You are on page 1of 42

DNYA KLASKLER DZS: 91ALACAKARANLIKTAcTONIO KRGERBu kitabn

hazrlanmasnda, yaptlarn MEB Alman Klasikleri dizisinde ve Yeditepe'de


yaynlanan birinci basklar temel alnm ve eviri dilleri gnmz Trkesine
uyarlanmtrYayna hazrlayan : Egemen BerkzDizgi : Yeni Gn Haber Ajans
Basn ve Yaynclk A..Bask : ada Matbaaclk Yaynclk Ltd. ti.Mart
2000THOMAS MANNALACAKARANLIKTAcTONIO KRGERevirenler:Merref Hekimolu-Mehmet
Karasan75. yl cokusuyla...Hmanizma ruhunu anlama ve duymada ilk aama, insan
varlnn en somut anlatm olan sanat yaptlarnn benimsenmesidir. Sanat
dallar iinde edebiyat, bu anlatmn dnce eleri en zengin olandr. Bunun
iindir ki bir ulusun, dier uluslarn edebiyatlarn kendi dilinde, daha
dorusu kendi dncesinde yinelemesi; zek ve anlama gcn o yaptlar orannda
artrmas, canlandrmas ve yeniden yaratmas demektir. te eviri etkinliini,
biz, bu bakmdan nemli ve uygarlk davamz iin etkili saymaktayz. Zeksnn
her yzn bu trl yaptlarn her trlsne dndrebilmi uluslarda dncenin
en silinmez arac olan yaz ve onun mimarisi demek olan edebiyatn, btn
kitlenin ruhuna kadar ileyen ve sinen bir etkisi vardr. Bu etkinin birey ve
toplum zerinde ayn olmas, zamanda ve meknda btn snrlar delip aacak bir
salamlk ve yaygnl gsterir. Hangi ulusun kitapl bu ynde zenginse o
ulus, uygarlk dnyasnda daha yksek bir dnce dzeyinde demektir. Bu
bakmdan eviri etkinliini sistemli ve dikkatli bir biimde ynetmek, onun
genilemesine, ilerlemesine hizmet etmektir. Bu yolda bilgi ve emeklerini
esirgemeyen Trk aydnlarna kran duyuyorum. Onlarn abalaryla be yl
iinde, hi deilse, devlet eliyle yz ciltlik, zel giriimlerin abas ve yine
devletin yardmyla, onun drt be kat byk olmak zere zengin bir eviri
kitaplmz olacaktr. zellikle Trk dilinin bu emeklerden elde edecei byk
yarar dnp de imdiden eviri etkinliine yakn ilgi ve sevgi duymamak,
hibir Trk okurunun elinde deildir. 23 Haziran 1941.Milli Eitim BakanHasan
li YcelSUNUCumhuriyet'le balayan Trk Aydnlanma Devrimi'nde, dnya
klasiklerinin Hasan li Ycel nclnde dilimize evrilmesinin, kukusuz
nemli pay vardr.Cumhuriyet gazetesi olarak, Cumhuriyetimizin 75. ylnda, bu
etkinlii yineleyerek, Trk okuruna bir "Aydnlanma Kitapl'' kazandrmak
istedik.Bu erevede, 1940'l yllardan balayarak Milli Eitim Bakanl'nca
yaynlanan dnya
klasiklerini okurlarmza sunmaya baladk.Byk ilgi gren
bu etkinlii Milli Eitim Bakanl'nca yaynlanmam -ancak Aydnlanma Devrimi
yarda kalmasayd yaynlanacana kesinlikle inandmz- dnya klasiklerini de
katarak srdryoruz.CumhuriyetALACAKARANLIKTA(Tristan)te Einfried
Sanatoryumu! Uzun ana yap, yandaki kk yaplarla birlikte geni bahenin
ortasnda, beyaz, dz izgiler halinde uzanyor. Bahe maaralar, yapraktan
geitler, aa kabuklarndan yaplm kulbelerle ok ho dzenlenmi. Arduvaz
damlarn arkasnda, dalarda gkyzne doru ykselen byk gvdeli yeil amlar
grnyor.Sanatoryumu yine Dr. Leander ynetiyor. Dr. Leander kara atal sakal,
kaln caml gzl, bilimin souttuu, katlatrd, yufkayrekli bir
ktmserlikle doldurduu yz, her eyi ksa kesen kapal haliyle hastalar ok
etkileyen bir insandr. Salklar iin gereken eyi yapmak ellerinden
gelmeyenler, Dr. Leander'in yetkesine snmak iin btn servetlerini ona
verirler.Bayan Osterloh, kendisini btn varlyla sanatoryumun i ynetimine
vermitir. Hi durmadan merdivenleri bir aa bir yukar inip kmas,
sanatoryumun bir ucundan teki ucuna koumas grlecek eydir! Mutfakta,
kilerde o egemendir; amar dolaplarna o trmanr, hademeleri o ynlendirir;
ekonomiyi, sal ve az tadn gz nnde tutarak gzel yemekler, sofralar
hazrlatr. Bayan Osterlohun bu stn alkanl, beceriklilii yannda,
imdiye dek kendisiyle evlenmeyi aklna getirmeyen erkek takmna kar sonsuz
bir bakaldrs da vardr. Ama yine de yanaklarnda iki yuvarlak krmz leke
halinde, bir gn doktor Leander'in kars olma umudu parlar.Ozon ve sessizlik,
dingin hava... Dr. Leander'i kskananlar, rakipleri ne derlerse desinler, gs
hastalar iin salk verilecek en uygun yer, Einfried'dir. Einfried
Sanatoryumunda yalnzca veremliler deil, kadn erkek, oluk ocuk her trl
hasta vardr. Dr. Leander trl hastalklarda baar gstermitir. rnein bu
sanatoryumda kent meclisi yesinin ei Bayan Spatz gibi mide hastalar (Bayan
Spatz, kulaklarndan da yaknmaktadr) kalp hastalar, inmeliler, romatizmallar

ve her trden sinir hastalar vardr. eker hastas bir general, hi bitmeyen
homurtularla emekli ayln burada yer. Kuru yzl birok inmeli, sarsak
admlarla dolar. Papaz Hhlenrauchun dnyaya on dokuz ocuk getiren ve artk
bunayan elli yandaki kars, delice bir erinsizlik iinde, bir yldan beri
zel bir hastabakcnn kolunda gzlerini bir noktaya dikip hibir ey
konumadan btn sanatoryumu gezer.Ara sra ar hastalardan biri lrd. Bu
hastalar ne yemee, ne de oturma salonuna inerlerdi. lmlerini hi kimse, oda
komular bile anlamazd. Bu cansz konuklar geceleyin bir yere aktarlr;
Einfried'deki yaam; masaj, elektrik tedavisi, ine, du, banyo, jimnastik,
terleme ve buulanma gibi eyler zamanmzn en son bulularyla donatlm
salonlarda hi aksamadan srerdi.Evet, burada canl bir yaam vardr. Enstit
ilk kattadr. Yeni hastalar geldii zaman yan yaplardan birinde duran kapc
byk an alar, sanatoryumdan ayrlan hastalar da Dr. Leander, Bayan
Osterloh'la birlikte trenle arabalarna dein geirir.Einfried'e kimler
snmad ki! Burada ok tuhaf bir insan olan bir yazar bile vardr. Bir maden
ya da ta adna benzeyen adyla bu yazar, sanatoryumda Tanrdan gnler
alyor...Enfried'de Dr. Leander'den baka bir doktor daha vardr, hafif ya da
umutsuz hastalarla ilgilenir. Ad da Mller'dir ama ondan sz etmeye
demez.*Ocak ay banda, A. C. Klterjahn irketinin sahibi tccar Klterjahn,
karsn Einfried'e getirdi. Kapc an ald. Bayan Osterloh birinci katta,
gerek ampir bieminde olaanst gzel denmi kabul salonunda, bu ok
uzaklardan gelen saygdeer aileyi karlad. ok gemeden Dr.Leander de geldi,
konuklarn nnde eildi, konumaya baladlar.Darda zerleri hasr rtl
iek tarhlar, kar altnda kalm maaracklar, kimsesiz kulbecikleriyle bahe
grnyor; iki uak byk kapnn nnde duran arabadan yeni gelenlerin
bavullarn tayordu.Bay Klterjahn karsn baheden geirirken "Yava
Gabriele, dikkat et meleim, azn ama," demiti. Tccarn karsn arabadan
indirirken gsterdii dikkat karsnda, onlar istasyondan sanatoryuma getiren,
bilisiz, incelik nedir bilmeyen, kaba arabac bile dilini dileri arasna
kstrmt. ki doru at da geriye evrilmi gzlerle bu zntyle kark
saknmay, incelii seyrediyorlard sanki.Bay Klterjahn'n Baltk Denizi
kysndan Dr. Leander'e yazd mektuplarda aka belirttiine gre, gen
kars soluk borusundan rahatszd. ok kr cierlerinde birey yoktu; ama
hastalk cierlerinde de olsa, gen kadn imdikinden farkl olamazd. Beyaz
lake koltukta, iri yar kocasnn yannda, arkasna yaslanp sessizce
konuulanlar dinlerken ince, nazl, melek gibi, maddeden uzak bir hali
vard.Nian yznden baka ss olmayan gzel, solgun elleri, koyu renkli,
ar bir etekliin plileri arasnda dinleniyordu. zerinde dik yakal, vcuduna
smsk oturmu, gm rengi bir bluz vard; bluz arabesk kadife paralaryla
ilenmiti. Gen kadnn anlatlamayacak kadar ince, tatl, zayf olan kk
ba, bu ar ve yumuak kumalarn iinde bsbtn anlam kazanyor; insann
iini actan, bu dnyadan olmayan bir nitelik kazanyordu. Ensesinde bir topuzla
toplanan ak kahve rengi salar dz taranmt. Yalnz alnnn sana den
bir kakl vard. Sa gznn zerinde, dikkati hemen oraya eken solgun mavi
bir damarck kvrlyordu. Yzne insann rahatn karacak biimde egemen olan
bu ince damarck, gen kadn konumaya balaynca daha ok beliriyordu; yalnzca
glmsedii zaman yz tuhaf, insan dndren, skntl, zntl bir durum
alyordu. Ama gen kadn yine de konuuyor, glyordu. Rahat ve iten
konuuyordu. Biraz yorgun bakan, ara sra kapanmak bile isteyen, keleri ince
burun direiyle glgelenen gzleri hep glyordu. Byk ve gzel az da yle.
Dudaklar solgundu ama, belki ok dzgn ve keskin olduklar iin glnn bir
prlts vard. Kimi zaman kesik kesik ksryor, hemen mendilini azna
gtryordu, sonra da mendilini inceliyordu.Bay Klterjahn "ksrme Gabriele!"
diyordu, "Dr. Hinzepeter'in sana ksrmeyi yasak ettiini biliyorsun, sevgilim.
Biraz kendini tut meleim. Dediim gibi, hastaln yalnzca soluk borusunda.
lk hastalandn zaman cierlerinde bir ey var sanm, Tanr bilir ya ok
korkmutum. Ama cierde deil, hayr, asla deil, buna raz olamayz deil mi,
Gabriele? Ha.. Ha.. Ha..!"Dr. Leander "Kukusuz," diyerek gzlnn altndan
Klterjahn'a bakt. Biraz sonra Bay Klterjahn iki kahveyle bir sandvi istedi.
"K"lar genzinden sylyor, sandvi derken de insann itahn

kabartyordu.stediini getirdiler, odalarn da hazrladlar ve onlar


yerletirdiler. Hastann saaltmn Dr. Leander stlendi. Dr. Mller'i bu ie
kartrmad.*Yeni hasta, Einfried'de olaanst bir ilgi uyandrd. Bu trl
baarlara alk olan Bay Klterjahn, karsna kar gsterilen sevgi ve
saygy honutlukla karlad. eker hastas general Bayan Klterjahn' ilk
grd zaman mrldanmasn bir an kesti, kuru yzl beyler de gen kadn
yanlarna geldii zaman glmseyerek bacaklarna egemen olmaya altlar. Kent
meclisi yesinin ei Bayan Spatz da, yal bir dost olarak hemen onunla
arkadala balad. Evet, Bay Klterjahn'n adn tayan kadnn belli bir
etkisi vard! Birka haftadr Einfried'de vakit geiren, ad deerli bir ta
adna benzeyen yazarn da, Bayan Klterjahn yanndan getii zaman rengi
deiti; durdu, gen kadn oktan uzaklat, gzden yittii halde olduu yere
mhland kald.Daha iki gn gemeden sanatoryumdakilerin hepsi Bayan
Klterjahn'n yksn biliyordu. Bremenli olduu, konuurken kimi heceleri
tatl tatl ezmesinden anlalyordu. ki yl nce tccar Klterjahn ile
evlenmi ve Baltk kysna, kocasnn doduu kente gitmiti. Orada, bundan on
ay nce, olaanst g ve tehlikeli koullar altnda alacak kadar canl,
grbz bir olan, bir miras dourmutu. Bu g, tehlikeli doum onu zayf
drm, gen kadn bir daha da kendini toplayamamt. Aslnda daha nceden de
pek gl deildi yle. Lohusa yatandan kalktnda ok yorgun ve bitkindi,
ksrrken biraz kan gelmiti; ok deildi, zerinde durulmayacak kadar az bir
eydi; ama hi gelmeseydi daha iyi olurdu elbette. nsan dndren, bu nemsiz
olayn az sonra yinelenmesiydi. Neyse ki saaltm vard. Aile doktoru
Hinzepeter saaltma balad. Gen kadn tam olarak dinlenmeye alnd; buz
paralar yutturuldu; ksrk gcklarna kar morfin yapld ve elden
geldiince kalbi yattrld. Ama hasta bir trl iyileemiyordu. Olaanst
bir ocuk olan kk Anton Klterjahn, hibir eye aldrmadan, sonsuz bir
erkeyle yaamdaki yerini alrken, gen anne tatl, sessiz bir ate iinde erir
gibiydi. Dediimiz gibi hastalk soluk borusundayd. Soluk borusu szc, Dr.
Hinzepeter'in aznda dinleyenleri yattran, sanki insana yrek rahatl
veren bir szd. Ama cierlerde bir ey olmad halde, doktor daha yumuak bir
iklimde, bir sanatoryumda dinlenmenin hastaln saaltmn hzlandrmak
bakmndan daha doru olacan duyumsam, bundan tesini de Einfried
Sanatoryumunun ve doktorunun n tamamlamt.Buraya gelilerinin yks buydu
ite, merak edip soranlara Bay Klterjahn bu yky kendisi anlatyordu. Kazanc
da, midesi de salam olan bir adam gibi, yksek sesli, patavatszca, keyifli bir
konumas vard; kuzey kys yerlileri gibi dudaklarn bzp szcklerii
uzatyor, ama yine de abuk konuuyordu. Kimi szckleri, sesler tabancadan
km gibi frlatyor ve buna, yaman bir aka yapm gibi glyordu.Orta boylu,
geni omuzlu, gl kuvvetli bir adamd. Bacaklar ksayd. ok sar kirpiklerle
glgelenen ak mavi gzleriyle etli, pembe bir yz, geni bir burnu, slak
dudaklar vard. Sakal, giyinii tmyle ngiliz biemiydi. Einfried'de kalan
bir ngiliz ailesiyle karlanca pek sevinmi grnd. Bu ngiliz ailesi
ocuklar ve eitmenleriyle Einfried'de yalnzca baka bir yer bilmedikleri iin
kalyorlard; hasta deillerdi. Bay Klterjahn sabahlar onlarla kahvalt
ediyordu. Yemeyi imeyi ok seven bir insand. Yiyecek ve ieceklerden ok iyi
anladn gsteriyor, sanatoryumdakilere, evde dostlar onuruna verdii
lenleri, sunulan balca yemekleri anlatyor, svire'de bilinmeyen yemekleri
tarif ederek elendiriyordu. Bunlar anlatrken gzleri keyifle kslyor, sesi
burundan geliyor, bir yandan da azn aprdatyordu. Geri kalan dnya
zevklerine kar da ilgisiz deildi. Einfried konuklarndan biri, bir yazar, onu
bir akam koridorda hizmeti kzlardan biriyle yakksz bir biimde
akalarken grmt. Bu nemsiz, gln bir olayd, ama sz geen yazar
yzn tiksintiyle buruturmutu.Bay Klterjahn'n karsna gelince; kocasna
btn yreiyle bal olduu anlalyordu. Kocasnn szlerini, davranlarn
glmseyerek izliyordu. Ama onun bu glmseyiinde, kimi hastalarn salam
insanlara kar gsterdikleri ar hogr deil, tersine akll bir hastann
kendisini iyi duyumsayan insanlara kar duyduu iten sevin ve ilgi vard.Bay
Klterjahn, Einfried'de ok kalmad. Karsn buraya dek getirmiti, ama bir
hafta geince onun gvenilir ellerde olduunu, iyi baklacan anlad ve artk

kalmak istemedi. Bymekte olan ocuu, gelien ii gibi nemli grevler onu
geri aryordu. Bu grevler onu geri dnmeye, karsn burada en iyi bakma
brakmaya zorluyordu.*Birka haftadr Einfried'de bulunan yazarn ad
Spinell'di. Detlev Spinell, tuhaf bir insand.Otuz yalarnda, iri yar,
kahverengi sal bir adam dnn. akaklar iyice krlamt; ama yuvarlak,
beyaz, hafife ikin yznde hi sakal izi yoktu. Hayr tratan deil, tratan
olsa anlalrd. Yumuak, krk, ocuk grnl bir yz vard; yer yer ayva
tyleriyle kaplyd, bu ayva tyleri ok tuhaf grnyordu. Gzleri sar ela,
baklar tatlyd, burnu yass ve biraz etliydi. Ayrca Bay Spinell'in
Romallara benzeyen keli bir st duda, byk drt ke dileri vard.
Ayaklar da grlmemi derecede bykt. Sarsak hastalardan biri, ona alay ve
kmsemeyle "Bcr" adn takmt; ama bu, ona uymayan kt bir add. yi,
modaya uygun giyiniyordu; uzun siyah ceket, renkli, kumlu yelek.Bay Spinell
sokulgan deildi, hi kimseyle ahbaplk etmiyordu, ama kimi zaman candan,
insancl, cokun yaradll bir adam olabiliyordu. Gzel bir eyin; rnein
birbirine uyan renklerin, eski bir vazonun ya da akam gneinin klarnda
yzen dalarn karsnda couveriyordu. "Aman ne gzel!" diye ban yana
eiyor, omuzlarn kaldryor, ellerini ayor, azn burnunu bzerek "Tanrm,
bakn ne gzel!" diyordu. Byle anlarnda, erkek ya da kadn, kim olursa olsun
en kibar konuklarn bile boynuna sarlacak denli couyordu.Yazd kitap hep
masann stnde dururdu, bu kitab odasna giren herkes grebilirdi. Orta
byklkte bir romand, kab karmakark resimlenmi, kahve szgecine benzer
bir kda baslmt. Szckleri gotik kiliselere benziyordu. Bayan Osterloh
bu roman kendisini skmadan eyrek saatte okumu, korkun can skc diyemedii
iin "ok ho," demiti. Olay ada-tesi salonlarda, zengin kadnlarn
odalarnda geiyordu. Odalar ve salonlar; goblen hallar, eski biem mobilyalar,
deerli porselenler, pahal kumalar ve her biri bir sanat bayapt olan
biblolarla doluydu. Kitapta bu eyann betimlenmesine ok nem verilmiti. nsan
okurken, her an Bay Spinell'in "Ne gzel! Aman Tanrm, nasl da gzel!" dediini
grr gibiydi. Bu kitaptan baka kitaplar yazmadna da ayrca amak
gerekirdi; nk, yaz yazmaktan ok holanyordu. Gnn birok saatini odasnda
yaz yazarak geiriyor, postaya gnde hi olmazsa iki mektup veriyordu. in
artc ve gln yan, gnderdii bunca mektuba karlk kendisine pek az
mektup gelmesiydi.*Bay Spinell, yemek masasnda Bayan Klterjahn'n karsnda
oturuyordu. Yan yapnn ilk katnda, herkesin bir arada yemek yedii byk
salona ilk akam biraz ge gelmi, alak sesle herkesi birden selamlayarak
yerine gemiti. Doktor Leander, onu yeni gelenlere, pek de resmilie kamadan
tantt. Bay Spinell hafife eildi, sonra biraz utanarak yemeine balad.
atal ve ba ok etkili bir biimde kullanyordu. Giysisinin smsk
kollarndan grnen elleri byk, beyaz ve gzel biimliydi. Sonradan
utangal geti, rahata, hi ekinmeden Bay Klterjahn ile karsn
incelemeye balad. Yemek boyunca Bay Klterjahn ona Einfried'in yeri ve
iklimiyle ilgili kimi eyler sordu, Bayan Klterjahn da sevimli haliyle bu
sorulara kart. Bay Spinell sorular saygyla yantlad; sesi yumuak ve
tatlyd. Yalnzca dileri diline engel oluyormu gibi tutuk
konuuyordu.Yemekten sonra dinlenme salonuna geildi. Dr. Leander yeni gelenlere
ayr bir ilgiyle, "Afiyet olsun" derken, Bayan Klterjahn sofrada karsnda
oturan sordu: "Bu beyin ad neydi? Spinelli mi? yi anlayamadm!""Spinell...
Spinelli deil efendim. Hayr talyan deil. Benim bildiim kadaryla,
Lembergliymi."Bay Klterjahn da "Ne sylemitiniz? Bir yazar myd? Yoksa baka
bir meslekten mi?" diye sordu, elleri rahat ngiliz pantolonunun ceplerindeydi,
kulan Dr. Leander'e uzatmt, sylenenleri dinlerken kimilerinin yapt
gibi azn ayordu.Dr. Leander: "Evet, sanrm yazyor..." yantn verdi,
"Bir kitap yaymlad sanrm; sanrm romanms bir ey." Bu yinelenen
sanrmlar Dr. Leander'in yazar hakknda iyi bir dncesi olmadn, sorumlu
bir duruma dmek istemediini anlatyordu.Bayan Klterjahn, "Ama bu ok
ilgin!" dedi. imdiye dek hi bir yazarla karlamamt.Dr. Leander, "Evet,"
dedi, "Olduka nl bir yazarm..." Bundan sonra yazardan konuulmad artk.Ama
daha sonra, yeni konuklar oturma salonundan kp Dr. Leander de odadan
giderken, Bay Spinell onu durdurdu:"Bu kar kocann ad neydi, Tanr akna?

Hibir ey anlayamadm," dedi; Dr. Leander, "Klterjahn," deyip yrd.Bay


Spinell yine sordu: "Adamn ad nedir?"Dr. Leander, "Klterjahn," diye yineledi
ve yrd. Yazara deer vermiyordu pek.*Bay Klterjahn'n lkesine dndn
sylyorduk, deil mi? Evet, o yine Baltk Denizi kysna, ilerinin bana
dnd. Orada, annesinin soluk borusunun hastalanmasna, birok zntye yol aan
kaygsz, tosun oluyla birlikte imdi. Gen kars Bayan Klterjahn da
Einfried'de kald. Kent meclisi yesinin ei Bayan Spatz, yal bir dost olarak
onunla arkadala balad. Ama bu arkadalk Bayan Klterjahn'n teki
hastalarla, rnein Bay Spinell ile ahbaplk etmesine engel olmad. Yazarn gen
kadna daha ilk gnden ok candan bir ilgi gstermesi herkesi artt; imdiye
dek hi kimseyle arkadalk etmemiti nk. Bayan Klterjahn sk bir
izlenceyle ykl gnlerinin bo saatlerinde yazarla konumaktan ok
holanyordu.Bay Spinell, gen kadna sonsuz bir sayg ve zenle sokuluyor,
sesini zellikle alaltarak konuuyordu. yle ki, kulandan hasta olan Bayan
Spatz, yazarn szlerini hi anlamyordu.Bay Spinell, gen kadnn nazl bir
glle yasland koltua ayaklarnn ucuna basarak yaklayor, bir iki adm
tede duruyor, hafife ne doru eilerek, biraz tutuk ve i eker gibi, alak
sesle, inandrc bir biimde konuuyordu. Bu gzel kadnn yznde en kk
sknt ve yorgunluk izi grnce, hemen ekilip gitmeye hazr bir hali vard.
Ama Bayan Klterjahn'n hibir zaman can sklmyordu. Yazarn yanlarnda
oturmasn istiyor, ona sorular soruyor, sonra glmseyerek merakla dinliyordu.
Yazar gen kadna imdiye dek hi duymad elenceli ve tuhaf eyler
anlatyordu."Einfried'de niin bulunuyorsunuz? Size ne bakm yapyorlar, Bay
Spinell?""Ne bakm m? Bana biraz elektrik saaltm yapyorlar. Ama bu
konuulmaya demez. Burada niin bulunduumu size anlataym Sayn Bayan. Buras
sessiz bir yer de ondan."Bay Klterjahn'n kars, "Yaa..." diye elini enesine
dayad, abartl bir ilgiyle ona dnd."Evet efendim, Einfried ampir bieminde
bir kktr; bana sylediklerine gre eskiden bir saray, bir yazlk kkm. Bu
yan yaplar sonradan yaplm, ama asl yap eski ve gerektir. yle anlar olur
ki, bu ampiri evremde duyumsamak isterim. Kendimi iyi duyumsamam iin buna
gereksinmem vardr. Bu eya, bu dz hatl masalar, koltuklar, kanepeler arasnda
insan kendini ok rahat ve yumuak duyar elbet. Bu aydnlk ve sertlik, bu
souk, tatsz yalnlk bana gurur verir, beni dengeler Sayn Bayan. Zamanla
iimde bir temizlenme ve yenilenme, bir olgunlama olur, ahlak bakmndan
ykseldiimi duyumsarm."Bayan Klterjahn, "Tuhaf bir ey," dedi, "Ama kendimi
zorlaynca sizi anlyorum."Bunun zerine Bay Spinell, kendisini anlamann
herhangi bir zorlamaya deeceini syledi, gltler. Bayan Spatz da gld ve
yazarn anlattklarn tuhaf buldu, ama o anladn sylemedi.Oturma odas
geni ve gzeldi. Yanda bilardo salonuna alan beyaz boyal, yksek kap her
zaman ak duruyordu. Bilardo salonunda bacaklar inmeli beylerle teki hastalar
vakit geiriyordu. br yanda byk, caml bir kapdan geni balkon ve bahe
grnyordu. Bu kapnn yannda bir piyano vard. eker hastas general, yeil
uha rtl bir oyun masasnda whist oynuyordu. Kadnlar kitap okuyor, elii
yapyorlard. Salon bir kmr sobasyla snyordu, ama yanm odun taklidi ate
krmzs ktlarla dolu gzel minenin nnde de rahat sylei keleri
vard.Bayan Klterjahn, "Erkencisiniz, Bay Spinell," dedi. "Sizi birka kez
sabahleyin yedi buukta dar karken grdm.""Erkenci mi? Ah, bu benden ok
uzak efendim. Konu u: Erken kalkyorum; nk aslnda ok uykucu bir
insanm.""Bunun anlamn aklamalsnz, Bay Spinell!" Bayan Spatz da bu
konunun aklanmasn istiyordu."Dinleyin: Bir insan erkenciyse, bence erken
kalkmas gerekli deil. Vicdan, Sayn Bayan... Vicdanla babaa kalmak kt
birey. Ben ve benim gibiler, btn mrmz yaam kandrmak, kk, kurnaz
oyunlar oynamak iin harcarz. Biz gereksiz, yararsz varlklarz. Ben ve benim
gibiler, birka iyi saat dnda, yararszlmz dnerek hastalanr,
yaralanrz. Yararl eylerden nefret ederiz, irkin ve kaba buluruz. nsan
gereine inand bir gerei nasl savunursa, biz de bu gerei yle savunuruz.
Ama yine de kt dncelerle kemiriliriz; bir damla salam yanmz kalmaz. Bu
kemirilie i varlmzn biimi, dnya grmz, alma yntemimiz de
eklenince... durum bsbtn ktleir. Neyse ki birtakm kk, hafifletici,
yattrc nlemler var; bu nlemler de olmasayd, yaam bsbtn gleir,

dayanlmaz olurdu. Yaammz sk salk kurallarna gre dzenlemek, belirli


eyleri yapmak, kimileri iin byk bir gereksinmedir. Erken kalkmak, acmaszca
uyanmak, souk bir du yapmak ve darda karlarda bir gezinti. Bu bizim bir saat
iin kendimizden honut olmamz salar belki. Kendimi braksam, inann bana,
leye kadar yatabilirim. Erken kalkmam dpedz sahteciliktir.""Yok canm, niin
sahtecilik olsun Bay Spinell? Ben buna benliine egemen olmak derim. yle deil
mi, Bayan Spatz?" Bayan Spatz da bunu benlie egemen olmak diye kabul
ediyordu."Sahtecilik ya da benlie egemen olmak, Sayn Bayan! Hangisini
isterseniz. Ama ben o denli ac bir biimde dorucuyum ki...""Doru. Sanrm ok
ac duyuyorsunuz.""Evet, Sayn Bayan, ok ac ekiyorum."Hava iyi gidiyordu.
Dalar, sanatoryum ve bahe beyaz, sert, temiz, rzgrsz ve duru bir don, gz
kamatrc bir aydnlk, uuk mavi bir glge iinde uzanyordu. Iklarn
titretii, kristallerin danseder gibi grnd gkyznn aydnlk, przsz
bir mavilii vard. Bugnlerde Klterjahn'n kars iyiceydi, atei yoktu, hemen
hemen hi ksrmyordu, tiksinti duymadan yemek yiyebiliyordu. Doktorun dedii
gibi ou kez saatlerce, balkonda souk gnete oturuyordu. rtler ve krklere
smsk sarlarak, soluk borusuna yarar olsun diye temiz ve buzlu havay umutla
iine ekiyordu. Kimi zaman o byle otururken, Bay Spinell de arkasnda kaln
giysiler, ayaklarna dlemsel bir byklk veren krkl ayakkablarla bahede
dolard. Dikkatli admlarla, gergin, edal kol devinimleriyle karlar zerinde
yrr; balkona yaklanca Bayan Klterjahn' saygyla selamlar, sze balamak
iin birka basamak kard."Bu sabah gezintimde gzel bir kadna rasladm.
Tanrm, ne gzel kadnd!" diye ban yana yaslar, ellerini uzatrd."Sahi mi,
Bay Spinell? Haydi, onu bana anlatn!""Hayr, anlatamam. Ya da size ancak yanl
bir betimlemesini yapabilirim. Kadn, yanndan geerken yle bir grdm;
gerekten grm deilim. Ama grebildiim kadar bile, dgcm iletmeye, bu
kadndan gzel bir an saklamaya yetti. Tanrm, o ne gzellikti!"Bayan
Klterjahn gld: "Siz gzel kadnlara byle mi bakarsnz, Bay Spinell?""Evet,
Sayn Bayan, bu sizin yznze kabaca, gerek bir istekle bakp yanl bir
izlenim edinmekten daha iyi yntemdir." "Gerek istek... tuhaf bir szck. Tam
bir yazar szc Bay Spinell! Ama bu szcn bani ok etkilediini bilmenizi
isterim. Benim anlayamadm bir eyler sakl bu szckte; bamsz, zgr bir
ey; dahas, gerekten sayg isteyen bir ey. Bu szckle elle tutulandan daha
baka, daha ince ve gzel eylerin varln anlyorum."Bay Spinell, sesi
sevinle dolarak yumruklarn sallad, cokulu bir glle rk dilerini
gsterdi: "Ben yalnzca bir yz biliyorum," dedi. "Bu yzn soylu gereini
benim dlemimle dzeltmem byk bir gnah olurdu. Bu yz dakikalarca,
saatlerce, mrm boyunca seyretmek, onun gzelliinde yitip btn dnyay
unutmak isterdim.""Evet, evet, Bay Spinell, yalnzca Bayan Osterlohun kepe gibi
kulaklar var."Bay Spinell sustu, yerlere dek eilip selam verdi. Dorulduu
zaman hzn ve utan dolu gzleriyle gen kadnn saydam alnna, bu tertemiz
aln hastalkla glgeleyen ince, soluk mavi damarca bakyordu.*Klterjahn'n
kars, yazar iin, "Tuhaf adam, ok artc bir insan!" diye dnyordu.
Gen kadnn dnmek iin ok zaman vard aslnda. Belki hava deiikliinin
etkisi getii iin, belki de baka bir ey dokunduu iin sal bozulmutu.
Soluk borusuna dikkat etmesi gerekiyordu; kendisini ok zayf duyumsuyordu;
yorgun ve itahszd, atei de eksik deildi. Dr. Leander ona sk bir dinlenme,
sessizlik ve dikkat salk verdi. Bylece yatmad zamanlar, yannda Bayan Spatz
olduu halde, kucanda ilemedii bir ile sessizce oturuyor, unu bunu
dnyordu.Evet, dnceleri hep bu tuhaf Spinell'in evresinde dnyordu. in
tuhaf, ne kendini, ne de Spinell'in kiiliini dnyordu. Spinell onda tuhaf
bir merak, imdiye dek kendi varl iin duyumsamad bir ilgi uyandrmt.
Bir gn konuurken, yle demiti: "Hayr, kadnlar bilmece gibi varlklardr.
nsan onlar ok iyi tandn sansa bile yine de nlerinde durup armaktan
kendisini alamyor. Kadnlar stn varlklar, neeli varlklar, kokudan bir
resim, bir masal varl onlar. Ve bu kadn ne yapar? Gider kendini ya bir
cambazhane devine ya da bir kasaba teslim eder. Bu kasabn koluna girer, ban
onun omzuna yaslar ve sanki Bu grdnz eyi anlamak iin yorun kafanz
bakalm! demek ister gibi kurnaz kurnaz glmser. Biz de gerekten kafamz
yorarz."Klterjahn'n kars, bu konumay tekrar tekrar dnmt.Baka bir

gn de, ikisi arasnda, Bayan Spatz' ok artan yle bir konuma


olmutu:"Soyadnz renebilir miyim, efendim? (Ama soyadn biliyordu.) Asl
soyadnz nedir sizin?""Soyadmn Klterjahn olduunu bilmiyor musunuz, Bay
Spinell!""Evet, biliyorum, ama kabul etmiyorum. Ben sizin kzlk soyadnz
renmek istedim. Size Bayan Klterjahn diyenin daya hak ettiini kabul edecek
kadar insafnz olmal."Gen kadn bu sze yle iten gld ki, kann
stndeki mavi damarck korkun bir biimde belirdi; ince, nazl yz insann
iine dokunan yorgun, zgn bir grnm ald."Yok, Tanr gstermesin Bay
Spinell! Niin daya hak etsin? Klterjahn sizin iin bu denli korkun bir ad
m?""Evet, Sayn Bayan, bu ad ilk duyduum andan beri nefret ediyorum. Gln
ve umutsuzlua decek denli irkin bir ad. Gelenekleri, kocanzn adn size
verecek denli ileri gtrmek barbarlk ve alaklktr. "Peki Eckhof nasl?
Eckhof daha m gzel? Babamn ad Eckhoftur.""O, bakn, Eckhof bambaka! Eckhof
adnda bir sanat bile vardr. Eckhof gzel. Yalnzca babanzdan sz ettiniz.
Ya anneniz?""Annem ben ok kkken ld.""Yazk. Bana biraz daha kendinizden
sz eder misiniz; bunu rica edebilir miyim? Yorulursanz anlatmayn. Konumadan
oturun, ben size geen gnk gibi yine Paris'i anlatrm. Ama ok yava
konuabilirsiniz belki, fsldarsanz anlattklarnz daha da gzel olur.
Bremen'de domutunuz, deil mi?"Bu soruyu sessizce, sanki fsldayarak
sormutu. Bremen esiz, iinde sonsuz servenler yaanabilen, gizli
gzelliklerle dolu bir kentmi de, orada domak insana gizemli bir soyluluk
verirmi gibi, yznde sonsuz bir sayg vard.Bayan Klterjahn elinde olmadan,
"Evet, dnn, ben Bremende dodum," dedi.Yazar, "Oraya bir kez gitmitim,"
diye atld."Tanrm, Bremen'de bulundunuz demek? Dinleyin Bay Spinell, sanrm
Tunisle Spitzberg arasn grmsnzdr!"O, "Evet, Bremen'e gitmitim," diye
yineledi. "Akam st birka saat iin. Eski, dar bir sokak anmsyorum.
Saaklarnn stnde eri br, garip bir ay parlyordu. Orada arap ve kf
kokan bir bodrum lokaline gittim. Bu hi unutmadm br andr.""yle mi? Bu
sokak neredeydi acaba? Ben de byle kuruni daml, sofas gcrdayan, beyaz lake
trabzanl, eski bir tccar evinde dodum!"Yazar bir an duraklayarak sordu:
"Demek babanz tccar?""Evet, ama ayn zamanda, yo, ondan da nce, bir
sanat.""Sahi mi? Ne tr bir sanat yapar?""Keman alar. Ama bu sz, pek birey
anlatamaz size. nemli olan onun aldr, Bay Spinell! Onun ald ezgileri
hibir zaman gzyalarm yanaklarm yakmadan dinleyemedim. Bana
inanmazsanz...""nanyorum! Ah, hem de nasl inanyorum... Syleyin bana,
aileniz eski bir aileydi, deil mi? Bu kuruni evde birok kuak domu,
yaam olmal.""Evet. Ama bunlar niin soruyorsunuz?""Sradan ve kuru
grenekleri olan bir kuan son gnlerine doru ailesini sanatla ycelttii,
ona soyluluk kazandrd ok grlmtr de ondan...""yle mi? Evet, babam
kendisine sanat ad veren ve bu yzden ekmek yiyenlerin biroundan daha iyi
bir sanatdr. Ben yalnzca biraz piyano alarm. imdi onu da yasak ettiler.
Ama eskiden, evde alardm. Babamla birlikte alardk. Byle ite, o yllarn
tatl ansn hl yaarm. zellikle baheyi, evin arkasndaki bahemizi... Her
yann otlar brmt; ykk, yosunlu duvarlarla evrilmiti; bu yknt
durumunda bsbtn gzeldi. Ortada ssenle sarlm fskiyeli bir havuz vard.
Yazn arkadalarmla birlikte saatlerce bu havuzun banda otururduk.""Ah ne
gzel! Oturur ark sylerdiniz deil mi?""Hayr, ok zaman yn
rerdik...""Daha? Daha?""rg rer, konuurduk. Alt arkadam ve ben..."Bay
Spinell, btn yz gerilerek bard: "Ah, ne gzel!""Bunda bu denli gzel olan
nedir, Bay Spinell?""Sizden baka alt arkadanzn oluu. Siz onlardan
deildiniz. Siz onlarn kraliesiydiniz. Salarnzn stnde gzle grlmeyen,
ama duyumsanan altn bir ta prldyordu.""Yok, sama, taca benzer hibir ey
yoktu...""Vard, gizli gizli parlyordu. O zaman siz ayrmnda olmadan ben o
allklarn arkasnda dursaydm, bu tac salarnzn arasnda
grrdm...""Orasn Tanr bilir. Ama siz allklarn arasnda deildiniz.
Tersine, orada bir gn babamla birlikte duran insan imdiki kocamd.
Konutuklarm dinlemi olmalarndan ok korkmutum...""Demek kocanzla orada
tantnz?"Bayan Klterjahn, neeyle, "Evet, orada..." dedi, glerken kann
zerindeki ince mavi damar yine belirdi: "Bir i iin babama gelmiti, ertesi
gn yemee arld, gn sonra da beni istedi.""Sahi mi! Her ey bu denli

abuk mu oldu?""Evet... Ama sonra olduka yava gitti. Babam bu ii pek


istemiyordu nk. Dnmek iin uzun bir sre istedi. nce beni yanndan
ayrmak istemiyordu; sonra da birok kuruntusu vard. Ama...""Ama?.."Gen kadn
gld, "Ama ben istiyordum," dedi; mavi damarck yine hastalkl bir biimde
nazl yzn deitiriverdi."Yaaa. Demek bu ii siz istediniz?""Evet, ben ok
kesin bir istek gsterdim ve grdnz gibi..."Evet, grdm gibi?""yle ki,
sonunda babam raz olmak zorunda kald.""Ve bylece siz de babanz, evinizi,
otlarn brd baheyi, fskiyeli havuzu, alt arkadanz brakp Bay
Klterjahnla birlikte gittiniz...""Evet, onunla gittim. Syleyiinizde dinsel
bir hava, sanki ncil havas var, Bay Spinell! Evet, her eyi brakp gittim,
bunu doa da byle istiyor.""Evet, doa da byle istiyor.""Sonra, bu benim
mutluluumu ilgilendiren bir eydi.""Elbette... ve ite, mutlu
oldunuz...""Mutluluu, kk Anton'u, olumuzu getirdikleri zaman duyumsadm.
Salkl cierleriyle sesi ktnca baryordu.""Kk Anton'un saln
sizden ok dinledim Bayan; o denli salkl bir ocua az raslanr
sanrm...""Evet, ok salkl bir ocuktur; tpk kocama benzer.""Ya... Demek
iler byle oldu. imdi adnz Eckhof deil artk; Klterjahn... Kk, grbz
bir Anton'unuz var. Biraz da soluk borunuzdan hastasnz...""Evet, siz de ok
gizemli bir insansnz, Bay Spinell; bunu size kesin olarak
syleyebilirim."Yanlarnda bulunan Bayan Spatz da, "Doru" diye onaylad, "Tanr
belam versin ki siz gizemli bir adamsnz!"Ama yine de Klterjahn'n kars bu
konumay iinden birok kez dnd. Aslnda ne denli bo ve sama olursa
olsun, gen kadnn yazar dnmesi iin byle pek ok neden vard. Saln
bozan, onu etkileyen, belki de bu dncelerdi. Gnden gne zayflyor, atei
artyordu. Bu atete gen kadn tatl bir dinleni, dnceli, kendinden honut,
biraz da dlemkrklna uram bir duyguya kaplyordu. Yatakta yatmad
zamanlar, Bay Spinell sonsuz bir dikkatle, byk ayaklarnn ucuna basarak
yanna yaklar, bir iki adm geride durup bir ayan arkaya atarak eilir,
sayg dolu bir sesle konuarak onu bu dnyadan uzaklara, seslerin, maddenin
yetiemeyecei bir evrene, bulutlarn zerine gtrrd... te bu anlarda
kocasnn szlerini, "Dikkat Gabriele, dikkat meleim, azn ama" deyiini
dnr, bu szleriyle onun kaba ama iyi niyetli dncelerle srtna vurduunu
duyumsard. Ama sonra hemen bu dnceden uzaklar, Bay Spinell'in bulutlar
zerinde hazrlad yatakta rahata dinlenirdi.Bir gn, hibir balang
yapmadan, yazarla gen kzl zerine yaptklar konumaya dnd:"Demek byle,
Bay Spinell? Bahede olsaydnz tac grecektiniz, yle mi?"Yazar, zerinden iki
hafta getii halde, bu szlerle ne demek istendiini hemen anlad ve cokulu
szlerle ona, bir zamanlar alt arkadayla fskiyeli havuzun banda otururken
salarnda parlayan tac kesinlikle grm olacan anlatt.Birka gn sonra,
hastalardan biri gen kadna, incelik olsun diye kk Antonun saln sordu.
Gen kadn, yannda duran Spinell'e krgn baklarla bakt; biraz can
sklarak. "Teekkr ederim, olumun sal nasl olur? Olum da, kocam da ok
iyiler," diye yant verdi.ubat sonunda, geen gnlerden daha ak, daha
aydnlk bir gn, Einfried'de sonsuz bir sevin havas vard. Kalp hastalar
cokuyla konuuyor, eker hastas general, bir delikanl gibi cvldyordu.
nmeli hastalar da sevinten deliye dnmlerdi. Ne olmutu? Hep birlikte bir
kzak partisi yaplacak, ngrak sesleri, kam aklamalaryla dalara
gidilecekti. Doktor Leander hastalarn elendirmek iin byle bir gezintiye
karar vermiti.Ar hastalar sanatoryumda kalacaklard doallkla. Zavall ar
hastalar! Herkes birbirine iaret ediyor, onlara bu gezintiyi duyurmamaya
alyorlard. Bylece bakalarna acmann, dikkat etmenin zevkini de
tadyorlard. Ama kimileri de bu gezintiye isteyerek katlmyorlard. Bayan
Osterloh'un zr vard doallkla. Onun gibi ii gc ok bir insann kzak
partisi dnmeye zaman olmazd. Onun sanatoryumda bulunmas, ilerin yrmesi
iin ilk kouldu; ksaca, o Einfriedde kalacakt. Ama Klterjahn'n kars da
Einfried'de kalmak istediini syleyince herkesin neesi kat. Temiz havada
yolculuk yapmann iyi geleceini ileri srerek Doktor Leander gelmesi iin
epeyce steledi, ama Bayan Klterjahn gitmek istemedi; bann ardn,
kendisini yorgun duyumsadn syledi. Herkes bu bahaneyi kabul etmek zorunda
kald. akac ve nkteci bir hasta, frsat karmad, "Dikkat edin, imdi Cce

de gelmeyecektir," dedi. Dedii de oldu: Bay Spinell, o gn leden sonra


alacan syledi. Kukulu davranlar iin almak szcn kullanmaktan
pek holanrd. Kald ki onun gelmeyii kimsenin de umurunda deildi. Kzak
tuttuundan, Bayan Spatz da gen arkadalaryla birlikte kalacakt; buna da
kimse zlmedi.Saat on ikide verilen le yemeinden sonra, kzaklar Einfriedin
nne geldi. Kaln giyinmi hastalar kmelemiler, tela, merak ve heyecanla
bahede dolayorlard. Klterjahn'n kars da Bayan Spatz'la birlikte onlarn
gidilerini grmek iin balkona alan caml kapnn nnde duruyordu. Bay
Spinell de odasnn penceresindeydi. Yolcularn akalar ve kahkahalarla en iyi
yerleri kapmaya almalarn; Bayan Osterloh'un boynundaki tilki krkyle,
yemek sepetlerini yerletirmek iin kzaktan kzaa seirtiini; Doktor
Leander'in banda krk kasketi, parlak caml gzlyle her eyi son bir kez
gzden geirdikten sonra kzaa binip yola kma iaretini veriini
seyrediyorlard. Atlar yola dt; birka kadn, l basp arka st
yuvarlandlar, ngraklar ald, krbalar aklad. Bayan von Osterloh kapnn
nnde durup yolcularn kzaklar dnemete yitinceye, neeli grltler
uzaklancaya dek mendiliyle selamlad. Sonra baheden geerek ieriye,
ilerinin bana gitti. Caml kapdaki kadnlar da ieri ekildiler; Bay Spinell
de aa yukar ayn anda, penceresinden ayrld.Einfried sessizlik iindeydi.
Yolcularn akam olmadan dnmeleri beklenemezdi. Ar hastalar odalarnda yatp
ac ekiyorlard. Bayan Klterjahn ile arkada da ksa bir gezintiden sonra
odalarna dndler. Bay Spinell odasnda kendi ileriyle urayordu. Saat drde
doru, iki kadna yarmar kilo st verildi. Bay Spinell de hafif bir ay iti.
Biraz sonra Bayan Klterjahn bitiik odann duvarn vurarak, "Aaya, salona
gelir misiniz, Bayan Spatz? Odamda skldm artk," diye sordu.Bayan Spatz,
"Hemen gelirim, canm!" dedi. "zin verirsen ayakkablarm giyeyim. Biraz
uzanmtm da."Tahmin edilecei gibi salonda kimsecikler yoktu. Kadnlar
minenin bana oturdular. Bayan Spatz iekli bir rt iliyordu.
Klterjahn'n kars da biraz yn rd, ama sonra rgsn kucana brakt,
gzleri oturduu koltuun zerinden bolua dald, dlemler kurmaya balad.
Bir aralk bir eyler mrldand; ama Bayan Spatz hibir ey anlamad, "Ne
dedin?" diye sordu; gen kadn tmceyi yinelemek iin kendisini zorlad; ama
Bayan Spatz yine bir ey anlamad. Tam bu srada koridorda ayak sesleri duyuldu,
kap alp ieri Bay Spinell girdi.Yazar, Bayan Klterjahn'a bakarak tatl bir
sesle, "Rahatsz ediyor muyum?" diye sordu. ncelikli bir tavrla ne doru
eilmiti.Gen kadn, "Niin rahatsz olalm?" diye yant verdi. "nce bu odaya
herkes girebilir; sonra siz bizi niin rahatsz edesiniz?"Spinell bu szlere ne
diyeceini bilemedi; rk dilerini gstererek gld. Sklgan admlarla
kadnlarn nnden geip caml kapya gitti, durdu; yalnzca kabalk etmi,
onlara arkasn dnmt. Sonra hafife onlara doru dnd, ama hl baheye
bakyordu. "Gne batt, gkyz kapanverdi; hava kararyor," dedi.Bayan
Klterjahn, "Gerekten de yle, her yer glgelendi. Bizim yolcular kara
tutulacaklar. Dn bu vakitler her yer aydnlkt; imdiyse karanlk basyor,"
dedi.Bay Spinell, "Ah," dedi, "bu kadar aydnlk haftalardan sonra bu karanlk
gz dinlendiriyor. Gzeli ve irkini ayn biimde aydnlatan gnee, sonunda
kendisini biraz olsun rtt iin teekkr ediyorum ben!""Gnei sevmez
misiniz, Bay Spinell?""Ressam olmadm iin sevmem. Gnesiz daha ili olur
insan. Bu imdiki, kuruni bir bulut yn. Belki de yarn hava lodos olacak.
Siz de bu karanlkta i ilemeseniz iyi olur, Sayn Bayan.""Hi zlmeyin.
lediim yok aslnda. Ama bu can skntsndan nasl kurtulmal?"Bay Spinell,
piyanonun nndeki koltua oturmu, kolunu da piyanonun kapana
koymutu."Mzik!" dedi. "imdi biraz mzik dinleyebilseydim!.. Amerikal
ailenin ocuklar kimi zaman zenci arklar sylyorlar, btn duyduumuz
bu!""Dn akam zeri Bayan Osterloh da ivedi ivedi kilise anlarn ald."Bay
Spinell, rica edercesine ayaa kalkarak, "Siz de piyano alyorsunuz..." dedi.
"Bir zamanlar babanzla birlikte her gn alardnz.""Evet Bay Spinell, bir
zamanlar alardm. Fskyeli havuz zamann biliyorsunuz ya..""Bugn de aln,
bize birka ezgi dinletin. Mzie nasl da susadm bilseniz...""Aile
doktorumuzla Dr. Leander piyano almam kesin olarak yasak ettiler, Bay
Spinell.""Onlarn hibiri burada deil imdi. Biz zgrz. Siz zgrsnz, Sayn

Bayan! Yalnzca birka ezgi aln!""Hayr Bay Spinell; almayacam. Kimbilir


benden ne olaanstlkler bekliyorsunuz? nann, hepsini unuttum. Ezbere hibir
ey alamam.""yleyse bu hibireyi aln! Bundan baka, burada piyanonun
stnde notalar da var. Yoo, bu bir ey deil, ama urada duran Chopin.""Chopin
mi?""Evet, nocturne.. imdi yalnzca benim mumlar yakmam eksik...""alacam
sanmayn, Bay Spinell! almam yasak. Ya bana zarar verirse?"Bay Spinell hibir
ey sylemiyor, byk ayaklar, uzun siyah ceketi, kr sal, renksiz, sakalsz
bayla, kollarn yanna sarktm bir halde piyanonun mumlar arasnda
duruyordu.Sonunda yavaa "Artk rica etmeyeceim," dedi. "Dokunacandan
korkuyorsanz, parmaklarnzn altnda seslere evrilmek isteyen gzellii
sessiz ve l brakn. Siz her zaman doktorlar dinlemezdiniz, hi deilse
kendinizi gzellie vermeniz gerektii zamanlar dinlemezdiniz. Fskyeli havuzu
terkettiiniz, banzdaki tac kardnz zaman, vcudunuz iin byle
zlmediniz; korkusuzca kararnz verdiniz. Dinleyin..." Biraz durduktan sonra
sesini daha da alaltarak, konumasn srdrd: "imdi piyanonun bana geip,
bir zamanlar babanzn kemanyla sizi alatt eyleri alarsanz, sanzda
gizli gizli prldayan o kk altn tac yeniden grebilirim belki.."Gen
kadn, "Gerekten mi?" diye glmsedi, bunu sorarken sesi kslmt, yle ki
szc sanki yarm syledi: "Elinizdeki gerekten Chopin'in nocturne'
m?""Elbette. Ak duruyor; hepsi hazr.""yleyse Tanrya snarak onlardan
birini alacam. Ama yalnzca birini, anladnz m? Ondan sonra nasl olsa bu
size yetecek, daha ounu istemeyeceksiniz."Yerinden kalkt, rgsn bir yana
koyarak piyanoya gitti. Notalarn durduu iskemleye oturdu, notalar
kartrmaya balad. Bay Spinell bir iskemle ekmi, bir mzik retmeni gibi
onun yanna oturmutu.Bayan Klterjahn, Noc. Es-Dur, Opus 9, numara 2yi ald.
Bir eyler unuttuu buysa, o zamanlar pek ustaca alyordu demek. Piyano orta
bir piyanoydu. Ama gen kadn tulara dokunur dokunmaz onu zevkle almaya
balamt. Ezginin ayrntlarnda sinirli bir anlay gsteriyor; ritmik
vurularda sanki olaand bir sevin duyuyordu. Hem sert, hem de yumuak bir
al vard. Ezgi onun parmaklarnda ok tatllayor, varln ho bir
ekicilikle saryordu. zerinde ilk geldii gnk, tenini, ellerini inanlmaz
derecede incelten, koyu renkli, smsk, arabesk ilemeli kadife giysi vard.
alarken yz deimemiti; ama sanki dudaklarnn kys daha koyu grnyordu.
Paray bitirince ellerini kucana koydu, gzleri hl notalardayd. Bay
Spinell de konumadan, kprdamadan oturup kald.Bayan Klterjahn bir nocturne
daha ald, bir daha, bir daha ald. Sonra kalkt, ama yalnzca piyanonun
stnden yeni notalar almak iin.Bay Spinell de piyanonun zerinde duran
notalar kartrmaya balad. Birden anlalmaz bir ses kard, iri, beyaz
elleriyle, cokuyla nota defterini at."Olamaz! Bu olamaz!" diyordu, "Ama
yanlmyorum. Ne var biliyor musunuz? Burada duran, elimde tuttuum nedir,
biliyor musunuz?""Nedir?"Bay Spinell ona notay gsterdi. Yz sapsaryd,
kitab brakt, dudaklar titreyerek Bayan Klterjahn'a bakt.Gen kadn "Gerek
mi? Tristan (*) burada ne aryor? Verin bana!" diye notay ald, sehpaya koydu,
ilk sayfay almaya balad.Bay Spinell onun yanna oturdu; ellerini dizlerinin
arasnda birletirmi, ban emi, vcudunu ileriye doru uzatmt. Gen
kadn nce insana ac veren bir arlkta, her figr arasnda uzun uzun
duraklamalar yaparak ald. zleyi motifi, gecenin iinde, yalnzlk ve
aknlkla yavaa dile geliyor, soruyordu. Bir sessizlik ve bekleyi. Sonra
yant veriliyor, ayn rkek ve yalnz ezgi, ama daha ak ve daha nazl. Sonra
yeni bir sessizlik... Ve yava, stn bir sforzatoyla kalknan zlem ve ak
motifi balyor, byl bir biimde kavumaya dek ykseliyor, yavalyor,
zlyor, ve ar, ac bir sevinle dolu gr ezgileriyle ellolar ykseliyor,
arky onlar srdryorlar.Gen kadn, olduka baaryla zavall piyanoda
orkestray da canlandrmaya alyordu. Ykselilerde keman sesleri iyice
iitiliyordu. ok dikkatli bir al vard, gerekli yerlerde duruyor, kutsal
bir ey karsnda bir din adamnn duyduu saygya benzer bir duyguyla btn
notalarn hakkn vererek alyordu. Ne oluyordu? ki g, birbirinden ayr iki
varlk, istek ve cokunlukla birbirlerine yaklayor. Uvertr ykseldi ve
alald. Gen kadn paray bitirdi, ama hl notalara bakyordu.Bu arada Bayan
Spatz'n can sknts son haddini bulmu, yz karm, gzleri yuvalarndan

frlam, korkun bir grnm almt. Ayrca bu mzik onun mide sinirlerine
dokunuyor, g ileyen midesini tehlikeye atyordu; kadncaz bir bungunluk
gelecek diye korku iindeydi. Yavaa, "Ben gidip yatmak istiyorum. Hoa
kaln," deyip gitti.Karanlk iyice basmt. Darda kar sessizce, durmadan
yayordu. Piyanonun iki mumu odaya hafif, titrek bir k veriyordu.Spinell,
"kinci perdeyi!" diye fsldad. Bayan Klterjahn sayfalar evirip ikinci
perdeye balad.Boru sesleri uzaklarda dindi. Nasl! Yoksa bu, yapraklarn
hrts myd? Ya da bir alayann yumuak prts m? Evin ve koruluun
zerini gecenin sessizlii sarmt imdi; artk hibir yalvar zlemin yolunu
nleyemezdi. Tanrsal giz sona eriyor. Parltlar snd, tuhaf bir ezgiyle lm
motifi yavalad ve zlem sonsuz bir sabrszlkla beyaz tln karanlklar
iinde kollarn ap gelen sevgilisine doru uurdu.Ey, sonsuzlukta birlemenin
sevinci! Yanlma zntsnden kurtulmann, zamann ve uzamn zincirlerinden
kopmann, seninle benim kaynamamzn sevinci, senin ve benim tanrsal
sevincimiz! Gnn aldatc ileri onlar ayrabilir;ama byl ikinin gcyle
gzleri alalberi yalan balamasn renen yreklerini hibir ey
aldatamaz artk. lm gecesini akla geirenlere, bu tatl gizi zenlere gn
yalnzca zlem duyurur; sonsuz, gerek, tanrsal geceye kavuma zlemi.
Gel ak gecesi, bize zlediimiz, beklediimiz unutuu ver; bizi sevincinle sar;
bu yalanlar dnyasndan, ayrlktan kurtar! Bak son k snd! Dnyadan
kurtularak acnn sonsuzluu zerine gerilen o tanrsal alacakaranlkta dnce
ve ekingenlik yiter, yalanlar biter; gzlerim sevin iinde kapanr ve oluun
mucizesi balar. te bu andan sonra, dnya benim!Bunu Braugaenen'in "Dikkat
edin!" arks izliyordu. Bu arkda keman sesleri alabildiine
ykseliyordu."Ben hepsini anlamyorum, Bay Spinell; biroklarn yalnzca
duyumsuyorum. Dnya benim ne demek?"Spinell alak sesle, ksaca aklad."Yaa,
demek byle. Yalnz siz bunlar bu denli iyi anladnz halde niin
alamyorsunuz acaba?"Spinell bu soruyu yantlamak istemedi; ellerini uuturdu,
iskemlesinde biraz daha bzld.Sonunda zntyle, "Bu ikisi pek az bir arada
olur," dedi. "Ben alamyorum, siz almay srdrn."Ve tanrsal giz ezgisinin
sarho edici arklarn almay srdrdler. Ak lebilir mi? Tristann ak?
Senin ve benim akm, Isolde? Hayr, lmn elleri sonsuz olanlara ulaamaz!
Birdenbire korkun bir ey oldu. Gen kadn piyanoyu brakt, elini gzne siper
edip bakt; karanlkta iyice gremiyordu. Spinell de arkasna dnd. Koridora
kan kap alm, ieriye koyu bir glge girmiti. Baka birinin koluna
yaslanarak yryordu. Bu, Einfrieddeki ar hastalardan biriydi, o da kzak
gezintisine gitmemiti. Bu akam saatinde sanatoryumun iinde her gnk zgn
turunu yapyordu. Hastabakcyla birlikte gezen bu kadn, papaz Hhlenrauch'un
on dokuz ocuk douran ve artk bilincini yitiren karsyd. Ban kaldrmadan,
evresine bakmadan, pat pat diye ayaklarn sryerek bir kapdan girmi,
tekinden kp gitmiti. - Yine sessizlik balad.Bay Spinell, "Papaz
Hhlenrauch'un karsyd," dedi."Evet, zavall Hhlenrauch'du." Sonra notann
yapraklarn evirip son ksm, Isolde'nin lmn ald.Dudaklar ok
renksizdi, gzlerinin altndaki halkalar da gittike derinleiyordu! nce mavi
damar kann stnde, saydam alnnn zerinde her an biraz daha ok
beliriyordu.Birden ikisi de kulak verdiler.Bayan Klterjahn "ngraklar," dedi.
"Ben gidiyorum."Bay Spinell ayaa kalkt. Yrd, kapya gidince bir an cokuyla
admlar dolat; sonra gen kadnn biraz tesinde diz kt. Uzun siyah ceketi
yerde srnyordu. ki eli aznda, omuzlar titreyerek duruyordu.Bayan
Klterjahn oturduu yerde, elleri kucanda, hafife ne doru eilmi ona
bakyordu. Yznde gizli, belirsiz bir glmseyi vard. Karanlkta bakmaktan
gzleri yorulmu gibiydi, sanki kapamak isteini duyuyordu.Uzaktaki ngrak
sesleri, krba akrtlar, birbirine karan insan sesleri gittike
yaklayordu.*Hastalarn daha uzun zaman konutuu kzak gezintisi, 26 ubatta
yaplmt. 27 ubat lodoslu bir gnd, hava yumuam, donlar erimiti.
Klterjahn'n karsnn sal da iyiydi. Ayn 28inde biraz kan kard. Pek
nemli bir ey deildi, ama ne de olsa kand. Ayrca korkun bir bitkinlik
duyumsayp yataa yatt.Dr. Leander, gen kadn muayene ederken donup kald.
Sonra bilimin gerektirdii eyleri yazd. Buz paras, biraz morfin ve kesin
dinlenme. Ayrca, hastann saaltmn ertesi gnden sonra Dr. Mller'e

brakt.Dr. Mller, bunu grevi ve szlemesi gerei sessizce kabul etti. O


dingin, solgun yzl, silik bir insand. Sanatoryumun salam konuklaryla,
umutsuz hastalarnn saaltmyla urard. Dr. Mller her eyden nce
Klterjahn iftinin ayrlklarn ok uzun bulduunu syledi. Bay Klterjahn'n
nemli ileri elverirse Einfried'e gelmesini salk verdi. Ona bir mektup
yazlabilir ya da ksa bir telgraf gnderilebilirdi. Babasyla birlikte kk
Anton da gelirse, gen anne sevinecek, gcn toplayacakt. Bundan baka, kk
Antonla tanmaktan doktorlar da ok holanacaklard.te, Bay Klterjahn geldi.
Dr. Mller'in telgrafn alnca Baltk Denizi kysndan koup geldi. Arabadan
indi, kendisine kahve ve sandvi getirtti, pek akn bir grn vard."Ne
var?" dedi. "Beni niin ardnz?"Dr. Mller, "nk, imdi sizin sayn
einize yakn olmanz isteniyor," diye yant verdi."steniyor.. isteniyor.. Ama
bu gerekli mi? Ben param hesapl harcyorum baym, iler iyi deil, trenler de
ok pahal... Buraya gelmeseydim olmaz myd? Karm cierlerinden hasta olsayd,
bir ey demezdim; ama Tanrya kr, hastalk yalnzca soluk borusunda; bunun
iin.."Dr. Mller tatl bir sesle, "Bay Klterjahn, nce, soluk borusu ok
nemli bir organdr," dedi. Bu nceyi yanl sylemiti, nk sonra diye
arkasn getiremedi.Einfriede Klterjahn ile birlikte krmz sko kumandan
giysili, tombul bir kadn da geldi. Kucanda kk, grbz Anton'u tayordu.
Kk Anton'un olaanst salkl olduunu kimse yadsyamazd; pembe beyaz,
tosun gibi bir oland. Dadsnn kollarnda keyifle oturuyor, durmadan st
iiyor, bir eyler yiyor, avaz kt kadar baryordu.Yazar Bay Spinell,
kk Klterjahn'n geliini odasnn penceresinden seyretmiti. Olan arabadan
sanatoryuma tanrken garip bir bakla kendisine bakmt; o ieri girdikten
sonra Spinell daha bir sre kn baklarn yznde duyumsad.Bundan sonra,
elinden geldiince Anton Klterjahn ile karlamamaya alt.*Bay Spinell
odasnda oturmu "alyordu". Bu oda Einfried'deki btn odalar gibi, eski
biemde, yaln, kibar bir odayd. Madenden aslan balaryla sslenmi byk bir
konsol, kurun ereveli bir duvar aynas vard. Yerde hal yoktu. Uuk mavi
lake yerin zerine eyann glgesi vuruyordu. Pencerenin yannda geni bir yaz
masas vard. Pencereye, belki de odann havasna bir scaklk vermek iin, sar
perdeler aslmt.Spinell perdelerin sarsyla karan alacakaranlkta yaz
masasna eilmi, durmadan yazyordu. Her hafta postaya verdii, ama hibir
zaman yant alamad o saysz mektuplardan birini yazyordu. nnde kocaman,
kaln bir kt bloku vard; sa kesinde tuhaf bir biim altnda Detlev
Spinell yazl kd kk, dikkatli, ok gzel bir yazyla dolduruyordu."Sayn
baym,"Size bu mektubu yazyorum, nk yazmak zorundaym; nk btn varlm
size sylemek istediklerimle dolu; nk bunun acsn ekiyorum. Bu acm,
btn benliimi saran, iimi titreten bu duygular size anlatamazsam,
szcklerin yein aknda boulacam duyumsuyorum."Gerei sylemek
gerekirse, szcklerin yeinlikle, yazar boacak biimde ak doru deildi.
Spinell'in niin byle yazdn Tanr bilir. Szckler akar grnmyordu hi;
meslei yazarlk olan bir kimse iin olduka yava yazyordu. Onu seyreden biri,
yazar teki insanlardan daha g yaz yazyor, diye dnrd.ki parmann
ucuyla yanandaki tuhaf ayva tylerinden birini tutuyor, bir eyrek kadar
gzleri bolua dalm olarak bu kk ty eviriyor, tek satr yazmyordu;
sonra ssl birka szck karalyor, yine duralyordu. Ama, ak sylemeli ki,
sonunda ortaya kan yaz tuhaf, kark ve ou kez anlalmaz eylerle de dolu
olsa, canl ve akc bir etki yapyordu.Mektup yle sryordu:"Grdm eyi,
haftalardr silinmeyen bir dlem olarak gzlerimin nnde duran eyi size de
gstermem, ona benim gzlerimle bakmanz, iimin nda aydnland biimde
grmeniz gerek. Yaadm eyleri btn insanlarn mal yapmak, yakc,
unutulmaz szcklerle herkese duyurmak iin beni zorlayan duygulara boyun emeye
alm bir insanm ben. te bunun iin beni dinleyin!"Gerekten baka bir ey
anlatmayacam, yalnzca kk bir yk anlatacam. ok ksa, ama insan
anlatlamyacak denli isyan ettiren bir yk. Bu yky hibir yorumda
bulunmadan, yalnzca kendi szcklerimle anlatacam."Bu, Gabriele Eckhof'un
yksdr baym. Sizin olduunu sylediiniz kadnn yks... imdi anladnz
m? Bu yky siz yaadnz; ama ona benim szcklerim gerek bir yk nemi
verecek."Baheyi anmsyor musunuz, baym? Kuruni evin arkasndaki ykk,

bakmsz baheyi anmsyor musunuz? Dsel bir yabanll eviren eski duvarn
atlaklarndan yeil yosunlar fkryordu. Ortadaki fskiyeli havuzu da
anmsyor musunuz? Kysna mor zambaklarn sarkt, sularnn gizemli bir
biimde talarla konutuu havuzu? Bir akam zeriydi. Yuvarlak havuzun banda
yedi gen kz oturuyordu. Yedincinin, en ndeki kzn banda, batan gnein
grkeminden bir eyler vard; gizlice parlyordu. Gen kzn gzleri korkun
dlere benziyor, ama dudaklar glmsyordu."ark sylyorlard. Gzel
yzlerini sularn yorgun, nazl bir kvrlla havuza dkld yere doru
evirmilerdi. Sularn dans onlarn alak perdeli, gzel sesleriyle
sarlyordu. ark sylerken ellerini de dizleri zerinde kavuturmulard
belki..."Bu tabloyu anmsyor musunuz baym? Bu tabloyu grdnz m? Hayr,
grmediniz... nk, sizin gzleriniz bunu grecek yetide yaratlmamt.
Kulaklarnz da bu ezginin el dememi tatlln iitecek gte deildi. Bu
tabloyu grmediniz! - Grseydiniz soluk almaya cesaret edemezdiniz nk;
yreinizin arpntsn durdurur, gerisin geriye, kendi yaamnza dnmek
zorunda kalrdnz. Btn mrnzce, dnyada kaldnz srece, bu grdnz
tabloyu dokunulmaz, kutsal bir varlk olarak yreinizde saklardnz. Ama siz ne
yaptnz? "Bu tablo bir biti, bir sondu, baym. Onu sradanln, acnn
irkinliiyle srdrmenize, gelip bozmanza, paralamanza ne gerek vard? O
insan cokulandran, ayn zamanda dinlendiren bir tabloydu; akamn
klarnda, kntnn, dalmann, snmenin iine doru yiten bir tablo.
Gerek iin, bugnk dnya iin ok soylu ve yorgun olan eski bir soy, son
gnlerini yayordu; son syledii bir sanat seslenii, birka keman ezgisiydi;
lme hazr olmann acsyla dolu ezgiler... Bu ezgilerin alatt gzleri
grdnz m? Alt gen kzn ruhu yaamla, bu dnyayla ilgili olabilirdi; ama
tekinin, kralielerinin ruhu, gzelliin ve lmnd."Siz onu, bu lm
gzelliini grdnz; ona, onu elde etmek isteiyle baktnz. Bu, insana coku
veren gzellik karsnda sayg da duymadnz, rkeklik de duymadnz. Seyretmek
yetmedi size, elde etmek, kullanmak, bu temizlii bozmak istediniz. Seiminiz
ok yerindeydi baym! Siz, zevk sahibi bir insansnz baym, aa tabakadan
zevk sahibi bir insan, zevkli bir kyl."Sizi hibir biimde incitmek
istemediimi bilmenizi isterim. Sylediklerim aalama deil; tersine sizin
sradan, anlamsz varlnz iin sylenmesi gereken eylerdir. Bunlar
sylyorum, nk beni, sizin kiiliinizi, davranlarnz aydnlatmam iin
zorluyorlar; nk, benim bu dnyadaki kanlmaz iim, yaplanlar adlandrmak,
anlatmak, bilinmeyeni a tutup aydnlatmaktr. Dnya benim bilinmeyen tip
dediklerimle doludur. Ben bu bilinmeyen tiplere dayanamyorum! evremi saran
uyuuk, duygusuz, bilgiden, inantan uzak davranlara, insan deli eden
uyumsuzlua dayanamyorum. evremdeki her eyi gcm yettiince uyarmak,
uyandrmak zorunda kalyorum."Sylediim gibi, siz aa tabakadan, zevk sahibi
bir insan, zevkli bir kylsnz baym. Aslnda kaba yaradll, ok aa
dzeyli olduunuz halde, para ve kolay yaama olanaklaryla sinir sisteminizde
birdenbire kksz, barbarca bir deime oldu, zevklerinizde ksnl bir incelik
balad. Gabriele Eckhofla evlenmeye karar verdiiniz zaman, tatl bir yemek,
bir orba grm gibi aznz aprdatm olmalsnz."Aslnda siz, Gabriele
Eckhofun hlyal isteklerini yanl bir yola srklediniz. Onu ykk baheden
yaama, irkinlikler iine gtrdnz. Ona sradan ve baya olan soyadnz
verdiniz; Gabriele evli bir kadn, ev kadn, anne oldu. Onun yorgun, rkek,
kullanlmazln yksekliinde gelien lm gzelliini gndelik yaamn
ilerine, doa denen o acmasz sersemin hizmetine verdiniz. Bunu yaparken kyl
vicdannzda bu aalk iten dolay hibir kprdanma olmad."Yineleyelim:
Sonra ne oluyor? Gzleri korkun bir de benzeyen kadn, size bir ocuk armaan
ediyor; dk, aalk varlnz srdren bu ocua cann, kann, her
eyini veriyor ve lyor! lyor baym; bu aalk durum karsnda lmyorsa,
sonunda dt uurumdan kyorsa, gururlu ve mutlu olarak gzelliin ldrc
pyle can veriyorsa, bu benim yardmmla oldu. Bu arada siz de sessiz
koridorlarda hizmeti kzlarla vakit geirdiniz."ocuunuza gelince, Gabriele
Eckhof'un olu byyor, yayor, geliiyor. O belki babasnn yaamn
yaayacak; ticaret yapan, vergi veren, iyi yemekler yiyen bir insan, bir asker
ya da memur, devletin bilgili, yararl bir yardmcs olacak... ama ne olursa

olsun, elenen, olaan yaayan, istediini yapan, kendisine gvenen, gl ve


anlamsz bir insan olacak."Aklayaym ki, sizden nefret ediyorum baym; sizden,
olunuzdan, gzelliin sonsuz dman, baya, gln, ama yine de baarl
yaamnzdan nefret ediyorum. Kk grdm syleyemem; bunu yapamam; ben,
doru konuurum. Benden daha glsnz. Bu savamda, benim size kar bir tek
silahm var: zayflarn silah, alma arac olan sz ve ruh. Bugn de onlar
kullandm. nk bu mektup (burada da doru olmak isterim baym) bir
isteinden baka bir ey deil. inde sizi vuracak gzel, parlak, keskin bir
szck varsa, bu szckte tanmadnz bir gcn bulunduunu duyumsarsanz, o
kaba gveniniz bir an iin sarslrsa ok sevineceim.Detlev Spinell"Bay Spinell
mektubu zarfa koydu, pullad, zarfn zerine gzel bir yazyla adresi yazp
postaya verdi.*Bay Klterjahn, Spinell'in oda kapsn vurdu, elinde gzel
yazl bir kt tutuyordu; yznde istediini yapmaya karar vermi bir insan
hali vard. Posta grevini yapm, mektup yolunu tamamlam, Einfried'den
Einfried'e giden garip yolculuunu bitirip alcsna ulamt.Spinell koltua
oturmu, kapa karmakark biimde resimlenmi romann okuyordu. Klterjahn'
grnce ayaa kalkt, merak ve aknlkla bakt, yz iyice
kzarmt.Klterjahn, "Gnaydn," dedi. "Sizi rahatsz ettiim iin zr
dilerim. Bunu sizin yazp yazmadnz sorabilir miyim acaba?" Sol elindeki
kd kaldrp sa elinin tersiyle zerine vurmaya balad. Kt sert sert
hrdyordu. Sonra sa elini geni, rahat pantalonunun cebine soktu, ban
yana edi, baz insanlarn yapt gibi azn ap karsndakinin yantn
bekledi.Bay Spinell, tuhaf glmsemeyle glmsedi; dosta, biraz akn, biraz
da zr dilemeye benzer bir glmseyiti bu. Elini bir eyler dnr gibi
bana gtrd: "Ah, doru... Evet... stedim ki..." diye konumaya
alt.Sorun uydu: Bay Spinell, her zamanki gibi bugn de leye dek uyumutu.
Bu yzden vicdan azab duyuyor, ba aryordu, kendisini sinirli duyumsuyordu.
Bundan baka, ilkyaz havasnn etkisiyle yorgun, umutsuz bir hali vard.
Klterjahn'n karsndaki tuhafl iyice anlatabilmek iin bunlarn hepsini
sylemeliyiz.Bay Klterjahn "Ya!. yle mi? Gzel!" diye enesini gsne dayayp
kalarn kaldrd, kollarn gerdi, bu basma kalp sorudan sonra insafszca
asl konuya balamak zere daha birok el kol devinimleri yapt. Kendisini ok
beendii iin, bu mimikler ve devinimler, yapmaya hazrland eyi pek
gsteremiyordu; ama Bay Spinell epeyce sararmt.Bay Klterjahn, "ok gzel"
diye yineledi. "yleyse size szle yant vereyim dostum; nk ben istediim
zaman konuabileceim birine sayfalarca mektup yazmay byk bir aptallk
sayarm."Bay Spinell glmseyerek, zr dileyerek, dahas, klerek "Demek...
aptallk," dedi.Bay Klterjahn, "Aptallk" diye yineledi, dncesinin
kesinliini gstermek iin hzla ban sallyordu: "Bu yazya ben tek bir
szckle bile yant vermezdim. Ak sylemek gerekirse imdiye dek anlam
veremediim kimi deiiklikleri aklamasayd, bu mektubun benim iin ekmek
sarlan yal kt kadar da deeri olmayacakt. Ama yine de bu, bizi
ilgilendiren bir ey deil. Ben ii gc olan bir adamm; sizin gznzn
nndeki anlatlamyan dlemi dnmekten daha nemli ilerim var!"Bay Spinell,
"Ben silinmeyen dlem yazdm.." diye doruldu.Klterjahn "Silinmeyen..
Anlatlmayan!" dedi, kda bakt; "ok kt bir yaznz var dostum, sizi
bromda altrmak istemezdim; ilk bakta iyi grnyor, ama k altnda eri
br, titrek bir yaz. Doallkla bu sizinle ilgili bir ey, beni
ilgilendirmez. Ben size her eyden nce sersemin biri olduunuzu sylemeye
geldim; sanrm ki bunu siz de biliyorsunuz. Bundan baka siz byk bir
korkaksnz. Byle olduunuzu kantlamama da gerek yok sanrm. Bunu bana bir
kez karm da yazm; sizin gerekten korktuunuz iin karlatnz kadnlarn
yzne dorudan doruya bakmadnz, gzel bir etki elde edebilmek iin onlara
yan gzle baktnz anlatmt. Yazk ki sonra mektuplarnda sizden sz etmedi
artk, yoksa daha ok yknz bilirdim. Ama siz byle korkak bir insansnz.
Gzellik sizin nc szcnz. Ama aslnda bu szc kullanmanz da
korkaklktan, tabanszlktan, kskanlktan baka birey deil. Sessiz
koridorlar da hi utanmadan bu yzden anmsyorsunuz. Bu szlerle beni
rkteceinizi sandnz belki de, ama bunlar beni yalnzca gldrd, elendirdi.
imdi anladnz m? Acnacak insan, sizi davrannz, kiiliiniz bakmndan

biraz aydnlattm m? Her ne denli bu dnyadaki nne geilmez iim bu deilse


de... h, h.."Spinell, "Ben kanlmaz iim yazmtm" diyecekti ama sonunu
getiremedi diyecekti, ama sonunu getiremedi. Umarsz, acnacak, salar aarm
bir okul rencisi gibi zavall bir hali vard."nne geilmez... Kanlmaz; ne
olursa olsun. Siz aalk bir korkaksnz. Beni her gn yemek masasnda
gryorsunuz, selam veriyorsunuz, glyorsunuz, Afiyet olsun deyip glyorsunuz.
Gnn birinde byle anlamsz, sama bir mektup gnderiyorsunuz. H, yazarken
yreklisiniz ha? bu sama mektupla bitse, yine neyse. Ama arkamdan birok
dolap evirmisiniz, bana kar ne dolaplar evirdiinizi imdi ok iyi
anlyorum. Ama bunlardan kendi hesabnza bir yarar ummayn sakn! Karmn
aklna bir eyler soktuunuzu umuyorsanz ok yanlrsnz, saygdeer baym!
nk karm byle eylere inanmayacak denli mantkl olan, akll bir insandr.
Bu kez geliimizde olumla beni her zamankinden farkl karlamasna bir anlam
veriyorsanz, yine aptalln doruuna km olursunuz! ocuu pmediyse, d
kkat ettii iin pmedi; nk son gnlerde hastaln soluk borusunda deil
cierde olduu syleniyor. nsan bilemez ki... Ama hastalk cierde de olsa siz
O lyor baym! diye yazdnz iin eeksiniz!"Burada Bay Klterjahn soluunu
dzeltmeye alt. ok fkeli bir hali vard, sa elinin baparman durmadan
bolua uzatyor, sol elindeki ktlar buruturuyordu. ngiliz biimi sar
sakall yz kpkrmzyd. kk alnndaki damarlar fkeyle kabarmt."Benden
nefret ediyorsunuz" diye srdrd konumasn. "Sizden daha gl olmasaydm
beni aalk biri olarak grecektiniz.. Evet sizden daha glym, yrek var
bende! Sizse tabanszn birisiniz. Yasak olmasayd sizi ruh ve szcklerinizle
birlikte bir gzel slatrdm, fesat kumkumas! Ama bunu yapamyorum diye
yazdnz eylere katlanacam sanmayn dostum. Bu aalk dediiniz ad,
evde avukatma gsterdiim zaman banza gelecekleri grmek ok ho olurdu.
nm iyidir baym, kazancm yznden iyi bir nm vardr. Sizin adnza bir
metelik bor verecek kimse var mdr acaba, kendi kendinize bir sorun bakalm?
Sizi serseri sizi! Sizin karnza yasayla kmal! Siz insanlk iin
tehlikelisiniz! Siz insanlar deli edersiniz! Ama sizin gibilere yenileceimi
sanmayn, fesat ba! Yrek var bende."Bay Klterjahn, imdi ok comutu
gerekten. Baryor, durmadan yrekli olduunu sylyordu."(ark
sylyorlard.) nokta. Hi de ark sylemiyorlard! Yn ryorlard. Bundan
baka, anladma gre, patates kftesinin nasl yapldn konuuyorlard.
k ve dal szlerini kaynatama syleyecek olursam, onun da hakkn aramak
isteyeceine emin olabilirsiniz! Bu tabloyu grdnz m? diyorsunuz... elbette
grdm; ama niin soluumu tutmam, oradan uzaklamam gerektiini anlayamyorum.
Ben kadnlara yan gzle bakmam, iyice bakarm; houma giden, beni isteyen kadn
da kendime alrm... Yrek var bende..."Kap vuruluyordu. Arka arkaya dokuz on
kez hzlca vuruldu. Bay Klterjahn' susturan ksa bir duraklama oldu. Telal,
cokulu bir ses, hi durmadan "Bay Klterjahn... Bay Klterjahn... Bay
Klterjahn burada m?" diyordu.Bay Klterjahn sert bir sesle, "eri girmeyin.."
dedi. "Ne oluyor, benim burada konuacaklarm var.""Gelmelisiniz Bay Klterjahn,
doktorlar da orada, ah korkun bir ykm.."Bay Klatterjahn bir admda kapya
kotu, hzla at. Darda Bayan Spatz vard. Mendiliyle azn kapamt,
gzlerinden iri damlalar yuvarlanyordu."ok ac Bay Klrterjahn... Karnz ok
kan kard, korkun derecede ok... Yatanda rahata ark sylyordu, birden
korkun kan boald; aman Tanrm, ne ok kand o..."Klterjahn, "ld m?" diye
bard, Bayan Spatz'n kolunu tutmu ekitiriyordu. "Hayr, daha lmedi deil
mi? Yine biraz kan m kard? Cierden mi? Cierden olduunu kabul ediyorum...
Gabriele!" Gzleri yaard, scak, iyi, insanca bir duyguyla dolduu
anlalyordu; "Evet, geliyorum!" diye Bayan Spatz' itip aceleyle yrd.
Koridorun ucundan hl "lmedi, deil mi? Cierlerinden mi?" szleri
geliyordu.*Bay Spinell olduu yere mhlanm kalm, Klterjahn'n ak
brakt kapya bakyordu. Sonunda birka adm yrd, evreyi dinledi. Her yer
sessizdi, kapy kapayp yine odasna girdi.Pencerenin st kanad akt.
Darda Einfried'in bahesinde kular tyor; bu ince, nazl tte insann
iine ilercesine btn ilkyaz dile geliyordu. Spinell kendi kendisine,
"Kanlmaz meslek," diye sylendi. Sonra ban sallayp acyla dilerini
skt.Dingin olmak olanakszd, insan byle kaba olaylar iin yaratlmamt.

ncelenmesi ok uzun srebilecek bu ruhsal olay Spinell'e kalkp biraz dolama,


ak havaya kma istei verdi. apkasn alp odadan kt.Darda yumuak ve
taze kokulu havaya kavuunca, ban evirip sanatoryuma, perdeleri kapal bir
pencereye uzun uzun, hznle bakt. Sonra ellerini arkasnda kavuturup akl
yolda yrmeye balad. Derin bir dnceye dald.iek tarhlar hl hasrlarla
rtlyd; aalar, fundalar hl plakt, ama kar yoktu. Yollarda yer yer
slak izler grnyordu. Byk bahe, maaralar, yapraklarla kapanm yollar,
kk kameriyeleriyle akam gneinin grkemli renkleri iindeydi. Aalarn
koyu dallar akamn glgeleri, altn klar iinde keskin izgilerle
gkyzne doru uzanyordu.Gnein biim alma saatiydi bu. Bu saatte gne,
batan bir daire olur, klar gz kamatrmazd artk. Bay Spinell gnei
grmyordu, yolunun zerinde gnei kapatan bir tepe vard. Hem yryor, hem
ark sylyordu; zlem ezgileriyle dolu bir arkyd bu. Birden durdu, kesik
kesik soluyarak zincirlenmi gibi olduu yerde kald. atk kalar, aknlkla
alan gzleri, korku dolu yzyle nne bakt.Yol kvrlyor, gnee doru
gidiyordu. Gne biraz alalmt, evresinde altn ereveli bulutlar,
gkyznde koskocaman yatyordu. Btn aalar bu k iindeydi. Bahe sar
krmz klarla ykanyordu. Yol zerinde, bu klarn ortasnda, bann
zerinde bu koskoca gne, krmz giysili tombul biri duruyordu. Sa elini etli
kalasna dayamt, sol eliyle gzel bir ocuk arabasn itiyordu. Arabadaki
ocuk da Anton Klterjahn'd, Gabriele Eckhof'un grbz olu!Yastn zerinde
beyaz apkas, tombul yanaklar, gl, gelimi vcuduyla oturuyordu. Baklar
neeyle, hi yadrgamadan Spinellin baklaryla karlat. Romanc kendini
toparlamaya alt; o yetikin bir insand, bu beklenmeyen, klar iinde
ykanan varln yanndan geip gitmeli, gezintisini srdrmeliydi.Ama bu srada
korkun bir ey oldu; Anton glmeye, sevinle haykrmaya balad; anlalmaz bir
neeyle haykryordu, bu nee insan ldrtabilirdi.ocuu byle neelendiren
neydi, Tanr bilir... belki karsndaki siyahl adam, belki de hayvansal bir
rahatlk gldryordu onu. Bir elinde kemik bir halka, tekinde bir ngrak
vard. Neeyle bararak, lklar atarak bunlar havaya kaldryor, sallyor,
birbirine arpyordu. Needen gzleri kapanyordu, az da iyice akt, gl
pembesi dama grnyordu. Ban keyifle oynatyordu.Bay Spinell dnd, oradan
kat. Kk Klterjahn'n sevinli lklar arkasnda, dikkatli, tutuk, zarif
kol devinimleriyle, kaan bir insann kan gizlemek iin zorla yavalatt
admlarla akl yolda uzaklat.TONO KRGER IKck kentin stndeki bulut
ynlarnn ardna saklanan k gnei, stms ve soluk, zavall bir k gibi
grnyordu. ki yanna dik atl evlerin sraland sokaklar slak ve
esintiliydi; ara sra buza da, kara da benzemeyen yumuak bir dolu
dyordu.Paydos olmutu. zgr braklan ocuk seli kaldrml avludan geerek
demir parmaklkl kapdan dar akyor, sonra saa ve sola dalyordu.Bykler
kitap paketlerini arbal bir tavrla gslerine yaptrm, sa kollaryla
rzgr yararak, le yemeine doru krek ekiyorlard. Kkler eriyen buzlar
evreye sratarak neeli neeli koarken, fok derisinden antalarndaki ders
gerelerini birbirine vuruyorlard. Kimi zaman da ciddi admlarla yryen Wotan
apkal ve Jupiter sakall retmenlerin ya da baretmenin nnde uslu uslu
okul apkalarn karyorlard.Epeydir caddede bekleyen Tonio Krger,
arkadalaryla konuarak avlu kapsndan kp onlarla birlikte uzaklamaya
hazrlanan Hansa, "Hadi, geliyor musun?" dedi ve glmseyerek ona doru
ilerledi... Hans, Tonio'ya bakarak, "Ne var?" dedi. "Ha! Sahi! Peki biraz
gezinelim."Tonio sustu, gzleri buland. Acaba Hans bugn leyin gezmeye
gideceklerini unutmu muydu? Yoksa yeni mi aklna geliyordu? Oysa kendisi
szletikleri zamandan beri sevinip duruyordu.Hans arkadalarna, "Haydi, size
uurlar olsun, ben Krger'le yle bir dolaacam," dedi ve onlar saa
saparken, bunlar sola yneldiler.Hans'la Tonio'nun dersten sonra gezinmeye
zamanlar vard; nk ikisinin de evlerinde le yemei drtten nce
yenmiyordu. Babalar kamu hizmetleri gren ve kentte etkili olan byk
tccarlard. Hzar makinelerinin puflayarak ve slk alarak iri ktkleri
kestii rman kysndaki geni kereste deposu, kuaklardan beri
Hansen'lerindi. Tonio'ya gelince; arabalarn, her gn kentin iinde, firmasnn
byk siyah markas vurulmu tahl uvallarn tad grlen Konsl Krger'in

oluydu; atalarndan kalan eski, byk ev kentin en byk konayd. Birok


tanda raslayan iki arkada durmadan apkalarn karmak zorunda kalyorlard
ve birok kimse de bu on drt yandaki ocuklar selamlyordu.kisinin de
antalar srtlarndayd, ikisi de iyi ve kalnca giyinmiti; Hans'n srtnda
ksa bir denizci paltosu vard, stlerindeki denizci giysilerinin geni ve mavi
yakalar, paltolarnn srt ve omuzlarn rtyordu. Tonio'nun paltosu kemerli,
kl rengi bir paltoydu. Hans'n banda, altndan keten sars salarnn
peremi fkran siyah kurdeleli bir Danimarka gemici beresi vard; olaanst
gzel ve yapl bir ocuktu; geni omuzlar, dar kalalar, keskin ve korkusuz
bakl elik mavisi gzler... Ama Tonio'nun yuvarlak kalpann altndaki ince
gney izgileri tayan esmer yznde kara iki gz parlyordu. Hafif glgeli,
kapaklar ok ar, anlatm dalgn ve biraz duraksamal... Az ve enesinin
evresi az grlr incelikteydi. Yry gevek ve dzensizdi. Hans'n siyah
oraplarnn iindeki ince bacaklarysa, olaanst esnek ve ritimli hareket
ediyordu.Tonio bir ey sylemiyordu. Ac ekiyordu. Biraz eri kalar atkt,
slk almak iin dudaklarn yumrulatrrken ban yana eerek gz ucuyla
uzaklara bakyordu. Bu duru ve bu anlatm ona zg bir eydi.Hans yan gzle
birden Tonio'ya bakt ve usulcack kolunu kolunun altna kaydrd; nk ban
niin evirdiini pek iyi biliyordu. Tonio konumakszn birka adm daha
attktan sonra, bir an gnlnn yumuadn duyumsad.Hans, "Dorusu
unutmamtm, Tonio," dedi ve sonra gzlerini nndeki kaldrma doru eerek
konutu: "Yalnzca gezintiye kamayacamz sanmtm; nk bugn hava ok
ya ve rzgrl, ama bunun pek nemi yok; beni beklemeni gerekten pek kibarca
buldum. Bense, oktan eve gittiini sanarak kzyordum..."Tonio'nun btn
varl, bu szleri iitince sevinten yerinden oynad, titrek bir sesle:"Peki,
yleyse imdi tabyalara gidiyoruz," dedi. "Deirmen tabyasna ve Holsten
tabyasna; sonra da seni oradan evinize brakrm Hans. Ben eve yalnz dnerim,
zarar yok; gelecek defa da sen benimle gelirsin."Gerekte, Hans'n sylediine
pek de inanmyordu ve onun bu gezintiye kendisi kadar nem vermediini pek iyi
biliyordu. Ne var ki, Hans'n unutkanlndan dolay zldn ve kendisini
balatmak iin bir frsat kolladn da anlyordu. Barmalarn geciktirme
dncesi Tonion'un aklndan oktan uzaklamt...in dorusu, Tonio, Hans
Hansen'i seviyordu; bu yzden de imdiye dek ok ac ekmiti. Onun on drt
yandaki gen ruhu, yaamdan u yaln ve sert dersi almt: "En ok seven alt
dzeyde olandr ve acsn da o ekecektir." O yle bir yaradltayd ki, bu
trl deneyimleri pek iyi gryor ve iyice belliyordu; bundan holanmyor da
deildi. Ama kiisel yaamn buna gre dzenlemeyi ve bundan uygulanabilir
sonular karmay ummuyordu. Ayrca, bu yaln dersleri okulda retilmek
istenen bilgilerden ok daha nemli ve dikkate deer buluyor; gotik tavanl
snflarda geirdii ders saatlerinin en byk blmn bu bulularda duyduu
btn eylerin dibini emeye ve anlamn derinletirmeye ayryordu. Bu ura
da, ona, odasnda kemanyla dolat (nk keman alard) ve kemannn
karabildii en yumuak sesleri, aada, bahedeki yal cevizin altnda
kvrla kvrla ykselen su fskiyesinin rltsna kartrd zamanlar
duyduu zevke benzeyen bir hazz veriyordu.Su fskiyesi, yal ceviz, keman ve
uzaktaki deniz, dinlencede yaz dlerini gzledii Baltk Denizi; btn bunlar
onun sevdii, varln evreleyen ve i dnyasnn akn oluturan
eylerdi... Adlar iirlerde ho bir etki brakan ve Tonio Krger'in kimi zaman
kaleme ald iirlerde her zaman nlayan eyler...Yazl bir iir defteri
olduunu, kendi hatas yznden evresindekiler de renmiti. Bu ona,
arkadalar arasnda ve retmenleri yannda ok zarar veriyordu. Konsl
Krger'in olu bu ii byle bytmeyi anlamsz ve baya buluyor; bunun iin,
arkadalarndan olduu denli retmenlerinden de nefret ediyor, onlarn kt
davranlarndan tiksiniyor ve az grlr bir gz keskinliiyle onlarn zayf
ynlerini aratryordu. Ancak bununla birlikte, iir yazmay kendisi de garip
ve uygunsuz bulmuyor deildi; bu ura acayip bulanlara, bir dereceye dek hak
vermek zorunda kalyordu; ama ne de olsa, bu onu gene de iir yazmaktan
vazgeiremiyordu.Evde zamann bo yere harcad iin, derste zekas pek yava
ve dalgnd; retmenlerinin gznde deildi; baklar dnceli, dme
deliinde bir kr iei takl, dzgn giyimli, uzunca boylu biri olan babas,

olunun eve getirdii acnacak notlarn karsnda ok fkeli ve kaygl


grnyordu. Babasnn bir zamanlar haritann ta altndaki bir lkeden
getirdii, bu nedenle de kentin baka hanmlarna benzemeyen kara sal gzel
annesi Consuelo ise notlara kar tam anlamyla ilgisizdi.Tonio, olaanst
piyano ve mandolin alan, bu scakkanl ve zgn tavrl anneyi seviyordu.
Kendinisinin, bakalar karsndaki bu kukulu durumuna aldr bile etmemesine
seviniyordu. Bununla birlikte, babasnn gsterdii fkeyi hakl ve yerinde
buluyor, azarlamalarna karn ona hak veriyor, annesinin dingin ilgisizliini
biraz uygunsuz buluyordu.Kimi zaman, iinden una yakn bir eyler dnyordu:
Bu yaama biimine bir son vermeliyim; byle dikkatsiz, dikbal, kimsenin
aklna gelmeyen, benim de ne deitirebileceim, ne de deitirmek istediim
eylerle uramak... Bu, yeter artk. Beni pck ve ninnilerle avutacak yerde,
hi olmazsa kusurlarm gstermek ve adamakll cezalandrmak daha yerinde
olacak. Ne de olsa biz yeil arabalaryla ky ky dolaan ingeneler deiliz ya!
Tersine, Konsl Krger ailesinin yeleri olan ciddi kimseleriz... ou kez yle
dnyordu: "Neden byle acayibim? Neden herkesle savam durumundaym? Neden
retmenlerimle aram ak ve baka ocuklarn yannda yabancym? Bir de u iyi
ve sradan durumlarn salamca koruyan orta dzeyde rencilere bakn: Bunlar
retmenleri gln bulmuyor; onlar iir yazmyorlar, yalnzca herkesin
dnd ve yksek sesle syleyebilecei eyleri dnyor ve sylyorlar...
Bunlar, ne kadar kaygsz, herkesle ve her eyle aralar iyi olarak
yaamaktalar! Bu iyi bir ey olsa gerek... Ama, benim neyim var? Sonu ne olacak
bunun?"Bu kendisini ve yaamla olan ilikilerini inceleyi biimi, Tonio'nun
Hans Hansen'e kar besledii sevgide nemli bir rol oynuyordu. Bir kez, onu
seviyordu; nk o gzeldi ve her noktada kendisinin kartyd; Hans Hansen ok
iyi bir renciydi, neeli bir arkadat, ata biniyor ve cimnastik yapyordu;
bir ampiyon gibi yzyor ve herkese kendini sevdiriyordu. retmenlerinin ona
kar sevecenlie yakn bir sevgisi vard; onu kk adyla aryor ve her
bakmdan yreklendiriyorlard. Arkadalar onun ilgisini ekmeye alyorlard.
Hanmlar ve beyler onu yolda durduruyor, Danimarka beresinin altndan fkran
keten sars salarnn peremini yakalyor ve "Gnaydn, gzel peremli Hans
Hansen!" diyorlard. "Gene her zaman birinci misin? Annene, babana selam, gzel
kk delikanlm..."Hans Hansen ite byleydi. Tonio Krger Hans' tandndan
beri, onu her grnde gsnn stnde bir yank duygusu douran kskanlkla
kark bir istek, ac bir istek duyuyordu. Kim byle senin gibi mavi gzleri
olmasn, btn evrenle anlaarak mutlu yaamay istemez ki! Sen, her zaman
akllsn ve herkesin beencesini kazanan eylerle urayorsun, devlerini
bitirince binicilik dersleri alyor ya da kl testereyle iler yapyorsun ve
dinlencede bile zamann denizde krek ekmek, yelken kullanmak ya da yzmekle
geiriyorsun; bense haylaz ve dalgn, srekli kum stne yatp gizemli
deiikliklere urayan denizin yzn seyrediyorum; bunun iin gzlerin pek
parlak ve ak... Ah! senin gibi olmak...Hans Hansen gibi olmay da pek
denemiyordu ve belki bu dilei hi de iten deildi. Ama onun kendisini bu
haliyle sevmesini, ac duyarak istiyordu; onun sevgisinin, kendisine zg, yava
ve derin, zverili, ackl, karaduygulu bir biimde, yabanc grnnden
beklenmeyen, cokun tutkudan daha yakc, daha kemirici bir karaduyguyla dolu
istiyordu.Bu istek hi de bouna deildi; nk, Tonio'da bir stnlk,
anlatlmas g eyleri anlatmasna yardmc olan bir sz kolayl bulan Hans,
kendisine gsterilen sevginin az grlr bir g ve incelikte olduunu pek iyi
anlayarak, minnettarln ona belli ediyordu. Bu sevgiye karlk verme
biimiyle Tonio'yu sevindirdii gibi, kskanlktan, dlemkrklndan ve
aralarnda bir ruh birlii kurmak iin gsterdikleri abalarn yararszlndan
doan aclar iinde de kvranyordu. nk, alacak eydir ki, Hansn yaay
biimine imrenen Tonio, onu kendi yaam biimine altrmaya alyordu: Ne var
ki, bunu ancak bir an iin ve grnte baarabiliyordu...Deirmen sokanda,
bakkal Iwersenden on fenie satn aldklar meyveli bonbonlar ortaklaa yiyerek
yrrken, Tonio, "Olaanst bir ey okudum, olaanst bir ey," dedi.
"Schiller'in Don Carlos'u... bunu okumalsn Hans, istersen sana vereyim.""Yok,
yok," dedi Hans Hansen; "Bover onu, bana gre deil... Ben atlarla ilgili
kitabm okumay yelerim; pek gzel resimler de var iinde... bana inan. Bize

geldiin zaman onlar sana gsteririm,anlk fotoraflar; trs, drtnala,


atlama... hayvanlarn pek abuk yrdkleri zaman gzle grlmeyen btn
durumlar..."Tonio nazike soruyordu: "Btn durumlar m? Gzel bir ey bu. Ama
Don Carlos da akl alr gibi deil. yle blmleri var ki insana sanki bir ey
patlyormu gibi sarsntlar veriyor; greceksin, ok gzel bir ey bu..."Hans
Hansen sordu: "Patlyor mu? Niin?""rnein, Marki'nin aldatt kraln alad
blm... Ama Marki kral, yalnzca prensin hatr iin aldatmt. Anlyor
musun, kendisini onun iin feda ediyor. O anda bekleme salonuna kraln brosunda
alad haberi geliyor: "Alad! Kral alad." Btn saray adamlar aknlk
iinde; bu, insan sarsan bir ey, nk o, korkun, kat yrekli ve sert bir
kraldr. Kraln niin alad pek iyi anlalyor ve ben prensten de, Marki'den
de ok ona acyorum. Her zaman yle yalnz ve sevgiden yoksun ki... Sonunda bir
insan bulduunu sanyor; ama o da kendisini aldatyor."Hans Hansen gz ucuyla
Tonio'nun yzne bakt, bu yzdeki bir eyler konuya ilgisini ekse gerekti!
nk hemen, yeniden Tonio'nun koluna girerek, "Nasl aldatyordu, Tonio?" dedi.
Tonio heyecanland."Olay u," diye balad. "Brabant ve Flander'e yazlan
mektuplar...""te Erwin Immerthal" dedi Hans.Tonio sustu. inden, "Yerin
dibine batsn u Immerthal. Ne diye rahatsz ediyor bizi! Yeter ki btn yol
boyunca binicilik dersleriyle kafamz patlatmaya gelmesin" dedi. Erwin
Immerthal de binicilik dersleri alyordu, babas banka yneticisiydi ve
urackta, kentin kapsnn dnda oturuyordu. Clz bacaklar ve ekik
gzleriyle, antasz, caddeden onlara doru geliyordu.Hans, "Gnaydn Immerthal,
Krger'le biraz geziniyorum..." dedi. Immerthal, "Bir i iin kente gidiyorum,"
diye yantlad. "Ama sizinle biraz yryebilirim... Nedir o? Meyveli bonbon mu?
Evet, teekkr ederim, birka tane yerim. Yarn gene dersimiz var, Hans."
Binicilik dersini sylyordu."ok iyi," dedi Hans, "Biliyor musun, evden bana,
son yoklamada kompozisyondan on aldm iin ok k tozluklar (*) armaan
ettiler..."Immerthal, parlayan iki yara benzeyen gzlerini ksarak, "Sen hi
binicilik dersi almyorsun, deil mi Krger?" diye sordu.Tonio belirsiz bir
sesle, "Hayr," dedi.Hans Hansen "Krger, babandan rica et, sana da ders
aldrsn," dedi."Evet," dedi Tonio, acele ve ilgisiz.Bir an boaz skld, Hans
kendisine soyadyla seslenmiti. Hans da bunu anlad, aklamak iin,
hemen:"Sana Krger diyorum, nk z adn pek tuhaf, biliyor musun? Kusura bakma
ama bu ad houma gitmiyor. Tonio!... Bu da bir ad m ki? Ama ne yapabilirsin?
Senin elinde deil ki bu."Immerthal aralarn bulmak ister gibi bir tavr
taknarak, "Elbette senin elinde deil; aslnda bu ad sana, kulaa yabanc
geldii ve zgn olduu iin vermi olmallar," dedi.Tonio'nun dudaklar
titredi, kendini tuttu."Evet," dedi, "Sama bir ad bu... Admn Heinrich ya da
Wilhelm olmasn daha ok isterdim, bundan emin olabilirsiniz. Ama bana annemin
kardelerinden birinin, Antonio'nun adn vermiler; biliyorsunuz ki annem
bural deildir."Sonra sustu, onlar at ve koum zerine konumalaryla babaa
brakt. Hans, Immerthal'in koluna girmi, yle byk bir ilgi ve cokuyla
konuuyordu ki, bunlar onda Don Carlos'a kar uyandramazd... Tonio, ara
sra, alamak isteinin burnunu szlattn duyumsuyor, durmadan titreyen
enesini glkle tutabiliyordu...Hans, adn sevmiyordu; ama Tonio ne
yapabilirdi? Kendi ad Hans, Immerthal'inki Erwin; bunlar herkese tannm,
kimsenin yadrgamad adlar. Ama Tonio, yabanc ve acayip bir szck.
Kesinlikle kendisinde her bakmdan, o istese de istemese de bir bakalk vard;
yeil arabasyla ky ky dolaan bir ingene deil de Krger ailesinden Konsl
Krger'in olu bile olsa, sradan eylerden uzak, yalnz bir ocuktu... Ama Hans
neden ona yalnz olduklarnda Tonio diyordu da, nc bir kii yanlarnda
bulunduunda utanmaya balyordu? Oysa, kimi zaman onu anlyor ve seviyor
grnyordu. "Nasl aldatyor?" diye sorarak koluna girmiti; ama Immerthal
gelince, geni bir soluk alarak onu brakp gereksiz yere yabanc kkenli
adndan dolay kendisine kmt. Ne ac eydi, btn bunlarn ayrmna
varmak!...Gerekte, Hans Hansen onu biraz seviyordu; ama kendi aralarndayken;
Tonio bunu biliyordu. Ne var ki, nc kii yanlarna gelince, Hans bir arada
bulunmalarndan utanyor; onu feda ediyordu. imdi de, gene yle yalnz
kalmt... Aklna Kral Philip geldi. Evet, kral alamt!"Hoakaln," dedi
Erwin Immerthal. "imdi gerekten kente gitmeliyim. yi gnler! Bonbonlara

teekkrler!"Sonra, yol stndeki bir bahe kanepesinin stne srad, arpk


bacaklaryla kanepeyi zplayarak atktan sonra uzaklat gitti.Hans kesin bir
tavrla , "Immerthal'i severim" dedi. Duygudalklarn da duyguda olmayn
da sylemekten, bakalaryla paylamaktan zevk duyan, kendisinden emin, mark
bir ocuk tavr taknyordu... Sonra yeniden binicilik derslerinden sz etmeye
balad. Hansenlerin evine yaklamlard. Tabyalardan geen yol pek uzun
deildi. Sk sk kasketlerini tutarak, plak dallarda gcrdayan ve inleyen
gl ve slak rzgra kar balarn eiyorlard. Tonio, konuan Hans Hansen'e
ara sra yapmack bir "Yaa!" ya da "Evet!"le yant veriyor ve onun konuurken
dtan bakldnda anlamsz bir yaklamla yeniden koluna girmesine kar
duygusuz kalyordu.Sonra, istasyona yakn bir yerde tabya gezintisini
braktlar; vakit geirmek iin, nlerinden ivedi ivedi, soluya soluya geen bir
trenin vagonlarn saymaya koyuldular; son vagonun zerinde krkne smsk
brnm oturan adama el salladlar. Ihlamur alanna gelince Hansenlerin
kknn nnde durdular. Hans kapnn stne trmand, menteeleri oynatarak
kapy gcrdatmann ne kadar elenceli bir ey olduunu Tonio'ya gsterdikten
sonra, ayrldlar."Haydi, hoakal Tonio... imdi eve girmeliyim, gelecek sefer
de ben seni evinize gtrrm, sz veriyorum," dedi Hans."Sana da hoakal,"
dedi Tonio, "gzel bir gezinti yaptk."Bahe kapsnn parmakln tutunca
slak pas bulaan ellerini birbirlerine uzattlar; ama el skrken Hansn
gzleri Tonio'nun gzleriyle karlanca gzel yznde belirsiz bir pimanln
anlatm belirdi, abuk abuk:"Yaknda Don Carlos'u okuyacam. Bu zel odasnda
alayan kral yks pek ho olsa gerek," dedi. Sonra antasn koltuunun altna
sktrarak bahe boyunca kotu. Eve girmezden nce bir daha geriye dnd,
arkadan bir ba iaretiyle selamlad.Tonio Krger mutlu, bir ku hafifliiyle
uzaklat. Gerekte, rzgr arkadan itiyordu; ama kolayca ilerlemesinin nedeni
yalnzca bu deildi.Hans, Don Carlos'u okuyacak ve o zaman yalnzca ikisi
dnda kimsenin, Immerthal'in de, bir bakasnn da zerinde konuamayaca bir
eyleri olacakt. Ne de iyi anlayorlard! Kim bilir, belki onu da iir yazmaya
kandracakt. Yok, yok, bunu istemiyordu!Hans, Tonio gibi olmamal, imdi
naslsa yle kalmal: Zeki, gl, herkesin ve herkesten ok Tonio'nun sevdii
gibi. Don Carlos'u okumas ona pek de zarar vermezdi ya!Tonio, eski bask kent
kapsnn altndan geti, liman boyunca yrd ve iki yannda dik atl evlerin
sraland, slak rzgrlarn estii yokuu trmanarak evlerine doru kt. Bu
srada yrei, ateli bir istekle, hznl bir zlemle, biraz kmsemeyle ve
tertemiz bir mutlulukla dolu yrei arpyordu...IISarn Inge, ardaki
girintili kntl sivri gotik emenin ykseldii yerde oturan Doktor Holm'un
kz Ingeborg Holm, on alt yanda, Tonio Krger'in sevdii kzd...Nasl
sevmiti? Belki onu bir kez grmt, ama bir akam her zamankinden baka bir
biimde, bir k altnda grmt; bir arkadayla konuurken ban apkn bir
edayla glerek yana attn; beyaz tlden yaplm kol yeni dirseinin altna
kayarken, elini, ne pek gzel ne de pek ince bir gen kz eli olan elini baka
bir biimde bana gtrdn grmt; bir sz, -belirsiz bir sz- baka bir
biimde sylediini iitti; gnln, yalnzca kk bir budala olduu vakitler
Hans Hansen'e bakarken duyduu hazdan daha gl bir mutluluk kaplad.O akam
onun dlemini, kaln rgs, glen mavi badem gzleri, il lekelerinin hafife
damgalad burnunun dlemini gnlnde gtrd; uyuyamad, nk hl sesinin
tnlayn iitiyordu; yavaa o nemsiz sz syledii andaki edaya yknmek
istedi ve rperdi. Deneyim, ona bunun k olduunu sylyordu. Akn kendisini
birok acya, zntye ve aalk bir konuma dreceini, ruhun erincini
bozduunu, yrei ezgilerle doldurduunu, ama bu ezgilere ak bir biim vererek
erin iinde, yetkin bir yapt yaratmak iin gereken ruh dinginliini
vermediini pek iyi bilmesine karn, gene de bu rpertiyi sevinle karlad.
Benliini btn btne aka verdi ve onu ruhunun btn gcyle besledi; nk
akn ruhu zenginletirdiini ve insan yaattn biliyordu; aslnda o da
erin ve dinginlik iinde yetkin bir yapt yaratmaktan ok, ruh zenginlii ve
yaam istiyordu.Tonio Krger, Ingeborg Holm'a Konsl Husteed'in hanmnn
evinde, dans dersi verilen o akam vurulmutu; bu, yalnzca ilerigelen ailelerin
ocuklarna verilen zel bir dersti. Srayla, dans ve grg kurallar dersi
almak iin ailelerde toplanyorlard. Salt bunun iin de, her hafta Hamburgtan

bale retmeni Knaak geliyordu.Ad Franois Knaak't; bir grmeliydi, ne adamd


o!"Jai l'honneur de me vous reprsenter" derdi, "Mon nom est Knaak..." Bunu
eilirken deil, dorulduktan sonra -yavaa ve ak seik- sylemeli. Her zaman
kendinizi Franszca konuarak tantmanz gerekmeyebilir, ama Franszcayla dzgn
ve yanlsz yapabilirseniz, Almanca ok daha iyi yapabilirsiniz."Siyah ipekten
redingotu dolgun kalalarna nasl da gzel yapyordu! Pantolonu, geni saten
fiyonklarla sslenmi rugan iskarpinleri zerine yumuak kvrmlar yaparak
dyordu; el gzleri kendi gzelliinden duyduu bkkn bir mutlulukla evreye
bakyordu... Herkes onun kendisine gveni ve incelii altnda eziliyordu.Ev
sahibine doru yryor -ve kimse onun gibi yrmyordu; esnek, dalgal, sallana
sallana, grkemli- eiliyor ve hanmn elini uzatmasn bekliyordu. Elini
ptkten sonra hafif bir teekkr mrldanyor, esnek bir devinimle geriliyor,
sol aya zerinde geri dnyor, sa ayan, ucunu yerden kaldrmadan, yana
eviriyor, ve kalalarn oynatarak uzaklayordu."Bulunduunuz bir topluluktan
ayrlrken birok kez diz bkerek yz evirmeden gerileye gerileye kapya doru
gidin. Sandalyeyi ayandan yakalayarak ya da yerde srkleyerek deil,
arkalndan tutup hafife yerden kaldrarak gtrn ve ses karmadan yere
koyun. yle elleriniz karnnzn stnde ve diliniz aznzn kesinde
oturmayn!" Byle yapacak olursanz, Bay Knaak'n sizi yle bir yanslay
vardr ki, mrnzce bu durumdan tiksinirsiniz...Bunlar, grg kurallaryd.
Dansa gelince; Bay Knaak belki daha da ustalk gsteriyordu. Mobilyasz salonda,
havagazyla alan avizenin lambalar ve mine stndeki mumlar yanyordu. Yer
talkla pudralanmt. Ayakta sessizce duran "leve"ler (*) bir yarm daire
oluturmulard. Anneler ve teki yaknlar, gerili perdenin te yannda kaln
kadife kapl sandalyelerde oturuyorlar, sapl gzlkleriyle, Bay Knaak'n
redingotunun eteklerini iki yandan ikier parmayla tutup ne doru eilerek
mazurkann deiik figrlerini esnek bacaklaryla nasl gsterdiini
seyrediyorlard. evresindekileri artmak isteyince, birden gereksiz yere
zplayarak bacaklarn havada ba dndrc bir abuklukla, "tralala" diyerek
kavuturuyor, sonra salondaki eyay yerinden oynatan bouk bir ses kararak,
kt diye yeryzne dnyordu.Tonio Krger iinden, "Ne garip ebek!" diyordu,
ama Inge Holmun, en Inge'nin ok zaman hayran hayran bir glmsemeyle Bay
Knaak'n devinimlerini seyrettiini pek iyi gryordu. Ama kzn hayranl
yalnzca adamn bedenini bylesine ustaca kullanmasndan deildi. Bay Knaak'n
gzlerinin ne dingin ve gvenli bir bak vard! Bu gzler, eyann karmak ve
znl olmaya balad noktadan daha ileri geemiyor, ancak kendilerinin el
ve gzel olduklarn biliyorlard. Bunun iin duruu bu kadar gururluydu; evet,
onun gibi yrmek iin insann aptal olmas gerekir; ama o zaman sevilirsiniz,
nk sevimli olursunuz. Tonio, Inge'nin, sarn ve tatl Ingenin Bay Knaak'a
bu gzle bakmasn pek iyi anlyordu. Acaba ona da hi bir gen kz byle
bakacak myd?Evet, ona da bakan bulundu. Orada, tatl yz ve byk, hlyal,
kara, iten ve ciddi gzleriyle, davavekili Vermehren'in kz Magdalena
Vermehren de vard. ou zaman dans ederken dnyordu, damlar kavalyelerini
setikleri zaman, Tonio'yu dansa kaldryordu. iir yazdn biliyordu;
kendisinden iki kez iirlerini gstermesini rica etti. Ara sra ban eerek
uzaktan Tonio'ya bakyordu. Ama, bundan ona ne? O Inge Holm'u, sarn, en,
iir yazdndan dolay kendisini kezinlikle aa gren Inge'yi seviyordu...
Onu, mutluluk ve alayla dolu mavi, badem gzlerine bakarak seyrediyor, kskan
bir istek, ondan uzaklama ve ona sonsuza dek yabanc kalma dncesinin iine
ileyen acs gsnde alevleniyordu..."Birinci ift en avant" diyordu Bay
Knaak. Adamn burun sesini kar biimini anlatacak bir sz bulunamaz. Kadrile
allyordu. Inge Holm ile ayn karede bulunan Tonio Krger korkudan
titriyordu. Gc yettiince ondan kand halde, hep onun yanna dyordu.
Gzlerini ondan uzaklatrd halde, gene durmadan gzleri gzleriyle
karlayordu... imdi kzl sal Ferdinand Mathiesse'nin elinde kayarak,
koarak, ilerliyordu; rgsn geriye att ve tam karsnda, soluk alarak,
durdu. Piyanocu Bay Heinzelmann, kemikli ellerini piyanonun tularna koydu, Bay
Knaak komut verdi ve kadril balad.Inge, Tonio'nun nnde, bir yandan br yana
gidip geliyor, ileri geri adm atyor ve dnyordu.Sandan ya da giysisinin
ince, beyaz kumandan kan bir koku, kimi zaman onu sarsyor, gzleri gittike

bulanyordu. "Seni seviyorum sevimli, tatl Inge," diyordu iinden; onun byle
cokun, neeli dans etmesi ve kendisine hi bakmamas karsnda duyduu btn
acy bu szlerle anlatyordu. Storm'un gzel bir dizesini anmsad: "Ah,
uyusaydm da sen dans etseydin..." Severken dans etmenin utan verici bu
samal ona pek dokunuyordu..."Birinci ift en avant" diyordu Bay Knaak; nk
yeni bir figr balyordu. "Compliment!" "Moulinet des Dames! Tour de Mains!"
"De"nn vurgusuz "e"sini ne ince bir biimde yuttuu szcklerle
anlatlamaz."kinci ift en avant!" Sra Tonio Krger'le damndayd.
"Compliment!" Tonio Krger eildi. "Moulinet des Dames" ve Tonio Krger, ba
aada, kalar atk, elini drt damn elleri zerine, Inge Holm'un elinin
zerine koydu ve Moulinet'yi oynad.evreden mrltlar ve kahkahalar ykseldi.
Bay Knaak abartl bir dehet belirten bir bale pozu ald, "Eyvah!" diye
bard, "Durun! Durun!" Krger damlarn arasna kart. "En arrire, Bayan
Krger, geriye, fi donc! Herkes anlad, sizin dnzda. t! Haydi, ekilin!"
Ve sar ipek mendilini kararak Tonio Krger'in nnde, onu yerine kovalamak
iin sallad.Delikanllar, kzlar ve perdenin arkasndaki hanmlar, hepsi
gldler -nk Bay Knaak olay gereinden ok gln gstermiti- hepsi bir
tiyatrodaym gibi elendiler. Yalnzca Bay Hinzelmann i adamlarna zg kuru
suratn asarak bakyordu; nk Bay Knaak'n soytarlklarnn onun zerinde
bir etkisi kalmamt.Hizmeti kz serinletici ikilerle dolu tepsiyi
krdatarak ieri girdi, biskvi tepsisini tayan ah kadn da onu izledi.
Ama, Tonio Krger salondan dar svt, gizlice koridora gitti, pancuru
indirilmi bir pencerenin nnde durdu. Bir ey gremedii halde sanki dar
bakyormu gibi orada dikilmenin gln olacan aklna bile getirmedi.Ne var
ki, o kendi iine, zlem ve kederle dolu iine bakyordu. Niin, niin oradayd?
Niin kendi odasnn penceresi nnde oturarak Storm'un "Immensee"sini okumuyor,
yal ceviz aacnn ar ar gcrdad ve stne akam gnei den baheye
bakmyordu? te orada kendi yerinde olacakt; bakalar varsn dans etsin,
bunda evik ve becerikli olsun!Yok, yok, onun yeri gene burada, kendisini
Ingenin yaknnda duyumsad yerdeydi; zarar yok, ondan uzak ve yalnz olsun
ve grltler, amatalar, kahkahalar arasndan yaamn btn aknn
titreyilerini tayan sesini ayrdetmeye alsn. Ah sarn Inge, o senin
glen mavi, badem gzlerin! Ancak, "Immensee" okunmad ve benzeri yazlmak
istenmedii zaman, senin gibi gzel ve en olunabilir. te zc olan da
bu.Gelmeliydi! Orada olmadn grp bandan geeni sezerek, sessizce onu
izlemeli, acyarak da olsa elini omzuna koyup yle demeliydi: "Gel ieri,
yanmza gel, sevin, seviyorum seni." Geriye kulak verdi, mantksz bir cokuyla
gelmesini bekliyordu; ama gelmedi. Bunu umamazd bile!tekiler gibi o da glm
myd? Evet, hem de iinden gelerek. Ama o buna inanmak istemiyordu; nk kz
ok seviyordu. Oysa salt onun yannda olduu iin dalgnlkla Moulinet des Dames
oynamt. Sonra bundan ne kar? Belki kahkahalarn kesecekleri bir gn de
gelecektir! Ksa bir sre nce, bir dergi, bir iirini kabul etmemi miydi;
geri iir yaynlanmadan nce dergi kapanmm, ne kar? Bir gn gelecek, nl
olacak, her yazd baslacak... ite o zaman bunun, Inge Holm'u etkileyip
etkilemedii grlecek... Hayr, bunun hi bir etkisi olmayacak; gerek bu!
Evet, durmadan den Magdalena Vermehren zerinde etkisi olacak, ama Inge Holm
zerinde asla! Mavi gzl, en Inge zerinde asla. yleyse bouna deil mi?...Bu
dnce zerine, Tonio Krger'in yrei acyarak burkuldu. Tanmadnz bir
karaduygusalln benliinizde kaynap oynatn duymak ve bunun yannda,
gnlnzn sizi kendilerine doru ektii varlklarn buna kar gsterdii
ilgisizlii bilmek, nasl da ac verici bir ey! nik bir kafesin nnde tek
bana, toplumun dnda, umutsuz olarak ayakta durmasna ve yrek aclaryla
pencereden dar bakyormu gibi grnmesine karn, gene de mutluydu. nk o
anda gnl yayordu; ate ve elemle senin iin arpyordu, Inge Holm; senin
sarn, parlak, en, apkn ve baya, ufack kiiliini kollar arasnda
skyordu.Bir deil, birok kez mzik sesi, iek kokusu ve kadeh nlamasnn
hafife geldii ssz bir yerde, elencenin uzak grlts iinde, sesinin
ahengini arayp senin yznden ac ekerek, yz ateler iinde ayakta durdu;
btn bunlara karn mutluydu. Bir deil, birka kez durmadan den Magdalena
Vermehren ile konutuunu, onun kendisini anladn, onunla gldn ve ciddi

olduunu dnerek can skld; oysa sarn Inge, yaknnda olduu zaman bile,
ona uzak, yabanc, acayip grnyordu; nk onun dili kendi konumas deildi;
bununla birlikte, yine de mutluydu. "nk mutluluk," diyordu kendi kendine,
"Sevilmek deildir; bu tiksinmeyle kark bir gururun honutluudur. Mutluluk,
sevmek ve belki sevilen varln yannda olmak dlemini veren ufak anlar
yakalamaktr." Bu dnceyi gnlne yazd, anlamn bsbtn deitirdi ve btn
derinliince duydu."Ballk!" diye dnyordu Tonio Krger, "Sana balanmak ve
seni sevmek istiyorum, Ingeborg, sa olduka!" ylesine iyi niyetliydi! Bununla
birlikte, hafif bir korku ve keder, iinden fsldyordu: Hans Hansen'i bsbtn
unutmutu, her gn grd halde. in kt ve ackl yan u ki, bu fsldayan
ve biraz akac ses hakl kt; zaman geti, bir gn geldi ki artk Tonio
Krger, en Inge iin gz kapal lmeyi dnmemeye balad; nk kendisinde,
dnyada kendi yolunda birok nemli ey yapma isteini ve gcn
duyumsuyordu.Dikkatle ve nlemle, aknn temiz, hafif ve saf alevinin yand
mihrabn evresinde dolat, nnde dize geldi ve bu alevi her yandan
canlandrd, besledi; nk ona bal olmak istiyordu. Buna karn, bir sre
sonra bu ate belirsiz, gsterisiz ve grltsz, kendiliinden snd.Ama Tonio
Krger, daha epey bir sre souyan mihrabn nnde durdu, yeryznde balln
olamayacan aknlk ve dlem krklyla grd, sonra omuzlarn silkerek
yoluna gitti.IIIGidecei yoldan gitti; gevek ve dzensiz admlarla, gz
uzaklarda, ba yana eik, slk alarak... Yolunu sapttysa, bu daha ok
kimileri iin gidilecek gerek bir yol olmadndand.Ne olacan sorduklar
zaman, birbirini tutmayan yantlar veriyordu; nk, kendisinde birok yetenek
bulunduunu, bunlarn aslnda olmadn dnse de, sylemeyi alkanlk
edinmiti. (Bunu daha nce yazmtk.)Doduu kk kenti henz brakmadan nce,
benliini oraya balayan balar yava yava zlmt. Eski Krger ailesi azar
azar ufalm ve dalmt; bakalarnn, Tonio Krger'in zel yaam ve var olu
biimini, bu durumun bir belirtisi gibi grmekte haklar vard. Soyun ba olan
babaannesi lmt; ok gemeden, babasn da yitirdi. Uzun boylu, dnceli,
dme deliinde bir kr iei takl, st ba pek dzgn babas... Ve byk
Krger evi, saygdeer gemiiyle, satla karlm; iyeri de kapatlmt.
Tonio'nun annesi, gzel ve ateli, olaanst piyano ve mandolin alan, her eye
ilgisiz annesi, bir yl sonra, bu kez bir mzikiyle, talyan ad tayan bir
virtzle yeniden evlendi ve onunla birlikte uzaklara gitti.Tonio Krger, bu
davran biraz baya bulmutu; ama onu bundan vazgeirmek de elinde deildi. O
ancak iir yazyordu ve ne olaca konusunda bile bir yant veremiyordu...Baba
evinin bulunduu, eri br, dik damlarnda nemli rzgrlarn estii kenti,
genliinin srda su fskiyesiyle yal ceviz aacn, ok sevdii denizi
brakt; bundan bir ac da duymad; nk, bym ve akllanm, benliinin
bilincine ermiti. Ruhu uzun sre tutsa olduu bu ar ve miskin yaama kar
kmsemeyle doluydu.Kendisini btn btne gl olmaya; dnyada en yksek ey
olarak grd, hizmetine arldn duyumsad; kendisine grkemli bir
yaam ve iyi bir gelecek salayacan dnd; bilinaltnda ve sessiz
yaamn zerinde glmseyerek egemen olan, ruh ve sz gcne adad. Genliinin
btn tutkusuyla kendini gl olmaya verdi; gl olmaksa, buna karlk
salayabilecei her eyle onu dllendiriyor; ama karln da ondan
acmaszca alyordu.Gl olmak, bilincini biledi ve insanlarn gsn kabartan
byk szlerin iyzn gsterdi; ona insan ruhunu ve kendi ruhunu at,
kavrayn derinletirdi; dnyann iyzn, szn ve iin tesinde kalan baka
eylerin hepsini gsterdi. Ve orada unu grd: Glnlk ve sefillik, sefillik
ve glnlk.Bunu da bilginin verdii derin znt ve gururla birlikte yalnzlk
izledi; artk kaygsz ve karanlk ruhu safgnlllerin evresinde
yaayamyordu. Alnndaki nian, onlar rahatsz ediyordu; ne var ki, sz ve
biimle uramaktan duyduu zevk gitgide daha tatllayordu. "nk, ruhu
bilme, onu anlatabilme zevki bizi uyank ve nee iine bulundurmasa, insan
doruca karaduygululua gtrr," diyordu. (Bunu daha nce yazmt.) Byk
gney kentlerinde yayordu, gney gneinin sanatna daha parlak bir olgunluk
vereceini umuyordu: onu buraya eken belki de damarlarndaki ana kanyd; ama
gnl l ve akszd, bylece beden servenlerine dt; ehvetle yakp kl
eden gnah iine gmld ve bu yzden dile gelmez aclar ekti. Belki bu dkn

durumundan byle ac ekmesinin, kimi zaman da eskiden duyduu ve imdi hibir


zevk de bulamad ruhsal zevklerin belli belirsiz zlemini duymasnn nedeni,
ona babasndan, uzun boylu, dnceli, st ba dzgn, dme deliinde bir kr
iei takl adamdan kalan bir eydi. Yaratmann gizli esrikliinde her eyin
yaprak at, kaynad ve tohum verdii lk, tatl, kokularla dolu bir ilkyaz
havasn andran sanat havasn solurken, ruhunu, duyulara kar bir nefret ve
kin; bir temizliin ve dinginliin namusluluuna olan susuzluk kaplyordu. Ve
bundan yalnzca u sonu kt: Birbirine kart eilimler arasnda sallanarak,
buzdan bir maneviyatla kemirici bir ksnllk arasnda sendeleyerek, vicdan
azab iinde, ldrc, olaand, serseri, artc bir yaam sryordu. Ve
o, Tonio Krger, bundan tiksiniyordu.Kimi zaman, iinden, "Bu nasl bir saptma!
Nasl olup da bu garip servenlere dtm?" diyordu, "Ne de olsa evsiz, damsz,
yeil arabasyla dolaan bir ingene deilim ya ben!..."Ancak, sal
ktledike keskinleen sanat duygusu zor beenir, incelikli, gzelliklere
vurgun bir nitelie brnyor; bayalktan abuk etkileniyor, sanat zevkiyle
ilgili konularda olaanst duyarl ve kuruntulu oluyordu. lk kez tanndnda,
sanat dnyasnda beence ve sevgiyle karland; glmeceyle acdan edindii
bilgiyle dolu bir yapt vermiti. Ad; o bir zamanlar retmenlerinin yalnzca
ona kmak iin kullandklar, ceviz aacyla, fskiyeyle ve denizle ilgili
iirlerinin altna yazd, kuzeyin ve gneyin seslerini birletiren ve zerine
biraz yabanc koku serpili o kentsoylu ad, nemli nitelikteki yetenekleri
belirten bir forml olmutu. Ac ve derin deneyimlerine, zevkinin ince
duyarlyla savam durumunda olan, az grlr, inat, n ve onur dkn ve
yein aclar pahasna olaanst yaptlar yazdran bir alma ak da
katlyordu. Yaamak iin alan bir kimse gibi deil, almaktan baka bir
ey istemeyen bir adam gibi alyordu. nk byle bir insan, kendisine
yaayan varlk olarak, bir hi gzyle bakar ve kendisinin ancak yaratc olarak
grlmesini ister. Yaratmad zaman, ancak sahnedeyken var olan, sahne dnda
bir hiten baka bir ey olmayan, makyajsz bir tiyatro oyuncusu gibi donuk ve
deersiz dolar.Yetenekleri bir toplum ss olan; yoksulu ve varslyla,
yabanl ve kalender halleriyle, acayip boyunbalaryla dolaan; her eyden nce
mutlu, sevimli ve sanat gibi yaamay dnen; iyi yaptlarn ancak kt yaam
koullarnn zorlamasyla ortaya ktn ve yaayan adamn almadn, tam
bir yaratc olmak iin lmek gerektiini bilmeyen genleri kmsyor ve onlar
aalayarak sessiz, kapal ve gizli alyordu.IVTonio Krger iliin
eiinde:"Rahatsz ediyor muyum?" diye sordu. apkasn elinde tutuyordu,
hafife eilmiti; Lizaveta vanovna, her eyi kendisine syledii bir dostu
olsa da.Lizaveta vanovna, cvldayan ivesiyle, "Rica ederim, Tonio Krger,
girin," diye yant verdi, "yi bir eitim aldnz ve grg kurallarn
bildiinizi herkes bilir." Bu arada, frasn sol eliyle tuttuu palete
geiriyor, sa elini ona uzatyor, glerek ve ban sallayarak gzlerinin iine
bakyordu."Evet ama, alyorsunuz," dedi. "Bakaym! Oooo! lerlemisiniz." Bir
yandan valenin iki yanndaki sandalyelere dayanm boyal eskizlere, te
yandan da zerinde drt ke izgilere gre taslak olarak uydurulmu
geliiigzel ve belirsiz fzen deseninin iinden, renklerin belirmeye balad
byk tuvale bakyordu.Mnihte, Schelling Caddesi'nin ardnda bir evin st
katlarndan birinde bulunuyordu. Kuzeye bakan geni pencelerin ardnda gk
mavisi, ku cvlts, gn egemendi ve ilkyazn ak bir vasistastan ieri
akan taze ve tatl soluu, geni alma odasn dolduran sabitletirici
maddenin ve yal boyann kokusuna karyordu. kindi gneinin altn bir
engele arpmadan, iliin geni plakln kaplyor; biraz rk taban,
pencerenin altndaki ufak ieler, tpler, fralarla dolu masay, ktsz
duvarlardaki erevesiz altrmalar, kapnn yannda, dinlenme zamanlarnda
uzanmak iin zevkle denmi bir keyi evreleyen yark yark, ipek paravanay,
vale zerindeki yeni balanm yapt ve onun nnde duran airle ressam
aydnlatyordu.Lizaveta vanovna, aa yukar onun yandayd; yani otuzunu
biraz akn. Boya lekeleriyle dolu koyu mavi nlne brl, alak bir
taburenin zerinde oturuyordu; enesini eline dayamt. Yanlarda biraz aarmaya
balayan smsk taranm koyu kumral salar hafif dalgalarla akaklarn
rtyor, esmer, kvrak burnuyla sonsuz sevimli Slav yzn, keskin elmack

kemiklerini ve parlak kara gzlerini ereveliyordu. Dikkatle ne eildi:


Kaygl ve kukulu, ksk kirpiklerinin arasndan, yan gzle yaptn
inceliyordu.Tonio Krger, onun yannda ayakta duruyordu; sa elini kalasna
dayam, sol eliyle de hzl hzl kara byn buruyordu. Eri kalarn
skntl ve gaml bir tavrla atm, her zamanki gibi, hafife slk
alyordu. Gri giysisi yaln, kibar izgilerle biilip dikilmiti; giyimi pek
zenliydi. Ama kara salarnn olaanst basit ve dzgn bir ayrmla stnde
ayrld kaygl alnndan sinirli bir rperme geiyordu. Aslnda gney tipli
yznn izgileri, sert ve elikten bir kalemle oyulmu gibi keskindi; oysa
aznn biimi pek tatl, enesinin evresi olaanst inceydi. Aradan birka
dakika geti; sonra elini gzlerinin stnden geirdi, sonra
dnd:"Gelmemeliydim," dedi. "imi imdi braktm Lizaveta ve kafamn iindeki
ey tpk bu tuvaldeki gibi: Bir kanava, bir taslak; dzeltmelerle karalanm
soluk bir ebo ve birka renk lekesi... Sonra buraya geliyorum, yine ayn eyi
buluyorum; yeniden ayn savam, evimde iimi burkan elikiyi burada da
yayorum." ini ekti, "Ne garip ey," dedi. "Bir dnce bizi egemenlii
altna ald m, onu her yerde anlatlyor grrz, rzgrdan bile kokusunu
alrz; sabitletirici maddenin kokusu, ilkyaz kokusu gibi yle deil mi? Sanat
ve... tekine ne ad vermeli? Doa demeyin Lizaveta; doa tketmez nk. Hayr,
dorusu, gezmeye gitseydim daha iyi ederdim. Bunun beni rahatlatp
rahatlatmayaca da ayr konu... Be dakika nce, urackta, bir meslektaa
rasladm; ykc Adalberte. O hain edasyla, u ilkyaza ilen olsun, dedi bana,
Mevsimlerin en kts, yle de kalacak. Biraz eince bsbtn baya ve bir ie
yaramaz olduklar anlalan yersiz bir yn duygu sizi rahatsz ederken ve
btn kannz uygunsuz bir biimde karncalanrken aklc bir dnceyi
kavrayabilir misiniz? Ufack bir nkte yapmak, ufack bir etki elde etmek iin
dinginlikle alabilir misiniz, Krger? Ben kendi payma kahveye gidiyorum. O,
mevsim deimelerinden etkilenmeyen, yansz bir yerdir. Gryorsunuz, kahve
yaznn bakalarndan uzak ve yksek bir katdr; orada insana ancak soylu
dnceler gelebilir," dedi ve kahveye gitti. Belki ben de onunla birlikte
gitseydim, daha iyi ederdim.Bu szler Lizaveta'y elendiriyordu. Glyordu.
"Fena deil, Tonio Krger; uygunsuzca kaynaan kan, fena deil. Bir dereceye
kadar hakk da var; nk, ilkyaz gerekten almaya pek de elverili mevsim
deildir. Ama, imdi bakn, ne de olsa gene u ufak eyi, (Adalbertin dedii
gibi) u ufak touche'u ya da u ufak effetyi bitireyim. Sonra ay imek iin
salona gideriz; o zaman iinizi dkersiniz. nk, gryorum ki pek dolusunuz
bugn. imdilik, keyfinize gre, urada bir yere oturun; rnein u sandn
stne... soylu giysileriniz iin kayglanmazsanz..."Tonio Krger:"Of, brakn
u giysilerimi, Lizaveta vanovn! ster misiniz, yrtk bir kadife yelek ya da
krmz bir ipek ceketle dolaaym? nsan sanatysa, ii de yeterince
gebedir. Ne olacak sanki, d grn olarak iyi giyinip akl banda bir adam
gibi davranrsa... Hayr, dolu molu deilim," dedi.Lizaveta'nn palet zerinde
bir renk hazrlayn seyrediyordu. Konumasn srdrd: "Yalnzca bir konu
var, anlyorsunuz deil mi, kafam kurcalayan ve beni almadan alkoyan bir
eliki var. Evet, neden sz ediyorduk? ykc Adalbert'ten... Ne gururlu ve
gl bir adam. lkyaz mevsimlerin en kts dedi ve kahveye gitti. nk
insann ne istediini bilmesi gerekir, doru deil mi? Bakn, ilkyaz beni
sinirlendiriyor, baharn uyandrd duygu ve anlarn byleyici bayal,
bende de bulank istekler douruyor; ama bundan dolay ona kmak ve onu
ktlemek elimden gelmiyor; nk, onun nnde utanyorum, onun saf doall ve
utku kazanm tazelii nnde. Byle eyler Adalbert'in aklna bile gelmedii
iin onu kskanmal mym, yoksa aa m grmeliyim, bilemiyorum.""lkyazda
almak zordur, bu kesin; ama niin? nk, duyumsanr; nk, ahmaktr;
yaratann duymaya hakk olduuna inanan btn gerek ve itenlikli sanatlar,
saf yreklilerin iine dt bu salaka yanlgnn budalalna gler, belki
karaduygululukla gler, ama gler. nk, ifade ettiiniz, hibir zaman sizin
iin asl olmamal; ama yalnzca sizinle ilgili olmayan ve kendisinden tutkusuz,
dne tana, bir oyuncakla oynar gibi, egemen olarak, gzelduyusal [estetik]
bir biim elde ettiimiz bir madde olmaldr. Sylemek istediinize ok bal
msnz, burada yreiniz atele arpyor mu? yleyse tam bir fiyaskodan emin

olabilirsiniz... Duygusal olursunuz; ar, salak, atk, gvensiz, alaysz,


tatsz-tuzsuz, can skc, baya bir yapt elinizden kar ve bunun da sonu,
halkn iligisizlii ve sizin dlem krklnz, zntnz olur. Evet, byledir
bu, Lizaveta: duyu, scak ve gnlden duyu, her zaman bayadr ve bir ie
yaramaz. Sanat bakmndan, yalnzca bizim bozuk, bizim sanatlara zg
sinirlerimizin titreyileri ve souk esrimeleri vardr. Bir dereceye dek
insanlarn dnda kalmak, insandan baka bir ey olmak, insansal olandan
garipe uzak ve ilgisiz bir iliki durumunda kalmak zorunluu vardr; onu etkili
ve zevkli bir biimde betimleyecek, oyuncak edecek, yeniden yaratacak durumda
olmak ya da yalnzca buna eilim gstermek iin...""Biem, biim ve anlatm
yetenei, her eyden nce, insansal eylere kar souk ve uzak kalmay; evet,
insansal bir yoksullama ve eksilmeyi gerektiriyor. nk sa ve salam duygunun
zevkle, gustoyla ilgisi yoktur. Sanat, insan olmaya ve duymaya balad m,
artk sanat deildir. Adalbert bunu biliyordu ve bunun iin kahveye gitti; st
kata kukusuz!""Tanr esenlik versin ona, Batuka!" dedi Lizaveta, ellerini
teneke bir leende ykad. "Sizin de onun ardndan gitmeniz gerekmez ya!" diye
ekledi."Hayr Lizaveta, onu izlemiyorum; u biricik nedenle: Ara sra, sanat
olarak, ilkyazdan biraz utanyorum. Bakn, ara sra tanmadm kimselerden
mektuplar alyorum; okurlarmn beence ve teekkr yazlar... duyumsayan
insanlarn hayranlkla dolu vgleri... Okuyorum bu yazlar ve sanatmn
onlarda uyandrd bu toy, scak, insansal duygudalktan duygulandm
gryorum. Bu satrlarda belirtilen cokulu saf gnllle kar bir tr acma
duyuyorum. Bunlar yazan drst ve namuslu adamn, kulis arkasna bir gz atnca
nasl aracan dnerek kzaryorum. Ah! Onun safl bir anlayabilseydi
ki, gerekte doru, sa, salam ve olaan bir adam ne yazar, ne oynar, ne de
besteler!..""Ancak, bu onun beencesini deham iin, kendimi ykseltmek ve
yreklendirmek iin kullanmama ve byk bir adam rol oynayan bir maymun surat
taknarak, onu ciddi saymama engel olmaz... Hayr! Kar kmayn Lizaveta! Her
zaman, kendimi katmadan insansal olan betimlemekten korkun usanyorum...
Ksacas, sanat bir erkek midir ya da kadn m? diye de sormal. Bana yle
geliyor ki, biz sanatlar, hepimiz u hadm edilmi papalk sopranosunun
yazgsn paylayoruz... Dokunakl ve gzel bir sesle arkmz sylyoruz; ne
var ki...""Biraz utanmalsnz Tonio Krger, imdi aya buyurun, su neredeyse
kaynayacak; ite ttnle kd. Sopranoda kalmtnz, srdrn. Ama
utanmalsnz. Mesleinize ve esininize kendinizi nasl gururlu bir tutkuyla
verdiinizi bilmeseydim...""Esinden sz etmeyin, Lizaveta. Yaznsallk, bir esin
konusu deildir; o bir ilentir, bunun bilin. Bu ilen ne zaman kendini
duyumsatmaya balyor? Erken... hem de pek erken! Yaamn, Tanr ve evrenle uyum
ve bar iinde yaamaya hakkmz olduu bir anda. Kendinizi bakalarndan
ayr duyumsarsanz, baka insanlarla aranzda anlalmaz kartlklar
bulunduunu anlarsnz: Sizi insanlardan ayran ve gittike derinleen alay,
inanmazlk, eliki, bilgi ve duygu uurumu. Artk yalnzsnz ve bundan byle
hibir anlama olana yoktur. Ne yazg! Bir de dnn ki, yreiniz hl bunun
dehetini duyacak derecede yayor ve seviyor!..""inizde benliinizin deeri
alevlenir, nk binlerce kii iinde yalnzca sizin alnnzda iaret
bulunduunun ayrmna varrsnz ve bunun kimsenin gznden kamadn
bilirsiniz. Dahi bir oyuncu tandm; gnlk yaamnda hasta denecek denli bir
utangalk ve korkaklkla arpmak zorundadr. Olaanst duygun bir benlik
duygusu, rol yapamayla, oyunda grevi olmayla bir araya gelince, bu yetkin
sanaty ve yoksullam insan bu duruma getiriyordu.""Bir sanat, gerek bir
sanat, sanat toplumsal bir meslek olanlardan biri deil, ama talihi nceden
izilmi ve ilence uram bir sanat, byk bir kalabalk iinde belli olur;
bunun iin keskin bir gze gerek yok.""Bakalarndan ayr olmak, dnyann geri
kalanna ait olmamak, tannm ve grlm olmak duygusu, hem ahane, hem de
skntl bir ey, onun yznde okunur. Ayn eday, halk arasnda sivil dolaan
bir prensin izgilerinde de okuyabiliriz. Burada sivil klk bir ie yaramaz,
Lizaveta! Klnz deitirin, maske takn, bir elilik ataesi ya da izinli
bir muhafz alay temeni gibi giyinin, gene bouna: Gzlerinizi kaldrmanz,
bir sz sylemeniz pek az gerekli olacak; nk, herkes hemen sizi tanyacak ki
siz bir insan deilsiniz; yabanc, garip, baka, farkl bir ey...""Peki ama

sanat nedir? nsan geveklii ve tembelliinin yenilmez grnd bundan baka


bir soru daha olamaz. Bu bir vergidir diyor alakgnlllkle, bir sanatnn
etkisinde kalan namuslu insanlar. Onlar, neeli ve soylu yaptlarn ancak neeli
ve soylu nedenlerle yaratlacan sandklarndan, kimse burada sz edilen
verginin acnacak bir karl bulunan pek kukulu bir vergi olduundan
kukulanmaz... Herkes sanatlarn pek alngan olduklarn bilir; buysa vicdanl
ve dierlerine salamca inanan insanlarn hali deildir... Gryorsunuz,
Lizaveta, ruhumun derinliinde, sanat tipine kar, yukarda kck kentte
atalarmn ingeneye, kapsn alan serseri sanatya kar besledii kukuyu
duyuyorum (manevi bakmdan). Dinleyin: Bir bankac tanyorum; salar aarm
bir i adam... roman yazmaya yetenei de var. Bu vergiyi bo zamanlarnda
kullanyor ve kimi yaptlar ok gzel. Bu stn yetenee karn (karn
diyorum) kesinlikle kusursuz bir adam da deildir; tersine, bir kez uzun ve
hakl nedenlerle hapis cezasna arptrlmt. Bylece yeteneinin ayrmna ilk
kez hapishanede vard; onun mahpusluk deneyimleri yaptlarnn temel konusunu
oluturur. Buradan, biraz cretle, unu karabiliriz: air olmak iin herhangi
bir tr tutukevini tanma zorunluu vardr. Bu adamn sanat esininin kaynan,
tutukevinde edindii deneyimlerden ok, onu tutukevine gtren suta aramak
gerekmez mi? yk yazan bir bankac; az grlr bir ey bu. Ama su ilemeyen
eksiksiz ve salam bir bankacnn roman yazmas? Bu, asla grlmeyen bir ey...
Evet, gln isterseniz, ama bilin ki, sylediimin ancak yars akadr. Dnyada
sanat yaratm ve onun insanlar zerinde yapt etkilerden daha kayg verici
bir ey yoktur. Sanatlarn en tipik olannn, dolaysyla en glsnn en
olaanst yaratsn aln; Tristan ile seult gibi hastalkl ve iki anlaml
bir yapt aln; bu yaptn, salkl ve olaan bir duyarl olan gen bir
varlk zerinde yaratt etkiyi gzlemleyin. Onu da, ykselmi, glenmi,
ateli ve soylu bir cokuyla dolu, belki de yaratma ateine tutulmu
greceksiniz... Namuslu zenci [amatr]. Biz sanatlarn ruhlarnn en derin
keleri, onun ateli yrei ve iten cokusuyla dlemlediinden
bambakadr.""Sanatlar grdm ki, evresini kadnlar ve delikanllar alyor,
onu onurlandrarak ellerindekini avularndakini ona veriyorlard; oysa ben,
biliyorum ki... Sanatsal yaratnn kaynayla, ortaya kyla ve koullaryla
ilgili artc keifler yapmaktan hibir zaman geri kalnmyor...""Bakasnda
deil mi, Tonio Krger (sorumun kusuruna bakmayn) ya da yalnzca bakasnda,
deil mi?"Tonio Krger sustu, eri kalarn att; slk alyordu."Verin
fincannz ltfen, Tonio; ay koyu deil... Bir sigara daha yakn. zet olarak,
pek iyi biliyorsunuz ki, siz eyay kesinlikle gzden geirilmesi zorunlu
olmayan bir yntemle gzden geiriyorsunuz...""Horatius'un yant bu... Eyay
byle gzden geirmek, onlar tam olarak gzden geirmektir, yle deil mi?
Diyorum ki onlar baka bir yandan da tam olarak gzden geirme olana vardr,
Tonio Krger. Ben yalnzca resim yapan budala bir kadnm, size yant vermekle,
mesleinizi gene size kar savunmakla, kukusuz size yeni bir ey
sylemeyeceim; yalnzca pek iyi bildiiniz bir eyi anmsatacam size... Nasl
diyeyim: Yaznn insan temizleyen ve kutsallatran etkisi, tutkularn bilgi ve
anlatm sayesinde yok edilmesi, szn kurtarc gc; yazn, anlamaya,
balamaya, aka gtren yazn, yaznsal dnce, insan ruhunun en soylu
biimde ortaya k ve yazar; yetkin bir adam, bir aziz... Eyay bu biimde
gzden geirmek tam olarak incelemek deil midir acaba?""Byle sylemeye
hakknz var, Lizaveta vanovna; airlerinizin yaptlarn, szn ettiiniz
kutsal yazn pek iyi temsil eden taplas Rus yaznn gz nnde tutunca. Ama,
kar klarnz savsaklamyorum; onlar da bugn kafamda olanlar
arasndadr... Bakn bana. Pek neeli grnmyorum, ne dersiniz? Biraz kocam,
km ve yorgun grnyorum, deil mi? Peki gene bilgiye gelelim: Doal olarak
iyiye inanmaya eilimi olan, tatl, iyi huylu, iyi niyetli, biraz duygulu, ruh
uyankl yznden bsbtn anm ve ypranm adam gz nnde byle
canlandrmak gerekir. Kendisini dnyann elemi altnda ezdirmemek, gzlemlemek,
not etmek, dahas kayg verici bululardan yararlanmak ve bununla birlikte en
olmak, varlk denen korkun bulu zerinde manevi stnlnden emin olmak...
evet, bu doru! yle anlar var ki, anlatmn verdii neelere karn btn
bunlarn iinde biraz bouluyorsunuz. Her eyi anlamak, her eyi balamak

mdr? Bilmem. Bir ey var, Lizaveta, ben onu bilmekten nefret ediyorum; bu,
insann lm isteyecek derecede nefret ettiini duyumsamas iin bir olayn
iyzn apak grmesinin yettii durumdur. Danimarkal Hamlet'in, o rnek
alnacak yazn adamnn durumu. O, Hamlet, biliyordu, dnyaya bilmek iin gelmek
ne demektir; tanmak, not etmek, gzlemlemek ve gzlemleri, bir glmsemeyle
saklamak zorunda kalmak; yle bir anda ki, eller henz birbirini skmakta,
dudaklar birbirine yapmakta, bak duygu gcyle krelerek snmektedir... Kt
bu, Lizaveta, irkin bu, bakaldrtc... Ama bakaldr neye yarar ki?""Konunun
daha az ho olmayan bir yn de, kukusuz her geree kar bkknlk,
ilgisizlik ve alayc yorgunluktur. Zeki, her eyi enine boyuna inceleyen
kimselerin, toplumlarndan daha sessiz, daha zgn bir ey olmad da bir
gerek. Her bilgi, kocam ve can skcdr. Fethedip sahip olduktan sonra size
bir genlik neesi veren bir gerek syleyin! Baya gereklerinize,
klarnza ksa bir apak deil mi? ile yant gelecektir. Evet, yazn yoruyor
Lizaveta. Salt kuku duyduunuz ve kannz anlatmaktan ekindiiniz iin,
insanlar size, sama ve budala bir insan gzyle de bakabilir; bundan emin olun.
Oysa, siz yalnzca gururlu ve yreklisiniz... Bilgi iin bunca sze gelince;
burada ama, belki bir kurtulutan ok duyguyu soutmak ve dondurmaktr.
Yaznsal anlatm sayesinde duygudan kurtuluu ileri sren bu sama ve yzeysel
anlay, gerekten pek souk ve bakaldrtc bir eydir.""Gnlnz ar dolu
mu? Tatl ve yce bir olay yznden ok mu zgnsnz? Bundan basit bir ey yok!
Yazara gidin, abucack ii dzenine koyar, durumunuzu zmler, kalba sokar,
ona bir ad verir, onu anlatr, syler, bu ii tmyle zmler, sizi ilgisiz
brakr, hizmetine karlk da bir teekkr bile istemez. Ama siz hafiflemi,
yreiniz soumu, aydnlanm olarak eve dnersiniz. Biraz nce sizi bu denli
tatl bir bunalm iinde brakabilen eye aarsnz... Siz, bu souk ve kendini
beenmi arlatan m savunuyorsunuz? Anlatlm olan, zmlenmitir, diyor
onun aments. Btn dnya anlatlm mdr? yleyse, btn dnya
zmlenmitir, kurtulmutur, yok olmutur... Peki! Ama ben bir nihilist
deilim...""Siz bir..." dedi Lizaveta, ay kan azna gtrmt, bu
durumda kmldamadan kald."Haydi... Haydi... Kendinize gelin, Lizaveta!
Nihilist deilim diyorum, canl duygularla ilgili eyde. Gryor musunuz, yazn
adam, yaamn, bir kez zmlenip anlatldktan sonra da, hl yaamay
srdrdn ve srdrmekten utanmadn anlamyor. Ancak, bakn biraz, yaam
yazn yoluyla kurtulua karn gene sarslmadan, cesurca, gnah ilemeyi
srdryor. nk ruhun gznde her i bir gnahtr.""Bitirdim Lizaveta,
dinleyin beni. Yaam seviyorum. Bir aklama bu. Aln bunu ve saklayn. Bugne
dek kimseye sylemedim bunu. Yaamdan nefret ettiim, korktuum, onu
aaladm ya da ilendiim sylendi ona, yazld, bu yazlar da basld. Btn
bunlar honutlukla dinledim, houma da gitti bu! Ama gene de az yanl deil.
Evet, yaam seviyorum; glmsyorsunuz, biliyorum neden. Ama, ant ierim,
yaznsal szler gibi grmeyin sylediimi! Cesar Borgia'y ya da onu nl klan
bilmem hangi sarho felsefeyi dnmeyin. Gzmde bir hitir o Cesar Borgia, ona
deer vermiyorum; acayip ve iblise olann nasl lksel olacan asla
anlayamayacam. Hayr, bu, yaam, ruh ve sanatn sonsuz kart olarak grnen
yaam, bize kanl bir bykln, yabanl bir gzelliin grn gibi gelmez.
Bize, bayann dnda bulunan bizlere, bayast birey gibi grnmez;
tersine bizim zlemini ektiimiz diyar, olaan, aklc, sevgili olan eylerin
diyardr; byleyiciliiyle de, bayalyla da yaamdr. Azizim, en son ve en
derin hlyasn incelikli, artc, srad ve eytani eyler oluturan;
safla, basitlie, canlla ve biraz dostlua, yazgya boyun emeye, gvene ve
insan mutluluuna kar duyulan zlemi, yani gizlice, yein, her gn sradan
yaamn zevk ve neelerine kar duyulan zlemi tanmayan bir kimse, daha uzun
zaman iin sanat saylamaz...""nsandan bir dost! nsanlar arasnda bir dosta
sahip olmann beni gururlandrp mutlu edeceine inanr msnz? Ancak, bugne
dek eytanlar arasnda, ucubeler, irenler, bilginin dilsiz kld hayaletler,
gulyabaniler arasndan, ksacas, yazn adamlarndan dostlar edindim.""Kimi
zaman bir krsye ktm olur; herhangi bir salonda, beni dinlemek iin gelen
insanlarn karsnda bulunurum. Yalnzca o zaman u deneyimi yaarm:
evremdeki halka bakarken, gzm kendime eviririm; kendimi, gizlice

dinleyicilerin arasnda benim iin gelen, hayranlk ve minneti bana doru


ykselen, sanatmn beni kendime lksel bir bala balad kimseyi ararken,
yakalarm.""Ama aradm bulamyorum, Lizaveta... Belki de buluyorum, pek iyi
tandm sry, kalabal, ilk Hristiyanlara benzeyen bir topluluu, kaba ve
hantal bedenli, ince ve zarif ruhlu insanlar, her zaman den insanlar... ne
demek istediimi anlyorsunuz; bunlara gre iir yaamdan alnan tatl bir
tr... her zaman ac eken, istekle ve zlemle dolu, yoksul kimseleri
buluyorum ve asla tekilerden birini, Lizaveta, mavi gzllerden, ruha
gereksinmesi olmayanlardan birini deil!..""Ve sonra, teki trl olsayd, buna
sevinmek, acnacak bir mantkszlk olmaz myd? Yaam sevmek, bununla birlikte
btn aralarla onu kendinden yana ekmeye, inceliklere, karaduygululua,
yaznn btn hastalkl soyluluuna kazanmaya almak sama ve anlamszdr.
Yeryznde yaznn saltanat artyor, salk ve masumluun hkm azalyor. imdi
bu azalandan geri kalan en byk bir zenle korumal, anlk at grnmleriyle
sslenmi kitaplar hl seve seve okuyan insanlar, iiri sevmeye
srklememelidir.""nk, szkesimi, sanata yknen yaamn grnmnden daha
korkun bir grnm olabilir mi? Biz sanatlar, ancak zenciyi, stelik bu
vesileyle sanat olduunu da sanan canl adam, tmyle aa gryoruz. Emin
olun, bu biimde nefret, kendi bamdan da geti. Pek kibar insanlarn arasnda
bulunuyordum. Yiyor, iiyor, konuuyor, ok iyi anlayorduk. Bir an kendimi,
kendi halinde ve sradan insanlar arasnda yitirmekle honut ve minnettar
duyumsuyordum, sanki trdelerim arasnda bulunuyormuum gibi. Birden (bu
bamdan geti) bir subay, resmi klna yak
maz bir yolda davranabileceini asla sanmadm gzel ve gl bir delikanl,
bir temen, ayaa kalkyor ve dpedz, manzume olan birka iiri okuma izni
istiyor. akn gllerle istei yerine getiriliyor ve iirleri okuyor. Arka
cebinden kard bir kttan okuyor yaptlarn. Mzik ve akla ilgili,
derinden duyulmu olduu denli etkisiz eyler! Dnn, sorarm size, bir
temen; bir toplum adam! Dorusu, gereksinmesi var myd buna? Gzel. Ve sonra,
olan oldu: Aslm, somurtuk suratlar, bir sessizlik, birka sahte beenme sz
ve orada bulunanlarn hepsinde bir can sknts. Bu patavatsz delikanlnn
toplantya getirdii rahatszlkta benim de bir sululuk paym bulunduu,
ayrmna vardm ilk manevi olay oldu. Ve hi kuku yok, souk ve alayc
baklar, mesleine bu zavallnn da karmak istedii kimsenin zerine, yani
bana evriliyordu. kinci olay uydu: Biraz nce, varlna ve zne en byk
saygy gsterdiim bu adam, birden gzmden dt, dt, dt...""Benliimi
iyilik isteyen bir acma kaplad. Baka birka cretli ve yufkayrekli bey gibi,
ben de ona doru ilerledim ve Kutlarm, temenim; ne gzel bir yetenek. Hayr,
gerekten nefis, dedim. Az kald, omzuna vuracaktm. Ama iyicillik, bir temene
kar duyulacak duygu mudur? Kendi suu. Orada, iledii suun, yaam pahasna
olmadan, sanat defnesinden bir yaprak koparabileceini sanarak iledii gnahn
cezasn byk bir aknlk iinde ekerek, duruyordu. Hayr, burada
meslektamla, sulu bankacyla birliim. Ama, ne dersiniz Lizaveta, benim bugn
Hamlet gibi bir gevezeliim yok mu?""Bitirdiniz mi, Tonio Krger?" "Hayr, ama
konumuyorum artk.""Bu da yeter. Bir yant bekliyor musunuz?""Var m bir
yantnz?""Sanrm, evet. Pek iyi dinledim sizi, Tonio; bandan sonuna dek. Ve
size yle bir yant vermek isterdim ki, bu le sonu bana sylediklerinizin
hepsine uysun ve sizi bu denli trmalayan konunun zm olsun. Konunun zm
de u: Siz u durumunuzda, tam bir kentsoylusunuz."Tonio Krger, "Ben mi?" diye
sordu ve biraz sarsld."Bu size acmaszca sert geldi, deil mi? Ama bunun
byle olmas da gerekir. Onun iin yargm biraz yumuatacam; bunu
yapabilirim. Yanl yoldan giden bir kentsoylusunuz siz Tonio Krger... Yolunu
saptm bir kentsoylu..."Sessizlik... Sonra Tonio ciddi bir tavrla kalkt,
apkasn ve bastonunu ald."Teekkr ederim size Lizaveta vanovna, artk
rahata eve dnebilirim. im bitti."VGze doru, Tonio Krger Lizaveta
vanovna'ya yle diyordu:"Geziye kyorum, Lizaveta; biraz hava almalym,
kayorum, savuuyorum.""Gene mi talya'ya gezi arzu buyuruluyor, baback?""Aman
brakn u talya'y Lizaveta! talya'ya kar nefret duyacak kadar ilgisizim.
Yurdumun oras olduunu sandm anlar oktan geti. Sanat deil mi? Kadife
mavisi gk, scak arap, tatl istekler... Szn ksas, bana bir ey demiyor

bu. Vazgeiyorum. Btn o belleza sinirlendiriyor beni. Sonra orada, gneydeki


bu korkun canl, kara hayvan gzl insanlara artk dayanamyorum. Bu Latinlerin
gzlerinde vicdan yok... Hayr, Danimarka'ya gidiyorum, bir sre.""Danimarka'ya
m?""Evet ve iyi olacan umuyorum. Btn genliimi snr yannda geirdiim
halde, tuhaf bir raslant, imdiye dek gitmedim; ama oray biliyorum ve hep
sevmiimdir. Kuzeye kar duyduum bu ekim belki bana babamdan geliyor; nk
annemin duygudal, ilgisizlii izin verdii lde daha ok bellezalar
iindi. Yukarda, kuzeyde yazlm kitaplar dnn; o derin, temiz ve
glmeceli kitaplar, Lizaveta, bence onlarn stne yoktur ve onlar seviyorum.
skandinav yemeklerini dnn; ancak adamakll tuzlu olarak yenebilen (dorusu
bilmiyorum, ben de yiyebilecek miyim?), bakalaryla karlatrlamayacak
yemekleri. Kkenim gerei, onlar biraz tanyorum; benim memleketimde de yle
yenir." "Yalnzca adlar, zel adlar dnn; o diyarn insanlarn ssleyen ve
lkemde de pek yaygn kullanlan adlar; Ingeborg gibi, tns bile gzel bir
ad; en airce saflyla arp akordu gibi. Ve sonra deniz, Baltk Denizi var
orada!... Bir szckle oraya gidiyorum Lizaveta ve yeniden Baltk greceim; bu
adlar yeniden iiteceim; o kitaplar yerinde okuyacam. Hayaletin Hamlete
grnp de soylu ve mutsuz delikanlya ykm ve lm getirdii Kronborg'un
taraasna ayak basacam...""Nasl gideceksiniz oraya Tonio, sorabilir miyim?
Hangi yoldan?""Her zamanki yoldan," diye omuzlarn silkerek yant verdi Tonio,
belli olacak denli kzard. "Evet, geldiim yere yeniden ayak basyorum... On
yl sonra, olduka gln, deil mi Lizaveta?"Lizaveta glmsedi:"Bunu duymak
istiyordum Tonio, gidin bakalm. Tanr yolunuzu ak etsin. Unutmayn, bana
yazn, dinliyor musunuz? Gzlem ve deneyimlerle dolu bir mektup bekliyorum,
Danimarka gezinizle ilgili..."VITonio Krger kuzey gezisine kt. Rahat bir
yolculuk yapt. (nk hep, baka insanlarn yaamndan daha g bir yaam
srnce, hi deilse yolculukta rahat etmek gereklidir, diyordu.) Yllar nce
brakt kk kentin kulelerinin, nnde, kl rengi gkyznde ykseldiini
grmeden nce, hibir yerde durmad; orada ksa ve garip birka gn
geirdi.Tren, dar ve dumanl, pek artc biimde tan olduu istasyona
girdiinde, donuk bir ikindi akam yaklamt. Duman pis camekanl atnn
altnda top top oluyor, bir zamanlar Tonio Krger'in gnlnde kmsemeden baka
bir ey olmakszn ayn yerden yola knda olduu gibi, paralar uzun uzun
geriliyor ve uraya buraya yaylyordu.Bagajna bakt, otele gtrlmesini
syledi ve istasyondan ayrld.Kentin ift atl, siyah, ok yksek ve geni
arabalar, gene eskisi gibi darda dizilmi bekliyordu. Hibirine binmedi.
Onlara yalnzca bir gz att: Her eye, gotik evlerin sivri damlarna, yakn
atlarn stnden kendisini selamlayan sivri kulelere, azlarn yaymakla
birlikte abuk abuk konuan, sarn, gevek ve ar insanlara yle bir gz
att ve bir hkrkla gizli bir benzeyii olan, sinirli bir glmeye tutuldu.
Yaya gidiyordu, ar ar yryordu, slak rzgr durmadan yzne arpyordu,
parmaklklar mitolojik yontularla ssl kpry at ve bir sre liman boyunca
gitti.Tanrm, btn bunlar nasl da skk ve dolambal grnyordu. Gotik
evlerin sraland bu dar sokaklar, kente doru her zaman byle garip ve gln
bir biimde mi trmanyordu? Bulank rman stnde, gemi direk ve bacalar gn
batarken yavaa rzgrda sallanyordu. Anmsad u evin bulunduu kedeki u
sokaktan yukar m kacakt? Hayr, yarn; imdi ok uykusu vard. Ba yol
yorgunluuyla arlamt, zihninden yava ve bulutlu dnceler geiyordu.Bu
on yl iinde, kimi zaman midesi bozuk olduu sralarda, dnde yeniden eve,
yokutaki sokan kysndaki yankl eski eve, dndn ve babasn yeniden
orada bulduunu, bu dank yaayndan dolay kendisini, pek hakl olarak
adamakll haladn grrd. Ve imdi iinde bulunduu an, insann dlem mi
yoksa gerek mi olduundan kuku duyduu, gerek olduuna ister istemez
inand, ama gene de sonunda uyand aldatc bir de benziyordu.Ban
rzgra kar eerek, az kalabalk ve hava akml sokaklar boyunca gidiyordu;
otel ynnde, geceyi geirmek istedii kentin en iyi oteli ynnde, bir
uyurgezer gibi ilerliyordu.Ucunda bir alevcik yanan bir srk tayan eri
bacakl bir adam, yalpa vuran bir gemici yryyle nnde yryor, gaz
lambalarn yakyordu.Ona ne oluyordu? Yorgunluunun kl altnda, parlak
alevler halinde, fkrmakszn, bu kadar donuk ve yakc olarak saklanan bu

ate neydi? Sus, sus, sz istemez. Byle rzgrda, lo ve bir d tanlyla


tand sokaklarda yrmeyi ne kadar isterdi. Ama, burada her ey birbirine o
kadar skm ki... ki adm atmadan hedefinize ulayorsunuz.Kentin
yukarsnda, ark lambalar vard, bunlar da yeni yanmt. Otel buradayd;
nnde yatan ve ocukken pek korktuu iki siyah aslan da oradayd. Aslanlar,
aksrmak istiyorlarm gibi bir tavrla, birbirine bakmay srdryorlar, ama
ok klme benziyorlard. Tonio Krger ikisinin arasndan geti.Yaya geldii
iin, sessizce kabul olundu. Kapcyla, bir yandan "izzet ve ikram"da bulunurken
bir yandan da sere parmayla gmleinin yenini ceketinin koluna sokan, siyah
giysili pek kibar bir adam, konumunu belirlemek, toplumdaki yerine gre
yerletirmek ve ona saygnlna gre bir yer gstermek iin, onu yukardan
aaya, inceleyici gzle szdler. Ama gene de, honutluk verici bir sonuca
varamadlar. Bylece orta snf bir mteri olduunda karar kldlar. Bir
garson, tatl yzl, pimi ekmek sars favorileri olan ve eskilikten parlayan
bir frak ve dmelerle ssl sessiz kunduralar giymi bir adam, onu ikinci kata
kard; eski modaya gre denmi tertemiz bir odaya gtrd. Pencerenin
arkasndan, alacakaranlkta avlular, gotik yaplarn damlar ve kiliselerin
acayip ktleleri zerinde resimsel ve Ortaalk bir grnm uzanyordu. Tonio
Krger bu pencerenin nnde bir para ayakta durdu; sonra kollarn kavuturdu,
uzun divann stne oturdu, kalarn att ve slk almaya koyuldu.Ik
getirdiler, eyas geldi. Tatl yzl garson yolcu fiini masann zerine koydu
ve Tonio Krger, ban yana eerek, adn, mesleini ve geldii yerle ilgili
bilgileri karalad; divann kesinden, bolua bakyordu. Getirilip nne konan
yemei bir zaman olduu gibi brakt, dokunmad, sonra birka lokma ald ve bir
saat, odann iinde, ara sra durup gzlerini yumarak, bir aa bir yukar
gezindi. Sonra yava ve gevek davinimlerle soyundu ve yataa girdi. Kark,
bulank ve garip isteklerle dolu dler grerek uzun zaman uyudu.Uyandnda,
odasn kla dolu buldu. aknlk iinde, hemen nerede olduunu anmsamak
istedi, perdeleri amak iin kalkt. Rzgrda saaklanan ince bulut paralar,
bir yaz sonu gnn biraz soluk mavisi zerinde kayyorlard. Ama gne, baba
kentinin stnde parlyordu. Tuvaletine her zamankinden daha ok zen gsterdi,
adamakll ykand, tra oldu, kusursuz bir incelik izlenimi brakmak istedii
kibar bir aileyi ziyarete gidecekmi gibi taze ve temizdi; giyinirken yreinin
kaygl vurularn dinliyordu.Dars nasl da aydnlkt! Sokaklar, dn
olduu gibi, loluk kaplasayd, nasl da gnl akl duyacakt! Ama imdi,
parlak gne nda, herkesin gz nnden geecekti. Tandklara rasgelecek,
onu durduracaklar, sorguya ekecekler miydi? Ve bu on yl nasl geirdiini
anlatmak zorunda kalacak myd? Hayr, Tanrya kr, kimse onu tanmad ve
anmsayanlar da tanmayacaklard; nk, gerekten, bu arada biraz deimiti.
Aynada dikkatlice kendini szd ve birden maskesinin, erken ypranan, yandan
daha yal grnen yznn arkasnda, kendisini daha gvende duyumsad...
Kahvalty getirtti ve sonra kapcyla kibar giyinmi adamn deer biici
baklar altnda koridordan ve iki aslann arasndan geerek dar
kt.Nereye gittiini pek bilmiyordu. Dnk gibiydi. Yeniden insana sayg
duyuran ve pek eskiden tan olduu dik atlar, kulecikler, kemerler,
emelerin kendisini evrelediini grnce ve yeniden rzgrn, uzak dlerin
ince ve sert kokusunu tayan gl rzgrn, yzne arptn duyunca, sanki
duyularn bir perde, sisten bir rt kaplad. Yznn kaslar gevedi, dingin
bir bakla insanlar ve eyay gzden geirdi; belki urada, sokan kesinde
uyanacakt...Nereye gidiyordu? yle sanyordu ki, gittii ynle gece grd
artc dler arasnda, pek zc, pimanlklarla dolu bir iliki vard...
Belediye dairesinin kubbeleri altndan, kasaplarn kanl elleriyle mallarn
tarttklar arya, dik ve eski gotik emenin ykseldii ar alanna
gidiyordu. Burada, dar ve yaln, kvrml ve oymal dik at kenarlaryla, teki
evlere benzeyen bir evin nnde durdu, onu seyre dald. Kapnn stnde yazl
ad okudu. Gzlerini bir an birer birer pencelerin stnde durdurdu, sonra
uzaklamak iin, yavaa dnd...Nereye gidiyordu? Eve. Ama dolak bir yola
sapt; kentin dnda bir gezinti yapt; nk vakti vard. Deirmen ve Holstein
tabyalarndan aalarda gcrdyan rzgra kar apkasn smsk tutarak,
geti. Sonra, istasyona yakn bir yerde tabyalar brakt, bir trenin kaba bir

alkanlkla soluk solua geiini grd, vagonlar sayarak elendi ve en son


vagonun stnde oturan adam gzleriyle izledi. Ihlamurlu alanda, gzel
kklerden birinin nnde durdu; uzun zaman baheyi ve pencereleri seyretti ve
bahenin demir parmaklkl kapsn menteeleri zerinde oynatarak gcrtsn
dinlemek istedi. yen ve pasla kirlenen eline bakt, yoluna devam etti. Bask
eski kent kapsnn altndan geti, liman boyunca yrd ve dik, hava
akmlaryla dolu sokaktan yukar kt, baba evine dein.Ev, atsn aan komu
evlerin arasnda skm, yz yldan beri naslsa yle, kuruni ve ciddi
ykseliyordu. Tonio Krger yar silik harflerle d kapnn stnde yazl o
kutsal sz okudu. Sonra soluk ald ve ieri girdi. Yrei kaygyla arpyordu;
nk, ona yle geliyordu ki, nnden getii alt kattaki kaplarn birinden,
neredeyse babas, iyeri klnda ve kalemi kulann arkasnda karsna
kacak; onu durduracak ve sert bir edayla geirdii acayip yaamn hesabn
soracakt. Tonio Krger bunu pek yerinde bulurdu. Ama, nne kimse kmad;
yrd; rzgrlk kaps kapal deildi, yalnzca itilmiti. Bu ona biraz aykr
grnd. yle sanyordu ki, tatl bir dn oyunca olmutu; bu gibi dlerde,
engeller kendiliinden nnzden syrlr ve esiz bir talihin yardmyla
gle uramadan ilerlersiniz. Drt keli byk talarla deli geni dehliz,
ayaklarnn altnda nlad. Hibir ses gelmeyen mutfan karsnda, eskiden
olduu gibi, olduka yksek duvarlarn dnda bir knt oluturan tuhaf,
ar, ama tertemiz cill, ancak dehlizden kan ayr bir merdivenle gidilen ve
hizmeti odalar olarak kullanlan ahap odalar grnyordu. Ama, eskiden orada
bulunan byk dolaplar ve oymal sandklar yerinde deildi. Evin olu, oymal ve
beyaza boyanm tahta parmakla dayanarak, geni merdiveni trmand. Elini bir
admda kaldryor, dier admda brakyordu, sanki bu eski salam parmaklkla
eski yaknln, utanarak yeniden kurmak istiyordu...Ama, merdiven banda, ara
katn kaps nnde durdu. Kapya beyaz bir levha aklmt. Siyah harflerle
yazl bu levhada u yaz okunuyordu: Halk Kitapl."Halk Kitapl m?"
diye dnd Tonio Krger; nk burada ne halkn ii vard, ne de yaznn.
Kapy ald, "Girin!" sesi iitildi ve buna uydu; merakla ve can skntsyla
ieri bakt: Hi yerinde olmayan bir deimeye tank olmutu.Bu kat,
derinlemesine birbirine alan odaya blnmt. Ara kaplar akt.
Duvarlar, koyu tahta harfler zerine uzun sralar halinde dizili, ayn biimde
ciltlenmi kitaplarla yukarlara dek kaplyd. Her odada bir tr dkkan tezgh
gerisinde, biraz klksz bir adam oturmu yaz yazyorlard. Yalnzca ikisi
balarn Tonio Krger'e doru evirdiler; ama birincisi aceleyle ayaa kalkt,
iki eliyle masaya dayand, ban ileri edi, dudaklarn bzd, kalarn
kaldrd ve ziyaretiye gzn krptra krptra bakt.Tonio Krger,
gzlerini kitaplardan evirmeksizin:"Balayn," dedi, "Burann yabancsym,
kenti geziyorum. Demek buras Halk Kitapl? zin verir misiniz, koleksiyona
bir gz ataym?""Sevinerek!" dedi memur, gzlerini daha hzl krptrd,
"Elbette, ieri girmek serbesttir, rahata baknz, bir katalog ister
misiniz?""Teekkr ederim," dedi Tonio Krger, "Kolayca bulabilirim aradm."
Sonra, yava yava, srtlarnda yazl balklar okuyormu gibi kitaplarn
sraland duvarlar boyunca dolamaya balad. Sonunda cildi ald, at, kitap
elinde, pencerenin yannda durdu.Buras kahvalt ettikleri odayd. Sabah
kahvaltsn, mavi duvar ktlarnn nnde, beyazlklaryla ortaya kan tanr
yontularnn bulunduu yukardaki bir salonda deil, burada yaparlard. uras
yatak odas olarak kullanlrd. Babaannesi, ok yal olmasna karn, burada
lmt; nk, zevkine dkn, yaama bal bir salon kadnyd.Daha sonra,
babas da son soluunu burada vermiti; babas, uzun boylu, drst, biraz
dnceli ve karaduygulu, dme deliinde bir kr iei takl bir baym...
Tonio, onun lm yatann ayak ucuna, gzleri ate iinde, sessiz ve gl bir
duyguya, sevgiye ve acya iten ve btnlyle kendisini vererek, oturmu;
annesi de, gzel ve ateli annesi de, scak gz yalar iinde boularak bu
yatan yannda diz kmt. Ama sonra da o Akdenizli sanatyla birlikte uzak
mavilere doru yola kmt. Ama, u gerideki nc ve en kk oda, imdi
klksz bir adamn grev yapt, kitaplarla dolu oda, uzun zaman onun odas
olmutu...Dersten sonra, biraz nceki gibi bir gezinti yaparak buraya dnerdi;
masas u duvarn dibindeydi; ilk iirlerini onun ekmesinde saklamt, pek

derinden duyduu, zavall iirler... Ceviz aac... Birden benliini derin bir
zn sard, ban yana evirerek pencereden bakt, bahe bakmszd, ama yal
ceviz aac olduu yerde duruyordu; rzgrda ar ar gcrdyor ve
hrdyordu. Tonio yeniden gzlerini elinde tuttuu kitaba kaydrd; pek iyi
tand deerli bir iir kitabyd bu. Siyah izgilere, tmcelere bakt; bir an
yaratc bir tutkuyla nkteli bir incelie (pointe), gl bir effet'ye
(wirkung) dek ykselen ve sonra birden effet'li bir biimde kesilen yaptn
sanat dolu akn izledi."Evet, iyi yazlm," dedi, iir kitabn yerine koydu
ve geri dnd. O zaman memurun hl ayakta durduunu ve gzlerini acele ve
dnceli bir gvensizlikle krptn grd."Gryorum ki, pek zengin bir
koleksiyon," dedi Tonio Krger, "yle bir gz attm. ok teekkr ederim. Hoa
kaln."Sonra, kapya doru yneldi; fakat bu kuku uyandrc bir giditi. yice
duyumsuyordu ki, memur gzlerini krparak, ziyaretinden duyduu tela iinde,
daha bir sre ayakta duracakt.Evin baka yerlerini grmek iin hibir istei
kalmamt. Evine gelmiti. Yukarda, stunlu galerinin ardndaki byk odalarda
bakalar oturuyordu; bunu gryordu, nk, merdivenlerin st, eskiden
bulunmayan ve stnde bir ad yazl, caml bir kapyla rtlyd. Gitti,
merdivenlerden indi, yankl dehlizden geti ve baba evinden kt. Bir lokanta
kesinde, dncelerine dalm olarak, ar ve yal bir yemek yedi, sonra da
otele dnd."im bitti," dedi kara giysili, kibar grevliye. "Bu akam st
gidiyorum." Hesabn sordu. Kopenhag vapuruna yetitirmek iin onu limana kadar
gtrecek bir araba da smarlad. Sonra odasna kt, dik ve dingin, eli
yananda, dalgn gzlerle masasnn stne bakarak, oturdu. Daha sonra hesab
grd, eyasn hazrlad. Belli saatte arabann haberi geldi. Tonio Krger,
yolculua hazr, aaya indi.Aada merdiven banda, kara giysili grevli,
onu bekliyordu.Tonio Krger ikisini de srayla szd ve beklemeye karar verdi.
Sonunda polis memuru, ar ve yumuak bir sesle sordu:"Mnih'ten mi
geliyorsunuz?""Evet," dedi Tonio Krger."Kopenhag'a m gidiyorsunuz?""Evet, bir
deniz banyosuna gidiyorum, Danimarka'ya."Polis memuru, son sz zel bir zevkle
syleyerek:"Deniz banyosuna m?" dedi."Belgeniz?" Hibir belgesi yoktu.
Czdann kard, iine bakt, birka banknot ve gezisini bitirince
dzeltmelerini yapmay dnd bir yknn provalarndan baka bir ey yoktu.
Memurlarla yzyze gelmekten holanmazd ve asla bugne dek pasaport
kartmamt."Ne yazk ki," dedi, "zerimde hibir belge yok.""A!" dedi polis
memuru. "Hibir belgeniz yok mu? Adnz ne?"Tonio Krger.""Doru mu?" diye sordu
polis memuru; ne doru eildi ve gc yettiince burun deliklerini
iirdi."Elbette doru," dedi Tonio Krger."Peki, ne i yaparsnz siz?"Tonio
Krger yutkundu ve kesin bir sesle mesleini syledi. Bay Seehaase ban
kaldrd, merakla onun yzne bakt."Hm!" dedi polis memuru, kargack brgack
yazl bir kttaki trl rklardan gelen seslerin raslantsal bir bulumasna
benzeyen tuhaf ve romantik bir ad heceledi (ki Tonio Krger bu ad bir saniyede
unuttu):"Bu adda bir kiiyle hibir ilginiz olmadn belirtiyorsunuz, deil
mi? Anas ve babas belirsiz, uyruu bilinmeyen, trl dolandrclk ve baka
sular yznden Mnih polisinin arad ve olaslkla Danimarka'ya kamak zere
bulunan...""Yalnz belirtmekle kalmyorum," dedi Tonio Krger, omuzlarn
sinirli sinirli oynatarak, "Ama..."Bunun bir etkisi oldu."Nasl? Evet, evet,
kukusuz," dedi polis memuru. "Ama u da var ki, siz de hibir belge
gsteremiyorsunuz."Bay Seehaase, yattrc bir biimde ie kart:"Btn
bunlar bir formalitedir," dedi. "Merak etmeyin; ama memurun da ancak grevini
yaptn unutmamanz gerekir. Nasl olursa olsun, kimliinizi
kantlayabilseniz... Bir kt..."Hepsi sustular; olaya bir son vermeli miydi?
Bay Seehaaseye kendisini tantarak, ne kimlii bilinmeyen bir dolandrc, ne de
yeil araba iinde domu bir ingene deil, Konsl Krger'in olu, Krger
ailesinin bir yesi olduunu aklamal myd? Hayr, bunu hi de istemiyordu.
Aslnda, bu kentsoylu dzenin koruyucularnn biraz da hakk yok muydu? Onlara
tmyle hak veriyordu. Omuzlarn silkti, hi ses karmad."Neyiniz var orada?"
diye sordu memur, "urada, u czdanda?""Bunda m? Hi. Provalar,"
dedi."Provalar m? Ne provas? Verin bakaym!"Tonio Krger yaptn uzatt.
Polis memuru provay ekmece zerine yayp okumaya balad. Bay Seehaase de
yaklat ve okumaya katld. Tonio nerede olduklarn grmek iin omuzlarnn

stnden bakt. Birinci derecede bir nkte (pointe), bir etki (effet) ieren,
baarl bir sayfayd okuduklar. Bundan honuttu."Gryor musunuz?" dedi. "Adm
orada, bunu ben yazdm, yaymlanacak. Anlyor musunuz?""Peki, yeter!" dedi Bay
Seehaase, kesin bir tavrla. Sayfalar toplad, katlad ve Tonio Krger'e
uzatt. Sonra ksaca, "Bu yeter sanrm, Petersen!" diye yineledi. Bu arada
gzlerini yumuyor, ban sallyordu: "Beyi daha ok tutmayalm. Araba bekliyor.
Sizi rahatsz ettik efendim, balayn rica ederim. Memur yalnzca grevini
yapt. Ama ben ona, daha nce, yanl bir iz zerinde olduunu
sylemitim.""Yaa?" dedi iinden Tonio Krger.Memur tmyle inanma
benzemiyordu. Bir "kii" ve bir "gsterme"den sz ederek, bir iki daha kar
kt; ama Bay Seehaase konuunu koridordan geirdi, yeniden zntsn
belirtti, iki aslan arasndan yrd ve birok saygyla arabann kapsn
kendisi kapad. Bundan sonra, gln denecek derecede yksek ve geni araba, cam
ve demir grlts arasnda, yoku aa inen yollar boyunca limana doru
yolland.Tonio Krger, baba kentinde byle acayip birka gn geirmiti.VIITonio
Krger'in gemisi engine alrken, akam karanl dyordu ve ay yzen bir
gm prltsyla ykseliyordu. Tonio Krger, gittike sertleen rzgrdan
korunmak iin pardessne brnm, geminin burnunda oturuyordu. Aadaki
dalgalarn karanlk gidi gelilerini dalgn dalgn seyrediyordu; gl ve
dmdz ktleli; birbirlerine arparak ve grleyerek kucaklaan, sonra da
birbirlerinden ayrlarak beklenmedik ynlerde dalan, birden kpklenerek
parldayan dalgalar...Tatl ve uyuturucu bir nee ruhunu kaplyordu;
memleketinde, bir dolandrc sanlarak tutuklanmak istenmesine biraz zlmt;
evet, bir dereceye kadar bunu hakl bulmu olsa da. Ama gemiye bindikten sonra,
eskiden ocukken babasyla birlikte seyrettii gibi, yar Danimarkaca, yar kaba
Almanca barlar arasnda, geminin derin teknesini dolduran yklerin
yklenmesine bakmt; oraya, balya ve sandklardan baka, kukusuz Hamburg'dan
gelen ve bir Danimarka hayvanat bahesine gnderilen, kaln parmaklkl
kafeslerde kapal bir beyaz ayyla grkemli bir kaplan nasl indirdiklerini
grmt; btn bunlara bakarak kendinden gemiti. Sonra gemi rmak boyunca dz
kylarn arasndan kayarken, polis memuru Petersen'in sorgusunu bsbtn
unutmutu. Olaydan nce bandan geen her ey, tatl bir hzn ve
pimanlklarla dolu dleri, yapt gezinti, ceviz aacn yeniden grmesi...
btn bunlar ruhunda yeniden canland. imdi deniz nnde alrken, ocukken
denizin yaz dlerini yakalamak iin pusuya yatt kyy, fenerin
prltlarn ve ana-babasyla kald otelin klarn gryordu... Baltk
Denizi! Ban, tuzlu ve sert rzgra verdi; hafif bir ba dnmesi, tatl bir
sersemlik veren, olgun ve engelsiz esen, kulaklar tkayan, her kt eyin, her
acnn, her yanln, her istein ve emein ansnn tembel bir mutluluk duygusu
iinde yok olduu rzgra...evresinde ykselen grlemeler, kaynamalar ve
inlemeler iinde yal ceviz aacyla bir bahe kapsnn gcrtsn iittiini
sanyordu. Ortalk da gittike kararyordu."Aman Tanrm! Yldzlar... yldzlara
bakn!" szleri, bir fdan kyora benzeyen bir sesle, ar ve ten bir
iveyle sylendi. Bu sesi tanyordu. Sanki banyodan km gibi, yz taze ve
slak, gz kapaklar kzarm, st ba sade, sar-kzl bir adamn sesiydi;
yemekte ve kamarada, bu tanmad adam Tonio Krger'in yanndayd ve ekine
ekine, belli etmeden epey istakoz omleti yutmutu. imdi yannda korkulua
yaslanm, enesini ba parmayla iaret parma arasnda skarak havaya
bakyordu. Kukusuz, insanlar arasndaki duvarlarn ykld, gnln
yabanclara bile ald, azn baka bir zamanda utancndan kapanaca eyler
syledii, olaanst ve tmyle dlemsel ruh durumlarndan birini
yayordu."Bakn, yldzlara bakn biraz, ite urada... parlyorlar... Tanr
bilir, btn gk bunlarla dolu. imdi sorarm size, yukarya bakp da bunlardan
pek ounun yerden yz kat daha byk olduu dnlnce, nasl almaz ki...
Biz insanlar, telgraf ve telefonu bulduk, yeni zamanlarda daha birok bulu
yaptk; evet, buna diyecek yok. Ama yukar baknca, ak sylemeliyiz ki biz,
iin aslnda, ancak kck bcekleriz. Zavall bcekler... baka bir ey
deil!"Sonra, "Doru deil mi, baym? Evet, biz bcekleriz!" dedi kendi kendine;
sonra aalk bir yaratn pimanlkla dolu ba iaretini yaparak ge
bakt."Hayr, bu adam edebiyat yapmyor," diye dnd Tonio Krger ve o anda

aklna bir ey geldi: geenlerde okuduu bir ey, nl bir Fransz habercisinden
bir para. Evrenbilimsel ve ruhbilimsel bir dnya gryle ilgili bir para;
yaman bir gevezelikti bu. Delikanlnn derinden duyduu dnceye yant verir
bir tavr ald ve sonra, korkulua yaslanarak, gzleri oynak prltlarla
aydnlanan alkantl akama dalm bir durumda, konutular. Anlald, gezgin
Hamburglu gen bir tccard. Dinlence iin bu elence gezisine kmt."yle
bir vapura bin, Kopenhang'a kadar bir uzan, dedim kendi kendime; ite
buradaym... imdiye dek ok gzel gitti. Ama, bize istakoz omleti vermekle
yanllk yaptlar baym, greceksiniz bu gece bir frtna atlatacaz; kaptan
syledi... byle sindirimi g bir yemek midedeyken, aka deil bu..."Tonio
Krger bu sama gevezelii bir erin ve sevecenlik duygusuyla dinliyordu."Evet,"
dedi. "Burada, yukarda, ar yemekler yeniyor, bu insan tembel ve karaduygulu
klyor.""Karaduygulu mu?" diye yineledi delikanl; ararak ona bakt,
"Kesinlikle bural deilsiniz, deil mi baym?" diye sordu birden.Tonio Krger,
elini belirsiz ve ekingen bir tavrla sallayarak, "Hayr, uzaktan geliyorum,"
dedi."Ama hakknz var," dedi delikanl; "Karaduygulu olmaktan sz ederken,
Tanr bilir ya, haklsnz. Ben hemen her zaman karaduyguluyum. Hele byle
akamlar, gkte yldzlar parlarken..." Ve yeniden enesini baparmayla iaret
parma arasnda skarak tuttu."Bu adam kesinlikle yazyor," diye dnd Tonio
Krger, "Derinden ve namusluca duyumsanan tccar iirleri..."Akam ilerliyordu.
Rzgr yle yeinleti ki konumalarna engel oluyordu. Bylece, biraz uyumaya
karar verdiler, birbirlerine iyi geceler dilediler.Tonio Krger, kamarasndaki
dar yatan zerine uzand, ama hi rahat edemedi; yein ve sert kokulu rzgr,
onu grlmedik bir biimde sarsmt. Yrei kaygyla arpyordu, sanki tatl ve
ho bir ey bekliyormu gibi. Sonra, gemi dalgadan bir dan dibine kayarken
ortaya kan sarsntyla, uskurun titreme hastalna yakalanm gibi suyun
dnda dnmesi, midesini ok kt bulandryordu. Yeniden giyindi ve dar
kt.Bulutlar ayn nnden koarak geiyor, deniz dans ediyordu. Dalgalar
yuvarlak ve dzenli biimde gelmiyordu; tam tersine, uzakta, ufka dein, soluk
ve titrek k altnda deniz, yrtlm, kamlanm, altst olmu deniz,
yerinden zplyor ve alevler gibi uzanan dev gibi dilleriyle bulutlar yalyor,
kaynar uurumlarn yannda, garip ve para para olmu dalgalar havaya atyor
ve delice bir oyunda, kpkleri, ulu kollarnn btn gcyle gklere serpiyor
gibiydi. Gemi glkle ilerliyordu. Batan yalpa vurarak, yuvarlana yuvarlana,
inleye inleye bu altst olu arasndan kendine yol amaya alyordu. Zaman
zaman yolculua katlanamayan beyaz ayyla kaplann ieride bartklar
iitiliyordu.Muambal bir adam, kukuletas banda, kuana bir fener bal,
bacaklarn aarak ve glkle sallanarak gvertede gidip geliyordu; geride
korkuluk zerine eilmi olan Hamburglu delikanl, pek kt bir durumdayd.
"Tanrm," dedi, bo ve duraksamal bir sesle... sonra Tonio Krger'in orada
olduunu duyumsaynca, "Gryor musunuz baym, doann bakaldrsn?" dedi;
ama bu srada sz kesildi ve abucak ban evirdi.Tonio Krger, gergin bir
halata yapm bu babo taknl seyrediyordu. Gsnden, frtnann ve
dalgalarn grltsn rtecek denli gl bir nee l kyor; cokulu bir
akla dolu bir deniz arks ruhunda nlyordu: "Ah! Sen, ocukluumun yabanl
dostu; ite seninle bir kez daha bir aradayz..." Ama iir burada bitti;
eksikti. Kesin bir biimi de yoktu. Ne de erin iinde tamamlanm yetkin bir
yaptt. Gnl yayordu...Uzun bir zaman, bylece ayakta durdu; gverte
kamarasnda, bir sraya uzand ve yldzlarn rperdii gklere bakt; biraz da
uyuklad. Yar uykusunda, yzne srayan kpkler, ona bir okay gibi
geliyordu...Ay aydnlnda dik tebeir kayalar hortlaklar gibi grnd ve
yaklat. Men adasyd bu. Yeniden uyuklad, ara sra yzn serte sran ve
izgilerini katlatran tuzlu serpintiler, uykusunu blyordu. Bsbtn
uyandnda, artk sabah olmutu; soluk gm renginde, serin bir gn... Yeil
deniz daha dingindi. Kahvaltda gen tccar yeniden grd. Kukusuz, karanlkta
o denli airce ve ayplanacak eyler sylemesinden belki de utanarak, ok
kzard, kk kumral byn be parmayla dorulttu ve Toniodan kanmak
iin, askerce ksa bir selam verdi.Tonio Krger Danimarka'ya kt. Kopenhag'da
kald, bahi ister grnenlerin hepsine bahilerini verdi, gn otelden
ktktan sonra, gezi klavuzunu eline alarak kenti gezdi. Ve bilgisini artrmak

isteyen tam bir yabanc gezgin gibi dolat. Yeni Kral ars'n, ortasnda
ykselen at seyretti, Frauenkirch nnde gzlerini saygyla yukar kaldrd.
Thorwaldsen'in soylu ve zarif yontularnn nnde uzun uzun durdu, yuvarlak
kuleye kt, atolar gezdi ve Tivoli'de iki neeli akam geirdi. Ama aslnda
grdklerinin hepsi bunlar deildi.Kimi zaman, kemerli ve oymal atlaryla,
tpk doduu kentin eski evlerinin grnne benzeyen evlerin zerinde,
ocukluundan beri tand ve ona krlgan ve deerli bir eyi anmsatan, ayn
zamanda bir azarlama, bir yaknma ve yiten bir mutluluun zlemini yanstan
adlar gryordu. Her yanda, slak deniz havasn yavaa ve dalgn solurken,
geen gece baba kentinde grd garip, ac ve pimanlklarla dolu dteki
gzler gibi mavi, salar gibi sar, ayn tr ve ayn biimde yzler gryordu.
Zaman oluyordu ki, sokak ortasnda, bir bak, bir szn tns, bir gl, onu
ruhunun derinliine dek sarsyordu.Bu en ve canl kentte uzun sre kalamad.
Yar an, yar bekleyiten doan tatl ve delice bir kayg onu sinirlendiriyor;
sabrszlanyordu. Bir yerde, bir kumsalda rahata uzanmak, artk renmeye
merakl bir gezgin rol oynamamak istei duyuyordu iinde. Yeniden gemiye bindi.
Karanlk bir gnde (deniz kararyordu), kuzey ynnde, Seeland kylar boyunca,
Helsingr'e dek gitti. Oradan bir arabaya bindi; yolculuu, asl konana
varncaya dek, hep deniz kysn izleyerek, alak yapl evler arasna
kurulmu, aala rtl kulesinden kumsal ve sve kylar grnen,
pencereleri yeil kapakl beyaz otele varncaya dek, eyrek saat srd. ndi,
kendisi iin hazrlanan aydnlk odaya yerleti, yannda getirdii eyay
raflara, dolaplara koydu ve burada bir sre kalmaya karar verdi.VIIIEyll
ortasyd; Alasgaard'da pek fazla konuk yoktu. Aada, ahap tavanl, yksek
pencereleri verandaya ve denize bakan byk yemek salonunda yenen yemeklere
otelin sahibesi bakanlk ediyordu. Ak sal ve yal bir kz; gzleri renksiz,
yanaklar tatl pembe, gsz ve cvldayan bir ses. Krmz ellerini, gzel
gsteren bir biimde, sofra rtsnn stne koymaya alyordu. Bundan baka,
demir kr denizci sakal, koyu mavimtrak surat olan ksa boyunlu yal bir bey
de vard: Almanca bilen, bakentli bir balk tccar. Yz kpkrmzyd ve
ban kan basmak zereymi gibi grnyordu. nk ksa ksa ve hzl hzl
soluyordu; ara sra, tkamak ve hzla frerek tekine biraz hava salamak iin,
yzkl iaret parman burun deliklerinden birine gtryordu. Ama nnde
duran iki iesine "ilgi gstermekten" de geri kalmyordu. Bunlarn dndaki
konuklar, uzun boylu Amerikal genle, sessizce gzln oynatan ve btn
gn onlarla futbol oynayan eitmenleriydi. Kzlsar salar ortadan bir
izgiyle blnmt, yzleri uzun ve kprtszd. "Please, give me the Wurst things there!" (*) diyordu biri, "Thats not Wurst, thats schinken!" (**) diyordu
teki ve onlar gibi eitmenleri de konumaya ancak bu kadarck katlyorlard;
geri kalan zamanda susuyor ve scak su iiyorlard. Tonio Krger, hi de baka
sofra arkada istemiyordu. Sessizlik ve erin iinde yaamaktan holanyordu;
balk tccaryla otel sahibi hanmn konuurken kardklar grlaktan gelen
Danimarka seslerini, ak ve kaln seslileri dinliyordu. Tccarla ara sra
basnlerin durumuyla ilgili birka szck konuuyor ve sonra verandadan
geerek, sabahlar saatlerce kald kumsala doru inmek iin, kalkyordu.Ara
sra kumsalda dingin ve yaz gibi bir hava oluyordu; deniz kimi zaman enge,
durgun ve parlak, dinleniyor; kimi zaman zerinde mavi, sar, yeil ya da
krmzmtrak renklere brnen eritlerle kpr kpr oluyor; kimi zaman da gm
gibi parldyordu. Yosunlar gnete kuruyordu, denizanalar kyda yatyor,
sonra buhar olup gidiyorlard. Btn bunlarda bir rme, biraz da Tonio
Krger'in yasland balk kaynn katran kokuyordu. sve kylarn
deil, ak ufku grecek konumda kumun stne oturuyordu. Ama bunlarn zerinden
denizin serin ve saf soluu esiyordu.Sonra kapal frtna havalar
geldi.Dalgalar, kimi zaman tos vurmaya hazrlanan boalar gibi balarn
bkyor, kimi zaman pek yukarlara dek kyor; slak yosunlara, parlak
sedeflere ve srklenip gelen aa paralaryla rtl kyya doru fkeli
fkeli kouyordu. Uzun dalga tepelerinin arasnda, bulutlu gn altnda, uuk
yeil kpkl ukurlar alyordu. leride, gnein bulutlar arasnda sakland
yerde, beyazmtrak ve kadifemsi bir parlt vard.Tonio Krger, rzgrla ve
denizin sesiyle okanm, pek sevdii yorucu, sersemletirici, durmak ve

dinlenmek bilmeyen grlt iine gmlm olduu halde ayakta duruyordu. Yzn
evirip de uzaklanca, birden evresinde her eyin dinginletiini ve snmaya
baladn sanyordu. Ama biliyordu ki arkasnda onu aran, eken ve
selamlayan deniz vard... Ve glmsyordu.ayr yollar boyunca karaya doru
ilerliyordu ve hemen, bu evrede uzaklara dek dalga dalga uzanan kayn orman
onu karlyor, kabul ediyordu. Gvdeler arasndan deniz eridini grecek
konumda, bir aaca yaslanarak yosunlarn stne oturuyordu. Kimi zaman rzgr,
kayalarda paralanan dalgalarn, uzaktan birbiri stne den tahtalarn
kard sese benzeyen grltlerini getiriyordu. Aalarn tepesinde, bouk,
ksk ve havada yiten karga sesleri... Dizlerinin stnde bir kitap vard, ama
bir satr okumuyordu. Derin bir unutua dalmt; zamann ve uzamn stnde
utuunu sanyordu. Yalnzca ara sra, birden bir ac, ksa ve yakc bir istek
ya da pimanlk duygusu, bir ok gibi gnln delerek geiyordu; bunun adn ve
nereden geldiini aramayacak denli enge ve dalgnd. Gnler byle geti; ka
gn getiini syleyemezdi; bu, umurunda bile deildi. Sonra, bir gn geldi,
gne gkte parlarken, insanlarn gznn nnde, bir ey oldu. Tonio Krger
buna pek de amadO gn, afakta balayarak bir bayram ve enlik gn oldu.
Tonio Krger erkenden ve anszn uyand; belirsiz, ince bir korkuyla yataktan
srad ve gzlerinin nnde bir tansk, sihirli ve periler dnyasnda grlen
bir k bys bulunduunu sand. Caml kaps ve balkonu Sund'a bakan, ince
tlden bir perdeyle yatak odas ve salon olarak ikiye blnen odas, tatl
renkli bir ktla kaplanm, hafif ve ak renk bir mobilyayla denmiti; yle
ki hep aydnlkt ve ho bir grn vard. Ama o anda, uykudan kamaan
gzleriyle odasn gerekte olduundan bambaka bir biimde deimi ve
aydnlatlm, mobilyay ve eyay yaldzlayan ve tlden perdeyi krmz ve
tatl bir kze eviren pembe, dile gelmez bir biimde dumanl ve byleyici bir
kla dolup tam gryordu... Tonio Krger ne olduunu uzun zaman anlamad,
ama caml kapdan darya baktnda gnein doduunu grd.Birok gnler,
hava donuk ve yamurlu gemiti, imdiyse parlak ve aydnlk gk, soluk mavi,
gergin bir ipekli gibi denizin ve karann stnde alyordu; kzl ve altn
bulutlarn nnden geip evreledii gne, altndan alevler iinde rperen,
ltl ve dalgal denizin stnde grkemle ykseliyordu... Gn byle
balamt. Tonio Krger, mutlu ve cokulu, arabuk giyindi. Verandada
herkesten nce kahvalt etti. Sund'da, kk banyodan epeyce uzakta yzd, sonra
bir saat kumsal boyunca yrd. Dnte, otelin nnde, minibse benzer
arabalarn durduklarn grd. Klklarna baklrsa, kk kentsoylu snfndan
birok insann veranda ve taraay olduu gibi, piyanonun bulunduu kk salonu
da doldurduklarn, yemek salonundan grd. Btn bu insanlar, yuvarlak
masalarn evresinde oturmu bira iiyor, bir yandan grltl grltl
konuuyor, bir yandan da sandvi yiyorlard. Aileler cmbrcemaat gelmilerdi:
Genler, yallar, birka da ocuk.kinci kahvaltda, (sofra tuzlu, salamural
ve kzarm souk yemeklerle dolup tayordu) "Konuklar geldi," dedi balk
taciri; "Helsingr'den gezmeye ve dansa gelenler! Evet, Tanr korusun bizi, bu
gece hi uyuyamayacaz; dans edecekler... dans ve mzik. Korkarm uzun da
srer. Bir aile bulumas, bir kr elentisi... Bu gzel gnn keyfini
karyorlar. Gemi ve arabalarla geldiler, kahvalt ediyorlar. Sonra daha
uzaklara gezmeye gidecekler, ama bu akam buraya dnecekler ve salonda bir dans
elencesi olacak. Evet, Tanr belalarn versin. Gzmz yummayacaz.""Gzel
bir deiiklik," dedi Tonio Krger. Otel sahibi hanm krmz parmaklarn
masann stne koydu, balk tccar sa burun deliinden, biraz hava almak iin
fledi ve Amerikallar scak sularn iip suratlarn astlar.Bu srada,
anszn yle bir olay oldu: Hans Hansen ve Ingeborg Holm salondan getiler.
Tonio Krger, banyo ve ksa yryten sonra tatl bir yorgunluk iinde
sandalyesine yaslanm, kzarm ekmek stnde ttsl laksi bal yiyordu
(verandada denize kar oturuyordu), birden kap ald ve ikisi el ele ieri
girdiler. Salnarak ve yava yava yryorlard. Ingeborg, sarn Inge, bir
zamanlar Knaak'n derslerindeki gibi, ak renk bir giysi vard zerinde.
ieklerle bezeli hafif robu ancak topuk kemiklerine geliyordu. Ve omuzlarnn
evresinde geni beyaz tlden, sivri kesimli bir yakas vard ki, yumuak ve
oynak boynunu gsteriyordu. apkasn eridinden dmleyerek kollarndan birine

asmt. Belki eskisinden biraz daha gelimiti ve olaanst gzel sa rgsn


imdi bann evresine dolamt. Ama Hans Hansen hi deimemiti. Altn
dmeli gemici ceketini giymiti, srtn ve omuzlarn rten geni mavi yakas
bunun stne dyordu, sarkan elinde ksa eritli denizci beresini tutuyor ve
kaygszca iki yana sallyordu. Ingeborg, belki de yemek yiyenlerin kendisini
skmasndan korkarak, gzel gzlerini yana eviriyordu. Ama Hans Hansen sofraya
doru dik dik bakyor ve biraz alayc elik mavisi gzleriyle konuklar tek tek
szyordu. Dahas, Ingeborg'un elini brakt ve ne biim adam olduunu daha iyi
gstermek iin beresini daha hzl olarak iki yana sallad. Bylece ift, Tonio
Krger'in gzlerinin nnden, denizin dingin ve mavi fonunda, salonu boydan boya
geti; kar kapdan piyanonun bulunduu odaya doru gzden yitti.Bu, saat
yarmda oldu. Yandaki odakilerle verandadakiler, dolamaya kmak zere kalkp
yan yolu izleyerek otelden ktklar zaman, pansiyon mterileri hl
sofradaydlar. Darda arabalara yerleirken akalama ve glmeleri
iitiliyordu. Sonra arabalar yol zerinde gcrdayarak kmldandlar ve
uzaklatlar..."Demek geri gelecekler?" diye sordu Tonio Krger."Evet," dedi
balk taciri; "Tanr bana acsn. Orkestra tuttular; greceksiniz... Odam da tam
salonun stnde!""Gzel bir deiiklik," dedi Tonio Krger, sonra kalkt,
uzaklat.Gnn teki gnler gibi geirdi: kumsalda, ormanda, dizleri stnde
bir kitap ve gnete gzlerini krptrarak. Tek bir dnce zihnini
kurcalyordu: Geri gelecekler ve salonda dans edecekler, balk tccarnn
syledii gibi; bu umutla seviniyordu. yle bir sevinti ki bu, geirdii uzun
ve l yllar boyunca bu denli korkulu ve bu denli tatl bir sevin duymamt.
Bir kez, anszn bir dnce armyla uzak bir tand, ne istediini bilen
ve ilkyazdan kurtulmak iin kahveye giden romanc Adalbert'i anmsad, omuz
silkti...leyin yemek her zamankinden daha erken yendi, akam yemei de
piyanolu odada her zamankinden biraz daha abuk bitirildi; nk yemek salonunda
balo hazrlklarna balanmt. Her ey bir bayram gn gibi alt st olmutu.
Sonra ortalk kararm; Tonio Krger odasnda otururken, yol ve ev yeniden
canlanmt. Kra gezmeye gidenler dnyorlar, Helsingr ynnden bisiklet ve
arabalarla yeni konuklar da geliyordu; bir kemann akortlar ve bir klarnetin
ham sesiyle birtakm altrma ezgileri iitiliyordu. Btn bunlar parlak bir
balo olacann belirtileriydi.imdi kk orkestra bir mar almaya balamt.
Bouk ve tempolu, kulana geliyordu: Dans bir polonezle balyordu. Tonio
Krger biraz daha durdu ve dinledi. Ama marn temposunu bir vals ritminin
izlediini iitince, kalkt, yavaa odasndan darya kt.Odasnn bakt
koridordan otelin yan kapsna bir merdivenden geilebilir, oradan da, bir
odadan gemeksizin, verandaya varlabilirdi. Sanki bir yasak blgeden geiyormu
gibi, sessiz, gizlice, karanlkta, dikkatlice, el yordamyla ilerleyerek,
nameleri ak seik kendisine dek gelen bu sradan, anlamsz ve nefis bir
biimde alnan mziin dayanlmaz ekiciliine kaplarak bu yolu tuttu.Veranda
bo ve karanlkt, ama parlak ldakla donanm iki petrol lambasyla bolca
aydnlatlan salona alan caml kap akt. Ayaklarnn ucuna basarak yavaa
oraya kayd. Bir hrsz gibi, orada karanlkta durmak ve aydnlkta dans
edenleri, grnmeksizin seyretmek zevki derisinin stnde bir gdklanma
yaratyordu. Gzleri hemen hrsla aradklarnn peine dt.Elence balayal
daha yarm saat olduu halde, olaanst canl ve neeli grnyordu; birlikte
kaygsz, senli-benli, mutlu bir gn geirdikten sonra, ateli ve cokun, otele
dnmlerdi. Tonio Krger'in biraz ilerleyince grebildii piyano salonunda,
olgun yata, sigaralarn tttren, birok bey kt oynamak iin
toplanmlard. Hanmlarnn yannda ya da salon duvarlar boyunca, kadife
sandalyeler zerinde oturan tekiler de dans edenleri seyrediyordu. Ellerini,
parmaklar ak olarak dizlerinin stne koymular, keyifli bir edayla
yanaklarn iiriyorlard. Anneler, hotozlar balarnda, ellerini gsleri
stnde kavuturmu, balarn yana eerek genlerin kaynamasn,
seyrediyorlard. Salonun bir yanna bir set yaplmt. algclar becerilerini
burada gsteriyorlard. Aralarnda bir de borazan vard; sanki kendi sesinden
korkuyormu gibi, duraksayarak ve saknarak alyor, bu nedenle de durmadan
bozuk ve akortsuz sesler karyordu.iftler sallanyor ve dnyordu; tekiler
onun evresinde kol kola dolayordu. Balo klnda deillerdi, zerlerinde

yalnzca yazlk kr giysileri vard. Kavalyeler, btn hafta zenle sakladklar


kasabal giysilerini giymilerdi. Gen kzlarn stlerindeyse, korselerinde
kk kr iei demetleri bulunan, ak ve hafif roblar vard. Salonda birka
ocuk da grnyordu; mzik durduunda bile kendi aralarnda dans ediyorlard.
Krlang kuyruklu bir ceket giymi, leylek bacakl biri, monoklu ve kvrlm
salaryla bir il aslan; bir posta yneticisi ya da ona benzer biri, balonun
dzenleyicisi ya da bakan olsa gerekti. Ona, Danimarka romannn gln bir
kiisinin canlanm denebilirdi. vedilikle, terleyerek, tmyle iiyle
ilgili, her yerde hazr ve nazrd; ayak ularna basarak ykseliyor, sivri ulu
asker ayakkablaryla ayaklarn tuhaf bir biimde dolandryor ve bylece,
salon boyunca igzar bir tavrla tavus kuu gibi kabararak dolayordu. Ara
sra gururla ban evirdii, konumu ve rtbesinin belirtisi olan bin bir
renkli byk kokartn eritleri arkasnda uuurken, kollarn havaya
kaldryor, buyruklar veriyor, algclar uyaryor, ellerini rpyordu.Evet,
oradalard; bugn gne altnda Tonio Krger'in nnden geen iki
varlk... Yeniden grd onlar ve ikisini de birden tanyarak iinde rpermeyle
dolu bir sevin duydu. Hans Hansen, kapnn nnde, yaknnda duruyordu;
ayaklarnn zerinde salamca dikilmi, biraz nne eilmi, krntlarn yere
dklmesini nlemek iin elini enesinin altnda ukurlatrarak byk bir pasta
parasn yutuyordu. Ve urada, duvarn nnde, Ingeborg Holm, sarn Inge
oturuyordu; tam bu srada, posta memuru, hindi gibi kabararak ona doru
ilerledi, bir eli arkada dieri kibarca gs nnde onu dansa armak iin
ince bir tavrla eildi; ama teki ban sallad, iaretle pek yorgun olduunu,
biraz dinlenmek istediini anlatt; bunun zerine bamemur onun yanna
oturdu.Tonio Krger, onlara, bir zamanlar kendileri iin sevi acs ektii iki
varla, Hans ile Ingeborg'a bakyordu. Bunlar onlard, yalnzca zellikleri ve
giysilerinin benzerlii dolaysyla deil, ama daha ok, rkn ve tipin
aynlyla da onlard. nsanda bir saflk, duruluk, neelilik, ayn zamanda
gururlu, yaln, eriilmez bir soukluk dncesi de uyandran ak elik mavisi
gzl, sar sal soylar dolaysyla da onlard... Onlara bakyordu; grd ki
Hans eskisinden daha atak ve denizci giysisi altnda, geni omuzlar ve ince
kalalaryla, daha da grbzlemie benziyordu; Ingeborg'u grd; ban
apknca yana atyor, elini (ne pek gzel, ne pek ince kk bir kzn eli),
kendine zg bir tavrla ensesine gtryordu. Robunun hafif kolu dirseinin
stnde kayyordu, anszn, yle ac bir zlem gnln sarst ki, yz
izgilerinin krtn kimseye gstermemek iin, istemeden karanla doru
geriledi...Tonio Krger, "Unuttum mu sizleri?" dedi kendi kendisine. "Yo, asla
unutmadm; ne seni Hans, ne de seni sarn Inge! Sizin iin alyordum ben,
alklar iitirken, yan gzle evreme bakyordum, sizin de katldnz grmek
iin... Don Carlos'u okudun mu imdi Hans Hansen, bahenizin kaps nnde sz
verdiin gibi? Okuma onu! Bunu senden istemiyorum artk. Yalnz olduu iin
alayan o kraldan sana ne? Parlak gzlerini, iirlerin ve karaduygulu
dncelerin satrlar stnde gezdirerek bulandrp soldurma..." "Senin gibi
olmak! Yeniden dnyaya gelmek; senin gibi dik, en ve saf; olaan, dzenli ve
arbal... Tanryla ve insanlarla uyumlu olarak bymek, kaygsz ve mutlu
kimselerce sevilmek ve seni kendime kar edinmek Ingeborg Holm ve senin gibi bir
olum olmak Hans Hansen, bilgi denen tanrsal ilenten ve yaratma acsndan uzak
olarak baya yaamn mutluluklar iinde yaamak, sevmek ve mutlu olmak...
Yaama yeni batan balamak? Ama bouna, byle olacak deil mi gene? Btn
olanlar yeniden olacak deil mi? nk, kimilerinin zorunlu olarak yollarn
saptmas, aslnda onlar iin bir yol olmadndandr."Mzik sustu;
dinleniyorlard: Serinletici ikiler datld; bamemur, elinde Ringa
salatasyla ykl bir tepsiyle uraya buraya kouyor, Bayanlara hizmet ediyordu.
Ingeborgun nnde bir dizini yere koydu, kk kupay sundu ve bu, Inge'yi
sevinten kzartt.Ama salonda, caml kapda, ayakta duran seyirciler gze
arpmaya balamt. Scakta kzarm gzel yzler, akn ve soran szlerle ona
doru dnmlerdi; ama o, gene olduu yerde duruyordu. Hans ile Ingeborg, onlar
da kmsemeye benzer tam bir kaytszlkla, yle bir gz attlar. Ancak o,
birden bir gzn, salonun bir kesinden kendisini aradnn ayrmna vard.
Ban evirdi ve hemen gzleri kendisine bakan gzlerle karlat. Yaknnda,

ince, uzun ve soluk yzyle, nceden de grm olduu bir gen kz bulunuyordu,
ok da dans etmemiti. Kavalyeler evresini almamt; onun orada, dudaklarn
ksarak, yalnz bana duvarn nnde oturduunu grmt... teki kzlar gibi,
o da ak ve uan bir rob giymiti; ama saydam giysisinin altndan sivri ve
clz omuzlar belli oluyordu.Zayf boynu, zavall omuzlarnn arasna yle
derin gmlmt ki sessiz kzcaz biraz kambur gibi duruyordu. Parmaklarnn
ucunu gsteren ince yarm eldivenlerle ellerini, parmak ular hafife birbirine
dokunacak biimde, yass gsne koymutu. Ban ne eerek, kat ve baygn
gzlerle Tonio Krger'i tepeden trnaa szyordu. Tonio Krger yzn
evirdi...urackta, pek yaknda, Hans ile Ingeborg'un yanna oturmutu, belki
de onun kz kardeiydi. evresini alan al yanakl teki insanlarla birlikte
yiyor, iiyor, gevezelik ediyor ve eleniyorlar, duru sesleriyle birbirlerine
satayorlar, kahkahalarla glyorlard. Onlara biraz yaklaamaz myd?
kisinden birine aklna gelecek bir akay syleyemez miydi? Onlar da
glmseyerek yant veremezler miydi? Bu onu mutlu edecekti ve bunu yapmay da
candan istiyordu; sonra odasna, onlarla arasnda ufak bir ba kurabildii
kansyla, honut dnebilirdi. Diyebilecei ey zerine dnd, ne var ki bir
ey sylemeyi de gze alamad. Aslnda, sylese bile her zamanki gibi olacakt:
Onu anlamayacaklar, aknlkla dinleyeceklerdi. nk, onlarn dili, kendisinin
dili deildi.imdi dans yeniden balayacak gibiydi. Bamemur, salonun drt
yanna koturuyor, btn beylerin ve hanmlarn birbirleriyle dans etmelerini
salamaya alyor, sofracnn yardmyla ortada kalabalk eden sandalye ve
bardaklar kaldryor, algclara buyruklar veriyor ve ne yapacaklarn
bilmeyen birka beceriksiz akn da omuzlarndan itiyordu. Neye
hazrlanyorlard. iftler drder drder kareler oluturdular. Tonio Krger'in
yz ac bir anyla kzard; kadril oynayacaklard.Mzik balad, iftler diz
bkerek birbirlerinin arasndan getiler, bamemur komut verdi; komutlar
Franszca veriyordu, Tanr bilir ya, geniz hecelerini, tartma gtrmez bir
kibarlkla sylyordu.Ingeborg Holm, caml kapnn yaknndaki karede, Tonio
Krger'in yannda dans ediyordu. Bir yandan br yana, nden arkaya, yrye
yrye, dne dne gidip geliyordu; zaman zaman salarndan ya da giysisinin ince
kumandan szlen gzel bir koku kendisine dek geliyordu. O, bu son gnlerde
belli belirsiz kokusunu duyduu ve ac holuunu duyumsad, imdi de benliini
tatl azabyla btn btne dolduran ve teden beri bildii bir duygunun
ikencesi altnda gzlerini yumuyordu. Bu neydi acaba? stek mi, kskanma m?
Kendini aa grme mi?Dnyordu: "Moulinet des dames! Gldn m sarn Inge,
gldn m bana moulinet dans ettiim ve yle gln dtm zaman? Bugn de
gler miydin, bugn byle nl bir adam olduum halde? Evet, glersin ve buna
yerden ge hakkn var. Hatta ben, stem ve Tasarm Olarak Dnya'y, Kyamet
Gn'n, Dokuzuncu Senfoni'yi yaratm olsam bile, gene de glmekte sonsuza dek
haklsn." Onu seyre dald, epeydir dnmedii bir iir aklna geldi; oysa, pek
iyi tand, bildii bir iirdi: "Uyusaydm da sen dans etseydin." Bu szlerde
anlatlan bir kuzey karaduygusunun ve derin beceriksizliin ar duygusunu ok
iyi tanyordu. Uyumak... Yalnzca ve tmyle, i ve dans haline gelme zorunluu
olmadan; tatl ve tembel, iimizde yatan duygularla yaayabilmek, ama buna
karn dans etmek, evike ve her zaman tetikte, sanatn bu g, g ve
tehlikeli kaba dansn yapmak zorunda kalmak ve bu aalk kartl tmyle
unutamadan, dans etmek zorunda kalmak. Oysa, te yandan sevmek...Birden hepsi
delice ve coarak dans etmeye koyuldular, kareler blnd, dans edenler kaya
kaya, sraya sraya daldlar; kadril bir galopla bitti. Mziin cokun,
hzl ritmine kaplan iftler, Tonio Krger'in nnden, birbirini kovalayarak,
koarak yakalayarak ve soluk solua kesik kahkahalar atarak geiyordu.
iftlerden biri, dnen ve grltyle ilerleyen herkesin tutulduu kasrgann
srklenmesiyle ona doru yaklayordu. Gen kzn ince yz soluktu, clz
omuzlar pek yksekti. Ve birden Tonio'nun nnde yanl bir adm, bir kayma,
bir dme oldu.. Solgun yzl kz yere dmt. yle sert, yle yein dt
ki... Kavalyesi de dmt. Ve can ok acm olsa gerekti ki damn bsbtn
unutmutu, yar dorularak yzn ekite ekite dizlerini ovuyordu. Dnce,
anlalan tmyle sersemleyen gen kzsa hl yerde yatyordu. Bunu gren Tonio
Krger yavaa ilerleyerek kzn kolundan yakalayp ayaa kaldrd. Bitkin,

akn, mutsuz bir durumda gzlerini Tonio Krger'e bakmak iin kaldrd ve ince
yzn hafif bir kzllk kaplad.Aadan yukar, bitkin ve karanlk
baklaryla ona bakarak: "Tank! O, mange Tank!" dedi.Tonio Krger, "Artk dans
etmemelisiniz, kk hanm" dedi yavaa. Sonra bir kez gzlerini onlara, Hans
ve Ingeborg'a doru evirdi ve uzaklat. Veranday da, baloyu da terk ederek
odasna kt.Karmad bu elenceden yar sarho ve kskanlktan bitkin bir
durumda ayrld. Gene, tpk eskiden bana gelen ayn ey yineleniyordu; gene
siz gzel kumrallarn, siz mutlu yaayanlarn yznden karanlk bir kede yz
ateten yanarak, aclarla ayak st dikili kalmt. Ve sonra tek bana
uzaklat. Ama imdi onlardan biri gelmeliydi! Ingeborg gelmeliydi! Gittiini
anlayarak, gizlice ard sra gelip ellerini omuzlarna koymal ve "Gel bizimle
ieri! Sevin, seviyorum seni!" demeliydi... Ama gelmedi. Byle eyler olmad.
Evet, bu kez de eskiden olann ayn olmutu. Ve o zaman olduu gibi, imdi de
mutluydu; nk, gnl yayordu.Ne var ki, o imdi neyse o oluncaya dek
geirdii zaman sresince var olan neydi? Uyuma; boluk, buz; ve ruh! Ve sanat!
Soyundu, sndrp yatt; yzn yastna evirerek, kendi gznde
kendisinin sevme, ac ekme, mutlu olma biimini simgeleyen ve yaam, yaln ve
derin duygular, yurdunu anmsatan masum ve ahenkli birka kuzey hecesini, iki
ad fsldad. Ta o zamanlardan bugne dek geen yllar dleminden geirdi.
Bandan geen incitici duygu, sinir ve dnce servenlerini anmsad.
Kendisini alayn ve enine boyuna dnmenin yediini; bilginin, bombo ve inmeli
gibi braktn; yaratc eylemin ateli ve titreten meleriyle yar yarya
mahvettiini; vicdan azabnn ikenceleri iinde, azizlikle ksnlln en ar
eilimleri arasnda sendelemekte; incelmi, eskimi, souk ve yapmack bir
biimde kkrtlan esrimelerle bitmi ve tkenmi, serseri, ykk, aclar
iinde ve hasta grd. Pimanlk ve zlemle hkrd.evresinde her ey sessiz,
karanlkt. Ama aadan, yaamn souk ve uyutucu, tempolu, tatl ve baya
ritmi ona dein geliyordu...IXTonio Krger kuzeyde oturmu, dostu Lizaveta'ya
verdii sz yerine getirmek iin yazyordu:"Aada, benim yaknda dneceim
Arkadia'da oturan sevgili Lizaveta'ya:"te bir mektup ki sizi dlem
krklna uratacaktr. nk biraz genel eylerden sz etmek istiyorum. Sakn
bundan, anlatacak hibir eyim olmadn, bamdan kendime gre hibir olay
gemediini karmayn. Tersine! Dnyaya geldiim lkede beni tutuklamak bile
istediler. Ama oraya gelince kendim anlatacam bu olay. imdi kimi gnler, bir
sr yk anlatmaktansa adam gibi genel konular zerine konumay yelediim
oluyor.Anmsyor musunuz Lizaveta, bir gn bana siz bir kentsoylu, kendi
evresinden kan, yolunu saptan bir kentsoylusunuz demitiniz! Siz bana bu
ad, daha nce azmdan kaan baka aklamalarmn erevesinde yaam dediim
eye olan akm anlattm bir gn vermitiniz; byle sylerken ne denli doru
sylediinizi ve benim kentsoylu ruhumla yaama olan akmn bir tek ve ayn ey
olduunu anlayp anlamadnz soruyorum. Bu gezi, bana bunlar zerine dnme
frsatlar verdi...Biliyorsunuz, babam kuzey yaratlnda bir adamd;
dnceli, derin, dindarca drst, karaduygululua eilimli; belirsiz ve yabanc
bir kkenden olan annemse, gzel, zevkine dkn, saf gnll, gevek olduu
denli tutkulu ve igdsel bir hafiflikteydi. Btn bunlar, kukusuz olaanst
olanaklar olduu gibi olaanst tehlikeleri de ieren bir karm
oluturuyordu. Ve bu karmdan u dnyaya geldi: Sanat uruna evresini yitiren
bir kentsoylu, iyi ve gzel yaama zlemi duyan bir ingene, vicdan rahatsz
bir sanat.nk, benim bu kentsoylu vicdanmdr ki, bana btn sanat
almalarnda, btn sradlklarda, bayadan uzaklaan her eyde, her
dehada, son derece bulank, kukulu bir eyin varln gstermektedir. Ve gene
benim bu burjuva vicdanmdr ki, bana sradan, saf, ho ve olaan, dehadan
yoksun ve aklc her eyi bir ak zayflyla sevdiriyor.ki dnya
arasndaym, ikisinde de rahat deilim; bu durumda benim iin yaamak biraz g.
Siz sanatlar bana kentsoylu diyorsunuz, kentsoylularsa beni tutuklamak
istiyor... Bilmiyorum, hangisi beni daha ok kryor. Kentsoylular budaladr;
ama benim kaygsz ve tutkusuz olduum yargsna varan sizler, siz gzellie
tapanlar, dnmelisiniz ki sanatlk denen bir ey vardr ve bu, o denli gl
ve o denli talihin zoruyla sanatya verilmitir ki, bu kr zorunluu iinde
duyan insan iin baya yaamn zevklerini tatmaktan daha byk bir istek ve

zlem olamaz.Grkemli ve eytans gzellie gtren yolda servene atlan ve


insanlar aa gren gururlu ve souk kimselerin hayranym; ama onlar
kskanmyorum, nk bir yazn adamn air yapabilen bir ey varsa, o da benim
insansal, yaayan ve baya eylere kar duyduum kentsoylu akmdr. Her
coku, her iyilik, her nee ondan gelir ve yle sanyorum ki, bir kimse ruhunda
bu ak olmaynca, gene nlayan bir tun, ngrdayan bir zilden baka bir ey
olamaz.Bugne dek yaptm bir hitir, byk bir ey deil; varlyla yokluu
bir. Daha iyisini yapacam Lizaveta, sz veriyorum. imdi size yazdm u
anda, denizin grlts bana kadar ykseliyor ve gzlerimi yumuyorum. Baklarm
doacak bir dnyaya, biimlenmeye geresinme duyan, taslak halindeki bir dnyaya
dalyor; kendilerini ele almam ve kurtarmam isteyerek bana iaret eden
kalabalk insan glgeleri gryorum. Trajik glgeler, gln glgeler ve ayn
zamanda hem gln, hem de trajik olan baka glgeler; ve ben bunlar zel bir
akla seviyorum. Ama, benim en derin ve en gizli akm kumral sal ve mavi
gzllere, ak gnlle ve istemle yaayan varlklara, mutlu olanlara,
sevimlilere, sradan insanlaradr.Bu ak ayplamayn Lizaveta; iyi, yaratc ve
verimli bir aktr bu. Cokulu ve karaduygulu istekler, biraz gztok ve pek
masum bir mutluluktan baka bir ey olmayan bir ak..."

You might also like