You are on page 1of 8

Zeynep Ünalan

Dr, Bilimsel Programlar Uzmanı,


TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi

Süperiletkenlik
1911 yılının Nisan ayında Heike Kammerlingh Onnes ve ekibi sıvı helyum kullanarak soğuttukları cıvada şaşırtıcı ve
bir o kadar heyecan verici bir olguyla karşılaştı. Elektrik akımı cıva telde hiçbir engelle karşılaşmadan ilerliyordu.
Cıvanın iletkenliği sanki sonsuz olmuş, elektrik direnci aniden sıfıra inmişti. Sıfır direnç demek, elektriğin hiçbir enerji
kaybına uğramadan uzağa taşınabilmesi ve elektrik enerjisinin sonsuza dek saklanabilmesi demekti.
Bilim insanları şaşırmakta ve heyecanlanmakta haklıydı, çünkü bu keşfin teknolojide devrim niteliğinde uygulamaları
olabilirdi. Görünen o ki, süperiletkenlik ile ilgili ilginç gözlemler, ortaya çıkan yeni yeni süperiletken malzemeler,
süperiletkenlik olgusunu anlamak için kafa yoran kuramcıları hep şaşırtmış. Süperiletkenliğin ilk defa
gözlemlenmesinin üzerinden 100 yıl geçti 100. yıl dolayısıyla dünyada ve ülkemizde araştırmacılar, düzenlenen
konferanslar ve seminerlerle süperiletkenliğin son bir asrını tekrar gözden geçiriyor.
Biz de 1911 yılında başlayan bu serüveni Bilim ve Teknik okurları için kısaca özetlemeye çalıştık.

B
iri İngiltere’de diğeri Hollanda’da iki labora- di. Mutlak sıfır Kelvin’e (-273°C) hiç bu kadar yakla-
tuvar, 1900’lü yılların başlarında gazları yük- şılmamıştı. Onnes’in ekibi yıllardır cıvalı termomet-
sek basınç altında aşırı düşük derecelere ka- relerde kullanılmak üzere cıva dirençler imal ediyor-
dar soğutarak sıvılaştırma yarışı içindeydi. İngiliz fi- du. 1911 yılının Nisan ayında ise elektrik akımının
zikçi Dewar ve ekibi, hidrojeni yaklaşık -253 santig- sıvı helyum kullanarak soğuttukları cıva telden hiç-
rat derecede (°C ) sıvılaştırmayı başaran ilk ekip ol- bir engelle karşılaşmadan ilerlediğini gördüler. Cıva-
sa da bu konudaki liderlikleri uzun sürmedi. Hollan- nın iletkenliği sonsuz olmuş, elektrik direnci aniden
dalı fizikçi Heike K. Onnes’in ekibi önce helyumu sıfıra inmişti. Sıvı helyumun eldesi ve Onnes’in süpe-
-268°C’de sıvılaştırmayı başardı, sonra sıvı helyum riletkenlik olarak adlandırdığı bu gözlem ona 1913
içine batırılan metallerin nasıl davrandığını incele- Nobel Fizik Ödülü’nü getirecekti.

24
Bilim ve Teknik Temmuz 2011
>>>

Bilim camiasındaki
şaşkınlık ve beklentiler Hangi elementler süperiletken olabiliyor?
Periyodik Tablo’daki süperiletken olabilen 30
Bilim camiasının bütün dikkatini üzerinde top- metal için kritik sıcaklık değeri, elementin atom
layan deney inanılmazdı. Zira kuramcılar bir me- kütlesiyle ters orantılı. Yani bir elementin atom küt-
talde elektronların hiçbir dirence maruz kalma- lesi ne kadar yüksekse süperiletken hale gelmesi
dan nasıl ilerlediği konusunda bir fikre sahip de- için gerekli sıcaklık değeri o kadar düşük. Normal-
ğildi. Elektronların metalin kristal yapısından do- de çok iyi bir iletken olan bakır ise süperiletken
ğan enerji bantlarına (yani seviyelerine) yerleşti- metal sınıfında değil. Periyodik Tablo’nun en so-
ği biliniyordu. En dış enerji seviyesindeki elekt- lunda yer alan soy gazlar da süperiletken element-
ronların serbest kalarak ilerleyişi elektrik akımı- ler sınıfına dahil değil. Ama bu hiç süperiletken
nı meydana getiriyor, ilerlerken yolları üzerinde- olamazlar anlamına gelmiyor. Süperiletken olabil-
ki atomlarla çarpışmaları ise metalin direnci ola- meleri için diğerlerine göre çok daha yüksek ba-
rak nitelendiriliyordu. Peki metal soğutulduğunda sınç, çok daha düşük sıcaklık gerekiyor. Yine birçok
ne olması beklenirdi? Metal atomlarının oluştur- malzemenin süperiletken faza geçebilmesi için ya-
duğu atom örgüsü daha az titreşeceğinden diren- bancı atomlardan arındırılarak saflık derecelerinin
cin azalacağını söyleyenler vardı. Ama sıfır dirence artırılması gerekiyor. Manyetik özellikleriyle bildi-
düşüşün Onnes’in gözleminde olduğu gibi ani de- ğimiz demir, gümüş, altın, krom, nikel, kobalt gibi
ğil yavaş yavaş olacağı öngörülüyordu. İçinde Lord birçok element de son zamanlara kadar süperilet-
Kelvin’in de yer aldığı bir grup ise tam tersini söy- ken sınıfına dahil edilmiyordu. 2006 yılında ise de-
lüyor, elektronların metal soğutuldukça atom ör- mir bir malzemede süperiletkenlik gözlemlendi.
güsünden saçılırken yakalanacağını ve nihayetinde
sonsuz dirence ulaşılacağını, daha yalın bir ifadey-
le elektron iletiminin donup kalacağını savunuyor-
Direnç

du; asıl yaygın olan görüş de buydu.


Normal metal Saf metal
Kurşun, cıva ve alüminyum gibi metallerin
elektriksel dirençlerinin, her metalin kendine özgü
bir kritik sıcaklığın altında tamamen ortadan kalk-
tığının keşfedilmesi başta elektrik şebekeleri olmak
üzere elektronikte devrim yaşanacağı anlamına ge- Süperiletken
liyordu. Çünkü sıfır direnç demek elektriğin hiç-
bir enerji kaybına uğramadan uzağa taşınabilmesi
ve elektrik enerjisinin sonsuza dek saklanabilme- 0 Tc Sıcaklık
si demekti. Bu keşfin üzerinden 100 yıl geçmesine
rağmen henüz bu çapta devrimler yaşanmadı. Bu-
nun en temel sebepleri olarak oda sıcaklığında sü- ri maddenin içine nüfuz etmiyordu. Manyetik alan
periletken olabilen bir malzemenin henüz bulun- dışlanıyor, süperiletken maddenin yüzeyinde mey-
mamış olması ve soğutma sistemlerinin pahalılı- dana gelen elektrik akımı, uygulanan manyetik ala-
Çizim: Necdet Yılmaz

ğı gösteriliyor. Yine de süperiletkenlik hatırı sayılır na karşı koyuyordu. Kuramsal açıklama Fritz ve He-
gelişmelere yol açtı. Süperiletkenliğin kullanıldığı inz London kardeşlerden geldi. Süperiletkenlik o za-
ve kullanılması ümit edilen uygulama alanlarına mana kadar elektrik akımı ve elektrik alanlar üze-
geçmeden önce 1930’larda, 1950’lerde ve 1980’ler- rinden anlatılıyor ve mükemmel iletkenlik olarak Kritik sıcaklığın üstünde olan bir
de yaşanan diğer gelişmelere göz atalım. tanımlanıyordu. Ancak London kardeşler süperi- süperiletken manyetik alan
içine yerleştirildiğinde manyetik alan
letkenliğin belirleyici özelliğinin manyetik alan dış- çizgileri cismin içine
laması olduğunu, mükemmel iletkenliğin mükem- nüfuz edebilirken (üstte)
Süperiletkenlik ve manyetizma kritik sıcaklığın altına soğutulmuş
mel diyamanyetizmanın bir yan ürünü olarak orta- 1. Tip bir süperiletken (ortada)
manyetik alanı dışlıyor.
Süperiletkenlik konusundaki ikinci büyük geliş- ya çıktığı fikrini savundu. Süperiletkenliğin makro 2. Tip bir süperiletkende (altta)
me 1933 yılında yaşandı. W. Meissner ve R. Ochsen- ölçekte bir kuantum sistemi olduğunu ilk fark eden manyetik alan çizgilerinin
nüfuz ettiği ve edemediği bölgeler
feld, süperiletkenlerin mükemmel iletken olmaları- bilim insanları olmalarıyla da bilinen London kar- bulunuyor.
nın yanında mükemmel diyamanyetik özellik gös- deşler, bir süperiletkendeki elektrik akım yoğunlu-
terdiğini keşfetti: Bir süperiletken cisim manyetik ğunu dışlanan manyetik alan ile ilişkilendiren denk-
alan içine yerleştirildiğinde manyetik alan çizgile- lemleri geliştirdi.

25
Süperiletkenlik

ne geldi. Deneysel araştırmacılar, yıllar içinde değişik uygula-


ma alanlarında kendini gösterecek olan 2. Tip süperiletkenleri
ve özelliklerini araştırırken, Lev Landau gibi kuramcılar da 2.
Tip süperiletkenlerde faz geçişlerinin nasıl gerçekleştiğinin ku-
ramını geliştiriyordu.

Süperiletkenliğin kavramsal açıklaması:


BCS kuramı
Süperiletkenlik kuramında hatırı sayılır bir diğer gelişme
1950’lerde yaşandı. ABD Ulusal Standartlar Bürosu’nda çalı-
şan Emanuel Maxwell, cıvanın süperiletken faza geçiş sıcak-
lığının (kritik sıcaklık) kullanılan cıva izotopuna göre değiş-
tiğini fark etti. İzotoplar atom çekirdeğinde aynı sayıda proto-
Çizim: Necdet Yılmaz

nu olan ancak farklı sayıda nötronu olduğu için kütleleri fark-


lı olan atomlardı.
Bir metalde, atom örgüsünü oluşturan atomların birlikte
hareket ettiği biliniyordu. Bu yapı belli enerjilerde ve frekans-
Negatif elektrik yüklü elektronun atom örgüsü içinden geçerken pozitif yüklü iyonlarla
elektromanyetik etkileşimi sonucu atom örgüsündeki şekil değişimi ve oluşan Cooper elektron çiftleri larda titreşiyordu. Titreşimin artması ya da azalması, kuan-
(Sarı küreler)
tum mekaniğine özgü olan bu sistemin fonon adı verilen me-
kanik titreşim enerji paketlerini soğurması ya da salması şek-
linde oluyordu ve tabii ki titreşimin frekansı atomların kütle-
Süperiletkenlik sahnesinde yeni malzemeler: sine bağlıydı. Cıva için kritik sıcaklığın, kullanılan cıva izoto-
2. Tip süperiletkenler puna bağlı olması süperiletkenliğin fononlarla ilgili olduğunu
ortaya koydu.
1930’ların ortalarına kadar kurşun, cıva gibi bir tek metal Bu konuda çalışan Leon
elementten meydana gelen süperiletken maddeler biliniyordu. N. Cooper, John Bardeen ve
1. Tip süperiletkenler denen saf metallerde, mükemmel ilet- öğrencisi John R. Schrieffer,

Çizim: Necdet Yılmaz


kenlik madde yüzeyinin birkaç mikronluk kısmında yer alıyor- kritik sıcaklığın altına soğu-
du. Meissner etkisini gösterseler de, uygulanan manyetik ala- tulmuş bir metal içinde ha-
nın şiddeti artırıldığında manyetik alan çizgileri süperiletken reket halindeki elektronların
içine nüfuz ediyor ve süperiletken özellikleri ortadan kalkıyor- atom örgüsüyle etkileşirken, Fonon aracılığıyla bir arada tutulan elektron çifti
(Cooper çifti)
du. Kritik manyetik alan denen bu değer, birkaç metal elemen- örgünün elektronları birlik-
tin karışımından meydana gelen alaşımlar için çok daha yük- te hareket etmeye zorladığını savundu. Bu birliktelik elektron-
sek olabiliyor ve haliyle bu alaşımlar 1. Tip süperiletkenlere gö- ların örgü içinde daha rahat ilerlemesini yani dirençsizliği sağ-
re çok daha yüksek akımları taşıyabiliyordu. Böylesi bir ala- lıyordu. Araştırmacıların soyadlarının baş harfleriyle anılan
şım ilk defa Rus fizikçi Lev Shubnikov tarafından keşfedildi. BCS kuramına göre, iki elektron aynı kuantum enerji seviye-
Süperiletkenliğe geçiş fazı daha karmaşık olan ve 2. Tip süpe- sinde bulunuyor, birlikte ve eşevreli hareket ediyordu. İki elekt-
riletkenler denen alaşımlar kısa sürede en popüler konu hali- ronun bu birlikteliği aradaki fonon alışverişiyle sağlanıyordu.

1911 1931 1937 1957


Heike K. Onnes’in Süperiletkenliğin Lev Landau ‘nun sıvı helyum ve Bardeen-Cooper-Schrieffer
saf cıva metalinde sıfır direnci metal alaşımlardaki 2. Tip süperiletkenlerin fiziği üzerine (BCS) kuramı
gözlemi ilk gözlemi kuramsal çalışmaları

1913 1962 1972


Heike K. Onnes Lev Landau J. Bardeen, L. N. Cooper, J. R. Schrieffer
1933 1935 1962
Meissner etkisi London denklemleri Josephson eklemi

26
Bilim ve Teknik Temmuz 2011
>>>
Bu açıklama Bardeen, Cooper ve Schrieffer’a 1972 ne olanak sağlayan, bir süperiletken halkanın için-
Nobel Fizik Ödülü’nü getirdi. Bu ödül Onnes ve den geçen manyetik akının kuantize olması, yani
Lev Landau’dan sonra düşük sıcaklık fiziği alanın- akının birim kuantası olan h/2e (Plank sabiti/Co-
da verilen üçüncü Nobel’di. BCS kuramı, hangi oper çiftinin elektrik yükü) değerinin her zaman
malzemelerin süperiletken olabileceği ya da han- tam katı olmasıdır.
gilerinin geliştirilmesi gerektiği konusunda hesaba
dayalı öngörülerde bulunamadığı için eleştiriliyor. Süperiletkenlik için yeni bir devir:
Zira başarılı bir kuramdan, açıklanamayan bir ol-
guyu açıklamasının yanı sıra öngörülerde bulun-
Yüksek-sıcaklık süperiletkenleri
ması da beklenir. BCS kuramı, Newton’un hareket 1980’ler süperiletkenlik için yeni bir döne-
ya da Maxwell’in elektromanyetizma denklemleri min başlangıcı oldu. Alex Müller yıllardır perovs-
kadar sarsılmaz olmasa da süperiletkenliğe başarı- kit denen, belli bir kristal yapıya sahip ferroelektrik
lı bir kavramsal açıklama getiriyor. özellik gösteren malzemeler üzerinde çalışıyordu.
Müller’in özellikle bakır oksit seramiklere olan ilgi-
Mikro ölçekte gözlemler: si bu konuda çalışan bilim insanlarının önceki göz-
lemlerine dayanıyordu. Bir perovskitte elektron yo-
Josephson eklemi ğunluğu düşük olsa da kritik sıcaklığın -Ginzburg-
Şimdiye kadar bahsettiğimiz mükemmel ilet- Landau’nun kuramında öngörülenin aksine- yük-
kenlik ve Meissner etkisi, süperiletkenliğin mak- sek olduğu görülmüştü. Kurama göre negatif elekt-
ro ölçekte görebildiğimiz özellikleri. 1962’de sü- rik yüklü elektron atom örgüsü içinden geçerken,
periletkenlerin ilginç, ancak bu sefer mikrosko- elektronlar ile pozitif yüklü iyonlar arasında elektro-
pik olarak gözlenebilen başka bir yönü vurgulan- manyetik çekim meydana geliyordu. Elektron etra-
dı. Brian Josephson’ın öngörüsü şöyleydi: Süperi- fında artan pozitif iyon yoğunluğu nedeniyle elekt-
letken iki levha arasına ince yalıtkan bir tabaka ko- ronun negatif yükü perdeleniyordu. Böylece birbiri-
nulursa, levhalar arasına voltaj uygulanmasa bile ni itmesi gereken iki elektron bir araya gelerek Coo-
Cooper elektron çiftleri bir süperiletkenden diğe-
İçi oyuk bir süperiletken içinden geçen
rine kuantum tünelleme yaparak geçebilir ve doğ- manyetik akı (kırmızı çizgiler).
Her bir manyetik akı çizgisinin h/2e’lik
ru akım meydana getirebilirdi. Normal bir iletken- akı kuantasına denk geldiğini
de akımın oluşması için iki uç arasına voltaj uy- düşünürsek burada 4 tane çizginin
varlığı süperiletkende oluşan
gulanması gerekliliğinin Josephson eklemi denen mükemmel elektrik akımı (mavi çizgi)
böylesi bir süperiletken için geçerli olmadığı öngö- hakkında da fikri veriyor.
Manyetik akının h/2e’nin 4 katı olması
rüsü ertesi yıl deneysel olarak kanıtlandı. Joseph- dalga fonksiyonun (sarı halka)
akım halkasını 4 defa dolandığını
son eklemleri içeren süperiletken halkalardan olu- gösteriyor.
şan kuantum girişim cihazı (superconducting qu-
antum interference device - SQUID) geliştirildi.
Çok küçük manyetik alanların ölçümünde kulla-
Çizim: Necdet Yılmaz

nılan SQUID’ler zaman içerisinde tıpta, jeolojide,


metrolojide ve elektronikte uygulama alanı buldu.
SQUID’lerin çok zayıf manyetik alanları ölçmesi-

1986 2001
G. Bednotz ve A. Müller’in J. Akimitsu’nun 38 Kelvin’deki basit bir
32 Kelvin’deki bir seramikte (LaBaCuO4 ) bileşikte (MgB2 ) çok daha önce fark
süperiletkenliği gözlemi edilmesi gereken süperiletkenliği gözlemi

1987 2003
G. Bednotz ve A. Müller A. Abrikosov, V. L. Ginzburg, A. J. Leggett
1987 2006
P. Chu’nun 93Kelvin’deki Hideo Hosono ve meselektaşlarının
bir seramikte (YBCO) demir bir malzemede 55K’de
süperiletkenliği gözlemi süperiletkenliği gözlemi

27
Süperiletkenlik

per çiftleri meydana getirebiliyordu. Müller son za- da yol gösterici oldu. Süperiletken olabilen metal-
mandaki gözlemleri şöyle yorumladı: Demek ki dü- ler ve alaşımlar sıvı helyum kullanılarak soğutulu-
şük elektron yoğunluğu perdeleme etkisini azaltı- yordu. Kritik sıcaklığı sıvı azotun sıcaklığı olan 77
yor ve bu bir şekilde Cooper çiftlerinin oluşumunu K’den daha yüksek olan süperiletkenler, elde etme-
sağlayan etkileşimi kuvvetlendiriyordu. Alex Müller si çok daha kolay ve maliyeti daha düşük olan sıvı
ve meslektaşı George Bednorz bu etkiyi görebilme- azot kullanılarak soğutulabilecekti.
yi ümit ederek yüzlerce perovskiti inceledi. Sonun- Yüksek sıcaklık süperiletkenleri 2. Tip süperi-
da 1986 yılında lantan, baryum, bakır ve oksijenden letkenlerdi. 1930’lardan beri kuramsal olarak an-
oluşan (LaBaCuO ) bir seramiğin 35 K’de süperilet- laşılmaya çalışılan 2. Tip süperiletkenler üzerin-
ken olabildiğini gözlemlediler. de yıllardır kafa yoranlardan biri, Lev Landau’nun
öğrencisi Alexei Abrikosov’du. 1950’lerdeki maka-
lelerinin uzun süre Rusça’dan İngilizceye tercüme
edilememesi sonucu camiada geç fark edilen Abri-
kosov, 2001 yılında Vitaly L. Ginzburg ve Anthony
J. Leggett ile birlikte Nobel Fizik Ödülü’ne layık gö-
rüldü. Abrikosov, manyetik alan içine yerleştirilen
2. Tip bir süperiletkende manyetik alanın niye ba-
zı bölgelere nüfuz edip bazı bölgelere nüfuz ede-
mediğini kuramsal olarak açıkladı. Nobel söyleşi-
sinde kendisine yöneltilen sorulardan biri “Dünya-
da süperiletkenlik üzerine çalışan bir sürü deney-
sel araştırmacı var, ancak sadece bir kaçı keşifte bu-
lunabiliyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?” idi. Abri-
Bu sıcaklık değeri o zamana kadar bilinen sü- kosov şansın önemli olduğunu, ancak asıl önem-
periletkenler için ulaşılması gereken sıcaklıktan 12 li olanın araştırmacının bilgi birikimi olduğunu
K daha yüksek idi. BCS kuramına göre ise 20 K’in vurguluyor ve Alex Müller’i örnek olarak gösteri-
üzerinde süperiletkenlik mümkün değildi. Bu ba- yor. Özellikle süperiletkenlik konusunda çok mik-
şarı üzerine, genelde verilmeden önce yıllarca bek- tarda malzeme olduğunu, Müller’in hangi malze-
lenilen Nobel Ödülü Bednorz ve Müller’e hemen menin ne özellik gösterebileceğini önceden sezdiği
ertesi yıl verildi. Aynı yıl Paul Chu 92 K’de süperi- için başarılı olduğunu belirtiyor.
letken olan, bu sefer lantan yerine yitriyumun (Y) Bir gün oda sıcaklığında süperiletken olabilen
yer aldığı farklı bir seramik (YBCO) yapı keşfetti. bir malzeme bulunacak mı sorusuna Abrikosov’un
Bu keşifler hem bir gün oda sıcaklığında süperilet- cevabı şöyle: “Bakır oksit perovskitlerle bu sıcaklı-
ken olabilen malzemelere ulaşılabileceği ümitleri- ğa ulaşılacağını sanmıyorum. Ama kuramsal çalış-
ni canlandırdı hem de dünyanın dört bir yanında maların bir gün bir şekilde deneysel araştırmacıla-
bu konuda çalışan araştırmacılara hangi tip malze- rı doğru yönlendirecek seviyeye gelebileceğinden
meler üzerinde yoğunlaşmaları gerektiği konusun- ve oda sıcaklığında süperiletkenliğin bulunabilece-
ğinden ümitliyim.”
Tc /K
140 Süperiletkenliğin tarihsel gelişimini, bu konu-
HgBaCaCuO
da çalışan Türk araştırmacılarla noktalayalım. Bu
120 TISrBaCuO araştırmacılardan biri Massachusetts Institute of
BiCaSrCu2O9 Technology’de (MIT) öğretim üyesi olarak bulu-
100 nan Nuh Gedik. Kendisine ABD Ulusal Araştırma
YBa2Cu3O7
Kuruluşu (NSF-National Science Foundation) tara-
80
fından bakır oksit seramiklerde süperiletkenliğin
60
Sıvı azotun kaynama derecesi mekanizması üzerine yaptığı kuramsal çalışmalar-
dan ötürü 2009 yılı kariyer ödülü verilmiş. Türki-
40 LaBaCuO4 ye’deki üniversitelerde çalışmalarını sürdüren Prof.
Nb3Sn
Nb3Ge Dr. Nihat Berker, Prof. Dr. Bilal Tanatar ve Prof.
20 NbN
Pb Nb Sıvı helyumun kaynama derecesi Dr. Tuğrul Hakioğlu ise süperiletkenlik kuramı de-
Hg
nilince akla gelen başarılı araştırmacılarımızdan
0
1900 1920 1940 1960 1980 2000 sadece birkaçı.
Keşif Yılı
28
Bilim ve Teknik Temmuz 2011
>>>

Süperiletkenliğin Süperiletkenliğin Uygulamaları


tarihini değiştiren
bir olay İletim hatları
2001 yılında Japonya`daki Ao-
Elektrik akımını iletmek için normal tel kullanıldığında kilo-
yama-Gakuin Üniversitesi’nden
metre başına yaklaşık 50 KiloWatt’lık güç kaybı oluyor. Bakır tel
Jun Akimitsu 50 yıldır bilinen
yerine süperiletken tel kullanıldığında ise güç kaybı 30 KiloWatt’a
magnezyum diborürür (MgB2)
kadar düşebiliyor. Süperiletken telden geçen doğru akımda ise hiç
alaşımının katlı ve düzgün bir
güç kaybı yok. Üstelik süperiletken kablolar geleneksel kabloların
kristal yapıya sahip olduğunu ve
onda biri ağırlığında olduğundan daha kolay taşınabiliyor.
39 K’de süperiletken hale geldi- Taşıyabildiği akım miktarı daha çok olduğu için elektrik ileti-
ğini açıkladı. MgB2`un ferroman- minde kullanılmak üzere niyobiyum alaşımları, YBCO gibi 2. tip
yetik özelliğini incelerken bek- süperiletkenler seçiliyor. Örneğin saç telinden ince niyobiyum ti-
lenmedik bir şekilde karşılaştık- tanyum teller demet haline getirilerek bakır bir tüp içerisine yerleş-
ları bu olgu, yaklaşık 50 yıl ön- tiriliyor ve dışı yalıtkan bir madde ile kaplanıyor. Soğutucu olarak
ce gözden kaçan bir hatayı dü- kullanılan sıvı azot tüpün etrafından akıyor. Soğutma sistemi bo-
zeltti. New York`taki Syracuse zulup süperiletkenlik ortadan kalksa bile iletim bakır tüp aracılı-
Üniversitesi’nden araştırmacılar, ğıyla devam ediyor.
1950’lerde MgB2`un ısı kapasite- YBCO sert olmasına rağmen kırılgan olduğu için, YBCO tel-
sinin sıcaklıkla değişimini ince- ler önce özel olarak hazırlanmış film şeritler üzerine yerleştiriliyor.
lemiş ve düzgün katlı kristal ya- Soğutmak için yine sıvı azot kullanılıyor. Atatürk Üniversitesi’nden
pıya sahip yapılar gibi davran- Prof. Dr. Mehmet Ertuğrul ve grubu YBCO kablo prototipi gelişti-
madığı sonucuna ulaşmışlardı. ren araştırmacılardan. Prof. Ertuğrul üniversite laboratuvarlarında
Bu sonuç üzerine MgB2`un üze- ancak birkaç santimetre süperiletken kablo üretilebildiğini, metre-
rine gidilmemiş, düşük sıcaklık- lerce süperiletken kablo üretimi için üniversite-sanayi işbirliğinin
larda manyetik özellikleri, süperi-
gerekli olduğunu vurguluyor.
Geleneksel iletim hatlarından süperiletken iletim hattına geçi-
letken olup olmayacağı incelen-
şi bir hamlede gerçekleştirmiş ve ülke çapında süperiletken iletim
memişti. Geçtiğimiz Nisan ayın-
hattına sahip ülke henüz yok. Bu geçisin mega projeler ile yavaş ya-
da Physics World dergisindeki ya-
vaş gerçekleşeceği öngörülüyor.
zısında Akimitsu`nun 2001 yı-
lındaki gözlemine değinen Paul
Michael Grant`e göre, bu gerçek
yıllar önce bilinseydi CERN`deki
Büyük Hadron Çarpıştırıcısı‘nda
kullanılmak üzere niyobiyum ti-
tanyum geliştirilmeyecek, ni-
yobiyum alaşım yerine MgB2
kullanılacaktı. Belki şimdilerde
MgB2`dan yapılmış süperiletken
kablo ve rotorları kullanıyor ola-
caktık. Grant “bu deneyimden
çıkan ders belli, garip davranış-
lar gösteren bir malzeme bulur-
sanız hemen soğutun” diyor. Bu
noktada, ülkemiz üniversitelerin-
de ve Ulusal Bor Araştırma Ens-
titüsü bünyesinde MgB2 üzerine
çalışan araştırmacılarımız oldu-
ğunu da belirtelim.

29
Süperiletkenlik

Süperiletken Mıknatıslar hızdaki parçacıkları hızlandırıcının yörüngesinde


tutmak için kuvvetli manyetik alanlar gerekir. Bu iş
İçinden akım geçen iletken tel etrafında manye- için, parçacık hızlandırıcılarda süperiletken mıkna-
tik alan oluşur. Süperiletkenler normal bir iletkene tıslar kullanılıyor. Örneğin CERN`deki 27 km uzun-
göre çok daha yüksek akım taşıyabildikleri için güç- luğundaki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı için gerekli
lü elektromıknatıs olarak kullanılmaya hayli elveriş- olan, Dünya’nın manyetik alanının 100.000 katı bü-
liler. Örneğin YBCO 4,2 K’de 200 Tesla’lık manyetik yüklüğündeki manyetik alanı üretmek için niyobi-
alanda bile süperiletkenliğini kaybetmiyor. yum titanyum kablolardan yapılmış manyetik bobin
kullanılıyor. Süperiletkenliği sağlamak için süperilet-
Jeneratörler: Elektromıknatıs kullanan bir je- ken mıknatıslar 1,9 K’e kadar soğutuluyor.
neratörden elde edilen elektrik enerjisinin yaklaşık Ayrıca hızlandırıcı tünelinin belli noktalarına yer-
% 2’si üretim sırasında kullanılan tellerdeki di- leştirilen dedektörlerde de süperiletken mıknatıs-
renç sebebiyle ısı enerjisine dönüşür. Süperiletken lar kullanılıyor. Dedektör merkezlerinde ışık hı-
elektromıknatıs kullanımı, kullanılan soğutma sis- zına yakın hızlara kadar hızlandırılmış parçacık-
temine harcanan enerji göz önünde bulunduruldu- lar çarpıştırılıyor. Ortaya çıkan yeni atomaltı par-
ğunda bile bu enerji kaybını % 1’lere düşürebiliyor. çacıklar dedektör içinde yüksek hızda ilerliyor. Bu
parçacıklar süperiletken mıknatısların meydana
Parçacık Hızlandırıcılar ve Dedektörler: Elekt- getirdiği kuvvetli manyetik alana maruz kaldıkla-
rik alan kullanılarak hızlandırılan atomaltı parçacık- rında sapıyor. Sapma miktarı ve sapma yönünden
lar ışık hızına yakın hızlara ulaşır. Bu kadar yüksek parçacığın kütlesi ve elektrik yükü bulunabiliyor

30
Bilim ve Teknik Temmuz 2011
<<<

Rotorlar: Elektrik enerjisini hareket enerjisi- SQUID’ler insan vücudunun elektromanyetik ala-
ne dönüştürmekte kullanılan motorlardaki dönen nındaki ufak değişimleri tespit etmek için kulla-
elektromıknatıslar (rotorlar) % 90-95 arası bir ve- nılabiliyor. Kas ve sinir aktivitesi sırasında ortaya
rimle çalışabiliyor. Süperiletken elektromıknatıslar çıkan 1 Tesla’nın bin milyarda biri büyüklükteki
kullanmak suretiyle verim % 2 daha artırılabiliyor. manyetik alan, SQUID`lerin kullanıldığı manyeto-
Rotorlarında süperiletken mıknatıs kullanılan enselograf ile ölçülebiliyor. Yine normal elektro-
uçaklar, rüzgâr türbinleri hem daha verimli hem kardiyografi ile tespit edilemeyen kalp rahatsızlık-
de demir bobin ortadan kalktığı için daha hafif ları manyeto-kardiyograf ile ortaya çıkarılabiliyor.
ve daha sessiz. Üstelik bu yöntem atmosfere kar-
bon salımını ortadan kaldırdığı için çevre dostu bir
yöntem olarak tavsiye ediliyor.

Maglev trenler: Maglev, manyetizma sonu-


cu havada asılı kalma anlamına gelen magnetic
levitation’ın kısaltması. Maglev trenlerin çalışma
prensibi süperiletkenlerin manyetik alanı dışlama-
sına dayanıyor. Rayları süperiletken malzemeden
yapıp raylar boyunca soğutma sistemi kullanmak
akıllıca olmadığından, süperiletkenler trenin alt kıs-
mına yerleştiriliyor. Havada asılı kalan tren sürtün-
me olmadığı için rahatça yol alıyor.
Bilim kurgu filmlerinde kullanılması maglev
trenleri süperiletkenligin en popüler uygulaması Bilgisayar: Çiplerde kullanılan kapasitörleri
getirdi, ama dünyadaki tek uygulama Japonya’da- birbirine bağlayan metal filmlerin direnç sebebiyle
ki Yamanishi maglev treni. Saatte 581 km hızla yol ısınması, daha hızlı ve daha küçük bilgisayarların
alan bu tren, Fransa’daki dünyanın en hızlı raylı yapımını sınırlayan etmenlerden biri. Çiplerde
tren sistemi olan TGV treninden sadece 6 km da- metal film yerine süperiletken ince filmler kul-
ha hızlı. Yani hızlı taşımacılık söz konusu olduğun- lanıldığında CPU hızının arttığı deneysel olarak
da, maglev trenler yakın gelecekte pek rağbet gö- kanıtlanmış durumda. Elektrik sinyallerinin bilgi-
recek gibi değil. Ülkemiz araştırmacılarından Prof. sayar mantık devrelerini hızlı bir şekilde açıp kapa-
Dr. Ekrem Yılmaz ve ekibinin gerçekleştirdiği ça- ması bilgisayarın hızı açısından önemli. SQUID’ler
lışmalar arasında maglev tren prototipi de var. yarı iletkenlere kıyasla 10 kat daha hızlı bir şekilde
anahtar işlevi görebiliyor. Daha küçük ve süper
MRI: Süperiletkenliğin ilk defa gözlemlenme- hızlı bilgisayarlara ulaşmak için ideal olduğu dü-
siyle birlikte konuşulmaya başlanan iletim hatları, şünülen süperiletkenlerin ünü, sonradan ortaya
maglev trenler gibi büyük uygulamaların beklenen çıkan metal oksit silikon alan transistörleri (MOS-
ölçekte ve hızda gerçekleşmediğini söyleyebiliriz. FET) ile gölgelense de, birçok bilim insanı halen
Ancak süperiletkenliğin tıpta çok önemli bir uygu- SQUID‘lerin bilgisayar devrelerinde anahtar ola-
laması var. İnsan vücudunu görüntüleyen manye- rak kullanılması üzerine çalışıyor.
tik görüntüleme cihazı MRI için şiddeti -taranan Kritik sıcaklıkları şimdiye kadar bilinenlerden
bölge boyunca ve zaman içinde değişmeyen- kuv- daha yüksek süperiletken malzemeler bulunduk-
vetli manyetik alan gerekiyor. Bu ise ancak süperi- ça süperiletkenlik yeni uygulama alanları ile karşı-
letken elektromıknatıslarla sağlanıyor. mıza çıkabilir. Oda sıcaklığında süperiletken olabi-
len malzemelerin bulunmasının ise teknolojik bir
devrime yol açacağı ve bu tip malzemelerin günlük
Josephson Eklemleri hayatımızda kullandığımız teknolojinin her nokta-
sında yer alacağı öngörülüyor.
Tıp: Süperiletken kuantum girişim cihazları
SQUID’ler bir pusula iğnesini hareket ettirebi- Kaynaklar
Physics World, Superconductivity Sayısı, Nisan 2011.
len manyetik alandan yüz milyar kez daha zayıf Aydın, F., Kırıkkaya E. B. ,  Özcan, H., Timur, S., Timur,
B., Bilim ve Teknoloji -1, Fizikte Özel Konular,
olan manyetik alanları ölçebiliyor. Dolayısıyla Pegem Akademi Yayıncılık, 2010.

31

You might also like