You are on page 1of 2

REM İ L

liğ etmediği , kendine ait bir husus olduğu tanesi ilk dördü oluşturan temel şekiller­
REMİL bildirilmektedir (Mukaddime, ı. 426-427) den çıkarılır. Her satır ya da hane tek sayı­
( J.o_,JI) İbn Haldün'a göre gaybın bilinmesi insan dan oluşuyarsa nokta, çift sayıdan oluşu­
Kum üzerine çizgiler çizerek bakılan fıtratına ait bir yetenektir ve bu sanatın yarsa çizgi (iki nokta yerine) işaretiyle gös-
bir fal çeşidi, kum falı. ehli olanlar gaybı öğrenmek için his ve ba- teriJip alt alta dizildiğinde anlamları önce-
L _j
kışları nı söz konusu hat şekillerine teksif den belli olan remil şekilleri meydana gelir.
Sözlükte "kumlu arazi" anlamına gelen ettiklerinde kendilerinde bir istidlal hali be- Bu şekiller remilci tarafından bir definenin
reml kelimesi terim olarak "kaybolan bir lirmekte, hareketlerinde fıtraten gaybı bi- yerini tesbit etmekten bir hastanın duru-
şeyin yerini bulmak, merak edilen bir işin lebilecek şekilde yaratılan kimselerdeki gi- munu, doğacak çocuğun cinsiyetini öğren­
sonucunu öğrenmek amacıyla kum üze- bi bir durum görülmektedir (a.g.e., ı , 428). mek, t icari bir teşebbüsün kar ve zarar ih-
rine çizilen çizgilerle fal bakmak" demek- Kaynaklarda belirtildiğine göre Cahiliye timallerine kadar değişen çeşitli soruların
tir (remmal "remilci"). Daha sonraları kum her biri için farklı biçimde yorumlanır. Şe­
döneminde bu fal şu şekilde uygulanmak-
yerine kağıt veya tahta kullanıldığı halde killerle ilgili değişik yorumlar dört unsur,
taydı: Fal baktırmak isteyen kişi remilciye
falın adı değişmemiştir. Literatürde daha maden. bitki, hayvan veya insana ait ta-
ücretini peşin öder ve remil atmasını is-
çok hattü'r-reml şeklinde görülen ismin biatlara, gök cisimlerine, burçlara, yön ,
terdi. Yanına bir çocuk alarak istek sahi-
yanında darb ve tark kelimeleri de ona ya- zaman veya cinsiyet durumlarına göre
biyle birlikte kumlu bir yere giden remilci
kın anlamlarda geçer; Türkçe'de ise "re-
kumlar üzerine hızlı hızlı birtakım çizgiler değişen farklı cetvellerden yararlanılarak
mil atmak" 1 "remil dökmek" denilmekte- ayrıntılı hale getirilebilir.
çizer. sonra o çizgileri ikişer ikişer silerken
dir. Modern Batı dillerinde remil karşılığın­
çocuk da tekerierne kabilinden bazı cüm- Ortaçağ'da bir ilim olarak kabul edilen
da kullanılan kelime (İng. geomancy; Fr.
leleri tekrarlard ı . Geriye çift çizginin kal- remil o dönemden itibaren yaygın bir uy-
geomancie) Latince geomantiadan gel-
mektedir. İlk defa XII. yüzyılda Arapça'- ması niyet edilen şeyin sonucunun iyi ve gulama alanı bulmuştur. İbn Haldun, Mı­
uğurlu, tek çizginin kalması ise kötü ve sır ' da bu işi yapmak amacıyla birçok dük-
dan Latince'ye yapılan tercüme faaliyeti-
uğursuz olacağına işaret sayılırdı (İbnü'l­ kanın açıldığını bildirmektedir. Remil ta-
nin sonucunda "ilmü'r-reml" karşılığı ola-
rak İspanya'da kullanılmış ve oradan Batı Eslr, ll, 47; Hattabl, V, 374; Cevad Ali, VI, rihinin bilinen iki ustası XIII. yüzyılda yaşa­
dillerine geçmiştir. 783). Araplar arasında yaygın bir fal çeşidi mıştır. Bunlar, Kuzey Afrikalı bir Serberi
olan remil zamanla diğer kültürlere de geç- olan Ebu Abdullah Muhammed b. Osman
Kur' an-ı Kerim'de yer almayan remil ke-
miş. bu arada çizgileri Batlamyus astrono- ez-Zenatl ile Suriyeli yahut Mısırlı bir mü-
limesine hadislerde hem sözlük hem terim
misindeki on iki burç ve dört vetede ben- ellif olan Abdullah b. Mahfüf'tur. Ali Salih
anlamıyla rastlanır. Muaviye b. Hakem'in
zetilerek on altı hanelik şekiliere dönüştü­ el-AsyQtl, Abdülfettah Seyyid et-Tühl gi-
hattü'r-remli sorması üzerine Resul-i Ek-
rülüp yıldızların konumunda söz konusu bi XII . yüzyılda yaşamış ünlü remmallerin
rem şu cevabı vermiştir: "Eskiden kum
edildiği gibi uğurlu ve uğursuz kabul edi- kitapları. günümüzde özellikle Kuzey Afri-
üzerine hat çizen bir nebl vardı. Kimin hat-
len hatlarla belirlenmiştir. Sonra da bun- ka ülkeleri kitap piyasasında alıcı bulmak-
tı onunkine uygun düşerse o isabet etmiş
ların her biri maddi alemdeki varlıklar sı­ tadır. Osmanlı döneminde XVI. yüzyıl di-
sayılır" (Müslim, "Selam", 121: Ebu Davud ,
nıfından birine tahsis edilip ilm-i nücüma van şairlerinden Zatl'nin önce Beyazıt Ca-
"Tıb", 23). İbn Abbas remilin kahinler ta-
rafından yapılan bir işlem olduğunu bildir-
paralel ve benzer sonuçlar veren sözde bir mii avlusunda, daha sonra İbrahim Paşa
ilim ortaya çıkarılmıştır. İbn Haldün ilm-i Hamarnı yakınında bir dükkanda remilci-
mektedir (İbnü'l-Eslr, ll, 47) Remilciler bu
n ücum ileremil arasındaki farkı -Batlam- lik yaptığı bilinmektedir. Ancak Nabl'nin
falın aslının Hz. Adem, İdrls, Lokman. Ye-
yus'a atfen- "ilm-i nücüm doğal varlıkların Hayriyye'sinde dediği gibi remil ve astro-
remya, İşaya ve Daniel peygamberlere da-
durumuna, remil ise suni çizgilere ve te- lojiyle uğraşmanın çıkar yol olmadığına ve
yandığını söylemekte, dolayısıyla caiz ol-
sadüflere dayanır" şeklinde ifade etmek- bundan sakınılması gerektiğine dair ah-
duğunu iddia etmektedir. Onlara göre bu
te ve remilin doğruluğunu gösteren hiç- laki uyarılar da söz konusudur. Remil hak-
iddialarına delil gösterdikleri yukarıdaki
bir verinin bulunmadığını kaydetmekte- kında telif geleneği Türkçe yazılmış olan-
hadiste sözü edilen nebl İdrls peygamber,
dir. Ona göre ortaya remilciler çıkınca ken- lar dahil olmak üzere XX. yüzyıl başlarına
hattü'r-reml de onun mücizesidir. Taşköp­
rizade, Katib Çelebi ve Sıddlk Hasan Han, dilerine astroloji hesapları zor gelen mü- kadar devam etmiştir. Katib Çelebi ve Kan-
anılan hadisin zahiri manasından remil yo-
neccimler yıldızların ve feleklerin konu- nevcl remil hakkındaki eserlerin bir kıs­
luyla bazı bilgiler edinilebileceği aniaşılsa munu gözlemlemekten vazgeçerek onun mını zikretmiştir. Başta Süleymaniye ol-

da aslında hadiste bunun kastedilmediği ­ yerine hattü'r-remldeki hatları ve şekil­ mak üzere Türkiye kütüphanelerinde re-
ni, zira peygamberler dışında kimsenin mu- leri benimseyip bunları feleklerdeki gibi mille ilgili çok sayıda yazma eser bulun-
cize gösteremeyeceğini, "kimin hattı onun- on altı haneye ayırmış . uğurlu, uğursuz ve maktadır. Avrupa'da ise remil hakkındaki

kine uygun düşerse" ifadesinin de bunun mümteziç (karışık) biçiminde taksim et- Arapça eseriere XII-XVII. yüzyıllar arasında
imkansızlığını ortaya koyduğunu belirtmiş­
miştir. İş bu şekilde basite indirgenince rastlanmaktadır. Aragon'da İspanyol mü-
bazı kişiler bunu bir meslek haline getirip
tir. İbn Haldün da bu hadisin hattü'r-rem- tercimi Santalialı Hugh remile dair Arap-
lin meşruiyetine hiçbir şekilde delil olama- geçim vasıtası yapmış ve remilin kuralla- ça bir risalenin Latince telhisini hazırlaya­
yacağını, çünkü anlaşıldığına göre kendi-
rını ortaya koyan bazı eserler yazmışlar­ rak ilk adımı atmış. erernonalı Gerard da
dır. Toledo'da bir başka risaleyi Latince'ye ter-
sinden söz edilen neblye hat çizdiği sıra­
da vahiy geldiğini, hadiste de o kişinin hat- Remilde kehanet, remil atma sonucu el- cüme etmiştir. XVII. yüzyıldan sonra Avru-
tının vahiyle teyit edilmiş olacağından isa- de edilen on altı satır ve dört temel şekil­ pa'da remil falına olan ilgi azalmaya başla­
betli sayılacağının ifade edildiği söylenmek- den hareketle gerçekleştirilir. Remil şe­ mış ve giderek unutulmaya yüz tutmuş ­
te, ayrıca o neblnin bunu ümmetine teb- killeri aslında on altı adettir, diğer on iki tur.

555
RE MiL

Kur'an-ı Kerlm 'e göre gaybı bilmek Al- mevzu olmayan başka lafızlarla ifade et- birçoğunun remiz, lugaz ve muamma tü-
lah'a ve O'nun bildirdiği peygamberlere rnek" şeklinde telakki ettikleri anlaşılmak­ ründen olduğunu, Eflatun'un sözlerinin
mahsustur (Al-i imran 3/ 179; el-Cin 72/ tadır. Bu manada işaret kinayeyi hatırla­ çoğunda sembolik anlatırnın tercih edil-
26); dolayısıyla kes bl olarak gaybın bilin- tan bir kavram şeklinde görünüyorsa da diğini , Aristo'nun da örtülü bir dile baş­
mesi mümkün değildir. İslam dini Cahili- ondan farklıdır (bk. KİNAYE). İbn Reşll5- işa­ vurduğunu belirtir (a.g.e. , s. 137; Kraus ,
ye döneminden kalma pek çok kehanet retin bir alt kategorisi saydığı remze örnek s. 32-33, 48, 281). Aynı şekilde Hermetik
ve fal çeşidi gibi remili de yasaklamıştır. olarak şu dizeyi vermiştir ; ~~j ı:r ~ ~" külliyatta da hakim üs!Cıp semboliktir. İs­
Buna rağmen insanlardaki gaybı bilme "Jo-:>1 Jr ı:~ co ~1 ~~co 1 ~~.:ı-"' (Di- lam'ın ilk asırlarında bu eserlerin rumuz-
merakını ve istikbalde meydana gelecek yet ödedim ona koca s ının kan bedeli ola- ları tercüme, şerh ve tefsir hareketleriyle
olayları önceden öğrenme arzusunu istis- rak çakıl taş ı saymakla 1 Her saba h ya da çözülerek daha anlaşılır hale getirilmiştir.
mar eden bazı kişiler diğer fal çeşitleri gi- her akşam üstü). Burada "çakıl taşlarını Bunun yanında İbn Sina, Sühreverdl ve
bi remili de ısrarla sürdürmüş ve günü- saymak" ifadesiyle, bu eyleme sebep olan İbn 1\.ıfeyl gibi İslam filozofları soyut fel-
müze kadar gelmesine yol açmıştır. "keder ve hüzne boğulmak" anlamına rem- sefe konularını somut bir dille anlatmak
BİBLİYOGRAFYA : zedilmiştir, çünkü üzülen kişi can sıkıntı­ ve anlaşılmalarını kolaylaştırmak için ale-
İbnü'I-Eslr, en-Nihaye, ll, 47 ; Tehanevi, Keşşa{ sından bu tür eylemiere başvurur. Kuzey- gorik öykü tarzında ortaya koydukları bazı
(DahrQc). I, 874; Hattabi, Me'alimü's-sünen (nşr. batı Afrikalı belagat müellifleri de remzi eserlerinde remii üslilba başvurmuşlardır.
M. Hamid e l- Fıki). Beyrut, ts. (Darü'l-ma'rife). V, muammanın bir alt kategorisi sayar. Sek- Fiili Remiz. Bu yöntem iletişimde keli-
374; İbn Haldun. Mukaddime, ı , 426-428; Taş­
kakl ekolüne göre remiz kinayenin bir alt me ve sözlerin yerine eylem ve davranış ­
köprizade, Mifta/:ıu's-sa'ade, ı , 360; Keşfü'?-?U­
nan, ı , 912-913; Nabl. Hayriyye (n ş r. iskender kadernesi niteliğinde dalaylı anlatım türü ların bazı anlamlar telmih eden birer re-
Pala). İ stanbul 1989, s. 105-106; Sıddlk Hasan olup bir şeyi kendisini değil alakalısını zik- miz ve işaret olarak kullanılmasıdır. Özel-
Han, Ebcedü'l-' ulam, Beyrut, ts. (Darü'l-kütübi'l - rederek aniatma biçimidir. Bu çerçevede likle diplomaside ve hediyeleşmelerde ta-
ilmiyye). ll, 304; Cevad Ali, e l-Mufaşşal, VI, 783; "geniş omuzlu" (güçlü), "küçük başlı " (ku ş rafların birbirine gönderdiği nesneler bazı
Toufıc Fahd. La diuination arabe, Paris 1987 , s.
beyi n li ) ve "temiz uçkurlu" (iffetli) kinaye- anlamları simgeler. EbQ Hilal el-Askeri şu
196-204; a.mlf.. "KhaW, EP (ing.). IV, 1128-
1130; Abdülfettah et-Tühi, el-Uşül ue'l-vüşül fi leri remze örnek olarak zikredilir (Besyü- anekdota yer verir: Anberoğulları' ndan bir
'ilmi'r-reml, Bey rut 1412/1992; İlyas Çelebi, is lam ni Abdülfettah Besyün\', s. 262-263) "Gün- kişi Hanzaleoğulları'na esir düşer. Esir, Han-
Inancında Gayb Problemi, İstanbul 1996, s. 46- düzün iki ucunda ve geceye yakın saatler- zaleoğulları'nın kendi kabilesine baskın ya-
47; J. M. Greer. Earth Diuination Earth Magic: de namaz kıl" ayetinde (HQd 11 / 114) "gün-
A Practical Guide to Geomancy, Minnesota 1999, pacağını anlayınca Anberoğulları'na bir han-
s. 3-5; E. Savage-Smith, "Geomancy", The Ox- düzün iki ucu" ile öğle ve ikindi, "geceye zale (ebücehil karpuzu). içi kum dolu ve içi
ford Encyclopedia of the Modern lslamic World yakın saatler" ile de sabah, akşam ve yatsı diken dolu iki kese gönderilmesini sağlar.
(ed. ). L. Espos ito). Oxford 1995, s. 53-55; a.mlf., olmak üzere beş vakit namaza remiz ve Bunlarla kum gibi çok ve silahlı Hanzale-
"Geomancy in Islamic World", Encyciopa edia işaret edildiği belirtilir (Ahmed Matlüb, s. oğulları'nın baskın yapacağı mesajının ve-
of the History of Science, Technology and Me-
499). rildiğini anlayan kabilesi hemen yurtlarını
dicine in l'lon-Western Cultures (ed H . Seli n ).
Dordrecht 1997, s. 361-363. r.iJ Sözlü ve Yazılı Remizler. İbn Vehb el- terkederek bir katliamdan kurtulur (Kita-
ıw.ı İLYAS ÇELEBi
Katib el-Burhem adlı eserinde (s. 137- 138) bü'ş-Şma'ateyn, s. 407) . İlk defa Hlre Kralı
remzi "bilgi iletişiminde faydalanılan şifre Nu'man b. Münzir'in huzurunda Sa'd b. Ma-
dili" anlamında kullanmıştır. Bu ise mesajı lik'in asaları çarparak yaptığı hareketlerin
REMİZ
başkalarından gizlemek amacıyla sadece bazı anlamlara (bir yerin kurak veya m ürn-
(_;.}f)
konuşaola konuşulanın yahut gönderenle bit o lm ası gibi) yorumlanmış ve "kar'u'l-
Dotaylı anlatım biçimlerini gönderilenin anlayacağı şekilde kelime ve- asa" tabiri şiirlerde bu olayla bağlantılı bir
ifade eden bir terim_ ya onları oluşturacak harflerin her biri için anekdotu hatırlatan remiz-telmih şeklin­
L _j
kuşlarla diğer hayvanlar veya cansız nes- de kullanılmıştır (Ebü'l-Abbas Ahmed b .
Sözlükte remz "işaret etmek, işaret su- nelerden bir ismin belirlenmesiyle olur. Şii M uh ammed ei-Cürcan\', s. 104- 105). İbn
retiyle bir şey anlatmak; işaret , sembol, mezhebine mensup olan İbn Vehb Kur'an'- Ebü's-Serh, Kitô.bü'r-Rumi'ız adlı eserin-
nişan, üstü kapalı anlatım" manalarma ge- da İslam tarihinin büyük hadise ve inkı­ de kadim Araplar'a ait bazı davranışların
lir (Usanü 'l-'Arab, "rmz" md .; Tacü 'l-'arüs, lapları, kraliyet ve hilafetlerin süreleri ve onların batı! akldelerinin sembolik anlatı­
"rmz" md.). Kur'an'da bir yerde geçen re- çıkacak fıtneler gibi önemli olaylara işaret mı olduğunu açıklamaktadır. Kalkaşendl
miz kelimesi (Al-i imran 3/4 1) "dudak, baş eden remizlerin bulunduğunu, hurCıf-ı mu- bu türü "yazıylailgisi olmayan remizler ve
veya elle işarette bulunmak" anlamındadır kattaalarla "ve't-tln, ve'z-zeytün, ve'l-fecr" işaretler" başlığı altında ele almış , meanl
(Matürldl. ı. 300) İbn Reşll5- ei-Kayrevanl gibi yemin ifadelerinin birer remiz oldu- ve beyan ehlinin bunlara "istiare-i mekniy-
remzin gerçek manasının "anlaşılmayacak· ğunu belirtir; bu arada Hz. Ali 'nin gelece- ye" adını verdiğini, ayrJca "vahiy ve işaret"
derecede gizli söz, fısıltı" demek olduğunu ğe dair birçok şeyi bildiğini ileri sürer. İbn de denebileceğini söyleyerek diplomaside
ve "işaret" anlamının buradan doğduğunu Vehb anılan eserinde ve EbCı Hatim er-Ra- yaşanmış bir örneğe yer vermiştir ; Kastil-
söyler (el-'Umde, ı , 521 ). Remiz belagatta ziA 'lô.mü'n-nübüvve adlı kitabında ka- ya Kralı XI. Alfonso (intikamcı Alfonso) Mı­
kinaye ve işaret türü olarak kullanıldığı gibi dim filozofların, hikmetin ehil olmayan el- sır Memlük sultanı Muhammed b. Kala-
edebiyatta ima, telmih ve muamma türü lere geçmesini önlemek amacıyla söz ve vun'a içinde bir kılıç , tüfek şeklinde bir el-
çerçevesinde dalaylı anlatım ve iletişim bi- eserlerinde remiz dilini kullandıklarını , pey- bise. tabuta benzeyen bir divan olan he-
çimlerini ifade eden kapsamlı bir terimdir. gamberlerin geleneğine uyarak işarl ına­ diye paketi göndermiş ve bununla, "Seni
Gerek İbn Reşll5- gerekse Ebu Ali ei-Hati- nalar taşıyan özlü sözler ve hikmetli deyiş­ bu kılıçla öldürür, bu giysiyle kefenler ve
ml'nin, işareti "bir duygu ve düşünceyi ona ler ortaya koyduklarını. onların sözlerinden bu tabuta koyarım" demek istemiş , İbn

556

You might also like