Professional Documents
Culture Documents
N
\
SY
OSMANLI TÜRKÇESİNE GİRİŞ
ISBN 978-605-02-0114-7
Sertifika no: 10962
Say Yayınları
Ankara Cad. 22/12 • TR-34110 Sirkeci-İstanbul
Telefon: 0212 - 512 21 58 • Faks: 0212 - 512 50 80
E-posta: say@sayyayincilik.com
www.sayyayincilik.com
SUNU Ş.............................................................................................................................. 9
H A R EK E.......................................................................................................................... 27
H E C E LE R ........................................................................................................................ 30
Ü N L Ü L E R ...................................................................................................................52
Ü N SÜ Z LE R .................................................................................................................54
E K L E R ................................................................................................................................ 55
İYELİK E K L E R İ........................................................................................................ 55
HAL E K L E R İ.............................................................................................................. 58
Çoğul e k i.................................................................................................................. 62
Soru e k i .....................................................................................................................62
Küçültm e e k i............................................................................................................ 63
FİİL E K L E R İ.................................................................................................................. 65
M astar e k i....................................................................................................................65
H afif m astar.................................................................................................................65
Mastar ismi.......................................................................................................... ...
İşteşlik ek le ri...........................................................................................................
Dönüşlülük e k i........................................................................................................
Şart e k i............................................................................................................. 74
İstek ek i.............................................................................................................75
Gereklilik eki................................................................................................... 77
Emir ekleri....................................................................................................... 79
Olumsuzluk e k i...............................................................................................80
Sıfat ekleri........................................................................................................84
ZAMİRLER.................................................................................................................85
TA M LA M A ................................................................................................................ 90
ESKl ANADOLU TÜRKÇESİNE AÎT K ELİM ELER............................................91
FltL .............................................................................................................................. 99
O R TA Ç LA R ........................................................................................................100
Ç O Ğ U L .................................................................................................................... 103
TA M LA M A .......................................................................................................... 106
SIFA TLAR.................................................................................................................109
Z A M İR L E R ...............................................................................................................113
Z A R FLA R ..................................................................................................................115
Ö N E D A T L A R ....................................................................................................... 121
KELİM E TÜ R ET M E............................................................................................123
Türklerin “elsine-i selâse” (üç dil) adını verdiği Türkçe, Arapça ve Farsça
Anadolu Selçuklu Devleti’nden bu yana aynı derecede önemsenmiş, eğitim ku-
rumlarında ilim ve din dili olarak Arapçanın, yazışma ve edebiyat dili olarak
Farsçanın öğretilmesi amacıyla zaman içinde birçok gramer ve sözlükler hazır
lanmıştır. Grameri aynı olduğu halde adına yanlış olarak Osmanlıca denilen
Osmanlı Türkçesi, Eski Anadolu Türkçesi döneminin ardından yapılanmaya
başlamış, kısa bir geçiş döneminden sonra on dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısı
na kadar gelişimini sürdürmüş, yirminci yüzyılın ilk çeyreğine kadar Batı’ya
açılma hareketleriyle birlikte imlada birtakım değişikliklere uğramıştır. Yüzyıl
larca varlığını sürdüren, hem edebiyat hem bilim dili olarak gelişmeye devam
eden Osmanlı Türkçesi Farsçadan, Arapçadan binlerce kelime, sıfat, edat ve
bunların birleşik şekillerini almıştır. Şairler, edipler, yazarlar, biliminsanları ge
rektiğinde kendi ihtiyaçlarını karşılamak için Farsçada, Arapçada bulunmayan
kelimeler türetmişlerdir. H arf Devrimi’nden sonra Osmanlı Türkçesi, Farsça ve
Arapça eğitimi üniversitelerin filoloji bölümlerinde öğretilmeye devam etmiş,
günümüze kadar eğitim amaçlı ders kitapları, sözlükler hazırlanmıştır.
9
460 sayfa] adlı eserinden, M. Kanar’ın Farsça Dilbilgisi, Konuşm a, Çeviri
Tekniği, Farsça-Türkçe / Türkçe-Farsça S ö zlü k , [Say Yayınları, Lord Matba
acılık ve Kâğıtçılık, İstanbul, 2011, 1428 s., ISBN 978-605-02-0005-8, Sertifika
no: 10962.], Çözüm lü O sm anlı Türkçesi M etinleri, [Say Yayınları, Kurtiş
Matbaası, İstanbul, 2010, ISBN 978-975-468-940-2, Sertifika No. 10962, İlmî
boy (16,5x24 cm.), 604 sayfa.], O sm anlı T ürkçesi S ö zlü ğ ü , [Say Yayınları,
(16,5x24 cm.) , I. cilt (A-L), Lord M atbaacılık, İstanbul 2009, ISBN 978-975-
468-855-9 (Takım) ISBN 978-975-468-856-6 (1. cilt) 1955 s; II. cilt (M-Z)
ISBN 978-975-468-857-3, (s. 1957-4124)] kitaplarından geniş ölçüde yararla
nılmıştır.
ıı
12
mim m
e -*
nun n
û J o-
-1
vav v, o, u,
j J > >
ü
güzel h d a.
A *
he
ya y J _L L5”
1
ALFABE HARFLERİNİN İMLASI İLE İLGİLİ HUSUSLAR
§ Arap harflerinden bazıları yazılırken kendisinden sonra gelen harf ile bir
leşmez. Bu harfler şunlardan ibarettir.
dilek
zekî
uSüj renk
jA j zehir
jeng (pas)
vehim
J J
§ Uzun elif çok eskiden yan yana iki elif olarak ( ^ ) yazılıyordu. Daha sonra
eliflerden biri diğerinin üstüne yatırılarak yazılır oldu: ( ^ )
Uzun elif sadece sözcük başında bulunduğu zaman bu imlâsıyla yazılır. Orta
da veya sonda bulunduğu zaman tek elif ile yazılır. Kelimenin bağlı olduğu dil
grubuna göre “uzun a” veya “kısa a” olarak okunur.
Uzun elif kendisinden sonra gelen harfle birleşmez; ancak kendisinden önce
gelen harfle birleşebilir.
14
ay J al
W ya 13 ta
§ Uzun elif kendisi gibi soldan birleşmeyen bir harften sonra gelirse, sadece
elif olarak yazılır.
'j ra t«* da za
J' el û' en ji ez
W ba ^ ma ^ sa
§ Başta bulunan elif harfi Türkçe, Arapça, Farsça vb. hangi dil grubuna bağ
lıysa o dilin imlâsına göre okunur.
Türkçe: J er ek
Arapça: istiklâl
u# îmâ
O**' emîn
uhuvvet
ordîbehişt
îl
Türkçe bir sözcük “i” ünlüsü ile başlıyorsa “ya” ( J ) harfiyle birlikte yazılır.
15
iki inan Ji* iz
emel en
Soldan birleşebilen bir harften sonra geldiği hallerde de ayrı yazılması tercih
edilir.
P fjA şey’
ru’yâ (rüya)
§ Kimi Türkçe kelimelerin başında bulunan “ö” ünlüsü hemze ve vav harfiyle
birlikte gösterilir.
ölüm
ölüm
bez Ji bu öi ben
İki harfin arasında geldiğinde bu harfin sağ tarafındaki çıkıntı ile altındaki
nokta yazılır.
16
Sonda geldiğinde, önceki harfe kısa bir çizgi ile bağlanır.
“be” harfi ortada veya sonda iken, kendisinden önce soldan birleşmeyen harf
lerden biri varsa, başta yazıldığı şekliyle yazılır.
Sözcük sonunda bulunan be harfinden önce soldan birleşmeyen bir harf gel
mişse, be harfi tek başına yazılış şekliyle yazılır.
§ “be” harfine benzeyen ama noktalarının sayısı ve konumu farklı “pe” ( Hj*),
“te” ( ^ ), “peltek se” ( & ) harfleri sağdan ve soldan birleşebilir. Bu konuda
“be” harfi gibi yazılır, sadece noktaların yerine ve sayısına dikkat edilmelidir.
gıyâs
§ Cim harfi ( £ ) iki taraftan da birleşir. Başta ve ortada yazıldığı zaman üst
ten üçte birlik kısmı yazıya dahil edilir. Kendisinden önce gelen harf bu harfin
biraz yukarısında yazılarak harfin soldaki başlangıç ucuna bağlanır.
Ortada:
Ortada bulunan cim harfinin önünde soldan birleşmeyen harflerden biri varsa,
cim harfi sözcük başındaki yazılış şekliyle yazılır.
17
Cim harfine benzeyen üç harf daha vardır. Birinin noktası yoktur. Buna “ha”
( Ç ) denir. Diğerinin karın kısmında üç nokta vardır. Buna “çe” ( £ ) denir.
Üçüncüsünün üstünde bir nokta vardır. Buna da “hı” ( £ ) denir. Bu üç harf de
cim harfi gibi yazılır.
çan keçe aç
Kendisinden önce gelen harf, kendisi gibi soldan birleşmeyen harflerden ise
tek başına yazılır.
§ zal ( J ) harfi de dal harfinin yazılış kurallarına tabidir. Üstte bulunan tek
nokta unutulmamalıdır.
bezr nezr
18
pergel sirişk tere
Ortada:
Kendisinden önce, soldan birleşmeyen bir harf gelmişse, baştaki hali gibi ya
zılır.
19
8 “sin” ( O* ) harfi “sin” harfinin yazılış kurallarına uyar. Bu harfin sağdaki
dişlerinin üstünde bulunan üç noktası unutulmamalıdır.
J saj namat J
lût vasat
§ “zı” ( ^ * ) harfi, “ti” harfinin yazılış kurallarına tabidir. Bu harfin sağ üst ta
rafında bir noktasının olduğu unutulmamalıdır.
20
zahir zevahir ûiaIİİ zulmet
“ayn” ( £ ) harfi sonda iken kendisinden önce soldan birleşmeyen bir harf ge
liyorsa, tek başında yazıldığı gibi yazılır.
¿W ibtiyâ’ meşrû’
şer’ şenî’
§ “gayn” ( £ ) harfi “ayn” harfi gibi aynı imlâ kurallarına tabidir. Bu harfin
üstünde bir noktası olduğu unutulmamalıdır.
21
sarf L-i Lufl saf ‘- • j i havf
§ “lam” ( J ) harfi her iki taraftan birleşebilir. Kendisinden sonra e lif harfi
gelmişse, özel imlası vardır. ( V ) Bu harfe “lam e lif ’ denir.
Lam harfi iki harfin arasında geldiğinde görünüşü bakımından “e lif ’ harfiyle
karıştırılır. Elif harfinin soldan birleşmeyen harflerden olduğu unutulmamalıdır.
(kâh) [elif harfi “k e f’ harfi ve “güzel he” arasındadır ama “e lif ’ harfi
soldan birleşmediği için “güzel he” harfi tek başına yazılış şekliyle yazılmıştır.]
22
keder kimya Js ke,
Bugün Orta Anadolu ağızlarında hâlâ yaşayan ve genizden söylenen “n” ün
süzü vardır. Eski Anadolu Türkçesi döneminden beri varlığını sürdüren bu ses,
yazıda “k e f’ harfi ile gösterilir. Bazen bu harfin “k e f’ ve “g e f’ harfinden ayırt
edilmesi için “k e f’ harfinin üstüne üç nokta koyulur. ( £ , « ) “Nazal nun” da
denilen bu harfin birkaç kullanım yeri vardır. Mesela “banga” sözcüğü zamanla
“bana” şeklini almış, ancak yazıda “g” ünsüzü kalmış, bu da “k e f’ harfiyle gös
terilmiştir.
Nazal nun ikinci tekil, üçüncü tekil ve ikinci çoğul, üçüncü çoğul iyelik ekle
rinde de kullanılır.
23
§ Osmanlı Türkçesinde bazen bir kelimenin birden çok okunuş şekliyle karşı
laşmak mümkündür. Bu durumda metnin gelişine bakılmalıdır. Okuyucunun ke
lime haznesi ne kadar zengin olursa, okumada güçlükleri o kadar çabuk aşar.
§ “lam” ( d ) harfi iki taraftan da birleşebilir. Elif harfi bahsinde geçtiği üzere
lam ile elif harfleri yan yana geldiğinde farklı yazılır; buna lamelif denir: V
Lam harfi soldan birleşmeyen bir harften sonra geldiğinde tek başına yazılış
şekliyle yazılır.
Böylesi harflerden sonra lam harfinin ardından elif geliyorsa, lam ile e lif harf
leri lamelif olarak yazılır.
J V j zülâl tarla
Soldan birleşmeyen bir harften sonra geldiğinde baştaki veya sondaki yazılış
haliyle yazılır.
M bu cev sehv
“vav” harfi kendisinden önce soldan birleşmeyen bir harf gelmişse, tek başına
yazılış şekliyle yazılır.
25
Afjî nezih «*> ***
Soldan birleşmeyen bir harften sonra geldiğinde
§ “ye” ( ti ) harfi her iki taraftan birleşebilir. Başta ve ortada yazılışı “be, pe,
te, peltek se” harflerine benzer. Bu durumda iken altta iki noktasının olduğu
unutulmamalıdır. Bu harf “y” ünsüzü ile “-ı, -i, uzun i: î” ünlülerini karşılar.
Up nebî ruhânî N ef î
Kendisinden önce soldan birleşmeyen bir harf geliyorsa, ya baştaki veya tek
başına yazılış şekliyle yazılır.
26
HAREKE
Osmanlı Türkçesi ile yazı yazılırken okuma işareti olan hareke kullanılmaz.
Ancak Eski Anadolu Türkçesi dönemi (12. - 15. yüzyıllar arası) ağırlıklı olmak
üzere bazı kitaplarda hareke kullanılmış, bununla metnin doğru okunması amaç
lanmıştır.
Bir harfin “-e, -a” şeklinde okunmasını sağlamak için o harfin üstüne “fetha”
veya “üstün” denilen, yukarıdan aşağıya meyilli kısa bir çizgi koyulur.
J ka, f me, 0 ne
Bir harfin “-ı, -i” şeklinde okunmasını sağlamak için yukarıda tanımlanan çiz
gi o harfin altına koyulur. Bu işarete “esre” veya “kesre” denilir.
y , O bi, ti
Bir harfin “-o, -ö, -u, -ü” şeklinde okunmasını sağlamak için o harfin üstüne
minik bir vav harfi ( ' ) koyulur. Bu harfi “ötre” veya “zamme” denilir.
V bu, û nu
Arapça bir sözcüğün sonu “-en” şeklinde okunacaksa, o harfin üstüne, üst üste
iki fetha ( ' ) koyulur. Bu işarete “tenvin” denilir.
Arapça bir sözcüğün sonu “-in” şeklinde okunacaksa, o harfin sol altına yuka
rıdaki işaret koyulur: ,
Arapça bir sözcüğün son harfi “-un” şeklinde okunacaksa, o harfin sol üst ta
rafına “küçük ve kuyruklu vav” işareti ( ' ) koyulur.
Sözcük içindeki bir harfte durulacaksa yani o harf “-e, -a, -ı, -i, -o, -ö, -u, -ü”
şekillerinde okunmayacaksa, o harfin üstüne minik bir sıfır ( * ) koyulur. Bu işa
rete “cezm” denilir.
Kimi Arapça sözcüklerde bir harfin iki kere okunması gerekir. Bu durumlarda
o harfin üstüne “sin” harfinin üç dişli baş kısmı küçültülerek koyulur. ( ) Bu
işarete “şedde” denilir.
Arapça tamlamalarda “el” (Jl) harfi tarifinde bulunan elif harfinin üstüne sad
harfinin baş kısmı minik olarak konulur. ( ^ ) “Sıla”, “vasla” denilen bu işaret,
“tamlamayı okurken, elifi atlayarak lam harfini telaffuz edin” demektir.
27
Uygulama:
Ortada ve sonda bulunan “ye” harfleri özel okunuş şekli yoksa, “-ı, -i, î” şek
linde okunur. Bu durum “vav” harfi için de geçerlidir.
Samsûnî İstanbûlî
c K o n e v î (Konyalı) Sivâsî
%
J* merhameten
'igarazin ¿ i* bihakkin
28
Şedde işaretinin üstünde kısa bir elif işareti görülürse, bunun anlamı, o sessiz
harfi iki defa okuduktan sonra “uzun a” ünlüsünü telaffuz etmeli demektir.
“-İlâ” şeklinde okunmalıdır.
Kimi Arapça kelimelerde lam veya ye harfinin üstünde kısa elif işareti görü
lür. Bu işaret lam harfinin üstündeyse, kendisinden sonra elif harfi olmasa bile
bu harf “lâ” şeklinde okunmalıdır.
Sessiz bir harfi nasıl birden çok şekilde okumak mümkünse, bir heceyi de bir
den çok şekilde okumak mümkündür. Mesela “be” ve “nun” harflerinden oluşan
bir heceyi/kelimeyi şu şekillerde okuyabiliriz.
öi ben, bin, bun, bene, bine, bune, benne, bunne, bunnu, binni.
Bu okunuş tarzları içinde anlam veren bir sözcük çıkabilir. Nitekim bu örnek
te ben, bin (oğlu), bun (kök, dip) okunuşları anlam vermektedir. Üç anlamı olan
bu okunuşlardan anlıyoruz ki her biri tek hecelik birer kelimedir. Biri Türkçe,
biri Arapça, diğeri Türkçedir. Kelime hâzinesinin zenginliği, Farsçaya ve Arap-
çaya hâkimiyet okuma rahatlığı getirecektir.
Bundan böyle verilen örneklerin yanında o hecenin veya sözcüğün hangi dile
ait olduğunu göstermek için şu kısaltmalar kullanılacaktır:
§ Uzun elif î
VÎ âb: (F.) su. Elif harfi soldan birleşmediği için be harfi tek başına yazılır.
Y' ap; at: (T.) at; ât: (A.) Arapça dişil kurallı kelimelerin çoğul eki:
^ as; d âc: (F.) ılgın ağacı; gî aç: (T.) \ .aç. l.a çm a k > aç.
d ah; d ah;*ii ad: (T.) ad; JÎ az; j f az: (T.) az; âz: (F.) hırs;
J aj; o -i âs: (F.) değirmen; <j*l as: (T.) asmak > as; az;
J‘ aV:(T-) ° V;*1 ah- ^h: (T--F.) ah; ay: (T.) ay; (F.) ey, hey.
§ Elifharfi I
30
v' e b:(A .) baba; Cıl et: (T.) ei; ât: (A.) çoğul eki.
0*1 eş: (T.) eş; «-i» ef, if, üf; J' ak, ık, uk.
em: (T.) 1.emmek > em. 2.(EAT) ilaç; ümm: (A.) anne.
§ be harfi V
31
IJİ bî: (F.) -siz, -sız.
§ cim harfi £
J* cul: (F.) çul. celi: (A.) ulu; celle: (A.) yüce olsun,
J* cev: (F.) arpa; cû: (F.) ırmak, çay; cû: (F.) arayan; cevv: (A.) hava.
§ çe harfi £
§ ha harfi £
32
hazz: (A.) t e . Ja. hakk: (A.) 1.gerçek. l.Tanrı.
§ hı harfi £
§ dal harfi J
jA der: (F.) kapı; durr: (A.) inci. j«* doj: (F.) kale.
dem: (F.) 1.nefes. 2. an. dum: (F.) kuyruk; dem: (A.) kan.
£)* den: (T.) -den, -dan hal eki. du, dü: (F.) iki.
§ zal harfi ^
§ re harfi J
33
Jj redd: (A.) ret, geri çevirme.
¿ j ruh: (F.) yanak,
<
jm j res: (F.) ulaşan, yetişen.
jj rez: (F.) üzüm.
»j reh: (F.)yol.
JJ rû :(F .)yüz.
§ ze harfi J
1j jâ; JJ jû JJ ji
§ sin harfi O-
*** sedd: (A.) sef. J ** ser: (F.) baş; sırr: (A.) giz, sır.
i** siz: (T.) siz. J*-“ sili: (A.) verem ; seli:(A .) çekme.
(J*Jt sen: (T.) sen; sin: (EAT) mezar; sinn: (A.) 1.yaş. 2.diş.
J ** sû: (F,)yön, taraf. ¡y* sî: (F.) otuz, sı, si: (T.) ek.
§ şin harfi
J* şerr: (A.) şer, kötülük. şeş: (p.) altı; şüş: (F.) ciğer.
34
Cy- şen: (T.) şen ; şin: (F.) yi şu: (T.) şu. şev: (F.) ol.
§ sad harfi U*
§ zad harfi O*
§ tı harfi İl
§ zı harfi £
^ zâ, za; Jk zel, zil, zül; <Jb zann: (A.) sanı, zan.
§ ayn harfi e
§ gayn harfi t
te gâ; ye- gab, gıb, gub; ^ gad: (A.) yarın.
§ fe harfi ^
35
fi fem: (A.) ağız. £* (em : (A .)fen . teknoloji.
§ ka harfi <3
§ kef harfi
<j*& kes: (T.) kesmek>kes; (F.) kimse, kişi. kej: (F.) eğri.
JS kel: (F.) kel; gel: (T.) gelmek>gel; gül (F.) gül; gil (F.) balçık,
fi kem: (F.) az; (A.) kaç; gum: (F.) kayıp; kim: (EAT) ki.
^ ki: (F.) 1.ki. 2.kim. kih: (F.) küçük, kuh: (F.) dağ. keh: (F.) saman.
en (EAT) en.
§ lam harfi J
36
lem: (A.) olumsuzluk eki; (F.) dayanma.
4İ leh: (F.) ezme; (A.) leh, taraf. <¿1 lı, H: (T.) yapım eki.
§ mim harfi f
£)* men: (F.) 1.ben. 2.batman. (A.) her kim. J * mû: (F.) kıl, tüy.
4* meh: (F.) ay; mih: (F.) büyük. ıj* mey: (F.) şarap.
§ nun harfi ö
§ vav harfi J
37
§ güzel he harfi A
hem: (F.) hem ; hum: (A.) onlar. J * hu: (A.) l.o . 2 A lla h .
§ ye harfi
^ ı yâ: (F .)ya. yed: (A.) el. & yemm: (A.) den iz.
peltek se ¿1 ha zal Â
c
zı £ ayn gayn £
t
pe V Çe £
je J gef ^
39
LmÎ as-yâ> (T.) Asya
fU2t
it-mâm > itmâm (A.) tamamlama.
C ıj* l
üc-ret > ücret (A.) ücret.
40
^ a-had > ahad (A.) bir.
ah-bâr > ahbâr (A.) haberler; ih-bâr > ihbâr (A.) bildirme,
41
j\^ a \ ıs-râr (A.) ısrar.
Jİ\
e-ger> eger> eğer (F.) eğer,
VI
e-lâ (T.) ela.
42
U ll el-ma (T.) elma.
45
§ “dal” J harfi ile başlayan en az üç harfli sözcükler.
Bu harf kendinden sonra gelen harfle birleşmediği için bir sonraki harf b
veya tek yazılış şekli gibi yazılmalıdır. ^taki
J J
ve-lî (A.) ermiş.
Bu harf de dal ve zal harfleri gibi soldan birleşmez. Yazıda bu hususa dikkat
edilmelidir.
fU -ıj
res-sâm (A.) ressam.
46
§ “ze J harfi ile başlayan en az üç harfli sözcükler.
je n g (F.) pas.
M i şi-tâ (A .) kış.
47
.¿ i.y i şer-men-de (F.) utanan.
ga-zan-fer (A .) aslan.
48
Jj* ferd (A.) tek, birey.
§ “ lam ” ü harfi ile başlayan en az üç harfli sözcükler. Burada lam ile elif
harfinin birlikte yazılışına dikkat edilmelidir. “L a m e lif’in yazılışına özen
gösterilm eli.
49
levn (A.) renk.
Ö J1
’ f harfi ile başlayan en az Uç harfli sözcükler.
§ “mim’
me-ded (A .) yardım.
50
“G üzel he harfinin başta, ortada, sonda ve tek başına yazılışları farklıdır. Bu
husus dikkate alınmalıdır. Güzel he harfi hem sessiz harf olarak hem de “e” se
sini karşılam ak üzere ünlü olarak kullanılır.
Bu harf, başta ve ortada ike be, pe, te, peltek se harfleri gibi yazılır; altında iki
noktası vardır. Sözcük başında iken sessiz harftir; başta sesli harf olarak “ i” se
sini karşılam ası için e lif harfinden sonra yazılm ası gerekir.
ye-m în (A .) sağ.
f yevm (A .) gün.
ÜNLÜLER
Türkçe kelime -a ünlüsüyle başlıyorsa, genel olarak uzun e lif I harfiyle yazılır.
ayrı JÎ az
Bu ünlü ortada ve sonda ise bazen güzel he, bazen e lif harfi ile yazılır.
İJÎ ara
erdem engin
benek
^Kelim enin sone -e ünlüsüyle bitiyorsa, bu ünlü güzel he harfiyle yazıya geçiri-
^^Türkçe kelime -ı, -ı ünlüsü ile başlıyorsa e lif ve ya harfleri ile bu ünlü karşıla-
^ “ 0*1 is
52
ısı ılık
Kelime ortasında bulunan bu ünlüler yine “ya” harfi J ile yazıda gösterilir,
yazgı sarık
Türkçe kelimenin sonu -ı, -i ünlüsü ile bitiyorsa, bu ünlüler “ye” harfi ile gös
terilir.
satı katı
keçi eski
Türkçe kelime o, ö, u, ü ünlüsüyle başlıyorsa, genel olarak elif ve vav harfi ile
bu ünlüler karşılanır.
oyun ^ öteki
“ö” ünlüsü bazen hemze ve vav harfiyle bazen de elif üstünde hemze ve vav
harfiyle gösterilir.
fjb j ölüm
Aynı ünlüler kelime içindeyse, yine vav harfiyle bu ünlüler yazıya geçirilir.
kütük körük
kötürüm süngü
Aynı ünlüler kelime sonunda yer alıyorsa, yine vav harfinden faydalanılır.
kötü uyku
Sonu V ünlüsüyle biten kimi Türkçe kelimelerin sonu “ya” harfiyle yazılır.
Bunun sebebi, kelimenin Eski Anadolu Türkçesinin yadigârı olmasıdır.
53
Ü N SÜ Z L E R
§ Ünsüz harflerin yazılışında genel olarak T ürkçenin ses uyum u kuralı dikkat
alınır. Bunun sebebi birden çok “s”, ve “k ” harfinin bulunm asıdır.
çeki J A i1 öküz
JV j İ kulak ß j j i ko rk u
kork J jL -a sark
§ Türkçe sözcükler başta iki ünsüzle başlamaz. Böyle bir kelim eye rastlarsak
Türkçe değildir. Bu gibi durumlarda kelimenin başına ya sesli h arf getirilir va
ilk sessiz harf sesli okunur.
bravo
54
EKLER
İYELİK EKLERİ
§ Bu ekler mülkiyet yani sahiplik bildirir. Bu ekler sırasıyla
‘ tS j* cSJ*
-m -n -ı, -sı -m ız -m z \arı
ekleridir.
kitabım
defterim
yo lu m
gözüm
f sinem
kitabın
defterin
yolun
gözün
> uS sîneh
i, -su, -sü
şeklinde yazılır.
babası
kitabı
sînesi
defteri
k o rkusu
J ji y °lu
ütüsü
J İS * gözü
_mız, -miz, -muz, -müz, -ımız, -imiz,
§ Birinci çoğul şahıs eki
>w w babamız
defterimiz
yolum uz
> jJ s gözümüz
Kelimenin sonu “e” şeklinde okunan güzel he ile b itiy o rsa j * eki ayrı yazılır.
§ İkinci çoğul şahıs -mz, -niz, -nuz, -nüz, -iniz, -iniz, -unuz, -ünüz
babanız defteriniz
Kelimenin sonu “e” şeklinde okunan güzel he ile bitiyorsa eki ayrı yazılır.
56
W babaları
¿¿S** defterleri
iS J p J i yolları
jJ ifi gözleri
K elim enin sonu e şeklinde okunan güzel he ile bitiyorsa, bu ek ayn yazılır.
¿ (S * yerine babasını
yerine L fÜ jİ yolunu
babaları u k J ^ babalarını
udu udunu
(*■>>
kazı «W » kazını
57
HAL EK L E R İ
cennete
cennet
U ij dünya ^
j j U j lJ j J U la f j j ! a I £ j* ^ l> ^ >
Jİj * >
( j l â a j l j j <j IjuüI oJ jl
> - u t* can-a
canda ev d e
58
(jk - ' Clia. ^ ^
>><J» J Mİ O*y * 4 j t CAa> Aj 3 aJ\
6^ , 6J J ^ \ 6j \j£ j
sazı lS J İ bizi
JUsl j Oaaj j l S j j
59
4jU 3j ¿ 1 jA İS j c j L ^ j
j j U o i . 4_luÎu A lia. ¿ y j J j j l £
Cf > a n - .( o n u )
ş j * j U j Lr4Û$^u»
İsmin -i halinde bulunan bir kelim ede, k ay n aştırm a h arfi “ n ” d en ö n ceki “ye”
harfi yazılmaz.
Sonu sesli harfle biten bir kelim eden so n ra -i y a z m a k için k a y n a ş tırm a harfi
olan “y e” getirilir.
60
t S J j j j < U ,\ u S -û jl ^ . JÜ 5-I >İİL) ^
§ ile hali ayrı iken * i)\ şeklinde yazılır. Kelim eye bitiştiğinde “e lif’ ve “ye”
harfleri a t.la ra k “ le” <1 şeklinde yazılır. Şiirde geçiyorsa, vezin dikkate alınarak
okunur.
»¿İMİ ÛJ ja u ojLSu J k jS JJ
jjü ü A j u i İ j j U a 41
. ılV ı\ ^ ^
aLI j l j V j i û ^ jjj j C j 5j j j L i L i j
<1PWW b ab ad an gözden
¿p sineden Merve’den
evvelce kabaca
k ü çü k çe kartça
B ü tü n m e m lek e tle rin b in lerce evla tla rı bunu bir ibadet şekline soktular
61
§ Çoğul Eki:
j I î Jj J dîdeler
J jji gözler
jlljij! ok u llar
J jü kazlar
J iu j b ““4 kasırlar
bağlar
M* c5 J
j jjû i J ı 3 ^ Û J^ U jS
Kelimenin sonu “e” şeklinde okunan güzel he ile b itiy o rsa, ço ğ u l eki ayrı ya
zılır.
§ Soru Eki:
62
J û \jj o j U a .1
§ K üçültm e Eki:
-cık, -cuk
-ceğiz
J -cağız
kabarcık yavrucuk
öpücük kitapçık
-lık, -luk
-lik, lük
çalılık çirkinlik
63
-cil, -ÇI, -Çİ. - i “ ■-Ç° eklerinin tümü ekiyle karşılanır.
-cı, -ci, -cu. -cü, -Çh -Çİ. - i u
gözcü
arabacı
sütçü
işçi
kitapçı
kazancı
atçı uykucu
l * 3'
-lı, -li, -lu, -lü ekleri genel olarak ^ şeklinde yazılır. Bu ek Eski Anadolu
Türkçesi döneminden miras kaldığından bazı k elim elerde eski im lasına uyula
rak -lu, -lü şeklinde yazılır.
ıP A o * sürgülü tozlu
acılı A nkaralı
Eski şekli
devletlü m eh âb etlü
atûfetlü jJ l i U ** saâdetlü
Bu ekin olumsuz hali -sız, -siz, -suz, -süz daim a j* * şek lin d e y azılır,
kaygusuz acısız
-la, -le, -lan, -len, -laş, -leş, -ar, er ekleri O sm an lı T ü rk çe sin d e şu şekilde gös
terilir.
j! i jl 4 i fjfti t 4 ¿V * < 11 V
64
yoklamak J U A jjjS gö, lemek
J a r l a n m a k evlenmek
F İİL E K L E R İ
yazm a görme
§ M astar ism i -ış, -iş, -uş, -üş <J* ve c A şeklinde yazılır. Kelimenin sonu
yuvarlak ünlüyse ve soldan birleşmeyen bir harf varsa bu durumda cA* şek
linde yazılır.
gelm ek geliş
yazm ak L p jh lM * yazış
görm ek görüş
M astar ism inin edilgen şekli -ım, -im, -um, -Ilm ekleri f J 1 t f şekillerinde
yazılır.
yazım
J-O W yazm ak
derim
derm ek
65
§ Fiilden fiil yapma ekleri:
Bu ekler -dır, -dir, -dur, -dür, -tır, -tir, -tur, -tü r o lu p klasik şekliyle j J
yazılır.
yazd ırm ak
<>JW yazmak
Yeni Osmanlı Türkçesi dönem inde -dır eki şeklinde y azılm ıştır.
yazm ak cR S W yazılm ak
§ İşteşlik ekleri -ış, -iş, •-uş, -üş ıA > * i A ‘ LH şek illerin d e y azılır.
anlam ak an laşm ak
bozmak b o zu şm ak
avlamak avlanm ak
görmek görünm ek
<34* bulmak ‘
bulunm ak
66
§ Şahıs zam irlerinden gelen bildirme ekleri:
öğretm enim
öğretm ensin
öğretm eniz
öğretm ensin iz jS jt
öğretm enler
işçiyim
işçisin
işçidir
işçiyiz
işçisiniz
işçiler (j
67
§ İyelik eklerinden gelen çekim ekleri:
-dunuz, -dünüz
68
Olumlu O lum suz
görmüş görm em iş
69
görm em işiz jjS
görmüşüz
J 5U**İUj j i görm em işsiniz
görmüşsünüz
jliu jji görm em işler
görmüşler
-erim N
-arım
-ersin j
-arsın iS jjij l
-ar J -er J
-arız Jj I -eriz JJ
-arsınız jS * * j I -ersiniz
-arlar J J -erler
yaparım tJ * yapm am
yapar J jt yapm az
yaparlar j U * y ap m azlar J ‘ J j ^ i
giderim gitm em
70
gidersin gitmezsin
gideriz gitmeyiz
giderler gitmezler
kalırım k a lm a m ^ tİ
kalır kalmaz J U tt
otururum oturmam
otururuz oturmayız
oturursunuz oturmazsınız
otururlar oturmazlar
71
-yorsun IJJJ
ikinci tekil şahıs
-yor
üçüncü tekil şahıs
-yoruz JJJi
birinci çoğul şahıs
-yorsunuz
ikinci çoğul şahıs
-yorlar J jji
üçüncü çoğul şahıs
olumlu
olum suz
görüyor
g ö rm üyor
72
görüyoruz görmüyoruz
görüyorsunuz görmüyorsunuz
-cak j * -cek
-ceğim
-cağım
-çeksin
-çaksın
-cek -s*
-cak
-ceğiz
-cağız
j5U-uAa. -çeksiniz
-caksınız
-çekler
-caklar
olumlu
p * *jW
yazacağım
yazacak
yazacağız
yazacaksınız
yazacaklar
73
olumsuz
t * * “M-* f* +
yazm ayacağım
yazmayacak
yazmayacağız
j5 ^ 1 x < iA jU
yazmayacaksınız
yazmayacaklar j û a . AjjUjl*
göreceğiz j * - * 6J J * g ö rm ey eceğ iz
§ Şart eki -sa, -se bitişik halde iken 4** , ay rı h ald e iken “ ise ” 4-uyl şeklinde
yazılır.
74
-sek
olumlu olumsuz
kaçsan 4dU4*lâ
kaçm asan
§ İstek eki:
75
o
-asınız, -esiniz j * —I
J é
-alar, -eler j »
olumlu o lu m su z
yazalar j« J W y a z m a y a la r
ölumlıj o lu m su z
göre g ö rm e y e
göre,im H g ö r m e y e l i m ^
g (a ,c r ^ 6^ g ö rm e y e le r V * j jS
G e r e k li li k eki:
§
Bu ek -m a lı , -meli y L ı eklerinden
0,u?ur. Çekim sıra«
ekleri ayrı yazılır. sırasında ¿amir
Bu çekimin Osmanlı Türkçesinin tarihî seyri içinde iki ayrı biçimde daha ya
zıldığı görülür.
-malıyım
-malı
-m alıyız
-m alısınız jS~UI
-m alılar
-m eliyim
-melisin
-meli
-m eliyiz
77
-melisiniz
-meliler
t*
yazmalıyım
JL y ı t , » - jW t#1 -54
yazmalısın
yazmalı
yazmalıyız J j 4^ U jW j j W1
yazmalısınız t^ iu jb V jW
yazmamalıyım
yazmamalısın
yazmamalı
yazmamalıyız
yazmamalısınız
ya/m am alılar
78
görmelisiniz J * * * görmemelisiniz
görmeliler J görmemeliler
§ Emir ekleri:
-sun, -sün
-sunlar, -sünler
yazsın
yazın u S jL |
yazınız j* J 4
yazsınlar jk
Olumsuz:
yazma ^ jk
yazmasın
yazmayınız jw *
79
yazmasınlar
söylesin
lS-> < h j* ^
söyleyin
j £ j AAjjam
söyleyiniz
j tip jt A L y M
söylesinler
Olumsuz:
¿JJ*JLA
söylemesin
söylemeyiniz
§ Etken ortaç (sıfatfîil) eki -an, -yan, -en, -y en ek leri ûrf ‘ L) ‘ ‘ şek
linde yazılır.
yazan k an ay an ¿)LfUtİ
80
§ Edilgen ortaç eki - m * -miş, -muş> . m0ş daima ^ ^ ^
yazmış yazılmış
görmüş görülmüş
yazdığı durduğu
yaktığı koştuğu
geldiği « M * gördüğü
seçtiği söktüğü
yazılıp görülüp
Á •». \\<
yazınca gelince
susunca görünce
81
sallayınca * j 4 £ iUU o söyleyince 4 İJ> *
-alı ^ * -yalı
-eli » -yeli
kavrayalı söyleyeli
-dikçe, -dükçe -U S J
okudukça gördükçe
yazdıkta d J â J jb geldikte
yazdığında f tJ ü P J jb
okuduğunda i ûAjC-Jj â j t
geldiğinde o lK j \ \ î i
82
-madan
.meden o«** i
yaza yaza *
okuya okuya
dinleye dinleye
koşarak J j-U ji
görerek
§ -maksızın ( J Ö “ 44 -meksizin
yazmaksızın görmeksizin
83
§ Sıfat ekleri:
altıncı yedinci
onuncu üçüncü
onar üçer
altışar yedişer
en *-£! en çok
Z A M İR L E R
§ Şahıs zamirleri:
ben biz J*
sen ^ sız
l5 o Bana Bende
C A Benden
Beni Benim
r*
Seni JÜ * M Senin
L f L-
Bizi Bizim
85
Sizi Sizin
Onları u S j l i jl Onların
tiA * 1
Anları Anların
tijlî!
(S J j ( J jl > l j l - lU j U i . J ju S
Hayâl-i genc-i ruhsârınla âbâd olmaz ol dil kim / A n u n m a’mûresi derd ii belâ
ile harâb olmaz (Necati Bey) [Dert ve bela ile harap olm adıkça gönül evi yana.
ğındaki inciyi andıran ter tanelerinin hâzineleriyle âbât olm az.]
ü V jl u j i j J “> -> JL
J Ş . J ISI ¿ ¿ C . Dİj
Bâkî acûz-i dehre er olmaz zebûn olan / M erdân-ı râh-ı aşk dim ezler ana recül
(Bâkî) [Ey Bâkî, dünya denilen kocakarının elinde zebun olana yiğit demez
ler. Aşk yolunun yiğitleri onu adam dan saym az.]
§ İşaret zamirleri:
bu bunlar
şu ¿A
şunlar
0 ji onlar jlij!
86
Ona Onda
ISjt
Crfj» Ondan
Bunlara
Bunlarda
Bunlardan
s Şunlara Şunlarda
Şunlardan
» jljjt Onlara Onlarda
Onlardan
iA * Bunu Bunun
tA » “ Şunu Şunun
Bunları Bunların
Şunları Şunların
kendim
kendin *
kendisi ^
kendimiz
kendiniz
kendileri
87
Dönüşlülük zamirinin beş ayrı haldeki durumu aşağıdaki tabloda gÖsteri|mjş
tir.
-de, -da hali -den hali
-e,-a hali
K endinize K en d in izd e
Kendinizden
( M Kendini Kendinin
Kendinizi K endinizin
Kendilerini K endilerinin
evdeki seninki
üzerindeki önceki
benimki akşam ki
88
^ Bağlama zamiri ki-kim (uS , ^ ^
^ U a j \ lS J İstanbul’un evsâfı
<jJ. A u i (» ju j
[Merham etsiz güzellerden sürekli cefa çekerim . A lla h ’ım, hiçbir Müslüman
bu kafirlerin esiri olm asın.]
E S K İ AN A D O LU TÜRKÇESÎN E AİT KELİMELER
dö° " m ÇEski O sm anh T ü rk çes^ b j" teşka"deyişle'Esk" a ""^ ^ devam eden
midir- Bu dönem den kalm a sözcükler Osmanl, T ürk«stdft Türkçesi dftne-
kesilmemiş, sayıca gittikçe azalarak Osmanl, T ü r k ç e s i v m'nde birden
cesj dönem lerinde de devam ederek yirminci yüzyılın ilk ° smanİ1 Türk-
L | sürdürm üştür. Anılan dönem hakkındaki kelime v a r l- ^ ® '" 6 kadar varl'-
Türkçesi sözlüğüne veya kapsamlı Osmanlı Türkçesi J m a m ® Eskİ Anado,u
gili yaP'lan tenkitli m etin neşirlerinin sonundaki sözlüklere b a k ,r ^ İ r 314" 18 "*
Eski A nadolu T ürkçesi dönem ine ait kelimelerin bazıları aşağıda nakledile-
çektir.
( j\ ¿ ¿ c . jU VJİ ^
J±AjC.\ J jl 4^ \ ^^
Telh güftârsız olm az leb-i yâr ey âşık / Çok heves eyleme ol şerbete kim
ağuludur (F u zû lî) [Ey âşık, sevgilinin dudağı acı sözler eder. O dudak şerbeti
ne fazla h eveslenm e çünkü içinde zehir vardır.]
ansızın
AcUa j y j c i j j y o *£
Anun bigi ururdı taga tîgı / Ki tozı agıdurdı taga mîgı (Şeyhî) [Onun gibi dağa
kılıcını v urunca, çıkan toz bulutu dağın tepesine kadar yükselirdi.]
bin
dimek > d em ek
91
gün > g ° nc» ^
J) ^ <“ •> v j j j s ^
^ j j S j ü .1 - ^ j j S ü j Ş 4 S j j
■ÜJ • j U ( J j jj| j s
oJjLui T- A j^ u tC. j
Devr-i gill ird i tâze cevândur cihan yine / S a’y eyle ayş u işrete ahd-i şebâbda
(Hâkî) [Gül devri geldi, dünya yine gençleşti. G ençlik çağında dolu doluya-
şayıp eğlenmeye çalış.]
Ayufl on dördi gibi dün gece m eclisde edüft / K a n d a ahşam layastn ey meh-i
tâhAıı hu gece (Ahî) [Dün gece eğlence m eclisinde ayın on dördündeki dolu
nay hali gibi parlıyor, ışık saçıyordun. Ey parlak aya benzeyen sevgili! Bu ge
ceyi nerede geçireceksin?|
j ' * j i o -ü â ji J jj A a jİI
¿ » ¿ jj j ) j JU
92
Egerçi gök yüzinde ahter-i ferhundefer çokdur / Kam hâl i n K
rûşen güber kevkeb (Bâkî) [Gökyüzünde kutlu y.ldızlar crT! b' r
daki beni andıran, ıncı gibi parlak yıldız nerde?] ama >ana4"'-
kim >ki
^ ^ *** ^ -><>“ • -* v j j JU U j *
^ J ^ l ^ JS
Ne z«>â yârsın, y â Rab bu hüsn ü hulk ile sen kim / Erişti reng-i rüyandan
gül-i ham raya ahm erlık (Necat. Bey) [Aman Allah’ım, sen ne güzel yârsin'
Bu güzelliğinle, bu huyunla, yüzünün renginden kırmızı gül kızarır oldu.]
ol >° J j'
^ Jİ ¿M j
y A j t v-Jİ j â . aL\ %
Xi j ^ jj -u* o
Hayâl-i genc-i ruhsârm la âbâd olmaz ol dil kim / Anun ma’mûresi derd ü belâ
ile harâb olm az (N ecati Bey) [Dert ve bela ile harap olmadıkça gönül evi yana
ğındaki inciyi andıran ter tanelerinin hâzineleriyle âbât olmaz.]
ön A »»
93
Sâkivâ d e f - i melal etm eğe peym âne getü r / Ç un sıdı d ılb erü m üz ‘ahd .
peymân bu gece (A vnî) [Ey saki, k ederim izi d ağ ıtm ak için bize dolu kadeh
getir. Ç ünkü dilberim iz bu gece verdiği sözden dondu.]
-ÜjjI J)
İşkuna “kâlû, belâ çün dim işem sıdk ile / A h d ü m i sın d u rm azam , durmışam
ikrarına (N esîm î) [Senin aşkına tüm sad a k a tim le “e v e t” dem işim . Ahdimi
bozmam, sözünde dururum ben.]
son
sonra ‘ ‘ ‘
şol > o, şu
Kuddûsî bîçâre koma gayriyi dilde / Şol hâne ki âbâd, ana sultan gelir elbet
(Son Asır Türk Şairleri) [Biçare Kuddûsî, yabancıyı gönül evine sokma Ma
mur olan eve sultan gelir elbette.]
¿yİj j j £ t J j.lih
Benem ol âşık-ı şûrîde kim turm az revân eyler / D ilinden âb-ı hayvânı,
gözinden dürr-i galtânı (Bâkî) [Gönlünden ölüm süzlük suyunu, gözünden yu-
varlana yuvarlana düşen inci gibi göz yaşlarını durm adan akıtan o perişan halli
aşık benim.]
94
J 1J J j j ' j i jo iU i J U ^
jijjj _»«.
96
• »« gayn nartıyle yazılır. Bu »zel-
Sça ""lasıyla yazılırken, Türk
§ Farsçada kelimelerin büyük veya küçük harfle başlaması söz konusu de
ğildir. Kelimelerin bitişme veya ayrı yazılmasında Arap alfabesi kuralları geçer-
lidir-
A, a, â
A, a, â,e,i,u
B, b
P,P
T, t
S, s
C, c E
ç.ç E
H, h C
H, h (gırtlaktan) £
uK*
s, S
O*
Z, z
T, t
J»
Z, z
A, a, U, u, İ, • £
G, g, ö , ğ &
F, f
K, k
K, k
G ,g
L, 1
M, m f
N ,n ü
V, v, U, u, Û,
û, 0 ,o
H, h
Y, y, î, İ, î, î
E, e, A, a
î, i
U, u, 0 , o
§ Bütun fiil ç ek im leri m astarlardan elde edilen iki kök esas alınarak yao.hr
Jj J j t Aİiac. cioUa.
Böyledir âdet-i dîrînesi zâlim dehrin / Düşme fe rsu d e hayâtın gamma, derdi
ne dil; (Rubailer/Rifat) [Ey gönül, bu zalim feleğin eski alışkanlığı böyledir
hep. Şu pörsümüş hayatın derdine, tasasına düşme.]
Revâ giden Ij j
Revân giden, giderek ü 'j j
Revende giden « J jjj
J jl> J j (jjj
goften (söylem ek) > gûy (geniş zam an kökü) > gûyâ (söyleyen, konuşan)
100
Lj^Uak. J j j ^ j j j S t <-J ¿ p ib
Benem ol âşık-ı şûrîde kim turmaz revân eyler / Dilinden âb-ı hayvanı,
gözinden dürr-i g a ita n ı (Bâkî) [Gönlünden ölümsüzlük suyunu, gözünden yu-
varlana yuvarlana düşen inci gibi göz yaşlarım durmadan akıtan o perişan halli
âşık benim.]
§ Etken ortaçlardan birincisi sıfat, İkincisi ulaç yerinde kullanılır. Gerçek et
ken ortaç “ende” ekiyle türetilen şekildir.
§ Fiil m astarının sonuna liyâkat yası denilen “ya” harfi getirilerek gelecek
zaman ortacı oluşturulur. Ö rneğin:
J jl
ujuUİ CjIİÎ <1j l lÜ jIi« ojUîj
101
bu dünyada kıyamet alametlerini görmüş demektir; mübarek olsun!]
reften (gitmek) > reft + âr > gidiş, tarz.
giriftar (tutmak, yakalamak) > girift + âr > yakalama, tutma, yakalanı
ÇOĞUL
C anlar, gösteren isimlerin sonuna “ân” o l ca„s,z,an gösteren isimlerjn
-hâ" u eki getirilm ek suretiyle çoğul elde edilir Ancak h„ • u-
5 olmayıp- «°Bul eklerini" ^rb irin in yerinde kullan,İd,ğ, da olur.
^ ^ £
Gerdiş-» çarh ağlatır güldürse de / ‘Âcizândan toplanan servet gibi (Âsaf) [Fe
leğin dönmesi tıpkı düşkünlerden toplanan servet gibi bazılarını güldürse de
bazılarım ağlatır.]
İsmin sonu “e l i f ' ' ile bitiyorsa, ân ile arasına “ye” lS harfi getirilir.
Gedâ dilenci gedâyân dilenciler j U j S \&
İsmin sonu “e ” ile bitiyorsa, bu harf düşerek yerine “g ef’ harfi geçer.
Morde ölü m ordegân ölüler j*
İsmin sonu “i” <jS ile bitiyorsa, “¡yân” , V* J ile bitiyorsa, “uvân”
J j olur. Örneğin:
Îrânî Iranlı îrâniyân tranlılar
Bânû bayan bânuvân bayanlar
103
İSİMLERİN ÇEKİMİ
İsimlerin hallerini gfotermek için şu edatlar kullanılır
-i hali râ O
-e hali be
-de hali der >>
-den hal» ez
ile bâ W
kitabı kitâb râ
kitaba be kitâb
kitapta der kitâb >>
kitaptan ez kitâb j*
kitapla bâ kitâb W
f%min “-nin hali” yani iyelik eki durum u “m âl-i" , “ez ân-i” <jî ve
*ân~r kelimeleriyle elde edilir. M odem I arsçada daha çok ilk şekli kullanı
lır. Örneğin:
Ünlem durumu ya ismin sonuna “â" 1 »esini veren ünlem elifi (elif-i nidâj
getirilerek ya da ismin başında “yâ” W , “eyâ” M , “e y ” t i 1 kelimeleri
söylenerek ifade edilir.
Pâdişâh pâdşâh
Ey padişah pâdşâhâ
Ey padişah yâ pâdşâh W
Ey padişah ey pâdşâh I
104
rjduf s â k llâ âlvl **«»•<«/ f**ur ja k ıy i Jb-ı atcy fti,, / ı l ı ">*J*
^ i , ate» yakan, ateşleri harlandıran suAw „ | Yah>al Ify
Tamlamayı yazıda göstermek gerekiyorsa birinci kelim enin son harfinin sol
alt köşesine kısa ve eğik bir çizgi çizilir. Buna tam lam a kesresi (kesre-i izafet)
dıiL^al denilir.
Birinci kelimenin sonu “â” sesini veren “e lif ’ • harfi ile bitiyorsa, araya
“ya” ı£ kaynaştırma harfi koyulur. Örneğin:
Küçük çocuklar beççehâ-yi kûçek ^
Birinci kelimenin sonunda sessiz “ ha” * harfi varsa, tam lam ada sadece “i”
sesi verilir ve yazıda tamlama izâfet kesresi ile gösterilir. Ö rneğin:
Dâmâdı ile birlikte hemrâh-i dâm âdeş ( ji û U b ,&!
ü V j l û j j J J a İ j I j l o ja û JL
J a . j l£l j l J a j j ¿ ¿ c . al j ¿ ta j a
Bakî acûz-i dehre er olm az zebûn olan / M erdân-ı râ h -ı aşk dim ezler ana
recül (Bâkî) [Ey Bâkî, dünya denilen kocakarının elinde zebun olana yiğit
demezler. Aşk yolunun yiğitleri onu adam dan saym az.]
106
• VeHrnen ' n sonunda birlik veya belirsizlik ya’sı varsa, tamlama sesi
kon<a 51rasm d a belirtilm ediği gibi yazıda da herhangi bir işaret koyulmaz.
Sİ jA
Jlc. J j j
Her yerde bedîh,M_ m ücerrebdir bu / Evlâ deli dostdan ‘adüvv-i ‘âkil (Asan
[Her yerde tecrübe edilm iş ve inkâr edilemez bir gerçektir bu. Ak,İh düşman
deli dosttan yeğdir.]
Birinci kelim enin sonunda sessiz okunan “vav” harfi varsa, tamlama “i” se
siyle ifade edilir. Y azıda tam lam a izafet kesresi ile gösterilir. Örneğin:
Gâv-i û onun boğası j l ,j l Î
Birinci kelim enin sonunda “u” şeklinde okunan “vav” harfi varsa, izafet “yi”
sesiyle telaffuz edilir; yazıda izafet y a’sı ile gösterilir. Örneğin:
Emû-yi m en çeşm pizişk est Amcam göz doktorudur.
CjjüJİ u i L i j j (j-û (_5j-ac.
1j j j ^ j a u l ^1 j 4 ji jjû jjİ
Mademki şarâbın adû-vi dîn olduğunu öğrendim, vallahi içerim. Zîrâ düşma
nın kanı helâldir. (R u b ailer)
Birinci kelim enin sonunda sessiz okunan “ya” harfi varsa, tamlama “i” sesiy
le ifade edilir. Ö rneğin:
107
Bazen tamlamalarda ikiden çok kelime bulunur. Böyle tam lam alara “zl„cir.
le m e tamlama" “tetâbu’-i b U T ^ U .1 ^ S i ad. verilir. Örneğin:
Sedâ-yi yeknevâht-i motor-i otomobil
otomobil motorunun tekdüze sesi jy j*
J £ c_i j jA j £ c j]
ö ‘ jau
Rahın eyle âb-ı dîde-i gevhernisâre gel / Em vâc-i bahr-i eşkümi seyr jt)
kenâre gel (Bâkî) [M erhamet et, inci gibi yaşlar döken gözlerim e gel. Gözyaş|a’
rımdan oluşan denizin dalgalarını gör de sahile çıkm aya bak.]
* Ü J? ^ 4 )'
Zulmet-i çeşme-i H ızr oldı sevâd-ı çeşm im / Eyledin âb-ı hayât-ı suhanı çün
icra (Şeyhülislâm E s’ad) [Sen sözün hayat suyunu ak ıtm ay a başladın ya bir ke
re, artık gözbebeklerim in karalığı H ızır’ın bulduğu ölü m sü zlü k pınarının karan
lığına benzedi.]
Haşredek âb-ı hayât-ı suhan-ı bâkîdir / A ndırıp zinde kılan nâm -ı Süleymân
H ân’ı ( N e f î) [Süleym an H a n ’ın adını k ıyam ete k ad ar an d ırıp yaşatacak olan,
B âkî’nin sözündeki ölüm süzlük suyudur.]
Bu zincirlem e tanılam a dört k elim eden o lu şm ak tad ır. Ç ev iriy e sondan başa
doğru hareket edilerek başlanm alıdır. B a k i’nin sö zü n ü n hayat suyu > Baki'nin
sözündeki hayat sözü.
108
SIFATLAR
Farsçada altı çeşit sıfat vardır:
a) Karşılaştırma Sıfatlan:
İKİ derece halinde yapılır. Birinci derecede kelim,! •
nerek “daha” , ikine, derecede “ter” in” eklenerek “en” ! ^ " 8 ekl«-
ön,eğin: anlamlar, kazandı,,!,,.
Bozorg büyük
Bozorgter daha büyük J& jj _j ^
İkinci derece üstünlükte ikinci kelime çoğul halde ise, iki kelime tamlama
(izafet) ile birbirine bağlanır. Örneğin:
Porcem’iy y etterîn -i şehrhâ-yi Turkiyye İstanbul est.
Türkiye’nin en kalabalık şehri İstanbul’dur.
J jû Ü J û j u JJ
b) Sayı Sıfatları
l ’den 10’a k ad ar
1 bir y ek \
2 iki do t
3 üç se Ajuü r
4 dört ç eh âr t
5 0
beş penc &
> >İ
lj AU *\
6 altı şeş
7 yedi ı ** V
heft
8 C-UİA A
sekiz heşt
109
9 dokuz noh ^
10 on deh
14 on dört çehârdeh
pânzdeh » jjiU )o
15 on beş
16 on altı şânzdeh < n
19 on dokuz nûzdeh n
30 otuz sî er“ r.
40 kırk çihil t.
50 elli pencâh 0»
60 altmış şest n.
70 yetmiş heftâd v.
80 seksen heştâd ûH İ a A *
90 doksan neved
110
600 altı yüz şişsed ^ | 1)|*| 1. •
700 yedi yüz heftsed
V. .
800 sekiz yüz heştsed -l'lnıftı A *.
900 dokuz yüz nuhsed
.
1.000 bin hezâr
J >
10.000 on bin deh hezâr >*.
100.000 yüz bin sed hezâr
ı.ooo.ooo milyon milyun Ü J^
1. 000. 000.000 milyar milyard
Altıncı • . Aw
(_JA *Lu*)
şeşom în
111
sedomîn sâl-i tevellud-i Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal A tatürk’ün doğumunun yüzüncü yılı
e) Kesir Sayılan:
Bölen önce, bölünen sonra getirilir. Örneğin:
Dörtte bir 1/4 ç eh â ry e k ^
Bölünen birden fazla ise, önce bölünen sonra bölen getirilir ve araya “ez”
edat, koyulur. Örneğin:
0 İşaret sıfatları
Yakın için “ in” (bu, şu) <jJİ , uzak için “an ” (o) J sözcükleri kullanılır.
Çoğullar, “ inhâ” (bunlar, şunlar) ve “ânân, an h â” (onlar) M şeklinde
kullanılır.
112
ZA M İR LER
pimlerin yerine kullan,lan zamirlerin Farsçada su sekili. •
a) Ayr, Şahıs Zam irleri: ^ şu şek.llen vard.r:
ben men
sen to y
0 û, vey
mâ u
biz
şom â LajoI
siz
onlar îşân
“men” ı > v e “to” y , “ra” t j çekim ekini ald.ğ, vakit “merâ” (bana beni
benim) (bazen günlük konuşmada menü j m ) ve torâ (sana, seni, senin)
Ijj haline gelirler.
bu,şu in â i1
o ân d
°nlar anhâ M
113
d) Müşterek zamirler
Aynı anlamda kullanılan üç türlü müşterek zam ir vardır. Her üçü de anlanı
pekiştirme amacıyla kullanılır.
Kendi, kendisi, bizzat hod
e) Soru zamirleri
canlılar için kim ki
cansızlar için ne çi Aa<
0 Bağlama zamirleri
canlılar için ki o
cansızlar için ki o şey
114
zarflar
a) Zaman Z arflan
ansızın nâgehân
asla hergiz
birdenbire nâgehân
bugün imrûz
çabuk zûd
derhal bîdireng
derhal fovren
devamlı peyveste A i^
erken zûd
hemen fovren
115
hiçbir zaman hîçgâh -v.lA
«-
hiçbir zaman hîçvakt d ii
ne vakit çivakt
ne zaman çi hengâm
ne zaman hergâh
ne zaman hervakt C İj j A
ne zaman key
o zaman angâh ûl5oi
yarın ferdâ bJ
yine bâz
b) Yer Zarflan
altına taht-i C iau
altında taht-i C ıa J
altında zîr-i J ij
alttaki zîrîn Ü İJ ij
arkasında pes-i
aşağıdaki zîrîn Ü iJ ij
aşağısında zîr-i J ij
aşağıya pâyîn
baştan beşe serâser
burada incâ U jjl
116
incâ 1x1)1
burası
bîrûn
dış*1-1
dışarıda bîrûn Ü J J£
dışarısı bîrûn Ü J J£
dışında hâric-i £ >
her nerede hercâ U jA
neresi çicâyî
içeri derûn
nerede hercâ la .j A
nerede kocâ
neresi kocâ
oracıkta hemancâ Ia il
orada ancâ M
orası ancâ M
orası hemancâ \ > \\ *A
üstünde bâlâ-yi
üzerinde bâlâ-yi (jV b
yakında nezdîk
yanında pîş-i
c) Hal Zarflan
ardarda peyâpey
boş tohî İS *
gülerek hendân JİJââ.
temiz pâk «c
tümüyle kâm ilen
d) Miktar Zarflan
az çok kemâbîş ^j ÎojLûS
az endek u itfl
bazısı berhî
biraz endekî
biraz kemî
birçok besî
bol ferâvân jljljâ
bu kadar çendin
bunca çendin
cüzî co z’î
çok ferâvân
o kadar çendan
öbek öbek gurûh gurûh ı 6j j £ 6J J ^
pek çok bisyâr jLwU
tüm üyle bekullî JS o
118
yaklaş* 0,arak takiben
e) Sayı Zarfları
birinci nohost
birincisi evvelen V jl
ikinci dovvom
ilk nohost
f) Sebep Z arflan
çünkü zîrâ !j O
için be cihet-i
nedeniyle be cihet-i
şu halde pes
g) İşaret Z a rfla n
işte înek 1
0 hem an ¿)U a
öyle h em an to v r j jJajLoA
h) Soru Z a rfla n
hangi kodâm fi*
kaç tane çend tâ Li -lia.
ne kadar çikadr
l W ll\ 4 «V 1
ne sebeple be çi sebeb < •
ne vakit çi vakt d ıâ j 4a
ne zaman çi hengâm
ne zaman key «S
neden be çi sebeb
neden berâyi çi
neden berây-i çi
nerede kocâ US
neresi çi câyî
niçin berâyi çi
niçin çerâ L*
niçin vâse-yi çi ç. <JU)İJ
120
ÖNEDATLAR
önedat veya önedat gibi kullanılan sözcüklerin
belli başlıları şunlardır:
-den ez
-den dolayı ez j»
bâ U
İle
Erek bâ U
Birlikte bâ u
Üzerine ber
Üzerinde ber Ji
-e be t l_j
be Aj t
-a
-sız bî tr?
-meden bî
-e kadar tâ ti
-den başka co z >
Dışında co z >
Hakkında derbâre-i
Üzerinde bâlâ-yi
İçin behâtir-i j L Iâ j
İçin behr-i
-den başka b eg ay r ez j 1
£ gû: geniş zam an kökü, emir, hafif mastar: söyle, söyleyen, soy-
leme.
123
-â 1 Sonek Sıfat ve isim tü retir g erm â: sıcaklık
je rfa : derinlik.
-â 1 O rtaek Z a rf y ap ar d e m â d em : her an
rû h ân : ruh gibi.
şâd ân : sevinçli
ferzân e: akıllıca;
b ilg in .
124
ü Ö nek Sıfat yapar
bâvekâr: ağırbaşlı
-ban Sonek Koruyuculuk, faillik.
Meslek bildiren keli bâgbân: bahçıvan
me türetir.
merzbân: hudut
muhafızı
be V O rtaek Z a rf yapar
dembedem: her an
bermurâd:
muradında olan, mutlu.
125
- j ^ T i S T v e z a r f tu re- d e rd e st: elde,
der Ö nek
tir m evcut
J L x j J d e rh â l: hemen.
d â m e n e: etek gibi,
d a ğ e te ğ i, y am aç, yöre.
126
-gâh » ıl Sonek Y er ve zaman bildiren ibâdetgâh:
kelim eler türetir ibadet yeri
sehergâh: seher
vakti.
hemşehri:
hemşeri, aynı şehirli
127
-îçe Sonek K üçültm e b ild iren k e d erîçe: küçük ka
* *
lime tü retir pı, p e n ce re .
sîm în : gümüşten,
g ü m ü ş g ib i.
-istân ¿jtluı Sonek Y er ve zam an b ild iren ¿ jllu ılS g ü listâ n : gül
k elim eler tü re tir b a h ç e s i, ç iç ek bahçesi
¿)LLuılA&j J
tü rk m e n is ta n : Türkm en
y e ri
128
-mân O l* S o n ek Y er ve nispet bildiren ¿ U i l i hânmân >
kelim e türetir, sıfat hânümân: ev bark
y ap ar
şâdmân: sevinçli
129
-taş o îü Sonek Türkçe ektir, isim tü ( j i l j A a I j L hâcetaş: kapı
retir yo ld a şı
JJ-O -A m o zd û r >
m üzdür: ücretli çalışan
-vâr j 'j
Sonek Sıfat ve isim tü retir; üm îdvâr: umutlu
benzetm e y ap ar
J İ M J i perîvâr: peri gibi,
-ver jj
Sonek Sıfat ve isim tü retir jjj* hünerver: hünerli
dânişver: bilgili
j t u İ t j A hûşyâr: akıllı
130
-â: orta eki; z a rf ve sıfat yapar.
4JuijC.Î £ jâ £ jâ (J jİaİÎ
j (jL»lUa (__y—uA
Yükselip akvâm ı alm ış fevc fevc âgûşuna / Hepsi dalmış vahdetin âheng-i
cûşâcûşuna (S afah at) [Y ükselip kavimleri bölük bölük kucağına almış. Hepsi
birliğin coşku dolu ahengine dalmış.]
cûşîden (coşm ak) > cûş (coşku) cûş + â + cûş > coşkulu, coşku dolu.
J L5~* 0J J i
j £ b j j ISoj
j e'
-e: sonek.
^ Ua.1 ^ c5^
131
Avnî Paşa eyledi ihya şu a ’lâ çeşmeyi / Gel H üseyin aşkıyla iç bu çeşmeden
âb-ı safa (Ruşen Eşref) [Avni Paşa şu güzel çeşm eyi yaptırdı. Gel, Hz. Hüse
yin aşkına bu çeşmeden huzur veren su iç.]
Aa j Î j A tİJâjâ j&oi!
dİ AuL^aj l..illin
Leşker-i fürkat şebîhûn eyler iken her gece / Tâlib olur vuslata âh-ı
sehergâhım benim (Necati Bey) [Ayrılık ordusu her gece bana baskın yapar
ken, seher vakti ah çekişlerim vuslat talebinde bulunur.]
ö-İAİlc- .Lalla Ij j^ j
a K j v „ ı ol AaA J J
Aceb mi Zâtiyâ rengin olursa şâhid-i nazm un / B elâg at kasrına çıkdı fesâhat
nerdibânından (Zâtî) [Ey Zâtı, senin şiir güzelin ren k li k ıy afetler giyerse buna
şaşılır mı hiç? Çünkü fesahat m erdiveninden b elag at kasrın a çıkm ıştır.]
«i d ü lc . ALjj
Böyledir âdet-i dîrînesi zâlim dehrin / D üşm e fersû d e hayâtın gamına, derdi
ne dil; (Rubailer/Rifat) [Ey gönül, bu zalim feleğin eski alışkanlığı böyledir
hep. Şu pörsümüş hayatın derdine, tasasına düşm e.]
132
ger: son ek. M eslek bildiren kelimeler türetir.
îşün altun ider kâr-ı m ahabbet rûy-i zerd ile / Hezâr ahsent ey Bâkî bu gün
fennünde z e rg e rsin (Bâkî) [Sevgi işi sararmış bir yüz ile işini altına çevirir.
Aferin sana B âkî, bugün sanatında usta bir kuyumcusun!]
^ ¿ J j) j 4 ju L f tilâ 4 ] & - « £ j û J J U Jİ
Âb-ı rû dökm ekle kâim se cihânda varlığım / Öldür Allahım beni, nâm erde
muhtâc eylem e (E bedî Âbideler) [Dünyadaki varlığım yüzsuyumu dökerek
mümkün olacaksa, A llah ’ım al canımı, namerde muhtaç etme.]
¿U co jİS jS ^ j j j ^ j^ ıL
Yerde kaldı kanlı yaşım gibi âh-ı d e rd n â k / Yıldızım yok mu aceb göklerde
Allâhım benim (N ecati B ey) [Dertli ah çekişlerim kanlı yaşım gibi yerlerde
sürünüyor. A llah ım , acaba benim göklerde hiç yıldızım yok mu? Hiç talih yü
züme g ülm ey ecek mi?]
vâr: gibi.
J j j j ^ j S ftUi <_$1
j j Cj ^ \J f]\c.
133
veş: son ek; gibi anlamı katar.
^İc-U a j l İ JüJU Ju j i
j l c - l j ûUju) ( j i j (jJuüUc
Bir medd-i medîd karşı dağlar / A b b â sîv e ş siy â h b a ğ la r (Â saf) [Karşıda uza
dıkça uzayan sıradağlar siyah g ö rü n ü m leriy le b ir siy ah k ö ley i andırıyor.]
lS & j * j u c , \j * d jl jİS
^ j U c . 4j1 j2 k j*a
Arapça, Farsça, Türkçe bir ismin, sıfatın so n u n a F a rsç a b ir fiilin geniş zaman
kökü gelirse, yeni kelime türetilm iş olur.
f 4j ûj a j c * ç.
^yjai A jjjî t 4
Aİjjjuj İJİ £ J*.
Mu’cize: Arapça bir isimdir. Gûy kelim esi g o ften fiilin in geniş zaman kökü
dür ve faillik anlamını taşır. Bu durum da, Tûtî-i m u ’c iz e g û y : m ucizeler söyleyen
papağan anlamına gelir.
jj j u i ¿jÎİjÎ c-jÎ UaLo j J j l
134
Odur sâkiy â âb-ı âteşsûz / Odur sâkiyâ âb-ı âteşefrûz (Taşlıcalı Yahya) (Ey
saki, ateş yakan, ateşleri harlandıran sudur o.]
Âteşsûz kelim esi Farsça birleşik kelime olup bir isim, bir fiil kökünden türe
miştir: sûhten yak m ak dem ektir. Geniş zaman kökü süz, hem yakma, yakış hem
de yakan, yanan anlam larına göre. Bu durumda âb-ı âteşsûz tamlaması ateş ya
kan su, ateş çıkaran su anlam ına gelir.
Âteşefrûz kelim esi de aynı şekilde türetilmiştir. Efrûhten fiili parlatmak, alev
lendirmek, harlan d ırm ak anlam ına gelir. Fiilin kökü efrûz hafif mastar olduğun
dun alevlendirm e, alevlendiren anlamını da taşır. İki kelimeyi birleştirirsek ateşi
parlatan, ateşi harlandıran, ateşi yalımlandıran anlamları çıkar. Böyle bir teknik
bilgi sayesinde sözlüğe daha az bağımlı oluruz.
Farsçada k elim e türetm e yöntemlerinden biri de iki ismin veya bir sıfat ile bir
ismin yan yan a g elerek yeni bir kelime oluşturmasıdır.
( J J İA , ¡j JlL U n a * C Jİ J J İ J İ J*
(jliâ-uı o JÛ Aj ^yıij
Fürkatünde ey m eh-i horşîdçihre şem ’veş / Başuma odlar yakar her şeb bu âh-
ı âteşîn (Z âtî) [Ey güneş gibi parlak, mehtap yüzlü sevgilim! Senden ayrı iken
bu ateşli ah çek işlerim tıpkı mum gibi başıma her gece ateş düşürür.]
Horşîdçihre, iki isim den m eydana gelen bir birleşik kelimedir. Horşîd (güneş)
+ çihre (yüz) gü n eş yüzlü, güneş gibi parlak yüzlü sevgili.
Pâkîze “te m iz ” anlam ına gelen bir sıfattır. Suhan “söz” anlamına gelen bir
isimdir. B ir sıfat ile bir isim yan yana gelerek “temiz sözlü” anlamında kelime
türetilmiştir.
JJ j j i j i A a liljl iS y * -
135
Besmeleyle nûş eden âb-ı ş i fabafışâsını / Ömrü oldukça olur envâ-ı illetden
beri (Ruşen Eşref) (Buranın şifalı suyunu b esm ele çekip içen ömür boyunca
her türlü hastalıktan uza k kaiır.J
Şifabahşâ: Şifa Arapça bir isimdir. Bahşâ, Farsça bahşîden (bağışlamak) fıi-
linden elde edilen bir etken ortaçtır; “bağışlayan, veren” anlamına gelir. Bir
Arapça isim ve bir Farsça sıfattan meydana gelen bu birleşik kelimenin karşılığı
“şifa veren” olacaktır.
Farsçada fiil köklerinden çok sayıda kelim e türetildiğinden belli başlı Farsça
mastarların geniş zam an kökleri aşağıda verilecektir.
âz J âhten Cfd
âzâr JJ âz u rd en
âşâm |»Lu»î â ş â m îd e n
âşûb <—
J^JUüİ â ş u fte n JSİİI
âken âkenden
136
âlâ, âlây
âlûden
âmâr Lpjfl
jU
âmârîden
â, ây CPjjU
isU]
âmeden
âmurz âı*î
jj-aî
âmurzîden
âmûz
âmuhten u^>*İ
âmîz
amıhten
âr, âver J j' ‘ J
âverden lP j j Î
âvîz
âvîhten UÎÂjjî
âhîz > î
âhîhten jiâjAÎ
erz j j
erzîden L P âjJ
u ft Cíál
uftâden (jjUsl
efrâz Jljs l
efrâhten
efrâz jl j â l
efrâşten j ü l jâl
efsur efsurden
137
efkenden
e fk e n
jU il enbâşten LtóUil
enbâr
jU l endâhten ÂİAi!
endâz
jy sı endûhten ÄjAil
endûz
(ibât endûden LPjAi!
endây
j£ jl engârden LPjHil
engâr
engîz j^ jl engîhten
L_J
138
beraz
J ’j i
beraziden
berhiz JJ
^ h a s te n u***U, jj
berhor JJ^ JJ
berhorden
berdar jb jj
^ J
h ^ te n U ^ b JJ
ber
JJ
borden
bergerd O ^Ji
^ J i
berge§ten 6 1 ^ jj
bor j5
horiden LP ijJ
bend
besten (JImU
bend
bendiden ¿paOu
bu, ba§ ^b t jj
buden
bus
busiden (jilulJJ
buy
buyiden
UJ
<
pas 0»b
pasiden (j^Jduib
palay c iV b
palayiden j^ V b
palay c iV b
paluden ¿P jlb
pez pohten
139
pezîruften
pezîr
perdâz perdâhten
COU.JJ perestîden
perest
perhîz perhîhten
pûşân jU j j pûşânden
pîç pîçîden ¿W
«
pîrâ, pîrây ¿¿Ijjj t Ijjj pîrâsten
140
peymâ, peymây 1 ‘ Ujj
^
Peymûden lP>wj
peyvend
peyvesten O^ jjj
Cj
tâbân
tâbânden ı>üUj
tâb
tâbîden
tâz j» tâhten jÜ-lj
tâb vü
tâften jjàlj
tepân Jm
tepânden
tep u<i
tepîden
terâş jjiıljj terâşîden
tersân jluiJj tersânden ¿pjljutjJ
te f «_kj teftîden
ten ü3 tenîden
tûz jy tûhten
ceh cesten
ceng cengîden
cev » cevîden
cehân cehânden
ceh cehîden Û -^
çâp «-■U
<< çâpîden û^U
çep çepîden lP ^
çerhân çerhânden
c
hây tiU hâîden jjjjU
142
hîz
hasten üi-U.
herâş
herâşîden
hurâm
hurâmîden u^.1j i
hurûş
hıırûşîden
har
harîden
haz
hazîden tPijâ.
hosb
hosbîden LPif-Â
hâb
hoften jjÂâ.
hand •İÜ.
handîden
hâb CJİj Â
hâbîden
hâh
hâsten
hân ü'>> hânden
hor
horden
dâr dâşten
dırahş dırahşîden
143
direv ^ durüde"
direv ^ d irevíd en ^
dozd dozdíden
düz dühten
resán ü^ j resánden
nşten U Ü jj
o»
sâ, sây (_ ^L u ı i L u ı
sâîden L p jjlu l
sitân ( jU x jü
sitânden ¿ p jllu ı
sitân ( jlly g
siteden
L>*
şikâf l—
il şikâften
şigif şigiften
şinev şunûden
şınev jiuı
Şenîden
i
gor >
gorîden
galtân jUlc.
galtânden Ô&ÙL
galt Cılc.
galtîden jlúic.
gunuv
günüden
v-i
fesur fesurden
fıken fıkenden
147
kästen (jiuilS
kâh
kâr kişten
ken kenden
kûb küften
<j£
gudâz j* gudâhten
g îr giriften
gurîz gurîhten  İ
girev girevîden
lerz
lerzîden
lîs
lişten
leh lehîden
lîz lîzîden
m îr murden
m ek cJLa mekîden
149
ù
jUü nişâsten
nişân
jUÎJ nişânden
nişân
nişesten lA*4*İİ
nişîn
nigâşten
nigâr
Jú nigerîsten
niger
(jUû í L»j numûden
numâ, numây
nevâz nevâhten
neverd neverdîden
neverd neveşten
nih -ü nihâden
nihuft nihuften
150
herâs ^ j*
hil J»
lS
yâr jU
yâz jU
yâb ujU
yâften
Farsça « I köklerinin kelime çözümü işleminde kolay bulunması için bu kök
Jaşağıda Türkçe okunuşlarına gore alfabetik sırada verilmiştir:
â,ây 3T1
âmeden
âcîn âcîden
"âferîn ü u i* âferîden
âken âkenden
âmîz âmîhten
151
---------- 3 J T X âverden (JJj j Î
âr, âver
_ r
(JİJİ t Ijl ârâsten <jU j]
ârâ, ârây
Hj 1 ârâm îden
ârâm
ârem îden
ârâm
^Luıl t Luıl âsûden
âsâ, âsây
âşuften (jíiwí
âşûb
âz jl âhten 0¡Ül
bâz
b âh ten <jSâ.b
bâz
jV? b âzîd en
152
153
costen
cû, cûy
— --------- ula. çapıuen
çâp
çeKanaen
çekân
ı_ıa. çepîden
çep
çerhânden
çerhân
(J-? çeşîden
çeş
û& çîden
çîn
Jb dâşten
dâr
dih »J d âd en
direv du rû d en
direv d irev îd en
dozd J ji d o z d îd en Ù W jî
efken U^i! e fk en d en
154
efVâhtüT'
O&l jil
efrâz STS'
c ftiş te îT " "
û ü 'jil
efrûz jjj* '
efrûhten
OÜ.JJİI
efsur jm Sİ
efïùrdèi '
¿>-»1
efşâr jLiil
efşârden CPjUil
jLisI
efşurden
^ jâ T é S â y ti»JM i 1jsl
efzûden CPjjil
enbâr jU l
enbârden tP JUl
enbâr jUl
enbâşten (jülûl
endâz jlül
endâhten (ß»Sü\
fehm fehmîden üW
155
---------------------- JJÀ feşârden èPjU i
feşâr
^ I ji t ıjı fezûden û f jjs
fezâ, fezây
j Ssj fıkenden ûoi&j
fıken
c-jjjs fırîften ù ^ jâ
fırîb
— fıristâden ji
fırist
(jîjjâ furûhten
ftırûş
jjjâ fuzûden ¿p jjâ
fiızûn
galtîden
galt
jljlc. galtânden
galtân
gerd J geşten
jj S giriften
gîr
gudâz gudâhten
gusîl g usîhten
guşâ, guşây
: ,jLî^ 4 Li£ g u şâd en ¿yL&
156
guşûden
guzar
ëùzârden
guzâr
guzâşten
öü Iä
guzer
guzeşten
hâb
hoñen
Ä
hâb
hâbîden CPü'ji.
hâh
hâsten (jİMİ^İ
hân ù 'j i hânden
hand iii,
handîden ijAUil
har > handen
hil hişten
hosb hosbîden
157
---------- ----------.ıs kâsten Ûİ-.IS
kâh
--------- - kâşten (jltllS
kâr
--------- JK kişten ¿>LİS
kâr
kâv
-------------- 7 T kâvîden LPijlS
ü* kenden
ken
küften
kûb
û* kerden lP j S
kun
cPS kuşten j LİS
kuş
leh lehîden
lerz j j lerzîden
lîs L lişten
lîz lîzîden
mek m ekîden
mîr J ** m urden
neverd neverdîden
158
niger
nîgeristerT' '
nih
nihâden
£
nihuften
ú5h ¿
nişân (jLûü
n»Şâsten CA-Lii
nişân
nişânden 6^-ii
nişin nişesten
tiUi i Ui
numûden CP>«i|
nuvîs O-Jji
nuvışten Jİ
pahş (_K ^ı
pahşîden )
pâlây pâlûden
pâlây liVU
pâlâyîden
pây pâyîden
159
c&Já peri§iden
peri§
JJJi perverden
perver
pesendiden
pesend
^LíOJ t L-aJJ peym üden
peymá, peymáy
Jjjjü peyvesten
peyvend
Ji pohten
pez
p?9 W p i 9 iden
pi9án (jla-u p i 9 án d en
püs p ü sid en
pü§ pü§iden
pü§án pü§ánden
reh 6J re sten
rem rem id en
resán jL -J resán d en
rev
JJ reften
160
161
jjS şoden ¿¿i
şev
şıgıften
şigif
«_ şıkatten
şikâf
şiken
şikesten (jiuÂj;
şikuf
■ ** şikuften Cß&jl
şinâhten
şinâs
şunûden
şinev
şinev şenîden
te f UİJ teftîd en
tekân te k ân d en
tepân j¿jb5
te p ân d en
162
'ter⪠olljj
terâşîdiii
terkân
terkinden Zü s J
ters O jj
tersîden
tersan iJ—JJ
tersânden
turş t»
turşîden
tuvân Ù»JJ
tuvânisten ¿)iuül jj
tûz tûhten ûîijS
uft Oil
uftâden Ûİ j İI
vâdâr JU j
vâdâşten j
vâdîh ftjlj
vâdâden Cpblj
yâr yâresten jİ - jb
yâz yâzîden
zî Lij zîsten jİ - ij
163
OSMANLI TÜRKÇESİNDE ARAPÇANIN VARLIĞI
§ Arapçada asıl isimler duyularak öğrenilir. Ancak belirli bir kalıba bağlı olan
isimler, türemiş isimler ve sıfatlar vezin denilen kalıplara yerleştirilerek elde
edilir. Birbiriyle ilgili kalıplar da bâb denilen kalıp gruplarında bulunur.
kitâb kütüb
mektûb kâtib
kelimelerine dikkat edildiğinde her birinde aynı sessiz harflerin ortak varlığı gö
rülür. Bu harfler kef ‘-S , te ^ , be V harfleridir. Üstelik bu harflerin sırası da
değişmemiştir. Buradan, yukarıdaki isimlerin ketebe (yazdı) adlı bir kay
naktan çıktığı anlaşılmaktadır.
§ Arapçada birçok isim ve sıfat genel olarak üç (nadiren dört, beş) kök harfin
den oluşan fiillerle türetilir. Kök fiil, -di’li geçmiş zamanın üçüncü tekil şahıs
çekimidir. Klasik Arapça sözcükler mastar yerine, fiilin -di’li geçmiş zaman
üçüncü tekil şahıs şekline göre maddelendirilir. Oysa Türkçe sözlüklerde mas
tarlar sözlük maddesi olur.
tJ > tJ fe
164
kelimesinde de fe, ha, re J t . ^ teme' harfleri vardır, fakat ıV*
iftihar bir kalıpta yazılmıştır. Bu kelimenin kalıbım tespit etmek
^ J ua\ıbtnda^
oWİA" A v r kelimesinin harflerini harekeleriyle ayrı ayrı yazalım.
i t 9 * !
¡1 t ? a '
J & J
Kahphartflerini ait oldukları yerdeki harflerle deriştirelim.
t ı i * * !
Jüuil ifti’âl
Böylelikle iftihâr kelimesinin belirli bir kurala göre ve ifti’âl kalıbında türe
tilm iş olduğunu bulabiliriz.
§Üç temel harften oluşan fiil, fail Jp H kalıbında etken ortaç, mef û l
k a lıb ın d a edilgen ortaç olur.
§ Arapçada asıl isimler duyularak öğrenilir. Ancak belirli bir kalıba bağlı olan
isimler, türemiş isimler ve sıfatlar vezin denilen kalıplara yerleştirilerek elde
edilir. Birbiriyle ilgili kalıplar da bâb denilen kalıp gruplarında bulunur.
kelim elerine dikkat edildiğinde her birinde aynı sessiz harflerin ortak varlığı gö
rülür. Bu harfler k ef , te ^ , be V harfleridir. Üstelik bu harflerin sırası da
değişm em iştir. Buradan, yukarıdaki isim lerin ketebe (yazdı) adlı bir kay
naktan çıktığı anlaşılm aktadır.
§ A rapçada birçok isim ve sıfat genel olarak üç (nadiren dört, beş) kök harfin
den oluşan fiillerle türetilir. Kök fiil, -d i’li geçm iş zam anın üçüncü tekil şahıs
çekim idir. Klasik A rapça sözcükler m astar yerine, fiilin -di’li geçmiş zaman
üçüncü tekil şahıs şekline göre m addelendirilir. O ysa Türkçe sözlüklerde mas
tarlar sözlük maddesi olur.
ki > Lâ fe
164
t > C ha
J > J re
harfleridir.
j | £ Ct di |
j I £ Cı ¿i l
j e J
j I £ ılı ki I
¿1 I £ ılı ¿i l
Jl*?»! ifti’âl
B öylelikle iftih âr kelim esinin belirli bir kurala göre ve ifti'âl kalıbında türe
tilmiş o ld u ğ u n u bulabiliriz.
165
§ A rapçada dokuz artırılm ış fiil bâbının, bu n ların ism -i faillerinin (etken
taçlarının), ism -i m e fu lle rin in (edilgen o rta ç la rın ın ) ve m astarlarının bilinm °N
O sm anlı T ü rkçesinde geçen A rap ça k elim eleri o k u m a d a ve anlam ada çok
dım cı olur.
Jü l J jüu
E fa le M u fil M u fa l İfâ l “—
(> !• J* İ* J j *İ j
J p l İa AJUİ _ Mİc-Ll#
J a ilt JftİİA J U İ jİ
Jû İI J jüİ a (J*JİA Jb u â l
Jrft Jk L . Jk İA JüUil
İ fa lle M u fa lil M u fa la l îf ilâ l
JaÜ Jallt J aİ I a
166
G ünüm üz T ü rk çesin d e bu kahplan göre tUrelil .
baz.lar, e sk .m .ş o lsa da varl,ğ,„, sürdürm ektedir 'Mesela“* '" “ Arapça kelime,
ihmirâr
(»f ilâl kalıbında)
ihrâc ç ljil
(*r âl kalıbında)
ihtiras
(ifti âl kalıbında)
inkılâb
(infi’âl kalıbında)
istikbâl J U i1 i.nl
(istif âl kalıbında)
mazlum
(m ef ûl kalıbında)
muallim t 3* *
(mufa’il kalıbında)
muhârib jU u
(mufâ’il kalıbında)
muhtelif u iU â u
(mufta’il kalıbında)
münkesir A
(munfa’il kalıbında)
müsrif LJ J tJ k A (m u f il kalıbında)
(tefa’ul kalıbında)
tevârüs
(fail kalıbında)
zâlim
167
§ A rapçada sıfatlar, sıfatların üstü n lü k d e re ce si, y e r isim leri, alet isimi •
abartm a sıfatları, k ü çü ltm eler, belirli k a lıp la ra g ö re türetilir. A rapça eğitimi v
rilirken her kalıp ait o lduğu konu içinde ay rın tılı o la ra k işlenir. O sm anlı Türkc;6
si e ğitim in d e sadece bu k alıpların b ilin m esi g e re k tiğ in d e n , aşağıda söz konuş
türetm e kalıpları alfabetik sırad a v erilecek tir.
F a ’âl
F i’âl
F u ’âl
F a ’â le t
F a ’âle
F i’â le t
d rf M a sta r v ezn i g a rk : b o ğ u lm a k .
F a ’l
168
169
M astar vezni ¿ O * -* fikret: d ü ş ü n m e k " ~~~
F i’let
F u ’let
F a ’lûlet
F u ’ûl
F u ’ayl
F a ’îl
170
kelime türetir
***** ma ibadet yeri
M efal
W * mebde’:başlama yeri
T ® ^ ^ â n b iid iiS "
kelime türetir mevlidi doğum yeri
M efü
meclis: oturma yeri
JÜ T ” Aletve y ^ s m h ü i ^ t ^ •i ______ ._______
miskab: matkap
M ifal
V iv » mihsab: hesap aleti.
¿ ik i* M astar vezni
mekrumet: cömertlik
M efulet
§ F iillerin iç yapısında bulunan temel harfler, fiilin sağlam veya hastalıklı (il-
letli) fiil o ld u ğ u n u gösterir. Bir fiil kökünde elif, vav, ye J ‘ J ‘ 1 harflerinden
biri veya ik isi varsa, o fiil sağlam fiil değildir. Yani fiilden kelime türetirken bu
harfler b azı so ru n lar çıkartır, ses ve harf değişmelerine yol açar. Arapçada üç
çeşit sağ lam , d ö rt çeşit hastalıklı fiil vardır.
171
2. Hemzeli (mehmuz) fiilde üç harften biri hemzedir. Bundan türeyen isimler
dc hemze üç ayrı yerde bulunabilir.
vakt va’d
2. Rcvef fiil. Üçlü fiil kökünün ikinci harfi vav J veya ye lS harfidir.
Buradan gelen isimlerde ecvef yapılı isimdir.
fevk mevt
3. Nâkıs (eksik) fiil: Üçlü kök fiilin üçüncü harfi vav J veya ye <S harfidir.
Buradan gelen kelimeler de eksik (nakıs) yapılı kelimedir.
sa’y U +* nehy
4. Lefîf (dürülmüş) fiil. Üçlü fiil kökünden iki hastalık harfi olan fiildir. Bura
dan gelen kelimeler de lefîf yapıdadır. Elif ile vav, ye ile vav, elif ile ye harfle
rini içinde bulundurur.
§ Arapçada cins isimlerin başına bir ek getirilmez. Ancak, bilinen, belirli bir
isimden söz ediliyorsa, başına lıaıf-i tarif (artikel) denilen “el” eki getirilir.
172
^ 1” harf-i tarifinin nk.m.. ,
oluşuna g ö re d eğ işir . 5U e l""enin ilk harfinin şemsi ve kameri
er-rahm e es-seyyid
j l artik e lin d e n sonra kelime kamerî harfle başlıyorsa, lam J harfi telaffuz
edilir
d i el-hayr \£ 1 \ el-glclâ
el-yevm * fİ \ el-ebed
§ Arapçada isim veya sıfat tamlamalarında ilk kelimenin sonu daima ötreli
yani u,ü sesi verilerek okunur, “el” J' artikelinden sonra gelen harfin şemsî
veya kamerî oluşuna göre tamlamanın okunuşu değişir.
§ Arapçada çoğul üç kişiyle başlar. Bu yüzden iki kişi ıçm an ü 'v e e>n
Üi ekleri kullanılır.
Kurallı çoğulların dışında Arapça kelimeler kırık çoğul kullanılır. Bunları elde
etmenin bazı kuralları varsa da Osmanlı Türkçesi öğrenmeye başlayanlar için
kısa çözüm yolu, sözlüğe bakmaktır.
174
& beyn Ara ——----r
o -u T ^ r r — — — _____
arasında ’ beyne’^ : insanlar
¿» te i çin ,T 5 5 T i^ p '— --
0^ ’^ ale’Ms,imrâr' sürekli
¿jp an -den,-dan
i - ® (> an kasdin: kasıtlı olarak
¿p an samîmi’l-kalb:
yürekten
175
J li
-için, yüzünden, do 'US-aJ li hikmetin: bir se b e b e ^ ¡T
layı narak
t>* min -den, -dan, -den do ¿1 uijia <> mjn tarafı’İlâh: Allah
layı tarafından
Talebenin bu devirde gerek tedris ve gerek idare cihetinde nâil olduğu intizam
ve saadet o devri idark edenlerin hatıra-i şükranında ilelebed yaşayacaktır.
j ± j >a İ I j j ö Ü U jâ
176
ü İJ* û H -u > >M
ü r j i i U j » j U i \ j > .\ m * < u » ıu ^ jü * »
j J ju jU a jJ û t
K ulübe kelim esinin son harfi ünlü olarak okunan “güzel he”
o lduğu için bir sonraki h a rf birleştirilm em iştir: kulübe+ nin.
j y j â j
179
okunması gerektiğini anlatıyor. Bu aç.klam a ışığında kelimeyi i+çe+ri hece|e
riyle okuyabiliriz.
ki-ri-lir ki-ril-mez
Bu okum adan bir anlam çıkm adığına göre, k e f harflerini g e f harfi olarak oku
yalım .
gi-ri-lir gi-ril-m ez
Son harfe dikkat edelim ; nazal nun, dolayısıyla genitiv eki ola
bilir; yani -in şeklinde okunm ası gerekir. Bu harfi m etinden çıkardığımızda ge
riye kelim esi kalıyor. K elim e T ürkçe olsaydı, e lif harfini i şeklinde
okum ak için bir de ye harfinin gelm esi gerekirdi: (S t Bu kelim enin dil grubunu
teşhis edem ediysek, birçok şekilde okuyabiliriz. Y ani e lif harfini e, i, u , şeklinde
okuruz, nun harfini de aynı şekilde d eğerlendirebiliriz veya sükûnlu okuruz. Sü-
kûnlu okursak, ilk hece en, in, u n olur. E n e s a n , e n sa n , e n isa n , unisan, unesan,
in isa n , insa n , u n sa n . Bu kadar çeşitli okunuş tarzları arasında insan kelimesini
b ulabildiysek, m etni anlam lı şekilde okum aya devam edebiliriz. Okuyamıyor-
sak, y azım kılavuzuna veya sözlüğe bakm am ızda y arar vardır. Bu kelime Arap
ça k ö k en lid ir ve i f âl kalıbında türetilm iş bir isim dir.
180
j S i J faj Kelimenin sonundaki kef h „ r ■
un, -ün şeklinde okunduğu anlaşıhyor. Bu h , f " '! h*“ ' ° lduğu’ -in- '
olduğu görülüyor. Bir kelime Arapça k ö k en / anl"’! a' SOn harfin ,e ^ ha,fl
Î f a bu sözcüğün Arapça dişil bir ^ ¡ 2 T T " f İle biti^ 9*
¿ ¿ ü Sondaki h arf > » Türkçe bir ektir. Geriye kalan kelime dön
harften oluşur. Arapça uç koklu ful esası göz önünde bulundurulursa, bu keli
menin O nefes kelimesinden türediği düşünülebilir. Baştaki te * harfi kalıp
harfidir. O **1 harflerinin yerine J*â harflerini yerleştirelim. d**j kalıbını
bulacağız. Böyle bir kalıp vardır. Tefa’ul kalıbı. Buradan hareketle bu kelimeyi
“tenfes, tenefes, tinifis, tunufııs, tenfıs, tiinfus, tinefs” gibi türlü türlü şekillerde
okumak yerine ‘teneffüs şeklinde okumamız gerektiği ortaya çıkacaktır.
Bu cihetle içeri girilir girilmez insanın çehresine rutubetin serin teneffüsü do
kunur.
¿J d^JU > ‘ ^ UJ ^
İki
181
Sondaki kel' na/al rıundur. Kelimenin asıl imlası
•eklindedir Ses uyumu dolayısıyla k a f harfi yum uşayarak gayn harfine
danU,müittlr. Birinci vav "o”, ikinci vav ‘V şeklinde okunm alıdır. Kelim enin
okunuşu: çocuğun.
jl O; işaret sıfatı.
^ Farsça şart edatı: eger. T ürkçeye g irerken g e f harfi yum uşam ış
tır: eğer.
T ürkçe kelim e, saç. -lar çoğul eki, y e harfi tam lam a eki.
saç + la r+ 1. B elirtili isim tam lam ası: kızın saçları.
182
B una göre kelimeyi''bırkac *Jar^ er' ünlüleri karşılamak üzere kullanılmış,
özön, üzün, üzün, üzün. " “""kündür. Ozon, ozun, uzon,
m enin doğru okunuşu “uzun " o lm ^ lıd Î SaÇİardan bahsedildiğine göre, bu keli-
, r , ' n'n sonunda Şart eki olan -sa, -se var. Bu ekten önceki
team üle uvulmu f ÖStÎ;rİy0r- ^ me> U Şeklinde de y a zılab iliri. Burada
relim: o l + ma + sa Ş^ ^ ka,an klSim’ flİ1 köküdür: ol- Parçaları birleşti-
Arapça bir kelime, dört harften oluşuyor, ikinci harfi elif. Elif
harfi çıkarılırsa, fiil köküne ulaşılıyor: kabele. Bu fiilin fâ’il kalıbına dö
nüşm üş şeklidir. Bu durumda kelimeyi kâbil (mümkün) şeklinde okumak gere
kir.
¿ ¿ j a A Jjl ilk üç harfte Türkçe fiil kökü görülüyor: J j t ol. Ardından gelen
“güzel he” , fiilin yeterlik kipinde çekildiğini gösteriyor: ol + a. Sıradaki mim
harfi, fiilin olum suz anlamda çekildiğini belirtiyor: ol + a + ma. Sıradaki ze har
fi, fiilin geniş zam anda bulunduğunun işaretidir: ol + a + ma + z. De ve ye harf
leri t f* bu fiilin hikâye kipinde bulunduğunu, üçüncü tekil şahsa delalet ettiğini
anlatıyor: ol + a + ma + z + dı > olamazdı (yeterlilik geniş zamanın hikayesi,
olum suz, üçüncü tekil şahıs).
lS ^ ü j 1 4 jJ İM -iljl ı > ^ J i^
^ r ¿ J ü t*
183
^ j* Türkçe edat. Cümlede iki kez tekrarlanıyor. Başka şekillerde
okunsa da hiçbir anlam vermez. Kelime “gerek” şeklinde okunmalı.
Farsça aslı “çihre” olan çehre kelim esi + ler (çoğul eki + i (iye
lik eki) + n (kaynaştırm a harfi + genitiv eki: çehrelerinin.
184
J jÛJC.jj TUrkçe fıil k8ka
D oğm ak fiili, Eski Anadolu Tn ı + . (d,k) + ,ar + ' > doğduklar,
“toğm ak’ Şeklinde de yazılır * ^es,nc^e^ ’ imlasına uyularak < 3 ^ ^ °
> -* ■ ” j V M S J» j\ j j S j\
j S v- £ j “ j ^jc Aa AS
¿ I 4SU Farsça bir kelime, kef harfi gef olarak okunmalı. Na-ge-han
(nâgehan): ansızın.
okunabilir.
Fiil kökü götür (ilk vav -ö, ikinci vav ses uyumuna göre -ü
şeklinde okunmalı) + -m iş’li geçmiş zaman eki (-mış, -miş, -mu, -müş) + 1er
(çoğul eki) + di (ekflil, hikâye): götürmüşlerdi.
^juuıjU a <ü
Sondaki kelime J** olum suz anlam da sıfat ve isim türeten ektir
(-sız, -siz, -suz, -süz bu şekilde yazılır). Geriye dört harf kalıyor. Bunlardan biri
tı, diğeri ayn harfi Türkçede ve Farsçada bulunmayan harfler. Demek ki bu ke
lime Arapça kökenlidir. İkinci harfi elif olduğuna göre, bu kelime fâ’il kalıbına
uymaktadır: tâli’ (talih) Kelimenin bütün olarak okunuşu tâli’siz > talihsiz.
Cümlenin okunuşu:
a Jj j I
186
Arapça dişil kel'
“kapalı te”dir. ‘U U â ^ k ,r Sondak» “güzel he”nin aslı Arapçada
okunur. Türkçede de çok kullan.ulö, ^ 1 bu ^ » m e Arapçada fâtıma şeklinde
8 lÇln zaman *Ç*nde Fatma şeklini almıştır,
£ £ £ £ £ “*•“ -*• « - * * « » -
Cümlenin okunuşu:
jialik, J U a jU â . Al<u .
C üm len in okunuşu:
¿ 4 A üb > 1* W *
187
JSUg Bu kelime de Eski Anadolu Türkçesi döneminin yadigârı olan
kelimelerden biridir: yalnız.
Cümlenin okunuşu:
<J'J J LS ¿)JL
Bütün kelimesi şeklinde de yazılır.
IS jl “O ” şahıs zam iri -e, -a halinde iken naza! nun olan k e f ve elif
harfiyle yazılır: ona.
^ Bak (fiil kökü) + y o r (şim diki zam an eki) + -dı (-du, dü, -tı, -tu,
tü) hikaye eki: bakıyordu.
C üm lenin okunuşu:
V j J oJ (JjÎLû j jS Ü j j 4 j5 Ü U
c jjljj ^ c -S u b j
't u u u S K im se kelim esi d aha eski m etin lerd e kim esne şeklinde
de yazılır. Sonu -e şeklinde okunan güzel he ile bittiği için, böyle kelim elere -i
hali (akkusativ) eki gelince ayrı y azılır, aray a k ay n aştırm a harfi olan ye getirilir:
yi. kim se+yi.
188
buradan gelir (kıra mensup, çö\. m ' ’ dl5')- Yabani ¿ i # kelimesi de
mensup, şehir dış, hayatına mensup)
M etnin çözümü:
^ ^ ^ uSUU U jâ \
¿¿iç. j h
4 j * '. , . A; aPça ,Ç° 8ul kel™e. Aslı akribâ. Telaffuzu değişerek Tttrkçeye
girmiştir- akraba (yakınlar) 59 v *
u^-*1 ^ Haşan, fa’al vezninde Arapça sıfat (güzel) Burada özel ad ola
rak kullanılıyor. Sondaki kef harfi iyelik ve tamlama eki: Haşan’ın.
uSJLa Dört harften oluşan ve ikinci harfi elif olan kelime fail kalıbına
uyuyor: m âlik (sahip).
C üm lenin çözüm ü:
A kraba nam ına H aşan’ın malik olduğu halası bile aynı husûmet hasebiyle
dargın bulunuyordu.
^ ^ m * û * ^
189
^ jtjL Eski Anadolu Türkçesi döneminin yadigârı olan kelime: togrı >
doğru.
ftjUJI ^ Arapça alâ (üzeri, üstü) edatı harf-i tarifli el-âde ismi ile
tamlama yapmıştır. Alâ edatının sonunda ye harfi â şeklinde okunduğundan bir
harf-i tarife (artikele) bağlanacağı zam an düşürülür. Alâ el-âde yerine ale’l-âde
> alelâde şeklinde okunur.
Cümlenin çözümü:
Maziye doğru atf-ı nazar edildiğinde ilk evvela alelâde saman dumanıyla
ıneınlû bir balon Mongolfiye biraderler tarafından havaya su’ûd ettirildi.
190
j o u j; û j s j a s > i U j ^ U j Jİ
o ü ,
^ J * ¿ i j - AİLcLj 4İU,! - ^ . Ü J^
ü J Zemân
Zematı > zaman:
> zaman: arapça isjm
aranca
Bu kelime Farsça kökenli olup, ait olduğu dilde “zam an” anla
mında kullanılır. Zamanın akıp geçm esi rüzgâra benzetildiği için Türkçede
“y el” kelimesinin anlamdaşı olarak ithal edilm iştir.
C üm lenin okunuşu:
O zam andan zam anım ıza kadar geçen bir ru b ’ asra karib m üddet zarfında ge
rek m otor ve gerekse diğer âlât-ı hikem iyede elde edilen terakkiyat sayesinde
bugünkü gün kâbil-i sevk balonlarla en şiddetli rü zgârların vezân olduğu hava
larda bile seyahat edilebilm eye m uvaffak olundu.
jjJ
Üç ayrı dilin kelim elerin d en olu şan bir bağlaç. A rapça “ hal” +
türkçe “ bu” işaret sıfatı + F arsça “ k i” bağlacı.
192
. Arapça zaman zarf ,,
anlam ına gelen bir kelimedir E l i f h l '/ ^ a'm’ rail kl"'hmda “devam « w
aslında dâımen şeklinde okunur * asl'nda ,cnvi" vardır Kelime A r t
okunurken e lif yazılır am a ten v in ^ reti^ en ’^ o k ^ . '^ l e r i '' *>ir ^ l’'^TDrkçede
başka A rapça zarf daha vardır Bu 7* « okunmi* Aynı kökten türemiş bir
nıâdiyen (sürekli olarak). en” tenv»ni söylenir. 'U iU i* müte.
ıjf g. .
“M î n " A" lar” Esk' Anadolu Türkçesinin yadigâr, olan bir işaret
za m irid ir. Buğun onun yerine “onlar” denilmektedir.
193
rer. Bugün böyle yazılmış kelimelerin çevrimyazısını yaparken ve okurken, gü
nümüz imlasına uyulmakta, “edebilmeği" yerine “edebilmeyi denilmektedir.
jjjl Ârizû > arzu, Farsça bir kelimedir. Uzun elifle başlayan bazı
Farsça kelimeler Osmanlı Türkçesinde yazılırken elifin üzerindeki med (uzat
ma) işareti dikkate alınmaz. Doğrusu j j j şeklinde yazm aktır. A ruz vezniyle
yazılmış divan şiirimizde bu kelimeyi Farsça aslına göre okum am ız gerekir.
Çünkü â-ri-zû üç parçalı (uzun-kısa-uzun) hece, arzu iki (uzun-uzun) hecedir.
Cümlenin okunuşu:
Halbuki insanlar daima nazarlarını kuşlara tevcih ediyor ve onların tabii ola
rak haiz oldukları şerâit-i tayerânı bizzat elde edebilm eyi arzu ediyorlardı.
£< xL uu j} 0jl-iia J A ^ )J 4 -u o Jİ \ * v
V 7 A 8
< 2 1 6
• 0 0 5
»j M » Bu kelim enin sonundaki “ he” harfi, kelim enin A rapça dişil ke
lime olduğunu gösteriyor. F a'âl / F a 'â le k alıbında türem iş bir kelim edir. Tayyâ-
re (uçucu, uçan, uçak).
194
tamlamanın anlamı “ortaya .
tamlama deyimfıile dönüştürüldü ' &örünme alanr dem,L, c
görünmek, kendini gösternıek * ür Sâha-i .uhûra atl,mak
4 ^ * 1 c i S j . > 3 ,1 J * j * ^
j j i j j * ^ sA û. ju sl J ü b jü j aj
JUSI Bir kelimenin birinci ve dördüncü harfi elif ise. ifâl kalıbına
uyuyor demektir. “Ekmele” (tamamladı, olgunlaştırdı) fiilinin mastarıdır: ikmâl.
Ayrıca Türkçe yardmcı fiil alarak yeni bir birleşik fiil oluşturmuştur, ikmâl et
mek: tamamlamak, olgunlaştırmak, kemale erdirmek.
te lla l« A rapça bir kelim enin birinci harfi m im , ikinci harfi te, dördüncü
harfi e lif ise, bir kalıba göre türetilm iştir dem ektir. M ü tefâ’il kalıbı ile
bu kelim e uyum halindedir. K alıp harfleri ç ı k ı l d ı ğ ı n d a , kök harflerin
akabe olduğu görülür. K elim e m üteâkib (izleyen) şeklinde okunm alıdır.
C üm lenin çözüm ü:
196
i
'¿ S â î Z T Z : * * *** * * *v# -
s» *<.\\ ' ^~*i“<aJ ~ ‘-^ J *ûj\ AİaJC. AJu J^La»
^ X :' 0^ ü ^ ^ £
^ ** & .
V j İ U jU 3 ^ . ¿ . j b
,s , « . t s : x r , " î ; s r r - r - ” * » » — ~
rin
,J j f i a jiji büyük şehirlere (şehr Farsça kökenli bir keli
197
jU # lP velvele (Arapça mastar) den bîzâr (Farsça sıfat)
oldukça
u S j »jul AJajP MJj j ÜSI mi sâkin (fâil kalıbında isim ve sıfat) lerine + gıbta
(A rapça mastar: imrenme) ederek
Cümlenin çözümü:
198
p ir buçu k sene evveline kadar hükûmet-i müstebidenin ancak asker almak,
ergi tarh ve tahsil etmek lazım geldikçe tahattur ettiği, Anadolu'yu görmeyen
lerin büyü k şehirlere mahsus her türlü dağdağadan, velveleden bizar oldukça bi-
Cr m avtın_l s^ un ve buzur °lmak üzere sakinlerine gıpta ederek tasavvur eyle-
^ k le r i m ecâm i’-i fakr ü sefaletten biri olan bu köyün mevki’i bir şairi, bir
u savvin y alnız bir şiir yazmak, bir tablo yapıp geçmek için memnun edebilir.
Bir b u çu k yıl öncesine kadar dikta rejiminin sadece askere almak, vergi koy
mak, verg i toplam ak gerektiği Zamanlarda hatırladığı, Anadolu’yu görmeyenle
rin büyü k şehirlere özgü her türlü gösterişten, hayhuydan bunaldıkça, sakinleri
ne im renerek baktığı, kafa dinleme ve huzur yurdu olarak gördüğü yoksulluk ve
sefillik yuvalarından biri olan bu köyün mevkii bir şairi, bir ressamı ancak bir
şiir y azın cay a, bir resim yapıncaya kadar mutlu eder ve oradan geçer gider.
j ı J J -1 ‘ ‘ JJJJi ‘ J£ ‘ J i 1* ¿ ¿ J k jû
j JJS J J İ Ü JİJİJ Jj Jais . »j I İ mO
gerektiğinde.
Arapça isim.
Lâkin hasbelîcap insan bir m ahalde yani bir hanede, bir köyde yahut
tenezzühgâh gibi yerlerde bulunabilir, gezer, y ü rür, eğlenir, zevk ü safâda bulu
nur fakat burada bir cihet v ard ır ki calib-i nazar-ı dikkattir.
u ujU uİu ilk kelimenin sonu ât ^ A rapça dişil çoğul eki ile
bitiyor. Bu eki çıkardığımızda geriye kelim esi kalır. Başta bulunan “te”
harfi bu kelimenin bir kalıba uygun olarak türetildiğini gösterir. Nitekim
“tefa’ul” kalıbı bu kelimeye uymaktadır. Teşebbüs (girişim ); teşebbüsât:
girişim ler. İkinci kelime: beşer (insanlık) + î (nisbet yası, -lik, lık) + dişil eki.
200
kelime: beşer (insanlık) + î (nish. t %ıa 1M
daki anlam bağ, Farsça tamlama y a İ * *kİ k<:Ume
beşerıyye: ınsanlıgm girişimleri. y pılarak gösterilmelidir. Teşebbüsât-.
olmak= u laşm ak .
Cümlenin okunuşu:
201
Bu müessesemiz bilcümle teşebbüsât-ı beşeriyyede olduğu gibi ilk hamlede
bir şekl i nihâî iktisap etmeyerek terâküb-i m ütevâhye ile b.ttedrıc bugünkü
mertebe-i tekâmülüne vasıl olmuştur.
tM * H akîkî: gerçek.
202
C üm lenin çevirisi:
u il£ • t r
M J W 3 T. j -£
U - i
< !* > .
^AİJİ U^U 6 U j 6 •*-
ha_u^ j
* * * * *
JJJ|
• *-
Jaiâ
Arapça bağlaç: fakat.
'ü l i
Fatih S ultan M ehm et) ^ ^ rapça *s‘m- Fatih (açan. Burada maksat
203
J İ |TJ veclı (yflz. sebeb) + ile > veçhile: -ılığı gibi, sebebiyle.
« J j l Jݱ)L İlk kelime Farsça Pfiy + - ,|J > d*?ten > dâr
isim ve filinden türemi? birleşik sıfattır. Buna Türkçe olm ak fiili gelirilirek yeni
bir birleşik fiil elde edilmiştir, pâyidâr olmak: ayakta kalm ak, kalıcı olm ak.
204
<0(1 J u ıjS | lk ke|ime
(„irişim de bulunma, n iy etlen m en J ? ! ! , lefa ul ka,lbma uymaktadır: tevessül
çe fiillerle bırleşerek yeni birleşik fiiller oluşm rur'^’ e’mek’ e>'emck gibi TUrk'
C üm lenin çözüm ü:
me).
oluşturulur.
Cümlenin çözümü:
205
İşte o zaman ilk defa olarak Türkiye’de mevtaların tetkikine müsaade edildi.
p Ajjum ja İki A rapça kelim e ile Farsça tam lam a y apılm ış; ilk ke
lime dişil olduğu için, ikinci kelim enin de dişil olm asına d ik k at edilm iştir: mü-
essese-i ilmiye (bilim kurumu).
C üm lenin çözüm ü:
aL I a J jJ C jlu A İ J p l^ . i L-5^5ÜJ)ui\u>i1 U j J
206
j P
uSl
C üm lenin çözüm ü:
207
AİIÜ-* cj U u İ İlk kelime A rapça dişil şu ’be kelim esinin kurallı
çoğul şeklidir: şu ’ebât (şubeler). İkinci kelim e m u fte il kalıbında türetilm iş
m uhtelif kelim esidir. İk i Arapça kelim eden Farsça tam lam a y apılırken dişil-dişi]
kuralına uyulmuş, m uhtelif kelim esi de m uhtelife haline getirilm iştir: şuebât-ı
muhtelife (çeşitli şubeler).
Cümlenin çözüm ü:
¿ jj J y m S İ Ay f ı I ( J j L a İ jI
jû jj J jl A ^ \ j\J ¿ )jjS
B edr olm uş idi ay gece doğdu ansızın / G ö ren dedi ki v a r ise ol m ehlikâ budur
(N ecâti B ey) [Ay g eceleyin an sızın d o lu n ay o lm u ştu . G ö re n le r “ B ir dolunay
varsa işte bu d u r” dedi.)
j\j d u â lc - jA ö û ia u l j j J
û J ^ j j a?
208
nunda) h '* veznin<*e türemiş dişil kelime: âkıbet (so-
üstünlük sıfatı: enver (en parlak) t k i V ı '"*1 k '" " * e f kallblnda ,üretilmiş
dan bedr-i enver (parlak dolunay) şekl indTt2 2
(Jj-ala. jL a S jjS
(JaI£ J* ûLa
dLa Farsça bir isim, bir sıfattan oluşan tamlama: mâh-ı nev
(yeni ay, hilal).
209
(S ^ j ' û ' ^
j t | .jî Farsça bir sıfat, bir isimden oluşan birleşik kelim e: nev
+ behâr (< behâr-ı nev] ilk bahar.
j |j jlx B ehişt (cennet) Farsça bir isim dir. C âvidân, ebedi an
lamına gelen Farsça sıfattır. Bu iki kelim e arasında anlam bağı olduğuna göre
tamlama yapılm alıdır: behişt-i câvidân = ebedî cennet.
( j - u j ûL o j-lL a I j î ( j l ^ . öLui
İJAJ ü ^ j M âlı (ay ) k elim esi F a rsça b ir isim dir. Z em în p îrâ Farsça
b ir isim ve b ir fiilden tü rem iştir. Z e m în (y er, y e ry ü z ü ) + p îrâsten (süslem ek)
m astarının g en iş zam an kökü pîrâ (sü sley e n ) = z e m în p îrâ = y ery ü zü n ü süsleyen.
210
t j Jİ(Jİ ? '* İ Behrâm eski i
tanınan bir hükümdarın adıd.r k- '"¡hinde cesareti .
kazandıran bî öneki i|e pervâ , 'perva ke|imeye Farsçada 4'y’a
birleşik sıfattır. İki kelime ara ' sare,) kelimesinin birleşme*' ı” ai>lamı
-a sm d a Farsça tamlama » K £ £ ,,$ •k* kelime
bıperva= korkusuz Behram.
> Par > Pür (dolu, çok) J i t a i l e ^ ' !*İmdİr Pürkerem kelimesi Farsça por
gelmesiyle oluşmuş birleşik k elim edirpürker^töm erthk'’Z T ™
s r s r 2s aon“ - — «— ■— -
L S jy ti\ C jjjS j
211
Ne ikiyüzlü zâhid ol ne kalender.]
oJ İû û â . 4 İ L x JJJ 13 fJiA j 4 ^
212
¿omm Mesned Arapça m efa kalıbında dayanma yeri, oturma
yeri anlamına gelen bir kelimedir. Hüsn fu’l vezninde Arapça mastardır. İki
Arapça kelime ile Farsça tamlama yapılmıştır: mesned-i hüsn - güzellik tahtı.
[Sen güzelliğin tahtında oturuyorsun, ben senin geçtiğin yolun toprağında se
nin tarafından çiğneniyorum. Benim Süleyman kadar güçlü sevdiğim! Şu ka
rınca kadar aşığın sana durumunu nasıl anlatsın?]
jk d jl öjjUjüdlfL ¿ p o - a < 1V
j L İ j l fj6 j S y â J İ S <LİJ ¡J j d lâ S
213
J * ljl ( J İ ^ J Î K ad eh A ra p ç a b ir isim dir. N û ş, F a rs ç a n û şîd cn içm ek
m a starın ın g e n iş zam an kö k ü d ü r, k a d eh n û ş O k a d eh k a ld ıra n , içki içen anla-
mına gelir.