Professional Documents
Culture Documents
YÖNETİMİ
Müşteri Kimdir?
Her şeyin ticaretleştiği çağımızda, herkes müşteri olarak kabul edilmektedir. Örneğin,
bir şirket isim sponsorluğu kapsamında yaptığı anlaşma çerçevesinde kendine ait
alanlara markalama yapılması için bir ajansla çalışması gerekmektedir. Büyük
kurumsal firmalarda bu tür çalışmaları satın alma departmanları ilerletmektedir.
Pazarlama departmanları talebini satın almaya iletir ve o da oluşturduğu ihale ile
piyasada, niteliklerine en uygun şirketi onunla bir araya getirir. Satın alma departmanı
tedarikçilik rolünü üstlenirken pazarlama departmanı onun müşterisi olmuştur bile.
İşte bu durumda müşterinin , pazarlama uzmanının aradığı kriterlere uygun ve onun
taleplerini karşılayabilecek bir şirket ile karşısına çıkması beklenir; çünkü satın almacı
müşterisinin istediği hizmeti almasını ve memnun olmasını ister, aynı kurumsal bir
marka gibi. Bu bir kurum içi müşteri örneği dahi olsa, günümüzde müşteri kavramına,
ticaretleşen herkes ve her şey dahil olmuştur demek bizi yanlış bir tanımlama içine
sokmaz. Aslında hizmet sunulan herkes müşteridir.
Müşteri Odaklı Yaklaşım
Ticaretleşirken müşteriyi kaçırmamak, müşterinin meta olmadığını unutmamak
önemlidir. Müşteriyi ürün veya hizmet gibi görmek, o markanın tüketici zihninde
olumsuz olarak konumlanacağı yadsınamaz. Aynı zamanda müşterinin markadan da
uzaklaşmasını sağlayacaktır. Bunun olmaması için yapılması gereken, marka ile
müşteri arasındaki bağın kalın bir halat ile bağlanmasıdır. Müşterinin isteği ve
arzusuna göre strateji oluşturmak, onların gözünden bakarak taleplerini yerine
getirmeye çalışmak, markanızı ateşleyebilir. İşletmelerin asıl amaçları tüketicinin
tatminini sağlayarak sadakati arttırmak olduğunu söylemek, dünyayı yeniden
keşfettiğimiz anlamına gelmeyecek elbette. Yalnız kendini müşteri yerine koymanın
yanı sıra, müşteriyi patron olarak görmenin önemi bizi yükseklere taşıyacaktır.
Tüketici zihninde sağlam temeller üzerinde konumlanmak, markanın pazardaki
statüsünü ve yerini belirler. Bu durumda her şey müşteri içindir cümlesi bilindik gibi
gözükse de, birçok kişi tarafından unutulan bir başlık olarak tozlu raflarda
beklemektedir.. Sırf satış peşinde koşan ve değerleri unutan bir oyuncunun kara
delikten çıkması oldukça zordur.
Müşteri satın almak istediği veya satın aldığı ürün veya hizmete bir değer yükler.
Kimisine göre maddi, kimisine göre manevi bir değerdir. Tüketicinin satın aldığı
ürün/hizmeti zihninde konumlandırdığı bir yer vardır. Bu kalite, ikame edilebilirlik,
işlevsellik, kolay kullanılabilirlik gibi sayısız başlık içeren büyük bir ansiklopedi
içindeki kavramda olabilir ya da müşteri değerini yaşamış olduğu deneyimlerine göre
de yaratabilir. Müşteri, marka ile yaşadığı deneyimi farklı boyutlarda kafa
süzgecinden geçirir ve değeri kendisi yaratır.
Sonuç olarak, müşteri kendine verilen değer ile beslenir ve büyür. Bu sayede de marka
ile kan bağı oluşmaya başlar.
Müşteriyi Elde Tutma Yönetimi Neden
Önemli ?
“Müşteri ilişkileri sürekli gelişme ilgi ve özen gerektiren dinamik bir süreçtir.”
Yeni müşteri bulma ve onlarla ilişkiler kurup geliştirme ,bir çok kuruluşta var olan
müşterilerle ilişkilerden daha çok ilgi çekebilmektedir. Aslında ,pek anlamlı olmayan
bu durumdan kuruluşların canları yanabiliyor. Müşterilerin kuruluşa olan ilgilerinin ve
devamlılıklarının süreceğini düşünmek çok riskli bir varsayımdır. Gerçek ise,
müşterilerin ürün ve hizmetlerde daha geniş bir tercih sunan kuruluşları seçtiği,
diğerlerinden farksız ya da zayıf hizmet sunan ve müşteri ilişkileri kopuk olan
kuruluşları terk ettiğidir.
İyi müşterileri tutma ,sürekli kılma ve onları sadık müşteriler haline getirme işletmeler
için insanların nefes almaları kadar doğal ve vazgeçilmez önemdedir. Bunu
gerçekleştirmek için birbirleriyle bağlantılı yedi önemli yönetim ilkesinin yerine
getirilmesi zorunludur.
Müşteri için iyi değer ; parasının karşılığını almak ürün kalitesi ve zamanında teslimat,
sorgusuz ürün değişimi, odadaki taze meyveler, samimi bir gülümsemeye ,samimi bir
teşekküre veya siparişin durumu hakkında bilgilendirmeye ,bir hukuk davasına veya
araştırma projesine bağlıdır.
Müşteriler çalışanların işlerini iyi yapmalarını daha çok ürün veya hizmet satın alarak
ya da başkalarına o çalışanı şirketi ile ilgili bir şeyler söyleyerek ödüllendirirler.
Müşteriler ürünleri satın aldıklarında bu para personeli maaş çeklerini tatillerini ve
kahve molalarını karşılamak için kullanılır Eğer müşteriler paralarının karşılığı olan
değeri olmadıklarına karar verirlerse ve paralarını başka yere götürürler . Satış
İşletmesi personeline veya herhangi bir şeye ödeme yapmak için daha az paraya sahip
olacaktır. Eğer firma gelirlerini kaybederse yaşamaya devam etmek için maliyetlerini
düşürmeye zorlanacaktır bir çalışan veya bir grup çalışan şirkete olan maliyetlerinden
daha büyük bir ekonomik karşılık üretemiyorlarsa bu masraf kesilecek ve çalışanların
işine son verilecektir .Bu sonlandırma doğrudan olarak kaybedilmiş müşterilerin bir
sonucudur .Müşteriler çalışanlara her gün çeşitli sebeplerle işten kovarlar
.İlgilenilmemiş veya kaba davranılmış müşteri dükkandan, lokantadan ,kuru
temizlemeciden çıkar gider. Anlaşılmaz sözlerle kafası karışan veya satış baskısıyla
oyalanan müşteri mağazayı ,uygulama merkezini bayiliği terk eder .Siparişi söz
verilen şekilde teslim edilmeyen müşteri teslimatı reddeder veya bir sonraki seferde
başka bir kaynaktan satın alır. Şaşırtıcı bir elektronik telefon sistemi idare edecek
zamanı hesabına sahip olmayan müşteri telefonu kapatır .Rezervasyon bilgisi
kaybolan, ürünü zarar gören hesabı yanlış faturalanan, çiçekleri açmayan müşteri risk
altındaki müşteridir.
10 yıl kadar önce önemli bir parakende zinciri binlerce insanı işsiz bırakarak iş
dünyasından çekildi bu zincir yetersiz yönetim, çalışan eğitiminin zayıflığı gibi
çeşitli sebeplerden ötürü ve müşteriler mağazalardan ve mağaza personelinden
kaçındıkları için iş hayatının dışına atıldı. Tehlike zincirindeki bir mağazaya yapılan
bir ziyaret buna neden gösterildi.
Evinin yeniden düzenlenen bir bölümü için 100 adet cihaz satın almayı planlayan bir
müşteri mağaza müdürü ile görüşerek dükkanın her zamanki açılış saatinden yarım
saat önce dükkana ulaştı. Açılışta tam olarak 30 dakika önce dükkana varan müşteri
kapıların kilitli olduğunu gördü. Mağaza müdürü hadise esnasında ortada yoktu.
Camdan içeriye bakan müşteri iki çalışanı kahve içerken sohbet ederken gördü. Bir
anahtarla vitrine vurulması bu iki çalışanın dikkatini çekti. Elemanlardan biri parmağı
ile saatini işaret etti ve abartılı bir tavırla “kapalıyız” cümlesi ağzından döküldü. Diğer
eleman ise bu hazır istekli ve satın alabilecek durumda ki müşteriye 10 parmağını
kaldırıp mağazanın saat onda açılacağını söyleyerek yardımcı olmaya çalışıyordu.
Eğitici çabalarından memnun bir şekilde bu iki çalışan gözden kayboldular .
Müşteri siparişlerini , siparişlerinden ötürü kendisine minnettar olan başka bir
şirkete götürdü .
Churn, belirli bir zaman diliminde ürün veya hizmetinizden çıkmış olan müşterilerin
sayısını temsil eder.
“Sadık bir müşteri; düzenli alışveriş yapan, çapraz ürün ve servisleri satın alan,
diğerlerine referans veren, rekabetin çekiciliğine direnç gösteren, kurulan iyi
niyet sayesinde ara sıra meydana gelen kusura tolerans gösterebilen kişidir”
(Griffin, 1995: 30).
Yukarıdaki şemanın işaret ettiği gibi, müşteri yolculuğu genellikle ücretsiz deneme ile
başlar. Bu noktada, henüz bir müşteri olmamış olsalar bile, aynı kavramların çoğu,
denemelerinin başarılı olmasını sağlamak için de geçerlidir. Özellikle, başarılı bir
denemenin nasıl göründüğünü anlamak ve ürünün çalıştığına dair net bir kanıt
gördükleri noktaya geldiklerinden emin olmak için müşterinin yolculuğunu izlemek
önemlidir. Ürün kullanımını izlemek için kullandığımız aynı araçlar bu verileri
sağlamak için uygulanabilir.
Başarılı olmayan müşteriler, arama veya e-postalarla müşteriye dönüşebilir. Müşteri
olanlar için ise iletişime devam edilir
Müşteri kaybını nasıl hesaplarsınız?
Churn hesaplamanın tek bir yolu yoktur. Birkaç farklı noktadan bakarken çok daha
fazla şey öğrenebilir ve ayrıntıları anlamak ve daha büyük resmi anlamak için farklı
formüller kullanabilirsiniz. Başlamak için aşağıdaki üç metriğin her birine bir göz
atmanızı öneririz:
Müşteri kaybını ölçmek neden önemlidir?
“Ölçmediğiniz şeyi yönetemeziniz”
Müşteri kayıp oranı: Aboneliklerini iptal eden veya düşüren kullanıcıların
yüzdesi,
Gelir kayıp oranı: Ayrılan müşterilerden kaybedilen gelirin yüzdesi
Aboneliklerini iptal eden (müşteri karmaşası) ve buna karşılık gelen gelir kaybı (gelir
karmaşası) arasındaki fark, bazı müşterilerin sizin için parasal olarak diğerlerinden
daha değerli olduğu için önemlidir. Tabii ki amacınız müşterilerinizden hiçbirini
kaybetmemek, ancak kaybedilen müşteriler, örneğin, uygun olmayan veya düşük
gelirli müşteriler ise, kayıp sorununu çözme şeklinizle ,iyi gelir getiren müşterinin
kayıp sorununu çözme konusunda aynı davranılmaz.
. % 5 aylık müşteri kayıp oranı o kadar da kötü görünmüyor, değil mi? Bir
yıldan fazla bir süre eklerseniz, kullanıcı tabanınızın neredeyse yarısının (% 46)
bundan 12 ay sonra gideceği anlamına gelir Aylık% 3'lük bir karmaşa bile yıl
sonuna kadar toplamda% 31'e dönüşüyor - size satış ve müşteri başarısı
ekiplerinizin yalnızca kullanıcı tabanınızın boyutunu sabit tutmak için ne kadar
zor çalışması gerektiğinin bir göstergesi. (Bu genellikle “sızdıran kova” olarak
adlandırılır.)
Bu nedenle, Lincoln Murphy, SaaS (Yazılım satan) işletmelerinin% 5-7 yıllık kayıp
oranı için çekim yapmalarını önermektedir. Bu aylık% 0,42 - 0,58 eşdeğeridir .
Örneğin, bu sayının endüstrilere, müşteri türlerine vb. göre değişebileceğini
unutmayın. Netflix, örneğin, yıllık % 9'luk müşteri kaybı oranına sahiptir; bu da,
yüksek rakiplerini korumak için uğraşırken oldukça iyidir. % 20'nin altında.
Churn ‘ü farklı senaryolara göre tahmin edebiliyorsanız, daha iyi, daha proaktif iş ve
ürün kararları almak için daha uygun bir konumdasınız demektir. Yeni yüksek
teknolojili temas noktalarının dağıtımına öncelik vermeli misiniz? Yoksa
çalışanlarınız yüksek dokunuşlu senaryolarda müşterilerle daha fazla zaman geçirmeli
midir? Bu seçenekleri, müşterilerin elde tutma, gelir artışı ve şirket değerleme
yöntemlerini nasıl etkiledikleri ile ilişkilendirmek, doğru çağrıyı yapmakta ve
karmaşayı proaktif olarak azaltmada çok yardımcı olabilir.
1. Destek eksikliği
Kullanıcılar, kalkarken ve koşarken ilk karşılaştıkları engellerin üstesinden gelmek
için anında destek sağlamak üzere, herhangi bir kişi veya sistem olmadığında
etkilenirler. Bu nedenle, sorularının yanıtlarını uzun zamanda alırlarsa cesaretlerini
kaybedebilir ve birisinin konusunu takip etmesini beklemek yerine, bırakmayı tercih
edebilirler.
Müşteri tatminin açık yararlarına karşın ,çoğu kuruluş var olan müşterisine hizmet
sunma olanaklarını ciddi olarak baltalayacak bir biçimde giderlerini hızla azaltmaya
devam etmektedir. Günümüzde , bu işletmelerin çoğu için müşteri tutma , ayakta
kalabilmek ve varlığını sürdürmek için sadece tercih ayrımı olarak görülmektedir.
Müşterilerin genellikle hizmet tatminsizlikleri nedeniyle başka kuruluşları tercih
ettikleri söylenebilir. Öte yandan ,tatmin edilen bir müşteriyi devamlı kılma, sadece
müşterinin kuruluştan ayrılma olasılığını azaltmaz , tavsiyeleri aracılığıyla işletmenin
yeni müşteriler kazanma şansını da önemli ölçüde arttırır. Müşterilerin hoşnut edilmesi
, tatmin edilmesi , yeni müşterileri getirir. Ticaret hayatında geleneksel olarak
söylenen” Müşteri ,müşteriyi getirir.” sözü bu konuda en iyi örneklerden biridir.
Müşterileri hoşnut kılma ,tatmin etme kolay değildir. Özellikle de korunan ya da kısıtlı
rekabetten hoşlanan , geçmişe ait başarılara dayalı varlığını sürdüren kuruluşlar için
hiç kolay değildir. Talebin fazla olduğu dönemlerde her işletmenin başarılı olabilmesi
söz konusu olabilmektedir. Ancak , artan rekabet koşulları bu durumu ortadan
kaldırmıştır. Rekabet ortamının artması ve tüketicilerin tercihlerinin bollaşması
sonucunda ,şirketler üretip satamama durumuyla karşı karşıya kalmakta ve sonucunda
tüm yapılanların bir faydası olmamaktadır. Böyle bir duruma düşmemek için şüphesiz
ki müşterileri bağlı kılma ( sadık müşteri yaratma ) ,müşteriyi tutma ( müşteriyi sürekli
kılma) ancak müşteri hizmetlerindeki mükemmellikle başlar ve bu da tüm özenin
verilmesi gereken kritik bir konuyu oluşturmaktadır.
1-Belirgin bir müşteri hizmet misyonuna ,vizyonuna ve felsefesine sahip olun. Bunu
personelinize iletin ,sonra onları eğitin ve hizmet misyonunuzu gerçekleştirmek için
onlara yetki verin.
2-Müşterilere kaliteli ürünler, hizmetler ve güven sunun.
3-Müşterilerinizi özenle dinleyin ve sonra müşterilerin sunduğu önerilere göre
harekete geçin.
4-Müşterilere hizmet ederken kendi sezgilerinize önem verin ve personelinizin de
onlara özen göstermesini sağlayın.
5-Müşterilere saygılı ,güvenli ,saygılı ,doğru, dürüst ve bir bütünlük içerisinde
davranın.
6-Şimdiki ve eski müşterileriniz ve rakiplerinizin müşterileri de dahil olmak üzere
tüm müşterilerle düzenli olarak iletişim kurun.
7-Ürün ve hizmet sunumunuzu dikkatli bir biçimde genişletin. Bu işletmeniz
büyüdüğünde kaliteli müşteri hizmeti sağlamayı sürdürmenizi garanti eder.
Müşterilerin tutulması hem kuruluş hem de müşteri için yararlıdır. Müşteri , aldığı
verdiğinden farklı olduğu sürece ilişkiyi sürdürür. Müşteri, finansal ve finansal
olmayan maliyetler karşılığında kalite , tatmin ve yarar elde eder. Öte yandan müşteri
açısından da ilişki kurma bir yatırımdır. Müşteri bu yatırımdan uzun dönemde
yararlanmak ister. İyi oluşturulmuş ve uzun döneme yayılmış bir ilişkide harcanacak
zaman ,müşteri için başka bir alana kaydırılmamalıdır.. Diğer bir yarar ise ,kuruluşun ,
müşteri için sosyal ve teknik açıdan danışman ve destekleyici rolü üstlenebilmesidir.
Sadık müşterinin oluşturulması ve bu sadakatin sürdürülmesi kuruluşlar açısından çok
yönlü yararlar getirebilmektedir. Müşterilerin , belirli bir ilişki kurdukları şirketlerin
ürünleri için her yıl bir önceki yıla göre daha fazla harcama eğiliminde oldukları
araştırmalarla ortaya konmuştur. Müşteriler , şirketi daha iyi tanıdıkça ve rakiplerle
kıyaslandığında hizmetlerin kalitesinden tatmin oldukça , kuruluşla daha fazla iş
yapma eğilimi taşımaktadır. Müşteriler işlerinin büyümesi , gelişmesi , uzun yıllara
yayılması sonucunda daha fazla özel isteklerle hizmet talep etmeye başlarlar. Diğer
önemli yararlardan biri de maliyetlerdir; müşteriler cezbetmek için belirli harcamalar
yapılıp maliyetlerine katlanmak gerekir. Bir kez müşteri için yatırım yapıldığında ,
kurulan ilişkinin sürdürülmesi yapılan harcamaların karşılığının sağlıklı biçimde
alınmasına olanak sağlar. Öte yandan ,müşteri tutma suretiyle sadık müşterinin
yaratılması , hiçbir tanıtım aracının yapamayacağı kadar etkili tanıtım sağlar . “
Ağızdan ağıza “iletişim olarak bilinen , olumlu öneriler ile yeni müşterilerin
sağlanmasına yardımcı olan bir sonuç ortaya çıkar. Böylece , yeni müşteriler için
yapılacak harcamalar daha az olabilmektedir. Müşteri tatminin doğrudan yararlarından
biri de “çalışanların tutulması “ Tatmin olmuş mutlu müşteriler , tatmin olmuş
mutlu çalışanlar yaratır. Müşterileri tatmin olmuş kuruluşlarda çalışma ortamı
huzurlu olur ve insanlar bu tür kuruluşları tercih ederler. Çalışanların kuruluşta
uzun süre kalması hizmet kalitesini arttırmakta ve personel devir hızını
azaltarak karlılığa olumlu katkılarda bulunabilmektedir. Bütün bu önemli
katkıların net biçimde ölçülmesi oldukça zordur. Bir kişinin yaşam boyu müşteri
olmasının değerinin ölçülmesinde bazı teknikler geliştirilmiştir. Müşterinin
ortalama yıllık harcaması ile ortalama ömrünün çarpılması ile bu değer
ölçülmeye çalışılmaktadır. Bu konuda daha karmaşık sistemler de geliştirilmiştir.
5-İç Müşteriler
Başarı kuruluşun içinden başlayarak inşa edilir. Bazı çalışanlar dış müşterilerle
kendileri arasında hiçbir ilişki olmadığı bir konumda olabilirler . Daha ileri giderek bu
çalışanlar kuruluş için de başkalarıyla da ilişkilerin olmadığını düşünebilirler. Ancak
gerçek olanı herkesin herkesle ilişkisi olduğudur. Özellikle iç müşteri kavramı toplam
kalite yönetimi ve anlayışıyla gündeme gelmiştir ve gelişmiştir. Kuruluştaki her bir
öncekinden ürün ya da hizmet alan müşteridir . Özellikle iç müşteriler kimler
olduğunu belirlenmesi ve onların görüşlerinin değerlendirmeye alınması
gerekmektedir
7 -Bağlantıyı Sürdürme
Müşteri ile ilişkinin, bağlantının sürekli olması mutlaka satışta bağlantılı olmak
zorunda değildir . Müşteri ile bağlantı isteğinin her zaman müşteriden gelmesi ilk
hareketin onun tarafından yapılması beklenmemelidir. Müşteri ilişkilerini daima
dinamik ve canlı tutmak gerekir. Gözden uzak olan gönülden de uzak olur sözü bu
konuda iyi bir rehber olabilecek niteliktedir. Müşteri ile bağlantının yapılması ve
sürdürülmesi yaratıcı çalışmalar yapılarak çok özgün yaklaşımlar oluşturulabilir.
Eğitim programları düzenleyip müşteriyi buna davet etmek bunlardan birisidir.
Bağlantıyı sürdürme konusunda bunu bir zaman kaybı olduğu düşüncesi de var
olmamalıdır. Ancak maliyetleri de düşük tutmaya çalışmak zorunluluktur.
Bu çalışmalar;
Peki, tam olarak müşterilerimizle konuşmamız, iyi iletişim kurabilmemiz nasıl olur?
Elbette, bugün mevcut medya ve teknolojiyi düşündüğünüzde, müşterilerinizle iletişim
kurmamaya gerek yoktur.
E-posta
Sosyal medya
Telefon
Faks (evet, yine de faksı kullanabilirsiniz)
Doğrudan posta
Bültenler
Satış elemanı
Müşteri hizmetleri temsilcileri
ve dahası…
İdeal olarak, müşteri kaybını azaltmak için genel pazarlama stratejisinin bir parçası
olarak müşterilerinizle iletişim kurmak için mümkün olduğunca çok medya
kullanmalısınız. Bildiğiniz gibi, müşterilerin her biri iletişim için kendi benzersiz
tercihlerine sahiptir.
“Gülümsemek sadece yüzünün yaptığı bir şey değildir. Sizin aklınızdaki durumu
iletiyor. ”
Telefondayken bile, müşteriler görsel olmayan bir şekilde "gülüş hissi" alırlar. Müşteri
hizmetleri deneyimi için olumlu bir çaba oluşturur.
Bir müşteri şikayeti, şirketin ürün geliştirmesinde kullanabileceği değerli bir veri
haline dönüşebilir.
Sürekli müşterilerle birebir karşı karşıya olan sizler müşteri memnuniyeti
oluşturabilmeniz için herkesi dinlemelisiniz.
Bu hem size , hem firmanıza ve hem de markanıza büyük ufuklar açabilir.
General Motors şirketinin Pontiac marka otomobil departmanına gelen bir şikayet
mektubu şu satırlardan oluşuyordu:
"Her akşam yemekten sonra ailecek dondurma yeme alışkanlığına sahibiz. Fakat bir
çok dondurma çeşidi olduğu için her yemekten sonra ne çeşit dondurma yiyeceğimize
hep karar veririz. Ben de markete gider alırım. Geçen ay otomobilimi değiştirip yeni
bir pontiac aldım ve o günden beri markete gidip gelmek benim için sorun olmaya
başladı. Çünkü ne zaman vanilyalı dondurma alsam market çıkışında otomobilimi
çalıştıramıyorum. Fakat başka çeşit bir dondurma aldığımda arabam gayet güzel
çalışıyor. Bu sorun size çok saçma bile gelse, benim çok ciddi olduğumu bilmenizi
isterim. Vanilyalı dondurma aldığımda arabam çalışmazken, neden başka dondurma
aldığımda arabam çalışıyor?"
Kolaylıkla buruşturulup atılacak bir şikayet mektubu gibi görünüyor, değil mi? Öyle
de olabilirdi.
Bu öyküden de anlaşılacağı gibi, komik hatta asılsız gibi görünen bir müşteri şikayeti
bir şirketin ürün geliştirmesinde kullanabileceği değerli bir veri haline dönüşebiliyor.
11-Ürünlerinizi bilin.
Ürün bilgisi eksikliği, satışları önler ve müşterilerin memnuniyetini azaltır.
“Elaine'in genellikle yemek yediği bir restoranda “büyük salata” istediği bir bölüm var
. Garson, büyük bir salatayı neyin oluşturduğuna dair ileriye dönük bir tartışmadan
sonra, “Size iki küçük salata getirebilirim” diyor. Elaine, “Büyük bir kaseye koyabilir
misiniz? ”Garson cevap veriyor,“ Büyük kaselerimiz yok. ”
Müşteriler sık sık işiniz için norm dışındaki şeyleri ister. Onları görmezden
gelmemeniz gerekir.
a) Bu tür talepler, yeni ürün veya hizmetler oluşturmak için mükemmel fırsatlar
olabilir.
b) Esnek, yaratıcı bir cevap müşteri ilişkilerini sağlamlaştırır ve yönlendirmeleri teşvik
eder. Bir işletme müşteri için fazladan bir şey yaptığında, takdir edilir ve hatırlanır.
16- Hataların sorumluluğunu al.
Bir müşteriyle konuşuyorsanız, tüm şirketi temsil eden ön sıradasınız demektir. Birini
veya başka bir şeyi suçlamayın. “Özür dilerim”, yıpranmış sinirleri yatıştırmaya ve iyi
niyetini artırmaya yeter. İnce, ama önemli bir cümle.
“Örneğin, bir teknisyen kendisine getirilen otomobilde motor bakımı ve yağ değişimi
gibi yıllık bakımı tamamlayarak teslim ediyor. Ertesi gün Sabah soğuğunda araç
çalışmadı. Düzeltmek saatler sürdü. Sorun, bakım sırasında teknisyenin istemeden bir
kabloyu çekmesiydi. Teknisyen ihmalini itiraf etti. Bu onun için önemli bir artı
puandı.
Oysa o gerçeği itiraf etmemiş olsaydı müşterinin güvenini kaybedecekti. Bu hatada
olması gerektiği gibi davrandı. Bu büyük bir rahatsızlık yaratmadı ve her şey
yolunda gidiyor. “Özür dilerim” müşterinin bu şirketle ve bu teknisyenle olan
ilişkisini güçlendirdi.
Özürlerin modaya uygun görünmediği bir kültürde, işte bununla baş etmenin daha da
iyi bir yolu. “Benim hatamdaki sabrınız için teşekkür ederiz.” cümlesini deneyin.
Olumlu bir dönüş sergiliyor, sorumluluğu kabul ediyor ve her iki tarafın da etkileşim
için minnettar olmasını sağlıyor.
Bir tüketici, çağrı merkezini arayıp, “Kontrat sürem bitiyor, siz hep yeni müşteriye
indirim yapıyorsunuz, artık yeter! Yenilemek istemiyorum!” dediği an, her zaman
markaların en çaresiz olduğu ve geç kaldığı andır. Tutundurma projelerinin en büyük
katkısı, bütün müşterilere değil problemli müşterilere indirim sunarak optimizasyon
yapması olarak görülür. Bu senaryoda ise pre-churn modelinin önemini vurgulamaya
çalıştım. Müşteri henüz çağrı merkezini aramamışken bu olasılığı öngörüp doğru
teklifleri sunabilmek belki 3 ay müşteriden daha az ücret almanıza sebep olurken, bu
sırada yenileyeceğiniz 24 aylık bir kontrat ise 21 aylık ekstra müşteri yaşam süresi
değeri olarak cebinize girecektir.
İşte bu noktada tutundurma ve sadakat projelerinin iç içe geçtiği yere gelmiş olduk:
Eğer esnek bir kampanya altyapısı olan bir sadakat programınız varsa, tüketiciye
sadakat programı üzerinden fayda ve fırsatlar sunarak olumsuz bir iletişim ve ilişki
sürecini, olumlu bir platform olan sadakat programı üzerinden de yönetebilirsiniz.
Somut bir örnek gerekirse; normalde her ay 3 faturasını mobil uygulama üzerinden
ödeyen, 4 kere 5.000 TL’lik havale yapan ve 20 kez uygulamada oturum açan, ayrıca
4 kez de ATM’den para çeken banka müşterisi, üst üste 3 ay trendini bozarak bu
aktivitelerde bir düşüş yaşıyorsa bu, churn etmek üzere olduğunun yani pre-churn
müşteri havuzuna girdiğinin habercisidir. Banka bu tip müşterileri değer segmentine
göre önceliklendirerek direkt arayıp memnuniyet anketi yapar ve karşılığında da
bankanın o yıl aldığı ödülleri ve büyüme oranlarını açıklar. Yani algıyı yukarı çeker ve
bu ilişkide bir nevi zeytinyağı gibi su üstüne çıkar. Üzerine de müşterinin değerine
göre önceden hesaplanmış 100 TL’lik sadakat program puanını kredi kartına hediye
olarak yükler ise burada tutundurma ve sadakat programları iç içe geçmiş olur.
Elbette ister en iyi tutundurma projesi ister en iyi sadakat programı olsun, tekel bir
pazar olmadığı sürece churn, markaların hayatında yer almaya devam edecek. Bu
sebeple, şirketlerin çalışanlarına yaptığı gibi ayrılık görüşmeleri yapıp tüketicinin
neden gittiğini anlamak ve aynı müşteri grupları özelinde önlem almak markalar için
hayati önem taşımaktadır.
Kurumsal Kimlik
Her insanın kendini diğer insanlardan ayıran bir kimliği vardır. Kurumlar ve
insanlar birbirine bu açıdan benzetilebilir. Kurumlar çoğu zaman kimlikleri ile
birbirinden ayrılırlar. Müşteriler de bir ürün veya hizmete ilişkin seçimlerini
kurumların kimliklerine göre yaparlar. Çünkü günümüzde kurumlar, her şeyden
önce kişilerin karşısına çıktıkları görüntüleriyle algılanmaktadır. Kamuoyu ile
doğrudan iletişimi gerçekleştiren araç da şüphesiz kurum kimliğidir. Başarılı bir
kurum kimliğinin temelini, uygulandığı her alanda tutarlı ve sabit oluşu meydana
getirir.
Kuşkusuz bir şirket adını taşıyan her türlü malzeme üzerinde kimliğini doğru ve
değişmeyen bir standartla yansıtırsa, görüldüğü her yerde hemen tanınacak ve
tüketicinin zihninde bir imaj yaratacaktır. Bu nedenle kurumların sahip olmak
istedikleri kimliğe ulaşabilmesi için gereken koşullar arasında organizasyon yapısı,
mekan yapısı, tanıtım ve halkla ilişkiler stratejileri, görsel yapısı çok büyük önem
taşımaktadır. Bu da ancak şirketin gücü ve yönünü hızlı hatta etkili bir biçimde ileten
bir kimlik, çarpıcı ve akılda kalıcı bir görsel imaj yaratmakla mümkündür.
Üçüncüsü ise örgütsel bir davranış çerçevesinde, disiplinler arası olarak ele
almaktadır
Kurumsal kimlik kavramı, ortaya atıldığı ilk günden itibaren kurumun logosu,
tasarımı, kurumun sembolik ifadesi olarak ele alınmıştır
Kurumsal kimliğin sadece bir parçası olan görsel kimlik, tarafından kurumun giyindiği
bir "elbise" olarak betimlenerek, şu şekilde açıklanmaktadır:
Disiplinler arası yaklaşıma göre bir kurum, kimliğini kurum üyelerinin davranışı,
kurumun iletişimi, iç ve dış çevrelerine kullandığı sembollerle edinir.
Kurumsal kimlik ile ilgili olarak, pek çok akademisyen, kurumsal kimlik yönetiminin
stratejik önemine ve disiplinler arası bir yaklaşımı olması gerektirdiğine dikkat
çekmektedir. Bu akademisyenler var olan ile var olması arzulanan kimlik arasındaki
farkın iletişim, sembolizm ve davranıştan oluşan kurumsal kimlik karmasının üst
yönetim tarafından düzenlenmesi ile giderilebileceğini savunmaktadır .
Kurumsal kimlik; bir şirketin kişiliğini, hem görsel hem de görsel olmayan
sunumlarla içsel ve dışsal hedef gruplara somut bir şekilde yansıtılmasıdır.
Kurumsal kimlik kültür ve imaj arasındaki ilişkiyi irdeleyebilmek için kurumsal kültür
kavramını da açıklamak gereklidir
Kurumsal Kültür
Diğer bir deyişle, örgüt tarafından benimsenen temel değerler olarak nitelemek de
mümkündür.
Eğer kurum iyi imaja, kimliğe sahipse, olumlu bir kurum kültürünün varlığından söz
etmek olanaklıdır. Aksi durumda ise, katı bürokratik bir kültürün hakim olduğu bir
durumda kurum kimliği ve imajı da kötü olabilmektedir.
Aksiyon/Hareket Sembolleri:
1. Dil: İletişim ve anlaşma aracı olan dil, aynı zamanda kültürün temel bir
öğesidir. Kururnda kullanılan yazılı ve sözlü dil içinde yer alan argo ifadeler,
deyimler, şakalar, mecazlar, benzetmeler, sloganlar, selamlaşmalar bu gruba aittir. Öte
yandan, kurumların kullandığı dil, kurumların faaliyet alanlarına göre değişmektedir.
Eğer çalışanlar kurumda kullanılan dili benimserlerse kendilerini o kuruma ait
hissetmektedirler.
Kurumsal İmaj:
Günümüzde insan, iletişim teknolojisinin ilerlemesi sonucunda pek çok mesajla karşı
karşıya kalmaktadır. Bu mesajların her biri insanın bilgilenme sürecinin sadece küçük
bir parçasını oluşturmaktadır. Böylelikle imaj, bir kez sahip olunan ve ömür boyu
sürdürülen bir kavram değildir. Bireylerin zihinlerinde yavaş yavaş birikimsel olarak
oluşan imgelerin bütünüdür.
Müşteri Tipleri
Müşteriler kişilik yapılarına göre genellikle şu şekilde tanımlanır.
2)Kavgacı :Kavga çıkarmaktan hoşlanır. Her şeyi eleştirir. Bazen kavga çıkarmaya
karar vermiş bir şekilde gelir. Görevliye hakaret eder.
3)İhtiraslı: Hak etmediği şeyleri elde etmek ister. Bu kişiler aşırı elde etme isteği
yüzünden dürüstlük sınırlarını zorlar.
7)Kuşkulu: Herkese karşı içinde bir kuşku vardır. Kolay kolay güvenmez. Ancak
güvendiği kişilerle ilişki kurar. Yabancı birisinin bulunmadığından emin olmak için
çevreyi kontrol eder. Alçak sesle konuşur, karşısındakinin de böyle yapmasını ister.
Güvendiği kişiyi de kolay kolay bırakmaz. Çünkü yeniden bir başkasına güvenmesi
zordur.
8)Telaşlı :Her zaman işi aceledir. İşlemi yaparken bile yerinde duramaz.
Kendi iletişim stilimizin farkında olmak önemli bir beceri. Bir arada çalıştığımız iş
arkadaşlarımız, yöneticilerimiz, müşterilerimiz ve aile bireylerimizin her birinin farklı
iletişim stili var.
Daha etkin iletişim kurmak için 4 farklı iletişim stilini iyi tanıyor olmak gerekiyor bu
sayede karşı taraf ile neden anlaşamadığımızı ve en önemlisi nasıl anlaşabileceğimizi
fark edebiliriz.
İletişim zor zanaat. Bununla beraber çok başarılı iletişimciler tanıyoruz. İlk adım
iletişim stilleri testini yapmanız olacak. Daha sonra stilinizi belirleyeceksiniz ve her
stili daha iyi anlamak için tüm stillerin özelliklerini okumanız size yol gösterecektir.
Kırmızı: (Yönlendiren)
Sarı: (Sosyalleşen)
Sosyal , dinamik,
Kabul görmek ister,
Neşeli ve heveslidir,
Heyecanlı telaşlıdır.
Odaklanmakta zorlanır , ilgisi çabuk dağılır,
Planlama ve takipte çok başarılı değildir.
Mavi : (Düşünen)
Yapmayın
Zamanları kıymetlidir harcamayın
Organize olmamış görünmeyin
Oyalamayın kaçamak cevaplar vermeyin
Onlar adına karar vermeyin
Yapmayın
Aksiyona boğmayın,
Ağzı sıkı ve sert olmayın ,
Kararları havada bırakmayın,
Çok fazla iş odaklı olmayın çok fazla zaman geçirmeyin.
Yapmayın
Karışık dağınık olmayın
Gayri ciddi kişisel olmayın
Kararlar için zorlayıcı olmayın
Heyecanlı ve hızlı olmayın
Sert kapanışlar yapmayın
http://www.hayatbilgim.com/wp-content/uploads/2012/06/%C4%B0leti%C5%9Fim-
Stilleri-Karakterler.pdf
İkna
İkna olumlu noktalara çekebilme kabiliyetidir . İkna etmek insanları bir yere itmek
değildir.
Bunun için;
Faydayı çıkar
Akıllı sorular sor
Örnekleme yap
Etkili örnekleme ;
Durum örnekleri
Finans örnekleri
Kıyaslama örnekleri v
Varsayım örnekleri
Soru Sormak
Müşteri ihtiyacını ortaya çıkarmak için sormada kullanacağımız önemli bir yöntem
var.
Huni Yöntemi
Karşılama,
Etkili açıklama
1- Görevini Tam Bil: İşinizle ilgili mevzuat yönetmelik dili öğrenmeli bunları
uygularken dikkatli ve titiz olmalıyız.
2 -Kimseye Ayrıcalık Tanıma : Bir İşgören tanıdıklarına ayrı bir şekilde davranması
onları gözetip kollaması iş sahipleri beklerken tanıdıklarının işini öne alması uygun
olmayan davranışlardır. Diğer kişileri kızdırır kuruluştan soğutur. Sempatilerini
kaybettirir. Çok acele ve önemli durumlarda böyle ayrıcalıklı bir davranışa zorunluluk
duyulursa sıradaki kişiden izin alınmasına dikkat edilmelidir.
4- Gizli Kalması Gereken Konuları Açıklama : İşgörenin görevi gereği öğrendiği bazı
bilgiler vardır ki bunların başkaları tarafından bilinmesi gerekmez. Bu bakımdan
halkın güvenini sağlamak çabası ile işgören bu bilgileri vermemelidir.
Sempatik olmak onların kalbini kazanmak için en önemli niteliktir. Bütün insanların
başkalarından ilgi beklediğini onların Sempatilerini kazanmak istediklerini
unutmamalıyız. Bu nedenle amacımız, herkesin bu kadar istediği sempatiyi halkın
sorunlarına karşı duymak ve duygumuzu,
göstermek olmalıdır.
6- Halkın İnançlarına Saygılı ol: Halkın inançlarına saygı göstermeliyiz .Bazen onun
değer yargıları yanlış saçma olabilir. İnsanların inançlarını ayaküstü değiştirmeleri
imkansızdır. Bu nedenle inandıklarını tersini söyleyerek onların güvenini sempatisini
kaybedebiliriz .
7- Kişilerin Farklılıklarını Göz önünde Tut : Müşteriler yaş, cinsiyet, sağlık, psikolojik
durumu ,görgü eğitim ve gelir açılarından farklılık gösterirler. Bu durumda herkese
uyan bir davranış kalıbı bulunamaz. Bu nedenle tutum ve davranışları ilişkide
bulunduğunuz kişiye göre düzenlemeliyiz.
8-Halkın Önemli Olma Eğilimini Tatmin Et: Her insanda önemli olma eğilimi vardır.
İnsanların bu isteklerini yerine getirmekten kaçınmazsak , onların sempatilerini
kolayca kazanırız. Böyle davranmakla bizim kaybedeceğimiz bir şey yoktur.
10-Sorunlara Olumlu Çözüm Yolları Bul : Bir işgören için halkın istek ve arzularına
"hayır " demek son derece kötü bir alışkanlıktır. Sorunlara daima yapıcı çözüm yolları
aramaya çalışmalıyız. Bunun için de sorunları tam bir içtenlikle halkın gözüyle
görmeyi öğrenmeliyiz. Bir isteğe tümüyle hayır demek zorundaysak , üzüntümüzü
belirtmeliyiz.
Aynı düşünceyi kaba ve nazik olmak üzere iki konuşma türü ile şu şekilde örnek
verebiliriz .
Kaba Nazik
ödeme yapamıyoruz.
Müşteriye söylediğimiz sözler kadar söyleyiş tarzımız, yani ses tonumuz da önemlidir.
Ses tonlarını ve etkilerini şu şekilde gruplayabiliriz.
Kızgın Sert Ses : Müşteriyi daha da kızdırır , bir anlaşmaya varma olasılığını azaltır.
Sıcak Sempatik Ses : Yardım arzusu gösterir . Güven verir. İşbirliği duygusu yaratır.
Soğuk Kayıtsız Ses: Lütfediyormuş gibi bir duygu uyandırır. Çok meşgulmüş
izlenimi verir. Düşmanlık uyandırır .
• Önce müşteri .
• Anlaşılır konuşun .
• Ne istediğini anlayın.
İç Müşteri Hizmeti
• İş arkadaşlarımız iç müşterilerimizdir .
Son Söz