You are on page 1of 1

arka-kapak-Aytekin Tugluk-son hali .qxp_Layout 1 27.09.

2017 20:19 Page 1

Direniş Kalesi Zindanların İlk Şehidi


Aytekin Tuğluk
978 baharında PKK’nin kuruluşu lardı. Fazla sigara içmememi öğütlüyorlardı anlatırız” dediler.

1 öncesi önemli toplantılarından bi-


rinin de merkezi Xarpêt’ti (Elazığ).
Aytekin Tuğluk’un ailesiyle yaşa-
dığı evde yapıldı bu toplantı. Rê-
ber Apo o toplantı günlerini ve Aytekin Tuğluk
Yoldaş’ı şöyle anlatır: Elazığ’da bazı toplantılar
yaptım. Burada iyi yurtseverler de ortaya çıktı.
sık sık. Birkaç sözcükle de olsa bir şeyler ya-
zıyorlardı bu da moral oluyordu. Hamili ve Ay-
tekin hep ‘Seko’ derlerdi. O sözcük bile bir ya-
kınlık, sıcaklık, bağlılık duygularını çoğaltıyordu.
Dışarıdayken bu tür şeyler fazla fark edilmiyordu.
İçeride bu bağlılıklar çok daha kabına sığmaz
oluyordu. Düşmana inat gelişiyordu...
Düzenli voltalayanlar Aytekinlerdi. Di-
ğerleri ya kenarda oturuyor ya da ayakta
kümeleşip konuşuyorlardı. Faşistlerin kaldığı
yerin pencereleri oldukça alçaktı. Arkadaşlar
güya her dışarıya çıktıklarında o pencereleri
gözetleyen bir iki arkadaş görevlendiriyor-
lardı. Tam birbirimize bir şeyler anlatmaya
Bu dönemde evinde geniş bir toplantı yaptı- Ziyaretçilerden, sınırlı da olsa dışarıdaki çalışırken, birden silah sesleri geldi. Aytekin,
ğımız Aytekin Tuğluk arkadaş vardı. Hareke- durumu öğreniyorduk. İlk süreçlerde belli bir “vay anam!” dedi. Düşen düşene! Bağrış-
Adı Soyadı: Aytekin Tuğluk
timize inanmış bir arkadaştı. Ve cezaevindeki çekingenlik vardı. Ama toplu tutuklanmalar malar, panik... Askerler mermiyi öne sürmüş,
bağırıyorlar, “Durun, yoksa vururuz.” Kim, Doğum Yeri: Dersim-Merxo Köyü
ilk direnişlerde şehit verdiğimiz bir değerimizdir. ve çözülmeler, özellikle de yer göstermeler
Tabii tesadüfi değildir. O kadar olumsuzluğun kitlemizi etkilemiş. Birçok şey yanlış ve abartılı nereden ateş ediyor belli değildi. Sadece Ana Adı: Hatun Tuğluk
oluştuğu bir yerden çıkmış bir devrimci olarak yansıdığı için etkilenme olmuş. Bu doğaldı yere düşenler, kan içinde kalanları gördüm. Şahadet Tarihi ve Yeri: 14 Eylül 1979
Şahin’in (Dönmez) ihanetine karşı ilk olumlu fakat durumu tersine çevirmek gerekiyordu. “Faşist katiller! Katiller!.. Faşist idare!” diye Xarpêt (Elazığ)
düşünce ve davranışı ortaya koyarken, özünde Dışarıda örgütsel yapı dağıldığında yeniden bağırdığımı hatırlıyorum. O sırada arkadaş-
çok köklü bir yurtseverliği temsil ediyordu. çalışmalara başlamak, kitleye ulaşmak zaman ların bir kısmı pencerelerin altına doğru ken-
Mustafa, “Sakin ol, şehit yok ama bir arka-
Fakat iki gün bile yaşatılmadı. Aslında Aytekin alırdı. Arkadaşlar bağlantıyı kurmuştu. Ayte- dilerini yere attılar, mermi ulaşmaz diye, diğer
daş yaralı. Çoğu telden dolayı sıyrık almış.
Tuğluk Yoldaş’ın bu duruşu, son derece derin, kin’in annesi, Nail’in annesi ve kız kardeşleri, kısmı tel örgüleri kaldırarak kaçmaya çalıştı.
Aytekin’inki kurşun yarası, omzundan almış
anlamlı bir tutum ve davranıştır. yine arada ziyaretçi olarak gelen bazı sem- Tel örgüye gidenlerin hem vücutları yırtıldı hem
ama iyidir. Merak etme” dedi. İnanmamıştım.
patizan kızlar sözlü bilgiler veriyordu. Soruş- de tam cephede oldukları için hedefteydiler.
“Aytekin’e bir şey mi oldu, doğru söyleyin”
*** turma ifadelerimiz ve değerlendirmelerimizi Öte yandan asker siper almış, vurmak için
dedim tekrar. Çünkü; ilk onu vurmuşlardı,
Aytekin Tuğluk arkadaş, PKK’nin kurucu- dışarıya çıkartabilmiştik... bekliyordu. O anda subay askerlere, “Oğlum
nişan alarak vurmuşlardı, ilk o düşmüştü yere.
larından Sakine Cansız ile aynı alanda faaliyet Aytekin’in annesi mutlaka uğrardı. Aytekin’in durun, ateş etmeyin. Onlar ateşten kaçıyor.
Bir süre sonra bir grup daha geldi. Hamili de
yürütürken yakalanırlar. Birlikte hem faşizme dediklerini dinler, bazen bize arkadaşlardan Dışarıda geniş çember alın. Ateş etme asker!”
aralarındaydı. Onlar da farklı bir şey söyle-
karşı hem de işbirlikçi ihanete karşı direnirler. haber de getirirdi. Dışarıdayken evlerine gider diye avazı çıktığı kadar bağırdı.
mediler. Yalnız, “Aytekin ve bir arkadaş daha
Aytekin Tuğluk Yoldaş hedeftedir. Şahin un- gelirdik. Ama yine de korkuları olurdu, endi- Malatya’ya kaldırıldı” dediler.
surunu ilk fark eden, anlayan arkadaşımız ol- şelerini sıkça dile getirirdi. Her defasında, Faşist köpekler siz vurdunuz değil mi?
Demek ki Aytekin’in durumu ciddiydi. Neden
duğu için hedef seçilir. Elazığ zindanında bir “Ma kızım çok işkence yaptılar mı? Aytekin’e Malatya? O an dizlerimin bağı çözüldü, kanım
üst teğmenin verdiği silahtan çıkan kurşunlar çok yapmışlar, bana söylemiyor. Hala ayak- Deliye dönmüştüm, durmadan slogan atı- donmuş gibi oldu. Aytekin, Aytekin… Onun
sonucu Aytekin Tuğluk şehit düşer... larının altında morluk var, kan kurumuş, kabuk yordum. Sonra indik. Tam o sırada iki faşist yu- son gülüşü, son muzipliği, şapkasıyla oyna-
Biz de, Aytekin Yoldaş’ın zindan günlerini tutmuş. Ne yapıyorsam göstermiyor” diyerek karıya çıkarıyorlardı. Nereden geldiklerini bile- ması… O umursamaz, şen hali, bir şeylere
ve şahadetini Sakine Cansız Yoldaş’ın kaleme acıyla sitem eder, ağlardı. Aysel ve Alaattin’i miyorduk. Onları görür görmez sandalyeyi kapıp meydan okur gibi oluşu, hızlı, kararlı voltaları,
aldığı, anılarından oluşan ‘Hep Kavgaydı Ya- pek getirmezdi, etkilemeyelim diye... fırlattım. Merdivenin üzerindeydi, bir basamak her davranışı canlandı gözümün önünde. Bu
şamım’ kitabından derledik. Bir gün önce görüş günüydü. Aytekin’in geri kaçtı. Sandalye dizlerine değdi. Çok şiddetli hissetmeler boşuna değildi.
Kürdistan Özgürlük Mücadelesi’ne büyük annesi onlarla görüştükten sonra yanıma uğ- atmıştım. “Vay komünist!” diye tepki verince, Faşistlerden güya ‘tetikçi’ olan birini mah-
emekleri geçen değerli yurtseverimiz Hatun ramıştı. Aytekin’de bana ait ‘hediye’ olduğunu “Faşist köpekler! Siz vurdunuz değil mi?” dedim. kemeye götürdüler. Halbuki iki taraftan birden
Tuğluk anamızın şahsında tüm şehit analarını ve uygun zamanda ulaştıracaklarını haber Etrafa bakındım ama onlara atacağım başka ateş ediliyordu. Faşistler sadece bir tabanca
da bu vesileyle büyük bir minnet ve saygıyla verdi. Hediye ne olabilirdi ki? Kesin nottu ve bir şey bulamadım. Bu arada askerler faşistleri teslim etmişlerdi. Bu yalandı. Demek ki daha
anıyor, onların hayallerini gerçekleştirme sö- dışarıdan, Parti’den geliyordu. Buna çok se- hızla barakalara doğru götürdüler. planları vardı. Hala aynı binadaydık. Yerimizi
zümüzü yineliyoruz. vinmiştim. Anaya, “Tamam, anlaşıldı. Keşke Çok sonra içeriye sis bombası attılar. “Silahı değiştirmediler. Benzer durumun diğer ceza-
seninle gönderselerdi” dedim. Fakat herhalde teslim edin” diye bağırıyorlardı. Bizi zorla ba- evinde de olduğu söyleniyordu. Kaldığımız
*** fırsat olmamıştı. rakalardan birine, kömürlük gibi bir yere gö- cezaevindeki olaylar etkilemiş. Arkadaşlar
Bizi bodrum katındaki odalara yerleştirdiler. türmeye çalıştılar. Adeta boğuşuyorduk. Bir orada isyan çıkarmışlar...
Her üç odanın kapıları birbirine çok yakındı, Silah sesleri geldi ara bizi götürmek isteyen subayın tabancasına Bu olaydan bir süre sonra Hüseyin Yıldırım
demir parmaklıklıydı. Ben ve Ayten birlikteydik düşen düşene el attım, almaya çalıştım. Hemen tabancasına geldi. Avukat görüşü her zamanki gibi idare
yine. Elif’i yanımıza getirmediler hiç. Ayten’in yapışıp, “Tabancam, tabancam” diye bağır- odasında yapıldı. Ben konuyu hastanedeki
ifadesi alınmıştı. Bırakılacak gözüyle bakı- Ertesi gün havalandırmaya çıktık. Arkadaşlar maya başladı korkudan. Bunun üzerine askerler arkadaşlara getirdim. Önce söylemek istemedi
yordum artık. Yine de son ana kadar insan gelip kapının önünden havalandırmaya çıktılar. birikti oracıkta. Bu defa askerlerden birinin sila- ama ben, “Aytekin’in durumu ağırdı, ne oldu?”
kesin bırakılır diyemiyor. Aytekin ve Hamili Tahta kapıyı açık tutuyorduk. Bazen kapıda hına yöneldim, elime geçse tarayacağım. “Ka- deyince duraksadı, “Kaybettik Aytekin’i” dedi.
her zaman birlikteydiler. Hızlı hızlı voltalıyor- beklerdim, not gibi şeyler olunca hemen veri- tiller, siz yaptınız!” diye bağırınca subay yemin Yerimden fırladım. İlk önce subayın oturduğu
lardı. Arada Aytekin kapıya gelip, “Biz kendi- yorlardı. Ama çoğunlukla asker beklerdi çünkü, etmeye başladı, “Hayır, biz yapmadık, benim masayı yumruklamaya başladım, “Katiller.
mize iş bulduk, çıkarsak köye gider inek bes- hemen bitişik kapı faşistlerindi. O gün sabah haberim yok. Sağcılarla bir ilişkim yok.” Bir Katlettiniz. O silahı siz soktunuz içeriye.”
leriz” diyerek espri yapıyordu. da idareye gidip gelen faşistler olmuştu. Hatta süre bu şekilde sürdü, sonra yüzbaşı ve diğer Sonra yerinden kalktı, “Sakin olun, ben mi?
Öğlen Şahin’i çıkarttılar. İhtiyaca mı, başka Raif Çiçek’i görünce, “Faşist katil! Altmış rütbeliler geldi. Bu defa onlara yöneldim, “Faşist Hayır, ben silah vermedim” demeye başladı.
yere mi anlamamıştık. Ben yemek tabağını insanın katili” demiştim. Onun geçerken bakıp, katiller! Arkadaşlarımızı katlettiniz. Söyleyin kaç Ben yakasından tuttum, “Hayır, siz yaptınız.
yemekle birlikle fırlattım kendisine, “Namussuz, alaylı bazı şeyler mırıldanması üzerine söy- kişiyi katlettiniz!” diye bağırdım. Yerimizde du- Kaç kez uyardık arama bile yapmadınız. Bize
yine nereye gidiyorsun?” Bunun üzerine as- lemiştim. Bilinçli tahrik etmek istiyorlardı. As- ramıyorduk. Baktılar ki biz durmuyoruz, yüzbaşı iğne yasaktı, nereden girdi o silahlar?” Sonra
kerler içeride ne varsa aldılar ve “Kapıya çık- lında keyiften, o günün planını uygulama sa- emir verdi: “Ellerini arkadan kelepçeleyin. O dışarıya fırladım, “Aytekinler ölmez” diye
mayacaksınız” dediler. Fazla bir anlam ifade bırsızlığındanmış. Onlar bir süre kaldı, bu defa tarafa götürün.” Buna itiraz ettik, “Gücünüz
slogan attım. Bir anda arkadaşlar da bana
etmeyen tepkilerdi bunlar. Kim bilir, belki de başka bir grubu çıkardılar. Bizi dışarıya bu yüz- varsa, gidin o katilleri durdurun. Onları neden
katıldılar. “Kahrolsun faşistler! Faşist idare!”
mevcut tepkisizliğe, bazı şeylerin normal gö- den çıkarmıyorlarmış. Buna itiraz ettik. Askere, kelepçelemiyorsunuz? O silahları neden almı-
“Faşistlerden hesap soracağız!”
rülmesine tepkiydi. İhanete tepki, tabak, ayak- “Git üstüne söyle, bizi çıkarsınlar” diye dayattık yorsunuz? Tabii, siz soktunuz içeriye; oysa
Sonradan aldığımız haberde Aytekin’in
kabı fırlatmak değildi ki! Sadece vicdanen ra- önce, gecikince de kapıya vurdum. Sese o bize bir iğne dahi vermiyordunuz. Bize yasaktı
hastanede bilinçli şehit düşürüldüğü söylendi.
hatlatıyordu o kadar. Daha sonra Şahin, ar- günün nöbetçi subayı geldi. “Bizi neden hava- ama faşistlere tabancalar verdiniz.” Bizi zorla,
Hemşire serumu kolundan çekiyor ya da
kadaşların içine getirilmedi. Ama onun gidişi landırmaya çıkarmıyorsunuz?” diye sertçe sor- sürükleyerek, itekleyerek uzaklaştırdılar ve el-
akışını durduruyor. Katlediyorlar açıkça.
de genelde bir tedirginlik yaratmıştı. Çekingenlik dum. “Tamam, işimiz vardı. Sağcılardan bazı- lerimizi kelepçelediler.
Aytekin’in şahadeti çok etkilemişti hepimizi.
ve yeniden sorgulamaya alma ihtimali vardı. larının avukatları vardı. Siz balkondayken onların Onca işkencelerden geçtikten sonra, gelip
Bu beklenti, stresi artırıyordu. Bu nedenle gelip gitmesi doğru olmaz” dedi. Aytekin’e bir şey mi oldu cezaevinde vurulmak! Kaç kez, “Kefeni yırttık”
kimse kapıya yanaşmıyordu. Aytekin ve Hamili Yukarı çıkan son iki kişi hala inmemişti. doğru söyleyin demişti. Evet, ölüm içeride, zindanda yakala-
dışında kimse bakmıyordu bile ya da bakışlarını Biz zorlayınca sonunda, balkona çıkardılar. mıştı. Ve faşist kurşun ilk onu hedeflemişti.
kaçırıyorlardı. Ne acı! Selamlaştık arkadaşlarla. Aytekin keyifliydi, Aradan kaç saat geçmişti ya da ne kadar Dışarıdaki hali... Sorgudaki... Son günkü hali...
Hamili’yle birlikteydi ve Mao şapkasıyla oy- olmuştu bilemiyorum ama kahreden bir bek- O canlılığı ve cana yakınlığı, devrimci ruh gü-
Hatun Ana zindanda nuyordu. Yanlarında Şadi, Zeki Budak vardı, leyişten sonra arkadaşların bir kısmı askeri zelliği, hepsi ama hepsi bir ateş gibi yüreğime
Aytekin ve Sakine’yi ziyaret ediyor tam hatırlayamıyorum. Birbirleriyle konuşup otobüsle getirildi. Birçok arkadaş yoktu. İsim düşmüştü, unutamıyordum.
muzipçe gülüyorlardı. “Ne var, neye gülüyor- verip sorduk. Hani Aytekin, hani Hamili, hani
Genel ihtiyaçlarımızı arkadaşlar karşılıyor- sunuz?” der gibi kafa işareti yapınca, “Sonra Adil, hani Zeki... Çoğu yoktu. nnn

You might also like