Professional Documents
Culture Documents
Zeynep Ünalan - Süper İletkenlik PDF
Zeynep Ünalan - Süper İletkenlik PDF
Süperiletkenlik
1911 yılının Nisan ayında Heike Kammerlingh Onnes ve ekibi sıvı helyum kullanarak soğuttukları cıvada şaşırtıcı ve
bir o kadar heyecan verici bir olguyla karşılaştı. Elektrik akımı cıva telde hiçbir engelle karşılaşmadan ilerliyordu.
Cıvanın iletkenliği sanki sonsuz olmuş, elektrik direnci aniden sıfıra inmişti. Sıfır direnç demek, elektriğin hiçbir enerji
kaybına uğramadan uzağa taşınabilmesi ve elektrik enerjisinin sonsuza dek saklanabilmesi demekti.
Bilim insanları şaşırmakta ve heyecanlanmakta haklıydı, çünkü bu keşfin teknolojide devrim niteliğinde uygulamaları
olabilirdi. Görünen o ki, süperiletkenlik ile ilgili ilginç gözlemler, ortaya çıkan yeni yeni süperiletken malzemeler,
süperiletkenlik olgusunu anlamak için kafa yoran kuramcıları hep şaşırtmış. Süperiletkenliğin ilk defa
gözlemlenmesinin üzerinden 100 yıl geçti 100. yıl dolayısıyla dünyada ve ülkemizde araştırmacılar, düzenlenen
konferanslar ve seminerlerle süperiletkenliğin son bir asrını tekrar gözden geçiriyor.
Biz de 1911 yılında başlayan bu serüveni Bilim ve Teknik okurları için kısaca özetlemeye çalıştık.
B
iri İngiltere’de diğeri Hollanda’da iki labora- di. Mutlak sıfır Kelvin’e (-273°C) hiç bu kadar yakla-
tuvar, 1900’lü yılların başlarında gazları yük- şılmamıştı. Onnes’in ekibi yıllardır cıvalı termomet-
sek basınç altında aşırı düşük derecelere ka- relerde kullanılmak üzere cıva dirençler imal ediyor-
dar soğutarak sıvılaştırma yarışı içindeydi. İngiliz fi- du. 1911 yılının Nisan ayında ise elektrik akımının
zikçi Dewar ve ekibi, hidrojeni yaklaşık -253 santig- sıvı helyum kullanarak soğuttukları cıva telden hiç-
rat derecede (°C ) sıvılaştırmayı başaran ilk ekip ol- bir engelle karşılaşmadan ilerlediğini gördüler. Cıva-
sa da bu konudaki liderlikleri uzun sürmedi. Hollan- nın iletkenliği sonsuz olmuş, elektrik direnci aniden
dalı fizikçi Heike K. Onnes’in ekibi önce helyumu sıfıra inmişti. Sıvı helyumun eldesi ve Onnes’in süpe-
-268°C’de sıvılaştırmayı başardı, sonra sıvı helyum riletkenlik olarak adlandırdığı bu gözlem ona 1913
içine batırılan metallerin nasıl davrandığını incele- Nobel Fizik Ödülü’nü getirecekti.
24
Bilim ve Teknik Temmuz 2011
>>>
Bilim camiasındaki
şaşkınlık ve beklentiler Hangi elementler süperiletken olabiliyor?
Periyodik Tablo’daki süperiletken olabilen 30
Bilim camiasının bütün dikkatini üzerinde top- metal için kritik sıcaklık değeri, elementin atom
layan deney inanılmazdı. Zira kuramcılar bir me- kütlesiyle ters orantılı. Yani bir elementin atom küt-
talde elektronların hiçbir dirence maruz kalma- lesi ne kadar yüksekse süperiletken hale gelmesi
dan nasıl ilerlediği konusunda bir fikre sahip de- için gerekli sıcaklık değeri o kadar düşük. Normal-
ğildi. Elektronların metalin kristal yapısından do- de çok iyi bir iletken olan bakır ise süperiletken
ğan enerji bantlarına (yani seviyelerine) yerleşti- metal sınıfında değil. Periyodik Tablo’nun en so-
ği biliniyordu. En dış enerji seviyesindeki elekt- lunda yer alan soy gazlar da süperiletken element-
ronların serbest kalarak ilerleyişi elektrik akımı- ler sınıfına dahil değil. Ama bu hiç süperiletken
nı meydana getiriyor, ilerlerken yolları üzerinde- olamazlar anlamına gelmiyor. Süperiletken olabil-
ki atomlarla çarpışmaları ise metalin direnci ola- meleri için diğerlerine göre çok daha yüksek ba-
rak nitelendiriliyordu. Peki metal soğutulduğunda sınç, çok daha düşük sıcaklık gerekiyor. Yine birçok
ne olması beklenirdi? Metal atomlarının oluştur- malzemenin süperiletken faza geçebilmesi için ya-
duğu atom örgüsü daha az titreşeceğinden diren- bancı atomlardan arındırılarak saflık derecelerinin
cin azalacağını söyleyenler vardı. Ama sıfır dirence artırılması gerekiyor. Manyetik özellikleriyle bildi-
düşüşün Onnes’in gözleminde olduğu gibi ani de- ğimiz demir, gümüş, altın, krom, nikel, kobalt gibi
ğil yavaş yavaş olacağı öngörülüyordu. İçinde Lord birçok element de son zamanlara kadar süperilet-
Kelvin’in de yer aldığı bir grup ise tam tersini söy- ken sınıfına dahil edilmiyordu. 2006 yılında ise de-
lüyor, elektronların metal soğutuldukça atom ör- mir bir malzemede süperiletkenlik gözlemlendi.
güsünden saçılırken yakalanacağını ve nihayetinde
sonsuz dirence ulaşılacağını, daha yalın bir ifadey-
le elektron iletiminin donup kalacağını savunuyor-
Direnç
ğı gösteriliyor. Yine de süperiletkenlik hatırı sayılır na karşı koyuyordu. Kuramsal açıklama Fritz ve He-
gelişmelere yol açtı. Süperiletkenliğin kullanıldığı inz London kardeşlerden geldi. Süperiletkenlik o za-
ve kullanılması ümit edilen uygulama alanlarına mana kadar elektrik akımı ve elektrik alanlar üze-
geçmeden önce 1930’larda, 1950’lerde ve 1980’ler- rinden anlatılıyor ve mükemmel iletkenlik olarak Kritik sıcaklığın üstünde olan bir
de yaşanan diğer gelişmelere göz atalım. tanımlanıyordu. Ancak London kardeşler süperi- süperiletken manyetik alan
içine yerleştirildiğinde manyetik alan
letkenliğin belirleyici özelliğinin manyetik alan dış- çizgileri cismin içine
laması olduğunu, mükemmel iletkenliğin mükem- nüfuz edebilirken (üstte)
Süperiletkenlik ve manyetizma kritik sıcaklığın altına soğutulmuş
mel diyamanyetizmanın bir yan ürünü olarak orta- 1. Tip bir süperiletken (ortada)
manyetik alanı dışlıyor.
Süperiletkenlik konusundaki ikinci büyük geliş- ya çıktığı fikrini savundu. Süperiletkenliğin makro 2. Tip bir süperiletkende (altta)
me 1933 yılında yaşandı. W. Meissner ve R. Ochsen- ölçekte bir kuantum sistemi olduğunu ilk fark eden manyetik alan çizgilerinin
nüfuz ettiği ve edemediği bölgeler
feld, süperiletkenlerin mükemmel iletken olmaları- bilim insanları olmalarıyla da bilinen London kar- bulunuyor.
nın yanında mükemmel diyamanyetik özellik gös- deşler, bir süperiletkendeki elektrik akım yoğunlu-
terdiğini keşfetti: Bir süperiletken cisim manyetik ğunu dışlanan manyetik alan ile ilişkilendiren denk-
alan içine yerleştirildiğinde manyetik alan çizgile- lemleri geliştirdi.
25
Süperiletkenlik
26
Bilim ve Teknik Temmuz 2011
>>>
Bu açıklama Bardeen, Cooper ve Schrieffer’a 1972 ne olanak sağlayan, bir süperiletken halkanın için-
Nobel Fizik Ödülü’nü getirdi. Bu ödül Onnes ve den geçen manyetik akının kuantize olması, yani
Lev Landau’dan sonra düşük sıcaklık fiziği alanın- akının birim kuantası olan h/2e (Plank sabiti/Co-
da verilen üçüncü Nobel’di. BCS kuramı, hangi oper çiftinin elektrik yükü) değerinin her zaman
malzemelerin süperiletken olabileceği ya da han- tam katı olmasıdır.
gilerinin geliştirilmesi gerektiği konusunda hesaba
dayalı öngörülerde bulunamadığı için eleştiriliyor. Süperiletkenlik için yeni bir devir:
Zira başarılı bir kuramdan, açıklanamayan bir ol-
guyu açıklamasının yanı sıra öngörülerde bulun-
Yüksek-sıcaklık süperiletkenleri
ması da beklenir. BCS kuramı, Newton’un hareket 1980’ler süperiletkenlik için yeni bir döne-
ya da Maxwell’in elektromanyetizma denklemleri min başlangıcı oldu. Alex Müller yıllardır perovs-
kadar sarsılmaz olmasa da süperiletkenliğe başarı- kit denen, belli bir kristal yapıya sahip ferroelektrik
lı bir kavramsal açıklama getiriyor. özellik gösteren malzemeler üzerinde çalışıyordu.
Müller’in özellikle bakır oksit seramiklere olan ilgi-
Mikro ölçekte gözlemler: si bu konuda çalışan bilim insanlarının önceki göz-
lemlerine dayanıyordu. Bir perovskitte elektron yo-
Josephson eklemi ğunluğu düşük olsa da kritik sıcaklığın -Ginzburg-
Şimdiye kadar bahsettiğimiz mükemmel ilet- Landau’nun kuramında öngörülenin aksine- yük-
kenlik ve Meissner etkisi, süperiletkenliğin mak- sek olduğu görülmüştü. Kurama göre negatif elekt-
ro ölçekte görebildiğimiz özellikleri. 1962’de sü- rik yüklü elektron atom örgüsü içinden geçerken,
periletkenlerin ilginç, ancak bu sefer mikrosko- elektronlar ile pozitif yüklü iyonlar arasında elektro-
pik olarak gözlenebilen başka bir yönü vurgulan- manyetik çekim meydana geliyordu. Elektron etra-
dı. Brian Josephson’ın öngörüsü şöyleydi: Süperi- fında artan pozitif iyon yoğunluğu nedeniyle elekt-
letken iki levha arasına ince yalıtkan bir tabaka ko- ronun negatif yükü perdeleniyordu. Böylece birbiri-
nulursa, levhalar arasına voltaj uygulanmasa bile ni itmesi gereken iki elektron bir araya gelerek Coo-
Cooper elektron çiftleri bir süperiletkenden diğe-
İçi oyuk bir süperiletken içinden geçen
rine kuantum tünelleme yaparak geçebilir ve doğ- manyetik akı (kırmızı çizgiler).
Her bir manyetik akı çizgisinin h/2e’lik
ru akım meydana getirebilirdi. Normal bir iletken- akı kuantasına denk geldiğini
de akımın oluşması için iki uç arasına voltaj uy- düşünürsek burada 4 tane çizginin
varlığı süperiletkende oluşan
gulanması gerekliliğinin Josephson eklemi denen mükemmel elektrik akımı (mavi çizgi)
böylesi bir süperiletken için geçerli olmadığı öngö- hakkında da fikri veriyor.
Manyetik akının h/2e’nin 4 katı olması
rüsü ertesi yıl deneysel olarak kanıtlandı. Joseph- dalga fonksiyonun (sarı halka)
akım halkasını 4 defa dolandığını
son eklemleri içeren süperiletken halkalardan olu- gösteriyor.
şan kuantum girişim cihazı (superconducting qu-
antum interference device - SQUID) geliştirildi.
Çok küçük manyetik alanların ölçümünde kulla-
Çizim: Necdet Yılmaz
1986 2001
G. Bednotz ve A. Müller’in J. Akimitsu’nun 38 Kelvin’deki basit bir
32 Kelvin’deki bir seramikte (LaBaCuO4 ) bileşikte (MgB2 ) çok daha önce fark
süperiletkenliği gözlemi edilmesi gereken süperiletkenliği gözlemi
1987 2003
G. Bednotz ve A. Müller A. Abrikosov, V. L. Ginzburg, A. J. Leggett
1987 2006
P. Chu’nun 93Kelvin’deki Hideo Hosono ve meselektaşlarının
bir seramikte (YBCO) demir bir malzemede 55K’de
süperiletkenliği gözlemi süperiletkenliği gözlemi
27
Süperiletkenlik
per çiftleri meydana getirebiliyordu. Müller son za- da yol gösterici oldu. Süperiletken olabilen metal-
mandaki gözlemleri şöyle yorumladı: Demek ki dü- ler ve alaşımlar sıvı helyum kullanılarak soğutulu-
şük elektron yoğunluğu perdeleme etkisini azaltı- yordu. Kritik sıcaklığı sıvı azotun sıcaklığı olan 77
yor ve bu bir şekilde Cooper çiftlerinin oluşumunu K’den daha yüksek olan süperiletkenler, elde etme-
sağlayan etkileşimi kuvvetlendiriyordu. Alex Müller si çok daha kolay ve maliyeti daha düşük olan sıvı
ve meslektaşı George Bednorz bu etkiyi görebilme- azot kullanılarak soğutulabilecekti.
yi ümit ederek yüzlerce perovskiti inceledi. Sonun- Yüksek sıcaklık süperiletkenleri 2. Tip süperi-
da 1986 yılında lantan, baryum, bakır ve oksijenden letkenlerdi. 1930’lardan beri kuramsal olarak an-
oluşan (LaBaCuO ) bir seramiğin 35 K’de süperilet- laşılmaya çalışılan 2. Tip süperiletkenler üzerin-
ken olabildiğini gözlemlediler. de yıllardır kafa yoranlardan biri, Lev Landau’nun
öğrencisi Alexei Abrikosov’du. 1950’lerdeki maka-
lelerinin uzun süre Rusça’dan İngilizceye tercüme
edilememesi sonucu camiada geç fark edilen Abri-
kosov, 2001 yılında Vitaly L. Ginzburg ve Anthony
J. Leggett ile birlikte Nobel Fizik Ödülü’ne layık gö-
rüldü. Abrikosov, manyetik alan içine yerleştirilen
2. Tip bir süperiletkende manyetik alanın niye ba-
zı bölgelere nüfuz edip bazı bölgelere nüfuz ede-
mediğini kuramsal olarak açıkladı. Nobel söyleşi-
sinde kendisine yöneltilen sorulardan biri “Dünya-
da süperiletkenlik üzerine çalışan bir sürü deney-
sel araştırmacı var, ancak sadece bir kaçı keşifte bu-
lunabiliyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?” idi. Abri-
Bu sıcaklık değeri o zamana kadar bilinen sü- kosov şansın önemli olduğunu, ancak asıl önem-
periletkenler için ulaşılması gereken sıcaklıktan 12 li olanın araştırmacının bilgi birikimi olduğunu
K daha yüksek idi. BCS kuramına göre ise 20 K’in vurguluyor ve Alex Müller’i örnek olarak gösteri-
üzerinde süperiletkenlik mümkün değildi. Bu ba- yor. Özellikle süperiletkenlik konusunda çok mik-
şarı üzerine, genelde verilmeden önce yıllarca bek- tarda malzeme olduğunu, Müller’in hangi malze-
lenilen Nobel Ödülü Bednorz ve Müller’e hemen menin ne özellik gösterebileceğini önceden sezdiği
ertesi yıl verildi. Aynı yıl Paul Chu 92 K’de süperi- için başarılı olduğunu belirtiyor.
letken olan, bu sefer lantan yerine yitriyumun (Y) Bir gün oda sıcaklığında süperiletken olabilen
yer aldığı farklı bir seramik (YBCO) yapı keşfetti. bir malzeme bulunacak mı sorusuna Abrikosov’un
Bu keşifler hem bir gün oda sıcaklığında süperilet- cevabı şöyle: “Bakır oksit perovskitlerle bu sıcaklı-
ken olabilen malzemelere ulaşılabileceği ümitleri- ğa ulaşılacağını sanmıyorum. Ama kuramsal çalış-
ni canlandırdı hem de dünyanın dört bir yanında maların bir gün bir şekilde deneysel araştırmacıla-
bu konuda çalışan araştırmacılara hangi tip malze- rı doğru yönlendirecek seviyeye gelebileceğinden
meler üzerinde yoğunlaşmaları gerektiği konusun- ve oda sıcaklığında süperiletkenliğin bulunabilece-
ğinden ümitliyim.”
Tc /K
140 Süperiletkenliğin tarihsel gelişimini, bu konu-
HgBaCaCuO
da çalışan Türk araştırmacılarla noktalayalım. Bu
120 TISrBaCuO araştırmacılardan biri Massachusetts Institute of
BiCaSrCu2O9 Technology’de (MIT) öğretim üyesi olarak bulu-
100 nan Nuh Gedik. Kendisine ABD Ulusal Araştırma
YBa2Cu3O7
Kuruluşu (NSF-National Science Foundation) tara-
80
fından bakır oksit seramiklerde süperiletkenliğin
60
Sıvı azotun kaynama derecesi mekanizması üzerine yaptığı kuramsal çalışmalar-
dan ötürü 2009 yılı kariyer ödülü verilmiş. Türki-
40 LaBaCuO4 ye’deki üniversitelerde çalışmalarını sürdüren Prof.
Nb3Sn
Nb3Ge Dr. Nihat Berker, Prof. Dr. Bilal Tanatar ve Prof.
20 NbN
Pb Nb Sıvı helyumun kaynama derecesi Dr. Tuğrul Hakioğlu ise süperiletkenlik kuramı de-
Hg
nilince akla gelen başarılı araştırmacılarımızdan
0
1900 1920 1940 1960 1980 2000 sadece birkaçı.
Keşif Yılı
28
Bilim ve Teknik Temmuz 2011
>>>
29
Süperiletkenlik
30
Bilim ve Teknik Temmuz 2011
<<<
Rotorlar: Elektrik enerjisini hareket enerjisi- SQUID’ler insan vücudunun elektromanyetik ala-
ne dönüştürmekte kullanılan motorlardaki dönen nındaki ufak değişimleri tespit etmek için kulla-
elektromıknatıslar (rotorlar) % 90-95 arası bir ve- nılabiliyor. Kas ve sinir aktivitesi sırasında ortaya
rimle çalışabiliyor. Süperiletken elektromıknatıslar çıkan 1 Tesla’nın bin milyarda biri büyüklükteki
kullanmak suretiyle verim % 2 daha artırılabiliyor. manyetik alan, SQUID`lerin kullanıldığı manyeto-
Rotorlarında süperiletken mıknatıs kullanılan enselograf ile ölçülebiliyor. Yine normal elektro-
uçaklar, rüzgâr türbinleri hem daha verimli hem kardiyografi ile tespit edilemeyen kalp rahatsızlık-
de demir bobin ortadan kalktığı için daha hafif ları manyeto-kardiyograf ile ortaya çıkarılabiliyor.
ve daha sessiz. Üstelik bu yöntem atmosfere kar-
bon salımını ortadan kaldırdığı için çevre dostu bir
yöntem olarak tavsiye ediliyor.
31