You are on page 1of 19

See discussions, stats, and author profiles for this publication at: https://www.researchgate.

net/publication/321839511

Bağlaşım Kuramı (Araçsal Koşullanma)

Chapter · January 2017


DOI: 10.14527/9786053645733.11

CITATIONS READS

0 18,199

1 author:

Mehmet ERTUĞRUL Uçar


Aksaray Üniversitesi
30 PUBLICATIONS   18 CITATIONS   

SEE PROFILE

Some of the authors of this publication are also working on these related projects:

LOcomotation and assesment View project

Relation of narcissistic personality traits to specific variables View project

All content following this page was uploaded by Mehmet ERTUĞRUL Uçar on 22 December 2017.

The user has requested enhancement of the downloaded file.


Bölüm
11
Bağlaşım Kuramı
(Araçsal Koşullanma)
Yrd. Doç. Dr. M. Ertuğrul UÇAR

Kişinin sahip olduğu


zeka, karakter ve
beceriler, kendine
özgü belirli
eğilimlerin ve
aldıkları eğitimin
sonucudur.
E. Thorndike

KAZANIMLAR
Bu üniteyi tamamladığınızda aşağıdaki hedeflere ulaşmanız beklenmektedir:
1. Thorndike’in bağlaşım kuramını kavrama
2. Deneme yanılama yolu ile öğrenmeyi kavrama
3. Hazırbulunuşluk tekrar ve etki yasalarını kavrama
4. Etki yayılmasını kavrama
5. Öğrenme yasaları ve dememe yanılma öğrenmesi arasındaki ilişkileri kavrama
6. İkincil öğrenme yasalarını kavrama
7. Öğrenmede küçük adımları kavrama ve eğitim ortamındaki örneklerle tartışma
8. Thorndike zaka kuramını anma ve diğer zeka kramları il farklarını tartışma
THORND‹KE
BA⁄LAfiIM KURAMI

Girifl

Deneme Yan›lma
Yolu ile Ö¤renme

Ö¤renme Yasalar› Hazırbulunuflluluk Yasası

Tekrar Yasas›

Etki Yasas›

Etki Yayılması

‹kincil Yasalar Tepki Çeflitlili¤i

Transferde Ö¤renme Seti ya da Tutum


Benzer Ögeler
Ö¤elerin Gücü
Zeka
Tepki Analojisi

Ça¤r›fl›msal Geçifl

Ait Olma

334 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ


Harvard Mezunu İskambil Kartı İstifçisi
Bryan Berg (36), Amerika’nın
orta yerinde, Iowa’da doğup
büyüyor. Çocukluğunu, büyük-
babasına yaptığı ziyaretlerde
iskambil kartlarıyla oyunlar
oynayarak geçiriyor. Her oyun
arasında büyükbabası kart-
larla küçük evler inşa ediyor.
Yapım sonrasında ev dağılıyor,
büyükbabası söyleniyor. Bryan
ise ilgiyle seyrediyor; soğuk,
uzun ve karanlık kış gecelerinde
kartları bir eğlence haline geti-
riyor. Büyükbabası ona hiçbir
teknik öğretmediği için deneme
yanılma yoluyla değişik teknik-
ler geliştiriyor. Yine böyle bir kış
günü, Bryan lise son sınıftayken
bir matematik ödevi yapması
gerekiyor.
Ancak “Ödevi yapmak yerine
kartlarla oynamaya başladım.
O zamanki en uzun iskambil
kartı kulesi rekoru 390 santimdi. Bense daha önce sırf eğlence olsun diye 300
santimlik bir kuleyi zaten yapmıştım. Rekoru kırmak, matematik ödevinden
daha cazip geldi.” Böylece Bryan Berg, “Kolaydı diyemem ama imkansız da
değildi” dediği ilk rekorunu sayısız deneme yanılmalar sonucu 467 santimlik
kulesiyle 1992’de, 17 yaşındayken kırıyor. İlk rekorundan sonra Guinness Re-
korlar Kitabı’na iki kere daha girmiş bir kart istifçisi... Kitaba 2007’de 7.8 met-
reyle ‘En Uzun İskambil Kulesi’, 2010’daysa yaptığı ‘En Büyük Kart Ev’le giriyor.
Bryan Berg, her değişik iş için heyecanlandığını da belirtip ekliyor: “Şimdiye
kadar en çok Disney için yaptığım Sindrella Şatosu’nda zorlandım. Çok bü-
yük ve karmaşık bir şekli vardı. O yüzden hangi kısmın, nasıl inşa edileceği
bir sorundu. Bunun dışında Çin’de içinde eğimli yapıların olduğu Olimpiyat
Köyü’nü yapmıştım. Dört kere baştan yapmam gerekti.” En sevdiği aşamaysa,
bütün uğraşlardan sonra eseri yıkmak...
Hürriyet Pazar 03 Ekim 2010.

BÖLÜM 11 _ Bağlaşım Kuramı (Araçsal Koşullanma) 335


Edward L. Thorndike (1874-1949)i
Kişisel sebeplerden ötürü Thorndike Harvard’daki eğitimini
tamamlamadı. Genç bir kadının onun sevgisine karşılık ver-
mediğine inanmıştı ve bu yüzden Boston’dan uzaklaşmak için
Columbia’da Cattell’e başvurdu. Cattell tarafından teklif edilen
bir üniversite bursu ile en iyi eğitilmiş iki civcivini de yanına ala-
rak New York’a gitti. Hayvan araştırmalarına Columbia’da de-
vam etti. Kedi ve köpeklerle çalışırken kendi dizaynı olan deney
kutularını kullandı. 1898 yılında doktora derecesini aldı. “Hayvan
Zekası: Hayvanlardaki Çağrışım Sürecinin Deneysel Bir Araştır-
ması” başlıklı tezi daha sonra civcivlerde, balıklarda ve maymun-
larda çağrışımlı öğrenme araştırmalarıyla beraber yayınlandı.
Thorndike 1900 yılında sevgisine karşılık vermediğine inandığı
Elizabeth Moulton, evlenmiş ve beş çocuğu olmuştur.
Otomobil kullanmayı asla öğrenememiş olan ancak oldukça hırslı ve rekabetçi bir kişiliği olan
Thorndike mezuniyet sırasında nişanlısına şunları yazmıştı: “beş sene içerisinde psikolojinin en üst
noktasına çıkmaya, on yıldan fazla öğretmeye ve daha sonra bu işten ayrılmaya karar verdim.”
1899’da yıllar boyunca yüzlerce öğretmeni yetiştireceği Columbia Üniversitesi Teachers Yükseko-
kulu psikoloji okutmanlığına başlayan Thorndike, 1904’te eğitim psikolojisi profesörü olmuştur.
1917-1918 yılları arasında ABD Ordusunun Personel Sınıflandırma Komitesi’nde görev aldı ve as-
keri personelin zihinsel yetilerini ölçmek için çalışmalar yaptı. Bu aşamadan sonra mesleki kariye-
rinin büyük bölümünü insan öğrenmesi, eğitim ve zihinsel testler alanlarında geçirdi. Thorndike
zihinsel testler alanının lideri olarak düşünülür. Thorndike ayrıca oldukça başarılı birkaç ders kitabı
yazdı ve psikolojinin en üst noktasına ulaştı. 1912 yılında Amerikan Psikoloji Derneği’ne başkan
seçildi. Oldukça varlıklı biri oldu ki, kendi alanında yaptığı çalışmalar sonucu bunu başarabilen
ilk psikologdur (özellikle de ders kitaplarından ve zihinsel testlerinden aldığı telif ücreti oldukça
yüksekti). Thorndike’ın Columbia’daki 50 yılı oldukça üretkendi. Bibliyografyasında pek çoğu ol-
dukça uzun olan kitaplar ve monografiler dahil olmak üzere 507 eser vardır. 1939 yılında emekli
oldu fakat on yıl sonraki ölümüne dek aktif olarak çalışmayı sürdürdü1 (Schultz ve Schultz 2001)

Thorndike eğer insan zihnini analiz etmek durumunda olsaydı şunları


yapacağını söylemiştir:
a) Koşullar, koşulların elemek ve bileşikleri ile; b) tepkiler,tepki vermeye
hazırlık, yardımlar, ketlenme ve tepkilerin doğrultusu arasında, değişen
güçlerde bağlantılar bulabilirdim. Eğer akla yatkın tüm durumlarda tüm
bunların yani bir adamın ne düşüneceğinin ve ne yapacağının ve onu ne-
yin hoşnut edip neyin sıkacağının bir envanteri çıkarılabilirse hiçbir şey
atlanmamış olur. Öğrenme bağlantı kurmaktır. Zihin bir insanın bağlantı
sistemidir2.
1900-1970 yılları arasında Amerika’daki tüm öğrenme kuramla-
rına egemen olan kuram, Edward L. Thorndike’nin 1898 de ilk ola-

336 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ


rak “Hayvan Zekası” kitabında açıkladığı öğrenme kuramı olmuştur.
Thorndike’a göre öğrenmenin özünü, duyusal izlenimler ile harekete
geçme tepkileri arasında kurulan “bağlar” oluşturmaktadır. Bu kuram
alışkanlıkların kazanılmasını ve kaybolmasını Uyaran- tepki bağların
güçlenmesi ve zayıflaması olarak açıklamaktadır. Thorndike gerçek
anlamda ilk U-T psikologudur ve öğrenmeyi de bilinçli bir süreç içer-
meyen “Uyaran tepki” bağı ile açıklamıştır3.
Thorndike öğrenme hakkındaki görüşlerini en geniş ve sistemli bir
şekilde 1913’te yazdığı “Eğitim Psikolojisi” adlı kitabında açıklamış-
tır. Bu kitapla birlikte “Eğitim psikolojisi” psikoloji içinde bir alt dal
olarak ortaya çıkmıştır. Hayvan Zekası adlı kitabında daha çok hayvan
davranışları üzerinde dururken Eğitim Psikolojisi kitabı büyük ölçüde
insanlar üzerindeki gözlem ve araştırmalara dayalıdır. İnsanlar üze-
rinde yaptığı gözlem ve araştırmalar sonucu Thorndike bazı öğren-
me yasalarında değişiklikler yapmış ve yeni yasalar ortaya atmıştır.
Thorndike’ın tüm çalışmaları edimsel koşullanmanın temelini oluş-
turmaktadır4,5.

DENEME YANILMA YOLU İLE ÖĞRENME


Thorndike kuramını bir” bağ” kuramı olduğu kadar bir “pekiştirme”
kuramı olarak ta değerlendirmek mümkündür6. Thorndike bulguları-
na kendi geliştirdiği bilmece kutularının kullanarak ulaşmıştır. Kutuya
bırakılan hayvanların kutudan kaçabilmesi için önce kapı mandalını
kullanmayı öğrenmesi gerekiyordu. Bunu öğrendikten sonra, bir son-
raki aşamada mandaldan önce pedala basmak şeklinde daha karmaşık
hareketleri yapması gerekiyordu, süreç gittikçe karmaşıklaştığı için
Thorndike bunlara bilmece kutusu adını vermişti. Thorndike kediler-
le yaptığı kapsamlı araştırmalarda aç bırakılmış bir kedi tahtalardan
yapılmış bilmece kutusuna yerleştiriliyordu. Bir yiyecek parçası kedi-
nin kaçma girişimini güdülemesi için kutunun dışına yerleştiriliyordu.
Kedi kapıyı açabilmek için pedala basmak mandalı çevirmek veya zin-
ciri çekmek ve bezende bu hareketleri sırası ile birbirinin ardına yap-
mak zorundaydı7.
Thorndike’e göre öğrenmenin en yaygın şekli hayvanlarda olduğu gibi
insanlarda da, deneme yanılma yoludur. Thorndike ilk çalışmaların-
da deneme yanılma adını verdiği bu temel öğrenme şekline, sonradan
seçme ve bağlanma yoluyla öğrenme olarak ta adlandırmıştır. Seçme
ve bağlanmayı şöyle açıklayabiliriz: Bir problem durumu ile karşılaşan
birey, problemden kurtulmak için amacına ulaşmada çeşitli tepkileri
mümkün olanlar arasından seçer, sınar ve sonuçlarına göre başarılı
olan bazı U-T bağlarını davranışlarına yerleştirirken başarısız olan de-
nemeleri sırasında yaptığı hareketleri bir daha yapmaz (repertuarın-
dan çıkarır). Deneme yanılma yolu ile öğrenmede geçmişte kurulmuş
olan U-T bağları problem çözümünde büyük önem taşırlar8.

BÖLÜM 11 _ Bağlaşım Kuramı (Araçsal Koşullanma) 337


Thorndike tipik bir deneyi bir problem kutusuna koyduğu aç bir kedi-
nin bu kutunun kapısını açıp dışarıdaki yiyeceği elde etmek için par-
maklıkların arasından çıkmak etrafı
dürtmek,koklamak ve çevreyi tırmalamak gibi
rastgele yaptığı birçok denemelerden sonra tesa-
düfen çıkmasını sağlayacak pedala basma davranı-
şını yaptığı deneyidir. Thorndike’ın deneyinde
kedi ilk demelerde (sınamalarda) çözüme ulaştır-
mayan birçok hareket yapmıştır. Kapıyı dişlemek
pençelemek gibi; fakat sonra denme süresi yani
çözüme ulaşma, git gide kısalmaya başlamıştır9.
Günlük yaşamda insanlar araç gereç kullanmayı genellikle bu şekilde
öğrenirler. Çok az insan bir araç aldığında kullanma kılavuzunu dik-
katli bir şekilde okur genellikle tesadüfen tuşlara basıp kurcalayarak
aracı kullanmayı öğrenirler. Öğrencilerde bilgisayardaki “Windows”
programını ya da “word” programını kullanma kılavuzunu okumadan
bir problemle karşılaştıklarında rastgele denemeler yaparak tesadüfen
çözerler.
Thorndike’a göre buradaki öğrenme yavaş yavaş artma tarzındadır:
Bir başka deyişle doğru tepkilerin sayısı artmakta, dolayısı ile kısalan
deneme süresi içinde yanlış tepkilerin de sayısı git gide azalmaktadır.
Thorndike bu tarz öğrenmenin şu üç ana kanuna bağlı olduğunu ileri
sürmüştür: (1) Hazırbulunuşluk yasası, (2) Tekrar yasası, (3) Etki ya-
sası10.
1. Hazırbulunuşluk Yasası
Hazırbulunuşluk yasası bir gelişim ve olgunlaşma yasası değil, güdüsel
olarak öğrenmeye hazırlayıcı bir uyum yasasıdır. Thorndike öğrenenin
bir öğrenme durumunun sonucundaki doyumu ve rahatsızlığını, öğre-
nenin durumu kabul etmesi veya reddetmesi eğilimlerini bu yasanın
temeli olarak önermiştir. Hazırbulunuşluk yasasına göre11:
1. Eğer bir birey bir davranışı yapmaya hazır ve yapmasına izin veri-
lirse bu davranış bireye doyum sağlar.
2. Eğer bir birey bir davranışı yapmaya hazır ve yapmasına izin veril-
mezse bu bireyde rahatsızlık yaratır.
3. Eğer bir birey bir davranışı yapmaya hazır değil ve yapması istenir-
se bu bireyde rahatsızlık yaratır.
Örneğin, bir çocuğun müziğe yeteneği var ve müzikle uğraşmak isti-
yorsa bu çocuğun müzikle uğraşmasına ailesi izin veriyorsa bu durum
çocukta mutluluk yaratır.
Bir çocuk henüz 5 yaşında ve ince motor kasları, yani yazı yazmayı sağ-
layan kasları, gelişmemiş durumda bu çocuğun yazı yazması istenirse
bu çocukta kızgınlık tepkisine yol açar.
Dersten sonra öğrenci teneffüse çıkmak istiyor ama engelleniyorsa bu
öğrencide kızgınlık tepkisine yol açar.

338 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ


2. Tekrar Yasası
Tekrar yasası, kullanılan davranış bağlarının güçlendiğini kullanılma-
yan davranış bağlarının zayıflayacağını ve unutulacağını ileri sürmek-
tedir. Bir uyaran tepki bağının güçlenmesi aynı durumun tekrarı halin-
de aynı tepkinin meydana gelme olasılığının artması anlamına gelir12.
Thorndike 1930’dan önce tekrarın yani bir davranışı tekrar etmenin
uyaran-tepki bağını güçlendirdiğini iddia etmiştir. 1930 dan önceki
tekrar yasası iki bölümden oluşmaktadır. Buna göre herhangi bir dav-
ranış belli bir durumda ne kadar çok kullanılırsa, bu davranış ya da
tepki o durumla birleşmesi o kadar güçlü olur (kullanma yasası). Örne-
ğin kişi eti kemikten ayırırken ne kadar çok bıçak kullanırsa ilerleyen
zamanlarda o kadar kolay ayırmaya ve bu işi yalnızca bıçakla başlar.
Tam terside mümkündür bir tepkinin kullanılmaması o tepki ile ilişki
çağrışımların zayıflamasına yol açar (kullanmama yasası). Yani ezber-
lenen bir dyiş ya da şiir hiç tekrar etmezse zamanla yok olmaktadır13
Thorndike 1930 dan sonra tekrar yasasını gözden geçirmiştir. Buna
göre tekrar, yeni davranışın öğrenilmesinde, tepkinin arkasından ödül
alma durumu ile karşılaştırıldığında son derece etkisiz kaldığını göz-
lemlemiştir14. Tekrar ancak öğrenilmiş bir davranışın güçlenmesini
sağlamaktadır.
3. Etki Yasası
Etki yasasına göre “Uyaran tepki bağı” davranışın sonucundaki etkiye
göre güçlenir ya da zayıflar. Davranışın sonucunda doyurucu bir du-
rum ortaya çıkarsa yani birey davranışını sonucunda haz alırsa uya-
ran tepki bağı güçlenir; davranışın sonucunda rahatsız edici bir etki
ortaya çıkarsa uyaran tepki bağı zayıflar. Doyurucu ya da haz veren
etki Thorndike tarafından şöyle tanımlanmıştır; bireyin kaçmak ya da
bertaraf etmek istemediği, hatta korumak ve yenilemek çabası gösterdiği
durumlardır. Rahatsız eden bir sonuç etkisinin de anlamı; bireyin de-
vamı için hiçbir çaba göstermediği, hatta son vermeye çalıştığı durumdur.
Yasa daha açık ifade ile tanımlanacak olursa, ödül ve başarı ile sonuç-
lanan davranışların öğrenileceğini, buna karşılık ceza ve başarısızlıkla
sonuçlanan davranışların ise rahatsız edici etkilerinden dolayı, tek-
rarlanma olasılığının azalacağını ifade etmektedir. Thorndike etkinin
doğrudan olduğunu ve düşüncelerin aracılık etmediğini savunmuş-
tur15.
Bu yasa açısından baktığımızda bir kişi ayakkabı aldıktan sonra ayak-
kabı ile ayağı rahat ederse sürekli o ayakkabıyı giymek isteyecektir. An-
cak ayakkabıyı giydiğinde rahatsız olursa o ayakkabıyı bir daha giymek
istemeyecektir

BÖLÜM 11 _ Bağlaşım Kuramı (Araçsal Koşullanma) 339


Thorndike, 1930’dan önce ödül ve cezanın etkilerinin simetrik oldu-
ğunu düşünmüşse yani ödülün davranışı artırırken cezanın davranışı
azalttığını düşünmüşse de, 1930’dan sonra özellikle insanlar üzerinde
yapmış olduğu çeşitli deneylerde öğrenme üzerinde ödülün cezadan
daha etkili olduğunu bulmuş ve şöyle ifade etmiştir: “Ceza yanlış tep-
kinin tekrar olasılığını, ödülün doğru tepkilerin tekrarını artırdığı oranda
azaltmamaktadır”. İnsanlar üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda
Thorndike etki yasasını değiştirmiştir. 1930’dan sonra etki yasası şu
hali almıştır: bir davranışın arkasından haz verici bir durum ortaya
çıkarsa uyarıcı ve tepki arasındaki bağ güçlenmektedir yani o davranış
tekrar etmektedir. Eğer bir davranışın arkasından rahatsız edici bir so-
nuç ortaya çıkarsa yani ceza gelirse uyaran tepki bağının gücünde bir
azalma olmamakta yani o davranış ortadan kalkmamaktadır16. Örne-
ğin çok aç bir kişi bir lokantaya gidip yemek yer ve yemekten zevk alıp
memnun kalırsa, daha sonra acıktığı zaman o lokantaya gidip o ye-
mekten yiyecektir. Ancak bir kişi çok açken bir dönerciye gidip yemek
yedikten sonra dönerin tadı kötü ise daha sonra ayıktığında döner
yiyebilir yemeye de bilir. Dolayısıyla ödüllendirilen davranış devam
etmekte ama ödüllendirilmeyen ya da cezalandırılan davranış devam
edebilir etmeyebilir. Etki yasasından hareketle Skiner pekiştireçleri
geliştirecektir17.
Etki yasasına bir başka örnek verecek olursak, yazın sıcaktan bulan bir
kişi meyveli soda içip rahatlarsa bir daha sıcaktan bunaldığında mey-
veli soda içecektir. Ancak yazın sıcaktan bunalan bir kişi ayran içip ra-
hatlamamışsa bir dahaki sefere ayaran içebilir ya da içmeyebilir.
Yalnız Thorndike cezanın doğrudan doğruya olmasa bile, dolaylı bir
etkisi olabileceğini önermiş ve bu rahatsız edici durumdan kurtulmak
için bireyin başka tepkiler göstermesi dolayısıyla cezaya yol açan tepki-
nin tekrar olasılığını azaltacağını savunmuştur18. Bu durum Skiner’de
olumsuz pekiştireç halini alacaktır19.

340 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ


Etki Yayılması
Thorndike’ın etki yasası, etkinin yayılması olarak adandırılan bir grup
deneye öncülük etmiştir. Bu deneyler ödülün yalnız sonuçlandığı ba-
ğın üzerinde etkili olmadığını aynı zamanda, derece derece azalarak,
bu bağın öncesindeki ve sonrasındaki tepkilerin tekrar olasılığını ar-
tırdığını göstermiştir, hatta bu tepkiler yanlış olsa bile20. Örneğin bir
öğrenci internetteki ödev sitesinden ödev indirip öğretmene veriyor.
Öğretmen ödeve 80 puan not veriyor ödev yapma davranışı olduğu ka-
dar internetten ödev indirme davranışına da 80 verilmiş olur. Öğrenci
kompozisyon ödevini yapıp öğretmene veriyor. Öğretmen içerikten
dolayı 90 puan not veriyor ancak kompozisyon ödevinin sayfa düzeni
bozuk; bozuk sayfa düzenine de 90 verilmiş olur.
Ancak pekiştirilen davranışlar diğer davranışların uzaklığı arttıkça
pekiştirmenin bu davranışlar üzerinde etkisi kalmamaktadır. Örneğin
öğrencinin tarih dersinden parmak kaldırıp soruları cevaplayarak yük-
sek not alması o öğrencinin inkılap tarihi dersinde de derse katılma-
sına neden olabilir ancak bu etki matematik dersine yayılmaz çünkü
oradaki davranışlar tamamen farklıdır. Thorndike etkinin yayılması
olgusunu öğrenmenin otomatik, doğrudan doğasının bir kanıtı olarak
görmektedir21.
İkincil Yasalar
Thorndike, üç ana yasasına ek olarak bazı ikinci derece (ikincil) yasala-
rı önermiştir. Thorndike’ın yasa şeklinde adlandırdığı bu genellemele-
ri uygulanabilirlikleri açısından değerlendirecek olursak ilkeler demek
daha doğru bir ifade olacaktır. Thorndike’ın ikincil yasaları aşağıda
açıklanmıştır.
1. Tepki çeşitliliği
Bir problemle karşılaşan birey değişik tepkileri dener, yani birden
fazla tepki, çok sayıda tepki yapar. Birey tepkilerini değiştiremiyorsa
doğru tepkiyi bulup çözüm sağlayarak öğrenmesi mümkün olmaz22.
Dolayısıyla öğrenme sürecinde bireyin çok sayıda tepki üretebilir du-
rumda olması gerekir. Eğer çok sayıda tepki üretemezse denme ya-
nılma öğrenmesi gerçekleştiremez. Thorndike tepki çeşitliği ile insan
araştırmaları sonucunda gözlemlediği hazırbulunuşluğu ifade etmek
istemektedir23. Örneğin bir öğrencinin müziğe ya da resme yeteneği
yoksa bu derslerle ilgili iş yaparken çok sayıda tepki gerçekleştireme-
yecek buda öğrenmesini olumsuz etkileyecektir.
2. Öğrenme kümesi ya da tutum
Bu ilke öğrenmeye genel bir tavrın (tutumun) veya bir kümenin yön
vereceğini ifade eder. Tutum bir bakıma tepkileri saptayan ve belli bir
kültür içinde yetişmiş kişilerin devamlılık gösteren uyum nitelikleri-
dir. Öğrenme kümesi denildiğinde daha geçici, hatta bazen anlık, ha-
zırlıklar vardır. Tutumlar ve öğrenme kümeleri bir kimsenin sadece ne

BÖLÜM 11 _ Bağlaşım Kuramı (Araçsal Koşullanma) 341


yapacağını değil aynı zamanda ne ile tatmin olacağını veya onu neyin
rahatsız edeceğini belirler24. Tutumlar ve öğrenme kümesi hazır bu-
lunuşlukla ilişkilidir. Açlık, yorgunluk, kısa süreli çeşitli duygusal du-
rumlar kültürel geçmiş öğrencinin bir konuyu öğrenmesi kolaylaştırıp
zorlaştırabilir25.
3. Öğelerin gücü
Bu ilke bireyin bir problem karşısında, daha güçlü olan elemanları
(öğeleri) seçerek onlara tepki yapacağını ifade eder. Özellikle insan-
lar bu problemin önemsiz elemanlarını bırakarak esas elemanları se-
çip öncelikle onlara tepki verir, böylelikle analitik sezgisel öğrenme
mümkün olur26. Örneğin fen bilgisi dersinde öğretmen öğrencileri
laboratuara götürüp bir deney ile dersi anlatıyorsa öğrencilerin bük
çoğunluğu laboratuardaki dikkat çeken diğer uyarıcılara değil öğret-
mene dikkatlerini verirler. Burada dikkat çeken uyarıcını nasıl dersi
anlattığı vurguları da önemlidir27.
4. Tepki analojisi
Birey yeni karşılaştığı durumdaki uyarıcılara nasıl tepki verir? Thorn-
dike bireyin uyarıcıları geçmişte tepki verdiği uyarıcılara benzeterek,
onları özümseyerek (kendi repertuarına uydurarak) yeni duruma tepki
göstereceğini ifade etmiştir. Bireyin tepkileri daima kendi repertuarın-
dan çıkan tepkilerdir ve birey geçmişle şimdiki durum arasında analoji
(benzerlik) kurarak tepki verir28. Yeni durum bireyin önceki yaşantı-
ları ile ne kadar benzerlik taşıyorsa bireyin başarılı olma şansı o kadar
artar. Bir ilk yardım kursunda birey ne kadar çok maket üzerinde ça-
lıştı ise gerçek durumda o kadar başarılı olur. Deprem kuşağındaki bir
bölgedeki insanlar ne kadar çık deprem tatbikatı yaptılar ise gerçek
durumda da depremden korunmak için o kadar başarılı olurlar.
5. Çağrışımsal geçiş ilkesi
Organizmanın tepki verdiği bir uyarıcı ile yeni bir uyarıcının eşleştiril-
mesi ve daha önce tepki verdiği uyarıcının yavaş yavaş çekilmesi nede-
niyle, yeni uyarıcıya da aynı tepkiyi vermeye başlama sürecidir.
Örnek olarak köpeğin bir el işaretine iki ayak üstünde durması verile-
bilir. Köpek ilk başta kendisine et uzatıldığı için iki ayak üstüne kal-
kar. Kalkarken “kalk” sözcüğü duyarsa sonradan bu sözcük el işareti
ile birleşirse, yeterince tekrardan sonra sadece el işaretine kalkacaktır.
Thorndike bu ilkeye son zamanlardaki çalışmalarında çok büyük önem
vermiş ve bağlantı kurarak geçişi, seçme ve bağlanma gibi öğrenme-
nin ana yolu olarak kabul etmiştir29.
6. Ait olma (bağdaşma) ilkesi
Thorndike ait olma ilkesini son yıllardaki insanlar üzerindeki çalış-
maları sonucunda yukarıda açıklanan 5 ilkeye ek olarak önermiştir.
Gestalt psikolojisinin görüşleri doğrultusunda bir fikir taşımaktadır.
Çünkü ilişkilere değinen bir ilkedir. Bu ilkede ifade edinmek istenen

342 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ


şudur: Eğer tepki duruma uygunsa (bağdaşıyorsa) uyarıcı ile arasında
bağ kurması daha kolay olur; ayrıca sonuç etkisini, kuvvetlendirdiği
U-T bağına uygun ise öğrenme artar. Örneğin “Ahmet kasaptır. Mehmet
marangozdur” cümlelerinde “kasaptır Mehmet” bağı bitişikliğe rağmen
zayıftır, çünkü bu iki öğe ayrı ayrı cümlelerle aittir. Sonuç etkisinin,
yani ödül ve cezanın bağdaşıklığına gelince burada da kastedilen öğ-
renenin ihtiyaç ve isteğine uygunluğudur. Çok susamışken dudakla-
rımıza götürdüğümüz bir bardak suyun etkisi bağdaşık bir ödüldür30.
Transferde benzer öğeler
Thorndike, aynı zamanda U-T bağlarının hangi yönde kurulmuş iseler
o yönde daha kolay işleyeceklerini önermiştir. Eğer Türkçe kelimelerin
İngilizce karşılıklarını öğrenmiş iseniz İngilizcelerin Türkçe karşılık-
larını vermek zor olur. Thorndike’ın Transfer Kuramı Eş Elemanlar ku-
ramıdır. Bu kurama göre geçmişteki bir öğrenmenin yeni bir öğrenme
durumunda kolaylık sağlaması iki durum arasında eş veya benzer olan
elemanlar(öğeler) bulunmasına bağlanabilir. Bu görüşten hareket ede-
rek Thorndike, gençler için İngilizce çok kullanılan sözcüklerden olu-
şan bir sözlük meydana getirmiştir. Bir kaynak kitaptan yararlanma(
ansiklopedi, sözlük, el kitabı, rehber vb) yöntemde benzerlikler göste-
rir. Thorndike göre öğrenme hiçbir zaman genel değil özneldir. Genel
gibi görünen öğrenme yaşantıları çeşitli öğrenme durumları arasında-
ki benzerliklerin sonucudur (öğrenme alana özgüdür)31.
Öğrenmede küçük adımlar
Thorndike denme yanılma ve öğrenme yasalarından hareketle öğren-
menin davranışta azar azar meydana gelen bir değişimle gerçekleştiği
sonucuna varmıştır. Dolayısıyla öğrenme adım adım gerçekleşmekte-
dir. Bundan dolayı bir konu ya da davranış öğrenilirken konu ya da
davranış en küçük parçaya bölünmeli adın adım öğrenilmelidir.

THORNDİKE ZEKA ANLAYIŞI


Thorndike ABD’de öğrenciler üzerinde yaptığı araştırmalar sonucun-
da zekanın Galton’un ifade ettiği gibi duyu keskinliği olarak ele alına-
mayacağını, zekanı tek bir bütüncül güç değil birden fazla özellikten
oluştuğu şeklindeki Sperman’ın görüşünü daha ileriye taşımıştır. Genel
olarak zekayı uyarıcılara karşı uygyn tepkiler vermek olarak tanımla-
sada, Thorndike göre tek değil birden çok zeka vardır. Ancak günlük
yaşamın karmaşıklığında bu zekalardan bir tanesi ile bireyin tüm sorun-
larını sorunları çözmesi mümkün değildir. Günlük yaşamda ve eğitim
ortamında karşılaşılan sorunları çözmek için birden çok zeka birlikte
kullanılır. Zekalar birlikte kullanıldıkları için bu zekalar benzerlikleri-
ne göre belli faktörler altında gruplandırılabilirler. Buna göre insanda
üç tür zekâ vardır: Soyut, mekanik (pratik) ve sosyal zekâ. Thonrndi-
ke, Soyut zekayı, sayı sözcük ve semboller kullanarak akıl yürütme ve
problem çözme; mekanik zekayı araç gereçlerini yapısını anlama ve

BÖLÜM 11 _ Bağlaşım Kuramı (Araçsal Koşullanma) 343


kullanma; sosyal zekayı insanları anlama ve insanlar ile başarılı ilişkiler
kurmak olarak tanımlamıştır32.
Zihin faktörlerinin ortak olan etkinliklere göre gruplanabileceği görü-
şünden hareket eden Thorndike soyut zekayı oluşturan faktörlerin şu
şekilde gruplanabileceğini öne sürmüştür:
1. Sözcükleri anlama,
2. Sayılarla akıl yürütme,
3. Kavrama,
4. İlişkileri görsel olarak algılama,
Bu gruplar birbirinden bağımsız değildirler bu gruplardan bir veya bir
kaçı gerektiğinde diğer gruptaki faktörlerle beraber bir zihinsel etkin-
likte beraber rol alabilirler33.
Thorndike ayrıca zekanın düzey genişlik ve hız boyutları olduğunu
öne sürmüştür. Bunlardan yalnızca birinin bilinmesinin zekayı anla-
mak ve değerlendirmek için yetersiz olduğunu bunların üçünün be-
raber ele alınması gerektiğini savunmuştur. Düzey yapılan işlem her
ne ise, akıl yürütme işleminde gittikçe zorlaşan etkinliklerde bu işlemi
yapabilmektir. Genişlik gittikçe farklılaşan etkinliklerde bu işlemi ya-
pabilme boyutudur. Öte yandan tüm bu işlemlerin ne kadar hızlı ya-
pıldığı da hız boyutudur 34. Örneğin, sayılarla akıl yürütme, sözcükleri
anlamda işleminde gittikçe zorlaşan (düzey) problemlerde sayılar ile
akıl yürütülecek, aynı zamanda sorular aynı türden olmayıp gittikçe
farklılaşan sorularda(genişlik)sayılar ile akıl yürütülecek ve tüm bun-
lar hızlı bir şekilde yapılacaktır. Bu üçü beraber ele alındığında bireyin
zekasını gözlemlemiş oluruz. Bunlardan yalnızca birine bakılırsa zeka
hakkında bir değerlendirmeye varmak mümkün değildir.
Pavlov Thorndike ‘nin çalışmalarını şu şekilde takdir etmiştir:
“yeni metodumuzla çalışmaya başladıktan birkaç yıl sonra oldukça benzer
deneylerin daha önceden, üstelik fizyologlar tarafından değil, psikologlar
tarafından Amerika’da yapılmış olduğunu öğrendim. Bunun üzerine Ame-
rika yayınlarını daha detaylı bir şekilde çalıştım ve şimdi itiraf etmeliyim
ki bu yoldaki ilk adımları atma şerefi E.L. Thorndike’a aittir. Onun deney-
leri benimkinden iki ya da üç yıl öncedir ve kitabı (Hayvan Zekası) geniş
kapsamlı bir görev üzerindeki cesur bakış açısı ve sonuçlarının doğruluğu
sebebiyle bir klasik olarak ele alınmalıdır.(Pavlov 1928, akt35)”

344 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ


BÖLÜM ÖZETİ
Kavramlar ve Kuramlar
Kavram İlgili konular Temel özellikleri
Deneme yanılma yolu ile Bir problem durumunda tek tek psikomotor hare-
öğrenme ketler yapılır tesadüfen bir başarılı olunca o hareket
kalıcı olur.
Hazırbulunuşluk yasası Thorndike öğrenenin bir öğrenme durumunun
sonucundaki doyumu ve rahatsızlığını, öğrenenin
durumu kabul etmesi veya reddetmesi eğilimlerini
öğrenmeyi kolaylaştırıp zorlaştırabilmektedir.
Tekrar yasası Öğrenirken değil öğrendikten sonra organizma
birbirinden farklı etkinliklerde ve gittikçe zorlaşan
etkinliklerde ne kadar çok tekrar yaparsa ve arka-
sından pekiştireç alırsa öğrenme o kadar kalıcı
olur.
Etki yasası Eğer uyarıcının yol açtığı tepkinin sonucu haz
verici ise uyarıcı ve tepki arasındaki bağ güçlenir,
uyarıcının yol açtığı tepkinin sonucu rahatsız edici
ise uyarıcı ve tepki arasındaki bağ zayıfla ya da aynı
kalabilir, yani ceza davranışı değiştirmez.
Etki yayılması Bir davranış pekiştilirken tesadüfen o davranışın
yanında bulunan davranışlar da pekiştirilmiş olur.
Öğrenmede ikincil ya- Tepki çeşitliliği, Deneme yanılma yolu ile öğrenme sürecinde
salar Öğrenme kümesi ve öğrenmeyi etkileyen öğrenme yasaları ile ilişkili
tutumlar, yasalardır.
Çağrışımsal geçiş,
Ait olma,
Öğelerin gücü,
Tepki analojisi
Transferde benzer
öğeler
Öğrenmede küçük Öğrenilecek konu en küçük parçaya bölünüp adım
adımlar adım öğretilmelidir.

Zeka Birden çok zeka vardır, zekanın boyutları düzey,


genişlik ve hızdır. Zeka uyarıcılara uygun tepki
verme gücüdür.

KAYNAKÇA
1. Schultz, D. P. & Schultz, S. E. (2001). Modern psikoloji tarihi. (çev.Yasemin
Aslay).İstanbul.Kaktüs Yayınları.
2. Schultz, D. P. & Schultz, S. E. (2001). Ön. ver.
3. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Teories of learning. New Jersey. Pern-
tice-Hall Inc.
4. Reynolds, G. S. (1977). Edimsel (Operant) Şartlanmaya Giriş. (Çev:İffet
Dinç). Ankara Hacettepe Yayınları.
5. Domjan, M. (2000). Koşullanma ve öğrenmenin temelleri. (Çev. Hasan
Çetinkaya 2004). Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.

BÖLÜM 11 _ Bağlaşım Kuramı (Araçsal Koşullanma) 345


6. Hulse, S. H., Deese, J. & Egeth, H. (1975). The psychology of learning. New
York. McGraw-Hill Book Company.
7. Schultz, D. P. & Schultz, S. E. (2001). Ön. ver.
8. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Ön. ver.
9. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Aynı.
10. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Aynı.
11. Senemoğlu, N.(2012). Gelişim öğrenme öğretim. Ankara: Pegem A Yayın-
ları.
12. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Ön. ver.
13. Hulse, S. H., Deese, J. & Egeth, H. (1975). Ön. ver.
14. Hulse, S. H., Deese, J. & Egeth, H. (1975). Aynı.
15. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Ön. ver.
16. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Aynı.
17. Domjan, M. (2000). Ön. ver.
18. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Ön. ver.
19. Domjan, M. (2000). Ön. ver.
20. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Ön. ver.
21. Senemoğlu, N.(2012). Ön. ver.
22. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Ön. ver.
23. Kaya, A. (2012). Eğitim psikolojisi. Ankara: Pegem A Yayınları.
24. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Ön. ver.
25. Kaya, A. (2012). Ön ver.
26. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Ön. ver.
27. Slavin, R.E. (2013). Eğitim psikolojisi. (Çev edit: Galip Yüksel). Ankara:
Nobel Yayınları.
28. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Ön. ver.
29. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Aynı.
30. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Aynı.
31. Hilgard, E. R. & Bower, G. H. (1975). Aynı.
32. Yeşilyaprak, B. (2004). Eğitimde bireysel farklılıklar. Ankara: Nobel Yayın-
ları.
33. Yeşilyaprak, B. (2004). Ön. ver.
34. Yeşilyaprak, B. (2004). Aynı.
35. Schultz, D. P. & Schultz, S. E. (2001). Ön. ver.

BÖLÜM İLE İLGİLİ UYGULAMALAR


1. www. psychclassics.yorku.ca/Thorndike/.../wozniak.h..
2. http://www.lifecircles-inc.com/Learningtheories/learningmap.html
3. http://psychology.about.com/od/profilesmz/p/edward-thorndike.htm
4. http://www.youtube.com/watch?v=kzNIV0mTROU
5. http://www.youtube.com/watch?v=xHSIppWn6v0

346 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ


DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Resme yeteneği olan kişilerin almış oldukları haf- 4. Bir çocuk annesinin yemek masasını toplamasına
tada 2 saatlik müzik dersi bu kişilerde çok büyük yardım etmek isterken kaza ile yemek tabağını
bir ilerlemeye yol açarken yeteneği olmayanlar düşürüp, kırmıştır. Anne, çocuğa çok sert bağır-
üzerinde hiçbir etkisi olmadan kalabilmektedir. mıştır. Bundan sonra çocuk istense bile masayı
Bu durum Thorndike hangi ilkesi ile uyuşmak- toplamak için annesine yardım etmemeye başla-
tadır? mıştır.
A) Tekrar yasası Annenin davranışı Thorndisce’nin hangi öğ-
renme yasasına uygun olmadığı için böyle bir
B) Etki yasası sonuç ortaya çıkmıştır?
C) Hazır bulunuşluk yasası A) Etki yasası
D) Tepki anolojisi B) Hazırbulunuşluk yasası
E) Küçük adımlar C) Tekrar yasası
D) Tepki analojisi
E) Kazanma

2. Bilgisayarına virüsten korunmak için yeni bir iş-


letim sistemi Olan “Pardus”u yükleyen Mehmet
programın yardım bölümüne bakmaktansa ma-
saüstünü nasıl düzenleyeceğini programdaki pek
çok yere çıkıp girerek tesadüfen 3 saat sonra bul-
muştur.
5. Aşağıdakilerden hangisi bağlaşımcılık kura-
Mehmet yeni işletim sistemini kullanmayı mının öğrenme ile ilgili ilkelerinden değildir?
aşağıdaki hangi öğrenme yolu ile öğrenmek-
tedir? A) Öğrenmede küçük adımlar ilkesi
A) Sosyal Öğrenme B) Tepki çeşitliliği ilkesi
B) Edimsel Koşullanma C) Öğrenmede tek deneme ilkesi
C) Kavrayarak Öğrenme D) Transferde benzer öğeler ilkesi
D) Deneme yanılma E) Tekrar ilkesi
E) Bilgi işlemleme

3. Ünlü bir yönetmenin 1960’larda çekilen bir filmi


hakkında daha önceden eleştirileri, film hakkın-
daki makaleleri okuyan bir kişi filmi izlediğinde
pek çok yeni şey görmüştür. Film ve yönetmeni 6. Yazın sıcaktan bunalan bir kişi karpuz yiyip ra-
hakkında hiç bilgisi olmayan bir kişi ise “bu ne bi- hatlarsa bir daha sıcaktan bulanırsa yine karpuz
çim film böyle sıkıcı” demiştir. yemek ister.
İki kişinin değerlendirmeleri arasındaki bu Thorndike’a göre bu durum aşağıdakilerden
fark aşağıdakilerden hangisi ile ilişkilidir? hangisiyle ifade edilmektedir?
A) Etki yasası A) Hazırbulunuşluk kanunu
B) Hazırbulunuşluk Yasası B) Deneme – yanılma
C) Tekrar Yasası C) Tepkisel koşullama
D) Tepki Antolojisi D) Etki kanunu
E) Unsurların Gücü E) Tekrar kanunu

BÖLÜM 11 _ Bağlaşım Kuramı (Araçsal Koşullanma) 347


7. 4 yaşındaki oğluna iki fırça ile sulu boya resim 10. Evine yeni bir ev sinema sistemi alan İbrahim, bir
yaptırmaya çalışan bir baba, uzun süre çalışma- türlü radyonun nerden çalıştığını hatırlayamaz.
sına rağmen oğluna fırça ile sulu boya resim yap- Bunun üzerine cihazın üstündeki bütün düğme-
mayı öğretemediği gibi oğlunun resimden nefret ler teker teker basarak en sonunda radyoyu çalış-
etmesine yol açmıştır. tırır.
Buna göre babanın aşağıda verilen Thorndike İbrahim’in ev sinema sistemindeki radyoyu
ilkelerinden hangisini dikkate almadığı söyle- açmayı öğrenmesi aşağıdakilerden hangisine
nebilir? bir örnektir?
A) Seçme ve bağlama A) Seçme ve bağlama
B) Sonuç etki kanunu B) Sonunculuk ilkesi
C) Küçük adımlar ilkesi C) Bitişiklik ilkesi
D) Hazırbulunuşluk kanunu D) Tekrar ilkesi
E) Tekrar kanunu E) Sonuç-etki kanunu

8. Aşağıdakilerden hangisi, deneme yanılma yo- 11. Evine yeni bir mikro dalga fırın alan Figen aşa-
luyla öğrenilmez? ğıdakilerden hangisini yaparsa bu fırını kul-
A) Kumanda ile televizyonun rengini ı ayarlama lanmayı deneme-yanılma yoluyla öğrenmiş
B) Yeni alınan ütünün içine nasıl su doldurula- olur?
cağını bulma A) Fırının kullanma kılavuzunu okuyarak
C) Kâğıdı katlayarak insan figürü yapma B) Aynı Fırına sahip olan başka bir arkadaşını
D) İşe giden en kısa yolu bulma gözleyerek
E) Sınav için gerekli olan kavramları ezberleme C) Fırındaki tuşlara teker teker basarak
D) Fırındaki tuşların ne işe yaradığını üzerilerin-
deki resimlerden ve simgelerden anlamaya
çalışarak
E)

9. İki yaşındaki Doğa gömlek ve pantolonunu


kendisi giymek için çabalarken, annesi ve baba-
sı Doğa’ın kendi başına giyinme çabalarını her
defasında pekiştirmeye özen göstermişlertir. Bir
süre sonra Doğa!nın çok rahat elbiselerini giyin- 12. Thorndike’e göre aşağıdaki ifadelerden han-
meye başladığı gözlenmiştir. gisi yanlıştır?
Yukarıda verilen örnekte Thorndike’ın hangi A) Pekiştireç davranışın öncesinde verilir
kavramının öğrenme üzerindeki etkisi vurgu-
B) Davranışın sonucu davranışın yapılmasında
lanmaktadır?
etkilidir
A) Tekrar kanunu
C) Tekrar önemlidir
B) Etki kanunu
D) Öğrenme sinirsel bağların kurulmasıyla ger-
C) Bitişiklik ilkesi çekleşir
D) Hazırbulunuşluk kanunu E) İkinci denemede ilkinden daha kısa sürede
E) Sonunculuk ilkesi sonuca ulaşılır

348 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ


13. Adres arayan bir kişinin her bir sokağı tek tek 15. İngilizce öğrenen bir öğrencinin zamanla öğ-
gezerek aradığı sokağı bulmaya çalışması rendiği kelimeleri hiç kullanmadığı için unut-
aşağıdaki öğrenme yollarından en çok hangi- ması aşağıdakilerden hangisi ile ilişkilidir?
si için uygun bir örnektir? A) Etki yasası
A) Kavrama yoluyla öğrenme B) Olgunlaşma
B) Şartlanma yoluyla öğrenme C) Tekrar yasası
C) Deneme - yanılma yoluyla öğrenme D) Büyüme
D) Modeli gözleyerek öğrenme E) Hazır bulunuşluk
E) Farkında olmadan öğrenme

14. Bilgisayar kullanmaya istekli ve meraklı olan 16. Canı tatlı isteyen bir kişi tatlı yerine incir ve
bir öğrenci ilk okula bilgisayar dersi olması üzüm yediğinde rahatlarsa bundan sonra canı
dolayısıyla çok mutlu olmuştur. Bu durum tatlı istediğinde incir ve üzüm yerme olasılığı-
aşağıdakilerden hangisi ile ilişkilidir? nın artması aşağıdakilerden hangisi ile ilişkili-
A) Etki yasası dir?
B) Olgunlaşma A) Etki yasası
C) Tekrar yasası B) Olgunlaşma
D) Büyüme C) Tekrar yasası
E) Hazır bulunuşluk D) Büyüme
E) Hazırbulunuşluk

CEVAP ANAHTARI

1. C 2. D 3. B 4. A 5. C 6. D 7. D
8. E 9. B 10. A 11. C 12. 13. C 14. E
15. C 16. A

BÖLÜM 11 _ Bağlaşım Kuramı (Araçsal Koşullanma) 349


350 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ

View publication stats

You might also like