You are on page 1of 84

34 15

ISSN 1309-7016

Kapak Fotoğrafı
Mardin Ulu Camii
Minaresi (Aynur KARAGÖL, 2018)

SAHİBİ 43
İstanbul Büyükşehir
Belediyesi adına
Mevlüt UYSAL
İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı

YÖNETİM
Genel Yayın 59
Yönetmeni (Sorumlu)
Y. Mimar
Hüseyin TOK

Yazı İşleri Müdürü 70


Hikmet KARAOĞLU

YAYIN
Yayın Editörleri
Nimet ALKAN
R. Filiz ATAY

Tasarım-Dizgi
Aynur KARAGÖL

Adres
Molla Hüsrev Mahallesi
Kayserili Ahmet Paşa
Sokak, no.16

İÇİÇİNDEKİLER
İNDEKİLER
Fatih, İstanbul
Posta Kodu: 34134

Yayın Dağıtım ve Talep


Oktay BOSTANCI
oktay.bostanci@ibb.gov.tr
SİNAN ÖNGEN, KADRİYE FİGEN VARDAR ÖZGE BOZGEYİK, NESLİHAN DALKILIÇ
Derginin tüm sayılarına
Gebze Mustafa Paşa Külliyesi: Nizip Sayınlar Sabunhanesi’nin
www.ibb.gov.tr/kudeb
adresinden ulaşılabilir. Mısır Kaynaklı Taş Bezemeli Mimari Özellikleri ve Koruma
Memlûk Sanatı 03
Sorunları 55
Tel: (212) 455 37 73
Faks: (212) 527 44 99 MURAT ÇAĞLAYAN
Ortaçağ’dan Günümüze KADİR EKİNCİ
BASKI-CİLT
Bir Anıt: Mardin Ulu Camii 29 Azerbaycan Teknik Gezi
Şan Ofset Matbaacılık
Hamidiye Mahallesi, Notları 66
Anadolu Cadddesi, no. 50 H. HALE KOZLU, GONCA BÜYÜKMIHÇI,
Kağıthane-İstanbul SEVDE KARAHAN, AYŞEGÜL AKŞEHİRLİOĞLU
HABER: DEMET SÜRÜCÜ
Tel: (212) 289 24 24 Talas Amerikan Koleji
“Kız Okulu Binası” Ahşap Yapılarda Koruma ve
Koruma Çalışmaları 41 Onarım Sempozyumu 6 77
Editörden

Merhaba...
Zorunlu bir aradan sonra, İstanbul Artuklu Üniversitesi Mimarlık sabun üretimi / sabunhaneler ile
Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Murat Gaziantep’in önemli bir ilçesi olan
Mevlüt UYSAL’ın verdiği değerli ÇAĞLAYAN, “Ortaçağ’dan Günümüze Nizip ve çevresindeki sabunhanelerin
destek sayesinde 21. sayıyla yayınımıza Bir Anıt: Mardin Ulu Camii” başlıklı ayakta kalan son örneklerinden “Nizip
devam ediyoruz. incelemesinde; Mardin taş işçiliği Sayınlar Sabunhanesi” incelenmektedir.
geleneğinin en güzel örneklerinden biri Türkiye teknoloji tarihinde önemli bir
İlk olarak, İstanbul Üniversitesi
olan 12. yüzyıl Artuklu eseri Mardin yere sahip olan ve döneminin sosyo-
Mühendislik Fakültesi Jeoloji
Ulu Camii’nin onarım ve koruma kültürel yapısı hakkında bilgi veren bu
Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim
serüvenini anlatıyor. çalışma, ilginizi çekecektir ümidindeyiz.
Üyesi Prof. Dr. Sinan ÖNGEN
ve İstanbul Üniversitesi Türkiyat Kültürel miras niteliği taşıyan yapıların İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür
Araştırmaları Enstitüsü Türk Sanatı korunması bağlamında, Erciyes Varlıkları Daire Başkanlığı Koruma
Tarihi Anabilim Dalı’ndan Dr. Öğr. Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Uygulama ve Denetim Müdürlüğü
Üyesi Kadriye Figen VARDAR’ın Mimarlık Bölümü’nden Dr. Öğretim Taş Eğitim Atölyesi ve Restorasyon-
birlikte kaleme aldığı “Gebze Mustafa Üyesi H. Hale KOZLU, Prof. Dr. Konservasyon Laboratuvarı’nın
Paşa Külliyesi: Mısır Kaynaklı Taş Gonca BÜYÜKMIHÇI, Arş. Gör. yıllık faaliyetleri kapsamında yapılan
Bezemeli Memlûk Sanatı” başlıklı Sevde KARAHAN, Arş. Gör. Ayşegül Azerbaycan gezisini, Müdürlüğümüz
makaleyi sunuyoruz. Makalede, Yavuz AKŞEHİRLİOĞLU tarafından uzmanlarından Taş Atölyesi
Sultan Selim döneminde devletin çeşitli hazırlanan, “Talas Amerikan Koordinatörü Y. Mimar (Restorasyon)
bürokratik kademelerinde gösterdiği Koleji “Kız Okulu Binası” Koruma Kadir EKİNCİ, “Azerbaycan Teknik
başarılar sonucunda Mısır Valiliği’ne Çalışmaları” başlıklı makalede; Gezi Notları” başlıklı yazısında
atanan ve aslen Bosnalı olan Mustafa günümüzde Erciyes Üniversitesinin anlatıyor. Bakü, Şeki, Gence… Ne
Paşa’nın, aynı görevde iken kendi Sosyal Tesisleri olarak kullanılan kadar bizden ne kadar yakın. İki Devlet,
adına “Menzil Külliyesi” olarak inşa Talas Amerikan Koleji Binaları’nın Tek Millet. Anlatması gerçekten zor
ettirdiği yapının mimari özellikleri, koruma projelerinin hazırlanması oluyor yaşamadıkça...
kullanılan yapı taşlarının bölgesel ve sürecinde izlenen yöntemlere ilişkin
İBB KUDEB’in her yıl ilgiyle izlenen
Mısır kaynaklı alanlarının incelenmesi, olarak yapılan bir çalışmayı sunuyoruz.
faaliyetlerinden olan ve bu yıl altıncısı
özellikle cami ve türbede uygulanan Projenin malzeme analizleri ve
yapılan “Ahşap Yapılarda Koruma ve
Memlûk kökenli, farklı renklerdeki raporlanması, Müdürlüğümüz
Onarım Sempozyumu 6”nın haberini;
taşlardan oluşan mozaik bezemeler laboratuvarlarında gerçekleştirilmiştir.
İBB KUDEB Ahşap Eğitim Atölyesi
ayrıntıları ile anlatılmaktadır.
Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Koordinatörü Orman Endüstri Y.
Sümerler, Akadlar, Hititler, Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı Mühendisi Demet SÜRÜCÜ’nün
Asurlar, Urartular, Pers ve Roma Restorasyon programı kapsamında; kaleminden okuyacaksınız.
İmparatorlukları, Abbasiler, Artuklular, Doç. Dr. Neslihan DALKILIÇ’ın
Çalışmalarıyla bize destek veren
Karakoyunlular, Akkoyunlular, danışmanlığında, Y. Mimar Özge
akademisyenlere ve uygulamacılara
Osmanlılar ve Cumhuriyet dönemi. BOZGEYİK tarafından hazırlanan
teşekkür ediyoruz. Katkı vermek
Tarihin mağma tabakası sanki ve 2015 yılında tamamlanan “Nizip
isteyenlerin, derginin son sayfasındaki
Mardin... Mezopotamya ovasının Sayınlar Sabunhanesi Restorasyon
yazım kılavuzunu dikkate alarak değerli
ortasında, geleneksel taş işleme Önerisi” başlıklı yüksek lisans tezinden
makalelerini yazmalarını diliyoruz.
tekniğinin ve ustalığının eşsiz üretilen makalede, Güney Anadolu
örnekleriyle bezenmiş bir kent. Bölgesi’ndeki zeytin / zeytinyağı / Saygılarımızla.
nimet alkan

HAKEM KURULU
Prof. Dr. Zeynep Ahunbay Prof. Dr. Y. Çağatay Seçkin Dr. Öğr. Üyesi F. Ahmet Yüksel
Prof. Dr. Erol Gürdal Doç. Dr. Ahmet Güleç Dr. Kerim Altuğ
Prof. Dr. Can Binan Doç. Dr. Namık Aysal Y. Mimar R. Filiz Atay
Prof. Dr. Hüsrev Subaşı Dr. Öğr. Üyesi Gülsün Tanyeli Kimya Müh. Nimet Alkan
Prof. Dr. Sinan Öngen Dr. Öğr. Üyesi A. Vefa Çobanoğlu Rest.-Kons. Gülseren Dikilitaş

İç er i kte ki m e ti n l er d e y e r al an b i lgi ve if adelerin t üm s orumluluğu yazar( lar) ına ait t ir.


MAKALE 3

THE KÜLLİYE OF MUSTAFA PAŞA IN GEBZE: MAMLUK STONE


DECORATION ART ORIGINATED IN EGYPT
ABSTRACT
As a district center in the Marmara Region, Gebze played an important role throughout history due to its
location on the natural transit zone that connects Istanbul with Anatolia. The known history of the region is
descending to the time of the Kingdom of Bithynia and later it is seen to be the scene of Roman, Byzantine,
Arabian, Anatolian Seljuk, Crusader, Latin and finally Ottoman occupations and civilizations.
Second governor of Egypt under Ottomans, Mustafa Pasha who originated from Bosnia, was in charge of
important state duties at the time of Selim I (Yavuz Sultan Selim) (1512-1520) and Suleiman I (Kanuni Sultan
Süleyman) (1520-1566).
Michael Meinecke, in his examinations of the Mamluk style ornaments in the Ottoman period, cited that
Yavuz Sultan Selim liked and wanted to have a similar stone wall decorations in Istanbul as he saw Mamluk
buildings in Cairo. When he returned from the Egyptian expedition, a group of various masters for this art
and a headmaster named Ahmed was sent to Istanbul for the decoration of Holy Chamber (Hırka-i Saadet)
in Topkapı Palace. However, upon the death of Sultan Selim in 1520, the construction of his Egyptian style
building was not realized. Evliya Çelebi, the famous traveler, told us that Mustafa Pasha ruled as Ottoman
governor in Egypt during the years of 1522-1523 and from Evliya’s works we learn that he sent many stony
items from Egypt to the Darıca marina and from there to his külliye (complex) in Gebze.
Although some publications mention that the stones used in the mosque and in Topkapı Palace are brought
from Egypt, our comparative petrographic studies have revealed that only some of them are of Egyptian
origin. Especially the big rectangle stone slabs are from different rock formations in Egypt’s Eastern Desert
region. Other stone materials used in decoration were provided from different antique Roman quarries
around the Marmara Sea; it was also understood that the serpentine breccia, a very different type of stones,
belongs to Greece’s Thessaly region. However, it is also clear that all these stone materials were built at the
time of construction. There are minor spolia throughout the ages.

Gebze Mustafa Paşa Külliyesi: Mısır Kaynaklı


Taş Bezemeli Memlûk Sanatı
SİNAN ÖNGEN, Michael Meinecke, Osmanlı
KADRİYE FİGEN VARDAR* Mısır Valisi Mustafa döneminde Memlûk tarzı süsle-
Paşa tarafından meler hakkında yaptığı inceleme-
1. Giriş
Gebze’de inşa ettirilen lerde; Yavuz Sultan Selim’in Mısır
Marmara Bölgesi’nde Kocaeli’ne seferinden dönerken Kahire’de
bağlı bir ilçe merkezi olan Gebze ve
Mustafa Paşa Külliyesi,
görüp beğendiği eserlerin etki-
çevresinde, Antik Çağ’dan bu yana 16. yüzyıl menzil sinde kaldığını, İstanbul’da da
çeşitli dönemlere ait kültür kalıntı- yapılarına önemli bir bunların bir benzerini yaptır-
ları ve tarihi eserler bulunmaktadır. örnektir. mak istediğini, bunun için çeşitli
Osmanlı dönemi eserlerinden olan ustalardan oluşan bir grubun ve
Mustafa Paşa Külliyesi, Mısır Valisi Memlûk sarayının baş mimarı
Mustafa Paşa’nın Gebze’de inşa et- Paşa2, Sultan I. Selim (Yavuz) (1512- Ahmet’in İstanbul’a gönderil-
tirdiği 16. yüzyıl menzil külliyelerin- 1520) ve Sultan I. Süleyman (Kanu- diğini söylemektedir. Ancak
den biridir.1 Genellikle Çoban lâkabı ni) (1520-1566) dönemlerinde önem- Sultan I. Selim’in 1520 yılında
ile tanınan, Bosna kökenli Mustafa li devlet görevlerinde bulunmuştur.3 ölümü üzerine, medresenin inşası

* Prof. Dr. Sinan Öngen, İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü, e-posta: ongens@istanbul.edu.tr; Dr. Öğr. Üyesi Kadriye Figen
Vardar, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk Sanatı Tarihi Anabilim Dalı, e-posta: kfvardar@istanbul.edu.tr.
1
Fatih Müderrisoğlu, “Bânî Çoban Mustafa Paşa ve Bir Osmanlı Şehri Gebze”, Vakıflar Dergisi, sayı XXV, Ankara, 1995, s. 69-71.
2
Mustafa Paşa Vakfiyesi, İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi Arşivinde D.7003 no ile kayıtlıdır. Bkz. Fatih Müderrisoğlu, a.g.e., s. 72.
3
Semavi Eyice, “ Türk Mimari Abideleri 1: Gebze’de Mustafa Paşa Külliyesi”, Bilgi, c. 10, sayı 119, 1957, İstanbul, s. 9-10; Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmani,
yay. haz. Nuri Akbayar, eski yazıdan çev. Seyit Ali Kahraman, c. 4, İstanbul, 1996, s. 1192.
4 MAKALE

gerçekleştirilememiştir.4 Evliya kente yolladığını öğrenmekteyiz. lan diğer taş malzemeler Marmara
Çelebi Seyahatnamesi’nden, Çeşitli yayınlarda camide kulla- Denizi civarından sağlanmıştır;
H. 928-929 / 1522-1523 yılları nılan taşların Mısır’dan getirildiğin- değişik bir taş türü olan serpantin
arasında Mısır valisi olan Mustafa den söz edilse de, yapılan karşılaş- breşinin ise, Yunanistan’ın Teselya
Paşa’nın, Gebze’deki külliyesini tırmalı petrografik incelemelerde, bölgesine ait olduğu anlaşılmış ve
inşa ettirdiği dönemde Mısır’dan bunlardan ancak bir kısmının Mısır tüm bu taş malzemelerin, yapının
gemilerle taş, mermer ve hatta kaynaklı olduğu saptanmıştır. Ayrı- inşa tarihinde yerleştirildiği, yani
külliye için gerekli pek çok eşyayı ca, yapının bezemelerinde kullanı- özgün oldukları açıklık kazanmıştır.

2. Gebze’nin Kısa Tarihçesi

Gebze, İstanbul’un Anadolu ile mimari eser olmasa da, Osmanlı mesi ve zenginleşmesi ile birlikte ana
bağlantısını sağlayan doğal geçiş dönemi yapılarında kullanılan ulaşım aksları üzerinde konaklama,
bölgesi üzerinde olması nedeniyle devşirme malzeme ve bölgede ticaret ve sosyal işlevli yapıların
tarih boyunca önemli bir yerleş- bulunan dağınık mimari elemanlar, ağırlık kazandığı ve çok sayıda külli-
me olmuştur.Gebze’de yapılan Bizans yerleşmesinin izleri olarak yenin inşa edildiği görülmektedir”.8
araştırmalara göre; bölgenin görülmektedir.6 Osmanlı İmpara- Bu bağlamda, 1523 ile 1545 yılları
bilinen tarihi Bithynia Krallı- torluğu döneminde, özellikle 15. arasında, Üsküdar’dan başlaya-
ğı dönemine kadar uzanmakta, ve 16. yüzyıllarda, ordunun Doğu rak Gebze, Sincanlı, Eskişehir,
daha sonra Roma, Bizans, Arap, seferlerinde ilk menzil (konaklama Bozöyük, Silivri, Bosna, Halep ve
Anadolu Selçuklu, Haçlı, Latin ve yeri) olarak belgelerde adı geçen7 Şam’da menzil külliyeleri kurul-
son olarak da Osmanlı akınları Gebze’de, çoğu günümüze ulaşa- muştur.9 Gebze’de, Mustafa Paşa
ve uygarlıklarına sahne olduğu mamış mimari eserlerin bulunduğu (ö. 1529) tarafından inşa ettirilen
bilinmektedir.5 Gebze’de Bizans bilinmektedir. “On altıncı yüzyılda, bu yapı da, bu dönemde kurulan
döneminden günümüze ulaşan bir Osmanlı İmparatorluğu’nun geliş- menzil külliyelerindendir.

3. Mustafa Paşa’nın Hayatı ve Yaptırdığı Mimari Eserler

Genellikle Çoban lâkabı ile tanınan sürülmektedir.11 Saray’da yetişmiş Mustafa Paşa,14 Belgrad Seferi’nde
ve aslen Bosnalı olan Mustafa Paşa, olan Mustafa Paşa, kapıcıbaşılık- Belgrad’a Tuna yönünden saldıran
Sultan I. Selim (Yavuz) ve Sultan tan terfi ederek Rumeli beylerbeyi güçlere komuta etmiş;15 1522 yılın-
I. Süleyman (Kanuni) dönemle- görevinde bulunmuştur. Sadrazam da serdâr olarak donanmanın başı-
rinde önemli devlet görevlerinde Pirî Mehmed Paşa’nın isteği ile na geçerek Rodos Seferi’ne16 çıkmış,
bulunmuştur.10 Doğduğu bölgeden Yavuz Sultan Selim tarafından III. kuşatma sırasında ölen Mısır Valisi
dolayı Boşnak lâkabıyla da tanınan vezirliğe getirilmiş,12 1514 yılında Hayır Bey’in yerine H.928/1522’de
Paşa’nın asıl adının Gazi Mus- Çaldıran seferine katılmıştır.13 Daha Mısır valiliğine atanmıştır.17 H.12
tafa bin Abdülkerim olduğu ileri sonra, 1521 yılında II. vezir olan Recep 929/27 Mayıs 1523 tarihine

4
Michael Meinecke, Mamlukische Marmordekorationen in der osmanischen Türkei”, Mitteilungen des Deutschen Archäologischen Instituts Abteilung Kairo, c. 27,
2, 1972, s. 210; Oktay Aslanapa, age., s. 155-156.
5
Fatih Müderrisoğlu, a.g.e., s. 69.
6
Enis Karakaya, “Bizans Döneminde Bağdat Yolu (Üsküdar-İzmit Arası)”, Sanat Tarihi Yıllığı, sayı 20, 2012, s. 87-122. Ayrıca bu makalede, “Önünden Bağdat
Yolu’nun geçtiği Mustafa Paşa Külliyesi’nin yerinde büyük ihtimalle, Bizans Dönemine ait bir dini tesisin, büyük bir olasılıkla manastırın olması mümkündür.”
denilmektedir. Külliyenin medrese avlusunda yer alan tavus kuşu figürlü kuyu bileziği (bkz. Enis Karakaya, age, s. 100, Resim 17) ve şeref heykeli kaidesi Bizans
dönemine ait kalıntılar olarak karşımıza çıkmaktadır (Bkz. Erdem Yücel-Cihat Soyhan, Gebze ve Eskihisar, İstanbul, 1976, s. 51, Resim 33).
7
İlknur Aktuğ, Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, Ankara, 1989, s. 1.
8
Müderrisoğlu, age., s. 70-71.
9
Gönül Cantay, Osmanlı Külliyelerinin Kuruluşu, Ankara, 2002, s. 71.
10
Semavi Eyice, age., s. 9; Mehmed Süreyya, age., s. 1192.
11
Eyice, age., s. 9.
12
Mehmed Süreyya, age., s. 1192.
13
Aktuğ, age., s. 1.
14
Metin Sözen, vd., Türk Mimarisinin Gelişimi ve Mimar Sinan, İstanbul, 1975, s. 164.
15
İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, cilt 2, İstanbul, 1948, s. 72.
16
Danişmend, age., s. 77.
17
“İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi” adlı eserde, Mustafa Paşa’nın Mısır Valiliğine atanma tarihi 3 ya da 4 Zilhicce 928 (24-25 Ekim 1522) olarak verilmiştir (Bkz.
Danişmend, age., s. 87).
MAKLE 5

kadar bu görevde kalan18 Mustafa mat” lâkabı ile de anılmaktaydı.21 bânîsi olduğu eserler arasında,
Paşa, daha sonra tekrar ikinci vezir “Sultan II. Bayezid, Yavuz Sultan Gebze’deki menzil külliyesinin
olmuştur. H. Şaban 935/Nisan Selim ve Kanuni Sultan Süley- yanı sıra, Eskişehir’de Kurşun-
1529’da İstanbul’da vefat etmiş,19 man tarafından Hanım Hatun ve lu Camii, Svilengrad’da “Cisr-i
Gebze’de, külliyesindeki türbeye Mustafa Paşa’ya zengin temlik- Mustafa Paşa”23 ve Edirne’de
gömülmüştür. ler yapılmış olup Mustafa Paşa Söğütlüdere’de köprüler, Seyit-
Mustafa Paşa, Yavuz Sultan bu emlâkini Gebze’de ve başka gazi, Galata ve Rumelihisarı’nda
Selim’in kızı Hanım Hatun ile yerlerde yaptırdığı cami ve diğer sıbyan mektepleri ile Edirne’deki
evlenmiş olduğundan,20 “Da- eserlere vakfetmiştir.”22 Paşa’nın han ve hamamları sayabiliriz.24

4. Mustafa Paşa Külliyesi

Mustafa Paşa’nın en önem-


li hayratlarından olan ve kendi
adını taşıyan Gebze’deki külliyesi Şekil 1a.
(Şekil 1a), cami, medrese, türbe, Külliye
kütüphane, hankâh, tabhane, paşa yerleşim planı:
odaları, imaret, kiler, mutfak, fırın, 1. Cami,
odun ambarları, helâ ve ahırdan 2. Medrese,
oluşmakta, 117 x 106 m boyut- 3. İmaret,
larında bir alanda yer almakta- 4. Misafir odaları,
dır.25 Külliyenin üç girişi vardır; 5. Kervansaray,
ana giriş, bugün Bağdat Caddesi 7. Tekke,
olarak adlandırılan batı yönün- 8. Hela,
deki giriştir. İkinci giriş külliyenin 9. Türbe
kuzeyinde olup kervansaraylara (Kuban, 2007, s. 235)
ve oradan avluya açılmaktadır;
üçüncüsü ise güneyde hazire ile
medrese arasındaki dar geçitten
avluya açılan giriştir. Geometrik
bir yerleşim düzenine sahip menzil
külliyesinde, şehir içi külliyele- batı ve kuzey sınırlarında külliye- hesine dayanan avlu duvarları ile
rinden farklı olarak konaklama nin diğer yapılarının dizilmesiyle çevrilmiştir. Böylece medresenin
işlevinin ön plana çıktığı ve imaret, oluşan geometrik düzen, doğu ka- ve tabhanenin önünde birer avlu
ahır, tabhane ve mutfak yapılarının natta yer alan medrese tarafından oluşturulmuştur. Menzil külliyele-
ağırlık kazandığı görülmektedir. bir dereceye kadar bozulmaktadır. rinden olan Mimar Sinan’ın yaptığı
Geniş bir avlunun ortasında yer Külliye, belirgin bir dörtgen elde Şam Süleymaniye Külliyesi’nde
alan caminin arka kısmında türbe etmek amacıyla, avlunun doğu de (1554-1555) benzer geometrik
bulunmaktadır. Avlunun doğu, sınırı ve medresenin doğu cep- yerleşim düzeni görülmekte, Ilgın

“Mustafa Paşa, Kahire’ye gittikten kısa bir süre sonra Çerkesler, Memlûk Devleti’ni yeniden kurmak için ayaklandılar; divanı basarak Paşa’yı yakalayıp Mısır’ı
zapta karar verdiler. İsyancıların başları, isyan girişimleri daha önceden haber alındığı için yakalanıp idam edilmişlerdi. İsyancılar, 20 bin kişilik bir kuvvetle
ayaklanıp etrafa mektuplar yazarak “adaletsiz olan devlet vergisinden bir yıllık vergiyi affedip bundan sonra yarı vergi alınacağını” ilan ettiler. Ridaniye’de
yapılan çarpışmalardan sonra Mısır isyanı bastırılmış oldu. Mısır eyaleti Kasım Paşa’ya verilerek Mustafa Paşa İstanbul’a çağrılmış, daha sonra ikinci vezir
Ahmet Paşa, Mısır valiliğine atanmıştır. Gerçekten bu isyan olayı, dolayısıyla da halkın ve bedevîlerin asilere katılması, vergilerin fazlalığından kaynaklanmıştır;
halkın bu hoşnutsuzluğu, İbrahim Paşa’nın Mısır’daki ıslahatına kadar sürüp gitmiştir. Hayr Bey döneminde böyle bir isyanın olmaması, onun ülke mizacını iyi
bilmesinden ve Memlûklu yasalarını uygulamasından ileri geliyordu. Mustafa Paşa’nın Mısır’a atanması kişisel ve yönetim bakımından halka yabancı gelmiş,
özellikle ağır vergi sistemi de halkın asilere yardımına neden olmuştur.” (Bkz. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, cilt 2, Ankara, 1983, s. 316-317).
18
Danişmend, age., s. 100.
19
Mehmed Süreyya, age., s. 1192.
20
Yavuz Sultan Selim’in kızı Hanım Hatun’un adı belgelerde “Sultanzade” ve “Şehzade Sultan” diye de geçmektedir (Bkz. M. Çağatay Uluçay, Padişahların Kadınları
ve Kızları, Ankara, 2001, s. 33).
21
Aktuğ, age., s. 1, 2.
22
Uluçay, age., s. 33, 34.
23
Semavi Eyice, “Svilengrad’da Mustafa Paşa Köprüsü (Cisr-i Mustafa Paşa), Belleten, c. XXVIII, sayı 112, Ankara, 1964, s. 729-756.
24
Müderrisoğlu, age., s. 68.
25
Oktay Aslanapa, Osmanlı Devri Mimarisi, İstanbul, 1986, s. 163.
6 MAKALE

Lala Mustafa Paşa Külliyesi’nde geldiği ve Mimar Sinan’a yardımcı


Gebze Mustafa
de (1557), nispeten aynı şemanın olarak caminin inşaatında çalıştığı
tekrarlandığı anlaşılmaktadır.26 Paşa Külliyesi’nin görüşü ileri sürülmektedir.36 Semavi
Mimari düzen ve işlev açısından kubbe sistemi, Eyice, “Ağaç kapı kanatlarının37
menzil külliyelerinin en başarılı Kahire’de Ahmed Usta adında bir
örneklerinden olan Mustafa Paşa
Mimar Sinan’ın 1564 sanatkâr tarafından yapıldıklarını
Külliyesi’nin bazı birimleri, Mimar tarihli Lüleburgaz ve üzerlerine de o tarihin kazıldığı
Sinan’ın eserlerinin sıralandığı yaz- ve 1571-1572 tarihli göz önünde tutulacak olursa, caminin
malarda yer almaktadır. Tezkiret’ül- kitabesinin de aynı şekilde Mısır’daki
Ebniye27 ve Tezkiret’ül-Bünyan’da28
Kadırga Sokullu taşçılara önceden yazdırıldığı düşünü-
Gebze Mustafa Paşa Külliyesi’nin Külliyelerinde de lebilir. Kitabe, caminin duvarlarının
adı geçmekte, çoğunlukla cami, uygulanmıştır. kaplamasında kullanılan diğer taşlar
medrese ve imaretten söz edil- ve Çorlu’da bulunan Tumanbay adına
mekte, Tuhfet’ül-Mimârin’de29 bu kitabe38 ile birlikte getirilmiş olabi-
birimlere türbenin de eklendiği için gerekli pek çok eşyayı yolladı- lir.”39 diyerek, Gebze Külliyesi’nin
görülmektedir. Külliye yapıların- ğını öğrenmekteyiz. Mermerlerin inşa tarihinin daha sonra olabile-
dan yalnızca cami ve medresede Mısır’daki ustalara yaptırıldığını ceği görüşünü ileri sürmektedir.
bulunan Arapça kitabeler, ebcet belirten Evliya Çelebi, Mustafa Paşa Mustafa Paşa Camii’nin tamiri ve
hesabına göre inşa tarihini H.930 Camii’nin Mimar Sinan’ın kalfası kütüphanesine ilişkin, Başbakan-
(1523/1524) olarak vermektedir.30 Mimar Hüsam tarafından yapıldığı- lık Osmanlı Arşivi’nde yer alan
Mimar Sinan’ın külliyenin yapım nı söyleyerek farklı bir görüş ortaya 18 Ağustos 1885 tarihli belgede,40
sürecine rastlayan 1521 ve 1522 yıl- koymaktadır.35 “Gebze’deki Çoban Mustafa Paşa
larında Belgrad ve Rodos seferlerine Mustafa Paşa Camii’nin yapım Camii’nin Mimar Sinan asarından
katıldığı, bu nedenle de külliyenin aşaması ile ilgili olarak bir diğer bir ebniye olduğu” ifade edilmektedir
tasarım ve uygulamasını gerçekleş- mimarın adı, külliye için yapılan (Ek 1). Külliye avlusunun güney
tirme ihtimalinin zayıf olduğu görü- ve bugün Türk ve İslam Eserleri giriş kapısı üzerinde yer alan II.
şü ileri sürülmektedir.31 Külliyenin Müzesi’nde bulunan, ağaç işçili- Abdülhamid tuğralı kitabeden de,
tasarımı, dönemin Hassa Mimar- ği örneği Kur’an mahfazalarında yapıda H.1316/1889-1890 yıllarında
başı Acem Ali’ye atfedilmekte,32 yer almaktadır. On altıncı yüzyıla bir onarım gerçekleştirildiği anlaşıl-
Mimar Sinan’ın ise daha sonraki bir tarihlenen bir çift eserin altı yüzün- maktadır.41
tarihte katkıda bulunduğu33 veya den ikisi üzerinde Mustafa Paşa Mustafa Paşa Külliyesi’nde tür-
1538-1588 yılları arasında yapılan ve Mısırlı Mimar Ahmet Usta adı be, cami, şadırvan ve kervansaray
onarımları gerçekleştirmiş olabile- okunmaktadır. Caminin aynı ustaya kubbeleri aynı aks üzerinde yer al-
ceği34 düşünülmektedir. Evliya Çe- ait olduğu düşünülen ağaç kapı maktadır; bu kubbe sistemi Mimar
lebi Seyahatnamesi’nden, Mustafa kanatlarındaki kitabede ise Musta- Sinan’ın 1564 tarihli Lüleburgaz ve
Paşa’nın H. 928-929/ 1522-1523 fa Paşa adı ile birlikte H.929/1522 1571-1572 tarihli Kadırga Sokullu
yılları arasında Mısır valisiyken tarihi yer almaktadır. Bu bilgiler Külliyelerinde de görülmektedir
Gebze’deki külliyesine Mısır’dan doğrultusunda, aynı zamanda mi- (Şekil 1b). Ayrıca, bu tek kubbeli
gemilerle taş, mermer ve külliye mar olan Ahmet Usta’nın Gebze’ye cami, kubbe geçişlerindeki tromp

26
Aktuğ, age., s. 6-7.
27
Rıfkı Melûl Meriç, Mimar Sinan Hayatı, Eseri I Mimar Sinan’ın Hayatına, Eserlerine Dair Metinler, Ankara, 1965, s. 80, 96, 107.
28
Aktuğ, age., s. 31-32.
29
Meriç, age., s. 25, 34, 37.
30
Kitabeler için: Bkz. Aktuğ, age, s. 27-28.
31
Sözen, age., s. 164; Aptullah Kuran, Mimar Sinan, İstanbul, 1986, s. 18.
32
L. A. Mayer, Islamic Architects and Their Works, Cenevre, 1956, s. 50.
33
Sözen, age, s. 164.
34
Kuran, age., s. 18.
35
Evliyâ Çelebi, Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnamesi 1, 2. Kitap, İstanbul, 2016, s. 111.
36
Nedret Bayraktar, “Osmanlılar Zamanında Saray ve Çevresi İçin Eser Veren Mısırlı İki Sanatçı”, İlgi, sayı 81, İstanbul, 1995, s. 24-25, Ayrıca kitabeli Kur’an
mahfazalarının resimleri için, aynı eserde bkz. s. 25.
37
İlknur Aktuğ, kündekârî tekniğinde yapılmış ağaç kapı kanatlarının üzerinde lüle taşından kakma kitabede, Mustafa Paşa 929 (1522) ibaresinin ve “Ali Usta”
adının yazılı olduğunu ifade eder (Bkz. Aktuğ, age., s. 23).
38
Halil Ethem Eldem, Mısır’ın Son Memlûk Sultanı Melik Tumanbay II Adına Çorlu’da Bulunan Bir Kitabe, İstanbul, 1935, s. 12-14.
39
Semavi Eyice, “Svilengrad’da Mustafa Paşa Köprüsü (Cisr-i Mustafa Paşa), Belleten, s. 735-736, 14. dipnot.
40
Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA.), Maarif Mektubî Kalemi (MF. MKT) 88/74, 7 Zilkade 1302/18 Ağustos 1885; bu belgede Gebze’nin adı “Gekbûze” olarak
geçmektedir.
41
Aktuğ, age., s. 27-28.
MAKALE 7

özelliği ve planıyla da Mimar Mustafa Paşa Camii planının daha kaynaklar son derece dengeli geo-
Sinan’ın 1539 tarihinde inşa ettiği geç tarihli bir örneğidir. Mustafa metrik düzeni ve merkeziyetçi bir
Haseki Camii ile benzerlik gös- Paşa Camii’nin inşa tarihi olan külliye anlayışının hâkim olması
termektedir. Mimar Sinan eseri 1523, Mimar Sinan’ın ustalık gibi etmenlerle, eserde Mimar
olan Silivrikapı’daki 1551 tarihli dönemi için çok erken bir tarih Sinan’ın katkısının olduğunu ifade
İbrahim Paşa Camii’nin planı ise, olmasına rağmen, yapıyla ilgili etmektedir.42

5. Mustafa Paşa Camii

5.1. Mimari Özellikler


Mustafa Paşa Külliyesi’nin, taş
bezemeleri ile en çok dikkati çeken
birimi olan cami (Şekil 1 b), klasik
Osmanlı mimarlığının özgün örnek-
lerindendir. Külliyenin ortasında yer
alan cami, 14,55 x 14,55 m boyut-
Şekil 1b.
larında, kare planlı olup istiridye
Cami planı
yivli tromplarla geçişi sağlanan 14 m
(Kuran, 1986, s. 48).
çapındaki tek kubbeyle örtülüdür.43
Beş bölümlü son cemaat yeri ve 16.
yüzyıla tarihlenen kesme taştan
minaresiyle, 0,5 m yükseklikte bir
taş zemin üzerine oturmaktadır. Üç
sıra tuğla, bir sıra kesme taş düze-
niyle örülen duvarlar, 14 m yüksek-
liğindedir.4 Caminin kesme taşlarını
oluşturan Akveren Formasyonu
(Akv), türbenin de ana yapı malze-
mesidir (Şekil 2).

5.2. Tarihi Kaynaklara Şekil 2.


Göre Yapının Taşlarının Caminin duvar
Getirilmesi yapısı: Üç sıra tuğ-
Mustafa Paşa Külliyesi’nde, beze- la arasında bir sıra
me programının cami ve türbede kesme taş Akveren
kireçtaşı (Akv).
ağırlık kazandığı görülmektedir.
Diğer yapıların oldukça sade bir
şekilde inşa edildiği külliyede,
cami yapısı Mısır kaynaklı taşlar-
dan oluşturulmuş Memlûk etkili
bezemeleriyle dikkati çekmektedir. çevresine de yansımıştır.47 Yavuz seferinde kaydettiği vakayinamesi-
Mısır’ın fethinden sonra, Sultan Selim Mısır seferinden ne göre; Yavuz Sultan Selim Mısır
1517’de Memlûk tarzında mima- dönerken Kahire’de görüp beğen- mimarisindeki mermer süslemeleri
ri süsleme kısa bir süre boyunca diği eserlerin etkisiyle İstanbul’da bizzat incelemiş, Büyük Saray’da-
İstanbul’da etkili olmuş,45 bu da bunların bir benzerini yaptır- ki Al-Baissarya, Ad-Duhasia
etkiler Osmanlı saray sanatı46 ve mak istemiştir. İbn İlyas’ın Mısır ve Al-Bahra salonları ile büyük

42
Ayşen Aldoğan, “Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Camii ve Memlûk Etkili Bezemesi”, Türkiyemiz, sayı 38, İstanbul, 1982, s. 30-31; ayrıca, bkz. Aktuğ, “Sinan
Yapısı Olarak Bilinen Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi Üzerine Düşünceler”, Uluslararası Mimar Sinan Sempozyumu Bildirileri, 24-27 Ekim 1988, Ankara,
1996, s. 19-25.
43
Aslanapa, a.g.e., s.163.
44
Aslanapa, a.g.e.
45
Gülru Necipoğlu, 15. ve 16. Yüzyılda Topkapı Sarayı, Mimari Tören ve İktidar (Çev. Ruşen Sezer), İstanbul, 2007, s. 117.
46
“Mısır’ın alınmasından önce de Osmanlı saray sanatının Memlûk sanatıyla olan ilişkisi konusunda çeşitli görüşler vardır. Özellikle maden işindeki etkilere işaret
edilmiştir.” Bkz. Bayraktar, age., s. 22.
47
Bayraktar, age., s. 23.
8 MAKALE

salondaki porfir sütunlar (summa- tarihleri arasında gerçekleştirildi- 1640) Revan ve Bağdat Köşkleri’nin
qi), gri sütunlar (zarzuri) ve renkli ği düşünülmektedir.51 Mısır’dan cephelerinde kullanıldığı, ancak be-
mermerleri (mulwwan) söktüre- getirilen mermer kaplamaların, zeme üslubunda Memlûk etkisinin
rek, ganimet olarak İstanbul’a 1519-1520 yılında Sultan I. Selim olmadığı, bir yüzyıl önce yapılan
göndermiştir. Sultan I. Selim bu için, sarayda deniz kıyısında inşa Hırka-i Saadet Dairesi’nin örnek
malzemelerle, Kahire’deki Kansu edilen Mermer Köşk’te olduğu gibi, alındığı düşünülmektedir.58 Ayrıca,
Gavri Medresesi’ne (1503) benzer Alâeddin’in baş mimar olduğu yıl- yerlerinden sökülüp Kahire’de bıra-
bir medreseyi İstanbul’da inşa larda inşa edilen diğer binalarda da kılan mermer süslemelerin, Mustafa
ettirmek istemiştir. Bunun için kullanıldığı bilinmektedir.52 Sultan Paşa’nın Mısır valiliği görevinden
çeşitli ustalardan oluşan bir grup I. Selim’in Mısır’da gördüğü ve sa- geri dönerken gemi ile getirtti-
ve Memlûk sarayının baş mimarı rayda uyguladığı süsleme tarzının, ği mermer süslemelerle birlikte,
Ahmet, İstanbul’a gönderilmiş- Kanuni Sultan Süleyman dönemin- Gebze’deki camide kullanıldığı da
tir. Ancak Sultan I. Selim’in 1520 de de devam ettiği söylenebilir.53 düşünülmektedir.59
yılında ölümü üzerine, medresenin Mermer sütun ve levhaların Kahire Meinecke’ye göre, Yavuz Sultan
inşası gerçekleştirilememiştir.48 anıtlarından sökülerek İstanbul’a Selim’in kızı ile evli olan Mustafa
Yavuz Sultan Selim’in Kahire taşınması bu dönemin başlarına Paşa, saray ailesinden olduğun-
anıtlarından söktürdüğü renkli mer- kadar sürmüştür; 1527-1529 tarih- dan Topkapı Sarayı’nda Memlûk
merlerin Topkapı Sarayı’nın çeşitli leri arasında tutulan masraf defter- devşirme taşlarıyla bezeli Hırka-i
bölümlerinde kullanıldığı bilin- lerinden, bu mermerlerin Bahçe-i Saadet Dairesi’ni görmüş olmalıdır.
mektedir. 49 Yavuz Sultan Selim, Âmire’deki mermer hazinesine Mısır valiliği görevi süresince, bu
bugün Hırka-i Saadet Dairesi olarak konulduğu54 (Ek 2) ve Mısır’dan taşları kullanma düşüncesi oluşmuş
bilinen Has Oda’yı tekrar elden gelen hassa mermerlerin, kayık ve mermer levhaları orada hazır-
geçirtip bu renkli mermerlerle kap- kapısından adı geçen bahçeye çekil- lattırarak Gebze’ye göndertmiştir.60
latmıştır. Ayrıca, Memlûk hazine- diği55 (Ek 3) öğrenilmektedir.56 Ka- Evliya Çelebi de, yukarıda da ifade
sinden alınmış kutsal emanetlerin nuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı edildiği üzere, Mustafa Paşa’nın
bir kısmını İç Hazine’ye, bir kısmını Divanhane’nin (Kubbealtı) duvar- Mısır valisi iken Gebze’deki cami-
da Has Oda’ya koydurtmuştur.50 ları da, büyük ihtimalle Kahire’den sinin bütün mermerlerini Mısır’da-
Has Oda’nın bahçe cephesindeki gelen mermerlerle kaplanmıştır.57 ki usta mermercilere yaptırdığını ve
devşirme mermer kaplamaların Geri kalan diğer mermer süsleme- taşların gemi ile Darıca iskelesine
yerleştirme işleminin 1518-1520 lerin Sultan IV. Murat’ın (1623- getirildiğini belirtmektedir.61

6. Yapının Taşları

6.1. Akveren yörede Hereke-Dilovası-Darıca ları, ufak kil boyutunda (mikritik),


Formasyonu (Akv): boyunca geniş mostralara sa- yer yer de kum boyutunda kalsit
Cami ve türbenin kesme taşlarını hiptir ve ortalama kalınlığı 350 tanelerinden meydana gelmiştir.
oluşturan, günümüzde Akveren m kadardır. Kalsitürbidit özelliği Bol fosilli (foraminifer, ekinid, pe-
Formasyonu Geç Kretase - Geç gösteren pembemsi, beyaz-sarımsı lesod, gastropod, rudist), sıkı yapılı
Paleosen yaşlı olarak saptanan62 bej renkli derin deniz birikimli, sert özelliğinden dolayı kesme taş
ve eskiden “Muallimköy kireçta- ancak sığ denizel ardalanmalı oluşturabilecek şekliyle, yapının
şı” diye adlandırılan kaya birimi, ortam karakteri saptanan kireçtaş- ana malzemesidir (Şekil 2).

48
Meinecke, age., s. 211; Oktay Aslanapa, age., s. 155-156.
49
Aslanapa, age., s. 156.
50
Necipoğlu, age., s. 189.
51
Necipoğlu, age., s. 190.
52
Necipoğlu, age., s. 117.
53
Bayraktar, age., s. 23.
54
BOA., Kâmil Kepeci Tasnifi Defterleri (KK.d) 7097/51, s.100, Zilhicce 933/ Ağustos-Eylül 1527.
55
BOA., Maliyeden Müdevver Defterler (MAD.d) 17884/ 28, s. 55, 29 Zilhicce 935/3 Eylül 1529.
56
Necipoğlu, age., s. 117.
57
Necipoğlu, age., s. 117-118.
58
Aslanapa, age., s. 157; Meinecke, age., 212.
59
Aslanapa, age., s. 157.
60
Meinecke, age., 220.
61
Evliyâ Çelebi, age., s. 111.
62
Sacit Özer, İzver Tansel ve Engin Meriç, “Hereke-Kocaeli Dolayının Üst Kretase – Paleosen İstifinin Biyostratigrafisi (Rudist, Foraminifer)”, Selçuk Üniversitesi
Mühendislik -Mimarlık Fakültesi Dergisi, sayı 1-2, 1990, s. 29-40.
MAKALE 9

Şekil 3. Diyorit pegmatit. Granito della colonna (Dpegm); Şekil 4. Kırmızı porfir Lapis porphyrites veya Porfido rosso antico (Kp); Şekil 5. Yeşil
porfir. Lapis hieracites Egiziano (Yp); Şekil 6. Siyah porfir, Lapis porphyrites melanos (Sp).

6.2. Mısır Kaynaklı Taşlar


Sert yapılı süsleme taşlarının çoğun-
luğu, Mısır Doğu Çölü bölgesinde,
Şekil 7.
Nil Vadisi’nin doğusundaki jeolojik
a. Dolotaşı
formasyonlar kaynaklıdır. Bölge,
(Skdol),
Kahire’nin 200 km güneydoğu- b. kırmızı
sundan başlayarak Assuan’a kadar kumtaşı (Kkt).
uzanan Protozoyik ve erken Paleo-
zoyik magmatik ve metamorfik kaya
birimlerinden oluşur. Genellikle üç
farklı kaya grubu karşımıza çıkmak-
tadır: Dar dağılımlı gnays, granit-
ler ve düşük derece metamorfik renginden türemiş olup jeolojide, iki Emperyal porfir (Kp):
volkanikler, en son olarak da grovak farklı tane boyutlu, kristal dağılımlı Kırmızı-mor afanitik hamur ve
tipi sedimanter kayalar. Birinci ve lekeli görünümlü iri tanelerin soluk pembe ve / veya beyaz 3 mm
grupta en çok kullanılan kayalar, (fenokristal), ufak taneli (afani- fenokristaller (lapis porphyrites; por-
süsleyici özellikteki Mons Cladianus tik) hamur ile bağlandığı volkanik fido rosso antico) (Şekil 4);
bölgesinde granito del foro ve granito kayalar için kullanılır. Doğu Çölü Yeşilimsi-siyah porfir (Yp):
della colonna (Dpegm) adı ile bilinen bölgesinde lav, ignimbrit ve diğer Afanitik hamurlu, soluk yeşil ve be-
diyorit pegmatitlerdir (Şekil 3). Di- piroklastik malzemeler trakit, ande- yaz 5 mm fenokristalli (lapis hiera-
yorit pegmatit taşı, küçük ocaklarda zit, dasit bileşiminde ve Hammamat cites Egiziano; porfido verde Egiziano)
Erken Mısır ve Roma dönemlerinde Serisi çökel kayaları ile sahada yanal (Şekil 5);
Gebel Abu el-Hasan yakınında- geçişli olarak gözlenir. Püskürme Siyah porfir (Sp): Afanitik
ki Wadi Umm Shegilat ocağında yaşı 630-592 My arasında olan porfi- hamurlu, beyaz 5 mm fenokristalli
işletilmiştir. Görünüşü lekeli olup rik kayaların çoğunluğu, koyu renkli (lapis porphyrites melanos; porfido
açık gri-soluk gri feldspat, yeşilim- siyah-yeşil olup kırmızı porfirlerle nero) şeklinde gruplandırabilir
si-siyah çok iri boyutlu (yaklaşık 7 ara katkılıdır. Feldspat fenokristal- (Şekil 6).
cm) amfibol mineralinden meydana lerin dışında, dasit lavlarında kuvars Sarı dolotaşı (Skdol): Wadi
gelmiştir. Yapıda bazı levhalar hem da görülür. Ocaklar yoğun olarak Araba yakınında, Wadi Umm Zanatır
pegmatit damarı hem de yoğun di- MS 1-5. yüzyıllarda işletilmiştir. ve Aziz Anton Manastırı arasında
yorit kayasından kesilmiştir. Kuzey Kızıldeniz’in batı sahilinde, Hurg- bulunan bir çökel serisinden çıkarıl-
duvarında ve son cemaat yerindeki hada şehrinin batısında bulunan maktadır. Sarı-pembe-kırmızı ara-
dikdörtgen levhalar tipik pegmatit oluşum yerinde, kaya birimi 25-30 sında renkler gösteren bu taşlar, Geç
yapısını göstermektedir. m kalınlığında lav örtüsü veya baca Roma, Bizans ve İslam dönemlerinde
En yaygın kullanılan süsleyici şeklindedir. Kırmızı hamur rengi, kullanılmıştır (Şekil 7a).
özellikteki kayalar, Dokhan bölgesi bir kısım feldispat yerine manga- Kırmızı kumtaşı (Kkt):
volkanikleridir. Antik Mısır döne- nezli epidot (piyemontit) geçmesi ile Kahire’nin çok yakınında, Nil Vadisi
minde daha az, Roma döneminde ortaya çıkmaktadır. Bu kayaları 1000 kenarındaki Gebel el-Ahmar bölge-
yoğun bir şekilde işletilmiştir (im- m.den büyük ocakta (kuzeybatı oca- sinde silisli kumtaşı ocakları, hem
peryal kırmızı porfir). Porfir kelime- ğı, Lykabettus, Rommius, Bradford, Antik Mısır hem de Roma dönemle-
si, Latincede mor-menekşe (purple) Lepsius) ayrıntılı incelersek:63 rinde işletilmiştir.

63
James A. Harrell, Per Storemy, “Ancient Egyptian Quarries-An Illustrated Overview in Abu-Jaber”, (yay. haz. E. G. Bloxam P. Degryse, and T. Heldal, Quarry-
scapes: Ancient Stone Quarry Landscapes in the Eastern Mediterranean, Geological Survey of Norway Special Publication, 12, 2009, s. 7-50; James A. Harrell,
Ornamental Stones, 2004, http://digital2.library.ucla.edu/viewItem.do?ark=21198/zz002dwzs4
10 MAKALE

Şekil 8.
Marmara Adası (Mmr) mermeri
ocak görüntüsü (a) ve (b) el
örneğinde grafitli izler
(Marmor Proconnessus)

Oldukça sert ve ufak kuvars ta- Son cemaat yeri beş revaklı bölüm- damarlıdır; hem pencere içlerin-
neli, sıkı dokulu olduğu için, küçük deki sütunlarla, avlu revak sütunları de hem de çokgen süslemeler ve
parçalar düzenli olarak şekillendiri- ve türbe önü dikdörtgen sütunların dikdörtgen levhaların ayrıldığı ince
lebilir. Bu özelliğinden dolayı bazen dışında, pencere çevrelerinde bu sövelerde kullanılmıştır.
kuvarsit taşı olarak da adlandırılır mermer kullanılmıştır. İnikli taş ocağı (İkçt): İznik’e
(Şekil 7b). Camide, hem madalyon- 11 km uzaklıktaki Elbeyli’nin
ların kenarında yuvarlak olarak hem 6.3.2. İznik Metamorfikleri kuzeyinde yer alan alanda, Roma
de pencere içlerindeki parçalarda, Önder ve Göncüoğlu64 tarafından döneminde tercih edilen, damarsız
geometrik şekillerde kullanılmıştır. adlandırılan ve İznik ilçesinin doğu ve blok çıkarımına elverişli taşlar-
sırtlarında geniş mostra veren İznik dır; rekristalize dolomitik kireçtaşı
6.3. Diğer Kaynaklı Taşlar Metamorfiklerinin de yapıda kulla- beyaz renkli olup hem dikdörtgen
6.3.1. Marmara Mermeri nıldığı görülmektedir. Birim şist- taş levha hem de tüm levha çerçe-
(Mmr) mermer ardalanması şeklindedir. vesi olarak kullanılmıştır. Yapının iç
Marmara Adası’nın kuzeyinde, Altta mermer ara bantlı metabazik mekânında, kuzey ve güney duvar-
Saraylar köyü ile İlyas Dağı gra- kayalar şeklinde olup üste doğru larının alt kısımlarında, dikdörtgen
nitoyid kütlesi arasındaki alanda, kumtaşı çakıl taşı ve şeyl katmanları levhalar şeklinde uygulanmıştır.
antik çağdan (Tiberius devri, MS 1. ile sürmekte, 100 m kalınlığa varan Elmalı köyü Alıç yaylası taş
yüzyıl) beri faaliyette olan ocaklar, karbonat kayaları ile sonlanmak- ocağı (Akçt): Bu ocaktan çıkan
günümüzde de yoğun bir şekilde tadır. Bu seri, Elmalı köyü ile Alıç taşlar, koyu gri-siyah renkli rekris-
işletilmekte olup yaklaşık 1-2 km yaylası arasındaki kesitte karakteris- talize kireçtaşları fosilli (rudist) olup
genişliğinde bir kuşakta mostraları tiktir. Karbonatlı birim içinde Roma yoğun bir biçimde hem taş levha
bulunur. Granit kayasının yerleşimi döneminde çalıştırılmış birçok ocak hem de levhalar arasında çerçeve
esnasında sıcaklık etkisinden dolayı bulunmaktadır. olarak kullanılmıştır (Şekil 9 a, b).
kireçtaşları mermer kütlelerine Deliklitaş ocağı (Dkçt):
İznik’in 3.5 km kuzeybatısında- 6.3.3. Kutluca Formasyonu
dönüşmüştür. Öncelikle kalsit mi-
neralinden oluşan, ufak taneli sıkı ki sırtlarda yer almaktadır; koyu Kutluca Formasyonu (Kut), Here-
yapılı beyaz renkli Marmara mer- gri-mavi renktedir, aralarında kirli ke yöresinde işletilen bir diğer taş
meri nadiren bantlı yapıda renkli beyaz damarlar görülmektedir. Taş, örneğidir. Kutluca köyünün güne-
mineraller içermektedir; ince siyah minare giriş kapısı duvarı ile cami- yinde, Taşağıl mevkiinde çıkarıl-
çizgiler grafit mineralidir (Şekil 8 a, nin ana girişinde kullanılmıştır. makta ve günümüzde “Gebze elma
b). Granite doğru bazı sarı dolomit Sarıkaya taş ocağı (Skçt): çiçeği” adıyla işletilmektedir. Birim
bantları mermer içinde yer alırken, İznik’in 4 km kuzeybatısındaki oca- adını, Kutluca köyünden almakta-
kalsit tane boyunda artış gösterir. ğın taşları sarı renkli, yer yer beyaz dır; Hereke civarındaki biyoklastik

64
Fuat Önder ve M. Cemal Göncüoğlu, “Armutlu yarımadasında (Batı Pontidler) Üst Triyas konodontları”, MTA. Dergisi, sayı 109, 1989, s. 147-152.
MAKALE 11

kireçtaşı, kumlu ve çakıllı kireçta-


şından oluşan bir kaya birimidir. Şekil 9.
Formasyon genelde açık gri, bej ve Elmalı köyü Aluç
pembe renkli, ince-kalın taba- yaylası rudist fosilli
kalı, biyoklastik kireçtaşlarından gri-siyah kireçtaşı.
oluşur. Yer yer koyu gri renkli, a. Taşın sahada
orta-kalın tabakalı, kumlu kireçtaşı mostra görünüşü,
karakterindedir. Tabanında bazen b. Parlatılmış kaya
çakıl taşı, bazen de çakıllı, rudistli, yüzeyi
biyostromal özellikli kireçtaşla- (Fotoğraflar: Prof. Dr.
rı bulunur. Yer yer koyu ve açık Sacit Özer’in izniyle).
pembe renklidir; yığışım halinde
rudist fosilleri içerir ve sığ deniz
çökelleriyle temsil edilir (Şekil 10
a, b). Yanal yönde Hereke puding-
leri ile geçişlidir. Kalınlığı genelde
0-70 m arasındadır ve Akveren
Formasyonu kaya birimleri ile ör-
tülmüştür. Birikim yaşı Üst Kretase
dönemine aittir.65 Bu taş, külliyede
özellikle türbe kapısında kullanıl-
mış, böylelikle taş yapıya girişte
Şekil 10. Gebze Kutluca köyü Rudistli kireçtaşı (Marmor triponticum, Musnaf 1704): a. Tipik
etkili bir görünüm sağlanmıştır.
rudist fosilli, b. Normal kaya görünüşü (Musnaf 1817)
6.3.4. Serpantin Breşi
Yunanistan, Larissa Melossis mineralli kaya parçalarıdır. Koyu
yakınındaki taş ocakları, Omorp- parçalar ise, az çok serpantinleş-
hori köyü Chasambali tepesinde, miş ultramafik kaya parçalarıdır
Geç Antik dönemde işletilmiştir. (Şekil 11). Mükemmel cila tutan
Palagoniyen zonu metamorfik bu kaya, genellikle caminin iç
kaya birimleri içindeki ofiolitler mekânında ve ayrıca İstanbul’da
deformasyondan etkilenmiş ve bir birçok yapıda kullanılmıştır. Mü-
zon-kuşak şeklinde milonitleşme ezzin mahfili altında bir dikdört-
ile breşik bir yapı kazanmıştır. gen levha ve iki adet kare levha
Çeşitli tipik breş görüntüsünü şeklinde duvara yerleştirilmiştir.
Ayrıca kuzey duvarında ve kuzey Şekil 11. Yunanistan Teselya serpantin breşi,
farklı mineral-kaya parçaları
duvarıyla batı duvarı arasındaki farklı renkteki kaya parçaları serpantinleşmiş
oluşturur. Matriks kısmında ser- bir matrikste yer alır (Marmor Thessalicum
pantinleşme oldukça ilerlemiştir. kesimdeki iki dikdörtgen levhada
veya Verde Antico; Musnaf 1766)
Beyaz renkli parçalar karbonat da uygulanmıştır.

7. Mustafa Paşa Camii Dekorasyonu: Taş Levhalar ve Diğer Elemanlar

Mustafa Paşa Camii ve türbenin kıldığında; mermer ve renkli macun bağlanmış mukarnas başlıklı altı
bezemelerinde kullanılan ve petrog- gibi malzemeyle kakma tekniğinde mermer (Mmr) sütun yer almakta-
rafik yönüyle incelenen taşlar, farklı oluşturulan bezeme, dış mekândan dır (Şekil 12 a, b). Ortadaki bölüm
renk ve dokularda olma özellikleriy- içe doğru son cemaat yeri duvarları, diğerlerinden daha yüksek tutula-
le süsleyici etkiyi arttırmıştır. Ayrıca, portal ve harim duvarları ile minber, rak caminin girişi daha görkemli
caminin iç ve dış mekânlarında, mihrap, müezzin mahfili ve caminin bir hale getirilmiştir. Son cemaat
genel olarak Memlûk sanatı esintili iç duvarlarında görülmektedir.66 yerinde, girişin iki yanında tam
taş bezemelerin etkili olduğu anla- bir simetri gösteren Memlûk tarzı
şılmaktadır. Mustafa Paşa Camii’nde 7.1. Son Cemaat Yeri Taşları geometrik biçimli renkli taş beze-
yer alan Memlûk etkili taş bezemeli Caminin beş bölümlü son cemaat meler pencerelerin üst sınırında
bölümler ve mimari unsurlara ba- yerinde, sivri kemerlerle birbirine son bulmakta, üzerlerinde boydan

65
Özer vd., age., s. 29-40.
66
Aldoğan, age., s. 32.
12 MAKALE

boya rumî ve palmetlerden oluşan


kalınca bir bordür yer almaktadır Şekil 12a.
(Şekil 13 a, b). Son cemaat yeri, Ak- Cami girişinde
veren kireçtaşı (Akv) duvar üzerine mermer sütunlar
alt kısımlarda taş kaplamalar, friz b. Marmara
şeridinin üst tarafında ise sıva ve grafit çizgili
beyaz badana ile örtülmüştür. Seki mermer (Mmr)
zemini beyaz Marmara mermeri sütun.
(Mmr) levhalarla kaplanmıştır. Her
iki tarafta yer alan cephe süsleme-
leri; kapının yanından pencereye,
pencereden nişe ve oradan da du- daki yuvarlak kısım dört taraftan siyah porfir levha (Sp), üstünde
varın sonuna kadar aynı karakterde dolgulanmış, köşeler yine kakma ufak kare biçimli bir desen vardır:
devam eden üç grup kompozisyon- taş parçalarından oluşturulmuştur. Kırmızı dolomit (Skdol) içine kak-
dan meydana gelmiştir. Bu kompo- Her bir madalyon, benzer şekilde ma altıgen, yıldız siyah porfir (Sp)
zisyonlar, yatay yönde çiçekli kûfî beyaz dolomit (İkçt) ve siyah fosilli parçaları işlenmiştir (Şekil 16).
ile yazılmış ayetlerden oluşan bir kireçtaşıyla (Akçt) çevrelenmiştir. En dıştaki kompozisyonda
yazı kuşağı ile ikiye ayrılmıştır. Kırmızı ufak taşlar ise dolomit kullanılan taşlar sırasıyla: Siyah
Söz konusu cephe tezyinatı parçalarıdır (Skdol). porfir (Sp) üstü siyah kireçtaşı
portalin her iki tarafında simetrik Alt seride yer alan üç ayrı (Akçt) eklenmiş kırmızı porfir
olup renkli taş türlerinde ufak de- kompozisyona bakıldığında, (Kp), diyorit pegmatit (Dpegm),
ğişiklikler vardır. Bu nedenle, son dikdörtgen levhaların dik olarak alt yarısı siyah porfir (Sp) üst
cemaat yeri cephesinin sağ tarafı bitişik bir şekilde yerleştirildiği yarısına sonradan siyah kireçtaşı
ayrıntılı bir şekilde incelenecektir. görülür. Portale en yakın olanında (Akçt) parçası eklenmiş olup son
Kompozisyonların üst kısımların- iki kırmızı porfir (Kp) levha, ortada levha tekrar siyah porfirdir (Sp).
da örgülü tipte üç ayrı madalyon siyah porfir (Sp) yer alır (Şekil 15). Ortadaki diyorit pegmatit levha
bezemesi görülmektedir (Şekil Ortadaki kompozisyonda kırmızı üstünde, kufî yazılı kare bir plaka
14 a, b, c). Madalyonlarda orta- dolomit levhalar (Skdol) arasında yer almaktadır (Şekil 17).

Şekil 13. Son cemaat taş bezemeleri: a. Portalin sol tarafı , b. Portalin sağ tarafı.
MAKALE 13

Şekil 14. Madalyon taşları Mısır Dokhan volkanitleri kaynaklıdır: a. Kırmızı porfir (Kp), b. Siyah porfir (Sp), c. Yeşil porfir (Yp).

Şekil 15. Cephenin sol kompozisyonunda tipik kırmızı porfir (Kp) görüntüsü; Şekil 16. Cephenin orta kompozisyonunda iki kırmızı dolomit (Skdol)
arasında siyah porfir (Sp) levha ve kırmızı çerçeveye gösterilen kısımda ilginç bir kakma örneği görülmektedir (X işaretli kısımlarda ise, siyah
kireçtaşı (Akçt) kaybolduğundan bu kısımlarda siyah bir mozaik macunla doldurulmuştur).

Şekil 17. Cephede sağ dış kompozisyon levhaları. Ortadaki diyorit pegmatit (Dpegm) levhası Mısır kaynaklıdır. Soldan ilk levha tamir görmüştür:
Siyah porfir yerine üst kısım Aluç yaylası rudistli kireçtaşı kaplıdır (Akçt); Şekil 18. Dış cephede, son cemaat yeri mihrabiyesi süslemeleri
14 MAKALE

Portalin her iki tarafında sivri ke- yüksekliği ile son cemaat yerine Mustafa Paşa Camii’nin beze-
merli, beş köşeli birer mihrabiye var- hâkim bir öğedir. Geometrik süsle- melerinde görülen ve Aldoğan’ın
dır (Şekil 13 a, b). Kemer taşları siyah meli portalin kavsarası beş kademe- “zengi düğümlü” olarak nite-
kireçtaşı (Akçt) ve beyaz dolotaşın- lidir; iki metreden daha yüksek iri lendirdiği75 madalyonlu örgü
dan (İkçt), kemer üçgen boşlukları mukarnasla dolgulanmış olup70 alt motifleri, renkli taş işlemeciliği
ise siyah kireçtaşından (Akçt) iki bölümünde, ayrıca geçmeli iki renkli açısından önem taşıyan örnekler-
levhayla yapılmıştır (Şekil 18). Yatay taştan basık kemerli kapı açıklığının dir. Demiriz’in madalyonlu örgü
olarak üç bölüme ayrılan mihrabiye üzerinde iki satır halinde Arapça motiflerinin kökeni üzerine yaptığı
nişinde, üst ve orta bölümde zikzak sülüs yazılı bir kitabe yer almakta- tez çalışmasına göre, örgü motifi
süslemeler yer almaktadır.67 Orta dır.71 Kitabede, yapının Sultan Selim MÖ 3000’de Mezopotamya’da
bölümdeki süsleme, aynı motifin ve oğlu Sultan Süleyman’ın vezirli- ortaya çıkmış, Suriye’de gelişmiş ve
üç sıra halinde, ok uçlarının karşı- ğini yapan Mustafa Paşa tarafından buradan Akdeniz çevresine yayıl-
lıklı ve ters yönde düzenlenmesiyle H.930/1523 yılında inşa ettirildiği mıştır; zoomorf kökenli ve dinsel
oluşturulmuştur. Alt bölümde ise, yazılıdır.72 Ayrıca, istiridye şeklinde- karakterli olan motif, Akdeniz çev-
her niş yüzeyine dik olarak yer- ki kavsaralı portalin yan nişlerinin resi sanatında zamanla bu özelliğini
leştirilen ve tepede palmetlerle üstünde “ma’kılî veya satrançlı”73 kaybetmiş, geometrik bir süsleme
sonlandırılan siyah kireçtaşı (Akçt) denilen tipte, birer geometrik kûfî unsuru olarak kullanılmıştır.76
levhalar yer almaktadır. Kenarlarına kitabe levhası74 yer almaktadır Özellikle Ortaçağ’da Bizanslılar
kakma işçiliği ile sarı kireçtaşı (Skçt) (Şekil 20). Portalin dış köşelerin- tarafından yaygın şekilde kullanılan
yerleştirilmiştir. Mihrabiyenin sö- de burmalı, kum saati başlıklı ve motif, Batı’da İtalya, Doğu’da ise
velerinde beyaz Marmara mermeri kaideli, mermer olduğu düşünü- Memlûk sanatında çokça kullanıl-
(Mmr) kullanılmıştır. len sütunçeler görülmektedir. En mıştır.77 Örgülü süslemeler Çerkes
Son cemaat yerinin sağ cep- dışta ince bir geometrik bordür, Memlûklarının iç mimari bezeme-
hesinde minareye çıkış kapısı yer onun içinde iki silme, daha içte de lerinde de yer almaktadır; bu üslup
almaktadır. Kapının üstünde kıvrık onikigenlerin kesişmesiyle oluşmuş, Kıptilerin etkisiyle değil, daha çok
dallı bitkisel bir süsleme ile çevre- sonsuz karakterli bir kuşak çerçeve- Helenistik sanat ile Roma döne-
lenmiş, “Bismillahirrahmanirrahim” si vardır. Kapı söve taşları birbirine minden miras geleneklerin İslam
yazılı çiçekli kûfî kitabe vardır. Ka- geçmeli siyah kireçtaşı (Akçt) ve sanatı ile kaynaşması sonucunda
pının dış çerçevesi, kaval ve oluklu beyaz rekristalize kireçtaşı (İkçt) ile ortaya çıkmıştır. Bizans’tan gelen
silme ile dört yandan beyaz mermer kaplanmıştır (Şekil 21). bazı akımlar da bu süsleme biçimi
(Mmr) ile çevrilidir. Eşik ve söve üzerinde etkili olmuştur.78
taşları siyah-beyaz kristalize kireçta- 7.3. Cami İç Mekânı (Harim)
şından (Dkçt), kilit taşı kırmızı-pem- Caminin iç mekânına girildiğinde, 7.3.1. Minber
be kireçtaşından (Skdol), beş parçalı karşıda mihrap ve minber, hemen Mihrabın sağ tarafındaki duvara
olan kemer taşları ise, mermer arda- sağ tarafta ise müezzin mahfili yer bitişik minber (Şekil 23 a, b), tama-
lanmasından (Dkçt, İkçt) yapılmıştır alır (Şekil 22). Caminin iç mekânı, men Marmara mermerinden (Mmr)
(Şekil 19). Kemer ile kapı bordürü duvarların üçte bir yüksekliğine olup çok zengin renkli süslemeleriy-
arasındaki parça kırmızı-pembe kadar çepeçevre renkli dikdörtgen le Kahire Memlûk kökenli süsleme
kireçtaşından (Skdol) olup dışarı mermer levhalarla kaplanmıştır. üslubuna uydurulmuştur. Altın
taşacak şekilde yerleştirilmiştir. Duvarlar karşılıklı olarak aynı şekil yaldız bezemeli minberde, köşk
ve renktedir. Burada da bezemeler geçidi altı panolar ve kemer köşe-
7.2. Portal üstten kalın geometrik bir bordürle liklerinde bitkisel motifli süslemeler
Tamamen mermerden yapılmış olan sınırlandırılmış ve çiçekli kûfî yazıy- yer alırken, minber korkuluğu ve
portal, 1,53 x 2,92 m boyutlarında,69 la ortadan ikiye ayrılmıştır. yan aynalık bölümlerinde geometrik

67
Yıldız Demiriz, İslam Sanatında Geometrik Süsleme, İstanbul, 2004, s. 249-250; Şekil 3 ve 5.
68
Ayşen Nuran Aldoğan, Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü yayımlanmamış lisans ezi, y,y,, 1977,
s. 26.
69
Aldoğan, age.,s. 21.
70
Aldoğan, age., s. 21.
71
Ayşen Aldoğan, “Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Camii ve Memlûk Etkili Bezemesi”, Türkiyemiz, sayı 38, İstanbul, s. 29.
72
Aktuğ, Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, s. 27.
73
Hüsamettin Aksu, İstanbul Yapılarındaki Bazı Dekoratif Kûfî Hatlar, İstanbul, 2001, s. 19.
74
Yıldız Demiriz, Osmanlı Mimarisinde Süsleme I Erken Devir (1300-1453), İstanbul, 1979, s. 142, şekil b.
75
Aldoğan, age., s. 32.
76
Yıldız Demiriz, Madalyonlu Örgü Motifi Ortaçağda Yayılışı ve Menşei Hakkında Bir Deneme, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Bilim Dalı
yayımlanmamış doktora tezi, y.y., t.y., s. 92.
77
Demiriz, age., s. 93.
78
Demiriz, age., s. 94.
MAKALE 15

Şekil 19. Minare kapısı; Şekil 20. Portal yan nişi ve geometrik kûfî kitabe levhası; Şekil 21. Portal kapı girişi sağ tarafındaki boyanmış burmalı sütunçe

Şekil 22. Cami iç mekân düzeni ve taş yerleşimli duvarların indis konumları (Bkz. Şekil 26-31); Şekil 23a. Caminin minberi (Aslanapa, 2004, s.
188); b. Fotoğrafta beyaz mermer (Mmr) ile siyah rudistli kireçtaşı (Akçt) kakmaları ayrıntı olarak görülmektedir.

süslemelerin hâkim olduğu görül- 7.3.2. Mihrap ve kapının iki yanındaki ayetlerden
mektedir. Geometrik geçmelerden Mihrap ayetinin yer aldığı hat levha oluşan yazı kuşağının üstünde de
oluşan korkuluk ve yan aynalık ile taçlanan mihrap bölümü, kalın örgülü madalyon motifleri bulun-
süslemeleri, siyah kireçtaşı (Akçt) bordürlü bir mukarnas dizisi ile maktadır (Şekil 25).
kakmalarla bezenmiştir.79 Minbe- çevrelenmiştir. Mihrap nişinin kav-
rin bütün öğelerini çevreleyen çift 7.3.3. Müezzin Mahfili
sarası on sıra mukarnaslı olup nişin
dizilimli zencerek motifi, diğer bir iki tarafında burmalı tipte, kum saa- Camiye girildiğinde hemen sağ
geometrik süsleme örneğidir. Min- ti başlıklı ve kaideli sütunçeler yer tarafta yer alan Marmara merme-
ber kapısının üst bölümünü taç- almaktadır. Kavsara köşelerinde, rinden (Mmr) yapılmış müezzin
landıran “Lâ ilahe illallah Muham- nişin iç bölümüyle dıştaki bordürde mahfili, ince işçiliğiyle mekân için-
meden Resulullah” yazılı sülüs hatlı geometrik düzenlemeli süslemeler deki diğer mimari elemanlarla ben-
mermer kitabe de, yapıda etkili hâkimdir. Ayrıca mihrap nişinde zer özellik taşımaktadır. Özellikle
şekilde kullanılan dini içerikli yazı yer alan geometrik kûfî kitabeler mahfilin Bursa kemeri açıklıkları,
süslemelerindendir. Minberin köşk de genel süsleme düzenine uygun minberin yan aynalık altı geçidin-
bölümündeki kare kesitli sütunlar- bir şekilde yerleştirilmiştir (Şekil deki kemerlerle uyumludur. Rumî
la köşk altı panosunu çevreleyen 24). Mihrabın iki yanındaki yazı kıvrımlı kemer köşelikleri, bitki-
kısımlarda, yaygın olarak serpantin kuşağında besmele ve Ayetü’l kürsî sel süsleme öğeleriyle bezenmiş,
breşi (Spb) kullanılmıştır. hatları devam etmekte, mihrabın siyah kireçtaşı (Akçt) zemine beyaz

79
Aldoğan, Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, s. 31.
16 MAKALE

Şekil 24. Mihrap nişi Şekil 25. Cami iç mekânı, örgülü madalyon motifli levha

mermerden süslemeler kakma


tekniği ile yerleştirilmiştir. Mahfil
kemerlerini destekleyen kare kesitli
sütunların yüzeyinde ve mukarnas
dizisinin alt bölümünde, sarı (Skçt),
siyah (Akçt) ve kırmızı (Skdol) taş
parçaları kullanılarak oluşturulmuş
zencerek motifli bir süsleme yer
almaktadır. Mahfilin korkuluk bö-
lümlerinde de kırık çember motifli
geometrik düzenlemeler görülmek-
tedir (Şekil 26).

7.3.4. Caminin İç Duvarları


Caminin iç mekânına girildiğinde
(Şekil 22), dört yöndeki duvarların
üçte bir yüksekliğe kadar renkli ve
beyaz mermer levhalarla kaplan-
dığı görülmektedir. Duvarlardaki
süslemeler, biçim ve renk açısın-
dan karşılıklı olarak eşit düzenle-
meye sahiptir. Kıble ve giriş duvar- Şekil 26. Müezzin mahfili.
ları ile iki yan duvar da birbirleriyle
aynı şekil ve renk özelliğindedir. göz önüne alındığında, iç mekân kısmen de olsa, müezzin mahfili
Duvarlar, son cemaat yerinde daha sistemli bir şekilde incelene- altındaki kitaplık dolabı ile minber,
olduğu gibi zarif görünümlü çiçekli bilir. Bu bağlamda, taşları ayrıntılı duvar tezyinatını gizlemektedir;
kûfî kitabelerle yatay olarak ikiye gözlemlemek gerektiğinde Şekil 27 diğer taraftan mihrabın solundaki
ayrılmıştır. Kitabe kuşağı, beyaz B ve K, Şekil 28 C ve I ve Şekil 29 vaaz kürsüsü de F tezyinatlarının
mermerin (Mmr) oyulup siyah D ve H üzerinde, kompozisyon- alt kısmını örtmektedir. Son cema-
macunla doldurulmasıyla oluştu- ların taş türleri açısından birbirini at yerinde olduğu gibi cami içi A,
rulmuştur.80 Yan duvarlarda yer tam olarak karşıladığı anlaşılmak- M, E ve F kompozisyonlarının üst
alan büyük dikdörtgen taş levhalar, tadır. Ayrıca cami simetri ekseni kısmında yuvarlak taş madalyonlar
Kahire’deki bazı dini yapılarda (Bkz. Şekil 22) yönünde, Şekil 30 vardır. Örgülü madalyon şeklinde
olduğu gibi dikey yönde yerleştiril- A ve E, Şekil 31 L ve G, Şekil 32 olan süsleme (Şekil 33), büyük bir
miştir.81 Şekil 22’de, cami planın- M ve F kompozisyonları da aynı madalyonun dört tarafına düğüm-
daki duvar kompozisyonları (A-K) özellikleri göstermektedir. Ancak lerin yerleştirilmesi ile yapılmıştır.

80
Aldoğan, age., s. 29.
81
Meinecke, age., Levha LIII a, b, c,d.
MAKALE 17

B
Şekil 27a. K taş kompozisyonu, b. B taş kompozisyonu (B kompozisyonu müezzin mahfili altında yer aldığından üst levhalar kısa tutulmuş ve
kare şeklinde yerleştirilmiştir)
18 MAKALE

B
Şekil 28. Cami iç mekânında, iki pencere arasında bulunan karşılıklı a. I kompozisyonu, b. C kompozisyonu duvar bezemeleri
MAKALE 19

Şekil 29. Cami iç mekânında kıble duvarına yakın a. H taş kompozisyonu, b. D kompozisyonu duvar bezemeleri
20 MAKALE

Şekil 30a. Mihrabın sağındaki E kompozisyonu, b. Girişte, sağ taraftaki A kompozisyonu

Bu düğümlerde siyah kireçtaşı görülür. Bu kısımda en çok kullanı- duvarına bitişik kare kesitli yekpare
(Akçt), beyaz dolomit (İkçt) ve lan taş levhalar, siyah rudistli kireç- sütunlarla (Mmr) desteklenen saçak
kırmızı Mısır dolotaşı (Skdol) kul- taşı (Akçt), diyorit pegmetit levhası bölümü yer almaktadır. Sütunlar
lanılmış, köşeler bitkisel motiflerle (Dpegm), sarı dolotaşı (Skdol), aynı mermerden (Mmr) yapılmış
dolgulanmıştır.82 Madalyonlar kıble beyaz dolotaşı çerçevelerdir (Ikçt); lentoları desteklemektedir, tavan da
tarafında Mısır yeşil porfirinden birkaç renk taşla bezenmiş motifler yine Marmara mermeri levhalarla
(Yp; Şekil 30 a, b), giriş tarafın- de görülmektedir (Şekil 34 a, b, c). kaplanmıştır (Şekil 35).
da Mısır siyah porfirinden (Sp) Türbenin portali, sivri bir ke-
kesilerek yerleştirilmiştir (Şekil 32). 7.5. Mustafa Paşa Türbesi merle çevrelenmiş ve kemerin kilit
Beyaz mermerin (İkçt) içinde yer Gebze Mustafa Paşa Külliyesi’nde, taşları pembe Kutluca kireçtaşı (Kut)
alan levhalar, tekrar siyah kireçtaşı sınırlı ölçüde de olsa taş bezeme- ve beyaz mermerden (Mmr) ardı-
(Akçt) şeritlerle çevrelenmiştir. leri ile dikkati çeken bir diğer yapı, şıklı bloklarla tamamlanmıştır. Sivri
Duvarlardaki tüm taş levhaların külliyenin büyük avlusunda yer kemerin altında üç bölüm vardır;
etrafına aynı düzen uygulanmıştır. alan ve caminin aksına yerleştiril- en üstte Bursa kemeri ile sınırla-
Cami duvarlarındaki kaplama- miş olan Mustafa Paşa Türbesi’dir. nan yüzey (Mmr), altında pembe
nın üst sınırında yer alan siyah, İstanbul’da Sultan II. Bayezid ve kireçtaşı (Kut) çerçeve ile sınırlanan
beyaz ve kırmızı renkli mozaik Sultan I. Selim Türbeleri üslubun- boş beyaz mermer (Mmr) yüzey, en
tarzında işlenmiş süsleme kuşağı, da yapılmış olan türbe, sekizgen altta ise basık kemerli giriş kapısı yer
altlı ve üstlü olarak yerleştirilmiş planlıdır83 ve külliyenin camisi gibi almaktadır. Giriş kapısının söveleri
palmet motiflerinden oluşmaktadır. Akveren Formasyonu (Akv) fosilli yekpare Kutluca kireçtaşından (Kut)
Alt duvar kesiminde sekiz pencere kireçtaşı bloklarından inşa edilmiş- yapılmış olup kemerde atlamalı ola-
bulunmaktadır. Pencere içi zemin- tir. Giriş kısmında, iki taraftan bir rak Kutluca kireçtaşı (Kut) ve beyaz
leri halı kaplıdır, kaldırılınca renkli podyum üzerinde yükselen ve kö- Marmara mermeri (Mmr) kullanıl-
taşlarla geometrik olarak bezendiği şelerinde dördü serbest, ikisi türbe mıştır (Şekil 36 a, b).

82
Aldoğan, age., s. 29.
83
Doğan Kuban, Osmanlı Mimarisi, İstanbul, 2007, s. 236.
MAKALE 21

Şekil 31a. Mihrabın solunda, yan duvara bitişik G kompozisyonu.


22 MAKALE

Şekil 31b. Girişin solunda kalan L duvar kompozisyonları.


MAKALE 23

Şekil 32. Girişin solunda kalan M kompozisyonu (Karşılığı olan alt kısım taşları kıble duvarına yaslanmış vaaz kürsüsü arkasında kalmıştır)
24

B C

Şekil 33. Mihrap sağında bulunan madalyon ayrıntısı (E); Şekil 34. Pencere içi taş kaplamaları ve taş desenleri (soldan sağa): a. Genel kaplama
siyah rudistli kireçtaşı (Akçt), b. Geometrik desen, c. geometrik desen ayrıntısında sarı dolotaşı (Skdol) ve kırmızı kumtaşı (Ktt) parçaları

Şekil 35.
Türbe girişi

Şekil 36a.
Türbe kapısı
ayrıntısı
b. Kapı sövesi taşı
olarak kullanılan
rudist fosilli
Kutluca kireçtaşı
(Kut)
MAKALE 25

8. Tartışma ve Sonuçlar

Memlûk kökenli süsleme teknikle- liklerinin uygulandığı görülmekte- si (Khora Manastırı Kilisesi)94 ve
rinin başında gelen ve farklı renkli dir88 Ayrıca, 1413- 1420 tarihli Şeyh Zeyrek Kilise Camii’nin (Pantokra-
taşların kullanılmasıyla oluşturulan Melik Müeyyed Camii’ni, 1479- tor Manastırı Kilisesi)95 opus sectile96
“polychromie”84, Arapça deyişi ile 1480 tarihli Ebu Bekir İbn-i Mashar döşeme mozaikleri olmak üzere,
“ablaq”85 bezemelerle renkli mozaik Medresesi’ni, 1503 tarihli Gavri Bizans kiliselerinde de benzer mo-
süslemeler, yukarıda ayrıntılı şekil- Medresesi’ni, 1504 tarihli Gavri tifleri görmek mümkündür.
de anlatıldığı üzere Gebze Mustafa Türbesi’ni, 1515 tarihli Baybars El Mustafa Paşa Camii’nin beze-
Paşa Külliyesi’nde de karşımıza Hayat Medresesi’ni, 1528-1529 melerinde, hem sanatsal yönü hem
çıkmaktadır. Özellikle, “İslamiyet’in tarihli Süleyman Paşa Camii’ni ve de dinsel içeriği ile önem taşıyan
yayılmasından sonra, renkli taş ve 1616-1626 tarihli Sultan El Burday- yazı süslemelerde yaygın şekilde
mozaik süsleme Suriye, Mezopotamya, ni Camii’ni de Kahire’deki diğer kûfî hattın kullanıldığı görülmek-
Mısır, Anadolu gibi bölgelerin mima- örnek eserler arasında sayabiliriz.89 tedir. İslamiyet’le beraber gelişen
risinde çok etkili olmuştur.”86 Mustafa Mustafa Paşa Camii’nin son cemaat kûfî yazı,97 caminin bezemelerin-
Paşa Camii’nde yoğun bir şekilde yerinde duvarların üst bölümünde deki örneklerde “çiçekli kûfî” ve
kullanılan renkli mermer kaplama kalın bir bordür halinde, rumî ve “ma’kılî veya satrançlı kûfî” olarak
bezemelere genel olarak bakıldı- palmetlerden oluşan süslemenin bir adlandırılan geometrik biçimler-
ğında, Mısır’da Çerkez Memlûkları benzeri, 1309-1310 tarihli Kahire de karşımıza çıkmaktadır. Kahire
döneminde gelişen ve Osmanlı dö- Baybars Medresesi’nin mihrabın- Sultan Hasan Medresesi Camii’nin
neminde de devam eden geometrik da90 karşımıza çıkmaktadır. Son portalinde ve Süleyman Paşa
bezemenin etkili olduğu anlaşıl- cemaat yeri mihraplarında yer alan Camii’nin iç mekânında kûfî kitabe
maktadır.87 Mustafa Paşa Camii’nin zikzak süslemeler, her ikisi de 1319 frizlerinin kullanılması, Mustafa
iç mekân duvarlarının alt kısmında tarihinde inşa edilen Kahire Emir Paşa Camii’ndeki yazı süslemeleri
ve son cemaat yeri ile müezzin Hüseyin Camii’nin mihrabı91 ile ile bağlantı kurulabilecek bir özel-
mahfili duvarlarındaki renkli Emir el Malak Medresesi mihrabı92 lik olarak görülmektedir.98
mermer kaplamaların benzerlerini vb. örneklerde görülmektedir. Mustafa Paşa Camii’nde ve
Kahire’deki birçok yapıda görmek Mustafa Paşa Camii’nde yer türbede kullanılan taşların kaynak
mümkündür. Kahire Sultan Hasan alan madalyonlu örgü motifleri- yerlerini incelediğinde, tamamının
Medrese Camii’nin (1356-1362) nin bir benzeri Kahire El Burday- Mısır kaynaklı olmadığı anlaşıl-
kıble duvarı incelendiğinde; aynı ni Camii’nin mihrap duvarında maktadır.99 Caminin son cemaat
taşların hatta Marmara mermerinin karşımıza çıkmaktadır.93 Ayrıca yeri ve iç mekânında kullanılan
kullanıldığı ve benzer süsleme özel- İstanbul’da, başta Kariye Müze- dikdörtgen taş levhalar ve yuvarlak

84
Baha Tanman, “Erken Dönem Osmanlı Mimarisinde Memlûk Etkileri”, Osmanlı Mimarlığının 7 Yüzyılı “Uluslarüstü Bir Miras”, İstanbul, 2000, s. 82.
85
Keppel A. C. Creswell, The Muslim Architecture of Egypt II. Ayyubides And Early Bahrite Mamluks A.D. 1171-1326, Oxford University Press, London, 1959,
s. 149. Ayrıca “ablaq” için: Bkz. Annie-Christine Daskalis Mathews, “Mamluk Elements in the Damascene Decorative System of the Eighteenth and Nineteenth
Centuries”, Artibus Asiae, c. 66, no.2, 2006, s. 71-72; https://www.jstor.org/action/doBasicSearch?Query=au%3A%22AnnieChristine+Daskalakis+Mathews%2
2+&acc=off&wc=on&fc=off&group=none (15 Kasım 2017).
86
Nurcan Sönmez, Anadolu’da Memlûk Tarzı Renkli Taş Mozaik Süslemeler, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü yayımlanmamış lisans
tezi, y.y., 1975, s. 2.
87
Kuban, age., s. 236.
88
Titus Burchardt, İslam Sanatı Dil ve Anlam, (Çev. Turan Koç), İstanbul, 2012, s. 194; Resim 208.
89
Aldoğan, Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Camii ve Memlûk Etkili Bezemesi, s. 35.
90
Burchardt, age., s. 124, Resim 104.
91
Creswell, age., Levha 104.
92
Creswell, age., Levha 114.
93
Aldoğan, age., s. 31.
94
Demiriz, Örgülü Bizans Döşeme Mozaikleri, İstanbul, 2002, s. 39.
95
Demiriz, age., s. 48.
96
Opus sectile: “Geometrik şekillerde kesilmiş mermer taşlardan yapılan döşeme”. Bkz. Vitruvius, Mimarlık Üzerine (Latinceden Çev. Çiğdem Dürüşken), Alfa,
İstanbul, 2017, s. 266.
97
Aksu, age., s. 16-20.
98
Aldoğan, age., s. 36-37.
99
Bkz. Sinan Öngen ve Namık Aysal:
- Ayasofya ana mekânında kullanılan taş türlerinin tahribatsız yöntemle tanımlanması ile bazı harç, boya ve ahşap malzemelerden yapılan analizlere ait değerlen-
dirme raporu, 2014;
- “Kariye Müzesi (Chora Manastırı): Kullanılan Dekor Taş Türleri ve Bunların Kaynak Alanları”, Kârgir Yapılarda Koruma ve Onarım Semineri Bildiri Kitabı VII
(01-02-Aralık 2015), İstanbul, 136-164.
26 MAKALE

madalyonlar “mermer” değildir; bunun karşılığı olan ve K kompo- levhaların yanında da görülmekte-
jeolojik adlandırmada “volkanik zisyonunun (Şekil 27) alt kısmında dir. Taş levhaların çerçevelerinin ve
kayalar” olarak tanımlanmıştır. bulunan Teselya kaynaklı serpantin pencere içindeki taş malzemelerin,
Bunların Mustafa Paşa tarafından breşi taş levhanın kaynağı sorun- İznik civarında Roma döneminde
Gebze’ye getirildiği şüphesizdir; ludur. Harrell’in100 yayınında, Mısır işletilmiş çeşitli taş ocaklarından
taş levhalar büyük bir olasılıkla serpantin breşi taşı katalogda yer getirildiği anlaşılmaktadır. Bu
Mısır’da kesilmiş olduğundan almaz. Buna karşın, serpantin breşi düşünce, bölgedeki eski ocaklarda
devşirme malzeme de sayılmamak- Topkapı Sarayı Hırka-i Saadet yapılan görsel incelemelerden ve
tadır. Diğer taraftan iç mekânda Dairesi ve Bağdat Köşkü’nün dış çeşitli fosil kapsamlarından hare-
müezzin mahfilinin altında ve cephelerinde, diğer Mısır porfir ketle kuvvetlenmektedir.

100
Harrell, age.

KAYNAKLAR
Aksu, H., 2001, İstanbul Yapılarındaki Bazı Dekoratif Kûfî Hatlar, İstanbul, Eray Tanıtım Ltd. Şti., İstanbul.

Aktuğ, İ., 1989, Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara.

Aktuğ, İ., 1996, “Sinan Yapısı Olarak Bilinen Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi Üzerine Düşünceler”, Uluslararası Mimar
Sinan Sempozyumu Bildirileri, 24-27 Ekim 1988 Ankara, s. 19-25.

Aldoğan, A., N., 1977, Gebze Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü
yayımlanmamış lisans tezi.

Aldoğan, A, N., 1982, “Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Camii ve Memlûk Etkili Bezemesi”, Türkiyemiz, sayı 38, İstanbul,
s. 27-38.

Aslanapa, O., 1986, Osmanlı Devri Mimarisi, İnkılâp Kitabevi, İstanbul.

Bayraktar, N., 1995, “Osmanlılar Zamanında Saray ve Çevresi için Eser Veren Mısırlı İki Sanatçı”, İlgi, sayı 81, İstanbul,
s. 22-28.

Burckhardt, T., 2012, İslam Sanatı Dil ve Anlam, Çev. Turan Koç, Klasik Yayınları, İstanbul.

Cantay, G., 2002, Osmanlı Külliyelerinin Kuruluşu, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara.

Creswell, K. A. C., 1959, The Muslim Architecture of Egypt II. Ayyubides and Early Bahrite Mamluks A.D. 1171-1326, Oxford
University Press, London.

Danişmend, İ. H., 1948, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, c. 2, Türkiye Yayınevi, İstanbul.

Demiriz, Y., (t. y), Madalyonlu Örgü Motifi Ortaçağda Yayılışı ve Menşei Hakkında Bir Deneme, cilt 1, İstanbul Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Bilim Dalı yayımlanmamış doktora tezi.

Demiriz, Y., 1979, Osmanlı Mimarisinde Süsleme I: Erken Devir (1300-1453), Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul.

Demiriz, Y., 2002, Örgülü Bizans Döşeme Mozaikleri, Yorum Sanat ve Yayıncılık, İstanbul.

Demiriz, Y., 2004, İslam Sanatında Geometrik Süsleme, Yorum Sanat ve Yayıncılık, İstanbul.

Eldem, H. E., 1935, Mısır’ın Son Memlûk Sultanı Melik Tumanbay II Adına Çorlu’da Bulunan bir Kitabe, Devlet Matbaası, İstanbul.

Evliyâ Çelebi, 2016, Günümüz Türkçesiyle Evliyâ Çelebi Seyahatnamesi, 2 cilt, (yay. haz. Seyit Ali Kahraman ve Yücel Dağlı), Yapı
Kredi Yayınları, İstanbul.

Eyice, S., 1957, “Türk Mimari Abideleri:1 Gebze’de Mustafa Paşa Külliyesi”, Bilgi, c. 10, sayı 119, İstanbul, s. 9-10.

Eyice, S., 1964, “Svilengrad’da Mustafa Paşa Köprüsü (Cisr-i Mustafa Paşa), Belleten, c. XXVIII, sayı 112, Ankara, s. 729-
756.

Harrell, J. A., Storemy, P., 2009, “Ancient Egyptian Quarries -an illustrated overview”, Quarryscapes: Ancient Stone Quarry
Landscapes In The Eastern Mediterranean, (yay. haz. N., Abu-Jaber, E. G. Bloxam, P. Degryse, T. Heldal), Geological Survey of
Norway, Special Publication no.12, Trondheim, s. 7-50.
MAKALE 27

Harrell, J. A., 2004, Ornamental Stones (UCLA Encyclopedia of Egyptology).


http://digital2.library.ucla.edu/viewItem.do?ark=21198/zz002dwzs4
http://digital2.library.ucla.edu/viewFile.do?contentFileId=2215358, (Erişim tarihi: Mayıs 2018).

Karakaya, E., 2012, “Bizans Döneminde Bağdat Yolu (Üsküdar-İzmit Arası)”, Sanat Tarihi Yıllığı, sayı 20, s. 87-122.

Kuban, D., 2007, Osmanlı Mimarisi, Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul.

Kuran, A., 1986, Mimar Sinan, Hürriyet Vakfı Yayınları, İstanbul.

Mathews, A. C. D., 2006, “Mamluk Elements in the Damascene Decorative System of the Eighteenth and Nineteenth
Centuries”, Artibus Asiae, c. 66, no. 2, s. 69-96.
https://www.jstor.org/action/doBasicSearch?Query=au%3A%22AnnieChristine+Daskalakis+Mathews%22+&acc=off&wc=on&fc=off&group
=none (Erişim tarihi: 15 Kasım 2017).

Mayer, L. A., 1956, Islamic Architects and Their Works, Albert Kundig, Geneve.

Mehmed Süreyya, 1996, Sicill-i Osmanî, 6 cilt, (yay. haz. Nuri Akbayar, eski yazıdan aktaran Seyit Ali Kahraman), Tarih
Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul.

Meinecke, M. 1971, “Mamlukische Marmordekorationen in der osmanischen Türkei”, Mitteilungen des Deutschen
Archäologischen Instituts Abteilung Kairo, c. 27, 2, s. 207-220.

Meriç, R. M., 1965, Mimar Sinan Hayatı, Eseri I Mimar Sinan’ın Hayatına, Eserlerine Dair Metinler, Türk Tarih Kurumu Yayınları,
Ankara.

MUSNAF (Museo di Storia Naturale dell’Accademia dei Fisiocritici), (Siena Antik Taş Koleksiyonu), http://www.
museofisiocritici.it/ (Erişim tarihi: Mayıs 2018).

Müderrisoğlu, F., 1995, “Bânî Çoban Mustafa Paşa ve bir Osmanlı Şehri Gebze”, Vakıflar Dergisi, sayı XXV, Ankara, s. 67-
124.

Necipoğlu, G., 2007, 15. ve 16. Yüzyılda Topkapı Sarayı Mimari Tören ve İktidar, (Çev. Ruşen Sezer), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.

Önder, F., Göncüoğlu, M. C., 1989, “Armutlu Yarımadasında (Batı Pontidler) Üst Triyas Konodontları”, MTA Dergisi, sayı
109, s. 147-152.

Öngen, S., Aysal, N., 2014, Ayasofya ana mekânında kullanılan taş türlerinin tahribatsız yöntemle tanımlanması ile bazı harç, boya ve
ahşap malzemelerden yapılan analizlere ait değerlendirme raporu, Ayasofya Müzesi Müdürlüğü.

Öngen, S., Aysal, N., 2015, “Kariye Müzesi’nde (Chora Manastırı) Kullanılan Dekor Taş Türleri ve Bunların Kaynak
Alanları”, Kârgir Yapılarda Koruma ve Onarım Semineri Bildiri Kitabı 01-02-Aralık 2015, sayı VII, KUDEB yayınları, İstanbul, s.
136-164.

Sönmez, N., 1975, Anadolu’da Memlûk Tarzı Renkli Taş Mozaik Süslemeler, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi
Bölümü yayımlanmamış lisans tezi.

Sözen, M. v.d., 1975, Türk Mimarisinin Gelişimi ve Mimar Sinan, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul.

Tanman, B., 2000, “Erken Dönem Osmanlı Mimarisinde Memlûk Etkileri”, Osmanlı Mimarlığının 7 Yüzyılı “Uluslarüstü bir
Miras”, Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları, İstanbul, s. 82-90.

Uluçay, M. Ç., 2001, Padişahların Kadınları ve Kızları, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

Uzunçarşılı, İ. H., 1983, Osmanlı Tarihi, c. 2, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara.

Vitruvius, 2017, Mimarlık Üzerine, (Latinceden Çev. Çiğdem Dürüşken), Alfa Yayınları, İstanbul.

Yücel, E., Soyhan, C., 1976, Gebze ve Eskihisar, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, İstanbul.

ARŞİV BELGELERİ

Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA):

Ek 1. Maarif Mektubî Kalemi (MF.MKT) 88/74.

Ek 2. Kâmil Kepeci Tasnifi Defterleri (KK.d) 7097/51.

Ek 3. Maliyeden Müdevver Defterler (MAD.d) 17884/28.


28 MAKALE

Ek. 1

Ek. 2 Ek. 3
MAKALE 29

A MONUMENT FROM MEDIEVAL TO PRESENT:


MARDİN ULU CAMİ (GRAND MOSQUE)
ABSTRACT
Mardin Ulu Mosque is one of the first double minaret mosques at 12th century in Anatolia. The Mosque
is located parallel to the direction of qibla with a rectangular planned scheme as similar monuments of
early Islamic period seen in the Middle East. The researchers’ arguments and local legends comprise
contradictions. In the study, it was tried to eliminate the inaccurate information by making analytical studies.
The study aims to evaluate the authentic artifacts that survived with regard to conservation science. The study
is derived from the dissertation, “Problems of Authenticity and Transformation in the Monumental Buildings of
Mardin”, which has been prepared in Istanbul Technical University Graduate School of Science Engineering
and Technology, Restoration Program of Department of Architecture with thesis advisor Ph.D. Gülsün Tanyeli.
The authenticity and reconstitution problems of Mardin Ulu (Grand) Mosque were researched, therewith
acquiring new data.

Ortaçağ’dan Günümüze Bir Anıt:


Mardin Ulu Camii
MURAT ÇAĞLAYAN* Anadolu’nun en eski Bell 1911 yılında Mardin’e gelerek
camilerinden olan Ulu Cami ve diğer anıtların fo-
1. Giriş toğrafını çekmiştir (Şekil 2). Cami
Mardin Ulu Camii, üzerine ilk analitik çalışmalar önce
Anadolu’nun en eski camilerinden tarihi dokunun yoğun A. Gabriel (1940), sonra A. Altun
olan ve 12. yüzyılda Artuklular
döneminde inşa edilen Mardin Ulu
olduğu kent merkezinde, (1971a, b; 1973) tarafından yapıl-
Camii, birçoğu Osmanlı dönemin- kentsel sit alanı içinde mıştır. Caminin geçirdiği değişik-
liklerin analizi için; yapının incelen-
de olmak üzere, bazı değişiklikler yer almaktadır.
geçirerek günümüze sağlam bir mesinin yanı sıra, müelliflerin çizim
vaziyette ulaşmıştır; halen ibadet ve ve fikirlerinden, Mardin ile ilgili
Beylikler dönemlerinde, Rumlardan
ziyarete açıktır. çeşitli yayınlardan, Vakıflar Genel
alınan yerleşimlere minberli cuma
Anadolu kentlerindeki, cuma Müdürlüğü Arşivi, Başbakanlık
camileri inşa edilmiştir.
camisini merkez alan kent oluşu- Mardin Ulu Camii, tarihi do- Osmanlı Arşivi ve Mardin Şeriye
mu Mardin’de degörülmektedir. kunun yoğun olduğu kent mer- sicillerinden faydalanılmıştır. Bu ve-
İslamiyet’in yayıldığı yerlerde pek kezinde, kentsel sit alanı içinde rilerin ışığında; caminin ilk yapıldığı
çok cami yapılmışsa da bunların yer almaktadır. Bu bölge, caminin dönemden günümüze dek yapılan
hepsinde cuma namazı kılınmamış- inşası ile beraber, çarşı ve gelenek- onarımlarla, mimari elemanların
tır. Cuma namazı kılınan camide sel konut dokusu ile çevrelenmiştir. tarihlendirilmesi ve özgünlüğüne
minber bulunur, hutbede hüküm- Anıtla ilgili en erken tarihli dair yeni verilere ulaşılmıştır. Anıt
darın adı zikredilirdi (Cezar, 1985). görsel kaynaklar Yıldız Fotoğraf eserdeki çok sayıda kitabe ve kitabe
Mardin Ulu Camii örneğinde oldu- Arşivinde bulunmaktadır (Şekil 1). kalıntısı da çalışmada kaynak olarak
ğu gibi, Selçuklular ve daha sonra İngiliz misyoner seyyah Gertrude kullanılmıştır.

2. Caminin Tarihçesi ve Mimarisi

Camide çok sayıda kitabe olma- mış bir parça olup yapıyla ilişkisini edildiği düşünülmektedir. Ancak,
sına rağmen, yapının ilk kuruluşu saptamak güçtür (Şekil 3). Bu kita- caminin bugünkü mihrap önü kub-
ve tarihsel süreci hakkında kesin beye dayanarak yapılan araştırma beli ve enine gelişen planının, 12.
belge ve bilgi bulunmamaktadır. ve değerlendirmelerde, caminin ilk yüzyılın son çeyreğine, Artuklular
Camideki en erken kitabe, Selçuklu olarak Büyük Selçuklular döne- devrine ait olduğu varsayılmaktadır
devrine ait çiçekli, kûfî hatla yazıl- minde (tahminen 11. yüzyıl) inşa (Altun, 1971a).

*
Dr. Öğr. Üyesi Murat ÇAĞLAYAN, Mardin Artuklu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, e-posta: muratcaglayan@artuklu.edu.tr.
30 MAKALE

Şekil 1. 1889 yılında Mardin Ulu Camii (Yıldız Sarayı Fotoğraf Arşivi). Şekil 2. 1911 yılında Mardin Ulu Camii (Gertrude Bell Arşivi).

Yapıdaki kitabelerin çoğu Ar-


tuklular devrine aittir. Kâtip Ferdi,
Mardin Ulu Camii vakfiyesinin
H.573 (1177/1178) tarihinde düzen-
Şekil 3.
lendiğini, kırk yıl sonra H.613 (1216)
Cami avlusunun
tarihinde de büyük bir taşa yazıldı-
kuzeydoğu
ğını kaydetmektedir. Kitabede tarihi
köşesindeki
gösteren satır; “Şu yazı muazzam çiçekli kûfî hatlı
Şevval ayının yarısında yazılmıştır. kitabe parçası.
Altı yüz on üç senesinde”, şeklindedir
(Ali Emirî, 2006). Bu tarih, yaklaşık
1216 senesine denk gelmektedir.
Günümüzde yapıda söz ko-
nusu vakfiyeye ilişkin bir kitabeye
rastlanmamaktadır. Mardin Ulu bir bevvap (kapıcı), bir imam ve bir maaşı da öğrenilmiştir. Ayrı-
Camii’nin banisi olan Kudbeddin hatip, bir imam yardımcısı, bir vaiz, ca Mardin’de ot pazarı, kılıçlar
bin Necmeddin el-Artukî’nin vak- bir muhaddis (hadis öğreten), bir çarşısı, kavaflar (ayakkabıcılar)
fiyesi, Başbakanlık Vakıflar Genel nasıh (öğüt veren), bir müderris, bir çarşısı, küçük çarşı, marangozlar
Müdürlüğü Kültür ve Tescil Dairesi muvakkit, bir muvakkit yardımcısı, çarşısı, un hanı ve 1178 tarihinde
Başkanlığı Arşivinde, 605 numaralı bir dûahan, geceli ve gündüzlü iki sıkımhane bulunması, kentte 12.
kütük defterinin 50. sayfa, 70. sıra- müezzin, cuma günleri minberden yüzyılda zengin ve canlı bir ticari
sında kayıtlıdır. hutbe okuyacak hatibe kılıç vere- yaşam olduğuna işaret etmektedir.
Sadi Bayram (2007) ilgili vakfi- cek bir zat, cemaate tuvalette ibrik N. Göyünç’ün aktardığına göre
yeyi ilk inceleyenlerdendir. Vakfi- hazırlayacak ibriktar, çocuklar için (1991), Artuklu hükümdarlarından
yenin tetkikinden, banisinin Ulu öğretmen, fetihhan (Fetih Suresi’ni Melik Salih (1312-1362) bir kısım
Cami’yi çift minareli olarak inşa okuyan), ihlâshan (İhlâs Suresi’ni malını Ulu Cami’ye vakfetmiştir.
ettirdiği, yanında medrese, çeşme, okuyan), kefhan (Kef Suresi’ni Bunlar; Mardin’de 38 dükkân, bir
helâ, imam odası yaptırdığı anla- okuyan), cüzhan (Kur’an’dan cüz hamam, Bab-ı Cedid civarında bir
şılmıştır. Caminin maddi ihtiyaçla- okuyan), hatimdâr, bir müsebbih bahçe, yine Mardin köylerinde
rının karşılanması için 43 dükkân, (tesbihat yapan), bir temizlikçi, bir birçok bağdan mürekkeptir. Evkafın
8 ev, 10 bağ, 6 bostan tarlası ile 4 süpürgeci, bir kandilci, bir maran- 1526’da 15.149, 1540’ta 17.915,
mezra vakfedilmiştir. Abdülgani goz, bir mimar, bir tahsildar, bir 1565’te 16.170 akça varidatı (geliri)
Efendi (1999), Ulu Cami’nin kuze- kâtip, bir nazır, bir mütevelli ile vardır. 2 Muharrem 1175 (3 Ağus-
yindeki Kayseriye Bedesteni’nin de müştemilatın, ahırların ve damların tos 1761) tarihli belgeye göre, Mar-
bu caminin vakfına ait olduğunu bakımını yapacak bir kişi. din’deki Cami-i Kebir (Ulu Cami)
söylemektedir. Vakfiyeden, vakfın ilk müte- Vakfı’nın gelirleri 402 kuruş 5 para,
Vakıfnamede, cami ve medrese- vellisinin, baninin oğlu Hüsamed- giderleri 472 akçedir (Taş vd., 2006).
ye tayin edilecek görevlilerin adları din (Yavlak ya da Yoluk Arslan) G. Eken (2006), inceleme-
ve alacakları maaşlar da yer almak- olduğu, camideki görevli sayısı ve lerinde Cemaziyülevvel 1108
tadır: Medresede; biri Hanefi, diğeri o tarihteki maaşları, dolayısıyla (Kasım 1696) tarihinde Cami-i
Şâfiî mezhebinden iki müderris, asgari geçim indeksi ve ulemanın Kebir’de cüzhan olan Seyid
MAKALE 31

Şekil 4. Diyarbakır Silvan Ulu Camii (solda) ile Mardin Ulu Camii’nin (sağda) kıble cephesi payandaları

Abdurrahman’ın görevinin yeni- daki tek minare Osmanlı döne- kü dilimli kubbenin de bu esnada
lendiğine dair bir belgeyi aktarır. minde inşa edilmiştir. tekrardan yapıldığını ileri sürmekte-
On dokuzuncu yüzyıla gelindiğin- Mevcut kitabelerden, yapının dir.2 Ancak, yapının güney cephesi
de; H.18 Safer 1224 (4 Nisan 1809) Artuklu Emiri Kudbeddin İlgazi Artuklu Beyi Necmeddin Alpi
tarihli bir berat kaydında,1 Cami-i ve oğlu Melik Hüsâmeddin İlgazi döneminde (1152-1174) yapılan
Kebir evkafından alınmak üzere, tarafından 1176-1186 yılları arasın- Silvan Ulu Camii ile benzeşmektedir
günlük iki akçe karşılığı kâtip, iki da inşa ettirildiği anlaşılmaktadır. (Aslanapa, 1973). Hatta Mardin Ulu
akçe ile ser-mahfel, iki akçe ile Cami bugünkü durumunu, özgün Camii’nin kıble cephesinde olduğu
cüzhan, iki akçe ile ihlashan olan şekline bağlı kalınarak, Osmanlı’nın gibi; üçlü payanda düzeninin orta-
Seyid Ebubekir Bin Seyid Mustafa son döneminde almıştır; bu devir- sındaki mihrap payandasının tepesi
vefat ettiğinden ve çocuğu olma- de yapılan onarımlar ve revakların yarım kubbeli, yanındakiler ise daha
dığından, yerine Seyid Mehmed kapatılmasıyla yapılan Şâfiîler yüksek ve dilimli yarım kubbelidir
Selim Bin Seyid Hacı Gafur’un Mescidi, asıl plan şeklini pek değiş- (Şekil 4). Üçlü payanda sistemine
atandığı nakledilir. tirmemiştir. Fakat caminin avlusu sahip kıble cephesi düzeni Mardin
Abdüsselam Efendi (2007), Ulu ve revakları bir bütün olarak kabul Melik Mahmut Camii’nde de (1363)
Cami’nin doğu tarafındaki mina- edilirse, eklemelerin yapı bütünü- görülmektedir (Şekil 5). On dör-
re hâlâ varlığını koruyor olsa da, nü etkilediği söylenebilir. Mardin düncü yüzyılın son çeyreğine (1385)
batı tarafındakinin Timur tarafın- ve çevresinde, 1832’de Osmanlı tarihlenen Zinciriye Medresesi’nde
dan tahrip edildiğini aktarmakta; merkez idaresine karşı ayaklanan de dilimli taş kubbeler ve güney
ancak tekrar inşa edilmediğini isyancıların hükümet kuvvetleri ile cephede mihrap arkası, üstü yarım
belirtmektedir. Süryani metropolit yaptığı çatışmalarda patlayan bom- kubbeli payanda bulunmaktadır.
ve yazar Hanne Dolebeni (1972), baların Ulu Cami’yi büyük ölçüde On ikinci yüzyıl sonrası örneklere
“Mardin Tarihi” adlı kitabında hasara uğrattığı yolunda bilgiler bakılırsa, Ulu Cami, mimarisiyle
Ulu Cami’nin minaresinin H. 1003 vardır (Ainsworth, 1842). Tahri- kendinden sonraki eserlere il-
(1596) yılında inşa edildiğini, yapı- bat sonrası yapı esaslı bir şekilde ham kaynağı olmuştur. Zinciriye
mının üç yıl sürdüğünü, masrafları onarılmasına rağmen, bu bilgileri Medresesi’nin, 15. yüzyıl yapısı olan
Köse Efendi adında bir zatın kar- doğrulayacak bir kitabe bulunma- Akkoyunlular dönemine ait Kası-
şıladığını söylemektedir. Süryani maktadır (Altun, 1978). Bu tarihe miye Medresesi’nin, hatta Deyrul-
kroniklerinde kentteki vakaların en yakın kitabe, Şâfiîler Mescidi’ne zafaran Manastırı Azizler Evi’nin
yazılması geleneğine sık rastlanıl- geçiş sağlayan kapının üstündeki kubbeleri, Ulu Cami’nin kubbesi
maktadır. Bu durum, bazı söylen- H.1278 (1861/1862) tarihli kitabedir. gibi yivli, dilimli ve sivridir. Buna
celeri kaynak alan Abdülselam A. Gabriel (1940); güney dış göre, A. Gabriel’in Ulu Cami’nin
Efendi’nin yanıldığını gösterebilir; duvardaki dilimli kubbelerle biten kubbesi ve payandalarına ilişkin
Timur’un iki minareyi de yıktırmış payandaların, 15. ya da 16. yüzyıl belirttiklerinin doğru olma ihtimali
olması muhtemeldir. Dolebeni’nin üslubunda olduğunu, söz konusu daha da zayıflamaktadır. Mardin
aktardığı kayda göre, daha sonra onarım sırasında aynı üsluba sadık Ulu Camii’nin mevcut minaresi geç
16. yüzyılın sonunda doğu tarafın- kalınarak yenilendiğini, bugün- dönemde (1889) yapılmıştır.

1
VGM. A.HD.560 / 49 (Bkz. G. Eken, age, s. 242).
2
Detaylı bilgi için bkz: Albert Gabriel, 1940, Voyages archéologiques dans la Turquie orientale, Ed. De Boccard, Paris, s. 22.
32 MAKALE

Şekil 5. Mardin Melik Mahmut (Savurkapı) Camii üçlü payanda düzenli kıble cephesi. Şekil 6. 1899 (Oppenheim, 1930) ve 1911 (Gertrude Bell) yıllarında
çekilmiş fotoğraflarda, minarenin, kaidesindeki şerit kitabesinden itibaren tamamen yenilendiği, taş dokusunun farklılığından anlaşılmaktadır.

Kaidesindeki kitabe, 1176 yılı tarihlidir (Altun, 1971b). Seyyah toplanan para ile 1888 yılında
gibi erken bir tarihe dayanmakla J. S. Buckingham (1827), 1816’ta inşasına başlandığını ve bir yıl
birlikte, açıkça görülebileceği gibi, yapının tek minaresinin bugünkü sonra bitirildiğini anlatır. Bu veri-
kare oturtmalığın güney yüzün- gibi silindirik gövdeli, ancak sivri ler ışığında minare Dolebeni’nin
deki şerit kitabenin üzerindeki külâhlı olduğundan bahsetmek- aktardığı gibi 1596’da sivri külâhlı
taş sırasından sonra boyutlar de- tedir. Abdülgani Efendi (1999), olarak yapılmış, 1888’de ise eski
ğişmektedir (Şekil 6). Minarenin 1887 yılında düşen yıldırım silindirik gövdeli haline sadık
kapısı da çok geç bir döneme ve yüzünden doğu tarafındaki tek kalınıp, külâhı dilimli kubbeye
eklektik bir üsluba işaret etmek- minarenin yarısından fazlası- dönüştürülerek yeniden inşa
tedir; kapı üzerindeki kitabe 1889 nın yıkıldığını; hayırseverlerden edilmiş olabilir.

3. Caminin Geçirdiği Onarımlar

Yapılan araştırmalara göre, caminin hamam, çarşı, cami, ev ve köylerini buna karşılık, kent Reşit Paşa tara-
12. yüzyılın son çeyreğinde Artuk- onarmış ve bu çalışmaları kent ba- fından kuşatıldığı sırada olmuştur
lular döneminde yapıldığı kesindir. yındır hale gelinceye kadar devam (Ainsworth, 1842). Kentte, 1832
Ancak yapı, çeşitli savaşlar, is- ettirmiştir. yılında cami yakınında bir patlama
yanlar yüzünden hasar görüp pek Bu imar faaliyetleri dikkate olduğu ve anıtın hasar gördüğü
çok değişikliğe uğramıştır. Cami alınarak, Ulu Cami’nin Sultan İsa (Gabriel, 1940), 1887 yılında da
ilk olarak, Sultan İsa döneminde, ya da büyük ihtimalle Sultan Kasım yukarıda da zikredildiği üzere, mi-
Timur’un saldırısı sonucunda tahrip döneminde büyük bir onarım nareye yıldırım düştüğü ve önemli
olmuştur. Sultan İsa vefatına kadar geçirdiği düşünülmektedir. Zira ölçüde tahrip olduğu anlaşılmakta-
(1406) kenti onarmaya çalışmıştır Kasımiye gibi önemli bir medre- dır (Abdülgani Efendi, 1999).
(Abdüsselam Efendi, 2007). Mar- seyi yaptıran Kasım Bey, getirmiş
din, kısa bir dönem süren Kara- olduğu mimar, kalfa ve işçilere 3.1. Artuklulardan
koyunlu hükümdarlığından sonra Ulu Cami’yi de onartmış olmalıdır. Osmanlılara Mardin
Akkoyunluların idaresine geçmiştir. Akkoyunlular dönemine ait olduğu Ulu Camii (12. - 16. yy.)
Abdüsselam Efendi (2007), Uzun bilinen tek kitabe, caminin doğu Bazı kayıtlarda, caminin konumlan-
Hasan’ın Diyarbakır’ın idaresini kapısında, giriş eyvanı üzerindeki, dığı yerde daha önce bir kilisenin
kardeşi Cihangir’in oğlu Sultan Sultan Kasım’ın babası Cihangir’in olduğu belirtilmektedir. Seyyah
Kasım’a verdiğini yazar. Kentte en vergi muafiyetine dair kitabesidir. Buckingham (1827), 19. yüzyılın
esaslı onarım bu sultan döneminde Fakat bu döneme ait herhangi bir ilk çeyreğinde Mardin’e yaptığı
yapılmıştır. Sultan Kasım, Timur is- onarım kitabesi bulunamamıştır, ziyarette Ulu Cami’nin eskiden bir
tilası sırasında kale hariç tamamen mevcut olanlar ise tahrip edildiğin- kilise olduğu söylencelerini akta-
harabeye dönmüş Mardin kentini den okunamamıştır. rır. Fakat kendisi caminin iç ve dış
onarmak için çalışmalara başlamış; Camide bilinen ikinci tahribat, mekân incelemesi sonucunda kilise
Tebriz, Azerbaycan ve başka yer- 1832’ye doğru Mardin’deki Kürt bey- izine rastlamadığını, bu söylentinin
lerden getirdiği ustalarla Mardin’in lerinin Babıâli’ye karşı ayaklandığı, güven vermediğini söyler.
MAKALE 33

Şekil 7. Mardin Ulu Camii kıble cephesi Artuklu dönemi restitüsyonu (Proje müellifleri: R. Karaşin ve diğerleri) (solda); Mardin Ulu Camii kıble cephesi
Artuklu dönemi restitüsyon önerisi (Murat Çağlayan) (sağda)

Günümüzde de devam eden tekniği ve malzemesi incelendiğin- onayladığı Artuklu dönemi restitüs-
Süryani söylencelerinde Ulu de, bu duvarın tek defaya özgü ya- yonunun çelişkili olduğu düşünce-
Cami’nin yapımı için arsasındaki bir pıldığı ve yapının bir bütün olarak sini desteklemektedir (Şekil 7).
kilisenin istimlâk edildiği bahse- temel niteliğindeki kaidenin üstüne Yapılan araştırmada, vakfiye-
dilmektedir.3 Şayet bu bilgi doğru oturtulduğu anlaşılmıştır. Kıble sinden Artuklu döneminde çift
ise, istimlâk kararı inşa sırasında duvarı içinde gizlenmiş, kubbeyi minareli olduğu öğrenilen yapının,
verilmiş ve harim batıya doğru taşıyan iki ayağın önündeki mihrap Timur istilasına kadar bu düzeni
büyütülmüş olabilir. payandasının sağında ve solundaki koruduğu tahmin edilmektedir.
Diyarbakır Kültür Varlıklarını iki payandanın sonradan yapılmış Minarelerin bu dönemdeki mimari-
Koruma Bölge Müdürlüğü tarafın- olma ihtimali düşüktür. Muhteme- si hakkında hiçbir veri yoktur. Kıble
dan 2010 yılında onaylanan Artuklu len bu payandalar ve duvar içindeki cephesinde bulunan payandaların
dönemi restitüsyonunda; yapı kub- ayaklar birlikte düşünülerek inşa özgün olduğu düşünülmektedir.
be merkezde kalacak biçimde yal- edilmiştir. Payandanın sonradan Günümüzde yalnızca beş gözü açık
nızca mihrap önünde tek payandalı eklendiğini kanıtlayacak, duvarla olan revaklar, Artuklu döneminde
olarak gösterilmiştir.4 Bu restitüsyo- payanda arasındaki taş boyutları ve avlunun doğu, batı ve kuzey cep-
na göre, yapı sonradan genişletil- geçişlerinde herhangi bir farklılık ya helerini “U” şeklinde çevrelemek-
miştir; kubbenin harimdeki asimet- da iz görülmemiştir. Kurul onaylı teydi. Revaklar zamanla kapatılarak
rik yerleşimi de aynı nedendendir. restitüsyonda, elde yeterince veri odalara çevrilmiştir, günümüzde
Ancak yukarıda da belirtildiği gibi bulunmamasına rağmen minareler avlunun güneyine bakan cephede
güney cephesinde bulunan am- tahmini olarak kare gövdeli tasvir kapatılma izleri açıkça görülmekte-
patmanlı istinat duvarının yapım edilmiştir. Bu veriler, ilgili kurulun dir (Şekil 8).

3
Gabriel Akyüz, kişisel görüşme, Mardin Kırklar Kilisesi, Mart 2015.
4
Mardin Ulu Camii Koruma Projelerinin müellifleri; Mardin ve Diyarbakırlı mimarlar Ramazan Karaşin, Fethullah Duyan (Yüksek mimar), Mehmet Ata İletmiş, ve
Müjgân Bozyel’dir.
34 MAKALE

Şekil 8. Avluya bakan güney revaklarının günümüzdeki görünümü ve cephenin dönemsel analizi Şekil 9. Osmanlı dönemi Ulu Cami minaresi (1889)

3. 2. Osmanlılardan kaval, oluk ve düz silmelerle çev- bulunmaktadır. İçlerine, beşerli iki
Cumhuriyet’e Mardin Ulu relenmiştir. Alt kuşakta celi sülüs grup halinde, nesih hatla cennet-
Camii (16. yy. - 20. yy.) hatla besmele, Ayetü’l kürsî ile le müjdelenen sahabelerin (Sa’d,
On altıncı yüzyıldan itibaren Os- Tevbe Suresi’nin 18. ayeti yazılıdır. Said, Talha, Zübeyr, Abdurrahman,
manlı Devleti’nin sınırları içinde Gövdeyi dolanan sekiz iri damla Ebu Ubeyde, Hasan, Hüseyin,
kalan Mardin’de, Ulu Camii’nin motifi, birinci bölümün ortasında Hamza, Zeyd) adları, ortaların-
tahrip olmuş bölümlerinin onarı- bulunmaktadır. Damla motifleri ka- daki küçük dairesel madalyonda
mında yapılan değişiklikler, kitabe- val ve düz silmelerle düzenlenmiş- “Radiyallâhu anhüm” (Allah on-
lerden de anlaşılabileceği üzere, 18. tir. Madalyonun iç kenarı diyagonal lardan razı olsun) yazılıdır. Minare
ve 19. yüzyıllara aittir. yerleştirilmiş zencerek motifli bir üstten yirmi dört dilimli sivri kubbe
En önemli Osmanlı eki, 1596’da şeritle çevrelenmiştir. Merkezde de ile örtülü olup kubbe eteğinde, sivri
yapılan sivri külâhlı minaredir; küçük bir damla motifi bulunmakta, kemerli yirmi dört niş bulunmakta-
bu yapı 1887’de yıldırım düşmesi bu kısımdaki madalyonun içinde dır. Minare, iki küplü ve ay-yıldızlı
sonucu yıkılmış ve yeni minare, “Muhammed”, çevresinde dört alemle tamamlanır.
külâh yerine dilimli kubbeli olarak halifenin adları (Ebubekir, Ömer, Caminin onarımına dair bel-
yeniden inşa edilmiştir. Minare, Osman ve Ali); madalyonun altın- gelerdeki en erken veri, 259 no.lu
avlunun kuzeydoğu köşesinde yer daki ters palmet şeklindeki sarkıtın Mardin Şeriye sicilinde geçen 1598
almaktadır; kare kaideli, silindi- üstünde de, “Bilal” adı, sülüs hatla tarihli kayıttır.5 Buna göre; inşa-
rik gövdeli, tek şerefelidir. Güney yazılıdır. Madalyonların, hilal içinde atın tamamlanma süresi yapının
cephesinde, başlangıcından külâhın “Allah” yazılı tepeliği vardır. mimarından dolayı uzamıştır, bu
bitimine kadar minarenin yüksekli- Gövdenin ikinci bölümü düz, yüzden yeni bir mimar atanarak iş
ği 48,80 metredir (Şekil 9). oluk ve kaval silmelerle düzenlen- bitirilmiştir.
Altta ve üstte birer kuşakla sınır- miş altı sivri kemerle kuşatılmıştır. Mardin Ulu Camii’ne ait Os-
landırılan silindirik formlu gövde, Kemerler alt uçlarından birbirleriy- manlı dönemindeki bir diğer ona-
ortada iki yatay süsleme kuşağıyla le birleşmektedir. Sivri kemerlerin rım bilgisi ise, H.1318 (1900) tarihli
üç bölüme ayrılmıştır. Kuşaklar; içinde birer dairesel madalyon Diyarbakır salnamesindeki kayıttır.6

5
259 no.lu Mardin Şeriye sicilinde; “Bu cami vakfı üzerinde yirmi iki akçe ile mimar olan Hasan Bin Alaaddin kendi heva ve hevesinde olup hizmet etmediğinden
1007 senesi Rebiyülâhır ayında (Kasım 1598) bu caminin vakıflarına yine yevmiyesi iki akçe ile Abdülvehhap Bin Hacı Salih mimar olarak atanmıştır.” kaydı bu-
lunmaktadır (Bkz. Günay, 1999, s. 359). Bu kayıt, Osmanlı döneminde minarenin ilk yapıldığı tarihe (1596-1599) denk gelmektedir. Dolebeni (1972, s. 75), bu
dönemde yapılan minare inşaatının üç yıl sürdüğünü aktarır.
6
Bu kayıt, salnamenin “Vilayete Ait İmarat ve İcraat-ı Hayriye-i Ahire” bölümünde şu şekilde geçmektedir: “Mardin sancağı dâhilinde kezalik evkaf-ı mazbuta ve
mülhakadan Latifiye ve Necmeddin Gazi ve Şeyh Mehmed Farisi ve Kasım Padişah ve Camii Kebir (Ulu Cami) ve Sultan İsa ve Kale ve İbrahim Ağa ve Şeyh Davud
MAKALE 35

Bu belgeye göre, toplu bir onarım


işi yapılmıştır, ancak Ulu Cami’nin
ne tür bir onarım geçirdiği hususu
anlaşılamamaktadır.
Minaredeki değişikliklerin yanı
sıra; avlunun doğu, batı ve kuzey-
batısındaki revakların bir bölümü
kapatılarak odaya çevrilmiştir. Av-
luda, caminin doğu ve batı tarafın-
daki girişler eyvan olarak bırakı-
larak ikişer çapraz tonozla örtülü
mekânlara dönüştürülmüş, kuzey-
lerine batıda bir eyvan, doğuda bir
oda yerleştirilmiştir. Kuzey revak
kısmı, selsebilli eyvanın batısı “Şafi-
iler Mescidi” olarak yeniden düzen-
lenmiş; doğusuna bir kapı, güneyi-
ne mihrap ve pencereler açılmıştır.
Revakların Osmanlı döneminde iki Şekil 10. Avludan bir görünüm (solda sonradan eklenen destek duvarı görülmektedir).
katlı olduğu tahmin edilmektedir.
Yıldız Arşivlerinde bulunan, doğu avluya bakan kuzey cephesinde alınlıktan oluşmaktadır. Mihrap
cephesinden çekilen 1899 tarihli bir yapılmıştır. Bu cephede, doğudan nişi ise, iki kademeli ve yarım daire
fotoğrafta (Şekil 1) üst kat revakları birinci kapıdan sonra, diğer üç planlıdır. Nişi örten yarım kubbe
görülmektedir, ancak bu tarihten kapının aralarında kalan kısımlar, Cumhuriyet dönemine kadar isti-
sonra doğu ve batı kısımlardaki bu duvarların yarısını aşan yüksekliğe ridye kabuğu şeklindeydi. Mihrap
revaklar kaybolmuştur. Avlunun kadar destek duvarı ile kaplanmış- duvarının üzerine, geç devirlerde
kuzeyinde bulunan ve güneye tır. Bu ek payanda duvarı, girişlerin yapıldığı kesinlikle belli olan, pilas-
bakan üst kat revakları ise, Osmanlı özgün durumunu ve eğer varsa, tırlara oturtulmuş üçgen bir alınlık
döneminde kapatılmış, kuzeydeki bu cephedeki süsleme ve olası yerleştirilmiştir. Mihraptaki uygu-
sokaktan cephe açılarak günümüz- kitabeleri kapatmaktadır. Destek lamaların, Geç Osmanlı dönemi
deki manifaturacılar çarşısındaki duvarının ortasında basit bir yazlık özelliklerini taşıdığı görülmektedir
kuzeye cephe veren dükkânlara mihrap nişi yer almaktadır. Kapı- (Şekil 11).
dönüştürülmüştür. lar, dikdörtgen açıklıklıdır ve sivri Mardin Ulu Camii hariminde,
Harim mekânı; enine dikdört- kemerlerle düzenlenmiştir; destek doğu ve batı duvarındaki büyük
gen, üç sahınlı ve mihrap önü duvarlarıyla özellikleri tamamen kalem işi hatlar, 1899’da çekilen
kubbeli (maksure kubbesi) özelliği- kaybolmuştur. Taşa yazılı oldu- iç mekân fotoğraflarında göze
ni sürdürmekle beraber, kuzeyden ğundan bahsedilen, fakat bugün çarpmaktadır (Şekil 12). Bursa Ulu
birinci sahna denk gelecek biçimde mevcut olmayan vakfiye kitabesi ile Camii, Edirne Üç Şerefeli Camii gibi
ahşap bir mahfil katı ile Osmanlı diğerleri muhtemelen bu duvarın erken dönem Osmanlı camilerin-
dönemi özelliklerini taşıyan bir altında kalmıştır (Şekil 10). de görülen bu hatlar, 1956 yılında
mihrap eklenmiştir. Ahşap mima- Ana mihrap; mihrap önü Vakıflar Genel Müdürlüğünün ona-
ri elemanların çok az kullanıldığı kubbesinin bulunduğu kesimde, rımı sırasında çekilen fotoğraflarda
Mardin’de, bir Osmanlı dönemi eki doğudan ikinci kapının ekseninde da görülebilmektedir (Şekil 13).7
olan Ulu Cami ahşap mahfil katı ve kıble duvarında yer almaktadır. Başbakanlık Osmanlı Arşivi
2010 restorasyon projesi uygulama- Dıştan 2,70 x 6,10 m ölçülerinde kayıtlarında ve bazı Şeriye sicille-
sında tamamen kaldırılmıştır. dikdörtgen bir çerçeveye sahiptir. rinde, H. 1091 ve H. 1327 (1680-
Caminin cephe düzeninde yapı- Duvar yüzeyinde çıkma yapan pro- 1910) tarihleri arasında Mardin
lan bu döneme ilişkin müdahale ve fillerle sınırlandırılan mihrap, altta Ulu Camii’de cüzhan8, imam9 ve
değişiklikler, daha ziyade harimin kemerli niş kısmı, üstte ise üçgen hatip10 olarak görevlendirilenlerin

Cami ve medrese ve zaviyeleri müsakkafat-ı vakfiyeleri mahalli evkaf idaresi marifetiyle tamir ve inşa edilmiştir.” Bkz. İzgöer, 2012, c. 4, s. 98.
7
Bu hatlar, 1956 yılı Vakıflar Genel Müdürlüğü onarımı sırasında kaldırılmıştır.
8
“Mardin Cami-i Kebiri’nde Mehmed Ali Efendi’den münhal olan cüzhanlık vazifesinin, biraderi Huzade Ahmed Efendi’ye tahsisi” konulu belge: Başbakanlık Os-
manlı Arşivi, Tarih H.21/Za (Zilkade)/1319, Dosya no. 1801, Gömlek no. 135001, Fon Kodu: BEO.
9
“Mardin’de bulunan Cami-i Kebir’in imamet ve hitabet görevinin es-Seyyid Mehmed Reşid Halife’ye tevcihi” konulu belge: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, H.13/S
(Safer)/1212, Dosya no. 1467, Gömlek no. 28, Fon Kodu: HAT.
10
“Mardin’de bulunan Cami-i Kebir’in hitabet cihetinin Seyyid İsmail Halife’ye tevcihi” konulu belge: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, H.16/B (Receb) /1245, Dosya
no. 1579, Gömlek no. 57, Fon Kodu: HAT.
36 MAKALE

maaş tayinleri ve hayır için maaş


tahsisine11 ilişkin birçok belge bu-
lunmaktadır. Bu kayıtlardan, Mar-
din Ulu Camii Vakfı’nın Osmanlı
İmparatorluğu’nun son dönemine
kadar aktif olduğu ve sahipsiz bir
bebeğin emzirilmesi için bile vakıf
gelirinden maaş bağlanarak hayır
ve hasenat işlerine devam edildiği
görülmektedir.

3.3. Cumhuriyet Döneminde


Mardin Ulu Camii
Mardin Ulu Camii’ye, 1956, 1986 Şekil 11. Cami’nin 1931 yılındaki mihrap ve detayı (Gabriel, 1940).
ve 2010 yıllarında Vakıflar Genel Şekil 12. 1899 yılında Mardin Ulu Camii hariminden bir görünüm (Oppenheim, 1930).
Müdürlüğü tarafından üç esaslı
onarım yapılmıştır.12 Yapı, bunların
dışında birçok kez de basit onarım
geçirmiştir. Anıt; Gayrimenkul Eski
Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu-
nun 21.09.1979 tarih, A-1933 no.lu
kararı ve 47.000/1.0/250 envanter
numarasıyla tescillenmiştir. Va-
kıfların 1956 yılı onarımında cami
içinde raspa yapılmış ve Osmanlı
döneminden kalma sıva üstü kalem
işi hat yazılarının tamamı kaybol-
muştur. Onarımda caminin cephe-
lerinde gerekli yerlerde çürütmeler,
harimin dam yalıtımı, avluya da
şadırvan yapılmıştır.
Şadırvan, Mardin camilerinde
Cumhuriyet dönemi ekidir (Şekil
14). Bu tarihe kadar abdest, cami
avlusundaki selsebilli eyvandan
ibriklere su doldurulmak suretiyle
Şekil 13. 1956 yılında Vakıflar onarımı sırasında Mardin Ulu Camii harimini gösteren fotoğraflar
alınmaktaydı. Caminin vakfiyesinde
(Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi).
de ibriktar bulunduğu ibaresi ve
alacağı maaş yer almaktadır.13 değişiklik, 1967’de istiridye kabu- dönem onarımlarında uyguladığı
Anıt, ilerleyen zamanlarda ğu şeklindeki mihrap nişi yarım çimento esaslı sıvalara ulaşılmış, bu
kayıtlı olmayan farklı onarımlar da kubbesinin günümüzde düz yarım sıva katmanları mümkün oldu-
görmüştür; 1986 yılında, gerekli kubbe şeklinde yapılmış olmasıdır. ğunca kaldırılmıştır. Sıvaların bazı
onarımların yanı sıra yapının elekt- Mihrap özgünlüğünü 1986 onarı- yerlerde kubbeyi meydana getiren
rik-aydınlatma projesi de hazırla- mında kaybetmiştir (Şekil 15). taşlara kuvvetle yapıştığı görülmüş,
nıp uygulanmıştır. Bu onarımda, Cami yakın geçmişte, 2004 kubbenin taş yüzeyine zarar veri-
mihraba bilinçsizce müdahale yılında basit onarım görmüştür; bu lebileceği endişesiyle kimi çimento
edilmiştir. Altun’un 1967 yılında onarımda çalışan taş ustası Murat esaslı sıvalar tamamen söküleme-
çektiği fotoğraflarda mihrabın Ürkmez’in aktardığına göre, ge- miştir. Yapılan raspa sonucunda,
alçı pilastırları üstü boyalı olarak rekli bakımların yanı sıra kubbeye kubbenin içerden kaba yonu taş ile
görülmektedir. Bugün ise yalnızca içeriden raspa uygulanmıştır.14 Bu örüldüğü anlaşılmıştır. Kubbe bu
izleri vardır. Görünen en belirgin işlem sonucunda, Vakıfların geçmiş onarımda, yörede geleneksel olarak

11
“Mardin’in Cami-i Kebir kapısına bırakılan bebeğin emzirilmesi için, maaş tahsis edildiği” konulu belge: Başbakanlık Osmanlı Arşivi, H.10/ L (Şevval) /1305,
Dosya no. 1514, Gömlek no. 45, Fon kodu: DH.MKT.
12
Detaylı bilgi için bkz: Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, Mardin ili, Merkez ilçesi, 008 no.lu Ulu Cami klasörü.
13
Günümde Mardin’de “Beyt’ül Gımgım” (Güğümcü ailesi) lakaplı kent eşrafından bir ailenin dedeleri, geçmişte bu camide ibriktarlık yapmıştır. Yaptıkları iş,
zamanla bu sülalenin lakabı olmuştur (Hafız Kermozade Suphi Çağlayan, kişisel görüşme, Mayıs 2015).
14
M. Ürkmez, Kişisel görüşme, Mardin, Kasım 2016.
MAKALE 37

Şekil 14. Mardin Ulu Camii’de şadırvanın olmadığı 20. yüzyıl başından bir görünüm (Oppenheim, 1930) (solda) ve günümüzde cami avlusu (sağda)

Şekil 15. 1967’de Mardin Ulu Camii mihrabı (Altun, 1971a) (solda); günümüzdeki görünümü (sağda)
Şekil 16. 1899 yılında özgün minber tacındaki kitabe (Oppenheim, 1930) (solda); günümüzdeki görünümü (sağda)

kullanımı devam eden, kireç esaslı,


yerel ağızda “ınkara” denilen ve
günümüze kadar bileşimi korunan
bir harç ile sıvanarak onarılmıştır.
Mihrabın batısındaki 13. ya da
14. yüzyıl eseri özgün minber, 2006
yılında eskisinin parçaları kulla-
nılarak yenilenmiştir. Ulu Cami
vakfı mütevellisi Adnan Durdu’nun
aktardığına göre, Diyarbakır Vakıflar
Bölge Müdürlüğü 2005 yılında ca-
miye Şanlıurfa’dan yeni bir minber
satın almıştır.15 Fakat cami vakfı-
nın mütevellileri bu yeni minberi
Şekil 17. 1899’da Mardin Ulu Camii minberi (Oppenheim, 1930) (solda); 2004 yılında yeşile
beğenmemiş, eskisinin onarılıp boyanmış hali (ortada); bugünkü yenilenmiş minberin fotoğrafları (sağda)
yeniden kullanılmasını istemiş-
lerdir. Minber, dönemin Mardin bir bütün olarak söküp atölyesine ulaşmıştır. Minber, aslına uygun res-
Valisi Temel Koçaklar’ın katkısı ile götürmeyerek yerinde parça parça tore edilmediğinden, özgünlüğünü
10.000 lira karşılığında Mardinli onarmış, bu yüzden de onarım yak- yitirmiştir (Şekil 17).
yaşlı bir dülger tarafından onarılmış- laşık bir yıl sürmüştür. Yeni minber- Cami, 2009 yılında dönemin
tır. Usta, çürümüş olan kündekâri de kapı tacındaki özgün üç satırlık valisinin talimatı ile gerekli izinler
parçaların birçoğu yeniden şablon kitabenin, ortadaki satırı söküldü- alınmadan onarılmaya başlan-
çıkararak üretmiş, aynı teknik ile ğünden, iki satırı kalmıştır (Şekil 16). mıştır. Vakıflar tarafından koruma
yerine koymuştur. Fakat minberin Minberin külâhı tamamen değiştiril- projeleri hazırlanmakta olan ca-
bazı elemanlarının yenilenmesinde miştir. Kündekâri üçgen yan yüzler minin onarımı, yapılan şikâyetler
özgün biçime uymamıştır. Minberi ise, korunarak günümüze kadar üzerine durdurulmuştur.

15
A. Durdu, Kişisel görüşme, Mardin, Aralık 2015.
38 MAKALE

Şekil 18. Mardin Ulu Camii’nin minare kaidesindeki en eski kitabelerinden olan kûfî kitabede yapılan yanlış tamamlama

Bu izinsiz onarımda caminin en Şekil 19.


karakteristik kitabesi olan minare Soldan sağa, Mardin
kaidesinde yer alan kûfî kitabede, Ulu Camii 1889 yılı
kısmi, ancak yanlış bir tamamlama (Oppenheim, 1930);
yapılmıştır. Yapılan arşiv araştırma- 2005 yılı mihrap önü
sında, bu kitabenin özgün biçimine ahşap selâtin mahfili;
sadık kalınmadan tamamlandığı günümüz görünümü
anlaşılmıştır. Kitabenin 1956 yılına (M. Çağlayan arşivi).

ait fotoğrafında, bir harfin dik hatlı


olduğu görülürken, aynı harf 2009
yılında yatay bir şekilde tamamlan-
mıştır. Onaylı koruma projesinde
de kitabe tamamlanmamış eski
hali ile gösterilmiş ve müdahale
paftasında yalnızca temizliğinin Şekil 20.
yapılması gerektiği belirtilmiştir. Üstte onarım öncesi
Koruma projesi onaylanan caminin Mardin Ulu Camii
restorasyonuna 2010 yılında baş- mahfil katını taşıyan
lanmış ve yanlış bir şekilde tamam- basık kemerli
lanan kitabe, bu haliyle günümüze sütunlar;
kadar gelmiştir (Şekil 18). altta bugün cami
Ulu Cami, en kapsamlı onarımı avlusunun bir
2010-2012 yıllarında geçirmiştir. Di- köşesindeki atıl
yarbakır Kültür Varlıklarını Koruma durumları
Bölge Kurulunun 2009 yılında onay-
ladığı ve Mimar Ramazan Karaşin ile
Yüksek Mimar Fethullah Duyan’ın
hazırladığı projeye göre 595.777 TL
sözleşme bedeli ile ihale edilen işe,
2010 yılının Haziran ayında baş-
lanmıştır. Diyarbakır Vakıflar Bölge
Müdürlüğünün kontrolündeki resto- Restorasyon işinin kontrolörlüğünü üstüne kireç badana yapılmıştır.17
rasyon 550 günde bitirilmiştir.16 üstlenen Diyarbakır Vakıflar Böl- Bu restorasyon uygulamasında,
Restorasyonda, caminin damın- ge Müdürlüğünde görevli Mimar avluya bakan kapılar hariç, tüm
daki betonarme döşeme kaldırılarak Semra Hıllez’in aktardığına göre, ahşap doğramalar yenilenmiştir. İç
yalıtım yapılmış ve kireç taşı ile içerden sıvalı olan kubbede yapılan mekândaki geç Osmanlı eki ahşap
kaplanmıştır. İç ve dış mekândaki incelemelerde, sıvanın kireç esaslı mahfil katı ve bu katı taşıyan bazı taş
tüm yüzeyler temizlenmiş, çimento geleneksel sıva olduğu anlaşılmıştır. sütunlar, koruma kurulunun onay-
esaslı sıvalar kaldırılmıştır. Tonoz- Sıvada çatlak bulunmadığı gözlemle- lamış olduğu restorasyon projesine
lar, “ınkara harcı” ile sıvanmıştır. nerek müdahale edilmemiş, yalnızca göre kaldırılmıştır (Şekil 19, 20).

16
S. Hıllez, kişisel görüşme, Diyarbakır: Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Haziran 2015.
17
Kubbenin bu sıvası, 2004 yılında yapılan basit onarım kapsamında uygulanmış olan geleneksel harçtan (ınkara) yapılma sıvadır (M. Ürkmez, kişisel görüşme,
Kasım 2016).
MAKALE 39

4. Değerlendirme ve Sonuç

Mardin Ulu Camii’nin bazı bö- şeklindeki yarım kubbesinin lendiği ve harimin her dönemde
lümleri, 12. yüzyıldan günümüze şekli, perdahlı düz yarım kubbeye bütünlüğünü koruduğu tespit
özgünlüğünü koruyarak ulaşmış, dönüşmüş, bu yüzden mihrap ve edilmiştir.
bazıları ise büyük değişikliklere minber büyük ölçüde özgünlüğü- Mardin Ulu Camii yaklaşık do-
uğramıştır. Caminin harim bölü- nü yitirmiştir. kuz asırdır ayakta olan bir kültür
mü bütünlüğünü koruyabilmiş, Kubbe, caminin ilk inşa edildiği mirasıdır. Anıtın, özgünlüğü koru-
fakat son restorasyonda Osmanlı dönemde, muhtemelen karakte- narak gelecek nesillere aktarılması
dönemi eki olan ahşap mahfil katı ristik bir mimari eleman olarak için bilimsel müdahaleler gerek-
tamamen kaldırılmıştır. Bugün yapılmıştır. Analojik değerlendir- mektedir. Artuklu döneminden
yalnızca beş göz kalan revakla- meler neticesinde, kentte 100-150 kalma kitabeler fiziksel aşınmaya
rın, 15. yüzyılda Timur yıkımları yıl sonra inşa edilen medreselerin uğradığından, bazı bölümleri
ile beraber değişikliğe uğradığı de aynı dilimli kubbeye ve kıble bugün okunamamaktadır. Ya-
söylenebilir. Bu yıkımlardan çifte önü üçlü payanda düzenine sahip pıyı 1932’de inceleyen Albert
minareli düzen de etkilenmiştir. olduğu görülmektedir. Gabriel’in okuduğu kitabeler,
Mardin, Yavuz Sultan Selim’in bugün tahribattan ötürü zorlukla
bölgeyi ele geçirdiği tarihe ka- seçilebilmektedir. Anıtın tüm mi-
dar (1516-1517), Karakoyunlu, Mardin Ulu mari elemanları ile birlikte bütün-
Akkoyunlu ve Safevi devletlerinin Camii’nin bazı lüğünün korunması için bilinçli bir
yönetiminde kalmıştır; ancak ca- şekilde çaba sarf edilmelidir.
miye yapılan müdahalelerin çoğu
bölümleri günümüze
Geleneksel yapım tekniğinin
Osmanlı dönemine aittir. İlk mi- özgünlüğünü hâlâ devam ettiği Mardin’de Ulu
nare, 16. yüzyıl sonunda yapılmış, koruyarak ulaşmış, Cami ve kentteki sivil mimar-
1887’de yıkılan minare, bilahare lık örneklerinde özgün kısımlar
yenilenmiştir. Bu yıllarda Mar- bazıları ise büyük zorlukla algılanmaktadır. Bunda,
din’deki usta taşçı geleneği henüz değişikliklere anıtlarda yüzyıllardan beri kullanı-
yapıcı karakterini kaybetmemişti. lan yapı malzemesinin hiç değiş-
Camide, avlunun kuzey ve batı
uğramıştır; memesinin etkili olduğu söylene-
tarafı 18. ve 19. yüzyıl onarım- camiye yapılan bilir. Mardin’de taşçı geleneği hâlâ
ları sonucunda bugünkü şeklini müdahalelerin devam etmekte; geçmişte olduğu
almıştır. Avlunun doğu kanadı, gibi bugün de Mardin’de yetişen
cami hariminin kuzeyindeki istinat çoğu Osmanlı ustalar yoğun olarak Güneydo-
duvarı, harimdeki ahşap mahfil dönemine ğu Anadolu Bölgesi kentlerinde
katı ve minare, Osmanlı dönemi yığma yapıların taş işçiliklerinde
ekleridir. Avludaki şadırvan, ha-
aittir. çalışmaktadırlar. Taş ustaları, çırak
rimde raspalanan sıvalar ve dama ve kalfa yetiştirerek geçmişten
uygulanan şap, erken Cumhuriyet günümüze taşçılığın sürdürülebilir
dönemi müdahalelerindendir. Yapı üzerinde tespit edi- olmasında etkili olmuşlardır. Bu
Damın üzerinin taş kaplanması, len kitabelerin değişik yerlerde sebeple, Mardin ve civar bölgede-
ahşap mahfil katının sökülmesi, bulunması ve yazı karakterlerinin ki anıtların koruma projelerinin
şadırvanın betonarme saçağının farklılık göstermesi, bir anlam- hazırlanması öncesinde detaylı
kırılması ise, 2010 yılı onarımın- da eserin tarihsel gelişimine de bir arşiv araştırmasının yapılması
da yapılmıştır. Ahşabın mimari işaret etmektedir. Kitabelerden çok önemlidir. Zira Mardin Ulu
elemanlarda kullanımının çok az eserin çok sık onarım geçirdiği, Camii hariminin sonradan geniş-
olduğu Mardin’de, Osmanlı eseri ancak plan bazında ve strüktürel letilmediği, minarenin Osmanlı
olan harimdeki ahşap mahfil katı, anlamda büyük bir değişikliğe döneminde iki defa yeniden inşa
dönem eki olarak kabul görerek, uğramadığı söylenebilir. Eserin edildiği, Cumhuriyet dönemin-
sökülmeyip yerinde bırakılabilirdi. erken dönem restitüsyonuna dair; de harimdeki kalem işi hatların
Cumhuriyet döneminde, iç cephe avluyu çevreleyen tek katlı revaklı silindiği, avluya şadırvan eklen-
duvarları üzerindeki kalem işi bir düzene sahip olduğu, Osman- diği, mihrap ve minderin çeşitli
hatların kazılarak tamamen temiz- lı döneminde bu revakların bir müdahaleler ile özgünlüklerinin
lenmesi, Ulu Cami için önemli bir kısmının kapatılıp farklı işlevlere zedelenmesi gibi önemli veriler
kayıp olmuştur. Bilinçsiz onarım- hizmet ettiği, üst kata ek revaklar detaylı arşiv araştırmalarıyla ilk
larla mihrabın istiridye kabuğu yapıldığı, minarenin iki kez yeni- defa ortaya çıkarılmıştır.
40 MAKALE

KAYNAKLAR

Abdülgani Efendi, 1999, Mardin Tarihi (yay. haz. Burhan Zengin), Başbakanlık GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı,
Ankara.

Abdüsselam Efendi, 2007, Mardin Tarihi, (yay. haz. H. H. Güneş), İstanbul, İmak Ofset.

Ainsworth, W. F., 1842, Travels and Researches in Asia Minor, Mesopotamia, Chaldea and Armenia, c. 2, John W. Parker, West Strand,
Londra.

Ali Emiri, 2006, Mardin Artuklu Melikleri Tarihi Kâtip Ferdi, (yay. haz. M. Yardımcı), Prestij Reklam, İstanbul.

Altun, A., 1971a, Mardin’de Türk Devri Mimarisi, Dizgi Baskı, İstanbul.

Altun, A., 1971b, “Mardin Ulu Camii ve Çifte Minareler Üzerine Birkaç Not”, Vakıflar Dergisi, sayı IX, Vakıflar Genel
Müdürlüğü, Ankara, s. 191-200.

Altun, A., 1978, Anadolu’da Artuklu Devri Türk Mimarisinin Gelişmesi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.

Aslanapa, O., 1973, Türk Sanatı II Anadolu Selçuklulardan Beylikler Devrinin Sonuna Kadar, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.

Aslanapa, O., 2007, Anadolu’da İlk Türk Mimarisi Başlangıç ve Gelişmesi, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı yayınları, Ankara.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tarih: 13/S/1212, Dosya no. 1467, Gömlek no. 28, Fon Kodu: HAT.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tarih: 21/Za/1319, Dosya no. 1801, Gömlek no. 135001, Fon Kodu: BEO.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tarih: 16/B/1245, Dosya no. 1579, Gömlek no. 57, Fon Kodu: HAT.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Tarih 10/L/1305, Dosya no. 1514, Gömlek no. 45, Fon Kodu: DH.MKT.

Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, Mardin ili, Merkez ilçesi, 008 no.lu Ulu Cami klasörü.

Bayram, S., 2007, “Arşivlerde Kayıtlı Mardin’de Yapılmış En Eski Vakıflar: İmam Zeynel Abidin’in 1158 Tarihli ve
Artukoğulları’ndan Kutbuddin İlgazi İbni Melik Necmeddin İbni Emir Timurtaş M. 1178 tarihli vakfiyeleri”, Makalelerle
Mardin 1, Tarih - Coğrafya, İmak Ofset, İstanbul, s. 294-298.

Bekin, D., 2011, Tarihin Işığında Mardin, Mardin Valiliği, Ankara.

Buckingham, J. S., 1827, Travels in Mesopotamia, Henry Colburn, Londra.

Cezar, M., 1985, Tipik Yapılarıyla Osmanlı Şehirciliğinde Çarşı ve Klasik Dönem İmar Sistemi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul.

Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Arşivi, Mardin Ulu Cami Anıt Fişi (Erişim tarihi: Nisan 2014).

Dolebeni, H., 1972, Tarihte Mardin, Resim Ofset, İstanbul.

Eken, G., 2006, “19. Yüzyıl Mardin Vakıfları Üzerine”, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, sayı 20, Konya, s. 233-250.

Gabriel, A., 1940, Voyages archéologiques dans La Turquie orientale, Ed. De Boccard, Paris.

Gertrude Bell Archive, Newcastle University, http://www.gerty.ncl.ac.uk/ (Erişim: Kasım 2018).

Göyünç, N., 1991, XVI. Yüzyılda Mardin Sancağı, Türk Tarih Kurumu, Ankara.

Güler, M., 2005, 12. yüzyıl Anadolu Türk Camileri, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Tarihi
Programı yayımlanmamış doktora tezi, İstanbul.

Günay, R., 2002, 259 Numaralı Hicri 1006-1008 (Miladi 1598-1600) tarihli Mardin Şeriyye Sicilinin Transkripsiyon ve Değerlendirmesi,
Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Diyarbakır.

İzgöer, A. Z., 2002, Diyarbakır Salnameleri, c. 4, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Yayınları.

Taş, K. Z., Özcoşar, İ., Güneş, H. H., Gürhan, V., 2006, 195 no.lu Mardin Şer’iye Sicili Belge Özetleri ve Mardin, İmak Ofset,
İstanbul.

Oppenheim, M., 1930, Expedition in der Asiatischen Türkei 1899 (Waranschahar - Tell Halaf – Diyarbakir - Kazan Ali), Bd. 7, Berlin.

Kişisel Görüşmeler:

Gabriel Akyüz, G., 07 Mart 2015, Mardin, Kırklar Kilisesi.

Suphi Çağlayan, 10 Mayıs 2015, Mardin.

Adnan Durdu, 18 Aralık 2015, Mardin.

Semra Hıllez, S., 9 Haziran 2015, Diyarbakır,Vakıflar Bölge Müdürlüğü.

Murat Ürkmez, 20 Kasım 2016, Mardin.


MAKALE 41

RESTORATION PROJECT OF TALAS AMERICAN COLLEGE


“GIRL’S BOARDING SCHOOL” BUILDING
ABSTRACT
Talas American College Buildings that are one of the base stations of American Board of Commissioners
for Foreign Missions’ educational activities carried out in Turkey in the 19th century, have managed to
make a significant imprint on the cultural and architectural underground of the city’s memory with the
different functions that they have undertaken. Due to the intensive use of the building complex by Erciyes
University since 1978, restoration was needed and a conservation project was prepared in accordance
with contemporary conservation principles.
With this study, that was supported by Erciyes University Scientific Researh Project Department (no 4440),
it is aimed to set a model to be followed during the preparation of conservation projects. In this context,
the process and methods used during the preparation of the project have been summarized aiming to
increase the quality of restoration practices in the region and to contribute to scientific literature.

Talas Amerikan Koleji “Kız Okulu Binası”


Koruma Çalışmaları
H. HALE KOZLU, bir şekilde kuramsal ve pratik
GONCA BÜYÜKMIHÇI, On dokuzuncu alanda güncel gelişmeleri izlemek,
SEVDE KARAHAN, yüzyılda inşa edilen disiplinlerarası bir çalışma gerçek-
AYŞEGÜL AKŞEHİRLİOĞLU leştirmektir.
ve günümüzde
Üniversitelerin tek görevinin
1. GİRİŞ Erciyes Üniversitesi eğitim olmadığı, aynı zamanda top-
Koruma ve yenileme çalışmaların- Sosyal Tesisleri luma örnek teşkil edecek uygula-
da dikkat edilmesi gereken ilkeler, maları ve araştırma-geliştirme çalış-
olarak kullanılan
ulusal ve uluslararası geçerliliği malarını da yürütme sorumlulukları
olan tüzükler ve yasalarla belirlen- Talas Amerikan göz önünde bulundurulduğunda,
miş olup uluslararası platformda Koleji yapı grubu, Kayseri gibi kültürel mirasımızın
etkin kuruluşların yanı sıra, ülkele- önemli örneklerini barındıran bir
rin ulusal kurumları ve sivil toplum
koruma projelerinin
kentte, koruma çalışmalarının bi-
örgütlerinin çalışmalarıyla detay- hazırlanması sürecinde limsel bir yaklaşımla ele alınması ve
landırılıp güncellenerek devam izlenecek yöntemlerle bu alandaki projelerin niteliklerinin
etmektedir. Doğru ve bilimsel bir arttırılmasında bölgedeki bilim ku-
koruma çalışmasının gerçekleşebil-
ilgili olarak geliştirilecek rumlarının örnek teşkil edebilecek
mesi, bilimsel yöntemlerle ve titiz- model için örnek bilimsel çalışmalar gerçekleştirmesi
likle sürdürülen bir projelendirme seçilmiştir. önemlidir. Bu bağlamda, günümüz-
sürecine bağlıdır. Koruma süre- de Erciyes Üniversitesinin sosyal te-
cinin sağlıklı bir şekilde tamam- sisleri olarak kullanılan tarihi Talas
lanabilmesi; uygulama sürecinde, dir. Bu nedenle, koruma projeleri Amerikan Koleji Binaları, koruma
projelendirme safhasında çizimler konusunda bilinçli, eğitimli ve projelerinin hazırlanması sürecin-
ve teknik raporlarla belirlenen ortak terminolojiye sahip uzman- de izlenecek yöntemlerle ilgili bir
ilkeler ve yöntemlere uygunluğun larca yapılması gereken, gelişen çalışmada geliştirilecek model için
denetlenmesiyle sağlanabilmekte- teknolojik veri ve tekniklere uygun örnek olarak seçilmiştir.1

*
Dr. Öğretim Üyesi H. Hale KOZLU, Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, e-posta: halekozlu@gmail.com; Prof. Dr. Gonca BÜYÜKMIHÇI, Er-
ciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, e-posta: goncabm@gmail.com (başlıca yazar); Arş. Gör. Sevde KARAHAN, Erciyes Üniversitesi Mimarlık
Fakültesi Mimarlık Bölümü, e-posta: svdgnr@gmail.com; Arş. Gör. Ayşegül AKŞEHİRLİOĞLU, Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, e-posta:
aysegul_pusat@hotmail.com.
1
Erciyes Üniversitesi Rektörlüğü Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenen 4440 kodlu araştırma projesi kapsamında hazırlanan rölöve çalışmaları,
ERÜ Rektörlüğü ve Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmıştır. Diğer projeler, araştırma projesi kapsamında bilimsel birer
çalışma olarak ele alınmış, uygulamaları gerçekleştirilmemiştir.
42 MAKALE

Şekil 1. Vaziyet planı Şekil 2. Genel görünüm

2. Talas Amerikan Koleji Koruma Çalışmaları

Erciyes Üniversitesi Sosyal Tesis-


leri olarak kullanılan yedi bina ve
müştemilatından oluşan kampüste
yer alan Talas Amerikan Koleji yapı
grubu, Kayseri ili, Talas ilçesi, Yu-
karı Mahalle’de yer almaktadır. On
dokuzuncu yüzyılda Amerikan Bo-
ard Kurumu tarafından inşa edilen Şekil 3.
kampüste, Amerikan Hastanesi ile Bina blokları
kolej ve hastanenin lojman binaları
da yer almaktadır (Şekil 1). Kolejin
eğitim binası da aynı mahallede
bulunmakta ve kolejde eğitim gö-
ren yatılı öğrenciler, eğitimciler ve
hastane çalışanları burada ikamet
etmekteydiler.
Kampüs alanı içerisinde yer alan
yedi binadan, proje kapsamındaki
örnek bina (Şekil 2), geçmişte farklı bodrum+3 kattan oluşmaktadır. günümüzde konaklama amacıyla
dönemlerde kız okulu, öğrenci Haçvari plan şemalı sofaya, üç oda kullanılmaktadır (Şekil 8).
yatakhanesi ve yemekhane olarak ve hamam açılmaktadır. Sofadan, Avlunun kuzeydoğusunda, iki
kullanılmıştır. Günümüzde Erciyes birbirine paralel iki tek kollu mer- katlı yemekhane bloku, güneyba-
Üniversitesi Sosyal Tesislerinde divenle bahçe giriş kotuna ulaşıl- tısında ise iki katlı bir konaklama
konaklama ve yemek birimi olan maktadır. Bu katta; yan eyvanlar birimi yer almaktadır (Şekil 9, 10).
ve yapı grubu içerisinde “1. Bina” kapatılarak odaya dönüştürülmüş Avluya bakan cephedeki kapatılmış
denilen yapı, bir avlu ve etrafını olmakla beraber, avlu kotundaki kemerlerden, geçmişte yarı açık bir
çevreleyen üç birimden oluşmakta- plan şeması aynen izlenebilmekte- mekân olduğu anlaşılmaktadır.
dır. Avlu giriş kapısının karşısındaki dir (Şekil 6, 7). Ana binada genel bir simetrik
yapı “Ana Bina”, avlunun kuzey- Çift kollu ahşap bir merdivenle etki göze çarpsa da, mekân oran-
doğusunda ve güneybatısında, ana ulaşılan üst kat, kolej döneminde larında ufak farklılıklar bulunmak-
binaya bitişik, ancak mekânsal bir tek mekândan oluşan bir yatakhane tadır. Bu simetri, orta sofaya açılan
bağlantısı olmayan iki birimden olarak kullanılmıştır. Ancak, 1980’li odaların eşit sayıdaki pencereleri
kuzeydoğudaki bina “Yemekhane”, yıllarda yapılan onarımlarda muhdes ile sağlanmaya çalışılmıştır (Şekil
güneybatıdaki ise “Konaklama Blo- duvarlarla bölünerek, odaların sofaya 11, 12). Zemin üzerinde üç katı
ku” olarak tanımlanmıştır (Şekil 3). açıldığı ve alt kattaki iç sofalı plan şe- algılanan yapının, hem Atatürk
Atatürk Bulvarı’nda, 1. Bina’nın masının devamı niteliğinde bir kulla- Bulvarı’na bakan avlu cephesi hem
avlu girişinin karşısında ve gü- nıma dönüşmüştür. Kat yükseklikleri de bahçe cephesi etkili bir görünü-
neydoğuda yer alan Ana Bina; diğer katlara nazaran daha alçaktır; me sahiptir.
43

Şekil 4. Avlu kotu sofa girişi Şekil 5. Bahçe kotu girişindeki merdivenler

Şekil 6. Avlu kotu (-5.73 kot) planı Şekil 7. Bahçe kotu (-1.17 kot) planı

Şekil 8. Birinci kat sofası


44 MAKALE

Şekil 9. Yemekhane bloku girişi Şekil 10. Konaklama bloku girişi

Şekil 11. Bodrum kat (-7.48 kot) planı Şekil 12. 1. kat (+4.90 kot) planı

2.1. Rölöve Çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Bu modelleme hale gerektiren hasarlar gerekli


2.1.1. Ölçüm ve Çizim çalışmaları için SAP 2000 ve yerel analizler yapılarak raporlanmış
Aşaması programlar, plan ve kesit çizim- ve rölöve üzerine işlenerek belge-
lerinde Point Cloud ve AutoCAD lenmiştir (Şekil 19, 20). Belgeleme
Bu etapta öncelikle arazi çalışma-
programları, lazer tarama ve Total çalışmaları ile eş zamanlı olarak;
ları gerçekleştirilmiş, yapı lazer ta-
Station ölçümlemelerini yerinde yapının malzeme ve statik duru-
rama yöntemiyle üç boyutlu olarak bilgisayara aktarmak üzere Tac- mu değerlendirilmiş, konservas-
ölçümlenerek fotoğraflanmış, bu hiCAD programı kullanılmıştır. yon çalışmaları için yapının farklı
bilgiler nokta bulut yöntemiyle bil- Rölöve çalışmalarında, ana ölçüleri noktalarından taş, ahşap harç ve
gisayar ortamına aktarılarak plan alınan detaylar Photoplan progra- sıva örnekleri alınmış, restorasyon
ve kesit paftaları elde edilmiştir mı yardımıyla çizime aktarılmıştır ve konservasyon kararlarına altlık
(Şekil 13, 14). Poligon sistemi esas (Şekil 15-18). oluşturacak malzeme, hasar tespit
alınarak lazer tarama ve Total Sta- ve statik değerlendirme paftaları
tion ile ölçümlenen ve bilgisayara 2.1.2. Analitik Rölöve hazırlanmıştır. Hasar tespit çalış-
aktarılan görünüşler, AutoCAD Çalışmaları maları kapsamında; yakın çevre-
programı ile cephe çizimi haline Ölçüm ve çizim çalışmaları sonu- deki yeni yapılaşma, imar planla-
getirilmiştir. Bu etapta ayrıca, bina- cunda elde edilen paftalarla arazi maları, çevresel müdahaleler gibi
nın mevcut durumunun üç boyutlu çalışmaları gerçekleştirilmiş, yapı özgün dokuya zarar veren oluşum-
strüktürel modelleme çalışmaları üzerinde tespit edilen ve müda- lar vaziyet planında gösterilmiştir.
45

Şekil 13. Renkli 3B nokta bulutu görseli Şekil 14. Talas Amerikan Koleji Öğrenci Yatakhaneleri Binası

Şekil 15.
Güneydoğu cephesi
lazer tarama verisi
(Renkli nokta bulutu
görseli)

Şekil 16.
Güneydoğu
cephesi rölöve
çizimi

Şekil 17.
Tavan planı
lazer tarama
verisi
(Siyah-beyaz nokta
bulutu görseli)

Şekil 18.
Tavan planı
46 MAKALE

Şekil 19.
Konservasyon
projesi hasar
tespit pafta
lejantları

Özgün yapı elemanlarındaki bo- narak yapının restitüsyon projesine cilerinin yeni binaya taşınmasının
zulma ve kayıplar; duvar, döşeme, altlık oluşturacak araştırmalar yapıl- ardından, Aslanlı Konak’taki kız
sütun, kemer ve tonozlardaki statik mıştır. Amerikan Board belgelerinin öğrenci sayısı 175’e çıkmış, hem
problemler; ek ve kalıntılar; yapı bulunduğu Harvard Üniversitesi dershane hem yatakhane olarak
malzemeleri üzerinde gözlemlenen Kütüphanesi ve özel arşivler incele- kullanılan yapı yetersiz kaldığın-
nemlenme, tuzlanma, kabuklanma, nerek,3 restitüsyon araştırmalarında dan ikinci bir yatakhaneye ihtiyaç
parça kopmaları, oyuklanma, bitki- elde edilen bilgiler doğrultusunda, duyulmuştur.5 Bunun üzerine, yeni
lenme, yosun ve mantar oluşumları çizilen projeler ve restitüsyon rapo- bir yatakhane binası, öğretmen loj-
vd. malzeme bozulmaları, yerinde ru bilgilerinin doğruluğu kesinleşti- manları ve kliniğin inşaatına baş-
yapılan incelemeler ve tarama so- rilmiştir. lanmıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın
nucu elde edilen bilgiler yardımıyla Resmi olarak 1871’de kuru- başlamasının ardından okullarda
plan, kesit ve cephe çizimleri üzeri- lan Amerikan Koleji, 1881 yılında eğitim-öğretime ara verilmiş, savaş
ne detaylı bir şekilde işlenmiştir. Talas’ın Kiçiköy Mahallesi’nde bir dönemi boyunca öğretmenler ve
binada eğitim vermeye başlamış, öğrenciler evlerine dönmüşlerdir;
2.2. Restitüsyon çalışmaları 1889’da bölgede Aslanlı Konak diye ancak sağlık personeli çalışmaya
Restitüsyon çalışmalarında, önce- tanınan bağ evine (çalışma kapsa- devam etmiş ve binalar hastane
likle alanın tarihçesi incelenerek ya- mında ele alınan binaya) yerleşmiş- olarak hizmet vermiştir (Şekil 21).6
pıların kronolojik analizleri gerçek- tir.4 Öğrenci sayısının artmasıyla Yapılar, 1916 tarihinden itibaren
leştirilmiştir. Arşiv taramalarının2 birlikte ikinci bir okul binasına savaşta ailelerini kaybeden çocuk-
yanı sıra, sözlü tarih araştırmaları gereksinim duyulmuş, Müdür Mr. lar için yetimhane olarak kullanıl-
kapsamında kolejin ve hastanenin Wingate tarafından aynı mahal- mıştır. Cumhuriyet’in ilanından
son dönemlerine tanıklık etmiş lede yüksek bir mevkide bulunan, sonra tekrar American Board’a
öğrenciler, doktorlar, işçiler ve ona- manzaralı bir arsanın satın alınması geri verilen yapının yine hastane
rımın yapıldığı dönemin rektörüyle için teşebbüsler başlatılmış, 1908 olarak kullanımına devam edilmiş,
görüşülmüş, Kayseri Tarihi Araştır- yılında da bu arsaya yeni bir bina kolej 1928 yılında 25 öğrenci ile
ma Merkezindeki mikrofilmler tara- yapılmıştır. Okulun erkek öğren- yeniden açılmıştır (Şekil 20)7.

2
Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) 1. Yıldız Tasnifi (Yıldız Arşivi Hususî Maruzat Evrakı (Y.A.HUS.), Yıldız Esas Evrakı (Y.EE.), Yıldız Perakende Evrakı Arzuhal ve
Jurnaller (Y.PRK.AZJ.), Yıldız Perakende Evrâkı Mabeyn Başkitâbeti (Y.PRK.BŞK.), 2. Diğer Tasnifler: Bâbıâlî Evrak Odası Sadaret Mektubi Kalemi , Mühimme Kale-
mi (BEO A.MKT.MHM.); Papers of the American Board of Comissioners for Foreign Missions (PABCFM), Unit 5, Item: ABC.); Erciyes Üniversitesi KAYTAM (Kayseri
ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi) Arşivi, American Board ve SEV Vakfı Arşivleri, Erciyes Üniversitesi Kadir Has Merkez Kütüphanesi, Alman Arkeoloji Enstitüsü
Kütüphanesi, İTÜ Mimarlık Fakültesi Kütüphanesi, Harvard Üniversitesi Kütüphanesi “Special Collections” Bölümü, üniversiteler tarafından taranan elektronik veri
tabanları aracılığıyla ulaşılan tezler ve makaleler, internet kaynakları, kişisel arşivler.
3
Talas Amerikan Kolejinin bağlı olduğu American Board Okullarının yayını olan ve çeşitli tarihlerde basılmış okul yıllıklarında (Banner Talas Amerikan Okulu
Yıllıkları), kolejin eğitimi, istihdamı, ihtiyaçları, personeli, öğrencileri, kuruluşu, işleyişi vb. konularda bilgiler verilmektedir. Yine Talas Amerikan Hastanesinde
görev yapan doktorlardan biri olan Dr. Dodd’un hazırladığı raporlarda (Medical Missionary Work at Cesarea, 1908; DLIR Archives; General Report, Kayseri, 1930;
American Hospital at Talas Turkey, DLIR Archives, 1932) ve Amerikan Hastanesinde görev yapan hemşirelerden Miss Paige’in raporunda (General Report Nurses
Report, Kayseri, 1930) Amerikan Hastanesinin faaliyetleri, hastaları, personeli, ihtiyaçları gibi konularda bilgiler verilmektedir.
4
M. Şahin, 2018, Wilson Amos Farnsworth, Kapadokyada’ki Amerikalı Misyonerlerin Bilinmeyen Tarihi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, s. 174.
5
Ü. Altıner, Talas Okulunun Tarihçesi, Talas Amerikan Koleji Mezunları Derneği Arşivi, 1950.
6
H. Özsoy, Dünden Bugüne Talas, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yayımlanmamış doktora tezi, Kayseri, 1991, s. 47-55.
7
H. Özsoy, a.g.e., s.47-55; C. Demir, Kayseri, Nevşehir, Niğde Üçgeninde Amerikan Board’un Eğitim Faaliyetleri, ERÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü yayımlanmamış
yüksek lisans tezi, Kayseri, 2008.
MAKALE 47

Şekil 20. Konservasyon projesi hasar tespit paftası çizimleri

Kaynaklarda, I. Dünya
Savaşı’nda hastane olarak kullanı-
Şekil 21.
lan ikinci binanın 1927-1953 yılları
1900’lü yılların
arasında tekrar onarım geçirdiği
başında Talas ve
ve kolej bünyesinde kullanılmaya
Amerikan Board
başladığı belirtilmektedir.8
Binaları
Talas Amerikan Koleji, öğrenci
(Harvard University
sayısında ve ödenekteki azalmalar
Library, Special
nedeniyle 1967 yılında kapatılmış, Collections, American
hastane ise 1972 yılına kadar hiz- Board Archives)
met vermeye devam etmiştir.9 Bina-
lar 1974 yılında Hacettepe Üniver-
sitesi Rektörlüğünün mülkiyetine kan Kız Okulu olarak kullanılmaya (Şekil 22-26). Yapının konak olarak
geçmiş, 1978 yılında da bu üniversi- başlanmış ve okul için gerekli yeni kullanıldığı döneme ait, sözlü anla-
teden ayrılan Erciyes Üniversitesine donatılar ve bölümler eklenmiştir.12 tımlar dışında herhangi bir belgeye
devredilmiştir. Yapılar, 1980’den Yapının geçirdiği süreç ve bu sırada ulaşılamadığından, restitüsyon
sonra onarım geçirmiş ve üniversite yapılan değişikliklerin dönem eki projesi geleneksel Kayseri ve Talas
misafirhanesine dönüştürülmüştür; olarak kabul edilmesi gerektiğin- evleri plan şemaları incelenerek ve
halen Erciyes Üniversitesi sosyal den, iki farklı restitüsyon projesi kolej döneminde yapıya eklenen
tesisleri olarak kullanılmaktadır.10 hazırlanmasına karar verilmiştir. Bu bölümlerin yapı izlerinden fayda-
Yapılan araştırmalar ve incele- projelerden biri, yapının gelenek- lanılarak hazırlanmıştır. Yapının
nen belgeler11 değerlendirildiğinde, sel bir bağ evi olarak kullanıldığı kolej olarak kullanıldığı döneme ait
yapının iki farklı dönemi olduğu 1874-1889 yıllarına ait “Konak restitüsyon projesinde ise; yapısal
görülmektedir: 1874’te bağ evi ola- Dönemi Restitüsyonu”, diğeri ise analizler, mimari izler ve sözlü tarih
rak inşa edilen ve yazlık konut işlevi Talas Amerikan Kız Okulu işleviyle araştırmalarından vd. elde edilen
gören yapı, 1889’da Talas Ameri- “Kolej Dönemi Restitüsyonu”dur bilgiler kullanılmıştır.

8
Ü. Altıner, Talas Okulunun Tarihçesi, Talas Amerikan Koleji Mezunları Derneği Arşivi, 1950.
9
H. Özsoy, age., s. 62, 66.
10
H. Özsoy, age., s. 62, 66.
11
Harvard University Library Special Collections, American Board Archives; DLIR Archives; ERÜ KAYTAM Arşivi; Talas Amerikan Okulu Yıllıkları; H.Özsoy, age.; C.
Demir, age.; Şahin, M., a.g.e.
12
Harvard University Library Special Collections, American Board Archives.
48

Şekil 22. Konak ve Kolej dönemi restitüsyon projesi çizimleri (Bodrum kat planları)

Şekil 23. Konak ve Kolej dönemi restitüsyon projesi çizimleri (Avlu kotu planları)

Şekil 24. Konak ve Kolej dönemi restitüsyon projesi çizimleri (Bahçe kotu planları)
MAKALE 49

2.3. Restorasyon ve
Konservasyon Önerileri
Öncelikle, bütüncül olarak yapı
grubunun işlev kararları alınmış,
çağdaş koruma kuramlarına bağlı
olarak restorasyon yöntemlerine
karar verilmiş ve binaların özgün-
lüğünü zedelemeyecek şekilde,
ana kurgu ile uyumlu restorasyon
kararları geliştirilmiştir. Ayrıca
hasar tespit paftalarında belirlenen
problemlerin çözümüne yönelik
uygulama detaylarının gösterildiği
anahtar paftalar yapılmış, mal-
zeme analizleri sonucunda elde
edilen veriler değerlendirilerek
konservasyon projesi ve raporları
hazırlanmıştır. Şekil 25. Konak ve Kolej dönemi restitüsyon projesi çizimleri (1. kat planları)
Yapının özgün malzeme özel-
liklerinin anlaşılması amacıyla,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi
Koruma Uygulama ve Denetim
Müdürlüğü (KUDEB) Konservas-
yon ve Restorasyon Laboratuvarı
uzmanlarıyla taş, harç ve ahşap
malzeme örneklerinin analizleri
gerçekleştirilmiştir.13 Elde edilen
bilgiler ışığında duvar örgü harç-
a
ları, kaba sıva harcı, ince sıva harcı
ve yapıştırma harcı için karışımlar
belirlenmiştir. Yapıdaki özgün mal-
zemelerin analizinden elde edilen
bilgilerden de; nem problemi için
drenaj çözümü, mantar, böcek vb.
zararlılar için kimyasal müdahale,
kısmen bozulmuş ve çürümüş olan
ahşap malzemeler için bütünle-
me ve onarım, kirlenmiş cephe
yüzeyleri ve özgün olmayan sıva
/ boyalar için temizlik önerileri
geliştirilmiştir (Şekil 27-30). b

c d

Şekil 26a, b, c, d. Konak ve Kolej dönemi restitüsyon projesi çizimleri (Kesitler)

13
İBB KUDEB Konservasyon ve Restorasyon Lab. Analizleri: Prof. Dr. Erol Gürdal, Prof. Dr. Ahmet Ersen, Doç. Dr. Ahmet Güleç, Kim. Müh. Nimet Alkan ve Dr.
Papatya Seçkin danışmanlığında; Jeo. Y. Müh. Okay Şahin, Rest. Burçin Akışık, Y. Kons.-Rest. Burcu Başaran, Y. Kons-Rest./Ark. Ergün Çağıran, Kons.-Rest.
Neslihan Kılıç, Kimy. Öner Önder, Y. Kimy., Özlem Ersan, Y. Mimar Nevriye Öztürk, Mad. Müh. Gazanfer Akıncı, Jeo. Müh. Mustafa Baykır, Jeo. Müh. Derya Şahin,
Rest. S. Onur Yavaşi, Rest. Nesrin Uzun, Kons.-Rest. Mustafa Taştüner tarafından yapılmıştır.
50

Şekil 27.
Konservasyon
projesi hasar
tespit paftası,
cephe bozulma
analizi lejantları

Şekil 28. Konservasyon projesi cephe çizimleri

Şekil 29.
Konservasyon
projesi müdahale
paftası lejantları

Şekil 30. Konservasyon projesi kesit çizimleri


MAKALE 51

Şekil 31. Restorasyon projesi plan çizimleri

Restorasyon projesi kapsamında, değerlendirildiğinde, üniversitenin ihtiyaçlarına katkıda bulunabilecek


“yapıya en az müdahale” temel ilke- mülkiyetine geçtikten sonra uygu- şekilde işlevlendirilmesi öngö-
si uyarınca, yapının mevcut durumu- lanan ve yapıya mekânsal açıdan rülmüştür. Bu bağlamda, çalışma
nun mümkün olduğunca korunması, zarar veren müdahaleler ayıklanır- alanının öncelikle üst ölçekte
gerekli noktalarda sağlamlaştırma ken, 1908-1967 yılları arasında kolej değerlendirmesi yapılarak tüm
ve onarımların yapılması, yapının döneminde yapılan ekler, dönem eki yapıların birbiriyle ilişkili olabilecek
özgün strüktürü ve malzemeleri- kabul edilerek korunmuş; statik de- şekilde kullanımına yönelik kararlar
ne zarar veren muhdes kısım ve ğerlendirmeler, restitüsyon araştır- alınmış, yapıya bunu destekleyecek
uygulamaların ayıklanması, yapının maları ve konservasyon projesi göz bir işlev verilmesi hedeflenmiştir.
aşamalı sahip olduğu ve restitüs- önünde bulundurularak müdahale Proje kapsamında alınan genel işlev
yon projesinde 1. dönem (Konak kararları belirlenmiştir. kararında; binaların mevcut işle-
dönemi) ve 2. dönem (Kolej dönemi) viyle misafirhane olarak kullanıma
şeklinde sınıflandırılan projeler- 2.4. Yapının Yeniden devam etmesi uygun görülmüş, bu
de, 2. dönem eki olarak belirlenen İşlevlendirilmesi bağlamda alandaki diğer yapıların
değişiklikler ve eklerin, dönem eki Yapı için farklı kullanım alterna- konaklama işlevi ile değerlendiril-
kapsamında değerlendirilerek ko- tifleri değerlendirilerek, yapının mesi, çalışmada ele alınan örneklem
runması ve yapıya zarar veren yanlış özgün plan şeması ve karakteristik binanın ise “Sosyal Aktivite Binası”
uygulamaların giderilmesi temel ilke özellikleri zarar görmeden bölgenin olarak kullanılması önerilmiştir
olarak benimsenmiştir. Bu kararlar ve üniversitenin sosyal ve kültürel (Şekil 31, 32).
52 MAKALE

Şekil 32.
Restorasyon
projesi kesit
çizimleri

2.5. Müdahale Kararları maların temizlenerek kullanılması analizleri yapılmalı, raporda be-
Yukarıda da belirtdildiği üzere, önerilmektedir. lirtilen özgün taşlarla uygunluğu
yapının mevcut mekânlarının Duvarlar: Tüm muhdes kontrol edilmeli ve gereken onaylar
özgün haline uygun bir şekilde duvarların kaldırılarak mekânların alındıktan sonra işe başlanılmalıdır.
korunması hedeflenmiş, bütünlük- özgün plan kurgusuna dönülmesi Kapatılan pencere boşluklarının
leri bozulmadan muhdes kısımların amaçlanmıştır. Ana binada bulu- yapının özgün duvarlarına zarar
ayıklanması prensibi esas alınmış- nan çatlaklar için dikiş yapılması, vermeyecek şekilde el aletleri ile
tır. Bu bağlamda, yapı, özgün plan Atatürk Bulvarı’na açılan avlu sökülerek açılması, yapıdaki mevcut
şemasına uygun bir şekilde değer- cephesinde kemerleri ve çıkmayı doğrama ve parmaklık detayları
lendirilmiş, ıslak mekânlar aynı taşıyan ve statik açıdan özelliğini kullanılarak aslına uygun malzeme-
kütle içerisinde yeniden düzenlene- kaybetmiş iki sütunun cephe askıya ler ile yenilenmesi önerilmektedir.
rek konfor koşullarına uygun hale alındıktan sonra güçlendirilmesi Çatı: Ana binanın mevcut çatı-
getirilmiştir. öngörülmüştür. Bodrum kattaki sının sağlamlaştırılarak korunması,
Zemin: Restorasyon proje- gergi demirleri kesilmiş kemerler değiştirilmesi gereken kiremitlerin
sinde; avlu kotu sofasının özgün için; mevcut özgün demir parçaların ve sehim yapmış çatı kirişlerinin
olmayan seramik kaplama döşe- ölçü ve boyutlarında üretilecek yeni aslına uygun yeni ahşap malzeme-
melerinin yapıya zarar vermeyecek, gergilerin, pas koruyucu kimya- lerle değiştirilmesi, mevcut oluk-
titreşim yaratmayan yöntemlerle sal malzeme uygulanarak monte ların yenilenerek suların yapıdan
sökülüp sal taşıyla kaplanması, öz- edilmesi önerilmektedir. Kemer- uzaklaştırılması, özgün pencere
gün sal taşı kaplı mekânlarda sağ- lerde de, gereken noktalarda sıva açıklıklarının kapanmasına neden
lam taşların korunarak yıpranmış sağlamlaştırması ve derz dolgusu olan yan binalardaki beşik çatıla-
taşların değiştirilmesi, yok olmuş yapılması gerekmektedir. rın kaldırılarak özgün, toprak düz
döşemelerin özgün tür ve boyuttaki Bütünleme yapılacak parapet damlara dönüştürülmesi, parapet
uygun taşlarla bütünlenmesi, mev- duvarlarında kullanılacak yeni taş- duvarlarının, tonozları ve çatı kap-
cut ahşap döşemelerdeki çürümüş ların belirlenmesi amacıyla; uygu- lamalarını koruyacak bir kota kadar
bölümlerin aslına uygun malzeme lama aşamasında Talas civarındaki yükseltilmesi önerilmektedir (Şekil
ile değiştirilmesi ve sağlam kapla- taş ocaklarından örnek alınarak 27). Yapıya gelebilecek ek yüklerin
MAKALE 53

Şekil 33. Düz çatılarda uygulanacak detay Şekil 34. Avlu girişi detayı

minimum seviyede tutulabilmesi Talas Amerikan ması ve herbisit uygulanarak etki-


amacıyla dolgu malzemesi olarak siz hale getirilmesi önerilmektedir.
ponza / süngertaşı agrega kulla-
Koleji’nin mevcut Hasar tespit paftasında tuzlandığı
nılması, ayrıca suya dayanımı ve mekânlarının özgün belirtilmiş taşlarla, uygulama
yalıtımının sağlanabilmesi ama- hâline uygun bir şekilde aşamasına kadar geçen sürede
cıyla bu taşların arasına puzolanik korunması hedeflenmiş; tuzlanma ve çiçeklenme görülen
özellikte, andezitik tüfler eklenmesi taşlarda temizlik yapmak gerek-
öngörülmüştür. Bu bağlamda, uy- muhdes kısımların, mektedir. Ancak, derz yüzeyleri
gun taş tozunun seçilebilmesi için, yapının bütünlüğü çimentodan arındırılsa bile taşların
uygulama aşamasında toz halinde bozulmadan ayıklanması arasına nüfuz eden çimentoların
kullanılması düşünülen taşların pu- tamamen temizlenmesi mümkün
zolanik aktivite deneyleri yapılmalı
prensibi esas alınmıştır. olamayacağından restorasyon son-
ve aktivite değeri en yüksek taş rasında da bir süre tuzlanma gö-
kullanılmalıdır. zarar veren çimento sıva uygula- rülmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle
Doğramalar: Yok olmuş veya maları vardır. Gelecekteki ciddi kâğıt hamuru ile emdirme işlemi
yeniden kullanılamayacak kadar hasarları önlemek amacıyla, belirli aralıklarla devam etmelidir.
yıpranmış doğrama, ahşap bezeme, geçmiş onarımlarda uygulanmış Bu kapsamda, tuzlu yüzeylerde
kepenk ve parmaklıkların özgün bu sıvalar yapıdan uzaklaştırılma- öncelikle tuz kristalleri sentetik bir
malzeme ve detaylara uygun olarak lıdır. Çimento sıvalar taşa zarar fırça ile yapıdan uzaklaştırılmalı,
yenilenmesi; pencere doğramaları- vermeyecek biçimde, el aletleri ile kâğıt hamuruna AB57 emdirilerek
nın emprenyeli yerli çam kereste ile raspalanmalı; bu işlem itinalı bir hazırlanan jel yardımıyla tuzlar
aslına uygun bir şekilde yeniden ya- şekilde, titreşim yapan aletler kul- temizlenmelidir.
pılarak iki kat pinoteks, bir kat mat lanılmadan, kalem murç yardımıy- Tesisatın yenilenmesi: Ya-
vernik uygulanarak boyanması; yağlı la yapılmalıdır. pıya geçmiş onarımlarda eklenmiş,
boya uygulanmış kapıların sökül- Müdahale paftasında gösterilen ancak oldukça yıpranmış durumda-
dükten sonra mekanik ve kimyasal ve statik değerlendirmede yapısal ki kalorifer, elektrik ve su tesisatla-
yöntemlerle temizlenip boyanarak özelliklerini büyük oranda kaybet- rının yenilenmesi gerekmektedir.
tekrar yerine takılması; korunabile- tiği belirlenen bazı taşların çürütü- Boruların ve kabloların değiştiril-
cek durumdaki metal elemanların lerek çıkarılması ve yerine özgün mesinin ardından mevcut tesisatın
temizlenerek koruyucu malzeme malzemenin özellik ve boyutlarına kullanımına devam edilmesi; este-
uygulanması; yeniden yapılacak uygun taşlar yerleştirilmesi; aslına tik olarak yapı ile uygun olmayan
döşeme, doğrama ve bezemelerde, uygun harç karışımı kullanılması; kalorifer peteklerinin kaldırılarak
aslına uygun olarak seçilecek ahşap hasar tespit ve müdahale pafta- daha ince ve küçük boyutlarda
malzemenin vakumlu emprenye ile larında işaretlenen yosunlanmış ısıtma elemanlarının kullanılması;
güçlendirilerek kullanılması öneril- taşların ve derz aralarından çıkan duvarlardan geçen elektrik kablola-
mektedir (Şekil 28). bitkilerin sentetik fırça ile, taşlara rının görsel etkisinin azaltılabilmesi
Sıva, harç ve taşlar: İç zarar vermeden temizlenerek bu amacıyla kabloların süpürgelikler-
mekânda, yapıya ciddi oranda oluşumların yapıdan uzaklaştırıl- den geçirilmesi önerilmektedir.
54 MAKALE

3. Sonuç

Kültürel miras niteliği taşıyan yapı- önem verilmesi, mevcut durum tek başına yeterli bir koşul değildir.
ların korunmasında en önemli husus tespiti ve öneriler için yeni teknolo- Yüklenici firmanın bünyesinde,
proje aşamasıdır; ulusal / uluslara- jilerin takip edilmesi, hazırlanacak restorasyon uzmanı yetkin mimar-
rası kurumlardan kaynak tahsisi ve proje ve raporlarda uygulama aşa- lar, tarihi yapılar konusunda bilgi ve
yapım için gerekli ihale ve uygulama masında olası bilgi boşluklarına ve deneyim sahibi inşaat mühendisleri
aşamalarının projelerle bağlantısı farazi müdahalelere yer vermeyecek ile uygulamada birebir görev alacak
düşünüldüğünde, gerekli adımlar şekilde tüm detayların ele alınması, restoratör / konservatörlerin yanı
ancak projelerin sağlıklı bir şekilde uygulama esnasında müdahale ve sıra, bütün projelendirme çalışma-
hazırlanmasının ardından atılabile- yeni çözüm ihtiyaçlarının projeye larının detaylandırılarak uygulama
cektir. Restorasyon çalışmalarında, uygun şekilde gerçekleştirilmesi aşamasında da devam etmesi,
projelerin uygulama sırasında da amacıyla denetlenmesi, bu sürecin önemli bir konudur. Uygulamanın
devam edebilecek bir süreci kapsa- doğru ilerleyebilmesi ve çalışmaların her aşaması proje ekibinin kontro-
dığı ve her yapıdaki problemlerin bilimsel açıdan nitelikli olmasını lünde ilerlemeli, mümkünse farklı
kendi özelinde değerlendirilmesi sağlayacak temel kriterlerdir. Uygu- disiplinlerden uzmanların katılımı
ilkeleri uyarınca; farklı disiplinler- lamayı gerçekleştirecek firmaların ile oluşturulacak bir bilim kurulu
den uzmanların proje ekibinde yer restorasyon uygulamaları açısından tarafından uygulama aşamasının
alması, tüm aşamalarda araştırmaya deneyim sahibi olması ne yazık ki her işlemi denetlenmelidir.

KAYNAKLAR
Ahunbay, Z., 1996, Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon, YEM Yayınları, İstanbul.

Altıner, Ü., 1950, Talas Okulunun Tarihçesi, Talas Amerikan Koleji Mezunları Derneği Arşivi (Yayımlanmamış belge).

Banner Talas Amerikan Okulu Yıllıkları 1953, 1957 (Yayımlanmamış belge).

Başbakanlık Osmanlı Arşivleri (BOA): 1. Yıldız Tasnifi: Yıldız Arşivi Hususî Maruzat Evrakı (Y.A.HUS.), Yıldız Esas Evrakı
(Y.EE.), Yıldız Perakende Evrakı Arzuhal ve Jurnaller (Y.PRK.AZJ.), Yıldız Perakende Evrâkı Mabeyn Başkitâbeti (Y.PRK.
BŞK.), 2. Diğer Tasnifler: Bâbıâli Evrak Odası Sadaret Mektubi Kalemi, Mühimme Kalemi (BEO A.MKT.MHM.)

Demir, C., 2008, Kayseri, Nevşehir, Niğde Üçgeninde Amerikan Board’un Eğitim Faaliyetleri, ERÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü
yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Kayseri.

Dodd, W., 1908, Medical Missionary Work at Cesarea, DLIR Archives.

Dodd, W., 1930, General Report, Kayseri.

Dodd, W., 1932, American Hospital at Talas Turkey, DLIR Archives.

Erciyes Üniversitesi KAYTAM (Kayseri ve Yöresi Tarih Araştırmaları Merkezi) Arşivi.

Ersen, A., Güleç, A., Alkan, N., 2012, “Konservasyon raporunun önemi, içeriği ve hazırlama adımları”, KUDEB Restorasyon
ve Konservasyon Çalışmaları Dergisi, sayı 13, s. 3-16.

Feilden, B., 1982, Conservation of Historic Buildings, Butterworth-Heinemann. UK.

Harvard University Library Special Collections, American Board Archives.

Kuban, D., 2000, Tarihi Çevre Korumanın Mimarlık Boyutu, YEM Yayınları. İstanbul.

Miss Paige, 1930, General Report, Nurses Report, Kayseri.

Özsoy, H., 1991, Dünden Bugüne Talas, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü yayımlanmamış doktora tezi, Kayseri.

Şahin, M., 2018, Wilson Amos Farnsworth,, Kapadokyada’ki Amerikalı Misyonerlerin Bilinmeyen Tarihi (1853-1903), Yapı Kredi
Yayınları, İstanbul.

Uluengin, B., 2002, Rölöve, YEM Yayın, İstanbul.


MAKALE 55

THE ARCHITECTURAL FEATURES and CONSERVATION PROBLEMS of the


NIZIP SAYINLAR SOAP WORKSHOP
ABSTRACT
This study aims to document the architectural features and conservation problems of the Nizip Sayınlar
soap workshop which is an important historical building of south-eastern Anatolia’s industrial heritage.
Nizip Sayınlar soap workshop is a 19th-century vernacular structure which clearly illustrates the technological
and socio-cultural aspects of soap production in this period. It is an important industrial heritage site that
needs to be documented and preserved for future generations. The building, which preserves its original
character, is constructed with traditional building materials and techniques. As it was the first industrial
building constructed in the town and has the traces of the traditional production technique of the region, it
is an important component of the area’s cultural heritage. As a typical soap workshop, the building has been
shaped around the functions of storage, boiling, moulding, drying and packaging. All the spaces of the building
are organized around a central courtyard, which is the space where the raw materials were distributed to
the relevant rooms and from where the finished product was delivered. It is two-storeyed. Having fallen into
disuse when it became unsuitable for modern production technologies, followed by its unauthorized use as
a temporary shelter for immigrants, the Nizip Sayınlar workshop has deteriorated. Recording original features
has great importance in the adaptation of industrial heritage for new uses. For that purpose, survey drawings
of the building have been made and conservation problems have been identified.

Nizip Sayınlar Sabunhanesi’nin


Mimari Özellikleri ve Koruma Sorunları
Bu araştırmanın gerçekleşmesine olan katkılarından dolayı Mimar H. Barış Gören’e teşekkürlerimizi sunarız.

ÖZGE BOZGEYİK, Nizip Sayınlar yaptığını belgelemektedir. İlçede bir-


NESLİHAN DALKILIÇ* çok tarım ürününün yanı sıra, zeytin
Sabunhanesi, 19.
yetiştiriciliği ve hem gıda maddesi
1. Giriş yüzyılda inşa edilen, hem de sabunun hammaddelerin-
Türkiye’de, zeytin üretiminin yaygın belgelenmesi ve gelecek den olan zeytinyağının üretimi de
olduğu birçok yerleşimde küçük ve kuşaklara aktarılması yapılmaktadır (Erdoğan, 2011).
büyük ölçekli sabunhane yapıları gereken önemli Nizip ilçe merkezinde; Sayın-
bulunmaktadır. Güneydoğu Anadolu bir endüstri mirası lar Sabunhanesi, Mustafa Fındık
Bölgesi’ndeki sabunhaneler, zeytin
yapısıdır. Sabunhanesi, Mehmet Fevzi Okan
üretiminin yapıldığı il ya da ilçele- Sabunhanesi, Abdullah Özkaya Sa-
rin merkezlerinde, ticaretin yoğun bunhanesi, Ali Alkan Sabunhanesi ve
olduğu alanlarda inşa edilmiş, avlulu mirasıdır. Sabunhane aynı zamanda,
inşa edildiği dönemde ilçedeki ilk 2015 yılının başlarında yıkılan Nihat
yapılardır. Bu bölge ve yakın çevre-
endüstriyel yapı olması ve bölgeye Özyurt Sabunhanesi olmak üzere altı
sinde bulunan sabunhane yapılarının
has sanayi üretim tekniğinin izlerini geleneksel sabunhane tespit edil-
işlev şeması, plan ve cephe özellik-
leri, malzeme ve yapım tekniği gibi günümüzde hâlâ taşıması bakımın- miştir. Sabunculukla ilgili endüstri
mimari nitelikleri benzer üsluptadır dan da değerli bir kültür mirasıdır. mirasının ayaktaki son örneklerinden
(Bozgeyik, 2015). Nizip Sayınlar Sa- Güneydoğu Anadolu olan Nizip Sabunhaneleri, Türkiye
bunhanesi, 19. yüzyılda inşa edilen, Bölgesi’nde, Fırat Nehri’nin kenarın- teknoloji tarihinde önemli bir yere
yöreye özgü mimarisi ile dönemin da yer alan Nizip Gaziantep’e 46 km sahiptir ve yok olma tehlikesiyle
teknolojik düzeyini yansıtan, sabun uzaklıktadır ve kentin en gelişmiş karşı karşıyadır. Nizip’teki plansız
üretim süreçlerinin izlerini taşıyan, ilçelerinden biridir. Zeugma antik yapılaşma, kötü kullanım, Suriye’den
bir dönemin sosyo-kültürel yapısı kenti ve Rumkale’nin bulunduğu yaşanan yoğun göç, yerel yönetimin
hakkında bilgi veren, belgelenmesi ve ilçede yapılan kazılar, bölgenin hataları ve halkın koruma konusun-
korunarak gelecek kuşaklara akta- köklü bir geçmişe sahip olduğunu da bilinçsiz olması Nizip’in tarihi ve
rılması gereken önemli bir endüstri ve birçok medeniyete ev sahipliği kültürel dokusuna zarar vermektedir.

*
Öğr. Gör. Özge BOZGEYİK, Hasan Kalyoncu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, Gaziantep, e-posta: ozge.bozgeyik@hku.edu.
tr; Doç. Dr. Neslihan DALKILIÇ, Dicle Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Restorasyon Anabilim Dalı, Diyarbakır, e-posta: nesdalkilic@gmail.com.
**
Bu makale, Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı Restorasyon programında Mimar Özge BOZGEYİK tarafından, Doç. Dr. Neslihan
DALKILIÇ danışmanlığında, 2015 yılında tamamlanmış olan “Nizip Sayınlar Sabunhanesi Restorasyon Önerisi” başlıklı yüksek lisans tezinden üretilmiştir.
56 MAKALE

2. Geleneksel Sabun Üretimi

Sabunculuk, Ortaçağ’da İslam da, odun ateşiyle küçük çaplı üretim (İmamoğulları, 2003). Bu tesis, 2006
ülkelerinde gelişmiş bir imalat ko- de yapılmıştır (İmamoğulları, 2003). yılında Beşler Gıda ve Kimya’ya
ludur.1 Osmanlı devletinde “sabun- Nizip’te sabun yapımının ilk satılmış olup farklı ürünlerle birlikte
hane” olarak adlandırılan yapılarda başladığı dönemde, sabunhanelerde hâlâ “Ülfet Yağ” adıyla üretime
üretilen sabun oldukça kıymetliydi. kostik (sodyum hidroksit) yerine kül devam etmektedir (URL 1).
Zeytin üretilen bölgelerde sabun suyu ve kireç kullanılmıştır. Sa- Sabun yapımında 1985’ten sonra
üretimi oldukça gelişmiştir; impa- bunlar kazanlarda pişirilir, toprağa zeytinyağı yerine yurt dışından
ratorlukta zeytin üretimi ve buna serildikten sonra kesilip damgalanır getirilen yağların kullanılması ve
bağlı olarak başlıca sabun üretim ve kurutmak üzere silindir formunda çiftçinin bu konudaki bilinçsizliği
merkezleri Midilli, Girit Adaları, üst üste dizilirdi. Satışa hazır hale yüzünden, 1985-1992 yılları arasın-
Ayvalık, Edremit, Kemer, İzmir, gelen sabunlar, diğer kentlerden da zeytin ağaçları sökülerek yerine
Kızılcatuzla, Cunda Adası ve Urla; gelen tüccarlar tarafından satın fıstık ağaçları dikilmiştir (İmamo-
Cumhuriyetin ilk yıllarında da, alınarak yakın yerlere katır üzerinde, ğulları, 2002). Bu durum, Türkiye
Ayvalık, İzmir, İstanbul, Edremit, uzak yerlere ise trenle götürülürdü. zeytinyağının yaklaşık olarak %5’ini
Kilis, Gaziantep ve Mersin’dir (Oca- Bunun yanı sıra sabunhanelerden sağlayan Nizip’in sabun ve zeytin
koğlu ve Koraltürk, 2003). Küçük sektörünü etkilemiştir (Erdoğan,
kapasiteli imalathanelerde başlayan Osmanlı 2011). Geçmişte, Nizip’te sabun
üretim, teknolojik imkânlar ve ma- İmparatorluğu üretimi yapan 130 firma varken
kineleşmeyle beraber gelişmiştir. döneminde 2012’te bu sayı 47’ye düşmüştür
Türkiye’de 20. yüzyılın ortala- (Nizip Ticaret Odası 2012 Faaliyet
“Sabunhane”
rından itibaren makineyle sabun Raporu).
üretimine geçiş yapılmıştır.2 Sabun olarak adlandırılan Suriye’de 2011 yılından beri
yapımında kullanılan odun ya da yapılarda üretilen devam eden iç savaş nedeniyle fab-
çeşitli bitkilerin küllerinin yerini, sa- sabun, özellikle Ege rikaları kapanan bazı Suriyeli sabun
nayileşmeyle birlikte kimyasal mad- Bölgesi’ndeki kentlerde üreticileri, Türkiye’deki tesislerle
deler almıştır (Çeşmecioğlu, 2013). ortaklık kurarak üretim yapmaya
önemli bir imalat
Böylelikle, geçmişte sadece bir tarım başlamıştır. Bu durum, Nizip sabu-
ürünü olan zeytinyağından insan kalemiydi. nunun ihraç açısından değerini art-
gücü ile üretilen sabun, günümüzde tırmıştır. Üretilen sabunlar, Suriyeli
kimya sanayisinin içinde yer almaya sabun satın alan, hem para hem sabun üreticilerinin yurt dışı pazar
başlamıştır. Geleneksel yöntemlerle de muhtelif ürünlerin değiş tokuşu paylarına sahip oldukları Japonya,
iki ilâ beş gün süren sabun üretimi, yoluyla satış yapan gezgin satıcıların İngiltere, Hollanda, Fas, Cezayir,
fabrikalaşmayla birkaç saatte yapıl- (çerçiler), Nizip köylerinde, sabun Tunus, Lübnan, Almanya gibi ülke-
maktadır (Gençal, 2004). karşılığı buğday, mercimek ya da lere ihraç edilmeye başlanmıştır (A.
yumurta gibi gıda maddeleri alarak Özkan’la sözlü görüşme, 2014).
2.1. Nizip ve Çevresinde alışveriş yaptıkları ve bir sabun
Sabun Üretimi kalıbının karşılığında altı yumurta 2.2. Nizip’te Geleneksel
Nizip’te sabun sektörünün gelişimi, ödedikleri kayıtlarda belirtilmiştir Yöntemlerle Sabun Üretimi
1878 yılında Hacı Ahmet ve Hacı (İmamoğulları, 2003). Nizip’te, geleneksel zeytinyağı
Mehmet Fehmi Kardeşlerin sabun Nizip’te ulusal düzeyde sabun işliğinin yöresel adı “mahşere”dir.
üretimi için yaptırdıkları bina ile üretimi ilk olarak 1953 yılında Mahşerede zeytinin ezilerek yağı
başlamış, diğer üreticilerle devam Türk-İtalyan ortaklığı ile “Güvenal alındıktan sonra “prina” olarak
etmiştir. Nizip’te Alkanlar Ailesi, Ni- Zeytin ve Sabun Fabrikası”nda adlandırılan %10’luk posası değir-
met Oğuz, Bağdatlı Hüseyin Uran ve yapılmıştır (Sönmez ve Başkaya, menlere götürülür, insan ya da at
oğlu Abdurrahman Uran, Süleyman 2012). Daha sonra 1955 yılında yardımıyla döndürülen değirmen-
Alkan, Müezzin Sönmez, Sait Meh- kamu işletmesi olarak kurulan lerde ikinci kez yağı alınırdı. “De-
met Okan, Mustafa Fındık, Ahmet ve sonraki yıllarda özelleştirilen, ğirmen yağı” denilen ve acı olan
Yakar ve Birecik’te Mükerrem Hacı dünyanın önde gelen yağ ve sabun bu yağ, hem sabun yapımında hem
Efendi önde gelen sabun üreticileri fabrikalarından “Ülfet Fabrikası”, de aydınlatma amacıyla meşale ve
olmuşlardır. Bunun yanı sıra evler- ilçenin adının sabunla beraber anıl- kandillerin yakılmasında kullanılırdı
deki 200-300 kiloluk varil kazanlar- masında önemli bir rol oynamıştır (İmamoğulları, 2003).

1
Meydan Larousse I-XII Sözlük ve Ansiklopedisi, 1972, “Sabun”, 12 (10), s. 805.
2
Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, 1992, “Sabun”, 24(19), s. 10028.
MAKALE 57

Sabun yapımında kullanılan


yağın çeşidi, malzemenin depolanı-
şı ve üretim aşamasındaki işlemler,
sabunun yapım şeklini ve kalitesini
değiştirmektedir. Nizip’te sabun-
hane olmadığı dönemlerde, halkın
sabunu kendi imkânlarıyla evde
ürettiği bilinmektedir. Sanayinin
gelişmesi ile birlikte sergi sabun-
culuğunun yerini makine üretimi a b
almıştır.
Nizip ve çevresinde bulunan
sabun imalathanelerine halk ara-
sında “Masmana” denilmektedir.
Nizip’teki sabun imalathanelerinde
uygulanan ve “Marsilya yönte-
mi” olarak adlandırılan, dünyada
“Savon de Marseille” olarak bilinen,
modern sabunculuğun başlangıcı c d e
olan eski usul sabun üretimi dört
aşamadan oluşur (Şekil 1) (A.
Özkan’la sözlü görüşme, 2014):
Kaynatma Evresi: Zeytinyağı-
nın kaynatılması,
Sabunlaşma Evresi: Kaynar
zeytinyağına yaklaşık %37 oranında
sulandırılmış kostik eklenerek kay-
f g h
natma işleminin devam ettirilmesi;
kullanılan yağ kirli ise, bu aşamadan
sonra karışıma tuzlu su eklenmesi,
Dinlendirme Evresi: Sabun
hamurunun 24 ilâ 48 saat arasında
dinlendirilmesi ve kazan altında
biriken sabun altı suyunun (glise-
rin) alınması,
Serme ve Kurutma Evresi: i j k
Sabun hamuruna, belirli kalıplara Şekil 1. Nizip’te sabun yapım aşamaları: a. Kaynamış sabun hamuruna tuzlu su karıştırılması.;b.
konularak şekil verilmesi ve kurutul- Dinlendirilerek hazır hale getirilmiş sabun hamuru; c. Sabun hamurunun kovalara aktarılması.
ması. Eski usulde sabun üretiminde d. Taraklama rayları; e. Taraklama raylarına pelür kağıdının serilmesi; f. Sabun hamurunun
kullanılacak yağlar (zeytinyağı, ceviz taraklama raylarına serilmesi; g. Taraklama raylarında sıyrığ ile raspalama yapılması; h. Sabun
yağı, prina yağı, çiçek yağı vb.), hamurunun kesilmesi; i. Kesilmiş sabun hamurlarının damgalanması; j. Damgalanmış sabun
hayvan derisinden yapılan tuluk kalıplarının toplanması; k. Sabun kafesinin hazırlanması.
veya varillerle sabunhaneye getirile-
rek zemine gömülü yağ kuyularında soda, sabuncu sodası, sud kostik) Sabun yapımı sırasında, odun
depolanırdı. Yağın ölçüsü “corra” genelde kullanıma hazır, çözelti (daha sonraları mazot) ateşinde
olarak adlandırılır; dokuz corra yağ (sıvı) halindedir; eğer katı halde kaynatılan yağın üzerine, hazırlanan
elde eden zeytin üreticisi, yağın varillerle getirilmiş ise, %43 ilâ %45 kostik çözeltisi azar azar eklenir ve
çekilme işinin bedeli karşılığında, bir arasında değişen oranlarda suyla ateş iyice kısılarak kaynatma işlemi-
corra yağı mahşereciye ücret olarak karıştırılarak çözelti haline geti- ne devam edilir. Kaynatma işlemi
verirdi (İmamoğulları, 2003). rilirdi. Bu karışım, pişirme kazanı sabunlaşma oluncaya kadar yaklaşık
Sabun üretiminde zeytinyağının üstündeki teknelerde muhafaza edi- iki gün boyunca devam ettirilir, karı-
yanı sıra katı yağ da kullanılmak- lirdi (Ocakoğlu ve Koraltürk 2003). şım köpürerek kabarmaya başlayınca
taydı. Eğer üretimde kullanılacak Ancak, 1935’lere kadar sodyum içindeki fazla suyun buharlaşması
hayvansal iç yağ katı halde ise, yağ hidroksit yerine Suriye’den getiri- için karıştırılır. Hazır haldeki karışım,
variline buhar verilerek yağın erime- len ve kireçle karıştırılarak çözelti sabuncu ustası tarafından tadına
si sağlanır ve karışıma dâhil edilirdi. haline getirilen “kereker” denilen bir bakılarak kontrol edilir; tadının
Sabunun diğer hammaddesi olan maddenin de kullanıldığı bilinmek- acımsı-ekşimsi olması, hazır olduğu
sodyum hidroksit “NaOH” (kostik tedir (Yetkin, 1959). anlamına gelir. Sabunlaşmış hamur
58 MAKALE

10-15 saat dinlendirilerek soğumaya


bırakılır, böylece kimyasal reaksiyo-
nun devam etmesi sağlanır. Kazanın
altında biriken su (yorgun su), eğer
depolama imkânı varsa saklanarak
bir sonraki sabun yapımında, yarı
yarıya temiz suyla karıştırılarak kul-
lanılır. Depolanamadığı takdirde atık
su olarak atılır (Şekil 1a, 1b).
Kazanda hâlâ sıcak olan karışım,
raylara (masaralara) serilmek üzere
miksere aktarılır. Eğer kullanılan yağ a b
kaliteli değilse, sabuna kayganlık
veren yumuşatıcı özellikte bir madde
olan Sodyum Silikat (Na2SiO3),
mikser (barato) içerisinde karışıma
dâhil edilir ve dişli mekanizmasıyla
karıştırıldıktan sonra kovalarla
taşınarak raylara dökülür (Şekil 1c).
Sabun hamurunun serildiği,
önceleri geniş düzlükler şeklindeki
sergi mekânları, sonraları döşemeye c d
monte edilen, ahşap çıtalarla ayrılmış Şekil 2. Sabun yapımında kullanılan aletler: a. Sıyrığ, b. Sabun kesim bıçakları; c, d. Sabun
1,00 ilâ 1,10 m genişliğindeki mühürleri
taraklama rayları (masara) şeklinde
düzenlenmiştir (Şekil 1d). Sabun tarafına ip bağlanan alet yardımıyla tarafının eşit şekilde kuruması ve
hamurunun yüzeye yapışmaması için ve iki kişi tarafından raspalanarak devrilmemesi için bir dolu bir boş
önceleri beyaz toprak kullanılırken, düzlenir (Şekil 1f). Raspalanmış şekilde üst üste dizilerek silindirik
günümüzde rulo pelür kâğıdı raylar sabun hamuru, ipler yardımıyla yatay bir kafes oluşturulur ve kurutma
boyunca serilmektedir. Gaziantep’te ve dikey kesim aksları belirlenip salonlarında 6 ay süreyle kurumaya
ilk defa 1938 yılında, Bakkal Sabun tekrar soğumaya bırakılır (Şekil 1f, bırakılır (Şekil 1k) (A. Özkan’la sözlü
Fabrikası’nda sabun kalıpları altında 1g). Hamur sertleşmeden önce özel görüşme, 2014).
toprak yerine kâğıt kullanılmaya bıçaklarla kesilen sabun kalıpları Kesim işleminden sonra arta
başlanmıştır. Gaziantep Ticaret (Şekil 1h, 2b, 2c), yaklaşık 12 kalan sabun parçaları toplanır ve bir
Odası 1943 yılında sabun kalıpları saat sonra, şimşir ağacından elle sonraki sabun yapımında kaynayan
altına toz beyaz toprak kullanımını oyularak yapılmış, üretim tesislerinin zeytinyağının içine atılarak tekrar
tamamen yasaklamıştır (Yetkin, markalarını ve sabunun özelliklerini sabun yapımına dâhil olur. Sabun
1959) (Şekil 1e). belirten mühürlerle damgalanır yapım aşamasında, hiçbir malzeme
Raylara dökülen sabun (Şekil 1i; Şekil 2d, 2e). Mühürlenen çevreye zarar vermez, hatta zeytin
hamurunun yüzeyi “sıyrığ” denilen sabun kalıpları kurutulmak üzere çekirdekleri de yakacak olarak
(Şekil 2a) tahtadan yapılmış, bir toplanır (Şekil 1j). Kalıpların her kullanılır.

3. Nizip Sayınlar Sabunhanesi ve Mimari Özellikleri

3.1. Yapının Tarihi Plan kurgusunda, yapı malze- Tek bir üretim tesisi olarak inşa
Nizip Sayınlar Sabunhanesi, Hacı mesi ve yapım tekniğindeki farklı- edilen yapının, mirasçılarının an-
Ahmet ve Hacı Mehmet Ağa lıklar sabunhanenin zaman zaman laşamaması sonucu 1960’lı yıllarda
Kardeşler tarafından 1880 yılında değişikliğe uğradığını göstermek- iki farklı sabunhaneye ayrıldığı ve
sabun imalathanesi olarak inşa etti- tedir. Bunun yanı sıra, sabunhane işletmelerden birinin Halil Sayın ve
rilmiştir (Eker, 2006). Yapı ve yakın olarak inşa edilen yapı, işlevi dışın- Osman Sayın, diğerin ise Orhan Sa-
çevresini gösteren en eski görsel- da kullanılmadığından sabunhane- yın tarafından işletildiği bilinmektedir
lere, Harvard Üniversitesi Güzel lere özgü mimari özelliğini koru- (A. Özkan’la sözlü görüşme, 2014).
Sanatlar Kütüphanesi özel kolek- maktadır. Yapının 1967 tarihli hava
siyonunda bulunan, Frank Wagner fotoğrafında da vaziyet planının 3.2. Yapının Genel
Peers albümündeki 1919 - 1920’li değişmediği, fakat yakın çevresinde Tanımsal Analizi
yıllara ait fotoğrafta rastlanılmıştır küçük değişiklikler olduğu görül- Gaziantep ili, Nizip ilçesinin eski
(Şekil 3). mektedir (Şekil 4). yerleşim merkezinde bulunan yapı,
MAKALE 59

Şekil 3.
Sait Sokak’tan
kabaltıya bakış
(Peers 1919-1920)

Şekil 4.
Sayınlar
Sabunhanesi’nin
1967 yılı hava
fotoğrafı (T.C.M.S.B.
Harita Genel
Komutanlığı Arşivi)

Şekil 5. Sabunhaneye giriş, “kabaltı”dan görünüş Şekil 6. Sokaktan görünüş Şekil 7. Havadan genel görünüş
(Fotoğraf: Barış Gören, 2007)

Pazarcami Mahallesi’nde, Sait (kuzulu) özgün kapı ile sağlanır rildiği, depolandığı, sabun üretimi
Sokak ile Pazar Sokak’ın kesiştiği (Şekil 5). Yapıda bulunan tüm hazırlığı ve nakliye işlerinin yapıl-
noktada, 49 no.da yer alır. Güne- birimler avlu etrafında sıralanmıştır. dığı mekânlar ile idari görevlilerin
yinde Merkez Çarşı Camii, güney- Avlu, sabun yapımında kullanılacak kaldığı odalar yer alır (Şekil 8).
doğusunda Cumhuriyet Meydanı, hammaddenin mekânlara dağıtıl- Üst kat ise, döşemesinde tarakla-
doğusunda Sayın Hanı ve Nizip dığı ve ürün sevkiyatının yapıldığı ma raylarının yer aldığı, sabunun
Belediyesi, kuzeydoğusunda ise ana sirkülasyon alanıdır. serildiği ve kurutulup kesildiği, iyi
yıkılmış olan eski bedesten vardır. Sayınlar Sabunhanesi, tipik havalandırılan geniş mekânlardan
(Şekil 5, 6). sabunhane yapılarında olduğu oluşur (Şekil 9).
gibi depolama, pişirme, kalıplama, Yapıda konaklama işlevinin
3.2.1. Yapının Plan Özellikleri kurutma ve ambalajlama işlevlerine bulunmayışı ve kabaltıyla bağlanılan
Yapıya ana giriş, zemin katta bu- göre biçimlenmiştir. Merkezi avlulu Sayın Hanı’nın bir dönem otel olarak
lunan, taş tonoz örtülü kabaltının1 yapı iki katlı (Şekil 7) olup zemin kullanılması, bu iki yapının işlevsel
içindeki saç kaplamalı, ahşap, enikli katta; gelen hammaddenin indi- açıdan bağlantısını ve buraya yük

1
Bazı yapıların üst katta sokağa taşan odalarının altta oluşturdukları geçit. Diyarbakır’da “örtme”, Mardin’de “abbara” olarak adlandırılır. Alt kısmı kamuya, üst
kısmı ise yapı sahibine aittir. Kabaltı’nın yapılmasıyla, sıcak yaz günlerinde sokakta gölgeli bir alan oluşurken, üst katta hem mekânın büyütülmesi hem de sokak
boyu görüntü alınması sağlanır.
60 MAKALE

getiren tüccarların konaklama için


Sayın Hanı’nda kaldıklarını düşün-
dürmektedir.
Yapıda, zemin katta merkezi
avlunun güneyindeki depolama
ve üretime hazırlık aşamasının
yapıldığı mekânlarda, döşemenin
altına gömülü, sacdan yapılmış
küre şeklinde altı yağ kuyusu;
birinci kattaki kazanların altında
ise, iki kazan ocağı ve kazana yağ
basmayı sağlayan bir santrifüj
makinesi vardır. Avlunun kuze-
yinde, hamam olarak adlandırılan
yıkanma alanının külhanı ile sabun
yapımında kullanılan malzemele-
rin ve satışa hazır hale getirilmiş
sabunların depolandığı bir ambar
bulunur. Eskiden hamam ve ber-
ber dükkânı olarak kullanılan bu
mekâna geçiş, yapının kuzeyindeki
Pazar Sokak’tan sağlanmaktadır.
İşletmeye getirilen yağ hari-
cindeki hammaddelerle ambalaj Şekil 8. Zemin kat planı
malzemeleri, yapının doğusunda,
kabaltının bulunduğu sokağa açılan
iki büyük kapıdan avluya alınır,
buradaki mekânlarda depolanıp
kullanıma hazır hale getirilir.
Birinci katta, sabun hamurunun
hazırlandığı ve sac sabun kazanla-
rının olduğu iki mekân ile hamurun
serildiği taraklama raylarının (masa-
ralar) bulunduğu üç farklı sergi
mekânı vardır. Ayrıca, kesilerek
kalıp hale getirilen sabunların ku-
rutulduğu, ahşap ızgaralı duvarları
olan iki ayrı kurutma salonu vardır
(Şekil 9, 10, 11).
Kurutma salonları, ahşap çı-
talarla ızgara şeklinde kapatılarak
mekânın hem gölgeli olması hem
de iyi havalandırılması sağlanır. Sa-
bunhanelerde ihtiyaç duyulan gölge
ve rüzgârlı alanlar için, kurutma
salonlarındaki açıklıklar iki uzun
kenar boyunca, düşeyde 7-8 cm
Şekil 9. Birinci kat planı
aralıklarla yerleştirilmiş, 4 × 4 cm
ölçülerinde, dikdörtgen kesitli ah- sabun mikseri, kanca, yükleme zeytinin yağının çıkarılması, “lastik
şap ızgaralarla kapatılmıştır (Şekil rampası, vinç, taraklama rayları ve kova” ve “sabun küreği” sabun
9, 11, 12). yağ kuyularıdır. hamurlarının taşınması, “damgalar
Sabunhaneye getirilen yağ, ve mühürler” ise sabun kalıplarına
3.2.2. Yapı İçi Donanımlar “varil” veya “tuluk” içinde, ya hazır marka basılması için kullanılan
Yapı içi donanımlar ve sabun yapı- olarak getirilir ya da zeytinin çekir- aletlerdir.
mında kullanılan yardımcı ekip- değiyle birlikte mengenede sıkılma- Zemin katta 3,08 × 3,21 m ve
manlar; değirmen taşı, lastik kova, sıyla elde edilir. 3,35 × 2,93 m ölçülerinde, briketten
sabun küreği, damgalar, kazan oca- Üretimde kullanılan “değirmen yapılmış, yakıt olarak mazot kulla-
ğı, santrifüj makinesi, sabun kazanı, taşı” (taş devlüp) işletmeye gelen nılan iki adet “kazan ocağı” vardır.
MAKALE 61

Yapının içindeki sabun kazanları-


nın altında ocaklar ve bu ocaklara
bağlı, çatıda son bulan taş örgü bir
baca bulunmaktadır; bazı ocaklar-
da baca yoktur.
Zemin kattaki kazan ocağının
yanında, yaklaşık 8,28 m2.lik bir
alanda, kayışlı, kasnaklı bir “santri-
füj makinesi” bulunmaktadır (Şekil
13a). Yapının birinci katında iki sa-
bun kazanı vardır. Sergi salonunda
yaklaşık olarak 3,00 m çapında ve
2,28 m yüksekliğindeki sac “sabun
kazanı”, briketten örülmüş kazan
ocağının üzerine oturmaktadır (Şe-
kil 13b). Diğer sac sabun kazanı ise,
2,94 m çapında ve 3,00 m yüksekli-
ğindedir.
Her iki sabun kazanının ya-
nında, 1,83 × 0,93 m ölçülerinde Şekil 10. Sergi salonu
sabuna esans karıştırmaya yarayan
iki “sabun mikseri” (barato) bulun-
maktadır (Şekil 13c).
Yapının üst örtüsünü taşıyan
taş ayaklara bağlı, tonozlara asıl-
mış ve elle çalışan büyük bir “kan-
ca” (caraskal) vardır (Şekil 13d).
Bu yük taşıyıcı sistem, zemin katta
hazırlanan malzemenin kovalarla
yukarı çekilmesini sağlar.
İhtiyaç duyuldukça hammadde
getirilmesi ve anında kullanılması
depolama ihtiyacını ortadan kal-
dırmıştır. İmalathaneye getirilen
yağ, terasa monte edilmiş sabit Şekil 11. Kurutma ve Sergi salonları Şekil 12. Kurutma salonu
“vinç” (Şekil 13e) aracılığıyla yu-
karıya çekilir ve buradaki borular
yardımıyla birinci katta bulunan
kazanlara aktarılır (A. Özkan’la
sözlü görüşme, 2014).
Yapıdaki sacdan yapılmış
“yükleme rampası”, 11,27 m uzun-
luğunda, 58 cm genişliğinde ve 7
cm derinliğinde olup birinci kattaki a b c
kurutma salonlarında kurutulan
sabun kalıplarının avluya indiril-
mesini sağlar (Şekil 13f).
Sabunun ana hammaddesi olan
zeytinyağının; oksijenden, ısıdan ve
ışıktan etkilenmemesi ve depolan-
dığında fazla yer kaplamaması için,
zemin döşemesinin altına gömülü
“yağ kuyuları” vardır. Küre şeklinde,
sacdan yapılmış, ortalama 2,77 m
çapında olan bu altı yağ kuyusu,
üstündeki dikdörtgen kapaklar ile d e f
zemin döşemesine açılır (Şekil 8, Şekil 13. Yapı içi donanımlar: a. Santrifüj makinası; b. Sabun kazanı; c. Mikser (barato); d.
Şekil 14-15). Kanca (caraskal); e. Vinç; f. Yükleme rampası.
62 MAKALE

Şekil 14.
Yapı içindeki yağ
kuyularının yerleri

Şekil 15.
Yağ kuyuları

Şekil 16. Avludan genel görünüş

Yukarıda da söz edildiği üzere, 3.2.3. Yapının Cephe işleve yönelik olarak kurgulanmış,
birinci kattaki sergi salonlarında, Özellikleri süslemesiz bir yapıdır. Kurutma
döşemeye gömülü ahşap çıtalarla Sabunhanenin çevresini saran salonlarının açıldığı, yapının üst
çerçevelenmiş, sabun hamurlarının bitişik nizam niteliksiz binalar kat cephesini oluşturan dikdörtgen
serildiği “taraklama rayları” (masa- nedeniyle, yapının sadece doğu ve açıklıklı pencere boşlukları ahşap
ra) bulunmaktadır. Yaklaşık olarak güney cepheleri seçilebilmektedir. çıtalı ızgaralarla kapatılmıştır. Bu
5 ilâ 10 cm kalınlığında, 1,10 ilâ Meydana bakan güney cephe, ya- pencere ızgara sistemi, cephelerde
1,38 m genişliğinde, uzunluğu pının özgün kompozisyonunun en en çok dikkat çeken ve sabunhane
mekâna göre değişen ahşap çıtala- net algılanabildiği cephedir. mimarisine has özelliklerden biridir.
rın oluşturduğu bu alanlara sabun Dış cephe mimarisi oldukça Avluya bakan cepheler, açıklık-
hamuru serilmektedir (Şekil 9-11). sade olan sabunhane, bütünüyle ları kapatan ahşap çıtalı ızgaralar ve
MAKALE 63

Şekil 18. Ahşap üst örtü

Şekil 17. Sergi salonu ve üst örtü Şekil 19. Çatı mesnet noktasına bakış

tekrar eden kemer açıklıklarıyla so- taşıyıcı öğeleri; taştan yapılmış si sıkıştırılmış topraktır. Üst kat
kak cephelerinden daha hareketlidir kalın taşıyıcı duvarlar, kemerler döşemesi ise, tonoz üstü düzgün
(Şekil 16). ve taş ayaklardan; zemin katta, kesme taş döşemedir. Yapının
ahşap kirişli veya çapraz tonozlu bazı bölümleri düz ahşap kirişlerle
3.2.4. Yapının Malzemeleri mekânlardan; ikinci katta ise, ah- taşınmaktadır.
ve Yapım Tekniği şap çatılı üst örtüden oluşmaktadır. Yapının üst örtüsü, elemanları
Yapının ana yapım malzemeleri, Yöresel bir malzeme olan kireç kavak ağacından yapılmış karma
bölgede bulunan taş ocaklarından taşı (keymık), 40-54 cm uzunluğun- çatı sistemidir (Şekil 17-19). Bunun
çıkarılan kireç taşı (keymık) ve çeşitli da, ince yonu taş şeklinde kullanıl- yanı sıra, alaturka kiremit kaplı bu
nitelikteki ahşap ve demirdir. mış ve genellikle 27 cm yüksekliğin- mevcut çatı, kafes kiriş sistemin
Yığma yapım sisteminde inşa de yatay sıralar halinde dizilmiştir. ilkel örneklerini andırmaktadır
edilen yapının ana strüktürü ve Yapının zemin kat döşeme- (Şekil 18-19).

4. Sabunhaneye Yapılan Niteliksiz Müdahaleler

Sayınlar Sabunhanesi, inşa edildi- la birlikte, yapıda hem malzeme sabun üretim tesisi olarak işletilen
ği dönemin bir endüstriyel mimari hem de yapım tekniği açısından Sayınlar Sabunhanesi yaklaşık otuz
örneği olup tipik sabunhane yapısı farklı dönemlere ait müdahaleler yıldır kullanılmamaktadır. Boş bıra-
özelliklerine sahiptir. Genel olarak olduğu tespit edilmiştir. kıldığı bu zaman diliminde, hur-
karakteristik mimarisini korumak- İnşa edildiği tarihten itibaren dacıların, evsizlerin ve hırsızların
64 MAKALE

mimari elemanları söküp, yakacak betonarme kolonlar eklenmiş- sergi alanlarındaki döşemeye
veya satış amacıyla kullanmaları ya- tir. Bu eklemeler yapının mimari gömülü ahşap masara elamanları
pıya büyük zarar vermiştir. Bunların bütünlüğünü bozmuş ve ek yük yerlerinden sökülerek kaldırıl-
dışında, yapıda genel olarak zama- getirmiştir. mıştır. Açıklıkları kapatan ahşap
na ve doğal etkilere bağlı olarak taş Yapının güney cephe duva- ızgaralarda çürüme, yüzey kaybı
yüzeylerde kayıplar, kopma, oyuk, rının bir bölümünün yıktırılarak ve böceklenme vardır.
çatlak, derz boşalması, kabuklan- yerine metal kepenk yapıldığı, Demir korkuluklar ve pencere
ma, kirlenme, bitkilenme ve yer yer mevcut pencere ve kapı açıklıkları- parmaklıklarında korozyon görül-
renk değişimleri oluşmuştur. nın ise briketlerle örülerek kapatıl- mektedir. Bazı mekânların demir
Hatalı onarım, bilinçli yıkım, dığı tespit edilmiştir. korkulukları ve metal iç donanım
uygun olmayan malzeme, eklerle Üst kattaki bazı mekânların elemanları yerlerinden sökülerek
genişletme, bakımsızlık, terk etme ahşap kırma çatısı sökülerek yerine çalınmıştır.
vb. kötü kullanımlar yapıya büyük betonarme düz teras çatı yapılmıştır. Duvar yüzeyleri yer yer çi-
zarar vermiştir. Bu olumsuz etmen- Yapıda kullanılan tüm ahşap mento esaslı malzemelerle sıvan-
ler sonucunda, yapıda meydana elemanlar bakımsızlıktan dolayı mış ve kireçle boyanmıştır.
gelen hasarlar şunlardır: bozulma sürecine girmiş, bir kısmı Duvar yüzeylerine monte
Yapının etrafını çevreleyen Sait sökülerek yakacak olarak kulla- edilen kablo, çivi, duvarlara çakılan
Sokak ve Pazar Sokak asfalt kap- nılmıştır. Özellikle ahşap çatı bu kancalar ve oluşturdukları oyuklar
lanmış, yapının giriş kotu yükselen şekilde kullanıldığından, günden yapıya zarar vermiştir.
yol seviyesinin altında kalmıştır. güne yok olmaktadır. Bu durum Taş ayakların kaide kısmın-
Birinci katta, taş döşemenin çatının çökme sürecini hızlandır- daki taşlar sökülmüş, bu nedenle
üzerine beton şap dökülmüş ve mıştır. Birinci katta bulunan sabun taşıyıcılıkları bozulmuştur.

5. Genel Değerlendirme ve Sonuç

Türkiye’nin güneydoğusunda ve dir ve bu, korunması gereken bir nun bir an önce çözülerek yapının
diğer birçok bölgesinde, günümüz- değerdir. Yapının restorasyonunda korunması çalışmalarına başlanma-
de kullanılmayan ve henüz kayıt benimsenen temel ilke; yapının lıdır. Doğal koşullardan, bakımsız-
altına alınmayan birçok sabunhane özgün mimarisini muhafaza etmek, lıktan ve vandalizmden büyük zarar
yapısı vardır. Özgünlük ve tarihi uygun onarım yaklaşımları tespit görmüş yapının daha fazla yıpran-
değeri olan bu endüstri yapıları, etmek ve verilecek yeni işlev ile maması için; oldukça hasarlı olduğu
yıkılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. yapının ve yakın çevresinin sürdü- tespit edilen taşıyıcı sistemin, ahşap
Bu çalışmayla, önemli bir “Endüstri rülebilirliğini sağlamaktır. konstrüksiyon çatı ile çatıyı taşıyan
Mirası” olan sabunhane yapıları- taş ayakların, sehim yapmış kat döşe-
nın genel mimari özellikleri tespit Sabunculuk ve meleri ile zarar görmüş yapı malze-
edilmiş, somut kültür özelliklerinin geleneksel sabun melerinin onarılması gerekmektedir.
yanında, somut olmayan kültür Ayrıca, yapıya sonradan eklenen tüm
mirasının da önemli bir öğesi olan üretim tarzının forma niteliksiz ekler kaldırılmalıdır.
Nizip Sayınlar Sabunhanesi’nin bel- yansıdığı, karakteristik Yapının; Nizip’in tarihini, coğraf-
gelenmesi sağlanmıştır. Sabunculuk özelliklere sahip yasını, ticari ve turistik mekânlarını,
ve geleneksel sabun üretim tarzının yöresel el sanatlarını, tarımsal ürün-
forma da yansıdığı, karakteristik sabunhane yapıları, lerini, yemek ve yaşam kültürünü,
özelliklere sahip bu yapılar, ERIH’e “ERIH” standartlarına tarihini, mimarisini ve sabun yapım
(European Route of Industrial Herita- göre sınıflandırılarak tekniklerini anlatan ve sabunun Ni-
ge) göre “imalathane” başlığı altında zip’teki önemini belgeleyen tanıtım
sınıflandırılarak kayıt altına alınmalı kayıt altına alınmalıdır. filmlerinin gösterildiği dijital panola-
ve gelecek kuşaklara aktarılmalıdır. rın ve maketlerin yer alacağı bir
Nizip Sayınlar Sabunhanesi’nin Restorasyon yaklaşımında önce- “Kent Müzesi”ne dönüştürülmesi
bütününde görülen taşıyıcı sistem lik; yapıda meydana gelen malzeme önerilmektedir. Yapının kendisinin
ve malzeme bozulmalarına rağmen, kayıpları ve strüktürel bozulmaların başlı başına bir sergi objesi olduğu
karakteristik mimari özellikleri bir an önce durdurularak mevcut müzede, yöreye özgü yapı ve yapım
algılanabilir düzeydedir. Sabunha- halinin koruma altına alınması elemanları ile sabunhanelerin karak-
ne yapısına özgü mimari detayların ve onarılarak yeniden işlevlendi- teristik özellikleri korunmalı, sabun
günümüze kadar gelmiş olması, bu rilmesi olmalıdır. Bu kapsamda, yapım ekipmanlarının onarılarak
endüstriyel yapıların tipolojik olarak detaylı belgelemesi yapılan Sayınlar sergilenmeye hazır hale getirilmesi
anlaşılabilmesi açısından önemli- Sabunhanesi’nin mülkiyet sorunu- sağlanmalıdır.
MAKALE 65

KAYNAKLAR

Aça, M., 2014, Türk İnanış ve Düşünüş Sistemlerinde Meyve, https://arastirmax.com/system/files/dergiler/79199/makaleler/3/5/arastirmax-


turk-inanis-dusunus-sistemlerinde-meyve.pdf (Erişim Tarihi: Kasım 2018).

Benlioğlu, N., 2007, Sabun Ambalajlarında Tasarım Sorunları ve Dalan Sabunları için bir Uygulama, Hacettepe Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Grafik Ana Sanat Dalı yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Ankara.

Beşler Şirketler Grubu, 2014, Ülfet Tarihçesi, http://www.ulfet.com (Erişim Tarihi:17.07.2014).

Bozgeyik, Ö., 2015, Nizip Sayınlar Sabunhanesi Restorasyon Önerisi, Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitütüsü Mimarlık
Fakültesi Restorasyon Ana Bilim Dalı yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Gaziantep.

Çeşmecioğlu, S., 2013, Sabun Sektör Profili, İstanbul Ticaret Odası Yayınları, no. 30.

Eker, H., 2006, Nizip’teki Mimari Eserler, T.C. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı
yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Van.

Erdemir, H. P., 2010, “Hellen ve Roma Toplumlarında Tuvalet ve Temizlik” Acta Turcica - Kültür Tarihimizde Hamam, yıl II, sayı
2, s. 103-122.

Erdoğan, R., 2011, Nizip İlçesi’nin Coğrafyası, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Coğrafya Anabilim Dalı
yayımlanmamış doktora tezi, Erzurum, s.346.

Gibss, F. W., 1939, “The History of the Manufacture of Soap”, Annals of Science, c. 4, sayı 2, s. 169-190.

Gaziantep Kültür Envanteri, 2005.

Gaziantep Haritası ve Nizip’in Türkiye haritasındaki konumu, http://www.gaziantep.com (Erişim Tarihi:15.02.2015).

Gençal, G., 2004, Hane Halkının El Temizliğine Yönelik Sabun Marka Eğilimlerinin Belirlenmesi ve Şişli İlçesinde Bir Pilot Araştırma,
İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Pazarlama Anabilim Dalı yayımlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul.

Gören, B., Nizip Sayınlar Sabunhanesi (Kişisel Albüm), 2007.

Harvard Üniversitesi Güzel Sanatlar Kütüphanesi, Frank Wagner Peers albümü 1919 - 1920 Nizip, http://pds.lib.harvard.edu/
pds/view/17977499?n=31&printThumbnails=no (Erişim Tarihi: 18.04.2014).

İmamoğulları, İ. H., 2002, Geçmişten Günümüze Nizip, İşmont Kültür Yayınları, İstanbul.

Nizip Ticaret Odası Bülteni, 2012, Faaliyet Raporu.

Özen Ocakoğlu, G., Koraltürk, M., 2000, Sabunun Hikâyesi, Colgate Palmolive Temizlik Ürünleri, İstanbul.

Sönmez, E., Başkaya, Z., 2012, “Sanayi ve Ulaşım Fonksiyonlarına Bağlı Gelişen Bir Şehir: Nizip”, Doğu Coğrafya Dergisi, c.
28, sayı 17, s. 79-102.

T. C. Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Komutanlığı, 1967, Nizip Sayınlar Sabunhanesi ve Yakın Çevresi Hava
Fotoğrafı, Arşiv no.1892_267_1967.

The Soap and Detergent Association (SDA), 1994, Soaps and Detergents, sayı 2, Washington DC, s. 33.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), 2008, Türkiye Kozmetik ve Temizlik Sanayii Ürünleri Sektör Raporu, http://www.tobb.org.tr/
Documents/yayinlar/kozmetik.pdf (Erişim Tarihi:Kasım 2018).

Yetkin, H., 1959, “Gaziantep’te Sabunculuk ve Türkiye Sanayiinde Aldığı Yer”, Gaziantep Kültür Dergisi, cilt 2, s. 198-200.

Yılmaz, K., 1990, Nizip ve Sosyo-Ekonomik Gelişme, İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Coğrafya Enstitüsü yayımlanmamış
yüksek lisans tezi, İstanbul.

URL 1: https://www.beslerfoods.com/tarihce (Erişim tarihi: 28.06.2018)


66 F7 97L

NOTES ON THE TECHNICAL VISIT TO AZERBAIJAN


ABSTRACT
This paper presents the information and data gained as a result of observations and meetings during the
technical visit to Azerbaijan between the dates of 10 and 16 September 2017, as one of the annual activities
of Istanbul Metropolitan Municipality, Department of Cultural Assets, Directorate for the Inspection of
Conservation Implementations, Stonemasonry Training Workshop. A small Azerbaijani - Turkish dictionary
that includes some words from conservation terminology has been added at the end.
Baku, Sheki and Ganja cities have been visited according to the route and a meeting with Azərbərpa
Scientific Research and Projects Institute committee, another meeting with Ganja City Culture and Tourism
Administration committee took place in Baku and Ganja cities consecutively. Both institutions are within the
body of Azerbaijan Ministry of Culture and Tourism.
Besides the meetings, cultural properties and sites, especially UNESCO World Heritage Sites or sites from
the Tentative List and museums in the cities mentioned above have been visited.

Azerbaycan Teknik Gezi Notları*


1. Giriş Derin ve güçlü Əcəmi Naxçıvani, kulevari türbe
yapılarıyla ön plana çıkan Nahçıvan
Bu metin, İstanbul Büyükşehir bağlarımız olan Ekolü’nün en önemli temsilcisidir
Belediyesi Kültür Varlıkları Daire Azerbaycan’a, 10-16 (Babayeva, 2013). Bu mimarın 12.
Başkanlığı Koruma Uygulama ve
Denetim Müdürlüğü Taş Eğitim Atöl- Eylül 2017 tarihleri yüzyılda Nahçıvan’da inşa etmiş
arasında düzenlenen olduğu Mümine Hatun Türbesi, 1998
yesi ve Restorasyon – Konservasyon
yılında UNESCO Aday Listesi’ne
Laboratuvarı’nın yıllık faaliyetleri teknik gezide yapılan alınmıştır (Şekil 2).
kapsamında, 10-16 Eylül 2017 tarih- gözlem, inceleme ve Yine, 12 ve 13. yüzyıllar-
leri arasında Azerbaycan’a düzenle-
görüşmeler sonucunda da Abşeron (Bakü çevresi)
nen teknik gezi esnasındaki gözlem, Yarımadası’nda inşa edilen Hazar
inceleme ve görüşmeler sonucunda elde edilen veriler kıyısı savunma yapıları (UNESCO
elde edilen verileri içermektedir. değerlendirildiğinde; Aday Listesi) ve Şirvanşahlar Sarayı
Yazıda, kurum ve geleneksel yapı mimari koruma (UNESCO Dünya Mirası Listesi),
malzemelerinin adları Azerbaycan Abşeron ekolünün en önemli yapıt-
Türkçesinde kullanıldığı şekliyle ve- konusunun gelecekteki
larından olup mimaride taş kulla-
rilmeye çalışılmış ve son kısma küçük ortak çalışmalara nımının önemli örneklerindendir.
bir sözlük eklenmiştir. eklenmesi gereği öne Tebriz ekolü ise, başkentin 13. yüz-
Gezi kapsamında; Bakü, Şeki çıkmaktadır. yılda bugün İran sınırları içerisinde
ve Gence kentleri ziyaret edilmiş, kalan Tebriz’e taşınmasından sonra
Bakü’de Azərbərpa Bilimsel Araştır- oluşmuş ve kent önemli bir mimar-
ma ve Projeler Enstitüsü, Gence’de ve sivil mimarlık örneği yapılar ile lık merkezi haline gelmiştir (Giyasi,
Gence Kenti Medeniyet ve Turizm müzeler ziyaret edilmiştir. 2012). Azerbaycan genelinde 17.
İdaresi heyetleriyle görüşmeler ya- ve 18. yüzyıllarda kervansaray,
pılmıştır. Adı geçen her iki kurum, 2. Azerbaycan Mimarlığı ve hamam, mescit gibi kamusal yapı-
Azerbaycan Medeniyet ve Turizm Koruma Mevzuatı ların inşası artarak devam etmiştir.
Nazırlığına bağlıdır. Azerbaycan mimarlığı, 10 ve 12. On dokuzuncu yüzyılda Rusya’nın
Görüşmelerin yanı sıra; ziyaret yüzyıllar arasında oluşan Aran, bölgede hâkimiyet kurmasının
edilen kentlerde ve yakın çevre- Tebriz, Nahçıvan, Şirvan - Abşeron ardından, ülkede farklı mimari
lerinde bulunan, başta UNESCO mimarlık ekolleriyle şekillenmeye üslupların etkileri görülmeye baş-
Dünya Miras veya Aday Listelerin- başlamıştır (Şekil 1). Azerbaycan’ın lanmıştır. Petrolün keşfi ile birlikte,
dekiler olmak üzere çeşitli anıtsal en önemli mimarı olarak görülen özellikle Bakü çevresinde mimari

* Y. Mimar Kadir EKİNCİ, İBB KUDEB Taş Atölyesi Koordinatörü, e-posta: kadir.ekinci@bb.gov.tr.
F7 97L67

Şekil 1.
Azerbaycan mimarlık
mirasının bazı
örneklerini gösteren
harita
(Azərbaycan Tarixi Atlası,
Bakı Kartoqrafiya Fabriki,
2007, Bakü)

Şekil 2.
Mümine Hatun
(Möminə Xatun)
Türbesi
Nahçıvan,
(Azerbaycan Devlet
Başkanlığı Kütüphanesi)

hareketlilik artmış, farklı işlevlere ve çevresinde doğal taş kullanımı mimarlık örneği olan 18. yüzyılda
sahip endüstri yapıları inşa edilmiş- yaygınken, kuzeydeki Şeki kentinde inşa edilmiş Şeki Hanlar Sarayı’nda,
tir. Sovyet döneminde de anıtsal taş-tuğla almaşık yapılar, Gence’de bölgeden temin edilen taş, tuğ-
yapıların inşasına devam edilmekle ise tuğla yapılar görülmektedir. la ve ahşap malzemeyle birlikte
birlikte, özellikle Bakü’de toplu Bakü ve çevresindeki tüm Venedik’ten ithal edilen camlar
konut projelerine ağırlık verilmiştir. yapılarda, bölgede çıkarılan ve kullanılmıştır. Kalemişi bezemeli
Azerbaycan’ın bağımsızlığını ka- “bədаmdаm daşı” olarak da anılan yüzeylerin altındaki sıva ise, “gəc”
zanmasının ardından Zaha Hadid kireçtaşı kullanılmaktadır (Şekil adı verilen alçı – kil karışımı bir
gibi uluslararası üne sahip mimarlar 3). Bu taşın kullanımı geleneksel harçtan oluşmaktadır (Url-1).
ülkeye davet edilerek, özellikle baş- yapılarla sınırlı değildir; günümüz- Gence kentinde ise tuğla kullanı-
kent Bakü’deki mimarlık ortamının de inşa edilen betonarme yapılar- mı ön plana çıkmaktadır. Azerbay-
çağdaş yapılarla zenginleştirilmesi daki bölücü duvarlar da bu taşla can lehçesinde tuğla “kərpic” olarak
amaçlanmıştır. örülmekte, yapı cepheleri aynı taşla adlandırılmaktadır. Özellikle türbe
Azerbaycan’da kullanılan gele- kaplanmaktadır. yapılarında kullanılan sırlı tuğlalar
neksel malzemeler bölgelere göre Kafkaslar’ın eteklerinde bulunan ise “şirli kərpic” olarak anılmaktadır.
farklılıklar göstermektedir. Bakü Şeki kentindeki en önemli anıtsal Azerbaycan sınırları içerisindeki
68 F7 97L

Şekil 3. “Bədamdam daşı”nda görülen oyuklanma/alveoler bozulma Şekil 4. İçerişeher Tarih-Mimarlık Qoruğu Logosu

Şekil 5. Azerbaycan teknik gezisi rotası ve gezilen yapıların bazıları Şekil 6. Qız Qalası’ndan İçerişeher’e bakış
(Altlık: Google Haritalar)

kültür varlıkları, 10 Nisan 1998 tarih İçerişeher (Bakü) ve Yuxarı Baş Ateşgâh, Merdekan Kalesi, Rama-
ve 470 sayılı “Tarix və mədəniyyət (Şeki) “Tarihi Mimarlık Qoruqları” na Kalesi, Daş Salname Müzesi ve
abidələrinin qorunması haqqında ile Gence “Tarih Medeniyet Qoru- Haydar Aliyev Merkezi’dir. Prog-
Azərbaycan Respublikasının Qanu- ğu” ziyaret edilmiştir. Bunlardan ramın üçüncü gününde, Bakü’ye
nu” başlıklı kanunla, devlet tara- İçerişeher UNESCO Dünya Miras 300 km mesafedeki Şeki kentine
fından koruma altına alınmıştır. Listesi’nde iken, Yuxarı Baş (Şeki) geçilmiştir. Şeki’de bulunan Han-
Kanunda, Türkiye Cumhuriyeti Aday Liste’dedir (Url-3). lar Sarayı’na ve sarayda yapılan
mevzuatında “sit” olarak anılan onarım çalışmalarına Azərbərpa
alanlar “qoruq”, “anıt” olarak nite- 3. Gezi Rotası ve Programı ekibiyle yapılan görüşmede detaylı
lendirilen yapılar ise “abide” olarak Bakü’den başlayıp Gence’de son bir şekilde değinilmiştir (Bkz. 2.4).
tanımlanmaktadır (Url-2). bulacak şekilde beş gün süren Gezinin dördüncü gününde, Gence
Adı geçen kanunda “qoruq”lar, teknik gezide haritada gösterilen kentinde, Gence Medeniyet ve
“tarihi qoruq” ve “tabiat qoruqu” rota izlenmiş (Şekil 5) ve Gence’ye Turizm Bölgesel İdaresi heyetiyle
olarak ikiye, “tarihi qoruq”lar ise geçilmeden önce Kafkaslar’ın etek- yapılan görüşmenin ardından,
kendi içinde dörde ayrılmıştır: lerinde kurulmuş olan tarihi Şeki Gence tarihi kent merkezi, prog-
kenti ziyaret edilmiştir. ramın son gününde de Gence’ye
Tarih Mimarlık Qoruğu Gezinin ilk gününde Azərbərpa 70 km mesafedeki Yevlah kasabası
Tarih Medeniyet Qoruğu Bilimsel Araştırma ve Proje Ens- ziyaret edilmiştir.
Tarihi Bedii Qoruğu titüsü ziyaret edilmiş ve enstitü
Tarihi Etnografik Qoruğu. ekibiyle bir toplantı gerçekleştiril- 3.1. Bakü Tarihi Kent Merkezi
“Abideler” ise “Dünya”, “Ülke” miştir. Ardından, ilk olarak Bakü Bakü’de ilk yerleşimin Paleolitik
ve “Yerli” olmak üzere üç fark- tarihi kent merkezi “İçerişeher” dönemde başladığı tahmin edil-
lı “ehemmiyet” derecesine göre ve Şirvanşahlar Sarayı, ikinci gün mektedir; kentin tarihi merkezi olan
sınıflandırılarak koruma altına Bakü çevresindeki yapılar ziya- İçerişeher, Bakü’nün tarih boyunca
alınmıştır. Teknik gezi kapsamında ret edilmiştir. Bunlar sırasıyla, ev sahipliği yaptığı medeniyetlerden
F7 97L69

Şekil 7. Şirvanşahlar Sarayı, Portal Şekil 8. “Daş Salnamə” Müzesi

izler taşımaktadır. İçerişeher’i rak kullanılmak amacıyla onarılmış; Müzede, 2007 yılında Dünya Kültür
çevreleyen ve savunma sisteminin 1932 yılında ise yeniden bir tamir Mirası Listesi’ne alınan Qobustan
temelini oluşturan surların büyük geçirerek arkeolojik kazı çalışmaları Kültürel Peyzajı’ndaki kaya oyma-
bir bölümü 12. yüzyıldan günümü- yapılmıştır. Saray, 1954 yılından ların replikalarının yanı sıra, çeşitli
ze ulaşmış olmakla birlikte, kentin itibaren müzeye çevrilmiştir. Şir- dönemlerden özgün örnekler de
simgesi olan ve günümüzde müze vanşahlar Sarayı, İçerişeher ve Kız sergilenmekte ve yapı bu kapsamda
olarak kullanılan Qız Qalası’nın Kulesi 2000 yılında Dünya Kültür Azerbaycan taş sanatının gerçek
(Kız Kulesi) ilk inşa tarihinin MÖ Mirası Listesi’ne alınmıştır.2 anlamda bir “salname”si olma
6-7. yüzyıllara uzanabileceği dü- özelliğini taşımaktadır.
şünülmektedir.1 Kent merkezinde 3.2. Günümüzde Bakü Kenti Program kapsamında gezilen
Ortaçağ’dan günümüze ulaşan Petrol üretimiyle ilgili ilk adımların müzelerden bir diğeri ise, Zaha
birçok cami, kervansaray ve ha- 1847 yılında atılmasının ardından, Hadid tarafından tasarlanan ve
mamla birlikte, özellikle 18., 19. ve Bakü’de ekonomik ve endüstriyel yapımı 2013 yılında tamamlanan
20. yüzyıllarda inşa edilmiş konut faaliyetler artmış ve kent büyümeye Haydar Aliyev Merkezi’dir (Url-6).
yapıları yer almaktadır. başlamıştır. Petrolün oluşturduğu Yapıda, gösteri merkezi ve konfe-
İçerişeher’in en yüksek nok- cazibe, sermayeyle birlikte yeni rans salonları vd. birlikte, etnog-
tasında ise Şirvanşahlar Sarayı yapıları, dolayısıyla farklı mimarları rafya sergisi ve Miniatürk benzeri
yer alır. Şirvahşahlar Devleti’nin ve üslupları kente çekmiştir. bir konsepte sahip olan Minyatür
başkentinin 12. yüzyılda Bakü’ye Programın ikinci gününde Azerbaycan Sergisi, Azerbaycan’ın
taşınmasının ardından inşa edilen ziyaret edilen yapılardan biri de Daş tarihi ve kültürel birikiminin bir
yapı kompleksi; saray, divanhane, Salnamə Müzesi’dir (Şekil 8). Yapı özetini sunmaktadır.
türbe yapıları, mescitler, hamam 1921 yılında inşa edilmiştir; Bakü
ve “ovdan”dan (sarnıç) oluşmak- ve çevresindeki petrol kuyularının 3.3. Bakü Kenti Çevresi
tadır. Sarayı oluşturan yapılarda enerji ihtiyacını karşılamak üzere Bakü kent merkezi kadar, Bakü
taş oyma sanatının ve kârgir yapım kurulmuş bir elektrik santralidir. çevresinde de birçok önemli yapı
tekniklerinin etkileyici örnekleri Yapı, 2010-2013 yılları arasında bulunmaktadır. Bunların en ilgi çe-
görülmektedir (Şekil 7). Hâkim yapı Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık ta- kici olanlarından biri de, “Ateşgâh”
malzemesi “Bədamdam” adı verilen rafından hazırlanan Santral Çevresi olarak bilinen mâbettir (Şekil 10).
yerel kireçtaşı olan saray, Şirvan- Master Planı kapsamında müzeye Ateşgâh’ın bulunduğu Suraxanı
Abşeron mimarlık ekolünün en dönüştürülmüş olup 40.000 yıl önce (Surahanı) Rayonu, Bakü çevresin-
önemli örneklerindendir. On altıncı Qobustan’da ilk örnekleri görülen deki yeraltı kaynaklarının yoğun-
yüzyılın başındaki Safevi akınların- Azerbaycan taş sanatının günümü- laştığı bir bölgedir ve doğalgaz
da harap olan yapı, 1828 yılındaki ze kadar süren serüvenini ziya- kaynakları bu noktada yüzeye çok
Rus işgali sonrasında karargâh ola- retçilere aktarmaktadır (Url 4-5). yakın olduğundan, geçmişte

1
Bu bilgi, Qız Qalası tanıtım sergisinden edinilmiştir.
2
Bu bilgi, Şirvanşahlar Sarayı bilgilendirme panolarından elde edilmiştir.
70 F7 97L

Şekil 9. Haydar Aliyev Merkezi, Bakü Şekil 10. Ateşgâh yapı kompleksinin girişi

Şekil 11. Abşeron Yarımadası çevresindeki savunma yapıları Şekil 12. Ramana Kalesi
(Hüseynov vd. aktaran Sayan, 2016)

yeraltından sızan gaz alev alması Kafkas Dağları’nın güneyin- planlı, 22,40 m yüksekliğinde bir
halinde uzun yıllar yanabilmektey- de bulunan ve Hazar Denizi’nin kule ile bu kuleyi kuşatan yine
di. Hatta bu nedenle Azerbaycan, merkezine doğru uzanan Abşeron dikdörtgen planlı duvarlardan
“Odlar Yurdu” olarak da anılmak- Yarımadası, erken dönemlerden oluşmaktadır. Kulenin ve duvarların
tadır. Dolayısıyla, ateşe tapanların itibaren önemli bir yerleşim merke- köşeleri yuvarlak burçlarla takviye
mabetlerini buraya inşa etmeleri bir zi olmuştur. Bu nedenle, bölgenin edilmiştir. Kulenin ve duvarların
tesadüf değildir. Bu inanca sahip Hazar Denizi’nden gelebilecek üst kısmında dendanlar ve bunların
olanların erken dönemlerden bu tehlikelere karşı savunulması öne- gerisinde mazgallar bulunmaktadır.
yana bölgede ibadet amacıyla top- mini sürekli korumuştur. Rusya’ya Ramana Kalesi’nin kitabesi yerinde
landıkları düşünülse de, günümüz- bağlı Dağıstan Cumhuriyeti’ndeki olmadığından inşa tarihine dair
deki Ateşgâh yapısının 16. yüzyıl Derbent kentinden Bakü’ye kadar kesin bir veri yoktur, fakat yapının
sonu veya 17. yüzyıl başında inşa uzanan yaklaşık 300 km.lik hatta 12. veya 13. yüzyılda inşa edildiği
edildiği belirtilmektedir. Merkezi birçok savunma yapısı inşa edilmiş, düşünülmektedir (Sayan, 2016).
ibadet alanı ve hücrelerden oluşan bu yapılar 2001 yılında UNESCO Büyük Merdakan Kalesi’yle benzer
yapı kompleksi surlarla çevrili- Dünya Miras Geçici Listesi’ne alın- plan ve form özellikleri gösteren
dir. Geçmişte, yer altından sızan mıştır. Gezi programı kapsamında, kale, yüksek bir kaya kütlesinin
doğalgazın sürekli olarak yandığı bu yapılardan Büyük Merdakan ve üzerine kurulmuştur (Şekil 12).
alanda, günümüzde ancak kurulan Ramana Kaleleri ziyaret edilmiştir.
tesisat sayesinde devamlı olarak Büyük Merdakan Kalesi, Saint 3.4. Azərbərpa ile Görüşme
ateş vardır. Ateşgâh, Azerbaycan’ın Petersburg Ermitage Müzesi’nde “Azərbərpa Elmi Tədqiqat Layihə
UNESCO Dünya Miras Geçici Lis- bulunan kitabeye göre 1187 yılında İnstitutu” (Azerberpa Bilimsel
tesi’ndeki anıtlarından biridir.3 inşa edilmiştir. Kale dikdörtgen Araştırma ve Proje Enstitüsü),

3
Bu bilgi, Ateşgâh yapı kompleksi bilgilendirme panolarından elde edilmiştir.
F7 97L71

Şekil 13. Azərbərpa ekibiyle toplantı sonrası çekilen hatıra fotoğrafı Şekil 14. Şeki Hanlar Sarayı güney cephesi

Azerbaycan Cumhuriyeti Mede- varlıklarını tespit etmek, Azərbərpa’nın yürüttüğü onarım


niyet ve Turizm Nazırlığına bağlı Bilimsel ve teknik taleple- çalışmalarında:
olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. re uygun olarak kültürel mirasın Yapı niteliksiz eklerinden
Azerbaycan genelinde tescil edilmiş tanıtılması için çağdaş bir sistem arındırılmış,
6308 anıtın yaklaşık 1500’ü hakkın- oluşturarak yayın faaliyetleri ger- Metale çevrilmiş olan çatı, ah-
da çalışma yürütmüş olan kurum, çekleştirmek. şap konstrüksiyon olarak yeniden
ülkede koruma alanında çalışan 11 Eylül 2017 Pazartesi günü inşa edilmiş,
meslek insanlarının büyük çoğun- Azərberpa Bilimsel Araştırma ve Çivi ya da yapıştırıcı kullanıl-
luğunu bünyesinde toplamıştır. Proje Enstitüsü’nde yapılan görüş- maksızın ahşap ve cam parçaları
Enstitünün görevleri şunlardır: mede; Azerbaycan ve Türkiye’deki kullanılarak oluşturulan ve “şəbəkə”
Azerbaycan genelinde bulunan koruma mevzuatı ve uygulamaları (şebeke) adı verilen pencerelerin
anıtlar için projelendirme işlerinin hakkında görüş alışverişi yapıl- kullanılamaz hale gelen kısımları
yapılması, dıktan sonra, Azərberpa ekibi yenilenmiş,
Sit alanlarının master planları tarafından iki farklı yapının res- Duvar ve tavanlarda yer alan,
ile koruma ve onarım projelerinin torasyon çalışmaları hakkında bir bitki motifleri, savaş ve av sahnele-
hazırlanması, sunum yapılmıştır. Bu yapılar, Şeki rini betimleyen kalem işleri restore
Anıtların bilimsel açıdan Han Sarayı ve Berde Allah Allah edilmiştir.
koruma bölgelerinin tanımlanması, Türbesi’dir.
araştırılması ve belgelenmesi, Berde “Allah Allah” Türbesi5
Sit alanları ve tarihi yerlerde, Şeki Hanlar Sarayı4 Berde Türbesi ya da Allah Allah
zorunlu durumlarda yeni yapıların 18. yüzyılda Şeki Hanlığı’na Türbesi, adını, cephesine sırlı
projelendirilmesi, başkentlik yapmış olan Şeki’de bu- tuğlalarla iki yüzden fazla sayıda
Kentsel donatıların tasarlan- lunan Hanlar Sarayı’nın, 1760’larda “Allah” adının yazılı olmasın-
ması, inşa edildiği düşünülmektedir; dan almıştır. Karabağ bölgesinin
UNESCO, ICCROM ve ICO- yapı, Kacar Hanedanı döneminin Berde kentinde bulunan yapı, 1322
MOS gibi koruma alanında faaliyet özelliklerini taşımaktadır. Bir yapı yılında mimar Ahmed İbn Eyyüb
gösteren uluslararası kurumlarla kompleksi oluşturan saray yapı- El Hafız Nahçıvani tarafından inşa
işbirliği yapmak ve Azerbaycan’da ları, Rusya’nın bölgeyi işgalinden edilmiştir, ancak türbenin kim için
bulunan kültür varlıklarının Dünya sonra yıkılmış ve günümüze sadece yapıldığı bilinmemektedir. Dairesel
Kültür Mirası Listesi’ne adaylık “Divanhane” yapısı ulaşabilmiştir bir plana sahip olan türbe yapısı,
başvurularını yapmak, (Şekil 14). Yapı, güzgülü (ayna- bir külâh ile tamamlanmıştır. Yapı
Restorasyon çalışmalarında lı) mukarnaslarla tamamlanmış malzemesi olarak tuğlanın tercih
kontrolörlük görevini üstlenmek, portalları, ahşap pencere şebekeleri, edildiği ve bezeme için sırlı tuğla-
Anıtları izlemek ve hatalı malakâri cephe süslemeleri ve ka- nın kullanıldığı türbenin cepheleri
restorasyon uygulamaları hakkında lemişi tavan ve duvar bezemeleriyle külâh eteğinde çiniyle kaplanmış,
işlem yapmak, Azerbaycan mimarlığının önemli çini şerit üzerine Ayetü’l-kürsî
Azerbaycan sınırları dışındaki örneklerindendir (Şekil 15, 16). yazılmıştır. Sovyet döneminde,
Azerbaycan halkına ait olan kültür Şeki Hanlar Sarayı’nda yapılan ve 1960’lı yıllarda yapının rölöveleri

4
Yapı ile ilgili bilgiler Azerberpa heyetiyle ile yapılan toplantı sırasında edinilmiştir.
5
Yapı ile ilgili bilgiler Azerberpa heyetiyle ile yapılan toplantı sırasında edilinmiştir.
72 SDJM J FDY

Şekil 15. Ahşap pencere şebekesi detayı (ABAD Merkezi, Url-7) Şekil 16. Şeki Hanlar Sarayı iç mekânından bir görünüm (Url-8)

Şekil 17. Allah Allah Türbesi, Berde (Azərbərpa arşivi) Şekil 18. Şeki tarihi kent merkezinden bir görünüm.

hazırlanarak restorasyon çalışması kurulmuş olan kent, bu bölgedeki anda Dünya Mirası Geçici Listesi’nde
yapılmıştır. ipek üretiminin merkezi konu- bulunan Hanlar Sarayı’nın ve Şeki
Berde Allah Allah Türbesi’nde: mundaydı; 18. ve 19. yüzyıllarda tarihi kent merkezinin, UNESCO
1960’lı yıllarda yapılan resto- Şeki Hanlığı’nın başkenti olduğu Dünya Miras Listesi’ne geçişi için
rasyon çalışmasında yapıya eklenen dönemde, hanlığın ticari ve kültürel Azərberpa’nın çalışmaları devam
26 ton ağırlığındaki betonarme merkeziydi (Şekil 18). etmektedir.
külâh yapıdan uzaklaştırılmış ve Şeki kent merkezinde, yuka-
külâh, restitüsyon çalışmalarında rıda da değinilmiş olan Hanlar 3.6. Gence Kenti ve Çevresi
ulaşılan veriler doğrultusunda tuğla Sarayı’ndan başka, MS 3-5. yüzyıllar Programın son iki günü Gen-
malzeme kullanılarak yeniden inşa arasında inşa edilmiş erken dönem ce ve çevresine ayrılmıştır.
edilmiştir. Hıristiyan yapılarından Alban Mabedi Azerbaycan’ın ikinci büyük
Restorasyon uygulaması için (Günümüzde Şeki Uygulamalı Halk kenti olan Gence, 1918’de kuru-
gerekli olan şirli kərpic (sırlı tuğla) Sanatları Müzesi olarak kullanılmak- lan bağımsız Azerbaycan Halk
ve kâşî’ler (çiniler) Azerbaycan’da tadır), Yukarı ve Aşağı Kervansaray- Cumhuriyeti’ne de bir süre baş-
üretim tesisi bulunmaması nede- lar, mescitler ve birçok özgün sivil kentlik yapmıştır. Gence kent mer-
niyle İran’ın Tebriz kentinde bulu- mimarlık örneği bulunmaktadır. Şeki kezinde Cuma Mescidi, Şah Abbas
nan atölyelerden temin edilmiştir. kenti, sahip olduğu anıtların yanı sıra, Kervansarayı, Çökek Hamam,
somut olmayan kültür mirası öğele- farklı dönemlere ait kilise yapı-
3.5. Şeki Kenti riyle de dikkat çekmektedir. Gelenek- ları bulunmaktadır; kente 10 km
Gezi programının üçüncü günü sel el sanatları ve mutfak kültürü gibi mesafedeki İmamzade Türbesi de
Şeki kentine ayrılmıştır. Kafkas değerleriyle Şeki, UNESCO Yaratıcı önemli yapılardan biridir. Muhte-
Dağları’nın güney eteklerinde Kentler Ağı’na dâhil edilmiştir. Şu melen 7. veya 9. yüzyılda kurulan
F7 97L73

Şekil 19. Gence İmamzade Türbesi Şekil 20. Nizami Gencevi Türbesi

Gence, ticaret yolları üzerinde etkisiyle de görsel anlamda zarar diyesi, Url-9). Doğudaki minarenin
olduğundan, tarihte birçok kuşat- görmüştür. üzerine sırlı tuğlalar ile yazılmış
maya maruz kalmıştır. Kentteki İmamzade Türbesi’nden sonra 1271 tarihi (Miladi olarak yaklaşık
yapılar; gerek kuşatmalar, gerekse Nizami Gencevi Türbesi ziyaret 1854/1855), yapının 19. yüzyılın
doğal afetler yüzünden maruz kalı- edilmiştir (Şekil 20). On ikinci ortalarında bir onarım geçirmiş
nan hasarlar nedeniyle birçok defa yüzyılda Gence’de dünyaya gelen olabileceğini düşündürmektedir.
onarılmıştır. ve burada yaşayan şair ve düşünür Mescidin hemen batı tarafında
Gezi programının Gence Nizami’nin eserleri arasında “Leyla bulunan Çökek Hamam da aynı yıl-
bölümünde ilk olarak, kent merke- ile Mecnun” ve “Hüsrev ile Şirin” da inşa edilmiştir. Bu bilgi doğrul-
zine 10 km mesafedeki İmamzade gibi başyapıtlar yer almaktadır. tusunda, mescid ve hamam yapısı-
Türbesi ziyaret edilmiştir (Şekil 19).6 Azerbaycan edebiyatının en önemli nın bir külliye oluşturmak amacıyla
İmamzade Türbesi, 17. yüzyılda ismi kabul edilen Nizami’nin inşa edildiği sonucuna varılabilir.
Safeviler döneminde Gence Bey- türbesi, ilk olarak 13. yüzyılda inşa Aynı dönemde inşa edilen anıtsal
lerbeyliği tarafından inşa edilmiştir. edilmiş, ancak birçok kez yıkılıp yapılardan bir diğeri ise, Şah Abbas
Türbe yapısı 17. yüzyıla ait olsa da yeniden yapılmıştır. Günümüzdeki Kervansarayı’dır. Kent merkezinde,
türbede yatan kişi İmamzade İbra- türbe ise, Azerbaycan’ın bağım- Şah Abbas Mescidi’nin kuzeydo-
him bin İmam Muhammed Bagır, sızlığını kazanmasından hemen ğusunda bulunan yapıdaki resto-
739 yılında vefat etmiştir. Tuğla sonra, 1991 yılında inşa edilmiştir. rasyon çalışmaları, Azərberpa’nın
malzeme kullanılarak inşa edilen Sekizgen planlı türbe yüksekçe bir hazırlamış olduğu projeler doğrul-
yapıya 19. yüzyılda çini kaplı bir kubbeye sahiptir. Türbenin rekons- tusunda devam etmektedir.
kubbe eklenmiştir. trüksiyonunda geleneksel mimaride Şah Abbas Mescidi’nin bu-
Yapıda 2009 yılından itibaren kullanılan malzemelerden farklı lunduğu Şeher Meydanı’ndan
restorasyon çalışmalarına başlan- olarak granit bloklar kullanılmıştır. güneydoğu yönüne ilerlendiğinde
mış ve şu işlemler yapılmıştır: Gence çevresinde bulunan bu Cavadxan Küçesi’ne ulaşılmakta-
Zaman içerisinde türbeye ek- iki önemli yapıdan sonra, kent dır. Kentin ticaret aksını oluşturan
lenen yapılar kaldırılarak, türbe ve merkezinde ilk önce Şah Abbas bu caddede, farklı üsluplarda inşa
çevresi bir yapı kompleksi oluştu- Mescidi ziyaret edilmiştir (Şekil 21). edilmiş ticaret yapıları günümüzde
racak şekilde yeniden ele alınmış Şah Abbas Mescidi, 1606 yılında de görülebilmektedir. Caddenin
ve türbenin üzerini örtecek yeni bir Mimar Şeyh Behaeddin tarafından sonunda, 2013 yılında inşa edil-
mescit yapılmıştır. inşa edilmiştir. Yapının kare biçi- miş Mesheti Gencevi Merkezi yer
Mescitle birlikte idare binası, mindeki harim bölümü metal kaplı almaktadır. Gezi programının ikinci
misafirhane vb. yapılar da inşa bir kubbe ile örtülüdür. Gence’deki toplantısı, Gence Kenti Medeniyet
edilmiştir. diğer yapılar gibi tuğla kullanılarak ve Turizm İdaresi heyetiyle birlik-
Tüm bu müdahalelerden sonra, inşa edilen mescidin kuzeyine, 1776 te, kentte faaliyet gösteren mimar,
özgün türbe yapısı ‘tarihi’ gö- yılında iki bağımsız tuğla minare ressam ve heykeltraşların katılımıy-
rünümlü yeni yapıların yanıltıcı inşa edilmiştir (Gence Nizami Bele- la Mehseti Gencevi Merkezi’nde

6
Yapı ile ilgili bilgiler Azerberpa heyetiyle ile yapılan toplantı sırasında elde edilmiştir.
74 TEKNŞK GEZŞ

Şekil 21. Şah Abbas Mescidi

gerçekleşmiştir. Heyetlerarası görüş Savaşı devam ettiği sırada 1918 gözlemler çerçevesinde:
alışverişi şeklinde geçen toplantı yılında Bakü Harekâtı’nda şehit Koruma alanında çalışan
öncesinde, kültür merkezi dahilinde olan Osmanlı askerleri ve gönüllüler mimarlarla yapılan görüşmeler
bulunan müze de ziyaret edilmiştir. ile Karabağ Savaşı ve Qara Yanvar sonucunda taş ustalığının usta-
Azerbaycan’ın ilk kadın şairlerinden (Kara Ocak) şehitlerinin birlikte çırak ilişkisiyle aktarıldığı öğrenil-
olan ve 11. yüzyıl sonu ile 12. yüzyıl yattıkları “Şehidler Xiyabanı”, Bakü miştir. Bugün üst düzeyde olan taş
başlarında yaşamış olan Mehseti İçerişeher’in güneybatısındaki tepe- işçiliğinin gelecek yıllarda da aynı
Gencevi’ye ithaf edilen müze, Gen- de yer almaktadır (Şekil 23). Şehitli- düzeyi koruması için, bu konudaki
ce ve Azerbaycan kültürü hakkında ğin hemen yanında ise Hilmi Şenalp eğitimin sistematik hale getirilme-
bilgiler sunmaktadır. tarafından projelendirilen Şehitler si faydalı olacaktır.
Mescidi bulunur. Yapı, Osmanlı Taş işçiliğinin üst düzeyde
4. Türkiye – Azerbaycan klasik dönem camilerinden esinle- olmasının bir nedeni de doğal taş
İlişkilerini Yansıtan nilerek tasarlanmıştır ve doksanlı malzemenin, çağdaş yapılarda da
Yapı ve Mekânlar yılların başında Türkiye Diyanet çok yoğun bir şekilde kullanılması
Gezi programının son gününde, Vakfı tarafından inşa ettirilmiştir. (Şekil 25) ve özgün motiflerin kap-
Gence’ye 70 km mesafede bu- 1918 Bakü Harekâtı’nda şehit düşen lama taşlarına işlenmesiyle, gele-
lunan Yevlah kenti ziyaret edil- askerler anısına Azerbaycan’ın farklı neksel taş oyma uygulamalarının
miştir. Yevlah, konumu itibariyle kentlerinde şehitlikler inşa edilmiş- devam ettirilebilmesidir.
Azerbaycan’ın merkezinde bir kav- tir. Bunlardan biri de Merdekan’da Azerbaycan genelinde kent
şak noktasıdır. Tarım arazileriyle bulunan Maştaga Şehitliği’dir. dokusunda bütünlük sağlanmasına
çevrili olan kentte, aynı zamanda Birinci Dünya Savaşı’nda askeri çok önem verildiği gözlemlenmek-
önemli kil yatakları mevcuttur ve hastaneye çevrilen bir ilkokulun tedir. Bunun sonucunda, başarılı
bir tuğla fabrikası bulunmaktadır. bahçesinde bulunan şehitlik, has- kentsel tasarım öğeleri (tabelalar,
Kent merkezinde yer alan Yevlah tanede hayatını kaybeden askerler işaretler vb.) ortaya çıkmıştır (Şekil
Cuma Mescidi, üslubuyla diğer için yapılmıştır. Mezarların başında 26). Ancak, bütünlük sağlamak için
yapılardan ayrılmaktadır. Os- bulunan ağaç ise yerel halk tarafın- tüm yapılarda ve bahçe duvarların-
manlı klasik dönemi camilerinden dan mezar yerlerinin kaybolmaması da aynı malzemenin kullanılması
esinlenilerek tasarlanmış yapı, için dikilmiş, 1991 yılında şehitlik (Bakü’de kireçtaşı, Gence’de tuğla)
1993-1996 yılları arasında Türki- inşa edilirken, bölge sakinlerinin kent dokusu içerisinde tarihi yapıla-
ye Diyanet Vakfı tarafından inşa uyarıları üzerine bu ağaç referans rın algılanmasını güçleştirmektedir.
edilmiştir (Şekil 22). alınmıştır (Şekil 24). Ülkemizde de bir dönem
Başkent Bakü’deki yapı ve uygulanmış olan betonarme üzeri
mekânlara bakılacak olursa; Azer- 5. Genel Gözlemler ve Sonuç geleneksel malzeme kaplama
baycan Cumhuriyeti’nin bağımsızlık Azerbaycan Teknik Gezi’sinde tekniği, Azerbaycan’da da göze
ilanının yolunu açan ve I. Dünya edinilen bilgiler ve yapılan çarpmaktadır.
TEKNŞK GEZŞ 75

Şekil 22. Yevlah Cuma Mescidi Şekil 23. “Şehidler Xiyabanı”, Bakü

Şekil 25. Çağdaş yapılarda doğal taş kullanımı

Şekil 24. Maştaga Şehitliği, Merdekan Şekil 26. İçerişeher’de yönlendirme tabelaları

Azərbərpa tarafından yapılan Azərbərpa’nın yaptığı bilimsel ça- nik geziyle birlikte, ülkemiz ile
restorasyon çalışmalarında gele- lışmalar desteklenmeli ve arttırıl- Azerbaycan arasında yapılacak
neksel mimarlık ve malzeme bilgisi malıdır. ortak çalışmalarda kültür varlıkla-
kullanılmasına rağmen, bir koru- Azerbaycan mimarlığında rının korunması konusuna da yer
ma laboratuvarına duyulan ihtiyaç sıkça kullanılmış olan sırlı tuğla ve verilmesi gereği anlaşılmıştır. Bu
Azərbərpa personeli tarafından da çini gibi malzemelerin Azerbay- durum, görüşme yapılan heyetler
dile getirilmiştir. can sınırları içinde de geleneksel tarafından da tasdik edilmiştir.
Geleneksel yapım teknikleri yöntemlerle üretimini sağlayacak Koruma alanında gelecekte yapıl-
ve malzemeleriyle ilgili bilgiler, ve eğitim verebilecek tesislerin ması muhtemel ortak çalışmalar
usta-çırak ilişkisiyle günümüze kurulması önem arz etmektedir. her iki taraf için de çok yararlı
kadar ulaşmış olsa da, bu konuda Azerbaycan’a yapılan tek- olacaktır.
76 G8 A :8M

Azerbaycan Türkçesinde Kullanılan Bazı Mimari Terimlerin Türkçedeki Karşılıkları

arxeoloji qazıntı arkeolojik kazı qeyri-maddi mədəni irs somut olmayan kültürel
bərpa restorasyon miras
bəzək bezeme qoruq sit
dəmir-beton betonarme qüllə kule
əhəng kireç suvaq sıva
əhəng daşı kireçtaşı
şəbəkə çivi veya herhangi bir
elm bilim
yapıştırıcı kullanılmadan,
fasad cephe şebeke şeklinde birleştirilen
gəc kil ve alçı karışımıyla elde ahşap parçalarının arasına
cam parçaları yerleştirilerek
edilen bir tür sıva
oluşturulan pencere
günbəz kubbe
şəhərsalma şehircilik
güzgü ayna
şəkil resim, fotoğraf
kaşi çini
şirli kərpic sırlı tuğla
kərpic tuğla
şüşə cam
kesik kesit
taxta ahşap
konservasiya konservasyon
tədqiqat araştırma
landşaft peyzaj
təmir onarım
layihə proje
tikinti yapı, inşaat
mədəni irs kültürel miras
yaşayış yeri konut
məhlul harç
YUNESKO-nun Ümumdünya UNESCO Dünya Kültür
ovdan sarnıç
Medeni İrs Siyahısı Mirası Listesi
polad çelik
YUNESKO-nun Müvəqqəti UNESCO Dünya Mirası
qala kale Namizəd Siyahısı Geçici Listesi

KAYNAKLAR
1. Akdoğan, Y., 1999, Azerbaycan Türkçesi’nden Türkiye Türkçesi’ne Büyük Sözlük, Beşir Yayınları, İstanbul.

2. Babayeva, N., 2013, “Kuzey Azerbaycan’da Gelişen Mimari Ekoller”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, c. 6, sayı
25, s. 70-78.

3. Giyasi, C., 2015, “Ortaçağ Azerbaycan Mimarisi”, İrs Sanat Dergisi, sayı Mayıs 2015, s. 50-57.

4. Sayan, Y., 2016, “Azerbaycan’da Apşeron Savunma Yapıları”, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi, sayı 16/1 Yaz, s. 43-64.

5. Url-1: Azerberpa Kültür Varlıkları Envanteri: http://mes.mctgov.az/az/160/Medeniyyet-ve-tarixi-abidelerin-siyahisi (Erişim


Tarihi: Temmuz 2018).

6. Url-2: Tarih ve Medeniyet Abidelerinin Korunması Hakkında Azerbaycan Respublikası’nın Kanunu: https://www.
icherisheher.gov.az/qanunlar (Erişim Tarihi: Mayıs 2018).

7. Url-3: UNESCO İnternet Sitesi - Azerbaycan Sayfası: https://whc.unesco.org/en/statesparties/az (Erişim Tarihi: Mayıs 2018).

8. Url-4: Daş Salname Müzesi Hakkında Bilgi: https://heydar-aliyev-foundation.org/az/content/view/136/3961/Da%C5%9F-


salnam%C9%99-muzeyi (Erişim Tarihi: Mayıs 2018).

9. Url-5: Erginoğlu & Çalışlar Bakü Enerji Santrali: http://www.ecarch.com/works/baku-enerji-santrali (Erişim Tarihi: Mayıs
2018).

10. Url-6: Haydar Aliyev Merkezi İnternet Sitesi: http://heydaraliyevcenter.az (Erişim Tarihi: Mayıs 2018).

11. Url-7: Vüqar Resulzade, Şebeke Ustası - ABAD Merkezi: http://abad.gov.az/az/85 (Erişim Tarihi: Mayıs 2018).

12. Url-8: Çetin Bayramoğlu, Kişisel Blog: https://cetinbayramoglubaku.wordpress.com (Erişim Tarihi: Mayıs 2018).

13. Url-9: Gence Kenti Nizami Belediyesi Tanıtım Broşürü: http://nizami.bel.az/az/page/90/ (Erişim Tarihi: Mayıs 2018).

14. Url-10. Bakü Devlet Üniversitesi Elektronik Kütüphanesi: http://elibrary.bsu.az/ (Erişim Tarihi: Temmuz 2018).
HABER 77

SYMPOSIUM ON RESTORATION AND CONSERVATION OF


TRADITIONAL TIMBER STRUCTURES 6
ABSTRACT
Symposium on Restoration and Conservation of Traditional Timber Structures 6, held on 24th-25th April,
2018 in Conrad Bosphorus Hotel, Istanbul. During the symposium; 17 presentations in those five session
were made and the audience participated were including the representators of public and restoration-
conservation sector, academics, experts of wood working, timber industry, students and citizens. Also the
practical studies carried out by the trainees of 2017 Training Programme on Restoration and Conservat.
on of Traditional Timber Structures organized by KUDEB Timber Training Workshop were exhibited
simultaneously.

Ahşap Yapılarda Koruma ve Onarım Sempozyumu 6*


İstanbul Büyükşehir Belediyesi İBB KUDEB tarafından “Dünyada Ahşap Sektörü ve
Koruma Uygulama ve Denetim Koruma Çabaları” başlıklı ilk otu-
gerçekleştirilen “Ahşap rumun başkanlığını yapan KUDEB
Müdürlüğü Ahşap Eğitim Atölyesi
tarafından düzenlenen Ahşap
Yapılarda Koruma ve Ahşap Eğitim Atölyesi Koordinatö-
Yapılarda Koruma ve Onarım Onarım Sempozyumu 6” rü Orman Endüstri Yüksek Mühen-
Sempozyumu 6, 24-25 Nisan 2018 bildirileriyle katkı disi Demet Sürücü, yaptığı konuş-
tarihleri arasında, 18 uzman ve 430 mada, Ahşap Eğitim Atölyesi’nin
sağlayan ulusal ve
dinleyicinin katılımıyla, dört yürüttüğü eğitimler, onarımlar ve
oturumda Conrad Hotel Beşiktaş’ta
uluslararası düzeyde restorasyon çalışmaları hakkında
gerçekleştirilmiştir. Sempozyumun 18 uzman ve 430 bilgi vermiştir. İkinci konuşma-
açılış konuşması, İstanbul Büyükşe- dinleyicinin katılımıyla, cı; ICOMOS Uluslararası Ahşap
hir Belediyesi Kültür Varlıkları Komitesi Genel Sekreteri Prof
dört oturumda
Daire Başkanı Hüseyin Tok tarafın- Dr. Tina Wik; Aralık 2017’de Yeni
dan yapılmıştır. Daire Başkanlığının
yapılmıştır. Delhi’de toplanan ICOMOS Genel
yürüttüğü çalışmalar ve hedefler Kurulu’nda onaylanan, yeni adı ile
hakkında bilgiler veren Hüseyin çok işbirliği yapılması gerektiğini “Ahşap Mimari Mirasın Korunması
Tok, kültür varlıklarının korunması belirterek, çalışmaların verimli İçin İlkeler” konusunda bilgilerini
ve gelecek nesillere aktarılması geçmesi dilekleri ile sempozyumu paylaşmıştır. Wik, bu belgenin
konularında üniversitelerle daha başlatmıştır. amacının; ahşap kültür mirasının

*
Yazı: Demet Sürücü, KUDEB Ahşap Eğitim Atölyesi Koordinatörü, e-posta: demet.drivergmail.com (Fotoğraflar: KUDEB Arşivi).
78 HABER

ICOMOS Uluslararası Ahşap Komitesi Genel Sekreteri Prof Dr. Tina Wik Kizhi Açık Hava Müzesi, Kıdemli Araştırmacı Margarita Kisternaia

Mukogowa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Shigeyuki Okazaki, KUDEB Ahşap Kizhi Açık Hava Müzesi Restorasyon Birimi Yöneticisi
Eğitim Atölyesi Koordinatörü Demet Sürücü, Prof Dr. Tina Wik (soldan sağa) Tatina Nezvitskaia

kültürel önemine saygı göstererek, Geleneksel Ahşap Yapıların Konser- macısı olan Rusya, Kizhi Açık Hava
korunması ve konservasyonu için vasyonu ve Restorasyonu” başlıklı Müzesi’nden Kıdemli Araştırma-
en geniş uluslararası çerçevede konuşmasında; geleneksel ve sofis- cı Margarita Kisternaia, “Rusya,
uygulanabilir temel ilke ve uygu- tike Japon ahşap yapı tasarımları ile Kizhi Açık Hava Müzesi’ndeki Tarihi
lamaları tanımlamak olduğunu geleneksel Japon ahşap yapılarının Ahşap Yapıların Korunması” konulu
belirterek, “Ahşap Mimari Mirasın restorasyonu ve korunmasına yöne- sunumunda; 1966 yılında kurulan
Korunması İçin İlkeler”de yapılan lik beş yöntem üzerinde durmuştur. müzede bulunan 80 ahşap mima-
değişikliğin amacının, kültürel de- Öncelikle; Kyoto’daki “Kyomachi- ri eserden bahsetmiş; müzedeki
ğer taşıyan veya tarihi alanların bir ya” Konağı’nın restorasyonundan yapıların genelde sarıçam Pinus
parçası olan her tür ahşap bina ve bahsetmiş, “Kyomachiya” evinde sylvestris L. tomruklarından yapılan
yapının yanı sıra; geçici, hareketli ve kullanılan tatami-mat ile birçok ve el testereleri ile şekillendirilen
evrilen yapıları da kapsama almak geleneksel sürme kapının standart yapılar olduğunu söylemiştir. Çatı-
olduğunun altını çizmiştir. Tina Wik üretim olması sebebiyle, oda açık- ların genellikle ladin, Picea abiles L.,
ayrıca, ahşap kullanımına ilişkin lıklarının boyutlarının da standardi- soğan kubbelerin ise titrek kavak
manevi değerlerin de bu esasla- ze edildiğini örneklerle anlatmıştır. Populus tremula L. kiremitler ile
ra dâhil edilmeye çalışıldığından Ahşap yapıların geleneksel bir pre- kaplandığını belirtmiş ve diğer ah-
bahsetmiş ve sunumunda İsveç’te fabrikasyon sisteminde inşa edil- şap elemanlar hakkında da ayrıntılı
geleneksel yöntemlerle onarılan mesinin yararları; inşaat süresinin bilgiler vermiştir. Sempozyuma
yapılardan örnekler vermiştir. Wik, azaltılması, parçaların tekrar tekrar Rusya’dan katılan diğer bir konuş-
aynı zamanda, 1994’te İsveç İnşaat kullanılmasına olanak sağlaması ve macı, Kizhi Açık Hava Müzesi Res-
Kanunu’nda yapılan değişikliğin değiştirilebilmesi şeklinde sıralan- torasyon Birimi Yöneticisi; Tatina
daha büyük ahşap yapıların yapıl- mıştır. Sunumda ayrıca; Kyoto’daki Nezvitskaia, “UNESCO’nun Dünya
masına olanak sağlandığını, tasar- Daigo-ji Tapınağı’nın beş katlı Miras Alanı ‘Kizhi Pogos’ta’ Bulunan
ladığı ve uygulamasını yürüttüğü pagodasının köşe çerçevesinin bir Başkalaşım Kilisesi’nin Korunma-
ahşap yapı çalışmaları üzerinden replikasının mimarlık öğrencileri sı” başlıklı sunumunda; özellikle
izleyicilere aktarmıştır. tarafından sökülmesi ve montajını Rusya Federasyonu’nda yaşayan-
Sempozyumun üçüncü ko- anlatan bir video gösterilmiştir. lar için kıymetli bir kültür mirası
nuşmacısı olan Mukogowa “Restorasyon, Konservasyon olan, karmaşık bir üsluba sahip
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Shi- Onarım Uygulamaları ve Sorunlar” kilise hakkında şu bilgileri ver-
geyuki Okazaki; “Japonya’daki başlıklı ikinci oturumun ilk konuş- miştir: “Geçişli dörtgenler ile birbiri
HABER 79

Doç. Dr. Zeynep Eres, Mimar Utku Yücel, Prof Dr. Tina Wik, Mimar Derya Yıldız Kaya (soldan sağa)

üzerine yerleştirilmiş üç sekiz yüzlü Köyleri Geleneksel Ahşap Mirası ve bulunan ahşap yapıların bakım ve
cepheye sahip kilisede, 1980 yılında Sürdürülebilirlik Üzerine Gözlemler” onarım süreçleri de, bölgedeki gelenek-
acilen koruma müdahalesi yapılma- başlıklı bildirisinde, bölgede ilk sel yapıların sürdürülebilirliği üzerine
sı kararı alınmıştır. Yapılan birçok bakışta kârgir mimari egemen gibi önemli bir bilgi birikimi sağlamıştır.”
çalışma sonucunda, yapıda otantik görülse de, aslında ahşap malze- Sunumda kısaca; Istranca dağlık
malzemelerin korunma oranı % 50 me kullanımının çok daha baskın bölgesinde bulunan geleneksel
olarak öngörülürken, % 70 olarak olduğundan ve tümüyle ahşap olan ahşap yapılar, ahşap yapı sistemi ve
gerçekleşmiş, aynı zamanda kilisenin yapıların yanı sıra kârgir yapıların plan özellikleri tanıtılmış, ardından
formu ve bütünlüğü korunmuştur”. da bazı beden duvarları ile tüm iç karşılaşılan koruma sorunları ve bu
Vakıflar Genel Müdürlüğünden duvarların ahşaptan yapıldığını be- mimari geleneği sürdürme olasılık-
Mimar Utku Yücel ise, “Nusretiye lirterek, ahşap malzeme kullanılan ları tartışılmıştır.
Camisi’ndeki Ahşap Elemanların yapı örneklerini göstermiştir. Eres, İkinci oturumun son konuşma-
Restorasyonu” başlıklı sunumunda; konuşmasında şunları söylemiştir: cısı olan Vakıflar Genel Müdürlü-
2012-2017 arasında VGM İstanbul “Ahşap karkas sistemin büyük bir ğünden Mimar Derya Yıldız Kaya;
1. Bölge Müdürlüğü tarafından çeşitlemesi vardır. Özellikle “dalörgü” Karabük- Safranbolu dağ köylerin-
yapılan restorasyon çalışmasını olarak anılan ince ahşap dalların bir den Konarı Köyü’ndeki evlerin; ya-
detayları ile anlatmıştır. Çalışmada; sepet gibi örülüp çamurla sıvandığı pım tekniği ve mimari özellikleriyle
yapı genelinde pencere doğramaları duvar tekniği yoğun olarak kullanıl- Batı Karadeniz mimarisinin tipik bir
haricindeki tüm ahşap elemanların mıştır. Bunun yanı sıra yerel ahşap örneği olduğunu belirtmiş; özgün
(kapılar, kapaklar, içlikler, kasa ve geleneklerle ilgili literatüre henüz mimari değerlerin korunmuşluk
pervazlar) özgün olduğu tespit edil- pek girmemiş olan çok farklı dalörgü durumlarının tespiti ve alandaki
miştir. Yücel, özellikle Hünkâr Kas- tipleri de alan çalışmalarında belge- koruma sorunlarını özetlediği,
rı Başodası’nda yer alan marküteri lenmiştir. Altmış yedi köyde gerçekleş- “Safranbolu Konarı Köyü Geleneksel
dolap, ahşap oyma elemanlar ile tirilen mimari belgeleme çalışmaları Konut Mimarisi ve Koruma Sorunla-
Hünkâr mahfeli separatöründe ile bölgenin tüm farklı ahşap yapı rı” başlıklı bildirisini paylaşmıştır.
bulunan ahşap kakma tekniğiyle sistemleri saptanmaya çalışılmıştır. Ahşap Yapılarda Koruma ve
yapılmış filetoların korunduğunu 1997’den günümüze kadar zaman za- Onarım Sempozyumu 6’nın ikinci
söylemiştir. Utku Yücel, Nusretiye man kesintilerle de olsa süren çalışma- günü, oturum başkanlığını Mimar
Camii’nde yapılan kapsamlı resto- larda, özellikle 20 yıl önce belgelenen Yakup Demirhan’ın yaptığı “Dün-
rasyon ve konservasyon çalışmaları ahşap yapıların tekrar tekrar izlen- yadan Örneklerle Modern Ahşap
ile kültür varlığımızın geleceğe mesi ile alandaki söz konusu mimari Yapılar Oturumu” ile başlamıştır.
güvenle ulaştırılmasının hedeflen- koruma sorunları da saptanabilmiştir. İngiltere’nin saygın ve başarılı mi-
diğini belirtmiştir. Bunun yanı sıra Kırklareli merkezinde marlık ofislerinden Marks Barfield
Aynı oturumda yer alan Doç. yer alan Aşağı Pınar kazı alanında Mimarlık Ofisi Direktörü Mimar
Dr. Zeynep Eres, “Kırklareli Dağ kurulmakta olan açık hava müzesinde Gemma Collins “Cambridge Camii
80 HABER

Marks Barfield Mimarlık Ofisi Direktörü Mimar Gemma Collins Mühendis Jephtha Schaffner

İnşaat Yüksek
Mühendisi
Süleyman Tuna
ve İnşaat Yüksek
Mühendisi M.
Burak Karakuş
(solda)
Ulusal Ahşap Birliği
Yönetim Kurulu
Üyesi Mehmet Akif
Asmaz (sağda)

ve Diğer Ahşap Projeleri” başlıklı çapraz bir tonoz strüktür kullanıla- betonarme ve cam malzemelerin
sunumunda, Britanya’da yaşayan rak yapılmaktadır”. Collins, “Yapı; birlikte kullanıldığı cami hakkın-
Müslüman nüfusun, her on beş sürdürülebilir, güvenli ve bulunduğu da detaylı bilgi vermişlerdir. Ana
yılda bir iki katına çıkmasıyla ibadet yere saygılı bir ahşap strüktür olarak taşıyıcı sistemi lamine ahşap, dış
yerlerinin yetersizliğinin yoğun günümüz ahşap yapılarına önemli bir cephe ve kubbesi ise yapısal çelik ve
olarak hissedilmeye başlandığını örnek olacaktır.” diye konuşması- cam olarak tasarlanan ve Eurocode
belirterek; tam anlamıyla sürdü- nı sonlandıırmış ve sözü, yapının 5 şartnamesine uyumlu olan yapı;
rülebilir, sosyal, mimari açıdan inşasını yürüten Mühendis Jephtha moment çerçeveleri ve ahşap dep-
bulunduğu yerle bütünleşen ve o Schaffner’e bırakmıştır. Schaff- rem duvarlarının birlikte kullanıldı-
yerin kurallarına riayet eden 1000 ner, “Duyulara Hitap Eden Ahşap ğı, karma taşıyıcı sisteme sahiptir.
kişi kapasiteli bir cami yapılması Yapı Cambridge Camisi: Gerçek Bir Minarelerde ise betonarme, çelik ve
için yaratıcı ve yenilikçi fikirle- Buluşma Noktası” adlı sunumunda ahşabın birlikte kullanıldığı kompo-
rin ortaya konmasının istendiği lamine ahşap ve eğrisel lamine ah- zit bir sistem oluşturulmuştur.
yarışmada; projede oluşturulan, şabın kullanıldığı uygulama sürecini Bu oturumun diğer konuşma-
“ağaçlıklar arasındaki alanıyla sakin dinleyicilerle paylaşmış, yapının 9 cısı; Ulusal Ahşap Birliği Yönetim
bir vahayı andıran cami konseptiyle” m yüksekliğindeki kubbesinin üre- Kurulu Üyesi Mehmet Akif Asmaz;
yarışmayı kazandıklarını belirterek timi ve montajı en dikkat çekici öğe “Betonarme Bir Gökdelenin İçine Ya-
proje hakkında detaylı görseller olarak değerlendirilmiştir. pısal Çapraz Lamine Ahşaptan (CLT)
paylaşmıştır. Collins ayrıca şunları İnşaat Yüksek Mühendisi Dört Adet Dubleks Daire İnşa Etmek”
söylemiştir: “Cambridge Camii’nin Süleyman Tuna ve İnşaat Yüksek başlıklı sunumunda; zeminden 77
tanımlayıcı özelliği ahşap yapısından Mühendisi M. Burak Karakuş; m yükseklikte, 15. kat seviyesinde,
ileri geliyor, çünkü ahşap sütunlar ya “Güncel ve Sadeleştirilmiş Bir Cami çapraz lamine ahşap kullanarak
da “ağaçlar”, yakınlardaki Cambridge Tasarımında Ahşap Mühendisliği” dört adet iki katlı dairenin inşaatı-
King’s College Şapeli’nde öne çıkan; başlıklı sunumlarında; İstanbul’un nın altı haftada tamamlandığını an-
İngiliz gotik yelpaze tonozunu andıran, önemli merkezlerinden birine inşa latmıştır. Asmaz, projede; 30 tona
birbirinin içine geçmiş, sekiz köşeli, edilmesi planlanan, ahşap, çelik, yakın yapısal ahşap kullanıldığını,
HABER 81

Dr. Mimar Francesca Brancaccio; Prof. Dr. Ayşil Yavuz

yapının, iş güvenliği tedbirleri ön


planda tutularak ve diğer dairelerin
sakinlerinin yaşamını olumsuz etki-
lemeden, kısa sürede inşa edildiğini
de belirtmiştir.
Oturumun bir sonraki konuş-
macısı Dr. Mimar Francesca Bran-
caccio; “Modern Yapılarda Ahşap:
Kullanmak ve Yeniden Kullanmak”
başlıklı sunumunda; geçmişteki
ahşap yapıların, gelecek mimari
tasarımların prototipleri olarak
kullanıldığını örneklerle anlatmış-
tır. Brancaccio, “Günümüzde, hem
malzemenin kullanımını ve kültürel
mirası yeniden canlandırmak hem de
modern mimari alanlara şekil vermek
Mimar Adil Mete Badur Mimar Mustafa İskender
için, çağdaş mimarlar ve konservatör-
ler bu eski malzemeyi geri kazandıra- lıyor, oysa duvarlar yalnız dolgu ile dair bilgiler paylaşmıştır. Yapı-
rak, yeniden kullanarak veya mo- oluşmaz. Dolgu olarak tanımladığı- nın taşıyıcı sisteminde ve yapısal
dern teknolojiler aracılığıyla ve yeni mız dikey öğe çok az örnekte tek bir elemanlarında ortaya çıkan özgün,
yapılarda geleneksel inşaat yöntemleri tabakadır. Genelde duvar birçok dikey yenilenmiş ve eklenmiş bölümle-
ve tipolojilerini kullanarak, mimaride tabakadan oluşur. Bu tabakaların rin detay rölöveleri ve fotoğrafları
kereste ile çalışmanın yollarını ara- sayısı 1-7 arasında değişir. Dolgu- izleyicilerle paylaşılmıştır. Otu-
maktadırlar…” diyerek sunumunu yu tam olarak anlayabilmek için bu rumun bir sonraki konuşmacısı
tamamlamıştır. tabakaların varlığı ve katmanlarının Mimar Mustafa İskender, “Tunuslu
Sempozyumun ikinci günün- da tanımlanması gerekir” diyerek; Hayreddin Paşa Konağı Rekonstrüksi-
de, “Restorasyon, Konservasyon çatkı yapı sisteminde kullanılan yonu” başlıklı sunumunda; Sulta-
Onarım Uygulamaları ve Sorunlar” dolgu/duvar katmanları ve türlerini nahmet Arastası’nın doğu çıkışında;
başlıklı son oturumda, ana tema, Anadolu’nun farklı yerlerinden se- Mülkiye Baytar Mekteb-i Âli’si, yani
yeniden restorasyon, konservasyon çilmiş örnekler üzerinden tartışma- veterinerlik okulu olarak da kulla-
ve onarım uygulamaları ve sorun- ya açmıştır. nılmış, arkeolojik açıdan oldukça
ları olarak tespit edilmiştir. Prof. Mimar Adil Mete Badur; “Ah- zengin bir alanda yer alan yapının,
Dr. Ayşil Yavuz, “Anadolu’nun Çatkı met Ratip Paşa Köşkü/ Çamlıca Kız 1920 yılında geçirdiği yangında
Yapılarında Dolgu / Duvar Türleri” Lisesi Yapım Sistemi ve Restorasyon önemli derecede tahrip olduğu ve
başlıklı sunumunda oldukça önemli Yöntemleri” başlıklı sunumunda, günümüze ulaşamadığı bilgisini
bir yanlış anlaşılmayı düzeltmiştir. yapının restorasyonunda ortaya aktarmıştır. Konağın araştırma
“Bu alanda yapılan araştırmaların çıkan özgün konstrüksiyon ve çalışmasında, yapının orijinal temel
çoğunda duvar ile dolgu eşanlamlı gibi yapısal ayrıntıların belgelenmesi ve kalıntılarına ulaşılmış, bu kalıntılar
yorumlanıyor ve dolgu türleri araştırı- uygulanan koruma yöntemlerine özgün taşları ile bütünlenmiştir.
82 HABER

İskender, yapının yeniden inşa-


sında 12 metreye varan açıklıklar
ve 4 metreyi aşan kat yükseklikleri
nedeniyle tutkallı lamine ahşap
strüktür elemanları kullanılıldığını
belirterek, yapının güncel konfor
taleplerini karşılayan bir kamu bi- Mimar
Tolga İlhan
nası olarak hizmet vermeye başla-
dığını söylemiştir.
Sempozyumun son konuş-
macısı olan Mimar Tolga İlhan,
“Geleneksel Arhavi Evlerinin Yapım
Teknikleri” başlıklı sunumun-
da; Arhavi’nin geleneksel ahşap söylemiştir. Buradan elde edilen rin ve bunların birinden diğerine
evlerinin malzeme kullanımları veriler ve bilgiler; çizimler, grafik- geçişlerindeki ilişkilerin sıklığı ve
ile yapısal sistemler ve mekânsal ler ve sistematik değerlendirmeler yaygınlığına göre gruplar oluştu-
organizasyonlar açısından yapım oluşturmak için kullanılmıştır. Bu rulduğunu belirtmiştir.
tekniklerini ele almıştır. Bu amaçla, veriler, daha geniş bağlamdaki Böylece; yurtiçi ve yurtdışı ilgili
bölgenin mimari özellikleri ve literatür çalışmaları ile birleştiri- akademisyen ve uzmanların ilginç
varyasyonlarını kapsayan on bir lerek, yerel mimaride kullanılan konu ve başarılı sunumlarıyla
evin analizinin yapıldığını; arazi yapım teknikleri hakkında tanım- gerçekleşen etkinlik, bir sonraki
çalışmalarında fotoğraflar, mi- layıcı bilgiler elde edilmiştir. İlhan, yılda buluşma dilekleriyle son
mari eskizler vd. elde edildiğini kullanılan tekniklerin ve biçimle- bulmuştur.
MAKALE 83
84 KILAVUZ

RESTORASYON KONSERVASYON ÇALIŞMALARI DERGİSİ YAZIM KILAVUZU


İçerik: Dergiye özgün yazı, derleme, proje tanıtımı, yarışma tanıtımı, yayın tanıtımı, çeviri yazı gibi alanlarda ve daha
önce yayımlanmamış olmak koşuluyla metin ve o metinle ilişkili görsel malzeme katkısında bulunulabilir.
Yazı Boyutu: Dergiye sunulacak yazılar, standart yazı sayfası (yak. 2000-2500 karakter) ile 15-20 sayfayı
aşmamalıdır. Bu metin uzunluğu, konu ve içerik özellikleri dikkate alınarak arttırılabilir. Dipnotlar bu yazı hacim
sınırlamasına dahildir.
Metin Yazım Özellikleri: Metin, Microsoft Word programıyla yazılmalıdır. Kullanılacak punto boyutu 12’dir.
Yazım karakteri olarak “Times New Roman” kullanılmalıdır. Paragraf ayrımları programın “önce-sonra aralık bırakma”
özelliği kullanılarak değil, paragraflar arasında bir satır boşluk bırakılarak yapılmalıdır. Metin e-posta ile ya da CD
olarak yollanabilir. Fotoğraf, harita, çizim vb. görsel malzeme sayısının 25’i aşmamasına dikkat edilmelidir. Bu sayı,
konu ve içerik özellikleri dikkate alınarak değiştirilebilir. Yayımlanmak üzere gönderilen görsel malzeme, iki koşulu da
sağlamalıdır: Görsel, metindeki yerini belirtmek üzere, metnin içine yerleştirilmelidir. Görseller; şekil (Fotoğraf, harita,
plan, vd.) ya da tablo olarak verilmeli ve görseli tanımlayıcı not eklenmiş olmalıdır.
Görsel Malzeme: Görseller, orijinal hallerinin bulunduğu bir klasör ile ayrıca gönderilmelidir. Siyah-beyaz ve renkli
opak fotoğraf, dia, bilgisayar çıktısı gibi farklı ortamlarda görsel yollanabilir. Görsel boyutu A3 formatını aşmamalıdır.
Görsellerin dijital imaj dosyası olarak JPG, TIFF, PSD gibi formatlarda da sunulabilir. Mimari çizimler AUTOCAD
programıyla değil, kağıt çıktısı olarak veya PDF, JPG, TIFF vb. formatlarında gönderilmelidir. Tablo-grafik gibi görseller,
hazırlandıkları orijinal program dosyası olarak gönderilmelidir (Excel dosyası gibi). Tüm dijital görsellerde çözünürlük
300 DPI’dan düşük olmamalıdır.
Kaynak gösterme: Metin içinde kaynak gösterme:
Metnin içindeki kaynak göndermeleri, parantezli sistemle yapılır: (Yazar/ yazarların soyadı, yayın yılı). Aynı
parantez ile birden fazla kaynağa referans verilecekse, aralarına noktalı virgül konmalıdır.
Örnek: Batur, 1994; Borrelli ve Urland, 1999; Caneva vd., 1998.
Bu sistem kullanıldığında, metnin sonunda bir kaynakçada, eserin tam künyesi yer almalıdır. Bir kaynaktan
birebir alıntı yapılacaksa metnin alıntı olan bölümü: “tırnak içinde ve italik olarak” yazılmalı, kaynağı dipnot ile
belirtilmelidir.
Alfabetik olarak sıralanmış kaynakçanın yazım şekli şu şekilde olmalıdır:
Kitaplar için: Yazar(lar) soyadı, yazar(lar) adının ilk harfi, basım tarihi, kitap adı (italik), yayınevi/ kurum/ basımevi adı,
basım yeri.
Örnek: Bayramgil, O., 1959, Petrografi, İÜ yayını, İstanbul.
Borrelli, E., Urland, A., 1999, ARC Laboratory Handbook, ICCROM, Roma.

Yayına Hazırlayan (Editör) adı verilecekse: Yayına hazırlayan kişi(lerin) soyadı, ad(lar)ının ilk harfi, (yay. haz.),
basım tarihi, kitap adı (italik), yayınevi/ kurum/ basımevi adı, basım yeri.
Örnek: Larsen, K. E. (yay. haz.), 1995, Proceedings: Nara Conference on Authenticity, Japan 1994,
UNESCO, ICOMOS, ICCROM, Japan, Tapir, Norway.
Makale/ Bildiriler için: Yazar(lar) soyadı, yazar(lar) adının ilk harfi, basım tarihi, makalenin başlığı (çift tırnak içinde),
makalenin bulunduğu kitap/ dergi/ sempozyumun adı (italik), sayı/ cilt no, yayınevi/ kurum/ basımevi adı, basım yeri,
sayfa numarası/ aralığı.
Örnek: Güleç, A., 1986, “Ayasofya Müzesi Eski Aşevi Kapılarında Koruma Uygulaması”, İnşaat Dergisi,
Haziran, İstanbul, s. 44-48.
Böke, H., Akkurt, S., İpekoğlu, B., 2004, “Tarihi Yapılarda Kullanılan Horasan Harcı ve Sıvalarının
Özellikleri”, Yapı, sayı 269, YEM yayını, İstanbul, s. 90-95.
Konferans, Sempozyum, vd. için: Yayına hazirlayan kişi(ler)’in soyadı, ad(lar)ının ilk harfi, basım tarihi, bildirinin adı
(çift tırnak içinde), sempozyum, konferans vd. başlığı (italik), eğer basılmış eserse; sayı/ cilt no, yayınevi/ kurum/ basımevi
adı, basım yeri, sayfa numarası/ aralığı.
Örnek: Phillipson A. J., 2008, “Müzeler ve Miras Binaları”, Geçmişten Geleceğe Türkiye’de Müzecilik
Sempozyumu I, 21-22 Mayıs 2007 Ankara, s. 102-108.
Dipnot kullanımı tercih ediliyorsa, dipnotlar sayfa altında yer almalıdır. Programın otomatik dipnot verme özelliği
kullanılmamalı, dipnotlar ana metinle aynı yazı karakterinde, 10 punto boyutunda yazılmalıdır. Metnin içinde dipnot
göndermeleri sıra numarası verilerek yapılmalıdır. Dipnotlarda kaynağın yazım şekli 1. maddede belirtildiği gibidir; ancak
ilk önce yazar(lar) adının ilk harfi, yazar(lar) soyadı şeklinde yazılmalıdır. Farklı dipnotlarda aynı yazarın eserinden farklı
sayfalara gönderme yapılacaksa; ikinci dipnot: Yazar(lar) adı (ilk harfi,) soyadı, a.g.e., sayfa no. şeklinde yazılmalıdır.
Aynı esere art arda iki dipnotta gönderme yapılması durumunda, ikinci dipnotta: Yazarın soyadı, a.g.e., sayfa no.
ifadesi yeterlidir. Aynı yazarın farklı iki ya da daha çok eseri varsa, ilk dipnotta kaynak eserin tam künyesi verilmeli, art
arda gelen dipnot değilse, kaynak eserin adı, sayfa no. her defasında kısaca belirtilmelidir.
URL verilecekse: URL linki italik olarak yazılmalı ve erişim tarihi parantez içinde belrtilmelidir.
Özet: Dergide İngilizce özetlere de yer verildiğinden, makaleler İngilizceye çevrilmiş özetleri ile birlikte gönderilmelidir.
Özetler, makalenin tam adını içermeli; metnin anlaşılırlığı için çok gerekli olmadığı takdirde, başlık hariç 350 kelimeyi
aşmamalıdır. Özet, sayfa sınırlamasına dahil değildir.
* Makalenin yazar ya da yazarlarının varsa akademik unvanı, geçerli e-posta adresi ve bağlı olduğu kurum, kuruluş,
üniversite ya da enstitünün adı belirtilmelidir.
İletişim Bilgileri: Editörler: Nimet Alkan (212) 455 37 53; e-posta: nimetalkan@ gmail.com
R. Filiz Atay (212) 455 37 45; e-posta: atayfiliz@ gmail.com

You might also like