You are on page 1of 107

OTTO

OTI069
© TN iletişim

ENBİYA YILDIRIM KİTAPUGI Ol

lstisnalanyla Birlikte Sahih Hadis Bulunmayan Konular


Enbiya Yıldırım

Son Okuma: Mehmet Aknar


Redaksiyon: Ahmet Dursun Karaca
Grafik Tasanın: Nurullah Ozbay
Uygulama: TAVOOS
Cilt: Birinci Ciltevi
Baskı: Ziraat Gurup Matbaacılık I Varlık Ankara

ISBN 978-605-4696-95-6

Senifika No: 13858


1. Baskı: Mayıs 2015

iletişim Adresleri

Cinnah Cd. Kırkpınar Sk. 5/4


06420 Çankaya Ankara
tel.- faks: 0312. 439 Ol 69
www.ottoyayin.com
otto@ottoyayin.com
racebook.com/otto.yayinlari
twitter.com/ottoyayin
. .

SAHiH HADiS
BULUNMAYAN KONULAR
İSTİSNALARIYLA BİRLİKTE

ENBİYA YILDIRIM

OTTO
ENBİYA YILDIRIM
İstanbul'da doğdu (1965). İstanbul İmam
Hatip Lisesi'ni bitirdi (1983). Uludağ
Üniversitesi ilahiyat Fakültesi'nden mezun
oldu (1987). Cumhuriyet Üniversitesi ilahiyat
Fakültesi'nde öğretim üyeliği yaptı. Halen
Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi'nde
çalışmalannı sürdürmektedir.
Telif eserleri şunlardır: Din-Ahlak Ekseninde
Hz. Muhammed (2007), Geleneksel Hadis
Yorumculugu (2007), Hadis Problemleri (2011),
Hadis Meseleleri (2008), Hadisçiler ve Çelişki
(2009), Hadiste Metin Tenkidi (2014), Hadisler
ve Zihinlerdeki Sorular (2011). Bazı çeviri
eserleri ise şunlardır: Suytıti'den Sünnetin
lslam'daki Yeri (2010), Muhammed Hüseyin
Zehebi'den Tefsir ve Hadiste lsrciiliyydt (2007),
M. Abdurreşid Nu'mani'den lmam-ı A'zam
Eba Hanife'nin Hadis flmindeki Yeri (2004),
Abdulfettah Ebo Gudde'den Mevzu Hadisler
(1997), Bir Eğitimci Olarak Hz. Muhammed ve
ôgretim Metotlan, lslam Alimlerinin GözCıyle
Zamanın Kıymeti (2015) gibi kitapları
T ürkçeye kazandırmıştır.

Bursa'daki abilerime ...


Enver Uysal, Mefail Hızlı, Süleyman Sayar,
Tevfik Yücedogru ve Yaşar Aydınlıya ...
SözCı zaid kılan duygularla ...
İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ ................................................................................ ........ 7

GİRIS ....................... .................................................................... 9

1. Sahih Hadis Bulunmayan Konulara Dair Müstakil Çalışmalar ..... 10


1.1. el-Ebatil ve'l-Menakir ve's-Sıhah ve'l-Meşahir ...... ............ ..... 10
1.2. el-Muğni ani'l-Hıfzi ve'l-Kitab
(fi ma Lem Yasihha Şey'un fi Haze'l-Bab) ..................................... 11
1.3. Sifrus-Seade'nin Son Bölümü ............................................... 12
1.4. el-Menaru'l-Muniffis-Sahih ve'd-Daif ............................. ..... 13
2. Sahih Hadis Bulunmayan Konulann Toplandığı. Ana Başlıklar .... 13
2.1. İman, Amel .......................................................................... 14
2.2. Kur'an .................................................................................. 14
2.3. Rasulullah ve diğer peygamberler ......................................... 17
2.4. Melekler ...................................... .................... ..................... 21
2.5. Ezan, Kamet ..................................... .................................... 21
2.6. Abdest, Teyemmüm, Mesh ........................... ........................ 22
2.7. Namaz ................................................................................. 24
2.8. Dua ...................................................................................... 29
2.9. Mescid ................................................................................. 32
2.10. Hac-Umre .......................................................................... 34
2.11. Kurban .............................................................................. 35
2.12. Zekat, Öşür, Harac, infak Etmek ........................................ 36
2.13. Oruç .................................................................................. 37
2.14. Yemin, Vasiyet-Miras ............ .............................................. 37
2.15. Kısas, Had ............................................... ........................... 37
2.16. Tasavvuf ................ ................................................ ............. 38
2.17. İlim .................................................................................... 45
2.18. Nikah, Aile Hayatı .............................................................. 46
2.19. Kadınlar ............ .... ....... ... ............................................... 48
. . . .

2.20. Köleler ve Cariyeler ............................................................ 50


2.21. Giyim Kuşam ........................ ............................................. 50
2.22. İş Hayatı ............................................................................ 54
2.23. Sağlık, Taharet ............... .................................................... 55
2.24. Irklar, Lisanlar ............. ....................................................... 58
2.25. İsimler, Şahıslar, Nesepler, Kabileler, Ekoller ...................... 60
2.26. Şehirler ................................. ............................................. 69
2.27. Yemek ............................................. .................................. 69
.

2.28. Sebzeler, Tahıllar, Bitkiler, Yiyecekler ................................. 72


2.29. Hayvanlar ..................................................................... .... 73
.

2.30. Oyun-Eğlence .................................................................... 75


2.31. Gayr-i Ahlaki Durumlar ..................................................... 75
2.32. Bazı Günler ........................................................................ 77
2.33. Tarih Veren Rivayetler, ileride Ortaya Çıkacak Fitneler ....... 81
2.34. Diğer Bazı Konular ................................................. .......... 86
..

KİTABiYAT ................................................................................ 89

DİZİN ...................................................................................... 101


ÖNSÖZ

Son kitabına iman etmeyi nasip eden rabbimize hamd olsun. O ki­
tabı bizlere ulaştırıp en güzel şekilde açıklayan Hz. Muhammed'e
salat u selam olsun.
Bir müminin bir elinde Allah'ın kitabı diğer elinde de Allah
Rasülü'nün hadisleri vardır. Hayata bakışını ve yürüyeceği istika­
meti her ikisinin direktifleri doğrultusunda belirler. Geçici dün­
ya hayatında bu ikisini kılavuz yaptığında mutlu olacağını, ahi­
rette de cenneti kazanacağını bilir. Bu nedenle de her ikisine son
derece önem verir.
Kur'an'ın rehberliği noktasında son kitabın olduğu gibi, her
hangi bir tahrifata uğramadan kendisine ulaştığını bilen mümin
büyük bir iç huzuruna sahiptir. Allah'ın kitabının hangi sayfası­
nı açsa onun buyruklarıyla yüzleştiğini bilir. Bu onda hem bir se­
vince hem de yüce yaratıcının huzurunda bulunması nedeniyle
saygıyla karışık bir ürpertiye neden olur.
Mümin Allah Rasülünden aktarılan her bir hadisi okuduğunda
da Allah Rasülünün huzurunda bulunuyormuş gibi hissetmek
ister. Ancak bilir ki eldeki mevcut rivayetler Rasulullah'a nispet
edilmiş olsa bile gerçekte bunların bir kısmı Allah Rasülüne ait
değildir. Önemli bir bölümü de gerekli sıhhat şartlarını taşıma­
maktadır. Bu nedenle de dikkatli ve titiz bir okuma gerektirmek­
tedirler. Hem inanırken hem de anlatırken sahih ve güvenilir ha­
dislere dayanmak istemektedir.

7
8
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Müslümanların bahsettiğimiz endişelerini göz önünde bulun­


duran ve hadislerin sahihlerini sahih olmayanlarından ayıran
çalışmalar yapan hadisçiler ile yeri geldiğinde sahih hadis bu­
lunmayan konulardan birine değinen İslami ilimlerin tüm alan­
larındaki bilginler çok önemli bir hizmet ifa etmişlerdir. Onla­
rın bu mirasından yararlan bir mümin hangi konularda Allah
Rasülü'nden gelen sahih hadis bulunmadığını bilerek bu alanlar­
la ilgili olarak genel bir bakış açısına sahip olur. Hadis okumala­
rında bu genellemeleri göz önünde bulundurur.
Selefin rivayetleri elemesi sonucunda ortaya çıkan bu listenin
ülkemiz hadis okumalarına dolayısıyla bilinçlenmeye önemli bir
katkı yapacağını düşünmekteyiz. Zira pekçoğu sık karşılaşılan
konulara dair bu liste, kapsamına giren bütün rivayetlere karşı
temkinli davranılmasını sağlayacaktır. 1
Rabbime, meftunu olduğum Allah Rasülünün yolunda bir şey­
ler yapabilmeme imkan verdiği için hamd ederim. Son elçinin
doğru tanınması yolundaki bu minik emeğim nedeniyle kendi­
mi bahtiyar hissederim.

Enbiya YILDIRIM
Ankara, 2015

1 Elinizdeki kitap, Hadis Problemleri'nin bir bölümü iken Ahmet Yücel Bey'in tavsiyesiyle ay­
n bir kitap haline getirilmiştir. Genişletilmiş olan bu haliyle daha istifadeli olacağı düşünül­
müştür.
GİRİS

Hadis alimleri, uzun mütiilaalar ve yoğun çabalar sarf ederek çe­


şitli konularla ilgili hadisleri taramışlardır. Bu araştırmalar so­
nunda vardıktan genel kanaatlan, gerek müstakil çalışmalannda
ve gerekse eserlerine serpiştirdikleri açıklamalarla beyan etmiş­
lerdir. Bu açıklamalarda geçen, herhangi bir konudaki hadislerin
tamamının sahih olmadığı veya mevzu olduğu yönündeki ("Bu
konuda sahih hadis yoktur.", "Bu konudaki hadislerin tamamı
asılsızdır.", "Bu konudaki hadisler asılsızdır. ", "Şu ve şu rivayet­
lerin dışındakilere itibar edilmez." vb.) değerlendirmeler, hadis
araştırmacılanna, gerek mevzu ve gerekse sahih olmayan hadis­
lerin bütünüyle ilgili genel bir bakış açısı sağlamıştır. Bu tespitler
halk için hayırlı neticeler getirmiştir. Zira halk arasında yayılmış
birtakım hadisler hakkında "bu konudaki hadislerin tamamı asıl­
sızdır" şeklinde genel bir değerlendirme, her bir rivayetin mev­
zuluğunu tek tek anlatmaya göre daha kestirme, emniyetli ve zi­
hinlerde yer edici olmaktaydı.
Bu şekildeki genellemelerin tarihi oldukça eskilere uzanmakta­
dır. Örneğin Yahya b. Main (233/84 7) bulunduğu dönemde ge­
nelleme yaparak üç konuda Hz. Peygamber'den gelen sahih ri­
vayet bulunmadığım, "Her sarhoşluk veren içkidir" rivayetinin
bunlardan biri olduğunu söylediği aktanlmıştır. 2 Keza Ahmed
b. Hanbel de (24 1/855) megiizi, meliihim ve tefsir kitaplann­
daki rivayetlerin aslının olmadığım söylemiştir.3 Abdulaziz ed-

2 Bkz. Serahst, Mebsaı, XXIV/29.


' Haub, C4mi', 111231, rakam: 1536.

9
10
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Dihlevi'ye (1239/1823) geldiğimizde ise çerçeve biraz daha ge­


nişlemiştir. O, mevzu hadislerin genel olarak toplandığı konulan
şöyle sıralar: Menakıb, (şahıslan, milletleri) yeren rivayetler, tef­
sir, sebeb-i nuzO.lu beyan, tarih, İsrailoğullannın halleri, önceki
peygamberlerin kıssaları, şehirler, yiyecekler, içecekler, hayvan­
lar, tıb, rukye, büyü, dualar, nafilelerin sevaplan.4
Hadisçilerin, metinler arasında mekik dokumaları, ulaşabildik­
leri bütün hadis külliyatını taramaları ve rivayetleri birbirleriyle
karşılaştırmaları sonunda bazı konulardaki hadisleri genel değer­
lendirmeye tabi tutarak sahih olmadıklarını belirtmeleri onlann
bitmez tükenmez emeklerini göstermesi açısından takdire şayan
gayretlerdir. Aynca bu şekilde genel hüküm verenler, reddettik­
lerinin Hz. Peygamber'in sözü olabileceğini her zaman bilmek­
teydiler. Bu da onlann imanlarıyla mütenasip bir gayret sonunda
kesin bir karara vardıklarını gösteren en güzel metin tenkidi ör­
nekleridir. Bununla beraber, onlann çeşitli konulara dair hadisler
hakkında, gerek ittifak ve gerekse ihtilaf ettikleri hükümler nihai
neticeler değildir. Onlar yolu açmışlardır.

1 . Sahih Hadis Bulunmayan Konulara Dair Müstakil Çalışmalar


1 . 1 . el-Ebatil ve'l-Menıikir ve's-Sıhah ve'l-Meşıihir
Ebo. Abdillah Huseyn b. İbrahim el-Cevrekani (543/1 148)
Tespit edebildiğimiz kadarıyla, genellemeye gidilerek hazır­
lanmış ilk müstakil eser budur. Müellif bu eserinde genel baş­
lıklar kullanır. Mesela 'Kitdbu'l-Fiten' der, ardından da bu baş­
lık altında alt başlıklar açar: 'Bıibu iftirıikı hdzihi'l-umme', 'babun
fi hudasi'l-ihtilaf' gibi. Bu bablarda ilk önce munker olarak tespit
ettiği hadis veya hadisleri verir, ardından onlara yönelik verdiği
hükmün illetini açıklar. Peşinden de fi hilıifi zıilike' deyip verdi­
ği hükmün dışında kalan sahih hadisi zikreder. Dolayısıyla, mev­
zu veya munker kabul ettiği hadisin karşısına sahihini koymak­
ta, hadisin mevzuluğunu veya munkerliğini sahih hadisle tespit

' Bkz. ed-Dihlevt, Abdulazlz, el-Ucalenı'n-Nafıa, s. 30-1.


11
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

etmektedir. İbnu'l-Cevzi başta olmak üzere Suy11ti gibi kendisin­


den sonra gelen hadisçiler çalışmalarında bu eserden çokca istifa­
de etmişlerdir. 5 Ancak müellifin aralannı bulma imkanı olmasına
rağmen, sahih hadislere muhalif diyerek, bazı hadislere rnunker
ve mevzu gibi hükümler verdiği söylenmiş ve tenkit edilmiştir. 6
Eserde 741 sahih ve diğer türden rivayet yer almaktadır.

1.2. el-Muğni ani'l-Hıfzi ve'l-Kitdb <J1 md Lem


Yasihha Şey'un fi Hdze'l-Bab)
Ebü Hafs Ömer b. Bedr el-Mevsıli el-Hanefi (622/1 225)
Eser sahibinin kitabın başında bahsettiğine göre, mevzu hadisler­
le ilgili başka çalışmaları da bulunmaktadır ve ondan önce böy­
le çalışmalar yapan yoktur. Kitap 1 0 1 babtan meydana gelmek­
tedir. İncelendiğinde müellifin bu hahlarla ilgili olarak genelde
şöyle bir rnetod takip ettiği görülür: a) Bab ismi verip altında ri­
vayet zikretmeden, bu konuda sahih hadis yoktur demektedir. b)
Bab ismi verip altında bir hadisçinin o konuyla ilgili sahih bir ri­
vayet bulunmadığına dair sözünü nakletmektedir. c) Bazan bab
başlığından sonra bir hadis zikretmekte, o ve benzeri hadislere
dair hükmünü vermektedir. d) Bazan da bab isminden sonra bu
konuda sahih hadis yoktur dernekte, istisnaları varsa onlan zik­
retmektedir.
Sehavi bu kitaptaki pek çok hüküm üzerinde tenkitler oldu­
ğundan bahseder. 7 Bu ifadeye bakılacak olursa, genellemeye git­
mesinin yer yer tenkit edildiği anlaşılrnaktadır. 8
Husarnuddin el-Kudsi lntikddu'l-Muğni ani'I-Hıfzi ve'l-Kitdb bi
Kavlihim Lem Yesihha Şey'un mine'l-Ehadisi fi Haze'l-Bab adlı ça-

' Bu husustaki bir değerlendirme için bkz. Cevrekanl, Ebdnl mukaddimesi. s. 96-8
(Fertva!'nin etüdü).
' Bkz. Zeheb!, Tezkire, IV/1308, rakam: 1085; İbn Hacer, Lisdnu1-M!zdn, IV271, rakam:
1120; Sehavt, Feıhu'l-Mugıs, V299; İbn Amk, Tenzıhu'ş-Şerta, V6.
7 Sehavt, age., V299.
• Bir takım hadisleri kabul etmemesi sebebiyle ıenkiı edilmiştir. Örneğin 'kulleteyn' hadisi

için "Sahıhayn'da zıddı vardır ve bu konuda Hz. Peygamber'den gelen sahih bir hadis yok­
tur" der. (Mugnı, s. 27). 'Kulleteyn' hadisinin savunması için bkz. İbn Himrrıat, Tenhrı, s.
65-6. Eba Hantfe'nin de kulleteyn hadisini bu miktarda akan su olarak anladığı zikredil­
mektedir. Bkz. Mekki, Meruihıbu Ebl Hanife, s. 107.
ıı
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

lışması ile Muğnf'de geçen genel değerlendirmeleri tahlil etmiş­


tir. Yazann başında belintiğine göre,9 bu çalışmayı hazırlarken
İbn Himmat ed-Dimeşki'nin et-Tenkit ve'l-lfdde adlı kitabından
oldukça istifade etmiştir. 10
Bunun yanında aynı eser üzerinde EbO İshak el-Huveynt el­
Eseri'nin de Kitdbu Fasli'l-Hitcib bi Nakdi Kitcibi'l-Muğni ani1-
Hıfzi ve'l-Kitdb adlı bir çalışması bulunmaktadır. 1985 yılın­
da Beyrut'ta basılmıştır. Bu çalışma bilahere Cunnetu'l-Murtcib bi
Nakdi'l-Muğni ani1-Hıfzi ve'l-Kitcib adıyla, yine Beyrut'ta 1987 yı­
lında, iki cild olarak basılmıştır. Bu çalışmasında genel değerlen­
dirmeleri tahlil etmiş, geniş araştırmalanyla yazan oldukça tenkit
etmiş ve sahih hadis yoktur denilen mevzularda sağlam hadisler
bulunduğunu göstermeye çalışmıştır.

1 .3. Sifrus-Sedde'nin Son Bölümü


FtrOzabadt (826/1 423)
Hz. Peygamber'in hayatına tahsis edilmiş olan eserin son kısmı,
"şu konuda sahih hadis yoktur" gibi genellemelere ayrılmıştır.
İbn Himmat ed-Dimeşki ( 1 1 75/1 76 1 ) et-Tenkit ve'l-lfddeft Tahnci
Ehditısi Hdtimeti Sifris-Seade adlı çalışması ile bu eserdeki genel­
lemeleri değerlendirmeye tabi tutmuş ve müellifin sahih hadis
yoktur dediği konularda sahih hadislerin bulunduğunu onaya
koymaya çalışmıştır. 11

• s. 3.
'° Bu çalışmanın değerlendirmesi hususunda bkz. Fell.ate, Vad', 111/509-12; Bezere, İbn
Himınat ed-Dimeşkfnin et-Tenkit ve1-tdde f 'sine yazdığı mukaddime, s. 6; Ebü Gudde,
Leknev'l'nin &vibe'sine dipnotu. s. ı 7 1-2, 3 nolu dipnot.
11
Sahih hadis yoktur diye belinen eserler üzerine yapılan tenkit çalışınalannda bir eksiklik
gôze çarpmaktadır: Bu çalışmaları yapanlar, hadis kitaplarında sağlam senedlerle gelen ha­
disleri delil göstererek, tenkit enikleri kitapların yanıldıklannı söylemektedirler. Oysa belli
konularda sahih hadis yoktur diyenler, onlann gôrdüğil hadisleri zaten mütalaa etmişlerdi.
Doğrusu, onlan bu rivayetleri sahih kabul etmemeye götüren anlayışın bu yazarlarca fark
edilmediğini görüyoruz. Dolayısıyla bunların tenkiıleri senedlere bağımlı kalan çalışmalar
olmaktan ôteye geçmemektedir. Bu sebeple Sahthayn başta olmak üzere çeşitli kitaplarda­
ki birıalam hadisleri tenkit eden bu insanların metin tenkidinin en güzel örneklerini verdi­
ğini, sonrakilerin ise onlann seviyesine varamadığını düşünüyoruz. Ômeğin imanın anıp
eksilmesiyle ilgili rivayeıler ile Murcie ve Kaderiyye'yi yeren rivayeıler, muhaliflerin birbir­
lerine karşı uydurduktan hadisler olarak değerlendirilirken, İbn Himınat bu rivayeılerin
geçtiği yerleri verir ve sahih olduklannı söylemek suretiyle Flrüzabad!'yi tenkit eder. (Bkz.
Dimeşld, Trnhl!, s. 14-9; Kudsi, lntihııdu1-Mugnı, s. 12-3; Huveynt, Cunnetu'l-Murtdb, 1/29-
52). Keza İbn Himmat Allah'ın aklı yaratıp ona gel, git demesiyle ilgili hadis için mursel-
13
SAHİH HADiS BULUNMAYAN �ONULAR

1 . 4. el-Mendru'l-Muniffi.'s-Sahth ve'd-Daif
İbn Kayyım el-Cevziyye (75 1/1 350)
Konumuzla ilgili en geniş çalışma budur. Kitapta külli: kaideler
verilerek "bu bahta sahih hadis yoktur" şeklinde 45 madde zik­
redilmiştir.
Daha sonraki dönemlerde de bu tür çalışmalar devam etmiş­
tir. ibnu'l-Mulakkin (804/140 1 ) Hz. Peygamber'in hasaisine
ayırdığı çalışmasının son kısmında, hasais bahsinde zikredi­
len fakat sahih olmayan bazı haberleri zikreder.12 Bunun yanın­
da, alfabetik olarak mevzu hadisleri sıralayan Aliyyu'l-Kari'nin
( 1 0 14/1605) el-Esrdru'l-Merfaa'sının, Muhammed b. Derviş el­
Hüt el-Beyrüti:'nin (1276/1 859) Esne'l-Metdlib'inin, Muhammed
b. Halıl el-Kavukcl'nin ( 1 305/1887) el-Lu'luu'l-Mersa' ft md Ld
Asle Leh ev bi Asliht Mevda'unda görüleceği üzere, birtakım eserle­
rin son kısımlan, bu konuda sahih hadis yoktur denilen bölüm­
lerle bitmektedir. Mevzu ve meşhur hadislere dair kitaplarda da
yer yer bu tür genellemelere gidilmektedir.

2. Sahih Hadis Bulunmayan Konulann Toplandığı Ana Başlıklar


Biz burada, ibnu'l-Kayyım gibi zevatın vermiş olduğu listeyi ve di­
ğer taradığımız eserlerde rastladığımız önemli tespitleri göz önün­
de bulundurarak, hangi konulardaki hadislerin hepsinin mevzu ol­
duğunu veya o konuda sahih hadis bulunmadığını ana başlıklarıyla
sunacağız. Bu arada yer yer değerlendirmelerde bulunacak, hadis­
çilerin görüşlerini tahlile tabi tutacağız. Buna geçmeden önce çok
önemli gördüğümü
. z bir hususa dikkat çekmek istiyoruz:

dir, senedi ceyyiddir derken (İbn Himmat , age., s. 26), "Farsça konuşanın hilekarlığı anar,
murüeti azalır" rivayeti için mevzu değildir, zayıftır der. (age., s. 158). Aynı şekilde oymacı­
larla istişare edilmemesine dair sahih hadis bulunmayışına itiraz eder ve şu rivayetin bulun­
duğunu söyler: "Oymaalarla ve muallimlerle istişare etmeyin. Çünkü Allah onlann akılla­
nru alIDJŞ, kazançlanndan bereketi kaldınnışur." (İbn Himınat, age., s. 196). Bu da yapılan
tenkitleri ihtiyatlı karşılamak gerektiğini göstermektedir. Bununla beraber Husamudd!n
Kudst'nin 1nlıddu1-Muğn!'de hadisleri daha tutarlı değerlendirdiği görülür.
Mücteba Uğur'un da d-Muğnı ve Sifrus-Sedde'nin son bölümünü tanıtıp değerlendiren bir
makalesi bulunmaktadır. Bkz. "Sahih Dışında Kalan Zayıf ve Uydurma Rivayetlere Dair İki
Eser", Diyanet llmi Dergi, Cilt: 32, sayı: 4, s. 3-24.
12
Bkz. lbnu'l-Mulakkin, Gdyetus-Sal ft Hasdisi'r-Rasıll, s. 299-308.
14
SAHiH HAOIS BULUNMAYAN KONULAR

Bu bölümde geçecek olan "bu konuda sahih bir rivayet yok­


tur", "bu konudaki hadisler sahih değildir", "bu konuda sabit
bir rivayet yoktur" gibi ifadelerin "bu konudaki rivayetler asıl­
sızdır", "hepsi mevzudur" gibi değerlendirmelerden farklı anla­
şılması gerekmektedir. Birinci gruptaki ifadelerle, ilgili konuda­
ki hadislerin tamamının mevzu olduğu kastedHmemekte, zayıf
rivayetlerin bulunabHeceğine vurgu yapılmaktadır. İkinci grup­
ta zikredilen ifadelerde ise, ilgili konudaki rivayetlerin aslının ol­
madığına dikkat çekilmektedir. Bu önemli farklılığın göz önün­
de bulundurulması icap etmektedir.

2. 1 . lman, Amel
1 . İmanın artması ve eksilmesiyle, onun söz ve amel olduğuyla
ilgili hadisler mevzudur. 13 Kelami münakaşaların yaşandığı dö­
nemlerde bir grup, imanın artmasıyla ilgili, karşı taraftakiler de
bunun tersi hadisler uydurmuşlardır.
Misal: "İman artar ve eksilir diyen Allah'ın dininden çıkar. Ben
inşaellah müslümanım diyenin İslam'dan nasibi yoktur."14 "İman
kalp ile tasdik, dille ikrar, azalarla amel etmektir. "15
2 . Cennete gidecek olanların, cennete götürecek amelleri yap-
maya müyesser kılındıklarına dair rivayetler mevzudur. 16

2.2. Kur'dn17
3. Besmelenin her süreden birer ayet olduğuna dair sahih bir ri­
vayet yoktur. 1 8

ıı lbnu'l-I<ayyım ,
age., s. 1 19, rakam: 266-7; Kart, age., s. 456, rakam: 29; Ftnızabadı, Sifnı�­
Sedde, s. 279; Mevsıll, Mugnı, s. 16; Edlebt, Menhtc, s. 346.
"İbn Arrak, Tenıthu'ş-Şerta, 1/ 150, rakam: 8.
"lbn Mdce, Mukaddime, babu'l-trnan (9), rakam: 65. SuyOtt'nin bu tür bazı hadisleri sahih
gösterme gayretleri gözden kaçmamaktadır. Bunda da senedlere talolıp kalmasının öne­
mi vardır. Bkz. en-Nulutu1-Bedıdı, s. 34-6, rakam: 6-7. Konuyla ilgili benzeri rivayetler için
bkz. Ulekat, Şerhu Usal, IV/911 vd.
'0Bkz. Semhüdt, Gummdz, s. 65, rakam: 48.
17 İbn Ruşd mushafa abdestsiz dokunulmayacağına dair sahih hadis olmadığını, "Ona
(Kur'an'a) ancak temiz olanlar dokunabilirler" (56 Valoa 79) ayetiyle neyin kastedildiği hu­
susunda da farklı görüşler olduğunu belinir. Bkz. Biddyetul Muctehid, 1185-6, 101. Curnart
ise konuyla ilgili rivayetleri zikrederek buna şiddetle karşı çıkar. Bkz. Hidıiye, 1/436-40;
Taberanı, Kebir, Xll/242, rakam: 13217 (Muhakkik Silefı'nin dipnotu).
"Bkz. İbn Teymiyye, Mecmau Fetdvd, XXll/415; Mevsıll, Mugnı, s. 29. Konunun tanışması
için bkz. carullah, Kitabıü-Sünne, s. 108.
ıs
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

4. HurOf-i mukattaa ile ilgili sahih bir hadis yoktur. 19


5. Sürelerin faziletlerine dair rivayetler: Tefsir kitaplarında zik­
redilen sürelerin faziletine dair rivayetler mevzudur. Sa'lebi'nin,
Vahidi'nin her sürenin başında, Zemahşeri'nin de her sürenin
sonunda zikrettiği hadisler gibi. 20 İhlas süresi, Fatiha, Ayete'l­
Kursi, Bakara'mn son iki ayeti, Muavvizeteyn sürelerine dair ri­
vayetlerin bir kısmı ise sahihtir.21
Sürelerin baş taraflarının faziletine dair hadisler de bu ge­
nelleme içine alınmış, bazıları Vakıa ve Kehf sürelerini hariç
tutmuşlardır. 22
6. Bakara, Alu İmran, Nisa, Maide, Berae gibi Medine'de na­
zil olduğu bilinen sürelerdeki ayetlerin hicret öncesi nazil oldu­
ğunu gösteren rivayetler mevzudur. Keza En'am, A'.raf, Yünus,
Had, Yasuf, Kehf, Ta Ha, Meryem, Kamer, İnsan gibi Mekki olan
sürelerdeki bazı ayetlerin Medine döneminde nazil olduğunu
gösteren rivayetler de mevzudur. 23
Misal: Zemahşeri (538/1 14 3) Bakara süresindeki "inanmış
'

"Şerafeddin, M., Gazdlı'nin Te'vil Hakkında Basılmamış Bir Eseri, s. 49. Ancak rivayet tefsirle­
rinde, özellikle Kalem suresinin başına bakılırsa, hayret verici pek çok rivayetle karşılaşmak
momkün olacaktır.
20Bkz. İbn Teymiyye, Minlıdc, IV/1 16-7; Sağant, Mevdaaı. s. 26-7, rakam: 7. Bu tür rivayetler
hususunda tefsir kitaplannda yeterli hassasiyetin gözetilmediğini görmekteyiz. Bu eserlerin
israılt haberlerle doldurulmuş olması yanında, sürelerin faziletlerine dair birtakım rivayet­
leri özellikle surelerin sonlannda görmemiz mümkündür.
Sald-i Nursl'nin sürelerin faziletlerine dair rivayetleri kabul etmeyenleri "insafsız ehl-i ilhad"
(!) olarak nitelendirmesi ise oldukça ağırdır. Bkz. Sıı:ı:ler, s. 346. Kanaatimizce onun boyle bir
düşünceye varmasında, bulunduğu muhit itibanyla hadis kaynaklanndan yeterli derecede is­
tifade edememiş ve eserlerine aldığı hadislerin sıhhatlerini tedkık edememiş olmasının büyük
etkisi vardır. Bu nedenlerden ötürü, eserlerinde zikretmiş olduğu hadislerin tedkık edilmesi
gerektiğini düşünüyoruz. Onun şu sözleri önümüzü açmaktadır: "Hiçbir müfsid, 'ben müfsi­
dim' demez, daima saret-i haktan görünür, yahut baulı hak görür. Evet, kimse demez 'ayra­
nım ekşidir.' Fakat siz mihenge vurmadan almayıruz. Zira, çok silik söz, ticarette geziyor. Hat­
ta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamarrunı kabul etmeyiniz; belki
ben de müfsidim veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. ôyle ise, her söylenen sözün kalbe
girmesine yol vermeyiniz. İşte size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın; mihenge vurunuz.
Eğer altın c;ıku ise yamru da saklayınız, bakır c;ıku ise, çok gıybeti üstüne ve bedduayı arkası­
na takınız, bana reddediniz, gönderiniz." Muna:ı:araı, s. 48-9.
Tefsirlerdeki mevzu hadislerin genel bir değerlendirmesi için bkz. l.eknevt, Ecvibe, s. 103
vd., 132-9; Eba Şehbe, lsrdlliyydt, s. 307-ı l. Surelerin faziletlerine dair rivayetlerin duru­
munu görmek için Şirblnt'nin Tefstru1-Hattb eş-Şirbını el-Musemmd bi�-Sirdcu1-Munlr'ine
bakmak yararlı olacaktır.
21 Bkz. İbn Teymiyye, age., ıvıı 11; Mevsılt, Mugnt, s. 22-3. Surelerin faziletlerine dair bir kı­
sım rivayetleri birarada görmek için bkz. Tırmi:ı:t, Fedailu'l-Kur'an (42), rakam: 2875-2903;
Beyhakı, A:ı:ılbu1-Kabr, s. ıo6-8; Ensaıı, Hi:ı:b, s. 73-8.
22 Bkz.
Semhadı, Gummd:ı:, s. 206, rakam: 263. Muhakkik Ata'nın dipnotuna da bkz.
"Bkz. İbn Teymiyye, Mirıhdcıü-Sunne, IV/ı 18.
16
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

olanlara rastladıklan zaman 'inandık' derler. Fakat şeytanlanyla


yalnız kaldıklan zaman, 'biz, sizinle beraberiz, biz sadece onlar­
la alay ediyoruz' derler"24 ayetinin sebeb-i nüzü.hine dair olarak
şunu nakleder: Abdullah b. Ubeyy birgün arkadaşlanyla bera­
ber yürürken karşılanndan ashabdan bir grup gelir. Abdullah ya­
nındakilere "bakın ben şimdi bu sefihleri nasıl uzaklaştınyorum"
der. ilk önce Hz. Ebü.bekr'in elini tutar ve "Sıddik, Benü. Temim'in
önderi, Şeyhu'l-islam, Rasulullah'ın mağara arkadaşı, nefsini ve
malını onun uğruna feda eden zat! Merhaba!" der. Ardından Hz.
Ömer'in elini tutar ve benzer övgülerden sonra ona da merhaba
der. Peşinden Hz. Ali'nin elini tutar ve "Hz. Peygamber'in amca­
sının oğluna, damadına, Rasulullah hariç Benü. Haşim'in efendi­
sine merhaba!" der. Yanlanndan aynlınca onlan nasıl savdım di­
yerek arkadaşlanna övünür. 25
İbn Hacer bu rivayeti hem nüzü.l hem de Hz. Ali'nin damad­
lığı vesilesiyle tenkide tabi tutar: "Bu altın silsile değil yalancılar
silselesidir. Uydurma alametleri üzerinde açıktır. Çünkü Bakara
süresi hicretin başlannda nazil olmuş, Hz. Ali ise Hz. Fatıma ile
ikinci yılda evlenmiştir."26
7. Kur'an'ın kadım olduğu, mahluk olmadığıyla ilgili hadisler
mevzudur.27 İbnu'l-Cevzi bu hususta şöyle der: "Bu konuda çok
hadis varid olmuştur ancak içlerinde sabit olan birşey yoktur. "28
Misal: "Kur'an Allah kelamıdır, mahluk değildir. Bunun dışın­
da birşey söyleyen küfre girer. "29 "Ümmetimden bir grup gele­
cek ve bunlar Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyecekler. Bunu
diyen kimse Allah'ı inkar etmiş ve hanımı o an kendisinden boş

" Bakara/2, 14.


"Bkz. Zemahşert, l<Lşşô.f, 1/184. Bunu böylesi rivayeıleıin menbaı durumundaki Vahid.!'nin
eserinden almış olabilir. Bkz. Esbdb-ı NüZlll, s. 25-6. Ebo Muhammed ez-Zeylaı (76211361)
ise rivayeti verir ve tenkitte bulunmaz. Bkz. Tahı1cu1-Ehddts, 1/48-9, rakam: 28.
26
İbn Hacer'in Tahı1cu Ehddtsi1-Keşşdfından nakleden Ebo Şehbe, lsrdlliyydt, s. 312. Bu riva­
yet ileride gelecek olan, "Hadisleri Tahlilde Tarihten istifade Edilmesi" konumuza da gtızel
örnek teşkil etmektedir.
n Mevsılt, Mugnı, s. 20.
"'İbnu'l-Cevz1, Mevdaaı, 1/109. Keza bkz. Sehavt, Melıdsid, s. 304-5, rakam: 767.
29 Deylemt, 1111280, rakam: 4 704. Beyhaki de Muaz b. Cebel, Abdullah b. Mes'od ve übir b.
Abdillah'tan "Kur'an Allah'ın kelamıdır mahluk değildir" rivayeıleıi geldiğini ancak bun­
larla delil getiıilemeyeceğini söyler. Bkz. Beyhaki, Esmd, 1/584.
17
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

olmuştur. Hem mümine bir kadının kafir birinin nikahında dur­


ması da olmaz."30
8. "Benden size gelen hadis Kur'an'a muvafıksa onu alın, değil­
se reddedin" tarzındaki hadislerin hepsi batıldır. 3 1

2.3. Rasulullah ve diğer peygamberler


9. Hz. Peygamber'in Adnan'a kadar soyuyla ilgili rivayetler sahihtir
ancak buradan ötesiyle ilgili itimad edilir sahih rivayet yoktur.32
10. Hz. Peygamber'in doğumuyla, dünyada meydana gelen ha­
rikuladelikleri anlatan rivayetler mevzudur. Kisra'nın sarayının
çökmesi gibi. 33 Hz. Amine'nin hamile olduktan sonra hiç gebelik
sıkıntısı çekmediğini söylemesi de bu kapsamdadır. 34

10 Esnev1, Nilıdye, IIV96.


"Bkz. Şafiı, Risale, 224-5; Beyhakı, Ma'rife, Vl 19; Deldi!, V27; Suyon, Sünnet, s. 85 vd.
12 Be
yhakı, Delclilu'n-Nubuwe, Vl80.
nBkz. Zeheb!, Tar1hu1-1sldm, es-Stretu'n-Nebeviyye cildi, V38. Bizim kanaatimiz, Hz.
Peygamber'in nübüvvet öncesinde irhas kabilinden olağanüstü şeylerle karşılaştığına da­
ir (kalbinin yanlması, Kabe'nin inşaatında tokat yemesi, Bahıra'run peygamberliğini haber
vermesi gibi) rivayetlerin tamamının asılsız olduğu yönündedir. Aksi olmuş olsaydı, Alak
süresinin ilk beş ayetine muhatap olan Hz. Peygamber'in dehşete kapılmaması ve önceden
aşina olduğundan Cebraıl'in gelişiyle şok geçirmemesi gerekirdi. Bunun yanında doğum
tarihinin kesin olarak bilinmemesi, Fil olayına değinen Allah'ın bu olaylardan birini olsun
kitabında anmamış olması, Hz. Peygamber islanu tebliğ etmeye başladığında "Sen doğdu­
ğunda zaten şu olaylar olmuştu, peygamber olacağın baştan belliydi" diyerek -başta amca­
lan olmak üzere- İslamı kabul etmiş bir insanın bulunmaması bu bağlamda zikredilebilir.
"Emini, Miyclr, s. 207. Müellif burada meseleye metin yönüyle güzel bir yaklaşım sergiler.
Ana haılanyla şöyle Sôyler: Hz. Peygamber'in anne kamından doğumuna kadar ki süreç­
le ilgili rivayetler, özellikle tarih ve siyer kitaplannda çok geçer ancak bunlar güvenilir ha­
dis kitaplannda bulunmaz. Malum olduğu üzere, tarih ve siyer kitaplannda metin tenki­
di usüllerine dikkat edilmemiştir. Hz. Peygamber'in doğumu sırasında yanında (sonradan
islam'la şereflenmiş) herhangi bir "sahabiyye"nin bulunduğu sahih olarak bizlere gelmedi­
ğinden bu rivayetler kabul edilmez. Geriye iki ihtimal kalmaktadır: Rasulullah'ın dünya­
yı şereflendirmesiyle ilgili rivayetler ya halk arasında yaygın olarak dolaşmıştır ya da Hz.
Peygamber'in kendisi Sôylemiştir. Birinci ihtimal için şunu Sôyleriz: Doğumu sırasında ha­
rikulade bir durum Sôz konusu olsaydı bu herkes arasında yayılır, Rasulullah nübüvveti­
ni ilan ettiğinde kendisine itirazlar söz konusu olmazdı. İkinci ihtimali, yani Rasulullah'ın
doğumunda yaşanan harikulade halleri kendisinin anlatuğı kabul edilecek oluısa, bu du­
rumda bunlann güvenilir kaynaklarda niçin bulunmadığı sorusu akla gelir. Bu da boyle ri­
vayetlerin ne derece sahih olduğunu göstermektedir. Eğer aksi olsaydı Hz. Peygamber'in
herşeyini aktaran hadisçiler, nübüvveti destekleyen bir unsur olan bu hadiseleri mutlaka ri­
vayet ederlerdi. Bkz. age., s. 208-9.
Ancak bu tür rivayetler ilmı gayeyle hazırlanmış eserlerde dahi bolca bulunmaktadır. Ome­
ğin Tevrat ve İncil'deki tahrifat ve tenakuzluklan anlatarak İslam düşmanlannı susturmayı
amaçlayan Dr. Abdulaztm el-Mut'inl el-lsldm ft Muvdcehtti1-1stişrclhi1-Alrnıı adlı çalışmasın­
da, bu tür rivayetleri fazlaca zikretmek suretiyle inanmayanlara karşı Hz. Peygamber'in ne
kadar faziletli olduğunu anlatmaya çalışır. s. 485 vd. Kahire-1992.
• Hz. Peygamber'in doğumunun gündüz gerçekleştiğine dair rivayetler ağırlıklıdır. Bu ne­
denle gece doğumla birlikte gerçekleştiği aktanlan olağanüstülükleri bu açıdan da ihtiyatla
karşılamak gerekir. Gorıinen o ki, sahih rivayetler Hz. Peygamber'in büyüklüğünü anlamak
hususunda bazdan için yeterli olmamış ve pek çok şey uydurulmuştur. Ancak unutulma-
18
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

1 1 . Hz. Peygamber'in iki kürek kemiği arasında nübüwet


mührü olduğuna dair rivayetlerin bir kısmı zayıf bir kısmı da ba­
tıldır. Bu konuda sahih rivayet yoktur. 35
1 2 . Hz. Peygamber'e belli gecelerde salavat getirmekle ilgili ri­
vayetlerin hiçbiri sabit değildir. 36
13 . Salat-ı tefıiciye Hz. Peygamber'in yaptığı veya tavsiye etti­
ği bir salat değildir. ilk olarak kim tarafından dile getirdiği tarafı­
mızca tespit edilememiştir. Lakin Hindistan'dan Afrika'ya kadar,
bazı tarikatların bir kısım kollarınca keza bazı cemaatlerce çok
okunduğu bilinmektedir.37

malıdır ki, Allah RasOhi İslamı tebliğe başladıktan sonra, "sen doğarken olağanüstiı olaylar
olmuştu. Peygamber olacağın o zamandan belliydi" diyerek İslamı kabul eden bir tek kişi
yoktur.
"Bkz. İzmirli, Siyer-i Celıle-i Nebeviyye, s. 113. İbn Hibban, Hz. Peygamber'in kamına taş
bağladığına dair rivayetlerin tamamının batıl olduğunu söyler. Ancak buna pek çok alim
tarafından itiraz edilmiştir. Bkz. İbn Balaban, lhsdn, Vlll/345, rakam: 3579.
16 İbn Kudame el-Makdist, Muhtasar Mirılulı:, s. 81.
37 Kelime anlamı itibanyla "sıkıntılan gideren salat" anlamına gelmektedir. Allah tarafından
kısa siırede icabet edildiği düşiıncesiyle "salat-ı nariye", "salat-ı kamile" olarak da adlan­
dınlır. 3, 5, 7, 11, 21 veya 41 kere okunabileceği söylenir. Çok önemli işlerin gerçekleş­
mesi keza biıyiık musibet ve belalardan kunulmak için de 4444 kez okunması tavsiye
edilir. Bazen bir kişi tarafından bu sayı miktannca okunması zor gelir ve okuyacaklar ara­
sında taksim edilir. Metni şöyledir:
., jı;; j, '.n;.:.iı., � j .�j:iı., '.fi· .�ı., p .,s.ilı .ı,!;.; ıi� .fa ı!ıi ı.:-ıl;. � j ü..ıs' i)l:. j..;. ;.tİıi
.. ����·;Lj J..;::, j �l.);_;'�fıı ;,;�;�ı � j l"".';jı� .i .�ıı;ı
� iıi():.;j!
Anlamı: "Allıfu'ım! Cömen yiıziıniın suyu fİiırmelıne diığiımler çöziılen, sıkıntılar açı­
lıp dağılan, ihtiyaçlar karşılanan, isteklere ulaşılan, giızel sonuçlara nail olunan, bulutla­
nn yağmur yağdırması talep edilen efendimiz Muhammed'e, ailesine ve ashabına her göz
kırpma anında ve her nefeste, katınızda malum olanlar sayısınca kamil bir rahmet ve tam
bir selamet ihsan eyle."
a) Bu dua Hz. Peygambere salatı içermektedir. Salat ise dua anlamına gelmektedir ve Allah
Rasiıliıne salat getirmek ayet ve hadislerle tavsiye edilen bir durumdur. Buradan hareket­
le şunlan söylemek miımkiındiır: Allah Teala ayet-i kerimede, bir zaman sınırlaması veya
belli kelimelerin söylenmesi zarureti getirmeksizin, yalın olarak Hz. Peygambere salat ge­
tirilmesini emretmektedir:
q:; ı_,±_; � ı_,L ı;i.;,�ı tf,�G .;.,:ıı .fa �_,L; �-i;_; ;iıı �:
Meali: "Gerçekten Allah ve melekleri Peygambere salat ederler. Ey iman edenler! siz de ona
teslimiyetle salat ve selam edin." (33 Ahzab 56).
Dolayısıyla insan gönlünden geldiği gibi Hz. Peygambere salat getirebilir. Nasıl ki, duayı dile­
diğimiz gibi yapıyoruz, salatı da aynı şekilde yapabiliriz. Hem dua nafile bir ibadet olduğun­
dan, miıminler göniıllerini okşayan ifadelerle Allah'a miınacatıa bulunabilirler. Bu yiızden
farklı ifadelerle dile getirilen salat ve dualara hemen bidat damgasını vurmak uygun olmaz.
Tefı1ciyeye gelince, bunun salat olması bir tarafa, esas tanışma konusu "kelimenin tam
anlamıyla" tevessiıl içermesidir. Miınakaşalara neden olması aslında bu yiızdendir. "Doğ­
rudan Hz. Allah'tan istemek varken araya birilerini sokarak istemek şirk eylemidir, bu
peygamber olsa bile" diyenler olduğu gibi, "dua bir boyun eğiştir, Allah tarafından sevil­
diği bilinen kullann miınacaata iliştirilerek vesile edilmelerinde bir beis yoktur, sonuçta
talep Allah'a arz edilmektedir, sadece ondan istenmektedir, peygamberden bir şey iste­
yen yok" diyenler de vardır. Dolayısıyla yaklaşım farklılıklan nedeniyle bazılannca met­
ni sorunlu görüliırken diğerlerince gayet güzel bir dua olarak kabul edilebilmektedir.
Şirk tanışmalannı bir yana koyarak şunu söylememiz miımkiındiır: Bu salat Hz. Pey-
19
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

14. Salaten tuncina Hz. Peygamber'in yapmış veya tavsiye et­


miş olduğu bir dua değildir. Hicri dokuzuncu yüzyıldan itibaren
kaynaklarda yer almaya başlamıştır. ilk zikreden, Abdurrahman
b. Abdisselam es-Safüri'dir (894/1489).38
15. Hz. Peygamber'in veya muşahhas olarak birisinin kabrini
ziyaret etmekle ilgili sahih hadis yoktur. 39
Misal: "Haccettiği halde beni ziyaret etmeyen bana cefa
etmiştir. "40
16. Hz. Peygamber'in isra gecesinde peygamberlere namaz kıl­
dırması hakkında sahih rivayet yoktur.41
1 7 . Hz. Peygamber'in arşa çıktığında nalinlerini çıkardığına

gambere aşın bir misyon yüklemektedir. Sanki kainattaki tüm oluş-bitişler onun sa­
yesinde/vesilesiyle oluyormuş gibi bir izlenim uyandırmaktadır ki, bu durum ne Hz.
Peygamber'in hayatının ne de getirdiği Kur'an'ın ortaya koyduğu bir sonuçtur. Bu neden­
le Kur'an ve sünnetten öğrendiğimiz kabullerle tam uyum içindedir, demek zordur. En
hafif ifadeyle aşın mübalağa içermektedir.
b) Bazılan bu salata, dua olmasının ötesinde çok özel anlamlar yüklemektedir. Hatta ken­
dilerini sıkıntı içerisinde gören kişiler veya guruplar bundan "can simidi" gibi medet um­
maktadırlar. Oysa hiç�ir duaya "dua" olmasının ötesinde manalar yüklenmemelidir. Ayn­
ca tefrtciyenin, muhtemelen peygamber aşığı bir müminin yazdığı veya okuduğu bir dua
olduğu, kudsiyetinin bulunmadığı unutulmamalıdır.
"'Bkz. Safort, Nuzhetu1-Mecalis ve Muntehabu'n-Nefais, IVB6.
Metni şu şekildedir:
j ,..,,ı.;.ı.Jı : lfı ıJ
· :: j ..,,�ı j Jij>�ı : :,, if. W ii;. .ı.!.:.: �..;:. Jİ .fa j .ı.!.:.: �..;:. .fa j..;. ;.iiJi
·

-;-t::Jı _:.;; j�I j_ ..,,a; cd-


. � -::ÇWI JI\f,_ � �L,:j�I �İ � \f,_0Gl) ,��I e � � �
j j �
.;_r,ıı ��I � .!JW.jı
Anlamı: "Allah'ım! Efendimiz Muhammed'e ve onun ehli beytine salat eyle. !ıiı salavat o' de'.
rece değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütiın korku ve belalardan kurtarsın. Bizim ihti­
yaçlanmızı o salavat hürmetine yerine getirsin, bizin bütün günahlardan bu salavat hürmeti­
ne temizlersin, o salavat hürmetine bizi derecelerin en üstüne yüceltirsin, o salavat hürmetine
hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar konusunda gayelerin en so'nuna
kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize bunlan merhametinle nasip et."
Bazılan duanın sonuna Alu lmran 173, Enfal 40 ve Bakara 285. ayetlerde geçen şu kelime­
leri de ilave yapmaktadırlar. Bu kısım Nuzhe'de yer almaz:
;,...;jı �I j �j ,!.ıiı)i ,....:ıı ,;_;; J J;_;jı ,;_;; j,s)ı ,;_;; j :İJı �
Anlamı: "Allah Teala bize kaildir ve ne iyi bir dost, ne iyi bir vekildir. Ey'Rabbirrİiz, senin
mağfiretini dileriz, dönüş yalnız sanadır."
Sözleri itikadi açıdan hiçbir sorun içermemektedir. Tam tersine, rabbe yakanşla af ve mağ­
firet dilemektedir.
39 İbn Teymiyye, Mecmau Fetdvcl, V234; thtizcl, s. 400-1 (İbn Teymiyye bu rivayetlerin tama­
mının mevzu olduğunu söyler); Nevevı, Kitdbu1-Mecma', VIIV252; Sehav1, Melıdsid, s. 413,
rakam: 1125; Suyüıt, LLcllı , 11/129-30; Kart, Esrclr, s. 331, rakam: 489; AclOnl, Kqfu1-Ha/cl,
IV250- l , rakam: 2489.
Kart ise tersini nakleder. Bkz. Şerhu'ş-Şifcl, IVl '19.
<-O İbn Adiy, Kamil, VIV14, rakam: 3; İbn Hibban, Mecrahln, III/73; İbnu'l-Cevzl, Mevdııcıt,
IV217; Zeheb!, M[zdn, N/265, rakam: 9095; Sağan!, Mevdaclt, s. 43; Şevk.ani, Fevdid, s.
116, rakam: 326; Aclonı, KeUu1-Ha/cl, IV244-5, rakam: 2460.
"Vefatımdan sonra haccedip de kabrimi ziyaret eden, beni hayattayken ziyaret etmiş gibidir"
rivayeti de böyledir. Mevzuluğuyla ilgili olarak bkz. Elbanı, Daıfe, 1/120-4, rakam: 47.
" İzmirli, age., s. 131.
20
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

dair hadisler mevzudur. Mirada ilgili sağlam rivayetlerin hiçbiri­


sinde arşa çıkmak ve nalinle gitmek yoktur. 42
Misal: "Ya Muhammed! Nalinlerini çıkarma. Çünkü nalinlerin­
le gelmenle arş şereflenir. "43
Aynı şekilde Hz. Peygamber'in miracta Rabbi'ni gördüğüne da­
ir rivayetler de böyledir.44
18. Hz. Peygamber'in vefatından önce irad ettikleri yirmi yap­
raktan uzun hutbenin aslı yoktur.45
19. Hz. Peygamber'in Cuhfe'de hamama girdiğina dair rivayet­
lerin aslı yoktur.46
20. "Hz. Peygamber'in def-i hacetinden sonra girdim, hiçbir
şey göremedim" sözünün aslı yoktur.47
2 1. Önceki peygamberlere verilen sahifelerin adedini belirten
rivayet son derece zayıftır. Bu konuda Hz. Peygamber'den gelen
sahih bir şey yoktur.
Hz. Peygamber'in EbO Zerr'in sorularına cevap verdiği söz
konusu uzun rivayetteki ilgili bölüm şöyledir: Ebü Zerr Hz.
Peygamber'e sorar. "Allah kaç kitap indirdi?" Hz. Peygamber de
şöyle buyurur: "Yüz sahife ve dört kitap: Şlt'e 50 sahife, EhnOh'a
(İdris) 30 sahife, İbrahim'e 10 sahife, Musa'ya Tevrat'tan önce 10
sahife, Tevrat, İncil, Zebür ve Furkan'ı indirdi."48
Bununla birlikte Kur'an'da Hz. İbrahim ile Hz. Musa'ya indiri-

<l Bkz. Emini, Miyar, s. 210.


n Leknevt, el-Ası2ru1-Merftla, s. 37.
'"'Bkz. İbn Teymiyye, Minhcli:, N/116.
., lzınirli, age., s. 122
"'Bkz. Kart, Esrar, s. 204, rakam: 201; lzınirli, age., s. 123. Hamam konusuyla ilgili olarak
108 ve 109 numaralı maddelere bkz.
"lzınirli, age, s. 125.
"'İbn Balaban, thscın, 11176-8, rakam: 361; Ebo Nuaym, Hilyeıu1-Evliya, 1/167; Hindi, Kenzu1-
Ummal, XVI/131-2, rakam: 44158; İbn Kesir, Tefsir, 11/470 (İbnu'l-Cevzfnin Mevdaat'ıa bu­
na mevzu dediğini belirtir ancak elimizdeki matbu nüshada bu rivayet yoktur); Suyoıt,
ed-Dunu1-Mensılr, VIll /489. Rivayetin senedinde yer alan İbrahim b. Haşim b. Yahya el­
Cassant için EbO Hatim ile Ebo Zur'a "yalancıdır" derken Zeheb! de "metrOktur" demiştir.
(İbn Ebı Hatim, Kitdbu1-Ccrh, 11/142-3, rakam: 469; Zeheb!, Mtzclnu1-l'ridcl1, 1173, rakam:
244, N/378, rakam: 9514). Şuayb el-Arnaot (thscın şerhinde) keza Elbanı (eı-Ta1ıhtlıu1-
Hisdn, 1/387, rakam: 362) lbral:ıim'in bu rivayetine "son derece zayıftır" hokmono vermiş­
lerdir. lakin Elbanı'nin Hz. Peygamber'in Ebo Zerr'in başka sorulanna verdiği cevaplan
içeren ve bu bağlamda peygamberlerin sayısını da belirttiği rivayete tahkik ettiği bir kitapta
"sahihtir" demesi ilginçtir. Bkz. Tebrtz1, Mişhdtu1-Mesabth, 111/1599, rakam: 5737. ArnaOt
ise ilkeli davranmış, buna da "son derece zayıftır" hokmono vermiştir. Bkz. Ahmed b. Han­
bel, XXXVI/619, rakam: 22288 (ArnaOt'un 2 nolu dipnotu).
21
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

len sahifelerden bahseden ayetler vardır.49 Keza genel olarak ön­


ceki peygamberlere indirilenlere de atıfta bulunulmaktadır. 50
22. Önceki peygamberlerin sayısını 124.000 olarak veren riva­
yet51 son derece zayıftır.52 Hz. Peygamber'den bu hususta sahih
bir şey gelmemiştir. Bazı kitaplarda peygamber sayısı 224.000
olarak verilmektedir. 53 Biz böyle bir rivayete hadis kitaplarında
rastlayamadık.

2. 4. Melekler
23. Cebrail'in nur denizine girmesiyle meleklerin yaratıldığına
dair hadisler mevzudur. Abdulğani b. Said bu hususta sahih ha­
dis olmadığım söyler.54 Misal: "Cibril'e her sabah emredilir ve
nur denizine dalıp çıkar. Çıktıktan sonra silkelenir ve üzerinden
yetmişbin katre dökülür. Allah Teala her bir katreden bir melek
yaratır. Sonra bunlara emredilir ve Beyt-i Ma'mür'da namaz kı­
larlar. Ardından Allah'm muradı doğrultusunda kendilerine emir
verilir ve kıyamete kadar devam edecek tesbihata başlarlar. "55

2.5. Ezan, Kamet


24. Ezan duası içinde okunan "ve'd-derecete'r-refia" (...,.)! �J.uıJ)
kısmı hadis kitaplarında geçmez.56 Nitekim Buhari'nin buna ri­
vayetlerde rastlamadığım söylediği nakledilmektedir. 57
25. Hz. Peygamber'in ezansız veya kametsiz namaz kıldırdığı
varid değildir. Tüm namazları ezan ve kametle kıldırmıştır.58

"Bkz. 53 Necrn 36-7; 87 ı\la 18-9.


"'Bkz. 2 Bakara 285; 20 Hh.a 133.
"Bkz. Ahmed b. Hanbel, XXXVl/618-9, rakam: 22288; Tabero1n1, Kebir, VIIV2 l 7, rakam:
7871; lbn Kesir, Tefsir, JU471; Bursrvt, R11hu1-Beyıln, Vl/49, VIJU215-6, IX/321.
"Senedinde bulunan Ali b. Yezid el-Elh.aml metruk ve munker'l-hadis olarak değerlendi­
rilmiştir. Buh.ar1, Kebir, Vl/301, rakam: 2470; İbn Hibban, Mm1lhln, IVI10, rakam: 685;
İbn Adiy, Kclmil, Vl/305, rakam; 1338. Aynca bkz. Ahmed b. Hanbel, IV36; XXXVl/619,
rakam: 22288 (AmaOt'un dipnotlan).
"Bkz. Bursrvt, Ralıu1-Beycln, IV323, Vl/49, VIIV215.
"Bkz. Mevsıll, Mugrıı, s. 20.
"lbnu'l-Cevzl, Mrvdiıclı, V l 47.
"lbnu's-Sunnt'nin Amelu1-Yrvm ve1 -Ley le'sinde Hz. Peygamber'den nakledilmektedir. s. 88,
rakam: 95.
"Seh.avt, Melıclsid, s. 343,rakam: 484; İbn Hacer, Telhis, V518; Kar1, Miriıclt, IV561; Adonı, �1-
Hafa, V461, rakam: 1289; Mubarekfor1, Tuhfrtu1-Ahvro, V532; Keşmlr1, Feyzu1-Bılrt, IV214.
'"Bkz. İbn Ruşd, Bidclyeıu'l-Mucıehid, V209, 214.
22
SAHiH HADİS BULUNMAYAN KONULAR

26. Hz. Peygamber'in Bilal'e fecir belirmeden ezan okumama­


sını emrettiğine dair rivayetlerin hepsi zayıftır. 59
27. Müezzin ezan okurken şehadet kelimelerini söyleyince,
şehadet parmaklannın içlerini veya baş parmaklann tımaklan­
nı gözlere sürme hususunda Hz. Peygamber'den rivayet edilen
merfu hadisin aslı yoktur. Ancak seleften bazı alimlerin bunu
yaptıklan nakledilmiştir. 60

2.6. Abdest, Teyemmüm, Mesh


28. Abdestin Velehan adlı bir şeytanı olduğu ve vesvese vere­
rek suyu fazla harcattırmak istediği hususunda sahih bir riva­
yet yoktur. 61
29. Akan her kandan dolayı abdest alınması gerektiği husu­
sunda sahih hadis yoktur.62 Şafiilerin aksine; Hanefiler, zikret­
tikleri rivayetlerin sahih olduğunu ve abdest alınması gerektiğini
ortaya koyduğunu söylerler.63
30. Kadınlara dokunmanın abdesti bozmayacağına dair riva­
yetler. Buharı bu konuda sahih bir rivayet bulunmadığını söyler.64
Keza hanımı öpmekten dolayı abdestin gerekmeyeceği hususun­
da sahih hadis yoktur.65
3 1 . Hz. Peygamber her abdestini zaman tertib üzere almış,
peşpeşe yıkamıştır. Azalannı kanşık yıkadığı rivayet olunmamış­
tır. Bu nedenle abdest alırken tertibi terk etmenin cevaziyetine
dair sahih rivayet yoktur. Bu bağlamda Ali bin Ebi Talib ile İbn

" Beyhakı, Ma'rife, IV21 5. Hanefiler ise Bilal'in fecir belirmeden ezan okuduğuna dair rivayet­
leri tevil ederler. Dehl olarak kullandıklan rivayetler ışığında, Bilal'in uyuyanlan uyandırmak
için ezan okuduğunu, gözlerinde bozukluk olduğu için fecir girdi zannederek ezan okudu­
ğunu veya lbnu Ummi Mektom'un ezanıyla onun arasında çok lasa bir zaman dilimi oldu­
ğunu velhasıl onun okuduğu ezanın vakit ezanı olmadığını söyleyerek Bilal'in fecirden önce
ezan okuduğuna dair rivayetleri tevil ederler. Bkz. TaruM, Şerhu Medni1-Asdr, V l 37-1 42.
60 Amin, el-Ceddu1-Hasıs, s. 209, rakam: 450.
" Bkz. Tirmizt, Tahare (!), babu ma cae fi kerahiyeti'l-isnl.f. . . ( 43), rakam: 57; İbnu'l-Cevzı,
neı. V345, rakam: 567.
" Beyhakı, Suğrd, V32, rakam: 45. Beyhakı burada şöyle der: "Bir yerinden kan çıkan insan
ihtiyaten abdest alabilir."
61 Bkz. Şevkanl, Neylu1-Evtdr, V221-5.
"' Bkz. Mevsılı, Mu,gnı, s. 29.
"Bkz. Tirmizt, Taha.re (!), babu ma cae fi ıerki'l-vudO' mine'l-kuble (63), rakam: 86; İbnu'l­
Cevzı, neı, V363, rakam: 601.
23
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Mes'ud'dan abdestte azalan soldan yıkamaya başlamanın cevazi­


yetine dair rivayetler gelmiştir ancak bunlar sabit değildir. 66
32 . Abdest esnasında boynu meshetmeye dair sahih hadis
yoktur.67
33. Abdest azalarını yıkarken okunan dualara dair tüm ha­
disler asılsızdır. 68 Bu genellemeden besmele ile abdest sonunda
okunan dualar hariç tutulmaktadır.69

"" Beyhakt, Suğrd, 1154, rakam: 1 1 3; İbn Ruşd, Bidııyetu'l-Mucıehid, 1194.


67Bkz. İbn Teymiyye, el-Fe!ilva1-Kııbrd, 114 18, rakam: 7 1 ; Nevev1, Ravzatu't-Tdlibın, 11172;
lbnu'l-Kayyım , age., s. 120, rakam: 269; Zddu1-Medd, 11195; Mevsıll, Mugnı, s. 28; Leknev1,
Ecvibe, s. 37, 45-6 (Eba Gudde'nin 4 nolu dipnotu). Ancak Hanefiler bu genellemenin dı­
şında kalan sahih hadisler olduğunu söylemektedir. Bkz. Kart, Brdr, s. 305, rakam: 434; s.
457-8, rakam: 30; Şevka.nı, Neylu1-Evtdr, 11192-4; Telıanev1, /'ldu'.s-Sunen, 1166-9.
Abdest esnasında sakalı hilalleme /ovma meselesi ihtilaflıdır. Eba Hatim "sakalı lıilallemek
hususunda Hz. Peygamberden sabit olan bir hadis yoktur" (İbn Ehi Hatim, /lelu1-Hadis,
1145, rakam: 101) derken, İbn Ruşd de şöyle der: "Hz. Peygamber'in nasıl abdest aldığına
dair sıhhatli hadislerin hiçbirinde sakal ovmak geçmez. Sakal ovmayı emreden rivayetlerin
sıhhatli olup olmadığında da görüş aynlığı vardır. Muhaddislerin çoğu bu rivayetlerin sıh­
hatli olmadığını söylemektedir." Bidııyetu1 Mucıehid, 1/30.
Konuyu incelediğimizde şunu görıirıiz: Hz. Peygamber'in kendisinin sakalını hilalleme­
si hususunda pek çok rivayet bulunmaktadır. Bkz. Tirmizi, Tahare (1), babu mıı. cae fi
tahlıli'l-lihye (23), rakam: 3 1 ; /bn Mdce, Tahare (1), babu ma cae fi tahltli'l -lihye (50), ra­
kam: 430; Ahmed b. Hanbel, Vlll50, rakam: 25959; Hakim, Mustedreh, 11149-50, rakam:
527- 3 1 ; c'.iumart, Hiddye, 11125.
Hz. Peygamber'in sakalı ovmayı emretmesine gelince, söz konusu rivayetlerin en meşhu­
ru şudur: Enes b. Malik'ten: Hz. Peygamber abdest aldığında bir avuç su alır, onu çenesi­
nin altına tutup onunla sakalını hilaller ve 'Aziz ve Celil olan rabbim bana böyle emretti'
buyururdu." [Eba Davud, Taha.re (1), babu tahltli'l-lihye (56), rakam: 145). Eba Davud'un
senedinde bulunan el-Velıd b. Zervan es-Suleml er-Rakki mechalu'l-hıı.l bir ravidir. (Bkz.
c'.iumıı.rt, Hidııye, 11120-1). İbn Hibban onu Silıdı'ında zikretmekle birlikte (Bkz. Sihdt,
Vlll550- 1J, Enes b. Malik'ten hadis işitip işitmediğinin bilinmediği belinilmiştir. (Bkz.
Zehebı, Mtıdn, Vl/12, rakam: 9366, İbn Hacer, Tehzıb, Xlll33-4, rakam: 7744). Aynca
İbn Hacer leyyyinu'l-hadıs olduğunu ifade etmiştir. (Bkz. İbn Hacer, Tahrıb, s. 582, rakam:
7423. Bu hıı.rt ile Eba Hatim hakkında bir şey dememiştir. Bkz. Buhart, Kebir, Vlllll8, ra­
kam: 2500; İbn Ebı Hatim, Kitdbu'l-Cerh, IX/4-5, rakam: 16). Bu hadisin yine zayıf olan bir
tariki daha bulunmaktadır. (Bkz. İbn Adiy, Kılmil, 111137, rakam: 336). Hakim ise sahih ka­
bul ettiği bir başka tarikini nakletmektedir. Bkz. Hakim, Mustedreh, 11149-50, rakam: 530.
Bu rivayetler manzumesi sakalı lıilallemenin dayandığı bir aslı olduğunu gösterir gibidir.
Bununla birlikte fıkıh kitaplarında hıkahanın bu hususta oldukça farklı yaklaşım sergile­
miş olması söz konusu uygulamanın kesinmiş gibi kabul edilemeyeceğini göstermektedir.
Bu hususta fıkıh kitaplarının ilgili bahislerine bakılabilir. Ôzetle ifade edecek olursak: Eba
Hanlfe ile imam Muhammed'e göre bu uygulama adabtandır. imam Eba Yusufa göre ise
sünnettir. Bkz. Kasan!, Beddiu'.s-Sandi', 11106. Şafiilerde ise sünnettir: Bkz. Remli, Nihdyeıu1-
Muh!ilc, 111101. Malikilerde ise vacip olduğu söylendiği gibi yüzün yıkanmasıyla oluşacak
ıslaklığın sakal için yeterli olacağı da söylenmiştir. Bkz. İbn Abdilber, /sti41ıdr, 11126.
""Bkz. Nevevt, Ravzaıu't-Tdlibln, 11173; ibnu'l-Kayyım , age., s. 1 20, rakam: 270; Zddu 'l­
Medd, 11195; Kart, age., s. 458, rakam: 30. Abdest azalarıyla ilgili dualara dair hadislerin
senedlerinde, hadis uydurdukları tespit edilmiş insanlar vardır. Hem hadisler hem de de­
ğerlendirmeleri için bkz. Hindi, Kenzu1-Umnuil, IX/465-9, rakam: 26989-26994.
Hanefilerden Ayni ise, ibnuS-SaJ.ah gibi hadisçilerin bu hususta sahih bir rivayet olmadığını
söylediğini aktardıktan sonra, herbirinin senedinde problemli bir şahıs bulunan zayıf tariklerle
bu hadisin rivayet edildiğini söyler. Bkz. Biıulye, 111 9 1 . Keza bkz. Zebldı, /ıhd.fu'.s-Sdde, 111561.
69 Bkz. ibnu'l-Kayyım, age., s. 122, rakam: 273.
24
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

34. Abdestten sonra kurulanmaya dair sahih hadis yoktur.70


Ancak bu konuda Tirmizi'nin rivayet edip zayıf dediği iki hadis
vardır. 71 Nevevt ise en sahih olanın kurulanmayı terk etmek ol­
duğunu söylemiştir. 72
35. Nebizle abdest alınabileceğine dair hadislerin tamamı za­
yıftır.73
36. Ölüyü yıkayanın gusül, taşıyanın da abdest alması gerek­
tiğine dair sahih hadis yoktur. Bu babda sahabeden gelen söz­
ler vardır. 74
37. Su çok yakın olduğu halde teyemmüm alınabileceği­
ne dair Hz. Peygamber'den nakledilen hadisler sahih değildir.
Rasulullah'ın, belki ona erişemem diyerek yakınındaki suyu dö­
küp te-yemmüm ettiğine dair hadisler bu kapsamdadır. 75
38. Sargılara meshetmekle ilgili olarak Hz. Peygamber'den sa­
hih bir rivayet gelmemiştir. 76

2. 7. Namaz
39. Hangi namazda neyin ne kadar okunacağı ile ilgili rivayetler:
Hangi namazda kaç ayet veya süre okunacağı veyahutta tesbih
getirileceği ile ilgili rivayetler asılsızdır. 77
40. Subhaneke duası içinde okunan "ve celle senauke" ifadesi
Hz. Peygambere ait değildir. 78

'0ibnu"l-Cevzt, lld, V353, rakam: 583; lbnu'l-Kayyım, age., s. 1 19, rakam: 268; Zddu'l-Medd,
Vl97; Kaı1, age., s. 457, rakam: 30.
7 1 Tirmiz!, Tahare (!), babu nıa cae fi't-temendul ba'de'l-vudo (40), rakam: 53-4 (Konuyla il­
gili sahih hadis olmadığını söyler). Beyhaki de bu hadislerden ikincisini rivayet etmiş ve se­
nedi kav1 değildir demiştir. V236, rakam: 1 1 20: Burada Ahmed b. Hanbel'in bu hadisi yaz­
dığı geçer ancak biz bunu Musned'de bulamadık. Konunun tedkıki için bkz. Ayni, Bindye,
Vl 92; Mubarekforı, Tuhfetu1-Ahvezı, VI 43-7. Ebo Gudde, Abdulhay el-Leknev1'nin bu ko­
nuyla ilgili rivayetleri topladığı d-Kelılmu1-Cdıl ft md Yeteallaku bi1-Mindıl adlı matbu bir
cılzilniln olduğunu söyler. Mendr, s. 1 19, 1 nolu dipnot.
" Bkz. Nevev1, Ravzatu't-Tdlibln, VI 73.
" Bkz. Tirmiz!, Tahare (1), babu rna cae fi'l-vudOi bi'n-nebız (65), rakam: 88; tbn Mdce, Tahare
(1), babu'l-vudo bi'n-nebtz (37), rakam: 384; İbn Ebt Hatim, llelu1-Had!s, V45, rakam: 99;
Beyhaki, Ma'rife, V236-9; Bu!ıdr1, Vudo' (4), babun la yecOZU'l-vudOi bi'n-nebız . . . (71).
" Beyhaki, VJOl-4; Ma'rife, IVI37.
" Bkz. Ibn Ebt Hatim, llelu'l-Hadıs, V43, rakam: 94. Konuyla ilgili birkaç hadis için bkz. Ah-
med b. Hanbel, V288, 303; Taberanı, el-Mu'cemu1-Ktbır, XIV184, rakam: 12987.
76 Beyhaki, V228; Ma'rife, IV4l .
77 Bkz. İbn Teyrniyye, Minlulı:, IV/l 16.
78 Namaza tekbirle başladıktan sonra okunacak duaya "istfftah" denmektedir. !-iz.
Peygamber'in okumuş olduğu bu dua rivayetlerde farklılıklar arz etmektedir. (Bkz. Müslim,
25
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

4 1 . Hz. Peygamber'den namazda başın örtülmesi gerektiğine


dair bir rivayet gelmemiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, na­
mazda erkeklerin setr-i avret mahalli göbekleri ile diz kapakla­
n arasıdır. Bunun dışında zorunlu olarak örtmeleri gereken bir
yerleri yoktur. Aynca Hz. Peygamber'in, yaşamış olduğu coğrafya
ve geleneğe uyarak herkes gibi başını sank79 denilen bir kumaşla

Salat (6), babu'd-duai f1 salati'l-leyl ve kıyamih (6), rakam: 771). Bu bize Allah Rasolonon
değişik dualar okuduğunu göstermektedir. "Subhaneke" diye bilinen dua da bunlardan bi­
risidir ve hem Hz. Peygamber'in hem de sahabilerin duası olarak kaynaklanmızda geçmek­
tedir. Bkz. Ahmed b. Hanbel, XVllV5 1 , rakam: 1 1 473; Eba Davud, Ebvabu Tefrti İstiftahi'.s­
Salati (5), babu men raa'l-İstifıaha . . . (7), rakam: 775; Tinnizl, Ebvabu's-Salat (2), babu ma
yekolu inde iftitahi'.s-salat (179), rakam: 242-3; lbn Ebı Şeybe, 11209, rakam: 2389; Hakim,
Mustedrek, 1/360, rakam: 859; Serahst, Mebsat, Ul2; Nevevt, Ravdatu't-Tdlibın, 11/71.
Hanefilerin b u dua içerisinde söyledikleri "ve celle senauk" kısmına gelince, bura­
sı hadislerde geçmemektedir. !Bununla birlikte bazı bilginler eserlerinde zikrettikle­
ri Subhaneke'yi bu ilaveyle birlikte anmışlardır. Bkz. Gazalı, lhyd, 1/154. Aynı şekilde
Hazin Lubdbu't-Te'vtl'inde (IV/202) hadisin "ve celle senauk" ilavesiyle birlikte Eba Da­
vud ve Tırmizt'de geçtiğini belinir. !rakı lh yd'ya yazdığı tahricte (1/182), Hakim tarafın­
dan da bu haliyle rivayet edildiğini belinir. Ancak bu ilave elimizdeki Oç kitapta yoktur.
Dolayısıyla her bir kelimesine tek tek odaklanmadan, isimlerini verdikleri eserlerde ha­
disin geçtiğini kastetmiş olabilirler. Oldukça zayıf bir ihtimal olarak, atıfta bulunduktan
kitaplann ellerindeki noshalannda "ve celle senauk" geçmiş olabilir. Ancak Hanefi fıkıh
kitaplannda bu ifadenin meşhur rivayetlerde geçmediğinin söylenmesi bu ihtimali zayıf­
latmaktadır. Bkz. İbnu'l-Humam, Fethu'l-Kadır, 1/290] . İbn Abbas ve İbn Mesud'un na­
maz harici dualannda Subhaneke'yi "celle senauk" ile birlikte okuduklan nakledilmek­
te birlikte Haneftlerin kendileri de bunlan sahih görmezler. Bkz. Deylemt, Firdt:vs, V214,
rakam: 819; İbnu'l-Humam, age., 11290.
Hanen kaynaklanna baktığımızda, bir kısmının Subhaneke'nin "ve celle senauk" ilavesiyle
vakit namazlannda da okunabileceğini söylediklerini, diğerlerinin de sadece cenaze nama­
zında okunabileceğini benimsediklerini, bazılannın ise bu ilaveyi mekruh saydıklannı gör­
mekteyiz. Bu durumda onlann yaklaşımlannı -daha anlaşılabilir hale getirmek için- iki te­
mel başlık altında aktarmamız gerekecektir.
1-Vakit namazlan ile rOkolu-secdeli diğer namazlar:
a) Kişi hadislerde geçtiği haliyle yetinmek isteyerek Subhaneke'yi "ve celle senauk" kısmı ol­
maksızın okuyabilir. !Bursevt'nin yaklaşımı dikkat çekicidir: Farz olan namazlarda bu kı­
sım okunmamalı, nafilelerde okunmalıdır. Zira nafile namazlarda bir genişlik vardır. Bkz.
Bursevt, RJlhıı1-Beydn, 111/498. Aynca bkz. ibnu'l-Humam, Fethu1-Kadır, 11290; Zeylaı,
Tebyınu1-Hakdik, Ul 1 1; Haskeft, ed-Durru1-Muhtdr, U67J . Haneftlerden EbO Hafs'ın bu ila­
veyi mekruh gördüğü zikredilmektedir. Bkz. İbn Nuceym, en-Nehru1-Fdik Şerhu Kenzi'd­
Dekdik, 11208; Mergınant, Hiddye, 1/49.
b) Subhaneke okunan bölüm dua makamı olduğundan kişi duaya "ve celle senauk" ifadesi­
ni veya başka dua lafızlannı eklerse, bunda bir mahzur olmaz. (Bkz. Burhaneddin Halebı,
Halebt Kebir, s. 302. imam Muhammed'in "el-Hucce ala Ehli1-Medrne" adlı eserinde na­
maz kılanlann "ve celle senauk" diyeceğini belinıiği nakledilir. Ancak elimizdeki nüsha­
da bu ifadeyi bulamadık. Bkz. Serahsl, Mebsut, 1/12; Kasan!, Beddiu'.s-Sandi', 11202; Ayni,
Bindye, IV184). Şemsu'l-Eimme Hulvant bu hususta şunu der: "Hocalanmız, kişi 've celle
senauk' derse bundan men edilmez, bunu söylemezse de söylenmesi istenmez, demişler­
dir." Burhaneddin el-Buhart, el-Muhttu1-Burhıint, 1/356; Şurunbilalı, Merdki1-Feldlı, s. 105.
2. Cenaze namazlan:
Birinci maddede görüldüğü üzere "ve celle senauk" ifadesine izin verilmektedir. Bunun ta­
bii sonucu olarak Hanef! kitaplan "ve celle senauk" ilavesinin cenaze namazında da oku­
nabileceğini söyler. (Kasan!, Beddiu'.s-Sandi', 11202). İmam Halebt ise cenaze namazı dışında
okunmaması gerektiğini söyler. Bkz. Bursevt, RJlhu 1-Beydn, 111/498.
" Rivayetlerde "imame" olarak geçen , dilimize de sank olarak tercüme edilen bu kelimeyle
26
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

örttüğü ve böyle gezdiği pek çok rivayette zikredilmektedir. Bu


nedenle o (ihramlı hali dışında) başı açık namaz kılmamıştı. 00
Bu hakikat yanında sarıkla kılınan namaz sarıksız kılınan yir­
mibeş namaza denktir, sarıkla kılınan cuma namazı sarıksız yet­
miş cuma namazına eşittir, sarıkla namaz kılmakta onbin sevap
vardır gibi fazilet bildiren hadislerin tamamı mevzudur. 81
Muasır Gazali bu hususta şöyle söyler: "Tirmizi ve Ebü Da­
vüd'un rivayet ettiği sarıkla ilgili bazı hadisler okudum. Bunların
hiçbir kıymeti yoktur. Şeyh Muhammed Hamid el-Faki'nin de-

Arap erkeklerinin başlanna öntükleri önü kastedilmektedir. Rivayetlere bakıldığında, Hz.


Peygamber'in sangı bazen altında bir şey olmaksızın bazen de şapka türü bir şeyin üzerine
taktığı görülmektedir. Bkz. İbnu'l-Kayyım, Zddu1-Medd, 1/130.
"' Hz. Peygamber'in şapkasını çıkanp sütre olarak önüne koyduğu oldukça zayıf bir rivayette
geçmektedir. (Murulvt, fcydu1-Kad!r, V/246-7, rakam: 7168). Bu rivayet dikkate alınacak
olursa, sütre olarak koyacak bir şey bulamadığında başındakini kullandığını gösterir. Bu­
nun yanında mescide başı açık gelmeyi tavsiye eden rivayetler vardır ancak bunlar mevzu­
dur. Bkz. fcydu1-Kad!r, 1/67, rakam: 30.
Başı önülü veya açık namaz kılmak hususunda örfe bakmak en güzelidir. Eğer örfte insanın
özellikle namazda güzel giyimi başını kapaıması ile tamam olur şeklinde bir anlayış varsa,
bu durumda başı açık kılmak yerleşik örfe uymamak anlamına gelir ve bu "müslümanla­
nn güzel gördüğü Allah katında da güzeldir" (Ahmed b. Hanbel, VI/84, rakam: 3600) kura­
lına aykınlık arz eder. Keza Allah Teala "Ey insanoğullan, her mescide girişinizde güzel el­
biseler giyiniz" (7 ı'\raf 3 1 ) buyurmaktadır. Bu nedenle örfte, kerruıl anlayışı ne ise ona göre
davranmak gerekecektir. Baş önmek toplumca iyi görülüyorsa önmek güzeldir. Onmek
geleneği yoksa açık kılmakta bir beis yoktur. Nitekim sahabi İbn Omer'in başı açık namaz
kılarken gördüğü kölesi Nail'e "insanlann yanına bu şekilde çıkabilir misin" diye sorması
karşısında, onun "hayır" demesi üzerine, "Allah kendisinin huzuruna güzel bir şekilde çı­
ktlmayı en çok hak edendir" karşılığını vermesini [İbn Teymiyye, Mecma', XXIl/1 1 7. Daha
eski bir kaynakta bulamadık! örf çerçevesinde anlamak gerekir. Keza Hanefi mezhebinin,
insanın tevazu, kendini hakir görme ve huşu amacı dışında tembellik ederek başı açık na­
maz kılmasına hoş bakmamasını da bu minvalde değerlendirmek icap eder.
Sonuç olarak, Suud-i Arabistan gibi, başı açık gezilmeyen, dışanda hemen hemen herkesin
başını ömüğü, baş açık gezmenin pek benimsenmediği ülkelerde başı önerek namaz kıl­
mak güzel olur. Ancak Mısır gibi baş örunenin örf olarak yerleşik olmadığı coğrafyalarda
başı açık kılmakta bir beis yoktur. Dolayısıyla burada belirleyici unsur örf olmaktadır.
Ülkemizdeki duruma gelince, önceleri başı açık namaz kılmak ayıplanmlı. Asıl olan başı
önerek kılmak idi. Ancak görünen o ki, bu anlayış oldukça kalkmış durumda. Nitekim ca­
milerde başında takke olan insan sayısı azınlıktadır. Dolayısıyla fetvayı bu son anlayışa gö­
re vermek gerekecektir.
Sırf Allah Rasulüne ittiba etmek amacıyla başını önen kimsenin, bu güzel niyetinden dolayı
sevap alması ümit edilir. Ancak bu uygulama din ve sünnet olarak telakki edilemez. Çün­
kü bu sefer Hz. Peygamber'in giydiği elbiseyi de sünnet olarak benimsemek gerekecektir
ve bu başka şeyler için de söz konusu edilecektir.
İşin fetva boyutunun yukanda açıkladığımız gibi olacağını ümit etmemize rağmen bir hu­
susu hatırlatmamız gerekiyor: Başı önerek namaz kılmak önceleri tüm İslam coğrafyası­
nın geleneği idi. Bu nedenle kaybedilmeye yüz tutan değerin tekrar kazanılması, canlandı­
nlması gerekir, diye düşünüyoruz. Zira bu bizim kıymetimizdir. Şu anki durumumuz ise
başkalannı taklidin bir sonucudur. Bunu derken Araplar gibi giyinelim, yiyelim, yaşayalım
demiyoruz elbette. Lakin zayi etmek üzere olduğumuz değere sahip çıkalım, canlandıralım
diyoruz.
"' Kart, Masna', s. 1 18-9, rakam: 177.
27
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

diği gibi 'sarığın faziletiyle ilgili sahih hadis yoktur.' Çünkü sarık
Arap giysisidir. İslami bir elbise değildir.82 İgaller de böyledir. Va­
kıa, sıcak iklimler başın örtülmesini mecbur kılar. Beyaz ve geniş
elbiseler makbüldür. Soğuk iklimlerde ise sıcak tutması için dar
ve kapalı renklerin tercih edilmesi zorunludur . . "83 .

42. Hz. Peygamber'in -aşın sıcak sebebiyle- secdeyi sarığının


fazlalığı üzerine yaptığına dair sabit bir rivayet yoktur.84
43. İnsan secdeden sonra bir an veya teşehhüd miktarı otur­
duktan sonra -selam vermese bile- namazı tamam olmuştur, ab­
desti bozulsa birşey gerekmez şeklindeki hadisler zayıftır. 85
44. İmamın kıraatinin, kendisine tabi olanın da kıraati olduğuna
dair sahih hadis yoktur. 86 Hanefiler, Şafiilerin bu değerlendirmesini
kabul etmezler ve delil olarak zikrettikleri rivayetlerin imamın ar­
dında kıraat gerekmediğini ortaya koyduğunu söylerler. 87
45. İyi ve facir herkesin ardında namaz kılmayı emreden ha­
dislerin hiçbiri sahih değildir. 88
46. Uyuyanın ve konuşanın arkasında namaz kılmayın şeklin­
deki hadislerin hepsi zayıftır.89
47. Namaz vakitlerinin belirlenmesinde ihtilaf konusu olan şa-

" Hz. Ali"nin "sank Araplann taçlandır" sözü buna delil olabilecek durumdadır. Bkz.
İbnu'l-Esır, Cdmiu'l-Ustıl, X/63 1 , rakam: 8235. Bununla beraber bu rivayet dahi mev­
zu rivayet olarak Hz. Peygamber'in hadisi olarak nakledilmektedir. Bkz. Beyhal<ı, Şuab,
V/l 75-6; İbnu'l-Cevzı, Mevdadt, 111/45.
" Gazalı, Sunne, s. 105.
Mevlana'ya bir gün birisi gelir ve ona, Hz. Peygamber'in kuşağının olup olmadığını, varsa
nasıl olduğunu, kaç arşın uzunlukta ve hangi renkte olduğunu sorar. Mevlana; "Bunu bil­
-

mekle ne yapacaksın, eline ne geçecek? Hz. Peygamber huşaJı kullanırdı, kullanmazdı veya var­
dı, yoktu, bunu bilmek sana ne fayda verecektir?" diye sorar. O da der ki; -"Sakalım onun sahalı
gibi oldu. Sangım da onun sangına btnzedi. Hatta ayaklanmda çôl ayakkabısı var. Konya topra­
ğında çôl terliği ile geziyorum. . . Elbisem de onunkine btnzedi. Geriye acaba Hz. Peygamber ku­
şak kullanıyor muydu; kullanmıyor muydu? Meselesi haldı. Bunu da kimse cevaplayamadı. Onun
için sana geldim. Ben ona benzemek istiyorum" der. Mevlana ona cevap olarak: -"Sen bu hafay­
la btnzesen benzesen ancak Ebıı Cehil'e benzersin" dedikten sonra sözlerine şöyle devam eder.
"Dış gônlnüş ve kıyafet itibariyle Hz. Peygambtr1e Ebıı Cehil arasında bir fark yoktur. Fark su­
retlerde değil siretlerdedir. Sende Hz. Peygamber'in şekil ve kıyafetinden nelerin olduğuna değil,
Hz. Peygamber'in ahlilkından, dünistlügünden, hoşgônl ve insanlığından ne var onu söyle! Ona
ancak ôyle benzersin." Yakıt, Hz. Peygamber'i Anlamak, s. 41-2.
" Beyhal<ı, 11/106.
" Beyhal<ı, Ma'rife, IIl/99-103.
"" Beyhal<ı, age. , 111/79-80.
"' Bkz. Tahavt, Şerhu Medni1-Asdr, 1/2 1 5-220.
"" Bkz. İbnu'l-Cevzl, llel, 1/425, rakam: 722; İbn Hacer, Telhis, 11/536, rakam: 577.
,. Beyhal<ı, age., 111/l98.
28
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

fağın tanımı, neye şafak dendiği hususunda Hz. Peygamber'den


gelen sahih bir rivayet yoktur. 90
48. Hz. Peygamber'in vefat eden kadar sabah namazlarında
kunut okuduğuna dair rivayetler mevzudur.91
49. Rasulullah'ın yatsının farzından önce nafile (sünnet) kıldı­
ğına dair rivayet yoktur. Bununla birlikte "her ezanla kamet ara­
sında dileyen kimse için namaz vardır" ,92 "her farz namazdan
önce iki rekat vardır"93 rivayetleriyle amel edilerek yatsının far­
zından önce nafile namaz kılınabilir. 94
50. Seferde namazı tamamlamanın günah olduğuna dair sabit
bir hadis yoktur.95
5 1 . Tesbih namazı:96 Tesbih namazının varlığında ihtilaf var­
dır. Alimler bu hususta ikiye ayrılmışlardır. Bazıları ilgili ha­
disleri delil getirerek varlığını ispat etmeye çalışır.97 Ahmed b.
Hanbel ise zayıf hadislerle fedail ve müstahab konularında amel
edilemeyeceğini söylediğinden dolayı tesbih namazını müstehab
görmemiştir.98 İbn Huzeyme de kitabına aldığı tesbih namazı ri­
vayetini zayıf göıürken,99 Ukayli de bu konuda sahih hadis ol­
madığını belirtir. 100 İbn Teymiyye de "doğru olanın bu tür haber­
lerin aslının olmadığıdır" der. ıoı

"' Beyhaki, age. , 111205.


" Bkz. Mevsılı, Mugrıı, s. 3 1-2; İbn Himm.at, Trnlıtı, s. 91-5.
" Bulıdr1, Kitabu'l-Ezan (10), babun beyne kulli ezaneyni salatun li men şae (16), rakam:
627.
•1 lbn Balaban, lhsıın , Vl/208, rakam: 2455.
94 Hz. Peygamber'in ikindinin farzından ônce nafile (sünnet) kıldığına ve bunu teşvik ettiğine
dair rivayetler vardır. Bkz. tbn Mılce, Kitabu lkameti's-Salat (5), babu m.a cae ftma yustehab­
bu rnine't-ıatawui bi'n-nehar (109), rakam: 1 161; Eba Davud, Babu Tefı1i Ebvabi't-Tatawu'
ve Rekaati's-Sunne (5), babu's-salati kable'l-asr (7), rakam: 1271.
" Bkz. Ukaylt, Duafıl, llV162, rakam: 1 153; İbnu'l-Cevzl, lld, V443, rakam: 756; Mevsılı,
Mugnı, s. 31.
"' Konuyla ilgili hadisler için bkz. Eba Dııvııd , Salat (2), babu salati't-tesbıh (303), rakam:
1297-9; Tinni.zT, rakam: 482; lbn Mdce, lkametu's-Salat (5), babu m.a cae it salati't-tesbıh
(190), rakam: 1386.
" Tesbih namazının varlığını kabul edenlerle ilgili olarak bkz. İbn Hacer, Nuheı, 1V848, 850,
rakam: 122; Suyun, en-Nuheıu1-Bedıdı, s. 77-!32; l.Ldlı, IV37-45; İbn Himm.at, Trnklı, s. 97-
100; Kudsi, Jntilııldu1-Mugrıı, s. 30-1 ; Leknevı, Zaferu1-Emıını, s. 198-9, 421.
98 Bkz. lbn Mufüh, d-Adılbü'ş-Şer'iyye, 111289.
99 İbn Huzeyrne, Sahih, 111223, rakam: 1216.

100
Bkz. lbnu'l-Cevzl, age., IV146. Keza bkz. Mevsılı, Mugrıı, s. 33.
'°' Bkz. lbn Teyrniyye, age. , IV/1 16. LekneV1, lbnu'l-Cevzl ve İbn Teyrniyye'nin tesbih nama­
zıyla ilgili rivayetleri mevzu kabul ettiklerini, onlan taklid edenlerin de aynı yolu tuttukla­
nnı belinir. LekneV1 bir gerçeğe parmak basarak, bu insanlann lbn Teyrniyye'nin beyanla-
29
SAHİH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

52. Bayram namazı için gusül alınacağı hususunda sahih hadis


yoktur. 102 İlgili rivayetler zayıftır. 103 Lakin ulema bunu güzel gör­
müştür, sahabeden de bu yönde uygulamalar aktarılmıştır. 104

2.8. Dua
53. Duadan veya Kur'an kıraatinin ardından Fatiha okunması
hususunda Hz. Peygamber ve sahabilerinden gelen bir rivayet
yoktur. 1 05

nnı gökten inmiş vahiy gibi kabul ettiklerini, karşılanna ne kadar kuwetli deliller getirilse
getirilsin ikna olmadıklanru belinir ve tesbih hadisinin varlığını ispat etmeye girişir. Bkz.
d-Asdru1-Merftla, s. 123 vd. Geniş bir değerlendirme için bkz. Kaysiyye, el-imam tbnu1-
Cevzt, s. 333-9; Yemanı, Avdsım, IX/141 vd.
102
Bkz. İbn Hacer, Telhtsu1-Habtr, lV607, rakam: 676. Guınan bazı rivayetlerle bu genelle­
meye karşı çıkar. Bkz. Hiddye, IV/235. Cuman, ibnu'l-Kayyım'ın da bu konuda sahih ha­
dis bulunmadığını söylediğini aktanr. Lakin Zddu1-Mead'daki ibare lbnu'l-Kayyım'ın Hz.
Peygamber'in cuma günleri yıkandığını sahih kabul ettiğini göstermektedir. Bkz. 11/81.
103 ômek olarak bkz. tbn Mık:e, lkametus-Salat (5), babu ma cae li'l-iğti.sali li"I-ıdeyn (169),
rakam: 1315-6.
1°' Bkz. İbn Ruşd, Bidıiye, V412; İbnu'l-Kayyım, Zddu1-Medd, V442.
'°' Ülkemizde dua edildikten sonra veya namazın ardından Amenerresulu veya başka ayetler
kıraat edildiğinde "el-Fatiha" denmekte ve meclistekiler Fatiha Suresi'ni okumaktadırlar.
Bununla ilgili olarak şunlar söylenebilir:
l. Suudilerin fetva komisyonu, ilk dönem böyle bir uygulamama olmaması nedeniyle dua
sonrası Fatiha okumayı bidat saynuştır. (l. l.2004, Fetva No: 42768, Fetva Başlığı: Huk­
mu Kıraati! Fatiha Ba'des-Salat. h.u.pJ/faıw.a..islaınwclı.nelı'Iaı.w.aı'.index. µhp?�wf
atwa&O.pı.i.ıın_...Eı&l.d_ıtwald ill168) .
2. Bu uygulamanın ne zaman başladığına gelince, tarafımızca bu husus tespit edilememiştir.
3. Hadis kitaplannda duaya hamdele ve salvele ile başlamanın güzel olduğu ifade edilmek­
tedir. Nitekim Fedale b. Ubeyd'den gelen bir rivayette şöyle geçmektedir: "Rasulullah, na­
mazda izzet ve. celal sahibi Allah'ı zikretmeksizin, Peygamber'e salavat getirmeksizin bir
kişinin dua ettiğini duydu ve şöyle buyurdu: "Bu kişi (usolono bilmediği için) duada ace­
le etti." Sonra onu yanına çağırdı, ona ve diğerlerine şöyle buyurdu: "Sizden biriniz na­
maz kıldığı zaman önce rabbine hamd ederek, onu överek başlasın, sonra peygambere
salavaı getirsin, sonra da dilediği şekilde dua etsin!" (Ahmed b. Hanbel, XXXlX/363, rakam:
23937; Eba Davud, Babu Tefni Ebvabi'l-Vitr (8), babu'd-dua (23), rakam: 1481).
4. Zayıf da olsa bazı kaynaklarda, duanın sonunda da Hz. Peygambere salavat getirmenin gü­
zel olacağı zikredilmektedir. Nitekim Cabir b. Abdullah'tan gelen bir hadisıe Hz. Peygam­
ber şöyle buyurmaktadır: "Beni yokunun matarası yerine koymayın. Çonko yolcu sefere
çıkmak istediğinde asılacak şeylerini hayvanına asar ve matarayı su doldurur. Yolda abdest
alma ihtiyacı hasıl olduğunda ondan abdest alır, içme ihtiyaa olduğunda içer. Bunlar sôz
konusu olmadığında da suyu döker. (Siz beni bu duruma getirmeyin). Duanızın onasın­
da, başında ve sonunda beni anın." (Abdurnzı:ah, 11/2 15, rakam: 3 1 17; Beyhaki, Şuabu1-
lmdn, llV137, rakam: 1476).
5. Hz. Peygamber döneminde duadan sonra "Fatiha" okunmuyordu, bu nedenle bidatıir, di­
yerek kestirip atmak, şu gerekçelerden dolayı yerinde bir yaklaşım değildir:
a) Duadan sonra Fatiha'nın okunma nedenlerinden birisi, Fatiha yani Allah'ın kelanu ile
Allah'a tevessül ederek başka bir ifadeyle Allah'ın bir sıfau yani kelanu ile Allah'a yalvara­
rak duanın kabul edilmesini talep etmektir. Bunda bir beis olamaz. Aynca Fatiha'yı oku­
mak bir arnel-i salihtir. Amel-i sa!ih ile tevessıllde bulunmakta da bir sakınca yoktur, bi­
lakis güzeldir.
b) Fatiha'nın kendisi bizatihi Allah'a hamd ve duadır. Dolayısıyla duayı bunlarla tamamla­
makta şer'an bir beis olamaz bilakis takdir edilecek bir durumdur.
c) Hz. Peygamber'den Fatiha suresinin faziletine dair pek çok hadis gelmiştir. Bu da söz konu-
30
SAHiH HAOIS BULUNMAYAN KONULAR

54. Duadan sonra elleri yüze sürmek hususundaki hadisler za­


yıftır. Abdullah b. Mubarek'in bu hususta sahih bir rivayet gel­
mediğini söylediği, dualanndan sonra ellerini yüzüne sürmedi­
ği; bununla beraber, seleften bazılannın namaz dışında, duadan
sonra ellerini yüzlerine sürdükleri nakledilmiştir. Namazda ku­
nuttan sonra ellerin yüze sürüleceğine dair de sahih bir hadis
yoktur. Sahabeden de bu yönde sağlam bir rivayet gelmemiştir.
Ahmed b. Hanbel'in namazda böyle birşeye cevaz vermediği, na­
maz dışında yapmakta ise bir beis olmadığını söylediği rivayet

su surenin okunmasının ne kadar güzel bir amel olduğunu gösterir. Duadan sonra yapılan
da bunun icrasıdır. Nitekim namazda Fatiha"nın okunmasıru tavsiye eden bir hadiste bu su­
renin okunması şöyle övülür: "Fatiha'yı okuyan kul, 'elhamdu lillahi rabbi'l-alemln' dediğin­
de Allah , 'kulum bana haındetti' der. Kul, 'er-rahmani'r-rahlın' dediğinde, 'kulum beni öv­
dü' der. Kul, 'maliki yevmi'd-<ltn' deyince, 'kulum beni yüceltti' der. Kul, �yyake na'budu
ve iyyake nesteln' deyince, 'bu benimle kulum arasındadır, artık kulum ne isterse olacaktır'
der. Kul, �hdine's-sırata'l-mustak1m. Sırate1lez1ne en'amte aleyhim, ğayri'l-mağdübi aleyhim
vela'd-<iallln' deyince de Cenab-ı Hak, 'işte bu yalnızca kulum içindir, isteği yerine gelecektir'
buyurur." (Müslim, Sal!ı (4), babu vucübi kıraati'l-Fatiha . . . (1 1), rakam: 395).
d) İnsanın gerçekleşmesini talep ettiği şey için Kur'an'dan bir parça okuması tavsiye edilmiş­
tir. Duadan sonra Fatiha'nın okunması da bunun içindir. Nitekim Ebü Said el-Hudrt'den
şöyle bir hadis gelmektedir: Hz. Peygamber'in sahabilerinden bir grup Arap kabilelerin­
den bir obaya vanrlar. Oba halkı gelen sahabilere yemek vermez. Onlar böyle konuk edil­
memiş halde bulunduklan sırada oba halkının lideri zehirli bir hayvan tarafından soku­
lur. Bunun üzerine oradaki sahabilere 'sizin beraberinizde bir deva yahut rukye tedavisi
yapan kimse var mı' diye sorarlar. Sahabiler de onlara 'sizler bizi konuk edip yemek ye­
dirmediniz. Biz de, sizler bizim için bir ücret tayin etmedikçe size rukye yapmayrz" der­
ler. Bunun akabinde kabile halkı, sahabiler için ücret olarak bir bölük koyun sürüsü ayı­
nrlar. Bundan sonra bir sahabi Ümmü'l-Kur'an'ı (Fatiha'yı) okumaya başlar. Tükrügünü
toplar ve o hasta adamın üzerine üfler. Neticede o zat iyileşir. Kabile halkı da koyun sü­
rüsünü getirip teslim ederler. Sahabiler, okuyan sahabiye 'biz bu sürü parçasını Hz. Pey­
gambere sormadıkça almayrz' derler. Nihayet bunu Hz. Peygambere anlatıp sorarlar. Hz.
Peygamber güler ve 'bu sürenin rukye için iyi olduğunu nereden biliyordun? Bu sürü par­
çasını alın, bana da bir pay ayınn!' buyurur. (Buhdrt, Tıb (76), babu'r-ruka bi Fatihati'l­
Kitab (32), rakam: 5736).
e) Duanın ardından Fatiha okumak Hz. Peygamber'in duasını değiştirmektir, dine bir şey
katmaktır, itirazı kabul edilemez. Çünkü lslamın temel dinamikleriyle çelişmedikten ve
ibadetin bizatihi kendisinde değişikliğe neden olmadıktan sonra, hayata anı bir güzel­
lik katan her bir şeyi reddetmek ümmetin çaglar boyunca toplumsal güzellik olarak be­
nimsedikleri tezyinatı ve değerleri reddetmek demektir. Mevlid okumayı, cami süsleme­
sini reddetmek gibi.
O Unutmamak gerekir ki; Kaide, lşid, Buku Haram gibi örgütlerin onaya çıkması, her şeyi
dar alanlar arasına hapseden "çağdaş Selefi" din anlayışının zaruri bir sonucudur. Dine
hala bedevi mantığıyla, keskin kalıplarla bakan bu din tasavvuru, Seleftlik dediği inancı
dinin merkezine koymakta ve farklılıklara tahammül edememekte, düşünce ve estetik
boyuttan yoksun olduğundan dolayı da her zaman sen, dışlayıcı ve yasaklayıcı hüküm
cümleleri ile kendini ifade etmektedir. Onaya çıkan manzara ise İslamı korkulan bir din
haline getirmektedir. Bundan kaçınmak gerekir.
5-Fatiha'yı okumak bir zorunluluk değildir. Ülkemizde ise "Fatiha" dendiğinde sanki Fatiha'yı
mutlaka okumak gerekiyormuş gibi bir algı vardır. Bu yanlıştır. Nitekim "el-Fatiha" yerine
"el-Bakara" denecek olsa, nasıl ki Bakara suresini okuma zorunluluğu yoksa, Fatiha'da da
yoktur. Ancak okunması güzel olur, nafile bir ibadettir, duadır.
31
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

edilmiştir. İzz b. Abdisselam da duadan sonra elleri yüze sürme­


yi bidat saymaktadır. 106
Misaller: "Allah'tan avuçlannızın içiyle isteyin, ellerinizin üs­
tüyle değil. Duayı bitirdiğinizde avuçlannızı yüzünüze sürün. " 107
"Rasulullah duada ellerini kaldırdığı zaman onlan yüzüne sür­
medikçe indirmezdi. " 108
Bazı bilginler ise yukanda yaptığımız genellemeye katılmazlar
ve konuyla ilgili hadislerin birbirlerini desteklediklerini ve bu­
nun elleri yüze sürmenin mevcudiyetini ortaya koyduğunu ka­
bul ederler. 109 Nitekim İbn Hacer zayıf rivayetlerin birbirini des­
teklemesi nedeniyle hadisin hasen seviyesine çıktığını belirtir. 1 10
55.Cevşen duasının Hz. Peygamber'e isnadı batıldır. Hiçbir
güvenilir kaynakta geçmemektedir. Bu duayı Allah RasOlü'ne is­
nad eden ona iftira etmektedir. ı ı ı

100 Bkz. İbnu'l-Cevz1, lld, 1V84 1 , rakam: 1407; İbn Teyrniyye, Mecma", XXIV5 19 (Konuy­
la ilgili bir iki hadis olduğunu, bunlarla delil oluşmayacağını belirtir); Subkt, Tabahııt ,
V/84-5 (Beyhakı'nin Ebo Muhammed Cuveynt'ye yazdığı mektuptan); Muııavt, Feydu1-
Kadır, 1/344-5, 369, V/138 .
10' Eba Dıtvııı:I, Sucodu'l-Kur'an (3), babu'd-dua (23), rakam: 1485 (Zayıf olduğunu belirtir),
1492; tbn Mdce, Dua (34), babu refi'l-yedeyn fı'd-dua (13), rakam: 3866; Beyhakt, 1V2 12;
Kilılbu'd-Deavati1-Kebır, s. 138; Kandehlevt, Hayiltu�-Sahdbe. N/175. Diğer bir hadis için
de bkz. Eba Davad, Sucodu'l-Kur'an (3), babu'd-dua (23), rakam: 1492 (Elbanı zayıf oldu­
ğunu belirtir. Bkz. Dal.fu Ebı Davud, IV89, rakam: 262).
"" Tirmizt, Deavat (45), babu rna cae fi refi'l-eydt inde'd-dua (ll), rakam: 3386 (Hadisin
gartb olduğunu söyler).
109 Sindi, et-Tuhfeıu1-Mergabe, s. 38.
110
Bkz. İbn Hacer, Bulagu1-Merdm, s. 464, rakam: 1567-8.
1 1 1 Bkz. Yıldınm, Hadisler ve Zihinlerdeki Sorular, s. 302; Yeniay, Adnan, Cevşen Duasının
Hadis llmindehi Kritiği, Sivas-2008 (Master tezi). Allah Rasolüne isnad etmeden bir dua
olarak okunabilir.
Kur'an ve Hikmet lşıgını:la Cevşerı Şemi adlı bir kitap hazırlayan Prof. Dr. Abdülaziz Hatip,
sayfa 12'de Cevşen duasından bahisle şöyle söyler:
"Kaynaklarda anlauldığına gore, Asr-ı Saadet\e cereyan eden savaşlardan birinde, muharebenin
lazışnğı ve üzerindeki zırhın kendisini fazlasıyla sıknğı bir sırada Hz. Peygamber (a.s.m.) elleri­
ni açarak Allah'a dua enniş, bunun üzerine gök kapılan açılarak Cebrail gelmiş ve "Ey Muham­
med! Rabbin sana selam ediyor ve üzerindeki zııtu çıkanp bu duayı okumanı istiyor. Bu dua
hem sana, hem de ümmetine zırhtan daha sağlam bir emniyet sağlayacaknr demiştir.
Aynca Cebrail Hz. Peygamber'e Cevşen'in faziletiyle ilgili izahatta da bulunmuştur. (Bkz.
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, "Cevşen" maddesi)"
Yazar, Diyanet İslam Ansildopedisi'nden (Cevşen maddesi, VIV462) aktardığı meme müda­
hale etmiş ve okuyucuyu yanıltmıştır. Şöyle ki:
1-İslarn Ansiklopedisi'nde "anlatıldığına göre" diye geçen ifadeyi "kaynaklarda anlatıldığına
gôre"ye çevirmiştir. "Kaynak" ifadesini kullanarak söz konusu rivayetin güvenilir olduğu­
nu ihsas ettirmeye çalışmıştır.
2-·Aynca Cebrail" diye başlayan cümleyi birinci paragraftan bilinçli olarak ayırmıştır. Oysa
burası ilk paragrafta geçen rivayetin içinde yer alan bir hususa vurgu yapmaktadır. Ancak
yazar burayı "aynca" ifadesini kullanarak farklı bir rivayet olarak sunmuş ve İslam Ansik­
lopedisi adını vererek okuyucuda da güven oluşturmaya çalışmıştır.
32
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

2.9. Mescid
56. Mescide komşu olanın, mescid dışında kılacağı namazın
makbul olmayacağına dair sahih hadis yoktur. 1 12
57. Mescidde cenaze namazı kılmaktan nehyeden sahih riva­
yet yoktur. 1 1 3
58. Mescide asılacak lamba, kandil ve serilecek hasırın fazileti­
ne dair tüm hadisler mevzudur. 1 14
59. Beytu'l Makdis'in faziletiyle ilgili üç hadis dışında sahih
hadis yoktur. 1 1 5 Ebü Hafs el-Mevsıli bunların şunlar olduğunu
söyler: Bineklerin sadece üç mescid için sefere hazırlanacağı, 1 16
Mescid-i Aksa'nın Mescid-i Haram'dan sonra inşa edilen ikinci
mabed olduğu, 1 1 7 Beytu'l-Makdis'te kılınan namazın yediyüz na­
maza denk olduğu. " 1 1 8
60. Beytu'l-Makdis'teki kaya ile ilgili hadislerin tamamı mev­
zudur. Onda peygamberimizin ayak izinin bulunduğu asılsızdır.
Uyduranların niyeti ziyaretçi sayısını artırmaktır. 1 19 Misal: "Kaya
Allah'ın en aşağıdaki arşıdır. " 120
Bazılarınca, bu genelleme dışında tutulan bir hadis bulunmak­
tadır: "Acve (hurması) ve kaya cennettendir." Bu hadisi:
a) Abdurrahman b. Mehdi > Muşmeil b. iyas el-Muzeni > Amr
b. Suleyrn el-Muzeni > Rafi' b. Amr el-Muzeni tarikiyle Ahmed
b. Hanbel ve İbn Mace rivayet etmiştir. 1 2 1 Büsıri Zevdid'de isnadı-

Sôz konusu ansiklopedide bu rivayetin Hz. Peygamber"e isnadının sahih olduğuyla ilgili
birşey denmemekte bilakis bir hikaye olarak sunulmaktadır.
1 1 2 Bkz. Mevsılı, Mugnı, s. 30; İbn Hacer, Telhıs, IV32, rakam: 564; Elbanl, Datfe, V332-6, ra-

kam: 183; Huveynı, Cunnetu1-Murtclb, 11/271.


ı 1 J Bkz. Mevsılt, Muğnl. s. 32.
ı ı< Bkz. Sağan!, Mevdadı, s. 39, rakam: 4 1 .
1 1 ' Mevsılı, age., s . 25.
1 1 6 Bkz. Bulıdr1, Fadlu's-Salat [t Mescidi Mekke ve'l-Medtne (20), babu fadli's-salat ft Mescidi

Mekke .. . (1), rakam: 1 189.


1 1 7 Bulıdr1, Ehadısu'l-Enbiya (60), bab 10, rakam: 3366.
1 1 • Heysem!, Mecmeu'z-Zevllid, Nn; Munzirt, Tergrb, IV2 16, rakam: 10. Bu kaynaklarda beş­

yüz namaza denk olduğu geçmektedir.


1 19 ibnu'l-Kayyım, Menıir, s. 87, rakam: 156; I<ar1, Esrar, s. 435, rakam: 16.
ııo ibnu'l-Kayyırn, age., s. 86, rakam: 154; I<ar1, age. , s. 435, rakam: 16. Tabiinden Urve b.
Zubeyr bunu şöyle değerlendirir: "Subhanellah! Hem Allah Teala "O'nun kursüsu semala­
n ve yeri kaplamıştır" (2 Bakara 255) buyuruyor, hem de kaya en aşağıdaki kursusu olu­
yor!" Bkz. lbnu'l-Kayyım, age., s. 86, rakam: 154; I<ar1, Esrar, s. 435, rakam: 16.
1
1 2 Ahmed b. Hanbel, V/3 1 , rakam: 2029 1; V/65, rakam: 2060 1 ; lbn Mılce, Tıb (31), babu'l­

kem'e ve'l-acve (8), rakam: 3456.


33
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

nın sahih, ricalinin de sika olduğunu söyler. 122 Hakim de Ahmed


b. Hanbel vasıtasıyla bunu rivayet etmiş, isnadının sahih oldu­
ğunu belirtmiştir. Zehebi de hadisin Buharı ve Müslim'in şartla­
rına uyduğunu söylemiştir. 1 23
b) Keza bu hadisi, Yahya b. Said > Muşmeil b. İyas el-Muzeni
> Amr b. Suleyin el�Muzeni > Rafi' b. Amr el-Muzeni tarikiyle
Ahmed b. Hanbel rivayet etmiştir ancak, hadisin metni "acve ve
ağaç cennettendir" şeklindedir. 124
Bu iki rivayet karşılaştırıldığında, Muşmeil'in rivayetlerinde
farklılık olduğu dikkatlerden kaçmaz. Rivayetlerden birisinde ka­
ya geçerken diğerinde ağaç geçmektedir. Buradan da Muşmeil'in
tereddüt ettiği anlaşılmaktadır. Çünkü Abdussamed b. Abdilvaris
> Muşmeil b. iyas el-Muzeni > Amr b. Suleym el-Muzeni > Rafi'
b. Amr el-Muzeni tarikiyle Ahmed b. Hanbel'in naklettiği diğer
rivayette "acve ve kaya -veyahutta şöyle dedi: acve ve ağaç- cen­
nettedir. Muşmeil şüphe etmiştir" şeklinde geçmekte; Abdussa­
med de, Muşmeil'in tereddüt ettiğini belirtmektedir. 1 2 5 Bu tered­
dütten dolayı İbn Mdce'deki rivayette Abdurrahman b. Mehdi,
"kaya ifadesini ağzından bu şekilde ezberledim" demiştir.
Suyüti her üç lafzı da (acve, kaya ve ağaç) el-Cdmiu� Sa,gtr'de
biraraya getirm�ş. sahih olduğuna işaret etmiştir. 1 26 Munavi ise
hadisle ilgili birşey dememiştir. 127
Hadisin yorumuna gelince, ağaçtan muradın asma veya Rıdvan
beyatındaki ağaç olduğu söylenmiştir. 1 28
Görüldüğü gibi hadis sadece Muşmeil tarikiyle gelmekte, "ac­
ve" ifadesi tariklerde hep geçmekle birlikte "kaya" ile "ağaç" de­
ğişmektedir. Yukarıda görüşleri geçen zevatın belirttiği gibi hadis
sahihse, "bunlar dünyadaki nesnelerdir, nasıl cennetten gelmiş
olabilirler" diye bir soru akla gelirse, cevabı şöyle olabilir: On-

"' BOsırt, Zevdid, s. 450, rakam: 1 145.


ııı Bkz. Hakim, Mustedrek, IIV120, rakam: 7134-5.
'" Ahmed b. HarUıel, IIV426, rakam: 15486; V/30, rakam: 20287.
"' Bkz. Ahmed b. Hanbel, V/31 , rakam: 20290.
'" Bkz. Suyüt1, el-Cdmiu�-Sa,gır, IV188, rakam: 5679.
127 Bkz. Muna.vt. Feydu1-Kadır, fl//376-7, rakam: 5679.
12•
Bkz. İbnu'l Esir, Nihdye, IV446; Munavt, age., fV/376, rakam: 5679.
34
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

lar da cennette bulunacaklardır. Eğer hadiste geçen ağacı Rıdvan


beyatındaki ağaç olarak alacak olursak, bu beyata katılanlar cen­
netle müjdelendiği için, burada bulunan ağaç ta bundan nasibini
almış olabilir. Nitekim yukarıda Ahmed b. Hanbel'in bir tarikin­
de geçen "cennettedir" ifadesi bunu teyid eder mahiyettedir. An­
cak kaya ile ilgili genel hüküm çerçevesinde meseleye bakıldığın­
da, bu hadisin çeşitli varyantlarında geçen kaya ifadesi yine de
şüpheler uyandırmakta, genellemeye yakın durmaktadır.

2. 1 0. Hac-Umre
61. Hz . Peygamber'in kudüm tavafından sonra Safa ile Merve
arasında sa'yettiği rivayet edilmiştir ancak, ifaze tavafından sonra
da sa'y ettiğine dair rivayetler sahih değildir. 129
62. Rasulullah Mekke'nin fethinde Kabe'nin içine girip namaz
kılmıştır. 130 Umretu'l-kada'da, diğer umrelerinde keza veda hac­
cında Kabe'ye girdiği hususunda ise sahih bir rivayet yoktur. 131
Bazıları Ebo Davud ve Tirmizi'nin rivayet ettiği şu hadisi de­
lil getirerek bu genellemeye katılmadıklarını ortaya koyarlar. Hz.
Aişe'den: Hz. Peygamber neşeli bir şekilde Hz. Aişe'nin yanından
çıkar ancak üzüntülü bir şekilde geri döner. Sonra da şöyle bu­
yurur: "Kabe'ye girdim. Yaptığımı geri getirebilseydim bunu yap­
mazdım. Ümmetime meşakkat vermiş olmaktan korkuyorum. 132
Beyhaki bu rivayeti, Hz. Peygamber'in veda haccında Kabe'ye
girdiğine delil olarak getiririr. 133 Şevkani de Hz. Aişe fetih sıra­
sında Hz. Peygamber'in yanında olmadığı için, bunun fetih dı­
şında Kabe'ye girdiğinin delili olduğunu söyler. 134 İbnu'l-Kayyım
ise burada hacdan bahsedilmediğini, hadisin metnini iyice dü-

"' Beyhak1, Ma'rife, Vll/260.


130 Bkz. Bkz. Buhart, Cihad (56), babu'r-ridfi ale'l-himar (127), rakam: 2988; Megazt (64), babu
duhaü'n-Nebı min a'la Mekke (50), rakam: 4289; babu hacceti'l-veda' (78), rakam: 4400 .
ı ı ı Bkz. Kunubı, Mufhim, IIV429, 432; Nevevı, Şerh, IX/84, 88; lbnu1-Kayyım, Zddu1-Medd,
111297; Inı.k1, Kiıııbu Tarhi't-Tesrıb, V/13 1 , 136; lbn Hacer, Feıhu1-Bdr1, N/268; Zurk!nı,
Şerhu'z-Zurkdnı, IV472.
ııı Eba Ddvad, Menasik (5), babun fı duhali'l-Ka'be (93), rakam: 2029; Tırmizt, Hac (7), babu
ma cae fı duhali'l-Ka'be (45), rakam: 873.
ı ıı Bkz. Beyhak1, V/159.
'" Bkz. Şevkanı, Neylu1-Evtdr, V/102; Canan, Hadis Külliya�. V/509.
35
SAHiH HADiS BULUNMAYAN �ONUL.AR

şünen kimsenin de anlatılanın fetih zamanında yaşanmış oldu­


ğunu anlayacağını söyler. 135 İbn Hacer ve Zurkani gibiler ise Hz.
Peygamber'in bu sözü fethin ardından Medine'ye döndükten son­
ra Hz. Aişe'ye söylemiş olmasına bir mani olmadığını belirtirler. 1 36
Bu farklı yaklaşımlar yanında hadisi rivayet eden İsmail b. Ab­
dilmelik b. Refi' el-Kafi 1 37 münekkidlerce zayıf biri olarak kabul
edilmiştir. 138 Dolayısıyla zikri geçen genellemenin geçerli oldu­
ğunu söyleyebiliriz.

2. 1 1. Kurban
63. Kurbanın zilhiccenin sonuna kadar kesilebileceğine dair ha­
dislerin hepsi zayıftır. 139
64. Kurban keserken Hz. Peygamber'in adının anılarak salat
getirilmesinden nehyeden hadisler batıldır. 140
65.Hz. Peygamber'in bayram günü kurban kestikten sonra na­
maz kıldığına dair bir rivayet yoktur. 141

135 Bkz. ibnu'l-Kayyım, Zddu1-Medd, 11/297-8.


, ,. Bkz. İbn Hacer, Fethu1-Ba11, IV/265; Zurkanı, age., 11/472. Mubarekfoıı ve Seharenfüıı gi­
biler ise bunu son derece uzak bir ihtimal olarak görürler. Bkz. Mubarekfüıı, Tuhfeıu 1-
Ahvezı, 111/6 1 1 ; Seharenfoıı, Bezlu1-Mechad, IX/374. Kandehlevı de İbnu'l-Kayyım ile İbn
Hacer'in yaklaşımına hayret ettiğini, Hz. Peygamber'in Mekke'nin feıhi, ardından Taif ve
diğer yerlerin fethini gerçekleştirdikten sonra Medine'ye kadar üzüntülü gittiğinin söyle­
nemeyeceğini belirtir. Bkz. Kandehlevı, Evcezu1-Mesdlik, Vll/345.
137 Bkz. Buharı, Kebır, 1/367; İbn Hibban, Mecrahın, 1/121-2; Ukaylı, Duafd, 1/85; İbnu'l-Cevzt,
Duafa, l/1 17; Zeheb!, Mtzdn, 1/237-8. Kandehlevı ise Tirmizl, Hakim, İbn Huzeyme riva­
yetin sahih olduğunu söyledikten, Ebo Davad sukot ettikten, Zeheb! ve ibnu'l-Arabı gi­
bi alimler sahihliğini onayladıktan sonra raviyle ilgili değerlendirmenin önemi olmadığını
söyler. Bkz. Kandehlevı, age., Vll/345.
ı JB Tinnizl'nin senedinde bulunan Muhammed b. Yahya b. Ebı Ômer el-Adenı de Ebo Hatim
tarafından gafil olmakla suçlanmışnr. Bkz. İbn Ebı Hatim, Kitııbu1-Cerh, VIIl/124-5;
Mubarekfüıı, Tuhfetu1-Ahvezı, 111/6 1 1 .
' " Beyhakı, Ma'rife., XIV/65.
'"' Beyhakı, Sugra, 11/22 1-2, rakam: 1807.
'" lakin Allah Rasulü'nün çeşitli vesilelerle şükür namazı kıldığını veya şükür secdesi yap­
ağını biliyoruz. Müslümanlara kan kusturan Ebu Cehil'in öldürülme haberi karşısında
iki rekat namaz kılması (lbn Mıice, İkametu's-Salat (5), babu ma cae fi:S-salati 11e:S-secdeti
inde'ş-şukr (192), rakam: 1391); çok istediği bir işin halledilmesinin (tbn Mace, 1382)
keza Yemenlilerin İslamı kabul ettiğini öğrenmesinin ardından (İbnu'l-Estr, d-Kıımilfi'ı­
Tdrth, 1/350) secdeye kapanması gibi. Hz. Ebubekr'in İslam düşmanı Museylime'nin
ölüm haberi gelince secdeye kapanması da böyledir. (Beyhaki, Ma'rife, [Vfl), rakam:
55ı5). Bu nedenle insan eriştiği her hangi bir nimet nedeniyle iki rekat namaz kılabi­
lir veya şükür secdesi yapabilir. Kurbanı da bu çerçevede değerlendirmek güzel gözü­
küyor. Buna bidat olarak bakmak yerine, insan kendisine nimet olarak gördüğü bir şey
için şükür namazı kılıyor, diye düşünmek makuldür. Zira kulun rabbine şükretmesin­
den daha güzel ne olabilir, hem de namazla.
36
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

2.12. Zekat, Ôşür, Harac, lnfak Etmek


66. Zekatım vermemek için sahtekarlık yapanın bu hali tespit
edildiğinde, hem zekatı hem de malının yansımn alınacağına da­
ir sabit bir rivayet yoktur. 142
6 7. Balın zekat miktan hususunda sahih bir rivayet yoktur. 143
68. Yemenlilerin vers bitkisinden ne kadar öşür verecekleri hu­
susunda sabit bir rivayet yoktur. 144
69. Madenlerde öşür gerektiğine dair rivayetlerin aslı yoktur.145
70. Hz. Ebübekr'in Yemen'deki Hufaş ahalisine, Yemen safra­
nının mahsulünun onda birini zekat olarak vermelerini emretti­
ğine dair sağlam bir rivayet yoktur. 146
71. Harac arazisini alan müslümamn, harac vermeyi devam et­
tirmesinden nehyeden sahih hadis yoktur. 147
72. Dilencinin yalanı olmasaydı onu geri çevirenin iflah olma­
yacağına dair sahih hadis yoktur. 148
73. İyiliği soylu ve dindar insanlara yapmak hususunda sahih
bir hadis yoktur. 149
74. İnsanlann ihtiyaçlanm yerine getirmemekten (cimrilikten)
men eden ve böyle insanlann malının kaybolmaya yüz tutacağı­
na dair hadisler. Ukayli bu konuda sahih bir rivayet olmadığı­
m söyler. 150

"' Beylıakı, Ma rife , Vl/57.


'

1" Beyhakı, IV/126; Ma'rife, Vl/122. Beyhakı, Şafii ve Buhan'den durumun böyle olduğuna
dair nakillerde bulunur. Tirrniz1 de bu kanaattedir. Bkz. Tınnizt, Zekat (4), babu ma cae ft
zekati'l-asel (9), rakam: 629; lbnu'l-Cevzt, nt1, 11/6, rakam: 820.
144 Beyhakı, IV/126.
"' Bkz. lbn Hibban, Mecrııhın, 11/20, 111/108; İbnu'l-Cevzı, Kitıibu1-Mevdııdt mine1-Ehııdısi 1-
Merfadı, 11/476, rakam: 1035 (Boyaalar'ın tahkik ettiği nüsha).
146 Beyhakı, Ma'rife, Vl/1 19.
147 Beyhakı, age , XIll/338.
.

1'" Bkz. Ukaylt, age., 111/59, rakam: 1021; lbnu'l-Cevzt, Mevdadı, 11/155-6; lbnu'l-Kayyım,
age., s. 125, rakam: 281 ; Semhodt, Gummdz, s. 178, rakam: 2 1 5; Kan, age. , s. 460, rakam:
32. Kan bu manada bir hadisin Taberant tarafından rivayet edildiğini söyler. (Esrar, s. 283,
rakam: 378). Zikrettiği hadis şudur: "Miskinler yalan söylemiş olmasalardı, onlan geri çe­
viren iflah olmazdı." (Taberanı, Kebir, Vlll/246-7, rakam: 7967). Heysem! (d-Mecmcu'z­
Zevaid, 111/102) ve Sehavt (Mehdsid, s. 344, rakam: 892) hadisin senedinin zayıf olduğunu
söyler. Dolayısıyla bu genellemeye zarar veren bir durum değildir. Keza bkz. İbnu'l-Cevzt,
Mevdtıdt, 11/156; SuyQtl, !.Lalı, 11/75.
149 Bkz. Ukaylt, Duafa, IV/433, rakam: 2063; lbnu'l-Cevzt, Mevdlldt, IV508, rakam: 1073
(Boyaalar'ın tahkik ettiği nüsha).
1"' Bkz. Ukaylt, Duafa, 11/340, rakam: 937; lbnu'l-Cevzt, nt1, 11/518, rakam: 857; lbnu'l­
Kayyım, age., s. 126, rakam: 283; Kan, age, s. 460-1, rakam: 32.
37
SAHiH HAOIS BULUNMAYAN KONULAR

2.13. Oruç
75.Ramazanda orucu kasden yiyenin keffaret olarak ne yapa­
cağı hususıında sabit bir hadis yoktur. ısı Başka bir ifadeyle, ci­
ma dışında orucu bozmanın keffaretine dair sahih bir rivayet
yoktur. ısı

2. 1 4. Yemin, Vasiyet-Miras
76. Birşeye yemin eden kimsenin, yemininin tersini daha hayır­
lı görmesi durumunda, yeminini bozmasının yeminine keffaret
olacağına dair hadislerin hepsi zayıftır. Sıla-i rahimde bulunma­
yacağına yemin etmek gibi. ı53
77. Katilin vasiyet hakkı olmadığıyla ilgili hadisler batıldır.
Beyhaki "katilin vasiyet hakkı yoktur" rivayetinin ardından batıl
olduğunu ve bilinmesi için bunu rivayet ettiğini söyler. ıs4
.
78. İnsanın hatayla öldürdüğü kimseye varis olabileceği, kas­
den öldürdüğüne ise olamayacağı şeklinde ayrım yapan hadisler
sahih değildir. ıss
79. Mecüsinin mirası hususunda sahabeden gelen rivayetler
sağlam değildir. 156

2 . 1 5. Kısas, Had
80. Kısasın sadece kılıçla yerine getirileceğine dair sahih hadis
yoktur.ıs7

' " Beyhaki, JV/229.


' " Beyhaki, Ma'rife, Vl/268.
'" Beyhaki, X/33-4.
'" Beyhaki, Vl/262; Sugra, 11/372, rakam: 2330.
m Beyhak1, Ma'rife, XIV196. Beyhaki, varisi bulunmayana dayının varis olacağına dair Hz.
Peygamber'den gelen hadisler hakkında Yahya b. Matn'in "bu hususta sağlam bir hadis
yoktur" dediğini aktarması yarunda, ilgili merfu hadisleri naklederek biri hariç diğerleri­
nin zayır olduklarını söyler. Daha sonra da 'şayet sabiıse' diyerek geneline İbn Matn (ke­
za diğer Şafıtler) gibi yaklaşnğını gosterir, sonra da bunları tevile, kendi delilleriyle telff et­
meye koyulur. Ancak biz onun bu genellemesini yukarıya taşımayı uygun gôrmedik. Zira
zikrettiği hadisler Ebo Davod, Tirmiıı , İbn Mace, Ahmed b. Hanbel, Ne.sat, İbn Hibban ve
Darekutni gibi pek çok zevat ıararmdan rivayet edilmektedir. Kaldı ki, --0nun yaptığı gibi­
bunların arasını Şafıılerinkilerle bulmak mümkılndür. Bilgi için bkz. Beyhakı, Vl/214-5;
Ma'rife, lX/156-165; Tahavı, Muşkil, IV/395 vd.; Semhodı, Gummdz, s. 101, rakam: 97;
Zuhaylt, lsldm Fıkhı Ansiklopedisi, X/349.
156 Beyhak1, Vl/260.
' " Beyhaki, VllV62-3; Suğra, IIV222, rakam: 2991.
38
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

8 1 . Hadlerin şüpheyle düşürülmesine dair sahih merfu hadis


yoktur. 158
82. Had cezasına çarptınlanın, kardeşine kin besleyenin, ema­
nete hiyanet edenin şahitliğinin kabul edilmeyeceğine dair sahih
hadis yoktur. 159
83. Kaş ve saç çıkmayacak şekilde yaralamanın diyetine dair
sahabeden gelen sabit bir rivayet yoktur. 160
84. Hz. Peygamber'in, yaralının yarası iyileşmeden yaralayan­
dan kısas almayı yasakladığına dair haberlerin hepsi zayıftır. 161

2.1 6. Tasavvuf
85-Salihler anıldığında rahmetin ineceğine dair Hz. Peygam­
ber'den nakledilen hadisin aslı yoktur. Bu söz Sufyan b. Uyeyne'ye
aittir. 162
86. Rabıtayla ilgili bir hadis yoktur. Bu babta delil olarak zik­
redilen, Hz. Ebabekr'in kaza-i hacet anında bile Rasulullah'ı dü­
şündüğü rivayeti mevzudur. 163
87. Hz. Peygamber'in hafi zikri Sevr Mağarası'nda Hz. Ebabekr'e
öğrettiğine dair rivayetin aslı yoktur. 164
88. Hz. Peygamber'in vecde geldiğiyle ilgili rivayetlerin aslı
yoktur. 165
Bu konudaki rivayetlerden birisi şudur: Suhreverdi, Enes'e kadar
uzanan kendi senediyle şunu rivayet eder. "Rasulullah'ın yanın­
dayken Cibril geldi ve "ya Rasalallah! Ümmetinin fakirleri zengin­
lerden yanın gün önce cennete girecekler, bu tam beşyüz yıldır."

'" Bkz. Beyhakı, Vl!V238-9; Halef, es-Sındlıtu1-Haı:hsiyyefı�-Suneni1-Kubra, s. 209.


'" Beyhakı. X/155; Ma'rife, XIV/266.
"'' Beyh� . age., X!Vl38-9.
'" Beyhaki, age., XIl/85 .
'" Aı:run, el-Ceddu1-Hasıs, s . 149, rakam: 299.
'°1 Bu (s. 1 6) ve benzeri asılsız rivayetler, alakasız ayet ve hadisleri konuyla irtibatlandırmalar,
şirk kokan izahlar ile insanın eşiyle birlikteyken bile şeyhini düşünmesi gibi kabul edile­
mez yorumlar, Kur'an ve Sünnet lşıgında Rabıta ve Tevessül (İst.-1 994) adlı kitapta görülebi­
lir. (Misal için bkz. s. 17, 50- l , 56). Hazırlayanları arasında adımın da bulunduğu kitabın
bu bölümlerinin sorumluluğunun şahsıma ait olmadığını, ilmılikten uzak olan bu kitaba
yaptığım katkılardan dolayı pişmanlık duyduğumu belirtmek isıerim.
Rabıta konusunun hadis literatürü açısından değerlendirilmesi için bkz. Yıldınm, Tasav­
vufun Temel Ogretileri . . . , s. 259-268.
'"' Konunun güzel bir tedkıki için bkz. İslamoğlu, Oç Muhammed, s. l 7-9.
"'' İbn Teymiyye, Mecmüatu'r-Resdili'l-Muniriyye, 111/169.
39
SAHiH HAOIS BULUNMAYAN KONULAR

Rasulullah buna sevindi ve şöyle buyurdu: "İçinizde şiir söyleye­


cek biri var mı?" Bir bedevi "evet, ben vanm ya Rasülallah" dedi.
Hz. Peygamber ona "hadi söyle" buyurdu. O da şu şiiri okudu:

J_I) �J ;j � SU <$� .s_,fll � � :ıi


:;

ıİ_�}_ J ı.j;oİJ ·� � � ı?�I �\ >'!


... .. ...• J J ... . .. , • J .ş J ...

Heva yılanı ciğerimi soktu çok fena,


Ne doktor bulunur ne de okuyan buna
Dermanım aşık olduğum sevgilimdir
Okunmam da ondadır, ilacım da

Şiir karşısında Rasulullah ve ashabı vecde geldi. Vecdden


Rasulullah'ın ridası omuzundan düştü. Bu hali geçince herbiri
kendi mekanına döndü. Muaviye b. Sufyan ise "ya Rasülallah!
Oyununuz ne güzeldi" dedi. Hz. Peygamber ona şöyle buyurdu :
"Böyle şey deme ya Muaviye! Sevgilinin zikrini işittiğinde sarsıl­
mayan kelim değildir. " Rasulullah sonra ridasını orada bulunan­
lara dört yüz parçaya ayınp taksim etti."166 Başka rivayetlerde şi­
iri okuyanın Ebü Mahzüre olduğu, Rasulullah'ın ridası düşünce
Suffe ashabının hemen bunu aralannda pay ettikleri ve elbisele­
rine yama olarak kullandıklan geçer. 167
Hadis hakkında "şayet sahih olmuş olsaydı" şeklinde çekincesi­
ni ortaya koyan müellif, hadisi metin olarak da tenkit eder: "Kal­
bim bunun sahih olmadığım söylüyor. Bu hadiste Rasulullah'ın
ashabıyla beraber toplanmasının zevkini bulamadım. Aynca bun­
da zikredilen malumat ashabın itiyad edindikleri hale uymamak­
tadır. Zaten kalp de bunu kabul etmekten kaçınıyor. "168
İbn Teymiyye bununla ilgili olarak "meşhur olan bu rivayet,
ilim ehlinin ittifakıyla yalandır, buna rağmen bazılan bunu riva­
yet etmiştir. Mevzu rivayetlerdendir" der. 1 69
Ebu'l-Ferec Abdurrahman b. Ebi Ömer el-Makdisi de şöy-

'"" Suhreverdt, Avdrifu'l-Medrif, s. 204.


'" Bkz. Sehav'i, Mekasid, s. 333, rakam: 856; Suyuti, el-Havı lil-Fetdvd, IV97; Kaı1, Esrilr, s.
274-5, rakam: 359.
"'" Suhreverdı, Avilıifu'l-Meilıif, V/193-4.
""' İbn Teymiyye, age., IIV169; Minhilc, IV/l 16; Ehildisu'l-Kussas, s. 61, rakam: 13.
40
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

le söyler: "Bu hadise bakan mevzuluğunu hemen anlar. Çünkü


lafızları rakiktir. Kelimelerin kopuk kopuk olması yönüyle şi­
ir Arap şiiri olmaktan uzaktır. Aynca eldeki malı zayi etmekten
nehyeden sahih hadise ters düşmektedir. Keza kalpler de bu ri­
vayeti benimsememektedir."170
Zehebi buna hurafe derken,171 Aliyyu'l-Kari de -Hz. Peygam­
ber'in bu şekilde vecde gelmesini yadırgadığından olsa gerek­
"bu hadis, yalan olduğuna kesinlikle hükmedilen rivayetlerden­
dir" demektedir. 1 72
Bu rivayette gizli Muaviye düşmanlığı dikkatlerimizi çekmek­
tedir. Dikkat edilirse bütün ashab vecde geliyor, Muaviye ise san­
ki düğün demek seyrediyor gibi Hz. Peygamber'e "oyununuz ne
güzel" diyor ve Hz. Peygamber'den hafif yollu bir azar işitiyor.
89. Sofilerin giydikleri hırkayı Hz. Peygamber'e isnad ettik­
leri hadislerin aslı yoktur. 173 Hafız İbn Dihye ve İbnu's-Salah
bunlara batıl derler. İbn Hacer de şöyle söyler: "Bu konuda Hz.
Peygamber'den ne sahih ne de zayıf bir haber gelmemiştir. Bazı­
lannın Hz. Peygamber'in Hz. Ali'ye hırka giydirdiği, onun bunu
oğlu Hasan'a giydirdiği, Hasan'ın da Hasan-ı Basri'ye giydirdiği­
ne dair rivayetin de aslı yoktur."174
90. Hızır'ın hayatta olduğuna dair haberlerin hepsi mevzudur,
asılsızdır. 175 Bununla irtibatlı olarak İlyas'la her yıl buluştuklan­
na dair rivayetler de bu kabildendir. 176
Misal: "Hızır ve İlyas her yıl buluşurlar. Birbirlerinin saçlan­
nı tıraş ederler, şu sözleri söyleyip ayrılırlar: Bismillah! Allah'ın
dilediği olur. Haynn sahibi Allah'tır. Allah'ın dilediği olur. Kö­
tülüğü ancak Allah engeller. Allah'ın dilediği olur. Her ni-

170
İbn Arrak, Tenzthu'ş-Şerıa, IV233, rakam: 72.
171
Bkz. Zeheb!, Mtzdn, llV164, rakam: 5982.
172 Kaı1
, Esrdr, s. 274-5, rakam: 359. Elbanı de aynı kanaattedir. Daıfe, IV34, rakam: 558.
ın Misal: "Yün elbise giyin, imanın lezzetini kalbinizde hissedersiniz." Beyhakı, Şuab, V/1 5 1 ,
rakam: 6150.
ı;• Semhüdl, Gummdz, s. 174, rakam: 208; Amiı1, el-Ceddu1-Hasıs, s. 92, rakam: 143.
171
lbnu'l-Cevzl, Mevdfldl, Vl95; Mevsıll, Muğnl, s. 21; İbnu'l-Kayyım, Mendr, s. 67, rakam: 123;
Şeyban!, Temyiz, s. 9; Kavukcı, el-1.Jı1uu1-Merstı', s. 32, rakam: 13-4; s. 87-8, rakam: 220; Ebo
Gudde, Mevzu Hadisler s. 14 3; Rızaeddin b. Fahreddin, Dini ve lctimal Meseleler, s. 1 10.
,

ı;, Bkz. el-Emir el-Kebir, en-Nuhbetu1-Behiyye, s. 28, rakam: 8. Hz. Peygamber'in Hzır ve 11-
yasla buluşması hususunda da bkz. Beyhakı, Delıiil, V/42 1-4.
41
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONUL.AR

met Allah'tandır. Allah'ın dilediği olur. Güç ve kudret Allah'ın


elindedir." 177
ibnu'l-Cevzi bu hususta şöyle söyler: "Hızır'ın dünyada ve ha­
yatta olmadığına dair dön delil vardır: Kur'an, sünnet, muhakkik
alimlerin icması ve akıl. Kur'an'a gelince, delili Allah Teala'nın şu
ayetidir: "Biz senden önce hiçbir beşere ebedilik vermedik. Sen
ölürsen onlar hayatta mı kalacaklar?"178 Eğer Hızır yaşamış olsay­
dı (bu ayete muhalif olarak) ebedileşmiş olacaktı. .. "179
ibnu'l-Cevzi'nin Kur'an'ı hakem tayin ederek zikrettiği bu delil
dışında başka deliller de zikredilmektedir:
a) Bir diğer ayette, Allah Teala peygamberlerden ve ümmet­
lerinden Rasulullah'a inanıp yardımcı olmaları yönünde misak
aldığını beyan etmektedir: "Allah, peygamberlerden şöyle söz
almıştı: "Bakın, size kitap ve hikmet verdim, sonra yanınızda bu­
lunan (kitaplar)ı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde, ona mut­
laka inanacak ve mutlaka yardım edeceksiniz! Bunu kabul etti­
niz mi? Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?" demişti.
"Kabul ettik" dediler. "O halde şahit olun, ben de sizinle beraber
şahit olanlardanım" dedi."1 80
Bu ayete göre Allah Teala, diğer peygamberlerden ve ümmetle­
rinden Hz. Peygamber'e yardımcı olmak hususunda söz almıştır.
Eğer Hızır, peygamber veya veli ise Rasulullah zamanında onun
yanında yer alıp yardımcı olması gerekirdi.
b) Hızır hayatta olmuş olsaydı Rasulullah'a iman eder, yardım­
cı olur ve onunla beraber savaşırdı. Çünkü Hz. Peygamber, Hz.
Musa hakkında şöyle buyurmuştu: "Hz. Musa hayatta olmuş ol­
saydı bana uymaktan başka yapacağı birşey yoktu."1 81
c) Hz. Peygamber Bedir Günü'nde şöyle buyurmuştu: "Allah'ım!

177 İbn Adiy, Kdmil, IV323, rakam: 93; lbnu'l-Cevzt, Mevdadl, Vl 95-6; İbnu'l-Kayyım, agt., s.
67, rakam: 125; Zeheb!, M!zdn, V490, rakam: 1845; İbn Amık, Tenzihu'ş-Şerta, V234, ra­
kam: 16. Benzer bir rivayet için bkz. Deylemi, IV320, rakam: 2822.
';s 21 Enbiya 34.
1 79 lbnu'l-Cevzt'nin diğer delilleri açıklaması devam etmektedir. Bkz. İbnu'l-Kayyım, Menilr,
s. 69-76, rakam: 129-134. lbnu'l-Cevzt'nin bu istidlali Mtvdadt'ının ilgili bölümünde
(Vl 93-9) bulunmamaktadır. Ebu Gudde'nin belinıiği gibi, Hızır'la ilgili müstakil bir cü­
zılnde geçmiş olabilir. Bkz. Merulr tahkiki, s. 69, 1 nolu dipnot.
1 "" 3 Alu İmran 81.
18 1 Ahmed b. Harıbel, IIV387, rakam: 1 5 1 58.
42
SAHiH HADİS BULUNMAYAN KONULAR

İslam ehli olan bu topluluğu helak edecek olursan, sana artık


yeryüzünde ibadet edilmez."1 82 Hadiste mutlak ifade kullanıla­
rak Allah'a ibadet edenlerin ashab olduğu, bunların ölmeleri du­
rumunda yeryüzünde artık Allah'a ibadet edecek kimsenin kal­
mayacağı belirtilmektedir.
Ayetler ve hadislerle delil getirerek Hızır'ın yaşamadığını söyle­
yenler yanında hayatta olduğunu ifade edenler de vardır. Nevevi,
İbnus Salah, Kurtubi gibi hadisçi ve tefsirciler yanında süfilerin
tamamı onun hayatta olduğu görüşündedirler. Hatta İbnu's-Sa­
lah ile Nevevi, ulemanın cumhürunun bu görüşte olduğunu
belirtirler. 183 Bazıları onun hayat suyundan içtiğini, kıyamete ka­
dar baki kalacağını ve Hz. Peygamber'le buluştuğu için de saha­
bi olduğunu dahi iddia ederler. 1 84
Said NursI ise Hızır'ın hayatta olduğunu, fakat onun hayat bo­
yutunun farklı olduğunu belirterek hayatı beş tabakaya ayım
ve Hızır'ı ikinci tabakaya koyar. Bu tabakalar şöyledir: a) Birinci
tabaka-i hayat: Bizim hayatımız ki, çok kayıdlarla mukayyeddir.
b) İkinci tabaka-i hayat: Hızır ve ilyas'ın hayatlarıdır ki bir dere­
ce serbesttir. Yani bir vakitte pekçok yerde bulunabilirler. Bazan
istedikleri zaman bizim gibi yerler, içerler fakat bizim gibi mec­
bur değillerdir. c) Üçüncü tabaka-i hayat: Hz. İdris ve Hz. İsa'nın
hayatlarıdır ki, beşeriyet levazımından tecerrüd ile, melek haya­
tı gibi bir hayata girerek nurani bir letafet kesbeder. d) Dördün­
cü tabaka-i hayat: Şüheda hayatıdır. Nass-ı Kur'an'la şühedanın,
ehl-i kuborun fevkinde bir tabaka-i hayadan vardır. e) Beşinci
tabaka-i hayat: Ehl-i kuborun hayat-ı ruhanileridir. 1 85
MevdüdI de benzer bir yaklaşım göstererek "onun bir melek
veya beşer dışı bir yaratık olduğunu" söyler. 186
Hayatta olduğunu veya yaşamadığını söyleyenlere rağmen ke­
sin olan bir husus vardır: Hızır'ın hayatıyla ilgili sahih bir hadis

1 "' Müslim, el-Cihad ves-Siyer (32), babu'l-imdadi bfl-melaike . . (18), rakam: 58.
.

1' 1
Bkz. Nevev'i, Şerh, XVl135-6; Kunubı, Cami', Xl/41-4; Alası, Rahu1-Meanı, '1011327.
'"" Bkz. Savı, Hdşiyetu's-Savı ala Tefslıi'l-Celaleyn, lV/39; Munzirt, Tergıb, 1/604-5 (muhakkik
Umare'nin dipnotu).
1" Nursl, Mektubat, s. 5-7.
1"' Bkz. Mevdodı, Meseleler ve Çözıjmleıi, V/19-23.
43
SAHİH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

yoktur. Bu durumda onun hangi boyutta yaşadığı veya yaşama­


dığının tespiti gerekecektir. 187
91. Abdal, aktab, eğvas, nuceba, evtadla ilgili hadisler ile ev­
liyanın sayısıyla ilgili olanların hiçbiri sahih değildir. 188 Misaller:
"Abdal evliyadandır. " 189 "Ümmetimin abdalları cennete çok na­
maz kılarak, oruç tutarak girmediler. Bunlar gönüllerinin sela­
mette olması ve nefislerinin cömertliğiyle girdiler. "190
İbn Teymiyye konuyla ilgili olara.k şöyle söyler: "Gavs, kutub,
evtad, nuceba ve diğerleri hususunda, Hz. Peygamber'den ve as­
habından onların bu konuda birşey dediklerine dair maruf se­
nedle gelen birşey yoktur. Ancak abdal hususunda seleften ba­
zıları konuşmuşlardır. Bu hususta Hz. Peygamber'den bir zayıf
rivayet de gelmektedir. " 1 91 Sadece abdal hususunda zayıf bir ri­
vayetten bahseden İbn Teymiyye, başka bir yerde de zayıf dediği
bu rivayeti değerlendirerek konuyu şu şekilde işler:
"Dörtler, yediler, onikiler, kırklar, yetmişler, üçyüzonüçler, ku­
tub gibi evliya, abdal, nukeba, nuceba, evtad, aktabla ilgili ola­
rak Hz. Peygamber'den gelen sahih bir rivayet yoktur. Selef
bunlar içinde sadece "abdal"den bahsetmiştir. Bu konuda zikre­
dilen rivayetlerden birisi de şudur: 'Abdal kırk kişidir ve Şam'da
bulunurlar.' 192 Bu rivayet Musned'de Hz. Ali'den nakledilmek­
tedir. Ancak munkatıdır, sabit değildir. "1 93 İbn Teymiyye böyle

'" Sahih hadisler ve diğer deliller ışığında Hızır"la ilgili hadislerin ve yaşayıp yaşamadığı­
nın tahlili için bkz. İbn Kesir, Tefsir, V325-37; İbnu'l-Kayyım. Mendr, s. 67-76; Ibn Ha­
cer, Fethu1-Bdrt, VI/309-312; Herevt, el-Hazer fi emri1-Hadir; Müslim, Mustafa, Mebdhis
fı 't-Tefsiri 1-Mevdaı, s. 294-5; Yusuf, el-Hadır beyne1-Vaki' ve'ı-Tehvıl. Hızır'ın hayatta olma­
dığıyla ilgili olarak İbn Hacer'in müstakil bir çalışması vardır: ez-Zehru'n-Nadir fi Hali'l­
Hadir, hzr. Salahuddın Makbol Ahmed, Yeni Delhi- 1988.
'"' Bkz. İbnu'l-Cevzl, Mevdüdt, 1111152; HOt, Esne1-Metıılib, s. 588. Şam'ı Emevilerin başkenti
yapan Muaviye'yi Abdal hadislerini uydurıan kimse olarak göstermek kanatimizce uygun
değildir ve bu çok boyak bir iddiadır. Bkz. Ôztiirk, Kur'dn'daki lslam, s. 349-50.
'"' Kart, Esrar, s. 101, rakam: 6. Saıd Nurst de aktab-ı erbaamn Abdulkadir Geylani, Ahmed
Rufai, Ahmed Bedevt ile İbrahim ed-Desokı olduğunu söyler. Bkz. Mektubat, s. 87; Badıl­
lı, Kaynaklar, s. 407, 697.
'"' Beyhakı:, Şuab, Vll/439, rakam: 10892-3.
'" İbn Teymiyye, Minhdc, 1122; IV/1 15.
19' Rivayet tam metniyle şöyledir: Şurayh b. Ubeyd el-Hımsi'den, şöyle demiştir: Hz. Ali
lrak'tayken yanında Şamlılann bahsi açıldı. Ona "müminlerin emiri! Onlara lanet et!" de­
nilince şu cevabı verdi: "Hayır. Ben Rasulullah'ın şöyle buyurduğunu işittim: "Ebdal kırk
kişidir ve Şam'da bulunurlar. İçlerinden birisi vefat ettiğinde Allah yerine bir başkasını ko­
yar. Yağmura onlar vasıtasıyla kavuşulur, düşmanlara onlar vasıtasıyla galip gelinir, onlar
vesilesiyle Şamlılardan azap uzak tutulur." Ahmed b. Hanbel, 1/1 12, rakam: 896.
'0' Bu rivayet İbn Teymiyye'nin bahsettiği gibi munkatıdır. Çunko Şurayh Hz. Ali'ye yetiş-
44
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

dedikten sonra rivayeti metin yönüyle tahlile tabi tutar ve ka­


bul etmemesini şuna bağlar: "Malum olduğu üzere Hz. Ali ve
onunla beraber bulunan sahabiler, hem Hz. Muaviye'den hem de
onunla beraber Şam'da bulunanlardan faziletlidir. Aynca insan­
ların en faziletlileri, Hz. Ali'nin askerleri tarafında değil de Hz.
Muaviye'nin askerleri tarafında bulunmaz. "194
Görüldüğü gibi İbn Teymiyye meseleye akli olarak da yaklaş­
makta, abdal(lar) Şam'da olacaklarına neden Hz. Ali'nin yanın­
da değiller sorusunu sormaktadır. İbn Teymiyye başka bir yerde
de bu tür hadisleri toptan bir değerlendirmeye tabi tutar ve yalan
olduklarını belirtir: "İçinde abdal, aktab, eğvas, velilerin sayısı ve
benzeri hususlar geçen rivayetler hadis alimlerince malum oldu­
ğu üzere, yalandırlar. "195
İbn Teymiyye gibi İbnu'l-Kayyım da genellemeye giderek "ab­
dal, aktab, eğvas, nukeba, nuceba, evtad hadislerinin hepsinin
Rasulullah adına uydurulmuş batıl rivayetler ·olduğunu belirtir.
Bir tek İbn Teymiyye'nin zikrettiği rivayetin doğruluğa yakın ol­
duğunu ancak onun da munkatı olduğunu söyler. 196
İbnu's-Salah da evtad, nuceba, nukeba hakkında ehli tarikin
beyanlarının olduğunu, bu hususta sabit olan bir hadis bulun­
madığını, abdal hakkındaki en sağlam rivayetin ise Hz. Ali'nin
kendisindenden nakledilen Şam'da abdalın bulunacağına dair ri­
vayet 197 olduğunu söyler.198

memiştir. Bkz. Şakir, Ahmed Muhammed, Musned, 111171, 896 numaralı dipnot. Ayn­
ca Ahmed b. Hanbel bu rivayeti nakletmesine rağmen kendisi de şöyle demektedir: "Eğer
hadisçiler ebdal değilse, o zaman kimdir onlar?" Hatib, Şeref, s. 50, rakam: 101 ; Sehav1,
Mehdsid, s. 10, rakam: 8; Heyteml, el-Fetdva1-Hadtsiyye, s. 324.
Suyon ise rivayeti hasen kabul ederken (I.eıılı, 11/332) İbn Arrak ta senedi sağlamdır der.
(Tenzı/ıu'ş-Şerıa, 111307). Elbant ise senedindeki iki illetten dolayı hadisin munker olduğu­
nu söyler ve bu iki alimin tespitinin yerinde olmadığını ispat eder. Peşinden de konuyla il­
gili olarak, zayırıır dediği iki rivayet daha nakleder. Bkz. Daıfe, 111339-41 .
,.., İbn Teymiyye, Mecmau Fe!dvd, Xl/167.
19' İbn Teymiyye, Minhdı:, JV/l 15.
19' Bkz. İbnu'l-Kayyım, Mendr, s. 136, rakam: 307-8. Musa Carullah da şöyle söyler: Maar­
ı'i, "lmam-ı munıazar, gavs, kutub, evtad, nuceba, abdal, Hızır, İlyas gibi 'küçük huda­
lar' 'canlı sanemler' ehl-i İslama zarar itmek za'miyle gayr-i İslam tara[ından ilhak olun­
muşlardır." LuZll miyydt, s. 32.
ıo; Abdullah b. Sarvan naklediyor: Sılftn gunü biri ayağa kalop "Allah'ım! Şamlılara lanet et"
deyince, Hz. Ali ona şöyle dedi: "Geniş bir topluluk olan Şamlılara böyle sövme. Çün­
kü Şamhlann içinde ebdal var, Şamhlann içinde ebdal var, Şamhlann içinde ebdal var."
Abdurreudh, Xl/249, rakam: 20455.
1111' Bkz. ibnu:S-Salah, Fetdvd, s. 53, rakam: 34; Mevdudi, Meseleler ve Çôzıimleri, V/244-6; Ah-
45
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Bu tür hadisleri reddeden alimler yanında ilgili rivayetlerin


çokluğu sebebiyle bunlara mevzu denemeyeceğini, içlerinde sa­
hihler bulunduğunu söyleyen İbn Hacer (852/1448) yanında,
konuyla ilgili hadislerin zayıf olduğunu belirten Sehavi, 199 riva­
yetlerin birbirini desteklediğini dile getiren Aclüni ilgili rivayet­
leri genel hatlarıyla kabul etmektedirler. 200 Suyüti ise bunları ka­
bul etmeyenleri bilgisizlikle suçlamaktadır. 20 1
Konuyla ilgili hadisler en iyi ihtimalle zayıf olsa bile, süfilerin
eserlerinde, yalan söylemeleri düşünülemeyen pek çok insandan
evtad ve eğvasın ruhuna uygun sözler ve onlarla ilgili başların­
dan geçen hadiseler anlatılmaktadır. Bu sebeple meselenin on­
larla ilgili cephesine dair söylenecek en güzel söz, İzmirli İsmail
Hakkı'nın şu sözü olsa gerektir: "Yine tekrar ediyorum ki, süfiyye
ıstılahına asla birşey demiyorum. Maksadım, bu bahta birtakım
ehadis vardır fakat hepsi zayıftır demekten ibarettir. "202

2. 1 7. llim
92 . Kendisine bir ilim sorulduğunda bunu gizleyen kimsenin
ağzına kıyamette ateşten gem vurulacağıyla ilgili sahih hadis
yoktur. 203
93. Kırk hadis öğretmenin faziletiyle ilgili pek çok rivayet bu­
lunmasına rağmen hepsi de zayıftır. 204
94. İlim talep etmenin farziyeti. Ahmed b. Hanbel bu konuda
sabit bir rivayet olmadığını söyler. 205

med b. Harıbe1, IV231 (ArnaOt'un 2 nolu dipnotu).


199 Bkz. Sehavt, Mehdsid, s. 8-1 1 , rakam: 8. Muhammed Nasiruddtn el-Elbanı ise ıedklk et­
tiği bu hadislerden bir kısmına mevzu, bir losmına da son derece zayıftır, der. Bkz. Daıfe,
IIV666-670.
'00 Aclonı. Keefu 1-Hafd, V25-8, rakam: 35. Benzer yaklaşımlar için bkz. SuyOtl, el-Havı li1-
Fetı1vd, 11/455-72; el-Cdmiu�-Sagtr, V470-l, rakam: 3032-7; Leal!, IV332; İbn Arrak,
Tenzıhu'ş-Şeıta, 1V307; Ketıanı, Navnu1-Mutendsir, s. 231-2, rakam: 279.
ıoı Bkz. SuyOtl, el-HıM 1i1-Fetdvd, IV455.
ıoı İzmirli, Mustasvife Sözleri mi Tasavvufan Zaferleri mi?, s. 77.
203
Bkz. Semhodt, Gummdz. s. 220, rakam: 300.
"'' Beyhald, Şuab, IV271, rakam: 1727; Semhodı, age., s. 203, rakam: 258.
"' Bkz. İbnu'l-Cevzt, neı. V75, rakam: 50-74 (ibnu'l-Cevzt de aynı kanaattedir); Mevsılı,
Mugııı, s. 22. Bununla beraber farklı dOşOnenler de vardır. Bkz. Sehavt, Mehdsid, s. 275-7,
rakam: 660; İbn Arrak, Tenzıhu'ş-Şerta, V258, rakam: 28.
46
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

2. 18. Nikah, Aile Hayatı


95. Nikah için soyda denklik aranacağını bildiren hiçbir sahih
hadis yoktur. 206
96. Çocuk edinmeyi kötüleyen hadisler mevzudur.207
Misal: "Sizden birinin yüzaltmış yılından sonra enik eğitmesi
çocuk terbiye etmesinden daha hayırlıdır. "208
97. Cariye edinmekle ilgili sahih hadis yoktur. 209 Misal: "Cari­
ye edinin çünkü onların rahimleri mübarektir."21 0
98. Bekarlığı metheden hadislerin tamamı batıldır. 2 1 1 Misal:
"Allah bir kulunu sevdiği zaman onu kendisine ayım, hanım ve
çocuklarla meşgul etmez."212
Aliyyu'l-Kaii bu genellemeye itiraz eder ve Ebu Ya'la'nın Huzey­
fe'den merfu olarak rivayet ettiği21 3 şu hadisin bulunduğunu söy­
ler: "İkiyüz yılında sizin hayırlınız çoluk çocuğu olmayandır. " Kan
bunun ardından da Sehavl'nin 'bu manada pek çok hadis vardır'
sözünü nakleder. 214 Ancak bunu Sehavi'den naklederken sözü­
nün bir kısmını bilerek nakletmez ve ilim ahlakına riayet etmez.
Esasında Sehavi'nin sözü, almadığı kısmıyla beraber şöyledir: "Bu
manada pek çok hadis vardır fakat hepsi de son derece zayıftır."
Sehavi daha sonra bu hadislerden misaller verir. 215
Kaı:'i'nin Ebu Ya'la'dan misal olarak getirdiği hadise gelince;
bunun senedinde Revvad b. Cerrah el-Askalani vardır ve hadisi

'°" İbn Hacer, Fethu1-Bdı1, IX/133; Şevkanı , Neylu'l-Evtdr, VVl46; Murıavt, Feydu1-Kadir,
IV/379; Hatiboğlu, Müslüman Kültürü üzerine, 166.
207 İbnu'l-Kayyım, age., s. 109, rakam: 206; Kart, age., s. 449, rakam: 25.
"" İbnu'l-Cevzl, age. , IV279; İbnu'l-Kayyım, age. , s. 106, rakam: 207; Kart, age. , s. 449, ra­
kam: 25. Sehavt'nin (Mehdsid, s. 204, rakam: 452) Deyleml rivayet etmiştir diyerek, sene­
diyle beraber zikrettiği benzer muhtevalı bir hadisin tenkidi için de bakınız. Ebü Gudde,
Mendr dipnotu, s. 109, 1 notu dipnot.
'°' İbnu'l-Kayyım, age. , s. 127, rakam: 285; Kart, age., s. 461, rakam: 32.
210
Ukaylı, Duafa, V275, rakam: 339 (Ukaylı batıl olduğunu söyler); İbnu'l-Cevz1, Mevdaııı,
IV259-60; Zeheb!, M!zıln, 1/562, rakam: 2132; İbn Hacer, Llsılnu'l-M!Zıln, 111325, rakam:
1327; Suyütl, Ltcilı, 11/162-3; Şevkanı, Fevdid, s. 1 19-20.
ı ı ı İbnu'l-Kayyım, age., s. 127, rakam: 286; Mevsıll, Mugnı, s. 39; Emlnl, Miydr, s. 2 18.
"' İbn Himrru.d, Tenkit, s. 124. Benzer bir misal için bkz. Deylemt, 1/405, rakam: 1333; Sakr,
el-Ehıld!su1-Mevdaa, s. 22, rakam: 1 7.
ı ı ı Ebü Ya'la'nın Musned'inde hadisi bulamadık. Bkz. Mekkt, Katu1-Kulab, IV239; İbn Hacer,
el-Metalibu1-Aliye, IV/274, rakam: 4426.
m Kart, age. , s. 461, rakam: 33.
m Bkz. İbnu'l-Cevzl, llel, 11/635-6, rakam: 1051-3; Sehavt, Mehıısid, s. 203-4, rakam: 452.
Aynca bkz. Aclünt, Keefu1-Hafa, 1/386-7, rakam: 1235.
47
SAHiH HAOiS BULUNMAYAN KONULAR

Sufyanus-Sevrt'den rivayet etmiştir. Buhari bu zatın ihtilat ettiği­


ni ve hadisleri hakkıyla eda edemediğini söyler. 2 16 Ahmed b. Han­
bel de onun sünnete bağlı bir insan olmakla beraber Sufyanus­
Sevrt'den munker hadisler rivayet ettiğini belirtir. 2 1 7 Yahya b. Main
ise onun için sika derken, İbn Adiy rivayetlerinin çoğuna insanla­
nn muta.baat etmediğine dikkat çeker.2 18 Ebü Hatim de bu zatın
hadislerinin birbirleriyle tenakuz içinde olduğunu, hafızasının öm­
rünün sonlannda değiştiğini, doğru bir insan olduğunu söyler. 219
Görüldüğü gibi, bu zatın hadis yönüyle zayıf biri olduğu anla­
şılmaktadır. Aynca şu yıl geldiğinde şu olacak şeklindeki mevzu
hadisi rivayet eden de bu zattır. 22° Keza bu rivayet istikbale dair
spesifik zaman belirten mevzu hadisler kapsamına da girmekte­
dir. Aliyyu'l-Kari'nin hadisin bu yönünü görememesi ilginçtir.
Kanaatimizce bu tür rivayetlerin hepsini aynı bakış açısıyla de­
ğerlendirmek ve mevzu kabul etmek gerekecektir. Çünkü bun­
lar, siyasi ve sosyal çalkantılann etkisiyle insanlann dinden uzak­
laşmalarını tehlike görüp, dine çekmek veya etrafında sadık bir
cemaat oluşturmak isteyen insanlar tarafından uydurulmuş izle­
nimini vermektedir. Yukarıda geçen misalde 200 yılı geçmekte,
bir başka rivayette de 1 80 geçmektedir: "Yüz seksen senesi ol­
duğu zaman size gurbeti (memleketten uzaklaşmayı) ve dağla­
nn tepelerinde ibadete çekilmeyi helal kıldım. "22 1 Bu tür rivayet­
ler hem verdiği tarih itibanyla kendi içinde çelişki arz etmekte,
hem de "tarih vermesi" yönüyle genel prensibe aykın düşmekte­
dirler. Aynca bu rivayetler evlenmeyi teşvik eden sahih rivayetle­
re de222 aykınhk arz etmektedir. 223

"' Bkz. Buhaı1, Tdrth, 1111336, rakam: 1 139.


217
Ukaylt, Duafd, 11168-9, rakam: 513.
"" Bkz. İbn Adiy, Kdmil, llllı77-9, rakam: 34.
m lbn Ebt Hatim, Kitclbu1-Cerh, 1111524, rakam: 2368.
"0 Tenkitler hususunda geniş bilgi için bkz. Zeheb!, Mtı:dn, 11155-6, rakam: 2795. Sehavt bu
rivayeti kabul etmemekle birlikte yine de açık bir kapı bırakma eğilimindedir: "Sahih ise,
bu hadis fitneler vuku bulduğunda uzlete çekilip yalnız yaşamanın cevaziyetine hamledi­
lir.· Mehdsid, s. 203, rakam: 452.
"' lbnu'l-Esir, Cdmiu1-Usal, XV783, rakam: 9485.
ııı Bkz. Darimi, Nikah ( 1 1 ), babu'n-nehyi ani't-tebettul (3), rakam: 2 1 69.
"' Ancak bekarlığı tavsiye eden bu tip mevzu rivayetlerin binakım yorumlar için delil olarak
getirildiğini de görmekteyiz. Örneğin Eşref Ali Tanevt şöyle söyler: "Bazı büyükler, evlen­
meyi iç ve dış fiınelerdeki maslahattan dolayı tercih etmediler ve uzlet yolunu seçtiler. Ha-
48
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Bekarlıktan nehyeden bir kısım rivayetler de aynı şekilde batıl­


dır: "Şerlileriniz bekarlarınızdır."224 "Evli insanın iki rekatı, beka­
rın 82 rekatından hayırlıdır. "225

2. 1 9. Kadınlar
99. Rüyaların kadınlara anlatılmasından nehyeden hadisler
mevzudur. 226 Ukayli bu hususta Hz. Peygamber'den gelen sahih
bir hadis bulunmadığını söyler. 227
100. Kadınlara yazı yazmanın öğretilmesini yasaklayan hadis­
lerin tamamı batıl ve mevzudur. 228 Onlarla istişare edilmek zo­
runda kalınırsa, söylediklerinin tersinin yapılmasına dair hadis­
ler de böyledir.
Misaller: "Kadınlarınızı (yollara nazır) odalarda oturtmayın ve
onlara yazı yazmayı öğretmeyin. "229
"Kadınlarla istişare edin ancak onlara aykırı davranın. "230
"Sizden biri istişare etmeden iş yapmasın. İstişare edecek kim­
se bulamazsa bir kadınla istişare etsin ancak sonra onun dediğinin
tersini yapsın. Çünkü ona muhalif davranmakta bereket vardır. "23 1

diste boyle bir durumda buna izin verildiği açıkur. Hadiste yıl belinilmesinin rnaslahau o
zamanın çok fıtneli olacağına işaret vardır." Hadislerle Tasavvuf, s. 25 1 .
ıı< Makdisı, Tezkire, s. 160, rakanı: 489.
m Munavt, Feydu1-Kadır, IV/38, rakam: 4474. İbn Hacer'in şOyle dediği nakledilir: "Bunu ri­
vayet etmenin anlamı yok." Bkz. SuyQtt, l.ecıJı, lV160.
Bu tip rivayetler yanında evliliği teşvik eden, bekarlıktan nehyeden sahih hadisler de vardır.
Bkz. Buharı, Nikah (67), babu rna yukrehu rnine't-tebettul ve1-hisa (8), rakam: 5073-4.
"° İbnu'l-Kayyım, age., s. 132, rakam: 298.
"' UkaylI bu sôzü Abdulmelik b. Mihran vasıtasıyla Hz. Aişe'den gelen "Rasulullah kadınla­
ra rüya anlatmamızdan nehyetti'" hadisinin ardından, "bunun aslı yoktur" dedikten son­
ra söylemiştir. Duafô., UV35, rakam: 989. Keza bkz. İbnu'l-Cevzl, Mevdtldt, llV70; SuyQtl,
l.edlt, !V279.
"" Aztrnabadı, Şernsulhak, Uhadu1-Cumô.nft Cevô.zi Ta'lımi1-Kitô.bfti li'n-Nisvô.n'dan nakleden
şavtş, İbnu'l-Cevzfnin Zô.du1-Meslr'ine tahkiki, Vl/4, 2 nolu dipnot; Hatiboglu, Müslüman
Kültürü üzerine, s. 53-4.
m Bunu değerlendiren Kunubt ilginç bir yorum getirir: Hz. Peygamber burada erkekleri bun­
dan salondırrnaktadır. Zira kadınlar (yollara nazır) odalara çıkanlırsa erkekleri gôzlerler. Bu
ise onları koruyup gözetmek değildir. Çünkü (yollara nazır) odalara çıkuklannda fitne ve be­
la meydana gelir. Hem kadınlar erkekten yaraalmışıır, bu sebeple iştiyaklan erkekten tarafa­
dır. Erkekte ise şehvet yarauJmış, kadın onun sükünet bulacağı varlık kılınınışur. Bu sebeple,
her biri diğerine karşı emin değildir. Onların yazmayı öğrenmesi -bu mana düşilnüldüğün­
de- daha buyuk bir fitneyi doğurur." Kunubt, Cdmi', IV/29. Yukarıdaki rivayet İbn Abbas'ın
sôziı olarak da nakledilmektedir. Bkz. SOII, Edebu1-Kuıtdb, s. 50- 1 .
ııo Bkz. I<Art , Esrdr, s . 225-6, rakanı: 240; Şevkanı, Fevaid, s . 126-7, rakam: 359; Sehavt,
Melıdsid, s. 248-9, rakam: 585; Şeybanı, Temytz, s. 92; Aclonı, Kqfu1-Hafd !V3-4, rakam:
,

1529; Munavt, Feydu1-Kadır, !V/263, rakam: 5247; Karadavt, Keyfe Neteô.mel, s. 94.
ııı Deylemı,V/256, rakam: 7805. Mevzuluguyla ilgili olarak bir üst dipnot kaynaklarına
49
SAHİH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

1 0 1 . Hayzın en azının üç, en fazlasının on gün olduğuna dair


hadislerin tamamı batıldır. 232
İbnu'l-Kayyım'ın bu kadar kesin genelleme yapması bazıların­
ca doğru kabul edilmemiştir. 233 Aliyyu'l-Kart bu hususta şöyle
demektedir: "Oysa bu hadisin pek çok tariki vardır. Darekutni234
ve Kdmil'de İbn Adiy, 235 Ukayli236 ve İbnu'l-Cevzi237 bunu riva­
yet etmişlerdir. Tüm tariklerin biraraya gelişi hadisi hasen se­
viyesine çıkarmaktadır. Bu sebeple mevzudur demek doğru
olmamaktadır." 238 Aliyyu'l-Kar'i Fethu Bdbi'l-İndye bi Şerhi Kitdbi'n­
Nukdye'de işaret ettiği tarikleri zikreder ve şöyle der: "Bunlar pek
çok tarikle Hz. Peygamber'den gelen ve zayıflığı hasene çıkaran
hadislerdir. Aynca şer'i miktarlar akılla bilinemez. Bu sebeple
mevkuf olan rivayetler de merfu hükmündedir. "239
102. İstihaze kanı gören kadının her vakit gusül almasına da­
ir hadisler zayıftır. 240
103 . Hamileliğin asgari veya azami süresinin ne kadar oldu-

bakınız. Bu rivayetlerde kadınlarla istişare edilmesi durumunda, söylediklerinin tersi­


nin yapılması, haynn bunda olduğu vurgulanmaktadır. Oysa ayet-i keıımede süt emen
çocuk hakkında anne-babanın aralannda istişare ederek çocuğu sütten kesebilecekleri
belinilmektedir: " . . . Eğer (anne-baba), aralannda danışıp anlaşarak (çocuğu memeden)
kesmek isterlerse, kendilerine bir sorumluluk yoktur." (Bakara/2, 233). Bunun yanın­
da bu rivayetler Hz. Peygamber'den varid olan uygulamalara aylondır. Ummu Seleme
Hudeybiye anlaşmasında Hz. Peygambere kurbanını ashabının önünde kesmesini söy­
lemiş, Rasulullah da böyle yapmış ve ashabı kendisine tabi olmuştur. Bkz. Elbanı, Darfe,
1/619-20, rakam: 430.
"' lbnu'l-Kayyım, age., s. 122, rakam: 275.
m Ondan çok önce Beyhakı bu hadislerin zayıf olduğunu söyler. Bkz. Ma'rife, 11/170- 1 .
"" Darelrutnl, 112 1 9 rakam: 6 1 : Darekutni seneddeki iKi raviden birinin mechul, diğerinin de
zayıf olduğunu soyler.
"' lbn Adiy, Kdmil, 11/177, rakam: 38; 111302, rakam: 77; 1111248, rakam: 1 .
'"' UkayU'nin b u hadisi rivayet ettiğini tespit edemedik. Bilakis bunu rivayet eden iki ra­
vi hakkında tenkidde bulunmuştur: Bunlardan Celed b. EyyO.b el-Basrt'nin hayız rivayeti
haklonda İbn Uyeyne'nin "hadisin aslı yoktur" dediğini aktarmıştır. 11204, rakam: 252. Di­
ğer ravi Ebü Said Hasen b. Dinar et-Temtm!'nin ise bu rivayetine değinmeden hakkındaki
tenkitleri aktarmıştır. 11222-3, rakam: 27 1 . HaUb Bağdı'ld!'nin Tdrthu Bagddd'da (IX/20, ra­
kam: 4613) hadis uydurucusu deyip hayızla ilgili hadisini naklettiği yalancı Suleyman b.
Amr en-Nehai'nin de bu rivayetine temas etmemiştir. 11/134-5, rakam: 620.
m İbnu'l-Cevzl, nel. 11382-4, rakam: 639-43: Burada, bir kısım ravisinin uydurucu, bir kıs­
mının da zayıf kimseler olduğu rivayetleri zikretmiştir. Yine onun, "bu konuda sahih ri­
vayet yoktur" dediği de nakledilmiştir. Bkz. Semhodı, Gummdz, s. 145, rakam: 1 58.
"" Kı'lı1, age., 459, rakam: 3 1 .
m Bkz. Kı'lıı, Fethu Bdbi1-lrıdye, s . 202-4. HeysemI (Mecmru'z-Zevaid, 11280) ve Zeylaı
(Nasbu'r-Rııye, 1/191 -2) zayıf olduklannı belimikleri ravilerin konuyla ilgili rivayetleri­
nin birkaçını derlerler. Bu zayıf hadisler için bkz. Taberanı, Kebir, Vlll/129, rakam: 7586;
Heysem!, Kitdbu Mecmei1-Bahreyn, 1/391-2, rakam: 502-J.
2+-' Beyhakı, Ma'ri fe, 111163.
50
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

ğuyla ilgili olarak Hz. Peygamber'den zayıf bile olsa bir hadis
gelmemiştir. 24 1
1 04. Lohusa kadınla cinsel birlikteliğin caiz olup olmaması
hususunda Hz. Peygamber'den bir hadis gelmemiştir.242

2.20. Köleler ve Cariyeler


1 05. Kaçak köleyi bulup getirene ödül verilmesiyle ilgili olarak
Hz. Peygamber'den ve Hz. Ali'den gelen rivayetler sabit değildir.243
106. Kölenin birini yaralaması veya öldürmesi durumun­
da, akılesinin bir ödemede bulunmayacağı hususunda Hz.
Peygamber'den hadis varid olmamıştır. Bu konuda ashabın ve
sonraki alimlerin değerlendirmeleri vardır. 244
107. Hanımının cariyesiyle zina yapan insana uygulanacak ce­
zayla ilgili rivayetlerin hiçbirisi sabit değildir. 245

2.2 1 . Giyim Kuşam


1 08. Asa (baston) taşımayı teşvik eden sahih hadis yoktur.246
1 09 . Akik taşlı yüzük takmaya dair hadisler. 247 Ukayli bu hu­
susta Hz. Peygamber'den sabit birşey bulunmadığını belirtir.
Ukayli bu sözü, Ya'küb b. Velid el-Medini'den "akik taşlı yüzük
takın, çünkü o mübarektir" hadisini naklettikten sonra söyler. 248
ibnu'l-Cevzi de aynı hadisle ilgili tarikleri sıraladıktan sonra hiç­
birisinin sahih olmadığını söyler.249 AclOni'nin değerlendirmesi
de böyle olup,250 Elbani de yaklaşık aynı lafızlara sahip olan dört
hadisi mevzu saymıştır. 251
Aliyyu'l-Kari ise bu genellemeye karşı çıkar. Bu hadisin hepsi

Hı Şevkant , es-Seylu1-Cerrdr, !V334.


"' Bkz. Biddyetu1-Muctehid, 111126. lbn Hazm lohusalığın kaç gün sürebileceği hususunda da
hadis bulunmadığını belinir. Bkz. Biddyetu1-Muctehid, 11ıos. Bu süreyi kırk gün olarak be­
lirleyen hadisler nedeniyle kendisine itiraz edilmiştir. Bkz. Cumaıt, Hiddye, 11/44-5 1 .
24 1 Beyhakl, Suğrd, 11/347, rakam: 2267; Ma'rife, IX/88-9.

'" Beyhakl, Vlll/104-5; Suğrd, Ill/248-9, rakam: 3078-3080.


"' Beyhakl, Vlll/239-240; Suğrd, Ill/300, rakam: 3236-9.
"' Bkz. Elbant, Darfe, 11120, rakam: 536.
"' Bkz. ibnu'l-Kayyım, age. , s. 132, rakam: 297; Mevsıll, Mugnı, s. 42.
248 Bkz. Ukayll, Duafd, IV/449, 2076.

"" Bkz. ibnu'l-Cevzı, Mevdadt, Ill/56-9.


"0 Bkz. Aclonı, Kqfu'l-Hafd, 1/299-300, rakam: 958.
"' Bkz. Elbanı, Darfe, 1/396-400, rakam: 226-30.

SAHİH HADİS BULUNMAYAN KONULAR

de son derece zayıf pek çok tariki olduğunu, hadisi Deylemi'nin


birçok tarikle rivayet ettiğini,252 bunun ise bir aslının olduğu­
nu gösterdiğini belirtir. Yine o, Mutarrizi'den naklen, İbrahim el­
Harbi'nin hadisin sahih olduğunu söylediğini aktanr.253 Sehavi
de hadisin tüm tariklerinin son derece zayıf olduğunu söyledik­
ten sonra, en nihayet bu hususta birşeyin sabit olduğunu söyle­
menin imkan dahilinde olduğunu belirtir.254 Nitekim Suyüti de
ilgili hadislerden birisinin Hatib255 ve İbn Asakir tarafından ri­
vayet edildiğine işaret eder256 ve el-Camiu's Sagtr de hadise zayıf '

der.257 Munavi de hadisin zayıf olduğunu söyler.258


Kanaatimizce, tüm rivayetler göz önünde bulundurulduğunda
söylenecek söz "en iyi ihtimalle zayıf olduğu"dur.
1 10. Kına ve faziletiyle ilgili hadisler sahih değildir. Bu konu­
da bir cüz tutacak kadar hadis vardır. Hiçbirisi de sahih değildir.
İbnu'l-Kayyım bu konuda en sağlam hadisin Tirmizi'nin naklettiği
"Dön şey peygamberlerin sünnetlerindendir: Misvaklanmak, güzel
koku sürünmek, kınalanmak ve evlenmek." hadisi olduğunu, an­
cak buradaki kelimenin el-hinnd (.wı : kınalanmak) olup olmadı­
ğı hususunda ihtilaflar olduğunu söyler. Bazılarının bu kelimenin
el-haya (.�ı: haya) olduğunu söylediklerini ancak, aslında el-hitan
(.:.ıwı: sünnet olmak) olması gerektiğini belinir.259 Dolayısıyla bu
hadis de konuyla ilgili sahih ve somut bir örnek olamamaktadır.
Hadis üzerinde kısa bir etüd yapmak istediğimizde, gerçekten
de onun bahsettiği kadar bir tashille karşı karşıya kaldığımızı an­
lıyoruz. Hadis Tirmizi'de şu lafızlarladır: "Dön şey peygamber­
lerin sünnetlerindendir: Haya (el-haya), güzel koku sürünmek,
misvaklanmak ve evlenmek. "260 Görüldüğü gibi ibnu'l-Kayyım'ın

m Deylem!, IV85-6, rakam: 2140-2.


m Bkz. KAi'!, Esrdr, s. 1 7 1 , rakam: 133.
"' Bkz. SelııM , Mehdsid, s. 153-5, rakam: 3 1 1
m Bkz. Hatib, Tdı1hu BağıMd, Xl/25 1 , rakam: 6000.
'"' Bkz. Suyütı, I.ecllr, 11/272.
"' Bkz. Suyüt!, el-Cdmius-Sağtr, 1/502, rakam: 3263-4.
"' Munavt, Feydu1-Kadır, 111/235, rakam: 3263-4. Aynca bkz. Şevkani, Fevdid, 1 78-9, rakam:
557-8; İbn Arrak, Tenzıhu'ş-Şerta, 11/270, rakam: 1 1-2; IV275, rakam: 3 1 .
"' ibnu'l-Kayyım, age. , s. 1 3 1 , rakam: 295; Kart, age. , s. 464, rakam: 35.
""' Tirmiz!, Nikah, (9), babu rna cae ft fadli't-ıezvtc ( l), rakam: 1080. Tirrnizt hadisin hasen
gartb olduğunu belinir.
52
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Tirrnizi'ye atfettiği (ve peşinden bu lafzın el-hitan olmasına işa­


ret ettiği) Ebü Eyyüb hadisi Tirrnizi'de el-haya şeklindedir. 261 Oy­
sa ibnu'l-Kayyım bu kelimenin Tirrnizi'de el-hinna (kınalanmak)
şeklinde geçtiğini söylemektedir.
Munziri ise Tergib te hadisi iki yerde rivayet eder ve Tirrnizi'ye
'

nisbet eder. Bunlardan birinde ifade el-hitan şeklindedir. Fakat


muhakkikin ifadesine göre, bir nüshada burası el-hinna olarak
geçmektedir. 262 Aynı hadis bir diğer yerde el-hinna diye kayıtlıdır. 263
Muhakkik burada, yazma nüshalardan birisinde farklılık oldu­
ğuna dair bir not düşmez. Bu iki durum değerlendirildiğinde or­
taya çıkan netice şudur: ibare ikinci hadisin tüm nüshalarında
el-hinnd, birinci hadisin bir nüshasında -aynı şekilde- el-hinna
diye geçmektedir. Bu durumda Munziri'nin hadisi el-hinna diye
naklettiğini, Munziri'nin istifade ettiği Tirrnizi nüshasında da bu­
nun el-hinna diye geçtiğini düşünebiliriz. Nitekim başka eserler­
de de bu kelimeye el-hinna şeklinde rastlamaktayız. 2 64
Hatib Tebrizi ise Tirrnizi'ye atfen hadisi rivayet ederken el-haya
kelimesinden sonra bunun el-hitan (sünnet olmak) şeklinde ri­
vayet edildiğine temas eder. 265 Nitekim bu ifade bazı kaynaklar­
da el-hitan şeklindedir. 266
Rivayetler arası bu gezinti bizlere, Tirrnizi'nin nüshalannda her
üç kelimenin (el-haya, el-hitan, el-hinna) geçtiğini göstermeye kafi
gelmektedir. Elbette burada, aynı sahabiden gelen hadisin yazı­
mında bir tashif söz konusudur. Hangi kelimenin gerçekte kulla­
nılmış olabileceğini tespit etmek ve bizim şu anki konu başlığımız­
la ne kadar irtibatı olduğunu ortaya koymak durumundayız.
Meseleye metin yönüyle bakmak durumunda kaldığımızda
burada el-haya kelimesi ile el-hitan kelimesi mümkünlük arzet­
mektedir. el-Hinna kelimesi ise diğer ikisinden kuvvet yönüyle

261
Tirmizl bu şekilde nakletmekte yalnız değildir. Bkz. Ahmed b. Hanbel, V/42 1 , rakam:
23572; Taberıl.nt, Kibir, IV/148, rakam: 4085; Hindi, Kenzu1-Ummö.I, Vl/655, rakam:
1 7236; XV/686, rakam: 4355.
262
Munziı1, Tergıb, 11166, rakam: 5.
263
Munziı1, age., 111140, rakam: 3.
2"' Bkz. tbn Eb! Şeybe, 11197, rakam: 2 1 ; İbn Kesir, Tefsir, IV/289.
,., Tebı1z!, Mişlıilt, 11145, rakam: 382.
266
Bkz. Suyütı, ed-Dunu1-Mrnsür, IV/659.
53
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

düşüktür. Çünkü Tibi'nin naklettiği gibi, diğer iki ihtimal müm­


kündür ancak el-hinna rivayeti sahih değildir. Çünkü ellerin ve
ayakların kınalanması kadınlara benzemek söz konusu olduğu
için erkeklere haramdır. Saçı kınalamak ise Hz. Peygamber'den
önceki peygamberlerin yaptığı birşey değildi. Bu sebeple onlara
isnad edilmesi uygun olmamaktadır. 267
el-Haya ile el-hitan kelimesine dönecek olursak, bu husustaki en
güzel mülahaza, sanının Zeynuddin el-Iraki'nin değerlendirmesi
olacaktır. O bu kelimenin el-haya veya el-hinna olarak da söylen­
diğini aktardıktan sonra şöyle demektedir: "Her ikisi de hatadır.
Doğrusu el-hitan olmasıdır. Yazılırken el-hitan'ın nun'u hamişe ya­
zılmış ve düşmüş (tam kenara yazıldığı için silinmiş veya da sığdır­
mak için çok küçük yazıldığından önceki harfe karışmış), bu se­
beple de lafzında ihtilaf edilmiştir.268 Bundan dolayı el-hitan olması
diğer ikisinden daha önceliklidir çünkü haya huydur=seciyedir.
Kınalanmak ise peygamberlerin sünnetlerinden değildir. Hz. Pey­
gamber ise bunları fıtrata (tüm peygamberlerin uyguladığı sünnet­
lere) dair hasletler arasında zikretmemiştir. Sünnet olmak ise böyle
değildir zira Hz. İbrahim bununla emrolunmuş, diğer peygamber­
ler ve onların ümmetlerinde bu fiil devam etmiştir. Hz. İsa'ya ka­
dar durum böyle devam etmiş, o da sünnet olmuştur. "269
Sonuç olarak, hadisin bu lafzını çözmüş olmakla birlikte, ko­
numuzla bir bağlantısı olmadığını anlamış oluyoruz.
Bununla beraber, bazıları, "cennet ehlinin en güzel bitkisi kı-

,., Bkz. Tib!, Şerhu't-nbi, 11157, rakam: 382; Kart, Mirlıdt, 11195, rakam: 382; Mub:ı.rekfart,
Tuhfetu'l-Ahvezj, N/167.
'"" Nitekim bu hadisi tereddütlü olarak kitabına alan İbnu'l-Kayyım, yukanda bir nebze değin­
diğimiz gibi, hadisi aktardıktan sonra şöyle der: "Hocamız Ebu'l-Hacdc el-Mizzt'nin şöy­
le dediğini işittim: "el-Hiruıa ifadesi bazı ravilerin hatasıdır. Doğrusu bu kelime el-hit:ı.n'dır.
Mehamilı de hocası Tirmizl'den hadisi bu şekilde rivayet etmiştir. Anlaşılan o ki, kelime sa­
tınn sonuna rast geldi ve nun harfi düştü. Bu sefer bazılan onu el-hiruıa, bazılan da el-hay:ı.
diye rivayet ettiler. Esasında bu el-hitın'dır." ibnu'l-Kayyım, age., s. 1 3 1 , rakam: 295.
Kart ise ibnu1-Kayyım'ın bu değerlendirmesine itiraz eder. Rivayette ölçü, ravilerin onu na­
sıl rivayet ettiğidir yoksa kitaplarda yazılı olan değildir, der. Bkz. Esrar, s. 465, rakam: 35.
İbnu'l-Kayyım ve lr:l.k'i'nin, hatanın yazıdaki kanşıklıktan kaynaklanmıştır izahına bizim
de katılmamız mümkün değil çünkü hadisi sadece Tirmizl rivayet etmemektedir. Ancak
yukandaki değerlendirmelerde geçtiği üzere, el-hinn:ı. kelimesi de uygun düşmemektedir.
Tüm bunlann yanında, fıtrata dair diğer hadislerde el-hit:ı.n'ın geçmesi kelimenin bu ol­
duğunu teyid etmektedir. Bkz. Müslim, Tahare (2), babu hisali'l-fitra (16), rakam: 49-50.
'0' Munavı, Feydu1-Kadtr, 11466, rakam: 919.
54
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

nadır" hadisinin bu genelleme dışında kaldığı ve sahih olduğu­


nu söylemiştir.270
(Saçları) kına ve çivitle birlikte boyamaya dair hadis de bu ge­
nelleme dışında tutulmakta olup, sahihtir.27 1
1 1 1 . Hz. Peygamber'in tırnaklarını hangi sırayı takip ederek ve
hangi gün kestiğine dair sahih bir rivayet yoktur. 272
1 1 2 . Saçların ve tırnakların gömülmesine dair hadislerin hep­
si zayıftır. 273

2.22. lş Hayatı
1 1 3. Gerek ecir-i müşterek olsun gerekse ecir-i has274 olsun, üc­
retli işçinin kasıt olmaksızın telef ettiği şey hususunda ne Hz.
Peygamber'den ne de sahabeden sahih bir rivayet gelmemiştir.275
1 1 4. Boyacılık, kuyumculuk, oymacılık gibi mübah meslekle­
ri yeren hadisler mevzudur. Çünkü Hz. Allah ve Hz. Peygamber
mübah meslekleri yermekten münezzehtirler.276
Misaller: "İnsanların en şerlileri hayvan satıcılarıdır. "277
"İnsanların en yalancıları boyacılarla kuyumculardır. "278

270 Hadis ve hakkındaki düşünceler için bkz. İbn Adiy, Kamil, Vll/33, rakam: 17; Haıtb
Bağdadi, Tdr1hu Bağddd, V/56, rakam: 2420; Heysem!, Mecmru'z-Zevdid, V/157; SuyOtl,
Ledll, IV269; Kart, age., s. 465, rakam: 35; Elbanı, Sahıha, IIV407-8, rakam: 1420.
m lbnu'l-Kayyım, age., s. 132, rakam: 296. İlgili hadisler için bkz. Buhıir1, Libas (77), babu
ma yuzkeru fi'ş-şeyb (66), rakam: 5894-8; Eba Davad, Tereccul (27), babu ma cae fi'l­
hıdab (18), rakam: 4205; Nesdl , Zlne (16), el-hıdab bi'l-hinna ve'l-ketem ( 16), rakam:
5096-7; fbn Mdce, Libas (32), ba.bu'l-hıclab bi'l-hinna (32), rakam: 3622; Tinnizt, Libas
(25), babu ma ca fi'l-hıclab (20), rakam: l 753; Ahmed b. Hanbel, V/147, rakam: 2 1 300. Ay­
nca bkz. lbnu'l-Kayyım, Zddu1-Medd, N/366.
m Bkz. Sehavt, el-Fetdva1-Hadısiyye, s. 105-7, rakam: 24; el-Emlr el-Kebir, en-Nulıbetu1-
Behiyye, s. 92, rakam: 230; Semhadı, Gummdz, s. 163, rakam: 186; Arniıı, el-Ceddu1-
Hasıs, s. 159, rakam: 326; s. 234, rakam: 532.
m Beyhaki, V33; Hilafiyydt, V250; Şuabu'l-lmdn, V/232.
"' Ecır-i müşterek: Herkese iş yapan kişi. Boyaa, ütücü, demirci gibi. Ecır-i has: Bir kişinin
yanında ücretli çalışan kimse.
275 Beyhak1, Ma'rife, Vlll/338. Haneftlerden imam Muhammed ile İmam Yasuf ise Hz. Ômer
ile Hz. Ali'ıtin ecır-i müştereke tazminat ôdeunesi rivayetini delil göstererek ecır-i müşte­
rekin kastlı olmasa bile -genel bir yangın olması, sel basması, düşmanın el koyması veya
zarar vermesi gibi durumlar hariç- zarar durumunda tazminatta bulunacağını söylerler.
Bkz. İbnu'l-Humam, Fethu1-Kadır, VllV62.
"' Bkz. Kavukct, el-Lu1uu1-Mersa', s. 7 1 , rakam: 167.
277 İbn Adiy, Kamil, Vl/302, rakam: 170. Benzer misaller için bkz. Ahmed b. Hanbel, Vl 7;
Zeheb!, Tertıbu1-Mevdtlılt, s. 55, rakam: 122-3.
"" Haıtb, Tclr1hu Bağddd, XN/216, rakam: 7505; SuyOtl, Tahztru1-Havıls, s. 219, rakam: 141.
Hatib hadisin tevili babında burada boyacılıkla hadise kendinden birşey katanlann, ku­
yumcularla da aslı olmayan hadisler düzerıleyenleıin kastedildiğinin söylendiğini aktanr
ancak, bu tevil makul ölçüler dışında kalan bir zorlama olarak gözükmektedir. Eba Ubeyd
55
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

ibnu'l-Kayyım'ın hadisi değerlendirişi çarpıcıdır: "Akıl bu hadi­


si yalanlamaktadır. Çünkü başka mesleklerde söylenen yalanlar
bunlardakinden kat kat fazladır: Allah'ın mahlukatının en ya­
lancıları olan Rafıziler, kahinler, taşlarla fal bakanlar ve münec­
cimler gibi. "279

2.23. Sağlık, Taharet


1 1 5 . Güneşte ısıtılmış suyun kullanmasını nehyeden sahih bir
hadis yoktur.280 Ukayli bu konuda Hz. Ömer'in kendisinden bir
rivayet geldiğini söyler. 28 1
Misal: Hz. Aişe'den: Güneş altında su ısıtmıştım. Rasulullah
bana şöyle buyurdular: "Ey Humeyra! Böyle yapma! Çünkü bu
alaca hastalığına (abraş=sedeO sebebiyet verir. "282
1 1 6. Hz. Peygamber'in hacamatı emrettiği varid olmakla bir­
likte ,283 belli zamanlarda hacamat olmaktan nehyeden, teşvik
eden veyahutta hacamatla ilgili bir hususu beyan eden hadisler
sahih değildir.
Misal: İbn Ömer rivayet ediyor: Hz. Peygamber şöyle buyur­
muştur: "Aç karnına hacamat olmak daha yararlıdır. Hacamat­
ta şifa ve bereket vardır, aklı ve hafızayı kuvvetlendirir. Allah'ın
bereketiyle perşembe günü hacamat olun. Çarşamba, cuma, cu­
martesi ve pazar günü hacamat olmaktan sakının. Pazartesi ve sa­
lı günleri de hacamat olunuz. Çünkü pazartesi, Allah'ın Eyyüb'u
hastalıktan kurtardığı gündür. Hastalığı ona çarşamba günü ver­
mişti. Cüzzam ve alaca (abraş=sedeO hastalığı sadece çarşamba
günü ve gecelerinde ortaya çıkar. "284

Kasım b. Sell.aın'ın benzer tevili için bkz. Beyhaki, X/249 (Beyhaki, hadiste boyacılık ve
kuyum işini yaparılann kastedildiğini söylerek tevil etmez).
279 İbnu'l-Kayyıın, Menô.r, s. 52, rakam: 60.
"'° Bkz. Mevsılı, Mugrıı, s. 27; Leknev1, Ecvibe, s. 46 . .
'"' Ukaylı, Duafd, !Vl 76, rakam: 696.
'"' Beyhaki, 1/6-7; Ma'ıife, 1/235; Sugra, 1/87, rakam: 199; İbn Teyıniyye, Minhilc, N/1 1 5;
ibnu'l-Cevz1, Mevdiidt, 11/79; eı-Tahhthft Ehddisi 1-Hildf, 1/57-61 ; Subkl, Tabahdı, V/82.
'"' lbnu'l-Cevz1, Mevdadt, lll/2 1 3-5; 11/874-9; Flrllzabadı, Sifru's-Sedde, s. 285; Mevsıll,
Mugrıı, s. 45; Huveynı, Cunnetu1-Murtclb, !V517.
,.., 1bn Melce, Tıb (31), babun fi eyyi'l-eyyaın yehtecim (22), rakam: 3487-8. Basırt her iki ha­
disin de sened yönüyle zayıf olduğunu belirtir. Bkz. Zevdid, s. 454-5. Elbanı ise hadise za­
yıf dernekle beraber iki ayn rivayetinin daha olduğunu belirtir, sened.lerinde zayıf raviler
56
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Bu hadisin senedlerinin zayıf olması bir tarafa, hacamat için


belli günlerden sakındırması bir peygamber sözünden ziyade bir
doktorun veya bir başkasının sözüne benzemektedir. Aynı ko­
nuyla ilgili Huseyn b. Ali'nin merfu olarak rivayet ettiği "cuma­
da bir vakit vardır, o vakitte hacamat olan ölür"285 hadisi ile İbn
Ômer'in Rasulullah'tan naklettiği "cumada bir vakit vardır, o va­
kitte hacamat olan iyileşmez bir hastalığa yakalanır"286 hadisle­
ri de böyledir.
11 7. Hamama girmekten nehyeden hadisler sahih değildir. 287
İbn Hacer bu genellemeye karşı çıkar ve hamamın mutlak ola­
rak banyo yapılan yere denildiğini söyler.288 Kanaatimizce İbn
Hacer bu tespitinde yanılmaktadır. Çünkü hadislerde başkasının
yanında elbisesini çıkaran insanlara tehdit vardır. Bu da mutlak
olarak banyo yapılan yerlerden ziyade beraber yıkanılan yerlerin
kastedildiğini göstermektedir. Nitekim şu ve benzeri hadislerde­
ki açık ifadeler bunu doğrulamaktadır: "Allah'a ve ahiret gününe

bulunan mutabi hadisleri de göz önünde bulundurur ve tOm rivayetler biraraya getirildi­
ğinde hasen olduğu kanaatine vanr. Bkz. Sahıha, 11/404-7, rakam: 766.
Hadisin tarikleri ve zayıflık yönlerinin tanışması için bkz. İbn Adiy, Kamil, 11/308, ra­
kam: 78; Ukaylt, Duafa, 1/150, rakam: 187; 111/454, rakam: 1507 (Buralarda, hacamat
için bir gün seçmekle ilgili hadis bulunmadığinı söyler); İbn Ebt Hatim, Uel, 11/320,
rakam: 2477; İbn Hibban, Mecrahın, 11/99-100, 111/20- 1 ; Hakim, Musıedreh, IV/2 1 1 ,
rakam: 748 1 , IV/409, rakam: 8255; Hatib, Tdrthu Bagddd , X/38-9, rakam: 5 1 60;
ibnu'l-Cevzt, tlel, 11/875-6, rakam: 1 464, Mevdaaı, 111/2 14-5 (Burada Abdurrahman b.
Mehd!'nin şöyle söylediğini aktanr: Hz. Peygamber'den hacamat olmayı emreden hadis­
ler dışında (böyle detay bilgiler veren) birşey sabit değildir); Zeheb!, Mtzdn, 111/53-4, ra­
kam: 5564; Munziı1, Tergtb, IV/3 1 5-6, rakam: 12; Tebı1z1, Mişhdı, 11/5 12, rakam: 4573;
Sehavt, Melıdsid, s. 184, rakam: 388; Suyuıı, l.ecllt, 11/410-2; Hindi, Kenzu'l-Ummal,
X/10, rakam: 281 10; Aclonı, Keefu'l-Hafa, 1/347-8, rakam: 1 106.
Benzer misaller için bkz. Eba DıMıd, Tıb (22) , babun meta tustehabbu'l-hicame (5), ra­
kam: 386 1; Beyhakı, Ma'rife, XIV/1 1 7; Haşiml, Eba Zur'a, 11/568, 757-8.
"' Eba Ya'la, Xll/150, rakam: 8; İbnu'l-Cevzi, Mevdaaı, 111/2 13; Hindi, Kenzu'l-Ummdl,
X/1 3, rakam: 28130; X/18, rakam: 28160; İbn Hacer, el-Meıdlibu'l-Aliye, 11/360, ra­
kam: 24 78. Bu hadisin senedinde yer alan Yahya b. Ala er-Razi el-Becelt (dolayısıyla ri­
vayeti) hakkındaki cerhler için bkz. Buhart, Tarth, VIIV297, rakam: 3069; İbn Adiy,
Kdmil, VIl/198-200, rakam: 5 1 ; İbn Hibban, Mecrahın, lll/1 1 5-6; Beyhaki, IX/34 1 , ra­
kam: 1954 1 ; Zeheb!, Mtzdn, IV/397-8, rakam: 9591; lbn Hacer, Tehztb, Xl/261-2, ra­
kam: 7940; Suyuıı, l.eclli, 11/4 1 1 ; Heysem!, Mecmeu'z-Zevclid, V/92.
'"° Beyhakı, IX/34 1 , rakam: 1954 1 ; Ma'rife, XIV/1 18. Hindi, Kenzu1-Ummıll, X/12, rakam:
28122. Bu hadisin senedinde Attaf b. Halid el-Mahzomı vardır. Hadisi rivayet eden
Beyhakı zayıf olduğunu belinir. Keza bkz. Suyun, l.eclll, 11/4 1 1 . Haklanda mOsbet ve­
ya menft sôylenenler hususunda bkz. İbn Adiy, Kdmil, V/378-9, rakam: 575; lbn Hacer,
Tehzıb, VIV222, rakam: 4777.
'"' Bkz. İbnu'l-Cevzı, Mevdacıı, 11/80- 1 ; Mevsılı, Mugnı, s. 29; İbnu'l-Kayyım, Zddu1-Medd,
1/175.
'"" Bkz. İbn Hacer, el-Kavlu1-Musedded, s. 70- 1 ; Huveynl, Cunnetu1-Murtclb, 11/252.
57
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

inanan kimse peştemalsız hamama girmesin. Keza Allah'a ve ahi­


ret gününe inanan hanımını hamama sokmasın. "289
İbn Hacer'in yorumuna iştirak etmemekle birlikte bu genel­
lemeye bizler de katılamıyoruz. Hz. Peygamber'in hamama gir­
mekten nehyeden hadislerinin, hamama girdiğine dair mevzu ri­
vayetlerle birarada değerlendirilip, "hamamı görüp girmediyse
hamama girmekten nasıl menedecek" anlayışıyla, topluca mev­
zu kabul edildiklerini düşünüyoruz. Hamamla ilgili rivayetleri
dikkatlice tedkik ettiğimizde, Hz. Peygamber'in hamamı görme­
diği izlenimi elde edilmektedir ancak yine bu rivayetlerden, dı­
şarıdan gelen insanların veyahutta ticaret için başka bölgelere gi­
denlerin gelip durumu sormasıyla hamamdan haberdar olduğu
anlaşılmaktadır. Nitekim şu rivayetler bu hususu teyid etmekte­
dir: "Hamam denilen evden uzak durun." Ashab der ki: "Ancak
hamam kirleri çıkartır." Bunun üzerine Rasulullah "öyleyse (gi­
rerken) avret yerlerinizi örtün. "290 "Acem topraklan sizler tara­
fından fetholunacak. Oralarda hamam denilen binalar göreceksi­
niz. Hiç kimse hamamlara peştemalsiz girmesin. Hasta ve lohusa
olanlar hariç kadınlan oralardan men edin. "29 1
Bu durumda yalın olarak hamama girmekten nehyeden riva­
yetlerle örtünerek girmeyi emreden hadisleri biraraya getirmek
suretiyle bir çıkış yolu bulmak mümkün olabilir: O da avret yer­
lerinin örtülerek hamama girilebileceğidir.292

"" Tirmiz!, Edeb (44), babu ma cae fi duhuli'l-hammam (43), rakam: 2801; Nesdl, Gusl (4),
babu'r ruhsaıi rı duhuli'l-hammam (2), rakam: 399.
''° Beyhaki, VIU309, rakam: 14805; Heysem!, Mecmeu'z-Zevdid, U277.
"' Eba Ddvad, Hammam (25), bab: 1, rakam: 401 1 ; tbn Mdce, Edeb (33), babu duhüli'l­
hammam (38), rakam: 3748.
Hz. Peygamber'in muhtemelen 40 yaşına kadar sı1rdürdüğ0 ticaret seferlerinde hamamla­
rı gördı1ğ0 kabul edilirse, bu rivayetler, bilgisi var da nehyediyor şeklinde de anlaşılabilir.
Bu durumda, hamamlara girilirken avretlerin ônulmesine dikkat edilmemesi nedeniyle
Hz. Peygamber'in bu işe pek sıcak bakmadığı düşı1nı1lebilir. Aynca bizler, Zeheb! gibi bi­
risinin hamama girmekten nehyeden hadislere yer vermesini, bu rivayetlere güvenme hu­
susunda bir dayanak kabul ediyoruz. Bkz. et-Tıbbu'n-Nebevl, s. 46-7. Konuyla ilgili olarak
ibnu1-Kayyım'ın Zddu 1-Mead'ına muhakkiklerin yazdığı dipnota balolabilir. Ul 75.
"' Bu arada şunu hatırlatmak yerinde olacaknr: Hamamla ilgili sahih hadis yoktur diyen
ibnu'l-Cevzı Kiıdbu Ahlıdml 'n-Nisd'da kadınlann hamama girmesine dair bir bab açmış
ve pek çok hadisi -muhtemelen, ahlakı boyutlan olduğu için- burada zikretmiştir. Bkz.
Kitı2bu Ahlıdmi'n-Nisd, s. 45-8. lbnu'l-Cevz'!'nin bir hadisi bir kitabında mevzu sayarken
başka bir kitabında delil olarak zikretmesinin nedenleri hususunda bkz. İbnu'l-Cevz'!,
Mevdadt, Ul22-4 (Nureddin Boyacılar'ın tahkik ettiği nushadaki etüdı1).
58
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

1 1 8. Hamam suyuyla yıkanmanın cünupluğu gidermediğine


dair rivayetler uydurmadır.
Misal: "İki su vardır ki bunlar cünupluğu gidermez: Deniz su­
yu ve hamam suyu. "293
1 19. Su yakında olduğu halde, bevlden sonra eli toprakla te­
mizlemek konusunda sahih hadis yoktur.
İbn Ebi Hatim, İbn Abbas'tan nakledilen şu hadisi babasının
sahih değildir değerlendirmesiyle birlikte buna misal olarak ve­
rir: "Rasulullah dışan çıkıyor, bevlediyor ve ellerini toprakla te­
mizliyordu. İbn Abbas (bir defasında) Rasulullah'a sordu: "Ya
Rasulallah! Halbuki su size yakın?" Rasulullah şöyle cevap verdi:
"Belki de suya kavuşamayacağım, bilemiyorum. "294

2.24. Irklar, Lisanlar


120. Araplann birbirlerinin dengi olduğuna dair rivayetler zayıftır.
Misal: "Araplar birbirlerinin dengidirler. Bir kabile diğer kabile­
ye, bir şahıs diğer bir şahsa denktir. Mevaliler de böyledir: Bir ka­
bile diğer kabilenin, bir şahıs diğer şahsın dengidir. Oymacılarla
hacamat yapanlar bu genellemenin dışındadır." Beyhaki bunun
bütün tariklerinin zayıf olduğunu söyler.295
1 2 1 . Habeşileri, zencileri kötüleyen hadislerin tamarm mevzudur. 296
Misal: "Zenci doyduğu zaman zina, acıktığında hırsızlık eder."297
122. Türkleri, iğdiş edilmiş insanlan ve köleleri yeren hadis-
ler mevzudur. 29s
Misaller: 'Türkler size dokunmadığı müddetçe siz de onla­
ra dokunmayın."299 "Allah iğdiş edilmiş kişilerde hayır olacağı-

Hamamla ilgili hadisleıi birarada görmek için bkz. Beyhakı, Şuab, Wl55- 164.
m Cevrekanı, Ebdtıl, 11344-5, rakam: 329.
"' Bkz. İbn Ebt Hatim, lld, 1143, rakam: 94.
"' Beyhakl, Vl11134-5; Suğra. IIl/3 1 , rakam: 24l l .
'"" İbnu'l-Kayyım, Menı2r, s . 101, rakam: 184; Kari , age. , s . 442, rakam: 20.
"' İbn Adiy, Kamil, V/265, rakam: 442; ibnu'l-Cevzl, Mevdadt, 111233; ibnu'l-Kayyım, age.,
s. 101, rakam: 185; İbn Arrak, Tenzthu'ş-Şerta, 1113 1 , rakam: 16; Kart, age., s. 442, rakam:
20; Aclont, KLefu1-Hafıl, 11226, rakam: 693; 11442, rakam: 1435.
"'" ibnu'l-Kayyım, age., s. 101, rakam: 189; Kart, age., s. 443, rakam: 2 1 ; Şevkarıı , age., s. 437,
rakam: 1418.
""' İbnu'l-Cevzl, age., 111233; Kart, age., s. 444, rakam: 2 1 .
59
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

nı bilseydi, onların züniyetinden Allah'a ibadet eden bir nesil çı­


karırdı. "300 "Ahir zamanda en kötü mal kölelerdir. "301
123. Araplar hariç Habeşi, israili, Farisi, Rumi ve Kıptiler dı­
şında diğer milletlerden sahabi yoktur. "Başka milletlerden sahabi
bulunduğuna dair şimdilik kesin bir delil bulunmamaktadır. "302
Malum olduğu üzere Türkler İslam'la Talas ( 1 34/751) Sava­
şı ile tanışmışlardır. Bu tarihten önce ferdi olarak bazı Türkle­
rin müslüman olduğu zikredilmektedlr ancak elimizdeki bil­
gilere göre Türklerden sahabi olan bir insan yoktur. Zehebi,
Behram b. Hamza el-Merğinani'nin (5 1 611 1 22) Musa b. Yakub
b. Muhammed el-Hanüdi > Esed b. Amiş et-Turki vasıtasıyla Hz.
Peygamber'den "Allah ve melekler birinci saffa salat ederler" şek­
linde bir hadis rivayet ettiğini söyler. Sonra da şunu ekler: "Bu
apaçık bir yalandır, zira sahabe içinde Türk asıllı birisi yoktur. "303
1 24. Hz. Peygamber'in bazı Farsça kelimeler konuştuğuna da­
ir rivayetler sahih değildir.304 Şu iki rivayet bu genellemenin dı­
şında tutulmuştur: "Ya ehlel'l-Hendek! İnne Cabiran kad sa­
naa sfiran."305 (Ey Hendek ahalisi! Cabir sizin için davet tertib
etmiş.)306 "Kih! kih!"307 (Acı! Acı!)308

300 lbnu'l-Cevz1, age. , IV233; ibnu'l-Kayyım, age. , s. 101, rakam: 190; İbn Aml.k, age., IV29,
rakam: 4; Aclonı, age. , Il/158, rakam: 2 103; Kan, age., s. 285-6, rakam: 380; s. 443, ra­
kam: 2 1 ; Suyütı, 1.Lal!, 11445; ŞevkanI, age., s. 437, rakam: 1418; Şeybanı, Temyiz, s. 135.
Rivayet Dcylem!'de geçmektedir. Bkz. IIll399, rakam: 5102.
ıoı İbnu'l-Cevz1, age., IV233; IV233; İbnu'l-Kayyım, age., s. 101, rakam: 191; Kati, Esrar, s.
443, rakam: 21; Suyütl, age., 111140; İbn Arrak, age., 111182, rakam: 21. Keza bkz. Munavı,
Feydu1-Kadır, IV/159, rakam: 4875.
ıoı Erendioğlu, Arap Olmayan Sahabiler, s. 76. Ammar b. Yasir'in annesi Sumeyye'nin Türk
kökenli olduğu zikredilmektedir. Bkz. Hamdidullah, Am: Kur'an, s. 1 3 1 ; Hz. Peygamber'in
Savaşlan, s. 15 (Belazun, Erısdbu'l-Eşrdf, 11489, 7 18'den naklen).
'"1 Zeheb! devanunda şôyle der: "Bu rivayetteki sıkıntı ya Mllsa'dan ya da Behram'dan kay­
naklarunaktadır." Mtziln, IV/227, rakam: 8944. Keza bkz. Tecrtdu Esmdi�-Sahdbe. 1114, ra­
kam: 10 l . İbn Hacer bunun (Rasulullah zamanında yaşamadığı halde ondan hadis rivayet
eden) Ratan Hindi ve Meklebe b. Melkan el-Huvartzmt'nin uydurrnalan kabilinden oldu­
ğunu söyler. lsdbe, V23 1 , rakam: 52 1 .
"" Bkz. Mevsılı, Mugnı, s . 43; İbn Hirnmat, Tenlıır, s. 155-8; SağanI, Mevdfldt, s . 28, rakam: 1 l .
'0' Sor: Düğün, toy. Bkz. Şükon, Farsça-Türlı{e Lügat, 11/1233.
'°" Buhdrt, Cihad (56), babu men tekelleme bi'l-Fartsiyye ve'r-ratane (188), rakam: 3070;
Müslim, Eşribe (36), rakam: 14 l.
xı; Kih: Acı, tatsız. Bu kelimeyi hazan çocuklan nefret ettirmek yahut ellerindeki şeyi bırak­
tırmak için söylerler. Bkz. Şükon, age., 11111 5 1 1 . Bu bizim dilimizde de birşeyi kötülemek
için "hı, lu" şeklinde söylenmektedir.
ll-.ı Bulıdrt, Zekat (24), babu ma yuzkeru fıs-sadaka li'n-Nebı (60), rakam: 1491; Cihad (56),
babu men tekelleme bi'l-Fartsiyye ve'r-ratane (188), rakam: 3072. Mevsıh (bkz. Muğnl, s.
43) Cibnl'in Hz. Peygambere söylediği şu sözün de hariç tutulması gerektiğini söyler: "Lev
60
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

125. Hz. Peygamber'in Farsça konuşmaktan nehyettiğine,


Farsçanın cehennem ehlinin lisanı olduğuna dair rivayetler mev­
zudur. 309 Misal: "Allah'ın en buğzettiği lisan Farsçadır."310

2.25. İsimler, Şahıslar, Nesepler, Kabileler, Ekoller


126. İsmi Muhammed ve Ahmed olanlann faziletiyle ilgili hadis­
lerin aslı yoktur. Ebu Hatim er-Razı bu hususta şöyle demekte­
dir: "Bu konuda Rasulullah'tan pek çok hadis gelmiştir ancak iç­
lerinde sahih yoktur."3 11
Misal: "İsimlerin en hayırlısı Allah'a hamdedilen ve kulluğu
gösteren isimlerdir."312 �Kıyamet gününde götüıülenlerden biri­
nin adı Muhammed olursa, Hak Teala ona: "Sen utanmadan gü­
nah işledin. Bugün ben sana azap etmeğe utamnm. Çünkü senin
adın, benim Habibim'in adıdır. Sana azap etmiyorum. Seni affet­
tim, bağışladım!" der. "313 "İki kul rabbin huzurunda durdurulur.
Allah ikisine de cennete girmelerini emreder. Onlar ise şöyle söy­
lerler: Rabbimiz! Biz cenneti ne ile hak ettik ki? Bizleri mükafat­
landıracağın bir amel yapmadık ki?" Allah Teala da onlara şöyle
buyurur: "Ey benim iki kulum! Cennete giriniz. Ben kendi ken­
dime söz verdim: İsmi Ahmed ile Muhammed olanlar cehenne­
me girmeyecekler."314 Bir diğer rivayet de şudur: "Doğan ÇOC'.Uğu­
na teberrüken Muhammed ismini verenin hem çocuğu hem de
kendisi cennettedir. "315
Bu tür rivayetler insanlann amelleriyle cennete girecekleri,
isimleriyle girmeyecekleri, Allah'ın amellere baktığı genel prensi-

raaytunı ve ene ahizun min hali'l-bahri fe edussuha ft fiyyi Fir'avn." (Allah'ın rahmetinin
yetişeceğinden korkarak, elimden gelse denizin milinden alıp Firavn'ın ağzına tıkardım).
Bkz. Ahmed b. Hanbel, 11245. Hal: Mil. Bkz. Şakan, Farsı;a-Türlıçe Lügat, 111/1976.
l>N Cevrekani, Ebııtıl, 11/260, rakam: 660; ibnu'l-Cevzt, Mevdaaı, llV7 l ; Makdist, Tezkire, s.
83, rakam: l ; Mevsıl!, Mugnı, s. 43.
rn> Zeheb!, Muhtasaru1-Ebıı tıl ve1-Mevdatıı, s. 3 1-2, rakam: 2.
" ' Mevsılı, Mugnı, s. 2 l .
112
Bkz. Sehav'i, Mekilsid, s. 39, rakam: 65; Adanı , Keifu'l-Haftı, V5 l , rakam: 1 18.
m Bican, Envdru'l-Aşikln, s. 626.
'" İbnu'l-Cevzt, Mevdatıt, Vl57; ibnu'l-Kayyım , Mendr, s. 6 1 , rakam: 93.
'" ibnu'l-Cevzı, Mevdatıt, Vl57; ibnu'l-Kayyım, Mendr, s. 6 1 , rakam: 94; Kart, Esrar, s. 415;
Suyaıı, Ledlt, Vl06 (Suyatl'nin hadise 'bu konudaki en sağlam hadistir' deyip ardından da
hasen hakma vermesi, Aclani'nin de bunu nakletmesi garibtir. Bkz. Keifu1-Hafô., 111284,
rakam: 2644); Elbanı, Dalfe, 1/207-8, rakam: 1 7 1 .
61
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

bine de aykırıdır. Bununla beraber Abdullah ve Abdurrahman is­


mini öven sahih hadisler bulunmaktadır. 316
1 2 7. İçinde Humeyra ismi veya "Ya Humeyra" hitabı geçen her
hadis yalandır, uydurmadır.317
Misal: "Ya Humeyra! Çamur yeme çünkü şunlara sebep olur."318
Bu genellemeye itiraz edilmekte ve içinde Humeyra ifadesi ge­
çen üç tane sahih hadis bulunduğu belirtilmektedir. 319
128. Hz. Peygamber'in duasıyla, Obir'in ölen iki oğlunun ha­
yat bulduğuna dair kıssanın aslı yoktur. 320
129. Hz. Ali'nin Hayber savaşında kale kapısını kaldırdığıyla
ilgili hadisler sahih değildir. İbn Hacer bütün tariklerinin zayıf
olduğunu belirtir. Bu sebeple bazı alimler bu rivayetleri toptan
reddederler.32 1 Misal: Hz. Ali Hayber günü kalenin �apısını kal­
dırdı. Daha sonra kırk kişi aynı şeyi tecrübe etmek istediler an­
cak kaldıramadılar. "322
130. Rasulullah'ın hırkasını Uveys el-KarenI'ye vasiyet ettiği ve
Hz. Ömer ile Hz. Ali'nin bu vasiyeti yerine getirdikleri asla sa­
bit değildir. 323
1 3 1 . Hz. Muaviye'nin fazileti ve zemmiyle ilgili hadisler
mevzudur.324 Buhart'nin hocası ishak b. Rahüye (238/852) Mu­
aviye b. Sufyan'ın faziletleriyle ilgili sahih hadis yoktur der. 325
Buhart'nin Faziletu Ashabi'n-Nebi'deki Muaviye ile ilgili bab baş-

'" Bkz. Eba Davad, Edeb (35), babun fi tağyiri'l-esrn.a (69), rakam: 4949; Tirmiı'.1, Edeb (44),
babu rn.a cae rn.a yustehabbu mine'l-esrn.a (64), rakam: 2833-4.
1 1 ' İbnu'l-Kayyım, age., s. 60, rakam: 89; el Kart, Esrar, s. 373, rakam: 608.
3 1'lbnu'l-Cevzl, age. , 111/33; İbnu'l-Kayyım, age., s. 61, rakam: 90; İbn Arrak, Tenıthu'ş-Şerta,
11/257-8, rakam: 86.
319 Bkz. Hakim, Mustedreh, 111/1 19, rakam: 4610; Zerkeşı, lcilbe, s. 58-9; Ebü Gudde, Menilr
dipnotu, s. 60, 2 nolu dipnot; Zeheb!, Nubela, ll/167, 3 nolu dipnot.
'20 İzmirli, Siyer-i Celıle-i Nebeviyye, s. 133.
2
1 1 Bkz. Sehavı, Mehdsid, s. 193, rakam: 418; Semhüd!, Gummdz, s. 100, rakam: 95; Kart,
Esrar, s. 197, rakam: 180; Aclünl, Kqfu1-Haftı, s. 365-6, rakam: 1 168.
"' Beyhaki, Delailu'n-Nubuvve, IV/2 12.
"' İzmirli, Siyer-i Celıle-i Nebeviyye, s. 120.
"' İbnu'l-Kayyım, age. , s. 1 16-7, rakam: 248, 251; Kart, age., s. 455, rakam: 29; Flrüzabadı,
Sifru's-Sedde, s. 281; Mevsıli, Mugnı, s. 26.
"' İbnu'l-Cevzt, age., IU24; ibnu'l-Kayyını, age. , s. 1 16, rakam: 248; Heytemı, Tathıru1-Cindn,
s. 1 1 ; Kart, age., s. 455, rakam: 29. Bu yaklaşımı başka hadisçilerde görmemiz de müm­
kündür. Örneğin Nesaı Feddilu's-Sahdbe'yi telif edince kendisine "Muaviye'nin faziletleriy­
le ilgili rivayet nakledemez miydin?" denince şu cevabı vermiştir: "Neyi rivayet edecektim,
'Allah'ım! Onun kamını doyurma' rivayetini mi?" Zeheb!, Nubeltı, XIV/129.
62
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

lığı da bu hususta merfü hadis olmadığını teyid eder mahiyet­


tedir. Nitekim babın ismi "bdbu zikri Muaviye" şeklindedir. Bu
bab altındaki iki rivayette İbn Abbas onun için "Rasulullah'ın
sahabisidir" ve "fakihtir" ifadelerini kullanmıştır.326 İbn Hacer de,
hocası ishak b. Rahüye'nin sözüne uyarak Buhari'nin bab baş­
lığında menkabe veya fazilet kelimesini kullanmadığına işaret
ederek şöyle demiştir: "Muaviye'nin faziletine dair pek çok ha­
dis gelmiştir, ancak içlerinde senedi sağlam olan yoktur. ishak b.
Rahüye, Nesai ve başkalan bu şekilde söylemişlerdir."327
Bununla bağlantılı olarak Taki Emini'nin belirttiği gibi, adlannı
vererek insanlan zemmeden hadislerin tamamı uydurmadır. 328
Misaller: "Muaviye'yi minberimde görürseniz onu öpün. Çün­
kü o emin ve güvenilirdir."329 "Muaviye'yi minberimde görürse­
niz taşlayıp öldürün. "330
Aynı şekilde Umeyyeoğullannı zemmeden hadislerin tamamı
mevzudur. 331
Misal: Yüsuf b. Sa'd rivayet ediyor: Hasan b. Ali Muaviye'ye be­
yat ettikten sonra bir adam kalkıp "müminlerin yüzünü karart­
tın" veya "ey müminlerin yüzünü kara çıkaran" diyerek sitem etti.
Hasan da ona şöyle söyledi: "Allah sana rahmet etsin, beni kına­
ma! Çünkü Hz. Peygamber'e Umeyyeoğullannın kendi minbe­
rinde oturacağı gösterildiğinde üzülmüştü. Bunun üzerine cen­
nette bir ırmak kastedilerek ey Muhammed! "Biz sana Kevser'i
verdik"332 ayeti nazil oldu. Daha sonra da "Biz o (Kur'an'ı) Kadir
Gecesi'nde indirdik." Ey Muhammed! "Kadir Gecesi'nin ne oldu­
ğunu sen nereden bileceksin? Kadir Gecesi" Umeyyeoğullannın
idareyi ele alacaklan "bin aydan hayırlıdır"333 ayetleri nazil oldu.

"' Buhdrt, Fedailu-Ashabi'n-Nebı (62), babu zikri Muaviye . . . (28), rakam: 3764-5.
327İbn Hacer, Fethu1-Bdr1, VJV476. Muaviye'nin medhi ve zemmiyle ilgili bazı mevzu hadis-
ler için bkz. lbnu'\-Cevzı, Mevdaat, !Vl5 vd.
326
Bkz. Emini, Mi'ydr, s. 258.
"0 ibnu'l-Cevzl, Mevdtldt, IV27; SuyM, 1..edll, V426.
l)(J· Cevrekanı, Ebdtıl, V200-4, rakam: 188-190; İbnu'l-Cevzt, Mevduat, IV25; Suyütl, /..edil,
V425; Makdisı, Tezkire, s. 92, rakam: 6 1 .
nı ibnu'l-Kayyım, age., s . 1 1 7, rakam: 254; Kart, age. , s . 455, rakam: 29.
m Kevser/108, 1 .
nı Kadr/97, 1-3.
63
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Hadisin ravisi olan Kasım b. Fadl el-Huddani şöyle diyor: Umey­


yeoğullarının iktidar yıllarını hesap ettik, bir de ne görelim, tam
bin gün! Ne bir gün fazla, ne de birgün eksik."334
Umeyyeoğullarını yermek için uydurulduğu belli olan bu ha­
dis için İbn Kesir, her halukarda munkerdir der ve Ebu'l-Haccac
el-Mizzi'nin böyle dediğini aktarır. İbn Kesir metin yönüyle de
hadisi irdeleyerek Umeyyeoğullarının tam 1000 ay iktidarda kal­
dıklarına dair sözü doğru bulmaz. Şöyle söyler: "Bu söz doğru
değildir. Çünkü Muaviye b. Sufyan, Hasan b. Ali idareyi kendi­
sine teslim ettiğinde tek başına iktidara geldi. Bu da 40 yılında
gerçekleşmişti. Bu yıl Muaviye'ye beyat edilmiş ve buna 'Amu'l­
Cemaa' denilmiştir. Bunun ardından Umeyyeoğullarının hakimi­
yeti Şam ve diğer yerlerde devam etmiş ancak bir müddet bo­
yunca Abdullah b. Zubeyr'in Haremeyn, Ehvaz ve diğer bazı
şehirlerdeki idaresi Umeyyeoğullarının hakimiyetinden çıkmıştı.
Bu takriben dokuz yıldır. Bununla beraber bu süre zarfında bir
kısım şehirlerde hakimiyetleri olmasa bile genel idare onların el­
lerinde bulunmaya devam ediyordu. 1 32 yılında ise Abbasoğul­
ları idareyi ellerinden aldılar. Aradaki sürenin toplamı 92 yıl et­
mektedir. Bu ise 1000 günden fazladır. Çünkü 1000 ay 83 yıl
dört aydan ibarettir. Her halde Kasım b. Fadl İbnu'z-Zubeyr'in
günlerini bu hesaptan düştü. Bu durumda hesap olarak onun de­
diği doğruya yakın olmaktadır.
Bu hadisin mevzuluğunu gösteren alametlerden birisi de Benü
Umeyye devletini yermesidir. Oysa onların yerilmesi murad edil­
miş olsaydı rivayetin bu şekilde olmaması gerekirdi. Çünkü Ka­
dir Gecesi'nin onların iktidar dönemlerinden faziletli oluşu on­
ları zemmetmek manası taşımaz. Zira Kadir Gecesi gerçekten
şerefli bir gecedir ve bu süre bu geceyi övmek için gelmiştir. Bu
durumda bu kadar şerefli bir gecenin, zemmedilmiş olan Benü
Umeyye döneminden üstün olduğu belirtilerek övülmesi nasıl

"' Tirmiz!, Tefslru'l-Kuran (48), bıı.bun ve min sOreti'l-Kadr (85), rakam: 3350 (hadise gartb
der); Tabert, Camiu'l-Beydn, XXX/260; Hakim, Mustedrek, 111/170- 1 , rakam: 4796 (isnadı
sahihtir der); Suyılıt, ed-Durru1-MenstJ.r, Vlll/569. ibnu'l-Arabı ise rivayet hakkında sükOt
eder. Bkz. Anzetu1-Ahvezı, W402-3, rakam: 336 1 .
64
SAHiH HADİS BULUNMAYAN KONULAR

olur? Oysa rivayetten böyle birşey anlaşılmaktadır. Bu şairlerin


şu sözlerine benzemektedir:

t.;a;.ıı � .;;.,.i ...A.,-Jı 5! � ı�! .�.'.ı.i � ...A.,-Jı 5İ j �İ


Kılıcın değerinin düştüğünü gözlerin görür,
Ne zaman ki kılıç asadan keskindir denir. . .
�ı � b..Wı � i ...,....� .fa �ı.:,; ı� İrı . : ı i.i ..:..,;i ı�!
Üstün birini nakıs birine üstün tutarsan,
Eksik bir övgüde bulunmuş olursun inan . . .

Ayrıca ayette zikredilen bin aydan Benü Umeyye'nin hakimi­


yet günleri nasıl anlaşılır? Çünkü süre Mekkidir. Ayetin ne lafzı
ne de manası buna delalet etmezken nasıl olur da Benü Umeyye
devletinin 1 000 ayına hamledilir? Hem minber hicretten bir sü­
re sonra Medine'de yapılmıştır. Tüm bunlar hadisin mevzuluğu­
nu ve munker oluşunu göstermektedir. "335
1 32. Amr b. As'ı zemmeden tüm hadisler mevzudur.336
ibnu'l-Kayyım ile ona tabi olan Aliyyu'l-Kılri'nin uydurma de­
dikleri337 şu rivayete gelince:
"Rasulullah Muaviye ile Amr b. As'a baktı ve şöyle buyurdu:
Allah'ım! Bu ikisini fitnelerden kurtarma. İkisini de şiddetli aza­
ba düçar kıl."
a) Hadis Ebu Ya'lıl'nın Musned'inde şu şekilde geçer: Ebü Berze
anlatıyor: Nebi ile beraber bir seferdeydik. Şarkı söyleyen iki ki­
şinin sesini işitti. Bunlardan birisi diğerine (cihadın anlamsız bir
şey olduğu, insanların öldüğü ve cesetlerinin bile ortada kaldığı
anlamında küçümseyici bir ifadeyle) şöyle demekteydi:

\� � .)İ � yrJI <.SJJ �� i_)J .:Sl;;. jıj; �


Ensılrl:nin kemikleri güneşte panldıyor. . .
Harp yüzünden defnedilmemiş duruyor. . .

"' İbn Kesir, Tefsir, VIIV463; MubarekfOrt, Tuhfetu1-Ahvezt, IX/197-8; Ebo Şehbe, lsrdlliyydt,
s. 329-30.
336
İbnu'l-Kayyım, age. , s. 1 1 7, rakam: 253; Kart, age. , s. 455, rakam: 29.
m Bkz. lbnu'l-Kayyım, age., s. l l8, rakam: 264; Kart, age., s. 456, rakam: 29.
65
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Rasulullah kimdir onlar diye sorduklarında, filan ile falanca­


dır dediler. Bunun üzerine Rasulullah "Allah'ım! Bu ikisini fitne­
lerden kurtarma. İkisini de şiddetli azaba düçar kıl" buyurdu. 338
Görüldüğü gibi bu rivayette iki kişinin ismi mübhem olarak geç­
mektedir. Aynı durum Ahmed b. Hanbel'in Musned'inde339 ve İbn
Ebi Şeybe'nin Musannefinde340 geçmekte, İbn Hacer de Ebu Ya'la
ile İbn Ebi Şeybe'ye atıfta bulunarak hadisi her ikisinden ayn ay­
n mübhem ifadelerle rivayet etmektedir.341
Rivayetin üç senedinde şiiri söyleyenlerin mübhern geçmesi,
zikri geçen sahabilere hamledilmelerini zorlaştırmaktadır. Ayn­
ca senedinde Yezid b. Ebi Ziyad el-Kufi ( 1 36/753) bulunmak­
tadır. Buhart bu zat hakkında hafızasının Na b. es-Saib'ten da­
ha sağlam olduğunu söylemekle yetinmekle beraber,342 İbn Adiy,
Ukayli ve Zehebi hadisçilerin onu zayıf kabul ettiklerine dair
sözleri naklederler. 343 İbn Hibban yaşlandıktan sora hıfzının za­
yıfladığını ve telkin kabul ettiğini, Ahmed b. Hanbel ile Yahya b.
Main'in onu sağlam kabul etmediklerini aktarır. 344 Heysemi de
çoğunluğun bu kimseyi zayıf kabul ettiklerini söyler. 345 İbn Ha­
cer de Takrtbu't-Tehvb'te benzer şöyleri söyler. 346 Görüldüğü gibi
Yezid sebebiyle hadis zayıf olmaktadır.
b) Hadisin metninde iki kişi yerine Muaviye ile Amr b. As'ın
isimlerinin geçtiği rivayete gelince; bu rivayet de aynı ravi vasıta­
sıyla nakledilmektedir. İbnu'l-Cevzi bunun sahih olmadığını söyle­
dikten sonra raviyi tenkit eder,347 Zehebi de hadis gartb munkerdir
der,348 Heysemi de Taberani'nin bunu rivayet ettiğini fakat senedin­
de İsa b. Sevade en-Nehai adlı yalancınının bulunduğunu söyler.349

318 Eba Ya1d, XIIV429-32, rakam: 1 7-8; Taberanı, Evsaı, VIII/38, rakam: 7076.
no
Ahmed b. Hanbel, N/42 1 , rakam: 19725.
}!() lbn Ebl Şeybe, VIll/695, rakam: 67.
' " Bkz. İbn Hacer, el-Metdlibu1-Aliye, IV/156-7, rakam: 4225.
'" Bulıaı1, Tdrth, Vlll/334, rakam: 3220.
'" İbn Adiy, Kılmil, Vll/275-6, rakam: 1 1 5; Ukaylt, Duaja, N/379-8 1 , rakam: 1993; Zeheb!,
Mtzdn, N/423-4, rakam: 9695 .
.... İbn Hibban, MecraJıın, 111/99- 1 0 ! .
"' Heysem!, Mecmeu':ı:-Zevdid, VllV12 ! .
'" İbn Hacer, Tahrtb, s . 601 , rakam: 7717.
'" Bkz. İbnu'l-Cevzt, Mevdadt, 11/28.
"" Zeheb!, age. , N/424, rakam: 9695.
"9 Bkz. Heysem!, Mecmeu':ı:-Zevdid, VIIl/12 1 .
66
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Dolayısıyla bu hadis gerek isimlerin zikredildiği ve gerekse


zikredilmediği rivayetler açısından zayıflık arz etmektedir. Ayn­
ca iki sahabınin şehid olmuş sahabıyi tahkir edici şiir söylemele­
ri ve Rasulullah tarafından bu derece kınanmaları mümkün gö­
zükmemesi yönüyle de zayıflık arz etmektedir. Bununla beraber
zikri geçen iki kişinin isimlerinin değiştirilmiş olduğu tespit edil­
diğinde hadisi tamamen reddetmek için bir sebep kalmamakta­
dır. Nitekim Suyütı ile İbn Arrak'ın İbn Kani'in Mucı;m'inden
yaptıkları nakilde bu muşkil ortadan kalkmaktadır. Çünkü bu
rivayette iki kişinin adı Muaviye b. Rafi' ile Amr b. Rifae b. et­
Tabüt olarak geçmektedir. Böylece, diğer rivayetlerde bu iki ki­
şinin aynı isimdeki sahabilerle karıştırılmış olabileceği ihtimali
ortaya çıkmaktadır. Suyü.tfnin belirttiğine göre, bu iki kişi mü­
nafıklardan idi. 350
Netice olarak, Hz. Peygamber'den Amr b. As'ı zemmeden bir
rivayet gelmemiştir.
1 33 . Ebü Musa el-Eşarfyi, Velıd'i,351 Yez1d'i, Mervan b. Hakem'i
zemmeden,352 Mansür'u, Seffah'ı ve Harun Reş1d'i medh eden
tüm rivayetler mevzudur. 353
Misal: İbn Adiy, Ahmed b. Huseyn es-Süfl > Muhammed b.
Ali b. Halef el-Attar tarikiyle Ebü Yahya Hakım'den şöyle dedi­
ğini nakleder:
"Ammar ile beraber oturuyordum. Ebü Müsa gelince ona "Bir­
birimizden uzak duralım. " dedi. O da "Ben senin kardeşin değil
miyim?" diye karşılık verince, Ammar, "Bilmiyorum ancak Ley­
letu1-Hamleh'te Rasulullah'ın sana lanet ettiğini duydum. " dedi.
Ebü Müsa ise 'Hayır, benim için istiğfar etti.' deyince, Ammar
"Ben lanet ettiğini duydum, istiğfar ettiğini değil." , dedi. "354 Bu

1'° Bkz. Suyüıt, 1..cdll, 1/427, lbn Arrak, Tenzıhu'ş-Şer1a, 11/16-7, rakam: 35.
ııı Veltd'in Firavn ismi olduğuna dair rivayetler için bkz. Taberanı, Kebir, 111/120- 1 , rakam:
286 1 ; XX/38-9, rakam: 56; lbnu'l-Cevzı, Mevdadt, 1/158; 11/46.
"' lbnu'l-Kayyım, Mendr, s. 1 1 7 , rakam: 262-3; Kart, Esrdr, s. 455, rakam: 29.
m lbnu'l-CeVZ1, llel, 1/292, rakam: 4 7 1 ; lbnu'l-Kayyım, age. , s. 1 1 7 , rakam: 255; Kart, age. , s.
455-6, rakam: 29.
,,., İbn Adiy, Kıimil, 11/362, rakam 1 2 1 . İbn Adiy bunu rivayet eııikten sonra şöyle der: "Bu
hadis bu tarikle rivayet edilmektedir. Bunu Şeyh Muhammed b. Ali b. Halef (el-Attar)
rivayet etmektedir. Muhammed b. Ali'nin böyle acaip rivayetleri vardır. Munkeru'l-
67
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

rivayete göre, en sıkıntılı anlarda lanet etmeyen Allah Rasülü'nün


sahabisine lanet ettiğinden bahsedilmektedir. Bu da rivaye�in
asılsız olduğunu anlamaya yetmektedir.
1 34. Ebü Hanife ve Şafii'yi gerek isimlerini zikrederek gerek
tma ederek medh eden veya zemmeden hadislerin tamamı mev­
zudur. 355
Misaller: "Ümmetimin içinde Muhammed b. İdris isimli bir
adam çıkacak. Bu adam ümmetime iblis'ten daha zararlıdır. Ke­
za ümmetim içinde Ebu Hanife isimli biri çıkacak. Bu da üm­
metimin kandilidir. "356 "Kureyşli bir alim yeryüzünü ilimle dol­
duracaktır. "357
135. Murcie, Cehmiyye, Kaderiyye, Eşariyye, Rafıztler ve Hari­
cilerle ile ilgili sahih bir rivayet yoktur. 358 Bunlann mevzu olma­
sı kuvvede muhtemeldir.359 Fazlur Rahman hadisçilerin istikbale
dair spesifik, belli gün ve tarih ve yere işaret eden hadisleri ka­
bul etmediklerini ancak kelamı ve siyasi gruplann ve hiziplerin
onaya çıkacağına dair haberleri rahatlıkla kabul ettiklerini söyle-

hadistir ve benim kanaatimce hadisteki bela da ondan kaynaklanmaktadır." İbnu·l­


Cevzl (Duafd, llV86. rakam: 3 130) ve Zeheb! (Mugnı, IV6 1 6, rakam: 5835) bu zatı
Duafll'lanna alarak, İbn Adiy'in onun hakkındaki sözünü kısaca naklederler. Hatib ise
Muhammed b. MansOr'un bu zatı tevsik ettiğini söyler. ( Tll rthu Bagddd, llV57, rakam:
1002). Bununla beraber İbnu'l-Cevzt (age. , 11/29) ile Suyütl (lı/111, 1/428) hadisin mev­
zu olduğunu belirıirler; doğru olan da budur.
"' Mevsıll, Mugnı, s. 26; İbnu'l-Kayyım, Mendr, s. 1 16, rakam: 249-50; Kaı1, Esr/lr, s. 455, ra­
kam: 29.
,.,. Hakim, Medhal, s. 1 63-4; Cevrekanl, Ebııttl, 1/283, rakam: 266; İbnu'l-Cevzl, Mevdadı,
11/48; İbn Arrak, Trnztlıu'ş-Şerta, 11/30, rakam: 9; Aclonı, Ktefl.11-Hafıı, 1/33, rakam: 53;
HOı, Esne1-Mel4lib, s. 37, rakam: 31; Kavukct, el-l.JJ 1uu1-Merstl', s. 30, rakam: 7.
Hatlboğlu'nun değerlendirmesi çarpıcıdır: "Adam Ebo Hanlfe'ye kızıyor, sövüyor. Bu
sövgOsOnO "An Rasolillah .. ." diye naklediyor. Ama Ebo Hanlfe'yi canı ciğeri gibi se­
ven birisi de gene aynı hadislerle gene hadis metoduyla onu göklere çıkarıyor." Bkz.
Sofuoğlu, Hadislerin Anlaşılmasındaki G�lülıler ve Bazı Problemler, s. 105 (M. Said
Hatiboğlu'nun mOzAkeresi).
"' Taydlisl, s. 39-40, rakam: 309; Hatib, Tllrthu Bagdııd, IV60, rakam: 454; Ebo Nuaym, Hil­
ye, Vl/295; IX/65; Beyhak1, Ma'rife, V206, rakam: 4 1 3; İbn Kes1r, Menııkıb, s. 1 3 1 ; HOt,
Esne1-Mel4lib, s. 37, rakam: 3 1 ; Şevkanl, Fevclid, s. 362, rakam: 1229; Kaı1, Esr/lr, s. 244,
rakam: 285; Aclont, Ktefu'l-Hafd, 11/53-4, rakam: 1701.
'"' Bkz. Mevsılı, Mugnı, s. 16. Beyhak1, Hz. Peygarnber'in Rafızılerin ve Kadeı1lerin çıkacağını
haber verdiği rivayetleri "eğer sahihseler, Hz. Peygamber'in haber vermiş olduğu bu husus
çıkmıştır" der. Daha sonra zikrettiği hadisler ile zikretmediklerinin zayıf olduklarını söyler.
Böylece bunların sahih olmadıklarını genel bir değerlendirmeyle değerlendirmiş olur. Bkz.
Deldi!, W547-8. Konu çerçevesinde aynca bkz. İbn Hazm, Fasl, lll/138; Risdle, lll/2 13.
"" Senedleri iıibanyla, bu tür hadislerin mevzu olmadığını söyleyenler de vardır. Bkz. Alat,
en-Nahdu�-Sahlh, s. 3 1 -9, rakam: 1-2. Delil olarak kullandığı hadisler hakkında "mOteva­
tirdir" ifadesini çok rahat kullanan İbn Teymiyye Haricilerle savaşmayı emreden hadisle­
rin de mOtevatir olduğunu söyler. Bkz. İbn Teymiyye, Mecmau Fetdvd, Xlll/35.
68
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

yip, bunu tenkit eder ve "kehanet içeren haberlerin" kabul edil­


meyeceğini belirtir.360
Misaller: "Kıyamet olduğunda bir münadi şöyle bağım: "Allah'ın
hasımları ayağa kalksınlar. Böyle denilecek olanlar Kaderilerdir. "361
"Ümmetim içinde yere geçirme, suretin tebdili (mesh) ve kafala­
ra taş yağdırma Kaderiyyenin başına gelecektir. "362 "Hariciler ce­
hennemin köpekleridir."363 "Ümmetimden iki grup vardır. Bunlar
havza, yanıma gelemeyecekler: Kaderiyye ve Murcie. "36'1 "Kade­
riyye bu ümmetin mecüsileridir. Hastalandıklarında anlan ziya­
ret etmeyin, vefat ettiklerinde cenazelerinde bulunmayın, karşı­
laştığınızda selam vermeyin."365 "Ümmetimin helaki üç şeydedir:
Irkçılık, Kaderiyye, sika olmayan kimseden rivayet."366
136. Abbasoğullannın cehenneme girmeyeceğine dair tüm ha­
disler mevzudur.367 Hilafetin Abbasoğulla..:ına geçeceğine, bu ai-

160 Fazlur Rahman, Metodoloji, s. 59-61 , 73-4. Konunun enfes bir değerlendirmesi için bkz.
Fahri, lslam Ahldlı Teorileri, s. 49-51.
1"' Taberıl.nl, Evsaı, VIV263, rakam: 6506; Heysem!, Mecmru'ı:-Zt:vtlid, VIV206.
''" nnntzı, Kader (33), bab: 16, rakam: 2 1 52.
16' lbn Mdce, Mukaddime, babun ft zikıi'l-Havaric (12), rakam: 173; B1lsıı1, Zevaid, s. 52,
rakam: 43; Ahmtd b. Hanbel, N/355, rakam: 19152; Taberıl.nt, Kı:bJr, VIIV270, rakam:
8042. Daha pek çok rivayette Haricilerin imanlannın hançerelerinden aşağı geçmeyece­
ği, okun yaydan çıkuğı. gibi dinden çıkacakları, bulundukları yerde katledilmeleri, onlan
öldürene kıyamette ecir verileceği geçmektedir. Bkz. Buhtlrf, lstitabetu'l-Muneddtn (88),
babu katli'l-Havaric ve'l-Mulhidtn . . . (6), rakam: 6930-2; Müslim, Zekat (12), babu zikri'l­
Havaric ve sıfatihim (47), rakam: 142-3; Lalekat, Şerh, VIV1303 vd.
"" Tabeı1, Tehı:lbu1-Asdr, !V656-7, rakam: 973.
,., Eba Ddvııd, Sunne (34), babun fi'l-kader ( 1 7), rakam: 469 1 ; lbn Mdce, Mukaddime, babun
fi'l-kader (10), rakam: 92; Beyhakı, X/203, rakam: 20869; Kitııbu1-Kııdıı ve1-Kııder, vr.
1 3-b, 14-4; Eş'aı1, lbcıne, s. 31; lbnu'l-Cevzt, rıeı. Vl44-5, rakam: 225; Nursı, Mehtııbat, s.
97. (Sahabenin benzer yöndeki tavsiyesi bu sözün hadis halini almış olabileceğini göster­
mektedir. Bkz. Bağdadı, el-Farh beyne1-Firah, s. 20). Beyhakı konuyla ilgili pek çok riva­
yet yanında şu acaip rivayeti de nakleder: "Kader (meselesin)den sakının çünkü bu Hıris­
tiyanlığı.n bir parçasıdır." Kitııbu1-Kııdıı ve1-Kııder, vr. 16-b.
Yukarıdaki rivayeti "bazı kaynaklarda güya Rasulullah buyurmuştur ki" diyerek nakle­
den Hatiboğlu rivayeti şöyle değerlendirir: "Bu hükmü Peygamberimizin sözü olarak ka­
bul edecek olursak, her Kadeı1, İslam ümmetinden saf dışı edilmiş, aforoz edilmiş bir hale
gelecektir. Eğer Peygamberimizin değil de kendisine muhalif fırkalann görüşü olarak ka­
bul edersek, bir Kaderiye veya Mürcieye bakışımız daha farklı olacaktır. Eğer hadısi mevz1l
değil de sahih kabul edersen, pekala Amr ibn Ubeyd (ö. l 44fi61) gibi büyük bir zahid
alim, senin gözünde, namazı kılınmayacak bir adam haline gelebilecektir. Kadeı1 ve Mür­
cü düşmanı bir fırka müntesibi Peygamberimizi kendi davasında avukat olarak kullaruna­
ya kalkmış, düşmanlığı.na Peygamberimizi alet etmeye yeltenmiştir. Bu sözü kendi görüşü
olarak ileri sürerse pek bir değeri olmayacağını bilmekte, sözüne kıymet verilsin için onu
Rasulullah'a isnad eanektedir, deriz." Hatiboğlu, Müslüman Kııltürü üzerine, ss. 98-9.
166 Taberant, Kı:bJr, Xl/74, rakam: 1 1 142; İbn Hacer, el-Mettllibu1-Aliye, IIV78, rakam: 292 7;
Heysem!, Meı:rneu'ı:-Zt:vdid, Vl4 l. Kaderiyye ilgili benzer misaller için bkz. Lalekat, Şerh,
N/690 vd.; Beyhakı, t'tihtld, s. 191-2.
307 ibnu'l-Kayyıın, Mendr, s. 1 1 7, rakam: 257; Kart, Esrdr, s. 455, rakam: 29. Geniş bilgi için
69
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

leden kaç kişinin halife olacağına dair hadisler,368 Hz. Abbas'ın


torunlanndan Abdullah b. Ali ile beraber yola çıkan Horasanlıla­
n öven rivayetler de mevzudur.369
137. Arap kabilelerinin özelliklerini anlatan hadisler sahih de­
ğildir.370

2.26. Şehirler
1 38. Bağdad'ın, Basra'nın, Kafe'nin, Merv'in, Askalan'ın, isken­
deriyye'nin, Nastbin'in (Nusaybin) , Antakya'nın, Horasan'ın ve
Kazvin'in371 medhedildiği veya yerildiği rivayetler mevzudur.372
1 39. Falan şehir cennet şehirlerindendir, filanca şehir cehen­
nem şehirlerindendir şeklindeki rivayetler yalandır. 373

2.27. Yemek
140.Yemek esnasında konuşmakla ilgili, konuşmaktan meneden
veya konuşulabileceğini beyan eden bir hadis yoktur.374

bkz. Cihan, Uydurma Hadislerin Doğuşu, s. 156- 1 70.


3611ibnu'l-Kayyım, age. , s. 1 1 7, rakam: 258; Kart, age. , s. 455-6, rakam: 29.
"'' ibnu'l-Kayyım, age. , s. 1 1 7, rakam: 259; Kart, age. , s. 456, rakam: 29.
370 Bkz. Ukaylı, Duafı1, IV/84-5, rakam: 1640; ibnu'l-Cevzt, llel, 11300, rakam: 481 .
m Sıddtqt şöyle söyler: "İbn Mace tarafından kendi memleketi Qazv1n'in faziletleri haklanda
rivayet edilen hadisler, hadisçiler tarahndan uydurma ılan edilmiştir." Bkz. Hadis Edebiya­
tı Tarihi, s. 174.
371 ibnu'l-Attar, Fetdvı1, s. 263, rakam: 30; İbnu'l-Kayyım, age., s. 1 1 7. rakam: 256; Kart,
age. , s. 455, rakam: 29; Mevsılt, Muğnl, s. 25; Hat, Esne1-Metı1lib, s. 589; İbnu'l-Cevzl,
Merulhıbu Bagdııd, s. 5 (Kitabı yayına hazırlayan Esert'nin dipnotu).
Şam bölgesiyle ilgili hadislerin yekanu hususunda ihtilaf olmakla birlikte pek çok hadis
uydurulduğu kesindir. Bunlardan birkaçı şunlardır: "Fitneler olduğu zaman, müslürnan­
lann sığınağı, Şam bölgesinin en hayırlı şehirlerinden Dimeşk şehrinin yanındaki Cata
bölgesidir." Ebıl Dı1v!ld, Melahim (31), babun fi'l-rna'kil mine'l-melahim (6), h. na: 4298;
Sunne (34), babun fi'l-hulefa (9), rakam: 4640. "Şam bölgesi sizlere müyesser olacak. O
bölgede ikamet etmek için bir yeri tercih etmekte serbest bıralaldığınızda Dimeşk adlı şeh­
ri seçin. Çünkü bu şehrin Cata adlı bölgesi müslürnanlann fitnelerden sığınaklan ve ba­
nnağıdır." Ahmed b. Hanbel, IV/160. "Kıyamet günü Allah Şam'ın Hıms şehrinden yetmiş­
bin kişiyi diriltecek. Onlara ne hesab vardır, ne de azap." Suyaıı, el-Cdmius-Sağır, IV446,
rakam: 7540. "Şam'da otur. Orası Allah'ın hayırlı toprağıdır. Rabbin hayırlı kullan orayı
seçer. Orayı aI7Ulamazsanız Yemen'de oturun. Göllerinden suvann. Allah Teala Şam'a ve
orada oturanlara vekil olduğunu bana bildirdi." Eba Davüd, Cihad (9), babun f'I sukne'ş­
Şam (3), rakam: 2483. Bu rivayetlerin değerlendirmesi hususunda bkz. Guillaume, The
Traditions of lslam, s. 48-9.
Şehirlerin faziletleriyle ilgili olarak uydurulan hadisler hususunda geniş bilgi için bkz. Ka­
ya, Hamit, Şehirlerin Fazileti ile llgili Hadisler.
m İbnu'l-Kayyım, Mendr., s. 1 1 7, rakam: 260; Kart, age. , s. 456, rakam: 29.
m Amin, el-Ceddu1-Hasıs, s. 174, rakam: 360. Bu arada bilgi olması kabilinden, Hz.
Peygamber'in'in masada veya altına bir şey konularak yükseltilen sini ve benzeri bir şey
üzerinde hiç yemek yemediğini belinelim. Bkz. Tirmiıf, Et'ime (25), babu ma cae alame
kane ye'kul. . . (1), rakam: 1 710; Gazalı, ihya, 1113.
70
SAHİH HADİS BULUNMAYAN KONULAR

141 . Yemekten önce elleri yıkamaya dair sahih hadis yoktur.375


14 2. Eti bıçakla kesmekten nehyeden hadislerin aslı yoktur. 376
Misal: "Eti bıçakla kesmeyin. Çünkü bu Acemlerin adetlerinden-
dir. Dişleyip kopararak yiyin. Böyle yemek hem daha rahat, hem
de hazmı daha kolaydır. "377
Ahmed b. �anbel şöyle söyler: "Bu sahih değildir çünkü Hz.
Peygamber'in kendisi koyunun etinden bıçakla kesip alıyordu ."378
Gerçekten de sahih hadislerde Rasulullah'ın (as.) et yerken bıçak
kullandığı varid olmuştur: Amr b. Umeyye ed-Damri Rasulullah'ı
koyunun kürek kemiğinden bıçakla kesip alırken görmüştür. Yi­
ne aynı rivayette, ezan okununca Rasulullah elindeki bıçakla eti
bırakmış, abdest almadan kalkıp namaza durmuştur.379
14 3. Çarşıda yemek yemeye dair hadislerin tamamı batıldır. 380
Ukayli bu hususta Rasulullah'tan sabit olan bir hadis gelmediği­
ni söyler.38 1 Ukayli, sika değil dediği Ömer b. Musa el-Vecihi ta­
rikiyle, Ebü Umame'nin Rasulullah'tan naklettiği 'çarşıda yemek
yemek süfliliktir' hadisini verdikten sonra bu genellemeyi yapar.
Zehebi de hadis alimlerinden, bu zat hakkında 'hadisleri mun­
kerdir, sika değildir, hem metin hem de sened uyduran kimsedir'
dediklerini aktardıktan sonra ondan gelen hadisler arasında Ebü
Umame hadisini zikreder. 382 Ondan önce de İbnu'l-Cevzi hem
Ebü Umame hem de başkalannca rivayet edilen Ebü Hureyre ha-

"' İbnu'l-Cevzi, llel, IV652, rakam: 1080; Ebu Davad, Et'ime (21), babun fi gasli'l-yed kable't­
ıaam (12), rakam: 3761; Tinnizl, Et'ime (22), babu ma cae fi'l-vudai kable'ı-ıaam ve ba'deh
(39), rakam: 1846; Beyhala, Vll/276; Addb, s. 163, rakam: 486.
"" Bkz. ibnu'l-Cevzi, Mevduat, 11/303; İbn Himmat, Tenkıt, s. 136-7; Mevsılı, Mugnı, s. 40.
m Ebu Ddvtıd, Etime (21), babun fı ekli'l-lahm (21), rakam: 3778 (hadise kavi değildir, der);
Beyhaki, Vll/280, rakam: 14626-7; Şuab, V/9 1 , rakam: 5898 (Eba Ma'şer'in kavı olmadı­
ğını söyler); Nesdl, Sıyam (22), zikru'l-ihtilAf alA Muhammed b. Ebt Ya'kab ... (43), rakam:
2242 (bunu Eba Ma'şer'in munker hadisleri arasında zikreder); İbn Hacer, Fethu'l-&ırt,
X/686; Tebrizl, Mişkdt, 11/450, rakam: 42 1 5 .
m İbnu'l-Cevz'i, Mevdtıdt, 11/303; İbn Arrak, Tenzthu'ş-Şerta, ll6248, rakam: 56; ŞevkAnl,
Fevaid, s. 159, rakam: 498. Muasır Gazali de buna "bauldır", der. Bkz. Sunne, s. 103.
379 Buhdrt, Vuda (4), babu men lem yetevedda' min lahmi'ş-şAti ve's-sev'ik (51), rakam: 208;
Etime (70), babu kati'l-lahmi bi's-sikkin (20), rakam: 5408; Müslim, Hayz (3), babu
neshi'l-vuda mimma messeti'n-nar (24), rakam: 92; Tınniz!, Etime (26), babu ma cae
ani'n-Nebi mine'r-ruhsati fı kat'i'l-lahmi bi's-sikkın (33), rakam: 1836; Beyhakı, Vll/280,
rakam: 14628; Şuab, V/9 1-2, rakam: 5899.
""' ibnu'l-Cevz'i, Mevdaaı, Ill/36-8; İbnu'l-Kayyım, age. , s. 130, rakam: 29 1 ; Kart, age., s. 463,
rakam: 33; Mevsılı, Mugnı, s. 40.
'"' Ukayli, Duafd, Ill/19 1 .
'"' Bkz. Zeheb!, M[zdn, lll/224-5, rakam: 6222.
71
SAHİH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

dislerinin tariklerini zikreder. Daha sonra bunun Rasulullah'tan


geldiği sahih olmayan bir hadis olduğunu belirtir. Ardından da
hadislerin tariklerindeki bazı raviler hakkında muhaddislerin
cerh edici ifadelerini aktarır. 383
Ancak hadisi zayıf kabul edenler de vardır. Aynı kimse vası­
tasıyla Ebu Umame hadisini Taberani'nin rivayet ettiğini384 söy­
leyen Heysemi, senedindeki Ömer b. Musa'nın zayıf biri oldu­
ğunu söyler.385 Keza Sehavi, Ebu Umame hadisinin senedinin
zayıf olduğunu ifade eder.386 Suyüti ise el- Camiu 's -Saği r'de ha­
disi zayıf işareti koyarak rivayet etmekte,387 Ledli'de hadis hak­
kında söylenenleri aktarmakta ve sonunu şu sözle tamamla­
maktadır: "lraki İhya'nın tahricinde zayıf olduğunu belirtmekle
yetindi."388 Munavi de· hadisin mevzuluğunu kabul etmez ve ha­
disin Taberani tarafından Ebu Umame'den, Hatib tarafından da
Ebu Hureyre'den rivayet edildiğini389 söyleyip, mevzu değil de
zayıf olduğunu belirtir.390 Zebidi de hadisin Ebu Umame ya­
nında Ebü Hureyre'den de geldiğini, Ebü Hureyre hadisi hak­
kında söylenecek en güzel söz, senedindeki Heysem b. Sehl
et-Tusteri sebebiyle zayıf olduğunu söylemektir, der. 391 Ebü Hu­
reyre hadisini İbn Hacer de el-Metalibu'l-Aliye'de zikretmiş,392
·
Lisdnu'l-Mizdn'ında senedinin sağlam olmadığını söylemiştir. 393
Dolayısıyla, ilgili hadise zayıf demekle yetinmek uygun gözük­
mektedir.
1 44. Habersiz rastgelinen sofradan yemeyi nehyeden sahih ha­
dis yoktur. Bir yerde sofra kurulu olduğunu bilenin, çağrılmadan
oraya gitmesini nehyeden hadisler ise sahihtir. 394

"'' Bkz. İbnu'l-Cevzl, Mevdüat, 111136-8.


"" Taberani, Kebır, VllV249, rakam: 7977.
''" Bkz. Heysem!, Mecmeu'z-Zevaid, V/24-5.
''" Bkz. Sehav1, Mekılsid, s. 80, rakam: 160.
:ıs; Bkz. Suyütl, el-Cdmiu�-Sa,gır, 11475, rakam: 3073.
""' Suyütl, lıalı, IV256.
'"' Bkz. Hatib, Tarthu Bagdad, 1111163, rakam: 1205; Vll/283, rakam: 3782; X/125, rakam:
5254.
'"' Bkz. Munav1, Feydu'l-Kadır, 111/18 1 , rakam: 3073.
"' Bkz. Zebidi, 1thafıü-Sade, V/670- 1 .
m Bkz. İbn Hacer, el-Metdlibu'l-Aliye, 111327, rakam: 2387.
"' Bkz. İbn Hacer, Lisdnu1-M[zdn, 1111446, rakam: 1735.
'"' Bkz. Beyhaki, Vlll68.
72
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

145. Zorda kalan hariç, Bir bahçeye, sürüye veya başkasına ait
başka bir şeye yolu düşen kimsenin, sahibinin izni olmadan bah­
çeden yiyebileceğine veya sürüden süt sağıp içebileceğine dair
sahih hadis yoktur. 395

2.28. Sebzeler; Tahıllar; Bitkiler; Yiyecekler


'
1 46. Mercimeği, pirinci, baklayı, patlıcanı, nan, kuru üzümü,
hindibayı, pırasayı, karpuzu,396 havucu, peynir ve keşkeği öven
bir cüz tutacak miktardaki hadisler baştan aşağı yalandır.397 Fi­
rOzabadi mercimek, bakla, peynir, ceviz, patlıcan, nar ve kuru
üzüm yemenin faziletiyle ilgili hadisleri, zındıklann İslam'ı kötü­
lemek için uydurup muhaddislerin kitaplarına katıştırdıklannı
söyler.398 Hz. Peygamber'in kabağı sevdiği bilinmekle birlikte,
kabağı tavsiye ettiği hadisler de asılsızdır.
Misal: "Patlıcan ne niyetle yenirse ona şifadır. "399 "Mercimek
yetmiş peygamberin diliyle övülmüştür. "400 "Kabak yeyin çünkü
aklı geliştirir, dimağa kuwet verir. "401
14 7. Yenilmekte olan bir çeşit kilin yenmesinden nehye dair
hadisler sabit değildir.402
148 . Çiçeklerin faziletine dair tüm hadisler mevzudur.403
149. Gülün, Hz. Peygamber'in veyahutta Burak'ın terinden ya-

"' Bkz. Beyhakı, IX/358-61 .


'"' lbnu'l-Cevzl Hz. Peygamber'in karpuz yediğini ancak karpuzun faziletiyle ilgili sahih bir
rivayet olmadığını söyler. Bkz. Mevdaaı. IIV97, rakam: 1 306 (Boyacılar tahkiki).
197 Bkz. Mevsıl1, Muğn!, s. 40; ibnu'l-Aııar, Fetı2va, s. 258, rakam: 19; ibnu1-Kayyım, Menıir, s.
128, rakam: 288; Saganı, Mevdlldl, s. 66-7, rakam: 1 1 1-6, s. 70- 1 , rakam: 120-6; Sehavı, el­
Fetdva1-Hadısiyye, s. 237-42, rakam: 52; Kart, Esrar, 5. 463, rakam: 33; el-Emir el-Kebir, en­
Nuhbetu1-Behiyye, 5. 44, rakam: 73; Elhan!, Datfe, V73-4, rakam: 20; Amirt, el-Ceddu1-Hasıs,
5. 143, rakam: 278; 5. 157, rakam: 322; 5. 185, rakam: 397; 5. 248, rakam: 583.
398 Bkz. Flrazabadt, Sifru�-Sedde, 5. 283. Keşkekle ilgili olarak bkz. Mev5ılt, Mugnı, 5. 40;
Elbanı, Datfe, IV133-4. rakam: 690.
399 ibnu'l-Kayyım, Mendr, 5. 5 1 ; Zeheb!, M!zdn, V134; Sağan!, Mevdlldt, 5. 70; Sehavt, Melıdsid,
5. 141; Suyaıt, Lealı, IV224; Şevkanı, Fevdid, 5. 157; Şeybanı, Temytz, 5. 152; Haı, Esne1-
Metcllib, 5. 1 58; Kart, Esrar, 5. 159, 406; Adanı, Kqfu1-Hafd, V278.
'''' Beyhakı, Şuab, V/102. Beyhakı burada lbnu'l-Mubarek'ten 'mercimeğin hiçbir peygamber
tarafından övülmediğini' söylediğini nakleder.
""' Beyhakı, Şuab, V/102.
""' Beyhakı, Kubrd, X/1 1 ; Ma'rife, XIV/139. Bkz. lbnu'l-Cevz1, Mevdııdı, IIV31-4; Sehavt,
Melıdsid, 5. 80, rakam: 159; Şevkanı, Fevclid, 5. 170, rakam: 526; Suyatı, Ledl!, IIV247-53;
Kart, Esrar, 5. 130, rakam: 58; Esert, Temytz, 5. 3 1 . ibnu'l-Cevzı bazı zahidlerin kil yediği­
ni söyler. Bkz. Saydu1-Hcıtır, 5. 381 .
"" ' ibnu'l-Kayyım, Merulr, 5 . 130, rakam: 293; Kart, age., 5 . 464, rakam: 34.
73
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

ratıldığına dair rivayetler mevzudur. Nevev'i bu hususta sahih bir


şey olmadığını ifade eder.404
Misal: "Beyaz gül Mirac Gecesi'nde benim terimden yaratıldı.
Kırmızı gül de Cibrtl'in terinden, san gül de Burak'ın terinden
yaratıldı. "405

2.29. Hayvanlar
1 50. Horozla ilgili hadisler biri hariç tamamı uydurmadır.406
Misal: "Beyaz horozu olana şeytan ve sihir yaklaşamaz."407
İbnu'l-Kayyım'ın tek sahih hadis dediği şudur: "Horoz sesi­
ni işittiğinizde Allah'ın fazlından isteyiniz çünkü o melek gör­
müştür. "408
Horozla ilgili şu hadis de sahih olarak gözükmektedir: "Horo­
za sövmeyin çünkü o namaza uyandırmaktadır. "409 Burada Hz.
Peygamber hem bir hayvana sövülmesinden nehyetmekte, hem
de hayvanın bir vazife yaptığını göstermektedir. Zaten hadisin
bir tarikinde bir adamın horoza lanet etmesinin ardından Allah
RasOlünün böyle buyurduğu geçmektedir. Bu aynı zamanda "ne
diye hayvana küfrediyorsun, onun bile yaptığı bir iş var" şeklin­
de bir hatırlatma ve azarlama gibi gözükmektedir.410
1 5 1 . Güvercinle ilgili tüm hadisler mevzudur.4 11
Misal: "Güvercine bakmak Hz. Peygamber'in hoşuna giderdi. "412

<-0< Bkz. İbnu'l-Attar, Fetdvil, s. 260; Seınhodt, Gummdz, s. 70, rakam: 56.
'°' lbnu'l-Cevzı, Mevdaaı, IIV62; Suyott, lıdll, IV276; Kart, 'Esrdr, s. 1 5 1 -2, rakam: 103;
AclOnt, Keefu1-Hafd, IV336, rakam: 2897; İbn Arrak, Tenzthu'ş-Şerta, IV270, rakam: 17.
"""' Mevsılı, age., s. 4 1 ; ibnu'l-Kayyım, age. , s. 56, rakam: 79, s. 130, rakam: 294. Son derece
ilginç tasvirli horoz rivayetleri için bkz. Ebu'ş-Şeyh, Kitdbu1-Azame, s. 186-8, rakam: 29-
39; s. 457-9, rakam: 79-89.
'07 İbnu'l-Kayyım, age. , s. 55, rakam: 77. Bir diğer mi.sal için bkz. Taberıl.nl, Kebir, VIIV68, ra­

kam: 739 1 .
""' Buhdrt, Bedu'l-Halk (59), babu hayıi mali'l-muslim ğanem . . ( 1 5), rakam: 3303; Müslim,
Zikr (48), babu istihbabi'd-dua inde siyahi'd-dtk (20), rakam: 82; IV387. Hayri Kırbaşoğ­
lu ibnu'l-Kayyım'ın horozlarla ilgili hadislerin tamamını uydurma saymasını "son derece
isabetli" görür, bir hadisi hariç tutmasını ise açık bir çelişki olarak değerlendirir. Bkz. Kır­
başoğlu, Alternatif, s. 262.
"" Abdurrezzdh, Xl/262-3, rakam: 20498; Ahmed b. Hanbel, IV/1 1 5 , rakam: 1 703 1; V/193-4,
rakam: 2 1 737; Eba Diivad, Edeb (35), babu ma cae fı'd-dık ve'l-behaim (l l5), rakam:
5 1 0 1 ; ühız, Kitdbu1-Hayevdn, IV387.
• 1 0 Bununla beraber, bu rivayetin horozlann namaza uyandırdığıyla ilgili diğer rivayetlerle be­
raber değerlendirilmesi de mümkündür.
rn lbnu'l-Kayyım, age., s. 106, rakam: 194; Kart, age. , s. 446, rakam: 23.

"' ibnu1-Cevzt, age., IIV9; ibnu'l-Kayyım, age., s. 106, rakam: 195; Kart, age., s. 446, rakam: 23.
74
SAHiH HAOIS BULUNMAYAN KONULAR

İbnu'l-Kayyım bu konudaki en merfu haberin, güvercin kova­


layan birini gören Rasulullah'ın (boş işle uğraşmasını kınamak
için) "Şeytan şeytanı takip ediyor." buyurduğu hadis olduğunu
söyler.413
1 52. Tavuk beslemekle ilgili sahih hadis yoktur.414
Misal: 'Tavuk ümmetimin fakirlerinin koyunudur. "415
Bu babta zikredilen "Rasulullah zenginlere koyun, fakirlere de
tavuk beslemelerini emretti" hadisine gelince, sahih gözükme­
mektedir. 416
Bu rivayet lbn Mace'de de geçmektedir41 7 ancak carihlerin ha­
disin isnadındaki iki kişiye yönelik oldukça ağır tenkitleri vardır.
Dolayısıyla bu rivayet de genel hükmü bozmaz:
a) Ali b. Urve ed-Dimeşki.41 8 b) Osman b. Abdirrahman el­
Vakkasi.419
Bu tenkitlere rağmen, hadisin diğer iki rivayetini zikredip sa­
hih olmadığını belirten Suyüti, İbn Mace'nin rivayetini vermekle
yetinir ve hakikati Allah'a havale eder.420 Sehavi ise ondan önce
bu hadisi zayıf kabul eder.421 Aliyyu'l-Kari de bir delil zikretmek­
sizin zahire göre bunun mevzu değil zayıf olduğu anlaşılmakta­
_
dır, der.422 Tüm bu görüşler ve ravileri hakkındaki değerlendir­
meler göz önünde bulundurulduğunda, hadisin en azından zayıf
olduğu anlaşılmaktadır.

m Bkz. ibnu'l-Kayyım, age. , s. 107, rakam: 202; Kan, age. , s. 448, rakam: 23. Hadis için bkz.
Buharı, el-Edebu'l-Mufred, babu zebhi'l-hamam (628), s. 44 1 , rakam: 1300; Eba Davad,
Edeb (35), Mbun fi'l-la'bi bi'l-hamam (65), rakam: 4940.
rn İbnu'l-Kayyırn, age., s. 108, rakam: 203; Kari, age., s. 449, rakam: 24.
"' İbnu'l-Cevz!, age. , 11/235, lll/8; İbnu'l-Kayyım, age. , s. 108, rakam: 204; İbn Hacer,
l..isdnu1-Mlzdn, Vl/195, rakam: 696; Kan, age. , s. 449, rakam: 224; Aclün!, age. , 1/400, ra­
kam: 1286; Kavukç!, el-Lu1uu1-Mersa', s. 80, rakam: 195.
"• Bkz. İbnu'l-Cevzı, age., 11/303-4; Suyüt!, age. , 11/227; İbn Arrak, age., 11/249, rakam: 59;
Kan, age., s. 449, rakam: 24; Kavukçi, age. , s. 80, rakam:l96.
"' tbn Mılce, Ticare (12), babu ittihazi'l-maşiye (69), rakam: 2307.
"" Bkz. İbn Hibban, Mecrahin, 11/107-9; İbn Ebl Hatim, Kiıdbu1-Cerh, Vl/198, rakam: 1090;
Zeheb!, Mizan, lll/1 45, rakam: 589 1 ; İbn Hacer, Tehzib, Vll/365, rakam: 589.
"' Bkz. İbn Hibban, age., 11/98-9; Cüzecanı, Ahvalu'r-Ricdl, s. 127, rakam: 2 1 1 ; İbn Ebi
Hatim, age. , Vl/157, rakam: 865; Hatib, Tdrthu Bagdıld, Xl/279-80, rakam: 605 1 ; Zeheb!,
age. , 111/43, rakam: 5531; İbn Hacer, age. , Vll/133, rakam: 279; Takrtb, s. 385, rakam:
4493.
< ıo Suyütı, Ledli, 11/227.
1 1
< Sehavt, Mekdsid, s. 1 75, rakam: 371.
m Kari, age. , s . 449, rakam: 24.
75
SAHİH HADİS BULUNMAYAN KONULAR

1 53. At etinin yenmeyeceğiyle ilgili sahih hadis423 yoktur.424

2.30. Oyun-Eğlence
1 54. Düğün gibi sevinçli anlarda hurma vb. şeylerin saçılmasına
izin veren hadislerin hepsi zayıftır.42 5
1 55 . Şarkıcının şarkısıyla ve onu dinleyenin kalbinde nifak
oluşacağıyla ilgili sahih bir rivayet yoktur.426
1 56. Satranç oynamaktan nehyeden sahih bir rivayet yoktur.427
Nevevi: bunların uydurma olduğunu söyler.428
Tavla oynamakla ilgili hadisleri de aynı çerçevede değerlendi­
ren Kırbaşoğlu ne tavla oynamanın ne de satranç oynamanın bi­
zatihi kötü bir şey olmadığını söyler ve ekler: "Oynanması mu­
bah olan ve İslam'ın herhangi bir yasağını çiğnemesi söz konusu
olmayan, hatta bugün İslam dünyasının her yerinde oynanmakta
olan tavla, satranç, dama vb. oyunlara karşı, "Allah ve Rasulü'ne
isyan" suçlamasının bir abartı olduğu ortadadır. Bu oyunları oy­
namanın -sadece oynamanın- ne gibi bir günah olduğunu ak­
len de izah etmek mümkün değildir. Hele satranç gibi zekayı
geliştiren oyunların niçin · günah olduğunu izah etmek ise hiç
mümkün değildir. Bize göre, bu sözün Hz. Peygamber'den ziya­
de, sofu çevrelere ait ve onların ürünü olması ihtimali son dere­
ce yüksektir. "429

2.31 . Gayr-i Ahlaki Durumlar


1 57. İçinde güzel yüzlülerin zikredildiği, onlara övgüde bulu­
nulduğu, bakılmalarının, ihtiyaçların onlardan giderilmesinin

m Bkz. Eba Dclvad, Et'ime (21), bıı.bun fı ekli luhomi'l-hayl (25), rakam: 3790; tbn Mdce,
Zebaih (27), babu luhomi'l-biğal (14), rakam: 3198.
"' Bkz. Nevevı, Şerh, XIII/96; Kunubı, Muflıim, Vf229; Ubbı, Şerh, Vll/29; İbn Hacer, Fethu'l­
Bclrt, XI/82-6. Bazılarının at eti yemenin nesholduğuna dair yaklaşımlanna verilen cevap­
lar İbn Hacer'den okunabilir.
"' Beyhakı, Vll/287-8.
< >• İbnu'l-Attar, Fetavd, s. 258.
"' Mevsıll, Mugnı, s. 44. Bkz. İbnu'l-Cevzl, flel, 11/782-3, rakam: 1304-5; Kavukci, el-Lu1uu'l­
Mersıi', s. 200, rakam: 622.
"' Bkz. Semhodi, Gummaz, s. 209, rakam: 270.
m Kırbaşoglu, Alternatif, s. 268-9.
76
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

emredildiği ve ateşin onlara temas etmeyeceğine dair tüm riva­


yetler uydurmadır, iftiradır.430
Misaller: "Güzel yüze bakmak ibadettir."43 1
İbnu'l-Kayyım bu genelleme yanında tek şu hadisin doğruya
yakın olduğunu, ancak senedinde Ömer b. Raşid'in bulunduğu­
nu, bu zat hakkında İbn Hibba.n'ın hadis uyduruyordu dediği­
ni432 ve nihayet hadisi İbnu'l-Cevzi'nin Mevdudt'ında433 zikrettiği­
ni söyler: "Bana postacı gönderdiğiniz zaman yüzü ve ismi güzel
birisini gönderin. "434
Heysemi'nin Mecmeu'z-Zevdid'de435 belirttiği gibi, Bezzar Mus­
ned'inde, Ta.berani Evsat'ta436 bunu rivayet etmiştir.437 Heysemi
hadisle ilgili olarak şöyle demiştir: 'Taberani'nin isnadında Ömer
b. Raşid vardır, İdi sika,436 cumh1lr imamlar ise zayıftır demişler­
dir. Geri kalan ricali ise sikadır. Bezzar'ın tarikleri ise zayıftır."
Görüldüğü gibi, Heysemi her iki tariki için de zayıf niteleme­
sini yaparken, Munavi el-Cdmius-Sagtr şerhi Feyzu'l-Kadir'de İb_
nu'l-Cevzi'nin bunu Mevdudt'ında zikretmekle iyi etmediği gibi
Heysemi'nin de sahihtir demekle iyi yapmadığını,439 en güzeli-

430 Ukaylt, DuafiJ, 1Vl39, rakam: 628; IV32 1 , rakam: 909; Mevsıll, Mugnı, s. 35; lbnu'l­
Kayyım, age., s. 63, rakam: 104; s. 125, rakam: 282.
m lbnu'l-Kayyım, age., s. 62, rakam: 99. Mevlana Taki Emini güzel yüze bakmak lonlik şüp­
hesini uyandırmaktadır. Bu ise peygambere nisbet edilemez, der. Bkz. Mi'yclr, s. 195.
Esrar sahibi Kart de "güzel yüze bakmak ibadettir" mevzu hadisini zikredip lbnu'l-Kayyım
vasıtasıyla İbn Teymiyye'den mevzu olduğunu aktardıktan sonra, güzel yüze bakmayı tav­
siye eden ve içinde ibadet ifadesi geçmeyen, bunun yerine gözün gôrme kuwetini ar­
tıracağından bahseden zayıf rivayetleri delil getirerek bu rivayetin zayıf olduğunu söy­
ler. (Esrilr, s. 355-6, rakam: 56 1 ; s. 416, rakam: 7). Ancak Ebü Nuaym'ın Hilye'sinden
(IIV201-2) delil getirdiği "güzel kadına ve yeşile bakmak gözü kuwetlendirir" hadisini
mevzu olarak değil de zayıf olarak kabul etmesi ise çok ilginçtir. Çünkü hadis açıkca ya­
bana bir kadına bakmayı teşvik etmektedir. Aynca şu eser sahiplerinin belintiği gibi bu
rivayet olsa olsa mevzudur, başka birşey değil. Bkz. Sağanı, Mevdacıt, s. 48, rakam: 65;
Aclünt, Keefu1-Hafd, 1113 1 7, rakam: 2810; Şevkant, Fevilid, s. 200, rakam: 657; Zehebi,
M!zcln, IIV627, rakam: 7863; Elbanı, Datfe, 1/165, rakam: 133.
Bu manada ilginç bir rivayet daha vardır: "Yüzü en güzel olan insanlara imam olur.·
Zeheb!, Terttbu1-Mevdailı, s. 155, rakam: 474. Benzer manalı bir rivayette de Şôyle geçer:
''Yeşilliğe bakmak, gözün pasını açar; güzel kadına bakmak ise gôzü cilalandınr. • Kuzaı,
Şilıabıı 1-Ahbdr, s. 78, rakam: 206.
•31 Bkz. İbn Hibban, Mecrahın, 11/83-4.
m Bkz. ibnu'l-Cevzt, Mevdtldt, 1/160.
<>• lbnu'l-Kayyım, agt., s. 63, rakam: 105.
"' Heysem!, Mtcmcu'z-ZeviJid, VIIV47.
• J6 Taberanı, Evsat, Vlll/365, rakam: 774 3.
rn Keza Suyütl de tl-Cilmiu�-Sagır'de rivayet etmiştir: VB l , rakam: 5 1 1 .

"" İci!, Ma'rifttıü-Silult, 11/166, rakam: 1 340.


"" Oysa Heysem! sahih demek bir yana hadise zayıf demektedir.
77
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

ni Suyüti'nin hasendir diyerek yaptığım, hadisin hasen olduğu­


nu söylemiştir.440
MuniM böyle diyor ancak Suyüti yukarıdaki hadise zayıf işare­
ti koymuştur. Aynı hadisi değişik varyantlarıyla Ledli'sine aldığın­
da, kendisi bir hüküm vermeden SÖZÜ Hakim'in Mustedreh'inden
alıntıladığı "Bir hadisin tarikleri çok olursa onun aslının olduğu
ortaya çıkar." sözüyle bitirmiştir. Böylece Munavi'nin bahsini et­
tiği hasen hükmünü verir gibi olmuştur.44 1
Bu rivayet halk deyimiyle boyu postu yerinde, eli ayağı düz­
gün, prezentabl insanın karşısındakinde daha olumlu bir tesir
bırakacağı, böylelerinin vermek istedikleri mesajları daha rahat
verecekleri ve etkileyecekleri, emniyet hasıl edecekleri, en azın­
dan güler yüzle karşılanacakları, bed görünüşlü olanların ise kar­
şılarındakilere itici geleceğini gösterir gibidir. Sened yönüyle ise
mevzudan ziyade zayıf gözükmektedir.442
1 58. Şehvet içeren ve insanları fesada sürükleyen rivayetler
mevzudur. 443
Misaller: "Kadınların şehveti erkeklerinkinden kat kat fazladır. ''444
"Kadınların alolları avret rnahallerindedir. "445 "Cibnl'e cimada iktida­
nmın azlığından şikayet ettim. Bana keşkek yememi tavsiye etti. "446

2.32. Bazı Günler


1 59. Aşura gününün fazileti: Aşura'da tutulacak oruç hariç, o gü-

"'" Bkz. Munavt, Feydu1-Kadır, I/3 12, rakam: 5 1 1 .


+ıı Suyoıt, l.Lıllt, I/1 1 2-3. Keza bkz. Emlnl, Mi'ydr, s . 195-7.
+u Durum ne olursa olsun, güzel yüzlülerle ilgili hadisler hususundaki tanışmanın bitmeye­
ceği gôzülanekted.ir. Ebo Gudde "hepsi de zayıf tarikli olan" güzel yüzlülerle ilgili hadis­
ler vardır derken (bkz. Sehav1, Mekılsid, s. 80- 1, rakam: 161; s. 446, rakam: 1250; Suyoıı,
l.Lıllt , I/1 1 2-120; 11/76-81 ; Aclünl, KEefu1-Hafd, I/176-7, rakam: 527; Şeyban!, Trnıytz, s.
183; Ebo Gudde, Mendr dipnotu, s. 125, 2 nolu dipnot). Elbanı ise bu kapsama dahil ha­
dislerin de bulunduğu beş hadise mevzudur dentiştir. Bkz. Dalfe, 1/163-6, rakam: 1 30-4.
Dumeynl de postacı ile ilgili yaptığımız tevil için "bu teviller her ne kadar uzak olsa da ha­
disin nekaretini hafifletmekte , diğerleri ise uzak bile olsa tevil ihtimaline sahip değillerdir"
demektedir. Mehdyis, s. 196-8.
"' Emlnt, Mi'ydr, s. 225.
'"' Fettenl, Te:ı:hiretu1-Mevdaııt, s. 130; Şevkant, Fevdid, s. 132, rakam: 386; Sehavt, Mehılsid,
s. 255, rakam: 605; Aclont, KEefu1-Hafd, 11/15, rakam: 1570; Şeyban!, Trnıytz, s. 94-5 .
..,, Sehavt, Mehılsid, s. 285, rakam: 699; Kart, Esrdr, s. 246, rakam: 296; AclQnl, age., 11/62-3;
Şeyban! , Trnıytz, s. 107 .
... Gazalı, lhyd, 11648; 111/151; Fetteni, Talıirrtu1-Mevdtıiiı:, s. 145; Kart, age., s. 131, rakam: 59.
78
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

nün, o günde sürmelenmenin, yıkanmanın, sohbet etmenin, kı­


nalanmanın, musafaha etmenin, aileye bol nafaka sağlamanın, o
gündeki belli bir namazın faziletleriyle ilgili hadisler mevzudur.
Aşura günü oruç tutmanın dışında bu günle ilgili sahih bir ha­
dis yoktur.447
Misal: "Aşura günü ismidle sürmelenen asla göz ağrısı çek­
mez. "448
"Aşura günü ailesinin nafakasında bolluk sağlayana Allah da
senenin diğer günlerinde bolluk ihsan eder" hadisine gelince:
İbnu'l-Cevzi, İbn Mes'ud tarafından rivayet edilen bu hadisin se­
nedindeki Heysam b. Şeddah hakkında Ukayli'nin "mechuldür.
Hadisi mahfuz değildir"449 demesi sebebiyle mevzu kabul eder.450
İbnu'l-Kayyım da Ahmed b. Hanbel'in "Bu hadis sahih değildir. "
sözüne istinaden, mevzudur der.451 İbn Receb de senedi sahih
değildir, der.452
Sehavi: ise hadisi Taberani'nin, Şuabu'l-İmdn ve Fedailu'l-Ev­
kat ta Beyhaki'nin,453 keza Ebu'ş-Şeyh'in İbn Mes'üd'dan ri­
'

vayet ettiklerini, bunun yanında Taberani ile Beyhaki'nin Ebu


Said el-Hudri'den,454 aynı şekilde Beyhaki'nin Şuabu'l-İmdn'da
Cabir ve Ebü Hureyre'den rivayet ettiklerini söyler.455 Ardından
Beyhaki'nin, tüm senedlerinin zayıf olduğunu ancak hepsi bira­
raya geldiği zaman bir kuvvet ifade ettiğini söylediğini aktarır.456
Keza Sehavi:'nin aktardığına göre, (Ebu'l-Fadl) el-Iraki Emdli'de
Ebu Hureyre hadisinin birkaç tariki olduğunu söylemiş, Hafız

"'' Bkz. İbn Teymiyye, Minlıdrus-Sunne, JV/l 16; tlııizd ', s. 173, 300; Mevsılı, Muğrıl, s. 33, 36; İbn
Teymiyye, MeanQu Fetılvcl, JV/514; 1bnu1-Cevzt, Tabsıra, IV8; ibnu'l-Kayyım, Mendr, s. 1 1 1 ,
rakam: 223; Kaı1, Esrdr, s . 452, rakam: 27; Seha\1, el-Fetııva1-Hadısiyye, s . 178, rakam: 4 1 ;
HOt, Esne1-Metıllib, s . 586-7; Elbant, Dalfe, IV89, rakam: 624; Kırbaşoğlu, AltenıaJ.if, s . 78.
'"'" ibnu'\-Cevz1, Mevdfldt, IV203 (Hakim'den naklen, bunu Hz. HOseyin'i katledenlerin uy­
durduğunu belinir); llel, IV553, rakam: 910; İbn Arrak, Tenzthu'ş-Şerta, IV157, rakam: 33;
Lekne\1, el-Asdru1-Merjaa , s. 97. Hadis için bkz. Beyhakl, Şuab, llV367, rakam: 3797.
+19 Ukayll, Dıuıfô., llV252, rakam: 1253.

'"' ibnu'l-Cevz1, age., IV203.


"' Bkz. İbnu'l-Kayyım, Menô.r, s. 1 1 1-2
"' Bkz. HOt, Esne1-Metô.lib, s. 476, rakam: 1 522.
"' Taberanı, Kebir, X!l7, rakam:l0007; Beyhaki, Şuab, IIV365, rakam: 3792; Kitdlıu Fedô.ili1-
Evkô.t, s. 455-6, rakam: 246.
''"' Taberanl, Evsat, X/140-1 , rakam: 9298; Beyhakl, Şuab, IIV365-6, rakam: 3793-4.
"' Beyhaki, age. , IIV365, rakam: 3791; IIV366, rakam: 3795.
"" Beyhaki, age. , llV366, rakam: 3795.
79
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

İbn Nasıruddin de bu tariklerden bazısını sahih saymış ve 'ben


bu hadisin tariklerini bir cüzde topladım' demiştir. Sehavi ar­
dından sözüne şöyle devam eder: "Şeyhimiz (İbn Hacer) onun
zikretmediği pek çok tarikini tespit etmiş, İbnu'l-Cevzi'nin
Mevduat'ında, Ukayli'nin İbn Mes'üd hadisinin ravisi Heysam
b. Şeddah hakkındaki 'mechı1l biridir' sözüne tabi olmasını ten­
kit etmiş ve 'bilakis İbn Hibban bu zatı hem Sikdt'ta457 hem de
Duafd'da458 zikretmiştir. "459
İbn Arrak da, Ahmed b. Hanbel'in "bu hadis sahih değildir" sö­
zünün batıldır manasına gelmeyeceğini, çünkü hadisin sahih ol­
mamakla beraber ihticac etmeye elverişli, yani salih olabileceği­
ni söyler. 460
Leknevi ise, İbnu'l-Cevzi ve İbn Teymiyye ile bu ikisine ta­
bi olanların bu rivayetlere mevzu dediklerini, muhakkiklerden
pekçoğunun ise hasen, ihticac etmeye müsait hadisler oldukla­
rım ispat ettiklerini, aynı zamanda bu hadislerde zikredilen hu­
susun tecrübe edilmiş birşey olduğunu söyler ve kabul edilebi­
lirliğine meyleder. 461
Abdulfettah Ebü Gudde de İbn Himmat ed-Dimeşki'nin ben­
zer sözlerini462 nakleder, kendisi de aynı doğrultudaki görüşleri­
ni serdeder.463
Kanaatimizce Ahmed b. Hanbel'in sözü hadisin sahih olma­
dığını ifade etmekte, mevzu olduğunu göstermemektedir. Ayn­
ca Ukayli'den nakledilmeyen ancak aynı yerde söylemiş olduğu
"bu mursel olarak rivayet edilmiştir" sözü ,464 Beyhaki'nin rivayet­
leri yanında, Iraki'nin, İbn Receb'in, Leknevi'nin değerlendirme­
si keza metin yönünde hadiste bir problem gözükmemesi mevzu
olmadığım gösteriyor gibidir. 465

"' Eserin h maddesinde bu zatın ismini bulamadık.


'"' İbn Hibban, Mecnıhtn, 111197.
,,. Sehavt, Melıdsid, s. 431, rakam: 1 193.
""' Bkz. İbn Arrak, Tenzthu'ş-Şerta, 11/158, rakam: 33.
46 1 Leknevt, el-Asdru1-Merjaa, s. 97.
-ıoı Bkz. İbn Himrnat, Tenkit, s. 1 1 1 .
'6' Bkz. İbnu'l-Kayyım, Menilr, s. 1 1 2-3, l nolu dipnot.
"" Ukaylı, Duafd, 111/252, rakam: 1253.
'"' Geniş bilgi için bkz. Suyotı, en-Nuketu1-Bedıdı, s. 198-200; lıdlt, 11/1 1 1 -3. Konuyla ilgili
80
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

1 60. Recep ayının veya orucunun veyahutta onda birkaç gün


oruç tutmanın, regaib gecesi gibi bazı gecelerinde kılınacak na­
mazların faziletine dair hadisler hep mevzudur.466
Misal: "Recep Allah'ın, şaban benim, ramazan da ümmetimin
ayıdır. . . Receb'in ilk cumasından gafil olmayın. Çünkü o melek­
lerin Regaib diye isimlendirdikleri bir gecedir. . . "467
ibnu'l-Kayyım bu konuda doğruya en yakın hadisin İbn
Mace'nin rivayet ettiği "Rasulullah receb ayını oruçlu geçirmek­
ten nehyetti" hadisi468 olduğunu söyler.469 Taberani'nin de el­
Mu'cemu1-Kebir'de470 rivayet ettiği bu hadisin her iki senedin­
de de Davüd b. Ata el-Medeni bulunmaktadır. Ahmed b. Hanbel
ile Buhari bu zatın güvenilmez biri olduğunu söylemişler, di­
ğer hadisçiler de cerh etmişlerdir.471 Beyhaki ise bu zatın Hz.
Peygamber'in uygulamasını nehye çevirip tahrif ettiğini söyler.472

ıivayeıleıi görmek için bkz. Beyhakı, Kitııbu Fedı2ili1-Evlıdt, s. 452-4.


..,. Bkz. İbn Teymiyye, Mirıhılc, IV/1 16; lhtizd', s. 293, 301; el-Fetılva1-Kubrcl, 11126 1-2, rakam:
221; ibnu1-Cevz1, Kusscls , s. 1 12; Tabsıra, 11/2 1; Mevsılı, Mugnı, s. 33, 36; İbnu'l-Kayyım,
Mendr, s. 96, rakam: 170; İbn Hacer, Telryınu1-Aceb, s.1 1; İbn Arra.k, Terızthu'ş-Şerta, IV159,
rakam: 34; Adanı, Keefu 1-Hafd, 11129, rakam: 1609; Fırazabadt, Sifru�-Seddc, s. 282;
Semhadı, Gummdz, s. 232, rakam: 325. Konu çerçevesinde Elbant'nin tahkik ettiği Mus&ele
llmiyye beyne1-/mclmeyni1-Celıleyn el-lzz b. Abdisseldm ve'bni�-Salclh havle Salclti'r-Reğclb el­
Mubıtdea adlı bir çalışma vardır. Leknevı de namazlara dair mevzu ıivayetleri el-Asclru1-
Merfaa Ji1-Ahbclri1-Mevdlla adlı güzel çalışmasında biraraya getirmiştir. Genel bir değerlen­
dirme için bkz. İbnu'l-Cevzı, Mevdüdı, IV438 (Boyaalar'ın tahkik ettiği nüshadaki dipnot).
"'' ibnu'l-Cevz1, Mevdüdı, IV124-5; llel, IV555, rakam: 913; lbnu'l-Kayyım, Mendr, s. 95, ra­
kam: 168; İbn Arra.k, Terızt/ıu'ş-Şerta, ll/90, rakam: 50; Adanı. Keefu 1-Hafa, V423-4, rakam:
1358; Suyatı, I..edlt, IV55-6; Şevkan!, Fevclid, s. 61, rakam: 146; Leknevl, age., s. 62-77.
Suyatt, el-CclmM-Sagtr'de hadise zayıf der. (IV9, rakam: 4411). Munavt ise Ha­
fız el-Irııkl'nin Şerhu't-Tinniz!'sinden nakille hadisin çok zayıf olduğunu, bunun yanın­
da Deylem!'nin (IV40 1-2, rakam: 3093-5) hadisi üç talikle ıivayet ettiğini söyler. (Bkz.
Feydu1-Kadır, IV/18, rakam: 441 1). Hadisi Abdulkadir Ceylanı de Gunye'de zikreder.
(Vl 75). Bununla beraber, Leknevl'nin dediği gibi, bu hadis muhaddisleıin ittifakıyla mev­
zudur. Bkz. Leknevı, age., s. 63.
"'" /bn Mdce, Sıyam (7), babu sıyami eşhuıi'l-haram (43), rakam: 1743.
""" Bkz. lbnu'l-Kayyım, age., s. 97, rakam: 173.
"° Taberıını, Kebir, X/287.
471 Bkz. İbn Adiy, Kdmil, lll/85-7, rakam: 6; İbnu'l-Cevz1, Duafd, 1/265-6, rakam: 1 1 58;
Zeheb!, M[zcln, IV12, rakam: 263 1 .
"' Bkz. Beyhakı, Kitclbu Fedclili1-Evh4ı, s . 107. Beyhaki ıivayet hususunda şöyle der: Davad
bin Ata kavı değildir. Oysa yine İbn Abbas'tan !-iz. Peygamber'in böyle yaptığı ıivayet edil­
miştir. Davüd !-iz. Peygamber'in uygulamasını nehye çeviıip tahlif etmiştir. Bununla bera­
ber, ıivayeti sahihse bu terızthe hamledilir. Nitekim Şafii de bu bahta şöyle demiştir: 'Bir
kimsenin ramazan dışında bir ayı oruçlu geçirmesini hoş görmem.' Şafiı bu sözüne !-iz.
Aişe'den gelen şu hadisi mesned almıştır: 'Rasulullah o derece oruç tutardı ki, anık oru­
cu bırakmaz derdik. Bazan de öyle orucu terk ederdi ki, anık oruç tutmaz derdik. Ben
Rasulullah'ın ramazan d1Ş1nda bir ayın tamamım oruçlu geçirdiğini görmedim. Şaban ayı
kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunu da görmedim.' Şafiı haftanın bir gününü de sürekli
oruçlu tutmayı keıih görmüş ve bir cahilin görüp de farz sanmasından çekindiğinden do-
81
SAHİH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Değerlendirmeler göz önünde bulundurulduğunda, bu hadisin


en iyi ihtimalle oldukça zayıf olduğu anlaşılmaktadır.473
1 6 1 . Şaban ayının ortasındaki (Berat) gece(sinde) kılınacak na­
maza dair tüm rivayetler mevzudur.474
Misal: "Kim şaban ayının ortasındaki gecede, yüz rekatta bin
kulhuvellahu ehad okur. . . Allah müjdelemek için ona yüz me­
lek gönderir."475
1 62. Haftanın bazı günleri veya geceleri kılınan namazlara da­
ir hadisler mevzudur. 476
Misal: "Her kim pazartesi gecesi altı rekat namaz kılıp, her re­
katında bir kere Fatiha'yı, yirmi kere kul huve'llahu ehad'ı okur
ve bunların peşinden on kere Allah'a istiğfar ederse, Allah kı­
yamette ona bin sıddikın, bin abidin ve bin zahidin sevabını
verir. . . "477

2.33. Tarih Veren Rivayetler; lleride Ortaya Çıkacak Fitneler


1 63. a) Şu tarihte şu olacak gibi tarih verilen hadisler.478 Kan­
nüci'nin belirttiği gibi, hicri tarih Hz. Ömer zamanında kul­
lanılmaya başlandığından, bu tür rivayetlerin mevzu olduğu
anlaşılmaktadır.479 Ancak Hz. Peygamber'den gelen, gelecekle il­
gili haberlerin bütününü böyle değerlendirmemek gerekir. Bun­
lar en azından Hz. Peygamber'in öngörüsü, ileri görüşlülüğü ola-

layı böyle söylediğini belinmiş, sonra da şöyle demiştir: 'Böyle bir oruç tutarsa (zikri. ge­
çen ihtimal de yoksa), bu iyidir.' Beyhak1 bu nakilleri yapukıan sonra şöyle söyler: Dolayı­
sıyla Şafii keraheti cahilin şeriatın aslından sanması tehlikesi sebebiyle söylemiştir. Böylece
(yukandaki rivayet sahihse) kerahetin sebebi anlaşılmış olmaktadır. Bkz. s. 90, 106-9.
m Şuayb el-ArnaOt da şu hadisi zayıf saymaktadır: "Allah'ım! Receb ve Şabanı bize mübarek
kıl. Bizi Ramazana ulaşıır." Bkz. Ahmed b. Hanbd, N/180, rakam: 2346 (ArnaOt'un 2 no­
lu dipnotu). Aynca bkz. İbn Hacer, Tebyınu1-Aceb, s. 18-9.
"' ibnu'l-Cevzl, Kussds , s. 1 12; Tabsıra, 11/62; lbnu'l-Kayyım, age., s. 98, rakam: 174.
m ibnu'l-Kayyım, Merıdr, s. 99, rakam: 175; Suyatt, !..edil, 11/58-9; ibnAmı.k, Trnzthu'ş-Şerta,
11192, rakam: 52; Şevkant, frvılid, s. 63, rakam: 148; LekneV1, d-Asdru1-Merftla, s. 82-3.
Konuyla ilgili rivayetleri görmek için bkz. Beyhakl, Kirııbu Feddi!i1-Evk.dt, s. 1 18-134.
"' İbn Teymiyye, Minlıdc, IV/1 16; İbnu'l-Kayyım, age., s. 95, rakam: 166. İbnu'l-Cevzt bu hu­
susta şöyle der: EbQ Hlib el-Mekkı ile ona tabi olan Gazal!'nin haftanın günlerinde kılına­
cak namazlarla ilgili nakillerinin aslı yoktur. Bkz. Mevdaı1t, 11/428, rakam: 1001 (Boyacılar
tahkiki).
"' ibnu'l-Cevzt, Mevdıulı, 11/1 17; ibnu'l-Kayyım, age. , s. 4, rakam: 48; K4r1, Esrar, s. 404; İbn
Amı.k, age. , 11/84, rakam: 29.
"" ibnu'l-Kayyım, age., s. 63, rakam: 106, 1 10, rakam: 210; K4vukct, el-I.u1uu'l-Mersa', s.
233; Ftrazabadı, Sifru's-Seade, s. 286.
"' Bkz. KannQct, el-lzıla li md Kılne ve mı1 Yekanu beyne Yedeyi's-Süa, s. 97.
82
SAHiH HADiS BULUNMAYAN �ONULAR

rak kabul edilmelidir. Tam anlamıyla Spesifik olan, belli bir güne,
tarihe ya da yere işaret eden hadislere gelince, bunlan mevzu
kapsamında değerlendirmek gerekir.480
Konuyla ilgili pek çok rivayet vardır: Misaller: " 1 30 yılında ga­
ripler şunlardır: Zalimin ezberindeki Kur'an, okunmayan evde­
ki Kur'an, kötü insanlar arasındaki salih kimse. "48 1 "Dünya zine­
ti 1 2 5 yılında kaldınlır."482
Konu dahilinde bulunan bir rivayet hakkında ise ihtilaflar söz
konusudur:
"Kıyametin büyük alametleri ikiyüz yılından sonradır."483
Rivayetle kastedilenin güneşin batıdan doğması, Ye'cüc Me'cüc,
Deccal gibi büyük alametler olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim İbn
Mace ve Kenzu'l-Ummdl sahibi Hindi484 hadisi bu tür rivayetlerin
geçtiği bahta zikretmiştir.
Sindi hadise çeşitli izahlar getirerek bundaki alametleri üç ma­
naya yorumlama imkanı olduğundan bahseder:
a) Hadisteki kıyamet alametlerinden maksat, yalancılığın yay­
gınlaşması gibi küçük alametlerdır. Küçük alametler Rasulullah'ın
vefatından ikiyüz yıl sonra görülmeye başlanacağı anlamındadır.
b) Hadiste kastedilen büyük alametler olup, ikiyüz ile biniki­
yüz kastedilmiş olup binikiyüz yılından sonra görülmeye başla­
nacağı manasındadır.
c) (Rasulullah'ın kendisinin gönderilmesi nasıl kıyametin bir
alameti ise), vefatından sonra ikiyüz yılın geçmesi de kıyametin
bir alametidir. 485
Kanaatimizce birinci ihtimal uzak gözükmektedir çünkü ya-

"'" Bkz. Fazlur Rahman, Metodoloji s. 59.


"'" lbnu'l-Kayyım, Menar, s. 1 10. İbnu'l-Cevzt, Mevdaııı. IIVl 94.
""' İbn Adiy, Duafd, 1V48, rakam: 4 1 ; V/308, rakam: 490; EUa Ya 1d, 1Vl60- l , rakam: 851;
lbnu'l-Cevzt, Mevdaat, IIVl93; Heysem!, Mecmeu'z.-Zevdid, Vll/257; İbn Hacer, el­
Metalibu1-Aliye, IV/34 1 , rakam: 4549; Suyütl, l..edlı, IV390 (hadisin sağlam bir tariki daha
olduğunu söyler); İbn Arrak, Tenz.thu'ş-Şerta, IV348, rakam: 1 1 .
"" ' /bn Mılce, Fiten (36), babu'l-ayat (28), rakam: 4057; Hakim, Musıedreh, IV/428, rakam:
8319 (hadisin Sahthayn'ın şanlanna göre sahih olduğunu fakat tahı1c etmediklerini söyler
ancak Zeheb! Telhıs'de 'zannedersem mevzudur', der); İbn Kesir, Biddye, VV257; Suyütt,
ed-Durru1-Mensar, 11V395; Büsıı1, Zevdidu lbn M/lce, s. 523-4, rakam: 1360.
""' Bkz. Hindi, Kerızu1-UmmaJ, XlV/2 1 1 , rakam: 38432.
""' Bkz. Sindi, Şerh, IV502.
83
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

lancılık gibi şeyler Rasulullah'ın vefatından ikiyüz yıl sonra gö­


rülmeye başlamamış, Hz. Osman'ın katliyle sonuçlanan fitneyle
beraber başta hadis uydurmalar olmak üzere yalancılık (rical ki­
taplarının cerh ettikleri ravilerden de anlaşıldığı üzere) yaygınlaş­
mıştır. Sindi'nin böyle bir gerçeği görmemeğe çalışması ilginçtir.
İkinci ihtimal de uzaktır çünkü , binikiyüz yılı geçmiş bizler
bindönyüzyirmi yılındayız ve hala böyle bir alamet gözükme­
miştir.
Üçüncü ihtimali de bir mesnede dayandırmak zordur.
Buhart hadisle kastedileni büyük alametler olarak anlamış ve
metin yönüyle tenkit ederek şöyle söylemiştir: "İkiyüz yıl geçti­
ği halde bu alametlerden hiçbiri zuhur etmedi! "486 İbn Kesir de
hadisin sahih olmadığını ancak, sahih olsa bile bunun halku'l­
Kur'an meselesi yüzünden Ahmed b. Hanbel ve arkadaşlarının
karşılaştığı sıkıntılara (mihne) hamlonulacağını söyler.487 Görül­
düğü gibi İbn Kesir de hadisin sıhhatini kabul etmemektedir.
Bu hadis için "alametler ikiyüz yılından sonra zuhur edecektir,
illa da ikiyüz yılıyla birlikte hemen başlayacak manasında değil­
dir" şeklindeki bir izah makul değildir. Çünkü hadiste ikiyüz yı­
lı sınır olarak konmuş, bu yılla beraber alametlerin zuhur edece­
ği belinilmiŞtir. Oysa bizler Buhart'den asırlarca sonrasında, hicri
bindörtyüzyirmi yılında bulunmamıza rağmen hala bu alametle­
rin ortaya çıkmaması, "ikiyüz yılından sonra çıkacağı kesin ama
vakti belli değil" şeklindeki izahın yanlışlığını da onaya koymak­
tadır. Görüldüğü gibi, hadisteki ikiyüz rakamı belli bir tarih ola­
rak değil de ikiyüz yıl sonrası olarak kabul edilecek olsa bile sahih
olmadığı anlaşılmaktadır. Ukayli'nin dediği gibi, bu olsa olsa İbn
Sirtn'in kendi sözü olabilir. Çünkü bu rivayet onun sözü olarak ta
nakledilmiştir.488 Dolayısıyla hadisleştirilmiş bir söz olabilir.
Metne yönelik bu tespitimiz yanında, senedindeki iki ravi, ri­
vayetin kabul edilmesini engellemektedir:

'"' Bkz. Zeheb!, MiZıin, 111/306, rakam: 6534; lbn Hacer, Tehzib, Vl!Vl 73, rakam: 5442.
'"' Bkz. Sindi, age. , 11/502.
"'" Bkz. Ukaylt, Duafd, 111/328-9, rakam: 1 348.
84
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

a) Avn b. Umare el-Abdi el-Kaysı (2 1 2/827): İbn Adiy zayıf ol­


makla beraber hadislerinin yazılabileceğini, bu hadisi onun dı­
şında merfu olarak rivayet edenin olmadığını, Buhart'nin onun
hakkında: "Hadislerinin bir kısmını kabul edersin, bir kısmını da
reddedersin." dediğini aktanr.489 Ebu Hatim de kendisiyle görüş­
tüğünü fakat ondan hadis yazmadığını, munkeru'l-hadis, daifu'l­
hadis olduğunu söyler.490 Ebu Zur'a "munkeru'l-hadis",491 İbn
Main de "hiçbir şey değildir" der.492
b) Avn'ın hadisi kendisinden naklettiği Abdullah b. Musenna
el-Ensart: Ukayli bu şahıs hakkında "çoğu hadislerine mutabeat
edilmez" derken,493 Ebu Zur'a "salih", Ebü Hatim de "şeyh"
demiştir.494 Ebü Davüd "ben onun hadislerini rivayet etmem"
derken, İbn Main de "salihu'l-hadis", bir rivayette de "hiçbirşey
değildir" demektedir.495 Nesai ise "kavi değildir" der.496 Tirmizi
de sika olduğunu söyler.497 İbn Hibban onu Kitdbu'.s-Sikdt'ında
zikreder ve "hata ettiği olur", der.498 Görüldüğü gibi bu zat hak­
kında muhaddislerin kanaatleri farklıdır ancak çoğunluğun cerh
ettiği birisidir.
Hadise gelince, Darekutni "bu sahih bir rivayet değildir" der­
ken,499 İbnu'l-Cevzi hadise "mevzu" der ve senedindeki Avn ve
Avn'ın hadisi aldığı İbnu'l-Musenna'nın zayıf olduğunu, lbn Mdce
dışında hadisin başka bir senedinde bulunan bir ravinin de hadis

••9 İbn Adiy, Kamil, V/383, rakam: 5 79. [Buhart Tdrth'inde bu zatın ismini verip ne kendisi ne
de rivayeti hakkında birşey söylemez. Vll/18, rakam: 8 1 ] .
"'° Bkz. İbn Ehi Hatim, Kitılbu1-Cerh, W388, rakam: 2 1 60. [Telıztb'te bu söz Hakim'in sözu
olarak geçmektedir. Bu rnurnkan değildir çunku Hakim'in vefatı 405'tir. Aynca Hakim bu
zatın hadisini Mustedrek'inde rivayet etmektedir. Bunun Hakim değil de el-Haklın Tirmizf
(280/893) olduğunu kabul etsek bile iki ismin yazılışı (zabtı) farklıdır. Dolayısıyla isim
Telıztb'de yanlış yazılmıştır].
""'' Mizzl, Tehzıbu1-Kemdl, XXll/461-3, rakam: 4554.
"' Bkz. Zeheb!, Muğni, 11/495, rakam: 4777. Bu zat hakkında aynca bkz. İbn Hibban,
Mecrtılıtn, 11/197; İbnu'l-Cevz!, Duııfd, 111/237, rakam: 2629; Zeheb!, Kaşif, 11/102, rai\arn:
4318.
M Ukayll, Duafd, 11/304, rakam: 882.
'" Bkz. İbn Ehi Hatim, Kitılbu'l-Cerh, V/l 77, rakam: 830. ,
"' Bkz. Zeheb!, Muğnl, 1/352, rakam: 3320; Mtzdn, 11/499-500, rakam: 4590; Kaşif, 1/592, ra-
kam: 2942.
'96 Bkz. lbn Hacer, Tehzıb, V/387-8, rakam: 3689.
"' Tirmiz:l, İlm (42), babu ma cae fi'l-ehzi bis-sunne . . . (16), rakam: 2678.
•9• Bkz. Mizzl, TehZ!bu1-Kemdl, XVl/25-7, rakam: 3521 (Kitdbu's-Silıııt'ıa Abdullah maddesin­
de bu zatı bulamadık).
"' Darekutni, llel, V1164-5, rakam: 1046.
85
SAHİH HADİS BULUNMAYAN KONULAR

uydurucu olduğunu belirtir,500 başka bir yerde de hadisin sahih


olmadığını söyler.501 Suyüti ise İbnu'l-Cevzi'yi tenkit eder ve İbn
Mace ile Hakim'in bu hadisi tahıic ettiklerini söyler. 502 Oysa mu­
haddislerin çoğunluğunun Avn ile Abdullah b. Musenna'yı cerh
ettikleri yukarıda geçmişti.
163. b) Ay belirten rivayetler de bu konu kapsamında olup
mevzudurlar: "Ay muharrem'de tutulunca fiyatlar anar, safer'de
tutulunca şunlar olur" gibi. 503
164. Siyah bayraklı ordunun çıkacağından bahseden rivayetle­
rin hiçbiri sahih değildir.504 Bu hususta ne Hz. Peygamber'den ne
de bir sahabiden sahih bir açıklama gelmiştir. Söz konusu riva­
yetlerin bir kısmında bu ordunun Horasan taraflarından çıkaca­
ğı, başlarında Mehdi'nin olacağı geçmektedir. Karşıt rivayetlerde
de bunlardan uzak durulması emredilmekte, fitne olduklarından
bashedilmektedir.
Örnek rivayetler: a) Siyah bayraklılara tabi olunmasını em­
reden rivayetlerden: "Horasan tarafından gelen siyah bayrak­
ları gördüğünüz zaman hemen onlara katılın. Çünkü içlerinde
Allah'ın halifesi Mehdi vardır."505 "Horasan'dan siyah bayraklar
çıkacak. Bu bayraklar ilya'da (Kudüs'te) dikilinceye dek anla­
n hiçbir güç geri püskürtemeyecek. "506 b) Siyah bayraklılardan
uzak durulmasını emreden rivayetlerden: Ebü Hureyre'den: İbn
Abbas'ın evindeydim. "Kapılan kapatın." dedikten sonra "Bu­
rada bizden başka kimse var mı?" diye sordu. "Hayır. " dedi­
ler. Ben de oradakilerin uç tarafındaydım. Ardından İbn Abbas
şöyle dedi: "Siyah bayrakların doğu tarafından geldiğini görür­
seniz Farslılara ikram edin. Çünkü bizim devletimiz onların
eliyle kurulacak. " Bunun üzerine İbn Abbas'a dedim ki: "Sana

500 ibnu'l-Cevzı, Mevdaılt, 111/197-8.


"'' Bkz. İbnu'l-Cevzl, llel, 11/854-5, rakam: 1429.
'°' Suyüti, Leılli, 11/394.
ıo3 Hüt. Esne1-Metıllib, s. 565-6.
'"' Bkz. İbn Kesir, Bidılye, Vl/248. eş-ŞertfHatim b. Arif el-Avnl'nin geniş değerlendirmesi için
bkz. http:/!www ahlalhdeeth.com/vb/showthread.php?t=8991
'°' Ahmed b. Hanbel, XXXVll/70, rakam: 22387; İbnu'l-Cevzl, llel, 11/860, rakam: 1445.
506 Ahmed b. Hanbel, XIV/383, rakam: 8775; Tirmizt, Fiten (30), bab: 79, rakam: 2269; İbn
Hacer, el-Kavlu1-Musedded, s. 42; Elbanı, Daıfe, X/372, rakam: 4825.
86
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Rasulullah'tan duyduğumu aktarayım mı?" Bana dedi ki: "Sen


burada mıydın?" "Evet" dedim. "Hadi anlat" dedi. Ben de dedim
ki: "Rasulullah'tan şöyle buyurduğunu duydum: Siyah bayrak­
lar çıktığında, bunların ilk çıkışları fitne , orta dönemleri sapık­
lık, sanlan da küfürdür. "507

2.34. Diğer Bazı Konular


165. Fasıkın gıybetinin olmayacağıyla ilgili hadisler batıldır. 506
1 66. Kulak çınlamasıyla ilgili tüm hadisler mevzudur.509 Mi­
sal: "Sizden birinin kulağı çınladığında bana salat getirsin ve şöy­
le desin: Beni ananı Allah da hayırla ansın."5 10
Ancak Heysemi Mecmeu'z-Zevdid'inde, bunu üç Mucem'de
Taberani'nin, 5 1 1 oldukça ihtisar ederek Bezzar'ın rivayet ettiğini
ve Taberanl'nin el-Mu'cemu'l-Kebir'deki senedinin hasen olduğu­
nu söylemiştir.5 12 Suyüti ise el-Cdmiu's-Sağir'de rivayet etmiş ve
hadisin yanına zayıf işareti koymuştur.513 Ancak Feyıu'l-Kadir'de
Heysemi'nin sözünü nakleden Munav'i ona katılır ve şöyle der:
"Bilakis ben de diyorum ki: Hadisin metni sahihtir. İbn Huzey­
me bu hadisi yukanda zikri geçen Ebu Rafi'den mezkur lafızla
rivayet etmiştir. İbn Huzeyme ise eserine sahih hadisleri rivayet
etmeyi prensip edinmiş birisidir. Suyüti'ye gelince, ya bu ese­
ri mütalaa etmedi ya da kitap yanında yoktu. Bu hadis sebebiyle
İbnu'l-Cevzi'yi kınamışlardır. "514
Kanaatimizce İbnu'l-Kayyım'ın genellemesi makuldür. İbn Hu­
zeyme'nin sahih hadisleri almaya gayret etmesi yeterli bir savunma
değildir. Bu rivayet halk arasındaki yaygın kanaati yansıtmaktadır.

�" Nuaym b. HamrnAd, Kiıdbu'l-Fiten, V202-3, rakam: 5 5 1 . Benzer bir rivayet için bkz. İbn
Mace, Fiten (36), babu hurüci'l-Mehdı (34), rakam: 4084.
"" Mevsılt, Muğni, s. 43; Sehavt, Melıdsid, s. 354-5, rakam: 92 1 . Kart hadisin zayıf oldugunu
söyler. Bkz. Esrar, s. 290- 1 , rakam: 390; s. 367, rakam: 594; s. 467.
""' lbnu'l-Kayyım, Mendr, s. 65, rakam: 1 19.
"" lbnu'l-Cevzl, Mevdüdl, IIV76.
'" Bkz. Taberaru, Evsaı, X/104, rakam: 92 18.
"' Heysem!, Mecmeu':ı:-Zı:vaid, X/138 .
" ' Suyun, el-Cdmiu's-Sagır, 1/ 1 1 4 , rakam: 745.
'" Munavt, Feydu1-Kadır, 1/399, rakam: 745. IMunavfoin atıfta bulundugu hadisi İbn
Huzeyme'nin eksik olan matbu nüshasında bulamadık] .
87
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

Aynca, birinin bir insanı anmasıyla diğerinin kulağının çınlaması


arasında bir bağlantı kurmak mümkün gözükmemektedir.
167. Akılla ilgili tüm hadisler yalandır.515
Misal: "Herşeyin bir madeni vardır. Takvanın madeni akıllıla­
rın kalpleridir"516 "Allah'ın ilk yarattığı şey akıldır."517
Ötedenberi müslümanlar hadis zaviyesinden akla nasıl bir
yaklaşım sergilendiğini merak etmişlerdir. Ancak bu konudaki
hadislerin gerek metinleri ve gerekse senedleri itibarıyla şüpheler
taşıdığı ve bunlara farklı yaklaşımlar sergilendiği görülmektedir. 518
Madde başındaki kesin hükmü veren İbnu'l-Kayyım'ın ardından,
Aliyyu'l-Kart de akılla ilgili hadislere yalan değerlendirmesi ya­
parken519 esasında onlar Ebu Ca'fer el-Ukayli ve ibnu'l-Cevzi'ye520
katılırlar. Çünkü Ukayli "bu konuda sabit olan birşey yoktur"
demişti.52 1 Ancak Ebü Hatim b. Hibban522 ve Ebu'l-Feth el-Ezdi
gibi alimler İbnu'l-Kayyım gibi kestirip atmayıp akıl hususunda
sahih hadis bulunmadığını söylerler. 523 Ondan çok önce de İbn
Hibban yumuşak ifadelerle Hz. Peygamber'den akılla ilgili sahih
hadis gelmediğini söylemiştir. 524 Aclüni de bunlara mevzu de­
mez, zayıf kabul eder. 525
Görülen o ki, konuyla ilgili rivayetlerin mevzu olanlarını bir
tarafa bırakırsak diğer hadisler en azından zayıf olarak gözük­
mektedir. Bu sebeple çağımızın önde gelen hadisçilerinden Mu-

'" lbnu"l-Kayyım, Mendr, s. 66, rakam: 120; Flrüzabadı, Sifru's-Sedde, s. 279; Mevsıll,
Muğni, s. 2 1 .
"" lbnu'l-Cevzl, Mevd1ldl, 1/ 1 7 1 -2; lbnu'l-Kayyım, Mendr, s. 66; Heysem!, Mecmeu'z-Zevclid,
X/268; Yardım, Mesnevi Hadisleri, s. 126. Başka misaller için bkz. 0.ınl, Nahdu'n-Nusüs,
s. 50; Kavukcl, el-Lu'!uu1-Mma', s. 1 70, rakam: 5 14; el-Hakim Tirmizl, Nevddiru'l-Usül,
11/389; Bican, Envclru'!-Aşihln, s. 22-3; Saklan, Ebü Beltir Muhammed el-Keldbdzl ve Maani1-
Ahbdr, s. 205. Akılla ilgili hadisleri birarada görmek için de bkz. İbn Ebi'd-Dunya, el-Ahlu
ve Fadluh, hzr. Mustafa Abdulkadir Ata, Beyruı-1993.
"' Bkz. Eba Nuaym, Hilye, Vll/318; Gazali, lhycl, 1/89; İbn Teymiyye, Mecmau Fetclvd,
XVlll/336-8; XXXV/153; Sehav1, Mehdsid, s. l lB, rakam: 233.
"" Bkz. Keıtanl, Cedelu1-Ahl, s. 470- 1 .
"" Bkz. Kart, Esrclr, s . 42 1 , rakam: 10.
"" Bkz. ibnu'l-Cevzt, Mevdaclt, 1/177; llel, 1/54, rakam: 40.
" ' Bkz. Ukaylı, Dııafd, 111/175, rakam: l l69.
m lbn Hibban, Ravdatu1-Ulıalıl ve Nuzhetu1-Fudald, s. 16; ibnu'l-Cevzı, Kitılbu Zemmi'!-Hevcl,
s. 10; Abdullah, lbnu1-Cevzt ve Terbiyyetu1-Ahl, s. 19.
"' Bkz. ibnu'l-Kayyım, Menılr, s. 67, rakam: 122; lbn Arrak, Tenzıhu'ş-Şerta, 1/204.
'" Bkz. Mevsıll, Muğrıl, s. 2 1 .
m Bkz. Keefu1-Hafcl, 1/236-7.
88
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

hammed Nasıruddin el-Elbani'nin değerlendirmesi belki en


güzelidir: "Aklın faziletiyle ilgili gelen hadislerin hiçbiri sahih de­
ğildir. Bunlar zayıfla mevzu arasında değişmektedir. "526
168. Yıldızların sıralanmasına dair rivayetlerin aslı yoktur. 527
1 69. Felakete uğrayana taziyede bulunan kimseye, felaketze­
denin sevabı kadar sevap verileceğine dair hadisler zayıftır. 528
1 70. Miracın Mekke'de gerçekleştiği, Suffe'nin Medine'de ol­
duğu, Ehl-i Suffe'nin Hz. Peygamber'le savaşmamış sahabilerden
meydana geldiği, muayyen insanlar olmadıkları, burasının dışa­
rıdan gelen ailesi olmayan gariplerin kaldığı bir konaklama yeri
olduğu gibi kesin olan hususlara aykırı rivayetler mevzudur. 529
1 7 1 . Hz. Peygamber zamanında zelzele olduğuna dair sahih ri­
vayet yoktur. Takip eden sı:ırecte ilk zelzele Hz. Ömer zamanın­
da olmuştur. 530
1 72. İstimna (masturbasyon) hususunda Hz. Peygamber'den
bir rivayet gelmemiştir. 531
1 73. Bir kişiye hediye verilince beraberinde oturanların da ona
ortak olacakları hususunda bir hadis yoktur.532

,,. Elbant. Dalfe, V53. Afalla ilgili hadislerin değerlendirmesi hususunda bkz. Şerkav1, es­
Safiyyetu ve1-Ahl, s. 89-102; Huveynl, Cunnetu1-Murtab, V59-76; Abdullah, lbnu'l-Cevzt
ve Terbiyyetu1-Ahl, s. 18-24.
m Alost'den nakleden Ebo Şehbe, lsraıliyydt, s. 29 1 .
"' Beyhaki. Şuab, VIV14.
"' Bkz. İbn Teymiyye, Minhııcıü-Sunne, IV/l 16, 1 18. İbn Teyrniyye Aranılere ceza olarak ya-
pılanlan da kesin bilgi olarak değerlendirir.
""' Bkz. İbn Abdilber. Temhıd, 11V318.
"' Bkz. Abdumzı:dh, VIV390-l ; İbnu'l-Cevzt, nel, IV144-5, rakam: 1046-7.
m Bkz. Ukaylt, Duafd, IV/328, rakam: 1934; lbnu1-Cevzt, Mevdadı, 11V296, rakam: 1527
(Boyacılar tahkiki).
KİTABİYAT*

Abdullah, Abdurrahman Salih, tbnu1-Cevzr ve Terbiyyetu1-Akl, Mekke-


1986
Abdurrezzak, Ebabekr es-San'ant (ô. 2 1 1/826), el-Musannef, hzr.
Habtburrahman el-A'.zamt, I-Xl+Fihrist, Tsz.-Ysz.
el-AclOnt, İsmail b. Muhammed (ö. 1 16211652), Keefu1-Hafd ve Muztlu1-
flbds amme'ştehera mine'l-Ehddt.si ald Elsineti'n-Nds, l-ll, Beyrut-
1351
. Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855), el-Musned, hzr. Abdullah Muhammed ed­
Dervtş, I-X+I-II Fihrist, Beyrut-1 99 1
__ , el-Musned, hzr. Ahmed Muhammed Şakir, I-XX, Kahire-1980
__ , Musnedu1-1mdm Ahmed b. Hanbel, thk. Şuayb el-AmaOt vd., l-L,
Beyrut-1998
el-Alat, Eba Satd Halt! b. Keykeldt (ö. 761/1360), en-Nakdu's-Sahih li md
U'tuıida aleyhi min Ehddtsi1-Mesdbrh, hzr. Mahmud Satd Memdah,
Beyrut-1990
el-Alası, Ebu'l-Fadl Şihabuddtn (ö. 1270/1853), Rahu1-Mednt ft Tefstıi1-
Kur'dni1-Azrm ve5-Seb'i1-Mesdnt, l-XXX, Daru'l-Fikr, Beyrut-Tsz.
el-Amir'i, Ahmed b. Abdilker'im el-Cazzt, el-Ceddu1-Hasis ft Beydni md Leyse
bi Hadisin, hzr. Ebtı Abdirrahman Fevvaz, Beyrut- 1997
el-Ayni, Mahmud b. Ahmed (ö. 85511451), el-Bindye fı Şerhi'l-Hiddye,
Beyrut- 1990
Badıllı, Abdulkadir, Risale-i Nur'un Kudst Kaynaklan, İst.- 1 992
el-Bağdadt, Abdulkahir b. Tahir (429/1037), el-Fark beyne1-Firak, hzr. Mu­
hammed Muhyiddin Abdulhamid, Beyrut-1990
el-Belazur'i, Ahmed b. Yahya (ö. 279/892), Ensdbu1 Eşraf, hzr. Muhammed
Hamidullah, Daru'l-Mearif, Mısır-Tsz.
el-Beyhaki, Ebabekr Ahmed b. el-Huseyn (ö. 458/1066), Azdbu'l-Kabr ve
Sudlu1-Melekeyn, hzr. Said el-Lehham, Beyrut-1991
__ , Deldilu'n-Nubuvve ve Ma'ıifetu Ahvdli Sdhibi'ş-Şerta, hzr. Abdulmu'ti
Kal'aci, I-VII, Beyrut- 1985 (Delailu'n-Nubuvve)
__ , el-Esmd ve's-Sıfdt, hzr. Abdullah bin Muhammed el-Haşidi, l-ll,
Cidde-1993

• Çalışmamızda istifade ettiğimiz kitaplar genelde yeni baskılar olmakla birlikte, bunlarda
eski baskılara tekabül eden sayfa numaralan kenarlarda verilmiştir. Biz kenarlarda veri­
len sayfa numaralannı goz Onünde bulundurduk. Bu yolu benimsememiz, ellerinde ye­
ni baskı bulunmayanlara kolaylık saglayacakıır. Aynca araştıncılara yardımcı olması için
eser sahiplerinin vefat tarihlerini de vermeye gayret ettik.

89
90
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

__ , el-l'tikdd, hzr. es-Seyyid el-Cumeyli, Beyrut- 1988


__ , Kitdbu'd-Deavdti'l-Kebir, hzr. Bedr b. Abdillah el-Bedr, Kuveyt-
1989
__ , Kitdbu Feddili7-Evkdt, hzr. Adnan Abdurrahman Mecid el-Kaysi,
Mekke-1990
__ , Kitdbu'l-Kadd ve'l-Kader, (Beyhaki ve Kitabu'l-Kaza ve'l-Kader'i adıy­
la) hzr. Nuri Topaloğlu, basılmamış tahkik çalışması, İzmir- 1998
__ , Ma'rifetu's-Sunen ve'l-Asar, hzr. Abdulmu'ti Emin Kal'act, 1-XV,
Kahire-1991 (Ma'rife)
__ , es-Sunenu'l-Kubrd, hzr. Muhammed Abdulkadir Ata', 1-XI, Beyrut-
1 994 (el-Beyhaki)
__ , es-Sunenu's-Sugrd, hzr. Abdulmu'ti Emin Kal'aci, 1-IV, Karaçi-1989
(Suğra)
__ , Şuabu'l-lmdn, hzr. Muhammed es-Said b. Besyoni Zağlol, 1-IX,
Beyrut-1 990 (Şuab)
Bican, Yazıcıoğlu Ahmed, Envdru'l-Aşikin, sadeleştiren: Mehmed Figani,
İst.-1970
el-Buhari, Muhammed b. İsmail b. İbrahim (ö. 256/870), el-Edebu7-Mufred,
hzr. Muhammed Abdulkadir Ata', Beyrut- 1990
__ , Kitdbu't-Tdrthi'l-Kebir, 1-Xll, Daru'l-Fikr, Beyrut-Tsz. (Kebtİ:)
__ , Sahihu'l-Buhdrt, hzr. Abdulaziz b. Abdillah b. Baz, 1-VIll+Fihrist,
Beyrut-1991 (el-Buhart)
el-Busırt, Ahmed b. Ebibekr (ö. 840/1436), Zevdidu lbn Mdce ale'l-Kutubi'l­
Hamse, hzr. Muhammed Muhtar Huseyn, Beyrut-1993
el-Cahız, Ebu Osman Amr b. Bahr (ö. 255/869), Kitdbu'l-Hayevdn, 1 VII, -

Beyrut-2003
Cami, Abdurrahman b. Ahmed (ö. 898/1493), Nakdu'n-Nusas fi Şerhi
Nakşi'l-Fusas , Tahran-1370
Canan, İbrahim, Hadis Külliyatı Kütiıb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, 1-XVIll,
Ankara-1988
Carullah, Musa, Kur'an-Sünnet llişkisine Farklı Bir Yaklaşım Kitdbu's-Sünne,
trc. Mehmet Görmez, Ankara-1 998
el-Cevrekani, el-Huseyn b. İbrahim (ö. 54311 148), el-Ebdtil ve7-Mendkir
ve's-Sıhdhi ve'l-Meşdhir, hzr. Abdurrahman Abdulcebbar el-Fertvai,
1-11, Benaris- 1 983
Cihan, Sadık, Uydurma Hadislerin Doguşu Siyasi ve Sosyo-Politik Olaylarla İl­
gisi, Samsun-1996
ed-Darekutni, Ebu'l-Hasan Ali b. Ömer (ö. 385/995), el-llelu'l-Vdride fi'l­
Ehddisi'n-Nebeviyye, thk. Mahfuzurrahman Zeynullah es-Selefi,
1-IX, Riyad- 14 1 4 (İle!)
__ , Sunenu'd-Ddrekutni, hzr. Ebu't-Tayyib Muhammed Abadi, 1-lV,
Beyrut-1993 (ed-Darekutni)
ed-Darimi, Abdullah b. Abdirrahman es-Semerkandi (ö. 255/868) , Sunenu'd­
Ddrimi, hzr. Fevvaz Ahmed Zemreli, Halid es-Seb' el-Alemi, 1-11,
Beyrut-1987
ed-Deylemi, Şiruveyh b. Şehredar (ö. 50911 1 1 5), Kitdbu Firdevsi'l-Ahbdr,
hzr. Fevvaz Ahmed Zemreli, Muhammed el-Mu'tasımbillah el­
Bağdadi, 1-V, Beyrut- 1987
91
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

ed-Dihlevi, Abdulaziz (ö. 123911823), el- Ucaletu'n-Nafia, hzr. Abdurreşid


b. Abdilaziz Ezhar es-Selefi, Hanival-1975
ed-Dumeyni, Misfir Garamullah, Mekdyisu Nakdi Mutanü-Sunne, Riyad-
1984
Ebü Davüd (ö. 275/888), Sunenu Ebi Davad, hzr. Kemal Yüsuf el-Hüt,
1-ll+Fihrist, Beyrut- 1988
Ebü Gudde, Abdulfettah (ö. 1997), Mevzu Hadisler, trc. Enbiya Yıldırım,
ist.- 1995
Ebü Nuaym, Ahmed b. Abdillah el-Esbehani (ö. 430/1039), Hilyetu'l-Evliya
ve Tabakatu'l-Esfiya, 1-X+Fihrist, Daru'r-Reyhan li't-Turas, Kahire­
Tsz.
Ebü Şehbe, Muhammed b. Muhammed, el-lsrailiyyat ve'l-Mevdaatfi Kutubi't­
Tefsir, Kahire- 1408
Ebu'ş-Şeyh, Abdullah b. Muhammed el-Esbehani (ö. 369/979), Kitabu1-
Azame, hzr. Muhammed Faris, Beyrut-1994
Ebü Ya'la, Ahmed b. Ali (ö. 307/9 19), Musnedu Ebi Ya'la el-Mevsıli, hzr. Hu­
seyn Selim Esed, 1-XVI, Beyrut-1 989
Efendioğlu, Mehmet, Arap Olmayan Sahabiler, basılmamış yüksek lisans te­
zi, İst.-1991
el-Elbani, Muhammed Nasıruddin (ö. 1999), Daifu Suneni Ebi Davud, 1-ll,
Kuveyt-2002
__ , (Muhammed Zuheyr eş-Şavtş ile birlikte), Musacele İlmiyye beyne1-
1mameyni'l-Celileyn el-1zz b. Abdisselam ve'bni's-Salah havle Salati'r­
Regdb el-Mubtedea, Beyrut- 1405
__ , Silsiletu'l-Ehddisi'd-Daife ve'l-Mevdaa ve Eseruha's-Seyyiu fi1-Umme,
1-IV, Riyad-1 988 (Daife)
__ , Silsiletu'l-Ehadisi's-Sahiha ve Şey'un min Fıkhıhd ve Fevaidihd, 1-V,
Riyad- 1991 (Sahiha)
__ , et-Ta'likdtu'l-Hısan ala Sahihi İbn Hibbdn, 1-Xll, Cidde-2003
Emini, Mevlana Muhammed Taki, Haaıs Kd Dirayeti Mi'yar, Karaçi-1 986
el-Emir el-Kebir, Muhammed (ö. 1 232/181 7), en-Nuhbetu1-Behiyye fi 'l-
Ehddisi'l-Mekzabe ala Hayri'l-Beriyye, hzr. Zuheyr eş-Şavtş, Beyrut-
1988
el-Ensari, Muhammed b. el-Feyz (ö. 6 1 6112 19), Kitabu1-Hizbi1-Makbal min
Ehaaısi'r-Rasal, hzr. Halid Abdulfettah Şibl, Beyrut-1995
el-Esnevi, Abdurrahim b. el-Hasan, Nihdyetu's-Sal fi Şerhi Minhdci'l-Usal,
1-lV, Alemu'l-Kutub, Ysz.-Tsz.
el-Eş'ari, Ebu'l-Hasan Ali b. İsmail (ö 324/936), el-İbane an Usali'd-Diyane,
hzr. Abbas Sabbağ, Beyrut- 1 994
Fahri, Macid, İslam Ahlak Teorileri, trc. Muammer İskenderoğlu, Atilla Ar­
kan, İst.-2004
Fazlur Rahman (ö. 1409/1 988), Tarih Boyunca tslami Metodoloji Sorunu, trc.
Salih Akdemir, Ankara-1995
Fellate, Ömer b. Hasan Osman, el-Vad'fi'l-Hadis, 1-III, Beyrut- 1981
el-Fetteni, Muhammed Tahir b. Ali (ö. 986/1578), Tezkiretu1-Mevdaat,
Emin Demec neşri, Beyrut-Tsz.
el-Firüzabadi, Muhammed b. Ya'küb (ö. 8 1 7/1414), Sifru's-Sadde, hzr. Ha­
lil el-Meys, Beyrut- 1986
92
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

el-Gazalı, Muhammed b. Muhammed (ô. 50511 1 1 1), 1hydu ınami'd-Dtn,


I-V, Beyrut-1992 (ihya)
el-Gazalı, Muhammed (ô. 1416/1996), es-Sunnetu'n-Nebeviyye beyne Ehli1-
Fıkh ve Ehli'l-Hcutıs , Kahire-1992 (Sunne)
el-Geylanı, Abdulkadir (ô. 561/ 1 1 66), el-Gunye li Talibr-Tariki1-Hak, l-ll,
Daru'l-Elbab, Dimaşk-Tsz.
el-Cumart el-Haseni, Ebu'l-Feyd Ahmed b. Muhammed (ö. 1380/1960),
el-Hiddye ft Tahrici Ehddrsi'l-Biddye, hzr. Yusuf Abdurrahman el­
Mar'aşlı, Adnan Ali Şellak, I-Vlll, Beyrut-1987
el-Hakim et-Tirmizi, Ebıl Abdillah Muhammed (ö. 320/932), Nevddiru'l­
Usal ft Ma'rifeti Ehddrsi'r-Rasal, hzr. Mustafa Abdulkadir Ata', I-ll,
Beyrut-1992
el-Hakim en-Neysabü.rt, Muhammed b. Abdillah (ö. 405/1014), el-Medhalfr
Usali1-Hadrs , (Ahmed Abduşşaft'nin tahkikiyle basılan el-Mendru1-
Muni.fin sonunda), Beyrut-1988 (Medhal)
__ , el-Mustedrek ale'.s-Sahrhayn, hzr. Mustafa Abdulkadir Ata',
I-IV+Fihrist, Beyrut-1990 (Mustedrek)
Halef, Necm Abdurrahman, es-Sındatu'l-Hadrsiyye fi'.s-Suneni'l-Kubrd,
Mansure-1992
el-Haşimi, Sa'di, Eba Zur'a er-Razi ve Cuhaduhafi'.s-Sunneti'n-Nebeviyye, l-Ill,
Medine-1989
el-Hatib el-Bağdadı, Ebübekr Ahmed b. Ali (ö. 463/1071), el-Cami' li
Ahldki 'r-Rdvi ve Addbi'.s-Sdmi', hzr. Muhammed Accac el-Hatib,
Beyrut- 1991 (Cami')
__ , Şerefu Ashdbi'l-Hadts, hzr. M. Said Hatiboğlu, Ankara- 1991
__ , Tdrihu Bagddd, l-XIX+Fihrist, Daru'l-Kutubi'l-İlmiyye, Beyrut- Tsz
Hatiboğlu, M. Said,
__ , Müslüman Kültürü üzerine, Ankara-2004
Hatip, Abdülaziz, Kur'an ve Hikmet lşıgında Cevşen Şerhi, İst.-2010
el-Herevi, Ali b. Sultan Muhammed el-Kart (ö. 101411605), el-Hazer ft
Emri'l-Hadir, hzr. Muhammed Hayr Ramazan Yusuf, Dimaşk- 1991
el-Heysemı, Ali b. Ebibekr (ö. 807/1404), Kitdbu Mecmei'l-Bahreyn ft
Zevdidi 'l-Mu'cemeyn, hzr. Abdulkuddüs b. Muhammed Nezir,
l-Vlll+Fihrist, Riyad-1992
__ , Mecmeu'z-Zevdid ve Menbeu1-Fevdid, l-X, Daru'l-Kutubi'l-ilmiyye,
Beyrut- Tsz (Mecmeu'z-Zevaid)
el-Heytemi, Ahmed Şihabuddin b. Hacer (ö. 97411566), el-Fetdva1-
Hadisiyye, Kahire- 1989
__ , Tathlru1-Cindn ve'l-LJsdn (es-Savdiku1-Muhterika'yla beraber),
Beyrut-1993
el-Hindi, Ali el-Muttaki (ô. 975/1567), Kenzu1- Ummalfi Suneni'l-Akvdli ve1-
Efal, hzr. Bekri Hayyanı, Safvet es-Seka, I-XVIII, Beyrut-1993
el-H1lt el-Beyrütl, Ebu Abdillah Muhammed b. Derviş (ö. 1276/1859),
Esne'l-Metcilib ft Ehddrse Muhtelifeti1-Merdtib, hzr. Abdurrahman
Muhammed b. Derviş el-Hüt el-Beyrütl, Beyrut- 1991
el-Huveynı el-Eseri, Ebü ishak, Cunnetu'l-Murtdb bi Nakdi1-Mugnt ani'l-Hifzi
ve1-Kitdb, I-ll, Beyrut- 1987
93
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

el-Irakt, Abdurrahirn b. el-Huseyn (ö. 806/1403), Kitabu Tarhi't-Tesrtb fr


Şerhi't-Takrtb, I-VIII, Beyrut-1992
İbn Abdilber, Ebo Ôrner YOsuf (ö. 463/1071), el-lstizkdrel-Cdmiu li Mezdhibi
Fukahdi1-Emsdr (el-Mektebetu'ş-Şarnile programı)
__ , et-Temhid li md fi'l-Muvattai mine1-Mednf ve'l-Esdnid, I-XXVI, hzr.
heyet, Fas- 1990
İbn Adiy, Ebo Ahmed el-Curcant (ö. 365/975), el-Kdmil fi Duafdi'r-Ricdl,
hzr. Suheyl Zekkar, Yahya Muhtar Gazzavt , I-VIII, Beyrut- 1988
İbn Arrak, Ali b. Muhammed el-Kinant (ö. 963/1 556), Tenzthu'ş-Şerta ani1-
Ehddisi'ş-Şeniati1-Mevdua, hzr. Abdulvehhab Abdullattf, Abdullah
Muhammed es-Sıddik, I-II, Beyrut- 1981
İbn Balaban, Alauddin el-Farisi (ö. 739/1338), el-lhsdn ft Takribi Sahihi İbn
Hibbdn, hzr. Şuayb el-Arnavut, I-XVIII, Beyrut-199 1
İbn Ebi Hatim, Abdurrahman b. Muhammed b. Ebi Hatim er-Razi (ö.
327/939), nelu'l-Hadis, I-II+Fihrist, Beyrut-1985
__ , Kitdbu1-Cerh ve't-Ta'drl, 1-IX, Daru'l-Kutubi'l İlrniyye-Beyrut (1952
Haydarabad baskısından ofset) (Kitabu'l-Cerh)
İbn Ebi Şeybe, Abdullah b. Muhammed (ö. 235/849), el-Musanneffi1-Ehddisi
ve1-Asdr, hzr. Said Muhammed el-Lehharn, I-IX, Beyrut-1989
İbn Hacer el-Askalani, Ahmed b. Ali (ö. 852/1448), Bulugu1-Merdm min
Edilleti1-Ahkdm, hzr. Semir b. Emin ez-Zuhrı:, Riyad-2003
__ , Fethu1-Bdrt bi Şerhi Sahrhi1-Buhart, hzr. Abdulazlz b. Abdillah b.
Baz, I-XV+Fihrist, Beyrut- 1993 (Fethu'l-Barı:)
__ , el-lsabe ft Temytzis-Sahdbe, hzr. Ali Muhammed el-Becavı:, l-VIII,
Beyrut-1992 (İsabe)
__ , el-Kavlu1-Museddedfi'z-Zebbi ani'l-Musned li1-1mam Ahmed, Beyrut-
1984 (el-Kavlu'l-Musedded)
__ , Lisdnu'l-Mtzdn, l-VII, Beyrut-1986
__ , el-Metdlibu1-Aliye bi Zevdidi1-Mesdnidis-Semdniye, hzr.
Hablburrahrnan el-A'.zarni, I-IV. Daru'l-Baz, Ysz.-Tsz. (el-Metalibu'l­
Aliye)
__ , Takrtbu't-Tehztb, hzr. Muhammed Avvarne, Dirnaşk-1992 (Takrtb)
__ , Tebyrnu'l-Aceb bi md Verede ft Fadli Receb, hzr. Ebo Esma İbrahim b.
İsmail Al Asr, Beyrut- 1 98 7
__ , Tehztbu't-Tehzrb, hzr. Mustafa Abdulkadir Ata', l•Xll, Beyrut-1994
(Tehztb)
__ , el-Telhtsu1-Habrr fi Tahrtci Ehddisi'r-Rdfii, l-V. Riyad-1 997 (Telhis)
__ , ez-Zehru'n-Nadir ft Hdli'l-Hadir, hzr. Salahuddtn Makbol Ahmed,
Yeni Delhi-1988 (ez-Zehru'n-Nadir)
İbn HaldOn, Abdurrahman b. Muhammed (ö. 809/1406), Mukaddimetu lbn
Haldun, hzr. Ali Abdulvahid Vafı, I-III, Daru Nehdati Mısr, Kahire­
Tsz.
İbn Hazın, Ali b. Ahmed el-Ende!Osi (ö. 456/1064), el-Fasl .fi1-Milel ve1-
Ehvdl ve'n-Nihal (el-Mektebetu'ş-Şarnile programı)
__ , Risdle fı'l-lmdme (Resdilu lbn Hazm içinde), hzr. ihsan Abbas, l-IV,
Beyrut- 1981
İbn Hibban, Ebo Hatim el-Bustt (ö. 354/965), Kitdbu'l-Mecrühin, hzr. Mah­
mud İbrahim zayed, I-III, Beyrut-1992 (MecrOhin)
94
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONUL.AR

__ , Kitdbu's-Sikdt, 1-IX, Dılru'l-Fikr, Beyrut-Tsz.


__ , Ravdatu'l-Ukald ve Nuzhetu1-Fudald, hzr. Muhammed Muhyiddin
Abdulhamid, Beyrut- 1977
İbn Himmat ed-DimaşkI (ö. 1 1 7511 761), et-Tenkit ve'l-lfM.e ft Tahrici EhM.Isi
Hdtimeti Sifri's-SeM.e, hzr. Ahmed el-Bezere, Beyrut-1987
İbn Huzeyme, Muhammed b. İshak en-NeysabQri (ö. 3 1 1/923), Sahihu lbn
Huzeyme, hzr. Muhammed Mustafa el-A'.zami, 1-lV, Beyrut- 1992
İbn Kayyım el-Cevziyye, Eba Abdillah Muhammed b. Ebibekr (ö. 75 1/1350),
el-Mendru1-Muniffi's-Sahihi ve'd-Daif, hzr. Abdulfettah Eba Gudde,
Mektebetu'l-Matbaati'l-İslamiyye, Beyrut-Tsz. (Menar)
__ , Zddu1-MeddfI Hedyi Hayri'l-lbdd, hzr. Şuayb el-AmaQt, Abdulkadir
el-Arnavut, 1-Vl, Beyrut-1992 (ladu'l-Mead)
İbn Kesir, Ebu'l-Fida (ö. 774/1372), el-Biddye ve'n-Nihdye, hzr. Ahmed Eba
Mulhim ve diğerleri, 1-XIV+Fihrist, Beyrut-1988 (Bidaye)
__ , Mendkıbu'l-lmdm eş-ŞdfiI, hzr. Halil İbrahim Molla Hatır, Riyad-
1992 (Menakıb)
__ , Tefsiru'l-Kur'dni'l-Azim, hzr. Muhammed İbrahim el-Benna ve diğer­
leri, 1-Vlll, Daru'ş-Şa'b, Kahire-Tsz. (Tefsir)
İbn Kudame el-Makdisi (ö. 689/1290), Muhtasaru Minhdci'l-Kasidin, hzr.
Abdurrezzak el-Mehdı, Beyrut-1995
İbn Mace, Muhammed b. Yezid el-Kazvini (ö. 275/888), Sunenu lbn Mdce,
Hzr. Muhammed Fuad Abdulbaki, 1-II+Fihrist, Daru'l-Kutubi'l­
İlmiyye, Beyrut -Tsz.
İbn Muflih el-Makdisi, Eba Abdillah Şemsuddin Muhammed (ö. 763/1 362),
el-Addbu'ş-Şer'iyye, hzr. Şuayb el-AmaOt, Ömer el-Kayyam, 1-lll,
Beyrut- 1 996
İbn Teymiyye, Takıyyuddin Ahmed (ö. 728/1 328), EhM.isu'l-Kussds, hzr.
Muhammed b. Lutfi es-Sabbağ, Beyrut- 1988
__ , el-Fetdva'l-Kubrd, hzr. Muhammed Abdulkadir Ata', Mustafa Ab­
dulkadir Ata', 1-Vl, Beyrut-1987
__ , lktizdu's-Sırdti'l-Mustakim Muhdlefu Eshdbi1-Cahim, hzr. Muham­
med Hamid el-Fakı, Daru'l-Kutubi'l-ilmiyye, Beyrut-Tsz. (İktiza')
__ , Mecmüatu'r-Resdili'l-Munlriyye, 1-V, Mısır- 1346
__ , Mecmüu Fetdvd Şeyhi1-lsldm Ahmed b. Teymiyye, tenib: Abdurrah­
man b. Muhammed el-Asımi, 1-XXXVII, Riyad- 1991 (MecmQu
Fetava)
__ , Minhdcu's-Sunneti'n Nebeviyye, 1-IV, Daru'l-Kutubi'l-ilmiyye, Beyrut­
Tsz. (Minhacu's-Sunne)
__ , es-Sdrimu1-Meslü1 ald Şdtimi'r-Rasül, hzr. Usam Faris el-Harsetani,
Beyrut-1994 (es-Sarimu'l-Meslal)
İbn Ruşd, Muhammed b. Ahmed el-Kunubi (ö. 595/1 198), Biddyetu'I Muc­
tehid ve Nihdyetu'l-Muktesid, hzr. Macid el-Hamevi, 1-IV, Beyrut-
1995
İbnu'l-Arabi, EbQbekr Muhammed b. Abdillah (ö. 543/1 148), Arizetu'l­
Ahvezj li Şerhi Sahihi't Tirmi.zl, 1-Xlll, Daru'l-Kitabi'l-Arabi, Beyrut­
Tsz.
İbnu'l-Attar, Alauddin, Fetdva1-lmdm en-NevevI, hzr. Muhammed el-Haccar,
Beyrut- 1990
95
SAHİH HADİS BULUNMAYAN KONULAR

ibnu'l-Cevzi, Ebu'l-Ferec Abdurrahman (ô. 597/1201), el-llelu'l-Mutenahiye


fi'l-Ehddt.si'l-Vahiye, hzr. irşa.du'l-Hak el-Esert, 1-II, Beyrut-1983
(İlel)
__, Kitdbu Ahkdmi'n-Nisa', hzr. Ziyad Hamdan, Beyrut- 1988
__ , Kitdbu'd-Duafa ve'l-Metriıkin, thk. Abdullah el-Katli, 1-lll, Beyrut-
1986 (Duafa)
__, Kitdbu'l-Kussds ve1-Muı:ekkirtn, hzr. Merlin S. Swanz, Beyrut-1971
(Kussas)
__ , Kitabu'l-Mevdaaı, 1-lll, Beyrut-1983 (Mevdüat)
__ , Kitdbu'l-Mevdaat mine1-Ehddisi'l-Merfüat, hzr. Nureddin Boyacılar,
1-lV, Riyad- 1997
__ , Kitdbu Zemmi1-Heva, hzr. Eymen el-Buhayrt, Beyrut-1988
__ , Menakıbu Bagdad, hzr. Muhammed Behcet el-Esert, Bağdad- 1 342
__ , Saydu'l-Hatır, hzr. Muhammed Abdurrahman Avad, Beyrut-1994
__, et-Tabsıra, hzr. Mustafa Abdulvahid, 1-ll, Kahire- 1970
__ , et-Tahktkft Ehaaısi1-Hilaf, hzr. Mes'ad Abdulhamid Muhammed es­
Sa'dent, 1-II, Beyrut-1994
__ , Zadu1-Mesir fi llmi't-Tefsir, hzr. Muhammed Zuheyr eş-Şav1ş ve di­
ğerleri, 1-IX, Beyrut- 1987 (zadu'l-Mesir)
İbnu'l-Esir, el-Mubarek b. Muhammed (ô. 606/1209), Camiu'l-Usal li
Ehddisi'r-Rasal, hzr. Abdulkadir el-Arnavut, 1-Xl, Beyrut-1983
İbnu'l-Humam, Kemaluddin Muhammed b. Abdilvahid (ô. 681/1282),
Fethu'l-Kadir, 1-X, Daru'l-Fikr, Beyrut-Tsz.
İbnu'l-Mulakkin, Ömer b. Ali (ö. 80411401), Gayetu's-Sal fi Hasaisi'r-Rasal,
hzr. Abdullah Bahruddin Abdullah, Beyrut-1993
ibnu's-Salah, Ebü Amr eş-Şehrezürt (ô. 643/1245), Fetava lbni's-Salah fi't­
Tefsir ve1-Hadis ve'l-Usal ve'l-Fıkh, hzr. Abdulmu'tt Emin Kal'aci,
Kahire- 1983
el-İdi, Ahmed b. Abdillah (ö". 261/875), Ma'rifetu's-Sikdt, hzr. Abdulhalim
Abdulazim el-Bestev1, 1-ll, Medine-1985
islamoğlu, Mustafa, Üç Muhammed İki Tasavvur Bir Gerçek, İst.-2000
İzmirli, İsmail Hakkı (ô. 1946), Mustasvife Sözleri mi Tasavvufun Zaferle-
ri mi, İst.-1341
__ , Siyer-i Celile-i Nebeviyye, İst.-1 332
el-Kandehlev1, Muhammed Yusuf, Hayatu's-Sahdbe, 1-lV, Kahire- 1987
el-Kandehlev1, Muhammed Zekeriyya, Evcezu1-Mesalik ila Muvattai Malik,
1-XV, Beyrut-1989 (Evcezu'l-Mesalik)
el-Kannüci, Sıddik Hasan Han (ô. 1 307/1890), el-lzaa li md Kdne ve ma
Yekanu beyne Yedeyi'.s-Sda, Beyrut- 1986
el-Karadav1, Yüsuf, Keyfe Neteamel mea'.s-Sunneti'n-Nebeviyye Mealim ve
Devdbit, Mansüre-1990
el-Kart, Ali b. Muhammed (ô. 1014/1605), el-Esraru'l-Merfaa fi'l-Ahbdri'l­
Mevdaa, hzr. Muhammed Lutfi es-Sabbağ, Beyrut-1986 (Esrar)
__ , Fethu Bdbi'l-lnaye bi Şerhi Kitdbi'n-Nukdye, hzr. Abdulfettah Ebü
Gudde, Halep- 1967 (Fethu Babi'l-inaye)
__ , el-Masna'fi Ma'rifeti'l-Haaısi1-Mevda', hzr. Abdulfettah Ebü Gudde,
Mektebu'l-Matbüati'l-İslamiyye, Beyrut-Tsz. (Masnü)
96
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

__ , Mirkdtu 1-Mefdtth Şerhu Mişkdti'l-Mesdbth, hzr. Sıdki Muhammed


Cemil el-Attar, I-XI, Beyrut-1994 (Mirkat)
__ , Şerhu'ş-Şifd, l-ll, Daru'l-Kutubi'l-ilmiyye, Beyrut-Tsz.
el-Kasani, Eb1lbekr b. Mes'1ld (ö. 587/1 191), Beddiu'.s-Sandi'fi Tertibi'ş-Şerdi'
(el-Mektebetu'ş-Şamile programı)
el-Kavukci, Ebu'l-Mehasin Muhammed b. Halil (ô. 1 305/1887), el-Lu'luu'l­
Mersa' ft md Ld Asle Leh ev bi Aslihi-Mevda', hzr. Fevvaz Ahmed
Zemreli, Beyrut-1994
Kaya, Hamit, Şehirlerin Fazileti ile flgili Hadisler, basılmamış yüksek lisans
tezi, Ankara-1993
el-Keşmiri, Muhammed Enver Şah (ö. 1352/1933), Feyzu'l-Bdri Ala Sahihi1-
Buhdri, I-Vl, Beyrut-2005
Kırbaşoğlu, M. Hayri, Alternatif Hadis Metodolojisi, Ankara-2002
el-Kudsi, Husamuddin, lntikddu'l-Mugnt ani'l-Hıfzi ve'l-Kitdb bi Kavlihim
Lem Yasihha Şeyun mine1-Ehddtsi ft Haze'l-Bdb, Dimaşk-1925
el-Kurtubi, Ahmed b. Ömer (656/1258), el-Mufhim li md Eşkele min Telhisi
Kitabi Müslim, hzr. Muhyiddtn Dtb Mesto vd; I-VII, Beyrut- 1 996
(Mufhim)
el-Kurtubi, Muhammed b. Ahmed (ô. 671/1272), el-Cami' li Ahkami1-
Kur'dn, I-XXII, Tsz.-Ysz. (Cami')
el-Kuzai, Muhammed b. Selame (454/1062), Şihdbü'l-Ahbdr Tercümesi, hzr.
Ali Yardım, İst.-1997
el-Ulekaı, Ebu'l-Kasım Hibetullah b. el-Hasan (ö. 418/1027), Şerhu Usali
l'tikddi Ehli'.s-Sunne ve1-Cemda, hzr. Ahmed b. Sa'd Hamdan el-
·
Gamidi, I-IX, Riyad-1994 (Şerh)
el-Leknev1, Ebu'l-Hasenat Abdulhay (ö. 1304/1887), el-Asdru'l-Merfaa fi'l­
Ahbdri1-Mevdaa, hzr. Muhammed b. Said Besyüni Zoğlol, Beyrut-
1984 (el-Asaru'l-Merf1la)
__ , el-Ecvibetu1-Fddıla li'l-Es'ileti1-Aşereti1-Kdmile, hzr. Abdulfettah Eb1l
Gudde, Beyrut-1994 (Ecvibe)
__ , Zaferu'l-Emdni bi Şerhi Muhtasari'.s-Seyyid eş-Şerif el-Curcdnf, hzr.
Abdulfettah Eb1l Gudde, Beyrut- 1416
el-Maarrt, Abdullah b. Suleyrnan (ö. 449/1057), el-Luzamiyyat, şerheden:
Musa Carullah, Kazan- 1 907
el-Makdisi, Ebu'l-Fadl Muhammed b. Tahir (ô. 507/1 1 1 3), Kitdbu Ma'rifeti't-
Tezkire fi'l-Ehdctıs i1-Mevdaa, Beyrut-1985
el-Mekkt, Eb1l Talib (ö. 386/996), Katu'l-Kulab, Daru Sadır, Ysz.-Tsz.
el-Mekki, İbn Ahmed (ö. 568/1 1 72), Mendkıbu Ebt Hanife, Beyrut- 1401
Mevdodt, Ebu'l-A:la (ô. 1399/1979), Meseleler ve Çôıümleri, trc. Yusuf Ka-
raca, I-V, İst.- 1990
el-Mevsıli, Eb1l Hafs Ömer (ô. 623/1226), el-Mugnı ani'l-Hıfz ve'l-Kitdb,
Kahire-1 342
el-Mizzi, Ebu'l-Haccac Y1lsuf b. Zeki (ö. 742/1341), Tehzibu1-Kemdl fi
Esmdi'r-Ricdl, hzr. Beşşar A'.vad Ma'r1lf, I-XXXV, Beyrut-1992
el-Mubarekf1lrt, Ebu'l-Ula Muhammed (ô. 1 353/1935), Tuhfetu1-Ahvezı bi
Şerhi Cdmii't-Tirmiz!, I-X, Beyrut-1990
el-MunM, Muhammed Abdurra1lf (1031/1622), Feydu1-Kadır, I-VI, Daru'l­
Fikr, Beyrut-Tsz.
97
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

el-Munziri, Ebo Muhammed Zekiyyuddtn (ö. 656/1258), et-Tergıb ve't­


Terhıb, hzr. Mustafa Muhammed Ammılre, 1-IV, el-Mektebetu'l­
Asriyye, Beyrut-Tsz.
Müslim, Ebu'! Huseyn el-Kuşeyrt (ö. 261/875), Sahıhu Mıislim, hzr. Mu­
hammed Fuad Abdulbakt 1-lV+Fihrist, Beyrut- 1 983
en-Nesat, Ahmed b. Şuayb (ö. 303/9 1 5), Sunenu'n-Nesdf, hzr. Mektebu
Tahktki't-Turasi'l-Arabt, 1-VIII+Fihrist, Beyrut-1992
en-Nevevi, Yahya b. Şeref (ö. 676/1277), Kitdbu'l-Mecma' Şerhu1-Muhezzeb
li'ş-Şlniz'i, hzr. Muhammed Neclb el-Mum, 1-XXlll, Mektebetu'l­
irşad, Cidde-Tsz. (MecmO')
__ , Ravzatu't-Tcilibin, hzr. Adil Ahmed, Ali Muhammed Muavviz, 1-VIII,
Beyrut- 1 992
__ , Sahıhu Mıislim bi Şerhi'n-Nevevı, Dciru'l-Kutubi1-tlmiyye,
1-XVIII+Fihrist, Beyrut-Tsz. (Şerh)
Nursi, Said (ö. 1380/1960), Mektubat, İst.-1990
__ , Münazarat, İst.-1992
__ , Sözler, İst.-1985
Nuaym b. Hammad (ö. 228/843), Kitdbu'l-Fiten, hzr. Semtr b. Emtn ez­
Zuheyrt, 1-II, Kahire-1991
Ôztıirk, Y. Nuri, Kur'cin'daki lslam, İst.-1992
er-Remli, Muhammed b. Ebi'l-Abbas (1004/1 596), Nihciyetu1-Muhtcic ilci
Şerhi'l-Minhcic (el-Mektebetu'ş-Şamile programı)
Rızaeddin b. Fahreddin (ö. 1355/1936), Dini ve lctimai Meseleler, hzr. ô.
Hakan Özalp, İst.-2007
es-SafOri, Abdurrahman b. Abdisselam es-Saforı (ö. 894/1489), Nuzhetu1-
Mecalis ve Muntehabu'n-Nefais, 1-II, Kahire-1283 (1866)
es-Sağant, el-Hasan b. Muhammed (ö. 650/1252), Mevdacitus-Sağcinl, hzr.
Necm Abdurrahman Halef, Beyrut- 1985
Saklan, Bilal, Ebu Bekir Muhammed el-Kelcibazi ve Macini'l-Ahbcir, basılmamış
çalışma, Konya-1991
Sakr, Abbas Ahmed; Abdulcevad Ahmed, el-Ehcidısu1-Mevdaa mine1-Ccimii1
Kebir ve'l-Ccimii'l-Ezher, Beyrut-1988
es-Savt, Ahmed el-Maliki (ö. 1 24111825), Hcişiyetus-Scivi ala Tefsiri'l­
Celcileyn, 1-VI, Beyrut- 1988
es-Seharenfori, Bezlu'l-Mechadft Halli Ebı Dcivad, hzr. Muhammed Zekeriyya
el-Kandehlevi, 1-XX, Beyrut-Tsz.
es-Sehavt, Ebu'l-Hayr Muhammed b. Abdirrahman (ö. 902/1496), el­
Fetciva'l-Hadisiyye, hzr. Ali Rıza b. Abdillah b. Ali Rıza, Beyrut-
1995
__ , Fethu'l-Muğts bi Şerhi Elfiyyeti1 Hadis li1-Ircik1, hzr. Ali Huseyn Ali,
1-IV, Daru'l-imam et-Taberi, Ysz.-1992 (Fethu'l-Muğ'is)
__ , el-Mekcisidu'l-Hasene fı Beycini Keslrin mine1-Ehcidtsi'l-Muştehira ale1-
Elsine, hzr. Ebu'l-Fadl Abdullah Muhammed es-Sıddık, Beyrut-
1986 (Mekasid)
Selvi, Dilaver; Yıldınm, Enbiya; Yıldız, Kemal; Yıldız, Ômer; Kur'an ve Sün­
net Işığında Rabıta ve Tevessül, İst.-1994
es-SemhOdt, NOruddin Ebu'l-Hasan (ö. 9 1 111505), el-Gummaz ale'l­
Lummaz, hzr. Muhammed Abdulkadir Ata', Beyrut-1986
98
SAHİH HADİS BULUNMAYAN KONULAR

es-Serahst, Muhammed b. Ebt Sehl (ö. 483/1090), el-Mebsut (el-Mektebetu'ş­


Şamile programı)
Sıddiql, Muhammad Zubayr, Hadts Edebiyatı Tarihi Me�ei, Tekamülü,
Husüsiyetleri ve Tenkidi, trc. Yusuf Ziya Kavakçı, İst.-1966
es-Sindi, Muhammed Haşim et-Tetevt, et-Tuhfetu'l-Merğübe fi Efdaliyyeti'd­
Duai Ba'de'l-Mektübe, (EbO. Gudde'nin yayına hazırladığı Seldsu
Resai! fi lstihbdbi'd-Dua içinde), Beyrtut-2004
Sofuoğlu, Cemal, Hadislerin Anlaşılmasındaki Güçlükler ve Bazı Problemler,
Uluslararası Birinci İslam Araştırmalan Sempozyumu, İzmir-1985,
s. 97- 1 12
es-Subki, Hcuddin Ebo. Nasr (ö. 77111369), Tabakatu'ş-Şafiyyeti'l-Kubra,
hzr. Mahmud Muhammed et-Tanahi ve Abdulfettah Muhammed el­
Hulv, 1-X+Fihrist, Cıze-1992
es-Suhreverdi, Omer b. Muhammed (ö. 632/1234), Kitdbu Avarifi'l-Mearif,
Beyrut-1983
es-SO.li, Ebubekr Muhammed b. Yahya (ö. 335/946), Edebu'l-Kuttdb, hzr.
Muhammed Behcet el-Eseri, Kahire-1341
es-Suyutt, Celaluddin Abdurrahman b. Ebibekr (ö. 9 1 1/1505), el-Camius­
Sagırft Ehddisi'l-Beşiri'n-Nez.tr, 1-ll, Beyrut- 1981 (el-Omiu'.s-Sağir)
__ , ed-Durru'l-Mensar fi't-Tefstri1-Mesar, 1-Vlll, Beyrut-1993 (ed-
Durru'l-Mens1lr)
__ , el-Havi li'l-Fetava, 1-ll, Daru'l-Kitiibi'l-Arabi, Beyrut-Tsz.
__ , el-Leali'l-Mesnaafi'l-Ehddisi'l-Mevdaa, 1-II, Beyrut-1983 (Leali)
__ , en-Nuketu'l-Bediat ale'l-Mevdaaı, hzr. Amir Ahmed Haydar, Daru'l-
Cinan, Ysz.-1991 (en-Nuketu'l-Bedıat)
__ , Sünnetin lslam'daki Yeri, trc. Enbiya Yıldınm, İst.-1992 (Sünnet)
__ , Tahz.fru'l-Havds min Ekdz.fbi'l-Kussds, hzr. Muhammed b. Lutfi es­
Sabbağ, Beyrut- 1984 (Tahztr)
eş-Şafii, Ebo. Abdillah Muhammed b. İdris (ö. 204/8 19), er-Risale, hzr. Ah­
med Muhammed Şakir, Daru'l-Kutubi'l-ilmiyye, Beyrut-Tsz.
Şerafeddin (Yaltkaya), "M., Gazali'nin Tevil Hakkında Basılmamış Bir Eseri",
Daruljunan llahiyat Dergisi, yıl: 1929, sayı: 1 1 , s. 46-58
eş-ŞerkM, Muhammed Abdullah, es-Safiyyetu ve'l-Akl, Beyrut- 1995
eş-Şevkani, Muhammed b. Ali (ö. 1 250/1834), el-Fevaidu'l-Mecmaa fi'l­
Ehddisi'l-Mevdaa, hzr. Abdurrahman b. Yahya el-Muallimi el­
Yemani, Beyrut-1987 (Fevaid)
__ , Neylu'l-Evtar Şerhu Munteka1-Ahbdr, 1-Vlll, Daru İhyai't-Turasi'l­
Arabi, Beyrut-Tsz. (Neylu'l-Evtar)
__ , es-Seylu'l-Cerraru1-Mutedeffik ala Hadaiki'l-Ezhilr, hzr. Mahmud İb­
rahim la.yed, 1-lV, Beyrut-Daru'l-Kutubi'l-ilmiyye
eş-Şeybani el-Eseri, Abdurrahman b. Ali, Kitabu Temyizi't-Tayyib mine'l­
Habis, Beyrut- 1985
eş-Şirbtni, Muhammed el-Hatib (ö. 977/1 570), Tefsiru'l-Hatib eş-Şirbini el­
Musemma bis-Siracu'l-Munir, hzr. İbrahim Şemsuddin, 1-IV, Beyrut-
2004
ŞükO.n, Ziya, Farsça-Türkçe Lügat, 1-lll, İst.-1984
et-Taberilni, Suleyman b. Ahmed (ö. 360/971), el-Mu'cemu1-Evsat, hzr.
Mahmud et-Tahhan, 1-Xl, Riyad-1995 (Evsat)
99
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

__, el-Mu'cemu7-Keblr, hzr. Hamdi Abdulmecid es-Silefi, 1-XXV (ara­


da bazı ciltler henüz bulunmuş değil), Dllru İhylli't-Turasi'l-Arabt,
Beyrut-Tsz. (Kebir)
et-Taberi, Ebo Ca'fer (ö. 310/922), Camiu'l-Beyan an Te'vili Ayi7 Kur'an,
1-XXX, Beyrut- 1988 (Cllmiu'l-Beyan)
__, Tehzıbu'l-Asar, hzr. Mahmud Muhammed Şakir, 1-IV. Dllru'l-Medeni,
Kahire-Tsz.
et-Tahavi:, Ebo Ca'fer Ahmed b. Muhammed (ö. 32 1/933), Şerhu Meani'l­
Asar, hzr. Muhammed Zuhri en-Neccar, 1-IV, Beyrut-1987
__ , Şerhu Muşkili7-Asar, hzr. Şuayb el-AmaOt, 1-XXVI, Beyrut- 1 994
(Muşkil)
Tanevi:, Eşref Ali (ö. 1943), Hadislerle Tasavvuf, trc. Zaferullah Daudi, Ah­
med Yıldırım, İst.- 1995
et-Tayalisi, Ebo Davad (ö. 204/8 19), Musnedu Ebl Davad et-Tayalisl, Dllru'l­
Ma'rife, Beyrut-Tsz
et-Tebrizi, Muhammed b. Abdillah el-Hatib (ö. 73711336), Mişkdtu7-
Mesablh, hzr. Said Muhammed el-Lehham, 1-III+Fihrist, Beyrut-
1991
__ , Mişkdtu'l-Mesdbıh, hzr. Muhammed Nasıruddin el-Elbllni, 1-III,
Beyrut-1985
et-Tehllnevi:, Zafer Ahmed el-Osmllni (ö. 1394/1974), l'lau's Sunen, 1-XVll,
İdllretu'l-Kur'lln ve'l-UlOmi'l-İslllmiyye, Karaçi-Tsz.
et-Tibi, el-Huseyn b. Abdillah (ö. 743/1342), Şerhu't-nbı ala Mişkdti'l­
Mesdbıh el-musemma bi'l-Kıişif an Hakaiki's-Sunen, hzr. Abdulgaffar
Muhibbullah ve diğerleri, 1-XII, Karaçi-1413
et-Tirmizl, Muhammed b. İsa (ö. 279/892), el-Camiu's-Sahıh, hzr. Kemal
YOsuf el-HOt, l+V, Beyrut-1987
el-Ubbi, Muhammed b. Halife el-Veştani (ö. 828/1425), Sahlhu Müslim mea
şerhihi'l-musemma ikmali tkmali'l-Mu'lim, hzr. Muhammed Salim
Haşim, 1-IX, Beyrut- 1 994
Uğur, Mücteba, "Sahih Dışında Kalan Zayıf ve Uydurma Rivayetlere Dair İki
Eser", Diyanet ti mi Dergi, Cilt: 32, sayı: 4, s. 3-24
el-Ukaylt, Muhammed b. Amr (ö. 322/934), Kitabu'd-Duafai'l-Kebır, hzr.
Abdulmu'ti Emin Kal'aci, 1-IV, Daru'l-Kutubi'l-ilmiyye, Beyrut-Tsz.
el-Vahidi, Ebu'l-Hasan Ali b. Ahmed (ö. 468/1093), Esbdb-ı Naza!, trc. Ne­
cati Tetik, Necdet Çağıl, İst.-Tsz.
Yakıt, İsmail, Hz:. Peygamber'i Anlamak, İst.-2003
Yardım, Ali, Mesnevi Hadisleri (Tesbit ve Tahric) , basılmamış öğretim üyeliği
yeterlilik tezi, Kayseri-1970
el-Yemllni, Muhammed b. el-Vezir (ö. 840/1436), el-Avdsım ve'l-Kavdsım
fi'z-Zebbi an Sunneti Ebi'l-Kdsım, hzr. Şuayb el-AmaOt, 1-IX, Beyrut-
1992
Yıldırım, Ahmet, Tasavvufun Temel Ôğretilerinin Hadislerdeki Dayanaklan,
Ankara-2000
Yıldırım, Enbiya, Hadisler ve Zihinlerdeki Sorular, İst.-201 1
Yusuf, Muhammed Hayr Ramazan, el-Hadır beyne7-Vakı' ve't-Tehvil, Dimaşk-
1994
1 00
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

ez-Zebtdt, Muhammed Murtaza el-Huseynt (ö. 1 205/1790), lthdfu's-Sddeti'l­


Muttehin, I-XIV, Beyrut- 1 989
ez-Zehebt, Muhammed b. Ahmed (ö. 748/1374), el-Muğni fi'd-Duafô., hzr.
N1lruddtn Itr, 1-II, Ysz.-Tsz. (Muğnt)
__ , MiZô.nu1-l'tidô.l ft Nahdi'r-Ricô.l, I-IV, hzr. Ali Muhammed el-BecM,
Daru'l-Fikr, Beyrut-Tsz. (Mtzan)
__ , Muhtasaru'l-Ebô.til ve'l-Mevdaô.t, hzr. Muhammed Hasan el-Cumart,
Beyrut- 1 993
__ , Siyeru A'lô.mi'n-Nubelô., hzr. Şuayb el-Ama1lt ve diğerleri, I-XXV,
Beyrut- 1 990 (Nubela)
__ , Tô.rthu1-lslô.m ve Vefeyô.tu Meşô.hiri ve'l-A'lô.m, hzr. Ömer Abdusselam
Tedm1lrt, I-XXXV, Beyrut- 1 994
__ , Terttbu1-Mevdaô.t li'bni'l-Cevzi, hzr. Kemal b. Besyont Zağlol, Beyrut-
1 994
__ , et-Tıbbu'n-Nebevi, hzr. Ahmed Rif'at el-Bedravı:, Beyrut- 1986
ez-Zemahşert, Carullah Mahmud b. Ömer (ö. 538/1 1 4 3), el-Keşşaf an
Hahô.ihi't-Tenzil ve Uyani'l-Ahvô.l fi vucahi't-Te'vtl, I-IV, Daru'l-Fikr,
Beyrut-Tsz.
ez-Zerkeşt, Bedruddin (ö. 794/ 1 392), el-lcô.be li iradi me'stedrehethu Aişe
ale's-Sahô.be, hzr. Said el-Efgant, Beyrut- 1 970
ez-Zeylat, Abdullah b. Y1lsuf (ö. 762/1361 ), Nasbu'r-Rdye li Ehô.disi'l-Hidô.ye,
I-IV, (Kahire 1357'den ofset) Mektebetu'r-Riyad el-Hadise
__ , Tahrtcu1-Ehô.disi ve1-Asô.r el-Vô.hıa fi Tefsiri'l-Keşşô.f li'z-Zemahşert,
hzr. Sultan b. Fehd et-Tubeyşt, I-IV, Daru İbn Huzeyme, Beyrut­
Tsz.
ez-Zuhaylt, Vehbe, lslô.m Fıkhı Ansiklopedisi, trc. heyet, I-X, İst.-1994
ez-Zurkant, Muhammed b. Abdilbakt (ö. 1 122/1 7 1 0), Şerhu'z-Zurhô.ni alô.
Muvattai'l-İmam Mô.lih, 1-IV, Beyrut- 1 990
DİZİN

A
Abbasoğullan 63 Beytu'l Makdis 32
abdal 43 Bilal 22
abdest azalan 23 Burak 72, 73
Abdulfettah EbQ Gudde 79 büyük alametler 82, 83
Abdulğani b. Said 2 1
Abdullah b . Mubarek 30 c
Abdullah b. Ubeyy 16 Cebrail 2 1
abraş 55 cehennem ehli 60
acve 32 Cehmiyye 67
ahiret günü 56, 57 cenaze namazı 32
Ahmed b. Hanbel 9, 28, 30, 32, 33, cennet ehli 53
34, 45, 47, 65, 70, 78, 79, 80, 83 Cevşen duası 3 1
Aişe (Hz.) 34, 55 Cuhfe 20
akıle 50
alaca hastalığı 5 5 D
Ali bin Ebi Talib 22 Darekutni 49, 84
Ali (Hz.) 16, 40, 43, 44, 50, 6 1 Deccal 82
Aliyyu'l-Kart 13, 40, 46, 47, 49, 50,
64, 74, 87 E
Allah: - kelamı 16; -'ın muradı 2 1 EbQ Abdillah Huseyn b. İbrahım el­
Amine (Hz.) 1 7 Cevrekani 10
ashab 5 7 Ebübekr (Hz.) 16, 36, 38 Ebü Hafs
Aşura günü 78 el-Mevsıli 32
avret yerleri 5 7 EbQ Hatim er-Razi 60
Ebu'l-Ferec Abdurrahman b. Ebi
B Ömer el-Makdisi 39
balın zekat miktarı 36 EbQ MahzQre 39
bedevi 39 Ebıı Ya'la 46, 64
Bedir Günü 41 ecir-i has 54
BenQ Haşim 1 6 ecir-i müşterek 54
BenO. Temim 1 6 Ehl-i Suffe 88
Besmele 14 Ehnüh 20
beyaz horoz 73 Eşariyye 67
Beyt-i Ma'mü.r 21 Ezan duası 2 1

101
102
SAHiH HADiS BULUNMAYAN KONULAR

F ismid 78
Farsça 59, 60 isra gecesi 19
Fatıma (Hz.) 1 6 İsrailoğullannın halleri 10
Fazlur Rahman 6 7 İstihaze kanı 49
İstimna 88
G İzz b. Abdisselam 3 1
Gazali 26
gusül 24, 29, 49 K
güvercin 73 Kaderiyye 67, 68
kahinler 55
H Kannüci 8 1
hacamat 55 Kasım b. Fadl el-Huddani 63
had cezası 38 kelami münakaşalar 14
hadis: - alimleri 9; - araştırmacılan kına 5 1
9; -in yorumu 33 Kırbaşoğlu, Hayri 7 5
Hafız İbn Dihye 40 Kırk hadis 45
hafi zikri 38 kıyamet alametleri 82
halku'l-Kur'an 83 Kisra'nın sarayı 1 7
Hamam 56; - suyu 58 kunut 28
Harac arazisi 36 Kur'an kıraati 29
Hasan-ı Basri 40 küçük alametler 82
Hatib Tebrizi 52
Hızır 40, 41, 42 L
Hindi 82 Leknevt 79
Hufaş ahalisi 36 lohusa kadın 50
Humeyra 55, 61
HurOf-i mukattaa 1 5 M
Huzeyfe 46 mahluk 16
Mecüsinin mirası 3 7
I Mekke'nin fethi 34
Iraki 53, 7 1 , 78, 79 Mekki 64
Menakıb 10
İ merfu hadis 22
İbn Abbas 58, 62, 85 Mescid-i Aksa 32
İbn Ebi Hatim 58 Mescid-i Haram 32
İbn Hacer 16, 3 1 , 35, 40, 45, 56, 57, meşhur hadisler 13
6 1 , 62, 65, 71, 79 Mevdüdi 42
İbn Huzeyme 28, 86 mevzu hadis 10, 1 3
İbn Mes'üd 22, 78, 79 mirac 20
İbn Teymiyye 28, 39, 43, 44, 79 Muaviye b. Sufyan 39, 6 1 , 63
İbnu'l-Cevzi 1 1 , 16, 4 1 , 49, 50, 65, Muaviye (Hz.) 44, 61
70, 76, 78, 79, 84, 85, 86, 87 Muhammed b. İdris 67
İbnu'l-Kayyım 13, 34, 44, 49, 5 1 , 52, munkatı 43
55, 64, 73, 74, 76, 78, 80, 86, 87 Murcie 67, 68
İbnu's-Salah 40, 42, 44 Musa 20, 4 1 , 59
İbrahim 20, 5 1 , 53 Muşmeil 32, 33
İdris 20, 42, 67 müneccim 55
İlyas 40, 42
İslam dünyası 75 N
İsmail b. Abdilmelik b. Refi' el-Küfi Nasıruddin el-Elbani 88
35 Nebiz 24
103
DİZiN

Nevevi: 24, 42 , 73, 75 Suyüti 1 1 , 33, 45, 5 1 , 66, 7 1 , 74,


nur denizi 21 5 1 , 66, 7 1 , 74, 77, 85, 86

ô ş
Ömer (Hz.) 16, 55, 6 1 , 8 1 , 88 Şam 43, 44
öşür 36 Şeyh Muhammed Hamid el-Faki 26
Şit 20
p
Peygamber'in (Hz.) hasa.isi 13 T
Taberani 65, 7 1 , 76, 78, 80, 86
R Talas Savaşı 59
Rabıta 38 taşlarla fal bakanlar 55
Rafıziler 55, 67 tavla oynamak 75
Rasulullah'ın: - hırkası 6 1 ; - ridası tesbih namazı 28
39 Tirrnizi 24, 34, 5 1 , 52, 84
rivayetin mevzuluğu 9 Türkler 58, 59

s u
sahih: - hadis 8, 9, 1 1 , 1 2 , 13, 19, Ukayli 28, 36, 48, 49, 50, 55, 65,
2 1 , 22, 23, 24, 27, 28, 29, 32, 36, 70, 78, 79, 83, 84, 87
37, 38, 45, 46, 50, 58, 6 1 , 70, 7 1 , Umeyyeoğullan 62 , 63
72, 7 3 , 74, 7 5 , 87; - rivayet 9 , 1 7 , Uveys el-Kareni 61
1 8 , 19, 22, 32, 88
Said Nursi 42 v
Sala.ten tuncina 1 9 Velehan 22
Salat-ı tefıiciye 1 8 vers bitkisi 36
salihu'l-hadis 84
sargılara meshetmek 24 y
sanğın fazileti 2 7 Yahya b. Main 9
satranç oynamak 75 Ye'cüc Me'cüc 82
sebeb-i nuzülu beyan 10
setr-i avret 25 z
Sevr Mağarası 38 Zebidi 7 1
Sıla-i rahim 37 Zehebi 33, 40, 59, 65, 70
Sindi 82, 83 Zemahşeıi 15
Siyah bayraklı ordu 85
Subhaneke duası 24
Suhreverdi 38

You might also like