You are on page 1of 107

Bu kitabn hazrlanmasnda, MEB ngiliz Klasikleri dizisinde yaynlanan birinci basks temel alnm ve eviri dili gnmz Trkesine

uyarlanmtr.

Yayna hazrlayan : Egemen Berkz Dizgi: Yeni Gn Haber Ajans Basn ve Yaynclk A. Bask: ada Matbaaclk Yaynclk Ltd. ti. Haziran 2001

O L I V E R

G O L D S M I T H

Y A N L I L I K L A R

G E C E S

ngilizceden eviren: Ali Rza Seyfi

Hmanizma ruhunu anlama ve duymada ilk aama, in san varlnn en somut anlatm olan sanat yaptlarnn be nimsenmesidir. Sanat dallar iinde edebiyat, bu anlatmn d nce eleri en zengin olandr. Bunun iindir ki bir ulusun, dier uluslarn edebiyatlarn kendi dilinde, daha dorusu kendi dncesinde yinelemesi; zek ve anlama gcn o yaptlar orannda artrmas, canlandrmas ve yeniden yarat mas demektir. te eviri etkinliini, biz, bu bakmdan nem li ve uygarlk davamz iin etkili saymaktayz. Zeksnn her yzn bu trl yaptlarn her trlsne dndrebilmi ulus larda dncenin en silinmez arac olan yaz ve onun mima risi demek olan edebiyatn, btn kitlenin ruhuna kadar ile yen ve sinen bir etkisi vardr. Bu etkinin birey ve toplum ze rinde ayn olmas, zamanda ve meknda btn snrlar delip aacak bir salamlk ve yaygnl gsterir. Hangi ulusun ki tapl bu ynde zenginse o ulus, uygarlk dnyasnda daha yksek bir dnce dzeyinde demektir. Bu bakmdan evi ri etkinliini sistemli ve dikkatli bir biimde ynetmek, onun genilemesine, ilerlemesine hizmet etmektir. Bu yolda bilgi ve emeklerini esirgemeyen Trk aydnlarna kran duyuyo rum. Onlarn abalaryla be yl iinde, hi deilse, devlet eliyle yz ciltlik, zel giriimlerin abas ve yine devletin yar dmyla, onun drt be kat byk olmak zere zengin bir e viri kitaplmz olacaktr. zellikle Trk dilinin bu emeklerden elde edecei byk yarar dnp de imdiden eviri etkin liine yakn ilgi ve sevgi duymamak, hibir Trk okurunun elin de deildir. 23 Haziran 1941. Milli Eitim Bakan Hasan li Ycel 5

SUNU Cumhuriyet'le b a l a y a n Trk Aydnlanma D e v r i m i ' n d e , d n y a klasiklerinin H a s a n li Y cel n c l n d e dilimize e v r i l m e s i n i n , k u k u s u z n e m l i p a y vardr. Cumhuriyet gazetesi olarak, Cumhuriyeti mizin 7 5 . ylnda, b u etkinlii y i n e l e y e r e k , T r k o k u r u n a bir " A y d n l a n m a Kitapl" k a z a n d r m a k istedik. B u e r e v e d e , 1940'l yllardan b a l a y a r a k Milli Eitim B a k a n l ' n c a y a y n l a n a n d n y a klasiklerini o k u r l a r m z a s u n m a y a b a l a d k . B y k ilgi g r e n bu etkinlii Milli Eitim B a k a n l ' n c a y a y n l a n m a m - a n c a k Aydn l a n m a Devrimi y a r d a k a l m a s a y d y a y n l a n a c a n a kesinlikle i n a n d m z - d n y a klasiklerini de katarak srdryoruz. Cumhuriyet 7

ONSOZ 18. yzyl ngiliz yaznnn nde gelen adlarndan bi ri olan Oliver Goldsmith irlanda kkenlidir. 10 Kasm 1730'da irlanda'nn Ballymahon kynde doan, 4 Nisan 1774'te Londra'da len Goldsmith denemeden iire, ro mandan oyuna, hemen hemen tm yazn trlerinde rn vermitir. Dublin'deki Trinity College' bitirdikten (1749) son ra Edinburg'da balad tp renimini yarda brakan Goldsmith, iki yl kadar Avrupa'da dolat, daha sonra be parasz geldii Londra'da (1756) para kazanmak iin der gilere deneme ve kitap tantma yazlan yazd. 1759'da ilk kitab "An Enquiry into the Present State of Polite Lear ning in Europe " (Avrupa'daki Kibar Snflarn Bugnk renim Durumu zerine Bir Aratrma) ile adn duyur du. Daha nce dergilerde yaynlad denemelerini topla d "Chinese Letters " (in Mektuplar) adl deneme ki tab ve "The Traveller, or a Prospect of Society " (Yolcu ya da Toplumdan Bir Grnm) adl iiriyle daha da nlenen Goldsmith artk Londra'nn yazarlar evresine girmiti. 1764'te de Samuel Johnson, Edmund Burke ve James Bos9

well gibi nl yazarlarn da ye olduu "The Club"n ku rulmasna nclk ediyordu. Avrupa kltrnn yakn bir izleyicisi olan Goldsmith'in denemelerinde, dolat lkelerdeki farkl gele nekleri anlatan bir gezgin biemi grlr. Yergici, ancak yumuak ve nkteli bir deyile yazar; yer yer retici bir tavr taknmakla birlikte, bilgilikten kanr. "The Vicar of Wakefield: A Tale " (Wakefield Papaz) adl roman, glmeceye yakn biemi ve akac anlatmyla 18. yzyl n giliz yaznnn en sevilen romanlar arasnda yer alr. "The Deserted Village " (Terkedilmi Ky) adl uzun iiriyse, sa nayi devriminin krsal yaamda yol at deiiklikleri anlatrken, gemie zlemle bakan bir duygusallkla ky yaamn yceltir. Genel bir deerlendirme yapmak gere kirse; yaptlar bugn okunduunda, ann ngiltere ve Avrupasn biimlendiren gleri pek ok sekin arkada ndan daha doru kavradnn grld sylenebilir. Oyun yazar Goldsmith'e gelince: "The Good Natu re d Man " (yi Huylu Adam) ve zellikle de "She Stoops to Conquer " (Yanllklar Gecesi) adl oyunlaryla 18. yz yl ngiliz tiyatrosunun (R. B. Sheridan ile birlikte) iki b yk yazarndan biridir demek yanl olmaz. 1768'de oyna nan ilk oyunu pek tutulmamsa da, 1773 'te oynanan "Yan llklar Gecesi" hem byk bir ilgi grm, hem de a n aarak gnmze ulamtr.

10

YANLILIKLAR G E C E S

11

KLER Sir CHARLES MARLOW: Marlow'un babas. HARDCASTLE: Tarada oturan zengin bir adam. MARLOW: Sir Charles 'in olu. HASTINGS: Marlow 'un arkada. TONY LUMPKIN: Mrs. Hardcastle'n ilk kocasndan olan olu. STINGO: Meyhaneci. DIGGORY, ROGER, RALF, GREGORY: Hardcastle'n uaklar. TOM TWIST, JAK SLANG, TOM TICKLE: Tony'nin meyhane arkadalar. JEREMY: Marlow 'un ua. MAT MUGGINS: Tony'nin meyhane arkada. UAK. Mrs. HARDCASTLE: Mr. Hardcastle'n kars. Miss HARDCASTLE: Mr. Hardcastle'n ilk karsndan olan kz. Miss NEVILLE: Tony 'nin teyzesinin kz. HZMET KIZ. 13

BRNC PERDE

SAHNE I Eski moda bir evde bir oda. (Mr. Hardcastle ileMrs. Hardcastle sadan girerler.) Mrs. HARDCASTLE. - Sonu olarak, garip adams nz, Mr. Hardcastle. Acaba kyde oturan bunca insan iin de biraz paslarn silmek iin arasra Londra'ya gitmeyen bizden baka kimse var m? te ifte Miss Hogg'lar, ite komumuz Mrs. Grigsby; her k bir ay yle bir kendile rine gelmek iin kente gidiyorlar. HARDCASTLE. - Evet, gidiyorlar ya., gidiyorlar da., kendilerine tam bir yl yetecek kadar gurur, yapmack ge tiriyorlar! Londra kendi halkn evlerinde tutamyor, a yorum. Benim zamanmda kentin lgnlklar aramza pek yava sokulurdu. imdiyse posta arabasndan daha abuk, yol alyorlar. Kentin zppelikleri posta arabalarnda darda oturan yolcular gibi deil de en iyi yerlere oturmu ge liyorlar! Mrs. HARDCASTLE. - Evet, sizin zamanlarnz ger15

ekten yaman zamanlarm! Yllardr hep o zamanlan an latr dururuz. Biz burada eski, herkesin yol st han sa naca kocaman bir konakta oturuyoruz, fakat kimseyle g rtmz yok. En iyi konuklarmz papazn kars yal Mrs. Odfish ile topal dans retmeni kk Cripplegate. Btn elencelerimiz de sizin Prens Eugene ve Marlborough Dkyle ilgili anlarnz! Ben byle eski eylerden nefret ediyorum. HARDCASTLE. - Ben de bunlan seviyorum. Ben zaten eski olan her eyi severim: Eski dostlar, eski zaman lar, eski grenekleri, eski kitaplar, eski arab! (Kars nn elini tutarak.) Ve Dorothy, sen yal karm da ok sev diimi yadsyamazsn hani. Mrs. HARDCASTLE. - Tanrm! Mister Hardcastle, siz de her zaman Dorothylerinizden, yal kanlarnzdan sz edersiniz. Siz Darby olun isterseniz ama, unu bilin ki, ben Joan olamam. (*) Hem ben byle gstermek istedii niz kadar yal da deilim. Yirmiyi yirmiye ekleyin de ne eder ona bakn. HARDCASTLE. - Dur bakaym: Yirmi yirmi daha tam elli yedi eder! Mrs. HARDCASTLE. - Yalan Mister Hardcastle, ya lan. Birinci kocam Mr. Lumpkin'den olan olum Tony'yi dourduum zaman daha yirmi yamdaydm. Tony de da ha adam denebilecek yaa bile gelmedi. . HARDCASTLE. - Hi gelmeyecektir de; bunun iin onun adna ben size sz verebilirim. Onu yle gzel yeti tirmisiniz ki! (*) Birbirini ok seven nl kan-koca. 16

Mrs. HARDCASTLE. - Ne kar! Tony Lumpkin'in paras ok. Olum bilgisiyle geinecek deil ya. Ylda bin be yz ngiliz liras harcamak iin bir ocuun pek bilgi ye gereksinimi olmaz ki. HARDCASTLE. - Bilgi, ha! Onunkisi yalnzca bir s r eytanlk ve zarar vericilik. Mrs. HARDCASTLE. - akaclk de sevgilim. aka clktan baka bir ey deil. Eee Mr. Hardcastle, ocukta bir para akacl ho grmelisin. HARDCASTLE. - Ben, atlarn su itii ukuru on dan daha ho grrm. Eer uan kunduralarn yakmak, hizmeti kzlar korkutmak, kedi yavrularna eziyet etmek akaclksa, evet, olunuz gerekten akac. Daha dn pe rukamn kuyruunu sandalyemin arkasna balam, selam vermek iin eilince dazlak kafam ap diye Mrs. Frizzle'in yzne arptm. Mrs. HARDCASTLE. - Bunda benim ne suum var? Zavall ocuk her zaman bir ie yaramayacak kadar hasta lklyd. Okula gndermek onu ldrmek demekti. Hele bi raz glensin de bir iki yl Latince okusun, kim bilir ne olur? HARDCASTLE. - Latince okuyacak, ha? Kediye ke man aldr, daha iyi! Yok, yok; onun gidecei okullar bi rahaneyle ahrdr. Mrs. HARDCASTLE. - Peki, peki, ama imdi aa lamann sras deil. Aramzda kalaca gnler sayl; y zne kim baksa verem olduunu anlar. HARDCASTLE. - Evet, eer habire imanlamak ve rem belirtisiyse... Mrs. HARDSCATLE - Arasra ksryor... 17

HARDCASTLE - Evet, iki genzine kat zaman. Mrs. HARDCASTLE. - Cierleri beni gerekten kor kutuyor. HARDCASTLE. - Beni de; bazen kz gibi bomu yor. (Tony, sahnenin arkasnda ve sa yanda "hallo " diye barr.) Hah ite orada... Vah vah, zavall ocuu verem yemi, bitirmi! (Tony sadan girer ve sahnede bir yandan bir yana yrr.) , Mrs. HARDCASTLE. - Tony, nereye gidiyorsun, i rin ocuum benim? Birazck babann, annenin yannda kalmaz msn, yavrum? TONY. -.Acele iim var anne, kalamam! Mrs. HARDCASTLE. - Byle souk ve sert bir ak amda dar kmamalsn, yavrucuum. Baksana yzn gzn sararm! TONY. - Kalamam, diyorum. Gvercin Meyhanesi'nde beni bekliyorlar, epey elence olacak orada... HARDCASTLE. - Evet., meyhane, gene oras, zaten ben de yle dnyordum. Mrs. HARDCASTLE. - Oradakiler aa takmdan baya insanlar, olum. TONY. - Hi de yle deil: Vergi tahsildar Dick Miggins, baytar Jak Slang, laternac kk Aminadab ve tene keci Tom Twist. Mrs. HARDCASTLE. - Yalvanrm sana, sevgili o lum, hi olmazsa bir gececik olsun onlarn umutlarn bo a kar. TONY. - Onlarn umutlarn boa karmaya pek aldr mam, ama kendi umutlarm boa karmaya raz olamam. 18

Mrs. HARDCASTLE, Tony'yi tutarak. - Gitmeye ceksin! TONY. - Gideceim diyorum sana. Mrs. HARDCASTLE. - Ben de gitmeyeceksin, di yorum... TONY. - Bakalm hangimiz gl; sen mi, ben mi? (Annesini darya srkleyerek kar.) HARDCASTLE. - te, ileri gleri birbirini mart mak olan bir ift gidiyor! Fakat ne yaparsn? Zamanmz da herkes akl ve nlemi kap dar etmiyor mu? ite be nim sevgili, gzel kzm Kate; zamann modas ona bile bulam. Londra'da bir iki yl oturdu, o da artk su katl mam Londrallar gibi tllere, o ssl psl Fransz pa avralarna kapld gitti. (Sadan Miss Hardcastle girer.) HARDCASTLE. - Maallah, benim cici ocuum! Her gnk gibi gene ssl puslusun. Kz, stnde ne ka dar gereksiz ipek kuma var byle! Zamanmzn ahmak larna bir trl anlatamyorum ki, kendini beenmilerin ss psleriyle btn yoksul insanlar giydirilebilir. Miss HARDCASTLE. - Aramzdaki anlamay bili yorsunuz, efendim. Sabahlan konuk kabul etmeme, konuk lua gitmeme ve istediim gibi giyinmeme izin verdiniz. Akamlan da sizi honut etmek iin ev giysileri giyiyorum. HARDCASTLE. - Evet, aklnda tut, anlamamzn koullanna ballk isterim. Ha, unu da syleyeyim; bu akam senin szm ne kadar dinlediini deneme frsat n bulacam, sannm. Miss HARDCASTLE. - Ne demek istediinizi anla myorum, efendim. 19

HARDCASTLE. - yleyse ak syleyeyim, Kate; kocan olmak iin semi olduum gen centilmen bu ak am Londra'dan gelecek. Babasndan mektup aldm, o lunun buraya gelmek zere yola ktn, kendisinin de bir iki gn sonra geleceini yazyor. Miss HARDCASTLE. - yle mi? Keke bunu daha nce bileydim! Tanrm, nasl davranacam? Eminim on dan holanmayacam. Grmemiz o kadar resmi ola cak, baya bir i grmesine o kadar benzeyecek ki, dost olmamza, birbirimizi beenmemize olanak kalmayacak. HARDCASTLE. - Onu beenip beenmemene kar mam, buna inan, ocuum; ama senin iin setiim Mr. Marlow, sk sk adn duymu olduun eski arkadam Sir Charles Marlow'un oludur. Devlet hizmetine girmek iin ok iyi yetitirilmitir. Duyduuma gre ok anlayl, ze ki bir genmi. Miss HARDCASTLE. - yle mi? HARDCASTLE. - Hem de ok iyi yrekliymi. Miss HARDCASTLE. - Holanacam sanyorum... HARDCASTLE. - Gen ve gzpekmi. Miss HARDCASTLE. - Holanacama kuku yok. HARDCASTLE. - Hem de pek yakklym... Miss HARDCASTLE. - Sevgili babacm, syleme artk. (Babasnn elini per.) O benimdir. Ona varacam! HARDCASTLE. - Kate, stelik de ok utanga, ok ekingen bir delikanlym. Miss HARDCASTLE. - A, bu sznzle beni bir l gibi souttunuz. u ekingen sz btn teki vmeleri nizi hie indirdi. ekingen ak kskan koca olur, derler. HARDCASTLE. - Hi de deil. Terbiye ve utanga20

lk ancak yksek erdemlerle sslenmi gnllerde bulunur. Onun zyapsnda benim en ok houma giden bu utan gal ve ekingenlii oldu. Miss HARDCASTLE. - Ben de size unu syleyeyim: Benim houma gitmesi iin onun daha parlak zellikleri olmas gerek, fakat dediiniz gibi o kadar gen, o kadar yakkl, her eyi o kadar stnse, sanyorum ki, uyuabi liriz. Evet, ona varacam sanyorum. HARDCASTLE. - Fakat, Kate, ortada bir engel da ha kalyor. Ya o seni almazsa!.. Bunda da yzde elli ola slk var. Miss HARDCASTLE. - Sevgili babacm, insan ne den byle zyorsun? Ne yapalm, almayacak olursa, ben de, zntmden yreimi paralayacama, beni gzel gsterip gururumu okad iin aynam paralar, apka m daha yeni bir modaya uydurup o kadar gbeenir ol mayan baka bir ak bulmaya bakarm. HARDCASTLE. - ite kahramanca bir karar! imdi ben gideyim de konuumuzu arlamak iin hizmetileri hazrlayaym. Evimize pek seyrek gelen olduu iin hiz metilerimiz ilk talime kan acemi erler gibi kalmasnlar; onlar biraz talim ettireyim. (Sol yandan kar.) Miss HARDCASTLE. - Tanrm, babamn verdii bu haber, beni heyecan iinde brakt. Genmi, yakklym... Babam bu.nitelikleri sona brakyor ama, ben bun lar en nde tutuyorum. Saygl, duygulu, iyi huylu... Bun larn hepsi houma gidiyor, fakat ekingen, rkek... ite bunlar onun iin bycek kusur... Acaba ona karsyla vnmesi retilse bu korkaklk hastalna ila bulun mu olmaz m? Evet, hem de ben... Ama ben ne yapyo21

ram byle. Daha a ele geirmeden kocay ne yapaca m dnmeye baladm... (Miss Neville soldan girer.) Miss HARDCASTLE. - Geldiine ok sevindim, sev gili Neville. Syle bakaym, Constance, bu akam nasl bu luyorsun beni? stmde tuhaf grnen bir ey var m? Bu gn gzel grndm gnlerden biri mi? Yzmn ren gi filan yerinde mi? Miss NEVLLE. - ok iyi, sevgili dostum, fakat dur bir daha bakaym: Tuhaf ey... Kanarya kularna, balkla rna bir ey mi oldu? Erkek kardein veya kedi bir ey mi yapt? Yoksa yeni okuduun kitap pek mi heyecanlyd? Miss HARDCASTLE. - Hayr, hibiri deil. Korku lar iindeyim., bilmem nasl syleyeyim; evet korkular iindeyim: Bir am oluyor. Miss NEVLLE.-Adine? Miss HARDCASTLE. - Marlow. Miss NEVLLE. - Ya? Miss HARDCASTLE. - Sir Charles Marlow'un olu. Miss NEVLLE. - Ne garip... Bana hayranln hi gizlemeyen Hasting'in en candan arkada! Birbirlerinden hi ayrlmazlar. Londra da otururken onu grm olmalsn. Miss HARDCASTLE. - Hayr, grmedim. Miss NEVLLE. - ok garip bir adamdr. Namuslu, erdemli, hanmlar arasnda insanlarn en utangac. Fakat daha baka trl kadnlar iinde bsbtn baka bir adam oluyormu; kendisini tanyanlar sylyor. Ne demek iste diimi anlyorsun ya! Miss HARDCASTLE. - Gerekten garip bir adam! Onu bir trl kullanamayacam... Ne etmeli? Adam sen 22

de... artk kafa yormayalm. i olaylarn gidiine braka lm. Fakat senin ilerin ne durumda? Annem seni karde im Tony'ye almak iin gene diller dkyor mu? Miss NEVILLE. - imdi annenle o tatl, babaa ko numalardan geliyorum. Bana bin bir tatl sz sylyor, o lu olan o zarif canavar stn bir yaratk gibi gstermek iin abalayp duruyor. Miss HARDCASTLE. - Annem, oluna seni almak istiyor, nk soylusun, gzelsin, bundan baka ok zen gin olman da insan ekmiyor deil hani. Btn malnn, mlknn ynetimi de onda olduuna gre byle bir ser vetin aileden ayrlmamasn istemesine hi de amamal. Miss NEVILLE. - ou mcevherat olan o benim servetim pek de imrendirici bir ey saylmaz; ama benim sevgili Hastingsim vefal, sznde durur olsayd, annene epey znt verirdim. Her neyse, oluna akmm gibi davranyorum; gnlmn bakasnda olduunu aklna bi le getirmiyor. Ben de bir ey sylemiyorum. Miss HARDCASTLE. - Kardeim de, seni almam di ye, annesine ayak direyip duruyor. Senden o kadar nefret ediyor diye adeta seveceim geliyor onu. Miss NEVILLE. - Tony, iyi yrekli bir ocuktur; emi nim ki, kendisinden baka kiminle olursa olsun evlenme mi ister... Ha, ite halamn zili alyor, birlikte akam ge zintisine kacaz. Haydi bakalm, gryorsun durumu muz ok nazik; gzpek olmak gerek! Miss HARDCASTLE. - Keke uyku vakti gelseydi de, her ey de gemi bitmi olsayd. (Soldan kar.)

23

SAHNE II Bir meyhane salonu. (Ttn vepun ien dkn klkl adamlar. Tony, ma sann banda,tekilerden daha yksekte oturmaktadr ve elinde de bir eki vardr.) HEP BR AIZDAN. - Yaa, yaa, yaa, bravo! TICKLE. - Efendiler, imdi susun da bir ark dinle yelim. Beyolumuz hazr; ekiciyle masaya vurdu mu, ar ksna balayacak. HEP BR AIZDAN. - steriz... ark isteriz. TONY. - Efendiler, yleyse size Gvercin Mey hanesi iin hazrladm arky syleyeyim. (Tony arksn syler.) Brakn okul retmenleri beyinlerini Dilbilgileri, samalar ve bilgileriyle yorsunlar, Ben her zaman derim ki iyi iki Akla daha iyi bir anlay verir. Onlar puta taparlarn tanrlarn saysnlar, 24

"Lethe "lerini (*), "Styks"lerini (**), "Stygian "larni (***) ansnlar Btn bunlar ve "Qui'leri, "Quae'leri ve "Qu od"laryla Bu retmenler bir gvercin srsne benzerler. Gururuk, gururuk, guruk. * Metodist papaz gelip de iki imek gnahtr Derse o heriflerle para stne iddiaya girieceim ki Zom oldular m, her zaman Daha iyi vaaz verirler. Ama siz elinizde be, on para olarak onun Kof dininden ve inancndan bir dilim satn almaya Gelirseniz, btn akll adamlar tank gsteririm ki yi dostum siz bir gvencinsiniz. Gururuk, gururuk, guruk. * yleyse, gelin byk bir iki kadehi ortada dnsn, ielim, zevklenelim ve daha akll olalm! Gnllerimiz ve ikimiz salamdr, gldr, erefine ielim " Neeli Gvercin "in... Brakn bazlar orman tavuu veya tavan Diye haykr sn... Yaban rdei, toy ve baka kular Sizin olsun... Fakat biz havada uan btn kular iinde Haydi " Neeli Gvercin "in erefine ielim! Gururuk, gururuk, guruk.

(*) Yunan mitologyasnda Unutkanlk Deresi. (**) Yine Yunan mitologyasna gre, tednya derelerinden biri. (***) tednya deresinden olanlar, cehennemde oturanlar. 25

HERKES BR AIZDAN. - Bravo, bravo! SLANG. - Beyefendimizin ark sylemesine bayl yorum. Bize hi baya eyler okumaz. TWIST. - Aa, baya her ey kahrolsun, ben yle eye dayanamam! MUGGINS. - Kibar olan her zaman kibardr. Bir e lebi ark sylerse elbet o da kibarca olur... TWIST. - Muggins Usta, zl dedin dorusu; rne in, ben ay oynatmakla geiniyorsam da, bir insan hem ay oynatr, hem de kibar, centilmen olabilir. Yalan syl yorsam u iki bana zehir olsun, benim aym, her zaman en kibar arklarla oynar. Ya "Sular Ald " arksn ister ya da, en azndan Ariadne'den bir menuet. SLANG. - Ne yazk, beyefendi babasnn mirasn da ha ele geiremedi; yoksa on millik yerlerdeki btn mey hanecilere gn doard. TONY. - Yaa, vallahi yle olurdu Slang Usta! Se kin arkadalarla meclis kurmak nasl olurmu, gsterirdim herkese! SLANG. - Beyefendi bu bakmdan tpk babasna benzemi. Babas yal Lumpkin inan olsun, dnyada grd m en kibar centilmendi. Boru almada, ormanda tavan izlemede, kadn kovalamada ei yoktu. Buralarda onun iin, lkenin en iyi atlarn, kpeklerini, kzlarn elinde tu tar, derlerdi. TONY. - Evet, hele ergin olup param elime alaym, pi olmadm, babamn olu olduumu gstereceim, sz veriyorum size! Zaten ie balamak iin Bet Bouncer ile deirmencinin kr ksran aklma koydum. Fakat hay di ocuklar ielim, neelenelim; parasn siz verecek de ilsiniz ya... Ne var Stingo, ne oluyor? 26

(Meyhaneci Stingo soldan girer.) STINGO. - Kapnn nnde bir arabada iki bey var, ormanda yollarn yitirmilermi; Mr. Hardcastle filan de yip duruyorlar. TONY. - Herhalde, bunlardan biri kzkardeime kur yapandr. Londralya benziyorlar m? STINGO. - Benziyorlar sanyorum. st balar tam Fransz. TONY. - yleyse syle, ltfen buraya gelsinler; onla ra hemencecik yolu gsteriveririm. (Stingo soldan kar.) TONY, odadakilere. - Efendiler, belki bu gelenler si ze layk olacak kadar kibar adamlar deillerdir, onun iin bir dakika kadar aa inin. Ben de, limon skacak kadar vakit geirmeden yannza gelirim. (Odada/ailer soldan karlar.) TONY, kendi kendine. - vey babam alt aydan beri bana kpek, kpek yavrusu diye atp tutuyor. Eer istesem imdi bu yal drlambozdan cm alabilirim. Ama kor kuyorum... Yok canm, neden, korkaym? ok gemeden ylda bin be yz lira gelirim olacak. Yapabilirse, onu da elimden alsn bakalm! (Stingo, Marlow ve Hostings 'e yol gstererek girer.) MARLOW. - Ne skntl, rahatsz bir gn geirdik! Bize, ancak krk mil yol gideceksiniz demilerdi, altm milden fazla yol geldik! HASTINGS. - Marlow, btn bunlar senin u ekin genliin yznden oldu. Gelirken yolumuzu daha sk so rabilirdik. MARLOW, sahnenin sol ortasnda. - Hastings, ben her 27

rasladm adamdan bir iyilik isteyerek minnet altnda kal maktan, ok kez de kaba yantlar almaktan korkarm. HASTINGS, sahnenin solunda. - Ama galiba imdi yant bile alamayacaz! TONY, sahnenin sa ortasnda. - Balayn efendi ler, buralarda Mr. Hardcastle adnda birini anyormusunuz. imdi nerede olduunuzu biliyor musunuz? HASTINGS. - Bilmiyoruz efendim, syleyecek olur sanz minnet duyarz. TONY. - Geldiiniz yolu da bilmiyor musunuz? HASTINGS. - Hayr efendim, bildirecek olursanz... TONY. - Bakn efendiler... Mademki siz, ne geldii niz yolu, ne gideceiniz yolu, ne de nerede olduunuzu bi liyorsunuz, izin verin de nce unu bildireyim: Efendiler, siz yolunuzu kaybetmisiniz! MARLOW. - Bunu bilmek iin keramete gerek yok! TONY. - Kerem buyurun efendiler, nereden gelmek te olduunuzu sorabilir miyim? MARLOW. - Gideceimiz yeri bize sylemek iin geldiimiz yeri bilmeye gerekyok. TONY. - Balayn, biliyorsunuz ya insandan bir ey sorulunca o insan da karlnda bir ey sorabilir. Sizin bu aradnz Hardcastle, u kaba saba, eski kafal, garip, ir kin yzl herif deil mi? Hani bir kz, bir de yakkl o lu var? HASTINGS. - Biz o adam daha grmedik, fakat de diiniz gibi bir olu, bir de kz var. TONY. - Hani, kz upuzun, apal, srtk, fasulye s r gibi bir ey; olu da yakkl, iyi terbiye grm, her kesin ok sevdii ho bir genmi! 28

MARLOW. - Bildiklerimiz sizinkilere uymuyor. Bi ze sylendiine gre, kz terbiyeli ve gzelmi, oluysa biimsiz, anasnn dizi dibinde bytlm, martlm bir sersemmi! TONY. - Eee.. eh.. yleyse efendiler, benim size sy leyeceim ey ancak udur: Siz bu gece Mr. Hardcastle'n evine varamazsnz. HASTINGS. - Ne talihsizlik! TONY. - nnzdeki yol ok uzun, karanlk, pis ve tehlikelidir. Stingo, Mr. Hardcastle'n evine giden yolu anlatsana! (Sahnenin sa yanna giderken meyhaneci Stin go 'ya gz krpar.) Ne dediimi anladn m? u lm Ba taklnda oturan Mr. Hardcastle'n evini! STNGO, sahnenin ortasnda. - Mr. Hardcastle m? Vah vah, efendilerim, siz yolunuzdan ne kadar uzaklara dmsnz! Tepeyi indiiniz vakit Ezilme Yolu'ndan geecektiniz. MARLOW. - Ezilme Yolu mu? STNGO. - Oradan getikten sonra da drt yol az na varncaya kadar ilerleyecektiniz. MARLOW. - Drt yol azna kadar gidilecek ha? TONY. - Evet, fakat bu drt yoldan yalnzca birine sapmaya dikkat edin, ha! MARLOW - i akaya bouyorsunuz! TONY. - Sonra yolun sa kysndan ayrlmadan hep yana giderek, Kafa Kran ayr 'na gelirsiniz, orada ara ba izlerine dikkat edin ve ifti Murrain'in ambarna ka dar ilerleyin. Ambara varnca saa dnmelisiniz, sonra so la, sonra gene saa, eski deirmene gelince... 29

MARLOW. - Yetti be adam! Bu evi bulmaktan Kaf da n bulmak daha kolay! HASTINGS. - imdi ne yapacaz, Marlow? MARLOW. - Bu olduumuz yer hi de rahat grn myor ama belki ev sahibi bizi bu gece iin barndrabilir. STINGO. - Ah, yazk, evde ancak bir tane fazla ya tak var. TONY. - Bildiime gre bu yataa da sizden nce yolcu birden sahip kt. (Bir duraksama olur, bu srada Tony den bakalar arm ve telal grnrler.) Hah, ak lma bir ey geldi. Bana bak Stingo, acaba ev sahibi kadn ocan nne iskemle bir yastk koyarak efendileri barndramaz m? HASTINGS. - Ben ocak banda yatmay hi sevmem. MARLOW. - Ben de iskemle ve yastk dncesi ni hi beenmiyorum. TONY. - yle mi? Peki., bir dneyim yleyse... Hah, bir mil kadar tede Geyik Ba Han'na, hani u te penin stndeki ve buralarda en iyi konukevi olan eski Geyik Ba Han'na gitseniz olmaz m? HASTINGS. - yi, bu gece macera geirmekten ol sun kurtulduk. STNGO, yavaa Tony 'ye. - Yoksa bunlar konuke vi diye, babanzn evine mi gnderiyorsunuz? TONY. - Sus, sersem! Onu sonra kendileri anlasnlar. (tekilere dnerek.) Buradan doruca yol zerinde byk bir eve varncaya kadar ilerleyin; kapsnn zerinde iki b yk geyik boynuzu greceksiniz, hann iareti budur, av ludan ieri arabayla girin ve barp uaklar arn. 30

HASTINGS. - Size teekkr borluyuz, efendim; hiz metiler artk yolu armazlar. TONY. - Hayr, hayr! Yalnz size bir ey syleyeyim: Hann sahibi olan adam zengindir, hanclk iini de brak mak zeredir. Bunun iin -hah hah hah- szm meclisten dar, kendisinin bir centilmen, kibar bir bey saylmasn is tiyor; handa sizin meclisinizde oturmaya kalkacak ve eer szlerini dinleyecek olursanz- size annesinin belediye kurulu yesi, halasnn da yarg olduunu syleyecektir... STINGO. - Olduka can skc bir yaldr, ama bura larda en iyi araplar, en temiz yataklar onda bulunur. MARLOW. - Pek iyi, bize yalnzca iyi arapla temiz yatak versin, ondan baka bir ey istemeyiz. Saa m d neceiz diyordunuz? TONY. - Hayr, hayr, doruca ilerleyeceksiniz. Ben de sizinle biraz gelip yolu gsteririm. (Stingo 'ya.) Sen hi ses karma! (Tony, Marlow, Hastings sol dipten karlar.) STINGO. - Ne ho, ne neeli, ne muzip velet... (Sol dan kar.) (Be perde olarak oynanacaksa birinci perde burada biler.)

3!

SAHNE III Eski moda bir ev. (Mr. Hardcastle arkasndan gelen Diggory ve drt beceriksiz, hantal uakla birlikte sadan girer.) HARDCASTLE, sahnenin ortasnda. - gndr si zi altrdm, durdum; sofra hizmetinde artk usta oldu nuz sanrm. Hepiniz grevinizi, duracanz yerleri bili yorsunuz; evden hi kmadnz halde, kibar konuk ar lamaya alk olduunuzu gstereceksiniz. HEPS BRDEN, sa ve soldan. - Evet, evet! HARDCASTLE. - Konuklar gelince banz uzatp yzlerine yle alk alk bakmayacaksnz, sonra da rkm tavanlarn deliklerine kamas gibi ieri kamayacaksnz. HEPS BRDEN. - Evet, evet! HARDCASTLE. - Bana bak, tahl ambarndan kar dm Diggory, sen masann banda duracaksn; sen de, saban bandan getirdiim Roger, sen de benim sandalye min arkasnda. Ama byle, ellerin cebinde deil; kar ba kaym ellerini, Roger. Bandan da indir sersem! Bak Dig gory ellerini nasl tutuyor; ok hantal ama pek zarar yok. DGGORY. - Ya, bak ben ellerimi nasl tutuyorum! 32

Ben ellerimi byle tatmay milis birliklerinde talim yapar ken rendim. O zaman talim ettiim... HARDCASTLE. - Gevezelik istemez, Diggory. Ko nuklarn yannda batan aa dikkat kesilmelisiniz. Bi zim konutuklarmz iitin, ama konumay aklnza ge tirmek yok. Ne iiyoruz grn; ama imeyi aklnza ge tirmek yok. Ne yiyoruz, bakn, ama yemek yemeyi akl nza getirmek yok. DGGORY. - Aman efendim olana yok. Ortalkta attrma grdm m, benim de attrasm gelir. HARDCASTLE. - Sersem herif, ikembeni ha mut fakta doyurmusun, ha konuk odasnda, ikisi de bir deil mi? te byle dn de karnn biraz oyala! DGGORY. - Evet, evet, hay Tanr sizden raz olsun beyefendi! Karnm oyalamak iin kilere yle bir gidip bir s paras alrm, olur biter. HARDCASTLE. - Diggory gevezelik istemez. Din leyin, gene ho bir ey sylersem, yahut tuhaf bir yk an latrsam sanki siz de konuk sofrasnda imisiniz gibi kah kahalarla glmek yok... DGGORY. - yleyse, efendim, yal Grouse'un y ksn anlatmayn., kendimi bir trl tutamam., kahkah.. kahkah,. vallahi yle... tam yirmi yldr bu ykye gl yoruz... Hahhah.. hah.. (Uaklarn hepsi birden kahkahay la glerler.) HARDCASTLE. - Kahkah.. kah.. evet, yaman bir y kdr, dorusu. Diggory, bu ykye istediin kadar gl ama dikkatli olmay da unutma. imdi varsayalm ki, ko nuklardan biri bir bardak arap istedi, ne yapacaksnz ba33

kalm? (Yanslayarak.) Ltfen bir bardak arap verir misi niz? (Diggory ye.) Neden yerinden kmldamyorsun? DIGGORY. - Vallahi beyefendi, ne yapaym yiyecek ler, iecekler sofrann zerine dizilmeden cesaretim gelmi yor benim. Hele onlar sofraya bir gelsin, aslan kesilirim! HARDCASTLE. - Ltfen, bir bardak arap verir mi siniz? Bu ne, neden kimse yerinden kmldamyor? BRNC UAK. - Benim yerimden kmldamamam gerek. KNC UAK. - Benim yerim de arap verme yeri deil. NC UAK. - Benimki hi deil! DIGGORY. - Benim yerimin de olmadn pek iyi bi liyorum. HARDCASTLE, - Hay sersemler hay! Demek siz de bykleriniz gibi yer kavgas edeceksiniz, konuklar da a lktan lecek, ha? Aptal herifler! Anlald ki, her eyi size yeni batan retmek gerekiyor. Fakat bu ne? Avluda bir araba grlts iitiyorum. (ngrak alar.) Haydi hepi niz yerlerinize, sersemler. Ben de gidip eski arkadamn olunu byk kapnn yannda karlayaym, (Soldan kar.) DIGGORY. - Hay Allah! Nerede duracaktm ben? Unuttum gitti bile. ROGER. Ben her yere gidebilecektim galiba... BRNC UAK. - Hay aki eytan, benim yerim neresiydi? KNC UAK. - Benim hi yerim yok, bari kendi ii me gideyim. (Uaklar bir eyden korkmu gibi ayr ayr ynlere ko arak karlar.) * 34

(Diggory, elinde amdanlar ve arkasnda Marlow ile Hastings olarak soldan girer, 'amdanlar masann zeri ne brakr, askerce bir selam verip gene soldan kar.) HASTINGS. - Charles, bugn ektiimiz skntlar dan ve umutsuzluklardan sonra ite temiz bir odaya, iyi bir atee kavutuk. Gerekten ok gzel bir ev. Eski ama, ho... MARLOW. - Konaklarn her zaman basma gelen ey. Tara zenginleri gsteri iinde ve herkese sofralarn aa rak mallarn mlklerini yerler, sonra da konaklan byle han olur, bizden para ekmeye balar. HASTINGS. - Doru, burada, btn u grdmz sslerin, k eyann parasn, biz yolcular veriyoruz de mektir. Byle yerlerde grdm gzel bir bfe, yahut mermer bir mine deyeceimiz hesaba olduu gibi gi remez ama hesab kabartr. MARLOW. - George,"yolcu dediin her yerde para ve rir; yalnzca, iyi hanlarda ok para alrlar ama rahatnz da salanr. Kt hanlardaysa insan hem soyarlar, hem de a lktan ldrrler. HASTINGS. - Gerekten hanlar, konukevlerini ok iyi bilirim, Charles! Ama ayorum dorusu; dnyay o kadar grdn, akim ban yerinde, elinde de o kadar ola nak varken, nasl oluyor da sen hl kendine bir trl g venemiyorsun? MARLOW. - ngilizlerin hastal, dostum. Fakat sy le George, o kendine gveni nasl elde edebilirdim ben? Btn mrm ya kolejde, yahut hanlarda geti. nsanlara gven alayan o yaradln sevimli yaratklarndan hep uzak kaldm. Annem dnda, mrmde bir tek namuslu, 35

edepli kadnla tanp yakndan dost olduumu bilmiyo rum. Fakat br trl kadnlar arasnda... Biliyorsun ya... HASTINGS. - Evet, yle kadnlara kar hibir eye nem vermeyecek kadar atlgansndr. MARLOW. - Onlar da bizdendir, bilirsin... HASTINGS. - Fakat onurlu kadnlar arasnda bulun duun zaman senin kadar aptal, senin kadar korkak bir adama dnyada raslanmaz. yle yerlerde seni gren oda na svmak iin frsat aryorsun sanr. MARLOW - Elbette! yle yerlerden gerekten sv mak istiyorum da ondan! Vallahi, ok kez yle ilk adm atp ne olursa olsun atr atr konuaym diyorum, fakat nasl oluyor bilmem, bir ift gzel gzn bakyla karla nca kararm altst olup gidiyor. Bir kstah, bir utanmaz adam utanga rol oynayabilir, fakat unu bil ki, gerekten utanga bir adam hibir zaman yzszm gibi yapamaz. HASTINGS. - Konukevlerinde iki veren kzlara, hat ta kolejin oda hizmetisine dktn o tatl dillerin yar sn bu hanmlara... MARLOW. - Yok, George yok., ben o kibar hanmla ra gzel eyler syleyemiyorum. Beni donduruyorlar; ade ta ta kesiliyorum. Bakalar, kuyruklu yldzlardan, yanar dalardan, yahut byle nemsiz eylerden varsn sz et sinler... Bence, sslerine brnm namuslu bir kadn tm yaradln en byk afetidir. HASTINGS. - Hah, hah, hah! Be adam, yleyse na sl evleneceksin? MARLOW. - Evlenemem. Yalnzca, hknmdarlarn, krallarn yaptrd gibi kur yapmay stlenecek bir vekil bulursam, baka. nsan dou lkelerindeki gveyler gibi, 36

nce hi grmedii, bilmedii bir gelinle tantnlsa buna dayanlabilir, fakat o evlenmeden nce yapdmas gereken kurlarn btn korkularn, skntlarn geirmek, o srada halalar, byk anneler, kuzenler arasnda bulunmak, en soma da hanmefendiye damdan der gibi "Bana varr m snz?" sorusunu frlatmak., yok, yok., gerei sylyorum George, bu benim harcm deil. HASTINGS. - Acyorum sana! Fakat babann istei zerine grmeye geldiin gen hanma kar nasl davra nacaksn? 'MARLOW. - Btn baka gen hanmlara nasl davranyorsam yle. nnde yerlere kadar eileceim. Her sorduuna evet yahut hayr, diye yant vereceim, fakat ba bam grnceye kadar yzne bir kez bile bakmaya cesa ret edemeyeceim. HASTINGS. - Dostlukta o kadar ateli olan bir ada mn akta bu kadar souk olmasna ayorum. MARLOW. - Sevgili Hastings, sana aka syleye yim, beni buraya getiren balca dnce, kendi mutlulu um iin deil, senin mutluluun iin almaktr. Miss Neville seni seviyor, ailesiyse seni hi tanmyor, benim dos tum olduundan burada iyi kabul greceksin; tesi de ar tk sana kalm bir ey. (Soldan Mr. Hardcastie girer.) HARDCASTLE. - Efendiler, size candan bir ho gel diniz daha diyeyim. Mr. Marlow hanginiz? (Marlow biraz ilerler.) Size can ve gnlden ho geldiniz, derim. Gr yorsunuz ki, konuklarm, srtm ocaa vermi olarak kar lamak huyum deildir. Ben, konuklarm eski zamanlar da olduu gibi ta evimin kapsnda yrekten karlamay 37

severim. Atlarnn, eyalarnn alnp yerletirildiini ken di gzmle grmekten holanrm. MARLOW kendi kendine. - Adlarmz hizmetileri mizden renmi bile. (Hardcase 'a.) Gsterdiiniz dik kat ve konukseverlii beendik, efendim. (Hastings 'e.) George, ben yolculuk giysilerimizi yarn sabah deitiri riz diyordum; ama imdi srtmdaki giysiden utanmaya baladm. (kisi birden sahnenin soluna yrrler.) HARDCASTLE. - Rica ederim Mr. Marlow, bu evde teklif tekkellf yok. HASTINGS. - Doru sylyorsun, Charles, ilk vuru sava yar yarya kazanmak demektir. imdiden seferi a malyz. HARDCASTLE. - Mr. Marlow, Mr.Hastings, efendi ler, rica ederim, bu evde yle etiket filan diye kendinizi s kntya sokmayn. Buras "zgrlk Kona"dr, efendi ler. stediiniz gibi davranabilirsiniz. MARLOW. - Fakat, George, seferi btn iddetiyle ok erken aacak olursak sefer bitmeden nce cephanesiz kalabiliriz. nce bir geri ekilme yolu hazrlayarak komu tanlktaki ustalmz gstermeliyiz. (kisi sahnenin sa na doru yrrler.) HARDCASTLE, ikisinin arasna doru gelerek. - Mr. Marlow sizin geri ekilme yolundan sz etmeniz aklma Marlborough Dk'nn Denain kentini kuatmasn getir di. Dk, nce garnizonu... MARLOW. - Evet, evet, babalk, biz de sizin garni zonunuzu teslim olmaya davet edeceiz. (Hardcase 'n srtna eliyle vurur.) 38

HARDCASTLE. - nce, be bin kii kadar olan gar nizonu teslim olmaya davet etti... HASTINGS. - Mariow, saat ka? HARDCASTLE. - Diyordum ki... be bin kii kadar olan garnizonu teslim olmaya davet etti... MARLOW, saatine bakarak. - Yediye be var. HARDCASTLE. - Garnizon be bin kii kadar vard. Yiyecekleri, cephaneleri, daha baka sava gereleri de boldu. Marlborough Dk yannda duran George Brooks'a dedi ki... Ha, George Brooks'u kesinlikle iitmisinizdir... Evet, ona dedi ki: "Ben bu garnizonu bir damla kan dk meden tutsak alacama dklk sanm ortaya koyarak bah se giriirim..." Bylece... MARLOW. - Fakat, dostum, size bu srada birer ka deh pun verirseniz kalenin kuatmasn daha iyi srdre biliriz. HARDCASTLE. - Pun mu? (Kendi kendine.) Hop pala, bu da hi akl ermeyecek bir sklganlk! MARLOW. - Evet, efendim, pun! Yaptmz yolcu luktan sonra yle scak bir pun ok iyi gidecek. Siz de sylediiniz ya: Buras zgrlk Kona! (Sahnenin sa ortasnda oturur.) (Elinde bir byk ve ssl iki kasesiyle soldan Diggory girer.) HARDCASTLE. -Bir bardak almaz msnz? MARLOW, bakalarna duyurmadan Hastings'e. Demek bu adam zgrlk Kona 'nda da bize kendi iste diini ierecek. HARDCASTLE, kaseyi alarak. - Bu ikiyi zevkini ze gre bulacanz sanyorum. Kendi elimle yaptm, ii39

nc konanlarn da iyi, bol olduuna eminim. Birbirimizin erefine ielim.Haydi bakalm Mr. Marlow, dostluumu zun erefine! (Hardcastle ortada oturur, ier ve byk ka seyi Marlow 'a verir.) MARLOW, teye bakarak kendi kendine. - Hi had dini bilmeyen bir adam; fakat ayn zamanda bir tip, tuhaf bir kiilik! Bir para keyfine gre davranaym. (Hardcast le 'a.) erefinize, efendim. HASTINGS, kendi kendine. - Bu adam bizim mecli simizde bulunmak istiyor ama centilmen olmay renme den nce han sahibi olduunu unutuyor. (Sahnenin sol or tasnda oturur.) MARLOW. - Bardanzn ok gzei olduuna bak lrsa, yal dostum, lkenin bu yresinde epeyce kazanl i yapyorsunuz. Ara sra, parlamento seimlerinde alve ri ok kzyor galiba. (Barda Hardcastle 'a verir.) HARDCASTLE. - Hayr efendim, ben o ileri oktan braktm. Byklerimiz parlamentoya yalnzca birbirleri ni semeye baladktan beri bize i kalmad. (tikten son ra barda Hostings 'e verir.) HASTINGS. - Demek siyasetle pek o kadar ilgilen miyorsunuz? HARDCASTLE. - Hi karmam. Bir vakitler ben de bakalar gibi hkmetin yapt yanllara kzar, zlr dm. Ama baktm ki, gn getike benim fkem artyor, hkmet de daha iyi olmuyor, ii oluruna braktm. O za mandan beri, hkmete, parlamentoya kimin girip kimin kt zerinde kafam bile yormuyorum. erefinize! HASTINGS. - yleyse st katta yiyorsunuz, aada iiyorsunuz, ierde dostlarnz kabul ederek, darda on40

lan elendirerek, iyi, ho ve grltl patrdl bir mr s ryorsunuz demek? HARDCASTLE. - Evet, bu yolda epey urarm. Bu bucan przl ilerinin yans bu konuk salonunda d zeltilir. MARLOW, itikten sonra. - Yal dostum, siz iki ba nda Westminister salonundaki milletvekillerinin hepsin den iyi ve mantkl konuuyorsunuz. HARDCASTLE. - Evet, gen dostum; hatta biraz da felsefeyle. MARLOW, teye dnerek kendi kendine. - Bir hanc nn felsefesi olabileceini de ilk kez iitiyorum! HASTINGS. - Demek deneyimli bir general gibi on lara her cepheden saldryorsunuz. Akllarnn alabilece ini anlarsanz felsefenizle, aklsz olduklarn grrseniz, bu ikiyle! Salnza iiyorum filozofum! (er.) HARDCASTLE. - Gzel, ok gzel, teekkr ederim. Kah, kah, kah! Bu usta komutanlnz bana Prens Eugcne'in Belgrad'da Trklere kar olan savan anmsatt. Bunu size anlataym... MARLOW. - Belgrad sava yerine akam yemein den sz etsek daha iyi olur sanrm; felsefeniz akam ye mei iin neler hazrlatt, bakalm? HARDCASTLE. - Akam yemei iin mi? (Kendikendine.) Kendi evinde olan bir insana byle bir ey soru lur mu hi? MARLOW. - Evet efendim, akam yemei iin., y le bir itahm var ki, dorusu, bu gece kilerinizi tamtakr edeceim. (Ayaa kalkar.) HARDCASTLE, kendi kendine. - Bunun kadar yz 41

pek bir herif grlmemitir. (Konuklara.) Ben yemek iin bir ey syleyemem. Bu ileri karm Dorothy ile a kadn kendi aralarnda yaparlar. Byle eyleri onlara brakrm. MARLOW. - yle mi? HARDCASTLE. - Evet, tmyle. Ve sanyorum ki, imdi u anda, onlar kesinlikle yemein nasl olacan ko^ nuuyorlardr. MARLOW. - yleyse karnzla a kadnn danma toplantlarna beni ye olarak almalarn rica ederim. Bu benim huyumdur. Yolculukta yiyeceim eyleri hep ken dim semek isterim. Haydi ay arn, bunda gce gi decek bir ey yok sanyorum, efendim. HARDCASTLE. - Oh, hayr efendim, neden gce git sin? Fakat bilmem ki nasl olur?... Bizim Bridget, yani a kadn byle zamanlarda pek konukan deildir. ar mak iin adam gndersek belki de hepimizi azarlayarak ka p dar eder. HASTINGS. - yleyse yemek listesini verin de g relim; Ltfedin, ben, her zaman, itahm, grdm ye mek listesine gre ayarlarm. MARLOW, kendilerine akn akn bakan Hardcastle 'a. - Arkadam ok doru sylyor. Ben de yle ya parm. HARDCASTLE. - Efendiler, buyruk sizden... (Ua arr.) Bana bak, Diggory. Bize akam yemeinin lis tesini getir. Umarm ki yaplmtr. Mr. Hastings, davran nz bana amcam Albay Wallop'u anmsatt; bir sz var d: Hi kimse, midesine gitmedike yemeinden emin ola maz, derdi. (Diggory yemek listesini getirip verirve kar.) HASTINGS, kendi kendine. - Hepsi de yksek adam42

lar! Amcas albaym, biraz sonra da annesinin yarg ol duunu iiteceiz. MARLOW, yemek listesine bakarak. - Bakalm bura da neler var? Birinci yemekler, ikinci yemekler, erez. Al lah Allah, baksanza, siz bizi buraya btn doramaclar birliini, yahut Bedfort esnaf derneini mi getirdik san yorsunuz da byle byk bir yemek hazrlamsnz. Bize az tadyla yenecek bir iki temiz yemek yeter. HASTINGS. - Bir oku da grelim. MARLOW, okur. - lk yemekler: Bata erik salal domuz! HASTINGS. -Domuzunuz cehennemin dibine gitsin! MARLOW. - Ben de erik salasn cehennemin dibi ne gnderirim. HARDCASTLE, kendi kendine. - Ben de derim ki, si zin o nazik mideleriniz yerin dibine girsin! (Konuklara.) Fakat, efendim, karn a olanlar iin erik salal domuz ok iyi bir yemektir. (Kendi kendine.) Bunlarn terbiyesizlik lerine ayorum dorusu. (Konuklara.) Efendiler, siz benim konuklanmnz, listede istediiniz deiiklikleri ya parz. Bir ey karmak veya eklemek istiyor musunuz? MARLOW, okur. - Domuzlu brek; tavan halama s, sucuk, puding ve bir tabak kaymak. HASTINGS. - Yerin dibine gesin bu yemeklerin! Bu evde kendimi Fransz bykelisinin sofrasnda lende sa nyorum. Ben sade yemek istiyorum. HARDCASTLE. - Sevdiiniz yemekler olmadna ok zldm, efendiler. Fakat sizin ayrca istediiniz bir ey varsa... MARLOW. - Yok, efendim,yemek listeniz gerekten 43

nefis. Yemekler birbirinden gzel. Bize ne isterseniz onu gnderin. Akam yemei iin bu kadar yeter. imdi gele lim yataklarmza; havalandrlm ve iyi yaplm olmal. HARDCASTLE. - Rica ederim, bu ileri bana bra kn. Siz yerinizden kmldamayn. MARLOW. - Size mi brakalm! Balayn ama bu sznz dinleyemem, bu ilere her vakit ben kendim ba karm. HARDCASTLE. - Rica ediyorum; bu ie karmayn, rahatnza bakn. MARLOW. - Kararmdan dnmem. (Kendi kendine.) Bu kadar can skc bir adama da hi raslamamtm. (Sa yandan kar.) HARDCASTLE. - Pek iyi efendim, hi olmazsa ben birlikte geleyim. (teye bakarak.) Bu da yeni moda utan galk olmal! Fakat biz eskilerin o kstahlk dediimiz ey den fark yok... (Hardcastle da Marlow'un arkasndan ve sadan kar.) HASTINGS. - Eh... artk bu adamn ikram ve nazik lii de can skmaya balad. "Ama bir insan honut etmek iin yaplan ikramlardan da yaknlabilir mi ya? A., ne g ryorum? Miss Neville.. evet ta kendisi, ne mutluluk! (Miss Neville soldan girer.) Miss NEVLLE. - Sevgili Hastings! Acaba hangi bek lenmedik iyi talih,, nasl bir raslant bu mutlu bulumam za neden oldu? HASTINGS. - Sevgili Constancema bir handa Tasla yacam hi ummam olduum iin senin bana sorduun soruyu, ben sana sormalym. 44

Miss NEVILLE. - Han m? Yanlyorsun. Benim ve lim olan halam burada oturuyor. Nasl oluyor da burasn bir yolcu han sanyorsunuz? HASTINGS. - Bana ve birlikte geldiim dostum Mr. Marlow'a burasnn han olduunu syleyip salk verdiler. Buraya yakn bir evde rastladm bir delikanl bizi bu ha na gnderdi. Miss NEVILLE. - Hi kuku yok, bu i halamn o us lu olunun oynad oyunlardan biridir. Hani sana birok yks n anlatn t m... HASTINGS. - Hani u halann seni evlendirmek is tedii olu mu? Hakl olarak kendisinnden o kadar kork tuum gen mi? Miss NEVILLE. - Emin ol ondan korkmana hibir ne den yok. Bana kar can ve gnlden ne kadar byk bir nefret duyduunu bilsen baylrsn ona. Halam da bunu bil dii iin, olunun yerine kendi kur yapyor ve beni yar ya rya kandrdn sanyor. HASTINGS. - Ah seni yalanc seni! Sevgili Constance, ben arkadamn buraya yapaca ziyareti ailenizle ta nmak iin iyi bir frsat saydm. Bizi buraya getirmi olan atlar imdi yaptklar yolculuktan yorgundurlar, fakat az sonra dinlenmi olacaklar. Benim sevgili Constance'm da sadk Hastingsine gvenecek olursa ksa srede halann elinden kap ok uzaklara gidebiliriz. Miss NEVILLE. - Sana ka kez syledim. Ben senin le gitmeye hazrm, fakat kk servetimi de geride brak mak istemiyorum. Bu servetimin byk blmn Hindis tan Ortakl mdrlerinden olan amcam brakt; elmas ve baka deerli talardan oluuyor. Epeydir bunlar takma45

ma izin vermesi iin halam kandrmaya alyorum, ya knda da kandracam ummaktaym Rlime geirir geir mez onlarla birlikte ben de senin olacam. HASTINGS. - Talar da, elmaslar da cehennemin di bine gesin. Benim istediim yalnzca sensin. Ha, bu ara unu da syleyeyim ki, arkadam Marlow'aburay han sa narak yanldn sylemeyelim. O kadar utangatr ki, eer yanldn birdenbire sylersek hemen o anda, biz da ha planmz gerekletirmeden ekip gider. Miss NEVL,E. - Fakat yanldn anlamasnn n ne nasl geeceiz? Mr. Hardcastle'm kz biraz nce ge zintiden dnd. Bir yalan uydursak da Marlow'a Miss Hardcastle'm da hana geldiini sylesek... uraya gel de konualm. (Babaa konuurlar.) (Soldan Marlow girer.) MARLOW. - Bu iyi insanlarn incelikleri artk daya nlmayacak kadar canm skyor. Patron beni yalnz brak may nezakete aykr sayypr, bunun iin de yalnzca ken disi peime dmekle kalmyor, eski kafal karsn da ar kama takyor. Akam yemeini de bizimle birlikte yiye ceklerinden sz ediyorlar. Sonra da btn aile halkyla u ramak zorunda kalacaz sanyorum. Ne byk belaya attk? HASTINGS. - Sevgili Charles, seni kutlarm. Ne raslant! Hana biraz nce kim geldi dersin? MARLOW, sahnenin sa yannda. - Bilmem. HASTINGS. - Bizim hanm kzlar geldi, yavrum! Miss Hardcastle ile Miss Neville! zin verirsen sana Miss Constance Neville'i tantraym. Yaknda bir yerde ye mek yemiler. Buraya atlarn deitirmeye gelmiler. M iss 46

Hardcastle imdi teki odaya gitti, bir dakika sonra bura ya gelecek. Ne talih deil mi? MARLOW, kendi kendine. - Zaten aklm bamdan gi decek kadar sklmken ite bir bela daha! HASTINGS. - Sylesene, ne talih, deil mi? MARLOW. - Oh, evet, byk bir mutluluk., gerekten... Fakat, George, stmze bamza bak... Onlarla grmek mutluluunu yarn sabaha braksak nasl olur? Yarn sabah ve kendi evlerinde... Bylesi hem daha uygun, hem de da ha saygl olur. Haydi yarna kalsn. (Gitmek ister.) Miss NEVILLE, sahnenin sol yannda. - Olamaz efendim, sizin bu resmiliiniz onu gcendirecek. Giysini zin durumu kendisini grmek iin sabrnzn tkendiini gsterecektir. Hem sonra Miss Hardcastle, sizin burada olduunuzu biliyor ve kendisini grmenize izin verecek. MARLOW, Hostings'e dnerek yavaa. - Hay kr eytan! Bu ie nasl dayanacam? Hit, Hastings sen git me., bana yardm edeceksin., ok gln bir duruma d eceim. Fakat gzpek olacam., bakalm. HASTINGS, gizlice Marlow'a, - Ne oluyorsun? Bu i nce denize atlama gibidir. Bir kez atladn m btn kor kular biter. Ne de olsa kadndr o... MARLOW. - Evet, btn kadnlarn iinde karla maktan en ok ekindiim kadn! (Soldan Miss Hardcastle girer, gezinti klndadr, banda bone vb.) HASTINGS, onlar birbirine tantrarak. - Miss Hardcastle, Mister Marlow. Birbirlerinin deerini anlamak iin yalnzca tanmalar yetecek iki kiiyi birbirlerine sun makla vnyorum. 47

Miss HARDCASTLE, kendi kendine. - imdi bizim utanga centilmene kendi huyuna uygun davranalm. (Bi raz sz sylemeden durur, bu srada Marlow pek sklm grnr.) Sa esen gelmi olduunuza ok sevindim, efen dim. Bana yolda baz kazalar geirdiinizi sylediler. MARLOW. - Ancak birka kaza, madam. Evet baz kazalar geirdik, evet, birok kaza., fakat madam; bu ka zalara zlmeli., yahut., hayr, daha iyisi sevinmeli, n k sonu ho oldu., hh... HASTINGS, sadan gizlice Marlow 'a. - mrnde bu kadar gzel sz sylememitin; byle srdr, zafer senin... Miss HARDCASTLE. - Bizi deerimizden pek ok ykseltmekte olduunuzdan korkuyorum efendim. Sizin gibi en parlak meclislerde bulunmu olan bir kii kylk yerlerin bilinmez bir keciinde elbette elenecek bir ey bulamaz. MARLOW, yreklenerek. - Evet, dnyay epeyce gr dm, madam, fakat dostlarla pek dp kalkmadm, ma dam, bakalar yaayp tadn karrlarken, ben yaam yalnzca seyrettim. Miss HARDCASTLE. - Korkarm ki yaam seyret meniz pek ho bir ura olmamtr; nk yaamda bee nilecekten ok eletirilecek eyler bulmu olmalsnz. MARLOW. - Madam, ben yaamda elence bulmaya kararlydm; onun bunun lgnl beni rahatsz etmez, neelendirir, keyiflendirir. HASTINGS, yavaa Marlow 'a. - Yaa, yaa! m rnde bu kadar iyi sz sylememisindir. (Yksek sesle.) Miss Hardcastle, gryorum ki Mr. Marlow'la ok iyi an48

taacaksnz; birbirinizden ok holanacaksnz. Bizim ar tk burada kalmamz sizi skar sanyorum. MARLOW. - Hi de deil, Mr. Hastings! (Hastings 'i yakalar.) Sizinle bulunmak bizim iin bir zevktir... Aman, Georg, gitme! Bizi nasl brakrsn? HASTNGS. - Bizim burada bulunmamz, sizin ko numanzn tadn karacak, onun iin yandaki odaya gi diyoruz. (Gizlice Marlow 'a.) Be adam, dnmyor mu sun, biz de bir para babaa kalalm. (Hastings ile Neville sadan karlar.) MARLOW, biraz durduktan sonra kendi kendine. Hay kr eytan, imdi ben ne yapacam? (Yksek sesle.) Ltfedip oturmaz msnz, madam? (Kendisi bir iskemle alp oturur, sonra akl bana gelir, tela ve aknlkla ayaa kalkar, sahnenin sol ortasna kz iin bir iskemle kor, kendisi sahnenin ortasna oturur. Bir sre daha konumaz, sonra...) Eh, madam... Miss HARDCASTLE. - Efendim? MARLOW. - Madam! (Durur.) Korkarm ki, madam., ben., o kadar., e., becerikli., deilim., hani ey. iin... Miss HARDCASTLE. - Ne iin efendim? MARLOW. - Eee.. kendimi., hani kendimi., hanmla ra., ho gsteremediim iin... Miss HARDCASTLE. - Umarm ki, hanmlar sizin bu abalarnzdan bazlarna yant vermilerdir. (skemlesini Marlow 'a yaklatrr.) MARLOW,yeni batan utanga, ve korkak bir hal alr. - Balayn, madam, ben., ben., ben., daha ancak yle ya ntlara layk olmay., ey. renmeye altm. Miss HARDCASTLE. - Oysa bazlar bunun kadn49

lara ho grnmek iin en kt yntem olduunu syl yorlar. MARLOW. - Belki de yledir, madam, fakat ben cin simizin daha ciddi ve daha akll olan ksmyla konuma sn severim. (skemleden kalkarak.) Fakat korkarm artk cannz skmaya baladm. Miss HARDCASTLE. Asla, efendim, benim de cid di konuma kadar sevdiim bir ey yoktur. Byle konu may hi bkp usanmadan dinleyebilirim. Dorusu ben, ak l banda bir erkein nasl olup da, insann yreini etki lemeyen o hafif, havadan szleri beendiine her zaman aardm. MARLOW, iskemlesini kzn iskemlesinden sahnenin sayanna doru uzaklatrarak oturur. - Bir., hastalk., zi hin hastal madam. Herkesin zevki trl trl., bazlar da ey. eyden., zevk almazlar., eh.. ne diyecektim?.. Miss HARDCASTLE. - Anlyorum efendim, demek istiyorsunuz ki, baz adamlar ince ve yksek zevklerin ta dna varamadklarndan, tadn anlayamadklar bu zevk leri deersiz gryor gibi davranrlar. (skemlesini Mar low 'a doru yaklatrr,) MARLOW. - Tam benim demek istediimi, madam., fakat ne iyi anlattnz. unu da sylemeden geemem; bu ikiyzllk anda., bir., ey. (skemlesini kzn iskemle sinden uzaklatrr.) Miss HARDCASTLE, teye bakarak kendi kendine. - Bu adamn bazen kadnlara kar taknlk yaptna kim inanr? (Marlow 'a dner) Evet efendim, sylemeden ge emeyeceiniz bir ey vard... 50

MARLOW. - Demek istiyordum ki, madam., hayr ye deil demek istediim eyi unuttum, madam!... Miss H ARDCASTLE, teye bakarak. - Ant ierim ki ben de unuttum. (Marlow'a bakarak.) Bu ikiyzllk a nda diyordunuz, ikiyzllk zerine bir ey sylyordu nuz, efendim. MARLOW. - Evet madam, bu ikiyzllk anda pek az adam vardr ki, iyice aratrlacak olsa., ey. ey ede mezler... Miss HARDCASTLE. - Ne demek istediinizi iyice anlyorum, efendim. MARLOW, kendi kendine. - ok iyi, oysa ben kendi sylediimi kendim anlamyorum! Miss HARDCASTLE. - Demek istiyorsunuz ki, bu ikiyzllk dnyasnda birok adam vardr ki, gizli gizli kendilerinin yaptklar ileri herkesin yannda kt grr ler ve erdemi vmekle iyilie kar btn borlarn de mi olduklarm sanrlar. MARLOW. - Doru, madam, erdem, iyilik szckle rini dillerine en ok dolam adamlar yreklerinde en az erdem olan adamlardr. (Kalkar.) Fakat Miss Nevillc'in teki odada bizi beklediini gryorum. Sizi burada oya lamaya hi raz olamam. Miss HARDCASTLE. - Hayr, hayr; mrmde bu ka dar ho vakit geirmedim. Ltfen, konuun. MARLOW. - Evet, madam, ben ey. fakat Miss Neville bize gelin diye iaret ediyor. Madam, sizi oraya g trmek onurunu bana balar msnz? Miss HARDCASTLE. - Peki yleyse., arkanzdan ge liyorum. 51

MARLOW, teye bakarak kendi kendine. - Bu gzel, dzgn konuma bana yapacan yapt! (Miss Hardcastle ' eilerek selamlar, sahnenin yan tarafna doru koa rak sadan kar.) Miss HARDCASTLE. - Hah, hah, hah! Byle uslu akll, duygulu bir konuma grlm m acaba? yice bi liyorum ki, btn bu grmemiz srasnda bir kez bile y zme bakmad. Bununla birlikte, bu delikanl, akl alma yacak sklganln hesaba katmazsak, pek yakkl da! Duygu ve zekas da var, fakat korkularna o kadar batp sak lanm ki, bu durumu insan bilgisizlikten daha ok .yoru yor. Ona bir para kendine gvenmeyi retebilseydim, ok iyi tandm birine, pek byk iyilik etmi olurdum! Acaba bu biri kim? Vallahi, imdilik daha ben de bu sor guya .yant veremem. (kar.) (Tony elinde byk bir bira kab, arkasnda Miss Neville olarak ieri girer.) TONY. - Kuzinim Constance, neden peimden ayrl myorsun? Byle peime dp cilve yapmaktan nasl utan myorsun, ayorum! Miss NEVLLE. - Kuzenim, insan kendi akrabasn dan biriyle konuursa su ilemi olmaz. TONY. - Evet, fakat senin bana nasl bir akraba olmak istediini biliyorum ben. unu syleyeyim ki, bu i bana gelmez, bana hi gelmez!... Onun iin, yalvarrm, yle akta dur. Ben daha yakndan akrabalk istemiyorum. (Mis Neville Tony 'nin arkasndan cilveler yaparak, sol yana doru giderler ve dar karlar.) (Mrs. Hardcastle ile Mr. Hastings sadan girerler.) Mrs. HARDCASTLE. - Oh, ant ierim Mr. Hastings, 52

ok ho bir kiisiniz. Kendim orada hi bulunmadm ama, dnyada Londra'dan, modalardan konumak kadar sevdi im ey yoktur. HASTINGS. - Hi Londra'da bulunmadnz m? Be ni artyorsunuz! Sizin hal ve tavrnzdan btn mrn zn Londra'da Ranelagh'da, Saint James'de, TowerWharf'da (*) geirdiinize karar vermitim. Mrs. HARDCASTLE. - Oh, efendim! ltifat ediyor sunuz. Biz tarallarn elbette yle incelikleri, zariflikleri olamaz. Ben Londra'ya m, ite bu ak beni baz ky l komularmzdan daha yksek bir duruma koymaktadr. Fakat Pantheon'u, Grotto Gardens'i, Borough'yi, kibarla rn en ok gittii byle yerleri grmeyenlerin kibarlarn davranlarn ve grgsn renmesi mmkn mdr? Benim yapabildiim bir ey varsa o da Londra'y uzaktan renmektir. Londra'da t olsa, kim kimle konusa Scan dalous Magazine'i (**) okuyarak renirim, btn yeni modalar da Crook-Lane'de oturan Miss Rikkettler haber verirler. Ltfedip syleyin, Mr. Hastings, samn biimi ni beendiniz mi? HASTINGS. - Bana gvenin, madam, son derece za rif ve k! Salarnz bukle yapan bir Fransz olmal. Mrs. HARDCASTLE. - nan olsun Mr. Hastings, sa larm geen yln Kadnlar Dergisi'ne bakarak yaptm. HASTINGS. - yle mi? Bu biim bir sa, tiyatroda yan localardan birinde grlse, herkes, kent balosunda

(*) Buralar Londra'nn oturulacak veya kibar semtleri deildir; Has tings, hem kadnn gururunu okayp yaranmak istiyor, hem de alay ediyor. (**) Scandalous Magazine: Skandal Dergisi. 53

Londra Belediye Bakan'nm karsna bakar gibi, bu baa bakarlar. Mrs. HARDCASTLE. - nsan biraz da ka giyinme li, yoksa kalabala karr gider. EIASTINGS, saygyla eilerek. - Fakat, ne giyerseniz giyin byle bir sz sizin iin sylenemez, madam! Mrs. HARDCASTLE. - Fakat, yambamda Mr. Hardcastle gibi eski alardan kalma bir ey olduka k giyin miim neye yarar? Kendisine ne sylesem bo, giysisinin bir dmesini bile deitiremiyorum. Ka kez o kocaman saakl perukasn karmasn ve bann sasz yerlerini, Lord Pately gibi pudralamasn syledim. HASTINGS. - Haklsnz, madam, nk hanmlarn irkini olmad gibi, erkeklerin de yals yoktur. Mrs. HARDCASTLE. - Fakat, bana ne yant verdii ni biliyor musunuz? O kendine zg neeli haliyle: "Ke sip biip kendi bana koymak iin perukam atmam isti yorsun" demesin mi? HASTINGS. -Olur ey deil! Siz bu gen yanzda istediiniz giysiyi giyebilir, istediiniz tuvaleti yapabilir siniz, nk size yakr. Mrs. HARDCASTLE. - Kerem edip syler misiniz, Mr. Hastings, Londra'da ka yandaki kadnlar moda imdi? HASTINGS. - Bir sre nce krk yanda bulunmak modayd. Fakat, duyduuma gre kibar hanmlar moda ya n bu k elliye karmay kurmular. Mrs. Hardcastle. - Gerek mi sylyorsunuz? Dese nize ben moda iin pek gen kalm olacam! 54

(Tony girer, arkasnda da ona taklmakta, peinden hi ayrlmamakta olan Miss Neville vardr.) HASTINGS. - imdi Londra da da hibir kibar kadn krk yan gemeden elmaslarn takmyor. rnein; u gen bayan, Londra'da kibar meclislerde daha minimini bir ocuk, henz diki dikmeyi renmeye alan bir kz o cuu saylr. Mrs. HARDCASTLE. - Fakat yeenim Miss Neville, kendisini adeta kadn olmu sanyor ve bizim en yallar mz kadar elmaslara, mcevherlere dknlk gsteriyor. HASTINGS. - Miss, sizin yeeniniz mi? Ya u cen tilmen? O da erkek kardeiniz herhalde. Mrs. HARDCASTLE. - Olumdur, efendim; birbir leriyle szldrler. Birbirlerine yaptklar oyunlara bakn. Sanki oktan evlenmiler gibi gnde belki on kez darlp barrlar. (tekilere.) Bana bak, Tony, yavrum, kuzenin Constance'a gene ne tatl eyler sylyorsun bakaym? TONY. - Tatl eyler deil. Byle hi peimi brakma masnn canm sktn sylyorum. Vallahi koca evin iinde ahrlardan baka kaacak yerim kalmad! Mrs. HARDCASTLE. - Constance, sevgili kzm, sen Tony'nin sylediklerine bakma. Sen olmadn vakit de se nin iin bize bsbtn baka eyler sylyor. Miss NEVLLE. - Kuzenim, herkesin yannda byle davranmakla daha byk bir yceyreklilik gsteriyor; nk, yalnz kaldmz zaman kendisini balatmak iin bakalarnn nnde byle kavgaclk ediyor. TONY, sahnenin sol ortasnda. - Bu laf da ne demek oluyor?.. Sama! Mrs. HARDCASTLE. - Ah, ok kurnazdr. Mr. Has55

tings, ikisinin de azlan birbirine benzemiyor mu? te tam bir Blenkinsop ailesi az! ki gencin boylar bolar da uy gun. Cicilerim, yle srt srta durun da Mr. Hastings bo yunuzu grsn. TONY. - Size sylyorum, byle eyler yaptrmayn bana. (Boyunu Miss Neville 'le lerken ban kzn ba na vurur.) Miss NEVLLE, sola ekilerek. - Of, az kalsn ba m paralayacakt! Mrs. HARDCASTLE, sahnenin sa ortasnda. - Ah canavar! Utan, Tony, utan! Erkek olacaksn, byle yaplr m hi? TONY. - Eer ben bir erkeksem, brakn da babam dan kalan mallarm, paralarm kendi elime alaym. Val lahi bundan sonra beni ahmak yerine koyamazsnz. Mrs. HARDCASTLE. - yilikbilmez seni! Eitimin retimin iin ektiim bunca glklerin karln by le mi deyecektin? Btn ocukluunda beiini ben sal ladm; o gzel azna kakla ben yemek koydum! TONY. - Krekle koyamazdn ya! Elbette kakla ko yacaktn. Mrs. HARDCASTLE. - Seni kibarlara benzetmek iin u srtndaki yelei kendi elimle ilemedim mi? TONY. - Ne olursa olsun bundan sonra eek yerine konmayacam! Mrs. HARDCASTLE. - Yaptm senin iyiliin iin deil mi? Ylan! Hep senin iyiliin iin deil mi? TONY. - yleyse, sen benim yakam da brak, iyili imi de! Keyfim tam yerindeyken byle btn neemi ka56

rma! Eer bana bir iyilik gelecekse brak kendi kendine gelsin, byle habire insann kafasna kakmak da ne oluyor. Mrs. HARDCASTLE. - Keyfi yerindeymi! Yalan, yalan! Hayr, hayr Tony, keyfin yerinde olduu zaman ya meyhaneye, ya kpek ahrna gidiyorsun. Senin o delice akalarn hi tatmayacak mym ben? Duygusuz canavar! TONY. - Vallahi, anne, senin akalarn benimkilerden delice. Mrs. HARDCASTLE. - Aman, byle ey hi grl m m? Ama anlyorum, bu ocuk benim yreime in dirmek istiyor, evet, byle olduunu biliyorum. HAST1NGS, solda. - Sevgili madam, brakn da gen centilmene bir iki sz syleyeyim. Onu grevini yapmas gerektiine inandracama eminim. Mrs. HARDCASTLE. - Peki, ben ekileyim. Gel sev gili.Constance! Mr. Hastings, durumumun ne kadar ack l olduunu gryorsunuz. Byle sevgili, tatl, gzel, insa n ldrtan, grevini bilmez bir ocuun azaplara soktuu benim gibi zavall bir kadn hi grdnz m? (Mrs. Hardcastle ile Miss Neville sadan karlar.) TONY, arla syler. "At stnde gen bir adam giderdi Muradna kavumay dilerdi Haydi giderdi, Dillo di!" Anneme aldrmayn, brakn alasn. Alamak gn lne ferahlk verir. Ben annemle kz kardeimin kitap okur ken tam bir saat aladklarn grdm. Bir kitap onlar ne kadar ok alatrsa, o kitab o kadar severlermi! 57

HASTINGS. - Anlalan hanmlarla ban ho deil, benim yakkl, gen centilmenim? TONY. - yle bir ey. HASTINGS. -Fakat annenizin sizin iin setii gen hanma dman deilsiniz sanrm. Bu gen hanm bana iyi huylu grnyor. TONY. - Onu benim kadar tanmyorsunuz da, ondan. Onun ne mal olduunu ok iyi bilirim. Btn Hristiyan lk dnyasnda onun kadar kaba, huysuz bir yaratk var m dr, acaba? HASTINGS, kendi kendine. - Bir k iin yreklen dirici szler! TONY. - Ben onu, boyu u kadarcktan tanrm. Onun allktaki tavan kadar hileleri, altrlmaya yeni karl m tay kadar ifteleri vardr. HASTINGS. - Bana akll uslu, sessiz bir kz gibi g rnyor. TONY. - Konuk olunca yledir, fakat arkadalarnn yannda domuz gibi bar bar barr. HASTINGS. - Fakat tatl, alakgnll bir grn var. TONY. - Evet, ama yle bir dokunuverin, hemen if teyi atar; kendinizi hendein iinde bulursunuz! HASTINGS. - yle ama biraz gzel olduunu onay lamalsnz. Gzelliini kabul etmeniz gerekir. TONY. - Giysi ve apka sand! O, hep ssten, giy siden yapma bir eydir. Ah, burada Bet Bouncer adnda bir kz var, onu bir grseniz gzelliin ne demek olduunu an larsnz. Vallahi bir gzleri var, kara erik gibi; bir yanak lar var, kilisedeki krs minderi gibi tombul ve krmz! Bet Bouncer, iki Constance'a bedeldir. 58

HASTINGS. - Peki, imdi bir dostunuz kp da sizi byle bir matahtan kurtarsa ne dersiniz? TONY. - Ne dediniz? HASTINGS. - Bir dost sizi Miss Neville'den kurtarp sevdiiniz Betsy'ye kavutursa, mutluluunuzu salasa ona teekkr eder misiniz? TONY. - yi ama, byle bir dostu nerede bulacaks nz? Constance' kim alr ki? HASTINGS. - O dost, benim! Bana yardm ederse niz Miss Neville'i bir rpda Fransa'ya atarm, siz de bir daha adn bile duymazsnz. TONY. - Yardm edersem mi? Vallahi bu yolda kan m son damlasna kadar aktmaya hazrm, arabanza yle bir ift at koarm ki, gzlerinizi ap kapayncaya kadar sizi buradan alp gtrr, bundan baka sizin hayalinize bi le gelmeyen o servetinin, yani btn elmaslarnn, incile rinin bir ksmn da kurtarp size verebilirim. HASTINGS. - Sevgili centilmen, ite bu sznz y rekli bir delikanl olduunuzu gsteriyor. TONY. - yleyse benimle gelin: Benden ayrlmadan nce daha ne kadar yrekli olduumu greceksiniz. (ar k syler.) "Biz grltden ylmayz, Gkgrlts saan toplarn uuldadklan yerde..." (Soldan karlar.) (Be perde olarak oynanacakla ikinci perde burada biter.) 59

KNC PERDE

SAHNE I Ayn oda. (Sadan Mr. Hardcase girer.) HAPvDCASTLE. - Nasl oluyor da eski arkadam Sir Charles olunu bana, Londra'nn en utanga, en terbiyeli delikanls diye salk veriyor? Bence, bu delikanl imdi ye kadar benzerini grmediim kstahn, utanmazn biri! Ocan bandaki koltuu imdiden tekeline ald. Kundu ralarn konuk odasnda kard, silinip temizlenmesini is tiyor. Bu utanmazln kzmn zerinde ne etki yaptn bilmek isterdim, kz herhalde ok sinirlenmitir. (Sahnenin sol yanndan sade giyinmi olarak Miss Hardcase girer.) Aferin Kate; anlamamza sadk kalm, istediim gi bi giyinmisin. Ama bu gece byle yapmaa pek gerek de yoktu. Miss HARDCASTLE. - Efendim, buyruunuzu ye rine getirmekten yle bir zevk duyuyorum ki uygun olup olmadn hi dnmeden ne derseniz hemen yapyorum. 60

HARDCASTLE. - Ama, Kate, sana sylediim ey ler iin arasra neden de gsteririm. rnein, bugn benim sklgan centilmeni sana nianl olarak salk verdiim s rada da byle yapmtm. . Miss HARDCASTLE. - Grlmemi bir ey grece imi sylemitiniz; ama grdm, sylediklerinizi gl gede brakt. HARDCASTLE. - mrmde bu kadar armamtrn! Bu adam aklma adeta durgunluk verdi. Miss HARDCASTLE. - Ben de hi byle ey gr memitim! Hem de dnyay grm, tanm bir adam di yorlar! HARDCASTLE. - Evet, btn bunlar yabanc lke lerde renmi! Miss HARDCASTLE. - Hali tavr doutanm gibi geliyor bana. HARDCASTLE. - Herhalde bunda uygunsuz arka dalarla bir Fransz dans retmeninin de pay var Miss HARDCASTLE. - Yanlyorsunuz, babacm. O korkak bak, o beceriksiz szleri, o utanga hali her halde bir Fransz dans retmeninden renmemitir. HARDCASTLE. - Kimin bak? Kimin hali? Miss HARDCASTLE. - Mr. Marlovv'un! Sklganl , ekingenlii daha ilk anda dikkatimi ekti. HARDCASTLE. - yleyse ilk grn seni aldat m! nk daha ilk grmde arszlyla beni allak bul lak etti. Miss HARDCASTLE. - aka ediyorsunuz, efendim! mrmde onun kadar alakgnll bir insan grmedim. HARDCASTLE. - Ciddi mi sylyorsun kzm? n61

k ben de doduum gnden beri bu kadar arsz, caka sa tc bir kpek yavrusu grmedim! Kabaday Dawson bile onunla ak atamaz. Miss HARDCASTLE. - alacak ey! Beni grnce saygyla eildi; kekeledi; bir kerecik olsun gzlerini yer den kaldrp yzme bakamad. HARDCASTLE. - Beni grnce de gmbr gmbr bard; yle kurum taslad, yle senlibenli davrand ki, ka nm buz gibi dondurdu. Miss HARDCASTLE. - Bana kar ekingen davran d, sayg gsterdi; zamanmz eletirdi. Hi glmeyen kz larn aklllk ve usluluklarn vd. Can skc olduu iin zrler dileyerek beni bktrd, sonra da (Marlow 'u yans layarak) yerlere kadar eilip: "Madam, dnyay verseler sizi daha fazla zamannz almak istemem istemem." diye rek odadan kt. HARDCASTLE. - Benimle de sanki beni yllardan beri tanyormu gibi konutu. Yirmi soru sordu, hibirinin yantn beklemedi, en iyi szlerimi alaya ald. Marlbourgh Dk ve Prens Eugene zerine en iyi ykm anlatrken bana iyi pun yapp yapamadm sordu. Evet Kate, se nin babana iyi pun yapabilir misin, diye sordu! Miss HARDCASTLE. - Kesinlikle ikimizden biri ya nlyor. HARDCASTLE. - Eer grnd gibiyse seninle evlenmesine, mmkn deil raz olmayacam! Miss HARDCASTLE. - Eer grnd gibi salak, do nuk bir adamsa ben de ona mmkn deil varmayacam! HARDCASTLE. - yleyse bir nokta zerinde anla tk: Onu kabul etmiyoruz. 62

Miss HARDCASTLE. - Evet, ama baz koullarla. Siz onu daha az kstah bulursanz, ben de daha atlgan bulur sam; siz onu daha saygl grrseniz, ben daha az utanga bulursam -bilmem ama- bu delikanl pek de beenilmeye cek bir adam deil. Bylesine bizim bu tara dnyasnda at yarlarnda pek de raslayamayz, bu kesin! HARDCASTLE. - Dediin gibi olursa iyi; fakat bu olanaksz. Ben grdm ve kararm verdim. Byle eyler de pek yanlmam. Miss HARDCASTLE. - Ama bu ilk grnn altn da birtakm iyi huylar, artamlar da bulunabilir. kimizden biri yanlyor baba, onun iin bu ii daha ayrntl olarak incelemeliyiz. HARDCASTLE. - Peki! Fakat inan una: Ben hak lym. Miss HARDCASTLE. - Siz de inann ki, ben de pek yanlm deilim. (Soldan karlar.) (Tony elinde kk bir kutu, koarak soldan girer.) TONY. - Vallahi, hepsini aldm, ite burada. Kuzini min gerdanl, elmaslar falan filan hepsi burada. Anne min, zavalllarn mallarn, dolandrmasna da engel olaca m. Vay, benim uurlu perim, siz misiniz? (Soldan Hastings girer.) HASTINGS. - Sevgili dostum, nasl, annenizi idare kandrabiidiniz mi? Umarm ki, kuzininizi seviyormu ve sonunda onunla evlenmeye raz olmu gibi grnerek an nenizin gnln ho ettiniz. Atlarmz az sonra dinlenmi olacak ve hemen yola kmaya hazr bulunacaz. TONY, elmas kutusunu Hastings 'e vererek. - yley se ite size yolculuk giderlerinizi demeye yetecek bir ey!

Sevgilinizin elmaslar, mcevherleri. Aln bunlar sakla yn; onlar sizden dolandrmak isteyeceklerin haklarndan gelin. HASTINGS. - Fakat bunlar annenizden nasl alabil diniz? . TONY. - Bana soru sormayn, ben de size yalan sylemeyeyim. Yahu, eer bende annemin konsolunun btn gzlerini aacak anahtarlar olmasa, meyhaneye, birahane ye byle sk sk nasl giderdim? nsan kendi maln alar sa onursuz saylmaz. HASTINGS. - Bu ii her gn binlerce insan yapyor. Fakat size doruyu sylemeliyim; imdi, bu anda Miss Neville annenizin yannda, elmaslarn ondan iyilikle al maya alyor. Annenizi raz edebilirse, bu iin tatllkla sona ermesi elbette daha iyi olur. TONY. - Peki, siz imdi bunlar aln da ne olacan anlayncaya kadar sizde kalsn. Fakat iin ne olacan ben pek iyi biliyorum: Annem aznda kalm tek salam di inden ayrlr da Constance'm elmaslarndan kendi isteiy le ayrlmaz! HASTINGS. - Elmaslar kaybettiini anlaynca anne nizin duyaca fkeden korkuyorum. TONY. - Onun fkesine pek aldrmayn! O ii ben ida re ederim. Annemin fkesi kestane fiei gibi bir eydir; nem vermeyin. Vay, ite onlar, serenperen geliyorlar. (Hastings soldan kar.) (Sadan Mrs. Hardcase ile Miss Neville girerler.) Mrs. HARDCASTLE. - Vallahi Constance, ayorum sana. Sen yata bir kz elmas takmak istesin! Sevgili k64

zm, o elmaslar takmana daha vakit var. Yirmi yl gesin; gzelliin azalp ss ve onarm istesin, o zaman takarsn. Miss NEVILLE. - Fakat, halacm, krk yanda in sann gzelliini onarabilen bir ey, yirmi yanda bir in sann gzelliini de herhalde artrr. Mrs. HARDCASTLE. - Sevgili kzm, senin gzelli inin byle eylere gereksinimi yok, u doal pembeliin yok mu, binlerce ssten, elmastan stndr. Bundan baka, yavrum, bu zamanda elmas, inci, mcevher moda olmak tan kmtr artk. Gnnyor musun, tandmz kibar ha nmlarn yans, -rnein, Milady Kill-Daylight, Mrs. Crump ve daha bakalar- elmaslarn Londra'ya gtrp yerine pudralar, boyalar, daha baka cicibiciler alp geliyorlar. Miss NEVILLE. - Fakat, ne biliyorsunuz halacm; burada adn sylemeyecek olduum birisi, benden, b tn sslerimi, elmaslarm takndm zaman daha ok holanrsa! Mrs. HARDCASTLE. - Bir kez aynaya bak da gr, sevgili ocuk, senin gzlerinden daha parlak elmas, m cevher olur mu? Sen ne dersin, sevgili Tony? Kuzinin Constance'n, gzelliini artrmak iin mcevherlere, el maslara gereksinimi var m? TONY, sol yanda. - Bu ilerde anlalacak bir ey! Miss NEVILLE. - Sevgili halacm, size ne kadar kran duyacam bilseniz. Mrs. HARDCASTLE. - Canm bu elmaslar birtakm entipften eski moda eyler. Onlar taknrsan o kukla oyun larnda grdmz, Kral Sleyman'n sarayndaki kadn lara dneceksin! Hem sonra imdi onlan bulabileceimi de sanmyorum. Pekl kaybolmu olabilirler. 65

TONY, annesine gizlice. - yleyse bunu kza daha n ce niye sylemedin? Baksana nasl istiyor? Hepsi kayboldu de, onu susturmak iin tek are bu. Beni de tank gster. Mrs. HARDCASTLE, Tony 'ye gizlice. - Biliyorsun, sevgili olum, bu elmaslar senin iin saklyorum. Elmas lar kayboldu dersem bana tanklk edersin, deil mi? TONY, annesine gizlice. - Sen orasndan hi korkma! Vallahi, elmaslarn alndn kendi gzmle grdm di ye ant bile ierim. Miss NEVILLE. - Bir gn iin olsun, verin hala; yal nzca eski bir an diye gstermek iin. Sonra gene kilitle yebilirsiniz. Mrs. HARDCASTLE. - Sana aka syleyeyim, sev gili Constance, mcevherlerini bulabilseydim sana verir dim. Elmaslar ortadan kayboldu. Emin ol ki byle... Kay boldu., ne yapalm? Nerede olursa olsunlar imdilik sabr l olmamz gerek. Miss NEVILLE. - nanmam. Vermek istemiyorsu nuz; byle bir bahane uyduruyorsunuz. Elmaslar ok yk sek deerde... Korunmasndan da siz sorumlusunuz, onla r byle kaybolacak kadar dikkatsiz saklamamsnzdr. Mrs. HARDCASTLE. - Korkma, Constance! Bula mazsak onlara karlk sana bir ey vereceim elbet. Fa kat olum da onlarn kaybolduunu, daha bulunmadn biliyor. TONY. - Ben de tanm; elmaslar kaybolmutur ve bulunamamtr; ant ierim. Mrs. HARDCASTLE. - Yazgya boyunemek gerek, sevgili kzm. Servetimizi kaybetsek de sabrmz kaybet memeliyiz. Bak bana, ne sakinim! 66

Miss NEVILLE. - Evet, insanlarn hepsi bakalarnn urad ykm karsnda sakin kalmasn bilirler. Mrs. HARDCASTLE. - Senin gibi akll bir kzn byle yalanc ta, teneke paralarma nem vermesine a yorum, dorusu. Ama bulacaz onlar, hi korkma. Bu luncaya kadar da benim ll talarm takarsn. Miss NEVILLE. - Ben llden nefret ederim! Mrs. HARDCASTLE. - A, seninki gibi beyaz bir y z o krmz talar ne de aar! Ben taktm zaman ne ka dar yakyor; grmedin mi? Onlar sana vereceim. (Sa dan kar.) Miss NEVILLE. - En sevmediim eyler, bouna ge tirmeyin! Elmaslarm kaybet de, sonra beni yalanc tala rn takmaya zorla! nsan ileden kyor. TONY. - Aptallk etme! Llleri verirse durma al, ne alsan krdr. Elmaslarn zaten elinde demektir. Onlar kon solun ekmecesinden aldm, halann iten haberi yok. Ko sevgiline git, o sana ii daha iyi anlatr. Beni brak da bu rada annemi idare edeyim. Miss NEVILLE. - Ah, benim sevgili kuzenim! TONY. - Kaybol ortadan! te geliyor., elmaslarn aln dn anlamtr. Vallahi, bak nasl arkfelek fiei gibi evresine ate sayor! (Sadan Mrs. Hardcastie girer.) Mrs. HARDCASTLE. - Eyvah, ykldk! Hrszlar, haydutlar! Dolandrldk, soyulduk, her eyimizi krp ma lmz, mlkmz yama ettiler!... Bittik! TONY. - Ne oldu anne, ne oldu? Yoksa ailemizden bi rine bir ey mi oldu? 67

Mrs. HARDCASTLE. - Soyulduk! Konsolumu kr mlar, elmaslar almlar. Bittim! Matvoldum. TONY. - A, hepsi bu kadarck m? Hah hah hah!... Val lahi mrmde oyunculuun byleini hi grmemitim., ben de gerekten mahvoldun sanmtm, kah kah kah! Mrs. HARDCASTLE. - Ne diyorsun, be ocuk, inan olsun ki mahvoldum. Konsolumu krp amlar; her eyi almlar. TONY. - Hah, ite byle yap., byle; beni de tank tut! Mrs. HARDCASTLE. - Sana sylyorum, Tony, de erli nem varsa onlarn bana ant iiyorum, btn elmas lar gitti, ben de artk mahvoldum. TONY. - Canm iyi ya, zaten ben onlarn gittiini bi liyorum ve dediin gibi syleyeceim. Mrs. HARDCASTLE. - Fakat sevgili Tonyciim, ne sylediimi dinlesene! Elmaslar gerekten gitti diyorum sana! TONY. - Vallahi anne beni zorla gldryorsun, kah kah kah! Ben elmaslar kimin aldn pek iyi biliyorum, hah hah hah! Mrs. HARDCASTLE. - Dnyada byle akayla ger ei birbirinden ayramayan kaln kafa olur mu? aka de il, gerek sylyorum sana behey hayvan! TONY. - yi iyi! te byle son derece fkeli grn melisin, o zaman bizden kimse kukulanmaz. Ben de el maslarn alndna tanklk edeceim. Mrs. HARDCASTLE. - Sen kendinin sersem olduu na tanklk et, daha iyi! Acaba dnyada, benim gibi, bir yan dan sersemler, bir yandan da hrszlar, haydutlar arasnda kalm bir zavall kadn var m? 68

TONY. - Buna tanklk ederim! Mrs. HARDCASTLE. - Gene tanklk ha? seni odun kafal! Hele bir daha tanklk szn azna al, seni oda dan dar kovarm! Ah zavall Constance, imdi kzcaz ne olacak. Glyor musun, vicdansz canavar, uradm ykm houna m gidiyor? TONY. - Buna tanklk edebilirim! Mrs. HARDCASTLE. - Vay sen beni aalyor mu sun, canavar? Anneni kzdrmak neymi, gsteririm sana! TONY. - Buna tanklk edebilirim. (Soldan koarak kar, Mrs. Hardcase da onun arkasna vurarak peinden gider.) (Sahneye Miss Hardcastle ile hizmeti girer.) Miss HARDCASTLE. - u kardeimin yaptklarna da akl ermez, dorusu! Sen tat da onlar han diye bizim eve gnder! Hah hah hah! Mr. Marlow'un kabalk etmesi ne amamalym. HZMET KIZ. - Dahas da var, madam, siz bu ev ii giysisiyle geerken o centilmen sizi grd, bana "Bu, hann meyhanesinde hizmet eden kz m?" diye sordu. Si zi iki veren kz sand. Miss HARDCASTLE. - yle mi? Peki; yanldn anlamasn istemem. imdi syle bakaym, srtmdaki giy si nasl? "Beaux 'nun Hilesi " oyunundaki Cherry'ye ben ziyor muyum? HZMET KIZ. - Madam, giysiniz tarada oturan her hanmn her gn evinde giydii giysidir; fakat, doal olarak, konuk nne bununla klmaz. Miss HARDCASTLE. - l, Mr. Marlow'un benim yzm veya eklimi anmsamadna emin misin? 69

HZMET KIZ. - Eminim. Miss HARDCASTLE. - Ben de yle dnyorum. nk onunla epey konutuumuz halde o kadar rkekti ki, bir kez bile gzlerini kaldrp yzme bakmad. HZMET KIZ. - Yanldn anlamasn niin iste miyorsunuz? Ne umuyorsunuz? Miss HARDCASTLE. - nce, o beni grecek, bu da yzn satla karm bir kz iin az bir ey deildir. Son ra da belki onunla ahbap olabilirim. Bu da, kadnlarn en bayasndan bakasna sz sylemeye yanamayan bir er kee kar kazanlm kk bir zafer deildir. Fakat ba lca dncem, bizim centilmeni gafil avlamak ve eski ma sallardaki o gze grnmez savalar gibi, savaa girimezden nce karmdaki devin gcn lmektir. HZMET KIZ. - Fakat bu rol iyi oynayabilecek mi siniz? Centilmen yznz tanyamad; sesinizi de onun tanyamayaca gibi deitirebilecek misiniz? Miss HARDCASTLE. - Sen hi korkma, zaten mey hanedeki szleri de olduka bilirim: "Bir ey mi emredi yorsunuz, efendim? Aslanl masaya bakn, mclekli masa ya pipo ve ttn. Kuzulu masadaki adam yarm saattir ka fay buldu..." gibi., yerine gre szler. HZMET KZ. - ok iyi, madam, ite geliyor. (Sol dan kar.) (Soldan Marlow girer.) MARLOW. - Bu ne grlt byle? Ne barma! Bir dakika bile bam dinleyemiyorum. Salona gidiyorum., patron, ayn yklerle karmda; koridora kyorum bu se fer patronun kars karmda: Yerlere kadar eilerek sayg gsteriyor. Oh, burada biraz kendi bama kalabildim, y70

le bir olup biteni dneyim. (Odada aa yukar gezinir ve dnr.) Miss HARDCASTLE. - Beni mi ardnz, efendim? Bir ey mi emrediyorsunuz? MARLOW, saa doru yrr. - Miss Hardcastle'a ge lince, fazla ciddi, fazla ili., iime gelmez. Miss HARDCASTLE, yine Marlow 'un nne doru gelerek. - Bir ey mi emrediyorsunuz? Beni mi ardnz, efendim? MARLOW. - Hayr kzm! (Gezinerek sol yana geer.) Bundan baka yle bir grdme gre gz de aca! Miss HARDCASTLE, yine nne karak. - Eminim ki, ngra aldnz, efendim. Beni mi ardnz? MARLOW. - Hayr. (Gene kendi kendine sylenir.) Her neyse, babamn szn dinledim, buraya gelerek onun gnln ho etmi oldum. Yarn da buradan Londra'ya gi derek kendi gnlm ho ederim. Miss HARDCASTLE, yine yaklar. - Acaba teki centilmen mi ard efendim? MARLOW. - Hayr dedim ya! Miss HARDCASTLE. - renmek istedim efendim, burada hizmeti az da. MARLOW. - Hayr, hayr diyorum. (Dikkae kzn yzne bakar.) Evet, ocuum, sizi ardm, sanyorum. ey, ey isteyecektim., fakat, vallahi ne gzel eysiniz siz yle! Miss HARDCASTLE, sahnenin tam ortasnda. - Aman efendim, utandryorsunuz! MARLOW, sol ortada. - Bu kadar neeli, eytan gibi 71

gzler hi grmemitim. Evet, evet, cicim, ben ardm. Burada., eh.. ne derler ona, hani., ey yok mu? Miss HARDCASTLE. - Hayr, efendim, on gn n ce bitti. MARLOW. - insan burada ne istese yoktur, diyorlar. rnein, imdi yle bir tadna bakmak iin pembe duda nzn o tatl Nektar arabndan imek istesem, belki ona da yok dersiniz! Miss HARDCASTLE. - Nektar, Nektar? Evet bir i ki ama bu yrede kimse imez. Fransz ikisidir sanyo rum. Biz burada Fransz arab bulundurmayz, efendim. MARLOW. - Benim dediim Nektar halis muhlis in giliz maldr! Miss HARDCASTLE. - yleyse, ne tuhaf, ben hi bil miyorum. Oysa burada her trl arap yaparz, ben de on sekiz yldr buradaym. MARLOW. - On sekiz yl m? yleyse ocuum, da ha domadan meyhanede hizmete girdiinize inanmak ge rekecek! Ka yandasnz? Miss HARDCASTLE. - Size yam sylememeliyim, efendim. Kadnla mziin ya olmaz, derler. MARLOW. - Buradan, uzaktan baknca krk yan pek am grnmyorsunuz. (Kzayaklaarak.) Fakat da ha yakma gelince o kadar yal da grnmyorsunuz. (Da ha ok yaklar.) Acaba neden baz kadnlar kendilerine yaklaldka daha gen grnrler? Fakat pek ok yakla acak olursak... (Miss Hardcastle ' pmeye kalkr.) Miss HARDCASTLE. - Efendim, rica ederim, yle biraz uzakta durun. Galiba insann yan, atlarnki gibi, a zna bakarak renmek istiyorsunuz. 72

MARLOW. - Yoo.. bak bu olmaz. Bana son derece k t davranyorsunuz. Beni byle uzakta tutacak olursanz sizinle nasl ahbap olabiliriz? Miss HARDCASTLE. - Sizinle ahbap olmak isteyen kim? Ben byle ahbaplk istemem, yok., yok., biraz nce buradayken Miss Hardcastle'n karsnda bu kadar atlgan deildiniz herhalde. Eminim, nnde rkek rkek boyun krdnz; yerlere kadar eilip durdunuz; ve sanki yarg nndeymi gibi konutunuz. MARLOW, kendi kendine. - Tam da stne vurdu. (Yksek sesle.) Ondan korkuyor muydum sanyorsunuz? Hah hah hah! O da kim oluyor? irkin, akalozun biri! Yok., yok., siz beni daha tanmyorsunuz. Ben onunla bi raz elendim, alay ettim. Pek de stne dp onu fazla ezmek istemiyordum; yok., ylelerine kar pek acmasz olamyorum, ne yapaym? Miss HARDCASTLE. - yleyse, efendim, siz kibar hanmlar arasnda pek seviliyor olsanz gerek. MARLOW. - Evet, cicim, beni ok severler. Fakat byle peime dmek iin bende ne bulduklarn vallahi bilmiyorum. Londra'daki "Kibar Hanmlar Kulb"nde bana "bizim ho enebazmz" derler. Fakat, ocuum, asl adm enebaz deildir ha. Beni byle arrlar. Asl adm Solomon'dur. Cicim, hizmetinize hazr Mr. Solomon ku lunuz! (Kz saygyla selamlar.) Miss HARDCASTLE. - Durun, efendim. Siz bana kulbnz tantyorsunuz, kendinizi deil! Demek siz o kulpte hanmlarn pek gzndeydiniz, yle mi? MARLOW. - Evet, cicim, orada Mrs. Erkekkapan, Lady Karabacak, Kontes Slingo, Mrs. Uzunboynuz, yal 73

Miss Biddy Kaimden ile karnzdaki kulunuz ben, kul bn her zaman zevk ve nee kaynaklanyz. (Sahnenin sol yanna geer.) Miss HARDCASTLE. - ok neeli bir yer olmal, oras. MARLOW. - Evet, iskambil kd, yemek, arap ve yal kadnlarla olabilecei kadar neeli bir yer! Miss HARDCASTLE. - "Hanmlarn ho enebaz"n da ekleyin. Hah hah hah! MARLOW, teye bakarak kendi kendine. - Vallahi ben bu kkten pek de holanmadm. Gereinden ok bil gi grnyor sanyorum. (Kza. hzla.) Neye glyorsu nuz ocuum? Miss HARDCASTLE. - O hanmlarn kendi ilerini ve ailelerinin ilerini grmek iin nasl vakit bulabildikle rini dnyorum da glmemek elimden gelmiyor. MARLOW, teye bakarak kendi kendine. - Neyse, ba na glmyormu. (Kza.) Sen alr msn, kzm? Miss HARDCASTLE. - Elbette! Bu evdeki btn per deler, rtler buna tank. MARLOW. - Bravo! yleyse bana yaptnz nak lar, el ilerini gstermelisiniz. Ben de bir para el ii ya par, desen izerim. Eer bu ilerden anlayan bir adam arar sanz bana gelmelisiniz. (Kzn elini tutar.) Miss HARDCASTLE, kurtulmak iin uraarak. Fakat mum nda renkler iyi grnmez, yann sabah hep sini grrsnz. MARLOW. - Niin imdi grmeyeyim, meleim? Byle bir gzellik insana dayanlamayacak bir ate veri yor. Allah kahretsin ite bizim babalk geliyor., bizim k t talih gene kendini gsterdi! (Soldan kar.) 74

(Hardcastle sadan girer, arm olarak durur.) HARDCASTLE. - Vay, demek byle ha, hanmefen di? Sizin utanga, terbiyeli centilmen bu mu? Gzlerini hi yerden kaldrmayan, size yalnzca uzaktan tapan terbiye li, ekingen sevgiliniz bu, yle mi? Kate, Kate baban by le kandrmaktan utanmyor musun? Miss HARDCASTLE. - sterseniz bana hi inanma yn, sevgili babacm, fakat o gene benim anlattm gi bi sklgan, terbiyeli adamdr. Buna benim inandm ka dar siz de inanacaksnz. HARDCASTLE.- Vallahi onun yzszl herkese de bulayor sanyorum! imdi gzmle elini yakalad n grmedim mi? Seni sanki baya bir st kzymsn gibi tartakladn grmedim mi? Sense hl onun sayg sndan sz ediyorsun! alacak ey! Miss HARDCASTLE. - Fakat ok gemeden sizi onun terbiyesine, kusurlarnn zamanla geecek trden ol duuna ve ya ilerleyince daha da pekiecek erdemleri bu lunduuna inandrrsam, onu balayacanz umuyorum. HARDCASTLE.- Bu kz insan vallahi ldrtacak! Sana sylyorum, beni inandramazsn. Ben inanacama inanmm! Daha evime geleli saat olmad, benim bu evde sahip olduum btn haklar, ayrcalklar elimden al d. Sen onun kstahlndan holan; buna utangalk, ter biye de; fakat kk hanmefendi, bana damat olacak ada mn bsbtn baka artandan olmas gerekir. Miss HARDCASTLE. - Efendim, bu gecelik izin ve rin, sizi inandracam. HARDCASTLE.- Yanm gece bile izin vermem! n k onu imdi, u saat kap dar etmeyi dnyorum. 75

Miss HARDCASTLE. - yleyse o saati bana verin, sizi yattracam umuyorum. HARDCASTLE.- Peki, ite sana bir saat izin; fakat baban oyalamaya kalkmak yok ha! Her ey ak ve do ru olacak, szm aklnda tut! Miss HARDCASTLE. - Efendim, her buyruunuzu her zaman sevin ve gururla yerine getirdiimi bilirsiniz. Bana gsterdiiniz sevgi o derecededir ki, size olan grev lerimi daha hibir biimde yapm saylmam. (Mr. ve Miss Hardcastle sadan karlar.) (Be perde olarak oynanacaksa nc perde burada biter.) (Marlow, arkasnda ua Jeremy ile soldan girer.) MARLOW. - Hasting hann nnde duran posta ara basndan baka bir yerim olmadn biliyor da, saklaya ym diye mcevher kutusu gibi deerli bir eyi nasl bana gnderiyor, aklm almyor. Sylediim gibi elmas kutusu nu han sahibinin karsna verdin mi? Kadnn kendi eline mi verdin? JEREMY. - Evet, efendim. MARLOW. - Onu iyi saklayacan syledi mi? JEREMY. - Evet, gerekli olduu gibi saklayacan syledi. Bana kutuyu nerede bulduumu sordu, sonra da, ben senden elbet hesap sorarm, dedi. (Soldan kar.) MARLOW. - Hah hah hah... Her ne halse, elmaslar g vende ya. Ne akl ermez insanlarn arasna dtk! Yalnz u minimini hizmeti kz bam dndryor. Bu ev halk76

nn deliliklerini bana unutturuyor. Bu kz benimdir, benim olmaldr. Bu kesinlikle byle olacaktr. (Soldan Hostings girer.) HASTINGS. - Aman Tanrm, Neville'e bahenin te ki ucuna geleceimi sylemeyi unuttum. Oo, Marlow da burada, hem de pek keyifli! MARLOW. - Beni kutla, George! Bama defne dal larndan bir ta koy! George, benim gibi utanga, sklgan insanlar bile kadnlar arasnda zaferler kazanabiliyor. HASTINGS. - Ancak, baz kadnlar arasnda demek istiyorsun herhalde. Fakat anlayalm bakalm, bu kadar yksekten atp tuttuuna gre nasl bir zafer kazandn? MARLOW. - Belinde bir demet anahtarla, bir aa bir yukar dolaan u ekici, sevimli, ktr ktr, mini mini k z grmedin mi? HASTINGS. - Evet grdm, ne olacak? MARLOW - te o kz benim! Ne ateli, ne fkrdak! O ne gzler, ne dudaklar!.. Ah, yalnzca o dudaklar bana ptrmyor. HASTINGS. - Fakat senden holandna, sana yz verdiine emin misin? MARLOW. - Ne diyorsun canm! Kz beni yukar alp yapt el ilerini gstereceine sz verdi, ben de desenin zerinde biraz ileyeceim. HASTINGS. - Charles, bir kadnn elinden onurunu nasl alabilirsin, sen? MARLOW. - Sus, sus! Ben ondan bir ey alacak de ilim, ant ierim sana. Ben bu evden ne alrsam parasn kesinlikle deyeceim. HASTINGS. - Ama bu kz erdemli bir kza benziyor. 77

MARLOW. - yle olsun! Onu erdem yolundan sap tracak adam deilim ben. HASTINGS. - Ha, u sana gnderdiim kutuyu iyice saklamay unutmadn ya? Emin bir yere koydun mu? MARLOW. - Evet, evet, ok emin bir yere braktm. Fakat ayorum, dorusu; hann kapsnda bekleyen pos ta arabasn nasl emin saydn da kutuyu bana gnderdin? Ah, sersem! Bereket versin ben daha dikkatli davrandm. Senin iin iin senden ok daha titiz oldum, ben... HASTINGS. - E, ne yaptn? MARLOW. - Saklasn diye kutuyu patronun karsna gnderdim. HASTINGS. - Patronun karsna m? MARLOW. - Evet, patronun karsna! HASTINGS. - Sahi mi? MARLOW. - Vallahi. Onu saklayacak; istediimiz za man da bize verecek. HASTINGS. - Evet, kutuyu bize getirirken bir de ta nk alp gelecek! MARLOW. - yi yapmadm m? Bu ite saknmal davrandm yadsyamazsn sanrm. HASTINGS, kendi kendine. - Telam gstermeme liyim. MARLOW. - Biraz telal grnyorsun, yoksa bir ey mi oldu? HASTINGS. - Hayr, hibir ey yok. mrmde bu ka dar neeli olduumu anmsamyorum. Demek sen kutuyu patronun karsna braktn, o da kukusuz onu saklamay hemen zerine ald, deil mi? MARLOW. - Evet, kutuyu saklamay hemen kabul et78

tikten baka, stelik, nlem olarak, kutuyu ona gtren ua m bile brakmamak istemi, hah hah hah! HASTINGS, istemeyerek. - Kih kih kih!.. Her neyse, desene kutu emin yerde? MARLOW. - Korkma, bir cimrinin kesesindeki para gibi! HASTINGS, kendi kendine. - Btn servet, zengin lik umutlar suya dt artk. Elmaslar almadan gitmeli yiz. (Yksek sesle.) Peki, Charles, artk seni o gzel hiz metiyle ve dncelerinle ba baa brakyorum. Eer., kah kah kah!.. Eer kendi iini de, benim iimi becerdiin gibi baaryla becerirsen.. ite o zaman... MARLOW. - Eee.. o zaman ne olacak? HASTINGS. - Hi, o zaman sana ta yreimden g zn aydn, derim. (Soldan kar.) (Hardcastle sadan girer.) HARDC ASTLE, kendi kendine. - Artk evimi tanya maz oldum. Ev altst oldu gitti! Konuun uaklar imdi den sarho oldular. Buna dayanamayacam artk. Fakat es ki arkadam olan babasnn hatr iin kendimi biraz da ha tutaym. (Yksek sesle.) Mr. Marlow, uanz, kle niz... (Saygyla eilir.) MARLOW. - Sayglar, efendim. (Kendi kendine.) Ba kalm, imdi de ne yumurtlayacak! HARDCASTLE. - Efendim, eminim ki dnyada hi kimsenin bu evde babanzn olu kadar iyi kabul greme yeceini bilirsiniz. Siz de byle dnmyor musunuz? MARLOW. - Can ve gnlden, efendim. Zaten by le eyler iin bana ricaya da gerek yok. Nereye gidecek ol sa babamn olunu iyi kabul ettirmek huyumdur. 79

HARDCASTLE. - Ben de buna can ve gnlden ina nyorum, efendim. Ancak sizin davranlarnza bir ey diyemesem de uaklarnzn yaptnn artk dayanlamayacak bir duruma gelmi olduunu sylemeliyim, ikiden ya na, bu evde pek kt rnek oluyorlar, buna emin olun! MARLOW. - Balayn, benim iyi efendim, ama su bende deil. Eer gerektii gibi imiyorlarsa btn su on larn. arap mahzenini hi esirgememelerini sylemitim; emin olun. (Seslenir.) Bana bakn, syleyin, benim hizmet ilerden biri buraya gelsin. (Hardcastle 'a.) Kendim ime diim iin, bu eksii aada adamakll ierek giderme lerini buyurmutum. HARDCASTLE. - Demek sizin buyruunuzla byle . yapyorlar, yle mi? ok iyi! MARLOW. - Elbette, benim buyruumla! imdi ge lecek uak bunu size azyla syleyecektir. (Uak Jeremy girer, sarhotur.) MARLOW. - Sen misin, Jeremy? yle gel bakaym. Ben size ne buyruk vermitim? Size serbeste iin, bura s iin krl olacak istediiniz.eyi smarlayn demedim mi? HARDCASTLE, kendi kendine. - Artk sabrm tke niyor! JEREMY. - Yaasn zgrlk! Ben bir uam, fakat ben de baka her insan gibi haklanma sahibim, vallahi, efendim, kimin akna olursa olsun, yemekten nce i mem, iyi iki, iyi bir yemein stne yakr. Fakat yle bir yemek de., eh.. yiyecek kadar deilim., efendim. (Sol dan kar.) MARLOW. - Gryorsun ya yal dostum, herif sar ho olabilecei kadar olmu. Bundan fazla ne imesini is80

tediinizi anlayamyorum. Yoksa bira fs iine girip sa lamura m olsun diyorsunuz? HARDCASTLE, kendi kendine. - Hey Tanrm, biraz daha sabredecek olursam ldracam. (Ykseksesle.) Mr. Marlow, kstahlnza drt saatten fazla sabrettim, bu ha linizin sona ereceini gsteren bir belirti de gremiyorum. Artk burada efendi ve ev sahibi olmaya karar verdim, si zin ve peinizdeki sarholar takmnn imdi evimden kp gitmenizi istiyorum! MARLOW. - Evinizden kmak m? Herhalde aka ediyorsunuz, dostum. Sizi honut etmek iin elimden ge leni yaptm halde, bana byle davranmak? HARDCASTLE. - Size sylyorum efendi; beni ho nut etmiyorsunuz, onun iin de evimden kp gitmenizi istiyorum! MARLOW. - Kesin aka ediyorsunuz. Gecenin bu vaktinde, hem de byle bir gecede gitmek! Yok yok, alay ediyorsunuz. HARDCASTLE. - Ciddi sylyorum, efendi; kanm beynime kt artk; size sylyorum; bu ev benimdir., be nim olduu iin de u anda kp gitmenizi istiyorum. MARLOW. - Hah, hah hah! Bo yere grlt etme yin. (Ciddi bir tavr alarak.) Buradan bir adm bile atma yacam. Buras sizin eviniz mi? Yoo.. buras benim evim! Burada kalmak istediim srece buras benim evimdir! Bu evden gitmem iin buyruk vermeye sizin ne hakknz var, efendi? mrmde byle kstahla raslamadm! (Sola doru yrr.) HARDCASTLE. - Ben de bylesine rasladmsa Al lah belam versin! Evime gelmek, ne can isterse onu bu81

yurmak, kendi koltuumu elimden almak; ailemi aala mak; kendi uaklarna sarho olsunlar diye buuyruk ver mek, sonra da kalkp bana: "Efendi, bu ev benimdir!" de mek! Efendi, bu yaptnz o kadar kaba bir kstahlk ki, fkemi unutup glmek zorunda kalyorum. Haha haha hah! (Alayla.) Ltfedip syler misiniz efendim, madem ki bu evi aldnz, bari geri kalan eyay da alvermez misiniz? te bir ift gm amdan, ite bir mine perdesi ve krk ler var, belki bunlar da hounuza gider. MARLOW. - Getirin hesap pusulamz, borcumuz neyse getirin de artk sz uzatmayalm! HARDCASTLE. - urada birtakm resimler var, ken di daireniz iin u tabloya ne dersiniz? MARLOW. - Hesab getirin diyorum size! imdi sizi de, cehennem rnei evinizi de brakp gideceim. (Sola doru yrr.) HARDCASTLE. - Bunlardan baka bir de pirinten parlak bir tepsi var, iinde o pek yznz ayna gibi gre bilirsiniz. MARLOW. - Hesap pusulanz diyorum size! HARDCASTLE. - Ha, kanepeyi unuttum, itahl bir yemekten sonra yan gelip uyku ekmeniz iin! MARLOW. - Hay Allah layn versin; hesab geti rin diyorum. Sz uzatmayalm artk! HARDCASTLE. - Delikanl, delikanl! Babandan al dm mektuba bakarak, buraya iyi terbiye grm, edep li, utanga bir kiinin konuk geleceini sanmtm. Fakat imdi gryorum, mark, kaba, haddini bilmez biriymi. Ancak unutma ki baban birazdan buraya gelecek ve her e yi renecek. (Sadan kar.) 82

MARLOW. - Bu da ne demek? Baka bir eve mi gel dim yoksa? Burada her ey tpk bir handa olduu gibi. Hiz metiler, bir ey sylediiniz vakit "Geliyor!" diye hayknyorlar, iinize bakanlar beceriksiz; iki uana kadar her ey tamam! Fakat ite, hizmeti kzdan herhalde bir eyler renirim. Byle hzl hzl nereye gidiyorsun, kzm? Bi raz konumak istiyorum seninle. (Miss Hardcastle sadan sahneye girer, sola doru geer.) Miss HARDCASTLE. - yleyse ksa kesin; acele iim var. (Kendi kendine.) Galiba yanldn anlamaya balyor. Fakat gerei daha renmemesi gerek. MARLOW. - Rica ederim kzm, soracam u soru ya yant verin: Siz kimsiniz ve bu evdeki iiniz nedir? Miss HARDCASTLE. - Ailenin akrabalarndanm, efendim. MARLOW. - Yani ailenin yoksul akrabalarndan biri mi? Miss HARDCASTLE. - Evet efendim, grevi evin anahtarlarn elinde bulundurmak ve konuklara elinden geldii kadar hizmet etmek olan yoksul bir kzm. MARLOW. - Yani bu hann hizmetini gryorsunuz, deil mi? Miss HARDCASTLE. - Han m? Tanrm! Byle bir ey de nereden aklnza geldi? Btn ilin en yksek aile lerinden biri han iletsin! Hah hah hah! Mr. Hardcastle'n evi, han, ha?.. MARLOW. - Mr. Hardcastle'n evi mi? Kzm, bu ev Mr. Hardcastle'n m? Miss HARDCASTLE. - Elbette efendim, baka kimin olabilir? 83

MARLOW. - imdi her ey anlald. Beni kt aldat mlar. Ah u sersem kafam! u sersem kafam! Btn Londra'nn maskaras olacam. Btn gazeteci, kitap dkknlarnda karikatrm grlecek., hay kr eytan! Sen gel de, yzlerce ev iinde bu evi han, babamn eski dos tunu da han ileten adam san! Beni kim bilir ne terbiye siz, ne kstah bir herif sanyor. Ne sersem kpekmiim ben! Bak kzm, ben sizi de hann iki odas hizmetilerinden sandm. Miss HARDCASTLE. - Aman Tanrm., halimde tav rmda ne var ki, beni... (Yar alayarak.) MARLOW. - Hayr, hibir ey yok, hibir ey! Fakat o benim yanllklar listesine, ister istemez sizi de soktum. Ahmaklm yznden her eyi ters yyandan grdm. Ba na gsterdiiniz dikkat ve ilgiyi yzszlnze verdim; saflnz kurnazca bir cilve sandm. Fakat artk her ey bitti. Bundan sonra bu evde kalp yzm kimseye gs teremem. Miss HARDCASTLE. - Efendim, umarm ki sizi g cendirecek bir ey yapmadm. Bana o kadar nazik davra nan, o kadar nazik szler syleyen bir centilmeni gcendirirsem ok zlrm. (Alar gibi yaparak.) Hele o cen tilmen benim yzmden buradan giderse! Hakkmda k t szler karsa, ona da ok zlrm, benim namustan baka servetim yok ki! MARLOW, kendi kendine. - Vallahi alyor! Bu, na muslu bir kadnda grdm ilk duygu ve sevecenlik be lirtisi! Dokunuyor bana. Miss HARDCASTLE. - Benim ailemin de Miss Hardcastle'n ailesi kadar temiz olduunu biliyorum. Yoksulum 84

ama, insan azla yetindikten sonra ne nemi var? Zengin ol mamann kt bir ey olduunu imdiye kadar hi dn memitim. MARLOW. - imdi niin byle dnyorsun, benim saf yrekli gzelim? Miss HARDCASTLE. - nk yoksulluk beni birin den uzaklatryor; bin liram olsa hepsini ona... MARLOW, sola doru yryerek, kendi kendine. - i te bu safl beni bylyor. Burada daha fazla kalacak olursam, iim bitti demektir. Onun iin yiite bir hamle yapp onu brakmalym. (Yksek sesle.) Beni bala sev gili kzm, btn aile iinde istemeyerek ayrlacak olduum tek kii sizsiniz. Fakat size aka syleyeyim: Douumuz, servet ve grdmz terbiye arasndaki fark aramzda bir iliki kurmamza engel oluyor. Bense onuruma gvenmi, masum, saf bir yarat batan karamam; ok gzel ol maktan baka suu bulunmayan birini ykma srkleyemem. (Soldan kar.) Miss HARDCASTLE, kendi kendine. - imdiye ka dar onun deerinin yarsn bile anlayamamm meer. Ne yapp yapp onu burada alkoymaya alacam. Za feri elde etmek iin klm deitirdim, bu rol oynama y srdreceim; yalnzca babama iin dorusunu anlata cam, belki kararndan vazgeer. (Dipten kar.) (Tony ile Miss Neville sadan girerler.) TONY. - Bu sefer de elmaslarn git kendin al! Ben grevimi yaptm. Kadn, elmaslar yine ele geirdi, buna kuku yok. Yalnzca elmaslarn, hizmetilerin yanl y znden alnm olduuna inanyor. Miss NEVLLE. - Fakat, kuzenim, elbette bu ykm 85

vaktimizde bizi brakmayacaksnz. Halam benim evden kamak istediimden azck kukulanrsa, beni odama ka patr, kapy kilitler yahut Pedigree Hala'ya gnderir ki, bu da odama kapatlp kalmaktan bin kez daha ktdr. TONY. - Halalarn her trls belal eylerdir, zaten! Fakat elimden ne gelir? Size bir ift at buldum, sizi rzgr gibi uuracak. Annemin yannda seninle tatl tatl krtr madm da diyemezsin... Hah, ite annem geliyor gene., bi raz daha cilveleelim de bizden kukulanmasn. (Mrs. Hardcastle sadan girer.) Mrs. HARDCASTLE. - Dorusu pek ok zldm. Fakat olum, bu iin ancak uan yapt bir yanllktan ileri geldiini sylyor. in dorusu, olanla kz bir ayak nce evlendirmeden iim rahatlamayacak. O vakit elmas larn kendisine veririm saklasn. Ne gryorum: Vallahi orada birbirleriyle kucaklayorlar. Tony'yi hi bu kadar neeli, atlgan grmemitim. Hah!.. imdi sizi yakaladm, benim irin kumrularm! Burada gaga gagaya gelmeler, gizli gizli karlkl baklar, kesik kesik mrltlar ha, y le mi? Hah hah! TONY. - Mrldanmalara gelince, anne, arasra homurdanrz bile; fakat bu homurdanmalar sevgilerimizi azaltmaz. Mrs. HARDCASTLE. - Tony, atein stne bir iki damla su serpsen ate eskisinden daha parlak yanar. Miss NEVILLE. - Kuzenim Tony bundan byle bi zimle birlikte daha ok kalacana sz veriyor. Hatta hi ayrlmayacan sylyor. Bizden ayrlmayacaksn deil mi kuzenim Tony? TONY. - Hayr, gzel yaratk! Hayr, ben atm bir su 86

kysnda brakrm da bana byle glmsediin zamanlar da seni brakamam. Gln seni yle gzelletiriyor ki... Miss NEVILLE. - Benim ho kuzenim, u doal a kacln, u neeli, geni, krmz, dncesiz., ha, u pek yzn kim grr de hayran olabilir? (Tony 'nin yanakla rn okar.) ' Mrs. HARDCASTLE. - Ah, u masumluk! Ne gzel ey! TONY. - Kuzinim Constance'm ela gzlerinin; cem balo zerinde masura gibi teye beriye gezdirdii uzun parmaklarnn her zaman hayranydm. Mrs. HARDCASTLE. - Ah, olum bu tatl dille aa cn dalna konmu kular bile byler. Kendimi hi by le mutlu duyumsamam tm. Olum, tam len babas Mr. Lumpkin'e benziyor. Sevgili Constance, elmaslar artk is tediin gibi takabilirsin. Onlar sana vereceim. Constancem, u Tony pek eker bir ocuk, deil mi? Yarn he men onunla evleneceksin; eitim ve retimini de -bizim papaz Drowsy'nin vaazlar gibi- daha uygun bir zamana brakrz. (Soldan Diggory girer.) DIGGORY. - Kk bey nerede? Bir mektup var. TONY. - Anneme ver. Btn mektuplarm nce an nem okur. . DIGGORY. - Bu mektubu sizden baka kimseye ver mememi sylediler. TONY. - Kimden geliyor? DIGGORY. - Efendim, bunu mektuba sormal! TONY, mektubu elinde evirir ve dikkatle bakar. 87

Bunu renmek istiyorum ama... (Diggory bu srada d ar kar.) Miss NEVILLE, kendi kendine. - Bittik, bittik! Hastings'den! Yazsn tandm. Halam grrse yandk demek tir! Bari onu elimden geldii kadar baka bir eyle oyala yaym. (Mrs. Hardcastle 'a.) Fakat halacm, Tony'nin Mr. Marlow'a demin verdii ok parlak, zarif yant daha size sylemedim. Bu sz bizi o kadar gldrd ki!.. Biraz yle gelin, madam. Tony, kendisini byle yzne kar v dmz duymamal. (kisi sahnenin tesine gider ve ko nuurlar.) TONY, hl elindeki mektuba bakarak. - mrmde byle kark, belal yaz grmedim. Kitap yazs gibi ya zlan ok gzel okuyorum, ama bu yazda yle kuyruklar, yle engeller, uzatmalar var ki, insan ne ban bulabili yor, ne sonunu! (Okur.) "Anthony Lumpkin'e." ok tuhaf ey, zarflarn stnde adm okuyabiliyorum, fakat ap i lerini okumaya gelince., pofyoz! Bu kt, ok kt bir ey! nk mektuplarn asl kaymakl yerleri ileridir. Mrs. HARDCASTLE, Miss Neville 'e. - Hah hah hah! ok iyi, ok iyi, desene olum o filozofu iyice sktrd. Miss NEVILLE. - Evet madam! Fakat daha tesini dinlemediniz, madam... Biraz daha yle uzaa gidelim, yoksa ne konutuumuzu iitecek. Tony'nin onu nasl a kna dndrdn de anlataym. Mrs. HARDCASTLE. - Fakat imdi Tony kendisi a kna dnme benziyor. TONY, hl dikkatle bakarak. - Belal, aa yukan kam bir yaz, sanki sarho elinden km! (Mektubu okur.) "Sevgili efendim, ..e., e., pek iyi, bu ne? Bir M var, 88

sonra bir T ve S var, fakat ondan sonraki ey ne olacak, Z mi, R mi acaba? Mrs. HARDCASTLE, sahnenin ortasnda. - Nedir o sevgili olum? Sana yardm edebilir miyim? Mrs. NEVILLE, solda. - zin verin de ben okuyaym. Kark, kt yazlan herkesten iyi okurum (Mektubu Mrs. Hardcastle 'n elinden telala alr.) Kimden geldiini bili yor musunuz? TONY. - Bilemiyorum. Arpac Dic Ginger'den olmal. Miss NEVILLE. - Evet yle. (Mektubu okur gibi ya par:) Efendim, sa ve esen olduunuzu umanm. Kuyruk sallayan horozlar, rdek yeili horozlar yle dvdler ki... Allah Allah, hep horozlar, hep horoz dv zerine., h.. evet, hep horoz dv., nemsiz eyler., al, kuzenim sok cebine., nemsiz.. (Buruturduu mektubu Tony'ye verir.) TONY. - Fakat, miss, nemsiz olur mu? Son derece nemli! Mektubun tesini de kesinlikle okumalym. Al u mektubu anne, bana okuyuver. (Mrs. Hardcastle 'a verir.) Mrs. HARDCASTLE, mektubu alr. - Bakalm ney mi? (Okur.) "Sevgili dostum, imdi bir posta arabasyla bahenin arkasnda Miss Neville'i bekliyorum. Fakat atlann bu yolculua kabilecek kadar dinlenmemi olduklann anladm. Sz vermi olduunuz gibi, bize bir ift at bu larak yardm etmenizi beklemekteyim. abuk davranma nz gerekir, yoksa sizin o cad -a... bu da ne?- o cad anne niz kukulanabilir. Dostunuz Hastings."... Allah bana sabr lar versin! imdi ldracam! fkemden bouluyorum. Miss NEVILLE, sada. - Madam, fkenize egemen olacanz ve beni bir terbiyesizlikle, yahut, bakalannn 89

kurduu kt planlar yznden sulu tutmakta acele etme yeceinizi umarm. Mrs. HARDCASTLE, yere kadar eilip alayla diz bkerek. - ok parlak sylediniz, madam! Adeta alacak kadar nazik ve ekicisiniz! Kibarlk ve terbiye rneisiniz! (Tavrm deitirerek.) Ya sen, ya sen, koca eek! Daha a zn kapamay renmemi olduun halde, sen de bana kar dolap evirmek iin bunlarla bir oldun, yle mi? Fa kat bir anda sizin btn bu hilelerinizi altst edeceim. Si ze gelince, madam, madem ki taptaze iki at hazrm, on lar d krklna uratmak acmaszlk olur. Onun iin anla kamaya hazrlanacak yerde, imdi benimle yola kmaya hazrlan! Eminim ki, halan Pedigree'nin yannda tam gvende olacaksn. Sen de, efendi, hemen atna bin ve bizi yolda korumak iin arabann yannda bulun! Size, ken di istediinizden daha fazla sizin iyiliinizi istediimi gs tereceim. Thomas, Roger, Diggory! Buraya gelin! (Sa yandan kar.) Miss NEVILLE. - Artk bsbtn mahvolduk. TONY - Evet, gerekten yle! Miss NEVILLE. - Byle beyinsiz bir sersemle i yap maktan zaten ne beklenir? Deminden beri o kadar iaret ettim; bam salladm durdum., bir ey anlamad. TONY. - Bana bak, miss, senin iini bozan benim be yinsizliim deil, senin kendi akgzln! Horoz adla rn, horoz dvn yle kurnazca ve gzel uydurdun ki, ben doru okuyorsun sandm. (Soldan Hastings girer.) HASTINGS. - Bana bak, efendi, uan sylediine 90

gre, mektubumu annenize gstermi, bizi ele vermisi niz! Byle ey yakr m size, gen centilmen? TONY. - Al birini daha! Sizi kimin ele verdiini u hanma sorun! Vallahi, bu ii ben yapmadm, o yapt. (Ma sann stne oturur.) (Sadan Marlow girer.) MARLOW. - Bravo! Dorusu bu bana yaptklarnza teekkr ederim! Herkesi benden nefret ettirdiniz; herke se terbiyesizce davranmak zorunda kaldm. Kk grl dm; aalandm; maskara oldum. TONY. - te biri daha! Artk tmarhane boanp de liler buraya dolacak! Miss NEVILLE. - Efendim, btn bunlardan dolay kendisine borlandnz centilmen ite burada! MARLOW. - Ona ne syleyebilirim? Daha ocuk! Ahman biri! Bilgisizlii vc ya onu korur. Miss NEVILLE. - Evet, yle ama bamza gelen be lalar seyredip elenmeyi bilecek kadar kurnaz ve eytan. HASTINGS. - Aklsz, duygusuz kpek! MARLOW. - Dalavere kumkumas! TONY. - O, o! (Yerinden frlar.) Sizin ikinizle de dv eceim, nce birinizle, sonra da birinizle., ama sopayla. MARLOW. - Bu ocua kzmaya gnl indirmem ama, Mr. Hastings, sizin yaptklarnz aklamanz isterim. Yanldm bildiiniz halde bana sylemediniz. HASTINGS. - Uradm ykm karsnda aclar iin de kvranrken benden aklama istemek!.. Dostluumuza yakmaz, Mr. Marlow! MARLOW. - Ama., efendim... Miss NEVILLE. - Yanlnz srdrmenizi hi iste91

medik. Biz de anladmz zaman i iten gemiti. Onun iin bize kzmayn. (Sadan Diggory girer.) DIGGORY, Miss Neville 'e. - Hanmefendi hemen ha zrlanmanz istiyor. Atlar kouldu, apkanz ve eyalarnz bitiik odada. Bu gece otuz mil yol gideceiz. (Soldan kar.) Miss NEVLLE. - Geliyorum, ah Mr. Marlow, gitti im yerde beni bekleyen yaamn ne kadar zc, skc ve kt olduunu bir bilseniz, kzmak yle dursun, bana acrsnz. Mrs. HARDCASTLE, sahnenin sayanndan seslenir. - Miss Neville! Constance, Constance! Sana sylyorum! Miss NEVLLE. - Geliyorum (Hastings 'e.) Dayanma ve vefa! Aklnda tut, parolamz vefadr! (Sadan kar.) HASTNGS. - Ah sevgilim! Nasl dayanacam ben? Mutlulua, hem yle bir mutlulua, o kadar yakn ol da sonra... MARLOW, Tony 'ye. - Yaptnz ahmakln sonu larn grdnz m, gen efendi? Kendinize elence diye yaptnz ey umutsuzlua, hatta ykma neden oluyor. TONY, bir dalgnlktan uyanarak. - Hah, buldum! I oldu demek., verin elinizi bakaym, verin elinizi siz de za vall kskn! ki saat sonra bahenin br ucunda bulua lm. Eer orada Tony Lumpkin'in sandnzdan ok daha iyi yrekli bir ocuk olduunu anlamazsanz en iyi atm, stne de Bet Bouncer'i size vermek zere iddiaya giriyo rum. Haydi bakalm! (Tony sadan, Marlow ile Hastings soldan karlar.) (Be perde olarak oynanacaksa drdnc perde burada biter.) 92

NC PERDE

SAHNEI Ayn oda. (Mr. Hardcase ile Marlow 'un babas Sir Charles Marlow sadan girerler.) HARDCASTLE. - Hah hah hah! O yksek buyrukla rn ne de alml alml veriyordu! Sir CHARLES. - Gsterdiin candan sevgiyi herhal de pek souk karlad. HARDCASTLE. - Fakat sanrm bende baya bir hancdan daha fazla birey grm olmaldr. Sir CHARLES. - Evet Dick, seni baya bir hancdan daha yksek bir hanc sanp yanlmtr. Hah hah hah! HARDCASTLE. - Keyfim yle yerinde ki, u anda sevinip neelenmekten baka bir ey dnmek istemiyo rum. Evet, benim sevgili dostum, ailelerimizin birleme si aramzdaki kiisel dostluu babalardan ocuklara ge ecek bir mirasa dntrecek; her ne kadar kzmn ser veti azsa da... 93

Sir CHARLES. - Ne demek, Dick? Sen de mi bana paradan, servetten sz edeceksin? Olumun yeterli paras var. Mutluluuna ortak olacak, onu artracak, iyi, erdemli bir kzdan baka bir eyi eksik deil. Eer kznzla olum, dediiniz gibi birbirlerini seviyorlarsa... H ARDCASTLE. - Eer mi? nan olsun birbirlerini de lice seviyorlar, bunu kzm bana tlatt. Sir CHARLES. - Fakat, bilirsin ya, kzlar kendi ken dilerine gelin gvey olurlar. HARDCASTLE. - Olunuzun, kzmn elini ok ate li yakaladn kendi gzmle grdm. te olunuz da ge liyor, sizin "eer"lerinizi, "acabalarnz ortadan kaldrr. (Soldan Marlow girer.) MARLOW. - Efendim, garip davranlarmdan dola y bir kez daha balamanz dilemek istiyorum. Yaptm terbiyesizlii dndke ok zlyorum... HARDCASTLE. - Unut, ocuum, unut; hi nemi yok! (Marlow 'un elini skar.) Fazla nem vermisiniz. K zmla bir iki saat konuup glnce her ey yoluna girer. Kzmn size olan sevgisi byle eylerle azalmaz. MARLOW. - Efendim, kznzn gsterdii ilgiyle her zaman vneceim! HARDCASTLE. - Mr. Marlow, ilgi sz pek zayf ka lyor. Aldanmyorsam ortalkta ilgiden daha fazla bir ey ler var., inann bana! MARLOW. - Efendim, gerek sylyorum, ben o mutlulua kavumu deilim! HARDCASTLE. - Haydi, haydi ocuum; ben, ya l bir adamm; byle ilerden siz genler kadar ben de an94

iarm. Kzmla aranzda neler getiini biliyorum ama di limi tutacam. MARLOW. - Emin olun, efendim, kznzla olan ili kim yalnzca udur: Ben ona derin bir sayg; o da bana b yk bir soukluk, resmilik gsterdi. Size kar terbiyesiz lik ettimse, btn aileye kar da byle davrandm sanma yn, efendim. HARDCASTLE. - Hayr, hayr., terbiyesizlik, ks tahlk dediim yok. Hayr, o derece deil. Kzlar oynan may, hatta bazen de rselenmeyi severler. Fakat kzmn bana byle bir eyden yaknmadna gvenin. MARLOW. - Ant ierim size; ben hibir zaman... HARDCASTLE. - Kzm, sizden pek holanmyor deil, sizin de ondan holanm olduunuza emin bulun duumdan... MARLOW. - Aman efendim., bunu kabul edemem, efendim... HARDCASTLE. - Evet, emin bulunduumdan hemen papazn nnde nikahlanmanza bir engel gremiyorum. MARLOW. - Fakat beni niin dinlemek istemiyorsu nuz? Size gerei sylyorum. Ben, Miss Hardcastle'a en kk ilgi ve sevgi belirtisi gstermedim, hatta benim ona ballm bildirecek en hafif bir imada bile bulunmadm. Onunla yalnzca bir kez konutuk. Bu da resmi, terbiyeli ve tatsz oldu. Mr. HARDCASTLE, kendi kendine. - Bu delikanl nn resmi, terbiyeli yzszlne dayanamayacam! Sir CHARLES, sze kararak. - Peki, sen kzn eli ni hi tutmadn m? Ona sevgini gsterir szler syleme din mi? 95

MARLOW. - Ant ierim, ben buraya buyruunuz ze rine geldim, Miss Hardcastle' grdm; hibir heyecan duymadm; ve ondan, hibir znt duymadan ayrldm. Umanm ki, sz dinlediimi gstermem iin benden artk baka eyler istemeyeceksiniz; ve o kadar eziyet ve skn t ektiim bu evden kp gitmeme izin vereceksiniz. (Sol dan kar.) Sir CHARLES. - Olumun bu ciddilik ve itenliine ayorum. HARDCASTLE. - Ben de bu iddiasndaki yapmack crete ayorum! Sir CHARLES. - Doru sylyor; yaamm ve onu rum zerine ant iebilirim. HARDCASTLE. - te kzm geliyor, ben de mutlu luum zerine ant ierim ki, o da doruyu syleyecek. (Sadan Miss Hardcastle girer.) HARDCASTLE. - Kate, buraya gel kzm. (Miss Hardcastle sahnenin ortasndan geer.) imdi soracamz sorulara itenlikle ve ekinmeden yant ver! Mr. Marlow sana sevgisini, balln bildiren szler syledi mi? Miss HARDCASTLE. - Sorunuz pek ani oldu, efen dim; ama madem ekinmeden yant vermemi istiyorsunuz, syleyeyim: Evet, syledi. HARDCASTLE, Sir Charles 'a. - Grdnz m? Sir CHARLES, sada. - Rica ederim, madam, o lumla bir kereden fazla grtnz m? Miss HARDCASTLE. - Birka kez bulutuk, efendim. HARDCASTLE, Sir Charles 'a. - Grdnz m? Sir CHARLES. - Peki ama size bir ballk gsterdi mi? 96

Miss HAPvDCASTLE. - Sonsuza kadar bal kalaca n syledi. Sir CHARLES. - Sevgiden sz etti mi? Miss HARDCASTLE. - ok, efendim. Sir CHARLES. - alacak ey! Ciddi miydi? Miss HARDCASTLE. - Evet. HARDCASTLE, solda. - Dostum, imdi inandnz sanrm. Sir CHARLES. - Hali, tavr nasld? Miss HARDCASTLE. - Btn klar gibi. Yzm den sz etti; birtakm tatl szler syledi; kendisinin de ersizlii, benim artamlarm zerinde uzun uzun durdu. Yreinden sz etti; trajik bir sylev ekti; ve szlerini, sanki kendinden gemi gibi bitirdi. Sir CHARLES. - Hi kukum kalmad artk. Olum, kadnlar arasnda ba nnde ve sklgan konuur. Miss' in anlatt bu taknlk, ylklk ve farfaralk, onda grle bilecek hallerden hi deildir. Onun iin i byle olmam tr; buna eminim. Miss HARDCASTLE. - Sylediklerimin doru oldu una sizi burada inandrrsam ne dersiniz, efendim? Ba bamla, yarm saat soma u perdenin arkasna ekilin; o lunuzun ne diller dkeceini duyacaksnz! Sir CHARLES. - Peki! Olum gerekten anlattnz gibi karsa zyapsndan dolay duymakta olduum mut luluk yok olacaktr. (Sir Charles ile Hardcastle sahneden karlar.) Miss HARDCASTLE. - Anlattm gibi davranmaz sa, korkarm benim mutluluum da, daha balamadan yok olacak. (Soldan kar.) 97

SAHNE II Bahenin arka blm. (Soldan Hastings gelir.) HASTINGS. - Ben de ne ahmak herifim! Burada durmuum da, byk olaslkla bana ikence etmekten zevk alan bir adam bekliyorum! O, zaten vaktinde gelmeyi ak lna bile getirmemitir. Artk burada beklemeyeceim. Fa kat ite geliyor galiba. Belki de sevgili Constance'dan ha ber getiriyor. (izmelerini giymi, st ba amur iinde, Tony gi rer, sol geride, ortada durur.) HASTINGS. - Gel benim yiit centilmenim! imdi sznn eri bir insan olduunu anlyorum. te dostluk byle olur. TONY. - Evet, ben sizin dostunuzum; hem de, olan lar bilseniz, en byk dostunuz olduumu anlarsnz. By le bir gecede yaptm byle bir araba yolculuu gerek ten yorucu bir i! Beni bir posta arabasnn sallantl sepe tinden daha ok sarst. HASTINGS. - Fakat yol arkadalarnz, annenizi, ku zininizi nerede braktnz? Eve sa esen grrdnz m? 98

TONY. - ki buuk saatte arabayla yirmi be mil yol almak! Bu hi de az bir ey deil! Zavall atlar, duman, k pk iinde kaldlar. Vallahi, bir tilkinin peinden krk mil at srtnda komak, onlar gibi pislerle on mil gitmekten da ha iyidir. HASTINGS. - Fakat kadnlar nereye braktnz? Me raktan atlayacam. TONY. - Nereye mi braktm? Bu da ne demek? On lar nerede buldumsa elbet oraya braktm, baka nereye b rakrm? HASTINGS. - Bilmece gibi bir ey bu. TONY. - yleyse size bir bilmece soraym: Dolar evin evresinde, uramaz bir trl eve! Nedir, bilin ba kalm? HASTINGS. - Gene bir ey anlayamadm. TONY. - ortada, yahu! Onlan yollarndan kardm, aldattm vallahi, bizim evin be mil evresinde bataklk, a mur ukuru, glck kalmad, hepsinin iine sokup kardm. HASTINGS. - Hah hah hah! imdi anlyorum. Demek yolumuza gidiyoruz sanrken siz onlar karanlkta evin evresinde dolatrdnz durdunuz ha! Sonra da gene bu raya getirdiniz yle mi? TONY. - Anlataym: Onlan nce, Kuty Yatak de nen dar yola gtrdm, orada araba amura adamakll sapland kald. Ondan sonra arabay ni Yoku yolundan veryansn ettim. Oradan da idam sehpalar bulunan Ar Aa allna saldrdm, buradan bir lamelif evirip ara bay bizim bahenin ta ucunda bulunan ve atlann su iip ykand gln iine soktum. HASTINGS. - Umarm bir kaza olmamtr. 99

TONY. - Yok, yok. Yalnzca annem ok korktu. Ken dini evden krk mil uzakta sanyor. Yol gitmekten de bk t, usand. Beygirler yerlerinden kmldanamayacak duru ma geldiler. Eer sizin atlar hazrsa hemen kuzinim Costance' alp alakrba kaabilirsiniz. Kimse arkanzdan bir adm atacak durumda deil. HASTINGS. - Ah dostum, sana nasl teekkr edece imi bilemiyorum. TONY. - Ha, imdi sevgili dost, soylu beyefendi ol duk, deil mi? Oysa bir dakika nce ne ahmaklm, ne k pekliim kalyordu, beni klla ldrmeye kalkyordu nuz. Sizin dvme yntemleriniz yerinde dursun be! Biz burada birbirimizi bir kez yumrukladktan sonra el skr, barrz. Fakat siz, sizin modanzca benim karnma kl saplayacak olursanz ben lrm, siz de daraacna cellat la el skmaya gidersiniz. HASTINGS. - Ettiiniz sitemde haklsnz; ama ben hemen koup Miss Neville'i kurtarmalym. Siz annenizi oyalayn, Miss Neville'i bana brakn. (Sol keye doru yrr.) TONY. - Hi korkmayn. Fakat ite annem geliyor, a buk ortadan kaybolun! Arabadan gle inmi, denizkz gi bi yar beline kadar suya batm! (Mrs. Hardcastle soldan yaklar.) Mrs. HARDCASTLE. - Ah Tony! ldm!.. Bittim! Ezildim., geberdim! Artk yaayamayacam! Hele araba nn o alla sapland zaman sarslmas yok mu, ite o benim iimi bitirdi! TONY. - Ah, anneciim, hep senin suun. Yolu hi 100

bilmediimiz halde geceyars buradan gitmek sevdasna dtn. Mrs. HARDCASTLE. - Ah ne olurdu u anda evimiz de olsaydk! mrmde bu kadar ksa bir yolculukta bu ka dar ok kazaya uramadm. amurlara batp kemiklerime kadar slandm; hendee yuvarlandm, batakla saplanp kaldm, sarsla sarsla pelte haline geldim. En sonunda yo lumuzu kaybettik. Tony, imdi nerelerdeyiz dersin? TONY. - Hesabma gre evden krk mil uzakta Kafakran aynndayz. Mrs. HARDCASTLE. - Aman Tanrm! Aman Tan rm! lkenin en tehlikeli yerine gelmiiz! Bir, haydutlar tarafndan soyulmamz kald; yoksa btn belalar tamam. TONY. - Korkma anne, korkma! Bu krlarda dolaan be hayduttan ikisi yakalanp asld, imdi sa kalm olan haydut da belki sizi bulamaz. Korkma., arkamzdan drtnala biri mi geliyor ne?.. Yok, yok., deilmi, bir aa, sakn korkma! Mrs. HARDCASTLE. - Korkudan urackta yklp leceim. TONY. - alln te yannda kmldayan kara ap ka gibi bir ey seebiliyor msn? Mrs. HARDCASTLE. - Aman Tanrm! TONY. - Yok, yok, inekmi, korkma, anne, korkma! Mrs. HARDCASTLE. - Gerei sylyorum, Tony, bize doru gelen bir adam gryorum! Ah., vallahi yle... Eer bizi grrse iimiz bitti demektir! TONY, kendi kendine. - Vay, bizim vey baba, her ge ceki gibi bahede dolamaya km. (Annesine dnerek.) 101

Aman anne, bir haydut geliyor., kolum kadar uzun taban calar da var. Kocaman, upuzun boylu, irkin bir herif... Mrs. HARDCASTLE. - Tanr yardmcmz olsun., yaklayor... TONY. - Sen uraya allarn arkasna saklan, ii ida re etmeyi bana brak. Eer tehlike varsa ben haykrr, ksrrm. ksrdm zaman sen saklanmay srdr. (Mrs. Hardcastle sahnenin gerilerinde bir aacn ar kasna saklanr. Mr. Hardcastle sadan sahneye girip Tony 'ye yaklar.) HARDCASTLE. - Yanlmyorsam yardm isteyen bir takm sesler duydum. Vay Tony, sen misin? Bu kadar a buk dneceini ummuyordum. Annenle Constance' sa esen gtrdn m? TONY. - Evet efendim, halam Pedigree'nin evine sa esen gtrdm, h! (ksrr.) Mrs. HARDCASTLE, alnn arkasnda kendi ken dine. - Tanrm!.. Demek tehlike var! HARDCASTLE. - saatte krk mil yol aldn ha, faz la., fazla, delikanl! TONY. - Herkesin bildii szdr: Gl atlarla istek li gnller abuk yol alrlar. hh! (ksrr.) Mrs. HARDCASTLE, alnn arkasnda kendi ken dine. - Umarm haydut, sevgili ocuuma ktlk etmez. HARDCASTLE. - Fakat bir ses iittim, acaba nere den geldi? TONY. - Bendim efendim., kendi kendime konuuyor dum. saatte krk mil yol almak ok iyi diyordum. h h! (ksrr.) Gerekten de yle! hh! (ksrr.) Efen dim, serin havada yolculuktan souk almm da., isterse niz ieri girelim! hh, hh! (ksrr.) 102

HARDCASTLE. - Kendi kendine sylenmi olabilir sin, ama yant veren sen deildin.. eminim, iki ayr ses iit tim. (Burada sesini ykselterek syler.) teki her kimse, bulmaya karar verdim! Mrs. HARDCASTLE, ileriye, sahnenin ortasna do ru atlr. - Tanrm, Tanrm! ocuumu, sevgili yavrumu l drecek! Bana bakn, haydut efendi, fkenizi benden aln, param aln, canm aln, bir parack acma duygunuz var sa, u gen centilmenin cann balayn, yavrumun can n balayn! HARDCASTLE, sa yannda. - Vallahi bizim kadn! Byle nereden geliyor, ne demek istiyor? Mrs. HARDCASTLE, kocasnn nnde diz kerek. - yi haydut efendi, bize acyn! Paramz aln, saatlerimi zi aln, nemiz varsa aln, yalnz canlarmz balayn! Si zi ikayet etmeyeceim. nan olsun bir ey yapmayacaz, iyi haydut efendi! HARDCASTLE. - Kadn ldrm! Ne oluyorsun, Dorothy, beni tanmyor musun? Mrs. HARDCASTLE. - A... Mr. Hardcastle imi! Kor ku gzlerimi kr etmi., fakat evimizden bu kadar uzakta, bu korkun yerde sizinle karlamay kim beklerdi? Ne ol du da byle bizim arkamzdan geldiniz? HARDCASTLE. - Dorothy, akln m kardn? Ken di evinden krk adm tede olduun halde niin "evimiz den bu kadar uzakta" diyorsun? (Tony 'ye bakarak.) Bu ge ne senin marifetlerinden biri galiba, hayrsz apkn! (Ge ne karsna dner.) Evin d kapsn, bizim dut aacn ta nmyor musun? Bahenin arkasndaki gl de bilmiyor musun, karcm? 103

Mrs. HARDCASTLE. - Evet, evet, o amurlu gl, mrm olduka aklmdan kmayacak! lmme bu gl neden olacak. (Tony ye.) Demek utanmaz apkn, btn bunlar bama getiren sensin ha! Annene byle iler yap may sana reteceim, greceksin! TONY. - Anne, btn komular, herkes beni senin marttn sylyor, onun iin ektiini biiyorsun! Mrs. HARDCASTLE. - martmak neymi gsteri rim sana... (Tony'yi dverek sa yandan kar.)

104

SAHNE III Bir konuk odas. (Sir Charles Marlow ile Miss Hardcastle soldan gi rerler.) Sir CHARLES. - Ne g bir durumdaym! Sizin de diiniz doruysa olumun sulu olduunu anlayacam; onun dedii doru karsa kendi kzm yerine koymay son derece istediim sizi kaybedeceim! Miss HARDCASTLE. - Gsterdiiniz ilgiye teekkr ederim, efendim. Dediim gibi uraya ekilecek olursanz, olunuzun bana sevgisini aka bildirdiini iiteceksiniz, ite olunuz da geliyor. Sir CHARLES. - Babanzn yanna gideyim, onu da getireyim. (Sadan kar.) (Marlow girer.) MARLOW. - Hemen yola kmak iin hazrlandmsa da size bir kez daha hoa kaln demeye geldim. Dorusu bu dakikaya kadar ayrlk acs tatmamtm. Miss HARDCASTLE, doal hali ve sesiyle. - Efen dim, sanyorum ki, o kadar kolayca atlatlabilecek aclar pek byk saylmaz. Belki de geecek olan u bir iki gn, 105

imdi acnmaya deer grdnz eyin pek az deeri ol duunu size gsterecek ve rahatszlnz giderecektir. MARLOW, teye bakarak kendi kendine. - Bu kz da beni hep bastnyor. (Kza.) Hayr, dediiniz gibi olmaz, ma dam. Uzun zamandr gnlme nem vermiyordum, fakat gururum artk akmn nnde ba eiyor. Kendimi ancak bu ac kararmn gcyle tutabiliyorum. Miss HARDCASTLE. - yleyse gidin, efendim. Si zi burada tutmak iin artk bir ey sylemeyeceim. Ailem buraya grmeye geldiiniz kzn ailesi kadar yksektir, bilgim de onunkinden aa deildir. Fakat karlkl mal, para olmaynca btn bu artamlarn ne yarar olur? Ben, sizin bana mal etmek istediiniz artamlarla yetinmeliyim. Sizin btn candan istekleriniz yalnzca paraya ve mala saplanp kalnca, bana da ancak gstermek ltfunda bulun duunuz alayl ilgi kalyor. (Sir Charles ile Mr. Hardcastle sahneye girer ve grnmeyecek bir yerde dururlar.) MARLOW. - Madam, servet, mal, mlk bence hitir. nce gzelliiniz gzme arpt. Zaten gzelliinizi kim grr de heyecan duymaz! Fakat sizinle konutuum her an bana yeni bir gzelliinizi daha gsteriyor, nmdeki tabloyu daha da belirli izgilerle sslyor; ona daha gl bir anlam veriyor. Bana nce kyl bnl gibi grnen eyin imdi ok ince bir saflk olduunu anlyorum. nce biraz serbestlik sandm eyin gzpek bir temizlik, bi linli bir erdem olduunu reniyorum, ite onun iin bu rada kalmaya karar verdim, madam! unu da syleyeyim ki, babamn anlay ve seziinden eminim. O da sizi g rnce bana hak verecektir. 106

Miss HARDCASTLE. - Efendim, rica ederim, vaz gein. Tanmamz nasl ilgisizlikle balamsa gene yle bitsin. Bir iki saat iin hafiflik etmi olabilirim, fakat Mr. Marlow, benim paraya kaplm gibi grnecek olduum, sizin de nlemsiz davrandnz dncesini douracak bir evlenmeye raz olacama gerekten inanabilir misiniz? Sanyor musunuz ki ben, bu kz istediim anda bir iaret le evlenmeye raz edebilirim diye dnen, bu konuda ken dine gvenen bir adamn szne hemen kaplacam? MARLOW, kzn nnde diz kerek. - Bu halimle kendine gvenen bir a benziyor muyum? Bu halim ba arsndan emin bir adamn hali mi? Hayr, madam, geen her dakika bana sizin artamlarnz gstererek kendime olan -gvenimi sarsyor, beni tela ve kaygya dryor. zin verin de., burada... Sir CHARLES, saklanm olduu yerden sahnenin ortasna doru ilerleyerek. - Artk dayanamayacam. (O lu Marlow'a.) Marlow, Marlow, beni nasl aldattn? Bana anlattn o ilgisizliin, o tatsz konumanz bu muydu? HRADCASTLE, sa ortaya doru gelerek. - Hani o souk davranmanz, hani o resmi grmeniz? imdi ne diyeceksiniz bakalm? MARLOW. - ardm kaldm! Bu da ne demek oluyor? HARDCASTLE. - u demek oluyor ki, siz bir eyi is teyince syledim diyorsunuz; istemeyince de sylemedim diyorsunuz! u demek oluyor ki, bir gen hanma yalnz olduunuz zaman hayranlnz sylyorsunuz, herkesin yanndaysa yaptnz yadsyorsunuz. u demek oluyor ki bize bir az kullanyorsunuz, kzma baka az kullan yorsunuz! 107

MARLOW. - Kznz m? Bu hanm, sizin kznz m? HARDCASTLE. - Evet efendim, benim biricik kzm, benim sevgili Kate'im! Benim kzm olmayacak da kimin kz olacak? MARLOW. - Aman Tanrm! Miss HARDCASTLE. - Evet efendim, hani u donuk, upuzun, a gzl bulmak ltfunda bulunduunuz kz! (nnde diz bkerek.) Hem yumuak huylu, utanga, duy gulu bir insan; hem de atlgan, serbest ve Hanmlar Kulb'nn neeli enebaz diye niteleyerek konumu oldu unuz kz! Hah hah hah! MARLOW. - Hey Tanrm, olur i deil. Miss HARDCASTLE. - Bu takndnz iki ayr sfat tan hangisiyle sizi tanmamza izin veriyorsunuz? Gzle rini yerden kaldrmayan, iitilemeyecek kadar alak sesle konuan, ikiyzllkten irenen ok utanga centilmen diye mi; yoksa Mrs. Erkekkapan ve yal Miss Biddy Kalnderi'yle gece saat lere kadar oturan, en, atlgan, g rltc ve kendine gvenen kii diye mi tanyalm? Hah hah hah! (Marlow'u yanslar.) MARLOW. - Hay sersem kafa hay! Serbest, atlgan grnmeye ne zaman kalktmsa, maskara oldum. ura dan hemen kp gitmeliyim! HARDCASTLE. - Hayr, hayr., gitmeyeceksiniz! Olup bitenlerin hepsinin yanllk sonucu olduunu anl yorum ve byle olduu iin de seviniyorum. Gitmeyecek siniz, Mr. Marlow; kzm sizi balar, biliyorum. Ba lamayacak msn, Kate? Sizi hepimiz balayacaz. Hay di artk, toplayn kendinizi! (Hepsi birden sahnenin arka108

sna ekilirler, giderlerken Miss Hardcastle, Marlow 'a ta klmay srdrr.) (Sahneye Mrs. Hardcastle ile Tony girerler.) Mrs. HARDCASTLE, kendi kendine. - Demek gitti ler, ha? Defolup gitsinler, umurumda deil! (Sahnenin sa na geer.) HARDCASTLE. - Kim gitmi? Mrs. HARDCASTLE. - Bizim uslu Miss Neville ile sevgilisi Londral Mr. Hastings! Hani u bizim utanga konukla gelen. Sir CHARLES. - Kim dediniz? Benim yiit, onurlu Hastings'im mi? Hastings dnyann en iyi adamdr. Kz, daha iyisini bulamazd; akllym! HARDCASTLE. - yleyse bu ie ben de sevindim. (Soldan Miss Neville ile Hastings girerler.) Mrs. HARDCASTLE, kendi kendine. - Vay, ne de a buk geri dndler! Bu hi houma gitmiyor. HASTNGS, Hardcastle'a. - Efendim, Miss Neville ile buradan kamaya kalkmtm, bu suumun, imdi u rada duymakta olduum utan cezas olsun. u anda iki miz de sizin adaletinizden ok, acma duygunuza snma ya geldik. Ben Miss Neville'e sevgimi ve dncelerimi yine onun babasnn izniyle bildirmitim. Onun iin birbi rimize kar olan ballmzda ta batan beri bir de g rev kutsall vardr. Miss NEVLLE. - Babamn ld gnden beri, bas kdan kurtulmak iin kurnazlk yolunu tuttum, duygumu saklamak zorunda kaldm. Bir dncesizlik annda, gn lmn setii bir insanla evlenebilmek iin malm ve el109

malarm gzden karmtm. imdiyse o kt duygular dan kurtuldum, onun iin umuyorum ki, bana sizden daha yakn olan birisinin gstermemek istedii adaleti, siz ben den esirgemezsiniz. HARDCASTLE. - Ne olursa olsun, haklarn istemek iin dnp gelmelerine sevindim. Buraya gel Tony ocu um, imdi sana Miss Neville'i veriyorum. Alacak msn, almayacak msn? TONY, sahnenin sol ortasnda. - Onu kabul etme memden ne kar? Biliyorsunuz, ergin ve zgr yama ge lip haklanma sahip olmadka benim istememem para et miyor. Beni dinlemezler ki! HARDCASTLE. - Bana bak olum, senin yaramaz lklarna engel olur ve iyiliine yarar diye, annene uyup onunla birlikte yan saklamaya raz olmutum. Fakat an nenin bunu yanl bir i yapmakta kullandn anladm iin, sana dorusunu sylyorum. Sen, aydan beri er ginsin, zgrsn ve btn haklarna sahipsin. TONY. - zgrm ve erginim, babacm, yle mi? HARDCASTLE. - aydr; hatta daha fazla. TONY. - yleyse zgrlm ilk olarak nasl kul lanacam greceksiniz. (Miss Neville'in elini tutar.) Ey burada hazr bulunanlar, hepiniz tank olun: Ben, yani hi bir yerin sahibi ve efendisi olmayan Anthony Lumpkin, hibir yerin hanm ve sahibi olmayan Constance Neville ile evlenmeyi kabul etmiyorum ve onun iin Constance Neville, kiminle istiyorsa onunla evlenebilir, Tony Lump kin de artk kendi kendisinin sahibi olmutur. Sir CHARLES. - Ah, yiit delikanl! 110

HASTINGS. - Benim iyi dostum! Mrs. HARDCASTLE. - Benim sz dinlemez olum! (Tony'ye vurarak soldan karlar.) MARLOW. - Kutlarm, sevgili dostum George, kut larm. Eer ben de buradaki minimini zorbam daha az sert olmaya raz edebilseydim, sen de beni en byk mutlulua kavutuum iin kutlayacaktn! HASTINGS, Miss Hardcastle 'a. - Haydi madam, ar tk kendi kurmu olduunuz plann son sahnesindesiniz. Sizin Marlow'dan holandnz biliyorum, onun da sizi sevdiine eminim. yleyse onunla birlemelisiniz ve bir leeceksiniz. HARDCASTLE, kznn elini alp Marlow 'a verir. Benden de o kadar. Mr. Marlow, eer Kate iyi bir e ol may da, bana iyi bir kz olduu kadar baarabilirse giri tiiniz pazarlkta piman olmayacanza eminim. imdi haydi bakalm yemee! Yarn semtimizin btn yoksul larn evremize toplayacaz ve gecenin yanllklar ok neeli bir sabahla sslenecek. Haydi, delikanl, al nian ln; yalnzca bir dileim var: Nianlnn kim olduunu bilemedin, yanldn; umarm, einin kim olduunu iyi bilir sin de hi yanlmazsn. Miss HARDCASTLE. - Kendimi sevdirmek, bu yol da zafer kazanmak iin olduumdan aa grndm ve giysiyle ssn yardm olmadan bir koca kazandm. Yine isterim ki, meyhane hizmetisi klnda onu kendime baladm gibi, sizi de balayaym. (Sada Sir Charles, Mr. Hardcastle, Miss Hardcast le; solda Marlow, Miss Neville, Hostings.) 111

You might also like