Professional Documents
Culture Documents
SEVİSME VE SEKS
ESKİ ÇİNLİLERİN CİNSEL ESRİME YÖNTEMİ
JÛLAN CHÂNĞ Ç e v i r i: İlhan Güngören
1919 yılında Çin’de doğan Jolan Chang (soy
adı ‘Erken Kalk’ anlamında) Stockholm’de
tarih' öğretmenidir. Bir zamanlar Chiang
Kai-Shek’in yanında ve hizmetinde bulunmuş
olan Chang, otuz yıldan beri Batı’da yaşıyor.
Evli değildir, bir oğlu, bir kızı vardır. Elli ki
lometrelik bisiklet gezileri yapmayı seviyor.
TAOCU
SEVİSMEVE SEKS
ESKİ ÇİNLİLERİN CİNSEL ESRİME YÖNTEMİ
Y€)!L
YAYINLARI
Y ©[L
YAYINLARI
İlhan Güngören
Ankara Cad. Hoşağası İş Hanı 107/18
34410 Cağaloğlu-İstanbul
P.K. 30 Yeşilköy-İstanbul
Tel.: 573 85 10 - 519 45 80
Fax: 527 87 93
D iz g i, B a s k ı, C ilt:
ACAR MATBAACILIK A.Ş.
Piyerloti Cad. Peykhane Sok. No: 18-20/1 Çemberlitaş - İST.
Tel: (0212) 516 42 52 - 518 24 49 Fax: 516 42 52
İÇİNDEKİLER
G İR İŞ ................................. 21
D İZ İN ............................................................................... 247
ÇEVİRENİN SÖZÜ
li
çiminde kendini açığa vuran bir eşitsizliğin varlığı
gözden saklanamıyorh Cinsel isteklerini, cinsel
duygularını açığa vurmasını önleyen çok güçlü ta
buların olması, kadını bütünüyle sessiz bırakmış, bun
dan yararlanan erkekler de kendi kafalarına, kendi
gönüllerine uygun düşen bir kadın imgesi yaratma
yı, hatta kadını da, bütünüyle erkek zihninin ürünü
olan bu imgesel kadına benzediğine inandırmayı ba
şarmışlardır. Erkeğin yaratısı olan bu kadın cinsel
birleşmeden fazla zevk almayan, yalnızca erkeğini
memnun etmek için buna katlanan, daha çok ruhsal
ve manevi doyumlarla yetinen bir yaratıktır ya da
öyle olmalıdır. Bu imgeye uymayanlarsa isterik diye
damgalanmayı ya da aşağılanmayı hak eden istisna
lardır. Hiçbir erkek böyle bir kadınla bilerek evlen
mek istemez. Ama artık günümüzün kadını ya
vaş yavaş erkeğin kafasının ürünü olan bu im
gesel kadına benzemediğini farketmeye başlıyor. Bi
limsel araştırmaların, kadın hareketlerinin açığa çı
kardığı gerçek kadın, giderek imge kadının yerini alı
yor. Kadın cinsellik konusundaki olanaklarını, yete
neklerini öğrenince önce kendisi de şaşıp kalıyor, çün
kü pekaz erkek normal sevişme düzeni içinde kadına
bütün bu olanaklarını tanıtacak derecede uyarmayı
becerebiliyor. Bu durumda, Klitoris orgazmıyla dölyo-
lu (vajina) orgazmının bir arada gerçekleşebileceğini
orgazmın aralıksız yarım saate kadar uzayabileceğini
ya da kısa kısa aralıklarla ya da göreli olarak daha1
12
uzun aralıklarla sayısız denebilecek kadar çok yinele
nebileceğim 2 öğrenen gerçek kadın imge kadın kadar
yetingen olmayabilir.
Kadınla erkek arasındaki kopukluğun en aşırı aşa
mada olduğu, aralarında anlayış ve hoşgörüye da
yalı bir diyalog’ un kurulamadığı toplumumuz örneği
tutucu toplumlarda kadınla erkek arasındaki bu do
ğal eşitsizlik, sorunlara sorunlar eklemektedir. Bu du
rumda herkesin ağzında dolaşan ve hemen hemen bir
ulusal övünç durumuna getirilmiş olan Türk erkeği
nin cinsel gücü savının kadınlar açısından ve bu ol
guların ışığı altında yeniden gözden geçirilmesi ge
rekebilir. Toplumumuzda — olasılıkla başka toplum
larda da böyledir — insanların büyük çoğunluğu cin
sellik konusundaki bilgilerini yeniyetmelik çağında
mahalle arkadaşlarından ediniyorlar, bütün yaşamları
boyunca da bu bilgilerle idare ediyorlar. Büluğ çağı
aşıldıktan sonra bu konuların yakın arkadaşlarla bile
konuşulup tartışılması ayıp ya da görgü eksiği sayılı
yor. Cinsellikle ilgili bilgilerini arttırmak için bir şey
ler okumaya gerek duyanlar da toplumsal saygınlıkla
rını yitirme korkusu altında bunu büyük bir gizlilik
içinde yapmak durumunda kalıyorlar. İnsanları cinsel
konularda bilgisiz, cahil bırakmakta kimin yararı ol
duğunu, bunu sağlamak için getirilmiş tabuların, ya
saklamaların hangi amaçlara, hangi çıkarlara yaradığı
nı hep kendi kendime sormuş durmuşumdur.
İnsanlığın uygarlığa doğru yaptığı uzun ve yoru
cu yolculukta varılmış aşamayı önce dilin, sonra ya
13
zının, en sonunda da basılı yazının kazandırdığı ola
naklarla bilgi ve duygu birikimlerinin öteki insanlara
ve sonraki kuşaklara aktarılmasına borçlu olduğumu
zu kim yads yabilir? . İnsanların denemeleri ve araş
tırmaları sor ucu elde ettikleri bilgilerini, bulgularını,
duygusal yaşantılarını birbirlerine ve dolaylı olarak
kendilerinden sonra gelen kuşaklara aktarmalarını ön
leyen engeller, yasaklar, tabular ve bu tabulara yap
tırımlar getiren yasal cezalar olduğunu düşünelim.
Eğer bu böyle olsaydı, insan toplumları hayvan sü
rülerinden ne kadar ileri gitmiş olabilirlerdi? Her
halde çok fazla değil... Ama cinsellik konusundaki
son on beş,yirmi yıl içindeki sınırlı ilerlemeler bir
yana bırakılırsa durum budur. İnsanların cinsellik ko
nularındaki deneyimlerini, bilgi ve bulgularını aktar
malarını engelleyen, çok kez yasalarla da yaptırımla-
nan güçlü tabular, bir yandan da cinselliğin kötülen-
mesinin, günahla bulaştırılıp özdeşlenmesinin sonucu
olarak gelişen aşırı özbilinçlilik ve özdenetimin ne
den olduğu baskılar, bastırmalar insanın cinsel ya
şamının kendiliğindenliğini, doğallığını da bozmuş,
böylece hayvansal düzeyden bile geri götürmüştür.
Hiç olmazsa hayvanlarda ruhsal nedenlerden kay
naklanan cinsel güçsüzlük, doyumsuzduk sorunlarının
olmadığını sanıyorum.
■ Oysa artık bugün insanların ruhsal dengesinin,
yaşama karşı tutum ve yönlenişlerinin, mutluluklarının
cinsel doyumla olan ilişkisi tartışma konusu yapıla
mayacak bir açıklıkla biliniyor. İnsanlar cinsel doyu
ma erişmedikçe duyguları da düşünceleri de sayrıl-
lıktan, olumsuzluktan kendini kurtaramıyor. Doyum
suz kalanlar sevmeyi değil nefret etmeyi, yaşama
yı yaşatmayı değil öldürmeyi ölmeyi seçme eğilimin
de oluyorlar. Bunun böyle oluşu dünyamızın içinde
14
bulunduğu duruma nasıl getirildiğine mantıklı bir
açıklama sayılabilir.
Mutluluk gibi mutsuzluk da bulaşıcıdır. Mutsuz
kadınların kocalarına ve mutsuz kocaların karılarına
mutsuzluklarını yansıtıp durduklarını ve böylelikle
karşı karşıya duran iki ayna örneğinde olduğu gibi
mutsuzluğun sonsuza kadar çoğaldığını, mutsuz ana
lar ve babalardan mutsuz .çocuklar doğduğunu ve
mutsuz çocuklarınsa ana ve babalarını daha da mut
suz ettiklerini kestirmek güç olmasa gerek. Böyle
düşününce mutsuzluğun neden bir salgına dönüştüğü
nü anlamamız da kolaylaşıyor.
Gene bu doğal eşitsizlik konusuna geri dönelim.
Kadının sayısız denebilecek kadar orgazma ulaşa
bilecek, saatlerce seviştikten sonra bile gene de se
vişmeye istekli olmayı sürdürebilecek bir yaratılışta
olmasına karşın erkeğin boşalmanın ardından yeni
den cinsel birleşmeye hazır olabilmesi, erkekten erke
ğe değişmekle birlikte oldukça uzun bir süreyi gerek
tiriyor. En iyi koşullar altında bile erkeğin gerçekleş
tirebileceği boşalmayla sonuçlanan cinsel birleşme sa
yısını birkaç sözcüğüyle sınırlayabiliriz. Elinizdeki
kitapta da okuyacağınız gibi Kinsey’ in cinsel birleş
menin süresi konusunda yaptığı araştırmalar Ame
rikalı erkeklerin dörtte üçü için bu sürenin iki da
kika ya da iki dakikanın altında olduğunu ortaya koy
muştu. Kinsey’in zamanından günümüze bu durumun
ne kadar değişmiş olabileceğini kestiremiyorum. Yal
nız ülkemizde yarışma kazanmış bir şarkıda ‘Sevmek
bir ömür boyu, sevişmek bir dakika’ diye bir dize ol
duğunu anımsıyorum. Bu tablonun sergilediği gö
rünüm bir erkeğin normal sevişme düzeni içinde ka
dını doyurmaktaki güçlüğünü ortaya koymaktan baş
ka bir sonuç verebilir mi?
15
İşte bundan binlerce yıl önce eski Çinliler erke
ğin cinsel gücünü kat kat arttıracak, böylelikle kadı-
nmkiyle eşitleyecek, basit, doğal ve uygulanabilirliği
olan bir yöntem geliştirmişler. Ama bu büyük buluş
cinsellik konusundaki bilgilerin, bulguların aktarıl
masını önleyen tabular ve özellikle on üçüncü yüzyılda
Çini istila eden Moğollar’ca bu konuda yazılmış ki
tapların bütünüyle yasaklanmış ve yokedilmiş olma
sı yüzünden unutulmuş, ancak kırık dökük bir takım
bilgiler günümüze ulaşabilmiştir. Bu kırık dökük bil
gilerdendir ki kitabın yazarı Jolan Chang bu unutul
muş yöntemi tutarlı bir dizge olarak bütünlüğüne ka
vuşturmayı başarmıştır.
16
selerce uygulanabilmesi olanaksız olağanüstü bir
olay gözüyle bakmışlardır.
Ama burda, bu kitapta Jolan Chang, Taocu se
vişme adıyla çevirmeye çalıştığım bu yöntemi çağ
daş bilimin en son bulgularına da ters düşmeyen hat
ta bir paralel içinde, akılcı, herkesin kolaylıkla uy
gulayabileceği bir yöntem olarak bize sunuyor. Yön
temin bilimsel bulgulara uygunluğu kitapta bir çok
örneklerle yinelenmekle birlikte konuya daha çok
açıklık getireceğini sandığım için Masters ve John-
son’un çok ünlü Human Sexual tnadequacy adlı yapı
tından aldığım bir bölümü kitabın sonuna eklemekte
yarar gördüm.
Erkek olsun, kadm olsun okuyan herkesin bu ki
taptan az ya da çok yararlanacağına inandığım için
bu kitabı çevirme ve Türk okuruna sunmayı büyük
bir görev anlayışı içinde üstlendim. Gerçekten
önemli bir kitap yazmış Jolan Chang.
İLHAN GÜNGÖREN
2/17
Geleneksel Çin seksbilimini inceleme girişiminde
bulunan Batılı bilginlerin sayısı pek azdır. Oysa bu
konu her yetişkin insanın en çok ilgisini çekecek ko
nulardan biridir. Coşkusallıkla akılcılığı bir araya
getirmekteki eşsiz dehasıyla Çin kültürünün seks-
bilim konusunda söyleyeceği çok önemli şeyler vardır.
Çok değerli Henri Maspero bir yana bırakılırsa,
bu az sayıdaki bilginlerin en büyüklerinden biri (bu
kitapta sık sık sözü edilen) Robert van Gulik’tir. Van
Gulik’le ilk kez 1942 yılında savaş sırasında tanış
mıştım. Hollanda İşgüderi (maslahatgüzar) olarak
Chunking’e gidiyordu. Ben de İngiliz Elçiliği Büim
Damşmanı görevimi üstlenmeye gidiyordum. Bir sü
re sonra Bayan Shui Ssu-Fang’la evlendiği zaman
*ğer nelleğim beni yanıltmıyorsa, bizim Bilimsel İş
birliği salonunda yapılan düğün töreninde bir konuş
ma yapmıştım. Savaş bittikten ve ben Taoculukla
derinlemesine ilgilenmeye ve Taoculuğun uzun ya
şam ve ölümsüzlük konularındaki arayışlarım ince
lemeye giriştikten sonra van Gulik’le uzun süre
mektuplaştık. Bu yazışmalarda Taoculuğun izdeşleri-
nin anlattıkları ve önerdikleri cinsel tekniklerde say
rıl (patolojik) ya da sapık bir şey olmadığına van
Gulik’i inandırdığımı sanıyorum. Zaten bu görüş onun
Çin edebiyatı üzerindeki derin araştırmaları sonunda
vardığı inançlara da uygun düşüyordu. Çin edebiya
tının incelenmesi, Çin seks yaşamının yüzyıllar bo
yunca son derece sağlıklı olduğunu, sadizm ve ma-
zohizm1 gibi sapıklıklardan kendini kurtarmış oldu
ğunu, buna karşın tek yanlı olmayan karşılıklı bir
haz arayışı ve mutlandıncı yenilikler getirme konu
sunda çok büyük bir beceriye ulaşmış olduğunu ka
nıtlıyor.
En ünlü Çin seksbilim kolleksiyonu Shnang Met Ching
An Ts’ung Shu’nun Yeh Te-Hui düzenlemesinin ben-
deki nüshasını Peking’de Liu Li Ch’ang’da bir kadın
kitapçıdan satın aldığımı tatlı bir anı olarak anımsı
yorum. O zamandan beri bu konuyu incelemeyi sür
dürdüm. Bunun bir nedeni de Çin simyacılığının (al
şimi) yaşamı uzattığına hatta bu dünyada ölümsüzlü
ğü kazandırdığına inandığı nei tan ya da «iç iksir»’in
yani bedenin imal ettiği uzun yaşam iksirinin cinsel
tekniklerle büyük ilişkisi olmasıydı12.
19
Sonra 1972 yılında göklerde yeni bir yıldız belir
di, değerli dostumuz bu kitabm yazarı, Stockholm’
dan Chang Chung-Lan (Jolan Chang). Onun Çin ve
evrensel seksbilim konusundaki bu kitabım bu konu
larda uzman olsun olmasın tüm okurlara salık veri
yorum. Derin bilgi ve becerisiyle Jolan Chang, çağ
daş dünyanın erkeklerine de kadınlarına da Çin bil
geliğinin ve kültürünün gönül işleri, sevişme ve seks
konularındaki görüşlerini anlatabilecek uygun söz
cükler bulmakta gerçekten başarılı oldu. Gerçi daha
çok teknikle ilgili konulara değiniyor gibi görünüyor
ama bunun nedeni Çin bilgeliğinin dünya görüşünde
aranmalıda-. Batılılara ne kadar garip görünürse gö
rünsün Çinli kutsalla dünyalık araşma, bedensel aşk
la ruhsal aşk araşma bir ayrım çizgisi çekmez. Dün
yanın hangi köşesinde olursa olsun herkes için ge
rekli yaklaşım da bu olrrlalıdır bence.
JOSEPH NEEDHAM*
20
Sağlık ve uzun yaşam için se
vişme ve beslenme eşit ya
şamsal önemdedir.
KO TZU
«Sevişmek istiyorlar Sa nasıl
sevişileceğim bilmiyorlar»
SANDOR FERENCZ1
23
duygusunun korku olduğunu anlamaya başlıyorsunuz.
Bazıları açıkça, bazıları da gizli, gizli kadınlardan
korkuyorlar. Özgür bir kadın için sönük bir erkek
organıyla gözgöze gelmekten daha dokunaklı bir şey
olabilir mi? Tarihin bütün önemli olayları bu iki sim
gesel nesneyle karşılaştırılınca önemini yitirir. Kadm
ve sönük erkek orgam...
Biraz sonra da sözü şöyle sürdürüyor : «Burda çö
zümsüz bir haksızlık var. Bu haksızlık erkeğe pe
nis adı verilen harika bir eklentinin kazandırdığı
çekicilik değil, kadmın her hava koşulunda yararlılı
ğını sürdüren o harika kadınlık organıdır. Ne fırtına,
ne sulusepken, ne gecenin karanlığı onu şaşırtabi
lir. Her zaman ordadır, her zaman hazırdır. Bir dü
şünecek olursanız müthiş bir şey bu. Bunun için er
keklerin kadınlardan nefret etmelerine, kadınların
cinsel yetersizliği masalını uydurmalarına şaşma
mak gerek.»
«Tarihin bütün önemli olayları bu iki simgesel
nesneyle karşılaştırılınca önemini yitirir...» dediği za
man tam olarak Erica Jong’a katılıyorum, ancak «çö
zümsüz haksızlık»tan söz ettiği zaman umudunu yitir
mekte acele ettiğini sanıyorum. Eski çağlarda yaşa
yan Taocular bu haksızlığa bundan binlerce yıl önce
bir çözüm getirmişlerdi. Bugün de pek çok Taocu ya
da Taocu olmayan bazı talihli kişiler dünyanın dört
bir yanında bu çözümden yararlanıp uygulamasını
yapıyorlar. Yazık ki bu bilgi genişlemesine yaygın-
laşamamıştır. İşte bu kitap bu eksiği gidermeyi
amaçlıyor. Bu giriş bölümünde çok önemli iki soru
nun yanıtlanması gerekiyor. Geçen kış bir sabah Gü
ney Fransa’daki kırevinde ünlü yazar Lavvrence Dü
reli bana niçin Taocu olduğumu, beni bu kitabı yaz
24
maya iten nedenlerin neler olduğunu sormuştu. Aşağı
daki satırlar bir romancının arayış içinde olan zihni
nin beni sürüklediği ülkücülük coşkusunun ürünüdür.
Bir ana çocuğunu dünyaya getirmekten daha
çoğunu yapar. Çocuğun ruhsal yapışım da biçimleyen
en etkin güç anadır. İyilik ya da kötülük doğrultusun
da çocuğun geleceğine biçim verir. Çocuğu mutluluk
ve kıvanç dolu bir yaşama ya da mutsuzluk, yıkım
ve yitikliğe iten işte bu biçimleniş, bu etkidir.
Bu bakımdan ben çok talihli bir kimseyim. Anam
çok anlayışlı, kıvanç dolu, sevecen bir insandı. Gerçi
uzun seneler bunun böyle olduğunu anlamadım ama
tanıdıklarım içinde en zorlamasız en doğal biçimde
Taocu olan insan anamdı.
‘Doğal’ dediğim zaman bununla yaptığının Tao-
culuk olduğunu bilmeden hatta kendisinin Taocu- oldu
ğundan da habersiz, her davranışıyla çevresinde Tao
cu bir tutumun egemen olabileceği bir hava yarattığı
nı anlatmak istiyorum. Böyle bir ortam içinde yetiş
tiğim için ben de doğal bir Taocu oldum. Şu farkla
ki on iki yaşlarına geldikten sonra artık bir Taocu ol
duğumun farkmdaydım.
Taocu genellikle evren ve evren içindeki canlı
varlıklar için sınırsız sevgi duyar. Savurganlığın her
türü ve yıkıcılık Taocunun gözünde karşı çıkılması
ve önlenmesi gerekli kötülüklerdir. İşte bu etkiler
içinde yetişmiş olmamın sonucu olarak çağımızda o
kadar yaygın olan şiddete ve yıkıma bir önlem bul
ma arayışı içinde büyüdüm. Niçin Ernest Heming-
way, George Sanders, Mark Rathko gibi sayılamaya
cak kadar çok, görünürde üstün başarılı kimseler ken
di elleriyle canlarına kıyıyorlar? Gene niçin sayısız
sağlıklı kadın, erkek hatta çocuk sigarayla, uyuştu
25
rucu maddelerle, alkollü içkilerle, sağlıksız yiyecek
ler, sağlıksız yaşam alışkanlıklarıyla yavaş yavaş
kendilerini öldürüyorlar? Niçin sayılamayacak kadar
çok insan karşılarına çıkan her insan ve her şey
den nefret ediyorlar — hatta onları yok etmeye ça
lışıyorlar? Yalnızca utkunun övüncü için mi? Yoksa
doyurulmamış tutkuları yüzünden mi? Ya da amaç yal
nızca güçlülüğünü kanıtlamak mı?
Yeniyetmelik yıllarımda bu soruları kendi ken
dime sorar, bunlara aklımca çözümler bulmaya ça
lışırdım. Uzun yıllar birçok kıt’aları dolaştıktan, çeşitli
uluslardan binlerce insanla tanıştıktan ve dünya yü
zündeki bütün önemli felsefeleri ve dinleri incele
dikten sonra bütün bu kötülüklerin kökünü kadınla
erkeğin Yin’le Yang arasında kurulması gerekli te
mel uyumu sağlamaktaki başarısızlıklarında aramak
gerektiği kanısına vardım. Taoculuk tüm bu sorula
ra hem kolay hem de zevkli bir çözüm getiriyor.
Kolay, çünkü bu çözümde ne uyulması gerekli bi
çimsel zorunluklar vardır, ne bir dogma, ne de her
hangi bir dinsel kurum, kuruluş vardır. Bütün yapıl
ması istenen kendini gevşetip, rahatlatıp doğal ol
maktan öte bir şey değildir.
Zevkli, çünkü örneğin Mohistlerde (Konfiçyüs’la
çağdaş özgecil bir felsefe) olduğu gibi dünya nimet
leri olsun, musiki ve güzellik gibi yüce coşkular olsun,
Taoculuk sizden hiçbir şeyden vazgeçmenizi istemiyor.
Ne de hemen hemen Budizm’in tüm okullarında oldu
ğu gibi bütün isteklerden soyunmanızı, biçimsel gü
zellik gibi, ses, koku ya da tad, dokunma gibi ya da
bedensel aşk gibi istekleri yadsımanızı öneriyor. Tam
tersine daha ince bir zevkin geliştirilmesini, sağlıklı
bir yaşamı ve dünya nimetlerinin de yüce coşkuların
da daha dolu dolu yaşanmasını salık veriyor. Taocu
26
için dünya nimetlerinin tadılmasıyla manevi coşku
lardan elde edilen hazlar arasına bir bölüm çizgisi çe
kilemez. Her ikisi de coşku vermekte birleşirler. Tao-
cu’ya sanatsal olan kadar doğal olan da coşku verir.
Taocu evrenle (Tanrı yerine kullandığı sözcük budur)
uyum içinde bütünleşerek yaşar.
Kendi yaşam deneyimimden de büdiğim gibi Tao-
culuk sevgi ve seks konularına sağlıklı bir yaklaşım
olmadıkça dünya sorunlarından hiçbirine bir çözüm
getirilemeyeceğine inanır. Hemen her türlü yıkıcılığın
ya da kendini yitirmenin, her türlü nefretin, kede
rin, hırsın, sahip olma tutkusunun ardından sevgi ve
seks açlığı fışkırır. Oysa sevgi ve seks kaynağı ve
çeşmesinin tıpkı uçsuz bucaksız evren gibi bitmez
tükenmez bir sınırsızlığı vardır. Bunlar benim özgün
düşüncelerim değildir. Ben burada Taocuların binler
ce yıldan beri bildikleri bir şeyi yinelemekten başka
bir şey yapmıyorum.
Yaşam ve kıvanç çeşmesi olan Yin ve Yang ara
sındaki uyum sağlanamayınca geriye kalan şey yıkım,
yitim ve ölümdür.
Stockholm 1976
JOLAN CHANG
27
BÖLÜM I
TAOCU SEVİŞME
28
düşkünü kimselerdi, ne de kendilerini aşın denetim
altında tutan perhizcilerdi. Onlar gerek erkekler için
olsun, gerek kadınlar için olsun sevişmeyi beden ve
ruh sağlığı ve esenliği için zorunlu bir şey olarak ele
alıyorlardı. Bu düşünce yapısı içinde, cinsellik ala
nında elde edümiş becerilere önem sıralamasında ağır
lıklı bir yer veriyorlardı. Onlara göre insanın seviş
me iştahını ve gücünü arttıracak her şeye izin vardı.
Bu anlayış edebiyatın ve sanatların cinsel teknikle
ri betimleyip açıklayan ürünler vermesine yol açtı. O
zamanlar, sık sık sevişebilen ve sevişmeyi uzun sür
dürebilen bir koca, genç ve yakışıldı olmaktan baş
ka özelliği olmayan kimselerden üstün tutulurdu. Ta-
ocu hekimler sevişmeyi doğal düzenin ayrılmaz bir
parçası olarak değerlendiriyorlardı. Sevişme ve cin
selliğin zevk veren ve hoşa giden bir şey olmasının
yanında sağlıklı ve uzun ömürlü olmak açısından da
yararlı bir şey olduğuna inanıyorlardı. İnsanların se
vişme konusundaki bilgi ve becerilerini arttırmak
için bir takım yöntemler geliştirdiler. Örneğin erkek
te olsun kadında olsun hem cinsel isteği uyandırmak
hem de eğitmek için erotik resimler kullandılar. Phyl-
lis ve Eberhard Kronhausen «Erotik Sanat» adlı ya
pıtlarında İS 100 yıllarında yaşamış şair Chang Heng’
in bir şiirinden alıntı yapıyorlar. Bu şiir zifaf gece
sini unutulmaz bir anıya dönüştürmek için bir erotik
kılavuz kitabım bir gelinin nasıl kullandığım anlatı
yor.
29
Öğretmenliğimi Basit Kızcağıza1 bırakayım,
Böylelikle T’ion-Lao’nun San İmparatora öğretti
ği,
Ve sonradan peı: az kocanın görüp işittiği
Çok çeşitli sevişme biçimlerini uygulayalım.
Bu ilk gece duyulan hazzın tadıyla,
Hiçbir zevk boy ölçüşemesin.
Ne kadar ihtiyarlarsak ihtiyarlayalım,
Bu gecenin anısı unutulmadan kalsın s.
30
Yeşim Esansı yalnızca karanlıkta seviş
meyi kabul ediyor, alışılmışın dışına çıkan
hiçbir cinsel uygulamaya izin vermiyordu.
Buna ek olarak Yeşim Esansı’nın sevişme
sırasında orgazma ulaşmadığım farketmesi
damadın üzüntüsünü büsbütün arttırmıştı.
Buna bir çözüm bulmak için genç ko
ca karısını eğitip onun bu tutumunu de
ğiştirebileceğini umduğu pahalı, bir erotik
resimler albümü satm almaya karar ver
di. Önceden tahmin edeceğiniz gibi Yeşim
Esansı resimlerden etkilenmek bir yana
resimlere bakmayı bile kabul etmiyordu.
Ama sonunda kocasının kılavuzluğunda in
celemeye razı oldu, böylelikle cinsel iste
ği kabardı. Yavaş yavaş isminin anıştır
dığı gibi sıcak, şehvetli ve tam anlamıyla
kocasının her türlü cinsel yaklaşımlarına
karşılık verebilen bir kadın oldu». 5
31
ki çağlardaki başka büyük kültürlerde rastlanan say
rıl anormallikler, sapıklıklar eski Çin’de yok denecek
kadar azdır 6.
32
Van Gulik anlaşddığına göre bu sözleriyle yan
tutmamaya çalışıyordu. Çinlilerin bu çok değişik ve
devrimsel cinsel uygulamalarına rağmen güçlü ve uzun
ömürlü bir ırk olarak kalmayı başarmış olduklarım
itiraf etmek zorunda kalıyordu.
Bugün bile Taocu sevişme devrimselliğini koru
maktadır. Yalnız şu var ki Batı seksbilimcilerinin ve
bilim adamlarının her yeni buluşu Taocu sevişme ku
ramlarıyla Batı’lı görüşler arasındaki açıklığı azalt
maktadır. Taoculuğun temel ilkeleri — boşalmanın bir
düzene konulması, kadının doyuma ulaştırdmasının
önemi ve erkeğin orgazma ulaşmasıyla boşalmanın
kesinkes birbirlerinden ayrı ve .farklı şeyler olduğu
nun ve her zaman bir arada bulunmalarının gerek
mediğinin anlaşılması — Kadın Özgürlük Hareketinde,
Kinsey ve Masters ve Johnson’un çalışmalarında önem
li yerleri olan ilkelerdir. Eğer Taocu sevişmenin il
keleri Batı’da da kabul edilirse tıpkı çok eski çağlar
da Çin’de olduğu gibi aşk ve seksi birleştiren çizgi
arada kopukluk bırakmadan tam bir çembere dönüşe
cektir. Kitabını yazdığı sıralarda Taocu sevişme usta
larının öğrettiklerinin çağdaş bilimsel araştırmalarla
doğrulanmaya başlanmış olması van Gulik’i derinle
mesine etkilemişti. Bu konuda şöyle diyor : «Burada
dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta var. ‘Beş belirti’
nin (T’ang dönemi ya da daha önceki dönemlerde ya
zılmış yüzlerce kitaptan derlenmiş alıntı ve özetler
den oluşan 10. yy. hekimlik kitabı l Hsing Fang’da sö
zü edilen kadının cinsel istekliliğinin göstergeleri)
açıklamaları tüm ayrıntılarıyla A.C. Kinsey’in ‘Kadı
nın Cinsel Davranışı’ adlı yapıtının ‘Kadının Cinsel
Tepkisinin Fizyolojisi’ bölümünde 603, 604, 607, 613.
sayfalarda betimlenen belirtilerle her noktada tam bir
özdeşlik içindedir. Bunun böyle oluşu kuşkusuz eski
3 /3 3
çağların Çin seksbilimcilerinin kazanç hanesine kayde
dilecek, onları onurlandıracak bir şeydir» 8.
Van ^Gulik’in değindiği kadının cinsel isteğinin
uyandığını gösteren ‘beş belirti’den bundan birkaç
bin yıl önce yaşadığı sanılan İmparator Huang T i 9
ve onun kadın danışmanı Su Nü arasındaki konuşma
da söz ediliyor.
34
daha da çoğaldığım gösterir. Şimdi yeşim
doruğu «özel vadisinin» derinlerine inebilir
(yalnızca 12 ya da 13 santim) ama asla da
ha derinlere inmemelidir. Daha derinlere
inmek için kadınm isteğinin daha da şid
detlenmesini beklemelidir.
(3) Kadının sesini alçaltması ve se
sinin boğuk ve kısık olarak çıkması isteği
nin daha da şiddetlendiğinin belirtisidir.
Kadın artık gözlerini kapatmış dilini du
daklarının arasına almıştır, solukları sık
laşıp soluk sesi işitilir duruma gelmiştir.
O zaman erkeğin yeşim sapı içinden geldiği
gibi inip çıkmaya başlayabilir. Birleşme
yavaş yavaş bir esrime durumuna dönüş
mektedir.
(4) ‘Kızıl top’ (kadınlık organı) iyice
sulanır, bu da şehvet ateşinin doruğa ulaş
makta olduğunu gösterir. Her dalış su
lanmayı arttırır. Yeşim çubuğu yavaşça
‘deniz kestanesi dişleri’ vadisine değer
(beş santim derinlik). Sonra bir sağa bir
sola, bir hızlı bir yavaş dalmayı, ya da
gönlünün dilediği başka bir yöntemi sürdü
rür.
(5) Altın lotusları (ayakları) erkeği
dolamak için havaya kalkınca kadınm
ateşi ve şehveti doruğuna ulaştı demektir.
Bacaklarını erkeğinin beline dolar ve el
leriyle erkeğinin omuzlarına ya da sırtına
tutunur. DUi hâlâ dudaklarının arasında
dır. Bu belirtiler artık erkeğin vadinin eri
derin bölümüne kadar inme zamanının gel
diğini gösterir (on beş santim). Böylesine
35
bir derine dalış kadım esriklik ve coşkuy
la bedeninin bütünlüğünü kapsayan bir bi
çimde doyurur.»
I. Tao Nedir?
Koca bir ağaç bir küçük sürgünden büyür gelişir.
Dokuz katlı bir kulenin yapımına küçük bir toprak
yığınıyla başlanır.
Bin millik.bir yolculuğa çıkmak için ilk adımı at
mak gereklidir l0.
36
daşan ve her bakımdan Çinlilere çok uygun gelen bir
felsefedir. Eski bir söz vardır, «Eğer Konfiçyüsçü-
lük Çinlinin giysisiyse, Taoculuk Çinlinin ruhudur»
derler. Çin uygarlığının sürekliliğinin Taoculuğun ken
dine özgü öğretisine çok §ey borçlu olduğundan hiç
kuşku duyulmamalıdır. Taoculuğun öğretisiyse şiirsel
örneklemelerle sabırlı ve uyumlu olmayı öğütler.
37
sil dayanıklı ve sabırlı olunacağını öğretir. Taocu uy
gulama kendini gevşetip doğaya uyum sağlama ve
doğanın sınırsız gücünün bir parçası olma yolunda bir
eğitimdir. Taocu sevişme bilimi de bu tedbirlilik, doğal
güçlerin savurganca harcanmayarak saklanması, koşul
lara kolayca uyum sağlayabilme yumuşaklığı ilkelerin
den gelişmiştir.
Taoculuk her zaman Batılı filozofların ilgisini çek
miştir. Son zamanlardaysa bilgipler ve hekimler de
Taoculukla ilgilenmeye başladılar. 1929’da ruhhekimi
C.G. Jung da Taoculukla ilgili bir kitaba önsöz yazdı.
Bunun dışında yapıtlarını tir araya getiren derlemede
Tao’yla ilgili bir deneme yer alıyor. Jung bu deneme
de şöyle diyor :
38
önemlisi budur. Batı’da Tao kavramının
karşısına sıkılmadan koyabileceğimiz hiç
bir kavram, hiçbir sözcük yoktur» 1J.
39
imindedir. Çünkü Taocu sevişme yönteminde öğretinin
özü boşalmanın denetim altında tutulabilmesidir.
Masters ve Johnson’un yazdıkları araştırmalarını
içeren kitapta erken boşalmadan yakınan kimselere
yararlı olacağmı umdukları «sıkıştırma tekniği» adı
nı verdikleri bir uygulamadan söz ediyorlar. Bu ol
dukça uygulanması güç ayrıntılı bir tekniktir. Kadın
üste çıkmalı, erkek «tehlikeli noktaya» ulaştığını söyle
yince hemen kendini yukarı çekip penis’ in başını çev
releyerek parmaklarıyla üç dört saniye sıkmalıdır.
Penisin başının böylece çevrelenerek sıkılması boşal
ma olayında yitirilmiş olan denetimin yeniden kazanıl
masını sağlayabilir.
Eski Çin «sıkma tekniği» kuram olarak Masters ve
Johnson'un sözünü ettiği tekniğe son derece benze
mektedir. Şu farkla, uygulaması çok daha kolaydır.
Hemen hemen her sevişme biçiminde (pozisyon) uy
gulanabilir, çünkü Çin tekniğinde sıkmayı kendi ken
dine uygulayacak olan doğrudan doğruya erkektir. (Bu
teknik ilerde s. 78, 79 ayrıntılı olarak incelenecektir.)
Gene Batılı bilginler içinde erkeğin boşalmayı ola
bildiğince geciktirmesi konusuna tam olarak onayını
verenler Masters ve Johnson’dur. Bu konuda şöyle di
yorlar : «Pek çok erkek eşleri tam bir doyuma ula
şıncaya kadar boşalmayı geciktirmeyi öğrenmişlerdir.
Kadın bakımından tam doyuma ulaşmak bütün seviş
me evrelerini tamamlayarak birçok kez ard arda or
gazma ulaşma biçiminde tanımlanabilir. Böyle bir so
nuçsa ancak erkeklik organının çok uzun bir süre sert
liğini sürdürebilmesi durumunda olabilir. Boşalma er
kek organının hemencecik sertliğini yitirmesine neden
olur ama bu nokta aşılır da ikinci aşamaya girilirse
çok uzun bir süre sevişme sürdürülebilir ve erkek or
ganının sonuçta sertliğini yitirmesi de uzun bir süre
40
alır. Bu klinik gözlemin nedenini açıklayabilecek fiz
yolojik bir açıklama bulunmamıştır» 131 .
4
Bu bilginlerin açık görüşlü tutumlarıyla Taocu se
vişme arasmda yalnızca derece farkı var. Taoculuk
her erkeğin boşalmayı denetim altına almasını ısrarla
önerir ve bunun yalnız kadınlar için değil erkekler
için de yararlı olduğu görüşündedir.
Masters ve Johnson’un araştırmalarında aldığı so
nuçlardan en şaşırtıcı olam kuşkusuz erkeğin her se
ferinde boşalmasının gerekmeyeceği konusundaki var
gısıdır. Özellikle elli yaşlarına ulaşmış erkekler için
bu konu önemlidir. Masters yazdıkları ikinci kitap
olan «Humarı Sexual înadequacy» (İnsanoğlunun Cin
sel Yetersizliği) adlı yapıtlarındaki en önemli konunun
yalnızca bu konu olduğunu yazmıştır. Yazısını şöyle
sürdürüyor : «Eğer yaşlı bir erkek bu öneriyi benim
ser ve uygulamaya koyarsa... o kimseden daha güçlü
ve etkin bir yatak arkadaşi^bulunamaz» H.
Taocu sevişme bilimi tam anlamıyla bu görüşe ka
tılmaktadır. Aradaki fark konuyu biraz daha ileri gö
türmesidir. Yedinci yüzyılda yaşamış ve İmparatorluk
başkenti olan Chang-an’daki hekimlik okulunun mü
dürlüğünü yapmış olan Li T’ung Hsüan yazmış oldu
ğu T'ung Hsüan Tzu adlı kitapta şöyle diyor : «Her
erkek boşalmayı seviştiği kadın tam anlamıyla do
yum sağlayana kadar geciktirme yeteneğini geliştirme
lidir. Her erkek kaç günde bir boşalmasının kendi
doğasına uygun olduğunu kendisi bulmalıdır ama ne
olursa olsun bu oran on sevişmede iki ya da üç kez
boşalmayı aşmamalıdır» 15.
42
danışmanı) : «Tam tersine, boşaldıktan
sonra o kimse yorgunluk duyar. Kulakla
rında bir uğultu olur. Göz kapaklan ağır
laşır, susuzluk duyar, kolları bacakları
kasılır, kollarım bacaklarını oynatamaz.
Boşalırken pek kısa bir süre için duyum
sadığı coşkunun bedeli saatler süren bez
ginliktir. Bu durumu da gerçek bir zevk
sayamazsınız elbette. Buna karşın boşal
mayı bir düzen içine koyup en alt düzeye
getirene İkadar azaltan kimsenin bedeni
güçlenir. Zihni dinginleşir, görme ve duy
ma yetisi artar. O kimsenin bazı kereler
boşalmadan duyulan coşkudan kendini yok
sun bırakmasına karşın kadınına karşı
duyduğu şehvet artar, sanki kadınına hiç
ama hiç doyamıyormuş gibi gelir o kimse
ye. Asıl sürekli ve gerçek haz duyumu işte
budur. Öyle değil mi?»
43
le sevişmemiş olmasına rağmen bana acıyan bir ka
dınsa benimle seviştikten sonra sevişme sırasında ne
kadar haz duyduğumu görecek ve kuşkularının ne
kadar haksız olduğunu anlayacaktır. Her ne olursa
olsun sevişmenin süreceği birkaç saatlik zaman için
de sevişmenin bilip düşündüklerinden bambaşka bir
şey olabileceğini anlayacak ve büyük bir olasılıkla
şimdiye kadar sevişmeden böylesine bir haz, böylesi-
ne bir erinç duymadığmı görecektir. Gerçekten pek
çok kadın sevişmenin böylesine coşku verici, böylesi
ne doyurucu bir şey olduğunu daha önce bilmedikle
rini bana itiraf etmekten çekinmemişlerdir.
Bu sonuca Taocu sevişme bilimini uygulayan kim
se nasıl ulaşıyor? Nasıl oluyor da boşalmadan seviş
mekten bu kadar çok haz duyabiliyorum?
Bu konuyu size açıklayabilmek için önce size beni
buraya getiren yaşantılarımdan söz etmeliyim. Çin’in
en romantik eyalet başkentlerinden birinde doğdum.
Hangchow kuşkusuz Çin’in en güzel manzaralarla çev
relenmiş kentidir. Marco Polo, Hangchow’un dünya
nın en soylu kenti olduğunu yazmıştı (ancak Marco
Polo’nun kitabında adı Kingsay olarak geçmektedir).
Güzelim Venedikten gelen bir kimsenin ağzmdan bu
sözleri işitmek azımsanacak bir şey değil... Hangchovv
sanat severliğiyle ün yapmış Güney Sung Soyu’nun
eski başkentiydi. Bugün bile Çinli şairlerin ve yazar
ların büyük bölümü bu kent ve çevresinden çıkar. Ni
san ve mayıs aylarmda tüm kent, özellikle göl çev
resi bir mutluluk düşü gibidir. Göle Çin tarihinde
Çin’in en güzel kadım olarak ün yapmış olan Shi-
Tzu’nun (Shi Shih) adı verilmiştir. Bu kadının Isa’dan
yüzlerce yıl önce gölün tam karşı kıyısındaki bir ev
de doğmuş olduğu söylenir. Kentin çevresindeki te
44
pelerden birine bu kitapta sözü edilen ünlü Taocu Ko
Hung’un adı verilmiştir. İşte çocukluk yıllarımdan bü
yük bir bölümü bu kentte ve bu güzel gölün yakınla
rında geçti.
Peki, bundan çıkarılacak sonuç nedir? Güzel ka
dınlarla ügilenmeye yedi yaşlarındayken başladım.
Bütün seksbilimcilerin üzerinde birleştikleri bir şey
var : erkekler cinsel yaşantılarına mastürbasyon’la
başlarlar. Ben de on iki ya da on üç yaşında mastür-
basyon’a başladım. Ama bundan pek tad almadım. Bel
ki de çevremin doğal güzellikleri, edebiyata ve şiire
olan ilgim beni şımartmıştı.
Bana mastürbasyon, içinde şiirsellik olmayan son
derece mekanik bir şeymiş gibi geldi. Onun için tüm ya
şamları boyunca bir düzineden daha çok mastürbas
yon yapmamış çok az sayıdaki insanlardan biri olma
ya karar verdim. Çok kez seksbilimcilerin bu cansı-
kıcı tekdüze edimi nasıl olup da ‘keyifli bir seks eğlen
cesi’ olarak tanımlayabildiklerine şaşmışımdır. Bir
yandan da Taocularm bu konuyu üstünde durup üze
rinde söz etmeye değecek kadar bile önemli bulma
mış olmalarına da hiç şaşmadım.
Bir kadınla gerçek cinsel birleşmede bulunmam
ancak ben on sekiz yaşlarındayken oldu. Daha önce
olanaklar doğmadı değil, ancak bu olanaklardan nasıl
yararlanılacağını öğrenmem epey zaman aldı. Bir ka
dınla yaptığım ük cinsel birleşme hemen hemen mas
türbasyonda uğradığımla eşdeğerde bir düşkırıklığı-
na uğrattı beni. Boşaldım ya da şimdiki görüşümle
kadın organı içinde bir mastürbasyondu yaptığım. Bi
raz önce de söylemiş olduğum gibi bu böyle on iki yıl
kadar sürdü. Bu biçim sevişme birçok nedenlerden
bana çok zevkli bir şeymiş gibi gelmiyordu. (1) Erkek
durmadan boşalma konusuyla uğraşıyor; (2) gebe
45
kalmak korkusu kadının keyfini kaçırıyor; (3) eğer
doğum kontrol hapları alınmış ya da dölyatağına
halka konmuşsa bunların yan etkileri bir üzüntü kay
nağı oluyor ya da başka araçlar kullanılıyorsa onları
zamanında kullanmış olup olmamak gibi sorunların
düşünülmesi gerekiyor. Kafasında bu kuşkular ya da
sorunlar ol n erkek ya da kadın nasıl olur da şiir
sel bir coşl a duyabilir?
Şimdi bunu bir de Taocu sevişme bilimini öğren
miş bir erkeğin durumuyla karşüaştıralım. Öncelikle
hem kendi, hem yatak arkadaşı yukarda sözünü etti
ğimiz kaygıların hepsinden kendilerini kurtarmışlar
dır. Buna ek olarak canları ne vakit isterse, her vakit
bulduklarında sevişebilirler; diledikleri kadar uzun ve
diledikleri kadar sık sevişebilirler, birbirlerini doya
doya seyretmek, bol bol okşamak, bedenlerinin görü
nümlerinin ve cinsel iştahlarını arttırıcı kokularının
ve bunun gibi daha pek çok ayrıntının keyfine varmak
için yeteri kadar zamanları vardır. İnsanın kafasında
kaygılar ve sorunlar varsa bu söylediklerimi gerçek
leştirmek olanaksızdır.
Bir kimse Taocu sevişme yöntemini uygulamadık
ça sevdiği bir yemeği doya doya yemek isteyen ama
midesinde yer kalmadığı için istediği gibi yiyemeyen
boğazına düşkün bir kimseye benzetilebilir. Eski Ro
malılar yiyip içmeyi o kadar çok severlerdi ki yemek
keyfini sürdürebilmek için boğazlarına bir parmak
atıp yediklerini çıkartmaya çalışırlardı — bana kalır
sa sağlık bakımından sakıncalı ve ekonomik bakımdan
savurganca olan bu uygulama üstüne üstlük bir de iğ
renç ve yakışıksız... Ama Taocu sevişmeyi uygulayan
bir çift söz konusu olunca onların en sevdikleri yemek
her zaman önlerindedir, her zaman da midelerinde o
yemeği yiyecek yer vardır.
46
Bütün bu söylediğim sözlerin boşalmadan seviş
menin nasıl bir şey olabileceği sorusuna bir yamt ge
tirmediğini ben de biliyorum.
Bir bakıma bu soru bir körün «Mavi nedir?» so
rusunu yanıtlandıramayacağı gibi yanıtsız bir sorudur.
Bütün yapabileceğim şey yamt olarak başka bir soru
sormaktan öte bir şey olamayacak. Sorum şu : «Peki,
boşalmak nasıl bir şeydir?» Kuşkusuz bu sorunun ya
nıtı cinsel gerilimin bir patlamayla giderilmesi biçi
minde olacak. Tıpkı kızıp bağırmak ya da kahkahayı
basmak gibi bir şey...
Eğer bu yanıt doğruysa o zaman boşalmadan yapı
lan sevişme gene cinsel gerilimi gidermek, dindir
mektir. Aradaki fark bu yöntemin patlamasız, gürültü
süz oluşu... Burada şiddetli bir patlama sonucu bir
boşalma yerine dinginliğin, erincin mutluluğu vardır,
bunda duyarlı ve sürekli bir doyumun içinde insanın
kendinden çok daha büyük bir şey, bir aşkınlık içinde
kendini eritmesi vardır. Bu insana bölüklük, ko
pukluk yerine bir bütünlük tamamlanmışlık duygusu
verir. Bu paylaşma, bütünle kaynaşma duygusudur.
Küçük ve yalnız bölmesinde sinirsel bir kasılmadan
farklı bir şeydir.
Bundan da öte bu söze dile gelmez bir şeydir.
47
Bu vargı da şudur : Erkeğin ersuyu (meni) yaşam
sal bir özdür ve öyle denetimsiz savurganca harcan-
mamalıdır. T’ang döneminin (618-916) en önde gelen
hekimi Sun S’sû-Mo bu konuda «Eşsiz Öğüt» adlı kita
bında şöyle diyordu : «Savurganca ersuyu’nu harca
yan kimse hasta olur ve bu savurganlığı sonucunda
ersuyu’nu tüketirse ölür. Erkekler bunun böyle oldu
ğunu hiçbir zaman akıldan uzak tutmamalıdırlar.»
Bir erkek boşalmayı düzene koyabildiği zaman yal
nızca yaşamsal özünü korumuş olmakla kalmaz, bu
nun yanında daha pek çok şey kazanmış olur. Bir ke
re yatak arkadaşı rioyunısuzluk nedir bilmez. Çünkü
o kimsenin kendine güveni artacağından yatak arka
daşının istediği kadar sık ve istediği kadar uzun se
vişebilir. Daha sık ve daha uzun sevişebildikleri için
eşler birbirlerinin özlerinden, yani erkek kadının Yin
özünden, kadın erkeğin Yang özünden tam anlamıy
la yararlanabilir. Bunun sonucundaysa her ikisi de
eşsiz bir erinçlik, dinginlik, zihinde bir durulma, ra
hatlama duyumsayacaklardır. İşte bu sıcak ve kıvanç
dolu, sürekli sevişmeden kaynaklanan gönül rahatlığı
na eski Çinliler Yin (dişil) ve Yang (eril) uyumu adı
nı veriyorlardı. Bu kitapta Taocu sevişme adını ver
diğimiz (eski çağlarda buna ‘Yin/Yang Taosu’ ya da
‘Yin/Yang uyumu’ ‘ uyumun Taosu’ gibi adlar da veri
lirdi) yöntemle Yin/Yang uyumunun nasıl sağlanacağı
nı açıklamaya çalışacağım.
48
siz çocukların bakıldıkları yurtlarda kişisel sevgiden
yoksun kurumsal bir hava içinde büyütülen bir yaşın
dan küçük çocuklardan yüzde otuzunun yiyecek, çevre
ve sağlık koşulları hekim bakımı ne kadar iyi olursa
olsun, birinci yü içinde öldüklerini saptamıştı. Son yıl
lardaysa İsviçreli çocuk ruh sağlığı hekimi Jean Pia-
get çocukların esenliği ve sağlıklı gelişmeleri için ok
şanmalarının, kucaklanmalarının, özetle çocuklara
dokunma yoluyla duyguların aktarılmasının yaşamsal
önemi ^üzerinde ısrarla durdu.
Yalnız çocuklar için değil yetişkin kimseler için
de okşanmanın, kucaklanmanın, dokunulmanın yaşam
sal önemi vardır. Ancak son zamanlarda bu konu en
başta Masters ve Johnson’un ‘The Pleasure Bond’
(Haz Bağlantısı) adlı üçüncü kitabında olmak üzere
bir çok kitapta halk yığınlarının bilgisine sunulmuştur.
Bu kitaplarda yetişkin erkekle kadın arasında sevgi
den kaynaklanan dokunsal bir ilişki olmadıkça ne er
keğin ne kadının mutlu olmalarına, esenli kalmalarına
hemen hemen olanak olmadığı ileri sürülmektedir.
Elinizdeki kitapta sözkonusu edilen Yin/Yang uyumu’
yla bu görüş arasında büyük bir benzerlik olduğu he
men göze çarpıyor, aradaki tek fark eski Taocuların
bir kimsenin boşalmayı kesinkes düzenlemesi ve de
netlemesi konusuna yaptığı vurgudur.
Taocuların boşalmanın denetim altına alınması
konusundaki ısrarlarının bir amacı da kadınla erkek
arasında birbirlerini sevgiyle kucaklamak, birbirleriy-
le dokunsal ilişkilerini sürdürmek olanak ve fırsatını
hemen hemen sınırsızlık sınırına kadar arttırmaktır.
Kadınına her fırsatta, boş kaldığı her olanakta diledi-
ğince yaklaşmak, sevip okşamak — öyle sıradan her
erkeğin başaramayacağı bir şeyi önermenin yararsız
lığı ortadadır. Hemen her erkek yorgun olduğu za
4/49
man kendisine yatak arkadaşının yaklaşmasından pek
hoşlanmaz (kuşkusuz bu sözlerim Taocu sevişme bi
limini öğrenmiş olan kimseler için değildir). Bunun
iki nedeni vardır : Ya eşini doyuramayacağından çekin
mektedir, ya da rahatsız edilmeden uykuya dalmak
istemektedir. Oysa boşalmayı denetim altına almış bir
kimse için bu tür korkulara yer yoktur. Hatta uyu
mak istiyorsa eşiyle kucaklaşıp birbirlerini okşaya
rak, dokunsal bir ilişki içinde uyumaktan büyük bir
haz duyabilir. (Taocu sevişmenin yorucu olmadığını
ve zorlamasızhğını öğrendikten sonra) hatta biraz se
vişebilir de. Hemen bu konuda deneyim kazanmış her
kadın erkeğinin kendisini yeterince sevip okşamadı
ğının, dokunsal ilişkilerinin yetersiz kaldığının bilincin
de, duyarlığındadır. İşte bu doyumsuzluğun pek çok
kadmı seviciliğe, yatak arkadaşlarını gene kadınlar
dan seçmeye ittiğini söylemek konuyu abartmak sayıl
mamalıdır ıs. Pek çok kadın da sevgilerini okşandık
ları zaman karşılık vermesini bilen ev hayvanlarına
yöneltmişlerdir. Kadınlar çok kez kendi cinslerinden
olan bir kimseyle sevişmeye kendilerini iten nedenle
ri, eşcinselliği seçmelerini bir kadının sevilmek ok
şanmak gereksinimini ancak gene bir kadının tam
olarak anlayıp karşılayabileceğini ileri sürerek açıkla
maya çalışıyorlar. Bir erkeğin de sevme okşama, ok
şanma gereksinimi bir kadınınki kadar büyük olabilir.
Sorun şurada : Erkeklerin çok büyük çoğunluğu ne
50
yapılacağını, nasıl yapılacağını doğru dürüst öğrenme
fırsatı bulamıyorlar. Bu konuya açıklık getiren ilginç
bir örneği bu kitapta biraz ilerde Leautaud’un öykü
sünde göreceğiz.
Bir kimse Taocu sevişmeyi öğrenince okşamak/
okşanmaktan, dokunmak/dokunulmaktan son derece
büyük bir zevk alacaktır. Çünkü okşamak/okşan-
mak, dokunmak/dokunulmakla cinsel birleşme arasında
ancak belli belirsiz bir sınır vardır. Ama bunun böy
le olduğunu bir kimsenin öğrenebilmesi için öncelikle
Taocu sevişme yönteminin öğrenilmesi gereklidir. Ta
ocu sevişme yöntemini uygulayan kimse bu yöntemi
uygulayarak yalnızca daha çok zevk ve haz elde et
mekle kalmaz bu uygulamadan onun kadar yatak ar
kadaşı da yararlanmış olur. Bunun neden böyle ol
duğunu hemen açıklayacağım.
51
ki ayırım çizgisi pek öyle kesin olarak çekilmemiş
tir.) Beden dışında iksir yapımını önerenler Taocu
simyacılardır (alşimist). Onlar sürekli olarak ölüm
süzlüğü sağlayacak bir ilaç yapmaya çalışıyorlardı.
Oysa iksiri gövdeye yaptırmayı savunanlar daha ger
çekçi ve uzgörüsü daha fazla olan kimselerdi. Onlar
insanın içinde kullanılması bütünüyle sakıncasız ve
insanın yaşamını uzatmaya yetebilecek bir iksirin var
lığına inanıyorlardı. Buna İS 581-682 yılları arasında
bir yüzyıldan daha çok yaşamış ünlü hekim Sun S’su-
Mo inandırıcı bir örnek olarak gösterilebilir. Sun S'sû-
Mo bedenin ürettiği iksirin ateşli bir savunucusuydu
ve tüm doğal yöntemler denenip bunlardan sonuç
alınmadıkça ilaç alınmamasını öneriyordu.
Burada bedenin dışında yapılıp ilaç olarak alınan
iksirin ayrıntılarına girmeden şu kadarını söyleye
yim : Bu konudaki çalışmalar madenleri ya da ala
şımları arıtıp altın tabletler yapmakla ilgiliydi. Ama
biz burada biraz daha ayrıntılı olarak bedenin üret
tiği iç iksir konusuna eğileceğiz, çünkü bu konu Tao
cu sevişme biliminin en önemli bölümünü oluşturmak
tadır.
İç iksirin üretilmesi en başta zihinle ilgilidir. Ör
neğin boşalmanın denetim altına alınmasını ancak zi
hin yapabilir. Gene sağlıklı bir yaşam sürdürmek için
nasıl nefes alıp vermek gerektiğini zihnimiz aracılı-
lığıyla öğreniriz. Ama kuşkusuz bunları başarmaya
yalnızca zihin yetmez. İksiri bedene ürettirmeye ça
lışanların yapmaya çalıştıkları şey insanın zihniyle
bedeni arasında tam bir birlik beraberlik burmaktır.
Bu amaca ulaşmak için de düzenli bir takım egzer
sizlerin yapılmasına gerek vardır.
İkinci önemli nokta, buna belki bir çok bilimsel
kafalı olduklarını ileri süren kimseler gülebilir ama
52
bedenin ürettiği bu iç iksirin korunması, savurganca
harcanmasının önlenmesidir. Kişisel olarak ben buna
gülmüyorum. Önce bize gülünç görünen şeylerin pek de
öyle ilk bakışta göründükleri kadar yabana atılacak
şeyler olmadığı zamanla ortaya çıkmaktadır. Ersuyu
konusuna sonra geri döneceğiz, son zamanlarda gün
deme girmiş ilginç bir örnek terlemenin karşısında
olan yeni görüşlerdir. Şimdiye kadar Batılı fizyolog
lar insanın bol bol ter dökecek noktaya dek egzersiz
yapmasının sağlık için yararlı olduğunu savunmuşlar
dı. Ama çok geniş ilgi toplamış olan L.E. Morehouse’
ın yazdığı ‘ Total Fitness’ (Çakı Gibi Bir Sağlık) adlı
kitabını okuyanların bu konuda biraz değişik düşün
celeri olabilecektir. Morehouse olasılıkla terlememeyi
öneren ilk Batılı fizyolog’dur. Morehouse’a göre bir
kimsenin terleyecek kadar egzersiz yapması kendisini
gereğinden çok yorduğunu gösterir. Buna bir Taocu-
nun ekleyeceği söz şu olabilirdi : Bir kimsenin bol
bol ter dökmesi, o kimsenin kendisini nasıl gevşetece
ğini, nasıl gevşek tutacağını öğrenmemiş olduğunun
çok açık bir kanıtı sayılmalıdır. Bu iç ve dış ik
sir konusunu bu kadarla kesiyorum. Konuyu derinle
mesine incelemek isteyenler bütün aradıklarını ‘Che-
mistry and Chemical Technology’ Cilt 5’de Joseph
Needham’ın yazdığı, Science and Civilization in Chi-
na' (Çin’de Bilim ve Uygarlık) maddesinin ‘The outer
and inner Macrobiogens; the Elixir and the Enchyino-
ma’ başlıklı beşinci bölümünde bulabilirler.
53
BÖLÜM 2
P ’ENG TSU
54
Birinci kavram, bir kimsenin yaşına ve sağlık du
rumuna göre ayarlayacağı iki boşalma arasındaki en
uygun aralığı bulmayı öğrenmesidir. Bunu öğrendik
ten sonra ne zaman kendi canı ya da eşinin canı is
terse, eşini tam bir doyuma ulaştırabilecek uzunlukta
(Ya da eşinin isteğine göre bir çok kez yenilemek yo
luyla) sevişecek güce sahip olabilecektir.
55
sevişme olanağını vermesinin yanında Çinde Taocu-
luğun başlıca etkin felsefe olduğu sürece sağlıklı do
ğal ve özgür bir cinsel yaşamm gelişip oluşmasma
da olanak kazandırmıştır. Taocularm görüşüne göre
cinsel bakımdan uyum ve doyum sağlamak inşam
doğayı yöneten sınırsız güçlerle de uyumlu yapar. Bir
de şu var : Bu güçlerin içinde de cinselliğe eş tutula
bilecek ve kendini belirgin bir biçimde açığa vuran
bir etkinliğin varlığı inancı Taoculukta ağırlıklı bir
yer tutar. Örneğin yer dişil ya da Yin’dir. Buna kar
şın gök eril ya da Yang’dır. İşte bu iki öğenin etki
leşiminden bütün oluşur. Bu anlayışı erkekle kadın
konusuna aktardığımızda erkekle kadın da bir birlik
bütünlük oluştururlar. Bu birlik bütünlük de birincisi
kadar önemlidir.
2. Kadının rolü
«6
ne kadar güzel ve betimleyici olduğunu hep birlikte
izledik. Örneğin erkeklik organı «yeşim sapı» (Yü
heng), kadın organıysa «yeşim kapısı» (yu men) di
ye adlandırılmışlardır. Bu konuda ilginç bir nokta,
Çinlilerin hiçbir zaman bugünün insanlarının çok kez
yaptıkları gibi kötü ve kaba sözler kullanmamış ol
malarıdır. Çinlilerin seks konusunda açık görüşlü olma
ları ve bir takım baskılar altında duygu ve düşünce
lerini bastırma gereğini duymamış olmalarından kay
naklanan tutumları cinsellikle ilgili sözcükleri «pis söz
ler» olarak düşünmelerini olanaksızlaştırmıştır. Biz bu
kitapta çok kez erkek organı yerine bir değişiklik
yapmak için «yeşim sapı» yü heng sözcüğünü kullan
mayı yeğledik.
3. Sevişmenin önemi
57
zetebiliriz. Taocu sevişmeyi bilip Yin (di
şil) ve Yang (eril) uyumunu sağlayan
kimse beş kıvançtan bir harman yapıp
bunlardan cennettekileri kıskandıracak bir
hazza erişir. Taocu sevişmeyi bilmeyen
lerse zamamndan önce, sevişmenin tadım
çıkarmadan ölür. Yüce İmparatorumuzun
irdelemek istedikleri konu bu olmalı sanı
rım?
58
4. Kadının doyuma ulaştığı nasıl anlaşılır?
59
ler mırıldanır. Bunlar şehvetinin son de
receye vardığının belirtileridir.
(5) Kadın iki eliyle ayaklarını tutup ye
şim kapısmı sonuna kadar açmaya çalışır.
Bundan kadının son derece haz duyduğu
anlaşılır.
(6) Dili yarı uyur yarı sarhoşmuşçasına
dudaklarının arasından dışarı çıkmıştır.
Bundan kadının erkeğinin canlı bir biçim
de bir derin bir sığı, ileri geri gidip gel
mesini istediği anlamı çıkartılabilir.
(7) Ayaklarını ve ayak parmaklarını ge
rer ve erkeğin yeşim çekicini içinde tut
maya çalışır ama erkeğinin ileri geri ha
reketleri nasıl sürdürmesini istediği ko
nusunda belirli bir kararlılığı yoktur. Aynı
zamanda alçak sesle mırıldanmaktadır.
Bunlar Yin selinin boşalmakta olduğunun
göstergeleridir.
(8) Birden istediği şeyi elde etmiştir. Be
lini hafifçe kıvırır, hafifçe terler ve aynı
zamanda da gülümser. Bundan kadının se
vişmenin bitmesini istemediği, sevişmeyi
sürdürmekten yana olduğu anlaşılır.
(9) Tatlı duygular hâlâ onu bırâkmamış-
tır, haz dalgası yükselmeyi sürdürmekte
dir. Yin seli boşalmıştır gene de erkeğini
sıkı sıkı tutmaktadır. Bundan kadının tam
olarak doyuma ulaşmadığı anlamı çıkarı
labilir.
(10) Bedeni sıcacıktır ve terden nemlen-
miştir. Elleri ayakları gevşemiştir. Bundan
artık tam olarak doyuma ulaştığı anlaşı
lır.
Bütün ayrıntıların en ince noktalarına kadar be
timlenmiş olması Taocu hekimlerin konuyu ne dere
ceye kadar derinlemesine incelediklerini göstermek
tedir. Anlaşıldığına göre bu incelemeler bilimsel göz
lem amacıyla kadının sevişmenin her evresindeki
tepki ve davranışlarını izleyen üçüncü bir kişinin ora
da hazır bulunmasını gerektirmiştir. Gene erotik al
bümlerde yer alan bazı sevişme biçimlerinin (pozis
yon) üç kişinin katılımıyla gerçekleşebilmesi bu otu
rumlardan da bir kısım bilgiler elde edilebilmiş oldu
ğunu Bandırmaktadır.
61
(b) Erkeğin kendini tutması (male conti-
nence) on dokuzuncu yüzyılın ortalarında
A.B.D.’de, Verınoııt’da Oneida Toplumu or
tak yaşan denemesinde kullanılmış bir te
rimdir. Ravelock Kilis’in devrim yapmış
olan ‘Seksin Ruhbilimsel İncelemeleri’ ad
lı kitabmda bundan söz edilince bu terim
daha iyi tanındı. Adından da anlaşıldığı gi
bi erkeğin kadım gebe bırakmak gibi bir
amacı olmadıkça kesinlikle boşalmayı en
gellemesidir. Oysa Taocu sevişmede çok
yaşlı ve çok sağlıksız kimseler dışındakiler
için boşalmanın bütün bütün engellenmesi
önerilmemektedir.
(c) Karezza sevişmenin son derece edil
gen bir biçimidir. Özellikle 1920'lerde ya
yınlanmış olan ‘İdeal Evlilik' adlı kitapta
Çinli sevişme bilimiyle özdeşlenmesi tü
müyle bir yanlıştır. Kitabın yazarı T.H.
van de Velde bu kitapta yüzyıl başında Ma-
rie Stopes'un ‘ Evlilikte Aşk' (Married Lo-
ve) adlı kitabında tanıtılmış olan bu tekniğe
karşı çıkmaktadır. Doğrusunu söylemek
gerekirse Karezza'yla Taocu sevişme ara
sında hemen hemen hiçbir benzerlik yok
tur. Taocu sevişme bu tür sevişmeyi ancak
çok yaşlı ya da çok sağlıksız olanlar için
önermektedir. Böyle edilgen bir yöntemle
bile olsa bu gibi kimselerin de Yin ve Yang
uyumundan yararlanabilecekleri düşünül
mektedir. Ama Taocu sevişme kesinlikle
genç, istekli ve iştahlı kimselerden edilgen
olmalarını istememektedir. Marie Stopes’
un kitabında açıklandığı biçimiyle Karezza
daha çok erkeğin kendini tutması (male
continence) yöntemine benzemektedir. Çift
lerin birbirlerini okşamakla yetindikleri son
derece durgun ve edilgen bir birleşme bi
çimidir.
(d) Coitus Reservatus'un Gizemciliği te
rimi daha önce de sözü geçmiş olan Hollan
dalI diplomat R.H. van Gulik’in (bazı bö
lümleri Latince olmak üzere) İngilizce ya
zılmış ‘Eski Çin’de Cinsel Yaşam’ adlı son
derece ayrıntılı, insanı hayran bırakan ya
pıtında kullanılan terimdir. Bu kitap ola
sılıkla Batı dillerinde yazılmış Taocu se
vişmeyi ayrıntılı ve uzun boylu incelemiş
olan tek kitaptır. İşin tek üzünç veren yanı
van Gulikln konuyu tam olarak anlayama
mış olmasıdır. Bunu da zaten kitabın ön
sözünde açıklıkla belirtmekten çekinmemiş
tir. ‘Coitus Reservatus'un Gizemciliği’ de
yimini kullanması da burdan kaynaklan
maktadır. Van Gulik önsözde konuyu iyice
anlayamadığım belirttikten sonra yalnızca
bu konudaki bilgileri toplamaya çalıştığını
ve sayısı pek az kalmış belgeler üzerinde
güçlü bir araştırmayı gerektirmiş olan bu
pek değerli bilgileri aktarmayı bir görev
bildiğini söyleyerek açıklamalarını sürdü
rüyor.
(e ) Tantrik sanatlar ya da Tantrizm çok kez
Taocu sevişmeyle karıştırılır. Gerçi Tan
trizm Taocu sevişmeden etkilenmiştir, hatta
olasılıkla kökeni Taocu sevişmeye bağlana
bilir ama bir çok Tantrik okullar Taocu se
63
vişmeden bütünüyle değişik bir biçim ala
na dek değişmeyi sürdürmüşlerdir. Budacı
Vajrayana okulu «Çin Yöntemi» adını ver
diği öğretisinin kökeninin Çin olduğunu be
lirtmektedir. Hint sevişme yöntemi son de
rece törenseldir, Hintlilerin dinleriyle sıkı
sıkı ilişkilidir. Oysa Çinli Taocu sevişme
Çin hekimliğinin önemli bir bölümü olarak
kalmıştır.
(f) îmsdk konusunda çok az şey biliyo
ruz. Taocu sevişmeyle İmsâk arasında bazı
benzerlikler olduğunu sanıyorum. ‘Ananga
Ranga’ adlı Hint seksbilim kitabını çevir
miş olan Sir Richard Burton’a göre bu uy
gulama Arap hekimliğinde İmsâk adıyla
bilinmektedir. İmsâk’ın anlamıysa ‘tutmak’,
‘zaptetmek’tir. Bu kısa açıklamanın dışın
da imsâk konusunda söyleyebileceğimiz
pek bir şey yok. Çünkü bu konuda hiçbir
kitap iyazılmamıştır. Ali Han’ın yaşam öy
küsünü yazmış olan Leonard Slater’e göre
Ali Han bu gizli imsâk yönteminin bir uy-
gulayıcısıydı. Slater bu yöntemin yüzlerce
yıllık bir geçmişi olan Doğulu bir öğreti
olduğunu yazıyor. (Araplar’ın sekizinci
yüzyıldan başlayarak yüzlerce yıl Hindistan’
ın büyük bir bölümünü egemenlikleri altın
da tutmuş oldukları düşünülünce Tantrik
uygulamalardan bu tekniği geliştirdikleri
ya da doğrudan gene aynı dönemde Çinli
lerden öğrenmiş olmaları bir olasılık ola
rak akla geliyor.) Slater kitabında, Im-
sâk'ı uygulamakta iyice ustalaşmış olan
Ali Han’m ne kadar sık sevişirse seviş
sin kendini tam olarak denetim altında
tutabildiğini ve boşalmayı haftada iki kez-
le sınırladığım yazıyor.
Erkek Yaııg’dır,
Yang'ırı özelliği çabucak isteğinin ka
barmasıdır. Ama gene çabucak da
doyuma ulaşır.
Kadın Yin'dir,
Yinin özelliği öyle çabuk çabuk istek
tendir ilememesidir. Ama bir kez istek
tendi mi kolay kolay doyurulamaz.
WU HSİEN
66
ha çabuktur. Kadınsa daha yumuşak, daha durgun,
daha sakindir — ama sonuçta kadın erkekten çok
daha güçlüdür. Eski metinlerde erkekle kadının güç
lerini karşılaştırmak için çok kullanılmış bir benze
ti ateş ve sudur. Ateş Yang’dır, çabukça oraya bura
ya sıçrayıp her şeyi tutuşturur. Ama Yin gücüne sa
hip olan suya yenilir. Taocu düşünceye göre güçler
karşıtı olan güçlerle eşlenip bütünleşir. Ateş ve su,
gök ve yer, güneş ye ay, nefes almak ve nefes ver
mek, itmek ve çekmek, işte bütün bu karşıt güçler 1
bir cinsel güçle özdeşlenebilir — ya Yin’dir ya da
Yang. Yin ve Yang ayrı ayrı güçler olmakla birlikte
son aşamadaki bütünlüğü oluşturan parçalardır, onun
için de birbirleri için gereklidirler.
67
bir erkek bulacaklarını umarlar; bu tür birliktelik pek
çuk erkek için de coşkuyla bütünleşmenin ve karşılıklı
sevginin bir kanıtı olarak kabul edilir. Çok kez böy
lelikle iki kişinin birbirlerinin isteklerini, gerekseme
lerini bir uyum, bir ayar içine koymuş olduklarından
söz edilir. Kuşkusuz bir kimse eşiyle birlikte aşağı
yukarı aynı zamanda doyuma ulaşmışsa orgazm son
rası gevşemenin tadını daha iyi çıkaracaktır* 2.
Görülüyor ki boşalmanın denetimi Batı’da sevişme
nin önemli bir parçasıdır. Taocu sevişmeninse her za
man en önemli bölümü bu denetim olmuştur. Eski
Taocular bu denetimin nasıl yapılacağını tüm ayrın
tılarıyla birlikte dikkatle incelemişlerdir. Yeni başla
yanlara bu konuda verilen öğütlere bir örnek olarak
\Vu Hsien’den bir bölümü buraya geçiriyorum :
68
meyi sonra hızla geri çekilmeyi öğren
melidir. !
(4) Önce üç sığ bir derin dalışı smamalı,
bunu seksen bir kez sürdürmeli sonra gerre
baştan başlamalıdır.
(5) Biraz fazla uyarıldığını duyumsayın
ca git gel hareketini hemen durdurup ye
şim doruğunu yncak iki- üç santim ya da
biraz daha fazla derinde yeşim kapısında
kalacak biçimde geri çekmelidir (kilitle
me yöntemi). Sakinleşinceye kadar bekle
meli sonra gene üç sığ bir derin yöntemini
sürdürmelidir.
(6) Daha sonraları beş sığ, bir derin
yöntemini deneyebilir.
(7) En sonunda dokuz sığ, bir derin yön
temini uygulayabilir.
(8) Boşalmanın denetim altına alınması
nı öğrenme çabasında olan kimse- kendini
sabırsızlığa kaptırmamalıdır.
69
yeni başladığınız sıralarda kendinizi fazla
kaptırmamaya çalışmalısınız. Böylelikle
daha sakin kalabilmeniz kolaylaşır.
(2) Öğrenmeye yeni başlayan kimse ya
vaş yavaş ve yumuşak hareketlerle seksen
bir kez gidip gelmeli, sonra ikinci kez,
üçüncü kez seksen bir kez gidiş gelişi yi
nelemelidir. Eir zaman için kendini topar
lamak için bir durak vermeli sonra yeni
den başlamalıdır.
(3) Yatak arkadaşını doyuma ulaştır
mak için ona karşı tatlılıkla yumuşak dav
ranmalıdır. Böyle yaparak yatak arkada
şının orgazm’a erişmesini çabuklaştırmış
olur. Ama kendisinin denetimi yitireceğini
anlar anlamaz . yeşim doruğunu biraz ge
ri çekmeli ve ‘kilit yöntemini’ uygulamalı
dır. Böyle yaparak sakinleşebilecek yeni
den gidip gelmeye başlayabilecektir. Daha
yeni başlamış ve bu yolda fazla deneyim
kazanmamış olanlar için dalışlar yavaş
yavaş ve dikkatle yapılmalıdır.
70
vermek isteyecektir. Genç erkekler — ya da hangi yaş
ta olursa olsun tüm erkekler bu bakımdan — orospular
dan uzak durmalıdırlar. Ama boşalmanın denetim al
tına alınmasını öğrenen kimseler için özellikle oros
pularla yatağa girmemek çok önemlidir.
Kadının seks deneyiminin çok fazla oluşu bir çe
kince konusu olabilir. Kadın sevişmede kendisini do
yuma ulaştıran belirli bir modele alışkınlık kazanmış
olabilir, örneğin doyuma ulaşmak için kesinkes er
keğin boşalmasına gerekseme duyabilir. Pekçok ka
dın böyle koşullandırılmıştu*. Boşalmayan erkeğin ye
terince uyarılmış olduğuna, yeterince zevk duyduğu
na inanmak istemez. Bazı kadınların erkeğinin boşal
ması konusundaki ısrarının kökeninin ruhsal mı yok
sa bedensel mi olduğunu bilginler tartışıp duruyorlar.
Erkeğinin boşalmasını sağlamayı görev sayan bir
kadın bunu başarabilmek için bir çaba içinde olacak
tır. Belki de daha çabuk boşalmasını sağlamak için
orgamnı ağzıyla uyarmayı deneyecektir. Pek az er
kek kadının dilinin değmesine derin ve yumuşak bir
emişe direnebilir.
Eski Taocular erkek organının ağız yoluyla uya
rılmasına her zaman tehlikeli bir uygulama olarak
bakmışlardır. Özellikle boşalmanın denetlenmesi ça
lışmalarına yeni başlamış olanlar için bu tehlike da
ha da büyüktür.Erkeğin de kadının da ağız yoluyla bir
birlerinin organlarım uyarmaları önsevişmenin önem
li bir parçası olarak kabul edilmekle birlikte erkek or
ganının bu yolla uyarılmasında her zaman denetimin
yitirilmesi ve boşalmanın istenmeden gerçekleşmesi
çekincesi vardır. Çin erotiK sanatı konusunda araştır
malar yapmış olan Kronhausen’lerin önemli bir bu
luşları vardır : ‘Gerçi Çin’de önsevişmenin hiçbir şekil
71
de yasaklanmamış bir parçası olmakla birlikte Çin
erotik sanatında kadının ağız yoluyla erkek organını
uyardığını gösteren pek az örnek bulunabilir. Bunun
nedeni bu uygulamanın erkeğin kadın organının dışın
da boşalmasına yol açabileceğinden duyulan kaygıdır.
Buna karşın erkeğin kadını ağız yoluyla uyardığını
gösteren pekçok örnek vardır. Bunun bir nedeni de
erkeğin kadının çok değerli Yin özünden bu yolla ya
rarlanabileceği konusundaki geleneksel inançtır’ 3.
72
sında yer alan işlevlerden biri olmaktan öte bir şey
değildir. Bu kitapta sevişme sözcüğünü sevgisiz seks-
den ayırıcı bir anlamda kullandım. Amacım yalnız
seks ve orgazma ağırlık veren bir anlayışı düzeltmek
tir.
Salt seks ve orgazm haz veren, kıvanç veren şey
ler olabilir ama benim görüşüme göre gerçek anlam
da aşk ve seksin bir araya geldikleri zaman ortaya çı
kan esrikliğin kıvanç ve coşkusundan yoksundur. Ör
neğin öyle kadınlar vardır ki yalnızca bacak bacak
üstüne atıp bacaklarını sıkıştırarak orgazma ulaşabi
lirler, hatta öyleleri vardır ki bunu on on beş kez
yineleyebüirler ama acaba böyle yaparak asıl derin
hazza ulaşmış oluyorlar mı? Bir kadın bir kez ger
çekten doyurucu bir aşk ilişkisi kurdu mu öyle sık sık
kendi kendini doyurmaya çalışmak içinden gelmeye
cektir. Kendi kendini doyurmak (mastürbasyon), Yin
ve Yang uyumu ve karşılıklı iletişim kurulmadan,
duygudan ve sıcaklıktan yoksun salt sekstir. Bunun
gibi bir erkek bir kadınla sevişirken sanki mastürbas
yon yapıyormuş gibi davranmamalıdır. Bir kadını hiç
bir şey yatak arkadaşının yalnız kendini, yalnız bo
şalmayı düşündüğünü anladığı zamanki. kadar kırgın,
küskün ve mutsuz yapamaz. Sevişme kadınla erkek
arasında tam bir bütünleşme sağlanmasıyla gerçek
leştirilebilir. Sevişme karşılıklı bir sevgi ve haz ak
tarması ve bütünleşmesi olacak yerde pek çok erkek
için mastürbasyondan hiçbir farkı olmayan sanki ka
dın yokmuş gibi davranan mekanik bir devinimdir.
Bunun sonucu hem kadm hem erkek için beklentileri
nin boşa çıkmış olmasından kaynaklanan mutsuzluk,
düşkırıklığıdır. Bazı erkekler böylelikle doyum sağla
dıklarını sanabilirler ama onlar sevişmenin getirebi
leceği gerçek hazlardan hiç haberi olmayan kimseler
73
dir. Kuşkusuz onlar Yin Yang uyumunu gerçekleşti
remediklerinin bilişinden de çok uzaktadırlar.
Peki, öyleyse gerçek kıvanç dolu sevişme nasıl bir-
şeydir? Bunu mayıs ayında baştan tırnağa çiçek aç
mış bir ağacın altında oturmanın kıvancına benzete
rek açıklamaya çalışalım. Ya da olağanüstü güzel
likte olan Lu Shan çağlayanının altında ucu bucağı
olmayan Fu Yang gölünün pırıltılarını seyrederek yüz
meye benzetebiliriz. Belki de yağmurdan sonra gü
neşin bir altın top gibi battığı o görkemli Büyük Can-
yon’da mavi kuşların cıvıltılarını dinlemeye benzetebi
liriz. Genç sevgililere söylemek istediğim şey şiirsel
lik ve coşkuyla sevişme yolunda çaba harcamalarıdır.
Bir kez sevişmenin bu gerçek kıvancını tattıktan sonra
hiçbir zaman bundan azıyla yetinmeyeceklerdir. On
dan sonra da bütün kaba, bayağı düşünceler bir da
ha gelmemecesine onları bırakıp gidecektir.
Bu konularda kendini eğitmek isteyen kimse nasıl
ve nerden başlayabilir? Dokunma, tadma, görme, işit
me, konuşma, duygulanma yeteneklerini kullanarak,
onları sonuna kadar açarak ve bileyerek... Yatak ar
kadaşından kendine ve kendinden yatak arkadaşına
olabildiğince çok haz aktarabilmek için elverdiği oran
da hepsini birden kullanmaya çaba harcayarak... Er
kek, kadınların da en az erkekler kadar, sevişme sı
rasında içtenlikle beğenildiklerini, kendilerine değer
verildiğini belirten sözlerden hoşlandıklarını öğren
melidir. Bu yolla yalnızca coşkuyla esriklikle seviş
meyle kalmaz, bir yandan da zihnini boşalma olayın
dan başka yönlere çevirmiş olur.
Bazı seksbilimciler sevişme sırasında boşalmayı
geciktirmek için bir tür abartılı bir kayıtsızlık yönte
minden söz etmektedirler. Bu amaçla sevişme sıra-
74
smda erkeğin iş konularını ya da siyasal konuları fa
lan düşünmesini ya da örneğin bir sigara tüttürmek
için sevişmeyi yarıda kesmesi falan gibi şeyler yap
malarını önermektedirler. Bu öneriler boşalmayı ge
ciktirmekte yararlı olabilirler ama coşku, esriklik ve
uyum sağlamakta hiçbir biçimde yardımcı olamazlar.
Üstüne üstlük erkeğin bu kayıtsız, uzak tutumundan,
zihninin başka yerlerde olmasından yatak arkadaşı
da haklı olarak üzüntü, kırgınlık, küskünlük duyacak
tır. Bir erkeğin düşünebileceği iş konularından, siyasal
konulardan çok daha zevkli, çok daha kıvanç verici
konular bulunabilir — kadınının saçının nitelikleri, de
risinin yumuşak kayganlığı, gövdesinin insanın içini
gıcıklayan kokusu ve kıvrımları o nemli güzel koku
lu dudakları ve dili, hatta daha da nemli yü men in
dudakları...
Gerçi, er ya da geç, genç sağlıklı bir erkek bo
şalmayı geciktirmesinin olanaksızlaştığı o tehlikeli
noktaya gelecektir. İşte o zaman ne yapması gerek
tiği konusunda Taocu sevişmenin öğretisi nedir?
Yaşamının cinsel bakımdan en coşkun olduğu on
altı on sekiz yaşları arasında bir gencin boşalmayı
denetim altına alabilmesinin çok güç olacağı inancı
yaygındır. Oysa bu inancın içinde ne kadar gerçek
varsa o kadar da abartma vardır. Boşalacağını du
yumsayan delikanlı bunu önlemek için bir takım ön
lemler alabüir.
2. Kilitleme yöntemi
75
çimde uygulamanın her evresinin açıklamasını yaptığı
yöntemdir :
76
(3) En önemli nokta denetimi yitireceğini
anlar anlamaz hemen geri çekilmeyi unut
mamasıdır. Bunda geç kalır da ersuyunu
yolundan geri döndürmeye çalışırsa ersu-
yu geri dönmeyecek sidik torbasına, hat
ta böbreklere kaçacaktır. Eğer böyle bir
durum olursa sidik torbasında ya da ince
barsaklarda ağrı gibi ya da böbreklerde
şişme ve ağrı gibi çeşitli rahatsızlıklara
yol açabilir.
(4) Konuyu şöyle özetleyebiliriz : Kilitle
me yöntemi çok iyi, eşsiz bir yöntemdir.
Ancak çok fazla uyarılmadan zamanında
uygulanmalıdır. Geç kalmaktansa erken
davranmak yeğlenmelidir. Bu yöntemi uy
gulayan kimse çok rahat bir biçimde, hat
ta yeşim doruğunun sertliğinde bir azalma
ya neden olmadan boşalmayı denetim altın
da tutma olanağım bulacaktır, böylelikle
gücünü koruyacak, telaşsız heyecansız bir
rahatlık içinde olacaktır. Hiç olmazsa beş
bin kez gidip gelmeden ersuyunu (ching)
fışkırtmamalıdır. Bir yandan kilit yönte
mini uygulayan, öbür yandan diyafram
dan derin derin nefes alıp veren kimse
hemen hemen sevişmeyi sonsuza kadar
sürdürebilir. Bir gecede on kadını doyur
mak bu yöntemi uygulayan kimse için hiç
de güç olmaz.
77
hemen anlaşılacaktır. Erkek pek fazla huylanıp da de
netimi elden kaçıracağını anlayınca yalnızca penisini
on saniyeyle otuz saniye arası bir süre geri çeker,
böylece boşalma tehlikesini geçiştirmiş olur. Sonra
yeniden penisini ileri sürüp gidip gelmeye başlayabi
lir. Bu uygulamayı istediği kadar sık yineleyebilir. Gi
derek deneyimi arttıkça daha daha seyrek penisini
geri çekme gereksinimini duyacaktır^ Sonunda ancak
çok çok seyrek durumlarda bunu yapması gerekecek
tir.
78
dir. «Deneyimi fazla olan çiftler» diyoruz, çünkü bu
teknik oldukça ayrıntılı bir uygulamayı gerektiriyor
ve benim yeğlediğim Çin ‘sıkma tekniği’ne oranla
öğrenilmesinde de çeşitli güçlükler var. Yukarda ya
pılan açıklamasında da belirtildiği gibi (S. 40) Mas-
ters ve Johnson’un yöntemi ancak kadın üstteyse uy
gulanabilir. Erkeğin çok fazla huylandığını kadına
söylemesi gereklidir. Kadın hemen davranıp kendini
yukarı çekip penisin başböîümünün hemen altından
sünnet derisi çevresinden başparmağıyla işaret par
mağını çevreleyerek çevresel olarak üç dört saniye
sıkacaktır. Kamışın bu biçimde sıkılması boşalma dür
tüsünü geriletecektir. Aynı zamanda bu arada kamış
sertliğinin yüzde on ya da otuzunu yitirir. Kadın ka
mışı yeniden dölyolu’na (vajina) sokmadan ve git
gel başlamadan on beş ya da otuz saniye kadar bek
lemelidir. Bir sevişme- süresi içinde bu işlem bir çok
kez yinelenebilir.
79
5. Eski Çin sıkma tekniği
80
Belki yaşlı erkekler söz konusu olunca üzerinde
durulacak konu boşalmanın denetim altına alınmasın
daki güçlüklerden daha önde bu denetimin sağlaya
cağı yararlardır. Bir kez böyle yaşı ilerlemiş bir er-
kek bu denetimi uygulayarak daha sık ve daha uzun
sevişme olanağını kazanmış olacaktır. Öbür yandan
yatak arkadaşının da bundan memnun kaldığını ve
daha büyük bir zevk aldığım görecektir. Bunun ya
nında birçok yeni hazlar da keşfedecektir. Örneğin
kısa sevişme süresinde farkına varamadığı kadının
birçok özellik ve güzelliklerini algılayabilecektir. Ka
dının kendine Özgü kokusunu, tadını ve bedensel özel
liklerini tanıma fırsatını bulacaktır. Belki en önem
lisi de tükrüğünün ve kadınlık organının salgısının
kendine özgü tadını, kokusunu ve yapışkanlığını ta
nıyacaktır.
6/81
ve boşalmanın bir düzene konulması konusuna uzun
yaşama götüren yol olarak büyük önem verirlerdi.
Yedinci yüzyüda Chang Chan’ın yazmış olduğu
‘ Uzun Yaşamanın İlkeleri’ adlı kitapta birçok kuram
lar irdelenmektedir. Bunlar arasında Taocu sevişme
ustası Liu Ching'in önerdiği boşalmanın bir düzene
konmasındaki ölçüler de yer almaktadır :
82
bahar aylarındaki yüz boşalmadan daha
zararlıdır.
83
olur. On kezde hemen hemen bir ölüm
süz olur çıkar.
84
yı seçerse seçsin, her gün sevişmeye, hatta olanak bu
lursa günde iki üç kez sevişmeye çalışmalıdır-, bunun
olanaklarım aramalıdır. Yaşlı erkekler için sevişme
nin zararlı ve tehlikeli olduğu konusundaki kocakarı
masallarını unutmalıdır. Hekimi, tıb bilimi açısından
akla uygun nedenlerini de belirterek sakmcalı oldu
ğunu söylemedikçe elinden, geldiği kadar çok seviş-
melidir. Ne kadar çok sevişirse hem kendi hem yatak
arkadaşı Yin ve Yang uyumundan o kadar çok yarar
lanmış olacaktır.
85
lık çoğu kez insanın dışında olan etkenlere bağlı ola
bilir. Eğer bir kimse bir hafta boyunca çok sıkı ça
lışma zorunda kalmışsa boşalmaya fazla gerekseme
duymayabilir. Buna karşın tatildeyse, kendini iyice
gevşetmişse daha çok boşalma isteği duyabilir.
86
mmlamaktadır ®. Masters ve Johnson, sevişmelerinin
hiç olmazsa yüzde ellisinde boşalma süresini yatak
arkadaşının orgazma ulaşmasına yetecek kadar gecik-
tiremeyen kimseyi erken boşalan bir kimse saymakta
dır 6
7. Ya da şöyle söyleyebiliriz : Erkek sevişmelerin
yüzde ellisinden daha çoğunda yatak arkadaşını do
yuma ulaştıramıyorsa o erkek erken boşalan bir kimse
dir. Yalnız şu var ki bu ölçülerin, bu sayıların eski
Çin için geçerli ölçüler, geçerli sayılar olduğu söyle
nemez. Taocu sevişme ustalarının görüşüne göre ya
tak arkadaşını her seferinde tam olarak doyuma ulaş
tırana kadar bekleyemeyen bir erkek daha kendini
yetkinleştirmesi, bu konuda tam başarıya ulaşana dek
çaba harcaması gerektiğini bilmelidir.
87
BÖLÜM 4
89
vermiş olmalarının nedeni yalnız zevklerine çok düş
kün olmaları değildi. Asıl nedeni gidip gelme tam
olarak anlaşılmadıkça Yin ve Yang uyumundan pek
fazla yarar sağlamanın olanaksız olduğunu bilmeleriy
di. Taoculara göre sevişme elektrik üretmeye ben
zetilebilir. Yeterli sürtüşme olmadıkça bir elektrik
çakımı elde etmek olanaksızdır. Batüı bilginler Tao-
cuların üzerinde önemle durdukları kamışın devinim
leri ve dalışlarındaki doğru yöntem konusuna fazla
ilgi göstermemişlerdir. ‘İdeal Evlilik’ adlı kitabında
van de Velde Taocu sevişmenin Marie Stopes'un ta
nımını yaptığı Karezza’ya benzetilebilecek edilgen bir
teknik olduğu sonucuna varmıştır. Oysa gerçek bu
nun lam tersidir.
90
dıklanna bakınca bin kez sevgiyle gidip gelme çok
aşırı bir şeymiş gibi görünebilir. Örneğin David Reu-
ben o ünlü ‘Seks Konusunda Öğrenmek İstediğiniz
(ama sormaya çekindiğiniz) Her Şey’ adlı kitabında,
bir erkeğin cinsel birleşmeyi beş ya da on dakika
sürdürebilecek gücü olmasının, erkeklik gücünün yeter
liliğinin mantıklı bir ölçüsü olarak alınmasını öneri
yor.2 Bu süre içinde normal bir erkek elliyle yüz ara
sında değişen gidip gelme hareketi yapabilir. Gene
aynı kitabın bir sonraki sayfasında Reuben şöyle di
yor : «Yemek ve seksin benzer yanları çoktur, en
lezzetli lokma ilk lokmadır, tabağınıza ilk kez aldığı
nız yemeği, ikinci üçüncü kez aldıklarınızdan çok da
ha iştahla yersiniz. Üçüncü kez tabağınıza koydurdu
ğunuz çilekli pasta ilk kez aldığınız dilim kadar lez
zetli gelmez size. Bir gecede üç kez sevişme taraf
lara zevk vermekten çok bir rekor kırma amacına
bağlanabilir» 3
91
lezzetli ve doyurucu olmakla birlikte asıl yemek için
iştahı açmaya yarar. Bir erkek Taocu sevişmeyi öğ
renince bu yemekten dördüncü beşinci kez yemek is
teyecektir. Eski Çinlilerin dediği gibi eşine doymak
bilmeyecektir. Hatta bu söz kadın için daha da geçer-
lidir.
92
ve yoğun sevişecek kadar birbirlerine istek duyma
yabilirler. Birbirleriyle iyice uyuşmuş cinsel iştahlan
yerinde olan çiftlerden bile her gün böyle bir seviş
meyi istemeyenler çıkabilir. Sevginin en yetkin biçi
mi her koşula uyabilenidir. Burada önemle üzerinde
durulacak nokta şudur : Bir kimse Taocu sevişme sa
natında ustalaştı mı ne kendisi düş kırıklığına uğrar
ne de eşini düş kırıklığına uğratır.
93
kımdan birbirlerine benzemezler, her birinin
ötekilerden değişik etki ve özellikleri var
dır. Yavaş bir giriş sazan balığının olta
nın iğnesiyle oynamasına benzer. Hızlı bir
giriş kuşların rüzgâra karşı uçmalarına
benzetilebilir. İçine koyup geri çekmek, yu-
kı rı aşağı, sağa sola hareketler yapmak,
aralıklarla ya da aralıksız hareketleri
sürdürmek, bunların hepsi birbirlerini iz
leyen bir birliktelik içinde yürütülmelidir.
İnsan en uygun zamanı seçerek bunların
hepsini yapmalıdır, ya tembellik ya da
alışkanlık yüzünden tek bir türe yapışıp
kalmamalıdır.
94
(7) Ürkmüş bir sıçan deliğine girermişçe
sine hızla gir.
(8) Şöyle bir süre dur, sonra kaçan tav
şanın üzerine atılan kartal gibi atıl.
(9) Rüzgârı karşılayan koca bir yelkenli
gibi şöyle bir yüksel sonra iyice gömül.
3. Giriş derinlikleri
93
da ching'ini (ersuyu) korumasını bilmeli»
boş yere savurganca önemsemezce har-
camamalıdır. Önce avuçlarım ısıtmak için
ellerini iyice oğuşturmalı, eliyle yeşim
sapını sıkı sıkı tutup «sığdan sürüme» ve
«derin dalış» yöntemini uygulamalıdır. Gi
dip gelmeyi ne kadar uzun sürdürürse eşi
nin duyduğu hazzı o kadar çoğaltmış olur.
Giriş ne çok hızlı ne de çok yavaş olma
lıdır. Gene de öyle kendini kapıp koyuver-
mişçesine sert bir hareketle çok derine
dalmamalıdır. Böyle yaparak eşinin canı
nı acıtabilir. Önce «ut tellerbnde birkaç
defa gidip gelmeyi denemeli sonra «deniz
kestanesinin dişlerbnde birkaç kez canlı
bir biçimde gidip gelmelidir. K'adın zevkin
doruğuna erişirken farkında olmadan diş
lerini sıkar, gövdesini hafif bir ter kap
lar, nefesi sıklaşır, gözlerini kapar, yüzü
nü ateş basar, kadınlık organı iyice açı
lır ve salgısı çoğalır. Bu belirtilerden er
kek kadının adamakıllı zevk aldığını an
layabilir. Yüce kralım elbet biliyorsunuz,
kadınlık organının çeşitli derinliklerinin
sekiz adı vardır. Bunlar sekiz vadi diye
adlandırılırlar :
7/97
b * derin... Okuyucu bu türlerden hangisi kendisine ve
yatak arkadaşına uygun geliyorsa onu seçmekte öz
gürdür. Yalnız önemli olan şeyin kadının da erkeğin
de olanak içinde olan en yüksek düzeyde hazza ulaş
maları olduğunu hatırdan çıkarmamak gereklidir. Ay
nı zamanda seçilen yöntemin erkeğin gereğinden ça
buk ve gereğinden sık boşalmasını önleyebilecek ve
boşalma sürecini denetleyebilecek bir tür olması ge
reği de gözden uzak tutulmamalıdır.
5. Cinsel cimnastik
99
de Taocu sevişme sandığı yönteme uzaktan benzeti
lebilir. Belki de van de Velde Çinli karakteri konu
sundaki önyargılarıyla Çinlilere böyle bir uygulama
yı yakıştırıyordu. Çinliler serüveni sevmeyen, sağdu
yu sahibi, düşünceli, tedbirli kimselerdir. İşte Çinlile
rin kültür mirasının bu iki yanı da eski Taocu seviş
me kuramlarında birleştirilmiş, bütünleştirilmiştir.
Sun ustanın Taocu ilkeleri uygulamakta her duruma
uyabilen yönteminin, bütünüyle edilgen ve katı (boşal
ma konusundaki tutumlarında katı) olan Batı’da Ka-
rezza ya da ‘erkeğin çekimserliği’ adıyla bilinen yön
temlerden gene de çok farklı olduğu bir gerçektir.
Sun S’sû-Mo İS 581 yılında doğdu ve 101 yıl yaşa
dı. Yalnız Taocu sevişme alanındaki kuramlarıyla
değil, daha pek çok alandaki çalışmalarıyla büyük
başarıları olan bir hekimdi5. Onun görüşüne göre bir
kimse boşalmadan yüz kez sevişirse pek uzun ömür
lü olur. Onun kuramına göre bir kimsenin ching’i (er-
suyu ya da özü) azalırsa o kimse hasta düşer, tüke
nince de ölür. Kuşkusuz Sun bir dogma adamı değil
di. Yüz sevişmeden sözettiği zaman yalnızca genel
bir fikir vermeye çalışıyordu. Kuşkusuz çok kimse
nin bu hedefe ulaşamayacağını biliyordu. Onun için
de insanların çoğunluğunun uygulayabileceği daha
kolay bir ölçün buldu. Sun Ssû-Mo’ya göre: «Bir kim
5) tik çiçek aşısını bulan Sun S'sû Mo'dur. Verem hastalığının ne
denini ciğerleri yiyen çok küçük yaratıklara bağlayarak büyük bir
sezgi güc ..ne sahip olduğunu kanıtlamıştır. Bundan başka ur'lan
' beş çeşide böimüş ve onların herbiri için ayrı sağaltma yöntem
leri geliştirmiştir. Yetmiş dokuz yaşına eriştiğinde zamanın T'ang
imparatorumla kendisine Chen jetı (bilge) ünü verilmiştir. Uzun
yaşamının sonunda halk onu Jo Hwang (hekimlerin şahı) diye ad
landırmıştır.
100
se ayda iki kezden, yılda yirmi dört kezden fazla bo-
şalmamayı başarabilirse gene de uzun ve sağlıklı bir
yaşam sürdürebilir. Yeter ki aynı zamanda yedikle
rine ve bedensel egzersizler yapmaya da dikkat et
miş olsun.»
Bir de şöyle bir ölçü salık veriyordu: Yirmi ya
şında bir erkek her dört günde bir boşalmalıdır. Otuz
yaşında bir erkek sekiz günde bir boşalmalıdır. Kırk
yaşında bir erkek on günde bir, elli yaşında bir er
kek yirmi günde bir boşalmalıdır. Altmış yaşında bir
erkek hiç boşalmasa daha iyi olur. Eğer olağanüstü
güçlü ve sağlıklı bir kimseyse ayda bir kez boşalabi
lir.
101
atte eşler bu tür sevişmeyi on iki kez yineleyebilir
ler. Bu uygulama da insanı uzun ömürlü yapar» 8
102
BÖLÜM 5
SEVİŞME BİÇİMLERİ
103
de ard arda sıralıyor. Önce dört temel sevişme bi
çimiyle başlıyor :
104
kadının karnı üzerine yüzüstü yatar, bir
kolunu boynuna dolarken öbür kolunu be
linden geçirir.
(V) Yalıçapkıniarı Birleşiyorlar (Birinci
sevişme biçiminin bir başka çeşitlemesi)
Kadın sırtüstü yatar ve kendini gevşek bı
rakır. Erkek diziistü kadına doğru eğilir
ve kadını belinden kavrar.
(VI) Mandarin Kazları Sarmaşıyorlar
(Dördüncü sevişmö biçiminin bir çeşitleme
si) Kadın yan yatar ve bacaklarını karnı
na doğru büker bu durumda erkek arka
dan girebilir.
(VII) Uçan Kelebekler (İkinci sevişme bi
çiminin bir çeşitlemesi)
(VIII) Bir Çift Uçan Ördek (İkinci seviş
me biçiminin bir çeşitlemesi) Erkek sırtüs
tü yatar, kadın erkeğin ayaklarına dönük
olarak üstüne oturur.
(IX ) Bcdur Çamlar (Birinci sevişme biçi
minin bir çeşitlemesi) Kadın bacaklarıy
la erkeği dolar, her ikisi de iki elleriyle
birbirlerini bellerinden kavrarlar.
(X) Sunak Yanındaki Bambu Kamışları
(Bu çeşitleme dört temel sevişme biçimin
den hiç birine benzemez) Erkek de kadın
da yüzyüze ayakta birbirlerine sarmaşır
ve öpüşürler.
(XI) Bir çift Anka Kuşunun Dansı (Birin
ci sevişme biçiminin bir çeşitlemesiyken
sonra ikinci sevişme biçiminin bir çeşitle
mesine dönüşür.)
(XII) Ankç, Kuşu Civcivini kucaklıyor (Bu
105
tür sevişme kadmın iri, erkeğin ufak te
fek olduğu çiftler için uygundur)
(XIII) Uçan Martılar (Birinci sevişme bi
çiminin bir çeşitlemesi) Erkek yatağm ya
nında durur ve kadına girerken kadının ba
caklarını tutar.
(XIV) Sıçrayan Yabanıl Atlar (Birinci se
vişme biçiminin bir çeşitlemesi) Kadınm
ayakları erkeğin omuzlarındadır, böylelikle
kadına daha derin girebilir.
(XV) Dörtnal Koşan Aygır (Birinci seviş
me biçiminin bir çeşitlemesi) Kadın sırtüs
tü yatar, erkek dizlerini bükerek kadınm
üstüne oturur, bir eliyle kadını ensesinden
kavrarken öteki eliyle ayağını alttan ya
kalar.
(XVI) Atın Toynağı (Birinci sevişme biçi
minin bir çeşitlemesi) Kadın sırtüstü ya
tar. Erkek yalnız kadının bir ayağını omu
zuna koyar, öteki ayak rahatça, doğal du
rumunda uzatılmış kalır.
(XVII) Uçan Beyaz Kaplan (Dördüncü
sevişme biçiminin bir çeşitlemesi) Kadın
yüzü yatağa dönük diz çöker. Erkek de
kadının arkasında dizleri üstünde durur ve
iki eliyle kadını belinden kavrar.
(XVIII) Ağustos Böceği Bir Dala Tutunu
yor (Dördüncü sevişme biçiminin bir çe
şitlemesi) Kadın yüzükoyun yatar, bacakla
rını ayırır erkek kadını omuzlarından kav
rar ve arkadan girer.
(XIX) Yüzünü Ağaca Dönmüş Keçi (Dör
düncü sevişme biçiminin bir çeşitlemesi)
Erkek bir sandalyeye oturur kadın sırtı
erkeğe dönük kendisini belinden kavrayan
erkeğin kucağına oturur.
(XX) Yabanıl Tavuklar (Birinci sevişme
biçiminin bir çeşitlemesi)
(XXI) Kızıl Mağarada Oynayan Anka
Kuşu (Birinci sevişme biçiminin bir çeşit
lemesi) Kadın sırtüstü yatar her iki aya
ğını da kendi elleriyle havada tutar.
(XXII) Bir Dev Kuş Karanlık Denizin
Üstünde Yükseklerde Uçuyor (Birinci se
vişme biçiminin bir çeşitlemesi) Erkek
kadının yukarı kalkmış bacaklarını kolları
nın üst bölümüyle bastırırken elleriyle ka
dını belinden kavrar.
(XXIII) Şarkı Söyleyen Maymun Ağaca
Asılıyor (İkinci sevişme biçiminin bir çe
şitlemesi) Erkek sandalyeye oturur gibi
yatağın kenarına oturur, kadın ata biner
gibi yüzü erkeğin yüzüne dönük erkeğin
kucağına oturur ve iki eliyle erkeğe tutu
nur. Erkek bir eliyle kadını kabaetlerin-
den kavrarken öbür eliyle yatağa daya
nır.
(XXIV) Kediyle Sıçan Aynı Delikte (İkinci
sevişme biçiminin bir çeşitlemesi) Er
kek arka üstü yatar ve ayaklarını gev
şek bırakır. Kadm erkeğin üstüne yapışık
olarak yatar bu biçimde erkeğin yeşim sa
pı iyice derine girer.
(XXV) Bahar Sonu Eşeği (Dördüncü se
vişme biçiminin bir çeşitlemesi) Kadın
ayakta dururken ellerini yere değdirince-
ye kadar eğilir. Erkek kadının arkasın
da durur ve kadım belinden kavrar.
107
(XXVI) Sonbahar Köpeği (Dört temel se
vişme biçiminin de dışında bir sevişme
biçimi) Kadın da erkek de elleri ve ayak
ları üstünde arka arkaya dururlar, kıçla
rını birbirine iyice yaslarlar, erkek kafa
sını daha da eğer. Bir elini yerden kal
dırarak yeşim sapını kadının yeşim kapısın
dan içeri sokar.
108
iyiyi bulmak için sürekli bir arayış içinde olmak başlı
başına sevişmeye çeşni katan, sevişmeden duyulan tadı
ve esrikliği arttıran bir öğedir.
Hiçbir kitabın belirli bir çifte en uygun gelecek
sevişme biçimini gösterememesinin nedeni insanların
yapılarının değişik olması, aynı yapıda yaratılmamış
olmalarıdır. Bedenleri eşit yapıda, ölçüde, boyda,
ağırlıkta olan cinsel organlarının derinliği, genişliği,
uzunluğu, kalınlığı tam olarak eşit olabilecek iki çift
bulmak olanaksızdır.
Birçok ünlü seks kitaplarının ilginç sevişme bi
çimlerinin açıklamasını yaparken bu sevişme biçim
lerini her çiftin hayal güçlerini kullanarak kendi ge
reksemelerine en iyi uyacak bir biçime dönüştürme
leri gereğinden söz etmemeleri üzüntü verici bir ek
siktir. Pek renkli bir biçimde betimlenmiş ve çok
güzel etkileyici sözlerle adlandırılmış olması bu se
vişme biçimlerini uygulamaya çalışacak çiftleri bu
naltmak, sıkıntıya sokmaktan başka bir işe yarama
yabilirler. Pek az sayıda çift bu öğretim kitaplarında
örnek insan olarak gösterilmiş çiftlerin tıpkısını ya
pabilirler. En iyisi resimlerin ya da betimlerin tıpkı
sını uygulamaya çalışmaktan vazgeçip her çiftin de
neyerek kendilerine uyan sevişme biçimlerini kendile
rinin bulmalarıdır. Bir kitap olsa olsa bir başlangıç
olabilir.
Aşağıda kendinize en iyi uyacak çeşitlemeleri na
sıl bulabileceğiniz konusunda önerilerle dört temel
sevişme biçimi sıralanmaktadır.
109
da, erkek sağına kadın soluna dönük ya
da tam bunun tersi.
(4) Erkeğin arkadan girişi, hayvanların
büyük çoğunluğunun sevişme biçimi budur.
İnsanlar 1a rahatça yatakta hem erkek,
hem kaduı sağ ya da sol tarafına yatmış
olarak ya da erkek kadının üstüne yata
rak bu biçimde sevişebilirler.
Bu sevişme biçimlerinin sayısız çeşitle
meleri olabilir. Bir çeşitleme erkek kadın
dan bir baş daha uzunsa pek uygun ola
bilir, ötekisi aynı boyda erkek ve kadın
için daha uygun düşer. Başka farklılık
lar bazı kadınların dölyolunun (vajina) yu
karda olmasından doğabilir. Bütün bu be
denin özelliklerinden doğan farklar seviş
me biçimlerini sonsuz sayıda çoğaltabilir.
Örneğin erkeğin sevişme biçiminden bütün
şu aşağıdaki sevişme biçimlerini ayrıntı-
landırabiliriz.
111
lir. Özellikle bu duruş oldukça derin dölyolu
(vajina) olan kadınla kamışı orta büyük
lükte olan erkekler için uygundur.
(XIII) Kadının bacaklarını omuzuna ko
yabilir. Bu çeşitleme çok derine girmeyi
sağlar ve bazı kadınları son derece huy
landırıp zevklendirir. Bazı kadınlar böyle-
sine derin bir girişe ancak birkaç kez
gidip gelme süresince dayanabilirler. Bazı
ları da dölyollan derin olmadığı için hiç
dayanamazlar ve böyle bir giriş canları
nı yakabilir. Bir çok erkekler bu çeşitle
meden her derin girişte erbezi torbalan ka
dının kaba etlerine değdiği için çok değişik
bir zevk duyarlar.
3. Biçim değiştirme
112
çebilmeyi de öğrenmelidir. Örneğin erkeğin üstte ol
duğu bir sevişme biçiminden yana yatarak kendini
ve eşini, kadınla erkeğin yan yana olduğu sevişme
biçimine geçirebilir. Bu da sayısız çeşitlemeleri olan
bir temel sevişme biçimidir. Bir örnek olarak olduk
ça ilginç bir çeşitleme : erkek kadını sağ kalçasının
bele yakın bölümünden tutar ve git gel hareketlerine
hız yermek için ileri geri oynatır. Öbür yandan ka
dın sağ bacağını erkeğin sol kolunun üstünden aşır
tır. Biraz yaratıcı zekânızı kullanarak yalnız bu çe
şitlemeden bile sayısız çeşitlemeler üretebilirsiniz. Ör
neğin erkekle kadının birbirlerine sarılma biçimleri,
birbirlerine ne kadar yakın ya da uzak durdukları,
kadının bacaklarını ayırış biçimleri ve bu böyle sü
rer gider.
4. Kadın üstte
8/113
karar verebilir. Öteki yarara gelince, bu sevişme bi
çimini gerekli yapan bazı fiziksel nedenler de ola
bilir. Bazı kadınlar ancak bu sevişme biçiminde 'vr-
gazma ulaşabilirler. Kadının üstte duruşunda kadın
çok daha letkili bir rol almış olur, gidip gelme ko
nusunda kendisini en çok zevklendirecek, huylandı
racak yöntemi ve açıyı seçebilir. Daha önce hiç or
gazma ulaşmamış kadınların bu duruşta orgazma
ulaştıkları saptanmıştır.
114
duğudur. Kuşkusuz çeşitlemelerden biri budur ve bu
çeşitlemeden hoşlanan da pek çok kimse vardır.
Başka bir çeşitleme kadımn boylu boyunca erkeği
nin üzerine uzanması ve dudaklarım birleştirmesi
dir. Bacaklarını adamakıllı ayırabileceği gibi sıkı sı
kı bitişik de tutabilir. Kadının sürekli dizlerinin üstün
de durmasıyla karşılaştırılınca bu uygulama rahatlatı
cı bir değişiklik olabilir, kadın kendini yavaş ve yuvar
lak hareketlerle bir sağa bir sola döndürebilir ve bu ha
reketleri yaparken göbeğim ve göğüslerini erkeğinki-
lerle sıkı sıkı bitişik durumda tutabilir ya da ağa yaka-
anmış balık gibi çabuk kısa git gel hareketleri yapabilir.
Pekçok kadına bu hareketler son derece gıcıklayıcı ve
kışkırtıcı gelir. Aslına bakılacak olursa bunlar bir
git gel hareketi de değildir. Çünkü kamış da dölyolu
da hep birbirleriyle olan sıkı sıkı ve derinlemesine
yapışık durumlarını sürdürürler. Kadının böyle boy
lu boyunca erkeğinin üstüne yüzükoyun yatma biçimi
nin bir yararı daha vardır, eğer gerçekten güzelse
erkek kadının güzel kalçalarının ve kabaetlerinin el
leriyle ve kollarıyla iyice keşfini ve değerlendirme
sini yapabilir. Beğenisini açıklamaktan da hiçbir za
man çekinmemelidir. Herkesçe bilinen kadının ata
biner biçimde erkeğin üstüne oturduğu durumdan ka
dının tam ters erkeğin ayakları doğrultusuna dön
mesi de bir başka heyecan kamçılayıcı çeşitlemedir.
Eğer kadının organının, dölyolu (vajina) girişi
çok yukardaysa, ya da kadın çok iri kıyımsa ya da
kadının deneyimi çok azsa kadının üstteki sevişme
biçimi bazı sorunlar çıkartabilir. O zaman da kadm
üstteyken çok canlı çok hareketli olamaz. îşte bü
tün bu durumlarda erkek kadrnın git gel hareketlerini
yarı yolda karşılayıp yardımcı olabüir ya da kadı
nı omuzlarından tutarak aşağı yukarı hareketlerini
115
yönlendirebilir. Aynı şekilde ister göğüslerine yakın
bölgeden, ister kalçalarının alt bölümünden olsun, ka
dını belinden de tutabilir. Kuşkusuz bu kadının bo
yuna göre erkeğin en rahat biçimde kadına aşağı
yukarı hareket verebileceği duruma göre değişebilir.
7. Arkadan giriş 2
116
8. Başarının anahtarı denemeleri sürdürerek arayış
içinde olmaktır.
117
BÖLÜM 6
118
‘İdeal Evlilik’ adlı yapıtında, «Çinliler, Japonlar ve
Çinhindi’nin halkları bizim anladığımız anlamda öpüş
mezler, ağızlar birleştirileceğine burunlar yaklaştırıla
rak duyarlıkla nefes içeri çekilir» diye yazmıştır. Bu
iddianm Japonlar ve Çinhindi’nin halkları bakımından
ne derece doğru olduğunu bilemem ama kesinlikle Çin
lilerin öpüşme yönteminin bu olmadığını biliyorum. Bel
ki Çinlilerin herkesin yamnda bebeklerini koklayarak
sevmek gibi bir alışkanlıkları olmasından van de Vel-
de böyle yanlış bir izlenim edinmiş olabüir. Çinliler
bebekleri koklamayı pek severler ve bakımlı bebekle
rin kendilerine özgü pek hoş bir kokuları vardır. An
laşılıyor ki van de Velde’ nin herkesin önünde yapılan
••görebildiği tek öpüşme biçimi budur. Çinliler öpüşürler,
ancak bunu pek gizli bir şey olarak kabul ederler ve
herkesin önünde öpüşmeleri çok az rastlanılan bir
olaydır. Bugün Batı’da öpüşmenin hatta en tutkulu
öpüşmenin bile hiçbir çekingenlik duyulmadan herke
sin önünde yapılmasına karşın Çinlilerin herkesin önün
de kendilerini tuttukları söylenebilir. Belki konu bu
dur. Yoksa cinsel isteği kışkırtıcı öpüşmeyi Çinliler,
cinsel birleşmenin çok önemli ayırtılmaz bir parçası
olarak kabul etmişlerdir.
1. Yin özü
119
şim Kaynağı’ kadının dilinin altındaki iki
oyuktan gelir. Eğer erkek diliyle kadının
dilinin altını uyarırsa bu öz, haznesinden dı
şarı fışkırır. Görünümü saydamdır ve er
kekler için çok yararlıdır.
(2) Onun altındaki ‘İkiz Doruklar'dır (me
meler). Onun ürettiği Tanrı içkisi «Beyaz
Kar» meme uçlarından gelir, rengi beyaz
tadı tatlıdır. Bu özden içmek yalnız erkek
ler için değil hatta kadınlar için daha da
yararlıdır. Kadınların kan dolaşımını güç
lendirir, adet dönemlerini düzene koyar,
bedenini de ruhunu da dinginleştirir, mut
luluk ve erinç verir. Hem ‘Çiçekli Hazne-
si’nde (ağzı), hem de ‘Karanlık Kapısı’nda-
ki (kadınlık organı) salgı üretimini çoğaltır.
Hiç çocuk doğurmamış ve göğüsleri süt
yapmamış kadınlar için bu özün yararı da
ha da büyüktür.
(3) En alttakinin adı ‘Mor Mantar Doru
ğu’ ya da ‘Beyaz Kaplan İni’ ya da ‘Ka
ranlık Kapı’dır (kadınlık organı). Onun
ürettiği Tanrı içkisi ‘Mehtap Çiçeği’dir. Bu
içki Yin sarayında (döl yatağı) güvenli bir
biçimde saklanır. Bu öz son derece kaygan
dır ama Yin sarayının kapısı hemen her
zaman kapalıdır. Ancak kadın yüzü ateşle
nip sesi fısıltıya dönüşene kadar isteklendi-
rildiği zaman açılır ve o zaman Tanrı iç
kisi dışarı akar. İşte o zaman yeşim sapı
iki üç santim geri çekilmeli ama gidip gel
me sürdürülmelidir, bir yandan da kadın
ya ağızdan öpülmeli ya da meme uçları
120
emUmelidir. Üç doruğun ürettiği tanrı iç
kileri bunlardır. Taocu sevişmeyi bilen
kimse tutkusunun tutsağı olmadan, tutku
sunun elinde bilinçsiz bir oyuncak olma
dan, tüm hazlara duyarlıdır. Taocu seviş
meyi uygulayan çift boğazlarına kadar
şehvete gömülmüşlerdir ama bu dünyalıla
rın bildiği şehvet değildir. Onun için de
boğulmadan ondan yararlanmasını bilirler.
121
mayı öğrenmiş olması gereklidir. Eğer kadın ağzıy
la çok sert ve hlrpalayıcı hareketler yaparsa, eğer
dilini dişlerine kalkan yapmayı bilmezse oradan Tan
rının içkisinden içeceğine yü heng’i incitebilir. Bazı
kadınlar klitoris’in (bızır) dişlenmesinden hoşlanabi
lirler ama şaka yollu da olsa kamışlarının ısırılmasın
dan hoşlanan erkek eğer çıkarsa, pek az çıkar.
Kadın organının ağız yoluyla uyarılmasının (cun-
nilingus) hiçbir sakıncası yoktur, kadınların büyük
çoğunluğu da bundan büyük bir haz duyarlar.
3. Öpüşmenin yararları
122
yararlanabilmesi için dudakların, dilin ve ağzın nasıl
kullanılacağının öğrenilmesi gereklidir. Havelock El-
lis’ in dediği gibi : «Dudaklarımız deriyle mukaza za
rı arasında son derece duyarlı bir sınır bölgesidir.
Birçok bakımdan kadınlık organı — dölyolu (vajina)
girişine benzetilebilir. Şu farkla ki dilin canlı ve
etkili hareketlerinin katkısıyla duyarlılığı da ha da
arttırılmış güçlendirilmiş olarak *. Daha başka bir
deyişle dudaklarda ve dilde kadınlık organı ve kamı
şın özelliklerini içeren cinsel duyarlılığın yoğun oldu
ğu organlara sahip bulunuyoruz. Buna karşın bu or
ganlarda kamışın ve dölyolunun (vajina) kusurların
dan hiçbirisi yoktur. Kamışı da kadınlık organını da
büyük ölçüde istencin etkinliği dışındaki kaslar dene
tir. Buna karşın dudakları ve dili istencin etkin olduğu
kaslar denetir. Bundan çıkan sonuç şudur: İstediği
miz kadar çok, istediğimiz kadar uzun, hatta yorgun
düşsek bile — nefessiz kalana dek — öpüşebiliriz. Ay
nı denetimi cinsel organlarımızda sürdüremeyiz. Tao-
cu sevişmede ustalaşmış bir kimse bile çok yorgun
olduğu zaman sertleşmede güçlükle karşılaşabilir. Ge
ne büyük bir üzüntü içinde olan bir erkekle kadın da
sevişmede buna benzer güçlüklerle karşılaşabilirler.
Oysa son derece bitkin bir erkekle kadın cinsel or
ganları işlevlerini göremez duruma düştükten sonra
da dudaklarıyla ve dilleriyle sevişmeyi sürdürebilir
ler.
123
kadını cinsel birleşmeye hazırlayacağıdır. Oysa uy
gulamada bu kâm her zaman doğrulanmaz, kadından
kadına tepkiler büyük değişiklikler gösterir. Bazı ka
dınların meme uçları hemen hemen bütün bütün duyar
sızken başka kadınlarınki öylesine duyarlıdır ki meme
lerinin okşanması onları orgazma ulaştırmaya ye
tebilir. Kadınların büyük çoğunluğu memelerinin
emilmesinden hoşlanırken bundan nefret eden bir azın
lık da yok değildir. Erkek öncelikle kadının bu konu
daki tepkilerini öğrenmeye çalışmalıdır. Çünkü me
melerin emilmesi hem erkek, hem kadın için sağlığa
çok yararlıdır. Elbet erkek kadının göğüslerini hoy
ratça hırpalamaktan kaçınmalıdır. Kısa zamanda ka
dınların büyük çoğunluğunun göğüsleriyle cinsel organ
ları arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu anlaya
caktır. îki meme ucunun ya öperek ya emerek ya ok
şayarak uyarılması kadınların büyük çoğunluğunun
cinsel organlarında büyük haz duymalarına ve dölyo-
lunun (vajina) bol miktarda salgı yapıp sulanmasına
yol açacaktır. Bununla birlikte kadınların bir çoğun
da da sanki böyle bir bağlantı yokmuş gibidir. Olduk
ça tuhaf görünebilir ama kadının göğüslerinin büyük
lüğü ve güzelliğiyle kadının göğüslerinin öpülüp emi
lip yalanmasından hoşlanması arasında hiçbir ilinti
yoktur. Eğer erkek sabırlı ve yeteri kadar becerikliy-
se bu görünürdeki duyarsızlık, bağlantısızlık özenli ve
düzenli olarak aralıksız emilme ve okşanma sonucun
da çok kez birkaç ay içinde giderilebilir ve kadının du
yarlığı uyandırılabilir. Sinirsel bağlantılar her zaman
yerindedir. Onların uyanmamış olmalarının nedeni ye
terince uyarılmamış olmalarından başka bir şey de
ğildir.
124
5. Cinsel isteği kışkırtıcı öpüşmenin geliştirilmesi
125
Bütün bunlar çok önemlidir. Çünkü derin ve şeh
vetli öpüşmede eşler birbirlerinin dudaklarından ve
dillerinden içmelidırler. Bu yolla da birbirlerini sına
mış olurlar. Eğer b'rinin tükrüğü ötekine tiksinti veri
yorsa o zaman baş .a sandıkları kadar birbirlerine
uygun çiftler olmadıkları ve kendilerine daha çekici
gelecek bir başka eş aramaları gerektiğini düşünme
lidirler. Hiç sakınmadan birbirlerinin tükrüklerinin
zevkine varamayan bir çift için doyurucu bir şehvet
li öpüşme ilişkisi kurmak olanaksızdır. Böyle bir ilişki
olmadıkça da sevişmenin önemli bir bölümü eksik kala
caktır.
Buraya kadar dişlerden hiç söz etmedik ama diş
lerin de şehvetle öpüşmede önemli bir işlevi vardır.
Arada bir eşinizin dudaklarını ya da dilini dişleyebi
lirsiniz. Tabii canını acıtmadan... Yalnız gerçek ma-
zohistler acı çekmekten zevk duyarlar. Kulak memele
rinin boynun ya da omuzların dişlenmesi ya da ısırıl
ması gerçekten çok etkileyicidir. Pek çok kadın ve
pek çok erkek özellikle cinsel birleşme sırasında böy
le ısırılmaktan son derece zevk alırlar.
126
BÖLÜM 7
127
maktadır. Bu söyleşilerin bir bölümünde Su Nü erke
ğin yaklaşımlarına karşı kadının gösterdiği beş te
mel tepkiyi anlatmaktadır :
128
(c) Kadın karnını şişirir bundan kadının
daha sığ gidip gelmeler istediği sonucuna
varılabilir.
(d) Eğer kalçalarını, butlarını oynatıyorsa
bundan kadının son derece zevk aldığı an
laşılır.
(e) Eğer ayaklarını erkeği kendine çek
mek için çengel gibi kullanıyorsa bundan
kadının daha derin git gel istediği anlaşılır.
(f) Kadının bacaklarını erkeğin arkasına
dolaması daha fazla istediğinin göstergesi
dir.
(g) Bir bu yana bir öbür yana çalkala-
nıyorsa bu bir sağ yönden bir sol yönden
gelen derin gidip gelmelere istekli olduğu
nun göstergesidir.
(h) Kadın gövdesini yükselterek erkeğe
olan yakınlaşmasını arttırmaya çalışıyorsa
bundan kadının çok büyük zevk duyduğu
anlaşılır.
(j) Kadının organı iyice sulanırsa Yin
seli gelmiş demektir. Erkek kendi de kadı
nın mutlandığını görebilir.
9/129
(III) Gözleri erkeğine takılıp kalmıştır.
(IV) Kulakları ve yüzü kızarmıştır ama
dilinin ucu hafifçe soğumuştur.
(V) Elleri ve karnı sıcaktır. Sözleri anla
şılmaz bir mırıltıya dönüşmüştür.
(VI) Yüzünde büyülenmiş gibi bir görü
nüm vardır. Gövdesiyle kollan bacakları
pelte gibi yayılmıştır.
(VII) Dilinin altında tükrüğü kurumuş
tur, gövdesiyle sıkı sıkı erkeğine değmek
tedir.
(VIII) Kadın organının damar gibi attığı
farkedilmektedir ve adamakıllı salgı yap
mıştır.
130
ilişkide eşitlik üzerinde ısrarla durulmasının nedenini
buna bağlayabiliriz.
2. Han Soyu
131
erkeklerin yararı göz önünde tutularak erkeklerin üs
tünlük övüncünü arttırmak, kendini beğenmişliklerine
destek yapmak ve kadının rolünü yalnızca erkeğin
bu üstün durumunu daha da belirginleştirmek ola
rak düşünülmüştür. Ne var ki, uygulama söz konusu
olunca durum gözüktüğü kadar kötü değildi. Toplum
sal açıdan kadının durumu kötüleşiyordu ama bir
yandan da eski Taocu ilkeler varlıklarını sürdürü
yorlardı. Yazarlar ve Taocu sevişme ustaları kadının
doyum sağlamasının ne denli önemli olduğu konusu
na sürekli vurgu yapmaktan vazgeçmemişlerdi. Ka
dının istekli katılımı olmadan bir erkeğin sevişmeden
gerçek bir kıvanç duyamayacağını belirtmekten geri
durmuyorlardı. Kronhausen’Ier Doğulu Aşk Sanatı ko
nusunda yapmış oldukları araştırmalarda bu konuya
ilginç bir yorum getirdiler, kadının sevişmedeki ro
lü konusunda Japonlar’la Çinlilerin tutumları arasın
daki farklılık üzerinde durdular :
132
sevişme sanatında çok az rastlanan bir
olaydır l.
133
yorsa onu çabuk çabıik mezara götürme
ye tek bir kadın yeter de artar bile.
134
için bir kadından Yin özü almaya gerek
semesi yoktur, aynı biçimde kadının da
Yin özünü geliştirmek için erkekden Yang
özü almak gereksemesi vardır. Batının
Ana Kraliçesi3 işte böyle bir kadındı. Se
viştiği her erkek sevişme sonucunda has
talanırdı, buna karşın Batı’nın Ana Krali
çesi ne pudra, ne boya kullanmaya gerek
duymadan gençliğini güzelliğini korur
du. Söylendiğine göre kendini yalnız süt ve
peynirle besler, beş telli ut çalarak gön
lüyle zihni arasındaki uyumu sağlardı. Ge
ne söylendiğine göre hiç evlenmemiş,
genç erkeklerle sevişerek gönlünü eğlen-
dirmişti. Elbette yaşamı iyi bir örnek sa
yılamaz. Ana Kraliçe olarak yüksek bir
yeri olsa da böyle bir yaşam sürmemesi
gerekirdi.
135
çındayım. Uydurma olduğunda hiçbir kuşku olmayan
Ana Kraliçe öyküsü kan emici cadı (vampir) öyküle
rinin bütün özelliklerini içermektedir. Yaşlı kadın
genç erkeklerin arkadaşlığını elde etmek için yanıp
tutuşmaktadır : Böyle yaparak boyaların yardımı ut
madan gençliğini sürdürmeye yetecek hemen hemen
doğaüstü bir güç kazanmaktadır. Ana Kraliçenin ne
den olduğu yıkımlara, ölümlere karşı umursamazlığı
tüm kültürlerdeki, masallardaki ortak femme fatale
tipine uygun düşmektedir.
Vampirizm Batılı bir sözcüktür. Norveçli ressam
Edward Munch hem yağlı boya, hem de taşbasma
vampir resimleri yapmıştır. Vampir adını taşıyan pek
çok yapıtı vardır. Bu resimlerin hemen hemen hepsi
birbirine benzer. Hepsinde bir erkeği ensesinden öpen
bir genç kadın vardır. Resimlerin verdiği izlenim
genç adamın kanım emen bir vampirdir. Tüm yaşamı
boyu Munch kadınlara yaklaşmaktan çekinmiştir. Bir
kadınla sevişmenin ölümle çiftleşmek anlamına gele
ceğini düşünüyordu. Kadınlara karşı duyduğu sayrıl
korku kardeşi Andreas, 1895 yılında pek genç bir yaş
ta, evlendiğinin altıncı ayında ölüverince büsbütün
çoğaldı. Munch’a göre yengesi iyi bir kadındı ama
kardeşi için fazla canlı, fazla güçlü bir kadındı.
Bir bakıma eski Çinlilerin cinsel ilişkiler konu
sundaki düşünceleri de Munch'unkilere benziyordu.
Onlar da seksin erkeği ölüme göfürecek derecede sa
kıncalı olduğunu düşünüyorlardı. Ancak Çinlilerin bu
na karşı buldukları çözüm kadınlardan uzak durmak
değildi. Sayrıl bir saplantıyla kadınlardan kaçınmak
yerine Taocu sevişme yöntemini geliştirdiler. Taocu
sevişme, sevişmeyi erkekler için zararsızlaştırmakla
kalmıyor, buna ek olarak sevişmeyi hem kadın, hem
136
erkek için kesinlikle yararlı da yapıyor. Tıpkı insan
oğlunun insanlığın yararı için coşkun ırmakları ve
sel sularım dizginlemek için setler yapması gibi Tao-
cu ustalar da cinsel gücü insanlığın yararı için bir
düzene koymanın yolunu buldular.
137
manı sanki taşmış, tuğlaymış gibi düşün
melidir. Denetimi yitirip ching’ini akıtaca
ğını anlayınca hemen o anda kendini ge
ri çekmelidir. Bir kadınla sevişmek çürük
yularlı bir atı dörtnala koşturmak ya da
içi sivri uçlu kargılarla dolu bir uçuru
mun kenarında yürümek kadar tehlikelidir.
Bir erkek ching’ini korumasını öğrenirse
ona kadınlardan hiçbir zarar gelmez, ka
dınlardan çekinmesi için hiçbir neden kal
maz. Güven içinde sevişebilir.
138
bu düşünce çokkarılı eski Çin toplumundan kalma bir
miras olarak değerlendirilmelidir. Bu açıdan bakınca
Taocu sevişmede ustalaşan bir erkek bir gecede çok
sayıda kadını doyuma ulaştırabilecek gücü ve yete
neği elde etmiş olacaktır. Niçin haremindeki tüm
kadınlarla sevişmesin?
Ancak Huang Tinin üç kadın danışmanından hiç
biri bir gecede birden çok kadınla sevişmeyi salık
vermemişlerdi. Hiç olmazsa elimize ulaşan söyleşiler
de böyle bir bölüme rastlamıyoruz. Yalnız erkek da
nışmanı P'eng Tsu böyle bir öneride bulunuyor.
Sui Soyundan başlayarak Çin’de kadının durumu
giderek kötüleşti. Bir örnek olarak T'ang Soyu döne
minde ,(İS 618-906) bir felsefe olarak Taoculuk ve
onunla birlikte Taocu sevişme çok ilgi toplamış ve
yaygınlaşmıştı ama bu dönemin hemen ardından ka
dını o kadar aşağılayıcı ayaklarının küçük kalması
için sıkı sıkı sarılması geleneği ortaya çıktı. Bu dö
nemde artık kadınlar yalnızca bir zevk aracıydılar.
Erkeklerin oynayıp sonra fırlatıp atacağı bir oyun
cak... Bunun sonucunda Taocu sevişme giderek yozlaş
tırıldı ve çeşitli değişik adlarla tanınmaya başladı.
Bütün bu yeni adlar asıl Taocu sevişme anlayışından
uzaklaşan değişik bir anlayışı yansıtıyorlardı :
Odanın Tekniği
Birleşme Taosu
Birleşme
Sevişme Yöntemi
İçerlek Oda Savaşı
Yin ve Yang Savaşı
139
arada ele alınması düşüncesi yok olmuş, sevişme bir
savaş alanına dönüştürülmüştür. Bu anlayış yüzünden-
dir ki van Gulik gibi bazı Batılı bilginler Taocu se
vişmede bir vampirlik öğesi bulunduğu kanısına var
mışlardır. Bunun nedeni de ortada... Bu dönemin ya
zarlarının incelenmesi böyle bir izlenim veriyor. Ör
neğin Chung Ho Tzu, Taocu sevişmenin başlangıçtaki
özgün görüşlerini yozlaştırıp saptırmış — Yin ve Yang
uyumunun karşısına — «iki cinsin savaşı» yolundaki
kendi görüşlerini getirmiştir. Ancak büyük İngiliz bil
gini Joseph Needham başlangıçtaki Taoculuğun de
rinlemesine ve ayrıntılı olarak incelemesini yaptık
tan sonra van Gulik’in bu konudaki düşüncelerini de
ğiştirmesine neden olan gerçeğe daha uygun sonuç
lara varılmıştır.
140
sanırım : sevişmede doyumsuzluğun neden olduğu bu
naltı ve umutkırıklığı... Masters ve Johnson gibi
seksbilimcilerin bilimsel araştırmalarından ya da
Kate Millett (Cinsel Politika) ve Norman Mailer
(Seks Mahpusu) gibi ünlü yazarların kitaplarından
kadınların cinsel gereksemeleri konusundaki temel
gerçekleri öğrenmiş bulunuyoruz. Artık bu yasak bir
konu değil... Karı kocanın paylaştığı yatakta öyle sa
nıldığı gibi her şeyin yolunda olmayabileceği ilk kez
bu yüzyılın başlarmda Havelock Ellis tarafından orta
ya atıldığı günlerden beri hemen her yerde kadınla
rın doyumsuzluğu, hoşnutsuzluğu çağdaş cinsel aydın
lanmanın temel konusu oldu. Kinsey ilk kez istatistik
lere dayalı bilgiler ortaya koydu. Onun araştırmaları
nın getirdiği bulgular görünürde mutlu evliler sayılan
çiftlerin bile çok düşük bir sevişme diyetiyle yaşa
dıklarını açığa çıkardı. A.B.D. deki erkeklerin dört
te üçü için sevişme süresinin iki dakika ya da da
ha kısa olduğunu saptayan Kinsey’di. Masters’ ın daha
yeni araştırmalarında birçok çift için sevişmenin bay
ramlık takımlar kadar rastlantısal bir şey olduğu be
lirlenmiş oldu. Bu tür sevişmeler hiçbir zaman kadı
nın cinsel gereksemelerine bir karşılık veremez. Bun
dan daha iyi, daha uygun bir yol bulunmalı. İşte Tao-
cu sevişme bu soruna kolaylıkla bir çözüm getirebi
lir. Taocu sevişmede ustalık kazanmış bir erkek hiç-
bfr zaman başarısızlığa uğramadan tam olarak ve
tam anlamıyla kadınını doyuma ulaştırabilir *. Erkek4
141
bunu yaparken bir yandan da kendi cinsel doyumunun
da büyük ölçüde arttığını duyumsayacaktır. Kadının
doyduğunu görmek başlı başına bir zevk, bir hazdır.
Bir de bunun yanında her ikisinin de Yin ve Yang
uyumundan ; ararlanması da var.
Bazı kimseler böyle şeylerle uğraşmayı boşuna
zaman ve emek harcamak sayabilirler. Ama aynı kim
seler bir kokteyl partide ya da özenle hazırlanmış bir
ziyafette saatler harcayacaklarını düşünmeden he
men kokteyl partinin ya da ziyafetin üstüne atlaya
caklardır. Bu iki ayrı tür etkinlikten alacağınız zevki
karşılaştırın öncelik sıralamanızın ve yaptığınız seçi
min yanlış olduğunu anlayacaksınız. Eğer Tao’dan
ders alabilir v'e ilgimizi yiyip içmekten sevişmeye çe
virebilirsek hem daha sağlıklı olacağız, hem de daha
mutlu.
142
BÖLÜM 8
143
yanıp tutuşuyorum, elimden bir şey gelmi
yor. Bu durumda ne yapmalıyım? Tao bu
konuda ne diyor?
Su Nü : Yüce kiralımın karşılaştığı sorun
tüm erkeklerin sorunudur. Bir kadınla se
vişmek için erkek bütün gerekli şeyleri
yapmalıdır. Önce uygun ortamı yaratmalı
dır. Ancak ondan sonra yü heng’in sertleşe
ceğini umabilir. Neler yapması gerektiğinin
ayrıntıları aşağıdadir :
(1) Önce beş duyu organını en alıcı bir
durumda düzenli çalışacak biçimde ayarlı
tutmalıdır.
(2) Kadınının gövdesinde cinsel duyarlı
lığı fazla olan dokuz bölgeyi iyice duyum-
samalıdır.
(3) Kadınının beş güzel niteliğinin nasıl
duyarlılığında olunulacağını bilmelidir.
(4) Kadınını isteklendirmeyi bilmelidir ki
kadınlık orgamnın yapacağı salgıdan ya
rarlanabilsin.
(5) Kadının tükrüğünden içmelidir ki ken
di ching’iyle (ersuyu) kadının chi’si (ne
fesi) uyum içinde olsun.
(6) Yedi zararlı edimden kaçınmalıdır.
(7) Sekiz yararlı edimi gerçekleştirmeli-
dir.
Eğer bunların hepsini yaparsa beş duyu
organı alıcı ve düzenli çalışır biçimde ayar
lanmış, sağlığı korunmuş olur, hiçbir bo
zukluğu kalmaz .bedeni tüm işlevlerini
zorlanmadan yerine getirebilir. O zaman
yü heng’i de kadınına her girişinde kaska-
tı sertleşir \ Bunları yapınca düşmanı b ile'
ona hayran kalır ve ona dost olur, bütün
utanç ve sıkıntıları geçmişte kalır.
10/145
recek bir şey de değildir. Nasıl önlem alınacağını bi
lirsek kolayca geçer. Eğer nezleyi ele aldığımız kadar
gerçekçi bir tutum içinde olursak o zaman olasılıkla
böyle bir duruma düşmekten şikâyetlerimiz de azala
caktır. Şu var ki bu kolay öğüdün söylenmesi yapılma
sından daha kolaydır. Tek bir geçici güçsüzlük olayı
çok derinlere kadar işleyecek sürekli güçsüzlük kor
kusunu devinime geçirecek yaralar açıyor. Çağdaş
seksbilim araştırmalarının bulgularına göre cinsel
güçsüzlük kaygısı, cinsel güçsüzlük diye tanımlanan
olayların büyük çoğunluğunun nedenidir. Masters ve
Johnson ‘İnsanoğlunun Cinsel Yetersizliği’ adlı kitap
larında şöyle yazmışlardı :
146
nın kuruduğunu ve soğuk terler döktüğünü anımsaya
caktır. Erkeklerin bir bölümünün sevişme olanağı do
ğunca kendilerini baştan aşağı kaplayan böylesine bir
korku ve kaygıya kaptırmaları gerçekten üzünç verici
hatta acıklı diye tanımlanacak bir durum...
147
Aslında Goethe haksızdı. Parmaklarıyla kendine
yardımcı olabilirdi. Eğer Taocu sevişmeyi bilseydi
bu kadar çaresizliğe düşmeyecekti. Kendini bir yığın
üzüntüden, sıkıntıdan kurtarabilecek ve bu olayı hem
kendi, hem de kadın arkadaşı için keyifli bir amya
dönüştürebilecekti.
148
nin cinsel bakımdan duyarlı bölgelerini okşamak, ka
dının cinsel duyarlığını arttıracaktır. Sırtını bütün
omurilik boyunca duyumsamak, meme uçları sertle
şinceye dek acıtmadan emmek, kadınlık organını öp
mek ve dilinizin ucuyla bızırı (klitoris) gıdıklamak,
sonra dilinizi hatta daha da derinlere kadının organı
nın apış aralarını bile ıslatacak derecede sulanması
na neden olacak derecede derinlerine kadar uzat
mak. Kadının isteklenmesi, iştahlanması sizin de is-
teklenmenize, iştahlanmanıza yol açacaktır. Eğer böy
le olursa sorununuz çözülmüş demektir. O zaman ko
layca kadınlık organına girebilirsiniz. Eğer böyle ol
mazsa o zaman Taocu sevişmenin ‘sertleşmeden girme’
adını verdiği yöntemi kullanarak gene girişi sağlaya
bilirsiniz.
149
lecek bir hayal gücü olmalıdır. Her değişik duruma
uyum sağlamak yalnız sağduyunun gereği değüdir,
aym zamanda Taoculuğun da temel ilkesidir. Eğer bir
önerinin uygulanması sizin için güçse o öneriyi bırakın.
Eğer bir öneri işe yarıyorsa o öneriden yararlanmaya
bakın. Pek çok konularda olduğu gibi sevişmede de
sekste de katı ve kesin kuralların sayısı pek azdır.
Bunun böyle olduğunu akıldan çıkarmadan sertleş
meden girişin nasıl gerçekleştirilebileceğini inceleye
lim :
150
lerinde gözlemlenmektedir. Son birkaç yıl
dan beri derialtı salgı bezlerinin çıkarttı
ğı ve deri yüzeyini kaplayan salgının önem
li bir maddesi olan doyurulmamış yağ asit
lerinin (bitkisel yağların çoğunun başlıca
ana maddesi de budur) bakterilerin ve
mantarların deri yüzeyinde neden olabile
cekleri hastalıklı gelişmelere engel olduğu
anlaşılmıştır.»
Bitkisel yağlar eski çağlarda hem Ba-
tı’da hem Doğu’da yaralan ve kesikleri sa
ğaltmada kullanılmıştır. Ama başka türlü
sü bulunamazsa son çare olarak yapay bir
yağlayıcı da kullanılabilir. Ancak kadının
kendi salgısının tam olarak yerini alacak
hiçbir sıvı bulunmadığı akıldan çıkarılma
malıdır.
(4) Eğer kadın, organına yağ sürülmesin
den hoşlanmıyorsa erkek kendi organını
yağlayabilir. Penisin başım ve çevresini
yağlayınca sonuç kadının organına yağ sür
mekten farksızdır.
(5) Sertleşmeden girişin başarıyla sonuç
lanması ellerinizin becerisine bağlıdır. Bu
uygulama sertleşmemiş kamışı kadının döl-
yoluna yerleştirmekten öte bir şey değildir.
Bu başarıldıktan sonra parmaklarınızı bir
yüzük gibi kamışın çevresine dolayacaksı
nız. Böyle yapmanız kamışın baş bölümü
nün bir oranda sertleşmesine yardımcı ola
caktır. Ondan sonra git gel hareketine baş
layabilirsiniz. Parmakla yaptığınız basınç
kamışın alt bölümüne sarılan kavuçuk sar
gıyla aynı etkiyi yapar. Kuşkusuz par-
151
makla yapılan basınç herhangi yapay bir
araçtan çok daha iyidir. Bir kere gerekli
basıncı her an yeniden ayarlayabilirsiniz.
Sonra gerek kalmadığı anda hemen par
mağınızı çekebilirsiniz. Gene kamışın des
teklenmesi gerektiği her ana, kamışı dı
şarı çıkartın yapay aracı yerleştirme gibi
bir zorunluk olmadan parmaklarınızı kul
lanabilirsiniz. Sonra bir de parmakla kamı
şa gereken basıncın verilmesi yüzünden
ne erkekte ne kadında yapay araçların ya
pabileceği türden bir incinme olması teh
likesi de yoktur.
4. Güvence
152
Bu açıklamalardan okuyuculardan bazıları ‘sert
leşmeden girme’nin sorunu olan erkekler için yararlı
bir teknik olabileceği, ancak normal bir erkeğin bu
tekniğe bir gereksemesi olmayacağı sonucuna var
mış olabilirler. Bu çıkarımın yanlış olduğunu söyleme
liyim. Sertleşmeden girme yalnızca ilk deneyimlerini
yapan gençler ya da sorunlu kimseler için önerilme
mektedir. Sertleşmeden girme Taocu sevişmenin ayır
tılmaz bir parçasıdır. Taocu sevişmede bir kimsenin
deneyimi arttıkça giderek bu teknik daha büyük
önem kazanır. Nedeniyse son derece basittir. Hiç
kimse her an sertleşmeyi sağlayabileceğinden yüzde
yüz emin olamaz. Oysa sertleşmeden sevişme yönte
mi eşi ne zaman sevişmeye istekli olursa erkeğe de
o zaman sevişmeye girişme olanağını verir.
Kuşkusuz sertleşmeden girme yönteminin herkes
te başarıya ulaşacağı konusunda güvence verilemez.
Sertleşmeden girmenin yapabileceği şey, bu yöntemi
doğru dürüst uygulamasını öğrenen kimselerin başa
rıya ulaşma olasılığını büyük oranda artırmasıdır.
Doğru dürüst diyerek anlatmak istediğim şey, o kim
senin içinde bulunduğu ruhsal ve bedensel koşulların
dikkate alınması içindir. Bedensel, zihinsel ya da
ruhsal bitiklik, besinsizlik yüzünden zayıf düşme du
rumlarında sertleşmeden giriş sonuç vermeyebilir.
Oysa normal koşullarda önceden tam sertleşme olma
sa da kamışla dölyolunun birbirlerine değmesi hemen
hemen mucize sayılabilecek bir etki yapar.
153
lerini kurtaramamışlardır. Bu konuda kaygılan kuşku
lan olan erkekleri de kadın için önemli olan şeyin
kamışın şöyle ya da böyle olmasından önde erkeğin
sevişirken duyarlığı ve cinsellik organım gereği gibi
kullanmasını bilip bilmediği olduğuna inandırmak ko
lay olmuyor. Eski Çinlilerin kamışın boyu, kalınlığı
ve yapısı konusundaki görüşleri genel çizgileriyle
çağdaş araştırmalarla varılmış sonuçlara çok ben
zemektedir.
Taocu sevişme metinlerinin büyük bölümünde ka
mışın boyu kalınlığı ve yapısıyla kadının doyuma
ulaştırılması konusunun bir ilişkisi olmadığı görüşü
yer almaktadır. İmparator Huang Ti’yle geçen bir
konuşmada danışmanı Su Nü, erkeklerin kamışları
arasındaki benzemezliklerle ilgili uzun açıklamalara
girişiyor :
154
cinsel birleşme başladıktan sonra kadın
için hemen hemen hiçbir fark yapmaz.
İmparator Huang T i ; Yani kamışın boyu,
kalınlığı ve yapısıyla ilgili farkların cin
sel birleşmeden sağlanacak haz üzerinde
hiçbir etkisi olmadığım mı söylemek isti
yorsun?
Su Nü : Boy, kalınlık ve yapı yalnızca
dış görünümlerdir. Oysa cinsel birleşme
den alınan haz insanın içindeki duygular
dan gelir. Eğer bir erkek eşine sevgi ve
saygı göstererek sevişmenin önkoşullarım
hazırlar, içtenlikli duygularla birleşmeyi
yürütürse kamışın büyük ya da küçük ol
masının niçin olumsuz bir etkisi olsun?
İmparator Huang T i : Sert ya da yumu
şak olması konusunda ne düşünüyorsun?
Su Nü : Kısa küçük ama sert bir kamış,
uzun büyük ama yeterince sert olmayan
bir kamıştan daha üstün tutulabüir. Bunun
la birlikte yeterince sertleşmemiş ve güç
süz bir organ ama nazik ve sevecen bir
tutum, sert güçlü bir kamış ama kaba ve
hoyrat bir tutumdan çok daha fazla yeğ-
lenmelidir. Kuşkusuz en iyisi orta olanıdır.
Yani organm hiçbir bakımdan bir aşırılığı
olmayanıdır.
İmparator Huang T i : Bazı hekimler bu
konuda elde ettikleri bilgi ve becerilerine
dayanarak önerdikleri yöntem ve ilaçlarla
kısa ve küçük kamışları daha uzun ve da
ha iri, yumuşak ve güçsüz kamışları daha
sert ve daha güçlü yapabiliyorlar. Bu gibi
155
sağaltma yöntemlerinin zararlı yan etkile
ri olabilir mi? Bu tür sağaltma girişimle
rinden elde edilebilecek bir yarar var mı
dır?
Su Nü : Eğer erkekle kadın birbirlerine
yakınlık ve sevgi duyuyorlarsa onların
uyum içinde yakınlaşmaları çok kez kısa
ve küçük kamışları daha uzun ve daha bü
yük, yumuşak ve güçsüz olanları daha sert
ve daha güçlü yapmaya yetebilir. Eğer bir
erkek tam olarak Tao’yu anlamışsa ard ar
da yüz kadınla yatmış olmak bile onu güç
süz düşürmez. Bir kimse Tao’yu öğrenince
kendi Yang’ını eşinin Yin’iyle nasıl güç
lendireceğini de öğrenmiş olur. Kendi Yang
özünü güçlendirmek için nasıl doğru nefes
alınıp verileceğini de bilir, kendi ateşine
yardımcı olacak suyun nereden sağlanaca
ğını da, ching’ini savurganca harcamadan
bütün gece boyunca kullanmanın yolunu
da bilir. Böyle yaparsa yalnız bu ufak
(tefek kusurlarını gidermiş olmakla kal
maz, buna ek olarak uzun ömürlü de
olur. Ama bir kimse bu gibi amaçlarla beş
kimyasal maddeden yapılmış bileşimi içer
se tutku ateşi daha da alevlenebilir, bu da
ateşin yanıp yitmesini çabuklaştırır. Böyle
yaparak kısa sürede Yang özünü tüketmiş,
yitirmiş olur. Yapay yöntemlerle zarardan
başka elde edilebilecek bir şey yoktur.
156
kimin önerileriymiş gibi kabul edilebilir. Çağdaş bir
hekim de, bunlara benzer yakınmalarla kendisine
başvuran bir hastasına olasılıkla benzer öğütler vere
cekti. Seks dergileri çok kısa zamanda kamışı büyü
tebilecek, cinsel iştah ve başarıyı arttırabilecek hari
ka ilaçların ilanlarıyla dolup taşıyor. Böyle iddialarla
sunulan bu ilaçların büyük çoğunluğu için en iyi ola
sılık bütünüyle etkisiz olmalarıdır. Çünkü tam anla
mıyla zararlı olmaları da olasılıktan uzak değildir.
Çok açık olarak görünen gerçek şu : Hâlâ çok sayıda
erkek, kamışın boyuna, kalınlığına ve yapışma gere
ğinden çok daha fazla önem veriyor. Tüm güvenilir
seksbilim kitapları kamışın büyük ya da küçük ol
masının, yapısının şöyle ya da böyle olmasının bir
önemi olmadığını yineleyip duruyorlar, gene de bu
pek rıçık gerçeğin yinelenmesi pek fazla yarar
vermiyor. Masters ve Johnson’un araştırmaları şöy
le bir bulguyla sonuçlandı : Sertleşmemiş durumday
ken büyük olan biı kamış sertleşme durumunda, sert
leşmemiş durumdayken küçük olan bir kamışın sert
leşme durumuna oranla daha az büyür. Ya da belki
bunu şöyle söyleyebiliriz : Sertleşmemiş normal duru
mundayken on santim olan bir kamış uyarılıp sertleş
tiği zaman on beş santim olana dek büyüyebilir. Oysa
sertleşmemiş normal durumunda on beş santim olan
bir kamış, uyarılıp sertleştiği zaman ancak on ye
di, on sekiz santim olana dek büyüyebilir. Bundan şu
sonucu çıkarabiliriz, önemli olan kamışın siz duşun
altmdaykenki boyu değildir. Zamanı gelince dölyolu-
na uyum sağlayabilecek büyüklüğü gerçekleştirecek
tir. Bu düşünceleri belki kamışı küçük olan bir kimse
kolay kolay benimseyemeyecektir. Kuşkusuz bu basit
ve mantıklı düşüncenin yalnız herkesçe kabul edile
bilmesi için değil, kamışı küçük olan kimseler için de
157
anlaşılabilmesi için yüzyıllardanberi okulların jimnas
tik salonlarının soyunma odalarındaki koşullanmala
rın üstesinden gelinmesi gerekecektir.
7. Wu Hsier'in yöntemi
158
büyültmek is'.cycn kimse her sabah yani
tzu zamanından (geceyarısı) başlayarak wu
zamanı (öğle) olana dek, yani Yin’in gücü
nün azaldığı, buna karşın Yang'ın gücünün
egemen olduğu saatlerde, sakin bir odada
yüzünü Doğuya dönüp meditasyon yapmalı
dır. Mcditasyon yaparken tüm kaygılarını
Lir yana atıp zihnini kendi derin varlığı
üzerinde yoğunlaştırmakdır. Karnı ne büs
bütün aç olmalıdır, ne de tıka basa tok
olmalıdır. Ciğerlerindeki kirli havayı ver
meli ve ta karnının alt bölümlerine kadar
ciğerlerini temiz havayla doldurmalıdır.
Kırk dokuz kez böyle derin nefes almalıdır.
Sonra ateş gibi olana dek ellerini oğuştur-
maiıdır. Daha sonra sağ eliyle erhezi torba
sını ve yü heng’ini avucuna almalıdır. Sol
elinin ayasıyla karnın göbeğin altına dü
şen bölümünü yuvarlaklar çizermişçesine
elini soldan sağa döndürerek seksen bir
kez oğuşturmalıdır. Sonra aynı hareketi
bu kez sağ eliyle gene seksen bir kez yi
nelemelidir. Şu farkla : Bu sefer elini sağ
dan sola döndürmelidir. Sonra sağ avucu
nu açıp i/.'i heng’ini kaldırmalı ve bir sağ
bacağına, bir sol bacağına vuracak biçim
de sallamalıdır. Bunun ardından kadınını
kucaklayıp yü heng'ini Yin evinden (dölyo-
lu) içeri sokmalıdır. Yü heng’ini kadının sal
gısıyla güçlendirecek, kadının nefesini içi
ne çekecektir (eski Çinlilerin görüşü kadı
nın nefesinin erkek, erkeğin nefesinin ka
dın için yararlı olduğuydu). Daha da son
ra yeşim doruğunu sanki bir lifi ipliklemek
istermişçesine iki avucunun arasına alıp
sayılamayacak kadar çok kez oğuşturma-
lıdır. Eğer bunları uzun süre yaparsa bir
süre sonra kamışm irileşip uzadığını ken
di gözleriyle görecektir. (Wu her gün bu
işe ne kadar zaman ayrılması ve uygula
manın ne kadar sürdürülmesi gerekeceğin
den söz etmiyor. Olasılıkla önerisi bir so
nuç alınana dek uygulamamn sürdürülme
sidir.)
160
Ünlü yazar Robert Chartham’ın ‘Erkeklere Öneri
ler’ adlı kitabında kamışın büyüklüğüyle ilgili bir bö
lümün olması ilginçtir. Bu bölümde Chartham kamışım
büyültmek için denediği çeşitli yöntemlerden söz edi
yor. Denemelerinden en azmdan iki tanesinin eski
Çinlilerin ovmak ve egzersiz yaptırmak yöntemine
benzerliği var. Chartham fazla uzatmadan konuyu
şöyle bağlıyor : «Pek özel bir iki olay dışarda bıra
kılırsa hekimlik mesleğinin yardımıyla ve fizik te
davi yoluyla kamışın büyültülmesi olasılığı yoktur. Bu
pek özel olaylar da kamışın yapısının böyle bir
büyümeye elverişli olması durumunda gerçekleşebi
lir.»
11/161
BÖLÜM 9
162
tün bu kötülüklerden kendilerini korumuş,
yeniden uzun ömürlü olmanın yolunu bul
muş olurlar.»
163
İmparator Huang Ti : Canım artık seviş
mek istemiyor. Buna ne diyorsun?
Su Nü : Hayır bunu yapmamalısınız. Gökle
rin de Yerlerin de açıldığı zamanlar da var
dır, kapandığı zamanlar da. Yin ve Yang’
ın yaptıkları, ettikleri şeyler vardır, değiş
tirdikleri de. Biz Doğanın yasalarına ters
düşen şeyler yapmamalıyız. Şimdi Yüce
Kralım sevişmekten vazgeçmek istiyor. Bu
istek doğanın yasalarına ters düşer. Yin
ve Yang birleşmedikçe birbirlerini tamam
layamazlar, birbirleriyle uyum da kura
mazlar. Nefes alıp vermenin amacı ci
ğerlerde kullandığımız pis havayı taze ve
temiz havayla değiştirmektir. Yeşim sa
pı da kullanılmazsa körelir. İşte bunun
içindir ki sürekli olarak kullanılmalıdır.
Bir kimse bir yandan bol bol sevişir ama
öbür yandan da boşalmayı düzen altına
koymayı ve denetlemeyi öğrenirse bundan
sağlığı büyük yarar görecektir. İşte bizim
ching'in (ersuyu) geri dönmesi adını verdi
ğimiz uygulama budur. Ching’in geri dön
mesi sağlık için son derece yararlıdır.
164
gularken bu çift hem bundan büyük bir
haz elde edecekler, hem de bir yandan da
bedensel ve ruhsal sağlıklarım daha iyiye
götürmüş olacaklardır. Ama Taocu seviş
meyi gerektiği gibi uygulamayı başaramaz
larsa o zaman sevişme sağlıklarına zarar
verebilir. Tao’dan yarar elde etmek iste
yen çift önce nasıl derin ve uzun nefes
alınacağını öğrenmelidir ki derin ve uzun
nefes alarak kendilerini gevşetebilsinler.
Güven içinde oldukları duygusunu taşıma
lıdırlar ki gönülleri rahat olsun. İstekleriy
le yaptıkları uyum içinde olmalıdır ki iç
lerinde bir çelişki kalmasın. Bu üç temel
ilkeyi başarıyla uygulayan kimselerin Tao
bütünüyle buyrukları altına girmiş olur. Ay
nı zamanda odanın sıcaklığı falan gibi uy
gulamayla ilgili konulara da önem verilme
lidir. Oda ne çok sıcak olmalıdır, ne de
çok soğuk, karınları ne çok dolu olmalıdır,
ne çok boş. Sevişmeyi de gene kolay ya
nından almalıdırlar, git geller ne çok hızlı
olmalı, ne de çok derin. Bu konuda izlene
cek ölçü şudur : Sevişme sonunda kadın
doymuş ama erkek yorgun bitkin bir duru
ma düşmemiş olmalıdır.
165
Amerika’da ve Avrupa’da son on yıl içinde yaşlı kim
seler arasında genç kalmak bir tutku olmuştur. Bun
dan daha ön yıl kadar önce, ‘Eh! Artık yaşımız gel
di’ diye ağırbaşlılıkla bir köşeye çekilip vakitlerini
bahçe işleriyle ya da örgü örmekle dolduran yaşlılar
şimdi ski gibi, denizaltı balıkçılığı gibi gençlere öz
gü sporlara heves ediyorlar. Giysüeri, saçları görü
nümleri ve davranışları, hepsi gençliğin gücünü ve
kıvançlarım sürdürme isteğini yansıtıyor. Düşüncele
ri bile gençlerden geri kalmama isteğine göre uyar
lanmıştır. Neden olmasın? Taoyu uygulayanlar için
bunların başarılması sorun değildir. Bunun yanında
Taocu sevişmenin öğrencileri dördüncü yüzyılda yaşa
mış ünlü Taocu, Pao Pu Tzu ustanın (Ko Hung) şu
sözlerini tam olarak anlayacaklardır : «Eğer Taocu
sevişmeyi bilmiyorsamz, eğer Taocu sevişmeye inanmı
yorsanız, ne dünyanın en iyi ilaçlarının, ne de dün
yanın en besleyici yiyeceklerinin size bir yardımı
dokunabilir.»
Bu 'süslü sözler bir yana bırakılsa bile eski Çin
lilerin sevişme ve seks konusundaki görüşlerinin do-
ğabilimlerinin bulgularına aykırı olmayan sağlam bir
temele oturdukları görülüyor. Bir kere şu var : Bi
zim cinsel organlarımız da başka organlarımız gibi
sağlıklı kalmak ve güçlü olmak için sürekli ve dü
zenli olarak çalıştırüma, egzersiz yaptırılma gerek
semesi içindedirler. Buna ek olarak, çağdaş bilim yaş
lanma süreciyle hormonların çalışmaları arasında sıkı
sıkı bir bağlantı olduğunu hiçbir tartışmaya yer bı
rakmayacak bir kesinlikle ortaya koymuştur. Cin
sel etkinliklerin işleyişi birkaç yaşamsal hormon üre
ten içsalgı bezinin etkinliğini de içermektedir. Konuytı
yalnız ruhbilimsel açıdan bile ele almış olsak, se
166
vişme insanı çöküntüden kurtarmakta, kıvanç ve
coşku vermekte büyük bir yardımcıdır. Hiç kimse se
vişme söz konusu olunca artık işe yaramaz bir yara
tık olmak istemez. Kaç yaşında olurlarsa olsunlar
hâlâ sevebileceği ve sevilebileceği duygusunu sürdü
rebilen kimseler pek çok yaşlı kimsenin içine düştü
ğü o korkunç yalnızlık ve terkedilmişlik duygusun
dan kendilerini kurtarma konusunda büyük yol al
mış sayılırlar.
Bazı kimseler orta yaşlardan sonra cinselliğin itici
gücünün yok olduğuna inanırlar. İşte bu da bir başka
masaldır: Belki bazı kimselerde sevişme isteğinin
güçlü dürtüsünün azaldığından sözedilebilir ama bü
tün yaşlılar için böyle bir genelleme yapmak kesin
likle yanlış olur. Masters ve Johnson cinsel yaşamın
başladığı yaşla bittiği yaş arasında bir ilişki olduğu
nu saptadı. Onların bulgularına göre cinsel yaşam ne
kadar erken başlarsa o kadar geç bitiyor. Gene genç
likte cinsel bakımdan ne kadar canlı hareketli bir
yaşam sürdürülürse, cinsel yaşamın ileri yaşlara ka
dar sürmesi olasılığı o kadar artıyor. Erkeklerin de
kadınların da ölene kadar sevişmeyi sürdürememeleri
için hiçbir neden yok.
167
adındaki kahramanını nasıl etkilediğinin çok canlı bir
betimini yapmaktadır. De Beauvoir şöyle diyor :
«Yaşlı bir erkeğin bedeni, kendisi konusundaki dü
şünceleri ve cinsel sorunları arasındaki ilişkilerle il
gili son derece ilginç belgeler var elimizde. Leautaud’
un güncesi... 1 Beauvoir’ın öyküsünde Leautaud elli
yaşlarındayken çok hoşlandığı elli beş yaşlarında bir
kadınla tanışıyor. ‘ Madam’ diye söz ettiği bu kadını,
‘Gerçekten tutkulu, haz duyumunda son derece duyar
lı, bu bakımdan tam benim zevkime göre’ diye anla
tıyor. Aradan yedi yıl geçtikten sonra bu uyuşma
durumu büyük oranda bozulmuştur. Eskisi kadar sık
sevişemiyor artık ve cinsel ilişkilerinde yeni bir du
rum ortaya çıkıyor : «Birbirimize ancak duyular
aracılığıyla bağlıyız — yani aşağılık tutkularla. O za
man da geriye son derece güçsüz bir bağlantı kalı
yor.» Artık kadından bahsederken ‘Madam’ demiyor,
ona ‘Panter’ adını takmıştır. Eski Çin’de de güç
süz ve kendine güveni olmayan erkeklerin kadınlarına
taktıkları ad budur. Doyum bekleyen eşleri tarafın
dan cinsel birleşmeye zorlanan erkekler bir atasözü
nü yineleyip duruyorlardı : «Otuzuna gelmiş kadınlar
kurtlara benzer ama kırkını aşmış olanlar birer kap
landır.»
Her iki örnekte de kadınlara takılan adlar kadın
ların cinsel iştahlarının çoğaldığını göstermekten da
ha çok erkeklerin yaşlılıkta içine düştükleri tüken
mişlik durumunu yansıtıyor. Kendisinin de metresinin
de esenliği ve mutluluğu pahasına sevişmeyi azaltma
yı seçen Leautaud’un bu tutumu döneminin insanla
168
rı için de günümüzün insanları için de olağan bir dav
ranıştır. İki yıl sonra L£autaud elli dokuz yaşınday
ken ilişkilerinin üçüncü dönemi başlıyor. Artık kadın
dan «Afet» diye söz etmektedir. Hâlâ kadına ilgi duy
masına duyuyor da onunla sevişmenin büyük bir teh
like olacağından korkuyor. Artık güncesine karamsar
bir hava egemendir : «Sevişme ne kadar zayıf bir
boşalmayla sonuçlanıyor. Sudan birazcık daha koyu!»
Sevişmek artık onu son derece yoruyor. Hekimi de
sevişmeyi bırakmasını önermiştir. Hekimin önerisine
uymaya çalışıyor ama bunu tam olarak başaramı
yor. Mastürbasyon yapmaya başlıyor. Tao’yu bilen
ler bunun bir çözüm olmadığını hemen anlamışlardır.
Mastürbasyon yapmak kadınlık özünün vereceği ya
rardan da, Yin Yang uyumundan da kendini büsbü
tün yoksun bırakıp erkeklik özünü boşu boşuna har
camak demektir. Leautaud’un durumu da buydu. Se
vişmek isteği içinde kıvranıyordu ama tehlikeyi gö
ze alamıyordu. Çıplak bir kadınla sarmaşmak, çıp
lak bir kadını okşamak zevklerini kendine yasaklamış
tı. Yaşlılık yıllarını derin bir keder ve mutsuzluk
içinde geçirdi. Hepimizin çok iyi büdiği bir tablo bu.
Leautaud çoğumuzun olduğundan daha akılsız bir kim
se değüdi. Leautaud’un durumunda çoğumuzun yapa
cağı da daha farklı bir şey olmayacaktı. Masters ve
Johnson’un araştırmaları sonucunda ortaya koydukla
rı bulgular eski Çinlilerin bundan pek çok yüzyıl önce
bildikleri şeylerden değişik değil. Tıpkı Masters ve
Johnson gibi onlar da kendisini boşalmaya zorlama
ması koşuluyla yaşlı bir erkekten daha etkin bir
yatak arkadaşı bulunamayacağını en küçük bir kuş
kuya yer bırakmayacak bir açıklıkla dile getirmişler
di.
169
4. Boşalmanın denetimi ve uzun yaşam
170
mek, kaynağını kurutmakla aynı şeydir.
Ondan sonra uzun yaşamalarım nasıl bek
leyebiliriz.
171
me yavaş yavaş unutuldu. Ancak ÎÖ altıncı yüzyılda
Tao Te Ching’ in yazan Lao Tzu, Taoculuğu yeniden
canlandırdı. Bu ilginç yaşlı bilgenin kimliği konusun
daki bilgiler son derece yetersiz. ‘Tarihsel kayıtlara’
göre soyadı Li’ymiş. Çin’de Lao yaşlı anlamına ge
len bir sözcük. Lao Tzu 160 ya da 200 yıl yaşamış
olmakla ün yapmıştır. Ssuma Ch’ien 'Tarihsel Kayıt
lar’da şöyle bir yorum yapıyor : «Çok uzun yaşadı,
çünkü Tao’nun yolundan ayrılmadı.»
Çin tarihinin bundan sonraki 2500 yılı içine serpiş
tirilmiş bireysel uzun ömür örnekleri vardır. Hemen
her örnek Taocu sevişmeyi uygulayan kimselerdi. Er
ken Han Soyu döneminde (ÎÖ 206 - İS 24) Taoculuğa
ilgi yeniden çoğaldı. Han Soyunun resmi tarihinde o
dönemin ünlü kitaplarının bir listesi vardır. Bu liste
ye Taocu sevişmeyle ilgili sekiz kitabın adı geçmiş
tir. Bunların en ünlüsü Jung Cheng Kung’un kitabı
dır. Ama Geç Han Soyu dönemi diye bilinen Han So-
yu’nun ikinci dönemine gelinilene dek uzun ömür-
lülükle Taocu sevişmenin ilişkisini kanıtlayacak ör
neklere rastlamıyoruz. Bu dönemin resmi tarihi
olan Hou Han Shu da Taocu hekim Hua T’o’nun ya
şam öyküsünü buluyoruz. Hua T’o yüz yaşma kadar
yaşamış ve ölene dek gençliğini korumuş ve meslek
yaşammı da sürdürmüş. Ölüm nedeni de yaşlılık de
ğilmiş. Acımasız bir politikacı olan Ts’ ao Ts’ao’nun özel
hekimliğini kabul etmediği için gazaba uğrayarak
idam edilmiş. Eğer idam edilmeseydi kimbilir kaç
yaşına kadar yaşayacaktı. Hua T’o’nun yaşam öyküsü
nü yazan yazarın yorumuna göre Han Soyu çok sayıda
üstün yetenekli insanlar yetiştirmekle ün yapmıştır.
Özellikle bu dönemde yaşamış üç önemli kimseden
söz edilebilir — Leng Shou Kuang, T’ang Yu ve Lu
172
Nü Sheng— üçü de Jung Cheng Kung’un öğrencileri
ve Taocu sevişmenin uygulayıcılarıydüar. Leng Shou
Kuang 150 yaşma kadar yaşamış ve 30 ya da 40 yaşla
rından fazla göstermiyormuş.
Han Soyu döneminde yaşamış başka ilginç bir ör
nek İmparator soyunun damatlarından biri olan Wu
Tzu Tu’ymuş. İmparator Shou Wou bir gün Wei ırma
ğının kıyısında avlanırken o sıralarda 138 yaşında
olan Wu Tzu Tu’nun alışılmışın ötesinde bir tinsel
buğuyla (aura) çevrelenmiş olması dikkatini çekmiş.
Mabeyincisi Tungfang Shua’ya yaşlı adamı gösterip
onun hakkında bilgi istemiş. Mabeyincinin yanıtı şu :
«Bu adamın yaşam gücü evrensel düzenle uyum için
dedir, çünkü bu adam Taocu sevişmenin bir uygula
yıcısıdır.» İmparator Wu Tzu Tu’yla yalnız kalmak
için yanındakilerin uzaklaşmasını buyurmuş, sonra
Wu’dan Taocu sevişmeyle ilgili bilgi istemiş. Wu şöyle
yanıt vermiş :
173
şalmanın önüne geçebilmesidir. Boşalmak
için zorlanmaksa her türlü hastalığa ne
den olabilir.
174
ğiyle imparatorun ilgisini ve yakınlığım
kazanmıştı. Tao Chen-jen’in Taocu seviş
me konusundaki bilgisi gerçekten çok de
rindi. imparatorun çok ileri bir yaşa ka
dar yaşamış olması ona Taocu usta Tao
Chen-jen’in Taocu sevişmeyi öğretmiş ol
masıyla bağlantılandırılabilir. Ben saray
görevlilerinden birine rüşvet vererek Tao
cu sevişmeyle ilgili iki gizli kitabın örnek
lerini elde ettim. Bunlar T’ang soyu döne
minde (İS 618 - 906) Lu Tung-pin’in yaz
dığı Chi Chi Chen Ching adlı kitapla Wu
Hsien’in Han Soyu döneminde yazdığı
Hsiu Chen Yen Yi adlı kitaplardı. Bu ki
taplarda okuduklarımı uygulamakta ön-
ctf güçlüklerle karşılaştım ama bir süre
sonra bu uygulamalar benim için son dere
ce doğal alışıldıklar oldu. O günden beri
geçmiş olan altmış yıl içinde yüzden fazla
değişik* kadınla seviştim. . On yedi oğlum
oldu 4 ve onları büyüttüm. Beş imparatorun
saltanat yıllarını gördüm. Şimdi yaşım
epey ilerlemiş de olsa sevişmekten bıkma
dım. Hâlâ bir gecede birçok kadım doyura
bilecek güçteyim. Gerçi uzun ömürlü ol
mam bana doğanın bir bağışıdır ama bunda
Taocu sevişmenin de büyük payı olduğu
nu yadsıyamam. Eski bir atasözü vardır :
«Bildiklerini kendilerine saklayanlar böyle
yaparak hiçbir şey kazanmış olmazlar» der-
175
ler. Gene insan ömrü de yüz yılı pek faz
la aşamıyor. Bu iki kitabın benim ölümüm
le yok olması olasılığı bile bana dayanıl
maz derecede üzüntü veriyordu. Onun için
bu dünyadaki tüm insanlarm onlardan ya
rarlanması ve P ’eng Tsu kadar uzun ya
şamaları için bu kitapların yeni baskısını
yaptım. Bu kitapların yararlılığından kuş
ku duyanlar çıkarsa varsın çıksm. Onlar
da böyle yaparak uzun yaşama şanslarım
yitirmiş olurlar. 1594 yılının baharınm ilk
ayında doksan beş yaşındaki kırsakallı Che-
kiang'lı tarafından T'ien T’ai dağında Mor
Mantar Odasında yazılmıştır.
BÖLÜM 10
MAYIS-EYLÜL İLİŞKİLERİ
12/177
yan bir toplumda ömür uzar, yaşlılık, hastalık ve
güçsüzlüğü yanında getirmezse alışılagelmiş kuralla
rın o toplumda uygulanabilirliği de kalmaz. Çok fark
lı yaşlardaki insanlar evlenip bir arada mutlu olabi
lirler.
Bir kere insanların yaşları bugün değerlendirmek
te olduğumuzdan farklı bir biçimde değerlendirilebilir.
Bugün için 65 yaşını aşmış bir kimse çöküntü döne
mine girmiş sayılır. Oysa Tao’yıı uygulayan kim
seler için 65 öyle olağanüstü ileri bir yaş değildir.
Böyle bir kimse daha otuz kırk yıl sağlıklı bir yaşam
beklentisi içinde olabilir. 65 yaşında olan erkekler
de kadınlar da kolaylıkla 20 ya da 30 yaşında yatak
arkadaşları bulabilirler. Şimdiki dille Mayıs-Aralık
serüveni adı verilen olay Taocular için Mayıs-Eylül
serüvenidir.
Eski Taocu sevişme metinlerinden çoğu bu tür
ilişkileri salık veriyorlardı. Bir örnek olarak Su Nü
Chung’u gösterebiliriz. Kitapta şöyle deniyor :
1. Toplumun önyargıları
178
kabul edilebilirliği olan, gizlenmeleri zorunlu olma
yan ilişkiler durumuna getirdi. Toplum hâlâ bu tür
ilişkileri hoş karşılamıyor, hâlâ toplum bu tür iliş
kileri bir tür sapıklıkmış gibi görüp eleştirmek eğili
mindedir. Charlie Chaplin’le Oona O’NeiI, evlendikleri
zaman, çatık kaşları ve alaycı gülüşleri üzerlerine
çekmiş ünlü bir çifttir. Kız on yedi yaşındayken Char-
Iicj Chaplin elli dört yaşındaydı ve üç kez boşanmış
bir kimseydi. Ama onlar toplumun önyargılarının en
kötü sonuçlarına bile aldırmayacak güçlü kimselerdi.
Kendilerini çekiştirenleri utandıracak çok mutlu ve
başarılı bir evliliği yürüttüler.
179
da yeterli salgı yapmakla kalmaz, salgı yapmayı uzun
zaman da sürdürür. Şu türlü ya da bu türlü sürekli
uyarılırsa pek çok genç kadının hemen hemen tüken
mez denebilecek bir salgı kaynağı vardır. Bunun
böyle oluşundan da hem erkek, hem kadın yararla
nır. Yaşlı erkek sertleşmeyi gerçekleştirmekte geç
kalır ama sevişmeyi bitirmekte daha da geç kalır.
Kadını esriklik derecesinde büyük bir hazza, üstün
bir mutluluğa ulaştıracak olan etkense cinsel birleş
menin böyle uzun sürmesidir. Bunu da toy, dene
yimsiz genç erkeklerden pek azı yapabilir. Bu ne
denle de olgun bir erkekle genç bir kadın çok başarı
lı ve uyumlu bir çift oluştururlar. Üçüncü olarak
genç kadınların gençlik ve tazeliğin verdiği doğal bir
kokuları vardır ki bu koku da yaşlı erkeklerin cinsel
iştahını açar. Bir de yaşlı bir erkeğin kadına verdiği
bir huzur ve güven ortamı vardır. Pek az sayıda genç
ve deneyimsiz erkek böyle bir ortamı yaratabilir. Dör
düncü ve en önemli üstünlük, genç kadınların dölyo-
lu çok daha sıkıdır. Yaşlı ve deneyimi daha çok olan
erkekleri sıkı sıkı kavrar ve daha güçlü bir biçim
de uyarır. Eğer o kimse Taocu sevişmeyi uyguluyor
sa cinsel uyarının böyle çok fazla olduğu bir durum
da, bile nasıl davranacağını bilir. Erkeğe büyük haz
verdiğini erkeğin içtenlikli beğenisini kazandığını bil
mek, erkeğin coşkulu kıvancını duyumsamak genç ka
dına da büyük haz verecektir. Oysa genç bir adam
çok sıkı bir dölyolunu büyük bir tehlike, hatta bir tu
zak sayabilir.
180
dişiyle aynı yaşta bir kadın arasındaki ilişkide her
zaman olmayabilir. Bazı defa yaşlı bir kadın canlı ve
uzun süren bir sevişmeye dayanmakta güçlük çeke
bilir. Bazen dölyolu yeterince salgı yapmaz. Genel
likle yaşlı bir kadının başarabileceği bir gecede bir
ya da iki kısa süreli sevişmedir. Kadının bu kadar-
cık salgı yapmasını sağlamak erkeğin kadını uyar
mak için büyük bir çaba göstermesini gerektirir. Er
kek kadını bir genç kadın için gerekeceğinden çok
daha şiddetli ve çok daha uzun süreli uyarmalıdır.
Kadının doğal salgısı yerine bir takım yağlar kulla
nılabilir ve bunlar da bir oranda yarar verirler ama
kadının doğal salgısının hiçbir zaman tam olarak yeri
ni tutamazlar. Belki bu da sağlıklı, yaşlı erkeklerin
kendileri gibi yaşlı eşlerine ilgiyi yitirip kuruntudan
kaynaklanan ya da gerçek cinsel güçsüzlük durumuna
düşmelerine bir açıklama getirebilir. Ama bir gün
çekici genç bir kadınla sevişme olanağı bulacak olur
larsa pek çabuk yeniden cinsel güçlerine kavuşabilir
ler.
181
geçirdikleri denemelerle sevecenliğin gerçek anlamını
da öğrenmişlerdir. Pek çok kız bu nedenle olgun er
kekleri çekici bulurlar.
182
lum yaşlı kadın - genç erkek ilişkisini, yaşlı erkek -
genç kadın ilişkisinden de daha acımasızca suçlamak
tadır. Yaşlı kadın budalalıktan, saçmalıktan tutun da
nimfomanyak’lığa kadar binbir türlü şeyle suçlan
maktadır. Aslında böyle bir ilişkide ne budalalık saç
malık, ne de anormal bir şey vardır. Tam tersine hem
kadın, hem erkek bakımından böyle bir ilişkinin yanım
tutmak için pek çok gerekçe bulunabilir.
183
Genç erkeklerin olgun kadınlara karşı ilgi duyma
sının nedeni genç kadınların olgun erkeklere ilgi duyma
sının nedeninin aynısıdır. Yaşlı kadınların da erkeklerin
de nazik ve anlayışlı olmaları, deneyimlerinin fazla
olması temel etkenlerdir. Bazı erkekler olgun bir ka
dında kendilerine karşı analık güdülerinin uyanmış ol
masından, kendilerine gösterilen özenli ve aşırı ilgi
den kıvanç ve mutluluk duyarlar. Bazı genç erkek
ler ana sevgisiyle cinsel sevginin bir araya gelmiş
olmasını dayanılmaz derecede çekici bulurlar.
184
«Kendim bilmiyordum ama diş etlerimde piyore var
mış, bu durum nefesimin çok kötü kokmasına neden
oluyormuş. Bunu da bilmiyordum. Kızcağız da bunu
bana bir türlü söyleyememiş. Ancak kendim duru
mu anlayıp diş etlerimi tedavi ettirdikten sonra bu ko
kunun kendisini ne kadar çok tedirgin ettiğini açık
lamıştı.»
7. Sonuç
185
Mayıs-Eylül ilişkilerine karşı söylenebilecek tek
şey, Taocu sevişmeyi bilmeyen yaşlı bir erkekle sek
se düşkün bir kadın arasmdaki böyle bir ilişkinin teh
likeli olabileceğidir. Kadının çekiciliği ve sürekli se
vişmek istemesi erkeğin kendini tutamamasına ve
cinsel gücünü aşan bir harcama yapmasına yol aça
bilir. Bu sorunun çözümüyse kuşkusuz Taocu seviş
mede ustalaşmaktır. Taocu sevişme bu durumda olan
lar için hemen hemen tek çözümdür. Bu yolla yaşlı
erkek Yin ve Yang uyumundan olabildiğince yarar
lanırken bir yandan da gücünü koruyabilir.
186
BÖLÜM II
187
desel bir etkinlik olmanın yanında bir yandan da ya
şamsal bir güç kazandırır gövdemize. Oksijen alıp
karbondioksit çıkarmak nefes alıp vermenin belirle
nebilen yönüdür. Oysa insan nefes alarak evrenin gö
rünmeyen kozmik güçlerini de içine çekmiş olur. Batılı
çağdaş bilgin ve araştırmacılar bile, ciğerlerin yalnız
kana oksijen verip karbondioksit’i atmaya yarayan
organlar olmadığını gözlemlemişlerdir \
2. Nefes egzersizleri
188
en ucuz yolu budur. Aşağıdaki üç temel kural doğru
nefes alıp vermeyi öğrenmenizde size yardımcı ola
bilir :
3. Organların geliştirilmesi
189
dar gözlerin iyi görmesine yardımcı olmakla kalmaz,
bazı durumlarda göz bozukluklarının iyileştirilmesine
de yardımcı olabilir. Aldous Huxley «Görme Sanatı»
adlı kitabında tüm hekimlerin önerileri hiçbir sonuç
vermemişken, nasıl yaptığı egzersizlerle kendini kör
olmaktan kurtardığır; anlatıyor. Gerçi Aldous Huxley
kitabın hiçbir yerinde yaptığı egzersizlerin Taocu ku
ramlardan kaynaklandığını yazmıyor ama kitapta
Taocu özellikleri olan pekçok bölüm var :
190
den de ciğerlerini yeterince havalandıramadıklarım
gözlemlemişti3. İnanılmayacak bir şey ama çoğumuz
ciğerlerimizin havayla dolma olanağımn altıda birin
den daha fazlasını kullanamıyoruz.
191
rım kullanmaya dayalı benzer bir savunma tekniği
dir. T’ai Chi, Yin ve Yang uyumunu temsil eder, Ch*
uan’sa Çince’de yumruk anlamına geliyor. Tam olarak
yapıldığı zaman son derece uyumlu bir dansa ben
zer. Gerçekten de önceleri bir dans olarak başlatıl
mıştı. T’ai Chi Ch’uan’ın ilk ortaya çıkışı adı efsane
lere, destanlara karıştırılmış İmparator Fu Hsi’nin
(ilk kez evcil hayvanların nasıl evcilleştirildiğini hal
ka öğrettiği söylenerek onurlandırılan Fu Hsi, İmpara
tor Huang Ti’den çok daha eski çağlarda yaşamış ol
malı) Yin Kang’a halkının neş’e içinde bedenlerine
egzersiz yaptırmaları ve böylelikle hastalıklardan ko
runmalarını sağlayacak bir ‘Büyük Dans’ bulup ge
liştirmesini istemiş olmasıyla bağlantılandırılıyor.
Daha sonraları Han Soyu döneminde adı yukarlarda
da geçmiş olan ünlü hekim ve cerrah Hua T’o,
T’ai Chi Ch’uan sanatının daha da gelişmesine katkı
da bulunmuştur. Hua T’o doğanm ve yabanıl yaşa
mın keskin bir gözlemcisiydi. İnsanların bedenleri
nin gücünü ve sağlığını korumak için hayvanlardan
öğrenecekleri çok şeyler olduğunun farkına varmış
tı.
192
çok kullandığı bir atasözü vardır : Yüz gramlık bir
güç bir ton ağırlığındaki bir yükü düşürmeye yetebi
lir.
4) Total Fitnen
13/193
rumasında büyük yararı olur. Pek çok kimse yaşlı ol
duklarını eklemlerini oynatmakta çektikleri güçlükle
duyumsamakta ve çevreye de belli etmektedir. Eklem
ler bir kez eğilip bükülmez duruma düşünce insan
bedenini de doğru dürüst kullanamaz olur. Bunun so
nucunda da sağlık giderek hızla bozulur.
6. Sağlıklı beslenme
194
iyi kitap yazılmıştır. Onun için neyin yenmesi neyin
yenmemesi gerektiğini bilmek çözümsüz bir sorun de
ğildir. Yazılanları okumadan bile yalnızca yediğiniz
çeşitli yiyeceklerin sindirim dizgenizde ve genel sağ
lığınızda yaptığı etkileri gözlemleyerek sizin için han
gi besinlerin zararlı olduğunu bulmak elinizdedir. Gü
nümüzün bolluk içindeki tüketim toplumunda her
kes çok yiyip çok içmek eğilimindedir. Oysa bir kim
senin kendisine yapabileceği en büyük kötülük çok
yemektir. Eğer yemek yemek için sofrada daha az
ama sevişmek için yatakta daha çok zaman harcar
sak her bakımdan çok daha sağlıklı olacağız.
195
BÖLÜM 12
196
de ‘teknik’ ve ‘beceri’ düşüncesinin karşısındadır. Bu
tutumunda da haklı olabilir. ‘Teknik’ ve ‘beceri’ gü
nümüzde kullanılan anlamda bir profesyonelin seviş
me yöntemi demeye geliyor ki bunda da kadını kü
çük düşürücü bir şey var. Duygu, coşku ve sevginin
sıcaklığı olmayan ‘teknik’ , sevişmede gönlün payı
nı dışarda bırakır. Oysa Çinli Taocular bir yandan
sevişmede sevecen ve son derece duygulu bir tutum
üzerine vurgu yaparken bir yandan da eşit oranda
‘ fceceri’nin önemi üzerinde de duruyorlar. Onların
görüşüne göre eğer bir şey yapacaksan o şeyi el
den geldiğince iyi yapmak için gereken beceriyi ka
zanma yolunda çaba harcamaksın. Eğer piyano çal
mak istiyorsan, önce parmaklarını çalıştıracak, eği
tecek egzersizler yapmalısın. Hem de bu egzersiz
leri her gün yapmalısın. Eğer resim yapmak istiyor
san önce nasıl resim yapılacağını öğreneceksin. Tıp
kı bunun gibi erkek de kadın da bu işi başarıyla ya
pan bir çift olmak istiyorlarsa nasıl sevişileceğim
öğrenmek zorundadırlar. Balzac bundan yüz yıldan
biraz daha çok bir zaman önce, ‘Beceriksiz bir aşık
keman çalmaya çalışan bir maymuna benzer’ demiş
ti. Hakkı da vardı. Beceriksiz bir aşık -kadında erke
ğin kendi dölyolunda mastürbasyon yaptığı duygusu
nu uyandırabilir. Germaine Greer «Hadım Kadım> ad
lı kitabında böyle bir durumu betimliyor : «Bir er
kek mastürbasyon yapmaktan utanıyorsa cinsel boşal
mayı sağlamak için bir kadını araç olarak kullanabi
lir. Kadınlık organı boşalmayı gerçekleştirmeye yara
yan sürtünmeyi sağladığı ve boşalma dölyolu içinde
gerçekleştiği için böylelikle mastürbasyonun utancı
kadına aktarılmış olur. Bu durumda erkek kadını bel-
suyunu boşaltacağı bir kap, bir tür tükrük hokkası
197
yerine koymuş olur. Boşalınca da nefretle kadından
uzaklaşır» l.
Taoculuk sevişme yeteneğinin hem yatak arka
daşını tam olarak doyuracak, hem de sevişmenin ola
bildiğince tadını çıkaracak düzeye ulaşana dek ge
liştirilmesini istiyor. Doyum dendiği zaman Taocula-
rın anladığı şey yalnızca o anda duyulan zevk de
ğildir. Daha çok fizikötesi bir anlamda karşılıklı ola
rak bir dinginlik, erinçlik, bir gönül rahatlığının ger
çekleştirilmesidir. Taocu, sevişmede teknikten söz et
tiği zaman anlatmak istediği yalnız git geldeki bece
ri ya da boşalmayı denetlemedeki ustalık değildir.
Bir yandan da Yin ve Yang uyumunu tam olarak ger-
çekleştirebilimeniz için sizden tüm duyularınızı aç
manızı, onları sonuna kadar geliştirmenizi bekliyor.
Bunun için sevişme öyle mekanik bir şey değildir.
İnsanın bütününü içine alan bir yaşantıdır. Bir piya
nist parmaklarını kullanmakta büyük bir beceri ka
zanmış olabilir. Bu beceriyle bir teknisyenden daha
fazla bir şey olmuş olmaz. Ancak tüm duyguları ve
hayal gücü müzikle buluştuğu zaman piyanist gerçek
bir sanatçı olur. İşte coşkuyla, esriklikle sevişmek de
böyledir.
1. Duyguların geliştirilmesi
198
lışır duruma getirmemiz gerekiyor. Sevişme sırasında
belki de dokunma duyusundan sonra gelen ikinci du
yu kokudur. Bedenimizin her bir yanındaki kokuların
giderilmesi için deodoran ilanlarının sürekli bom
bardımanı altında o kadar çok duş yapıyor, o ka
dar çok sabunlanıyoruz ki hemen hemen fabrikadan
yeni çıkmış güzel kokulu plastikler gibi kokuyoruz.
Doğada erkekleri de kadınları da içgüdüsel olarak
birbirlerine çeken şeyin kendi doğal, bireysel özel
kokuları olduğunu gözden kaçırdığımız anlaşılıyor.
Çok kez insanlar karşı cinsten birinin yaydığı kokudan
tüm öteki uyarıcıların yaptığından çok daha fazla
uyarılmış, isteklendiuilmiş olur. Bir kimsenin derisinin,
saçının, ağzının, cinsellik organlarının yaydığı koku
lar son derece hoşa giden, hatta insanı tepeden tır
nağa uyaran bir etken olabilir. Bu durumun, günü
müzde çok kullanılan gizemli ‘kimyasal çekicilik’ de
yimini hiç olmazsa bir ölçüde açıklamaya yeteceğini
sanıyorum. Kuşkusuz dölyolunun keskin ve sert koku
sundan tiksinti duyacaklar da çıkabilir. Ama kokuyu
gidermek için bol bol deodoran püskürtmek ya da
çok yıkamak salgının ve organizmaların doğal dü
zenini bozabilir ve dölyolunun bir yerinden mikrop
kapmasına yol açabilir. Sözlerim yanlış anlaşılmasın.
Kesinlikle sağlık kurallarına uygun bir temizliğin
karşısında değilim. Tam tersine, söylemek istediğim
şu : Hem erkek, hem kadın için basit, sağlıklı ve ti
tiz bir temizlik... Hepsi bu kadar...
Tıpkı koku duyumuz gibi dokunma duyumuzun da
geliştirilmesi gerekiyor. Victoria döneminde giysiler
çıkarılmadan sevişilirmiş. Bedenlerin cinsellik organla
rının dışında kalan yerlerinin birbirlerine değmesi
ni giysiler önlermiş. Günümüzde yatakta giysi giyen
lerin sayısı çok azalmıştır. Ama gene de çoğunlukla
199
cinsel ilişkiyi cinsellik organlarının dokunsal ilişkisiyle
sınırlamak eğilimindeyiz. Oysa yalnız cinsellik or
ganlarıyla yapılan mekanik sevişmeyle bütün duyu
ları sonuna kadar açıp bütün bedeniyle sevişmek
arasında dünyalar kadar fark vardır. Hem erkek,
hem kadın için bedenlerin birbirlerine değmesi tam
doyurucu bir sevişme için temel koşuldur. Sevişme
sırasında kadınla erkek arasında ellerle bedenin öte
ki bölümlerinin zevk vermek ve zevk almak için
uyumlu bir işbirliği içinde olması gereklidir. Nasıl
mı? İşte böyle :
(1) Sevişirken erkek de kadın da, ta ki
yorgun düşüp uyuyana kadar, birbirlerine
elleriyle dokunmaktan bir an bile geri
durmamalıdırlar.
(2) Kadının göğüsleri ve bızırı (klitoris)
en duyarlı yerleridir ama buralara dokun
makta acele etmemelisiniz. Önce ellerini
okşayıp öpünüz. Kadınlar gene enseden ta
sokuma, apış aralarına kadar omurilik
bölgesinde çok duyarlıdırlar. Duyarlı nok
talar kadından kadına değişebilir ama
genellikle kadınların çoğunluğunun duyarlı
olduğu yerler kulaklar, ense, belin çevresi
özellikle arka bölümü, apış aralarıdır. Gene
sizin karnınızın kadının karnına değmesiyle
okşanması sevişmeye büyük kıvançlar katar.
(3) Kamışın dışında erkeklerin en duyarlı,
olduğu yerler kulağın içi, bazı erkeklerde
göğüsler — erkeklerin yüzde ellisinde me
me uçları dikleşir — apış aralarıdır.
(4) Bedenler arasında başarılı bir dokun
sal ilişki kurmanın gizi tepeden tırnağa
kadar ne kadar çok yere değmek, dokun-
200
mak olanağı varsa o kadar çok yere do
kunmak değmektir. Sevişmekte dokunma
hareketsiz durağan bir değme olmamalıdır.
Elleriniz eşinizin bedeninde durmadan do-
lanmalıdır; bedeniniz eşinizin her nefes alı
şma ya da bedenindeki en ufak, en hafif
kımıltılara karşılık vermelidir.
(5) Sevişmenin başlangıcında kadınlar er
keğin kamışmı elleriyle uyarmak yerine
bedenleri arasında tam bir dokunsal bağ
lantı kurma konusunda kendilerini yoğun-
laştırmalıdırlar. Yalnız, yü heng’in sertleş
mesinden çok çabuk iştahlanan kadınlar bu
kuralın dışında bırakılabilir. Ya da uzun
süre bedensel dokunum ilişkisi içinde ol
mak bile erkeğin kamışının sertleşmesini
sağlamıyorsa kuşkusuz bu durumda da ka
dın ellerini kullanmalıdır. Yaşlı erkeklerin
erkeklik organlarına dokunulmasına karşı
tepkileri genç erkeklerin tepkilerinden
farklıdır. Genç erkeklerin kamışları boşal
ma konusunda daha duyarlı ve daha ça
buktur. Onun için genç erkeklerin kamış
larına avuç içinde boydan boya dokunma
çok hafif olmalıdır. Dip bölümü hafifçe sı
kılabilir ama baş bölümüne hemen hemen
hiç değilmemelidir. Buna karşın yaşlı bir
erkeğin kamışı daha sıkı tutulmaya elve
rişlidir. O kadar çabuk sertleşmez ve bo
şalmaz. Yaşlı erkekde sertleşmeyi sağla
mak için en iyi yöntem iki eli birlikte kul
lanmaktır. İki el içine alınmış bir kamış ko
laylıkla uyarılmış olur. Bu durum erkekle
rin çoğuna dölyoluna girmiş olma izlenimi
201
ni verdiği için son derece uyarıcı gelir.
Eğer erkek sünnetli değilse üst deriyi faz
la sıkmamaya dikkat edilmelidir, çünkü o
bölümde sürtünme sonucu bir tahriş ola
bilir. Onun için en iyisi dokunma kamışın
baş bölümü ve erbezleri ve erbezi torba
sı üzerinde sürdürülmelidir. Deneyimi ol
mayan kadınlar sanki erkeklerin erbezleri
ve erbezi torbası diye bir organları yok
muş gibi davranırlar. Oysa deneyimi fazla
olan kadınlar erbezi torbasının öneminin bi
lincindedirler. Yaşlı erkekler erbezlerine
dokunulmasından hoşlanırlar. Gene de er
bezlerine kırılacak bir eşyaymış gibi özen
le dokunulmalıdır. En iyi yöntem erbezi tor
basının tümünü avuç içine alıp torbanın
dip ve kamışın alt bölümünü parmak uçla
rıyla uyarmaktır. Nasıl yaparsanız yapı
nız da sakın çok fazla sıkmayın.
Genç bir erkekte böyle bir uyarı pek
çabuk boşalmaya yol açabilir. Onun için
çok dikkatli olmak gereklidir. İyi bir so
nuç almak için ellerinizi son derece hafif
ve yumuşak bir biçimde kullanın ve de
ğişik erkeklerin değişik tepkileri olabilece
ğini de akıldan çıkarmayın. Bazısına uyarı
o kadar fazla gelebilir ki hemen elinizde
boşalabilir, oysa bir başkasında bu uya
rı tam olarak sertleşmeyi sağlamaya bile
yetmeyebilir.
(6) Erkekler ellerinin yumuşak ve pürüz
süz olmasına özen göstermelidirler. Kaba
ellerle hırpalanmaktan hoşlanacak kadın
pek az çıkar. Kadınların çoğu bu konuda,
«Tüm gerçek erkekler naziktir. Sevecen
olmayan bir erkek ilgimi çekmez.» diyen
Marlene Dietrich’le aynı duyguları payla
şırlar. Erkekler ellerinin çok nazik ve ça
buk incinebilen yerlere de uzanabileceğini
unutmamalıdırlar. Pek çok kadın bızırları
nın (klitoris) parmakla uyarılmasına alı
şıktır, erkeğin parmaklarıyla uzun süre
ama özenli bir biçimde uyarılmadıkça ya
da kendi parmaklarıyla bu işi yapmadık
ça ne tam olarak isteklenirler, ne de or
gazma ulaşabilirler. Kaba ve kirli parmak
lar tahrişe hatta mikrop kapmaya neden
olabilirler. Bunun gibi orgazma ulaşmak
için meme uçlarının okşanmasını, meme
uçlarıyla oynanmasını isteyen kadınlar da
vardır. Buna karşın parmakla yapılan
her türlü uyarıdan nefret eden kadınlar
da vardır. Kadının hoşlandığı ve hoşlan
madığı şeyleri ancak deneyerek öğrenebilir
siniz. Kadın, bedenlerin birbirine değmesin
den çok hoşlanabilir de kadınlık organına
parmakla değilmesinden nefret edebilir. Bu
tür kadın, parmaklarını kullanmaya çok
meraklı olmayan erkekler için son derece
ilginç bir yatak arkadaşı olabilir.
203
mış bir yanımız var... Bizde uyarı yapan sözlerden
çok seslerdir. Özellikle sevişme söz konusu olunca
bu böyledir.
Freud bize, cinsel davranışların köklerinin, an
nemizin bizi sevgiyle kucakladığı, o tatlı sesiyle bizi
yatıştırdığı bebeklik dönemindeki koşullanmalarda
aranması gerektiğini öğretti. Eğlence endüstrisi sek
si bir sesin değerini iyice anlamıştır. İnsan sesi son
derece gizemli, olağanüstü bir müzik aletidir. Sizin
sesiniz de öyle olmalıdır. Sevişirken tam bir suskun
luk yatak arkadaşınızı sinirlendirebilir. Suskunluğu
nuzu ilgi eksikliği ya da hoşnutsuzluk olarak yorum
layabilir. Kuşkusuz sevişirken felsefe konusunda bir
tartışmaya girmenizi önermiyoruz. Ama beğeninizi ve
duyduğunuz mutluluğu belirtmelisiniz. İşte birkaç
önemli nokta :
204
3. Taocu sevişme öğretisi yalnız erkekler için de
ğildir
205
lükleri olan bir kadın için Taocu sevişmenin fazla
dan bir üstünlüğü daha vardır. Erkek gerçekten Tao
cu sevişmede ustalaşmışsa ancak birkaç haftada bir
boşalmakla yetinebilecek,, bu durumda da gebelik ön
leyicilerin bir anlamı kalmayacaktır. Bir kez Taocu
sevişme yaygınlaşır :a, bütün o zararlı gebelik önleyi
cilerden çok kimsenin vazgeçmesi öyle çok uzak, ol
mayacak bir şeymiş gibi düşünülmemelidir. Taocu
sevişme, yedinci yüzyılda onu yorumlayanların belki
tüm vaatlerini gerçekleştiremez ama gene de Yin ve
Yang uyumunu sağlayabilir. Bu uyum da insana din
ginlik, erinç, yaşama sevinci ve yaşlanma sürecinde
yavaşlama getirir.
206
uyuma ulaşabileceğiniz ya da ulaşmanız gerektiği an
lamında alınmamalıdır. Önemli olan toplam sonuçtur.
Derin, şehvetli öpüşme Yin ve Yang uyumuna yardım
cı olabilir ama her şehvetli öpüşme cinsel birleşmey
le sonuçlanmaz. Bazı sevişme oturumları gerçekten
tam bir Yin ve Yang uyumuyla sonuçlanır. Genellik
le halk dilinde tam cinsel uyumdan söz edildiğinde
bundan orgazm anlaşılır. Orgazm, ama kadın için
çok sayıda orgazm — bızırın (klitoris) orgazmı, döl-
yolunun orgazmı, ikisi bir arada ya da arka arkaya
yinelenen kısa aralıklarla çok sayıda orgazm... Ancak
siz Taocu sevişmeyi uygulayan bir kimseyseniz ka
dının çeşitli orgazmları konusunda lafı uzatmanıza
gerek kalmaz. Eğer siz günde bin kez git gel’i uygu-
luyorsanız bu konu önemini yitirir. Eğer erkek haftada
bir kez değil de günde birkaç kez eşiyle sevişiyorsa
orgazm konusu bambaşka bir görünüm kazanmış olur.
207
de edebileceklerinin çok altında olması olasılığı da
var... Zamanlama konusunda elbette kesin kural
lar konamaz. Sevişmelerinizi yirmi dört saat içinde
değişik zamanlarda ya da hepsini ard arda bir arada
yapabilirsiniz. Hangisi ikinizin de daha çok hoşunuza
gidiyorsa elbette en iyisi öylesidir. Sevişmenin şiddeti
her defasında aynı olmayabilir. Sonra her gün bu
kadar çok sevişmek zorunda da değilsiniz.
208
6. Bazı sorulara yanıtlar
Her şeyi altına dönüştüren
Gerçek simyacı sevgidir.
Yaşamın tekdüzeliğine,
Yaşlanmaya, ölüme karşı,
Tek etkili büyü sevgidir3.
14/209
nun tiksindiği şeylerdir. Bizim bu kitapta
sözünü ettiğimiz dinle hiçbir ilişkisi olma
yan Taocu felsefedir.
211
basılmıştır. Sun bugün de Çin’de büyük
saygı görmektedir. Sun’un görüşlerinden
bu kitapta da Bölüm 4, Bölüm 6 ve ‘Biti
rirken’ de biraz ayrıntılı olarak söz edil
miştir. Ama elbette bu konudaki güveni
mizin tek dayanağı olarak bundan 1290 yıl
önce basılmış bir kitabı gösteremeyiz.
Masters ve Johnson’un son yirmi yıl için
deki araştırmaları başlıca Taocu sevişme
kuramlarından pekçoğunu doğrulamıştır.
Masters ve Johnson’un çalışmalarının so
nuçlarını dünyanın dört bir yanında, pek-
çok hekim pekçok klinik uygulamaya koy
muştur.
213
lüsüne rastlamadan arkalarından atlı kova
larmışçasına sevişen erkeklerle, doya do
ya sevilmek ve sevmek için açlık çektikle
rini, Taocu sevişmenin durumu değiştirdi
ğini söylüyorlar. Önemli olduğunda hepsi
nin birleştikleri bir başka konu da Taocu
sevişmenin etkin bir doğum kontrolü sağla
masıdır. Onlardan bir tanesi bu durumu
şöyle dile getirmişti : «İnsanın keyfini ka
çıran, huzurunu bozan, sevişmeyi sevişme
olmaktan çıkaran, o saçma sapan gebelik
önleyici ilaçları ya da araç ve gereçleri
düşünmeden, ne vakit canınız isterse, hatta
gece yarısı bile olsa, sevişebilmek ne ola
ğanüstü bir şey!»
(6) Kadınlar erkeğin boşalmamasından bir
eksiklik duyuyorlar mı? Pek azına öncele
ri biraz tuhaf geliyor. Ama kısa sürede
alışıyorlar ve boşalmamanın sayısız üstün
lüklerini anlamaya başlıyorlar.
(7) Erkeklerin büyük çoğunluğunun boşa
lır boşalmaz eşlerine olan ilgilerini yitir
melerinin nedeni nedir? Eski Taocuların
inancına göre erkeklerin kadınlara karşı
duyduğu sevginin ardındaki itici güç ‘ ching’
dir (ersuyu). (Taocular Ching’in bir yan
dan da insanın en önemli yaşamsal gücü
olduğuna da inanıyorlardı.) İnsan bir kez
boşaldı mı, sönmüş bir balona ya da oto
mobil lastiğine döner. Kendini yamyassıy
mış gibi duyumsar. Özellikle sık sık boşa
lan kimseler için bu böyledir.
(8) Çağdaş terimlerle erkeğin ateşle, ka-
dinin suyla aynı öğeyi paylaşmakta olma
larının açıklamasını yapar mısınız? Bunun
la anlatılmak istenen şey alışılagelmiş se
vişme düzeninde erkek genellikle kolay ko
lay kadını doyuramaz. Kadını doyuracağım
diye çaba harcarken kendini tüketir. Bu
nun böyle »olduğu hatta Batı'da bile bilinen
bir şey. ‘ Uçuş Korkusu’ adlı ünlü yapıtın
da Erica Jong bu durumu çok güzel bir bi
çimde açıklamıştır. Erica Jong’dan önce de
Havelock Ellis, D.H. Lawrence, Aldous
Huxley ve Dorris Lessing de Erica Jong
kadar açık olmamakla beraber aynı gö
rüşleri dile getirmeye çalışmışlardır.
(9) Besinlerin sevişmeye bir etkisi olur
mu? Hem de çok... O kadar çok etkisi olur
ki. herkes, erkek olsun, kadın olsun sü
rekli sağlıksız besinler yiyen bir kimsenin,
sağlığını koruyamayacağını ve sağlıksız bir
kimsenin sevişmede de başarılı olamaya
cağını bilir. Buraya şunu da ekleyelim, et
yiyen bir kimsenin yalnız sebzeyle besle
nen bir etyemezden (vejetaryen) yatakta
daha iyi olması gerekmez. Önemli olan bir
kimsenin kendisi için neyin yararlı neyin
zararlı olduğunu bilebilmesidir.
(10) Taocu sevişmenin erkek olsun kadın
olsun herkesin sağlığı ve uzun yaşaması
için çok önemli olduğunu belirtmek için bir
kaç basit neden gösterebilir misiniz? Taocu
sevişmenin hem erkekler hem kadınlar için
yararlı olmasının açıklıkla görülebilen iki
nedeni var. Bunlardan birincisi, Taocu se
215
vişmede çiftler diledikleri ve gerekseme
duydukları kadar çok sevişebilirler. Böyle
olunca da birlikte mutlu ve uyumlu sevgi
dolu bir yaşam sürdürebilirler. Bu uyum
hatta çevrelerindeki insanlarla olan ilişki
lerine bile yansır. Sevgiyle anlayış ve iyi
likseverlik davranışlarına egemen olur, aşa
ğılık, zehirli düşünceler, hırs, çekememez-:
lik, kıskançlık yavaş yavaş yok olur. Bun
ların insanın esenliğine, dolaylı olarak da
sağlığına ve uzun yaşamasına etki yapa
cağını kestirmek pek güç olmasa gerek.
217
bir sağduyu sorunudur. İnsan boşalmayı
bir düzen ve denetim altına almadıkça çok
fazla sevişemez. Çok sevişme olmadıkça da
Yin ve Yang uyumu gerçekleşemez. İşte
gerek erkeklerin, gerek kadınların sağlığı
ve uzun yaşamı için Taocu sevişmenin bu
kadar önemli olmasının çok açık ve basit
ikinci nedeni de budur.
BİTİRİRKEN :
»
SUN S’SU-MO
1962 de Pekin Tıp Akademisi insanlığa yap
tığı hizmetler için eski Çin’ in en büyük he
kimi Sun S’sû-Mo onuruna bir saygıyla an
ma töreni düzenledi. Sun S’sû-Mo’nun bu
luşlarının en önemlisi çiçek aşısını bulma-
sıydı. Yalnız bu buluşu bile milyonlarca
insanı ölümden kurtarmıştır.
219
rini kendisi de uygulayan bir kimseydi. Önerisi şuy
du: «Eğer boşalmadan yüz kez sevişirseniz çok uzun
ömürlü olursunuz.» Olasılıkla kendi uzun yaşamını da
buna borçluydu.
Burada gene Sun ustadan söz etmemizin nedeni
yalnızca önerisinin genellikle hemen hemen sihirli so
nuçlar vereceği konusundaki inancımız değildir, aynı
zamanda Sun ustanın insanın Taocu sevişmeden ya
rarlanmasını güçleştiren en önemli engelleri ve Ta
ocu sevişmeden yararlanabilmek için bunların aşılması
gerektiğini görmüş olmasıdır. ‘Eşsiz Öğütler’ adlı ki
tabında bu konuda şunları söylüyor:
220
olanakları farkedebilmek ve kullanabilmek için çok
toy, çok utangaçtım). Bu sıralarda bir de van de
Velde’nin ‘ İdeal Evlilik’ adlı kitabının çevirisini oku
muştum. Bir çok bakımlardan çok güzel bir kitap...
Zaten böyle olmasaydı bütün dünyada böylesine bir
ün kazanamazdı. Ama yazık ki yazar van de Velde
bazı büyük yanlışlar yapmıştı. Özellikle yaptığı yan
lış, boşalmaya hazır olmayan kimsenin cinsel birleş
me girişiminde bulunmaması konusundaki önerişiydi.
Bu konuda farklı görüş.te olan Marie Stopes’a da acı
masızca saldırmış, çok sert çıkışlar yapmıştı.
On sekiz yaşında bir delikanlı bunlardan hangisini
seçer? Van de Velde’nin her birleşmede boşalma öne
risini mi yoksa Sun ustanın boşalmadan yüz kere cin
sel birleşme önerisini ya da onun yirmi yaşındaki
gençler için hafifletilmiş biçimi olan dört günde bir
boşalma önerisini mi? Kuşkusuz kolayca etki altında
kalma eğiliminde olan gençlerin çoğunluğu gibi Sun
ustanın eskimiş ve tutuculuk görünümü kazanmış zor-
lamacılığından kendimi kurtarmak için van de Velde’
nin önerisine sarıldım. Böyle yaparak eskilerin bilge
liğine sırtımı döndüğüm için de on iki yıl boyunca ağır
bir biçimde cezalandırıldım.
Daha önce de söylediğim gibi o zamanlar atletik
yapılı on sekiz yaşlarında bir gençtim ve ilk kez bir
kıza aşıktım. Van de Velde’nin önerilerini uygulayarak
kız arkadaşımı memnun etmek için elimden geleni
yaptım. Gerçi resmi olarak evli değildik (savaş yılla
rında Çin’de kadın erkek ilişkilerinde hemen hemen
bugünkü Avrupa’da olduğu kadar özgürlük vardı). Ana
ve babalarımızın izni ve duasıyla karı koca gibi ya
şıyorduk. Savaşa katılmadan tam iki yaz ayını bir
dinlence şehrine benzeyen eski Tsunyi kasabasında
221
geçirdik (şimdi, Başkan Mao’nun Uzun Yürüyüş yılla
rında bu kasabada karargâh kurmuş olmasıyla tarih
sel ün kazanmıştır). Tsunyi yüksekçe bir yaylada ka
le duvarlarıyla çevrili çok eski bir kasabadır. Özel
likle yaz aylarında havası olağanüstü güzeldir. Sıcak
lık hemen he nen hep 21 derece dolaylarında dolanır.
Hemen hergün hava güneşlidir. Hemen her sabah şa
fak sökmeden biraz yağmur yağar. Bunun için de
havası temiz ve tazedir. Bu çok güzel iklim her türlü
yiyeceğin bol olmasını sağlamaktadır. İşte uzun hala
yımızı bu çok güzel çevrede geçirdik.
Peki, sonuç ne? ‘Çaresizlik’ sözü belki durumu
açıklamaya yetebilir. Her ikimiz de sağlıklıyken, bir
birimize aşıkken, bu en iyi koşullar içinde, bütün dün
ya dertlerinden uzak, niçin ‘çaresiz’ ? Acaba bu ‘ ça
resizliğin’ tek nedeni van de Velde'nin kılavuzluğu
muydu? Evet, bütün sorun van de Velde’nin boşal
mayla ilgili saplantısından kaynaklanan önerisinden
geliyordu. Van de Velde diyordu ki, «...ersuyunun döl-
yoluna boşalması ve çiftlerden her ikisinin de hemen
hemen aynı anda orgazma ulaşması sevişmenin doruk
noktasıdır.»
Böyle yazdığı için ben de van de Velde’ nin yazdık
larını yapmaya elimden geldiğince çaba harcadım.
Her seviştiğimizde boşaldım ve ortalama günde üç
kez seviştik. Ama ne kadar çok çaba harcadıysam da
yapabildiğim tek şey kız arkadaşımı daha çok seviş
mek için isteklendirmekten fazla bir şey olamadı. İki
ay boyunca hemen hemen her gün üç kez boşalmak ola
sılıkla genç bir adamın yapabileceğinin en çoğudur.
Her neyse, yediğim yemekler çok besleyici olmakla
birlikte ben gene de daha fazlasını yapamadım. Sü
rekli yorgun olduğumu duyumsuyor, geç saatlere ka
222
dar uyuyordum. Her şeye rağmen kız arkadaşımı tam
olarak doyuramadığımı görüyordum.
Van de Velde’nin önerilerinin doğruluğu konusunda
içimde kuşkular uyanmaya başlamış olmakla birlikte
bu önerilere uymaktan daha on iki yıl vazgeçemedim.
Bu yıllar boyunca geçirdiğim deneyler aşağı yukarı
burada anlattıklarıma benziyordu. Ne kadar çaba har
carsam harcayayım, canımı çıkarsam da tam olarak
kadın arkadaşlarımı doyuma ulaştırmıyordum. Artık
genel sağlığım on sekiz yaşındaki atletik yapılı deli-
kanlınınki gibi de değildi. Ne kadar çabuk van de Vel
de’nin önerilerinden vazgeçip eski Çin bilgeliğine geri
dönsem o kadar iyi olacaktı.
Şimdi hemen hemen altmışına geldim. Çok kimse
nin sevişme defterini dürdükleri bir yaş... Yalnız ba
şıma yolculuklara çıktığım zamanların dışında genel
likle hergün bir çok kez sevişirim. Çok kez pazar sa
bahları iki üç kez seviştikten sonra bisikletle bütün
günü dolduran kırk elli kilometrelik geziler yaparım.
Akşam uyumadan önce gene sevişirim. Bütün bunlar
bana hiç yorgunluk vermiyor. Sağlığım bundan iyi,
zihnim bundan daha dingin ve huzur içinde olamaz.
Bunlardan hepsinden önemlisi de doyum bekleyen bir
kadının yanında çaresizlik içinde yatmak gibi bir du
rumla karşılaşmak da hiçbir zaman söz konusu değil.
Nedir bütün bu değişikliği sağlayan şey?
Yanıt, şimdi Taocu hekim S’sû-Mo’ nun bundan 1300
yıl önceki önerilerini uygulamamdır. «Boşalmadan yüz
kez sevişme.»
223
EK: MASTERS VE JOHNSON’UN YAŞLI ERKEĞİN
CİNSEL ETKİNLİĞİ VE «BOŞALMA» YA DA
«BOŞALMAMA» KONUSUNDAKİ ARAŞTIRMA
VE GÖRÜŞLERİ.*
15/225
Yaşlanmanın önceki cinsel etkinliklerindeki alışa
geldikleri örneğe uymayan bir takım doğal değişiklik
ler getirmiş olması yüzünden on binlerce erkeğin et
kin bir cinsel işlerlilikten değişik derecelerde ruhsal
nedenlerden kaynaklanan ikinci derecede cinsel güç
süzlük durumlarına sürüklenmiş olmaları, nedenleri
kolaylıkla anlaşılabilen gerçekten çok acıklı bir olay
dır.
Cinsel-ruhbilim açısından 50 yaşını aşmış erkek
bizim kültürümüzün büyük bir yanılgısıyla başetmek
zorunda kalır. Bu yaş grubundaki erkekler ortada
hiçbir haklı neden yokken hem halkın hem hekimle
rin gözünde, cinsel bakımdan işi bitmiş bir kimse sa
yılır. Yaşlanan erkeğin yaşlanma sürecinin getirdiği
doğal değişikliklerle karşılaşınca, yaşlanma sonucu
cinsel gücünü yitireceği yolundaki yaygın toplumsal
kanının etkisinin verdiği ruhsal güvensizlik ortamın
da cinsel birleşmede başarı kazanıp kazanamayaca
ğından giderek artan bir korkuya kapılmasında şaşı
lacak bir şey olmasa gerek.
Yaşlı erkeklerdeki belirli cinsel bozuklukların in
celenmesine geçmeden, önce yaşlanma sürecinin erke
ğin cinsel tepkilerinde yaptığı değişimlerin irdelenme-
sinde yarar görüyoruz. Konuyu daha iyi anlayabilmek
için cinsel birleşmeyi dört evreye bölerek bu tepkile
ri inceleyeceğiz —Cinsel heyecanın yükselme evresi,
düzlük evresi, orgazm ve çözüşme evresi terimleri ko
nuyu açıklamaya yarayacak bir çatı olarak kullanıla
caktır. Gene tanımlamada bir kolaylık olması için 50
- 70 yaş grubundan söz edildiği zaman yaşlı, 20 - 40
yaş grubundan söz edildiği zaman genç sözcüğü kulla
nılacaktır. Son yıllarda genç erkeklerin cinsel birleş
me sürecindeki fizyoloji açısından geçerli sayılabile
226
cek tepkileri saptanmıştır. Yaşlı erkeklerin tepkileriy
le yapılacak karşılaştırmalar bu bilgilere dayandırı
lacaktır.
Eğer yaşlı bir erkek cinsel heyecanın yükselme
evresinde cinsel uyarıya karşı tepkisini yeterince nes
nel olarak izleyebilirse gençken sahip olduğu kolaylık
la karşılaştırınca sertleşmeyi gerçekleştirmede önemli
bir gecikmenin olduğunu farkedecektir. Yaşlı erkek
lerden çoğunda etkin bir cinsel uyarı karşısında sert
leşmeyi gerçekleştirme dakikalarca sürebilir. Oysa
genç bir erkekte sertleşme ancak saniyelerle ölçüle
bilecek bir zaman alır. Gene yaşlı erkekte sertleşme
eskiden alıştığı kadar tam ve istediği kadar fazla ol
mayabilir. Daha açık'olarak şöyle diyebiliriz, cinsel
uyarıya yaşlı erkeğin tam olarak karşılık vermesi
daha uzun bir zamanı gerektirir.
Eğer bu tepki süresindeki gecikmeler bilinir ve
beklenirse ne kocanın, ne karının bu gecikme yüzün
den kendilerini korkuya ve kaygıya kaptırmalarına
bir neden kalmaz. Buna karşın yaşlanan erkek bu
konuda bilgisizse, cinsel uyarıya fizyolojik tepkinin
doğal olarak gecikeceğinin beklentisi içinde değilse,
bu yüzden kendini korku ve kaygıya kaptırabilir
—olası tepkilerin en kötüsünü gösterir— istencinin zo
ruyla sertleşmeyi gerçekleştirmeye çalışır. Bu tür
yaklaşımın talihsiz sonuçları kitabın cinsel güçsüzlü
ğün sağaltılmasıyla ilgili bölümünde ayrıntılı olarak
incelenmiştir.
Yaşlı erkek düzlük evresine yaklaşırken sertleş
meyi oldukça güven verici bir biçimde gerçekleştirmiş
olur. Bu evrede erbezlerinde hafif bir gerilme ve er-
bezi torbalarında ve gene derin erbezi damarlarında
çok hafif bir kan hücumu olabilir. Yaşlı erkeklen
227
den çoğunda boşalmaya öncülük eden penis’in salgı
yapması olayı (Covvper bezinin salgı etkinliği) ya hiç
olmaz ya da yaş ilerledikçe bu salgıda gözlenebilecek
bir azalma olur.
Zaman açısından yaşlı erkekteki düzlük evresi
genç bir erkeğinkiyle karşılaştırılacak olursa genellik
le çok daha uzundur. Yaşlı erkek düzlük evresinin ge
rektirdiği cinsel gerilime ulaştıktan sonra bundan
adamakıllı zevk duyar ve bu düzlük evresinde duydu
ğu zevki büyük bir boşalma dürtüsüyle zorlanmadan
olabildiğince uzatmak ister. Bu tepki örneği yaşla il
gilidir; genç erkeklerde düzlük evresine varıldıktan
sonra bir an önce boşalma eğilimi ağır basar. Yaşlı
lık sürecinin cinsel işlerlilik bakımından erkeklere
kazandırdığı üstünlüklerden biri budur. Daha genel bir
biçimde söylemek gerekirse 50 - 70 yaş grubundaki er
keklerin boşalmayı geciktirmek için yapabildikleri de
netim 20 - 40 yaş grubuna oranla çok daha fazladır.
Cinsel birleşme evrelerindeki tepkilerden nesnel
olarak gözlenebilen en büyük fizyolojik değişimler
orgazm evresinde (boşalma süreci) görülür. Genç er
keklerde orgazm evresi aşağı yukarı birbirine uyan
ölçünler (Standard) içinde gerçekleşir. Süresi ve şid
deti buna etki yapan cinsel isteklendirilme ve doyum
gibi ya da iki cinsel birleşme arasındaki aralık gibi
etkenler bir yana bırakılırsa bir genç erkekten öte
kine pek az değişiklik gösterir.
Genç erkeklerde boşalma süreci çok açıklıkla bir
birinden ayırt edilebilecek iki aşamaya bölünebilir.
İlk aşama ‘boşalmanın kaçınılmazlığı’- aşamasıdır. Bu
kısa zaman içinde (2 - 4 saniye) erkek boşalmanın
gerçekleşmek üzere olduğunu ve artık geciktirmek
için yapılabilecek bir şey olmadığını duyumsar. Bo
228
şalmanın kaçınılmazlığı aşamasının bu öznel belirtile
ri fizyolojik olarak prostat bezinin ve olasılıkla erbezi
torbalarının düzenli olarak kasılmasından kaynakla
nır. Prostat’ın kasılmaları 0.8 saniye aralıklarla baş
lar ve erkeğin orgazm yaşantısının iki aşamasında
da sürer gider.
Orgazm olayının ikinci aşaması sidik yolu zarının
ve prostat bölümünün baskısı altında bütün sidik yo
lunu izleyerek ersuyunun penisten dışarı fışkırmasıdır.
Gene bu arada da 0.8 saniyelik kasılmalar sürer. Genç
erkeklerde üç dört kasılmayla fışkırtmadan sonra ka
sılmalar arasındaki aralıklar uzar. Öznel olarak du
yumsanan ılık bir sıvının penisin ağzından 30 ya da
60 santim öteye ulaşabilecek bir basınçla fışkırmakta
olduğudur.
Erkek yaşlanırken, genç erkekler esas alınarak
açıklaması yapılan bu iki aşamalı orgazm yaşantısın
da, herkeste aynı olmamakla birlikte, bir takım deği
şiklikler ortaya çıkar. Genellikle orgazm yaşantısı
daha kısa bir sürede tamamlanır. Hatta orgazm ya
şantısının farkedilebilir bir birinci aşaması olmayabi
lir. Bunu şöyle söyleyelim: Bazı yaşlılarda boşalma
nın kaçınılmazlığı aşaması olmadan boşalmanın ger
çekleşmesi çok rastlanan bir durumdur.
Hatta farkedilebilir bir birinci aşama olan durum
larda bile tepki örneğinde belirgin bir değişme olmuş
olabilir. Arada bir gerçekleşse de yaşlı erkekte boşal
manın kaçınılmazlığı aşaması, bu aşamanın genç er
keklerde 2 - 4 saniye olmasına karşın, 1 - 2 saniyeye
inmiştir. Yaşlı erkekte birinci aşama yaşantısı, ersu
yunun kendiliğinden fışkırması aşamasına geçilmeden
prostatın bir iki kez kasılmasıyla sınırlı kalabilir. Ya
da orgazm yaşantısının birinci aşaması 4 - 5 saniye
229
kadar uzamış da olabilir. Bazen prostat 0.8 saniyelik
düzenli aralıklarla kasılmayı sürdüreceğine kasılır ka
lır ve böylece de boşalmanın kaçınılmazlığı duygusu
nu yaratır. Prostat kasılıp kalmışlık durumundan dü
zenli kasılmalara geçinceye dek saniyeler boyu kasıl-
mışlığını sürdürür. Onun için bu birinci aşamanın
süresi 5 ya da 7 saniyeye kadar uzamış olur.
Orgazmın birinci aşamasında bu nesnel değişim
lere ek olarak ne nesnel ne de öznel olarak tanımı
yapılamayacak başka değişimler de olabilir. Yaşlı er
keğin tepkilerinde boşalmanın kaçınılmazlığı aşama
sı bütünüyle yok olmuş olabilir. Tek aşamalı orgazm
olayının iki durumda oluştuğu klinik deneylerle sap
tanmıştır. Bu durumlardan birincisi bedenin yeterince
testasteron üretmemesinden kaynaklanabilir. Gerçek
ten de bu durum tıpkı kadınlarda hormon düzeyinin
düşük [oluşunun orgazm süresinde çok belirgin bir
azalmaya neden oluşu gibi erkekte de hormon düze
yinin düşük olmasının sonucu olabilir. Orgazm’da bi
rinci aşamanın olmayışına neden olan ikinci durum
yaşlı erkeğin eşinin tam olarak doyuma ulaşmasını
sağlamak için boşalmayı çok uzun süre geciktirmiş
olmasının neden olduğu bir durum da olabilir.
Gene orgazm yaşantısının ikinci aşamasında da
yaşlanma süreciyle ortaya çıkan çok belirgin deği
şiklikler görülür. Penisin sidik yolundaki fışkırtma ka
sılmaları gene başlangıçta 0.8 saniye aralarla olur
ama bu hız ancak bir iki kasılma sürer. O genç er
keklere özgü ersuyunu dışarı fışkırtmak için peniste
sürüp giden kasılmalar yaşlı erkekte azalmıştır. Er-
suyunun bir engelle karşılaşmaması durumunda fışkı
rabileceği uzaklık 7, 8 santimle 30 santim arasıdır.
Yaş ilerledikçe ersuyunun miktarı da giderek aza-
230
lir. Genç erkeklerde bir önceki boşalmadan sonra
aradan 24 ya da 36 saat geçtikten sonra boşalan ersu-
yunun toplamının 3 - 5 mİ. olmasına karşın bu ka
dar aradan sonra boşalan ersuyunun 2 - 3 mİ. olması
elli yaşını geçmiş bir erkek için normalin sınırları
içindedir.
Bu kaçınılmaz fizyolojik değişikliklerin genellikle
erkeğin orgazm yaşantısının son derece haz verici ol
duğu yolundaki öznel yorumuna etki yapmadığı anla
şılıyor. İster orgazm yaşantısının ilk aşamasında
önemli değişiklikler olsun, isterse bu aşama bütünüy
le yok olmuş olsun yaşlı erkek orgazmdan tam ola
rak haz duymayı sürdürmektedir. Boşalma basıncın
da ve ersuyunun miktarındaki azalma erkeğin orgazm
yaşantısından aldığı haz duyumunun özünde bir deği
şiklik yapmamaktadır. Hekimin işe karışmasını gerek
tiren neden bu fizik değişimlerin ve cinsel uyarıya kar
şı gösterilen tepkilerin fizyolojik değişimin doğal so
nucu olan örneklere uygun olduğunun yaşlanan erkek
tarafından anlaşılamamasıdır. Eğer bir erkek kısa ve
tek aşamalı orgazm olayını yaşıyor ve ersuyunun mik
tar ve basıncının azalmış olduğunu da farkediyorsa
bu değişik tepkilerin cinsel heyecanla ya da düzlük
evresini kendi istenciyle olabildiğince uzatmış olma
sının sonucu olarak ortaya çıkmış doğal bir tepki ol
duğunu anlamayınca cinsel işleviyle ilgili korkulara
kaygüara kaptırabilir kendini. Bu konudaki safsata
ların etkisi altında yavaş yavaş erkeklik gücünü yi
tirmekte olduğundan kuşku duymaya başlayabüir.
Bir daha seferki cinsel birleşmede düzlük evre
sinden aşamalı orgazm sürecine geçebilmiş olması,
boşalma basıncının önemli derecede artmış olması ve
boşalan ersuyunun miktarındaki çoğalma bile o kim
231
senin kuşkularını gidermeye yetmez. Bir kez bile ol
sa, yaşlanma sürecinin getirdiği belirli fizyolojik de
ğişimleri farketmiştir ve bunlara mantıklı bir açıkla
ma olabilecek bilgilerden yoksundur. Alıştığı tepkiler
de büyük değişim olduğunu farkettiği ilk cinsel birleş
me sırasında daha çok eşinin zevkini öne alarak bo
şalmayı olabildiğince geciktirmiş olmasından, buna
karşın ikinci birleşmede boşalma dürtüsünün ve bir
an önce doyuma ulaşma isteğinin ağır basmış olma
sından tepkilerde değişiklikler olmuş olabileceği aklı
nın köşesinden bile geçmez. Cinsel tepkilerinde nede
nini bilmediği bir değişiklik olunca kültürümüzün buy
ruklarından ayrılamadığı için kültürümüzün cinsel tep
kilerde değişimi kabul etmemesinden kaynaklanan
ruhbilimsel ve toplumbilimsel tuzağa düşer ve er
kekliğini yitirmekte olduğu kuşkusuyla kaygılanır.
Gene yaşlı erkeğin çözüşme evresindeki cinsel
tepkilerinde de eski alışıklıklarıyla yapılan karşılaştır
ma belirli bazı değişimler olduğunu kanıtlıyor. Erkek
yaşlandıkça boşalmanın ardından erkeğin cinsel uya
rıya fizyolojik olarak karşılık veremediği dönem, artan
yaşıyla orantılı olarak uzar. Genç erkeklerde şiddet
li bir uyarıyla bile tam sertleşmeyi gerçekleştireme
yeceği sürenin genellikle dakikalarla ölçülebilmesine
karşın yaşlı bir erkekte bu süre pek seyrek olarak
dakikalarla ölçülebilir, genellikle yaşlı erkeğin boşal
madan sonra yeniden tam sertleşmeyi gerçekleştirebil
mesi saatler alabilir. Bu durumu erkek kadar kadın
da anlarsa sanki 20 - 40 yaş grubundaki bir erkek söz
konusuymuş gibi cinsel birleşmeyi yineleme girişimin
de bulunmayacaklardır. Böylelikle de ne kendi ne de
eşi için cinsel birleşmenin başarıyla gerçekleşip ger
çekleşmeyeceği konusunda kuşku ve kaygılara da yer
olmayacaktır.
Gene gözlenebilen başka bir durum boşalmadan
sonra genç erkeklerin sertleşmeyi daha bir süre sür
dürebilmelerine karşın yaşlı erkeklerde sertleşmenin
çok hızlı bir biçimde yok olmasıdır. Genç erkeklerin
doğal tepki örneğinde olduğu biçimiyle sertleşmenin
iki aşamada yok olması gibi bir durum söz konusu
olmaz. Genellikle yaşlı erkeğin penisi boşalmanın ar
dından birkaç saniye içinde en sönük durumuna gele
bilir. Oysa genç erkeklerin örneğinde bu süre dakika
lar hatta saatler alabilir.
Tepkilerdeki bu değişimlerin fizyolojik yaşlanma
nın doğal sonuçları olduğunu anlayabilecek şekilde
eğitilmiş bilgili yaşlı erkek bu değişimler yüzünden
kaygılara kaptırmayacaktır kendini. Ama bu doğal
değişimlerden haberi yoksa boşalmanın ardından pe
nisin hemen dölyolundan aşağı düşüvermesi cin
sel birleşmede başarısızlık korku ve kaygılarına yol
açabilecektir. Bilgisiz bir yaşlı erkek bu kadar hızlı
olarak sertleşmenin yok oluvermesi olayıyla karşı-
laşıverince bir daha sefere yani yeni bir cinsel birleş
me fırsatı doğduğu zaman yeterli derecede sertleşme
yi gerçekleştirebilip gerçekleştiremeyeceği konusunda
kuşku ve kaygılara düşebilecektir. Kuşkular, kaygılar
başlayınca sertleşmeyi istençle gerçekleştirme ya da
zorlama çabası da başlayacaktır. Ondan sonra da
adamakıllı güçlüklerle karşılaşılacaktır.
Yaşlı erkeğin cinsel tepkilerindeki fizyolojik de
ğişimler yalnız erkeklere değil aynı zamanda kadın
lara da tanıtılmalı, bu konuların yaygın biçimde ta
nıtılması erkekler kadar kadınlarca da desteklenen
bir dava durumuna getirilmelidir. 50 - 70 yaş grubun
da olan erkeğin karısı da yaşlanmanın doğal sonucu
olarak ortaya çıkan ya da çıkabilecek değişiklikleri an
233
layabilecek derecede bilgili olmalıdır. Bir kere tepki
lerde oluşan bu değişikliklerin yaşlı erkeğin kendini
ve eşini cinsel doyuma ulaştırmakta bir sorun yarat
mayacağını anlayınca kadın da rahatlayacak kocasını
cinsel konulardaki kaygıları yüzünden tedirgin etmeye
cektir. Kocasının sertleşmedeki gecikmesinin kendisini
artık yeterince çekici bulmamasından ileri gelmediğini
anlayacaktır. Bazı defa tam olarak sertleşmemiş bir
penisle düzlük evresine varılmış bile olsa anlayışlı bir
kadın birkaç git gel hareketinden sonra tam olarak
sertleşmenin sağlanacağının bilişinde olduğundan peni
si hemen dölyoluna yerleştirecektir.
Bu konularda bilgili bir kadın cinsellik bakımın
dan çekinmeden davranmalı, yol gösterici ve yardımcı
olmalıdır. Bir kez cinsel birleşme başladıktan sonra
kendisinin de kocasının da gençlik yıllarındaki tepki
lerinde bazı değişiklikler olmuş bile olsa, kocasının
cinsel birleşmeyi uzun süre sürdürmek ve boşalmayı
geciktirmek konusunda kolaylıklar kazanmış olduğunu
bildiği için kendisinin de kocasının da cinsel uyarılara
başarıyla yanıt verebileceğine güven duyarak kültü
rün koyduğu sınırlara aldırmadan içinden geldiği gibi
davranmalıdır. Yaşlı erkeğin de yaşlı kadının da cin
sel birleşmenin başarıyla sonuçlanacağına güven duy
maları ancak bu konudaki bilgilerin yetkili ağızlardan
doğrulanarak yaygınlaştırılmasıyla sağlanabilir.
234
yaş grubunda olan kimselerden pekçoğu artık cinsel
birleşme için çok yaşlı oldukları karaşındadırlar ama
bu kanıya nasıl varmış olduklarım açıklamakta pek
başarılı olamazlar.
Erkek yaşlanınca bir yandan sevişmenin süresini
uzatarak tadını çıkarmasına olanak kazandıran boşal
mayı geciktirme konusunda yaşlanmanın doğal sonu
cu olarak oluşan bir denetleme gücünden yararlanır,
öbür yandan çqk açık bir biçimde farkedilen boşalma
dürtüsünde de bir azalma olur. Örneğin eğer 60 ya
şında bir erkek haftada bir ya da iki kez cinsel bir
leşmede bulunuyorsa iki ya da üç cinsel birleşmede
bir, boşalma dürtüsü en üst düzeye ulaşmış olabilir.
Boşalma isteğinin doğal düzeyinin böyle oluşu erkeğin
daha sık boşalamayacağı anlamında alınmamalıdır.
Erkek kendini boşalmaya zorlayabilir ya da eşinin
isteğiyle boşalmaya zorlanabilir. Ama kendi doğal ve
bireysel işleklerinin gösterdiği yoldan giderse iki üç
birleşmede bir boşalmayı kendisi için yeterli ve do
yurucu bulabilir. Boşalma isteğindeki azalmanın ke
sinlikle sertleşmeyi gerçekleştirme ve sürdürme ko
nusundaki erkeğin fizyolojik yeteneğine olumsuz bir
etkisi olmaz ve erkek bu sertleşmeden elde edebilece
ği zevkten sayısız denebilecek kadar çok yararlana
bilir.
Yaşlı erkeklerin cinsel birleşmeyi etkin bir biçim
de uzatabilmelerinin asıl nedeni işte bu boşalma iste
ğindeki azalmadır. Eğer yaşlı erkek boşalmazsa, dik
katin dağılması ya da eşin doyuma ulaşması sonu
cunda sertliğini yitiren penis kolaylıkla ve çok hızlı
bir biçimde yeniden sertliğini kazanabilir.
Yaşlı erkek yakın bir boşalma tehdidi olmadıkça
kolayca sertleşmeyi gerçekleştirip sürdürebilir. Bu
235
konularda yeterince bilgi sahibi olmayan bir kadın
yakın bir boşalma tehdidi sayılabilir. Onun kanısınca
kadın erkeğin boşalmasını sağlayamadıkça kendisini
kadınlık görevini yerine getirmiş sayamaz. Bizim kül
türümüzde erkeği boşalmadıkça kendini kadınlık gö
revini yerine getirmiş sayabilecek kaç tane kadın
çıkar? Erkek istesin istemesin, boşalmaya gerek duy
sun ya da duymasın ‘Kadın iyi bir eş gibi davranacak
tır’ —«Herkes bir erkeğin her cinsel birleşmede boşal
ma gereksemesi olduğunu bilir»— ve bu nakarat böy-
Iece sürüp gidiyor.
Elli yaşlarını geçmiş tüm erkekler de kadınlar
da şunu iyice öğrenmelidirler, boşalıp boşalmama ko
nusunda kararı herkes kendisi vermelidir. Böyle olur
sa sık sık ve düzenli bir biçimde cinsel birleşme ola
bilir. Böyle olmasında cinsel doyumları bakımından
erkeğin de kadının da yararı vardır. Kadının isteği
birçok kez ard arda orgazma ulaşmak da olabilir, da
ha fazla bir çaba ve cinsel gerilim olmadan yalnız
kamışın dölyoluna girip orada öylece kalması da ola
bilir. Eğer erkek istemedikçe kendini boşalmaya zor
lamamak ve kendi boşalma izlencesini kendi yapmak,
bir yandan da hem kendine hem eşine uygun düşe
cek kadar çok sevişmek konusunda yüreklendirilirse
sıradan bir karı-koca sağlıkları izin vermek ve bir
birlerine karşı duydukları ilgiyi yitirmemek koşuluyla
80 yaş grubunun oldukça ileri yıllarına kadar cinsel
birleşmeyi sürdürebilirler.
50 - 70 yaş grubundaki her erkek için cinsel işler-
lilikte etkinliğini sürdürebilmesi en başta yaşın ilerle
mesinin getireceği ve karşılaşılması kaçınılmaz olan
değişiklikleri iyice anlamasına bağlıdır. Gene kadın
ların çoğu için de etkin bir cinsel işlerlilik, yaşlanan
236
erkeğin geçireceği fizyolojik değişiklikler konusunda
bilgisi olmasıyla bağlantılıdır. Erkek de kadın da
yaşlılığın getireceği sorunların üstesinden gelmek is
tiyorlarsa cinsel tepki örneklerinde yaşlılığın yapabile
ceği değişiklikleri iyice anlamak zorundadırlar.
ERKEKTE EKSİLEN HORMONUN TAMAMLANMASI
Erkeklerin yaşdönümü konusunda çok az şey biliniyor.
Eğer yaşdönümü oluyorsa ne vakit oluyor? Sürekli bir
olay mı? Kendine özgü belirtileri nelerdir? Dışardan
hormon verilmesi yararlı olabilir mi? Eğer yarar ve
riyorsa cinsel bakımdan yapabileceği etki nedir?
Erkeklerin yaşdönümü konusunda çok az şey bilin
mesinin nedeni, oldukça geniş klinik uygulaması olan
testasteron serumlarının daha birkaç yıl öncesine ka
dar etkisini ölçebilecek kesin ve sağlıklı bir yöntemin
olmayışıydı.
Şimdi oldukça güvenilir ve hızlı bir biçimde ve
parasal bakımdan da öyle çok pahalı sayılmayacak
bir yöntemle bu testler yapılabilmektedir. Bu bakım
dan önümüzdeki yıllarda erkeğin yaşdönümü konusun
da daha çok bilgi sahibi olacağız. Bu durumda dışar
dan hormon vermenin yalnız yaşlanan erkeğin cinsel
uyarüara karşı gösterdiği tepkilere etkisi değil, so
nuçta çok daha önemli olan yaşdönümüne girmiş Olan
erkeğin toplam metabolizma işlevine yaptığı etki bi
linebilecektir.
237
büsbütün yok edeceği masalıdır. Daha önce de söz
konusu ettiğimiz gibi yaşlanan erkek sertleşmeyi ger
çekleştirmede gecikir, hatta düzlük evresine ulaştığı
zaman bile penis tam olarak sertleşmemiş olabilir.
Ama yaşlı erkeğin genel sağlığı izin verdiği ve ruh
sal kökenli bir tıkar ıklık da olmadığı sürece yaşlı
erkek 80 yaş grubunda da ileri yaşlara kadar penisin
sertleşmesi kolaylığını ve yeteneğini korur.
Yaşlı erkek sertleşmede gecikebilir, orgazm yaşan
tısı iki aşamadan bir aşamaya inebilir, ersuyunun
miktarında ve fışkırtma basıncında azalma olabilir.
Ama hiçbir zaman penisin sertleşmesi kolaylığını yi
tirmez. Eğer bu anlayış ortaya konur ve çoğunluk ta
rafından kabul edilebilirse yaşlı erkeğin cinsel etkin
liğini ve işlerliğini önleyen en büyük engel ortadan
kaldırılmış olacaktır. Artık dölleme gücü ve ürettiği
sperm sayısının azalmış olmasının bir önemi kalma
mış olduğu ve bu durumda ersuyundaki azalmanın da
bir anlamı olmayacağı düşünülerek bu konular bir
yana bırakılırsa, yaşlı bir erkekten daha etkili ve
daha güçlü bir yatak arkadaşı olamaz. Yeter ki top
lumun ve kültürümüzün bilgisizlikten gelen buyrukları
na uymaktan vazgeçsin, kendisinin uygun göreceği
aralıklarla boşalmayı bir düzene koymuş olsun.
Yaşlanmanın erkeğe getirebileceği bazı üstünlükler
bile vardır. Artık boşalmayı denetim altında tutma
gücü çoğalmıştır. Eğer isterse güvenli bir sertleşme
yi sürdürerek büyük bir beceriyle kadın arkadaşının
zevkine uzun süre hizmet edebilir. Yaşlı erkeğin cin
sel bakımdan üstün yanı yalnızca daha önce geçirmiş
olduğu cinsel yaşantıların kazandırdığı deneyime in
dirgenemez. Bir yandan da boşalma süreci üzerinde
fizyolojik denetimin artmış olmasından gelen üstünlü
238
ğü de buna katmamız gereklidir. Yaşlı erkek eğer
yaşlanma sürecinin doğal sonucu olan cinsel tepkile
rindeki fizyolojik değişikliklere üzülerek cinsel etkin
liğini tüketmezse, eğer arkadaşları cinsel güvenini yok
etmezlerse; eğer kendisi ve kadın arkadaşı yeterli
derecede sağlıklı kalmayı başarırlarsa, başkaca bir
engelle karşılaşmadan ve kesinlikle herhangi bir yaş
sınırı olmadan cinsel yaşamı çok ileri yaşlara kadar
sürdürebilir ve sürdürmelidir de.
239
B İB L İY O G R A F Y A I : Çince Metinler
Su Nü Ching
Su Nü Fang
Yü Fang Pi Chü
Li Tung Hsien’den (Sui ya da T’ang) T’ung Hsüan Tzu
Pai Hseng Cheng’den (T’ang) T’ien Ti Yin Yang Chiao
Huen Ta Lo Fu.
Yukardaki beş kitap Hunen’li ünlü bilgin Yeh Te-Hui’
nin yayınladığı 1914 baskılarıdır. İlk üç kitabın yazar
ları bilinmiyor, ancak yazıldıkları tarih kuşkusuz
T’ang öncesi, olasılıkla Han dönemidir.
Sun S’sû’dan Eşsiz Yöntem (T'ang) - Kuzey Sung Soyu
serisinde 1955 yeni baskısı.
Lu Tung Pin’den (T’ang) Chi Chi Chen Ching
Wu Hsien'den (Han) Hsiu Chen Yen I
Su Nü Miao Lun, yazarı belli değil.
Yukardaki dört kitabın yeni baskılarını van Gulik ya
yınladı. Kitaplardan elde kalan ellişer nüsha dün
yanın belli başlı kitaplıklarına dağıtılmıştır.
Li Shih Chen’den (Ming) Pen Ts’ao Kang Mu
l Hsin Fang, soydan Çinli olan ünlü Japon hekimi Tam-
ba Yasuyori tarafından derlenmiş ve İS 984 yılında
bastırılmıştır. Kitap T’ang dönemi ve daha önceki
dönemlerde yazılmış yüzlerce kitaptan alıntılar ve
özetlerden oluşmaktadır. Benim yararlandığım nüsha
1955 Çin baskısıdır.
Han \Vei Ts’ung S h u içlerinde ünlü şair T’ao Ch’ien
ve ünlü Taocu Ko Hung’da olmak üzere Chin dönemin
den (ÎS 256 - 420) 96 çeşitli yazarın yazılarından oluş
maktadır.
Ssuma Ch’ien’den (Han) Shih Chi (Tarihsel Kayıtlar)
Pau Ku’dan (Han) Ch’ien Han Shu
Fan Yeh'den (Lui Sung dönemi ÎS 450) Hou Han Shu
Lin Erh’den (Chou) Tao Te Ching
Li Yu’dan (Ming) Jou P ’u T’uan
Wang Shih-Fu’dan (Yuan) Hsi Hsiang Chi
Chung Chou’dan (Chou) Chuang-Tzu
241
B İB L İY O G R A F Y A II : îngiiizce Metinler
242
Çhessner, Eustace, The Human Aspects of Sexual Devi-
ation (Jarrolds Publishers, London, 1971).
Danielsson, Bengt, Love in the South Sea (Reynal, New
York, 1956).
Darling, Lois and Louis, The Science of Life (World
Publishing Co., Cleveland and New York, 1961).
de Beauvoir, Simone, Old Age (Wiedenfeld & Nicolson,
London, 1972). A.B.D.’de Corning of Age adıyla ba
sılmıştır. (Putnam, New York, 1972).
The Second Sex (Knopf, New York, 1967; Jonathan
Cape, London, 1968).
de Chardin, Pierre Teilhard, Toıvards the Future, çe
viri : Rene Hague (Collins, London, 1975).
Diczfalusy, Egon and Borrell, Ulf (eds), Control of Hu-
man Fertility, 15. Nobel sempozyum’u (Almqvist &
- VViksell, Stockholm, 1971).
Dunn, Nell, Talking to Women (MacGibbon & Kee, Lon
don, 1963; International Publications Service, New
York, 1965).
Ellenberger, Henri, The Discovery of the Unconscious
(Basic Books, New York, 1970).
Ellis, Havelock, Studies in the Psychology of Sex (Ran-
dom House, New York).
Fisher, Seymour, The Female Orgasm (Basic Books,
New York, 1972; Ailen Lane, London, 1973).
Fromm, Erich, The Art of Loving (Harper & Row,
New York, 1956; Ailen & Unwin, London, 1957).
Greer, Germaine, The Female Eunuch (MacGibbon &
Kee, London, 1970; Paladin Books, London, 1971; Mc-
Gra,w-Hill, New York, 1971).
Gulik, R. H. van, Sexual Life in Ancient China (E. J.
Brill, Leiden, 1961; Humanities Press, Atlantic High-
lands, N.J., rev. ed., 1974).
243
Hodin, J. P., Edıvard Munch (Thames & Hudson, Lon-
don, 1972; Praeger Publishers, New York, 1972).
Huxley, Aldous, The Art of Seeing (Penguin Books,
Harmondsworth, 1963; Montana Books, Seattle, 1974).
Island (Harper & Row, New York, 1962; Panther
Books, London, 1976).
Jong, Erica, Fear of Flying (Holt, Rinehart & Wins-
ton. New York, 1973; Panther Books, London, 1976).
Josephson, Eric and Mary (eds), Man Alone (Dell Puh-
lishing Co., New York, 1968).
Kama Sutra Vatsyayana, çeviri ; Sir Richard Burton
(Ailen & Unvvin, London, 1963; E. P. Dutton, New
York, 1964).
Kaplan, Helen Singer, The New Sez Therapy (Bailliere
Tindal, London, 1974).
Kinsey, Pomeroy and Martin, Sezual Behaviour in the
Humarı Male (W. B. Saur.ders, London and Phila-
delphia, 1948).
Sezual Behaviour in the Human Female (W. B. Sa-
unders, London and Philadelphia, 1953).
Kronhausen, Phyllis and Eberhard, Erotic Art (Grove
Press. New York, 1961; W. H. Ailen, London, 1971).
Labhart, Alexis, Clinical Endocrinology (Springer-Ver-
lag, New York; Heidelberg, Berlin, 1974).
Lin Yutang, The Wisdom of China (Michael Joseph,
London, 1963; Modern Library, New York, 1963).
Lindsey, Judge Ben B., The Companionate Marriage
(Boni & Liveright, New York, 1927).
Linnee, Birgitt, Sez and Society in Sureden (Jonathan
Cape, London, 1968; Harper & Row, New York,
1972).
Mailer, Norman, The Prisoner of Sez (Little, Brown
& Co., Boston, 1971).
244
Marples, Mary, ‘Life of Human Skin’ , Scientific Am
erican January 1969.
Masters R. E. L. and Benjamin, Harry, M. D., The
Prostitute in Society (Mayflower-Dell, London, 1966).
Masters and Johnson, Human Sexual Inadequâcy
(Churchill, London, 1970; Little, Brown & Co., Bos
ton, 1970).
Human Sexual Resnonse (Churchill, London, 1966
Little, Brown & Co., Boston, 1966).
Menninger, Kari, Man Agairıst Himself (Harcourt Brace
Jovanovich, Ne w York, 1972).
Millett, Kate, Sexual Politıcs ' (Hart-Davis, London,
1971; Avon Books, New York, 1971).
Morehouse, Lawrence E. and Gross, Leonard, Total
Fitness (Simon & Schuster. New York, 1975; May-
flower Books, London, 1977).
Myrdal, Jan, Confessions o; a Disloyal European (Vin-
tage Books, New York, 1969).
Needham, Joseph, Science and Civilization in China (7
cilt) (Cambridge University Press, Cambridge, 1954).
Nefzawi, Shaykh, The Perfumed Garden, çeviri : Sir
Richard Burton (Luxor Press, London, 1963; Panther
Books, London, 1967).
Peel, John and Potts, Malcolm, Contraceptive Practice
(Cambridge University Press, Cambridge, 1969).
Rawson, Philip, Erotic Art of the East (Weidenfeld &
Nicolson, London, 1973).
Reich, Wilhelm, The Function of the Orgasm (Panther
Books, London, 1972; Farrar, Straus & Giroux, New
York, 1973).
Reik, Theodor, Of Love and Lust (Farrar. Straus &
Cudahy, New York, 1957).
245
Robinson, Paul A., The Freudian Left (Harper & Row,
New York, 1969).
Russell, Bertrand, Autobiography (Ailen & Unwin,
London, 1929; Little, Brown & Co., Boston, 1967).
Marriage and Morals (Ailen & Unwin, London, 1929;
Liveright, New York, yeni basım., 1970).
Rycroft, C., Reich (Fontana Modern Masters, London,
1971; Viking Press, New York, 1972).
Sand, Richard, Things Your Mother Never Told Yoıı
(Avon Books, New York, 1972).
Schafer, Edvvard, The Divine Woman (University of
California Press, Los Angeles, 1973).
Singer, Irving, The Goals of Human Seiuality (Wild-
wood House, London, 1973; W. W. Norton, New York,
1973).
Smith, Bradly and Weng Wan-Go, China, A History in
Art (Studio Vista, London, 1973).
Stopes, Marie, Married Love (Hogarth Press, London,
1952).
Wise Parenthood (Hogarth Press, London, 1952).
Pâlos, Stephan, The Chinete Art of Healing (McGraw
HilI, Nevv York, 1971; Bardam Books, New York,
1972).
Velde, T. H. van de, İdeal Marriage (Heinemann Medi-
cal, London, 1965; Ballantine, New York, 1975).
Watts, Alan W., Nature, Man and \Voman (Wildwood
House, London, 1973).
Wilson, Colin, The God of the Lahyrinth (Panther
Books, London, 1977).
Origin of the Sexual İmpulse (Arthur Barker, London,
1963; Panther Books, London, 1966).
246
TAO CU
SEVİSME VE SEKS
BİR DEVRİM!.. Erkek boşalmadan
orgazm olabilir mi?.. Bu yöntemi
öğrenen erkeğin gücünün sınırı
sınırsızlık mı?..
“ Taocu Sevişme ve Seks” on
üçüncü yüzyılda istilacı Moğollar
tarafından yasaklanmış eski Çin
seksbilimiyle ilgili kırık dökük bil
gileri bir araştırmacının bilimsel
bir yöntem ve anlayışla bir araya
getirip bütünlüğüne kavuşturma
çabasıdır. Bu kitabın amacı oku
yucuya günümüzün insanının
şipşakçı sevişme düzeyinin üstü
ne çıkmayı sağlayacak teknikler
öğretmektir. İlk kez çağdaş oku
yucu bu kitaptan boşalmanın
denetimi, sevişme biçimleri, cin
sel güçsüzlüğün yenilgiye uğra
tılm ası, cinsel isteği a rtırıcı
öpüşme, seks ve uzun ömürlülük
konularını öğrenme fırsatı bula
caktır. Kitabın başında İngiltere’
nin en başta gelen Çinbilimcisi
Joseph N eed h am ’ın önsözü var
dır Kitabın sonuna da bu konu
larda çağdaş bilimin son sözü
sayılabilecek Masters ve John-
son’un “ İnsanoğlunun Cinsel
Yetersizliği” adlı kitabından a lı
nan bir bölüm eklenmiştir.
ISBN S 7 S - ? S b B - 0 1 - l