You are on page 1of 140

MODERN KLASiKLER DiZiSi

JAMESJOYCE
ODA MÜziGI
BÜTÜN ŞiİRLERi

ÔZGÜNADI
THE HOLY OFFICE (1904). CHAMBER MUSIC (1907), GAS FROM A
BUANER (1912), POMES PENYEACH (1927), ECCE PUEA (1932)

ÇEViREN
OSMAN ÇAKMAKÇI

O TÜRKiYE iŞ BAN� KÜLTÜR YAYINLAAI, 2011


Sertifika No: 29819

EDITOR
AÜKEN KIZILER

YAYIN OANIŞMANI
AL.OVA

GôRsEL YÖNETMEN
BiROL BAYRAM

GRAFiK TASAAIM VE UYGULAMA


TÜRKİYE iŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI

1. BASIM EYLÜL 2011, ISTANBUL


il. �iM NiSAN 2014, iSTANBlA...

ISBN 978-605-360-32
3 -0 (KARTON KAPAKLI)

BASKI
YAYLACIK MATBAACILIK
Litros Yolu Fatih Sanayi Sitesi No: 12/197-203
Topkapı lstanbul
(0212) 612 58 60
Sertifika No: 11931

Bu kitabın tOm yayın hakları sakhdır.


Tanıtım amacıyla, kaynak gOStermek şartıyla yapllacak kısa ahntJlar dışında
gerek metin. gerek gôrsel malzeme yayınevlnden izin ahnmadan hiçbir
yolla ç<>aaıtııamaz. yayımlanamaz ve dağıtılamaz .

TÜRKiYE İŞ BANKASI KÜ LTÜR YAYINLARI


istiklal Caddesi. Meşelik Sokak No: 2/4 Beyoğlu 34433 lstanbul
Tef. (0212) 252 39 91
Fax. (0212) 252 39 95
www.iskuttur.com.tr
Modern
Klasikler
Dizisi -16

James
Joyce
Oda Müziği
Bütün Şiirleri
lngilizce aslından
.

çeviren: Osman Çakmakçı

1'0RKlvE $BANKASI
KOltOr Yayınlan
İçindekiler

Sanatçının Bir Şair Olarak Portresi


Osman Vzkmakçı _______ vii

Kutsal Görev
The Holy Office (1904) _______ 1

Oda Müziği
Chamber Music (1907) _____ ___ 6

Yakıcı Gaz
Gas {rom a Burner (1912) ____ ___ 43

Pomes Penyeach (1927) ______ 49

Tılly I
Tilly _______so
San Sabba'da kayıkları seyrederken I
Watching the needleboats at San Sabba. __ 51
Kızıma sunulan çiçek I
A flower given to my daughter____ sı
Ağlıyor Rahoon üstünde I
She weeps over Rahoon ______ 53
Tutto e sciolto /
Tutto e sciolto 54
Fontana kumsalında/
On the beach at Fon'tana 55
Yalın yapraklar/
Simples 56
Sel/
Fwod 57
Gece Duası/
N�h�rea 58
Yalnız I
Alone 59
Geceyansı oyuncuların aynadaki hatırası /
A memory of the players in a mi"or
at midnight 60
Bahnhofstrasse /
Bahnhofstrasse 61
Dua/
Aprayer 62

Ecce Puer (1932) 64


Sanatçının Bir Şair Olarak Portresi

İrlandalı yenilikçi yazar James Joyce'un şair yönü ül­


kemizde pek bilinmez. Halbuki, yazarın ilk yayımlanan
kitabı, Chamber Music (Oda Müziği ) (1907) adlı şiirler
toplamıdır. Gerçi, Joyce'un düzyazısının yenilikçiliği de,
Ulysses ile Finnegans Wake'i İngilizce orijinalinden oku­
ma şansını bulamamış okurlar için kulaktan dolmadır, de­

nilebilir. Bilinçakışı yönteminin doruğuna çıktığı bu


eserlerin Türkçeye çevrilmeleri de neredeyse imkansızdır.
Hal böyle olunca, Joyce, ülkemizde, çevresinde örülü mit­
sel ışık halesinin içine hapsolmuş, dokunulmaz ve deyim
yerindeyse, gerçekdışı bir yazar konumundadıı: Bu bakını­
dan, Joyce'un yayımlanan bütün şiirlerinin yer aldığı bu
çeviri kitabın, onun sanatçı kişiliğinin eksile bilinen yön­
lerinin ta nınmasında yararlı olacağım ümit ediyoruz.
Çelişkilerle dolu bir sanatçıdır Joyce. Şair yönü Dan­
te, Blake, Shelley ve D'Annunzio gibi lirik şairleri izler­
ken, yazarlığının kökleri de Aristoteles, Aquinas, Flaubert
ve Oscar Wilde'a uzanır; yazıda kalem hakimiyetini, ilc­
tisatı, kontrollü duygusallığı ve zekaya dayalı tekniği gö­
zetir. Joyce, birçok edebiyat eleştirmeninin ilgi merkezi
olan bu "geçimsizliğin bileşimi"ni, bu çelişkiyi Ulysses'te
Stephen Dedalus'un ağzından şöyle yanıtlar: "Kendim-
..

Vll
]ames ]oyce

le mi çelişiyorum? İyi öyleyse, kabul, kendimle çelişiyo­


rum." Joyce'un kişiliğinde köklerini bulan bu çelişiklik,
onun tüın yazısının itici gücüdür.
1907'de yayımlanan Chamber Music'te Jacobean tarz­
da yazılmış lirik şiirler yer alır. Çok iyi şarkı söyleyebilen
Joyce, 36 şiirden oluşan kitabına Chamber Music adını
vererek şiirlerin müzikal özelliklerini öne çıkarır. Gerçi şi­
irleı; sadece müzikalitesiyle değil, aşktaki tensel şehvetle
duygusalhğı birleştirebilmesiyle de ilgi çekicidir.Joyce, yıl­
lar sonra, bu şiirlerin yayımlanmış olmasından utanç duy­
duğunu söyler.
1904'te yazdığı "The Holy Office" (Kutsal Görev), "rol
kesen kumpanya" dediği ve W. B. Yeats, George Russell,
John Synge, Lady Gregory, George Moore, Paclraic Co­
lurn ve F�ward Martyn gibi yaı.arlann oluşnırduğu Irish
Literary Revival (İrlanda Edebi Uyanışı) çevresi ve ken­
disiyle ilgili bir yergidir. Keskin zekasını yansıtan bu ça­
tal dilli yergideJoyce, bu yazarları "ayaktakımı" ve Mam­
mon'un köleleri olarak nitelerken, kendisini zeki Aristo­
teles ile çelik gibi Aquinas'ın yolunu izleyerek doruklara
çıkan bir sürgün olarak görüı: "The Holy Office"i Dub­
lin'de bastını; ama basımcı ödemeyi nakit isteyince yer­
ginin dağıtımı yapılamaz .
1912'de son kez gittiği İrlanda'elan dönerken, birdi­
ğer öfkeli yergisini, "Gas from a Burner"ı (Yakıcı Gaz)
trende yazar. Kitabını basmayan yayımcı George Ro­
berts'ı hicvettiği bu yergide, Roberts, sürekli, ne kadar
cesur bir yayımcı olduğunu söyleyerek kendini savun­
maya çalışır. Joyce, bu şiiri, Trieste'de bastırır ve Dub­
lin'de dağıtması için kardeşi Charles'a gönderir. Bu ta­
rihten sonraJoyce, hayannın sonuna kadar İrlanda'ya
gitmeyecektir.
. ..

vıu
Bütün Şiirleri

Chamber Music'ten bu yana yazdığı şiirleri bir araya


getiren ve 1927'de Paris'te yayımlanan Pomes Penyeach
farklı çizgidedir. Joyce, bu şiirlerde, ruhunu gözler önü­
ne sermekten çekinmez. Kitapta yer alan şiirler, Joyce'un
ruhundan henüz tam şekillenmeden koparılmış gibidir.
Düzyazısında ritm, ses, anlam ve yapı kaygılan yüzünden
tam serbest bırakamadığı duyarlıklan , içinden geldiği gibi,

ket vurmadan sergiler.


1932'de, torunu Stephenjamesjoyce'un doğduğu gün
yazdığı "Ecce Puer"de ise diğer şiirlerinde pek görülme­
yen bir barışıklık ve huzur duygusu vardır. Şiirde, yalın
bir söyleyişle babasını, oğlunu, torununu ve bir ölçüye ka­
dar da kendini anlatır.
Joyce'un şiirleriyle karşılaşan okurlaı; düzyazılannda­
ki yenilikçi tavrın şiirlerinde görülmediğini fark ederek
şaşıracaknr. Bu şiirlerde, yazının girişinde de belirttiğimiz
gibi, Joyce'un kontrole gerek duymadığı duygusal yönü
yansır; sanatçı kişiliğinin Türkiye'de pek de bilinmeyen
yonu ...
. . . .

Osman Çakmak çı

ıx
The Holy Office
(1904)

1
Kutsal Görev
(1904)

1
]ames ]oyce

The Holy Office

Myself unto myself will give


This name, Katharsis-Purgative.
1, who clishevelled ways forsook
To hold the poets' grammar-book,
Bringing to tavem and to brothel
The mind of witty Aristotle,
Lest bards in the attempt should err
Must here be my interpreter:
W1ıerefore receive now from my lip
Peripatetic scholarship.
To enter heaven, travel hell,
Be piteous or terrible
üne positively needs the ease
Of plenary indulgences.

2
Bütün Şiirleri

Kutsal Görevt

Kendim adlandıracağım kendimi


Şu isimle, Arıtma Müshili.
Bütün yollan birbirine karan ben
Vazgeçtim şairlerin dilbilgisi kitabından,2
Taşıdım meyhaneye, kerhaneye
Aristoteles'in keskin zekasını,
Hevesli ozanlar yanılmasın diye
Burada yorumlamalıyım kendimi:
Bunun için dudaklarımdan kapın şimdi
Gezginliğin ilmini.
Girmek için cennete, cehennemden geçmeli,
Acınacak olsun veya dehşetli
Herkes muhakkak muhtaçnr
Mutlak bağışlanmanın rahanna.3

1 joyce, bu yergiyi 1904'de Dublin�i terk etmeden hemen hemen iki ay önce
"kclt alacakaranlığı" sanatçılarına karşı yazmıştır. joyce'da sık sık görüldü­
ğü gibi, başlıkta tek bir sözcükte, birbirine bağlı birçok anlam demetinin
üzerinde aynı anda oynuyor. .. joyce, şiirin başlangıanda kullandığı Antma­
Müshili (Katharsis-Purgative) sözleriyle, Aristoteles'in "Katharsis" kavra­
mına da anfta bulunuyor.

ı joyce, 1902'de Paris're, çağdaşlanrun özellikle Yeats'in eserlerinde ortaya


çıkararak kumaz.ca eğlendiği dilbilgisi hatalannı göstererek Syngc'i sinir­
lendinnişti.
J Mutlak bağışlanmanın rahanna: Burada kastedilen, pişman olununca Ka­
tolik kilisesinin günahtan bağışlamasıdır.

2
]ames ]oyce

For every true-bom mysticist


A Dante is, unprejudiced,
Who safe at ingle-nook, by proxy,
Hazards extremes of heterodoxy,
Like hiın who finds a joy at table
Pondering the uncomfortable.
Ruling one's life by common sense
How can one fail to be intense?
But 1 must not accounted be
One of that mununing company -
With hiın who hies hiın to appease
His giddy dames' frivolities
While they console hiın when he whinges
Wıth gold-embroidered Celtic fringes -
Or hiın who sober all the day
Mixes a naggin in his play -
Or him whose conduct "seems to own"
His preference for a man of "tone" -
Or hiın who plays the ragged patch
To millionaires in Hazelpatch
But weeping after holy fast

3
Bütün Şiirleri

Çünkü her gerçek mistik


Bir Dante' dir, peşin yargısız,
Güvenliktedir ateşin kıyısında, vekfiletle
Oynar korkusuzca aykırılığın aşınlıklanyla,
Şölen sofrasında tedirginleri
Düşünerek mutlu olan biri gibi.
Birinin hayanın sağduyuysa belirleyen
Nasıl uzak durabilir insan acımasız olmaktan ?
Ama rol kesenler kumpanyasından biri4
Saymayın beni -
Asil hanımlann hoppalıklarınıS
Tatmin etmek için yırnnanlardan6
Ki avuturlar kendilerini
Alnn yaldızlı Kelt motifleriyle onlann7 -
Bütün gün ciddi ciddi dolaşıp da
&erlerini ıvır zıvırla dolduranlardan8 -
Veya tavırlarından kibarlara
Eğilimli olduğu anlaşılanlardan9 -
Veya baldırı çıplağı oynayıp da
Hazelpatch'li milyonerlerin huzurunda
Kutsal oruçtan sonra ağlamaklıtO

4 İrlandalı genç şair ve yazarlann çoğu, t 904 Ağustos'unda resmen tanınan


ve sonrasında İrlanda Devlet liyatrosu olan Abbey Tıyatrosu'nun etkinlik­
lerine kanhyordu. Bu tiyatronun "İrlanda Rönesans "ında oynadığı rol bi­
linir. Annic E. Homiman tarafından finanse edilen ve Lady Gregory tara­
fından yönetilen tiyatroda, özellikle Synge ve Yeats'in başlıca oyunları oy­
nanınıştu:. Ycats'in tiyatroya etkisi büyüktüı:
s Lady Gregory ve Annie E. Homiman ve belki de Maud Gonne MacBride
kastediliyor.
' Ycats'den bahsediliyor.
1 Ycats'in 1809'a doğru yayınlanan kitapları alnn yaldızlı motiflerle süslüy-
dü.
s Synge.
9 Oliver Gogarty.
10 Padraic Colum.

3
]ames Joyce

Confesses all his pagan past -


Or hiın who will his hat unfi.x
Neither to malt nor crucifıx
But show to ali that poor-clressed be
His high Castilian courtesy -
Or hiın who loves his Master dear -
Or him who drinks his pint in fear -
Or hiın who once when snug abed
Saw Jesus Christ without his head
And tried so hard to win for us
The long-lost works of Aeschylus.
But ali these men of whom 1 speak
Make me the sewer of their clique.
That they may dream their dreamy dreams
1 carry off their filthy streams
For 1 can do those things for them
Through which 1 lost rny diadem,
Those things far which Grandınother Church
Left me severely in the lurch.
Thus 1 relieve their timid arses,
Perform my office of Katharsis.
My scarlet leaves them white as wool:
Through me they purge a bellyful.
To sisters mummers one and all
1 act as vicar general
And for each maiden, shy and nervous,
1 do a siınilar kind service.
For 1 detect without surprise

4
Bütün Şiirleri

Zındık geçmişini itiraf edenlerden -


Veya şapkasını çıkaranlardan
Ne biraya ne de Çarmıha,
Ama göstermek için o zavallılara
Yüce Kastilyalı asaletinill _

Veya sevgili Üstadını sevenlerden12 -


Veya içkisini korkuyla içenlerden13 -
Veya ancak sıcak yatağına uzandığında
Boynu vurulmuş İsa'yı görenlerden
Ve Aiskhylos'un çoktandır kayıp eserlerini
Bize kazandırmak için çok çalışanlardan.14
Ama bütün bu bahsettiğim adamlar
Beni kendi hiziplerinin lağımı yapıyorlar
Görebilsinler diye hülyalı rüyalarını
Taşırken ben onların pis akıntılarını
Çünkü bu işleri onlar için yapabilirim
Yitirerek tacımı tahtımı,
Büyükanne Kilise'nin beni
Zor günlerimde terk ettiği işleri.
Böylece ferahlannm mahcup götleri,
Yerine getiririm Arıtma görevimi.
Günahlarım kar gibi paklıyor onları:
Benimle temizliyorlar işkembelerini.
Kumpanyanın rol kesen rahibelerine
Piskopos yardımcılığı yapıyorum
Ve her bir bakire için, utangaç ve asabi,
Benzer bir hizmeti veriyorum.
Çünkü hiç şaşmaksızın seziyorum

11 W.K. Magee ("John Eglinton")


12 Usta George Russel, çırak ise George Roberts'dir.
13 Jamcs S. Starkcy ("Seumas O'Sullivan")
t4 George Russell.

4
fames ]oyce

That shadowy beauty in her eyes,


The "dare not" of sweet maidenhood
That answers my corruptive "would".
Whenever publicly we meet
She never seems to think of it;
At night when close in heci she lies
And feels my hand between her thighs
My little love in light atti.re
K.nows the soft flame that is desire.
But Mammon places under ban
The uses of Leviathan
And that high spirit ever wars
On M ammons countless servitors
Nor can they ever be exempt
From his taxation of contempt.
So distantly 1 turn to view
The shamblings of that motley crew,
Those souls that hate the strength that mine has
Steeled in the school of old Aquinas.
Where they have crouched and crawled and prayed
1 stand, the self-doomed, unafraid,
Unfellowed, friendless and alone,
Indifferent as the herring-bone,
Firm as the mountain-ridges where
1 flash my antlers on the air.
Let them continue as is meet
To adequate the balance-sheet.
Though they may labour to the grave
My spirit shall they never have
Nor make my soul with theirs as one
Tıll the Mahamanvantara be done:
And though they spurn me from their door
My soul shall spurn them evermore.

5
Bütün Şiirleri

Gözlerindeki gölgeli güzelliği,


Benim ayartıa "niyetimi" yanıtlayan
Tatlı bakireliğin "çekingenliğini".
Ne zaman insan içinde karşılaşsak
Bunu düşünmüyormuş gibi görünür;
Ama geceleyin yatarken yanımda
Hissedince elimi uyluklannın arasında
Benim ince giysili minik sevgilim
Bilir ki bu tatlı ateş, ihtirastır.
Ama Mammon yasaklar
Leviathan ayinini
Ve bu yüce ruh savaşır daiına
Mammon'un sayısız kölesiyle
Ama yine de kurtulamaz asla
Onun aşağılamasından.
Bunun için uzaktan bakıyorum onlara,
Yerlerde sürünen bu güruha,
O ruhlar ki nefret eder ruhwnun kuvvetinden
Eski Aquinas okulunda çelik gibi sertleşen.
Onların çömeldiği, süründüğü, yakardığı yerde ben
Ayakta dururum dimdik, öfkeyle, korkusuz,
Tek başıma, arkadaşsız ve yalnız,
Ringa balığı kılçığı gibi aldırışsız,
Dağ yamaçları gibi sert ki orda
Şimşek gibi çakarım boynuzlanmı havada.
Bırakırım, devam etsinler sanki
Uygunmuşlar gibi alınyazısına.
Ölene kadar uğraşsalar da
Ele geçiremeyecekler ruhumu asla
Kendi ruhlarına da benzetemeyecekler
Mahamanvantara'ya kadar;
Geri çevirseler de beni kapılarından
Ruhum sonsuza dek tiksinecek onlardan.

s
Chamber Music
(1907)

6
Oda Müziği
(1907)

6
]ames ]oyce

1.

Strings in the earth and air


Make music sweet;
Strings by the river where
The willows meet.

There's music along theriver


For Love wanders there,
Pale flowers on his mantle,
Dark leaves on his hair.

Ali softly playing,


Wıth head to the music bent,
And fingers straying
Upon an instrument.

7
Bütün Şiirleri

1.

Sazlar yerde gökte


Hoş bir müzik yapmakta;
Sazlar, ırmak boyunda
Söğütlerin buluştuğu.

Müzik var ırmak boyunda


Çünkü aşktır orda dolaşan,
Paltosunda solgun çiçekler,
Koyu yapraklar saçında.

Tatlı tatlı çalıyor,


Müziğe eğilmiş başı,
Geziniyor parmakları
Çalgının.

7
]ames ]oyce

2.

The twilight turns from amethyst


To deep and deeper blue,
The lamp fılls with a pale green glow
The trees of the avenue.

The old piano plays an air,


Sedate and slow and gay;
She bends upon the yellow keys,
Her head inclines this way.

Shy thoughts and grave wide eyes and hands


That wander as they list -
The twilight turns to darker blue
With lights of amethyst.

8
Bütün Şiirleri

2.

Yakuttan giderek koyu maviye


Dönüyor akşam karanlığı,
Fener soluk yeşil bir alevle
Dolduruyor sokakta ağaçları.

F.ski piyanodan yükselen ezgi,


Ağırbaşlı, yavaş ve neşeli;
O abanıyor san tuşlara
Bu yana dönüyor başı

Utangaç düşünceler, ciddi iri gözler ve elleri


Geziniyor keyfince--
Akşam karanlığı dönüyor koyu maviye
Yakuttan ışıklarla.

8
]ames ]oya

3.

At that hour when all things have repose,


O lonely watcher of the skies,
Do you hear the night wind and the sighs
Of harps playing unto Love to enclose
The pale gates of sunrise?

When ali things repose do you alone


Awake to hear the sweet harps play
To Love before hinı on his way,
And the night wind answering in antiphon
Tıll night is overgone?

Play on, invisible harps, unto Love,


Whose way in heaven is aglow
At that hour when soft lights come and go,
Soft sweet music in the air above
And in the earth below.

9
Bütün Şiirleri

3.

Her şeyin uykuya çekildiği saatlerde,


Ah göklerin yalnız gözcüsü,
Dinliyor musun akşam rüzgarını, iççekişlerini
Aşk için çalan arp'ların, kapatan
Şafağın solgun kapılarını?

Her şey uykuya çekildiğinde bir başına mı


Uyanıyorsun dinlemeye
Aşk için çalan tatlı arp'ları,
Ve ilahilerle karşılık veren akşam rüzgarını
Ölünceye kadar gece?

Çalın, göze görünmez arp'lar, Aşk için


Ki göklerde yolu panlnlı
Yumuşak ışıkların bir görünüp bir kaybolduğu
saatlerde,
Yumuşak tatlı müzik, havada yukarıda
Ve toprakta aşağıda.

9
]ames Joyce

4.

When the shy star goes forth in heaven


All maidenly, disconsolate,
Hear you amid the clrowsy even
üne who is singing by your gate.
His song is softer than the dew
And he is come to visit you.

O bend no more in revery


When he at eventide is calling,
Nor muse: Who may this singer be
Whose song about my heart is falling?
Know you by this, the lover's chant,
'Tıs 1 that am your visitant.

10
Bütün Şiirleri

4.

Ürkek yıldız yükseldiğinde gökyüzünde


Öylesine mahcup, kederle,
Dinle uykulu akşamda
Şarkı söyleyeni kapında.
Çiyden daha yumuşaktır şarkısı
Ziyarete gelmiş seni.

Ah artık dalma hayale


Akşam vakti o seni çağırırken,
Dalma düşünceye: Kim olabilir bu diye
Şarkısı yüreğime çöken?
Anla ki bu, aşığın şarkısı,
Benim akşam vakti çalan kapını.

10
james }oyu

5.

Lean out of the window,


Goldenhair,
1 heard you singing
A merry air.

My book was closed;


1 read no rnore,
Watching the fire clance
On the floor.

1 have left my book,


1 have left my room,
For 1 heard you singing
Through the gloom.

Singing and singing


A merry air,
Lean out of the window,
Goldenhair.

11
Bütün Şiirleri

5.

Eğil camdan dışarı


Alnnsaçlı,
Duydum söylediğin
Neşeli ezgiyi

Kapandı kitabım;
Okumuyorum daha,
Seyredip ateş dansını
Döşemede.

Bıraktım kitabımı,
Çıktım odamdan,
Duydum ya şarkını
Karanlığın içinden

Söyleye söyleye
Neşeli ezgiyi,
Eğil camdan dışarı,
Altınsaçlı.

11
]ames ]oyce

6.

1 would in that sweet bosom be


(O sweet it is and fair it is!)
Where no rude wind might visit rne.
Because of sad austerities
1 would in that sweet bosom be.

1would be ever in that heart


(O soft 1 knock and soft entreat her!)
Where only peace might be my part.
Austerities were ali the sweeter
So 1 were ever in that heart.

12
Bütün Şiirleri

6.

O güzel göğüse girmek isterdim


(Ah öyle güzel, öyle iyi ki!)
Acımasız rüzgarlar varamazdı bana.
Üzücü dertlerinden dolayı
O güzel göğüse girmek isterdim.

Sonsuza kadar o yürekte kalırdım


(Ah usulca çalardım kapıyı, yalvarırdım ona!)
Bir tek huzur yoldaşım olurdu benim
Dertlerim daha bir güzelleşirdi
Eğer ben hep o yürekte olsaydım.

12
]ames ]oyce

7.

My love is in a light attire


Among the apple-trees,
Where the gay winds do most desire
To run in companies.

There, where the gay winds stay to woo


The young leaves as they pass,
My love goes slowly, bending to
Her shadow on the grass;

And where the sky's a pale blue cup


Over the laughing land,
My love goes lightly, holding up
Her dress with dainty hand.

13
Bütün Şiirleri

7.

İnce giysisiyle sevdiğim


Elma ağaçlarının arasında
Can anyor şen rüzgarlar
Onunla birlikte koşmaya.

Şen rüzgarlar cilveleşiyor


Geçerken, genç yapraklarla,
Sevdiğim yürüyor yavaşça, eğilerek
Çimenlerdeki gölgesine;

Gökyüzü soluk mavi bir kase


Şen şakrak diyarın üstünde,
Sevdiğim yürüyor uçar gibi, kaldırarak
Eteğini zarif elleriyle.

13
]ames ]oyce

8.

Who goes amid the green wood


Wıth springtide ali adorning her?
Who goes amid the merry green wood
To make it merrier?

Who passes in the sunlight


By ways that know the light footfall?
Who passes in the sweet sunlight
With mien so virginal?

The ways of ali the woodland


Gleam with a soft and golden fire -
Far whom does all the sunny woodland
Carry so brave attire?

O, it is for my true love


The woods their rich apparel wear -
O, it is for my own true love,
That is so young and fair.

14
Bütün Şiirleri

8.

Bu giden kim yeşil korulukta


Ona tapınan bahar rüzgarıyla?
Bu giden kim şen yeşil korulukta
Daha da şenlendirerek koruyu?

Bu geçen kim güneş ışığında


Hafif ayak seslerini tanıyan yol boyunca?
Bu geçen kim tatlı güneş ışığında
Bir bakire edasıyla?

Koruluğun bütün yolları


Tatlı ve altın bir ateşle parıldıyor -

Kimin için taşıyor güneşli koruluk


Böylesine cesur bir giysiyi?

Ah, benim gerçek tatlı aşkını için tabii ki


Giyiyor koruluk en güzel elbisesini -

Ah, benim gerçek aşkını için tabii ki


Öylesine güzel ve sevimli

14
]ames ]oyce

9.

Winds of May, that dance on the sea,


Dancing a ring-around in glee
From furrow to furrow, while overhead
The foam flies up to be garlanded,
in silvery arches spanning the air,
Saw you my true love anywhere?
\Velladay!\Velladay!
For the winds of May!
Love is unhappy when love is away!

15
Bütün Şiirleri

9.

Mayıs rüzgarlan, oynaşırsınız denizde,


Dans edersiniz döne döne coşkuyla
Kıvrımdan kıvrıma, yukarıdaysa
Köpükler uçuşuyor bir çelenk yapmaya,
Gümüşten kavislerle dağılarak havaya,
Rastladınız mı sevdiğime buralarda?
Ah yazık! Yazık!
Mayıs rüzgarlarına!
Aşk kahreder insanı uzaklardayken aşk uzaklarda!

15
]ames ]oyce

10.

Bright cap and streamers,


He sings in the hollow:
Come follow, come follow,
Ali you that love.
Leave dreams to the dreamers
That will not after,
That song and laughter
Do nothing move.

With ribbons streaming


He sings the bolder;
in troop at his shoulder
The wild bees hum.
And the time of dreaming
Dreams is over -
As lover to lover,
Sweetheart, 1 come.

16
Bütün Şiirleri

10.

Fiyakalı tolgası ve flamasıyla,


Şarkı söylüyor derede:
Gelin benimle, gelin benimle,
Bütün sevenler.
Bırakın hayalleri hayal kuranlara
Bu şarkıdan bu neşeden sonra
Hala kılı
Kıpırdamayanlara.

Dalgalanan nişanlarıyla
Şarkı söylüyor cüretkarca;
Omuzunda bir alay
Vızıldayan yaban arısıyla.
Geçti hayal kurma zamanı
Hayaller bitti-
Bir aşığın aşığına gidişi gibi
Sevgilim, geliyorum sana.

16
]ames ]oyce

11.

Bid adieu, adieu, adieu,


Bid adieu to girlish days,
Happy Love is come to woo
Thee and woo thy girlish ways-
The zone that doth become thee fair,
The snood upon thy yellow hair.

When thou hast heard his name upon


The bugles of the cherubim
Begin thou softly to unzone
Thy girlish bosom unto him
And softly to undo the snood
That is the sign of maidenhood.

17
Bütün Şiirleri

1 1.

Elveda de, elveda, elveda,


Elveda de kızlık günlerine,
Mutlu Aşk geliyor almaya
Seni ve kızlık hallerini -
O kuşak ki güzelleştiren seni,
Sarı saçlarındaki saçfilesi.

Meleklerin borusundan
Duyunca onun ismini
Yavaşça başla açmaya
Kızlık göğsünü ona
Yavaşça çöz saçfileni
Kızlığının simgesini.

17
james Joyce

12.

What counsel has the hooded moon


Put in thy heart, my shyly sweet,
Of Love in ancient plenilune,
Glory and stars beneath his feet -

A sage that is but kith and kin


With the comedian Capuchin?

Believe me rather that am wise


in clisregard of the divine,
A glory kindles in those eyes,
Trembles to starlight. Mine, O Mine!
No more be tears in moon or mist
For thee, sweet sentimentalist.

18
Bütün Şiirleri

12.

Hangi kaygıyı düşürdü yüreğine


Kukuletalı ay, ürkek sevgilim,
&kilerin dolunaysı Aşk'ından,
İhtişam ve yıldızlar ayaklarının alnncla -
Bir bilge ki, değil mi soyundan
Soytarı Capuchin'in?

Sen yine de inan benim sözlerime


Kutsal olmasa da,
Bir ihtişam yanıyor o gözlerde,
Tıtreşir yıldızlara. Benim, ah benim!
Artık gözyaşı olmayacak senin için
Ne ayda, ne siste, duygulu sevgilim.

18
]ames ]oyce

13.

Go seek her out courteously,


And say 1 come,
Wind of spices whose song is ever
Epithalamium .
O, hurry over the dark lands
And run upon the sea
For seas and land shall not clivide us
My love and me.

Now, wind, of your good courtesy


1 pray you go,
And come into her little garden
And sing at her window;
Singin g: The bridal wind is blowing
For Love is at his noon,
And soon will your true love be with you,
Soon, O soon.

19
Bütün Şiirleri

13.

Git incelikle ara bul onu,


Geldiğimi söyle,
Bahar rüzgarı, şarkısı hep
Düğün şarkısı.
Ah, aş karanlık dağları
Koş denizlerin üstünden doğru
Ne denizler ne de dağlar ayıramaz
Aşkımla beni.

Hemen, şimdi, iyi yürekli rüzgar


Yalvarırım sana, git,
Gir onun küçük bahçesine
Şarkı söyle penceresinde;
Söyle: Düğün rüzgarı esiyor
Çünkü Aşk son haddinde;
Yakında gerçek aşkın sana kavuşacak de,
Yakında, ah yakında.

19
james ]oyce

14.

My dove, my beautiful one,


Arise, anse.1
.

The night-dew lies


Upon my lips and eyes.

T he odorous winds are weaving


A music of sighs :
Arise, arise,
My dove, my beautiful one!

1 wait by the cedar tree,


My sister, my love.
White breast of the dove,
My breast shall be your bed.

The pale dew lies


Like a veil on rny head.
My fair one, my fair dove,
Ar.ıse, arıse.1
.

20
Bütün Şiirleri

14.

Kumrum benim, güzelim,


Doğ, doğ arnk!
Akşam çiyine b ulan dı
Gözlerim, dudaklarım.

Mis kokulu rüzgarlar


İççekişlerinden müzik dokuyorlar:
Doğ, doğ arnk
Kumrum benim, güzelim!

Bekliy orum yanında sedir ağacının,


Kızkardeşim, aşkım.
Ak göğsü kumru nun,
Göğsüm döşeğin olacak senin.

Soluk çiy b aşım da


Peçe misali uzanıyor.
Sarışınım, sarışın kumrum ,
Doğ, doğ arnk!

20
]ames ]oyce

15.

From dewy dreaıns, my soul, arise,


From love's deep slumber and from death,
For lo! the trees are full of sighs
Whose leaves the morn admonisheth.

Eastward the gradual dawn prevails


Where softy-burning fires appear,
Making to tremble ali those veils
Of grey and golden gossamer.

While sweetly, gently, secretly,


The flowery helis of mom are stirred
And the wise choirs of faery
Begin (innumerous!) to be heard.

21
Bütün Şiirleri

15.

Islak rüyalardan, ruhum, uyan,


Aşkın derin uykusundan, ölümden,
İşte bak! İççekişlerle dolu ağaçlar,
Sabahın uyardığı yapraklar.

Doğuya yayılıyor gün doğuşu


Hafifçe yakan ateşler görünüyor,
Tıtreştiriyor duvağını
Gri altın örümcek ağlarının .

Uyanırken sabahın çiçekli çanları


Güzelce, usulca, gizlice
Perilerin bilgece şarkıları
Başlıyor (sayısız!) duyulmaya.

21
]ames ]oyce

16.

O cool is the valley now


And there, love, will we go
For many a choir is singing now
Where Love did sometime go.
And hear you not the thrushes calling,
Calling us away?
O cool and pleasan t is the valley
And there, love, will we stay.

22
Bütün Şiirleri

16.

Ah nasıl da serindir şimdi vadi


Sevgilim, gidelim oraya,
Şarkılar söyleniyordur şimdi
Bir �anlar Aşkın gittiği orda.
Duymuyor musun ardıçkuşlarının
Çağırıp durduğunu bizi?
Ah nasıl da serin hoştur vadi
Orda, sevgilim kalalım orda.

22
]ames ]oyce

17.

Because your voice was at my side


1 gave him pain,
Because within my hand 1 held
Your hand again.

There is no word nor any sign


Can make amend -
He is a stranger to me now
Who was my friend.

23
Bütün Şiirleri

17.

Benden yana olduğundan sesin


Kırdım onun kalbini,
Elimin içinde tuttuğumdan
Yeniden ellerini.

Ne bir söz, ne de başka bir şey


Onarabilir bunu -
Bir zamanlar dostum olan
Şimdi yabancı bana.

23
]ames ]oyce

18.

O Sweetheart, hear thou


Your lover's tale,
A man shall have sorrow
When friends him fail.

For he shall know then


Friends be untrue
And a little ashes
Their words come to.

But one unto him


Will softly move
And softly woo him
in ways of love.

His hand is under


Her smooth round breast;
So he who has sorrow
Shall have rest.

24
Bütün Şiirleri

18.

Ah sevgilim, elinle
Aş ığının hikayesini;
Üzülür insan, dostları
Kırınca kalbini.

Öğrenmiştir çünkü
Dostlarının hakikatsizliğini
Onların sözlerinin
Küle dönüştüğünü

Ama biri şefkatle


Yaklaşır ona
Şefkatle yaklaşır
Aşk oyunlarıyla.

Elleri onun yumuşak


Pürüzsüz göğsündeyken;
Huzura kavuşur
Üzgün adam.

24
]ames ]oyce

19.

Be not sad because ali men


Prefer a lying clamour before you:
Sweetheart, be at peace again -
Can they dishonour you?

They are sadder than ali tears;


Their lives ascend as a continual sigh.
Proudly answer to their tears:
As they deny, deny.

25
Bütün Şiirleri

19.

Üzülme sakın, erkekler


Söylentiler uyduruyor diye:
Sevgilim, gönlünü ferah tut -
Leke sürebilirler mi namusuna?

Gözyaşlarından da üzücü haldeler;


Ömürleri sonsuz bir acı çünkü.
Gururla yanıtla gözyaşlarını:
Onlar inkar eder, ederken her şeyi.

25
]ames ]oyce

20.

in the dark pine-wood,


1 would we lay,
in deep cool shadow
At noon of day.

How sweet to lie there,


Sweet to kiss,
Where the great pine-forest
Enaisled is!

Thy kiss descending


Sweeter were
Wıth a soft tumult
Of thy haiı:

O, unto the pine-wood


At noon of day
Come w ith me now,
Sweet love, away.

26
Bütün Şiirleri

20.

Uzanabilseydik seninle
Karanlık çamlıkta,
O serin gölgelikte
Öğle güneşinde.

Ne hoş olurdu uzanmak orda,


Öpüşmek de,
Büyük çam ormanı
Geçidinde!

Azalan öpücüklerin
Ne de tatlıydı
Yumuşak tahrikiyle
Saçlarının

Ah, çamlığa gidelim


Öğle güneşinde
Gel gidelim şimdi
Güzel sevgilim.

26
]ames ]oyce

21.

He who hatlı glory lost, nor hath


Found any soul to fellow his,
Among his foes in scorn and wrath
Holding to ancient nobleness,
That high unconsortable one -
His love is his companion.

27
Bütün Şiirleri

21.

Onurunu kaybetti, bulamadı da


Ruhuna bir can yoldaşı,
Hasımları arasında, hoşgörülü ve öfke içinde
Eski soyluluğa bağlı kaldı,
O yüce yalnız adam ki -
Aşkıdır tek arkadaşı.

27
]ames ]oyce

22.

Of that so sweet imprisonment


My soul, dearest, is fain -
Soft arms that woo me to relent
And woo me to detain.
Ah, could they ever hold me there
Gladly were 1 a prisoner!

Dearest, through interwoven arms


By love made trernulous,
That night allures me where alarms
Nowise may trouble us;
But sleep to dreamier sleep be wed
Where soul with soul lies prisoned.

28
Bütün Şiirleri

22.

Bu güzel mahpusluktan
Sevgilim ruhum, memnundur -

O yumuşak kollardan
Yanşnran ve hapseden.
Ah, sonsuza kadar tutabilse
Mahpusu olurdum ben seve seve.

Sevgilim, aşkın ürkekleştirdiği


Düğümlenmiş kollar arasında
Aklımı başımdan alıyor gece, orda
Hiçbir şey üzemez bizi;
Uyku, rüyalı uykuya bağlanmış
Ki orda ruhlar yatar yan yana, hapsolunmuş.

28
]ames ]oyce

23.

This heart that flutters near my heart


My hope and all my riches is,
Unhappy when we draw apart
And happy between kiss and kiss;
My hope and all my riches -yes!­
And all my happiness.

For there, as in some mossy nest


The wrens will divers treasures keep,
1 laid those treasures 1 possessed
Ere that mine eyes had leamed to weep.
Shall we not be as wise as they
Though love live but a day?

29
Bütün Şiirleri

23.

Şu çırpınan yürek yüreğimin yanında


Ümidimdir benim, her şeyim,
Ayrı kaldığımızda mutsuzduı:,
Mutludur öpücükler arasında;
Ümidimdir -evet!- bütün her şeyim,
Bütün mutluluğum.

Çalıkuşlannın , yosunlu bir tünekte


Saklaması gibi hazinelerini,
Gözyaşı dökmeyi öğrenmeden önce
Serdim orta yere bütün hazin elerimi
Onlar gibi bilge olmayacak mıyız biz de
Aşkın bir günlük ömrü olsa da?

29
fames }oyce

24.

Silently she's combing,


Combing her long hair,
Silently and graciously,
With many a pretty air.

The sun is in the willow leaves


And on the dappled grass,
And stili she's combing her long hair
Before the looking-glass.

1 pray you, cease to comb out,


Comb out your long hair,
For 1 have heard of witchery
Under a pretty air,

That makes as one thing to the lover


Staying and going hence,
Ali fair', with many a pretty air
And many a negligence.

30
Bütün Şiirleri

24.

Sessizce tarıyor,
Tarıyor uzun saçlarını,
Sessizce ve zarafetle
Çok hoş bir edayla.

Güneş ışınları söğüt yapraklarında


Ve benek benek çayırlıkta,
Hala tarıyor uzun sarı saçlarını
Aynanın önünde.

Yalvarırım, ah, bırak arnk taramayı,


Taramayı uzun saçlarını,
Bir büyücülük hissediyorum çünkü
O hoş edanın altında,

Farksız kılar çünkü aşık için


Kalmayı da gitmeyi de,
O güzellik, o hoş edalar
O isteksizlikle.

30
]ames ]oyce

25.

Lightly come or lightly go:


Though thy heart presage thee woe,
Vales and many a wasted sun,
Oread, let thy laughter run,
Tıll the irreverent mountain air
Ripple all thy flying hair.

Lightly, lightly - ever so:


Clouds that wrap the vales below
At the hour of evenstar
Lowliest attendants are;
Love and laughter song-confessed
When the heart is heaviest.

31
Bütün Şiirleri

25.

Neşeyle gel veya git neşeyle:


Yüreğin sana gösterse de kederi,
Küçük vadileri, batmış güneşleri,
Bırak dans etsin gülüşlerin, dağperisi,
Saygısız dağ rüzgarları
Dağıtıncaya kadar uçuşan saçlarını.

Neşeyle, neşeyle -hep neşeyle:


Aşağıdaki vadileri sarmalayan bulutlar
Akşam yıldızı yükseldiği zamanlar
Gösterişsiz arkadaştırlar;
Aşk ve gülüşler şarkılar söyler
Yürek ümitsizlik içindeyken.

31
}ames ]oyce

26.

Thou leanest to the shell of night,


Dear lady, a divining ear.
in that soft choiring of delight
What sound hath made thy heart to fear?
Seemed it of rivers rushing forth
From the grey deserts of the north?

That mood of thine, O timorous,


Is his, if thou but scan it well,
Who a mad tale bequeaths to us
At ghosting hour conjurable -
And ali for some strange name he read
in Purchas or in Holinshed.

32
Bütün Şiirleri

26 .

Yaslıyorsun gecenin kabuğuna,


Sevgilim, kahiıı kulağını.
Haz dolu şarkılar içinde
Hangi ses korku saldı yüreğine?
Kuzey'in kurşuni çöllerinden
Hızla akan ırmaklar belki de?

Senin bu halin, Ah ürkeğim,


Onun hali gibi, ama ah bir anlatabilsen,
O ki, delice bir efsane bırakmışnr bize
Ancak ruh çağırırken görünen -
Ve tuhaf isimler okur bize
Purchas veya Holinshed dilinde.

32
]ames ]oyce

27.

Though 1 thy Mithridates were,


Framed to defy the poison-dart,
Yet must thou fold me unaware
To know the rapture of thy heart,
And 1 but render and confess
The malice of thy tenderness.

For elegant and antique phrase,


Dearest, my lips wax all too wise;
Nor have 1 known a love whose praise
Our piping poets solemnize,
Neither a love where may not be
Ever so little falsity.

33
Bütün Şiirleri

27.

Zehirli oklarına karşı durmaya


Yazgılı Mithridates'indim senin ama,
Yine de habersizce sarmalıydın beni
Tannam için yüreğinin esrikliğini,
Geri veriyorum, ilan ediyorum şimdi
Şefkatinin kötülüklerini.

Eski ve soylu bir söyleyiş için,


Sevgilim, aşırı bilgeydi dudaklarım;
Ne flütleriyle ozanların övgüler
Düzdüğü bir aşka rastladım,
Ne de bir aşk gördüm ki
İçinde hiç sahtelik bulunmasın.

33
james joyce

28.

Gentle lady, do not sing


Sad songs about the end of love;
Lay aside sadness and sing
How love that passes is enough.

Sing about the long deep sleep


Of lovers that are dead, and how
in the grave ali love shall sleep:
Love is aweary now.

34
Bütün Şiirleri

28.

Güzel bayan, aşk bitti diye


Kederli şarkılar söyleme;
Bırak bir yana kederi, şarkılarını söyle
Geçip giden aşkın yettiğini.

Şarkılarını söyle, ölmüş aşıkların


Uzun derin uykuları nın ,
Nasıl uyuyacağını bütün aşkın kabirde:
Aşk çok yorgundur şimdi.

34
]ames Joyce

29.

Dear heart, why will you use me so?


Dear eyes that gently me upbraid,
Still you are beautifuJ - but O,
How is your beauty raimented!

Through the clear mirror of your eyes,


Through the soft cry of kiss to kiss,
Desolate winds assai! with cries
The shadowy garden where love is.

And soon shall love dissolved be


When over us the wild winds blow -
But you, dear love, too dear to me,
Alas! why will you use me so?

35
Bütün Şiirleri

29.

Sevgili yürek, niçin eziyet ediyorsun bana?


Beni şefkatle azarlayan sevgili gözler,
Hala çok güzelsiniz -ama ah,
Nasıl da yakışıyor güzelliğin sana!

Tertemiz aynasından gözlerinin,


Öpüşler içinde tatlı inleyişlerden,
Kimsesiz rüzgarlar saldırıyor haykırışlarla
Aşkın gezdiği karanlık bahçeye.

Eriyip yokolacak aşk yakında


Yabanıl rüzgarlar estiğinde üzerimize­
Ama sen, sevgilim, en sevgili bana,
Heyhat! Niçin eziyet ediyorsun böyle?

35
James ]oyce

30.

Love came to us in time gone by


When one at twilight shyly played
And one in fear was standing nigh -
For Love at first is ali afraid.

We were grave lovers. Love is past


That had his sweet hours many a one,
Welcome to us now at the last
The ways that we shall go upon.

36
Bütün Şiirleri

30.

Bir daha ele geçmez bir günde aşk geldi bize


Birimiz dans ederken, sıkılgan, alacakaranlıkta
Bir kenarda korku içindeydi öbürümüz -
Çünkü Aşk başlangıcında sadece korkudur.

Kara sevdalıyclık biz. Aşk bitti


Tatlı dakikalarını yaşadık, ·

İşte sonunda göründü bize


Yürüyeceğimiz yeni yollar.

36
fames foyce

31.

O, it was out by Donnycarney


When the bat flew from tree to tree
My love and 1 did walk together;
And sweet were the words she said to me.

Along with us the summer wind


Went murmuring - O, happily! -
But softer than the breath of summer
Was the kiss she gave to me.

37
Bütün Şiirleri

31.

Ah, Donnycarney çıkışıydı


Ağaçtan ağaca uçuyordu bir yarasa
Yan yana yürüyorduk aşkımla;
Güzel sözler söylüyordu bana.

Yanımız sıra yürüyordu yaz rüzgarı


Fısılnlarla -Ah, sevinçle!-
Yazın soluğundan da yumuşakn
Yarin bana verdiği buse.

37
]ames ]oyce

32.

Rain has fallen all the day.


O come among the laden trees:
The leaves lie thick upon the way
Of memories.

Staying a little by the way


Of memories shall we deparı.
Come, rny beloved, where 1 may
Speak to your heart.

38
Bütün Şiirleri

32.

Yağmur yağdı gün boyunca.


Ah gel yağmur yüklü ağaçların arasına:
Yapraklar yığılmış yoluna,
Yoluna hanraların.

Biraz yürüyüp yol boyunca


Hanralann, ayrılacağız sonra.
Gel, sevdiğim, gel de belki orada
Girebilirim gönlüne.

38
Jam�s Joyce

33.

Now, O now, in this brown land


Where Love did so sweet music make
We two shall wander, hand in hand,
Forbearing for old friendship' sake,
Nor grieve because our love was gay
Which now is ended in this way.

A rogue in red and yellow dress


Is knocking, knocking at the tree;
And all around our loneliness
The wind is whistling merrily.
The leaves - they do not sigh at ali
When the year takes them in the fail .

Now, O now, we hear no more


The villanelle and roundelay!
Yet will we kiss, sweetheart, before
We take sad leave at close of day.
Grieve not, sweetheart, for anything -
The year, the year is gathering.

39
Bütün Şiirleri

33.

Şimdi, ah şimdi, bu esmer ülkede


Aşk'ın tatlı şarkılar söylediği,
Biz ikimiz dolaşacağız, el ele,
Sabrederek eski günler hatırına
Neşeli aşkımız için üzülmeyelim
Şimdi böyle bitti diye.

Bir kopuk kırmızı san elbisesi içinde


Vuruyor, vuruyor ağacın gövdesine;
Etrafımızda yalnızlık çepeçevre
Islık çalıyor rüzgar neşeyle.
Yapraklar -ah çekmezler hiçbir zaman
Yıllar alıp götürünce hazan mevsiminde.

Şimdi, ah şimdi, duymuyoruz artık


Seslerin! şarkıların, türkülerin ne de!
Yine de öpüşeceğiz, sevgilim, hüzünle
Ayrılmadan önce gün bitiminde.
Üzülme, sevgilim, üzülme hiçbir şeye -
Yıllar, yıllar ekleniyor birbirine.

39
James Joyce

34.

Sleep now, O sleep now,


O you unquiet heart!
A voice crying "Sleep now"
Is heard in my heart.

The voice of the winter


Is heard at the door.
O sleep, for the winter
Is crying "Sleep no more".

My kiss will give peace now


And quiet to your heart -
Sleep on in peace now,
O you unquiet heart!

40
Bütün Şiirleri

34.

Uyu, ah uyu arnk şimdi,


Ah susmak bilmez yürek!
Duyuyorum, "uyu arnk" diyor
Bir ses yüreğimde.

Kış mevsiminin sesi


Duyuluyor kapıda.
Ah uyu, Bağırıyor çünkü kı ş
"Uyuma arnk diye.
"

Öpücüğüm huzur verecek sana şimdi


Ve susturacak yüreğini -
Uyu huzur içinde şimdi,
Ah susmak bilmez yürek!

40
]ames Joyce

35.

Ali day 1 hear the noise of waters


Making moan,
Sad as the sea-bird is, when going
Forth alone,
He hears the winds cry to the waters'
Monotone.

The grey winds, the cold winds are blowing


Where 1 go.
1 hear the noise of many waters
Far below.
Ali day, all night, 1 hear them flowing
To and fro.

41
Bütün Şiirleri

35.

Bütün gün dinliyorum gürültüsünü suların


Feryat eden,
UWlara bir b aşın a giden kederli
Deniz kuşu misali,
O kuş ki din liyo r rüzgarların haykırışını sula rı n
Tekdüze sesine.

K ülrengi rüzgarl ar, soğuk rüzgarlar esiyor


Gittiğim yere.
Dinliyorum suların sesini,
Çok derinlerde.
Her gün, her gece, dinliyorum akışlarını
Bir aşağı bir yukarı.

41
]ames ]oyce

36.

1 hear an anny charging upon the land,


And the thunder of horses plunging, foam about their
knees:
Arrogant, in black armour, behind them stand,
Disdaining the reins, with fluttering whips,
the charioteers.

They cry unto the night their battle-name:


1 moan in sleep when 1 hear afar their whirling laughter.
They cleave the gloom of dreaıns, a blinding flame,
Clanging, clanging upon the heart as upon an anvil.

They come shaking in triwnph thcir long, green hair:


They come out of the sea and rwı shouting by the shore.
My heart, have you no wisdom thus to despair?
My love, my love, my love, why have you left me alone?

42
Bütün Şiirleri

36.

Dağların ordan hücuma kalkan orduyu duyuyorum,


Ve gökgürültüsünü ileriye anlan atların, dizboyu
köpük içinde:
Mağrur, kara zırhlar içinde, arkasında ordunun,
ayakta,
Horgörerek dizginleri, titreşen kamçılarıyla, savaş
arabacıları.

Savaşçı isimlerini haykırıyorlar geceye:


İnliyorum uykumda duyunca uzakta fırdönen
kahkahalarını.
Yarıyorlar rüyaların karanlığım, körleştiren alev,
Çınlayarak çınlayarak yürekte, çınlar gibi bir örsün
üstünde.

Geliyorlar savurarak zafer edasıyla uzun yeşil


saçlarını:
Çıkıyorlar denizden, koşturuyorlar bağıra çağıra
kumsal boyunca.
Yüreğim, hiç mi akıl kalmadı sende umutsuzluğa
düşecek kadar?
Aşkım, aşkım, aşkım, neden bıraktın beni bir başıma?

42
Gas from a Burner
( 1 912)

43
Yakıcı Gaz
( 1912)

43
]ames Joyce

Gas from a Bumer

Ladies and gents, you are here assembled


To hear why earth and heaven trembled
Because of the black and sinister arts
Of an Irish writer in foreign parts.
He sent me a book ten years ago:
1 read it a hundred times or so,
Backwards and forwards, down and up,
Through both the ends of a telescope.
1 printed it all to the very last word
But by the mercy of the Lord
The darkness of my mind was rent

44
Bütün Şiirleri

Yakıa Gazt

Bayanlar, baylar, burada toplanmaruzın nedeni


Yerlerin göklerin neden titrediğini öğrenmektir
Ki nedeni, yabancı diyarlarda yaşayan İrlandalı
Bir yazarın karanlık ve şeytansı sanandır.
On yıl önce bir kitap göndermişti bana:
Yüz kere okudum belki de daha fazla,
Arkadan, önden, aşağıdan ve yukarıdan,
Bir teleskopun her iki ucundan.
Bastım onu en son satırına varıncaya
Ama şükürler olsun ki Tanrı'ya
Yarıldı da zihnimin karanlığı

ı Bu intikamcı şiirde, Maunsel and C.O. yayınevinin yöneticisi George Ro­


bcrts'dan bahsediliyor.
1909 Eylül'ünde joyce'un elyazması için Maunsel'le mukavele imzaladığı
Dublinliler� Roberts yıllarca sürüncemede bu:aktıktan sonra yayımlamak­
tan vazgeçmişti. Joyce'un öykülerinde, o sırada henüz yaşamakta olan in­
sanların isimlerini aynen kullandığı ve Robcrts'ın da olası kovuşnınnalar­
dan korktuğu biliniyor. Aynca birçok hikaye, sonradan Ulysses'in de ba­
şına geldiği gibi "müstehcen" bulunmuştu. 1 91 2 Temmuz'unda sonunda
sorunu çözme umuduyla Dublin'e gelen joyce, hikayelerinde yapılması is­
tenen değişiklikleri yapmayı kabul etmedi. Yazar, basılan kitaptan sann al­
mayı önermiş, ancak yayımcı John Falconcr; hepsini yok etmişti. joyce bu
yergiyi, FJushing'den Salzburg'a giderken trende, Maunsel & Co. ile yap­
tığı anlaşmanın arkasına yazmıştı.

44
fames Joyce

And 1 saw the writers foul intent.


But 1 owe a duty to Ireland:
1 hold her honour in my hand,
This lovely land that always sent
Her writers and artists to banishment
And in a spirit of Irish fun
Betrayed her own leaders, one by one.
'Twas Irish humouı; wet and dry,
Flung quicklime into Parnell's eye;
'Tıs Irish brains that save from doom
The leaky barge of the Bishop of Rome
For everyone knows the Pope can't belch
Without the consent of Billy Walsh.
O Ireland my first and only love
Where Christ and Caesar are hand and glove!
O lovely land where the shamrock grows !
(Allow me, ladies, to blow my nose)
To show you for strictures 1 don't care a button
1 printed the poems of Mountainy Mutton
And a play he wrote (you've read it, l'm sure)

45
Bütün Şiirleri

Gördüm yazarın bozuk niyetini.


Ama İrlanda'ya bir borcum vardı:
Şerefi ellerimin arasındaydı,
Her zaman bu sevimli ülke
Göndermişti yazarlarıyla, sanatçılarını sürgüne
Ve İrlandalı mizah anlayışıyla
İhanet etmişti, bir bir, önderlerine.
Bu İrlandalı mizahıydı, ayık veya sarhoş,
Fırlatan sönmemiş kireci Parnell'in gözlerine;2
Roma Piskoposunun su alan saltanat kayığını
Hazin sondan kurtaran bu İrlandalı kafalardı
Çünkü herkes bilir ya Papa geğiremez bile
Billy Walsh'un rızası olmadan. 3
Ah İrlanda, ilk ve tek aşkım benim
İsa'nın et, Sezar'ın omak olduğu ülkem !
Ah sevimli ülke, yoncaların vatanı!4
(İzin verin, bayanlar, sümküreyim burnumu)
Göstermek için eleştirileri hiç umursamadığımı
Basnm Dağlı Koyun'un şiirlerini,5
Piçlerin, kulamparaların ve orospuların konuştuğu6

ı "[Pamell] evli bir kadına wnutsw.cu iştk oldu, kadının kocası Yüzbaşı Shea
boşanmak istediğinde, bakanlar Gladston ve Morlcy milliyetçi partinin ba­
şında bir balıkçı olduğu sürece, İrlanda'nın lehine yasama yapmayı açıkça
reddettiler. Pamell, davasını savunmak için duruşmaya geln1cdi. Bir baka­
nın lrlanda 'nın siyasi meseleleri üz.erinde veto uygulama hakkı olmadığını
açıkladı ve istifayı reddetti. Grubundaki 8 3 millctvekilindcn sadece sekizi
ona sadık kaldı. Tilin papaz sınıfı işini bitirmek için onunla mücadeleye gi­
rişti. İrlanda basını ise tilin ı.chrini onun ve sevgilisinin üzerine kustu. Ust­
lecomer halkı suratına sönmemiş kireç attı ... " Joyce, Combre de Pamcll,
1912.
1 Mgr. Wılliam j. Walsh, D.D. Dublin Başpiskoposu.
" Yonca (shamrock), lrlanda'nın simgesidir.
s Maunsel, 1909'da, joseph Campbell'ın The Mountainy Singer adlı eseri­
ni yayımlamışn.
' Campbeli»ın 191 2'de Maunsel tarafından yayınlanan fudgement: A Play
in Two Aas adlı eserine göndenne.

45
]ames ]oyce

Where they talk of bastard, bugger, and whore,


And a play on the Word and Holy Paul
And some woman's legs that 1 can't recall,
Written by Moore, a genuine gent
That lives on his property's ten per cent:
1 printed mystical books in dozens:
1 printed the table-book of Cousins
Though (asking your pardon) as for the verse
'Twould give you a heartburn on your arse:
1 printed folklore from North and South
By Gregory of the Golden Mouth:
1 printed poets, sad, silly and solemn:
1 printed Patrick What-do-you-Colm
1 printed the great John Milicent Synge
Who soars above on an angel's wing
in the playboy shih that he pinched as swag
From Maunsel's manager's travelling-bag.
But 1 draw the line at that bloody fellow
That was over here dressed in Austrian yellow,

46
Bütün Şiirleri

(Okumuşsunuzdur, eminim) bir de oyununu,


Moore'dan da adını haorlayaınadığun bir oyun basnm,
Word and Holy Paul ile bazı kadın bacakları üzerine,7
O kusursuz beyefendiden, mallarının
Y üzde onuyla geçinen:
Esrarlı kitaplar basnm diizinelerce:
Cousins'ın kitabını bir de8
Gerçi tabirim için beni affedin ama
Kalpyangını yakacak kıçlanruzda9 :
Masallar basnm Kuzey' den ve Güney'den
Alnn Ağızlı Gregory'denıo
Şairler basnm, kederli, ahmak ve vakur:
Patrick Nasıldı-ama-Colm bastım 11
Muhteşem John Millicent Synge de basnm
O ki süzülür havada bir meleğin kanadında
Çapkın 1 2 kadın iççamaşırları içinde, aşırılan
Mounsel'in, idarecisinin seyahat bavulundan. 1 3
Ama bu kanlı adamla son verdim her şeye
Avusturya sansı elbiseler giyinen

1 The Apostle, Moore'un 19 1 1 'de Maumcl tarafından yayınlanan oyunu. Ön­


sözünde yazaı; İncil'in "şehvetli" parçalarını bulup, açıklamaya özen gös-
.
tenyor.

s Dublin'li şair ve teozof james Cousins'ın 1 912'de MaunseJ tarafından ya­


yınlanan Etain the Belo11ed and Other Poemes'i söz konusu.
' Ulysses'de geçen, Joyce'un babasına özgü bir deyiş.
ıo Lady S.A. Grcgory, kendini İrlanda folklorunu tanıonaya adamış ve İrlan­
da Devlet liyatrosu'nun kurucularından olan bir kadın. Maunsel, 1 90 9'da
Ki/tartan History Book'u ve 1 91 0'da Ki/tartan Wonder Book adlı kitap­
lanru yayınlamıştır. Lady Gregory 1 91 2'dc ise lrish Folk History Plays adlı
eseri yaznuşnr.
11 Sözü edilenin, "Kelt Rönesansı ,,ru İrlanda'nın bağımsızlığı için bir hareke­
te dönüştüren, şair ve oyun yazan Padraic Colum olduğu anlaşılıyor.
12 Synge'in "Ban Dünyasının Soytarısı" adlı eserinde kullandığı "shift" (ka­
dın iç çamaşırı) kelimesi Abbey Tıyatrosu'nda skandal yaratmıştı. Oyun ayru
yıl Maunsel tarafından yayınlandı.
u Robcns, kadın iç çamaşırlanyla yolculuk ediyordu.

46
]ames ]oyce

Spouting ltalian by the hour


To Leary O'Curtis and John Wyse Power
And writing of Dublin, dirty and dear,
in a manner no blackamoor printer could bear.
Shite and onions! Do you think 1'11 print
The name of the Wellington Monument,
Sydney Parade and Sandymount tram,
Downes's cakeshop and Willi aıns's jam?
l'm damned if 1 do - l'm damned to blazes!
Talk about Irish Names of Places!
lt's a wonder to me, upon my soul,
He forgot to mention Curly's Hole.
No, ladies, my press shall have no share in
So gross a libel on Stepmother Erin.
1 pity the poor - that's why 1 took
A red-headed Scotchman to keep my book.
Poor sister Scotland! Her doom is fell;
She cannot find any more Snıarts to sell.
My conscience is fine as Chinese sille:
My heart is as soft as buttermilk.
Colm can tell you 1 made a rebate
Of one hundred pounds on the estimate
1 gave hirrı for his Irish Review.

47
Bütün Şiirleri

Leary O'Curtis14 ve John Wyse Powerıs ile


Nutuk atar gibi İtalyanca konuşan iyi saatinde,
Sonra da sevgili ve kirli Dublin'imiz üzerine yazan
Hiçbir zenci basımcının kabullenemeyeceği bir tarzda.
Sizi gidi boklar, cücükler! 16 Wellington Anırının
Sydney Meydanının, Sandymount tramvayının,
Downes'ın pastanesinin yahut Williams peltelerinin
İsimlerini mi basacağımı sandınız?
Allah belamı versin basarsam -Cehennemlik olayım!
Yerlerin İrlandaca İsimleri üzerine konuşalım! 1 7
Curly'nin Deliği'ndent s bahsetmeyi unutmuş,
Şerefim üzerine yemin ederim, çok şaşırdım.
Yoo, bayanlar, basımevim asla üstlenmeyecek
Üveyana Erin ile ilgili iğrenç yayınlan.19
Acırım zavallılara -onun için kızıl saçlı
Bir İskoçyalı tuttum tutması için kayıtlarımı .20
Zavallı bacım İskoçya! Sonu fena;
Bir Stuart bile bulamıyor artık sannaya.
Bilincim Çin ipeklileri kadar iyidir, iyi:
Yüreğimse yumuşacıktır yayık ayranı misali.
Colm anlatabilir size Irish Review adlı
Kitabının basımı için çıkardığım hesaptan
Nasıl yüz pound'luk bir indirim yaptığımı.

14 O'Leary Curtis, Dublin,li bir gazeteciydi.


ıs john Wyse Power, Ulysses'de jack Power ve john Wyse Nolan adlan altın­
da belirir. Bu kültür adamı İrlanda Kraliyet Polisi memuruydu.
t6 Yme Ulysses,de geçen, Joyce'un babasına öı.gü bir başka deyiş.
ı1 Joyce'un bir adaşına, Paaick Weston Joyee'a gönderme: The Origin & His­
tory of lrish Names of Place.s.
ıs Curly's Hole Dollymount'da bir havuzdur.
ıt "Üveyana Erin,, deyişi, Roberts'm İrlandalı eleği� Ulster asıllı İskoç oldu­
ğunu ortaya koyuyor.
10 "Kwl İskoçyalı,,, Roberts'dan başkası değil. Dolayısıyla, burada konuşan
o değil, Maunsel.

47
]ames ]oyce

1 love my country - by herrings 1 do!


1 wish you could see what tears 1 weep
When 1 think of the emigrant train and ship.
That's why 1 publish far and wide
My quite illegible railway guide.
in the porch of my printing institute
The poor and deserving prostitute
Plays every night at catch-as-catch-can
Wıth her tight-breeched British artilleryman
And the foreigner learns the gift of the gab
From the drunken draggletail Dublin drab.
Who was it said: Resist not evil ?
l'll burn that book, so help me devil.
l'll sing a psalm as 1 watch it bum
And the ashes 1'11 keep in a one-handled um.
l'll penance do with farts and groans
Kneeling upon my marrowbones.
This very next Lent 1 will unbare
My penitent buttocks to the air
And sobbing beside my printing press
My awful sin 1 will confess.
My Irish foreman from Bannockburn
Shall dip his right hand in the um
And sign crisscross with reverent thumb
Memento homo upon my bum.

48
Bütün Şiirleri

Ülkemi seviyorum -ringalar üzerine seviyorum!


Görmenizi dilerdim akıttığım gözyaşlarını
Düşündüğüm ıaman göçmen tirenlerini ve gemilerini.
Onun için basnm geniş, kapsamlı
Ve zor anlaşılır demiryolu rehberimi.
Basımevimin sundurmasında
Yoksul ama övgüye değer fahişeler
Akşamları kaçıp kovalamaca oynarlar
Dar pantolonlu İngiliz topçularıyla
Ve yabancılar öğrenirler konuşma sanannı
Ayyaş pejmürde Dublin sürtül<lerinden.
Kim söylemişti: Kötülüğe karşı direnme diye?21
Yakacağım o kitabı, yardım et bana şeytan.
İlahiler söyleyeceğim yanışını seyrederken
Ve dolduracağım külleri tek kulplu bir kaba.
Kefaretimi ödeyeceğim osuruklar ve feryatlarla
Kapaklanıp dizlerimin üstüne.
Açacağım önümüzdeki Oruç'ta
Tövbekar kıçımı havaya.
Ve hıçkırıklara boğularak matbaamın yanında
Korkunç günahımı itiraf edeceğim.
Bannockburn'lü ustabaşım da22
Daldıracak sağ elini doğruca kaba
Ve çizecek Haç'ı hürmetkar başparmağıyla
Memento homo kaba etime.23

ıı Kral jacques'ın olduğu söylenen versiyonunda lsa'nın sözlerine gönderme,


metin şöyle: "Ama ben, kötüye direnmemeniı.i söylüyorum size. Eğer biri
sağ yanağınaza vurursa, ona öbür yanağınızı uzann.,, Joyce, "evil,, kelime­
siyle oynuyor.
ıı Bannockbum, lskoçya 'dadır.
n Burada, hem Katolik kuralların joyce'un üzerindeki etkisi, hem de joyce'un
kutsal şeyleri küçüımemekten aldığı ı.evk görülüyor.

48
Pomes Penyeach
( 1927)

49
Pomes Penyeach
( 1927)

49
]ames ]oyce

Tılly

He travels after a winter sun,


Urging the cattle along a cold red road,
Calling to them, a voice they know,
He drives his beasts above Cabra.

The voice tells them home is warm.


They moo and make brute music with their hoofs.
He drives them with a flowering branch before hiın,
Smoke pl uming their foreheads.

Boor, bond of the herd,


Tonight stretch full by the fire!
1 bleed by the black stream
For my torn bough!

50
Bütün Şiirleri

Tilly

Güz güneşinin peşinden gidiyor,


Sürerek sığırları soğuk kızıl yol boyunca,
Konuşarak onlarla, tanıdıkları bir sesle,
Güdüyor hayvanlarını Cabra üzerine.

Yuvanın sıcak olduğunu anlanyor onlara.


Böğürüyorlaı:, ritm tutuyorlar toynaklarıyla.
Güdüyor onları elinde çiçeklenen bir dalla,
Toz toprak taçlandırıyor alınlarını.

Köylü, kölesi sürünün,


Akşamleyin yayıl boylu boyunca ateşin önüne!
Ben kanıyorum kara ırmak kenarında
Koparılan dalıma!

50
james joyce

Watching the Needleboats at San Sabba

1 heard their young hearts crying


Loveward above the glancing oar
And heard the prairie grasses sighing:
No more, return no more!

O hearts, O sighing grasses,


Vainly your loveblown bannerets mourn!
No more will the wild wind that passes
Return, no more return.

51
Bütün Şiirleri

San Sabba'da Kayıklan Seyrederken

Duydum körpe yüreklerinin ağlayışını


Aşka doğru seken küreklerin üzerinde
Duydum vadideki otların iççekişini:
Bir daha, geri dönmeyecek bir daha!

Ah yürekler, Ah iç çeken otlar,


Beyhude ah ediyor aşkvurgunu sancaklarınız!
Geçip giden bu deli rüzgar
Dönmeyecek, bir daha dönmeyecek geri!

51
]ames ]oyce

A Flower Given to My Daughter

Frail the white rose and frail are


Her hands that gave
Whose soul is sere and paler
Than time's wan wave.

Rosefrail and fair - yet frailest


A wonder wild
in gentle eyes thou veilest,
My blueveined child.

52
Bütün Şiirleri

Kızıma Sunulan Çiçek

Nazenindir beyaz gül ve nazenindir


Sunan elleri
Ki daha çorak ve solgundur ruhu
Zamanın cansız akışından.

Gülnazeninliği ve zarifliği -nazenin ama


Yine de şaşılası �ir yaba nıllık
Gizliyorsun şefkatli gözlerinde,
Mavidamarlı çocuğum benim.

52
]ames ]oyce

She Weeps over Rahoon

Rain on Rahoon falls softly, softly falling,


Where my dark lover lies.
Sad is his voice that calls me, saclly calling,
At grey moonrise.

Love, hear thou


How soft, how sad his voice is ever calling,
Ever unanswered and the dark rain falling,
Then as now.

Dark too our hearts, O love, shall lie and cold


As his sad heart has lain
Under the moongrey nettles, the black mould
And muttering rain.

53
Bütün Şiirleri

Ağlıyor Rahoon Üstünde

Sessizce yağıyor yağmur Rahoon üstünde, sessizce,


Yattığı yere kara sevdalımın .
Beni çağıran sesi kederli, çağırıyor kederle,
Kurşuni doğuşunda ay'ın.

Sevgili, sen de kulak ver


Nasıl da tatlı, nasıl da kederli durmadan çağıran sesi,
Her zaman karşılıksız ve yağıyor karanlık yağmur,
Her zaman, şimdiki gibi.

Yüreklerimiz de karanlık, Ah sevgili ve yatacak


soğuk
Kederli yüreği yattığında
Ayrengi ısırgan otlarının, kara toprağın
Ve homurdanan yağmw-un altında.

53
]ames Joyce

Tutto e sciolto

A birdless heaven, seadusk, one lone star


Piercing the west,
As thou, fond heart, love's time, so faint, so far,
Rememberest.

The clear young eyes' soft look, the candid brow,


The fragrant hair,
Falling as through the silence falleth now
Dusk of the air.

Why then, remembering those shy


Svveet lures, repine
When the dear love she yielded with a sigh
Was all but thine?

54
Bütün Şiirleri

Tutto e sciolto

K�uz sema, denizde akşam karanlığı., yalnız bir yıldız


Delip geçiyor batıyı,
Sen, seven yürek, aşk zamanı, öyle uı.ak, öyle belirsiz,
Hatırlandığlnda.

Berrak genç gözlerin yumuşak bakışlarının,


masum yuzun,
. . . .

Mis kokulu saçların,


Başlıyor zamanı, sessizlikle birlikte şimdi
Çökünce akşam karanlığı..

Öyleyse niye, hatırlayınca o utangaç


Tatlı cilveleri, üzülmeli
İççekerek sana teslim ettiği o sevgili aşkı,
En az senin olanı?

54
]ames ]oyce

On the beach at Fontana

Wind whines and whines the shingle,


The crazy pierstakes groan;
A senile sea numbers each single
Slimesilvered stone.

From whining wind and colder


Grey sea 1 wrap hinı warm
And touch his trembling fineboned shoulder
And boyish arın.

Around us fear, descending


Darkness of fear above
And in my heart how deep unending
Ache of love!

55
Bütün Şiirleri

Fontana kumsalında

Rüzgar inliyor, inliyor molozlar,


İnildiyor çılgın rıhtım kazıkları;
Bunak deniz sayıyor bir bir
Balçıkparlağı taşlan.

Sızlanan rüzgardan, soğuk


Külrengi denizden sonra sıcacık sarıyorwn o oğlanı
Dokunuyorum titreyen güzelkemikli omzuna
Ve çocuksu koluna.

Etrafımızda korku, çullanan


Karanlığı korkunun üzerimize
Ve yüreğimde nasıl da derin bitmek bilmez
Aşk ağrısı!

55
]ames ]oyce

Sim.pies

O bella bionda,
Sei Come I'onda

Of cool sweet dew and radiance mild


The moon a web of silence weaves
in the stili garden where a child
Gathers the simple salad leaves.

A moondew stars her hanging hair


And moonlight kisses her young brow
And, gathering, she sings an air:
Fair as the wave is, fair, art thou!

Be mine, 1 pray, a waxen ear


To shield me from her childish croon
And mine a shielded heart for her
Who gathers simples of the moon.

56
Bütün Şiirleri

Yalın Yapraklar

O be/la bionda
Sei come /'onda!

Serin tatlı şebnem ve yumuşak ışıktan


Sükfınet ağları örüyor ay
Sükfınlu bahçede, çocuğun
Salatalık yaprakları topladığı.

Ayşebnemi yıldızlarla donatıyor dalgalanan saçlanru


Ayışığı öpüyor körpe çehresini
Toplarken, şarkı söylüyor kız:
Sarışındır dalgalı deniz, sarışınsın, sen de!

Duymaz olsun, yalvarırım, duymaz olsun kulağım


Çocuksu şarkısını o kızın
Korunsun yüreğim o güzel kızdan
Ayın yalın yapraklarını toplayan.

56
James ]oyce

Flood

Goldbrown upon the sated flood


The rockvine clusters lift and sway.
Vast wings above the lambent waters brood
Of sullen day.

A waste of waters ruthlessly


Sways and uplifts its weedy mane
Where brooding day stares down upon the sea
in dull disdain.

Uplift and sway, O golden vine,


Your clustered fruits to love's full flood,
Lambent and vast and ruthless as is thine
Incertitude!

57
Bütün Şiirleri

Sel

Doygun selin üzerine alnnkahverengi


Bir iniyor bir kalkıyor asma salkıml arı.
Engin kanatlar ışıldayan suların üstünde, sarmalamış
Kasvetli günü.

Terk edilmiş sular merhametsizce


İndiriyor, kaldırıyor yosundan yelesini
Çöken gün bakınırken aşağıya denizin üstünde
Donuk kibirle.

Kaldır ve indir, ah alon asma,


Salkım salkım meyvelerini aşkın kabarık seline,
Parlak ve engin ve merhametsiz npkı senin
Kararsızlığın gibi!

57
]ames ]oyu

Nightpiece

Gaunt in gloom,
The pale stars their torches,
Enshrouded, wave.
Ghostfires from heaven's far verges faint illume,
Arches on soaring arches,
Night's sindark nave.

Seraphim,
The lost hosts awaken
To service till
in moonless gloom each lapses muted, elim,
Raised when she has and shaken
Her thurible.

And long and loud,


To night's nave upsoaring,
A starknell tolls
As the bleak incense surges, cloud on cloud,
Voidward from the adoring
Waste of souls.

58
Bütün Şiirleri

Gece Duası

Zifiri karanlıkta belli belirsiz,


Solgun yıldızlar yakıyor meşalelerini,
Kefenlenmiş, hareli.
Hayalenşıkları göklerin uzak sınırlarından solgun
parlıyor,
Kemerler yükselen kemerler üstünde,
Gecenin günahkarası salımı.

Melekler,
Yitik ordular uyanıyor
ibadete
Aysız karanlıkta her biri düşünceye kaclaı; dilsiz, cansız,
Dirilen yeniden ve sallayan
Buhurluğunu.

Ve uzun uzun yankılanarak,


Gecenin yükselen sahınına,
Çalıyor yasçanı
Yükselirken sönük tütsü bulut bulut
Hiçliğedoğru, adanmış
Ruhların çölünden.

58
]ames ]oya

Alone

The rnoon's greygolden meshes make


All night a veil,
The shorelamps in the sleeping lake
Laburnum tendrils trail.

The siy reeds whisper to the night


A name - her name -
And all my soul is a delight,
A swoon of shame.

59
Bütün Şürleri

Yalnız

Grialnn ağlan ay'ın dönüştürüyor


Bütün geceyi bir tüle,
Sahilfenerleri uyuyan gölde
Sıra sıra sarısalkım filizleri.

Hınzır sazlıklar fısıldıyor geceye


Bir ismi -onun ismini-
Baştan aşağı zevk kesiliyor ruhum,
Utancın baygınlığı.

59
]ames ]oyce

A Memory of the Players in a Mirror at Midnight

They mouth love's language. Gnash


The thirteen teeth
Your lean jaws grin with. Lash
Your itch and quailing, nude greed of the flesh.
Love's breath in you is stale, worded or sung,
As sour as cat's breath,
Harsh of tongue.

This grey that stares


Lies not, stark skin and bone.
Leave greasy lips their kissing. None
Will choose her what you see to mouth upon.
Dire hunger holds his hour.
Pluck forth your heart, saltblood, a fruit of tears.
Pluck and devour!

60
Bütün Şiirleri

Geceyansında Oywıcuların Aynadaki Hatırası

Ağızlarında geveliyorlar sevda sözlerini. Gıcırdat


On üç dişi
Cılız ağzının sırıttığı. Kırbaçla
Şehvetini, etin ürkek ve çıplak hevesini.
İçindeki aşkın soluğu pörsük, söylenmiş ya da
çalınmış,
Bir kedinin soluğu gibi ekşi,
Dilin tahrişi.

Bakakalan bu grilik, bu bakış


Yalan söylemez, çıplak ten ve kemik.
Bırak yağlı dudaklarda kalsın öpüşleri. Kimse
Seçmezdi senin ağzına almaya değer bulduğun kadını.
Ürkütücü açlık kolluyor bir anını.
Sök çıkar yüreğini, ruzlukan, gözyaşlarından bir yemiş.
Sök çıkar ve ye!

60
]ames Joyce

Bahnhofstrasse

The eyes that mock me sign the way


Whereto 1 pass at eve of day,

Grey way whose violet signals are


The trysting and the twining star.

Ah star of evil ! of pain!


star

Highhearted youth comes not again

Nor old heart's wisdom yet to know


The signs that mock me as 1 go.

61
Bütün Şiirleri

Bahnhofstrasse

Benimle alay eden gözler göstermede


Gittnem gereken yolu gün dönümünde.

Külrengi yolun mor işaretleri


Buluşan ve ikizleşen yıldızları.

Ah günah yıldızı ! Istırap yıldızı !


Delidolu gençlik dönmez artık geri

Tanıyacak kadar bilge değil yaşlı yürek


Alay eden işmarlan ben giderken.

61
James Joyce

A Prayer

Again!
Come, give, yield ali your strength to me!
From far a low word breathes on the breaking brain
lts cruel calm, submission's misery,
Gentling her awe as to a so·u ı predestined.
Cease, silent love! My doom !

Blind me with your dark nearness, O have mercy,


beloved enemy of my will !
1 dare not withstand the cold touch that 1 dread,
Draw from me stili
My slow life! Bend deeper on me, threatening head,
Proud by my downfall, remembering, pitying
Him who is, him who was!

Again !
Together, folded by the night, they lay on earth. 1 hear
From far her low word breathe on my breaking brain.

62
Bütün Şiirleri

Dua

Bir daha!
Gel, ver, teslim et bana bütün kuvvetini!
Uzaktan kısık bir söz fısıldıyor çatlayan başımda
Zalim dinginliğini, acıklı boyun eğişi,
Dindiriyor korkusunu, önceden yazgılı bir ruh gibi.
Dur, suskun aşk! Alınyazım!

Karanlık yakınlığınla kör et beni, ah merhamet et,


arzumun aziz düşmanı!
Ölesiye korktuğwn o soğuk dokunuşa direnmeye
kalkışamam.
Çek al benden yine
Bıktıran yaşamımı ! Daha eğil üzerime, tehditkar
başınla,
Yıkılışımdan gwurlu, hatırlayarak, acıyarak
Ona, bir zamanlar o olana.

Bir daha!
Birlikte, geceyle içiçe, yarıyorlar toprağa. Duyuyorum
Uzaklardan kısık sözlerini, fısıldayan çatlayan
başımda.

62
]ames ]oyce

Come! 1 yield. Bend deeper upon me! 1 am here.


Subduer, do not leave me! Only joy, only anguish,
Take rne, save me, soothe me, O spare me!

63
Bütün Şiirleri

Gel! Teslim oluyorum. Daha da eğil üzerime!


Buradayım.
Boyun eğdiren, bırakma beni! Tek sevincim, tek kederim,
Gaspet beni, koru beni, teselli et beni, ah esirge beni!

63
Ecce Puer
( 1932)

64
Ecce Puer
( 1 932)

64
]ames ]oyc�

Ecce Puer

Of the dark past


A child is bom;
With joy and grief
My heart is torn.

Calnı in his cradle


The living lies.
May love and mercy
Unclose his eyes!

Young life is breathed


On the glass;
The world that was not
Comes to pass.

A child is sleeping:
An old man gone.
O, father forsaken,
Forgive your son!

65
Bütün Şiirleri

Ecce Puer

Karanlık maziden
Bir çocuk doğuyor;
Neşe ve kederle
Kalbim parçalanıyor.

Sükfuı içinde beşikte


Yaşayan yarıyor.
Sevgi ve merhamet
Açsın gözlerini !

Genç yaşam buğulandı


Camın üzerinde;
Hiç olmayan dünya
Geliyor geçmeye.

Bir çocuk uyuyor:


Yaşlı adam göçtü .
Ah, terk edilen baba,
Bağışla oğlunu!

( 1 5 Ocak 1 932)

65

You might also like