Professional Documents
Culture Documents
Rorschach
Rüyalar Mürekkep Lekesi
Testi
Bilinçdışı m alzem eye
kullanılan teknikler:
Hipnoz
Serbest
Çağrışım
Kazalar
Simgesel
Davranış
Rüyalar
Yansıtıcı testler
Bu testlerde hastanın ya da o teste katılanın belirsiz bir uyarıcıya dönük hikâye anlatması,
nesne tanımlama olabilir veya çizim yapması istenebilir. Sorulan bu belirsiz uyarıcıya dönük
bireylerin ortaya koydukları şeyler onların günlük yaşamlarındaki ya da içerisinde
bulundukları psikolojik durumla ilgili bize bilgiler sunar.
Örneğin; hepimiz bulutları bir şeylere benzetiyoruz. Benzetmemizin nedeni; Freud'cu bakış
açısına göre, bulutları benzettiğimiz şeyler zihnimizden kaynaklanır ve gördüklerimiz dışa
vurmadıklarımızı yansıtır. Belirsizlik betimleme tarzlarımız, bilinçdışı malzemeye ulaşmanın bir
yoludur.
Burada doğru ya yanlış yanıt yoktur. Yanıtlar kişiseldir ve zihnimizde ne olduğunu ifade eder.
Psikologlar tarafından kullanılan bazı yansıtma testleri aşağıda verilmiştir.
Freud Sürçmesi
Hipnoz
Freud, hipnozu bilinçdışına giden bir boru hattı olarak tanımlıyor. Benliğin denetim sürecinin
engelleyerek doğrudan bilinçdışı malzemeye ulaşmayı hedefleyen bir durumdur.
Psikoanalizi oluştururken Freud’un kullandığı yöntemlerdendir.
Hipnoz, gerçekte patolojiye neden olan bir durumu ortaya çıkarmaya çalışsa da belli
dezavantajları vardır.
Hipnoz etkili bir yöntemdir.
Hipnozun o dönemlerde kullanılan vakalarda başarılı bir şekilde sonuçlanması ile bu yöntemin
önemli olduğunu göstermektedir.
Serbest Çağrışım
Freud önceleri basınç tekniği adını verdiği bir teknik kullanırken bu tekniğin başarısız
olduğuna karar verip “serbest çağrışım tekniğini” kullanmaya başlamıştır.
Psikanalizin temel kurallarından biridir.
Burada benliğin uyguladığı sansür mekanizmasının geçici olarak belirli bir süre devre dışı
bırakılmasıdır. Peki, bunu nasıl yaparız? Beynimizi birkaç dakikalığına düşüncelerden
uzaklaştıralım. Sonra her türlü düşüncenin beynimize akmasına izin verelim. Ve içimizden ne
geliyorsa söyleyelim. Eğer bu düşüncelerin bilincimize ulaşmasına izin verirsek serbest
çağrışım tekniğini kendimizde uygulamış oluyoruz. Yani bize saçma gelen düşünceler
çoğunlukla bilinç düzeyimizden dışlandığı için, serbest çağrışım tekniği beynimizin günlük
konuşmalarımızla sansürlenen kısmına ulaşabilmek konusunda bize çok yardımcı olur.
Psikoanalatik anlamda bunu uygulayan bireylerin yetkinliği çok önemlidir. Eğer hasta, serbest
çağrışım süreci içerisinde kendi bilincine ulaşan gerçek düşüncelerini duygularını dışa
vurabilirse bu terapi amacına ulaşmış olur.
Burada hastalar hipnoz altında olmadan sansür mekanizmasını ortadan kaldırır ve kendilerini
ifade ederler.
Bazen serbest çağrışım gerçekleşmeyebilir. Benlik bazı düşünceleri bastırmak için çok enerji
harcadığı zaman bu malzemenin bilincine ulaşması her zaman kolay olmaz. Bu yüzden
uygulanması zor bir süreç diyebiliriz.
Kazalar
Freud'a göre kaza gibi görünen pek çok olay aslında bilinçdışı dürtülerimizden kaynaklanan
kasıtlı eylemler olarak tanımlayabiliriz.
Yaşanan şanssız olaylar, bilinçli yapılmadıkları için kaza olarak adlandırılabilir. Ancak bu kasıtlı
olmadıkları anlamına gelmez.
Simgesel Davranış
Nevroz Nedir?
Nevroz, bazı psikolojik hastalıklara verilen genel bir addır. Bu hastalığı yaşayan kişilere nevrotik
denir. Nevroz hastalığı, kişilerde farklı nedenlerden dolayı meydana gelebilmektedir. Horney’in
nevrotik olarak isimlendirdiği insanları mutlaka hepimiz tanırız. Bunlara örnek verecek olursak;
İlk başta; sevecen, güler yüzlü, arkadaş canlısı, sosyal hayatı hareketli olan bir kadın. Ancak
bir süre sonra bu kadın yalnız kalmaya dayanamıyor, arkadaşlarının o olmadan plan
yapabileceklerini kabul edemiyor, tanıştığı il erkeğe aşık olabilen bir kadın düşünelim.
Hemen hemen hepimizin okulda karşılaştığımız, hiç arkadaşı olmayan sevilmeyen biri.
Tanıştığı herkesi küçümseyen ve onlardan nefret eden, acımasız bir erkek düşünelim.
Çalıştığı yerde oradaki insanlardan uzak duran, nadiren bir araya gelen, genellikle yanız vakit
geçiren bir kadın düşünelim.
Verilen bu 3 örnekte nevrotik insanları görebiliyoruz. Horney’e göre örnekte de verilen ve nevrotik
insanların ortak noktaları vardır. Bunlar; yetersizlik ve güvensizlik duygularıyla başa çıkmaya
çalışmalarıdır. Nevrotik insanlar kendilerini diğer insanlardan uzaklaştırsalar da içlerinde korku, kaygı
ve acınacak durumda olduğunu hissederler. Kurama göre Nevrotik hastaların ana özelliği; kişilerle
aralarındaki ilişkilerde benimsedikleri, kendilerine zarar veren bir tarzın içine sıkışmış olmalarıdır.
Nevrotik insanlar başkalarıyla iletişimlerinde kullandıkları yöntem onların çok istedikleri bu sosyal
ilişkilerinden uzak tutuyor. Bu yüzden ilişkilerinde kullandıkları yıkıcı tarzda kendi kaygılarını azaltmak
için oluşturdukları bir savunma mekanizmasını oluşturuyor.
Horney bu durumları çocuklukta yaşadıkları kişiler arası uygun olmayan ya da bozuk ilişkilere ve
ailelerinde kaygıyla büyüyen çocuklar üzerinde durur. Yani anne ve babanın çocuklarına karşı
tutumları çocukların belli kişilik özelliklerini oluşmasına neden olmaktadır. Küçükken korkak ve kaygılı
bir çocukluk geçiren birey sosyal ilişkilerine yansıyor ve kaygılı ve korkak bir çocuk oluyor. Çocuklar bu
korkularından ve kaygılarından kurtulmak için Nevrotik etkileşim tarzları geliştiriyor.
Horney, nevrotik insanların kaygı arttırıcı deneyimlerden kaçınma tarzlarını 3 ana başlık altında
inceliyor; insanlara yönelme, insanlara karşı olma ve insanlardan uzaklaşma temel kaygıyla mücadele
stratejileridir.
Bazı çocuklar çaresiz oluşunu ve aciz oluşunu kabullenir. Yabancılaşmaya ve korkulara karşı
öteki insanların (aile, arkadaş…) hem sevgisini hem de desteğini kazanmak ister. Sadece
başkalarıyla birlikteyken kendini güvende hisseder bir bakıma çevresindekilere bağımlıdır. Bu
şekilde güçsüzlük ve yalnızlık duygusunu daha az hissederler. Eğer bahsettiğimiz ihtiyaçları
karşılanmazsa umutsuzluk ve endişeli olurlar. Onlar olmayınca çaresizlik ve güçsüzlük
hissederler.
Özellikle duygusal ilişki bağlamında da aşkı buldukları an her şeyin hallolacağını zannederler.
Yetişkin olduklarında da sevilmek, takdir edilmek vs. isterler. Herhangi bir ilişkinin yalnızlıktan
daha iyi olduğunu düşünerek her önüne gelenlere bağlanma ve aşık olmaya hazırdırlar.
Kendilerine destek olacak sorumluluğuna azaltacak bir eşe çok bağlanırlar.
Bu tür insanlar karşılarındakini sevmezler, sevgiyi paylaşmazlar sadece karşılarındakinden
kendileri için gerekli olan takdiri ve kabulü isterler. Bu nevrotik tarzlarından dolayı da
başladıkları tüm ilişkileri bitirmek zorunda kalırlar.
Uysal tipte aşırı güçsüzlük, çaresizlik, zavallı olma gibi bazı tipik davranışlar vardır. Örneğin;
“Beni sevmelisin, korumalısın, affetmelisin ve terk etmemelisin; çünkü çok güçsüz ve
çaresizim.”
Bağımlılık bu tipin karakteristik bir özelliğidir.
İnsanların kendisinden daha iyi ve daha nitelikli olduğuna odaklanırlar. Bu duyguya birlikte,
başarılı olduğu dallarda dahi kendine az güven duyması diğerlerinin çok üstün olduğunu
düşünmesine yol açar. Diğer bireylerin onu onaylaması kendine olan güvenini yükseltir, ancak
onaylama biterse güvende geri gider.
Bazı çocuklar da kaygılarıyla başa çıkmak için ve yalnız kalma isteğinden dolayı diğer insanlarla
ilişkisinde çok zorlanmasından ve yalnız kalmanın da tek kaçış yolu olarak görüyorlar.
Düşmanca olmaktansa hiç kimse ile iletişim kurmazlar.
Bu Nevrotik kişiler yetişkin olduklarında kendilerini diğer insanlardan izole ederler. Eğer
duygusal bağlılık kurarlarsa, çocukluklarında yaşadıkları acıya benzer acılara neden
olabileceğini düşündüklerinden duygusal ilişkilere karşı bir duvar örüyorlar. Duygusal ilişkileri
olsa bile sevgiye karşılık veremezler. Eğer bu tür bir kişi ile beraber olunursa; ilişki hem sığ olur
hem de renk vermez.
Genelde insanlara yabancılaşırlar. Bu bireyler yalnızca ötekilerden uzaklaşmaz, bununla birlikte
kendi duygulardan uzaklaşır, deneyimleri önemsemez, sevdiği ya da sevmediği şeyleri
tanımlayamaz, korku ve kaygılarını bilmez ya da bunları açıklayamaz yani birey kendine de
yabancılaşmaya başlar. Bu durumlar, bu tip nevrotiklerin ortak özelliğidir.
Mesafeli tip diye adlandırılan bu bireyler de aidiyet duygusu veya savaşma arzusu bulunmaz.
Kimsenin onların varlığına ihtiyaç duymadığını düşünürler.
Kaynakça:
Kavut, S. (2018). Karen horney ve nevrotik kişilik üzerine bir araştırma: Blue Jasmine örneği.
Kılıç, A. (2019). Farklı anne-baba tutum bileşenlerinin Horney'in nevrotik kişilik tiplerini
yordayıcı etkisi (Master's thesis, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Aile Danışmanlığı ve Eğitimi Anabilim Dalı).
Burger, J.M. (2021). Kişilik Psikolojisi Biliminin İnsan Doğasına Dair Söyledikleri. (s.90-95) ve
(s.170-175). İstanbul: Kaktüs Psikolojisi
Deniz, M. (2021) Kişilik Kuramları Asenkron Ders Videoları.
Deniz, M. (2021) Kişilik Kuramları Ders Slaytları.
Cervone,D. Ve Pervin, L. A. (2016). Kişilik Psikolojisi Kuram ve Araştırma.(s.79-85) ve (s.141-
143). Ankara: Nobel Akademi Yayınları
Bilge CEYLAN
19010517007