You are on page 1of 5

Copyrighted Material. For use only by IstanbulBilgiUni. Reproduction prohibited.

Usage subject to PEP terms &


conditions (see terms.pep-web.org).

türkçe psikanaliz

S
onradan tamamlanan alm. nachträglich, ing. differed,
fr. après- coup.
Freud'ün ilk kez 1896'da önerdiği ve ruhsal zaman-
sallık ve nedensellik kuramıyla ilgili olarak kullandığı
bir terimdir. Travmatik olaylar özne için bir anlama
ancak bir yeniden örgütlenme ve yeniden kaydolma
sürecinden geçerek sahip olurlar, yani tarihsel ve sonradan gelen öznel
bir bağlamda. Öyleyse özne geçmişini bir projeye bir geleceğe bağlı
olarak yeniden oluşturarak oluşturur. Bellek izleri yeni deneyimlere
bağlı olarak yeniden düzenlenir. Böylece hem yeni bir anlam hem de
yeni bir ruhsal etkinliğe sahip olurlar.
Almanca nachträglich sıfat veya zarf olarak, "sonradan yapılan, son-
radan olan, tamamlayıcı ek olarak, ilaveten" anlamlarına gelir. İngilizce
karşılık olarak differed önerilmiştir ve "farklılaşmış, aynı olamayan"
demektir. Fransızca'da ise après- coup kullanılır, "iş bittikten sonra, iş
işten geçtikten sonra, olaydan sonra" anlamlarına gelir.
Bu terim için daha önce Türkçe karşılık olarak "sonradan etki", "er-
telenmiş etki" önerilmiştir. Oysa terimin Almanca orijinalinde ve diğer
dillerdeki karşılıklarında sonradanlığın yanı sıra farklılaşma, tamam-
lanma anlamları da vardır. Öyleyse yeni bir Türkçe karşılık olarak
"sonradan tamamlanan" terimini önermek daha doğru olacaktır. Üstelik
söz konusu olan bir sıfat veya zarf olduğundan bu öneri gramer açısın-
dan da uygundur.

Yansızlık alm. Neutralität, fr. neutralité, ing. neutrality


Duyarlı yansızlık fr. neutralité bienveillante, ing. benevolent neutrality
Yansızlık yargılamamak, eleştirmemek, beğeni belirtmemek demek-
tir. Yansızlık hiçbir duygu duymamak demek değildir. Bunları duymak
ama iletmemek demektir. Yansızlık analistin analiz sırasında takınması
gereken tavırdır. Tarihsel olarak bakıldığında psikanaliz hipnoz gibi bir

103
Copyrighted Material. For use only by IstanbulBilgiUni. Reproduction prohibited. Usage subject to PEP terms &
conditions (see terms.pep-web.org).

Dosya Ötesi

tedavi tekniğinden doğmuş ve giderek onlardan farklılaşmıştır. Hipnoz-


da telkin, aşılama (suggestion) söz konusudur. Yani terapistin doğrudan
aktif bir müdahalesi vardır hasta üzerinde. Freud bu tutumu eleştirdi-
ğinden psikanaliste "yansızlık" önermiştir. Şöyle der Sigmund Freud:
"Bizim aradığımız ne ona bir alın yazısı oluşturmak, ne ülkülerimizi ona
aşılamak, ne de bir yaratıcı gururu ile onu kendi imgemize göre biçim-
lendirmektir."
Yansızlık terimi, ilgisizliğe, pasifliğe gönderme yaptığı için iyi seçil-
miş bir kelime olmayabilir. Bu nedenle Freud kullanmamış olsa da kimi
psikanaliz kitaplarında yansızlık kelimesinin yanına "iyiliksever, duyarlı,
gönüllü, dikkatli" anlamlarına gelen bir sıfat eklenmesi uygun görülmüş-
tür. Biz Türkçe karşılık olarak "duyarlı tarafsızlık"ı öneriyoruz.

Dalgalanan dikkat alm. gleichschwebende Aufmerksamkeit, fr. Attention


flottante, ing. suspended veya poised attention
Sigmund Freud'ün önerdiği bu kavram, psikanalizin temel koşulu
olan "serbest çağrışıma" karşılık gelir. "Duyduklarımızdan hiçbir şeye
özel bir dikkat göstermeyeceğiz, her şeye aynı dalgalanan dikkati göster-
memiz gerek" der S. Freud. Psikanalist kendi bilinçdışını analizanın
bilinçdışına bir telefon-radyo alıcısı gibi sunmalıdır. Öyleyse dalgala-
nan dikkat ile psikanalist bilinçli önyargılarını ve bilinçdışı dirençlerini
geçici olarak askıya alabilmelidir. Burada Sigmund Freud'a göre dalga-
lanan dikkat sürekli, sabit dikkatin tersidir. Bu nedenle dikkatin bu
özelliğini sabit olmayan, sürekli olamayan, belirli bir hedefe yönelme-
yen anlamlarını içerdiğinden dalgalanan sıfatıyla karşılamaya çalıştık.

TALAT PARMAN

Kaynakça
Chemama, R., “Dictionnaire de la Psychanalyse”, Larousse, Paris 1993.
Eyüboğlu, İ.Z., Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Sosyal Yayınları, İstanbul 1988.
Laplanche, J., Pontalis, J.B., Vocabulaire de la Psychanalyse, PUF, Paris 1967.
Püsküllüoğlu, A., Türkçe Sözlük, YKY, İstanbul 1995.
Roudinesco, E., Plon, M., Dictionnaire de la Psychanalyse, Fayard, Paris 1997.

104
Copyrighted Material. For use only by IstanbulBilgiUni. Reproduction prohibited. Usage subject to PEP terms &
conditions (see terms.pep-web.org).

M edetsizlik - alm. Hilflosgkeit, ing. helplessness, fr.


(état de ) détresse.
Türkçe sözlük karşılığı, biçarelik, aciz olan.
Hilflosgkeit sözcüğünü Freud, ihtiyaçlarının (susuz-
luk, açlık) karşılanması açısından tamamen başkası-
na muhtaç olduğu için, içsel gerilimine son verecek özgül eylemi gerçekleş-
tirmeye muktedir olmayan süt çocuğunun içinde bulunduğu durumu betim-
lemek için kullanmıştır. Dolayısıyla günlük dildeki sıradan çaresizlik sözcü-
ğüyle karşılanamayacak özgül bir anlam taşımaktadır.
Hilflosgkeit, hilfe (yardım, imdat) sözcüğünü kök almaktadır. İngiliz-
ce karşılık olan helplessness da benzer biçimde help (yardım, imdat)
sözcüğünden türemiştir. Fransızcada bunu karşılayan sözcük olmadığı
için önce, zor bir durumda hissedilen, terk edilmişlik, yalnızlık ve
aciziyet duygusuna karşılık gelen détresse sözcüğü kullanılmıştır.
Ancak Freud'un Tüm Eserlerinin yeni çevirisinde aide (yardım) sözcü-
ğüne -dés olumsuzluk ön eki eklenerek yeni bir sözcük üretilmiştir:
désaide. Böylece önceki iki dildeki karşılıklarla paralellik sağlanmıştır.
Aynı paralellik Türkçede sağlanmak istenirse yardım-yardımsız-
yardımsızlık dizisi elde edilir. Ancak gerek Almanca'da "hilflos"un
gerekse İngilizcede "helpless"ın olumsuzluk içermesine karşılık,
yardımsız sözcüğü Türkçede özerkliğe gönderme de yapabildiği için
aynı zamanda olumlu bir anlam da taşımaktadır; "yardımsız bir iş
yapmak" örneğinde olduğu gibi. Bu durumda dilimizde yardım anla-
mında kullanılan (örneğin medet ummak) medet sözcüğünden yararlanı-
larak medetsizlik sözcüğü hilflosgkeit'a karşılık olarak kullanılabilir.
Medet sözcüğü aynı zamanda, hilfe ve help sözcüklerinin diğer anlamı
olan imdat sözcüğüne de kaynaklık etmiştir. Böylece her iki dildeki
karşılıklar ile tam bir mütekabiliyet sağlanmış olur; ancak, medetsizlik
sözcüğünün günlük dilde mevcut olmaması kullanımının yadırganması-
na neden olabilir. Öte yandan, günlük dilde mevcut olmama özelliği
özgül bir anlamda kullanılması için bir avantaj olarak da kullanılabilir.
Yabansı- alm. Unheimliche, ing. uncanny, fr. inquiétante étrangeté
Freud'un 1919 tarihli makalesinin başlığını ve konusunu oluşturan
bu sözcüğün Türkçe karşılıkları şunlardır: 1/endişe verici, korkutucu
2/tekin olmayan 3/fevkalade büyük 4/son derece, gayet, pek çok. Teri-
min İngilizce karşılığı uncanny de Türkçede benzer anlamlar taşımak-
tadır: acayip, tekin olmayan, korku verici. Fransızcadaki inquiétante

105
Copyrighted Material. For use only by IstanbulBilgiUni. Reproduction prohibited. Usage subject to PEP terms &
conditions (see terms.pep-web.org).

Dosya Ötesi

étrangeté ise bir sözcük olmaktan çok tanımdır ve Türkçeye "endişe


verici tuhaflık" olarak çevrilebilir.
Freud makalesinin giriş bölümünde "unheimliche"nin, "heimlic-
he"nin karşıtı olduğu noktasından hareketle bu sözcüğün etimolojisine
oldukça uzun yer ayırır, birkaç sözlüğe başvurur, sözcüğün taşıdığı tüm
anlamları sıralar ve yabancı dillerdeki karşılıkları araştırır. Sonuçta da
"heimliche'nin anlamının bir ambivalans doğrultusunda ilerleyerek
sonunda karşıtı olan unheimliche ile çakıştığı" vargısına ulaşır. Maka-
lesinin ilerleyen bölümlerindeyse sözcüğün taşıdığı bu ambivalanstan
hareketle, heimlich'in bilinçdışına atıldıktan sonra dönüşüme uğrayarak
unheimlich olduğu savını ortaya atacaktır. Sözcüğün İngilizce ve Fran-
sızca karşılıkları Almancasındaki ambivalansı taşımamaktadır.
Sözcüğün Türkçeye çevirisinde sözlük anlamının (endişe verici, korku-
tucu) olduğu gibi kullanılması sözcüğün yalnızca affektif yükünü yansıta-
cak ancak bu duyguyu yaratan nedene (tuhaflık, tekin olmama) gönderme-
de bulunmayacaktır. Zaten Fransızcada da bir tanımlama kullanma gerek-
liliği bu iki bileşeni bir arada verme ihtiyacından doğmuştur. Bu durumda
Türkçedeki "yabansı" sözcüğü unheimliche'ye karşılık olarak düşünülebi-
lir. Unheimliche'nin karşıtı heimliche'nin eve ait, yabancı olmayan, aşina,
evcil anlamlarını taşıdığı göz önüne alınırsa, yaban sözcüğünün daha
uygun olduğu düşünülebilir. Ancak, yaban ıssız yeri ve orada yaşayan
canlıları tanımlamada kullanılmaktadır. Oysa garip, acayip, tuhaf yerine
kullanılan yabansı, hem duyguyu yaratan nedeni hatırlatmakta hem de
yabandan türemesi nedeniyle yabancının ve yabaninin (vahşi) çağrıştırdığı
ürküntüye göndermektedir. Yabansı, sıfat olmasına karşılık ad olarak da
kullanılabilir. Ancak ne yazık ki bu Türkçe terim de, İngilizcedeki ve
Fransızcadaki terimler gibi Almancadaki ambivalansı yansıtmamaktadır.
M. LEVENT KAYAALP

Kaynakça
Amerikan Bord Neşriyat Dairesi, Yeni Redhouse Lugatı, İngilizce -Türkçe, İstanbul, 1950.
Freud, S. (1919) L'inquiétante étrangeté, Gallimard, Paris, 1988.
Freud, S. (1926 ) Inhibition, symptome et angoisse, PUF, Paris, 1997.
Laplanche, J., Pontalis J.B., Vocabulaire de la Psychanalyse, PUF, Paris, 1967.
Saraç, T., Büyük Fransızca Türkçe Sözlük, Adam Yayınları, İstanbul, 1992.
Steuerwald, K., Deutsch-Türkisches Wörterbuch/Almanca Türkçe Sözlük, Otto Harrassowitz,
Wiesbaden, ABC Kitabevi A.Ş., İstanbul,1998.
Türk Dil Kurum, Türkçe Sözlük, Genişletilmiş 7. baskı, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1983.

106
PEP-Web Copyright

Copyright. The PEP-Web Archive is protected by United States copyright laws and international treaty provisions.
1. All copyright (electronic and other) of the text, images, and photographs of the publications appearing on PEP-Web is retained by
the original publishers of the Journals, Books, and Videos. Saving the exceptions noted below, no portion of any of the text, images,
photographs, or videos may be reproduced or stored in any form without prior permission of the Copyright owners.
2. Authorized Uses. Authorized Users may make all use of the Licensed Materials as is consistent with the Fair Use Provisions of
United States and international law. Nothing in this Agreement is intended to limit in any way whatsoever any Authorized User’s
rights under the Fair Use provisions of United States or international law to use the Licensed Materials.
3. During the term of any subscription the Licensed Materials may be used for purposes of research, education or other
non-commercial use as follows:
a. Digitally Copy. Authorized Users may download and digitally copy a reasonable portion of the Licensed Materials for their own use
only.
b. Print Copy. Authorized Users may print (one copy per user) reasonable potions of the Licensed Materials for their own use only.

Copyright Warranty. Licensor warrants that it has the right to license the rights granted under this Agreement to use Licensed
Materials, that it has obtained any and all necessary permissions from third parties to license the Licensed Materials, and that use of
the Licensed Materials by Authorized Users in accordance with the terms of this Agreement shall not infringe the copyright of any third
party. The Licensor shall indemnify and hold Licensee and Authorized Users harmless for any losses, claims, damages, awards,
penalties, or injuries incurred, including reasonable attorney's fees, which arise from any claim by any third party of an alleged
infringement of copyright or any other property right arising out of the use of the Licensed Materials by the Licensee or any Authorized
User in accordance with the terms of this Agreement. This indemnity shall survive the termination of this agreement. NO LIMITATION
OF LIABILITY SET FORTH ELSEWHERE IN THIS AGREEMENT IS APPLICABLE TO THIS INDEMNIFICATION.

Commercial reproduction. No purchaser or user shall use any portion of the contents of PEP-Web in any form of commercial
exploitation, including, but not limited to, commercial print or broadcast media, and no purchaser or user shall reproduce it as its own
any material contained herein.

You might also like