You are on page 1of 197

M eyda Yeenolu

Smrgeci Fantaziler
ORYANTALST SYLEMDE KLTREL VE CNSEL FARK

metis
Meyda Yeenolu
Smrgeci Fantaziler
Oryantalist Sylemde Kltrel ve Cinsel Fark
Meyda Yeenolu, Sosyoloji lisans derecesini 1981 ylnda
Orta Dou Teknik niversitesi'nde ald. 1985 ylnda ayn b
lmde yksek lisans derecesini aldktan sonra, 1987 ylnda
University of California, Santa Cruz Sosyoloji blmnde
ikinci bir yksek lisans derecesi ve 1993 ylnda ayn niver
siteden sosyoloji doktora derecesini ald. Oberlin College,
VVomen's Studies blmnde, New York University, Near
Eastern Studies Programnda ve University of Vienna, lnsti:
tute for Social and Cultural Anthropology blmlerinde ziya
reti retim yesi olarak bulundu ve dersler verdi. Halen
Orta Dou Teknik niversitesi Sosyoloji blmnde retim
yesidir. Kreselleme, gmenlik ve konukseverlik zerine
bir kitap zerinde almaktadr.
Metis Yaynlar
pek Sokak 9, 80060 Beyolu, stanbul

Smrgeci Fantaziler
Oryantalist Sylemde Kltrel ve Cinsel Fark
Meyda Yeen olu
ngilizce Basm: Colonial Fantasies
Tovvards a Feminist Reading o f Orjentalism
Cambridge University Press, 1998
Metis Yaynlar, 2001

Birinci Bam: Ocak 2003

Yayma Flazrlayan: Semih Skmen

Kapak Resmi: C. G. de Clerambault, 1914-18.


Kapak Tasarm: Emine Bora

Dizgi ve Bask ncesi Flazrlk: Metis Yaynclk Ltd.


Kapak ve Bask: Yaylack Matbaaclk Ltd.
Cilt: Sistem Mcellithanesi

ISBN 975-342-388-8
i
indekiler

Teekkr 7

Giri 9

1 Smrgeci Sylem: Alan Taramas 20

2 Peeli Fantaziler: Oryantalist Sylemde


Kltrel ve Cinsel Fark 52

3 Oryantalist Eksiin Tamamlan:


Haremdeki Avrupal Leydiler 93

4 Emperyal zne ve Feminist Sylem 125

5 Oryantalist ve M illiyeti Sylem Arasnda


Kadn ve Pee Sava 156

Kaynaka 187
Teekkr

BU KTABIN yazlmasna tevik edici nerileri ve eletirileri ile bir


ok kiinin emei geti. En iten teekkrlerim elbetteki kitabn he
nz oluum aamasnda vakitlerinden cmerte fedakrlkta buluna
rak kitab detayl bir biimde okuyanlara olacaktr. Elizabeth Grosza
ve Stephen Heath'e zel bir teekkr borcum var. Her blm ince
den inceye okuyarak son derece faydal nerileriyle gelitirmeye a
ltm tezleri keskinletirmeme yardmc oldular. Wendy Brown,
Victor Burgin, John Brown Childs, James Clifford ve Donna Hara-
way deiik blmleri okuyarak neri ve eletirileriyle nemli katk
larda bulundular. Hepsine ayn ayr teekkr ediyorum. University of
Califomia, Santa Cruzdaki Kltr Aratrmalar Merkezi oluturdu
u ok canl entelektel ortam sayesinde bu kitaptaki tezlere yeni ve
deerli boyutlar getirmemi salad. Postcolonial Representations ad
l gruptaki eitli arkada ve meslektalarmla yaptm kuramsal ve
politik tartmalar mthi bir zenginlik kazandrd. Gordon Bigelovv,
Gabe Brahm Jr., Mark Driscoll, Christoph Cox ve Molly Whalena
evk verici tartmalarmzdan tr ayr ayr teekkr etmek istiyo
rum. Meslektam ve yakn arkadam Vicki Kirby ile yaptmz son
derece zevkli entelektel tartmalar belleimde hl canlln ko
ruyor. u an farkl ktalarda yaamakla birlikte Vicki ile zaman za
man sanal, zaman zaman da gerek ortamlarda bulumak ve zihin
ac tarmalarmz srdrmek benim iin en byk entelektel
zevklerden birisi. Donna Landry ve Gerald MacLeana sunduklar
neeli yemek sohbetleri, tartmalar ve kitab detayl okumalarndan
dolay mteekkirim. Artk aramzda olmayan ve zlemini her zaman
ekeceim sevgili dostum Sharon Batua karlksz sunduu dost
luk ve cesaretlendirici desteklerinden dolay minnettarm. Cambrid-
ge Cultural Social Studies'in seri editrln stelenen Jeffrey Ale-
xander ve Steven Seidmann bu kitaba ayr ayr emekleri geti. Ki
tabn yalnzca bir blmn bir tesadf sonucu okuyarak Cambridge
University yaynlarndan kmas fikri ile bana teklifte bulunan Jeff-
8 SMRGEC FANTAZLER

rey Alexander olmutur. Bu nedenle kendisi kitabn mimarlanndan


biridir. Steven Seidman da tm yayn sreci iinde son derece deer
li eletirileri ve editoryal rehberlii ile yeri zor bulunur bir destek
salamtr. Cambridge University Press editrlerinden Catherine
Max'e sabondan, sunduu danmanlktan ve tavsiyelerinden dolay
teekkr ediyorum. Ayrca bu kitabn her aamasnda bana kaytsz
artsz destek veren, yaadm hayal krklklarnda veya heyecan
larda her zaman yanmda olan, kitabn her satrn son derece byk
bir sabrla defalarca okumaktan bkmayan Mahmut Mutman'a sevgi
dolu minnettarlm ifade etmek istiyorum. Eletirileri, yorumlan ve
katklar aslnda bu kitapta deerli bulunabilecek her teze damgasn
vurmutur. Kitabn Trkeye hazrlanmda mkemmel editrln
den ve son derece dikkatli okumalanndan ve nerilerinden dolay
Semih Skmen'e teekkrlerimi sunuyorum.
G iri

BATI'YA hkmran zne konumu salayan sylemsel dinamikleri ve


Bat'nn, tekinden dolaymla kendini kendisine kltrel olarak nasl
temsil ettiini inceliyor. Postkolonyal -smrgecilik sonras- al
malarn geliip eitlenmesiyle birlikte, oryantalizmin temel meka
nizmalarn inceleyen birok almann ortaya kna tank oluyo
ruz. Dahas, oryantalizmin toplumsal cinsiyet kategorileriyle nasl
eklemlendiini inceleyen almalar da son yllarda giderek gelii
yor. Beni bu kitab yazmaya iten nedenlerden biri, cinsel fark soru
sunu, kolonyal -smrgeci- sylem analizinin bir alt-alamna hapset
meden cinsel ve kltrel farkn oryantalist sylemdeki zgn eklem
lenme biimini incelemek. Oryantalizmde cinsellik sorusunu incele
yen almalarn ou cinsel ve kltrel fark temsillerinin birbirleri
ile eklemlenerek kurulduunu anlamakta yetersiz kalmtr. Bu yz
den de bu iki fark arasndaki kategorik kartl srekli yeniden ret
milerdir. Birka istisna dmda, oryantalizmde cinsel fark sorusu ya
tamamen gz ard edilmi veya gz nne alnsa bile baka bir ala
nn, yani feminist aratrmalarn alanna ait bir konu olarak deerlen
dirilmitir. Bu sorunu incelemeye karar vermem, oryantalizm veya
kolonyal sylem almalarnn, cinsel ve kltrel farkn oryantalist
sylemde zgn eklemleni biimini incelemek konusunda gster
dikleri srarl isteksizliin farkna varmamdan sonra oldu. Oryanta
lizmin cinsellik temsilleri ile ilikisi imdiye kadar yaplan alma-
lardakinden daha karmak bir incelemeyi gerektiriyor. Bu tartma
lara mdahale ederek cinsiyet "deikeninin" oryantalizmin analizi
ne basite eklenebilecei varsaymyla hareket eden yaklamlar so
runlu klmay amalyorum. Bu almann temel tezlerinden birisi
u: Eer oryantalizmi kuran karmak anlamlandrma sistemlerini
zebilmek istiyorsak, o zaman tekiliin sylemsel kuruluunun ay
n anda nasl hem cinsel hem de kltrel farkllatrma biimleri ara
clyla gerekletiini anlamamz gerekir. Oryantalizmin cinsellik
balamnda bir okumasn yapmak, cinsel fark sorusunu oryantaliz
10 SMRGEC FANTAZLER

min bir alt-alan olarak grmeye devam etmekle mmkn olamaz;


nk cinsel fark, smrgeci zne konumunun kuruluunda temel bir
neme sahiptir.
Oryantalizmin cinsiyeti yapsnn analizi onun bilind yaps
n anlamay gerekli klar. Smrgeciliin ekonomik, politik ve klt
rel bir olgu olduu eitli almalar araclyla defalarca tekrarlan
d ve gsterildi. Oysa smrgeciliin ayn zamanda bilind sre
lerle de yapland pek nadir olarak tartld. Cinsel fark sorusunu
ele alarak, bilind sreler olarak fantazi ve arzunun smrge kl
nan kltrle kurulan ilikide nasl temel bir rol oynadn gstermek
istiyorum. Fantazi ve arzu kavramnn bu balamda kullanlmasnn,
yapsal sreleri bireysel psikolojik gdlere indirgeme ve bu sre
leri psikolojikletirme riski tadnn farkndaym. Ancak ben bra-
da fantazi ve arzu kavramlarn tarihsel olarak zgl bir kurulua ve
kolektif srelere gnderme yapmak zere kullanyorum. Baka bir
deyile, smrgeci veya oryantalist fantazi kavramlarn kullanrken,
doal ve bireysel birtakm biyolojik veya psikolojik zelliklere deil,
zneyi kuran sylemsel etkiler kmesine gnderme yapyorum.
Bu alma tekilikle ilgili, ama tekinin bir etnografyasn sun
may amalamyor. znenin tekine olan bamllm ve borcunu
kabul etmesinin zorunluluu ve teki ile hkimiyete dayanmayan bir
iliki kurmasnn gereklilii bu almann satr aralarnda mevcuttur.
Byle bir iliki ancak Batl znenin hegemonik konumunun yaps-
kme uratlmasyla mmkndr. Bu nedenle, oryantalizmi incele
yen almalar Batl znenin kuruluuna kaytsz kalamazlar, kalma- 1
maldrlar. "Batl zne" gibi bir terimin metafizik, ontolojik ve z
seler yananlamlarnn ayrdnda olduum iin bu almada bu terimi
ne anlamda kullandm konusunda birka noktann altn izmek is
tiyorum.
Batl zneyi bir z gibi dnmemeliyiz. Onu boydan boya ge
en bir dizi atlaklar, kopukluklar ve blnmeler vardr. Bu nedenle
"Batl zne" gibi bir terim onun eitliliini belirleyen bir dizi snf
sal, cinsel, ulusal, etnik ve dier farkllamalar gz ard etme riskini
tar. Elbette ki tek tip bir Batl zne yok ve byle bir terim eitli
lik ieriyor. Baka bir biimde ifade edecek olursak, Batl-zne-olu
sreci basite homojenletiren ve tektipletiren bir sre deil, ayn
zamanda farkllatran da bir sretir. Dolaysyla bu sre ne zsel
bir birlii ne de homojenlii ima eder. Bu zne, ii snfndan, ngi
GR 11

liz, kadn, erkek, Fransz ya da st snftan olabilir. Bu farkllamay


etkileyen karmak sreler bu almann kapsamn aan ok daha
detayl bir incelemenin konusudur. "Batl zne" terimi birok baka
belirlenimi ierse de, yine de "Batl" olarak adlandrdm konumun
izlerini ve etkilerini inceleyebiliriz. Bu zneye bir birlik atfetmenin
tm zorluklarna ramen (nk farkllamalar gerekten ok fazla
dr ve elikili, akordsuz ve uyum iinde olmayan konumlar sz ko
nusudur), yine de "Batl zne" gibi bir terimin hibir geerlilii ol
mad veya bunun kullanm iin hibir meru zeminin olmad
sylenemez. Yapmamz gereken eylerden biri, bir yandan bu terimi
kullanmann geerliliini vurgulamak, dier yandan da bu terimin
iinde kurulduu modemist, hmanist ve metafizik balam yeniden
deerlendirmek olmaldr, nk burada bizi bekleyen tehlike "sorun
olan eyi yeniden devreye sokmaktr. " 1 Bu hmanist balam sorun-
latrmadan "Batl zne" terimini kullanyor olsaydm bu almann
zerinde temellendii tm misyona ihanet etmi olurdum. Postkolon-
yal eletiri iin hmanizmin ve metafiziin temel kategorilerinin
eletirisi son derece hayati bir neme sahiptir, nk bu kategoriler
(zellikle Aydnlanma projesine temel olan insan ve-birey nosyonla
rnda ifade bulan "kendinden menkul zne" varsaymnn hayali olu
u ve bunun Batl balam) Bat modemitesinin ve smrgeciliin
kurucu eleridir. Bu nedenle, benim "Batl zne" terimini kullan
mam, hmanist bir zne sorunsalnn iine dtm veya bu zne
nin kendinde var olduunu varsaydm anlamna gelmez. Tersine,
Batl znenin eletirisi onun kendinden-menkul oluunun, otoritesi
nin ve deerinin eletirilmesini gerekli klar. Baka bir deyile, by
le bir eletiri, bu znenin metafizik temellerinin yapskmn ge
rektirir, ama "znenin lm" veya "znenin merkezsizlemesi" ile
kastedilen ey znenin nihai biimde yok oluu demek deildir. Bu
zl kutsayan veya znenin merkezsizlemesinden onun tama
men yok edilmesi anlamn kartan yaklamlar eletirmeye altk
lar metafizik jestin paras haline gelirler.12

1. Jacques Derrida, "'Eating Well or the Calculation of the Subject, Who Co-
mes A f ter the Subject iinde, der. Eduardo Cadva, Peter Connor ve Jean-Luc Nancy,
New York ve Londra: Routledge, 1991, s. 99. Kitap boyunca yaplan btn alnt
lar iin, Trkede yaymlanm da olsa, kendi evirilerimi kullandm. Bu yzden
ilgili btn sayfa gndermeleri de yaptlarn orijinaline yaplmtr.
2. Derrida bize "zne" kategorisini hem tutmak hem de yeniden konumlandr-
12 SMRGEC FANTAZLER

Bu almada "Batl zne" kategorisini bir ze veya birbiimlili-


e veya metafizik kendi-bana-varolua iaret etmek zere kullan
myorum. Bu terimle vurgulamak istediim bir z deil, kimliin ku
rulu sreci. Yani, belli bir konuma veya konumlandrlmaya, bir ye
re, yerlemeye, bir yerin zgl biimde igal ediliine gnderme yap
mak istiyorum. Bu kategori "Bat" olarak adlandrlan bir konumun
hasl olma, varolu, yaratlma ve ekilleni srelerine gnderme ya
pyor. Oryantalizm gibi zgl bir kolonyal sylemin ayrt edici zel
liinin bylesi bir Batllatrma (ayn zamanda Doululatrma) ile
minde yattn syleyebiliriz. Bu, yelerin Batl zne olarak tesis
edildii bir sretir. "Batllatrma" olarak adlandrdm bu kurulu
biimi, bireylerin kendilerini Batl olarak tahayyl ettii zgn tarih
sel bir fantazinin tesis edilmesi ile gerekleir. Batl znenin oluu
mu ve tesis ediliinin kurgusal bir zellii vardr. Ama bu konumun
hayali karaktere sahip oluu onun gerek olmad anlamna gelmez;
tersine bu, tbi kld znelerin bedenlerini kurmas sayesinde mad
di sonular reten bir sretir. zgn bir kimliin tarihsel olarak ia
retlenmesi srecidir bu. Batl zne "oluum" sreci bireylerin onto
lojisinin oluturulmas srecine iaret eder.3 Kiinin Batl zne ola
rak kurulmas nceden verili olduu varsaylan Batl kltr denen
bir eyin kendisini yelerine empoze etmesi sayesinde veya Batl
kimlik kartlarnn kartlmas ile gereklemez.4 Birey, Batllatr
ma srecine tbi klnmas sayesinde ve kendini "Bat" olarak adde
dilen bir kltre ait olma fantazisi iinde hayal ederek Batl hale ge-

mak gereini yle hatrlatr: "Ben hibir zaman znenin yok edilmesini nerme
dim. Sadece yapskme uratlmak. zneyi yapskme uratmak demek onun
varln inkr etmek anlamna gelmez. zneler, operasyonlar veya zneliin etki
leri vardr. Bu inkr edilemez bir olgudur. Ancak bunu kabul etmek, znenin ken
disinin ne olduunu sylediini kabul etmek demek deildir. zne dil-tesi bir var
lk deildir; her zaman dil iinde kurulmutur. O halde, benim almam zneyi
ykmaz; onu yeniden konumlandrmaya alr." "Deconstruction and the Other",
Dialogues with Contemporary Continental Thinkers - The Phenomenological He-
ritage iinde, der. Richard Keamey, Manchester: Manchester University Press,
1984, s. 125.
3. Ulusun toplumsal bir tahayyl/fantazi ve ulusal cemaate ait bireyleri nasl
ontolojikletiren bir sre olduuna ilikin aydnlatc bir analiz iin bkz. Stathis
Gourgouris, "Tarih ve Rya Arasnda Ulus-Biimi, Toplum ve Bilim, 70 (Sonbahar
1996).
4. Batl znenin kim olduuna ilikin olarak ihtiyati bir not dmek istiyorum.
Bu konumu igal eden bireyler zorunlu olarak Batl bir ulusun vatandalar veya
g ir i 13

lir ve Batl yaplr. Ancak bu hayali kurgu basite kiisel veya birey
sel bir edim olmayp, nesnel ve dsal olarak ileyen bir sretir.
zneleri Batl olarak kuran sre her bir rnekte zde olmaya
bilir. Her zgl tarihsel anda ve deiik rneklerde farkl farkl ek
lemlenmeler sz konusudur. Bu nedenle, benim burada yaptm in
celemenin oryantalist sylemin her zgl rneinde geerli olduu
nu iddia etmek mmkn deil. Burada yaptm ey, her farkl rnek
te yeniden dnlp, konfgrasyonunun yeniden oluturulaca,
oryantalizmin bilindnn bir haritasn kartmak. Bu kitapta ele al
dm zgl rnek ise peedir.

Modern zne

Modem zne dncesi son yirmi ylda ciddi bir elepriye maruz
kald. Bu eletirilerin ve yapskmn iaret ettii gibi'^zne^ Aydn
lanma ve hmanizm ile birlikte gelen modem bir dncedir. D
nen ve bilinli zne en incelikli ifadesini Descartesn iyi bilinen u
cmlesinde bulur: "Dnyorum, o halde varm." Epistemolojik
olarak zne, bilen zne olarak, bilinecek ve kontrol edilecek bir nes
neye kart olarak veya bir nesne karsnda kurulur. zne ayn za
manda nedensel veya sorumlu ajan olarak, "eg" veya "ben" olarak
dnyann ve kendi eylemlerinin merkezi veya kayna olarak d
nlr. Yapsalclk-sonras ve postmodem eletiriler, znenin sonu
nun modem dnemin sonunu veya kapann gsterdii gibi hma
nist sylemin ntr bir zne ile eanlaml tuttuu "nsan" kategorisi
nin de bitiine iaret ettiini ne srdler. "nsan" felsefi kategorisi
nin toplumsal referans hmanist Aydnlanmam sylem tarafndan
hegemonik olarak kumlan Avrupal beyaz erkek olduundan, yap
salclk sonras eletirilerin ve znenin yapskmnn feminist ve
postkolonyal kuramlar asndan neden ekici olduunu anlayabili
riz. Ama znenin yapskm ayn zamanda bir rahatszlk veya te
reddt de dourdu; nk yapskmn, felsefi olarak zne kavram
nn ve bununla birlikte gelen politik sylemde ima edilen "eyleyici"

Bat'da yaayan veya Batl kimlik kartna sahip bireyler olmayabilir. Burada bir
konuma, konumlanmaya, bireyleri kuran belli bir imgeleme gnderme yaptm
iin, "renkli bir kadnn" veya "renkli bir erkein" de bu konumu igal etmesi pe
kl mmkndr. Ayn ekilde, yukanda Batl zne iin sylediklerim "eril" ola
rak adlandrdm zne iin de geerlidir.
14 SMRGEC FANTAZLER

nosyonunun altm felsefi olarak oyduu dnld. Yapskm ve


psikanalizin zne kategorisine ynelttii eletiriler znenin tarihsel
bir kurgu oluunu tehir etti - Avrupal, erkek ve burjuva. Bylece
zneyi reten genellikle soyut (ama tarihsel) ve karmak mekaniz
malar sorunlu klmadan zne zerine etik, politik ve kuramsal bir
konum gelitirmenin imknszl grlm oldu. Ancak, zne'nin
yapskm basite onun "Batl beyaz erkek" olduunu tehir et
mekle snrl kalmas demek deildir. Bu tarihsel zneyi "hkmran"
ve "evrensel" olarak kuran soyut sreleri dikkatimizden karmama-
lyz.Farklbir znelik anlay, zellikle etik bir konumun gerektir
dii eyleyici nosyonu asndan dnldnde, ancak tekiliin
kuruculuunu dikkate aldmzda gelitirilebilir.
Bu modem zne fikrinin gerisinde yatan nedir? Feodal ortaa
dneminin simgesel ve ideolojik evreninden ortaya kan modem z
ne nosyonu, temel bir tersine evrilmenin ve yerinden oynamanm so
nucudur. Burada sz konusu olan modem zne nosyonunun basite
Tanr nosyonunun yerine gemesi deil, yzyllar boyu Avrupa top-
lumunun simgesel evrenini dzenleyen koordinatlarn dnmesidir.
retim ilikilerinin yapsndaki dnmlerle yakndan ilikili olan
bu dnm, bedensellikten ve yerellikten tmyle uzak, soyut ve
evrensel bilin olarak laik bir birey olan "Ben" nosyonunu retmi
tir. Ayn anda hem hukuksal, hem felsefi hem de psiik olan kavram
sal birlie sahip bu ego, veya zne, tam anlamn zerklik varsay
mnda bulur. Bu zerklik varsaym zneye evrensellik konumu sa
layan eydir. Bu evrensel konum karmak bir sylemsel strateji iin
de retilir. znenin kuruluu, znenin kendisini ondan ayrt edecei
baka bir terimi veya koulu gerektirir. Bu "teki" terim bastrlm
olarak kalr ve onun bu "unutulmu" veya bastrlm varl znenin
zerkliinin ve evrenselliinin kouludur. Bu nedenledir ki znenin
eletirisi ancak bu teki terimden hareketle yaplabilir.
rnein feminist sylem asndan bakldnda, modem huma-
/ nizm ataerkil bir sylem biimidir (veya ataerkillik hmanist syle
min bir biimi). Bat metafiziinin gramerinde "insan" nasl anlamJ
landrlr? Hmanizmi, erkekten ziyade kadn iaretleyen bir sylem
olarak okuyabiliriz. znenin yeri, tekinin (kadnn) farkl (duygu
sal, zayf, irrasyonel, baml, vs.) olarak iaretlenmesi sayesinde bo
bir yer haline getirilir. Bylece "erkek, ite o "bo" konumu igal
eden ve kadnn da "doal" olarak sapt "insann" evrensel varl
GR 15

n oluturan norm haline gelir. Bu yapda, teki olarak iaretlenene


znenin zelliklerinin tam tersi zellikler atfedilir. Bylece teki, bir
yandan znenin kyasland bir e haline getirilir, dier yandan ise,
zneden radikal olarak farkl olan olarak kalr. JHkimin ayn zaman
da savc da olduu bu hmanist durumada, "teki" suglu olarak do
ar: O, znenin sahip olduu zelliklerden yoksundur ama ayn za
manda da radikal farkndan dolay znenin istikrarl dnyasna bir
tehdit oluturmaktadr. zneye ilikin bu yap kolonyal veya emper-
yal sylem iin de geerlidir. Edward Said vurgulamaktadr bunu:
Oryantalizmi Bat ile Dou arasnda epistemolojik ve ontolojik ay
rm kuran bir sylem olarak tanmlar. Bu ayrm, Dou'nun "sivil top-
lum"dan, "bireysellikten", veya "ikincil yaplar"dan, yani Batmn
doal olarak sahip olduu varsaylan sosyolojik zelliklerden yoksun
olarak iaretlenmesiyle salanr. Retorik bir strateji sayesinde, Dou
lu olan veya Batl-olmayan toplumlar zaman iinde geriye itilerek,
"ilkel veya "geri" diye nitelenerek kurulurlar. Batl zne, "doal"
ve "normal" bir evrim sonucunda ulalan bo ve soyut konumu igal
ederek evrensel normu oluturur. Bu zne, znenin tekine olan ba
mlln inkr eden ve ona zerklik ve zgrlk yanlsamas sa
layan dilsel/sylemsel bir strateji sayesinde kurulmutur.
Hegelci felsefe, zerk ve hkmran zne anlatsn kuran temel
kuramsal bir metin olarak grlebilir. Modem filozoflarn piri olan
Hegel, Phenomenology o f Spirit adl kitabnda znenin bu diyalektik
srecini dile getirir.5 Hegelci metinde zne, tekinden dolaymla ku-
rulur. zne kendini kendisine tekinden dolaymla temsil eder ve
tekini kendinin katego^^^.t,. radikal inkr ve reddiol:mak:m-
lamlandrmas sayesinde-kendini evrensel- ve soyut ^ e fl|en veya
ego) olarak kurar. Bu aufhebung operasyonunda, farkl olan farkn,
TaySI^ ve tikelliini yitirir ve znenin tekisi haline ge
lir. Bu aklama tarznn problemi udur: Fark, daha yksek bir sen
tezde zlecek bir eliki biiminde kavrayarak, nihai bir kapan
etkisi retecektir Hegelci metin. Olumsuzluk, zneyi kuran srecin
vazgeilmez bir hareketi olarak grlr grlmesine; ama bu olum
suzluk her zaman znenin diyalektiinde isel bir momente dnt
rlr. Dolaysyla bu sre farkn inkr anlamma gelir; tm farklar

5. G. W. Fredrick Hegel, Phenomenology ofSpirit, ev. A. V. Miller, Oxford:


Oxford University Press, 1977 (Trkesi: Tinin Grngbilimi, stanbul: dea).
16 SMRGEC FANTAZLER

aynla dntrlr. te, znenin soyut ve evrensel bir bilin ola


rak kuruluu da farkn aynla dntrld bu momentte gerek
leir. Hegelci vars&yrmtekinin zne ile ayn evreni paylatdr; O
halde Hegel'in metni; znenin, farkl ve baka yerde olan tekine
olan bamllnn zorunlu bir unutuluu olarak okunabilir. Bu He
gelci zne-kurulu diyalektiinin ekonomisi, tekinin farkl olarak
kurulabileceini kabul edemez. tekinin fark ancak kyaslamak bir
biimde, yani aynnn terimleri ile anlalr klnr. teki, znenin ku
ruluunun zorunlu bir esi olduu halde, zne kendisini ancak bu
fark inkr etmesi sayesinde kurabilmektedir.

zneyi Yapskme Uratmak

Hegelci zne anlay, psikanaliz ve yapsalclk-sonras kuramlar ta


rafndan yapskme uratlmtr. Lacan, tekinin varln zne
syleminin boluklarnda ve eksikliklerinde bulur ve zneyi bilinci
ve bilind arasnda ikiye blerken, onun, gstergenin ncelie sa
hip olduu dile olan bamlln gsterir. Lacanc yaklamda zne,
Hegelde olduu gibi kendilik bilinci (self-consciousness) ile zde
olarak deil, dilin veya gstergenin hareketinin bir sonucu olarak ele
alnr. Bat metafiziini yapskme uratt felsefesinde Derrida,
metafizik sylemi karakterize eden ikili (binary) bir yap tanmlar.
Bu tam da yukarda tanmlamaya altm yapdr. Fakat Derrida,
tekini fark olarak tanmlayabileceimiz bir argman verir elimize.
Derridaya gre ikili bir yap, terimlerden birini ayrcalkl klarak bu
terimin kendisini "tekinden farkllatrmasn mmkn klar. Te
rimlerden biri tm terimler sisteminden ayrt edilerek olumlu bir de
er atfedilir ve bu ayrcalkl terim "tekini" kendisinin olumsuzu ve
ya kendisine ait olarak kabul etmedii tm zelliklerin toplam ola
rak kurar. kili bir yapda nc bir terim veya iki terim arasnda
araclk eden baka bir terim olamaz. Terimlerden birisine mantksal
ncelik ve olumlu deer atfedilirken, dieri ilk terimin olumlu zel
liklerinin yokluuyla tanmlanr. Bylece ikinci terime kendi bana1
var olma hakk tannmaz; o, basite birinci terimin olumsuzlanmas-
dr. Derrida, bu ikili yapy yapskme uratmak iin iki aamal bir
strateji nerecektir. lk aama, deersiz klnan veya ikincil konum
daki "teki" terimin deerli klnmas iin terimler arasndaki hiye
rarinin tersine evrilmesidir. Ancak bu da yeterli olmayacaktr; n
k tersine evirme, birinci terime hkimiyet kuran yapy bozundur-
maktan uzaktr ve ikili yapnn kendisini sorunlatrmadan yerinde
brakmaktadr. Yapnn kendisini ortadan kaldracak ikinci bir aama
gereklidir: Bu da yerinden oynatma yntemidir. Yerinden oynatma,
ikincil terimin hkim olan terimin tam kalbine yerletirilmesini ge
rekli klar. znenin tekine olan bamlln ortaya karmak ancak
yerinden oynatma sayesinde mmkndr.
Yapsalclk-sonras kuramlar ve psikanaliz znenin Batl ve er-
kek^birkuru olduunu deifre ettiler. Ancak sz. kpruu..plan ba
site znenin soyut evrensellik iddialarnn izerindeki peenin kald-
rilrnas deil, yanlsamaya dayal bu kendini-kurmanm (elf-produc-
tion) ayn zamanda iUkielliin,.kaTOaklm ve tekine bamll
n inkr demeye geldiinin de gsterilmesidir. Daha nce belirtti
im gibi, yapiscliK^sonras ve psikanalitik kuramsal yaklamlar
''eyleyici" kavramma hi yer tanmadklar gerekesiyle eletirilmi
lerdir. Buradaki st rtl argman znenin yapskme uratlma-
syla eylem iin hibir temelin kalmayaca ve bylece varolan d
zenin deitirilmesinin imknlarnn ortadan kalkacadr. Yapsalc-
lk-sonras yaklamlar, zneyi yapskme uratp onun yerine bir
alternatif koymayarak bir anlamda varolan dzenle ibirlii iinde
olduklar gerekesiyle eletirilere hedef olmaktalar. Bu yaygn ele
tirinin, eyleyicinin zorunluluu konusundaki srarndan dolay deil
de, znelie ilikin yapy olduu gibi koruma riskiyle kar karya
olduundan, sorunu deerlendirmekte yetersiz kaldn iddia edece
im. Bu tavrn tehlikeli sonularndan birisi yapy tersine evirip ay
n zneyi tekrar tesis etmesi, ayn hkmran, zerk arzuyu bu sefer
de ezilmi, hegemonya altndaki ikincil terim iin arzu etmesidir. z-
neliin kuruluuna ilikin yap, ikincil terimin hibir zaman hkim
olan terimin olduu gibi bir zne olamayacan anlatr bize. Peki o
zaman, bedenselliin, ilikiselliin, farkn ve tekiliin inkr edilme
yip retken bir momente dntrld baka bir zne anlayn
nasl kuracaz?
Elbette bu, basite znenin hakkn tanyp tanmama meselesi de
ildir. znelii, her zaman farkl olma hissini ve gcn tarken,
ezilmi olana hakkn kim verebilir ki? Ezilmi olan, varl ve rasyo-
nalitesi her zaman tekini gerektiren zne ile nasl eit veya ayn ola
bilir? Derrida'nn yapskm stratejisi burada bir zorunluluk haline
gelmektedir. Birou iin yapskm, metinlerin ar kuramsal bir
18 SMRGEC FANTAZLER

okumas veya ok kk lzmsuz detaylar zerine takntl bir hesap


kitap iidir. Ama bu ok dikkatli, incelikli okuma, Derrida'nn szle
riyle ifade edecek olursak, "bir durumdaki mmkn her trl eyin
analizi" (belki Derrida'nn okuyucularn bktryor ve onun politik
eletirmenlerini hayal krklna uratyor ama) amasz bir ey de
il Yapskmn iki aamal bir "operasyon" veya tersine evirme ve
yerinden oynatma stratejisi olmas, yapskmn zne sorununa
ilikin olarak farkl bir konuma yerletirir. Yapskm zneye ilikin
belli bir ekonomiyi srdrmek yerine onu kesintiye uratr^Bu kesin
tiye uratma, hegemonik bir yapnn varlna iaret etmekle snrl
olsayd, o zaman basite olumsuz bir operasyon olurdu. Oysa yaps-
kmn gerek amac bylesi bir iaret etme ile henz gereklemi
deildir, nk bu iaret edi sadece terimlerin tersine evrilmesini
ima eder. Bizzat yapnn kendisinin sarslmas, ancak teki ve tekili-
in znenin kalbine yerletirilmesiyle mmkndr. Baka bir deyile
yerinden oynatma, hkmran, sahiplenici ve birlii, btnsellii olan
bir konuma duyulan arzunun kesintiye uratlmas harektdr. H
kmran zne konumuna duyulan arzuyu reten yap bizzat ikili yap
nn kendisidir, yani znenin ekonomisi. Hkmran zne, tekini d
layan ve kendisini zerk olarak tanmasna imkn veren mutlak snr
koyucu bir anlatya dayanr. Terimlerin tersine evrilmesi yeterli de
ildir, nk tam da tersine evirme ile o ayn mutlak snr idame etti
rilecektir. Oysa yapskmn esas meselesi bu snr bir geide d
ntrmektir - ki bu da onun grecelilikten farkdr. Hegelci felsefe
znenin kendini tekinde tanmas yoluyla alan bir ekonomiyken,
Derridac yapskm, znenin tekini kendinde tanmasna dayanr.
Bu tr bir tanma ise baka bir zne kavramn, yani sabit olma
yan ve deiim iinde olan bir znelii ima eder. Tersine evirmeye
dayanan kimlik politikas, kimliin kltrel veya znel ieriini de
itirmekle snrldr. Byle bir politikada znenin kimlii deiir
ama zne ayn zselci formda kurulmaya devam eder. Bu nedenle, bu
politika aslnda zneyi eyleyici klmaz, znenin ayn formunu sabit *
ve sabitleyici olarak yeniden retir. Ezilmi veya ikincil znenin ku
ruluu, yukarda szn ettiim "aradaln veya "geit"in olutu
rulmas demektir. Bu, bedenselliin ve ilikiselliin inkr edilmeyip,
bedenselliin ve ilikiselliin hkmran Batl zne biimlerine
meydan okuyan ve onlar dntren trden bir zneliin kuruluu
nun momenti haline gelebildii bir sreci ima eder. Luce Irigaray'n
GR 19

Bat fallus-merkezciliinin yapskmc okumas bizet kadnn erke


in olduu anlamda bir zne olamayacam gsteri#' Irigaray'n ka
dnlar iin bir imgelem oluturma abas kadnm bedenselliinde te
mellenir: Bu yle bir zneliktir ki, teki inkr edilmek yerine tannr,
"iki dudan birbirleriyle iletiim kurmasdr." Homi Bhabha'mn ko
lonyal ve rk sylem eletirileri de, zellikle "mimic adam" kavra
m "arada" veya "geit olan bir zne ima eder.6 Smrgeletirilmi
olann taklidi ayn olann basit bir tekrar deil, znedeki fark ve ote
lcilii aan, aym-ben'e {self-same) dn imknsz klan bir sretir.
Btn bu tezlerin ortak paydalar olmasma ramen bunlarn ko
lay bir biimde bir araya getirilebileceini iddia etmek istemiyorum.
Baka bir zne anlay farkl tezlerin basit bir toplamndan ibaret ol
mayaca iin ancak bunlar arasndaki farklar ve gerilimleri canl tu-
rarak kurulabilir. Ancak byle bir yaklam "eyleyici" nosyonunu ak
tif ve dntrc bir prensip olarak gelitirebilir. Bu eyleyicinin ak
tif oluu, tekilere veya dnyaya doa olarak hkmetme ve kontrol
etme anlamn tamaz. Onun aktif oluu, tekilii kabul edici ve te
kine ak oluundadr. "teki", znenin kendini ondan avtrt.fltijjyi.bir
ey veya znenin geemedii mutlak snrn tesindeki ey deil,
ama zneyi srekli ve her seferinde yeni bir biimde mmkn klan
zorunlu bir olanaklhktr. znenin koulu olarak bu tekilii ve s-
srece ayn hkmedici ve mlkiyeti
zne biimlerini tekrar etmeye mahkmuzdur.

6. Homi Bhabha, "Of Mimicry and Man: The Ambivalance of Colonial Disco-
urse", October 23 (Bahar 1984).
1
Smrgeci Sylem: Alan Taramas

Dou: Bastrlm Otantisite mi,


Gndergesi Olmayan Dnce mi?

Edward Said, Orientalism kitabnda Dou'yu ve slam inceleme ve


kontrol nesnesi olarak temsil eden eitli Batl sylemlerin yapsal
zelliklerini gsterir. 1 Geni bir tarihsel dneme yaylm edebi, bi
limsel ve diplomatik metinler kmesini inceledii bu almada Said,
Bat ve Dou kltrleri ve halklar arasnda hayali corafi bir ayrm
kuran metinsel bir evrene dikkatimizi eker. Said ayrca bize, Do-
uyu temsil etmek ve bilmek zere ok eitli sylemsel mecazlarn
ve retorik figrlerin kullanldn gsterir.
Ama Saidin almas basite Avrupann Dou'yu nasl temsil et
tiiyle ilgili deildir; bu alma ayn zamanda daha genel kuramsal
ve politik sorular gndeme getirir. ^Said, oryantalist metinlerin Do
u'yu rksal, kltrel, politik ve corafi bir btnlk olarak nasl kur
duunun zengin bir panoramasn sunarak, kltrel ve cinsel farkn
temsil ediliine ve tekiliin sylemsel olarak kuruluuna ilikin da
ha genel sorunlar tartacamz verimli bir zemin sunar./Doulu
tekinin kurulmasnn gerisinde yatan eyin Batnn kendisini ken
dinden menkul, zerk ve hkmran bir zne olarak kumasna yar
dmc olacak hudutlar izme arzusu olduunu gsterirden ve teki
arasndaki diyalektik ilikiyi gstermek zere oryantalist sylemin
en temel teknii olan Bat ve Dou arasnda kurulan ikici kartlkla
ra dikkatimizi eker.
Doulu tekini temsil etme arzusunun Batnn iktidar istenciyle
nasl i ie gemi olduunu gsterir. Oryantalizmin ortaya kn
smrgeciliin doruk noktasnda olduu dneme yerletiren Said,
Michel Foucault'nun iktidar ve bilgi arasnda kurduu ilikiyi, Do-

1. Edvvard Said, Orientalism, Harmondsvvorth: Penguin, 1978 (Trkesi: ar


kiyatlk, stanbul: Metis, 1999)
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 21

unun temsiliyeti sorunsalna tar ve Batl bilgi ile onun iktidar


arasndaki yakn balar gsterir. Said'in smrgeci genileme ile or
yantalizm arasnda kurduu iliki eitli eletirmenler tarafndan ele
alnmtr. rnein Lata Mani ve Ruth Frankenberge fgre. Saidin
oryantalizm tanm "oryantalizm ve emperyalizm arasndaki ibirli
ine" gnderme yapar ve "oryantalizmin smrgeci giriimi nasl e
killendirdiini ve ona bilgi saladn" gsterir. 23Benzer bir biim
de, Rbeft Yong'a gre Said, oryantalizmin, ona yardmc olan s
mrgeci sosyo-ekonomik ve politik kurumlarla yakn ilikisine gn
derme yaparak, oryantalizmin "smrgecilii nceden merulatrd
n ve ayn zamanda, daha ilerki mdahalelerini kolaylatrdn"
gsterir2 (vurgu benim). Bu balantya dikkatimizi eken bir baka
eletirmen ise James Clifford. Ona gre Said, oryantalizmin zselci-
letiren ve dikotomize eden syleminin "smrgeci hkimiyetin ku
rulmasnda karmak, ama sistematik bir biimde nasl ilediini"
ok doru bir biimde gstermitir.4 Ancak Said'in almasna daha
yakndan baktmzda, onun, oryantalizmin iktidarna gnderme ya
parken sadece ve snrl bir biimde smrgeci hkimiyetin ekono
mik, politik ve idari kurumlarndan (bunlar her ne kadar smrgeci
hkimiyetin ok nemli bir boyutunu olutursa da) sz etmediini
grrz. Said, iktidarn konfigurasyonlarna iaret ederek, oryanta
lizmin ayn zamanda hakikat istenci olan bir bilgi aygt olduunu
vurgular. Ancak yukarda szn ettiim eletirmenler bu balant
nn zerine yeterince eilmemektedirler. Oryantalizmin hkim s
mrgeci glerin sosyo-ekonomik, politik ve idari kurumlarla olan
ilikisini ayrcalkl klmak, oryantalist sylemin etkinliini ideolojik
bir eklentiye, indirger ve bylece akademik ve dier bilgi biimleri
nin yaylmasyla oluan iktidar gz ard eder. ktidar-bilgi arasnda
ki ba asndan bakldnda, Said'in analizi pekl blgesel emper
yalizmin dna taan zaman dilimleri iin de geerlidir. Bu balant

2. Lata Mani ve Ruth Frankenberg, "The Challenge of Orientalism", Economy


and Society, 14/2 (Mays 1985), s. 178.
3. Robert Young, White Mythologies: Writing History and the West, Londra ve
New York: Routledge, 1990, s. 129 (Trkesi: Beyaz Mitolojiler, stanbul: Balam,
2000).
4. James Clifford, "On Orientalism", The Predicament of Culture: Twentieth-
Century Ethnography, Literatre and Art iinde, Cambridge, Mass: Harvard Uni-
versity Press, 1988, . 268.
22 SMRGEC FANTAZLER

y daha iyi anlamak iin Said'in temsiliyet, bilgi ve iktidar arasnda


kurduu ilikiyi daha dikkatle incelemeliyiz.
zgn bir temsiliyet biimi olarak oryantalizm, Douda yaayan
halklar ve kltrleri yorumlamaya yarayan bir strateji veya bilgi k
mesi sunar. Oryantalizmin sylemsel mekanizmasn vurgulayan Sa-
id, ideolojinin rolnn maddi veya ekonomik koullarn merula t-
rlmas olarak grld Marksizm'in altyap-styap modelinin te
sine gitmeye alr.5 Oryantalizmin sylemsel bir rejim olduu yo
lundaki srarl vurgusu, oryantalizmi smrgeci hkimiyetin hizmeti
iin kurulmu ideolojik bir aygt olarak anlalmasna nemli bir m
dahaledir. Yukarda belirttiim gibi, Foucault'nun sylem nosyonunu
kullanarak, oryantalizmin grnrdeki nesnel akademik bilimsel fa
aliyetle yakndan ilintili olduunu gsterir. Said'in akademik bilgi ile
teki kltrleri ynetme ve tahakkm altna alma arasndaki ibirli
ine yapt vurgu, oryantalizmi, Dou'nun "hakikati" olarak addedi
len ey hakknda nelerin sylenip nelerin sylenemeyeceini belirle
yen sylemsel bir mekanizma olarak incelemesine olanak tanr. Bu
nedenle Said'e gre, Dou hakknda bilgi retme sreleri ile Dou
kltrlerinin smrgeci glerin tahakkm altna alnma sreleri
birbirine dal deildir. Said'in Bat etnosentrizmini incelemek iin
Foucault'nun erevesinden yararlanmas, oryantalist sylemin sahip
olduu kurucu zellii anlama abas olarak deerlendirilmelidir.
Ancak Said, zaman zaman oryantalist sylemin kurucu rolne gn
derme yapsa da, onun bu nemli noktay ne lde gelitirdii tart
maya aktr.
Foucault'nun iktidar kavramn zetleyerek balayalm. Foucault,
etkileri olumsuz veya baskc olarak dnlen dar anlamdaki iktidar
kavramna kar kar. Bilgiden veya hakikat syleminden bamsz
olduu varsaylan bir iktidar kavramna kar kan Foucault, iktida
rn retken, yani bilgi ve sylem biimleri reten zelliini anlamak
ister. Bu adan bakldnda iktidar, kendileri ne yanl ne doru
olan, ama hakikat etkileri reten nermelerde yatar. Foucaultnun te

5. Byle bir konumun varyasyonlar iin bkz. Abdul R. JanMohamed, "Th


Economy of Manichean Allegory: The Function of Racial Difference in Colonialist
Literatre", R ace,' Writing and Difference iinde, der. Henry Louis Gates, Chica
go: University of Chicago Press, 1986; ve Aijaz Ahmad, In Theory: Classes, Nati-
ons, Literatures, Londra ve New York: Verso, 1991 (Trkesi: Teoride Snf, Ulus,
Edebiyat, stanbul: Alan, 1995),.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 23

zini izleyen Said, oryantalist sylemin etkisinin "onun, hafzadaki


yerinin tam olarak tanmlanmasna yardmc olacak bir Dou form-
lasyonu sunmak, Dou'ya bir ekil, kimlik, tanm vermek, onun em-
peryal strateji iin nemini anlatmak ve 'doal' olarak Avrupaya g
re tali roln" 6 gstermek olduunu syler. Bu cmleden kamaya
camz sonu, Dou'nun "hakikatinin," "kimliinin," veya "gerek
liinin" oryantalist syleme dsal bir ey veya temsillerin "gerek
liini" test edebileceimiz bir ey olmaddr. Judith Butler'm bir
ifadesiyle sylersek, hem kategori olarak Dou hem de onun syle
me dsal olduunun deklarasyonu, oryantalizmin meruiyet iddasn
oluturucu temel ilke olarak bizzat oryantalist sylem tarafndan ku
rulmu bir eydir.7 Said, oryantalizmin kulland sylemsel strateji
nin realizmle benzeik olduunu syler. Bu realist temsiliyet modu-
nun kullanm Dou'yu yaratr. Said'e gre:
Felsefi olarak Oryantalizm olarak adlandrdm dil, dnce biimi ra
dikal bir realizm biimidir; Oryantalizm, yani Doulu olarak addedilen so
rularla, nesnelerle, niteliklerle ve blgelerle urama alkanl, kiinin ad
verme, gsterme, ne hakknda konutuunu veya dndn bir kelime
veya ifade ile sabitlemesidir; bunun ya gereklik kazand dnlr ya da
bu basite gerek olarak telakki edilir.8
Bunlarn (Dou ile ilintilendirilen ifade figrleri) hepsi deklare edici ve
kendinden menkuldr; kullandklar fiil kipi zamansz ebediyettir... Btn bu
ilevleri yerine getirebilmek iin kullanlan genellikle "diridir" rabtasdr.9
O halde, Dou'nun doululuu, Said'e gre, "doal" ve verili bit
durum deildir. Tersine, "dr/dir" rabtas ile zselletiren oryantalist7
sylem, Dou'yu yalnzca ehvetin, yoz despotizmin, mistik dinselli-
in, cinsel olarak dengesiz Araplarn, irrasyonalitenin, geriliin yeri
olarak kurmakla kalmaz, ayn zamanda oryantalistin "slami zihin"
ve "Arap karakteri" gibi sorular sormasn da meru klar. Tam da bu
tr zselletirici ifadeler sayesinde Dou doululatrlr. Bu imajla
rn, figrlerin, mecazlarn oluturduu repertuar Dounun doulu k
lnmasnn aracdr. Saidin ifadesiyle syleyecek olursak, "Dou sa
dece ortalama on dokuzuncu yzyl AvrupalI tarafndan addedildii

6. Edward Said, Orientalism, s. 72.


7. Judith Butler, Bodies That Matter: On the Discursive Limits ofSex, Londra
ve New York: Routledge, 1993.
8. Edward Said, Orientalism, s. 72. 9. A.g.e., s. 72.
24 SMRGEC FANTAZLER

zere 'doulu' olarak kefedildii iin doululatrlmad; ayn za


manda doulu klnabildii iin doululatrld. " 101Dou'nun bilgisi,
g sayesinde retilmi olduu iindir ki, bir anlamda Dou'yu, do
uluyu ve onun dnyasn yaratabilmitir. 11
Yukardaki akl yrtme biimini izleyerek, corafyann, basite
"doal" bir gndergenin bilgisi olmadm, kltrel anlamlandrma
pratiiyle i ie gemi bir ey olduunu syleyebiliriz. Oryantalist
sylemde ve onun araclyla retilen bilgi, Dou'yu "yaratr. " 12 Bu
sylemler "yalnzca bilgi yaratmakla kalmaz, ayn zamanda tasvir
eder, grndkleri gereklii de yaratrlar. " 13 Dou, bizzat bu metin
ler araclyla retilen bilgi sayesinde mmkn olur.
Ancak yukarda Saidin, sylemin kurucu zelliine ilikin seici
bir biimde aldm ifadelerini bu ekilde bir araya getiriimin oku
ru yanltmasn istemem. Said'in, sylemin konutuu nesneyi retti
ini kabul etmeye meyilli olduunu sylemek tamamen yanl olma
sa da, yine de onun dili ara olarak grmekten tamamen kurtulduu
nu sylemek mmkn deildir. Bu da onun "gerek" ve "temsiliyet"
arasnda kurulan ikici kartl belirleyen ekonomiyi radikal bir bi
imde sorunlu hale sokmasn engellemitir. 14 Bu kartl sorunla-
trmak, baka eylerin yan sra, her eyden nce metinsellikd gn
derge nosyonunu sorunlu klmay gerektirir. Byle bir sorunlatrma-
ya Said'in metninde tank olmayz. Bunun yerine, Said'in metninde
temsiliyete atfedilen konum, en iyimser bir deerlendirmeyle, eli
ki ve mulaklklarla doludur diyebiliriz. James Clifford, Said'in met
ninde byle bir elikiye dikkat eker. Clifford'a gre, Said'in konu
mu "gerek Dou" denilen bir ey ile "Dou'yu dnsel bir faali
yetin rn olarak almak arasnda gidip gelir. 15 imdi bu elikili
metodolojik sorunlar tartmak istiyorum.
"Gerek", "otantik", veya "hakiki" Dou nosyonlarna bavurma
y grnrde reddetmesi Said'in almasn "teki" kltrlerin tem-
siliyetini inceleyen pek ok konvansiyonel aratrmadan ayn klar.
Said, oryantalizmi, Dou'nun hakikatinin yanl temsiliyeti olarak ele

10. Edward Said, Orientalism, s. 5-6.


11. A.g.e., s. 40. 12. A.g.e. 13. A.g.e., s. 94.
14. Oryantalizm'de "temsil" ve "gnderge" arasndaki ilikinin ok gzel bir in
celemesi iin bkz. Mahmut Mutman, "Under the Sign of Orientalism: the West vs.
slam", Cultural Critique 23 (K 1992-93).
15. James Clifford, "On Orientalism", s. 260.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 25

alan anlay redder ve oryantalizmin metodolojik sorunlarnn "ger


ek Dou'nun, oryantalist metinlerde tasvir edilen Douya tekabl
etmediini iddia etmekle tespit edilemeyeceini syler. "Gerek ve
ya hakiki Dou (slam, Arap veya her neyse) vardr" 16 tezini aka
reddeder. Bunun yerine Dou kategorisinin zgn bir iktidar formas
yonunun rn olduunu ortaya koyar. Sahici veya otantik doulu bir
kimlik/gereklik aray iinde olmayp kurumlarn, pratiklerin ve
sylemlerin ortaya z ve orijinal doulu bir kimlii ortaya koyu ve
tespit edi srelerini ve bu srelerin gerisindeki politik yatrmlar
incelemeyi hedefler. Said, zsel niteliklere dayanarak betimlenen
"doulu kltr" nosyonunu kabul etmez. Yaygm olan bu anlaya kar
, "Dou kurulmu bir mevcudiyettir," der. 17 Dou'nun "yeniden ku
rulmu, yeniden bir araya getirilmi, yaplm, ksacas oryantalistle
rin abalar sonucu domu" 18 olduunu syleyerek "temsillerin do
ruluuna veya byk bir orijinale sadk olup olmadklarna deil,
kullanlan stillere, ifade biimlerine, dekorlara, anlat aralarna, ta
rihsel ve toplumsal koullara bakmay" nerir. 19
Ancak Said'in oryantalist sylemin kurucu gcn anlamaya ili
kin abas zaman zaman ikna edici olmaktan uzaktr, nk analizi
nin ortaya kartt belli kuramsal sorunlar detayl bir biimde irde
lemez. Yukarda belirttiim gibi, Said bir yandan oryantalizmin Do-
uyu "yarattn" ne srer, dier yandan da Dou'yu, ona tebakl
eden bir gereklii olmayan, basite bir fikirmi gibi dnmememiz
konusunda bizi uyarr.20 Bu, James Clifford'a gre, Said'in alma
snda nemli bir elikinin varlna iaret eder. Byle bir elikinin
neden varolduunu Said'in kulland dil nosyonunda aramalyz.
Barthes'n hayli basit temsil nosyonunu kolayca kabul edivermesini,
onun, oryantalizmi anlamak iin kulland son derece snrl dil nos
yonunun gstergesi olarak deerlendirebiliriz: "Temsiller, oluumlar
dr (formations), veya Roland Barthesn dilin tm operasyonlar iin
syledii gibi, bozundurmalardr (deformations) . " 21 Saidin kulland
dil (language) nosyonu yalnzca lisan (linguistic) ile snrl gibidir.
rnein hi sorgulamakszn unu syleyebilmektedir Said: "Dou,
daha sonra geni anlamlar, armlar ve yananlamlar alannda oa

16. Edward Said, Orientalism, s. 322.


17. A.g.e., s. 322. 18. A.g.e., s. 87. 1.9. A.g.e., s. 21.
20. A.g.e., s. 5. 21. A.g.e., s. 273.
26 SMRGEC FANTAZLER

lan bir kelimeydi, ve bunlar zorunlu olarak gerek Dou'ya deil bu


kelimeyi evreleyen kelimeye gnderme yaptlar" 22 (vurgu benim).
Eer Said byle bir dil nosyonunu kolayca kabul ediyorsa, o za
man sylemin bizzat temsil ettii nesneyi kurduu anlayndan git
tike uzaklayor demektir, nk bu anlaya gre dil, basite keli
melerin ve armlarn bir toplam ve imajn oluturulmasnda ba
site bir ara grevi gren eydir. Byle bir anlay, sylem nosyo
nunu lisan faaliyetiyle snrlar ve gerek/maddi olanla (ki sylem d
olduu varsaylr) sylemsel olan arasnda bir kartlk kurar. Do-
u'nun yaratlm, kurulmu ve temsillerden domu bir ey olduu
nu syledikten sonra, yukardaki gibi sylemsel olan ve sylem d,
kelimeler, fikirler ve "gerek" arasnda yaplan ayrm Saidin ere
vesinde zmlenmemi bir eliki olarak kalr.
Emesto Laclau ve Chantal Mouffe'un kulland "sylem" kavra
mn izleyerek, Saidin sylemin fikirsel (mental) olduu varsaymy
la hareket ettiini syleyebiliriz. Laclau ve Mouffea gre, sylemin
nesnesinin kurulduunu sylemek, dncenin dnda bir dnya ol
duuna ilikin materyalist tezi reddetmek demek deildir. Ne de bu
ayrmn realizm ve idealizm arasndaki kartlkla ilgisi vardr. Said
bu tuzaa der gibidir. Laclau ve Mouffeun syledii ey dnyada
nesnelerin olmad deildir. Eletirdikleri varsaym "bu nesnelerin
kendilerini sylemsel ortaya k koullarndan bamsz bir ekilde
kurabildikleridir." 23 Bu nedenle Said, kulland snrl dil anlay
yznden oryantalist sylemi Dou hakkndaki imajlar ve fikirler
toplam gibi ele alr. Bu yzden de bu sylemin Dou'yu Doulua-
trma veya Dounun maddiliini kurma gcn anlamakta yetersiz
kalr. Byle bir anlay, onun srekli "yaratl" ve "kurulu" veya
Dounun oryantalist sylem araclyla doululatnlmas zerine
yapt vurguya ters der.
Robert Young ayn noktay baka bir adan eletirir. Younga g
re Said ayn anda iki nerme yapar: Bir yanda, "gerek ve temsil
arasnda herhangi bir tekabliyet ilikisini kabul etmez; dier yandan
da, oryantalizmin rettii bilginin smrgeci igalin hizmetinde kul

22. Edward Said, Orientalism, s. 203.


23. Emesto Laclau ve Chantal Mouffe, Hegemony and Socialist Strategy: To-
wards a Radical Democratic Politics, Londra: Verso, 1987, s. 108 (Trkesi: He
gemonya ve Sosyalist Strateji, stanbul: Birikim, 1992). Ayrca bkz. Mutman, "Un-
cler the Sign of Orientalism."
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 27

lanldn syler. Young'a gre bu iki tez birbiriyle eliir, nk Sa-


id, oryantalizmin bir bilgi kmesi olarak smrgeci iktidar ve kont
rol biimi olarak maddi dzeyde etkili olduunu iddia ediyorsa, o za
man temsillerin "gerek" Dou ile karlam olmas gerekir. Ancak
Young'a gre Said, oryantalist temsillere kart olarak doru bir tas
vir salayabilecek gerek bir Dou olduunu reddetmektedir. Ve u
nu sorar Young: "Said 'oryantalizmin' gerek smrgeci igal iin ge
rekli bilgiyi saladn sylyorsa, o zaman nasl olup da Dou'nun
yalnzca bir temsiliyet olduunu iddia edebilmektedir? " 24
Young'n eletirisi yerinde bir eletiri deildir, nk Said'in ana
lizine niteliini veren dualit yapy amaya alrken kendisi gerek
ve temsiliyet arasnda bir dualizm kurmaktadr. Young'm kolayca ka
bul ediverdii "gerek" nosyonunun, Said'in metninin ortaya kard
"temsiliyet" ve "gerek" problemini daha detayl dnebilmemiz
iin yeterince gelitirilmeden brakldn syleyebiliriz. Said'in a
lmasna, sanki o, Dou diye "gerek" corafi bir yerin varln ve
ya bu corafi alanlarda "gerek" doulu insanlarn yaadn veya
"gerek" smrgeci igalin olduunu kabul etmiyormu gibi yakla
mak olduka naif bir yaklamdr. Her eyden nce bizzat Said'in
kendisi smrgeci igal ile oryantalist bilgi arasndaki ayrlmaz baa
iaret etmitir. Young'mki gibi eletiriler, bir anlamda, Said'in metni-,
nin zaten gsterdii eyi tekrarlarlar. Said'in metninde iaret edilecek
epistemolojik problem, Young'n ileri srdnden ok daha karma
ktr ve orada "gerek" bir Dou olduunu sylemekle ve bunun ka
nt olarak da smrgeci igal olgusuna iaret etmekle kolayca z
lemez. Baka bir deyile Young, Said'in temsiliyet ve gerek arasn
daki karmak ilikiyi kuramsal olarak gelitirememesinin nedeni
olarak Said'in naif bir biimde Dou'nun gndergeliini (referent)
reddettii varsaymndan hareket eder. Said'in metninde temsiliyet
veya sylem nosyonunun konumunun hayli mulak olduu tartma
gtrmez ama Dou'nun "gereklii" gibi bir soruya da indirgene
mez buradaki kilit soru. Sylem nosyonunu yaygn olarak ele alnd
gibi bir tr lisansal faaliyet olarak ele almak istemiyorsak, o za
man Dou'nun maddiliinin zselletirici oryanyalizm syleminden
ayr dnlemeyeceini ileri sren tezi daha ciddiyetle deerlendir
memiz gerekir. Oryantalizm gibi bir sylemin etkililii, onun adlan

24. Robert Young, White Mythologies, 129.


28 SMRGEC FANTAZLER

drd ve hakknda konutuu nesneyi retme gcnde, kabiliyetin


de aranmaldr. Dahas, "gerek Dounun" dile ncel olduu iddias
nn bizzat Dou'yu doululatran sylem tarafndan retrospektif bi
imde ortaya konulduunu kabul etmeliyiz. Oryantalizmin yaps-
kmsel bir okumas, Dounun her-zaman-zaten sylemsel bir alan
da eklemlendiini ve bu eklemlenmenin, Dou'nun maddilemesi
veya temsiller iine dahil edilmesi olduunu gsterir. Dou'nun sy-
lemsellik iinde her-zaman-zaten kurulmu olduunu ileri srmek,
gndergenin tamamen askya alnmas olarak deil, gndergenin kar
mak yapsn dnmeye davet olarak grlmelidir.25
Gndergenin konumu ve metinsellik veya sylemle olan i ie
gemi ilikisi, maddi ve sylemsel olarak kurulmu karakterinin ye
niden formle edilmesi, farkl alanlarda alan eletirmenlerin ze
rine eildii bir mesele olmutur. Nesnenin sylemsel olarak kurulu
u sorusu feminist tartmalarda da nemli bir yer tutar. Bu konuda
ki rnek abalardan biri Judith Butlerdan gelir.26 Sylemsel ve sy
lemsel olmayan arasndaki sahte kartl sorgulayan Judith But-
ler'n Bodies That Matter adl kitabnda amac "beden" diye adland
rlan gndergenin karmak yapsn yeniden dnmektir.27 Butler'n
saf beden nosyonunu reddetmekteki amac, gndergenin anlamn
dntrmek ve ona metindlk konumu atfeden yaygn kany sor
gulayarak bedenin maddiliini kuramallatrmaktr. Butlern ner
dii gibi, "naif bir biimde bylesi bir sylemdla gnderme yap
mak, sylemd olarak nceden belirlenmi bir eyi gerektirir. Sy-
lemdnn belirlenmesi ise, onun, kendini kurtarmak istedii sylem
tarafndan bizzat oluturulmu bir eydir." 28 Maddilii, iktidarn en
retken etkilerinden biri olarak gren Butler, bu maddilii "bir tr

25. Derrida'nm syledikleri burada ok aydnlatc: "Yapskmn gndergeyi


terk ettii tamamen yanltr... yapskm, gndergenin, geleneksel kuramlann var
saydndan ok daha karmak ve sorunlu olduunu gstermeye alr." "De-
construction and the Other: Interview with Richard Keamey", Dialogues with Con-
temporary Continental Thinkers: The Phenomenological Heritage iinde, der. Ric
hard Keamey, Manchester: Manchester University Press, 1984, s. 123.
26. Judith Butler, Bodies That Matter, Elizabeth Groszun ve Vicki Kirbynin
almalar feminist kuram alanndaki dier rnekler olarak gsterilebilir. Elizabeth
Grosz, Volatile Bodies: Toward a Corporeal Feminism, Bloomington: Indiana Uni
versity Press, 1996; Yicki Kirby, "Corporeal Habits; Adressing Essentialism Diffe-
rently", Hypathia 6/3 (Sonbahar 1991).
27. Judith Butler, Bodies That Matter. 28. A.g.e., s. 11.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 29

alntlama, varln, iktidarn almtlanmas yoluyla edinilmesi" ola


rak grr.29 Gndergenin maddilii, onu dzenleyen normun maddi
lemesi ve bir tr alntlama yoluyla birikmesidir. Kuruculuk (const-
ructivism) ile zselcilik arasndaki kartl sorunlatran Butlera
gre mesele "her ey sylemsel olarak kurulmutur demekte deil,
doallam bir etki yaratan temel nitelikteki bir "arma"nn Zaman
iinde gl bir ekilde tekrarlanmasyla sabitleen maddileme s
recini anlamaktr.30
Elbette bu eletiriler de eletirilmektedir. Sylemsel kurulu sre
cini belirlenmecilie indirgeyen eletirmenler, bu kuruluu tezler
sayesinde eyleyiciliin nnn kapatldn iddia ederler. Byle bir
eletiri ile diyalog iinde Judith Butler, voluntarist zne nosyonunu
yle eletirir: Bu znenin direnci, dzenleyici normdan uzaklam
olmasn gerektirir. Butler'a gre eyleyicilik nosyonu, dzenleyici
normun yeniden sahiplenilmesinde veya yeniden eklemlenmesinde
aranmaldr, nk yasaya gndermede bulunulmas onun farkl bi
imlerde de retilebileceini ima eder. Butler'a gre, tekrarn zorun
luluu, bu maddiletirmenin hibir zaman tamamlanmadn veya
bedenin hibir zaman tamamen normlara uymadn gstermektedir.
Yeniden maddiletirmeye duyulan gereksinim, dzenleyici normun
kendine kar dnme potansiyeline delalet eder. Bu nedenle tekrarla
ma, nihai bir sabitleme veya belirlenme gibi anlalmamaldr, nk
ancak bu tekrar sayesinde "aralklar ve atlaklar, bu elikilerdeki
kurucu istikrarszlklar olarak alrlar" .31 Bu istikrarszlklar, But
ler'a gre, yapskmsel bir olasla iaret ederler, nk kurulmu
nesne normlardan kaar ve onlar aar. Dahas, Foucault'nun "tbile-
me" (subjectivation-assujemen) nosyonunun gsterdii gibi, zneyi
kuran sylemler ayn anda znenin yetke kazanmasnn varolu ola
sldr. Bu nedenle, burada kilit sorun znenin eyleyiciliini ortaya
koymak deil, tbiletirme srecindeki ifte ba mantn, yani hem
tbiletiren hem de muktedir klan ba anlamaktr.
Dou'nun gerekliini, anlamlandrma srecinin maddi bir etkisi

29. Judith Butler, Bodies That Matter, s. 15.


30. A.g.e., s. 7-8. Bu noktann eletirel bir deerlendirmesi iin bkz. Elizabeth
Grosz, 'Experimental Desire: Rethinking Queer Subjectivity, Space, Time and
Perversion iinde, New York ve Londra: Routledge, 1995.
31. Judith Butler, Bodies That Matter, s. 10.
30 SMRGEC FANTAZLER

olarak kavramsallatrabilmek iin oryantalist sylemi bir maddile


tirme sreci olarak yeniden tanmlamamz gerekir. Dou, Dou ola
rak ancak sylemsel bir etki, her-zaman-her-yerde, temsil ile i ie
gemi, her zaman politik bir anlamlama alannda eklemlenmi me-
tinsel bir gnderge olarak anlalabilir. Burada mesele Dounun
gnderge olduu fikrinden vazgemek deil, bu gndergeyi belli bir
sylemsel retimin bedensellemesi olarak yeniden kavramsallatr
mak, anlamlandrma srecini Dou'nun doululatrlmas olarak an
lamaktr. Byle bir anlay, metindla yaplan bavurunun altn
oyarak oryantalizm gibi bir metnin darsn dnmenin imknsz
ln gsterecektir; nk bu yeniden kavramsallatrma iinde Do
u, belli bir sylemsel eklemleniin davurumu olarak grlecektir.
Dounun oryantalist sylem araclyla maddi olarak kuruluu
zerine yaplan bu vurgu, ayn zamanda dilin, zneliin kuruluun
dan ayr tutulamayacan ima eder. Oryantalist sylemi, sylemd-
gnderge ve anlamlandrma sreci arasnda bir arac olarak deil
de, hem incelenen nesneleri hem de zneleri kuran bir pratik olarak
ele alabilmek iin temsil sorunsaln yeniden tanmlamak, eyleyici-
liin ortadan kaldrldna ilikin eletirilerin de geersizliini gs
terecektir. Eyleyiciliin ve kar-tarihlerin kapatld, Said'in anali
zine yneltilmi en yaygn eletirilerden biridir. Orientalism 'm or
yantalizmi totalize eden terimlerle tasvir ettii ve bylece tekinin
eyleyiciliine hi yer tanmad ne srlr. Kltrel-bir temsil
olarak oryantalizmi, basite snrlayc veya arptc bir sre ola
rak deil de, hem zneyi muktedir klan, yetkelendiren aktif bir kur
ma pratii, hem de hkimiyet altna alan bir sylem olarak grd
mzde, gerek smrgeci iktidara kar direnci, gerekse smrge
plann tarihin znesi olarak oryantalist sylemden bamsz biim
de kavramsallatrlamayacan grebiliriz. znenin sylemsel ola
rak kurulduunu ne srmek, onun tamamen pasifletirildii veya
doulu znelerin tbiyet konumu iinde tamamen sabitlendi bir
sreci deil, ayn zamanda zneleri yetkelendiren bir sreci de an
latmak demektir. zneliin kuruluuna ilikin bu paradoks iyi anla
ld zaman, oryantalist sylemin dnda eyleyicilii kuramsalla
trma abasnn tutunacak bir dal kalmaz. Bu noktaya daha sonra
tekrar dneceim. imdi Said'in analizinin en zayf noktalarndan
biri olan kartlklar daha ayrntl ele almak istiyorum.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 31

Oryantalizm in Kartlklar

Oryantalizmin sylemsel ekonomisini bir dizi ikici terimle betimle


yen Said, bu sylemin merkezine bir kutupluluk veya ikildik yerle
tirir. Saidin aadaki tanm byle bir kutupluluun rnei olarak
grlebilir.
Oryantalizm, D ouya B atl yaklam biim ini tanm lam ak iin kullan
dm jenerik bir terim dir: O ryantalizm , Dou'ya, bir renm e, kefetm e ve
tatbikat konusu olarak sistem atik bir yaklam biim iydi (biim idir). Ama
buna ek olarak bu kelim eyi, ortadan ikiye blen izginin D ousunda kalan
yer hakknda konum ak isteyenlerin kullanm iin m evcut olan ryalarn,
imgelerin ve szlklerin toplam n anlatm ak iin kullanyorum . O ryantaliz
min bu iki boyutu birbiriyle uyum az deildir, nk her ikisinin kullanm
sayesindedir ki Avrupa D ou'nun zerinden em niyetli ve m etaforik olm ayan
bir biim de geliebilm itir.32 (vurgu benim).

Said, oryantalizmin yukarda kullanlan iki anlamn ilerleyen


sayfalarda daha da gelitirir ve oryantalizmin rtk ve grnr ieri
i arasnda aynm yapar. Bu ayrmn oryantalist sylemin yapsn ye
niden formle etmek asndan nemli sonular vardr. Oryantaliz
min grnr ierii "doulu toplumlar, diller, edebiyatlar, tarih, sos
yoloji, vs. hakknda ileri srlm eitli grlerdir"; oysa rtk or
yantalizm "neredeyse bilind (ve kesinlikle dokunulamaz) bir
olumlulua" iaret eder.33 O halde, rtk oryantalizm, ryalarn, im
gelerin, arzularn, fantazilerin ve korkularn yer ald bilind alan
yanstr. Bu nedenledir ki oryantalizm ayn anda hem sistematik bil
gi retimini hem de bilind arzulan ve fantazileri anlatr; "dou'
nun" ayn anda hem bir bilgi nesnesi hem de arzu nesnesi olduunu
gsterir.
rtk oryantalizmin, Said'in analizinin geneli iin temel bir ne
mi vardr, nk Said oryantalizmin doktriner ve doksolojik* karak
terini, gndelikliini ve doalln, verili olarak kabul edilen otori
tesini bu rtk ierik sayesinde kazandn syler. Bu nedenle,Jjrtk
ierik, seyyahlara, yazarlara, tarihilere ve antropologlara, eldeki
herhangi bir somut meseleyi deerlendirebilmek iin "konuma ka-

* Yceltici, vc, methedici.


32. Edward Said, Orientalism, s. 73. 33. A.g.e., s. 206.
32 SMRGEC FANTAZLER

pasitesi" (enunciaive) salar.34 Baka bir deyile, rtk ieriin "bir


nesilden tekine aktarlmasnn" bir nedeni, "Batnn dou zerinde
ki kurucu iktidar istencinin isel tutarlldr".35 Oryantalizmin bu
kalc, tutarl, sistematik ve eklemlenmi bilgisi sylemsel bir alan
oluturur veya Said'in tanmlad biimiyle, herhangi somut doulu
bir detayn anlam verilebilecei "metinsel bir tavr" kurar.
Saidin rtk ve grnr oryantalizm eklinde yapt ayrm, or
yantalizmin bir tr alt-yapsal, yaylan ve yetke kuran bir bilgi oldu
unu ima eder. Ancak bu ayrmn Said'in farknda olduundan ok
daha geni sonular vardr. Bu ayrm, psikanalizde ryalarn rtk
ve grnr ierii arasnda yaplan ayrmla benzetir.36 Said, Dou
hakkndaki bilind arzularn, fantazilerin, hayal ve ryalarn alan
olarak rtk ierie sadece geerken yle bir deinir ama bu alann
zelliklerini veya onun ileyiini belirleyen sreleri veya mekaniz
malar daha detayl psikanalitik bir okumaya tbi tutarak, bunun Ba
tl zne ile doulu teki arasndaki ilikiyi kurmaktaki roln tart
maz. Psikanalizin oryantalist sylemin nasl altn anlamamza
yardm edecek en temel kuram olduunu iddia etmek deil burada
amacm. Psikanalitik kuram kolonyal sylem kuram gelitirmek
zere olduka ilham verici bir biimde, zellikle Homi Bhabha tara
fndan kullanlm olsa da, onun gelitirdii yaklamn da tamamen
sorunsuz olduu sylenemez. Said'in yukarda szn ettiim nokta
y psikanalizin terimleriyle daha detayl bir biimde incelememesi
zerine odaklamamn nedeni, onun grnr ile rtk ierik arasn
daki bu ayrmnn kaynann psikanaliz olmasndandr. Oryantaliz
min bilindmn bir okumasn yaparak kltrel ve cinsel fark temsil
lerinin nasl birbiri iine getiini tarttm 2. Blm'de psikanali
tik kuram benim iin ok yararl oldu. Ancak bu, psikanalizi oryan
talizmin en doru analizini salayan yegne kuram olarak deerlen
dirdiim anlamn tamamal. Ne de psikanalizin hi problemsiz bir
ekilde oryantalizmin analizine uyarlanabileceine inandm anla
mna gelmeli. Benim psikanalitik kuram kullanmamn nedeni, onun
hakikati saladn dnmem veya bu hakikatin, psikanalizin bir
kere daha oryantalizme uyarlanmasyla gsterilebileceine inanmam
deil. Tersine, benim hareket noktam oryantalist sylemin bizzat

34. Edward Said, Orientalism, s. 221-2. 35. A.g.e., s. 222.


36. Homi Bhabha: "The Other Question", Screen 24/6 (Aralk 1983), s. 24.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 33

kendisi/ Oryantalist sylem ideoloji ve znenin kuruluu sorular a- -i


sndari incelenebilecek nemli bir materyal sunuyor; psikanalitik ku
ram ise ideoloji ve zne sorusunun oryantalist sylemde nasl al
tn gsterebilmek iin nemli kuramsal aralar salyor/
Yukarda ne srdm gibi, Said'in metni bizzat kendisinin de
eletirdii ikici ekonominin izlerini tamaktadr. Sunduu eitli or
yantalizm tanmlarnda bu ekonominin tuzana der. Young'n da
belirttii gibi "Orientalism, 'Bat' ve 'Dou' arasndaki hiyerarik du-
alizme kar yazlm bir metin olduu halde baka dualizmler bu
metin iinde srekli olarak oalrlar."37 Oryantalizmin alan ikiye
ayrlm bir biimde betimlenir: Bir renme konusu ve ryalarn
alan; hem grnr (Dou hakknda dile getirilen bilgiler) hem de
rtk (bilind bir olumluluk) ierii vardr; ayn anda hem senkro
nik bir zselcilikle (Douyu istikrarllkla ve deimez ebedilikle
zde klar); hem de diakronik tarih biimleriyle (istikrarszln ola
sln, ki bu deiimi, bymeyi, k veya Dou iinde hareket
etmeyi ima eder) nitelendirilir. Bu zellii, Said'in metninin bir za
yfl olarak nitelemek yerine, Homi Bhabha, cinsel ve kltrel far
kn eklemleniini incelemeye yarayacak daha incelikli bir kolonyal
sylem analizi gelitirmek iin bir balang noktas olarak deerlen
direcektir. Bhabha'ya gre Said, daha nce koyduu kartlklar
zmleyerek, ortaya koyduu tehisin yaratc zelliini yok eder,
nk oryantalizmi niteleyen, kimi zaman eliki iinde olan bu iki
sistemi birletirerek oryantalizmi yaplandran ve idame ettiren eli
kili ve atmal ekonomi sorunuyla uramaktan uzaklam olur.
Bhabha'ya gre, Saidin monolitik ve kapal bir sistem tanmnn ge
risinde yatan ey, Dou'yu ynetme arzusu ve istenci ile gdlendii
dnlen oryantalistin niter bir niyete sahip olduu varsaymdr.38

Cinsellik Sorusu

Said, yukarda szn ettiim bilind alann cinsellik boyutu ta


dndan habersiz deildir elbette. rnein, "rtk oryantalizmin

37. Robert Young, White Mythologies, s. 141.


38. Homi Bhabha, "Difference, Discrimination and the Discourse of Coloni-
alism, The Politics ofTheory iinde, der. Francis Baker, vd., Colchester: Univer-
sity of Essex, 1983, s. 199-200.
34 SMRGEC FANTAZLER

dnyann garip bir eril alglann tevik ettiinden" ve oryantaliz


min "kendini ve konusunu nasl cinsiyeti bir krlkle" grdnden
sz eder.39 Nerval'in metninden sz ederken onun temsillerinin cin
sel boyutuna gndermede bulunur.40
Flaubert'in metinlerinde doulu kadnn nasl temsil edildiini
tartrken, Dou ve cinsellik arasnda kurulan dzenli bir arm
dan sz eder. Ancak bunu takip eden satrlarda Said incelemesinin s
nrlarn adeta itiraf eder:
Flaubert'in, gerek heyecan verici gerekse hayal krklna uratc Dou
deneyim lerinin tm ne rlm ey, neredeyse Dou ve cinsellik arasnda
ki dzenli armdr. Bu arm yapm akta Flaubert D ou'ya srarl Ba
tl yaklam n ne ilk ne de en abartl rn e id ir.... Dou'nun, neden yalnz
ca verimlilii deil ayn zamanda cinsel bir vaadi (ve tehdidi), yorulmaz bir
cinsellii, snrsz arzuyu, derin retken enerjileri artrd zerine spe
klasyonda bulunabiliriz; ama bu, sklkla ortaya kmasna ramen, ne ya
zk ki benim incelememin alanna dahil deil. Yine de bunun karm ak tep
kiler reten, hatta bazen oryantalistlerde korkutucu bir kendini kefetm eye
neden olan nemli bir ey olduunu kabul etm eliyiz; Flaubert bu konuda en
teresan bir rnektir.41 (vurgu benim ).

Eer Dou ve cinsellik arasndaki bu dzenli arm oryantalist


sylemin kurucu bir mecaz ise, bunu ayr bir alana aitmi gibi deer
lendirmemiz mmkn m? Bunun, yani oryantalizmin cinsel/bilin-
d alannn farkl bir alana aitmi gibi deerlendirilmesinin Said'in
analizin geneli iin nasl bir anlam vardr?
Said'in oryantalizmi psikanalitik kategorilerle incelemek konu
sunda gsterdii isteksizlik onun bu nc almasna belli bir snr
llk getirir. rnein, teki kltrleri anlama, bilme sreleri ile bu
srelerdeki bilind ve cinsellik boyutlar arasndaki grift balan
ty grmesini engeller. Oryantalist sylemde Doulu kadn ve cin
sellik imgelerinin kullanlmas yalnzca doulu kadnn ve cinselliin
temsil edilmesiyle snrl olan bir mecazm gibi deerlendirilir. Ba
ka bir deyile, ne kadn imgeleri ne de cinsellik imgeleri oryantalist
sylemin bizzat yaplanma biiminin nemli bir paras olarak ele
alnmaz. Tersine, bunlar oryantalist sylemin alt bir alanna aitmi
gibi deerlendirildiinden, sunulan analizin kendisi oryantalizmin
ikiye ayrc, disipliner ve uzmanlk ynelimli yapsn yeniden ret-

39. Edward Said, Orientalism>s. 207. 40. A.g.e., s.184. 41. A.g.e., s. 188.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 35

me riskini tar. Sonu olarak, bir yanda Dou'nun ve doulu kltr


lerin temsilleriyle, dier yanda da doulu kadnlarn ve cinselliin
temsilleriyle ba baa braklrz. Bu iki dzey arasndaki eklemlen
me incelenmeden brakldnda, rtk oryantalizm veya oryantaliz
min bilind, akademik bir alma olarak, oryantalizmden net bir
ekilde aynmlatrlabilecek ayr bir alan olarak kalr.
Oryantalizmin bilindn incelemek onun tarihsel analizine al
ternatif gibi dnlmemelidir. Aslnda oryantalizmin gc, ortodoks
Marksist yaklamlarn dnd gibi ekonomik iktidarn bir yans
mas deil de, bilginin, kavramlarn ve gndelik bilgilerin retilme
sinde ve yaylmasnda kklenmise, o zaman bu bilginin kklerini,
onu tevik eden, belli bir libidinal ekonomi iine yerletirebilmemiz
gerekir. Bu da oryantalist sylemi daha cinsiyet temelli bir okumaya
tbi tutmamz gerektiini syler bize. Bunu yaptmzda tekiliin
temsilinin ayn anda hem cinsel hem de kltrel farkllatrma biim
leriyle gerekletiini grebiliriz. Dou'y ve onun kadnlarn Bat
l bir biimde anlama iki farkl alana ait edimler deildir; Bunlar ay
n jestin birbiri iine gemi deiik boyutlardr. Bu nedenle, cinsel
liin ve bilindnn alanma gnderme yaparken basite doulu ka
dnlarn veya doulu cinsiyetin temsil edili biimlerini kastetmiyo
rum. Dou'nun temsillerinin cinsel imgelerle, bilind fantazilerle,
arzularla, korkularla ve ryalarla rldne gnderme yapyorum.
Baka bir deyile, cinsellik sorusu belli bir alanla snrlym gibi de
erlendirilemez; znenin teki ile her trl ilikisini ynetir ve yap
landrr. Oryantalist sylemdeki bu ifte eklemlenmeyi anlamak ta
rihsel olann fantazi ile, kltrel olann cinsellik ile ve arzunun ikti
darla ilikisini incelemeyi gerektirir. 2. Blm'de bu ilikiyi incele
mek istiyorum. ncelememi pee figrne odaklayarak, Dou'nun or
yantalist sylemdeki kurulu biiminin, Batl znenin kendisine te
kinden dolaymla bir kimlik oluturma arac olarak ilediini gster
meye alacam. Bu da bize, bu srecin, znenin tekine olan arzu
sunun koordinatlarn salayan fantazi araclyla yaplandn gs
terecektir. Ancak bu incelemeye gemeden nce Homi Bhabha'mn
kolonyal sylemde kltrel farkn temsil edili biimlerini inceledii
psikanalitik yaklamn ele almak istiyorum. Bhabha, Said'in incele
mesinin bo brakt yeri, zellikle de smrgeciliin zne kurucu
bir pratik oluu sorusunu ele alarak ve cinsel fark sorusunu kolonyal
sylem incelemesine eklemleyerek doldurmaya almtr.
36 SMRGEC FANTAZLER

Bhabha'nn Analizinin Snrlar

Bhabhann analizinin zgnl kltrel temsil sorunsaln znelik


sorunsalyla eklemlemesidir. Bu, Said'in dikkatimizi ektii, ama ya-
psalclk-sonras ve psikanalitik kuramlarda gelitirilmi olan sy
lem nosyonuna, veya baka bir ifadeyle sylersek, zne kurucu bir
pratik olarak sylem nosyonuna yeterince nem vermedii iin de
tayl bir biimde tartmadan brakt bir konudur.
tekiliin kolonyal sylemde temsil edilme biimlerini "okbi-
imli" ve "sapkn diye niteleyen Bhabha, smrge zneliinin kuru
luunun oul ve apraz belirlenimlerini anlamaya alr. Kolonyal
sylemin, Saidin varsayd gibi, btnlemi ve tekynl bir zel
lie sahip olduu tezini reddeden (nk bu sylem iinde yalnzca
smrgeletirilen deil, ayn zamanda smrgeci de kurulmaktadr)
Bhabha, kolonyal sylemin tam merkezinde retken bir elikililik
saptar. Byle bir anlay, hem smrgeletirilenin hem de smrge
cinin bir kerede ve tmyle sabitlenebilecei, kolonyal sylemin ni
hai bir biimde kapanabilecei ve kendi iinde tutarl olduu eklin
deki varsaymlarn beraberinde getirdii problemleri ortadan kaldrr.
retken elikililik nosyonu bunun yerine kolonyal sylemin zerin
de temellendii atmal ekonomiyi betimler.
Foucaultcu zne kurulu modeli ile psikanalitik kuram bir araya
getirmesi, Bhabha'nn tarihsel ile fantazi olann, haz ve arzu ile hki
miyet ve iktidarn nasl eklemlendiini anlamasma yardmc olur. Bu
eklemlenmeyi anlamak, kolonyal sylemin znesinin, ayn anda hem
disipliner iktidar biimleri (nk hem tevik ederek hem de yasak
layarak iler) hem de fantazi alannda kurulduunu gstermek iin
gereklidir.
Baka eylerin yan sra, Bhabhann analizinin getirdii yenilik,
cinsel fark sorusunu kolonyal sylemin balanma yerletirmesidir.
Fetiizm kavram Bhabha'nn kolonyal sylemin nasl altna ili
kin incelemesinde temel bir neme sahiptir. Bhabhann fetiizm for
mln kolonyal syleme nasl uyarladn tartmaya gemeden
nce, psikanalitik kuramdaki fetiizm kavramn ksaca zetlemek is
tiyorum. ocuun ok edici cinsel farkn ayrdma varmasna yarayan
fetiizm elikili bir inan yapsna sahiptir. Erkek ocuk, kad-
nm/annenin bedeninin farkl olduunu kefeder, nk anne/kadm
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 37

penise sahip deildir. ocuk, kadnn/annenin bu "eksiini" daha


sonra "feti nesne" haline gelecek nesnelerle ikame etmeye alr.
Feti nesnesi, ok olmu erkek ocuun anneyi/kadm tamamlamas
na hizmet edecek ve penisin yerine geecek herhangi bir nesne ola
bilir. Feti nesnesinin ilevi fark alglamay inkr etmektir (disa-
vow). Fetiizm forml u cmlede yatar: "ok iyi biliyorum ama yi
ne de..." Baka bir deyile fetiizm nosyonu, eliki ve fark karsn
da fantazmatik birliin ve aynln idame ettirilmesine yarayan bir
inan biimidir. Kadnn/annenin penise sahip olmad bilgisi bir
yandan korunurken dier yandan inkr edilir ve bu eksiklik feti nes
nesiyle ikame edilir. Bu da fetiizmin, ztlklara dayanan bir inan bi
imi olarak, her zaman mulaklkla ye elikililikle, fark ayn anda
hem tanma hem de inkr etmekten kaynaklanan retken bir gerilim
le belirlendiini gsterir. Bhabha da ilgilenecektir fetiizmin tad
bu elikili zellikle.
Ayrmlatran bilgilerin kurulmasnda fetiizm "konumann ve
znelemenin/tbi kmmamn\(subjectifcation*) gerekletii nok
tada bir ikiye blnme ve oul/elikili bir inan salar".42 Fetiis-
tik temsil biiminde ortaya kan kolonyal sylemin elikililii ve
ikiye blnmesi, arzu ve korkunun, yabansln ve tanln, farkn
tannmasnn ve reddinin elikili biimde eklemlenmesinde rnekle
nebilir. Fetiizme niteliini veren bu uzlamaz mantk, kolonyal sy
lemin znesine, fark tanmasn inkr etmesine yarayan "temel bir ya
o... ya bu (either/or)" yaps sunar.
Psikanalitik fetiizm kuramm kolonyal sylemin ileyi biimini
anlamak iin uyarlayan Bhabha, kltrel farkn nasl temsil edildii
ni aklar. Bhabha "penis"i ten rengi/rk/kltre tercme eder ve te-
kiliin eklemleni biimindeki kurucu elikililiin yapsn yle
formle eder: "Fetiizm her zaman, btnln/benzerliin arkaik
bir onaylanmas 'oyunu' veya iki ey arasnda boalanmasdr. Fre-
ud'un terimleriyle sylersek, 'tm erkeklerin penisi vardr', bizim du
rumumuzda 'tm insanlar ayn ten rengine/rka/kltre sahiptirler;

* Homi Bhabha'nn burada subject yerine subjectifcation kavramn kullanma


s nedensiz deildir. Bu sayede Bhabha, Foucault'nun kulland anlamda zne-ik-
tidar ilikisine gndermede bulunmaktadr. Bilindii gibi, Foucault zneyi iktidara
tbi klan srecin ayn zamanda onu zne olarak kuran bir sre olduunu gsterir.
42. Homi Bhabha, "Difference, Discrimination and the Discourse of Coloni-
alism", s. 207.
38 SMRGEC FANTAZLER

ve eksiklie ve farka kar duyulan endie - yine Freud iin 'bazla


rnn penisi yoktur'; bizim durumumuzda ise 'bazlar ayn ten rengi-
ne/rka/kltre sahip deillerdir."43
Bhabha, ncelikli olarak cinsel farkn kuruluunu anlamak zere
gelitirilen fetiizm kuramnn yeni bir alana, kltrel fark temsille
rinin zelliini anlamak zere kolonyal sylem alanna tercme edil
mesinden doan problemlerden elbette habersiz deildir. rnein,
genel (cinsel) fetiizm kuram ile kendisinin bu kuram kolonyal sy
lemi anlamak iin zgl biimde kullanmas arasndaki nemli fark
lar yle aklar: Birincisi, cinsel farkn fetiinden farkl olarak, ko
lonyal sylemin fetii bir sr deildir. Hayli grnr olan ten rengi,
rksal ve kltrel farkn temel gstergesidir ve kolonyal karlama
biimini belirleyen rksal tiyatronun tam merkezinde yer alr; kinci
si, "iyi bir nesne" olarak grlen, sevilebilen ve cinsel zevki mm
kn klan cinsel farkn fetiinden farkl olarak kltrel farkn fetii,
iktidar zerinde temellenen kolonyal ilikiyi hakl klar. Bhabha, her
ne kadar yapt bu tercmenin yaratt sorunlarn farknda olsa da,
bu problemleri zmek zere nerdii zm ilham verici olmaktan
hayli uzaktr. Bu amala, fetile olan ilikide sevgi ve dmanlk bir
birine paralel olarak ayn anda vardr, nk her ikisi de hadm edil
menin inkr ve tannmas zerinde temellenir, diyen Freud'a dner.
Ne var ki Bhabha, fetiizm formln cinsel fark alanndan kltrel
fark sorusuna tercme etmenin ortaya kard problemlerin, bunla
rn ayn parann farkl iki yz olmasndan daha karmak bir prob
lem olduunu grmekte yetersiz kalr. Kadnn "eksik" olarak alg
lanmasnn inkr edilip, bu eksikliin baka bir nesne ile ikame edil
mesinin nedeni byle bir eksikliin erkekte kastrasyon tehdidi olu
turmas ve bunun korku ve endie yaratmasdr. Kastrasyonun yarat- j
t endieyi datmaya yarayan yollardan biri de cinsel fark inkr
etmek iin bir feti nesnesi ikame etmektir. Fetiizmde, "kastrasyon
endiesi" ve onun oluturduu tehdit, fetiizm kuramnn kilit nokta
larndan biridir; oysa kltrel tekinin eksiklii olarak alglanan e
yin (tm insanlar ayn ten rengine, rka veya kltre sahip deiller
dir) smrgeci iin nasl bir tehdit oluturduu hi ak deildir. Da
has, belli bir ten renginin eksiklie nasl tercme edildii de mulak
kalr Bhabha'nm analizinde.

43. Homi Bhabha, "The Other Question", s. 27.


SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 39

Smrgeciliin zgl koullarn ve tanmlayc zelliklerini ta


nmlarken kltrel fark ile cinsel fark temsillerini birbirlerine eklem
lemeye alr Bhabha. Bu elbette ki takdir edilmesi gereken bir giri
imdir, nk farkn temsiline ilikin incelemelerin ou, kltrel
fark, cinsel farkn temsilinden net bir biimde ayrt edilebilen ve ta
mamen baka bir alana ait bir eymi gibi deerlendiren dualist er
eveyi mtemadiyen yeniden retirler. Said'in analizinin de bundan
azade olmadn hatrlayalm. te bu dualizmin tesine gitme ve
fark ok daha karmak bir biimde kurulmu bir ey olarak akla
ma ynndeki tm abas bir yana, Bhabhanm cinsellik sorusunu in
celemeden braktn syleyebiliriz. Bu sorunu bir dipnotta ele alr
ama bu kltrel ve cinsel farkn analizindeki dualizmi amasma yet
mez. Young'n ok hakl olarak belirttii gibi, cinsellik ve cinsel fark
sorusu Bhabhanm analizinde ortadan silinir. Bhabha'nm inceleme
sinde, cinsiyet kategorileri ile kurulan smrge znesi sorusu detay
l olarak ele alnmaz; sadece smrgeciliin elikililiinin metaforu
olarak deerlendirilir.44

Yeni bir Kartlk:


Kuramsal Birlik ve Tarihsel Tikellik

Son yllarda Said'in almas ok geni bir yelpazeye yaylm tar


tmalar tetikledi ve bu nedenle postkolonyal kuram alannda yap
lan almalarn vazgeilmez bir referans noktas haline geldi. Yal
nzca smrgeci ve smrge olan, Bat ve Dou kavramsal iftleri
deil, ayn zamanda bizzat postkolonyal teriminin kendisi de ku
kuyla karlanmaya balad. Bu blmde, buJkukularn nedenlerini
ve evresinde younlaan sorunlar tartmak istiyorum.
Bir derlemede45 Ella Shohat, Peter Hulme ve Anne McClintock,
tikel tarihsel balamlarda retilmi tikel metinleri aklamak iin ge
nel kategoriler kullanlmasnn tehlikelerine dikkat ekerler. Ncho-
las Thomas'n Colorialism's Culture,46 bir lde de Robert Youngn

44. Robert Young, White Myhtologies, s. 154.


45. Francis Parker, Peter Hulme ve Margaret iversen (der.), Colonial Discolir
se /Postcolonial Theory, Manchester: Manchester University Press, 1994.
46. Nicholas Thomas, Colonialism's Culture: Anthropology, Travel and Go
vernment, Cambridge: Polity Press, 1994.

40 SMRGEC FANTAZLER

Colonial Desire47 adl kitaplarnda dile gelen eletiriler de kolonyal


sylem gibi genel bir kategorinin ne lde yararl olduu hakknda
dr. Kolonyalizm gibi ok eitlenmi ve heterojen bir olgunun ak
lanmasnda "kolonyal sylem" ve "smrgeletirilen gibi genel ka
tegorilerin kullanlmasnn meruiyeti gitgide daha fazla sorgulanr
bir hale gelmitir.
Yaygn olarak, smrgeciliin ve kolonyal sylemin alglan bi
iminin niter ve zselci terimlerle karakterize olduu ne srld.
Smrgecilii tarih-st ve kresel bir olgu gibi ele alan bu terimle
rin, yalnzca smrgeciliin homojen bir biimde dnlmesini de
il, ayn zamanda, sanki i tutarll olan bir empoze edili gibi, ya
ni smrge klman zerinde hkimiyet kurmada ve onu asimile etme
de tamamiyle etkin ve baarl bir sre gibi deerlendirilmesine ne
den olduu ileri srld.48 Smrgeciliin byle niter bir ekilde
anlalmasnn kolonyal sylemin tm smrgelerde ve btn za
manlarda zde olarak ilediini ima ettii iddia edildi.49 Bu neden
le, kendi ve teki, smrgeci ve smrgeletirilen arasndaki Manic-
hean ayrm kullanan kolonyal sylem kuramnn, incelemeyi hedef
ledii smrgeci tarih tarafndan kurulmu terimleri ve bu tarihin h
kimiyetini yeniden rettii ileri srld.50 Benita Parry'e gre kolon
yal sylem kuram, smrgeciliin farkllatrmadan kulland kim
lik kategorilerini kulland iin, kolonyal sylemin nermeleriyle i
birlii iindedir. Buna kart olarak Parry, mmkn zne konumlar
nn hkimiyet kurmaya alan sistem tarafndan tamamiyle belirle
nemeyeceini ne srer.51
Smrgeciliin corafi olarak homojen ve her eyi kapsayc ol
duuna ilikin inancn smrgeci iktidar abartt ve bylece smr
ge klmann zneliini ve smrgecilie kar gelitirilen eitli di
ren biimlerini yok sayd yolunda eletirilere rastlamak da mm
kn. Eyleyici sorusu ve smrgeletirilmi zneliin yeniden tesis
edilmesi konusuna duyulan ilginin kendisini da vurduu yerlerden

47. Robert Young4 Colonial Desire: Hybridity in Theory, Culture and Race,
New York ve Londra: Routledge, 1995.
48. Bkz. Nicholas Thomas, Colonialism's Culture, s. 3, 15.
49. Bkz. Robert Young, Colonial Desire, s. 164. 50. A.g.e., s. 5.
51. Benita Parry: "Resistance Theory/Theorizing Resistance orTwo Cheers for
Nativism", Colonial Discourse/Postcolonial Theory iinde, der. F. Parker, P. Hul-
me ve M. iversen, s. 173.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 41

biri, Said'in almasn revize etme abalardr. Bu eletirilerin ve re-


vize etme abalarnn hareket noktas Said'in analizinin, oryantaliz
me hibir alternatifin olmad imasn tad ve bu yzden kar-
tarihleri incelemeyi tevik edici olmaddr. Dahas, Saidin alma
snn smrgeciliin gerek ve tarihsel olarak zgl koullarn ince
lemeyi cesaretlendirici olmad da dnlmektedir.52 Parry'e gre,
smrgeci aygta btnsel bir kudret atfeden kolonyal sylem ku
ramclar smrgeletirilen!, boyun eme konumu iinde balan
m sabit bir kategori gibi retildii" eklindeki yanl varsaym iin
dedirler. 53 Ona gofe bu anlay! diren ye kar-sylemin olumlayc
g olasln ve kolonyal ideolojiyi dntrecek smrgeci-kar-
t yazm engeller. Ayn ekilde Thomas'a gre, kolonyal sylem ko
nusundaki yaygn anlay, smrgeletirilmi olann hkmranl
nn ve zerkliinin inkrn ve smrge tarihlerinin yerli direni ve
mcadelelerle ekillendirililerine kar krlk getirmektedir berabe
rinde. Bu nedenle Thomas yapsalclk-sonras yaklamlarn gene
linde olsun, zel olarak kolonyal sylem kuramnda olsun, zneliin
genellikle gz ard edildiini ne srmektedir. Buna kart olarak
Thomas vurgunun eyleyici zerine yaplmasndan yanadr.54
Kolonyal sylemi homojenletirici bir kategori olmaktan kar
mak ve yerel ve tikel olana hakettii ilgiyi verebilmek iin smrge
ciliin tarihsel olarak zgn eklemlenmelerinin incelenmesinin ge
rekliliine yaplan vurgu, Nicholas Thomas'm kitabnn en belirgin
zellii olarak deerlendirilebilir. Her ne kadar bu kadar gl olma
sa da benzer bir vurgu, Young'm almasna da damgasn vurur. Fa
kat burada unu belirtmekte yarar var ki, her ne kadar Young tarihsel
zgnle yer verilmediini ve Avrupa-merkezcilik kart kuramn
nc Dnya'y ve Bat'y homojenletirme eilimi tadn sy
lese de, buradan hareketle ampirik ve corafi tikellik iine dalp kay
bolmaz. nc Dnya kuramclarnn (rnein Fanon, Said ve di
erleri) inceleme ve direnme nesnesi oluturabilmek iin byle genel
bir kategori kurmaya ihtiya duyduklarn syler. Dahas, homojenlik
ile tarihsel zgll ve corafi tikellii birbirine kart gibi koyma-

52. Bkz. Robert Young, Colonial Desire, s. 159-60.


53. Bkz. Benita Parry, "Resistance Theory/Theorizing Resistance...", a.g.y., s.
176.
54. Bkz. Nicholas Thomas, Colonialism's Culture, s. 105.
42 SMRGEC FANTAZLER

nn bizzat smrgeciliin kendisinin blc stratejilerini tekrarlamak


demeye gelebileceini de ilave eder.55 Bu iki eletirmen arasndaki
farklar ayrt edebilmek iin onlar ayr ayr tartmakta yarar var.
Thomas'n temel ilgisi smrgecilii tarihselletirerek onun ye
relliini ve oulluunu tanmaktr. Smrgeci projelerin ve ilikile
rin kanlmaz olarak atlak bir yapya sahip olduklarn ne srerek,
kolonyal sylemin dalm ve atmal zelliine iaret eder ve s
mrgeci ile smrgeletirilen arasnda kurulan ayrm ve smrgeci
lii tutarl bir nesne gibi ele alan yaklamlar eletirir. Smrgeci
ideolojilerin karmak, deiken ve elikili zelliine dikkatimizi
ekerek, farkl.smrge balamlarnda ve farkl tarihsel anlarda mu
azzam bir. eitlilie sahip olduunu syler. Thomas'a gre smrge
cilii tarihselletirmek ve oullatrmak iin, onu anlamak,zere
kullandmz modeli anlamlandrma'dan (signification) anlat (nr-
ration). modeline, veya gstergeler (signs) modelinden pratikler
(practices) modeline dntrmemiz gereklidir, nk smrgecili
in projeksiyonu ile performans arasnda her zaman bir boluk veya
gedik vardr. Smrge ilikilerinin veya onlarn temsili kodlarnn
daimliinin nedeni, bunlarn bir yap olarak yeniden retilmelerinde
deil, performans ve pratik durumlar zerinde kurduklar hkimiyet
te aranmaldr.56 Thomasa gre smrgeciliin bu dinamik modeli,
smrgeci projelerin yalnzca srekliliklerini deil, ayn zamanda
baarszlklarn, yerinden oynamalarn ve kopularn da grmemi
ze yardmc olacaktr; nk bu projeler srekli olarak kurulmakta,
yanl-kurulmakta, uyarlanmakta ve icra edilmektedir. Basite s
mrgeci ve smrgeletirilen arasndaki ayrm deil, ayn zamanda
stratejik smrgeletirme politikalar ve medeniletirme misyonlar
(rnein asimile edici veya tecrit edici) arasndaki temel farklar da
smrgeci projeleri ve smrgecileri kanlmaz olarak blmektedir.
Belli bir tarihsel dnemde tek bir belirleyici sylem olduunu da var-
saymamalyz. Bu nedenle, smrgecilii kanlmaz bir sistem ola
rak grmemek iin onu tarihselletirmek ve zgl karlama biim
lerinde yerelletirmek gereklidir. Thomas smrgeciliin kalbindeki
kanlmaz yarlmay hatrlatarak, onun sadece baarl veya baar
sz oluuna deil, smrgeci projelerin yerli toplumlar tarafndan

55. Robert Young, Colonial Desire, s. 165.


56. Nicholas Thomas, Colonialism's Culture, s. 59.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 43

hem nasl ^ kar kldna, uyarlandna ve ye


niden tanmlandna, hem de bizzat smrgeci projeler iindeki tar
tmalara ve atmalara gnderme yapmaktadr.
Thomas byle bir oullatrmann tad riskin, yani inceleme
yi basite tarihsel tikellikle snrlama tehlikesinin farkndadr. Her ne
kadar epistemolojik kopular ve krlmalarla ilgilenip farkl tarihsel
dnemlerin ayrt edici zelliklerini tespit etmeye alsa da, Thomas
farkl dnemler arasndaki srekliliklerin ve tekiliin alglan bii
minin zaman iinde nasl bariz ve mevcut kaldna da gzmz ka
pamamamz gerektiine dikkat eker.57 Thomas'a gre, her dnemde
ki smrgeci tahayyln ayrt edici zelliklerini tanmladmzda
ampirik tikellik ile zselci oryantalizm anlay arasnda ikici bir kar
tlk kurmay engellemi oluruz.58 Ancak byle bir dnemselletir-
menin, Thomas'n bizzat kendisinin de smrgecilii totalize etmeye
kar bir are olarak grmedii ampirik tikellikten veya farkl ulusal
stillerin kendilerine has zelliklerini (rnein ngiliz ve Fransz s
mrgecilii arasnda) tespit etmekten ne kadar farkl olduunu sor- _
madan edemiyor insan bu durumda. Thomas'a gre Fransz ve ngi
liz smrgecilik modelleri arasndaki kartlklar tespit etmek her ne
kadar yararl olsa da, bu ancak Fransz ve ngiliz pratikleri arasnda
ki eitlenmeyi gz ard etmek pahasna yaplabilir. Bu durumda in
san, smrgeci ideolojilerin iindeki atmalara ve tartmalara yap
t vurgudan sonra Thomas'a, tarihsel tipletirmenin bir baka niter
ve homojen smrgecilik nosyonu ima edip etmediini sormak isti
yor. Ya da baka biimde sorarsak, Thomas, smrgeciliin niterli-
inin kriterini uzamdan zamana tam olmuyor mu? Her ne kadar
Thomas, oul tarihleri, kltrleri ve corafyalar iine alabilecek bir
smrgecilik kuram neriyor olsa da, bize sunulan ey nihayetinde
tarihsel dnemletirme, ki bu da smrgeciliin halihazrda varolan
hkim anlaylarndan daha az niterletirici deil. O halde Tho
mas'a, bizzat kendisinin farkl ulusal tarzlar arasndaki farklar kyas
lama konusunda gelitirdii eletiriyi yneltebiliriz. Bir dnemin ne
kan zelliklerinin tespiti ancak o zgl dnemdeki eitlilii ve o
ulluu gz ard etmek pahasma yaplabilir. Byle bir itiraz ngre
rek Thomas u savunmay gelitirmitir: "Smrgeci dnemler ara
snda, sadece yararc bir adan ayrmlar ne sren analitik bir anla-

57. Nicholas Thomas, C o lonialism 's C ulture, s. 68. 58. A .g.e., s. 69.
44 SMRGEC FANTAZLER

t, smrgeciliin tarihinden daha deerlidir, ama bu anlat sadece ya


rarc bir aygt olarak anlalmaldr: Bu aygt, kolay btnsellik ve
ilerlemeci tarih anlayn dntrmek iin kurgulanmtr."59
Bir dnemin belirleyici zelliklerinin betimlenmesi retorik bir
ara gibi deerlendirilebilirse, o zaman genel smrgecilik kategori
si de niin ayn ekilde retorik bir ara gibi deerlendirilmesin? Eer
btn mesele basite retorik bir ara kurgulamaktan ibaretse, niin
bir aracn totalze eden sonular dier bir aracn totalize eden zel
liklerine tercih edilebilir ve kabul edilebilir olsun ki? Dnemselleti
ren retorik ara eitlilie kr kalmaz m? Ben zel olarak belli bir
tarihsel dnemde varolan eitliliklerle ilgilenmiyorum ama burada
iaret etmek istediim ey oulluu, homojenletirmeye, zselcilie
ve niterlie are olarak koyan erevenin ne kadar steril olduudur.
Altn izmek istediim ey, zselcilii basite tersine evirip yerine
oulluu ayrcalkl kldmzda, zselcilii atmz hayal etme
mizin ne kadar snrl bir anlay olduudur. imdi Robert Youngn
almasna dnmek istiyorum.
Colonial Desire adl almasnda Robert Young, postkolonyal
eletirilerin smrgeciyi ve smrgeletirileni veya ben ve tekini
birbirinin ztt gibi kurduu iin eletirir. Ona gre postkolonyal ele
tiri, Manichean bir blnme kurarak ortadan kaldrmak istedii statik
ve zselci kategorileri yeniden retmeye eilimlidir. "Kolonyal sy
lem" kategorisinin meruiyetini sorgulayan Young, "smrgecilik
hakkndaki ve smrgecilik sylemlerinin tmn"60 anlamak iin
byle genel bir kategoriyi kullanmann getirdii idealizm eletirisin
den kanmann zorluuna iaret eder. Young, smrgeciliin cora
fi ve tarihsel olarak dikkat ekici lde homojen olduunu kabul et
meye hazr olsa da, yine de "kolonyal sylem" kategorisinin, smr
geciliin her yerde adeta ayn biimde ilemiesine bu genel kulla
nm hakl kard konusunda tamamen ikna olmu deildir. Fran
sz ve ngiliz smrgecilikleri arasmda farklar olduu gibi rkln
da farkl biimleri vardr. Bu da Young'n, kolonyal sylemi incele
yen kuramsal paradigmalarn, smrgeciliin her versiyonunu anla
mak iin eit derecede iyi ilediine ilikin tezini kabul etmekte gs
terdii ekincenin en temel nedenidir. rnein, asimile etmek zere

59. Nicholas Thomas, Colonialism's Culture, s. 69-70.


60. Robert Young, Colonial Desire, s. 164.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 45

oluturulan Fransz smrgecilii, eitliki Aydnlanma .varsaym


olan insanlarn aynl zerinde temellenmitir. Dolayl hkimiyete
dayanan ngiliz smrgecilii ise fark ve eitsizlik varsaym zerine
kuruludur. Bu ve bunun gibi tarihsel olarak farkllk gsteren baka
rneklere gndermede bulunmakla Young, smrgeci hkimiyetin
iindeki heterojenlie ve smrgeciliin yol at farkl sonulara
ekmek ister dikkatimizi. Young'n tezinin ima ettii ey, smrgeci
liin tm zaman ve uzamlarda zde olarak iledii gven duyularak
varsaylamyorsa, o zaman "her bir tikel smrgeci vakaay iinde
kapsayabilen genel kuramsal bir matriksin"61 geerliliini sorgula
mak da merudur. Ancak Young, homojenlemeyi, tarihsel ve cora
fi rneklerin eitliliine kart gibi dnerek ampirik tikellik tuza
na dmez; nk smrgeci hkimiyeti eletirebilmek iin smr
gecilik gibi genel bir kategorinin ortaya konmasnn gerekli olduu
nu kabul eder. Ona gre Said'in ve dierlerinin ortaya koyduu ku
ramsal parametrelerin gelitirilebilmesini salayacak ey basite ye
ni ariv malzemesinin bulunup ortaya karlmas deildir.62 Deleuze
ve Guattari'nin erevesini, zellikle de arzu, makina, yersiz-yurtsuz-
latrma (deterritorializatior) ve yeniden yurtlulatrma (reterritori-
alization) kavramlarn smrgecilie uygulad "Colonialism and
Desiring Machine" adl blmde, genel ve niter bir smrgecilik
nosyonunun kullanlmasn gerekli grdn syler.63 Young bura
da Deleuze ve Guattari'yi izleyerek, smrgecilii bir makina, belir
leyen ve dzenli (law-governing) bir sre olarak nitelendirir. David
Totter'n "smrgecilik yazarsz bir metindir" tezini benimsemesi de
genel bir kategori olarak smrgecilik nosyonunu elden brakmama
nn neminin altn izmek iindir.64 Young, kapitalizmin roln, s
mrgeciliin motorunun belirleyicisi olarak deerlendirir ve kresel
kapitalizmin bir haritalama/iaretleme olduunu veya topran fizik
sel olarak kendine mal edilmesini ve kltrel uzamn ele geirilmesi
ni salayan blgesel bir yaz makinas olduunu syler. Ama Young
bu yeniden mal etme ve ele geirme srelerinin basite yerli kltr

61. Robert Young, Colonial D esire, s. 164. 62. A.g.e., s. 164.


63. Gilles Deleuze ve Felix Guattari, Anti-Oedipus: Capitalism and Schizoph-
renia, ev. Robert Hurtley, Mark Seam ve Helen Lana, Minneapolis: University of
Minnesota Press, 1990.
64. Robert Young, Colonial Desire, s. 166.
46 SMRGEC FANTAZLER

lerin yok edilmesi veya bir kltrn basite bir dieri zerine alan
mas olarak anlalmamas gerektiini de ekler. Bu srelerin karma
klna iaret etmek zere, kodlarn zlme ve yeni kodlarn ina
edilme srelerini (smrgeci iktidara tbi klnm topraklarn ve
halklarn zerinde smrge pratiklerinin yazlmas bu sreler saye
sinde mmkn olur) kltrlerin birbiri zerine kat kat konmas ola
rak grr. Kltrlerin bu i ie geileri smrgeci kltrn kendini
basite tekrarlamadn gstermektedir. Baka bir deyile, smrge
cilik yeni bir taklidin (mimesis) retilmesi demek deildir. Smrge
letiren kltrler, smrgeletirilen balamlara yazldnda her za
man farkl bir eye tercme edilmi ve melezlemilerdir. Bu yzden
de "gayri muayyen yamal kimliklere" yol am ve "beyaz ama tam
da beyaz olmayan okbiimli sapkn halklar retmitir. Young'm bu
karmakl anlatmak iin setii szck "parmensel iaretle-
me"dir.65
Young'm smrgecilii bu biimde betimleyii, onun Bhabha'mn
melezlik nosyonunu -smrgeci sylemi tekinin dilinin izine ak
olarak dnmeye imkn tanyan melezlik nosyonunu- onaylayy-
la uyum iindedir. Smrgeci otoritenin yerli kltrler zerinde tek
tarafl bir hkimiyet kurmasijye.j)n!m .t^ a m e n ele geirmesi sz
konusu olmadndan, hkimiyet yaplarnn nasl tersine evrildii
ni, tercme edildiini ve yerinden oynatldn formle etmemize
imkn tanyacak kavramlara ihtiyacmz vardr. Youngm hakl olarak
iaret ettii gibi, melezlik kavram ayn zamanda bir kar kma ve
diren andr. Bu nedenle smrgeci ve smrgeletirilen arasnda
kurulan zselci mantn geerliliini sorgular. Young, Bhabha'mn
smrgeci sylemi melezlik reten bir sre olarak deerlendirmek
le smrgeci sylemin zerinde temellendii ifte mant kavrad
n dnr: Smrgecilik bir yandan yeni yaplar, uzamlar ve sah
neleri yaratr ve hegemonikletirir, dier yandan da diasporikletirir,
mdahaleyi, deitirmeyi, tercme etmeyi ve dntrmeyi mmkn
klar. Young, Jacques Derrida'nm "brisure" kavramm kullanarak s
mrgeciliin bu ikili mantn daha da gelitirmeye alr. Young'a

65. Young palimpsestual inscription terimiyle, kltrlerin basite birbirleri


zerine yamanmadn veya kltrlerin smrgecilik sonucunda basite yklp
imha edilmediini, birbirleri zerine tabakalatn ve i ie getiini anlatmak is
tiyor; Colonial Desire, s. 173-5.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 47

gre melezlik, fark ve aynln mmkn olmayan bir ayn-andalk


iinde varolmalar demektir. Melezlik ona gre, "fark aynlk, ayn
l da fark yapar, ama bu yle bir sretir ki artk aynmn ayn ola
rak, farkn da fark olarak kalmas basite imknszlar."66 Bu
"ift/iki eit paral (binate) operasyon", Young'a gre, smrgecili
i ayn anda hem tekrarlayan hem de dntren sretir.
Young'n yukardaki formlasyonu, Bhabhamn, smrgeci syle
min potansiyel dnmlerini anlamak iin basite bu kavram oul
latrmay nermediinin farknda olduunu gsterir bize; nk
Bhabha, smrgeci sylemin tutarll iindeki atlaklar, ikiye b
lnmeleri ve oullamalar grmemize yarayacak ekilde formle
eder kolonyal sylemi. Bhabha'nn "Bat kltrnn farkl balamla
ra tercme edildiinde nasl farkl biimlerde erevelendiini gs
terdii"67 iin, Young, onun elikililik kavramnn da yararl olduu
na inanr. Burada, Young'n melezlik ve elikililik kavramlarnn ya
rarna inanmasna ramen smrgeci sylemin tarihsel zgllkleri
nin anlalmas gerektii konusunda yine de srar ettiini sylemekle
yetinelim. Problem basite Young'n zgllk konusundaki srar de
il, bunu anlamak iin gelitirdii formlasyondur. Smrgeciliin
farkl biimlerdeki eklemlenmelerini (bu aslnda smrgeciliin ka
nlmaz biimde tarihsel olarak zgl olduunun tannmas olarak
deerlendirilmeli) anlamaya yardmc olacak melezlik ve elikililik
nosyonlarn benimseyen sanki bizzat Youngn kendisi deilmi gibi,
kitabn sonuna doru, ben-eki modelinin yan sra baka rksal ay
rmlama biimlerinin de nasl ilediini anlamamz gerektiini vur
gulamaktadr. Hegelci diyalektii eletiren Young, rkln veya s
mrgeciliin basite ben-teki, siyah-beyaz modeline gre almad
n, ayn zamanda "normalliklerin ve beyaz normdan sapmalarn de
recesinin hesaplanmas"68 zerine de kurulduunu syler., Melezlik
ve elikililik kavramlarnn nemlerinin vurgulanmasndan sonra,
smrgeciliin tarihsel olarak zgl eitlerini tanmak ve bylece
kolonyal sylemi anlamaya alan kuramsal paradigmalarn ikici ve
btnletirici jestlerini amak adna gelitirilen bu formlasyonun
basmakalpl karsnda hayrete dmeden edemiyor insan. Young'
m bu nerisi, niter ve btnsel olduu iddia edilen kolonyal sylemi

66. Robert Young, Colonial Desire, s. 260.


67. A.g.e., s. 162. 68. A.g.e., s. 180.
48 SMRGEC FANTAZLER

basite oullatrmaktan teye gidemiyor. Ben/teki, smrgeci/s-


mrgeletirilen arasndaki kartl amaya alan bir abann by
le bir oullatrmayla yetinmemesi beklenirdi. Bunun yerine, ihtiya
cmz olan ey, kolonyal sylemin hibir zaman kendine zde ola
madn, iinde nasl kanlmaz olarak atlaklar tadm ve niter-
liini kurmasna ramen kendini hibir durumda zde bir biimde
tekrarlayamadm, hegemonyasn devam ettirirken kendini farkl
koullara nasl uyarladn gstermemize yarayacak, ama bir yandan
da varolanlardan hi de daha az genellik tamayan kuramsal bir er
eve gelitirmek olsa gerek. Baka trl sylersek, mesele, kolonyal
sylemin aynl iindeki farkn gstermek. Irk sylemde gerek
leen dnmleri incelerken Young da benzer bir neride bulunur.
Kltrel fark len bilimsel kuramlarn, oul rk anlamlarn birbi
ri zerine alamak iin her zaman daha nceki fikirleri kullanm ol
duunu syler. Young bunu rk kuramnn oneiric mant diye adlan
drr; bu mantk, "elikilerine ramen kendini idame ettirmeyi, her
reddedilite kendini tersine evirmeyi, her kar kta kendini yeni
den uyarlamay ve dntrmeyi baarmaktadr."69
Young'n, Hegel'in ayn ve fark diyalektik modelindeki ikicilii
nin tesine gemek iin nerdii "normalliklerin ve beyaz normdan
saplarn hesaplanmas" bir baka adan daha problemli grnyor.
Bunu, basite iki kart gruba gndermede bulunan bir model olarak
yorumlamak yerine, tekini, onun araclyla kimliini kurduu z
nenin dar atlm taraf diye yorumlamamza yardmc olan bir mo
del diye dnebiliriz. zneliin ayrcalkl alanndan dar atlma
sna ramen, tekinin yine de znenin silinmi temeli olarak onun
ayrlmaz bir parasn oluturduunu syleyebiliriz. Bu siliniin g
c, tam da zneye kendinden menkullk ve kendinden emin olma ya
nlsamasn salayan eydir.70
Ben-teki diyalektii, znenin hkmran ve zerk olarak kurul
masn salayan dlayc emann prototipidir. Normalliin ve norm
dan sapn derecelerinin hesaplanmas sreci baka bir mekanizma
y deil, ben-teki mantnn betimledii ayn dlayc emay an
latr. Baka bir deyile, normalliklerin ve sapmann derecelerinin he
saplanmas denen ey, ben-teki modelinin yan sra bir baka rksal

69. Robert Young, Colonial Desire, s. 94.


70. Bu formlasyonu Butler'dan alyorum. Bkz. Bodies That Matter, s. 3.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 49

ayrt etme biimini anlatmaz. Toplama mantyla bu modelin var


yantlarn oullatrmak yerine, nemli olan "norm d" bir konu
ma yerletirilen eyin ayn zamanda kendinden menkul olduunu id
dia eden znenin dlamas sayesinde kurulduunu gstermektir.71
Bu dlamalar, ister siyah ve beyaz, isterse normalliklerin hesaplan
mas biiminde olsun, hepsi de znenin grnrdeki kendinden men-
kulln salamaya ynelik abalardr.
Tarihsel tikellik ve farkl smrgecilik biimleri sorusuna dne
cek olursak, burada sorulmas gereken soru smrgecilik yerine s
mrgecilikleri hibir eletiriye tbi tutmadan kutsadmzda elde
edeceimiz kazancn ne olduudur. Ayn ekilde, bu oullatrma
nn getirecei tehlike ve risklerin neler olduunu da sormalyz. Bar-
ker, Hulme ve Iversen'in de uyard gibi, tikelliin olduuna duyu
lan inan genelletirme yapma olanan reddetmeyi beraberinde ge
tirmemeli. niterlii ve homojenlemeyi engellemeye alrken,
"daha sonra, btn kuramlatrma abalarnn, reddedilemez olduu
dnlen kar rneklerle cevapland baka bir ampirist safsataya
dnebilecek olan zgllk saplantsna"72 dmemeliyiz. unu da
hatrlamalyz ki, Hegelci ben ve teki, smrgeci ve smrgeletiri
len modelinden kurtulmak iin tarihsel zgllklerin resme dahil
edilmesiyle birlikte, bu sefer de kolonyal sylemin homojenlii ile
tarihsel zgll arasnda yeni bir ikicilik retmeye balamamz
ok kolaydr. Btnselletirici olduu varsaylan kolonyal sylem
nosyonunun szde zaferi, tarihsel tikelliin ve zglln yceltil
mesi ve byle tersine evrilmesiyle iyiletirilemez. Bu eletiriler ko
lonyal sylem kuramnn zselletirici ve btnselletirici jestini n
lemek adma yaplr. Ama ayn eletirilerin gz ard ettii ey, ikilik
lerin hemen tersine evrilivermesinin bu ikilikleri oluturan ekono
miyi sekteye uratmaktan ok uzak olduudur. Vicki Kirbynin de
belirttii gibi, "zselcilik, ona evet ya da hayr diyerek feshedilecek
bir durum deildir."73 Kirby'ye gre asl sorulmas gereken soru z-
selciliin "nasrna, yani "z"n nasl kurulduuna ve dncemiz
de ve varlmzda nasl doallatna ilikin olmaldr.74

71. Judith Butler, Bodies That Matter, s. 3.


72. Francis Parker, vd. "Introduction, Colonial Discourse iinde, s. 10-11.
73. Vicki Kirby, "Corporeal Habits: Addressing Essentialism Differently",
Hypathia 6/3 (Sonbahar 1991), s. 10.
74. A.g.e., s. 9.
50 SMRGEC FANTAZLER

Smrgecilik gibi genel ve genelletiren bir terimi kullanmaya


devam etmekte baka hakl nedenler de var. Neo-kolonyalizm teri
minden bahsederken Spivak, "tarihsel olarak btn bu terimler, neo-
kolonyalizm gibi heterojendir. Byk anlaty eletirebilmek iin
nce bu genel terimleri ortaya koymalsnz," demektedir.75 Benzer
bir ekilde, Bruce Robbins de "kolay genelletirmeleri" engelleye
lim ki "zor genellemeleri" formle etmeye hakkmz olsun, demek
tedir.76 O halde smrgecilik gibi genel bir kategoriyi kullanmakta
ki ilk ve en nemli nedenimiz, bu genellemenin onu eletirmemize
izin vermesidir.
Smrgecilik veya kolonyal sylem gibi genel bir kategoriyi el
de tutmamz konusunda srar etmekle, onun niterliinin basit bir
uyumlu btnsellik olduunu sylemek istemiyorum. Tersine, byle
bir birlik iindeki karmakl grmemiz gerektiini iddia ediyorum.
3. Blm'de gstermeye alacam gibi, oryantalizmin almtlayc
zellii onun devamlln, birliini ve hegemonyasn salayan ey
dir. Smrgeciliin ve smrgeci sylemin birliinin karmakln
anlamak iin, onu bir referans sistemi gibi alan ve smrgeci ola
rak adlandrdmz sylemsel rejimin dzenleyici ilkesi gibi ilev
gren bir kodlar, imgeler, gstergeler ve temsiller a eklinde d
nmeliyiz. Kolonyal sylem, Foucaultcu anlamda bir episteme gibi
dnlmelidir. Bu smrgeci episteme, belli iddialarn ve temsille
rin tekrarlanmas ve almtlanmas sayesinde idame edebilmektedir.
Smrgeci sylemin bu almtlayc zellii bir yandan onun "olgu
sallk" konumunu, "doalln" garanti ederken, dier yandan da
zerinde temellendii uzlamalar gizler. Derrida'ya referansla bu du
rumu anlatacak olursak, beyaz mitoloji veya smrgeci sylem, onu
reten efsanevi srecin silinmesidir. Ancak bu yle bir "sahnedir ki
her zaman canlln ve harekete geiriciliini korumaktadr."77 S
mrgeci sylemin beslenmesinde bu almtlayc zellik elzem bir
zellikse, ayn zamanda onun dnmesinin ve yerinden oynamas-

75. Gayatri Chakravorty Spivak, "Neocolonialism and the Secret Agent of


Knowledge", Robert Young ile sylei, Oxford Literay Review, 13/1-2 (1991), s.
222 .
76. Bruce Robbins, "Comparative Cosmopolitanism", Social Text, 31/32
(1992), s. 174-5.
77. Jacques Derrida, White Mythology: Metaphor in the Text", Margirs of
Philosophy iinde, ev. Alan Bass, Chicago: University of Chicago Press, 1982.
SMRGEC SYLEM: ALAN TARAMASI 51

n da olaslk kouludur. Smrgeci hkmn smrgeletirilen tara


fndan, onun bask kurucu iktidarnn arac olarak kullanld bala
mn dna kartarak tekrar, onun farkl bir biimde eklemlenii de
mektir. te bu potansiyel dntrc tekrardr Bhabha'nm smr
geci sylem formlasyonunun tand ey.78

78. Homi Bhabha, "Difference, Discrimination"; "Of Mimicry and Man: The
Ambivalance of Colonial Discourse", October 28 (1984); "Signs Taken for Won-
ders: Questions of Ambivalance and Authority Under a Tree Outside Delhi, May
1817", Critical Inguiry 12/1 (1985).
2
Peeli Fantaziler:
Oryantalist Sylemde Kltrel ve Cinsel Fark

K adn, baka yerde yaayan, baka bir varlktr ve bu ne


denle m uam m a dolu bir figrdr. H atta onun bizzat M u
am m a olduunu sylem ek daha doru olur. Yabanc bir
rkn ve m illetin insan gibi bir yandan cezbederken dier
yandan da iter.
OCTAVIO PAZ, The Labyrinth o f Solitude

Irksal durum un psikanalitik olarak anlalabilm esi iin


cinsel olgulara nem verilm elidir.
FRANTZ FANON, The Wretched o f the Earth

Fantazi, arzunun desteidir; arzunun destei olan ey


nesne deildir. zne, son derece karm ak b ir anlam lan
drm a sistem iyle ilikisi sayesinde, arzulayan bir varlk
olarak idam e ettirir kendisini.
JACQUES LACAN, The Four Fundamental
Concepts o f Psychoanalysis

Politik Bir Doktrin Olarak Peeyi Ama


Doulu kadnn bedeniyle Batl bak arasna bir engel yerletiren,
k geirmez ve her eyi iine alaj pee, Doulu kadnn bedenini
Batl bak ve arzunun eriiminden uzak tutar. Bu gizemli, fantazma-
tik figrn grnmezliinden ve eriilmezliinden, peeli kadnn bu
baka gsterdii direngenlikten hayal krklna urayan Batl ar
zu, bu tuhaf, Joan Copjec'in ifadesiyle "kuma maddeyi" amansz bir
soruturmaya tbi tutar. Bu nedenle hem rtnme pratii hem de pe
eli kadn, peenin ve rtnmenin basit referanslarndan te bir ey
dir ve Hayden White'n kulland anlamda Avrupa metninin mecaz-
PEEL FANTAZLER 53

lar haline gelmitir.1 Batl sylemlerde peeyi ve peeli kadm ak


lamaya ve gstermeye alan, hemen hepsi de ayn zamanda Dou
nun gizli kalm rlarm ortaya karma abasyla yaplm saysz
incelemenin varl bizi artmamaldr. Bizzat Dou'nun ve Dou
lu kadnlarn betimlemesi "bir muammann aa karlmas gibi,
gizli olan grnr klar."12 Pee, Batl'nn, Dou'nun gizemlerinin
iine szmasn ve teki'nin i dnyasna girebilmesini fantazmatik
dzeyde salayan figrlerden biridir. tekinden duyulan korkunun
ve iine girme, nfuz etme fantaziinin en gze arpan rnei Fran
sz smrgeciliinin Cezayir'deki kadnlarn peeleri konusundaki
saplantsdr. Fanon dikkatimizi eker buna: "Cezayirli kadn, gzet
leyen smrgecinin nazarnda kesinlikle 'kendini peenin arkasna
saklayan biri'dir."3 Ve yle devam eder Fanon:
Bu, smrge ynetiminin kesin bir politik doktrin tanmlamasn mm
kn kld: "Cezayir toplumunun yapsn, direnme kapasitesini ykmak isti
yorsak, ncelikle kadnlar ele geirmeliyiz: Onlar kendilerini sakladklar
peenin ardnda ve erkeklerin onlan gzden uzakta tuttuklan evlerde gidip
bulmalyz."4

Bu "kesin politik doktrin" ayn anda farkl olaslklar mmkn


klar bizim iin: Birincisi, kresel-kltrel ve cinsel farklarn ifte
eklemlenii asndan Avrupa Aydnlanma projesinin etik-politik
programnn eletirilerinin bir eletirisini, yani emperyalizm ile cin
sel fark sorularnn birbirleriyle balantlarnn yeni bir okumasm;
kincisi, kolonyal sylem eletirilerinin feminist bir yaklamla ele
tirisini ve bylece kolonyal sylem analizimizde feminist bir pers
pektif gelitirmemizi. Burada pee konusuna veya pratiine inceleme
nesnesi olarak hibir zel ayrcalk atfetmediimin altn izmeliyim.
Emperyal, hkmran znenin meta anlats olduka karmaktr ve
srekli deikenlik gsterir. Peenin, ancak bu anlatnn karmak

1. Hayden White, Tropics of Discourse: Essays in Cultural Critisism, Baltimo


re ve Londra: The Johns Hopkins University Press, 1982, s.l.
2. Olivier Richon: "Representation, the Despot and the Harem: Some Questi-
ons Around an Academic Orientalist Painting by Lecomte-Du-Nouy" (1885), F.
Barker, vd. (der.), Europe and Its Others, Proceedings of the Essex Conference on
the Sociology of Literatre (1), Colchester: University of Essex, 1985, s. 8.
3. Frantz Fanon, A Dying Colonialism, New York: Grove Press, 1965, s. 36.
4. A.g.e., s. 37-8.
54 SMRGEC FANTAZLER

yapsn grmemize yardmc olmas bakmndan bir ayrcala sahip


olduunu syleyebilirim.
Cezayir'in Fransa tarafndan smrge klnmasnda peeli kadna
byk bir nem atfedildii daha ilk bakta olduka belirgindir: S
mrgecinin gznde Cezayir toplumunun direnci, onun grsel kont
rolne bir engel olarak grlen peede zetlenir. Cezayirli kadn fet
hetmek Cezayir'i, Cezayir topraklarn ve Cezayir halkn fethetmek
le eanlaml hale gelecektir. Ancak bu, dar anlamda askeri bir sorun
olmayp, Cezayiri basite fethedilecek bir toprak olarak grmekten
te, bu fethi epistemolojik bir stnlk olarak kuran ve bu nedenle
de ok daha geni anlamda kkleri iktidar sorunsalnda olan bir so
runun parasdr.5 Avrupa Aydnlanma projesinin aksiyomlarndan
biri "hibir engel tanmayan bilgi, yani iktidar" ile "dnyann by
snn ortadan kaldrlmasdr."6 Modem disiplin biimleri zerine
almasnda Michel Foucault, iktidar olarak bilgi sorunsalnn, bi
reylerin igal ettikleri ve onlarn hareketlerini grnr ve effaf klan
meknn bir sosyal programa ve stratejiye gre dzenlenmesiyle ilin
tili olduunu gsterir. Modernite ile birlikte hibir karanlk alana yer
tanmayan ve grsellik ve effaflk zerine temellenen yeni bir ku
rumsal iktidar biimi gelimitir. Bu modem iktidar biiminin bir
zeti olarak grlebilecek Benthamm hapishane modeli, yani pa-
noptikon^ grmeden grebilen bir gzn vcut bulmasdr adeta.7 Fo-
cault'ya gre, effafla ilikin bu toplumsal pratik, Aydnlanmann
felsefi dncelerini, rnein Rousseau'nun iyi bilinen mutlak effaf
toplum hayalini tamamlar niteliktedir.8 Jean Starobinski, Rousseau'

5. Saidin gsterdii gibi Lord Balfourun verdii konumada aikrdr bu. Bal-
four bir yandan byle bir stnl inkr etmek, dier yandan da bu stnl ne
srmek iin ok byk bir aba harcar. Edvvard Said, Orientalism, Harmondsworth:
Penguin, 978, s. 32.
6. Theodor Adomo ve Max Horkheimer, The Dialectics of Enlightenment, ev.
John Cumming, Londra ve New York: Verso, 1979, s. 3 (Trkesi: Aydnlanmann
Diyalektii, stanbul: Kabalc, 1995-6).
7. Michel Foucault, Discipline andPunish: The Birth ofPrison , ev. A. Sheri-
dat, New York: Vintage Books, 1979, s. 200-1 (Trkesi: Hapishanenin Douu,
Ankara: mge, 2000). Ayrca Jacques-Alain Millern ilgin makalesine de baknz:
"Jeremy Benlham's Panoptic Device", ev. Richard Miller, Octoher 41 (Yaz 1987).
8. Michel Foucault, PowerlKnowledge: Selected Interviews and Other Essays
1972-1977, der. Colin Gordon, New York: Pantheon Books, 1977, s. 152-4. Elbet
te burada, de Amicis'in, aralarndaki gizli bir antlamann veya bir illetin sonucun-
PEEL FANTAZLER

nun metnindeki effaflk ve engel zerine yapt ilgin almasyla


Foucault'nun bu grlerini destekler. Starobinski, Rossem'um
gizli ve gizemli kalm her eye olumsuz bir anlam yklediini gos
terir ve buradan hareketle hakikatin peesinin almas zerine bir
kuram gelitirir.9 Fransz smrgeciliindeki politik doktrinde pee
li kadn "ayn anda hem bir bilgi dal iin hem de bir iktidar biimi
iin elde tutulacak bir nesnedir" ve mslman kadnlar "eitilmesi
veya dzeltilmesi, gruplandrlmas, normalize edilmesi, dlanmas,
vs."10 gereken insanlar olarak tasnif edilirler. Foucault'nun mkem
mel bir biimde gsterdii gibi, bu sylem nesneleri basite syle
min yaratt eyler deildir; bunlar, sylem tarafndan zerinde u
ralacak, bilgi edinilecek ve kontrol edilecek problemler olarak ta
nmlanm (bir kere tanmlandktan sonra sylemin iinde ve sylem
tarafndan kurulma srecine girerler) nesneler (ve znelerdir). Elbet
te ki peeli kadn, kendi kltr iinde de tekiletirilip, belli bir giy
si biimi sayesinde kimlii kurulan bir cinsdir. Fakat onun Batl z
neye gre teki oluu kendi kltrndeki hkim erkek zneye gre
konumlanmdan farkllk gsterir. "Pee" mecaznn veya olgusu
nun basite holanlacak veya holanlmayacak, iyi veya kt bir
kltrel alkanln veya kimliin gstergesi olmadn, "tekinin
grnmez gcyle bylenen zne iin" (bizim durumumuzda Bat
l zne) bir "dsallk", bir "hedef veya tehdit" oluturduunu, bunun
da znenin "kendisine ait olan bir konum kurabilmesinin ve bunun
temelini oluturabilmesinin"11 gstergesi olarak ilediini iddia edi-

da olumu gibi grnen sessizlikleri karsnda Trklere haykrn hatrlyoruz:


"Bir kez olsun baka insanlar gibi olun! Bize kim olduunuzu, ne dndnz,
o cam gibi gzlerinizle havada ne grdnz anlatn! Trkler kanaatleri olma
yan, veya daha kts, kanaatlerini saklayan insanlar gibi grnrler. Baknz Ed-
mondo de Amicis, Constantinople, ev. Caroline Tilton, New York: Putnams Sons,
1878, s. 305.
9. Jean Starobinski, Jean-Jacques Rousseau: Transparency and Obstruction,
ev. A. Goldhammer, Chicago: Chicago University Press, 1988, s. 65-80.
10. Michel Foucault, Discipline and Punish, s. 191.
11. Burada, Michel de Certau'nun "strateji" tanmn kullanyorum. Bkz. The
Practice ofEveryday Life, ev. Steven Rendall, Berkeley: University of Califomia
Press, 1988, s. 35-6. Strateji kavramnn benzer bir kullanm iin ve Irak sava s
rasnda pee mecaznn kullanmnn ustaca bir analizi iin bkz. Mahmut Mutman,
"Under Western Eyes", Prosthetic Territories: Poliiics and Hypertechnology iin
de, der. Gabriel Brahm Jr. ve Mark Driscoll, Boulder, Colorado: Westview Press,
1995. Msrn smrgeletirilmesine ilikin hayran olunacak analizinde Timothy
56 SMRGEC FANTAZLER

yorum. Bu da Batl znenin kendisini teki ile ilikisinde kurabilme


sini veya ayn anda bu kurulu srecini silebilmesini mmkn klar.
Peeyi, program, dnyay iktidar olarak bilginin salayaca ef
faflkla kurmay hedeflemi modem iktidara diren gsteren bir veri
veya mecaz olarak grebiliriz. Ancak almasn tarihin hkmran
znesi olarak Avrupayla snrlayan Foucault'nun iktidar analizi, bu
teknolojilerin ve bunlarn epistemolojik ve znel boyutlarnn Avru
pa'nn dnyay smrgeletirme srecine nasl tandna ve bu s
rete oynadklar role kar kr kalmtr. Gayatri Spivak, "entelekt
elin, tekinin, srarl bir biimde znenin glgesi olarak kumlmas
sreciyle ibirlii iinde oluu ihtimaline" kar dikkatli olmamz ge
rektiine iaret eder. Onun u szlerini uyan niteliinde gryorum!
Bu epistem ik iddetin m evcut en bariz rnei sm rge znesinin teki
olarak kurulm as projesidir. Bu proje, orkestrasyonu uzaktan yaplan, ok
uzaklara yaylan ve heterojen bir projedir. Bu ayn zam anda, teki'nin sal
lantl olan znelikteki izinin sim etrik olarak yok edilm esi projesidir. F ouca
ult'nun epistem ik iddeti on sekizinci yzyl sonu Avrupas'nda norm alliin
yeniden tanm lanm asna yerletirdii biliniyor. Peki, ya bu zgl tanm lam a,
Avrupa'da ve sm rgelerde tarih anlatsnn yalnzca bir paras ise? Bu iki
epistem ik onarm a projesi iki kollu koca b ir m akinann yerinden km ve
itiraf edilm eyen paralar olarak iaretlenm ise? Bu belki de em peryalizm in,
zerindeki yaznn silinip yeniden baka yaz yazlan anlatsnn alt-m etni-
nin bilgi olarak tannm asn istem ekten baka bir ey deildir.12

Bu emperyalist anlatnn alt-metni, AvrupalI znenin, holansn


ya da holanmasn, her zaman peede peeden fazla bir ey bulma
snda da kendini gsterir. Bu adan olduka ilgin bir rnek, on do
kuzuncu yzylda yaam ve Kuzey Afrika giysilerinin sarnma bi
imleriyle bylenen ve bunlarn yzlerce fotorafn eken Fransz
psikiyatrist Gaetan Gatiande Clerambaultdur. Clerambault, Kuzey
Afrika slam kltrne, daha detayl incelenmesi gereken, znel bir

Mitchell, Foucault'nun iktidar/bilgi teknolojilerinin, Fransz ve ngiliz smrgeci


ler tarafndan model ky denilen yerlerde, askeri barakalarda ve eitim aygtlarn
da nasl kullanldn gsterir. Mitchell'e gre bu stratejilerin amac, yerli kltrn
yerine "dnyay bir resim gibi" kuran baka bir kltr yerletirmek iin yerli kl
tr bastrmak, marjinalletirmek ve dntrmektir. Timothy Mitchell, Colonizing
Egypt, Cambridge: Cambridge University Press, 1988.
12. Gayatri Chakravorty Spivak, "Can the Subaltern Speak?", Marxism and the
Interpretation of Culture iinde, der. C. Nelson ve L. Grossberg, Urbana ve Chica
go: Illinois University Press, 1988, s. 280-1.
PEEL FANTAZLER 57

yaklamn esiz bir rneini oluturur. Gilles Deleuze'e gre, eer


Clerambault'nun giysilerin slami sarnma biimlerine olan bu ilgisi
bir "hezeyan ortaya koyuyorsa, bu onun bu giysilerin sarmlmalarn-
da eter bamllarnn kck hallsinasyon alglarm bulmasmdan-
dr.13 Clerambault ve Deleuze tarafndan ele alnd haliyle slami
pee, dnyann "nesneleri olmayan figrler olarak"14 zgn bir bi
imde alglanma biimini gsterir bize. Bunu, slami pee/sarnma
biimleri zerine meru bir aratrma alan olarak grmekle birlikte,
benim burada esas ilgilendiim eyin grme (seeing) ile gzetleme,
bak (gaze) arasndaki diyalektik iliki olduunu sylemeliyim. De-
euze bunu "optik bir sarg"15 olarak daha snrl bir alana ait olarak
grse de, ben bunun etik-politik sonulannn epistemolojinin snrla
rnn dna tatn dnyorum. Giysilerin sarnma biimlerinin
ve bunun eitlerinin genel bir incelemesi bir baka anlamda daha s
nrl kalmaktadr. tekinin her-zaman-zaten znenin glgesi altnda
kurulmu olmas ihtimaline kar yazm sreci iinde, Spivakn "iki-
kollu makinas" bize, slami sarnma biiminin/peenin Bat'nn par
men kadndaki emperyal anlatsnn, Clerambaultun psikolojik
bulgulannda bastrlm (yukarda Spivakdan yaptm alnty hatr
layalm) bir bilgi olarak yeniden yazldm gsterir. Malek Alloula'
nm Colonial Harem adl almas slami peenin anlamlandrlma-
snda cinsel farkn bu srecin nasl ayrlmaz bir paras olduunu ik
na edici bir biimde gsterir. Alloula'nn yar rtl Cezayirli kadn
larn erotik kartpostal fotoraflarnn semiolojik snflamas, kltrel
fark sorunsaln cinsel fark sorunsalna balar. Onun semiolojik/Bar-
thes yaklam sarnma tematiine dayanmasa da, biz onun al
masn, Deleuze'un sarnmadaki/peedeki cinsel (ve kltrel) fark
gz ard etmesine kar bir uyar niteliinde deerlendirebiliriz.16

13. Gilles Delueze, The Bold.: Leibniz and the Baroque, ev. Tom Conley, Min-
neapolis: Minnesota University Press, 1993.
14. A.g.e., s. 94. 15. A.g.e., s. 33.
16. Malek Alloua, The Colonial Harem, ev. Myma Godzich ve Wlad Godzich,
Minneapolis: Minnesota University Press, 1986.
58 SMRGEC FANTAZLER

Pee Retorii:
On Dokuzuncu Yzylda Oryantalist Seyahat Yazn

Adeta Alloulanm almasn ngrrcesine, Fanon, "Arap dnya


snda turistlerin derhal dikkatini eken kadnlarn giydii peenin ge
nelde tm Arap toplumunu nitelemek iin yeterli"17 olduunun d
nldn syler. Peeye ilikin bu odaklanma, Lacan'm dedii an
lamda "bak'm (gaze) gz'e (eye) zaferinin" bir rnei gibi deerlen
dirilebilir mi?18 Bir yandan Deleuze'un sarnma biimine ilikin ana
lizine, dier yandan Foucault'nun inceledii iktidar biimleriyle biz
zat su ortakl iinde oluuna (nk bu iktidar biimlerinin Avru
pa d alanlarda nasl iletildiine kar kr kalabilmitir) dikkat ek
tim. Ayn zamanda psikanalizin bizzat kendi kavramsal aygtnn ta
rihsel olarak nasl yazldna kr kalna da dikkat ekmek istiyo
rum. Franois Wahln Lacan'a, bak (gaze) zerine verdii semine
re ilikin olarak ynelttii soru retici niteliktedir. Lacan'm "tm
gzlerin kt gz" olduu konusundaki srarna kart olarak Wahl,
Akdeniz kltrlerindeki "profilaktik gz" (kiiyi hastalktan koruyan
gz) rneini getirir. Lacanm cevab ise profilaktik gz'n "allopa-
tik" olduu, yani gz'n iyiletirmenin tersi bir duygulam (affecti-
on) uyandrarak hastal iyiletirdii ve profilaktik nesnelerin fallus
simgesi olduudur. Ayn metinde Lacan, Kuzey Afrika'daki "baraka
ya" gnderme yapar ve baz yerlerde tereddt ettiini kabul etse de,
gzn faydal olmaktan ziyade zararl olduu sonucuna varr.19 La-
cann vard sonutan ziyade tereddtnn yol gsterici olduunu
dnyorum; ama burada slami kltrlerin etnografik bilgisinden
ziyade hkmran znenin yapskmyle ilgileniyorum. Baka bir
deyile, beni ilgilendiren ey Lacanc bakn tarihsel belirleniminin
ortaya konulmas, "deneyimimizin (deneyimlerinin) itme gc ola
rak, ufukta grdmz (grdkleri) garip olumsallk biimini, yani
kastrasyon endiesini kuran boluk (lack)."20 Bu yaklamla, Avrupa
lInn mslman kltrde ufkunu odaklad ilk nesneyi, bizzat ken
disinin kurduu bir ey olarak ele alyorum: Peeli kadn basite gr

17. Frantz Fannon, A Dying Colonialism, s. 35.


18. Jacques Lacan, The Four Fundamental Concepts of Psychoanalysis, ev.
Alan Sheridan, New York ve Londra: Norton & Company, 1981, s. 103.
19. A.g.e., s. 118-9. 20. A.g.e., s. 72-4.
PEEL FANTAZLER 59

me ve kontrol altna almaya engel oluturmaz; onun peeli varl,


Batl zne iin, Bentham'n tam ve mutlak kudretinin tam tersi bir
durumun koullarn yaratr. Bu kontrol kayb basite grmenin kay
bolduu anlamna gelmez; konumlann tamamen tersine evrilmesi
demektir: Gzlerinden gayri tm vcudu Avrupal baka grnmez
hale gelen peeli kadn grnmeden grebilendir. Grnte son de
rece sakin olan Avrupal znenin rasyonalist disiplini, ieri girme
fantazisi ve peenin tropolojik fazlal karsnda yolundan kmak
tadr. Bu nedenle yukarda szn ettiim kati doktrin basite askeri
bir mesele deildir. Aada gstereceim gibi, bunu tanmlayan
stratejik arzu, fantazi araclyla yaplanmtr. Fanon, psikiyatrist
olarak deneyimine dayanarak, bu tersine evrilmedeki iddetkrln
altn yle izer:
Avrupalnn ryasnda, Cezayirli kadnn rzna gem e her zaman pee
nin yrtlm asna m teakip gerekleir. B ir Avrupal ne zam an erotik ierikli
ryalarda C ezayirli bir kadnla karlasa, sm rge altndaki toplum la iliki
sinin zgl nitelikleri ortaya serilir... C ezayirli bir kadnla yava yava fet
hetm e, karlkl birbirini kefetm e sz konusu deildir. H emen, maksim um
iddetle sahip olm a, tecavz, neredeyse cinayet vardr... Bu iddet ve sadizm
Cezayirli kadnn korkm u tavryla iyice vurgulanr. R yada kadn-kurban
lk atar, dii bir hayvan gibi rpnr ve tam da zayf dp baylrken ii
ne girilir, kurban edilir, yarlr.21

Bu nedenle pee ar ykl, dopdolu fantazmatik bir sahnenin bir


esi veya parasdr. eri girme fantazisi, bylenme, kzgnlk ve
hayal krkl arasnda gidip gelen ok daha karmak ideolojik-z-
nel bir kuruluun sadece bir boyutudur. On dokuzuncu yzylda Av
rupalI seyyahn peeye ilikin taknts, bu "kati politik doktrin", me-
tinsel bir yazmda eriyerek bunu oluturan bir ifade ve (znel) for
masyona dnp, farkl yazma alanlarna yaylarak gzden kaybo
lur. Bu metinler peenin zgn ok anlamlln ortaya koyar. yi bi
lindii gibi, Lacan'n yaklamnda "bak" grlen bir ey deil, z
ne tarafpdan tekinin alannda hayal edilen bir eydir.22 Oryantalist
yazn, tekinin alannda Avrupalnn hayal ettii eyin ilerlikte olu
udur. Pee, gz cezbeder ve arkasnda ne olduu konusunda d
nmeye, speklasyon yapmaya kkrtr. Saydam olmayan bu pee

21. Frantz Fannon, A Dying Colonialism, s. 45-6.


22. Jacques Lacan, The Four Fundamental Concepts o f Psychoanalysis, s. 84.
60 SMRGEC FANTAZLER

yardmyla, Doulu kadnn kendini Batl baka teslim etmedii d


nlr ve dolaysyla peenin arkasnda bir ey gizlendii tahayyl
edilir. Pee bir maske olarak grldnden, Doulu kadn bir srra
dnr. Bu tr bir sylemsel yap, bu kadnlarn gerek doasnn
gizlendii, hakikatlerinin maskelendii ve sahte, aldatc bir grn
e sahip olduklar varsaymn dourur. Demek ki bu kadnlar grn
dklerinden baka bir eydirler. Edmondo de Amicis'in aadaki
cmleleri bu Bat metnini ortaya koyar:
Ayn anda hem sunm ak hem gizlem ek, hem sz verm ek hem de m esele
karm ak, veya beklenm edik bir anda kk bir m ucize yaratm ak iin kul
landklar o iki peeyle ne yapm ay am aladklarm sylem ek im knszdr.23 -

Peenin bu temsil edili biimleriyle uyumlu olan "klk deiti


ren Doulu kadn" (masquerading Oriental woman) metaforu oryan
talist metinlerde olduka yaygndr. rnein Theophile Gauter, stan
bul kadnlarn betimlerken, hem peeye kar duyduu dmanl
ifade eder, hem de ehrin gerek doasn peeyle zdeletirir:
A nonim ve bilinm eyen m uazzam b ir kadn nfus, bylece bir eit ko
cam an m askeli baloya dntrlen bu gizem li ehirde dolar - m askeleri
nin karlm asna hibir zam an izin verilm em esi gibi bir gariplikle.24

Edmondo de Amicis'in Doulu kadm tasviri de benzer bir tona


sahiptir:
lk izlenim m thi tuhaftr. Yabanc biri, parlak renkli arafa sarnm
tm bu peeli figrlerin m askeli baloya m gittiklerini, yoksa rahibe veya de
li m i olduklarn m erak eder. Bu kadnlarn hibiri asla bir erkek tarafndan
elik edilirken grlm ediinden, kim seye ait deillerm i gibi, tam am gen
kz veya dulm u ya da "kt evlilik yapm olanlardan" oluan byk bir
dem ein yeleriym i gibi grnrler... nsan durup bu garip biim ve det
ler zerinde dnm eye m ecbur hisseder kendini.25

Pee, zne'nin zihninin bir eyler kurgulamasna neden olur: Bu


maskeleri taktklarna gre, maskenin bir de arkas olmaldr ve bu
nun ne olduunu bilmemiz gerekir. Ama ayn zamanda Batl zne,
bizzat bu saklanma veya rtnme eylemini yazsmda ortaya karr.

23. Edmondo de Arnicis, Constantinople, s. 208.


24. Theophile Gautier, Constantinople, ev. Robert H. Gould, New York: Henry
Holt and Company, 1875, s. 193-4.
25. Edmondo de Amicis, Constantinople, s. 206.
PEEL FANTAZLER 61
A,
Pee tarafndan rtld varsaylan gizem, tam da peenin gizemli
bir figr olarak temsil edilmesi sayesinde aa karlm olur. By
lece aa karlan ey, yani "maske", "pee", bizatihi bir saklama
eylemi ve Dounun/Doulu kadnn gereklii olarak peeli varo
lutur, nk onlar hep bu aldatc biimde varolurlar. Bu metafizik
speklasyon veya dolaym, bu ortaya karma, peeyi syrma arzu
su, ayn zamanda bir batan karlma sahnesidir. Maskeden rahatsz
Batl zne, hem bir tehdit hisseder hem de batan karlr:
O zaman, diye geer iinizden, o "kalp fatihleri", o "zevk pnarlar", o
"kk gl yapraklar", "erken olgunlaan zm ler", "sabah iyleri", "afak
tanralar", "can verenler" ve "dolunaylar" gerekten bunlar olmal. B unlar
yirm i yandayken hayallerini kurduum uz hanm 'Iar ve gizem li odalklar...
Bu kostm hem sert hem tatl, hem bakirelik hem kutsallk tayan bir ey;
bunun altnda tatl dnceler ve m asum fantazilerden baka hibir ey do-
am az.26

Arzulad bilgiye kolayca ulaamadndan, Doulu kadn hak


knda gerek bir perspektife sahip olamayan de Amicis, hibir zaman
bu kadnn karakterinden emin olamayacaktr. Doulu kadm/Dou
ok aldatc ve oyuncudur. Bu kadnla ilgili her ey bir bilmecedir:
K urana gre "onun iffetinin bir sim gesi olacak ve onu dnyann geve-''
zeliinden kurtaracak olan" bu kskan pee artk sadece bir grntdr.27 t,.

Klk deitiren Doulu kadn tarafndan aldatlma korkusu Pierre


Loti'nin Disenchanted adl romannda Doulu kadnlar temsil edi
biiminde 2fewkendini gsterir. Bu romanda, iki Trk kadn ve Fran
sz yazar Marc Helys tekdze yaantlarna bir elence katmak ve ko
mik duruma drerek ona bir ders vermek amacyla Loti'ye bir mek
tup yazarlar. Kadnlar, Loti'ye pee giymi halde, tannmas imkn
sz bir biimde yaklarlar.28 Grnmez varlklarndan rahatsz olan
Loti, onlardan peelerini karmalarn ister, ancak kadnlar bunu
reddederler. Sohbetleri srasnda kadnlar kendi aralarnda birka
Trke kelime konuunca Loti hemen onlar uyarr: Eer kendisi
hakknda "nezaketsiz" bir eyler sylenecek olursa bunu anlayabile
cek kadar Trke bildiini belirtir.

26. Edmondo de Amicis, Constantinople, s. 206-8. 27. A.g.e., s. 207.


28. irene Szyliowich, Pierre Loti and the Oriental Woman, Hong Kong: Mac-
millan, 1988, s. 97.
62 SMRGEC FANTAZLER

Aslnda bu ksa sahne romann tm temasn zetler: Roman Lo-


ti'nin bu peeli kadnlar tarafndan nasl batan karld ve aldatl
d zerinedir. Tavrlaryla zaten kendilerinin de ifade ettii gibi,
Doulu kadnlarn onu batan karabilmeleri, tehdit edebilmeleri ve
onunla alay edebilmeleri tam da peeleri sayesinde mmkn olabil
mektedir. Pee, onlar Loti'nin eriemeyecei bir mesafeye yerletir
mitir. Trke bildii ve onlar anlayabildii konusundaki uyarsyla
da, Loti aslnda kendi endiesini ortaya koyar. Bu endie, onun gi
zemli Doulu kadnlar hakknda gerek, sabit bir perspektife sahip
olamamasndan kaynaklanr; bir trl kendini onlara gre konumlan-
dramamaktadr. Onlara Trke bildiini hatrlatmas, aslnda sahip
olduu bu bilginin, onlarn peeli, kapal ve aldatc varlklar zerin
de denetim salamasna yeterli grnmediindendir. Bu kadar rahat
sz edici ve korkutucu, ama ayn zamanda batan karc da olan ey,
bir sabitleme ve denetlemenin bir trl mmkn olamamasdr.
Batl znenin, Doulu peeyle ilgili bu saplantsn aklamak
iin ne srd pek ok neden vardr: "geri kalm Dou "yu ve onun
kadnlarn "medeniletirmek", "modernletirmek" ve bylece "z
grletirmek" bunlardan en yaygn olanlardr. Bunlar politik doktri
nin yzeydeki terimleridir. Peki, o zaman peeyle bylesine saplant
l bir iliki kuran btn o metinlere ne demeli? Joan Copjec'in belirt
tii gibi, hibir rasyonel aklama, Bat'nm peeyi kaldrma saplant
sn tamamen aklayamayacaktr, nk bu saplant fantazi tarafn
dan beslenir ve bu nedenle de arzunun alanma aittir. Copjec'e gre,
Bu fantazinin serm ayesi, bu hacim li kum an rtt ve bu yolla gizle
nen, sm rge znesinin yaad varsaylan zevk fazlas ve gereksiz hazdr.
Peeyi ekip karm aya ynelik her aba aslnda kendini evrensel havuza
boaltm ayan bu hazzm ikin m evcudiyetine kar aktan b ir saldrdr.29

Ayn anda hem eken hem de iten bir nesneyle kar karya ka
lan zne, Lacanc psikanalizde object petit a ad verilen, arzu nesne
siyle kar karya demektir. Lacan, "grnrlk alannda olan nesne
baktr,"30 der. Oysa byle bir nesne, kendi iinde, nesnel olarak va
rolmaz, fakat zne tarafndan geriye dnle kurulur. Herhangi bir
nesne potansiyel olarak arzu nesnesi olabilir belki ama bir nesneyi

29. John Copjec, "The Sartorial Superego", October 50 (Sonbahar 1989), s. 87.
30. Jacques Lacan, The Four Fundamental Concepts of Psychoanalysis, s. 105.
PEEL FANTAZLER 63

object petit a'ya dntren ey, Slavoj 2iZek'in terimleriyle syleye


cek olursak, "ilgili bir bak, arzu tarafndan desteklenen, arzunun
iine nfuz ettii ve arzu tarafndan arptlm baktr".31 Byle bir
bak ancak fantazi iinden mmkn olur. Fantazi, znede, dilin dil
iinde ikiye blnmesiyle oluan temel boluu kapatan bir senaryo
dur. Heath'in deyiiyle, "arzuyu hibir nesne tatmin edemez -.isteme
her zaman istemedir, blnmlk zneliin kouludur. "3 Fantazi
kavram, Lacan'm cinsel fark veya erkekle kadnn ilikisi anlatsn
da kilit neme sahijrtiri Jacqueline Rose, erkein kimliini ve btn
selliini kuruunun fantazi dzeyinde gerekletiini gsterir: "Tam
ve salam bir cinsel kimlik fikri, fantazinin alanna aittir", ve "erkek,
object a'y kadn imajna tamas sayesinde, onu, fantazisinin teme
line yerletirir veya fantazisini kadn araclyla kurar": Kadn, by-
lece fantazinin garantr olarak ilev grecektir,,/Kadnn mutlak
tekilii, erkein kendilik bilgisini ve hakikatini salamlatrmasna
yarar."33pukarda, oryantalist sylemde peeli kadna nasl tam da
byle bir konum verildiini grdk. Burada kilit neme sahip ey,
peeyi temsil ediin kendisinin hibir zaman temsil edilmemesidir.
zne, kendisini temsil eden (gren) olarak temsil edemez (grmez)
kendisini.34 Peenin metaforik fazlal, znenin kurulu srecinin
silinmesidir. Arzuyu, nesnenin deil de znenin tarafna yerletiren
Lacan yle der: "Bu yokluk, onu temsil edebilecek herhangi bir e
yin tesindedir. Yalnzca peeye yansd haliyle temsil edilir."35
On dokuzuncu yzyl oryantalist yaznnn ortaya kard ey,
Aydnlanma projesinin Doudaki etik-politik programnn, gsterge
sinin altnda solup giden peeli kadnn varlndan rahatsz olan ata-

31. Slavoj Zi2ek, "Looking Awry", October 50 (Sonbahar 1989), s. 34 (Trk-


esi, 2003 ylnda Yamuk Bakmak adyla Metis Yaynlarndan kacak).
32. Stephan Heath, "John Riviere and the Masquerade", Formations ofFantasy
iinde, der. V. Burgin, J. Donald ve C. Kaplan, Londra ve New York: Methuen,
1986, s. 52.
33. Jacqualine Rose, "Introduction IF , Feminine Sexuality, Jacques Lacan and
the ecole Freudienne iinde, der. Juliette Mitchell and Jacqueline Rose, Londra:
Macmillan, 1987, s. 35,47-8.
34. Burada Lacann cmlesini uyarladm. Baknz Lacan, The Four Funda-
mental Concepts o f Psychoanalysis, s. 80-2.
35. Jacques Lacan, The Seminar ofJacques Lacan II: The Ego in Freud's The-
ory and in the Tecr:ique of Psychoanalyses 1954-1955, der. Jacques-Alain Miller,
ev. Sylvana Tomaselli, New York ve Londra: Norton and Company, 1991, s. 223.
64 SMRGEC FANTAZLER

erkil znelik biiminden ayrt edilemez olduudur. Bu yazarlardan


rendiimiz ey, aslnda gizlice zevk alman rahatszlk ve taknt
nn, retoriksel fazlal sayesinde metinse! bir diyalektie yol at
ve peeye ilikin mecazi dili yarattdr. Byle bir retorik, fark ma-
niple edilebilir ve haz duyulabilir bir sylem nesnesine dntren
ve bylece AvrupalInn kendi deneyiminin hayali btnselliini ve
kumandasn salayan zneliin kurulu edimi olarak deerlendiril
melidir.
Her ne kadar sallantl olsa da, deneyimin ve komutann hayali
btnl, peeli mslman kadn figrnn harekete geirdii an-
latsal temalar ve elerin oulluu sayesinde retilir. Oxford ngi
lizce Szlk de peenin bu metaforik boyutunu kaydeder: "zellikle
kadnlar tarafndan, yz gizlemek veya korumak zere giyilen bir
giysi paras" olmann yan sra, ayn zamanda "saklayan, rten veya
gizleyen herhangi bir ey", "klk deitirme arac, bir pelerin ya da
maskedir"; "bir eyin gerek doasn gizleme veya saklama hareke
tini" anlatr; "tartlmaktan, halkn bilgisine sunulmaktan kanlan
bir ey"dir; "rt veya perde grevini gren bir zar, zarms ek" ve
"kavrama, bilgi veya alglamadan gizleyen eydir.36 Ne zaman or
yantalist bir balamda pee gstergesi kullanlsa, tm bu farkl ancak
birbirleriyle ilikili anlamlar zinciri, Douyu, Doulu kadnlar ve
onlarn giyimlerini temsil eden bir figr ilevi grr/Pee, bylece
ayn anda hem mslman kadnlarn yzn kapatan bir giysi, hem
de Dou'yu ve Doulu kadnlar anlalmaz klan ok katmanl bir
gstergedir; hakiki Dou'y gizler ve onun gereini Batl bilgi ve
kavraytan uzakta tutar; Ayrca pee bir zar metaforu olarak da g
rlr; Batklarn ieri girme, fetih ve nfuz etme fantazilerinin etra
fnda dnd bir ekran ilevi grr. te oryantalist sylemde cinsel
ve kltrel farkn eklemlenmesinde kilit rol oynayan ey, tam da pe
enin bu ok anlaml zelliidir.
Peenin referans kendi basit kumasal materyalini aar; pee Do
ulu veya mslman olan her eydedir. Batl gz, her yerde, teki
nin hayatnn tm boyutlarnda peeyi grr. Batl znenin bakmak
ve sahip olmak istedii tek tek her Doulu eyi rter ve gizler; Ba-
t'nn saydamlk ve nfuz etme arzusunun nnde bir engel oluturur.

36. The Oxford English Dictionary, The Compact Edition, New York: Oxford
University Press, 1988.
PEEL FANTAZLER 65

Gerard de Nerval, Kahire zerine konuurken "ehrin kendisi de, tp


k iinde yaayanlar gibi, en glgeli snma yerlerini, en tatl i me
knlarn bize ancak derece derece aa karr"37 diye yaza/Oryan-
talist anlamlandrma zincirinde pee, sadece (Doulu) kadra deil,
ayn zamanda Dou'nun bizzat kendisine de iaret eder. Tam da bu
anlam fazlalndandr ki pee ve kadn, Mary Harper'n dedii gibi,
"gizemli Dou'nun en karakteristik ynn, en zsel Dou'yu simge
ler."38 Peeli kadn figryle Dou arasnda kurulan bu mecazi iliki,
fazlal znenin bilindnda kalan stbelirlenmi bir btnsellik
oluturur,
Pee boylece, bizzat Dou'nun gerekliinin, onun ontolojisinin,
kuruluunda ilev gren ayrcalkl bir metafor-kavram halini alacak
tr. Bu kavram-metaforun zsel bir "Doululuun kuruluunda oy
nad nemli rol grmezden gelemeyiz. Gndergenin, yani Dou'
nun ne olduunun sylemsel kuruluunda temel bir role sahiptir ve
"Dou udur/budur" balantsnn olaslk koullarn oluturur. An
cak bu gayet zgn bir stratejik-retorik manevradr, nk peenin
sadece Doulu kadn deil, ama onun araclyla Dounun varl
n da gizledii varsaylr. Sadece bilginin tesinde kalan deil, ayn
zamanda bizzat varlnn zsel koulu olarak bilgiye kapal olan Do
unun ontolojisini veya varln inceleme istei uyandrr. Batlnn
gznde pee, grndnden her zaman daha fazla ve dah n baka
bir eydir, nk Dou her zaman ve her yerde peeli, klk deitir
mi ve aldatc bir ekilde grnmektedir. Dou, bu peeli grn,
bizzat bu saklan sayesinde kendini aa karr, yani Dou'nun,
Dou olarak kavranmas, bilinmesi ve anlalmas gereken bir yerin,
bir kltrn, bir zn olduu ancak bu pee sayesinde ortaya kar.
Ancak tam da bu z bir gizlenme olarak kavrand iindir ki asln
da z olarak z, hibir zaman kavranamaz. Bu z hep elden kaar...
Pee hem gizleyen hem de aa karan bir perdedir; bir yandan Do
u'nun hakikatini gizlerken ayn zamanda onun varolma biimini,
varln ortaya karr: her zaman klk deitinni ve aldatc bir bi
imde var olan, her zaman peesinin arkasnda varolan bir varlk. Bu

37. Gerard de Nerval, The Women of Cairo, Scenes of Life in Orient, cilt I,
Londra: George Routledge and Sons, 1929, s. 3-4.
38. Mary Harper, "Recovering the Other: Women and the Orient in Writings of
Early Nineteenth-Century France", Critical Matris 1/3 (1985), s. 11.
66 SMRGEC FANTAZLER

nedenle pee ayn anda hem hakikati hem de hakikatin gizlenmesini


temsil eder. Dou'nun gerei, peenin bir rndr; bizzat kendi
gerekdyla, yani peeyle travmatik bir karlama sayesinde orta
ya kar. 39/01iver Richonn dedii gibi, bu gizlenen z ortaya kar
maya ve peesini amaya ynelik oryantalist motifler metafizik bir
fantaziye iaret eder.43 '
Hegelin zne kuram oryantalist retorie metafizik bir ereve
salar. Slavoj 2i2ek'in anlatt gibi, Hegel anlam ile znenin diya
lektik olarak kurulularn aklarken, basite grnty ze kart
bir biimde konumlamaz; onlarn birliini gsterir: "Eer bir aldat
maca sz konusuysa bunu ey'den kartamayz; bu onun kalbini
oluturur. Eer fenomenal peenin arkasnda hibir ey yoksa, zne,
bu 'hibir ey' zerine dnme sayesinde kendisini (yanl) tanma
da kurar.41 Peeyi ama doktrini, mslman kadnn peesini a
maktan ziyade, peeyi bir nesne ve hedef olarak kurmakla oluur. Pe
e, Avrupal iin bir zorunluluktur ve bu anlamda peenin arkasnda
"hibir ey" olmamasnn veya "bir ey" olmasnn hibir nemi yok
tur. nemli olan Avrupal znenin kimliini byle bir eyin varsay
m yoluyla veya Teresa Brennan'm deyiiyle, bu hayali demirleme42
(imaginary anchor) araclyla salamlatrabilmesidir. Pee ve
onun tarafndan gizlendii varsaylan hakikat, zne'nin kendini kur
mas iin gerekli olan hayali eyi, Lacanc anlamda object petit a'y\
salar. "Peede peeden fazla ne olduu" sorusu zneyi rahatsz et
miyor deildir. Tam da bu trden bir apraklktr onun zneliini
kuran ey. Baka bir deyile yant, Avrupal seyyahn veya smrge
cinin gvenli bir biimde zneliini hkmran olarak kurmasn sa
layan zorunlu hayali demiri oluturmasn salayan sorudur. Peenin
ardmdaki Doulu/kadns z, hakikatin deposu olarak hayal etmesi

39. Pee mecaz, Bat metafiziinde yaygn bir kullanma sahiptir, zellikle He-
gel'in (z ve grnt diyalektii), Nietzsche'nin (hakikatin gayri-hakikati olarak ka
dn), ve Heiddeger'in (a lethia veya ama) metinlerinde. Bunun hakknda aada
daha fazla ey syleyeceim. Oryantalist sylemde bu figrn kullanm, Bat fel
sefesi ile (Akl), (Bat'nn) kltrel farknn retiminin gstergesi olarak alnmaldr.
40. Oliver Richon, "Representation, the Despot and the Harem", s. 9.
41. Slavoj 2i2ek, The S u b lim e O b ject o fld e o lo g y , Londra ve New York: Ver-
so, 1989, s. 193 (Trkesi: d eo lo jin in Y ce N esn esi, stanbul: Metis, 2002).
42. Teresa Brennan, "History After Lacan", E co n o m y a n d Society, 19/3 (Aus
tos 1990, s. 299.
PEEL FANTAZLER /

sayesindedir ki zne Dou'yu, kendi kimliini olumlayan ve kendini


kendisine bilginin ve akim znesi olarak temsil etme doyumunu sa
layan bir nesneye dntrr. Buraya kadar peeli kadmm kendisi
hakknda sessiz kalmam nedensiz deil, nk benim buradaki ana
lizim erkein sorusu ve onun znelii hakknda, kadnn deil. Pee
nin ardnda gizlenen eyi ve peeli Dou'nun/kadmm peeli varl
n temsil etme giriimi, temsil eden zneyle balayp onunla biten bir
girjimdir.
ilite fark araclyla oryantalistin kendi kimliini kurma sreci.
B kuruluun yntemi peeli mslman kadn teki klmak, yani onu
bir merak,jrnucize ve "dsal bir hedef veya tehdit nesnesine"43 dn-
trmektiri Msr'n smrgeletirilmesi konu alan mkemmel kitab
Colonisihg Egypt'te Timothy Mitchell'in iaret ettii gibi, oryantalizm
basite Doulu toplumlar hakknda bilgi salamak demek deildir;
AvrupalInn Doulu olan kendi ters imaj olarak veya "Bat'nn dar
s" olarak kodlamasn mmkn klan ve "mutlak farklarn" kurulma
sna imkn tanyan bir sylemdir. Mitchell'e gre, "darda olan, para
doksal bir biimde Bat'y Bat yapan eydir; dlanmtr, ama ayn
zamanda Bat'nn kimliinin ve gcnn ayrlmaz bir parasdr."44
Peeli kadn, Dou'nun ve zellikle slami Dou'nun hakikatinin
gstergesi olarak bir kez kurulduktan sonra, illa her dururda retorik
bir figr olarak peenin kullanlmas da gerekmeyecektir/Edmondo
de Amicis'in Trkleri Doulu olarak betimleyii, tekinin alannda
zne tarafndan hayal edilen muammal, donuk, sessiz ve krleten bir
bakn varln, ortaya koyar aka:/
Trklerde uzak ve belirsiz bir ey hakknda dnen insanlarn grn
vardr. H epsi bir tez zerine eilm i filozoflar ya da bulunduklar yer ve
ya etraflarndaki nesnelerden haberi olm adan dolaan uyurgezerler gibi g
rnrler. G zlerinde sanki uzak bir ufka dalm insanlarn hali vardr; az
larnn evresinde, uzun zam an yalnz bana, kendi kendine yaam aya al
m insanlar andran belirsiz b ir hzn asldr. H epsinde ayn arlk, ayn
arballk, ayn konum aktan kan, ayn bak ve hareket tarz vardr...
Y zleri souktur, akllarndan ne getiine dair hibir ey aa vurm az...
H er yz bir m uam madr, baklar soru sorar am a cevap verm ez, dudaklarn
dan kalplerinin hibir hareketini anlam ak m m kn deildir. Bu dilsiz, souk

43. Michel de Certeau, The P ra ctice o f E veryd a y L ife, s. 35-6.


44. Timothy Mitchell, C olo n isin g E gypt, s. 166 (Trkesi: M s r n S m rg e
letirilm esi, stanbul: letiim, 2001).
68 SMRGEC FANTAZLER

m askelerin, bu heykelsi tavrlarn, o hibir ey sylem eyen sabit gzlerin bir


yabancnn ruhu zerindeki ldrc arln ifade etm ek imknszdr. K i
m i zam an onlarn ortasnda haykrm ak iin neredeyse dayanlm az bir drt
hissedersiniz: "Bir kez olsun baka insanlar gibi olun! Bize kim olduunu
zu, ne dndnz, o cam gibi gzlerinizle havada ne grdnz an
latn!" H er ey o kadar gariptir ki, insan bunun doal olduundan pheye
der; bir an iin, bunun kendi aralarndaki bir anlam ann sonucu olduu
nu dnr, stanbulun m slm anlanna zg bir hastaln geici etkisine
kapldnz hayal edersiniz.45

Doulularn bu ilerine nfuz edilemez zellikleri, srlarm orta


ya karma, gizemlerini ama ve bilgilerini edinme drtsn ortaya
karr. Ancak her zaman grndklerinden baka bir ey olduklar
iin, bu insanlar incelemek zordur. Onlarla kaynamanm, aralarna
girmenin imkn yoktur, nk ihtiyatldrlar; dahas insan onlar
gzlemleyebilse veya iletiim kurabilse bile, onlar hakknda hibir
zaman emin olamaz, nk gizlenme onlarn zsel karakteridir. Bu
insanlar anlamak iin her zaman grntlerin tesine gemelidir, her
zaman aldatlmaya kar tetikte olmaldr. Edmonde de Amicis'e g
re grnte,
...tm snflar arasnda birbirlerine karlkl sayg var gibidir. A ncak bu
sadece yzeydedir. rm lk gizlenmitir. Yozlam a iki cinsin ayrm sa
yesinde baka bir eym i gibi bir grnt alr, aylaklk sknetin arkasna
saklanr, onur gururun maskesidir, dncelilii andran arballk grn
ts aslnda zeknn lm cl ataletini gizler, ve yaam n canll gibi gr
nen ey de aslnda gerek anlam yla yaam n olm ayndan baka b ir ey de
ildir.46

Yani, Dou sonu gelmez bir gizlenme ve takiyeden baka bir ey


deildir. Doulular gerek duygularn gizlemeleri ve grndkleri
eylerle benzemezlikleriyle bilinen insanlar olduklarndan, onlar
anlamak veya dncelerine nfuz etmek son derece zordur. Dou
lular sadece szcklerinin deil, ayn zamanda sessizliklerinin de ar
kasna saklanrlar, nk De Amicisde grdmz gibi dudaklar
bile bir peedir; onlarda gerek yaam yoktur, yaamn eksiklii de
grntler ve maskelerle gizlenir. Ancak paradoksal bir biimde,
gzlemleyen zneyi bu sonsuz gizlenme, benzemezlik ve rtme
oyununda gizli bir eyin var olduu konusunda emin klan ey, tam
da bu phedir. Pee, mutlaka zsel bir hakikat, gizemli bir sr sakl

45. Edmondo de Amicis, C o n stantinople, s. 304-5. 46. A .g.e., s. 307.


PEEL FANTAZLER 69

yor olmaldr.'Dou zerine bir perspektif edinilmesini engelledii


iindir ki pee ayn zamanda dayanlmaz bir bilme arzusu, oraya se
yahat etme, orada olma arzusu dourmaktadr.
Buraya kadar smrgeletirilmi toplumun kadnn fethetmeye
ilikin "kati politik doktrinin" kltrel olarak nasl yazldn incele
dim. Peeli kadnlar basite dsal bir hedef veya tehdit olmaktan zi
yade epistemolojik, edebi ve metafizik olarak zerinde uralacak
bir hedef, nesne ve znedirler. te peeli kadn, Doulu kltrn
metaforuna dntren ey bu metinsel uradr. Bu urann ayn
zamanda baka bir figr daha ortaya kardna tank oluyoruz: pe-
eli kadna saplants olan Avrupal ataerkil zne.

Pee Olarak Kadn:


Nietzsche, Derrida ya da Metafiziin
Yapskmnn Snrlar

Buraya kadar pee, klk deitirme, hakikat ve kadn arasnda kuru


lan net bir ilikiyi saptam olduk. Bu temalar yapsalclk sonras,
psikanalitik ve feminist kuramlarda tandk temalardr. Bu kuramlar
dan yapacam bir dolaymla, peenin ataerkil dzende kadnln
kuruluunun temel bir boyutu olmas nedeniyle Avrupalmm peeli
kadna olan bu garip saplantsn irdelememizin, ayn zamanda ataer-
killiin daha genel bir incelemesi iin de almlar salayacan d
nyorum.
^''"Kadnln bir klk deitirme" olarak temsil edilii, kadnln
"hakikat" ve pee mecazlaryla yakn ilikisini kuran Nietzsche'nin
metinlerinde bulmaktadr en gl ifadesini.47 Nietzsche'ye gre ka
dn, hakikat gibi esrarengizdir ve aldatc bir grnts vardr. Ken
dini ssleyip psler ve bu sayede erkei batan karr ve byler:
"Kendisine ilikin olarak erkein duygularnn bilincinde olan kadn,
gzel yryerek, dans ederek, zarif dnceler ifade ederek ve ayn
zamanda mtavazilik, ihtiyatllk, mesafe sergileyerek erkein onu
idealletiriini artracan igdsel olarak bilir."48 Onun ne bir ha

47. Stephen Heath'in Nietzsche'de kadnln bir maskaralk olarak temsil edil
mesine ilikin analizi ok aydnlatc. Bkz. "Joan Riviere and the Masquerade."
48. Friedrich Nietzsche, The Will to Power, ev. Walter Kaufmann ve R. J. Hol-
longdale, New York: Vintage Books, 1968, s. 425 (Trkesi: G stenci, stanbul:
Birey, 2002).
70 SMRGEC FANTAZLER

kikati vardr ne de kendisi hakknda bir aydnlanma istemektedir.49


Onun hakikati kendini ssleyip pslemesidir, tarz ise grnt ve
kandrmadr. O, saf bir gsteriden baka bir ey deildir.50 Nietzsche'
nin kadm tanmna devam edelim:
K adn, eer bu sayede kendisi iin yeni b ir sslenm e arac oluturm uyor-
sa, kendisi hakknda bir korku gelitirm ek ister - belki de hkim iyet aray-
ndadr. A m a o hakikati istemez: H akikat kadn iin nedir ki? B atan beri
hakikatten baka hibir ey bu kadar yabanc, itici ve dm anca olm am tr
kadn iin - onun en byk sanat yalandr, en byk ilgisi, basite, grn
m e ve gzelliktir.51

Burada dengeyi altst eden, korkak ve muammal figr karsn


da onun maskesinin altndaki zsel kadnsl kavramaya alan
akna uram bir erkek buluruz. Nietzsche'nin "gsteriten baka
bir ey olmayan" olarak temsil ettii pee, onu kara bir figr ve gr
menin nnde bir engel olarak alan temsil biimlerine sadece grn
tde karttr. Nietzsche'nin temsil biiminin altnda yatan soru da
Amicisinkiyle veya Lotininkiyle ayn sorudur: Bu muammann bil
gisine nasl ulaabiliriz, onun peeli grntsnn ardnda yatan e
yi nasl ortaya karabiliriz? (Kadnn en byk sanatnn yalan olu
unu hatrlayalm.) De Amicis, Gautier ve Lotinin de, Doulu kad
nn kadns grnnn altndaki hakikati ararken sorduklar soru
ayn sorudur/Bu retorik ve epistemolojik manevralarda, ki ben bunu
kltrel ve cinsel farkn ifte eklemlenii olarak ele alyorum, klt
rel ve cinsel kimlik birbirleri dolaymyla tekiletirilmektedir. Bu
AvrupalI erkekler, kadnn gizli kalan hakikatini ortaya karmak
zere bilgilerini ve igrlerini, sezgilerini ve tasavvurlarn hareke
te geirirler, ancak bunda baarl olamazlar. Bulduklar zm bir
kltrn hakikatini ataerkil metaforlar sayesinde ne srmektir: Al
datma ve gizlenme, Doulu kltrlerin asli zellikleridir. Ancak Ni-
etzsche'ye gre, kadnn aldatc tarznn nedeni, onun sslerinin ve
ya grntsnn ardnda bir hakikat gizlemesi deildir. Kadnn al-

49. Friedrich Nietzsche, Beyond Good and Evil, ev. Walter Kaufmann, New
York: Vintage Books, 1974, s. 163 (Trkesi: yinin ve Ktnn tesinde, stanbul:
Yorum, 2001).
50. Nietzsche'nin metinlerinde kadnn nasl resmedildiine ilikin bir analiz
iin bkz. Eric Blondel, "Nietzsche: Life as Metaphor", The New Nietzsche iinde,
der. D. Allison, Cambridge ve Londra: The MIT Press, 1988.
51. Friedrich Nietzsche, Beyond Good and Evil, s. 163.
PEEL FANTAZLER 71

datclmn nedeni saklayaca hibir z olmamasndandr. nsan-


da kadnn grntsnn ardnda bir gizli hakikat varm duygusu
yaratan ey onun bu maskeli tarzdr/
Nietzsche'nin kadm, hakikat ve pee mecazlar arasnda kurduu
bu armn nedeni hakikat felsefesinin bir eletirisini yapmaktr.
Bu ayn zamanda Avrupal oryantalist yaznn da sorunsaldr. Pee
analizi, Nietzschenin metafizik syleme ve bu sylemde kurulan bir
dizi kartlk kmelerine ynelttii eletiri asndan nemli bir yer
tutar. Hakikatin hareketiyle aldatc kadm tarz arasnda kurduu pa
ralellik Nietzscheye, metafiziin mecazi sistemini eletirme ve yeni
den yazma olanan tanr. Pee, "hakikatin engin olduu ve eylerin
grntlerinin ardmda gizlenen bir derinlik olduu"52 kanaatini g
lendirmeye yarar. Nietzsche tam da pee mecazn eletirmesi saye
sinde, hakikat mecazna ve bu tr sylemlere ikin olan zselcilie
kar eletirel bir mesafe alabilmitir. Tpk Lotinin ve Amicisin
yapt gibi. Grntnn ardmda yatan "hakikat" fikrinden kendini
ayran Nietzsche, grntye "hakikate" kyasla daha fazla deer at
feder: "Artk hakikatin, peeler aldnda hakikat olarak kaldna
inanmyoruz; buna inanmak iin ok fazla yaadk. Bugn her eyi
btn plaklyla grmeme veya hakikatin her eyde varolmamas
veya her eyi anlamama ve bilmeme konusundaki isteimizi bir er
dem sayyoruz."5354
Metafizik sylem, gereklik ve grn, yzey ve derinlik gibi
eitli kartlk kmelerini, tam da peeyi, zsel bir doay gizleyen,
saklayan, rten, effaffl olmayan bir perde olarak kurmas sayesin
de oluturabilmitir. Grntnn ardmda yatan "hakikat" fikrinden
kendini ayrarak veya grntye "hakikate" gre daha fazla deer ve
rerek, Nietzsche, metafizik sylemi belirleyen kartlklardan oluan
yapy yerinden oynatmay palar. Ancak Mary Ann Doanein hak
l olarak iaret ettii gibi, Nietzsche bunu baarr baarmasna, ama
ayn zamanda, kadm ile tkiye veya aldatma arasndaki arm da
glendirmi olur, nk "o (dii) zamiri bu aldatma kipliinin ile
yiini tasvir etmekte nemli bir rol oynar."5/

52. Mary Ann Doane, "Veiling Other Desire", Feminism and Psychoanalysis
iinde, der. R. Felstein ve J. Roof, Ithaca: Comell University Press, 1989, s. 118-9.
53. Friedrich Nietzsche, The Gay Science, ev. Walter Kaufmann, New York:
Vintage Books, 1974, s. 38.
54. Mary Ann Doane, "Veiling Other Desire", s. 121.
72 SMRGEC FANTAZLER

Peenin ardnda olan ey ve hakikat arasnda kurulan balanty


reddetmesine ramen, Nietzsche'nin metinleri yine de aldatma ve al
datma olarak kadn kategorilerini muhafaza etmektedir/Nietzsche'
nin kuramnda her ne kadar aldatma ve grnt kategorilerinin olum
suz yananlamlar olmasa da (tersine Nietzsche bunlara deer verir),
Doane bu kategorilerin kadn yine de "dengesizliin ayrcalkl bir
rnei" olarak kurduunu ne srer.55 Baka bir deyile, hakikate at
fedilen deeri ondan koparmaya almakla birlikte Nietzsche hl
hakikat ve grnty birbirlerine kartlk iinde kuran ikici mant
n iine dmektedir. Nietzschenin formle etmeyi baaramad
soruyu Irigaray soracaktr, nk Irigaraym hedefi hakikat ve grn
t arasndaki kartl ve bunun altnda yatan kar sorgulamaktr:
"Sorgulamamz gerekenin ne olduu unutulmutur: daha doru bir
doru, daha hakiki bir hakikat deil, hakikat!fantazi iftinin altnda
yatan krdr."56
Hakikat/fantazi iftinin altnda yatan kr, Avrupalmn deneyimi
nin yukarda tanmlamaya altm hayali btnsellii ve komutu
dur. Yani Amicis, Gautier ve Lotinin peeye ilikin mecazi dil arac
lyla kurmay baardklar sylemlerin metinsel oalmasdr.
Joan Riviere'nin nemli almas "Womanliness as Masquerade"
(Klk Deitirme Olarak Kadnslk) Nietzscheci metafizik eletiri
ye nemli bir kar eletiri oluturur, nk burada Riviere, erkek bir
dzende kadn veya kadnslk figr ile pee/maske figrnn bir-
birleriyle sk skya bal olduunu gsterir.57 Nietzsche'nin yakla
mnn tersine, Riviere, soruyu formle edenin erkek olduunu ortaya
karacaktr: Ona gre "klk deitirme" terimi bir yandan erkein
kadn temsil edi biimine, dier yandan da bu temsiliyetin kadnn
kimliini nasl kurduuna gnderme yapar. Bu iki zellik birbirleriy-
le yakndan ilikilidir, nk her temsiliyet biimi ayn zamanda bir
kurulu sorusudur.
Yukarda "klk deitirme olarak kadmslk"n erkein temsiliye-

55. Mary Ann Doane, "Veiling Other Desire", s. 122.


56. Luce Irigaray, Speculum ofthe Other Woman, ev. Gillian Gill, Ithaca: Cor-
nell University Press, 1985, s. 270.
57. Joan Riviere, "Womanliness as Masquerade", Formations ofFantasy iin
de, der. V. Burgin, J. Donald, ve C. Kaplan, Londra ve New York: Methuen, 1986,
s. 43. Stephen Heath'in Rivierein yazs zerine deerlendirmesi benim iin ok
yararl oldu.
PEEL FANTAZLER 73

tine, erkein kurgusuna gnderme yaptn syledim. Riviere yle


der:/'Klk deitirme kadnln bir temsiliyeddir, ama te yandan
kadnlk bir temsiliyet, kadnln bir temsiliyetidir.58 Klk deitir
meyle ilgili rahatszlk erkein rahatszhdr/^Riviere'e gre "erke
in, ardnda gizli bir tehlike varsayd bir maske olarak kadnln
kavramlatrlmas muammay pek de aydnlatmaz."59 Kadnl mu
ammaya dntren ey, erkein kadnlk hakkndaki varsaymdr.
Stephen Heath'in iaret ettii gibi, "erkein phesi eski bir phedir.
Was will das Weib?, das ewig Weibliche (Kadn ne ister? Ebedi dii
lik); tm dier sorular, aslnda hep ayn sorudur..^lakyaj, klk k
yafet kadna ait bir eydir, onun' eyi, ama bju ey ayn zamanda ta
mamen erkek iindir, bir erkek kurgusudur/60 "Kadn ne ister?" so
rusu burada paradigmatik bir sorudur. De Amicis de "parlak renkli
araflara sarnm peeli figrlerin maskara m, rahibe mi yoksa de
li mi olduklarm" sorarak, sessiz maskeler karsnda hiddet iinde
"bir kez olsun baka insanlar gibi olun, bize kim olduunuzu syle
yin"61 diye haykrdnda o ayn soruyu sormaktadr aslnda. Riviere
nin yapt psikanalitik-feminist eletiriden, "kadn ne ister?" sorusu
nun erkein sorusu olduunu rendik. Riviereye gre kadnln bu
biimde tasvir edilii eliik arzular harekete geirir: Bir yanda ka
dnn hakikatini bilme ve onu kefetme, dier yanda ise onu kendin
den uzaklatrma ve bylece ngrlemezliinin ve ulalmazl
nn yaratt tehditi uzaklatrma. Sonu olarak erkek, kadn karsn
da ayn anda hem batan kmakta hem de alay ve tehdit alglamak
tadr. Erkein kadna ilikin bilgi eksikliinin ve srekli kayan pers
pektifinin neden olduu bu elikili ve mulak arzu, ar bir temsili-
yete (peenin fazlal) ve bu eksiklikten kama ve erkein kendi z-
neliini kurma abas iinde kadm sonu gelmeyen bir incelemeye
brakr yeriniJErkek, aslnda kendi deneyimledii denge kaybn ka
dna yanstarak ve onun gvenilmez ve aldatc olan cins olduunu
syleyerek kurtulmaktadr kendi durumundan. Bu noktada Freudun
kadn cinselliinin etrafn sardn dnd "karanl" -ki bu as
lnda tamamen kendisinin kadn temsil edii sayesinde kurulan bir

58. Stephen Heath, "John Riviere and the Masquerade, s. 51.


59. Joan Riviere, "Womanliness as Masquerade", s. 53.
60. Stephen Heath, "John Riviere and the Masquerade", s. 50.
61. Edmondo de Amicis, Constantinople, s. 206.
74 SMRGEC FANTAZLER

karanlktr- bilmek ve fethetmek konusundaki yetersizliinden kur


tulmak iin giritii saysz abay hatrlayabiliriz. Freud, rnein er
keklerin cinselliini incelemek ve bilmek konusunda kendisine ne
denli gveniyorsa, teki cins konusunda da o denli gl bir bilme
ceyle kar karyadr. Freud, "kadnlarn cinsellii -ksmen uygar
lamann artc etkisinden ksmen de kadnlarn kendi geleneksel
ketumluk ve samimiyetsizliklerinden dolay- hl nfuz edilemeyen
bir sisle rtldr,"62 der. Doane'nin ne srd gibi, "kadn cinsel
liinden alglanan tehdit veya bu cinsellik karsnda duyulan dehet,
erkein grnrdeki dengeliliinin ve kimliinin karsnda konum
landrlm kadna atfedilerek hafifletilir. Pee ite bu gvenilmezli
in iaretidir."63
Yapsalclk sonras kuramda yaptm bu ksa turu tamamlama
dan nce Nietzsche'yi eletiren bir ahsiyet olarak Derrida'y ele ala
cam. Nietzschenin "hakikat olmayann ad" olarak ele ald kadn
metaforu araclyla hakikat metafiziine yapt eletiriyi olumla
masna karn, Derrida, Spurs adl almasnda bu duruma baka bir
anlam getirmektedir. Derrida'nn da amac, aynen Nietzsche'ninki gi
bi, hakikat ve hakikat-olmayan arasnda kartlk kuran metafizik
sylemi yerinden oynatmaktr.;: Nietzsche, katimn aldatc jestini
gayri-hakikatin hareketine benzetirken, Derrida kadns jesti yazya
veya stile benzetir. Derrida'nn metafizik kartlklar yapskme t
bi tutmasnda yaz kavram, temel aralarndan biridir. Kadnn bir
z olduu fikrine kar kan Derrida, "kadnn hakikati diye bir ey
yoktur, nk bu, hakikatin dipsiz bir bolukta savrulmasndan, ha-
kikat-olmayann 'hakikat' olmasndandr. Kadn bu hakikat-olmayan
hakikatin adlarndan biridir,"64 der. Nietzsche'nin kadn betimlemek
iin kulland dengesizlik ve taklit metaforlarm Derrida da kullanr.
Derrida'nn metninde kadn, karar verilemezliin (metafizikle ilintili
olup metafizik tarafndan bastrlm olan) figrdr, ama o yine de
bir figrdr.

62. Sigmund Freud, Three Essays on the Theory o f Sexuality, ev. J. Strachey,
New York: Basic Books, 1975, s. 17. Bu noktaya dikkatimi ektii iin Stephen
Heath'e teekkr ederim.
63. Mary Ann Doane, "Veiling Other Desire", s. 107.
64. Jacques Derrida, Spurs: Nietzsche's Style, ev. Barbara Harlow, Chicago:
Chicago University Press, 1979, s. 51.
PEEL FANTAZLER M

Sanat, stil ve hakikat sorularm kadn sorusundan ayr tutm ak imkAm*


dr. Fakat "kadn nedir" sorusu bunlarn ortak sorunsallarndaki basit fonttu
lasyon sayesinde askya alnr. A rtk kadm arayp bulm aya alm ak, imim
kadnsln ve kadn cinselliini aratram am aktan farkszdr, Kadn, ty
olduum uz kavram veya bilgi biim lerinin hibirinde bulunam az. Ancak
ona bakm am ak hl im knszdr.65

Hakikat metafiziini yapskme uratmada Derrida, Nietzschc'


den bir adm ileride bir yeri temsil etmektedir. Ancak onun kadn ka
rar verilemezlik ve ngrlemezlikle ilintilendirerek metafizii yap-
skme uratmas, kadm yapskmn bir arac veya zemini haline
dntrmesi sayesinde gereklemektedir. Derrida'nn bu hedefi ne
kadar radikal olursa olsun, kadn, yapskmn znesi deil bir ara
c haline gelmekten kurtulamayacaktr. Spivakm syledii gibi "ra
dikal teki olan kadn aslnda yoktur, ama onun ad hl yerinden oy
natmann nemli adlarndan biri, yapskmn zel bir iareti olarak
kalmaya devam eder."66 Spivakm ok doru bir biimde iaret ettii
gibi, "kadnn bu ifte yerinden oynatln" engellemek iin ihtiya
duyulan ey "yerinden oynatma ile logosantrizm arasndaki kartl
yerinden oynatmaktr." Spivaka gre, sorumuzu "kadn nedir?"
sorusu ile snrladmzda, hkmran znenin yapskm gerek
leemez, nk bu soru, baka bir biimde "kadn ne ister?" sorusu
nu sormaya devam etmek anlamna gelir. Byle bir soru ile kadn h
l inceleme nesnesi olmaya devam edecektir. Buna karn feminist
bir tavr, kadna zne stats ve soru soran zne konumsalln sa
layacak soruyu sormay gerektirir. Erkek nedir? Erkek ne ister? "An
cak bu sayede hkmran znenin mutlak olarak ikna edici yaps-
kmc eletirisini ortaya koymak mmkn olacaktr."6768
Spivakm, "erkein arzusunun envanteri nedir?" sorusunu sorabil-
.hek iin, yerinden oynatma ve yapskm arasndaki kartln ya-
pskme uratlmas gerektii yollu nerisi, emperyal Avrupal z
nel ik halinin yapskmn gerekletirebilmemiz iin zorunludur^
Erkein ne istedii sorusu, "onun arzusunun envanteri", basite, sor

65. Jacques Derrida, S p u rs: N ietzsch e's S tyle, s. 71.


66. Gayatri Chakravorty Spivak, "Displacement and the Discourse of Woman",
D isp la cem en t: D errid a a n d A f te r iinde, der. Mark Krupnik, Bloomington: Indiana
University Press, 1987, s. 184.
67. A .g .e., s. 186. .
68. A .g .e., s. 191deki Kari Marx alntsna baknz.
76 SMRGEC FANTAZLER

gulayan zne konumuna kadn yerletirmekle kalmaz, ayn zaman


da bize 19. yzyl oryantalist iaretlemenin kayda deer bir rnei
olan tm kresel sosyo-ekonomik ve kltrel iaretlemeyi sorgulama
imknm da verir. imdi artk burada ilemekte olan "hakikat/fanta-
zi kartlnn altnda yatan kr" ve kar sorgulayabilmek iin ok
daha iyi bir konumdayz.

AvrupalI zne'nin Hkmran Olarak Kuruluu

Farkn temsil ediliinde, cinsel ve kltrel farkllatrma biimleri


basit bir biimde, birbirinden iki ayr veya tikel anlar olarak dn
lemez. Homi Bhabhanm dedii gibi, "smrgeci iktidar aygt bala
mnda, cinsellik ve rk sylemleri ilevsel bir stbelirlenim sreci
iinde birbirleriyle ilikilidir."6970Farka ilikin olarak cinsel ve rksal
temsiliyet arasndaki yapsal benzeme, kadn Vb Dou arasnda bir
zdelik kurar/Dou kadndr, kadn Doudur.-Dou kadn gibi, ka
dn da Dou gibi peelidirler: Her ikisi de hakikat-olmayandan ve al
datmacadan baka bir ey deildirler. Dou kadn gibi, kadnsal olan
da Dou gibiyse bu temsillerde kadnln, dolaysyla da Dounun
doasnn tek ve ayn ey olarak resmedildiini ne srebiliriz. te
bu zdelik, oryantalist ve Batl smrge znesini ^rkek olarak ko
numlar: teki kltr her zaman teki cins gibidir.79'Bu nedenle ister
erkek olsun ister kadn, Batl znenin her zaman pee ve haremle,
yani kadnn alan, bedeni ve hakikatiyle bylenmesinin nedeni bu-
dur. Peki ama pee kaldrldnda grd ey nedir Batl znenin?
Acaba pee hi kaldrld m?/B ilginin znesi maskenin ardnda ne
olduunu nasl bilebilir veya bundan nasl emip olabilir? Nietzsche,
peenin ardnda bir z olduu fikrini reddedet'Riviere bu soruyu er
kein sorusu olarak iaretledii gibi ayn zamanda bunu kadnln

69. Homi Bhabha, "The Other Question", Screen, 24/6 (Aralk 1983), s. 26.
70. Bu kitabn ngilizce versiyonunda Batl/smrgeci zneye gnderme ya
parken zellikle erkek (he) zamirini kullanyorum. Bu, basite bir dil srmesi ola
rak ele alnmayp, Irigaray'n da ne srd gibi, znenin her-zaman-zaten erkek
olduunun ve kendini kurmasnn ve zerkliini idame ettirmesinin, kadn pahas
na gerekletiini, ama te yandan kadna olan bu bamlln nasl inkr (disa-
wov) ettiinin altn izmek iin yaptm kastl ve bilinli bir dil oyunu olarak g
rlmelidir.
PEEL FANTAZLER //

kuruluu (kadnln temsiliyeti)71 olarak da grr. Irigaray ise, pee


ve peenin arkasnda yatan ey arasndaki ayrma kar kar ve "pe
enin arkasnda sadece pee vardr,"72 der. Ama ona gre -zellikle
temsiliyetin ayn zamanda bir kurma biimi olduu dnldn
de- bu soruda bir kar ve soruyu reten sylemde bir kr vardr.
Peki o zaman, Doulu-kadns peenin arkasnda bir yer ve kl-
trel/cinsel bir sr varsayan bu oryantalist ve erkeksi temsiliyetler
hakknda ne syleyebiliriz? Avrupal yazarlarn Dou'nun peesinin
arkasnda bir ey olduunu varsaydklarn ve bylece onu bir ince
leme nesnesi kldklarn; ama bu varsaymn, Dou'nun bizatihi do
asnn peeli olduu sonucuna varlarak, ayn anda hem kabul edil
diini hem de inkr edildiini grdk. lk bakta bu, peenin sy
lemsel ve metinsel bir oyunun paras olarak ele alnd bir srece
iaret etmektedir. Ne var ki bu iki sre, politik ve kltrel olarak her
ne kadar birbirlerinden ayr olsa da, basite kronolojik bir dizge iin
de yer almazlar. Politik proje net bir peeyi ama statejisi olsa da,
Avrupa'nn ideal bir effaflk ve grnrlk ynetimselliinin metin
sel ve kavramsal olarak uygulanmasna dayanyor olsa da, Avrupa
metninde peenin iaretleni biimi, belli bir zneliin kuruluuna,
bu zneliin hayali btnselliinin ve teki ile karlama deneyimi
nin kumandanlna tanklk etmektedir. Bu kuruluun dikkatli bir
okumas bize hakikat/fantazi ikililiinin altnda yatan krn, Avrupa
lI zneliin tarafnda basite bir art olmadn gsterecektir. nk
byle bir kr, zneliin bu arts, peeye ilikin mecazi dilin fazlal-
ndadr ve bu znenin kontrol dnda kalan bir mekanizmaya t
bidir. Oryantalist metinlerin peeyi tekiletiren paradoksal abala
rnda ortaya koyduu ey, peeye yaplan bu gndermenin peeli kal
d ve kendi imledii eye teki kalddr. Bu noktada "gerek" po
litika (atmalar dnyas) ile metinsel yceltme zorunlu olarak bir
birlerinin iine gemilerdir. Bu birbiri iine geme sayesinde ortaya
kan eye ethos diyebiliriz. Bu ethosu, yani hkmran Avrupal z
neyi, Marx, eletirel Hegel okumasnda tanmlar. Gayatri Spivak,
"Marxa gre 'Hegel'in resmettii resimde znenin nesneyi kendine
mal edii, derin bir dmanlkla' ykldr," der. Marxn kendi keli

71. Joan Riviere, "Womanliness as Masquerade, s. 38.


72. Luce Irigaray, Marine Lover, ev. Gillian Gill, New York: Columbia Uni-
versity Press, 1991, s. 110.
78 SMRGEC FANTAZLER

meleriyle syleyecek olursak, "bu kendine mal edi, kaytsz bir ya-
banclamlktan gerekten dmanca bir uramaya gemek duru
mundadr."73
Eer oryantalizm gibi sylemler araclyla Avrupa'nn dars
olan ey onun kimliinin ve iktidarnn bir paras klnmsa, bu, pa
radoksal olarak darsnn mutlak ve zsel bir fark olarak kurulmas
sayesinde mmkndr. Eer oryantalist mantk iinde, peeli ka-
dn/kltr her zaman farkl ve sonsuz biimde gizlenen bir ey ola
rak kalyorsa, bu, onun/onlarm dnyada-varolu biimlerinin karma
klndan deil (ki burada kii kendi kltr veya zne olma bii
miyle sreklilik veya kopu iinde olabilir), mutlak olarak farkl ol
malarndandr. Onlar farkl olmallar nk ben ayn olmalym: On
lar benim dnyamda bir ihtimal deildirler/olmamaldrlar ki byle-
ce farkl kalabilsinler. Bu, Marx'n ve Spivakn "derin dmanlk"
olarak iaret ettikleri eydir. Baka bir deyile bu dmanlk, daha
barl, iyi niyetli, toleransl veya sempatik bir tavrla dzeltilebile
cek basit bir nyargya veya medeni olmayan saldrgan bir tavra ia
ret etmez. Derin dmanlk, basite kiiden kiiye veya gruptan gru
ba farkllk gsteren kiisel veya grup zelliklerini anlatmaz. Kiisel
ya da grup zellikleri eitimle dntrlebilir, oysa byle bir eiti
min zne konumunu deitirebileceini varsaymak gayri samimilik
olur. Doululardan, onlarn kadnlarndan ve kltrlerinden holanp
holanmama sorunu deildir bu. Burada szn ettiim dmanlk,
zneyi hkmran olarak kuran dlamann, diyalektik iliki iinde
kendini kurma makinasm altran gtr.
Belki bu dmanlk sorusunu endie ve korkuyla ilikilendirme-
liyiz. Kltrel, cinsel ve rksal farkn temsiliyetinde "tekinde te
kinden baka ne vardr?" sorusu kar karmza srarl bir ekilde.
zne, peenin bir eyi gizlediim, kavranamaz bir z sakladn
varsaymas sayesinde, peeyi bir maskeye dntrr - tekinin, ar
kasnda tehlikeli bir sim saklayarak, znenin btnln ve denge
sini tehdit eden bir maske. Eer bu maskeleri takyorlarsa, o zaman
bu maskelerin iine nfuz edilecek bir de arkalar olmaldr. "(Pee
li) kadn ne ister?" "Jesse Jackson ne ister?" "Saddam Hseyinin ka

73. Kari Marx, Alntlayan: Gayatri C. Spivak, "Displacement and the Disco-
urse of Woman", s. 191. Bu nemli alntya dikkatimi ektii ve bu konudaki fikir
lerini benimle paylat iin Mahmut Mutman'a teekkr ediyorum.
PEEL FANTAZLER 79

fasnda ne var?"74 znenin tekinin arzusuyla olumlu bir biimde i


tigal edememesiyle, ona kar sorumlu olmamasyla ilgisi vardr bu
sorularn. Franszlarn peeyi ama doktrini, iine girip nfuz etme
fantazileri, pee metafizii... btn bunlar, hkmran zneliin yap
snn inkrn mmkn kld tekine kar sorumluluktan kan
makla ilgilidir. Smrgeci bakn byk anlats, peeyi ama, te
kinin ulalamaz dnyasna nfuz etme, hakikatini kefetme metafi
zii, onu evcilletirme, slah etme ve bylece kontrol etme fantazi-
siyle olumu sar pee tropolojisidir. Baka bir deyile, zne, pee
yi tekrar tekrar temsil ederek kendi kurulu srecini siler. te peeyi
temsil eden arzunun temsil edilmesinin silinmesini garanti altna alan
da bu silme srecidir.

Taklit ve Pee Sorusu

Yukarda pee kavram-figrnn oryantalistin smrgeci kontrol


nn yerinden oynamas tehdidine hayali bir kontrol saladn, ama
bu metinsel iaretlemenin yine de kontrol dmda kaldn ne sr
dm. Bylece arzunun duraksz hareketini, Batl znenin gdmle-
yici gc olan oryantalist sylemin tam merkezine yerletirmi ol
dum, Smrgeci basknn niteliini anlamamza yardm edecek kav
ramsal ereveyi dnme ve yeniden formle etme abas olarak,
dolaysyla kendi ve teki, yap ve eyleyen, hkimiyet ve direni gi
bi sorunlu kartlklar yeniden dnme giriiminin bir paras ola
rak ele alnmaldr bu.75Jryantalizmin sylemsel alann psikanalitik
arzu kavramyla yeniden dnmek, smrge hkimiyetinin elikili
ve kartlklarla ykl bir ekonomiye dayandn grmemize olanak
tan%tekiliin kuruluunu arzu nosyonuyla aklamak, smrgeci
zdeleme srecinin, basite nceden verilmi bir kimliin onaylan
mas deil de, hem Batl znenin hem de.Doulu tekinin birbirle-
riyle karlkl iliki iinde kurulan ve bylece her ikisinin de btn
sel varlklar olarak kurulamad bir sre olarak formle etmemize

74. Slavoj Zi2ek, Sublime Object of Ideology, s. 114.


75. zne'nin kurulu srecini aklamak iin birok kuramsal yaklam kulla
nlabilir. Bunlardan biri de Foucault'nun yaklamdr rnein. Benim bu kuruluu
anlamak iin psikanalitik kuramn arzu kavramn ne karmamn nedeni ise bu
kavramn Batl znenin kendini kurarken gerekletirdii dlama ve farkllatr
ma srelerini anlamamza yardmc olmasdr.
80 SMRGEC FANTAZLER

yardm eder. Bhabbann dedii gibi/'tekine duyulan arzu, arzunun


dilde gereklemesi sayesinde ikiye katlanr; dil, Ben ile teki ara
sndaki fark bler; yle ki her iki konum da ksmi kalr, hibiri ken
dine yeterli deildir#6 Kltrel ve cinsel farkn temsilinde arzunun
karmak ve elikili yapsna iaret etmekte iki amacm var: Birinci
si, Batl znenin kendi kimliini kurarken dlanm ve marjinalle
tirilmi tekine bamlln ve borluluunu rterek kendine zerk
bir kimlie sahipmi grnts salayan dlama ve farkllatrma
srecini anlamak; kincisi ise tekinin znedeki kanlmaz izini ve
bunun sonucu olarak zneye kar koyduu direnci anlamak.
Bu noktada, Said'in smrgeci ile smrgeletirilen ilikisi zeri
ne sylediklerini ve Bhabha'nm buna yapt nemli mdahaleyi k
saca anmak yararl olabilir. Daha nce de vurguladm gibi Said, or
yantalizmin "ak ve "rtk" ierii arasnda bir kartlk kurarak,
tarihsel olanla fantazi arasnda ve bir renme alan olarak oryanta
lizm ile tekilik fantazisi arasnda bir blnme yaratr. Ancak Bhab
ha'nm Said'e ynelttii eletirinin de gsterdii gibi, Said bu iki eko
nomi arasmdaki elikiyi ve kartl, homojen ve btnsel bir tem
sil etme sistemi varsayarak yok sayar. Bhabha'ya gre, Said'in anali
zi kartlklar sanki uyumlu bir sistemin paralarym gibi bir araya
getirdiinden, oryantalist sylemi yaran elikili mekanizmay anla
makta yetersiz kalmaktadr.
Saidin smrgeci sylemin eliik yapsn homojen bir yapy
m gibi dnmesinin aksine, Bhabhanm smrgeci sylemin al
mal ekonomisinin zeminini oluturan kavram olarak elikililik nos
yonu zerindeki srarl vurgusu, bize kartlklar zerine kurulu s
mrgeci sylemin yalnzca tersine evrilmesini neren politikalarn
smrgeci sylemi bozundurmak asndan snrl bir politika olarak
kaldn gsterir ve bunun tesine geebileceimiz kavramsal ara
lar salar. Bhabha'nm eletirisinden hareket ettiimizde, byle bir
tersine evirmenin, kendisini en net ifade ettii marjinallii ycelten
zselci kimlik anlayna dayal politikalarn snrlarn da grm
oluruz. Smrgeci sylemin ekonomisinin elikili ve ztlklarla
ykl doasn anlamamzda nceki blmde aklamaya altm76

76. Homi Bhabha, "Interrogating Identity: The Postcolonial Prerogative", Ana-


tomy of Racism iinde, der. D. T. Goldberg, Minneapolis: Minnesota University
Press, 1990, s. 193.
PEEL FANTAZLER 81

arzunun mekanizmasnn yararl olacan dnyorum.77 Bu meka


nizmann kendi iine veya kendi stne kapanmasnn nihai imkn
szln kabul ettiimizde, "aznlklarn ve marjinal gruplarn kim
liklerini kutsayan kartlk politikalarn ima ettii, basit bir homo
jen teki nosyonundan kanabiliriz."78 Bugn kltrel almalar
alanndaki pek ok incelemenin erevesini oluturan bu kartlk
mantk birbirine kart iki tam kimlik varsaymaktadr. Maalesef Sa-
id'in analizi de bu anlaytan kurtulmu deildir. Bhabbanm da ne
srd gibi Said, "sylemin 'politik' etkiler retmesinde tarihsel
olan fantaziyle (arzunun sahnesi olanla) eklemleyen temsiliyet kav
ramna gereken nemi vermez."79
Smrge znesi ile smrgeletirilen teki arasndaki ilikiyi He-
gelci modelde olduu gibi efendi/kle, kendi/teki gibi diyalektik
kartlklara dayandrarak anlamak, bu kartlklarn tersine evril
mesi sayesinde bir bozundurma politikasnm gerekleebilecei var
saymna dayanr. Tersine evirme stratejisinin, tersine evirmeyi
nerdii ekonomiyle ayn mantk iine hapsolduunu unutan byle
bir strateji, kendi ile tekini totalize eden diyalektik anlayn ka
nlmaz bir uzants olarak grlmelidir.80 Bugn deiik mcadele

77. Homi Bhabha'nm gelitirdii elikililik kavram, benim smrgeci syle


min yapsn anlamama ok yardmc oldu. Ancak bu kavram biroklar tarafndan
yanl yorumlanmtr. rnein Abdul JanMohammed, "Bhabha, bu (smrgeci)
sylemin, "maksada" dayanarak yaplan okumalarm 'idealist' giriimler olarak red
dederek, smrgeci sylemin 'elikililiini' ayrcalkl klar ve bylece smrge
otoritesinin gerekten ve masum bir ekilde bulank olduunu, birbiriyle eit derece
de geerli iki anlam veya temsiliyet arasnda seim yapamadn ima eder." Bkz.
Abdul JanMohammed, "The Economy of Manichean Allegory: The Function of Ra-
dical Difference in Colonialist Literatre", 'Race', Writing, and Difference iinde,
der. Henry L. Gates, Chicago: University of Chicago Press, 1986, s. 83. Bu, elikili
lik kavramndan karsanabilecek hayli yanltc bir sonutur, nk Bhabha, bula
nkla deil, smrgeci otoriteyi dzenleyen kanlmaz bir blnmeye gnderme
yapar. elikililik kavram sayesinde, Bhabha, fark ayn anda hem tanyan hem de
reddeden smrgeci stereotipletirmenin yapsn aklayabilmitir. Bu nedenle e
likililik kavram smrgeci otoritenin bulank oluunu (ki bu, iktidarn kaynan
maksatl insan zneye yerletiren bir otorite nosyonudur) deil, tekine hkmetme
nin hibir zaman btnsel olmayp srekli yerinden kaydn gsterir. Bkz. Homi
Bhabha, "Difference, Discrimination and the Discourse of Colonialism" ve "Of Mi-
micry and Man: The Ambivalance of Colonial Discourse", October 28 (Bahar 1984).
78. Homi Bhabha, "Interrogating Identity", s. 195.
79. Homi Bhabha, "The Other Question", s. 25 (vurgu benim)
80. Oryantalist hegemonyann tersine evirmesine ilikin ok aydnlatc bir
82 SMRGEC FANTAZLER

lerde ortaya kan, gndemdeki "kimlik politikalarnn" ve daha da


nemlisi "yerli bilgi aktarc" veya "brakn yerli konusun"81 send-
romundaki otantik/yerli sesinin, hem Batl hem de smrgecilik
sonras nc Dnyal aydnlar tarafndan muhalif politika adna
sorgulanmadan yceltilmesi, bu homojen ve btnsel zne anlay^
nn izini tamaktadr. Buna karlk Bhabha'nm smrgeci iktidarn
btnselliini ve tek-ynlln redden elikililik kavram, eyle
yici zne sorunsalna ilikin verili kuramsal ereveyi dntrc
kavramsal bir ara olarak ilemektedir.
Bu elikililii basit bir kartlk yaps ierisinde brakmak iste
miyor ve tekinin zneyi ihlal eden ve onu yerinden oynatan varl
n verili almak yerine aklamak istiyorsak, smrgeci iktidarn far
k tmden sabitleyemediini grmemiz arttr. Eer tekinin tehdidi
her zaman smrgeci hkimiyetin iine yazlmsa ve dardan gel
miyorsa, bu tehdidin doasn formle edebileceimiz kavramsal
aralar nelerdir? Peenin ima edebilecei direnci anlamak iin geli
tirmemiz gereken zgl kavramsal aralar neler olabilir?82 Peenin,
smrgeci znenin tekine olan arzusunu yerinden oynatan, altst
edici zellii nereden kaynaklanr?

analiz iin bkz. Mahmut Mutman, "Under the Sign of Orientalism: The West vs. s
lam", C u ltu ra l C ritig u e , 23 (K 1993).
81. Bu terimleri Gayatri C. Spivakdan alyorum. Spivak, iyiliksever hmaniz
min "tekinin otantik sesini duymama" iin yapt arzu yatrmna iaret eder. Bkz.
"Naming Gayatri Spivak", Maria Koundoura ile sylei, S ta n fo rd H u m a n ities R e-
view , (Bahar 1989), s. 91-3. Daha nemlisi, bu kavramla Spivak, zne'nin kendisi
ni aikr ve grnmez klna gnderme yapmaktadr. Spivak'n belirttii gibi "bu
na kart olarak, dnceyi veya dnen zneyi aikr veya grnmez klmak, te
kinin asimilasyon araclyla tannmasn silmek demektir. Bu duruma dikkat et
mek iin Derrida, "braknz teki kendi adna konusun" nosyonunu davet etmek
yerine, "radikal olan tekini" (quite other) (beni pekitiren teki yerine tout autre),
bizim iimizdeki teki'nin o isel sesini hezeyanl klmaya davet eder. Bkz. "Can
the Subaltem speak?", s. 294. Emperyalizmin, kaybolmu otantik smrgeleen
ben'ini iyiliksever bir biimde onarma abasna cevap olarak Spivak'n projesi "Av
rupa'nn hkmran -aslnda hkmran ve zne- olan znesinin envanterinin dk
mn karmak ve kuramsallatrmaktr." Bkz. Gayatri C. Spivak, "Rani of Sir-
mur", iinde E urope a n d Its O ther s, der. F. Barker, vd., Colchester: University of
Essex, 1985, s. 128.
82. Dikkat edilirse, burada "edebilecei" diyorum, nk peenin kendi iinde
ne zorunlu olarak bozundurucu ne de zorunlu olarak baskc bir zellii vardr.
Trinh T. Minh-ha'nn ifade ettii gibi, "peenin almasnn zgrletirici bir potan
siyeli varsa, peeyi giymenin de olabilir. Byle bir hareketin anlam, iinde gerek-
PEEL FANTAZLER 83

Bhabhann gelitirdii elikililik ve smrgeci sylemin at


mak ekonomisi kavramlar, smrgeci sylem iindeki fazlalklar
ve kayganlklar anlamamza yardmc olur.83 Bu fazlalklar veya
kayganlklar, Batl zne ile teki arasndaki ilikiyi, bask ve eyleyi-
cilik biiminde iki kutup olarak kuran ikici mantn terimleriyle an
lamann yetersizliini gsterir. Benim burada arzu kavramn vurgu
lamamn nedeni de, smrgeci sylemi nceden verili olan Batl bir
kimliin basite onaylanmas eklinde dnen anlay sorunlatr-
ma abas olarak dnlmelidir. Bu blmde altn izmeye alt
m ey, arzunun hareketinde sadece Batl znenin kimliinin olu
turulmad, ayn zamanda bu oluuma kar potansiyel direncin de
bizzat bu srecin ierisinde olutuudur. Fanon'un aadaki gzle
mi bu dinamii anlamak iin olduka uygundur:
tekinden gelen bir direnle karlat zaman, kendi-bilinlilii (self-
consciousness) arzu deneyim ine girer... Arzuladm srece, dikkate alnm a
y istiyorum dur.84

Bu cmlenin de ifade ettii gibi, smrge ilikisinin tekinsizlii-


ni ve belirsizliini mmkn klan ey tannma arzusudur. Bu da, ne-

letii balama veya daha kesin sylemek gerekirse, kadnlarn hkimiyeti nerede
ve nasl grdklerine baldr... Kadnlar peelerini amaya karar verdiklerinde,
bunu, erkeklerin, kendi vcutlarna kar kurduklar bask karsnda, haklarn sa
vunma adna yaptklar sylenebilir; ama bir kez karm olduklar peeyi yeniden
takmaya karar verdiklerinde, bunu, kendi alanlarn yeniden kendilerine mal etme
veya cinsiyetsiz hegemonik standartlatrmaya meydan okuyarak yeni bir fark id
dia etmek iin yapyor olabilirler." "Introduction", Discourse, 8 (K 1986-87), s. 5.
Peenin anlamnn eklemlendii zgn kltrel ve tarihsel balam iinde ele aln
masnn gerekliliine ilikin benzer bir iddia Chandra Mohanty tarafndan, Batl
olmayan kadnlarn Batl feministler tarafndan temsil edili biimi ile smrge
sylemi arasndaki su ortaklna dikkat ektii yazsnda dile getirmitir. "Under
Westem Eyes: Feminist Scholarship and Colonial Discourse", Feminist Review, 30
(1988). Peenin byle zgn eklemlenilerini Fanon, "peenin tarihsel dinamizmi"
olarak adlandrd bir incelemeyle gsterir. Cezayirli kadnlarn peelerini karp
sonra yeniden giymeleri konusunda Fanonun analizi, Trinh T. Minh-ha ile Chand
ra Mohantynin incelemelerinin bir adm tesine gider. rnein Fanon, peenin na
sl bir mcadele aracna dntrldn ve "kltrn bu zel esinin etrafnda
nasl koskoca bir diren evreninin oluturulduunu" aklar. Direnme konusunun
peeyle olan ilikisini ilerleyen sayfalarda daha detayl olarak ele alacam.
83. Homi Bhabha, "Of Mimicry and Man: The Ambivalance of Colonial Dis
course", October 28 (lkbahar 1984), s. 126.
84. Frantz Fanon, Black Skin, White Masks, New York: Grove Press, 1967, s.
218 (Trkesi: Siyah Deri, Beyaz Maskeler, stanbul: Sosyalist, 1996).
84 SMRGEC FANTAZLER

rede diren varsa orada arzu olduunu gsterir bize: Diren arzuyu
mmkn klan kouldur. Fanon alntladm bu cmlesini Hegel'le
tartmas balamnda yazm olsa da, Foucault'nun g ve diren
konusundaki grleriyle belli bir parallellik gstermektedir. Ksaca
hatrlatacak olursam Foucault, iktidar ve direncin birbirine dsal ol
mad gzleminden hareketle "nerede iktidar varsa orada diren var
dr" der, nk iktidarn nihai ve mutlak bir tesi yoktur; kii her za
man iktidarm iindedir nk kiinin her zaman iktidara tbi ve z
ne klnd bir yasa vardr.85
f O halde, tekinin zneye kar gelitirdii direnci anlamak arzu
/ nosyonundan bamsz bir biimde olamaz. Batl zne'nin Doulu
tekiyle olan ilikisi bir kez ve sonsuza dek verilmi ve tmden be
lirlenmi deilse, bunun nedeni zneyi harekete geirici motor olan
arzunun, znenin kendi kimliini oluturma bas ierisinde bizzat
arzu nesnesini ortaya koyuyor olmasndandr/Metz'in gsterdii gi
bi: "Her trl arzu, kayp nesnesinin sonsuz takibine dayanr."86 Son
suz bir takip olmas "arzunun znesininTibir zaman basite Kendim
olmadn, ..^ tekinin asla basite kendinde-bir-ey, bir kimlik, ha
kikat veya yanl tanma cephesi olmadn," gsterir.87 zne ile
teki arasndaki ilikiyi yaplandran elikili ve mulak ekonomi
kavram, bize smrgeci hkimiyeti ayn anda hem kuran hem de
onun istikrarm bozan eyin arzunun bu bitmek tkenmek bilmeyen
hareketlilii olduunu anlamamza yardmc olur. Bhabha'y izleye
rek diren stratejisini, arzu ve tatmin arasndaki bu eliik ve karar
sz alana yerletirmemiz gerektii kansndaym.88
Peenin iktidan bozundurucu bir zellik kazanabildii durumlar
tartmaya gemeden nce, smrgeye diren gsterme an ile ilgili
sylediklerimi ksaca zetlemek istiyorum. Batl znenin kurulu
mekanizmasn psikanalitik arzu kavramyla sorgulamak bu kimliin
tamamen belirlendiini sylemek anlamna gelmez.89Tam aksine, bu-

85. Michel Foucault, The History of Sexuality, cilt I, ev. Robert Hurley, New
York: Vintage, 1990,s.96(Trkesi: CinselliinTarihil, stanbul: Afa, 1993).
86. Mary Ann Doane: "Film and the Masquerade: Theorizing the Female Spec-
tator", Screen, 23/3-4 (Eyll-Ekim 1982), s. 78'de Christian Metz alntlanm.
87. Homi Bhabha, "Interrogating Identity", s. 195. 88. A.g.e., s. 195.
89. Bu trden iddialar, genelde yapsalclk sonras kuramclara, zelde de psi
kanalitik kurama kar yneltilen ve maalesef ayaklan pek de yere basmayan bir
eletiridir. Eyleyicilik kavramnn savunulmas adna bu gibi determinizm sulama-
PEEL FANTAZLER 85

nu iddia etmek, znenin kurulmu olduunu, dolaysyla ne znenin


kimliinin kapannn ne de tekinin direncinin asla nihai olmad
n, her zaman ksmi ve greceli olduunu aklamak demektir. Bir
baka balamda Judith Butler'm da bizi uyard gibi, srf eyleyicilii-
ni vurgulamak amacyla zneyi nceden varsaymak yanltr, nk
znenin kurulduunu iddia etmek, onun belirlenmi olduunu syle
mekle ayn anlama gelmez. Baka bir deyile, zneyi kuran iktidar,
znesini kurduktan "sonra" ortadan kalkmayacaktr, nk zne "hi
bir zaman tamamen kurulamaz ve yeniden ve yeniden tbi klnr ve
retilir."90Bu nedenle, znenin eyleyici zellii iin nceden verili bir
garanti aramyorsak eer, znenin kurulu mekanizmasn incelemek
ten kanamayz. znenin eyleyiciliinin sorgulanmas ancak zne
basite verili varsaylmad zaman mmkn olabilir. Byle bir sor
gulama da znenin kurulmu zelliinin kablyle mmkndr.
Arzulayan znenin, arzunun olmayan-nesnesini bu duraksz ara
y ve bu arzunun dengesinin sarslmas smrgeci sylem bala
mnda nasl bir grnm kazanr? Eer znenin kimliinin kuruluu
nun hibir zaman nihai bir biimde kapanmasnn mmkn olmad
n iddia ediyorsak, tekini smrgeci baktan "saklayan" ve "giz
leyen" peenin zgn dokusu bu srete nasl bir rol oynar? Peeli
tekinin fallus-merkezci ve oryantalist kurgulardan taan artklarn,
fazlalklarn veya izlerini nasl bulabiliriz? Bu kurgulara itaatsizlik
leri veya diren gsterme anlarn nerede bulabiliriz? Peenin kendi
ne zg zelliklerinin bu itaatsizliklerin ve direnlerin ortaya kma
snda herhangi bir rol varsa, nedir bu?
Yukarda, smrgeci znenin yabanc topraklar kontrol altna al
ma ve onlara hkmetme arzusunun, onun peenin ardndakine duy
duu "skopik" arzudan ve denetleyen bakyla ona nfuz etme aba
sndan ayr tutulamayacan grdk. Peenin tekine salad g-
rnmezlik", ayn anda hem arzunun eklemlendii hem de znenin

lar zaman zaman gndeme gelmektedir. Bu eletirilere, Laclau ve Mouffe'dan bir


formlasyon dn alarak yant verecek olursak, burada, tam zerklik ile mutlak
boyun emenin kat bir ekilde birbirlerinin alternatifi olduklarna ilikin bir varsa
ymn ilemekte olduunu syleyebiliriz. E. Laclau ve C. Mouffe, "Post-Marxism
Without Apologies", N e w R e flec tio n s on the R evo lu tio n o f O u r Tim es, Londra ve
Ne w York: Verso, 1990.
90. Judith Butler, "The Imperialist Subject", Jo u rn a l o f U rban a n d C u ltu ra l
S tu d ies 2/1 (1991), s. 77.
84 SMRGEC FANTAZLER

rede diren varsa orada arzu olduunu gsterir bize: Diren arzuyu
mmkn klan kouldur. Fanon alntladm bu cmlesini Hegel'le
tartmas balamnda yazm olsa da, Foucaultnun g ve diren
konusundaki grleriyle belli bir parallellik gstermektedir. Ksaca
hatrlatacak olursam Foucault, iktidar ve direncin birbirine dsal ol
mad gzleminden hareketle "nerede iktidar varsa orada diren var
dr" der, nk iktidarn nihai ve mutlak bir tesi yoktur; kii her za
man iktidarn iindedir nk kiinin her zaman iktidara tbi ve z
ne klnd bir yasa vardr.85
f O halde, tekinin zneye kar gelitirdii direnci anlamak arzu
/ nosyonundan bamsz bir biimde olamaz. Batl zne'nin Doulu
tekiyle olan ilikisi bir kez ve sonsuza dek verilmi ve tmden be
lirlenmi deilse, bunun nedeni zneyi harekete geirici motor olan
arzunun, znenin kendi kimliini oluturma abas ierisinde bizzat
arzu nesnesini ortaya koyuyor olmasndandr/Metzin gsterdii gi
bi: 'Jjfectrl arzu, kayp nesnesinin sonsuz takibine dayanr."86 Son
suz bir takip olmas "arzunun znesinin hibir zaman basite Kendim
olmadn,... tekinin asla basite kendirde-bir-ey, bir kimlik, ha
kikat veya yanl tanma cephesi olmadn," gsterir.87 zne ile
teki arasndaki ilikiyi yaplandran elikili ve mulak ekonomi
kavram, bize smrgeci hkimiyeti ayn anda hem kuran hem de
onun istikrarn bozan eyin arzunun bu bitmek tkenmek bilmeyen
hareketlilii olduunu anlamamza yardmc olur. Bhabhay izleye
rek diren stratejisini, arzu ve tatmin arasndaki bu eliik ve karar
sz alana yerletirmemiz gerektii kansndaym.88
Peenin iktidan bozundurucu bir zellik kazanabildii durumlar
tartmaya gemeden nce, smrgeye diren gsterme an ile ilgili
sylediklerimi ksaca zetlemek istiyorum. Batl znenin kurulu
mekanizmasn psikanalitik arzu kavramyla sorgulamak bu kimliin
tamamen belirlendiini sylemek anlamna gelmez.89Tam aksine, bu

85. Michel Foucault, The History of Sexuality, cilt I, ev. Robert Hurley, New
York: Vintage, 1990, s. 96 (Trkesi: Cinselliin TarihiI, stanbul: Afa, 1993).
86. Mary Ann Doane: "Film and the Masquerade: Theorizing the Female Spec-
tator, Screen, 23/3-4 (Eyll-Ekim 1982), s. 78'de Christian Metz alntlanm.
87. Homi Bhabha, "Interrogating Identity", s. 195. 88. A.g.e., s. 195.
89. Bu trden iddialar, genelde yapsalclk sonras kuramclara, zelde de psi
kanalitik kurama kar yneltilen ve maalesef ayaklan pek de yere basmayan bir
eletiridir. Eyleyicilik kavramnn savunulmas adna bu gibi determinizm sulama-
PEEL FANTAZLER 85

nu iddia etmek, znenin kurulmu olduunu, dolaysyla ne znenin


kimliinin kapannn ne de tekinin direncinin asla nihai olmad
n, her zaman ksmi ve greceli olduunu aklamak demektir. Bir
baka balamda Judith Butlern da bizi uyard gibi, srf eyleyicilii-
ni vurgulamak amacyla zneyi nceden varsaymak yanltr, nk
znenin kurulduunu iddia etmek, onun belirlenmi olduunu syle
mekle ayn anlama gelmez. Baka bir deyile, zneyi kuran iktidar,
znesini kurduktan "sonra" ortadan kalkmayacaktr, nk zne "hi
bir zaman tamamen kurulamaz ve yeniden ve yeniden tbi klnr ve
retilir."90Bu nedenle, znenin eyleyici zellii iin nceden verili bir
garanti aramyorsak eer, znenin kurulu mekanizmasn incelemek
ten kamamayz. znenin eyleyiciliinin sorgulanmas ancak zne
basite verili varsaylmad zaman mmkn olabilir. Byle bir sor
gulama da znenin kurulmu zelliinin kablyle mmkndr.
Arzulayan znenin, arzunun olmayan-nesnesini bu duraksz ara
y ve bu arzunun dengesinin sarslmas smrgeci sylem bala
mnda nasl bir grnm kazanr? Eer znenin kimliinin kuruluu
nun hibir zaman nihai bir biimde kapanmasnn mmkn olmad
m iddia ediyorsak, tekini smrgeci baktan "saklayan" ve "giz-
, leyen" peenin zgn dokusu bu srete nasl bir rol oynar? Peeli
tekinin fallus-merkezci ve oryantalist kurgulardan taan artklarn,
fazlalklarn veya izlerini nasl bulabiliriz? Bu kurgulara itaatsizlik
leri veya diren gsterme anlarn nerede bulabiliriz? Peenin kendi
ne zg zelliklerinin bu itaatsizliklerin ve direnlerin ortaya kma
snda herhangi bir rol varsa, nedir bu?
Yukarda, smrgeci znenin yabanc topraklar kontrol altna al
ma ve onlara hkmetme arzusunun, onun peenin ardmdakine duy
duu "skopik" arzudan ve denetleyen bakyla ona nfuz etme aba
sndan ayr tutulamayacan grdk. Peenin tekine salad "g-
rnmezlik", ayn anda hem arzunun eklemlendii hem de znenin

lar zaman zaman gndeme gelmektedir. Bu eletirilere, Laclau ve Mouffe'dan bir


formlasyon dn alarak yant verecek olursak, burada, tam zerklik ile mutlak
boyun emenin kat bir ekilde birbirlerinin alternatifi olduklarna ilikin bir varsa
ymn ilemekte olduunu syleyebiliriz. E. Laclau ve C. Mouffe, "Post-Marxism
Without Apologies", New Reflections on the Revolution of Our Times, Londra ve
New York: Verso, 1990.
90. Judith Butler, "The Imperialist Subject", Journal of Urban and Cultural
Studies 2/1 (1991), s. 77.
86 SMRGEC FANTAZLER

skopik arzusunun kayd yerdir, nk her zaman tekinin baknn


geri evrilmesi tehdidi sz konusudur. Peeyi kaldrma konusundaki
bu doyurulmaz arzu, ite bu tehditten kama abasndan kaynaklanr.
Fanon'un ifadesiyle, "Cezayirli kadnlarn peelerini amak smr
gecinin lgnl, pee savan kazanmak konusundaki kumary
d."91 Bu savata "igalci, Cezayir'in peesini amaya kafay takm
t"-,92 "bu abada sz konusu olan ise, aslnda kadn eriilebilir kl
ma, onu olas bir mlkiyet nesnesi yapma arzusuydu."93Ancak pee
yi kaldrma saplantsn asl aklayan, bu zgn giysinin kumana
zaten ve daima dokunmu "bir ey"dir. Pee, ierisi ile darsn bir
birinden ayran, bir perde veya rt olarak grlr ve kadn, yerli Ce
zayir kltrnde ierisiyle, ev ve yerli alanla ilintilendirilir.9495Ceza
yir'den gnderilen Fransz smrge kartpostallarna ilikin inceleme
sinde Malek Alloula'nm gsterdii gibi, Cezayirli kadn rten pee,
Fransz askerine bir reddedii gstermektedir. Skopik arzusunun ta
d cesaretin krlmasyla fotoraf bir hayal krkl ve reddedi-
li yaamtr.9^Ayn ekilde Fanon'un da belirttii gibi pee, kadna
grnmeden grme imkn tand iindir ki karlkll ortadan

91, Frantz Fanon, A D yin g C olonialism , s. 46-7.


92. A .g .e., s. 63. 93. A .g .e., s. 44.
94. Fransz smrgeci iktidar, peeyi bir sorun olarak tanmladnda ve dsal
bir hedef olarak kurduunda, onu yerli kltrden farkl bir okumaya ve yazmaya
(veya yeniden yazmaya) girimitir. Pierre Bourdieu, nemli kitab O utline o f a
T h eo ry o f P r a d ic e ' de, mslman ataerkil kltrn etnografik bir almasn sunar
bize. Elbette ki byle bir almann tarihsel nkoulu Cezayir'in Fransa tarafndan
smrgeletirilmesidir. Bourdieunun yerli kltr oluturan ikiliklere ilikin gz
lemi aydnlatcdr. Bourdieu, zel olarak peeden bahsetmez ama kadn ve erke
in, ierisi ve dars gibi bir dizi kartlkla ilintilendirildiini gzlemler. Yerli
kltrn mitolojik yapsnda kadn ierisiyle, ev ve toprakla ilintilendirilir. Peeli
kadn, korunmas gereken "i alan" temsil eder. Pierre Bourdieu, O utline o f a T h e
ory o fP r a c tic e , ev. Richard Nice, Cambridge: Cambridge University Press, 1989,
s. 44-5, 90-4, 122-6. Bourdieu'nun peeden sz ettii tek yer damada ilikin atas-
zdr: "Pee utancn zerine atlan eydir" (a.g.e. s. 44). Kadnlar ktlkle ilinti-
lendirildikleri iin, daha az kt olan eyler erkein korunmasyla salanabilir. G
rnte, "yasalcl" eletirmesine ve erkeklerin kadnlardan farkl karlarn tan
masna ramen, Bourdieu cinsel fark zerine dayal ayn ataerkil mitolojik yapla
r yeniden retmektedir. Spivakn szleriyle syleyecek olursak, "deiimde olan
kadn figr hl klann btnletirici birliini retir." "Introduction", S e le cte d Su-
baltern S tu d ies iinde, der. Ranajit Guha ve Gayatri Chakravorty Spivak, New York
ve Oxford: Oxford University Press, 1988, s. 30.
95. Malek Alloula, T he C o lo n ia l H a rem , s. 7.
PEEL FANTAZLER 87

kaldrr ve kadnn ona bakmakta olan smrgeciye kendini teslim et


mediini, kendini baka, grlmeye sunmadn gsterir.96/
znenin rntgenci bakn altst eden de ite bu hayal krkl ve
kzgnlktr. Bir fotoraf ya da ekrana bakmaktan farkl olarak, pee
li tekine bakarken zne, "ben ona bakarm, ama o benim ona bak
ma bakamaz"9798duygusunun gvencesine sahip deildir, nk te
kinin baknn geri dnmesi tehlikesi vardr her zaman iin. Bu du
rum, seyretme hazznm tamamen znenin tarafnda olmadn ve z
nenin de bir baka maruz kaldn, Metz'in bir formlasyonuyla
syleyecek olursak, "grnmez bir zne olamadn gterir/yz-
nenin grnmezlii" ve "nesnenin grnrlne" dayal olan rnt
genci hazzn yaps burada tmyle tersine evrilir. Baklan olmak
yerine, nesne, imdi bakan ey olmutur.99, /
zne, rntgenci zevkini tatmin etmek amacyla tekinin peesini
amaya alrken kendisine baklyor olmasn gz ard edemez ve
bylece kendini (mutlak kontrole sahip bir zde- olarak hayal ede
mez.100 Peenin minik Beliinden szlen bak, grnmez tekinin
beyandr adeta. Bhabha'dan bir formlasyonla syleyecek olursak,
bu, baklan nesnenin "bana bakarken bile beni gremezsin"101 deme
sidir. Baka bir deyile, grnmez teki, varolmayan konumundan
konuur. tekinin kar-bak, bu yok-varla, bu arala yerletiril
melidir. Doulu tekinin grlmeden bakmasn salayan ey pee
dir. Pee, sadece Batl/smrgeci znenin kltrel ve cinsel fark sa-
bitleme arzusunu rahatsz etmekle kalmaz, ayn zamanda tekinin
kendini, gzetleyen/denetleyen bir baka dntrmesine de olanak

96. Frantz Fanon, A D yin g C olonialism , s. 44.


97. Baknz Paul Willemen, "Voyeurism, The Look and Dwoskin", A fterim age,
6 (Yaz 1976), s. 41'de alntlanm olan Christian Metz.
98. Oryantalistler iinde en "arbal" ve en az "erkek olan Edvvard Lane bi
le grme arzusunu neredeyse itiraf eder: "Bir erkek, ara sra, bazen ak bir kafes
pencerenin ardnda bazen de bir evin damnda grlmediini sanan bir Msrl ka
dnn yzn grme frsatndan zevk alabilir." A n A cc o u n t o f th e M a n n ers a n d Cus-
tom s o f th e M o d ern E g yp tia n s, New York: Dover Publications, 1973, s. 177.
99. Paul Willemen, "Voyeurism, The Look and Dwoskin", s. 48.
100. Mary Ann Doane, kadnn, bak kendisine mal ederek kendini edilgen bir
nesneden etken bakn znesine dntrdnde, seyirlik nesneden seyirci konu
muna getirdiinde erkek znenin yaad zorluu anlayabilmek iin bu tr bir ters
evirme nermektedir. "Film and Masquerade: Theorizing Female Spectator."
101. Homi Bhabha, "Interrogating Identity", s. 190.
88 SMRGEC FANTAZLER

tanr. zetleyecek olursak, Batl smrgeci arzunun grme arzusu,


pee araclyla ayn anda hem ortaya kar hem silinir. Smrgeci
arzuyu hayal krklna uratan ve onun denetleyici gzn yerin
den oynatan ite bu grme an veya peeden szlen baklardr.
tekinin kendisini "ben" olarak kurmasn mmkn klan, ona
yokluunu/grnmezliini salayan ve ayn zamanda smrgeci ba
k yerinden oynatan ey bu tekinsiz baksa, o zaman benim ne
srdm, tekinin muammal yokluunun bir diren oluturmas te
zi ile oryantalist temsiller arasndaki farkn nerede olduu sorusu so
rulabilir. Bu her iki sylemin de tekini yok, grnmez, gizlenmi
olarak grd ve bu yokluu bir muamma gibi deerlendirdii sy
lenebilir mi?
Cezayir bamszlk savayla ilgili tartmasnda Fanon, direni
hareketi srasnda peenin "maniple edildiini, bir kamuflaj teknii,
bir mcadele arac haline getirildiini,"102 syler. Bu durumda pee
yi bir "gelenek" esi olmaktan karp muhalif bir e haline dn
tren eyin ne olduunu sormamz gerekir. Fanon zaman zaman pe
enin devrimci hareket iinde, kadnlar tarafndan altnda bomba ve
silah tamak iin koruyucu bir maske gibi kullanldn ne srer
"Peeli her kadn, her Cezayirli kadn, phelenilecek bir eydi."103
Ancak bu yeterli bir aklama deildir nk bu devrimci srete bir
ok kadn "kadnlarn Fransa ve General de Gaullen arsyla ken
dilerini zgrletirdiklerinin doru olmad"104 mesajn vermek
zere peelerini yeniden giymilerdir. lk bakta "baskc" bir e
olan ve kadnlan zel alana hapseden pee, devrimci mcadele sra
snda kadnlann zneliklerini ve eyleyiciliklerini ifade eden bir e
haline gelmiti.105 Smrgecilik kart mcadele srasnda peenin
olumlanmas lkenin peesini amay, ardndakini ortaya karmay
ve kontrol ekmeyi hedefleyen smrgeci arzuya kar bir cevap nite
liindeydi Jf'Cadnlarn eyleyiciliklerinin kendi kltrlerinin zgn
metinselllginden km olmas artc deildir. Peenin, her iki ta

102. Frantz Fanon, A Dying Colonialism, s. 61.


103. A.g.e., s. 62. 104. A.g.e., s. 62.
105. Mslman kadnlann bamszlklann ve zneliklerini kazanmalarn
"evin dna kmalar" ile, rtnmelerini de "eve kapanmalaryla" zdeletirmek,
"bamszlamann" arac olarak mslman kadnlann peelerinin kanlmasm sa
vunan liberal Batl feminizmin varsaymlarn sorgulamadan kabul etmek anlam
na gelir.
PEEL FANTAZLER 89

raf iin de tad byk nem dnldnde, smrge kart


mcadelenin pee,, yani kadn, metaforunun bayra altnda gelitii
ni sylemek mmkn deil mi? Ancak bu kltr artk ayn kltr de
ildir. Peeyi, zneliklerinin kurucu bir simgesel esi olarak yeni
den giyerken, Cezayirli kadnlar basite geleneksel rollerine devam
etmediler, nk pee bu yeni durumda onlarn eyleme iradelerinin,
eyleyiciliklerinin vcut bulmasyd. Smrge durumunda pee yeni
den iaretlenmi oldu, yeni anlamlar yklendi ve mcadeleyi doru
dan etkileyen simgesel bir nem kazand. Bu durumun, "smrgeci
lik sonras" toplumlarda milliyetilik ve kadm ilikisi asndan ge
tirdii sonulardan, yani "postkolonyal" ulus-devletlerin kadm ma-
niple ya da kontrol etmesi sorunundan kitabn 5. Blm'nde sz
edeceim. Ama imdi, peenin nasl bozundurucu bir e haline d
ntn aklamak istiyorum. Bunun iin Luce Irigaray'm "taklit"
kavramn ele alacam.
Fallus-merkezcilik eletirisinde Irigaray, sistemin tersine evril
mesinin bozundurucu bir politika olamayacanda srar eder, nk
byle bir tersine evrilme sarsmak istedii sistemle ayn ekonomiye
kilitlenmitir^Fallus-merkezci temsillerin temelini yerinden oynata
cak, zeminini sarsacak ey kadmsla atfedilen zelliklerin kastl
ama arptlm taklitleridir^/
B alang aam asnda belki sadece tek b ir "yol", kadna tarihsel olarak
verilm i bir yol vardr: taklit (mimicry ) yntem i. K adm , diilik roln kast
l olarak stlenm elidir. Bu da zaten bir itaat biim ini bir iddiaya evirm ek ve
bylece onu krm aya balam ak anlam na gelir... Bu nedenle bir kadn iin
taklitle oynam ak, sylem tarafndan istism ar edildii yeri, kendisini aala
m asna izin verm eden tekrar ele geirm eye alm aktr. Bu, onun "alglam-
labilir" bir "ey" olduu yolundaki "fikirlere", zellikle de kendisi hakknda
erkek m antnn yrtt fikirlere kendini brakm as, am a bunu yaparken,
grnm ez olarak kalm as gerekeni enlikli, oyuncu bir tekrarlam ayla "gr
nr" hale getiriverm esidir: dilde m m kn dii bir harektn saklanm as... Ta
bii bu ayn zam anda, kadnlar bu kadar iyi taklitiler olduklarna gre, de
m ek ki onlarn basite bu ilevle siniri anm adklar gereini de "ortaya
karm ak" anlam na gelir. Ayn zamanda hep baka bir yerde kalrlar ...106

Irigaraym formlasyonunu izlersek, saklanma ve gizlenmeye at


fedilen tm zellikleri kendilerine mal ederek ve oyunsu bir biimde

106. Luce Irigaray, T his S e x W hich is N o t O ne, ev. Catherine Porter, Ithaca:
Comell University Press, 1985, s. 76.
90 SMRGEC FANTAZLER

tekrarlayarak, Cezayirli kadnlarn, Fransz smrgeci iktidar yerin


den oynatacak baka bir yerde kalmay, hatta "baka bir yer", bir "d
ars1yaratabilmeyi baardklarm syleyebiliriz. Peki ama bozun-
duran veya sadk kalan tekrarlamalar birbirinden nasl ayrt edece
iz? Irigaray'a gre, parodilemi tekrar sadk kalan tekrardan farkl
dr, nk parodilemi tekrar kadnslk kodlarnn ayn anda hem
tannmas hem de reddinden oluur. Hkim normlarn kendi iinde
basit bir tekrar ise onlarm yerinden oynatlmas iin yeterli olmaya
caktr, nk burada bir risk sz konusudur. Buradaki tuzak, mca
dele edilen eski tanmlara tekrar rcu edilmesidir. Dolaysyla taklit
otomatik olarak bozundurucu bir sonu ortaya karmaz: Byle bir
sonu ancak, Braidotti'nin belirttii gibi, "eletirel bir bilinle beslen
diinde"107 oluturulabilir. Baka bir deyile bozundurma, doalla
m cinsiyet kategorileri zerine eletirel bir dnce gelitirmekle
mmkn olabilir. Fallus-merkezci sylemin zelliklerinin yeniden-
eklemlenmesi, yeniden-iletilmesi ve yeniden-anlamlandrlmas ka
dnn eyleyiciliinin yerleebilecei elikili bir ara mntkann al
masna imkn tanyabilir. Yukarda tarttm rnek balamnda ise,
Cezayir'de topran ve kltrn smrgeletirilmesi stratejik olarak
kadnlarn bedenine balantlandrlmt - tarihsel ve fantazmatik
olann eklemlenmesi dediim ey bu. Bu yerli kadnlar iin olduka
zgn bir durum ortaya kard ve tarihsel olarak zgl bir eletirel
bilin oluturdu. Zaten-her-zaman kltrn i ekirdei olarak ek
lemlenen, kltrn bizatihi yerliliinin ve blgeselliinin kendisi
olarak eklemlenen Cezayirli kadnlar, dmanca olan yabanc bir ik
tidara kar farklarn cisimletirdiler. Pee, modem zamanmzn
tikel tarihsel konjonktrnde geleneksellikten kp bozundurucu bir
zellik kazand. Bu, hi phesiz ki bir sr dier smrgecilik kar
t ve ulusal direni mcadelelerinde de tekrarlanan tarihsel olarak
zgl bir dnemdir, ya da diyebiliriz ki modem zamanmzn zgl
bir konjonktrnde, garip ve biricik bir tarihsel an veya srete, ge
lenein, gelimenin ileriye att admlarda basite kaybolmayp, ge
leneksel olmaktan karak aktif, direngen ve dntrc bir zneli-
in, bir glenmenin ve eyleyiciliin gstergesi haline geliidir. El
bette ki bu, zellikle milliyeti sekinlerin ataerkil erevesi gz

107. Rosi Braidotti, Nomadic Subjects: Embodiment and Sexual Dijference in


Contemporary Feminist Theory, New York: Columbia University Press, 1994, s. 7.
PEEL FANTAZLER '1 |

nne alndnda, hi de sorunsuz bir an deildir. Ama kadnlarn n


dirgenemez gcnn ve farklarnn basite milliyeti liderlik iinde
hapsolduunu dnmek, kadnlarn eyleyicilik gcn tarihin iler
lemesi gibi byk bir illzyonun iinde yeniden yazmak anlamna
gelir. Bu soruya 5. Blm'de tekrar dneceim.
Bylece Cezayirli kadnlar, oryantalist temsilleri bir olumlamaya
dntrm ve Mary Ann Doane'nin ifadesiyle sylersek, peenin
oryantalizmdeki 'allm halinden farkl bir versiyonunu "gelitir
mi oldular. Smrgeci gzlerin, Cezayirli kadnlarn rahatsz edici
taklitlerinde grdkleri ey, kendi temsillerinin yerinden oynamasy
d. Dolaysyla, daha nce saklanma, maske, maskaralk olarak tan
dk ve bildik olan ey imdi artk tandk olmayan, rahatsz edici ve
tekinsiz bir ey haline geliyordu. Peenin bu kastl maniplatif kul
lanmnda sz konusu olan ey, oryantalist sylemi tersine eviren
bir strateji deildir; nk byle bir strateji, smrgeciliin hep p
he nesnesi olagelmi peenin arkasnda hibir ey saklanmadnn
gsterilmesinden ibaret kalacakt. Taklit ise peenin arkasnda pee
den jbata..lnr sev olmadnn gsterilmesi anlamna geldi. Peeyi,
kendilerine yeniden mal eden Cezayirli kadnlar, onu bir maske ola
rak kurmu olan oryantalist sylemin bir parodisini yapm oldular.
Peenin bu stratejik kullanm oryantalist temsildeki cinsel ve klt
rel fark temsilini iftledi ve bu iftleme olumlu, kendini olumlayan
politik bir g olarak peeye yeni bir temsil biimi getirdi. Oryanta
lizmin peenin doallna ilikin ddiasn sorgulayan bu taklitsel
tekrar, kendi zneliklerini oluturabilecekleri bir alan yaratma imk
nn verdi kadnlarn eline. Smrgecilikten kurtulu srecinde pee
nin kazand bu bozundurucu zellik, bizzat onu kuran koullann
imkn verdii bir eydi. O halde, Cezayirli kadnlarn mcadelesi ile
yapskm arasnda bir benzemeden sz edebiliriz. Derrida'nm ifa
desiyle syleyecek olursak, yapskm, "eski yapdan tm stratejik
ve ekonomik kaynaklan temin ederek, onlar yapsal olarak dn
alarak, kanlmaz olarak ieriden alr."108
Naomi Schor, Irigaray'da taklit kavramnn anlam(lar)n yorum
larken, taklitte, farkn olumluluk olarak anlamlandn; tak]itin, ka
dna atfedilen zeliklerin yeniden sahiplenrnesme iaret ettiini be

108. Jacques Derrida, Of Grammatology, ev. Gayatri Chacravorty Spivak,


Baltimore: Johns Hopkins University Press, 1976, s. 24.
92 SMRGEC FANTAZLER

lirtir. Bu mutlu, neeli yeniden sahiplenmeyle ortaya konulan fark,


basite fallus-merkezci sylemin tersine evrilmesinden ibaret deil
dir. Byle bir fark, maskaralk ve taklidin tesine gemekle kalmaz,
"kadnln ortaya kn gsterir ve kadnlk sadece... ierisinde
gml olduu kadnln... iinden veya derinliklerinden kabilir.
Taklidin ierisindeki fark, farkm iindeki farktr."109 Schoru izleye
rek ben de Cezayirli kadnlarn taklitlerinde ortaya kan fark, farkn
iindeki fark olarak dnmeyi neriyorum - farkn oryantalist/er-
kek kurgularnn kadnca tekrarndan ortaya kan bir fark. Baka bir
deyile, bu tekrarda aa kan ey, grnr farkn arkasnda "mut
lak tekinin srarl varldr". Cezayirli kadnlarn muhalif taklidin
de temsil edilen fark, smrgeci zne'nin iddetle reddetmeye al
t, bu bir trl iyiletirilemeyen veya evcilletirilemeyen farktr. Iri-
garaydan u almt durumu daha iyi anlamamza yardmc olabilir.
Tm o grnlerinin, tm o dn sslerinin altnda dii teki varl
n srdrr. K endine verilen tm o yaam ve lm biim lerinin ardnda ka
dn hl yaam aktadr. Ve uzakta - v e "k endinde"- kald lde, tm de
erlerin dengesini tehdit eder. O 'nunla her zam an, hakikatin, grntlerin,
iradenin, iktidarn, sonsuz tekrarn... gverm esi olasl vardr. Bunlarn
hepsini az ya da ok yeterince taklit eden dii teki, bunlardan hibirine ta
m am en balanm az... H akikat ve grnm ler, ve gereklik, iktidar... T ken
m ez taklit yetenei sayesinde, tm dnya sahnesinin yaayan tem elidir o.
D eiik tarihsel dnem lere gre farkl peeler takar.110

Oryantalist sylemde cinsel ve kltrel farkn eklemleniini in


celerken, erkeksi ve smrgeci konumlarm Doulu teki ile ilikide,
nasl kanlmaz olarak i ie getiine iaret ettim. Batl bir okuyu
cu, zellikle de feminist okuyucu, benim bu nerilerimden rahatsz
lk duyabilir ve Dou'yu, peeyi ve kadn temsil edenin kimliinin
kadn olmas durumunda bu temsillerin farkllk gsterip gsterme
diini merak edebilir. imdi Batl kadnlarn oryantalist muhayyile
nin kurulmasnda oynadklar rol, ve erkek ve kadn oryantalistlerin
metinleri arasnda kurulan ilikinin mahiyetini tartmak istiyorum.

109. Luce Irigaray, M a rin e L over, ev. Gillian Gill, New York: Columbia Uni-
versity Press, 1991, s. 118.
110. A .g .e., s. 118.
3
Oryantalist Eksiin Tamamlan:
Haremdeki Avrupal Leydiler

Oryantalizmin Alntsa! Yaps

Yaymlandndan bu yana Said'in Orientalism kitab kimi zaman bu


almaya hak ettii deeri veren kimi zaman da olduka haksz e
itli eletirilere maruz kald. Enteresan bir biimde, bu eletirilerde
oryantalizmin cinsiyeti kategorilerle olan balantsna ilikin deer
lendirmeler yer almad. Son yllarda, oryantalizm ile Batl kadnla
rn sylemlerinin ilikisini inceleyerek bu boluu doldurmaya yne
lik birok almann yaymlandna tank oluyoruz.1Dahas, oryan
talist sylemin kategorilerinin eril zelliklerinin altn izen alma
lar da geliip eitlenmekte.12 Said'in kendisinin de Cuture and Impe-

1. Bkz. Sara Mills, D isco u rses o f D ifference: A n A n a ly sis o f W om en's Travel


W riting a n d C o lo n ia lism , New York ve Londra: Routledge, 1991; Reina Lewis,
G en d erin g O rientalism : R a ce, F em in in ity a n d R ep resen ta tio n , Londra ve New
York: Routledge, 1996; Lisa Lowe, C ritical Terrains: F ren ch a n d B ritish O rienta-
lism s, Ithaca: Comell University Press, 1991. Bu blmde tartmam Lisa Lowe'un
almas zerine odaklayacam. Bu almadaki ortak nokta hepsinin kadnla
rn metinlerinin oryantalist sylem iinde eitlilik gsterdiini ne srmeleri ve
oryantalizmin btnselletirici ve homojenize edici olduunu iddia ettikleri tavrn
eletirmeleri.
2. Bkz. Rana Kabbani, E urope's M yth s o fO r ie n t, Bloomington: Indiana Uni
versity Press, 1986. Ancak Rana Kabbani'nin almasn yukarda szn ettiim
almalardan ayr tutmak gerekli; nk o incelemesini kadnlarn seyahat yazn
ile snrl tutmayp, eril sylemin nasl oryantalizmin hizmetinde kullanldn in
celiyor. ngiliz ve Fransz oryantalist sanat ve edebiyat inceleyen Kabbani, smr
geciliin nasl erotikletirildiini ve Dou'nun kadmslatnldn gsteriyor. Ma-
lek Alloula'nn The C o lo n ia l H a rem (Minneapolis: University of Minnesota Press,
1986) adl almasnn da benzer bir vurgusu var. Sarah Graham Brovvn'n Im a g es
o fW o m e n : T h e P o rtra ya l o fW o m e n in P ho to g ra p h y o f the M id d le E ast, 186 0 -1 9 5 0 ,
New York: Columbia University Press, 1988) adl almas ise kadnlarn oryanta
list fotoraflarnn Batl erkeklerin cinsel fantazilerinin bir davurumu olduunu
94 SMRGEC FANTAZLER

rialisrride belirttii gibi, Orta Dou zerine almalara erillik hkim


olmutur. Said de feminist almalarn, "totalize eden oryantalist
sylemin ve Orta Dou milliyetiliinin (byk bir ounluunun)
ardmda yatan eitlilik ve karmakl" ortaya kararak oryantaliz
min ve milliyetiliin hegemonik tavmn altm oymakta oynadkla
r rol asndan tadklar nemi kabul etmektedir.3
Saidin bu feminist almalara atfettii neme katlmamak mm
kn deil. Ancak ilgintir ki Said'in kendi almasnda, bu alma
lardaki feminist tezlerle detayl bir diyaloa girdiine tank olmuyo
ruz. Srf feminizmi onaylamak adna, bu almalarn kaytsz artsz
bir biimde Orientalism'in problemlerini "dzeltici" bir zellie sa
hip olduklarn ileri srebilir miyiz? Feminizmi bylesine kolayc bir
biimde kucaklamann feminist politikalar asndan sonular neler
dir? Bu almalarn nemini kabul etmemiz, srf Orientalism'in to
talize edici tutumunu sorunlatrarak onun gerisindeki (kadns) e
itlilii ortaya koyuyorlar diye, bir yandan da son derece problemli
nermelerine kr kalmamz anlamna gelmemeli. Orientalism btn
problemlerine karn byle bir "dzeltici" ilem iin bavurulacak
nemli bir alma niteliini koruyor. Orientalism'in yeni bir okuma
s bize bu almadan feminist bir analiz iin ipular salayabilir.
Byle bir ama iin Said'in almasnda hangi noktalarn yararl
olabileceinin tartmasna gemeden nce, Sara Mills'in Discourses
of Dijference ve Reina Lewis'in Gendering Orientalism adl alma
larna ilikin temel baz eletirilerimi ksaca zetlemek istiyorum. Li-
sa Loweun Critical Terrains adl almasna ilikin eletirilerimi ise
ilerleyen sayfalarda daha detayl bir biimde yapacam.
Hem Mills hem de Lewis, Saidin monolitik olduunu iddia ettik
leri oryantalizm okumasn onarmak zere oryantalist sylem iinde
oul ve eitli pozisyonlar olduunun altn izerler. Lewis'e gre
Said, btnl olan smrgeci bir zne tarafndan dile getirildii
varsaylan homojen bir sylem sunmaktadr. Bu nedenle Orientalism
smrgecilie isel olan elikileri anlamakta yetersiz kald gibi
Dou'nun direncine ve oryantalizmin kendi iindeki blnmelere

ve tekini belli bir biimde tanmlamalar sayesinde smrgecilii nasl meru kl


dklarm gsteriyor.
3. Edward Said, Culture and Imperialism, New York: Alfred Knoff, 1993, s.
xv (Trkesi: Kltr ve Emperyalizm, stanbul: Hil, 1998).
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 95

kar da kr kalmaktadr. Mills de, oryantalizmin iinde hkim sy


lemi hem olumlayan hem de eletiren eitli eler bulunduu iin
smrgeciliin btnsel bir olgu gibi ele alnamayacan ne srer.
Bu nedenle, sylemsel erevelerin farkllklar tannmaldr nk
oryantalist sylem iindeki eitliliklere dikkatimizi evirdiimizde
bunlarn hkim sylemin kurallaryla farkl biimlerde mzakere et
tiklerini gryoruz. Toplumsal cinsiyet bu trden bir fark yaratan
elerden biridir. Kadnlarn syleminin byle bir farkn tespit edile
bilecei bir alan olarak gsterilmesinin nedeni onun smrgeci ve fe
minist sylemle kurduu zgn ilikidir. Bu yazarlara gre kadnla
rn Dou zerine yazdklar metinler elikilerle rlmtr ve bun
lar bazen dpedz oryantalist, kimi zaman da hkim sylemin altn
oyar niteliktedir. Mills'e gre kadnlarn syleminin bu elikili yap
s dier oryantalist metinlerin bir eletirisi olarak ilev grr. Kadn
larn metinlerinin bir dier zellii ise onlann feminist sylem tara
fndan ekillendirilmi olmasdr, nk on dokuzuncu yzylda fe
minist tartmalar birok sylemi etkilemitir. Mills kadnlarn syle
minin emperyalist bir ideoloji tarafndan iaretlendiini inkr etme
mekle birlikte yine de kadnlarn syleminin daha heterojen olduu
nu ve bu heterojenliin ve elikili elerin smrgeci tavr eletirel
nitelikte olduunu iddia eder. Ayn ekilde Levvis'e gre de, kadnlar
Dou'nun emperyalist imajlarn retmekle birlikte, hkim emperyal
konumlara olan farkl ve kadns ilikilerinden tr Doulu tekinin
ve farkn daha az pejoratif imajlarn kurmulardr. Bu nedenle ka
dnlarn sylemi btnsel eril ve smrgeci znenin eletirisinin
olumasna katkda bulunmutur.
Said'in Orientalisrriini yeniden okumak ona yneltilen monolitik-
lik, btnsellik ve homojenlik konusundaki eletirilere baka bir ba
k as gelitirmemize yardmc olabilir mi? Yukarda ksaca bah
settiim eletirilerin, Saidin almasnda tespit ettikleri oryantaliz
min szde btnsel zellii elimizin tersiyle itiverdiimiz bir ey ol
maktan ziyade oryantalizmin karmak yapsn anlamak iin yeni
den ele almamz gereken bir noktadr. Said'in bu almada yapt
nemli bir nermeyi bu amala deerlendirebiliriz.
Said'e gre, Dou kltrleri zerine yazp izen Batl seyyahla
ra, sosyologlara, dilbilimcilere, antropologlara konuma konumu ve
kapasitesi salayan ey oryantalizmin rtk ierii'dir. Said, oryanta
list hegemonyaya devamllm veren eyin onun "anonimlii, sabit
96 SMRGEC FANTAZLER

lii ve dayankll"4 olduunu syler. Saidin oryantalist sylemin


birliine ilikin yapt bu vurgu, deiik yazarlarn Dou betimle
melerindeki biimsel farkllklar yadsd veya gz ard ettii anla
mna gelmez. Said'in incelemesinin gsterdii gibi, oryantalizmin
grnen ierii (manifest content) tam da bu tr farkllklar sayesin
de kurulur. Ancak Said'in ilgilendii, bu uslup farkllklarna ramen
deiik yazarlarn metinlerindeki Dou temsillerinin tutarlln ve
birliini salayann ne olduudur.5 Grnen ierik, Bat'mn "Dou
zerindeki iktidar istenci konusunda gsterdii srarc tutarlln"6
bir rndr. Dou'yu betimleyen deiik metinlerde farkllklar,
sapmalar, eitlemeler ve paradokslar bulabiliriz. Dahas, ngiliz ve
Fransz oryantalizmini birbirinden farkl klan zellikleri, on sekizin
ci, on dokuzuncu ve yirminci yzyl oryantalizmleri arasndaki fark
llamay, kadn ve erkek oryantalistlerin metinlerinde Dou'nun
temsil ediliindeki stil farkllklarn bulup karabiliriz. Ancak akl
da tutulmas gereken ey, bizi, bu temsilleri, farkllklarna, eitlilik
lerine ve birbirleriyle elimelerine ramen oryantalist olarak adlan
drmaya iten eyin ne olduudun O halde sorulmas gereken soru,
Said'in sorduu gibi, oryantalizmi "devrimlere, dnya savalarna ve
imparatorluklarn paralanmlklarna karn ayakta tutann ne ol
duudur.7 /
, Said'e gre bu rtk ieriin srekliliini salayan mekanizma
/ "oryantalizmin alntlayc doasdr". Oryantalizmin sistematik bir
simgesel evren olarak kurulmasn mmkn klan ey, basite dei
ik temsillerin Dou denilen ortak corafi bir glgeye yaptklar gn
dermelerin bir btnlk oluturmas deildir/Dou kltrne ilikin
betimlemeler eitlilik arz etse de, aslnda bunlar "daha nceki be
timlemelerin ya dorudan tekrar ya da yeniden ilenmesinden"8 ba
ka bir ey deildir/ Bu anlamda her metin bir dieri iin bavurula
cak bir kaynak ilevi grmektedir. Deiik metinler, birbirlerine gn
dermede bulunmalar ve daha nce yazlm metinleri alntlamalar
sayesinde, Dou'nun sistematik bilgisinin olumasna katkda bulu
nurlar. Said'e gre, bu sistematik birlik ve btnlk,

4. Edward Said, Orientalism, Harmondsworth, Penguin Books, 1978, s. 206.


5. A.g.e., s. 206. 6. A.g.e., s. 222. 7. A.g.e., s. 222.
8.Timothy Mitchell, Colonising Egypt, Cambridge: Cambridge University
Press, 1988, s. 31.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 97

...bir yer olm aktan ziyade, kkeni bir alntda, bir m etin parasnda, D o - n/
u zerine yazm birinin eserinden yaplan bir aktarm ada, daha nceki h a
yallerin bir parasnda ya da tm bunlarn karm nda bulunan bir topos, bir
gnderm eler km esi veya durum sal tanm, D ou zerine yazlan m etinlerin
oluturduu bir kurgudur. Yine de btn bunlar baka trden sistematik i
lere tmyle ikincildir.9 (vurgu benim ).

Oryantalizmin sistematik yapsnn, metinlerin birbirlerini alnt


lamalar yoluyla kurulduunu iddia etmek, elbette, her metnin bir di
erinin basit bir tekrar olduunu ileri srmek anlamna gelmez. Or
yantalist sylemin birlii ve btnl, onu oluturan farkl Dou
temsillerinin basite birbirine eklenmesi veya birikimi ile olumaz.
Said'in de belirttii gibi,
...bilginin byyp genilem esi seici bir biriktirm e, yerinden etm e,
lip atm a, yeniden dzenlem e ve aratrm a 'm uvafakati' denilen eyde srar
srecidir. O ryantalizm gibi bir bilginin m eruluu, nceki otoritenin onu ye
niden kuran bir biim de alntlanm asyla salanr.10/ ' '

Bu blmde Saidi izleyerek ve hatta belki de belli nermelerini


ondan daha da ileri gtrerek, deiik yazarlarn metinlerindeki (ya
da bazen ayn metin iindeki) elikilerin ve kopmalarn oryantalist
sylemin btnln ve hegemonyasn yerinden oynattn var
saymann yanltc olacam iddia edeceim. Bir metnin, dier bir
metni, Dou'nun 'gereine' sadakati asndan sorgulamasnn or
yantalizmin simgesel evrenine bir mdahale oluturduunu ileri sr
mek olduka problemlidir. Dier bir deyile, oryantalist toposun ku
ruluunu yalnzca nceki dnce ve imajlarn basite tekrarlanma
snda deil, birbirlerinden farkl, birbirleri ile eliebilen ve birbirle
rini eletiren, hatta yaygn Dou temsillerine muhalif dncelerin
dile getiriliinde de aramalyz. Oryantalist metinlerde rastladmz
bu yzeysel eliki ve eitlilik onup grnen ieriim joluturur. Or
yantalist hegemonya, deiik tarihsel dnemlerde farkl sylemlere
eklemlenebilmi olmas sayesinde bugne kadar ayakta kalmay ba
arabilmitir. Ancak, oryantalist sylemin birlii olduunu ne sr
mek, onun monolitik bir btnsellie sahip olduu iddiasn zorunlu
olarak beraberinde getirmez. Oryantalizmin miras bugn hl bi-
zimleyse ve imparatorluklarn kne karn hl ayakta kalmaya
devam edebilmise, bu onun, kendisini deiik tarihsel ve kltrel

9. Edward Said, O rien ta lism , s. 177. 10. A .g .e., s. 176.


98 SMRGEC FANTAZLER

koullarda farkl, biimlerde ifade edebilmi ve eklemleyebilmi ol-


masmdandr/Bilind bir hafza olarak oryantalizm, tekrarlamalar,
bozundurmalar, yerinden ediler, mdahale ve ittifaklarla yeniden or
taya km, farkl sylemlerle kesiebilmitir. Her tekrar, her mda
hale veya bozundurma, aslnda oryantalizmi oaltp karmaklatr
d kadar, onun sylemsel birliini ve btnln de sabitletir-
m itirj
Bu blmdeki amacm, Batl kadnlarn metinlerindeki Dou be
timlemelerinin oryantalist sylemin birliinin ve btnselliinin ku
rulmasna veya bozulmasna ne lde katkda bulunduunu incele-
mek^Kadnlann betimlemelerini inceleme nesnesi olarak sememin
nedeni, bu metinlerde "kadns" bir zgnln olduunu, ya da on
larn sylemlerini cinsiyetlerinin bir yansmas olarak dndm
den deil. Bu metinleri ayr bir grup olarak ele almaktaki amacm,
ncelikle, oryantalist sylem ile belli bir tr "feminist" sylem ara
sndaki unutulmu ittifaka dikkati ekmek. Spivak'm da belirttii gi
bi, feminizm, kendine iinde bir konum kurmaya urat kurumla
ittifak halinde olduunu grmek zorundadr. Bu nedenle, farkl femi
nist kuram ve pratikler, tm dier sylemsel pratikler gibi, iinde ko
numlandklar alan tarafndan kurulduklarn ve. iaretlendiklerini
dikkate almak zorundadrlar.11 kinci amacm, Batl kadnlarn Dou
betimlemelerinin, erkeklerin metinleriyle nasl bir iliki iinde ko
numlandn ortaya koymak. nc olarak, kadnlarn metinlerini
ekillendiren zellikleri ve bu metinlerin erkeklerin metinlerinden
nasl farkllatm (eer farkllayorsa) anlamak. Bu zellikleri an
lamak, Batl kadnlarn Dou betimlemelerinin zgn zelliklerini
ve bunlarn oryantalist sylemin halihazrda var olan metafor ve me
cazlarndan nasl etkilenmi olduunu grmek asndan yararl ola
bilir. Eer Timothy Mitchell'in iddia ettii gibi Dou bir yer deil de
her biri Dounun "hakikatini" sunduunu iddia ettii halde, dier
temsillere gndermede bulunmaktan baka bir ey yapmayan bir
temsiller dizisi ise,112 kadnlarn ve erkeklerin birbirlerinin metinle
rinden yaptklar alntlamann ald zgn biimi ortaya koymak
nemli. Bunu yapabilmek iin Batl kadn yazarlarn, kendi Dou

11. Gayatri Chakravorty Spivak, "Imperialism and Sexual Difference", Oxford


Literary Review, 8/1-2 (1986), s. 225.
12. Timothy Mitchell, Colonising Egypt, s. 31.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 99

betimlemelerini yetkin klmakta ne tr sylemsel stratejiler kullan


dklarn ve bunlarn erkeklerin kulland stratejilerden farkl olup
olmadm gstermemiz gerekir/Eer oryantalist sylem, yalnzca
var olan mecazlarn ve dncelerin basit bir tekrarndan ibaret de
ilse, Batl kadnlarn sylemlerinin erkeklerinkinden ne ekilde
farkllatn ve onlarla hangi noktalarda kesitiini anlamak, oryan
talizmin birliinin, eitlilie ve/veya elikililie ramen nasl ku
rulabildiini anlamamz asndan olduka nemlidir. >

Ek olarak Batl Kadn

2. Blmde, kadn ya da erkek Batl zne'nin, Doulu teki'ne duy


duu arzuyu, Doulu kadnn meknna, bedenine ve hakikatine
ulama arzusu olarak ifade ettiini ne srmtm. Dou ve Doulu
kadn arasnda kurulan metonomikiliki, bize, Doulu kadna duyu
lan bu tutkunun nedenini aklan/Duygusalln vcut bulduu yer
olarak grlen Dou, hep kadnsla ilikin terimlerle temsil edilmi
ve buna paralel olarak, oryantalist sylemde rksallatrma ve kadn-
slatrma sreleri birbirleriyle i ie gemitir/fvlary Harperin be
lirttii gibi, bu seyyahlarn pek ou iin Dou, Doulu kadnla z
detir.13 Bu nedenle Dou'nun anlalabilmesinin koulu, Dounun
kadnlarnn anlalabilmesi olarak grlmtr. Dounun "kadns-
la" ilikin terimlerle ve metaforlarla temsil edilmesini salayan, ka
dn ve Dou arasnda kurulan bu metonimik iliki olmutur. Dier bir
deyile, Dounun doululatrlmas sreci onun kadmslatrlma-
syla i ie gemi bir sretir. Kltrel ve cinsel farkn temsili ara
sndaki bu i ielik, oryantalist sylemin kadnslk zerine var olan
fallus-merkezci sylemle rtmesi sayesinde mmkn olabilmitir.
Dou zerine yazlm metinlerin ounda yalnzca kadm, harem ve
peeye ayrlm blmlere rastlamayz; bu metinlerde Doulu yaa
mn deiik ynleri kadnsla ilikin metaforlar araclyla anla
lr klmmtuy/mein, "gizemlilik" ve "peenin arkasnda sr sakla
ma" gibi metaforlar, hem Dou'yu hem de kadn betimlemekte yay
gn olarak kullanlmtr. Dounun ve kadnn peesinin arkasnda

13. Mary Harper, "Recovering the Other: Women and the Orient in Writings of
Early Nineteenth-Century France, Critical Matrix, 1/3 (1985), s. 2.
100 SMRGEC FANTAZLER

gizledii dnlen tehdit ve dehet bizzat oryantalist sylemin va-


rettii, oluturduu bir kurgudur?1
"Gizemli" Dou'nun iine girme ve bylece onun "hakikatini",
"asli" kimliini ortaya karma (bu genellikle peeyi ama ve hare
min yasakl meknna girme arzusu olarak ifade eder kendini) oryan
talist sylemi oluturan temel mecazlardan biridir. "Sakl" ve "gi
zemli" olduu dnlen Doulu yaama, hareme ve peeli kadnn
srrn zmeye ynelik tutku, Doulu kadnn abartl bir biimde
temsil edilmesine neden olmutur. Bu abartl temsile karn, oryan
talistin arzusu tatmin edilemeden kalmtr: Batl zne, Dou'nun ve
Doulu kadnn gizemini her kefetme giriiminde onun "otantik" ve
"hakiki" bilgisinden bir o kadar uzakta olduunun ayrdma varmtr.
Yasakl mekna girmek iin Batl zneyi harekete geiren g, "ger
ek" Douya duyulan nostaljidir. Jean Jacques Ampere'in u szleri
bize bu nostaljiyi gsterir: "Doulu yaam bugn tm ihtiamyla
yalnzca, seyyahlarn giremeyecei ev iinde bulunabilir."14
Ampere burada oryantalist sylemin en yaygm mecazlarn tek
rarlamakta, yani Dounun "gerek" zelliklerinin kadnn meknn
da bulunabileceini varsaymaktadr. Batl zne, Dou'nun en "deb
debeli" ve "ho" ynlerini bu kapal, ev ii meknda arar. Douyu
tam olarak kavramak, onun "hakikatini" ortaya karmak iin bu ala
n grmesi gerektiine inanmtr. Burada emperyalist arzunun, bil
ginin nihai garantr olarak, grmeye ve gzleme verdii neme ta
nk oluruz. Dahas, Ampere'in Dou'nun "z"n bulduu yerin ka
dnn mekn olmas hi de rastlant deildir. Dou, kadnyla zde
tir; onun zn temsil eder. Ampere bunu aka ifade eder: "Bugn
Dou benim iin yzn yalnzca arada bir gsteren maskeli bir ka
dn gibidir."15 Doulu kadnn bilgisine ulamadka, Dou'nun do
ru ve tam bilgisini edinmesinin mmkn olmadn dnr Ampe
re. Ne var ki tekini saklayan peeyi kaldrmaya ne kadar abalarsa
abalasn, abasnn boa olduunu da gizliden gizliye bilmektedir.
Dahas, Doulu kadmn bulunduu bu i mekn, yalnzca erkein,
gzetlemesini nler biimde "mhrlenmi" deildir, ayn zamanda
yerli de bu i mekn hakknda bilgi vermek konusunda isteksizdir.

14. Jean Jacques Ampere, Alntlayan: Mary Harper, "Recovering the Other",
s. 11.
15. A.g.e., s. 12de Jan Jacques Ampereden alnt.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 101

Theophile Gautier, tekinin bu "gizli" ve "gizemli" mekn hakknda


bilgi edinmek iin verdii sava yle dile getirir: "Bir Trke ha
remdeki detler ve alkanlklar, ya da kadnlarn kiilii ve tavrlar
hakknda soru sormann uygunsuz olacan anlamak... kolaydr... Bu
bakmdan uygarlklar bir basamak bile ilerlememitir."1617
f Ancak Batl eril gz bu "rtl" ve "gizemli" Dou'nun bilgisini
edinmeye kararl olduundan, mmkn olan her trl arac bu yolda
kullanr. te Batl kadnn betimlemeleri tam bu noktada, oryantalist
ve eril arzunun kalbinde ^yatan bu eksii ortadan kaldrmann arac
olarak devreye sokulur/Douya zgrce seyahat etme ve burada
gnlnce hareket edebilme zgrlne karn, Batl zne (ki bu er
kektir), Doulu kadnm meknnn kendisine kapal olmasndan ha
yal krklna urar; harem yaamnn ayrntlar, gizemleri ve teki
cinsin bu kapal perde ardnda yaad ehvetli cinsellik zerine spe
klasyonda bulunmaktan baka seenei yoktur/Batl seyyahlarn,
Dou'nun "hakikatini" kefetmelerine engel oluturan pee, bu "gi
zemli" meknda alr. Bu kapallk karsnda. Batl erkein bel
balayabilecei en gvenilir kaynak Batl kadnn, haremin yasak
meknna ve buradaki kadnlarn gnlk -yaamlarnn ayrntlarna
ilikin betimlemeleri olacaktr. Bu bilgisine ulalamaz mekn'n "gi
zemleri" ve Dounun, bu "i" meknda sakl bulunduu dnlen
"z" ancak Batl kadnlarn yardmlaryla (nk bu yasak mekna
girmesine izin verilen tek yabanc onlardr) ortaya karlabilecektir.
Baka bir deyile, Batl znenin eksiini giderebilen yalnzca Bat
l kadnlardr. tekinin i dnyasn ,grememe, kadnm meknna
ulaamama, erkee snrlarn, eksiklerini hatrlatr. te bu noktada
bu "eksii giderebilecek" olan kadnlarn anlatlarna ve betimleme
lerine bavurulur. Gautier bunu syle dile getirir: "Gerekten otantik
bilgi edinmek iin uygulanabilecek tek yntem haremlere alman ve
oraya ulaan Avrupal bir hanmefendiden grdklerini size drste
aktarmasn rica etmektir."}.!1
Erkeklerin bu "i" dnyay grememekten kaynaklanan hayal k
rkl ylesine youndur ki, Gautierin "Trkiyeye yalnzca kadn
lar gitmelidir," demesine neden olur, nk erkeklerin grebildikleri,

16. Theophile Gautier, Constantinople, ev. Robert H. Gould, New York:


Henry Holt and Company, 1875, s. 192.
17. A.g.e., s. 192.
102 SMRGEC FANTAZLER

kadnlarn grdkleri "gerek" Trkiye'yle kyaslandnda o kadar


marjinal kalmaktadr ki...
K onstantinapolis'te, m erakm z bizi caddelerde koturup, evlerin iine
sokarken, selam ln nnden elim izde bir fincan kahve ve ubukla geem e
m ek rahatsz eder bizi ve kendi kendim ize unu syleriz: "Trkiye'ye sade
ce kadnlar gitmeli - bir erkek bu kskan lkede ne grebilir ki? B eyaz m i
nareler, fskiyeler, krm z evler, siyah selviler, ok sayda kpek, develer ve
ykl hamallar... veya fotoraflar ve optik grntler." Hepsi bundan ibaret.
O ysa bir kadn iin, odalk kendini aar, harem in hibir gizem i yoktur; b
ykl turist phesiz ekici olan o yzleri bulm aya alr nafile bir abayla
...kadnsa, peelerini aarak btn gzelliklerini ortaya sermi kadnlar ze
rine m lahazalarda bulunabilir.18

tekinin i dnyasn ve kadnn meknn grememesi Ampe-


ree kendi eksiini ve snrlarn gsterir. Bu noktada bu eksii gide
rebilecek Batl kadnlarn betimlemelerine ve gzlemlerine bavu
rur. Bu eksii tamamlayabilecek gvenilir ajanlar olarak Leydi Mary
Montagu ve Sophia Poole'a gnderme yapar.
N eyse ki, hergn saylan artan kadn turistler bu boluu gidermektedi-
ler ve stanbul iin Leydi M ontagu rneinin gsterdii gibi bunu zaten ba-
anyla yapmlardr. Bunu, K ahire iin Modern Msrllar zerine en gve
nilir kitab borlu olduum uz M. L anein kzkardei M istress Poole izlem i,
kardeinin deerli alm asn pek uygun biim de tam amlamtr. O nun M
sr'daki ngiliz Kadn isim li kendi kk ve ho alm asnda, ihtiaml giy
sileri, m cevher beklerini, peri m asalvari yem ekleri, gzel cariyeleri, ksa
cas tm bir harem i buluruz; Dou yaam nn en ho ve parlak ynlerinin ba
rnd ve yine de sakl kald yer harem dir.19 (vurgu benim).

/ Batl kadnlarn betimlemelerine gvenilir kaynaklar olarak ba


vurma konusunu, yukarda szn ettiim oryantalizmin alntlama
ya dayanan yaps balamnda dnmemiz yerinde olacaktr. Batl
erkek ve kadn oryantalistlerin birbirlerinin metinlerinden alntlama
yaparken ortaya kan zgn dinamii, erkek ve kadn konumlarnn
kuruluundan ayni ederek anlamamz mmkn deildir.
Erkek znenin eksiini tamamlamak zere anda bulunulan
Batl kadnlar, kaps "mhrl" dnyada tank olduklarn "drst-

18. Theophile Gautier, Alntlayan: Reina Lewis, Gendering Orientalism, s.


132.
19. Mary Harper, "Recovering the Other", s. l l de Jan Jacques Ampereden
alnt.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 10.)

e" anlatmaktan mutluluk duyarlar. Aslnda, pek ounun da ifade et


tii gibi bu kadnlar, kendilerinin erkek rakipleri iin nemli bir ile
vi yerine getirdiklerini, yani onlarn "eksiklerini" tamamladklarn
dnrler. rnein Edward Lane'in kzkardei Sophia Poole'un ay
r bir kimlii yoktur; "Edvvard Lane'in kzkardei" diye bilinir; sade
ce bakalan deil, Poole da kendi yaptna, erkek kardeinin haliha
zrda yapm olduuna ylnzca bir "ekleme" nitelii atfetmekten
honutsuz deildir; erkek kardeindeki eksii tamamlamaktadr. Bu
nu yle dile getirir:
Kardeimin harem hakknda anlattklarn ve bu lkenin kadnlarnn
det ve davranlar hakknda tm yazdklarn yalnzca en ince detayna ka
dar doru bulmakla kalmyor, beni imdi srdm hayata hazrlamak a
sndan en fazla deeri tadn da dnyorum. Ancak bu konularda yal
nzca dier erkeklerden edindii bilgiler tabii ki yetersizdir/Kadnlann iin
de bulunduu durumu hem kendi kiisel gzlemlerimden hem de deer yar
glarn ve kendilerine nasl davranldn bizzat bu kadnlarn kendi azla
rndan renmem yoluyla, benim kendisinin eksiklerini tamamlamam iste
mitir?10(vurgu benim). /
/
/ Batl kadnlar, saladklar "ek" bilgi ile erkeklerin anlatlarnn
btnselliini ve tutarlln kurarlar. Onlar, erkeklerde eksik olan
"ierinin bilgisini" salarlar. Onlarn ilevi resmi tamamlamak olarak
deerlendirildiinde, Dounun znn hali hazrda anlald ama
ufak tefek eklemelere ihtiya duyulduu dnldnden, kadnla
rn anlatlarnn oryantalist anlatnn zn oluturduu dnlmez.
Batl kadnlarn anlatlarna zorunlu bir ek olarak duyulan bu ihtiya
esas-olan esas-olmayandan, orijinal-olam eklenenden, merkezi ky
da kalandan, ierdekini dardakinden ayrt etmeye yaranKadnlarn
metinlerini "ana" metinlerden ayrt eden bu tavr sayesinde erkek z
ne kendi metnini "orijinal" ve esas olan olarak ayrt eder. Sophia Po
ole'un metninin yapp da Batl erkeklerin metinlerinin yapamad
ey, erkek kardeinin metninin "btnselliini" salamak iin ona
ekleme yapmasdr (erkek kardei hareme ilikin bilgisini dier er
keklerden edinmitir ve bu yzden de na-mkemmeldir).'
Kadn ve erkek seyyahlarn metinleri arasndaki ilikiyi yaplan
dran metinsel ekonomiyi ve birbirlerine yaptklar gndermelerin di-20

20. Sophia Poole, English Women in Egypt, Cilt II, Londra: Charles Knight,
1844, s. 94.
104 SMRGEC FANTAZLER

namiinin zelliklerini aklayabilmek iin Derrida'nn ek/eklenti


(,supplement) kavramndan ksaca sz etmek istiyorum.
Derrida "ek" nosyonunun iki anlamndan sz eder. Birinci anla
mna gre ek bir katk, toplam zenginletiren bir tamamlamadr.21
Bu manta gre, yazma konumaya bir ek, ve bylelikle konuma
nn varln gvence altna alan ey olarak anlalr. Yazy bir ek
olarak gren mantk, ayn zamanda dile, dnceyi en doal biimde
ifade eden bir ara olma ayrcaln atfeder. Buna gre dil, her ey
den nce konumak iin varolan bir sistemdi# Bu durumda yaz, ba
site konumada eksik kalan tamamlamaya hizmet ede# Derrida, bu
tamamlama mantma bir baka rnek olarak mastrbasyona atfedi
len ilevi gsterir. Mastrbasyonun ilevi "doal cinsellii" tamam
lamak olarak grlr. Bat metafiziinin temel ta olan kartlklarn
temelinde yatan da bu tamamlama mantdr; doa ve kltr, kadn
ve erkek, konuma ve yazma, kken ve tarih arasndaki kartlk ite
bu tamamlama ekonomisinin bir rndr. Eklemenin ikinci anlam
ise, tamamlama deil de bir baka eyin yerine gemedir.22
l Derrida'nn eklemenin bu ikinci anlam iin verdii rnek ise gs-
f tergedir. Gsterge, ey'in yerine geendir. Bu ekonomide, ister "ta
mamlama" isterse "yerine geen" olarak grlsn, nemli olan ta
mamlayann eklendii eyin dnda olmas, onun yerine gemesi
iin ondan baka, ona yabanc bir ey olmasdr.?^ Her iki anlamada
da ortak olan, ekleme mantnn orijinal ve kendinden menkul bir
varl ngrmesi, onu teyid etmesidir. Kyda kalmaya mahkm edi
len eklentinin ilevi, varln btnselliini yeniden kurmaktr. An
cak eklentinin gerekli olmas, btnlkte bir "eksik"in olduunu gs
terir. Eklemeye duyulan zorunlu bir ihtiya sz konusudur; nk ek
bir boluu doldurmakta, asl olandaki bir yetersizlii gidermektedir.
Yani bir yandan, eklenti ihtiyari bir fazlalk, zaten kendi bana ta
mam olan bir orijinale eklemeden baka bir ey deildir. Ama te
yandan da, bu "tamam olduu dnlen" varlktaki eksii telafi et
mek zere eklemede bulunulmaktadr. Bu sylemsel ekonominin ga
rip mantna gre, eklentiye mevcudiyet tannmaz, ama ilgin bi
imde eksiini telafi ederek "asl" olan, "orijinal" olan mmkn k

21. Jacques Derrida, Of Grammatology, ev: Gayatri C. Spivak, Baltimore ve


Londra: John Hopkins University Press, 1976, s. 144.
22. A.g.e., s. 145. 23. A.g.e., s. 145.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 105

lan odur.24 Ekleme mant ayn zamanda "ierisi" ve "dars" ara


snda bir ayrm kuran dlama srecidir. Derrida'ya gre:
M etafizik na-m evcut olan, tam am layan basit b ir dsallk, saf bir ekle
m e ya da yokluk olarak belirleyerek dlam a srecini gerektirir. D lam a s
reci tam am lam a m antnn yapsnda vardr. B uradaki paradoks, eklem eyi
saf bir eklem e olarak grerek bir tarafa itmektir. Eklenen, kendini darda b
rakan tamam bir varla eklendiinden, hibir eydir. K onum a sezilen
m evcudiyete, yazm a yaayan ve varl kendinden m enkul konum aya, m as
trbasyon norm al cinsellik deneyim i denen eye, kltr doaya, eytan m a
sum iyete, tarih kkene, vb. eklenir.25

Batl kadnlarn yazdklarn incelediimizde, erkek ve kadn


metinlerinin birbirlerini alntlama biiminin bu ekleme mantyla^
altn grrz. Bu zgn alntlama dinamiinin ayn zamanda
oryantalizmin btnselliini kuran bir dlama sreci olduuna da ta
nk oluruz.
Erkek zne, Batl kadn, Dou'nun girilmez i mekn, harem ve
peenin ardnda "saklanaff^kadnlar hakknda bilgi salamaya davet
ederek, kendi m etnini"asl/ olarak kurmakta, bylelikle de kadnla
rn metinlerini basit bSTek olarak konumlamaktadr. Kadnlarn be
timlemelerinin basit birer ek olarak konumlanmas, bunlarn aslmda
bir "hi" olduunu da ima eder. Dier yandan, erkek zne'nin Do-
u'yu anlamasnn bu tamamlayc bilgiyi edinmeden eksik kalaca
dncesi de sz konusudur. Batl kadmdan gelen her ek bilgi, Do-
u'yu anlayabilmek iin gerekli olan bilginin ayrlmaz bir paras
olarak grlr; ama dier taraftan da bu bilginin "asl" metinlerin k
ysnda kald dnlr. Ancak bu, paradoksal bir biimde, erkek
metinlerinin "asl" olarak konumlanmasn, bu nedenle de onlarn
Douya ilikin betimlemelerinin btnln ve tamamlln ima
eder. Batl kadnn salad bilgiye "ek" bilgi stats atfetmek, han
gi betimlemenin Dou'nun "gerek/asl" bilgisini saladna ilikin
bir yargnn da verilmesi demektir. Ancak eklenen, dsal olmasna
karn, bir noksan gidermekte ya da oryantalist btndeki temel bir
eksii kapatmaktadr. Burada, erkek zne'nin bilgisinin eksiklii,
onun Dou'nun i meknma eriememesinden kaynaklanr. Bu an

24. Jonathan Culler, On Deconstruction: Theory and Criticism After Structura-


lism, Ithaca ve Nevv York: Comell University Press, 1986, s. 105.
25. Jacques Derrida, Of Grammatology, s. 167.
106 SMRGEC FANTAZLER

lamda oryantalist btnlk kendine yeterli olmaktan hayli uzaktr.


Batl kadnn harem ve Doulu kadn hakknda salad bilgi, tam
da Batl znenin eksiini giderdii iin esas metinden daha az bir
eydir; kendi bana, bamsz bir tanm yoktur; ancak erkein yaz
dyla bir tamamlama ilikisi iinde olduu srece bir ey olabil
mektedir. Bu ikili tanm -bir yandan darda kalma ve esas kmeye
bir ek hizmeti grme, dier yandan ise erkek znedeki eksii gideren
bir ekstra ilevi olma- sayesinde Batl kadnlarn saladklar bilgi
ler ayn anda hem kabul grmekte hem de dlanmaktadr. Bu, erkek
znenin kadnlarn aklamalarna bir tamamlayc olarak neden ih
tiya duyduunu ve neden onlara hem ihtiya duyup hem de reddet
tiini aklar bize. Ancak bu ikili konum, Batl kadnlarn yazdkla
rnn oryantalizmin dnda kaldn dndrtmemelidir. Aksine,
ekleme mantnn ortaya kard ey, "deerlerin ilgin bir biim
de tersine evrilerek grnte trev veya ikincil olan terimin, varsa
ymlarn tm yapsn belirleme gibi temel bir rol olduudur."26
Aada, Lady Montagu'nun Turkish Embassy Lettersmm bir
okumasn yapacam. Montagu'nun Mektuplar'27 zerinde youn
lamamn nedeni, bu metnin oryantalist sylemde ayrcalkl bir yer
tutmas veya onun erkek oryantalist metinleri tamamlama ilevi g
ren tek veya en nemli Batl kadn metni olduunu dnmem de
il. Onun sylemi, Batl memur ve iadamlarnn eleri, misyoner
ler, seyyahlar veya antropologlar olarak Dou'ya giden dier Batl
kadmlarnkinden daha fazla oryantalist de deildir., Montagu'nun
Mektuplar'inin, Batl kadnlarn syleminin, erkeklerin sylemiyle
hangi noktalarda benzetiini veya farkllatn, ve tm bir oryan
talist gelenek iinde kadnlarn syleminin nasl bir konum igal et
tiini gsterebilmek iin iyi bir rnek oluturduunu dnyorum/

Lady Mary Montagu: Oryantalist mi Feminist mi?

Montagu'nun Mektuplar inin tipik zelliklerini irdelerken, Lisa Lo-


we'un Critical Terrains: Frerch and British Orientalisms'de ayn

26. Christopher Norris, Derrida, Cambridge, Mass: Harvard University Press,


1987, s. 67.
27. Mary Wortley Montagu, The Complete Letters 1708-1720, Cilt. I, der. Ro-
bert Halsband, Oxford: Clarendon Press, 1965.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 107

metni incelerken ne srd temel baz tezleri de tartacam. Bu


nedenle onun gelitirdii temel tezlerin ksa bir sunumunu yaptktan
sonra, benim Montagu'nun Mektuplar'm okumamn onunkinden
hangi noktalarda ayrldm tartacam. Bunu yaparken Loweun
almasnn detayl ve genel bir okumasn deil sadece Montaguya
ilikin tezlerini ele alacam.
Loweu, Montagunun Mektuplar'm incelemeye iten nedenlerden
biri, oryantalizmi topyekn ve monolitik gren anlaya kar kma
isteidir. Loyve bunu, kitabnn temel sorunlarndan biri olarak sunar.
rnein, Said'in oryantalizmi sabit ve monolitik bir sylem olarak
dnme eiliminde olduunu ileri srerek, oryantalizmin elikili
ve eitlilie dayanan yapsn gstermeye alr.28 Bu nedenle, oku
malarn cinsel, rksal, ulusal ve snfsal fark sylemlerinin kesitii
rnekler zerinde younlatrr. Lowea gre bu farkl sylemlerin
birbirleriyle eklemlenmesi oryantalizmin btnselliini bozunduran,
hatta onu yerinden eden farkl sylemlerin ortaya k olarak d
nlmelidir. "Oryantalizmin sarslmas" olarak adlandrd durumu,
bu tr sylemsel kesime noktalarna yerletirerek, oryantalist syle
min iindeki diren noktalarn bulmay hedefler. Foucaultnun hete-
rotopia* kavramn, oryantalizmin kendi iinde barndrd diren
noktalarn gsterme amacyla kullanr. Ancak Lowe, bu tr diren
noktalarn bulmada olduka aceleci davranr. Bu aceleci sonuca va
rn bir rnei oryantalizmi oullatrmas ise (Said'in tersine, or
yantalizmin kartlklara dayanan bir sylem deil de, eitli ve ok
lu bir yap arz ettiini iddia eder) bir dieri de Montagunun Mektup-
lar'nda feminist bir sylem tespit ederek, bunun oryantalizme mda
hale imkn verdiini ileri srmesidir.29 Montagu'nun Mektuplar'-

* Foucault bu kavram ile tekilik meknlarn, yani krizin, sapknln, klele-


tirilmenin ve smrgeciliin meknlarn kastediyor.
28. Lisa Lowe bu tr genellemelere kar kan tek kii deil. Kendisinin de be
lirttii gibi, bu tr eletiriler James Clifford, "On Orientalism, Predicament ofCul-
tre (Cambridge Massachussetts, Harvard University Press, 1988) ve B. J. Moore-
Gilbert, Kipling and Orientalism (Londra, Croom Helm, 1986) balkl almalar
da bulunabilir. Bu listeye Orientalism'n eitli deerlendirmelerine deinen Lata
Mani ve Ruth Frankenberg'in "The Challenge of Orientalism", Economy and Soci-
ety, 14/2 (1985) balkl makalesini de ekleyebiliriz.
29. Said'in oryantalizmin rtk ve grnen ieriine ilikin tezinin de gster
dii gibi, bunlar birbirine kart gibi dnmek son derece problemlidir. Ancak bu,
oryantalizmin yapsnn karmak olmad anlamna gelmez. Tam da bu iki ieri-
108 SMRGEC FANTAZLER

nm oryantalizmle, Lowe'un ne srdnden daha farkl bir biimde


eklemlendiini iddia edeceim.
Sophia Poole gibi Montagu da, Trk kadnlarnn meknna ve
dolaysyla bilgisine ulama asmdan Batl erkeklere kyasla sahip
olduu ayrcal vurgulamaktadr. Bunun kadn olmasmdan kaynak
landn hatrlatmay da ihmal etmez okurlarma: O erkeklerin sahip
olmad bir eye sahiptir, onlarn eksiklerini tamamlayabilir. Kendi
gzlemlerinin Dou'nun "doru1 bilgisini -bu yalnzca oryantalist
deil, ayn zamanda eril dediimiz sylemi de niteleyen yaygn bir
mecazdr- temsil ettiini iddia ederek betimlemelerinin yetkinliini
gstermeye alr. Erkeklerinkine gre kendi metninin marjinal ve
tamamlayc bir konuma yerletirildiinin farknda olduundan, be
timlemelerine oryantalist sylem iinde bir yer aabilmeye alr ve
bunun iin de erkeklerin "gereklik" iddialarn geersiz klmaya a
lr. Elde ettii bilgilerin ve kendi gzlemlerinin Dou ve Doulu
kadnn gerek bilgisini sunduunu vurgular srekli ve erkeklerin
metinlerini, Dou'nun "hakiki" bilgisinin yetersiz ve arptlm bir
temsilini sunduklarm iddia ederek reddetmeye alr. Yukarda be
lirttiim gibi, basite birikme yoluyla deil, ayn zamanda yerinden
etme, eletiri, bozundurma ve hatta mdahale yoluyla da kurulan or
yantalizmin alntlamaya dayanan yaps ite burada karmza kar.
rnein, 17 Haziran 1717'de Leydi ..... 'e mektubunda Montagu
Fransz tarihi Jean Domont'nun Trkiye betimlemelerinin dorulu
unu sorgulamaktadr.
M ektubunuz batan sona yanllarla dolu. Trkiye hakkm daki dnce
lerinizi ... deerli yazar D um ont'dan aldnz gryorum . Burada hakikat
ten bu denli uzak ve bylesine elendirici garipliklerle dolu D ou A kdeniz
seyahatlerini okum ak benim iin zel b ir zevk. G rm edikleri kesin olan ka
dnlar hakknda aklam ada bulunm aktan asla vazgem iyorlar.30

Ya da Mays 1718'de Kontes..... e yazd mektubunda Bay Hill


gibi yazarlarn betimlemelerinin byk blmnn yanllndan

in ayn anda varolabildiini gsterdiimizde anlayabiliriz oryantalizmin btnl


ndeki karmakl. Dier bir deyile, oryantalizmin karmak yaps, onun oul
olduunu iddia etmekle anlalamaz, nk oryantalist sylem, Spivakn ifadesiy
le sylersek, "dnyann dnyalatnlmasn salayan tek bir hegemonik yknn
parasdr".
30. Mary Wortley Montagu, The Complete Leters, s. 368.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 109

sz eder31 ve kendi sunduu bilgilerin doruluundan emin olunma


sn ister.32 Leydi Bristol'a yazd mektupta da asl amacnn "haki
kate ulamak olduunu vurgular:
Son geliim den beri, H anm efendilerine tm vicdanm la doru bir tasav
vurunu sunm aya borlu olduum bu ehirde, stanbul'da, artk epeydir bu
lunm aktaym ; biliyorum ki Seyyahlann yazdklarndan aldnz ksm i ve
yanl fikirler dnda bir fikre sahip deilsiniz. uras kesin ki buray, stan
bul'u, Perada onu asla grm eden yllarm geirm i pek ok insan var. Yine
de hepsi onu anlatm a iddiasndalar.33

Kendi sunduu betimlemelerin "gerek" Douya sadakatini iddia


ederek yetkin klma abas yalnzca Montagunun deil, dier Batl
kadnlarn da yaygm olarak bavurduu bir usluptur.34 Yukanda da
belirttiim gibi, oryantalist sylemin gc, farkl metinlerin birbirle
rinden alntlama yapmas sayesinde daha da salamlar; ancak bu,
basite nceki temsillerin onaylanmas veya tekrar edilmesi sayesin
de deil, daha nceki temsillerin eletirilmesi, bozundurulmas ve
hatta daha nceki metinlerle eliebilen betimlemelerin geliip, o
almas yoluyla da gerekleir.
Lowe, Montagunun metninin, erkeklerden farkl olarak, birbirle-
riyle paradoksal bir iliki iinde olan/deiik sylemlerin kesime
noktasnda konumlandn syle. Mntagu'nun metninde, bir yanda
Dou'yu egzotik, atafatl ve gizemli olarak temsil eden geleneksel
oryantalist mecazlarn ve metaforlarn bulunduuna, dier yanda ise
kendinden nceki seyyahlarn Trk toplumu temsillerine aka
meydan okuyan bir uslubun varlna eker dikkatimizi.35 Lowea
gre Montagu, Robert Withers, George Sandy, John Covel, Jean Du-
mont ve Aaron Hill'in kadn, cinsellik ve Dou toplumlarnn gre
neklerine ilikin betimlemelerini eletirerek kendi sylemini bu gele
nekten net bir biimde ayrmaktadr.36 Oryantalizmin alntlamaya
dayanan yaps asndan baktmzda, Mntagunun, erkeklerin me-

31. Mary Wortley Montagu, The Complete Letters, s. 405.


32. A.g.e., s. 385. 33. A.g.e., s. 396-7.
34. rnein Grace Ellison, An English Women in a Turkish Haremde (Londra:
Methuen, 1965) grevinin Trkiyeye kar daha nceki metinlerde yer alan "hata
lar, nyarglar ve nefreti dzeltmek" olduunu syler. Kitab boyunca Dou ve
Doulu kadn temsil eden metinlerin yanllarna dikkatimizi eker.
35. Lisa Lowe, Critical Terrains, s. 31. 36. A.g.e., s. 31.
110 SMRGEC FANTAZLER

tinlerindeki doruluk iddialarna kar taknd eletirel tutumun,


onun sylemini oryantalist gelenekten uzaklatrdn ileri srmek
olduka problemlidir; nk yukarda da belirttiim gibi, oryanta
lizm elikisiz bir sylem olmaktan te, onu oluturan metinlerin bir-
birleriyle elimesine ramen btnsellii ve birlii olan bir sylem
dir. .Ancak bu zellii onu daha krlgan klmaz, ya da onun iktidar ve
btnln kurabilmesine bir engel oluturmaz. Bu nedenle, oryan
talizmin hegemonyasna kar diren noktalarn, metinlerin eitlili
inde veya elikili zelliklerinde, ya da "olumsuz ve "kt" stere-
otiplere kar, daha "olumlu" ve "iyi" imajlarn kurulmasnda arayan
yaklamlar kukuyla deerlendirmemiz gerektiini dnyorum.37
Oryantalizmi bir "nyarglar" ya da "olumsuz imajlar kmesi olarak
dnecek olursak, bizim kendi incelememizin de bu imajlar ahlaki
bir kritere gre deerlendirmenin tesine gemesi hayli zordur. Ho-
mi Bhabha'nn da belirttii gibi, bu imajlar basite "olumlu" ya da
"olumsuz" olarak deerlendirmektense, stereotiplere dayanan kolon
yal sylemin zneyi kurucu, zneyi kurduu lde de onu tbi kl
c gcn anlamaya almalyz.38 Bhabha'ya gre kolonyal sylem,
teki kltrleri inceleme nesnesine dntrerek onlar kuran bir
sylem olarak dnlmelidir. Bu adan bakldnda Montagu'nun
sylemi, farkl bir jestle de olsa, oryantalist kurgunun dnda veya
tesinde deil, bizzat onun iinde konumlanmtr. Bunu gstermek
iin Montagunun Mektuplar'inin erkeklerin metinlerinden farkl gibi
grnmesine ramen nasl eril ve emperyalist zne kuran sylemler
le ittifak iinde olduunu gstermeye alacam. Bunu yaparken,
Loweun ileri srd tezlerle eletirel diyalogumu srdreceim.
Lowe'a gre, oryantalist sylemin heterojen bir yaps vardr. Ona
gre cinsiyet, snf, rk ve ulus sylemlerinin oryantalist sylemle ke
simesi, onun hegemonyasn sarsc bir g oluturmaktadr. Monta
gu'nun metninde oryantalist betimlemelerin izlerini bulsa da, bunla
rn cinsiyet ve snf retoriiyle eklemlendiini iddia eder Lowe. By
le bir eklemlenmenin farkl toplumlann kadnlar arasndaki ortak

37. Aslnda oryantalizm Doulu kltrlerin ve insanlarn antropolojik temsilin


den ok daha nce, Douya gitme, "orada" olma, Dou ve Bat arasna ayrm ko
yup onlar iaretleme arzusunda ortaya kmaktadr. Bu, Lacanc anlamda, fantazi
tarafndan beslenen ve desteklenen bir arzudur nk zne kendi kimliini bu fan
tazi sayesinde kurmaktadr.
38. Homi Bhabha, "The Other Question...", Screen, 24/ 6 (Aralk 1983), s. 18.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 111

deneyimlerden sz eden "feminist" bir sylemin ortaya kna ola


nak tandn ne srer.39 Aada Lovve'un, Montagu'nun kulland
belli sylemsel eleri "feminist" olarak nitelemesi zerinde daha
geni bir biimde duracam ve elien, atan zelliklerine karn,
Montagu'nun syleminin eril ve emperyalist sylemlerden kopama
dn gstermeye alacam.
Lowe'a gre Montagu'nun sylemi iki farkl retoriin, benzerlik
ve farkllk retoriinin bileiminden oluur. Montagu'nun metnini er-
keklerinkinden ayran en nemli zelliin, onun Trk kadnnn ko
numunu, Batl kadnu konumuyla benzetirmesi olduunu ileri s
rer. Montagu'nun, kendisiyle Trk kadnlan arasnda zdelik kurdu
u retorik, Lowe'a gre benzerlik retoriinin bir rneidir. Bu ise Lo-
we iin Montagunun metninde feminist bir sylemin varlna dela
let etmektedir. Bunun yan sra Lowe, Montagu'nun benzerlik retori
i kadar farkllk retoriini de kullandn ileri srer. Bu ikinci zel
lik, Montagunun metnini, Dou ve Bat'nn farkn kartlk iinde
kuran mevcut oryantalist sylemle benzer klar. Yani Montagu'nun
retorii, oryantalizmin farkl kltrleri tekiletiren sylemine ayn
anda hem kart hem de yandatr.40 Lowea gre Montagu'nun ken
dini Trk giysileri iinde ayrntl biimde tanmlamas, kendisiyle
Trk kadnlar arasmda benzerlik ya da zdelik kurduu noktalardan
biridir.41 Lowe ayrca bu iki farkl retoriin Montagu'nun Trk kadn
laryla zdelik ileri srme abasnda nasl i ie gemi olduuna da
dikkat eker. Ona gre, rnein, Montagu'nun Trk kadnlaryla z
deliini kurduu benzerlik retorii, ayn zamanda Doulu ve Batl
kadnlar arasnda bir fark kurmasna da neden olur. Montagu'nun
kendini Trk kadnlaryla benzetirmesi, ironik bir biimde, Dou ve
Bat arasnda kurulmu kartla dayanr.42Ancak Lowe'a gre Mon-
tagu, farkllk retoriini Trk ve ngiliz kadnlar arasnda bir eitlik
kurmak amacyla kullanr. Bu iki sylemsel stratejinin nasl bir arada
varolabildiim gstermesine karn, Lowe yalnzca farkllk retorii
ni Dou ve Bat arasnda kartlk kuran oryantalist sylemin temel
bir zellii olarak grr. Benzerlik retoriinin ise oryantalist bilme ve
temsil etme stratejisinden farkl olarak nitelenmesi gerektiini ima
eder. Lowe'un aadaki szleri farkllk ve benzerlik retoriklerini ve

39. Lisa Lowe, Crit'cal Terrains, s. 40.


40. A.g.e., s. 42. 41. A.g.e., s. 42. 42. A.g.e., s. 45.
112 SMRGEC FANTAZLER

bunlarn ilikisini nasl kavramlatrdn gsteriyor bize:


M ontagu ngiliz ve T rk kadnlarn birbirlerine benzettiinde, benzerlik
retorii erkek seyyahlarda dile getirilen farkllk retoriine zt der. Ayn
zam anda, belli bir lde, M ontagu'nun Trk kadn kltrnn bilgisine sa
hip olduunu sergiledii zdelem e m ant kanlm az olarak oryantalist
farkllatrma mecazn, onu h ed ef alm ak zere tekrarlam aktadr. Bu da iro-
nik olarak Bat ile D ou arasndaki varolagelen ayrm artrr.43 (vurgu
benim).

Lovve'un farkllk retoriini oryantalizmle zdeletirip, benzerlik


retoriini bunun dnda tutmas, kitabn ilerleyen sayfalarnda daha
da belirginleir. Lowe iin, farkllk retoriini kullanmas Monta
gu'nun metnini oryantalist sylem iinde konumlandrrken, benzer
lik retorii onu oryantalizmden farkl ve muhalif klmaktadr. Bu ise,
Montagu'nun metninin oryantalizme olan eletirel mesafesini ifade
etmektedir Lowe'a gre.44
Burada problemli olan, Lovve'un farkllk retoriinden neyi kastet
tii ve Montagu'nun metnini zmlerken bavurduu varsaymlar
dr: Benzerlik retoriini oryantalist/kolonyal sylemin dnda grr
Lowe, nk ne zaman farkllk retoriinden sz etse oryantalist ola
rak nitelemekte, oysa benzetirme retoriinden sz ederken, oryanta
lizmin dmda, dahas ona muhalif bir sylem olarak deerlendirmek
tedir. Lowe, benzerlik retoriini asla oryantalist sylemin bir zellii
olarak nitelendirmez. Bu iki retorik arasnda yapt ayrmla ima etti
i ey, onlarn birbirlerinden kesin bir izgi ile ayntrlabilecek, ta
mamen iki farkl sylemsel strateji olduudur. Oryantalizmin sy
lemsel stratejisi olarak yalnzca farkllk retoriini ele alrken, benzer
lik retoriinin oryantalizme mdahale imkn saladn dnr.
Lovveun yaklamndaki sorunlar gsterebilmek iin yapsalclk
sonras kuramm rettii nemli derslerden birini hatrlatmak istiyo
rum: Fallus-merkezci ve Avrupa-merkezci anlamlandrma ekonomisi
yalnzca bir terim zerine kuruludur. Bu adan, oryantalizm gibi bir
sylemde fark, znenin darda braklan, ama zaruri, negatif teki
sinden baka bir ey deildir. Spivakm ifade ettii biimde belirtir
sek, fark her zaman benzemeyen (zde-olmayan) ama yine de gn
dermede bulunularak anlalr olandr.45 Tam da bu tr kafa kank-

43. Lisa Lowe, Critical Terrains, s. 45. 44. A.g.e., s. 45.


45. Gayatri Chakravorty Spivak, "Imperialism and Sexual Difference", s. 225.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 113

lklarm nlemek iin emperyalizmin epistemik iddetini aklda tut


malyz. Emperyalist zne kendi kimliini, tekini Aynlk mant
iinde asimile etmesi sayesinde kurar.46 zne'nin kendini kurduu bu
sre ise, tekinin farknm tercme edilmesini gerektirir ve unutma
malyz ki, her tercme edi, fark, znenin kendi terimlerine dn
trmesi demektir. Bu ise Spivakn "ihlal olarak tercme" dedii s
reci anlatr bize.47 Said, kltrel tekinin tercmesinin ima ettii bu
ihlali yle dile getirir: "Onlar tartma balklarna ya da aratrma
alanlarna evirmek, esasen ve ierik olarak tmyle farkl bir eye
dntrmektir."48 Bu adan bakldnda, Lowe'un farkllk ve ben
zerlik retorii arasnda yapt ayrm temelsizdir, nk kolonyal
sylem iinde fark her zaman Aynlk mant iinde, Batl znenin
konumundan anlalr klnr. Bu nedenle, farkn kolonyal sylemde
ki temsili, znenin aynadaki tersine evrilmi suretinden baka bir
ey deildir. Dolaysyla Trk kadnlaryla kendisi arasnda zdelik
kurarken, Montagu, kltrel farkn zneye tercmesinin ima ettii ih
lal edici dntrmeyi gerekletirir. Irigarayn da ileri srd gibi,
fallus-merkezciliin tanmlayc zelliklerinden biri, tam da Loweun
benzerlik retorii dedii retorik sayesinde kurulan Aynlk mant
dr: zne, tekini hep kendinden dolaymla bilir ve temsil eder. Tp
k fallus-merkezci dzende cinsel farkn temsili gibi, kolonyal syle
min simgesel evreninde de kltrel farkn temsili Aynlk mant
zerine kurulmutur. Dier bir deyile, Irigaray'in fallus-merkezci
syleminde cinsel farkn temsili zerine sylediklerini, oryantalist
sylemde kltrel farkn temsili sorununa uyarlayabiliriz. Irrigaray'a
gre, Aynlk mant erkein hom(m)oseksel ekonomisine dayanr
ve bu ekonomide kadn Ayn olann, znenin tekisidir. Aynlk man
tna hkmeden ey ise kendiyle zde olana duyulan arzudur.49 Iri-
garay'n belirttii gibi,

46. Gayatri Chakravorty Spivak, "Can the Subaltem Speak", Marxism and the
Interpretation of Culture, der. C. Nelson ve L. Grossberg, Urbana ve Chicago: Illi
nois University Press, 1988, s. 294.
47. Gayatri Chakravorty Spivak, "Imperialism and Sexual Difference", s. 235.
48. Edward Said, "Representing the Colonized: Anthropologys Interlocutors",
Critical Inquiry, 15 (K 1989).
49. Luce Irigarayin mkemmel bir okumas iin bkz. Elisabeth Grosz, Sexual
Subversions: Three French Feminists, Sydney: Ailen and Unvvin, 1989 ve Marga-
ret Whitford, "Luce Irigaray and the Female Imaginary: Speaking as a Woman",
Radical Philosophy, 43 (1986).
114 SMRGEC FANTAZLER

Aynla, benlikle-zde olana, ben'in ayn olanna, ve benzere, teki


bene (alter ego), ksacas ayn olana (auto)... hom o olana...erkek olana du
yulan arzu tem siliyet ekonom isine hkmeder. "Cinsel fark" aynlk sorunsa
lnn bir trevidir, imdi ve her zam an aynnn projesinde, projeksiyonunda,
tem siliyet alannda belirlenm itir.50

Emperyalist ve erkek znenin kltrel ve cinsel fark kabul edi


lebilir ve kyaslanabilir bir Aynla tercme edip dntrmesi ko
nusunda Said, Irrigaray ve Spivak'n tezlerini (deiik balamlarda
ileri srlm olmalarna karn) izleyerek, Montagu'nun oryantaliz
me ilikin olarak ald eletirel tutumun emperyalist ve eril kltrel
tercme ve zne kurma srecinin dnda yer almadn ileri srece
im. Montagunun fark Aynlk ekonomisi iinde temsil edii, onun
da, tekini bir bilgi nesnesi olarak tercme ederek anlalr kldn
gsterir bize. te iktidar ve bilgi arasndaki ba tam da bu tercme
sayesinde kurulabilmektedir.
/ Montagunun metnini erkek rakiplerin in kinden ayran zellik,
^ onun kendini Trk kadnlaryla zdeletirmesi ve paylatklar ortak
deneyimlerden sz etmesi olabilir. Bu onun, oryantalist gelenek iin
de yer alan erkeklerden fark, yani kadn olmasndan doan bir fark
dr. Ancak Lovveun ne srd gibi, bunun Montagu'ya oryantalist
gelenee mdahale imkn veren feminist bir sylem saladn id
dia etmek, Bat emperyalizmiyle belli bir tr feminizm arasndaki it
tifak anlamamza engel olu#1Kolonyal sylem alannda alan fe
ministler olarak aklamamz gereken, Montagu'nun syleminin na
sl bir feminizm ima ettii, dahas, bu feminist sylemin emperyalist
projeyle hangi noktalarda rtp hangi noktalarda ondan uzaklat
veya uzaklaamaddr; Saf ve "kirlenmemi" bir konumun im
knszl dnldnde, feminizm ve oryantalizmi zorunlu olarak
kart iki sylem olarak ele alabilir miyiz?; Montagu'nunki trnden
feminist bir sylemi oryantalizme dsal bir iliki iinde konumlan-
drmaktansa, feminizmin nasl emperyalist de olabilecei ve olduu,
nasl oryantalizm gibi bir seslemi hem eletirip hem de ondan yarar
lanabildiim gstermeliyiz? Feminizm ve oryantalizmden iki farkl
ve birbirinden ayrlabilir iki ayr siyasi oluum gibi sz etmektense,
kltrel fark Aynlk ekonomisi iinde temsil eden feminizmin fal-

50. Luce Irigaray, Speculum of the Other Women, Ithaca: Cornell University
Press, 1985, s. 26-7.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 115

lus-merkezci, oryantalist ve emperyalist sylemlerle nasl ittifak


iinde olduunu gstermeliyiz; Ancak Lowe iin, ironik bir biimde,
Montaguya Dou zerine geleneksel oryantalist metinleri sorgulayp
mdahale imkn salayan tam da bu "feminist" sylemdir. Lowea
gre, Trk ve ngiliz saraylarndaki kadnlar arasnda zdelik kuran
sylemiyle Montagu, oryantalizmin farkllk retoriine mdahalede
bulunmaktadr.51 Ona gre,
M ontagu'nun oryantalist gelenee m dahaleleri tem el olarak fem inist bir
retorikte eklem lenm ekte ve m etninin Trk kadnlarnn kleletirilm esi m e
cazn reddettii noktalarda ortaya km aktadr.52
.f

/ / Montagunun Trk kadnlarnn "otantik" bilgisini edindii iddi


asnda bulunabilmesini salayan eylerden biri, onun Dounun "giz
li" meknna girebilmi olmasdr. Bu durum Montagunun kendi be
timlemelerinin Dou'nun "hakikatini" yansttn iddia edebilmesine
yardmc olur. Ancak bunun oryantalist sylemin reddi veya eletiri
si anlamna geldiini ileri srmek, oryantalizmin gcn "arptl
m" veya "yanl" temsiller kmesine indirgemek demektir. Bu tr
bir indirgemecilik ise bizi oryantalist sylemin oryantalize edici g
cn grmekten alkoyar. Oryantalizm, Dou'nun "arptlm" ima
jndan ibaret bir ey olarak anlaldnda, Douyu Doulu olarak
kuran sylemsel ekonomi sorgulanmadan braklm olur. Saidin "or
yantalizm Douyu doululatran bir sylemdir" biimindeki form-
lasyonu, bu temsilleri emperyalizmin sylemsel dzeydeki bir teza
hr olarak anlamamz gerektiini hatrlatt gibi, temsil problerna-
tiinin basite bir arptma veya yanlsama olarak dnlmesinin
douraca sakncalar konusunda da uyarr bizi, nk oryantalizm
Douyu doululatnrken hem inceleyen zneyi ve hem de incele
nen nesneyi kuran bir sylemdir. Daha da nemlisi, bu, zne ile nes
ne arasndaki eitsiz bir ilikinin kurulmasm salayan ve fark kart
lk mant iinde temsil eden bir anlamlandrma ekonomisidir. Bu
adan baktmzda, Montagunun "baard" olsa olsa oryantalist
sylemi basite, tersine evimektir^Byle bir tersine evirme, erkek
oryantalistlerin Trk kadnlarnn durumunu klelik olarak grmele
rinden farkl olarak, Montagunun, onlarn Batl kadmlardan "daha
zgr" olduklarn iddia etmesine neden olur. Ancak buradaki sorun,

51. Lisa Lowe, Critical Terrains, s. 51. 52. A.g.e., s. 51.


116 SMRGEC FANTAZLER

oryantalizmin basite "kt" imajlarn bir toplam olarak grlmesi


sorunudur. Oryantalizmin basite "olumsuz" imajlar sayesinde kurul
madm kabul ettiimizde ise Dou'nun ve kadnnn "olumlu" imaj
larnn temsilini de oryantalizmin iktidarn sarsmann bir arac olarak
ele almamz sz konusu olamaz. Yapskmc yaklamn gsterdii
gibi, kartlklarn yerini deitirip, bastrlm terimi merkeze yerle
tirmek de oryantalizmin sylemsel ekonomisini yerinden oynatc bir
siyaset oluturamaz, nk byle bir tersine eviri, kartlklarn ku
rulduu yap, g ve iddeti korumaya devam edecektir. te Lovveu
Montagu'nun Mektuplar'nda "feminist" bir sylem bulmaya gtren
tam da byle bir kuramsal/siyasal konumdur. rnein, Montagu'nun
Trk kadnlarn anlamakta kulland sylemsel stratejilerden birinin
karlatrma yapmak olduunu ileri srer Lowe. Bu karlatrmada
Montagu Trk kadnm erkeklerin metinlerindeki gibi "kleletiril
mi kadn" temasyla temsil etmez. Lowea gre, erkeklerin Trk ka
dnlarnn kleletirilmesini eletirirken sz konusu olan ey toplum
sal ve kltrel pratiklerin eletirilmesi deildi/Erkekler, kadn ezen
slami pratikleri "gayri medeni" ve "barbarca" gstermek suretiyle
Avrupalj kadn medenilemi kltrn bir gstergesi olarak temsil
ederle^1Lowe, Montagu'nun syleminin oryantalist gelenekten fark
llat, hatta onunla att noktann bu olduunu ileri srer. Ona
gre Montagu, Trk kadnlarn statsn karlatrmal bir biimde
deerlendirse de (fark retoriini kullansa da), erkeklerden farkl ola
rak onlar ngiliz kadnlarna kyasla daha avantajl ve stn grr.
Dolaysyla Montagu erkeklerin Trk kadnlarn kle gibi gsterme
lerini aka reddetmekle kalmaz, geleneksel oryantalist syleme m
dahalede de bulunur. Lowe burada, oryantalizmi basite "olumsuz"
imajlar sorunsalna indirgemekte ve bylece oryantalizme mdahale
yi de Dou ve Doulu kadmlar hakknda daha "olumlu" imajlarn (r
nein "kle" yerine "zgr" Doulu kadn) kurulmasyla eitlemekte
dir. Gelitirdii kuramsal ereve, oryantalizmi "olumlu" ya da
"olumsuz" imajlar bakmndan deerlendirmeye dayand iindir ki
"olumlu" atflardaki doululatrma srecini gzden karr. Oryanta
lizmin iktidarn basite "olumsuz" Dou imajlarnn temsilinde ara
dmzda, aym iktidarn daha baka sylemsel stratejiler araclyla
kurulabileceini/kurulabildiini anlamamz mmkn olamaz.
Montagu'nun mektuplarndaki dier mecazlar, metaforlar ve te
malar nelerdir? Bunlarn uzun bir listesini vermek yerine, "peenin
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 117

ardnda gizlenen Doulu kadn" metaforu zerinde durmak istiyo


rum. Bununla ok yakndan ilikili bir dier konu da Batl znenin
seyretme haizidir. Aada bu iki mecazn Montagu'nun metninde
nasl eklemlendiini inceleyeceim.
jv Oryantalist sylemde yaygn olarak kullanlan "peenin arkasn
da gizlenen Doulu kadn" metaforu Montagu'nun Mektuplarnda da
kendini gsterir. ronik bir biimde Montagu, Trk kadnlarnn kle
olarak temsil ediliine tam da bu yaygn oryantalist metaforu kulla
narak kar kar. nceki yazarlann betimlemelerini eletirerek, Trk
kadnlarnn ngiliz kadnlarndan daha fazla zgrle sahip olduk
larn ve peenin, onlara tannmadan dolama serbestlii saladn
ileri srer. Montagu iin pee, soylu bir hanm klesinden ayrma
mz engelleyen etkili bir gizlenme aracdr; ardndakini bilinmez kl
makta, bir maske gibi yzn saklayarak Trk kadnna "gizli ileri
ni" fark edilme tehlikesi olmakszn halletme imkn salamaktadr.
Bu adan pee Montagu'ya gre baskc bir unsur olmak bir yana
Trk kadnna "zgrlk" salayc bir kyafettir
B izden daha zgr olduklann grm ek ok kolay; hibir m ertebeden hi
bir kadnn, biri gzleri dnda btn yzn rten, dieri de stndeki tm
giysiyi rtp arkasndan yarya dek sarkan iki m slin olm adan sokaa k
m asna izin verilm iyor; ve ekilleri, hibir kadnn onsuz ortalkta grnm e
dii Ferice dedikleri eyle tam am en gizleniyor... Bunun onlar ne kadar iyi
gizlediini tahm in edebilirsiniz, yle ki, soylu bir hanm klesinden ayr
m ak m m kn deildir, en kskan kocanm bile karsyla rastlatnda onu
tanm as im knszdr ve hibir erkek sokakta bir kadna dokunm aya ya da
onu izlem eye kalkam az.
Peenin arkasnda gizlenme, onlara, fa rk edilme tehlikesi olmakszn, is
teklerinin pei sra gitme zgrln veriyor... Soylu hanm lar, kocalarnn
kim olduklarn bilm elerine nadiren izin veriyorlar ve bunu fark etm ek o ka
dar zor ki kocalar alt aydan fazla birlikte olduklar ism i bile nadir olarak
tahm in edebiliyorlar.. N ihayetinde, Trk kadnlarn m paratorluktaki yeg
ne zgr insanlar olarak gryorum .53 (vurgu benim).

Mektuplar'm editr Robert Halsband'm bir dipnotta belirttii gi


bi, Montagu'nun Trk kadnlarnn "hakikati"ne sadk kalmamakla
eletirdii Du Loir (Voyages) ve Robert Withers (A Description ofthe
Grand Signor) da peeyi, ak meselelerini halletmede kadnlara yar

53. Mary WortIey Montagu, The Complete Letters, s. 328-9.


118 SMRGEC FANTAZLER

dmc olan bir giysi olarak temsil ederler.54 Peenin, Dou ve Dou
lu kadnn gereini rten bir maske olarak temsil edilmesi, oryanta
list ve fallus-merkezci sylemlerin birbiriyle rtt gl bir fi
grdr. Bu adan Montagunun sylemi oryantalist sylemle eli
mekten veya ona kar kmaktan hayli uzaktr. Tersine, halihazrda
varolan temsilleri tekrarlamakla kalmayp, bunlar kadmca (feminist
diyemiyorum) bir konumdan konuan sylemiyle eklemler. Lowe'un
zmlemesine gre, Montagu'nun Trk kadnlarn "pee arkasnda
i eviren" metaforuyla temsil etmesi Trk kltrn ngiliz kltr
nn merceiyle grmek demek olsa da,55 bu onun,
...erkek gezi yazlan geleneine m dahale amacyla, o n lann konum unu
bir biim de kendine m alediini de ierm ektedir. M ontagu, peenin, T rk ka
dnlarnn kar k eylem lerine bir zem in oluturduunu, onlara cinsel ve
toplum sal zgrlk im kn verdiini ve bylece onlar anonim letirerek k o
ruduunu iddia ettiinden, Trk kadm lanm b ir zgrlk ve serbestlik gs
tergesi olarak tem sil eder.56

Lowe' gre Montagu'nun peeden sz edi biimi, erkeklerin


sylemlerinde yaygm olarak grdmz "kleletirilmi Doulu
kadn" sylemine kar kmaktadr. Lowe'a gre Montagu, bu kadm
kart sylemin tersine, peeyi Trk kadnn zgrletiren bir ara
olarak gsterir. Pee yardmyla Trk kadnlar,
...ngiliz kadnlarndan daha fazla zgrlklere sahiplerdir. M ontagu'nun
"genelde, T rk kadnlarn m paratorluktaki yegne zgr insanlar olarak
gryorum " cmlesi, on yedinci yzyl erkek seyahat yaznndaki eitli
sylem lere m eydan okum as asndan nemlidir. M ontagu'nun bu cm lesi,
b ir bakm a, Trk kadnlarnn kleletirilm esini D oulu barbarln gster
gesi olarak ele alan oryantalist sylem e gl bir biim de m dahale etm ek
tedir. Ayrca bu nerm esi T rk kadnlarnn ngiliz kadnlarndan daha zgr
olduunu da im a etm ektedir ki bu seyahat yaznnda varolan kadn-kart
sylem e tam am iyle kar gelen b ir nerm edir.57

Yalnzca Montagu'nun metninde deil, genelde tm oryantalist


metinlerde de peenin bu biimde temsil edildiini grmek iin, er
keklerin metinlerine yle bir gz atp, Montagu'nun syleminin on
larn bir tekrarndan ibaret olduunu grmekte fayda var. Ne var ki

54. Mary Wortley Montagu, The Complete Letters, s. 328.


55. Lisa Lowe, Critical Terrains, s. 44.
56. A.g.e., s. 45. 57. A.g.e., s. 43-4.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 119

Lowe sanki unu ima ediyor gibidir: Dou'nun ve Doulu kadnn


"olumlu" ya da "olumsuz" (zgr veya kle) olarak temsil edilmesi
ni etkileyen en nemli faktr yazarn kadn m erkek mi olduudur.
Bu durumda oryantalist sylemin olumasna hatr saylr biimde
katkda bulunmu Gerald de Nerval'in, aada aktaracam Doulu
kadn temsilinin onun iin bir paradoks oluturmas beklenirdi. O da
Montagu gibi, Doulu kadnlarn zgrln "peelerinin ardnda
gizli iler evirme" zgrlyle zdeletirir.
E er entrika evirm e niyetindeyseler, m aske ve kyafetin tektiplii ger
ekte onlara AvrupalIlardan ok daha fazla zgrlk tanyor... D olaysyla,
m slm an hukukunda, insanlarn inanm ay tercih ettikleri gibi, kadnlar k
lelik ve aalk konum una indirgeyen hibir ey yoktur.58

Eminirp ki Lowe, Nerval'in metnini oryantalizmi kuran belli ba


l metinlerden biri olarak deerlendirmeme katlacaktr. yleyse Lo-
we'un Montagu'nun mektuplarnda oryantalist hegemonyay eleti
ren bir zellik tespit etmesinin nedeni nedir? Bu noktada elimizde tek
bir ey kalyor, o da Montagu'nun Doulu kadnlar "olumlu" imajlar
araclyla (Trk kadnlar kle deil zgrdrler, Trk kltr bar
bar deildir, vb.) temsil etmesUncak, oryantalizmin gcnn Do
u'nun "gereinin" "arptlmas "ndan veya baka kltrler hakkn
da "nyargl" ve "olumsuz" imajlardan kaynaklanmayp zerine ko
nuulan nesneyi krma gcnden ve dolaysyla teki hakknda bir
hakikat rejimi kurma kabiliyetinden kaynaklandn kabul ediyor
sak, o zaman bu temsillerde kullanlan imajlarn "olumlu" ya da
"olumsuz" oluu son derece marjinal bir meseledir.

Hkmran zne olarak Batl Kadn

Dou ve Doulu kadnn kendini peenin arkasnda gizlediine ili


kin yaygn oryantalist varsaym, ayn zamanda bu gizemli ve sakl
"z" grmek ve fethetmek arzusunun domasna da neden olur. Bu
"gizemli" alan grme ve oraya nfuz etme arzusu iseriemsil eden z
neyi erkek olarak konumlar. Montagu'nun harem hakknda anlattk
lar, orada yaad seyretme hazzn da gsterir bize. Cinsiyetinin
ona verdii ayrcalkla Montagu, haremin kapal meknn, Trk ka-

58: Gerard de Nerval, The Women ofCairo: Scenes of Life in the Oient, Lond
ra: George Routledge & Sons, 1929, s. 148.
120 SMRGEC FANTAZLER

dullarnn gzelliini, erkeklerin yokluunda yaadklarn ayrntl


biimde tanmlamaktan mutluluktan te bir eyler hisseder. Bunun
nedeni ise yalnzca haremin grlemez meknn grlebilir klm
olmas deil, ayn zamanda kendini de "bakan gz/Ben" (eyei) ola
rak kurabilmesidir. Baka bir deyile, teki'nin grlebilir klnma-
s/seyredilebilmesi znenin kimliini kurabilmesinin de kouludur.
Dolaysyla Montagu, Doulu kadnn Batllara yasaklanan i mek
nm anlatmakla kalmaz, onu rtp gizleyen peeyi de am olur.
Montagu'nun gzetlemeyi/seyretmeyi baard kadnlar haremde
peelerini amlardr. Yani Montagu onlar "doal" hallerinde gre
bilmitir. Bu anlamda Montagu teki'nin kalbine, gizemlerine, "ger
ek" doasma ve zne girmeyi baarabilmitir, nk onlar"... k
yafetlerinde mertebe fark olmakszn, hepsini tabii hallerinde, ak
as rlplak, hibir gzellik ve kusur gizlenmeden"59 grme frsa
tn bulmutur.
p Kapal mekna baaryla girmesi ve teki'ni en "gerek" yanlary
la ortaya sermesi Montagu'ya biraz da garip bir seyretme hazz tatt
rr. Bak, tekinin/kadnm "rlplak" "gereinin" sergilendii
noktada bile hl tmyle tkenmi ve doyurulmu deildir, nk
tam bu noktada nesnel ve olgusal bakm kurgusal, dsel ve hayali
bir baka dntren baka bir sre balan Kadma teki olarak, ya
ni teki kltre ait olarak baktnda, Montagu'nun bak erkeksibir
baka dnr. Bylece Montagu erkeksi, fallik bir konum edin
mekte ve "gnahkr" bir zevk tatmaktadr. Gervase gibi erkek bir z
nenin varlm hayal ederek, Montagu, adeta onun konumuna yerle
mektedir. Bu da Batl kadnlarn Dou ve Doulu kadn karsnda
igal ettikleri zne konumunun bir erkek konumu olduunu gster
mesi bakmndan nemlidir. Aadaki alntda bu konumun dile ge
tiriliine tank oluyoruz.
D oruyu sylem ek gerekirse, gizliden gizliye Bay G ervase'nin orada g
rlm ez bir biim de bulunabilm esini isteyecek kadar gnaha girdim. D
nyorum da, bu kadar ho kadn deiik durum larda, kim i sohbette, kim i
alrken, dierleri kahve ve erbetlerini ierken ve ou, kleleri (genelde
onyedi ya da onsekizinde gzel gen kzlar) salarn eitli ho ekillerde
rerken m inderlerine um ursam azca uzanm haldeyken grm ek onun sana
tn fevkalade gelitirirdi.60

59. Mary Wortley Montagu, s. 313. 60. A.g.e., s. 314.


ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 121

Yukarda oryantalist sylemin hegemonyasnn alntlama yoluy


la kurulduundan sz etmitim. Mektuplar'n editr Halsband'dan
Ingresin Le Bain Turc (1862) tablosunun Montagunun betimlemele
rinin etkisini tadn reniriz: "Ingres 1805 basksnn Franszca
evirisini kullanarak bu mektuplardan eitli pasajlar bir deftere
kopy atamtr."61
Bu durum bize, oryantalizmin alntlamaya dayanan yapsn ve
zorunlu bir tamamlayc olarak Batl kadnm oryantalizm iindeki
vazgeilmez yerini gsterir. Said'in de gsterdii gibi oryantalizm,
her biri dierine gndermede bulunan sonsuz bir temsiller dizisi sa
yesinde kurulur. Bu gnderme ve alntlama sreci, oryantalizmin
gcn salamlatrd kadar, tek tek her yazarn da kendi konumu
nu salamlatrmasna hizmet eder. Dier bir deyile, Montagu'nun
Mektuplar Ingres iin Dounun "hakiki bilgisini salama ilevini
grr. Aslnda haremden sahneler gsteren tm bu tablolar dnd
mzde, oryantalizmin sonsuz bir kopyalama, her metnin bir die
rine gndermede bulunduu bir temsiller dizisi olduunu daha ilk
anda anlarz.. Said'in "metinsel tavr dedii eyi, ya da eitliliine
ramen oryantalizmin btnln reten ite bu gndermeler zinci
ridir. Buradaki paradoks, sz konusu metinlerin kendilerini Do-
u'nun "hakiki" ve doru bilgisini temsil eden metinler olarak sun
malardr. Oysa yukardaki rneklerden de anlalaca gibi, Do-
u'nun "hakikati" denilen ey aslnda alntlama srecinin bir rn,
temsiller araclyla kurulmu bir "hakikattir".,.Yani Ingres"nin tab
losunda temsil edilen haremin "hakikati",, ,Montagunun haremdeki
.Trk kadnlarn temsil ediine dayanmaktadr,62 Bu alntlama sre
ci ayn zamanda "gerek" ve "temsil" kartlnn kurulduu bir s
retir. Timothy Mitchell'in belirttii gibi,
Bat'm n, dnyay nasl tem sillerin ve "gerekliin" alan olarak ikiye b
lerek kurduunu anlam am z gerekli... D ier bir deyile, "gereklik" alan,
"d" ve "orijinal" gibi nosyonlarn dnyann ikiye blnm esinin bir sonucu
olduunu anlam am z gereklidir. D ahas, bu blnm enin dnyann Bat ve
B at-olm ayan diye ikiye blnm esine tekabl ettiini ve dolaysyla oryan-

6L Mary Wortley Montagu, s. 313.


62. Ingresin metninde alntlama sreci kendini daha da keskin bir biimde
gstermektedir, nk Lowe'un da sz ettii gibi Ingres Kuzey Afrika ya da Orta
Dou'ya hi gitmemitir.
122 SMRGEC FANTAZLER

talizm in, yalnzca bir kltrn dierini ne ekilde anlattna ilikin genel bir
tarihsel sorununun zgl bir rnei deil, m odem dnyam n bugnk yap
snn aynlm az bir unsuru olduunu anlam alyz.63

Montagu, haremin dnyasn Dou, doa ve kadnlk metaforlar-


n birbirlerine ilintileyerek betimler. Baka bir deyile, haremde sak-
/l olduu varsaylan Dounun z, Mary Harper'n (dedii gibi, hem
/ kutsal hem de erotik kadn imajlaryla simgelenir.04 Dou ve doa
; arasnda kurulan bu metonimik, iliki Dounun anala ait bir figr,
yani bir kken olarak (rnein Mitchelet iin Dou dnyann rahmi
dir65) temsil edilmesiyle kurulur. Eer Dou "dnyann rahmi" gibi
anlalp temsil ediliyorsa, bu anann, bu rahmin, Dounun ve hare
min kalbine, zne girmek, bir kadn olarak Montagu iin nasl bir
anlam ifade eder? Bu nfuz edi, Montaguyu Dou ve Doulu kadn
karsnda nasl konumlandrr? Irigaraym erkek ve kz ocuun an
neyle olan farkl ilikisi ve bunun fallus-merkezcilikle olan balant
s zerine ne srd tezler bizim bu sorular zerine daha iyi d
nmemizi salar. Erkek ocuun annesiyle ilikisinden sz ederken,
I Irigaray/yle der:
" ...-..'.erkek ocuksanz, fallik aam aya ulatnzda kkene geri dnm ek,
balangca doru gitm ek isteyeceksiniz. Yani onunla srekliinizi yeniden
kurm ak ve orada ne olduunu grp bilm ek iin anneye sahip olm ak, ba
lang yeri olan annenin iine girm ek isteyeceksiniz. Ve dahas kendinizi
orada yeniden retmek isteyeceksiniz. E er b ir kz ocuu olarak dom usa
nz sorun tm yle farkldr.66 (vurgu benim).

Kz ocuu,
...annesine geri dnem ez ya da bu balang yerinde grlecek ve biline
cek olan grm e ve bilm e iddias tayam az; annesinin iine asla geri dn
meyecektir; asla penisinden, kaybedilen stn telafisi iin sperm verem eye
cektir; asla kendini (kendi gibi olan) annesinde yeniden retemeyecektir.
Bir boluk, tem sil eksiklii ve hatta balangca dnm e arzusunun kam ufla
jndan bile yoksun braklm tr. Bu arzu erkein arzusundan dolanm ak zo
runda kalacaktr. "Eer annem (gibi) olursan, olabilirsen, benim kadn-
anam, karm olacaksn" cm lesi ununla ayn eydir: "Benim iin balang
la olan ilikim i tekrarlam a-tem sil etm e-yerine getirm e olasl olacaksn".67
(vurgu benim ).

63. Timothy Mitchell, Colonising Egypt, s. 32.


64. Mary Harper, "Recovering the Other", s. 6. 65. A.g.e., s. 6.
66. Luce Irigaray, The Speculum of the Other Women, s. 41. 67. A .g.e., s. 42.
ORYANTALST EKSN TAMAMLANII 123

Irigaray'm ne srd gibi balangca geri dnme, znenin ken


dini kurabilmesi iin zorunlu bir sre ise, Montagu'nun bir kadn
olarak Doulu kadnn meknna nfuz etmesi, onun Dou ve daha
nemlisi Doulu kadn karsndaki konumu hakknda bize ne syle
mektedir? Bir kadn olarak Montagu, (Bat'da) kendini retmek ve
yeniden retebilmek iin balangca, annesine, rahme, orijine geri
dnmekten alkonmutur. Balangla ve kendini-yeniden-retme
mekn olarak rahimle ilikisi fallus-merkezcilik tarafndan engel
lenmitir. Bu nedenle onun kimliini kurabilmesini salayacak bu
"hayat veren" balangca, orijine ulamas mmkn deildir. Kendi
si hayat veren olsa da bununla sreklilik kuramaz. Erkein kendi
kimliini kurduu bir ara ve temel olmaktan baka bir ey deildir.
Onun nfuz edebilecei ve kimliini yeniden retebilecei bir eyi,
yani bir cinsel organ yoktur. Bu fallus-merkezci anlamlandrma eko
nomisinde kadn, "hibir eyi" olmayan, penisten yoksun olan cins
olarak iaretlendiinden, Batda kendi kimliini kurabilecei ara
lardan yoksundur; kendi'ni kurabilecei bir temeli, erkein balan
gla olan ilikisinin amblemi olan fallus onda yoktur. Bu nedenle,
Dou ve Doulu kadnn dnyasyla kurduu nfuz etme ilikisinde,
Montagunun fallik bir tamamlaycya ihtiyac vardr. Daha dorusu,
Dou'yla ilikisinde Montagu kendine, tekinin alamna, tm mede
niyetlerin balangcna, "ana-doa-Dou"ya girecei bir penis ekle
yerek kurabilmektedir kendi kimliini. Fallus-merkezci ekonomi
iinde ona salanmam temeli, Dou'da, Doulu kadnn meknnda
bulur. Ancak hareme/Douya/rahme girerek kendini yeniden rete
bilmekte ve kimliini kurabilmektedir. Yani dier bir deyile, ancak
Dou ve Doulu kadnla ilikisinde zne olabilmektedir.
Eer durum byleyse, Montagu'nun erkek rakipleri gibi Dou'
;nun "i" meknyla, kadnyla ve haremiyle ilgilenmesi hi de garip
deildir, nk bu onun kimliini kurabildii bir aratr. Kendinden
nceki pek ok erkek gibi, Montagunun peenin rtt Doulu ka
dn grme arzusu ve bu peeyi ama abas, onun kimliini kurma
sorunuyla balayp biten bir abadri'Batl bir kadn olarak Doulu
kadnla ilikisi, kendisinin Bat'da, Batl erkekle bizzat yaad te-
kiletirme ilikisinden farkl deildir. Dolaysyla Montagu'nun sy
lemi oryantalist/fallus-merkezci sylemleri niteleyen mecazlar ve
temalar tekrarlamakta ve yeniden retmektedir. Ancak erkek rakip
lerinden farkl olarak ve Doulu hemcinsleri gibi kendisi de kadn
124 SMRGEC FANTAZLER

olarak fallus-merkezciliin dayand bir temeldir - hem bir tamam


layc, hem bir orijin, hem de boluu dolduran bir ektir. Ama bu,
onun oryantalizmin epistemik iddetini uygulamasna engel tekil et
mez. iddetle olan bu ittifak dile getirmek, Spivak'n "dnyann
dnyalatmlmas" dedii emperyalist kurguyu grnr klabilmemiz
iin ok byk nem tar. Bu ise alternatif bir tarih yazm gelitir
mek isteyen feminist kuram iin daha da nemlidir. Byle alternatif
bir siyasal/kuramsal projenin ne "tekinin konumasna izin ver
m ekle, ne de nc Dnyal kadnn yitmi "otantikliini" yeniden
bulup karmakla ilgisi vardr. Spivakn dedii gibi, bu abann Av
rupa'nn hkmran/egemen zne olarak, aslnda hkmran ve zne
olarak glenmesini mmkn klan projeyi belgelemek ve kuramsal-
latrmakla ilgisi vardr.68

68. Gayatri Chakravorty Spivak, "Rani of Sirmur", Europe and Its Others iin
de, Proceedings of the Essex Conference of the Sociology of Literatre, der. Fran-
cis Baker, vd., Colchester: Essex niversitesi, 1985, s. 128.
4
Emperyal zne ve Feminist Sylem

Aydnlanm a dncesinin en son zgrletirici tav


r kendinden kurtulm as sayesinde, yani kendini ar
tk akl ile zdeletirm em esi sayesinde m m kn
olacaktr.

ROBERT YOUNG, White Mythologies

BU BLM ok deiik okurlarda ok deiik tepkiler retebilir ve


hatta baz okurlar feverana srkleyebilir. Burada yapmaya alt
m eyin tamamen doal, verili ve evrensel olarak kabul edilen bir
takm varsaymlarn ve sylemlerin kendilerini inceleme nesnesi kl
mak ve bu sylemlerin rettii bilgilerdeki iktidar yatrmm ve ma
nevrasn aa karmak olduunu belirtmeliyim. Burada inceledi
im nesne kesinlikle rtnme pratii veya pee deil^-rtnme pra
tiinin sorunsuz bir ey olduunu veya bozulmamas gereken otantik
bir kltrel pratik olduunu da iddia etmiyorum/ ncelediim ve so-
runlatrmaya altm ey, kendine rtnmeyi (ve Doulu kadnla
rn konumlarn) dntrmeyi hedef alm belirli bir Batl feminist
sylemdir. Daha nceki blmlerin de gsterdii gibi, szn etti
im pee ve rtnme pratikleri sadece bugnk "slami hareket" de
nilen hareketin iinde uygulanan pratiklerle snrl deildirler ve ta
rihsel ve kltrel olarak ok daha geni bir referansa sahiptirler,;Ay-
rca peenin de bir tanesi olduu eitli rtnme pratiklerinin ne sa
dece slam'a zg, ne de basite slam ile ayn ey olmayan bugnk
slami hareket ile snrl olmadn aklda tutmamz gerekin Peeyi
veya rtnmeyi "ntr" veya "otantik" bir kltrel pratik olarak alma
dm gibi, amacm rtnmeyi olumlamak da deil - tpk basite
olumsuzlamak da olmad gibi. Eer rtnme ataerkil bir kltre ait
bir iktidar uygulamasysa, rtnmeme veya alma da, kozmetik
rnlerinden korseye pek ok yaptrmlar ve zorunluluklaryla ba
ka bir ataerkil kltre ait bir iktidar uygulamasdr. Burada sorunlu
126 SMRGEC FANTAZLER

klmaya altm ey, peenin belli bir sylemsel yap iinde olum
suzlanma tarzdr, nk burada sz konusu olan basite rtnen ka
dnlarn zgrletirilmesi deil, bir baka iktidar yatrmdr.

Aydnlanma Felsefesinin teki Yz

Klasik smrgeciliin siyasal, kltrel ve ekonomik mant ile Ay


dnlanma projesinin zerinde temellendii rasyonalite ilkesi, moder-
nite ve modemist sylemler arasndaki balant son yllarda deiik
alardan inceleme ve eletiri nesnesi haline geldi.1 Bu eletiriye g
re, modemitenin akl ve rasyonaliteye yapt vurgunun beraberinde
getirdii temel anlaylardan biri de modem-olmayan nc Dn-
ya'nn toplumsal ve kltrel zelliklerinin Bat'nm izledii gelime
modeliyle uyumlu olmad anlay olmutur. Aydnlanmann ve h
manist felsefenin temel gstergeleri olan gelime, ilerleme, modern
leme ve evrensellik ilkeleri ayn zamanda smrge iktidarnn "mo
dernletirme ve medeniletirme" misyonunun mihenk tan olutu
rur. Bu misyon, Bat'nm kendi benliinin dma ittii tekilerin nasl
geri ve bu nedenle gelitirilmeye muhta olduklarnn tescil edilme
siyle mmkn olabilmitir. Aydnlanma ve smrgecilik arasndaki
iliki basite konjonktrel veya tesadfi bir buluma olarak dn
lemez. Yeni gelien bu eletirel sorunsaldan ok nce Sartre hma
nist felsefenin ilkelerinin rk bir temele dayandn gstermiti:

1. zellikle u almalara baklabilir: Homi Bhabha, "'Race', Time and the Re-
vision of Modemity", xford Literary Review, 13-1-2 (1991); "Siy Civility, Octo-
ber, 34 (1985); "Representation and the Colonial Text: A Critical Exploration of So-
me Form of Mimeticism", The Theory ofReading iinde, der. Frank Gloversmith,
Sussex: Harvester Press, 1984; Partha Chatterjee, "Colonialism, Nationalism and
Colonized Women: The Contest in India", American Ethnologist, 16/4 (1989); Na-
tionalist Thought and the Colonial World: A Derivative Discourse, Londra: Zed
Books, 1986 (Trkesi: Milliyeti Dnce ve Smrge Dnyas, stanbul: letiim,
1996); David Lloyd, "Race Under Representation", Oxford Literary Revievv, 1371-
2 (1991); Chandra Talpade Mohanty, "Feminist Encounters: Locating the Politics
of Experience", Copyright 1, (1988); S. P. Mohanty, "Us and Them: On the Philo-
sophical Bases of Political Criticism', The Yale Journal of Criticism, 2/2 (1989);
Gayatri Chakravorty Spivak, "Subaltem Studies: Deconstructing Historiography",
in Other Worlds iinde, New York ve Londra: Routledge, 1988; Robert Young,
White Mythologies: Writing History and the West, Londra ve New York: Routled
ge, 1990.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 127
Bat, kendini insanln yegne emsali olarak deklare ediini, teki
leri kle ve barbar olarak kuruuna borludur.2 Emperyalist sylemin
ve hmanist felsefenin znesi arasndaki bu ortaklk, Gayatri Spi-
vak izleyerek sylersek, bu znenin hkmran konumunda aranma
ldr.3 Bat'nn, hmanist felsefenin ve Aydnlanma ideolojisinin bu
hkmran znesi kendisini insan, medeni ve evrensel olarak kurabil
meyi, teki'ni medeniletirilmesi gereken geri ve geleneksel bir rk
olarak kurmasna borludur. Bu ise, teki kltrlerin teleolojik ve
kronolojik bir tarih anlay iinde "eksik" diye kurgulanmasn getir
mitir beraberinde. Farkl kltrlerin, yani kltrel farkn bu krono
lojik tarih anlay iinde hiyerarik bir dizge iine yerletirilmesi,
Batnn farkn zamansal bir mesafe olarak tanmlamasn ve meru
latrmasn olanakl klmtr.4 Fark zamansallatran bu byk an
lat, tek bir insanlk tarihi kurgulayarak, Bat'nn kendisini yalnzca
tarihin evrensel znesi olarak kurmasn deil, ayn zamanda klt
rel stnln ve egemenliini de kurmasn salamtr. Spivakm
ifadesiyle, "dnyay dnyalatran" bu anlatnn merkezinde yatan
ey, Bat'nn kresel egemenlik projesini evrensel geerlilii olan bir
gelime ve ilerleme modeli olarak kurmas olmutur. Bat'nm ekono
mik, siyasal ve kltrel egemenlii, Comellious Castoriadisin deyi
iyle, "tm insanlk.iin geerli bir yaam biimi" ngrmesiyle ya
kndan ilikilidir.5 Bu nedenle Aydnlanma ideolojisinin, Radhakrish-
nan'n szleriyle, "evrensel geerlilik arayan yzergezer bir gster
ge"6olarak ilev grdn syleyebiliriz. Ancak modernliin ve ev
renselliin kuruluu temel bir eliki barndrr, nk modemitenin
zelliklerinin smrgeletirilen kltrlere empoze edilmesi, yerli
kltrn zerkliinin ve bamszlnn reddini beraberinde getir
mitir.7 te bu nedenle, smrgeletirilen topraklarda uygulanan zor-

2. Jean-Paul Sartre, Alntlayan: Young, White Mythologies, s. 125.


3. Gayatri Chakravorty Spivak, "Subaltem Studies", s. 202.
4. Antropolojide zamansal aralarn kullanmnn detayl bir tartmas iin
bkz. Fabian, Johannes, Time and the Other: How Anthropology MakesIts Object,
New York: Columbia University Press, 1983.
5. Comellius Castoriadis, "Reflections on Rationality' and 'Development'",
Thesis Eleven, 10/11, 1984-85, s. 22.
6. R. Radhakrishnan, "Nationalism, Gender and the Narrative of Identity", der.
Andrew Parker, vd., Nationalisms and Sexualities, New York ve Londra: Routled-
ge, 1992, s. 87.
7. Homi Bhabha, "'Race', Time, and the Revision of Modemity", s. 198.
130 SMRGEC FANTAZLER

bir yandan smrgecilii merulatrc bir ilev grrken, dier yan


dan da Batl feministlerin tekini belli bir biimde bilmesine ve tem
sil etmesine yardmc olmutur. Yani Aydnlanma sylemi Batl ka
dna, karanlk ve tekinsiz teki kltrden olan cinsda karsnda,
kendisine hkmran bir kimlik kurmasna yardmc olacak bir dizi
sylemsel strateji salamtr. Aydnlanma felsefesi ve feminist sy
lem arasndaki bu sylemsel ibirliinin, benim bu yazda "emperyal
feminist" olarak adlandracam tavrn oluumuna ve gcne nem
li katklar olmutur.

Kadn Medeniletirmek, Peeyi Amak

/ Dou'da karanlk ve kasvetten baka pek de bir ey gremeyen s


mrgeci baka, peesinin altnda "hapsolmu" kadnn durumu daha
da bir karanlk grnr^Bu kltrlerin baz asli zelliklerinin kadn
da vcut bulduu dnld iin, kadnlarn durumunun iyileti
rilmesi, yeniden dzenlenmesi zel bir nem kazanr. Smrgeci
kltrn meruluunu kurmasna yardmc temel ideolojik elerden
birisi de, Doulu toplumlarda kadn "vahice" ezen kltrel pratik
lerin ve dini geleneklerin eletirisi olmutur. Kadnlarn ezilmesin
den sorumlu gelenekler, Dou kltrlerinin barbarlnn kant ola
rak gsterilir. Emperyal feminist sylem, Doulu toplumlarn, Ba-
t'nm ok nceden elde etmi olduu gelimilik dzeyine eriebil
mek iin, zellikle kadnn bedeninde somutlaan baskc kltrel
pratiklerden radikal bir kopuu gerekletirmek zorunda olduklarn
vurgulamtr.
Aydnlanma projesinin bu "feminist" vurgusunun kendisine temel
ald hedef, kadn bask altnda tutan "geri" mslman geleneklerin
dntrlmesi olmutur. Bu kltrlerdeki modernlik ncesi toplum
sal yaplarn ve deerlerin radikal bir dnme uramas, kadnlarn
durumlarnda yaplacak iyiletirmenin olmazsa olmaz koulu olarak
grlmtr. Bu nedenle, bu toplumlarn modem Batnn idealleri
dorultusunda "iyiletirilmesi, her eyden nce "geri" olan kltrel,
ekonomik ve politik koullarn sistematik bir biimde zlmesini
gerekli klyordu. Woodsmall'un Woman in the Changing slamic
System adl kitab, bu srete Bat'nn arzu edilen modeli saladn
dan en kk bir kuku duymuyor:
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 131

Peenin arkasndaki dnm , B atl kyafetlerin taklit edilm esi sayesin


de zevklerde ve giyim lerin uygunluu konusunda yava am a kalc b ir dei
imle gereklem ektedir.... H arem deki sosyal yaam da kesinlikle Avrupal
bir m odele benzem ektedir.15

Dou toplumlarmdaki kadnlar zerine yazlan antropolojik me


tinlerin tanmlayc zelliklerinden biri, yukarda belirttiim gibi,
teki'ni zamansal olarak geriye iten zamansallatrc sylemdir. Bu
ayn zamanda, Bat'nn zgl zamansalln evrensel bir model ola
rak kuran temel talardan biri olmutur. Bat ve Dou arasndaki far
kn z bu zamansal farkta aranmtr. Dounun farkl bir zamansal-
la sahip olabilecei varsaymna hibir ekilde yer verilmediinden,
onlarn tanm gerei duraan ve deiime kapal toplumlar olduu
tereddtsz kabul grmtr. Said'in Massignon okumasnn da gs
terdii gibi, oryantalizmin kurduu bu imgelemde "Bat ve Dou ara
sndaki farkn z, modernlikle antik gelenek arasndadr."16 Gele
neksel olan Dou'yu tanmlayan ey ite bu duraan despotik zaman-
sallktr. Bu yaygn anlay, Woodsmall'un metninde yle dile gelir:
D oudaki toplum sal yap getiim iz on y la kadar deim eden asrlar
dr ayn kalm tr. Din ve toplum sal sistem in birbirine bu kadar entegre ol
duu slam dnyasnda on yedinci yzyln toplum sal gelenekleri, ok k
k deiiklikler dnda olduu gibi korunm utur. Bat ve D ounun top
lum sal pratikleri arasnda ok yakn zam ana kadar derin bir uurum varola-
gelm itir.17

Dou toplumlarnda belli bir dzeyde dnm gereklemi ol


sa bile, kadnn konumunun ayn kald ne srlr. Leila Ahmedin
de belirttii gibi''oryantalist sylem Doulu kadnlarn nasl geri ve
baskc koullar altnda bulunduklarn "kantlayan" yzlerce metin
retmitir/Juliet Minces, bu toplumlarda, kadnlarn iinde yaadk
lar koullarn deiime direngenliini yle ifade eder:
Sorunlu olan ey, kadnlarn hem en her yerde, yava yava - v e belli l
lerd e- erkeklerin egem enliinden kurtulm u olm alarna ram en, msl-
m an dnyann kadnlarnn bu egem enliin altnda ezilm eye devam etm ele
ridir. Bu toplum lardaki inkr edilem eyecek gelim elere ve bu lkelerdeki

15. Ruth Frances Woodsmall, Woman in the Changing Islamic System, Delhi:
BIMLA Publishing House, 1983, s. 48.
16. Edward Said, Orientalism, Harmondsworth: Penguin Books, 1978, s. 269.
17. Ruth Frances WoodsmaIl, Woman in the Changing Islamic System, s. 39.
132 SMRGEC FANTAZLER

baz devrim ci hkm etlerin m odernlem e arzularna paralel olarak kadnla


ra daha fazla eitlik ve haklar tanm alarna ram en, kadnlar hem en hi de
imem i bir sistem altnda yaam aya devam etm ektedirler.1819

Deiimin odann ne olmas gerektiine ilikin tartmalarda


kadn sorunu zel bir neme sahiptir. Dou'nun modernleebilmesi
nin gelenekten radikal bir kopula mmkn olabilecei dnlr.
Gelenekten kopuun gerekliliine yaplan bu vurgu, ayn zamanda
Doulu kadnlarn iinde bulunduu baskc ve zgrlkten yoksun
koullarm ahlaksal bir eletirisi anlamna da gelir. Bylece kadn,
Chatterjeenin de belirttii gibi "zgrle yer tanmayan tm bir
kltrn gstergesine" dnr.1^ Kadn ve Dou arasnda kurulan
bu metonimik iliki sayesinde kadn, gelenein ve Dou'nun znn
temsilcisi olarak dnlr. Kadn ve gelenek arasnda kurulan bu
zdelik, kadnn peesinin almasna neden ayrcalkl bir nem at
fedildiini aklayabilir. Peeyi, gelenein ve dinin en grnr gs
tergesi olarak alan "iyiliksever" Batl feminist gz iin pee, tam da
arzu ettii eyi, yani kadnla slam/gelenek arasndaki sk ban r
neini ve bylece de peenin kadnn zgrlemesi adna kaldrlma
s gerektiini dile getirme frsat verir. Dolaysyla pee, baskc olan
ve zgrlkten uzak slami gelenein ve Doulu kltrlerin en temel
gstergesi, bylece de kadnn bask altnda tutulduunun kant ola-
rak kodlanmtr. Kadnn bask altnda tutulduunu anlayabilmek
iin slami kltrel pratiklere bakvermek yeterli grlmtr. Pee
nin, mslman kltrlerin znde varolduu dnlen geleneksel-
ciliin tartlmaz amblemi olarak ele alnmasnn bir sonucu olarak,
onun kartlmas da reformun ve modernlemenin en nemli gster
gesi olarak addedilir. Bu adan bakldnda, Doulu kadnn pee
sini kartma arzusunun daha geni bir sylemin, yani ilerleme, ge
lime ve slam'n Bat'nn modernlik modeliyle uyumazl konu
sundaki yaygn inanla bulumas tesadfi deildir. Mslman kl
trlere ilikin bu tahayylde, harem, pee ve poligami gibi pratikler
kadnn bask altnda tutulduunun en belli bal kantlar olarak gs
terildiinden, bunlar emperyal feminist sylem iin deiimin hede
finin ne olmas gerektii konusunda tartmaya yer brakmayacak r-

18. Juliet Minces, The House o f Obedence, Londra: Zed Press, 1980, s. 14.
19. Partha Chatterjee, "Colonialism, Nationalism and Colonized Women: The
Contest in India", 1989, s. 622.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 133

nekler olarak kabul grmtr.20 ngiliz Grace Ellison, yirminci yz


yln balarnda yazd yazlarda Trk kadnlarn betimlerken bu
eilimi yle dile gelir: "Yllarn klelii birka ayda bertaraf edile
mez ve leydiler yzlerini hl kaim siyah bir bezle rtmeye devam
etmektedirler.21
Emperyal feminist sylemde kadn sorununa atfedilen bu ayrca
lkl nem, Lata Mani'nin22 Hindistandaki sati rneinde de gster
dii gibi, kadn "gelenein tartld ve yeniden tanmland bir
alan haline" getirmitir. Kadn, yalnzca gelenein ve otantik klt
rn cisimletii cins deil, ayn zamanda lkenin znn de temsil
cisidir. Kadn tam da byle bir z temsil ettii iin gelenein ve ulu
sun en belli bal deerlerinin bedensellemesi olarak grlr.23 Bu
nedenle gelenekselcilikten kopuun gereklemesi iin, ilerleme ve
modernleme gibi ideallerin her eyden nce kadn zerinde gerek
letirilmesi gerekmektedir. Bu sylemsel evrende, Batl feministle
rin elde ettikleri kazanmlann, Doulu kadnlarn zgrlemesi sre
cinde ilham kayna ve yol gsterici olduu tereddtsz kabul gr
mtr. Batl feminist idealleri norm olarak alan bu tutumun tipik
rneklerinden biri WoodsmaU'dur:
D aha zgr bir yaam a doru ilerlem ede Doulu kadnlar B atdan ok
ey almlardr. Toplum sal zgrlk, ekonom ik bam szlk, siyasi haklar,
kam u hayatna katlm, D oulu kadnlarn etkinliklerinin ve karlarnn ge
nilem esi - ksaca, kadnlar iin daha zgr yaam a doru atlan admlar,
B atdaki kadnlarn elde ettii gelim elerden ilham almtr. B at'da eitlik
ilkesini oluturm aya ynelik m cadele, D ou'nun m illiyeti liderlerinin, B a
tl anlam da bir ilerlem eyi elde edebilm ek iin kadnlara eit im kn salam a
y kabul etm elerinin yolunu hazrlam tr.24

Batl feministlerin yaamlarn ve kazanmalarn demokratik, ge


limi ve zgrlemi, ksaca norm olarak kaytsz artsz kabul et

20. Leila Ahmed, "Westem Ethnocentricism and Perceptions of the Harem",


Feminist Studies, 8/3 (Sonbahar 1982), s. 523.
21. Grace Ellison, An Englishwoman in a Turkish Harem, Londra: Methuen,
1915,s.61-2.
22. Lata Mani, "The Contentious Traditions: The Debate on sati in Colonial In-
dia", Cultural Critique, 7 (Sonbahar 1987), s. 151.
23. Bu konudaki yararl bir tartma iin bkz. R. Radhakrishnan, "Nationalism,
Gender".
24. Ruth Frances Woodsmall, Woman in the Changing Islamic System, s. 413.
134 SMRGEC FANTAZLER

menin sonularndan biri, Batl feministlerin kendilerine evrensel


bir zne konumu kurmalar olmutur. Onlarn durumu, yaamlar ve
elde ettikleri kazanmlar tm insanln elde etmesi gereken ideali
temsil etmitir. rnein Juliet Minces, Avrupa-merkezcilik tehlikesi
tamasna ramen, Batl feminist idealleri evrensel norm olarak ko
rumak gerektiine inanr:
A rap dnyasnda kadnlarn yaam koullan Bat'nn kriterleriyle deer
lendirilebilir mi? Bat'daki kadm lann yaam larn dem okratik, eitliki ve
ilerici olan tek m odel gibi deerlendirm ek Avrupa-m erkezci bir tutum deil
midir? Hayr, yle olduunu dnm yorum . Batl fem inistlerin talepleri,
kadm lann insan olarak zgrlem esi yolunda en ileri aam ay tem sil eder.
deal olarak, rnein insan haklan iin uygulanan kriter genel olarak evren
sel olm aldr.25 (vurgu benim).

Minces, Bat'daki feminist kazanndan evrensel ideal olarak alr


ken bu feminist ideallerin ne zgl ierikleri ne de bunlarn iinde
yeerdikleri zgl balanlan dikkate almaktadr. Batdaki feminist
mcadelenin ve kazammlann evrensel feminist ideali temsil etmesi
olduka tipik ve yaygn bir tutumdur. Burada amacm bu konumu ba
site "yanl" ilan etmek deil, Minces'in yukandaki ifadesinde belir
gin hale gelen bu konumun dogmatik doasma dikkat ekmektir.
Minces Avrupa-merkezci olduunu aka kabul ettii bir konum al
iin nasl oluyor da yine de Avrupa-merkezci olmadn sylyor?
Kabul ettiini reddetmeye dayanan bu garip, eliik argman tarz
nn, bu dpedz dogmatik srarn altmda yatan bir g yatrm olma
sn? Nedir bu garip konum al reten ideolojik, sylemsel, siyasal
mekanizmalar?
Spivak'm ileri srd gibi, inceleyen zne kendi konumunun ta
rihsel ve kltrel zglln ve tikelliinii silmekle, bu konumu
bo ve soyut hale getirmekle, kendini evrensel, yani hegemonik k
lar.26 Evrensel bir norm ileri srmek, Batl kadnlarn kazammlarn,
teki kadmlann da hedeflerini ve yaam biimlerini tanmlayabile
cek ve lebilecek temel lt olarak almak sayesinde mmkn ola
bilmitir. Baka trl syleyecek olursak,M atl kadnlarn kendileri
ne zgrlemi stats atfetmeleri, Doulu kadnlar, kendilerinin

25. Juliet Minces, The House of Obedience, s. 25.


26. Gayatri Chakravorty Spivak, "Imperialism and Sexual Difference", Oxford
Literary Review, 8/1-2 ((1986), s. 229.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 135

"deersiz tekisi" olarak temsil edebilmelerine dayann tekinin bu


biimde tanmlanmas, Batl kadnn benliinin snrlarn kurmas
na yardmc olur. Tikel ve zgl olann evrensel normu temsil etme
si ve bunlarn birbirlerinin yerine geebilmesinin, Batl kadnlarn
igal ettikleri zne konumu asndan nemli sonular olmutur. Ba
tl olmak demek, znenin kendi zgl ve tikeli koullarn evrensel
klma yetisinin de olmas anlamna gelir. Bu da emperyal feminist
sylemin kendisini, Dou'nun kadnlarna bu evrensel normlara ka
tlma frsatn veren bir "bonkrlk" ve "iyilikseverlik" olarak kur
masn salamtr. Burada silinen veya olumsuzlanan farktr. Spi-
vak'n belirttii gibi "eer bir tane evrensel varsa bu fark iere-
mez.27 Bu nedenle Batl kadnlarn evrensel zne konumunu igal
edebilmelerini "tikel olann hkim olan haline gelii"28 olarak dn
meliyiz; bu, evrensellik makyaj yapm bir tikelliktir. Ancak burada
altn izmemiz gereken ey, her tikel olann kendisini evrenselin
temsilcisi olarak kurabilmesinin imknszldr. Evrenselin hkimi
yeti, hkimiyet konumunun elde edilmesini takiben kurulmaz. Tikel-
liin evrensellie dnmesi, hiyerarik ve kartla dayanan bir iki
lik iinde kurulmasnn sonucudur. Joan Scott'un belirttii gibi, bu
hiyerarik dzenleme iktidarn bir sonucudur. Bu kartln bir tara
fna tikeli stats atfedilmesi, farkn ve tekiliin dlanm olmasn
dan deildir. Tersine, bu dlanmay mmkn klan ey, farkn tikel
lik olarak konumlanm olmasdr. Bundan daha nemlisi, tekini
farkl ve tikel olarak iaretleme bizzat iktidarn ve dlamann bir so
nucudur. Bu, "baz terimlerin stnln, tipikliini veya evrensel
liini, tekilerin ise aaln ve atipikliini veya tikelliini kuran
bir sretir."29 stelik yalnzca farkl olanlar normun dnda tanm
layacak bir standart koyma sreci deil, ayn zamanda fark kodlayan
ve temsil eden zneye hkmran bir konum salayan bir sretir.
Benlii, tikel ve farkl olandan ayrt etmeyi mmkn klan bu sre,
onu evrensel olarak merkezleyen bir sretir de ayn zamanda. Da-

27. Gayatri Chakravorty Spivak, "French Feminism Revisited: Ethics and Po-
Iitics", Feminists Theorize the Political iinde, der. Judith Butler ve Joan Scott,
New York ve Londra: Routledge, 1992, s. 75.
28. Emesto Laclau, "Universalism, Particularism and the Question of Identity",
October, 61 (Yaz 1992).
29. Joan Scott, "Multiculturalism and the Politics of Identity", October, 61.
(Yaz 1992), s. 14-5.
136 SMRGEC FANTAZLER

vid Lloyd'un ok gzel bir ekilde belirttii gibi, yanszlk ve evren


sellik iddias ayn zamanda zneye hkmranlk konumu salayan
srecin bir parasdr.
Egem en bireyin igal ettii konum zellikleri olm ayan zne konum u
dur. "Snrsz zellikleri" olan zne, belirlenm em i ve iaretlenm em i zne
dir... Evrenselliini farkszl sayesinde elde eder: Bu zne herkesin yerine
geebilm esi, her konum u igal edebilm esi, saf bir deiim sellik olm as sa
yesinde her eyi ve herkesi tem sil edebilm ektedir. tekiler tikel ve ksm i o l
duu halde, bu zne evrensel olandr; bu zne kam u alan iin kurulm u
m kem m el ve tarafsz bir hkim konum undadr.30

Nicki Keddi ve Louis Beckin ortak almasnda benzer bir ev


rensellik konumunun kurulduunu syleyebiliriz. Dou'daki kadn
larn hayatlarnn kendilerine ne tr bir doyum saladyla, yaam
biimlerinin onlar iin ne tr olumluluklar tadyla ilgilenmedik
lerini aka ifade ederler. Buna yneltilebilecek potansiyel Avrupa-
merkezcilik eletirisine bir savunma olarak da Bat'nn standart aln
mas gerektiine inandklarn vurgularlar.
Orta Doulu kadnlarn hayatnda, bu hayat onlara her ne kadar belli tat
m inler ve olum lu zellikler salasa da, Bat standartlan ve olanaklar dikka
te alndnda, nem li eksiklikler vardr. K endilerinden daha iyi eitim alm
ve daha varlkl snflardan gelen B atl kadnlarla kyaslandnda, O rta D o
ulu kadnlarn hayatlarna ilikin tem el alanlarda karar verm e zgrln
den yoksun olduklarn gryoruz.31

Aydnlanma projesinin kurduu zne konumu dnldnde,


bu etnik merkezciliin kendisini "karar verme zgrl" olarak
sunmas artc deildir/ Dou'yu tanmlayan ey, Bat'nn ilerleme
ve zgrlk ilkelerinden yoksun oluudur. Aslnda Doulu kadnla
rn hayatlarnda eksik olan ey tm Dou kltrndeki bir eksikliin
gstergesidir. Burada sz konusu olan, basite Batl olanla evrensel
olann zdeletirilmesi deil, ayn zamanda Bat'y ve/Dou'yu bir
birinin tam kart olarak kodlayan zselci bir tipolojidiM Bat ve Do
u arasnda olduu dnlen bu mutlak ve sistematik fark, bu top-
lumlann kadnlarnn konumlarnda da kendini gstermektedir. r
nein Woodsmalla gre,

30. David Lloyd, "Race Under Representation", s. 70.


31. Nikkie Keddi ve Lois Beck, Women in the Mslim World, Cambridge Mas-
sachusetts: Harvard University Press, 1978, s. 18.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 137

D ou'nun ve B at'm n toplum sal sistem leri birbirine tam am en zt ilkelere


gre kurulmutur. Dou'ra toplum her zam an iki cinsin ayrm na, k a d n n
kapatlm asna ve alannn evle snrlanm asna dayanmtr. Belki kadnlarn
bu snrl alanda hatr saylr b ir iktidar vardr am a ayn zam anda, geem e
yecekleri eitli snrlar da vardr. Bat dnyas, kadnlarn ve erkeklerin
dnyalarn birbirinden bu kadar keskin bir biim de ayrtrm am tr. Bat
toplum u birlik zerine kurulm utur. Bu eitlik anlam na gelm ese de kesin
likle kadn ayr bir alana yerletirm ez.32

NVoodsmallun syleminin, Bat ve Dou arasnda (Saidin episte-


molojik ve ontolojik fark olarak adlandrd) mutlak bir fark kuran
ve Dou'yu Batnn olumsuz kart olarak, Batya gre eksiklikle
riyle tanmlayan oryantalist sylemin tipik zelliklerini tadn
sylemek mmknt/Fallus-merkezcilikle basite "erkein kadm ez
mesini deil de, Bircilik yasasnn (Law o f the One) veya aynlk
mantnn (logic of sameness) iledii bir sylemsel yapy anlarsak,
Woodsmall ve dierlerinin syleminde sz konusu olann basite Or
yantalizm deil ayn zamanda fallus-merkezilik olduunu da syle
yebiliriz. Q halde Bat'mn modernlik, gelime, ilerleme ve zgrlk
le, Dou'nun da bunlarn kartlar olan zelliklerle tanmlanmas fal-
us-merkezci bir yapya sahiptir. Dou'yu olumsuzlukla zdeletiren
bu tavr, aym zamanda onu ancak kendi tesis ettii normdan farkl ol
duu oranda anlalabilir bir ey haline sokar. Bu nedenle kartlk
iinde yer alan terimlerin ieriklerine atfedilen zelliklerden ziyade,
bunlar birbirinin kart ve birbirinden radikal olarak farkl olarak
kuran mantk nemlidir. Kartlklara dayanan bu yap iinde, Dou
ve Dou'daki kadnlarn iinde bulunduklar koullar ise dersizle-
tirilmi farkn alann temsil ederler. Dou'yu ve Doulu kadm bu
ikili mantk iinde temsil eden feminist sylemin ayn zamanda, em-
peryal oluunu, bir istisna veya feminizmden sapma olarak deil,
normun olumluluunu ilan edebilmek iin, fark olumsuzluun alan
olarak temsil eden sylemsel yapnn bir uzants olarak grmeliyiz.
tekini olumsuzluun ve deersizliin alan olarak temsil etmek s
mrgeci sylemin temel bir zelliidir. Doulu kadmn farkn, an
cak norm olarak alman Batl kadndan farkl olduu lde anlaya
bilen bu mantkta fark yalnzca bir paradoks olarak varolabilecektir.

32. Ruth Frances Woodsmall, Woman in the Changing Islamic System, 1936, s.
39.
138 SMRGEC FANTAZLER

Emperyal zne

Aydnlanma projesinin evrenselci tutumunun eletiri oda haline


geldii akademik ve siyasi arenada, bugn fark sorunu entelektel
ler, aznlk gruplar ve kadnlar iin nemli bir tartma konusu oldu.
Smrge-sonras sylem tartmalar, evrensellik iddiasnn kayna
n Aydnlanma felsefesine yerletirirken, feminist tartmalar da
(zellikle Luce Irigaray, Helene Cixous, Michel LeDouff gibi isim
lerle anlan Fransz feminizmi) evrenselci sylemle erkek egemen
sylem arasndaki balanty ortaya koydu. Evrenselin en asli temsil
cisinin erkek (ve tabii Batl) olarak kurulmas, kadn bu alandan ih
ra etmitir. Monique Wittig'in belirttii gibi "soyut biim, genel ve
evrensel eril cinsin anlam budur. Evrensel olan her urakta ve srek
li olarak erkek tarafndan kendine mal edilmitir."33 Evrensel konum
erkek tarafndan igal edildiinden ve evrensellie kabul snrland
rlm olduundan, kadnlarn evrenselin alanna girebilmesi ve ni
metlerinden yararlanabilmesi ancak ve ancak eril bir tutumu taklit et
meleriyle mmkn olabilmitir. Baka bir deyile, kadnlar evrense
lin nimetlerinden ancak eril bir konum aldklar lde yararlanabil
milerdir. Buradaki ilgin paradoks, kadnlarn evrenselden pay ala
bilmelerinin ancak zgllklerini, kadnlklarn ve farklarn reddet
meleriyle mmkn olmasdr. Bu nedenle kadnlarn evrenselin ala
nna kadn olarak olumlanma yoluyla girebilmeleri mmkn deildir.
Eer yukarda iddia ettiim gibi, evrensellik sylemi ayn zaman
da fallus-merkezci bir konum alsa, Doulu kadnlarn evrensel ol
duu iddia edilen Batl kadnlarn kazanndan dorultusunda zgr
lemeleri gerektii iddias basite bir iyilikseverliin ifadesi olarak
kabul edilebilir mi? Bu iyiliksever tutumu, Batl kadna emperyal bir
zne konumu salayan sreten ayrt edebilir miyiz? Bu sorularn bi
ze feminist kuramn kon noktasn hatrlatmas bakmndan nemli ol
duunu dnyorumfnk feminist kuram, yansz ve evrensel ol
ma iddialannn cinsiyeti balamna dikkatimizi ekmekle birlikte,
cinsel fark dier tm farklara gre ayrcalkl bir konuma yerletirdi
inden, feminist sylemin de iinde konumland (ve bunun nimet

33. Monique Wittig, Alntlayan: Naomi Schor, Bad Objects: Essays Popular
and Unpopular iinde, Durhan ve Londra: Duke University Press, 1995, s. 8.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 139

lerinden faydaland) emperyal ve Avrupa-merkezci balama kr ka-


labilmiti/Evrensellik sylemini, yalnzca cinsel fark dlamas a-
smdi sorguladmzda, kltrel farkn temsilindeki fallus-merkez-
ci balam ve fallus-merkezciliin Avrupa-merkezci balamn gz
ard etme tehlikesine deriz. Yukarda etnografik metinlerden yapt
m alntlarla gstermeye altm gibi, Batl kadnlarn Doulu
kadnlara ilikin sylemlerinin beslendii, ama ayn zamanda bir tr
l dile gelmeyen balam Avrupa hegemonyas ve fallus-merkezcilik
olmutur. Evrensel kadnlk yarar ve kresel kzkardelik adna ko
nuan bu "iyiliksever" tutum, hkmran zne konumunu igal etme
fantazisi kuran emperyal ve eril fantazilerden bamsz deildir.
Doulu kadn, slami kltrn kurduu vahi basklardan kurtar
ma arzusunda sz konusu olan ey, znenin kendini belli bir biim
de konumlandrmasdr. Antoniette Burton'un da ileri srd gibi
"feministler medeniletirme misyonunu kendi zel modem kadnlk
sorumluluklar olarak dnmlerdir, nk bu onlara emperyal
ulus-devlet iinde zgrlemi bir rol edinmelerini salamtr."34
Batl feministlerin kendi durumlarna zgrlk atfetmeleri ayn za
manda iinde yaadklar toplumdaki ikincil konumlarn inkr etme
lerine imkn tanmtr, nk Doulu kadna kyasla kendilerini z
gr olarak tahayyl edebilmeleri sayesinde^featl kadnlar kendi l
kelerindeki ezilileriyle yzlemekten kaabilmilerdir.35 Batl ka
dnlarn kendi kltrlerinde evrenselin alanndan ihra edilmeleri,
kendilerini evrensel olarak kurmalarna imkn tanyacak alanlar l
kelerinin dnda aramalarna neden olmutun/
Modem birey, Aydnlanma ideolojisinin deerli kld bir nosyon
olmutur. Bu dnemin koullan ve yaygn ideolojisi kadnlarn da
olumakta olan "birey-insan" tanmndan pay arzu etmelerini tetikle-
mitir. Bu dnem gerek ekonomik gerekse simgesel yaplarda nem
li dnmlerin yaand bir dnemdir. Bat Avrupa'daki modem
kapitalist gelimeye paralel olarak zerk, rasyonel ve zgr zne ol

34. Antoinette M. Burton, "The White Woman's Burden: British Feminists and
the Indian Woman, 1865-1915", Women's Studies International Forum, 13/ 4
(1990), s. 295.
35. Mervat Hatem, "Through Each Other's Eyes: The Impact on the Colonial
Encounter of the Images of Egyptian, Levantine-Egyptian, and European Women,
1862-1920", der. Nupur Chaudri ve Margaret Strobel, Western Women and mperi-
alism.
140 SMRGEC FANTAZLER

ma rabet gren ideallerdi. Ancak bu yeni zne nosyonuna atfedilen


deere paralel olarak ataerkil ilikilerle yaplanan toplumsal, ekono
mik, siyasal ve kltrel koullar kadnn bu normdan pay almasna
izin vermemitir. nk kadn her eyden nce erkein hkmran
zne konumuna yerleebilmesini mmkn klan zemin olma ilevini
grmtr. Aydnlanma sylemi erkeklik ve Batllk ile evrensel ola
n zdeletirebilmek iin kadn evrenselin alanndan dlam ve
onu deersizlemi bir farkn temsilcisi olarak kodlamtr. Aydnlan
ma anlats akl, birey ve erkeklik arasnda zdelik kurar. Aydnlan
may tanmlayan birey nosyonunun ima ettii rasyonel ve evrensel
zne erkek bir znedir. Aydnlanma, znenin/insann/bireyin erkek
olarak kuruluunu mmkn klan bir felsefe olmutur. Erkeklik iin
kurulan ve erkee maledilen bu hayali evrensellik, zneliin alannn
fallus-merkezcilik tarafndan igal edilii anlamna gelir/Aydnlanma
deerlerinin norm olarak kurulabilmesi deersizletirilen cinsel, et
nik ve kltrel farklarn dlanmasyla mmkn olmutur. Bu neden
ledir ki Batl kadnlar zne konumu edinebilmek iin kendi kltr
lerinin dnda alternatif yollar aramaya koyulmulardr. 19. ve 20.
yzyldaki smrge toplumlar bu konumu kurabilmek iin en uygun
alanlard; nk bu alanlar farkl, norm d olan temsil ediyordu ve
bu sayede hkmran zne konumunu kurmay mmkn klan yrr
lkteki mantn uygulanabilecei bereketli topraklar olarak grn
yordu Ju nedenle Batl kadnlarn, Douya ve Doulu kadna ili
kin sylemlerinin hkmran erkek znenin syleminin bir simulas-
yonu olduunu iddia edebiliriz. Batl kadnlar, gelimekte olan mo-
demist ideolojinin oluturduu btnsel birey olma idealini ancak
kendi topraklan dmda, Dou'da elde edebilme imkn bulmular
dr. Arzu edilen bu hkmran ve evrensel zne konumunu ancak de
ersizletirilen kltrel fark karsnda edinebilmeleri mmkndr.
Rosemary George, emperyalizmin kadmlann hkmran zne konu
mu edinmeleri zerindeki etkilerini tartrken "modem bireyin her
eyden nce emperyalist"36 olduundan sz eder. O halde kadnn z
ne olma srecine ilham veren ey fallus-merkezci model olmutur ve
farkn dlanmas, Batl feminist sylemin de temel mekanizmas
olarak ilemitir. Bu durumda Batl kadnn kendini zne olarak ku

36. Rosemary Marangoly George, "Homes in the Empire, Empire in the Ho


me", Cultural Critique, 26 (K 1993-94), s. 97.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 141

ruunun ancak ulusal snrlar dnda, yani cinsel olarak ayn ancak
kltrel olarak farkl olan teki ile karlamasnda mmkn olabil
diini iddia edebiliriz. Gayatri Spivakn, emperyalizmin feminist bi
reycilik zerindeki etkileri zerine syledikleri aydnlatc nitelikte.
E m peryalist dnem deki fem inist bireycilikte sz konusu olan ey insa
nn kuruluu, znenin sadece birey olarak deil, bireyci olarak da arl
dr... N e tam /ne erkek olan bireyci kadn, kendini sz konusu olan deien
ilikilere gre eklem leyebilirken, "yerli kadn" (ki sylem de bir gstergedir)
ortaya kan bu yeni norm dan hibir pay alam az.37

Smrgeciliin Grsellik Rejimi

Aydnlanma projesinin emsiyesi altnda yeerip bym emperyal


feminist sylemin niin peenin almasn ilerlemenin ve gelime
nin en temel gstergesi olarak ald artc gelmemeli. Peenin
almasyla Doulu kadnlarn zgrlemeleri yolunda nemli adm
lar atlacana duyulan inan, Aydnlanma felsefesine hkim olan
rasyonalist epistemolojik varsaymlarla tarihsel olarak ezamanl ol
duu gibi kavramsal olarak da uyumludur.
' Akl, gerei ve ilerlemeyi ycelten Aydnlanma projesi ile gr
sel olan deerli klan modem grsellik rejimi nasl eklemlenmitir?
Aydnlanma dneminin epistemesi ile modem grsellik rejimi hangi
noktalarda kesimektedir? Sahip olma, kontrol etme ve buna paralel
olarak grnmeyen, bedensiz, nesnel olarak gzlemleyen/gzetle-
yen ve kefeden akn zne, Aydnlanma epistemolojisinin tanmla
yc kategorisidir. Bu dnemin smrgeci yaylmaclnda, tekini
peesini aarak grnr klma ve bylece bilgisini kefetme arzusu
nun bu rasyonalist epistemolojiden beslendiini iddia edebiliriz.
Eer Aydnlanma felsefesi grneni ayrcalkl ve deerli klan bir
epistemolojiye dayanyorsa, emperyal feminist sylemin Doulu ka
dnn peesini ama arzusuyla, grnr klarak bu bedeni bilgisine
eriilebilir hale getirme ve dolaysyla bu bedeni yeniden ekillendir
me ve denetleme arasnda bir ilikiden sz edebilir miyiz? / />.
/ "f

37. Gayatri Chakravorty Spivak, "Three Women's Texts and a Critique of Im-
perialism", "Race", Writing, and Difference iinde, der. Henry Louis Gates, Chica
go ve Londra: University of Chicago Press, 1986, s. 263-4.
\ M SMRGEC FANTAZLER

Mu tri Foeallium gsterdii gibi modem disipliner toplumda


bilgi, gm*, rasyonel kontrol ve retken iktidar i ie geecek ekil
de dokunmulardr. Gene Foucault'nun panoptik dzenlemeye ilikin
incelemesinin gsterdii gibi, modernlik, bireyin grnr klnma
syla bedene ilikin btnsel bir kontrol ve hkimiyet kurma ilkesine
dayanr. Doulu kadnn peesini amay (ve bylece onu zgrle
tirmeyi) kendisine hedef seen emperyal feminist projeyi, bireyi g
rnr klarak onun bilgisine sahip olmay ve bylece bu bedeni yeni
den ekillendirmeyi hedef alan modem disipliner iktidar balamma
yerletirdiimizde daha iyi anlayabiliriz. Doulu kadn zerine yazl
m etnografik metinleri, temsil eden zneye hkmran bir konum
salayan Aydnlanma projesinin bir paras olarak deerlendirdii
miz gibi, peeyi ama arzusunu da, ite o grnr olan ayrcalkl k
lan modem grsellik rejiminin bir uzants olarak deerlendirmemiz
mmkn.
Bilginin temel aygtn grme alarak tahayyl eden epistemolojik
yaklamn ilkesi, geree ulamak iin onun zerindeki peeyi/per-
deyi/rty amak olmutur. Bat kltrnde grnr olana atfedi
len bu nem deiik alanlarda gstermitir kendini. Richard Rorty'
nin felsefede,38 Foucaultnun modem disipliner toplumda,39 Iriga-
ray'n psikanalizin ve tm Bat felsefesinin syleminde40 izlerini sr
d gibi, hep grnr olana ayrcalk atfedilmitir. Ancak btn bu
incelikli yaklamlarn gz ard ettii ve sessiz kald baka bir alan
daha vardr; bu da^smrge ideolojisidirfSmrgecilik de, tm Bat
'y felsefesinde olduu gibi, bilebilmek, kontrol ve hkimiyet kurabil
mek iin her eyden nce tekini grnr klma ilkesiyle hareket et-
mitm| |
Martin Jay'in41 gsterdii gibi, modem dnemin grsellik anlay
na damgasn vuran, Rnesans perspektif nosyonu ile Kartezyen
perspektif anlaynn bileimidir. Kartezyen perspektif anlay da

38. Richard Rorty, Philosophy and the Mirror ofNature, Princeton: Princeton I
University Press, 1979.
39. Michel Foucault, Discipline and Punish: The Birth of Prison, Harmonds-
worth: Penguin Books, 1977.
40. Luce Irigaray, Speculum of the Other Woman, Ithaca: Comell University
Press, 1985.
41. Martin Jay, "Scopic Regimes of Modemity", Modernity and Identity iin
de, der. Scott Lash ve Jonathan Friedman, Oxford ve Cambridge: Blackwell, 1992.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 143

grmeyi ayrcalkl klan bir epistemolojide temellenir. Gz, doann


bilgisini en nesnel biimde elde edebilecek temel bir aygtdr. Ancak
doada her ey gzlemlenebilir deildir, gereklik gizlenmitir. Bu
rada gzn rol, gerei gizleyen peeyi delip geerek doann z
n kefetmektir. Doay inceleyen gz yansz, mstakil bir gzdr.
Gzlemleyen, duygularndan arnm tarafsz bir zne'dir. Jaye gre
bunun ima ettii ey, uzaktan bilgisine sahip olduu dnyann tama
men dnda olan, tarih d, tarafsz ve bedensiz bir znenin varl
dr.4243Kartezyen perspektif anlaynn zne nosyonu evrensel ve a
kndr ve bu anlamda Aydnlanmann akn ve bedensiz erkek zne
siyle bir ve ayn znedir. Yukarda ileri srdm gibi, bu bedensiz,
akn zne panoptik gzlem kulesine yerleebilen, grnmeden g
rebilen, bylelikle mutlak g sahibi olabilen bir znedir.
Ayn grsel paradigmadr 19. yzyl realist geleneine de damga
sn vuran. Peter Brooksun Body Wor!3 adl almasnda gsterdii
gibi, grsel ve epistemolojik projeler arasnda, yani grme arzusu ile
bilme edimini ekillendiren erotik arzu arasnda isel bir ba sz ko
nusudur. Bilme arzusunun cinsel arzudan ve meraktan ayrlamayaca
n ne sren Brooks, grme arzusunun ayn zamanda sahip olma ve
bilme arzusu olduunu gsterir. Bu iki arzu i ie getiinden, bilgi
edinmeye duyulan her tr arzunun ayn zamanda hkim olma arzusu
olduunu syleyebiliriz. Grme arzusundaki erotik yatrmla, realist
grsel paradigmann dayand epistemolojik ilkenin en iyi ifade bul
duu alanlardan biri de beden zerine anlatlardr. Bir yandan poziti-
vist bilimler, inceleyen ve nesnelletiren gzlem araclyla doa
zerinde hkimiyet kurmaya alrken, dier yandan benzer bir gr
sel incelemeye tbi tutarak beden zerinde kudret sahibi olmaya a
lan sylemler oalp eitlenmitir. Grme ve grsellik, pee ile
rtl olduu dnlen doann bilgisinin edinilmesinde merkezi
bir ara ve metafor grevi grmtr. Gerekliin bilgisinin ortaya
karlmas, gerekliin dorudan kavranmasn engelleyen rtnn
almas srecine tekabl eder. Brooks grme ediminin gereklie
ulamada nasl ayrcalkl klndm gstermek iin Roland Bart-
hesn 19. yzyl realist geleneini tanmlarken striptiz metaforunu

42. Martin Jay, "Scopic Regimes o f Modemity", s. 182-3.


43. Peter Brooks, Body Work: Objects of Desire in Modern Narrative, Camb-
ridge Massachussets ve Londra: Harvard University Press, 1993.
SMRGEC FANTAZLER

kullanmasna referans verir.44 Barthes'a gre, okuyucunun realist ro


mandan zevk almasn mmkn klan ey, nihai olarak gerein pe
esinin alacana ilikin vaattir. Barthes'a gre, hikyenin sonunu
bilme arzusu bir anlamda striptiz srecinde yaanan cinsel organlar
grme arzusuyla bir ve ayn arzudur. Bu nedenle realist anlatlarda gi
yim kuam ve dier aksesuarlara an bir ilgi vardr, nk bu nesne
leri cazip klan ey onlarn nihai olarak alacak ve rttklerini ele
verecek olmalardr. Gustave Flaubertin Emma Bovarysmi realist ro
mann mkemmel bir rnei olarak inceleyen Brooks, burada gerek
liin izini srmenin aslnda plakln peinde olan erotik bir sreci
imlediini, nk plakl arzu etmenin, bilginin mutlak nesnesi
olan bedenin ortaya serilmesi arzusuyla ayn ey olduunu syler.
Ataerkil ilkelere gre dzenlenen simgesel evrende, peesi ala
rak gerekliine ulalmas hedeflenen beden kadn bedeni, bu be
dene bakan ve bilgisine ulamaya alan gz de erkek gzdr. Bu
nedenle bedenin bilgisini ve onun srlarn aa karma arzusu, ka
dna ve geree mutlak biimde hkim olmann temel arac olagel
mitir.45
Batda hkim olan bu grsel gelenek, smrgeci muhayyilenin
tahayyl biimlerine de damgasn vurmutur. Doulu kadnn pee
sini aarak zgrlemesini salama projesi, grme ve bylece bilme
ve kefetme arzusundan ayr dnlemez. Tm temsil sorunsalmda
sz konusu olan grme arzusu, smrge ilikilerinde de net bir bi
imde ortaya kar. Homi Bhabha'nm da belirttii gibi, smrgeci z-

44. Peter Brooks, Body Work: Objects ofDesire in Modern Narrative, s. 104.
45. Grsel olann ayrcalkl klnmas psikanalizin cinsel fark anlatsnn da ta
nmlayc zelliidir. Gerek Freud'un gerekse Lacann cinsellik kuramnda cinsel
farkn ilk bilgisini salayan temel ara gz ve grmedir. ocuk cinsel fark konu
sundaki ilk bilgisini penisin varlna veya eksikliine gre edinir. Hadm edilme
korkusunun temelinde ve Oedipus kompleksinin zmleniinin, yani erkek ocu
un baba ve iktidar konumu ile zdelemesinin, kz ocuun ise kendini eksiklik
olarak tanmlayarak pasif ve tbi konuma yerlemesinin altnda yatan penisin var
l veya yokluuna ilikin olarak edindikleri bilgidir. Bu bilginin kayna ise cin
sel organn varln veya yokluunu grmeleridir. Bu konuyla ilgili almalar iin
bkz. Toril Moi, "Patriarchal Thought and the Drive for Knowledge", Between Fe
minizm and Psychoanalysis iinde, der. Teresa Brennan, Londra ve New York: Ro-
utledge, 1989; Sigmund Freud, Three Essays on the Theory ofSexuality, ev. James
Strachey, New York: Basic Books, 1975; Luce Irigaray, Speculum o f the Other Wo-
man; Jacques-Alain Miller, "Jeremy Bentham's Panoptic Device", October, 41
(Yaz 1987), s. 4.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 145
nenin retken bir iktidarn rn olduunu anlamak iin smrge ik
tidarnn denetleme/gzetleme ilevinin nasl grme arzusuyla iliki
li olarak ilediini anlamalyz.46
Emperyal feminizmin peeyi ama arzusu da yukarda ksaca ana
hatlarn vermeye altm toplumsal, epistemolojik ve kltrel ko
ullarda gelimi ve beslenmitir. Doulu kadnn zgrlemesinin
nkoulu olarak peesinin almas gerektiini varsaymak, ancak h
kim epistemolojik gelenein grsellie dayand bir kltrde mm
kndr. Bu balamda Doulu kadnn bedeninin grselliin alanna
yerletirildiini sylemek abart olmayacaktr. Doulu kadn taknt
nesnesine dntren smrgeci bir gzden sz edebiliriz. Barthesm
striptiz metaforunun da ima ettii gibi, smrgeci gz, bu kadnlarn
bedeninin bilgisine ulamay engelleyen her trl rtnn kalkmas
arzusunda ifade etmektedir kendisini.
tekine baktnda, bakt yerde grecek bir ey bulamayan em
peryal kadnn bilme arzusu ynelimsizleir. Bu ynelimsizlemenin
en temel nedeni, bilme olarak addedilen srecin ancak tekini gr
nr klmakla gerekleebileceine duyulan inantr. Doulu kadnn
peesinin alarak grnr klnmas, smrgeci zneye panoptik bir
konum kurduu gibi, smrge ynetimine de mdahaleci pratikleri
ni uygulayabilmesinin nkoulu olan gzetleme ve denetleme imk
nn vermi olur. Doulu kadnn bedenini mkemmel bir ekilde g
rnr klarak smrgeci zne ayn zamanda, iaretlenmemi, evren
sel bir konuma yerlemi ve bylece kendi konumunu grnmez k
lm olur. Peter Brooks'un da belirttii gibi beden, farkl konumlara
yerleebilen gzlemci zne tarafndan bitmek tkenmez bir biimde
temsil edilir. te znenin bu snrsz hareketlilii, farkl konumlara
yerleebilme kabiliyeti ve iaretlenmemi kimlii, onu panoptik bir
konuma yerletirmektedir.47 O halde, smrgeci sylemin panoptik
znesinin konumu evrensel, iaretlenmemi ve grnmez olan h
kmran zne konumudur. Bu nedenle emperyal feminist sylemin
Doulu kadn zgrletirme arzusu, modem smrge iktidarnn
disipline sokma ve normalletirme ilkelerine dayanan sisteminin bir
parasdr. teki kadnn bedeni, yaam ve durumu grnr klnr

46. Homi Bhabha, "The Other Question...", Screen, 24/6 (Aralk 1983).
47. Peter Brooks, "The Body in the Field of Vision", ParaGraph i , 14/1 (1991).
s. 47.
146 SMRGEC FANTAZLER

ken, emperyal tavr ve Batl kadnn hkmran zne konumu tama


men grnmez klnmaktadr. Smrgeci ynetme arzusunun ayrl
maz paralar olan grme ve bu sayede bilme arzusunun nihai hede
fi, zerinde denetim kuraca nesneyi ap sergileyerek ona fiziksel
olarak hkmetmektir. Batl kadnn Doulu hemcinsiyle olan ilikisi
grsel olan temel alan Aydnlanmann rasyonalist ve epistemolojik
gelenei tarafndan biimlendirilmi ve beslenmitir. eitli feminist
kuramclarn da vurgulad gibi grme arzusu ayn zamanda erkek
si bir arzu olarak dnlmelidir, nk bu grsellik geleneinde
"grnmez" ve "gizlenmi" olarak imlenen ey kadn cinsel organn
dan baka bir ey deildir.
Rosi Braidotti'nin de belirttii gibi, "grme, bilmenin prototipi
dir. nsan bedeninin organlarn incelemek iin bilimsel teknik geli
tiren Bat bilimi, bedenin grnebilir ve baklabilir olduuna ilikin
varsaymlarla doludur."48 Peeyi amak (hem gerek hem de metafo-
rik anlamda) Doulu kadnn bedenini bilinebilir klar, nk yuka
rda da belirttiim gibi, modemist gelenekte bilmek, nesneyi gz
lemlenebilir, grnr ve bylece denetlenebilir klmay gerektirir. O
halde, blgesel emperyalizmin hedefinin smrge topraklarn nce
blgesizletirmek (deterritorialization) ve daha sonra yeniden blge
selletirmek (reterritorializaion) olduunu sylersek, emperyal fe
minizmin hedefinin de teki kadnn bedenini farkl kltrel, .top
lumsal .ve simgesel kodlara gre yeni bir bedene dntrmek oldu
unu syleyebiliriz. Bedenin niin kolonyal kontrol ve hkimiyet
kurmada temel nesnelerden biri olageldiini anlayabilmek iin onun
maddiliini kavramsallatrmamz gerekiyor. znenin bedensel kk
lerini anlamak, hem bedenin maddiliini gstermek hem de bedenin
ve bedensel farkn kanlmaz kltrel zglln kavramann n
kouludur.

Peeli Beden, Kumala Dokunan Ten

Peeyi ve bedensellii birlikte nasl dnebiliriz? Pee zorunlu ola


rak veya basite bir bask arac mdr? Yoksa rtnme ve almay
beden zerinde maddi etkileri olan pratikler olarak m anlamalyz?

48. Rosi Braidotti, Nomadic Subjects: Embodiment and Sexual Difference in


Contemporary Feminist Theory, New York: Columbia University Press, 1994, s. 90.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 147

Pee bir giyim biimi olduuna gre, giyim kuama ilikin sylem
ler, pratikler ve normlarla bedenselleme arasndaki ilikiyi nasl d
nmeliyiz? Bedeni kltrel ve cinsel zgll iinde anlayabilmek
iin nasl tanmlamalyz? znenin bedensel kklerini ortaya koya
bilmek iin, bedene ve zneye ilikin yerleik varsaymlar nasl
eletirmeliyiz?
Gnmzn feminist kuram bedene ilikin ok canl tartmala
ra tank oluyor. Materyalist bir beden nosyonunun, znenin ve cinsel
farkn bedenselliini anlamamza yardmc olacak ok sayda al
ma yaymlanyor. Yapsalclk sonras kuramsal yaklamlarn femi
nist kuram asndan nemini vurgulayan Elizabeth Grosz,49 Judith
Butler,50 Rosi Braidotti,51 Vicki Kirby52 gibi feminist kuramclar, be
deni tarihsel olarak zgl iktidar teknolojilerinin bir rn olarak ele
almay neriyorlar. Tabii burada Foucault'yu hatrlamakta yarar var;
Foucault'nun almalar bedenin iktidara dsal olmadn, bedenin
her zaman ve her yerde iktidar tarafndan iaretlendiini ve iktidarn
her zaman ve her yerde beden zerinde uygulandn, bedenin mad
diliinin iktidarn uygulanmasyla kurulduunu gstermesi bakmn
dan feminist kurama nemli almlar salamtr.53 Foucault'ya gre
iktidar, zneyi maddiliinde kuran retken bir gtr. ktidarn ze
rinde uyguland sath, bedenden bakas deildir. ktidar bizzat be
denden elde ettii bilgileri daha sonra onu eitmede, dntrmede
ve yeniden kurmada kullanarak onu kendisine tbi klmaktadr. An
cak Foucaultnun bize altn izerek hatrlatt ey, bedenin modem
disipliner iktidara tbi klnnn ve iktidar tarafndan kontrol edili
inin bask modeline gre ilemediidir. Foucault, beden, bedenin ar
zular ve hazlaryla iktidarn uygulamalarn birbirine dsal sreler
olarak dnmez. Arzu dediimiz ey, iktidara ncel olup iktidar ta
rafndan bask altna alman bir ey olmaktan ziyade, bizzat iktidarn

49. Elizabeth Grosz, Volatile Bodies: Toward a Corporeal Feminism, Blo-


omington: Indiana University Press, 1994.
50. Judith Butler, Bodies That Matter: On the Discursive Limits of"Sex", New
York ve Londra: Routledge, 1993.
51. Rosi Braidotti, Patterris of Dissonance, New York: Columbia University
Press, 1994.
52. Vicki Kirby, "Corporeal Habits: Addressing Essentialism Differently",
Hypatia, 6/3 (Sonbahar 1991).
53. Michel Foucault, Discipline and Punish.
148 SMRGEC FANTAZLER

bir rndr. Foucaultnun yaklamn izleyen Judith Butler,54 ikti


darn bireyi zne klmasndaki ikili srece eker dikkatimizi: ktidar
zneyi bir yandan itaatkr klarken dier yandan da onun eyleyicili-
ini mmkn klar. O halde bedenlerin maddi kuruluu zneleme
srecinden ayr dnlemeyecektir, nk zneleme sreci hem
zorlayc hem retken olan iktidar uygulamalarnn bir sonucudur.
Foucault'ya gre,
Beden dorudan politik bir alann iinde yer alr; iktidar ilikilerinin be
den zerinde ok byk bir hkm vardr; onu kuatr, iaretler, eitir, iken
ceye tbi tutar, eitli grevler yapm aya zorlar; trenlerde icraatta bulunan,
gstergeler yayan da yine bu bedendir... beden ancak hem retken hem de
itaatkr bir beden olduunda faydal bir g haline gelir.55

ktidar retken ve kurucu bir g olarak kavramak, her eyden


nce zneyi bilin ile zdeletiren ve bunun bir uzants olarak da
bedeni doal, biyolojik ve kltr tesi olarak kavrayan paradigmaya
kar yaplm bir mdahaledir. Elizabeth Grosz'un56 ne srd gi
bi, beden tarih ve kltr tesi deildir: Hibir biimde doal olmad
gibi, her zaman ve her yerde toplumsal sreler tarafndan iaret
lenmi, yazlm ve kaznmtr. Bedeni kltrel, toplumsal ve tarih
sel koullarla birlikte ve bunlarn sonucu olarak dnmek, iktidarn
rettii bedenlerin belirli trlerde, zgllkleri olan bedenler olduu
nu kavramamza, yani hibir zaman bedenin evrensel ve farkllama
m olmadn, her zaman kltrel ve cinsel olarak zgl olduunu
anlamamza da yardmc olacaktr. Bedenin maddiliini ve cinsel ve
kltrel zglln ne srebilmek iin, onun her eyden nce, z
neyi bilinle zdeletiren paradigmann hkimiyetinden kurtarlma
s gereklidir. Bedenin zglln ileri srmek bir anlamda onun
maddiliini de ne srmek demektir; nk bedenler arasndaki fark
lar anlamaya balamak her eyden nce bedenin basite biyolojik ve
doal bir nesne olmadn, her zaman onu zgl olarak kuran siya
sal, kltrel ve toplumsal iktidarn bir sonucu olduunu kabul etmek
le mmkn olacaktr.
Bedenin materyalist bir kuramn ina etmek iin bedeni ikili kar
tlklar iinde anlayan kuramsal yaklamlar eletirmekle ie koyul

54. Judith Butler, Bodies That Matier.


55. Michel Foucault, Discipline and Punish, s. 26-7.
56. Elizabeth Grosz, Volatile Bodies.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 149

malyz. Groszun da belirttii gibi, felsefeyi belirlemi olan fallus-


merkezci yaklama damgasn vuran beden ve zihin, doa ve kltr
arasnda kurulan kartlk olmutur. Materyalist bir beden kuram ge
litirmek iin her eyden nce bu kartlklarn yerinden oynatlmas
gerekir. Bedenin kurulmu olduunu ileri srmek, bu kuruluu ger
ekletiren sylemlerin (ki bunlar arasnda biyoloji ve tp en ayrca
lkl konuma sahiptirler) etkilerinin sadece bilinci kurmakla snrl
olmadnn altn izmek demektir; nk bu sylemlerin etkilerini
bilinle snrladmzda, hl orada bir yerde doal olarak varolan
biyolojik ve kltr tesi bir beden, dier tarafta ise bu bedenin eit
li kltrel temsilleri olduunu ima etmi oluruz. Bedenin kuruluu,
denetlenii ve iaretlenii, basite bedene ilikin fikirler oluturarak
gereklemedii gibi, bu tr temsiller de biyolojik ve doal olan bir
bedene yaplm ekler deildir basite. Materyalist bir beden anlay
, iktidarn, znenin bizzat biyolojisini kurarak iledii tezinden ha
reket eder. Bedenin doal ve kltr tesi olduu iddias bizzat iktida
rn bir rndr. Judith Butlerm da ne srd gibi, bedeni anlam
landrma pratiine ncel ve doal bir nesne olarak temsil etmenin
kendisi aslnda anlamlandrma pratiinin ve iktidarn bir rndr:
Gstergeye ncel bir beden varsaym ancak anlamlandrma pratiin
de bir "nce-lik" kurulmasyla mmkndr. Butler'a gre, sylemse
lin bir rn olan beden, bizzat sylemsel olan tarafndan "sylem
sele ncel" olarak konumlandrlarak ayn anda onu kefetme iddi
asnda bulunabilmektedir.57 Doal ve biyolojik beden nosyonu klt
rel, etnik ve cinsel zgll olan bedenleri farkszlatrp, evrensel
letiren sylemin ta kendisidir. Erkek znelii bedensizletirip, onu
insanla zdeletirirken, ayn anda kadn bedenselliin alan olarak
iaretleyen evrensellik sylemi, fallus-merkezci sylemle bir ve ayn
evreni paylamaktadr. Braidottinin belirttii gibi,
Sim one de B eauvoir elli yl nce erkein evrenseli tem sil etm esinin, ona
bedenselliini kaybetm eye m al olduunu, kadna m aliyetinin ise zneliini
yitirerek bedene hapsolm as olduunu sylem iti. E rkek bedensizleip, bu
srecin kendisine akm lk ve znelik iin hak ve yetki kazandrdn d
nrken, kadn an bedensellem eye ve bylece ikin olana m ahkm edil
m itir.58

57. Judith Butler, Bodies That Matter, s. 30.


58. Rosi Braidotti, Patterns ofDissonance, New York: Routledge, 1991, s. 153.
150 SMRGEC FANTAZLER

Yukarda bedenin toplumsal pratikler, sylemler ve normlarla ya


zlp iaretlenmesine ilikin gelitirdiim tez, rtnme ve Doulu ka
dnn .pmperyal feminist sylemde temsil edili sorunsalna uyarlana-
bilir/i'fiedenin giysiler, kozmetik rnler ve aksesuarlarla sslenme
sini, bedeni kuran ve iaretleyen pratikler olarak ele aldmzda, pe
eyi tartmasz bir biimde g rili in ve vahiliin gstergesi olarak
alan yaklama baka bir deerlendirme getirebiliriz. rtnme, eit
li kltrel kodlar ve sylemler dorultusunda bedeni iaretleyen ve
disipline eden bir pratik olarak grlebilirse, ayn ekilde rtnmeme
de bedenin belli bir biimde iaretlenmesi ve disipline edilmesi ola
rak anlalmaldr. Baka bir deyile, gerek rtnme gerekse rtn
meme bedeni zgl kltrel partiklere gre kurma teknikleridir. Bu
rada sorunlu klnmas gereken tutum, emperyal feminizmin rtn
meyen bedeni doal ve gerek, olann temsilcisi olarak dnmesini
temellendiren varsay\m\axd\ifirtnme, belli bir iktidarn yaptrm
lar ve ilkeleri dorultusunda bedeni konumlandrma ve biimlendir
me pratii demekse, rtnmeme de baka iktidar ilikilerinin yapt
rmlar ve ilkeleri dorultusunda bedenin konumlanmas ve biim
lendirilmesi demektirfYani rtnmeyen beden, rtnen bedenden da
ha az iaretlenmi ve kurulmu deildir. Tersine, Batl kadnlarn
bedenleri de bir dizi disipline edici ve normalletirici pratiin sonu
cu olarak kurulmu olduundan, rtnmemeyi de bir dizi bedensel
iaretleme biimlerinden bir tanesi olarak grmeliyiz. O halde, r
tnmeme hibir biimde doal olan olmad gibi, rtnmeyle kyas
landnda, rtnmeme sayesinde bedenin daha az iaretlendiini ve
ya kurulduunu, dolaysyla daha zgr olduunu varsayanlayz. r
tnmeme de, ayn rtnme gibi, bedenin dntrlmesidir. Ne var
ki rtnmeyen beden evrensel ve kltrler tesi geerli olduu d
nlen kadn bedeninin ne olduunu ve nasl olmas gerektiini ta
nmlayan norm olarak ele alnr. rtnmemenin doallna ilikin
bu varsaym, rtnmeyen bedeni evrensel bir norm olarak kurmas
sayesinde, Doulu kadn kuran zgl pratiklerin deerlendirilecei
evrensel bir ereve sunar. Emperyal feminizmin Doulu kadn ze
rine sylemini meru klan temel mekanizma, rtnmeyen bedenin
doal ve gerek olan, normu temsil ettiine ilikin katiliidir. rtn-
memeye ilikin zgl kltrel deerler ve kodlar, Batl kadnn be
densel varoluunun bir paras olduu halde, bunun zgll em
peryal feminist sylemde silinir. Bu silini, Batl kadnlarn bedeni-
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 151

ni reten deerler ve normlarn evrensel olarak tm kadnlarn ger


ekliini temsil eder hale gelmesini mmkn klar. Bu deerler ve
normlar baka tarihler ve baka kltrlerle kumlmu olan bedenlerin
hazlann ve arzulann anlamak ve zmlemek iin temel aklayc
norm haline gelir; bir kltrn kadn bedenini kodlama ve iaretleme
biimi, tm dier kltrlerdeki bedenlerin de anlalr klnabilecei
bir ablon haline gelir. Kadn snneti ve bedeni dier iaretleme me-
todlan gibi rtnme de Batl, zellikle de feminist duyarll irkil
ten pratiklerden birisidir. teki bedenleri iaretleyen ve kuran pratik
ler, Batl gze ar iddetkr, barbar ve bu nedenle de Doulu ka
dnlarn tbi olduu vahetin tartlmaz kantlar olarak grnm-
lerdir/teki kadnlarn bedenlerini yazan, denetleyen ve dntren
disipline edici teknikler ve pratikler, uygulanan barbarln derecesi
nin yksek oluuyla ayrt edilir hale gelirler Oysa bedenselliin ku
ruluunun kltrel zgll dikkate alndnda, rtnmeyle beden
zerinde uygulanan iktidarn, bedenin korseler, yksek topuklu ayak
kablar, kozmetik rnler ve styen gibi aralarla denetlenmesi, ei-
' tilmesi ve snrlandrlmasndan daha zalim, insafsz veya barbar ol
mad aktr.
Eer bedenler eitli kltrel pratikler araclyla kuruluyorsa,
farkl bedenlerin arzular, aclar ve zevkleri de iinde yer aldklar
kltrlere zg olacaktr. Bu byleyse, rtnen kadnn gerei, em-
peryal feminist sylemin iinden ve onun terimleriyle bilinip anla
lamaz, nk her;eyden evvel bu sylemin kendisi de zgl bir kl
trn rndr, ysa emperyal feminist sylemin rtl bedenin tu
hafln zmlediine ilikin varsaym, ancak kendi kendisinin z
glln ve tikelliini inkr ederek, kendisini evrenselin temsilcisi
olarak sunmas sayesinde mmkndr/
ktidarn bedeni kurabilmek iin kulland en temel ara bizzat
bedenden elde ettii bilgidir. Ancak iktidarn beden hakknda bilgi
edinmesi tekrar bu bedenler zerinde uygulanmasyla mmkndr.
ktidar bedenden elde ettii bu bilgiyi, o bedeni denetlemekte, eit
mekte ve ekillendirmekte kullanr^Foucaultyu izleyerek syleyecek
olursak, iktidar ve bilgi birbirlerinin varolu koullardr. ktidar, bil
gi alanndaki dnmlere ve eitlenmelere gre dntrlp yo
unlatrlr, yeniden dzenlenir. J
ktidar ve bilgi arasndaki bu i ie gemi ilikiyi, Doulu kad
nn emperyal sylemdeki temsiline de uyarlayabiliriz. Bu kadnlarn
152 SMRGEC FANTAZLER

peesini amakla uygulanan smrgeci iktidar, bir anlamda Doulu


kadnlarn bedenlerini istila etmek anlamna gelir. Bu istila onlarn
bedenlerinden bilginin kartlmasn gerektirmitir. Bu bilgi ise her
eyden nce bu kadnlarn bedenlerinin grnr klnmasn gerekti
rir, nk daha nce ileri srdm gibi, Aydnlanma ideolojisi gr
nrl bilginin nkoulu varsayar. Doulu kadnlarn bedenlerini,
ancak onlan grnr kldktan sonra Batl kodlara gre yeniden ia
retlemek ve kurmak mmkn olacaktnfKlasik smrgeci ynetimin
denetleme ilkesi, znenin uysal ve itaatkr klnmasn gerektirmitir.
19. yzylda Kuzey Afrikadaki bir isyana ilikin olarak bir Fransz
generalinin aadaki szleri bu ilkenin mkemmel bir ifadesi:
Burada nemli olan ey, bu her yerde ve hibir yerde olm ayan halk
gruplar halinde toplam aktr; nem li olan o n lan gasp edebileceim iz bir ey
haline getirmektir. O nlar gasp ettiim izde, bugn bizim iin m m kn olm a
yan pek ok eyi yapabilir hale geleceiz ve bu bize onlarn bedenlerini el
de ettikten sonra zihinlerini de elde etm e im kn verecektir.5? '

Generalin zihin ve beden arasnda kurduu kartlk hi de Fouca-


ultnun erevesine uygun olmasa da, konumasnn z ancak Fo-
ucaultdan hareketle anlalabilir. Generalin syleminde halk, rtle
rinin arkasnda ayn anda hem grnr hem de grnmez haldedirler,
her yerde ve hibir yerdedirler. En temel sorun onlar "ele geirmek
tir." Generalin syleminde dile gelen "elde etme" basite bu insanla
r bask altnda tutmak anlamna gelmez; asl sorun onlarn zihinleri
ni ve tabii ki bedenlerini ele geirmektir. Yerliler, smrgeci iktidar-
bilgi teknolojilerine tbi klnarak, yepyeni becerileri, zellikleri, ar
zular, aclar, yetileri olan bedenler ve zihinler olarak yeniden kurul
maldrlar. tekinin bedeninin yeniden blgeselletirilmesini anlaya
bilmek iin onu tarihsel ve kltrel olarak zgl iktidar biimlerinin
ve tekniklerinin rn olarak grmeliyiz. Smrgeci iktidarn bu
bedenler zerine yazlabilmesi iin, kadnm bedeni nemli bir sath
tr, nk kadnn bedeninin istilas ayn zamanda smrge klnacak
topraklarn istilasnn da bir metaforu olmutur (bu bize Fransz s
mrge ynetiminin neden Cezayirli kadnlarn peesini amay bir
taknt haline getirdiini aklayabilir). rtnme, Doulu kadnn59

59. Alntlayan: Timothy Mitchell, Colonizing Egypt, Cambridge: Cambridge


University Press, 1988, s. 95.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 153

bedenini ve bedensel zneliini kuran nemli aralardan biriyse, pe


enin kartlmas bu kadnlarn bedeni asndan ne tr sonular ima
eder? Frantz Fanon'dan yapacam uzun alnt, peesinin almasn
takiben Cezayirli kadnm bedeninin nasl bir dnm geirdiini
gstermesi asndan nemli:
Geleneksel toplumda gen Cezayirli kadna bedeni kendini olgunlama
syla ve peeyle belli eder. Pee bedeni kapatr, disipline sokar, kaynayp k
prd dnemde ona bir eki dzen, bir uysallk kazandnr ve tecrit eder.
Peenin, bu kadnlarn bedenleri asndan nemini anlamak iin Cezayirli
kadnlarn itiraflarna ve ryalarna bakmak yeterlidir. Pee olmadnda bu
kadnlar bedenlerini adeta para para kesilmi gibi agarlar: Kaslar son
suz bir biimde uzar gibidir adeta. Cezayirli kadn caddeyi kardan karya
geerken mesafenin gerek uzunluu hakknda yanlr; peesi alm beden
adeta elinden kaar, zlr. Kendisini uygunsuz giyinmi, adeta plakm
ya da eksikmi gibi alglar. Sanki bir ey bitmemi, eksik kalmasna tela
a kapld gibi, zlp dalma korkusuna ve duygusuna kaplr. Peenin
eksiklii Cezayirli kadnn bedensel formunu arptr. ok hzl bir biimde
bedenine yeni boyutlar, yeni kas denetimleri yaratmak zorundadr. Kendisi
ne "darda-pdesiz-bir kadn tutumu" yaratmak zorundandr. ekingenlii
ni ve kendini acaip hissetme duygusunu yenmek zorundadr, ancak bunu
abartmadan yapmak zorundadr ki dikkatleri zerine ekmesin. Avrupa eh
rinde rlplak yryen Cezayirli kadn, bedenini yeniden renir, onu ta
mamen farkl bir biimde yeniden kurar.60
Fanon peenin, Doulu kadnlarn bedenlerini rten basit bir ku
ma paras olmadn, Doulu toplumlarda kk kz bedenini ol
gun kadn bedeni haline dntren bir ara olduunu anlatr. Olgun
bir kadn haline geli pee ile birlikte olutuundan, bu kadnlarn
peesini kartmak basite bedenlerinin stndeki bir rty kaldr
mak ve giyim tarzlarn deitirmek deil, adeta derilerinin yzlme-
si anlamma gelir.61 Bu nedenle Cezayirli kadnn ryasnda hissettii
paralanmlk gerek bir histir; olaan, gndelik yaamnda cadde

60. Frantz Fanon, A Dying Colonialism, New York: Grove Press 1965, s. 58-9.
61. Carole Naggar peeyi "ikinci bir deri" olarak tanmlyor. Peeyi tenin veya
derinin bir paras olarak almay doru bulmakla beraber, onu "ikinci" bir deri ola
rak dnmenin hl bir "asl" deri, ya da kltrel deriden nce bir "ilk" ve doal
deri varsaymakla mmkn olduunu dnyorum. Bu ise doa ve kltr, gvde ve
zihin arasnda bir kartlk kurmak demektir. Oysa benim buradaki pee ve gvde
nin birliine ve btnlne yaptm vurgu tam da bu tr kartlklar sorunlu kl
maya ynelik. "The Unveiled Algerian Women, 1960", Aperture (Yaz 1990), s. 4.
154 SMRGEC FANTAZLER

yi kardan karya geerkenki deneyimlerine tekabl eden hislerdir.


Kaja Silverman giyim kuamn kimlii ve bedeni kurucu gcnden
sz eder. Ona gre "kyafet, yaayan, nefes alan bedenlerin zerinde
ok nemli bir etkiye sahiptir... Bedenin snrlarn, arln, kas ge
liimini, ald biimleri ve libidinal dolam etkiler. Kyafet, insan
bedenini eklemleyen ve blgeselletiren en nemli kltrel aralar
dan birisidir - onun erojen blgelerini haritalayan ve cinsel bir kim
lik kuran aratr."62
Silverman' izlersek, peeyi, Doulu kadnn kimliine dsal bir
eymi gibi dnemeyiz. Peeyi, Doulu kadnn bedensel zneli-
iyle birlemi temel bir unsur olarak ele almamz gerekir. Eer pe
e, bu bedenin kurucu bir parasysa, o zaman basite ii ve d olan
bir kuma parasndan daha te bir eydir. Peenin "ilevi" i ve d
arasnda kurulan kategorik kartlkla kavranamaz. Peeyi, Derri-
da'nm kastettii anlamda bir "zar" (hymen) gibi dnebiliriz. Derri-
da'nm okumasnda "zar", "ve/veya" yaps dedii bir yapya sahiptir:
ve/veya arasndaki bir yerdedir.63 kili kartlklar yerinden oynatan,
mulaklatran rt (pee veya zar) her iki terimi de ierir; ikisinin
arasndadr. Derrida'ya gre zar, ayn anda kartlklar hem birbirine
diker hem de kartlklar arasnda yer alr. Burada nemli olan onun
arada yer aldr.
"eri ve dar arasmdal" ile tanmlayabileceimiz pee, ieri
si ve darsn mmkn klan eydir. Bu mulaklndan dolay (pe
e ne darda ne de ieride olandr) peeyi Doulu kadnn bedenine
ne dal bir eymi gibi ele alabiliriz, ne de bu kadnn bedenini ba
site peenin iinde olan bir ey gibi dnebiliriz. Bu beden, peey
le birlikte varolan, peenin ilmekleriyle tenin gzeneklerinin birbiri
ne dokunmasyla kurulmu bir bedendir. Derrida'nm kulland an
lamda "karar verilemez" nitelikte, yani ne ieride ne darda olan pe
e, Doulu kadnn derisini kumala birlikte dokuyan zgl kltrel
pratikten baka bir ey deildir. Pee, Doulu kadnn hem kimlii
hem farkdr; onun kimliini farkl yapan eydir.

62. Kaja Silverman, "Fragments of a Fashionable Discourse", Studies in Enter-


tainment: Critical Approaches to Mass Culture iinde, der. Tania Modleski, Blo-
omington ve Indianapolis: Indiana University Press, 1986, s. 46 (Trkesi: Elen
ce ncelemeleri, stanbul: Metis, 1998).
63. Jacques Derrida, Disseminaiion, ev. Barbara Johnson, Chicago: Univer
sity of Chicago Press, 1981, s. 261.
EMPERYAL ZNE VE FEMNST SYLEM 15 5

Pee ile "gizlenen" bir i alan veya beden varsayan smrgeci


sylem ise kendini Bat metafiziinin z ve grnt, kimlik ve fark,
gerek ve temsil gibi ikili kartlklaryla eklemlemektedir. Bu ne
denle Bat metafizii ile smrgeci ve ataerkil sylemler arasnda bir
trdelik ve devamllktan sz edebiliriz kolaylkla.64 O halde, ataer
kil syleme mdahale, smrgeci syleme yaplacak mdahaleden
bamsz olarak dnlemez, nk her ikisi de temel varsaymlar
sorgulanmas gereken ayn kltrel balamn rnleridir. Bu iki sy
lemin birbirinden ayr dnlebileceine ilikin varsaym, bizzat
rasyonalist sylemin kurduu kategorik kartla dayanan bir yanl
samann sonucudur.
tekini zgrletirmeyi hedefleyen emperyal feminist sylemin
her eyden nce bu zgrletirme arzusunu kendi kimlii ve konum-
lan asndan sorgulamak zorundadr. Baka bir biimde syleye
cek olursam, Akl ve ilerleme kategorilerinin byle sorunsuz bir bi
imde egemen olduu bir sylemin her eyden nce ayn anda femi
nist bir sylem olmasnn mmkn olup olmadn sorgulamak zo
rundayz. Pee, Doulu kadnn kimliini kuran bir giysidir. Doulu
kltrlerde kadnn rtnmesini zgl kltrel bir deneyim olarak
grdmzde, kadn olarak rtnmenin veya rtnmemenin ne de
mek olduunu anlayabiliriz. Bunun ilk koulu ise yaygn zgrleme
klie ve standartlarn kuran liberal ve "liberteryan" siyasetin kurgu
larm tekrarlamaktan vazgemektir. Bu yaygn ve klie standartlar
basit birer klie olmann tesindedir. Bugnn smrgecilikten kur
tulmu dnyasnda kendini evrensel ve doru politik tavr olarak ek
lemleyen bu tutum, aikr bir biimde smrgeci olmayan, ama tam
da bu nedenle daha salam olan smrgeci bir tutumun paras ola
bilir mi? rtnenler veya rtnmeyenler arasnda nihai bir seim
yapmakta rahatlatc bir taraf var. Bu seimi basite taraflarn arzu
suna brakan liberal bir tutum da o derece rahatlatc ve dolaysyla
sorunlu olmal. Daha ziyade herhangi bir seimin bize hangi rtk
veya ak varsaymlar ve koullar tarafndan empoze edildiini gr
memizi mmkn klacak bir eletirel tutuma ihtiyacmz olduu ka
nsndaym.

64. Jacques Derrida ve Christie V. McDonald, "Choreographies", Diacritics 1,


12/ 2 (1982); Luce Irigaray, Speculum ofthe Other Woman.
5

Oryantalist ve Milliyeti Sylem Arasnda


Kadn ve Pee Sava

M illiyetilik kendini Aydnlanm a dncesinin im ge


si iinde sunm aya alr ancak bunu yapam az. Aydn
lanm a dncesinin kendi egem enliini evrensel bir
ideal olarak iddia edebilm esi iin " teki"ne ihtiyac
vardr; ve eer b ir gn olur da A ydnlanm a dncesi
kendini dnyada gerek evrensellik olarak gerekle
tirebilirse, aslnda kendi sonunu getirm i olacaktr.
PARTHA CHATTERJEE, Nationalist Thought
and the Colonial World

ABD'DEK akademik toplantlarda ne zaman peenin Bat dnyasn


da temsil ediliini anlamak iin oryantalist sylemin incelenmesinin
gerekliliini vurgulasam, pee sorununu oryantalist sorunsal iinde
ele almakla mslman kadnlarn kendi kltrlerinde, yani slami,
ataerkil sistem tarafndan ezililerini gz ard edip etmediime ilikin
phe dolu sorularla karlatm. Bu sorular ou kez, mslman top-
lumlarda kadnlarn ne tr kltrel, siyasi ve ekonomik koullar altn
da yaadklar ve onlarn "gereini" bulup karmaya ynelik bir di
zi baka soruyla birlikte soruluyordu. Baka bir deyile, Amerikal
dinleyiciler "kt", "arptlm" oryantalist stereotipler yerine, "yer
li" birinden mslman toplumlardaki kadnlarn "gerek" ve birinci
azdan "arptlmam" hikyelerini dinleyerek bir anlamda oryan
talist sylemin sorgulanmasnn yol at rahatszlktan kurtulmay
hedefliyorlard. Burada sz konusu olan, beni birinci el "yerli" kay
nak olarak konumlayarak dlanm tekine ses vermeyi ve bu saye
de de kendini "iyiliksever" olarak kurmay hedefleyen liberal bir ar
zudur. Bu arzu, oryantalizmin Batl iin kurduu egemen zne konu
munun sorgulanmasn ve eletirilmesini mmkn klmak bir yana bu
konumun yeniden retilmesini, dahas Batl znenin kendisine yeni
bir mazeret bulabilmesini salar. Bylelikle Batl zne, oryantaliz-
KADIN VE PEE SAVAI 157

min kategorilerinin dnda dndn varsayar ve "yerli"nin ken


di azndan, yani oryantalist stereotiplere dmeden Doulu kadmm
"hakikatini" aradn dnr. Ancak byle bir aray, oryantalizmin
tesine gemek bir yana, tam da oryantalizmin kategorilerine tutsak
kalmak demektir, nk szn ettiim bu liberal arzunun altnda ya
tan varsaym "yerli" kltrel deerler ile oryantalist sylemin birbi
rinden bamsz bir biimde ele alnabileceidir. Bu trden varsaym
larda ska rastladmz "otantik" ve "yerli" nosyonlar oryantalizmi
eletirebilmek iin gerekli gibi grnse de aslmda bizzat oryantalist
sylem tarafndan kurulan ve bu nedenle de oryantalizmin temel il
kelerini yeniden reten kategorilerdir. Said'in "oryantalizm Dou'yu
doululatrr" ve "oryantalizm Dou ve Bat arasnda epistemolojik
ve ontolojik bir ayrma dayanr" nermelerinin de gsterdii gibi,
"Dou'nun hakikati", "yerlilik", "otantiklik" gibi nosyonlar bizzat or
yantalist sylemin kurduu ve mmkn kld kategorilerdir. Bir
baka deyile, Dou'nun "hakikati"ni ve "yerli" olan,kefetmeye y
nelik bir arzu aada gstermeye alacam gibi ancak oryantalist
sorunsal iinde bir konum almakla mmkn olabilmektedir.
Bu blmde Said'in oryantalist syleme ilikin temel tezinden
yola karak Doulu kadnn, yerli ataerkil sistem ve oryantalist sy
lem iindeki temsillerinin birbirinden bamsz iki ayn sorunsala ait
mi gibi ele alnmasnn yanlln ne sreceim. Oryantalist sy
lemde temsil edilen Dou ile. "gerek Dou'nun farkl olduunu id
dia etmek ve oryantalizm dnda bir Doulu/yerli konumunun oldu
unu varsaymak oryantalizmin Bat ile Dou arasnda dayatt ayr
m yeniden retir. Said'in ne srd gibi, neticede emperyalizm i
birliki bir macerayd.1Buradan hareketle, oryantalist sylemin ken
disini Dou dnyasnda, temelleri Batl ve Doulu arasnda "emper-
yal" bir ayrma dayanan milliyeti projeler araclyla nasl yeniden
rettiini gstermeye alacam. Bunu yaparken, peenin Cezayir
ve Trkiye'deki milliyeti sylemlere nasl eklemlendiini inceleye
ceim. Gstermeyi hedeflediim ey, milliyetilikle oryantalizm ara
sndaki mcadelede, Gayatri Spivakin deyimiyle, kadnn konumu
nun "ifte bir biimde glgede kalddr."12 Btn bu syleyecekleri

1. Echvard Said, "Yeats and Decolonization", Nationalism, Colonialism and Li


teratre, Field Day bror, 15 (1988), s. 9
2. Gayatri Chakravorty Spivak, "Can the Subaltem Speak?", Marxism and the
ISH SMRGEC FANTAZLER

min ynda, umuyorum ki, "iyiliksever" Batl znenin Doulu ka


dnn "gereini" bir Doulunun azndan dinleme arzusunu tatmin
etmekte gsterdiim isteksizlik, oryantalizme kar gsterdiim bir
diren olarak yorumlanacaktr.
Saide gre antiemperyalist milliyeti sylemin "asli" milli kken
aray smrgeci tarih tarafndan dikte edilmi bir araytr. Bu ne
denle, milliyetiliin kltrel ufku kanlmaz olarak smrgecinin
ve smrgelemi olann ortak tarihiyle belirlenmitir. Said'e gre bu
ortak tarih milliyeti sylem tarafndan da kabul grmtr. Ona g
re kle de efendi de ayn tarihi paylamakta, ayn tarih iinde yorul
maktadr, ancak tabii ki eitsiz bir iliki iinde konumlanarak.3 Saide
gre nc Dnya'daki modernletirme eilimleri aslmda 19. yz
yldaki yerli ve Batl arasndaki emperyal ayrmn Dou'da su yz
ne kmasndan baka bir ey deildir. Bu adan bakldnda, Do-
unun doululatrlmas ya da oryantalize edilmesi, kendi halkn
"gelitirip", "medeniletirmeye" soyunan yerli sekinlerin moderni
zasyon giriimlerinde de aranmaldr. Aada daha detayl olarak
gstereceim gibi, modernizasyon syleminin temel talarndan biri
"z" ve "hakiki" kltrn korunmasnn gereklilii olmutur. Ancak,
kltrn "z" ve "asl" kimlii gibi metaforlar oryantalizmin Bat
ile Dou arasnda kurduu temel kartl sorunlu klmak bir yana
bizzat bu kartlk sayesinde varolabilmektedirler. Dolaysyla s
mrge olann, milli kkene dayanan bir otantiklii dile getirerek or
yantalizmin sylemsel yapsnn dna ktn varsaymas bir ya
nlsamadr. Saidin de belirttii gibi,
Smrgeletirilmi birey yerel ve zgn dilini korumaya alrken bile h
kim dil ile konuabilir ve yazabilir; hatta halknn karlaryla tamamen ters d
ecek ekilde davranabilir. Burada emperyal ayrm halen devam eder. Bu btn
smrge ilikileri iin geerli bir durum gibi geliyor bana, nk emperyalizmin
ilk kural yneten ve ynetilen arasndaki ak ve kesin bir hiyerarik ayrmdr.4

Partha Chatterjee, milliyetilik ve oryantalist sylem arasndaki


bu temel trdelii ve su ortaklm Nationalist Thought and the Co-
lonial World adl almasnda ayrntl bir biimde ele alr. Chatter-
jeeye gre, milliyeti dnce moderniteye ulamaya alarak, ken-

lnterpretation ofCulture iinde, der. Lavvrence Grossberg ve Cary Nelson, Urbana


ve Chicago: University of Illinois Press, 1988, s. 288.
3. Edward Said, "Yeats and Decolonization", s. 9. 4. A.g.e., s. 14.
KADIN VE PEE SAVAI 159

di iinde byk bir elikiye srklenmitir. Bat'nm modem deer


lerine ulamaya almak, Bat hegemonyasyla mcadele etmek is
teyen milliyetilerin sonuta bu hegemonyaya boyun emelerine ne
den olmutur.JUilliyetilik bir yandan modem olmaya ve Aydnlan
ma dncesinin "asli" deerlerine ulamaya alrken, dier yandan
otantik ve bozulmam/kirlenmemi bir kkeni olduunu iddia ede
rek kendi zerk kimliini ortaya koymaya alr^B ylece milliyeti
dnce Bat'nn epistemik ve moral egemenliini hem kabul etmek
te hem reddetmektedir. Bu aslnda milliyeti ideolojinin yark/atlak
yapsnn bir gstergesidir. Chatterjee'ye gre milliyeti sylemin bu
yark/atlak zellii, nc Dnya lkelerinin hegemonyasndan
kurtulmak iin Bat modemitesine yaklamay hedeflerken nasl biz
zat bu hegomanyanm boyunduruu altna girdiklerini aklar. Chat-
terjee'nin Althusser, Merlea-Pnty, Sartre ve Said'in kavramsal ara
larndan yararlanarak tematik ve problematik arasnda yapt ayrm,
milliyetiliin emperyalizmle nasl bir su ortakl iinde olduunu
ve bylee milliyetiliin oryantalizm ve Avrupa-merkezci sylemin
bir devam olduunu gsterir. Chatterjee'ye gre "tematik, eler ara
sndaki ilikiyi salayan ve elere bir ereve sunan epistemolojik
ve etik bir sistemdir; problematik ise tematie referans yaplarak do-
rulanabilen somut nermelerden oluur."5 Chatterjee, tematik ve
problematik arasnda yapt bu ayrm milliyeti syleme uyarlaya
rak milliyeti dncenin problematiinin oryantalizmin problemati-
inin basit bir tersine evrilmesi olduunu ne srer, nk milliyet
i sylemde nesne hl Doulu olandr, ancak bir farkla; Douya ve
Douluya oryantalizmde olduundan farkl bir znelik atfedilmekte
dir. Burada Doulu, oryantalist sylemde olduu gibi edilgen deil
dir. Milliyeti sylemde yerli, oryantalizmin edilgen znesinin tam
kart olarak etken bir zne gibi temsil edilse bile, oryantalizmde ol
duu gibi zselci bir biimde betimlenmekten kurtulamamtr. Mil
liyeti sylemde Douluya basite zerk ve aktif bir znellik atfedil-
mitir. Tematik konusunda ise unlar syler Chatterjee: "Milliyeti
'
5/ Partha Chatterjee, Nationalist Thought and the Colonial World: A Derivati-
ve Discourse, Londra: Zed Boks, 1986, s. 38 (Trkesi: Milliyeti Dnce ve S
mrge Dnyas, stanbul: letiim, 1996). Chatterjeenin almasna ilikin bir tar
tma iin bkz: R. Radhakrishnan, "Nationalism, Gender and the Narratives of
Identity", Nationalisms and Sexualities iinde, der. Andrevv Parker, vd., New York
ve Londra: Routledge, 1992.
160 SMRGEC FANTAZLER

dnce 'Bat' ve 'Dou' arasndaki zselci ayrm kabul eder ve uyar


lar. Bu ise Bat biliminin Aydnlanma sonrasnn akn znesi tarafn
dan kurulan ayn zselci tipolojiyi ve bilginin 'nesnelletirici sre
lerini kabul etmek demektir."6 Milliyeti dnce smrgeci dn
cenin ilk etaptaki siyasi uygulamalarn reddederek, smrgeci bilgi
yi, onun geree dair iddialarn ve moral deerlerini sorgularken bi
le hl Avrupa-merkezci kategorilere tutsak kalr, nk ayn zaman
da modernleme ve gelimeyi arzulamaktan da bir trl vazgeemez.
Milliyeti sylem bylece ayn anda iki kart sylemsel konumu i
gal eder. Bu nedenle, Chatterjee'ye gre, milliyeti dnce doas
gerei elikili bir yapya sahiptir, nk kendini temellendirdii ze
min bizzat kurtulmak istedii smrgeci gcn dnsel zeminidir.
Ancak oryantalist ve milliyeti sylem arasndaki bu yapsal trde
lie ramen, milliyeti dncenin, oryantalizmin basit bir kopyas
olduunu dnmek yanltcdr. Chatterjee bu ilikinin basite bir te-
kabliyet ilikisi olarak dnlmemesi gerektiini, tam tersine mil
liyeti dncenin Batnn aklc dncesinden neler alaca konu
sunda seici olduunu hatrlatr.7 Milliyeti dncenin asl hedefi
smrge ynetimine kar koymak olduundan, Bat'dan neler alaca
konusunda seici olmak zorundadr. Mcadele ettii ve kendisi
zerinde hkimiyet kurmaya alan smrgeci dnceden farkl ol
duunu gstermelidir milliyeti sylem. Chatterjee'nin ifade ettii gi
bi "farkl ama dierince hkmedilen bir sylemdir bu".8 Milliyetili
in smrgeci dnceden neleri ve neden setiini anlamak ayn za
manda kadn sorununun milliyeti sylem iinde nasl ele alndn
grmemizi salar.
Milliyeti paradigma Batdan nelerin seilecei konusunda ide
olojik bir ilke sunabilmek iin "maddiyat" ve "maneviyat" arasnda
bir ayrm yapar ve bu ayrm "i" ve "d" kartlna tayarak ele alr
kadn sorununu. Chatterjee'ye gre, milliyetiliin ina edildii ilke
lerden biri kltrn "maddi ve "manevi" alan arasnda yaplan ay
rmdr.9 "Maddiyat", geleneksel kltrn kalntlarndan arndrlarak

6. Partha Chatterjee, Nationalist Thought and the Colonial World: A Derivati-


ve Discourse, s. 38.
7. A.g.e., s. 41. 8. A.g.e., s. 42.
9. Partha Chatterjee, "Nationalist Resolution of the Women's Question", Recas-
ting Women: Essays in Colonial History iinde, der. KumKum Sangari ve Sudesh
Vaid, New Brunswick: Rutgers University Press, 1990.
KADIN VE PEE SAVAI 161
rasyonalize edilmesi gereken, bylece de reforme edilmesi gereken
bir alan olarak grlr. Hedef, smrgecilikten kurtulmak olduun
dan, Bat'nn stn teknik bilgisine de sahip olunmaldr. Chatterjee,
bunun modemiteyi reddetmek olmadn, tam tersine bu sayede mo-
demitenin milliyeti projenin tamamlayc bir esi haline geldiini
vurgular. Ancakmilliyeti dnceye gre, Batnn rasyonellik ve
teknolojik gelime ilkeleri sadece maddi dnya ile eklemlenmelidir:
Kltrn z temiz ve saf haliyle, yani Bat tarafndan bozulmam
haliyle korunmaldr. Aksi takdirde Dou'yu Bat'dan stn ve farkl
klan zellikler ortadan kalkm olacak ve milletin "z kimlii" tehli
keye decektir. Bat'dan nelerin alnp nelerin alnmayaca konu
sunda seim yaplrken "maddiyat" ve "maneviyat" arasnda kurulan
bu kartlk milliyetilie ok elverili bir ereve salar. Maddiyatn
alan daha az nemlidir; asl nemli olan "maneviyatn''.alandr. Bu,
milliyetiliin, lkenin gerek benliini bulacan iddia ettii "isel"
alandr. Bat, yerlinin sadece "d" dnyasna hkmedebilmitir. "Ma
neviyatn alan olan "isel" alan bu hkmediten etkilenmemitir;
Bat z kimliklere dokunamamtr. "Maddiyat" ve "maneviyat" ara
sndaki bu kartlk en yaln biimde milliyetiliin kadn sorununu
ele alnda kendini gsterir. Milliyetiliin kadn sorunuyla rtme-
sini Hindistan rneine dayanarak yle aklar Chatterjee:
...im di bu i/d ayrm n gnlk yaam daki ghar ve bahir, yani ev ve
dnya arasndaki ayrm a uyarlayalm . D nya dsaldr, m addiyatn alandr.
Ev ise bizim isel m anevi kiiliim izi, gerek kim liim izi tem sil eder. D n
ya, m addi karlarn vahice yrtld, pratik ilgilerin hkm srd
alandr. Bu ayrca tipik bir erkek alandr. O ysa ev, m addi dnyann yk-
c/dnyevi etkilerinden uzak kalm aldr. K adn da bu alann temsilcisidir. Bu
yolla sosyal m ekn iindeki ghar ve bahir ayrm na denk decek b ir ekil
de sosyal rollerin cinsiyet kim likleriyle zdelem esi salanr.10

Chatterjee "i" ve "d" arasndaki ayrmn milliyeti dnce


iinde kadn sorununa eklemlemesini yle aklar: "Ev/dnya ikile
mini, sosyal rollerin cinsiyet kimliklerinin kuruluuyla birletirirsek,
milliyetiliin kadn sorununa verdii ideolojik cevab alm olu
ruz".11 Chatterjeenin Hindistan milli kimliini tartt balamda be
lirttii gibi, ev ve onun uzants olarak kadn, milli kltrn yansd
temel bir alan olarak ele alndndan, kadmn giyim kuam, tavr-

10. A .g .e., s. 338-9. 11. A .g.e., s. 239.


162 SMRGEC FANTAZLER

lar, yapt yemekler, eitimi, evdeki ve d dnyadaki grevleri mil


liyeti ideoloji iinde youn bir tartma konusu haline gelmitir. Bu
tartmalarn dourduu sonulardan biri, kadnn hem modem Bat
toplumlarndaki kadndan, hem de yerli ataerkil gelenekte tanmla
nan kadndan farkl bir biimde tanmlanmasdr. Milliyeti sylem
deki kadn imaj zellikle "yozlam Batl kadn" imajndan ayrt-
rlmtr. Bunun yan sra, kltrel olarak smrge ilikileri iinde yer
alan varlkl Batllam kadndan da kat kat stndr milliyetiliin
tanmlad yerli kadn. Dier yandan, aa snf kadnlarnn tersine
ne ocuksudur, ne kabadr, ne moral duygulardan yoksundur, ne de
cinsel adan "hafiftir. Modem Bat'nn eitim yntemleriyle rafine
lemi, ama ayn zamanda evinin kadndr. Eitimini darda erkek
lerle rekabet etmenin bir arac olarak kullanan Batili kadndan da,
kendi toplumunun zgrlkten yoksun, geleneksel kltr tarafndan
ezilmi kadnndan da stndr. Bu yeni ideolojide, kadnn asli rol,
yani milletin manevi deerlerinin bekilii, onun evin fiziksel snr
larndan dar kmasna engel deildir.12 Kadnn, kadns zn
tehdit etmeyecek bir ekilde, modem dnyada yer almas mmkn
dr. Kadnn cinsellii, anavatan simgeleyen baarl anne olarak
resmedilii sayesinde silinerek, d dnyadaki yeni konumunun, mil
letin kendi "hakiki" benliini, zn ve z kimliini tehdit eder bir
hale gelmemesi salanr. Chatterjee'ye gre, milliyetilikle beslenen
bu yeni ataerkil ideoloji, kadnlarn kurtuluunu ulusal egemenliin
tarihsel amac ile birletirerek onlar yeni, ama tamamen meru bir
ataerkil sisteme tbi klmtr.13
Chatterjee'nin rnei Hindistan milliyetilii olduu halde, kur
duu kuramsal erevenin blgesel emperyalizme tbi olsun ya da
olmasn, nc Dnya lkelerindeki milliyeti sylemleri anlama
mzda olduka yardmc olduunu dnyorum. Elbette, her tarih
sel durumun zgll sz konusudur ve bu nedenle kendi zgn
analizini gerektirir. Ancak, milliyetilik ve emperyalizm arasndaki
bu sylemsel mcadelede hemen her tarihsel ve kltrel rnekte or
tadan silinen eyin cinsel fark olduunu iddia edebiliriz. Bu blm
de ite bu "silinmeyi" ele alacam. Bunu, peenin iki ayr milliyeti

12. Partha Chatterjee, "Nationalist Resolution of the Womens Question", s.


249.
13. A;g.e., s. 248.
KADIN VE PEE SAVAI 163

projeye, Cezayir ve Trkiye'de milliyetilik sylemlerine nasl ek


lemlendiine bakarak inceleyeceim. Birbirinden ok farkl olan bu
iki rnein bir yandan da ortak iki zellii paylatklarna dikkat ek
mek istiyorum: Kadn, kart gruplar arasndaki mcadelenin zemini
haline gelmitir ve byle olduu halde, bu mcadele sreci paradok
sal biimde yine de cinsel farkn silinmesine yol amtr. te pee
bu zeminin hem en etkili, hem de en uygun arac olmutur: Kadnn
peesini kartmak veya tekrar giydirmekle salanabilecek kltrel
ve siyasal etkiler son derece kolay bir grnrlle sahip olduun
dan, pee, atan gruplarn birbirlerinden farkn kurmak iin kolay
ca maniple edilebilen, anlam olduka ykl bir simge ilevini gr
mtr. Pee, milliyeti sylemlerde, sayesinde ulusun erkek znesi
nin kendi arzu ve korkularn ifade edebildii, bundan daha nemli
si, kendi "ulusal farkn vurgulayabildii bir araca dnmtr. Do
laysyla milliyeti sylemin ayrcalkl noktas olan ulusal farkn ku
ruluu, ancak kendisi bir fark olan kadn araclyla ve kadndan do
laymla mmkn olmutur. Kadnn bu aracl ve dolaym, milli
yeti sylemin oryantalizmden farkn kurabilmesi iin gerekli bir
zemin ilevi grm, ama bu zemin ayn zamanda bastrlmtr.

Trk M illiy e t ili i

Osmanl Dnemi

Trkiyedeki milliyeti sylemin kadn sorununu ele al biimini an


layabilmek iin onu, Batllamay hkim ideoloji olarak alan mo
dernleme ve laikleme hareketi iine yerletirmemiz gerekir. 19
yzyl sonlar ile 20. yzyl balarnda gelien milliyeti proje, Bat
l modemite modelinin etkisi altndayd. Buna uyumlu bir biimde,
Aydnlanma dncesinin temel ilkeleri olan teknoloji, bilim, aklc
lk ve gelime gibi eler, kendilerine laik Trk devleti iin yeni bir
ulusal kimlik yaratmay ama edinmi Batllam yerli sekinlerin
sylemlerine hkim olmaya balad. te kadn sorunu byle bir ba
lam iinde yaam alan buldu kendisine. Kadn, feodal dnya impa
ratorluundan ulus-devlete gei srecinin karmak tarihsel rgs
n biimlendiren ideolojik tartma ve iddialarn temel referans kay
na haline geldi. Kandiyoti'nin belirttii gibi kadn sorunu hem Os-
M SMRGEC FANTAZLER

iiil mparalorluu'nda hem de daha sonra Trkiye Cumhuriye-


li'de, kiillliel ve ulusal birlik, dzen ve dzensizlik nosyonlar ve
yellinin yabancyla ilikisinin tartlmasna araclk eder hale gel
miti.14 Sz konusu olan asl sorun; kadn tartmas araclyla ulu
sal kimlik olduundan, kadn zerine gelitirilen sylemlerin nemli
dnm noktalarn incelemek yararl olacaktr. Kandiyoti'nin de ne
srd gibi, bu dnm noktalan "Osmanl mparatorluundan Tr
kiye Cumhuriyeti'ne gei srecinin nemli anlaryla ezamanl
dr."15 Bu nedenle Batclk, milliyetilik ve slam arasndaki gerili
min iki nemli tarihsel dnemde oynad rol incelememiz gerekir.
Birinci dnem, 19. yzyln ortalarnda Tanzimatla balayp 20. yz
yln balannda Jn Trklerle kurumlaan Osmanl reformlar dne
midir; ikinci dnem ise Trkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasnn aka
binde Mustafa Kemal tarafndan gerekletirilen reform giriimleriy
le gelien ve yerleen Batllama srecidir. Kandiyoti, Osmanl m
paratorluumdan Cumhuriyete gei srecinin "aydnlanm moder-
nist slamc konumdan Trk milliyetiliinde temellenen feminizme
doru ilerleyen bir sray" olarak nitelendirilmesi gerektiine iaret
eder.16 Bu srayn kadn sorunu asndan en belirgin zellii ise,
kadnm kurtuluu zerine tek meru sylem olagelmi slam'dan git
tike uzaklalmas ve bu kurtuluu yerli bir model olarak gren kl
trel milliyetilie doru ynelinmesidir.17Aada bu uzaklamann
sylemsel zelliklerini tartmak istiyorum.
Osmanl mparatorluunda "kadn sorunu" byk lde Tanzi
mat dnemi sonrasmda, gnlk siyasi sylem iinde belirmeye bala
d. Bu dnemdeki sylemsel alana biimini veren ey modemist re
formcularla dinci gelenekselcilerin kutuplamas oldu. Kadm sorunu
na ilikin nemli konular 20. yzyln balarnda ve Trk milliyeti
liinin hzla gelitii kinci Merutiyet dneminde ele alnmaya ba
lad. Daha dorusu, kadn konusundaki tartma ilhamn milliyeti

14. Deniz K andiyoti,W omen as Metaphor: The Turkish Novel From Tanzimat
to the Turkish Republic", Urban Crises and Social Movements in the Middle East
iinde, Proceedings of the C.N.R.S: E.S.R.C. Symposium, der. Kenneth Brown,
vd., Paris: Hartman, 1989. s. 140.
15. A.g.e., s. 140. 16. A.g.e., s. 140.
17. Deniz Kandiyoti, "End of Empire: slam, Nationalism, and Women in Tur-
key", Women, Islm and the State iinde, der. Deniz Kandiyoti, Philadelphia:
Temple University Press, 1991, s. 23.
KADIN VE PEE SAVAI 165

sylemi ekillendiren soru ve sorunlardan ald. Aile, sorumlu annelik,


yurttalarn eitimi gibi konular, temel kaygs mparatorluun k
mesini engellemek olan gruplarn sylemine "kadn sorunu" olarak
eklemlendi. Kadnn kurtuluu sorunu, aydnlanma ve ilerleme ideal
lerini lkenin "medeniyet seviyesine" ulamasnda vazgeilmez bir
nkoul olarak gren ilerlemeciler iin de nemli bir zemin olutur
du. Kadnn kurtuluu, modernleme ve Batllamann gl bir gs
tergesi olarak kurguland. lerlemecilere gre, aydnlanm yurttala
rn yaratlmasnda ve ulusun yenilenmesinde en nemli grevlerden
biri hem anne hem de e olarak kadnlara dmekteydi. Bu yzden
kadnlarn eitimi ok nemliydi, nk eer kadnlar slamn ve ge
leneklerin prangasna baml kalmaya devam ederlerse byle bir g
revi stlenemezlerdi. Bylece erkeklerin kadnlardan kolayca boa-
nabilmelerini salayan, cinsler arasnda fark gzeten slam hukuku
nun boanmayla ilgili blmleri ve kadnlar erkein alanndan tecrit
eden dzenlemeler kadnn kurtuluunun nndeki engeller olarak
grlmeye balad.18 Kadnlarn eitiminin ve aydnlanmasnn, ulu
sun selameti iin hayati nem tad vurguland. Din, kadmn "ka
ranlk alara" hapsolmasmn ve toplumda aalanm bir konuma
yerletirilmesinin ba sorumlusu olarak grld. Dolaysyla gele
neksel slami deerlerin eletirilmesi ile hmanizmin ve aydnlanma
nn, ve bu felsefelerin aklclk, ilerleme ve zgrlk ideallerinin y
celtilmesi ve vlmesi ayn anda ve birlikte gerekleti. Tartmann
dier ynmda ise slami kuramlarn ve hukukun yozlatrlp terk
edildii ve Bat'yla eklemlenmenin de aslnda mparatorluun k
n hazrlad yolunda grler dile getirilmekteydi. Bat'nn tek
nolojisinden faydalanmann gerekliliine inanlyor, ancak bunun, s
lami deerlerin Bat kltr tarafndan kirletilmesini nleyecek ekil
de yaplmasnn gereklilii savunuluyordu. Bu sylemsel kurguda ka
dn, bu kirlenmeden korunmas gereken nesneyi simgeler hale geldi.
Sonuta pee, ok-elilik ve boanma gibi konular bu tartmann
nesnesini ve zeminini oluturdu. rnein, ulema iindeki tutucu ka
nadn nemli isimlerinden Musa Kazm, slami pee kurallarna kar
gelenlere ciddi cezalar verilmesini destekliyordu.19

f \
;/18./Bemard Caporal, Kemalizm ve Kemalizm Sonras Trk Kadn, Ankara:
Bankas Yaynlar, 1982.
19 Deniz Kandiyoti, "End of Empire", s. 32.
M SMRGEC FANTAZLER

'Tanzimat dnemi Trk roman zerine yapt in-


K a n liy o ti'n in
r lr n o , zamann en nemli temalarndan birisinin geleneksel Os
manlI aile sistem i ve bu sistem iinde kadnn konumu olduunu gs
term ekledir.20 Bununla beraber, bu dnemde "an" Batllamaya
y n e lik eletirilere de rastlamak mmkn. Osmanl-Trk romannda
grdmz bu iki eletiride ortak olan ey "i" ve "d" arasnda ya
plan ayrmda, kadnn i alanla, evle, ulusla ve kltrn manevi
zyle uyuan birliinin vurgulanmdr. Ulusu modernletirme ve
Batllatrma arzularna ramen, "ar" Batllamaya kar bir endi
e duyulmaktayd. Batllamann, kadnn evdeki konumuna dokun
madan, ailenin manevi deerlerini ve tm toplumun ahlaki dokusunu
bozmadan uygulanmasmn gereklilii vurgulanmaktayd. "Budala ve
mymnt bir genliin ve moda dkn kadnlarn nihai bir kn
ty sergiledii dnlmekteydi."21 Ar Batllam kadn, Os
manlI kltrnn iinde bulunduu ahlaki kn sorumlusu olarak
grlmekteydi. Dier yandan, bu romanlarda geleneksel olandan far
kn vurgulanmas gibi bir arzunun da dile getirildiine ve srekli "ye
ni kadnn", geleneksel dinsel kuramlarn, istenmeyen evliliklerin,
ok-eliliin, tek tarafl boanmann ve kulluun kurban olan "eski
kadm"dan farknn ne karldna da tank oluyoruz. Bylece,
Trkiye'deki erken milliyeti ideoloji, kendini hem slami gelenek
ten, hem de "an" batllamlktan ayrt ederek otantik bir Trk
kimlii yaratmaya girimitir. Bu dnemin Namk Kemal, Ahmet
Mithad Efendi, emsettin Sami gibi yazarlannn tm, kadnn ko
numuna ve kulluk, evlilik, boanma gibi kadn toplum iinde itibar
sz duruma iten kurumlara kar eletirel bir tutum sergilemilerdir.
Kandiyotinin de belirttii gibi, bu "modemist reformcular Osmanl
toplumunun baskc unsurlarna kar duyduklara memnuniyetsizlii,
kadn sorunuyla ok kolay bir biimde zdeletin vermilerdir".22
Ancak Tanzimat roman, kadnn kurtuluunu Batllamakla zde
letirmek konusunda daha sonraki dnemin romanlar kadar ak ve
net deildir. Bu dnemin yazarlar, "aydnlanm" bir Batllamadan
ziyade, hafifmereplikle zdeletirdikleri "kadn kurtuluu" konu
sundaki endielerini dile getirirler23 (Bu tema Cumhuriyet dnemin
de daha belirgin bir hale gelecektir). Bu dnemde de, kadnn Batl

20. Deniz Kandiyoti, "Women as Metaphor", s. 140.


21. A.g.e., s. 142. 22. A.g.e., s. 144. 23. A.g.e., s. 145.
KADIN VE PEE SAVAI 167

lama yoluyla edinecei "zgrlk" zerinde durulmasna ramen,


"ar" Batllama zerine eletiriler devam etmekteydi, nk bu tr
"arlklar" ahlaki bozulmann asl kayna olarak grlyordu. r
nein modem ocuk bakm, ev ileri gibi sorumluluklarn ihmal
eden ve kmekte olan Avrupallam stanbulda avare bir yaam
srdren kadn figr, "ar" Batllamann neden olduu bir yoz
lamaya delalet ediyordu. Dahas "ar" zgrleen ve medeniyet
adna kendi zn, doasn ve grevlerini inkr eder duruma gelmi
kadn bu romanlarn temel konularndan biri olmutu, nk kadnn
toplumdaki durumu, ar Batllamann neden olduu ahlaki r
menin dile getirilmesinde uygun bir gsterge ilevi gryordu.
Yukarda belirttiim gibi kadn milli kimlie ilikin konularn tar
tlmasnda uygun bir zemin olduundan, kadn sorunu deiik bi
imlerde milliyeti projelerin kurulmasnda kaldra olarak kullanl
mtr. Kandiyotinin de belirttii gibi, "kadn hakkndaki milliyeti
ve slamc sylemlerin birletii tek bir srarl nokta vard, bu da ka
dnn davran ve konumunun (bunlar ne biimde tanmlanrsa tanm
lansn) kolektivitenin gerek kimliiyle uyutuunu ve bu kimlie
kar hibir tehdit iermediini gstermeye duyulan ar istekti."24
Bu nedenle kadnlar, kendi konumlan zerine konumaya kalktk
larnda, kadn olarak sorunlarn bu sylemsel alanda dile getirebile
cekleri zerk bir zne konumuna sahip deildiler. Tam tersine, kadn
larn, kadn olarak zne konumu hep ncelii olan baka meselelerin
glgesi altnda silinmiti. Ancak bu, kadn adna konuann yalnzca
erkekler olduu anlamma gelmiyor: Aksine kadnlar bu tartmalarda
yer aldlar ve seslerini duyurdular, ancak bu her zaman politik alan
daki sylemsel kutuplamann belirledii terimler ve balamlar iin
de konum alabildikleri lde mmkn oldu. rnein, kadnlarn
eitilmesi talebi, ttihat ve Terakki dneminin ilerici yayn organla
rndan olan Terakki dergisinde kadnlar/faydal^ yurttalar haline
getirmek iin gereken bir yol olmas adrfa (nk ancak bu yolla ba
arl bir millet yaratlabilirdi), kadnlar tarafndan da savunulmutur.
Bylece kadnn zgrlemesinin milletin ilerlemesi anlamna geldi-,
i ve eitimin bunun gerekletirilmesinde bir ara olduu fikri ka
dnlar tarafndan da dile getirilmitir. Ancak kadnlarn bu tartma
iinde kadm olarak sesleri, arada-derede bir konuma yerlemek zo-

24. Deniz Kandiyoti, Women as Metaphor", s. 140.


lf*8 SMRGEC FANTAZLER

rnda kaldklarndan kolaylkla silinmitir. Burada Spivak'm yakla


mn izleyerek syleyecek olursak, kadnlarn kadn olarak seslerini
duyurabilecekleri ve eklemleyebilecekleri bir konuma konumlar
yoktu.25 Tam tersine, bu dneme ait rneklerde de grlebilecei gi
bi, kadnlar ancak kendilerini tartmann iki tarafndan birinde ko-
numladklar lde seslerini duyurma imkn bulabiliyorlard. Bu
durum, erkein syleminde kadnn arasal bir biimde kullanm
olarak yorumlanabilir. Ne var ki bu, kadnlarn milli kimlik kurmaya
ynelik sylemsel mcadelenin zemini haline getirildii tezini geer
siz klmaz. Bu durum, bu tr sylemsel mcadelelere niteliini veren
gerilimi ve mulakl gsterir. Kadnlarn sylemini mmkn klan
koullar inceleyerek, ayn koullarn nasl olup da ayn anda kadn
larn konuma konumunu imknsz hale getirdiini grebiliriz.
5Bu dnemde baz kadn yazarlar, kadnn ezilmiliini aka
eletirmilerdir. Fakat bu kadnlar da, kadnn cehaletinin lkenin
iinde bulunduu her trl kt koulun nedeni olduuna ilikin d
ncenin ateli savunucular olmulardr. Bu anlamda, onlarn sy-
,/ lemlerinin de erkeklerin sylemleriyle ayn yapsal zellikleri tad-
/ m syleyebiliriz' Bu kadnlar sz konusu dnem boyunca yazdk
lar eitli yazlarda, kadnlarn ancak iyi bir e ve anne olarak lke
nin devamllnn salanmasna katkda bulunabileceklerini vurgu
lamlardr (annelik ve elik, kadn konusunda retilen ilerici syle
min temel gstergeleriydi). te yanda, dier bir grup kadn, slam'n
kadna pek ok hak tandn ve bu yzden de ilericilerin iddia etti
i gibi kadnlarn bamszlklarnn slam yasalar altnda tehlikede
olmadn savunan bir gr dile getiriyordu. Grlerini peygam
berin hayatndan ve bu dnemdeki kadnlarn yaamlarndan verdik
leri rneklerle destekleyerek, kadnn ezilmesinin slami hkmler
den deil, ok-elilik gibi Arap kltrnn baz rf ve detlerinin bu
kltre uyarlanmasndan kaynaklandn iddia ediyorlard. Kandi-
yoti, muhafazakr Mahmut Esat Efendi ile ok-elilik zerine bir tar
tmaya giren ve grlerini slami hkmlere uydurarak dile getiren
dnemin tannm "feminist" kadn yazar Fatma Ali'yi rnek olarak
verir. lk "feministlerin" seslerini dnemin resmi sylemi iinde ek-

25. Gayatr Chakravorty Spivak, "Can the Subaltem Speak?"; "Rani of Sir-
mur", Europe and Its Others iinde, cilt 1, der. Francis Baker, Colchester: Univer-
sity of Essex, 1985.
KADIN VE PEE SAVAI 169

lemlemelerine rnek olarak bu dnemin haftalk dergilerinden biri


olan Hanmlar Gazetesi gsterilebilir.26 Bu derginin kadnlar iin
nerdii temel ilke, iyi bir anne, iyi bir e ve iyi bir mslman ol
maktr.

Cumhuriyet Dnemi Reformlar ve Pee Sorunu

Mustafa Kemal'in gerekletirdii bir dizi reform, modernleme ve


likleme hareketleri iinde Trk milliyetiliini glendirmesi ve
Aydnlanma projesini salamlatrmas bakmndan en etkili olany
d. Birinci Dnya Sava'nn sonrasnda Trkiye Cumhuriyeti'nin ku
ruluuyla birlikte Batllama dncesinin yaygnlamas salan
mt. Laik modernleme resmi ideoloji haline gelmi ve "uygar" ol
ma sosyal hayatn deiik alanlarnda salanan Batllamann dere
cesine gre llr olmutu. OsmanlI'nn geri kalmlndan kopu
olarak tanmlanan ilerlemenin gstergesi ise slamdan ne kadar
uzaklaldnda aranmaktayd. Mustafa Kemal'in Dou ve Bat ara
snda keskin bir ayrma dayanan ve Batnn doal stnlnn ula
lmas gereken uygarlk seviyesini temsil ettii grn dile geti
ren sylemi, Chatterjeenin yukarda ksaca zetlediim "tematik"
kavram asndan ele alnabilir. Mustafa Kemal pek ok konuma
snda u iki nokta zerinde srarla durmutur:
Trk ulusu yzyllar boyunca ve srekli Trkiye'yi uygar uluslarla bir
likte ilerlem e yolunda yrm ekten alkoyan engellerin ortadan kalkm asn
byk bir m utlulukla karlam tr.27
M illet en sonunda, zde ve grnte, tam olarak ada uygarln b
tn m illetlere sunduu yaant ve kanunlar gerekletirm eye karar verm i
tir.28

Ulus iin yeni bir kimlik yaratmak ve Batllama yolunda arzula


nan ilerleme seviyesine ulamak iin Halifeliin kaldrlmas gerekli

26. Deniz Kandiyoti, "Women and the Turkish State: Political Actors or
Symbolic Pawns", Woman~Nation-State iinde, der. Nira Yuval-Davis and Floya
Anthias, New York: St. Martin's Press, 1988, s. 132.
27. Mustafa Kemal Atatrk, Atatrk'n Sylev ve Demeleri, Alntlayan: Ber-
nard Lewis, The Emergence of Modern Turkey iinde, Londra, Oxford ve New
York: Oxford University Press, 1961, s. 266.
28. A.g.e., s. 268.
170 SMRGEC FANTAZLER

fakat yetersiz bir aamayd. Bemard Lewis'in de gzlemledii gibi


"daha ileri bir ok gerekliydi - lkedeki her insan eski dzenin gittii
ve yerini yeni bir dzenin ald gerei ile sarsan bir etki."29 Bu ba
lamda Mustafa Kemal, ulusun gemiinden "uygar" kimliine geii
ni belirleyen, Lewis'in deyiiyle "byk sembolik devrimlerini" ger
ekletirdi. Trk milliyetilik syleminin, uygar bir millet olmak ad
na gemiten radikal bir kopu salamasnda kadn figr nemli bir
rol oynad. Kandiyoti'nin de iaret ettii gibi, "Kemalist dnemin 'ye
ni kadm' gemiten kopuun ak bir sembol oldu, ykselmesi iin
Mustafa Kemal'in bizzat urat bir sembolizmdi bu."30 Kadnn
dinsel dogmann zincirlerinden kurtuluu, Mustafa Kemal'in modern
lemi Trkiye vizyonunun temel unsurlanndan biri haline geldi.31Bu
onun lke apnda yapt pek ok konumada aka kendini gsteri
yordu. Mustafa Kemal'in sylemi, Aydnlanma dncesinin temel il
keleri olan ilerleme, zgrlk ve eitlik idealleriyle beslenmekteydi.
Ulalacak yeni idealde, ulusun refaha ve arzulanan uygarlk seviyesi
ne eriebilmesi iin kadnn eitilmesinin gereklilii vurgulanyordu
srekli olarak. Kadnn modernletirilmesi arzusu Mustafa Kemalin
1923'te zmir'de yapt konumada aka grlebilir:
C inslerden birinin stn olduu bir uygarlk zrl olduu iin her y er
de ve her zam an knanm aldir. lerlem eye ve gelim eye karar verm i bir halk
bunu m m kn olduunca abuk fark etm elidir. G em iteki hatalarm z ka
dnlarm zn kaderlerine kaytsz kalm am zdan kaynaklanm aktadr.32

Kastamonu konumasnda Mustafa Kemal, arzulanan gelimilik


dzeyine ulamak iin cinsler arasndaki eitlik idealinin elde edil
mesini bir zorunluluk olarak gryordu:
D rst olalm: Toplum erkekler kadar kadnlardan da olumaktadr. ler
lem ek iin btn haklar birine verir ve dierini de bunlardan m ahrum eder
seniz, nfusun yars zincirler iindeyken dier y ansnn gklere ulam as
m m kn mdr? G elim e sadece genel b ir abayla m m kn olabilir ve sa
dece bu yolla aam a kaydedilebilir.33

29. Bemard Lewis, Emergence of Modern Turkey, s. 268.


30. Deniz Kandiyoti, "End of Empire", s. 41.
31. Kumari Jayawardena, Feminism and Nationalism in the Third World,
Londra ve New Jersey: Zed Books, 1986.
32. Mustafa Kemal Atatrk, Alntlayan: Kumari Jayawardena, Feminism and
Nationalism in the Third World, s. 36.
33. A.g.e., s. 36.
KADIN VE PEE SAVAI 171

Mustafa Kemal'in syleminde, bir kimsenin "uygar" Bat'ya m


yoksa "barbar" Dou'ya m ait olduunun en ak gstergesi olarak
kadnn kyafeti ve erkein apkas ele alnmaktayd. Kadnlar iin
byk nem tayan bir dizi reformun yapld bir dnemde pee
hukuken kaldrlmam olsa da, milliyeti ideolojinin inas srasnda
stratejik neme sahip bir dzenleme ve kontrol nesnesi haline gel
mitir. Bu nedenle, peenin milliyeti syleme eklemleni biimini
incelemenin bize milliyeti projenin temel hatlann anlamak iin
nemli ipular vereceini iddia etmek ok abartl olmayacaktr. Pe
e, Lacanm deyiiyle, bir "dm noktas" (point de capiton), ya da
modemist sylemin bir younlama noktas haline gelmitir. Kadn
larn balarm amalar ayn anda birok eyin gstergesi olabilecek
pratik bir ara olmutur. Pee, bir yandan Osmanl kimliine kar in
a edilen yeni Trk kimliinin, dier yandan Trkiye'nin uygar/mo-
dem bir dzeye ulatnn ve slamn resmi bir kurum olmaktan
kartlp, etkinliinin inan ve ibadetle snrlandrldnn gstergesi
haline gelmiti.34 Byle bir balam iinde pee, mslman gericili
in gstergesi haline gelmiti ve gerek Trk kadnnn aslnda hi
bir zaman rtnmedii iddia ediliyordu.35 Birok yerde yapt ko
numalarda Mustafa Kemal, zellikle peeye ilikin uygulamann
gericilik olduunu belirtiyor ve bunun derhal dzeltilmesine duyulan
ihtiyac dile getiriyordu. Kyafetle ilgili mevcut yasalarn dzenlen
mesi de Mustafa Kemal'in modernleme giriiminin ayrlmaz bir un
suru olmutu:
G ittiim yerlerde yzn, kyafetlerinin bir paras, pee ya da benzeri
bir eyle rten, bir erkek grdnde hemen toparlanveren kadnlar gr
dm. Bu davrann anlam ve ifade ettii ey nedir? Efendiler, bir ulusun
analar ve baclar bu garip tav n , barbarca tutum u kabul edebilirler mi? Bu
alay edilecek bir konudur. Bu durum b ir an nce dzeltilm elidir.36

Mustafa Kemal'in modemlemeci giriimlerinin en belirgin sy


lemsel zelliklerinden biri de Dou ve Bat, ilkel ve uygar arasnda
yapt ayrmdr. Yukarda Ghatterjee ve Saidin metinlerini tartr-

34. Bemard Lewis, Emergence of Modern Turkey, s. 412.


35. Emelie Olson, "Mslim Identity and Secularism in Contemporary Turkey:
'The Headscarf Dispute'", Anthropological Quarteiy, 58/5 (1985).
36. Mustaf Kemal Atatrk, Atatrk'n Trk Kadm Hakkndaki Grlerinden
Bir Demet, der. Trkan Ankan, Ankara, TBMM Yaynlan, 1984, s. 19.
n SMRGEC FANTAZLER

kon belirttiim gibi, nc Dnya'nn sylemindeki emperyal b:


llinme benzer modernleme giriimleriyle yeniden retiliyor ve bu
sayede de Avrupa-merkezci dncenin mirasl srdrlyordu.
Dou'nun doululatrlmas olgusunu, bu temel blnmenin lkede
ki aydnlarn sylemlerinde nasl bir belirleyicilie sahip olduunu
inceleyerek anlayabiliriz.^Mustafa Kemal'in sylemi Chatterjeenin
milliyeti sorunsaln tanmlayc zellii olan problematik ve tema-
tik arasndaki ayrmnn bir rneidir, nk bu konumalarda Dou
yalnzca bir nesne olmaya devam etmez, ayn zamanda da Dou ve
Bat arasndaki ayrm kuran zselci tipoloji de yeniden retilir. r
nein Mustafa Kemal'in syleminde Batl giyim tarz merulatrlr,
uygar ve uluslararas, hatta evrensel olarak tanmlanr^
Efendiler, Trkiye Cum huriyeti'ni kurm u Trk halk uygardr; tarihte ve
gerekte uygardr. Fakat size kardeiniz, arkadanz, babanz olarak syl
yorum ki uygar olduunu iddia eden Trkiye C um huriyetinin insanlar fikir
leriyle, dnce yaplaryla, aile yaantlaryla, hayat tarzlaryla uygar o l
duklarn gsterm eli ve kantlam aldr. K saca, T rkiyenin tam anlam yla
uygar ve ileri insanlar grn olarak da uygar ve ilerici bireyler olduklar
n gerekten kantlam aldr... Bu son szlerim i biraz ak dile getirm eliyim
ki btn lke ve dnya ne dediim i kolayca anlayabilsin. Sizlere aklam a
larm bir soruyla yapm ak istiyorum . zerinizdekiler milli kyafetleriniz mi?
(H ayr yantlan), uygar ve m odem m i? (Hayr, hayr lklar). Size katl
yorum . Bu stillerin garip k anm ne ulusal ne de uluslararasdr. A rkadala
rm , uluslararas kyafet ulusum uz iin uygun olan ve yakandr ve h epi
m iz bunu giyeceiz. B otlar ve ayakkablar, pantolon, gm lek, gravat, ceket
ve yelek - ve phesiz, tm bunlar tam am layacak bir balk. B unu akla
m ak istiyorum. Bu bala "apka" denir.37

Ne var ki Mustafa Kemal ulusu modernletirmeye alrken "a


rya kalmamas" iin ihtiyatl davranyordu. Bu kkten deiimle
rin keskinliini trpleyebilmek iin otantik ve geleneksel olana sa
hip karak, ulus iin zerk bir kimlik ne srmeyi de ihmal etmiyor
du. Ona gre Bat model alnmal, fakat kendi zgn kltrmz ko
runmal ve bozundurulmadan braklmalyd. Bu ikili tavr bize mil
liyeti sylemin blnm yapsn gsterir. Bu iki durum arasnda
"salkl" bir denge kurmakla ykml olanlar ise kadnlard; mo
dem kimliklerini edinme yolunda araflarn terk ederken, Batl ka-

37. Mustafa Kemal Atatrk, Alntlayan: Bemard Lewis, The Emegence o f


Modern Turkey. s. 268-9.
KADIN VE PEE SAVAI 173

dini model olarak taklit etmekte arya kamamaya dikkat etmeliy


diler; kendi geleneklerine, milli ruha ve bylece de otantik kkenle
rine bal kalmak zorundaydlar. Kadnlar, modem Bat'nn getirdii
kltrel incelikleri otantik kltr tehlikeye sokmadan benimseme
liydiler.
G iyim lerinde Avrupal kadnlar taklit etm ekte arya kaanlar her ulu
sun gelenekleri ve kostm leri, kendi ulusal zellikleri olduunu bilm elidir
ler. H ibir ulus bir dierini tam anlam yla taklit edemez. Takliti b ir ulus ne
tam olarak taklit ettii gibi olabilir ne de kendisi gibi kalr. Bu aka z
c bir sonutur. K yafet konusunda gz nnde bulundurm am z gereken ey
bir yandan ulusun ruhu, dier taraftan da m odem hayatn gereksinim leridir.
Bu iki gereksinim i arya kaan yaklam lardan uzak durarak yerine getire
biliriz.38

Bu "yeni" kadnn eitimli olmas, Batllamas, arafm kar


mas, fakat ayn zamanda da kadns zelliklerini korumas bekleni
yordu. "Yeni kadn" ar derecede Batllamamalyd; modem haya
tn gerekleri yerine getirilirken "ulusun ruhu" ihmal edilmemeliydi.
Kadnlar iyi bir anne ve iyi bir e olmaya devam etmeliydiler, nk
ulusun asli kimlii ve ruhunu ekilendirenler onlard. Mustafa Kemal
1923 ylnda yapt bir konumada bunu yle dile getirir:
Tarih annelerim izin ve ninelerim izin gsterdii byk erdem lere iaret
eder. Bu byk erdem lerden biri rkm zn gurur duyabilecei oullar yeti
tirmektir. Zaferleri A syay geip tm dnyann snrlarna ulam olanlara
cesaret ve doruluu reten erdem li anneler olmutur. Toplum sal sorum lu
luun yan sra kadnn en nem li grevinin iyi bir anne olm ak olduunu
tekrarlam aktan vazgem eyeceim . Zam an iinde geliirken, uygarlk dev
adm larla ilerlerken annelerin ocuklarm lkenin ihtiyalarna gre yetitir
m e yetisine sahip olm alar bir zorunluluktur.39

Bu modem Trk kadnndan yeni bir zellik beklenmekteydi: yi


bir e ve anne olmann yan sra, vatansever bir yurtta da olmak du
rumundayd. Kandiyotinin gzlemledii gibi, Halide Edip'in bu d
nemdeki romanlarnda, milli davada siyasi eylemci olarak yer alan
kadm kahramanlar, kadnlarn zenmesi gereken birer imaj olarak

38. Mustafa Kemal Atatrk, Atatrk'n Trk Kadn Hakkndaki Grlerinden


Bir Demet, s. 21.
39. Mustafa Kemal Atatrk, Alntlayan: Kumar Jayavvardena, Feminism and
Nationalism in the Third World, s. 36.
IM SMURtiliC FANTAZLER

kiiiRilmiMkliiyd.10 Kendilerini bu yolda feda eden "yolda-kadm"


ligimi zellikle ekiciydi, nk o milli mcadelede erkeiyle bera-
be arplmaklayd. Kandiyoti'nin ifadesiyle, kadn adeta cinsellii
olmayan, kol kola girilecek bir kz karde gibiydi.4041 Bu vatansever
yurtta-kadm tm cinselliinden arndrlmt; erdemli, iffetli ve
onur sahibiydi. Kadnlarn d dnyaya serbeste braklmalarnn
onlarn gerek "kadnca" grevlerini yerine getirmelerine engel te
kil etmeyeceinin ve bu nedenle yklendikleri ulusun otantik klt
rn koruma sorumluluunu tehlikeye sokmayacann garantisi ite
bu cinsiyetsizletirilmede aranyordu.
Kurtulu sava sresince kadnlarn, zellikle de kyl kadnla
rn, ulusal davaya katlmalar ulusal kahramanlk syleminde daima
yceltilmi ve saygyla anlmtr. Mustafa Kemal kyl kadnlar
hakknda unlar sylyordu:
A nadolu kadn bu asilane fedakr davranlarda yerini alm tr ve her
birim izce m innetle anlacaktr. D nyann hibir yerinde Anadolu kyl ka
dnnn gsterdii younlukta bir aba olm amtr... K adm yaam sal d ina
m izm im izin kaynayd. Tarlalar kim srd? Kadn. Tohumlar kim ekti?
Kadn. Kim oduncu oldu ve balta kulland? Kadn. Kim evin ateini canl
tuttu? Kadn. Kim yamur, rzgr, scak, souk dem eden cepheye cephane
tad? Yine kadn, tekrar kadn. A nadolu kadm bu fedakrlyla ilahidir...
Bu nedenle hep birlikte bu fedakr ve cesur kadna sayg duyalm. Bizlere
kadnlar btn toplum sal yaam m zda ortak olarak kabul etm ek, onlarla
birlikte yaam ak, bilim sel, ahlaki, sosyal ve ekonom ik alanlarda eim iz yap
m ak zere and im ek der. zlenecek yolun bu olduuna inanyorum .42
/
/ Aydnlanma modeline dayanan Trk milliyeti syleminin s
lamla ilikisi gergin bir ilikiydi. Milliyeti sylem, zlemi duyulan
bu yeni Trk kimliini, slamdan gittike belirginleen ve vurgula
nan bir ayrmlama sayesinde kurdu. Bir anlamda slam, olumakta
olan laik, modem Trk kimliinin dna itilerek, milliyeti sylemin
Trk ulus-devltinin kimliini ve otoritesini kurmaya tersinden yar
dm etmi oldu; Bu durumu, slamiyet'in Trk kimliinin|/Kurucu d-
ans$'haline gelmesi olarak tanmlayabiliriz. slam, uygar bir ulusal
benliin olumsuz yan olarak artan bir ekilde marjinalletirildi, n-

40. Deniz Kandiyoti, "Women as Metaphor", s. 148-9.


41. Deniz Kandiyoti, "Women and the Turkish State", s. 143.
42. Kumari Jayawardena, Feminism andNationalism in theThird World, s. 35-6.
KADIN VE PEE SAVAI 175
k gelimekte olan laik, modem, aydnlanm Trk ulusu iin bir teh
dit oluturduu dnlmekteydi. Milliyeti sylem, otoritesini ku
rabilme abas.iinde kendi "ierisinde'' kalan ile "darya atlmas
gereken" arasnda net bir snr izip, kartlk,kurdu. Bundan dolay
slam, Aydnlanma mantyla ekillenmi yeni ulusal benliin "te
kisi haline geldi. Bu durumu Timothy Mitchell'in "dzenlemenin
paradoksal yntemi" olarak tanmlad diyalektik iliki biimi ola
rak anlayabiliriz. Bu yntem,
...ulus-devlet kim liinin ve egem enliinin kurulm asna yardm c olm ak
tadr. Bunun zel bir rnei, m odem O rta Dou'da, varl, kendisi ile ken
disinden dlad kim lik arasnda radikal fark salam aya dayal devlettir.,
erideki anlam n ve dzenin devam lln korum ann yntem i olarak, da
rs olum suzluun ve tehdidin gstergesi olarak tem sil edilir. "D" bu an
lam da "i"in bir yndr. D ahas, yakndan incelendiinde ayn ztln dev
let ierisinde, onun "i"ine ait olanlar arasnda da geerli olduu grlr.
U lus-devletin egem enlii ve kim lii, bir ehrin ve sm rge dnyasnn kim
lii ve otoritesi gibi sabit/dengeli/yklm az ve snrlar izilm i deildir: Bu
kim lik ve otorite srekli denetlenm esi gereken hiyerarik bir ayrm lam ayla
izilen bir "i" snr sayesinde m m kn olabilm ektedir.43

te milliyeti projeyle elde edilmeye allan tam da bu dene


timdir. Milliyeti sylemde gerici-medeni, dinci-laik, peeli-ak,
milli-evrensel, Dou-Bat kartlklar bir snr tayininin rnekleridir.
Kadn, bu snrlarn belirlenmesinin ve ulusun inasnn sylemsel
bir arac olarak ortaya kar. Kadnlarn bedenlerinin ve znelikleri-
nin dzenlenmesi sayesinde gerici ve ilerici, modem ve geleneksel
olan arasndaki snrlar belirlenmi ve yeni ulusal kimlik ina edile
bilmitir.
Ne var ki Trk milliyeti sylemini tanmlayan youn Batlla
ma sreci, Trk aydnlarnn iine dt ve Aydnlanma projesinin
reddiyle dzeltilebilecek tarihi bir "hata" olarak grlmemelidir. ler
lemeye, gelimeye, modernlemeye ilikin btn srarc sylemleriy
le Trkiyedeki milliyeti proje, kresel etkileimlerin ve Avrupa'nn
Osmanl mparatorluu zerinde artan emperyalist basksna elik
eden oryantalizm gibi sylemlerin bir rnyd. Bir baka deyile,
milliyeti proje eitli kltrel, siyasi ve ekonomik dzenlemeler

43. Timothy Mitchell, Colonising Egypt, New York: Cambridge University


Press, 1988, s. 66-7.
l/(. SMRGEC FANTAZLER

m lhyla savlamn emperyal ayrm sayesinde, Dounun doulu


larn lnasm mmkn klan bir projeydi.
Dou'm doululatrlmas, bir tarihsel dnemden dierine ve
bir kltrden dierine eitlilik gstermesine ramen, iki zelliin
sreklilik gsterdiini tank oluyoruz. ncelikle kadn, atan taraf
lar arasndaki diyaloun ve atmann zemini haline gelmitir; ikin
ci olarak, milliyeti grn retilme sreci slam'la zel bir iliki
kurmay gerekli klmtr. Bu iki zellik pek ok mslman nc
Dnya lkesinde gzlenmektedir.44 Trkiye'de bu iliki slamdan ra
dikal bir kopuu ima ederken, Cezayirde ayn iliki, smrgecilik
kart milliyeti sylemde otantik bir slamiyet'e geri dn ars
biiminde kendini gstermitir. Pee'nin, deiik milliyeti sylem
lerdeki farkl eklemleni biimi slam'la kurulan bu zgn ilikiyi
gsterir bize. Trk kadnnn arafn karmas, lkenin slam'dan
uzaklatn ve bylece "gelimiliini" simgeler hale gelmitir. te
yandan, aada gstermeye alacam gibi, Fransz smrgecilii
nin kadnlarn araflarn karmalarna tepki olarak, Cezayirli ka
dnlarn yeniden rtnmesi Cezayir ulusunun kendi "otantik" ve "ha
kiki" kltrn olumlaym temsil etmitir.fHer ne kadar kadnn
almas veya rtnmesi oryantalist hegemonyaya verilen tepki a
sndan birbirlerinin tersi stratejilermi gibi grnse de, aslnda her
ikisinin de oryantalist sylem tarafndan koullandrldn ve bu ne
denle de bizzat oryantalizmin jtin olduunu syleyebiliriz. imdi
ikinci rneimize inceleyelim, f

Cezayir Milliyetilii ve Kadnn Yeniden rtnmesi

Cezayir halk iin slam'n, smrgecilikten kurtulma srecinde ne


den bu denli baskn bir unsur olduunu ve neden Cezayirliler'in otan
tik geleneklerinin ve kimliklerinin bir paras olarak slami elere
bu younlukta bavurduklarn kavrayabilmek iin Fransz smrge
ciliinin "uygarlatrma misyonunun" bir paras olarak nasl slam',

44. Kumari Jayawardena Msr ve ran'daki benzer srelere deinmektedir.


Feminism and Nationalism in the Third World, s. 43-72. Msr rnei iin bkz. Mar-
got Badran: "Competing Agenda: Feminists, slam and the State in 19th and 20th
Century Egypt", der. Deniz Kandiyoti, Women, slam and the State, s. 201-36.
KADIN VE PEE SAVAI 177

slam'n kltrel kurumlarn ve pratiklerini btnyle ykmaya yel


tendiini anlamamz gerekir. Fransz smrgeciliinin gznde s
lam, Cezayir halknn Fransz kltrne btnsel bir biimde zm-
senmesinin nnde etin bir engel olarak kabul edildiinden, hedef
nfusu kontrol edebilmekte ok nemli bir e olarak grlmtr.
Bu srecin bir paras olarak, Franszlar pek ok camiyi klaya d
ntrm, kuran okullarm datm ve,<hacca gitmeyi gletirmi
lerdir. Mamia Lazreg'in belirttii gibi,/Franszlar'n gznde Ceza
yir toplumunun smrgelemesi slam'a kar kazanlm bir hal se
feriydi".4^%u hal seferinde btn Cezayir toplumuna adeta dinsel
bir zellik atfedilmi, slam, Cezayir kltrnn z ve ayrt edici
zellii olarak grlmt. Fransz muhayyilesinde Cezayir toplu
muna anlam veren ey slamd. Franszlarn Cezayirdeki btn er
keklerin adn Muhammed, btn kadnlarn adn da Fatma olarak
kullanmalarnn ardnda da byle bir muhayyile yatyordu.
slamn, Franszlar ve Cezayirliler arasndaki farkn esasn imle
dii bir balamda, Cezayir halknn slami kimliklerine sarlmas a
rtc gelmemelidir. Bundan dolay, Lazreg'in de tanmlad gibi,
smrge ile smrgeci arasmdaki iliki diyalektik bir karlkl etki
leim iinde kurulmutur: Franszlar slam' Cezayirlilerin z ola
rak grdklerinden, politikalarnn nemli bir ksmn slami yok et
meye ynelik olarak gelitirdiler. Benzer bir biimde, "Cezayirliler
de slami, smrgecilie kar koymak iin temel bir kale haline ge
tirdiler.4546 Cezayir kltr iinde slam nceleri, dier tm kltrel
unsurlardan yalnzca bir tanesiyken, smrge ynetimi altnda tm
dier gstergelerin etrafnda younlat, Lacanc anlamda, bir d
m noktas haline gelerek tm dier gstergelerin akn yakalayan
temel bir gsterge haline geldi ve Cezayir kimliinin merkezine yer
leerek smrgelemi toplumun sylemsel alanna hkim oldu. Bu
biimde eklemlenmesi sayesinde slam, Cezayirlilerin smrgeci
den farkl olduu gereinin ifade edildii temel bir gsterge olarak
ilemeye balad. Peter Kanussun iaret ettii gibi, Franszlar'n,
otantik olarak slami addedilen her eyi ykmay hedeflemesi, "otan
tik" Cezayir kltr diye bir eyin kurulmasna ve bu otantikliin

45. Mamia Lazreg, "Gender and Politics in Algeria: Unravelling the Religious
Paradigm", Signs, cilt 15, No. 4, Yaz 1990, s. 758.
46. A.g.e., s. 759.
178 SMRGEC FANTAZLER

paras olarak grlen her eyin olumlanmasma ilikin bir arzunun


doup beslenmesine hizmet etti.47
Smrgeciliin sonunda ortaya kan bu "manichean" dnyada
Cezayir kadn nemli bir konuma sahipti. Cezayir kltrnn z
nn korunmas veya ele geirilmesi iin Cezayir ve Franszlar arasn
daki mcadelede kadn her iki taraf iin de kltrel zn maddileti
i yeri simgeliyordu. Dolaysyla bu "otantik" z iin verilen kavga,
kadnn bedeni araclyla yrtlr hale gelmiti. Pee ise, bu kav
gann nemli bir simgesiydi. Cezayir'deki dekolonizasyon srecinde
araf tart masma ilerideki sayfalarda deineceim. Ancak daha n
ce dekolonizasyon sreci balamadan nceki dnemde kadn sorunu
nun reform hareketleri erevesinde nasl ele alndna ksaca de
inmek istiyorum.

Gen Cezayirliler ve Ulema'nn Reformlar

Cezayir'de yzyln banda hayata geirilen bir dizi reform ayn za


manda smrgeci dzene kar direnme stratejisinin bir paras ola
rak geliti. Bu dnemde, biri Franszlardan ve Jn Trklerden esinle
nen laik hareket, dieri de Araplardan etkilenen dini hareket olmak
zere iki reform hareketi grmek mmkn. Laik hareketin savunucu
lar Fransz eitimi alm, Jn Trkleri artran, Gen Cezayirliler'
di. 1912 ylnda kurulan Gen Cezayirliler, Trk reformcular gibi s
lam'dan kkl bir ayrmay savunmuyorlard. Tersine slamn, Ba-
t'nm gelime ve ilerleme modeliyle zorunlu olarak elimediini ne
sryorlard. Ne var ki, slam ile olan bu zenli ilikilerine ramen,
bu grup byk kitlelerin gznde Cezayir'i bask altna alan smr
ge kltrnn benimsenmesini savunuyormu gibi deerlendirildii
iindir ki gerekletirdikleri radikallikten uzak reformlar bile halk
nezninde hi de hevesle karlanmyordu. Neticede pek ok Cezayir
li, Bat tarz ilerleme arsn benimsemeyerek, bu ary slam'a
kar smrgeci kltrle zde bir ideoloji olarak deerlendiriyordu.
Bu yazda milliyeti ideoloji ile oryantalist hegemonya arasnda
olduunu ne srdm homolojiden hareket ederek, milliyetiliin,
smrgeci ideolojinin basit bit tekrar olduunu iddia ettiim d

47. Peter Knauss, The Persistence of Patriarchy: Class, Gender, and Ideology
in Twentieth Century Algeria, New York: Praeger, 1987.
KADIN VE PEE SAVAI 179

nlmemelidir. Bu anlamda, ne Jn Trkler ne de Gen Cezayirliler dar


anlamda Bat taklitileridir. rnein Gen Cezayirliler'in lideri Emir
Khaled, Mustafa Kemal'in reformlarn tam anlamyla benimsemesiy
le tannyordu. Emir Khaled, Mustafa Kemal'in kadnlar iin ngrd
ve uygulad reformlar desteklemekle kalmad, ayn zamanda Bi
rinci Dnya Sava sresince Mustafa Kemal'in nderliindeki milli
yeti mcadeleye de hayranln belirtti. La voix de s humbles ve La
voix indigent gibi dergilerde Cezayir'in laik reformistleri, Trkiyede
ki radikal reformlar hakknda ok olumlu grler belirtirken, kadmn
zgrlemesinin slami geleneklerle elimediini savundular.48 Jn
Trkler gibi Emir Khaled de Cezayirliler'in Fransz kltr iinde
tmden asimile edilmesi fikrini uygun bulmuyordu. Cezayirliler'in,
Cezayir kltrn ve kklerini korumalar, ama ayn zamanda da laik
reformlar gerekletirmeleri gerektii inancmdayd. Knaussun de
indii gibi, Khaledin ortaya koyduu reform nerileri bu dnemde
Orta Dou'da yer alan reformcu sendromun bir parasyd. Bu eilim
"izmle aklanabilir: laisizm, nasyonalizm, ve modemizm. Kadn,
bu eilimi birbirine balayc doku ilevi gryordu. lkenin geri
kalmlnn gstergesi olarak yalnzca kadnn stats gsterilmi
yor, ayn zamanda kadma kltrn "otantik" geleneklerini ve kimlii
ni koruma grevi de atfediliyordu. Khaled'e gre kadn haklar Bat
modemiteinin ve Bat laikliinin (ki bunlar ayn zamanda "ulus" fik
rinin mihenk talaryd) en nemli isel erdemleriydi.
te yandan, bn Badis'in liderliini yapt Ulema'nn dini re
formlar, din ve gelenekleri smrgecilerin tehdidi altnda bulunan
Cezayirliler'in dnce ve sorunlarna ulap bunlara cevap vermede
baarl olmutur. Badis, kadnn konumunda iyiletirme yaplmasn
ve kadnlarn eitime katlmasn savunuyordu. Ne var ki, kz ocuk
larn eitimi iin mcadele vermi olsa da Badis bu eitimin sadece
kat kurallarn olduu dini okullarda gerekletirilmesi gerektiini
savunuyordu. Byle bir eitimle kz ocuklarn aile ahlaknn beki
leri olaca iddia ediliyordu. Kadnlarn rtnmesi ite bu ahlaki ko
ruyuculuk balamnda yceltiliyordu. rtnme, kadn hem yabanc
larn uygunsuz baklarndan, hem de onlar gnaha tevik eden Fran
sz modasndan koruyacakt. Ulema zellikle eitim konusunda mu
hafazakr bir tavr sergiliyordu. Bu tavr aslnda Fransz ynetiminin

48. Peter Knauss, a.g.e., s. 50


180 SMRGEC FANTAZLER

Cezayir'de Fransz okullar amasna, Cezayirli kzlar eitime tevik


etmesine ve onlar araf giymekten vazgeirme giriimlerine bir tep
kiydi. Cezayirli kadnn Fransz kltr tarafndan asimile edilmesi
ne kar korunmas, Ulema iin neredeyse kendi "otantik" kimliinin
korunmas ile eanlamlyd. Tehdit altnda olan milli kimliin btn
l ve devamyd. Bununla birlikte, kadn haklar ve kadnn konu
munun iyiletirilmesi de tartlyor, eyiz ve balk gibi kadna ili
kin gelenekler etrafndaki tartma ve eletiriler smrge kart sy
lemlere eklemleniyordu. rnein bn Badis yksek balk paralarn
eletirirken aslnda sz konusu ettii ey Cezayirin "otantik" klt
rnn tehlikede olmas ve bu nedenle korunmas gerekliliiydi.
B abalar ileri kolaylatrr, gletirm ez... byle bir durum un (yksek
balk) sonularm ln ve dinim izin kendi tabiat iindeki m erham et ruhu
na ve doal sadelie dnn. D ikkatli olunuz, genlerim iz onlan " z a y f nok
talarndan vuran "m stem lekecilie" kanabilirler.49

Lazreg, Badis'in yksek balk parasn eletirirken hedefinin


gen Cezayirli erkeklerin hi balk paras istemeyen Fransz kadn
laryla evlenmelerini nlemek ve bylece Franszlarla Cezayirliler
arasnda evlilik araclyla oluacak muhtemel kltrel asimilasyo
nun tehlikelerinden saknmak olduunu ne srer. Cezayir toplumu-
nun iinde debelendii alkolizm, uyuturucu mptelal ve fuhu gi
bi toplumsal "hastalklarn" lkedeki yabanclarn varlndan kay
nakland ileri srlyordu. lkenin kendi z kltrnn canland
rlacana ve iyiletirileceine dair szler verilmekteydi. "Hakiki" s
lam'n yeniden canlandrlmas iin yaplan ar da bu "iyiletirme"
program balamnda nem kazanyordu. Peter Knauss'un gzlemle
rine gre bu uyan, youn bir "medeniletirme misyonu" dahilinde
oluan totaliter Fransz smrgeciliinin siyasi ve kltrel antitezi
olarak ortaya kan slami ve yerli ataerkil bir bilinti.50 Benzer tep
kilerin geliimi Ulema'nm retisinde yle dile gelmekteydi: "Arap
a lisanm, Cezayir vatanm, slam dinimdir." Knauss'a gre Fransz
kltrnn medeniletirme misyonuna kar,
...gelenekselci C ezayirlinin tepkisi zorunlu olarak " tekine" ve "teki
nin" kltrne kar toptan bir red nitelii tayordu. Bu tepki ayn zam anda

49. Alntlayan: Mamia Lazreg, "Gender and Politics in Algeria", s. 764.


50. Peter Knauss, a.g.e., s. 57.
KADIN VE PEE SAVAI 181

zorunlu olarak kendi geleneklerinin toptan ve tm el bir ekilde yeniden


olum lanm as anlam na geliyordu.51

Bu siyasi ve sosyal kurguda, Cezayir halknn esas konumu Laclau


ve Mouffe'un terimleriyle sylersek, "popler zne konumudur"; ya
ni siyasi alann birbirine antagonist olarak ikiye blnmesiyle kumlan
bir zne konumudur. Laclau ve Mouffea gre bu zne konumu daha
dolaysz, iddete dayal ve merkeziyeti otorite (aka belirlenmi
tek bir dman tanmna yol aan otorite) biimlerinin bulunduu
nc Dnya lkelerinde gelimeye daha uygundur.52 Dolaysyla,
sadk/sadakatsiz, mmin/gvur ayrmlarnn douu siyasi alann iki
ye ayrmasmdan kaynaklanr. Fakat daha nce de deindiim gibi,
Dou/Bat, yerli/yabanc arasmdaki bu keskin ayrma oryantalist
sylemde kumlan bir ayrmdr/O halde milliyetilii oryantalizmden
ve smrgeci ideolojiden fark klan unsur nedir/Chatterjeeyi izler
sek, yerlinin smrgeci ve milliyeti sylemlerdeki farkl konumlar
n grmemiz mmkn olabilir. "Yerli", smrgeci sylemde edilgen,
milliyeti sylemde ise zerk, etken ve egemendir. Dier bir deyile,
ulus kurgusu "yerli"nin kendisini kendi tarihinin znesi olarak d
nebilmesine dayanr. Fakat "yerli"ye bir tr znelik atfedilmesine ra
men, Ulema'nm milliyeti sylemi oryantalist sylemin epistemolo-
jik yapsm kanlmaz bir ekilde yeniden retmitir. Bat ve Dou
arasndaki fark zselci bir tipoloji biiminde korunmaya devam edil
dii iindir ki milliyetiliin "tersinden oryantalizm" olduunu syle
mek yanl olmayacaktr. Ancak aklda tutulmas gereken nemli nok
ta bu "terstenliin" bizzat smrgeci sylemin bir rn olduudur:
medeniletirme misyonuna kar slam'a sarlma, lise eitiminin yay
gnlamasna tepki olarak dini eitimi destekleme, kadnn peesini
atran smrgecilie kar kmak iin rtnmeyi yceltme, Bat de
erlerinin ve kltrnn yaylmasn nlemek iin milli geleneklerin
yeniden canlandrlmas. Lazreg'in iaret ettii gibi, smrgeci istila
dan nce Cezayirliler mslmanlklarn Franszlarn hristiyanlkla-
nn alglaylarndan farkl alglamyorlard.53 Ama smrgeci bas
kyla birlikte slam, milli kimlii tanmlamada nemli bir e haline

51. Peter Knauss, a.g.e., s. 57.


52. Emesto Laclau ve Chantal Mouffe, Hegemony and Socialist Strategy: To-
wards a Radical Democracy, Londra ve New York: Verso, 1985, s. 131.
53. Mamia Lazreg, "Gender and Politics in Algeria, " s. 758.
182 SMRGEC FANTAZLER

geldi. Bu anlamda Ulema'nm milliyetilik projesi bizzat kendi kendi


sinin yoktan var ettii "otantik" bir ideoloji deil, smrgeciliin bir
sonucudur.

FLN Milliyetilii ve Pee Tartmalar

Cezayirde milliyeti hareket 1950lere gelindiinde ivme kazand.


Smrgecilie kar mcadelenin nde gelen gc olan Ulusal Ba
mszlk Cephesi (FLN) ehirli, kk burjuva entelektellerince
kurulmutu. Ulemanm sylemindeki younlukta olmasa da, oryan
talizmi tersine evirme sreci FLNde de yaanyordu. Silhl direni
e geiin ve mcadelenin yaygnlamasnn en nemli sonularn
dan biri, "yerlinin zerk ve egemen bir zne olarak milliyeti sy
lemde gittike artan bir gereklik ve g kazanarak kurulmasyd.
Bylece slam, FLNnin ynlar armasnda temel bir ideolojik
ara olmaya devam etti. Bu ara, ehirli liderleri kyl kitlelerle or
tak bir alanda birletirme ilevi gryordu. Ben Bella, slam'n, FLN
nin milliyetiliini neden ve nasl bylesine gl bir ekilde belirler
ve tanmlar hale geldiini yle ifade ediyordu:
K yl halk slam a her zam an son derece bal kalmtr. Bam szlk
kavgasnda ulusal birlik iin deil de slam adna arpan onlardr, iiler
deil. B izdeki m illiyetiliin Fransz devrim indeki gibi bir m illiyetilik o l
duuna inanm ak yanl olur. B izim m illiyetiliim iz slam 'dan beslenen bir
m illiyetiliktir. nde gelen gazetem izin ismi El Muhajid, direnenlerim izin
ad olan musebbin gibi isim ler K uran'dan alnmadr. Siyasi dncelerim izin
form lasyonlan K uran'n form lasyonlardr. N etice itibaryla C ezayir ve
A rap m illiyetilikleri esasnda slam 'a dayal m illiyetiliklerdir.54

Kadn sorununun eklemlenii asndan baktmzda FLN ve


Ulema'nm sylemleri arasnda baz farkllklar olsa da, her ikisinin
de kadn milli projenin zerinde temellendii bir zemin olarak ele
aldn ve kadn sorununun lkenin sorunlarna ikincil ve tbi kln
dn gryoruz. rnein FLN, kadnlarn kurtuluundan yana g
rnse de, otantik Cezayir kltrnn ancak onlarn stlendii gele
neksel roller sayesinde korunabilecei konusunda srarldr. FLN'nin
milliyeti syleminde kadn, "otantik geleneklerin ve kimliin koru
yucusu olarak temsil edilir. David Gordon'un belirttii gibi,

54. Alntlayan: Peter Knauss, The Persistence of Patriarchy, s. 57.


KADIN VE PEE SAVAI 183

M illiyetiliin ykselm esi ve devrim in patlak verm esiyle Cezayir m illi


yetileri genel olarak bam szlktan yana tavr koym ulard. Fakat kadnla
rn geleneksel grevlerinin U lus'un milli geleneklerini koruduunu (ve by-
lece Fransz etkisine daha az m aruz kaldn) ve isteklerinin zgr Fransz
kadn olm ak deil, zgr C ezayir kadn olm ak olduu konusunda srarly
dlar.55

Yukarda da deindiim gibi, Fransz smrgeciler Cezayirli ka


dn, Cezayir kltrnn "hakiki" benliini ekillendiren temel bir
e olarak grmlerdi. Winifred Woodhull'un ne srd gibi, Ce
zayir dnldnde akla ilk gelen kadnlard.56 Smrgelemi bir
kltrn "z"n temsil ettiinden kadna ve kadm vcuduna sahip
olmak kltrn kalbine ulamak demekti. te bu nedenle, kadn "s
mrge lkesinin hem direncinin hem de szma ve igal karssndaki
zayflnn bir simgesiydi."57 Kadnn rtnmesi konusunun yerli
ataerkil ve Fransz ynetimi arasnda temel bir mcadele oda hali
ne geldiine 2. Blm'de deinmitim. Ayn blmde u sonuca ula
mtm: Peenin zgl yapsnn, yani kadna grlmeden grme ye
tisi verme zelliinin, smrgeci ynetim asndan ayr bir nemi
vard, nk peeli kadn, peesi sayesinde smrge toplumunun di
rencini temsil eder hale gelmiti. Bu nedenle oryantalist arzu, smr
ge toplumunun peesini ama arzusu olarak ifade edilir hale gelmi
ti, nk kadnlarn peeyi giymekteki srarl tutumlar smrge l
kesinin smrgelemeye olan direncini temsil ediyordu. Baka bir
deyile, smrgeci bak iin pee, Cezayir toplumunun Fransz y
netimine kar gelitirdii dirence delalet etmekteydi. Sonu olarak,
Kanuss'un da ifade ettii gibi, smrgeci, kadnlarn peesini amak
ve bedenlerini ortaya karmakla smrge toplumunun mutlak pasi-
fizasyonunu hedefliyordu.58
Peeye kar gelitirilen kampanya 1930larda Fransz ynetimi
nin kadnlar eitime tevik kampanyasyla iyice younlamt. 13
Maysta bir grup Fransz generali bir darbe gerekletirerek Ceza
yir'deki sivil idareyi ortadan kaldrdlar. Ayn gn hkmet binas

55. David Gordon, Women of Algeria: An Essay on Change, Cambridge: Har-


vard Middle Eastem Monograph Series, 1986, s. 36.
56. Winifred Woodhull, "Unveiling Algeria", Genders, No. 10 (Bahar 1991), s.
117.
57. A.g.e., s. 119.
58. Peter Kanuss, The Persistence of Patriacrchy, s. 9.
184 SMRGEC FANTAZLER

nnde bir gsteri dzenleyerek bir grup Cezayirli kadnn arafn


karttlar. Bu tr bir gsteri Cezayir kltrnn dnn nnde
ki son, ama en nemli engelin de ortadan kalktn temsil ediyor
du.59 Pierre Bourdieu'den hareket ederek syleyecek olursak, bu tr
bir gsterinin simgeledii ey "tm Cezayir toplumunun kendisini
plak ve istekle Avrupay kucaklamak zere sunmakta olduuy
du."60 Bu gsteri smrgecinin bilindmda teki kltrle teki cin
sin birbirini artrdn gstermesi asndan da aynca nemlidir.
Smrgeci giriime tepki olarak gelien milliyeti sylem ve ona
eklemlenen ataerkil ideoloji, peeyi, Fransa'nn Cezayir kltrne
szmasn nleyici bir ara olarak tasavvur ettiinden, onu, her zaman
olduundan daha da gl bir ekilde yeniden kurmutur. Bylece,
yok olma tehdidi altmda bulunan "otantik" ve geleneksel kltr di
riltme abasnn bir paras olarak peeye yeniden sahip klmtr.
Smrge ncesi dnemde, kltrlerinin bir paras olarak Cezayirli
kadnlarca doal olarak kabullenilen slami kimlik, bu dnemde Ce
zayirlilerin kimliklerinin en bariz ve ne kan esi haline geldi.
Byle bir balamda pee yeni bir anlam ve canllk kazanarak smr
ge kart syleme eklemlendi. Bourdieu, bu sreci geleneksel toplu
mun gelenekselciliinin smrge toplumunun gelenekselcilii ile ika
me edilmesi olarak tanmlyor. Bylece daha nceleri farkl anlamlar
ve ilevler ifade eden unsurlar yeni anlamlar ifade eder hale gelmitir.
Pee ve araf ( chechia )... geleneksel balam da neredeyse unutulm u,
nem siz giysi ayrntlar, bilindm da olum u sim gesel sistem in basit e
leriydiler. N e var ki pee, sm rgecilik altm da lkenin kendi deerler siste
m inin doruluunu taahht etm ek iin olduu kadar, yabanc dzene ve ya
banc deerlere kar direnci ifade etm ek zere bilinli bir biim de kullan
lan bir simge olm utur.61

Cezayirlilerin peeye bu denli gl bir biimde sanlmalar s


mrgecilie kar gelitirdikleri direncin bir paras olarak grlme
lidir. Ayrca pee, Bourdieu'den hareket ederek syleyecek olursak,
sadece Fransz smrgeciliini reddetmeyi deil, aym zamanda Ce
zayirlilerin Avrupallardan kkl ve deitirilemez farklarn, kendi
yaam biimlerini inkr ettirecek herhangi bir giriime direndikleri

59. MamiaLazreg, "Gender and Politics in Algeria", s. 766.


60. Pierre Bourdieu, The Algerians, Boston, Beacon Press, 1961, s. 158.
61. A.g.e., s. 156.
KADIN VE PEE SAVAI IH*)

ni ve kuatlm kimliklerini savunmalarn simgeler hale gelmili.0'


Cezayirliler'in geleneklerinde kendi "z"lerini kefetmelerini sala
yan ey, smrgeci sistemin mevcudiyeti ve gcyd. Buradan hare
ketle, bamszlk mcadelesi iinde yeni bir anlam kazanan peenin
geleneksel olann basit bir devam olmadn, tersine yepyeni bir
giysi haline geldiini, Bourdieu'nun dedii anlamda "smrge gele-
nekselcilii" olarak Bat tarafndan yaratlm yeni bir giysi olduu
nu syleyebiliriz. Smrgecinin muhayyilesinde pee, Cezayir top-
lumunun smrge ynetimiyle ibirlii yapmay reddediini simge
ledii iindir ki Cezayirliler asndan da peenin tekrar giyilmesi s
mrgeci kltrn deerlerini zmsemeye kar bir reddi temsil eder
hale gelmiti.6263
Cezayir ile Fransz smrgecilii arasndaki mcadelede, kadnlar
ve onlarn giysileri bu denli merkezi bir neme sahip olmasna ra
men, kadnlar hibir zaman bu sylemsel kartln znesi konumu
na gelemediler. Bu kartln zerinde kurulduu bir nesne ve zemin
olmann tesine geemediler. Bir anlamda, bamszlk mcadelesi
iin temel bir zorunluluk olan "ulusal zne" konumunun kurulmas
cinsel farkn silinmesi sayesinde mmkn olabilmiti. Dolaysyla ka
dn sorusunu gndeme getirmek, milli kimliin ve egemenliin ina
sna bir tehdit olarak alglanmt. Knauss'un tanmlad gibi,
1920'lerde m slm an program olarak ortaya atlan ey 1930'lann sonun
da m slm an gr birliine dnt. Sosyalizm ve kadn zgrl ya d er
hal reddedildi ya da ulusal bam szlk salanncaya kadar ertelendi. slam,
A rapln ve ataerkilliin yeniden olum lanm as bu m slm an gr birlii
nin ana ilkeleriydi.64

Cinsel farkn ortadan silinii bamszlk savamn militan kadn


larndan olan Djjamilahin yapt konumada da grlebilir. Bu ko
numa, kadnlarn milliyeti projenin dnda bir konuma yerleerek
konumalarnn nasl imknsz hale geldiinin bir iareti olarak ele
alnmaldr:
Cezayir'in gen kadnlarnn cinsel sorunlar konum aya vakitleri yoktur.
B iz ki hl gen lkem izin inas, yklm ailelerin yeniden toparlanm as,
ve ulusal kim liim izin korunm as iin m cadele veriyoruz. Belki ileride ka-

62. Pierre Bourdieu, The Algerians, s. 155. 63. A.g.e., s. 158.


64. Peter Knauss, The Persistence o f Patriarchy, s. 69.
m> SMRGEC FANTAZLER

linini m ve erkeklerin kardee, daha eit ve ak bir biim de ilikiler kura


ca dnem lere gireceiz. Um arm gireceiz.05

"Otantik" kltrn korunmas veya medeniletirme misyonu ad


na cereyan eden bu mcadelede kadn sorunu ortadan silinmitir. So
run basit bir biimde bu tr milliyeti mcadelelerde kadmn yer alp
almad deil, cinsel farkn ikili bir biimde silinmesidir. Smrge
cilik ve milliyetilik arasndaki kavgada kadn, Knauss'un deyimiy
le, "ifte mahpus" haline gelmitir. Cezayirli kadnlar Fransz yne
timinin, Ulemann ve FLN'nin mcadelelerindeki en nemli nesne
lerden biri olduu halde hibir zaman bu mcadelede konuma ko
numuna sahip zneler olarak yer almamlardr. Gayatri Spivak'n
nc Dnya kadnnn konumuna ilikin ileri srd iddia tam
da bu zne konumuna yerleememeyi gstermektedir bize:
A taerkillik ve em peryalizm arasnda, zne olarak ya da nesne olarak k u
rulm a arasnda, kadn figr yok olm aktadr. Bu basite, unutulm u bir hi
likte yok olm a deil, m odernizasyon ve gelenek arasndaki karlkl m ekik
te, nc-dnya kadn figryle yer deitirm i bir yok olutur.66

65. Peter Knauss, The Persistence o f Patriarchy, s. 158.


66. Gayatri Chakravorty Spivak, "Can the Subaltem Speak?" s. 306.
Kaynaka

Adomo, Theodor ve Horkheimer, Max, The Dialectic of Enlighenment,


ev. John Cumming, Londra ve New York: Verso, 1979 (Trkesi:
Aydnlanmann Diyalektii, stanbul: Kabalc, 1995-6).
Ahmad, Aijaz, n Theory: Classes, Nations, Literatures, Londra ve New
York: Verso, 1992 (Trkesi: Teoride Snf, Ulus, Edebiyat, stanbul:
Alan, 1995).
Ahmed, Leila, "Westem Ethnocentricism and Perceptions of the Harem",
Feminist Studies, 8/3 (Sonbahar 1982).
Alloula, Malek, The Colonial Harem, ev. Myma Godzich ve Wlad God-
zich, Minneapolis: University of Minnesota Press, 1986.
Amicis, Edmondo de, Constantinople, ev. Caroline Tilton, New York:
Putnam's Sons, 1878.
Asad, Talal, "Two European Images of Non-European Rule", Anthropo-
logy and the Colonial Encounter iinde, New York: Humanities Press,
1973.
Badran, Margot, "Competing Agenda: Feminists, slam and the State in
19th and 20th century Egypt", Women, slam and the State iinde, der.
Deniz Kandiyoti, Philadelphia: Temple University Press, 1991.
Bhabha, Homi, "'Race', Time, and the Revision of Modemity", Oxford Li-
terary Review, 13/1-2 (1991).
----- "Difference, Discrimination and the Discourse of Colonialism", The
Folitics of Theory, der. Francis Baker, vd., Colchester: University of
Essex, 1983.
----- "Interrogating Identity: The Postcolonial Prerogative", Anatomy of
Racism iinde, der. D. T. Goldberg, Minneapolis: University of Minne
sota, 1990.
----- "Of Mimicry and Man: The Ambivalence of Colonial Discourse",
October, 28 (Bahar 1984).
----- "Representation and the Colonial Text: A Critical Exploration of So-
me Form of Mimeticism", The Theory of Reading iinde, der. Frank
Gloversmith, Sussex: The Harvester Press, 1984.
----- "Siy Civility", October, 34 (1985).
----- "The Other Question..." Screen, 24/6 (Aralk 1983).
Barker, Francis, Hulme, Peter ve iversen, Margaret (der.), Colonial Disco-
urselPostcolonial Theory, Manchester ve New York: Manchester Uni
versity Press, 1994.
188 SMRGEC FANTAZLER

Blondel, Eric, "Nietzsche: Life as Metaphor", The New Nietzsche iinde,


der. D. Allison, Cambridge ve Londra: The MIT Press, 1988.
Bourdieu, Pierre, The Algerians, Boston: Beacon Press, 1961.
Braidotti, Rosi, Nomadic Subjects: Embodiment and Sexual Difference in
Contemporary Feminist Theory, Nevv York: Columbia University
Press, 1994.
----- Patterns of Dissonance, ev. Elizabeth Guild, New York: Routledge,
1991.
Brennan, Teresa, "History After Lacan", Economy and Society, 19/3
(Austos 1990).
Brooks, Peter, "The Body in the Field of Vision", Paragraph, 14/1 (1991),
Body Work: Objects ofDesire in Modern Narrative, Cambridge Mas-
sachussetts ve Londra: Harvard University Press, 1993.
Brown Graham, Sara, Images ofWomen: The Portrayal ofWomen in Pho-
tography of the Middle East, 1860-1950, New York: Columbia Univer
sity Press, 1988.
Burton, Antoinette M., "The White Woman's Burden: British Feminists
and the Indian Woman, 1865-1915", Women's Studies International
Forum, 13/4 (1990).
Butler, Judith, "The Imperialist Subject", Journal of Urban and Cultural
Studies, 2/1 (1991).
----- Bodies That Matter: On the Discursive Limits of "Sex'\ Londra ve
New York: Routledge, 1993.
Caporal, Bemard, Kemalizm ve Kemalizm Sonrasnda Trk Kadn, Anka
ra: Bankas Yaynlar, 1982.
Castoriadis, Comellius, "Reflections on 'Rationality' and Development'",
Thesis Eleven, 10/11 (Kasm/Mart 1984-85).
Certeau, Michel de, The Practice of Everyday Life, ev. Steven Rendall,
Berkeley, Los Angeles ve Londra: University of Califomia Press,
1988. , .
Chatterjee, Partha, "Colonialism, Nationalism and Colonized Women: The
Contest in India", American Ethnologist, 16/4 (1989).
----- "The Nationalist Resolution of the Women's Question", Recasting
Women: Essays in Colonial History iinde, der. KumKum Sangari ve
Sudesh Vaid, Nevv Brunsvvick: Rutgers University Press, 1990.
----- Nationalist Thought and the Colonial World: A Derivative Discour-
se, Londra: Zed Books, 1986 (Trkesi: Milliyeti Dnce ve
Smrge Dnyas, stanbul: letiim, 1996).
Clifford, James, "On Orientalism", The Predicament of Culture: Twenti-
eth-Century Ethnography, Literatre and Art iinde, Cambridge, Mas-
sachusetts: Harvard University Press, 1988.
Copjec, Joan, "The Sartorial Superego", October, 50 (Sonbahar 1989).
KAYNAKA m

Culler, Jonathan, On Deconstruction: Theory and Criticism After Structu-


ralism, Ithaca ve New York: Gmeli University Press, 1986.
Deleuze, Gilles, The Fold: Leibniz and the Baroque, Minneapolis ve
Londra: University of Minnesota Press, 1993.
Derrida, Jacques, "Deconstruction and the Other", Dialogues with Contem-
porary Continental Thinkers - The Phenomenological Heritage iinde,
der. Richard Keamey, Manchester: Manchester University Press, 1984.
----- Dissemination, ev. Barbara Johnson, Chicago: University of Chica
go Press, 1981.
----- "Eating Well" or the Calculation of the Subject", Who Comes After
the Subject iinde, der. Eduardo Cadva, Peter Connor ve Jean-Luc
Nancy, New York ve Londra: Routledge, 1991.
----- Of Grammatology, ev. Gayatri Chakravorty Spivak, Baltimore ve
Londra: Johns Hopkins University Press, 1976.
----- Spurs: Nietzsches Style, ev. Barbara Harlow, Chicago ve Londra:
University of Chicago Press, 1979.
----- "White Mythology: Metaphor in the Text", Margins of Philosophy
iinde, ev. Alan Bass, Chicago: University of Chicago Press, 1982.
Derrida, Jacques ve McDonald, Christie V., "Choreographies", Diacritics,
12/2(1982).
Doane, Mary Ann, "Film and the Masquerade - Theorizing the Female
Spectator", Screen, 23/3-4 (Eyll-Ekim, 1982).
----- "Veiling ver Desire", Feminism and Psychoanalysis iinde, der. R.
Felstein ve J. Roof, Ithaca ve Londra: Comel University Press, 1989.
Ellison, Grace, An Englishwoman In a Turkish Harem, Londra: Methuen,
1915.
Fabian, Johannes, Time and the Other: How Anthropology Makes Its Ob-
ject, New York: Columbia University Press, 1983.
Fanon, Frantz, A Dying Colonialism, ev. Haakon Chevalier, New York:
Grove Press, 1965.
----- Black Skin, White Masks, New York: Grove Press, 1967 (Trkesi:
Siyah Deri, Beyaz Maskeler, stanbul: Sosyalist, 1996).
Foucault, Michel, Discipline and Punish: The Birth of Prison, ev. Alan
Sheridan, Harmondsworth: Penguin Books, 1977 (Trkesi: Hapisha
nenin Douu, Ankara: mge, 2000).
----- Language, Counter-Memory, Practice: Selected Essays and Intervi-
ews, der. Donald Bouchard, Oxford: Blackvvell, 1977.
----- Power/Knowledge: Selected Interviews and Other Essays 1972-
1977, der. Colin Gordon, New York: Pantheon Books, 1980.
----- The History of Sexuality, Vol. 1, An Introduction, ev. Robert Hurley,
Londra: Ailen Lane, 1978 (Trkesi: Cinselliin Tarihi /.stanbul:
Afa, 1993).
190 SMRGEC FANTAZLER

Freud, Sigmund, Three Essays on the Theory of Sexuality, ev. James


Strachey, Ne\y York: Basic Books, 1975.
Gautier, Theophile, Constaninople, ev. Robert H. Gould, New York:
Henry Holt and Company, 1875.
George, Rosemary Marangoly, "Homes in the Empire, Empire in the Ho
me", Cultural Critique (K 1993-94).
Gordon, David, Women of Algeria: An Essay on Change, Cambridge:
Massachusetts, Harvard Middle Eastem Monograph Series, 1968.
Gourgouris, Stathis, "Tarih ve Rya Arasnda Ulus-Biimi", Toplum ve Bi
lim, 70 (Sonbahar 1996).
Grosz, Elizabeth, "Experimental Desire: Rethinking Queer Subjectivity",
Space, Time and Perversion iinde, New York ve Londra: Routledge,
1995.
----- Sexual Subversions: Three French Feminists, Sydney: Ailen and Un-
win, 1989.
----- Volatile Bodies: Toward a Corporeal Feminism, Bloomington and
Indianapolis, Indiana University Press, 1994.
Harper, Mary, "Recovering the Other: Women and the Orient in Writings
of Early Nineteenth-Century France", Critical Matrix, 1/3 (1985).
Hatem, Mervat, "Through Each Other's Eyes: The Impact on the Colonial
Encounter of the Images of Egyptian, Levantine-Egyptian, and Euro-
pean Women, 1862-1920", Western Women and Imperialism: Compli-
city and Resistance iinde, der. Nupur Chaudri ve Margaret Strobel,
Bloomington ve Indianopolis: Indiana University Press, 1992.
Heath, Stephen, "Joan Riviere and the Masquerade", Formations ofFan-
tasy iinde, der. V. Burgin, J. Donald ve C. Kaplan, Londra ve New
York: Methuen, 1986.
Irigaray, Luce, Marine Lover, ev. Gillian Gill, New York: Columbia Uni
versity Press, 1991.
----- Speculum of the Other Woman, ev. Gillian Gill, Ithaca: Comell Uni
versity Press, 1985.
----- This Sex Which is Not One, ev. Catherine Porter, Ithaca: Comell
University Press, 1985.
Jan Mohamed, Abdul, "The Economy of Manichean Allegory: The Func-
tion of Racial Difference in Colonialist Literatre", Race', Writing,
and Difference iinde, der. Henry L. Gates, Chicago ve Londra: Uni
versity of Chicago Press, 1986.
Jay, Martin, "Scopic Regimes of Modemity", Modernity and Identity iin
de, der. Scott Lash ve Jonathan Friedman, Oxford ve Cambridge:
Blackwell, 1992.
Jayawardena, Kumari, Feminism and Nationalism in the Third World,
Londra ve New Jersey: Zed Books, 1986.
KAYNAKA 191

Jonathan, Crary, "Modemizing Vision", Vision and Visuality iinde, der.


Hal Foster, Seattle: Bay Press, 1988,
Kabbani, Rana, Europe's Myths ofOrient, Bloomington: Indiana Univer-
sity Press, 1986.
Kandiyoti, Deniz, "End of Empire: slam, Nationalism, and Women in
Turkey", Women, slam and the State iinde, der. Deniz Kandiyoti,
Philadelphia: Temple University Press, 1991.
----- "Women and the Turkish State: Political Actors or Symbolic Pavvn?",
Woman-Nation-State iinde, der. Nira Yuval-Davis ve Floya Anthias,
New York: St. Martin's Press, 1989.
----- "Women as Metaphor: The Turkish Novel From the Tanzimat to the
Republic", Urban Crises and Social Movements in the Middle East:
Proceedings of the C.N.R.S.: E.S.R.C. Symposium, der. Kenneth
Brown, vd., Paris: Harmattan, 1989.
Keddi, Nikkie ve Beck, Lois, Women in the Mslim World, Cambridge
Massachusetts: Harvard University Press, 1978.
Kirby, Vicki, "Corporeal Habits: Addressing Essentialism Differcnlly",
Hypatia, 6/3 (Sonbahar 1991).
Knauss, Peter, The Persistence of Patriarchy: Class, Gender, and ideolog v
in Twentieth Century Algeria, New York: Praeger, 1987.
Lacan, Jacques, The Four Fundamental Concepts of Psychoanalysls, rV
Alan Sheridan, New York ve Londra: Norton & Company, 19H1,
The Seminar ofJacques Lacan II: The Ego in Freud's Theory and n
the Technique of Psychoanalysis 1954-1955, der. Jacques-Alln Mil
ler, ev. Sylvana Tomaselli, New York ve Londra: Norton utul <u
pany, 1991.
Laclau, Emesto, "Universalism, Particularism and the Question nl dim
tity", October, 61 (Yaz 1992).
Laclau, Emesto ve Mouffe, Chantal, "Post-Marxism Without Apuluyl
New Reflections on the Revolution of Our Time iinde, dcm I' iiimhIu
Laclau, Londra ve New York: Verso, 1990.
----- Hegemony and Socialist Strategy: Towards a Radical Demot t all
Politics, Londra ve New York: Verso, 1987 (Trkesi: Hegemonya r*
Sosyalist Strateji, stanbul: Birikim, 1992).
Lane, Edward, An Account of the Manners and Customs of Ihe Modem
Egyptians, New York: Dover Publications, 1973.
Lazreg, Mamia, "Gender and Politics in Algeria: Unravelllg lle Midini
ous Paradigm", Signs, 15/4 (Yaz 1990).
Lewis, Bemard, The Emergence of Modern Turkey, Londm, ()luul ve
New York: Oxford University Press, 1961.
Lewis, Reina, Gendering Orientalism: Race, Feminity and Repesenlall
on, Londra ve New York: Routledge, 1996.
192 SMRGEC FANTAZLER

Lloyd, David, "Race Under Representation", Oxford Literary Review,


13/1-2 (1991).
Lowe, Lisa, Critical Terrains: French and British Orientalisms, Ithaca ve
Londra: Comell University Press, 1991.
Mani, Lata, "The Contentious Traditions: The Debate on sati in Colonial
India", Cultural Critique, 7 (Sonbahar 1987).
Mani, Lata ve Famkenberg, Ruth, "The Challenge of Orientalism", Eco-
nomy and Society, 14/2 (Mays 1985).
Miller, Jacques-Alain, "Jeremy Bentham's Panoptic Device", ev. Richard
Miller, October, 41 (Yaz 1987).
Mills, Sara, Discourses of Dijference: An Analysis ofWomen's Travel Wri-
ting and Colonialism, New York ve Londra: Routledge, 1991.
Minces, Juliet, The House of Obedience, Londra: Zed Press, 1980.
Mitchell, Timothy, Colonizing Egypt, Cambridge: Cambridge University
Press, 1988 (Trkesi: Msr'n Smrgeletirilmesi, stanbul: letiim,
2001).
Mohanty, Chandra Talpade, "Feminist Encounters: Locating the Politics of
Experience", Copyright 1 (1998).
----- "Under Westem Eyes: Feminist Scholarship and Colonial Discour
ses", Feminist Review, 30 (Gz 1988).
Mohanty, S. P., "Us and Them: On the Philosophical Bases of Political
Criticism", The Yale Journal of Criticism, 2/2 (1989).
Moi, Toril, "Patriarchal Thought and the Drive for Knowledge", Between
Feminism and Psychoanalysis iinde, der. Teresa Brennan, Londra ve
New York: Routledge, 1989.
Montagu, Lady Mary Wortley, The Complete Letters, 1708-1720, cilt 1,
der. Robert Halsband, Oxford: Clarendon Press, 1965.
Moore-Gilbert, B. J., Kipling and Orientalism iinde, Londra: Croom
Helm, 1986.
Mutman, Mahmut, "Under the Sign of Orientalism: the West vs slam",
Cultural Critique, 23 (K 1992-1993).
----- "Under Westem Eyes", Prosthetic Territories: Politics and Hyper-
technology iinde, der. Gabriel Brahm Jr. ve Mark Driscoll, Boulder,
Colorado: Westview Press, 1995.
Naggar, Carole, "The Unveiled Algerian Women, 1960", Aperture (Yaz
1990).
Nerval, Gerard de, The Women ofCairo, Scenes of Life in the Orient, cilt
1, George Routledge and Sons: Londra, 1929.
Nietzsche, Friedrich, The Will to Power, ev. Walter Kaufmann ve R. J.
Hollongdale, New York: Vintage Books, 1968 (Trkesi: G stenci,
stanbul: Birey, 2002).
----- Beyond Good and Evil, ev. Walter Kaufman, New York: Vintage
KAYNAKA 193

Books, 1974 (Trkesi: yinin ve Ktnn tesinde, stanbul: Yorum,


2001).
----- The Gay Science, ev. Walter Kaufman, New York: Vintage Books,
1974.
Norris, Christopher, Derrida, Cambridge: Harvard University Press, 1987.
Nupur, Chaudri ve Margaret, Strobel (der.), Western Women and Imperi-
alism: Complicity and Resistance, Bloomington ve Indianopolis: Indi-
ana University Press, 1992.
Olson, Emelie, "Mslim Identity and Secularism in Gontemporary Turkey:
The Headscarf Dispute"', Anthropological Quarterly, 58/5 (1985).
Parker Francis, Hulme Peter ve iversen Margaret (der.), "Introduction",
Colonial Discourse/Postcolonial Theory iinde, Manchester ve New
York: Manchester University Press, 1994.
Parry Benita, "Resistance Theory/Theorizing Resistance or Two Cheers
for Nativism", Colonial Discourse / Postcolonial Theory iinde, der.
Francis Parker, Peter Hulme ve Margaret iversen, Manchester ve New
York: Manchester University Press, 1994.
Poole, Sophia, English Woman in Egypt, cilt II, Londra: Charles Knight,
1844.
Radhakrishnan R., "Nationalism, Gender and the Narrative of Identity",
Nationalisms and Sexualities iinde, der. Andrevv Parker, vd., New
York ve Londra: Routledge, 1992.
Richon, Oliver, "Representation, the Despot and the Harem: Some Ques-
tions Around an Academic Orientalist Painting by Lecomte-Du-Nouy
(1885)", Europe and Its Others iinde, Proceedings of the Essex Con-
ference on the Sociology of Literatre, cilt 1, der. F. Barker, vd., Colc-
hester: University of Essex, 1985.
Riviere, Joan, "Womanliness as Masquerade", Formations ofFantasy iin
de, der. V. Burgin, J. Donald ve C. Kaplan, Londra ve New York: Met-
huen, 1986.
Robbins, Bruce, "Comparative Cosmopolitanism", Social Text iinde,
31/32 (1992).
Rorty, Richard, Philosophy and the Mirror ofNature, Princeton: Princeton
University Press, 1979.
Rose, Jacqueline, "Introduction II", Feminine Sexuality, Jacqu.es Lacan
and The Ecole Freudienne iinde, der. Juliet Mitchell ve Jacqueline
Rose, Londra: MacMillan Press, 1987.
Said, Edward, "Orientalism Reconsidered", Cultural Critigue iinde, 1
(Sonbahar 1985).
----- "Representing the Colonized: Anthropologys Interlocutors", Critical
lnquiry, 15 (K 1989).
----- "Yeats and Decolonization", Nationalism, Colonialism and Litera
l'M SMRGEC FANTAZLER

tre iinde, Field Day bror, 15 (1988).


Culture and Imperialism, New York: Alfred Knoff, 1993 (Trkesi:
Kltr ve Emperyalizm, stanbul: Hil, 1998).
----- Orientalism, Harmondsworth: Penguin Books, 1978 (Trkesi: ar
kiyatlk, stanbul: Metis, 1999).
Schor, Naomi, "This Essentialism Which Is Not One: Corning to Grips
with Irigaray", differences, 1/2 (1989).
----- Bad Objects: Essays Popular and Unpopular, Durhan ve Londra:
Duke University Press, 1995.
Scott, Joan, "Multiculturalism and the Politics of Identity", October, 61
(Yaz 1992).
Silverman, Kaja, "Fragments of a Fashionable Discourse", Studies in En-
tertainment: Critical Approaches to Mass Culture iinde, der. Tania
Modleski, Bloomington ve Indianopolis: Indiana University Press,
1986 (Trkesi: Elence ncelemeleri, stanbul: Metis, 1998)
Spivak, Gayatri Chakravorty, "Rani of Sirmur", Europe and Its Others
iinde, der. F. Baker, vd., cilt 1, Colchester: University of Essex, 1985.
"Neocolonialism and the Secret Agent of Knowledge", Robert Young
ile sylei, Oxford Literary Review, 13/1-2 (1991).
----- "Can the Subaltem Speak", Marxism and the Interpretation of Cul
ture iinde, der. Cary Nelson ve Lawrence Grossberg, Urbana ve Chi
cago: University of Illinois Press, 1988.
----- "Imperialism and Sexual Difference", Oxford Literary Review, 8/1-2
(1986).
----- "Naming Gayatri Spivak", Maria Koundoura ile sylei, Stanford
Humanities Revievv (Bahar 1989).
----- "Subaltem Studies: Deconstructing Historiography", n Other
Worlds iinde, New York ve Londra: Routledge, 1988.
----- "Displacement and the Discourse of Woman", Displacement: Derri-
da and After iinde, der. Mark Krupnick, Bloomington: Indiana Uni
versity Press, 1987.
----- "French Feminism Revisited: Ethics and Politics", Feminist Theori-
ze the Political iinde, der. Judith Butler ve Joan Scoat, New York ve
Londra: Routledge, 1992.
---- - "Three Women's Texts and a Critique of Imperialism", "Race",
Writing, and Difference iinde, der. Henry Louis Gates, Chicago ve
Londra: University of Chicago Press, 1986.
Starobinski, Jean, Jean-Jacques Rousseau: Transparency and Obstruc-
tion, ev. A. Goldhammer, Chicago ve Londra: University of Chicago
Press, 1988.
Szyliowich, irene, Pierre Loti and the Oriental Woman, Macmillan Press:
Hong Kong, 1988.
KAYNAKA 195

Thomas, Nicholas, Colonialism's Culture: Anthropology, Travel and Go


vernment,, Cambridge: Polity Press, 1994.
Trinh, T. Minh-ha, "Introduction", Discourse, 8 (K 1986-87).
Trkan, Ankan {ter.), Atatrk'n Trk Kadm Hakkndaki Grlerinden
Bir Demet, Ankara: T.B.M.M. Yaynlan, 1984.
Whit, Hayden, Tropics of Discourse: Essays in Cultural Criticism, Balti
more ve Londra: John Hopkins University Press, 1982.
Whitford, Margaret, "Luce Irigaray and the Female Imaginary: Speaking
as a Woman", Radical Philosophy, 43 (1986).
Willemen, Paul, "Voyeurism, The Look and Dwoskin", Afterimage, 6 (Yaz
1976).
Woodhull, Winifred, "Unveiling Algeria", Genders, 10 (Bahar 1991).
Woodsmall, Ruth Frances, Woman in the Changing Islamic System, Delhi:
BIMLA Publishing House, 1983.
Young, Robert, Colonial Desire: Hybridity in Theory, Culture and Race,
New York ve Londra: Routledge, 1995.
----- White Mythologies: Writing History and the West, Londra ve New
York: Routledge, 1990 (Trkesi: Beyaz Mitolojiler, stanbul: Balam,
2000).
2i2ek, Slavoj, "Looking Awry", October, 50 (Sonbahar 1989); Trkesi,
2003 ylnda Yamuk Bakmak adyla Metis Yaynlarndan kacak.
----- The Sublime Object of Ideology, Londra ve New York: Verso, 1989
(Trkesi: deolojinin Yce Nesnesi, stanbul: Metis, 2002).

You might also like