soyut yapsal dzeyde zmlenebilir: Daha st bir dzey birinci eklemlilik (first articulation), daha alt bir dzey ise ikinci eklemlilik (second articulation) dzeyi olarak adlandrlr. Yol panosundaki gstergede ikinci eklemlilik yoktur ancak eklemliliin hi olmad da sylenemez, sadece birinci eklemlilie sahip olduu sylenebilir. Birinci eklemlilik dzeyinde dizge, mevcut olan en kk anlaml birimlerden oluur. (Mesela bir dildeki biimbirimler (morphemes) ve kelimeler) Bu eklemlilik dzeyine dilde, gramatikal dzey denir. Bu dzeydeki anlaml birimler, her biri bir gsteren ve gsterilenden oluan eksiksiz gstergelerdir. kinci eklemlilik dzeyinde, gstergebilimsel bir dzg, tek bana anlam tamayan en kk ilevsel birimlere blnebilir. (Mesela konumadaki sesbirimler (phonemes) ve yazdaki yazbirimler (graphemes)) Tamamen ayrmsal

(differential) ve yapsal olan bu birimler, dzgdeki yinelenebilen zelliklerdir. Bunlar tek balarna birer gsterge deildir. (Bu kk birimlerin anlaml gstergeler haline getirilmesi iin dzgnn mutlaka birinci eklemlilik dzeyinin olmas gerekir) Bu kk birimler, bir eye iaret etmeyen gsterge eleridir. Her iki dzeyi de ieren bir dzgde, bu kk birimlerin ilevi, en kk anlaml birimleri ayrt etmektir. Mesela dildeki /k/, /b/, /s/ sesbirimleri, ikinci eklemliliin eleridir ve bunlarn ilevi, dilin birinci eklemlilik dzeyinin eleri olan /kel/, /bel/, /sel/ gibi kelimeleri birbirinden ayrt etmektir. Dildeki ikinci eklemlilik dzeyi, grld gibi, sesbilimsel (phonological) bir dzeydir. Gstergebilimsel dzgler ya tek eklemli ya ift eklemli ya da eklemsizdir. ift eklemlilik (double articulation), gstergebilimsel bir dzgnn, az sayda birim kullanarak saysz anlaml birleimler oluturmasna olanak tanmlanr. Snrl sayda elerin snrsz kullanm, gstergebilimsel ekonomi olarak adlandrlr. Hjelmslev, ift eklemlilii, dilin temel ve tanmlayc bir zellii olarak grmtr. ift eklemlilik, byk lde dilin yaratc ekonomisine katk salar. Dil, az sayda gsterge kullanan, fazlasyla ekonomik bir gstergebilimsel dizgedir. Dilsel ekonomi, renmeyi ve hatrlamay kolaylatrr. Yaratclk asndan dil, snrsz biimde retkendir. Mesela bir dilde 40-50 civarnda ikinci eklemlilik esi yani sesbirim bulunabilir ancak bunlardan yzbinlerce cmle retilebilir. Sonuta Noam Chomskynin belirttii gibi, dilin yaratc ekonomisi bize, daha nce hi

karlamadmz sonsuz sayda cmle retme olanan verir. John Lyonsa gre ikilik (duality), ayn zamanda nedensizlikle ilikilidir. Eer her sesbilimsel eyle anlam arasnda baz alardan -ister uzlamsal isterse doal-

ikonik bir bant bulunsayd, sesbilimsel eleri birbirleriyle birletirme olana olduka kstlanrd. Roman Jacobsona gre ise dilsel birimlerin birletirilmesinde artan bir zgrlk derecesi sz konusudur. Mesela ayrc zelliklerin sesbirimlerle birletirilmesinde, birey-konuucunun zgrl sfrdr, nk dzg (code), sz konusu dilde kullanlabilecek btn olanaklar zaten belirlemitir. Sesbirimleri

kelimelerle birletirirken de zgrlk snrldr. Kelimelerle cmle olutururken ise konuucu daha az snrlanmtr. Nihayetinde cmlelerin szcelerle (utterance) birletirilmesinde birey-konuucunun zgrl artar ve bylece yeni balamlar yaratabilir. Jacobsonun da belirttii gibi, cmle dzeyinin tesinde bile, kelimeleri kullanma eklimiz bize ak olan olanaklar snrlayan dilsel uzlamlara baldr. Eer bu normlardan fazla uzaklarsak, bildiriimde baarsz olabiliriz. Baz dzglerde sadece birinci eklemlilik vardr. Bu gstergebilimsel dizgeler, gstergelerden yani sistematik olarak birbirine bal olan anlaml elerden oluur ancak bu gstergeleri en kk ve kendi bana anlam tamayan eler halinde yaplandracak ikinci bir eklemlilik yoktur. Bir dzgdeki en kk ve yinelenen

yapsal birimin anlaml olduu yerde, dzgnn sadece birinci eklemlilii vardr. Birok gstergebilimci, szl olayan bildiriimin, hayvan bildiriimiyle ilgili eitli dizgelerin sadece birinci eklemlilie sahip olduunu savunur. ift eklemliliin bulunmad dier gstergebilimsel dzglerde, sadece ikinci eklemlilik vardr. Bunlar belirli anlamlara sahip gstergelerden oluur ve bu anlamlar o

gstergelerin elerinden karlamaz. Bunlar sadece betilere (figurae) yani en kk ilevsel birimlere blnebilir. (42-91, 92; 80; 50) Bkz. Articulation, Binarism, Figurae Empty Signifier (T. Bo Gsteren*, Fr. Signifiant Vain): Sem. Mphem, fazlasyla deiken, zel olarak belirtilemeyen ya da mevcut olmayan bir gsterileni olan gsteren olarak tanmlanr. Bu gibi bo gsterenler, farkl insanlar iin farkl eyler ifade ederler, birok gsterilenin yerini tutabilirler ya da hibir gsterilenin yerini tutmayabilirler. Onu yorumlayanlar ona ne anlam verirse o olabilirler. Bu tr gsterenlerin var olduunu ne srenler, gsteren ve gsterilen arasnda hibir bant olmadn savunurlar. Ancak Saussure geleneini benimsemi olan gstergebilimcilere gre bir gsterilenin yerini tutmayan bir gsteren mevcut olamaz, bir eyi gsterge olarak nitelendirmek iin mutlaka bir eyi gstermesi gerekir. (50) Bkz. Signifier Encoding (T. Dzgleme, Fr. Encodage): Sem. Metinlerin, dzgleyiciler (encoders) tarafndan, ilgili dzglerden faydalanlarak retilmesi. (50) Bkz. Code, Decoding

Enonciation (T. Szceleme, Fr. Enonciation): Dilin bireysel olarak retilmesi, dili bireysel kullanm haline sokmak. Szcelemede, szcelerin iinde bulunduu durum ve balam byk nem tar. Belli bir zne tarafndan retilen bir szcenin anlalabilmesi iin belirleyicilerini, sylenme nedenini, hangi balamda

sylendiini ve syleme ortamn bilmek gereklidir. tr szceleme vardr: Dorudan, gecikmeli ve dolayl szceleme. Dorudan szcelemede, verici ile alc yz yzedir. Her biri konuma boyunca sra ile verici ve alc olur. Baz dorudan szcelemede verici ile alc dorudan grse de, ayn mekanda deildir. Verici ya da alc iin, belirgin bir dinleyici ve mekan gz nne gelmez. Telefon konumalar, bir kii ile yaplan grmeler bu tre rnek verilebilir. Gecikmeli szelemede, verici ve alc ayn zaman dilini iinde bulunmazlar. Yani vericinin szcelemesi, alcnn szceyi anlamlandrma zamanna gre daha nceki bir zaman diliminde olacaktr. Mektup, gecikmeli szceleme iin rnek verilebilir. Birisi mektup yazar, karsndaki mektubu okur ve geri bildirimde bulunur. Yazl metinlerde de (gazete, retici yazlar, edeb metinler) gecikmeli szceleme sz konusudur. Ancak yazl metinlerde alcnn geri bildirimde bulunma hakk yoktur. Yaznsal anlatmlarda iki szceleme yeri ve zamanndan sz edilebilir. Birincisi, kitabn basld yaynevine ait yer ve zamandr. kincisi ise yazarn metni kaleme ald yer ve zamandr. Gecikmi szceleme iin afi, duvar yazs, ara-gerelerin zerindeki kullanma talimatlar, genel uyarlar gibi yaz trleri rnek verilebilir. Dolayl szcelemede ise bir konuucu, bakalarndan duyduklarn aktarr. Dolayl anlatm buna rnektir. Bu tr szcelemede iki ayr verici vardr. Birincisi, bir szce reten; dieri ise bu szceyi bir bakasna aktaran kiidir. Ayn biimde iki

szceleme durumu da sz konusudur. Birincisi, aktarlan syleme ait szceleme durumu; ikincisi ise aktaran syleme ait szceleme durumu. Yazl ve szl anlatmlardan baka tiyatro metinlerinde ve filmlerde dolayl szceleme durumuna rnekler bulunabilir. zellikle anlatbilim asndan, bir anlatda konuan kii anlatcdr. Ancak anlat iinde anlatcdan baka birok kii de olacaktr. Anlatbilim asndan, dier kiilerin tm szlerini anlatcnn anlatlana/okuyucuya aktard kabul edilir. Bubunla birlikte bir romandaki tm konumalarn dolayl anlatm olmad da bilinir. Bu durumda anlatc silinmi ve konuma hakkn anlat kiilerine brakmtr. Ama her durumda, bu bilgileri de okuyucuya anlatcnn aktard kabul edilir. (21-36, 37, 38) Bkz. Discourse, Narration, Utterance Episteme (T., Fr. Epistme): Foucaultnun kulland episteme terimi, belli bir tarihsel dnemdeki sylemsel pratikleri biraraya getiren bantlar dizisinin toplamna gnderme yapar. Sylemsel pratikler de o dnemin bilgi kuramlarn (epistemologies) retir. (50) Bkz. Epistemology

Epistemology (T. Bilgi Kuram, Fr. Epistemologie): Felsefenin, bilgi kuramyla ilgilenen bir daldr. Epistemology terimi, dnyann nasl bilinebileceine ve dnya hakknda ne bilinebileceine gnderme yapar. dealizm, realizm vb. hep gerekin ne olduu zerinde duran bilgikuramsal bir tutum iindedir. Bilgi kuramlar, ontolojik varsaymlar da temsil eder. (50) Bkz. Episteme Essentialism (T. Esaslk, Fr. Essentielisme): Esasl savunanlar, baz

gsterilenlerin (signifieds) dierlerinden farkl, mstakil kendilikler (entities) olduunu, bunlarn nesnel bir varla ve esas zelliklere sahip olduunu savunurlar. Esaslara gre bu gsterilenler bir eit mutlak, evrensel ve tarihtesi (transhistorical) esas vastasyla tanmlanabilirler. Mesela gereklik,

doruluk, anlam, zihin, bilin, tabiat, gzellik, adalet, zgrlk gibi gsterilenlere, dilden nce mevcut olmalarn salayan varlkbilimsel bir stat verilmitir. Esaslk, insanlarla ilikili olarak, insanolunun ya da tpk kadnlar gibi belirli bir insan kategorisinin, doutan gelen, deimez ve ayrc bir tabiat olduuna gnderme yapar. Mesela kadn ve erkek arasndaki ayrmda biyolojik esaslk sz konusudur. Hmanizm diye bilinen dnce de esasdr nk bireylerin sabit, uyumlu, tutarl, btnsel ve mstakil bir i bene, kiilie, tutumlara ve fikirlere sahip olduunu kabul eder. Burjuva ideolojisi de toplumu, kabiliyet, tembellik, msriflik gibi nceden verilmi esaslara sahip bamsz bireyler asndan karakterize ettii iin esasdr. Grececiler (relativists) ile yapsalcl ve yapsalclk-tesini savunan gstergebilimciler esasla kar karlar nk onlara gre eylerin, bizim onlar tanmlama ve snflandrma biimimizden bamsz esas zellikleri yoktur. (50) Bkz. Reductionism Expression-Token (T. fade rnei, Deyim rnei): Man. Bir ifadenin tekil ve somut olarak her tekrarlan bir ifade rneidir. (9-41, 42; 14-25, 26) Bkz. ExpressionType Expression-Type (T. fade Tipi, Deyim Tipi): Man. Bir tmel olarak ifadenin kendisi. Buna karlk ifadenin her tekrarlan tekil ve somut bir olay olarak ifade rnei (expression token) adn alr. Mesela Akam, yine akam, yine akam msrasnda be kelimenin olduunu da syleyebiliriz, iki kelimenin olduunu da. ki kelimenin olduunu sylediimizde ifade tipini saym oluruz. Be kelimenin bulunduunu sylediimizde ise ifade rneklerini saym oluruz. Akam kelimesinin her geii bir ifade rneidir; tek bana akam kelimesi ise ifade tipidir. Bir kelimenin fonetik varyantlar da ayn ifade tipine dahildir. Buradan hareketle Sz daarc bakmndan en zengin dil ngilizcedir veya En fazla szck kullanan yazar Shakespearemi gibi ifadeleri ngilizlerin ok konuan ve yazan bir ulus,

Shakespearein ise en verimli yazar olduu eklinde yorumlamamak gerekir. nk burada ngilizcenin zenginlii, bu dilin szlnde yer alan ayr tipten szcn saysyla ilgilidir. Ayn ekilde Shakespearein hacimce hi de kabark olmayan eserlerinde 20.000e yakn ayr tipten szcn getii hesaplanmtr. (9-41, 42; 14-25, 26) Bkz. Expression-Token Expressive Function (T. Anlatmsallk levi, Fr. Fonction Expressive): Bildirinin konuucuya ynelik olduu, konuucunun szn ettii konuya ilikin zel tutumunu, gerek olsun olmasn okusalln dolaysz biimde dile getirdii durumlarda gerekleen dilsel ilev. Ne gnlerdi o gnler! gibi nlemler bu ilevin en yaln anlatmdr. Bu ilev ayrca eitli sesil, dilbilgisel, szlksel biimlere de renk katar. (42-62, 63; 41-25) Bkz. Appellative Function, Functions of Signs, Metalingual Function, Phatic Function,, Poetic Function, Referential Function Extension (T. Kaplam, Fr. Extension): Man. Bir dzgn deyimin dile getirdii nesne ya da nesneler kmesi. Mesela bir adn kaplam, gsterdii birey; bir yklemin kaplam, bu yklemi alan nesnelerin toplam; bir nermenin kaplam, bu nermenin doruluk deeridir. Kaplam ile ilem arasndaki ayrm ilk dile getiren John Stuart Mille gre bir terimin kaplam, bu terimin uygulanabildii nesnelerdir. Buna gre sandalye kelimesinin kaplam, dnyadaki her sandalyeyi ierir. (1871) Bkz. Intension Felicity Conditions (T. Yerindelik Koullar): Prag. Bir sz ediminin uygun koullarda szcelenip szcelenmediini belirleyen koullar. Konuan kiinin szceledii edimsel bir tmce ancak belli koullarda yerinde olabilir ve baarya ular. Mesela Bu gemiye Queen Elizabeth adn veriyorum szcesi, sz konusu geminin zaten bir ad varsa, ortada gemiye ad veren kii dnda kimse yoksa, bu treni dzenleyen kii ya da kiilerin bu i iin davet ettii bir kii deilse yerinde olmaz. Yerindelik koullar kabaca balk altnda deerlendirilebilir: x Hazrlayc Koullar: Bunlar sz edimini gerekletirmek iin konuucunun sahip olmas gereken toplumsal durumu ya da otoriteyi, dier ahslarn durumunu vb. ierir. Mesela resm bir nikah ancak nikah memuru gerekletirebilir. Ayrca evlenen iftlerin mutlaka bekar olmas ve evet ya da hayr eklinde szcelerle evlilii kabul ya da reddetmeleri gerekir. x cra ya da Uygulama Koullar: Uygulama koullar, bir sz ediminin bir ayin ya da tren eliinde gerekletirilmesini akla getirir ancak esasnda bir hareket ya da eylem olmad zaman da edimin geerli ve yerinde olduu durumlar vardr.

Mesela bir futbol karlamasndaki bir hakem, bir oyuncuyu uyard zaman onun adn, numarasn ve oynad takm not eder. Bununla birlikte hakem sar kartn da karp gsterebilir ama bu, uyarmak iin ille de gerekli deildir. x tenlik Koullar: Bunlar, konuucunun syledii eyi yapmaya gerekten niyetli olmas gerektiini ifade eder. Sz verme ya da zr dileme durumunda dierleri iin konuucunun ne kadar iten olup olmadn bilmek imkansz olabilir. Bununla birlikte itenlik, zrn bir daha tekrarlanmayacana ya da verilen szn tutulacana dair garanti vermez. Evlenme sz vermek, and imek gibi baz sz edimlerinde bu itenlik, ahitlerin varlyla belirli hale gelir. Sz veren kii daha sonra Ben byle demek istememitim diye bir ey ne sremez. (107; 108; 3614, 15, 16) Bkz. Cooperative Principle, Performative, Speech Act Figurae (T. Beti, Fr. Figurae): Hjelmslev tarafndan, gstergeden daha kk boyuttaki birimlere verilen ortak ad. ift eklemliliin gstergebilimsel sesbirimler, bir dzg, kendi bana gibi) daha alt bir yapsal dzeyinde, anlam tamayan ilevsel (konumada birimlere

yazda

yazbirimler

kk

ayrlabilir.Hjelmslevin figurae diye adlandrd daha alt dzeydeki bu birimler, tamamyla ayrmsal (differential) olan yapsal birimlerdir. Dil, sonlu sayda betilerle (seslem, sesbirim, anlambirimcik) sonsuz sayda gsterge oluturmaya elverili bir dzenektir. (41-42; 50) Bkz. Articulation, Double Articulation Figure (T. Deimece, Fr. Figure): Bir gstergenin gerek anlam dnda, tabi ve allm olandan uzaklam biimde kullanlmas. Figrler, dnce figrleri ve kelime figrleri olarak ikiye ayrlr. Dnce figrleri imgelemle ilikilidir, bunlar ifade eden kelimeler deitirilse de figr daima ayn kalr. Buna karlk kelime figrlerinde sz deitirildiinde figr yok olur. Figrlerde temel olarak benzerlik ya da edeerlik ilikisi bulunur. Burada benzerlik, eretilemeye (metaphor); edeerlik ise dzdeimeceye (metonymy) tekabl eder. Bu tarz figrlerin dnda, tmcedeki elerin dzenleni biiminden, tmce kuruluundan, biemsel zelliklerden kaynaklanan figrler de vardr. (41-72; 14-27) Bkz. Metaphor, Metonymy, Synecdoche First Articulation (T. Birinci Eklemlilik, Fr. Premire Articulation): Bkz. Articulation Form (T. Biim, Fr. Forme): I.Dil. Dilsel bir gstereni oluturan ses elerinin tm. II.Sem. Saussuren yapt gsteren-gsterilen ayrmnda gsteren biim, gsterilen ise ierik olarak deerlendirilir. Hjelmslev, Saussuren

gsteren/gsterilen kartln anlatm/ierik dzlemleriyle karlar. Her dzlemde de tz/biim kartln ngrr. Yani anlatm (expression) ve ierik (content)

dzlemlerinin

birer

tz

(substance)

ve

biimi

(form)

vardr.

Buna gre

gstergelerin drt boyutu vardr: eriin tz, ieriin biimi; anlatmn z, anlatmn biimi. erik dzlemindeki gsterilenler unlardr: Metinsel dnya, konu, tr (genre) vb.yi kapsayan ieriin tz ve anlamsal yap (semantic structure) ile tematik yapy kapsayan ieriim biimi. Anlatm dzlemindeki gsterenler de unlardr: Grnt, ses gibi fiziksel iletim aralarn kapsayan anlatmn tz ve biimsel szdizimsel yap, teknik ve slubu kapsayan anlatmn biimi. (41-44; 50) Bkz. Signified, Signifier Formalism (T. Biimcilik, Fr. Formalisme): 1915-1930 yllar arasnda S.S.C.Bde ortaya kan yapsalc, realizm kart ve estetik bir reti. Bu retiyi savunanlar arasnda Boris Tomaevski, Viktor klovski, Boris Eichenbaum ve Yuri Tinyanov gibi aratrmaclar vardr. almalarna Rus Biimcileri ile balayan Roman Jacobson ise 1920de Rusyadan ayrlp ekoslovakyaya giderek Prag Dilbilim Okuluna katlm ve Rus Biimciliini, bir bakma, Avrupada devam ettirmitir. Rus Biimcilii, Sovyetlerin resm anlayna ters dt iin 1930dan sonra yok olmaya yz tutmu ve yerini yapsalcla brakmtr. 1960larda ise Rus Biimciliinin gstergebilimsel bir biimi ortaya kmtr. Rus Biimcileri esas olarak dilin edeb kullanmlar zerine odaklanmlardr. Dolaysyla ierikten ziyade biim, yap, teknik ya da iletim arac (medium) zerinde durmulardr. Biimciler, edeb dili yabanclatrlm bir dil olarak grm ve dzyazdan ziyade iiri model almlardr. iirde de daha ok kafiye, vezin, betimleme, szdizimi ve anlat teknikleri gibi edeb aralara ilgi duymulardr. Rus Biimcilerine gre edebiyat incelemesinin, dier tr incelemelerden ayr, kendine zg bir ynteme dayandrlmas gerekiyordu. Rus Biimcileri bunun iin eserden hareket etmeyi savunmu ve her eyden nce edebiyat eserini dier eserlerden ayran biimsel zelliin, yani yaznsalln ne olduu sorusuna cevap aramlardr. Rus Biimcileri yaznsall ostranenie yani yabanclatrma ya da alkanl krma kavramyla aklamlardr. Buna gre biz, d dnyaya, nesnelere, davran ve dn biimlerine baka baka bunlar kanksarz. iir ise kendine zg dili sayesinde bu kanksamay sarsarak, nesneleri, davranlar, dnceleri ve duygular taze bir bakla grmemizi, yeniden alglamamz salar. Dolaysyla edebiyat eserinin yapt, gereklii yanstmak deil, onu deiik biimde yanstmak. Rus Biimcileri, yaznsalln zn alkanl krmakta grdkleri iin, zerinde durduklar sorun, metnin bunu nasl salad sorunudur. Bu yzden, Rus Biimcileri iin nemli olan airin gereklik karsndaki tutumu deil, dil karsndaki tutumudur. (27-177, 178 vd.; 50) Bkz. Denaturalization, Form, Poetic Function, Structuralism

Functionalism (T. levselcilik, Fr. Fonctionalisme): Geni anlamyla, toplumu ve kltr btn bir sistemin ierisindeki birbiriyle ilikili olan bamsz elerin ilevlerini vurgulayan bir yaklam. Birer sosyolog olan Herbert Spencer ve Emile Durkheim tarafndan ortaya atlan ilevselcilik, daha sonra Bronislav Malinovski gibi antropologlar, Talcott Parsons ve Robert Morton gibi sosyologlar tarafndan da benimsenmitir. levselci yaklam, dilbilimciler tarafndan da benimsenmi ve ilevsel dilbilim ortaya kmtr. levsel dilbilim, dilsel biimlerin ilevi zerinde odaklanr ve dilsel eler arasndaki bantlar, bildiriimdeki ilevleri asndan ele alr. Gl bir toplumsal yaklamla da belirlenen ilevsel dilbilim, dilin kendi iinde ve kendisi bakmndan incelenmesi ilkesinin, toplumla ve dil d somut durumla bantlar gz nnde tutularak ele alnmasn engellemedii grn de ierir. Rus Biimcileri (Propp, Volosinov, Bakhtin), Prag okuluna mensup

dilbilimciler (Jacobson), L. Hjelmslev, Andr Martinet, Teun von Dijk gibi dilbilimciler ilevsel yaklam benimsemitir. levselcilik, toplumsal deimeyi gzard etmekle ve tarih-d olmakla eletirilmitir. levselcilik, olgular bir btnn eleri olarak ve bu btn iindeki ilikileri bakmndan ele alan yapsalclkla da yakndan ilikilidir. (50; 41-129) Bkz. Formalism, Functions of Signs, Structuralism Functions of Signs (T. Gstergelerin levleri, Fr. Fonctions des Signes): Jacobson, K. Bhlerin ilevli modelini gelitirerek alt ilevli bir dilsel bildiriim modeli tasarlamtr. Jacobsona gre dilsel bildiriimin gerekletirilmesi iin alt etken gereklidir: Konuucu, dinleyici, bildiri, oluk, gnderge, dzg ya da dizge. Bildirim eyleminde ilkece ilkece gndergeye ilikin, dzglenmi bir bildirinin oluk araclyla konuucudan dinleyiciye aktarlmas sz konusu ise de, gerekte bildiriim hi de bu denli yaln ve tekdze deildir. Duruma gre, sz konusu alt eden biri ya da br ar basabilir; bir baka deyile sre gnderge arlkl olmayabilir. Bylece bildiriim eitlenir, egemen eye gre anlam kazanr; deiik dilsel ilevler ortaya kar. Yorumlama ve deerlendirmede yanlla dmemek iin hem egemen enin belirlenmesi; hem de bu eye elik eden br elerin hangi oranda srece katldnn saptanmas gerekir. Jacobson buna dayanarak gelitirdii modelde, oku ilevi, ar ilevi, yaznsal ilev ya da sanat ilevi, iliki ilevi, gnderge ilevi ve stdil ilevine yer vermitir. oku ilevinde bildiri konuucuya yneliktir. ar ilevinde bildiri dinleyiciye yneliktir. Yaznsal ilev ya da sanat ilevinde bildirinin kendisine yneliktir. liki ilevinde bildiri, bildiriimin kendisine yneliktir. Gnderge ilevinde balama ynelik, stdil ilevinde ise dzgye ya da dizgeye yneliktir. (20-22, 23 vd.; 50; 42-62, 63 vd.) Bkz. Conative Function, Expressive Function, Metalingual Function, Phatic

Function,, Poetic Function, Referential Function

Glossematics (T. Glosematik, Fr. Glossmatique): L.Hjelmslev ve arkadalar tarafndan, dilin biimsel yapsn incelemek zere bir tr dil cebiri olarak tasarlanan kuram ve yntem. Bu kuram bir dil betimlenirken gerekleme dzleminde karlalan btn elerin (ses, yaz vb.) ya da tzn bir yana braklarak hem ierik hem anlatm ynnden biimin ele alnmasn ngrr. (41109) Hermeneutics (T. Yorumbilgisi, tanrlarla Fr. Hermneutique): araclk I.Fel. Adn Yunan alan

mitolojisinde

insanlar

arasnda

yapan

Hermesten

Hermeneutics felsefede, yorum ve aklamann yntembilim ilkelerini inceleyen sistemdir. Eski Yunan geleneinden bir sanat olarak aktarlm, bir metni anlamaya ynelen ya da metin yorumlamasn konu alan reti anlamn almtr. Kutsal metinlerin yorumlanmasnn nem kazanmasyla birlikte gelimitir.

Aristotales, Organonun ikinci kitab olan Peri hermeniasta (Yorum zerine) anlamlara dayanarak nermeler araclyla karm yapma biimlerini ele alm, bylece bir bakma ada yorumbilime nclk etmitir. Yorumbilgisinin temel ilkesi, bir saptamann anlamnn ancak, kendisinin bir parasn oluturduu tm bir sylemle ya da dnya gryle ilikili olarak kavranabilecei dncesidir. (50) Bkz. Interpretative Codes Idealizm (T. dealizm, Idalisme): Sem. Gerekliin znel olduunu ve insanlar tarafndan kullanlan gstergelerle kurulduunu ileri sren yaklam. dealist yaklam, toplumsal boyutu gzard etmekle eletirilmitir. Metinleri toplumsal balamlarnda bamsz olarak ele alan yaklama metinsel idealizm (textual idealizm) olarak nitelendirilmitir. zellikle solcu eletirmenler, idealizme, insan varoluunun madd koullarn grmezden geldii iin kar kmlardr. Bireyden ve onun dncesinden baka hibir eyin varolmadn savunan idealizm, tekbencilikle (solopsizm) de ilikilidir. (50) Bkz. Epistemology, Essentialism Ideogram (T. Fikir mi, Fr. Idogramme): Dorudan doruya bir fikir temsil eden ekil. Bu bir resim ya da herhangi bir iaret olabilir. (37-82) Ideological Codes (T. deolojik Dzgler, Fr. Codes Ideologique): Sem.

Yorumlayc dzglerin (Interpretative codes) bir tr.

Feminizm, materyalizm,

liberalizm, kapitalizm, poplizm gibi izmleri ieren dzglerdir. Bir bakma btn dzgleri ideolojik olarak grmek de mmkndr. (50) Bkz. Aesthetic Codes, Code, Interpretative Codes, Logical Codes Idiolect (T. Bireysel Dil, Fr. Idiolecte): I.Dil. Toplumdilbilimden (sociolinguistics) alnm olan, dilin bireyler tarafndan farkl biimlerde kullanlmasn ifade eden

terim. Bir dilin, belli bir bireyde ald biim. II.Sem. Bu terim, gstergebilimde, bireylerin kendilerine zg sluplarn ve alt-dzglerini ifade eder. (41-49; 50) Bkz. Sociolect Illocutionary Act (T. Edimsz Edimi, Fr. Acte Illocutionnaire): Prag. Austinin sz edimleri kuramnda dzsz ediminden (locutionary act) sonra gelen ve szceyle birlikte gerekletirilen davranlar ifade eden edim. Buna gre bahse girmek, evlenme sz vermek, ho geldin demek, uyarmak, emir vermek, suru sormak gibi edimleri sylemek ayn zamanda yapmak demektir ve dolaysyla bunlar edimsz edimleridir. Edimsz edimi, bildiriim ilikileri iinde szcenin (utterance) tad deere gre deiiklikler gsterir, konuucu ve dinleyici arasndaki ilikileri ilgilendirir, kullanmsal anlam ortaya karr. Edimsz edimleri, teki edimlerden farkl olarak, birtakm sesler karlrken ya da birtakm izgiler izilirken yerine getirilir. Ancak yalnzca birtakm sesler karmak ya da izgiler izmekle, bir edimsz ediminde bulunmak arasnda fark vardr. Birinci fark, kiinin bir edimsz ediminde bulunurken kard seslerin ya da izdii izgilerin bir anlam olduunun sylenmesi, ikinci fark ise kiinin bu sesleri kararak ya da izgileri izerek bir ey anlatmak istediinin sylenmesidir. Baz aratrmaclar, edimsz edimlerini

kategorilere ayrmaya almtr. Austin, tmce sylenirken yerine getirilebilecek edimsz edimlerinin saysnn binlerle ifade edileceini sylemekle birlikte bunlar be balk altnda toplamann da olanakl olduunu belirtmektedir: x Karar-belirticiler (verdictives): Bir karar bildirilirken szcelenen tmcelerin (rnein bir jrinin, bir yargcn, bir hakemin kararn bildirirken kulland tmcelerin) edimsz glerini (illocutionary force) ierir. Burada, verilen ya da bildirilen kararn kesin olmas gerekmez. Bu bir tahmin, bir san, bir takdir de olabilir. Karar-belirticiler iin nemli olan, u ya da bu nedenle hakknda tam bir karara varlamayan getirilmesidir. x Yaptrclar (Exercites): Bir g, bir hak, bir erk kullanlrken szcelenen tmcelerin tad edimsz glerini (illocutionary force) kapsar. rnein atama, oyunu belirtme, emretme, steleme, nerme, uyarma birer yaptrcdr. x Ykleyiciler (Comissives): Sz verme gibi konuan kiiyi bir ey yapmakla ykml klan sorumluluklar altna girilirken szcelenen tmcelerin edimsz glerini kapsar. Bunun yan sra, sz verilmeksizin bir ynelim dile getirilirken kullanlan tmcelerle, birini desteklemek gibi daha belirsiz durumlarda retilen tmcelerin edimsz glerini de ierir. Austin, ykleyicilerin yaptrclarla ve karar-belirticilerle yakn balantlar olduuna dikkat eker. bir eyle (bir olguyla, bir deerle) ilgili bir bulgunun dile

Davran-belirticiler (Behabitives): Austine gre ok karmak olan bu edimsz gc tutumlarla ve davranlarla ilgilidir. rnein zr dileme, kutlama, sayg sunma, taziyede bulunma, beddua etme, meydan okuma bu snfa girer.

Serimleyiciler (Expositives): Austin tanmlamakta glk ektiini belirttii bu edimsz gcn yle aklar: Bunlar szcelediimiz tmcelerin bir uslamlamann ya da bir sz al-veriinin ak iindeki yerini; daha genel bir anlatmla iletiim srasnda tmcelerimizi nasl kullandmz gsterir. rnein yantlama, kabul etme, varsayma, aklama birer serimleyicidir. (14-5; 107; 108; 4-137; 36-21) Bkz. Illocutionary Force, Locutionary Act, Perlocutionary Act, Speech Act

Illocutionary Force (T. Edimsz Gc, Fr. Force Illocotionnaire): Prag. Austine gre, belli bir iletiim ortamnda retilen tmcelerin tad edimszel deer. Mesela Tamam, geleceim tmcesinin, uygun iletiim ortamnda tad edimsz gc, sz vermektir. (107; 108) Bkz. Illocutionary Act Index (T. Belirti, Fr. Indice): Sem. Peircen gsterge ile nesnesi arasndaki ilikiye gre yapt tasnifte yer alan gsterge trnden (icon, index, symbol) biri. Belirtide, gsterge ile nesnesi arasnda varolusal ve nedensel bir bant vardr. Mesela duman, atein; ayakizi, insann; yank yemek kokusu yemein yandnn vb. belirtisidir. Belirtinin oluumunda, temelde bir ey aktarma niyeti yoktur. (1356; 67) Bkz. Sign, Icon, Symbol Induction (T. Tmevarm, Fr. Induction): Man. Kiilerin, zellikle bilim adamlarnn gzlem ve deneylere dayanarak aksine yeni varsaymlar zellerden benimsemeleri genellere, sreci.

Tmevarm,

tmdengelimin

zihnin

misallerden

kaidelere, olaylardan kanunlara doru k eklindeki bir dnce tarzdr. Tmevarm daha ok deneyin sz konusu olduu tabiat bilimleri iin elverilidir. Mesela demir, bakr, gm gibi madenler s karsnda geniler. Bu, deneylerle ispatlanmtr. O halde btn madenler s karsnda genleir. (26-113; 18-138) Bkz. Abduction, Deduction Inference (T. karm, Fr. Infrence): Man. Verilerden sonu karma, bir nermeden yeni bir nerme karma. Bu terim, mantkta, doruluu bilinen nermelerden sonu karma ilemini ifade eder ve bu anlamda akl yrtme (reasoning) terimiyle eanlamda kullanlmas doru deildir nk akl yrtme, aral karsamalar kapsar. Mesela Ta insan deildir nermesinden insan ta deildir sonucunu arasz olarak karrz. arac Bu Oysa Niasta besleyicidir Ekmek akl

nermesinden, besleyicidir

Ekmek

niastadr karamayz.

nermesini ya da

bilmeksizin dolayl

sonucunu

aral

karm,

yrtmedir. karm, geni kapsaml bir deyimdir; akl yrtme, tmdengelim ve tmevarm bunun zel biimleridir. karmda varlan sonucun doru olabilmesi iin ncllerin doru olmas arttr. nclleri yanl olan karmda varlan sonu da yanl olur. (18-24; 24-256) Bkz. Abduction, Deduction, Induction Intension (T. lem, Fr. Intension): Man. Genel olarak bir szcn armlar; kaplama (extension) giren nesnelere uygulanan nitelik ya da kavram. Mesela sandalye kelimesinin ilemi, bir kiinin oturmas iim tasarlanm mobilya paras eklinde belirtilebilir. John Stuart Mill, kaplam-ilem karlatrmasn ortaya atm ve bir cins adnn ilemini, genel olarak bu adla bir arada anlan ayrc niteliklerin kmesi, bu cins adnn hangi nesnelere uygulanabileceini belirleyen ayrc nitelik ya da nitelikler kmesi olarak tanmlanmt. Genel bir terimin ilemi arttka, kaplam azalr. ada bir terim olan ilem, geleneksel mantk terimi kapsamdan (comprhension) tremitir. (18-59, 60) Bkz.

Extension Interpretative Codes (T. Yorumlayc Dzgler, Fr. Codes Interpretatif): Sem. Birok gstergebilimsel dzgy yorumlayc olarak grmek mmknse de, yorumlayc dzgler, toplumsal ve metinsel dzglerin yannda balca bir grup olarak deerlendirilebilir. Yorumlayc dzgler algsal (perceptual) dzgler ve ideolojik dzgleri ierir. Yorumlayc dzglerin, metinsel ve toplumsal

dzglerden faydalanarak kiplikle (modality) ilgili yarglarn temelini oluturduu sylenebilir. Baz gstergebilimciler, kesin ve net almad iin yorumlayc dzgleri, gstergebilimsel dzgler olarak deerlendirmekte tereddt ederler. (50) Bkz. Code, Hermeneutics, Ideological Codes, Perceptual Codes Interpretant (T. Yorumlayan, Fr. Interpretant): Sem. Peircen l gsterge modelinde, bir yorumlayc (interpreter) olmaktan ziyade, gstergeye verilen mny (sense) ifade eden terim. Peircee gre bir gstergeyi tanmlarken onu nakletmek iin her zaman baka bir gsterge kullanmak durumunda kalrz; ite Peirce, dier gstergeyi betimlemek iin kullandmz gstergeye yorumlayan der. (50; 57; 60) Bkz. Sign, Object, Representamen, Referent, Semiotic Triangle Intertextuality (T. Metinleraras likiler, Fr. Intertextualit): J. Kristevann M.

Bahtinin diyalojizm kavramndan esinlenerek gelitirdii kavram. Metinleraras ilikiler kavram, bir metnin dier metinlerle olan ilikilerini ifade eder. Buna gre her metin, dier metinlerle olan ilikileriyle var olur. Metinler kendi

yaratclarndan ziyade dier metinlere daha ok ey borludurlar. Metinler, tpk tr (genre) gibi iinde daha baka metinlerin yaratlabilecei ya da

yorumlanabilecei balamlar salar. Metinleraras ilikiler terimi, bir metnin

snrlar olduu fikrini Bir metin nerede balar ve biter? eklinde sorunsallatrr. Ayrca bu terim, yapsalclk-tesi (post-structuralist) kuramclarn grleriyle de benzerlikler tar. (50; Bkz. Dialogism, Intratextuality Intratextuality (T. Metinii likiler, Fr.Intratextualit): Metinleraras ilikiler (intertextuality) terimi bir metnin dier metinlerle olan ilikilerini ifade ederken, metinii ilikiler terimi ad zerinde bir metnin kendi ierisindeki bantlarla ilgilidir. Bu bantlar, tek bir dzg (code) ierisinde ve dizimsel (syntagmatic) bantlar eklinde olabilmektedir. Mesela fotorafik bir dzgde, bir kiinin ayn fotoraftaki baka bir kiiyle olan bants. (50; Bkz. Dialogism, Intertextuality Irony (T. Tersinme, roni, Fr. Ironie): I.Ret. Asl maksadn zt anlam tayan kelimelerle ifade edildii bir tr deimece (trope). ronide ince bir alay ve dolayl bir anlatm sz konusu olmakla birlikte keskin ve incitici bir yn vardr. ronide, konuan kiinin ima ettii anlam grnteki anlamdan tamamen farkldr. ronik ifade genellikle bir tavr ya da deerlendirmenin ak bir ifadesini ierir ancak konumann genelindeki belirtilerden, konuan kiinin farkl ve ounlukla zt bir tutum ve deerlendirmeyi kastettii anlalr. II.Sem. Asl gstergenin (literal sign) genellikle tam tersi bir anlam iaret etmek iin, baka bir gstergeyle birletirilerek kullanld bir tr ift gsterge. (50; Metonymy, Synecdoche Isomorphism (T. Ebiimlilik, Fr. Isomorphisme): Baz aratrmaclar tarafndan homology terimiyle de ifade edilen bu terim a) ki farkl yapnn b) ki farkl yapdaki yapsal elerin ve c) Ayn yap iinde yer alan farkl seviyelerdeki yapsal elerin zellikleri, modelleri ya da ilikileri asndan birbirleriyle uygunluklarn, paralelliklerini ya da benzerliklerini ifade eder. Yapsalclar, bu gibi modelleri tespit etmeye alrlar ve bir dizgenin iinde yer alan btn seviyelerdeki yaplar arasndaki ebiimliliklere nem verirler; nk btn yapsal birimler ayn temel dnm kurallarndan kaynaklanr. Anlat bilimciler (narratologists), belirli Bkz. Allegory, Metaphor,

metinlerdeki anlamsal yaplar (mesela anlat) ve szdizimsel yaplar (mesela bir cmlenin yaps) arasndaki ebiimliliklere dikkat ekerler. Ebiimsel

(isomorphic) ilikilerin, bir gsterenin (signifier) belirli yapsal zelliklerinin, gnderme yapt gsterileninkiyle (signified) benzerlik tad zaman mevcut olduu kabul edilir. Bu anlamda grntsel gsterge (icon) ebiimlilii ierir. Dil kategorilerinin fiziksel dnyann yapsn ayna gibi yansttn savunan

nomenclaturism, dil-dnya ebiimliliiyle yakndan ilgilidir. Dilsel grecelik (linguistic relativism), dil-dil ebiimliliini reddeder. Eletirmenler, yksek

dzeydeki bir soyutlamada iki yapsal enin ebiimli olarak tanmlanabileceine dikkat ekerler. (50; Isotopy (T. Yerdelik, Fr. Isotopie): Sem. Metnin birliini salayan ve destekleyen balamsal zelliklerin ya da snfbirimlerin (classemes) istikrarn yani srekliliini ifade eden terim. Burada sz konusu olan zellikler metin boyunca tekrarlanarak, metnin tutarlln ve tek bir biimde yorumlanmasn salar. Ancak baz aratrmaclar buna katlmazlar ve bir metnin pek ok yerdelik ierebileceini, bu yerdeliklerin her birinin de farkl bir tutarl okumaya yol aabileceini savunurlar. lk kez A.J. Greimasn Smantique Structurale (1966) isimli eserinde bahsettii yerdelik terimi, zamanla Paris okulunun yaklamnda anahtar kavramlardan biri haline gelmitir. Daha sonra Umberto Eco da, yorumlama stratejilerinin snflandrlmasnda bu terime yer vermitir. Bir yerdelik zmlemesi

yapldnda, ortaya kacak ey, ortak balamsal zellikler (snfbirimler) ieren terimlerin yani szlkbirimlerin (lexemes) bir listesi olacaktr. Cmle dzeyinde bir rnek vermek gerekirse, Kedi miyavlyor cmlesinde zne ile fiil anlamsal adan tutarl, Kedi havlyor cmlesinde ise tutarszdr. (96; 41-232) Language (T. Dilyetisi, Fr. Langage): Dil. nsann sesli gstergeler araclyla ya da doal diller kullanarak anlama, bildiriim salama yetisi. Dilyetisi, dili de iine alan geni kapsaml bir terimdir. Gnmzde sinema dili, sanat dili, nezaket hareketleri vb. gibi konuma d sistemler de bu terimle ifade edilmektedir. Dilyetisi ok biimli ve karmaktr. Fiziksel, fizyolojik, ruhsal alanlarla ilikisi olduu gibi, bireysel ve toplumsal alanlarla da ilikisi vardr. Saussure, dilyetisinin incelenmesini iki blmde deerlendirir: Temel nitelikli blm, z bakmnda toplumsal olan ve bireyden bamsz bulunan dili inceler; bu inceleme yalnzca ruhsal zelliklidir. kincil nitelikli br blmse, dilyetisinin bireysel kesimini, yani sesleri karma olgusu da dahil olmak zere sz inceler; bu inceleme de ruhsalfiziksel zelliklidir. (30-20, 21, 22; 10-7) Bkz. Language Language (T. Dil, Fr. Langue): Dil. Topluluk arasnda anlamaya yarayan, ift eklemli gstergeler dizgesi. Dil, insann gereksinimlerine gre kurduu ve gelitirdii toplumsal bir kurumdur. A. Martinet dili yle tanmlar: Bir dil, insan

deneyiminin, topluluktan toplulua deien biimlerde, anlamsal bir ierikle sessel bir anlatm kapsayan birimlere, baka bir deyile anlambirimlere ayrtrlmasn salayan bildiriim aracdr; bu sessel anlatm da, her dilde belli sayda bulunan, z nitelikleriyle karlkl bantlar bir dilden brne deien ayrc ve ardk birimler, baka bir deyile sesbirimler biiminde eklemlenir. Saussure, dili (langue), dilyetisinden (langage) ayrr ve onu dilyetisinin bir blm olarak kabul

eder. Ona gre dil, hem dilyetisinin toplumsal bir rndr, hem de bu yetinin bireyler tarafndan kullanlabilmesi iin toplumun benimsedii zorunlu uzlamlar btndr. Ayrca Saussure, dil (langue) ile sz (parole) arasnda bir ayrm yaparak toplumsal olan bireysel olandan ayrr. Buna gre dil, konuan bireyin bir ilevi deildir, bireyin edilgen biimde belleine yerletirdii rndr; hibir zaman bir nceden tasarlama gerektirmez, dnme eylemi yalnzca snflandrma etkinlii sz konusu olduunda ortaya kar. Ama buna karlk sz, bireysel bir irade ve zeka edimidir. Bu edimde u zellikleri birbirinden ayrt etmek gerekir: 1. Konuan bireyin, kendi kiisel dncesini anlatmak iin dil dzgsn

kullanmasn salayan bireimleri; 2. Bu bireimleri da vurmasn salayan ruhsal-fiziksel dzenei. Saussuree gre bireyin edilgen biimde belleine aktard bir rn olan dil, dilyetisinin, bir baka deyile insann, sesli gstergeler araclyla doal diller erevesinde anlama, bildirime salama yetisinin btn gereklemelerinin kuraldr; bir tr snflandrma ilkesidir. Bu nedenle de dilbilimin gerek konusunu oluturur. Sz ise dilbilime yalnzca gere salar. Saussuren yapt dil-sz ayrm XX. yy dilbiliminin izleyecei dorultuyu izmi,

aratrmaclara ok verimli bir bak as sunmutur. Bu ayrm acl dilbilimin temellerinden biri olmu ve dier insan bilimlerinde de inceleme konularnn dizgeletirilmesinde byk katk salamtr. Ancak birok dilbilimci dil ile sz arasnda ngrlen ayrm olduu gibi benimserken kimi kuramclar bu terimlere kout, ayrntlara baklmazsa hemen hemen edeerli saylabilecek yeni terimler ortaya atmlar, kimileri ise eletirel bir yaklamla terimlerin kaplad alan en ince zelliklerine dein yeniden gzden geirerek deiik trden kavramlatrma giriimlerinde bulunmulardr. Ama bunlarn tmnn de gnderme yapt ana ereveyi yine dil/sz kartl oluturur. rnein L. Hjelmslev, Saussuren kimi dncelerini en ileri sonularna dein gelitirmek amacyla tasarlad ikin dil cebirinde biimselletirmeye birincil yeri verirken dil/sz kartl zerinde de durmu ve salt dil dzleminde yn ayrt etmitir: Taslak ya da ar biim olarak dil, kural ya da zdeksel biim olarak dil ve kullanm ya da dilsel topluluktaki alklar btn olarak dil. Hjelmslev yapt yalnlatrma sonucu taslak/kullanm kartlna ular ve bu ikiliyi dil/sz ikilisinin daha gelimi bir biimi olarak sunar. te yandan, dil ile sz arasndaki ayrm benimseyen G. Guillaume, Saussure btnlemek amacyla sylem kavramn kullanr. E. Buyssens ise l bir ayrm benimser: Dil/sz/sylem. E. Benveniste dil/sylem ikilisini kullanr ve sylemi, konuan bireyin stlenip dntrd, sz alveriinde ya da bildiriim srecinde dilin gerekleen biimi olarak tanmlamtr. retici-dnmsel

dilbilgisinin benimsedii edin/edim ikilisinin de dil/sz ayrmyla benzerlikleri

vardr. (42-44, 45 vd.; 43-14, 15; 40-14; 30-20, 21; 11-31, 32 vd.) Bkz. Language Lexeme (T. Szlkbirim, Fr. Lexme): Dil. Anlambirimin (moneme), biimbirime (morpheme) kart olarak dilbilgisel nitelik tamayan tr; bir tek anlambirimden oluan szlksel birim. Mesela oda, ev, yol vb. (41-193) Bkz. Moneme, Morpheme Linguistic Determinism (T. Dilsel Belirlenimcilik, Fr. Dterminisme Linguistique): Dil. Dncemizin ya da dnya grmzn dil tarafndan belirlendiini savunan gr. Buna gre szl dilin kullanm, dildeki gramatikal yaplar, anlamsal farkllklar vs. bizim dncemizi belirler. Bu konuda daha lml dnenler bunun ikili bir sre olduunu, yani bizim dnya grmzn de dili etkileyebileceini dnrler. Toplumsal-ynelimli (socially-oriented) eletirmenler, daha ziyade

dilin toplumsal balamdaki kullanmn vurgular ve herhangi bir etkinin sadece dile deil ayn zamanda belirli balamlar ve belirli sylemlere isnat edilmesi gerektiini savunurlar. Gerek yapsalcl gerekse yapsalclk-tesini (poststructuralist) savunanlar, dil dizgesinin belirleyici gcne ncelik verirler: Dil, bizim deneyimlerimizi rnekler ya da kopyalar ve zne, sylem vastasyla oluturulur. (50) Bkz. Discourse, Language, Social Determinism, Structuralism, Textual Determinism Literalism (T., Fr. Littralisme): Sem. Bir metnin anlamnn, o metnin iinde bulunduunu ve tamamyla metin tarafndan belirlendiini savunan yaklam. Buna gre okur bu anlam, metnin iindeki gstergelerden karmaldr. Bu gr, verilen bilginin dna kmay reddeder ve metinlerin zmlenmesinde snrl bir bak as sunar. (50) Bkz. Affective Fallacy, Decoding, Meaning, Textual Determinism Locutionnary Act (T. Dzsz Edimi, Fr. Acte Locutionnaire): Prag. I. Bildiriim durumundan bamsz olarak, sesbirimlerin eklemleni ve birleimi, anlambirimlerin birleimi ve belli bir anlatmn gereklemesi. II. Austinde, seslendirme (phonetic), dillendirme (phatic) ve anlamlandrma (rhetic) edimlerinin oluturduu l edim. Bu edimin gereklemesiyle syleme edimi tam olur. Bunu yle zetleyebiliriz: Baz sesler retmemiz, ifadenin birinci evresidir ve seslendirmeyle (phonetic) ilgilidir, bu sesleri bir dilin kurallarna gre

dzenlememiz, bir dil birimi yaratmamz demektir fakat tam bir syleme edimi deildir; pekala, bilmediimiz bir dile ait bir cmleyi syleyebiliriz. Ancak byle bir cmleyi sylememiz, syleme ediminin gerekletii anlamna gelmez. te ifade ettiimiz dil birimini zihnimizdeki bir kavrama ve nesneye baladmzda, sz, bir konuma halini alr ve syleme edimi tamamlanr. III. Austinde sz edimlerinin

(speech acts) dzeyi arasnda yaplan ayrmda yer alan birinci edim. Bu edimler srasyla dzsz edimi (locutionary act), edimsz edimi (illocutionary act) ve etkisz edimleri (perlocutionary act) eklindedir. Bu sralamada dzsz edimi herhangi bir ey syleme edimini ifade eder. (14-5; 107; 42-51; 4-137; 108) Bkz. Speech Act, Illocutionary Act, Perlocutionary Act Logical Codes (T. Mantksal Dzgler, Fr. Codes Logique): Sem. Nesnel deneyim ile insan-dnya ilikisini anlamlamay (signification) ilev edinen dzgler. Mantksal dzgler, gzelduyusal dzglerin (aesthetic codes) aksine d dnyann nesnel tamalgsyla ilgilidir. Bilgikuramsal dzgler, uygulamal dzgler ve yandilsel dzgleri, mantksal Bkz. dzgler Aesthetic bal Codes, altnda Code, deerlendirmek Codes,

mmkndr.

(20-63,64)

Ideological

Interpretative Codes, Perceptual Codes Materility of the Sign (T. Gstergenin Maddesellii, Fr. Materialit du Signe): Sem. Gstergeler, her ne kadar kelimelerin, grntlerin, seslerin, hareketlerin ya da nesnelerin maddesel biimi ierisinde anlalabilirlerse de, temelde bu gibi eylerin anlam yoktur ve bunlar ancak biz onlara bir anlam yklersek birer gsterge haline dnrler. Bu gibi gstergelerin maddesel bir varl yoktur; sadece gsterge aracnn (sign vehicle) maddesel tz (material substance) vardr. Gnmzde, gsteren genellikle gstergenin maddesel ya da fiziksel biimi olarak yorumlanyorsa da, aslnda bu, Saussuren modelinden daha maddeseldir. Saussuree gre hem gsteren hem de gsterilen tzden (substance) ziyade biimdir. Bununla birlikte gstergenin maddesel biimi (material form) de bizzat bir gsteren olabilir. Mesela ayn metin elle ya da bilgisayarda yazlm olmasna bal olarak farkl ekillerde yorumlanabilir, hatta belirli bir yaz tipiyle yazlm olmasyla da farkl armlar uyandrabilir. Sonuta metnin orijinal ya da kopya olmas, metnin anlamlandrlmasn etkileyebilir. Yani bilgisayarda yazlarak kts alnm bir ak mektubu bazlarnn houna gitmeyebilir. Metnin temel maddesel zellikleri, kullanlan iletiim aracnn (medium) snrllklar ya da salad olanaklarla biimlenebilir ki bunlar ayn zamanda armlar yaratr. (50) Bkz. Channel, Medium, Sign Vehicle, Translatability Meaning (T. Anlam, Fr. Sense): I.Dil. Dildeki bir birimin aktard ya da uyandrd kavram, tasarm, dnce, ierik. II.Sem. Gsterilen plannda yani dil

gstergesinin soyut ynnde ortaya kan kavram. Saussuren anlam anlay tamamen yapsal (structural), bantsal (relational) ve ayrmsaldr (differential). Yani gstergelerin anlam onlarn birbirleriyle olan sistematik bantlarnda yatar. Bunun aksine gndergesel anlam (referential meaning) ise gstergelerdeki ve

metinlerdeki gndergelerin (referents) temsilidir. letimsel bildiriim modelinde (transmission model of communication) anlam, ierie (content) eittir. Benzer ekilde biimciler (formalists) ve yapsalclar (structuralists) da metnin anlamnn metnin iinde yattn dnrler yani toplumsa-tarihsel balam, yazarn niyetini ve okuyucularn amalarn gz nnde bulundurmazlar. Toplumsal

gstergebilimciler ise buna kar karlar ve anlamn metnin iinde yatmadn savunurlar. Dolaysyla dzglerin yorumsal adan nemini ve anlam retme pratiklerini vurgularlar. Birok gstergebilimci anlam, okurun bir metni, metinsel dzglerle ilikili olarak zmlerken retilen dzanlamsal (denotative) ve yananlamsal (connotative) armlar asndan tanmlar. III.Anl. Anlambilimde, zellikle kelimenin anlamnn ne olduuyla ilgili farkl grler ve teoriler mevcuttur. deci teoriye gre bir kelimenin anlam, onunla ilikili olan kavram ya da imgedir. Gndergeci teoriye gre ise kelimenin anlam, onun gndergeleridir ya da kelime ile gndergesi arasndaki bantdr. Bu gr savunanlar,

kavramlardan kurtulmaya alarak kelimenin gnderme yapt eye ynelirler ve btn kelimelerin bir eylere gnderme yaptn dnrler. Davran teori ise anlam, sylenen eyin dinleyicide uyandrd tepkiyle aklar. (14-41; 41-20; 50; 5-139) Bkz. Affective Fallacy, Literalism, Pragmatics, Sense, Semantics, Value Medium (T. letge, letiim Arac, Fr. Mdium): Bildirinin (message) iletilmesini salayan fiziksel ya da teknik ara. Bu terim, farkl kuramclar tarafndan ok eitli biimlerde kullanlmakta ve konuma, yaz, basl kitap, dergi, gazete vs., televizyon, radyo vs. yaynlar, fotoraf, film, telefon, mektup, faks, e-mail, videokonferans gibi geni kategorileri iermektedir. letiim arac ya da iletge, genellikle metnin okuyucular tarafndan saydam (transparent) bir temsil arac (vehicle of representation) olarak grlr ancak bu iletiim arac anlama da katkda bulunabilmektedir. Mesela elle yazlm bir mektupla, bilgisayarda yazlm bir mektubun ierii ayn olsa da uyandrd armlar farkl olabilir. Bir iletiim arac benzeimsel (analogical) ya da dijital olabilir. McLuhana gre iletiim aralar, duyularmzn ve ilevlerimizin uzantlardr: Tekerlek, ayan; yaz, gzn; giysi, derinin; elektronik donanmlar, merkezi sinir sisteminin vb. uzantlardr. McLuhana gre letiim arac, bildirinin (message) kendisidir. letiim aralarn hot ve cool yani scak ve souk diye ikiye ayran McLuhan, herhangi bir bildiride, bildirim elerinin says arttka, bilgi verici tzn younlatn ve bildirinin scaklatn; tersi olduunda da scaklatn belirtir. Bir bildirinin ne lde scak olduu, herhangi bir gsterilen iin ne kadar dzg zme (decoding) esi sunduuna baldr; bu gsterilenin ne lde zengin olduu, durumu deitirmez. Bir portre scak, ama bir karikatr souktur. Bir fotorafla bir sinema filmi scaktr; ama, imgeyi oluturan noktalar seyreldike bir

televizyon imgesi souklar. Sz, yazya gre daha souktur. Bildirinin scaklk derecesiyle, o bildiriyi yorumlayacak, dolaysyla eksik kalan bildirim elerini tamamlayacak olan alcnn katlm arasnda bir bant vardr. Anlam, scak bildiride verici, souk bildiride (bir lde) alc verir. (34-195; 20-31,32 vd.; 50) Bkz. Channel, Materiality of the Sign, Sign Vehicle Message (T. Bildiri, leti, Fr. Message): Bildiriim srasnda, konuucunun belli bir dzgye uygun olarak oluturup dinleyiciye iletmeye alt ierik ya da gstergesel btn. Bu terim bazen bir metni bazen de metnin anlamn ifade edecek ekilde kullanlr. McLuhan, bildiriyle iletiim aracn (medium) ayn ey olarak grr. Toplumsal gstergebilimciler (social semioticians), bildiriyi, somut varl olan enkk gstergebilimsel biim olarak tanmlarlar. Onlara gre bildirinin bir kayna ve hedefi, toplumsal balam ve amac vardr. Bildiri, gsterme srecine (semiosis) yani anlamn oluturulduu ve deitirildii

toplumsal srece ynelmitir. Bildiri, kendisinin dnda var olduu farz edilen bir eyle ilgilidir; baz alardan gnderme yapt bir dnyayla ilikilidir ve bildirinin anlam da gerekletirdii bu temsil (representative) ya da mimetik ilevden kaynaklanr. (108; 41-46; 50; 25-5, 6 vd.)Bkz. Channel, Medium, Representation Metaform (T., Fr. Mtaforme): Sem. Soyut kavramlarn somut kavramlarla temsil edilmesi ve bu ikisinin birbirleriyle olan bantsndan kaynaklanan kavram. Mesela dnmek(thinking) = grmek(seeing) forml bir metaformdur nk burada soyut olan dnmek kavram, somut olan grmek kavramyla ilikili olan gsterilenlerle (signifieds) verilmitir. Yerli konuucular tarafndan ounlukla farkna varmadan kullanlan metaform, u gibi szcelerde karmza kar: x x x x Senin fikirlerinde ie yara bir ey gremiyorum. Bu yeni fikrin ne hakknda olduunu gzmde canlandramyorum. Gelitirdii yeni kurama baksana, olaanst! Ben bu fikre daha farkl bakyorum.

Metaformun her iki ksm da birer alan (domain) olarak adlandrlr. Dnmek, hedef alan (target domain) olarak adlandrlr nk soyuttur ve temsilin hedefidir; grmek ise kaynak alan (source domain) olarak adlandrlr nk metaformun anlamn veren biimleri iine alr. Bir sylem durumunda szcelenmi olan belirli bir metaforik ifade, olarak bir metaformun zel bir biimde gre dsallatrlmas yukardaki

(externalization)

deerlendirilebilir.

Buna

insanlarn

rneklere benzer ifadeler kullandklarn duyduumuz zaman gayet aktr ki bu

ifadeler tecrit edilmi, kapal metaforik yaratmlar deil; metaformun, hedef alan dnmek, kaynak alan ise grmek olan belirli rnek kullanmlardr. Metaformlar psikolojik adan, baz soyut tasarmlarla ilgili tecrbeleri ya da kavraylar, daha tandk ve daha kolay anlalr biimde ifade etmekle ilgilidir. Bunu, gstergebilimsel terimlerle ifade etmek gerekirse, metaformlar insan zihninin soyut kavramlar ikonik olarak dnme eilimini aa vururlar. nsan dncesinin bu yn, bilindii gibi, temelde Aristo tarafndan fark edilmiti. Aristo, mecazn ya da deimecenin soyut kavramlarn mtemadiyen somut terimlerle bilinebilir hale getirmek iin kullanldn fark ederek, metafor (eretileme) terimini ortaya atmt. Aristo, akll bir hayvan olan insann metaforlarla dndn ileri srm ve metaforun en yaygn ilevlerinden birinin de geree ya da aslna uygun (literal) dnme ve konumay sslemek olduunu belirtmitir. Metafor ile son elli yldr dilbilim ve psikolojinin yakndan ilgilenmeye balad metaform arasnda altanlamllktan (hyponymy)

kaynaklanan bir fark vardr. Yukarda da belirtildii gibi belirli bir metaforik ifade, bir metaformun szel bir rneidir. (34-37, 38 vd.) Bkz. Metaphor, Metonymy, Synecdoche Metalanguage (T. stdil, Fr. Mtalangue): Bir dil gstergesini yine o dil vastasyla aklamaya yarayan ara dil; dili anlatan dil. Her trl aklama etkinlii, szlklerde bulunan kelime karlklar, tanmlar, bilimsel aklamalar, eanlaml kelimeler, metinlerde yani tarznda balayan aklamalar vb. stdil kapsamna girer. stdil ile nesnel-dili (object-language) birbirinden ayrmak gerekir. Mesela Ankara Trkiyenin bakentidir cmlesi Ankara ile Trkiye denilen iki nesne arasnda bir balanty dile getirme amac ile kullanlr. Bu gibi dilsel olmayan nesnelerden szeden dile nesnel-dil denir. Ankara Trkiyenin bakentinin addr cmlesi ise dorudan doruya bir kent olan Ankaradan deil, bir kentin ad olan Ankara szcnden yani dilsel bir nesneden szettii iin stdildir. Bir stdil yardmyla herhangi bir dilin kendisine ait deyimlerden szedebileceimiz gibi, baka bir dilin deyimlerinden de szedebiliriz. Mesela Book ngilizce kitap anlamna gelir cmlesinde stdilimiz Trke olup ngilizceye ait bir szckten szedilmektedir. stdil, nesnel-dilden daha zengin bir dildir nk bu dil, nesneldilden geen btn deyimlerden fazla olarak nesnel-dili niteleyen baz deyimleri de iine alacaktr. Gstergebilimin inceleme konusu baka diller olduu iin, gstergebilim daima st-dil seviyesindedir. (14-71; 9-42, 43; 41-218) Bkz. Metalingual Function Metalingual Function (T. stdil levi, Fr. Fonction Mta-linguistique):

Jacobsonun dilsel bildiriim modelindeki alt ilevden biri olan stdil ilevi, alcnn

anlayamayaca durumda olabilecek gstergelerin anlamn belirtmeye yneliktir. Mesela bir szck trnak iine alnr ya da terimin tptaki anlamnda,

gstergebilim. eklinde bir aklama yaplrsa, dzgye (code) ilikin bir aklama getirilmi yani bir tanm yaplm olur ve bylece stdil ilevi gerekleir. Buna gre stdil ilevi gstergeyi, kendisine anlam veren dzgye gnderir. (4263; 20-24,25) Bkz. Appellative Function, Code, Expressive Function, Functions of Signs, Phatic Function,, Poetic Function, Referential Function Metaphor (T. Eretileme, stire, Fr. Mtaphore): Bir kavramn daha canl ve daha bilinen bir kavramn gstergesiyle ifade edildii bir sz figr. Metafor, geleneksel olarak, figratif dilin en temel biimi olarak deerlendirilir. Metaforda birbiriyle pek uyumayan kavramlarn bir ekilde bir araya getirilmesi sz konusudur. Sz konusu iki kavram arasnda sadece ksm bir uygunluk ve andrma mevcuttur. Metafor, alldk olan kullanarak allmadk olan ifade eder. Yeni bir metaforun ima ettii benzerlii fark etmek iin hayal gcn devreye sokmak gerekir. Gstergebilimsel terimlerle ifade edilirse, bir metafor, daha farkl bir gsterilene gnderme yapan bir gsteren gibi hareket eden bir gsterilen ierir. Metaforlar balangta uzlamsal deilmi gibi grnrler nk grnte asl (literal) ya da dzanlamsal benzerlii dikkate almazlar. Dolaysyla metaforun ikonik bir nitelik tamasnn dnda simgesel (symbolic) bir nitelik tad da sylenebilir. Metaforik gsterenler (signifiers), gsterilenden ziyade gstereni n plana alrlar. Metaforlar, dizisel (paradigmatic) olarak ilerler yani genellikle birbirleriyle ilikili olmayan nesnelere iaret eden bir gstergeler dizisinden oluurlar. Metafor, Aristo tarafndan ok geni bir anlamda kullanlmtr. Aristoya gre metafor, trden eide, eitten tre, eitten eide bir kaymayla ya da bir benzeim ilikisi iinde, bir adn, ona uygun olmayan bir ey iin kullanlmasdr. Aristo, trden eide derken, Gemim orada durdu cmlesini rnek olarak verir nk demir atmak durmann bir trdr. Aristo, eitten tre kayma iin Kukusuz binbir ey baard Odysseus rneini verir ve buradaki binbir kelimesininok anlam tadn belirtir. eitten eide kayma iinse Tuncuyla tketti yaamn ve Anmak bilmez tunla kesip ald cmlelerini rnek vererek, birinci cmlede tketmekin kesmek, ikinci cmlede ise kesip almann tketmek demek olduunu yani ikisinin de bir tr eksilterek alma anlam tadn belirtir. Aristonun eretileme anlay, hem dzdeimeceyi (metonymy) hem de

kapsamlay (synecdoche) iine alr. Bu anlay, Antika sonlarna doru deimeye balam; eretileme, dzdeimece ve kapsamlaytan ayr olarak deerlendirilmitir.

Eretileme, sadece edeb bir slup figr deil, ayn zamanda ilm dnce ile de ilikilidir. Mesela gazlarn molekler kuram ustaca bir eretilemeden kmtr: Bir gaz ar derecede kk cisimlerden oluan ok byk bir srye benzetilmi, daha sonra bu metaforun harfi harfine doru olduu aklanm ve bylece hemen l bir metafora dnmtr. Hayal edilen minyatr cisimlerin gerek olduu aklannca, cisim szc hepsini kapsayacak ekilde genilemitir. Bugn artk molekller elektron mikroskoplarla gzlemlenmekte ise de bu iin balangc bir metafora dayanr. Metaforun, dzdeimece ve kapsamlay gibi alt trleri yoktur ancak pek ok eidi vardr. Bunlardan bazlar unlardr: x Kapal Metafor: Benzeyenin aka belirtilmedii yalnzca andrld bir

eretilemedir. O kam, elemlerin yaratt frtnaya dayanamayacak kadar zayft ifadesinde kam aclara yenik den bir kiiyi gstermektedir, belirsizdir. x Karma Metafor: ki ya da daha fazla sayda farkl benzetilenin (tayc) birletirildii, bazen de i ie geirildii eretilemedir. Shakespeare gibi sz sanatlarn ok youn kullanan airlerde bu tip eretilemelere sk rastlanr. x l Metafor: Uzun zamandr kullanlagelen, sradanlaan ve benzeyenle benzetilen arasndaki uyumazln fark edilemedii eretilemeler. Masann aya, meselenin z, politikann nabz, dan etei gibi. Divan edebiyatmzda da l eretilemelere ska rastlanmaktadr. x Eksiltili Metafor: Bu eretileme eidi, metaforla dzdeimece arasnda nemli bir mantksal fark olmad grne dayanr. Mesela Richard bir gorildir ifadesi bize Richard hakknda gerek bir bilgiyi aktaryor olabilir: Gorilin ad Richard olabilir ya da Richardn goril gibi bir adam olduunu sylyor olabilir. x mgesel Metafor: Grsel ayrntlar bakmndan zengin kavramsal metaforlardr. Bunlar, grsel emalardan ok, zengin bir grsellik ierirler. iir dilinden

verilebilecek Krm, beli bir kum saatini andran ifadesi iki tane imge ierir: Bir kadn bedeni imgesi ve bir kum saatinin imgesi. Buradaki imgeler, iki nesnenin ekli zerinden oluturulmutur. x Mega-Metaforlar: Bir metnin btn boyunca alttan alta yer alan ancak yzeye kmayan metaforlardr. Metafor, dzdeimeceyle kartlk ilikisi iindedir. Jacobson, eretilemeyi dilin seme ekseniyle, dzdeimeceyi ise sralama ekseniyle zdeletirir. Jacobson ayrca afazi yani sz yitimi trlerinin temelinde de metafora ve dzdeimeceye dayal iki kutup olduunu savunur. Yani afazik rahatszlklarn tm biimleri, farkl iddette

de olsa, ya ayrma ve yer deitirme, ya da birletirme ve badatrma yeteneklerindeki bozukluklardan oluur. Jacobson, edebiyatta, romantizm ve sembolizmin metaforik ynteme arlk verdiini, realist akmda ise

dzdeimecenin n planda olduunu belirtir. Ayrca bu iki yntemin baskn olmas durumunu sz sanatlaryla snrlamaz ve dil d iaret sistemlerinde de geerli olabileceini belirtir. Mesela sanat tarihinden bir rnek verir ve nesnenin bir dizi kapsamlayma dnt kbizmin dzdeimeceye ynelik olduunu, srrealist ressamlarn ise btnyle metaforik bir yaklam benimsediklerini savunur. (6-60, 61; 14-118, 119; 50; 92; 23-1, 2 vd.) Bkz. Figure, Metonymy, Paradigm, Syntagm, Synecdoche Metonymy (T. Dzdeimece, Mrselmecaz, Fr. Mtonymie): Bir gsterilenin, onunla dorudan bantl olan ya da herhangi bir adan onunla ilikili olan baka bir gsterilenin yerini tuttuu bir sz figr. Dzdeimece, bu adan bir tr yananlam (connotation) gibi de deerlendirilebilir. Dzdeimeceli gsterenler (signifiers), gsterilenlerini (signifieds) n plana alr, kendilerini ise arka plana atarlar. Dzdeimeceli bir gsterge, gstergenin gnderme yapt eyden baka, bir nesneyle ilikili olan bir kavram akla getirir. Mesela Beyaz Saray, bugn, Bakann en ksa zamanda bir Orta Dou gezisi yapacan beyan etti cmlesinde Beyaz Saray gstergesi, doal olarak, Amerika Birleik Devletleri bakannn ikamet ettii byk, beyaz konutu ifade eder. Bununla birlikte Beyaz

Saray.beyan etti ifadesini olduu gibi kabul eden bir okuyucu, evlerin konuabildiini de kabul etmi olacaktr ki bu da mmkn deildir. Dolaysyla birok okuyucu Beyaz Saray gstergesini, Birleik Devletlerin ynetim

organlarna atfederek yorumlayacak ve sz konusu beyann, bakann adna, ynetim kadrosonda grevli bir personel tarafndan verildiini dnecektir. Dzdeimece, bilhassa kitle bildiriimiyle ilgili gstergebilimsel aratrmalarda nemli bir yer tutmaktadr. Mesela bir gazetede ikili ara kullanma problemini temsilen, bir trafik kazas fotoraf kullanlabilir. Dzdeimece bu ekilde kullanldnda, tek bir hikyeden, btnlkl bir anlat retmek iin dizimsel (syntagmatic) bir ekilde iler. Mesela okuyucu, paralanm bir araba

grntsyle karlat zaman, iten sonra iki imek iin bir bara uram, fazlasyla imi, daha sonra arkadalarnn uyarsna ramen arabasna binmi ve yanl eride geip kardan gelen bir arabayla arpm bir srcnn yksn kafasnda kurabilir. Tabi ki okuyucunun kurduu bu yk, haberde sz konusu olan kazayla birebir rtmeyebilir ancak muhtemelen buna benzer olacaktr. Sonuta dzdeimece, bir anlat artrmak iin bir tr steno yntemi olarak

kulanldnda, kitle bildiriimiyle ilgili bildirilerin (messages) oluturulmasnda olduka deerli bir ara haline gelmektedir. Bir kelime deiimine yani bir kelimenin baka bir kelimenin yerine kullanlmasna dayanan dzdeimece, Fontanier tarafndan u ekilde snflandrlmtr: x Sonucu ifade etmek iin sebebin kullanld dzdeimeceler: Bu tr

dzdeimecelerde, sonucu ifade etmek iin sebep zikredilir. Mesela arab anlatmak iin Bacchus, sava iin Mars, deniz iin Neptn demek gibi. Sebep balants zihn ya da sosyal kaynakl olabilir. Bir yazarn ad, eserinin ad yerine kullanldnda byle bir sebep balants vardr: Bir Homre, iki Virgile, drt Racine satn aldm cmlesindeki adlar, yazarlarn eserleri yerine kullanlmtr. Sebep bants, aletle ilgili ve pasif olabilir. Mesela bir ressamn boyama tarz iin Onun cesur bir fras var dediimizde byle bir bant sz konusudur. Baz dzdeimeceler, fizik ya da tabi bir bant zerine kurulmu olabilir. Mesela scaklk yerine gne kelimesini kullanmak gibi. Baz dzdeimecelerde de soyut ve metafizik bir sebep bants sz konusudur. yi fikrinden doan hareketlere iyilik denmesi gibi. x Sebebin yerini aletin ald dzdeimeceler: Bir yazar iin mkemmel bir kalem denildiinde byle bir bant kurulmu olur. x Sebebin yerini sonucun ald dzdeimeceler: Ey olum, ey sevincim, ey hayatmn bahtiyarl! cmlesinde oul sebep, sevin ve bahtiyarlk ise sonutur. x eriin yerine ierenin kullanld Yer, dzdeimeceler: isimlerinin arap iin kadehin iin

kullanlmas

buna

rnektir.

ehir

oralarda

oturanlar

kullanlmas da buna rnektir: Ankara kirli havadan kurtuldu gibi. x Bir eyin ad yerine o eyin yerini belirterek yaplan dzdeimeceler: Burada, bir nesne kendi adyla deil, geldii, retildii, asl ait olduu yerin adyla anlr. Mesela Bir kemir aldm denildiinde kuman, Amasya aldm denildiinde elmann kastedilmesi buna rnektir. x fade edilen eyin ad yerine iaretinin kullanld dzdeimeceler: Hristiyanlk iin ha, Mslmanlk iin hill kelimelerinin kullanlmas gibi. x Manev bir kavramn yerine fizik bir kavramn kullanld dzdeimeceler: Yrek kelimesinin cesaret yerine, beyin kelimesinin zek yerine

kullanlmas gibi.

Bir eyin yerine o eyin sahibi olann

kullanld dzdeimeceler: Ev yerine

lares (Eski Romallarda aile ocan koruyan Tanr) adnn kullanlmas gibi. x Sahip olann yerine sahip olduu eyin kullanlmasyla yaplan dzdeimeceler: Adamlar iin apkalar, kadnlar iin yamaklar denmesi gibi. Dzdeimece, eretileme (metaphor) ve kapsamlayla (synecdoche) birlikte, kaynan Eski Yunandan alan sz figrleri arasnda en bilinenlerden biridir. Dzdeimece, zaman ierisinde gelitirilmi, Fransada 17. ve 18. yzyllarda yaplan bilimsel incelemelerde, iine dahil ayrntl bir ekilde sonraki yaplan almalarda kapsaml yaplan

snflandrmalarn

edilmitir.

Daha

karmak snflandrmalarda, tpk dier iki figr (eretileme ve kapsamlay) gibi bir deimece (trope) ve bir ikame ya da deitirim (substitution) olarak ele alnmtr. Dzdeimeceyi eretilemeden ve kapsamlaytan ayran ey,

deitirime dahil olan iki e arasndaki bantnn tabiatdr. Eretimede bu bant benzerlie dayalyken, dzdeimecede bitiiklie (contiguity),

kapsamlayta ise btnn bir paras olmaya dayaldr. Ayrca bu figrler, gstergebilimde dizim (syntagm) ve dizi (paradigm) ayrm ya da belirtisellik (indexicality) kavram gibi daha temel ve teorik bir erevede ele alnrlar. Saussure tarafndan ortaya konan ve szl dile ait en temel iki bant olan dizisel ya da armsal (associative) bantlar ve dizimsel bantlar (bunlar seme ve sralama eksenleri olarak da bilinir) Jacobson tarafndan eretileme (metaphor) ve dzdeimece (metonymy) ile zdeletirmitir. Jacobson, kapsamlay

(synecdoche) da dzdeimeceyle badatrmtr. Jacobson, bu terimleri sz olmayan sylemlere de uygulam, ayrca eretilemenin lirik iir, Romantizm ve C. Chaplinin filmlerini karakterize ettiini, dzdeimecenin ise epik iir, realist

romanlar ve Griffithin filmlerinde sz konusu olduunu ne srmtr. Ayrca Jacobson, eretileme ya da dzdeimeceyle ilikili bozukluklardan kaynaklanan iki tr szyitimi (aphasia) ayrt etmitir. Jacobson, bu grleriyle birok aratrmacya ilham vermitir. (97; 92; 94; 50; 14-114, 115, 116) Bkz. Contiguity, Figure, Metaphor, Paradigm, Syntagm, Synecdoche Mimesis (T. Taklit, Mimesis, Fr. mitation, Mimesis): Dsal bir gerekliin gzlemlenebilen zelliklerini taklit etmek, benzerini yapmak. Bu kavram, Klasik Yunandan kaynaklanmakla birlikte, 19. yyda realist sanat ve edebiyat akmnn temel arac haline gelmitir. (50) Bkz. Naturalism, Representation Modality (T. Kiplik, Fr. Modalit): I. Dil. Konuucuyla dinleyici arasndaki bildiriimin trne gre tmcenin ierdii yapnn zellii. Olumlu ya da olumsuz bildirme tmcesi, olumlu ya da olumsuz soru tmcesi, olumlu ya da olumsuz buyrum ya da

dilek tmcesi, dolayl ya da dolaysz anlatm erevesinde balca kiplikleri oluturur. II.Sem. Bir gstergeye, metne (text) ya da tre (genre) verilen veya bunlardan beklenen gereklik durumu (reality status). Bir metni anlamlandrmaya alrken, yorumlayanlar, o metin hakknda kiplik hkmleri (modality

judgements) verirler. Mesela metnin makul, gvenilir, inanlr ya da doru olup olmadn belirlerler. (41-141; 50) Bkz. Mode Mode (T. Kip, Fr. Mode): Dil. Cmle iinde fiillerin aldklar ekiller. Kip, fiilin ifade ettii iin, halin veya hkmn ne ekilde olduunu, meydana geldiini veya yapldn gstermeye yarar. Her dilde kipler birbirinden ayrlr. Her dilde eitli kipler vardr ve bunlar eitli ekillerde gsterilir. Mesela bildirme kipi, dilek kipi, istek kipi, art kipi, gereklilik kipi, emir kipi vb. (40-128) Bkz. Modality Modernism (T. Modernizm, Fr. Modernisme): Batda 19. yyn sonundan itibaren grlen; 1910-1930 arasnda zirve dnemini yaayan ve 1970lerin sonlarna kadar devam eden edebiyat ve sanat akm. Modernizmin en belirgin zellii gelenei ve sanat taklit olarak grmeyi reddetmesidir. Bu akm deiik lkelerdeki eitli sanat ve edebiyat biimlerini buluturup kaynatrmak ister. Bu durum grsel sanatlarda Kbizm, Dadaizm, Srrealizm ve Gelecekilik (Futurism) eklinde ortaya kar. Resimde ise zellikle dorudan temsilin artk bir kenara brakld grlr. Mzikte, melodi ve armoninin yerine atonalliin (atonality) n planda alnd gze arpar. Mimarlkta, zellikle Bauhaus okuluyla birlikte geleneksel materyaller ve biimler bir kenara braklp, ilevsel geometrik biimler ve yeni materyaller kullanlr. Edebiyatta ise romandaki gerekiliin yerini bilin ak (stream of consciousness) alrken, iirde serbest nazm baskn duruma geer. (50) Moneme (T. Anlambirim, Fr. Monme): Dil. Anlaml en kk dilsel birim. Dilin birinci eklemlilik dzeni, tmceleri ya da szceleri oluturan en kk anlaml

birimlerden, yani en kk gstergelerden kuruludur ve hem gstereni, hem de gsterileni ilgilendirir. Bildiriyi en kk gstergelerine ayrtrarak, en kk anlaml birimler saptanabilir. Mesela Evi satt tmcesindeki en kk anlaml birimlerin says drttr: Ev, -i, sat- ve -t. Bu eleri, gsteren dzleminde daha kk anlaml birimlere blmek mmkn deildir. Anlambirimler genellikle biimbirim (morpheme) ve szlkbirim (lexeme) olarak ikiye ayrlr. (41-22; 4292, 93) Bkz. First Articulation, Lexeme, Morpheme. Morpheme (T. Biimbirim, Fr. Morphme): Dil. En temel dilbilgisel birim, en kk anlaml birim, en kk gsterge. Mnferit bir kelime bir ya da daha fazla biimbirimden oluabilir. Mesela ocoka kelimesinde iki biimbirim vardr: ocuk

ve -a. Bir biimbirim tek bir sesle de temsil edilebilir, birden ok heceyle de. Biimbirimler, baml (bound) ve bamsz (free)olmak zere ikiye ayrlr. Bamsz biimbirimler, tek balarna kelime oluturabilirler: erkek, defter, kitap vb. Baml biimbirimler ise tek balarna deil, ancak kelimelerin birer paras olarak gerekleebilirler: -sz, -lk, -a, -ma vb. (16-41, 42; 41-45) Bkz. Lexeme, Moneme Myth (T. Sylen, Mit, Fr. Mythe): nsan ya da doa olaylarn aklamak amacyla doast varlklarn olaanst eylemlerini efsane biiminde anlatan ve kuaktan kuaa geen anlat. Barthesa gre mit, baskn snfn ideolojik amalarna hizmet eden karmak ve iyi biimlenmi bildiriim dizgesidir. Yani mit, gsterilenin kendi tarihinden, biimin ise kendi ieriinden soyutland ve yapay bir ierikle doldurulduu ancak tamamen tabi grnd bir anlamlama biimidir. (20-141; 109) Narration (T. Anlatma, Anlatm Edinimi, Fr. Narration): Bir anlat (narrative) meydana getirme eylemi ya da sreci. (27-197; 50)Bkz. Enonciation, Narrative, Narratology Narrative (T. Anlat, Fr. Rcit): Bir olaylar silsilesinin temsili (representation); yazlm ya da anlatlm bir hikaye, olay, masal vb. Aristo tarz anlat biiminde, nedensonu ilikisi ve hedefler hikayeyi (kronolojik olaylar), olay rgs (plot) haline getirir. Yani bataki olaylar gelime ksmndaki olaylar, gelime ksmndakiler de son ksmdakileri etkiler. (34; 197; 50) Bkz. Narration, Narratology, Syntagm, Syntagmatic Analysis Narratology (T. Anlatbilimi, Narratoloji, Fr. Narratologie): Anlatlar, btn anlatlarn ortak yanlarn ve dierlerinden ayrlan ynlerini inceleyen bir anlat kuram ya da bilimi. Tzvetan Todorovun Grammaire du Dcamron (1969) isimli eserinde ortaya att narratologie kuram, Rus Biimcilii ve Fransz

Yapsalclyla da paralellikler tamaktadr. Narratolojinin gelimeye balad zamanlarda, anlatlarn ok eitli iletiim aralaryla (media) anlatld ya da ortaya kt gzlemlenir. Yani sadece yazl ve szl dil deil, iaret dilleri, hareletli resimler, filmler, jastler, karikatr eklindeki hikaye serileri vs. de buna dahildir. Ayrca bir masaln baleye ya da bir romann sinemaya uyarlanabileceini de unutmamak gerekir. Buradan yle bir sonu karlabilir: Anlat, onu oluturan iletiim aracndan (medium) bamsz olarak ele alnabilir ya da alnmaldr. Esasnda sadece iletiim aracndan deil, anlat syleminden yani iletiim aracyla anlatlmak istenen eyin sunu biiminden de bamsz olarak ele alnmaldr. Todorovun Grammaire du Dcamronda yapt ey de Boccaccionun

hikayelerinde anlatlan zerinde odaklanmak ve bunu aklamak zere bir gramer gelitirmeye almaktr. Benzer ekilde Barthesn Introduction lanalyse structurale des rcits isimli almas da sylem yapsndan (discourse structure) ziyade hikayeye yneliktir. Barthes ve Todorov, nasl sylendiinden ok ne sylendii zerinde odaklanarak, Lvi-Strauss ve Vladimir Proppun yolundan gitmilerdir. anlamsal Lvi-Strauss, yap (semantic Anthropologie structure) Structurale durarak isimli mitin

almasnda

zerinde

mantn karakterize etmitir. Propp ise Masaln Biimbiliminde Rus peri masallarn tespit ettii 31 ileve gre incelemitir. Ona gre masallarn

grnteki ok eitlilii altnda, deimeyen ortak bir yap vardr. Masallardaki kiiler ok eitli olsa da, bu kiilerin eylemleri snrldr hatta 31i gemez. lev diye nitelendirilebilecek bu 31 eylem, hep ayn srayla karmza kar. Propp bu 31 ilevi de eylem alanlarna gre yedi gruba ayrmtr. Bunlara uygun den kiiler de yedi tanedir. Yani 31 ilevden birka ayn kiiye dt iin masallarda datlacak rollerin says yediyi gemez (Saldrgan, bac, yardmc, prenses, gnderen, kahraman, dzmece kahraman). Propp sadece Barthes ve Todorova deil Claude Bremond, Algirdas Greimas gibi birok aratrmacya da ilham vermitir. Narratolojiyle ilgili ilk almalar her ne kadar anlatlan (narrated) merkez alp, anlaty buna gre tanmlasa da, baz aratrmaclar anlaty, szel bir sunu kipi (a mode of verbal presentation) olarak dnmler ve grevlerini de anlatdaki hikayeyi incelemek yerine, anlat sylemlerini (narrative discourses) incelemek eklinde tanmlamlardr. Onlara gre bu sayede, edeb anlatm ve uzaklk (distance) ya da bak as gibi konular zerinde yaplacak kapsaml almalar daha faydal olacaktr. Anglo-sakson eletirmenler (Henry James, Wayne Booth gibi), Alman aratrmaclar (Eberhard Lammert, Gnther Mler gibi) ve Rus Biimcileri de bu konularla ilgilenmitir. Grard Genette ise bu tarz narratolojik eilimin en nemli temsilcisi saylr. Genette, Narrative Discourse isimli eserinde anlat metni ve onun anlatt hikye arasndaki zamansal bantlar zerinde durur. Anlaty sunu kipine gre (mode of presentation) tanmlamak ve anlatcnn (narrator) rol zerinde srarla durmak, anlatcnn bulunmad hikyelerin ihmal edilmesine yol aar. Bununla birlikte ne olursa olsun hikyenin anlaty oluturduunu ve hikyesiz bir anlat olamayacan da gzard eder. Dolaysyla Mieke Bal, Seymour Chatman ve Gerald Prince gibi baz aratrmaclar ne anlatldyla , bunun anlatlma eklini bir arada ele almaya alarak bu konuyla ilgili iki yaklam da bir araya getirmek isterler. Greimasn en son gelitirdii anlat modelinde ise sylemin yan sra hikyeye de yer verilir.

Hikye ve sylem incelemesinin btnletirilmesi asndan bakldnda, bunun Rus Biimcilerinin fabula (temel hikye) ve sjuzet (olay rgs) ayrmyla genelde ayn dorultuyu izledii grlr. Nasl ki dilbilimciler dilin gramerini oluturmay amalyorlarsa, anlat bilimcileri (narratologists) de anlatnn gramerini oluturmak ister. Byle bir gramer de birbiriyle ilikili drt blm ierebilir: Szdizimsel bileen (syntactic component), anlamsal bileen (semantic component), sylemsel bileen (discoursive component) ve pragmatik bileen. (74; 34-197) Bkz. Narration, Narrative, Syntagmatic Analysis Naturalism (T. Doalclk, Fr. Naturalisme): Naturalizm, baz balamlarda realizmin indirgenmi bir biimi olarak grlr ve eylerin (things) grnlerinin yzeydeki yani grnen temsillerinin detayl bir ekilde ortaya konmasn ierir. Bu adan eylerin esas doasn daha derinden ve iten kavramaya alan biimlerle kartlk iindedir.(50) Bkz. Mimesis Naturalization (T. Tabileme, Fr. Naturalisation): Sem. Dzglerin (codes) bir kltrde ok geni bir alana yaylmas ve ok erken yata renildii iin sonradan oluturulmu gibi deil de tabi olarak verilmi gibi grlmesi. Mesela mitler bu adan tabilemitir. Yine dzanlam (denotation) da yananlama (connotation) gre tabilemitir ya da tabileme srecinin bir parasdr. (50) Bkz.

Denaturalization, Valorization Object (T. Nesne, Fr. Objet): Sem. Peircen l gsterge modelinde gstergenin gndergesini (referent) yani gstergenin yerini tuttuu eyi ifade eden terim. Saussuren soyut gsterileninin (signified) aksine, buradaki gnderge, dnyadaki bir nesnedir. Ancak bu, soyut kavramlar ve kurgusal eyleri dlamay

gerektirmez nk Peircen modeli Saussuren modelinde belirtilmeyen fiziksel gereklik (physical reality) iin bir yer aar. (12-89, 90; 50) Bkz. Interpretant, Referent, Representamen, Sign, Semiotic Triangle Open and Closed Texts (T. Ak ve Kapal Metinler, Fr. Textes Ouvert et Textes Ferm): Sem. Eco, kapal metinleri, ak metinlerin aksine, belirli bir yoruma sevk etme eilimi gsteren metinler olarak tanmlar. Ecoya gre kitle iletiim aralarna ait metinler kapal olmaya eilimlidir ancak bunlar, heterojen bir dinleyici kitlesine yayn yaptklar iin, bu gibi metinlerin farkl farkl zmlenmesi ve yorumlanmas kanlmazdr. Ak ve kapal metinler, anlat ve sylem dzlemlerine gre de deerlendirilebilir. Sylem ya da anlatm dzleminde kapallk, anlatmn yeni birimlerle oalmasna son veren bir gsterge, okura nceden sezdirilen bir birim, bir iaret kullanlmasyla ele alnabilir. Anlatm boyutunda, bir balang ile bir sonu belirten zelliklerin bulunmas, sylemin

al ve kapan yerlerini gsterir. Mesela bir iirin bana konan gazel, sone gibi balklar, daha girite, okura, iirin nerede kapanacan, akln sylem asndan ne zaman ve nerede biteceini belirten gstergelerdir. Gazel bal, iirin genelde 5 ile 15 dize arasna sktn belirtirken, bir sone bal da iirin 14. dizede biteceini gsterir. Metinleri biimsel adan kapal yapan bir zellik de noktalama iaretlerinin kullanmdr. Mesela iirlerinde noktalama iareti

kullanmayan airlerin iirleri, sylem boyutu ak braklm iirlerdir. Baz halk iirlerinde ozanlarn adnn gemesiyle, dizelerin sona erecei iareti verilmi olur. Bu da ayn ekilde biimsel boyuttaki kapall ifade eder. Anlat boyutunun kapall bitimli eylemlerin kullanm (aranlan bir eyi bulmak, istenilen bir yere varmak, lmek vb.) ile gerekleirken, akl ise bitimsiz eylemlerin kullanm (bir kimseyi ya da bir eyi aramak, bir olay aratrmak, bir yere ulamaya almak, bir ipucu dorultusunda ilerlemek vb.) ile gerekleir. Bitimli bir eylemin ve bu eyleme dayal bir programn uygulanmas, olaylarn, bu eylemin kapsads anlamlar tesinde srmeyeceini, bittiini belirtir. Mesela polisiye romanlar diye adlandrlan metinlerin bir ou bir soruturmann balatlmasyla alr ve bu soruturmann son bulmasyla da biter. Aranan kii ya da aratrlan gerek, metnin ak iinde ortaya karldnda anlat program kapanr. Buna karlk, iz srme programnn yer ald baz polis romanlarnda, balatlan soruturmann son aamasna ve dolaysyla metnin son blmne gelindiinde, ortaya

beklenmedik verilerin, ipularnn kt, bunun da yeni bir soruturmaya, iz srmeye yol aaca sezdirilir. Bylece metin, anlat boyutu asndan bir sonuca ulamadan noktalanr. Bu tr bir metin, anlat dzlemi ak bir metindir. (29-68, 69 vd.; 50) Bkz. Polysemy, Text Opposition (T. Kartlk, Fr. Opposition): Bir dilsel birimle, belli bir balamda onun yerini alabilecek birim ya da birimler arasndaki bant. Dilsel birimler arasnda birbirinden ayr iki eit bant vardr: Birincisi, szce iinde dizimsel

(syntagmatic) olarak adlandrlan bantlardr ve bunlar dorudan doruya gzlemlenebilirler. Bu bantlar aykrlklar (contrastes) terimiyle ifade edilebilir. kinci bant tr ise ayn balamda yer alabilen ve en azndan bu balam iinde karlkl olarak birbirini dlayan birimler arasndaki bantlardr. Bunlar dizisel (paradigmatic) bantlardr ve kartlklar (oppositions) terimiyle belirtilirler. Kartlklarn da eitli trleri vardr. kili kartlklar (binary oppositions), mantksal olarak birbirine karttr. Bu tr kartlklarda her terim kendi zttn ima eder ve orta ya da ara terim mevcut deildir. Mesela l/diri kartl buna rnektir. Analog kartlklar, ayn boyutta yer alan dilsel birimlerin dereceli kartln ierir. Bu tr kartlklarda ara evreler sz konusudur. Mesela

iyi/orta/kt gibi. (30-155; 41-137; 50) Bkz. Contrast, Paradigmatic Relations, Syntagmatic Relations Paradigm (T. Dizi, Fr. Paradigme): I.Dil. Bir kelimenin ekimlenmi biimlerinden oluan (sanat, sanatnn, sanatlar gibi) dizi ya da bir fiilin ekiminde takip edilen standart rneke (1. tekil ahs, 2. tekil ahs, 3. tekil ahs, 1. oul ahs gibi). Dizide ayn szdizimsel balam ierisinde birbirinin yerini alabilecek elerden oluan bir btn sz konusudur. II.Sem. Birbirleriyle ortak yanlar olan ve ayn kategorinin yesi olan gsterenlerin (signifiers) oluturduu dizi. Bir balam ierisinde, dizinin bir yesi, yapsal adan dier bir yeyle yer deitirebilir. Mesela Aye vazoyu krd cmlesinde Aye yerine Mehmet, ocuk, kedi gibi ad tr szckler koyabiliriz. Burada Aye, Mehmet, ocuk, kedi birbirlerinin yerini alabildikleri iin bir dizi olutururlar. Bir dizinin kapsam, verilen tanma baldr. Dilbilgisi tanmlamas yaplyorsa, bir dildeki ad tr tm szckleri ayn diziye sokmak mmkndr. Bu tanma gre yukarda verilen rnekte Aye yerine, rzgar, frtna, defter, derinlik vb. kullanlabilir nk bunlar ad trndendir. ayet tanm vazoyu krabilen insan tr canllar eklinde olsayd, bunlar dizinin dnda kalacakt. Kurallarn uygun bir ekilde tatbik edilmesiyle dizilerden, dizimler (syntagm) oluturulabilir. Dizideki eler, dizim olarak adlandrlan daha karmak gsterge rnekeleriyle (pattern) bir araya getirildii zaman anlam kazanr. Bunun iin de alternatif gstergelerden oluan bir btnden bir gsterge seilir. Bunu, dizisel ve dizimsel eksen (axis) zerinde u ekilde rneklendirmek

mmkndr:..(42-107; 13-52, 53; 99; 91; 104) Bkz. Paradigmatic Analysis, Paradigmatic Relation, Syntagm, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic Relation Paradigmatic Analysis (T. Dizisel zmleme, Fr. Analyse Paradigmatique): Sem. Bir metindeki yzey yapnn (surface structure) altnda yatan farkl dizileri belirlemeye alan yapsalc bir zmleme teknii. Yapsal zmlemenin bu yn, her gsterilenin olumlu ya da olumsuz armlarn ve altta yatan tematik dizilerin varln gz nnde bulundurur. (50) Bkz. Paradigm, Paradigmatic Relation, Syntagm, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic Relation Paradigmatic Relation (T. Dizisel Bant, Fr. Rapport Paradigmatique): Sem. Birbirinin yerine geebilecek gstergeler arasnda oluan bant. Ayn dizide (paradigm) yer alan ayn trden iki ya da daha ok sayda gsterge, dizge iinde birbirinin yerini alabilir ya da gerekleebilir. Her gerekleen birim, belli bir diziye balanan birimler arasnda yaplan bir semenin rndr. Saussure, dizisel

bant yerine armsal bant (associative relation) terimini kullanm ve bu bantnn, aralarnda ortak yan bulunan elerin bellekte birbirini artrmasyla olutuunu asndan belirtmitir. ducation Mesela Franszca enseignement (yetime, (retim), renme, anlam raklk)

(eitim),

apprentissage

szcklerini; ses asndan ise enseigner (retmek), renseigner (bilgi vermek) ya da armement (silahlanma, donanm) ve chargement (ykleme, yk) szcklerini artrabilir. Her dizide, ayn anda bir arada bulunmayan eler birbirine balanr. Artk Saussuren kulland armsal bant yerine dizisel bant terimi kullanlmaktadr. Ancak Barthes, dizisel yerine dizgesel terimini tercih ederken, Hjelmslev ballamlar, Jacobson benzerlikler, Martinet ise kartlklar terimini kullanr. Btn bu terimlerle belirtilen bantlar ortaya koyan balca ilem deitirim ya da deiimdir. Anlatm ya da ierik dzleminde bir enin (anlaml birim ya da sesbirim) yerine bir baka e koyarak bu deiikliin br dzlemde de deiiklie yol ap amadn snama ilemi olan deitirim yoluyla ayn anda bir arada bulunmayan elerin hem varlklar saptanr, hem de bantlar belirlenir. Mesela Evi satt tmcesinde gerekleen ev anlambirimi kk vb. anlambirimlerle deitirilebilir; yani ev, kendisinin yerini alabilecek br elerle dizisel bant kurar. (13-52; 41-107, 108; 7-75, 76 vd.) Bkz. Paradigm, Paradigmatic Analysis, Syntagm, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic Relation Paraphrase (T. Amlama, Fr. Paraphrase): Dil. Bir birimi, cmleyi, paragraf ya da metni, anlam ayn kalacak ekilde yeniden ifade etmek. Mesela Ahmet, Ankarada yayor cmlesi Ahmetin yaad yer Ankaradr eklinde ifade edilirse amlama yaplm olur. nk ifade edi ekli farkl olsa da, her iki cmle ayn anlam tar. Szlklerdeki tanmlar da amlamaya rnektir. lk nce retorikte ortaya km olan amlama kavram daha sonra dilbilimde de benimsenmitir. retici dilbilgisinde bu kavram nemli bir yere sahiptir. (41-14; 75)Bkz. Periphrase Perceptual Codes (T. Algsal Dzgler, Fr. Codes Perceptualle): Sem. Yorumlayc (interpretative) dzgnn bir eidi. Baz gstergebilimciler, duyusal (sensory) algy bir dzg olarak grrler. Bu konuda farkl grler ileri srlmtr: Yorumlama ile alglamann birbirinden ayr dnlemeyecei; insann algsal sisteminin dier organizmalarnkinden farkl olduu; insan trnde bile algsal adan sosyo-kltrel, alt-kltrel ve evresel farkllklar olduu vb. Algsal dzglerin renilmi olmas gerekir. Gstergebilimsel bir dzg olarak alg temsil ierir. Birok dzgnn aksine algsal dzgde bir verici yani gnderen olmas gerekmez. (50) Bkz. Code, Interpretative Codes, Representation,

Representational Codes

Performative (T. Edimsel, Fr. Performatif): Prag. Austine gre, kiinin szcelerken, bir ey syleyip bir ey bildirmekten ok bir ey yapt tmceler. Mesela Sizi kar-koca ilan ediyorum, Bu gemiye Queen Elizabeth adn veriyorum gibi tmceler edimseldir. Byle tmcelerin doruluundan ya da yanllndan sz edilemez; yerindeliinden ya da yersizliinden sz edilebilir. Edimsellerin uygun kii tarafndan, uygun bir durumda, uygun kelimelerden oluan szcelerle gerekletirilmesi gerekir. Yani sadece gerekli kelimeleri sylemek yeterli deildir. Sadece belirli insanlar sava ilan etme, nikah kyma, sulular mahkum etme vs. yetkilerine sahiptir. Mesela sradan bir insann kp sava ilan etmesi bir ey ifade etmez. (36-13, 14; 107; 108) Bkz. Speech Act, Felicity Conditions Performance (T. Edim, Fr. Performance): Edinin (competence) yani bireylerin dilsel bilgisini oluturan, sonsuz sayda tmce retip anlamay salayan kurallar dizgesinin, somut sz eyleminde gerekletirilmesi. (42-54, 55) Bkz. Competence Periphrase (T. Dolaylama, Fr. Priphrase): Dil. Bir ya da birok kelimeyle ifade edilebilecek bir kavram daha fazla kelimeyle, dolayl olarak ifade etmek. Mesela eim demek yerine evli olduum kii demek gibi. (76; 41-84) Perlocutionary Act (T. Etkisz Edimi, Fr. Acte Perlocutionnaire): Prag. Austinin sz edimleri kuramnda dzsz ve edimsz edimlerinden sonra gelen, dinleyici zarinde belli etkiler yaratmaya ynelik olan edim. Burada konuucunun, bir tmce szcelerken bilerek ya da bilmeden yerine getirdii, dinleyicinin duygu ve dncelerini etkileme edimi sz konusudur. Mesela Dikkat, kpek var tmcesini szcelerken, konuucu, bilerek ya da bilmeden dinleyiciyi korkutulabilir. Burada korkutma edimi, bir etkisz edimidir. Etkisz edimi, edimsz kavramyla balantl, edimsz edimlerinin dinleyen kiilerin eylemleri, dnceleri, inanlar vb.

zerindeki sonularn ya da etkilerini gsteren bir kavramdr. Searle bunu yle rneklendirir: rnein, dncelerimi gerekelendirerek karmdaki kiiyi

kandrmaya ya da ikna etmeye; birini uyararak, onu korkutmaya ya da telalandrmaya; birinden bir ricada bulunarak, kiiye bir ey yaptrmaya; bilgilendirerek, kiiyi ikna etmeye (aydnlatmaya, eitmeye ya da kiiye esin vermeye, kiinin bir eyi kavramasn salamaya) alabilirim. Btn bu italik anlatmlar etkisz edimlerini gsterir. ( Bkz. Illocutionary Act, Locutionary Act, Speech Act Personage (T. Anlat Kiisi, Fr. Personnage): Sem. Gerek yaamdaki kiinin (person) aksine, dsel bir dnyada yaratlm kii. Ancak anlat kiisini yaratan yazar da gerek dnyadan hareketle bu kiileri yaratt iin anlat kiisi gerek kiiden ayr olamaz. Anlat kiisi her ne kadar btnyle gerek yaamdaki

kiilerle rtmese de, birok bakmdan gerek kiileri anmsatan bir kimlik olarak anlatlarda yer alr. (21-57) Bkz. Narration, Narrative Phatic Function (T. liki levi, Fr. Fonction Phatique): Jacobsonun dilsel bildiriim modelinde yer alan; bildiriimin varln dorulamaya, srdrmeye ya da kesmeye ynelik olan ilev. Mesela Beni duyuyor musunuz? Alo!, Dikkat! gibi szler iliki ilevini yerine getirir. liki ilevi ayinler, biimsel kurallar, trenler, uzun sylevler, aile yaknlar vs. arasndaki konumalar gibi bildiriim biimlerinde de nemli bir yer tutar. Bunlarda bildiriimin ieriinden ok, orada birlikte bulunmann benimsenmesi olgusu ar basar. Yani ayn kelimeler, ayn davranlar yinelenir, ayn ykler tekrar anlatlr. Ancak bu durum, bildiriimin iinde olanlara zevk verir. liki bildirisinin gndergesi, bildiriimin kendisidir. (20-23, 24; 42-63) Bkz. Appellative Function, Expressive Function, Functions of Signs, Metalingual Function, Poetic Function, Referential Function Poetic Function (T. Yaznsal lev, Sanat levi, Fr. Fonction Potique): Jacobsonun dilsel bildiriim modelinde yer alan ve bildirinin sadece kendisine dnk olduu, dorudan doruya kendisini amalad ilev. Sanatta gnderge, bildirinin kendisidir; bildiri, bildiriimin arac olmaktan kar amac olur. Yaznsal ilev, yaznsal eserler dnda, biimsel ya da deyisel yan ar basan tantm, siyasal slogan vb. gibi btn bildirilerde gerekleir. Yani yaznsal ilev, ierikten ok deyie nem verilen kullanmlarda gze arpar. Jacobson, bu ilevin baka ilevlerle de (ar ilevi gibi) kaynaabileceini belirtir. (20-23; 42-63; 41-230) Bkz. Appellative Function, Expressive Function, Functions of Signs, Metalingual Function, Phatic Function, Referential Function Polysemy (T. ok Anlamllk; Fr. Polysmie): I.Anl. Bir gsterenin birok gsterileni belirtmesi; deiik etkenlerle bir gstergenin yanstt temel anlamn yan sra yeni kavramlar da anlatr durumda olmas. Mesela Trkedeki ba anlambirimi ok anlaml bir edir. ok anlamllk, sklk kavramyla yakndan ilgilidir. En sk rastlanan birimler, ok anlamlln en youn dzeye ulat elerdir. ok anlamllkta, gsterge, temel anlamn yitirmeden yan anlamlar kazanmaktadr. Zaman iinde unutulabildii Baz gibi ok yeni yan anlamlarla belirsizlik daha da

zenginleebilmektedir.

dilciler,

anlamll,

(ambiguity)

erevesinde ele alrlar. Balam ve durum, kullanm dzleminde okanlamll dengeleyici ve anlam belirsizliini giderici etkenlerdir. II.Sem. Bir metnin birok anlam iermesi. zellikle metinsel belirlenimcilike (textual determinism) kar kanlar, metinlerin ok anlaml olduunu vurgularlar. (1-70, 71; 50; 41-65) Bkz. Ambiguity, Textual Determinism

Post-Structuralism (T. Yapsalclk-tesi, Fr. Post-Structuralisme): Yapsalclktan sonra Lacan, Derrida ve Foucault nclnde gelitirilen, yapsalclkla ilikili olan ancak baz farkllklar da ieren bir akm ya da dnce okulu. Yapsalclk-tesi, temelde yapsalc kavramlar benimsemekle birlikte, bunlarn bir ounu da sorunsallatrmtr. Mesela yapsalclk-tesini savunan aratrmaclar,

Saussuren gsteren ve gsterilen arasndaki bantnn nedensiz oluuyla ilgili grlerini daha da ileri gtrerek, gsteren ve gsterilen arasnda hibir bant olmadn savunmulardr. Yapsalclk-tesi gstergebilim de Saussuren,

gstergebilimi, temel dizgelerin (system) altnda yatan eyleri aa karacak sistematik bir bilim olarak deerlendirmesini reddederler nk byle bir dizge her zaman elikiler ierecek ve baz eyleri darda brakacaktr. Yapsalclk-tesi aratrmaclarna gre d dnyada temel derin yaplar ve altta yatan biimler yoktur. Bu aratrmaclarn ou yap-skme (deconstruction) yntemini

benimser ve gsteren ile gsterilen arasndaki bantnn sabit olmadn vurgularlar. Onlara gre anlam hibir zaman tamamlanamaz nk bir gsterenin anlam, dier btn gsterenlerle bantldr. Burada sonu gelmeyen zincirleme bir bant sz konusudur; dolaysyla anlam srekli ertelenir. Ayn ekilde bir metnin de kesin ve sabit bir anlam yoktur, oynaktr, kaypaktr, elikilidir ve dolaysyla belirsizlikler tar. (27-201, 202; 50) Bkz. Deconstruction,

Intertextuality, Srtucturalism Pragmatics (T. Edimbilim, Kullanmbilim, Fr. Pragmatique): Dilin balam

ierisindeki kullanmn ve gstergeler ile onlar kullanan kiiler arasndaki ilikileri konu edinen bilim dal. Pragmatik, Morrisin yapt tasnife gre gstergebilimin alt dalndan biridir. Pragmatik, kaynan dil felsefesinden ve Oxford zmleyici okulundan alr. Birer dil felsefecisi olan J.L. Austin How to Do Things with Words adl eserinde pragmatik yaklamn ilk rneini vermitir. Austin, bir cmle szcelemekle, bir edimde bulunmann zde olduunu belirtmitir. Austinin rencisi olan Searle ise Speech Acts isimli eserinde sz edimlerini teorik bir ereveye oturtmu ve bir dili konumann birtakm kurallara uygun davranlarda bulunmak olduunu savunmutur. Bir baka nemli aratrmac olan H.P. Grice ise daha ok dile getirilen cmleyle anlatlmak istenen eyin farkl olduu durumlar aklamaya ynelik bir dizi kural tanmlamtr. S. Levinson, P. Brown ve G. Leech ise zellikle grg kurallar (politeness) zerinde almlardr. Pragmatiin genel olarak u konular ierdii sylenebilir: Sz edimleri teorisi, yerindelik koullar, ibirlii ilkesi, bant, grg kurallar, gsterim, edimseller. (107; 4-74, 75 vd.; 42-51) Bkz. Cooperative Principle, Deixis, Felicity Conditions, Illocutionary Act, Locutionary Act, Perlocutionary Act, Performative

Proposition (T. nerme, Fr. Proposition): Man. Bir sav ne sren ya da bir durumu dile getiren (genellikle bildiri kipinde olan) bir tmce; belli bir yorumda belli bir doruluk deeri kazanan dzgn deyim. Bir nermenin kaplam kendi doruluk deeri, ilemi de ne srd sav ya da dile getirdii durumdur. nermeyi hkmle (judgement) kartrmamak gerekir. nerme, iki veya daha fazla sayda fikir arasnda kurulmu bulunan ilikiler sonucu elde edilen hkmn szle ifadesidir. Fikirler arasnda byle bir ba kurmaya psikolojide hkm denir ve bunun mantk dilindeki karl nermedir. nerme nitelii tayan bir szn mutlaka doru ve yanl olmas, yani bir fikrin tekisinde dorulanmas veya inkr edilmesi gerekir. Nitekim Bana falanca adresi syler misin?, ngilterenin saatiyle Trkiye saati arasnda ne kadar fark vardr?, Dnte bize urar msnz? gibi szler de anlamldr, fakat bunlarda herhangi bir tasdik veya inkr

bulunmadndan bunlara nerme denemez. (18-99; 26-96) Receiver (T. Alc, Gnderilen, Fr. Rcepteur): Verici (sender) tarafndan

oluturulmu bildiriyi alan kii ya da aygt. Alc, dil dzleminde dinleyici olarak adlandrlr. (41-19; 50) Bkz. Sender Reductionism (T. ndirgemecilik, Fr. Rductionisme): Baz olgularda bulunan aklayc etkenlerin tek bir ileve ya da nedene indirgenmesi. Mesela iletimsel bildiriim modellerinin anlam ierike indirgemesi, teknolojik belirlenimciliin toplumsal deimeyi tek bir nedene indirgemesi gibi. Greimas, gstergebilimsel indirgemeyi bir teknik olarak, anlatdaki birok ilevi eit dizime indirgemek iin kullanmtr. Ancak unu eklemek gerekir ki indirgemecilik genellikle olumsuz bir etiket gibi kullanlr. Yani eitli yaklamlar, srekli olarak eitli alardan indirgemeci olmakla eletirilirler. (50) Bkz. Essentialism Redundancy (T. Artklk, Fr. Redondance): Dil. Bildiriimde fazla ya da gereksiz gibi saylacak ek veya artk gstergelerin kullanlmas. Mesela Ben geliyorum sznde sondaki ahs eki olan -um paras, konuan kimsenin birinci ahs olduunu gsterdii iin ben kelimesi burada fazla ve artktr. Bununla birlikte zellikle zor iitme artlarnda kullanld zaman sylenen szn daha yanlsz ve daha rahat anlalmasn salamaktr. Dolaysyla artklk, tamamen gereksiz deildir; kelimelerin anlamlarnn kaypak olduu dnldnde, anlamay garantilemek asndan faydal olabilir. (8-119) Reference (T. Gnderim, Fr. Rfrence): Sem. Bir gstergeyi gndergeye balama. Dilin, dnyada ve evredeki eyler hakknda konumak iin kullanld

dnlrse, kelimeler, ifadeler ve gnderme yaplan eyler arasnda aka bir bant olduu grlr. Dnyadaki eylerle ilgili sahip olduumuz zihinsel

tasavvurlar, dilimizdeki kelimeler ve o eylerin kendisiyle bizzat ilikilidir. Bu iliki aratrmaclar tarafndan eitli biimlerde resmedilmitir ancak bunlarn en mehuru Ogden ve Richardsn anlam genidir.

Dnce/mge/Kavram

Simge (Kelime)

Gnderge (Dnyadaki Nesne)

Bu gene gre dnce, imge ya da kavram (thought/image/concept), simgeyi yani kelimeyi (symbol, word) sembolize eder ve gndergeye (referent) yani dnyadaki nesneye gnderme yapar; kelime ise gndergenin yerini tutar. Burada dikkat eken nokta, kelime ile ey (thing) arasndaki ilikinin dolayl olmas yani kavram vastasyla gereklemesidir. Genelde, kelimelerin eylere gnderme yaptndan bahsedilir ancak bu gende gndermeyi yapan kavramlardr. (5-145; 41-110; 33-119) Bkz. Concept, Referent, Signe, Symbol Referent (T. Gnderge, Fr. Rfrent): Sem. Gstergenin yerini tuttuu ey. Gnderge, Peircen l gsterge modelinde nesne (object) olarak

adlandrlmtr. Peircen kuramnda her gstergenin gnderme yapt bir nesne vardr ancak bu nesnenin fiziksel bir varl olmas gerekmez, yani bir dnce, bir rya figr, hayal bir varlk da olabilir. Pozitif anlambilim geleneinde ise sadece gndergesi gerek olan ifadeler dikkate alnr nk sadece bunlarn doruluk deeri olabilir. Hatta bu gelenee gre kelimeler, anlamlarn gnderme yaptklar eylerden alr. Saussure geleneine gre kelimeler anlamlarn dizisel

(paradigmatic) yaplarndan yani dildeki dier kelimelerle bantlarndan alr. Saussuren ikili gsterge modelinde dnyadaki gnderge aka belirtilmemitir, sadece bir kavram olarak gsterilenden (icon) bahsedilmitir. ve belirtiler Peircen kendi

gstergebiliminde

grntsel

gstergeler

(index)

gndergeleriyle olan bantlaryla tanmlanr; simgeler (symbol) ise uzlamsal dizge (system) iindeki yerlerine gre tanmlanr. Gndergeler madd nesneleri,

fikirleri, olaylar, dsel nesne ya da varlklar vs. ierir. Yaznsal metinlerin gerek dnyada gndergeleri yoktur ancak benzerleri bulunabilir, nk bunlar kurmaca metinlerdir, imge gcnn rnleridir. Foucault gibi gerekilie kar (anti-realist) olan kuramclar, gndergelerin somutluunu reddeder ve onlar dilin rn olarak grrler. (35-146; 50; 88; 109)Bkz. Object, Representation, Semiotic Triangle, Sign Referential Fallacy (T. Gndergesel Yanlg*): Bu terim, gsterenin bir gndergeye, zellikle de dnyadaki madd bir nesneye sahip olmas gerektii ya da bir gstergenin anlamnn sadece onun gndergesinde yatt ynndeki fikirlerin yetersizliini ifade etmek iin kullanlr. nk birok gsterenin gndergesi yoktur. Mesela dildeki ve balacnn gndergesi yoktur. Bir gstergenin varl, dnyada ona ilikin bir gndergenin varln garanti etmez. Zira yapsalclktesini (post-structuralist) savunanlara gre metinlerdeki gnderim (reference) dnyadan ziyade dier metinleredir. Gndergesel yanlg ierisinde olanlar, Peircen gndergeye yani nesneye yer veren gsterge modelinin, Saussuren gndergeye yer vermeyen gsterge modelinden daha stn olduunu savunurlar. (50) Bkz. Referent, Referential Function Referential Function (T. Gnderge levi, Fr. Fonction Rfrentielle): Dilin, gnderge ya da dzanlama ynelik bildiriim ilevi. Gnderge ilevi, salt soyut ya da somut nitelikli bir d gerein arlk tad bildirim eylemlerinde ne kar. Dinleyiciye bir konuda bilgi vermeyi, bir dnceyi iletmeyi salayan bildirme tmcelerinde bu ilev grlr. Mesela Bugn hava gneli cmlesinde gnderge ilevi egemendir. Bu ilev, bildiri ile bizi gnderdii yani bildiriye konu olan nesne arasndaki balar belirler. Bu ilev, ierie gnderme yapar. (42-63; 41-110; 2022) Bkz. Referent, Referential Fallacy Representamen (T.): Sem. Peircen l gsterge modelinde, gstergenin ald biimi ifade eden terim. Representamen, eer maddesel olmayan bir biime gnderme yaparsa Saussuren gstereniyle karlatrlabilir ancak maddesel bir biime gnderme yaparsa, baz aratrmaclarn deyimiyle gsterge arac (sign vehicle) olarak nitelendirilir. (110; 50) Bkz. Interpretant, Object, Semiotic Triangle, Sign, Signifier Representation (T. Temsil, Fr. Reprsentation): Baka bir eyin yerini tutan ve onu insan zihninde canlandran her ey. Gstergebilim temsil srecini n plana alr ve sorunsallatrr. Gstergebilimde, gerekliin her zaman temsil edildiine dair yaygn bir gr vardr. Yani dorudan (direct) bir tecrbe gibi ele aldmz eyde algsal dzgler araclk yapar, alg da zihinsel temsili ierir. Btn metinler

gereki gibi grnseler de, aslnda kurgusal temsillerdir. Temsil her zaman gerekliin inasn ierir. Temsil kavramn gsterge (sign) ve anlamlama (signification) kavramlaryla kartrmamak gerekir. Bu kavramlar arasndaki karklk, her gstergenin mutlaka bir temsil olduu gereinden kaynaklanr. Ancak her anlamlama temsil iermekle birlikte, her temsil bir gsterge olmak zorunda deildir. Bir baka deyimle gsterge, belirli bir tipin hatta sadece belirli bir tipin temsilidir; bir temsil ise bir gsterge olabilir de olmayabilir de. Bir temsil kendisi hakknda ya da baka bir ey hakknda olabilir. Temsil eer kendisi hakkndaysa, bir nesne (object) oluturur; baka bir ey hakkndaysa bir gsterge (sign) oluturur. Bu yzden tam ve indirgenemez haliyle gsterge her zaman bir iliki ierir. Teknik terimlerle ifade etmek gerekirse bu tarz bir temsildeki sadece akn (transcendental) bir iliki olabilirken, bir gsterge her zaman varlksal bir ilikidir. Gstergede, bantnn akn esi (transcendental element) yani temsille ilgili olan etken sadece temeldir yani baka bir eyle (mesela gsterilenle) olan varlksal bantnn ortaya kt bir zemindir. te baka bir eyle olan bu bant sayesinde gsterge resmen oluur. Temsil ve gsterge arasndaki ayrm bir anlamda nesne (object) ve gsterge arasndaki ayrma benzer. Bir temsil, bir nesne olabilir de olmayabilir de. Ancak bir nesne olmak iin bir temsil olmak

gereklidir. Bir gsterge olmak iin ise bir temsil olmak yeterli deildir. Bkz. Mimesis, Referent, Representational Codes Representational Codes (T. Temsil Dzgler, Fr. Codes Representatif): Sem. Gereklii temsil eden metinsel dzglerdir. Bkz. Aesthetic Codes, Code, Logical Codes, Representation, Textual Codes Second Articulation (T. kinci Eklemlilik, Fr. Deuxime Articulation): Bkz. Articulation Semantics (T. Anlambilim, Fr. Smantique): Gstergelerin anlamn ve gstergelerle, gstergelerin yerini tuttuu ey arasndaki ilikileri inceleyen bilim dal. Morrisin yapt tasnife gre anlambilim, gstergebilimin alt dalndan biridir. Anlambilim, gsterenle gsterilenin ilikilerini, anlam deimelerini, e anlamll, ok

anlamll, szlk yapsn inceler. Kelime, nerme ve cmle birimleri anlam asndan farkl problemler ortaya kardndan gnmzde kelime, nerme ve cmle anlambilimleri kurulmutur. Genel anlambilim, sosyal hayatta kullanlan dier gstergeleri de inceler. Semantik terimi ilk kez dilbilim alannda kullanlm (Fr. Smantique, 1883) ve balangta tarihsel bir inceleme olarak gelien bu bilim dal, Saussuren yol at byk deiimin etkisiyle yapsalc bir anlayla batan baa yenilenmitir. Gnmzde anlambilim her iki koldan da gelimektedir.

Tarihsel Anlambilim, dildeki anlamsal deimeleri artzamanl olarak incelerken, Yapsal Anlambilim konuyu ezamanl olarak ele alr; kelimenin seme ve birletirme eksenlerinde kazand anlamlar aratrr. Yapsal anlambilimde sadece eya ve eyann dzeni zerinde durulmaz, dil sistemi iindeki anlam ilikileri zerinde de durulur. B. Pottier, anlambilimleri snflandrrken drt tr anlambilime yer verir ve tanmlarn yapar: Gndergesel Anlambilim, dnya, kavramsallatrma ve doal dillerin dizgeleri arasndaki ilikileri ele alr. Gerek ya da hayali nesnelerin belirtilmesi olgusunu ve buna ek olarak da dnyadaki eylere gnderme olgusunu iler. Yapsal Anlambilim, belirli bir doal dile zg

gstergelerin seimindeki gerekeleri aydnlatmaya alr ve bu abasn da, gstergelerin gsterilenlerindeki ayrc zellikleri (anlambirimler) zmleyerek gerekletirir; gsterilenleriyle olan bantsn da gz nnde bulundurur. Sylemsel Anlambilim, dilden syleme ve sylemden dile geiin dzeneklerini betimler. Birbirini btnleyen iki yapmay-bilme eylemi sz konusudur burada. Ve dilin gsterilenleri, balama uyarlanm sylem anlamlarna dnrler. Edimsel Anlambilim, bildirilerin ieriini ve biimin byk lde belirleyen konuucularn arasndaki bilme ve isteme ilikilerini dikkate alr. B. Pottier, bu drt anlambilimin yannda anlambilimsel etkinlikten daha sz eder. Bunlardan Metin

Gstergebilimi, az ok geni dilsel gereklemeleri (iirler, ykler, romanlar) inceler ve bunlardaki anlam dzenleyici byk yaplatrmalar ortaya karmaya alr. A. J. Greimas ile evresindeki okulun almalar metin gstergebiliminin en yetkin rneidir. Kout Gsterge Dizgeleri, dil dizgesine kout olarak kullanlm gsterge dizgelerini bir araya getirirler. Dild Anlambilimsel Dizgeler ise kendileri iin yaratlmlardr ve doal dillerden alnm rnekleri ikincil olarak kullanrlar. (14-75, 76 vd.; 43-149; 50; 30-208, 209) Bkz. Pragmatics, Syntax Semiosis (T. Gsterme Sreci, Semiosis, Fr. Smiosis): Sem. Peircee gre, baz olgular anlamak iin gstergelere bavurma (induction), gstergeden gstergeye akl yrtme (deduction) ve/veya baz yeni tecrbeleri anlaml klmak iin gstergeler icat etme (abduction) sreci. Semiosis, genel olarak anlam retme srecini ifade eder. Morris, semiosisi bir eyin/kiinin, nc bir ey araclyla, o anda dorudan etkili olmayan baka bir eyin farkna varmasn salamaktr eklinde tanmlar. Morris, bu tanmn u rnekle aklar: Belli bir trdeki bir ddk sesini duyan kii, bu ddk sesinin, yaklamakta olan bir trene ait olduunu anlar. Yani ddk sesi, onu duyan kii tarafndan yorumlanr. Burada nemli olan nokta, yorumlayann, ddk sesini, anlamn bilerek yorumlamasdr. Ddk sesinin, btn gsterge tayclar gibi bir kavramsal gsterileni (designatum) vardr ancak gerek-somut bir gndergesi (denotatum) olmayabilir. nsan, yaklaan bir trenin sesini duyabilir ve tren geliyormu gibi davranabilir, oysa gerekte bu bir yanlg

da olabilir. Gerekte tren olmayabilir, sadece sesi benzetmi olabiliriz. Buna ramen anlamsal adan, ses, u ya da bu biimde yorumlanmtr, bir ilev yerine getirmitir. Bunun gereklemesi de, yorumlayann kafasndaki anlam dizgesinde bu sesin karlk geldii, artrd bir genel bilgi ya da kavramn bulunmasna baldr. Bu rnekten hareketle semiosisin boyutunu aklamak mmkndr. Birinci boyut, anlamsal (semantic) boyuttur. Yani ddk sesiyle tren arasnda kurulan iliki ya da gsterge taycsyla onun kavramsal ve somut gsterileni arasnda kurulan ilikidir. kinci boyut, edimsel (pragmatic) boyuttur. Bu, gsterge taycsyla yorumlayan arasndaki iliki yani ddk sesiyle, onu duyan ve deerlendiren kii arasndaki ilikidir. Bu boyut, yorumlayann duruma

gsterecei tepkileri balatr. nc boyut ise szdizimsel (syntactic) boyuttur. Burada ddk sesinin teki seslerle olan ilikisi incelenir, ddk sesinin uyarc sesler dizgesi iinde tuttuu yer belirlenir. Yani bir gstergenin kendisiyle ayn dizgede bulunan teki gstergelerle olan ilikisi aratrlr. Ddk sesi, baka seslerle belli bir iliki iinde olduu srece, yani ancak teki seslere gre ddk sesidir. (13-81, 82; 50; 88) Bkz. Signification, Unlimited Semiosis Semiosphere (T. Semiosfer, Fr. Smiophre): Sem. Kltr gstergebilimi zerinde alan Rus aratrmac Yuri Lotman tarafndan sz konusu olan btn

gstergebilimsel kltr alann ifade etmek iin kullanlan terim. Bu terim, farkl dillerin ve kitle iletiim aralarnn etkileim iinde bulunduu gstergebilimsel bir ekolojiyi de ifade edebilir. (50) Semiotic Economy (Gstergebilimsel Ekonomi, Fr. Economie Smiotique): Sem. Genellikle kitle iletiim aralaryla ilikili olarak, snrl elerin snrsz bir ekilde kullanlmasn ifade eden bir zellik. Bir gsterge dizgesindeki ift eklemliliin (double articulation) yapsal zellii, alt dzeydeki az sayda birimden

faydalanarak, snrsz sayda anlaml birleimler (combinations) retilmesine olanak tanr. Bu zelliin, szl dilin yaratc ekonomisinin ve retkenliinin temeli olduu dnlr. Mesela bir dilde 40-50 tane ift eklemlilik esi yani sesbirim (phoneme) olabilir ancak bunlar binlerce gsterge retebilir. (80; 50) Bkz. Articulation, Double Articulation Semiotic Square (T. Gstergebilimsel Drtgen, Fr. Carr Smiotique): Sem. lk kez Greimas tarafndan ortaya atlan gstergebilimsel drtgen, bir metinde yer alan anahtar niteliindeki anlamsal zelliklerle (semantic features) ilikili olan mantksal birleimler ve ayrmlar detayl olarak gstermek iin bir ara olarak kullanlr. Mesela gzel ve irkin gibi birbiriyle ilikili iki terimi yatay bir izgiyle birbirine balarsak, bunun altna gzel olmayan ve irkin olmayan gibi iki

mantksal olaslk daha ekleyerek gstergebilimsel bir drtgen oluturabiliriz. Ancak gstergebilimsel drtgen basite bir ikili kartlk (binary opposition) deildir nk gzel olmayan bir eyin irkin olmas gerekmez ve irkin olmayan bir eyin de gzel olmas gerekmez. Gstergebilimsel drtgen, bir metindeki altta yatan gizli temalara dikkat ekmek iin kullanlabilir. Gstergebilimsel

zmlemelerde de bu drtgen, zmlemenin nc katmann oluturan temel yap, yani mantksal-anlamsal yap zmlemesinde kullanlmaktadr. Burada yaplmak istenen ey, sylem ve anlat dzeylerinde saptanan ilikileri dzenleyen derin, soyut mantn ne olduunu bulmaktr. Yani, anlam retiminin temel yaplarn kavramaktr. Bu nedenle ncelikle temel szdizimin gereklemesini salayan ilikiler belirlenir ve aralarndaki mantksal dnmn nasl gerekletii aratrlr. likilerin ya da bantlarn trleri (kartlk, eliiklik, ierme ya da tmleme bantlar) mantksal dnme gre belirlenmeye allr: Deilleme, varlama (ve dolaysyla ierme) Bu amala kullanlan gstergesel drtgen u ekilde ematize edilebilir:

Temel yapda yer alan szdizimsel eler arasndaki mantksal, soyut bantlar saptanrken, yine temel yapya ilikin temel anlam bileeni de belirlenir. Yani somut mantksal elere, bir baka deyile salt ilevsel deeri olan bo yaplara yklenen ilk anlamsal deerlerin ne olduu grlmeye allr.

Gstergebilim genel, evrensel, mantksal, soyut, derin ve gcl kartlklara ilikin olarak zellikle yaam/lm ve doa/kltr ikiliklerini belirlemitir. (31-170, 171, 172; 50) Bkz. Opposition Semiotic Triangle (T. Gstergebilimsel gen, Fr. Triangle Smiotique): Sem. Gstergebilimde bir deil birden ok gstergebilimsel gen vardr. Bunlarn ou Peircen l gsterge modelinden esinlenerek oluturulmutur. Peircen modeli, representamen, yorumlayan (interpretant) ve nesneden (object) oluur.

Represantemen, gstergenin biimini; yorumlayan, gstergeye verilen mny; nesne nesne ise gstergenin gnderme yapt eyi ifade eder. Peircen modeline benzeyen bir baka model ise gsterge arac (sign vehicle), mn (sense) ve gndergeden (referent) oluur. Burada gsterge arac, gstergenin biimini; mn, gstergenin anlamn; gnderge ise gstergenin yerini tuttuu eyi ifade eder. l gsterge modellerinden en ok bilineni ve gnderme yaplan, gsterge (sign), kavram (concept) ve nesneden (object) oluandr.

Gsterge

Kavram

Nesne

Bu gstergesel gende gsterge, baka bir eyin yerini tutan bir eyi; kavram, gstergenin alglanmasyla zihnimizde canlanan dnceler ya da imgeleri; nesne ise gstergenin gnderme yapt ve dnyada yer alan bir eyi ifade eder. Burada gsterge ve kavram, kiinin alglayyla ilikilidir; kavram ve nesne, kiinin tecrbesiyle ilikilidir; gsterge ve nesne ise kiinin iinde yaad toplumsal grubun uzlamlar (conventions) ya da kltryle ilikilidir. (93; 58; 50; 13-66; 12-88) Bkz. Concept, Interpretant, Object, Representamen, Sense, Sign, Sign Vehicle Sender (T. Verici, Gnderen, Fr. Emetteur): Bildiri oluturup alcya (receiver) ynelten kii. Verici, dil dzleminde konuucu olarak adlandrlr. Verici ve alc terimleri, bildiriimsel iletim modellerinde (transmission models of

communication), bildiriim eylemine katlanlar ifade eder ve bildiriim, vericinin

alcya bildiri (message) ynelttii, izgisel (linear) bir sre olarak takdim edilir. Ancak gstergebilimciler, bu gibi modelleri, anlam ierie(content) indirgedikleri iin indirgemeci (reductionist) olarak grrler. Bu konuda temel itiraz ise iletim modellerinin, gstergebilimsel bir kavram olarak dzgnn (code) nemini belirtmemesi ve bununla ilikili olarak amalarn, ilikilerin, durumlarn ve iletim aracnn nemini ihmal etmesidir. (42-60; 50) Bkz. Receiver Sense (T. Mn, Dil i Anlam, Fr. Sens): I.Sem. Baz gstergebilimsel genlerde, gstergeyi mnlandran bir terim olarak kullanlr. Peirce, bunun yerine yorumlayan (interpretant) terimini kullanr. II.Anl. Bir kelimenin, dildeki dier kelimelerle ilikisinden kaynaklanan anlam bantlar vastasyla ortaya kan anlam. Bu anlamsal (semantic) bantlardan bazlar (eanlamllk,

kartanlamllk, altanlamllk gibi) aka tanmlanmtr ve sistematiktir. Buna gre kpek kelimesinin mns, onun hayvan, enik, spanyel vb. kelimelerle anlamsal bants vastasyla kurulur ya da aa kar. (5-147; 50)Bkz. Interpretant, Meaning, Semiotic Triangle Sign (T. Gsterge, aret, Fr. Signe): Kendisinden baka bir eyin yerini tutan anlaml birim. Gsterge, gstergebilimdeki en kk anlaml birimdir. Hem dilsel hem de dil d dzlemleri ilgilendiren gsterge kavram, alar boyunca tartlm ve bu konuda birbiriyle rtmeyen pek ok gr ortaya atlmtr. 20. yyn balarnda Saussure bu kavram yeniden ele alarak incelemi ve genel bir gsterge bilimi tasarlamtr. Saussure, gstergenin, gsteren (signifiant) ve gsterilen (signifi) olmak zere iki blmden meydana geldiini belirtmitir. Saussuree gre dilsel gsterge bir ey ile bir ad deil, bir kavram ile bir iitim imgesini birbirine balar. itim imgesi salt fiziksel nitelikli olan maddesel ses deil, bu sesin ruhsal izidir, duyularmzn tanklna dayal olarak bizde bu ses hakknda oluan tasarmdr. Yani dilsel gsterge iki ynl ruhsal bir kendiliktir. Saussuree gre gsteren ve gsterilen bir yapran iki yz gibi birbirine baldr ve biri brn artrr. Burada btn belirtmek iin gsterge terimi, kavram yerine gsterilen ve iitim imgesi yerine de gsteren kullanlr.

KAVRAM

GSTERLEN

TM MGES

GSTEREN

Saussure, zellikle gstergenin iki temel zellii zerinde durur. Bunlardan birincisi, gstergenin nedensizliidir. Buna gre gsteren ile gsterileni birletiren ba nedensiz ve uzlamsaldr. Mesela kediye kedi dememizin bir aklamas yoktur pekl kedi yerine baka bir ey kelime de kullanabilirdik. kinci zellik ise gsterenin izgiselliidir. Gsteren, iitimsel nitelikli olduu iin zaman iinde bir yaylm gsterir ve bu yaylm da bir tek boyutta llebilir: Bir izgidir bu. Saussuren gsterge tanmna ve blmlemesine karn Charles Peirce farkl bir yaklam gelitirmitir. Peircee gre gsterge (sign) ya da representamen, bir kii iin, herhangi bir eyin yerini, herhangi bir bakmdan ya da herhangi bir sfatla tutan eydir. Birine yneliktir, bir baka deyile, bu kiinin zihninde edeerli bir gsterge ya da belki daha gelimi bir gsterge yaratr. Peirce yaratlan bu gstergeyi birinci gstergenin yorumlayan (interpretant) diye adlandrr. Bu gsterge, bir eyin yerini tutar yani nesnesinin (object) yerini. Sz konusu gsterge, bu nesnenin yerini, her bakmdan deil de, Peircen kimi kez representamenin temeli diye adlandrd bir eit kavrama (ide) iletme

bakmndan tutar. Peirce, buradaki kavram szcn, gndelik dilde yaygn olan bir tr Platoncu anlamda ele almak gerektiini belirtir. Peirce, gstergenin nitelii zerinde durarak insan deneyiminin dzeyi asndan l bir blmleme yapar. Birinci blmleme, gstergenin kendisinin yaln bir nitelik, gerek bir varlk ya da genel bir kural olmasna gre yaplr. Buna gre bir gsterge nitel gsterge (qualisign), tekil gsterge (sinsign) ya da kural gsterge (legisign) olarak adlandrlabilir. kinci blmleme, gsterge ile nesnesi arasndaki ilikiye gre yaplr. Bu adan bir gsterge, grntsel gsterge (icon), belirti

(index) ya da simge (symbol) olarak adlandrlabilir. Grntsel gsterge (icon), belirttii nesne var olmasa bile kendisini anlaml klan zellii tayacak bir gstergedir. Grntsel gsterge, benzerlik vastasyla bir nesnenin yerini tutar. Buna rnek olarak fotoraflar, haritalar, diyagramlar, metaforlar, dildeki yansma

kelimeler vs. verilebilir. Grntsel gsterge, nesnesine niteliksel zelliklerle baldr ve nesnesine benzemesi asndan nedenlidir. Belirti (index), nesnesi ortadan kalktnda kendisini gsterge yapan zellii hemen yitirecek olan ama yorumlayan (interpretant) bulunmadnda bu zellii yitirmeyecek olan bir gstergedir. Belirtide gsterge ile nesnesi arasnda varolusal ve nedensel bir bant vardr. Mesela duman, atein belirtisidir; rzgar frlda, rzgarn ynnn belirtisidir; ayak izi, insann belirtisidir vb. Dildeki bu, u gibi iaret zamirleri de belirtisel gsterge saylr. Belirtinin oluumunda temelde bir ey aktarma ya da iletiim niyeti yoktur. Yani doa, insanlar uzaktan duman grp de bir yerde ate yandn anlasnlar diye atee duman eklememitir. Ayn ekilde bir hrszn girdii evde baz izler brakmas da, kendini belli etme ya da ietiim amac tamaz. Simge (symbol), yorumlayan olmasayd kendisini gsterge yapan zellii yitirecek bir gstergedir. Semboller, nesnelerini kanun, kural ya da uzlamayla ifade ederler. Yani simgenin, nesnesiyle niteliksel ya da fiziksel bir ba yoktur, tamamen uzlamsaldr. Mesela kelimeler bunun en gzel rneidir. At

kelimesiyle onun gnderme yapt nesne arasnda hibir iliki ya da nedensel ba yoktur ancak niyet vardr. Sembol kategorisinde, zellikle gstergelerin

nedensizlii ilkesi n plandadr. Sonu olarak, bir gsterge, nesnesinin yerini tamamen tutmaz; zaten gsterge ve nesne eit olsayd, gsterge, nesne olurdu. Peirce, nc blmlemeyi, yorumlayann gstergeyi ya bir olaslk gstergesi ya da bir mantk gstergesi biiminde canlandrmasna gre yapar. Peirce, buna gre bir gstergenin terim (rheme), nerme (dicent ya da dicisign) ya da kant (argument) olarak adlandrlabileceini belirtir. Bir terim ya da szcebirim, yorumlayan asndan nitel bir olaslk gstergesidir, yani herhangi bir olas nesneyi canlandran gsterge olarak kavranabilir. Bir terim, herhangi bir bilgi salayabilir; ama, herhangi bir bilgi salayc olarak yorumlanamaz. Bir nerme, yorumlayan asndan gerek bir varolu gstergesi olan gstergedir. Bir kant ya da karm, yorumlayan asndan bir kural gstergedir. Yani, bir terim, nesnesini yalnzca zellikleri asndan temsil eden bir gsterge olarak; bir nerme, nesnesini gerek varolua gre temsil eden bir gsterge olarak; bir kant da nesnesini gsterge zellii iinde temsil eden gsterge olarak kavranabilir. Grld gibi Saussure ile Peircen gsterge anlaylar arasnda farklar vardr. Peirce, yapt gsterge tanmnda, Saussuren aksine, dinleyiciye yani bildirinin alcsna yer verir hatta tam bir anlamlama (signification) iin onun varln gerekli grr. Peirce gstergeyi l bir modelle aklar. Bu l modelde representamen, yorumlayan (interpretant) ve nesne (object) yer alr. Burada representamen, Saussuredeki gsteren olarak dnlebilir. Ancak Saussure, gsterenin karsna gsterileni koyduu halde, Peirce, bunu, yorumlayan ve

nesne olmak zere iki paraya ayrr. Yorumlayan, Peirce tarafndan dorudan aklanmamtr ancak gstergeyi manalandran bir ey ya da bir kavram olarak dnlebilir. Nesne ise gstergenin gnderme yapt eydir. Bunu bir rnekle aklamak gerekirse evlilik yz bir represantamen, kadn-erkek arasndaki evlilik nesne (object), birbirlerine kar duyduklar ak ise yorumlayan

(interpretant) olur. Saussuren ikili modeline gre dnrsek, evlilik yz gsteren, kadn-erkek arasndaki evlilik ise gsterilen olur. Gstergeleri, gsteren yani biim asndan da trlere ayrmak mmkndr. Buna gre be tane gsterge sayabiliriz: 1. Kulaa Ynelik Gstergeler: Konuma dili, slkla haberleme, mzik, korna sesleri yani kulaa hitap eden her ey bu gruba girer. Mzik dnda hemen hemen tm sesli gstergeler, konuma dili araclyla nceden varlan uzlamalar sonucunda olumutur. 2. Gze Ynelik Gstergeler: Yaz, resim, trafik iaretleri, fotoraf, izim, dumanla haberleme, endstri rnleri vs. gibi gzmzle grp algladmz her ey bu gruba girer. Ancak sinema, tiyatro ve televizyondan aldmz bildiriler hem kulaa hem gze yneliktir. Bir endstri rnne dokunmak mmkndr. Dans, treler, davran biimleri gzle ve kulakla birden alglanr. 3. Koku Gstergeleri: Bir taksiye ya da odaya gzel koku yayan bir nesne aslmsa, grmesek bile burnumuzla alglarz. Gzel kokan bir mekan bizde ferahlk, huzur, gven, temizlik, iyi hizmet gibi kavramlar artrr. 4. Tat Gstergeleri: Yediimiz yemein tad, bazen kokusuyla birlikte, yemek hakknda bilgi verir: Bozuk, bayat vs. Ancak bu yorumlar da toplumsal alkanlk ve rflere yani renmeye baldr. Bir gneyli iin hi de ac saylmayacak bir yemek, acya yer vermeyen bir mutfaa alk kiide bambaka kavramlar artrabilir. 5. Dokunmayla letilen Gstergeler: Bir nesneye dokunmak bizde olumlu ya da olumsuz armlar uyandrabilir. O nesnenin nitelikleri hakknda birtakm yorumlar yapmamza yol aar. Baka birisinin bize dokunmas da eitli uyarlar tar. Dokunma, biimine gre holanma, dostluk, dmanlk gibi ierikler tayabilir. (32-124, 125 vd.; 30-242, 243 vd.; 42-86; 65; 100; 72; 101; 110; 13-47, 48) Bkz. Analogical Signs, Complex Sign, Digital Signs, Functions of Signs,

Signification, Simple Sign Sign Vehicle (T. Gsterge Arac, Gsterge Vastas, Fr. Vhicule du Signe): Sem. Gstergelerin fiziksel ya da maddesel biimini (kelimeler, grntler, sesler,

hareketler, nesneler vb.) ifade eden terim. Baz yorumculara gre gsterge vastas, gsterenle ayn anlam tar. Ancak Saussuren, gsterilen terimiyle maddesel biimi ifade etmediini eklemek gerekir. Peircen modelinde ise gsterge vastas, representamene karlk gelir. Yani gstergenin ald biimdir ancak Peircee gre bu maddesel bir biim olmak zorunda da deildir. (50; 109; 13-66) Bkz. Materiality of the Sign, Medium, Representamen, Signifier Signification (T. Anlamlama, Anlam, Fr. Signification): I.Sem. Saussure geleneine bal gstergebilimde, gsteren ile gsterilen arasndaki karlkl ilikiyi ifade eden bu kavram, bunun dnda gstergelerin tanmlayc ilevleri, gsterme sreci (semiosis), btn bir gstergebilimsel dizgenin paras olarak gstergeler, gsterilen ya da anlam, anlamn eklemlenii, dilin gereklie gnderimi

(reference) ve temsili (representation) ifade etmek iin de

eitli ekillerde

kullanlr. Signification ile anlam (sens) birbiriyle kartrmamak gerekir. Fontanier, bu konuda, significationun bizzat kelimeyle ve gstergeyle ilgili olduunu, anlamn ise gstergenin zihindeki etkisiyle ilgili olduunu belirtir. Fontaniere gre signification, anlamdan daha dar bir anlam ifade eder. nk signification sadece kelime iin kullanlrken, anlam kelimesi, kelime iin kullanld gibi, cmle ve btn bir metin sz konusu olduunda da kullanlabilir. II.Anl. Dnyadaki nesne ve olaylarn belli bir ses bileimiyle simgeletirilerek kavramlatrlmas. Mesela Trkler, dillerinin bilinen en eski dneminde gnei kn ses bileimiyle adlandrmlar, gnein douuyla bat arasndaki sreyi de onunla anlatarak bu gstergeyi ok anlaml duruma getirmilerdir. Trklerin ku adn vererek bir genel kavram nitelii kazandklar canl tr Almancada Vogel, Rusada pttsa, Macarcada madr gstergeleriyle simgeleerek yine birer genel kavram oluturmutur. Btn bu gstergeler ancak doadaki varlk ve olaylarn insan zihnindeki tasarmlar, grntleriyle baldr; doadaki nesneler deildir. Her dil bu nesneleri, devinimleri adlandrken onlar kendine zg biimde alglar; kimi zaman belli kavramlara balar. (1-31; 15-11, 19; 50) Bkz. Abstraction, Concept, Semiosis, Sense, Sign Signified (T. Gsterilen, Fr. Signifi): Sem. Saussuree gre gstergeyi oluturan iki blmden biri, gstergenin kavramsal yn. Gsteren, biim olarak

dnldnde, gsterilen de ierik olarak deerlendirilir. Saussuree gre gsterilenin gsterenle zorunlu, doal hibir bants yoktur; bunlar arasndaki ba nedensiz ve saymacadr. Saussuren gsterileni gstergenin dnyadaki fiziksel nesnelere yapt gnderimi (reference) dlamaz ancak Peircen l modelindeki nesnenin (object) aksine bu gsterilenin kendisi, dnyadaki bir

gnderge (referent) deildir. (41-114; 86; 93) Bkz. Reference, Referent, Sign, Signifier Signifier (T. Gsteren, Fr. Signifiant): Sem. Saussuree gre gstergeyi oluturan iki blmden biri. Saussure, btn belirtmek iin gsterge terimini, kavram yerine gsterileni (signifi), iitim imgesi yerine de gstereni (signifiant) kullanmay nermitir. Saussuree gre gsteren izgiseldir; yani iitimsel nitelikli olduu iin yalnzca zaman iinde ve zamana zg u zellikleri tar: a) Bir yaylm gsterir b) Bu yaylm da bir tek boyutta llebilir: Bir izgidir bu. Saussure geleneinde, gsteren, maddesel olmayan bir biimi ve sesin psikolojik etkisini yani bizde uyandrd izlenimi ifade eder. Saussureden sonraki gstergebilimciler, gstereni, gstergenin maddesel ya da fiziksel biimi yani grlebilen, duyulabilen,

hissedilebilen, tadlabilen, koklanabilen bir ey olarak grrler. (86; 93; 50) Bkz. Absent Signifiers, Empty Signifier, Representamen, Sign, Sign Vehicle, Signified Simple Sign (T. Basit Gsterge, Fr. Signe Simple): Sem. Karmak gstergenin (complex sign) aksine, baka gstergeler iermeyen bir gsterge. (50) Bkz. Complex Sign, Sign Social Codes (T. Toplumsal Dzgler, Fr. Codes Social): Sem. Toplumsal dnyadaki yazl olmayan dzgleri ve toplumun anlamlandrlmasn ifade eden dzgler. Bu dzglerin gsterilenleri insanlar ya da onlarn aralarndaki ilikilerdir. Ama insan, gstergenin taycs ve tzdr; yani hem gsteren, hem de gsterilendir, gerekte bir gstergedir, yani bir szlemedir. (20-103,104) Bkz. Aesthetic Codes, Code, Interpretative Codes, Logical Codes, Textual Codes Social Determinism (T. Toplumsal Belirlenimcilik, Fr. Dterminisme Social): Toplumsal ve politik etkenlerin, iletiim aracnn (bu, dil ya da teknoloji olabilir) mstakil etkisinden dilsel daha nde geldiini dile, ileri sren yaklam. Toplumsal de

belirlenimciler,

belirlenimcilerin

teknolojik

belirlenimcilerin

teknolojiye verdikleri ncelii reddederler. Toplumsal belirlenimcilii savunanlar, metnin yaps, dzg ya da iletiim aracnn teknik zelliklerinden ziyade retim koullar, kullanm ekilleri, deerler, amalar, beceri, tarz, seim, kontrol gibi konular zerinde odaklanrlar. Yapsalc gstergebilim, metinsel belirlenimcilie (textual determinism) scak bakmakla birlikte, toplumsal belirlenimcilii dikkate almama eilimindedir. (50) Bkz. Linguistic Determinism, Textual Determinism Sociolect (T. Topluluk Dili, Fr. Sociolecte): I.Dil. Toplumdilbilimde (sociolinguistics), belirli bir toplumsal grubun yeleri tarafndan kullanlan dilin ayrc ve o gruba

zg biimlerini ifade eden terim. II.Sem. Belirli toplumsal gruplarn yeleri tarafndan paylalan alt-dzgler (subcodes). (41-204; 50) Bkz. Idiolect Speech Act (T. Sz Edimi, Fr. Acte de Parole): Prag. Bir tmce szceleyen kiilerin yerine getirdii dilsel edimler. lk kez Austin tarafndan ortaya atlan sz edimleri kuram, Searle tarafndan gelitirilmitir. Austin, felsefe tarihinde Aristotelese kadar gtrlebilecek dilin ana ilevi olgular betimlemektir grne itiraz ederek, sz edimleri kuramn ortaya atmtr. Bu kuram, ortada biri konuan, teki dinleyen olmak zere en az iki kiinin bulunduu (ya da bulunduunun varsayld), konuan kiinin ne sylyorsa onu anlatmaya alt (bir ey syleyip baka bir ey anlatmaya almad), aka yapmad, yalan sylemedii, eretilemelere bavurmad, ciddi ve olaan bir iletiim ortamn dikkate alarak konuan kiinin dilsel davrann zmler. te Austin, konuan kiinin ciddi ve olaan bir iletiim ortamnda gerekletirdii dilsel davran zmlemeye alt temel almas How to Do Things with Wordste dilin betimlemek, bildirmek dnda baka ilevleri de olduunu gstererek ie balar. lk bakta bir olguyu bildiriyormu gibi grnen, ama aslnda olgu bildiren tmcelerden farkl olarak doru ya da yanl olamayan u tmcelere dikkat eker: 1. Nikah masasnda kadn ya da erkek tarafndan sylenen Evet (Evet, bu

kadn/erkei karla/kocala kabul ediyorum) 2. Bir geminin denize indirilmesi dolaysyla dzenlenene trenin belli bir aamasnda, birinin kp ampanya iesini geminin pruvasnda krarken syledii Bu gemiye Queen Elizabeth adn veriyorum 3. Miras brakan kiinin miras brakrken syledii Saatimi kardeime brakyorum 4. Bahse giren kiinin bahse girerken syledii Seninle lirasna bahse girerim ki, yarn yamur yaacak Austin bu tmceleri, gzlemleyiciler (constatives) dedii olgu bildirimlerinden ayrr ve onlara edimseller (performatives) der. Ona gre bir iletiim ortamnda kendisini dinleyen kiiye byle bir tmce szceleyen kii, bir ey bildirmekten ok bir ey yapar. Yukardaki cmlelerde de srasyla, evlilik bana girme, gemiye ad verme, miras brakma, bahse girme sz konusudur. Austin ayrca sz edimleri teorisini ksmda ele alr: Herhangi bir ey syleme edimi olarak dzsz edimi (locutionary act); bir ey sylerken gerekletirilen edim olarak edimsz edimi (illocutionary act); bir ey syleme yoluyla gerekletirilen edim olarak ise etkisz edimi (perlocutionary act). Mesela birisinin Hayvanat bahesinden

kaan aslan ehirde dehet sayor dedii farz edilirse, mmkn bir nerme olarak bu szcelem bir dzsz edimidir. Szcelem, nermenin doru deeri ald durumda bir haber blteni sunucusu tarafndan canl yaynda, ehirde yaayanlar uyarmak iin szcelendiinde bir edimsz edimi deeri tar. Bu szcelemiyle sunucu, ahaliyi gerekten uyarabilecei gibi, onlarn panie kaplmasna, ehri terk etmelerine, vb. durumlara neden olabilir. Bu tr sonular dourduunda szcelem bir etkisz edimidir. Austinin rencisi olan Searle ise gelitirdii sz edimleri kuramnda, Austinden farkl olarak sz edimlerini drt balk altnda inceler: Szceleme edimi (utterance act), nerme edimi (propositional act), edimsz edimi (illocutionary act), etkisz edimi (perlocutionary act). Searle, Austinin dzszedimsz ayrmn pek uygun bulmaz nk baz tmceler sz konusu olduunda bu iki edimi birbirinden ayrmak imkanszlar. Mesela Bunu yapacama sz veriyorum szceleminde durum budur. Bu tmce szcelendii her duumda ayn gc tar: Sz verme gc. nk tmcenin anlam (tmceyle anlatlmak istenenler ile gndermede bulunulan eyler) bunu gerektirir. Austine gre, dzsz edimi ile edimsz edimi, sz ediminin btnnden yaplan soyutlamalardr. Ne var ki, bu tmce sz konusu olduunda, sz ediminin btnnden dzsz edimini, edimsz edimini darda brakarak ekip karmann olana yoktur. Tmcenin dzsz anlamn, tmcenin tad gten ayrmak da olanakl deildir. ( Bkz. Cooperative Principle, Felicity Conditions, Illocutionary Act, Locutionary Act, Perlocutionary Act, Performatives, Pragmatics Structuralism (T. Yapsalclk, Fr. Structuralisme): Yzeydeki birtakm olgularn altnda, derinde yatan baz kurallarn ya da yasalarn oluturduu sistemi ya da yapy arayan; incelenen nesnenin yaps zerinde odaklanan bir akm ya da yntem. Yapsalclkta, sistemdeki birimler kendi balarna bir anlam tamazlar, onlara anlam kazandran, sistem iinde birbirleriyle olan bantlardr. nk ancak o zaman bir sistemin paras olarak ele alnabilirler. Yapsalcln ncs, modern dilbilimin kurucusu saylan F. de Saussuredr. Saussuren gelitirdii dilbilimsel modelden ilham alan yapsalclk, ilk kez dilbilim alannda biimlenmi ve bilimsel bir yntemle donanmtr. Saussuren, dili, belli bir zaman noktasnda ele alarak ezamanl (synchronic), kendi kendine yeterli ve bamsz bir sistem olarak incelemeyi nermesi, dil ile sz arasnda yapt ayrmlar,

gsteren/gsterilen ayrm vb. dilbilimde yeni bir r am ve yapsal dilbilimin olumasna zemin hazrlamtr. Yapsalclk sadece dilbilimle snrl kalmam, zaman ierisinde edebiyata, antropolojiye, siyaset bilimine, edeb eletiriye, psikanalize vb. uygulanmtr. 1960larda edebiyatta yaygnlamaya balayan yapsalcln iki kayna vardr: Yapsalc dilbilim ve Rus Biimcilii. Rusyadan 1920de ayrlarak almalarn Pragda srdren R. Jacobson, Rus Biimcilii ile

Fransz yapsalclar arasnda bir kpr grevi stlenmitir. Todorovun Rus Biimcilerinin baz eserlerini Franszcaya evirmesiyle, yapsalclk iyice tannm ve zamanla dier lkelere de yaylmtr. Edebiyattaki yapsalcln temel tezi, edebiyatn da kendine zg bir sistemi, dolaysyla eleri arasndaki bantlar dzenleyen birtakm kurallar, yasalar olmas gerektiidir. Yani nasl dilbilimde somut ve bireysel olan szn arkasnda onu belirleyen soyut ve toplumsal bir dil sistemi varsa, edebiyatta sze tekabl eden somut ve bireysel tek tek yaptlarn arkasnda da soyut ve toplumsal bir edebiyat sistemi vardr. Todorov, Barthes ve Greimas gibi yapsalclar, Saussuren etkisiyle, edebiyata ezamanl olarak yaklarlar; yazar, tarih, metin d gerek dnya ile edebiyat yapt arasnda bir ba kurmak gereini grmezler. nk tek tek yaptlarn uyduu sistem de, d gereklikten bamsz, kurallar, yasalar saymaca olan, kendi kendine yeterli bir btndr. Todorov, yapsalc yntemi Grammaire du Dcamron (1969) adl kitabnda edebiyata uygulamtr. Todorov bu almasnda, Boccaccionun

yklerinin gramerini yani yklerin yzeyde grnmeyen ama derinde yatan yapsn saptamaya almtr. Todorovun yklerin dilsel bir terim dilin olan gramer uygun

szcn

kullanmasnn

sebebi,

yapsnn

yapsna

olmasdr. Todorov, ykleri zmlerken de dilbilim kategorilerine bavurmutur. A. J. Greimas ise Smantique Structurale (1966) ve Du Sens (1970) adl kitaplarnda, Todorov gibi yapsalc yntemi kullanarak anlatnn temel ilkelerini aratrm ve Proppun yntemini daha bu bilimsel gibi bir hale getirmeye tarafndan

almtr.Yapsalc

yntem,

edebiyata

aratrmaclar

uygulanrken, Lvi-Strauss bu yntemi antropolojiye, Louis Althusser siyaset bilimine, Barthes edeb eletiriye, Jacques Lacan ise psikanalize uygulamtr. Yapsalclk, zamanla deiiklie uram ve yapsalclk-tesi (post-structuralism) diye anlan bir yaklam ortaya kmtr. (27-185, 186 vd.; 42-227; 50) Bkz. Formalism, Functionalism, Paradigmatic Analysis, Post-structuralism, Synchronic Analysis, Syntagmatic Analysis Structure (T. Yap, Fr. Structure): Genel olarak, bir btn oluturan eitli blmlerin birbirleriyle kurduklar ilikilerden ve btn iinde yerine getirdikleri ilevlerden doan dzen; zel olarak, dilsel elerin oluturduu, esremli i bantlardan ve elerin ilevlerinden kaynaklanan, zerk nitelikli btn, dizge; kimi

durumlarda da dizimsel dzlemdeki ilikilerin oluturduu btn; szdizimsel dzen. Yap, bazen ayn trden, bazen deiik trlerden birimlere ayrtrlabilecek bir btndr. Gstergebilimde, yap ve dizge (system) kavramlar zaman zaman ayn anlamda kullanlmtr. Lvi-Strauss, yapnn dizgeden daha kapsaml bir btn olduunu belirtmi; yapnn ne olduunu ve nasl anlalacan u ekilde aklamtr: Bir yapy kurmak ya da zmek/yorumlamak iin iki koul yerine

getirilmelidir. Yap, bir isel-balln (cohesion) bir arada tuttuu bir dizgedir. (sel-ballk, rnein su molekllerinin birbirini ekmesi, birbirine kenetlenmesi durumudur.) Bu isel-balln saptanmas, yapy anlamak iin gereklidir, ama yeterli deildir. Bu isel-balln ne olduunu anlamak iin tek bir dizgeye bakmak yetmez, tek bir dizgeye bakldnda, bu dizge bize tek doruymu gibi grnr. Bir yapy, dizgeyi anlamak iin, baka benzer dizgelere ynelmek gerekir. Ancak bir dizgeden tekine geildiinde, benzer niteliklerin baka dizgelerde nasl dnmlere urad grldnde bir yap hakknda fikir edinebiliriz Saussuree gre ise yap, bir dizgedir. Bu dizgede, bir deer tayan her birimi, yeri ve teki birimlerle arasndaki fark belirler; bu yapnn (dizgenin) ortaya kmas iin deiik olgularn tek ve ayn k-dizgesine (gnderme dizgesine) yerletirilebilir olmalar ve ayn ilikiler btn iinde birbirleriyle karlatrlabilir olmalar gereklidir. (13-57, 58) Bkz. Structuralism, System Subject (Fr. zne, Fr. Sujet): Dil. Yklemi gerekletiren ve onunla birlikte en kk szceyi oluturan enin szdizimsel ilevi. (41-165) Surface Structure (T. Yzeysel Yap, Fr. Structure de Surface, Structure Superficielle): Dil. retici-dnmsel (transformative-generative) dilbilgisinde, cmlenin somut bir ekilde resmedilmesini ifade eden terim. retici-dnmsel dilbilgisinde cmleler, derin yap (deep structure) ve yzeysel yap eklinde iki dzenleni dzeyine gre analiz edilir. Derin dzeyde, cmle yaps soyut bir biimde resmedilip, o cmlenin anlamnn nasl yorumlanmas gerektiini

belirleyen btn etkenler ortaya konurken, yzeysel dzeyde ise daha somut bir resmetme sz konusudur. Yzeysel dzeyde, cmle sylendii zaman duyacamz eye fazlasyla benzeyen biimbirim (morpheme) dizilileri verilir. Derin ve yzeysel yap ayrm, cmledeki belirsizlikleri aklamak iin kullanlmtr. Buna gre belirsizlikte tek bir yzeysel yap, birden ok derin yapyla ilikilidir. Bu ayrm, yzeysel biimleri farkl ancak altta yatan anlam ayn olan cmleler arasndaki balanty kurmak iin de kullanlr. Mesela etken ve edilgen cmlelerin durumu byledir. Kedi fareyi kovalad ve Fare kedi tarafndan kovaland cmleleri ayr yzeysel yaplara sahip olmakla birlikte, ayn derin yapya sahiptir. (38-98; 41-235) Bkz. Ambiguity, Deep Structure, Polysemy Symbol (T. Simge, Fr. Symbole): Sem. Charles Peircen gsterge ile nesnesi arasndaki bantdan hareketle saptad gsterge trnden (icon, index, symbol) biri. Buna gre simge, nesnesine kanun, kural ya da uzlamayla gnderme yapar. Simge, nedensiz ve niyetlidir. Simgelerde biimle ierik arasndaki iliki nedenli deil, uzlamaya baldr. Simgeler iletiim niyetiyle

retilir ve kullanlrlar. Bir dildeki kelimeler simgeye verilecek en gzel rnektir. Mesela masa kelimesiyle onun gnderme yapt nesne arasnda hibir iliki ya da nedensel ba yoktur ancak uzlama sz konusudur. (13-47; 67) Bkz Arbitrariness, Icon, Index, Sign Synchronic Analysis (T. Esremli zmleme, Fr. Analyse Synchronique): Bir olguyu, mesela bir dzgy, belirli bir zaman dilimi dahilinde inceleyen

zmleme yntemi. Yapsal gstergebilim (structuralist semiotics), artsremli zmlemeden ziyade esremli zmleme zerinde odaklanmtr ve dolaysyla tarihsellii gzard ettii iin eletirilmitir. Bkz. Diachronic Analysis, Structuralism Synecdoche (T. Kapsamlay, Fr. Synecdoque): Parann btn yerine, cinsin tr yerine ya da tam tersi bir ekilde kullanm ieren bir sz figr, bir tr yananlam. Baz kuramclar kapsamlay dzdeimeceden ayr grmezler. Mesela Jacobson, kapsamlay dzdeimeceyle birlikte ele alr. Bununla birlikte dzdeimecenin niteliksel, kapsamlayn ise niceliksel olduu sylenebilir. Kapsamlay, dizisel (paradigmatic) bir sapmadr, bir ikame sapmasdr ve bir ierme yani kapsama ilikisiyle gerekleir. Fontanier, kapsamlay sekiz alt tre ayrr: x Btn ifade etmek iin parann kullanld kapsamlaylar: Burada el, dil, ba gibi btnn bir paras olan kelimeler, btn ifade etmek iin kullanlr. Mesela Alet iler, el nr ya da Deve dikenlerinin yetitirildii yerde imdi balar ykseliyor rneklerinde gld gibi. Bir ehir, bir rmak vs. adnn o ehir ve rmaklarn bulunduu lkenin adnn yerine kullanlmasyla da ayn sanat yaplm olur. x Paray ifade etmek iin btnn kullanld kapsamlaylar: Kastor tynden yaplm bir apka iin kastor denmesi gibi btnn para iin kullanld kapsamlaylardr. x Nesneyi ifade etmek iin o nesnenin yaplm olduu maddenin adnn kullanld kapsamlaylar: Demir ya da eliin, kl ve zinciri ifade etmek iin kullanlmas ya da Be bin kada aldm sznde para yerine kadn kullanlmas gibi maddenin zikredilerek, o maddeden yaplm bir nesnenin ifade edildii kapsamlaylardr. x Sayyla ilgili kapsamlaylar: Bu tr kapsamlaylarda tekili ifade etmek iin oul, oulu ifade etmek iin tekil zikredilir. Mesela nsan lmldr cmlesinde tekil kullanlarak oul ifade edilmitir. Btn bu Tevfik Fikretleri birletiren ortak bir izgi vardr cmlesinde ise oul kullanlarak tekil ifade edilmitir.

Tr ifade etmek iin cinsin kullanld kapsamlaylar: At kastederek Hayvan rkt denmesi gibi cins ad zikredilerek trn kastedildii kapsamlaylardr.

Cinsi ifade etmek iin trn kullanld kapsamlaylar: Ekmek paras deyiminde ekmek kelimesinin yiyeceklerin yerine kullanlmas gibi tr ad zikredilerek cinsin kastedildii kapsamlaylardr.

Soyutlamaya dayanan kapsamlaylar: Burada somut varlklar soyut bir ekilde ifade edilir. Bu soyutlama greli bir ekilde olabilir: Dilerinin incisi , nci diler syleyiinden farkl bir anlatm ierir. Birinci rnekte diler inciye benzetilerek nce bir metafor yaplm, sonra inci kelimesi soyut bir ekilde kullanlmtr. Mutlak bir soyutlama ise gen insanlar kastederek genlik dendiinde ortaya kar.

Ferdi ifade etmede ortaya kan kapsamlaylar: Bir zel ismi ifade etmek iin bir cins ismin kullanlmas ya da bir cins ismi ifade etmek iin zel bir ismin kulanlmasyla oluan kapsamlaylardr. II. Mehmetn okul kitaplarnda Fatih olarak anlmas, Batl tarihilerin kral szyle ou zaman Alexandre

kastetmesi, zel bir ismi ifade etmek iin bir cins ismin kullanld kapsamlaya rnektir. Byk bir air demek iin Bir Virgil, bir Homre, Byk bir geometrici demek iin bir Euclide denmesi ise bir cins ismi ifade etmek iin zel bir ismin kullanld kapsamlaya rnektir. Bazen bir zel isim yerine dier bir zel ismin kullanlmas da mmkndr: XIV. Louisye Alexandre denilmesi gibi. (14-116, 117, 118; 97; 50) Bkz. Figure, Metaphor, Metonymy Syntagm (T. Dizim, Fr. Syntagme): I.Dil. Sz zincirinde birbirini izleyen ve belli bir birim oluturan anlaml elerin birleimi. Mesela bir cmle, kelimelerden olumu bir dizimdir. II.Sem. Gsterenlerin (signifiers) birbirleriyle ilikiye girerek, anlaml bir btn oluturacak ekilde, bir zincir gibi art arda birlemesi. Dizimler, diziden seilmi gsterenlerin birletirilmesiyle oluur. Dizimlerin kuruluu ounlukla bir toplumdaki uzlamalara baldr. Mesela bizim toplumumuzda kadnlar etek yerine pantolon giyebilir ama erkekler gmleklerinin altna etek giymez. Ancak

skoyada erkekler etek giyerler. Bir dizim, eitli dizilerden ald birimleri yan yana getirirken baz kurallara uyar. Baz dizimlerde bu ilk bakta belli olur. Yani bu kurallar renmi olduumuz iin, daha kolay bilincine varrz. Mehmet kapy at cmlesinde zne, nesne, yklem ilev-dizilerinden alnma birer dizi birimi vardr. Bu birimlerin arasndaki ilikinin nasl kurulacan szdizim kurallar belirler. Mehmet kapy amak ya da At Mehmet kapy demeyiz.

Bir dizim, birimlerini zamann ak iinde art arda dizebilir: Yemeklerin sras, szcklerin cmle iinde sralanmas, mzikte notalarn sralanmas gibi. Bunun yan sra hangi birimlerin ne gibi uyum kurallaryla bir arada bulunaca da nemlidir. Ancak birimlerin, zaman iinde art arda dizilmedii, ayn anda algland dizimler de vardr: Resim, desen, grafik, mimari, moda gibi. Bu iki ilkenin (artzamanl ve ezamanl) kart dizimlere de rastlanr: Sinema, tiyatro, ma gibi. (41-83; 104; 7-79; 13-55, 56; 50) Bkz. Paradigm, Paradigmatic Analysis, Paradigmatic Relation, Syntagmatic Analysis, Syntagmatic Relation Syntagmatic Analysis (T. Dizimsel zmleme, Fr. Analyse Syntagmatique): Sem. Bir metindeki yzey yapy (surface structure) ve onun blmleri arasndaki ilikileri tespit etmeye alan yapsalc bir zmleme teknii. Dizimsel bantlarn incelenmesi, metinlerin retilmesinin ve yorumlanmasnn altnda yatan kurallar ve uzlamalar (conventions) aa karr. (50) Bkz. Paradigm, Paradigmatic Analysis, Paradigmatic Relation, Syntagm, Syntagmatic Relation Syntagmatic Relation (T. Dizimsel Bant, Fr. Rapport Syntagmatique): Sem. eitli dizilerdeki birimlerin seilip anlaml bir btn oluturulmas iin dizimlerin, baka dizilerin birimleriyle kurduklar bant. Dizimsel bantlar, ayn bildiride bir arada bulunan ve birbirini izleyen eylemli birimler arasndaki birleim ya da birletirimlerin rn bantlardr. Dizimsel bantlar iin Hjelmslev balantlar, Jacobson bitiiklikler, Martinet ise ayrlklar terimini kullanr. Saussure, dizimi, dayana uzam olan bir gstergeler birleimi olarak grr. Eklemli dilde bu uzam izgiseldir ve tek ynldr: ki e ayn anda sylenemez. Burada her e, deerini, kendinden nce gelen ve kendini izleyen elerle kurduu kartlktan alr. Sz zincirinde, ayn anda bir arada bulunan eler, birbirine gerek anlamda balanmlardr. kesitlemedir. Dizime uygulanan Evi satt zmleyici tmcesinde alma, blmleme elde ya da

Mesela

blmlemeyle

edilen

anlambirimler (ev, -i, sat-, -t) arasnda da , bu anlambirimleri oluturan ve yine blmlemeyle saptanan sesbirimler (/e/, /v/, vb.) arasnda da dizimsel bantlar vardr. elerin dalmlarna yn veren bir dzendir bu: Dalm, sesbirim ya da anlambirimlerin deiik kullanm ya da balamlardaki evrelerinin tmdr. Mesela, yukarda verdiimiz rnekte evin dalmn i, sat-, -t, /e/nin dalmn /v/ ile szcedeki br sesbirimler oluturur. Doal diller dndaki bildiriim ya da gsterge dizgelerinde dedizimsel bantlara rastlanr. Mesela belli bir giysi dizgesine uygun bir kyafette deiik elerin (etek-bluz-ceket) yan yana gelmesi; bir yemekte birbiri ardna yenen yemeklerin sunduu dzen; mobilya dzleminde yatak-dolap-masa gibi nesnelerin ayn uzamda bir araya getirilmesi vs. dildeki

dizimsel

bantlar

trnden

ilikiler

ierir.

(42-106;

50)

Bkz.

Paradigm,

Paradigmatic Analysis, Paradigmatic Relation, Syntagm, Syntagmatic Analysis Syntax (T. Szdizim, Fr. Syntaxe): Cmlelerin yapsn inceleyen dal; Morrisin tasnifine gre gstergebilimin, gstergeler arasndaki biimsel ve yapsal

bantlar inceleyen dal. Btn dillerin gramerleri, eitli szdizim kurallarn ierir. Bir cmlenin anlam, byk lde onu oluturan kelimelerin anlamna baldr ancak cmlenin yaps da anlama katk salamaktadr. Bazen kelimelerin sralan anlam deitirebilir. Mesela Ahmet, Selime hediye verdi cmlesiyle Selin, Ahmete hediye verdi cmlesinin anlam ayn deildir. Bununla birlikte sralanm ve anlaml kelimelerden oluan bir dizim, anlamsz da olabilir. Buna gre her cmle, kelimelerin bir dizimidir ancak her kelime dizimi bir cmle deildir. Szdizim kurallarna uygun olan kelime dizimleri gramatikal olarak nitelendirilir. (109; 41-191; 16-72, 73) Bkz. Pragmatics, Semantics System (T. Dizge, Fr. Systme): eleri ya da blmleri eitli ilkeler uyarnca birbirine bal dzenli btn ya da yap. Mesela otomobil yedek paras satan bir dkkandaki malzemeler rastgele ve birbirleriyle ilgisiz eitli paralarn toplam olduu iin bir yndr ancak bu paralarn birbirlerine karlkl bir ilgiyle balanmas sonucunda ortaya kan otomobil, bir dizge ya da yapdr. Buna gre dizgenin btn olarak deeri, tek tek paralarn deerleri toplamndan fazladr yani bir otomobil, btn paralarnn yan yana dizilmesinden ortaya kacak birliktelikten ok daha deerlidir. Ayn ekilde, bir dilin dizgeli olarak yazlm bir gramer kitab, o dilin btn kelimelerini alt alta dizen bir szlkten daha ok ie yarar. Yapsal dilbilimin, dildeki tek tek kelimelerden ok dilin dizgesine ve yapsna nem vermesinin sebebi de budur. Eer dilde de bir dizge olmasayd, dil, insan bildiriiminde bu kadar etkili bir ara olarak stnln devam ettiremezdi nk sadece bir kelimeler yn ile sonsuz sayda sonsuz sayda cmleler sylenip anlalamazd. Saussuren belirttii gibi dil bir dizgedir ve dolaysyla toplumsal uzlamann bir rndr. Bir dizgeyi yani dili bilmek, o dilin ifresini de bilmek demektir. Yani iittiimiz szcklerin anlamlarn ve yan yana getirili kurallarn bilmek demektir. Dizge, dilin ikinci eksenini oluturur. Saussure, dizgeyi, bir dizi armsal alan biiminde tasarlamtr. Bunlarn bir blm ses benzerlii ile bir blm de anlam benzerliiyle belirlenmitir. Her alan gcl bir eler birikimidir nk bunlardan yalnz biri, sylemin o annda gerekleebilir. (7-88; 13-33, 34 vd.; 8-59, 60) Bkz. Code, Structure

Taxonomy (T. Snflandrma, Fr. Taxinomie): Dil. Dil birimlerini dalmsal, anlamsal, biimbilimsel, szdizimsel vb. zelliklerine gre snflara ayrma. (41-184) Text (T. Metin, Fr. Texte): Geni anlamyla, anlam asndan okunabilecek her eyi ifade eder. Hatta baz kuramclar dnyay, toplumsal bir metin olarak dnrler. Metin terimi her ne kadar yazl metinlere ayrcalk tanyormu gibi grnse de, birok gstergebilimciye gre bir metin, gstergelerden oluan bir dizge veya btndr. Yani kelimeler, grntler, sesler ve hareketler buna dahildir. Bir metin, temsil srecinin bir rndr ancak okuyucular metnin ierdii temsil srecinden ziyade o metinde neyin temsil edildii zerinde odaklanrlar. Metnin de cmle gibi kendine has bir grameri vardr. Aslnda geleneksel dilbilimsel zmlemenin ilgisi cmlelerin kuruluu zerineydi ancak sonraki zamanlarda cmlenin tutarl btnler retmek iin art arda dizili biimini yani metni zmlemek nem kazand. Bunun iin de iki temel yaklam gelitirildi: Sylem zmlemesi (Discourse Analysis) ve Metin zmlemesi (Textual Analysis). Sylem zmlemesi, tabi ekilde oluan konuma dilinin yaps zerinde odaklanr. Mesela karlkl konumalar,

mlakatlar, eletiriler, sylevler vb. Metin zmlemesi ise yazl dilin yaps zerinde odaklanr. Mesela denemeler, ilanlar, yol iaretleri vb. Esasnda sylem ve metin, ister szl ister yazl olsun, tanmlanabilir bir bildiriim ilevi yerine getiren btn dil birimlerini kapsayacak ekilde daha geni bir anlamda kullanlabilir. Baz aratrmaclar szl ve yazl sylemden, bazlar da szl ve yazl metinden sz ederler. Avrupada metin dilbilimi terimi ounlukla metnin btn biimlerinin yapsn belirleyen dilsel ilkeleri aratrmak iin kullanlr. Daha geni dilsel birimlerin ve yaplarn aratrlmas, birok farkl disiplinden aratrmacnn ilgisini ekmitir. Etnograflar ve sosyologlar, toplumsal etkileimin zellikle insanlar diyaloa girdii zaman grlen yapsn aratrm; antropologlar, mitleri ve halk masallarn zmlemi; psikologlar, anlamann altnda yatan zihinsel sreler zerine deneyler yapmlardr. Bunlarn dnda yapay zeka, retorik, felsefe ve slpla ilgili disiplinlerin de bu konuda katklar olmutur. Btn bu yaklamlarn ortak noktas, dili, ister konuucu ve dinleyici arasnda ister yazar ve okur arasnda olsun, dinamik, toplumsal ve etkileimli bir olgu olarak grmek gerekliliini vurgulamalardr. Ayrca anlamn, mnferit cmlelerle deil de daha karmak biimde, mesela katlmclarn inanlar ve beklentileri, birbirleriyle ve dnyayla ilgili paylatklar bilgiler, etkileimde

bulunduklar koullar vb. gibi gz nnde bulundurulmas gereken etkenlerle birlikte iletildii de vurgulanmtr. (5-207, 208; 38-116; 50; 14-88) Bkz. Complex Sign, Discourse, Representation, Textual Codes

Textual Codes (T. Metinsel Dzgler, Fr. Codes Textuel): Sem. Toplumsal ve yorumlayc dzglerle birlikte balca dzg gruplarndan biri. Metinsel dzgler, bizim metinlere, trlere ve iletiim aralarna (media) dair bilgimizle ilgilidir ayrca bilimsel, gzelduyusal (aesthetic), szbilimsel (rhetorical), biembilimsel (stylistic) dzglerle tr (genre) de iine alr. (50) Bkz. Aesthetic Codes, Code, Logical Codes, Representational Codes, Narration, Text Textual Determinism (T. Metinsel Belirlenimcilik, Fr. Dterminisme Textuel): Sem. Bir metnin nasl zleceini, o metnin biim ve ieriinin belirlediini savunan yaklam. (50) Bkz. Affective Fallacy, Literalism, Polysemy, Social Determinism Translatability (T. evirilebilirlik*): evirilebilirlik konusunda, dilde evrenselcilii savunanlar, sylemek istediimiz her eyi herhangi bir dilde syleyebileceimizi ve bir dilde sylediimiz her eyin baka bir dile evirilebileceini iddia ederler. Dilde grecelii savunanlar ise, bir dilden baka bir dile evirinin ou zaman sorunlu ve bazen de imkansz olduunu dnrler. Baz yorumcular bunun szle ifade edilmi dncenin dile evirilmesinde de geerli olduunu savunurlar.

Grecelii savunan bazlarna gre tek bir dilin iinde bile, farkl kelimeleri kullanarak ayn eyi sylemek imkanszdr, dolaysyla biim ve ierik birbirinden ayrlamaz ve iletiim aracnn (medium) kullanm anlamn biimlendirilmesine katk salar. Genellikle anlatmc sanatlarn evrilmesinin ok zor, bilimsel metinlerin ise daha kolay olduu dnlr. Kelimelerin armsal anlamlarnn ok nemli olduuna inanan romantik edebiyat kuramclar, evirilemezlikten yanadr. Yeni Eletiriyi (New Criticism) savunanlar da ayn ekilde dnr. evirilebilirlik, gstergebilim ve dilbilim arasndaki bantyla ilgili bir meseledir: Yani mesele, szl olmayan dizgelerdeki metinlerin szl dile evirilip

evirilemeyecei ya da tam tersidir. Benveniste, gstergebilimsel dizgelerin eanlaml (synonymous) olmadn yani farkl birimlere dayanan dizgelerde ayn eyi syleyemeyeceimiz ve anlam deitirip dntrmeden bir iletiim

aracndan ya da dzgden bir bakasna dorudan eviri yapamayacamz savunur. (50) Bkz. Channel, Medium Transparency (T. Saydamlk, Fr. Transparence): Gnlk yaamda farkl iletiim aralar (media) kullanlrken, uzlamlarn (conventions) herkese bilinen hle gelmesi; ierdikleri dzglerin saydamlamas ve iletiim aracnn yansz (neutral) gibi grnmesi. (50) Bkz. Mimesis, Representation, Materiality of the Sign

Unarticulated Codes (T. Eklemlenmemi Dzgler, Fr. Codes Inarticul): Sem. Birbiriyle dorudan bantl olmayan gstergelerden oluan dizi. Mesela ieklerin dili, eklemsiz bir dzg oluturur nk her iek tr, dzgdeki dier gstergelerle bants olmayan bamsz bir gstergedir. (50) Bkz. Articulation, Code Universalism (T. Evrenselcilik, Fr. Universalisme): Dil. Yzeysel yaplar farkl olmakla birlikte, her dilin altnda yatan yapnn ayn olduunu savunan yaklam. Dilsel grecelii savunanlarn aksine, evrenselciler, sylemek istediimiz her eyi herhangi bir dilde syleyebileceimizi ve bir dilde sylediimiz her eyin baka bir dile evrilebileceini savunurlar. (50) Bkz. Translatability Unlimited Semiosis (T. Snrsz Gsterme Sreci*, Semiosis Illimit): Sem. Umberto Eco tarafndan, gsterilenin srekli olarak deitirilebildiini yani sras geldiinde daha baka gsterilenler iin bir gsteren ilevi grdn ifade etmek iin kullanlan terim. (50) Bkz. Interpretant, Semiosis, Signified Utterance (T. Szce, Fr. Enonc): letiim etkinlii iinde belirli bir dilsel iletide bulunmak iin kullanlan tmce. (108) Bkz. Enonciation, Message Value (T. Deer, Fr. Valeur): Saussuree gre, bir gstergenin dizgedeki konumundan, ayn dizge iinde dier benzer birimlerle kurduu bantlardan kaynaklanan greceli durum. Saussure, deerlerin yerleebilmesi iin toplumun zorunlu olduunu, deeri yaratann yalnz toplumsal kullanm ve genel onay olduunu belirtmitir. Buna gre birey tek bana hibir deer yerletiremez. Bir eyi, paras olduu gz nne alarak tanmlamak gerekir. Saussuree gre deerin varolabilmesi iin iki etken gereklidir: Deeri belirlenecek eyle deitirilebilir benzemez bir e ve deeri sz konusu olan eyle karlatrlabilir benzer eler. Buna gre szc benzer deerlerle, kartlk ilikisi kurabilecei dier

szcklerle de karlatrmak gerekir. Szcn ierii, ancak kendi dndaki elerin yardmyla gerekten belirlenebilir. Mesela Franszca mouton (koyun), ngilizce sheeple ayn anlama gelebilirse de ayn deeri tamaz. Bunun sebeplerinden biri, piirilip sofraya getirilen ete ngilizcede mutton denmesi, Franszcada ise her iki durun iin de sadece mouton szcnn kullanlmasdr. Saussuren ortaya att deer kavram sayesinde dil eleri ne olduklaryla deil, ne olmadklaryla tannrlar. Ayrca bu kavram, anlam sadece kelimede, gstergede aramann yanl olduunu gstermi ve bu sayede bir gstergenin anlamnn gstergeden ok gsterge sisteminden karlabilecei anlalmtr. (32121, 122 vd.; 50; 41-70, 71; 14-65, 66) Structuralism, Valorization Bkz. Meaning, Signification,

Valorization (T. Deerlenme*, Fr. Valorisation): Deerin (value), bir gsteren ve onun gsterileni belirgin deilken, dierinin belirgin olduu ikili anlamsal

kartlklara atfedilmesi. Deerlenme, tabileme (naturalization) srecinin bir parasdr. (50) Bkz. Naturalization, Value

Szlkte Kullanlan Ksaltmalar ve aretler:


( ): Metne it aklamalar, kaynaka numaralar * : Yazar tarafndan nerilen Trke karlklar Anl.: Anlambilim (Semantics) Dil.: Dilbilim Fel.: Felsefe Fr.: Franszcas Gen.: Genel Terim Man.: Mantk Prag.: Edimbilim (Pragmatics) Ret.: Retorik Sem.: Gstergebilim (Semiotics) Sz.: Szdizim (Syntax) T.: Trke

KAYNAKA
1. Aksan, Doan, Anlambilim: Anlambilimin Konular ve Trkenin Anlambilimi, Ankara, Engin Yay., 1998. 2. 3. Aksan, Doan, Her Ynyle Dil-Ana izgileriyle Dilbilim, Ankara, TDK Yay., 1995. Alp (Oral) Zeynep, Marguerite Yourcenarn Boynu Vurulan Kali Adl yksne Anlat

Gstergebilimi-eviri likisi Asndan Bir Yaklam, Hacettepe . Edb. Fak. ngiliz Dilbilim ve Uygulamalar Dergisi, Cilt: 1, Say:1, Kasm 2000. 4. 5. 6. 7. 8. 9. Altnrs, Atakan, Dil Felsefesine Giri, stanbul, nklap Yay., 2003. An Encyclopaedia of Language, edited by N. E. Collinge, London, Routledge Press, 1990. Aristotales, Poetika, ev. Samih Rifat, st., K Yay., 2003. Barthes, Roland, Gstergebilimsel Serven, ev. Mehmet Rifat-Sema Rifat, stanbul,YKY, 1997. Bakan, ., Lengistik Metodu, st., alayan Kitabevi, 1967. Batuhan, Hseyin ve Grnberg, Teo, Modern Mantk, ODT Fen-edebiyat Fak. Yay., 1984.

10. Bayrav, Sheyla, Yapsal Dilbilimi, stanbul, ..E.F. Yay., 1969. 11. Culler, Jonathan, Saussure, ev. Nihal Akbulut, st., Afa Yay., 1985. 12. Deely, John, Basics of Semiotics, Indiana University Pres, Bloomington, 1990.

13. Erkman, Fatma, Gstergebilime Giri, stanbul, Alan Yay., 1987. 14. Filizok, Rza, Anlam Analizine Giri, zmir, Ege niversitesi Edebiyat Fakltesi Yay., 2001. 15. Filizok, Rza, aret ve Anlam, Trk Dili ve Edebiyat Aratrmalar Dergisi IX, Ege . Basmevi, zmir, 1998. 16. Fromkin, Victoria and Romdan, Robert, An Introduction to Language, Harcourt Brace Jovanovich College Publishers, New York, 1993. 17. Gktrk, Akit, Okuma Ura, st., ada Yay., 1980. 18. Grnberg, Teo, Anlam Kavram zerine Bir Deneme, A..D.T.C.F Yay., 1970. 19. Grnberg, Teo, Mantk Terimleri Szl, st., Ara Yay., 1989. 20. Guiraud, Pierre, Gstergebilim, ev. Mehmet Yaln, Ankara, mge Yaynlar, 1994. 21. Gnay, Doan, Gstergebilim Yazlar, st., Multilingual Yay., 2002. 22. Gzelen, Mehmet Rifat, Roman Kurgusu ve Yapsal zmleme, stanbul niversitesi Yay., 1978. 23. Hawkes, Terence, Metaphor, Methuen, London and New York, 1984. 24. Hanerliolu, Orhan, Felsefe Ansiklopedisi-Kavramlar ve Akmlar, stanbul, Remzi Kitabevi, 1976. 25. Hodge, Robert ve Kress Gunther, Social Semiotics, New York, Cornell University Pres,1988. 26. Moran, Berna, Edebiyat Kuramlar ve Eletiri, stanbul, Cem Yayn, 1991. 27. Propp, Vladimir, Masaln Biimbilimi, ev. Mehmet Rifat- Sema Rifat, BFS Yay., 1985. 28. Rifat, Mehmet, Dilbilim ve Gstergebilimin ada Kuramlar, stanbul, Dzlem Yayn, 1990. 29. Rifat, Mehmet, Gstergebilimin ABCsi, Simavi Yaynlar, 1992. 30. Rifat, Mehmet, XX. Yzylda Dilbilim ve Gstergebilim Kuramlar, I. Tarihe ve Eletirel Dnceler, stanbul, YKY, 1998. 31. Rifat, Mehmet, Gsterge Eletirisi, stanbul, Kaf Yay., 1999. 32. Saussure, F. de, Genel Dilbilim Dersleri I-II, ev. Berke Vardar, Birey ve Toplum Yaynlar, Ankara, 1985. 33. Sebeok, Thomas, Signs An Introduction to Semiotics, Univerity of Toronto Pres, Toronto and Buffalo, 1994 34. Sebeok, Thomas, The Forms of Meaning, Mouton de Gruyter, Berlin and New York, 2000. 35. Scholes, Robert, Semiotics and Interpretation, Yale University Pres, New Haven and London, 1982. 36. Searle, John R, Sz Edimleri, ev. Levent Aysever, Ayra Yay., Ankara, 2000. 37. TDK, Dilbilim Terimleri Szl, Ankara, Gney Matbaaclk ve Gazetecilik TAO, 1949. 38. The Cambridge Encyclopedia of Language, David Crystal, Cambridge U. Pres, Cambridge, 1987. 39. Linguistics for Students of Literature, Traugott, Elizabeth Closs and Pratt, Mary Louise New York, Harcourt Brace Jovanovich, 1980. 40. ok, Necip, Genel Dilbilim, st., Multilingual Yay., 2004. 41. Vardar, Berke, Dilbilim ve Dilbilgisi Terimleri Szl, Ankara, TDK, 1980. 42. Vardar, Berke, Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, Ankara, TDK, 1982.

43. Vendryes, J.V., Dil ve Dnce, ev. Berke Vardar, st., Multilingual Yay., 2001. 44. Wardhaugh, Ronald, Introduction to Linguistics, New York, McGraw-Hill Book Company, 1977. 45. Ycel, Tahsin, Anlat Yerlemleri, st., YKY, 1995. 46. Ycel, Tahsin, Yapsalclk, st.,YKY, 1999. 47. http://www.wordiq.com/dictionary/Semiotics.html 48. http://www.rdillman.com/HFCL/TUTOR/Semiotics/sem1.html 49. http://www.pespmc1.vub.ac.be/SEMIOTER.html#Sign 50. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem-gloss.html 51. http://www.wsu.edu/~ice_age/semiotics.htm 52. http://www.sil.org/linguistics/glossary/ 53. http://www.arts.auc.bc.ca/fina/glossary/s_list.html#semiotics 54. http://www.revue-texto-net/Biblio/Glossaire_en.html#head 55. http://www.isisemiotics.fi/semiotics.html 56. http://www.lchc.ucsd.edu/MCA/Mail/xmcamail.1996_01.dir/0238.html 57. http://www.zhurnal.ru/staff/garny/english/index.htm 58. http://www.rdillman.com/HFCL/GLOSS/hfclglossS.html#SEMIOTICS 59. http://www.rdillman.com/hfcl/TUTOR/tutor0.html 60. http://www.geocities.com/CollegePark/9349/sa-index.html 61. http://www.geography.dur.ac.uk/teaching/level1/module3/3_7/docs/textanalysis_3-html 62. http://www.wordiq.com/definition/Literary_semiotics 63. http://www.chass.utoronto.ca/epc/srb/cyber/sim1.html 64. http://www.chass.utoronto.ca/epc/srb/cyber/cyber.html 65. http://www.cultsock.ndirect.co.uk/MUHome/cshtml/semiomean/berlomea2.html 66. http://www.chass.utoronto.ca/french/as-sa/ASSA-No5/index.htm 67. http://www. cultsock.ndirect.co.uk/MUHome/cshtml/indices/glossary.html 68. http://www.chass.utoronto.ca/french/as-sa/ASSA-No13/index.html 69. http://www.chass.utoronto.ca/french/as-sa/ASSA-11-12/index.html 70. http://www.chass.utoronto.ca/french/as-sa/ASSA-No1/index.html 71. http://www.ling.kgw.tu-berlin.de/semiotik/english/index_e.htm 72. http://www.icomm.uoregan.edu/~cbybee/i388/index.html 73. http://www.ic.arizona.edu/~comm300/mary/semiotics/barthes.terms.html 74. http://www.press.jhu.edu/books/hopkins_guide_to_literary_theory/entries/narratology.html 75. http://www.vlc.polyu.edu.hk/academicwriter/evidence/Paraphrase/paraphrase.htm 76. http:// www.cs.cf.ac.uk/fun/welsh/Glossary_main.html

77. http://www.uta.edu/english/TAR/officeweb/defs1.htm 78. http://athena.english.vt.edu/~baugh/bosch/R-A-Main.htm 79. http://humanities.byu.edu/rhetoric/Figures/A/allegory.htm 80. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem08.html 81. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem06.html 82. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem-gloss.html 83. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem09.html 84. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem05.html 85. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem03.html 86. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem02.html 87. http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem04.html 88. http://www.indiana.edu/~educp550/shtcrs.html 89. http://www.wsu.edu/~ice_age/glossary.htm 90. http://www.rdillman.com/HFCL/TUTOR/Semiotics/sem2.html 91. http://www.rdillman.com/HFCL/TUTOR/Semiotics/sem3.html 92. http://www.rdillman.com/HFCL/TUTOR/Semiotics/sem4.html 93. http://www.rdillman.com/HFCL/TUTOR/Semiotics/sem1.html 94. http://www.arthist.lu.se/kultsem/encyclo/denotation_connotation.html 95. http://www.arthist.lu.se/kultsem/encyclo/icon.html 96. http://www.arthist.lu.se/kultsem/encyclo/isotopy.html 97. http://www.arthist.lu.se/kultsem/encyclo/metonymy.html 98. http://labweb.education.wisc.edu/Semiotics/definitions/defined_semiotics.html 99. http://www.olinda.com/VC/lectures/Semiotics/semiotics.htm 100. 101. 102. 103. 104. 105. 106. 107. 108. 109. 110. http://iupress.indiana.edu/instruct_guide/anacult/chapter2.html http://homepages.waymark.net/~bikechic/def_signs.html http://www.hw.ac.uk/langWWW/lingloss.html http://www.press.jhu.edu/books/hopkins_guide_to_literary_theory/entries/narratology.html http://www.cultsock.ndirect.co.uk/MUHome/cshtml/semiomean/semio1.html http://www.aber.ac.uk/media/Documents/S4B/sem08a.html http://www.labweb.education.wisc.edu/Semiotics/definitions/defined_semiotics.html http://www.olinda.com/VC/lectures/Semiotics/semiotics.htm http://iupress.indiana.edu/instruct_guide/anacult/chapter2.html http://homepages.waymark.net/~bikechic/def_signs.html http://www.hw.ac.uk/langWWW/lingloss.html

-----------------------------------------------------------------------------------------------

http://www.ege-edebiyat.org

You might also like