You are on page 1of 5

Tarihçe

Yağlı güreşlerin tarihi 4500 yıldan öncesine


uzanmaktadır. Bulunan en eski kanıtlar M.Ö. 2650
yılına aittir. Antik Mısır'a ve Asur Krallığı'na ait
buluntular yaklaşık olarak aynı döneme aittir.
Efsaneye göre 1346 yılında Orhan Gazi'nin Rumeli'yi ele geçirmek için düzenlediği seferler
sırasında, büyük oğlu Süleyman Paşa 40 askerle Bizanslılar'a ait Domuzhisar'ın üzerine yürür.
Baskınla burasını ele geçirirler. Öteki hisarların da ele geçirilmesinden sonra, 40 kişilik öncü birlik
geri dönerler ve şimdi Yunanistan'ın topraklarında kalan Samona'da mola verirler. 40 cengaver
burada güreşe tutuşurlar. Saatlerce süren güreşlerde, adlarının Ali ile Selim olduğu rivayet edilen iki
kardeşin bir türlü yenişemedikleri görülür.

Daha sonra bir Hıdrellez gününde, Edirne yakınlarındaki Ahıköy çayırında aynı çift yeniden


güreşe tutuşurlar. Bütün bir gün güreşmelerine rağmen yine yenişemeyen kardeş pehlivanlar, gece
boyunca da mum ve fener ışığında mücadelelerini sürdürmeye devam ederler. Ancak solukları
kesilerek oldukları yerde can verirler.

Arkadaşları onları aynı yerdeki bir incir ağacının altına gömerek oradan ayrılırlar. Yıllar
sonra ise aynı yere gittiklerinde iki pehlivanın mezarlarının bulunduğu yerde gür bir pınar görürler.
Bundan sonra halk orada yatanların anısına o yöreye, "Kırkpınar" adını verirler.

I. Murad, Edirne'nin alınmasından sonra Edirne’de güreşçiler tekkesi kurmuş ve bundan


böyle de her sene güreş yapılması bir gelenek haline gelmiştir.

Bir başka iddiaya göre ise Kırpınar Güreşleri'nin tarihçesi çok daha öncesine dayanır. M.
Atıf Kahraman'ın aktardığına göre Sarı Saltuk Bizans'ın ve Bulgarların içinde bulunduğu
karmaşadan yararlanarak 1261'de Edirne'yi de Bulgarlardan aldı. Sarı Saltuk 40 yıl Edirne'de
kaldıktan sonra Dobruca'ya gitmek zorunda kaldı ve burada vefat etti. Bunun üzerine Bizans
hükümdarı Andronikos, oğlunu Edirne'ye vali yaptı. Bu iddiaya göre kendisi de bir pehlivan olan
Sarı Saltuk Osmanlılardan önce Kırkpınar Güreşleri'ni ilk düzenleyen kişidir.
Kırkpınarın Öğeleri
Ağa
Eskiden pehlivanları güreşe çağıran, yarışmaları düzenleyen, gelen konukları ağırlayan, yemek ve
yatacak yerlerini temin eden, örf ve adetlere uygun olarak güreşlerin yapılmasını sağlayan, ödüller
veren Kırkpınar Ağasıydı. Ancak şimdi ağanın saydığımız bu faaliyetlerinden büyük bir bölümü
Edirne Belediyesi'nce karşılanmaktadır.

Kıspet

Bazı yerlerde "Kisvet" de derler. Yumuşak deri dediğimiz vaketa, meşin vidala gibi nesnelerden
dikilirdi.

Kısbetin beli düz ve kıvrımlıdır. Bu kısma uçkur gibi kısbetin belini açıp kapamaya yarayan bir ip
geçirilmiştir. Buraya "Kasnak" derler. Bazı yerlerde de "Peşkavaz" denir. Kısbetin arka tarafı,
pehlivanın oturması için geniş yapılır. Fakat uyluk ve paçalar dardır. Bu paçalar baldırın üstünden
ip ile bağlanır. Paçalar, rakibin eli veya parmağı içeri girmesin diye sıkılır. Paça iç taraftan keçebent
denilen keçe parçası veya bez ile sarılır. Paçaya 'şiraze' de denir.

Pırpıt

Acemi ve kısbet alamayan pehlivanların giydiği kalın Amerikan bezinden yapılmış uzun paçalı
dona pırpıt denir.

Hakem

Eskiden birkaç eski pehlivan, bir-iki köy ağası veya güreşlerden anlayan birkaç kişi kurallara
aykırı iş yapılmasın diye güreş meydanının bir köşesine oturur, güreşleri kontrol ederlerdi.

Davul Zurna

Güreşi cazip kılar. Davul-zurna ekipleri Kırkpınar'dan birkaç gün önce şehirde dolaşarak halkı


şenliklere davet ederler. Davul ve zurna eşliğinde güreşçilere tutuş yapmaları için çağrı yapılır.
Cazgır

Güreşecek pehlivanların adlarını, sanlarını, oyunlarını seyircilere anlatan ve dualarını okuyan


adamdır. Cazgır güreşecek pehlivanları meydana sürer ve bu merasime yağlı güreşte "çıkış" adı
verilir.

Cazgırın Duası

Allah, Allah illallah

Hayırlar gele inşallah

İki yiğit çıkmış meydana

Birbirinden merdane

Pirimiz Hamza Pehlivan

Aslımız, neslimiz pehlivan

Altın Kemer

Kırkpınar başpehlivanına verilen, Kırkpınar'ın en büyük ödülüdür.


Kırkpınar'da başpehlivan olan güreşçi 1 yıl süreyle altın kemerin sahibi olur. Ancak aralıksız üç
yıl üst üste başpehlivan olan güreşçi altın kemerin sürekli sahibi olur.

Bu arada Kırkpınar Ağası da şehre gelişinde altın kemer takılarak karşılanmaktadır. Aralıksız


Üç yıl üst üste Kırkpınar Ağası olan kişi de altın kemerin sürekli sahibi olur. Bu kemere şimdiye
kadar Alper Yazoğlu ve Hüseyin Şahin sürekli sahip olmuştur.

Yağlanma

Güreşçiler, kavranmaları güç olsun diye yağlanırlar. Pehlivanlar, güreş meydanının uygun bir
yerinde yağ ve su ile doldurulmuş kazanların etrafında yağlanırlar. Güreş başladıktan
sonra pehlivanlar çayırda dolaşan yağcılardan diledikleri zaman yağ ve su alabilirler.

Zembil

Kısbet, zembil adı verilen ve sazdan yapılan bir torbada taşınır ve saklanır. Güreşi bırakan
pehlivan, zembilini duvara asmasından belli olur.
Kırmızı Dipli Mum

Kırkpınar'ın davet simgesi "Kırmızı Dipli Mum" dur. Önceleri şehirde ve köylerdeki kahvelere
kırmızı dipli mumlar asılarak oradaki halk Kırkpınar'a davet edilirmiş. Rivayete göre, "Seni kırmızı
dipli mumla mı çağırdılar" sözü de buradan gelmektedir.

Şalapur Bezi

Kırkpınar Er Meydanı'nda güreş tutan pehlivanlar, güreşirken yüzlerini ve gözlerini silmek


için salaşpur bezi kullanmaktadırlar.
KAYNAKLAR

1. Wikipedi. “Kırkpınar Yağlı Güreşleri” Son güncelleme 2020.

https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C4%B1rkp%C4%B1nar_Ya%C4%9Fl%C4%B1_G
%C3%BCre%C5%9Fleri

2. Kırkpınar. “Kırkpınarın Öğeleri” 2020.

http://kirkpinar.org/ogeler

You might also like