You are on page 1of 84

ktüel

Eylül - Ekim 2018 / 65 / 18 TL / Kıbrıs 20 TL

Çocuk ve Hayal
5 Bin Yıllık Oyun Seti
65

Oyun ve Kültür
ISSN 1307-5756

9 771307 575003

BAŞUR HÖYÜK OYUN SETİ - PİŞMİŞ TOPRAK OYUNCAKLAR - ANTİK YUNAN VE ROMA’DA OYUN VE OYUNCAKLAR - İKİZTEPE’DEN ÇINGIRAKLAR
PATARA KAZILARINI
DESTEKLiYORUZ.

İş Bankas olarak, iştiraklerimiz


Türkiye Şişe ve Cam Fabrikalar A.Ş.
ve Türkiye Snai Kalknma Bankas ile
birlikte Patara Antik Kenti’nde yaplan
kaz çalşmalarn destekliyoruz.
Editörden...
GÖBEKLİ TEPE’NİN GELECEĞİ
Bahreyn’de düzenlenen UNESCO’nun 42. toplantısı ile bir dünya mirası ola-
rak uluslararası arenada da kabul gören Göbekli Tepe, bugün dünyanın en AKTÜEL ARKEOLOJI BASIN
YAYINCILIK TURIZM ORG. LTD. ŞTI
ilgi çeken arkeolojik alanlarından biri. Göbekli Tepe, 1960’lı yıllardan itiba- www.aktuelarkeoloji.com.tr
ren dünya arkeoloji literatüründe yer alan Çatalhöyük’ten sonra Türkiye’nin Yazı Işleri Müdürü Murat NAĞIŞ
dünya çapında tanınan en önemli arkeoloji markalarından biri haline gelmiş muratnagis@aktuelarkeoloji.com.tr

görünüyor. Türkiye için büyük bir şans olduğunun altını da özellikle çizmek Yayın Koordinatörü Ayşe TATAR
aysetatar@aktuelarkeoloji.com.tr
gerekir. Çünkü özellikle Batı dünyası, Troya gibi önemli bir arkeolojik yer-
Editör Deniz GENCEOLU
leşimin Türkiye’de değil de Yunanistan’da olduğunu düşünüyor. Bu elbette, denizgenceolu@aktuelarkeoloji.com.tr
hem Türkiye hem de Batı dünyası için bir ayıp. Öte yandan, bu yıl Troya için
Görsel Yönetmen İsmail YILDIZ
başlatılan çalışmalar bu algının kırılması için oldukça önemli. grafik@aktuelarkeoloji.com.tr

Peki bundan sonra ne olacak? Bir dünya markası ile nasıl başa çıkılacak? Gö- Fotoğraf Editörü Aykan ÖZENER
fotograf@aktuelarkeoloji.com.tr
bekli Tepe sadece arkeolojik anlamda değil, turizm potansiyeli ile de ben-
zersiz bir cazibeye sahip. Bugün baktığımızda, herkes Göbekli Tepe ismini Çeviriler Ayşe TATAR, Deniz GENCEOLU

kullanarak bir şeyler yapmak istiyor. Bu, belki kısa vadede turizmcilerin ve
ismini Göbekli Tepe ile yan yana getirmek isteyenlerin işine yarasa da, uzun
vadede Göbekli Tepe için zarar verici olabilir. ARKEOLOJI TRAVEL
www.aktuelarkeolojitravel.com
Göbekli Tepe’nin muhteşem görsel ve zihinsel sunumu tüm dünyanın ilgisini info@aktuelarkeoloji.com.tr

buraya çekiyor. Şanlıurfa’nın ise bu talebe hazır olduğunu söylemek oldukça


zor. Bu hazırsızlık sadece otel ya da hizmet sektörünün yeterli alt yapıya sa-
ARKEOLOJI DÜKKANI
hip olması anlamına gelmiyor, kaldı ki henüz olgunlaşmış böyle bir altyapı www.arkeolojidukkani.com
da yok. Burada asıl önemli olan, kendimizi geliştirmemiz, değiştirmemiz,
hazırlamamız ve neye sahip olduğumuzun bilincine varmamız. Yerel hizmet
sektöründe yer alan her bir bireyden topluma, kamudan özel sektöre kadar AKTÜEL ARKEOLOJI YAYINLARI
www.aktuelarkeolojiyayinlari.com
geniş bir yelpazede yer alan her kesimin fikren buna hazır olması gerekiyor.
Bu süreci idare etmek zor olsa da uzun vadeli bir turizm kültürünün yeşer-
mesi ve ortak bir turizm anlayışının gelişmesi kente büyük fayda sağlayacak- Yazınsal ve Görsel Katkıda Bulunanlar
Prof. Dr. A. Nejat Bilgen, Prof. Dr. Önder Bilgi, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet
tır. İlerleyen yıllarda milyonlarca insanın Göbekli Tepe’yi ziyaret edeceğini Uhri, Dr. Öğr. Üyesi Ayça Gerçek, Dr. Öğr. Üyesi Asuman Kapuci, Dr.
Öğr. Üyesi Haluk Sağlamtimur, Dr. Öğr. Üyesi Sıdıka Yılmaz, Aylin
öngörmek zor değil. Dikkat edilmesi gereken ise, bu ziyaretçilerin alana ve Çakır, Ergin Tatar, E. Deniz Oğuz-Kırca, Murat Erdin, Taner Gürman,
kente tekrar tekrar gelmelerini sağlamak. Kendi kendini tüketen bir kente de- Volkan Demirciler

ğil, kültürel anlamda zenginleşecek bir kente dönüşümü sağlamak gerekiyor.


Günü kurtarma çabası ve fırsat yakalama gayreti ile yapılacak girişimler kısa Kapak Görseli
Kültepe’den çıngırak. Yunanistan’dan eklemleri hareket eden pişmiş
vadede kazanç sağlasa bile, uzun vadede hem kente hem de Türkiye’ye büyük toprak bebek. Yunanistan’dan fildişi oyuncak bebek.
zararlar verecektir. Kentin bu süreçte sağlıklı, donanımlı ve bilinçli adımlar
atması ve uzun süreli planlamalar yapması elbette önemli olacaktır. Yönetim Yeri
Bereketzade Mahallesi, Camekan Sokak, Pepo Apartmanı
... No:1 D:4 Galata, Beyoğlu, İSTANBUL
İstanbul (+90) 212 244 25 02
Kalbimiz Hasankeyf ’te. Parça parça sökülen her bir yapı içimizi acıtıyor. www.aktuelarkeoloji.com.tr - www.arkeolojidukkani.com
info@ aktuelarkeoloji.com.tr
...
Kazı sezonunun sonuna geldik, Türkiye’nin dört bir yanında sürdürülen ar- ISSN 1307 5756
keolojik kazılardan haberler gelmeye başladı. Yeni gelişmeleri paylaşmak için Dağıtım YAYSAT
sabırsızlanıyoruz.
Basım Yeri
... Şan Ofset Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti.
www.sanofset.com
Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Kâğıthane / İstanbul
Bu sayıyı dünyanın tüm çocuklarına armağan ediyoruz. Çocuk olmak hayal Tel: +90 212 289 24 24 / Sertifika No: 12049
etmektir, yaşamı gerçekliğin ötesinde yeniden inşa etmektir. İyi okumalar.
Yazıların tüm sorumluluğu yazarlara aittir. Derginin dili Türkçedir,
2 aylık süreli yayınlanır, basın meslek ilkelerine uyar. Tarih, Kültür Sanat

MURAT NAĞIŞ Arkeoloji konularında yayınlanır. Yayın çalışmaları ve yönetim-idari


çalışmalar kişilerin gönüllü katılımı ile gerçekleşmektedir. “Aktüel Arkeoloji
Dergisi’nin yayın projesi TÜPRAŞ’ın desteği ile sürdürülmektedir” .

2 Aktüel Arkeoloji
İÇİNDEKİLER
08 HABER 44 AHMET UHRİ
Seyitömer Höyük Yoksa Bunlar Oyuncak Mı?
Bozburun Yarımadası Eski çağlarda ağaç, kemik, toprak, cam ya da metalden yapılan kısacası
hammaddesi doğada bulunan ve oyun oynamak için doğadaki şeklinden
Troya Sadece Troya Değildir farklı bir şekle dönüştürülen her şey oyuncak kapsamına girerken
Din, Ritüel, Devamlılık zaman zaman bazı maddeler doğadaki haliyle de oyuncak olarak
kullanılabilmiştir.

26 ÖNDER BİLGİ
İkiztepe’den Pişmiş Toprak Çıngıraklar
54 HALUK SAĞLAMTİMUR
Erken Tunç Çağında sosyo-ekonomik açıdan oldukça yüksek 5 Bin Yıllık Oyun Seti
düzeyde bir yaşam süren İkiztepeliler, özellikle çömlekçilikte ileri Başur Höyük’te Erken Tunç Çağı I’e tarihlenen bir mezar içerisinde
bir seviyeye erişmişlerdir. Bu dönemde ürettikleri pişmiş toprak bulunan ve karşılıklı oynanan bir tür oyuna ait oyun taşları olduğu
eserler arasında dikkat çeken bir grubu da çıngıraklar oluşturur. belirlenen, çeşitli taşlardan yapılmış, sayısı 38’i bulan objeler, oyun
taşlarının Güneydoğu Anadolu coğrafyasındaki ilk örnekleridir.

28 ERGİN TATAR
Çağlar Boyunca Yaşamımızın Vazgeçilmez
60 AYLİN ÇAKIR
Antik Yunan ve Roma’da Çocuk Oyunları ve
Unsuru Oyun
İnsanın var oluşundan bu yana farklı coğrafyalarda ve değişik Oyuncaklar
zamanlarda sürdürdüğü kültürel bir eylem olan oyun, yaşamla Oyun ve oyuncaklar çocuklara mantığını kullanmayı, el becerilerini
birlikte başlar, yaşamın her döneminde farklılaşarak ve gelişerek geliştirmeyi, çevreyi keşfetmeyi ve sosyalleşmeyi öğretir. Antik dönemin
devam eder ve her zaman önemini korur. ebeveynleri belki de bunun bilincine vararak çocuklarına oyuncaklar
hediye etmiş, oyunlar öğretmişlerdir.

36 SIDIKA YILMAZ
Oyun ve Kültür
74 AYÇA GERÇEK
Arkeoloji, geçmişi yeniden inşa etmek, hatırlanamayacak kadar Antik Çağda Pişmiş Toprak Oyuncaklar
eski dönemleri hayal etmek üzerine kuruludur. Bu yanıyla Oyunların başrol oyuncusu oyuncaklar, günümüzde olduğu gibi Antik
arkeologlar hayalle gerçek arasında ilmek ilmek oluşturdukları Çağda da çocuklar için hayatı anlamlandıran; çocukların hayal gücü ve
hikâyeleri oyunsu bir alanın içinde gerçekleştirirler. zihinsel gelişimi için önemli unsurlar olarak karşımıza çıkar.

Aktüel Arkeoloji 3
ArkeoKitap

BİZANS İMPARATORLUĞU TARİHİ

Charles Diehl tarafından 1919’da kaleme alınan Bizans İmparatorluğu Tarihi,


yayımlanmasının üzerinden neredeyse bir yüzyıl geçmesine rağmen, hâlâ alanının en
yetkin eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bizans İmparatorluğu’nu savaşları, isyanları,
darbeleri, taht kavgaları, ekonomisi ve kültürüyle bir bütün olarak ele alan kitap, efsaneler
ve söylentilerle örülü binyıllık bir hakikatin kapısını aralıyor.

İnkılap Kitabevi

HOMEROS DESTANLARI VE MARKOS İNCİLİ

Klasik Yunan edebiyatının Hıristiyanlığın önemli metinleri üzerindeki


etkilerine dair eserleriyle tanınan Dennis R. MacDonald, bu kitapta Markos
İncili ile Homeros destanlarını, özellikle de Odysseia’yı karşılaştırıyor ve
Homeros’un sayısız ismin yanı sıra Markos’u da etkilediği sonucuna varıyor.

İthaki Yayınları

ARCHİTECTURAL SURVEY AT THE NECROPOLİS OF


LARİSA (BURUNCUK)

İTÜ Vakfı - Mimarlık Tarihi Araştırmaları’nın ikinci sayısında, önemli bir Ege bölgesi
olan antik Larisa (Buruncuk) nekropolisi, mezar birimlerinin mimari dokümantasyonu
ile birlikte sergilenmektedir. Bu ana konu, 1900’den itibaren Larisa’nın ilk haritasındaki
bir metin ve sitenin genel bir açıklaması ile tamamlanmaktadır. 

İtü Vakfı Yayınları

Bu kitaplara arkeoloji dükkanından ulaşabilirsiniz. www.arkeolojidukkani.com

4 Aktüel Arkeoloji
Aktüel Arkeoloji 5
6 Aktüel Arkeoloji
Aktüel Arkeoloji 7
ArkeoHaber

SEYİTÖMER HÖYÜK
SEYİTÖMER HÖYÜK KAZISI, SONUÇLARI VE ERKEN TUNÇ ÇAĞ
III ÇANAK ÇÖMLEĞİ DEĞERLENDİRME SÜRECİ
A. Nejat BİLGEN, Asuman KAPUCİ köylerden gelen 300 işçi katılmıştır. artmış, Kütahya Arkeoloji Müzesine
Dolayısıyla geniş çaplı bir istihdam binlerce envanterlik eser teslim

K
ütahya ilinde yer alan alanının da oluşturulmuş olduğu edilmiştir. Söz konusu eserlerin
Seyitömer Höyük’te söylenebilmektedir. büyük çoğunluğunu çanak-çömlekler
2006-2014 yılları arasında, Dokuz sene sürdürülen arkeolojik oluşturmaktadır. Binlerce tüm kabın
yeni dönem kazıları kazılar sonucunda, I. Tabaka: Roma yanı sıra yüzbinlerce amorf-profil
olarak adlandırdığımız çalışmalar, Dönemi, II. Tabaka: Hellenistik parçalar üzerinde de değerlendirmeler
Anadolu Arkeolojisi için bir mihenk Dönem, III. Tabaka: Akhaemenid gerçekleştirilmiştir.
taşı olmuştur. Seyitömer Höyük’te Dönem, IV. Tabaka: Orta Tunç Seyitömer Höyük Erken Tunç Çağ III
arkeolojik kazılar, metodolojik bir Çağ ve V. Tabaka: Erken Tunç Çağ seramikleri inceleme aşamalarında,
sistem çerçevesinde, arazi, çizim, olmak üzere beş kültür tabakası form tiplerine göre küpler, çanaklar,
seramik değerlendirme, restorasyon, tespit edilmiştir. Geniş alanlarda tabaklar, çömlekler, testiler, birleşik
fotoğraf ve mimari alanlarda, kendi tabakayı ortaya çıkarma yöntemi, kaplar, minyatür kaplar, kapaklar,
alanlarında uzman olan arkeologlar Seyitömer Höyük kazı sisteminin bir içki kapları, rhyton, libasyon kapları
tarafından yönetilen birimlerin prensibidir. Bu sistem neticesinde,
ve askoslar şeklinde ayrılmaktadır.
oluşturduğu bir bütünü teşkil her kültür tabakası tüm ayrıntıları
Söz konusu formları tipolojik olarak,
etmekteydi. Sözü edilen çalışmalarda, ve bağlantıları ile birlikte açığa
hamur özellikleri, astar renkleri,
böylesi bir sistem ile birlikte her yıl çıkarılmıştır. Gerçekleştirilen
bezeme teknikleri ve bezekleri,
altı ay saha çalışmaları, altı ay da çalışmalar sonucunda, ortaya çıkarılan
pişirilme kaliteleri, yapım teknikleri
laboratuvar çalışması sürdürülmüştür. arkeolojik-kültürel materyalin erken
açısından değerlendirilmektedir.
Saha çalışmalarına dünyada dönem tabakalarına inildikçe arttığı
Tipolojik anlamda alt form grupları
arkeolojik kazı çalışmalarında görülmektedir. Dolayısıyla her yıl
oluşturulmuş; hamur özellikleri de
örneğine az rastlanır sayıda çevre ortaya çıkarılan buluntu sayısı da
hamur karakterleri, hamur renkleri
Seyitömer Höyük. Güneyden görünüm.
ve pişirilme kalitesi bağlamında
incelenmektedir. Astar renklerinde
renk grupları belirlenmiş; bezeme
teknikleri ve bezeklerde de uygulanan
süsleme elemanları tespit edilmektedir.
Hem hamur renkleri hem astar
renklerinin tespitinde “Mansell Renk
Katoloğu”na bağlı kalınarak renk
analizleri yapılmaktadır. Pişirilme

8 Aktüel Arkeoloji
Seyitömer Höyük. Havadan görünüm.

kaliteleri de formların tüm alt tipleri


kapsamında incelenmektedir. Yapım
tekniklerinde el, çark ve kalıp yapımı
üretim özellikleri, ayrıca kapta oluşan
deformasyonlar ortaya koyulmaya
çalışılmaktadır.
Erken Tunç Çağı III seramiklerinden örnekler.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda,
kırmızı ve tonlarının astar rengi
olarak yoğun kullanıldığı, kahverengi
ve tonlarında, gri renklerde de astarlı
örneklerin az da olsa var olduğu
tespit edilmiştir. Yapım tekniğinde
önde gelen tekniğin kalıp yapımı
üretim olduğu, el ve çark yapımı
üretim örneklerinin de bulunduğu
görülmektedir.
Seyitömer Höyük, tıpkı Yortan’nın
anıldığı gibi-Yortan Kültürü-,
önümüzdeki yıllarda Batı Anadolu’da,
içinde bulunduğu bölgenin
“Seyitömer Kültür Bölgesi” olarak
anılmasını sağlayacak nitelikte
ve nicelikte, on iki formu içinde
barındıran bir kap repertuarına
sahiptir. Seyitömer Höyük, özellikle in situ buluntuları ile birlikte geniş İç Batı Anadolu’da yapılacak diğer
Erken Tunç Çağ III yerleşimleri alanlarda tespit edilmiş olan ender kazılar ile birlikte adından çokça
arasında hem mimarisi hem de yerleşimlerden biridir. Dolayısıyla çok bahsedilecek, büyük öneme sahip bir
buluntuları bütün yerleşim düzenini, sayıda veriye sahip Seyitömer Höyük, yerleşimdir.

Aktüel Arkeoloji 9
ArkeoHaber
E. Deniz OĞUZ-KIRCA, Volkan DEMİRCİLER

BOZBURUN YARIMADASI
KIRSALIN KARYALISI,
KARYA’NIN PERA’SI
M
uğla-Marmaris’e bağlı
Bozburun/Daraçya
Yarımadası, Datça
Yarımadası’nın hemen altında, Rodos ekonomisinin periferindeki
Rodos’un kuzeyindeki ana dinamolarından biri haline
limanına doğru uzanacak şekilde gelen ve bugüne kadar yürütülen
konumlanmıştır. Erken Hellenistik yüzey araştırmaları ve özellikle
Dönemden itibaren Rodos ile jeoarkeoloji, GIS ve havadan
olan coğraik ve sosyo-kültürel arkeoloji uygulamaları, yerleşkelerin,
bağlaşıklığını saymazsak Rodos topoğrafya ile uyumlu ve bilinçli bir
hâkimiyetinden önce ve Kanuni aklın ürünü olduğunu ortaya çıkardı.
Sultan Süleyman’ın bu yöreyi MÖ 3.-2. yüzyıllarda doruğa ulaşan
tamamen Osmanlı topraklarına Rodos hâkimiyeti süresince dağınık ve
dâhil etmesinden sonra da kırsal düzensiz gözlemlenen ancak kesinlikle
(khora) niteliği nedeniyle daima rastgele tasarlanmayan mekânsal
büyük kentlerin gölgesinde kalmıştır. yapının ve ilişkili örüntülerin,
Pera farklı isimlerle de anılır: Klasik ekonomi güdülü ve tarım terasları
Dönem boyunca Karya Kersonesos’u ağırlıklı geliştiği anlaşılıyor. Bu büyük
(Karşıyaka) iken Hellenistik kırsalı oluşturan köy ölçeğindeki
Dönemde Rodos Peraia’sı (“Pera”) antik yerleşkeler (demoslar), sırasıyla
olmuştur. Atina Vergi Listesi’nde, modern Turunç (Amos), Hisarönü
büyüklüğü polise denk bir mükellef (Bybassos), Turgut (Hydas),
olarak görüldüğü gibi MÖ 5. yüzyılda Selimiye-Kızılköy (Losta limanıyla
kendi sikkelerini XEP ethnikonu tamamlanan hipotetik Hygassos),
altında darp etmiştir. Bayır (Syrna), Bozburun (Tymnos),
Pera, Karya kültürünün görece Söğüt (hyssannos), Taşlıca (Phoinix)
az bilinen, son 50 yıldır özellikle ve Bozuk (Kasarae) teritoryumlarına
yelkencilerin vazgeçemediği bir yöre dağılmış durumda. Son verilere göre, 5
özelliğine sahip. Bölgede araştırmalar km aralıklarla kurulan ve akropollerle
gerçekleştirmiş bilim insanlarının ilişkili demos merkezlerinin
yapmış oldukları yayınlar (Türk ve 2-4 hektarı geçmediği ancak
Alman araştırma ekiplerinin Bozuk teritoryumlarının ortalama 30 km2’yi
(Loryma) köyünden Hisarönü-Datça bulduğu anlaşılıyor. Saha çalışmaları
yol ayrımına kadar) ise henüz ön tipik mimari öğeler ve duvar örgüleri,
Amphora kulplarında ticari işaretleme
sistemlerinin göstergesi olan mühürler. keşif niteliğinde. kaleler ve gözetleme kuleleri, su

10 Aktüel Arkeoloji
yapıları, yazıtlar, antik yollar, çitlik
evleri, pres taşları, mezar kalıntıları ve
seramik bulgularından oluşan zengin
ancak kontekstlerinden çoğunlukla
kopmuş dökümler sunuyor.
Karya’nın bir alt bölgesi niteliğindeki
bu toprakların tamamı, esasen,
parçalı kırsallardan oluşan büyük bir
khora; diğer bir deyişle khora içinde
khoralar barındırıyor. Bu durumun,
Geç Arkaik Dönemden itibaren insan
eliyle şekillendirilmeye başladığını
öne sürebilecek durumdayız. Öte
yandan, tarımsal faaliyetlerin Erken
Demir Çağından süregelen mirasın Bozburun (Adaboğazı)

devamı niteliğinde olduğunu hibrid grupların anakarada da yerleşik kullandığı yeni yöntemler
vurgulamadan geçemeyiz. olduğunu kanıtlar nitelikte. Phoinix bugün nihayet daha esaslı olarak
Yarımadadaki demoslara ilişkin Akropolü’nün üzerinde, kuzeydoğu kullanılmaya başladı. Yöre genelinde
çalışmaların büyük bir kısmının, sektöründe, ana kayaya oyulmuş in- tarımın önemi, Amos civarında
19. yüzyıl başlarından itibaren situ bir Hellenistik yazıtta, Dionysos önceden belgelenen ve arazi kiralama
yayımlanmaya başladığı görülüyor. Tapınağı’nın inşası için bağışta pratiğine ilişkin, içerik açısından
200 yıl öncesinin gezginleri Pera’dan bulunanların listesi sergileniyor. zengin yazıt dökümü sayesinde daha
söz ederken çoğunlukla bölgenin Hellenleşen Peralı sakinlerin ve açık anlaşılıyor. Amos’a benzer şekilde
Hellenistik Dönem içerisindeki Rodos asıllı vatandaşların isimlerinin Phoinix’te de benzer uygulamaların
serüvenine vurgu yapmış ve bugün gelecek yüzyıllara da duyurulmak yer etmiş olması olağan, ayrıca bu dev
pek çoğu yabancı müzelerde uyuyan istenircesine masif bir kaya bloğuna yapıların tapınak-çitlik kompleksi
epigraik malzemenin içeriğini kazınmış olması şaşırtıcı değil. olarak kullanılmış olmaları da
çalışmıştır. Yazıtların büyük Bölgenin tarihsel gelişimini anlamak muhtemel. Diğer yandan, belgelenen
çoğunluğu, Peralılar ve Rodosluların için gerek arkeolojik gerekse tarihsel çitlik evlerinin kontrol altında
her iki yakada da ikamet ettiğini ve coğrafyaya dayalı disiplinlerin tuttuğu çevreleriyle birlikte 0.1 ila
Taşlıca, Phoinix’ten kalıntılar ve sağda Dionysos Tapınağı’nın inşası için bağışta bulunanların listesini 1.7 hektar arasında kalan değerler
içeren ana kayaya oyulmuş in-situ Hellenistik yazıt.
göstermesi, literatür tarafından
desteklendiğini ortaya koyuyor. Öte
yandan, teras sisteminin vazgeçilmez
unsurları olan ana tarımsal birimler,
birörnek dikdörtgen formlara
bürünmüş olup aynı zamanda gelişkin
bir mülkiyet anlayışının varlığına
işaret ediyor.
Phoinix’te daha önceden belgelenen
üç büyük çitliğin, yörede olası
bir “lojistik” merkez veya dağıtım
ekonomilerine hizmet eden yapılar
olduğu akla yatkın. Yapılış amaçları
sandığımızdan farklı olsa bile,
çevreleriyle birlikte 1.6 ve 1.7 hektara
yayılan ve kendi çapında görkemli

Aktüel Arkeoloji 11
terk edilen evler megaron planlarıyla
dikkate değer. Kurumuş bir göl
olan Kıran civarında belgelenen
bir hekatompedos ve ilişkili yapı
grubunun, Peralılara ait, Hisardibi
mevkiindeki kıstaktan çok da uzak
olmayan bir dini ve siyasi toplanma
alanına hizmet ettiği sanılıyor. Deniz
yolunu kullananlara nazaran buraya
karadan ulaşmak isteyenlerin işi
biraz güç. Öte yandan, MÖ 4. yüzyıla
tarihlendirilen ve Hisarönü’ndeki
Eren Dağı yükseltisi üzerindeki
Kastabos’ta tanrıça Hemithea’ya
Apollon Tapınağı. adanan gösterişsiz ancak önemli
kırsal tasarımların belli alanlarda yapıyı atlamamak lazım. Kastabos’taki
farklılaştığı gerçeği, araştırmacılar tapınak ve tiyatro kompleksinden
için önemli bir soru seti olarak bugün geriye pek azı kalmıştır.
karşımıza çıkıyor. Bugünkü Taşlıca Olasılık o ki; Pera’nın en önemli dini
sınırlarındaki Apollon’a ithaf merkezi olan Kastabos’ta rastlanan
edilmiş olması konusunda pek Hemithea ismi, Phoinix’te Apollon’a
şüphe duyulmayan mütevazı ölçekli adanan tapınakçığın duvarında (iç
tapınak (naiskos) kalıntısından önce, kapı lentosunun yanında) rastlanan
daha gösterişli olan Amos Tiyatrosu Ilithye adıyla bağlantılı. Apollon
görülebilir. Baş tanrısı Apollon Tapınağı, bugün kurumuş bir dere
Samnaios olan Amos, şehir kalesinin yatağının yanı başında, incir ağaçları
üzerinde, Kumlubük Koyu’na komşu arasına adeta saklanmış, yarı görünür
Asarcık Tepe’dedir. Ziyaretçilerini, vaziyette.
tipik Hellenistik mimariyi yansıtan Pera’nın kırsal ekonomiye dayalı
Amos Tiyatrosu. kale duvarları boyunca yapılan bir göreceli gelişim ve değişiminin, MÖ
tırmanışın sonunda karşılar. Akdeniz 3.-2. yüzyıllar arasında, ağırlıklı olarak
sayabileceğimiz bu yapılar, hakimiyet traiği, görünürlüğü yüksek olan Rodos Devleti himayesinde, elitler
alanları göz önüne alındığında kiraya tiyatroda geniş bir açıdan izlenebilir.
Surlar.
konu araziler için bildirilen değerleri Keza, en güneydeki Bozuk köyü
doğruluyor. sınırlarındaki Loryma Kalesi’nin ve
Bütün bunlar ışığında, Hellenistik Taşlıca’nın doğusundaki Kaledağ
Dönem öncesindeki yerleşim üzerine oturan ve olasılıkla Strabon’un
pratiklerini anlamaya yönelik Pera’daki en yüksek kale olarak
açıklamaların kısıtlı; Geç Antikite’ye söz ettiği yamuk planlı tahkimatın
kadarki eserlerin de yok denecek manzarası da eşdeğer nitelikte.
kadar az ya da yetersiz olduğunu Turgut köyü içinde kalan ve halk
söylemek mümkün. Bununla birlikte, arasında Çağbaba olarak adlandırılan
yarımadanın göz bebeği niteliğindeki Diagoras’a ait piramidal Hellenistik
birkaç yapıdan bahsedebiliriz: mezar yapısı (MÖ 2. yüzyıl) ünik
Kuzeydeki Amos ve Bybassos hariç, mimarisiyle, öte yandan Phoinix’te,
Pera’da mekânın estetik kaygılarla Pera’nın en geniş (kolüvyal dolgulu)
kullanımının daima ikincil planda çöküntüsü olan Sindili Ovası’nın
yer aldığı görülüyor. Yine de kuzeyindeki mübadele sürecinde

12 Aktüel Arkeoloji
eliyle işletilen topraklarda sömürülen dikkatlerden kaçmamalı) ve ona gönül
köle nüfusuyla desteklendiği vermiş olan bizlerle olan güçlü bağları.
kuşkusuz. Bu durumu bölgenin sosyo- Bu birlikteliğe inanıyor, kırsala ait
ekonomik yapısındaki dönüşümün yepyeni konular üzerinde düşünmeye
tarihçesinde bir kilometre taşı devam edeceğimizi umuyoruz.
olarak ayrıca değerlendirmek Demosların en belirgin ve en az
gerekiyor. Yine, altın çağlarını bozulmuş örneklerinden biri olan
Hellenistik Dönem boyunca yaşamış Taşlıca-Phoinix ve Selimiye Köyü
ve Roma tarafından anakaradaki yakınlarındaki (Kızılköy-Güncebaşı
topraklarından men edilene kadar Tepe) teorik Hygassos’a yönelik seçici
sürdürmüş olan adanın ekonomisine yayınlarımızın yanı sıra bu büyük
sunduğu hizmet potansiyelini, kırsalın göbeğinde, antik dönemde
amfora kulplarındaki ticari pek çok yabancı tüccar ve ziyaretçiye
işaretleme sistemlerinin göstergeleri kapılarını aralamış olan Bozburun
olan mühürler vasıtasıyla daha iyi (Tymnos)’un bir ticaret üssü olmasına Diagoras’a ait piramidal Hellenistik mezar yapısı.
anlayabiliyoruz. Güçlü bir savunma dönük rolünü de sorgulamaya
ağına dayalı iletişim birliğinin başlamış bulunuyoruz. Çalışmalar
ve iç işlerinin yerel yöneticilerce Muhtemel altar kaidesi gösteriyor ki Pera, özellikle MÖ 4.
kısmen icra edildiği esnek bir idare yüzyıldan itibaren, Hellenleşme
sisteminin, Rodos hâkimiyetinden sürecinde pek çok şeyi geleneklerine
çok daha öncelere dayandığı konusu bağlı kalarak dönüştürmüştür.
belki de bir başka yazının konusudur. Ve anlaşılan o ki; bir Anadolulu
Burada duruyoruz. Ancak şu da var olduğunu kanıtlarcasına sırlarını
ki; çit tepeli akropoller ve eteklerine önümüze sermeye devam edecek. Bu
yayılmış yerleşimlerin kurulumunda bağlamda, henüz yayımlanmamış pek
gözlemlenen benzer tasarımlar, yerli çok veriyi, önümüzdeki zamanlarda
malzeme ile inşa edilmiş güçlü sur aynı titizlikle değerlendirilebilmeyi
sistemleri, kıt yüzey suyuna ve bolca ümit ediyoruz.
yeraltı suyuna bağlı bir yaşam, kaya Pera, ancak bizleri içine almaya
oygu işlikler ve farklı tipteki pres izin verdiği sürece sırlarını açığa
döşemleri, özellikle sur sistemlerinde vuran bir Karyalı. Kırsalın gücünü
tarihlemeye katkıda bulunan ve kült haife almamak ve daima yaşatmak
yaşama ilişkin kesitler sunan taş dileğiyle.
işçiliği, vb. ile Bozburun’un daha
Bozburun’a bakış.
söyleyecek çok şeyi olmalı.
Bugün otellerin ve turistik mekanların
görüş açısına giren ve zamanın
aşındırmalarına karşı koyamamış
antik teraslar, yer yer trekking
rotalarına dahil olabiliyor. Pera’yı
Pera yapan, esasen Hekatomnos
Hanedanı’nın aktif olarak Karya
ülkesini yönetmeye başladığı
zamanlardan bu yana taşıdığı
Karya genleri, henüz bütünüyle
bozulmamış kırsal dokusu (ki son
yıllardaki kültür-turizm hareketleriyle
biraz rahatsız olmaya başladığı da

Aktüel Arkeoloji 13
ArkeoGezi

H
epimizin kitaplardan, söylencelerden,
ilmlerden ve günümüzde bile süren
savaşından bildiğimiz Troya, sadece
antik kentten ve tahta attan ibaret değildir.
Burası, doğu ile batının tokuştuğu, hesaplaştığı,
sonucuyla Sultan Mehmet’i, Mustafa Kemal

TROYA Atatürk’ü ve günümüzde dahi uygarlıkları


etkileyen tarihsel bir dönüm noktasıdır.
Bölgeyi görmek için Çanakkale’ye gidenlere

SADECE
günlerini biraz daha uzatacak, bilgilerini biraz
daha geliştirecek önerilerim var.
Çanakkale şehir merkezinden daha güneye,
Ezine’ye bağlı Dalyan köyüne doğru inmeniz

TROYA
gerekiyor. Bozcaada’ya geçmek için Geyikli’ye
gidenler bu yolu bileceklerdir. Sizi orada
bekleyen kent, ağaçların arasına saklanmış bir
başka Troas kentidir: Aleksandreia Troas.

DEĞİLDİR Burası öyle önemli bir kenttir ki


Konstantinopolis (İstanbul) yerine Doğu
Roma’ya başkentlik yapması için inşa edilmiştir.
Yazı: Murat ERDİN / Fotoğraf: Orhan ÖLMEZ Burası öyle büyüktür ki sakinlerine hizmet
vermesi için 30 km güneyine ikinci bir kent
Kültür ve Turizm Bakanlığı, inşa edilmiştir. Ve burası öyle kutsaldır ki
Hristiyanlığın İsa’dan sonraki en büyük ismi
Çanakkale Valiliği ve kentteki olan Aziz Pavlus (Paul), misyonerlik gezilerine
sivil toplum kuruluşlarının buradan başlamıştır.

girişimi ve önerisiyle Troya’nın


Alexandreia Troas
UNESCO Dünya Kültür Mirası Aleksandreia Troas “Troas’taki İskender
listesine girmesinin 20. yılında yurdu” anlamına geliyor. Yaklaşık 3 km’lik alana
yayılan bu İlk Çağ kentinin harabeleri Ezine’ye
2018 yılını Troya Yılı ilan bağlı Dalyan köyünün güneyinde, denize çok
ederek doğru bir karar verdi. yakın bir konumda bulunuyor. Kenti MÖ
311’de Büyük İskender’in komutanlarından
Çok yakın bir zamanda tarihi Antigonos kurmuş ve kente onun adına ithafen
milli park içinde bir de Troya Antigoneia denilmişti. MÖ 301 yılında kenti
ele geçiren bir başka İskender komutanı
Müzesi açılacak. Kazılara çok Lysimakhos ise buraya Aleksandria Troas adını
sayıda kamu ve özel sektör vermiş. En parlak zamanını Roma Döneminde
yaşayan kent, Doğu Roma’nın başkenti olarak
kuruluşu destek veriyor. planlanmıştı. Troas’ta verimli topraklar ve sakin
bir liman bulan Romalılar, zamanla bölgeyi
geliştirdiler. İmparator Augustus dönemine
denk düşen MÖ 12 yılında burada bir Roma
kolonisi kuruldu. Ve belki de her şeyden
önemlisi MS 50-51 ve 56-57 yıllarında Aziz

14 Aktüel Arkeoloji
Metropolis’te bulunan kadım
betimli taban Aktüel
mozaiği. Arkeoloji 15
Aleksandreia Troas limanı.

Pavlus Hıristiyanlığı yaymak için de kalp şeklindeki romantik gölü İmparator Konstantin MS 4’te kenti
çıktığı gezilere buradan başladı. Bu seyredebilirsiniz. Roma’nın başkenti olarak düşünmüştü.
kentin limanından gemiye binerek Aziz Pavlus üçüncü misyonerlik Ancak antik limandan yapılan ticaretin
Makedonya’ya gitti ve insanlara yeni seyahati sonrasında da kente geldi ve eski canlılığında olmaması ve Got
dini anlattı. Bugün Aziz Pavlus’un burada 7 gün kalarak halkla sohbet istilasının yarattığı korku, başkent
gemisinin yanaştığı liman ve deniz etti. İmparator Hadrianus döneminde olarak başka bir yerin seçilmesine
tüm antik kentlerde olduğu gibi kent kent en parlak dönemini yaşadı. Bu neden oldu: Konstantinopolis.
merkezinden uzakta kalmış. Ama dönemde önemli yapılar inşa edildi. Eğer Doğu Roma’nın yani Bizans’ın
Dalyan köyüne inip hem kıyıdaki Ancak MS 267’deki Got istilası kentin başkenti Aleksandreia Troas olsaydı
lokantalarda yemek yiyebilir hem yakılıp yıkılmasına neden oldu. tarih başka türlü yazılacaktı.
Konstantinopolis başkent olarak
Aleksandreia Troas’ın denizle buluşma noktası.
seçilince Aleksandreia Troas zamanla
boşalmaya ve önemini yitirmeye
başladı.
Aleksandreia Troas ne zaman tam
olarak terk edildi bilinmiyor. Ama
Bizans Döneminde bile varlığını
sürdürdüğü biliniyor. MS 16 ve 17.
yüzyılda kent bir taş ocağına dönüşmüş
ve kentin taş blokları İstanbul’a
taşınmıştır. Bu taş bloklar Osmanlı
Döneminde inşa edilen bazı camilerin
temellerinde kullanıldı. Topkapı
Sarayı’nda bile buradan gitmiş iki
sütunu hala görmeniz mümkün.
Aleksandreia Troas’ın en görkemli
yapısı hiç kuşkusuz Herodes Atticus

16 Aktüel Arkeoloji
hamamı ve buna ait su kemerleri.
Yapılardan ayakta kalan parçaları
gördüğünüzde ne kadar büyük
bir hamam yapısıyla karşı karşıya
olduğunuzu kestirebiliyorsunuz. Eğer
1810 yılındaki büyük deprem meydana
gelmemiş olsaydı belki de hamamın
tamamı ayakta olacaktı.
Hamam bloğunun üç tarafı
koridorlarla çevrili olup, merkezde
yer alan kare planlı mekan kemerlerle
çevrilidir. Tüm Roma hamamları gibi
sıcaklık, soğukluk ve ılıklık kısımları
vardır. 123 x 84 metre boyutlarıyla
Anadolu’nun en büyük hamam binası
Smintheion’da gün batımı.
olan bu hamamın yapım yılı olarak MS
135 tahmin edilmektedir. Hamamın
40 metre kadar güneyinde ise anıtsal
çeşme Nymphaion vardır. Yapının ana
cephesi denize dönüktür. 8 x 17 metre
boyutlarında dikdörtgen plan içine
yerleştirilmiş bir çeşmedir.
Roma hamamları yıkanma ve
temizlenme işlevinin yanı sıra
bugünkü kafeler gibi bir iletişim
mekanıdır. Tipik bir Roma
hamamında sıcaklık, ılıklık ve
soğukluk alanları bulunur; zemin
altındaki boşluklarda geçen sıcak hava
mekanın ısınmasını sağlar.
Smintheion’da amfora kalıntıları.
Smintheion Kutsal Alanı.
Smintheion
Aleksandreia Troas o kadar önemli
bir kentti ki ona hizmet için kurulmuş
başka kentler vardı. Hemen 30 km
güneyindeki Apollon Smintheion Kutsal
Alanı onlardan biridir. Smintheion
Tapınağı’nın buraya yapılmasının
en önemli ikinci nedeni bölgenin
doğal su kaynakları açısından zengin
olmasıdır. Kehanet ağırlıklı olan
Apollon Smintheus anlayışında su
çok önemlidir. Tapınağın ilk inşa
edildiği Hellenistik Dönemde burada
yer alan doğal su kaynaklarının nasıl
kullanıldığını bilmiyoruz ancak şehrin
altından ve duvar diplerinden geçen

Aktüel Arkeoloji 17
kanallara ve borulara baktığımızda çok Buraya ibadet ve kehanet için gelen Tüm hamamlar gibi burası da zemin
sağlam bir altyapı kurulduğunu hemen insanlar kutsal yoldan geçiyor ve altından geçen ve zemin dışında
fark ediyoruz. büyük olasılıkla gemiden indikten duvar içine yerleştirilen pişmiş toprak
sonra yürüyorlardı. Kentteki kutsal boruların yardımıyla ısıtılmıştır.
Alexandreia Troas antik kenti giriş kapısı. yoldaki büyük taş bloklarda hiçbir Hamamın batısında yer alan spor
araba tekerleği izine rastlanmamış oyunları merkezinde ise spor
olması bunu kanıtlıyor. Gelenler oyunlarında birincilik kazanan 24
tapınağa girmeden önce hamama sporcu heykelinin bulunduğu kaideler
girip temizlenmek ve günahlarından bulunur. Smihthea Pauleia adına
arınmak zorundaydı. Hamamların düzenlenmiş spor oyunlarında güreş,
kullanımına sunulmuş yedi adet su pankreas ve okçuluk gibi dallarda
deposu vardı. En büyük depo bir yarışmalar yapılmıştır. Antik Yunanca
numaralı olandı ve hamama soğuk su yazıtlarda sporcular övülmektedir.
sağlıyordu. Diğer altı su deposu ise Birinci olan sporcunun adı, ailesi,
birbiriyle bağlantılıydı ve hem hamamı eğitmeni, hangi dalda yarıştığı, kaçıncı
hem de kenti ısıtıyordu. olduğu yazılmıştır. Mermer kaideler
Smintheion’daki tüm bu su yolları kutsal üzerindeki sporcu heykelleri ise,
alana gelen insanların temizlenmesi bronzdan yapıldıkları için günümüze
için yapılmıştır. Hamam yapılarında ulaşamamış.
sırasıyla soyunmalık, soğukluk, ılıklık, Smintheion’un tapınak binası
sıcaklık ve ateşlik bölümleri bulunur. olağanüstü bir mimariye sahiptir ve
Hamama gelen ziyaretçiler arındıktan ünlü Anadolulu mimar Hermogenes’in
sonra istedikleri bir odada dinlenirlerdi. etkisi göze çarpar. MÖ 150 civarında
Smintheion tapınak sütunları.

18 Aktüel Arkeoloji
İon stilinde inşa edilmiştir. Ön
ve arka cephesinin her birinde 8,
her bir uzun kenarında 14, dört
bir yanında ise toplam 44 sütunla
çevrilidir. 18 yüksekliğindeki ön
cephesiyle tapınak bugün de kente
giren herkesi bir bakışta etkiler.
Tapınaktaki kabartmalarda İlyada
Destanı’nı anlatan mitolojik sahneler
görebilirsiniz. Zaten Smintheus, Tanrı
Apollon’a İlyada Destanı’nda verilen bir
ad ya da sıfattır. Azra Erhat’ın Mitoloji
Sözlüğü’nde, İlyada Destanı’nda adı
geçen ama yeri henüz saptanamayan
Metropolis antik tiyatro.
Khryse kentinin rahibinin, tutsak
olan kızı Khryseis’i geri istemek için
Akhaların Troya önündeki karargahına
geldiğini ve tanrı Apollon’a şöyle
yakardığını yazıyor:
“Ey Khryse’yi, kutsal Killa’yı koruyan,
gümüş yaylı
Tenedos’un güçlü kralı, Simintheus,
dinle beni!
Bir gün sana yaraşır bir tapınak
yaptıysam boğaların, keçilerin yağlı
butlarını yaktıysam
Senin uğruna
Şu dileğimi tez elden yerine getiriver:
Göz yaşlarımın öcünü al oklarınla.”

Metropolis’ten ovaya bakış.


Metropolis
konulmuş özel koltuklar sahnenin Troya bölgesinin tarihle
Bugün devasa bir çalışma var
hemen önünde göze çarpıyor. 1995’te sarmalanmış yaşamsal zenginlikleri
Metropolis antik kentinde. Torbalı’nın
bulunan grifonlu soylu koltuğu İzmir yazmakla bitmez. Bu topraklara
içinden geçerek ulaştığımız kent,
Arkeoloji Müzesinde sergileniyor. ayak bastığınızda İsa’dan 2018
kazı alanının büyüklüğüyle dikkat
Grifon, gücü temsil eden kartal başlı, yıl sonra yaşadığınızı unutmak
çekiyor. Hellenistik Dönemde yapılmış
aslan gövdeli mitolojik bir hayvan çok kolay oluyor. Güzel olan, bu
tiyatroların en erken örneklerinden
anlamına geliyor. toprakların ve taşların size bu
biri burada. Tamamen ana kayaya
Her Roma kentinde olduğu gibi büyüleyici zaman yolculuğunu
oyularak yapılmış tiyatro 4 bin kişilik.
Metropolis’te de devasa bir hamam yaşatıyor olması.
Bu tiyatroda gösterilerin yanı sıra
sosyal ve dini törenlerin de yapıldığı binası var. Ama önemli bir farkla: Troya bölgesini tam anlamıyla idrak
biliniyor. 1990 yılından bu yana Metropolis antik kentinde soylular edebilmek ve Troya’nın sadece
yapılan kazılar sonucunda sahne, için düşünülmüş bir masaj salonu da Troya’dan ibaret olmadığını idrak
oturma sıraları ve oyun alanı ortaya bulunuyor ve burayı Aleksandra Mirton edebilmek için bu toprakları bir
çıkartılmış durumda. Soylular için adlı bir kadının işlettiği biliniyor. kere daha düşünün.

Aktüel Arkeoloji 19
ArkeoHaber

DİN, RİTÜEL, DEVAMLILIK


İzmir ve Çevresinde Keşfedilen Kült Alanları ile
Aynı Yerlerde Bulunan Semavi Dinlere Ait Yapılar
Aiolis ile İonia bölgeleri.
Taner GÜRMAN

A
ntik çağ Aiolis
bölgesinde yer alan
Aliağa ilçesi ile
İonia bölgesi şehri
Smyrna çevresindeki
farklı yerleşmelerde, kült alanlarını
oluşturan kaya mezarları, kaya
sunakları, kaya mihrapları, kutsal
merdivenler, adak nişleri, sunu
çanakları ve arınma havuzları
gibi yapıların yanı sıra, aynı
kült alanlarında kilise, türbe ve
Foça ilçesi, Ilıpınar köyü, Kayalıdere mevkisi. Kaya mezarı. hazire gibi Hristiyanlık ve İslam
dönemlerine ilişkin mezar ve
mabetler tespit edilmiştir. Söz
konusu kült alanlarına, Foça Ilıpınar
köyü, Foça Asmadere mevkii, Foça
Kozbeyli Mahallesi, Seferihisar
Sığacık köyü, Aliağa Helvacıköy
köyünün yanı sıra İzmir Merkez’de
bulunan Kadifekale (Pagos), Şirinyer
(Paradiso) Su Kemerleri mevkii ile
Buca Koşu Tepesi’nde rastlanmıştır.
Kaya mezarları, kaya sunakları,
kaya mihrapları, kutsal merdivenler,
adak nişleri ve sunu çanaklarını
barındıran kült alanları arasından
Foça Asmadere mevkii, Seferihisar

20 Aktüel Arkeoloji
Kayalıdere mevkisi. Sunu çanağı. Kayalıdere mevkisi. Adak nişleri ile birlikte kaya sunağı.

Kayalıdere mevkisi. Kibele koltuğu.


Kayalıdere mevkisi. Arınma havuzu.

Sığacık köyü, Aliağa Helvacıköy 15.12.2011 tarihinde, İzmir


köyü ile Kadifekale’deki (Pagos) ili, Foça ilçesi, Ilıpınar köyü,
kutsal alanlarda kilise, türbe ve Kayalıdere mevkiinde yer alan
hazire gibi Hristiyanlık ve İslamiyet kaya mezarına ilişkin tarafımdan
dönemlerine ilişkin mezar ve yapılan araştırmalar esnasında, bu
mabetlerle karşılaşılmıştır. Karşılan kaya mezarının çevresinde daha
bu tablodan, MÖ 3000-1200 yılları önce tespit edilmemiş mezarlar
arasındaki Tunç Çağı olarak anılan ile kült varlıkları bulunmuştur.
dönemden Roma Dönemi sonuna Araştırmaya konu olan kaya mezarı
kadar devam eden kült inancının ve çevresindeki mezarlar ile kaya
görüldüğü kutsal alanlarda, sonraki sunakları, kaya mihrapları, adak
dönemlerde ortaya çıkan semavi nişleri, sunu çanakları ve arınma
dinlerin temsilcileri Hristiyanlık havuzları Ilıpınar köyü yerleşim
ve İslamiyete ait dini ritüellerin merkezinin dışındaki ormanlık
de kesintisiz bir biçimde sürdüğü alanda, Kayalıdere mevkiinde yer
anlaşılmaktadır. almaktadır. Kayalıdere mevkii

Aktüel Arkeoloji 21
ana kayanın düzleştirilerek teras
haline getirilmesi ile elde edilen, açık
hava tapınaklarındandır. Arınma
havuzları, daha sonraki dönemlerde
ortaya çıkan semavi dinlerden
Hristiyanlıktaki baptisteriumlarda
bulunan vatiz teknelerinin
prototipleri olabileceği kanısını
uyandırmaktadır. Buradan hareketle
söz konusu yer, nekropol alanı ile
kutsal alanın birlikte barındığını
düşündürmektedir.
30/05/2014 tarihinde, İzmir ili,
Foça ilçesi, Asmadere mevkiinde
yapılan arazi çalışmaları sırasında,
aynı havzada, sahil şeridinde, bir
kilise ve müştemilatı ile üzerinde
adak nişleriyle birlikte birtakım

Foça ilçesi, Asmadere mevkisi. 19. yüzyıl Rum kilisesi.

Foça ilçesi, Kozbeyli Mahallesi. Kaya sunağı.

Kozbeyli Mahallesi. Cephesine haç


sembolü kazınmış kaya sunağı.

Asmadere mevkisi. Kaya sunağı.


Kozbeyli Mahallesi. Kaya mihrabı.
tabanında bulunan ve debisi Kayalıdere Vadisi’nin doğu
azalmış olarak akmaya devam yamacının kuzeyine doğru devam
eden Kayalıdere Çayı kıyılarında edilip zemine inildiğinde, Kibele
kare ve üçgen formlu sunu koltuğu ve altındaki mezar yapısı ile
çanakları yer almaktadır. Söz arınma havuzlarına rastlanmıştır.
konusu çay, kıyılarında yer alan Eski çağlara ait kültler arasında yer
kült varlıklarından dolayı kutsal su alan Kibele koltukları, genellikle
kavramı ile ilişkili olmalıdır. yüksek tepelerin yamaçlarındaki

22 Aktüel Arkeoloji
Seferihisar ilçesi, Sığacık Mahallesi. Kaya sunaklarından biri.

çizimler yer alan kaya sunağı


tespit edilmiştir. Söz konusu
kaya sunağının üzerindeki çeşitli
noktalarda, birtakım şekil ve
çizimler görülmüştür. Bunlar, ana
kayanın en üst bölümündeki doğal
girintide bulunan soyutlanmış
çizgisel formdaki insan betimi ile Sığacık Mahallesi. Mustafa Efendi Türbesi.
bu betimin altındaki yatay ve dikey Aliağa ilçesi, Helvacı köyü. Kutsal merdivenler ve Kibele koltuğu.
çizgiler ile bunların arasında yer alan
çeşitli boyutlardaki adak nişleridir.
Kaya sunağının Yeni Foça’ya bakan
cephesinin alt kesiminde tahrip
edilmiş khamosorion mezar yer
almaktadır.
22/01/2016 tarihinde, İzmir ili,
Foça ilçesi, Kozbeyli Mahallesi’nde
yapılan incelemelerde Mesire Alanı
bölgesinde kaya sunakları, kaya
sunağı ile birlikte kutsal merdivenler,
kaya mihrapları, Kibele koltuğu,
antik yol, lahit mezar ve khamosorion
(ana kayaya oyulmuş derinliğin Aliağa ilçesi, Helvacı köyü. Kaya mihrabı ile kaya sunağı.
üzerinin kapakla örtülmüş olduğu
mezar tipi) mezar bulunmuştur.
Kaya mihrapları, bulundukları ana
kayaya genelde doğu yönüne bakan
konumda oyulmuşlardır. Mesire
Alanı adlı, iki yanındaki yamaçlar
üzerinde bulunan kaya sunakları,
kaya mihrapları, Kibele koltuğu,
khamosorion mezar ve tabanında
yer alan lahit mezar ile bu vadi, açık
hava sunaklarını barındıran nekropol
alanı özellikleri taşımaktadır.
Kaya sunağı cephesindeki haç
sembolü, Erken Hıristiyanlık

Aktüel Arkeoloji 23
Döneminde nakşedilmiş olmalıdır. mihrabı, Kibele merdivenleri (kutsal Yeşildere kıyısında (askeri bölgede)
İzmir ili, Seferihisar ilçesi, Sığacık merdivenler), sunu çanakları, kaya Saint Elie Kilisesi’nin (Profitis İlios)
Mahallesi’nde yer alan Mustafa sunakları ve kutsal su yatağına yer aldığı fark edilmiştir.
Efendi Türbesi’ne ilişkin, 30/04/2013 rastlanılmıştır. Kadifekale ( Pagos) eteklerinin
günü yerinde yapılan incelemelerde, 13/06/2017 tarihinde tarafımdan Meles Çayı’na bakan (Yeşildere)
aynı yerde kaya sunakları tespit yapılan arazi çalışmalarında, yönündeki kaya sunakları, Kibele
edilmiştir. Kadifekale (Pagos) eteklerinin antik merdivenleri ve Kibele nişlerinin
İzmir ili, Aliağa ilçesi, Helvacı köyü, dönemde kutsal Meles Çayı olarak yer aldığı yamaçlarda nekropol alanı
Höyücek Höyüğü ile Melengiç anılan (Yeşildere) yönüne bakan bulunması olasılığı da gözlerden
Sekisi mevkii yerleşiminde yamaçlarında kaya sunakları, Kibele kaçırılmamalıdır.
01/08/2013 tarihinde, yerinde tespit merdivenleri, Kibele nişleri ile kaya 12/04/2017 tarihinde, Yeşildere
ve incelemelerde bulunulduktan sunağı tespit edilmiş, bunların (Meles Çayı) üzerinde, doğu-
sonra, Helvacı Dede Mezarı ziyaret karşısında, 19. yüzyılda Rumların batı yönünde konumlandırılmış
edilmiş ve yanı başındaki kaya Aya Anna Vadisi olarak adlandırdığı Şirinyer (Paradiso) Su Kemerleri’nin

Kadifekale eteklerinin karşısında Yeşildere (Meles Çayı) kıyısında (askeri bölgede) Kadifekale eteklerinin Yeşildere’ye bakan yönü. Kaya sunağına ulaşan Kibele
yer alan Saint Elie Kilisesi. merdivenleri ile sunak üzerindeki Kibele nişleri.

Yeşildere üzerindeki Şirinyer (Paradiso) Su Kemerlerinden Kuzeyde bulunan su kemerinin batı ayağında görülen
kuzeyde bulunan ve Buca yoluna cephe olan su kemeri. sunu çanağı ile kaya sunağı.

24 Aktüel Arkeoloji
Paradiso Su Kemerlerinin bulunduğu yamaçlarda yer alan, Kibele merdivenleriyle
ulaşılan ve üzerinde libasyon çukuru bulunan bir kaya sunağı.

Paradiso Su Kemerlerinin bulunduğu yamaçlarda yer alan kaya sunağı üzerindeki Buca Koşu Tepesi. Kaya sunakları.
libasyon çukuru.

bulunduğu yamaçlarda tarafımca Saklı Bahçe Tesisleri otoparkı anılan dönemden Roma Dönemi
yapılan araştırmalar sırasında, söz sınırlarında bulunan noktada kaya sonuna kadar devam eden kült
konusu su kemerlerinden kuzeyde sunakları görülmüştür. Söz konusu inancının görüldüğü kaya mezarları,
bulunan kemerin batı ayağında kaya sunakları, deniz seviyesinden ve kaya sunakları, kaya mihrapları,
bir sunu çanağı görülmekteyken, yerleşmelerden yukarıda bulunmakla kutsal merdivenler, adak nişleri
sunu çanağının yer aldığı ayağın beraber, amorf kaya bloklarının ve sunu çanaklarını barındıran
üst bölümlerindeki yamaçlarda da libasyon yapma amacıyla üst Foça Asmadere mevkii, Seferihisar
birçok kaya sunağı, kaya mihrapları, yüzeylerinin çukurlaştırılmasıyla Sığacık köyü, Aliağa Helvacıköy
kutsal merdivenler, adak nişleri ve oluşturulmuştur. Yukarıdaki satırlarda köyü ile Kadifekale’deki (Pagos)
sunu çanaklarının bulunduğu tespit da belirtildiği gibi bu kaya yontuları, kutsal alanlarda, semavi dinlerin
edilmiştir. pagan din anlayışına göre, tanrılara temsilcileri olan Hristiyanlığa ait
12/04/2017 tarihinde Buca Koşu kurban vermek için yapılmış sunaklar kiliseler ile İslamiyet Dönemine ait
Tepesi’nde tarafımca yapılan yüzey olmalıdır. türbe ve mezarlarla karşılaşılmış,
araştırması çalışmalarında, tepenin Sonuç olarak; MÖ 3000 - 1200 dini ritüellerin kesintisiz bir biçimde
309. Sokak’a bakan yamaçlarında, yılları arasındaki Tunç Çağı olarak süreklilik arz ettiği gözlenmiştir.

Aktüel Arkeoloji 25
Önder BİLGİ

IKIZTEPE’DEN PISMIS TOPRAK ÇINGIRAKLAR


Orta Karadeniz Bölgesi’nde Samsun ili Bafra ilçesi İkiztepe köyü sınırları içinde yer alan
İkiztepe Prehistorik Çağ yerleşmesinde yaşayan halkın, Erken Tunç Çağının özellikle ikinci
ve üçüncü evrelerinde sosyo-ekonomik açıdan oldukça yüksek düzeyde yaşamlarını
sürdürdükleri 1974 ile 2005 yılları arasında gerçekleştirilen kazılarda ele geçen eserlerin
nitelik ve niceliklerinden anlaşılmış bulunmaktadır. İlk defa Geç Kalkolitik Çağın başlarında
(MÖ 4300 yılları) Kızılırmak Nehri’nin Karadeniz’e döküldüğü bu bölgede yerleştikleri
anlaşılan İkiztepelilerin 2600 yıl kadar bir zaman dilimini kapsayan bu dönemde metalürjik
faaliyetler ile dokumacılık açılarından çok başarılı oldukları gerek metal buluntuların
sayısı, kalitesi ve çeşidi bakımından, gerekse pişmiş topraktan yapılmış dokuma tezgahı
ağırlıkları, tarakları (kirkitler) ile ağırşakların sayısı ve formları bakımından anlaşılmaktadır.

İkiztepelilerin bu dönemde özellikle çömlekçilikte eriştikleri seviyeyi yansıtan kilden


yapılmış diğer eserler de dikkat çeker. İnsan ve hayvan figürinleri, tezgah ağırlıkları ve
tarakları ile ağırşaklar, sallama sapan taneleri gibi gruplar arasında dikkat çeken başka bir
grubu da çıngıraklar oluşturur.

İ
stinasız içi boş kesik 8 - 10 cm çapındadırlar. Bu yapıtlar
koni biçiminde, taşçık yapım aşamasında pişirilmeden
katkılı iyi elenmiş kil önce, içleri beyaz macunla
hamurlardan el ile doldurulmuş derin kazıma oyuk
şekillendirilmiş bulunan çizgilerle (inkrustasyon tekniğinde)
7’si tüm, 4’ü kırık, toplamı oluşturulmuş farklı geometrik stilde
11 adet olan yapıtlar, özgün kompozisyonlarla bezenmişler,
ortalama 5 – 7 cm daha sonra da farklı renklerde
yüksekliğinde ve tabanları astarlanıp iyi perdahlanmışlardır.

26 Aktüel Arkeoloji
Yapıtlar üzerinde görülen bezemeye içinde ise sadece 7 adedi çıngırak
çağdaş çanak-çömlek bezemesinde içerir. Parçalar halinde yaşam
rastlanmaz. Birbirine benzemeyen yerlerinde de ele geçmelerinden,
farklı kompozisyonlara sahip çıngırakların İkiztepe toplumunun
bu yapıtların çıngırak olarak sadece yüksek düzeydeki bireylerinin
kullanıldıkları, içlerine yapım çocukları için üretilip kullanıldıkları
aşamasında konulmuş bir, iki taşçığın izlenimi verdikleri söylenebilir.
sallanınca çıkardıkları sesten açıkça Çıngırak ile mezara bırakılmış diğer
anlaşılmaktadır. buluntular da bu durumu kanıtlar
Çıngırakların çocuklar için yapılmış niteliktedir.
oldukları, tüm olanlarının sadece Anadolu’nun diğer bölgelerindeki
çocuk mezarlarında ele geçmelerinden veya Anadolu dışındaki çağdaş
açıkça saptanmıştır. Çıngıraklar merkezlerde benzerleri görülmeyen ve
mezarlara, çocuğa ait arsenikli bakır İkiztepe’de MÖ 2400 – 2100 tarihleri
bilezikler, pişmiş toprak bardak arasına tarihlenen Erken Tunç Çağı
gibi diğer şahsi eşyalarla birlikte III’e ait mezarlıktaki mezarlar ile
bırakılmıştır. Genellikle dış bükey yaşam alanlarında parçalar halinde
yuvarlak tabanının hafifçe uzatılması ele geçen ve çocuklar için üretilmiş
ile oluşturulmuş üçgen biçimli bulunan bu çıngırakların, dönemin
bir çıkıntıda yer alan bir delik, bir sanayi toplumu görüntüsü veren
çıngırakların çocukların iple boynuna İkiztepe halkının yaşam seviyelerinin
asılarak veya ellerinde taşınarak ve yaratıcı güçlerinin bir ürünü
kullanılmış olduklarını teklif eder. olduklarını göstermeleri bakımından
Mezarlıkta ortaya çıkartılan 600 Anadolu kültür tarihinde önemli bir
basit toprak mezar içinde 191 adedi yere sahip kültür varlıkları olduklarını
çocuklara aittir. Bu çocuk mezarları sergiledikleri kuşkusuzdur.

Aktüel Arkeoloji 27
Ergin TATAR

Çağlar Boyunca
Yaşamımızın
Vazgeçilmez Unsuru
Oyun
“Neden oyun
oynarız?”
sorusuna verilen
yanıtlarının başında
kazanma fikri
vardır; kazanma
güdüsü oyuna
girmenin önemli
motivasyonlarından
birisidir.

28 Aktüel Arkeoloji
“20 Kare Oyunu” olarak bilinen çift
taralı oyun tahtası, oyun taşları ve
bir çift aşık kemiği. Teb, Mısır, MÖ
1635-1458, Metropolitan Sanat
Müzesi, New York, ABD.

Aktüel Arkeoloji 29
İnsanın var oluşundan bu yana farklı Oyun sırasında oyuncunun kıyılarından ve Mısır’dan gelerek
coğrafyalarda ve değişik zamanlarda başvurduğu nesneler oyunun Kıbrıs’a yerleşerek adanın elitlerini
sürdürdüğü kültürel bir eylem olan araçlarını oluşturur. Arkeolojik oluşturanlar ile ticari amaçlarla
oyun, yaşamla birlikte başlar, yaşamın anlamda oyunları izleyebilmek için Kıbrıs’a uğrayanlar tarafından değişik
her döneminde farklılaşarak ve yüzey araştırmaları ve kazılarda zamanlarda farklı oyunlar adaya
gelişerek devam eder ve her zaman oyunlarla ilgili materyallere ulaşılması gelmiştir. Ada ile olan ilişkilerin
önemini korur. Oyunu, somut yaşantı ile mümkün olacaktır. Ancak doğru bitmesi veya farklı toplumların adaya
ile soyut düşünce arasındaki boşlukta bir değerlendirme yapabilmek için gelmesiyle de oyunların gündemden
var olan bir köprü olarak görüp bir oyun kuralları da dâhil olmak üzere düştüğü görülmektedir.
uyum olarak adlandıranların yanı oyunu oluşturan tüm unsurların Toplumlar değişik nedenlerden
sıra, insanların ileride karşılaşacağı tam bir set halinde ele geçmesi dolayı farklı oyunlar oynamışlardır.
davranış biçimlerini elde edecekleri gerekmektedir ve erken dönemler için Arkeolojik kazılarda farklı
bir uğraşı olarak görenler de vardır. bu olasılık oldukça düşük olup ele kontekstlerde ele geçen masa oyunları
Bazılarına göre ise oyun, daha iyi geçen malzemenin oyun aracı olarak diğerleri arasında öne çıkarken kökeni
bir hayat için çeşitli kurgulara sahip değerlendirilmesi de zordur. tamamen eğlence, başka bir deyişle
olan ve insanın bu süreci anlayıp Oyunların ortaya çıkışı ve yayılımı göz eğlencenin başka bir biçimi ya da
anlamlandırabilmesine yardımcı önüne alındığında öncelikle Bereketli ilkel bir kehanetin kalıntısı olarak
olabilecek önemli bir kavramdır. Hilal diye adlandırdığımız bölge kabul edilmektedir. Her ne kadar
“Neden oyun oynarız?” sorusuna olmak üzere Mezopotamya, Suriye- yaklaşık MÖ 35.000’e tarihlenen bir
verilen yanıtlarının başında kazanma Levant, Mısır, İran ve Hindistan’ı da Neanderthal mezarında ele geçen
fikri vardır; kazanma güdüsü oyuna içine alan geniş bir coğrafya kaynak mangala benzeri oyun masasının bir
girmenin önemli motivasyonlarından bölgeler olarak öne çıkmaktadır. Başta parçası olabilecek, oyuklar içeren bir
birisidir. İnsanlar yaşamları boyunca uzun mesafeli ticaret olmak üzere her taş parçasının, oyun masalarının ilk
iletişim içinde oldukları için zaman türlü toplumsal ilişkiler sonucunda örnekleri olabileceği söylense de ilk
zaman bilerek ya da bilmeyerek oyun kültürel anlamda etkileşimin yanı oyun masalarını Neolitik Döneme
oynamaktadır. Oyun bu anlamıyla sıra oyunların da değiş tokuşu veya tarihlemek yanlış olmayacaktır.
kendiliğinden bir eylem olarak yayılımının sürdüğünü görmekteyiz. En eski örnekler olarak orta Fırat
hayatımızın bir parçası, bir strateji, Bunun en güzel örneği olarak zengin ile güney Suriye arasında bulunan
başarma isteği, günlük yaşamdan bakır yatakları ve Doğu Akdeniz’deki El-Knowm 2 ve Levant’ta Minet el-
uzaklaşma, farklı bir zevk alma deniz ticaret yolunun üzerindeki Beida’da Çanak Çömleksiz Neolitik B
duygusu, yaşam mücadelesi ile baş önemi nedeniyle Kıbrıs’ı gösterebiliriz. (PPNB) ve daha sonraki döneme ait
etmenin bir yöntemi olarak gündeme Özellikle Tunç Çağından sonraki parçalar halindeki oyun masalarını,
gelir. dönemlerde Anadolu’dan, Suriye Ürdün’de Ain Ghazal yerleşiminde
Çanak Çömleksiz Neolitik C (PPNC
yani yaklaşık MÖ 7000-6600)
dönemine tarihlenen seviyeden gelen
mangalaya benzeyen kireçtaşı oyun
masasını ve Batı İran’da Choga Sefid’de
yaklaşık MÖ 5700-5400 yıllarına
ait oyun masalarını gösterebiliriz.
Anadolu’da ise en eski örneklerden
birisi olarak Çayönü’nde oyun
parçaları olarak yorumlanan 22 adet
düz tabanlı, kireçtaşından ince beyaz
oyun taşlarını gösterebiliriz. Kilden
küreler, koniler ve tetrahedralar (dört
üçgen yüzlü), Yakın Doğu’daki diğer
Kültepe’de (Kaniş-Karum) ortaya çıkarılan pişmiş toprak delikli oyun tahtası. Assur Ticaret Kolonileri Çağı. Kayseri Arkeoloji Müzesi Neolitik yerleşim yerlerindeki düzenli

30 Aktüel Arkeoloji
Arkeolojik kazılarda farklı kontekstlerde ele
geçen masa oyunları diğerleri arasında öne
çıkarken kökeni tamamen eğlence, başka
bir deyişle eğlencenin başka bir biçimi ya
da ilkel bir kehanetin kalıntısı olarak kabul
edilmektedir.

“Köpekler ve Çakallar Oyunu” olarak bilinen abanoz ve fildişinden yapılmış, öküz bacağı biçimli ayaklar üzerinde yükselen, balta biçimli oyun masası. Oyun masasının her iki
yanında 29 olmak üzere toplamda 58 delik olup, masanın sürgülü çekmecesi içerisinde 5 adet köpek başı, 5 adet çakal başı biçimli oyun çubuğu bulunmuştur. Teb, Mısır, MÖ
1814-1805, Metropolitan Sanat Müzesi, New York, ABD.

Aktüel Arkeoloji 31
Kalker taşından yapılmış “20 kare oyunu” tahtası ve taşları. MÖ 1500-1200 Deir el-Medina, Mısır. Louvre Müzesi, Paris.
Altta: Çayönü’nde bulunan Neolitik Döneme ait kilden şekillendirilmiş oyun taşı.

Oyunların buluntulardır. İşlevleri bilinmemekle


birlikte popüler öneriler, bunların
olarak da yorumlanmaktadır. Daha
büyük deliklere sahip oyunlarda,
ortaya çıkışı oyun parçaları veya sayaçları etnografik verilerden bildiklerimize
oldukları yönündedir. göre oyun malzemesi olarak
ve yayılımı göz Oyun masaları daire, kare, tohum, taş, tahıl tanesi gibi değişik
önüne alındığında dikdörtgen, kuş, kurbağa, akrep, malzemeler de kullanılmıştır.
vb. gibi farklı şekillerde ve ahşap, Düzgün yüzeyli oyun masalarında ise
öncelikle Bereketli kemik, kil gibi çeşitli malzemelerden oynamak için koniler ve yarı küreler
yapılmıştır. Küçük delikli oyun gibi alt tarafı düzleştirilmiş küçük
Hilal diye masaları söz konusu olduğunda nesnelerin kullanmış olabileceğini
adlandırdığımız oyun taşları genellikle başları söyleyebiliriz.
kedi, at, maymun, köpek, çakal Bunların dışında tüm dönemler
bölge olmak üzere gibi hayvanlardan oluşan küçük boyunca oyun nesnesi olarak
Mezopotamya, çubuklar şeklinde olup bunlar düşünülen aşık kemikleri
çoğunlukla bozulabilir bir de vardır. Aşık kemikleri
Suriye-Levant, materyal olan ahşaptan, antik dönemlerde çocuk
daha az olarak da kemikten ve yetişkinlerin bir oyun
Mısır, İran ve yapılmıştır. Ur’da bulunan aracı veya kehanet
Hindistan’ı da oyun masaları (yaklaşık uygulamalarının bir
MÖ 2500) sedef olduğu aracı olarak yaygın bir
içine alan geniş bir için sağlam bir şekilde şekilde kullanılmıştır.
günümüze kadar ulaşmıştır. Tek Arkeolojik kanıtlar aşık kemiğinin
coğrafya kaynak başına ele geçen kemikten veya ilk kullanımının Anadolu ve
bölgeler olarak metalden yapılmış oyun çubukları Akdeniz’deki Suriye-Filistin
çoğu zaman arkeologlar tarafından bölgesinde olduğu yönündedir. Aşık
öne çıkmaktadır. sıklıkla iğne, pim veya oyuncak kemikleri özel şeklinden dolayı

32 Aktüel Arkeoloji
geviş getiren küçük hayvanların çok sayıdaki örnekleri arasında tamamen toplumun hafızasından
ve domuzun çok sayıdaki aşık bükülme/kıvrılma ya da sarmal silinmemekte, oyun olarak toplum
kemiğinin avuç içinde bir arada anlamına gelen bir isim mhn (mehen) belleğinde varlığını sürdürmeye
tutulabilmesine uygun olmasından ile ismi eski Mısırca, zn.t t n.t h b devam etmektedir. Tıpkı işlevini
dolayı tercih edilmiştir. Ayrıca ucuz “geçiş oyunu” isminin eki olarak’ zn.t/ kaybeden ritüellerin birtakım ufak
ve kolay ulaşılabilir olması nedeniyle sn.t “geçiş geçit”, ekinden türetilen tefek değişikliklere uğrayarak oyun
toplumun her kesimi tarafından ve senet’i gösterebiliriz. haline dönüşmesi gibi, oyun taşları da
geniş bir coğrafyada kullanıldıkları Masa oyunlarının çoğu düzeltilmiş üç boyuttan iki boyuta inip, tabletler
görülmektedir. bir zemin üzerine oyulmuş bir sıra üzerine yazılmak suretiyle sayma ve
Eğer oyunun ismi bilinmiyorsa, çukurlar ya da özellikle ahşap veya hesaplama işlemlerinin yapılmaya
araştırmacılar buldukları her bir kumaş gibi bozulabilir malzemelerden başlanmasıyla işlevini kaybeden sayı
oyunu, “58 Delik Oyunu” ve “20 Kare yapılmış pano üzerinde çakıl taşları, taşlarının bir kısmının da oyun taşı
Oyunu” örneklerinde olduğu gibi, hayvan gübreleri, küçük kemikler, olarak kullanılmış olabileceği göz
kendisinin belirlediği tanımlayıcı tohumlar, kabuklar, dallar veya çanak
bir şekilde isimlendirir. Bazen “Ur çömlek parçaları gibi arkeolojik olarak
Kraliyet Oyunu” gibi keşfedildikleri kolaylıkla teşhis edilemeyen oyun
yer ile, bazen de karakteristik özellik parçaları kullanılmıştır.
ile ilgili olarak “Köpekler ve Çakallar” Sonuçta, toplumlar geliştikçe, bilim
ya da Başur Höyük’te bulunan ve bilgi düzeyi arttıkça çevresine
oyun taşlarına verilen “Domuzlar ve karşı olan ilgisi de artmakta ve her
Köpekler” gibi adlar da verilmiştir. geçen gün bilinmezleri çözümleyerek
Oyunlar çoğunlukla mezarlarda gömü onlara açıklamalar getirmektedirler.
sunularının önemli unsurları olarak Bu da var olan birtakım alışkanlıklar,
bulunmuştur. En bilinen örneği Ur inanç ve ritüellerin kutsal anlamını
Kraliyet Mezarları’nda ele geçen oyun yitirmesine neden olmaktadır. Belki de Musteryen (Mousterian) kültürüne
ait bir mangala benzeri oyun masası
setleridir. Ayrıca Mısır’da bulunmuş bu inanç kökenli ritüel ve uygulamalar olduğu tahmin edilen taş obje.

Mısır’daki El-Mahasna mezarlık alanında bulunan oyun masası. Dört ayak üzerinde yükselen kilden yapılmış oyun masasının yüzeyi üç sıra halinde altı kareye ayrılmıştır. Kareler içerisindeki delikler
üzerinde kilden 12 adet piramit biçimli oyun taşı yer almaktadır. Oyun masasının gerçek hayatta kullanılmak üzere tasarlanmadığı, bir mezar hediyesi olarak üretildiği düşünülmektedir.

Aktüel Arkeoloji 33
ardı edilmemelidir. Bu bağlamda birtakım kültürel mekanizmaların en uç noktalarına götürürken, oyun
oyun araştırmaları, tıpkı masalların, olduğu da bilinmektedir. parçalarında ve oyun kurallarında
efsanelerin, yemek çeşitlerinin Dolayısıyla bir yenilik uygulamaya önemli değişiklikler yapmışlardır.
karşılaştırmalı incelemeleri gibi sokulurken yörenin kültürel Ancak buna rağmen toplumun elitleri
farklı ülkelerde yaşayan uluslar alışkanlıklarına ve tarzına göre arasında yaygınlaşabilmiştir. Her
arasındaki kültürel alışverişin eski biçimi değiştirilebilmektedir. Bu ne kadar satranç, baskın (sömürge)
çağlardan başlayarak günümüze kadar yolla yenilik sanki kendiliğinden bir kültüre ait olmasına rağmen çok
gelirken izledikleri yolları, bölgeden olmuş gibi görülecek, daha kolay geniş bölgelere yayılamazken, dama,
bölgeye, dönemden döneme geçerken kabul edilebilecektir. Bu stratejiler oyunun fiziksel parçalarının soyut
uğradıkları değişimleri öğrenmek tarihöncesi toplumların yenilik ve olması, özenli yapılmış olmaması ve
açısından da önemlidir. icatları benimsemede kullandıkları hemen her türlü ortamda kolayca
Tüm toplumlarda dıştan gelen karmaşık yollardan birisidir. Araplar hazırlanabilecek bir oyun seti ile
yeniliklerin içselleşmesini sağlayan satranç oyununu imparatorluğunun oynanabilir olması nedeniyle, geniş

Ur Kraliyet Mezarlığı’nda bulunan; 20 kare bölüme ayrılmış, deniz kabuğu kakmalı ahşap oyun masası, yuvarlak oyun taşları ve
tetrahedron biçimli zarları ile “Ur Kraliyet Oyunu”. MÖ 2600-2400 British Museum, Londra.

34 Aktüel Arkeoloji
coğrafyalarda ve özellikle de halk
arasında yaygınlaşmıştır.
göre gerektiğinde kendi toplumunda
olmayan bir oyunu oynayabildiği gibi
Mezarlardaki
Oyun öncelikle boş zamanda
gerçekleştirilen bir eylem olmanın
herhangi bir şekilde mevcut bir oyunu
da oynama gereksinimi duymayabilir.
gömü
yanı sıra kişi ve toplulukların
gelişmişlik seviyelerine göre de
Her toplum ve her birey için diğer
kültürel uygulamaların yanında oyun
sunularının
oynanan oyun çeşitlerinin değiştiği
gözlenmektedir. Boş zamanın yanı
tercihini de yaparken belirleyici olan
kendi kültürel, ekonomik, bilişsel
önemli
sıra oyunlara ulaşabilme ve oyunu
oynayabilecek bilişsel düzeyde olmak
düzeyinin yanı sıra geleneksel
yapısının olduğu da unutulmamalıdır.
unsurları olarak
gibi ilave koşulların da sağlanması
gereklidir. Bu bağlamda kişinin
Sonuç olarak deyim yerindeyse oyun, karşımıza çıkan
beşikten mezara kadar yaşamımızın
ekonomik ve gelişmişlik seviyesine bir parçasıdır. Bir toplumda oynanan oyunların en
oyunların toplamına bakarak, hem
o toplumun içinde bulunduğu bilinen örneği
gelişmişlik düzeyini hem de
oynadıkları oyunlara bakarak kişilerin Ur Kraliyet
yaşadıkları toplumdaki konumlarını
rahatlıkla belirleyebiliriz. Bugün bile, Mezarları’nda
yapacak hiçbir şeyimiz olmadığında,
bize yapacak bir şeyler sağlayan, ele geçen oyun
oyunlardır. Biz onları oyalanma aracı
ve yaşamımızdaki boşlukları dolduran setleridir.
önemsiz şeyler gibi görmeye devam
etmemize karşın, oyunlar çok daha
önemlidir ve nasıl geçmiş uygarlıklar
ve kültürler hakkında bize ipucu
sağlıyorsa, gelecekte de bugünlerin
ipuçlarını vermeye devam edecektir.
Batı İran’da Choga Sefid’de bulunan oyun masası. MÖ
5700-5400

Altta: Levant bölgesindeki Minet el-Beida’da


bulunan Çanak Çömleksiz Neolitik B dönemine ait
parçalar halindeki oyun masasına ait çizim.

Aktüel Arkeoloji 35
Sıdıka YILMAZ

O y u
Oyun
Oyun n v
vee K ü
Kültürl t ü
“Oyun doğuda gölgelerden doğar. Kelimelerini bulur. Hikâyesini çatar. Hünerini gösterir. Kaderin
yol ayrımındaki çatalları çoğaltır. Zamana ve bilinmezlere işaret eder, sonra kendi işaretlerini
bırakır, çeker gider.”
Murathan Mungan

rkeoloji, geçmişi yeniden inşa etmek, hatırlanamayacak kadar eski dönemleri hayal etmek üzerine
kuruludur. Bu yanıyla arkeologlar hayalle gerçek arasında ilmek ilmek oluşturdukları hikâyeleri
oyunsu bir alanın içinde gerçekleştirirler; bu yanlarıyla onları rüya anlatıcıları olarak görebiliriz.
Rüyalar gündelik hayatın kurallarına uymayan görüntü ve hikâyelerin ertesi gün rasyonel
dünyamıza çevirme eylemiyle nasıl anlaşılır kılınıyor ise, arkeologlar da tarih öncesi ve sonrasına
ait bulguları / farklı nesne ve objeleri ortak bir hikâyenin parçası kılmaya çalışırlar. O yüzden
aslında diğer tüm bilim dallarının oyunun içinden çıktığı gerçeğini hatırlayacak olursak, belki
de arkeoloji bu bağı hiç kopartmayan ve oyun oynama geleneğini sürdürebilen, oyunun tüm
olanaklarından yararlanmayı beceren bir zeminde duruyor diyebiliriz. Oyun bu yönüyle,
arkeolojinin neredeyse olmazsa olmazı gibi duruyor. İnsan oyuncu yanını kaybederse eğer
-ki günümüz insanı bu tehlikeyi epeydir yaşamakta- kendini unutmuş olur da diyebiliriz.

Hollandalı tarihçi Huizinga, Batı sanayileşme neticesinde- giderek izleyici tamamen edilgenleşir;
uygarlığının Homo faber (yapan dayatılan ilişkiler ağı içinde yaşamaya düşleyen ve oynayan insan ayrımı
insan) - Homo sapiens (düşünen insan) başlamış ve giderek oyun oynama insanlık tarihinin en radikal kopması
ikilisine bir üçüncü insanı, Homo karakterinden uzaklaşmıştı. olarak kabul edilmektedir: Grotovsky
ludens’i (oynayan insan) ekleyerek tiyatroyu insanı keşfetmek olarak
Antik dönemde oyun ile hayat
o güne kadar iş ve din gibi önemli
arasında bir ayrım olmadığı gibi, tanımlar. Oynayan ve seyreden
olguların karşıtı gibi görülen oyunun,
seyreden ve oynayan ayrımı da yoktur. ayrımını kırmak için yeni bir tiyatro
aslında hayatı var eden önemli bir
Site devletinin ortaya çıkması ile yaratmaya gayret eder. Burada gerçek
yerde durduğunu / konumlandığını
göstermiş oldu. Huizinga’ya göre birlikte ilk kez oyun ve seyirci ayrımı amacı kendisiyle yüzleşmek isteyen
aslında tüm insanlık oyun üzerine ortaya çıkar. İkinci kopma 1920’lerden bir seyirciye ulaşabilmektir. Oyundaki
temellenmişti. Ancak tarihsel süreçte sonra olacaktır; burada oynayan ve karakterlerin de, onları seyredenlerin
insan oyun oynama karakterinden izleyenler ayrımı çok daha net olarak de oyun esnasında bir iç dünyaya geri
uzaklaşarak -endüstrileşme ve belirir. Oyuncu profesyonelleştikçe, dönüş yaşamaları arzulanır.

36 Aktüel Arkeoloji
ür Atina üretimi kırmızı
igürlü oinokhoe
üzerinde oyuncak
arabayı itmekte olan
bir çocuk betimi yer
Atina üretimi kırmızı
igürlü lekhytos
üzerinde emekleyen
bir çocuk betimi yer
alıyor. MÖ 5. yüzyıl
sonları. Metropolitan
Sanat Müzesi, ABD.

alıyor. MÖ yaklaşık
420. Metropolitan
Sanat Müzesi, ABD.

Aktüel Arkeoloji 37
Oysa bu tarz bir seyirciyi bulmanın
dağ köylerinde bile mümkün
olamayacağı deneyimlenir. Günümüz
insanının oyun ile kurduğu ilişki artık
antik dönemdeki insanın kendisini
anlama / keşfetme yöntemi olmaktan
çıkmış profesyonel bir “iş” haline
gelmiştir. Katılımcı oyunlardan
hücrelerimize çekildiğimiz,
izlediğimiz oyunlara ve oradan
da artık inanamadığımız, dâhil
olamadığımız kurmacalara doğru
bir hareket olduğunu görüyoruz.
Oyun birlikte oynanan bir şey
olmaktan çıkmış; tiyatro örneğinde
görebildiğimiz şekliyle, kendisine
pasif izleyiciler yaratmıştır. Hayatın
hızı ve inşa ettiğimiz kültürel kodlar,
derinliklerimize ulaşabilmek için
oyun oynayabilme yeteneğimizi, ona
dâhil olmamız gerektiğini çoktan
unutturdu. O yüzden de Grotovsky’nin
denemeleri geniş bir katılım ve onay
göremedi.
Huizinga’nın temel argümanı,
uygarlığın gelişmesine koşut olarak,
insana tanrının verdiği en önemli
özellik olan “oyun oynayarak
yaşamak” özelliğinin, oyun için
gerekli toplumsal koşulların ortadan
kalkması nedeniyle eski önemini
yitirmiş olmasıdır. Oyuna katılanların
tümünün eş yetkiler ve sorumluluklar
paylaşabildiği ve karşılıklı etkileşimde
bulunabildiği bir yaşam pratiği olarak
varoluşunun sona erdiğini söyleyen
Huizinga, bunun yerine bir tarafın
uymak, diğer tarafın ise kuralları
değiştirmek, yenilerini koyabilmek
yetisine / gücüne sahip olduğu bir
ilişkiler topluluğuna göre işleyen yeni
bir döneme geçtiğimizi söyler. Bu
yeni dönemin, ona göre 18. yüzyıldan
günümüze doğru geldikçe yoğunlaşan,
keskinleşen özellikleri, çeşitli kültürel
etkinlik alanlarına ve türlerine de
yansımış bulunmaktadır. Hayat
artık eskisi gibi akmıyor ve epey bir Atina’dan bir grup pişmiş toprak oyuncak bebek. MÖ 5-4. yüzyıllar. Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi

38 Aktüel Arkeoloji
zamandır -modern yaşamla dendiğine, çünkü öğrencilerin alınan kap kacak veya çeşitli nesneler… Hayatın
birlikte diyelim- insanlığın matematik, şiir ve hitabet boşluklarını doldurma konusunda insanlığın
her türlü üretim macerası derslerini dans edip el çırparak, alışkanlıkları, kültürü de değişmiş durumda.
kâr üzerine kurulu oldu ve şarkı söyleyerek öğrendiklerine Tüketim kültürü insanların boşluklarını
kapitalizm, tüketim kültürüne işaret etmekte ve bilim ile doldurmak için çeşitli stratejiler geliştiriyor ve
yönelik bir varoluş biçimini oyun arasındaki ilişkiye bunların en başında ise daha çok satın aldırma
de yaratmış oldu. Gelinen vurgu yapmaktadır. Sanders, geliyor. Bunun için de ihtiyaçlar alanı yaratıyor.
durumda insanlık tarihinde sözel dönemin dinamiklerini Baudrillard’ın kavramsallaştırmasıyla “gaget”ler
oyunun ruhuna uygun bir aktarırken, sözel kültlerde yani oyuncağımsı nesneler içinde yaşıyoruz.
zemin kalmadı; tüketim kültürü alışverişlerin bir ritüel, bir oyun Artık çaydanlık salt çaydanlık değil, araba da
bir taratan kendisine uygun olarak gerçekleştiğine vurgu salt araba… Her bir nesnenin bilinçaltımıza
başat bir hayat biçimi kurarken, yapar. Örneğin Meksika’da gönderdiği mesajlar var… Tüketim kültürünü
evrendeki diğer canlılarla bir köyde bir şey satın almaya insan ve oyun arasındaki ilişkiyi en iyi analiz
ilişkilere yönelik egemen ve yok kalkarsanız eğer, köylülerin etmiş işverenlerin olduğu kültür olarak
edici de bir insani varoluş inşa alışverişlerini pazarlıkla, kodlayabiliriz.
edildi. Hayvanat bahçelerinin birbirlerine sataşarak Kültür dediğimizde insanlığın yapıp ettiği
hayvanlar için bir işkence yaptıklarını görürsünüz. Bu her şeyi içine alan çok geniş bir alandan
alanı olduğu ancak son 50 hem alıcıyı hem de satıcıyı söz ediyoruz; insanlığın bilgi ve merakları
yılda anlaşılmış durumda. canlandıran, herkesten fazla doğrultusunda, ihtiyaçlarla başlayan ama daha
Öte yandan, hayvanların bağırmalarına, ellerini oradan sonra estetik alanı da kapsayan bir üretim
doğal yaşam alanları çeşitli oraya sallamalarına neden birikiminin adı da diyebiliriz. Bu müthiş
gerekçelerle yok ediliyor. Bu olan bir işlemdir ve adeta bir hikâyedir ve her topluluk kendi kültürel
yaşam biçimi içinde oyunun kendi içinde bir gösteridir. kodlarını da yaratmıştır. Bir antik vazonun hangi
varlık göstermesi neredeyse Tıpkı bizde de olduğu gibi. kültüre ait olduğunu anlayabileceğimiz açık veya
imkansız; o Kaf Dağı’nın Pazar yerleri, sokak satıcıları gizli şifreleri mutlaka bulunur.
arkasına gizlenmiş gibi sözel dönemden gelme bu
duruyor. İnsanlığın büyük bir oyunsu ritüeli gerçekleştirerek
bölümü açlık ve yoksullukla hâlâ renkli ve keyili örnekler Antik dönemde oyun ile
mücadele ederken, hayvanların sunarlar. Bu tiyatral satışlarda
doğal ortamları tarumar kimse sinirlenip gitmez, kimse hayat arasında bir ayrım
edilmişken, insanlar kendilerini
göremeyecek bir gündelik
alınmaz. Bir heyecan ve merak
alanı açılır. Bir şekilde de
olmadığı gibi, seyreden
hayat pratiği içinde var olmaya
çabalarken oyun sadece belli
satıcının zaferiyle sonuçlanır.
Alamayanlar lezzetli bir tiyatro
ve oynayan ayrımı da
bir insan grubunun boş zaman izlemişlerdir, alabilenlerse yoktur. Site devletinin
etkinliği olarak algılanmakta ve
yaşanmakta.
mutlu bir şekilde orayı terk
edecektir.
ortaya çıkması ile birlikte
Oysa İlk Çağda bilim ve Huizinga oyunun akla uygun ilk kez oyun ve seyirci
felsefenin bilmece çözmekten
ve yarışmalardan çıktığını
hiçbir amaca hizmet etmediğini
söylemişti. Oyun irrasyoneldir, ayrımı ortaya çıkar.
söyler Huizinga. Günümüzde
ise Sanayi Devrimi’nden bu
gündelik hayat bilgisinin
dışında kendi dinamikleri ile
İkinci kopma 1920’lerden
yana oyuna karşıt olan şeyler var olur. Rasyonel akıl oyuna sonra olacaktır; burada
gitgide yaşama başat duruma eşlik etmez. Hiç ihtiyacımız yok
geçmeye başlamış durumda. iken sadece kavanozun şeklini oynayan ve izleyenler
Barry Sanders Öküzün A’sı
adlı kitabında Eski Yunan’da
beğendiğimiz için aldığımız
reçeller, yine ihtiyacımız
ayrımı çok daha net
eğitime mousike -müzik- yokken sırf ucuzlamış diye olarak belirir.
Aktüel Arkeoloji 39
Top oynayan çocukların betimlendiği kabartmalı mermer levha. MS 2. yüzyılın ikinci çeyreği. Louvre Müzesi, Paris.

Roma Dönemine ait lahdin bu yüzünde oyun oynayan çocuklar betimleniyor. Viyana Sanat Tarihi Müzesi

Huizinga’nın oyun konusundaki en temel kültürün, ilk aşamalarından anlamda- oyun çeşitlerinin
argümanı, oyunun kültürden önce var olmasıdır. itibaren oyun oynayarak / varlığını gösteren bulgulara
Dolayısıyla kültür başlangıçtan itibaren oynanan oyun biçimleri altında ve oyun ulaşmamızı sağlıyor. Taş ve
bir şeydir. Gündelik hayatı var eden her türlü ortamında geliştiğini anlamak sopa gibi doğal malzemelerden
etkinlik –av gibi- arkaik topluluklarda oyun gerekir. günümüze kadar gelmiş
biçimine bürünmektedir. Hayatı ve dünyayı Oyun tarihi üzerine yapılan oyunlar bunlar. Böylece
yorumlama biçimi oyunun içinden çıkmaktadır. araştırmalar, ilk çağlardan anlıyoruz ki, insan bir taratan
O nedenle oyun kültüre dönüşmez, tam tersine itibaren -şimdi anladığımız oynayarak hayatı var ederken

40 Aktüel Arkeoloji
Kültür başlangıçtan itibaren
oynanan bir şeydir. Gündelik
hayatı var eden her türlü
etkinlik arkaik topluluklarda
oyun biçimine bürünmektedir.
Hayatı ve dünyayı
yorumlama biçimi oyunun
içinden çıkmaktadır.
başka bir eylem alanına hapsedildi. Huizinga’nın
ilgisi oyunun bu ciddi alandan kovulmasıyla
ilgiliydi; o tüm davranış setlerimizin kökeninde
oyun olduğu halde, oyunun hayatımızı kuran bir
işlev olmaktan çıkarak artık boş zaman etkinliği
haline nasıl geldiğini anlatmaya çalışıyordu.
Modern yaşamın rasyonalite vurgusu, oyunu
ilişkisi bu anlamda iç içedir; ciddi alanın dışına kovmuştur; oyun artık
henüz hayatın ciddi olan ve ciddi olarak ürettiğimiz her şeyin karşıtı gibi
olmayan yanlarının keskin bir durmakta ve hayatımızı kurucu nüvesi olmaktan
şekilde ayrılmadığı zamanlarda uzaklaştırılmıştır. Çünkü hayat rasyoneldir ve
oyun hayatın akışının bir irrasyonellik itibarını yitireli de çok olmuştur.
parçasıdır. Hayatın daha Hayat, tarih, bilim... Hepsi rasyonel aklın
sonraki aşamalarında ciddi ürünüdür. Oyun ise rasyonalitenin dışında bir
olarak algıladığımız her şey de yerlerde konumlanmalıdır…
bu oyunların içinden çıkmıştır. Aslında hayatımızdan pek çok şeyin çekip
Felsefe, matematik, müzik gittiğini düşünür ve o çekip giden şeyleri
gibi... nostaljik bir unsur içinde anlamlı kılar ve
Oyunun gündelik hayatın hatırlarız. Geçmiş geçmişte kalmıştır. “Yeni
doğal bir parçası olduğu buluşlar ve hayat tarzları geçmişten ne kadar
ve hayatımızda ciddi olan keskin bir şekilde kopuş yaşarsa geleceğe yönelik
ve olmayan ayrımının daha sağlam adımlarla ilerlenir” fikrini insanlık
bulunmadığı zamanlarda ne tarihinin bir başka aldatmacası olarak görebiliriz.
oldu da oyun ciddi olmayan Tarih, kopuşlar ve unutmalar tarihi değildir;
yani kültürü oluştururken; bir alanda görülmeye başlandı? tarih, geçmişle ince ya da kalın, görünür ya da
diğer yandan hayatı gündelik Hayatlarımız ikili bir eksende görünmez bağlarla bağlı bir gerçeklik kurar.
uğraşlarının dışına çıkarmayı ilerlemeye başladı. İş hayatımız Oyun her ne kadar hayatımızdan çekip gitti
denemiştir. Aslında oyun, ve ona uygun davranış desek de Jung’dan yola çıkarak söyleyebilirsek
insanın gündelik hayatının setlerimiz ile birlikte oyun keyfi eğer, toplumsal hafızanın unutmadığı şeyler de
akışında doğal, kendiliğinden bir boş zaman etkinliği olarak, vardır ve insan farkında olsun ya da olmasın bu
bir şey olarak vardı. Modern belirli bir zaman diliminde bağı bir yerlerde kurup deneyimlemektedir. Bunu
hayatın öncesi oyun ve insan başka bir sosyalizasyon ve çeşitli örneklerle anlatmak mümkün: Kadim

Aktüel Arkeoloji 41
Atina’da bulunan kabartmalı mermer panel üzerinde, ellerinde tuttukları ucu kıvrık sopalarla top oynayan iki erkek igür ile iki yanda bekleyen diğer oyuncular betimleniyor.
MÖ 600 sonları. Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi ©İsmail Yıldız

zamanlardan günümüze mektup, insanın gen çalışabilir, kenarda lir çalan bu anlamda antiteziyle birlikte
haritasına işlemiş durumda. Sözel dönemden bir delikanlıyı düşleyebiliriz. var olur. Oyun, içine adım
başlayarak insanlar arasındaki iletişimin en temel İnsan, düşleyen bir varlık ve atıldığından itibaren kendi
ürünü olarak değişip dönüşerek ama ruhunu bir çoğu zaman ciddiyetin içine kuralları ile işler ve o kurallara
şekilde koruyarak varlığını sürdürüyor. Yavaş hapsolarak bu keyili ve aslında uyulduğu takdirde oyunla bir
zamanların, uzaklıkların gerçekten uzak olduğu hiç uzaklaşmamış olduğu bağ kurabiliriz. Oyun kendine
günlerin bir ürünü olarak, toplumsal belleğin alanın içinde dolaşmayı da içkin kurallarıyla çekimlidir
derinliklerinde yerini almış durumda. Artık tüm sürdürebilir (mi?) ve bir başka hâl yaratır. Bu
insani üretimleri mektup olarak görebiliyorsak bu hâli, ciddi olan hâlimizden
Oyunun varlığı hiçbir uygarlık
söylediklerimiz de fantastik bir yorum olmaktan ayırt etmek o kadar da kolay
basamağına, evrenin kavranış
çıkar. Ludingirra’nın günümüzden 6 bin yıl değildir. Oyunun oyun
biçimlerinden hiçbirine bağlı
öncesinde annesine yazdırdığı mektup bize kadar olabilmesi için onu ciddiye
değildir. Tüm uygarlıkları /
ulaşıyor ve Sumerlerden olduğu görmezden almamız gerekmektedir.
kültürleri besleyen, geliştiren
gelindiğinde yeni yazılmış gibi duruyorsa, Oyun bu anlamda modern
bir olgu olarak oyunun varlığı
üzerinde durup düşünmek de bize yeni kapılar kalıpların dışında iş görür;
inkâr edilemez niteliktedir.
aralıyor. Metnin başında söylediğimiz gibi, iyi ile kötünün / doğru ile
Kültürel hayatın oyuncu
arkeoloji de geçmiş ve şimdi arasında bir hikâye yanlışın zıtlıklarından uzaktır.
karakteri, çekince konulmadan
yaratıyorsa, geçmişi günümüz koşullarında Oyun kendi içinde bir zihin
kabul edilmiştir. Esas mesele,
anlamamıza yönelik bir gerçeklik açıyorsa faaliyetidir, onu anlayabilmek
oyunu kültürün temel
eğer, bu aynı zamanda da bir oyunun içinden için başka bir düşünme
etmenlerinden biri olarak
kendisini var ediyor demektir. Mektup insanlar biçimine geçmeyi talep eder.
belirleyebilmektir. Oyun, kültür
arasındaki en etkileyici oyun alanlarından Oyunun içine çekildiğimiz
öncesi olarak kabul ediliyorsa
birisi. Arkeoloji de bu oyun alanını bence andan itibaren başka bir
eğer, ki öyle, insanlığın bütün
tüm gücüyle kullanıyor ve insanın oyundan ciddiyet, başka bir sevinç,
eylemlerinin kökeni de oyun
kopmayan yanına sesleniyor. Bir müze ya da başka bir keyif ve başka bir
oynamaya dayanıyor.
ören yerindeki binlerce yıl öncesine ait nesne zaman ve mekân duygusu
ve mekânların içinde dolaşırken kendimizi o Oyun, bir yanıyla ciddi, bir içindeyizdir. Bu yüzden de
çağa ait hissederek ağaçların kokusunu duymaya yanıyla ciddi olmayandır. Oyun Huizinga’ya göre oyundan

42 Aktüel Arkeoloji
neden zevk aldığımızı bilmemiz hayat kurgusu içinde belli vurguladığı gibi hayatı bir oyun olarak
o kadar da kolay değildir. Her oyunları öğrenmek durumunda görebilirsek, birbirimizi anlayabilme, tahammül
oyun, ona katılanların her biri kalırız. Oyuna katılmakta edebilme alanlarının genişleyeceği ve belki de
için başka anlam dünyaları zorlananlar dışlanırlar. en önemlisi kendimizle kurduğumuz ilişkinin
açabilir. Gündelik olanın dışına Oyunbozanları ise kimse değişip dönüşeceğini hissedebiliriz…
çıkmanın gerekçeleri ve oyun sevmez. Hayatı birlikte üretiyor
içindeki hâlleri ve yarattığı ve deneyimliyoruz. Belki de Oyun, bir yanıyla ciddi, bir
zevkin nedenlerini çözebilmek insani olan şey başkalarının
o kadar da kolay değildir. En oyunlarını da anlayabilme yanıyla ciddi olmayandır. Oyun
temelde kazanmak vaadinin yetisine sahip olmaktan geçiyor
olabilir.
bu anlamda antiteziyle birlikte
oyunun zevk yaratan yanı
olduğunu düşünebiliriz ancak Artık hiç kimse insani
var olur. Oyun, içine adım
oyunun sadece kazanmak
dışında yarattığı hazlar vardır.
duygularını yüksek bir atıldığından itibaren kendi
tahayyüle teslim etmek
Belki de en başta gündelik istemiyor ama bütün insanlık kuralları ile işler ve o kurallara
hayatın gerçekliğinden
kaçabilme şansını söyleyebiliriz
tarihi büyük ve renkli bir uyulduğu takdirde oyunla bir bağ
tahayyülün ürünü. Oyun
çünkü oyunun gerçekliği kişiyi oynamayı “ciddiye” almak kurabiliriz. Oyun kendine içkin
dış dünyanın gerçekliğinden
bir süreliğine kopartır. Bir
ya da ciddi işleri bir oyun kurallarıyla çekimlidir ve bir
karakteri içinden görebilmek
süreliğine gündelik hayatın insani olabilmenin bir izleği başka hâl yaratır. Bu hâli, ciddi
tüm sorumluluklarından muaf
olabilmek insan için müthiş
olmalı. Oyunun karakterini
ve onun farklı olabilme dilini
olan hâlimizden ayırt etmek o
bir keyif alanı açar: Bir başka kavradıkça, tıpkı Shakespeare’in kadar da kolay değildir.
varoluş biçimidir bu ve insanı
sağaltan bir yanı olduğunu da
Tarsus’ta bulunan mermerden horoz
söyleyebiliriz. Oyun oynamak dövüştüren Eroslar heykeli. MS 2. yüzyıl.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri ©İsmail Yıldız
zevklidir ve istediğimiz zaman
içine girebileceğimiz bir
keyfiliğin içinde kendisini var
eder. Hayatın olağan gündelik
hallerine katlanabilmenin bir
aracı olarak oyun, kültürel
dokunun olmazsa olmazı olarak
vardır. Pazara çıktığımızda
büyük bir oyun alanına
girmişiz demektir. Bir karnaval
nasıl başka bir gerçeklik
alanı açarak insanı gündelik
hayattan kopartabiliyor ise,
gündelik hayatın kimi yerleri
de bu oyunsu tavırların işlediği
yerlerdir. Her kültür gündelik
hayatı kendi kodlarıyla kurar.
Ciddi olarak kurgulanan
alanları da bunun içine dâhil
edebiliriz. Havaalanlarından
alışveriş merkezlerine, gündelik

Aktüel Arkeoloji 43
Ahmet UHRİ

YOKSA
BUNLAR
OYUNCAK MI?

J
ohan Huizinga oyunun kültürden daha eski olduğunu yazmıştır Homo Ludens’te.
Oyun, oyun kültürü ve oyun felsefesi üzerine yazılmış en önemli eserlerden biri-
dir Homo Ludens. Oyun ve düzenin en temel benzerliği, oyunun büyük oranda
estetikle ilişkiliymiş gibi gözükmesindendir. Oyunun unsurlarını tanımlamak için
kullandığımız kelimeler, aslında güzelliğin etkilerini tarif ettiğimiz estetik terimle-
ridir: gerilim, letafet, uyum, ahenk, denge vb. “Oyun hepimizi büyüler”, “etkileyici”
ve “çekici”dir. “Şeylerde algılayabildiğimiz en soylu özelliklerle donatılmıştır. Örnek
mi? Ritim ve harmoni. Bununla birlikte konu oyuncak olduğunda biraz sessizleşilir
zira oyuncak oyundan farklı bir olgudur.

44 Aktüel Arkeoloji
Pişmiş toprak
kağnı ya da araba
modeli. Mardin
Müzesi

Aktüel Arkeoloji 45
arzuları doyurmalarına, kısacası son tahlilde zevk almalarına hizmet eden bu edimi
armağan etmiştir canlılara.
Oyunu bu şekilde tanımladıktan sonra oyuncak kültürü var sırada. Oyun oynamak
için üretilen veya kullanılan her türlü maddeyi oyuncak olarak tanımlamak olasıdır.
Dolayısıyla eski çağlarda ağaçtan, kemikten, topraktan, cam ya da metalden yapılan
İnsanı yaşadığı gelişme ve değişimlere kısacası hammaddesi doğada bulunan ve oyun oynamak için doğadaki şeklinden
koşut olarak Homo faber (alet yapan), farklı bir şekle dönüştürülen her şey oyuncak kapsamına girerken zaman zaman
Homo praksis (bildiğini yapan, uygula- bazı maddeler doğadaki haliyle de oyuncak olarak kullanılabilmiştir. Sözcük daha
yan), Homo economicus (üreten ve tü- çok çocuklarla özdeşleşmekle beraber esas olarak tarihöncesi çağlarda yapılmış ve
keten), Homo spektatus (seyirci insan), büyüklerin de kendilerine özgü, belki ritüelistik yanları da bulunan oyunlarda kul-
Homo belligere (savaşçı insan), Homo lanmış olabileceği nesneleri de oyuncak tanımına eklemlemek yerinde olur.
criminalis (yıkıcı, suçlu insan) gibi ifa- Arkeolojik açıdan dünyanın en eski oyuncağı üzerine yapılacak bir araştırma Si-
delerle ve daha başkalarıyla tanımlama- birya, Mısır, İndus Vadisi ve Anadolu’nun da içinde olduğu dünyanın değişik böl-
ya çalışmıştır sosyal bilimciler. Çeşitli gelerindeki değişik kazılarda çıkan bazı nesnelerin oyuncak olarak nitelendirilmesi
bilim dallarından uzmanların tanımları nedeniyle bu konuda oldukça fazla spekülasyon bulunmakta. Bu spekülasyonların
doğrultusunda getirilen bu farklı açık- en önemli iki nedeni ise aşağıdaki gibi sıralanabilir. Bunlardan birincisi oyun, oyun-
lamalara antropologlar Homo culturalis cak ve ritüeller ile ritüellerde kullanılan bazı nesnelerin biribirlerine oldukça ben-
(kültür yaratan, kültürü öğrenen ve öğ- zemeleri. İkincisiyse olasılıkla organik maddelerden yapılmış ve doğada kaybolarak
reten insan) tanımını eklemişlerdir der bugüne ulaşamayan oyuncakları asla bilemeyecek oluşumuzdur.
Bozkurt Güvenç İnsan ve Kültür adlı
Dolayısıyla oyunun içinde ritüelistik bir yan olduğu gerçeğini de unutmadan bu
yapıtında. Dolayısıyla insanın insanlaş-
nesneleri tanımlamak gereklidir. Ancak arkeologlar bu konuda halen aynı fikri
ması yani bir bakıma Homo culturalis
paylaşmadıklarından bazı oyuncaklar ritüel nesnesi, bazı ritüel nesneleri de oyun-
olmasıyla birlikte üreme, beslenme ve
cak olarak nitelendirilebilmektedir. Bu nedenle oyuncak olarak nitelendirilebilecek
oyun edimleri farklı anlamlar kazana-
olan buluntuların ortaya çıkarıldığı kontekst yani bağlam bu konuda çalışacak olan-
rak doğadaki diğer canlıların yaptık-
lara yol gösterici olmalıdır. Zira Ian Hodder’ın da belirttiği gibi “bağlam her şeydir”.
larından ayrılmaya başlamıştır. Homo
Hodder, Çatalhöyük buluntularının değerlendirilmesi sırasında idol ya da figürin
culturalis’le birlikte; oynayan insan as-
olarak adlandırılan objeleri açıklarken aşağıdaki ifadeleri kullanarak konuya açıklık
lında, akıl yürüten, savaşan, alıp-veren,
getirmiştir:
yapan ve yıkan insanın bir seçeneği değil
Gre Virike’de bulunan bir kuyu mezardaki mezar eşyası arasında ele geçen pişmiş toprak çıngırak. ©Gre Virike Kazı Arşivi
tıpkısıdır diyen Enis Batur, yukarıda ya-
pılan insan tanımlarının tamamını kap-
sayan bir saptama yapmaktadır.
Oyunu çok değişik şekillerde tanımla-
yıp anlamlandırmaya çalışmıştır araş-
tırmacılar. Ancak hepsinin vardığı son
nokta oyunun ‘zevkli yanı’ olmuştur.
Huizinga bu zevkli yanı aardigheid
sözcüğü ile açıklamaya çalışır. Aard
sözcüğü, doğa ve karakter anlamından
türemiş olup, buradaki doğa, mantıksal
bir bakış açısına yerleşildiğinde, kendi
yarattıklarının gereksiz enerjilerini sarf
etmelerine, gerilimden sonra gevşeme-
lerine, hayatın gereklerine hazırlanma-
larına ve gerçekleştirilmesi en güç olan

46 Aktüel Arkeoloji
Aktüel Arkeoloji 47
Bir mezarda “Bağlam her şeydir. Bir figürin ‘sunak’ üzerine yerleştirilmiş halde bulunursa, o za-
man ilahi olanla bir bağı olduğu söylenebilir. Ama eğer bir figürin, başka figürin par-

ortaya çıkarılan bir çalarıyla beraber, çöp alanlarına atılmışsa, açık alanlarda tekmelenmiş ve aşınmışsa,
daha dünyevi bir açıklama aranmalıdır…
igürin bağlamla …Bazı figürinler atılmadan önce, kırılma, eskime ya da yıpranmaya çok ender olarak
maruz kalacakları şekilde kullanılmış olabilir. Başkaları hor kullanılmış ya da hemen
ilişkili olarak ıskartaya çıkarılmıştır. Kimileri ritüelleşmiş atma uygulamalarının bir parçası olarak

oyuncak olarak
bilerek kırılmış olabilir, vs. Kullanım alanlarındaki çok büyük farklar figürinlerin iş-
levleri hakkında çok şey söyleyebilir.”

nitelenebilir. Hodder’ın ifadesine dikkat edecek olursak bağlamı yani konteksti ilk ve en önem-
li olgu olarak kabul etmekte ve bu durumda da bazı buluntuların bağlamdan ayrı
değerlendirilmesinin o buluntuya yüklenen anlamı yanlışlayacağı sonucuna ula-
şılabilmektedir. Dolayısıyla özellikle idol, figürin, amulet, vb. gibi ritüelistik kul-
Çatalhöyük’ten kuş
betimli figürin. lanımlar için üretildiği iddia edilen küçük heykelciklerin belki bir kısmı oyuncak
©Çatalhöyük Araştırma
Projesi Arşivi olarak da nitelenebilir. Kısacası eğer bir buluntu bariz biçimde bir oyuncak olarak
nitelenemiyorsa bu konudaki anlam kargaşası devam edecektir.
Bu açıklamaları göz önünde bulundurarak öncelikle idol, figürin veya amulet de-
nilen objeleri kısaca açıklamak yerinde olur. Öncelikle belirtmek gerekir ki figürin
sözcüğü ile anlatılmak istenen çoğunluğu toprak kökenli olan küçük heykel-
ciklerdir. Bir başka deyişle figürin, biçimden ve boyuttan yola çıkarak kulla-
nılan bir sözcüktür. İdol veya amulet ise biçimden çok anlamla ilgilidir ve ant-
ropolojik içerik taşımaktadır. Bu nedenle aslında Neolitik Dönemin pişmiş toprak
“ana tanrıça” figürinleri de sonuç olarak idol, fetiş nesnesi ya da amulet anlamına
gelebilirler. Bir başka deyişle figürin sözcüğü bir anlam değil, bir biçim ifade etmek-
tedir. Ancak, arkeolojide zaman zaman idol ile soyut ya da stilize küçük heykelcik-
Çatalhöyük’ten insan betimli figürin.
©Çatalhöyük Araştırma Projesi Arşivi. ler kast edilmekte, figürin ise daha gerçekçi ve tam plastik yapılmış heykelcikler için
kullanılmaktadır.
Konuya dönecek olursak, idol sözcüğünün kült nesnesi anlamına geldiğini belirt-
mek gereklidir. İdol kutsanan bir nesne olmakla birlikte, ahşap, taş, metal gibi deği-
şik maddelerden sanatçılar tarafından yapılmış olması ayırt edici yönüdür. Amulet
ise, taşıyanı tehlikeli dış etkilerden ve çeşitli zararlardan koruyacağına, büyülü ya
da dinsel gücü bulunduğuna inanılan doğal ya da yapma nesnedir. Dikkat edilirse
idol ve amulet arasındaki fark üzerinde taşıma ile ilgilidir. Bir başka deyişle Erken
Tunç Çağının mermer ya da taş veya toprak kökenli bir idolü boynundan bir iple
bağlanıp kolye gibi üstte taşınırsa, koruyucu bir nitelik kazanmakta ve yüklendiği
anlam değişmektedir.
Bu durumda sadece biçim ve boyuttan yola çıkarak bütün bu objeleri figürin olarak
nitelemek olasıdır. İşte tam bu noktada devreye bu figürinlere yüklenecek anlam
girmektedir. Örneğin bir kazıda mekanın içinde ve hiçbir şekilde dini bir anlam
yüklenemeyecek bir yerde ortaya çıkan bir figürin belki de bir oyuncak olabilir.
Aynı şekilde bir mezarda ortaya çıkarılan bir figürin yine bağlamla ilişkili olarak
oyuncak olarak nitelenebilir. Burada önemli olan mezarın içindeki diğer bulunan-
larla figürin arasındaki tutarlı bir birlikteliğin (asamblaj) var olmasıdır. Bu birlikte-
liği tutarlı hale getirebilecek en önemli olgu ise mezardaki iskeletin bir çocuk veya

48 Aktüel Arkeoloji
yetişkin olmayan bir bireye ait olmasıdır. Bu durumda ortaya çıkarılan buluntuya
yüklenecek anlam dini bir anlamdan farklı olacaktır. Bununla birlikte bu figürin,
ritüel açıdan öteki dünyayla ilişkilendirilse bile mezara konulma amacının öteki
dünyaya ulaşan bireyin özel bir eşyası olarak orada tekrar oyuncak kimliğine bü-
rünmesidir.
Sonuç olarak bağlamıyla ilintisi bilinmeyen ve müzelere genellikle satın alma yo-
luyla veya zor alımla ulaşan bazı buluntuları dışarıda bırakacak olursak, kazıda çı-
kan ve bağlamla ilişkisi kurulabilen objeler içinde oyuncak olarak tanımlananlar
aşağıdaki gibi gruplanabilir:
1-Pişmiş topraktan üretilmiş bebek veya çocuk çıngırakları
2-Kilden üretilen ve oyuncak olduğu bariz araba ya da kağnı benzeri buluntular.
3-Taş, metal, cam, kemik veya pişmiş topraktan üretilmiş zoomorfik figürinler.
Çayönü’nden koyun ya da keçi olarak yorumlanan
4-Pişmiş toprak veya metalden üretilmiş minyatür kaplar. hayvan betimli figürin.

5-Dolaylı kanıtlarla saptanabilen oyuncaklar. Burada dolaylı kanıtlardan kasıt, ob-


tabakalarından çıkarılan bir çıngırak,
jenin kendisi değil onun herhangi bir stel, resim veya kabartma üzerindeki betim-
Kültepe kazılarında bulunan ve Kalko-
lemesi veya yazılı belgelerde geçen adı gibi kanıtlardır.
litik Çağa tarihlenen pişmiş toprak bir
Bütün bu anlatılanlar göz önüne alındığında Anadolu için kazıcıları tarafından da çıngırak ve Mardin Müzesinde sergile-
oyuncak olarak tanımlanan en eski üç obje, Hakemi Use kazısının Geç Neolitik nen bir kağnı ya da araba modelidir.
Diyarbakır, Hakemi Use’de bulunan
Çayönü kazılarında çıngırak şimdilik en erken veriyi oluş-
bulunan pişmiş
toprak ev modeli.
turur. Çıngıraklar, içindeki nesnelerin
hareketiyle ses çıkaran basit bir müzik
aleti ve tempo tutma aracı olarak değer-
lendirildiğinde, kullanımının Neolitik
Çağ öncesine kadar uzandığı düşünüle-
bilir. Ayşe Tuba Ökse’nin yazmış oldu-
ğu makalede, sallandığında ses çıkaran
kurumuş meyve tohumlarının, ağaç
dallarının, kabuklu kara ve su canlıla-
rının bu şekilde bir tempo tutma aracı
olarak kullanıldığını belirtmesi ve daha
sonraları söz konusu tempo tutma alet-
lerinin içine taşçık, kum, tahıl, tohum
gibi malzemeler konarak, değişik ses
efektlerinin elde edildiğine de değinil-
mesi dikkat çekicidir.
Kültepe kazılarının Kalkolitik Çağ taba-
kalarında ortaya çıkarılan pişmiş top-
raktan yapılmış, küresel gövdeli, gövde
üzerinde delikler bulunan ve alt kısmın-
da bir tutamak ile sonlanan objenin
içindeki tanelerle beraber ses çıkartan
bir oyuncak olduğu saptaması yapıla-

Aktüel Arkeoloji 49
bilmektedir. Mardin, Kızıltepe’de yüzey araba ve minyatür evlere eklenebilecek en erken prehistorik buluntulardan biri
araştırması sırasında bulunan dolayısıyla de Urfa ili Birecik ilçesindeki Akarçay Tepe Neolitik kazılarında ortaya çıkarılan
konteksti saptanamayan ancak şeklinden yaklaşık 10 bin yıllık taş bilyelerdir. Bir deneysel arkeoloji çalışması bağlamında
net bir şekilde tekerlekli küçük bir araba- Akarçay köyünde yaşayan ve kazıda çalışan işçilerden birine benzerleri ürettirilen
ya benzeyen obje de yine oyuncak tanı- bu taş bilyeler olasılıkla Fransızların petank dedikleri, Anadolu’nun bazı bölgelerin-
mına uygundur. de de karambol denilen oyunun toplarına benzerlik göstermektedir. Dolayısıyla bu
Bununla birlikte daha eski dönemlere taş bilyeleri de konuyla ilgili olarak oyuncak tanımı içine almak gereklidir. Akar-
tarihlenen ancak yukarıda açıklanan çay Tepe’de, Geç PPNB (Çanak Çömleksiz Neolitik B) ağırlıklı olmak üzere son
nedenlerle daha çok dinle ilişkilendiri- PPNB/PN (Çanak Çömlekli neolitik) geçiş evresine kadar görülen bu taş bilyeler
len iki objeyi de oyuncak olarak kabul konusunda yapılan ve yukarıda değinilen deneysel çalışma da bunların oyun nes-
etmek olasıdır. Her iki obje de Diyarba- nesi olabileceklerinin kanıtı sayılabilir. Sayısal tarihlerle ifade edilecek olursa, MÖ
kır, Çayönü kazılarının Neolitik tabaka- 7700/7600’ler en yoğun görüldükleri evre ancak MÖ 8. binyılın ortalarına tarihle-
larından ortaya çıkarılan ve Diyarbakır mek de olası olmakla birlikte MÖ 7900’lere inen bir tarihin olduğu tabakada da az
Müzesinde bulunan kilden yapılmış, miktarda bulunuyor olması, bu taş bilyelerin yaklaşık 10 bin yıllık bir geçmişe sahip
koyun ya da keçi olabilecek bir hayva- olabileceklerinin kanıtıdır. Toplam sayıları tabaka/dönem ve hammadde ayrımı ya-
nı betimleyen zoomorfik obje ile yine pılmaksızın 100’ü geçen ve 70’ten fazlası kireçtaşından, diğerleri de çakmaktaşı ve
kilden üretilmiş minyatür bir ev modeli türü tanımlanmamış taşlardan üretilmiş bu objeler hem bina içlerinde hem de bina
oyuncak tanımına uymakla birlikte ka- dışı açık alanlarda bulunmalarıyla dikkat çekmektedir.
zıcısının böyle bir niteleme yapmaması Neolitik ve Kalkolitik Çağdan itibaren değişik kazı yerlerinde gözlenen çıngırak ya
nedeniyle gözden kaçmış objelerdendir. da figürin gibi objelerde Erken Tunç Çağına gelindiğinde neredeyse bir patlama ya-
Akeramik ya da keramikli Neolitik Dö- şanmakta ve Anadolu’nun ister doğusu isterse de batısı olsun hemen her yerindeki
neme tarihlenen figürinler, çıngıraklar, kazılarda bu türden objelere rastlanılmaktadır.
Soğmatar kazılarında ortaya çıkan, Erken Tunç Çağına tarihlenen pişmiş toprak Sumer savaş arabası modeli. Soğmatar, Şanlıurfa. ©Soğmatar Kazı Arşivi

50 Aktüel Arkeoloji
Bu tür bir inceleme sonucunda bazı
mezar armağanlarının sadece bebek,
çocuk ve ergenlik dönemine yeni geç-
miş bireylere ait mezarlara bırakıldığı
saptaması yapılabilmektedir. Bazı bu-
luntuların ise mezardaki bireyin kadın
ya da erkek olmasına göre bırakıldığı,
hatta bunların çoğunluğunun kişiye
ait özel eşyalar olduğu saptaması zaten
birçok araştırmacı tarafından yapılabil-
mektedir.
Yukarıda da belirtildiği gibi bazı mezar
armağanlarının sadece bebek, çocuk ve
ergenlik dönemine geçmemiş ya da yeni
geçmiş bireylere ait mezarlarda ortaya
çıkarılmasına dayanarak, bu tür bulun-
tuların ritüel nesnesi olmanın yanı sıra
oyuncak olabilme olasılıkları da vardır.
Bu buluntular, minyatür pişmiş toprak
kaplar, pişmiş toprak askoslar/kuş bi-
çimli kaplar olarak sıralanabilir. Bak-
latepe, Demircihöyük/Sarıket, Ahlatlı
Tepecik, Eski Balıkhane, Harmanören/
Göndürle, Ilıpınar, Karataş/Semayük,
Kıyıkışlacık/Iasos, Kusura, Küçükhö-
yük, Kuşluca, Ovabayındır ve Yortan,
Batı Anadolu’da minyatür pişmiş top-
Kültepe (Karum-Kaniş) kazılarında ortaya çıkan pişmiş toprak çıngırak. MÖ yaklaşık 1830-1700. Kayseri Müzesi.
rak kapların sıklıkla ortaya çıkarıldığı
Altta: Kültepe’de (Karum-Kaniş) ortaya çıkarılan pişmiş toprak delikli oyun tahtası. Assur Ticaret Kolonileri Çağı. Kayseri Müzesi yerlerdir. Buralarda ortaya çıkarılan
buluntuların tamamı birbiriyle benzeş-
Anadolu’nun batısından doğusuna doğru örnekleyecek olursak; Troia’nın ve mektedir.
Demircihöyük’ün Erken Tunç Çağı tabakalarında, Alacahöyük Kalkolitik-ETÇ ve
Hitit tabakalarında çıkarılan çıngıraklar, Alişar’da ETÇ ve OTÇ tabakalarında ele Minyatür pişmiş toprak kaplar olarak
geçenler, Karaoğlan, Koçumbeli, Bademağacı ve Semayük’ün ETÇ tabakaların- tanımladığımız ve ölçüleri dolayısıyla
da bulunan çıngıraklar, Kültepe Asur Ticaret Kolonileri Çağı tabakasında günlük yaşantıdaki kullanım
alanları ya çok sınırlı ya da hiç
bulunan oyuncak olarak nitelenebilecek buluntular, Tarsus Gözlükule’nin
olmayan kaplar için Erkanal’ın
ETÇ-OTÇ ve GTÇ tabakalarında ortaya çıkarılan oyuncaklar ve Güneydo-
önerisi bunların genellikle em-
ğu Anadolu’da Gre Virike ve Till Habeş’te bulunanlar bu türden buluntula-
zikli ya da akıtacaklı kaplar ol-
rın yaygınlığını gösterir.
malarına dayanılarak biberon
Bütün bu örneklerin yanı sıra özellikle Erken Tunç Çağından itibaren Batı olarak tanımlanmaları gerekti-
Anadolu’da, başta Yortan olmak üzere değişik kazı yerlerindeki höyüklerde ğidir. Bu öneriyi doğru kabul
ve mezarlık alanlarında ortaya çıkarılan minyatür kaplar ve kuş biçimli, edecek olursak, aynen kişisel
askos olarak da tanımlanan buluntular yine ritüel nesnesi olarak değer- eşyaların mezarlara bırakıl-
lendirildiğinden oyuncak olma olasılıkları gözden kaçmış olabilir. Bu dığı düşüncesinde olduğu
nedenle pişmiş toprak minyatür kaplara ve kuş biçimli kaplara bir diğer gibi bu kapların da bebek ya
deyişle askoslara da kısaca değinmekte yarar vardır. da çocuk mezarlarında rastla-

Aktüel Arkeoloji 51
nılmalarından yola çıkılarak kişisel eşya
olmaları olasılığı bulunduğu yorumu
yapılabilir. Bu durumda bu kapların bo-
yutları itibarıyla eğer mezardaki iskelet
bir çocuğa aitse o bireyin şahsi oyuncağı “58 Delik Oyunu” olarak adlandırılan fildişinden yapılmış oyun tahtasına ait parçalar. Anadolu’da, olasılıkla Acemhöyük’te
bulunmuştur. Eski Assur Ticaret Kolonileri Çağı, MÖ 18. yüzyıl. Metropolitan Sanat Müzesi, ABD.
olabileceği yorumu da yapılabilir.
Ancak Ahlatlı Tepecik, Harmanören, Bir diğer grubu oluşturan minyatür askoslar/kuş biçimli kaplar için aşağıdaki öneri-
Kaklık, Kıyıkışlacık, Küçükhöyük ile ler getirilebilir. Ancak bu açıklamaya geçmeden önce terminolojik bir sorunu çöz-
Yortan’daki bazı mezarlarda yetişkinler mek gerekmektedir. Bilindiği gibi askos sözcüğü, karın kısmı şişkin, kemerli kulplu
yanında da bu minyatür kaplara rast- ve antik dönemlerde kullanılan bir kap biçimidir ve Önasya arkeolojisine yabancı
lanılıyor olması dikkat çekicidir. Buna bir adlandırmadır. Bununla birlikte Karataş/Semayük ve Yortan’da ortaya çıkarılan
karşın sözü edilen mezarlarda ortaya ve kazıcıları tarafından askos ya da kuş biçimli kaplar olarak adlandırılan bu kaplar
çıkarılan minyatür kapların hiçbirinin için aynı terminoloji daha önceki bu çalışmalarla uyum sağlamak için kullanılacak-
emzikli ya da biberon olabilecek forma tır. Bu nedenle Mellink ve Kamil’in önerisi olan askos ya da kuş biçimli kap adlan-
sahip olmamaları da bir diğer önem- dırmalarının her ikisinin beraber kullanılmasında bir sakınca görülmemiştir.
li noktadır. Bu mezarlarda rastlanılan Sadece Karataş/Semayük’te ve Yortan’da rastlanılan bu kaplar büyüklükleri de göz
minyatür kaplar daha çok tankard, önünde bulundurularak oyuncak olarak nitelenebilir. Karataş/Semayük’te 1966
maşrapa, vazo veya testi formundadır. kazı sezonunda açılan 144 ve 167 numaralı pithos gömüler içerisinden çıkarılan ve
Ayrıca Yortan’dakiler çoklu gömülerin yaklaşık 0.01 m boyundaki ve birinin baş kısmı kopuk olan bu iki askos, Mellink ta-
içinden çıktığından ve bu mezarlarda rafından Yortan buluntuları ile karşılaştırılmış ve benzer niteliklere sahip oldukları
çocukların gömülü olup olmadığı bi- ileri sürülmüştür. Yortan’da Kamil’in yapmış olduğu sınılamaya göre XIV numaralı
linmediğinden aşağıdaki gibi bir öneri mal grubunu oluşturan kaplar askos ya da kuş biçimli kaplar olarak tanımlanmıştır.
getirilebilir. Gündelik yaşamda kullanılan kaplar olmadığı anlaşılan bu kapların birer ritüel nesne-
Çocuk ya da yetişkin olsun ölen kişinin si olabileceği sadece mezar buluntusu olmaları nedeniyle akla gelmekte ve ölü gömme
yanına kişisel eşyası olarak kabul edile- ritüelinde bir işlevleri olduğu ileri sürülmektedir. Ancak bu öneriye karşı bir öneri
bilecek bir biberon ya da zaman zaman olarak Mellink, Karataş/Semayük askosları için oyuncak ya da mezar armağanı yoru-
biberon formunda olmayan minyatür munu yapmaktadır. Bunun yanı sıra birlikte ortaya çıkarıldıkları mezarlar yani 144 ve
kap bırakılabilmektedir. Ancak bunun 167 numaralı mezarlardan ilkinde iki yetişkinle birlikte gömülü bir çocuğun bulun-
dini inanışların ya da ölü gömme ritüe- ması ve diğer mezar olan 167 numaralı mezarın da altı yaşından küçük bir çocuğun
linin neresini açıkladığı konusu net de- mezarı olması bu tip kapların çocuklarla olan bağlantısını güçlendiren kanıtlardır. Ay-
ğildir. Bu nedenle yerel bir adet olarak rıca, Gaudin’in yaptığı çizimlerden anlaşıldığı kadarıyla çoklu gömü barındıran me-
bazı mezarlarda yetişkinlerin yanına da zarlarda bu tip kaplara rastlanılması ve mezar içinde belki kemikleri kaybolmuş ya da
minyatür kap bırakıldığı saptamasını saptanamamış çocuk gömülerinin bulunabilme olasılığı yine dolaylı bir kanıt olarak
yapmak yerinde olur. düşünülebilir. Bütün bu yorumlar ışığında bu kaplar yaş belirtici objeler ve oyuncak

52 Aktüel Arkeoloji
olarak değerlendirilebilir, bunun yanı uzun bir süre kült ya da dini obje ola- örneğine dönecek olursak, Moses’ın çok
sıra simgesel anlamlarla da yüklü olabi- rak kabul edilmişlerdir. Aynı şekilde doğru bir şekilde ifade ettiği gibi; yazıdan
lirler. Bu objelerin hem simgesel anlamla başka yerlerde ortaya çıkarılan bu tür- yoksun prehistorik dönemlerde, figürin
yüklü olmaları hem de oyuncak olmaları den nesneler hemen her zaman kültle, gibi objelerin çocukları sosyalleştirmek
birbiriyle çelişen olgular olarak görülme- ritüellerle ilişkilendirilmişlerdir. Ancak için kullanılan, sözlü tarihlerle ve değer
melidir. Bu ifadenin en önemli kanıtları yukarıda değinildiği gibi bir tapınak- sistemleriyle örtüşen, tanınır özellikleri
ise yazılı çağlarla ilgili buluntular içinde ta, kutsal alanda ya da bir mezarda bu olan doğal ifade araçları olmaları olasılı-
saklıdır. Örneğin Geç Hitit yerleşimle- türden minyatür nesnelere rastlamakla, ğı yüksektir ve bu açıdan bakıldığında fi-
rinden Karkamış’ta ortaya çıkarılan Kral kazısı yapılan yerleşimin ilgisiz bir ye- gürin, minyatür kap veya askos gibi bazı
Burcu kabartmasında betimlenen Kral rinde bunların ortaya çıkması arasında buluntuların oyuncak olarak yorumla-
Araras’ın erkek çocukları kabartmada fark vardır. Bu nedenle yine Çatalhöyük nabilecekleri söylenebilir.
aşık oynarken gösterilmekte, kız çocuk-
lar da topaç çevirmektedir. MÖ 717-691 Oyunu çok değişik şekillerde
arasına tarihlenen bu kabartmanın yapı-
lış nedeni simgesel bazı anlatılar olabi- tanımlayıp anlamlandırmaya çalışmıştır
lirken, aynı zamanda gündelik yaşamla
ilgili bilgiler de vermekte ve dolayısıyla
araştırmacılar. Ancak hepsinin vardığı son
ortada bir çelişki bulunmamaktadır. nokta oyunun ‘zevkli yanı’ olmuştur.
Sonuç olarak; genellikle eski çağ toplu- Karkamış’ta bulunan, Geç Hitit Dönemine ait taş ortostat üzerinde ellerindeki oyuncaklar ile oynamakta olan iki genç
lukların ‘sessiz üyeleri’ olarak kabul edi- kadın betimleniyor. MÖ 9-8. yüzyıllar. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi.

len çocukların aslında kültürel aktarım


süreçleri içinde ne derece önemli olduğu
düşünüldüğünde onlara ait eşyaların in-
celenmesi de eski topluklukları anlamada
farklı bazı açılımlar sağlayabilir. Bu du-
rumda çocuk mezarlarında ya da yerle-
şim yerinde ortaya çıkarılan ‘bazı objeler’
ne ifade etmekte ve neler anlatmaktadır?
Bir önceki tümcede ‘bazı objeler’ ifade-
si özellikle kullanılmıştır. Yukarıda da
değinildiği gibi zaman zaman kazılarda
ortaya çıkarılan objelerin bir kısmının ne
olduğu, ne işe yaradığı veya niçin yapılmış
olabilecekleri konusu arkeologları çılgına
çevirecek derecede anlaşılmaz olabilmek-
tedir. Bunların içinde de en önemli kısmı
minyatür eserler oluşturmaktadır. Nor-
mal boyutlarının oldukça küçültülmüşü
olan kilden yapılmış bir kağnı minyatürü
ya da yine kilden üretilmiş küçük bir ev
tasarımı veya pişmiş toprak bir figürin ne
anlama gelmektedir? Elbette bunları an-
lamlandırmak daha önce de değinildiği
gibi ortaya çıkarıldıkları yerle ilişkilidir.
Bir başka deyişle kontekst çok şey ifade
edebilir. Örneğin Çatalhöyük figürinleri

Aktüel Arkeoloji 53
Haluk SAĞLAMTİMUR

5 BIn YIllIK
Oyun SetI
Ç ı
Siirt-Başur Höyük Erken Tunç Çağı I Mezarında Ortaya Çıkarılan Oyun Taşları

şı
ı
ş ö ü ı
ı
ö ü
ı
ı ı ı ı ç
V ’
ş Ç ı’ ı şı 5
ş
N
ö ü

ı ı
ış ş

ü ğ ğ ı ü şı 5 ü ü
ö ü ı ı ğ ö ş Ç ı’ ı
54 Aktüel Arkeoloji
Y şı 5 5 ı ö ü ı ö ü ü ö ü
ğ ı ı ğ ğ ş öü
Yü ı ö N ö ş ş ö üğü
ş ı ı ğ ü â ıü
ı ş ö Ç ş ı ı ığ
ğı ı ı ş ö üğü ı
ı ı ı ı P ı ı
ü ü ı ı ı ı ö ı ı ı ı ö ü
ıı ş ı ç ış ı

DOMUZLAR VE KÖPEKLER
İnsanlar tarafından oynanan en eski oyunlar kil, ağaç, aşık nesnelerin genellikle mezarlarda ortaya çıkmış olması da
kemiği veya taştan yapılmış basit nesneleri içerir. Ayrıca bu durumu kanıtlar niteliktedir.
tohum veya çakıl taşlarının da, erken dönemlerden baş-
Başur Höyük’te 2011 ve 2015 yılları arasında yürütülen ar-
layarak tüm dönemler boyunca oyun taşı olarak kulla-
keolojik kazılarda, höyüğün güneydoğu kesiminde Erken
nıldığını söyleyebiliriz. Oyunlar günlük yaşamın ve kül-
Tunç Çağı I dönemine tarihlenen toplam 17 mezar açığa
türün önemli bir parçasına dönüştüğünde, yönetici sınıfa
çıkarılmıştır. Bu mezarların bazıları seviye olarak birbirle-
ait daha gelişkin, sofistike, belirgin kuralları olan oyunlar
rinden farklı olmalarına rağmen, buluntular açısından de-
ortaya çıkmaya ve oynanmaya başlamıştır. Erken dönem-
ğerlendirildiği zaman birbirine yakın dönemde inşa edilmiş
lere tarihlenen bazı oyun nesnelerinin veya daha gelişkin
olan masa oyunlarının tam olarak nasıl oynandığı söyle- olmalıdırlar. Mezarlar, 9 adet taş sandık mezar ile bunlarla
mek güçtür. Bunların büyük bir bölümünün toprağa çizil- bağlantılı veya birlikte yapılmış 2 adet toprak mezar ve 6
miş veya toprağa oyulmuş bir sıra çukurlar gibi arkeolojik adet basit toprak tipinde toplam 17 mezardan oluşmaktadır.
olarak kanıtlanması mümkün olmayan şekilde yapılmış Başur Höyük’te açığa çıkarılan mezarların büyük bir kısmı
olduklarını da göz önünde bulundurmak gerekmektedir. taş sandık mezar tipindedir. Taş sandık mezarlar, 4 adet
Ayrıca taşıma kolaylığı açısından tekstil veya deri gibi bo- dikdörtgen biçimli taşın birleştirilmesi ile oluşturulmuş ve
zulabilir malzemelerin üzerine çizilerek oynandıklarını da üzerleri büyük blok halindeki taşlar ile kapatılmıştır. Bunlar,
söyleyebiliriz. MÖ 3. binyıl ile birlikte, oyun setleri veya genellikle 4 adet yekpare kireçtaşı plaka ve bunların üzerini
oyun taşları Mezopotamya’da gelişen kültürel ve ticari iliş- kapatan bir kapak taşı ile çevrelenmiş, dikdörtgen formda
kilerin sonucu olarak bölgelerarası dolaşan lüks mallar inşa edilmiş mezarlardır. En küçük taş sandık mezar 70x95
arasına girmeye başlamıştır. Oyun taşı olarak tanımlanan cm boyutlarında iken; en büyüğü kareye yakın bir formda
Solda: Başur Höyük oyun setindeki 4 adet köpek biçimli taştan birinin farklı yönlerden çizimleri. ©Başur Höyük Kazı Arşivi
Başur Höyük oyun setindeki 3 adet domuz biçimli taştan birine ait farklı yönlerden çizimler. ©Başur Höyük Kazı Arşivi

Aktüel Arkeoloji 55
2.25x2.35 metre boyutlarındadır. Höyüğün güneydoğusun-
da üst seviyeden başlayan mezarlar, kuzeydoğuya ve hö-
9 No’lu Mezar ve Oyun Taşları
yüğün eteklerine doğru eğimli arazi üzerinde, aşağı doğru 9 No’lu mezarda ortaya çıkarılan, çeşitli taşlardan yapılmış,
inmektedir. Gömülerin yerleştirilmesi sırasında, mezarların sayısı 38’i bulan küçük nesnelerin, karşılıklı oynanan bir tür
büyük bir bölümü, Geç Kalkolitik Döneme (Geç Uruk Dö- oyuna ait oyun taşları olduğunu düşünmekteyiz. Erken Tunç
nemi) tarihlenen kültürel dolguları tahrip etmiştir. Mezar- Çağı I’e tarihlenen mezarda ele geçen bu objeler, oyun taşla-
larda ortaya çıkarılan buluntular, boyalı ve boyasız çanak rının Güneydoğu Anadolu coğrafyasındaki ilk örnekleridir.
çömleklerden, metalden üretilmiş mızrak ile çeşitli törensel Mezopotamya’da Tell Brak veya Jemdet Nasr gibi birçok ar-
nesnelerden, geometrik motili silindir mühürlerden, sayıla- keolojik alanda yapılan kazılarda bu oyun taşlarının ben-
rı yüz binleri bulan çeşitli türde taşlardan üretilmiş boncuk- zerleri ortaya çıkarılsa da, bunların bir kısmı tek obje olarak
lardan oluşmaktadır. Mezarların içerisinde bulunan teks- ele geçtiği için bu objeler sayı taşı olarak da adlandırılmıştır.
til parçalarından alınan karbon örnekleri MÖ 3100-2900 / Başur Höyük’te elimizdeki buluntuların dağılımı ve sayıları,
2800 tarihini vermiştir. bu oyundaki taşların üretiminde ve sayısal dağılımında 4 sa-

Başur Höyük’te karşılıklı


oynandığı düşünülen bir
oyuna ait taşlardan oluşan
oyun seti, eldeki radyokarbon
verilerine göre, Yakın
Doğu’nun en eski figüratif
oyun taşları olmaya adaydır.
Başur Höyük havadan görünüm. ©Başur Höyük Kazı Arşivi
Başur Çayı ve höyüğün genel görünümü. ©Başur Höyük Kazı Arşivi

56 Aktüel Arkeoloji
Oyun taşlarının bulunduğu 9 No'lu toprak mezar (sağda) ile taş sandık mezar tipindeki 6 No'lu mezar (solda). Kazılar sırasında ilk olarak 6 No'lu mezar açılmış olup, söz konusu
mezarın içinin tamamıyla ölü hediyeleri ile dolu olduğu tespit edilmiş, sonrasında keşfedilen 9 No'lu mezarın, 6 No'lu mezar ile ilintili olduğu ve mezara sığmayan ölü hediyeleri için
açıldığı düşünülmektedir. ©Başur Höyük Kazı Arşivi

yısının bir çıkış noktası olabileceğini göstermektedir. Bulun- bir oyunun göstergesi olabilir. Ancak, sayısı en çok olan yine
tuların sayısı incelendiği zaman bu durum kanıtlanmaktadır. mermi çekirdeği şeklindeki siyah/gri taşların, iki oyuncuya
Bu buluntuların yanı sıra aynı mezarda küçük bir tüm kabın paylaştırılacak şekilde farklı renklerde olmaması ilginçtir. Bu
içerisinde 4 adet taştan yapılmış yuvarlak disk ortaya çıka- açıdan bakıldığında bu mermi biçimli taşların, ortak taşlar
rılmıştır. Bunların 2’si siyah, diğer 2’si ise açık renkte yapıl- olduğu yani oyunculardan herhangi birine ait olmadığını dü-
mışlardır. Bu yuvarlak taş nesnelerin ortaya çıkarılan oyun şünebiliriz. Bu taşlar, belirli bir oyuncuya ait olduğu anlaşı-
taşları ile ilgili “sayma araçları” olduklarını düşünmekteyiz. lan domuz, köpek, piramit ve yuvarlak taşlar üzerine kurulan
Oyun taşları arasındaki domuz, köpek gibi hayvan formları, oyunda, oyunculardan her birinin diğerine üstünlük kurmak
piramidal, mermi çekirdeği veya değişik formlarda yapılmış amacıyla almaya çalıştığı taşlardan biri olmalıdır. Nitekim,
olan nesneler, farklı renklerde değişik taşlardan üretilmiş- yuvarlak ve oval taşlar dışındaki oyun taşlarının altları, düz
lerdir. Oyun taşlarındaki her grubun farklı renklerde taştan bir zemin üzerinde duracak şekilde düzeltilmiştir. Bu açıdan
üretilmesi, bunların oyun stratejisi açısından renklerle de bir düşünüldüğünde, tahtanın yüzeyinde çukur ve delikler olma-
ilişkisi olabileceğini akla getirmektedir. Oyun, muhtemelen dığı, tahta yüzeyinde Ur Kralı oyununda olduğu gibi, çizim
iki oyuncu arasında oynanmaktadır. Oyun taşlarının şekille- ve desenler olduğu söylenebilir. Başur Höyük oyununda,
rinin yanı sıra, renklerinin de farklı olması karşılıklı oynanan zarı andıran bir taşın bulunması, oyunun bu taş tarafından

Aktüel Arkeoloji 57
Başur Höyük’te tespit edilmiş mezarların hangi bir sürtünme veya aşınma izinin olmaması bunların
daha önce kullanılmamış olduklarını gösterebilir. Olasılıkla
sıradan gömüler olmadığı, bunların bu oyun taşları Başur Höyük’teki mezarların içerisine gömü
muhtemelen ticaretle zenginleşmiş yerel hediyesi olarak bırakılmak üzere yapılmış olmalıdırlar. Bu
elitlere veya yönetici sınıfa mensup olduğu haliyle Başur Höyük mezarlarında ortaya çıkarılmış bu oyun
taşları, eldeki radyokarbon 14 sonuçlarına göre (MÖ 3100-
anlaşılmaktadır. Bu tür oyunlarla, yönetici 2900/2800) Yakın Doğu’nun en eski figüratif oyun taşları
sınıfa ait çocuklar veya gençler, planlama, olmaya adaydır. Ayrıca aynı döneme tarihlenen sivil mima-
rinin içerisinde ortaya çıkarılan aşık kemiğinden yapılmış 2
strateji, taktik veya savaş esaslı zekâ adet oyun nesnesi de yerleşim yerinde yaşayanlar açısından
oyunu gibi unsurları öğrenmiş olmalıdırlar. bazı sınıfsal farklar olduğunu akla getirmektedir. Mezarın
içerisinde bulunan oyun taşları, binlerce boncuk, yüzlerce
yönlendirildiğini göstermektedir. Ancak; bu taşın bildiğimiz tüm kap ve metal eser, ayrıca mezarların yerleşim alanında
anlamda bir zar olmadığı belirtilmelidir. Nitekim, hemen yer alması, Başur Höyük’te tespit edilmiş mezarların
hemen kare şeklindeki bu zarın üzerinde 9 adet kü- sıradan gömüler olmadığını, bunların muhtemelen
çük yumru vardır. Zar gibi atıldığında belirli bir ticaretle zenginleşmiş yerel elitlere veya yönetici
sayıyı işaret etmeyeceğinden, bu taşın diğer taşlar sınıfa mensup olduğunu göstermektedir. Bu tür
gibi oyun levhası üzerine yerleştirildiği ve oyunda oyunlarla, yönetici sınıfa ait çocuklar veya genç-
yer alan taşların oluşturduğu kombinasyona göre ler, planlama, strateji, taktik veya savaş esaslı
yerinin değiştiği; buna göre de oyunun şekillendi- zekâ oyunu gibi unsurları öğrenmiş olmalıdırlar.
ği düşünülebilir. Oyun taşlarının yakınında bulunan Anadolu’nun henüz yazı ile tanışmadığı bir döne-
karbonize olmuş ahşap parçaları, olasılıkla üzerinde me tarihlenmeleri de bunların kısmen eğitsel
bu oyunun nasıl oynandığını anlamamızı sağla- anlamda da kullanılmış olabileceklerini akla
yacak ipuçlarını barındırıyordu ancak sağlam getirmektedir. Bu oyun taşları, günümüzde
olarak ele geçmediği için bu oyunun nasıl oy- bilinen gelişmiş zekâ oyunlarının ataları
nandığı ve stratejisi hakkında kesin yargılarda olabilirler.
bulunmamız zorlaşmaktadır. Diğer bir seçenek
ise, bu oyunun toprak yüzeye veya bir tekstil Prehistorik dönemlerden itibaren, çağlar
parçasına çizilerek oynanmış olabileceğidir. An- boyunca farklı toplumlarda değişik oyunlar
cak bu taşların hiçbirinde, özellikle tabanlarında her- oynandığına dair çok sayıda arkeolojik kanıt ol-

9 No’lu mezar içerisinden çıkan buluntuların sayısal dağılımı


3 adet domuz biçimli taş 4 adet yuvarlak taş (3’ü beyaz, 1’i siyah taştan)
4 adet köpek biçimli taş 3 adet yuvarlak, içi beyaz deniz kabuğu, üzeri siyah
4 adet piramidal taş taş kaplama obje
4 adet beyaz mermi çekirdeği şeklinde taş 1 çit siyah taş kaplama (bir üstteki ile aynı gruptan
14 adet siyah mermi çekirdeği şeklinde taş olup, ortasındaki beyaz deniz kabuğu eksik)
(4’ü diğerlerine oranla daha büyük), 1 adet zar

9 No’lu mezarda ortaya çıkan oyun taşları arasında içi beyaz deniz kabuğu, dışı siyah kaplama olan gruptaki objelerden dördün-
cüsünün içinde olması gereken beyaz deniz kabuğu ele geçmeyip, üzerindeki kaplama kısmı oluşturan 2 adet siyah kaplama obje
ortaya çıkarılmıştır. Bu gruptaki objelerin, siyah taş ile kaplanan üst kısımları, belki de daha kolay durmaları için hafifçe oyularak
yapılmıştır. Bunların da toplamda 4 adet olduğunu söyleyebiliriz.

58 Aktüel Arkeoloji
Üstte: Başur Höyük oyun seti. ©Başur Höyük Kazı Arşivi
Başur Höyük oyun setine ait, hemen hemen kare biçiminde olup, üzerinde 9 yumru bulunan ve oyunu yönlendirdiği düşünülen zar. ©Başur Höyük Kazı Arşivi

Anadolu’nun henüz yazı ile tanışmadığı bir döneme tarihlenen oyun taşlarının kısmen
eğitsel anlamda da kullanılmış olabilecekleri düşünülebilir. Prehistorik çağlarda rastlanan
bu tür oyunlar, günümüzde bilinen gelişmiş zekâ oyunlarının ataları olabilirler.
masına rağmen bunların nasıl oynandığı, kuralları ve geli- Başur Höyük Erken Tunç Çağı I mezarında ortaya çıkarılan
şimleri hakkında fazla bilgi yoktur. Olasılıkla bazı örnekler oyun taşları hakkında ilk düşündüğümüz, bunların olasılıkla
dışında oyun levhalarının ve taşlarının zaman içerisinde yok bir av, yarış ve strateji oyunu olabileceğidir. Bu görüşümüzü
olduğunu da söyleyebiliriz. Bu tür nesneler arkeolojik araş- destekleyen en büyük etken, taşlar arasında ön plana çıkan
tırmalarda nadiren ele geçerler. Bu açıdan bakıldığında Başur ana figürlerin domuz ve köpekler olmasıdır. Bu nedenle Ba-
Höyük’te oyun levhası olmasa dahi taşlarının bulunmuş ol- şur Höyük’te ortaya çıkarılan bu oyun setini “Domuzlar ve
ması bu eski oyunlara dair yeni bilgiler elde edilmesini sağla- Köpekler” olarak adlandırmak istiyoruz. Ayrıca daha geç ol-
mıştır. Oyun taşları ve oyun levhalarına ilişkin çok daha be- makla birlikte, Mezopotamya ve Mısır’da ortaya çıkarılan bu-
lirgin kanıtlar Eski Tunç Çağı ile birlikte ortaya çıkmaktadır. luntulara baktığımızda da benzer bir temayı görmekteyiz. Ge-
Bu dönemde artık oyun levhalarının günlük hayata yerleşmiş
nellikle iki ana hayvan grubu oyuna adını vermektedir. Buna
ve toplumun farklı kesimleri tarafından benimsenmiş olduğu
karşın, mermi çekirdeği şeklindeki sayı taşlarının çokluğu,
anlaşılmaktadır. Yakın Doğu’da, özellikle Levant bölgesinde
renk ve sayı olarak dengesiz dağılımı doğru tahmin
tespit edilmiş çok sayıda oyun levhası, levha tipi
yapmayı da zorlaştırmaktadır. Oyun tahtasının
oyunların gündelik hayatın vazgeçilmez bir un-
ele geçmemesi sebebiyle bu oyunun nasıl oynan-
suru haline gelmiş olduğunu ortaya koymaktadır.
Özellikle Erken Tunç Çağının başlangıcı ile birlik- dığını söylemek şimdilik zordur. Ancak eldeki
te mezar buluntuları olarak ele geçmiş oldukça veriler ETÇ I dönemindeki oyunların veya oyun
gösterişli oyun levhaları bulunmaktadır. Ur Kral taşlarının belirgin kuralları olan olgunlaşmış bir
Mezarlığı’nda ortaya çıkarılan oyun taşları ve ma- aşamada olduklarını göstermektedir. Başka kazı-
saları bunlara örnek olarak verilebilir. Bu buluntu- larda yeni ve benzer buluntular ortaya çıkıncaya
lar temsil ettikleri oyunların ilkel gelişim aşamalarını çoktan kadar biraz daha beklemek zorundayız. Başur Höyük’te son
tamamlamış olduklarına işaret etmekte, oyunların tutarlı bir derece karmaşık özellikler sergileyen bir oyun setinin bulun-
dizilimi ve belirgin kuralları olan olgunlaşmış bir aşamada muş olması, bu tür oyunların kökeninde Anadolu toprakla-
olduklarını göstermektedir. rındaki kültürlerin de yer almış olabileceğini göstermektedir.

Aktüel Arkeoloji 59
Aylin ÇAKIR

Oyun, insanların bireysel veya gruplar halinde eğlenmek


için düzenledikleri belirli kuralları olan etkinliklerdir.
Tarihçi Huizinga’ya göre,“Oyun, özgürce razı olunan
ama tamamen emredici kurallara uygun olarak belirli
zaman ve mekan sınırları içinde gerçekleştirilen, bizatihi
bir amaca sahip olan, bir gerilim ve sevinç duygusu ile
‘alışılmış hayattan farklı, başka türlü olmak’ bilincinin
eşlik ettiği iradi bir eylem veya faaliyettir.”.
60 Aktüel Arkeoloji
Atina’daki
Kerameikos antik
mezarlık alanında
bulunan tekerlekli
oyuncak at. MÖ
950-900.

Aktüel Arkeoloji 61
Platon’a göre oyuncakların
çocuklar üzerinde gelecekteki
mesleği ve toplum içindeki rollerini
benimsemeleri gibi önemli bir işlevi
vardı. Modern çağ pedagogları
da bu konuda Platon’u destekler.
Oyun ve oyuncaklar çocuklara
mantığını kullanmayı, el becerilerini
geliştirmeyi, çevreyi keşfetmeyi ve
sosyalleşmeyi öğretir.

O
yun, insanların bireysel veya gruplar halinde eğlenmek
için düzenledikleri belirli kuralları olan etkinliklerdir.
Tarihçi Huizinga’ya göre ise, “Oyun, özgürce razı olunan
ama tamamen emredici kurallara uygun olarak belirli zaman ve
mekan sınırları içinde gerçekleştirilen, bizatihi bir amaca sahip olan,
bir gerilim ve sevinç duygusu ile ‘alışılmış hayattan farklı, başka
türlü olmak’ bilincinin eşlik ettiği iradi bir eylem veya faaliyettir.”.
Oyuncak ise oyun içerisinde yer alan ve kişiyi eğlendirmeye
yarayan nesneler olarak tanımlanabilir.
Platon’a göre oyuncakların çocuklar üzerinde gelecekteki mesleği
ve toplum içindeki rollerini benimsemeleri gibi önemli bir işlevi
vardı. Modern çağ pedagogları da bu konuda Platon’u destekler.
Oyun ve oyuncaklar çocuklara mantığını kullanmayı, el becerilerini
geliştirmeyi, çevreyi keşfetmeyi ve sosyalleşmeyi öğretir.
Bebeklik döneminde el-göz koordinasyonunu ve el becerilerini
geliştirmeye yönelik çıngırak ve benzeri oyuncaklar verilirken çocukluk
döneminde erkek çocuklarına araba ve tahta at; kız çocuklarına bebek
ve minyatür ev eşyaları gibi oyuncakların verilmesi oyuncakların yaşa ve
cinsel kimliğe bağlı olarak değiştiğini gösterdiği gibi çocukların gelecekteki
Roma’daki Via
Trionfale yolu rollerine oyun ve oyuncaklarla hazırlandığını da gösterir. Antik dönemin
üzerindeki
nekropol
ebeveynleri belki de bunun bilincine vararak çocuklarına oyuncaklar hediye
alanında etmiş, oyunlar öğretmişlerdir. Bunu arkeolojik kazılarda açığa çıkarılan
bulunan
Crepereia duvar resimleri, kabartma, mozaik ve vazolar üzerindeki betimlerden
Tryphena
Lahdi’nden çıkan ve çocuk mezarlarından ele geçen oyuncaklardan anlamak mümkündür.
ahşap oyuncak
bebek. MS 2.
Arkeolojik kazılarla açığa çıkarılan bu eserler, eski çağın oyun ve oyuncak kültürü
yüzyıl. hakkında bilgi verdiği kadar, o dönemin kültürel, ekonomik, toplumsal ve sanatsal
yönünü anlamamıza da yardımcı olmuştur.

62 Aktüel Arkeoloji
Berlin Ressamı’na ait Geç Arkaik
Döneme tarihlenen kırmızı igürlü
Atina üretimi hydria üzerinde
Akhilleus ve Aias’ın Troia’nın
kuşatıldığı sırada vakit geçirmek
için bir masa oyunu oynadığı
sahne betimleniyor. Metropolitan
Sanat Müzesi, ABD.

Aktüel Arkeoloji 63
Oyunlar
Astragalos/Astragaloi
Türkçe ismiyle aşık oyunları, koyun
ve keçi gibi hayvanların ön dizlerinde
bulunan ve aşık (Grekçe astragalos,
Latince talus-tali) adı verilen eklem
kemiğiyle oynanan oyunlara verilen
genel bir isimdir. Aşık oyunu
antik çağlarda hem çocuklar hem
yetişkinler tarafından tercih edilen
bir oyun olmuştur. Heredotos, bir
eserinde aşık oyununun kökenini
Lidyalılara dayandırır. Platon ve
Plutarkhos, Atinalı çocukların aşık
oyununu çok sevdiklerinden bahseder.
Hemen her aile çocuğunun sahip
olabileceği aşık kemikleri, ailelerin
ekonomik durumuna bağlı olarak
mermer, bronz, fildişi veya camdan da
yapılmaktadır.
Pentalitha oynayan Etrüsklü kızlar, MÖ 330-300. Boston Güzel Sanatlar Müzesi, ABD.
İkisi geniş, ikisi dar olmak üzere dört
Her ne kadar oyuncak olarak nitelendirilebilecek nesnelerin tarihi çağlara yüze sahip olan aşık kemiğinin her bir
girilmesiyle birlikte ortaya çıktığı kabul edilse de Paleolitik (MÖ 2/2.500.000- yüzü belli bir sayısal değere sahiptir.
8.300) ve Neolitik dönemlere (MÖ 8.300/8.300-4.500) ait duvar resimleri Geniş dışbükey yüzeyinin (pranes)
ve taş -kemik aletler ile Tunç Çağına (MÖ 3.300-1.200) ait çıngırakların değeri 4, geniş içbükey yüzeyinin
da oyuncak olabileceğine dair görüşler mevcuttur. Klasik Dönemle birlikte (hyption) değeri 3’tür. Dar ve nispeten
oyun ve oyuncağa dair arkeolojik veriler artar. Antik yazarlardan Herodotos, düz yüzeyin (khion) değeri 1 ve daha
Sokrates, Aristophanes, Demosthenes ve Plutarkhos, Antik Yunan ve Roma’da girintili olduğu için durması en zor
ne tür oyunlar oynandığını ve ne tür oyuncaklar kullanıldığını haber verir. olan yüzeyinin (koon) değeri 6’dır.
Aristophanes’in Eşek Arıları (Yargıçlar) eserinde baba ile çocuk arasında geçen
Aşık kemikleriyle oynanan oyunlar
konuşmada bir oyuncağa yer verilmesi bunun güzel bir örneğidir.
oyunun içeriğine göre farklı isimler alır.
“-Baba bir şey istesem alır mısın?
-Elbette yavrum, söyle ne istersin?
Aşık isteyeceksin besbelli.”
Aristophanes, Eşek Arıları (Yargıçlar)

Bebeklik döneminde el-göz koordinasyonunu


ve el becerilerini geliştirmeye yönelik çıngırak
ve benzeri oyuncaklar verilirken çocukluk
döneminde erkek çocuklarına araba ve tahta at;
kız çocuklarına bebek ve minyatür ev eşyaları
gibi oyuncakların verilmesi oyuncakların yaşa ve
cinsel kimliğe bağlı olarak değiştiğini gösterdiği
gibi çocukların gelecekteki rollerine oyun ve Amykos Ressamı’na ait kırmızı figürlü çan krater
üzerinde en sağda pentalitha oynayan Eros figürü
oyuncaklarla hazırlandığını da gösterir. betimleniyor. MÖ 420-400. British Museum, Londra.

64 Aktüel Arkeoloji
Pentalitha Tropa
Kadın ve çocuklar arasında yaygın olan Pentalitha oyununda beş aşık kemiği Bu oyunda yerde
kullanılırdı. Oyuncu havaya bir aşık kemiğini fırlatır ve o düşene dek yerden oluşturulan
diğer aşık kemiğini alıp, düşmekte olan kemiği yakalardı. Bu oyun beş taş çukura veya
ismiyle varlığını hala sürdürmektedir. Pentalitha oyunun diğer bir türünde ise yere konan
aşık kemikleri elin üst yüzeyiyle tutulmaya çalışılırdı. kaseye belli bir
mesafeden en
fazla aşık kemiği
Eis Omillan atan kişi oyunu
Erkek çocuklar arasında yaygın olan Eis omillan, oyuncu tarafından belli bir kazanırdı. Bu oyun
mesafeden aşık kemiği fırlatmak suretiyle yere çizilmiş daire içerisindeki aşık ceviz veya fındık gibi kabuklu
kemiklerinin daire dışına çıkarılmasına dayanan bir oyundur. yemişler kullanılarak da oynanırdı.

Pleistobolinda Ceviz Oyunları


Hem kız hem erkek çocuklarının oynadığı bu aşık oyununda iki oyuncu ve Erkek çocuklar arasında yaygın olan
iki aşık kemiği kullanılırdı. İki oyuncu da ellerindeki aşık kemiklerini yere ceviz oyunları aşık oyunları gibi
atar ve aşık kemiklerinin sayısal değerleri toplamı yüksek olan oyuncu oyunu farklı şekillerde oynanırdı. Ceviz
kazanırdı. oyunlarının bir türünde; cevizlerden
bir piramit oluşturulur ve oluşturulan
bu piramit yine bir cevizle vurulmaya
Parimpar/Artiasmos çalışılırdı. Diğer bir türünde üç
Taş, fındık veya sikke kullanılarak da oynanan Parimpar oyununda iki köşesi de ayrı sayısal değere sahip
oyuncudan birinin eline sakladığı aşık kemiklerinin toplamının tek mi çit mi üçgen içerisine bir cevizin atılır ve
olduğunu diğer oyuncunun tahmin etmesine dayanan bir aşık oyunudur. atılan noktaya göre puan alınırdı.

Üstte: Bez kullanılarak yapılmış bir top örneği.


Geç Klasik veya Hellenistik Döneme ve Etrüsk kültürüne ait, oyun taşı olduğu düşünülen pişmiş toprak toplar. Metropolitan Sanat Müzesi, ABD.

Aktüel Arkeoloji 65
Roma Dönemine ait mermer lahit parçası üzerinde top oynayan çocuklar betimleniyor. MS 2. yüzyılın ikinci çeyreği. Louvre Müzesi, Paris.

Melisto adlı bir genç kıza ait mezar steli üzerinde elinde oyuncak bebek tutan ve bir köpekle oynayan kız çocuğu betimi yer alıyor. MÖ 340. Harvard Sanat Müzesi, ABD.

Antik çağda çocukların oynaması


için kullanılan oyuncaklar için athiro/
oynamak, eğlenmek fiilinden türeyen
athirma/oyuncak terimi kullanılmıştır.

Sphaira
Top oyunlarının genel bir ifadesi olarak kullanılan Sphaira’da toplar şişirilmiş
domuz mesanesinden ya da dışı bez veya deri içi kum, saman veya tüyle
doldurulmuştu. Toplar, kullanılan malzeme ve ebatlarına göre; pila (küçük
el topu), paganica (kuş tüyü ile doldurulmuş el topu), follis (içi hava ile
doldurulmuş voleybol benzeri oyunlarda kullanılan top), harpastum (içi kum ile
doldurulan ve rugby’e benzer bir oyunda kullanılan top) gibi isimler alırdı. Top
oyunları da aşık oyunları gibi türüne göre kendi içerisinde farklı isimler alırdı.

Episkyros (Ephebike):
Erkek çocuklarının oynadığı bu oyunda, eşit sayıdaki iki takımdan topa sahip
olan takım topu karşı sahaya gönderirken diğer takım topu yakalayarak geri
atmaya çalışırdı. Takımlardan biri diğerini takımın arka çizgisine sürmeyi
başarırsa oyun sona ererdi.

66 Aktüel Arkeoloji
Ephedrismos
Bu oyunda yere dik olarak konmuş dioros isimli taş belirli bir mesafeden topla
vurulmaya çalışılırdı. Bunu başaramayan oyuncunun gözleri kapalı olarak rakip
oyuncuyu diorosa kadar sırtında taşıması olayına ephedrismos deniyordu. Bu
sahne antik çağlarda severek işlenen bir konuyu oluşturur.

Trigon
İsmini yere çizilmiş üçgenden alan bu oyunda, üçgenin köşelerinde duran 3
oyuncu bir eliyle topu diğer oyuncuya fırlatırken öbür eliyle gelen topu yakalardı.

Ourania
Oyunculardan biri topu havaya atarken diğer oyuncunun top yere düşmeden
onu yakalamaya çalışmasına dayanan bir oyundur.

Keretizein
Ucu kıvrık sopalarla oynanan hokeye benzer bir oyun olup beceri gerektirdiği için
daha çok ergenlik dönemindeki çocuklar veya gençler tarafından oynanan bir
oyun olmalı. Kırmızı figürlü chous üzerinde ephedrismos
oynayan iki erkek figür resmediliyor.

Aporraksis
Sert yapılı topu yerde daha fazla sektirmeyi başaranın oyunu kazandığı top
oyunlarından biridir. Top sektirmenin diğer şekli de dizde top sektirmedir. Antik
Yunan ve Roma’da voleybol ve bir kişinin top attığı diğer üç oyuncunun takım
arkadaşının omuzları üzerine oturarak topu yakalamaya çalıştığı bir top oyunu
da mevcuttur. Ancak bu oyunlar beceri gerektiren oyunlar olduğu için ergenlik
çağındaki çocuklar veya gençler tarafından oynanıyor olmalıydı. Ayrıca küçük
topları havada çevirerek bir tür oyun oynandığını da seramikler üzerindeki
tasvirlerde anlamaktayız.

Askoliasmos
Askoliasmos oyunu tek ayak üzerinde sekerek oynanır. Tek ayak üzerinde
sekerek en uzun mesafeyi kat etmek veya ebe olanın tek ayak üzerinde sekerek
rakip oyuncuları yakalamaya çalışması gibi türleri vardır.

Micatio
Çocuklar ve yetişkinler arasında oynanan bu oyunda iki oyuncu da sağ elinin
parmaklarıyla bir sayı oluşturur ve sayıyı doğru tahmin eden oyuncu oyunu kazanırdı.
Sol elin dikkat dağıtmaması için sol el bir değnek tutar veya arkada saklanırdı.

Ostrakinda
İki takım halinde erkek çocuklarının oynadığı bu oyunda bir seramik parçasının
Taranto’da bulunan pişmiş toprak figürin, ephedrismos oy-
bir yüzeyi gece, diğer yüzeyi gündüz olarak belirlenir ve takım oyuncularından nayan iki kızı betimliyor. MS 3. yüzyıl. Louvre Müzesi, Paris.

Aktüel Arkeoloji 67
Giysileri boya
kullanılarak
yapılmış,
eklemleri
hareket eden bir
Roma Dönemine ait duvar resminde Trigon bebek. Korinth,
oyunu sahneleniyor. Yunanistan.
MÖ 5. yüzyıl.
Metropolitan
Sanat Müzesi,
biri ‘gece’ veya ‘gündüz’ diyerek ABD.
bu seramiği iki takımın ortasında
duran çizgiye atardı. Çizgiye atılan
seramiğin üst yüzeyini doğru tahmin
eden takım kaçmaya başlarken diğer
takım onları kovalar, tüm oyuncuların
yakalanmasıyla birlikte oyun sona
ererdi.

Miada/Collabizare
Greklerin Miada, Romalıların
Collabizare olarak isimlendirdikleri
körebe oyununda gözleri bağlı olan
oyuncu diğer oyuncuların seslerini
takip ederek onları yakalamaya
çalışırdı.

Kryptinda
Günümüzdeki saklambaç oyunun
antik dünyadaki karşılığıdır.

Helkystinda
İki takım halinde ve genellikle
erkekler arasında oynanan bu
oyundur. Rakip takıma dönük olacak
şekilde kendi içlerinde arka arkaya
sıralanan iki grup, ortaya çizilen
çizgiyi geçmemek kaydıyla iki grubun
da tuttuğu halatı kendilerine doğru
çekerdi.
Mısır’da bulunan Roma Dönemine
ait bez bebek. Keten kumaş içerisi-
Epostrakismos ne paçavra ve papirüs doldurularak
yapılmış bebeğin yüz detayları
Antik Yunan’da suda taş kaydırma ise boyalı yün kumaş ile verilmiş.
British Museum, Londra.
oyununa verilen isimdir.

68 Aktüel Arkeoloji
Yukarıda listelenen tüm bu oyunlara ek olarak Antik Çağ çocuklarının herhangi
bir oyuncak kullanmaksızın ellerini birbirine çarparak oyunlar oynadıkları veya
kaz, köpek, kuş, keçi, tavuk gibi canlı varlıklarla oynadıkları bilinmektedir.

Oyuncaklar
Antik çağda çocukların oynaması için kullanılan oyuncaklar için athiro/
oynamak, eğlenmek fiilinden türeyen athirma/oyuncak terimi kullanılmıştır.
Oyuncaklar başta terra cotta/pişmiş toprak olmak üzere ahşap, fildişi, kemik,
mermer, balmumu, deri ve bezden yapılmıştır. Çoğunlukla elle şekillendirilen
oyuncaklarda MÖ 5. yüzyıldan başlayarak kalıp kullanılmaya başlanmış, bu
durum sevilen oyuncakların özelliklerini kaybetmeden tekrar üretilmesini
sağlamıştır. Bazı becerikli çocukların kendi oyuncağını kendi yaptığı da
bilinmektedir. Çocuklara doğum günü, yılbaşı ve Dionysos kültüne ait Dizde top sektirme oyunu aporraksis oynayan erkek
figürü betimleyen mezar steli. MÖ 4. yüzyıl ortaları. Atina
Anthesteria bayramlarında oyuncaklar hediye edilirdi. Ulusal Arkeoloji Müzesi.

Çoğunlukla elle şekillendirilen oyuncaklarda MÖ


5. yüzyıldan başlayarak kalıp kullanılmaya başlanmış,
bu durum sevilen oyuncakların özelliklerini
kaybetmeden tekrar üretilmesini sağlamıştır.
Roma Dönemine tarihlenen, bir çocuğa ait mermer lahit üzerinde bir aile ve çocukları resmediliyor. Çocuklardan biri ördekle oynarken, bir diğeri ise tekelekli bir oyuncağı itiyor.
MS 2. yüzyıl başları. Roma Ulusal Müzesi.

Aktüel Arkeoloji 69
Pişmiş toprak, bez veya bronz
kullanılarak eşek, at, domuz, köpek,
horoz, kaz, fare, kaplumbağa,
aslan, timsah gibi evcil ve yabani
hayvanların minyatür formları iki
veya dört tekerlekli veya tekerleksiz
oyuncaklar olarak üretilmiştir.

Roma Dönemine ait pişmiş topraktan tekerlekli oyuncak horoz.

yapılır; içerisine ses çıkarması için pişmiş toprak parçacıkları, tohum, boncuk
veya kurt dişi konurdu. Saplı çıngıraklar, biberon çıngıraklar, antromorfik/insan
biçimli veya zoomorfik/ hayvan biçimli çıngıraklar olmak üzere çeşitli çıngırak
türleri vardı.

Plagones/Korai/Nymphai
Antik çağda oyuncak pişmiş toprak, ahşap, kemik, fildişi, mermer, bez, deri,
keten ve balmumu gibi çeşitli malzemelerden yapılmıştır. Çoğunlukla kadın
olarak şekillendirilen oyuncak bebeklerin erkek olanlarına da rastlanır. İlk
Roma Dönemine ait, üzerinde insan figürü yer alan dört olarak MÖ 3. binde Mısır’da görülen oyuncak bebekler MÖ 8-7. yüzyılda
tekerlekli oyuncak at.
Yunanistan’da da görülmeye başlar. Bu dönemde çan şeklinde yapılan
bebeklerin idol/Tanrı-Tanrıça figürinleri olduğu da düşünülmektedir.
Platagi Oyuncak bebekleri tanrıça figürinlerinden ayıran en önemli özellik MÖ 6.
Genellikle 0-2 yaş grubu çocuklara yüzyıldan başlayarak bebeğin omuz ve kollarına açılan deliklerden geçirilen
hitap eden ve ‘çıngıraklar’ olarak teller yardımıyla hareketli kollar ve bacaklara sahip olmasıdır. Bu bebeklere
nitelendirebileceğimiz oyuncaklar, Latince pupus ya da pupa denir. Bunlar başlarında stephane (başı çevreleyen
eski çağlarda genellikle pişmiş toprak, çelenk şeklinde başlık) veya polos (silindirik başlık), ellerinde krotalon (müzik
deri, ahşap, kemik veya bronzdan aleti, çalpara) olan ve kısa khiton (uzun ve kolsuz eski Yunan giysisi) giymiş

70 Aktüel Arkeoloji
olup ellerinde çalgı tutar. Çalgı Burada bahsedilen oyuncaklar dışında mobilya, mutfak eşyaları ve yiyeceklerin
taşımaları ve eski Yunan kadınlarının minyatür halleri de çocuklar tarafından evcilik oynarken kullanılmıştır. Ayrıca
günlük hayatta khiton giymemesi pişmiş toprak, bez veya bronz kullanılarak eşek, at, domuz, köpek, horoz, kaz,
nedeniyle ‘dansçı bebek’ olarak da fare, kaplumbağa, aslan, timsah, gibi evcil ve yabani hayvanların iki veya dört
adlandırılmışlardır. tekerlekli veya tekerleksiz oyuncakları yapılmıştır.
MÖ 5. yüzyıl ortalarından itibaren
bebeklerin çıplak yapılmaya başlaması
çocukların onlara elbise giydirmesine
olanak sağlamıştır. Roma Dönemiyle
birlikte oyuncak bebekler
yaygınlaşmıştır. Eski Yunan’da genç
kızlar evlendiği zaman bakirelikten
anneliğe geçişin sembolü olarak
oyuncak bebeklerini Artemis başta
olmak üzere Afrodit, Athena veya
Demeter’e sunardı.

Oyuncak Araba
Antik çağda oyuncak arabalar, bir
dingile bağlanmış iki veya dört teker
ile bu tekerlerin taşıdığı bir platform,
kasa veya oturma yerinden meydana
gelirdi. Arabalar farklı boyutlarda
olup küçük olanları bir ip ya da bir
İstanbul Büyük Saray mozaiklerinden çember çeviren bir çocuk betimi. MS 527-565. İstanbul Mozaik Müzesi.
kolla çekilirken, çocukların üzerine
oturabileceği kadar büyük olanları da Sicilya’da Piazza Armerina yakınlarında MS. 4. yüzyıl başlarına tarihli bir Roma villasının (Villa Romana del Casale)
mevcuttur. Erkek çocukları büyüdüğü odalarından birinin zemin döşemesinde yer alan “Bikinili Kızlar Mozaiği”nde genç kızların koşu, disk atma, top oyunları
(voleybol) gibi spor dallarındaki performansları anlatılıyor.
zaman oyuncak arabalarını Apollon
veya Hermes’e sunardı.

Çember
çevirme sadece
çocukların değil
gençlerin de
ilgi duyduğu bir
oyun olup onların
çemberleri
çocuklarınkine
nazaran daha
büyük ve daha
ağır olurdu.
Aktüel Arkeoloji 71
Top oyunu, aşık oyunu, çember çevirme,
saklambaç, ip atlama veya salıncak bir
çok oyun yüzyıllar geçmesine rağmen
hala devam ederken; topaç, oyuncak,
araba, bebek, yoyo gibi oyuncaklar
gelişen teknolojiye uygun olarak yeniden
şekillenmiştir.

Iygks/Iynks/Iunks/Iygga
MÖ 2. binyıl başlarından beri kullanıldığı düşünülen iygks ince bir disk
şeklinde olup üzerinde iki veya dört delik bulurdu. Deliklerinden ip geçirip
ipin uçlarından tutarak kendi etrafında döndürdükten sonra ipin uçlarının zıt
yönlerde çekilmesiyle ters yöne dönen diskin çıkardığı sesle çocuklar eğlenirdi.

Aiora
Günümüzde de oldukça sevilen bir oyuncak olan salıncak Bizans Döneminde
bilinen ismiyle aiora antik çağlarda da kız ve erkek çocukları tarafından sevilmiş,
oturma yeri olan veya olmayan türlerde ve farklı büyüklüklerde yapılmışlardır.

Kırmızı figürlü kyliks üzerinde yoyo oynayan bir erkek Appian Yolu nekropolünde bulunan Roma Dönemine ait mermer çocuk lahdinin ön yüzündeki kabartmalarda top
çocuğu figürü. MÖ 440. Eski Müze, Müzeler Adası, Berlin. oynayan çocuk figürleri yer alıyor. MS 3. yüzyıl. Vatikan Müzeleri.

Strombos
Bugünkü bilinen ismiyle topaç, hem
kız hem erkek çocuklar tarafından
oynanan bir oyun olup Grekçe mastiks,
Latince lagellum adı verilen kamçı
yardımıyla veya elle döndürülerek
kullanılırdı.

Trochos
Trochos, günümüzdeki ismiyle çember
sokaklarda erkek çocuklarının elater
adı verilen bir sopa kullanarak veya
elleriyle yerde iterek çevirdikleri
bir oyuncaktır. Çemberin etrafına
çemberin dönüşü esnasında ses
çıkarması için belirli aralıklarla
çiviler çakılır veya anulus denen
halkalar takılırdı. Çember çevirme
sadece çocukların değil gençlerin de
ilgi duyduğu bir oyun olup onların
çemberleri çocuklarınkine nazaran
daha büyük ve daha ağır olurdu.

72 Aktüel Arkeoloji
Yoyo Top oyunu, aşık oyunu, çember çevirme, saklambaç, ip atlama veya salıncak
Antik dönemlerdeki ismi henüz bir çok oyunun yüzyıllar geçmesine rağmen hala devam ettiği arkeolojik
bilinmeyen yoyo, genellikle erkek verilerle ortaya konmaktadır. Topaç, oyuncak, araba, bebek, yoyo gibi
çocuklar tarafından kullanılan bir oyuncaklar ise gelişen teknolojiye uygun olarak yeniden şekillenmiştir. Bu
oyuncak olup ahşap, pişmiş toprak, durum oyun ve oyuncakların insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip
bronz veya fildişinden yapılmış olup iki olduklarını göstermektedir. ABD’li psikolog S. Hall’ın söylediği gibi “Oyun,
parçayı birbirine bağlayan mil/çubuk atalarımızın etkinliklerinin tekrarlanmasıdır.” …
üzerine ip sarılmasından meydana gelir.
Micatio oyunu. MÖ 440-430.
Parmağa geçirilen ipten aşağı sarkıtılan
makara, inerken kazandığı enerjiyi
kullanarak kendisini yukarı çeker.

Tahterevalli
O dönemlerde genç kızlar tarafından
da oynanan bir denge oyunu olan
tahterevalli, ortasında yere dayalı
bir desteğin olduğu ve tahtanın iki
ucuna oturan bireylerin karşılıklı
olarak yukarı doğru yükselip alçaldığı
bir oyun aracıdır. Üzerine oturulan
veya ayakta binilen tahtaya petavron
denirdi.

Pişmiş toprak salıncak (aiora) ve salıncakta sallanan kız modeli. MÖ 1600-1450. Geç Minos I dönemi. Hagia Triada,
Girit. Heraklion Arkeoloji Müzesi.

Aktüel Arkeoloji 73
OYUN HAL
TOPRAĞI Sandalyede oturan,
hareketli kollara
sahip pişmiş toprak
oyuncak bebek.
MÖ 4. yüzyıl.
Metropolitan Sanat
Müzesi, ABD.

74 Aktüel Arkeoloji
Antik Çağda
Pişmiş Toprak Oyuncaklar
Ayça GERÇEK

Oyunların başrol oyuncusu oyuncaklar, günümüzde


olduğu gibi Antik Çağda da çocuklar için hayatı
anlamlandırıyordu.
Arkeolojinin amacı geçmişte yaşayan insanı dışında bugünün oyuncaklarından
anlamaksa; bu amaç için, ileride yetişkin bir çok az farklıdırlar. Bebekler ve
birey olacak ve yaşadığı topluma doğrudan minyatür mobilyalarla genellikle minik
etki edecek olan çocukların hayatını anlamaya hanımlar; tekerlekli hayvanlar, oyuncak
çalışmak da büyük önem taşımaktadır. Bilindiği askerler ve minyatür arabalarla ise
gibi tüm yaşamı etkileyen karakter çocukluk küçük beyler oynardı.
zamanında şekillenmeye başlar. Oyun, henüz Antik Çağ oyunlarına ve oyuncaklarına
kirlenmemiş zihinlerin en saf, en doğal dair bilgi dağarcığımızı antik
halinden ortaya çıktığı için önemlidir kaynaklar, epigrafik ve arkeolojik
bu nedenle. Her yaştan çocuğun, hatta veriler oluşturmaktadır. Platon, oyunu
bazen de büyüklerin hayal gücü, kendi çocukların eğitiminin bir parçası
oyun dünyasını yaratmasına ve kontrol olarak görürken; Aristoteles’e göre
etmesine yeter de artar bile. oyun, çocukların hayata hazırlanması
Oyunların başrol oyuncusu için en iyi yoldur. Ayrıca Aristophanes,
oyuncaklar, günümüzde olduğu gibi Plutarkhos gibi Antik Yunan ya da
Antik Çağda da çocuklar için hayatı Suetonius, Ovidius Quintilianus gibi
anlamlandıran; çocukların hayal Romalı yazarların farklı içerikteki
gücü ve zihinsel gelişimi için pek çok eserinde de oyunlara ve
önemli unsurlar olarak karşımıza oyuncaklara dair anlatılara rastlarız.
çıkar. Çocuklar yakınlarındaki Maharetli ellerin türlü biçimlerde
yetişkin dünyasından aldıkları şekillendirdiği kil, Antik Çağda ahşap,
rol modelleri kendi hayal kumaş, deri, kemik ya da fildişinden
dünyalarında oyuncakları yapılmış örnekleri haricinde,
ile oynamaktaydılar ve bu oyuncakların da başlıca hammaddesi
nedenle de oyuncaklar olmuştur. Dayanıklılığıyla antik
onların en değerli oyuncakların bizimle buluşmasına
eşyalarıydı. Aslında vesile olan pişmiş toprak, kuşkusuz
Antik Çağ çocuklarının kile istenilen biçimin kolaylıkla
oyuncakları, verilebilmesi nedeniyle tercih edilmişti.
teknolojinin getirdiği Oyuncaklar, dönemin atölyelerinde elle
bazı farklılıklar ya da kalıp ile biçimlendirilmekteydiler.

Aktüel Arkeoloji 75
Yunanların KÒrh, NÚmfh ya da
Pl£ggonej ve Romalıların pupa
olarak isimlendirdiği bebekler üzerine
yapılan araştırmalar, öncelikle buluntu
konteksti dikkate alınarak, rahatlıkla
oynanabilecek boyutlarda, gerçekçi
bir tasvirle biçimlendirilmiş ve
tercihen hareketli kollara ve bacaklara
sahip olanların oyuncak olarak
tanımlandığını göstermektedir.

Roma Dönemine ait yaban domuzu biçimli pişmiş Hareketli kol ve


toprak çıngırak. MS 1-2. yüzyıllar. Johns Hopkins bacaklara sahip,
Arkeoloji Müzesi, ABD. ellerinde kastan-
yet tutan pişmiş
topraktan dans
Oyuncak Bebekler eden oyuncak
bebek. Korinth,
Günümüzden retrospektif bir Yunanistan. MÖ
yaklaşık 350.
yaklaşımla bakacak olursak oyuncak British Museum,
Londra.
bebekler Antik Çağda da kuşkusuz kız
çocuklarının oyuncak koleksiyonlarının
en değerli parçasıydı. Kimi zaman
annesi, kimi zaman da kendi çocuğu
olduğunu kabul ettiği bebekleri ile tek
başlarına veya oyun arkadaşlarıyla
birlikte, evlerindeki günlük yaşamı
kendi hayal dünyasıyla birleştirerek
Çıngıraklı bebek betimli kırmızı figürlü chous. MÖ 5. oynarlardı.
yüzyıl sonu. British Museum, Londra.

Oyuncakla İlk Tanışma: Çıngırak


Çıkarttığı melodik ses ile oyalayıcı,
dikkati yöneltici ya da uykuya
dalmaya yardımcı bir işlevle
kullanılan, Yunanların KrÒtaloj
ya da Romalıların crepitacula ya da
crepundia olarak adlandırdıkları
Hareketli kol ve
çıngırakların, Antik Çağda da bir bacaklara sahip
pişmiş toprak
bebeğin ilk tanıştığı oyuncak olduğu oyuncak bebek.
MÖ 5. yüzyıl.
aşikardır. Pişmiş topraktan, örneğin Yunanistan. The
ufak hayvan figürleri gibi birçok farklı J. Paul Getty
Museum, ABD.
formda biçimlendirilen örneklerin yanı
sıra; çit işlevli olarak kullanılabilecek
şekilde tasarlanan biberonların
gövdelerinin içerisine ses çıkartması
için tohumlar ya da küçük parçacıklar
yerleştirilmekteydi. Çıngırakların
ayrıca kötü ruhları kaçırmak için de
kullanıldığı da bilinmektedir.

76 Aktüel Arkeoloji
Çocuklar
yakınlarındaki
yetişkin dünyasından
aldıkları rol
modelleri kendi
hayal dünyalarında
oyuncakları ile
oynamaktaydılar
ve bu nedenle
de oyuncaklar
onların en değerli
eşyalarıydı.

Geç Geometrik Döneme


tarihlendirilen pişmiş topraktan
yapılmış çan biçimindeki bir gövdeye,
gövdeye bitişik kollara ve gövde
içerisine tutturulmuş hareketli
bacaklara sahip bebekler genellikle
Antik Yunan dünyasındaki oyuncak
bebeklerin ilk örnekleri olarak kabul
edilirler. MÖ 6. yüzyıldan itibaren
ise giysili ya da çıplak olarak yapılmış
bazıları omuzlardaki ve kalçalardaki
deliklere tutturulan hareketli kol
ve bacaklara sahip ayakta duran
ve vücuda bitişik ya da hareketli
kollara sahip oturan olmak üzere
Çan biçimli iki farklı tipte oyuncak bebekler
pişmiş toprak
oyuncak bulunmaktaydı. Farklı kumaşlardan
bebek. MÖ
yaklaşık 700. yapılmış giysilere, takılara, saç
Yunanistan.
Louvre
aksesuarlarına ve ayakkabılara sahip
Müzesi, Paris. oldukları arkeolojik veriler ve antik
kaynaklar aracılığıyla bilinen oyuncak
bebeklerin göz, saç ve bazen de
elbise gibi detayları ise boyanarak
yapılmaktaydı.

Aktüel Arkeoloji 77
Minyatür eşyalar ve sandalyede oturan minyatür
oyuncak bebek. Atina, Yunanistan. MÖ yaklaşık 420.
British Museum, Londra.

Minyatür Eşyalar
Oyuncak bebekleriyle oynarken
kurdukları küçük oyun dünyalarında
çocuklara eş ve anne olunca
üstlenecekleri sorumlulukların ve ev
işlerinin keşfine katkıda bulunacak
pişmiş topraktan küçük boy mutfak
Tekerlekli oyuncak at. MS 4. yüzyıl. Atina Ulusal Arkeoloji Müzesi.
eşyaları, oyuncak tabaklar, masalar,
Altta Hellenistik Döneme ait bir yoyo.
sandalyeler eşlik ediyordu. Atina’daki
bir mezarda arkalıklı bir koltukta Tekerlekli Hayvanlar, Atlar, birlikte pişmiş topraktan oyuncakların
oturan bir bebekle birlikte bulunmuş Arabalar arasında çok sık rastlamasa da gemi
pişmiş topraktan yapılmış minyatür Elde ya da kalıpta biçimlendirilerek modelleri de bulunmaktaydı.
bir epinetron, bir lebes gamikos ve yapılan, bazıları tekerlekli ve yine
botlar, İtalya’daki Brescello’daki bir bazıları bir ip bağlanarak çekilebilen
mezarda bulunan ya da Terracina’daki at, köpek, tavşan ve hatta maymun Topaç, Yoyo ve diğerleri
Venüs kutsal alanına adak eşyası gibi küçük hayvan figürinleri, oyun İki yassı diski birleştiren ve aşağı-
olarak bırakılmış minyatür mobilyalar, arkadaşı olarak gerçek bir evcil yukarı hareketi sağlayacak
bu küçük oyun dünyasının en güzel hayvana sahip olamayan ipin sarıldığı silindirik
örnekleri olarak günümüze kadar çocuklar için güzel bir bir bölümden oluşan,
korunagelmişlerdir. alternatif olmalıydı. antik adı bilinmeyen,
Antik Yunan’da çocuklar için anlam Ayrıca binicili ya da bugünkü adıyla yoyolar
ifade eden minyatür bir başka eşya binicisiz atlar ve oyuncak ve en yaygın kullanılan
ise chouslardır. Anthesterion ayının askerler Antik Çağda tipi üst kısmı düz,
(Şubat-Mart) 11.-13. günlerinde tanrı özellikle erkek çocukları alt ucu sivri bitimli,
Dionysos onuruna yapılan Anthesteria tarafından sevilerek silindirik gövdeli
bayramının ikinci gününde üç oynanan oyuncaklardan örnekleri olan topaçlar
yaşına gelmiş çocuklar başlarına olmuştur. Pişmiş topraktan Antik Çağdan beri
çelenk takarak bayrama katılırlar ve yapılmış iple çekilerek oynanan tüm dünya çocuklarının
kendilerine üzerlerinde oyun oynayan minyatür atlı arabalar ebeveynlerinin oyuncakları arasında yer almaktadır.
çocukların tasvir edildiği minyatür kullandığı büyük boy yük arabaların Ele geçen örnekleri, topaçların yaprak
oinochoeler olan chous hediye edilirdi. küçük birer modeliydi. Arabalarla motileri, sarmaşık dalları veya

78 Aktüel Arkeoloji
hayvan motileri ile bezeli olduğunu vedalarını simgeler biçimde, okul olmuş kadınların da tapınaklara adak
gösterir. Pişmiş topraktan, kimi çağına geçerken erkek çocuklarınca olarak oyuncak bebekler bıraktığı
zaman da kırık bir seramik parçasını çocuk oyunlarının da koruyucusu bilinmektedir.
yeniden biçimlendirilerek yapılmış olan Hermes’e ya da Apollon’a; evlilik Öte yandan oyuncakların daha
bir diskin üstündeki iki delikten yaşına gelen kız çocuklarınca da hüzünlü bir kullanım amacı daha
geçirilen ipin gerilip bırakılmasıyla Lesbos’lu şair Sappho’nun bebeğinin bulunmaktaydı. Yaşama erken veda
oynanan, Yunanca metinlerde ‡ugx, kıyafetlerini Aphrodite’ye adadığı gibi eden çocukların mezarlarına, belki
Latince metinlerde ise iunx ismiyle Artemis, Aphrodite ya da Demeter de öteki dünyadaki yaşamlarında
rastladığımız bu oyuncak, çıkarttığı tapınaklarına adak eşyası olarak oynamaları için hediye olarak
vızıltıya benzer sesten dolayı bugün bırakılmaktaydılar. Bu gelenek aynı bırakılırdı. Bazı mezar stelleri üzerinde
vız-vız olarak adlandırılmaktadır. biçimde Roma kültüründe de devam de çocuklar, oynamaya doyamadıkları
Ayrıca tüm zamanların bir başka etmiştir. Aynı zamanda ilk kez anne oyuncaklarıyla betimlenmişlerdir. 
sevilen oyuncağı olan misketlerin
pişmiş toprak örneklerinin varlığı da
bilinmektedir.
Maharetli ellerin türlü biçimlerde şekillendirdiği
Çocuklar için ses çıkaran oyuncakların kil, Antik Çağda ahşap, kumaş, deri, kemik
her zaman ayrı bir keyfi vardır. Pişmiş
topraktan yapılmış hayvan biçimindeki ya da fildişinden yapılmış örnekleri haricinde,
düdüklerin çıkarttığı melodiler
çocukların oyunlarına neşe katıyor oyuncakların da başlıca hammaddesi olmuştur.
olmalıydılar.
Yunus biçimli çıngırak. MÖ 4. yüzyıl sonrası.
Ostrakinda adı verilen oyunda erkek Yunanistan. Johns Hopkins Arkeoloji Müzesi, ABD.
çocukların kullandığı kırık vazo
parçaları da Antik Çağın pişmiş
toprak oyuncak repertuarı içine
rahatlıkla alınabilir. Bu oyun, Antik
Çağ çocuklarının oyun oynamak
için özellikle yapılmış bir oyuncağa
ihtiyaçları olmadıklarının, herhangi bir
nesneyi de kendi hayal dünyaları içinde Tutamaklı ve üzeri
boyalı pişmiş
bir oyuncağa dönüştürebildiklerinin de Pişmiş toprak
toprak at figürini.
MÖ 800-600.
bir kanıtıdır. oyuncak figürin. Kıbrıs. British
Maymun ve Museum, Londra.
yavrusu. MÖ 6.
yüzyıl başları.
Boeotia,
Bir Oyuncaktan Ötesi: Adak Yunanistan. The
Eşyaları ve Mezar Hediyeleri J. Paul Getty
Museum, ABD.

Oyuncaklar sadece çocukların oyun


aracı olmasının yanında farklı işlevlere
sahip olarak karşımıza çıkmaktadır.
Antik dünyadan günümüze ulaşan,
oyuncak olarak tanımlanmış eserlerin
bir kısmı adak eşyası, mezar hediyesi
ya da başka dekoratif amaçlarla
da kullanılmıştı. Antik Yunan ve
Roma’da oyun ve oyuncak zamanı
çabucak sona eriyordu. Çocukluk
çağına ait oyuncaklar, bir nevi
yaşamlarının en güzel dönemine

Aktüel Arkeoloji 79
Soldan sağa: Oyuncak araba ile oynayan çocuk betimli, Atina üretimi kırmızı figürlü chous. MÖ 440-420. Metropolitan Sanat Müzesi, ABD. Oyuncak araba ile oynayan çocuk
betimli, Atina üretimi kırmızı figürlü chous. MÖ 440-420. Metropolitan Sanat Müzesi, ABD. Köpek ile oynayan kız betimli kırmızı figürlü chous. MÖ 475-425. Yunanistan. Johns
Hopkins Arkeoloji Müzesi, ABD.

Plangon’a ait mezar stelinde sağ elinde bir oyuncak Çocukların küçük dünyalarını oyunla mezar hediyesi olarak nekropollerde
bebek, sol elinde minik bir kuş figürü tutan genç kız ve
karşısındaki kaz betimleniyor. MÖ yaklaşık 320. Atina, zenginleştirmek için yetişkinlerin bulunmuş olmasıdır. Bununla birlikte
Yunanistan. Glyptothek Müzesi, Münih.
günlük hayatlarındaki eşyalarının çağdaş örnekler ile yapılan analojik
minyatür örnekleri ya da zihinsel karşılaştırmalar, arkeolojik ve antik
gelişimleri için tasarlanmış, onlara hoş yazılı kaynaklarının da yardımıyla
vakit geçirtecek oyuncaklarla oynayarak Yunan ve Romalı çocukların
kendilerini hayata hazırladıklarına oyuncaklarının arasında pişmiş
inanmak gerekir. Yapıldığı malzemeden topraktan yapılmış çıngıraklar,
ya da ne kadar gerçekçi olduğunun oyuncak bebekler, tekerlekli
öneminden ziyade, oyuncaklar temel hayvanlar, arabalar, topaçlar ve
olarak, dönemin kültürel özelliklerini yoyoların yer aldığını biliyoruz.
ve sosyal hayatını anlamamıza ışık Antik Çağda oynanan oyunlar ve
tutan önemli varlıklardır. oyuncaklar, teknolojinin gelişmesi
Antik Çağ oyuncaklarının üzerindeki dışında, çok az bir değişiklikle
bazı soru işaretlerini, dayanıklılığı ile devamlılıklarını sürdürmektedirler.
günümüze ulaşan pişmiş topraktan Günümüzde sanayileşen oyuncak
yapılmış örnekleri aracılığıyla sektörü pek çok farklı oyuncağı
kaldırmak mümkün olmuştur. üretebilmesine rağmen, Antik Çağ
Oyuncakların tipolojisini yapabilmeyi zanaatkarlarının yaptığı birçok
güçleştiren husus ise mevcut örneklerin oyuncak da hala üretilmeye devam
konutlar içerisindeki kontekstlerden edilmekte ve çocukların en sevdiği
ziyade, adak olarak tapınaklarda ya da eşyalar arasında yer almaktadır.

80 Aktüel Arkeoloji

You might also like