You are on page 1of 483

KUANTUM FİZİĞİ

Yazan: Prof.Dr. Fevzi APAYDIN

Hacettepe Üniversitesi
Fizik Mühendisliği Bölümü

I.Baskı, 2004 Ankara


VII

İÇİNDEKİLER

ı. TEMEL KAVRAMLAR (1-48)


1.1. Klasik Fizikte Atom ve Temel Parçacık Kavramı 2
1.2. Klasik Fizikteki Bazı Temel Değişmezler 6
1.2. ı. Işık Hızı (c)

1.2.2. Avagadro Sayısı ( N O )


1.2.3. Hidrojen Atomunun Kütlesi ( m H )
1.2.4. Temel Elektriksel Yük (e)
1.2.5. Elektriksel Yükün Kütleye Oranı (e/m)
1.2.6. Evrensel Gaz Değişmezi (R)
1.2.7. Boltzmann Değişmezi (k)
1.3. Klasik Fiziğe Ters Düşen Temel Olaylar 9
1.3.1. Siyah Cisim Işıması
1.3.2. Fotoelektrik Olayı
1.3.3. Compton Olayı
1.3.4. Bohr un Atom Modeli
1.3.5. Elektronlarla Girişim Olayı
1.4. Heisenberg Belirsizlik İlkesi 28
1.5. Dalga ve Parçacık Modellerinde Olasılık Kavramı 35
1.6. Kuantum Kuramı 38
1.7. Maddesel Dalga, Evre ve Grup Hızı 41
1.8. Bölümle İlgili Sorular 45
1.9. Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar 48

il. KUANTUM FİZİĞİNDE SCHRÖDİNGER KURAMI (49-100)


2.1. Schrödinger Dalga Denklemi 49
2.2. Olasılık Yoğunluğu 53
2.3. Schrödinger Kuramındaki Bazı İşlemciler 55
2.4. Zamandan Bağımsız Schrödinger Denklemi 58
2.5. Dalga Fonksiyonlarının Özellikleri 59
2.5.1. Bir Dalga Fonksiyonunun Yansırnışı
2.5.2. Dalga Fonksiyonlarının İç Çarpımı
2.5.3. . Dalga Fonksiyonlarının Toplartabilirliği
2.5.4. Dalga Fonksiyonlarının Birlenmesi ve Birbirine
Dik olması
2.6. Schrödinger Kuramındaki İşlemciler ve Özellikleri 63
2.6.1. Bir İşlemcinin Bir Dalga Fonksiyonuna Etkisi
2.6.2. Ôzdeğet Denklemi
2.6.3. Beklenen Değer
2.6.4. Konumun Beklenen Değeri
2.6.5. Beklenen Değerlerdeki Dağılganlık
2.6.6. Doğrusal İşlemciler
2.6.7. Hermitiyen İşlemciler
2.6.8. Hermitiyen İşlemcilerin Özfonksiyonları
2.6.9. Uyuşan ve Uyuşmayan İşlemciler
vm
2.6. 10. Hareket Değişmezi O!:ın f~Iemciler
2.7. Olasılık Genliği 81
2.8. Olasılık Akısı 83
2.9. Dalga Fonksiyonlarının Simetri Özelliği 85
2.lO. Kuantum Fiziğinde Dirac Gösterimi 87
2.11. Bölümle İlgili Sorular 96
2.12. Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar 100

III. . SCHRÖDİNGERDENKLEMİNIN ÇÖZÜMLERİ. .. (101-178)


3.1. Bağlı Olmayan Sistemlerde Schrödinger Denkleminin
Çözümü 102
3.2. Basamak Potansiyeline Doğru Gelen Bir Parçacık 107
3.2. l. E < U O Durumu
3.2.2; E > U O Durumu
3.3. Potansiyel Engeline Doğru Gelen Bir Parçacık 120
3.3.1. E < U O Durumu: x<O ve x>L Bölgelerinde Çözüm
3.3.2. E < U 0 Durumu: O<x<L Bölgesinde Çözüm
3.3.3. Tünel Olayı
3.4.Bağlı Sistemlerde Schrödinger Denkleminin Çözümü 127
3.4.1. Tek Boyutlu Sonsuz Potansiyel
Kuyusundaki Bir Parçacık
3.4.2. İki Boyutlu Sonsuz Potansiyel Kuyusundaki Bir
Parçacık
3.4.3. Üç Boyutlu Sonsuz Potansiyel Kuyusundaki Bir
Parçacık
3.4.4. Tek Boyutlu Sonlu Potansiyel Kuyusundaki Bir
Parçacık
3.5. Kuantum Salırucı 153
3.5. l. Tek Boyutlu Kuantum Salınıcı
3.5.2. Üç Boyutlu Kuantum Satımcı
3.6. Bölümle İlgili Sorular 172
3.7. Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar 177

IV. KUANTUM KURAMINDA AÇISAL MOMENTUM VE SPİN (179-249)


4.1. Klasik Dönme Hareketi 180
4.2. Dönme Hareketinde Schrödinger Denklemi 182
4.3. Bir Düzlem İçinde Oluşan Dönme Hareketi 188
4.4. Üç Boyutlu Uzayda Dönme Hareketi 192
4.4. l. 0 ve cp Değişkenlerine Bağlı Çözüm
4.4.2. r Değişkenine Bağlı Çözüm
4.5. Açısal Momentum Kuantumlanması 202
4.6. Açısal Momentum İşlemcileri ve Özellikleri 204
"2 ..
4.6. 1. L ve Lz İşlemlerinin Ôzketleri
. . .
4.6.2. Lx, Ly, Lz İşlemleri Arasındaki Uyuşum Bağıntıları
A2 A A A

4.6.3. L ile Lx, ·Ly, Lz Arasındaki Uyuşum Bağıntıları

._.,.r
IX

I\+ 1\-

4.6.4. L, L İşlemleri
I\+
it, m
1\-

4.6.5. L, L İşlemlerinin 1) Ketine Etkisi


" " 1\2 1\2
· 4.6.6. Lx, · Ly, Lx, Ly nin Beklenen Değerleri
4.7. Spin Açısal Momentun:ıu 224
4.8. 1/2 Spinli Parçacıklar 227
4.8. l. 1/2 Spinli Parçacıkların Spin Özellikleri
4.8.2. 1/2 Spinli Parçacıklarda Anti Uyuşum Bağlantısı
4.9. Kuantum Kuramında Toplam Açısal Momentum 234
4.10. Toplam Açısal Momentumda Bağlaşımsız ve Bağlaşımlı
Gösterim 238
4.11. Bölümle İlgili Sorular 243
4.12. Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar 248

v. KUANTUM KURAMINA GÖRE TEK ELEKTRONLU ATOM (250-344)


5 .1. Tek Elektronlu Atomda Schrödinger Denklemi 251
5.2. Tek Elektronlu Atomda Açısal Momentum 252
5.3. Schrödinger Denkleminin r ye Göre Çözümü 254
5.3.1. R(r) nin Küresel Simetrik Çözümü
5.3.2. R(r) nin Tam Çözümü
5.4. Tek Elektronlu Atomda Enerji Düzeylerindeki Çakışıklık 267-
5.4. 1. Elektronun Spininin Gözardı Edildiği Durum
5.4.2. Elektronun Spininin Gözardı Edilmediği Durum
5.5. Olasılık Yoğunluğu Dağılımı 271
5.6. Işımalı Geçişler-Seçim Kuralları 278
5.6.1. Tek Elektronlu Atomda Işımalı Geçişler
5.6.2. Seçim Kuralları
5.7. Tek Elektronlu Atomda Magnetik Moment 285
5.7.1. Yörüngesel Harekete İlişkin Magnetik Dipol
Momenti
5.7.2. Larmor Dönü Hareketi
5.7.3. Elektronun Spin Magnetik Momenti
5.8. Tek Elektronlu Atomda Toplam Açısal Momentum 295
5.9. Tek Elektronlu Atomda Spin Yörünge Etkileşmesi 300
5.10. Tek Elektronlu Atomda Göreli Etki 304
5.11. Tek Elektronlu Atomda İnce Yapı Yarılması 306
5.12. Tek Elektronlu Atomda g-çarpanı 312
5.13. Tek Elektronlu Atomda Magnetik Etkileşme 316
5.13.1. Normal Zeeman Olayı
5.13. 1. 1 Elektronun Spininin Gözardı Edildiği Durum
5.13. 1.2 Elektronun Spininin Gözardı Edilmediği Durum
5.13.2. Anormal Zeeman Olayı
5.13.3. Paschen-Back Olayı
5.14. Tek Elektronlu Atomda Aşın İnce Yapı Etkileşmesi 332
5.14.1. Çekirdeğin Magnetik Dipol Momenti
5.14.2. Aşın İnce Yapı Yarılması
5.15. Bölümle İlgili Sorular 338
5.16. Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar 343
X

VI. KUA1'ıl.JM KURAMINA GÖRE ÇOK ELEKTRONLU ATOM (J.$5-.ı33)


6.1. Merkezsel Alan Yaklaşımı 347
6.2. Özdeş Parçacık Simetrisi 351
6.3. Pauli Dışarlama İlkesi 357
6.4. Çok Elektronlu Atomlaın Taban Enerji Durumlarının Saptanması 358
6.5. Bağımsız Parçacık-Merkezsel Alan Modelinin İyileştirilmesi 363
6.6. LS Bağlaşımı 365
6.6. 1. Farklı Alt Kabuklardaki Elektronlar
6.6.2. Aynı Alt Kabuktaki Elektronlar
6.7. LS-Bağlaşımına Göre İnce Yapı Yarılması 373
6.8. Hund Kuralları 377
6.8.1. Enerji Durumlarının Sıralanışı
6.8.2. Yalnızca En Düşük Enerjili Enerji Durumunun Saptanması
6.9. jj-Bağlaşımı 384
6.10. Çok Elektronlu Atomlarda Işımalı Geçiş Kuralları 390
6.11. Çok Elektronlu Atomlarda Magnetik Etkileşme 391
6.12. Çok Elektronlu Atomlarda Aşın İnce Yapı Yarılması 394
6.13. Çok Parçacıklı Sistemlerin Dalga Fonksiyonlarının Taşıdığı Simetri
Özelliği 400
6.14. İki Elektronlu Atom: Helyum 410
6.14. 1. Helyum Atomunun Taban Enerji Durumu
6. 14.2. Helyum Atomunda Birinci Uyarılmış Enerji Durumu
6.15. X-Işınları 417
6.15.1. X-Işınlarının Oluşumu
6.15.2. Sürekli X-Işını Spektnımları
6.15.3. X-lşını Çizgi Spektrumlan
6.15.4. Madde İçinden Geçen x-Işınlannın Zayıflatılması ve
Soğurulması
6.16. Bölümle İlgili Sorular 428
6.17. Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar 432

VII. EKLER (434-470)


EK I. Belirsizlik ilkesi, Birbirini tamamlama ilkesi ve
Elektronlarla Girişim, Kuantum Yollan 434
EK il. Temel Değişmez Nicelikler 465
EKIII. Matematiksel Bağıntılar 466
EKIV. Hermite Polinomlnnın Bazı özellikleri 469
EKV. Tek Elektronlu Atomlarda Konumun Beklenen Değeri 470
DİZİN. (471-478)
I

TEMEL KAVRAMLAR

Çok yalın bir biçimde tanımlanırsa bilim, çevremizde olup bitenlerin


özel bir açıklama biçimidir. Bilim, temelde soru sormak ve çevremizde
oluşan olayların neden ve niçinini merak etmekle başlar. Çevremizde oluşan
ve ilk kez karşılaşılan bazı olaylar, bilimcilerce yadırganırlar ve alışılagelmiş
açıklamalara uymazlar. Bu durumda daha çok gözlem yapılır ve yadırganan
sorun daha derinlemesine ele alınır.
Çevremizde oluşan bir olay incelendiğinde ulaşılan sonuç o gün için
bilinen ve geçerli olan kavramlara ters düşmemelidir. Bulunan her yeni
kavram ve her yeni açıklama, birtakım önermeler içermelidir. Yani yeni bir
kuram, hem kabul edilebilir olmalı, hem de henüz gerçekleştirilmemiş
deneyler ve onlara dayalı yeni bilgiler içermelidir.
Bilimin bu tür özellikleri göz önüne alındığı zaman, 17 .asır
bilimcilerinin, hareket kavramını çok iyi biçimde inceledikleri söylenebilir.
Bu gün adına klasik fizik denilen bu bilim dalı, bilardo toplarından gök
cisimlerine kadar her şeyi kapsar. Newton mekaniği, olarak da bilinen bu
bilim dalı hareket kavramını; kuvvet, momentum ve ivme gibi niceliklerle
açıklar. Onun içerdiği ilkeler, günlük yaşamımızla iç içe olmu,ştur. Örneğin,
iki bilardo topunun çarpışmasından ne beklediğimizi biliyoruz. Yine, ayın ya
da güneşin ne zaman tutulacağını, Halley kuyruklu yıldızının dünyamızdan
ne zaman geçeceğini biliyoruz.
Klasik fizik ·doğayı makroskopik olarak inceler ve incelemeyi
yaparken makroskopik cismin en son yapısı üzerinde durmaz. Örneğin, katı
bir cisim incelenirken cismin bütün olarak hareketi göz önüne alınır ve onu
oluşturan bileşenlerin özellikleri üzerinde durulmaz. Klasik fiziğin belirgin
. özelliklerinden biri budur. Bu özellik, klasik fiziğe doğanın yaklaşık
yasalarını içemıe niteliği kazandırır.
Klasik fiziğin bir başka belirgin özelliği de olaysal (fenomenolojik)
kavramlar içermesidir. Bir olaysal kavram ya da kuram deneysel bulguları
bir takım sınırlı verilere dayanarak açıklamaya çalışır. Her şeye bir neden
2 Kııaııtııııı Fbği

bulma zorunluluğu yoktur. Ancak, yapılan açıklamaların bu) uh. bir doğruluk
içinde olması zorunludur.
Oysa. doğaya ilişkin olarak ileri sürülen bir kuram her şeyden önce
geneldir. Bir temel kuram, aksi açıklanmadıkça, doğrudur, tamdır ve
evrenseldir. Buna göre. olaysal bir kavram ya da kuram evrensel olmayabilir.
O, yalnızca doğadaki belli olaylar kesimi için geçerlidir.
- İlk kez karşılaşılan bir olay ile uğraşırken, önce çok basit bir durum
seçilir ve bu basit durum için, model kurmaya çalışılır. Model başarılı ise·
olaydan yana bir şeyler öğrenilir. Model başarılı değilse yine bir şeyler
öğrenilir. Burada önemli olan modelin yalnızca bir model olduğu ve fiziğin
tümünün bir modelle açıklanamayacağıdır.
Bütün bunlardan sonra akla gelen ilk soru, maddeyi incelemek için
oluşturulmuş tam bir klasik kuramın olup olmadığıdır. Ne· yazık ki bu
sorunun yanıtı hayırdır. Örneğin, klasik fizik yasalarıyla, yay kaldıraç ve
makaralardan oluşan bir sistemin hareketini öz kütle ve esneklik modülü gibi
maddeye ilişkin değişmez niceliklerin verilmesiyle, tam olarak
açıklayabiliriz. Ancak, öz kütle neden bu kadardır, neden yük belli bir değeri
geçtikten sonra ip kopar... gibi sorulara klasik fizik yanıt verme zorunluluğu
duymaz. Klasik fizik, bakırın 1083°C ta eridiğini, sodyumun sarı ışık
saldığını, güneşin parladığını, suyun kimyasal özellik taşıdığını büyük bir
doğrulukla söyler de bunların neden böyle olduğunu bulmada kendini
zorunlu görmez. Çünkü o, bu olaylara makroskopik gözle bakar, maddenin
yapısına ilişkin ayrıntıya inmez.

1.1 Klasik Fizikte Atom ve Temel Parçacık Kavramı


Atom için bugün yapılan tanım, geçmişte yapılandan farklıdır.
Geçmişte maddeııin böliinemeyen en küçük parçası atom olarak bilinirdi.
Bugün ise atom, kendini oluşturan bileşenlerine bölünebiliyor. 19.yüzyılda
maddenin atomlardan oluştuğu biliniyordu. Bu bilgiler, kimyadaki
kavramların bir çoğunu açıklamaya yetiyordu. Örneğin, H20, H 2S04 ,
,,,
Na 2S04 ve benzeri bileşiklere bakalım. Burada çarpıcı olan şey 1,2,4 gibi bir
takım tam sayılardır. Eğer maddenin atomlardan oluştuğunu varsayarsak
yukarıdakileri tam olarak açıklayabilir ve kimyasal bileşikler atomların
oluşturduğu molekülleri içerir deriz. Yani, H 20 yazılımı iki hidrojen atomu
bir oksijen atomu ile birleşerek bir su molekülii oluşturuyor biçiminde
açıklanabilir. Bu son derece yalın ve inandırıcı bir açıklama biçimidir.
Öte yandan, Boltzmann ve Maxwell tarafından üzerinde ayrıntılı bir
biçimde çalışılan gazların kinetik kuramını ele alalım. Bu kuram, gazın kap
içinde gelişi güzel hareket eden, hem kabın duvarları ile hem de kendi
aralarında çarpışan atomlardan/moleküllerden oluştuğunu varsayar. Böyle
bir kuram, bugün bile, gazların birçok . özelliğini açıklamak için
kullanılmaktadır. Hatta kinetik kuram, bir mol içindeki molekül sayısı olarak

I
T<'ıııel Km•raııılar 3

bilinen Avagadro sayısının bulunması için kullanılabilir. O halde, klasik


fizik kinetik kuram için son derece uygun bir yöntemdir. Demek ki, klasik
fiziğin atomu temel parçacık olarak ele alıp modelini buna göre kurınası
birçok fiziksel olayı açıklamakta başarılı olmuştur. Oysa, bugün atomun
proton, nötron ve elektronlard,m oluştuğu kesinolarak bilinmektedir. Yani
atoıri, maddenin bölünmez parçası değildir artık:
O halde, temel parçacık nedir? Tanım olarak bileşeni olmayan her
şey bir temel parçacıktır denilebilir. Yani maddeyi bölerek sonunda
bölünemeyen bir bileşene ulaşılıyorsa, bu bileşen bir temel parçacıktır. Buna
göre, bir hidrojen atomu ya da uranyum çekirdeği temel parçacık değildir.
Öte yandan, atomun bileşenleri olan proton, elektron ve nötronlara
temel parçacıklar diyelim. Bunların temel parçacık olduğunu neye dayanarak
söylüyoruz? Bu gün temel parçacık olan bir parçacık, yarın temel parçacık
olmayabilir mi? Dün atom temel parçacık olarak biliniyordu oysa bugün
değil. O halde, tarihin tekrar. etmeyeceğini kim garanti edebilir? Demek ki,
temel parçacıktan ne anladığımızı çok iyi kestirmemiz gerekiyor.
Eğer iki tuğla parçası çarpışırsa daha küçük parçacıklara bölünür.
Bunun böyle olduğunu günlük yaşantımızdan biliyoruz. Yine hızlandırılmış
bazı atomlar çarpıştınlırsa onlar da bölünürler. Bunu da yapılan bilimsel
deneylerden biliyoruz. Bunun anlamı şudur: maddeleri bir arada tutan kuvvet
yok edilebilirse bunlar birbirinden ayrılırlar. Benzer açıklama çekirdek
tepkimeleri . için . de geçerlidir. Çekirdek, nötron ve protonlardan
oluşmaktadır. Eğer, bir çekirdek enerjisi büyük olan bir protonla çarpışırsa
sonuçta birkaç proton ve nötron açığa çıkar.
Acaba yukarıda temel parçacık olarak varsaydığımız iki proton ya da
iki elektron çarpışırsa ne olur? Bu gün gerçekleştirilen deneysel çalışmalar,
sonucun yukarıdakilerden farklı olduğunu gösteriyor. Örneğin, yüksek
enerjili bir proton başka bir protonla çarpışırsa bu iki proton aynen kalır ve
ek olarak yeni parçacıklar oluşur. Yani, böyle bir etkileşme sonunda
etkil~şmeye giren parçacıklar yanında yeni parçacıklar ortaya çıkar ..
İki protonun çarpışmasında yukarıdakinin aksine, etkileşmeye giren
parçacıklar. yok olarak yeni parçacıkların oluştuğu da olur. Aynca bir
elektron ile bir pozitronun etkileşmesi- sonunda yalnızca elektromanyetik
ışınımın (y ışınlarının) oluştuğunu biliyoruz. Bu olay Çift Yokoluşu adıyla
anılmaktadır. Öte yandan, elektriksel alan içindeki bir atom üzerine y ışınlan
yollanırsa, bir elektron-pozitron çiftinin oluştuğu bilinmektedir. Buna da Çift
Oluşumu denir. ·
Çift oluşumu ve çift yokoluşu doğanın çok önemli olaylarındandır.
Bu olaylar, tuğlanın ikiye bölünmesine, ya da atomlar (ya da moleküller)
arasındaki kimyasal tepkime olayına hiç benzemez. Örneğin, kimyasal
tepkimeyi bazı moleküllerin temel bileşenlerinden yeni moleküllerin
oluşması biçiminde tanımlayabiliriz. Bu tanıma göre atomlar moleküllerin
4 Kııaııtııııı Fiziği

temel yapıtaşlarıdır. O halde. kimyasal tepkimede. tepkimeye giren


atomların yeniden düzenlenmesiyle yeni bileşik oluşur denir. Oysa çift
oluşumunda, etkileşmeye giren parçacıklar aynen kalır ve bunlara ek olarak
yeni parçacıklar oluşur. Yine çift yok oluşunda, etkileşmeye giren
parçacıklar yok olur ve yeni parçacıklar oluşur. Bu nedenle örneğin çift
oluşumu gibi bir çarpışma olayı, başlangıçtaki parçacıkları yeniden
düzenleyerek yeni bir bileşik oluşturan bir tepkime olayı biçiminde
algılanamaz. ·
· Böylece molekülleri atomlara, atomları da çekirdek ve elektronlara
bölebileceğimiz gerçeği ortaya çıkıyor. Oysa, 19.asır bilimcileri atomların
bölünemeyeceği inancını taşıyorlardı. Bugün modern hızlandırıcılarla çok
yüksek enerjili parçacık demeti elde edilebiliyor. Bu yöntemle proton gibi
parçacıklar da bölünebilir. Ancak yukarıda değinilen olaylar, örneğin·
protonları atomları parçaladığımız gibi parçalayamayacağımızı gösteriyor.
Yani proton, nötron ve elektron gibi parçacıklarla daha farklı olaylar ortaya
çıkıyor. Bu farklı olaylar göz önünde tutulduğunda, proton, nötron ve
elektron için bölünme açısından bir sınıra ulaşıldığından söz edilebilir. Yani,
bu parçacıklar için daha temel parçacıklardan oluşmuşlardır demek fazla bir
anlam taşımaz.
Bugün için maddenin sonsuza dek bölünebileceğini veren bir kuram
yoktur. Böyle bir kuramın olduğunu varsayalım ve ne tür sonuçlar
çıkaracağımızı düşünelim. Eğer bir bakır parçası alır onu daha küçük
parçalara bölersek yine bakır elde ederiz. Yani bakır parçasını ne denli
küçültUrsek küçültelim, o yine bakır özelliği taşır. Bu demektir ki, daha
küçük t:,akır parçasının davranışını belirleyen fizik yasaları, daha büyük
bakır parçasının davranışlarını belirleyen fizik yasalarıyla aynıdır. O halde,
makroskopik sistemler küçültülebilirler. Çünkü 100 g kütleli bir cismin
hareketini belirleyen yasa, 1 g kütleli cismin hareketini belirleyen yasa ile
aynıdır. Bunun sonucu olarak, sonsuza dek bölünebilen maddeyi niteleyen
fizik yasalarının biçimini koruduğunu söyleyebiliriz. Ancak madde temel
parçacıklardan oluşmuşsa durum farklıdır.
İlk fiziksel düşünce, makroskopik sistemleri inceleyerek ortaya
çıktığı için, temel parçacıkları incelerken bazı klasik kuşkuların akla gelmesi
son derece doğaldır. Örnek olarak "elektronu bir arada tutan kuvvet nedir
ve elektronun kütlesinin ne kadarı eylemsizlik, ne katlan da
elektromagnetik alan enerjisinden kaynaklanır?" sorusunu ele alalım.
Bu soruya yanıt ararken, elektronun r yarıçaplı küresel bir yapıda
olduğunu varsayalım. Bu varsayıma göre, yukarıdaki soru "r yarıçaplı
küreyi bir arada tutan nedir?" biçiminde algılanabilir: Böylece elektriksel
alan içindeki enerji, r yarıçaplı ve yüklü bir küreye karşı gelen elektriksel
enerjinin


Temel Kavramlar 5

3 ke 2
E=-- (1.1)
5 r

olduğunu biliyoruz. Ayrıca elektronun kütlesi de

(1.2)

biçiminde tanımlanabilir. Burada ille eylemsizlik kütleyi ve IIlc de


elektromagnetik (E/c 2) katkıyı belirlemektedir.
Eğer elektronun kütlesi tümüyle elektromagnetik katkıdan
ileri geliyorsa Illc=m dir. O halde, yukarıdaki bağıntıdan

i 3 ke 2
E=mc =--- (1.3)
5 r

yazabiliriz. Bu bağıntıdan elektronun r .yarıçapı kestirilebilir. Bilinen


değerler kullanılırsa

(1.4)

bulunur. Bu oldukça küçük bir sayıdır ve ille negatif olmadıkça yarıçap daha
küçük olamaz.
Eğer elektron temel parçacık ise, yapısı için r=O olan bir model
seçilebilir. Yani, elektron yapısal özelliği olmayan noktasal bir parçacık
olarak algılanabilir. Bu ise, (1.1) bağıntısından ötürü, elektromagnetik
enerjinin sonsuz olmasını öngörür. Öte yandan, böyle bir sonuç ille
eylemsizlik kütlesinin negatif olmasını ortaya koyar.
Elektronun enerjisinin ··sonsuz olduğunu kabullenmek oldukça
zordur. Bu zorluğun bir anlamı var mıdır? Yukarıdaki incelemeyi
sürdürürken, a) elektronun küresel yapıda olduğunu, b) Coulomb yasasının
geçerliliğini varsaydık. Aynca, r=O diyerek elektrona yapısı ·olmayan temel
parçacık özelliği verdik.
O halde, Coulomb itmesine karşın elektronu bir arada tutan kuvvet
nedir diye soru sormakla "elektronun bileşenlerine bölünebileceği
kuşkusunu" taşımış olduğumuzu söylüyoruz.
Klasik kurama göre, bir parçacığın elektrostatik enerjisi, o parçacığı
oluşturan bileşenlerin kaybolması için yapılan işe özdeştir. Eğer parçacığın
bileşenleri kaybolmuyorsa, elektrostatik enerji kuşkulu bir kavramdır. Ya da
elektron yüklü bir küre gibi davranmıyordur. O halde, "elektronu bir arada
tutan kuvvet nedir?" diye sormak pek anlamlı olmayan bir soru olur.
6 Kııaııtııııı Fi~iği

1.2 Klasik Fizikteki Bazı Temel Değişmezler

Doğa olaylarının, makroskopik sistemlerin, dinamik ve statik


özellikleri incelenirken ileri sürülen kavram ya da kuramlar, değerleri tam
olarak bilinen bazı temel nicelikler içermelidirler. Değerleri ya deneysel ya
da kuramsal olarak saptanmış bu tür niceliklere klasik fiziğiıı temel
değişmezleri denir. Şimdi bu temel değişmezlerden önemli olanları ele
alalım.

1.2.1 Işık Hızı (c)

1900'lerde ışık hızı, maddesel parçacıklarda ulaşılabilecek en büyük


hız olarak belirlenmişti. Işık hızı, aynı zamanda, enerjinin taşınabileceği üst
sınır olarak ortaya çıkmıştı. Böyle.bir hızın varlığı makroskopik sistemlerin
dinamik özelliklerinin incelenmesinde, göreli (relativistic) ya da göreli
olmayan (non-relativistic) kuramdan birinin seçimine yol açmıştır. Eğer,
ulaşılabilecek hız ışık hızından çok küçük ise göreli olmayan inceleme son
derece yeterlidir ve büyük bir doğruluk içermektedir. Aksi halde, inceleme
göreli kurama göre yapılmalıdır. Yani, ışık hızı klasik fizikte incelemenin
nasıl yapılacağını kontrol eden son derece önemli bir değişmezdir.

1.2.2 Avogadro Sayısı (N0 )

Bir mol maddenin içindeki molekül sayısı olarak tanımlanan N0


Avogadro sayısı; 1900'lerde klasik kinetik kuramdan saptanmıştır. Avogadro
sayısı, makroskopik fizik ile mikroskopik fizik arasındaki bağı
oluşturmaktadır. Avogadro sayısı oldukça büyük bir sııyıdır. Onun bu denli
büyük olması, atom ve moleküllerin ne denli küçük olduğunu ve
makroskopik fizik gözüyle bakıldığında, maddenin tanecikli yapısının neden
görünmediğini açıklar. Bu nedenle Avogadro sayısı klasik fiziğin temel
değişmezlerinden biri olmuştur.

1.2.3 Hidrojen Atomunun Kütlesi (mu)

1900'lerde Avogadro sayısı bilindiği için bir mol hidrojen atomunun_


kütlesinden bir hidrojen atomunun kütlesi mH saptanabilmişti. ffitt nin
bilinmesiyle yaklaşık olarak, bir protonun kütlesinin de bulunabileceği
ortaya konmuştu. Eğer protonun kütlesi Illp ile gösterilirse, yaklaşık olarak
mtt=Illp dir. Hidrojen atomunun kütlesinin bilinmesi öteki atomların
kütlesinin bulunmasında kullanılabilecek bir karşılaştırma aracı olmuştur. Bu
nedenle m11 , klasik fizikte önemli bir değişmez nicelik durumundadır.
Temel Kal'raııılar 7

1.2.4 Temel Elektriksel Yük (e)

1900' lerde gerçekleştirilen elektroliz deneylerinden tek değerii bir


mol iyonun taşıdığı elektriksel yük miktarı saptanabiliyordu. Faraday
değişmezi ad_ıyla anılan bu yük mik.tarının.4eğeri, yaklaşık

F=96500C (1.5)

olarak saptanmıştı. N0 A vogadro sayısının tanımı gereği Faraday değişmezi,


e temel elektriksel yük birimi olmak üzere,

F=eNo (1.6)

· yazılabilir. Buradan da, temel elektriksel yük birimi için yaklaşık

F 19
(1.7)
e=- =l.6x10- C
No

değeri saptanır.

1.2.5 Elektriksel Yükün Kütleye Oranı (e/m)

Atomun bileşenleri olarak saptanan proton ve elektron gibi


parçacıkların, elektrik ve magnetik alanda sapmalarından proton ve elektron
için e/m oranı bulunabiliyordu. Bu oran, yaklaşık olarak, proton için

e
- = 9.60x107 C/kg (1.8)
mP

ve elektron için de,

....:._= l.76xl0 11 C/kg (1.9)


me

değerindedir. ,(1.6), (1.8) ve (1.9) bağıntılarından

e F e F
-- ---; -=--- (1.10)
mP Nomp me Nome
8 Kııaıııımı Fi:iği

yazılabilir. Bu bağıntılar bize. temel elektriksel yükün kütleye oranının. F ve


N0 gibi temel değişmezlerden bağtmsız olmadıklarını göstermektedir.

1.2.6 Evrensel Gaz Değişmezi (R)

1900'1erde, ideal gazların kinetik kuraınla incelenmesi. sonucu,


bugün durum deııklemi olarak bilinen ve seçilen sistemin V hacmi. P
basıncı, T sıcaklığı arasındaki ilişkiyi kuran

PV=RT (1.11)

bağıntısıçok iyi biliniyordu. Bu bağıntıdan saptanabilen ve yaklaşık değeri


8.3 JK 1mol" 1 olan nicelik evrensel gaz değişmezi adını almaktadır. Bu
nicelik ideal gazlarda, değişmez basınç altındaki ısı sığast ile değişmez
hacim altındaki ısı sığası arasında bir köprü oluşturmaktadır. Bu nedenle R
klasik termodinamiğe önemli bir değişmez olarak girmiştir.

1.2.7 Boltzmann Değişmezi (k)

Yine 1900'1erde makroskopik sistemlere uygulanan kinetik kuram,


sıcaklığıT olan üç boyutlu bir sistemin ortalama enerjisinin

(1.12)

gibi bir bağıntıya uyduğunu göstermişti. Burada, -yaklaşık büyüklüğü


l.38xl0-13 JK 1 olan ve Boltzmann değişmezi adını alan k niceliği, sıcaklık
ile enerji arasındaki ilişkiyi kurması açısından ayrı bir özellik taşımaktadır.
İşte 1900'1erde makroskopik sistemlerin birçok özellikleri, bu
değişmezleri içerecek biçimde oluşturulan klasik kuramlarla
açıklanabilmişti. Hele c ışık hızı klasik fizikte göreli ya da göreli olmayan
incelemenin yapılmasında oynadığı rol ile adeta tılsımlı bir sayı olmuştur.
Bu anda akla şöyle bir soru gelebilir. Acaba klasik fizikte fark
edilmemiş başka bir değişmez nicelik var mıdır? Ya da yukarıda sıralanan
değişmez niceliklerin kullanılmasıyla açıklanamayan fiziksel olaylar var ·
mıdır? Bu iki sorunun yanıtı kuşkusuz evettir. Çünkü 1900'lerin başlarında,
yukarıda sıralanan değişmez niceliklere dayalı olarak oluşturulan klasik
kuramla ters düşen birçok fiziksel olay, ya doğrudan gözlenmiş, ya da başka
gözlemlerin sonucu olarak saptanabilmişti.
Bu nedenle, 1900'lerde birçok bilim adamı, bu tür kuşkulu sorular
yüzünden rahatsızlık duymuşlar ve yeni arayışlar içine girmişlerdir. Şimdi,
Temel Kavramlar 9

1900" lerin fizikçilerini büyük bir arayış ıçıne sokan olaylara bakalım.
Evrensel değişmezlerin büyüklükleri için EKii ye bakınız.

1.3 Klasik Fiziğe Ters Düşen Temel Olaylar

1.3.1 Siyah Cisim Işıması

1900'lerde, yüksek sıcaklıkta tutulan bir cismin yüzeyinden her


frekansta ışık salındığı çok iyi biliniyordu. Salınan enerjinin dalgaboyuna
göre incelendiği deneyler, enerjinin çok uzun. ve çok kısa dalgaboylarında
sıfıra gittiğini ve enerji eğrisinin belli bir sıcaklıkta Am gibi bir dalgaboyu
değerinde en büyük bir değer aldığını göstermişti.
T sıcaklığındaki bir yüzeyden salınan enerjiyi gözlemek yerine,
duvarlarının sıcaklığı T olan bir kutunun duvarlarından birine açılan küçük
bir delikten salınan ışıma da gözlenebilir. Basit olarak siyah cisim ışıması
adı verilen böyle bir olayda yapılan_gözlemler, aşağıdaki iki sonucu ortaya
koymuştur.

i) Salınan enerJının spektral dağılımı, deliğin biçimine ve duvarların


yapıldığı maddeye bağlı değildir.
ii) Salınan enerji yoğunluğunun (birim hacimdeki enerji miktarının) en
büyük değerine ulaştığı .il. m dalgaboyu ile oyuğun T sıcaklığı arasında

(1.13)

gibi bir bağıntının olduğu saptanmıştır. Yani her madde için Co gibi bir
değişmez nicelik vardır. .
Böylece, Wien yerdeği,ştirme ilkesi olarak bilinen Co niceliği, oyuk
içindeki ışımanın birçok özelliğini yansıtabilecek bir değişmez olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Deneysel olarak ortaya çıkan bu özellikleri içeren bir kuram
oluşturulmalıdır. Esasen deneysel olarak gözlenen bu sonuç klasik fizik için
sürpriz sayılmamalıdır. Çünkü, kutunun duvarlarını oluşturan madde elektrik
yüklü bileşenlerden oluşmaktadır.· Bu bileşenlerin ısıl titreşimleri oyuk
içinde ışınım oluşturur. Klasik fizik bu gerçeği biliyordu. Ancak, burada
sorun oyuk içinde oluşan enerji yoğunluğunun sıcaklığa ve dalgaboyuna
nasıl bağlı olduğunu belirleyecek bir kuramın oluşturulması sorunuydu.
(1.13) bağıntısını, klasik fiziğin temel değişmezlerinden (k/c) oranı
ile çarpınca,
10 Kııaııtum Fiziği

k ;,
C,=C,-=~kT (1.14)
. C C

bağıntısı elde edilir. Elde edilen C 1, yeni bir değişmez niceliktir. Birimi Js
olan bu yeni değişmez nicelik, açısal momentum boyutunda bir niceliktir. O
halde, sorun açısal momentum boyutundaki bu değişmez niceliği, klasik
fiziğin bilinen temel değişmezleri cinsinden türetebile~ek bi.r bağıntının nasıl
bulunacağı sorunudur..
C 1 değişmezi, klasik fiziğin e, 111.!, mH gibi öteki değişmezlerini içerir
mi? Yanıt son derece açıktır. Oyuk içinde oluşan enerji, duvarların yapıldığı
maddeye .bağlı olmadığı için C 1 niceliği, e, Ine, mH gibi maddeye ilişkin
temel değişmezleri içermez ve içermemelidir de. Oysa, böyle bir sonuç
duvarların yapıldığı maddenin özelliğini yansıtan yük ve kütle gibi temel
değişmezlerin üzerine gölge düşürür. Yani, bu durumda yük ve kütlenin
temel değişmezler niteliği zedelenir. Bunu kabul etmek zor olduğuna göre
çözüm, Cı in klasik fizik yasaları ile açıklanamayacağı gerçeğini kabul
. etmektir.
· Öte yandan, bilinen fizik yasaları oyuk içindeki ışınım enerjisinin
giderek artabileceğini hatta sonsuza ulaşabileceğini öngörür. Bu ise, ışınımın
madde ile ısıl denge içinde olmadığı anlamım verir. Böyle bir sonuç
inanılması son derece güç bir sonuçtur.
1900'lerde Max Planck, bu inanılmaz durumun kaynağının ne
olabileceğini araştırırken o gün için bilinen klasik fizik kavram ve
kurallarından, çevreden büyük tepkiler alma pahasına, ayrılmak durumunda
kalmıştır. Ona göre, oyuğun duvarlarını oluşturan atomların saldığı enerji,
enerji kuantumu adı verilen minimum bir enerjinin tam katlan biçimindedir
ve bu minimum enerji kuantumu, salınan enerjinin frekansı ile orantılıdır. E
minimum enerji kuantumu, V frekans ve h de orantı katsayisı ise

E=hv (1.15)

yazılır. Görülüyor ki, burada açısal momentum boyutunda olan bir değişmez
nicelik ile karşı karşıyız.
Böylece Planck, oyuk içindeki enerji yoğunluğu için bu gün de çok
iyi bilinen,

Sm:h
E(ıı.,T) - - - - (1.16)
As (ehrı..ı.tr -ı)

bağıntısını yazmayı başardı. Bu bağıntıyı en büyük yapan dalgaboyu,


deneme yoluyla

J
Temel Kavramlar 11

'}.,, T= he · (1.17)
m 4.96k

olarak bulunur. (1.17) bağıntısı Wien yer değiştirme bağıntısı ile


· karşılaştırılırsa, ·

h = 4·96 k x2.9x10-3 :::::14.38xlff3 ~:::::6.64xlff 34 Js


C C

değeribulunur. Demek ki, siyah cisim ışıması klasik fiziğin fark etmediği bir
değişmez nicelik içermektedir. İşte klasik fizik xasalanna göre
tanımlanamayan bu h niceliğine Planck deği,şmezi adı verilir. h nin daha
doğrulukla saptanan büyüklüğü için EKil ye bakınız.

Örnek 1.1. Sıcaklığı T=290K olan bir cisimden salınan enerji hangi
dalgaboyunda en büyüktür?

Wien yerdeğiştirme ilkesine göre

A, = 2.9xıo-3
m T

dir. Burada, T=290K olduğu için,

2 = 2.9xıo-3
m 2.9xl0 2

olur.

1
12 Kııaııtııııı Fiziği

1.3.2 Fotoelektrik Olayı

1900'lerde bir metal yüzeyine düşen ışığın metalden elektron


söktüğü biliniyordu. Bunun klasik fizikte açıklaması vardı. Çünkü, o
zamanlar ışığın elektromagnetik dalga olduğu saptanmıştı. Buna göre,
elektromagnetik dalganın elektriksel alan bileşeni elektrona bir kuvvet
uygular ve onu yüzeyden söker.
. Bu son "derece inandırıcı bir açıklan'iadır. Ancak, yapılan deneysel .
çalışmalar sökülen elektronun kinetik enerjisi için son derece ilginç iki sonuç
ortaya koymuştur:

i) Sökülen elektronun kinetik enerjisi, ışığın şiddetinden bağımsızdır.


ii Sökülen elektronun kinetik enerjisi, yalnızca ışığın frekansı ile doğru
orantılıdır.

İşte klasik fizik için sürpriz olan bu iki sonuçtur. Çünkü, o gün için
bilinen klasik kurama dayalı beklenti, ışık dalgasının şiddeti arttığında
elektronun kinetik enerjisinin de artacağı biçimindeydi.
Klasik kuram ile bağdaşmayan bu sonucu 1905 yılında Einstein,
1.3.1 de değindiğimiz Planck'ın önerisini de göz önünde tutarak, şöyle
açıklamaya çalışmıştır. "metal üzerine düşen elektromagnetik enerji,
büyüklüğü h v ile verilen enerji kuantumlannın toplamı kadardır. Bir
elektron h V kadar enerjili bir enerji kuantumu soğurduğu zaman enerjisi
h v kadar artar. Bu enerjinin bir bölümü elektronu metal yüzeyinden
sökmek için kullanılır, geri kalan bölümü de elektronun kinetik enerjisini
oluşturur."
Böylece, Einstein metalden sökülen elektronların_ kinetik enerjileri
için,

1 2
-II1ev=hv-W (1.18)
2

gibi bir bağıntı önermiştir. Burada, iş fonksiyonu adı verilen W yalnızca


metalin özelliğine bağlıdır. me elektronun kütlesi, v de hızıdır.
Fotoelektrik bağıntı adıyla anılan (1.18) bağıntısı metalden sökülen
elektronların kinetik enerjilerinin, ışığın şiddetine ·değil yalnız ve yalnız
ışığın frekansına bağlı olduğunu gösterir. Oysa, bu sonuç klasik kurama ters
düşer.
Öte yandan, metal yüzeyinden salınan elektronların sayısı, metal
yüzeyine düşen ışık şiddeti ile orantılıdır. Bu sonuç Einstein'e, metal
yüzeyine düşen ve o za:inanlar dalga özelliği gösterdiği çok iyi bilinen


Temel Kavramlar 13

elektromagnetik eneıjinin (ışığın), enerjileri hu olan enerji kuantuınlarından


(fotonlardan) oluştuğu fikrini vermiştir. O halde, metal yüzeyi ne denli çok
foton soğurursa, o denli çok elektron sökülür.
Oysa, bu açıklama klasik kuramın kabul edeceği bir açıklama biçimi
değildir. Başka bir deyişle, h'yi içeren bu açıklama biçimi, klasik kuram için .
son derece tuhaf bir açıklamadır ve kabullenilmesi· zordur! Demek ki,
fotoelektrik olayı klasik fiziğin· fark etmediği bir değişmez nicelik
içermektedir. O da tıpkı siyah cisim ışımasında olduğu gibi planck
değişmezidir.

Örnek 1.2. Kurşun levha üzerine düşen elektromagnetik ışımanın


dalgaboyu en fazla kaç m olmalı ki levhadan bir elektron
sökülebilsin?
Fotoelektrik olayında metal yüzeyine düşen elektromagnetik
ışımadan ötürü elektron sökülmesi, Ek sökülen elektronların
kinetik enerjisi, W kurşun metalinin işfonksiyonu h v, metal
yüzeyine düşen elektromagnetik dalganın enerjsi·ise
Ek=hv-W
dur. Bir elektronun sökülebilmesi için elektromagnetik dalganın
enerjisi iş fonksiyonundan daha büyük, yani,
hv>W
olmalıdır. Burada, V =el A olduğu için
1 · '

he
hv=->W

ya da,
he
A<-·
w
olmalıdır. O halde, h=6.6xlff 34J.s, c=3xl08m/s, W=6.9xlff 19J
yaklaşık değerlerine göre,

;ı < 6.6x10-34 x3xl0 8 = 2.87 xıo-7 m


6.9xıo- 19

olmalıdır.
14 Kııaıııımı Fiziği

1.3.3 Compton Olayı

Compton, tek dalgaboylu x-ışını demetini bir katı örgü üzerine


düşürerek saçılan elektromagnetik dalganın şiddetini ölçtüğünde, çok ilginç
bir sonuçla karşılaşmıştı. Karşılaşılan ilginç sonuç, saçılan dalganın
şiddetinin, bazı saçılma açılarında, farklı iki dalgaboyunda en büyük değere
· ulaşması idi. Bu en büyük değerlere karşı gelen dalgaboylarından biri; gelen
dalganın dalgaboyuna eşit iken, öteki de gelen dalganınkinden daha büyüktü.
Gelen dalganın dalgaboyuna eşit olan dalgaboyu Ao, öteki de ı.. olsun.
Buna göre, saçılan dalganın şiddetinin en büyük değerlerinin
oluştuğu dalgaboyları arasında

(1.19)

gibi bir fark vardır. Saçılma açısına bağlı olan bu farka Compton kayması
adı verilir.

Böyle bir sonucun klasik kuramda hiçbir açıklama biçimi yoktur.


Çünkü klasik kurama göre, gelen dalganın v0 =cltı.o frekansı ile titreşen
elektriksel alan bileşeni, hedef örgüdeki serbest elektronlara etki ederek
onların da V 0 frekansı ile titreşmelerini sağlar. V 0 frekansı ile titreşen bu

elektronlar, yine v0 frekanslı elektromagnetik dalga salar. Yani, klasik


kuramda saçılan dalganın frekansı ve dalgaboyu gelen dalganınkilerle
aynıdır.

Compton, gözlediği ve klasik kurama göre açıklayamadığı bu olayı,


gelen dalganın her birinin enerjisi h v0 olan fotonlardan oluştuğunu
varsayarak açıklamaya çalışmıştır. Bu varsayıma göre, fotonlar hedef
içindeki elektronlarla bilardo topları arasındaki çarpışmaya benzer çarpışma
oluştururlar. Böylece, hedeften saçılan fotonlar saçılan dalgayı oluşturur.

Gelen foton, enerjisinin bir kesimini elektrona aktardığı için saçılan


fotonun frekansı ile enerjisi daha küçük dolayısıyla dalgaboyu daha
büyüktür. Bu açıklama Compton kayması için yeterli bir açıklamadır.
Olayı biraz daha ayrıntılı inceleyelim. Şekil 1. 1 de görüldüğü gibi,
hedefteki elektron durgun olsun.
Temel Karramlar 15

1(
.
• Foton
Foton
·/ A,E,P
111 0
-~----- ---------------------------- :,~-----------------·
elektron '-,,~
',e, elektron
'ılı.''
Pe,Ee

Şekil 1.1. Bir fotonun durgun bir elektron ile çarpışması

Fotona Eo=h V 0 gibi bir enerji karşı geldiğine göre, ona bir de
momentum tanımlamak gerekir. Bunu P0 ile gösterelim. Buna göre,
momentumun korunumu ilkesinden ötürü,

PCos0+PeCoscp = Po
PSin0+PeSincp = O (1.20)

yazılır. Bu bağıntılardan da

(1.21)

bulunur. Ayrıca, göreli kurama göre, momentumu P, durgun kütlesi mo olan


bir parçacığın enerjisi,

(1.22)

dür. Fotonun durgun kütlesi sıfır olduğu ıçın gelen fotonun enerJı ve
momentumu, sırasıyla,

Eo= cPo
E0 hv0 h
Po=-=--=- (1.23)
c c A0

dır. Benzer biçimde, saçılan fotominkiler de,


16 Kııaııtıım Fi;:.iği

E=cP
P= E = lıv =!.!_ (1.24)
C C A
dır. Böylece ( 1.21) bağıntısı, enerji cinsinden yazılırsa

(1.25)

ifadesi elde edilir.


Öte yandan, göreli enerjinin korunumundan ötürü,

yazılır. Bu bağıntı yeniden düzenlenir ve karesi alınırsa

(1.26)

elde edilir. Bu bağıntı (1.25) ile karşılaştırılırsa,

· 1-Cos8=ınoc 2[-1 - -1 ] (1.27a)


E E0

bağıntısına ulaşılır. Burada, (1.23) ve (1.24) bağıntıları kullanılırsa,

1-Cos8= ınoc [ -1 -. - 1 ] (1.27b)


p Po

yazılır ve P=h/.tı., Po= h/.tı.o olduğu için de

mc
1-Cos8=-0-(1ı.-.1ı.o) (1.27c)
h

eşitliği elde edilir. Böylece,

(1.28)
Temel Kal'ramlar 17

bulunur. İşte bu ifada Compton kaymasına karşı gelen bağıntıdır. Burada


ilginç olan, eşitliğin sağ tarafındaki h/ınoc katsayısıdır. Dalgaboyu boyutunda
olan ve elektron için Coınpton dalgaboyu adını alan bu niceliğin değeri

(1.29)

dir.
(1.28) bağıntısından görüldüğü gibi, Compton kayması gelen
dalganın dalgaboyuna değil doğrudan saçılma açısına bağlıdır. Yapılan
deneylerde, saçılmaya uğrayan dalganın, dalgaboyu gelen dalganınkine eşit
olan bileşenin gözlenmesinin nedeni örgüdeki atomların tümden
saçılmalanna bağlanabilir. Eğer, elektronlar atoma sıkıca bağlanmışlarsa,
fotonlarla çarpışmada, elektronlar yerine atom geri tepmeye uğrar. Bu
durumda, (1.28) bağıntısında ıno yerine atomun kütlesi M alınır. M>>ıno
olduğu için, M Compton kayması göz ardı edilebilecek bir değer alır. Yani,
gelen dalganın dalgaboyu hiçbir değişikliğe uğramaz.
( 1.29) eşitliği ile verilen Compton dalgaboyu bağıntısı da h yi
içermektedir. h, klasik fiziğin fark edemediği bir değişmez nicelik olduğuna
göre, Compton dalgaboyunun klasik fizikte bir anlamı yoktur!

Örnek 1.3. Dalgaboyu görünür bölgeye düşen dalgalar ile Compton


saçılması gözlenebilir mi?

Compton kayması,

(a)

idi. Burada Ac elektronların Compton dalgaboyudur ve (1.29)


bağıntısı ile verilmektedir. Öte yandan görünür bölgeye düşen
dalgaların dalgaboyu A.8 = 10-6 m basamağındadır. Bu değerler
gözönüne alınırsa (a) daki M yaklaşık lffı 2 m gibi bir sayı
olacaktır.
Demek ki, görünür bölgeye düşen bir dalga ile yapılan bir
deneyde dalgaboyundaki bağıl sapma

A ') ıo-)2
_LıA_ =- - =ıo-6
/4 g ıo- 6
18 Kııaııtımı Fi~iği

olur. Eğer ölçüm düzt!neğinin duy;ırlığı. 10-6 gi' .. değerde ise


Compton saçılması gözlenir, aksi halde gözlenen;,.-z.

1.3.4 Bohr un Atom Modeli

Yine 19.00'lerin hemen hemen başlarında, bir atomun yapısı için


Rutherford'un ileri sürdüğü model· oldukça ilgi toplamıştı. Bu modele göre,
bir atom pozitif elektriksel yüke sahip, kütlesi atomun kütlesinin büyük bir
kesimini karşılayacak kadar olan çekirdek ile negatif elektriksel yüke sahip,
çekirdeğe göre çok daha hafif olan elektronlardan oluşmaktadır.
Rutherford'un atomun yapısı için ileri sürdüğü bu model, o zamanlar
klasik fizikçe oldukça başarılı sayılan güneş sistemi modeline benzetilebilir.
Gerçekte bir atom sistemine, güneş sisteminin mikroskopik eşeldeki karşılığı
olarak bakılabilir. Yani, mikroskopik eşelde, çekirdek güneş rolünde ve
gezegenler de elektronlar rolünde ele alınabilirler. Böylece, bir atom içindeki
elektronların hareketi, klasik fiziğin de benimsediği bir açıklama biçimi
bulur. Buna göre, bir atom içindeki elektronlar çekirdek çevresinde çember,
ya da elips biçiminde yörüngelerde hareket ederler.
Atomun yapısı için ileri sürülen bu klasik yöntem ne yazık ki o
zamanlar hidrojen atomunda deneysel olarak gözlenen spektrum çizgilerini
açıklamakta yetersiz kalmıştı. Bunun üzerine Bohr, Rutherford modelini
Planck'ın enerji kuantumu ve Einstein'in foton kavramları ile birleştirerek,
hidrojen atomunun spektrum çizgilerini açıklamayı başarmıştı. Şimdi,
Bohr'un kurduğu ve bugün Bohr'un hidrojen atomu modeli diye bilinen bu
modeli inceleyelim ve klasik fiziğin fark etmediği bir şeyler olup olmadığım
arayalım.
Bu konuda Bohr'un ileri sürdüğü ilk yaklaşım şöyle açıklanabilir.
Atomlar, klasik fiziğin öngördüğünün aksine, belli yörüngelere sahip
olabilirler. Buna göre atomlar, ancak ve ancak, her birinin enerji değeri E 1,
E 2 ••• olan belli enerji düzeylerinde bulunabilirler. Bu enerji düzeylerine karşı
gelen yörüngelere atomların kararlı durumları adı verilir. Bir atom içindeki
elektronlar bu kararlı enerji durumlarında iken elektromagnetik enerji
salmazlar. Elektronlar, ancak bu kararlı enerji durumları arasında geçiş
yaparlarsa elektromagnetik enerji salarlar.
Aynca Bohr, enerji düzeyleri arasında geçiş yapan elektronların
saldığı elektromagnetik ışımayı niteleyen frekansı bulmak ıçın,
elektromagnetik ışıma enerjisinin kuantumlandığı ve bu enerji kuantumunun
da fotonlar tarafından taşındığını varsaymıştır. Her fotona bir v frekansı
karşı gelir. Buna göre, her foton h v kadarlık ·enerji kuantumu taşır.
O halde, bir atom frekansı v olan bir foton soğurursa, enerjinin
korunumu ilkesinden ötürü,

I
Temel Kavramlar 19

hu= Eı-Eı (1.30)

olur. Burada E 1 ve E2 atomun, sırasıyla ilk ve son enerji durumlarının enerji


değerlerini belirler. Kuşkusuz, E 2 >E 1 dir. Benzer biçimde, eğer bir atom
enerji değeri E 2 olan . enerji durumundan, enerji değeri E 1 olan enerji
durumuna geçerse (1.30) bağıntısına uygun olarak bir foton salınır.
(1.30) bağıntısı, bir atomun enerjisinin kuantumlandığını gösterir.
Ancak, bu sonuç klasik fiziğe yine ters düşer. Bohr, klasik fiziğin bu
açmazını çözümlemek için, tek elektronlu atomu nitelemek üzere kendisinin
ileri sürdüğü ve güneş sistemine benzettiği modeli yeniden gözden geçirmek
durumunda kalmıştır. Bu amaçla daha önce ileri sürdüğü varsayımlara birini
daha eklemiştir. Bu varsayım şudur. Bir elektronun, çekirdek çevresinde
dairesel bir yörüngede dolanmasına karşı gelen açısal momentumunun
büyüklüğü, n=l,2,3 ... gibi tamsayılar olmak üzere,
h
L=n-=nli (1.31)
2,ı
değerlerinden birini alabilir. Burada, n sayısına kuantum sayısı denir. Buna
göre, bir atomun açısal momentumu, klasik fiziğin öngördüğünün tersine,
kuantumlanmıştır. Bağıntıdaki h niceliği daha önceki kesimlerde karşımıza
çıkan Planck değişmezidir. O halde, klasik fiziğin açısal momentumdan yana
açmazı, onun h'nin tam katları gibi değer almasıdır. Yani h, burada da klasik
fiziğin fark etmediği bir değişmez olarak karşımıza çıktı.
Böylece, bir elektron ve bir çekirdekten oluşan bağlı bir sistemin
enerji düzeylerini belirleyebilecek temel kavramlara kavuşmuş olduk. Şimdi
bunları kullanarak enerji düzeylerini oluşturmaya çalışalım.
Diyelim ki, kütlesi ille, yükü e olan bir elektron, kendine göre daha
büyük bir kütleye sahip olduğu için durgun varsayılan çekirdek çevresinde
dairesel bir yörünge üzerinde, göreli olmayan v hızıyla hareket ediyor.
Elektron ile yükü eZ olan çekirdek arasındaki elektrostatik etkileşme, klasik
fiziğe göre,

ke 2 Z me v 2
(1.32)
rı .r

bağıntısıyla verilir. Burada, r elektronun üzerinde dolandığı yörüngenin yan


çapıdır.
Öte yandan, elektronun yörüngesel açısal momentumunun
büyüklüğü, klasik fiziğe göre, L=mvr ile verilmektedir. Bohr'un yukarıda
öne sürdüğü varsayıma göre açısal momentumun büyüklüğü kuantumlandığı
için ( 1.31) bağıntısından ötürü
20 Kııaııtuııı Fi:.iği

L=rnvr=nh n=l,2.3 .... ( 1.33)

yazılır.
Böylece, (1.32) ve (1.33) bağıntıları kullanılarak, elektronun hızı ve
üzerinde hareket ettiği yörüngenin yarıçapı,

hı ı
r= . , _il . (1.34)
ke-Zm r
ke 2 Z 1
v=--- (1.35)
tı 1l

biçiminde ifade edilebilirler.


Oysa, bir elektronun toplam enerjisi, Eı. = mv 2/2 kinetik ve
Ep =-ke2Z/r potansiyel enerji olmak üzere,

dir. Bu bağıntıda, v ve r yerine yukarıdaki değerler kullanılırsa, aşağıdaki


eşitlikler türetilir:

n=l,2,3 ... (1.36)

n=l,2,3 ... (1.37)

me ( , }2 - 1
E=--ke-z n=l,2,3 .. (1.38)
n 2tı2 n2

Görüldüğü gibi, çekirdeğe bağlı bir elektronun enerjisi, n kuantum sayı.sının


karesi ile ters orantılıdır.
n kuantum sayısı 1 den 00 a dek çok sayıda değerler alabildiği için
bağlı elektron içeren bir atomun, sonsuz sayıda ve birbirlerinden
tamsayılarla ayırt edilebilen enerji değerleri vardır. Yani, ( 1.38) ile verilen
E 0 enerjisi, n kuantum sayısının alabileceği değerlere göre, Eı, E2, ••• gibi
değerler alır. n'nin en küçük değeri 1 olduğu için buna karşı gelen E 1 enerji
değerindeki enerji düzeyine, atomıın taban enerji dıırıımıı adı verilir. Öte
yandan, n=2,3,4 ...değerlerine karşı gelen E 2, E 3, E 4, •••enerji değerindeki
enerji düzeylerine de atomun uyarılmış enerji dımıınları denir. Kuşkusuz,
Temel Kavramlar 21

n sonsuza giderken atomun uyarılmış enerji durumlarının enerji değeri sıfıra


gider.
( 1.38) ile verilen enerji değerleri, biçim olarak enerjinin artan
yönünde sıralanan yatay ve birbirine paralel çizgilerle gösterilir. Elde edilen
biçime, atomun enerji diyagramı denir. Örneğin, hidrojen atomunun enerji
diyagramı Şekil l.2'deki gibidir.

E(eV)
o
1
', , , ++
-0.85
'
,ı Bracket

Paschen -1.51


, ' , ', -3.40
Balmer

','
Eı -13.6
Lyman

Şekil 1.2. Bohr atom modeline göre hidrojen atomunun enerji diyagramı
ve deneysel olarak gözlenen spektrum çizgilerine karşı gelen
geçişler

Şimdi, hidrojen atomunda deneysel olarak gözlenen spektrum


çizgilerini açıklayabiliriz. ( 1.30) bağıntısı kullanılarak, enerji değerleri Ei ve
Es olan iki enerji düzeyi arasındaki geçiş, yani bir. atomun Ei enerji
durumundan bir Es enerji durumuna geçmesi, sırasında saldığı
elektromagnetik ışımanın frekansını bulabiliriz. Gerçekten ( 1.30) eşitliğinde
(1.38) eşitliği kullanılır ve

kısaltması yapılırsa,

bulunur. Bu bağıntı frekansa göre yazılırsa,


22 Kııaııtııııı Fi:iği

(1.39)

elde edilir. Bu bağıntı dalgaboyuna göre de yazılabilir. A=c/ V olduğu için,

(l.40)

olur. Burada, hidrojen atomu için Z=l dikkate alınarak

E0 - =m~
R( 00) = - - (ke 2)2 (1.41)
he -41zdı 3

biçiminde yazılan ve yaklaşık l.0973xl07m·ı değerini alan niceliğe Rydberg


değişmezi adı verilir.
Tek elektronlu atomun enerji düzeylerini belirleyen ( 1.38) bağıntısı
yeniden,

n=l,2,3 ....

biçiminde yazılabilir. Burada,

(1.42)

kısaltması yapıldı. Tek elektronlu bir atomda ip nin SI birim sistemindeki


değeri 13.6 eV dur. ·

Çekirdekten hemen hemen sonsuz uzaklıktaki durgun bir elektron


durumunda, toplam enerji sıfır olduğundan, n.yörüngede bulunan bir
elektronu sonsuza götürmek için yapılması gereken iş: -En= Ip/n 2 kada~
olacaktır. O halde, taban enerji durumunda olan bir atomdan bir elektronu
ayırmak ve onu sonsuza götürmek için yapılan işe, o atomun iyonlaşma
enerjisi adı verilir. Bir atomun taban enerji durumu n=l olduğu için (1.42)
bağıntısı, atomların iyonlaşma enerjisini verir.

Öte yandan, (1.34) ve (135) bağıntılarında Z=l, n=l alınırsa,


Temel Kaı•raııılar
23

tı 2
ao= 2 =5.29xl0- 11 m (1.43)
ke nıe

e2 ke 2
·v0=k(-)=-.-c=ac (1.44)
tı tıc

değerleri bulunur. Buraöa,


ke 2
a=-=1/137 (1.45)
he

dir. Yukarıda, Z=l alındığı için hidrojen atomu göz önüne alınmış demektir.
n=l seçildiği için a0 , v0 nicelikleri, taban enerji durumunda olan atoma bağlı
elektronun, sırasıyla, yörüngesinin yarıçapını ve hızını belirler. Görülüyor ki,
taban enerji durumunda bulunan hidrojen atomunda elektronun hızı ışık
hızından 137 kez daha küçüktür. Buradaki a niceliğine, ince-yapı yarılma
çarpanı adı verilir.

Yukarıda
temel ilkelerini vermeye çalıştığımız ve hidrojen atomunun
deneysel olarak gözlenen spektrum çizgilerini büyük bir başarı ile
açıklayabildiğini gördüğümüz Bohr'un bu modeli;

i) Atomların, gezegen sistemlerine benzetilmesi,

ii) Taban enerji durumunda bulunan bir atomun elektromagnetik ışıma


yapmaması,

iii) Planck değişmezi adı verilen bir değişmez içermesi gibi klasik
fizikte yeri olmayan kavram ve varsayımlara dayanmaktadır. Bu
yüzden Bohr, zamanının fizikçilerinin bir çoğunun acımasız
eleştirilerini almıştır. Kimi bilim tarihçileri, bu acımasız eleştirilere
Bohr'un; "ben yaptığım işlerden utanç duymuyorum" diye karşılık
verdiğini yazarlar. Zaman, Bohr'u bir ölçüde haklı çıkarmıştır. Onun
modeli, sonradan yapılan bazı iyileştirmelerle, bugün eski kuantum
kuramı adıyla bilinmektedir ve hidrojen benzeri tek elektronlu
atomlar için zaman zaman başvurulan bir kuramdır. Sonuç olarak,
"Bohr'un atom modeli de klasik fizikçe fark edilmeyen ve açısal
momentum boyutunda olan h gibi bir evrensel deği,şmez
içermektedir" denilebilir.
24 Kııaııtııııı Fi:;iği

Örnek 1.4.a) Hidrojen atomıında elektron, birinci uyanlmış enerji


düzeyinden taban enerji düzeyine geçiyor. Geçiş sırasında
salınanfotonıın dalgaboyu kaç m dir?
b) Hidrojen atomıında salınan ya da soğurulan en büyük
enerjili fotonun frekansı kaç m dir?

a) ( 1.39) bağıntısına göre; salınan fotonun-frekansı için.

yazılır. Burada, A = c /u olduğu için

bulunur. Eğer Eo=13.6eV, c=3x108m/s, h=4.13xl0- 15eV değerleri


gözönünde tutulursa

A ~ 4 4.13xl0- 15 x3x10 8 .
3 13.6

bulunur.
b) En büyük enerji ile salınan ya da soğurulan foton,

bağıntısına uyar. Buna göre, en büyük enerji 13.6eV dur. Bu değer


hidrojen atomunda iyonlaşma ya da bağlanma enerji değeridir. O
halde
Temel Kavramlar

A=~
Eo
· -15
olur. h=4.13xl0 eV, c=3xl08m/s den

J = 4;f3xıo-ıs x3xl0 8
13.6
=0.9xlff 7m

olacaktır.

1.3.5 Elektronlarla Girişim Olayı


Bir kaynaktan elde edilen ışık ya da su dalgalarının iki yarıklı
düzenekten geçirilmesinden sonra girişim desenleri . oluşturmaları
1900'lerden önce gözlenen olaylar arasındaydı. Bir başka deyişle, 1900'lere
kadar ister elektromagnetik ister su dalgalan olsun dalgalarla girişim adı
verilen bir olay biliniyordu. Bu olay klasik fizikte "iki dalganın üst üste
binmesi" biçiminde kolayca açıklanabilmişti.
Oysa, 1900'lerden sonra elektronlarla yapılan iki yarıklı girişim
deneylerinde de aynı sonuç gözlenmişti. Böyle bir sonuç, yine klasik fiziğe
ters düşen bir sonuçtur. Çünkü klasik fiziğe göre girişim olayı, yarıklardan
geçen dalgaların, yarıkların arkasında, üst üste binmeleri olayıdır. Bu
nedenle, elektronlarla girişim olayı klasik fizik için tuhaf bir olay! O denli
tuhaf ki, elektronlar kaynaktan mermi gibi çıkıyorlar, algıca da mermi gibi
geliyorlar, ancak algıçta girişim deseni gözlendiğine göre kaynak ile algıç
arasında dalga gibi davranıyorlar! Eğer bu sonuç doğruysa, neden
otomobillerin, mermilerin ya da bilardo toplarının hareketleri sırasında dalga
gibi . davrandıklarını görmüyoruz? Yoksa böyle bir davranış yalnızca
elektronlara özgü bir davranış mıdır? .
Klasik fizikçilerce, haklı olarak sorulan bu sorunun yanıtı, 1924
yılında de Broglie den gelmiştir, De Broglie'a göre, yalnız elektronlar değil
belli bir momentumu olan her maddesel parçacığa, dalgaboyu

(1.46)

ile tanımlanan bir dalga karşılık getirilebilir. 1ı. ya de Broglie dalgaboyu


denir. Bu bağıntı da klasik fizik yasalarının içinde bulunmayan h temel
değişmezini içermektedir. Demek ki, momentumu p olan her maddesel
26 Kııaıırııııı Fi:iği

parçacığın hareketiyk. de Broglie dalgaboylu bir dalga u:, uşur. Bu dalgalara


maddesel dalgalar denir.
Maddesel dalgalarda, de Broglie dalgaboyunun büyüklüğünün ne
olabileceğini görmek için, aşağıdaki iki örneği ele alalım. Taban enerji
durumunda olan hidrojen atomunda elektronun ao yarıçaplı yörüngedeki hızı
v0=c/ 137==2.2xl06 mis dir. O halde, hızı v0 kütlesi il\ olan elektronun de
.. Broglie dalgaboyu, ( l.46)dan

1 6.62xlQ-34 3 3 0·10
11.=--------
31
. X1 m
9.lxl0- x2.2xl0
6

bulunur. Öte yandan, kütlesi 1400 kg olan bir binek tipi otomobilin ortalama
hızı 25 mis dir. O halde, bu otomobilin de Broglie dalgaboyu, yine (1.46)
kullanılarak,

A= 6.62xıo-34 ==l.9xıo·3Sm
1.4xl0 3 x25

bulunur. Görülüyor ki, makroskopik büyüklükte ve gözle görülebilen bir


cismin de Broglie dalgaboyu elektronunkinden çok çok küçüktür. Kuşkusuz,
bu basit örneğin verdiği sonuç ne denli inandırıcıysa, de Broglie'un (1.46)
bağıntısı içine klasik fizik yasalarında olmayan h gibi bir değişmez niceliği
sokması da o denli şaşırtıcıdır.

Örnek 1.5. Bohr kuramına göre, hidrojen atomunda elektron çekirdeği,n


çevresinde r yancaplı çembersel yörüngelerde hareket eder. Bu
çembersel yörüngelerin çevrelerinin de Broglie dalgaboyunun
katlan olduğunu gösteriniz.

Bohr kuramına göre elektronun açısal momentumunun


büyüklüğü

h
mvr=nfı=n- n=l,2,3, .. ... . (a)
2tı

dir. O halde,

mv21rr = ıılı (b)


Temel Kavramlar 27

yazılır. Burada çevre= 2m- olduğu için

nh
Çevre=-_ (c) .
nıv

olur. Öte yandan,

h h
A.=-=- (d)
p mv

olduğundan

1 /4
-=-
mv h

bulunur. Bu değer (c) de kullanılırsa,

Çevre=An n=l,2,3, ..... . (e)

olur. Burada /4 de Broglie dalgaboyunu göstermektedir. O


halde, yörüngelerin çevresi de Broglie dalgaboyunun tam katları
biçimindedir.

Bu kesimde şimdiye değin; siyah cısım ışıması, bir metal


yüzeyinden elektronların sökülmesi, Compton saçılması, ·elektronlarla
girişim desenlerinin gözlenmesi, hidrojen atomunda spektrum çizgilerinin
oluşumu gibi olayların klasik fizik yasalarına ters düşen sonuçlarına bir
açıklık getirmek için 1900'lerde ileri sürülen varsayım ve kavramların neler
olduğunu sıralamaya çalıştık.
Bu varsayım ve kavramlarda gözlenen bir özellik, her birinin klasik _
fiziğin fark etmediği h gibi aynı değişmez niceliği içermesidir. Bu sonuç
şöyle yorumlanabilir: Temelde klasik fiziğin fark etmediği bir şey yoktur.
Ancak her nedense doğa olayları, öteden beri, h'yi klasik fizikten bir sır
olarak saklamıştır. Acaba h'nin bir sır olarak saklanmasının nedeni, klasik
fizik yasalarının daha çok gözlem sonuçlarına dayalı olarak kurulmaları
olamaz mı?
28 Kuaııtıım Fiziği

1.4 Heisenberg Belirsizlik İlkesi

Her ne kadar klasik fizik olasılık kavramını bir araç olarak kullanırsa
da onun özünde gereklilik yatar. Örneğin. belli sayıda parçacıktan oluşan bir
kutu ele alalım. Kutu içindeki her parçacığın gelecekte herhangi bir andaki
konum ve momentumlarının büyük bir doğrulukla ölçülmeleri
gerekmektedir. Yani, konum ve momentumun olduğunca büyük bir
doğrulukla ölçülmesi. gelecek için yapılacak öngörülerin istenilen duyarlıkta
ve doğrulukta olmalarını sağlar. Böylece, parçacıkların gelecekteki hareketi
tam olarak belirlenir. İşte, klasik fizik yasalarının özünde yatan gereklilik
budur. Klasik fizik yasaları, bu özellikleriyle, makroskopik boyutlarda büyük
ölçüde başarılı olmuştur. Örneğin, gök cisimlerinin başlangıçtaki
hareketlerine göre, daha sonraki hareketleri tam olarak belirlenebilmektedir.
Öte yandan, yapılan her gözlemde, gözlemci ile sistem arasında bir
etkileşme vardır. Bu etkileşme, gözlem sonucu elde edilen ölçüme etki eder.
Örneğin, ayın konumu ay yüzeyinden yansıyan radar dalgalarıyla
saptanabilir. Oysa, böyle bir ölçümden ayın hareketi etkilenebilir ve ölçüm
sonucu değişik olabilir. Ancak, ayın kütlesi çok büyük olduğu için, bu etki
göz ardı edilecek kadar küçüktür.
Dünya üzerinde yapılan ölçümlerde de bu tür bir etki vardır. Ancak
bu etki ya çok küçüktür, ölçüm sonuçlarına etki etmez, ya da kontrol
edilebilir olduğu için ölçüm sonuçları buna göre değerlendirilebilir. Bu
demektir ki, makroskopik cisimlerin konum ve momentumları büyük bir
doğrulukla ölçülebilir.
Acaba elektron ve foton gibi mikroskopik boyutlardaki parçacıkların
konum ve momentumları da makroskopik boyuttakilerin ki gibi büyük bir
doğrulukla ölçülebilir mi? Klasik fizikçiler bu sorunun yanıtının "evet"
olduğuna inanmışlardır! Acaba, klasik fizikçiler yanılıyorlar mıydı? Bunu
anlamak için iki yarıklı bir· düzenekte elektronlarla yapılan girişim deneyini
ele alalım.
Şimdi, elektronun hangi yarıktan geçtiğini anlamaya çalışalım. Bunu
gerçekleştirmenin bir yolu elektron üzerine ışık düşürmektir. Bunu
gerçekleştirmek için yarıkların arkasına, bir ışık kaynağı ile iki algıçtan
oluşan bir düzenek yerleştirelim. Düzenekteki algıçlardan biri, yalnızca
!.yarıktan geçen, öteki de yalnızca 2.yarıktan geçen elektron tarafından
saçılan fotonu algılayacak biçimde ayarlansın. Bu durumda, perdeye ulaşan
elektronları, 1. ya da 2. yarıktan geçmelerine göre iki gruba ayırmış oluruz.
Böyle bir inceleme bizi, klasik mermilerle yapılan iki yarıklı girişim
düzeneğinde olduğu gibi, girişim deseninin gözlenmediği bir sonuca götürür.
Oysa, elektronları görmek istemeseydik, yarıkların arkasındaki ışıklı
düzeneği kullanmayacaktık, o zaman da girişim desenini gözleyebilecektik.
Temel Kaı>raııılar 29

Görülüyor ki, elektronların konumlarını saptamak için yapılan işlem,


girişim desenini bozuyor. Bu bir çelişkidir. Acaba, bu çelişkinin kaynağı
nedir? Bu çelişki ışığın kuantumlu olduğundan kaynaklanabilir mi? Işık her
birinin enerjisi h V olan fotonlardan oluşur demiştik. O halde, cismi görmek
için onu aydınlatmak demek. onun üzerine en az bir foton yollamak
demektir. Eğer makroskopik boyutlarda bir parçacık, ışık ile aydınlatılırsa,
onun hareketinde bir değişiklik ·beklemeyebiliriz. Çünkü, makroskopik
boyutlardaki bir parçacığın enerjisi fotonunkinden çok çok büyüktür. Oysa,
elektron gibi bir parçacığın kütlesi çok çok küçüktür. Bu durumda elektronu
aydınlatmak için üzerine yollanan bir foton ona, hareketini değiştirecek
miktarda enerji aktarabilir. Bu da, elektronların girişim desenini bozar.
Burada hemen şu soru akla gelebilir. Acaba, elektronları
aydınlatmak için kullanılan ışığın şiddeti azaltılırsa girişim deseni
bozulmayabilir mi? Işık şiddetini azaltmak demek, birim zamanda salınan
foton sayısını azaltmak demektir. Böyle bir işlem, yarıkların arkasındaki
foton sayısını azaltır ki bu da, bir elektronun bize görünmeden yarıklardan
geçip perdeye ulaşabileceğini gösterir. Böylece perdeye varan üç tür elektron
olduğunu söyleyebiliriz: !.yarıktan geçen elektronlar, 2. yarıktan geçen
elektronlar ve hangi yarıktan geçtiğini bilmediğimiz elektronlar. O halde,
görmediğimiz (ışık ile etkileşmeyen) bu üçüncü tür elektronlar girişim
deseni oluştururlar diye bekleyebiliriz.
Görülüyor ki, eğer elektronun hangi yarıktan geçtiğini anlayabilecek
bir düzenek kurulabilirse, elektronun yarıkların hangisinden geçtiğini
kesinlikle söyleyebiliriz. Aksine böyle bir düzenek kurulmazsa, elektronun
yarıklardan hangisinden geçtiğini söyleyemeyiz.
Kuantum kuramı tuhaf bir kavram: Elektronun hangi yarıktan
geçtiğini saptamaya çalışmak, girişim desenini bozuyor! Kuantumlu yapıya
sahip olduğu varsayılan ışığın, üzerinde deney yapılan, cisimlerle girdiği
etkileşme, makroskopik boyutlarda göz ardı edilebiliyor da, mikroskopik
boyutlarda göz ardı edilemiyor! İşte Heisenberg belirsizlik ilkesi diye bilinen
gerçeğin temeli budur.
İki yarıklı girişim deneyinde, elektronun hangi yarıktan geçtiğini
saptamaya çalışmak, girişim deseninin bozulması demekti. Bir foton ile
etkileşmeye giren elektronun enerjisi dolayısıyla· momentumu değişime
uğrar. Elektronun konum ve momentumunun, bu etkileşmeden ötürü,
değişime uğraması söz konusu olduğuna göre akla şöyle bir soru gelebilir.
Acaba elektronun konum ve momentumunu aynı anda büyük bir doğrulukla
ölçebilir miyiz? Bu soru son derece akıllıca sorulan bir sorudur. Çünkü,
klasik fizikte bir parçacığın aynı anda konum ve momentumu biliniyorsa, bu
parçacık tam olarak belirlenebilir demektir.
Bu sorunun yanıtı, "Heisenberg belirsizlik ilkesinden daha büyük
bir doğrulukla ölçülemez"dir. O halde, Heisenberg belirsizlik ilkesi nedir?
30 Kııaııtııııı Fi:iği

Bir parçacığın x konumu ile momentumunun bu konumla uyuşan Px bileşeni


eş zamanlı olarak ölçülmek istendiğinde, elde edilen sonucun doğruluğunda
bir sınırlama vardır. Bu sınırlamayı Heisenberg, ·

Ax.M>x~hl41t (1.47a)

·· biçiminde tanımlamıştır. Bu demektir ki, bir parçacığa ilişkin Px momentum


ve x konum nicelikleri, eş-zamanlı olarak ancak ve ancak (l.47a)yı sağlayan
M>x ve Ax kadarlık belirsizlikle ölçülebilirler.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta, M>x ve Ax belirsizliklerinin
birbiriyle bağlantılı olmasıdır. Yani, ölçümdeki doğruluk üzerine yapılan
sınırlama yalnızca Px'in ya da yalnızca x'in ölçümü üzerine değil, (M>xAX)
çarpımı üzerindedir. Bu demektir ki, parçacığın konumu büyük bir
doğrulukla ölçülürse (Ax=O), momentumunda büyük bir belirsizlik oluşur,
(M>x:oo). Bunun tersi de doğrudur: M>x=O ise Ax:oo dur.
Bunun anlamı nedir? Eğer parçacığın konumu büyük bir doğrulukla
· ölçülmek isteniyorsa, çok küçük dalgaboylu ışık kullanılmalıdır. Çünkü
ışığın dalgaboyu parçacığın yerleşebileceği konumu belirler. Öte yandan,
ışığın dalgaboyu küçük ise frekansı büyüktür. Yani, parçacığın konumunu
büyük bir doğrulukla ölçmek için frekansı dolayısıyla enerjisi büyük olan
ışık seçilmelidir. Oysa, büyük enerjili ışık (foton demeti) parçacık ile
etkileştiği zaman ona çok daha büyük enerji dolayısıyla momentum aktarır.
Yani, bu durumda momentumundaki belirsizlik büyük olur. Aksine
parçacığın momentumunu büyük doğrulukla ölçmek istiyorsak, küçük
enerjili (küçük frekanslı) ışık seçilmelidir. Frekansı küçük olan ışığın, bu
kez, dalgaboyu büyük olacaktır. Yani, bu durumda da konumda büyük
belirsizlik olur..
Parçacığın hareketinin öteki bileşenleri için de ( 1.47a) ya benzer
bağıntılar yazılabilir. Yani,

Ay.M>-?- h/41t (1.47b)

(1.47c)

dir.
Öte yandan, bir atomdan t süresi içinde E enerjisi salınıyorsıi,
bunların ölçümünde,

At.~h/41t (1.48)


Temel Kaı-raııılar 31

kadarlık bir belirsizlik vardır. İşte, ( 1.47) ve ( 1.48) bağıntıları Heisenberg


belirsizlik ilkesi olarak anılmaktadırlar.
Yukarıdaki açıklamalar gösteriyor ki, Heisenberg belirsizlik
ilkesinin içinde yatan temel ilke, (konum-çizgisel momentum) ve (zaman-
enerj i) kavram çiftlerinin hiçbir belirsizlik içermeyecek biçiı;nde eş zamanlı
olarak ölçülemeyecekleridir. Yani, eş zamanlı ölçüm sonunda hem ôx=O
hem de ôPx=O olamaz. Bunlardan biri sıfır ise öteki sonsuzdur. Bu durum,
(zaman-enerji) kavram çifti içinde geçerlidir.
Heisenberg belirsizlik ilkesinin taşıdığı bu özellik ile madde ve
ışığın (dalga-parçacık) ikili yapısı arasında bir benzerlik kurulabilir.
Örneğin, elektronun dalga özelliğini göstermek için hazırlanan bir düzenekte
onun, parçacık özelliği bastırılır, tıpkı elektronlarla girişim deseninin
gözlendiği iki yarıklı düzenekte olduğu gibi. Aksine kurulan düzenek, onun
parçacık özelliğini ortaya çıkarmak üzere değiştirilirse bu kez onun, dalga
özelliği bastırılır, tıpkı iki yarıklı girişim düzeneğinde elektronun hangi
yarıktan geçtiğinin aranmasında girişim deseninin bozulması gibi. Yani,
madde bir deneyde, yalnızca parçacık, başka bir deneyde de yalnızca dalga
gibi davranır. Bu durum ışık içinde geçerlidir. Işık bir deneyde (girişim ya da
kırınım) yalnızca dalga, başka bir deneyde de (Compton ya da fotoelektrik
olayı) yalnızca parçacık gibi davranır. ·
Demek oluyor ki madde ve ışığın dalga ve parçacık özellikleri, bir
tek gözlemde birlikte ortaya çıkarılamaz. Yani, madde ve ışığın, dalga ve
parçacık özellikleri, bir metal paranın iki yüzü gibidir. Bir metal para ile bir
atışta, ya yazı yukarı gelir ya da tura; hem yazı hem de tura birlikte yukarı
gelemez. Bir tek gözlemde maddenin ve ışığın, ya dalga ya da parçacık
özelliği, ortaya çıkar, ikisi birden asla!

Örnek 1.6. a) Yaşam süresi 2.2xıo-6s olan mıwn parçacığının enerjisindeki


belirsizlik en az kaç J dür?
b) Enerjisindeki belirsizliği,n en küçük değeri 2.Sxl 09e V olan
bir parçacığı.n ömrü kaç saniyedir?

a) Heisenberg belirsizlik ilkesine göre muon parçacığının


enerjisindeki belirsizliğin en küçük değeri
/),,ttill=~
2
bağıntısından bulunur.

Burada, /),,f =2.2xl0- 6s, n = l.05xl0-34 J.s olduğuna göre,


32 Kuaııtuın Fiziği

l.05xl0-34
=
2x2.2xl0- 6
=0.24x 10-28J
olur.
'b) Heisenberg belirşizlik ilkesine 'g°öre parçacığın yaşam sİ.iresi


M=-
2/ill

bağıntısından bulunur. Burada, M = 2.5xl09eV,


tı = 0.66xl o-ıs e V.s olduğu için

M = 0.66 X 1o-ıs
2x2.5xl0 9

=0.13xl0· 24s
olur.

Örnek 1.7. Elektronlarla· yapılan kınnım deneyinden yararlanarak


Heisenberg belirsizlik ükesi için bir bağıntı bulunuZ-; ·
Temel Kavramlar 33

Yukarıdaki kırınım düzeneğinden görüldüğü gibi yarığın içinde elektronun


kırınıınındaki belirsizlik en fazla yarığın genişliği kadardır. Yani,

(a)

Ayrıca elektronun x konumu ile uyuşan çizgisel


momentumundaki belirsizlik de olsa olsa P x kadardır. Yani,
~=~ ~
dir. O halde,
(c)

yazılır. Şekildeki MND ve MRS üçgenlerinden

RS MR (d)
-----
ND MN

yazılır. Burada: MN=L, MR=P2 , RS=Px olduğundan,

(e)
ND L

yazılır. Öte yandan kırınım bağıntısı dSin0=ıı. dan,

Sin0= A = ND (f)
d L

bulunur. Böylece (e) ve (f) den,

d,Px=A.Pz (g)

bulunur. De Broglie bağıntısına göre, ·

p =!!_ (h)
z A
olduğu için

d.Px=h (i)

bulunur. Bu bağıntı (c) ile birleştirilirse


34 Kııaııtııııı Fi::.iği

(j)

olur ki bu da Heisenberg belirsizlik ilkesidir.


Öte yandan elektronun Px momentumu nedeniyle kinetik enerjisi

(k)

dur. Buradan,

(1)

yazılır. Elektronun hız değeri göreli hız değerine ulaşmamış ise

Px=nı,,v_t =nıe : denirse


. /lx
~=-~x
ru
yazılır. Buradan da,

(m)

bulunur. (j) ile karşılaştırılırsa

(n)

bulunur ki bu da yine Heisenberg belirsizlik ilkesidir.

İrdeleme: Elektron göreli hıza ulaşmadığı için

(o) .

olduğundan, (j) den,

(p)
Temel Kavramlar 35

h h
.1v = ---
x meô.X

yazılır.Demek ki, elektronun çizgisel hızındaki olası belirsizlik


yarığın .genişliği ile ters örantılıdır. Burada, h/rrıe_=I0- 34/I0- 31 =10- 3
olduğu için

(r)

yazılır. Eğer, d= 10-4m alınırsa,

.1v_,..=I0mls

bulunur. Yani, deneysel olarak gözlenebilecek bir belirsizliktir.


Oysa, elektron yerine bir makroskopik cisim alsaydık durum daha
farklı olurdu. Örneğin Ino=10-3kg kütleli bir cisim durumunda
hlıno=I0- 34/10- 3 =10-31 olduğu ve d=lff4 m alındığında (r) den,

10 -31
--=10- 27 mis
10-4

bulunur. Yani, bugünkü düzeneklerle farkedilemeyecek bir


sapma ya da belirsizlik ortaya çıkar.

1.5 Dalga ve Parçacık Modellerinde Olasılık Kavramı

Klasik fizik, makroskopik cisimlerin incelenmesinde parçacık


kuramı, elektromanyetik ışımanın incelenmesinde de dalga kuramı denilen
iki önemli kurama sahiptir. Maddenin parçacık-dalga, ışığın da dalga-
parçacık özelliği göstermesi, bu iki kuram arasında bağlantı kurulabilir mi
diye bir soru akla getirmiştir.
Bu iki kuram arasında, olasılık kavramına göre bir bağ
kurulabileceği fikri, ilk kez ışık için Einstein ve madde için de Bom' dan
gelmiştir.
Klasik dalga kuramına göre, bir elektromagnetik dalganın elektriksel
alan bileşeninin karesinin bir periyot boyunca ki ortalama değeri ışık şiddeti
olarak tanımlanmıştır. O halde, Lı ışık şiddeti elektriksel alan bileşeni de E
ise
36 Kııaıııuııı Fiziği

(1.49)

yazılabilir. Parçacık kuramında ise, hareket doğrultusuna dik olan birim


yüzeyden birim zamanda geçen ortalama parçacık sayısı şiddet olarak
tanımlanmıştır. Yani, bu durumdaki ip şiddeti, parçacık sayısı n ise

(1.50)

yazılabilir.
Einstein klasik dalga kuramındaki <E2> niceliğini, birim hacimdeki
foton sayısının bir ölçüsü olarak varsaymıştır. Böylece, Einstein
elektrornagnetik ışımaya tanecik kavramını sokmuştur. Daha önce
söylediğimiz gibi, elektromagnetik enerji, her birinin enerjisi h V olan
fotonların (parçacıkların) enerjisinden oluşmaktadır. Yani, elektromagnetik
enerji kesiklidir. Oysa, bu durum Maxwell'in elektromagnetik dalga için ileri
sürdüğü süreklilik kavramına ters düşmektedir.
Einsten'e göre, noktasal ışık kaynağı uzayın her doğrultusunda foton
salar. O halde, birim yüzeyden geçen foton sayısı, kaynaktan uzaklaştıkça
azalır. Noktasal kaynağın çevresindeki uzay küre olduğuna göre, birim
yüzeyden geçen foton sayısı, kaynak ile yüzey arasındaki uzaklığın
(yarıçapın) karesiyle ters orantılıdır. Bu sonuç son derece önemli bir
sonuçtur. Çünkü dalga modelinde olduğu gibi burada da ters kare yasası
çalışmaktadır. Dalga modelinde, noktasal kaynaktan küresel dalgaların
salındığını söyleyebiliriz. Bu durumda ışık şiddeti uzaklığın karesiyle azalır.
Öyleyse büyüklükleri <E2> ile ölçülen bu dalgalar, birim hacimdeki
ortalama foton sayısının bir ölçüsü olacaktır. _
Burada, ortalama sözcüğü salınma olayının istatistiksel bir olay
olmasından ötürü kullanılmıştır. Yani, birim alandan birim zamanda kaç tane
foton geçtiğini tam olarak bilemeyiz. Oysa, kaynaktan r kadar uzaktaki birim
yüzeyden birim zamanda bir fotonun geçme olasılığını söyleyebiliriz.
Örneğin, bir fotonun, kaynaktan 3m uzaktaki birim yüzeyden birim zamanda
geçme olasılığının, lm uzaktaki aynı yüzeyden birim zamanda geçme
olasılığının tam 1/9 katı olacağını söyleriz. Yani (1.50) bağıntısındaki <n>
niceliği birim zamanda, birim yüzeyden bir fotonun geçme olasılığının bir
ölçüsüdür.
Einstein'ın bu yorumu göz önüne alınarak

<Eı >
hV<n> (1.51)

,,
Temel Kavramlar 37

yazılırki bu da bizi, ( 1.49) ve ( 1.50) bağıntılarından ötürü,

(1.52a)
yada
(1.52b)

sonucuna götürür.
Öte yandan Bom, Einstein' ın elektromagnetik dalga için yaptığı
incelemeye benzer bir incelemeyi maddesel dalgalar için yapmıştır. De
Broglie'a göre, P momentumuyla hareket eden her madde ile dalgaboyu
A=hlP olan bir dalga uyuşur. O halde, tek boyutlu bir uzayda yayılan klasik
dalgada olduğu gibi, dalgaboyu de Broglie dalgaboyuna eşit olan bir
maddesel dalga,

'lf(x,t)=ASin21t(x/A.-V t) (1..53)

biçiminde bir dalga fonksiyonu ile belirlenebilir. Oysa, bu bağıntı +x


yönünde ilerleyen, dalgaboyu A, frekansı u olan elektromagnetik dalganın
elektriks~l bileşeni için yazılan

E(x,t)=EoSin21t(x/A-V t) (1.54)

bağıntısı ile özdeştir. O halde, <E2> ışık dalgalan için ne rol oynuyorsa,
lıııl 2 de maddesel dalgalar · için, o rolü oynar. Yani, Einstein ve Bom
tarafından ileri sürülen akıl yürütmesine göre, E(x,t) bir foton parçacığı (bir
enerji kuantumu) ile uyuşan ışık dalgasını ve w(x,t)' debi~ maddesel parçacık
ile uyuşan maddesel dalgayı belirler. Buna göre, bir parçacığın hareketi ile
uyuşan maddesel dalganın dalga fonksiyonunun karesinin ortalaması,. bu
parça~ığın belli bir zamanda belli bir konumda seçilen birim hacimde
bulunma olasılığının bir ölçüsüdür.
E(x,t) konumun ve zamanın fonksiyonu olduğu gibi, w(x,t)' de
· konumun ve zamanın fonksiyonudur: E(x,t)'nin bir dalga denklemini
sağlaması gibi, w(x,t)' de bir dalga denklemini sağlar. Schrödinger denklemi
adı verilen bu denklem daha sonraki bölümlerde incelenecektir. Üst üste
binen iki elektromagnetik dalganın dalga fonksiyonları toplanabilir. Bu
toplam, E=E1+E2 dir. Buna göre, şiddet E2 bağıntısıyla bulunur. Benzer
biçimde, iki maddesel dalga da üst üste bindiğinde, dalga fonksiyonları
toplanabilir. Toplam, '\Jfı+'lf2='1' yazılabilir. Toplam şiddet iselvrl2 dir. O
halde, iki dalganın üst üste binme ilkesi ışık dalgalan için geçerli oJduğu
kadar maddesel dalgalar için de geçerlidir. İki yarıklı girişim düzeneğinde
38 Kııaıııımı Fiziği

elektronlarla yapılan deneylerde, tıpkı dalg::ıfarla yapılanlarda olduğu gibi.


girişim deseni elde edilmesinin nedeni budur. İki dalga birbirini arttıracak
ya da azaltacak biçimde üst üste biner. Oysa, iki parçacık tJirbirini yok
edecek biçimde üst üste binmez.

1.6 Kuantum Kuramı

Ônceki kesimlerde. fiziksel olaylar üzerinde yapılan bazı gözlemlerden


elde edilen sonuçların, klasik fizik yasalarıyla açıklanamadığını,
açıklanabilmeleri için ileri sürülen kavramların ise klasik fiziğin kabul
edemediği türden kavramlar olduğunu gördük. Bu kavramları şöyle
sıralayabiliriz.

i) Atomun parçacıklı yapısı. Maddeyi oluşturan atom, maddenin en küçük


parçası değildir. Bir atom, proton, nötron ve elektron gibi parçacıklardan
oluşur. Yani, bir atom, proton, nötron gibi parçacıklara bölünebilir.
ii) Açısal momentumun kuantumlanması. Bir atomda çekirdek ile
elektron arasındakielektrostatik çekim kuvveti nedeniyle elektronun
çekirdeğe göre yaptığı
yörüngesel harekete karşı gelen açısal momentum,
klasik fiziğin öngördüğü biçimde sürekli değerler alamaz. Aksine, açısal
momentum h/21t gibi bir değişmez niceliğin tam katlan biçiminde
değerler alır. Başka bir deyişle, atomun açısal rnornentumu kesiklidir.
Buna açısal momentumun kuantumlanması denir. O halde, bir atomun
açısal momentumunun büyüklüğü L=n(h/21t) bağıntısıyla tanımlanır.
Burada, n=l,2,3, ... gibi tam sayılardır. Bu demektir ki, bir atomda_ n
sayısının kontrol ettiği birbirinden farklı durumlar vardır.
iii)Enerjinin kuantumlanması. Bir atomda açısal momentumun
kuantumlanması, o atomun farklı durumlara sahip olduğu fikrini ortaya
koymuştur. Bu durumlara atomun enerji durum/an adı verilir.· Buna
göre, bir atom bu enerji durumlarının dışında bir durumda bulunamaz.
Yani, bir atomun enerjisi de n sayısının kontrol ettiği kesikli değerler
alabilir. Buna enerjinin kuantumlanması adı verilir.
iv)Dalga-parçacık ikililiği. Fiziksel olaylar karşısındaki birçok
davranışının, klasik fiziğin öngördüğü biçimde, dalga özelliğine
dayandırılarak açıklandığını bildiğimiz elektrornagnetik ışıma, bazı
durumlarda her birinin enerjisi h V olan ve foton adı veril~n
_parçacıklardan oluşan bir sistem gibi davranır. öte yandan, fiziksel
olaylar karşısındaki birçok davranışının, klasik fizik yasalarının
öngördüğü biçimde, parçacık özelliğine dayandırılarak açıklandığını
bildiğimiz madde, bazı durumlarda bir dalga gibi davranır. Bu dalganın
dalgaboyu, P mamddenin momentumu olmak üzere, h/P ile verilir. Buna,
de Broglie dalgaboyıı ve bu dalgaya da maddesel dalga adı verilir.
Temel Kal'ramlar 39

Demek ki ışık ve madde, fiziksel olaylar karşısında, bazı durumlarda


dalga, bazı durumlarda da parçacık özelliği gösteren davranışa sahiptir.
Buna, ışık ve maddenin fiziksel olaylar karşısındaki davranışları için
dalga-parçacık ikiliği adı verilir.
v) Heisenl>erg belirsizlik ilkesi. Bir parçacık için yapılan bir gözlemde, .
konum-momentum ve zaman-enerji kavram· çiftleri, klasik fiziğin
öngördüğünün aksine, eş zamanlı olarak istenilen doğrulukta
ölçülemezler. Bu çiftler için yapılan ölçüm sonuçları daima h kadar
belirsizlik içerir. Bu demektir ki, hareketli bir parçacığın konum ve
momentumu aynı anda büyük bir doğrulukla ölçülemiyorsa, bu hareketin
başlangıç koşulları kesinlikle belirlenemez. Bu da parçacığın gelecekteki
hareketinin kesinlikle belirlenemeyeceğini gösterir. Yani, kesin
önermeler yerine olası sonuçlar önem kazanır. Bu ise bir olayın oluşma
olasılığı kavramını ileri sürer. Maddesel dalgalarda olasılık rolünü,

olasılık yoğunluğu olarak tanımlanan 11//I 2 üstlenir.


· Yukarıda sıralanan, kuantumlanma, maddesel dalga, belirsizlik ilkesi
gibi kavramlarda göze çarpan ortak özellik, her birinin h gibi değişmez bir
niceliğe gereksinim duymuş olmasıdır. Açısal momentum boyutunda olan ve
Planck değişmezi adını alan bu nicelik, ne yazık ki kuantumlanma, maddesel
dalga, belirsizlik ilkesi gibi kavramlardan sonra klasik fizik içinde yer
alabilmiştir. Bununla birlikte, bu kavramların, fiziğe sadece yeni bir
değişmez nicelik kazandıran kavramlar olarak algılanmamaları gerekir.
Gerçekte bu kavramların önemi, fiziğe yeni bir değişmez nicelik
katmaktan çok, maddeyi tanımada gereksinim duyulan yasaları kurmada,
fizikçileri uyarmış olmalarından kaynaklanmaktadır. Çünkü bu kavramlar,
klasik fiziğe göre açıklanamayan olayları açıklamada klasik fiziğin dışına
çıkılırken karşılaşılan zorlukların çözümlerini verebilecek ipuçları
içeriyordu.
Maddeyi mikroskopik boyutlarda incelemek için bu yeni kavramlara
dayalı olarak oluşturulan kural ve kuramlar topluluğuna Kuantum Kuramı
denir. Başlangıçta büyük güçlüklerle karşılaşan kuantum kuramı, 1925-1930
yıllan arasında iki ayrı biçimde oluşturuldu .. Bunlardan birisi, Heisenberg,
Bom, Jordan'un. oluşturduğu Matris Mekaniğidir. Dalga Mekaniği. adı
verilen öteki ise Scrödinger tarafından oluşturuldu. Ayrıca Scrödinger ayrı
matematiksel biçimdeki bu iki kuramın birbirleriyle özdeş olduklarını da
kanıtladı. Öte yandan Dirac, kuantum kuramını 1930 yılında, hem dalga
mekaniğini · hem de matris mekaniğini ıçıne alabilecek biçimde
genelleştirmiştir.
Kuantum kuramından sonra fizik bilimi son derece hızlı bir biçimde
gelişme gösterdi. Maddenin özelliklerinin ortaya çıkarılmasında ve doğa
olaylarının incelenmesinde önemli sonuçlara ulaşıldı. Ulaşılan bu sonuçlar
40 Kuaııtımı Fiziği

göz önüne alındığı zaman akla şöyle sorular gelebiliyor: Fizikte kuantum
kuramı en son gerçek midir? Maddeyi ve doğa olaylannı tanıma yönünden
fizikte bilinmeyen bir şey kalmış mıdır?
Kuşkusuz hiç kimse, herhangi bir kuramın, bulunan en son gerçek
olduğunu iddia edemez. Ayrıca bulµnabilecek "daha ne kaldı" da bilinemez.
O halde, "doğadaki tüıiı olaylan açıklayabilecek tam bir kurama _sahibiz"·
diye söylenemez. Her ne kadar · kuantum kuramından sonra bir çok
bilinmeyen bilindi ve bir çok sorun çözümlendi ise de bulunacak daha çok
şey olabilir. Fiziği bilim olarak bu denli önemli kılan da budur.
Öte yandan, kuantum kuramını, klasik kurama karşı yapılan bir
devrim olarak görenler de olabilir. Ancak, devrim oldukça iddialı bir sözcük;
bir şeyin alt üst edilmesi, yeniden oluşması demektir. Oysa, kuantum
kuramından sonra klasik fizik alt üst olmadı ve makroskopik boyutlardaki
cisimleri incelemede yine geçerli kaldı. Öqıeğin, makroskopik cisim için
maddenin dalga-parçacık ikiliği özelliğini ele alalım. Bilindiği gibi h çok
küçük bir sayıdır. Oysa, bir makroskopik cismin kütlesi oldukça büyük ve
buna bağlı olan momentumu da çok büyüktür. Dolayısıyla, makroskopik
cisim ile uyuşan maddesel dalganın dalgaboyu, A=hlP bağıntısından ötürü,
deneysel olarak ölçülemeyecek kadar küçük bir sayıdır. O halde, klasik
fiziğin ölçülemeyecek kadar küçük bir niceliğin belirlediği bir kavramı
içine almamasından daha doğal ne olabilir ki? Oysa, aynı şeyin elektronlar
için geçerli olduğu söylenemez. .Çünkü, bir elektronun kütlesi, bir
makroskopik cismin kütlesine göre çok çok küçüktür. Dolayısıyla, bir
elektron ile uyuşan maddesel dalganın dalgaboyu deneysel olarak
ölçülebilecek bir büyüklüktür. Buna göre, dalga-parçacık ikiliği
makroskopik boyutlardaki cisimler için değil, mikroskopik boyutlardakiler
için geçerlidir. Demek ki, klasik fizik yasaları, maddenin dalga-parçacık
ikiliği özelliğinden ötürü alt üst olmadı. ·
Öte yandan, h=0 olsaydı, konum-momentum ve zaman-enerji
kavra~ çiftlerinin . eş zamanlı ölçülmelerinde herhangi bir sınırlama
olmayacaktı. Demek ki, h'nin son derece küçük bir sayı olması,
makroskopik boyutlardaki cisimler için yapılan alışılagelmiş ölçümleri bu
ilkenin dışında tutuyor. Bu durum tıpkı v/c oranının büyük ya da· küçük
· olması durumuna benzemektedir. Eğer, v/c<<l ise, maddenin
incelenmesinde özel görelilik kuramı göz ·ardı edilir. Aksine, v =C ise özel
görelilik kuramı göz ardı edilemez.
Bütün ~u incelemeler gösteriyor ki, bugün için bilinen fiziğin tümü
kuantum fiziğidir ve bilinen yasaları, klasik fiziği de içine alacak biçimde,
genel yasalardır.
Temel Kavramlar 41

1.7 Maddesel Dalga, Evre ve Grup Hızı

Klasik dalga kuramından bilindiği gibi, bir dalganın Ve yayılma hızı,


A dalgaboyu, V frekansı arasındaki ilişki

(1.55)

dür. Şimdi,bu bağıntıyı.enerjisi E, momentumu P olan bir parçacık ile


uyuşan maddesel dalga için yazmaya çalışalım. Anılan maddesel dalganın de
Broglie dalgaboyu

A=h/P (1.56)

dir. O halde, E=h V olduğu için (1.55) bağıntısı

. Ve=(h/P)(E/h)=EJP (1.57)

biçiminde yazılır. Yani, enerjisi E, momentumu P olan bir parçacık ile


uyuşan maddesel dalganın yayılma hızı enerji ile doğru ve momentum ile
ters orantılıdır.
Bu parçacığın göreli olmayan bir v hızıyla serbestçe hareket
ettiğini varsayalım. Parçacığın kütlesi mise (1.57) bağıntısında E=mv 2/2 ve
P=mv olacaktır. Buna göre,

Ve=(mv2/2)(mv)=v/2 (1.58)

elde edilir. Bu sonuca göre, v hızıyla serbestçe hareket eden bir parçacığın
hareketiyle uyuşmasını beklediğimiz maddesel dalganın yayılma hızı,
parçacığın hızından küçüktür. Sanki, maddesel dalga parçacığın hareketini
izleyemiyor. Bu tuhaf bir durumdur. Gerçekten parçacığın davranışını
nitelemek üzere yerine geçecek maddesel dalganın yayılma hızı (1.58)
bağıntısıyla verilen hız mıdır? Yoksa maddesel dalgaların yayılma hızı. için
·başka bir kavram mı vardır?
Diyelim ki, bir parçacık x ekseni:boyunca v hızıyla serbestçe hareket
ediyor. Aynı eksen boyunca maddesel dalganın da hareket ettiğini
varsayalım. Bu dalganın genliğini ölçmek için x ekseni boyunca bir dizi
yapay algıçların konulduğunu varsayalım. Eğer, t=to anında bu algıçlann
verdiği değerler okunur ve konumun (yani x in) fonksiyonu olarak çizilirse,
maddesel dalgayı niteleyen \jf(x,t) dalga fonksiyonunun t=to anındaki anlık
değerlerinin bir gösterimi elde edilir.
O halde, bu dalga fonksiyonunun, ayrıntıya fazlaca inmeden, Şekil
1.3 deki gibi olmasını bekleriz. Böyle bir beklentinin gerçekleşmesi için
42 Kuaııtıım Fi:.iği

maddesel dalganın genliği öyle değişmeli ki, değeri uzayın sonlu bir
bölgesinde sıfırdan farklı olsun. Bu gereklidir. Çünkü, madde~el dalga, v
hızıyla serbestçe hareket eden bir parçacık ile uyuşabilecek (onun yerine
geçebilecek) bir dalga olarak ele alındı.
Şekil 1.3 deki gibi bir dalganın elde edilmesi için, x ekseni boyunca
yayılan farklı frekanslı ve farklı dalgaboylu çok sayıda dalgaların üst· üste
binmeleri gereklidir. İşte çok sayıda dalganın üst üste binmesiyle oluşan
sonuca dalga paketi adı verilir ve bu dalga paketinin yayılma hızı,
parçacığın hızına eşit olmalıdır. Oysa, (1.58) ile verilen yayılma hızı dalga
paketini oluşturan dalga bireylerinin yayılma hızıdır. Bu hız evre (faz) hızı
adıyla anılmaktadır.

'P(x,t)

Şekil 1.3 'lf(x,t) dalga fonksiyonunun t=to daki değişimi: Bir dalga paketi

Nasıl ki bir elektromagnetik dalga, her birinin enerjisi h V olan çok


sayıda fotondan oluşuyor, bir parçacığın hareketini nitelemek için onun
yerine geçebilecek bir maddesel dalga da, dalgaboylari de Broglie dalgaboyu
ile tanımlanan çok sayıda dalganın üst üste binmesinden oluşur. Şimdi bir
dalga paketinin nasıl oluştuğunu inceleyelim.
Klasik dalga modeline göre, x ekseni boyunca yayılan, değişmez
genlikli bir dalganın dalga fonksiyonu

ıv(x,t)=Sin2n[; -vı] (1.59)

biçiminde yazılır. Burada A ve V, sırasıyla, dalganın dalgaboyu ve


frekansıdır. Eğer

k=2rr/A (1.60)
Temel Kaı·ramlar 43

dalga sayısı tanımı yapılırsa,

\jf(x,t)=Sin(kx-21t V t) (1.61)

yazılır. Demek ki, bir dalga paketinin oluşması için (1.61) _ile verilen .
biçimdeki bir çok dalganın üst üste binmesi gerekir. İşlem yönünden
kolaylık sağlamak için (l.6l)deki dalgalardan yalnızca ikisinin üst üste
bindiğini varsayalım. Yani,

\jf(x,t)= \jf ı(x,t)+ \j/2(x,t) (l.62)

olsun burada,

\jfı(x,t)=Sin(kx-21t Vt) (l.63)

\j/2(x,t)=Sin [(k + dk )x - 2n(v + dv )t]

biçiminde tanımlansınlar. Yani, dalga sayıları dk ve frekansları d V kadar


farklı olan iki dalganın üst üste binmesini bekliyoruz. (1.63) deki dalga
fonksiyonları, (1.62) de kullanılır ve gerekli işlemler yapılırsa,

w(x,t)=2Cos [ 2
dk x - 211:dv t ]
2 .Sın
. [2k +2 dk x - 4mJ +22.n:dv ]
t

elde edilir. Eğer 2nd v <<4n V ve dk<<2k varsayılırsa, yukarıdaki bağıntı,

·
'lf(x,t)=2Cos [dk 211:dv
- x- - - t] .
.Sın(kx-21t V t) (1.64)
2 2 ·

biçimini alır.
Burada, ikinci, çarpan, (1.61) il~ aynıdır. Bu dalga, ilk çarpan
yardımıyla, öyle bir değişikliğe uğrar ki, \jf{x,t) nin titreşimleri periyodik
olarak değişen bir zarfın içinde kalır. Yani, (1.64) dalga fonksiyonunun
herhangi bir t anında. x e göre değişimi Şekil 1.4 deki gibidir. Şekildeki
kesikli çizgiler genliği belirlemektedir.
44 · Kuaııtuın Fiziği

Şekil 1.4 Dalga paketi oluşumu

Şekil 1.4 deki dalga paketi katarının sıfır noktalarının konumlan


(1.64) bağıntısının ikinci çarpanından bulunabilir. Bu noktalar,

kx.n-27t Vt=7tn (1.65)

bağıntısını sağlar. Bu bağıntıdan,

Xn=( 1/k) [mz + 2mJt] n=O, ±1, ±2, ... (1.66)

yazılır.
Demek ki, dalgadaki sıfır noktalan (gerçekte tüm noktalar), x ekseni
boyunca hareket ederler. Noktaların hareketlerine karşı gelen hız ise (l.66)
dan bulunur:

dxJdt=27t V lk=wk (1.67)

İşte bu hız, paketi oluşturan bireylerin, (1.55) ile tanımlanan evre hızıdır ve
değeri,

(1.68)

dür.
(1.64) ün birinci çarpanı üzerinde yapılan benzer işlemler sonunda
da,

vg=dxJdt=27t(d V /dk)=dro/dk (1.69)

bağıntısı bulunur. Bu hıza dalga paketinin grup hızı adı verilir. Dalga paketi
bu hız ile yayılır. X ekseni boyunca hareket eden parçacık, belli t=to anında
uzayın sonlu bir kesiminde bulunabileceğine göre, Vg grup hızı parçacığın v
hızına eşit olmalıdır. Gerçekten bunun böyle olduğunu, (1.69) bağıntısına
Einstein ve de Broglie bağıntılarını uygulayarak bulabiliriz.
Temel Kaı•raınlar 45

Einstein bağıntısından dro=dE/ 1i ve de Broglie bağıntısından da


dk=dP/ n elde edilir. Bu değerler (1.69) da kullanılırsa,

vg=mvdv/mdv=v (1.70)

bulunur. Demekki, v hızıyla serbestçe hareket eden bir parçacığın yerine


geçebilecek maddesel dalganın grup hızı, parçacığın hızına eşittir. O halde,
parçacığın hareketini belirleyen,- dalga paketini oluşturan bireysel dalgalar
değil dalga paketinin kendisidir. (1.70) bağıntısı, yani dalga paketi kavramı,
kuantum parçacığının ışık hızına yakın hızlarda hareket etmesi durumu için
de geçerlidir.

1.8 Bölümle İlgili Sorular

1) Kinetik enerjisi Ek, çizgisel momentumu p, durgun kütlesi ıno olan


bir parçacığın de Broglie dalgaboyunun
A=hc![Ek (Ek )]1'
+2m0 c 2 2
olduğunu gösteriniz. Bağıntıyı, Ek>>ınoc 2 ve Ek<<ınoc 2 yaklaşımı
altında irdeleyiniz.
2) Dalga-parçacık ikililiğine göre, "bir maddesel dalganın A
dalgaboyu ile V frekansını bulmak için onu niteleyen parçacığın
})em enerjisini, hem de p· çizgisel momentumunu bilmek gerekir.
Oysa, ışık dalgasında A ve v nün bilinmesi için E ve P den
yalnızca birinin bilinmesi yeterlidir." Bu yargının doğru olup
olmadığını gösteriniz.
3) Fotonun durgun kütlesi sıfırdan farklı olur mu~
4) Kütlesi m olan bir parçacık ile frekansı v olan bir fotonun evrensel
çekim altındaki davranışını karşılaştırınız.
~) Compton saçılmasının . gerçekleştiği bir düzenekte, gelen x-
ışınlannın dalgaboyu A=0,0711x10-9 m dir. X-ışınlan 90°
saçılmaya uğruyor.
· a) Elektronun Compton dalgaboyu kaç metredir?
b) Saçılmaya uğrayan x-ışını foton.unun dalgaboyu kaç metredir?
c) Elektronun saçılma açısı kaç derecedir?
6) Siyah cisim gibi davranan ve enerjisini yalnızca güneşten soğuran
dünyanın sıcaklığı kaç K dir. E= u T4 dir. u =5.67x10-8Wm" 2K·4,
soğurulan enerji yoğunluğu (/>= 1350 W / m 2 alınız.
7) Compton olayı incelenirken kullanılan Şekil 1.1 deki 0 ve cp açılan
arasında
46 Kııaııtwıı Fiziği

Cot(0/2)= [ 1+ ~ }gıp
gibi bir ilişki olduğunu gösteriniz.
8) Klasik fizik kuramına göre, ivmeli hareket ettiği ıçm bir atom
sürekli olarak elektromagnetik ışıma yapar ve bir süre sonra
enerjisinin tümünü yitirir. Bu süre için bir değer bulunuz ve
tartışınız.
9) Hidrojen atomunda Lyınan ve Balmer serilerine ilişkin ilk dört
geçişe karşıgelen dalgaboyunu hesaplayınız.
10) Taban enerji durumunda bulunan hidrojen atomuyla çarpışan bir
elektron atomu n=4 olan enerji durumuna uyarıyor.
a) Esnek olmayan bu çarpışma sırasında atoma aktarılan enerji kaç
eV dur?
b) Atom yeniden taban enerji durumuna dönerken, salınan fotonun
dalgaboyu kaç metre olur?
11) Bohr kuramındaki yargılardan biri, taban enerji durumundaki
hidrojen atomunda elektronun belli bir yörünge üzerinde hareket
ettiğini söyler. Bu yargı Heisenberg belirsizlik ilkesine ters düşer
mı.
"?

12) Hidrojen atomunda elektronun toplam enerjisi,


pı . eı
E=--k-
2m r
bağıntısıyla verilir. Bu atomun taban enerji düzeyine karşı gelen
enerji değerinin
E 1=-(1/2)(ke2/ tı )21ne
olduğunu Heisenberg belirsizlik ilkesini · kullanarak gösteriniz.
Heisenberg belirsizlik ilkesi için L\r~p= tı alınız.
13) Elektronun, yarıçapı 10- 14 m olan bir çekirdek içinde
olamayacağını Heisenberg belirsizlik ilkesini kullanarak gösteriniz.
14) Yarıçapı 5xlff 11 m olan bir atomdaki elektronun çekirdeğe bağlı
kalması için gerekli . olan enerjiyi Heisenberg belirsizlik ilkesini
kullanarak bulunuz.
15) x ekseni boyunca yayılan bit dalga paketinin t=O anındaki biçimine
göre, ~k ile ~ arasın~aki ilişki,
~k~ 1/~
dir. De Broglie bağıntısını kullanarak Heisenberg belirsizlik
ilkesini türetiniz.
16) Bir enerji düzeyinin doğal genişliğini tartışınız.
Temel Kavramlar 47

17) Hidrojen atomlarının oluşturduğu sonderece sıcak (T=) ve


küresel bir cisim olan güneş enerji salarak soğumaya başlıyor.
. Güneşin sıcaklığının 6O00K ne düşmesi için geçen süre kaç yıldır?
18) Durgun kütlesi ıno olan bir parçacığın bu kütlesi ışıma biçiminde
enerjiye _dönüşüyor. LixAf>x=h bağıntısını kµllanarak, ölç.ülebilecek
en küçük uzunluğun Compton dalgaboyu kadar olduğunu
gösteriniz.
19) Bir elektron, ayırma gücü .1ı./Sin0 olan Şekil 1.5 daki mikroskop ile
gözlenmek isteniyor. Heisenberg belirsizlik ilkesini, yapılan bu
gözleme dayanarak tartışınız.

AG A
,'I\
, ; '
,' 1 \
, ... 1 .., ,
' .. 1ı , , M
,X
1 ..
1 .. ,
,, 1 ',
, 1 ..
,,. 1 ....
\ 1 ,'
. ' 1 ,
Gelen foton \ ala,,' _
[
* ~ - : Z --------------------------
e

Şekil ı.s. Soru 19 için

20) Özel görelilik kuramını kullanarak v hızıyla hareket eden bir


parçacığı niteleyen bir dalga için;
a) Ve=c 2/v
b) v,.=-v
olduğunu gösteriniz ve (a) daki sonucu tartışınız.
21) De Broglie dalgaboyu L50x10- 12m olan bir elektronun
. a) _ Kinetik enerjisini,·
b) Evre hızını,
c) Grup hızını,
hesaplayınız.
48 Kuaııtuın Fiziği

22) Bazı temel parçacıkların yaşam Süreleri aşağıda verilmiştir. Bu


parçacıkların enerjilerindeki doğal genişliği, Heisenberg belirsizlik
ilkesini kullanarak bulunuz.
Parçacık YaşamSüresi At
'lto 0.9x10"16S
n· 2.60x10"8s
µ· 2.20x1Ô-6s
D 0.9xl<rs
Not: Bu değerler 5.kaynaktan alınmıştır.

1.9 Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar

1) Quantum Physics of Atoms, Molecules, Solids Nuclei, and


Particles
R.Eisberg and R.Resnick
J.Wiley and Sons 1974 (ilk dört bölümü)
2) The Feynman Lectures on Physics m
R.P.Feynman, R.P. Leighton and M.Sands
Addison~Wesley, 1965 (1.,2.ve 3.Bölüınleri)
3) · Introduction to the Structure of Matter
J.J.Brehm and W.J.Mullin
J.Wiley and Sons 1989, (2.,3 ve 4.Bölüınleri)
4) Modem Physics
H.C.Ohanian
Prentice-Hall, 1987 (3.ve 5.Bölüınleri)
S) Modem Physics
J;W. Rohlf
J.Wiley and Sons, 1994 (5.Bölümü)
6) Modem Atomic and Nuclear Physics
F. Yang and J.H.Hamilton .
. Mc.Graw-Hill, 1996 (7.Bölümü)
7) The Quantum Universe
Tony Hey and P.Walkers
Cambridge Univ.Press 1987 (1.ve2. Bölümleri)
il
KUANTUM FİZİĞİNDE SCHRÖDİNGER KURAMI

De Broglie tarafından ileri sürülen maddesel dalga olgusu fizikçileri


dalga denklemi yazmaya yöneltti. Çünkü, maddenin davranışını incelerken
dalgalarla uğraşılacağına ve dalgalar yalnızca enerji taşınımı yapabileceğine
göre, toplam enerjisi E, kütlesi m ve momentumu P olan bir parçacığın yerine
geçebilecek bir dalganın bu nicelikleri nasıl içerdiğini veren bir dalga
denklemi yazılmalıdır.
Böyle bir dalga denklemi yazabilmek demek, sonuçta bir hareket
denklemi yazmak demektir. Nasıl ki Newton'un hareket denklemleri,
makroskopik sistemlerin davranışlarını klasik kuram içinde inceliyorsa,
dalga denklemi de, mikroskopik boyutlardaki sistemlerin davranışlarını
kuantum kuramı adı verilen bu kuram içinde incelemelidir.
Bu bölümde öncelikle Schrödinger dalga denklemi adı verilen dalga
denklemi türetilecek, daha sonra da kuantum kuramını oluşturan temel
kavramlar incelenecektir..

2.1 Schrödinger Dalga Denklemi

Temelde aranan dalga denklemi, Newton mekaniğine göre bir


parçacığınhareketini niteleyen

F=dP (2.1)
dt
hareket denkleminin, ya da

(2.2)
50 Kııantuın Fiziği

ile verilen Maxwell dalga denkleminin gördüğü işleri görecek biçimde


olmalıdır. Bu nedenle, aranan denklem aşağıdaki özellikleri taşımalıdır.

i) Aranan dalga denklemi, .

ı..=h/P (2.3)

de Broglie ve

u =E/h (2.4)

Einstein bağıntılarını içermelidir. Bunlardan ilki maddesel dalganın


dalgaboyu ile parçacığın çizgisel hızı, ikincisi de maddesel dalganın frekansı
ile parçacığın enerjisi, arasındaki ilişkiyi kurar.

ii) Elektron ve benzeri kuantum parçacıkları girişim olayını gerçekleştirdiklerine


göre, bunları nitel~yecek dalga fonksiyonlarının toplanabilir olması gerekir. Bunun
için aranan dalga denklemi bu dalga fonksiyonlarına göre çizgisel olmalıdır. Yani
'lf ı(r,t) ve 'lfı(r,t) bu denklemin iki ayn çözümü ise, bunların çizgisel toplamı,

'\j/(r,t)=Aı 'lf ı (r,t)+A2'1/2(r,t) (2.5)

de bir çözüm olmalıdır. İşte bu koşul, girişim desenindeki maksimum ve


minimum noktalarının oluşması için iki dalganın birbirini arttırması ya da
söndürmesi olayını sağlar.

ii) Aranan dalga denklemi, sistemin toplam enerji bağıntısı ile uyumlu
olmalıdır. Sistemin toplam enerjisi


E=-+U (2.6)
2m

biçiminde tanımlanan klasik fizikteki enerji bağıntısıdır. Burada ilk terim


kinetik, ikinci de potansiyel enerjidir. Potansiyel enerji genel de m kütleli
parçacığın konumuna bağlı bir niceliktir.
(2.6) bağıntısı klasik bir bağıntı olmasına karşın Schrödinger bu
bağıntıdaki E nin Einstein eşitliğindeki h V ve P nin ise de Broglie
eşitliğindeki h/ı.. nicelikleri olması gerektiğini sezmiştir. Buna göre (2.6)
bağıntısı ya,
Kuaııtıım Fiziğinde Sclırödiııger Kııramı 51

iz z
- - . , +U(r) = hu (2.7a)
2111.ı1.-
ya da,

(2.7b)

biçiminde yazılabilir.
Eğer parçacığın
üzerine etki eden kuvvet sıfır ise, U(r)
değişmez bir sayı olur. Bu, Newton mekaniğinin temel kuralıdır ve bunun
sonucu olarak parçacığın momentumu değişmez kalır. Bu sonuç, )ı. ve v nün
de değişmez kaldığını gösterir. O halde, aranan dalga denklemi değişmez
dalgaboylu, değişmez frekanslı, sinüssel çözümler içermelidir. Yani, dalga
denkleminin çözümleri serbest parçacık çözümleri olmalıdır. Bu tür dalga
fonksiyonları, klasik fizikteki düzlemsel dalgaları niteleyen dalga
fonksiyonları gibidir.
Eğer parçacık, tek boyutlu uzayda, yani x ekseni boyunca,
hareket ediyorsa, bu özellikleri taşıyan bir dalga fonksiyonu

\j/(x,t)=ASin(kx-rot)+BCos(kx-rot) (2.8)

biçiminde yazılabilir.
(2.8) dalga fonksiyonunun konuma (x e) göre ikinci türevi -k2 ve
zamana (t ye) göre birinci türevi de -co yı içerir. Oysa, aranan denklemin
uyum sağlamasını istediğimiz (2.7b) enerji bağıntısının sol yanı k2 ve sağ
yanı da co yı içermektedir. O halde, aranan dalga denklemi, \j/(x,t) nin x e
göre ikinci ve t ye göre birinci türevlerini içerecek biçimde olmalıdır. Yani
aranan dalga denklemi,

a 2 · a
a-, lfl(X, t) + u (x)lfl(X, t) = /J-:;-l/f(X, t) (2.9)
~- ~

biçiminde olmalıdır. Burada, a ve . ~ katsayıları belirlenmesi gereken


niceliklerdir. Bunları belirlemek için, (2.8) bağıntısından elde edilen

d
2
., lfl(X, t) = -k 2 [ASin(kx - (ıJt) + BCos(kx - {JJf]
ax-
i_lfl(X, t) = -w[ACos(kx- OJt)- BSin(k.x- OJt]

52 Kuaııtımı Fiziği

türev değerlerini (2.9) bağıntısmda yerlerine koyalım. Böylece,. gerekli


düzenleme yapıldıktan sonra,

[-ok 2A+U(x)A-PaB]sin(kx-aı)+[-ok 2 B+U(x)B+ PaA]cos(kx-aı) =0

bağıi1tısıbulunur.
Bu eşitliğin, x ve t nin tüm değerleri için sağlanması, ancak ve ancak
sinüs ve cosinüslü terimlerin katsayılarının ayrı ayrı sıfıra eşit olmalarına
bağlıdır. Bu nedenle,

- a k2A+U(x)A=f3coB
-a k2B+U(x)B= - /3 OlA

yazılır.Genel düşünceyi değiştirmeyeceği için yukarıdaki bağıntılarda U(x)


yerine U0 gibi değişmez bir sayı alalım. Ayrıca, NB=y kısaltmasını yapalım.
Buna göre,

-ak2+Uo=f3coy-ı
-a k2+Uo= ~ Pcoy (2.10)

bağıntıları bulunur. Bu bağıntılardan,

y=±i (2.11)

bulunur. Bu değer, (2.10) bağıntısında kullanılırsa,

(2.12)

eşitliğine ulaşılır. Eğer, bu eşitlik (2.7b) ile verilen enerJı eşitliği ile
karşılaştırılırsa, a ve f3 için,

tı·2
a=-- (2.13)
2m
ve

'3=± ni (2.14)

değerleri elde edilir. Görülüyor ki, (2.9) denklemi, y nın, yani A/B nin +i ya
da, -i seçilmesine bağlı olarak iki ayn biçimde yazılır. Genelde y=+i seçilir.
Buna göre, '3=+i li olacağı için aranan dalga denklemi,
Kııaııtuııı Fiziğiııde Sclırödbıger Kuramı 53

1i 2 iF
- 2nı axı '\jl(X,t)+U(x)'\jl(X,t)=i iı aı '\jl(x,t)
a (2.15)

biçimini alır.
Y=+i ahndiğı · için~ A=Bi olacaktır.· Eğer, B:i:l birim.
seçilirse, A=i bulunur. O halde, (2.8) dalga fonksiyonu,

'lf(x,t)=Cos(kx-rot)+iSin(kx-rot)
=ei(kx-wt)
(2.16)

· biçiminde bir fonksiyon olur.


(2.15) denklemine Schrödinger dalga denklemi denir. Bu denklem x
ekseni boyunca hareket eden bir kuantum parçacığının hareketini niteleyen
hareket denklemidir. Parçacık üç boyutlu uzayda hareket ediyorsa,
Schrödinger dalga denkleminin,

-n
2 [ a2 a2 . a2 ] ➔ ➔ ➔ a ➔
-- - 2 + -2 + -2 '\jl(r,t)+U(r)'\jl(r,t)=ili-a 'lf(r,t) (2.17)
2m ~ ~ ~ t

biçiminde yazılabileceği açıktır. Burada r konum vektörüdür.


Görüldüğü gibi, (2.16) ile verilen dalga fonksiyonu, sanal bir bileşen
içermektedir. Oysa, klasik fiziğe göre örneğin bir ipte oluşan dalga bir tek
gerçek fonksiyon ile belirlenir. Böyle bir dalga fonksiyonu, değişik
elemanların değişik zamanlardaki yer değiştirmelerini verir. Böyle bir dalga,
gözle görülebilir ve onun dalgaboyu ve genlik gibi nicelilderi, gerçek fiziksel
düzenekler kullanılarak ölçülebilir. ·
Bu demektir ki, kuantum kuramında dalga fonksiyonunun varlığı,
klasik. fizikteki gibi değildir. Bu nedenle, kuantum parçacıklarını niteleyen
dalga fonksiy~nlan için; dalgalanan nedir ve neyin içinde dalgalanıyor?
... gibi sorular sorulmamalıdır. Yani kuantum kuramında dalga fonksiyonu,
soyut bir kavramdır; bir dalga denklemine uygulandığı, ya da üzerinde bir
işlem yapıldığı zaman bir anlam taşır. B~şka bir deyişle, dalga fonksiyonu
Schrödinger denklemini sağlayan bir değişkendir. O halde, Schrödinger
denklemini sağladığı sürece bir dalga fonksiyonunun gerçek ya da sanal
olması önemli, değildir.

2.2 Olasılık Yoğunluğu

Birinci bölümde değinildiği gibi, Bom kuantum kuramına olasılık


kavramını sokmuştur. Born'a göre, bir quantum parçacığının davranışını
54 Kııaıırııııı Fiziği

niteleyen maddesel dalganın karesi o parçacığı uzayda belli bir yerde bulma
olasılığının bir ölçüsüdür. Born'un bu yaklaşımım biraz daha yakından
inceleye} im.
Her biri tek parçacıktan oluşan, birbiriyle özdeş ve birbirinden
bağımsız çok. sayıda.. sistemlerin oluşturduğu bir ~time e~e alalım. Küme
içindeki parçacıklardan ·her biri bir dış ·kuvvetin etkisiyle hareket ediyor
olsun. Böylece. özdeş biçimde hazırlanmış çok sayıdaki sistemlerin
oluşturduğu bir küme, 'lf( r, t ) gibi bir dalga fonksiyonu ile belirlensin.

O halde, böyle bir kümedeki bir parçacığı, belli bir t anında, r


konumu civarında d r hacim elemanı içinde bulabilme olasılığı,

➔ ➔ ➔ ➔

P( r, t )d r =1 lf/( r, t) 12 d r (2.18)
yazılır, öyle ki
➔ ➔ ➔ ➔

P( r, t )=l lf/( r, t) 12 =w( r, t) • w( r, t) (2.19)

tanımı yapılmış olsun. (2. 19) bağıntısına, konum için olasılık yoğunluğu adı
verilir.
(2.18) bağıntısı gösteriyor ki, gerçekten Born'un salt
elektromagnetik dalganın elektriksel alan bileşenine benzer biçimde
tanımlamaya çalıştığı dalga fonksiyonu, istatistiksel karakter taşıyan bir
fonksiyondur. Pratikte kolaylık olsun diye, kısaca bir sistemin dalga
fonksiyonundan söz edilir. Oysa, bu kısa kullanımdan, birbiri ile özdeş ve
özdeş biçimde hazırlanmış sistemlerin oluşturduğu bir kümenin dalga
fonksiyonu anlaşılmalıdır. Bir sistemin dalga fonksiyonunu bu biçimde
algılamak, kuramın istatistiksel yapısı gereğidir.
Demek ki, bir dalga fonksiyonu ile yerine geçtiği parçacığın
davranışı arasındaki ilişki, olasılık yoğunluğu kavramı ile kurulabilir.
Parçacığın hareketi, onun yerine geçebilecek bir dalganın davranışına
bağlandığı için, parçacığın bulunabildiği bir yerde dalga fonksiyonunun
sıfırdan .farklı olması gerekir. Yani, dalga fonksiyonunun sıfırdan farklı
olduğu yerde olasılık da sıfırdan farklıdır.
Bir parçacık, tanımlandığı uzay içinde herhangi bir yerde kesinlikle
bulunabileceğine göre, (2.18) bağıntısından,

J oo
-00
➔ ➔ Joo ➔ ➔
P( r ,t)d r = _ lf/(r ,ı)* lf/(r ,t)d r = 1
00

(2.20)
Kııaııtııın Fi:.iğiııde Sclırödiııger Kuramı 55

olmalıdır. Bu bağıntı, W( r ,t) dalga fonksiyonlarına birlenmiş olmak


koşulunu getirir.

2.3 Schrödinger Kuramındaki Bazı· İşlemciler

Tek boyutlu x uzayında hareket eden bir kuantum parçacığının dalga


fonksiyonu,

(2.21)

olsun. Bu fonksiyonun konuma göre türevi,

~ lfl(X, t) =ik xlfl(X, t) (2.22)


ax
dir. Bu bağıntının her iki yanını -i ile çarparsak,

(2.23)

elde edilir.
Bu bağıntı şöyle yorumlanabilir: w(x,t) dalga fonksiyonunun konuma göre
türevinin -i ile çarpımı kx niceliğini verir. Burada kx dalga sayısı olduğu için,
"
onu verebilecek bir işlemci k x ise

t = - ia~
X
· (2.24a)
X

yazılır. Benzer biçimde,

(2.24b)

ve

(2.24c)
56 Kııaııtwıı Fiziği

/\ /\ /\

bileşen işlemcileri de vardır. Demek ki, k x , k .r , k: dalga sayısı işlemcileri


dalga fonksiyonu üzerinde konuma göre türev işlemi yapar.
P x momentum olmak üzere, (2.22) bağıntısında, kx=P in yazılırsa

a P,
-lf/(X,t) = i-· lf/(X, t) (2.25)
ax n
elde edilir. Bu bağıntıyı

-ini_ lf/(X, t) = Pxlf/(X, t) (2.26)


ax
biçiminde yazalım. Bu bağıntı da şöyle yorumlanabilir: 'lf(x,t)
fonksiyonunun konuma göre türevi (-i 1i ) ile çarpılırsa, o dalga
fonksiyonunun nitelediği kuantum parçacığının momentumu bulunur. O
/\

halde, P x bir işlemci olmak üzere,

"
Px=-in-
a (2.27)
ax
/\

yazılır
ve P x e çizgisel momentum işlemcisi denir. (2.27) bağıntısına benzer
biçimde

"
P =-in-
a (2.28)
)' ay

"
P =-in-
a (2.29)
.
z a-~

/\ /\

işlemcileri de yazılabilir. P Y ve P z işlemcileri, parçacığın çizgisel


momentumunun, sırasıyla y ve z doğrultusundaki bileşenlerini veren
işlemcilerdir.

Şimdi de (2.21) bağıntısının zamana (t ye) göre türevini alalım:

_i_ lf/(X, t) = -imlf/(X, t) (2.30)



K11aııtııııı Fiziğiııde Sclırödiııger K11ramı 57

Bu eşitliği i ile çarp~rsak

a .
i-1/f(x,t) = OJlf/(X,t) (2.31)

elde edilir. Demek ki, \j/(x,t) dalga fonksiyonunun zamana göre türevinin i
ile çarpımı açısal hızı verir. O halde,

" .a
OJ=ı- (2.32)
dt
biçimindeki işlemciye açısal hız işlemcisi adı verilir.
Öte yandan (2.3 l)in her iki yanı n ile çarpılırsa

ini_ l/f(X, t) =flOJl/f(X, t) =El/f(X, t) (2.33)


at
elde edilir. Burada nm, Einstein bağıntısına göre kuantum parçacığının
/\ /\

toplam enerjisidir. O halde, E ya da H enerji işlemcisi olmak üzere

"· "
E=H=in-
a (2.34)
dt
/\ /\

yazılır. Yani, bir kuantum sisteminde E (ya da H) enerji işlemcisi dalga


fonksiyonu üzerinde zamana göre türev alan bir işlemcidir.
· (2.15) Schrödinger -dalga denkleminin, (2.7) toplam enerji
bağıntısından esinlenerek türetildiğini biliyoruz. O halde, (2.15)deki
terimlerin her biri bir enerji işlemcisine karşı gelmek durumundadır. Buna
göre, (2.15) deki

(2.35)

işlemcisi, parçacığın kinetik enerjisini veren bir işlemci olmak zorundadır.


Başka bir deyişle, (2.21) dalga fonksiyonunun konuma göre iki kez türevinin
,(-n 2 /2m) ile çarpımı parçacığın kinetik enerjisini verir.
58 KııaTllııııı Fi::,iği

2.4 Zamandan Bağımsız Schrödinger Denklemi

Schrödinger dalga denklemi diye türetilen (2.15) bağıntısı zamanı


içerdiği için zamana bağlı Schrödinger denklemi adını alır. Bu bağıntı, (2.33)
eşitliği göz önünde tutularak,

2 2
a
[ -tz- - , + U O ] lfl(x, t) ==E\j/(x,t) (2.36)
2m ax-
yazılır.
Burada, U(x) potansiyel enerji genel durumu bozmadığı için U 0 gibi
değişmez bir sayı olarak alınmıştır.
Yalnızca konuma göre türev işlemi içeren bu denklemin çözümünü
bulmak için dalga fonksiyonunu

\j/(X,t)= 'lf(X)\j/(t) (2.37)

biçiminde yazalım. Bu fonksiyon (2.36)da kullanılırsa

tı 2 - ,
[- -
2
a+ U o ] l/f(X)lfl(t) =E\j/(X)\j/(t)
2m ax-
elde edilir.
Yukarıda değinildiği gibi, bu bağıntıda yalnızca konuma göre türev
işlemi alındığı, yani zamana göre işlem yapılmadığı için

n2 dı
---2 lfl(x)+U 0 lfl(x)=E\jl(x) (2.38)
2m dx

elde edilir. İşte zamanı içermeyen bu eşitliğe zamandan bağı.msız


Schrödinger Denklemi denir ve x uzayında hareket eden bir kuantum
parçacığının toplam enerjisini belirler. Bu parçacık üç boyutlu uzayda
hareket etseydi, (2.38) bağıntısı,

n2 [ a2 a2 az ]
- 2m axı + dyı + dz2 l/f(X, y, z) + uolfl(X, y, z) = Elfl(X, y, z) (2.39)

biçiminde yazılırdı.
(2.38)den görüldüğü gibi,
Kııaııtııııı Fiziğiııde Sclırödiııger Kuramı 59

" " nı dı
E=H=---+U 0 (2.40)
2m dx 2

işlemcisi· parçacığın toplam enerjisini belideyen bir işlemcidir. Bu nedenle


(2.38) bağıntısı

" \j/(x)=E\jl(x)
H (2.41)

biçiminde de yazılır.
(2.40)dan da görüldüğü gibi, toplam enerji işlemcisi "i"yi
içermemektedir. Bu nedenle, dalga fonksiyonunun uzaysal kesiminin (yani
\j/(x) in) "i"yi içermesi gerekmez. Genelde \j/(x) gerçek bir fonksiyondur.
Şimdi, (2.33) denklel!llndeki \j/(x,t) yerine (2.37) deki tanımı
yazılırsa,

i fı !!:_ lf/(t) =E\j/(t) (2.42)


dt

elde edilir. Bu bağıntıda (2.38) in tersine yalnızca zamanı içermektedir. O


halde, bu bağıntıdan \j/(t) çözülürse

\j/( t)=e-iEt/ fi (2.43)

bulunur. Burada, E= hm tanımı kullanılırsa

(2.44)

elde edilir. Bu değer (2.37) de kullanılırsa,

\j/(x,t)= \j/(x)e•ioot (2.45)

bulunur. Schrödinger denklemini sağlayan bir dalga fonksiyonunun zamana


bağlılığı (2.45) deki gibi ise, bu dalga fonksiyonlarının belirlediği durumlara.
o kuantum sisteminin kararlı enerji durum/an adı verilir.

2.5 Dalga Fonksiyonlarının Özellikleri

Klasik fiziğe göre, bir sistemin herhangi bir andaki dinamik durumu.
o sistemin konum ve momentum gibi dinamik değişkenlerinin bilinmesiyk
60 Kııaııtııııı Fiziği

belirlenebilir. Çünkü klasik fiziğe göre, bir sistemin, örneğin, konum ve


momentum gibi dinamik değişkenleri aynı anda hiçbir belirsizlik
içermeyecek şekilde ölçülebilirler. Yani konum ve momentum gibi ainamik
değişkenlerin ölçülerek bulunan değerleri, ölçüm düzeneklerinden
etkilenmez. . . . . . . . . .
Oysa du~umun kuantum kuramında· böyle olmadığı·nı I.Bölümde
görmüştük. Bir kuantum parçacığınin konum ve momentumu aynı anda
ölçüldüğünde, sonuç daima Heisenberg belirsizlik ilkesi kadar bir belirsizlik
içerir. Bu demektir ki, bir kuantum sisteminin durumu, o sisteme ilişkin
dinamik değişkenlerin ölçülmesiyle tam olarak belirlenemeyebilir. O halde,
bir kuantum sisteminin durumunu belirleyen nedir?
Bir kuantum sisteminin durumunu belirleyen niceliğe dalga
fonksiyonu, ya da durum fonksiyonu denir. Böyle bir fonksiyon; gerçek ya
da sanal olabilir ve göz önüne alınan kuantum sisteminin dinamik
değişkenlerine ilişkin bilgileri içerir.
Schrödinger denkleminin çözümüne karşı gelen fiziksel nicelikler,
ölçülebilen gerçek nicelikler olduğu için dalga fonksiyonları, a)tek değerli,
b)sürekli, c)sonlu, d)integralleri alınabilir gibi bazı temel özellikler taşır.

2.5.1 Bir Dalga Fonk.siyonunun Yansımışı

Bir kuantum sistemini niteleyen dalga fonksiyonu 'il olsun. Bu dalga


fonksiyonunun yansımışı diye 1/f• gösterimine denir. Örneğin, x uzayında
tanımlanmış

'1/(x, t)=ei(kx-aıt) (2.46)

biçimindeki bir dalga fonksiyonunun yansımışı diye

. 1/f(X, t}* =e•i(kx-oıt) (2.47)

biçimindeki dalga fonksiyonuna denir. Kuşkusuz, kuantum sistemini


niteleyen dalga fonksiyonu gerçek bir fonksiyon ise yansımışı kendisidir.
Örneğin, tek boyutlu x uzayında salınan bir kuantum salınıcının dalga
fonksiyonlarından biri

(2.48)

ile verilir. Burada a0 gerçek bir sayı olduğu ıçın 'lf(X) gerçek bir
fonksiyondur. O halde, w(x) in yansımışı kendisidir:
Kııaııtııııı Fiziğiııde Srlıriidiııger Kııraıııı 61

(2.49)

2.5.2 Dalga Fonksiyonlarının İç Çarpımı

Bir kuantum sisteminin 'V. ve <I> gibi iki dalga fonksiyonu olsun. Bu
iki fonksiyonun iç çarpımı diye

(2.50)

biçimindeki integrale denir. Burada, d-r 'V ve <I> dalga fonksiyonlarının


tanımlandığı uzayda seçilen bir hacim elemanıdır. Demek ki, iki dalga
fonksiyonu arasındaki iç çarpım, birinin yansımışı ile ötekinin kendisinin
cebirsel çarpımının integralinden oluşur. Bu nedenle,

(2.51)

niceliği de bu iki fonksiyon_ arasındaki iç çarpımdır.

2.5.3. Dalga Fonksiyonlarının Toplanabilirliği

Dalga-parçacık ikililiğigöz önüne alınırsa, bir kuantum sistemini


niteleyen dalga fonksiyonu ya kendisi ile, ya da başka bir dalga fonksiyonu
ile girişim olayı gerçekleştirebilmelidir. Bunun için de bu iki dalga
fonksiyonu toplanabilir olmalıdır.
Öte yandan, 'Vı ve 'Vı gibi iki dalga fonl_(siyonu Schrödinger
denklemini aynı anda sağlıyorlarsa bunların çizgisel toplamı da aynı
Schrödinger denklemini sağlamalıdır. Yani, 'Vı ve 'Vı bir kuantum sisteminin
dalga fonksiyonları ise, c 1 ve c 2 toplanma katsayıları olmak üzere,

'\V= Cı'\Vı + C2'\V2 (2.52)

biçiminde yazılan 'V de bu sistemin başka bir dalga fonksiyonudur. Burada


c 1, c 2 gerçek ya da karmaşık sayılardır ve belirlenmeleri gerekir.

2.5.4. Dalga Fonksiyonlarının Birlenmesi ve Birbirine Dik Olması

Bir dalga fonksiyonunun kendisiyle iç çarpımı, (2.50)den,


62 Kuaııtıım Fiziği

yazılır. Burada integralin değeri, \j/ nin tanımladığı uzay üzerinden


alındığında bire eşit ise, wdalga fonksiyonuna birlenmiş dalga fonksiyonu
denir. O halde. bir dalga fonksiyonunun birlenme koşulu -

f l//lf/dT=l (2.53)
tiimT

dir.
Bir kuantum sistemini niteleyen dalga fonksiyonlarından biri \j/m
öteki de \j/0 olsun. Bu iki dalga fonksiyonunun iç çarpımı sıfır ise, yani

f l/1:lf/ndr=O
tümT
(2.54)

ise, lf/ nı ve lf/ n dalga fonksiyonlarına birbirine diktir denir. lf/ m ve lf/ 11 dalga
fonksiyonları, (2.54) koşuluna ek olarak (2.53) koşulunu da sağlıyorlarsa
lf/ m ve lf/n dalga fonksiyonları birlenmiş birbirine dik fonksiyonlardır. Bu
iki koşul birleştirilirse,

n=m
(2.55)
n -:t nı

yazılabilir.

Örnek 2.1. Tek boyutlu x uzayında, x=-L, x=+L aralığında hareket eden
· bir kuantum parçacığını niteleyen dalga fonksiyonu

lf/(X) =/a:c

olarak veriliyor. 1/1(.x) i birleyiniz.

lf/(x) dalga fonksiyonunun birlenme katsayısı c olsun. O halde,

lf/(X) =Ceiax
Kııaııtııııı Fiziğiııde Sclırödiııger Kııraım 63

biçimindeki fonksiyon birlenecektir. (2.53) bağıntısına göre


yazılan

eşitliğinden c katsayısı bulunabilir.

c * cdx =I
yazılır ve c nin gerçek bir sayı olduğu varsayılırsa,

lcl2 =-ı
2L
bulunur. Buradan da

. 1
c=±,fii,

elde edilir.
O halde, vr(x) dalga fonksiyonunun birlenmiş biçimi

1 .
vr(x) = ± - - e•ax
,fii,
dir. Genelde dalga fonksiyonu olarak (+) işaretli olan kullanılır.

2.6 Schrödinger Kuramındaki İşlemciler ve Özellikleri

Kuantum fiziğinde, bir sistemin deneysel olarak gözlenebilen


herhangi bir niceliği dinamik deği,şken adıyla anılır. Örneğin, çizgisel
momentum, enerji, açısal momentum ve konum gibi fiziksel nicelikler
dinamik değişkenlerdir.
Kuantum fiziğine göre, bu dinamik değişkenlerden bazıları
eşzamanlı olarak gözlenebilirler. Bu tür değişkenlere, o sistemin birbiri ile
uyuşabilen dinamik deği,şkenleri adı verilir. Örneğin, bir sistemin enerjisi
64 Kııaııtııın Fiziği

ile toplam açısal


momentumu, toplam açısal momentum ile onun z bileşeni
uyuşabilen nicelikleridir.
Aksine, eşzamanlı olarak birlikte gözlenemeyen - dinamik
değişkenlere de birbiri ile uyuşmayan diııamik deği,şkeııler adı verilir.
Örneğin, konum ile çizgisel momentum,. açısal momentumun herhangi iki.
· bileşeni uyuşmayan dinamik değişkenlerdir. ·
Kuantum kuramında, dinamik deği,şkenlerin her birine bir işlemci
karşı gelir. Örneğin, Kesim 2.3. de değinildiği gibi, tek boyutlu uzayda
hareket eden bir kuantum parçacığının çizgisel momentumu ile enerjisine,
sırasıyla,

A
p ..

=-ıtı-
a
-' ax
ve

A A a
E=H =in-
at
işlemcileri karşıgelir.
Şimdi, bu işlemcilerin bazı özelliklerine ve bu özelliklere bağlı
olarak ortaya çıkan bazı kavramlara değinelim.

2.6.1 Bir İşlemcinin Bir Dalga Fonksiyonuna Etkisi


Bir kuantum sisteminin herhangi bir dinamik değişkenini belirleyen
A A
işlemci A ve dalga fonksiyonu da 'lf olsun. A işlemcisinin 'il dalga
/\

fonksiyonuna etkisi demek, A işlemcisinin 'lf dalga fonksiyonu üzerinde


yaptığı işlem demektir. Bu işlem,

(2.56)

biçiminde gösterilir. Bu işlem, türev, ya da çarpım gibi bir işlem olabilir.


/\

Diyelim ki bir kuantum sisteminin A işlemcisi, daha önce


tanımlandığı gibi, çizgisel momentumun x bileşenini veren

A
Pr =-ıfı-
• a
. ax
Kııaıırıım Fiziğinde Sclırödinger Kııraıııı
65

işlemcisi olsun. Bu işlemcinin (2.56) uyarınca '\j/ dalga fonksiyonuna etkisi


demek, '\j/ nin x e göre türevi alınacak ve elde edilen nicelik (-i 1i) ile
çarpılacak demektir.
I\

_Diyelim ki_ A işlemcisi, kuantum sisteminin x koordinatım niteleyen


I\

bir işlemcidir. Yani, A =x dir. Bu durumda,

I\

A '\j/(x)=x'\j/(x)
/\
olur. Burada da A işlemcisinin '\j/(x) fonksiyonuna etkisi çarpım işlemidir.

Örnek 2.2. x uzayında hareket eden bir kuantum parçacığını niteleyen


dalga fonksiyonlarından biri

lfl(.x)=(2IL/12 Sinkx
I\

olarak veriliyor. Bu kuantum sisteminin Px ve


I\

Ek işlemcilerinin lfl(X) e etkisini bulunuz.


(2.27) bağıntısına göre,

I\ d
Px =-in-
dx
dir. O halde,

Px lfl(X) =-ili: [(21 L)112 Sinkx]


=- in k(2/L) 112 Coskx
=- inklfl(x)'

I\

olur. Demek ki, P x işlemcisinin lfl(X) e etkisi yeni bir dalga


fonksiyonu türetmektir. Yine, (2.35) bağıntısına göre
66 Kııaııtwıı Fiziği

" tıı dı
Ek=----
2nı dx 2
dir. O halde,
. , , . . .

tz~ ~[(ıı L)
Ek=- 2111 112 Sinkx]
dx 2

= tı 2 k 2 (2/ L)112 Siııkx


2m
tııkı
=--vı(x)
2m.

/\

olur. Demek ki, Ek işlemcisinin vı(x) e etkisi kinetik enerjiyi .


verır.

2.6.2 Özdeğer Denklemi

Bir kuantum sistemini niteleyen dalga fonksiyonunun zamandan


bağımsız kesimi 'lf( t) ve bu sistemin bir dinamik değişkenini belirleyen
/\ /\

işlemci A olsun. A gerçek bir sayı olmak üzere, A işlemcisinin w('t) ya


etkisi,

/\

A w(-r)=A'lf(t) (2.57)

/\

biçiminde yazılabiliyorsa, w( ı-) ya A işlemcisinin öefonksiyonu ve 1ı. ya da


/\

A işlemcisine karşı gelen dinamik değişkenin özdeğeri adı verilir. Bu


demektir ki, kuantum sisteminde bir işlemcinin özdeğerine daima bir
özfonksiyon karşı gelir.
Kuantum kuramında (2.57) bağıntısına özdeğer denklemi adı verilir.
/\

Buna göre, A işlemcisi sistemin enerji işlemcisi ise,

(2.58.)
Kuaııtuııı Fiziğinde Sclırödiııger Kuramı 67

/\

denklemi elde edilir. Bu denkleme enerji özdeğer denklemi adı verilir. H


işlemcisine, genel olarak, sistemin enerji hamiltoniyeni adı verilir. Örneğin
/\

H işlemcisi
(2.40) daki gibi tanımlanmış işlemci ise (2.58) bağıntısı, (2.41)
. deki zamandan bağımsız Schrödinger denkleminden başka bir şey değildir.
O halde, (2.41) eşitliğinin öngördüğü işlemi yapmak demek, o denklemin
yazıldığı kuantum sisteminin enerji özdeğerini bulmak demektir.

2.6.3 Beklenen Değer

Bir kuantum sisteminin durumunu belirleyen durum fonksiyonu 'lf('t)


/\ /\

ve bunun üzerinde işlem yapabilecek işlemci de A olsun. Tanım olarak, A


işlemcisinin nitelediği dinamik değişkenin beklenen ya da ortalama değeri
diye,

/\ Jl/f(T)* Aıjı(r) dr
< A >= _tü_m_T_ _ _ _ __ (2.59)
Jl/f(T)*l/f(T) dr
tümT

niceliğine denir. Burada, ·d-r dalga fonksiyonunun tanımlandığı uzayda


seçilen bir hacim elemanıdır ve integral tüm 't uzayı üzerinden yapılır.
Beklenen değer gerçek bir sayıdır.
Eğer, 't uzayında tanımlanmış 'lf('t) dalga fonksiyonu birlenmiş ise,

Jl/1( ı-)* l/f( r) dr = I


tümT

olacağı için, beklenen değeri veren (2.59) bağıntısı,

A Jl/f(T)* ~(r) dr
< >= (2.60)
tümT

biçimini alır.
Şimdi,(2.57) ile verilen özdeğer denklemine dönelim. '1/('t)birlenmiş
dalga fonksiyonu olsun. Bu eşitliği, sol taraftan 'lf('t) nun yansımışı olan
w(-r)* ile çarpalım ve tüm 't üzerinden integralini alalım:
68 Kııaııtuın Fiziği

f lf/(,)* A.lf/(T)d,= f lf/(T)* Alf/(T)dr (2.61)


tiim r tiiın r
Burada, A gerçek bir sayı. \jJ{r)da birlenmiş olduğu için

.f lj/(ı')* Alj/(T)d,=A f lf/(T)*lf/(T)dT=A


/\ .

(2.62)
tiim r tüm r

bulunur. (2.60) ile (2.62) karşılaştırılırsa

/\

<A>=A (2.63)

bulunur. Demek ki, bir kuantum sistemi için yazılan özdeğer denklemini
sağlayan özdeğer, göz önüne alınan dinamik değişkenin beklenen değeridir.

2.6.4 Konumun Beklenen Değeri

Şimdi
üç boyutlu uzayda öteleme hareketi yapan bir kuantum
parçacığinın konumunun beklenen değerini bulalım. Parçacığın konum
➔ ➔

vektörü r ve herhangi bir t anındaki dalga fonksiyonu da \Jf( r ,t) olsun.


Parçacığınkonumunun herhangi bir andaki beklenen değeri, (2.60) dan,

<I r 1>= f_ lf/(r,t)* rlj/(r,t)d r


00

00
➔ ➔ ➔ ➔

(2.64)

/\ ➔

dir. Burada, A işlemcisi r vektörü, yani konum vektörü olduğu için,


. ➔ co ➔ ➔ ➔ ➔

<I r 1>= f_rlf/(r,tflf/(r,t)d r


00
(2.65)

olur. Öte yandan, bu kuantum parçacığının herhangi bir t anında, r konum


vektörü civarında d r hacim elemanı içinde bulunma olasılığı, (2.19)da


tanımlandığı gibi,

➔ ➔ ➔ ➔ ➔

P( r ,t)d r =\JI( r ,t)* \Jf( r ,t) d r


Kııaııtwn Fiziğiııde Sclırödiııger Kııraıııı 69

dir. Bu bağıntı, (2.65) de kullanılırsa

➔ co ➔ ➔ ➔

<lrl>=J_= rP(r,t)dr (2.66)


. . . .

elde edilir. Bu bağıntı gösteriyor ki, kuantum kuramında beklenen değerler


olasılık kavramının doğal sonucudur: ·
(2.59) bağıntısına göre, (2.66) bağıntısıyla verilen konumun
beklenen değeri aynı zamanda çok sayıda yapılan ölçüm sonucunda konum
için bulunan ortalama değerdir. Buna göre, (2.66) integrali içindeki
r [P( r ,t)d r ] çarpımı parçacığın
konumunu p( r ,t)d r olasılığıyla
bulabileceğimizi gösterir. (2.66) integral işlemi konum üzerinden yapıldığı
için konumun beklenen değeri yalnızca zamanın fonksiyonudur.

2.6.5 Beklenen Değerlerdeki Dağılganlık

Bir kuantum sisteminin herhangi bir dinamik değişkeninin beklenen


değeri <a> ve herhangi bir anda aldığı değer de a. olsun. Tanım olarak,

!1a.= a - <a.>

niceliğine, dinamik değişkenin beklenen değerden sapma miktan adı verilir.


Eğer, bu sapma miktarının ortalaması (beklenen değeri) alınırsa,

<ll.a>=<a>-<a>=O

bulunur. Demek ki, bir dinamik değişkende beklenen değerdeki sapma


miktarının ortalaması sıfırdır. Bu sonuç, sapma miktarının olasılık kavramını
içermesindendir.
Şimdi, beklenen değerdeki sapma miktarının karesini ele alalım.
Yani,
(!1a.)2=(a-(a) )2 = a 2 - 2a(a) + (a) 2
bağıntısının beklenen değerini arayalım.

<(!1a)2>= (a 2 - 2a(a) + (a) 2)


=<a.2> - 2 <a.><a.>+<a.>2
=<aı>-< a>ı . (2.67)
70 Kııaııtııııı Fiziği

elde edilir. Bu bağıntıdan görülüyor ki, herhangi bir dinamik değişkenin


beklenen değerindeki sapma miktarının karesinin ortalaması <a2>=<a>2
olmadıkça sıfır değildir.
(2.67) bağıntısı ile tanımlanan <(~a) 2> niceliğine herhangi bir
. dinamik değişkenin beklenen değerin.deki dağılganlık adı verilir.

Örnek 2.3. Tek boyutlu x uzayında (0-2) aralığında hareket eden bir
kuantum parçacığını niteleyen dalga fonksiyonu

lfl(.x)=-1- e•im
✓2

olarak veriliyor. Burada, a geçek bir sayıdır. Parçacığın


konumundaki dağılganlığı bulunuz?

Parçacığın _konumundaki dağılganlık, (2.67) bağıntısına göre,

olmalıdır. Burada,

<x>= J: lf/(x)* Xlf/(x)dx


.= J -1e
2 iax 1 -iaxdx
x-e
o ✓2 ✓2

olduğu için <x>2=1 bulunur. Benzer biçimde,


Kııaııtııııı Fi::.iğinde Sc/ıriidiııger Kııraıııı 71

bulunur. O halde,

., 4 1
<(~xt>=--1 = -
. 3 3
olur.

2.6.6 Doğrusal İşlemciler

Bir kuantum sistemini niteleyen dalga fonksiyonu,

➔ ➔ ➔

l/f( r, t) = c1 lf/1 ( r, t) + c 2 1/f2 ( r, t) (2.68)

olsun. Burada c 1 ve c 2 gerçek ya da karmaşık sayılardır ve bulunmaları


/1

gerekir. Bir A işlemcisinin, bu dalga fonksiyonuna etkisi

/1 ➔ /1 ➔ /1 ➔

Alfl(r,t)=c1 Alfl1 (r,t)+c 2 Alfl2 (r,t) (2.69)

/1

biçiminde ise, A işlemcisine doğrusal işlemci denir. Genel olarak çarpım ve


türev işlemi yapan işlemciler doğrusal işlemcilerdir .

. " d .
Örnek 2.4. A lfl(.x)=x- lfl(.x)
dx

/1

eşitliği.ni sağlayan A işlemcisinin doğrusal bir işlemci


olduğunu gösteriniz

l 1
72 Kııaııtuııı Fiziği

/\

A işlemcisinin doğrusal işlemci olması


için (2.69) bağıntısının
gerçekleşmesi gerekir. Buna göre c 1 ve c 2 x den bağımsız,..gerçek
ya da karmaşık sayı olmak üzere,

ı,.~ /\· . .

A\jf(x)=A [c 1lfl1 (x)+c 2 1f1 2 (x)]

= {c, ! l{/ı(x)+c, 11/f,(x)]


d d
= CıX-lflı (x) +CıX-lflı (x)
dx dx
/\ /\

= Cı Alflı(x)+ Cı Alflı(x)
/\

elde edilir. (2.69) bağıntısı sağlandığı için A işlemcisi doğrusaldır.

2.6.7 Hermitiyen İşlemciler

. ➔

Bir kuantum sistemini niteleyen birlenmiş dalga fonksiyonu lf/( r, t)


nin yansımışı ile kendisinin çarpımının yani olasılık yoğunluğunun, tüm
uzay üzerinden integralinin zamana göre türevi alınırsa

d Joo ➔ * ➔ ➔ d Joo ➔ ➔
-· lfl(r,t) lfl(r,t)dr=- P(r,t)dr=O (2.70)
~ - & - .

elde edilir. Bu bağıntıda türev işlemi ile integral işlemi yer değiştirir yani
önce türev işlemi yapılırsa,

(2.71)
Kııaııtııııı Fiziğiııde Sclırödiııger Kuramı 73

elde edilir.
Öte yandan, göz önünde tutulan kuantum sisteminde enerji işlemcisi
I\

H ise, (2.34)den,

Hıı. (➔
lf/ r t
) •.,,_
=lrı dlf/(r,t)
· (2.72)
' dt

yazılır. Bu bağıntının her iki yanının yansımışı alınırsa,

(2.73)

bulunur. (2.72) ve (2.73) eşitlikleri, (2.7 l)de kullanılırsa,

bulunur. Tanım olarak, lf/( r, t) dalga fonksiyonları ne olursa olsun, (2.74)


I\

bağıntısını sağlayan işlemcilere hermitiyen işlemciler denir. O halde, A bir


hermitiyen işlemci ise

oo ➔ A * ➔ ➔ 00 ➔ A ➔ ➔

f-00 lf/(r,t}* A lf/(r,t)d r . f_


00
lf/(r,t}* Alf/(r,t)d r (2.75)

A A
bulunur. Burada, birinci ve ikinci taraf, sırasıyla A * ve A işlemcilerine
karşı gelen fiziksel niceliklerin beklenen değeridir. Yani (2. 75) eşitliği,
beklenen değer olarak yazılırsa

A I\

<A* >=<A> (2.76)


74 Kııaııtımı Fi-:.iği

bulunur. Gerçek bir sayının yansımışının kendisine eşit olduğu göz önünde
tutulursa, hermitiyen işlemcilerin özdeğerlerinin gerçek sayılar oldukları
ortaya çıkar. -

Örnek 2.5. C ve agerçek sayı olmak üzere,

biçiminde tanımlanan A işlemcisi hermitiyen midir?

C ve a birer gerçek sayı oldukları için A işlemcisinin beklenen


değeri

<A>=Ceia (a)

olacaktır. Öte yandan, (a) nın yansımışı < A >*= ce-ia dır.
A A A

Böylece < A >;c< A >* olduğu için A işlemcisi hermitiyen


değildir.

2.6.8 Hernıitiyen İşlemcilerin Özfonksiyonlan

Bir kuantum sisteminde 'lfm{'t), 'lfn{'t) iki özfonksiyon ve bunlar


A A
üzerinde işlem
gören hermitiyen işlemci de A olsun. Am . An sırasıyla A
işlemcisinin 'lfm('t) ve 'lfn{t) ya göre özdeğerleri ise

A lf/ m { T) = /4111 lf/m { ı-) (2.77)


ve
A

A lf/11 { ı-) = /4 11 lf/ n { ı-) (2.78)

özdeğer denklemleri yazılır.


Kııaııtııııı Fiziğinde Sclırödiııger Kuramı
75

(2. 77) bağıntısını sol taraftan lj/ 11 ( T )* ile çarpıp tüm uzay üzerinden
integralini alırsak,

f lf/ (r)* Alf/


tiim r
11 111 ( r)d ı- = f lf/
. tüm r
11 ( ı-)* 1,,, t/f,;, (r)d ı- ·. (2.79)

elde edilir. Aynca, (2. 78)in yansımışını alıp sağdan lf/,,, {ı-) ile çarptıktan
sonra integrali alınırsa

.
f l/1,,(ı-)* A*lf/ın('r)dr= f
/\

lj/11 (-r)*A:lf/m(r)dr (2.80)


tüınr tiimr

/\

bulunur. A işlemcisi hennitiyen olduğu için, (2. 79) ile (2.80) in birinci
yanlan birbirine eşittir. O halde, bu iki eşitlik taraf tarafa çıkartılırsa

(2.81)
tiiın T tiim r

/\

bulunur. Burada, Am ve ı: hennitiyen A işlemcisinin beklenen değeridir.


Ayrıca, A0 = ı: olduğu için,

[Jı,m -Jı,n ] f lf/ (r)*


tümr
11 lj/m(r)dr =O (2.82)

bulunur. Bu eşitliğin sağlanması için; ya birinci, ya da ikinci çarpan sıfır


olmalıdır. Eğer, birinci çarpan

(2.83)

ıse, 'Vm(t) ve 'Jfn{t) dalga fonksiyonlarının özdeğerleri aynıdır denir. Bu


durumda, 1/Fm( ıJ ve 1/f,,( ıJ dalga f onksiyonlan çakışık dalga
fonksiyon/andır. Demek ki, aynı özdeğere sahip olan dalga fonksiyonları
birbiri ile çakışıktır.
Öte yandan,
76 Kııaııtııııı Fiziği

(2.84)

ise, (2.82) nin sağlanması için,

·. J l/111 (ı')*lİ/111 (T)dr=O (2.85)


tiinı T

olmalıdır. Bu durumda, 'lfm('t) ve 'lfn('t) dalga fonksiyonları birbirine diktir


denir. Ayrıca Am:#-A0 olduğu için 'lfm('t) ve 'lfn('t) dalga fonksiyonları çakı~ık
değildir. Yukarıda incelenen bu iki durum birleştirilirse, herrnitiyen l)ir
işlemcinin üzerinde işlem gördüğü dalga fonksiyonları için

n=m
(2.86)

gibi bir bağıntı yazılabilir. Burada, 1 durumu dalga fonksiyonlannın


birlenme, Odurumu da birbirine dik olma koşulunu verir.

2.6.9 Uyuşan ve Uyuşmayan İşlemciler


Bir kuantum sistemini niteleyen dalga fonksiyonu 'lf( r ,t) olsun.


/\ /\

Eğer bu kuantum sistemine ilişkin A 1 ve A 2 gibi iki işlemci arasında


/\/\ ➔ /\/\ ➔

A ı A 2'11( r ,t)= A 2 A ı w< r ,t) (2.87)

/\ /\

gibi bir eşitlik yazılıyorsa, A 1 ve A 2 işlemcilerine birbiriyle uyuşan


/\ /\

işlemciler denir. Bağıntıdan görüldüğü gibi, A 1 ve A 2 işlemcilerinin


'lf( r ,t) dalga fonksiyonuna etkisinde sıra önemli değildir. Bu nedenle


birbiriyle uyuşan işlemcilere yer değiştirebilen işlemciler de denir.
Birbiri ile uyuşan işlemcilere karşı gelen dinamik değişkenlere,
birbiriyle uyumlu ya da aynı anda gözlenebilen dinamik değişkenler adı
verilir.
Birbiri ile uyuşan işlemciler arasındaki (2.87) eşitliği
Kuaııtum Fiziğiııde Sclırödiııger Kuramı 77

1\1\ I\ I\ ➔ I\ I\ ➔

[ Aı Aı-Aı Aı ]w( r ,t)= [ Aı ,A 2 ]wC r ,t)=O (2.88)

biçiminde yazılır. (2.88) bağıntısının aksine,

I\ I\ I\ I\ ➔ . ·ıı. I\ . ➔ .
[ Aı Aı-Aı Aı ]w( r ,t)= [ Aı ,A 2 ]w(r ,t)~ (2.89)

/\ /\

ise A I ve A 2 işlemcilerine birbirleriyle uyuşmayan işlemciler denir.


Birbiri ile uyuşmayan, yani birbiri ile yer değiştirmeyen işlemcilerin
niteledikleri dinamik değişkenlere de birbiri ile uyumlu olmayan, ya da aynı
anda birlikte gözlenemeyen dinamik değişkenler denir.
Genel olarak (2.88) ve (2.89) bağıntılarına uyuşum bağıntılan denir.
Kuşkusuz uyuşum bağıntısının sonucu; (2.88) de sıfır, (2.89) da da sıfırdan
farklıdır. Üç boyutlu uzayda hareket eden bir kuantum sisteminin
konumunun bileşen işlemcileri x,y,z ve çizgisel momentumunun bileşen
I\ I\ . I\

·işlemcileri. de P x , P y , P z olsun. Sistemi niteleyen dalga fonksiyonunu


I\

w(x,y,z,t) ile gösterelim. Bu sistemin x ve P x =-in(d / iJx) işlemcilerine


ilişkin uyuşum bağıntısının sonucu

I\ /\· I\

[ Aı, Aı ]w(x,y,z,t)= [x, P x ]w(x,y,z,t)

= [x,(-ih )~ ]\j/(x,y,z,t)
ax
= [(-in )x~- (-in )~x]w(x:y,z,t)
. ax ax
=-in [x~w(x,y,z,t)-~x \j/(x,y,z,t)]
ax iJx
. a .
· =-ıh [x-w(x,y,z,t)-l/1 (x,y,z,t)-x- w(x,y,z,t)]
- a
dx . dx
= in w(x,y,z,t)
~ (2.90)

bulunur. Bu sonuç gösteriyor ki, bir kuantum sisteminde x konumu ile


momentumun x bileşenini niteleyen işlemciler birbiri ile uyuşmayan
işlemcilerdir. Bu durum, konum ve momentumun öteki iki bileşeni için de
geçerlidir. Yani,

'
78 Kııaııtııııı Fiziği

/\

[x, Px ]\jf(x,y,z,t)= in \jf(x,y,z,t)


/\

[y, P y ]'lf(x,y,z,t)= in 'lf(x,y,z,t) (2.91)


/\

[z, P: ]'lf(x,y,z,t)= in 'lf(x,y,z;t)

dir. Bu uyuşum bağıntıları aşağıdaki gibi çarpım işlemi biçiminde de


yazılabilir:

/\ /\

[x P x - P x x]=i li
/\ /\

[y p y- p y y]= ili (2.92)


/\ A

[zP.:- P.:z]= ili

/\ /\ /\

Ancak ]?u yazım


biçiminde, P x, P y , P.: nin birer işlemci oldukları
unutulmamalıdır. Aksi halde (2.92) deki yazım biçimi klasik kurama ters
düşer. Çünkü, klasik kurama göre cebirsel çarpımda çarpanların sırası
önemli değildir.
(2.91) ya da (2.92) bağıntıları Heisenberg belirsizlik ilkesi ile
yakından ilgiljdir. Yani, bir kuantum parçacığının · x konumu ile Px
momentum bileşeni hiçbir belirsizlik içermeyecek biçimde aynı anda birlikte
ölçülemez. Demek ki, iki işlemcinin uyuşup uyuşmamasının fiziksel anlamı
belirsizlik ilkesinde yatmaktadır.

2.6.10 Hareket Değişmezi Olan İşlemciler

Bir kuantum sistemini niteleyen dalga fonksiyonu \jf(x,y,z,t) ve


A

herhangi bir dinamik ·değişkenine ilişkin işlemci de A olsun. Şimdi, bu


kuantum sistemine ilişkin dinamik değişkenin beklenen değerinin zamana
göre değişimini veren

d" d ."
-(A)=-fvr(x,y,z,t) Alf/(x,y,z,t)dT (2.93)
dt dt .

/\

bağıntısını inceleyelim. A işlemcisi zamanı içermezse yukarıdaki bağıntı,

t
Kuaııtımı Fiziğiııde Sc/ırödiııger Kuramı 79

!!_ (A) = f dlp(x,y,z,ı)* Alp(x,y,z,t)dr+flp(x,y,z,t)* Adlp(x,y,z,t) dr (2.94)


~ ~ ~

biçimini alır.
. . . /\

Öte yandan bu kuntum sisteminin enerji işlemcisi H ise,

H" \j/(x,y,z,t)= .ı rı-ı:.. dlfl(X, y, z, t) (2.95)


dt

dir. Bu bağıntının yansımışı,

" \j/(x,y ,z,t)] * = -


[H ·t:.
ırı
dlfl(X, y, z, ı)*
----- (2.96)
dt

dir. (2.95) ve (2.96) bağıntıları, (2.94) de kullanılırsa,

d " 1 "" " "


-(A) =-[flfl..x,y,z,t)* AHlfl..x,y,z,tyfr-frıJ..x,y,z,t)* ı/ Alfl._x,y,z,tylr] (2.97)
dt ili
/\ /\ /\

bağıntısı elde edilir. H enerji işlemcisi hermitiyen olduğu için H = H * dir.


Bu özellik yukarıda kullanılırsa,

d" 1 ""
dt(A)=itı<[A,H]> (2.98)

/\ /\

bağıntısına ulaşılır. Burada A işlemcisi ile H eneıji işlemcisi birbiri ile


uyuşan işlemciler ise,

d "
-(A)=O (2.99)
dt

elde edilir. Demek ki, enerji işlemcisi ile uyuşan bir işlemciye karşı gelen
dinamik değişkenin beklenen ( ortalama) değeri zamandan bağımsızdır.
Böyle bir dinamik değişkene o kuantum sisteminin hareket deği,şmezi adı
verilir.

'
80 Kuaııtuın Fiziği

Örnek 2.6. Enerji işlemcisi

"· hı dı . ı
H=---+m
2m dx 2
,,.
olan bir kuantum sisteminde, P x =-i h(d I dx) çizgisel
momentıım işlemcisinin hareket değişmezi olup olmadığı.nı
gösteriniz.

(2.98) bağıntısı kullanılırsa,

d " 1 " "


-<Px) =-<[Px,H] > (a)
dt in
/\ /\

yazılır. Burada P .t ve H tanımları kullanılarak bağıntıdaki


/\ /\

[P x, H] uyuşum bağıntısının sonucunu bulalım. ·

= in j d ,xı ] vı(x)
d 2 ] vı(x)-itı,,ldx
3
d dxı
2m [ dx,

yazılır. Burada,

d d2 ] .
[ dx ' dxı vı(x) =0

[! ,x 2 ]ıv(x) = 2xıv{x)

olduğu için


Kuaıııuııı Fiziğinde Sclırödiııger Kııraıııı 81

I\ I\

[Px, H]ljl(x) = -2i1iaxljl(x)

bulunur. Bu değer
. .
.
(a) bağıntısında kullanılırsa,
. . . . . . " . .

d " .
-(Px) =-2a(x) (b)
dt ·

sonucuna ulaşılır. Burada, aya da (x) sıfır olmadıkça bağıntı


I\

sıfırdan farklı değer alır. O halde, P x bu kuantum sisteminin


hareket değişmezi değildir.

2.7. Olasılık Genliği

Bir kuantum sisteminin herhangi bir dinamik durumunu niteleyen. lfl


dalga fonksiyonu, birlenmiş birbirine dik rpn gibi temel fonksiyonların
toplamı olarak tanımlanabilir:

(2.100)
n

Burada, Cn katsayıları gerçek ya da karmaşık sayılar~ır ve bulunmaları


gerekir.
Bu kuantum sisteminin herhangi bir dinamik değişkenini niteleyen
I\

işlemci A ise, buna karşı gelen beklenen değer,

(A.) = Jlfl. Alf/dT


tüm-r
(2.101)

bağıntısından.bulunur. Burada, '!' ve lfl • (2.100) bağıntısındaki açılıma


uygun biçimde yazılarak beklenen değer aşağıdaki gibi ifade edilebilir.
82 Kııaııtıım Fiziği

{A) = J Ic,:,c rp:, Arp 1 dı-


11

tii111T m.ıı

= I c,:, c/1 f (f),,,


111.11 ıiiııır -
" (2. 102)

/\

A işlemcisinin cp" gibi bir özfonksiyona etkisi

biçimindeki özdeğer denklemi olduğu için (2.102) bağıntısı,

ın,n tüınT

= L c:cnan
m,n
LmT (f):rpndT (2.103)

biçimini alır. Burada,

f (f): fPndT=ômn
tÜmT
(2.104)

kısaltması yapılırsa,

(2.105)
m,n

bağıntısına ulaşılır.
cpn temel fonksiyonları birlenmiş birbirine dik oldukları
için, ômn yalnızca m=n için sıfırdan farklı değer alır. O halde, yukarıdaki
bağıntı

(2.106)
n
Kııaııtıım Fiziğinde Sc/ırödiııger Kuramı 83

"
biçimini alır. Burada, an niceliği A işlemcisinin <ı>n öz durumundaki
özdeğeri, başka bir deyişle, dinamik değişkenin n.ölçümde aldığı olası
değerdir. O halde, (2.106) bağıntısmdaki ıc,J? niceliği dinamik değişken
için n.ölçliıtıde an olası değerini alma olasılığıdır. Bu olasılık Piı ile
gösterilirse, yani,

(2.107)

denirse,
(2.108)
il

yazılır. (2.107) deki tanımından ötürü Cn katsayılarına olasılık genliği. adı


verilir ve herhangi bir Cm katsayısı

Cm= JQ': lfld ı-


1
(2.109)
,amr

bağıntısını sağlar. Ayrıca, \j/ dalga fonksiyonu birlenmiş olduğu için

(2.110)
n n

dir. Buna göre, (2.108) bağıntısı şöyle yorumlanabilir: Bir kuantum


sisteminin herhangi bir dinamik değişkeninin çok sayıda ve eşit koşullarla
yapılan ölçümlerinin sonucu, an niceliklerinin tüm olası değerlerini içerir ve
sonuç onların ortalaması olarak ortaya çıkar.

2.8 Olasılık Akısı

Şimdi de tek boyutlu x uzayında hareket eden m kütleli serbest bir


parçacığın t anındaki olasılık yoğunluğunun zamana göre değişimini ·
inceleyelim. Burada incelenmek istenen bağıntı,

!!_ P(x, t) = !!_ [lf/(X, t)* lf/(X, t) ] (2.111)


dt dt
dir. Eşitliğin sağ tarafındaki türev işlemi yapılırsa
84 Kuaııtuın Fiziği

-d P( X, t ) -- -
dlf/(X,
- -t)-
* (
lj/ X, f
)
+ lf/( X,• t )* dlf/(X, t) (2.112)
~ ~ ~

yazılır. Parçacık serbest olduğu için Schrödinger denklemi,

fi 2 d 2
----lj/ X f
( )
= lrı d lf/(X, f)
'f:.
(2.113)
2m dx 2 ' dt

biçiminde ifade edilebilir. Bu denklemin yansımışı

_ f1 2 d 2 lf/(X, t) * = -itı dlf/(X, t) * (2.114)


2m dx 2 dt

olacaktır. (2.113) ve (2.114) bağıntıları (2.112) bağıntısında kullanılırsa

(2.115)

eşitliği elde edilir. Burada,

. . tı [ ( )* dlf/(X, t) dlf/(X, t}* ( ) ]


J(x t ) = - ur X t - - - - - - - u r X t (2.116)
' 2mi .,, ' dx dx .,, '

kısaltması yapıldı. (2.116) bağıntısı ile tanımlanan j(x,t) niceliğine olasılık


akısı, ya da olasılık akımı yoğunluğu adı verilir.
(2.115) bağıntısına göre, serbest parçacığın belli bir x konumundaki
olasılık yoğunluğunun zamana göre değişimi, aynı noktadaki olasılık akım
yoğunluğunun uzaysal değişimi ile karşılanır. Bu durumda, (2.115) bağıntısı,

dP(x, t) + dj(x, t) =O (2.117)


dt dx

biçiminde yazılır. Bu sonuç, toplam olasılığın korunumlu olmasından ötürü,


bir korunum ilkesi olarak karşımıza çıkar. Gerçekten de, parçacığın x 1 ve x2
noktaları arasındaki hareketi için (2.115)den,

!!_ xı
dt
Jx, P(x,t)dx = -J x,xı ( d/dx)j(x,t)dx (2.118)
Kıtaııtııın Fiziğinde Sclırödiııger Kuramı 85

yazılabilir. Bunun sonucu da,

d JX, .
- · P(x,t)dx=j(xı,t)- j(x 2 ,t) (2.119)
dt Xı .

verir. Burada, sol taraf~= x 1-x 2 aralığındaki olasılık yoğunluğunun birim


zamandaki değişimini verir. Buna göre, eşitliğin sağ tarafı da bu aralığa
giren olasılık akım yoğunluğu ile bu aralıktan çıkan olasılık akım yoğunluğu
farkına eşit olacaktır.
(2.116) ile tanımlanan olasılık akısı, x ekseni boyunca hareket eden
parçacığın hareket yönünü belirlemede kullanılabilir. Üç boyutlu uzayda
hareket eden parçacıklar için de (2.116)ya benzer bir olasılık akısı tanımı
yapılabilir. Bu durumda (2.116) daki x e göre türevlerin yerini gradientler
alır. Bu durumda olasılık akısı, bir vektörel nicelik özelliği taşır.

2.9 Dalga Fonksiyonlarının Simetri Özelliği

Üç boyutlu x,y,z uzayında hareket eden bir kuantum parçacığını


niteleyen dalga fonksiyonu \j/(x,y,z) olsun. 'Tanım olarak parçacığın
konumunu, seçilen x,y,z koordinat sisteminin başlangıç noktasına göre
. A

terslendiren, yani x➔-x, y➔-y, z➔-z dönüşümünü sağlayan D işlemcisine


A

döndürme (ya da parite) işlemcisi denir. Buna göre, D işlemcisinin


\j/(x,y,z) dalga fonksiyonuna etkisi
A

D \j/(x,y,z)= \j/(-x,-y,-z) (2.120)

biçiminde yazılabilir.
A

D işlemcisi, \j/(x,y,z) dalga fonksiyonuna arka arkaya iki kez


uygulanırsa,

A 2 A

D \jl( x,y,z)= D \jl(-x,-y,-z)= \j/( x,y,z) (2.121)


elde edilir.
A

Öte yandan D işlemcisinin hermitiyen olması durumunda

D \j/(x,y,z)=A \j/(x,y,z) (2.122)

t
86 Kııaııtıım Fiziği

gibi özdeğer denklemi yazılır. Burada, A D


" işlemcisine karşı gelen
"
özdeğerdir. Şimdi, D işlemcisini, (2.122) özdeğer denklemine bir kez daha
uygularsak,

" 2 "
D 'il( x,y,z)= 1ı.Dw(x~y,z)=1ı.\v( x,y,z) (2.123)

sonucu elde edilir. Burada, (2.121) ve (2.123) eşitlikleri karşılaştırılırsa

1ı. 2\j1( x,y,z)='lf( x,y,z) (2.124)

eşitliği elde edilir. Bu eşitliğin sağlanması, ancak ve ancak A.2=1 ve

1ı.=±l (2.125)

olmasına bağlıdır.Demek ki, D " işlemcisinin özdeğeri A, + 1 ve -1 olmak


üzere iki değer alır. Bu özdeğerlere karşı gelen dalga fonksiyonlarını,
sırasıyla w5
(x,y,z) ve ~( x,y,z) ile gösterelim. Şimdi, (2.122) özdeğer
denklemini w5
ve l( dalga fonksiyonlarına göre yeniden yazarsak,

" w5cx,y,z)= lf/ 5 (x, y, z)


D (2.126)
"
Dw\x,y,z)=-lj/A (x,y,z) (2.127)

elde edilir.
/\

Öte yandan, D döndürme işlemcisinin w5


ve l( dalga
fonksiyonlarına etkisi, (2.120) denklemine uygun olarak yazılırsa,

" \j15 (x,y,z)= \j15 (-x,-y,-z)


D (2.128)
" .
D 'l'A(x,y,z)= \((-x,-y,-z) (2.129)

elde edilir. (2.126) bağıntısı (2.128) ile ve (2.127) bağıntısı (2.129) · ile
karşı laştırıhrsa,

w5c-x,-y,-z)= lf/ 5 (x, y, z) (2.130)


\((-x,-y,-z)= - lj/A (x, y, z) (2.131)
Kuaııtum Fiziğiııde Sc/ırödinger Kuramı 87

elde edilir. Sonuç olarak, (2.130) bağıntısı w5 dalga fonksiyonunun çift


fonksiyon ve (2.131) de 'VA nın tek fonksiyon olduğunu gösterir. Demek ki,
bir kuantum parçacığının konumunun terslendirilmesi, o kuantum
parçacığını niteleyen dalga fonksiyonuna simetri .özelliği kazandırıyor. Bu
nedenle, (2.130) eşitliğindeki özelliği taşıyan w5 dalga fonksiyonuna
simetrik (çift), (2.131) eşitliğindeki özelliği taşıyan ~ ya da anti simetrik
(tek) fonksiyon adı verilir.

2.10 Kuantum Fiziğinde Dirac Gösterimi

Bir kuantum sistemının


durumunu dalga fonksiyonlarıyla
belirleyebileceğimizi görmüştük. Bu dalga fonksiyonları, gerçek ya da
karmaşık olabilirdi. Bu dalga fonksiyonları ister gerçek, ister karmaşık
olsun, gözönüne alınan kuantum sisteminin dinamik değişkenlerini içerme
gibi temel özellik taşırlardı.
Bu demektir ki, kuantum sisteminin herhangi bir andaki durumu,
onun dinamik değişkenlerini içerecek biçimde yazılan başka bir gösterimle
de belirlenebilir.
Dirac gösterimi adı verile·n gösterimde, bir kuantum sisteminin
durumu, 1 ) biçiminde yazılan ket vektörü ile belirlenir. Bir ket vektörünün
yansımışı, ( 1 biçiminde yazılan bra vektörü dür. <p herhangi bir fonksiyon
ya da sayı olmak üzere 1<p) biçiminde yazılan bir ket kuantum sisteminin t
andaki durumunu belirler. <p nin taşıdığı temel özellik, kuantum sisteminde
gözönüne alınan dinamik değişkenlere ilişkin bilgileri içermiş olmasıdır.
Örneğin, spin kuantum sayısı s, magnetik kuantum · sayısı ffis olan bir
elektronun, t anındaki durumu Is, m
5 ) keti ile belirlenebilir. Kuşkusuz 1<p)

ketinin yansımışı {<pi brasıdır. O halde, 1s, ms) ketinin yansımışı (s, ms 1
brasıdır.
Dirac gösterimindeki bra ve ket gösterimleri, vektör uzayında

tanımlanan vektörlerle eş anlamlıdır. Örneğin, iki boyutlu uzayda bir A


A

vektörünün gösterimi şekil 2.1 deki gibidir. Burada, A 1 ve A2 birer sayı, x,


A

y, de sırasıyla, x ve y doğrultularında tanımlanmış birim vektörlerdir.

t
1
88 Kuaııtuın Fiziği

y
A- 1'1'>
Aı Cı

y
X" Aı X luı> Cı

(a) (b)

Şekil 2.1 İki boyutlu vektör uzayındaki bir A vektörü ile ket uzayındaki
bir Iw> ketinin karşılaştınlınası

O halde, vektör uzayında bu A vektörünün

➔ /\ /\
A =Aı x +Aı y (2.132)
biçiminde tanımlandığını biliyoruz. Demek ki, iki boyutlu uzayda

tanımlanmış bir A vektörü iki ayn vektörün vektöre! toplamıdır. Aynca iki
/\ /\

boyutlu vektör uzayında x ve y birim vektörleri,

/\ /\ /\ /\

x.y=y.x=O
/\ /\ /\ /\

x.x=y.y=l (2.133)

eşitliklerini sağlarlar.
/\

. O halde, vektör uzayında (2.132) vektöre! toplamıyla tanımlanan A


vektörünün ket uzayındaki karşılığı, Şekil 2.lb deki gibi olacaktır. Böylece,
c 1 ve c 2 birer sayı olmak üzere,

(2.134)

yazılır. Demek ki, ket uzayındaki bir Iq,) keti iki ayn ketin doğrusal
toplamından oluşur. (2.132) ve (2.134)ün doğrudan karşılaştırılmasından
/\ /\

görüldüğü gibi vektör uzayındaki x ve y birim vektörlerinin ket uzayındaki

I I
/\ /\

karşılıkları u 1 ) ve u 2 ) ketleridir. O halde, vektör uzayında x ve y birim


Kııaııtııııı Fiziğinde Sc/ırödiııger Kuramı 89

vektörlerinin davranışı ne ise, 1 u 1) ve I u 2 ) ketlerinin, ket uzayındaki

davranışı
" "
da odur. x ve y birim vektörleri, vektör uzayında (2.133) ile
verilen eşitlikleri sağladıklarına_ göre, 1. u 1 ) ve I u 2 ) k~tleri de ket uzayında
yazılan

(u 1 1u2 } =(u 2 lu 1} = O (2.135)


(u 1 lu 1}=(u 2 !u 2 }=l (2.136)

biçimindeki eşitlikleri sağlarlar.

lu 1) , 1u 2} keti erine, iki boyutu ket uzayının temel ketleri denir.

(2.135) eşitliklerinden ötürü, 1u ı), 1u 2 ) ketleri. birbirine diktir. Tıpkı x"

vektörünün y" vektörüne dik olduğu gibi. Öte yandan, (2.136) eşitlikleri de
1Uı), 1u 2 } ketlerinin birlenmiş olduklarını gösterir. Demek ki, 1u 1 ), 1u 2 }
temel ketleri birlenmiş ve birbirine dik ketlerdir. O halde, bir kuantum
sisteminin herhangi bir t anındaki durumu, birbirine dik, birlenmiş temel
ketlerin (2.134 deki gibi) doğrusal toplamından oluşan bir ket ile
belirlenebilir.

(2.134) ketinin yansımışı


!
(2.137)

biçiminde yazılan bir bra gösterimidir. cı ve c 2 gerçek sayı ise, yansımışlan


kendisine eşittir.
Bu biçimde tanımlanan ve bir kuantum sisteminin durumunu
belirleyen ketler, Kesim 2.5de incelenen dalga fonksiyonlarının uyduğu
kurallara aynen uyarlar. Şimdi bu kurallardan bazılarını sıralayalım.

i) İki ketin iç çarpımı. Bir kuantum sisteminin durumunu belirleyen


llflı} ve llf/ 2) gibi iki ketin iç çarpımı diye
I'=(lflı llflı)=(lf/ı llf/2) (2.138)
1

• 1
90 Kuaııtımı Fiziği

gösterimine denir. Yani, iki ketin iç çarpımı birinin kendisiyle


ötekinin brasının iç çarpımına denir.

ii) Bir ketin kendisiyle iç çarpımı. Bir kuantum sistemının


durumunu belirleyen llf/) ketinin kendisiyle iç çarpımı diye

(2.139)

gösterimine denir.

ili) İki ketin birbirine dik ve birlenmiş olması. Bir kuantum


sisteminin durumunu niteleyen llf/ı) ve llf/ 2) gibi iki ket
birbirine dik ise (2.138)deki iç çarpım sıfırdır. Yani,

(2.140)

l l
ıse lf/ı) ve lf/ 2 ) ketleri birbirine diktir. Öte yandan bir
kuantum sisteminin durumunu niteleyen ketin (2.139) ile
tanımlanan iç çarpımı bire eşit ise bu kete birlenmiş ket denir.
Yani,

(2.141)

l l
ise lf/1 ) ve lf/ 2 } ketleri birlenmiş kederdir. O halde, (2.140) ve
I
(2,141) bağıntılarını sağlayan lf/1 ) ve lf/ 2 )I kederine birbirine
dik ayn ayrı birlenıniş ketler denir.

iv) Özdeğer denklemi. Bir kuantum sisteminin durumunu niteleyen


. . . . A

ket llf/), herhangi bir dinamik değişkenine ilişkin işlemci A ise,


A gerçek bir sayı olmak üzere

(2.142)
Kuaııtımı Fiziğinde Sclıriidiııger Kuramı 91

biçiminde yazılan denkleme, özdeğer denklemi, A ya özdeğer ve


llf/) "
ketine de özket adı verilir. Eğer, A işlemcisi kuantum

sistemının enerji hamiltoniyenini niteleyen


"
H işlemcisi ise
(2.142) özdeğer denklemi .

(2.143)

biçimde yazılır. Burada, E niceliği llf/) özketine karşı gelen


enerji özdeğeridir.
v) Beklenen değer. Bir kuantum sisteminin durumunu belirleyen ket
l lf/) olsun. Bu kuantum sisteminin herhangi bir dinamik
. "
değişkenine ilişkin işlemci A ise,

"
A (lf/1 ~ lf/) (2.144)
< >= (lf/1 lf/)

biçimindeki gösterime, dinamik değişkenin beklenen ya da


ortalama değeri denir. Eğer, 1lf/) keti birlenmiş bir ket ise (2.141)
tanımından ötürü (lf/1 lf/) =1 olacağı için beklenen değer,

(2.145)

biçimine indirgenir.

vi) İşlemcilerin uyuşum bağmtıları. Bir kuantum sisteminin, iki ayrı

dinamik değişkenine ilişkin işlemciler A 1


" ,
"
A 2 ve durumunu
" "
niteleyen ket de llf/) olsun. [Aı, Aı] l lf/) biçimindeki yazılıma,
.

" I ve A" 2 işlemcilerinin uyuşum bağıntısı denir.


A Eğer,
92 Kuaııtuııı Fiziği

/\ /\

[Aı, Aı] 1lfl) =0 (2.146)

ıse A 1 ve A 2 işlemcilerine birbiri ile uyuşabilen işlemciler,


tersine

/\ /\

[Aı, Aı] lw>t:0 (2.147)

/\ /\

ise A I ve A 2 işlemcilerine birbiri ile uyuşmayan işlemciler


denir.

vii) Olasılık genliği. Bir kuantum sistemini niteleyen lw> keti, çok
sayıda Iun) gibi temel ketlerin çizgisel toplamı biçiminde
yazılabilir. Yani,

(2.148)
n

dir. Bu kuantum sisteminin bir dinamik değişkenine ilişkin


/\ /\

işlemci A ise, A ya karşı gelen beklenen değer,

(2.149)

bağıntısından bulunabilir. Burada,

. . A .

olsun. Yani, 1 un) ketine karşı gelen n.durumda (ölçümde) A nın


beklenen değeri an olsun. O halde, (2.149) bağıntısı,

ın,n

(2.150)
ııı,n
Kııaııtum Fiziğinde Sclırödiııger Kuramı 93

biçimini alır. Burada, 1un} ketleri birbirine dik ve birlenmiş


oldukları için (u"' lu"} niceliği m=n olmadıkça sıfırdır. Bu
nedenle, (2.150) nin belirlediği beklenen değer

(2.151)
n

olur, tıpkı (2.107) bağıntısında olduğu gibi. O halde, ICi


niceliği, dinamik değişkenin n.ölçüm sonunda an değerini alma
olasılığı olur. Böylece, (2.108)deki gibi,

(2.152)

dir. İşte, (2.1 l0)a benzer biçimde, tanımlanan

(2.153)

katsayısına olasılık genliği adı verildiğini, Kesim 2. 7 de


söylemiştik.

Örnek 2.7. s vem gerçek ve pozitif sayılar bir kuantum sistemi için Is, m}
A A

gibi ketler oluşturuyor. A ve B işlemcilerinin bu ketlere etkisi


A

A ls,m}=nmls,m}
A

B ls,m}=li 2 s(s+I)ls,m}

biçimindedir. Buna göre,


A A

a) < A >, < B > beklenen değerlerini bulunuz.


A A
b) A ve B uyuşa bilen işlemciler midir?

il
94 Kuaııtum Fiziği

I\

a) Tanım olarak, A işlemcisinin beklenen değeri,

mi AI s, nı)
I\ I\

<A>=(s,

dir. Burada, yukarıda verilen özellik kullanılırsa

I\

< A >= (s, nı tını s, nı) I I


yazılır. tı m bir gerçek sayı olduğu için

I\

<A >= tını (s, nı Is, nı}

bulunur. 1 s, m) ketleri birlenmiş ise

/\

<A>=nm

olduğu kolayca bulunur.


/\

Benzer biçimde B işlemcisinin beklenen değeri

/\ /\

<B>=(s,ml BI s,m)
=(s, nı in 2 s(s +1)1 s, nı)
olur. fı 2s(s+ 1) gerçek sayı olduğu için

I\

<B >=n 2 s(s + 1)


bulunur.

/\ /\

b) A ve B işlemcileri arasındaki uyuşum bağıntısı,


/\ /\ /\ I\ /\ /\

[A,B]ls,m>=[A B-B A]ls,nı)


dir. Yukarıda verilen özellik kullanılırsa
Kııaııtımı Fiziğiııde Sc/ırödi11ger Kııraıııı 95

I\ /\ I\ /\

[ A, B] ls,m>=A li 2s(s+I)I s, nı)- B nnıl s, nı)


=li 2s(s+l) li mll s, nı)- limtı 2 s(s + 1)1 s, m)
=[ 1i 3s(s+_l)m-li 3ms(s+l)] Is, m) -
=0
/\ /\

O halde, A ve B işlemcileri birbiri ile uyuşabilen işlemcilerdir.

I\ /\

Örnek 2.8. A 1 ve A 2 işlemcileri hem hermitiyen hem de birbiri ile


I\ I\

uyuşabilen işlemci/erdir. Buna göre, A 1 , A 2 çarpım işlemcisi


hermitiyen midir?

Yukarıdaki verilerden;

/\ . I\

<Aı >*= <Aı >


/\ I\

<Aı >*= <A2 >


I\ I\

[ Aı, A2] j v,) =O


I\ I\

dır. ( A 1• A 2 ) çarpım işlemcisinin beklenen değeri

/\ I\ I\ I\

< Aı.Aı >=(vılAı.Aılvı) (a)

dir. Bu bağıntının yansımışı ise

/\ /\ I\ • /\

olur. A 1 ve A 2 hermitiyen ve gerçek oldukları için Aı = A 1 ve


/\ • /\

A ı = A 2 olduğundan

il
96 Kııaııtuın Fiziği

/\ /\ /'. /',

< Aı .Aı >* = (lfllAı .Aıllfl}


/\ /\

olur. Ayrıca A 1 ve A 2 birbiri ile uyuşan işlemcilerdir. O halde,

/\ /\ . /\ /\

< Aı .Aı >* =(lfllAı ._Aıllfl} (b)

elde edilir. (a) ve (b) eşitlikleri karşılaştırılırsa


/\ /\ /\ /\

< Aı. Aı >= < Aı .Aı >*


/\ /\

elde edilir. O halde A 1• A 2 çarpım işlemcisi hermitiyendir.

2.11 Bölümle İlgili Sorular

1) Bir kuantum sisteminde E 1, E 2 enerji özdeğerlerine karşı gelen zamana


bağlı dalga fonksiyonları sırasıyla,

'1/ı(X,t)= 'lfı(x)e-iE,tlh
'llı(x,t)= 'llı(x) e -iEıı ııt
dır.

a) '1/ı(x,t) ve 'lfı(x,t) dalga fonksiyonları bu kuantum sisteminin


kararlı durumunu belirler mi?
b) 'lfı(x,t) ve 'lfı(x,t) nin çizgisel toplamından oluşan

w(x,t)=aı'lf ı (x,t)+a2'1f2(x,t)

dalga fonksiyonu sistemin kararlı durumunu belirler mi?


2) Tek boyutlu x uzayında hareket ederı bir kuantum parçacığının dalga
fonksiyonu

l+i.x
'1/(X)= 1 . 2
+ıx
dir.
a) w(x) dalga fonksiyonunu birleyiniz.
b) Olasılık yoğunluğunu x e bağlı olarak inceleyiniz.
c) Konumun en olası değerini bulunuz.


Kııaııtıım Fiziğinde Sclırödiııger Kuramı 97

3) Bir A işlemcisinin üzerinde işlem gördüğü dalga fonksiyonu,

'lf( r ,t)=aı'lfı( r ,t)+a2'1f2( r ,t)

dir. · Bu fonksiyonun iç çarpımını oluşturunuz. Bulduğunuz sonucu


kuantum parçacıklarının dalga özelliği göstermesi yönünden
yorumlayınız.
4) Tek boyutlu uzayda serbestçe hareket eden bir kuantum parçacığı için
öngörülen
a) \j/(x,t)=coskx.sinrot
b) \j/(x,t)=coskx.e-irot
dalga fonksiyonlarından hangisi bu parçacığın kabul edilebilir dalga
fonksiyonu olur?
5) Bir kuantum sistemini niteleyen dalga fonksiyonu, C gerçek sayı
olmak üzere,
\j/(x)=CSinkx
olarak veriliyor. Bu kuantum sistemının çizgisel momentum
işlemcisinin \j/(x) dalga fonksiyonuna etkisi, özdeğer olarak hangi
niceliğe karşı gelir?
6) Bir kuantum parçacığını niteleyen dalga fonksiyonu, C0, Cı, ao gerçek
sayı olmak üzere,

dir. P x işlemcisinin \j/(x) dalga fonksiyonuna etkisi, özdeğer olarak


hangi fiziksel niceliğe karşı gelir?
7) 'Ilı, \j/2 birlenmiş dalga fonksiyonları arasında, d gerçek bir sayı olmak
üzere,
flfl;lf/ d-r=d·
2

gibi bir ilişki vardır. 'Ilı, \j/2 nin oluşturduğu


\j/=aı'lfı+a2\j/2
dalga fonksiyonunun;
a) 'lfıe
b) 'lf ı+'lf2ye
c) 'lfı-'112 ye
dik olması için a 1 ve a2 gerçek sayılarının değeri d cinsinden ne
olmalıdır?
8) Tek boyutlu x uzayında, x=O ve x=x0 aralığında hareket eden bir
kuantum parçacığının dinamik değişkenine karşı gelen işlemci,

it
98 Kuaııtuııı Fiziği

I\ d
A=-itı­
dx
ve dalga fonksiyonu da
w(x)= Ceinxltı
dir. Burada, a gerçek bir sayıdır.
a) C birlenme katsayısını bulunuz.
/\

b) A işlemcisini belirlediği dinamik değişkenin özdeğerini


bulunuz.
c) Parçacığın
konumunun beklenen değerini bulunuz.
d) Konumdaki dağılganhğı bulunuz.
9) Tek boyutlu x uzayında hareket eden bir kuantum parçacığının dalga
/\

fonksiyonu w(x) dir. Bu parçacığın P x çizgisel momentum işlemcisi


hermitiyen midir?
10) 9.sorudaki parçacık için:
/\

a) xPx
/\

b) Pxx
işlemcilerininhermitiyen olup olmadığını inceleyiniz.
11) Tek boyutlu x uzayında hareket eden bir kuantum parçacığının çizgisel
momentum işlemcisinin, parçacığın hareket değişmezi olup olmadığını
inceleyiniz.
12) Bir kuantum sisteminde enerji işlemcisi, o sistemin hareket değişmezi
olur mu?
13) Tek boyutlu x uzayında hareket eden bir kuantum parçacığının enerji
ve çizgisel momentum işlemcileri, sırasıyla,

/\

.H = (-tı 2 / 2m)(d 2 / dx 2 )
ve
/\

Px =-itı(d / dx)
dir.
Bu işlemciler birbiri ile uyuşabilen işlemciler midir?
14) Bir kuantum parçacığın durumunu belirleyen ket

dür. Bu parçacığın herhangi bir dinamik değişkenini niteleyen işlemci


/\ /\

A ise A nın beklenen değerini ifade ediniz.


Kııaııtııııı Fiziğinde Sc/ırödiııger Kuramı 99

15) Bir kuantum sisteminin durumu, lu 1>, lu2> temel ketlerine bağlı olarak
l'Vı>=(l/2) 112 luı>+cluı>
l'Vı>=(ll2) 112 luı>- d luı>
biçiminde belirleniyor. l'Vı> ve l'Vı> ayn ayrı birlenmiş ve birbirine
dik ise c ve d kaçtır?
16) 7.soruyu Dirac gösterimine göre yeniden inceleyiniz.
17) m kütleli bir kuantum parçacığının dalga fonksiyonu \jl(x), çizgisel
/\

momentumu Px ve enerji işlemcisi de,


. H = -(h 2 / 2m )( d 2 / dx 2) +ax
dir. Burada, a bir sayıdır.

a) !!:_ < Px > niceliğini a ya bağlı olarak bulunuz.


dt
b) Bu parçacığa etkiyen kuvvet hakkında ne söyleyebilirsiniz?
18) m kütleli bir kuantum parçacığının ·dalga fonksiyonu, r konum, t
zaman olmak üzere,
\jl(r,t)=(Afr) ei(kr-ax)
ile veriliyor.
a) Olasılık yoğunluğu ile r doğrultusundaki olasılık akısı
arasında bir ilişki kurunuz.
b) Parçacığın hareket yönünü kestire bilimıisiniz?
19) Bir kuantum sisteminin enerji özdeğerleri E 1, E 2, bunlara karşı gelen
özketler de, sırasıyla, lu 1> , lu2> dir. Bu sistemin toplam enerjisini ve
enerjideki dağılganlığı
l'V>=(112)1 12 [1uı>+lu2>]
durumu için, E 1 ve Eı cinsinden bulunuz.
/\ /\

20) Bir. kuantum sisteminde l'V> keti, hem Aı hem de A 2 işlemcisinin


/\ /\

özketi ise, · Aı ve A 2 işlemcilerinin uyuşabilen işlemciler olduğunu


gösteriniz.
21) Bir kuantum sisteminin E 1, E 2, E 3 enerji özdeğerlerine karşı gelen
özketleri, sırasıyla, ju 1>, lu2>, lu3> dür. Bu sistemi niteleyen durum
ketleriıiden ikisi
l'Vı>=(ll3)luı>- a lu2>+blu3>
1'112>=cluı>+alu2>+(1/3)1u3>
biçiminde tanımlanıyor. Burada, a,b,c .gerçek sayılardır.
a) a,b,c katsayılarını bulunuz.
b) l'Vı> ve l'Vı> durumlarına karşı gelen enerji özdeğerlerini, E 1,
E2,E3 e bağlı olarak bulunuz.
100 Kuaııtwıı Fiziği

22) Bir kuantum sisteminde, lı.ı, A2, A3 özdeğerlerine karşı gelen özketler
sırasıyla lu 1>, lu 2>, lu 3> dür. Bu sistemi niteleyen durum keti
IW>=(l/2)1uı>+(l/2)1u2>+clu3>
olduğuna göre,
a) . c kaçtır?
b) IW> nin enerji özdeğeri nedir?
A

23) Bir A işlemcisinin aı, a 2 gibi özdeğerlerine karşı gelen durumlar,


sırasıyla,
IWı>=(l/2) 112 [1uı>+lu2>]
IWı>=( l/2) 112 [luı>-lu2>l
dir. Burada, lu 1> , lu2>nin zamana bağlılığı sırasıyla e -i(I)•' ve
A

dir. t=O anında IWı> durumunda olan bu sistem için A


e-;(1)21
işlemcisinin herhangi bir t anındaki beklenen değerinin
A

< A >=(l/2)(a1+a2)+(1/2)(a1-a2)Cos(roı-ro2)t
olduğunu gösteriniz.

2.12 Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar

1) Quantum Physics of Atoms, Molecules, Solids, Nuclei and Particles


· R.Eisberg and R.Resnick
J.Wiley and Sons 1974 (5.Bölümü)
2) Modem Atomic and Nuclear Physics
F.Yang and J.H.Hamilton
Mc.Graw-Hill, 1996 (2.Bölümü)
3) Introduction to the Structure of Matter
J.J.Brehm and W.J.Mullin
John Wiley, 1989 (5.Bölümü)
4) Introduction to Quantum Mechanics
B.H.Bransden and C.J.Joachain
Longman Scientifıc and Tech. 1989 (3.ve 5.Bölümleri)
5) Introductory Quantum Mechanics
R.L.Liboff
Addison-Wesley 1980 (3.,4.ve 5.Bölümleri)
6) The Quantum Universe
Tony Hey and P.Walkers
Cambridge Univ.Press 1987 (3.Bölümü)
111

SCHRÖDİNGER DENKLEMİ~N ÇÖZÜMLERİ

Schrödinger denkleminin çözüm1erinin incelendiği kuantum


sistemleri, genel olarak, bağlı ve bağlı olmayan kuantum sistemleri diye iki
ayn grupta toplanabilir.
Bağlı olmayan kuantum sistemi, hiçbir kuvvetin etkisinde kalmadan
hareket edebilen parçacıkların oluşturduğu bir sistem demektir. Bir sisteme
etki eden kuvvet potansiyel gradienti ile ölçüldüğü için, sistem üzerine etki
eden bir kuvvet yoksa potansiyel gradienti de yoktur. Buna göre, bağlı
olmayan bir sistem potansiyel gradientinin sıfır olduğu bir uzayda hareket
eden parçacıkların oluşturduğu bir sistemdir. Buna göre, böyle bir uzayda
hareket eden parçacıklar serbest parçacıklardır. ·
Böyle bir serbest parçacığı niteleyen zamandan bağımsız
Schrödinger denkleminin tek boyutlu x uzayındaki biçimi,

tz 2 d 2
[ - - -2 +U0 lj/(x) = Elj/(x)
] -
2mdx

idi. Bu bağıntıyı,

d2 2m
- 2 lj/(x) = - 2 (U0 - E)lj/(x) (3.1)
dx tı

biçiminde yazabiliriz. Burada: birinci taraf göz önüne alınan kuantum


sisteminin kinetik enerjisinin bir ölçüsüdür.
(3 .1) denklemi zamanı içermediği iç iri, sistemin kararlı durumunu
belirler. Bu nedenle, (3.1) denkleminin çözümü toplam enerji E ile
102 Kuaııtwn Fiziği

potansiyel enerji U0 arasındaki ilişkiye bağlı olarak ortaya çıkar. Öte yandan,
sistem kararlı durumda olduğu için 'lf(x) dalga fonksiyonları sistemin kabul
edilebilir fonksiyonları olmalıdırlar. Yani, (3.1) denklemini ·sağlayan 'lf(X)
fonksiyonları ile türevleri; sürekli, sonlu ve tek değerli olmalıdırlar.
(3.1) · denklemimin · çözümleri sistemin .hareketinin yönünü.
· belirlemez. Sistemin hareketinin yönünü belirlemek için (2.116) bağıntısı ile
verilen olasılık akım yoğunluğu kullanılır. Bu bağıntı,

J'( X)=1i- [ l/f( X )* -


dl/f(x)
---- dlf/(x)*
- l f /( X )] (3.2)
2mi dx dx

dir. Potansiyel basamağı ya da potansiyel engeli yardımıyla ikiye bölünmüş


bir ortamda hareket eden parçacıklar da bağlı olmayan sistem gibi
incelenirler.
Bağlı olmayan sistemin tersi bağlı sistem adını alır. örneğin, x
ekseni boyunca hareket eden bir parçacığı ele alalım. Bu parçacığın hareketi,
potansiyel enerjiyi uygun bir biçimde seçerek x uzayının belli bir bölgesinde
sınırlandırılabilir. Bu durumdaki parçacık tümüyle serbest değildir. İşte bu
tür parçacıklardan oluşan sistem bağlı sistemdir. Bu sistemlere ilişkin
Schrödinger denkleminin çözümü, bazı özel koşullara bağlı olarak
bulunabilir.
Öte yandan, bir molekülsel yapı içindeki bir iyon ya da bir atom
tümüyle serbest değildir. Bu iyon ya da atomlar, yakın komşularına zayıf ya
da kuvvetli bağlarla bağlanmışlardır. Bu durumdaki bir iyon ya da atom
kinetik enerjisini bağlanma enerjisinden daha büyük bir değere ulaştıramaz.
Bu tür iyon ya da atomlar da bağlı sistemler gibi davranırlar.

3.1 Bağlı Olmayan Sistemlerde Schrödinger Denkleminin Çözümü

Tek boyutlu x uzayında hiçbir kuvvetin etkisjnde kalmadan hareket


eden m kütleli parçacığı ele alalım. Bu parçacık, x ekseni boyunca -oo ile +00
arasında serbestçe hareket ediyor olsun.
Bu parçacığı niteleyen Schrödinger denklemi (3.1) bağıntısıdır.
Genelde U0 potansiyel enerjisini O seçmek çözümü değiştirmeyeceği için
(3.1) bağıntısını

d2
- 2 ııı(x) = -k 2 l/f(x) (3.3)
dx

biçiminde yazabiliriz. Burada,


Sclırödiııger Deııklemiııiıı Çözümleri 103

k=(2mE/ n2 )112 (3.4)

tanımı yapıldı. (3.3) denklemini sağlayan w(x) fonksiyonu, A ve B birer sayı


olmak üzere,

(3.5)

biçiminde bir fonksiyondur. \jf(x) fonksiyonunun tam olarak belirlenmesi A


ve B katsayılarının belirlenmelerine bağlıdır.
Öte yandan, parçacığın toplam enerjisi, (3.4) bağıntısından,

(3.6)

dir ve D-0 koşulunu sağlar. Bağıntıya göre, E nin alacağı değerde hiçbir
kısıtlama yoktur. E, O ile +oo arasında sürekli değer alır.
Aynca, durum fonksiyonunun zamana bağlılığı,

\jf(x,t)= \jf(x) e-iEı ı tı (3.7)

ile verilmektedir.. Burada E= İl co seçilir ve \jf(x) ıçın de (3.5) bağıntısı


kullanılırsa,

\lf(x,t)=A ei<kx-ax> +B e-;c1cx+aı> (3.8)

yazılır. Şimdi bu fonksiyonun fiziksel özelliklerini inceleyelim.

i) B=O olsun. Bu durumda

w(x,t)=A ei<kx-aı> (3.9)

olacaktır. Parçacığın t anında ve x konumundaki olasılık yoğunluğu,

P(x,t)= \j/(x,t) * \j/(x,t)


* -i(b:-ltX) A i(kx-aı)
=A e e
=A*A
=IAl 2 (3.10)

dir. Öte yandan, (3.2) bağıntısı kullanılarak bulunan olasılık akım


yoğunluğu,


104 Kuaııtuın Fiziği

j(x,t)=( nk /m)1Aı2 (3.11)

dir. Görülüyor ki, hem olasılık yoğunluğu, hem de olasılık akısı konumdan
bağımsızdır. · ·
Parçacığın toplam enerjisi kinetik enerji türünde olduğu için,
(3.6)dan

(3.12)

yazılır. Buradan da parçacığın momentumu için,

Px=hk=mv (3.13)

eşitliği bulunur. O halde, x ekseni boyunca serbestçe hareket eden parçacığın


hızı

v=hklm (3.14)

dir. Bu değer, (3.11 )de kullanılırsa,

j(x)=v1Al2 (3.15)

bulunur. Yani, olasılık akısı parçacığın hızı yönündedir. Bu sonuç parçacığın


hareket yönünü belirler.
(3.9) dalga fonksiyonu bir düzlemsel dalga denklemini belirlediği
için açısal frekansı, ·

. ro=E/ 1i =k2 1i /2m (3.16)

olmalıdır. Buradan evre ve grup hızlan için, sırasıyla,

Ye=rolk=lik /2m=v/2 (3.17)

ve

v8=dro/dk= lik lm=v (3.18)

değerleri bulunur. O halde, B=O durumunda, düzlemsel dalga +x yönünde


ilerleyen bir titreşimdir.

1
Sclırödiııger Deııkleıniııiıı Çözümleri 105

(3.I0)da elde edilen sonuca göre, olasılık yoğunluğu hem konumdan


hem de zamandan bağımsızdır. O halde, parçacığın konumu tam olarak
belirlenemez. Oysa (3.13) bağıntısına göre monmentum tam olarak
belirlenebilir. Bu bizi Heisenberg belirsizlik ilkesine götürür. Af>x=0 olduğu
için 6x=00dur. Demek ki, (3.9) .dalga fonksiyonu momentumu tam olarak
bilinen ve sonsuz uzunluktaki bir demet içinde +x yönünde herhangi bir yere
giden bir parçacığın hareketini belirler.

ii) A=O olsun. Bu durumda v(x,t) fonksiyonu,

v(x,t)=B e-i<kx+aı> (3.19)

biçimini alır. Böyle bir dalga fonksiyonu yine bir düzlemsel dalgayı belirler.
Olasılık yoğunluğu ve olasılık akısı (3.10) ve (3.11) bağıntılarına benzer
biçimde hesaplanırsa,

P(x,t)=IBl 2 (3.20)

j(x,t)=( - lik im) IBl 2 (3.21)

elde edilir. Parçacığın hızı (3 .14) ile verildiği için olasılık akısı,

j(x,t)= -v IBl 2 (3.22)

dir. Yani, olasılık akısı -v yönündedir. O halde, parçacık -x yönünde hareket


etmektedir. Bu durumda da, olasılık yoğunluğu konum ve zamandan
bağımsız olduğu için parçacığın konumu tam olarak belirlenemez.
Parçacığın momentumu (3.13) e göre lik olduğu yani, tam olarak
belirlendiği için Mx=0 ve buradan da 6x=oodur. Demek ki, (3.19) dalga
fonksıyonu momentumu tam olarak bilinen ve -x yönünde giden bir
parçacığın hareketini belirler.

ili) A=B olsun. Bu durumda dalga fonksiyonu,

'lf(x,t)=A[ei(kx-rot>+ e-i(kx+aı>] (3.23)


. -itıl
=CCoskx.e

olacaktır. Burada C=2A dır.(3.23) fonksiyonu, farklı yönlerde ilerleyen iki


düzlem dalganın toplamı, yani bir duran dalgayı göstermektedir. Buna göre,
106 Kııaııtıım Fiziği

x eks~ni boyunca değişmez kalan düğüm noktaları, Coskx i sıfır yapan x


değerleridir. Yani,

x0 =(n+ l/2)(1t/k) n=0, ±1, ±2, ±3, ..... (3.24)

dır. Bu durumda, olasılık yoğunluğu, .

(3.25)

ve olasılık akısı da sıfırdır.


Olasılık akısının sıfır olması beklenen bir sonuçtur. Çünkü, A=B
olduğu için +x yönünde ilerleyen bir düzlem dalgada olasılık akısı +v1A1 2 ve
-x yönünde ilerleyende de - v1A1 2 dir. O halde, herhangi bir x konumundan
geçen bir parçacığın birim zamandaki toplam olasılık akısı sıfırdır. Bu
demektir ki, (3.23) ile verilen durum fonksiyonu, x ekseni boyunca hareket
eden ve momentumu P x=k 1i · olan ancak yönü belirlenemeyen bir serbest
parçacığa karşı gelir.
Öte yandan, bu serbest parçacık için olasılık yoğunluğu, (3.24) ile
verilen konumlarda sıfırdır. Yani bu parçacığın bu konumlarda bulunma
şansı yoktur. Bu ise, (3.23) ile verilen duran dalgayı oluşturan iki düzlemsel
dalga arasındaki girişim etkisini gösterir.

iv) A= - B olsun. Bu durumda durum fonksiyonu,

'\jl(x,t)=2AiSinkx. e-iax (3.26)

dir. Burada D=2iA denirse,

'\jl(x,t)=DSinkx. e-iax (3.27)

gibi başka bir duran dalga elde edilir.

Herhangi bir x konumundaki olasılık yoğunluğu,

(3.28)

dir ve
X 0 =n(1t/k) ; n=0, ±1, ±2, ..... (3.29)
Sclırödiııger Deııkleıniııiıı Çöziimleri 107

noktalarında sıfırdır. Bu durumda olasılık akım yoğunluğu yine sıfırdır. Bu


demektir ki, (3.27) ile verilen duran dalga, x ekseni boyunca hareket eden ve
momentumunun _büyüklüğü bilinen, ancak hareket yönü belirlenemeyen bir
serbest parçacığı niteler.

v)' .A:;f:B ·olsun. Bu durumda dalga fonksiyonu (3:8)deki gibidir. Buna


göre olasılık yoğunluğu,

')
P(x,t)= lv(x,t>ı-
(3.30)

dir. Burada, IAı2 ve IBı2 sırasıyla, A ei<kx-ox> ve B e-i<kx+ax> düzlem dalgalarına


ilişkin olasılık yoğunluklarını verir. O halde, (3.30) daki ilk iki terim toplam
olasılık yoğunluğunu oluşturur. Bu bağıntıdaki 3;terim ise, iki düzlem dalga
· arasındaki girişim etkisini belirler.

Öte yandan, (3.8) dalga fonksiyonu için olasılık akısı hesaplanırsa, ·

(3.31)

değeri bulunur. Bu değer, daha önce (3.11) ve (3.21). eşitlikleri ile verilen
olasılık akılarının toplamıdır.

3.2 Basamak Potansiyeline Doğru Gelen Bir Parçacık

Şimdi, Şekil göriildüğü


gibi yüksekliği sonlu. büyüklükte
3.1 de
olan bir potansiyel basamağındaki parçacığın hareketini ele alalım. ·
Gerçek fiziksel sistemlerde potansiyel, Şekil 3.1 deki gibi belli bir
değere aniden ulaşmaz. Ancak, böyle bir potansiyel seçmenin bazı·
kolaylıkları vardır. Her şeyden önce böyle bir potansiyel matematiksel
işlemlerde kolaylık sağlar. Ayrıca, bu tür potansiyelden elde edilen sonuçlar
kuantum kuramındaki bazı kavramları kolayca açıklama olanağı sağlar .


108 Kuaııtum Fiziği

m U(x)
U(x)

m
----------E
o X O· X

(a) (b)

Şekil.3.1 U0 yüksekliğindeki basamak potansiyeline doğru gelen


parçacık: a) E< U0, b)E> U0

Potansiyel basamağının yükseldiği U0 ve bu basamağa doğru gelen


m kütleli parçacığın enerjisi E olsun. Klasik kurama göre, bu parçacık
basamağa doğru E<Uo olacak şekilde gelirse, x=0 daki engelden geri döner.
Yani, parçacık x>0 bölgesine geçemez. Eğer parçacık x>0 bölgesine
geçseydi, E=Ek+U0 biçimindeki toplam enerji U0 dan küçük olurdu. Bu
sonuç parçacığın kinetik enerjisinin negatif bir değer almasını, yani çizgisel
momentumun sanal olmasını öngorur. Oysa, parçacığın çizgisel
momentumunun sanal olmasının hiçbir fiziksel dayanağı yoktur. Öte yandan,
parçacık E>Uo olacak biçimde basamağa yaklaşırsa, herhangi bir engel ile
karşılaşmadan hareketini sürdürür, Şekil 3.1 b.
Acaba, bu durum bir kuantum parçacığı için nasıl ele alınır?
Potansiyel basamağı, zamandan bağımsız olduğu için parçacığın hareketi,

'\j/(x,t)= '\j/(X) e-iEt Ih (3.32)

durum fonksiyonu ile belirlenir. Burada '\j/(x), zamandan bağımsız


Schrödinger denklemini sağlayan fonksiyondur. O halde, (3.1) denkleminin
çözümü aranırken, Şekil 3.1 deki verilere göre,

x<O
U(x)={O (3.33)
Uo x>O

sınır koşulları gözönüne alınmalıdır. Ayrıca, parçacığın


toplam enerjisi
sıfırdan küçük olamayacağı için çözüm, ya E>Uo ya da E<Uo koşullarında
aranmalıdır.

1
Sclırödiııger Deııkleıııiııiıı Çözümleri 109

3.2.1 E<Uo Durumu

Bu durumda kuantum parçacığı, Şekil 3. la da görüldüğü gibi,


potansiyel basamağına {sağ) taraftan yaklaşıyor demektir. Buna göre 3.1
denklemi, _. _ ~ ?~

(3.34)

biçiminde yazılır. Burada,

kı= .rı;;:;i (3.35)


1i

kısaltması yapıldı. Bu durum, (3.33)deki x<O koşuluna uymaktadır. Öte


yandan, x>O bölgesi için geçerli olan Schrödinger denklemi,

(3.36)

dir. Burada,
✓2m(U0 -E)
kı=-------- (3.37)
li

kısaltması yapıldı.
(3.34) denklemi, serbest bir parçacık için kesim 3.1 de yazılan
denklem ile aynı biçimdedir. Dolayısıyla bu denklemi sağlayan genel çözüm,

x<O (3.38)

dir.
x>O bölgesinde E<Uo olduğu ıçın, (3.36) denklemini sağlayan
çözüm,

x>O (3.39)

biçimindedir. Ancak, (3.39} Schrödinger denkleminin kabul edilebilir bir


fonksiyonu olması için bu fonksiyonun x in her değerinde sonlu değer alması
gerekir. Oysa, (3.39)'da x sonsuza giderken ek2 x de sonsuza gider. Bu


110 Kuaııtıım Fiziği

nedenle C=0 olmalıdır. O halde, x>0 bölgesinde kabul edilebilir dalga


fonksiyonu,

-k,x
'\JI (X )=D e - x>0 (3.40)

olacaktır.
(3.38) ve (3.40) dalga fonksiyonlarının tam olarak
belirlenebilmesi için A, B, D katsayılarının bulunması gerekir. Şimdi bu
katsayıları bulmaya çalışalım, Şekil 3.1 e göre, x=0 da hem bu iki dalga
fonksiyonu, hem de bunların türevleri sürekli olmalıdır. Bu demektir ki,

(Ae ik,x +Be -ik,x ) I _= De-kıx I


x-0 x=O
(3.41a)
ve
(3.41b)

koşullan sağlanmalıdır. Bu iki koşuldan,

A+B=D (3.42)

ve
A - B =i(kılkı)D (3.43)

bağıntıları elde edilir. Bu iki bağıntıdan bilinmeyen üç katsayıdan ancak ikisi


üçüncüsü cinsinden belirlenebililr. Örneğin, yukarıdaki iki bağıntı taraf
tarafa toplanırsa A, çıkarılırsa B katsayısı elde edilir:

A=(D/2)[ 1+i(k2/k1)]=(D/2)[1 +ia] (3.44)

B=(D/2)[1- i (kı/k 1 )]=(D/2)[1- i a] (3.45)

Burada,

(3.46)

kısaltması yapıldı. Buna göre, aranan dalga fonksiyonu aşağıdaki gibi


yazılabilir.

x<O
(3.47)
x>O

1
Sclırödiııger Deııkleıııiııiıı Çözümleri 111

Bu dalga fonksiyonu, (3.2) ile verilen olasılık akısı bağıntısında


kullanılarak parçacığın hareket yönü belirlenebilir. Örneğin, x<0 bölgesine
uyan dalga fonksiyonunun ilk terimi (3.2) bağıntısında kullanılırsa,

(3.48)

olasılık akısı elde edilir. Burada köşeli parantez bir sayı ve


~

?
'
vı=hkJm (3.49)

de hızı göstermektedir. Bu nedenle, dalga fonksiyonunun bu kesimi +x


yönünde ilerleyen ve dalga sayısı k1 olan bir dalgayı belirlemektedir. Yani,
dalga fonksiyonunun bu kesimi parçacığın basamak potansiyeline doğru
hareket ettiğini gösterir.
Oysa, aynı dalga fonksiyonunun ikinci terimine karşı gelen olasılık
akısı,

(3.50)

dir. Elde edilen olasılık akısı, (3.48) de elde edilen ile aynı büyüklüktedir.
Ancak ters işaretlidir. Bu demektir ki, dalga fonksiyonunun bu kesimi -x
yönünde ilerleyen ve dalga sayısı k1 olan bir dalgayı belirler. Yani, bu kesim
x=0 noktasında U0 potansiyel basamağına gelerek oradan geri dönen
parçacığı belirler. ·
Demek ki, E<Uo durumunda, x<0 bölgesinde potansiyel basamağına
doğru gelen parçacıklar basamaktan geri dönerler. Tanım olarak yansıyan
dalganın şiddetinin (olasılık akısının) gelen dalganın şiddetine (olasılık
akısına) oranına yansıma katsayısı denir. Bu tanıma göre (3.48), (3.50) den
yansıma katsayısı hesaplanırsa, ·

(3.51)

bulunur. Yani, gelen dalga aynen yansımıştır. Bu durum klasik kuramdaki


gibidir. Enerjisi U0 dan küçük olan bir parçacık x>0 bölgesine geçemez. x>0
bölgesi parçacık için yasak bölgedir.


112 Kuaııtum Fiziği

Öte yandan, (3.47) bağıntısında,

e±ikıx =cosk 1x ~ ? ~
özdeşliği kullanılırsa, dalga fonksiyonu için

x<O

x>O
(3.52)

bağıntısıbulunur. Böylece x<O bölgesinde, gelen ve yansıyan dalga bir


duran dalga oluşturur. Bu duran dalganın olasılık yoğunluğu, (3.52)
bağıntısının birincisinden,

(3.53)

<lir. Oysa, x>O bölgesinde olasılık yoğunluğu, (3.52) bağıntısının


ikincisinden

-IDl2e -2k2 .x
Pgeç- (3.54)

olacaktır. Yani, gelen dalganın x>O bölgesine geçmesinin sonlu bir .olasılığı
vardır. Buna Schrödinger dalgasının yasaklanmış bölgeye sızması olayı
denir, Şekil 3.2.

il~,"~ b,'-v- ıl._......""" j~V\,


'I ev..v ııv-.~ ~~s~ın = 1 otıwıt~ınq
l

~~v-,ı~ ->l~ ~~ \ld.v:; U(x)


Yoı-.v;,. ~ ~c\c... ~t1 ~t~ ,,,.,"'
.l\c-~ ~ - v~ f)'\ e \~/
"-\ <:>.ı.-,k ol~ ~~ Uo
+~~~ \.~ı,-. o~~ .t'ıı.~ı
ol~ılll\d ~ıu---.[t ~\ıl,-:
D;~.\:_: l([cıı5:k, f ,'y\J-t.
------ııP-------► X
hr~::"" o"'~~ ,,?:- •o
l'V\j)(&ı d..\!jcc'' ~G•'~ ~~-
\~e\,:\,..,.. "o
-fı- - roıı-.~ctıı ,'G,-..,
fl;"' ~"'\.ıı~ s,1-""'-q
ol,ı,.,.~ ..r~'ied.ı'le,.,ı..u.
Gelen Dalga
VVi !O
► X

tjl\- f"'"t;oıçıjı.ıı.. _.,,"' e.."":jı":t;


e,,weJ,·., f.#'\ t,,.j,:ı,,.,.,tfb'\
l..~4;;k ,:re Şekil 3.2 Bir maddesel dalganın :x>O bölgesine sızması
e,rJe/,· llaıik.. f,'i,je. J'ô~
f d. lr{Cf ( ,~) <.iftAt\-1(1~/ kv, .. ,,,,f ı.tw-ı
t,··ı1.,,--e {iH!. (J"'"" ,;~c,k.) fv.ıe//~ e ı)f,.ri ~tıt', f\dt- ~J; ,e,e L;[,'ı.-:
leJ.e!~~ Tifttf ,,.ıe.~- ~e Aetf.rl~· c.,·(ci.'ıtde fep!:1" '1 (verıkl.fJ o~lt1Y-1a da/Jcı
:,~ N\cv,.,d,ırı ~ıfe<l1 ~ kteıL'": ·
Sc/ırödiııger Deııkleıııiııiıı Çöı,üın/eri 113

(3.52) bağıntısından görüldüğü


gibi, klasik olarak yasaklanmış
bölgeye sızan dalga, k2 niceliği tarafından kontrol edilir. Eğer, potansiyel
basamağının yüksekliği (yani U0) sonsuza yaklaşırsa, k2 de sonsuza yaklaşır
ki bu da, yasaklanmış bölgeye sızan dalga fonksiyonunun hızlı bir biçimde
sıfıra yaklaştığını verir.
Klasik kurama göre, parçacığın x>0 bölgesindeki toplam enerjisi,

~2
E=-+ u
o
2m

dir. Buradan parçacığın kinetik enerjisi için


_x_ =( E - Uo)<O
2m

gibi negatif bir değer bulunur. Bu demektir ki, parçacığın momentumu


sanaldır. Yani, parçacık x>0 bölgesinde bulunamaz. Bu nedenle dalganın
x>Ü bölgesine sızması olayı kuantum kuramının çok önemli bir sonucudur.
Bir kuantum parçacığının, ·klasik kuramın yasakladığı x>0
bölgesinde (3.54) ile verilen sonlu bir olasılıkla bulunması demek, bu
parçacığın x>0 bölgesinde L\x gibi bir aralığa yerleşmesi demektir. Bu aralık,
kuantum parçacığının x>0 bölgesindeki konumunun ölçümünde yapılan
belirsizlik kadardır. Bunu (3.54) ile verilen olasılık yoğunluğunun, ilk
değerinin ( 1/e) kesimine düşmesi için gerekli olan uzaklık diye
tanımlayalım.
O halde, sızma uzaklığı, denilen bu aralık, (3.54) den,


ôx=( l/2k2)= .J
2 2m(U
(3.55)
0 -E}

bulunur. O halde, Heisenberg belirsizlik ilkesine göre

.J
Af>x= iı I 2 L\x= 2m(UO - E)

bulunur. U0 değişmez bir sayı olduğu için toplam enerjideki belirsizlik,


114 Kııaııtımı Fiziği

olur. Bu bağıntıya göre, toplam enerji Enin, potansiyel enerjiyi veren U0 dan
kesin olarak küçük olduğu söylenemez. O halde, x=0 da yüksekliği U0 olan
engele doğru gelen dalga x>0 bölgesine geçebilir. Demek ki. olaya dalga
gözüyle bakılırsa, klasik kurama ters düşen bir şey olmaz. Ayrıca, parçacığın
kütlesi makroskopik boyutlarda seçilirse _(3.55) _He verilen l:!..x, deneysel
olarak ölçülemeyecek bir değer alır ki yine klasik kurama ters düşmeyen bir
sonuca ulaşılır.
Şimdi de x=0 daki engele gelen parçacığın x>0 bölgesine geçmesi
olayını parçacık gözüyle irdeleyelim. Herşeyden önce, U0>E olduğu için,
x=0 konumuna gelen parçacığın, x>0 bölgesine sızması ve o bölgede l:!..x
kadar yol alması için enerji kazanması gerekir. Parçacık kazandığı bu
enerjinin U 0 - E kesimini potansiyel engelini aşmakta kullanacak ve geri
kalan kesim ile de Ax kadar yol alacaktır. Demek ki, parçacık x=0 konumuna
geldiğinde birdenbire

(Uo-E)+Eıc (3.56)

gibi bir enerji kazanacaktır. Bu durum kuşkusuz enerjinin korunumu ilkesine


ters düşer: bir parçacık durup dururken, kendiliğinden enerji kazanmaz!
Diyelim ki, kuantum parçacığı, x=0 konumuna geldiğinde (3.56)
daki enerjiyi herhangi bir biçimde "ödünç" aldı. Parçacık bu enerjiyi,
Heisenberg belirsizlik ilkesine uyan Lit gibi bir zaman aralığından daha kısa
bir zaman aralığında aldığı yere geri verirse, enerjinin korunumu ilkesi
fazlaca önem kazanmaz. Çünkü, Lit süresi boyunca enerjide de 8B kadar bir
belirsizlik vardır. Heisenberg belirsizlik ilkesine göre, bu süre en az

li
Lit=------ (3.57)
2(U-E+Ek)

dir ve bu süre içinde alınan yol

Lix=vLit (3.58)

dir. Burada, v=(2Eim)ıı2 parçacığın x>0 bölgesindeki hızıdır.


Eğer, Ek sıfıra giderse, v sıfıra gider. Buna bağlı olarak (3.58) den
görüldüğü gibi, Ax de sıfıra gider. Oysa, Ek sonsuza giderse (3.57) den Lit
sıfıra gider buna bağlı olarak (3.58)den görüldüğü gibi, Lix yine sıfıra gider.
O halde, Lix bu iki sınır arasında belli bir değer alır. Bu değer,

Lix=(2Eim)112 [1i/2(U0 - E +Ek)]

41
Sclırödi,ıger Deııklemiııiıı Çözümleri 115

bağıntısının Eıcya göre değişiminin sıfır olduğu değerden bulunur. Bulunan


değer, (3.55) deki gibi

·.· tı .
öx= . ·
2.J2m(U0 -E)
dir.

3.2.2 E>Uo Durumu

Bu durum şematik olarak Şekil 3.lb de görülmektedir. Şekilde


görüldüğü gibi, parçacık sol taraftan , x=0 noktasında yüksekliği U0 olan
basamağa doğru geliyor olsun. Bu durumda Schrödinger denklemi,

x<0 (3.59)

ve

1/2.
vı(x) = -k;vı(x)
i;,
- 2 ; k2=[2m(E-Uo)] / rı , x>0 (3.60)
dx

biçimindedir. Bu iki denklem, E<Uo durumu için (3.34) ile verilen denkleme
özdeştir. O halde, bu denklemleri sağlayan dalga fonksiyonu

Ae lkıX +Be -ikp x<O

(3.61)
Ce lk2x +De -lkıx x>O

biçiminde olmalıdır. Bµrada, x<0 bölgesi için verilen dalga fonksiyonu genel
bir çözümdür. Çünkü, x<0 bölgesinde x=0 noktasındaki basamağa doğru
ilerleyen bir dalga basamaktan geri yansıyabilir~ Ancak, bu durum x>0
bölgesinde +x yönünde ilerleyen bir dalga için geçerli değildir. Yani, x>0
bölgesinde yüksekliği her yerde U0 olan bir basamak üzerinde ilerleyen
dalganın geri· yansıması söz konusu değildir. Bu nedenle, (3.61) de x>0
bölgesi için önerilen dalga fonksiyonunda ikinci terimin olmaması, bunun
için de D nin sıfır olması gerekir. Böylece, E>Uo durumunda Schrödinger
denklemini sağlayan dalga fonksiyonu,


116 Kuaııtuın Fiziği

x<O
(3.62)
x>O

Burada, A, B, G katsayılarının belirlenmesi gerekir.


olııcaktır. Şimdi bunları
belirlemeye çalışalım. ·
w(x) ve bunun türevinin, ·x=0 noktasında sürekli değer alması
gerektiğini E<Uo durumunda . gt?rmüştük. A, B, C katsayılarının
bulunmasında bu koşul kullanılabilir. Yani sözü edilen koşul

(Ae ikıx +B e -ikıx ) 1x=O =Ce ik2X I x=O

ve
(ikıAe lkıx - i kıB e-ik2X) 1x=O =ik2Ce ik2X I x=O

dir. Buradan,
A+B=C

A-B=aC

denklemleri elde edilir. Burada, a niceliği (3.46) deki gibi tanımlandı. O


halde,

A=(C/2)(1 +a) (3.63)

ve

B=(C/2)(1-a) (3.64)

olacaktır. Buna göre, aranan dalga fonksiyonu, yalnızca C katsayısı


cinsinden ifade edilebilir:

x<O
(3.65)
x>O

x<O bölgesi için bulunan dalga fonksiyonunun birinci terimi, bu


bölgede potansiyel basamağına doğru gelen dalgayı ve ikinci ·terimi de
potansiyel engelinden geri yansıyan dalgayı göstermektedir. O halde, bu
terimler, (3.2) bağıntısında kullanılırsa gelen ve yansıyan dalga için olasılık


Sclırödiııger Deııklemiııiıı Çözümleri 117

akısı bulunur. İşlemler yapıldığında gelen ve yansıyan dalga için olasılık


akılarının, sırasıyla,

. - tık. 1cı20 + a)2 (3.66)


Jr 4m · · · ·

ve
i. = - likı 1cı2cı-a)2 (3.67)
> 4m

değerlerini aldıkları görülür.

O halde, (3.51) bağıntısıyla tanımlanan yansıma katsayısı

liyl
Y=
w= o-a) 2
(l+a)2
(3.68)

değerini alır. Görülüyor ki, x<0 bölgesinde yansıma katsayısı bire eşit
değildir.

Öte yandan, x>0 bölgesine geçen dalga ıçın olasılık akısı


hesaplanırsa,

. _ likı ıcı2
Jgeç- (3.69)
m

değeri bulunur. Tanım olarak, x>0 bölgesine geçen dalganın şiddetinin


(olasılık akısının) gelen dalganın şiddetine (olasılık akısına) oranına geçme
katsayısı denir. Bu tanıma göre, x>0 bölgesi için geçme katsayısı G ile
gösterilirse, (3.66) ve (3.69)dan

(3.70)

bulunur.
(3.68) ve (3.70) eşitlikleri incelendiği zaman görülür ki, ne Y=0 ne
de 0=1 dir. Oysa, klasik kurama göre Y=0 ve G=l olmalıdır. Demek ki, x=0
noktasına gelen dalga tümüyle x>0 bölgesine geçemiyor.
118 Kuaıııımı Fiziği

Öte yandan, Y ve G katsayılarının toplamına bakılırsa,

Y +G-- (1-a/ 4a _ 1
· .. ,,+ ,,- (3..71)
(l+at · (l+at
olduğu görülür. Yani, gelen dalganın olasılık· akısı, x=0 noktasında
(potansiyelin sürekli olmadığı, atlama gösterdiği noktada) yansıyan akı ve
geçen akı diye ikiye bölünür. Bu demektir ki, x=0 noktasından bir parçacığın
yansıma ya da geçme olasılığı 1 dir. Başka bir deyişle, bir parçacık x=0
noktasında ne kaybolur ne de ikiye bölünür. Bu durum, kuantum
parçacıklarının dalga özelliği göstermelerinden kaynaklanır.

Öte yandan, a niceliğinde k 1 ve k2 değerleri kullanılırsa

a.=[ 1-(Uo!E)] 112

bulunur. Bu değer Y yansıma ve G geçme katsayılarında kullanıldığı zaman,

ve
ij Jııı
4( ı--0

bulunur.
Burada, E=Uo ise, 0=0, Y=l; E=l.03U0 ise, G=Y=0.5; E>>Uo ise
G=l, Y=0'dır. Buna göre, yansıma ve geçme katsayıları, (E/U0) ın
fonksiyonu olarak çizilirse Şekil 3.3 elde edilir.
Srlırödiııger Deııkleıııiııiıı Çiiziiıııleri 119

G,Y
, .•i
1.O ••. ······················ı--------------------
G
0,5
\,. y

O 1.0 2.0
'·-~·-----·······-·· -----··
O....-----ıııı:-::--------::-"::"""--~FJUo

Şekil 3.3. Y yansıma ve G geçme katsayılanmn (E/U0) ın fonksiyonu


olarak değişimi

Demek ki, E>Uo durumunda x<O bölgesinde +x yönünde hareket


eden bir kuantum parçacığının hareketini belirleyen dalga, x=O noktasına
geldiğinde kısmen yansır, kısmen de x>O bölgesine geçer. Buna bağlı olarak,
x<O bölgesindeki gelen dalgaya karşı gelen olasılık akısı, x=O noktasından
geri yansıyan ve x>O bölgesine geçen akı olmak üzere ikiye bölünür.
Gelen bir maddesel dalganın, bir potansiyel engelinden kısmen
yansıması ve kısmen geçmesi, elektromagnetik dalganın kırma indisleri
farklı iki ortamın ayırma yüzeyinden hem yansıması hem de kırılması
olayına benzemektedir.

Örnek 3.1. U0 yüksekliği,ndeki basamak potansiyeline E>Uo koşulu ile


gelen bir parçacığı, niteleyen, gelen, yansıyan ve geçen
dalganın dalgaboylarını karşılaştınnız.

Gelen, yansıyan ve geçen dalgaların dalgaboyları, sırasıyla,

A, - 21l
rk1
'\ _ 21l
/\.y-

21l
Ageç=-
k2
dir. Burada, k 1 ve k2 (3.60) ve (3.61) bağıntılanyla verilmektedir.
O halde,
120 Kuaııtwn Fiziği

olacaktır. Bağıntılardan görülüyor ki, yansıyan dalganın


dalgaboyu, gelen dalganınkine eşit iken, geçen dalganın
dalgaboyu gelen dalganınkinden daha büyüktür.

3.3 Potansiyel Engeline Doğru Gelen Bir Parçacık


Şekil
3.4a da görüldüğü gibi, genişliği L yüksekliği U0 olan bir
potansiyel engeli ele alalım.

U(x) ~

Uo
(a)

o L X

U(x) U(x)
(b)
m Uo -
- -
m
Uo
E

-- .- E (c)

o L X o L X
U(x)

U(x)

___..
(d)
'\./V'\
o L X

Şekil3.4. U0 yüksekliğinde,' L genişliğindeki bir potansiyel engelinde bir


parçacığın hareketi
Sclırödiııger Deııkleıııi,ıi,ı Çöziimleri 121

m kütleli bir parçacığın -oo


dan +x yönünde potansiyel engeline
doğru geldiğini varsayalım. Klasik kurama göre, toplam enerjisi kinetik
enerji türünde olan parçacıklar, E<U0 durumunda engelden geri yansırlar.
Şekil 3.4b. Aksine, parçacığın enerjisi U0 dan büyük ise, x<O bölgesinden
gelen parçacıklar · x>L bölgesine aynen geçerler, Şekil 3.4c. Kuantum ·
kuramının öngördüğü ise, parçacığın hareketini niteleyen maddesel dalganın,
engelden kısman yansıdığı kısmen de geçtiği biçimindedir, Şekil 3.4d. Şimdi
U0>E durumunu ayrıntılı olarak inceleyelim.

3.3.1 E<Uo Durumu: x<O ve x>L Bölgelerinde Çözüm

Şekil
3.4a dan görüldüğü gibi x<O ve x>L bölgelerinde U0=0 dır.
Buna göre, Schrödinger denklemi,

x<O (3.72)

x>L (3.73)

dır. Her iki denklemin ayn ayn sağladığı çözümler A, B ve F birer katsayı
olmak üzere,

x<O (3.74)

w(x)=Fe ik,x x>L (3.75)

dir. Burada,

(3.76)

dir. Bu durum, x=O da başlayan engelin genişliği ne olursa olsun, daha önce
incelediğimiz basamak potansiyeli durumuyla aynıdır. Bu nedenle orada ·
bulduğumuz sonuçlan aynen kullanabiliriz.

i) (3.74) de, x<O bölgesi için yazılan dalga fonksiyonundaki terimler,


sırasıyla, +x yönünde ilerleyen (gelen) dalgayı ve x=O daki engelden geri
122 Kııaııtııııı Fiziği

dönen(yansıyan) dalgayı belirlemektedir. O halde, bu iki dalga için olasılık


akısı (3.2) den

(3.77)

]. y =fıkı
-- 1B12
m

olacaktır. Böylece, x<O bölgesinde yansıma katsayısı

(3.78)

dir. Yani, x=O a gelen parçacıklar engelden sonlu bir değerdeki olasılıkla
yansırlar.

ii) x>L bölgesine geçen dalga için olasılık akısı, (3.2) de (3.75)
fonksiyonu kullanılarak bulunur. Bulunan değer,

. _ hk· IFlı
Jgeç- (3.79)
m

dir. O halde, x>L bölgesine geçme katsayısı,

(3.80)

dir. Görülüyor ki, F sıfır olmadıkça, gelen dalga x>L bölgesine geçer.

3.3.2 E<Uo Durumu: O<X<L Bölgesinde Çözüm

Bu bölgede potansiyel belli bir U0 değerinde ve Eden büyük olduğu


için Schrödinger denklemi,


-2 V/(X) = k;w(x) O<x<L (3.81)
dx
Sclırödiııger Deıık/emiııiıı Çöziimleri 123

biçimindedir. Burada,

iP
k,= [ 2nı(UO - E) ] ~
(3.82) ..
- tı

dir. (3.81) in çözümü

(3.83)

olacaktır. Böyle bir fonksiyon, titreşim yapmayan yalnızca üstel olarak


değişen bir dalgaya karşı gelir.
Bu fonksiyon kullanılarak Ü<x<L aralığı için olasılık yoğunluğu
hesap tanırsa,

(3.84)

bulunur. Demek ki, gelen dalganın 0<x<L bölgesine geçmesinin sonlu bir
olasılığı vardır. Yani, parçacığın, 0<x<L bölgesinde bulunma olasılığı sonlu
bir sayıdır. O halde, engele gelen parçacık ya yansır ya da engele doğru
sızarak x>L bölgesine geçer. Klasik kurama ters düşen bu durum parçacığın
dalga özelliği göstermesinin bir sonucudur.

3.3.3 Tünel Olayı

Şimdi,
(3.74), (3.75), (3.83) eşitlikleriyle verilen dalga
fonksiyonlarındaki A, B, F, C, D katsayılarını belirlemeye çalışalım. Bu
fonksiyonların kabul edilebilir dalga fonksiyonları olması için x in her
değerinde sonlu ve sürekli olmaları gerekir, Şekil 3.5. Bunu sağlayan
koşullar ise, ·
(Ae ikıx +Be -ikıx) 1x=O = ( Cekıx +De -kıx) 1x=O
(d/dx)(Ae ikıx +Be -ikı:c) 1x=O = (d/dx)(Ce k2x +De -kıx) 1x=O
(Ce k2X +De -kıx) 1 x=L = Fe ikıx I x=L (3.85)
(d/dx)(Ce k2.ı: +De -kıx) 1x=L = (d/dx)Fe ikıx I x=L

bağıntılarıdır.
124 Kııaııtum Fiziği

1
1
1
1
1
1
. . . 1
. . 1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1

o L X

Şekil3.5. Dalga Fonksiyonlarının x=O ve x=L de sürekli değer alma


durumu

Bu bağıntıların
birinci ve üçüncüsü, x=O ve x=L noktalarında dalga
fonksiyonlarının kendilerinin, ikinci ve dördüncüsü de türevlerinin sürekli
olmalarını sağlar. Buna göre,

A+B=C+D
A-B=-ia(C-D)
ce-kzL + De-kzL = FeikıL (3.86)
CekıL - De-kzL =(i I a)Feik,L

eşitlikleri bulunur. Burada, (3.46) da olduğu gibi a = k2 I k1 kısaltması


yapıldı.

(3.86) nın son ikisinden

C = (l/ 2)(1 + i I a)Fe-k,.L(l-ila)


D =(1/ 2)(1- i I a)Fe-kıL(ı+ila) (3.87)

bulunur. Bu değerler (3.86)nın ilk ikisinde kullanılırsa,

A = (F 14) [ (2-i(a2 -1)/ a)e-kı(l-ila)L +(2+i(a2 -1)/ a)ekı(l+ila)L]


B =(F l 4)i((a2 + 1) / a)[ e-k,.(1-ila)L -ekz(l+ila)L] (3.88)
Sclırödiııger Deııklemiııiıı Çöıüınleri 125

eşitlikleri bulunur. (3.88) eşitlikleri, (3.86) ve (3.83) bağıntılannda


kullanılırsa, E<Uo durumu için geçerli dalga fonksiyonları, yalnızca F
katsayısına bağlı olarak elde edilirler:

-F[(ı -ı--
4
.<J.
2

(J.
-/J
e·-1:ı(l-ila)ı + ( 2·.a. -/J
+ı--
2

(J.
1
ekı(l+ila)ı]· e;ı: x ·

x<O (3.89)
'\jl( X )=

O<x<L

x>L

Şimdi,
x<O bölgesinden engele doğru gelen parçacığın engelden
x>L bölgesine geçip geçemeyeceğini arayalım. Bunun için ya parçacığın
x>L bölgesinde bulunma olasılığının sonlu bir sayı olup olmadığına, ya da
x>L bölgesinde geçme katsayısının sıfırdan farklı bir değer alıp almadığına
bakılır.
Tanım gereği, parçacığın x<O bölgesinden x>L bölgesine geçme
katsayısı, ·

(3.90)

dır. Burada, (3.88) den

(3.91)

dır. Bunun yansımışı ise,


126 Kııaııtwıı Fiziği

<lir. Bu değerler, (3.90) da kullanılırsa 1/G değeri bulunur. Şimdi, G ya da


1/G yi özel bir durum için inceleyelim.
Uo>>E olsun. Yani, potansiyel engelinin yüksekliği, parçacığın
toplam enerjisinden çok büyük olsun. Bu durumda,

112 ·

a,ak,ık,=[ ~ -1] » 1 (3.93)

<lir. O halde, (3.91) ve (3.92) bağıntıları,

değerlerine ulaşılır. Eğer, L çok büyük bir değerde ise, e -kıL ::::O olacağı için
yukarıdaki bağıntılar,

( FA) = 41[2+ıa
. ]e kL
2

(FA)* = 41 [2-ıa. ] e - k,L

biçimine girerler. Böylece, (3.90) bağıntısından,

(3.94) ·

elde edilir. Ya da, (3.93) den

(3.95)

bulunur.
Sc/ıriidiııger Deııklemiııiıı Çö::.üıııleri 127

Bu bağıntıdan görüldüğü
gibi, geçme katsayısı G, (Uo/E) sonsuza
ulaşmadıkça sıfırdan farklı sonlu bir değer alır. Bu demektir ki, kuantum
parçacığını niteleyen maddesel dalga x=O noktasına geldiğinde genişliği L
olan potansiyel engelinden sızarak x>L bölgesine geçer. Buna tünel olayı adı
verilir.
(3.95) den görüldüğü gibi .geçme katsayısı G, k2 nin hızla azalan
fonksiyonudur. O halde, kuantum parçacığının gerçekleştirdiği. tünel olayını
k2 niceliği kontrol eder.
(3.95) bağıntısına göre, k2 sonsuza giderken G geçme katsayısı sıfıra
gider. k2 nin sonsuza gitmesi demek, U0 ın sonsuza gitmesi demektir. Bu
durumda engele gelen parçacıkların tümü engelden geri döner. Yine, (3.95)
bağıntısına göre, tünelin uzunluğu L sonsuza giderse, G geçme katsayısı
sıfıra gider. Bu durumda da tünele gelen parçacıkların tümü geri döner.

Öte yandan, k2 sıfıra yaklaşırsa ne olur? k2 nin sıfıra yaklaşması


durumunda, (3.91) ve (3.92) bağıntılarıyla verilen (A/F) ve (A/F) • ın ikiside
bire yaklaşır. O halde, bu durumda (3.90)dan görüldüğü gibi G geçme
katsayısı bire yaklaşır. Yani, gelen parçacık x>L bölgesine geçer. Parçacık
her yerde aynı özelliği gösteren bir tek ortamda hareket ediyormuş gibi
davranır.

Görülüyor ki, klasik kuramda karşılığı olmayan tünelleme, kuantum


parçacıklarının dalga özelliğinden kaynaklanmaktadır. Kuantum
parçacıklarına özgü olan tünel olayı, dik üçgen prizmalar üzerine düşen ışık
demetinin yansıması ve kırılması olayına benzer.

3.4 Bağlı Sistemlerde Schrödinger Denkleminin Çözümü

3.4.1. Tek Boyutlu Sonsuz Potansiyel Kuyusundaki Bir Parçacık

Bu durumda parçacık x ekseni boyunca belli sınırlar içinde kalarak


hareket eder. Şekil 3.6 da görüldüğü gibi, parçacığın hareket ettiği kuyunun
x=O ve x=L deki duvarlarının dışında kalan her yerde potansiyel U0=oo ise,
duvarların içinde kalan bir parçacık için bu duvarlar birer engel oluştururlar.
Böylece, parçacık engellerin oluşturduğu kuyu içinde hareket eder ve
engellerin dışına çıkamaz.

t
128 Kııaııtıım Fiziği

U(x) i
00
1
00
1
m
...........................
m
· ................... ~

Ua=O
o L X

Şekil 3.6 Tek boyutlu sonsuz potansiyel kuyusunda hareket eden bir
parçacık için sınır koşullan.

Eğer, kuyu içinde kalan bölgede U0=0 ise parçacık, bu bölgede


serbestçe hareket eder. Demek ki, parçacığın Şekil 3.6 daki gibi hareket
etmesi bir takım koşullara bağlıdır. Bu koşullara sınır koşullan denir.
Şekil 3.6 daki parçacığı niteleyen Schrödinger denklemi (3.3) deki
gibi,

(3.96)

dir. Burada k (3.4) de tanımlanan niceliktir. Yani,

(3.97)

dir. Böylece (3.96) denklemini sağlayan dalga fonksiyonlarının

'lf(x)=A Sinkx+B Coskx (3.98)

biçiminde olacağı beklenir. Burada, önemli olan sınır koşullarını gözönünde


tutmak üzere, A ve B katsayılarının belirlenmesidir. Şekil 3.6 ya göre sınır
koşulları,

'lf(x)=0, (3.99)

dir. (3.98) ve (3.99)dan x=0 da 'lf(0)=0 olması için B=0 olmalıdır. Öte
yandan, x=L ise 'lf(L)=0 olacağından,

A SinkL=0 (3.100)

t
Sclırödiııger Deııklemiııiıı Çözümleri 129

elde edilir. Bu bağıntıyı sağlayan k değerleri,

k =(7t/L)nx
11
.f
nx= 1,2,3,... (3.101)

olacaktıL O halde, (3.96) eşitliğini sağlayan dalga fonksiyonu

vı•. (x)=A Sink,,,x=A siıi( n;'.'} (3.102)

biçimindedir. Bağıntıdaki A katsayısı, fonksiyonun tanımlandığı uzayda


birlenmesinden bulunabilir. Bu işlem sonucu,

A=(2/L) 112 (3.103)

bulunur.
O halde, (3.102) bağıntısı yani tek boyutlu sonsuz potansiyel kuyusu
içinde hareket eden parçacığı niteleyen dalga fonksiyonu,

vı•• (x)=iSin{1DI,/ L}x (3.104)

olacaktır.
Kuşkusuz,(3.104) ile verilen 'lfn,, (x) ler (3.96) Schrödinger
denkleminin özfonksiyonlandır ve herbirine bir enerji özdeğeri karşı gelir.
Böylece, (3.97) ile (3.101) den,

ıı21z2 2
ı llx (3.105)
2mL

elde edilir. Görülüyor ki, parçacığın toplam enerjisi sürekli değildir. Başka
bir deyişle, toplam enerji kuantumlanmıştır. Toplam enerjinin
kuantumlanmasını kontrol eden nx sayısına kuantum sayısı adı verilir.
Toplam enerjinin kuantumlu değerleri (3.105) den bulunabilir.
Öte yandan, U0=0 yani potansiyel enerji sıfır seçildiği için, (3.105)
ile tanımlanan toplam enerji parçacığın kinetik enerjisine eşittir. O halde,
parçacığın kinetik enerjisi de kuantumlanmıştır. Bu durumda parçacığın hızı
ancak belli değerler alabilir. Oysa, klasik fiziğe göre durum bundan farklıdır.
Örneğin, bir hava rayı üzerinde sürtünmesiz olarak hareket eden ve rayın iki

t
130 Kuaııtwn Fiziği

ucundaki engellerle çarpışan bir kızağa başlangıçta istenilen büyüklükte bir


hız kazandırılabilir.
Öte yandan (3.104) ile verilen fonksiyonlar (3.96) denklemini
sağlayan özfonksiyonlar olduğu için, bunlara karşı gelen enerji özdeğerleri
Enx olmak üzere, .

/\

H lf/11 (x) = E11 lf/11 (x)


., X X
(3.106)

özdeğer denklemi yazılabilir. Bu bağıntıdan da En.r enerji özdeğerleri

bulunabilir. nx kuantum sayısının ilk beş değeri


için bulunan enerji
özdeğerleri ile bunlara karşı gelen özfonksiyonlar Çizelge 3.1 de
toplanmıştır.

Çizelge 3.1 Tek Boyutlu Kuyuda Hareket Eden Bir Parçacığın


Enerji Özdeğer ve Özfonksiyonlan

Enerji Özdeğerleri Enerji Özfonksiyonlan


nx knx En X
l//n_. (x)
1 nlL (li27t2/2mL2) (2/L) 112Sin(7t/L)x
2 2n/L 4( li 21t2/2mL2) (2/L) 112Sin(27t/L)x
3 3n/L 9(1i 2n 2/2mL2) (2/L) 112Sin(37t/L)x
4 4n/L 16( li 21t2/2mL2) (2/L) 112Sin(47t/L)x
5 5n/L 25( li 21t2/2mL2) (2/L) 112Sin(57t/L)x

· Çizelge3.1 den de görüldüğü gibi, dalga sayısı knx


kuantumlanmıştır. Ona bağlı olarak, de Broglie dalgaboyu da
kuantumlanmıştır. (3.101) bağıntısı kullanılarak, Anx de Broglie dalga boyu
için,

Anx=21t/knx=2Unx (3.107)

değeri bulunur. Bu demektir ki, şekil 3.6 daki kuyu içinde de Broglie
dalgaboyunun tam ya da yarı-tam katlarının sığdığı durumlar, parçacığın
özfonksiyonlarıdır, Şekil 3.7. Bu durumda parçacığın enerji diyagramı,
sonlu sayıda enerji düzeylerinden oluşur. Her enerji düzeyine, Çizelge 3.1 de


Sc/ırödiııger Deııkleıııiııiıı Çöziiıııleri 131

görüldüğü gibi, yalnızca


bir tek özfonksiyon karşı geldiği için, bu enerji
düzeyleri çakışık olmayan enerji düzeyleridir.

'I' ı (x) l'Vı(x)l2

h
o uı L
.
X
~.
o uı L X

'l'ı(x) l'1'2(x)l2

L X

o uı L X

'lfJ{X) l'lfJCx)l2

o uı L X

(a
(b

Şekil 3.7 Tek Boyutlu Sonsuz Potansiyel Kuyusunda Hareket Eden


Parçacığın: a) Özfonksiyonlannın, b) Olasılık
yoğunluklanmn x e göre değişimi

Bu parçacık ıçın en düşük enerji düzeyi, ya da taban .enerji


durumu, nx=l e karşı gelen E 1 değerindeki enerji düzeyidir ve sıfırdan
farklıdır. Yani, bu parçacığın sıfır enerjili durumu yoktur. Eğer parçacığın
enerjisi sıfır olsaydı, içinde hareket ettiği ortam da U0=0 olduğu için, kinetik
enerjisi de sıfır olurdu. Kinetik enerji sıfır ise momentum da sıfırdır. O
halde, parçacığın momentumundaki belirsizlik Af>x=0 dır. Böylece,
belirsizlik ilkesine göre Ax sonsuza gitmelidir. Oysa, kuyunun genişliği L
olduğu için Ax sonlu bir sayı olmalıdır. Demek ki, parçacığın toplam enerjisi
sıfır olamaz.


132 Kııaııtııııı Fiziği

(3.105) bağıntısı kullanılarak, ardışık iki enerji düzeyi arasındaki


eneıji farkı,

.6.E=Enx+ı-Enx
,ı2tı2
= , (2nx+ 1) (3.108)
2mı-
=Eı(2nx+l)

yazılabilir. Görülüyor ki, ardışık iki enerji düzeyi arasındaki enerji farkı,
kuyunun genişliğinin karesi ile ters orantılıdır. O halde, L sonsuza giderken
enerji farkı da sıfıra gider. Yani, kuyudaki parçacık serbest parçacık özelliği
kazandıkça enerji kesiklilikten sürekliliğe doğru gider. Öte yandan, (3.108)
bağıntısına göre ardışık iki enerji düzeyi arasındaki enerji farkı , parçacığın
kütlesiyle ters orantılıdır. Eğer, kütle makroskopik bir değerde ise rn>n
2 /L2

olur. Bu durumda da dE sıfıra gider. Yani, enerji sürekli değer almaya


başlar. Demek ki, kuantum kuramına göre incelenen sistemlerin boyutları
makroskopik boyutlara ulaşırsa kuantum kuramına göre elde edilen sonuçlar,
klasik kuramdaki sonuçlarla aynı olur.
Dalga fonksiyonunun sıfır olduğu noktalara düğü.m noktalan denir
ve tek boyutlu kuyudaki bir parçacık için x=0 ve x=L dekiler de dahil olmak
üzere toplam (nx+l)tane düğüm noktası vardır, Şekil 3.7. nx değerleri arttıkça
enerjinin dolayısıyla momentumun artmasına karşın dalgaboyli küçülür.
Öte yandan, Şekil 3.7de nx in bazı değerleri için olasılık
yoğunluğunun x e göre değişimi verilmiştir. Şekilden görüldüğü gibi, nx=l
için olasılık yoğunluğu, yalnızca x=U2 de en büyük değerini alır. nx=2 için
olasılık yoğunluğu, x=U4 ve x=3U4 gibi iki noktada en büyük değerine
ulaşır. O halde, nx değerleri arttıkça farklı x noktalarındaki olasılık
yoğunlukları birbirine yakın değerler alır. nx sonsuza yaklaşınca bu değerler
birbirine eşit olur. Bu bizi klasik fizikteki sonuca götürür: Kuyunun içiride
her yerde olasılık yoğunluğu hep aynı olur.
Şimdi, Şekil 3. 7 deki olasılık yoğunluğunu başka bir açıdan ele
alalım. Şekilden görüldüğü gibi, nx=2 için olasılık yoğunluğu, x=U4 ve
x=3U4 de en büyük, oysa x=U2 de sıfırdır. Bu demektir ki parçacığı, x=U4
ve x=3L/4 konumlarında bulma şansı varken, x=L/2 de yoktur. Bu yargı
doğruysa, parçacık L/2 konumundan geçmeden L/4 konumundan 3U4
konumuna nasıl geçmiştir!
Bu sorunun yanıtı yoktur. Çünkü, böyle bir sorunun anlamı yoktur.
Böyle bir soru, kuyu içindeki olaya parçacık kavramı gözönünde tutularak
yaklaşıldığı için sorulmuştur. Oysa bu olaya dalga yaklaşım ile bakılsaydı
böyle bir soru sorulmayacaktı! Çünkü şekilden de görüldüğü gibi, kuyu
içindeki titreşim nx=2 için x=L/2 de sıfır noktası oluşturur ve titreşim, x=L/2

41
Sclırödiııger Deııkleıniııüı Çözümleri 133

den geçmek üzere soldan sağa ve sağdan sola doğru yayılır. Demek ki, dalga
parçacık ikiliği neyin arandığına bağlı olarak ortaya çıkar; x=U2
konumundan söz ediliyorsa "parçacık", oysa U4 den 3U4 e doğru
hareketten söz ediliyorsa "dalga" düşünülüyor demektir.

Örnek3.2. Şekil 3.6 daki sonsuz potansiyel kuyusunda hareket eden m


kütleli kuantum parçacığmı kuyunun:
i) İlk U2 genişliğindeki bölgesinde,
ii) Son U3 genişliğindeki bölgesinde,
bulma olasılıklannı ifade ediniz.

i) Kuyunun ilk U2 genişliğindeki bölgesi (0-U2)


aralığıdır. O halde, parçacığı bu bölgede bulma olasılığı,
dalga fonksiyonu 1//n (x) olmak üzere,
Jt

fL/2
P(L/2)= Jo 1//nx (x)* f//'!x (x)dx

olacaktır. Bura_da,

1/f. (x)=
nx
{2 Sin(1Tlıx)x
VL L
olduğu için

·
2
P(U2)=-
L
IL/2
O
Sin2 (mı
_x
L
)xdx

yazılır. Burada gerekli işlemler yapılırsa,

1 1.
P(U2)=- - - - Sin1tn
2 21TIZX . X

bulunur. Burada nx kuantum sayısı 1,2,3, ... gibi değer aldığı


için sin1tnx=O olduğundan

1
P(l/2)=- (a)
2
bulunur.


134 Kııailtuııı Fi:;iği

ii) Benzer biçimde kuyunun son U3 genişliğindeki

bölgesi ( 2: - L) aralığındaki bölge olduğu için -

'
P(L/3)=~
. L
JL
ıu3
Sin2 (mıx)
L
xdx

yazılır. Burada da integral alınırsa,

P(U3)=- 2 ·[mıx
mıx
-+-
6
1
4
s· (4mır)
--· --
3
1
4
s· 2 ]
ın ın mıx

bulunur. nx kuantum sayısı 1,2,3 ... gibi tam sayılar olduğu

için sin21mx=0 olacağından, aranan olasılık

. ı +--
P(U3)=- ı s·ın(4mıf)
--'- (b)
3 2mıx 3

dir. (a) ve (b) bağıntılarından görülüyor ki, parçacığın,


kuyunun ilk U2 bölgesinde bulunma ol~sılığı nx kuantum
sayısına bağlı
· olmamasına karşın son U3 bölgesinde
bulunma olasılığı nx kuantum sayısına bağlıdır.
(a) bağıntısını,

n., 3
1 - 1
P (L/3)=-+(-lt" --Sin(mı
2mı
_x-
3
) (c)
X

biçimine sokabiliriz. Burada, nx=l,2,3 ... gibi değer alan


kuantum sayısıdır.
Srlıriidiııger Deıık/eıııiııiıı çı;:.iiııı/eri 135

Örnek 3.3. Şekil 3.6 daki sonsıız


potansiyel kııyusunda hareket eden
parçacığın konıımuııdaki belirsizlik Llx, çizgisel
momenti.ımıındaki de ıiPx olsıın.

i) Taban enerji durııınıında bulunan bu parçacık için


LlxLIPx niceliğini hesaplayınız.

ii) (a) da bulduğunıız değer Heisenberg belirsizlik


ilkesine uyar mı?

iii) Bulduğunuz sonuçtan yararlanarak taban enerji


durumunun sıfır değeri alamayacağını tartışınız.

i) Tek boyutlu potansiyel kuyusundaki bir parçacığın


taban enerji durumuna karşı gelen enerji (3.105)den

(a)

dir. Enerji, tümüyle kinetik enerji türünde olduğu için

n 21;,2 = P}
2mL2 2m

den parçacığın momentumu

(b)

olur. Parçacığın momentuinundaki belirsizliği en fazla ·2px


kadar varsayarsak,

(c)

olur. Kuyunun genişliği L kadar olduğu için parçacığın


konumundaki belirsizliği de en fazla 2L alabiliriz. Yani,
136 Kuaııtum Fiziği

(d)

olur. Böylece, (c) ve (d) den

(e)

bulunur.

ii) Tanım gereği, Heisenberg belirsizlik ilkesi

n
~XAf>x~--
2

olduğu için (e) deki sonuç Heisenberg belirsizlik ilkesine


uyar.

ili) Parçacığın
taban enerji durumuna karşı gelen enerji
değeri sıfır olsaydı, çizgisel momentumu da sıfır olurdu.
Buna göre, ~x=O olmalıdır. Böylece (e) bağıntısından
~x=oo olur. Yani, genişliği sonlu bir L değerinde olan kuyu
içinde hareket eden parçacığın konumundaki belirsizlik
sonsuz olur. Böyle bir sonucun anlamı olmadığı için
parçacığın taban enerji durumuna karşı gelen enerji değeri
sıfır olamaz.

Örnek3.4. Tek boyutlu sonsuz potansiyel kuyusundaki bir kuantum


parçacığı,nı niteleyen ·birlenmiş dalga f onksiyonlanndan
biri

fıs·ın (1lX)
( )=vu
\fi x,t L .e
-İ<ıJI +'\Jıi
1
L .e-i<ıJ,
~s- (21lX) 10 2 (a)

dir.
Parçacığı,nkonumunun beklenen değerini bulunuz.
Bulduğunuz sonucu yorumlayınız.
Sclırödiııger Deııkleıniııiıı Çözümleri 137
1

1 Parçacığın konumunun beklenen değeri,

J
(x)= oı lfl(x,t)*.xlfl(x,t)dx
. .

bağıntısında (a) kullanılarak bulunur. Buna göre,

( x)= ıL
1 J xSin (1/XJ
L
O L dx+ ıL3 J
2 L
O xSin 2(21CXJ dx
L
' 1

eşitliği yazılabilir. Burada ilk iki integralin toplamı U2 dir.


Üçüncü integralde -4✓3L/9n 2 dir.
O halde,

bağıntısı elde edilir. Bu bağıntı,

L 8✓3L
( x) =- - 2 Cos( ro 1-ro2)t
2 9n

biçimini alır.

Demek ki, konumun beklenen değeri zamandan bağımsız


değildir. · Bağıntıdan görüldüğü gibi, konumun beklenen
değerinin zamana bağlılığı titreşim biçimindedir. Böyle bir
sonuç, parçacığın bir enerji düzeyinden başka bir enerji
düzeyine geçerken enerji salmasının (ya da soğurınasının)
nedenini açıklayabilecek bir sonuçtur.
138 Kııaıııımı Fi::.iği

3.4.2 İki Boyutlu Sonsuz Potansiyel Kuyusundaki Bir Parçacık

Şimdi
de parçacığın iki boyutlu bir kuyuda harekef ettiğini
varsayalım.U0 potansiyelini kuyunun içinde sıfır, dışında her yerde sonsuz
değerde varsayalım. Bu koşul1arda parçacık, kuyu içinde kalmak üzere
serbestçe hareket eder. Hareketi belirleyen sınır koşulları· Şekil3.8de
görülmektedir.
y
~~ 'l'(x,y)=0
Uo=oo

'l'(x,y)=0
U 0 =0
Uo=oo
o UOH.,_________ ----ı::.

o'l'(x,y)=0 Lx X

Uo=oo

Şekil 3.8 İki boyutlu sonsuz potansiyel kuyusunda hareket eden bir
parçacık için sınır koşullan.

Kuyunun içinde U0 potansiyeli enerjisi sıfır olduğu için toplam


enerji yalnızca kinetik enerji türündedir. Buna göre, Schrödinger denklemi,

[-nı- aı- -tıı- aı-] lf/(x,y) = Elf/(x,y) (3.109)


2m dx., 2m dy.,
- -

yazılabilir. Burada, 2 / dx 2 ) işlemcisi yalnızca x e ve 2 / dy 2 ) işlemcisi


(a (a
de yalnızca y ye etkidiği için \jl(x,y) durum fonksiyonu, bu iki ayrı değişkene
ilişkin bileşenlerin çarpımı biçiminde yazılabilir:

\Jf(X,y)= 'lf(X)\Jf(y) (3.110)

Böylece, zamandan bağımsız Schrödinger denklemi,

tı2 aı
[- - - - - - - -
;,ı aı ]lf/(X)lf/(y) = Elf/(X)lf/(y) (3.111)
2m dx,- 2m dy.,-

yazılır. Bu bağıntıyı,

41
Sclırödi11ger De11kle111i11iıı Çöziimleri 139

1ı-' d 2 lf/(X) t,-' d-lf/(V)


'
\j/(y) ., - lf/(X)- ; = Elf/(X)lf/(y)
2m dx 2 2m dy-

biçiminde yazabiliriz. Ayrıca, bu bağıntının her iki yanı 1/\lf(X)\j/(y) ilesol


taraftan çarpılır ve yeniden düzenlenirse,

1 fı 2 d 2 lf/(X) 1 tı 2 d 2 lf/(y)
----- - ----+E (3.112)
lf/(x) 2m dx 2 lf/(y) 2m 2 dy

elde edilir. Böyle bir bağıntının sağlanması demek, C bir değişmez sayı
olmak üzere,

(3.113)

ve

(3.114)

gibi iki ayn bağıntının sağlanması demektir.


Burada

(3.115)
ve

(3.116)

tanımları yapılırsa,

(3.117)

ve

(3.118)

.. i
140 Kuaııtuııı Fiziği

zamandan bağımsız Schrödinger denklemleri elde edilir. Bu denklemlerin


ilki parçacığın x ekseni ve ikincisi de y ekseni boyunca yaptığı hareketleri
niteleyen Schrödinger denklemleridir. Görülüyor ki, iki boyutlu kuyu için
yazılan Schrödinger denklemi, iki ayrı tek boyutlu kuyu için yazılan
Schrödinger denklemine. dönüşmüştür.
O halde, (3.117) denkleminin çözümü

nx=l,2,3 ..... (3.119)

enerji özdeğeri ile

1//n (x) = ftsinkn


X L X
X (3.120)
X

özfonksiyonunu verir. Benzer biçimde, (3.118) in çözümü,

ny=l,2,3 ..... (3.121)

enerji özdeğeri ile


lf/.n y (y) = lSinkn Y k =-y (3.122)
L y ny L
y y

özfonksiyonuna karşı gelir.

(3.115) ve (3.116) bağıntılarından görüldüğü gibi, iki boyutlu


kuyuda hareket eden bu parçacığın toplam enerjisi

dir. (3.119) ve (3.121) enerji değerleri burada kullanılırsa

E =- - [nı
1r2,z2. nı]
____!_ + _Y (3.123)
n 2m J3 L2y X
Sclırödiııger Deııkleıniııiıı Çözümleri 141

elde edilir. nx ve ny gibi iki ayrı kuantum sayısına bağlı olarak


kuantumlanmış olan bu enerji özdeğerlerine, (3.llO)'dan ötürü,

(L_,.L)'
4
'lfn(x,y)= ---.-_ _
.
J Sın. (-)x.Sın
l/2

LX
.--
1Dlx

Ly
y_
• ( mı,)' )
.(3.124)

enerji özfonksiyonu karşı gelir.

Eğer, seçilen kuyuda Lx=Ly=L alınırsa (3.123) ve (3.124) bağıntıları,


sırasıyla,

(3.125)

2 Sin
'lfn(x,y)= L (mıLx )x.Sin(mı,y)
L y (3.126)

biçimini alİrlar.

İki boyutlu kuyuda hareket eden bir -parçacığın, nx, ny kuantum


sayılarının ilk üç değerine karşı gelen enerji özdeğerleri ile özfonksiyonlan
Çizelge 3.2 de toplanmıştır. Enerji, n 2tı2 l 2mL2 biriminde yazılmıştır.

Çizelge 3.2. İki Boyutlu Kuyuda Hareket Eden Bir. Parçacığın Enerji
Özdeğerleri İle Özfonksiyonlanndan Bazıları

nx. ny kn kn y En En, En 'lfn(x,y)


Jl Jl

1 1 '1t/L '1t/L 1 l 2 (2/L)Sin(n/L)xSin('Tt/L)y


.1 2 '1t/L 2'1t/L 1 4 (2/L)Sin('1t/L)xSin(27t/L)y
·2 1 2'1t/L '1t/L 4 1 5 (2/L)Sin(2'1t/L)xSin(7t/L)y
2 2 2'1t/L 2'1t/L 4 4 8 (2/L)Sin(2'1t/L)xSin(27t/L)y
1 3 '1t/L 3'1t/L 1 9 (2/L)Sin('1t/L)xSin(37t/L)y
3 1 37r/L. '1t/L 9 1 10 (2/L)Sin(3'1t/L)xSin(7t/L)y
2 3 2'1t/L 37t/L 4 9 (2/L)Sin(27t/L)xSin(37t/L)y
3 2 3'1t/L 27t/L 9 4 13 (2/L)Sin(37t/L)xSin(2'1t/L)y
3 3 3'1t/L 37t/L 9 9 18 (2/L)Sin(3'1t/L)xSin(3'1t/L)y


142 Kııa11111111 Fiziği

Çizelgeye göre parçacığı niteleyen enerji düzeyleri Şekil3.9 daki gibidir.


Şekilden görüldüğü gibi parçacığın altı eneıji düzeyi vardır.

Jl

18 ı-----------E 6 , \fi (3,3)


16 ,-

14 ....
l========Es, \fi (3,2), \fi (2,3)
12 ,-

10 l========E4 , \V (3,1), \fi (1,3)


8 ı---------E3, \fi (2,2)
6 -
1========E2, \fi (1,2), \fi (2,1)
4 -
2 ı.--------E 1 , \Jf (1,1)
Q_

Şekil 3.9 İki boyutlu sonsuz potansiyel kuyusunda hareket eden bir
parçacığın enerji düzeylerinden bazıları.

En düşük enerji değerindeki taban enerji düzeyi tek katlı enerji


durumuna karşı gelir. Öteki enerji düzeylerinden, enerji özdeğerleri E 2, E4 ve
E5 olanlar iki katlı çakışık enerji durumlarıdır. Yani, bu enerji düzeylerinin
herbirini iki ayrı özfonksiyon belirlemektedir. Enerji düzeylerindeki
çakışıklık iki boyutlu kuyunun karesel seçilmesinden kaynaklanmaktadır.
Eğer, Lx:;t:Ly alınırsa enerji düzeylerindeki çakışıklık kalkar.

3.4.3 Üç Boyutlu Sonsuz Potansiyel Kuyusundaki Bir Parçacık

Şimdi
de, boyutları Lx, Ly, L2 olan üç boyutlu bir kuyu. içindeki
parçacığın hareketini inceleyelim. Kuyunun duvarlarının dışında her yerde
U0= olsun. Bu durumda, kuyunun duvarları kuyunun içindeki parçacık için
00

birer engel oluştururlar. Kuyunun içinde U0=0 seçildiğinde, parçacığın


toplam enerjisi kinetik enerji türünde olur.
Buna göre, parçacığın hareketini niteleyen Schrödinger denklemi,


Sclırödiııger Deııklemiııiıı Çözümleri 143

tıı aı tıı aı tıı aı ]


[ - - - . , - - - - - - . , lf/(x,y,z) = Elj/(x,y,z) (3.127)
2m ax- 2m ay 2 2m az-

dir. Böyle bir parçacığın uyduğu sınır koşulları ise Şekli 3.1 O da verilmiştir.

z 'l'(x,y ,z)=O
Uo=oo

'l'(x,y,z)=O
Uo=oo
'l'(x,y,z)=O
Uo=oo
y

Şekil 3.10. Üç boyutlu sonsuz potansiyel kuyusunda hareket eden bir


parçacık için sınır koşulları

İki boyutlu uzayda hareket eden parçacık durumunda olduğu gibi,


(3.127) denklemini sağlayan \j/(x,y,z) durum fonksiyonu değişkenlerine
ayrılarak yazılabilir: ·

\j/(x,y,z)= \j/(X)\j/(y)\j/(z) (3.128)

Buna göre, (3.127) denklemi

n-2 aı 1? aı nı aı ]
[ - - - - - - - - - \j/(X)\j/(y)\j/(z)=E\j/(X)\j/(y)\j/(z)
... 2m axı 2m ayı 2m az2

biçimini alır. Bu bağıntıyı,

n_ı 1 aılf/(~) - n,2 1 azlj/(y)


__ + hı 1 dılf/(Z) + E =E
2m lj/(x) axı 2m lj/(y) ayı 2m lf/(Z) az 2 x

biçiminde yazalım. Bu bağıntıdan


144 Kuantuın Fiziği

(3.129)

yazılır. Ytıkandaki bağıntının ikinci ve üçüncü eşitliklerini

tz2 1 dıl/f(y) =E - E + tıı __!_ dıl/f(Z) =E


2m l/f(y) dy 2 · x 2m ııı(z) dz 2 Y

biçiminde yazılır. Buradan~

(3.130)

ve

tı2 d 2 (z)
-
2m dz l/f 2 =(E - E - E )11r(z) = E 11r(z)
x Y .,, r.r ·
(3.131)

yazalım. (3.131) de

(3.132)

kısaltması yapıldı.
Böylece elde edilen (3.129), (3.130) ve (3.131) denklemleri, sırasıyla
x, y, z tek boyutlu potansiyel kuyularında hareket eden bir parçacığın
Schrödinger denklemleridir ve bunlara karşı gelen enerji değerleri kolayca
bulunabilir:

nx=l,2,3, ....

ny=l,2,3, .... (3.133)

nz=l,2,3, ....

. Bunlara karşı gelen dalga fonksiyonları da, sırasıyla,

'
Sclırödiııger Deııkleıniııiıı Çöziiınleri 145

1/fnx (x) = (2/ Lx)1' 2 Sinknxx


1/fny ( Y) = (2 / LY ) 112 Sink ny y (3.134)
1/fn:. (x) = (2/ Lz ) 112 Sinknz Z

dir. Burada,

(3.135)

dalga sayısının x, y, z doğrultusundaki bileşenleridir. Öte yandan, (3.132)


bağıntısı üç boyutlu kuyuda hareket eden parçacığın toplam enerjisini verir.
O halde, (3.133) bu bağıntıda kullanılırsa, parçacığın kuantumlanmış toplam
enerji özdeğeri,

(3.136)

ve buna karşı gelen özfonksiyonlarda, (3.128) ve (3.135) den

wn<x,y ,z)=(81LxLyLz) 112SinknxxSinknyySinknzZ (3.137)

yazılır. Eğer, üç boyutlu kuyu Lx=Ly=Lz=L olacak biçimde seçilirse (3.136)


enerji özdeğeri

(3.138)

biçimini alır. Buna karşı gelen özfonksiyonlar da


1
146 Kııaııtwıı Fiziği

2 • 1Dl .
'lfn(x,y,z)= ( L ) 3/2 Sm ( Lx ) x.Sm

(1DL Jy.Sm(L )z
1 ,. • 1l1l.
(3.139)

yazılır.
nx, 11y. kuantuni. sayılarının aldığı değerlere göre enerji
nz
özfonksiyonları ile enerji özdeğerlerine birkaç örnek Çizelge 3.3 de
verilmiştir. E11( 1l 2n2 l 2mL2 ) birimindedir.

Çizelge 3.3. Üç Boyutlu Kuyuda Hareket Eden Parçacığın Enerji


Özdeğerleri ve Özfonksiyonlan

Dx Oy Dz En \lln(x,y,z)
1 1 1 3 (2/L)3'2Sin(7t/L)xSin(7t/L)y Sin(n/L)z
1 1 2 (2/L)3'2Sin('T"JL)xSin(7t/L)y Sin(27t/L)z
1 2 1 6 (2/L)3'2Sin(7t/L)xSin(27t/L)y Sin(7t/L)z
2 1 1 (21L)312Sin(27t/L)xSin(7t/L)y Sin(,:r./L)z
1 2 2 (2/L)3'2Sin(7t/L)xSin(27t/L)y Sin(27t/L)z
2 1 2 9 (2/L)3'2Sin(27t/L)xSin(7t/L)y Sin(27t/L)z
2 2 1 (2/L)3'2Sin(27t/L)xSin(27t/L)y Sin(7t/L)z
1 1 3 (2/L) 312Sin(7t/L)xSin(7t/L)y Sin(37t/L)z
1 3 1 11 (2/L)3'2Sin(7t/L)xSin(37t/L)y Sin(7t/L)z
3 1 1 (2/L) 312Sin(37t/L)xSin(7t/L)y Sin(n/L)z
2 2 2 12 (2/L)312Sin(27t/L)xSin(27t/L)y Sin(27t/L)z
1 2 3 (2/L)3'2Sin(7t/L)xSin(27t/L)y Sin(37t/L)z
2 1 3 (2/L)3'2Sin(27t/L)xSin(7t/L)y.Sin(37t/L)z
1 3 2 (2/L)3'2Sin(7t/L)xSin(37t/L)y Sin(27t/L)z
3 1 2 14 (2/L)3'2Sin(37t/L)xSin(7t/L)y Sin(27t/L)z
2 3 1 (2/L)3'2Sin(27t/L)xSin(37t/L)y Sin(7t/L)z
3 2 1 (2/L)3'2Sin(37t/L)xSin(27t/L)y Sin(7t/L)z


Sclırödiııger Deııkleıııiııiıı Çözümleri 147

Bu değerlere karşı gelen enerji düzeyleri ıse Şekil 3.11 da


verilmiştir.

En(1t2 n2/2mL2)
~~

15 -
13 -

11 I============
9 I============

5_
3 ı---------
1_

Şekil 3.11 Üç boyutlu potansiyel kuyusunda hareket eden bir parçacığın


enerji düzeyleri
Görülüyor ki, iki boyutlu kuyuda olduğu gibi üç boyutlu kuyu
durumunda da bazı enerji düzeyleri çok sayıda enerji durumundan
oluşmaktadır. Bir enerji düzeyindeki durum çokluğuna~ o enerji düzeyinin
kuantum ağırlığı ya da istatistiksel ağırlığı adı verilir. Örneğin, ~ enerji
düzeyinin durum çokluğu, yani kuantum ağırlığı altıdır. ·
Yine iki boyutlu kuyu durumunda olduğu gibi, en düşük enerji
değeri sıfır değildir. Şekilden görüldüğü gibi taban enerji düzeyi tek katlıdır
ve 3n 2 1ı 2 /2mL2 enerji değerindedir. Çoğu kez bu enerjiye sıfır nokta
enerjisi denir. Bu enerjinin sıfır olmaması, Heisenberg belirsizlik ilkesiyle
açıklanabilir. Parçacık uzunluğu L olan bir kuyu içinde hareket ettiği için
konumun x bileşenindeki belirsizlik, 2L den büyük olamaz. Buna göre,
mom~ntumun x bileşenindeki belirsizlik,

llP,?-.li/2/lx =li/ 4L (3.140)

olmalıdır. Oysa, parçacığın toplam enerjisi sıfır · ise niomentumunda ·


belirsizlik yoktur, böyle bir sonuç (3.140) bağıntısına ters düşer.
Parçacığın enerjisi tümüyle kinetik enerji türünde olduğu için sıfır
nokta enerjisinden,

p2 1l2fl2
X --- (3.141)
2111 - 2mL2

t
148 Kuaııtuın Fiziği

yazılabilir. Buradan da,

(3.142)

elde edilir. O halde, momentumdaki .belirsizlik, 2:ıtn I L den daha büyük


olamaz. Buna göre,

21dı
Llx.Af>x=2L-- =4 :ııfı) tı 12 (3.143)
L

<lir ki bu da Heisenberg belirsizlik ilkesini sağlar.


Öte yandan, Heisenberg belirsizlik ilkesine göre sıfır nokta
enerjisinin sıfır değer alamaması, klasik fizikte karşılığı olmayan bir
durumdur. Klasik fiziğe göre, pozitif mutlak sıcaklığın sıfır olduğu durumda
parçacığın hareketi tümüyle durduğu için en düşük enerji değeri sıfırdır.
(3.138) bağıntısından da görüldüğü gibi, L sonsuza giderken enerji
değeri sıfıra gider. Bu sonuç klasik kuram ile uyuşur. Çünkü, (3.135)
bağıntılarına göre tanımlanan dalga sayısı, L sonsuza giderken, sıfıra gider ki
bu da dalga fonksiyonunun sıfır olduğunu, başka bir deyişle, parçacığın
olmadığını gösterir. Bu durum tek ve iki boyutlu kuyu durumunda da
geçerlidir.

3.4.4 Tek Boyutlu Sonlu Potansiyel Kuyusundaki Bir Parçacık

Kütlesi m, toplam enerjisi E olan bir kuantum parçacığının


duvarlarının yüksekliğiU0 genişliği L olan tek boyutlu bir kuyu da hareket
ettiğini varsayalım, Şekil3.12.

U(x)

o .. ........ Uo
I il III

• . E

o L X

Şekil 3.12. Sonlu yükseklikteki tek boyutlu kuyuda hareket eden m


kütleli parçacık için sınır koşulları.
Sclırödiııger Deııklemi,ıiıı Çöziiıııleri 149

Ortamı, I, II ve III bölgeye ayıralım. Böyle bir ortam içindeki


parçacığın potansiyel enerjisi

O(x(L
U(x)=!O (3.144)

Uo

sınır koşulunu sağlar. Buna göre, il.bölgede sistemi niteleyen Schrödinger


denklemi,

hı dı .
----vr(x) = Evr(x)
2m dxı

dir. Buradan,

k=✓2mE

(3.145)

olmak üzere,

(3.146)

difarensiyel denklemi bulunur. Bu denklemin çözümü, Kesim 3.4.1 de


olduğu gibi,

(3.147)

olacaktır. Burada,

k
nx
= 1lllx
L , Ilx=l,2,3, .... (3.148)

dir. O halde, parçacığın toplam enerjisi, tıpkı sonsuz yükseklikteki bir


kuyuda olduğu gibi,
150 Kııaııtııııı Fiziği

tı] 1k1 nı'"ı


,ıı,
.,
Enx=--=
2m
IIX
n;
.,
2ınL- ·
nx=l.2,3, .... (3.149)

kuantumlanmıştır. . . .
Şimdi x=O dan+x yönünde ilerleyen bir parçacığın x~L bölgesindeki
hareketini niteleyen Schrödinger denklemini yazalım:
tı 1 d ı
- - - . , lf/(x)+U 0 lf/(x) = Elf/(x) x~L (3.150)
2m dx-
Buradan da,

2m(U0 -E)
kı= (3.151)
liı

kısaltması yapılarak

(3.152)

denklemi elde edilir. Böyle bir denklemin çözümü,

olacaktır. Ancak, x=00 için \j/(x) fonksiyonunun sonlu değer alabilmesinin


tek yolu, B=O olmasıdır. Bu durumda, III.bölgede geçerli olan dalga
fonksiyonu ·
-k x
\lfm (x )=Ce
1
(3.153)

gibi üstel azalan bir fonksiyondur.


Benzer biçimde, x=L den -x yönünde giden parçacığın x~O
bölgesindeki Schrödinger denklemi (3.150) ye benzer olarak,

tıı dı
---2 lf/(x)+U 0 lf/(x) = E1j/(x)
2m dx
dir. Buradan da,
dı ,,
-., lf/(X)
dx-
= ktlf/(X) (3.154)
Sc/ırödiııger Deııkle111i11iıı Çözümleri 151

bağıntısı
elde edilir. Burada, k 1 (3.151) bağıntısıyla verilmektedir. O halde,
xSO bölgesinde geçerli çözüm

xSO (3.155)

olacaktır.x=- 00 için dalga fonksiyonunun sonlu değer almasının tek yolu


F=O olmasıdır. Buna göre, l.bölge için geçerli olan dalga fonksiyonu

Wı(x)=De k,.,· xSO (3.156a)

biçiminde yazılabilir. Bu dalga fonksiyonu

Wı(X)=D e -k,x (3.156b)

olarak da yazılabilir. Demek ki, birinci bölgede de dalga fonksiyonu üstel


azalan bir fonksiyondur.
Bu durum klasik kurama ters düşer. Çünkü, klasik kurama göre m
kütleli parçacık xSO ve x~ bölgesine kesinlikle geçemez. Bu iki bölge
parçacık için yasaklanmış bölgedir. Yani, parçacık O<x<L bölgesinden dışarı
çıkamaz. İşte kuantum parçacıklarının (3.153) ve (3.156) dalga
fonksiyonlarının öngördüğü biçimde x~ ve xSO bölgesinde bulunması,
olayına bu parçacıkların klasik olarak yasaklanmış bölgeye sızması olayı
denir.
Gerçekten de bu parçacıkların yasaklanmış bölgede bulunmalarının
sonlu bir olasılığı vardır. Örneğin, (3.l53)den, parçacığın x~ bölgesinde
bulunmasını niteleyen, olasılık yoğunluğu:

(3.157)

ve (3.156) dan da xSO bölgesinde bulunmasının sonlu bir olasılığı vardır:

(3.158)

Demek ki, Kesim 3.2.1 de yüksekliği U0 olan bir basamak potansiyeline


gelen parçacık durumunda olduğu gibi, burada da parçacık x < O ve x ~ L
bölgesine sızar. Sızma aralığı ise (3.55) deki gibi,

(3.159)
152 Kııaııtıım Fiziği

dir. O halde, L\x ın son derece kısa olması; k 1 ın son derece büyük olmasına,
bunun için de U0 ın E den çok çok büyük olmasına bağlıdır. Başka bir
deyişle, U0 çok büyük ise sonlu potansiyel kuyusu, sonsuz potansiyel kuyusu
durumuna ulaşır.
Sonlu potansiyel kuyusundaki. bir . parçacığı niteleyen dalga
fonksiyonlarının nx ın ilk üç değeri için alacağı "biçim Şekil 3.13 de de
verilmiştir. Dalga fonksiyonlarının· x>L ve x<O bölgelerine üstel olarak
sızmaları açıkça görülmektedir.

'lf(X)

X
o L

Şekil 3.13. Sonlu potansiyel kuyusunda nx in ilk üç değeri için elde


edilen dalga fonksiyonları
Sl'lırödiııger Deııkleıniııiıı Çöziimleri 153

3.5 Kuantum Salınıcı

3.5.1 Tek Boyutlu Kuantum Salınıcı.


. .

Bu bölüme başlarken, bir nokta çerçevesinde gidip.;.gelme hareketi


yapan m kütleli bir cismin bağh sistemlere örnek olduğunu söylemiştik.
Böyle bir cismin tek boyutlu uzaydaki hareket denklemi klasik kurama göre,

(3.160)

dir. Burada, C değişmez bir niceliktir. Bu bağıntıyı,

d 2x C
--=--x
dt 2 m

biçiminde yazalım. Eğer,

0>o=(Clm)112 (3.161)

tanımı yapılırsa,

(3.162)

elde edilir. Bu denklem,

x=ACos(eoot+<I>) (3.163)

gibi bir çözüm içerir. Yani, çözüm genliği A olan bir titreşim hareketidir.
Böyle bir parçacığın toplam enerjisi, kinetik enerji ile -Cx gibi bir
kuvvetin oluşturduğu potansiyel enerjinin toplamıdır. Yani,

E=( l/2)mv2+( l/2)Cx2=( l/2)CA2 (3.164)

dir. Demek ki, parçacığın toplam enerjisi korunur, Şekil 3.14 .


154 Kualltmıı Fiziği

U(x) P(x)

Yasak Yasak

-A o A X -A o A X

Şekil 3.14. Basit titreşim hareketi yapan bir cismin klasik kurama göre;
a) Toplam enerjisi, b) Belli bir konumda bulunma olasılığı
Klasik olarak toplam enerjisi belli bir E değerinde seçilen bir
parçacık için Şekil 3.14a daki taralı kesimler yasak bölge oluştururlar. Yani,
klasik kurama göre, parçacık titreşim hareketi sırasında izinli bölgedeki her
enerji değerini alabilir. Parçacığın ±A aralığında herhangi bir yerde geçirdiği
süre hızı ile ters orantılıdır. Yani, bu süre hızın küçük olduğu yerde büyük,
büyük olduğu yerde de küçüktür. O halde, klasik kurama göre parçacığın bir
dx aralığında bulunma olasılığının konuma göre değişimi·, Şekil 3.14b deki
gibi olacaktır.

Yukarıda klasik olarak incelediğimiz bir parçacığın titreşim hareketi,


bir molekülde iki atom arasındaki etkileşmeden ötürü oluşan harekete
benzemektedir. Gerçekte, iki atom arasındaki etkileşmeyi niteleyen
potansiyel enerjinin, iki atom arasındaki uzaklığa göre davranışı Şekil 3.15
deki gibidir.


SdıriJdiııger Deııklemiııiıı Çöziiıııleri 155

U(x)

X
o

1
1
U(x)
t
1
1

\!) 1
o
.
X

Şek.il 3.15. İki atomlu bir molekülde: a) Potansiyel enerjinin konuma


bağlılığı, b) Potansiyel enerjinin x'e göre simetrik kesimi.

Şekil
3.15 den görüldüğü gibi, x=Xo noktasında dU(x)/dx=O olduğu
için U(x) potansiyeli bir denge değerine sahiptir. Bu nedenle, x0 noktası
koordinat sisteminin başlangıcı olarak seçildiğinde U(x) potansiyeli, ·Xo
civarında seriye açılırsa,

U(x)= U(Xo)+2
1(d U(x)J 2
dxı xo X
2
+ .........
bağıntısı elde edilir. Burada, U(Xo) niceliği, x den bağımsız değişmez bir
sayıdır. Bu nedenle potansiyel enerji, büyük bir yaklaşıklıkla,

(3.165) .

biçiminde yazılabilir ki bu da, bağlı bir sistem durumundaki potansiyel


enerjiden başka bir şey değildir. Buna göre, iki atomlu bir molekül salınıcı
olarak ele alınabilir.
156 Kuaııtuııı Fiziği

Bir salınıcının kuantum kuramı, Schrödinger denkleminin çözümü


ile kolayca kurulabilir. (3.165) ile verilen potansiyel enerji zamandan
bağımsız olduğu için zamandan bağımsız Schrödinger denkleminin
çözümleri salınım hareketinin kararlı durumlarını verir.
Buna göre, zamandan bağımsız Schrödinger denklemi,

h2 d 2 1 .
---2 lfl(x)+-Cx 2 ljl(x) = Eljl(x) (3.166)
2m dx 2

biçiminde yazılabilir. Bu bağıntıyı,

d
dx 2
2
.f,;c[.f,;c
-w(x)=-- - - x 2 -2EJŞn]
li
- - w(x)
li li C
(3.167)

biçiminde yeniden yazalım. Burada,

rı=,J;;cxı=axı a=.,J;;c (3.168)


~ h ' n

(3.169)

gibi boyutsuz iki yeni değişken tanımlanırsa, (3.167) bağıntısı

(3.170)

·biçimini alır. Burada dalga fonksiyonunun ç değişkeninin fonksiyonu olduğu


varsayılmıştır.
Alışılmışın dışında ikinci dereceden diferansiyel denklem biçiminde
olan (3.170) in çözümünü aramadan önce bu denklemin biçimini klasik
olarak irdeleyelim.
Klasik kurama göre, parçacığın hareketi, x=±A bölgesine
sınırlandığı için yeni değişken olarak görünen Ç2 in maksimum değeri,
(3.168) den
Sclırödiııger De11klemiııi11 Çözümleri 157

rı = J;;c
':ım n
Aı =a4.ı 3.(171)

olacaktır. Burada, klasik olarak tanımlanan E=CA2/2 ve (3.169) bağıntıları


kullanılırsa,

(3.172)

bulunur. Bu bağıntı, yeni değişkenler olarak tanımlanan ç ve A arasındaki


klasik ilişkiyi verir.
~
(3 . 170) b agıntısın dan goru
.. "ld"ugu
~.. gı.b.ı, dıl/f(()
., ·1e \lf(r)
ı ':ı
· .·
nın ışaretı,
dÇ-
Ç2>A ise aynı, Ç2d ise terstir. Öte yandan, w(Ç) dalga fonksiyonu, Çnın her
değerinde olduğu gibi Ç=± .fi değerlerinde de sonlu ve sürekli olmalıdır.
Bu sonuç kuantum sahnıcının klasik kuramın yasakladığı bölgelerde
bulunma olasılığının sıfır olmadığını gösterir. ·
O halde, (3.170) denklemini sağlayan dalga fonksiyonu, Çnın büyük .
değerleri için hızla sıfıra yaklaşan bir fonksiyon olacaktır. Oysa, böyle bir
fonksiyon,

(3.173)

biçimindeki gaussiyen bir fonksiyon olabilir. Bu fonksiyon (3. 170)


denkleminde kullanılırsa,

(3.174)

elde edilir. Bu denklemin ilk çözümü, H(Ç)=l ve A=l seçilerek elde edilir.
Yani, (3.169) ile tanımlanan boyutsuz nicelik A bire eşit ve H(Ç) da Ç dan .
bağımsız seçilirse, kuantum salınıcı niteleyen schrödinger denkleminin bir
. çözümü vardır. Bu çözüme karşı gelen enerji özdeğeri, (3.169) dan ,

(3.175)

ve bunu niteleyen özfonksiyon da (3. 173) den,


1


1
158 Kııaııtııııı Fiziği

(3.176)

olacaktır. Bu dalga fonksiyonu

bağıntısı kulianılarak birlenebilir. Gerçekte,

eşitliğinden

Ao-
-( mC
,,
)ııs (3.177)
2
1rfı

bulunur. O halde Eo a karşı gelen birlenmiş dalga fonksiyonu

1/8 .
- mC ) -m 2 ıı
\Jfo(x) -
(
,, 2 e
1rfı

olur. Bu bağıntı,

1/4
( a) -ar2 /2
(3.178)
\Jfo(x) = 1l e

biçiminde de yazılabilir.
Öte yandan, (3.174) denkleminin tam çözümünü bulmak için H(Ç)
nın belirlenmesi gerekir. Diyelim ki,

il

Hn(Ç)= L akÇk (3.179)


k=O

biçiminde bir polinom olsun.


Bu polinom (3.174) denkleminde kullanılır ve elde edilen bağıntı Ç
nın artan fonksiyonu biçiminde düzenlenirse,
Sdırödiııger Deııklemiııiıı Çöziimleri 159

. . .

elde edilir. Bti _bağıntının, Ç nın her değeri için sağlanmasmın bir yolu,
katsayıların herbirinin ayrı ayrı sıfır almasıdır. Buna göre,

[(A-1 )a0+2az+ .... ]=0

eşitlikleri
elde edilir. Burada, çn nin katsayısını veren son eşitlikten, an~
olmak üzere,

ıı.-l-2n=0

eşitliği bulunur. Buradan da,

A=2n+l (3.180)

elde edilir. Burada n=0,1,2, .... gibi tam sayılara karşı geldiği için A niceliği
kesikli değerler alır. A nın bu değeri (3.169) da kullanılırsa,

n=0,1,2, ... (3.181)

elde edilir. Burada 0,1,2, ... , gibi tam sayılar alan n ye kuantum sayısı adı
verilir. Demek ki, tek boyutlu x uzayında salınım hareketi yapan bu sistemin
toplam enerjisi kuantumlanmıştır. Bu sonuç klasik kurama ters düşer.
Çünkü, klasik kurama göre enerji sürekli değer alır.
(3.181) ile verilen enerji bağıntısında n=0 alınırsa, toplam enerji,

• 1
Eo=-nm0
2

• 1
160 Kuaııtuın Fiziği

gibi sıfırdan farklıbir değer alır. Bu enerji değerine kuantum salınıcının


taban enerji değeri ve buna karşı gelen özfonksiyona da taban enerji
durumunu niteleyen dalga fonksiyonu adı verilir.
Kuantum salınıcıda taban enerji durumuna karşı gelen
enerjinin sıfır olmaması, klasik kurama ters düşer. Çünkü, klasik kurama ·.
göre basit titreşim hareketi yapan bir sistemde enerjinin en küçük değeri
sıfırdır, Şekil 3.16.

En(liw)
n

9/2
7/2
5/2
3/2

o
Şekil 3.16. Bir kuantum salımcının enerji düzeyleri.

Şimdi kuantum salmıcının enerJı özfonksiyonlarım türetmeye


çalışalım. Bu forksiyonlar

biçimindedir. Burada, An birlenme katsayısıdır ve

[ , IJl,(x) • IJl,(x)dx= [_ A,; H,.(Ç) • e _,, 12 A.H.(Ç) e _,, 12 ..la dÇ =l


bağmtısından bulunur. O halde,

(3.182)
Sclırödi,ıger Deııkleıııiııiıı Çözümleri 161

yazılır. Bu bağmtıdaki integral, Ek IV de verildiği gibi,

(3.183)

biçiminde değer alır. Bu değer (3.182)de kullanılırsa ·

A=(a) (_1n.)
n ,ı
114
211 1
112
'
n=0,1,2, ... (3.184)

bulunur. O halde, dalga fonksiyonları

"\jJ'n{x) = ( -
a ) l/ 4(-1-)1/ Hn (✓ax )e -
2 -m-2 ,,.,
(3.185)
1'l 2 n!
11

bağıntısından türetilir. Tüm dalga fonksiyonlarını türetebilmek için


H0 (✓
ax) = H 11 ( Ç) hermite polinomlarını bilmek gerekir. Bunun için de

n=0,1,2, ... (3.186)

eşitliğinden yararlanılır.

n kuantum sayısının her değeri için türetilen h~rmite polinomları ile


onların kullanılmasıyla elde edilen dalga fonksiyonları Çizelge 3.4 de
toplanmıştır.

Bu çizelgede toplanan dalga fonksiyonlarının x e göre değişimi Şekil


3.17a da görülmektedir. Şekildeki taralı kesimlerin, klasik kurama göre
yasaklanmış kesimlere karşı geldiklerine dikkat edilmelidir.
Çizelge 3.4. Tek Boyutlu Kuantum Salınıcıda n'nin ilk Altı Değerine Karşı (':selen En, Hn(~), 'lfn(X) Değerleri.
-
°'N
n ı En · Hnf n(X)

O I ..!_Ji<Oo
1 a
( 1r
Jl/4 e-u:,? / 2

t: r1;ra~~:,,,
2
1 1 3 2Ç
-fı<Oo
2
........
4çj=2······························· -~·····;;4 .2..................
2 1 5 tımo
2
(
ır) 2~(4ax' -2;::::,:·
8Ç3 - l2 Ç c
3 1 7
( Jı:.ı 4✓
] ı,,
3<&z"'~'~ ııv_~:>_e~~• ,.
rs1<~:,,
-JilOo
2 :

4 1 9
-tım"
· ·ü;ı;•-48 ı;iı-12 . T(: x' _4&ax' + ı ı>e_,,,,

(: r·
2

5 1 !..!. li a,o 32Ç5 - 160 Ç3+120Ç


1~(32a' 12x' -160a"'x' + 120a"'x)e"=' ,,
2
6 , 13 +.... · r··64Ç -= ~üfö ç4+12oç~120
6 l /4
-ııro
2 o
(
: J 32~ (64a,x' - 480a 'x' + 720ax' - I20)e-' ı
ij
~
N
o]!

...
Sclırödiııger Deııkleıniııiıı Çözümleri 163

1
! .
l
1'
1

\
!
.
1
:
l
\ :

X \
'

o
o (a) X (.b)

Şekil 3.17. Bir kuantum sabmcının; a) Özfonksiyonlanmn x e göre


değişimi, b) n=~ için olasılık yoğunluğunun yine x e göre
değişimi. Sürekli çizgi kuantum, Kesikli çizgi klasik

Şimdi, bu fonksiyonların bazı


özelliklerini biraz daha yakından
inceleyelim. İncelemeyi basitleştirmek için salınıcının taban enerji
durumunu belirleyen 'lfo(x) i ele alalım. Buna karşı gelen l'l'o(x)l 2 olasılık
yoğunluğunun, x e göre değişimi Şekil 3.17b de verilmiştir. Tanım olarak
l'l'o(x)l 2dx, konumu x olan parçacığı, dx aralığında bulma.olasılığını verir. Bu
tanıma göre, Şekil 3.17b den açıkça görüldüğü gibi, klasik kuram ile
kuantum kuramının sonuçları birbirine uymamaktadır. Olasılık
yoğunluğunun kuantum kuramına göre en büyük olduğu yerde klasik sonuç
en küçüktür. Ayrıca kuantum kuramına göre olasılık, klasik olarak belirlenen
yasaklanmış kesimlerde sıfır değildir. Yani, kuantum kuramına göre bir
_parçacık klasik olarak yasaklanmış bir bölgeye geçebilir. Oysa, bu bölgede
parçacığın toplam enerjisi, Şekil 3.17a da görüldüğü gibi potansiyel
enerjisinden küçüktür. Bu durum Heisenberg belirsizlik ilkesi ile yakından
ilgilidir: Genliğin sonuna ulaşıldığında parçacığın konumu ve momentumu
eş zamanlı olarak kesin bir biçimde ölçülemez.
Öte yandan, wnCx)özfonksiyonları, n kuantum sayısına bağlı olduğu için her
wnCx), n tane düğüm noktası içerir. Şekil 3.17a dan görüldüğü gibi, n=0 için
'lfo(x) de düğüm noktası yoktur. Oysa n=l de 1; n=2 de 2 ve n=3 de de 3
1
düğüm noktası vardır. Bu noktalarda parçacığı bulma olasılığı sıfırdır.
1 .
164 Kııaııtıım Fiziği

Demek ki, n sayısı arttıkça özfonksiyonun sıfır olduğu nokta sayısı da artar.
Bu durum kuantum kuramını klasik kurama yaklaştırır.

Örnek 3.5. Tek boyutlu kuantum salınıcının:


i) Konıımunıın,
ii) Çizgisel momentumunun beklenen değerini bulunuz.

Bu örnek Çizelge 3.4 de verilen Hermite polinomlarının nasıl


kullanılacağını gösteren bir örnektir.

i) Konumun beklenen değeri

(a)

bağıntısıyla tanımlanmıştır. Dalga fonksiyonunu Ç uzayında


tanımlarsak, (3.185)den

(b)

yazılır. Öte yandan (3.165)den,

(c)

olduğu için (a) bağıntısı,

yazılır. Burada (b) bağıntısı kullanılırsa,


Sclırödiııger Deııklemiııiıı Çöziiıııleri 165

bağıntısına ulaşılır. Bu bağıntıda, Hermite polinomlannın, Ek


IV de verilen,

1
ÇHn(Ç)=z[H n+l (Ç)+ 2nH n-l (ç)] (d)

özelliği kullanılırsa,

elde edilir. Bu bağıntıda da Hermite polinomlannın yine Ek IV


de verilen,

n=m
(e)
n=tm

özelliği kullanılırsa

(x) =0
bulunur. Ortalama değerin tanımından ötürü bu beklenen bir
sonuçtur.

ii) Çizgisel momentumun beklenen değeri,


166 Kuaııtum Fiziği

olarak tanımlanmıştır. Burada,

PA • .,,_ d .., _ r d
x = -ırı - = -ırıv a -
. . dx . dÇ

olduğu için

yazılır. Bu bağıntıda da, Hermite polinomlannın Ek IV de


verilen,

dH n (Ç) = 2nH (r) (f)


dÇ n-l 1:,

özelliği kullanılırsa

elde edilir. Bu bağıntı,

< r
P, >=-il{: (2· n!t' [ın [_ e_,, H .(() ffn_ı(Ç)dÇ

_ _!_ J e·'
00 2
H n (Ç)Hn+ıCÇ)dÇ
2

s:
-co

-ıı e.çı Hn(Ç)Hn-ı(Ç)dÇ ]


Sclırödiııger Deııklemiııiıı Çii::,iimleri 167

olur. Bu bağıntıdaki integraller (e)den ötürü sıfırdır. O halde,


/\

<~.>=0
bulunur.

3.5.2. Üç Boyutlu Kuantum Salınicı

Bir molekülü oluşturan atomların yerleştikleri örgü noktaları


çevresindeki periyodik hareketleri kuantum salınıcı için verilebilecek en iyi
örneklerden biridir. Ancak, bir molekül içindeki bir atomun bir örgü noktası
çevresinde oluşturduğu periyodik hareket üç boyutlu bir harekettir. Bu
nedenle (3.166) ile verilen zamandan bağımsız Schrödinger denklemi üç
boyutlu uzayda yazılmalıdır. Yani,

,,2 [ ,J2 aı aı
- 2nı axı + ayı + azı f
l,n .
\X, y, z) +U(x, y, z)vı(x, y, z) =Evı(x, y, z) (3.187)

dir. Bu durumda potansiyel enerji

1 2 1 ı ı 2
U(x,y,z) =-C..x +-C>.y +-C_z (3.188)
2 .. 2 2 ~

biçiminde tanımlanabilir.
(3.188)den görüldüğü gibi, potansiyel enerji, x,y,z
koordinatlarınagöre üç ayn terim biçiminde yazıldığı için, sistemi niteleyen
dalga fonksiyonu da

w(x,y,z)= 'lf(X)'lf(Y)'lf(Z) (3.189)

biçiminde çarpanlara ayrılır. Bu durumda sistemi niteleyen Schrödinger


denklemi

1 ., 1 , .
+-C,.y~vı(x)lf/(y)vı(z) +-C_z-lf/(x)lf/(y)vı(z)
2 · 2 ~
= Evı(x)vı(y)vı(z) (3.190)
168 Kuaııtuııı Fiziği

olur. Bu bağıntının çözümü, üç boyutlu kuyuda ötelenme hareketi yapan bir


kuantum parçacığını niteleyen Schrödinger denkleminin çözümünü ~ulurken
uygulamaya çalışılan yöntem uygulanarak bulunabilir. Bu nedenle, (3.190)
bağıntısı

gibi üç ayrı denklem biçiminde yazılabilir. Görüldüğü gibi, bu denklemlerin


her biri tek boyutlu kuantum salınıcıyı niteleyen Schrödinger denklemidir. O
halde, bu denklemlerin her birinin çözümünden

E.x=liaı,,(n, + ~). nx=Ü, 1,2, ... (3.191) .

E.,=lim0, (n_, + ~). Ily=O, 1,2, ... (3.192)

E,,,=liaı,,(n, + ~). Il2 =Ü, 1,2, ... (3.193)

enerji özdeğerleri bulunur·. Burada,

dir.
Üç boyutlu uzayda salınım hareketi yapan bu kuantum salınıcının
toplam enerjisi (3.191-3.193) denklemlerinden bulunur. Yani,


Sclırödiııger Deııkleıniııiıı Çözümleri 169

(3.194)

· olur; Eğer, kuantum salınıcıda ttJ0 x=W0 Y =Woz =W0 gibi ortak bir açısal hız

(ortak titreşim frekansı) düşünülürse,

En= nııı.[n, + n,. + n, + ~]

=liııı.[n + ~] (3.195)

olur. Öyle ki,

(3.196)

dir. Böyle bir sistemi niteleyen dalga fonksiyonları ise, (3.189) bağıntısında
tek boyutlu kuanturiı salınıcının öz fonksiyonları kullanılarak bulunur. Yani,

'lfn{x,y,z)= 'llnx(X)\lfny(y)'l/nz(Z). (3.197)

dir. Şimdi, (3.196) ile verilen n kuantum sayısının ilk üç değeri için sistemin
toplam enerjisini ve enerji özfonksiyonlarını bulalım. Kuşkusuz, (3.196)
bağıntısına göre, n kuantum sayısının alacağı değerler, nx,ny,nz kuantum
sayılarına bağlı olacaktır. n=0,1,2 değerleri için elde edilen sonuçlar
Çizelge3.5 de toplanmıştır. Çizelgedeki \Jfo(x),'l/o(Y),'1/o(z),Wı(x) .... gibi
özfonksiyonlan, çizelge 3.4 de verilen tek boyutlu kuantum salınıcısının
özfonksiyonlan gözönüne alınarak bulunur.

Çizelge3.5 den görüldüğü gibi, üç boyutlu kuantum salınıcının taban enerji


düzeyine karşı gelen enerji, tek boyutlu kuantum salınıcıda .olduğu gibi,
sıfırdan farklıdır. Sistemin en düşük enerji değerine karşı gelen bu durum
çakışık değildir. Oysa, n= l e karşı gelen ve 51iw0 12 enerji değerinde olan
birinci uyarıl,mış enerji durumu üç katlı çakışıktı:r. Yine, n=2 ye karşı gelen
ve 7hw0 12 enerji değerinde olan 2.uyarılmış enerji durumu ise altı katlı
çakı şıktır .


170 Kııaııtııııı Fiziği

Çizelge 3.5. Üç Boyutlu Kuantmıı Sahnıcıda n Kuantum Sayısının İlk


Üç Değerine Karşı Gelen Enerji Özdeğerleri ve
Özfonksiyonları -

Dx- n,. llz n En wn<x,y,z)


3
o o o o Eo=-n{ıJO
2 \Jfooo(x,y ,z)= \Jfo(X)\Jfo(Y)\Jfo(z)
1 o o 1 \Jf ıoo(x,y ,z)= \Jf ı (x)\Jfo(Y)\Jfo(z)
o 1 o 1 5 \Jfoıo(x,y ,z)= \Jfo(X)\Jf ı(Y)\Jfo(z)
Eı=-tUıJ0
o o 1 1 2 \Jfooı (x,y,z)= \Jfo(X)\Jfo(Y )\Jf ı (z)
1 1 o 2 \Ilı ıo(x,y,z)= \Jf ı(X)\Jf ı(Y)\Jfo(z)
1 o 1 2 \Jf ıoı (x,y ,z)= \Jf ı (X)\Jfo(Y)\Jf ı(z)
o 1 1 2 7
E-,=-nm0
\Jfoı ı(x,y ,z)= \Jfo(X)\Jf ı(Y)\Jf ı (z)
- 2
2 o o 2 \Jfıoo(x,y,z)= \Jf2(X)\Jfo(Y)\Jfo(z)
o 2 o 2 \Jfo2o(x,y,z)= \Jfo(X)\Jf2(Y)\Jfo(z)
o o 2 2 \Jfoo2(x,y,z)= \Jfo(X)\Jfo(Y)\Jf2(z)

Örnek 3.6 Üç boyutlu kuantum salınıcıda E 0 ve E 1 enerji özdeğerlerine


ilişkin
öifonksiyonları Çizelge 3.4 ü kullanarak ifade ediniz.

Eo enerji özdeğerine karşı gelen özfonksiyon, Çizelge 3.5 de


n=O a karşı gelen

\Jfo(x,y,z)= \Jfo(X)\Jfo(Y)\Jfo(z) (a)

biçimindedir. Burada, \Jfo(x) tek boyutlu bir kuantum


salınıcının özfonksiyonudur ve Çizelge 3.4 de n=O için
verilmiştir.
Sclırödiııger Deııkleıııiııiıı Çii:.iimleri 171

Wo(x)=
(a J,ı
l/4

e-
m= / 2
(b)

(a)daki Wo(y) ve 'lfo(z) (b) ye benzer biçimde yazılır. Yani.

(c)

l/4

'Vo (z)= (- J e
a -az 2 / 2
(d)

dir. (b), (c), (d) fonksiyonları (a) da kullanılırsa,

(e)

bulunur.

E 1 enerji özdeğerine karşı


gelen özfonksiyonlar nx, ny, nz nin
alacağı farklı değerlere göre, Çizelge 3.5 de görüldüğü gibi üç
ayrı biçimde ifade edilmektedir. İfadedeki Wo(x), \j/0{y), \j/o(z)
sırasıyla, (b), (c), (d) eşitlikleriyle verilmiştir. İfadedeki
Wı(X)\Vı(Y)Wı(z) ise Çizelge 3.4 den

lf/1(x) =-(aJ ,ı
1 4
' ı r::..
--2vaxe-ax
✓2
2
12
.
(f)

l/ 4 1
lflı (y) =(: J ✓2 2,Jaye-ayı 12 (g)

114
lfl (z) =( a ) 1
-2✓aze_azı ıı (i)
1 ,ı ✓2


172 Kuaııtuııı Fiziği

yazılır. O halde, E 1 enerji özdeğerine karşı gelen özfonksiyon

olmak üzere üç katlı çakışıktır.

3.6. Bölümle İlgili Sorular

1) Şekli 3.18 deki potansiyel kuyularında hareket eden m kütleli, E


toplam enerjili kuantum parçacığını niteleyen dalga fonksiyonunu
nitel olarak inceleyiniz.
00 00 00 00 00
00

m
m
-•-•ıı--E
• ., E

o U2 L X o L X

Şekil 3.18. Soru 1 için

2) Genişliği L olan tek boyutlu kuyuda hareket eden bir kuantum


parçacığını niteleyen dalga fonksiyonu

\j/(x)=(21L)1 12 Sin mzx X


L
dir. Bu parçacığı, x ve x+~ aralığında bulma olasılığının ve L nin
fonksiyonu olarak bulunuz. Bulduğunuz bağıntının n=oo için
değerini tartışınız.


Sc/ırödiııger Deııkleıniııiıı Çö;:.iiıııleri 173

3) Tek boyutlu kuyu içinde hareket eden bir kuantum parçacığı taban
enerji durumundadır.
a) Konum ve çizgisel momentumun beklenen değerini bulunuz.
b) Konum ve momentumdaki dağılganlıkları bulunuz.
c) Konum ve momentumdaki belirsizliği tartışınız.
4) Tek boyutlu. kuyu içinde · hareket ·eden ·m kütleli bir kuantum
parçacığının taban enerji durumuna karşı gelen enerji değeri sıfır
olabilir mi? Tartışınız.
5) Kütleleri birbirinden farklı iki kuantum parçacığı, tek boyutlu bir
kuyuda hareket ediyor. Bu iki parçacığın oluşturduğu kuantum
sisteminin hareketini inceleyiniz.
6) Tek boyutlu kuyuda hareket eden kuantum parçacığının
konumundaki dağılganlığı n kuantum sayısı, L kuyunun genişliği
cinsinden ifade ediniz.
7) Şekil 3.19 da verilen kuyu içindeki parçacığın hareketini inceleyiniz.

00 oo.
i
'
U(x) .ı~

....
-U2 o U2 rx

Şekil 3.19. Soru 7 için

8) Tek boyutlu x uzayının (0-2) aralığında hareket eden bir kuantum


parçacığının dalga fonksiyonu,

ile veriliyor. Burada, a gerçek bir sayıdır. Bu parçacığın konumunun


(0.5-1.5) aralığında gösterdiği dağılganlık kaçtır?
9) Genişliği L olan tek boyutlu kuyuda n=4 e karşı gelen enerji
durumundaki bir parçacığı x=O ve x=U4 aralığında bulma olasılığı
kaçtır?


174 Kııaııtum Fi~iği

10) Genişliği L=l.0xl0- 10 m olan tek boyutlu kuyudaki bir elektronu:


a) Taban enerji durumundan birinci uyarılmış eneıji durumuna
çıkarmak için gerekli enerji kaç J diir? -
b) Taban enerji durumunda. x=0.090xl0- 10 mile x=0.ll0xl0· 10
m aralığında bulma olasılığı kaçtır?
c) Birinci uyarı.lrnış enerji durumunda, x=0 m ile x=Ô.250x 10- 10
m aralığında bulma olasılığı kaçtır?
11) Genişliği L olan tek boyutlu kuyuda birinci uyarılmış enerji
durumundaki bir parçacığı 0<x<L/4 aralığında bulma olasılığı
kaçtır?
12) Oksijen molekülleri, genişliği L=l0 cm olan tek boyutlu kuyuda
hareket ediyorlar.
a) Taban enerji durumuna karşı gelen enerji kaç J dür?
b) T=300K sıcaklığındaki ısıl enerjiye ·karşı gelen n
kuantum sayısı kaçtır?
c) n ven+ 1 durumları arasındaki enerji farkı kaç J dür?
13) Tek boyutlu kuyudaki bir kuantum parçacığının, taban ve birinci
uyarılmış enerji durumlarını niteleyen dalga fonksiyonlarından eşit
oranda karıştırılarak '\jf(x,t) gibi bir dalga fonksiyonu elde ediliyor.
w(x,t) bu parçacığın kararlı bir durumunu belirler mi?
14) x uzayında x=0 noktasında yüksekliği U0=oo olan bir potansiyel
basamağına +x yönünde hareket ederek yaklaşan ·parçacık x>0
bölgesine geçebilir mi?
15) Kesim 3.2.2 de incelenen basamak potansiyelinde, gelen, yansıyan
ve geçen dalgaların dalgaboylarını ve genliklerini karşılaştırınız.
16) E>Uo koşulu ile basamak potansiyeline doğru gelen bir dalganın,
basamaktan kısmen yansıması, kısmen geçmesi olayı, bir
elektromanyetik dalganın kırma indisleri farklı iki ortamın ayırma
yüzeyinden hem yansıması hem de kırılması olayına benzediğini
tartışınız.

17) Şekil3.20 deki basamak potansiyeline doğru gelen parçacığın x<0


bölgesindeki olasılık akısının:
a) E<Uo için JT=0
b) E>Uo · için h=IAl 2 [ 4tık12 k3 I m(k1 + k3 )2 ] olduğunu
gösteriniz.
c) Bu sonuçların fiziksel anlamı nedir? _


Sclırödiııger Deııklemiııiıı Çöziiıııleri 175

-------------E
m
---t.....,._ _ __.._ _ _ _ _ _ E

o X

Şekil 3.20. Soru 17 için

18) Kare biçimli iki boyutlu kuyuda hareket eden kuantum


parçacığının kütlesi m ve konumundaki dağılganlık L2/12 dir.
Heisenberg belirsizlik ilkesini kullanarak kinetik enerjinin
beklenen değerinin

olduğunu gösteriniz.

19) Şekil3.21 deki parçacığı niteleyen dalga fonksiyonunu nitel olarak


inceleyiniz. ·

-----+------------------E
m Uo ,...._ _ _..,

I il 111

o L X

Şekil 3.21. Soru 19 için

20) Şekil 3.22 deki parçacığın hareketini inceleyiniz.


176 Kuaııtuın Fiziği

_ _ _ _ _ _ _ _....,..U,o

.....
o L X·

Şekil 3.22. Soru 20 için

21) Toplam enerjisi,

pı I
E=-x-+-moix 2
2m 2 °
olan kuantum salınıcının taban enerji değerini, Heisenberg
belirsizlik ilkesini kullanarak bulunuz.
22) Bir kuantum salınıcının birlenmiş dalga fonksiyonlarından biri
~

'lf(X)=Ax e-ax-

ve enerji özdeğeri de E dir. Schrödinger denklemini kullanarak a


·ve E nin değerlerini n ve c.oo cinsinden bulunuz.
23) Taban enerji durumunda bulunan bir kuantum salınıcıya ilişkin

a) <x>, <x2>, <(6.x.)2>


I\ 1\2 I\

b) <P x>, <Px>,<(fl.P x/>


niceliklerini bulunuz.

24) Kuantum sayısı n olan tek boyutlu bir kuantum salımcının


a) Konumundaki,
b) Momentumundaki
dağılganlığı bulunuz.
25) Tek boyutlu bir kuantum salınıcının iki dalga fonksiyonu

w(x)=C [m -1/ 4] e-ax:z


2

w(x)' =C [a3' x (3d 2 3 - 12 14 )x] e-ax:z


Sclırödiııger Deııkleıniııiıı Çiiziiınl~ri 177

dir. Bu dalga fonksiyonlarıyla ilgili kuantum sayılarını, bu


fonksiyonları kuantum salınıcıyı niteleyen
n. 2 d2 1
- - - , vı(x)+-mwgx 2 vı(x) = Evı(x)
2m dx- 2

Schrödinger denkleminde kullanarak bulunuz. Burada C birlenme


katsayısı, a=mroof2n. dir.
26) a) Üç boyutlu kuantum salınıcının birinci uyarılmış enerji durumu
çakışık mıdır?
b) Kuantum salınıcı taban enerji durumundayken salınım periyodu
10-2 sise enerjisi kaç eV dur?
27) Taban enerji durumunda bulunan tek boyutlu kuantum sahnıcınin
potansiyel ve kinetik enerjilerinin beklenen değerlerini bulunuz.
28) Bir kuantum salınıcıyı niteleyen dalga fonksiyonlarından biri

dir. Bu kuantum salınıcının x=('lla.) 112 noktasındaki olasılık


yoğunluğunun, x=(4/a) 112 noktasındaki olasılık yoğunluğuna oranı
kaçtır?
29) · Tek boyutlu uzayda hareket eden bir kuantum salınıcıya etkiyen
kuvvet,
F(x)=2F0-Cx

bağıntısıile veriliyor. Burada, F0 ve C konumdan bağımsızdır.


Parçacığı niteleyen Schrödinger denklemin~ oluşturunuz ve
çözümünü bulunuz.

3.7. Bu Bölümde Yararlamlan Kaynaklar

1) · Quantum Physics of Atoms, Molecules, Solids, Nuclei and Particles


R.Eisberg and R.Resnick
J.Wiley and Sons 1974 (6.Bölümü) ·
2) Modem Physics
H.C.Ohanian
Prentice-Hall 1987 (6.Bölümü)

3) Introduction to the Structure of Matter


J.J.Brehm and W.J.Mullin
J.Wiley and Sons 1989 (5.Bölümü)


178 Kuamııııı Fiziği

4) Modem Physics
J.W.Rohlf
J.Wiley and Sons 1994 (7.Bölüınü)
5) Introduction to the Quantum Theory
D.Park
Mc.Graw-Hill 1992 (4.Bölümü)
6) Modern Physics
K.Krane
J.Wiley and Sons 1983 (5.Bölümü)
7) Introductory Quantum Mechanics
R.L.L. Liboff
Addison-Wesley 1980 (7.ve8.Bölümleri)
8) Introduction to Quantum Mechanics
B.H.Bransden and C.J.Joachain
Longman Scientific and Tech. 1989 (4. ve 7 .Bölümleri)
9) The Quantum Universe
Tony Hey and P.Walkers
Cambridge Univ. Press 1987 (3.ve5. Bölümleri)


IV

KUANTUM KURAMINDA AÇISAL MOMENTUM


VESPİN

3.Bölümde, ötelenme hareketi yapan bağlı bir kuantum sisteminin


fiziksel özelliklerini Schrödinger kuramına göre incelemiştik. Bu inceleme
bizi, kararlı durum, enerjinin kuantumlanması, beklenen değer gibi kuantum ·
kuramının öngördüğü kavramlara götürmüştü.
Bu bölümde ise, merkezse! bir kuvvetin etkisi altında kalan bir
sistemin dönme hareketi Schrödinger kuramına göre incelenecektir. Bilindiği
gibi, klasik kuram merkezse} bir kuvvetin etkisinde dönme hareketi yapan
makroskopik bir sistem için açısal momentum adı verileri korunumlu, ancak
sürekli değer alan bir fiziksel kavram öngörür. Acaba klasik fiziğin
öngördüğü bu kavramın kuantum kuramındaki yeri nedir? İşte bu bölümde
bu sorunun yanıtı aranacaktır.
Merkezse! kuvvetin etkisinde dönme hareketi yapan bir sisteme
verilebilecek en basit .örnek, iki atomlu bir moleküldür. Bilindiği gibi iki
atomlu bir molekülde molekülü oluşturan atomlar arasındaki etkileşme
kuvvetinin doğrultusu atomları birleştiren doğru boyuncadır.
Yine bir atomu oluşturan elektron ile çekirdek arasındaki Coulomb
etkileşmesi de elektron ile çekirdeği birleştiren doğru boyunca uzanmış bir
kuvvettir. Böylece molekül durumunda atomlar molekülün kütle merkezi,
atom durumunda da elektron ve çekirdek atomun kütle merkezi çevresinde
dönebilir.
İki atomlu bir molekül, iki parçacıklı bir kuantum ·sistemi gibi
algılanabilir. Aynı biçimde, bir elektron ve çekirdekten oluşan bir atom da


180 Kııaııtwn Fiziği

iki parçacıklı bir kuantum sistemi gibi algılanır. Buna göre, bir molekülün ya
da bir atomun kütle merkezi çevresinde dönmesi, iki parçacıklı bir kuantum
sisteminin kütle merkezi çevresinde dönmesi demektir. Oysa böyle bir
dönme hareketi, olaya kütle merkezinin durgun kaldığı bir gözlem
sisteminden bakıldığında; kütle merkezinden r kadar uzakta toplam kütlesi µ .
olan bir parçacıklı kuantum sisteminin kütle merkezi çevresinde yaptığı
dönme hareketine özdeştir. Böylece iki parçacıklı bir kuantum sisteminin
dönme hareketi, bir kuantum parçacığının dönme hareketine indirgenmiş
olur. Bu bölümdeki incelem~ bu özellik göz önünde tutularak yapılacaktır.

4.1 Klasik Dönme Hareketi

İki parçacıklı bir kuantum sisteminin dönme hareketini Schrödinger


kuramına göre incelemeden önce, merkezse! bir kuvvetin etkisinde kalan iki
klasik cismin oluşturduğu bir sistemin kütle merkezi çevresinde dönme
hareketine bir göz atalım.
Kütleleri m1, mı ve aralarındaki uzaklık d olan iki cisim, kütle
merkezi (k.m.) çevresinde dönme hareketi yapsın. Bu biçimdeki klasik
dönme olayına, yukarıda değinildiği gibi, k.m. nin durgun kaldığı gözlem
sisteminden bakılabilir. Bu durumda, dönme hareketi, k.m. den r kadar
uzakta ve toplam kütlesi µ olan bir cismin, kütle merkezi çevresinde co açısal
hızıyla dönmesine benzer. Burada,µ sistemin indirgenmiş kütlesidir ve

m.mı
µ=----=-- (4.1)
mı +mı

bağıntısıyla verilir. Klasik kurama göre bu dönme hareketine karşı gelen


kinetik enerji, P çizgisel momentum olmak üzere,

(4.2)
dür.
Öte yandan, µ kütleli cisme etkiyen kuvvet, parçacığın konumunu

belirleyen r yer vektörünün yalnızca büyüklüğilne bağlı U(r) gibi bir


potansiyel enerjiden kaynaklandığı için, ,ı birim vektör olmak üzere,

(4.3)


Kııaııtımı Kııramıııda Açısal Momeııtıım ve Spiıı 181

biçiminde yazılır. Bu bağıntıdan, µ kütleli cisme etkiyen kuvvetin,


dU(r)/dr<0 ise, kütle merkezinden dışarıya, aksine dU(r)/dr>0 ise içeriye
doğru yöneldiği kolayca görülmektedir.
Bu nedenle, µ kütleli cismin. açısal momentumu değişmez ·kalır.
Açısal momentumun korunumu .ılkesi olarak bilinen bu sonuç, klasik
kuramın fiziksel olayların bir çoğunu açıklamada kullandığı en önemli
ilkelerden biridir.

Eğer, cismin çizgisel momentum vektörünü r doğrultusunda Pr , r


ye dik doğrultuda da Pd gibi iki bileşene ayırırsak, µ- kütleli cismin (4.2) ile
verilen kinetik enerjisi,

p2 p2 p2
-=-r-+_d_ (4.4)
2µ 2µ 2µ
pı Lı
=-r-+--
2µ 2µr 2

biçiminde yeniden yazılır. Burada,

(4.5)

dir. O halde,µ kütleli cismin toplam enerjisi,

pı Lı
E=-r-+--+U(r) (4.6)
2µ 2µr 2

olacaktır.Bu bağıntıdaki ilk terim, µ kütleli cismin üzerinde hareket ettiği iz


boyuncaki kinetik enerjisidir. O halde, geriye kalan iki terime etkin
potansiyel enerji gözüyle bakılabilir. Bu durumda,


Uet(r)= 2 +U(r) (4.7)
2µr

olmak üzere, (4.6) bağıntısı

1
182 Kua11tımı Fiziği

p2
E= -'- +Ue,(r) (4.8)

biçiminde yazılır. Bu ise Schrödinger denklemini oluştururken, _bir kuantum


parçacığı için yazılan toplam enerji bağıntısı ile aynı biçimdedir..

4.2 Dönme Hareketinde Schrödinger Denklemi

Şimdi,(4.8) toplam enerji bağıntısını kullanarak k.m. çevresinde


dönen bir kuantum sistemi için Schrödinger denklemini oluşturabiliriz.
3.bölüm de incelendiği gibi Schrödinger denkleminin genel yapısı

(4.9)

dir. Burada,

(4.10)

(x,y,z) dik koordinat sisteminde tanımlanmış bir işlemcidir. De, ise (4.7) ile

tanımlanan potansiyel enerjidir ve yalnızca r vektörünün büyüklüğüne


bağlıdır. Bu durum, (4.9) Schrödinger denkleminin her terimini, Şekil4.l
deki küresel koordinatlarda yazmaya zorlar.

z
µ

Şekil 4.1. Dönme hareketinin incelendiği (r,8,cp) koordinat sistemi.


Kuaııtuın Kuramında Açısal Moıneııtuın ve Spiıı 183

Buna göre,

(4.11)
ve
x;=rSin8Coscp
y=rSin0Sincp
z=rCos0

dir. Genel de yapılmak istenen şey, (4.9) da (x,y,z) nin fonksiyonu olarak
tanımlanmış her niceliğin, (r,0,cp) nin fonksiyonu olarak belirlenmesidir.
Örneğin, dalga fonksiyonu 'il nin 'lf(r,t) gibi bir bağımlılık
gösterdiğini varsayalım. O halde, 'lf(r,t) nin x e göre birinci türevi,

al/İ(r,t) al/f(r,t) ar
:- ax
- ar · ax

dir. Burada, (4.11) den dr/dx=r/x olduğu için,

al/f(r,t) x al/f(r,t)
-
ax r ar

olur. 'lf(r,t) nin x e göre ikinci türevi ise,

+
, . aıl?(r,t) = ı al/f(r,t) ~ xı dl/f(r,t) xı aıl/f(r;t)
- axı r ar - r 3 ar . rı arı

dir. Benzer işlemler y ve z bileşenleri için de yapılırsa,

aıl/f(r,t) 1 al/f(r,t) yı al/f(r,t) yı if'!f(r,t)


- - - = - - - - .---+
ayı r ar r 3 ar rı arı

aıl/f(r,t) 1 al/f(r,t) zı al/f(r,t) zı aıl/f(r,t)


- - - = - - - - -3- - - +
azı r ar r ar rı arı

bağıntıları elde edilir. Böylece, (4.9)daki vı işlemcisi, (r,0,cp) koordinat


sisteminde,

1
----------

184 Kuaııtuın Fiziği

V 2lfl (r,t) 2 a a ] lfl(r,t)


= [ --+-a
2

r a,
2
r

·
=[-
, 2 a,
a 2a] lfl(r· 't)·
ı -r -
·a;. (4.13)

=[-
ı -
a r] lfl(r,t)·
2

r a, 2

bağıntılarındanherhangi biri ile tanımlanır. O halde, (4.9) Schrödinger


denkleminin ilk teriminin, (r,0,cp) koordinat sistemindeki biçimi, (4.13)ün
ikincisinden,

1ı.2
- -V

2 lfl(r,t) =-
1,, 2
2µr
2 aar r -:;--lfl(r,t)
2
a
ur
(4.14)

dir. O halde, µ kütleli kuantum parçacığının momentumunun r


doğrultusundaki bileşeninin karesine ilişkin işlemci, (4.8), (4.9) ve (4.13)
bağıntıları uyarınca,

(4.15)

dir. Şimdi de, (4.9) Schrödinger denkleminin ikinci teri)J].İni ele alalım. Bu
terim, (4. 7) bağıntısından görüldüğü gibi L2 yi yani açısal momentumun
büyüklüğünü içermektedir. Klasik kurama göre, açısal momentumun (x,y,z)
koordinat sistemindeki bileşenlerinin büyüklükleri,

biçiminde tanımlanır. Burada çizgisel momentumun Px, Py, Pz bileşenlerine


· karşı gelen işlemciler, 3.Bölümde türetildiği gibi,

1
Kııaııtııın Kııramıııda Açısal Moıııeııtum ve Spiıı 185

A 0
Px=-i tı­
ox
A
Py=-ı tı-
• a.
. . oy
A
Pı.=-i tı­
a
iJz
bağıntılanyla tanımladıkları için, açısal momentumun Lx, Ly, Lz bileşenlerine
karşı gelen işlemciler, · ·

.Lx =-in[y~-zi_]
az dy .
Ly = -itı[zi.
ox oz -xi.] (4.16)

" = ·[ dya- OXa] .


Lz -ıh X y

biçiminde yazılabilir. Burada sorun, (4.16) eşitliklerini (x,y,z) koordinat


sisteminden (r,8,cp) koordinat sist~mine dönüştürmektir. Bunun için
yapılması gerekli ilk işlem, bağıntılardaki x,y,z yerine (4.12) deki değerlerini
yazmaktır. Böylece,

" [.
Lx = -in rSin 0 Sin rp- - rCos 0-. a
. · az
a]
ay
"
Ly = -in [rCos 0a- - rSin
. 0 Cos. rp-
a] (4.17)
ax . az
" -.= -ili [rSin 0Cos rp-
Lz a- a~
rSin 0Sin rp-
ay ax
bağıntıları elde edilir. Burada yapılması gereken ikinci işlem, aıax, atay,
aıaz difaransiyellerini oluşturmaktır. Bunun için de,


186 Kua,ıtuın Fiziği

a
-=--+--+--
dx a dy a dz a
dr dr dx dr dy dr dz

a . .dx a
-·=--+-· - + - -
dy a . dz a
d0 ae dx d0 dy ae dz

a
-=--+--+--
dx a dy a dz a
d<p d<p dx d<p dy d<p dz

özdeşliklerinden yararlanabiliriz. Bu özdeşliklere (4.12) bağıntıları


uygulanırsa,

a a .a
-;- = SinBCos(f)-+ SinBSin(fc-+ CosB-
a
or ax ay az
-
a =rCosBCos(f)-+rCosBSin(fc--rSinB-·
a a .· a
ae ax oy az
a · a
- =-r SinBSin(f)-+ rSin8Cos(fc-
a
d<p ôx ay
,/\

elde edilir. Bu özdeşlikler (4.17) bağıntılanyla birlikte ele alındığı zaman Lx ,


/\ /\

Ly, Lzişlemcileri r,8,cp cinsinden ifade edilebilir. Örneğin, bu özdeşlikle.rin


/\

sonuncusu, (4.17) bağıntılannın · sonuncusu ile karşılaştttıldığı zaman, Lz


işlemcisinin, r,8,cp cinsinden değerinin - i nd I d<p olduğu kolayca görülür.
Böylece,

.Lx/\ -in[-Sin(f)-a- CotBCos(f)-a]


=
ôB Ô(f)

Ly= -in[Cos(f)!_-CotBSin(f)!_] (4.18)


ôB ôrp

Lz=-in-
. a
d<p
işlemcileri elde edilir.

1
Kuaııtuın Kuraııııııda Açısal Moıııeııtum ve Spiıı 187

A2
Öte yandan, L = L~. 2 + L~. + L~ olduğu ıçın L işlemcisi, (4.18)
bağıntılarının kullanılmasıyla,

2 ı a -. a . ı a2 ]
.A
L =-n .. [
2 ----Sin0-+
Sin0 ae
...
·ae Sin 20 arp 2 .
(4.19)

biçiminde yazılır. Burada,

A
Q
2
ı ı
= [ ----Sin0-+-- a a a 2
]
(4.20)
Sin0 d0 ae Sin 0 2 arp 2

kısaltması yapılırsa açısal momentumun büyüklüğünün karesini veren


işlemci daha basit biçimde yazılabilir:

A 2 A 2
L =-tı 2 Q (4.21)

Böylece, (4.9) ile verilen denklemin l.terimi için (4.14), 2.terimin ·


içindeki L 2 yerine de (4.21) eşitlikleri kullanılırsa, merkezse! bir potansiyel
içindeki kuantum sisteminin dönme hareketini niteleyen zamana bağlı
Schrödinger denklemi olarak,

- 2
a
tz 2 [ -ar 2 -+QA
2
] a·
lfl.r,0,rpt)+U(r)lfl.r,0,rpt)=ih-lf,(.r,0,rpt) (4.22)
2µr ar ar aı

bağıntısıelde edilir. Burada, hem uzaysal koordinatların hem de zamanın


fonksiyonu olandalga fonksiyonu lf/(r,0,rp,t) yi

lf/ ( r, 0 ,rp,t) =lf/( r, 0 ,<p) e


-iEt I tı
(4.23)

biçiminde yazabileceğimizi 3.Bölümde görmüştük. Bu bağıntıdaki E niceliği


sistemin toplam enerjisidir.
Öte yandan bu dalga fonksiyonu,


188 Kuaıııuııı Fiziği

i fıi_l//(r,0,rp,t) =E 1//(r,0,rp,t) (4.24)


denklemini sağladığında enerji özfonksiyonu özelliğini taşır. Bu nedenle,


l/f(r,0,"rp,f) ·enerjisinde belirsizlik olmayan ve l~(r,0,rp;t)I 2 =
ll//(r,0,rp)I 2 gibi zamandan bağımsız olasılık yoğunluğu veren bir kararlı
durumu belirler. O halde, zamandan bağımsız 1//(r,0,rp) dalga fonksiyonları
ve E enerji değeri, zamandan bağımsız Schrödinger denkleminin çözümüyle
elde edilir. Sözü edilen zamandan bağımsız Schrödinger denklemini (4.22)
ve (4.24) bağıntıları yardımıyla,

-
tz2 [
2 -
a a "2
r 2 - + Q ]ııı(r,0,rp) + U(r)l//(r,0,rp) =El//(r,0,rp) (4.25)
2µr ar ar -

biçiminde yazabiliriz. Bu denklemin çözümü ıse, büyük ölçüde, U(r)


potansiyel enerjisinin seçimine bağlıdır.

4.3 Bir Düzlem İçinde Oluşan Dönme Hareketi

(4.25) denkleminin genel çözümünü bulmadan · önce, açısal ·


momentum kavramının kuantum kuramındaki yerini görebilmek amacıyla
çok basit bir örnek ele alalım. Diyelim ki, Şekil 4.2 de görüldüğü gibi,
kütlesi µ olan bir cisim O noktasından geçen z doğrultusuna dik xy-düzlemi
içinde r yarıçaplı bir çember üzerinde kalacak biçimde dönüyor.

X
o
Şekil 4.2 Bir düzlem içinde dönme hareketi yapan bir cismin
uzaysal koordinatları


Kııaııtııın Kuraınıııda Açısal Moıııentuın ve Spiıı 189

Cismin dönmesi xy-düzleminde olduğu için açısal momentum


yalnızca z doğrultusundadır. Başka bir deyişle, açısal momentumun Lx ve Ly
/\

bileşenleri sıfırdır. Lz bileşenini veren L-:. işlemcisi ise (4.18) deki gibi

dir. Burada, <p x ekseni ile r arasındaki açıdır. Görülüyor ki, bu harekette
değişen yalnızca <p açısıdır. Ayrıca, 8=90° ve r değişmediği için, parçacığın
potansiyel enerjisi ya sıfır ya da değişmez bir sayıdır. Bu özellikler, (4.22)
eşitliğinde kullanılırsa dönme hareketini niteleyen zamana bağh Schrödinger
denklemi

n2
~
a2 • a ·
2µr 2 2 vı(rp,t)=ın:}lf/(rp,1) (4.26)
urp ut

biçimini alır. Burada, yalnızca <p ve t ye bağlı olan dalga fonksiyonu

l/f(rp,t)=l/f(rp) e-;Eıııı (4.27)

biçiminde yazabiliriz. O halde, zamandan bağımsız Schrödinger ya da


özdeğer denklemi, E enerji özdeğeri olmak üzere,

nı dı
2 ı d ı l/f(rp) = Elf/(rp) (4.28)
µr f/J

olacaktır. Bu denklemi,

.!:.._l/f(f/J) =. 2µEr 2 ( )
drpı nı lf/ f/J

biçiminde yazalım. Eğer,

(4.29)

tanımı yapılırsa, yukarıdaki denklem,


190 Kuaııtıım Fiziği

(4.30)

biçimini alır.
İkinci dereceden bir diferansiyel denklem olan bu bağıntıyla, daha
önce tek boyutlu kuyuda hareket eden kuantum parçacığı durumunda da
karşılaşmıştık. O halde, o incelemede bulunan çözüm bu denk.lem için de
önerilebilir. Ancak, biz burada çözüm için,

(4.31)

biçiminde karmaşıküstel bir fonksiyon önerelim. Burada, A birlenme


. katsayıdır ve bulunması
gerekir. Göz önünde tutulan dönme hareketinin
özelliğinden ötürü cp açısı, periyodik olarak kendini yineler. Bu durum,
kararlı durum fonksiyonlarını belirlemede başlangıç koşulu olarak
kullanılabilir. Başka bir deyişle, parçacığın kararlı durumunu niteleyen 'lf(cp)
dalga fonksiyonunun tek değerli olması için

\il(cp+ 21t)=\lf(cp)

koşulunun sağlanması gerekir. Yani,

Ae ±im,·(~+2ır) = A e ±im,~

olması için,

e ±iınmı =l (4.32)

olmalıdır. Bu sonuç, me niceliğinin alacağı değerler üzerine bir kısıtlama

getirmiştir. (4.32) nin sağlanması için mt niceliğinin alacağı değerler tam


sayılar olmalıdır.
mt niceliğinin yalnızca tam sayılar biçiminde değerler alması,
kuantum kuramının iki önemli sonucunu ortaya koyar. Bunlardan birisi, µ
kütleli cismin dönmesine karşı gelen toplam enerjinin, klasik kuramın
tersine, kuantumlanmasıdır. Gerçekten de (4.29) bağıntısından parçacığın
toplam enerjisi yazılırsa, bu enerjinin ınl ye bağlı olarak kuantumlandığı
görülür:


Kuaııtuın Kuramında Açısal Moıneııtuın ve Spiıı 191

(4.33)

dir. O halde, kuantumlanmış Em, e~erji ö~değerleri parçacık için kesikli


enerji düzeyleri tanı~ar. . · · · ·
İkinci önemli sonuç ise, açısal motnentum kavramında görülmektedir. (4.18)
ile verilen açısal momentum işlemcisi, (4.31) dalga fonksiyonuna
uygulanırsa,

" d
Lı 'lf(cp)= -ili -1/f(rp)
d<P
=-ili _!:_ Ae ±imt"'
d(!J
= +linıtl//(<P)

gibi bir sonuç elde edilir. Bu demektir ki,µ kütleli cismin, z doğrultusunda
olan açısal momentumunun beklenen değeri,

(4.34)

dir. Yani, yine klasik kuramın


aksine, açısal momentum kuantumlanmıştır.
Bağıntıdaki ± işareti, parçacığın çember üzerinde iki farklı yönde hareket
edebileceğini göstermektedir. Demek ki, enerji özdeğerleri (4.33) ile verilen
enerji durumlarının her birine karşı gelen açısal momeiıtum, özdeğerleri li
nin tam katlarım alacak biçimde kuantumlanmıştır. Bu sonuç, klasik kuramın
yetersizliği üzerine Bohr tarafından ileri sürülen açısal momentumun
kuantumlanması koşulundan başka bir şey değildir.
(4.31) ile tanımlanan dalga fonksiyonundaki birlenme katsayısı,
parçacığı dcp aralığında bulma olasılığı olarak tanımlanan ll//(<P)l 2 d(/J
bağıntısından bulunabilir. İşlem yapıldığı zaman A için ıı ..Jıi değeri
bulunur. Böylece, r yarıçaplı bir çember üzerinde dönme hareketi yapan bir
kuantum parçacığını niteleyen dalga fonksiyonları~

(4.35)


192 Kııaııtııın Fiziği

dir. Burada, ın 1 =0, ±1, ±2, ±3, ...... gibi tam sayılar alan m1 ye çoğu kez
magnetik kuantum sayısı adı verilir. O halde, (4.35) ile verilep dalga
fonksiyonlarının her biri, enerji özdeğeri E ın, , açısal momentumu rı m1 olan

kuantum durumunu niteleyen bir fonksiyondur.

4.4 Üç Boyutlu Uzayda Dönme Hareketi

Şimdi,
yeniden üç boyutlu uzayda dönme hareketi yapan bir
kuantum parçacığını niteleyen ve (4.22) bağıntısı ile verilen Schrödinger
denkleminin çözümlerini bulmaya çalışalım.
Bu bağıntıda geçen potansiyel enerji yalnızca r nin fonksiyonudur.
Bu nedenle, kuantum sistemi için öngörülen dalga fonksiyonunun uzaysal
koordinatlara bağlı kesimi,

'J((r,0,cp)=R(r)Y(0,cp) (4.36)

biçiminde yazabiliriz. Buna göre (4.22 bağıntısı yeniden yazılırsa,

a a 2µ?
dr,:2 dr R(r)Y(8,cp)+7(E-U(r))R(r)Y(8,cp)=-Q R(r)Y(0,cp)
"2
(4.37)

eşitliği
elde· edilir. Burada, R(r) ye yalnızca r ye ilişkin işlemci etki eder.
Benzer biçimde, Y(0,cp) ye de yalnızca (0,cp) ye ilişkin işlemciler etki eder.
Bu nedenle, yukarıdaki bağıntı,

[a iJR(r)]
Y(0,cp) - r 2 - - +Y(0,<p) -
[2µ,- 2
] .
(E-U(r))R(r) =-R(r)[Q Y(0,cp)]
" ı
ar ar 1i
2

biçiminde yazılabilir. Bu bağıntının her iki yanı R(r) Y(0,cp) çarpımına


bölünürse,

_l_ [.E_rıoR(r)]+ _l_f Zµrı (E-U(r))R(r)]=- l Q Y(0,cp) 2


(4.38)
R(r) ar ar R(rl tı2 Y(B,rp)

bulunur. Görüldüğü gibi, bu bağıntının sol tarafı yalnızca r ye sağ tarafı da


yalnızca (0,cp) ye bağlıdır. Bu durumda, A değişmez bir sayı olmak üzere
eşitliğin birinci yanından,
Kııaııtııııı Kıırammda Açısal Moıııeııtıım ve Spiıı 193

d ., d 2µr 2
-r--R(r) + ., (E -U(r))R(r) = AR(r) (4.39)
dr dr tı-

ve ikinci yanından da,


.
/\ -.,
Q Y(8,cp)=-A Y(8,cp) (4.40)

bağıntılarıtüretilir. Böylece (4.37) denkleminin çözümü, yalnızca r ye bağlı


(4.39) ve (8,cp) ye bağlı (4.40) denklemlerinin çözümüne indirgenmiş oldu.
Şimdi, bu çözümleri tek tek inceleyelim.

4.4.1 8 ve cp Değişkenlerine Bağlı Çözüm

/\ 2
(4.40) bağıntısındaki Q işlemcisi yerıne (4.20) deki değeri
yazılırsa,

ı a ·. a ı a ]
[ ----Sın0-+----.,
2
Y(8,cp)=-A Y(8,cp)
Siıı0 o0 ·2 o0 Sin 0 oqr .

elde edilir.· Bu bağıntı, Sin28 ile çarpılır ve yeniden düzenlenirse,

[ Sin0_!!:_Sin0_!!:_ + JıSin 20] Y(8,cp)= - d


2
2 Y(8,cp) (4.41)
d0 d0 · d~-

.bağıntısına ulaşılır. Bu bağıİıt~nın sol tarafı yalnızca 8 ya sağ tarafı da


yalnızca cp ye göre işlem göreceği için,

Y(8,cp)=S(8)T (cp) (4.42)

biçiminde yazabiliriz. Buna göre, (4.41) bağıntısı yeniden düzenlenirse,

-1 -[sirıB!!_Sin0dS(0) +ASiıl0 S(0)] =- - 1- d 2., T (cp) (4.43)


S(0) d0 d0 T(~) d~-

elde edilir. Bu eşitliğin sağlanabilmesi için, mt değişmez bir sayı olmak


üzere,


194 Kuaııtum Fiziği


--
2 T((f)) = -m;T(rp) (4.44)
d(f)
ve

[ Sin0!!_Sin0!!_ + ASin 20]s(0) = m; S(0) (4.45)


d0 d0

eşitliklerinin ayrı ayrı sağlanmaları


gerekir.
(4.44) ile verilen ikinci dereceden diferansiyel denklem, daha önce
bir düzlem içinde dönme hareketi yapan bir parçacık için türetilen (4.30)
denkleminden başka bir şey değildir. O halde, (4.44) ün çözümü,

(4.46)

olacaktır.
Şimdi de, (4.45) ın çözümünü arayalım. Bu denklemi yeniden
düzenlersek,

bağıntısına ulaşılır.
Bu denklemi daha belirgin bir duruma getirmek için

rJ=Cos0 (4.48)

gibi bir değişken ile

P( rJ )=P(Cos0)=S(0) (4.49)

gibi yeni bir fonksiyon tanımlayalım. O halde, (4.47) denklemi, bu yeni-


değişken ve fonksiyon cinsinden

d
-(l-rı d
2 )-P(rı) +[A - nı2t ] P(rı) = O
2 (4.50)
drJ drJ I-rı

1
Kuaııtum Kurammda Açısal Moıneııtuııı vt Spiıı 195

biçimini alır. Bu bağıntı,

d 2 P(17)- 217-.
(1- 1,2)-----;;; d P(17) + [ A - m2
t 2
]
P(1J) = O
. . d1J .. d17 l-17 ..

biçiminde de yazılabilir. Bu denklemi mt =0 için çözmeye çalışalım. Bu


durumda,

(4.51)

elde edilir. Bu bağıntı, tek boyutlu kuantum salınıcıyı incelerken elde edilen
denkleme benzemektedir. O halde, bu denklemi sağlayan P(1]) üstten sınırlı
bir polinom olabilir. Yani,
.,

P(17) =ao+aı 1]+....+ at1Jt

yazılabilir. Buna göre,

yazılır. Bu bağıntılar (4.51) de yerine konur ve rı nin artan kuvvetlerine göre


sıralanırsa;


196 Kııaııtuın Fiziği

[2a 2 + .... ],,° + [a 1A-2a 1 + .... ],,ı + .. +[Aa, -2fac-f( e-1 )at],l =0

elde edilir. Bu denklem rı nın her değeri için sağlanmalıdır. Bunun için
geçerli olan koşul, rı nın katsayılarının ayrı ayrı sıfır olmasıdır. O halde,
denklemin son teriminden

yazılır. Burada, ae -:f:. O olduğu için

A-2f-f(f-I)=O

olmalıdır. Buradan da,

f =0,1,2, ..... . (4.52)

bulunur.
Böylece, (4.50) bağıntısında Jı. için yukarıda bulunan değer
kullanılırsa, matematikte iyi bilinen Legendre denklemi ne ulaşılır.

_!!:__ (l-172) dP(17) + [f(f + 1)- mi ı ]p(17) =O


d17 d17 I-17

Bu denklemin çözümleri, Legendre polinomlan adıyla anılır ve f nin her


değeri için mt, f ye eşit ya da ondan küçük olmak üzere,·

(4.53)

bağıntısıyla verilirler. Burada,

(4.54)

dır.


Kııaııtımı Kııramıııda Açısal Moıııeııtııııı ve Spiıı 197

Görülüyor ki, dönme hareketine karşı gelen dalga fonksiyonunun 0


değişkenine bağlı S(0) kesimi, nıt ve f gibi iki tam sayı yardımıyla
tanımlanabilmektedir.
Böylece, (4.46) ve (4.53) eşitliklerinin birleştirilmesi

(4.55)

fonksiyonlarını verir. Dönme hareketinin yalnızca açısal kesimini belirleyen


bu fonksiyo_nlara küresel harmonikler denir. Küresel harmoniklerde mt
sayısı, f nin

f =0, 1,2, ...... . (4.56)

gibi tam sayı değerlerinden her biri için,

mt = -f,-l + l, ...... ,f- 1,f · (4.57)

olmak üzere, (2f +1) tane değer alır.

Sonuç olarak, (4.46) bağıntısından Tmt (<ı>),. (4.54) ile (4.53)


bağıntılarından da S tml ( 0) _fonksiyonları türetilebilir. Bulunan değerler
(4.55) de birleştirilerek küresel harmonikler türetilmiş olur. f nin ilk üç
değeri için türetilen fonksiyonlar Çizelge4. 1 de toplanmıştır. Çizelgedeki
fonksiyonlar, birlenmiş fonksiyonlardır. Küresel harmonikler,

(4.58)

birlenme bağıntısı kullanılarak birlenebilirler.


198 Kuaııtuııı Fiziği

Çizelge 4.1. .f, nin İlk Üç Değeri İçin Birlenmiş Küresel Harmonikler

l Tııı, (rp) Sim (0) Yr,,,, (0,q,)


mı 1

o o L 1 1
5 ✓2 .J4i.
------ -------- ----------------- ----------------------- -----------------------------
l 1 iq,
--e
✓2n
-✓3 s·ın 0
2
H;; .Sin0 e"P

l o 1 ✓6.

5 -Cos0
2
{l;cose ,ı

-1

•,
1 e•ıq,
.,:.__
5
.
-✓3 s·ın 0
2
n; . Sin0 e-"P
.

------ -------- ---------·------- ----------------------- -----------------------------


.Jıs
2 l e2icp
-- - - s·ın 20 ~s-ın 20 e 2'~
5 4 ,ı

1 1 eicp
--
..Jıs : . ~SinO CosO..
-Sin0Cos0 e'"'
...
✓2n ~
2 7t
•·
o
~
2 1
. Jin; ,Jw (3Cos 20- l) Cos 20-1)
4 . ,ı

.Jıs .
~7t SinO Cos0
-1 l e-iq,
-- --Sin0 Cos0 e-,ıp
.
5 2.

.Jıs
-2 1 . -2icp
--e - - s·ın 20 ~s- ,0 e _,,~
ın
✓2n 4 ,ı

Dikkat edilirse, kuantum sisteminin potansiyel enerjisi U(r) Schrödinger


denkleminin açısal kesimini belirleyen ve (4.40) ile verilen denklemin
çözümünü etkilemiyor. Demek ki, dalga fonksiyonlarının açısal kesimi,
merkezse! kuvvetin yapısına bağlı değildir. Başka bir deyişle, merkezse!
kuvvet ne olursa olsun dalga fonksiyonlarının 0 ve cp ye bağlılığı, Çizelge
4.1 deki gibi küresel harmoniklerce kontrol edilir.
Kııaııtııııı Kııraı11111da Açısal Moıneııtııııı ve Spiıı 199

Örnek 4.1. Bir kuantum sistemini nitelemek üzere küresel


harmoniklerden türetilen dalga fonksiyonlarından biri

(a)

dir.
i) Y( ~ (/J) yi birleyiniz.
/\

ii) Açısal momentumun L, bileşeninin Y( ~ <p) ye etkisini


bulunuz.
/\

iii) < Lı > beklenen değeri bulunuz.

i) (a) daki Y(0,cp) dalga fonksiyonunun birlenme katsayısı


A olsun. Aynca

.
Y+C0,cp)= Sin0e+ırp
'

/3
Y.(0,cp)=
v~· Sin0e-i"'

tanımları yapılırsa,

Y(0,cp)=A[Y+C0,cp)+ Y.(0,cp)] (b)

olur. O halde,

J Y(0,cp) • Y(0,cp)d-r=l
tiiın T

koşulundan (b) deki birlenme katsayısı bulunur. Böylece,

J A* [Y+C0,cp)+ Y.(0,cp)]* A[Y+C0,cp)+ Y.(0,cp)]d-r=l


tiiın T

yazılır. O halde,


200 Kııaııtımı Fiziği

IAf[ J Y+C0,cp) * Y+C0,cp)dı;+ J Y+C0,cp) * Y.(0,cp)4ı;


r r

+ J Y.(0,cp) * Y+C0,cp)dı;+ J Y.(0,cp) * Y.(0,cp)di' ]=l


r r

olmalıdır. Y+(0,cp) ve Y.(0,cp) küresel harnıonikleri birlenmiş ve


birbirlerine dik oldukları için

IAl 2 [1+0+0+1]=1
olur. Buradan da

1
A= ✓2

bulunur. O halde, birlenmiş dalga fonksiyonu,

/3Sin0 Cosrp
= v:ı;, (c)

olur.

/\

ii) Açısal momentumun Lz bileşeni

" .,.
L •i:,
=-ı r,.-
a.
~ arp
olduğu için (c)den

Lz Y(0,cp)= Lz ~
/\
-Sin O Cosrp
/\

41l' .


Kuaııtııııı Kuraııımda Açısal Moıneııtııııı ve Spiıı 201

=-i h.i_ /3Sin0 Cos<p


ö<p V~
=in v~,
/3Sin0 Sin<p ·. (d) .

olur.

" nin beklenen değeri


iii) L,

r
<L,>= Jıüm " Y(0,cp)d-r
Y(0,<p) • Lı.
T

bağıntısından bulunur. Burada, (c) ve (d) bağıntıları kullanılırsa

< L, > = Jıüm


f
T
/3
v:ı;ı
Sin0 Cos<p( ili)
v:ı;•
/3
Sin0 Sin<p Sin0d0d<p

=ili..!._rır Sin 3 0d0f 2" Sin<pCos<pd<p


4,ıJo Jo

=0
bulunur.

4.4.2 r Değişkenine Bağlı Çözüm .

Şimdi,
(4.39) ile verilen denklemin çözümünü arayalım. Bu
denklemde A yerine (4.52) deki değer kullanılir ve denklem yeniden
düzenlenirse,

---

d 2 rR(r)+ [ U(r)+ h 2 .f(f +1) ] .rR(r) = ErR(r) (4.59)
2 2
2µ dr 2µr .

denklemi elde edilir. Bu biçimiyle (4.59) eşitliği, tek boyutlu kuyuda hareket
eden kuantum parçacığının hareketini niteleyen zamandan bağımsız
Schrödinger, başka bir deyişle öz değer, denkleminden başka bir şey
değildir; öyle ki,
202 Kııanıııııı Fiziği


Ue 1(r)=U(r)+ - - , C(f + 1) (4.60)
2µ,-

gibi bir etkin potansiyel enerji tanımlanmış olsun. Tek boyutlu kuyuda
değişken, O ile L arasında değerler alıyordu. Burada ise r değişkeni, O ile +oc;,
arasında değerler alır. O halde, E nin belli bir değeri sistemin enerji özdeğeri
ise, R(r) her yerde olduğu gibi r=0 ve r= 00 durumunda da sürekli ve sonlu
olmalıdır.
Öte yandan, çözümünü aradığımız (4.59) özdeğer denklemi R
sayısını içermektedir. Bu durum, (4.59) denklemine önemli bir özellik
kazandırır. R sayısının seçimi, (4.59) denkleminin biçiminin değişmesine
neden olur. Bu demektir ki, f sayısının her değeri için R(r) nin bir seri
değeri vardır.
Böylece, U(r) potansiyel enerjisi için belli bir r bağımlılığı
seçildikten sonra (4.59) denkleminden elde edilecek çözümler, iki ayrı sayı
içerecektir. Bu sayılardan biri O, 1,2, ... gibi pozitif tam sayılar olan R dir.
Öteki de, tek boyutlu kuyuda hareket eden parçacık durumunda olduğu gibi
n sayısıdır. Buna göre, r değişkenine bağlı çözüm, Rnt (r) biçiminde bir
gösterimle belirlenebilir.
Sonuç olarak, merkezse! bir kuvvet etkisinde dönme hareketi yapan
bir kuantum sisteminin kararlı durum dalga fonksiyonları,

(4.61)

biçiminde yazılır.
Demek ki, böyle bir sistemin. kararlı durum dalga
fonksiyonları n, f ve ml gibi üç kuantum sayısı ile belirlenir.

4.5 Açısal Momentumun Kuantumlanması

Kesim 4.4 de bulduğumuz (4.40) ile (4.52) denklemleri·


birleştirilirse,

(4.62)

özdeğer denklemi elde edilir. Ayrıca, (4.21) den ötürü,

N.
LYtm (0,cp)=h 2 f(f +1) Y;m (0,cp) (4.63)
' '
Kuaııtum Kuraınıııda Açısal Momeııtum ve Spin 203

ııl

eşitliği yazılır. Burada, L açisal momentumun karesinin büyüklüğünü veren


bir işlemci olduğu için, (4.63) özdeğer denkleminin özdeğeri, momentumun
büyüklüğüne ilişkin bir sayı verir. Yani,

(4.64)

dir.
Öte yandan, (4.18) ve· (4.55) bağıntılarından,

/\ /\

Lz ytmı (0,cp) =Lz S tm; (8)eimıq,

(4.65)

/\ .
bulunur. Buna göre, Lz · işlemcisinin küresel hamıoniklere göre özdeğeri
/\

fı mt gibi bir sayıdır. Oysa, L:. işlemcisi, açısal momentumun polar eksen
doğrultusundaki bileşenini veren bir işlemcidir. Yani, açısal momentumun
polar eksen olan z doğrultusundaki bileşeninin değeri,

/\

< Lz >= fı .mt . ; mt =O, ±1, ±2, .....± l (4.66)


dir.

(4.64) bağıntısından görüldüğü gibi, açısal momentumun büyüklüğü


l nin 0,1,2, ... gibi tam sayılar olmasından ötürü, kesikli değerler alır. Yani t
açısal momentumu·n ·büyuklüğü kuantumlanmıştır. Yine (4.66) bağıntısına ·
göre, açısal momentumun z doğnıltusunçlaki bileşenide kesikli değerler alır.
Demek ki, açısal momentumun Lz bileşeni de kuantumlanmıştır. Bu iki
sonuç birleştirildiğinde açısal momentumun kuantumlandığı sonu~una ·
ulaşılır. Buna göre, .e açısal kuantum sayıs}, mt magnetik kuantum sayısı
adını alır. Z eksenine de kuantumlanma ekseni denir.


204 Kuaııtuııı Fiziği

4.6 Açısal Momentum İşlemcileri ve Özellikleri


I\

4.6.1 L ve Lz İşlemcilerinin Özketleri


Önceki Kesim de kuantum sisteminin açısal momentumunun
büyüklüğü ile z doğrultusundaki bileşenini niteleyen işlemcilerin
ötdurumları f ve mt kuantum sayılarınca kontrol edildiğini görmüştük. Bu·
I\ .
~ o
nedenle, i ve Lz işlemcilerinin üzerinde işlem gördüğü özketler -t ve nıt

kuantum sayılarını içerirler. Yani, 1.e, nıt) biçiminde yazılan özketler, hem
, I\

L nin hem de Lz nin ortak özketleridir.


Buna göre (4.63) ve (4.65) özdeğer denklemleri,

(4.67)
I\

Lz lt,nıt) =fı mt lt,mt)


biçiminde yazılır. Burada, lt,mt) ketleri f ve mt nin alacağı değerlere
göre türetilir, tıpkı Yem, (0,cp) küresel harmoniklerinin türetildiği gibi, f nin
ilk üç değeri için türetilen özketler Çizelge 4.2 de toplanmıştJr.

Çizelge 4.2. f nin İlk Üç Değeri İçiİı f ve Lz nin Özketleri


f mt lt,mt) Duruni Sayısı

o o ıo,o) 1
--------- ----·------ ----------------- -------------------------
1 11,1)
1 o 11,0) 3

-1 ·11;-ı)
,·.

.. .
--------- ----------- ----------------- : .
2 12,2) ·.
-
1 12,ı)
2 o 12,0) 5
-1 12,-1)
-2 12,-2)
Kuantuın Kuraınıııda Açısal Moınentuın ve Spiıı 205

Çizelge 4.2. den görüldüğü gibi, l ::O için bir, l =1 için üç ve l =2


için de beş özdurum vardır. Demek ki, .f. kuantum sayısının her değerine bir
kuantum durumu karşı gelir. Bu kuantum durumlarının her biri (2.f.+1)
katlı çakışıktır. Buna göre, .f. =0 a karşı gelen kuantum durumu tek, .f. =1 e
karşı gel~iı üç ve .f. =2 ye ıw:şı gelen de beş katlı çakışıktır. · · · · · ·

Örnek 4.2. Bir kuantum sisteminin R. , mt kuantum sayılanna göre


oluşturulan kuantum durumlanndan biri

1 '
lvı) = ✓2 ~1,1) + 11,-1)] (a)

/\ /\2
dir. Bu kuantum sistemine ilişkin < Lz >, < L > beklenen
değerlerini bulunuz.
/\

(a) kuantum durumuna Lz işlemcisinin etkisi

= }ı-[ıılı.ı)-lill,-1)]

= }ı iı.ı)-lı,-ı)l
/\

dir. O halde, < Lz > beklenen değeri

/\ /\

< Lz >=(vılLzlvı)

= }ı- [(ı,11 + (ı, -ıl] L, }ı- ~ ı.ı) + 1ı.-ı)l


olur. (b) den ötürü


206 Kuaııtum Fiziği

i, = !!:.2 [(ı,11 + (ı,-ıl] ij ı,ı)-1 ı,-ı)]

.
=!!:.2 [(ı,111,ı)-(ı,111,-1)
. .
+ (ı,~. .111,ı)-(ı,-111,-1)_]
. . . .


=- [ı-o+o-ı] = o
2

bulunur.
Benzer biçimde f nin j 1//) ye etkisi,

Llvı)=L }ı ju) +lı,-ı)]

olur. O halde,
A2 A2

< L > =(Vfl L il//)


=Jı [(ı.11 +(ı.-ıll LJı jı.ı) +11.-ı)l

=tı 2 [(ı,ıl+(ı,-ıl]ijı,ı)+lı,-ı)] : ··
= tı 2 [(ı,ıj 1,1) +(ı,ıj 1,-1) '+ (1,-lj lJ) +(ı,-ıj 1,-1)]
=n 2 [ı-o+o+ı]
=2h 2
olur.


Kuaııtuııı Kuraııııııda Açısal Moınentuın ve Spin 207

/\ /\ /\

4.6.2. Lx, Ly , Lz İşlemcileri Arasındaki Uyuşum Bağıntıları


Kuantumlanma doğrultusu z olan bir kuantum sisteminde açısal
momentumun x, y, z doğrultusundaki bileşenlerinin ikişer ikişer aynı anda
ölçülebilirliğini arayalım. Bunu anlamanın bir yolu, bu nicelikleri belirleyen
işlemcilerin· uyuşup uyuşmadıklarını ortaya koymaktır.· Örnek olarak bir ·
kuantum sisteminde açısal momentumun x ve y doğrultusundaki
/\ /\

bileşenlerini seçelim. Bu niceliklere karşı gelen işlemciler Lx ve Ly olsun.


/\ /\

O halde, Lx ve Ly işlemcileri arasındaki uyuşum bağıntısı,

biçiminde yazılabilir. Bu bağıntı,

biçimine de sokulabilir. Burada, 2.ve 3.uyuşum bağıntılarının sonucu sıfırdır.


l.ve 4.uyuşum bağıntılarının sonucu ise,

(4.68)

dir. O halde,

" " ] =-rı2. [·y oxa -x oya ] .


[Lx,Ly

/\

=inLz


208 Kuaııtımı Fiziği

/\ /\

elde edilir. Bu sonuca göre Lx ve Ly işlemcileri uyuşmayan işlem_cilerdir.


/\ /\ /\ /\

Benzer işlemler, Ly ile Lı ve Lı ile Lx içinde yapılırsa,

/\ /\ /\

[ Lx' L_,. ]=i tı Lz


/\ /\ /\

[ Ly 'Lz ]=i tı Lx (4.69)


/\ /\ /\

[Lz 'Lx ]=ihLy

/\ /\ /\

uyuşum bağıntıları elde edilir. Demek ki açısal momentumun Lx, Ly ve Lz


bileşen işlemcileri ikişer ikişer uyuşmayan işlemcilerdir. Yani, bu
işlemcilere karşı gelen fiziksel nicelikler ikişer ikişer eş zamanlı olarak
/\ /\ /\

gözlenemezler. Başka bir deyişle Lx, Ly ve Lz işlemcilerinin kuant:um


durumları ortak değildir.

? /\ /\ /\

4.6.3. L ile Lx, Ly , Lz Arasındaki Uyuşum Bağıntıları

? /\

(4.67) bağıntıları, ı ile Lı. işlemcisinin ortak kuantum durumlarının


"2 /\
olduğunu göstermektedir. Bu demektir ki L işlemcisi ile Lz işlemcisi bir
biri ile uyuşan iki işlemcidir. Yani,

? /\

[L,Lı. ]=0 (4.70)

dır. Demek ki, bir kuantum sisteminde açısal momentumun büyüklüğü ile,
kuantumlanma doğrultusundaki bileşeni eş zamanlı olarak gözlenebilen iki
fiziksel niceliktir. Yani, bu iki fiziksel niceliğin eş zamanlı ölçülmesi hiçbir
belirsizlik içermez.
? /\ /\

Acaba ı işlemcisi Lx ve Ly bileşen işlemcileriyle de uyuşur mu?


A2 A2 A2 A2 -, A
Şimdi bunu araştıralım. L = Lx+ L, + Lz olduğu için t ile Lx arasındaki
uyuşum bağıntısı

t
Kuaııtuın Kuramında Açısal Moıneııtuın ve Spiıı 209

AZ I\ ı.2 I\ A2 /\
=[ Ln Lx ]+[ L,, Lx ]+[ L,, Lx]

I\
I\? .

yazılabilir. [ i,,, Lx ]=0 olduğu açıkça görülmektedir. Geri kalan ikisi


I\ I\ I\

üzerinde, A , B , C gibi üç işlemci arasındaki

I\ I\ I\ I\ I\ I\ I\ I\ I\

[ A B , C ]= A [ B , C ]+[ A , C ] B

kuralına uygun işlem yapılırsa,

.ı.2" I\ I\ I\ I\ I\ I\ I\ I\ I\ I\ I\ I\

[ L, Lx ]= Ly [ Ly 'Lx ]+[ Ly 'Lx] Ly + Lz [ Lz 'Lx ]+[ Lz 'Lx] Lz

elde edilir. Burada, (4.69) kullanılırsa,

?/\ I\ I\ I\ I\ I\ I\ I\

[L,Lx]=-ili Ly Lz -ili Lz Ly +ili Lz Ly +ili i, Lz=O

I\ ?

bulunur. Demek ki, Lx bileşen işlemcisi "i işlemcisi ile uyuşur. Benzer
işlemler i,, işlemcisi için de yapıldığında aynı sonuca ulaşılır. O halde,

AZ I\

[L,Lx]=O
AZ /\
[L, Ly ]=O (4.71)
.ı.l /\
[L,Lz ]=O

yazılır. Yani, f işlemcisi bileşen işlemcilerin her biri ile ayrı ayn uyuşur.
. . I\

Bu sonuç, (4.69)daki sonuç ile birleştirildiğinde, f işlemcisinin Lx,


I\ I\

Ly, Lz bileşen işlemcilerden yalnızca biri ile ortak kuantum durumuna


I\ I\ I\

sahip olduğu görülür. Bu bileşen işlemcisinin Lx, Ly ya da Lz olması hiç


önemli değildir. Biz, seçtiğimiz koordinat sistemindeki isimlendirmeye göre


210 Kuaııtum Fiziği

L işlemcisinin yalnızca L. işlemcisiyle ortak kuantum durumuna sahip


olduğunu bulmuştuk.
Demekki, göz önüne alınan sistem açısal momentumun
bileşenlerinden herhangi birinin kuantum durumlarında bulunabiliyorsa, bu
sistem öteki iki bileşenden hiç birinin kuantum durumlarında bulunamaz.
. . . . . . . . . ' ·. . -~
Böylece, sistemin açısal momentumunun büyüklüğünün karesini veren L
/\

işlemcisiyle,kuantumlanma doğrultusundaki L::: bileşen işlemcisinin


kuantum durumları tam bir takım oluşturur.

A+ /\-
4.6.4. L , L İşlemcileri

Açısal momentumun kuantumlanma doğrultusu dışında kalan


/\ /\

bileşenlerine karşı gelen Lx ve Ly işlemcilerinden,

A+ /\ /\
L =Lx+iLy (4.72)

A+
biçiminde oluşturulan L işlemcisine yükseltme, yaratma ya da artırma
işlemcisi adı
verilir. Benzer biçimde,

/\- /\ /\

L=Lx -iLy (4.73)

/\-

olarak tanımlanan L işlemcisine de alçaltma, yok etme ya da azaltma


işlemcisi adı verilir. Şimdi, bu iki işlemcinin sağladığı bazı uyuşum
bağıntılarını inceleyelim.

A+ /\
i) L ile Lz arasındaki uyuşum bağıntısı

A+ /\
Tanım gereği L ile ·Lz işlemcisi arasındaki uyuşum bağıntısı,

A+ /\ /\ /\ /\
[ L 'Lz ]=[( Lx +i Ly ), Lz]

/\ /\ /\ /\

=[Lx,Lz ]+i[Ly ,Lz]


Kuaııtuın Kuraınıııda Açısal Momeııtuın ve Spiıı 211

dir. Burada, (4.69) daki ilgili bağıntılar kullanılırsa,

A+ I\ A+
[ L,L.:]=- 1i L (4.74)

M " M
bulunur. Yani, L işlemcisi ile Lz işlemcisi uyuşmayan işlemcilerdir. L
I\

işlemcisi ile L1. işlemcisi birbiri ile yer değiştiremez.

1\- I\

ü) L ile L1. arasındaki uyuşum bağıntısı

Yukarıda yapılan işleme benzer işlem yapıldığı zaman,

1\- I\ 1\-

[ L, Lz]=li L (4.75)

1\- A+ I\

bulunur. Yani, L işlemcisi de, L gibi Lz işlemcileriyle uyuşmaz.

A+ 1\-.

ili) L ile L arasındaki uyuşum bağıntısı.

A+ 1\-

L işlemcisi ile L işlemcisi arasındaki uyuşum bağıntısı,

A+ 1\- A /\ /\ /\

[ L' L ]=[(Lx+iLy ),(Lx -i Ly )]

I\ I\ I\ I\ I\ I\ " I\

=[ Lx 'Lx ]+i[ Ly 'Lx] - i [ Lx' Ly ]+[ Ly 'Ly ]

olarak yazılır. Burada, l.ve 4.uyuşum bağıntılannın sonucunun sıfır olduğu


görülmektedir. 2.ve 3.hağıntılarda (4.69) kullanılırsa,

A+ 1\- I\

[ L , L ]=2 li Lz (4.76)
A+ /\-
elde edilir. Demek ki, L ve L işlemcileri de kendi aralarında
yerdeğiştiremezler.


212 Kuantuın Fiziği

A+ A-
İV) L, L ile ı arasındaki uyuşum.

A+

Şimdi ı ile L işlemcisi arasındaki uyuşum bağıntısını oluşturalım.


A+
,-2
L ve L işlemcilerinin tanımından ötürü,

A+ A 2 A 2 A 2 A A

[L, L ]=[(Lx+Ly +Lz ),(Lx+iLy )]

A 2 A A 2 A A 2 A

=[ Lx,Lx ]+[ Ly 'Lx ]+[ Lz ,Lx]

A 2 A A 2 A A 2 A

+i[ Lx' Ly ]+i[ Ly 'Ly ]+i[ Lz 'Ly]

A-
yazılır. Burada, (4.69) daki uyuşum bağıntıları kullanılır ve aynı işlemler L
, içinde yapılırsa,

A+
[ı,L]=O (4.77)

A+ A-

bulUflUr. Yani, ı işlemcisi hem L, hem de L işlemcisi ile uyuşum


A+ /\-
bağıntısını sağlar. Başka bir deyişle, ı, L ve L işlemcileri birbiri ile yer
değiştirebilen işlemcilerdir.

A+ A-
4.6.5 L, L İşlemcilerinin IR,me) Ketine Etkisi

, A
Bir kuantum sisteminde L ile Lz işlemcilerinin ortak ketleri 1.e, mt)
A+

olsun. Şimdi, bu kuantum sistemini niteleyen L_ işlemcilerinin j.e, me)


ketine etkisinin ne olduğunu arayalım. Bunun için de,

(4.78)


Kuaııtuın Kuramıııda Açısal Moıneııtuın ve Spiıı 213

işleminin sonucunun ne olduğunu bulmaya çalışalım. Bu bağıntıyı aşağıdaki


gibi yazalım:

A A+ -· - .. _A+ A . . ·/\ A+ . A+ /\ . ·
Lz Llf,mc)=LLzlf,mt)+Lz Llf,mt)-L L~lf,me)

I\ A+
Burada son iki terim Lz ile L işlemcileri arasındaki uyuşum bağıntısını
verir. O halde,

I\ A+ A+ /\ /\ A+
Lz Ljl,mt)=LLzjf,mt)+[Lz,L]lf,mt) (4.79)

yazılır. Buradaki, (4.74) bağıntısı kullanılırsa,

/\ A+ A+ /\ A+
Lz L lt,mt) = L Lz jf,mt) +tı L li,mt)
elde edilir. Burada, (4.67) bağıntısı kullanılırsa,

I\ A+ A+
Lr. L li,mt)=n(mt+l) L lt,mt) (4.80)

bulunur.

/\

Bu sonuç şöyle yorumlanabilir. (4.67) den görüldüğü gibi, Lz


işlemcisinin lt,m~) özdurum~na göre özdeğeri tı mt dir. Oysa, (4.80)
/\ A+
bağıntısı Lz işlemcisinin, [ L lt,mt)] gibi bir özduruma göre özdeğerinin
I\

1i ( mt + 1) olduğunu gösterir. Yani, Lz nin özdeğeri, 1 birim artmıştır. O


/\ Af
halde Lz nin özdeğerindeki bu artışı L işlemcisi sağlamıştır. Yani,

A+
L IR,me) ➔ IR,mt +ı) (4.81)


214 Kııaııtwn Fiziği

A+ /\
dir. Demek ki, L işlemcisinin, Lz nın lt,mt) gibi bir öz d!:Jrumuna
uygulanması, ml kuantum sayısının değerini 1 birim artırır ve j .e, mt)
kuantum durumunu IR,mt + ı) gibi başka bir kuantum durumuna götürür.
A+
Bu nedenle, L işlemcisine artıran ya da yükselten işlemci adı verilmiştir.
A+ /\
Eğer, L işlemcisi, Lz nin IR,m, + ı) gibi bir özdurumuna bir kez
/\

daha uygulanırsa, Lz nin özdeğeri bir birim daha artar ve tı (me+2) olur. O
A+
halde, I
L işlemcisinin R, mt) özdurumuna ·arka arkaya uygulanması, her
kezinde mt nin değerini bir birim artı~ır. Bu işlemle mt nin artması,

kuşkusuz sonsuza dek sürmez. Çünkü, m1 kuantum sayısının alabileceği

değer f kuantum sayısı ile sınırlandırılmıştır. mt ~ f olduğu için bu işlem

ile mt nin alabileceği en büyük değer f dir. Bu durum,

A+
L lt,f)=O (4.82)

A+ /\
bağıntısı ile belirlenir. Yani, L işlemcisinin, Lz nın j .e, mt =.e) gibi bir
özdurumuna uygulanması mt yi bir birim daha artırmaz; sonuç sıfırdır.
A+
I
Başka bir deyişle, L nın f, .e) gibi bir öz duruma uygulanmasıyla elde
edilen durum göz önüne alınan sistemin özdurumu değildir.
/\-

Benzer bir sonuç L işlemcisi için de bulunabilir. Gerçekten (4.80) deki


/\-

işlem L için yapılırsa,


/\ 1\- 1\-

Lz L ı.e,me) = n( ml - 1) L ı.e,me) (4.83)


Kııaııtuııı Kııraııııııda Açısal Moıııeııtuııı ve Spiıı 215

I
A- A

elde edilir. Bu sonuç gösteriyor ki, L işlemcisi, L, nın R, nıe) gibi bir
A

özdurumuna uygulandığı zaman, L: nın özdeğeri bir birim azalır. Bu

nedenle de L işlemcisine alçaltan ya da azaltan işlemci denmiştir.


A- A

L işlemcisi, Lz nin 1.t,nıt) gibi bir özdurumuna arka arkaya


uygulandığı zaman her kezinde mt nin değeri bir birim azalır. Bu işlem, me
nin alabileceği en küçük değer olan -.f ye kadar yapılabilir. Buna göre,

(4.84)

yazılır.
A- A+ A

Şimdi, L ve L işlemcileri, Lz nin lf,me) gibi bir durumuna arka arkaya


A- A+

uygulanırsa ne elde edileceğine bakalım. Yani, L . L l.e, me) gibi bir işlem
sonucunu arayalım. Burada,

A- A+ A A A A

L L=[Lx -iLy][Lx+iLy]
A 2 A A A A A 2

=[ Lx +i Lx Ly - i L y Lx + Ly ] (4.85)
A 2 A 2 A A

=Lx+ Ly+ i[Lx,Ly]


A2 A 2 A

=[L -Lz-liLz]
olduğu için

A- A+ A2 A 2 A

L L lf,me)=[L -Lz-hLz]ll,me)
A 2 A 2 A

=L ll,me)-Lzlf,mt)-liL 2 ll,me) (4.86)

elde edilir. Burada, (4.67) özdeğer denklemleri kullanılırsa,

A- A+

L L ll,me)=li 2 [f(f+l))-mt(mt+l)]lf,me) (4.87)


216 Kuaııtuın Fiziği

sonucu elde edilir. Ayrıca (4.72) ve (4.73) tanımları göz önüne alınırsa,
A+ A- A+ A-
( L )• = L dır. Yani, L işlemcisinin yansımışı L dır. Bunun tersi de
doğrudur. Buna göre, (4.87) yeniden yazılırsa,

A+ A+
(L)* L IR,nıe)=1i2[f(f+l))-mt(nıe+I)]lf,mt) (4.88)

elde edilir. Buradan,

A 2

L+ =li 2 [f(R+l))-mt(me+I)] (4.89)

gibi bir özdeğer bulunur.

Dikkat edilirse (4.89) bağıntısının kare kökü L işlemcisinin


A+
fiziksel niceliğin büyüklüğünü verir. O halde, L işlemcisinin
belirl_ediği
1f, me) ketine etkisi (4.81) ile (4.89) bağıntıları birleştirilerek bulunabilir.
Yani,

A+
L IR,me)=li[f(f +1) -me(mt+I] 112 IR,me +ı) (4.90)

A-
dir. Aynı işlemler L için de yapılırsa,
A-
L IR,me)=li[f(f+l)-me(mt -l)] 112 IR,me-l) (4.91)

bağıntısı bulunur.
A+ A- A

Demek ki, L ve L işlemcileri, Lz işlemcisinin 1.t,me) gibi bir


özdurumunu, mt yı artırarak, ya da azaltarak, başka · bir özduruma
A+ A-
dönüştürür. Başkabir deyişle, L ve L işlemcileri, bir kuantum sisteminin,
bir özdurumdan başka bir özduruma geçmesini sağlayan işlemcilerdir.


Kuantum Kuramında Açısal Momeııtum ve Spiıı 217

A A A2 A2

4.6.6 Lx, Ly , Lx, Ly nin Beklenen Değerleri

Daha önceki kesimlerde, açısal momentumun büyüklüğünün

A2 A A A
karesini belirleyen L işlemcisi ·ile Lx, Ly, Lz bileşen işlemcilerinin
uyuştuklarını ve bileşen işlemcilerin ikişer ikişer uyuşmadıklarını
görmüştük. Öte yandan, açısal momentumun büyüklüğü ile bileşenlerden
yalnızca biri (burada z doğrultusundaki bileşeni) eş· za~nlı olarak
ölçülebilir. O halde, açısal momentumun x ve y doğrultusundaki bileşenleri
için ne söylenebilir?

Bir kuantum sistemi, açısal momentumun IR,mt) gibi bir


özdurumunda bulunsun. Bu durumdaki kuantum sisteminin açısal
A A
momentumunun x ve y doğrultusundaki bileşenlerine karşı gelen Lx ve Ly
bileşen işlemcilerinin beklenen değerlerini arayalım. Beklenen değer
tanımından _ötürü,

A A

< Lx >= (l,mllLJe,m()


(4.92)
A A

< Ly >= (.e,m(ILYl.e,ml)

bağıntılarını oluşturmaya çalışalım.

(4.72) ve (4.73) bağıntıları kullanılarak, beklenen değerleri yeniden


yazabiliriz:

(4.93)

LI .e, me) LI .e, mt)


A+ A-

BU bağıntılardaki ve işlemleri için (4. 90) ve


(4. 91) eşitlikleri kullanılırsa,


218 Kuaııtum Fiziği

/\ 1i
<Le >2[(l(l+l)-11l:(11l +l)j12(t,ntll,11l:+~+[(l(l+l)-11l:(nt-l)j12(t,n+l~11l:-~ ]
yazılır. Burada, lt,mt) özketleri birlenmiş ve birbirine dik oldukları için
yukarıdaki . bağintıda, (.e,m( IR,m{ + ı) == (e,ml ı.e,ml - ı)·= o dır. nu
nedenle de yukarıdaki bağıntı sıfıra eşittir.
Yani, açısal momentumun x
bileşeninin beklenen değeri sıfırdır. Yukarıdaki işleme benzer işlem
yapıldığı zaman, açısal momentumun y doğrultusundaki bileşeninin
beklenen değerinin de sıfır olduğu görülür. Oysa, açısal momentumun z
doğrultusundaki bileşeninin beklenen değeri sıfır değildir. O halde,

/\

< Lx >=0
/\

<Ly >=0 (4.94)

m, =0,±1, ±2, .....

beklenen değerleri yazılabilir.

Demek ki, bir kuantum sistemi hangi özdurumda olursa olsun, açısal
momentumun x ve y bileşenlerinin ·beklenen değerlerinin sıfır olmasına
karşın, z doğrultusundaki (kuantumlanma doğrultusundaki) bileşeninin
beklenen değeri 1i m, gibi kesikli değerler alır.

Acaba açısal momentumun x ve y bileşenlerinin karelerinin


beklenen değerleri de sıfır mıdır?

Bu beklenen değerler,

1\2 1\2
< Lx >= (l,mtjLxjl,mt)
A 2 · .ıı. 2
< Ly >= (.e,mtlLyll,mt)

işlemlerini yapılmasıyla bulunur. Burada, (4.72) ve (4.73) eşitlikleri


kullanılırsa,

(4.95a)


Kuaııtwn Kuramıııda Açısal Moınentuın ve Spiıı 219

(4.95b)

bağıntıları elde edilir. Buradaki işlemler yapılırsa,

A 2 A 2 1ı2 [ ]
< Lx > < Ly >=- f(f+l)-m:
2

(4.96)

değerleri elde edilir.

Görülüyor ki açısal momentumun x ve y bileşenlerini niteleyen


işlemcilerin karelerine karşı gelen beklenen değerler .e =O değerinin dışında
sıfır değildir. Yani, bir kuantum sisteminde açısal momentumun
kuantumlanma doğrultusuna dik bileşenlerinin yalnızca beklenen değerleri
sıfırdır.

Kuantum kuramına göre, kuantumlanma özelliği gösteren açısal

momentumun büyüklüğünün n.Jt(f + 1), kuantumlanma doğrultusundaki


bileşeninin büyüklüğünün de 1i ıiıt gibi değer alması, aynca kuantumlanma
doğrusuna dik olan bileşenlerin beklenen değerlerinin sıfır olması gibi
özellikleri vektör modeliyle kolayca açıklanabilir. ·

Açısal
momentumun vektörel modeli adı verilen bu modele göre,
açısa.l momentum, büyüklüğü tı,Jt(l + 1) olan ve kuantumlanma ekseni
(burada z ekseni) çevresinde dönü (precession) hareketi yapan bir vektördür.
Bu vektörün z doğrultusundaki bileşeninin büyüklüğü 1i mt dir. O halde,
açısal momentum vektörü, simetri ekseni z olan ve tepe açısı 1ı ml ile
kontrol edilen bir koninin yüzeyine yayılır. l açısal kuantum sayısının her
değeri için 2l +l tane koni vardır, Şekil 4.3 .


220 Kuantımı Fiziği

z
z

·2 h _ ·---------- · 12
. li(6) 1

li

o
iı(6) 112

-2h

Şekil 4.3. a) Açısal kuantum sayısı f =2 olan bir sistemde açısal


momentumun vektöre} gösterimi, b) Kuantumlanma
doğrultusundaki bileşenleri ·

Şekil
4.3 de açısal kuantum sayısı f =2 seçilmiştir. Bu durumda
açısal momentum vektörünün üzerinde yayıldığı koni sayısı 5 dir. Demek ki,
kuantum kuramına göre açısal momentum uzayda belli yönelim göstermez.
Şekil 4.3 den görüldüğü gibi, açısal momentum vektörünün aldığı beş ayn
yönelimin beşinde de büyüklüğü hep 1ı✓ 6 dır. Oysa, z doğrultusundaki
bileşenin büyüklüğü yönelime göre değişik değer alır: 2 İl , İl , O, - n, n
-2
gibi.


Kuaııtum Kuramıııda Açısal Momeııtuın ve Spiıı 221

Ayrıca, açısal momentumun korunumu ilkesinden ötürü


l\ı l\ı l\ı

<Lx > + < Ly >+ < Lı. >=6tı 2 nın sağlanabilmesi ıçın

1\2 1\2
<Lx >+<Ly >~2tı 2 , 5tı 2 , 6tı 2 , 5tı 2 , 2rı 2 gibi değerler alması gerekir.
Öyleyse, Lx ve ·Ly bileşenleri belirsizlik içermektedirler. Bu sonuç, z
doğrultusunda kuantumlanmış bir açısal
momentum vektörünün kesinlikle
kuantumlanma doğrultusunu alamayacağını gösterir. Açısal momentum
vektörü z doğrultusunu alamaz, ama ona ne kadar yaklaşabilir? Şekil 4.3 de
koninin yan tepe açısı 0 olarak belirlenirse, bu açının en küçük değeri

tıf ı

tı,JR(l + l) - ✓l + ~
(4.97)
Cos8'=

bağıntısından bulunabilir. Görülüyor ki, açısal momentum vektörünün


kuantumlanma. doğrultusuna yaklaşması, yani 0 açısının küçülmesi için f
açısal kuantum sayısının büyük değerler alması demektir.

Öte yandan, f açısal kuantum sayısının çok büyük değerlere

ulaşması klasik kuramın geçerliliğine bağlıdır. Örneğin, klasik kuramın

geçerli olduğu bir açısal momentumun büyüklüğü L=l0-2 js olsun (tı =10-34
js den çok çok büyük). Büyüklüğü 10-2 js olan bu açısal ~omentum

kuantumlansaydı, karşı gelen açısal kuantum sayısı 10-2= tı.J f ( f + 1) .den


yaklaşık olarak 1032 olurdu. Yani, büyüklüğü 10-2 js olan açısal momentum
vektörünün kuantumlanma ekseni çevresinde 2f +1=1032 ayn yönelimi
olurdu. Oysa böyle bir durumda açısal momentumun kuantumlanmasımn

fazlaca bir anlamı yoktur. Aynca, (4.97) bağıntısında f =1032 olursa Cos0=1
yani 0=0 bulunur. Bu demektir ki açısal momentum vektörü kuantumlanma
doğrultusunu alır. Oysa bu kuantum kuramına ters düşer .


222 Kuaııtum Fiziği

I
Örnek 4.3. Kuantunı durunılan f., mt) ket/eriyle belirlenen bir sistemde
/\ 2
< Lx > beklenen değerini bulunuz. ·

Aranılan nicelik,

/\2 /\2
< L:c > = {f.,melLxlf,mt)

eşitliğinin değeridir. Burada, (4.95a) dan,

1 [A+ A-][A+ A-] 2


/\ 2
Lx=- L+ L L+ L = -1 [ L/\ +Z + L/\ - + A+L A-L+ A-A+]
LL (a)
4 4

yazılır. O halde,

(b)

yazılır. Burada,
/\ +2 A+
L lt.,me)= Ltı.Jt.(f.+1)-me(me +1) lt.,nıt +ı)

(c)


Kua11tuın Kuraınıııda Açısal Momeııtıım ve Spi,ı 223

/\ -2 1\-

L ll,mc)=Lli.J.ea+ı)-mt(nıl-1) ı.e,mt-ı)

=n 2 ✓l( f.+l )-md m1 """.1)


x ✓l(l+l)-(mt-l)(ml-2)lt,m,-2) (d)

A+/\- /\+

LL ll,me)= Lli,Jf(f.+1)-nı,.(nıt -1) jl,mt -1)

=li2✓l(l + l)-11ıc(111c-l)✓l(f + 1)-(mt -l)(mt) ll,me) (e)

. LL jl,nıt)= Lli✓l( l+l )-mı:( me +1) jl,me + 1)


=» 2 ✓f( f +1 )-mı:( me +1)
(f)

özdeşlikleri vardır.

(c) ve (d) deki eşitlikleregöre ·(b) nin ilk satırındaki beklenen


değerler sıfırdır. Öte yandan, (e) ve (f) özdeşliklerine göre (b)
nin ikinci satırına karşı gelen beklenen değer,

li2
· =-[ 2l(l+l)-2m: ]
4
;ı,2
=-[ (l(l+l)-m;]
2

=.!_[li 2 l(l+l)-li 2 m;]


2
224 Kuaııtuın Fiziği

A2
bulunur. Burada, < L >=li 2 (.e(l+I)
beklenen değerleri kullanıldı.

4.7 Spin Açısal Momentumu

Deneysel olarak elde edilen atomik spektrumların açıklanmasında


karşılaşılan güçlük, elektron ve proton gibi parçacıkların merkezse!
potansiyel içinde yaptıkları yörüngesel hareketlerine karşı gelen açısal
momentuma ek olarak, spin açısal momentum ya da öz açısal momentum
adı verilen bir açısal momentuma daha sahip olduklarını kabul ederek
giderilebilmişti.

Klasik kuramda karşılığı olmayan ve temel parçacıklara özgü bir


A

nicelik olan spin açısal momentumunu niteleyen işlemciyi S olarak


gösterelim. Spin açısal momentumu yörüngesel harekete ilişkin açısal
momentumun taşıdığı tüm fiziksel özellikleri taşır. Bu nedenle, spin açısal
momentumu için aşağıdaki özellikleri sıralayabiliriz.

i) Bir kuantum sisteminde spin açısal momentumunu belirleyen kuantum


AZ A Al A

durumları, S ve S z işlemcilerinin öz durumlarından oluşur. S ve S z


işlemcilerinin öz durumları ortaktır. Yani, bu özdurumlar ls,ms) gibi
ketlerle belirlenirse,

(4.98)
A

Sz Is,ms) =li lllsj s,ms)

özdeğer denklemleri yazılır. Burada, s niceliğine spin açısal momentumu


için spin kuantum sayısı adı verilir. Çoğu kez yalnızca spin de denilen s
sayısı, ya 1/2, 3/2, ..... gibi yarı-tam, ya da O, 1, 2, ... gibi tam sayı değerleri
alır. ms ise spin magnetik kuantum sayısı adını alır ve spin açısal
momentumun z doğrultusundaki bileşeninin büyüklüğünü belirler. llls, -s den
+s ye kadar 2s+ 1 tane değer alır.


Kuaııtuın Kuraınıııda Açısal Momeııtuın ve Spin 225

Demek ki, yörüngesel harekete ilişkin açısal momentumun


kuantumlandığı gibi spin açısal momentumu da kuantumlanmıştır.
Kuantumlanma doğrultusu z dir. O halde, (4.98) özdeğer denklemini
kullanarak, spin açısal momentumunun büyüklüğü ile kuantumlanma
doğrultusundaki bileşeninin büyüklüğünü bulabiliriz.
Bunlar,

m=lı.,js(s+ 1 3
l), s=O, - , 1, - , ....... .
2 2

1
111s=O, + - ' + 1..... . (4.99)
2

dir.

il) Bir kuantum parçacığının spin açısal momentumunun, x, y, z koordinat


/\ /\ /\

sistemindeki bileşen işlemcileri Sx, Sy , Sz olsun. Bu bileşen işlemciler


arasında,

. /\ . "· /\

[s s X' y ]=i h sz
/\ /\ /\

[S, ,Sz]=ih Sx (4.100)


/\ /\ /\

[sz ' s X ]=i h s)'


uyuşum bağıntıları yazılabilir.
- Demek ki, yörüngesel harekete ilişkin açısal momentum da olduğu
gibi, spine ilişkin açısal momentumun bileşen işlemcileri de uyuşmayan
işlemcilerdir. Yani, bu bileşen işlemcilerden herhangi ikisine karşı gelen
nicelik, eş zamanlı olarak gözlenemez.
/\ 2
ili) Spin açısal momentumun büyüklüğünün karesini veren S işlemcisi
ile bileşen işlemciler arasında

,...2,... ,...2,... ,...2,...

[s ' s X ]=[ s 's y ]=[ s ' sz ]=O (4.101)


226 Kuatıtuın Fiziği

uyuşum bağıntıları vardır. Yani, spin açısal momentumun büyüklüğünün


"2
karesini belirleyen S işlemcisi bileşen işlemcilerle ayn ayn uyuşur.-(4.100)
J\ 2
ve (4.1 O1) . uyuşum 1?.ağıntıları birlikte ele alındığı zaman, S . işlemcisi ile

S" x, S"·y , S" z bileşen işlemcilerden .yalnızca birinin özdurumlannın ortak


"2 "
olduğu söylenir. (4.98) denklemlerine göre, S ile yalnızca Sz bileşen
işlemcilerinin özdurumları ortaktır.
iv) Spine ilişkin açısal momentum işlemcisinin kuantumlanma doğrultusuna
" J\
dik S x , S y bileşen işlemcilerinden,

(4.102)

artıran ve

,\- " "


S=Sx-iS, (4.103)

aZtlltan işlemcüeri tanımlanabilir.Bu işlemciler için yörüngesel harekete


ilişkin açısal momentumda olduğu gibi,

"+ J\ "+
[S ,Sz]=- nS
,\- " ı\-

[ S ,Sz ]=n S (4.104)

A+ A- ı\

[ S, S ]=2n Sz

"2 ı\+ "2 ı\-


[ S , S ]=[ S , S ]=O

J\2
uyuşum bağıntıları yazılır. Bu bağıntılardan görüldüğü gibi S işlemcisi hem
"+ ı\-

s hem de S işlemcileriyle uyuşur.


Kuantuın Kuraınuuia Açısal Moıneııtuın ve Spiıı 227

A+ A-
V) Bir kuantum parçacığının spinine ilişkin özketleri ls,ms} ise S ve S
işlemcilerinin bu özketlere etkisi

A+ . . . . .
s ls,ms)=li [s(s+l)-ms(IDs+l)] 112 ls,ms +ı)
(4.105)
A- .

S Is,ms} = 1i [s(s+l) -ms (IDs-1)] 112 ls,ms - 1)


biçimindedir.
A+ A .
I
Demek ki, S işlemcisi, Sz nin s, ms} gibi bir öz ketine etki ettiği
zaman, IDs spin magnetik kuantum sayısını 1 birim artırır. Benzer biçimde,
A-
s işlemcisi ls,ms} ye etki ettiğinde de IDs nin değeri 1 birim azalır. Başka
A+ 1\-

bir deyişle, tıpkı yörüngesel harekete ilişkin açısal momentumdaki L , L


A+ A-
işlemcilerinde olduğu
gibi, spin açısal momentumdaki S , S işlemcileri de
spin açısal momentumunun bir durumunu başka bir duruma götürür.

4.8 1/2 Spinli Parçacıklar

Spin kuantum sayısı 1/2 olan parçacıklar, 1/2 spinli parçacıklar diye
anılırlar. Atomu oluşturan proton, elektron ve nötron parçacıklarının spin
kuantum sayısı 1/2 dir. V. ve VI.Bölümlerde elektron ve protondan sık sık
söz edilecektir. Bu nedenle burada spini 1/2 olan· parçacıkların spin
özellikleri biraz daha ayrıntılı incelenecektir.

4.8.1 ·112 Spinli Parçacıklann Spin Özellikleri

Elektron spin kuantum sayısı s ile protonun spin kuantum sayısı i nin
. değeri ½ olduğu için bunların magnetik kuantum sayıları yalnızca iki ayrı
değer alır.Yani, elektronun magnetik kuantum sayısı IDs=±l/2 ve protonunki
de IDi=±l/2 dir. Buna göre, 1/2 spinli parçacıkların ls,ms} ya da li,m;} spin
durumları,

11)
-,- =la)
2 2
(4.106)


228 Kuaııtuın Fiziği

biçimindeki spin ketleriyle belirlenir. Burada, spin yukan durumu adı


I
verilen a) keti magnetik kuantum sayısının + 1/2 ve spin aşağı dur'!mu adı
verilen /3)
1 keti de magnetik kuantum sayısının -1/2 değerine karşı gelir.
Buna göre, 1/2 spinli parçacıklar için (4.98) özdeğer denklemleri,

1\2 3;ı,2
S ja)=-la)
4

(4.107)

" h
Sz I/J)=--1/J)
2

biçiminde yazılabilir.
(4.107)den görüldüğü gibi, elektron ve proton gibi 1/2 spinli
parçacıkların spin açısal momentumlarının
büyüklüğü h✓ 3 /2 ve

kuantumlanma doğrultusundaki bileşeninin büyüklüğü ise ± h 12 dir.
Elekton ve proton gibi 1/2 spinli parçacıkların Ia) ve 1/3) gibi iki
A+ A+ A-

spin durumu olduğu için S (ya da I ) işlemcisi 1/3) durumunu Ia) ve S


A-

(ya da I ) işlemcisi de Ia) durumunu IP) durumuna götürür. Gerçekten


de, (4.105) eşitliklerinden

1\-

s la)=n iP) (4.108)


A+
S la)=O
1\-

s iP)= o


Kuaııtuın Kuraınıııda Açısal Moıneııtuın ve Spiıı 229

A+
elde edilir. Burada, son satır 1/2 spinli parçacıklarda S işlemcisinin Ia) ve
IP) durumuna uygulanması, bu parçacıklar için, yeni
A-

s işlemcisinin de
kuantum durumları oluşturmadığını gösterir. . . .. . .
Öte yandan, ·112 spinli ·parçacıkların ·spin açısal .· momentumurtun
I\ . I\

kuantumlanma doğrultusuna dik _Sx, S y bileşen işlemcilerinin la) ve iP)


kederine etkisi,

" h " h
Sx la)=-IP), Sx IP)=-la)
2 2
(4.109)
"
s, ·1ı
la)=-ı iP),
" IP)=--la)
S,
in
2 2

I\ "
biçimindedir. Buna göre, S x ve S, bileşen işlemcilerinin beklenen
değerleri sıfırdır. Yani,

A A
<Sx>=<S, >=0 (4.110)

dır. Oysa, bu işlemcilerin karelerinin beklenen değerleri,

,_2 1\2 1[ ,_2 1\2 ]


<Sx >=<S, >=2 <S >-<Sz >
='li2/4 (4.111)

dir.
Bu sonuç şöyle açıklanabilir: 1/2 spinH bir parçacık Ia) durumunda
I\ I\ " ,_2 1\2
ise, < S z >= '/i/2, <Sx>=<S, >=0, < Sx >=< S y>= h 2 l 4 olduğu için
,_2 ,.,.2 ,.,.2
< Sx > + < S, >+< Sz >=31i 2 /4 olur. Oysa, bu parçacık iP)
I\ "
durumunda olsaydı, <Sx>=<S, >=0,
A 2 A 2
<s X >=< sy>= fl 2 / 4 olurdu. o halde, yine


230 Kuaııtuın Fiziği

"2 "2 "2


< S x > + < S y > + < S z > =3 fı 2 / 4 dür. Demek ki, 1/2 spinli bir parçacık
herhangi bir anda ya Ia) spin yukarı, ya da 1/J) spin aşağı durumunda
bulunur.

Örnek 4.4. Spin kuantum sayısı s=l/2 olan bir parçacığın spin açısal
/\

momentumunun S x bileşenine karşı gelen özdeğer ve


özketleri oluşturunuz.

s=l/2 olduğu için 111s=±l/2 dir. O halde, parçacığın spin ketleri


1a), 1/J) dır. Buna göre,

A+
S la)=O

sla)=tı
A+
iP)

s IP)=tı la)
A-

s I/J)=O
dır. Öyleyse,

/\ 1 A+ A- tı
Sx la)=-( S + S >la)=-1/J) (a)
2 2
/\ 1 A+ A- tı
Sx I/J)=-( S + S >I/J)=-la) (b)
2 . 2
/\

olur. Demek ki, Sx karşı gelen özket la) vel/J) nın çizgisel
toplamı olmalıdır. Yani,

(c)


Kua11tuın Kuraınmda Açısal Momentum ve Spin 231

/\

Buna göre Sxe karşı gelen özdeğer

(d)

gibi bir özdeğer denklemini sağlamalıdır. (c) den,

/\ /\

Cı Sx la)+ CıSx IP)=tı.Cı ja)+1ı.C2IP) (e)

yazılır. Burada, (a) ve (b) özdeşlikleri kullanılırsa,

(f)

bulunur. Bu bağıntının sağlanması için

h
Cı-=tı.Cı (g)
2
h
Cı-=tı.C2 (h)
2

olmalıdır. Buradan da,

h
Aı 2=±- (i)
' 2
özdeğerleri bulunur.
h
(g) bağıntısında A1=- alınırsa, C 1=C2 bulunur. Öte yandan
2
birlenme koşulundan ötürü C12 + 1 olduğu ıçın C; .
C 1=C2=1/ .fi. bulunur. Demek ki, tı. 1 =!!_ özdeğerinin özketi
2

IVf,) = }z ~a) + iP)]


h
dir. Aynı işlemler A2=-- alınarak yapılırsa, A2 nin özketi olarak
2


232 Kuaııtuın Fiziği

bulunur.

4.8.2 1/2 Spinli Parçacıklarda Anti Uyuşum Bağıntısı

Şimdi 1/2 spinli parçacıklarda spin açısal momentum işlemcisinin


/\ /\

kuantumlanma doğrultusuna dik doğrultudaki bileşen işlemcilerinin ( Sx Sy ,

/\ /\ /\ /\ /\ /\

S y S x ya da I x I,, I y I x ) 1 a) ve I P) spin durumlarına nasıl etki


ettiklerini arayalım.

(4.109) eşitliklerinden

" " " ili ili li ili 2


Sx S, la)=Sx-lP)=- - la)=-la)
· 2 2 2 4

" " " li li ( - itı ) itı 2


Sy Sxja)=Sy -iP)=- --la)=--la)
2 2 2 4

yazılır. Bu iki bağıntı taraf tarafa toplanırsa,

(4.112)

/\ /\

elde edilir. Burada ilk parantez içindeki toplam, S x, S y gibi iki işlemcinin
/\ /\

yer değiştirmesine karşı gelen toplam işlemcidir. Tanım olarak C ve D gibi


iki işlemci varsa, bunlar arasındaki

/\ /\ /\ /\ /\ /\

[CD+ DC] = [C,D]A (4.113)


Kuaııtuın Kuraınuıda Açısal Moınentuın ve Spin 233

bağıntısına anti uyuşum bağıntısı denir. Öte yandan (4.112) nin sağ tarafı
sıfır olduğu için

(4.114)
. .

elde edilir. Demek ki, 1/2 spinli parçacıkların spin açısal momentumlarının
/\ /\

Sx, S1 bileşen işlemcileri arasındaki anti uyuşum bağıntısının sonucu


/\ /\ /\ /\

sıfırdır.Bu sonuç, açısal momentumun S y , S z ve S z, S x bileşen çiftleri


için de geçerlidir. Yani

(4.115)

Öte yandan, (4.114), (4.115) anti uyuşum bağıntıları, (4.100)


uyuşum bağıntılarıyla birleştirilirse,

" ·" in "


SxS,=-Sz
2
" " in "
Sy Sz=-Sx (4.116)
2
" " in "
Sz Sx=-S,
2

gibi sonuçlar elde edilir.

/\ /\ /\ /\ /\.

Bu özdeşlikler, bileşen işlemcilerden


S x S y S y S z S x ....gibi
oluşturulan çarpım işlemcisine karşı gelen sonucu daha basit bir biçimde
bulmaya yarar. Yapılacak ilk iş, yukarıdaki işlemcinin sağındaki ilk iki
işlemciyi almak ve ona (4.116) özdeşliğini uygulamaktır.

/\ /\ /\ /\ /\

Örnek 4.5. S x S,. S z S, S x çarpım işlemcisinin sonucunu bulunuz


Soldan ilk iki işlemciye (4.116) uygulanırsa,


234 Kuantuııı Fiziği

/\/\ /\/\/\ /\/\/\ /\/\

Sx Sy Sz Sz Sx =Sx Sy Sz(Sz Sx)


/\ /\ /\ /\

= s s )' s
X z; ( ifl 12 ) s y

/\ /\ /\ /\

. =Sx Sy S, S)'(in/2)

bulunur. Aynı işlem arka arkaya sürdürülürse,

/\ /\ /\ /\ /\ /\ /\ /\ /\

Sx Sy S, S, Sx =Sx Sy(Sz Sy)(in/2)


/\ /\ /\

= sx s y sx <- in 12 >< in 12 >


/\ /\ /\

= sx <s, sx >< - in ı 2 )(ili 12 >


/\ /\

= s s z ( - in 12 )( - ili 12 )( ili 12 )
X

/\

= s y c- in 12 >< - ili 12 >< - ili 12 >< in 12 >


li4 /\
=--s,
16

bulunur.

4.9 Kuantum Kuramında Toplam Açısal Momentum

Eğer bir kuantum sistemi, kaynaklan birbirinden farklı birden fazla


açısal momentum içeriyor ise bu kuantum sistemini niteleyen bir toplam
açısal İnomentum tanımlanabilir mi?
Bundan önceki kesimlerde gördüğümüz gibi, kuantum kuramında
açısal momentum, belirgin özellikleri olan bir işlemci ile tanımlanabilmişti.
O halde, kaynakları farklı birden fazla açısal momentuma sahip ·olan bir
kuantum sistemini toplam olarak niteleyen açısal momentum işlemcisi, farklı
türden açısal momentumlara karşı gelen işlemcilerin toplamı olacaktır.
Bir kuantum sisteminin farklı türden açısal momentumlara sahip
olmasının bir çok yolu vardır. Eğer, kuantum sisteminde, hem yörüngesel
harekete ilişkin açısal momentum hem de spine ilişkin spin açısal
momentum varsa bu sistem farklı türden açısal momentumlara sahiptir denir.
Ayrıca, bir kuantum sisteminde, uzaysal koordinatları birbirinden farklı
birden fazla yörüngesel harekete ilişkin açısal momentumun olması, ya da

1
Kuaııtuın Kuraınııula Açısal Moıneııtuın ve Spin 235

spinleri farklı birden fazla kuantum parçacığının olması, o sistemin farklı


türden spin açısal momentumu vardır demektir.
Diyelim ki kuantum sisteminin hem yörüngesel harekete ilişkin
açısal momentumu hem de spine ilişkin spin açısal momentumu olsun.
I\

Yörüngesel harekete ilişkin açısal riıomentum işlemcisi L , spine ilişkin olan


I\

da S ise, kuantum sistemini toplam olarak niteleyen açısal momentum


işlemcisi, bunların toplamı biçimindedir. Yani,

I\ I\ I\

l=L+S (4.117)

yazılabilir.
Öte yandan bir kuantum sisteminde açısal momentumdan söz
edebilmek için iki kuantum sayısından söz etmek gerekir. Bu nedenle ,
I\

(4.117) bağıntısının nitelediği J toplam açısal momentumundan söz etmek


için iki ayn kuantum sayısından söz edilmelidir. Bu kuantum sayılarına j ve
Ill_j denirse,

(4.118)

/\ 2
gibi özdeğer denklemlerinin sağlanması gerekir. Burada, J toplam açısal
I\

momentumunun büyüklüğünün J z de z
karesini belirleyen işlemci,
doğrultusundaki (kuantumlanma doğrultusundaki) bileşen işlemcidir ve

(4.119)

/\ 2 /\
dır.
Yani, J ile J z uyuşan işlemcilerdir. O halde, toplam açısal
momentumu~ kuantum durumları, 1j, ketlerinin oluşturduğu bir takım
mi)
ile belirlenir.
Burada, j sayısına toplam açısal kuantum sayısı adı verilir ve sıfır
da dahil olmak üzere tüm pozitif tam ve yan-tam sayıları alır. mj ise toplam
236 Kuaııtuın Fiziği

açısal magnetik kuantum sayısı adını alır ve -j den +j ye kadar 2j+ 1 tane
farklı değeri vardır.

Toplam açısal momentumun J" x, J,.


" , J" z bileşen işlemcileri bir biri
ile uyuşmayan işlem~ilerdir. Yani,

[J" J" )'] = ili J" z:


X,

[J" y, J" z;] = ili J"X (4.120)

[J" z:,J" x] = ili]" y

"2
dir. Öte yandan, J işlemcisi bu bileşen işlemcilerle teker, teker uyuşur:

"2 " "2 " "2 "


[J ,Jx]=[J ,J,]=[J ,Jz]=O (4.121)

(4.120) ve (4.121) birlikte ele alındığı zaman, toplam açısal momentumun


"2
büyüklüğünün karesini veren J işlemcisi
ile bileşen işlemcilerden herhangi
birinin özduruınlarının·ortak olduğu sonucuna ulaşılır. ·
Öte yandan, (4.118) bağıntısına göre, toplam açısal momentumun z
doğrultusundaki bileşeninin beklenen değeri,

(4.122)

dir. Oysa, (4.117) ile verilen toplam açısal momentumun tanımından ötürü,

" " "


lz=Lz+Sz: (4.123)

dir. Bu işlemcinin beklenen değeri ise

<lz: " " >-<Lz


" >=<Lz+Sz " >+<Sz:
" > (4.124)

dir. O halde,


Kuaııtuın Kuraınıııda Açısal Momeııtum ve Spiıı 237

elde edilir. Demek ki, toplam açısal magnetik kuantum sayısı

(4.125)

bağıntısını sağlar.
Daha önce incelendiği gibi, mt magnetik kuantum sayısının

alabileceği en büyük değer l açısal kuantum sayısıdır. Benzer biçimde, 111s


spin magnetik kuantum sayısının alabileceği en büyük değer de s spin
kuantum sayısıdır. m_; toplam magnetik kuantum sayısının alacağı en büyük
değer j toplam açısal kuantum sayısıdır. O halde, (4.125) bağıntısı gereği, j
toplam açısal kuantum sayısı ( f +s) den daha büyük değer alamaz. Buna
· göre, l , s, j kuantum sayıları arasında

(4.126)

gibi bir ilişki vardır. Böylece, j toplam açısal kuantum sayısının alabileceği
değerler,

it - sl,lt -si+ 1,............. , f +s . · (4.127)

olarak sınırlandırılmıştır.

Örnek 4.6. i) f =3, s=l/2 olan bir kuantum sistemi~in j, mi kuantum


sayılannı türetiniz.

ii) f =2, s=l olan bir kuantum sisteminin j, mi kuantum


sayılannı türetiniz.

· 5 7 ·
i) (4.127) bağıntısından, j=-, - olmak üzere iki ayrı değer
2 2
alır.O halde, mj magnetik kuantum sayısı j nin bu değerlerinin
her biri için 2j+ 1 tane değer alacaktır. Böylece:

5 5 3 1135
j=-için m·= --, --, --, -, -, -
1
2 2 2 2222
1

1
olmak üzere altı ve
238 Kuaııtuın Fiziği

. 7.. 7 5 3 1 1 3 5 7
J=- ıçın m-=--, --, --, --, -, -, -, -
2 ~ 2 2 2 22222

olmaküzere sekiz ayrı değer alır.

ii) Yine (4.127) bağıntısından, j= 1, 2, 3 olmak üzere üç ayn


değer alır. O halde, mj magnetik kuantum sayısı j nin bu
değerlerinin her biri için 2j+ 1 tane değer alır. Böylece:

j=l için mj = -1, O, 1 olmak üzere üç,


j=2 için m; = - 2 , - 1 , O, 1, 2 olmak üzere beş,
j=3 için mj = - 3 , - 2, -1, O, 1, 2, 3 olmak üzere yedi ayn
değer alır.

4.10 Toplam Açısal Momentumda Bağlaşımsız ve Bağlaşımlı Gösterim

Kesim 4.6 da incelendiği gibi, bir kuantum sisteminde yörüngesel


harekete ilişkin açısal momentum, l ve m1 kuantum sayılarının oluşturduğu
A2 A

ll,me) kuantum kederiyle belirlenir. Buna göre, L ve Lz işlemcileri


uyuşabilen işlemcilerdir.

Yine Kesim 4. 7 de incelendiği gibi, bir kuantum sisteminin spin


açısal momentumu da s ve ffis gibi iki kuantum sayısıyla belirlenir. Buna
A2 A A2
göre, s,ms) ketleri, S ve S z işlemcilerinin ortak özketleridir. Yani, S ve
1
A

Sz işlemcileri uyuşabilen işlemcilerdir.

Öte yandan, yörüngesel harekete ilişkin açısal momentum ıle spin


A2 A2 A A

açısal momentumun kaynaklan farklıdır.


Bu nedenle, L, S, Lz, S z
işlemcileri ikişer ikişer uyuşurlar. Bu demektir ki, bir kuantum sisteminde
A2A2 AA

L , S , Lz , S z işlemcilerinin
niteledikleri özdeğerler eş zamanlı olarak
gözlenebilirler. O halde, bu dört işlemcinin özdurumlan ortaktır. Bu


Kuaııtuııı Kuraınıııda Açısal Moıııeııtum ve Spiıı 239

A2 A A2 A

özdurumlar, L , Lz nin özdurumlarını belirleyen 1.e, mt) ile S ve S z nın


özdurumlarını belirleyen Is, nıs) nin çarpımı biçimindedir.

(4.128) deki gibi bir gösterime bağlaşımsız gösterim denir. Bu


durumda yörüngesel harekete ilişkin açısal momentum ile spine ilişkin açısal
momentum birbirinden bağımsızdır ve birinin davranışı ötekininkini
etkilemez; yörüngesel harekete ilişkin açısal momentum ile spine ilişkin
açısal momentum bağlaşım göstermez.

(4.128) bağıntısında .e açısal kuantum sayısının her değeri için me,


2 .e + 1 ve spin kuantum sayısının her değeri için ffis, 2s+ 1 tane değer aldığı
A2 A A2
s, işlemcilerinin ortak özdurumlarının sayısı
ıçın sı.' L,
A A

(2.I!, +1)(2s+l) dir. Bu özdurumlar, açısal momentum işlemcileri L ve S


olan iki kesimli bir kuantum sistemini toplam olarak belirleyen durumlardır.

A2 ,ı.2 A2 A A

Şimdi J işlemcisinin L , S , Lı. , S ı. işlemcileriyle uyuşup


uyuşmadığına bakalım. (4.117) tanımında,

A2 A A A A

J =(L+S )(L+S)
A2 A2 A A

=L +S +2L.S (4.129)

yazılabilir.· Burada,

A A A A A A

=Lx Sx+ Ly s y+ Lı. Sı. (4.130)

olduğu için


240 Kuaııtuın Fiziği

A2 A2 A2 I\ I\ I\ I\ I\ I\

J = L +S +2Lz Sz.+2(LxSx+LySy) (4.131)

biçiminde yazılabilir.

iı.2 I\ I\

(4.131) bağıntısının son teriminden ötürü J işlemcisi Lz ve Sz


işlemcileriyle uyuşmaz. Yani,

(4.132)

ve

(4.133)

A2 A2 A2
dir. Öte yandan, J işlemcisi hem L hem de S işlemcileriyle uyuşur:

(4.134)

A2 lı. A2 1\2
Bu demektir ki, J, J z L , S işlemcileri birbiri ile uyuşabilen
işlemcilerdir. Yani, bu işlemcilerin, sırasıyla n2 jG+l), mj, 2.t(.t + 1) ve n n
n2 s(s+l) özdeğerleri aynı anda ölçülebilirler. Bu özdeğerlere karşı gelen
özdurumlar ise

(4.135)

biçimindeki ketlerdir.

(4.135) deki gibi bir gösterime bağlaşımlı gösterim denir. Bu


durumda, kuantum sisteminin yörüngesel harekete ilişkin açısal momentumu
ile spine ilişkin açısal momentumu arasında bir bağlaşım vardır. Yani,
bunlardan birinin davranışı ötekinin davranışından bağımsız değildir.

Demek ki, hem yörüngesel harekete, hem de spine ilişkin açısal


momentuma sahip olan bir kuantum sisteminin kuantum durumları ya
(4.128) ya da (4.135) ketleriyle belirlenir. (4.128) gösteriminde 1,, s, mt ve


Kuaııtuın Kuraınıııda Açısal Moıneııtuın ve Spiıı 241

A2 A2
ms kuantum sayılan sistemin iyi kuantum sayılarıdır ve bu durumda L , S ,
J\ J\ ,\\

L, , S, işlemcileri ikişer ikişer uyuşurlar.

(4.135) gösteriminde. ise·· l, , s, j, ffij · sistemin iyi kuantum


A2 . A2. J\ 2 J\

sayılarıdır ve bu durumda da L , S , J , J, işlemcileri ikişer ikişer


uyuşurlar.

Örnek 4.7. I, =1 ve s=l/2 olan bir kuantum sistemini niteleyen ketleri


oluşturunuz.

Bu ketler lt,mt,s,ms) biçimde ve (21, +1)(2s+l)= 3x2=6


tanedir.
Burada, .e =1 için mt=0,+1 ve s=l/2 için ms=+ 1/ 2 gibi değer
almaktadır. Buna göre:

. 1 ])
= 1, -], --- , -
2 2

=1,-1, ~.-~)
olmak üzere altı tane özdurum olacaktır.
1

1
242 Kuaııtuııı Fiziği

A2
Örnek 4.8. Bir kuantuıtı sisteminde toplam açısal monıentuma ilişkin J
/\

işlemcisi ile spin momentumaaçısal ilişkin S, işlemcisinin


yer değiştiremeyeceğini gösteriniz..
A2 /\
J ile S, işlemcileri yet değiştiremeyen işlemciler ise

(a)

olmalıdır.
/\ /\ /\

O halde, J = L+ S den,

A2 /\2 /\2 /\ /\ /\ /\ /\ /\
J=L +S +2LxSx+2LySy+2L:S,
yazılır. Öyleyse,

" 2 '/\ " 2 " 2 " " " " " " "
[J ,S,]=[(L +S +2LxSx+2LySy+2L,S,),S,]
/\2 " /\2 " " " "
=[L ,S,]+[S ,S,]+2L,[S,,S,] (b)
/\ /\ /\ /\ /\ /\

+2Lx [Sx,S,]+2Ly[Sy,S,]

yazılır. Burada, birinci satırdaki uyuşum bağıntılarının sonucu


sıfırdır. İkinci satırdaki uyuşum bağıntılarında (4.100) eşitlikleri
kullanılırsa,

/\2 /\ /\ /\ /\ /\
[J ,s, ]=2LxihS, + 2Ly iliSx
/\ /\ /\ /\

=2i1i[LxS,+LySx] "# O

A2 /\
olur. O halde, (a) bağıntısı sağlandığı ıçın J ile S, yer
değiştirmeyen iki işlemcidir.


Kuaııtuın Kuraııımda Açısal Momeııtuın ve Spiıı 243

4.11 Bölümle İlgili Sorular

1. Kesim 4.2 de yapılan işlemlere benzer işlemler yaparak,

d2 lf/(r,t)
dZ 2 ·

türev işlemlerini oluşturunuz.

2. L
2
ı a
" =-tı,2 [ - - S i n 0 - + - - a ı a2 ] bağıntısını doğrulayınız.
SinB ô0 ô0 Sin 0 ôqi
2

3. Dalga fonksiyonu w(x,y ,z) olan bir sistemde

olduğunu gösteriniz.

4. Bir kuantum sisteminde

A A
a) [ X, Lx ]=0
A A A
b) [y,Lx] = -iliz

A A A
c) [Z,Ly] = -ihx

A A A
d) [x,Lz] = -in y

olduğunu gösteriniz.

5. Bir kuantum sisteminde

A A A
a) [Ly,LJ = ihLx
244 Kuaııtuın Fiziği

/\ /\ /\

b) [L::,L_..] = ihLy

olduğunu doğrulayınız.
. . . . . .-

I
6. Kuantum durumları f,, nıt) olan bir kuantum sist.eminde,

olduğunu gösteriniz.

7. i = 1, mt=±l olan bir kuantum sisteminde 'lfı.ı ve 'lfı.-ı öz


fonksiyonlarını eşit oranda toplayarak yeni bir durum fonksiyonu
elde ediliyor.

a) Elde edilen yeni dalga fonksiyonunu birleyiniz.

b) Bu durumda sistemin açısal momentumunun z doğrultusundaki


bileşeninin ortalama değerini bulunuz.
8. Bir kuantum sisteminde R. = O, mt =0 kuantum sayılarının
oluşturduğu temel ket 10,0) ve i = 1 , mt =0 ın oluşturduğu da
lt,O) dır. Bu temel kederden ilkine karşı gelen enerji özdeğeri Eo
ikincisine karşı gelen de E 1 dir.

a) Bu sistemin zamana bağlı dalga fonksiyonlarını yazınız.

b) Zamana bağlı dalga fonksiyonlarından eşit oranda katılarak elde


edilen birlenmiş dalga fonksiyonunu bulunuz.

c) Bu dalga fonksiyonuna karşı gelen enerji özdeğerini Eo, E 1


cinsinden bulunuz.

d) Bulunan enerjideki dağılganlığı ifade ediniz.


Kuaııtuın Kııraınıııda Açısal Moıneııtuın ve Spiıı 245

9. Bir kuantum sisteminde

1\2 A

[L ,Lz] ı.e,mt)=O

olduğunu gösteriniz.

10.Bir kuantum sisteminde·r ye ilişkin Schrödinger denklemi

d2 2 1
--rR(r)--R(r) =--rR(r)
dr 2 a 4a 2

ile veriliyor.

a) R(r)=A(1 - ;a}-""' dalga fonksiyonu bu denklemin bir

çözümü müdür?

b) R(r) dalga fonksiyonunu birleyiniz.

c) R(r) ye karşı gelen enerji özdeğerini bulunuz.

11.Bir kuantum sisteminde l ve mt kuantum sayılarına göre


oluşturulan kuantum durumlarından biri

lvr) = }ı~ı.ı)+lı,-ı)l
dir. Bu sistemin açısal momentumuna ilişkin,

c) < (!),,L:.)2 >,

niceliklerini bulunuz.


246 Kuaııtuın Fiziği

12. Yörüngesel harekete ilişkin açısal momentum işlemcileri ıçın


yazılan,

1\2 1\2 I\ 1\- I\+

a) L =Lz+hLz+L L

1\2 1\2 I\ I\+ 1\- ·

b) L = Lz-hLz+L L

eşitliklerini doğrulayınız.

13. Spin kuantum sayısı s=l/2 olan bir parçacık için

I\ I\ I\ I\ I\ I\

3) s s y s z s y sz s
X X'

I\ /\ I\ I\ I\ /\

b) SxSySxSySzSx,
I\ I\ I\ /\ I\ /\ I\ I\

tj SxSySzSySxSzSxSy,
işlemlerinin sonucunu bulunuz.

/\ I\

14.Spin açısal momentum işlemcileri S ı ve S ı olan iki elektronlu bir


/\
sistemde toplam spin açısal momentum işlemcisi S ıse

/\2 /\ /\ 3tz2
< (S -2Sı.S2) >=-
2

olduğunu gösteriniz.

15. Spin kuantum sayısı s, magnetik kuantum sayısı ffis olan bir
sistemde

/\ 2 I\

[S ,Sı:Jls,ms)=o
olduğunu gösteriniz.


Kuaııtıım Kııraıımıda Açısal Moınentuııı ve Spiıı 247

/\ /\

16. Spin açısal momentum işlemcileri S ı ve S ı olan iki elektronlu


bir sistemde spin-spin bağlaşımı adı verilen etkileşmeye karşı gelen
enerji işlemcisi, A bir katsayı olmak üzere,

/\ /\ /\

E ss = ;ı S ı • S ı .
/\

biçiminde tanımlanır. Ess ye karşı gelen beklenen değerleri


bulunuz.

17. Bir kuantum sisteminde

olduğunu doğrulayınız.

18. Bir çekirdeğin spin kuantum sayısı ı, spın magnetik kuantum


/\

sayısı midir. Bu çekirdeğin spin açısal momentum işlemcisi / ve


/\

onun kuantumlanma doğrultusundaki bileşeni I z ise

/\ 2 /\
a) [/ , / z 11 i, m;) = O olduğunu gösteriniz.
b) Bu sonucun fiziksel anlamı nedir?

19. Bir kuantum sisteminin durumu

ketiyle belirleniyor. Bu sistem için

/\ 2 /\
b) [J ,Sz]=tO

olduğunu doğrulayınız .


248 Kuaııtum Fiziği

/1.2 A

20. Bir kuantum sisteminde L ve L:. işlemcilerinin öz ketlerinden


üçü

11,1), 11,0), 11,-1)


dir.
A

a) Bu kuantum sistemini niteleyen Lx işlemcisinin yukarıda


verilen özketlere etkisini bulunuz.
A

b) Bulduğunuz bağmtılardan yararlanarak, Lx işlemcisinin


özdeğer ve özketlerini türetiniz.

21. Açısal kuantum sayılan I!. 1 =1, I!. 2 =1olan iki elektronlu bir
atomda elektronlardan biri I a), öteki de 1/3) durumundadır. Bu
atomun durumunu belirleyen ketlerden biri

12,2) =11,1,ı,ı) la) iP)


ise öteki ketleri bulunuz.
A

22.Spin · kuantum sayısı · s= 1/2 olan elektronun ve· Sz:.


işlemcilerinin ortak ketleri I a), 1/3) dır.
A A
a) S x, S y bileşen işlemcilerinin bu ketlere etkisini bulunuz.
/\ /\

b) Bulduğunuz bağıntıları kullanarak Sx ve Sy nin özdeğer ve


özketlerini türetiniz.
c) Ulaştığınız sonucu yorumlayınız.

4.12 Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar

1) Quantum Physics of Atoms, Molecules, Solids, Nuclei and Particles


R.Eisberg and R.Resnick
J.Wiley and Sons 1974 (6.ve 8.Bölüınleri)

2) Modem Atomic and Nuclear Physics


F.Yang and J.H.Hamilton
Mc.Graw-Hill 1996 (4.Bölümü)


Kuaııtum Kuramıııda Açısal Momeııtııın ve Spiıı 249

3) Introduction to the Structure of Matter


J.J.Brehm and W.J.Mullin
J.Wiley and Sons 1989 (6.Bölümü)

4) Introduction to Quantum Mechanics


-B.H.Bransden and CJ.Joachain
Longman Scientific and Tch. 1989 (6.Bölümü)

5) Introduction to the Quantum Theory


O.Park
Mc.Graw-Hill 1992 (9.Bölümü)

6) Quantum Mechanics
P.C.W.Davies
Routledge and KeganPaul 1984 (5.Bölümü)

7) Introductory Quantum Mechanics


R.L.Liboff
· Addison-Wesley 1980 (9.Bölümü)

8) The Quantum Universe


Tony Hey and P.Walkers
Cambridge Univ.Press (4.Bölümü)


V

KUANTUM KURAMINA GÖRE TEK ELEKTRONLU ATOM

Tek elektronlu atom, aralarında Coulomb türünde elektriksel


etkileşme olan noktasal iki parçacıklı bir kuantum sistemi olarak ele
alınabilir. Noktasal varsayılan parçacıklardan biri, yükü +Ze, kütlesi ınu olan
çekirdek ve öteki de yükü -e, kütlesi Ille olan elektrondur. Bu iki noktasal
yük, dördüncü bölümdeki Şekil 4.1 de görüldüğü gibi, kütle merkezinin
durgun kaldığı koordinat sisteminde r,0,cp polar koordinatlarıyla belirlenir.
Böyle bir sistemin, yani tek elektronlu atomun, dinamik davranışı,
IV .Bölüm de incelediğimiz merkezse! potansiyel enerjiye sahip bir kuantum
sisteminin üç boyutlu uzayda gerçekleştirdiği dönme hareketine ilişkin
davranış ile aynıdır. Bu nedenle, iV.Bölüm de elde edilen bağıntı ve
kavramlar, gerektiğinde, burada aynen kullanılacaktır.

5.1 Tek Elektronlu Atomda Schrödinger Denklemi

Tek elektronlu atom ile kütlesi µ olan ve merkezse! bir potansiyel


etkisinde kalan bir kuantum parçacığı arasındaki benzerlikten ötürü, tek
elektronlu atomu niteleyen zamandan bağımsız Schrödinger denklemi,
iV.Bölüm de türetildiği gibi,

;,ı a a A . ı .
- [ - r -+ Q ] w(r,0,cp)+U(r)w(r,0,cp)=Ew(r,O~cp)
2 (5.1)
· 2µr
2
a, or
biçiminde bir denklem olacaktır. Burada, r,0,cp Şekil 4.1 de tanımlanan polar
koordinatlardır. Bağıntıdaki µ tek elektronlu atomun indirgenmiş kütlesidir
ve


Kııaııtıım Kuraıııma Göre Tek Elektroıılıı Atom 251

mnme
µ=------ (5.2)
m/1 + me

bağıntısıyla verilir.

(5.1) denkleminin tam olarak belirlenmesi için U(r) ile gösterilen


potansiyel enerjinin tanımlanması gerekir. Tek elektronlu atomdaki
potansiyel enerji, çekirdek ile elektron arasındaki Coulomb etkileşmesinden
kaynaklanır. Şekil 4.1 deki gibi bir sistem için bu potansiyel merkezse! bir
kuvvetten doğar. Dolayısıyla U(r) potansiyel enerjisi,

Ze 2
U(r)=-k- (5.3)
r

biçiminde tanımlanabilir.

Buna göre tek elektronlu atomu niteleyen zamandan bağımsız


Schrödinger denklemi,

;,ı a a
,..ı . ze2
- - [ - r2 -+Q lw(r,0,cp)-k-. \jf(r,0,cp)=E\jf(r,0,cp) (5.4)
2µ- 2 dr dr r

biçimini alır.

(5.3) ile tanımlanan potansiyel enerji yalnızca r nin fonksiyonu


olduğu için (5.4) denkleminin çözümüne, w(r,0,cp) dalga ·fonksiyonlarını,

\j/(r,0,cp)=R(r)S(0)T(cp) (5.5)

biçiminde değişkenlere ayırarak ulaşılabilir.

Bu yöntemi iV.Bölüm de (5.5) in son iki çarpanına uygulamış ve


çözümün,

biçimindeki küresel harmonikler olduğunu bulmuştuk. Bu küresel


harmoniklerin sağladığı özdeğer denklemleri ise,


252 Kııa1llıım Fiziği

/\ 2
- tı2 Q Yıın (0,<p)=fı2 R.(R. + ı) Yıın
ı ı
(0,<p) (5.7)

-ih }f/1 Y,m, (9,qı)=li m, Y,m, (9,qı) (5.8)

<lir.

Schrödinger denkleminin r değişkenine bağlı kesimi ise, IV.Bölüm


de elde edildiği gibi,

[- -tı2? -d r2 -d ] R(r)+ [ -tıf (2 f + l ) - k -


2 Ze-]R(r)=EM_r) (5.9)
2µ,-- dr dr 2µr r

biçiminde bir diferansiyel denklemdir.

Görüldüğü gibi, (5.7) ve (5.8) özdeğer denklemleri tek elektronlu


atomun açısal momentumuna ilişkin bilgileri içerirken, (5.9) denklemi de
enerjiye ilişkin bilgileri içermektedir. Bu diferansiyel denklemin çözümü
Kesim5.3 e bırakalım ve şimdi (5.7), (5.8) özdeğer denklemlerini kullanarak
tek elektronlu atomun açısal momentumunu inceleyelim.

5.2. Tek Elektronlu Atomda Açısal Momentum

IV.Bölüm de gördüğümüz gibi (5.7) ve (5.8) özdeğer denklemleri


göz önüne alınan kunatum sisteminin, sırasıyla, açısal momentumunun
büyüklüğünün karesi ile onun z doğrultusundaki bileşenini belirler. O halde,
/\ 2

tek elektronlu atomun açısal momentumunun büyüklüğüne ilişkin işlemci L


/\

ve z doğrultusundaki bileşeni veren işlemci de Lz ise,

(5.10)

/\

Lz Yemı (0,<p)= fı ml Yemı (0,<p) (5.11)

özdeğer denklemleri yazılır. Buna göre, tek elektronlu atomun açısal


mometumunun büyüklüğü ile onun z doğrultusundaki bileşeni sırasıyla,


Kuaııtuın Kuraınıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 253

r,:ı
V< ı > = n.Jt(t + ı) (5.12)

(5 ..13)

dir. Burada, l =O, 1, 2, .... gibi tam sayılar alırken, mi =0, ±1, ±2, .... gibi
değerler alır.
l ve mt tam sayılar biçiminde olduğu için tek elektronlu atomun
açısalmomentumu kuantumlanmıştır. l sayısına, tek elektronlu atomun
yörüngesel hareketine ilişkin açısal kuantum sayısı adı verilir. mt sayısı da
magnetik kuantum sayısı adını alır. mt kuantum sayısı, -1. den + l ye ·
kadar (2l +1) tane değer alır.
A 2 A

(5.10) ve (5.11) denklemleri, tek elektronlu atomda L ve Lz


işlemcilerinin uyuşabilen işlemciler olduğunu gösterir. Yani,

(5.14)

dır. Bu . demektir ki, tek elektronlu atomda açısal momentumun


büyüklüğünün karesi ile z doğrultusundaki bileşeni aynı anda gözlenebilen
niceliklerdir. Yani, bu gözlenebilen nicelikler belirsizlik içermezler. Aynı
anda gözlenebilen nicelikleri özdeğer kabul eden ortak özfonksiyonlar
vardır. Bu özfonksiyonlar Ytm, (8,q>) gibi küresel harmo~iklerdir.

Bu sonuca göre, tek elektronlu atomda açısal momentumun öteki iki


bileşeni <Lx ve Ly) aynı anda belirlenemezler. Bu demektir ki, açısal
A A A

momentumun Lx, Ly, Lz bileşen işlemcileri uyuşmayan işlemcilerdir.


Yani,

A A A

[Lx,Ly] = iliLz
/\ A /\

[L 1 ,L:] = iliLx (5.15)


I\ I\ A

[Lz,Lx] = ili Ly

dir .


254 Kuaııtımı Fiziği

Görülüyor ki, tek elektronlu atomda açısal momentum, f. ve nıc gibi


iki ayrı kuantum sayısı ile belirlenebilir. f kuantum sayısının b.er değerine
karşılık mc kuantum sayısı (2 f + 1) tane değer aldığı için açısal momentum
uzayda belli bir .yönelim gösteremez. Örneğin, l =1 ise, mt . magnetik ..
kuantu·m sayısı, O, ±1 olmak üzere üç ayrı değer alır. Bu nedenle (5.12)
bağıntısına göre, büyüklüğü fı✓2 olan yörüngesel harekete ilişkin açısal
momentum, kuantumlanma doğrultusundaki bileşeni li , O, -li olacak
biçimde üç ayrı yönelimde olabilir. Öte yandan, (5.14) uyuşum bağıntısı göz
onune alındığında, tek elektronlu atomda açısal momentumun
kuantumlanma doğrultusunu alamayacağını görürüz.

5.3 Schrödinger Denkleminin r ye Göre Çözümü

Şimdi tek elektronlu atomun Schrödinger denkleminin r ye bağlı


çözümünü arayalım. (5.9) denkleminden açıkça görüldüğü gibi, bu denklem
tek elektrolu atomun açısal momentumunu belirleyen l yi içermektedir. O
halde, bu denklemin bir çözümü, l =0 seçilerek bulunabilir.
Öte yandan, f. =0 için nıt =0 dır. Bu nedenle Y00(0,cp)= ı/.{i; gibi
değişmez bir sayıdır. Demek ki, mt =0 için (5.9) denkleminin çözümü
küresel harmomiklerin değişmez bir sayıya eşit olmasına karşı gelir. Açısal
bağımlılık göstermeyen bu tür çözümler, küresel simetrik çözümler adını
alır. Şimdi, öncelikle bu çözümü ele alalım.

5.3.1 R(r) nin Küresel Simetrik Çözümü

(5.9) denklemi, yörüngesel harekete ilişkin l açısal kuantum sayısı


sıfır alınarak yeniden yazılırsa,

n2 d2 . . kZe 2
- - - r R ( r ) - --R(r) = ER(r) (5.16)
2µr dr 2 r

elde edilir. Öte yandan, bu denklem, sol taraftan - 2µr / n2 ile çarpılırsa,

d2 2 kZe 2 2 E
- 2 rR(r) + µ 2 rR(r) = -4-rR(r) (5.17)
dr nr li


Kııaııtııııı Kııraınıııa Göre Tek Elektroıılıı Atom 255

biçiminde de yazılabilir. Eğer,

a = tı 2 / µkZe 2 (5.18)

gibi uzunluk boyutunda bir tanım yapılırsa, (5. 17) deki bağımsız r değişkeni,
boyutsuz p gibi yeni bir değişkene bağlı· olarak ifade edilebilir. Yani,

r=ap (5.19)

yazılır ve dr = adp, R(r) ➔ R(p) gözönüne alınarak (5.17) yeniden


yazılırsa,

d2 2
.-
2 pR(p)+-pR(p)-TJpR(p) = O (5.20)
dp p

elde edilir. Burada,

(5.21)

kısaltması yapıldı.

(5.20) diferensiyel denklemindeki ikinci terimden görüldüğü gibi, p=0 için


denklemi sağlayan pR{p) fonksiyonunun üstel azalan bir fonksiyon olması
gerekir. Böylece pR{p) için

pR{p)=F(p) e-..fqp (5.22)

gibi bir fonksiyon önerilebilir. Buna göre, (5.22) bağıntısının ikinci türevini
veren

bağıntısı ile (5.22) bağıntısı (5.20) de kullanılırsa,

4t
256 Kııaııtıım Fiziği

d2 d 2
-F{p)- 2,./n - F(p)+- F(p)=0 (5.23)
dp 2 dp p

elde edilir.
(5.22) bagmtismdan görüldüğü gibi, p=0 da R(p) nun sonlu bir değer·
alması için F(p)=0 olmalıdır. Buna ·ek olarak, p sonsuza yaklaşırken R(p)
nun yine sonlu bir değer alması için F(p) nun da sonlu değer alması gerekir.
O halde, bu iki koşula uyan F(p) fonksiyonu üstten sınırlı bir polinom
olabilir. Yani,

(5.24)

olabilir. Burada, Cn ler, p dan bağımsız katsayılardır. F{p) nun kendisi,


birinci ve ikinci türevi (5.23) eşitliğinde kullanılır ve bağıntı p nun artan
kuvvetleri yönünde sıralanırsa,

[2cı - 2,./n cı+2c2+ ...... ] p 0 + ....... +[n( n - l)cn+ ...... ] pn-ı

(5.25)

bulunur. p nun her değeri için bu bağıntının sağlanmasının bir yolu,


katsayıların ayrı ayrı sıfır olmasıdır:

2cı - 2 ,./n cı+2cı+...=0

(5.26)

(5.26) nın sonuncusundan, c 0:;ı!:Q olduğu için,

(5.27)

bulunur. Bağıntıdaki n sayısı, F(p) polinomunun derecesini belirler ve


Kuaııtuın Kuramıııa Göre Tek Elektroıılıı Atom 257

n=l,2,3, ..... (5.28)

gibi tam sayı değerlerini alır.


Görülüyor ki, tek elektronlu atomun Schrödinger denkleminin f =0
için. küresel simetrik çözümleri, n gibi yeni bir· kuantum ·sayısı. ile
açıklanabilir.· Eğer rı niceliği için (5.27) deki değeri alınır ve (5.22)
eşitliğinde kullanılırsa, küresel simetrik çözüme karşı gelen
özfonksiyonların,

n=l,2, .... (5.29)

biçiminde olduğu görülür. Kuşkusuz, Rno( p ) ların tam olarak belirlenmeleri ·


Fn0 ( p) polinomlarının belirlenmesine, onların belirlenmesi de c 1, c2, ••••• gibi
katsayıların bilinmesine bağlıdır. Bu katsayıların bilinmesi durumunda, n nin
ilk üç değerine karşı gelen birlenmiş Rn0 ( p) fonksiyonları aşağıdaki gibidir.

(5.30)

(5.31)

2 (ı 2p
R3o( p )=-== - - + - - e-p/3 2p2) (5.32)
3✓2a 3 } 21

Bu dalga fonksiyonlarının her birine karşı gelen enerji ise (5.21) den,
(5.18) ve (5.27) bağıntıları göz önüne alınarak, türetilen

(5.33)

bağıntısından bulunur. Burada,

(5.34)
258 Kııaııtımı Fiziği

Rydberg eııerjisi tanımı kullanılırsa,

(5.35) ..

elde edilir.
Öte yandan, (5.18).bağıntısında, ·

(5.36)

Bohr yarıçapı tanımı yapılırsa,

(5.37)

bağıntısına ulaşılır.
(5.35) ve (5.37) eşitlikleri, tek elektronlu atomda küresel simetrik
çözümlere . karşı gelen enerji özdeğeri ile bununla uyuşan dalga
fonksiyonunun azalma katsayısının, sırasıyla, Eo ve ao nicelikleri cinsinden
ifade edilebileceklerini göstermektedir. Buna göre, Eo ve ao nicelikleri bir
atomda enerji ve uzunluk kavramlarının ölçülmesinde birim olarak
seçilebilecek temel kavramlardır.
Hidrojen atomunda, Z=l, µ = me, a=a0 ve E=-Eo_olduğu için, taban
enerji durumunu niteleyen dalga fonksiyonu ile onun enerji özdeğeri, (5.30)
ve (5.35) bağıntılarından

2 -rla
Rıo(r)= Ge , Eı::::-Eo (5.38)
vao .

olarak bulunur. Oysa hidrojene benzer atomlarda Z;el olduğu için taban
enerji durumunu niteleyen dalga fonksiyonu ve enerji özdeğeri,

(5.39)

dir.


Kııaııtuın Kuraııııııa Giire Tek Elektro11lu Atom 259

S.3.2 R(r) nin Tam Çözümü

Bundan önceki Kesim de R(r) nin çözümü, f =0 için bulunmuştu.


R(r). nin tam. çözümünde f ;f(l. durumu . göz önüne alınacaktır.· (5.21)
bağıntısına (5.9) bağıntısında f =0 alınarak ulaşılmıştı. (5.9) bağmtısında ·
f =0 alınmazsa, ·

d2 2 f(f +1)
dpı pR(p) + p pR(p)- pı pR(p)- 17pR(p = O (5.40)

Schrödinger denklemine ulaşılır.

Bu bağıntıdan açıkça görülüyor ki, p sıfıra giderken, bağıntının

sağlanabilmesi için [pR(p)] biçiminde algılanan dalga fonksiyonunun


üstel azalan bir fonksiyon olması gerekir. O halde, (5.40) denklemini
sağlayan fonksiyona, (5.20) deki fonksiyonunun biçimini önerebiliriz.

pR(p) = F(p)e-.fqp (5.41)

Böylece, (5.41) tanımı (5.40) da kullanılırsa,

d2 d
-F(p)-217-F(p)+ - - - - F(p)=O
[2 f(f+l)] (5.42)
dpı d p pı

diferansiyel denklemi elde edilir.

(5.41) bağıntısından görüldüğü gibi, p =0 ise F( p )=0 dır. Bu


durum, (5.42) bağıntısının sağlandığı ilk koşuldur.· Öte yandan, p sonsuza
yaklaşırken R( p) nun sonlu bir değer alması F( p) nun polinom biçiminde
bir fonksiyon olmasına bağlıdır. Böyle bir polinom (5.24) deki gibi üstten
sınırlı, ancak f açısal kuantum sayısını içeren bir fonksiyon olmalıdır. O
halde, bu koşullara uyan F( p ) fonksiyonu için,

F( P )= Ct+ıP t+t + Ct+ıP e+ı + ············ + CnP n (5.43)

biçimini önerelim. O halde,


260 Kuaııtıım Fiziği

- - = Cr+ı (.e + l)p + C t+ı (€. + 2) p e+ı + ............. + Cnnp n-1


dF(p) 1

dp

dir. Bu eşitlikler, (5.43) ile birlikte (5.42) de kullanılırsa,

C C n-1]
+2[ce+ıP + e+ıP + ··········· + nP
l e+I
·

eşitliği elde edilir. (5.43) polinomunda .e =0 için en küçük terim p dur.


Buna göre, yukarıdaki eşitlikte pt-ı i içeren terimler atılabilir. Bu durum
göz önüne alınarak (5.44) eşitliği p nun artan kuvvetlerine göre yeniden
düzenlenirse,

(5.45)


Kuaııtum Kuramıııa Göre Tek Elektronlu Atom 261

bulunur. Bu eşitliğin sağlanması için parantezlerin ayrı ayrı sıfır olması


gerekir. Bu nedenle yukarıdaki bağıntının sonuncusundan C0 :;tO olduğu için

yazılır. Buradan da .Jij için


~=!_ (5.46)
n

değeri bulunur. Bağıntıdaki n s,ayısı, (5.43) den görüldüğü gibi, F( P)


polinomunun derecesini belirler ve polinomun özelliğinden ötürü

n =1,2,3, ..... (5.47)

gibi tam sayılar alır.

Görülüyor ki, tek elektronlu atomun Schrödinger denkleminin r ye


göre tam çözümü, ancak n gibi yeni bir kuantum sayısıyla açıklanabilir.
Eğer, yukarıda bulunan 1J niceliği (5.48) eşitliğinde kullanılırsa,· (5.47)
diferansiyel denkleminin çözümünü oluşturan özfonksiyonlann,.

(5.48)

biçiminde olduğu görülür. Burada, F( p) polinomlan n ve f ye bağlı olduğu


için Rne özfonksiyonlan hem n, hem de f kuantum sayılarıyla

belirlenebilir. Kuşkusuz, Rne özfonksiyonlannın tam olarak belirlenmeleri,


Fne ( p ) polinomlannın belirlenmesine bağlıdır ki bu da matematiksel işlem
olarak (5.43) deki C0 katsayılarının belirlenmelerini içerir.

C0 katsayılarını türetmek konumuz dışında kalan bir inceleme


olduğu için, burada C~ lerin bilindiğini varsayarak onlara karşı gelen Rne
özfonksiyonlanndan bir kaçını yazmakla yetineceğiz, Çizelge 5.1.


262 Kııaııtımı Fiziği

Çizelge 5.1. Tek Elektronlu Atomda Birlenmiş R111 Fonksiyonlarından


Bazıları (Kaynak 3 den alınmıştır)

n e Rıı t
l 2 -p
O R ıo= G e
va 3
------------------------------------------------------------------

2
O
~
1 (ı - - e -p/1
R-,o=--==
.[i;;3
p)
2

l R 1 -pı ı
21 = r::-:i pe
2v6a-
------------------------------------------------------------------
O R30 2
3,fi;Ş
(ı- 23P + 227p 2)e-P' 3
3
l 8
R31=--==P (ı - - e-p/3 p)'
21&3 6

Çizelge 5.1 de n kuantum sayısının ilk üç değeri için verilen R111


özfonksiyonları, r=a p olmak üzere,

bağıntısı yardımı ile birlenmişlerdir. Çizelgedeki dalga fonksiyonlarının p


ya göre değişimi Şekil 5.1 de verilmiştir.


Kııaııtuııı Kııraınıııa Göre Tek Elektroıılıı Atom 263

ı..

Rıı
.:

o p
oi '-...--· ı>
~
R.ı
'iı~' 11.,.

\
\
\ /\ '\
I ~
·)
"
' -- p Ü
' "'--· p
o
1 '-.
''---
p

Şekil 5.1 n=l,2,3 için Rne fonksiyonlanmn p ya göre değişimi

Şekil 5.1 den görüldüğü gibi, n sayısı ne olursa olsun, ,f, =0 için Rne ,
p =0 da daima sıfırdan farklı değer alır. Öte yandan, yine Şekil 5.1 den
görülüyor ki, p nun sıfır ile sonsuz arasındaki değerleri içinRntt (n-i-1)
kez sıfır olur. Örneğin, R 10 da n- ,f, -1=0 olduğu için R 10 sıfır değeri almaz.
Ancak, R30 da n- ,f, -1 =2 olduğu için R30 iki kez sıfır değerini alır.

(5.43) ile tanımlanan F( p) polinomunun özelliklerinden biri p =0


için F( p) nun sıfır olmasıdır. Bu özellik, R(r) nin tanımlandığı koordinat
sisteminin başlangıç noktasında sonlu bir değer almasını sağlar.

(5.43) tanımının ikinci özelliği, Kesim 5.3.1 de incelenen küresel


simetrik çözümler için tanımlanan F( p) yu içermesidir. Gerçekten de,
(5.43) de t =0 seçilirse (5.24) ile tanımlanan F( p) polinomu bulunur. (5.43)


264 Kuaııtum Fiziği

tanımının başka bir özelliği de tek elektronlu atomun enerji özdeğerlerini


kontrol eden n kuantum sayısının ( .e +l) e eşit ya da ondan büyük olmasını
sağlamasıdır. Bu durumda, tek elektronlu atomun yörüngesel ha-reketini
niteleyen açısal kuantum sayısı f ,(n-1) e kadar değer alır. n= 1 için .e =0,
n=2 için ..e =Ü, 1 ve n=3 için f =0, 1,2 gibi.

Şimdi de (5.43) ile verilen özfonksiyonlara karşı gelen enerJı


özdeğerlerini bulalım. Bunun için, (5.46) ile verilen 1J niceliğini (5.20)
bağıntısında kullanabiliriz. Buna göre, E0 ile gösterilen enerji özdeğerleri
ıçın,

(5.49)

bağıntısı bulunur. Eşitlikten


görülüyor ki, tek elektronlu atomun enerji
özdeğerleri yalnızca n sayısına bağlıdır. Başka bir deyişle, enerji özdeğerleri,
özfonksiyonların aksine, f kuantum sayısına bağlı değildir.

Yalnızca enerji özdeğerlerini kontrol eden, başka bir deyişle, tek


elektronlu atomun enerjisini kuantumlandığını gösteren n sayısına, asal
kuantum sayısı adı verilir.

Şimdi yeniden tek elektronlu atomu niteleyen· (5.4) diferansiyel


denkleminin çözümü olan ve (5.5) ile verilen dalga fonksiyonlarına dönelim.
Bu dalga fonksiyonlarını, (5.6) eşitliği ile verilen küresel harmoniklerle r ye
göre çözüme karşı gelen (5.48) deki fonksiyonları birleştirerek bulabiliriz.
Yani,

ur
'I' nem
t
= Rnt • S lm1, e im,f/J
. (5.50)

dir. Görülülyor ki, tek elektronlu atomun, yalnızca n asal kuantum sayısına
bağlı olan enerji özdeğerlerine karşı gelen özfonksiyonları, n, .e , ıne
kuantum sayılarıyla belirlenir. Burada,


Kuaııtum Kuraınıııa Göre Tek Elektronlu Atom 265

n=l,2,3, ..... .
R. =0,1,2, .... , (n-1)
me =0,±1,±2,..... . (5.51)

değerlerini alırlar.Buna göre, n asal kuantum sayısının herhangi bir değeri


için elde edilen En enerji özdeğerine birden fazla enerji özfonksiyonu karşı
gelir, Çizelge 5.2. Gerçektende, n asal kuantum sayısı 2 değerini aldığında
E2 enerji özdeğerine l/fıoo,l/fııı,l/fuo,l/fıı-ıOlmak üzere dört ayrı özfonksiyon
karşı gelir. Benzer biçimde, nasal kuantum sayısı 3 değerini aldığında da E 3
enereji özdeğerine l/fıoo ,l/fı11, l/fııo ,l/fıı-ı ,l/fııı ,l/fııı ,l//320 ,l/fıı-ı ,l/fıı-ı olmak
üzere dokuz ayn fonksiyon karşı gelir.

Öte yandan, n asal kuantum sayısının en küçük değeri 1 olduğu için


bu durumda öteki kuantum sayıları sıfırdır. O halde, tek elektronlu atomda
n=l, f =0 ve mt=0 durumuna karşı gelen enerji özdeğeri, (5.49) dan,

(5.52)

ve buna karşı gelen özfonksiyon da, Çizelge 5.2 den

1 -r/a
lf/100 = ,--; e (5.53)
v1ıtı3

dir.
Tek elektronlu atomda, n=l, f =0, me=0 durumuna o atomun taban
enerji durumu adı verilir. O halde, (5.52) ve (5.53) ile verilen enerji
özdeğeri ile özfonksiyonu taban enerji durumundaki bir atomu niteleyen
değerlerdir. n;t:l durumlarının her biri ise, tek elektronlu atomun uyanlmış
enerji durumu adını alır.


266 Kııaııt11111 Fiziği

Çizelge 5.2. Tek Elektronlu Atomda n niıı İlk Üç Değeri İçin Enerji
Özdeğerleri ve Özfoııksiyonları (Çizelge4.1 ve Çizelge5.1 birleştirilerek
elde edilmiştir)

n En e mı lflıııııı, (p,0,rp) Çakışma


Sayısı·

1 µZ,2 1 -p
Eı=-Eo- o o lflıoo = .J;;ş e 1
me
- - ------------------- ---- - -- .. - ... ------------------------------------------ ---·------
2 1 (2 -p ) e-p/2
o o lflıoo = ~
4 21l'a 3
••n•••••••••

ı -p,2 s· e irp
lf/211 = .J;;ş p e m e
1 1 8 1l'a3

E;:, µZ,2 1 o ı -pııc e 4


lf/210 = ~p e os
Eı=---- 4 21l'a 3
4 me
ı -p,2 s· e -itp
1 -1 lf/21-1 = .J;;ş P e ın e
8 1l'a3
- - ------------------- - --- ------ ------------------------------------------ ----------
3 1 {27-18p+2p2)e-P' 3
o o lfl-J00 =
sı.&1 .
lfl-Jıı
1 Pı,6-p)e-P 13Sir1Jl'P
1 1 sı,J;l
1 o lf/310 = ı};;;, ı/,.6- p) e-p"Co!IJ
8 1lll,3 .

1 -1 1/'31--1
ı
ıJ;}
d.6-p~ e-pı3s. 0 e ıı
-irp

8
- -- - ------ ------------------------------------------
E;:, ızı 1 ., -p/3s· .,0 zirp 9
E3=---- 2 2 lfl-Jıı = 2{;j /Te ırt e
9 nı · 16 m-3
., -pı3s· Be
2 1 1/'321 =
1
ıJ;} ıre ıı o.i eirp
8 m3
2 o 1/'320
1
ı/(;;jıre
., -pl3(3Cos"0 - 1)
8
= 1
ı.J;;f
ıJe-pt3s·11ı0 Co:iJ e -l<f'

2 -1 1/'32-1
8 7llı3
2 -2 lf/ 3 ,_ı= l p 2 e-P' 3 Siıı20e-ı;,,,
- 162 ..J;;;1


Kııaııtımı Kııraııııııa Göre Tek Elektroıılıı Atom 267

5.4 Tek Elektronlu Atomda Enerji Düzeylerindeki Çakışıklık

Tek elektronlu atomda enerji durumlarının çakışıklığını iki ayrı


durum için inceleyelim.

5.4.1 ·Elektronun Spininin Gözardı Edildiği Durum

Kesim 5.3 de elde edilen sonuçlar birleştirilirse, spini gözardı edilen


tek elektronlu bir atomu, herhangi bir t anında, niteleyen enerji
özdeğerlerinin,

(5.54)

ve bunlara karşı gelen özfonksiyonların da

(5.55)

biçiminde olduklarını görürüz. Daha önce de değinildiği gibi, tek elektronlu


atomun enerji değerleri yalnızca n asal kuantum sayısına bağlıdır. Buna göre
n asal kuantum sayısının aldığı her ayn değer, sistem için ayn bir enerji
düzeyi oluşturur.
Öte yandan, n asal kuantum sayısının her değeri için f açısal
kuantum sayısı, (5.51) den görüldüğü gibi, (n-1) e kadar değer alır. Bu
demektir ki, n~( f + 1) koşulunu sağlayan f değerlerinin tümüne aynı enerji
değeri karşı gelir. Buna enerji düzeylerindeki çakışıklık denir. Yani, tek
elektronlu atomda her n değerine karşı gelen enerji düzeyi, f açısal kuantum
sayısına göre n-katlı çakışma gösterir.
Ayrıca, (5.51) bağıntısına göre, tek elektronlu atomda f açısal
kuantum sayısının her değeri için me magnetik kuantum sayısı (2 f + 1)
değer alır. Buna göre, tek elektronlu atomda herhangi bir n değeri için enerji
düzeyinde f ye göre ortaya çıkan çakışıklık, me magnetik kuantum sayısına
göre de çakışıklık gösterir. Bu demektir ki, tek elektronlu atomun (5.55) ile
verilen özfonksiyonlarının bir çoğu aynı En enerji özdeğerine sahiptir. Bu
durum Çizelge 5.2 den kolayca görülmektedir.
Gerçekten n asal kuantum sayısına göre her enerji düzeyi n 2-katlı
çakışıktır. Örneğin, n=l için E 1 enerji değerindeki taban enerji durumunda
çakışma yoktur. Oysa, n=2 için E 2 enerji değerli enerji düzeyi (n2=4) 4-katlı
ve n=3 için E 3 enerji değerli enerji düzeyi (n 2=9) 9-katlı çakışıktır. Bu


268 Kuaııtuın Fiziği

demektir ki, E 1 enerjisini özdeğer kabul eden bir tek, E 2 yi dört ayn ve E 3 ü
de dokuz ayrı dalga fonksiyonu özdeğer olarak kabul eder.
Tek elektronlu atomda n, f, mt kuantum sayılarına bağlı olan bu
enerji durumlarının.· herbirine, . ayrı bir isim verme geleneği vardır.
Spektroskopik gösterim denilen bu· isimlendirmeye göre, tek elektronlu
atomda n asal kuantum sayısının her bir değerine karşı gelen duruma kabuk
(shell) adı verilir ve alfabedeki büyük harflerle gösterilir:

n = 1 2 3 4 ' ......... .
Kabuk= K ' L M N' ......... .

Buna göre, tek elektronlu atomda n=l değerine karşı gelen taban
enerji düzeyi K kabuğu, n=2 değerine karşı gelen ilk uyarılmış enerji düzeyi
L kabuğu olarak isimlendirilir.
Öte yandan, tek elektronlu atomda n asal kuantum sayısı ne olursa
olsun, her f değerine karşı gelen enerji durumu yörüngemsi adını alır ve
alfabedeki küçük harflerle gösterilir:

f = O 1 2 3 4
'
...............
Yörüngemsi = s p d f g
'
...............
Örneğin, tek elektronlu atomun K kabuğunda n=l f =0 olduğu için
bu kabuk (yani taban enerji durumu) Is yörüngemsisinden oluşur. Benzer
biçimde, L kabuğunda n=2 ,f, =0 ve ,f, =1 olduğu için bu kabuk 2s2p
yörüngemsilerinden oluşur. Ayrıca, f =1 için mc =0, ±1 olduğundan 2p
yörüngemsisinin üç ayrı biçimi vardır.
Tek elektronlu atomda, enerji düzeylerinin bu biçimdeki gösterimi, n
asal kuantum sayısının ilk dört değeri için Şekil 5.2 de gösterilmiştir.
Şekilden görüldüğü gibi; n=l e karşı gelen E 1 enerjili K kabuğu bir, n=2 ye
karşı gelen Eı enerjili L kabuğu iki, n=3 e karşı gelen E 3 enerjili M kabuğu
üç ve n=4 de karşı gelen E4 enerjili N kabuğu da dört yörüngemsiden
oluşmuştur. Şekilde, n2 katlı çakışık olan bu kabukların çakışma sayılarıda
ayrıca gösterilmiştir.


Kuaııtum Kuramıııa GiJre Tek Elektroıılu Atom 269

En n,l-+ O 1 2 3 Çakışma sayısı Kabuk

ı 4p. · 4d
E4 4 -4s 4f 16 N

E3 3 -3s 3p 3d 9 M

2 -2s ---2p 4 L

Eı 1 -Is 1 K

Şekil 5~2. Tek elektronlu atomda enerji düzeyleri ve bunlara karşı


gelen spektroskopik gösterimler.

Dikkat edilirse bu incelemede, elektronun spin özelliği göz önünde


tutulmadı. Tek elektronlu atomda spinin gözardı edildiği bu incelemeye
çoğu kez, Schrödinger kuramı adı verilir.

5.4.2 Elektronun Spininin Gözardı Edilmediği Durum

Bundan önceki Kesim de elektronun spini gözardı edilmişti. Oysa,


IV .Bölüm de incelendiği gibi, elektron klasik kuramda karşılığı olmayan
. spin açısal momentuma sahiptir. Elektronun spin açısal momentumu s spin
ve nıs spin magnetik kuantum sayısı gibi iki ktiantum sayısı içerir. Elektron
için s=l/2 ve II1s=±112 olduğunu biliyoruz.

O halde, tek elektronlu bir atom incelenirken, daha önceki kuantum


sayılarına ek olarak spine ilişkin kuantum sayısı da göz önünde tutulmalıdır.
Burada göz önünde tutulması gereken kuantum sayısı IIls spin magnetik
kuantum sayısıdır. Başka bir deyişle, tek elektronlu atomun enerji durumları
dört ayn kuantum sayısıyla belirlenir. Bu kuantum sayıları şunlardır.
270 Kuaııtıım Fiziği

i) Asal Kııantum Sayısı adı verilen il kuantıım sayısı 1,2,3, ... gibi tam
sayı değer alır ve atomun enerji kabuklarını belirler.

ii) Açısal Kuantıım Sayısı adı


verilen f kuantum sayısı O, 1,2, ...
değerlerini alır ve atomun yörüngesel hareketine. ilişkin açısal
momentumun~n büyüklüğü ile yörüngemsılerini belirler. f sayısı n
asal kuantum sayısının her değeri için (n-1) tane ayrı değer alır.

iii) Açısal Magnetik Kuantuın Sayısı adını alan mt kuantum sayısı -f


ile + f arasında (2 f + 1) tane değer alır ve atomun yörüngesel
hareketine ilişkin açısal momentumunun kuantumlanma
doğrultusundaki bileşenini belirler. mt' açısal magnetik kuantum

sayısı, O, ±1, ±2, ....... gibi değerler alır.

iv) Spin Magnetik Kuantum Sayısı adını


alan ms kuantum sayısı atomda
spin açısal momentumunun kuantumlanma doğrultusundaki
bileşeninin büyüklüğünü belirler. Tek elektron durumunda yalnızca
±1/2 gibi iki değer alır. IV.Bölüm de değinildiği gibi, tek elektronlu
atomda elektron, ya 111s=l/2 ye karşı gelen la) spin yukan, ya da
Ills=-1/2 ye karşı gelen jP) spin aşağı. durumundadır.

Buna göre, tek elektronlu bir atomda, n, l , mt ve ffis kuantum


sayılarının belirlediği zamana bağlı dalga fonksiyonları,

la)
lf/nlm m
t •
(r, 0, f/J, t) = Rnl (r )Yem (0, f/J )e-iE,,t Ilı.
ı
(5.56)

iP)
biçiminde yazılır.

Bu bağıntı gösteriyor ki, spini gözardı edilen tek elektronlu atomu


niteleyen Şekil 5.2 deki enerji düzeylerinin her biri elektronun spininden
ötürü iki katlı çakışıktır. Örneğin, Şekil 5.2 de görüldüğü gibi, n=l, l =0,
me=O a karşı gelen taban enerji durumu çakışık değildi. Oysa, bu enerji
durumu ffis=±l/2 den ötürü iki katlı çakışıktır. Bu demektir ki taban enerji
I I
durumunda bir elektron a) ya da P) durumunda olabileceği için bu enerji
durumu iki katlı çakışıktır.


Kııaııtııııı Kuramıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 271

Böylece spini gözardı edilmeyen tek elektronlu bir atomda enerji


düzeyleri Şekil 5.3 deki gibi olur. Şekilden görüldüğü gibi, ıne ye göre n2-
katlı çakışık olan enerji düzeyleri ms ye göre 2n 2 -katlı çakışıktır. Örneğin,
n=2 için m,. ye göre 4-katlı çakışık olan !.uyarılmış enerji düzeyi ms den
ötilrü 8-katlı çakışıktır. ·

~
n,f ► o 1 ') Çakışma sayısı Kabuk

t 1/2
1/2 -1/2 1/2
18 M
E3 3 112
3s
-1/2 1/2 3p 1/2 -1/ı 3d
-1/2 1/2 -1/2 -1/2 1/2
-1/2 1/2 -1/2
1/2 -1/2

E2 2 1/2 2 -1/2 1/2


=s 8 L
-1/2 1/2 -1/2 ıp
-1/2
Eı 1 112 ls 2 K
-1/2

Şekil 5.3. Tek elektronlu atomda n, R , me ve m5 kuantum sayılarına

göre n nin ilk üç değeri için enerji düzeyleri. ( me kuantum


sayısına göre enerji durumları abartılı bir biçimde
gösterilmiştir.)

5.5 Olasılık Yoğunluğu Dağılımı

Şimdi
tek elektronlu atom için (5.55) ile verilen özfonksiyonlardan
ne tür bilgiler elde edeceğimizi araştıralım. Bu dalga fonksiyonları
birlenınişlerdir. Yani,

Jırooo Jıro,r Jıro2,r lflntmı (_r,0,rp*lflnemt


) ( r,0,rp ) r 2 sin0drd0drp=l (5.57)

dir. Burada, r 2 sin 0drd0drp, küresel koordinatlarda seçilen bir hacim


elemanıdır. Bu fonksiyonlar aynı zamanda birbirine diktir. Yani, kuantum
272 Kuantuın Fiziği

sayıları arasında, n :# n' , R -:t:= R.', mt -:t:= mt' olmak üzere, oluşturulan iki ayrı
dalga fonksiyonu için,

dir. Bu iki temel özelliği taşıyan özfonksiyonlardan elde edilecek bilgiler,


bunlara karşılık gelen olasılık yoğunluğu kavramından çıkarılabilir. (5.55)
ile verilen özfonksiyonlara karşı gelen olasılık yoğunluğu,

idi. Burada, sağ taraf üç ayrı değişkene bağlı niceliklerin çarpımı biçiminde
olduğu için her değişkene bağlı çarpanın davranışını ayrı ayrı inceleyebiliriz.
Örneğin, r değişkenine bağlı çarpanı ele alalım.

Tanımolarak, tek elektronlu atomda, 0 ve <p ne olursa olsun bir


elektronu r ve r+dr aralığmda bulma olasılığı,

~e(r)dr = ~(r)* ~(r),-2drfo1ıfo2tı Stmt (0)* Stı"·~ (fJ)T,n (<p)*Tmt (<p)SinOd(H<p


ı

dir. Burada çarpanların her biri ayrı ayrı birlenmiş oldukları için bağıntıdaki
integralin sonucu 1 dir. O halde, ·

(5.60)

yazılır.Burada, mf. kuantum sayısına bağlı olmayan ~e(r) niceliği,


elektronun konumuna bağlı olasılık yoğunluğu adını alır ve

(5.61)

bağıntısı ile verilir.


Kuaııtum Kuraınıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 273

Çizelge 5.1 den görüldüğü gibi, Rnt(r) fonksiyonları gerçek


fonksiyonlardır ve yalnızca n ve f kuantum sayılarına bağlıdır. O halde,

(5.62)

yazılabilir.

Konuma bağlı olasılık yoğunluğunun uzaklığın fonksiyonu olarak


dağılımı, n asal kuantum sayısının ilk üç değeri için Şekil 5.4 de
görülmektedir. Şekilde, birimsiz aP,.t(r) niceliğinin, yıne birimsiz p
niceliğine göre dağılımı ele alınmıştır.

,!\
I/ \ .
;,

...,,
d.ıı

/~\ r-\ (e}

/ \
. \ {b)

(\ \
/
.'
'\ ·,
o : 4 6 a 1 16 p

.ıl!--.ı

/~
»·ıı

/
/~\ ıt)
/ \ (c)
/ \

p
o
, / ◄
t
6
"' 8
·'--..
p O 2
/
4
.
6
'
8 hl 1'.: 14 16
t
""-....
ı,

Şekil 5.4. Tek elektronlu atomda konuma ilişkin olasılık yoğunluğunun


dağılımı, n=l,2,3 ve f nin bunlara karşı gelen her değeri ·
alınmıştır. ➔ işareti, olasılık yoğunluğunun en büyük olduğu
p değerini göstermektedir.
274 Kuaııtımı Fiziği

Şekilden görüldüğü gibi, tek elektronlu atomda her özfonksiyona


karşı gelen olasılık yoğunluğu, p ekseninin belli bir aralığında fark
-
edilebilir büyüklükte bir değer alır. Bu demektir ki, herhangi bir kuantum
durumunda bulunan tek elektronlu atomda elektronun belli bir kabuk içinde
bulunma olasılığı oldukça yüksektir.
Şekil 5.4a, n=l, f =0 olduğu için, elektronun taban enerji durumuna
karşı gelen olasılık dağılımını verir. Bu dağılım, p =I için, yani r=a için,

maksimum değere ulaşır. Burada, (5.37) ye göre, a=111eao/µZ dir. Hidrojen


atomunda µ=itle ve Z=l olduğu için p =l e karşı gelen r uzaklığı, ao a eşittir.
O halde, taban enerji durumundaki hidrojen atomunda elektronun
çekirdekten olan uzaklığı, Bohr modelindeki en küçük yarıçaplı yörüngeye
karşı gelir. Bu durumda elektronun çekirdeğe olan uzaklığına en olası
uzaklık denir.
Tek elektronlu atomda, f :;t:O durumları için de elektronun en olası
bir uzaklığı olabilir. Bunu Şekil 5.4 deki olasılık yoğunluğu dağılımından
görebiliriz. Gerçekten de, Şekil 5.4c,f den görüldüğü gibi, olasılık dağılım
fonksiyonu, f açısal kuantum sayısının yalnızca f =n-1 olduğu durumlarda
bir tek maksimum değer gösterir. Bu da, Şekil 5.4a da, yani taban enerji
durumunda olduğu gibi elektronun en olası bir uzaklığı olduğunu gösterir.
.f. =n-1 olması, f nin en büyük değerini alması demektir. O halde, hidrojen
atomunda, .f. nin en büyük değerlerine karşı gelen durumlarda elektronun
çekirdeğe olan en olası uzaklığı, Bohr modelindeki dairesel yörüngelerin
yarıçaplarına karşı gelir. Yani, n asal kuantum sayısı olmak üzere,

(5.63)
dır.
Öte yandan, kuantum kuramına göre, tek elektronlu atomda
elektronun çekirdekten uzaklığının ortalama değeri, konumun beklenen
değerine eşittir ve

= J: rP,, r )dr
1( (5.64)

biçiminde tanımlanmıştır. Gerekli işlem yapıldığında, EK V de verildiği


gibi,


Kuaııtııın Kuramıııa Gifre Tek Elekıroıılu Atom 275

(5.65)

bulunur. Görülüyor ki, elektronun çekirdekten uzaklığının ortalama değeri,


f açısal kuanturi-i" sayısına belli ölçüde bağlıdır. Örneğin,· n=l, f=O taban
enerji durumunda olan bir atomda, elektronun çekirdeğe olan ortalama
uzaklığı,

(r)ıo = 3a/2 (5.66)

dir. Yani, taban enerji durumunda r nin beklenen değeri, Bohr yarıçapının bir
buçuk katıdır. Ancak, f açısal kuantum sayısının değeri büyüdükçe, (5.65)
bağıntısında f ( f + l)/n2 terimi bire yaklaşacağı için r nin beklenen değeri
yalnızca n asal kuantum sayısına bağlı olacaktır, tıpkı Bohr modelinde
olduğu gibi.

Örnek 5.1 Çizelge 5.1 deki dalga fonksiyonlarını kullanarak Şekil 5.4
deki olasılık dağı.lımlannın en büyük olduğu uzaklıklan (en
olası uzaklığı.) bulunuz.

Şekil 5.4a daki olasılık dağılımını veren dalga fonksiyonu


Çizelge 5.1 den R 10 dır. O halde, tanım gereği

*R
Pıo(P)= Rıo ıoP
ı I ı112 -ıp ı
= n.ı e P_ (a)

dir. Bu olasılık yoğunluğunun en büyük değerine karşı gelen


değeri

d-Pıo(P) =O (b)
dp
bağıntısından bulunur. Öyleyse,

.!!_P. (p) = .!!__ IAl2 e-ıp pı


dp 10 dp
=1Alı2p[-p + l]e-ıp
=0
276 Kuaııtum Fiziği

yazılır. Buradan da,

Pıo =1
bulunur. Burada r 1=a Pı .olduğu için

(c)

olur. Benzer biçimde, Şekil5.4c deki olasılık yoğunluğu

* R p2 =
P2ı(P)=R21 1A12 p 2e-p p 2
21

dir. Bu, (b) de kullanılırsa

dan p 20 =4 bulunur. O halde,

(d)

Yine, Şekil5.4f deki olasılık yoğunluğu dağılımından en büyük


değerine karşı gelen uzaklık aranırsa,

(e)

bulunur. O halde, hidrojen atomunda olasılık dağılımının en


büyük olduğu uzaklıklar a yerine ao Bohr yarıçapı alınırsa,
' '

r1 (eııo)=1 2 ao, r 2 (eno)=2 2ao, r3 (eno)=3 2ao olur. Burada, ı2,


22, 33, n kuantum sayısının karesi olduğu için

(f)
elde edilir.


Kuaııtum Kuramıııa Göre Tek Elekıroıılu Atom 277

Örnek 5.2 Tek elektronlu bir atom

. R (. ,\ 1 · r -r ı ıa
(a)
ıı r,= ✓24a3 ae

kuantum durumundadır.
Atomda, elektron ile çekirdek
arasındaki uzaklığm ortalama değerini bulunuz.

Elektronun çekirdeğe uzaklığı r olsun. (5.64) bağıntısından


ötürü,

dir. Burada, (a) fonksiyonu kullanılırsa,

elde edilir. Burada, EKII de verildiği gibi

olduğu için

(r) =Sa
bulunur.
278 Kııa11tııııı Fiziği

S.6 Işımalı Geçişler-Seçim Kuralları

5.6.1 Tek Elektronlu Atomda Işımalı Geçişler

Şimdi tek elektronlu atomda n, f, _m1 kuantum . sayılarının


oluşturduğu bir kuantum durumundaki elektronun n', f', 111,. kuantum
sayılarının oluşturduğu başka bir kuantum durumuna geçip geçemeyeceğini
araştıralım.
Tek elektronlu atomda, n, f., m, kuantum sayılarının oluşturduğu
kuantum durumunu niteleyen zamana bağlı dalga fonksiyonunun,

(5.67)

biçiminde yazıldığını biliyoruz. Burada, lflntm, zamandan bağımsız

özfonksiyonlan nitelemek için kullanılmıştır. Buna göre tek elektronlu


atomda elektronun konumunun beklenen değeri,

➔ . ➔

J
< r >= lfl;,mı (r,0,rp,t) r lflnıın, (r,0,rp,t) dT (5.68)

'J bağıntısından bulunur. Bu bağıntı,


j < ➔r >= J ➔Ir lflııtml 12 dT (5.69)

,...
l
biçiminde
~ktır.
yazılabilir. Bu bağıntının sonucunun zamandan bağımsız olduğu
Aynca, bağıntıda yer alan llflnıııı, 12 _olasılık yoğunluğu da zamandan
bağımsızdır. Kuantum kuramında, bir kuantum sisteminin olasılık yoğunluğu
zamandan bağımsız ise bu kuantum sisteminin enerji durumuna kararlı
enerji durumu, ya da kararlı kuantıım durumu adı verildiğini görmüştük.

Bu sonuca göre, kararlı enerji durumlarından herhangi birinde


bulunan bir atomda elektronun konumunun beklenen değeri, zamandan
bağımsızdır. Bu demektir ki, böyle bir atomun elektrik dipol momenti
titreşim yapmaz. Bu nedenle, kararlı enerji durumlarından herhangi birinde
bulunan bir elektron elektromagnetik ışıma yapmaz. Bu sonuç Bohr


Kııaııtıım Kuranıma Göre Tek Elektronlu Atom 279

modelinde ileri sürülen "elektron bir yörüngemside hareket ederken


elektromagnetik ışıma yapmaz" varsayımından başka bir şey değildir.

Böylece belli bir enerji değerindeki kararlı enerji durumunda


bulunan bir elektronun elektromagnetik ışıma yapmadığını gördükten sonra,
· bu elektronun bir kararlı enerji durumundan başka bir kararlı enerji
durumuna geçmesi olayını ele alalım. t=O da taban enerji durumunda
bulunan bir atomun, herhangi bir nedenle enerji kazanarak ya da başka bir
atomla çarpışarak, başka bir enerji durumuna geçmesi beklenen bir sonuçtur.
Ancak böyle bir atom, kazandığı enerjiyi salarak yeniden taban enerji
durumuna geçebilir.

Atomun taban enerji durumunu niteleyen kararlı dalga fonksiyonu


l//ntmt e-iE , ı tı ve uyanlmış enerji.. d urumunu nıte
il
. leyen de 1// n't'mı• e-iEn •t ı tı

olsun. Kuantum kuramına göre, bu iki dalga fonksiyonunun,

1/f
Y'
= C1 1/f
Y' ntm 1
e-iE.ı I tı +Cz 'I'1/fn, l , mt e -iE,,•t I il (5.70)

biçimindeki toplamı da bu atomu niteleyen dalga fonksiyonudur. Burada, c 1


ve c 2 katsayıları, l/f dalga fonksiyonunun birlenmesini sağlar. Buna göre,
c 1 *c 1 =lcıı2 elektronunun, l!fntmı e-;E,,,ıtı kararlı enerji durumunda bulunma

olasılığıdır. Benzer biçimde, c 2 *cı=lc 2 1 2 de aynı elektronun


l/fn't'mı• e-iE,,,, 111 kararlı enerji durumunda bulunma olasılığını verir. Öyleyse,

(5.71)

olmalıdır. Bu demektir ki, elektron c 1=1, c 2=0 ise l!fntm, e-iE,,tıtı ve c 1=0

.
c 2= 1· ıse l/fn't'm,, e-iE"•t I il k uantum durumundadır. cı ve c2 b"ır1eşme
katsayılarının aldığı değerler;
elektronun kararlı bir kuantum
bu
durumundan, kararlı başka bir kuantum durumuna geçebileceğini gösteriyor.

Şimdi
dalga fonksiyonunu (5.68) bağıntısında kullanarak,
'\jf
elektronun konumunun beklenen değerini bulalım. Bu değer,·
280 Kuaııtııın Fiziği

(5.72)

dir.
B agıntının ı"Ik ı"ki
w . .
tenmı, sırasıy
ı
a, l//nım, e-iE"tltı ve l//n't'mce -iEn •tllı
kararlı enerji durumlarında bulunan elektronun konumunun beklenen
değeridir ve zamandan bağımsızdır. Oysa, bağıntıdaki 3. ve 4. terimler,
içerdikleri karmaşık üstel fonksiyonlardan ötürü, zamana bağlıdırlar.
Zamana bağlılığı daha belirgin bir duruma sokmak için

➔ ➔

l/f nlmt r l/fn't'mı.• = l/f •n't'mı- r l/f nlınt
(5.73)

eşitliklerini kullanarak (5.72) yeniden yazılırsa,

f
11,•.,
+c•I c. 2 'Y ıı l m 1,
➔ .
. r 'Yurntın, di. [eiw,,,,,ı + e-iw,,,,,ı].

elde edilir. Bu bağıntıda, eiwM., + e-iwM., = 2Cosw,,,,.t özdeşliği kullanılırsa,

J
+2c; C2 l/f:•tm,• r l/f,,,,"!ı d't. Cosm,,,,.t (5.74)


Kuantımı Kuraınıııa Göre Tek Elektronlu Atom 281

bağıntısına ulaşılır.Demek ki, bu durumda elektronun konumunun beklenen


değeri, frekansı (5.73) bağıntısıyla verilen bir titreşim hareketi yapar.
Bu sonucu şöyle yorumlayabiliriz. En.)En olmak üzere, enerji
özdeğeri En' olan V/n'e'mı,e-iE,,•tllı kararlı kuantum durumunda buiunan bir
elektron, enerji özdeğeri En olan 1//nım, e-;e,,, 111 gibi başka bir kararlı kuantum
durumuna geçerken atomun elektrik dipol momentinin beklenen değeri,

➔ ➔

J
e< r >=-2ec: C2 1//=·tmı• r 1//ntm, d-ı. Cos{J)nn.t (5.75)

biçimindeki bir bağıntı uyarınca vnn.(= {J)nn. / 2,ı) frekanslı titreşim yapar.
Bu titreşim sonucu atom, aynı vnn. frekansıyla elektromagnetik ışıma yapar.
Bağıntıdaki e niceliği elektronun yüküdür.

İşte tek elektronlu atomda elektronun, kararlı enerji durumlarından


birinden ötekine elektromagnetik ışıma yaparak geçmesine ışımalı geçiş ya
da elektrik dipol geçişleri adı verilir. Bu tür geçişleri, (5.75) bağıntısına uyan
elektromagnetik dalganın genliğine katkı getiren,

➔ ➔

A = e 1/f';,t'm,, r 1//ntmı
J d-ı (5.76)

niceliğikontrol eder. Buradaki A niceliğine elektrik dipol momenti genliği.


adı .verilir. O halde, tek elektronlu atomda elektronun ışımalı geçiş
oluşturması için genliğin sıfırdan farklı değer alması gerekir. Şimdi, (5.76)
ile tanımlanan elektrik dipol momenti genliğinin sıfırdan farklı değerler
almasının koşullarını arayalım.

5.6.2 Seçim Kuralları

Şimdi, (5.76) bağıntısıyla tanımlanan genliği sıfırdan farklı yapan


koşulların ne olduğunu bulmak için, , r konum vektörünün x, y, z


bileşenlerinin r, 8, cp cinsinden değerlerini göz önünde tutarak, genliğin Ax,
Ay, Az bileşenlerini yazalım:
282 Kuaııtuın Fiziği

Genliğin sıfır olmaması demek Ax, Ay, Az nın ayn ayn sıfır olmaması
demektir. Bunun için gerekli olan koşullar ise (5.77) denkleminde
bulunmaktadır. Örneğin, Ax, Ay, Az deki r ye ilişkin integraller sıfır değildir.
O halde, Ax, Ay, Az nin sıfırdan farklı değer alınası 8 ve cp ye bağlı
integrallerin sıfır olmamasına bağlıdır. cp ye bağlı integralleri ele alalım. Ax,
Ay deki Coscp ve Sincp yerine

özdeşlikleri kullanılarak, Ax, Ay, Az deki cp ye bağlı integraller, sırasıyla,

J:n ei(mt•-mt-1)91 drp

J ın ei(m,•-mt+ı)9'
o
drp

f 0
2n ei(mt•-mt )91 drp

biçiminde terimler içerir. cp ye bağlı bu integrallerin sıfırdan farklı değer


almaları ancak ve ancak


Kuaııtuın Kuramıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 283

nl( - nll + 1= Ü
mr -mt -1 =0
nı 1, -,nl =Ü

seçilmesiyle sağlanır.
Demek ki, tek elektronlu atomda enerji özdeğerleri farklı olan iki
kararlı durum arasında geçiş olabilmesi için, atomu niteleyen mt magnetik
kuantum sayısında bir seçim olmalıdır. Yani, enerji düzeyleri arasında
sıfırdan farklı izinli geçiş ya da olasılığı büyük olan geçişler, bu enerji
düzeylerine ilişkin magnetik kuantum sayılarının

(5.78)

koşulunu sağlayan geçişlerdir.


Öte yandan, A genliğinin sıfırdan farklı değer alması için, cp ye bağlı
integrallerin sıfırdan farklı değer vermesine ek olarak 0 değişkenine bağlı
integrallerin de sıfırdan farklı olmaları gerekir. 0 değişkenine bağlı, S tm ya ı

da S , fonksiyonları iV.Bölüm de türetilen küresel harmoniklerdir.


. lme
Küresel harmoniklerin özelliklerinden ötürü, (5.77) deki 0 ya bağlı
integraller, .f_ ve .f_' açısal kuantum sayıları arasında bir birim fark
olmadıkça sıfırdır. O halde, (5.77) deki 0 ya bağlı integrallerin sıfır
olmaması için gerekli koşul,

(5.79)
dir.
Demek ki, tek elektronlu atomda, farklı enerji düzeyleri arasında
ışımalı geçişlerin ya da elektrik dipol momenti geçişlerinin oluşabilmesi için
(5.78) ve (5.79) koşullarının birlikte sağlanması gerekir. Böylece,

fl.f_ = ±1 (5.80)

biçiminde yazılan bu koşullara seçim kuralları ya da ışımalı geçiş kurallan ·


adı verilir.

Şimdi,hidrojen atomunu ele alalım ve (5.80) ile verilen seçim


kurallarını uygulayarak hidrojen atomunda ne tür ışımalı geçişler
olabileceğini inceleyelim, Şekil 5.5 .


284 Kııa11tu111 Fiziği

Eu(eV)
13.6 n

,, PYff
11

10
4
3
2
,. 1
~~
Balmer
Pasclıen
2s2p (ıı,=0,±1)
4s4p4d4f (n1ı=0,± 1,±2,±3)
3s.3p3d (111ı=O.±l ,±2)

,, n .,r
o Is (n\=0)
Lyman

Şekil 5.5. Hidrojen atomunda ışımalı geçişler.

Şekilde uyarılmış
enerji düzeylerine karşı gelen değerler, taban
enerji düzeyi Oseçilerek, pozitif sayılarla gösterilmiştir.

(5.80) seçim kuralı, atomun n asal kuantum sayısını içermediği için


şekildeki enerji düzeyleri arasındaki geçişlerden yana n sayısında bir
kısıtlama yoktur. Örneğin, n>l olan enerji düzeylerinin herbirinden n=l
taban enerji durumuna ışımalı geçişler olabilir. Hidrojen atomunda bu
geçişlere Lyman serisi adı verilir. Benzer biçimde, n>2 olan enerji
düzeylerinden n=2 olan !.uyarılmış enerji düzeyine olan geçişlere Balmer
serisi denir. 3., 4. ve 5. uyarılmış enerji düzeylerine geçişlere, sırasıyla
Paschen, Brackett ve Pfund Serileri denir. Her seride, /!J. R, =±1 ve
l!J. me =0,±I koşullan sağlanır. Örneğin, Lyman serisinde ışımalı geçişin
taban enerji düzeyinde .e =0, me =0 olduğu için ancak 2 p ➔ Is,
yapıldığı
3 p ➔ Is, 4 p ➔ Is, 5 p ➔ Is gibi izinli geçişler vardır. Oysa, 2s ➔ Is,
3s ➔ Is , 4s ➔ Is, 5s ➔ Is gibi geçişlere izin verilmemiştir. Benzer
biçimde, 3d ➔ Is , 4d ➔ Is , 4 f ➔ Is . . . gibi geçişlere de izin
verilmemiştir.


Kuaııtuın Kuramına Göre Tek Elektroıılu Atom 285

Örnek 5.3 Sg enerji durumuna uyarılmış hidrojen atomunun yeniden ls


durumuna geçmesi için gerekli olan ışımalı geçişleri bir şekil
üzerinde gösteriniz.

5g enerji durumuna uyarılmış hidrojen atomunun yeniden Is


enerji durumuna geçmesi için (5.79) ile verilen ılf =±1 seçim
kuralının gerçekleştiği ışımalı geçişlerin oluşması gerekir.
Bunlar aşağıdaki şekilde oklarla gösterilmiştir. Şekilden de
görüldüğü gibi dört ardışık ışımalı geçiş vardır.

n, .e o 1 2 3 4

5
4
3
2

Enerji düzeylerinin ölçekli çizilmediğine dikkat edilmelidir.

5.7 Tek Elektronlu Atomda Magnetik Moment

5.7.1 Yörüngesel Harekete İlişkin Magnetik Dipol Momenti

Klasik kurama göre, q yüklü m kütleli bir parçacığın r yarıçaplı


çembersel bir yörüngede yaptığı harekete,

µL =!1.A
T
büyüklüğünde bir magnetik moment karşı gelir. Burada, T periyot, A=m- 2
alandır. m = 2tı iT alınırsa,
1 2
µL = 2qOJr


286 Kııaııtuııı Fi::.iği

yazılır. Yine klasik kurama göre, bu parçacığın r yarıçaplı çembersel


yörüngede dönme hareketine karşı gelen açısal momentumunun b4yüklüğü
L=mOJr 2 dir. Bu değer yukarıda kullanılırsa,

(5.81)

elde edilir.
Bu bağıntıdan görülüyor ki, dönme hareketi yapan bir parçacığın
magnetik momenti, açısal momentumu ile orantılıdır. Bu orantı katsayısına
dönen parçacığınjiromagnetik oranı denir ve yL ile gösterilir. O halde,

(5.82)

dır. Bu bağıntıdaki yük tek elektronlu atomdaki elektronun yükü, kütlede


elektronun kütlesi olarak alınırsa (5.81) bağıntısı, tek elektronlu bir atom için
yazılabilir ve

(5.83)

bağıntısı elde edilir. O halde, µL tek elektronlu bir atomda elektronun


yörüngesel hareketine ilişkin magnetik dipol momenti dir. Buna göre, Yı de
elektronun yörüngesel hareketine ilişkinjiromagnetik oranı adını alır ve

(5.84)

biçiminde yazılır. Burada, g L = l olduğu açıktır. Spektroskopik yanlma


çarpanı, ya da g-Lande çarpanı (kısaca g-çarpanı) adı verilen boyutsuz bu
nicelik, dönme hareketi yapan elektronun yük dağılımının bir ölçüsüdür.

(5.83) bağıntısını, içine tı planck değişmezini katarak bir işlemci


biçiminde yazarsak,


Kuaııtum Kuraınıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 287

A
A e'Ji L
µL =-gL 2me h
=-gı ıı,; L (5.85)

elde edilir. Burada,

e'Ji 24 9
µ 8 =-=9.27xl0- Jff=5.79xl0- eV/G (5.86)
2me

sayısına Bohr magnetonu adı verilir. (5.85) bağıntısından görüldüğü gibi,


Bohr magnetonu, magnetik dipol momentinin ölçülebileceği evrensel bir
. birimdir. Buna göre, magnetik dipol momenti Bohr magnetonu cinsinden
ifade edilebilir.
Öte yandan, (5.85) bağıntısından görüldüğü gibi, tek elektronlu
atomda magnetik dipol momenti yörüngesel harekete ilişkin açısal
momentumun taşıdığı tüm özellikleri taşır. Bu nedenle, Kesim 5.2 göz
önünde• tutularak, tek· elektronlu bir atomun _magnetik dipol momentinin
fiziksel özelliklerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

i) Tek elektronlu bir atomda açısal momentumun kuantumlanması gibi,


magnetik · dipol momenti de kuantumlanmıştır. Kuantumlanma
doğrultusuz doğrultusudur.
ii) (5.85) bağıntısından yararlanarak

A 2 µ2 A 2 A 2
µ L = g2-1!...L
L 'Ji2
= YL2 L (5.87)
ve

(5.88)

magnetik dipol momenti işlemcileri tanımlanabilir. Burada,

A 2 A

[µL,µL) =Q (5.89)


288 Kuaııtwn Fiziği

/\

dır. Yani, µ ı ile µ ı z işlemcilerinin kuantum durumları ortaktır. Q halde,


özdeğerler

f =0,1,2, .. ;..

/\

µı, lt,mt) = - gı µsmclt,mt) ınc=0,1,2, ..... .

özdeğer denklemlerinden yararlanarak bulunur.

İÜ) Eğer, tek elektronlu bir atomda (5.88) ile tanımlanan z


doğrultusundaki bileşen işlemciye benzer biçimde, x ve y
doğrultularında

(5.90)

(5.91)

gibi iki bileşen işlemci daha tanımlanırsa, bu işlemciler arasında,

/\ /\ /\

[µLx ,µı_) = -ifıyL µL,


/\ /\ /\

[µL_. ,µL,] = -ifıyLµLx (5.92)


/\ /\ /\

[µı, ,µı) = -ifıYıf-lıy

/\ /\ /\

uyuşum bağıntıları yazılır. Tıpkı, Lx,Ly,Lz bileşen işlemcileri gibi,


/\ /\ /\

µLx ,µı_.. µı, bileşen işlemcileri de kendi aralarında yer değiştirmeyen

işlemcilerdir.


Kııaııtum Kııramma Göre Tek Elektroıılu Atom 289

Örnek 5.4 1f, mt) kııaııtum durumunda bulunan tek elektronlu bir
atomda, yörüngesel harekete . ilişkin açısal momentumun .
neden olduğu magnetik · momentin x ve y bileşenlerini ·
➔2 "2
tanımlayan µ Lx, µ ı, işlemcilerinin toplamının özdeğerini

veren bir bağı.ntı türetiniz ve 3d durumundaki atoma


uygulayınız.

(5.90) ve (5.91 bağıntılarına göre

dir. Buradan da
/\2 /\2 /\2 /\2
µLx +µLy ='Yi,(Lx+Ly) (a)

" 2 " 2
bulunur. (a) bağıntısındaki L:c, Ly , artıran ve eksilten
işlemciler cinsinden yazılırsa,

/\2 /\2 1 /\+ /\- /\- /\+


Lx+Ly=-[L L +L L ]" (b)
2

bulunur. Oysa, verilen bir IR,me) kuantum durumu için

/\+ /\- .
L L IR,mc)=1i2[R(f+l)-me(nıe-l)]IR,mt)

ve

olduğundan


290 Kuaııtum Fiziği

1\2 1\2 1 /\+ 1\- 1\- I\+


[Lx+Ly]lf,m,)=-[L L +L L] lf,mr)
2
liı
.· = 2 [f(f + l)-n\(11; -l)+f(f+ 1)-me(mt + 1)] ıe,me)

=tı 1 le(e +1)-m;Jlt,m,) (c)

bağıntısı elde edilir. O halde, (c) nin özdeğeri,

1\2 1\2
< (Lx+ Ly) >= (e,ınt ltı 2 (f(f + 1)- mz) ıe,me)

=tı 2 le(f+l)-m;J (d)

bulunur. Bu değer (a) da kullanılırsa,

sonucuna ulaşılır.

3d durumunda f =2, me = -2 ,-1, O, 1, 2 olduğu ıçın (e)


bağıntısından

2tz 2 mt = 2
stı 1 ,nl =1
µ~ = 6li 2 mt =O
5tı 1 111l =-1
2tı 2 m, =-2

değerleri bulunur.


Kua,ıtuın Kuraınma Giire Tek Elektro11lu Atom 291

5.7.2 Larmor Dönü Hareketi

Klasik elektromagnetik kurama göre, magnetik momenti µ olan ve


B magnetik alanı iç'ine yerleştirilen bir dipole, ·


➔ ➔ ➔

t:=µxB

gibi bir moment etkir. Öte yandan, bu moment ile açısal momentum arasında

dL ➔
-=t:
dt

gibi bir ilişki vardır. Aynca (5.81) bağıntısı, vektör olarak düşünülürse

. (5.93)

yazılır. Bu üç bağıntı birleştirildiğinde,

dµ ➔ ➔
-=yµxB (5.94)
dt

elde edilir. Magnetik dipolun hareket denklemi olarak bilinen bu denklemin


çözümü, büyük ölçüde uygulanan B magnetik alanına bağlıdır. Diyelim ki


B ınagnetik alanı xyz koordinat sisteminde z doğrultusunda uygulanmış


olsun.

Bu durumda,

➔ /\ /\ ./\
µ =µx i+µy j+µz k

olacağı için, (5.94) bağıntısı, bileşenleri cinsinden yazıldığında,


292 Kııantuın Fiziği

denklemi elde edilir. Bu denklemin sağlanması için

dµ'=O
dt

olmalıdır. Bu üç diferansiyel denklemin çözümünden,

µx = µdSinaJLt
µY = µdCosmLt (5.95)
µ,=µp

bağıntıları elde edilir. Burada; µP magnetik momentinin z doğrultusundaki


bileşeni, µd ise magnetik momentin z doğrultusuna dik düzlemdeki
izdüşümüdür. Aynca, (5.95) bağıntısında

(5.96)

kısaltması yapıldı.

(5.89) denklemleri, magnetik dipolün, z doğrultusunda uygulanan B


magnetik alanı çevresinde dönü hareketi yaptığını göstermektedir. İşte bu
harekete Larmor Dönü (precession) Hareketi ve

(5.97)


Kuaııtuın Kuraınıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 293

niceliğine de Lıırmor Dönü Frekansı denir.

Bir magnetik dipolün, magnetik alan içindeki davranışını belirlemek


ıçın klasik kurama göre yapılan bu inceleme kuantum kuramında da
geçerlidir. Buna_ göre bir atom bir _magnetik alan içinde .öyle bir davranış
gösterir· ki, onun açısal momentumu alan çevresinde vL frekanslı bir dönü
hareketi yapar.

S.7.3 Elektronun Spin Magnetik Momenti

Kesim 5.7.1 de görüldüğü gibi, sıfırdan farklı açısal momentumu


olan bir cismin yükü de varsa, bu açısal momentuma bir ınagnetik dipol
momenti karşı gelir. Buna göre, bir elektronun spin açısal ·momentumu
olduğu için buna spin magnetik dipol momenti denilen bir moment karşı
gelmelidir.

Elektronun spin özelliğinin klasik kuramda karşılığı olmadığı için


spine ilişkin açısal momentuma bağlı magnetik dipol momenti Kesim 5.7.1
deki gibi türetme olanağı yoktur. Ancak, tek elektrop.lu atomlar üzerine
yapılan deneysel çalışmalardan, elektronun spininden ötürü,

/\

" eli S
µ =-2-- (5.98)
s 2me 1i

gibi bir spin magnetik dipol momentinin olması gereği ortaya çıkmıştır.
Burada, 2=g5 denilerek, (5.86) tanımı kullanılırsa,

/\ s/\
/\
µs = -gsµBh = -rs s (5.99)

elde edilir. y ~- ye spin için jiromagnetik. oran denir. Böylece,· (5.95) .


bağıntısına benzer· bir bağıntı bulunmuş oldu. Burada, g5 niceliğine,
elektronun spinine ilişkin spektroskopik yanlma çarpanı denir. Deneysel
sonuçlardan ulaşılan spin magnetik momenti de tıpkı elektronun spin açısal
/\ 2 /\
momentumu gibi z doğrultusunda kuantumlanmıştır. Buna göre, µs ve µsz
işlemcilerine ilişkin,


294 Kuaııtum Fiziği

I\ 2
µs I s,ms} = g;µ;s(s + 1) 1s,m)
I\ .

µsz ls,ms) = -gsµBms ls,ms) (5.100)

özdeğer denklemleri yazılır ve

I\ 2 I\

[µs,µsz]=O (5.101)

uyuşum bağıntısı sağlanır.

I\ 2
(5.100) bağıntısından, elektron için s=l/2, llls=±l/2 olduğundan, µs
I\

ve µ sz nin beklenen değerlerinin

I\ 2 3
<µ s >=-g2µ2
s B (5.102)
4

(5.103)

olduğu kolayca bulunur.

Aynca, tek elektronlu atomda, spine ilişkin - magnetik dipol


I\ I\ I\

momentinin, µ sx , µ sy , µ sz bileşen işlemcileri arasında,

I\ /\ I\

[µsx,µsy] = -iliys µsz


I\ /\ I\

[µsy,µsz] = -iliys µsx (5.104)


I\ I\ /\

[µsz'µsx] = -iliys µsy


Kuaııtum Kuraınıııa Göre Tek Elektroıılu Atoın 295

gibi uyuşum bağıntıları vardır. Yani, elektronun spin açısal momentumuna


/\ /\ /\

karşı gelen spin magnetik momentinin µ_fx, µ sy , µ s: bileşen işlemcileri


birbiri ile yer değiştiremezler.

5.8 Tek Elektronlu Atomda Toplam Açısal Momentum

IV .Bölüm de incelenen açısal momentum göz önüne alındığında, tek


elektronlu bir atomda kaynaklan farklı birden fazla açısal momentumdan söz
edilebilir. Bu kesimde bu açısal momentumlardan yalnızca ikisinden söz
edilecektir. Bunlardan biri, atomdaki yörüngesel harekete ilişkin ve l, mt
gibi iki kuantum sayısı ile belirlenen açısal momentumdur.
İkincisi de tek elektronlu atomdaki elektronun spinine karşı gelen ve
s, IDs gibi iki kuantum sayısı ile belirlenen spin açısal momentumudur.
iV.Bölüm de gördüğümüz gibi, kaynakları farklı bu iki açısal
momentum arasında bir bağlaşım yoksa, tek elektronlu atomun kuantum
durumları

(5.105)

kederiyle belirlenir. Bu demektir ki, tek elektronlu atomun iyi kuantum


sayılan l , s, mt, l1ls dir. Başka bir deyişle, tek elektronlu atomun kuantuın

durumu, bir birinden bağımsız ( l, mt) ve (s,IDs) kuantum sayısı çiftleriyle


belirlenir.
Bu durumu biraz daha açabiliriz. Yörüngesel harekete ilişkin açısal
momentum ile spine ilişkin açısal momentum arasında bir bağlaşım
olmaması demek, bunların her ikisinin de, birbirinden bağımsız olarak, z
ekseni_ boyunca kuantumlanması demektir. Böylece, her iki açısal
momentum da, yine birbirinden bağımsız olarak, kuantumlanma ekseni
çevresinde dönü hareketi yapar.

Bu durumda hem yörüngesel harekete ilişkin açısal momentumun,


hem de spine ilişkin açısal momentumun kuantumlanma doğrultusundaki
bileşenleri birbirinden ayn olarak ölçülebilirler. Yani,

(5.106)

IDs=±l/2 (5.107)
296 Kuaııtuın Fiziği

dir. Bu iki niceliğin toplamı, tek elektronlu atoma karşı gelen topl~m açısal
momentumun kuantumlanma doğrultusundaki bileşenini belirler.

Yukarıdakinin tersine tek elektronlu a_tomda yörüngesel harekete -


ilişkin açısal momentum ile spine ilişkin açısal momentum arasında bir
bağlaşım varsa bu atomun kuantum durumları, e, s, mt, ffis kuantum
sayılarının oluşturduğu (5.105) ketleriyle belirlenemez. Bu durumda,
kuantumlanma ekseni çevresinde dönü hareketi yapan yörüngesel harekete
ilişkin açısal momentum ile spine ilişkin açısal momentum değil, bunların
toplamını tanımlayan ve

/\ /\ /\

J =L+S (5.108)

biçiminde ifade edilen toplam açısal momentumdur.


Kuşkusuz toplam açısal momentumu belirlemek ıçın iki yeni
kuantum sayısına gereksinim vardır. iV .Bölüm de incelendiği gibi bu
kuantum sayılanj ve mj dir, öyle ki,

f = 0,1,2 ,....... . (5.109)

m j = +1/2,±3/ 2, ...... . (5.110)

Demek ki, her l açısal kuantum sayısı için j toplam açısal kuantum
sayısı iki ayn değer alır. Ancak, R. =O için j toplam açısal kuantum sayısı
yalnızca +1/2 olan bir değer alır.
Buna göre, tek elektronlu atomda kuantum durumları, I, ,s,j,mj
kuantum sayılarının oluşturduğu,

(5.111)

ketleriyle belirlenir. Yani, tek elektronlu atomun iyi kuantum sayılan nıe, ms
değil, j ve mj dir. O halde, tek elektronlu atomun toplam açısal
momentumunun büyüklüğü ile kuantumlanma doğrultusundaki bileşeni,

(5.112)


Kuantum Kuramına GiJre Tek Elektronlu Atom 297

(5.113)

özdeğer denklemleri kullanılarak bulunur.

Örnek 5.S Tek elektronlu bir atomda l =3 için geçerli olan j ve mi


1\ 2 /\
kuantum sayılannı oluşturarak <J > ve < Jı >
öt.değerlerini bulunuz.
l=3 ve s=l/2 olduğu için (5.109) danj toplam açısal kuantum
sayısı 7/2 ve 5/2 olmak üzere iki değer alır. j nin bu değerlerine
göre m,; toplam magnetik kuantum sayısı (5.110) bağıntısına
göre, aşağıdaki değerleri alır.

7 5 3 1 1 3 5 7
j=7/2 m.,-- .• --.--.--.-.-.-.-
2 2 2 2 2 2 2 2

5 3 . 1 1 3 5.
j=5/2 m,;---,--,--,-,-,-
2 2 2 2 2 2

j toplam açısal kuantum sayısının bu iki değerine karşı gelen


toplam açısal momentumun beklenen değeri ise (5.112) den,
1\ 2
j=7/2 ve j=5/2 için sırasıyla, <l >= tı.J63l 4 ve
1\ 2
<l >= tı.J35 l 4 dir.
1\

j ı nin özdeğerleri
ise yukarıdaki Jİlj toplam magnetik kuantum
sayısından kolayca bulunur: ,

1\

j=7/2 < lz >=

j=5/2
1\

< lz >= +!!.


- ,+ - 3h , -+?fı
2 2 2


298 Kuaııtuııı Fiziği

Şimdi, yeniden tek elektronlu atom için Şekil 5.3 de çizilen _enerji
diyagramına dönelim. Bu diyagram, tek elektronlu atomda, m5 kuantum

sayısının ± ~ değeri, yani elektronun spin yukarı ve spin aşağı <lunınıJan,


göz önünde tutularak çizilmişti. Enerji düzeyleri de n, f , nıe ,ffis kuantum
sayılarına göre düzenlenmişti. Yani, bu diyagram, nıe ve ffis kuantum
sayılarının tek elektronlu atom için iyi kuantum sayıları olmaları durumuna
karşı gelmektedir. Başka bir deyişle, Şekil5.3 de verilen diyagram, tek
elektronlu atomda, yörüngesel ve spin açısal momentumu arasında bağlaşım
olmadığı durumunu belirlemektedir. Buna göre, atomun yörüngemsileri, Is,
2s, 2p, 3s, .... biçiminde gösterilirdi.

Oysa, tek elektronlu atomda yörüngesel harekete ilişkin açısal


momentum ile spine ilişkin açısal momentum arasında bağlaşım varsa
atomun iyi kuantum sayıları nıt, ffis değil j ve mj dir. Bu demektir ki, tek
elektronlu atomun enerji durumları, Şekil 5.3 dekinin aksine j kuantum
sayısına bağlı olarak belirlenmelidir.

Bu amaçla tek elektronlu atomların enerji durumları "nL{ gibi bir


gösterimle belirlenir. Bu gösterimde; n asal kuantum sayısı, j toplam açısal .
kuantum sayısıdır. L simgesi ise, f, açısal kuantum sayısının aldığı değerlere
verilen ismi belirler. Buna göre, aşağıdaki isimlendirme yapılır.

o 1 2 3 4 .. .

L: s p D F G .. .

Spektroskopik gösterim denilen bu belirlemede tek elektronlu atomun


durumu; 1S112, 2S112, 2Pııı, 2P312, 3S112, 3Pııı, 3P312, 3D312, 3Dst2••··· gibi
simgelerle belirlenir. Her f. değeri için j kuantum sayısı ( f, + 1/2) ve ( f. -1/2)
olmak üzere iki ayrı değer alır. Bu nedenle, aynı n asal kuantum sayısı için
(Pı12,P312), (D312,Dsıı), <Fs12,F112) gibi spektroskopik gösterim çiftleri vardır.


Kuaııtum Kuramına Göre Tek Elektroıılu Atom 299

Örnek 5.6 Tek elektronlu bir atomun asal kuantum sayısı n=3 dür.
I
i) . Bu atom_un R,, .~, j, mi) kuantum kellerini oluşturunuz.
ii) · Spelctroskopik gösterimlerini yazınız.

i) n=3 olduğu için l =0,1,2 gibi üç ayn değer alır. Ayrıca,


s=l/2 dır. Buna göre toplam açısal kuantum sayısı

j=l +.!. (a)


2

bağıntısından

(b)

gibi değerler alır. Öte yandan her j değeri için IDj 2j+l tane
değer alacaktır. Böylece, aranan lt,s, j,mi) kuantum
durumları aşağıdaki gibi olur.

1 O- - -
)
111) . 11 1)
O- - --
'2'2'2 ' '2'2' 2
(c)

2 1- - - 111) · 1 ·l ·1)
1 - - -- .
) '2'2'2 ' '2'2' 2 .

1
1- - - 3 3) 1 -1-3-1) 1 -1-3- -
' 2' 2' 2' '2'2'2' '2'2' 2'
1) (d)

3 2- - - 133) 13 1) 13 1) 13 3)
2- - - 2 - - -- 2 - - --
) '2'2'2 ' '2'2'2 ' '2'2' 2 ' '2'2' 2


300 Kuaııtuın Fiziği

155) 53) 15 1) 55 1)
2 - - - 2 -1 - - 2 - - - 2 - - --
' 2' 2' 2' '2'2'2' '2'2'2' '2'2' 2

(e)

ii) Spektroskopik gösterimler nLj simgesinden bulunur.


Burada n=3, j de (b) deki değerleri alır. L gösterimi ise
l nin değerine göre S,P,D ..... gibi harflerle gösterilir. Buna
göre,

1) (c) deki kuantum durumları; 3S 112


2) (d) deki kuantum durumları; 3Pı12, 3P312
3) (e) deki kuantum durumları; 3D312, 3D512 spektroskopik
gösterimlerle belirlenir.

5.9 Tek Elektronlu Atomda Spin Yörünge Etkileşmesi

Bundan önceki Kesim de tek elektronlu atomun yörüngesel


hareketine ilişkin açısal momentumu ile spine ilişkin açısal· momentumu
arasında bir bağlaşımın olduğundan söz edilmişti. Ancak, böyle bir
bağlaşımın nedeninin ne olduğu ve j toplam açısal kuantum sayısına yol
açmanın dışında ne tür bir sonuç doğurduğu üzerinde durulmamıştı. Bu
kesimde bunun üzerinde durulacaktır.
.
Şimdiyekadar tek elektronlu atomda yörüngesel hareketi, çekirdeğin
durgun kaldığı bir gözlem sisteminde inceledik. Oysa, bu hareket bağıl
harekettir. Yani, olaya elektronun durgun kaldığı bir gözlem sisteminden
bakılabilir. Bu durumda~ çekirdeğin -v hızıyla hareket ettiğini söyleriz. O
halde, yükü Ze olan çekirdek bu hareketinden ötürü çevresinde, dolayısıyla
elektronun bulunduğu yerde, bir magnetik alan oluşturur. Bu alana iç
magnetik alan denir. İşte, yörüngesel harekete ilişkin açısal momentum ile
spine ilişkin açısal momentum arasındaki bağlaşımın nedeni bu iç magnetik
alandır.

İç magnetik alan Biot-Savart yasasına göre,


Kuaııtuın Kuraınıııa Göre Tek Elektroıılıı Atom 301

➔ (➔ ➔)
B; =k cZe
2r 3 rxv

biçiminde tanımlanır. Bu bağınti, Sİ· birim sisteminde yazılmıştır. r ,


elektron ile çekirdek arasındaki uzaklık, c ışık hızı, k de l/4ne 0 dır.
Öte yandan,

➔ ➔ ➔

L=m(rxv) (5.114)

olduğu için,

➔ Ze ➔
B; = k 2 3 L (5.115)
mc r

olarak Böyle bir alanın, elektronun µs spin magnetik momentiyle


yazılır.
etkileşmesine spin-yörünge etkileşmesi adı verilir.

Bu etkileşmenin tek elektronlu atomun enerji düzeylerine getirdiği


katkı

➔ ➔

E5y=-B; .µs {5.116)

biçiminde tanımlanan enerji bağıntısı yardımıyla bulunur. Burada,


elektronun spin magnetik momenti yerine (5.99) daki değeri, B; yerine


(5.115) deki tanımı kullanılır ve bağıntı işlemci gösterimiyle yazılırsa,

A kZe AA

Esy=g5 µ 8 2 3 S .L (5.117)
fımc r

elde edilir. Demek ki, (5.117) bağıntısı, elektronun durgun kaldığı gözlem
sisteminde spin-yörünge etkileşmesini niteler.

Eğer
yeniden çekirdeğin durgun kaldığı, elektronun ivmeli hareket
yaptığı, gözlem sistemine geçilirse, yukarıdaki bağıntıya, c niceliğini
içermesi nedeniyle, 1/2 gibi bir düzeltme çarpanı gelir. Buna göre,
çekirdeğin durgun kaldığı bir gözlem sisteminde tek elektronlu atomun spin-
yörünge etkileşmesi,


302 Kuaııtuın Fiziği

(5.118)

biçiminde ifade edilir. Burada 111e elektronun kütlesidir. Görülüyor ki bu


A A

bağıntı S ile L arasındaki skaler çarpımı içerir. Bu nedenle, etkileşmeye


A

skaler etkileşme, Esy ye de potansiyel enerji işlemcisi denir.

A A A

(5.118) bağıntısı, ( S. L) gibi bir çarpan içerdiği için Esy. potansiyel


A A
enerjisi, S ve L nin birbirinden bağımsız olarak z doğrultusunda
A

kuantumlanmalannı bozabilir. Böylece, Esy gibi bir enerji yüzünden


atomun yörüngesel ve spin açısal momentumlannın z doğrultusundaki
ölçülebilen L2 ve S2 bileşenlerinden söz edilemez. Bunun yerine, atomun
toplam açısal momentumunun z doğrultusundaki bileşeninden söz edilebilir.
Başka bir deyişle, mt ve ffis kuantum sayıları atomun iyi kuantum sayılan

değildir. Bu durumda atomun iyi kuantum sayılan, n, f, j, 1ll_j dir.

A A
(5.118) deki S. L skaler çarpımı, (5.108) tanımı kullanılarak
bulunur:

(5.119)

O halde, (5.118) bağıntısı,

(5.120)

A2 A2 A2
biçimini alır. Burada, J , L , S işlemcilerinin beklenen değerleri,
sırasıyla, iı2j(j+l), h 2f(f +1), h 2 s(s+1) olduğu için, n, f ,j, mj gibi bir


Kuaııtııın Kuraınıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 303

kuantum durumunda bulunan tek elektronlu bir atomun spin-yorunge


etkileşmesine karşı gelen potansiyel enerjinin beklenen değeri,

< Esy >= -l gsµs"i -


A · )r
-2 ( - 13 j(j + 1)- f(f + 1)- s(s + 1)
kZe . ] (5.121)
4 mec r

olacaktır. Burada, yörüngesel harekete ilişkin açısal momentumu niteleyen


A

kuantum sayısı R=0 ise, < Esy >= O dır. Demek ki, tek elektronlu bir
açısal
atomda spin yörünge etkileşmesinin taban enerji durumuna katkısı yoktur.

Yukarıdaki bağıntıda (r- 3) ortalama değeri

(5.122)

bağıntısından bulunabilir. Bulunan değer f, =t:O için Ek V de verildiği gibı,

(5.123)

dir. Bu değer, (5.121) de kullanılırsa,

olur. Burada, a yerine (5.19) daki tanımı yazılırsa,

(5.124)


304 Kuaııtum Fiziği

elde edilir. Burada, gs=2 ve µB = ne I 2me değerleri kullanılırsa,

A 1 k 4 Z 4e8 1 j(j + 1)- R(f + 1)- s(s + 1)


< Esy >= 2111e c 2n4 n3 R(R + 1)(2R + 1)

yazılır. Bu bağıntı, ince yapı çarpanı adı verilen

a = ke 2 ine (5.125)

tanımı yapılarak yeniden yazılırsa,

A 1
< Esy >=- (z a m c }_!_[j(j + 1)-R(R + 1)- s(s + 1)]
4 4 2
(5.126)
2 e n3 R(R + 1)(2R + 1)

olur.
Demek ki spin-yörünge etkileşmesi, tek elektronlu atomun n, R,j
kuantum sayılarına göre düzenlenen ve spektroskopik gösterim denilen
enerji düzeylerine katkı getirir. Bu katkının büyüklüğü (5.126) bağıntısı
kadardır ve n(S 112) gösterimleri dışında kalan n(Pı12,P3 12), n(D 312,D512) ••• gibi
gösterimlere karşı gelen enerji durumlarında kaymaya neden olur.

5.10 Tek Elektronlu Atomda Göreli Etki


Şimdiye değin yapılan incelemelerde, yörüngesel hareket yapan
elektronun çizgisel hızının ışık hızından çok küçük olduğunu varsaymıştık.
Oysa, elektronun hızı görelilik kavramını göz ardı edemeyecek kadar büyük
ise, Schrödinger denklemindeki kinetik enerji görelilik ilkesini içermelidir.
Özel görelilik kuramına göre, durgun kütlesi Il1e olan elektronun
kinetik enerjisi,

E~=[c2p2 + m2c4]112
e
- m e c2

....
Kuaııtuın Kuraınıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 305

dir. Burada, parantezi seriye açıp yeniden düzenlersek,

(5.127)

bulunur. Bağıntıdaki birinci terim, elektronun göreli olmayan kinetik


enerjisidir. O halde, tek elektronlu atomda elektronun hızı göreli hıza ulaştığı
zaman, kinetik enerjisine ikinci terimden bir katkı gelir. Bu katkıyı Eg ile
gösterirsek

1 p4
E----
r 8m3c2
e

2
1 (
p2 )
(5.128)
=- 2mec 2 2me

l (E-U)2
2mc
e
2
. ·

biçiminde bir bağıntıya ulaşılır. Bu bağıntının beklenen değeri bulunursa,

(5.129)

niceliği elde edilir. Burada,

dür ve
U=-kZe 2 / r


306 Kııaııtıım Fiziği

olduğu için

bulunur. Bu değerler (5.129) da kullanılırsa,

(E )= -1- ( Z a mn1[c ) -2+- - -4n3]-


8 2
4 4
e
2
3 2,f, 1
(5.130)

bulunur. O halde, tek elektronlu atomda hızların göreli hıza yaklaşması


durumunda her lffnem,m, enerji durumuna karşı gelen En enerji değerine
(5.130) ile verilen bir katkı gelir.

· 5.11 Tek Elektronlu Atomda İnce Yapı Yarılması

Kesim5.9 ve 5. 10 da yapılan incelemede, tek elektronlu atomun En


enerji değerlerine, spin yörünge etkileşmesi ve göreli hızdan ötürü katkı
gelebileceğini gösterdik. Buna göre, tek elektronlu atomun her lffntjmj

özfonksiyonlarına karşı gelen enerji özdeğerleri, Schrödinger kuramıyla


bulunan En enerji değerlerine (5.126) ve (5.130) daki enerjilerin
eklenmesiyle bulunur. Bu toplam enerji Enj ile gösterilirse,

= - -1( 2 2amc
2 2) 1
-+-1 (Z4amc
4 -1 [j(j+l)-f(f,+1).-3/4]
2)
2 e n 2 2 e n3 f(f+1)(2f+l)

1
--(Zam
44
2
c2 ) - - - - - -
e
l[ 2+ 3]
n3 (2f 1) 4n

= _ _!. z2dmc2 _!_ _ _!. zdmr!)_!_ [jU+l)-f(R+l)-3/4 +-2-~]


2( e ) n2 2( e n3 f(R+1)(2t'+l) 2€+1 4n


Kıuıııtuııı Kııraııwıa Göre Tek Elektroıılu Atom 307

yazılır. Burada,

(5.131)

Rydberg enerjisi göz önüne alınırsa,

j(j+l)-R(R+l)-! 2 3
-------+----
R(R+1)(2R+l) 2R+l 4n
(5.132)

elde edilir. Burada, j= R+1/2 bağıntısından R yerine j toplam açısal kuantum


sayısı cinsinden değeri yazılırsa, Enj enerji bağıntısını,

E. =-E -
n1
z-2

o ııı
Z 4a
E -
o n3
2
-[ - - - -
2j+l 4n
2 3]

=-E -z [ 1+--
z a ( --
2 2 2
2 - - 3-)] (5.133)
0 ıı2 n 2 j + 1 4n

biçiminde yazabiliriz.

Tek elektronlu atomun bu enerji özdeğerlerine karşı gelen enerji


düzeyleri, şematik olarak, n asal kuantum sayısının ilk dört değeri için Şekil

5.6 da verilmiştir .


308 Kuaııtuın Fiziği

t-o 3
1
Eı.7!2 n
--4F-,ıı
Eı,512
E4,3,ı2
4
t --4Sııı
--4P312 ·--4D;;ı
--4D512 --4F~ıı .

E4,ı.ı2
--4Pııı
E;.sıı --3D~tı
--3P312 --3D;ıı .
E;,1ıı 3 --3Sııı
E;,112

E2,3,2
:! --2Sı;ı
Eı.ııı --2Pliı

Eı.ııı 1 --1Sııı

Şekil 5.6. Tek elektronlu atomda, spin yörünge etkileşmesi ile göreli
etkiyi göz önüne alarak elde edilen enerji düzeyleri ve
spektroskopik gösterimleri. Enerji düzeyleri abartılı bir
biçimde ve 2p 1ıı, 3p112 , 4p 112 gibi enerji durumları Lamb
kaymasına uygun olarak çizilmişlerdir.

Şimdi, hem şekil 5.6 dan hem de (5.133) ·bağıntısından elde


edilebilecek sonuçları inceleyelim.

i) Yörüngesel harekete ilişkin açısal kuantum sayısı f =0 olan bir


durumu ele alalım. Bu durumda j=l/2 dir. Bu nedenle (5.133)
bağıntısı,

2 [ 1+--
Enııı =-Eo-ı a
n
2
(
2
z
n
2
1 -3-
4n
J] (5.134)


Kuaııtuın Kuramına Göre Tek Elektronlu Atom 309

biçimini alır. f =0, j=l/2 için [j(j + 1)-R(f + 1)-(3/ 4)] = O olduğuna
göre spin yörünge etkileşmesinin sıfır olduğu ortaya çıkar. O halde, Enııı
enerji değerlerine katkı yalnızca göreli etkiden gelir.

Öte yandan, tek elektronlu atomda göreli etki göz ardıedilirse, enerji ·
özdeğerlerine, yalnızca spin yörünge etkileşmesinden katkı gelir. Bu
durumda Eni enerji özdeğerleri,.

E. =-E0 -
z2 [ 1 +
a2z 2
j( j+JJ-f.(t+JJ-314]
-- - - - - - - - - - (5.135)
nı n2 n f.( f.+1 )( 2f.+1)

biçiminde ifade edilebilir. Bu bağıntı, (5.134) ile karşılaştırılırsa enerJı


özdeğerlerine, spin yörünge ve göreli etkileşmeden yaklaşık olarak aynı
miktarda katkı geldiği görülür.

ii) (5.133) bağıntısı ile Şekil 5.6 dan doğrudan görüldüğü gibi, her En
enerji özdeğeri, spin yörünge ve göreli etkileşmelerden ötürü, belli
ölçüde kaymaya uğramıştır. Bu kaymanın değeri, n asal kuantum
sayısının değeri arttıkça azalır.

ili) Spin yörünge ve göreli etkileşmeden ötürü, aynı n ve f ancak farklı j


kuantum sayılarının oluşturduğu kuantum durumları birbirinden
ayrılır. Yani, çakışık olan bu kuantum durumları yarılmaya uğrar,
dolayısıyla aralarındaki çakışıklık kalkar. Enerji durumlarındaki
çakışıklığın bu biçimde kalkması olayına ince _yapı yanlması adı
verilir. Öte yandan, elektrona spinsiz bir parçacık gözüyle bakılırsa
spin yörünge etkileşmesinden söz edilemeyecektir. Buna bağlı olarak
. da ince yapı yarılması olmayacaktır. O halde, ince yapı yarılması,
Kesim 5.4 de Schrödinger kuramı adıyla elde edilen enerji
özdeğerlerine elektronun spin özelliğinin getirdiği katkı eklendiğinde
ortaya çıkar. Elektronun spin özelliği göz önünde tutularak bir atomun
incelenmesi Dirac kuramı adını alır.

iv) Schrödinger kuramında enerji düzeyleri arasında oluşan ışımalı, ya da


elektrik dipol geçişleri,

fl.i = ±1 /)Jnl =O,± 1


310 Kuaııtuın Fiziği

seçim kuralına uygun olarak oluşur. Dirac kuramında ise ışımalı geçişler, j
ve mj kuantum sayılarına göre kontrol edilir. Yani, seçim kuralı,

t,,.j = 0,±1 (5.136)

dir. Burada, nS 112 ➔ n' Sl/2 gibi geçişlerin, (5.136) seçim kuralına uymasına
karşın, açısal momentum korunmadığı için izinli geçişler olmadıklarına
dikkat edilmelidir.

Dirac kuramına göre ışımalı geçişlere örnek olarak hidrojen


atomunda Lyman serisindeki n=2 den n=l e geçişi inceleyelim. Şekil 5.7.
Schrödinger kuramına göre tı,f, = + 1 ve llın,_ = O, + 1 seçim kuralını
sağlayan tek geçiş 2p ➔ ls geçişidir. Yani, bu durumda tek çizgili bir
spektrum gözlenir. Şekil 5.7a.

E(ev)

-13.6

----------------------------
ince yapı yvılm &Sl-0 ince yapı yanlm aSl,ıO
(ı) (b)

Şekil 5.7. Hidrojen atomunda Lyman serinin n=2, n=l durumuna geçişi:
a) Schrödinger kuramı, b) Dirac kuramı,

Dirac kuramına
göre elde edilen enerji düzeylerine (5.136) seçim
kuralı uygulanırsa, 2Pı12 ➔ 1S uı ve 2P312 ➔ 1S112 olmak üzere iki ayrı geçişin
olduğu görülür. Yani, Schrödinger kuramına göre tek çizgili bir spektrum,
Dirac kuramında iki çizgili bir spektrumdur.


Kuaııtuın Kuramına Göre Tek Elektroıılu Atom 311

Demek ki, Schrödinger kuramındaki 2p k:uantum durumu,


elektronun spininden ötürü ortaya çıkan spin yörünge etkileşmesi nedeniyle
2P112 ve 2P312 gibi iki ayrı kuantum durumuna ayrılır. Bu iki kuantum durumu
arasındaki enerji farkı a3Eof32 dir.

v) Aynı n, aynı j, ancak farklı I, kuantum sayılarının· oluşturduğu


kuantum durumları, Schrödınger kuramındaki değerlere göre aynı
oranda kaymaya uğrar. Örneğin, aynı n ve j kuantum sayılarına sahip
olan (2S112 ➔ 2P112); (3S112 ➔ 3P112); (3P312 ➔ 3D312); .... gibi kuantum
durumu çiftleri oluşturur. Dirac kuramına göre, aynı enerji değerine
sahip olan bu çiftler arasında belli ölçüde bir enerji farkı olduğu 1947
yılında yapılan bir deneyle gösterilmiştir. Lamb hidrojen atomu için
yaptığı bir deneyde, 2S 112 enerji durumunun 4,4xlff6 eV luk enerji
farkıyla 2P112 enerji durumundan daha yukarıda olduğunu göstermiştir.
Şekil 5.8.

t
4.4xıo· 6 eV

ı-
10.2eV

Şekil .5.8. Hidrojen atomunda Lamb kayması

Lamb tarafından gerçekleştirilen deneyde, taban enerji durumunda


olan hidrojen atomları, elektronlarla çarpışarak 2S 112 enerji durumuna
uyarılır. Şekilden de görüldüğü gibi 2S 112 enerji durumundan izinli ışımalı
geçiş yapacak başka bir enerji durumu yoktur. Bu nedenle, 2S 112 enerji
durumuna, hidrojen atomu için yan kararlı (meta stable) enerji durumu
denir. O halde, 2S 112 durumuna uyarılmış hidrojen atomu 2P112 enerji duruniu
aracılığı ile taban enerji durumuna dönebilir. Bu demektir ki, Dirac kuramına
göre aynı enerji değerinde olan 2S 112 ile 2P 112 arasında, 2P112 daha aşağıda
olmak üzere belli bir enerji farkı olmalıdır. Bu iki enerji durumu arasındaki
enerji farkına Lamb kayması denir. Lamb kaymasının nedeni Dirac
kuramında g5=2 alınmasına bağlanmıştır.
312 Kuaıııum Fiziği

5.12 Tek Elektronlu Atomda g-çarpanı

Şimdi, kuantum durumları, f ,s,j,mj kuantum sayılarına göre


belirlenen tek elektronlu atomu ele alalım. Bu durumda, atomun yörüngesel
hareketine karşı gelen açısal momentum . ile elektronun spin açısal
momentumu arasında bir bağlaşım vardır.

Bu durumda tek elektronlu atomun toplam açısal momentum


A A A

işlemcisi, (5.108) deki gibi J = L+ S ve toplam magnetik moment


işlemcisi de

A A A

(5.137)

dir. Burada, (5.85) ve (5.99) kullanılır ve gL=l, g5=2 alınırsa toplam


magnetik moment işlemcisi,

A µ A A

µ=--1!.( L+2S) (5.138)


1i

biçimini alır.

Bir sistemin sıfırdan farklı açısal momentumu varsa, bu açısal


momentuma onunla doğrudan orantılı olan bir magnetik momentin karşı
geldiğini ve bu orantı katsayısının jiromagnetik oran olarak tanımlandığını
bundan önceki kesimde görmüştük.

Oysa, (5.138) ile verilen toplam magnetik momentum işlemcisi, spin


A

açısal
momentum işlemcisi S nin önünde 2 olduğu için toplam açısal
momentum işlemcisi ile doğrudan orantılı değildir. Bu demektir ki,
A A A

J = L+ S biçiminde ortaya çıkan toplam açısal momentum z doğrultusunda


A

kuantumlandığı halde, (5.138) ile verilen µ toplam magnetik moment z


A

doğrultusunda kuantumlanmamıştır. Z doğrultusunda kuantumlanan, µ


A

magnetik dipol momentinin J toplam açısal momentum doğrultusundaki


A

bileşeni, yani µ 1 dir, Şekil 5.9.


Kuaııtuın Kuraınıııa Göre Tek Elektronlu Atom 313

, , ------- -. I
I

,, ._'
'\
\ I
I
I

I
1 ,_
li'
\

" ,J
,, ,.
----- ---- ---

-----
I
I
I '-.

I
,i
l .........
------- ------ _.,,,-

Şekil 5.9. Toplam açısal momentum ile toplam magnetik moment


niceliklerinin z kuantumlanma doğrultusuna ~öre aldıkları
yönelimler.

Şekil 5.9 dan yararlanılarak

/\/\ /\/\ /\ /\ /\ /\

µ.J = µJCos(µ,J) = J µ,
/\

yazıldığında magnetik momentin J doğrultusundaki bileşeni için

/\ 1""
µ, =-;- µ.J (5.139)
J
314 Kuaııtum Fiziği

/\ /\

ifadesi bulunur. Burada, µ ve J işlemcilerinin değerleri kullanılarak

µ /\2 /\2 " "


=-~[L +2S +3L.S]
nJ

ı,. " ,..2 ,..2 /\2


bağıntısına ulaşılır. Bu bağıntıda, L.S = (J - L - S )/2 eşitliği göz
önüne alınırsa,

/\

J (5.140)

/\2 ,..2 ,..2


elde edilir. Burada, J , L ve S işlemcilerinin beklenen değerlerini
biliyoruz. Bunları yerine koyar ve bağıntı yeniden düzenlenirse,

" __ µ 8 [l + j(j + 1) - l(l + 1) + s(s + 1)] 1


µ1 1ı . 2j(j + 1)

elde edilir. Bu bağıntıda,

g·-l +-j_(1_·+_l_)-_l(_l_+_l)_+_s_(s_+_l_) (5.141)


~- 2j(j + 1)

kısaltması yapılırsa,


Kuaııtuın Kuramıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 315

(5.142)

bulunur. (5.141) ile tanımlanan gj niceliğine tek elektronlu atomun


spektroskopik yanlma çarpanı adı verilir.

(5.141) ile tanımlanan spektroskopik yarılma çarpanı, yani g-


çarpanı, tek elektronlu atomda, yalnızca yörüngesel harekete ilişkin olan
durumdaki gL=l ve yalnızca spine ilişkin olan durumdaki g5=2 ile belirtilen
g-Lande çarpanını içermektedir. Gerçekten de, (5.141) da s=0 alınırsa
gj=l=gL ve l =0 alınırsa gj=2=gs elde edilir.

. Demek ki, spin yörünge bağlaşımı içinde olan tek elektronlu atomun
spektroskopik yarılma çarpanı, .f. ,sj kuantum sayılarına göre farklı değerler
alır. Başka bir deyişle, tek elektronlu atomun farklı enerji durumları, farklı
spektroskopik yarılma çarpanı içerir. (5.140) bağıntısı kullanılarak tek
elektronlu atom için hesaplanan bazı gj değerleri Çizelge 5.3 de verilmiştir.

Çizelge 5.3. Bazı Enerji Durumları için g Çarpanı


1
1
1

Enerji : 1S1121
2S112 2P112 2P312 3D312 3Ds12
Durumu
1

gi 2 1
1 2 2/3 4/3 415 6/5

Öte yandan, (5.142) bağı~tısından, tek elektronlu atomun toplam


magnetik momentinin büyüklüğünün karesini veren işlemci ile
kuaiıtumlanma doğrultusundaki bileşeninin veren işlemciyi, sırasıyla

(5.143)

ve

µ" J: =--g
Ps "
1i J J z (5.144)

biçiminde yazabileceğimiz için


316 Kuaııtuın Fiziği

A2
µ ıl j,nı) = µ;g;j(j + ı)I j,nıj) (5.145)
ve
(5.146)

· özdeğer denklemleri yazılır. Görülüyor ki, tek elektronlu atomda, toplam


magnetik momentin, toplam açısal momentum doğrultusundaki bileşenine
ilişkin µJ işlemcisi ile kuantumlanma doğrultusundaki bileşeni veren µ 1 ı

işlemcisi yer değiştirebilen işlemcilerdir. Yani,

(5.147)
dır.

5.13 Tek Elektronlu Atomda Magnetik Etkileşme

Tek elektronlu bir atom üzerine dışarıdan B magnetik alanı


uygulandığını varsayalım. Klasik kurama göre, atomun toplam magnetik
➔ ➔

moment vektörü µ ile uygulanan magnetik alan vektörü B arasındaki


etkileşmeye bir magnetik enerji karşı gelir.

(5.148)

Eğer, atom üzerine uygulanan magnetik alanın doğrultusu ve büyüklüğü


değişmez kalırsa, değişmeyen bu doğrultu, açısal momentum ve dolayısıyla
magnetik moment için kuantumlanma doğrultusu olur. Daha önceki
,,,,.
kesimlerde xyz dik koordinat sisteminin z ekseni kuantumlanma doğrultusu
olarak seçilmişti. O halde, dışardan uygulanan magnetik alanın büyüklüğü B
ve doğrultusu daz ekseni olarak seçilirse, z ekseni tek elektronlu atom için
kuantumlanma ekseni olarak seçilmiş olur. Böylece, magnetik momentin
A

ölçülebilen bileşeni tanımlanmış olur. Bu bileşeni veren işlemci µr. olsun.


Buna göre, (5.148) bağıntısı ile tanımlanan magnetik enerjinin beklenen
değeri

Em=-B<µr. > (5.149)


Kuaııtum Kuramına Göre Tek Elektroıılu Atom 317

I\

biçimini alır. Bağıntıdan görülüyor ki, µ , z doğrultusunda kuantuınlandığı


için rnagnetik enerji de aynı z doğrultusunda kuantuınlanrnıştır. O halde, tek
elektronlu atomda dışardan uygulanan rnagnetik alanın enerji değerlerine
A

getireceği katkıyı bulmak için (5.149) daki < µz > beklenen değerini
belirlemek gerekir.

Temelde tek elektronlu bir atoma, dışardan uygulanan rnagnetik


alana ek olarak iç alan adını verdiğimiz ve Kesim 5.11 de incelediğimiz bir
magnetik alan daha etki eder. İç rnagnetik alan, atomun yörüngesel
hareketine ilişkin açısal momentumu ile spine ilişkin açısal momentumu
arasında bağlaşım kurmaya çalışır. Oysa, dışardan uygulanan magnetik alan
bu bağlaşımı bozma eğilimi içindedir.

Demek ki, (5.149) ile tanımlanan magnetik enerjiyi bulmak için


I\

bilinmesi gerekli olan < µ z > niceliği, Bi iç magnetik alan ile B dış
magnetik alan arasındaki yarışa bağlıdır.
I\

Eğer, tek elektronlu atomda Bi)) B ıse, µz nin belirlenmesinde


I\

başat olan·etkileşme spin-yörünge etkileşmesidir. Aksine, B )) Bi ise, µz nin


belirlenmesinde magnetik etkileşme daha etkindir. Tek elektronlu atomda
elektronun spininin gözardı edilmesinde inceleme daha farklı durum alır.

5.13.1 Normal Zeeman Olayı

Bu durum, B )) Bi koşulunun gerçekleştiği durumdur. İç magnetik


I\ I\

alan çok küçük olduğu için L ile S arasında bağlaşım kurulmaz. Böylece,
• 1
I\ I\

hem L hem de S dış


magnetik alanın uygulandığı z doğrultusunda
kuantuınlanır. Dolayısıyla tek elektronlu atomun toplam magnetik
momentinin z bileşeni,


318 Kuaııtum Fiziği

/\

olur. Bu bağıntıdan µ z nin beklenen değeri kolayca bulunur:

/\

< µz > = - µB(nıf. + 2ms) (5.150)

Bu değer, (5.149) da kullanılarak magnetik enerjinin beklenen değeri için

(5.151)

bağıntısı bulunur. O halde, tek elektronlu atomun toplam enerjisi

(5.152)

bağıntısıyla belirlenir. Burada, En tek elektronlu atomun magnetik alan


uygulanmadan önceki enerjisidir. (5.152) bağıntısından görülüyor ki, tek
elektronlu atomda magnetik enerji, me ve ıns magnetik kuantum sayılarına
bağlı olarak, Schrödinger kuramına göre bulunan enerji düzeylerinde
yarılmalar oluşturur. ·

Büyüklükleri uygulanan magnetik alanın büyüklüğü ile orantılı olan


bu yarılmalara Zeeman yanlmalan ve bu yarılmalara neden olan olaya da
normal Zeeman olayı adı verilir.

Şimdi, yukarıda tanımlanan normal 2'.eeman olayını, tek elektronlu


bir atomun 2p ve ls enerji düzeylerine uygulayalım. Uygulama, elektronun
spininin gözardı edilmesi ve edilmemesi gibi iki ayn duruin için yapılacaktır.

5.13.1.1 Elektronun Spininin Gözardı Edildiği Durum

Bu durumda tek elektronlu atomun 2p yörüngemsisi için n=2, f =1,


me=0,±1, Ills=Ü olduğundan atomu niteleyen kuantum durumları

1ı,ı), 1ı,o), 1ı,- ı) (5.153)

dir. Bu kuantum durumlarına karşı gelen enerJı özdeğerleri, (5.152)


bağıntısından,


Kuaııtum Kuramına GlJre Tek Elektronlu Atom 319

Eıo=Eı (5.154)

olarak bulunur. Enm,m, gösteriminin hepsinde ms =O olduğu · için


yazılmadı.

Öte yandan, ls için n=l, .e =0, mt=O, 111s=O olduğundan atomun


kuantum keti lü,O) dır. Buna karşı gelen enerji özdeğeri ise yine (5.152)
bağıntısından

Eıo=Eı (5.155)

olarak bulunur.

Bu enerji değerlerine karşı gelen enerji düzeyleri Şekil 5.10 ·da gösterildiği
gibidir.

II,1>
2P ,,
,,,
E2 ... ... 11,0>
.........
II,:-1>
ıs ,
Eı ' ,' 10,0>
.
1

_ı_ 1 1 1
Vo V2 Vo_ Vı

B=O B~O

Şekil 5.10. Spin kuantum sayısı gözardı edilen tek elektronlu atomda 2p
ve ls durumlarındaki normal Zeeman yarılmaları

Şekil 5.10 dan görüldüğü gibi, tek elektronlu atoma dışardan


magnetik alan uygulanmadığı zaman, 2p ve Is enerji durumları arasında,


320 Kuaııtum Fiziği

(5.80) seçim kuralına göre yalnızca bir tek ışımalı geçiş vardır. Bu durumda
salınan fotonun frekansı, M 0 = Jıv 0 bağıntısı uyarınca, (5.154) ve (5.155)
den,
. (5.156)

<lir. Oysa, yine Şekil 5. 10 dan görüldüğü gibi, tek elektronlu atoma dışardan
magnetik alan uygulandığı zaman 2p durumundaki enerji düzeyleri yarılacak
ve (5.80) seçim kuralına göre üç ayrı ışımalı geçiş gerçekleşecektir.

Bu ışımalı geçişlerden biri, Şekil 5. 10 dan da görüldüğü gibi l::ı. f, =l


ve l::ı. mc=l kuralına uyan ışımalı geçiştir. Bu ışımalı geçişe karşı gelen
enerji farkı (5.154) ve (5.155) bağıntılarından,

<lir. O halde, bu geçiş sırasında salınan fotonun V1 frekansı, l::ı. E 1=h v1


bağıntısından,

(5.157)

olacaktır. Burada, V 0 (5.156) da verilen frekans değeridir. Magnetik alan


uygulandıktan sonra, il f, =l, l::ı. me=0 seçim kuralına uyan ikinci izinli geçiş
sırasında salınan fotonun frekansı ise Şekil 5. 10 dan görüldüğü gibi v 0 dır.

Son olarak, magnetik alan uygulandıktan sonra l::ı. f =1, l::ı. mt =-1 seçim
kuralına uyan üçüncü geçişi belirleyen enerji farkı da yine (5.154) ve (5.155)
bağıntılarından,

dir. O halde, bu geçiş sırasında salınan fotonun frekansı, il. E 2=h v 2


bağıntısından,

(5.158)
olacaktır.


Kuaııtuın Kuraınıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 321

Demek ki, elektronunun spini gözardı edilen tek elektronlu bir


atomda, magnetik alan uygulanmadan önce v 0 frekansında oluşan tek
çizgili spektrum, alan uygulandıktan sonra üç çizgili bir spektruma dönüşür.
Yani, magnetik alan uygulanmadan önce üst üste olan.üç. çizgi nıagnetik alan .
uygulandıktan sonra birbirinden ayrılır.
Bu çizgiler arasındaki •uzaklık, uygulanan magnetik alanın
büyüklüğü ile orantılıdır. Şekil 5. 10 dan da görüldüğü gibi ardışık spektrum
çizgilerinin arasındaki uzaklık, ·

(5.159)

dır.Burada, magnetik alanın büyüklüğü tesla ile ölçüldüğü zamana niceliği


ya (1/s) ya da (hertz) birimiyle ölçülür.

5.13.1.2 Elektronun Spininin Gözardı Edilmediği Durum


Bu durumda, atomun 2p yörüngemsisi için n=2, .e =l, me=0,±1,
ffis=±l/2 dir. Buna göre, atomu niteleyen kuantum ketleri

ı,ı,.!.),
2
ı,o,.!.),
2
ı,-ı,.!.),
2
ı,ı,-.!.)
2
. ı,o,-.!..),
2
ı-,ı,-.!..),
· 2
(5.160)

dir. Bu kuantum ketlerine karşı gelen enerji özdeğerleri (5.152)


bağıntısından,

E ı = E2 +2µBB
21-
2

E 1 =E2 +µBB
20-
2

E 1 =E2
2-1-
2

E 1 =E2 (5.161)
21--
2

E ı =E2 -µBB
20--
2

E 1 =E2 -2µBB
2-1--
2

olarak bulunur.


322 Kuaııtwn Fiziği

Benzer biçimde, 1s yörüngemsisinde n=l .e =0; me=O, m5=±112


olduğundan kuantum ketleri,

0,0, ~). 0,0,- ~) (5.162)

olur. Bunlara karşı gelen enerji özdeğerleri, yine (5.152) bağıntısından,

E l = Eı + µBB
10-
2

E l
10--
= Eı -µBB (5.163)
2
dir.

Böylece (5.161) ve (5.163) enerji değerlerinin oluşturduğu enerji düzeyleri


Şekil 5.11 de gösterildiği gibidir.

, , E2,ı,114
,,
, .,
, ,,.,,,,
E2,o,112
2P
E2 ~~----
~... E2.ı.-ı12 , E2,-ı,112
',,
', ',, E2,0,-l/2
''
'' E2,-ı,-ı12
'

--- --
ıs ' Eı,0,112
Eı ,J,
-- --- 'ft

_L
'J. Eı,O,-l/2

1 1
Vo V2 Vo Vı

B=O B~O

Şekil 5.11. Tek elektronlu bir atomun 2p ve ls enerji durumlarındaki


normal Zeeman yarılmaları, spin kuantum sayısının gözardı
edilmediği durum.


Kuantuın Kuramma Göre Tek Elektronlu Atom 323

Bu enerji düzeyleri arasındaki izinli geçişleri

fi f = 1, tı nıe =O,± 1, tıms =O (5.164)

seçim kuralları kontrol eder. Burada, (5.80) seçim kurallarına tıms = O


eklenmiştir. Bunu eklemenin nedeni, aranılan geçiş elektrik dipol geçişi
olduğu için elektronun geçiş sırasında yönelim değiştirmemesi gerekir.

Buna göre,

V=V 0

Vz =Vo _µB B
h

frekanslarına karşı gelen üç çizgili bir spektrum gözlenir. Yine ardışık


çizgiler arası uzaklık birbirine eşit ve (5.159) daki gibi a dır.
Yukarıdaki iki incelemede normal Zeeman olayı adı altında önce
elektronunun · spininin gözardı edildiği bir · durum ve daha sonra da
elektronun spininin gözardı edilmediği, ancak yörüngesel harekete ilişkin
açısal momentum ile spine ilişkin açısal momentum arasındaki bağlaşımın,
uygulanan dış magnetik alan tarafından tümüyle kırıldığı, ikinci bir durum
ele alındı. Her iki inceleme sonunda aynı sonuca ulaşıldı.
O halde, atomlarda normal Zeeman olayının gözlenmesi
(gerçekleşmesi) için ya spin kuantum sayısı sıfır olmalı, ya da yörüngesel
harekete ilişkin açısal ınomentum ile spine ilişkin açısal momentum
arasındaki bağlaşım sıfır olmalıdır. Tek elektronlu atomlarda spin kuantum
sayısı sıfır olamayacağı için normal Zeeman olayının nedeni, yalnızca
yörüngesel harekete ilişkin açısal momentum ile spine ilişkin . açısal
momentum arasındaki bağlaşimın kırılmış olmasıdır.

5.13.2 Anormal Zeeman Olayı

Şimdi, spin kuantum sayısı s= 1/2 olan tek elektronlu atom üzerine, z

doğrultusunda bir B magnetik alanı uygulandığını varsayalım. Bu alanın


büyüklüğü, spin yörünge etkileşmesine neden olan B; magnetik alanının


324 Kuaııtum Fiziği

büyüklüğünden çok küçük olsun. Yani, B;)) B olsun. Bu demektir ki,


yörüngesel harekete ilişkin açısal momentum ile spine ilişkin açısal
momentum arasındaki bağlaşım bozulmaz. Yani, tek elektronlu atomda spin-
yörünge etkileşmesi başat bir etkileşmedir. . .
· Bu durumda hem yörüngesel harekete ilişkin açısal momentum, hem
de spine ilişkin açısal momentum, toplam açısal momentum çevresinde,
sırasıyla OJL ve OJs açısal hızlarıyla dönü hareketi yaparlar. Oysa, atomun
toplam açısal momentumu dış magnetik alanının uygulandığı eksen
(kuantumlanma ekseni) çevresinde OJ1 açısal hızıyla dönü hareketi yapar.
Bu durumda atomun, kuantumlanma doğrultusundaki magnetik
moment bileşeni (5.146) bağıntısı ile tanımlanır. Yani, ·

/\

<lir.

Buna göre, tek elektronlu atomun magnetik er.erji değeri, (5.149)


dan

(5.165)

olur.

O halde, atomun toplam enerji özdeğerleri,

(5.166)

bağıntısıyla verilir. Bu demektir ki, spin yorunge bağlaşımı olan tek


elektronlu atomda, magnetik alan uygulanmadan (2j+l) kez çakışık olan
enerji durumlarındaki çakışıklık, magnetik alan uygulandıktan sonra belli
ölçüde kalkar. Yani, bazı enerji durumlarında (örneğin 2P112, 2P312, 3D312,
3D5,2, .... gibi) belli ölçüde yarılmalar olur. Bu yarılmaların değerleri, gi
spektroskopik yarılma çarpanına bağlıdır. Çünkü, (5.141) bağıntısına göre g-
çarpanı f ve j kuantum sayılarına bağlıdır. O halde, .f, ve j değerleri farklı
olan enerji durumlarının gi değerleri de farklı olacaktır.
Şimdi, n=2 asal kuantum sayısına karşı gelen 2Pu2 ve 2P312
durumlarından n=l, lS112,· taban enerji durumuna yapılan ışımalı geçişleri

inceleyelim. 1n, j, m j) biçiminde tanımlanan kuantum ketleri, 2P312


Kuantuın Kuramına Göre Tek Elektronlu Atom 325

. . . . . . 2,-,-
spektroskopık gostenmı ıçın
33) , 2,-,-
3]) , 2,-,--
3 ]) , 2,-,--
3 3) ,
2 2 2 2 2 2 2 2

2P 112 nin ki 2,
. ·. .
.!.2 ,.!.)
2
, 2, .!.2 ,.-.!.)
.2 .
.ve 1S...
112 nin ki de, 1, .!. ,.!.) , 1, .!.2.,-.!.)
· 2 .2 2 .·
dir. Buna göre~ (5.165).bağıritısı kullanılarak buhınan enerji özdeğerleri ve
spektroskopik yarılma çarpanları, Çizelge 5.4 de toplanmıştır.

Çizelge 5.4. B1)) B İçin Tek Elektronlu Atomda 2P312, 2P112, 1S112
Spektroskopik Gösterimlerine Karşı Gelen Enerji
Değerleri.

3 1 1 3
1

2 2 2 2 :
3)
1

2,3, 3) 2,3, 2,3, !..) 2,3,_ _!_) j 4


'

--------
22 22 2 2 2 2
--------------------------------------------------------------------------~------
:3
E
n,mı E 2! + 2BµB
2
E 3 +-µBB E --µ 2 B E 2.! - 2 µBB '
2 2- 3 2! 3B 2
2 2

2Pın 2
3
-------- --------------------------------------------------------------------------r------
En,ııı, E +.!. B E _.!_ B
2.!. 3 µB 2.!. 3 µB
i:
2 2 :
1
1
1

1S112
1
'2'2
.!. .!.)
1
'2' 2
.!. -.!.) :
2 l
--------
En m
--------------------------------------------------------------------------~------
'
l. 1 1 E 1 + µ8 B E 1 - µBB ::
1- . 1- 1
2 2 :

Bu enerji değerlerine göre oluşan enerji düzeyleri Şekil 5.12 de


verilmiştir. Atom üzerine magnetik alan uygulandıktan sonra enerji
durumlarında' mj kuantum sayısına göre ortaya çıkan yarılmalara anormal
Zeeman yanlması adı verilir. Bu düzeyler arasındaki ışımalı geçişler,
(5.136) da verildiği gibi,

ll.j = 0,±1, ll.m1 = o,+1


326 Kuaııtuın Fiziği

seçim kuralınca oluşur. Buna göre, /ıj = +1 kuralı Şekil 5.12 de


2P 112 ➔ 1S 112 ve 2P312 ➔ 1S 1,2 ışımalı geçişlerinin olabileceğini söyler. Öte
yandan, !ımi = 0,±1 kuralı 2Pıı2 ➔ 1S 112 ışımalı geçişinde dört ve
2P312 ➔ 1S 112 geçişinde de altı ayrı geçişe izin verildiğini gösterir, Şekil 5.12.

,- E2,312,J12
,, ,.,
2P312 ,,, E2,3/2,l/2
,....
' . E2,J12. 112,-112
''
' E2,J12, 112.-J,2

E2,112.112
2P 112 ,,,,"'

E2,1/2,-l/2

1' , o ır ,' E1.112,112


1S112 1 1 1 1 1
1 1 1 1 1
1 1 1 1 1
1 1 1 1 1
.................... 1
1
1
1 '' ,'
1
1
1 ''
1
1 o 1
1 ,' E1,112.-ı12
1 1 1 1 1

1ı k.l 1 1

Şekil 5.12. Tek elektronlu atomda B(( B; durumunda magnetik alanın,


1S112, 2P1ıı, 2P3ıı enerji durumlarına etkisi ve anormal
Zeeman yarılmaları.

Buna göre, 2Pııı den 1S 112 ye olan geçişlerin frekansları, Şekil 5.16
dan görüldüğü gibi,


Kuaııtuın Kuraınıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 327

' ' 4µ8


V =V + - - B
ı o 3 h
' ' 2 µ8
V =V + - - B
ı o 3. h
' . ' 2 µ8
V =V - - - B (5.167)
3 o 3 h

' ' 4µ8


V =V----B
4 o 3 h

dir. Burada, V 0' atom üzerine magnetik alan uygulanmadan önce


2P 112 ➔ 1S 112 ışımalı geçişine karşı gelen frekansdır ve değeri

V~=(E 1 -E 1 )/h
2- 1-
2 2

ile verilir.

Öte yandan, 2P312 ➔ 1S 112 ışımalı geçişlerinin ortaya çıktığı


frekanslar ise,

.. .. 5 µ8
V =V + - - B
ı o 3 h

"
V2 =V0 +-B
" µ8
h .
" " 1 µ8
V =V + - - B (5.168)
3 o 3 h

" " 1 µ8
V =V - - - B
4 o 3_ h
,. ·,. µ8
V5 =V0 -,--B
h
,. " 5 µB
V =V - - - B
6 o 3 h

dir. Burada da,


328 Kuaııtuın Fiziği

V~=(E 3 -E 1 )/h (5.169)


2- 1-
2 2

dir.

· Görülüyor ki, bu durumda oluşan ışımalı geçiş sayısı, ~lektronun


spin özelliğinin gözardı edildiği
normal Zeeman olayında (Kesim 5.13.1)
oluşan ışımalı geçiş sayısından çok fazladır. Bu nedenledir ki, bu çizgiler ilk
kez gözlendiği zaman, onlara anormal Zeeman yanlmalan ve olaya da
anormal Zeeman olayı adı verilmiştir. O zamanlar böyle bir isim verilmesi,
olayın nedeninin bilinmemesinden kaynaklanmıştır. Artık olayın nedeni
bilindiğine göre, olayı normal ya da anormal Zeeman olayı olarak
isimlendirmenin, tarihsel gelişmeyi belirlemesi dışında, hiçbir fiziksel
dayanağı yoktur.

Görüldüğü gibi, anormal Zeeman olayında j ve mj kuantum sayıları


atomun iyi kuantum sayılarıdır.

5.13.3 Paschen-Back Olayı

Daha önce incelediğimiz, normal Zeeman ve anormal Zeeman

olaylarında, atom üzerine uygulanan ·B dış magnetik alanı ile B; iç


magnetik alanı arasında, sırasıyla, B)) B; ve B << B; koşulu seçilmişti.
Yani, normal Zeeman olayında atom üzerine uygulanan dış magnetik alan,
atomdaki bağlaşımı tümüyle bozacak kadar büyük seçilmişti. Anormal
Zeeman olayında ise atom üzerine uygulanan magnetik alan, atomdaki
bağlaşımı bozacak kadar büyük seçilmemişti.

Normal Zeeman olayında, atomu niteleyen kuantum durumları n, .f,,


s, me, ıns kuantum sayılarına bağlı iken, anormal Zeeman olayında ise n, .f, ,
j, mj kuantum sayılarına bağlıydı. Başka bir deyişle, normal Zeeman
olayında sistemin toplam enerjisi (5.152) bağıntısıyla tanımlanırken, anormal
Zeeman olayında (5.166) bağıntısıyla tanımlanmıştı. (5.166) daki Enj,
atomdaki spin-yörünge etkileşmesine karşı gelen ince yapı yarılmalarını
niteleyen enerji kesimini içermektedir. Oysa, (5.152) deki En spin-yörünge
etkileşmesini içermemektedir.

Şimdi, atom üzerine uygulanan dış magnetik alanın büyüklüğü,


yukarıdaki B)) B; ve B << B; koşullarının her ikisini de sağlayamayacak


Kuaııtuın Kuramına Giire Tek Elektroıılu Atom 329

bir değerde seçilirse ne olur? Bu durumda atom üzerine uygulanan dış


magnetik alan ne normal Zeeman olayındaki gibi çok büyük, ne de anormal
Zeeman olayındaki gibi çok küçüktür.

. Bu duI.1Jmda, atomun yörüngesel hareketine . ilişkin . açısal


· momentuııiu ·ile spine ilişkin açısal momentumu arasındaki bağlaşım belli
ölçüde bozulur. Bu nedenle, atomu niteleyen iyi kuantum sayıları mp ms
kuantum sayılarıdır ve magnetik etkileşme (5.152) deki gibidir.

Öte yandan uygulanan dış magnetik alan çok büyük olmadığı için
atomda spin-yörünge etkileşmesi tümüyle sıfır değildir. Yani, atomda
magnetik etkileşmeye göre oldukça küçük olan bir spin-yörünge etkileşmesi
vardır. Bu etkileşme, (5.118) bağıntısındaki kat sayıyı A olarak tanımlarsak,

/\ /\ /\

Esy =AS.L (5.170)

biçiminde yazılır. Burada,

/\ /\ /\ /\ /\ /\ /\ /\

s .L=[Sx Lx+ s y Ly] + s, L .. (5.171)

dir. Atomun iyi kuantum sayıları mt ve ms olması demek, hem yörüngesel


harekete ilişkin açısal momentum hem de spine ilişkin açısal momentum z
doğrultusunda (uygulanan dış magnetik alan doğrultusunda) kuantumlanmış
/\ /\

demektir. Bu nedenle, (5.171) bağıntısındaki S, L, işlemcilerinin katkısıyla


yetinilebilir. O halde, spin-yörünge etkileşmesinden gelecek katkı

(5.172)

olur. Ya da, b=Ali 2 denirse,

(5.173)

Böylece atomun toplam enerjisi, (5.152) ve (5. 173) den ötürü,

(5.174)
330 Kuaııtuın Fiziği

olur. Atomu niteleyen iyi kuantum sayıları mt ve Il1s olması, uygulanan dış
magnetik alanın oluşturduğu etkileşmenin spin-yörünge bağlaşımından daha
büyük olduğunu gösterir.

Görülüyor ki, oldukça kuvvetli dış magnetik alan durumunda tek


elektronlu atomun herhangi bir· l kuantum sayısına bağlı enerji düzeyi,
(5.174) deki ikinci terim nedeniyle (2s+1)(2l +1)=2(2l +1) tane alt duruma
yarılır. Bu alt durumların her biri üçüncü terimden ötürü kaymaya uğrar. İşte
bu olay spektroskopide Paschen-Back olayı adı verilir.

Enerji düzeylerinde oluşan yarılmalara göre ışımalı geçişlerde de


değişimler beklenir. Bunu anlamak için n=2 enerji düzeylerinden n=l enerji
düzeyine olan ışımalı geçişleri inceleyelim. n=l ise, l =0, mt=0, IDs=±l/2
olduğu için (5.174) denkleminden,

(5.175)

elde edilir. n=2 ise, l =0,1, mt=0, ±1; ms=±l/2 olduğu için yine (5.174)den,

E 1
:zo.:.
= Eı +µBB
2

E l =Eı-µBB
20--
2

E l = E2 +2µBB+b/2 (5.176)
21-
2

E 1 = E2 -b/2
21--
2 .

_E 1 = E2 -b/2
2-1-
2

E 1
2-1--
= Eı -2µBB+b/2
2

elde edilir. Bu enerji değerlerine karşı gelen enerji düzeyleri Şekil 5.13de
şematik olarak çizilmiştir.


Kuaııtum Kuraımııa Göre Tek Elektroıılu Atom 331

E2,1,1/2
I
I
I
I
I
I , E2,0,1/2
2p ,,,
I ,

-----c:,,,
"''
\\
\\
\\ ,,,,
,,~.
\ Eı,0,-112
\
\
\
Eı.-1,-112

,' '
,,
Is 1
E1,o,112
E1 1 1 1
1 1 1 1
1
1 l ,, ,~ ,' l
1
1
.1 1 •ı
1 E1.o,-112
1 1

Vo
1 11 il 11
B=O
Şekil 5.13. Paschen-Back olayında n=2 den n=l e olan ışımalı geçişler
(enerji düzeyleri abartılı çizilmiştir)

Şekil5.13 den de görüldüğü gibi bu enerji düzeyleri arasındaki


ışımalı geçişleri (5.164) deki seçim kuralları kontrol eder. Buna göre, izinli
altı geçiş vardır ve bu geçişlere karşı gelen · frekans değerleri,
V 0 =(E 2 - E 1 ) / h olmak üzere,

µB b
V =V +-B+-
l O h 2h
µB b
V =V +-B--
2 ° h 2h
V3 =V4 =Vo (5.177)
, µ b
V =V _ _!!_B+-
s O h 2h

V =V - - B - -
µB b
6 ° h 2h
332 Kuaııtum Fiziği

<lir. Görüldüğü gibi, v3 ve v4 frekanslı geçişler V 0 değerinde üst üste


binmiş ve ötekiler bunun çevresinde simetrik olarak dağılmıştır .. Dikkat
edilirse, l.ve 2. ya da 3.ve 4. çizgiler arası uzaklık, spin-yörünge
etkileşmesinin büyüklüğüne bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.

5.14 Tek Elektronlu Atomda Aşırı İnce Yapı Etkileşmesi

Elektronun olduğu gibi, protonun da, kendine özgü davranışından


kaynaklanan bir spini vardır. Bu spine bir magnetik moment karşı gelir.
Nötron ve protonlardan oluşan çekirdeklerin bir çoğunun sıfırdan farklı spini
vardır ve bu spine bir magnetik moment karşı gelir. Çekirdek magnetik
momenti adı verilen bu moment, çevresinde bir magnetik alan oluşturur.

İşte
bir atomda, çekirdek magnetik momentinin oluşturduğu
magnetik alan ile elektronun magnetik momenti arasındaki etkileşmeye aşın
ince yapı ya da spin-spin etkileşmesi adı verilir. Bu etkileşme nedeniyle tek
elektronlu atomun çakışık enerji düzeylerinde yarılma oluşabilir. Bunu
incelemek için herşeyden önce bir çekirdeği niteleyen magnetik dipol
momentini tanımlamak gerekir.

5.14.1 Çekirdeğin Magnetik Dipol Momenti

Bir çekirdeğin spinine karşı gelen spin açısal momentum işlemcisi


A

I olsun. Bu işlemcinin kuantum kuramına göre davranışı, elektronun


A

spinine karşı gelen S açısal momentum işlemcisininki gibidir. Bu nedenle,


daha önce elektron için yazıldığı gibi, çekirdek için de,

Iz ji,m;) = nm;ji,m;) (5.178)

özdeğer denklemleri yazılır.

Burada, i çekirdeği.n spiıı kuantum sayısı adını alır ve 1, 2, ... gibi


tam, ya da 1/2, 3/2, 5/2, ... gibi yarı-tam sayı değerleri alır. Buna göre, m; de
çekirdeği.n spinine ilişkin magnetik kuantum sayısı adını alır ve -i ile +i
arasında (2i+l) tane değer alır. Buna göre, li,m;) ketleri, spin kuantum
sayısı sıfırdan farklı bir çekirdeği.ıı kuantum durumlarını belirler.

t
Kuantum Kuramına Göre Tek Elektronlu Atom 333

Elektron için tanımlanan magnetik moment işlemcisine benzer


biçimde, çekirdek için de bir magnetik moment işlemcisi tanımlanabilir:

(5.179)

Burada, Y; ye çekirdeğinjiromagnetik oranı denir ve değeri,

µn (5.180)
Y1.=gj-

bağıntısıylaverilir. gi, çekirdek için Lande, ya da spektroskopik yanlma


çarpanı adını alır. µn ise, µ 8 Bohr magnetonuna benzer biçimde ·
tanımlanmış çekirdek magnetonu dur ve

(5.181)

eşitliği ile verilir.

geçen mp protonun ve me de elektronun kütlesidir.


Bağıntıda
Görüldüğü gibi, çekirdek magnetonu, protonun kütlesinden ötürü, Bohr
magnetonunun yaklaşık 2000 de biridir.

Böylece, spını sıfırdan farklı bir çekir~eğe spın açısal


momentumuyla orantılı olan ve

A µ A

µ ı. = g.-n
ı 1i
I (5.182)

. bağıntısıyla verilen, bir magnetik dipol momenti karşı gelir.

İşte tek elektronlu bir atomda enerji düzeylerinden bazılarının


yeniden yarılmaya uğramalarının nedeni, atomun çekirdeğinin (5.182)
A

bağıntısıyla verilen µ; magnetik momenti ile elektronun (5.142) ile verilen


A

µ 1 magnetik momentinin etkileşmesidir. Şimdi de bu etkileşmeyi ve neden


olduğu yarılmaları inceleyelim.

1
334 Kııaııtuın Fiziği

5.14.2 Aşırı İnce Yapı Yarılması

Çekirdek spini sıfırdan farklı bir atomda aşın ince yapı etkileşmesi
diye, A elektron ile çekirdek arasındaki uzaklığı, bağlı bir katsayı olmak
üzere,

" =
Eaiy " "
-Aµ;.µı (5.183)

biçimindeki skalar etkileşmeye denir. Burada, (5.142) ve (5.182) bağıntıları


kullanılırsa,

(5.184)

Burada, J" tek elektronlu atomun elektronun toplam


yazılır. açısal
momentum işlemcisi olduğu unutulmamalıdır.
(5.184) deki I" .J
" skaler çarpımı,
" " skaler
L.S çarpımı gibidir. O
halde, I." J" skaler çarpımı bu tek elektronlu atomda yeni bir açısal
momentum işlemcisi gündeme getirir. Toplam açısal momentunı işlemcisi ·
adı verilen bu işlemci

" " "


F=l+J (5.185)

biçiminde tanımlanır. Böylece, f ve mt yeni iki kuantum sayısı olmak üzere


toplam açısal momentum işlemcisi

(5.186)

özdeğer denklemlerini sağlar. Burada~ f çekirdek spini sıfırdan farklı tek


elektronlu atomu niteleyen toplam açısal kuantum sayısı ve mr toplam
magnetik kuantum sayısı adını alır. ffif tanım gereği, -file f arasında 2f+l
tane değer almaktadır. (5.186) dan görüldüğü gibi, çekirdek spini sıfırdan


Kuantum Kuraınma Göre Tek Elektroıılu Atom 335

farklı olan tek elektronlu bir atomun kuantum durumları f, m1 ) kederiyle I


belirlenir.
A 2 A
Öte yandan, (5.186) eşitlikleri, F ile F z işlemcilerinin uyuşabilen
işlemciler olduklarım göstermektedir. Yani,

A 2 A

[F , F z] = O (5.187)

dır. Aynca, (5.185) eşitliği tek elektronlu atomun kuantumlanma


doğrultusundaki bileşeninin

(5.188)

I\ I\ I\

olduğunu gösterir. Burada, F z , I z, J z işlemcilerine karşı gelen fiziksel


niceliklerin beklenen değerleri sırasıyla hm1 , hm; , hmi olduğu için

(5.189)

elde edilir. Burada, IIlj ve m,; nin en büyük değerlerinin sırasıyla i ve j olduğu
gerçeği göz önüne alınırsa

(5.190)

olur. Yani, tek elektronlu atomun toplam kuantum sayısı

f=i+j, i+j- ı ,...... , li - il (5.191)

bağıntısından bulunur.

I\ I\

Şimdi, yeniden (5.184) bağıntısına dönelim. Bağıntıdaki 1 .J skaler


çarpımı (5.185) tanımı gereği,

I\ I\ 1 /\2 /\2· /\2


1.1=-[F -1 -J] (5.192)
2

dir. Bu değer, (5.184) de kullanılırsa,


336 Kııaııtuın Fiziği

(5.193)

yazılır. :Sunun beklenen değeri ise

(5.194)

olacaktır.

Demek ki, tek elektronlu bir atomda Şekil 5.6 da gösterilen enerji
düzeylerinden her birinin enerji değerine çekirdeğin spin kuantum sayısı
sıfırdan farklı ise (5.194) ile verilen bir katkı gelecektir. Bu katkı nedeni ile
enerji düzeylerinin yarılmasına aşın ince yapı yanlması denir. Kuşkusuz,
tek elektronlu atomun çekirdek spini sıfır ise, f=j olacağı için Eaiy=O dır.

Taban enerji durumundaki tek elektronlu atomlarda l =0 olduğu için


j=s=l/2 dir. Bu durumda (5.194) bağıntısı,

(5.195)

biçimini Burada, f = i + 1/2 ve g5 serbest elektron için spektroskopik


alır.
yarılma çarpanıdır. Hidrojen atomunda, i=l/2 dir. O halde, (5.195) bağıntısı,
f=l için,

(5.196)

ve f=O için de

(5.197)

olur. O halde, taban enerji durumundaki hidrojen atomunda f=l, f=O enerji
durumları arasındaki enerji farkı

Ô. Eaiy = 8;8s µnµB(A) (5.198)


olacaktır.


Kuaııtum Kuramma Göre Tek Elelctroıılu Atom 337

Yukarıdaki bağıntıda I, =0 alındığı için aşın ince yapı etkileşmesi

elektron ile protonun yalnızca spin açısal momentumlannın etkileşmesi

biçimindedir. Yani, (5.195) ile verilen enerji değeri hidrojen atomunda


çekirdeğin spin açısal momentumu ile, elektronun spin açısal momentumu
arasındaki etkileşmeden kaynaklanır. Bu nedenle, (5.195) bağıntısına spin-
spin etkileşmesi de denir ve enerji Ess ile gösterilir. Demek ki, hidrojen
atomunda çekirdek spini göz ardı edildiğinde çakışık olan 1S 112 taban enerji
durumu, protonun çekirdek spininden ötürü, aralarında (5.198) ile verilen bir
enerji farkı olacak biçimde ikiye yarılmıştır. Şekil 5.14.

, -------Eı+<Eaiy> f=l
lSııı ,, t

\
\ ~Eaıy
\ .

t
\
\
\

Şekil 5.14. Hidrojen atomunda spin-spin etkileşmesinin 1S 112 enerji


durumuna getirdiği katkı

Hidrojen atomunda bu enerji farkına karşı gelen ·geçiş 1951 yılında


deneysel olarak gözlenmiş ve geçiş frekansı olarak

llEaiy
vaiy =--=1420MHz (5.199)
h

değeri bulunmuştur.

Bu frekans 21cm dalga boyuna karşı gelir.· Yani, bu tür geçişler


radyofrekans bölgesine düşer. Bu tür geçişler, R, açısal kuantum sayısını
değiştirmediği için ışımalı ya da elektrik dipol momenti geçişleri türünde
değildir .


338 Kuaııtuın Fiziği

Örnek 5.7 2P312 durumundaki hidrojen atomunda aşın ince yapı


etkileşme$inin enerji düze_yine getirdiğikatkıyı bulunu~

2P312 durumunda olan hidrojen atom.unda i=l/2, j=3/2 dir. O


halde, toplam açısal kuantum sayısı (5.191) den f=2,l olmak
üzere iki ayrı değer alır. Buna göre, (5.194) den f=2 için

(a)

(b) .

bulunur. Burada, gj elektronun spektroskopik yarılma çarpanıdır


ve (5.141) bağıntısı kullanılırsa 4/3 gibi bir değer bulunur.
Böylece, (a) ve (b) enerji durumları arasındaki fark

(c)

olur. Yani, 2P312 enerji durumuna, aşın ince yapı yanlmasında


ötürü gelecek katkı (c) kadar olacaktır. _

5.15 Bölümle İlgili Sorular

1. Bohr hidrojen atom modelini kullanarak hidrojen atomunda


elektronun yarıçapının

olduğunu gösteriniz. Hangi durumda r= < r > dir? Burada: ao,


Bohr yarıçapı, n asal kuantum sayısı ve < r > de (5.65)
bağıntısıyla verilmektedir.


Kuaııtum Kuramma Göre Tek Elektronlu Atom 339

2. Birinci uyarılmış enerji durumunda bulunan hidrojen atomunda


elektronun kinetik enerjisinin

olduğunu gösteriniz.

3. Tek elektronlu atomda Schrödinger denklemi

d d 2µke 2 2µE 2
- r 2 -R(r)+ 2 R(r)+-2 r R(r) = f(f +l)R(r)
dr dr tı tı .
biçiminde veriliyor.

a) Bu denklemde

dalga fonksiyonunu kullanarak ao ile ~ enerji özdeğerini


bulunuz.
b) Rıo(.r)= 2 e-r I a0
312
ao

gibi bir dalga fonksiyonu bu denklemin çözümü olabilir mi?


4. Tek elektronlu atomda elektronun durumunu belirleyen dalga
fonksiyonlarından birinin r ye bağlı kesimi

R(r)=A .!_(6 _.!_) e-r l 3ao


ao ao

dır. Bu elektronun çekirdekten 9ao uzaklığındaykenki olasılık


yoğunluğunun 12ao uzaklığındaykenkine oranı kaçtır?
5. Tek elektronlu bir atomda R 10(r) durumunda bulunan elektronun
konumunun r=O ile r=ao aralığında bulunma olasılığı kaç tır?
6. Taban enerji durumundaki bir atomun olasılık yoğunluğunun en
büyük değerine karşı gelen konumunun değerini bulunuz.
7. 2s kuantum durumundaki bir atomun olasılık yoğunluğunun en
büyük ve en küçük olduğu r değerini bulunuz.
340 Kuaiıtuın Fiziği

8. Tek elektronlu atomda dalga fonksiyonlarından birinin konuma


bağlı

Rıo(r)=ş;;f
1 ( 1 -r-) e-rı ıa 0
C •
2a3o . 2ao . •

dır. Elektronun çekirdeğe olan uzaklığının ortalama değeri kaç ao


dır?
9. Taban enerji durumunda bulunan bir atomda elektronun kinetik
enerjisinin beklenen değerinin

olduğunu gösteriniz.
10. Toplam enerjisi En olan tek elektronlu bir atomda, potansiyel
enerji ile kinetik enerjinin beklenen değerini, atomun temel
nicelikleri cinsinden bulunuz. < 1/ r >= 1/ an 2 alınız.
11. Tek elektronlu bir atomuna, Eo, En, E;, (u), (Ek), (Ef)
niceliklerini, a = ke 2 / ne olarak tanımlanan ince yapı çarpanı
cinsinden ifade ediniz.
12. Tek elektronlu bir atomda n ve (n-1) asal kuantum sayılarına
bağlı ardışık iki enerji düzeyi arasındaki ışımalı geçişe karşı gelen
fotonun salınım frekansını n ye bağlı olarak ifade ediniz.
13. Tek elektronlu atomda ışımalı geçişleri kontrol eden lıf = ±1
seçim kuralı, fiziğin hangi korunum yasasını içerir?
14. Tek elektronlu bir atomun t=O anındaki durumunu belirleyen
dalga fonksiyonu

v,(r,O) = .!..v,100 (r)+ ✓3 v,200 (r)


2 2
olarak veriliyor.
a) Elektronun, V,100 (r) ve V,200 (r) durumlarında bulunma
olasılığı kaçtır?
b) Atomu herhangi bir t anında belirleyen dalga fonksiyonunu
yazınız.

c) Bu durumdaki atomun enerji özdeğerini bulunuz.


d) Enerjideki dağılganlığı bulunuz.


Kuaııtuın Kuraınıııa Göre Tek Elektroıılu Atom 341

15. 6f kuantum durumuna uyarılmış


atomun ls taban enerji
durumuna geçmesi için gerekli olan ışımalı geçişleri bir şekil
üzerinde gösteriniz.
16. Elektronunun spini gözardı edilen tek elektronlu bir atomda,
a) n=3 olan kuantum durumlannd,an n=2 olanlara yapılan
ışımalı geçişleri gösteriniz. · ·
b) Atom üzerine bir magnetik alan uygulandıktan sonrla ortaya
çıkan Zeeman olayının neden olduğu geçişleri gösteriniz.
17. Tek elektronlu atomda ince yapı etkileşmesine karşı gelen enerji
değerinin

E. = 1 Z a4 mc2[j(j+l)-f(f+l)-s(s+l) _
4
2 +2-]
ıyy 2 n3 e f(f+l)(2f+l) 2f +1 4n

ile verildiği biliniyor. Bu bağıntının

E.
ıyy
= - 1 z4a4 m c2[
2 n3 e
2 -
2j+l 4n
2_]
biçimine dönüşebileceğini gösteriniz.

18. Tek elektronlu bir atomda spin-yörünge etkileşmesinin enerji


düzeylerine getirdiği katkının

E = 1 Z 4a4 m c 2[j(j + 1)-f(f + l) ~ s(s + 1)]


SY 2 n3 e f(f + 1)(2f + 1)

olduğu bilinmektedir.

R kuantum sayısı aynı olan ardışık iki enerji düzeyi


arasındaki enerji farkının

,
uA E -
SY -
Z 4a 4
1 --mc
2 n3 e
2[ f (,e ı+ 1) ]
olduğunu gösteriniz .


342 Kuaııtuııı Fiziği

19. Tek elektronlu bir atomda ince yapı yarılmasına neden olan.
enerji, A bir sayı olmak

ile veriliyor. Bu enerjinin atomun ilk iki enerji düzeyine getirdiği


katkıyı inceleyiniz.

20. Tek elektronlu atomda spin-yörünge etkileşmesine karşı gelen


enerji

E = z4aıE __!__ j(j+l)-f(f +1)-s(s+l)


sy o n3 f(f + 1)(2f + 1)
ile veriliyor.
Atomun 2p durumuna karşı gelen enerji yarılmalarının

ı1E = _!_ Z 4a 2 E
16 °
olduğunu gösteriniz.

21. 3d durumundaki bir atom üzerine büyüklüğü B olan bir magnetik


alan uygulanıyor. Atomun enerji yarılmalarını:
a) mt, ms
b) ffij
magnetik kuantum sayılarını göz önünde tutarak, nitel olarak,
inceleyiniz.

22. Tek elektronlu bir atom üzerine B=2T büyüklüğünde bir


magnetik alan uygulanıyor. 2p den ls ye olan ışımalı geçişe karşı
gelen fotonun
a) frekansı
b) dalgaboyu
ne kadar değişir?


Kuaııtuın Kuramma Göre Tek Elektroıılu Atom 343

23. Tek elektronlu atom üzerine B magnetik alanı uygulanıyor. Bu


magnetik alanın atomun 2s, 3p enerji durumlarına etkisini ve
izinli geçişleri
a) . Elektronun spinini göz ardı ederek, . ..
b) . Elektronun spinin ·olmasina karşın ince yapı• etkileşı:nesiıii
göz ardı ederek,
c) İnce yapı etkileşmesini göz önünde tutarak inceleyiniz.

24. Büyüklüğü B olan magnetik alan içindeki bir atomun enerji


özdeğeri

eşitliğiile veriliyor. Atomun 3d, 2p kuantum durumlarına karşı


gelen enerji düzeylerini çiziniz ve olası geçişleri gösteriniz.

25. Üzerine B magnetik alanı uygulanan tek elektronlu bir atomun


3d kuantum durumunu, magnetik alanın büyüklüğüne göre
inceleyiniz (Göreli etkiyi göz ardı ediniz.) ·
26. Çekirdek spın kuantum sayıları i 1=h=l/2 olan iki çekirdek
arasında,

biçiminde tanımlanan bağıntı çekirdekler arasındaki spin-spin


/\ /\

etkileşmesinigösterir. Burada a bir sayı, / 1 ,. / 2 işlemcileri de


çekirdeklerin spin açısal momentum işlemcileridir. Bu
etkileşmeye karşı gelen enerji değerlerini ve enerji durumlarını
bulunuz.

5.16 Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar

1) Quantum Physics of Afoms, Molecules, Solids, Nuclei and Particles


R.Eisberg and R.Resnick
J.Wiley and Sons 1974 (7.Bölümü)
2) Modem Atomic and Nuclear Physics
F.Yong and J.H.Hamilton •J>

Mc.Graw-Hill, 1996 (5.Bölümü)


344 Kuaııtuın Fiziği

3) Introduction to the Structure of Matter


J.J.Brehm and W.J.Mullin
J.Wiley andSons 1989 (7.ve 8. Bölümleri)
4) Modern Physics
J.W.Rohlf
· J.Wiley and Sons 1994 (8.Bölümü)
5) Introduction to Quantum Mechanics
B.H.Bransdan and C.J.Joachain
Longman Scientific and Tech. 1989 (7.Bölümü)
6) Introduction to Quantum Theory
D.Park
Mc.Graw-Hill, 1992 (16.Bölümü)
7) Quantum Mechanics
P.C.W.Davies
Routledge and Kegan Paul 1984 (6.Bölümü)
8) Introduction to Quantum Mechanics
R.L.Liboff
Addison-Wesley 1980 (10.vel 1. Bölümleri)
9) Modern Physics
K.Krane
J.Wiley and Sons 1983 (7.Bölümü)
10) The Quantum Universe
Tony Hey and P.Walkers
Cambridge Univ. Press 1987 (4.Bölümü)


VI

KUANTUM KURAMINA GÖRE ÇOK ELEKTRONLU ATOM

Bu bölümde birden fazla elektronu olan atomların kuantum fiziğinin


temel kavramlarıyla nasıl
incelendikleri ele alınacaktır.
Çok elektronlu bir atom, +Ze yüklü çekirdek ile her birinin yönü -e
olan Z tane elektronun oluşturduğu bir kuantum sistemidir. Böyle bir atomda
elektronlardan her biriy +Ze yüklü çekirdek ile Coulomb çekim etkileşmesi
ve geri kalan (Z-1) tane elektron ile de Coulomb itme kuvvetine karşı gelen
elektron-elektron etkileşmesi içine girer. Bu etkileşmeler atomun potansiyel
enerjisini kontrol eder.
Çok elektronlu atomlarda, yukarıda söz edilen iki temel
etkileşmeden başka etkileşmeler de vardır. Özellikle Coulomb çekim
etkileşmesinden daha zayıf olan ve açısal momentum içeren bu
etkileşmelerden bazıları şunlardır:

i) Elektronların yörüngesel açısal momentumlarının kendi aralarında


bağlaşımına neden olan etkileşme. Bu etkileşme çok elektronlu
atomda, toplam yörüngesel açısal momentum kavramına neden olur.
ü) Elektronların spin açısal momentumlarının yine J(endi aralarında
bağlaşımına neden olan etkileşme. Bu da atomda toplam spin açısal
momentum kavramını içerir.
üi) Elektronların yörüngesel açısal momentumları ile spin açısal
momentumları arasında bağlaşım oluşturan etkileşme. Spin-yörünge
etkileşmesi adını alan bu etkileşme, tek elektronlu atomda olduğu
gibi çok elektronlu atomda da ince yapı yarılmasını kontrol eder.
iv) Atom üzerine uygulanan dış magnetik alan ile atomun magnetik
momenti arasındaki etkileşme. Bu etkileşme Zeeman etkileşmesi
adıyla anılan yarılmalara neden olur.
v) Elektronların toplam açısal momentumlarıyla çekirdeğin spin açısal
momentumu arasında bağlaşım oluşturan etkileşme. Bu etkileşme,
346 Kuaııtuın Fiziği

tek elektronlu atomda olduğu gibi çok elektrônlu atomda da aşırı


ince yapı yarılmasına neden olur.

Birbirinden farklı çok sayıdaki bu etkileşmeler tümüyle göz önünde


tutulduğunda,. çok. elektronlu .• bir atomu,. tek elektronlu bir atomu
incelediğimiz gibi incelemenin çok zor · olduğu açıktır. Ancak, bu
etkileşmelerin büyüklükleri birbirinden çok çok farklıdır. Bu nedenle, çok
elektronlu atomlar incelenirken önce büyük olan etkileşme ele alınır, daha
sonra da zayıf olan etkileşmelerin katkıları tedirgeme (perturbation),
deği.şim (variatioıı) gibi yaklaşık yöntemlerle tek tek bulunur. Örneğin, çok
elektronlu bir atomda yalnızca Coulomb çekme ve elektron-elektron itme
etkileşmelerinin olduğunu varsayalım. Bu durumda atomu niteleyen
Schrödinger denklemi,

1?
- - V 2 lf/+Ulf/ = Elf/
2m

biçiminde olacaktır. Bu denklemi, tek elektronlu atomu niteleyen


Schrödinger denklemini çözdüğümüz gibi çözmeye kalkışsak, kesinlikle
çözemeyiz. Çünkü, denklemdeki U niceliği, tek elektronlu atomda yalnızca
Coulomb çekim etkileşmesinden kaynaklanan merkezse} potansiyel enerji
idi. Burada ise U, elektron-elektron etkileşmesinden kaynaklanan ve
merkezse} olmayan bir potansiyel enerji bileşeni içermektedir. Bu nedenle
çok elektronlu atomları niteleyen Schrödinger denklemini çözmenin bir yolu,
U niceliğini merkezse} potansiyel enerji olarak görebilecek yaklaşımların
yapılmasıdır. Merkezsel alan yaklaşımı, adı verilen bu yaklaşım Kesim 6.1
de ele alınacaktır.
Ayrıca, çok elektronlu atomun yalnızca uzaysal koordinatlarına göre
yazılan yukarıdaki Schrödinger · denklemini, ister doğrudan, ister bazı
yaklaşık yöntemler uygulayarak, çözdüğümüzü varsayalım. Denklem,
yazıldığı biçimiyle, elektronların spinini içermediği için bulunan çözüm, çok
sayıdaki elektronun, elde edilen enerji durumlarına nasıl yerleşeceği üzerine
bir fikir vermez. Dolayısıyla çok elektronlu atomun elektronik yapısı,
geleneksel adıyla periyodik çizelge, oluşturulamaz. Bunun için de Pauli
dışarlama ilkesi göz önünde tutulacaktır. Pauli dışarlama ilkesi, özdeş
parçacıkların dalga fonksiyonlarının gösterdiği simetri özelliğinin bir
sonucudur.
Demek ki, çok elektronlu atomların kuantum kuramına göre
incelenmesi, tek elektronlu atomların incelenmesi gibi basit değildir. Onun
için de bazı yaklaşık yöntemlerin uygulanması gerekir.


Kııaııtuııı Kuramıııa Göre Çok Elektronlu Atom 347

6.1 Merkezsel Alan Yaklaşımı

Şimdi,
yükü +Ze olan bir çekirdek ile her birinin yönü -e olan Z tane
elektrondan oluşan bir atomu ele alalım. Bu atomda yalnızca çekirdek ile
elektronlar arasındaki Coulomb çekim etkileşmesi ile elektronlar arasmdaki
elektron-elektrori itme etkileşmesinin olduğunu varsayalım.
Bu durumda atomu niteleyen Schrödinger denk.lemi, elektronun
kütlesi me olmak üzere,

(6.1)

biçiminde yazılır. Burada V; işlemcileri (r;,0Pq.,;) polar koordinatlarıyla


tanımlanmış işlemcilerdir. Öte yandan bağıntıdaki U potansiyel enerjisi, i.

elektronun çekirdeğe göre konumu r;, i. elektron ile j. elektron arasındaki


➔ ➔

uzaklık r; - r i olmak üzere,

z ke 2Z z ke 2 .
U=-I-+ı:~ (6.2)
i=ı 'i i{i=Ilr;- r il

biçiminde tanımlanmıştır.
Görülüyor ki, potansiyel enerji iki terimden oluşmaktadır. İlk terim,
çekirdek ile elektronlar arasındaki çekim etkileşmesinden kaynaklanırken,
ikinci terim elektron-elektron etkileşmesinden kaynaklanır. Bilindiği gibi,
çekirdek ile elektronlar arasındaki çekim kuvveti merkezse! kuvvet
türündedir. Dolayısıyla (6.2) deki birinci terim, tek elektronlu atomda olduğu
gibi merkezse! · alandan doğan potansiyel enerjidir. Oysa, iki elektron
arasındaki itme kuvveti merkezse} kuvvet türünde değildir. Yani, (6.2) deki
ikinci terim, atomun toplam potansiyel enerjisine merkezse! olmayan bir
katkı getirir.
Bu katkıdan ötürü (6.1) eşitliği ile verilen Schrcdinger denkleminin·
çözümünü bulmak için, tek elektronlu atom durumunda uygulanan,
değişkenlerin ayrılması yönteminin uygulanması olanağı yoktur. İşte çok
elektronlu atomların Schrödinger kuramına göre incelenmesindeki
zorluklardan biri budur.


348 Kuaııtum Fiziği

Şimdi, bu zorluğu gidermenin yollarını arayalım. İlk akla gelen şey,


merkezse! olmayan katkınin, merkezse} katkı yanında çok küçük olduğunu
varsaymaktır. Böylece çok elektronlu atomun potansiy~l enerjisi, tipkı tek
elektronlu atomda olduğu gibi, tümüyle merkezse} alandan kaynaklanan
enerji türünde olacaktır. .
Bu durumda atomu oluşturan elektronlar birbirini etkilemeden
hareket ettikleri için bunlara birbirinden bağımsız parçacıklar denir.
Yapılan yaklaşım da birbirinden bağımsız parçacık yaklaşımı adını alır.
Gerçekte çok elektronlu bir atomda elektronlar arasındaki elektron-
elektron etkileşmesini göz ardı etme olanağı yoktur. Bu neden ile (6.1)
denkleminin çözümü kolayca bulunamaz. Ancak; elektronların, aralarında
elektron-elektron etkileşmesi olmasına karşın, birbirinden bağımsız
olduklarını ve bir merkezse! alan içinde hareket ettiklerini varsayarsak,
Schrödinger denklemi yukarıdaki gibi çözülebilir. Oysa, bu varsayım bir
çelişkidir. Çünkü, eğer elektron-elektron etkileşmesi varsa, hem elektronlar
birbirinden bağımsız olamazlar hem de oluşan alan merkezse! sayılamaz. O
halde, bu varsayımdaki çelişki nasıl kaldırılabilir?
Çok elektronlu atomdaki bir elektronu (i.elektron) göz önüne alalım.
Bu elektron, bir yandan +Ze yüklü çekirdek ile merkezse[ çekim, bir yandan
da geri kalan (Z-1) tane elektron ile elektron-elektron itme etkileşmesi içine
gırer.

Eğeri.elektron, +Ze yüklü çekirdeğe yakın bir yerde ise onun


çevresindeki (Z-1) tane elektron yaklaşık olarak simetrik bir dağılım
gösterir. Bu riedenle, i.elektron ile geri kalan (Z-1) tane elektron arasındaki
elektron-elektron itme etkileşmesi, toplam olarak, sıfıra yaklaşacağı için
i.elektron büyük ölçüde +Ze yüklü çekirdeğin çekim etkisinde kalır.
Tersine, i.elektron, +Ze yüklü çekirdeğe uzak ise, geri kalan (Z-1)
tane elektronun büyük bir çoğunluğu i.elektron ile +Ze yüklü çekirdek
arasında kalır. Bu durumda, i.elektron ile (Z-1) tane elektron arasındaki itme
etkileşmesi, toplam olarak, sıfırdan farklı bir değere ulaşır. Böylece,
i.elektron ile geri kalan (Z-1) tane elektronun oluşturduğu itme etkileşmesi,
bu elektronun çekirdek ile oluşturduğu çekim etkileşmesini büyük ölçüde
azaltır.
Demek ki, çok elektronlu atomlarda her elektron, geri kalan (Z-1)
tane elektronun yardımıyla çekirdeğin çekim etkisinden büyük ölçüde
korunur, ya da perdelenir. .Bu perdelenmenin büyüklüğü, i.elektron
çekirdekten uzaklaştıkça artar.
Çok elektronlu atomlarda, yukarıdaki özelliğe dayandırılan bağımsız
parçacık-merkezse[ alan yaklaşımı adı verilen yaklaşımda her elektronun,


Kuaııtum Kuramıııa Göre Çok Elektronlu Atom 349

kZe 2
Um(r)= - - - , r➔O (6.3)
r
ve

r ➔ oo (6.4)

gibi potansiyel enerjiye neden olan bir merkezse! alan içinde hareket ettiği
kabul edilir.

(6.3) ve (6.4) bağıntıları birleştirilirse,

(6.5)

elde edilir. Burada eZet(r) ye çekirdeğin etkin yükü ya da her elektronun


gördüğü etkin çekirdek yükü adı verilir. Öte yandan,

ı
eZ r➔O

eZ..(r)= e (6.6)
r➔ oo

dur.

Böylece, (r;,0i,<pi) polar koordinatlarda tanımlanan her elektronun


dinamik davranışı, Um(ri) gibi bir merkezsel potansiyel tarafından kontrol
edilir ve Ei enerji özdeğeri ile ona karşı gelen 1/f; özfonksiyonları

(6.7)

Schrödinger denkleminin çözümünden bulunur. Göz önüne alınan atomda Z


tane elektron olduğu için,

z
Um= L Um(r;)
i=l
(6.8)


350 Kııantuın Fiziği

<lir. O halde, atomu niteleyen toplam enerji özdeğeri,

(6.9)

ve buna karşı gelen özfonksiyon da, .

➔ ➔ ➔ z ➔

ljl( r ı, r ı ,...... r z) =il l/f; ( r;) (6.10)


i=ı

bağıntısıyla belirlenir.

Um(r;) merkezsel bir potansiyel olduğu için, i.elektronun


l/f( 1i, 0;, (f);) özfonksiyonu, tek elektronlu atomdakine benzer biçimde,

(6.11)

olarak yazılır. Burada, n, f, me, ms sayıları i.elektronu niteleyen kuantum


sayılarıdır ve Rne , ~"'ı nicelikleri de tek elektronlu atom durumundaki
özelliklerini aynen taşırlar. Başka bir deyişle, (6.11) deki küresel
harmonikler, yalnızca ,f, ve mt kuantum sayılarını içerdikleri için,, tek
elektronlu atomdaki açısal momentum kavramıyla açıklanırlar. O halde,
merkezsel alan yaklaşımında Schrödinger denkle~nin Yemı (0;, (f);)
kesimine ilişkin çözümü, tek elektronlu atomdaki çözümle aynıdır.
Ancak, merkezse! alan modelinde, Um(r) potansiyel fonksiyonu, tek
elektronlu atomdaki gibi doğrudan ters kare yasasına uyan Coulomb türü bir
potansiyel olmadığı için Schrödinger denkleminin yalnızca konumuna
ilişkin,

--Pı2
2m r d,
(1 d
- - - , r-" )R (r) + [ U111 (r) + 1i f(f +.,
2

n,
2

2m r-
l)] R (r) = E R (r)
"l ff[ "t
(6.12)
e e

kesiminin çözümleri, tek elektronlu atomdaki çözümlerden farklı olacağı


bekJenir. Bu denklemin çözümü, tıpkı tek elektronlu atomda olduğu gibi, her
elektron için ardışık enerji düzeyleri verir. Ancak, ardışık düzeylere karşı


Kuaııtııııı Kııraıııma Göre Çok Elektroıılıı Atom 351

gelen enerji değerleri, tek elektronlu atomdakinin aksine, hem n, hem de f_


kuantum sayılarını içerir.
Merkezse} alan modelinde, (6.12) denkleminin çözümünü bulmadaki
başarı, Um(r) potansiyel fonksiyonu için doğru bir değer seçilip
seçilmediğine bağlıdır. Bu amaçla ileri sürülen teknik, önce Hartree, sonra
Fock ve daha sonra da Slater tarafından geliştirildi. Bu teknikte Zet(r) ye
uygun bir değer verilerek Um(r) ·potansiyel fonksiyonu için bir ilk değer
bulunur. Bu değer (6.12) Schrödinger denkleminde kullanılarak En, ve
Rn, (r) değerleri bulunur. Atomdaki elektronlar, bulunan bu En 1 enerji
durumlarına, Pauli dışarlama ilkesi göz önünde tutularak yerleştirilir. Rn 1 (r)
değerleri yardımıyla elektronların olasılık dağılım fonksiyonları bulunur.
Elektronlar için elde edilen yük dağılımı, çekirdeğin yükü ile birleştirilerek
atomun toplam yük dağılımı elde edilir. Bu toplam yüke klasik olarak
uygulanan Gauss yasası, atom içindeki elektriksel alanı verir ve elektriksel
alandan da Um(r) merkezse} potansiyeli için bir değer bulunur.
Um(r) için bulunan bu değer, işlemlerde Um(r) için kullanılan ilk
değerle karşılaştırılır. Bu iki değer arasındaki yakınlık tekniğin öz
uyumluluğunu belirler. Eğer bulunan değer ile kullanılan ilk değer arasında
uyum yoksa, o zaman Zet(r) ye yeni bir değer verilerek yukarıdaki işlemler
yinelenir. Bu teknik ile Z tane elektrondan oluşan bir atomun tek elektron
enerji durumlannın, enerjinin artan yönde, sıralanışı;

Is 2s 2p 3s 3p (4s,3d) 4p(5s,4d) 5p(6s,4f,5d) 6p ....... .

biçimindedir.

6.2 Özdeş Parçacık Simetrisi

➔ ➔

Kütleleri mı, m2 konum vektörleri rı, rı ve aralarında etkileşme


olmayan iki parçacığın oluşturduğu bir kuantum sistemi ele alalım. Bu
sistemi niteleyen Schrödinger denklemi,

11 ➔➔ 'l'ı2 ➔➔ ➔➔ ➔➔
--V:lfl ( rı,rı)-- V~lfl ( rı,rı)+U(rı,rı) lfl ( rı,rı)=Elfl ( rı,rı) (6.13) ·
2nıı 2n1z
dir. Parçacıklar arasında etkileşme olmadığı için, her biri birbirinden
bağımsız olarak davranır. O halde, (6.13) bağıntısındaki potansiyel enerji iki
parçacığın potansiyel enerjilerinin toplamıdır:


352 Kuaııtıım Fiziği

U(rı ,r2)= U(rı)+U(r2) (6.14)

sistemi niteleyen dalga fonksiyonu da

lf/ ( r ı , r 2 )= lf/ ( r ı ) lf/ ( r ı ) (6.15)

➔ ➔ ➔ ➔

dir. Burada,lj/(rı), lj/(rı) sırasıyla, konumları rı,rı olan parçacıkların


dalga fonksiyonlarıdır.

Yalnızca uzaysal koordinatları içeren (6.13) Schrödinger


➔ ➔

denkleminin çözümü olan lf/ ( rı) ve lf/ ( rı) dalga fonksiyonları, n, .f_, mt
gibi üç kuantum sayısı gerektirir. Eğer parçacıkların spinleri sıfırdan
farklıysa · bu dalga fonksiyonları, spinin yönelimini gösteren ffis gibi

dördüncü bir kuantum sayısı daha gerektirir. rı konumundaki 1 parçacığına


ait n, f, mt, ms kuantum sayılarını a ve rı konumundaki 2 parçacığına ait


n, f , me, ıns kuantum sayılarını da b ile gösterelim. Bu durumda, lf/ a( r ı ), 1


parçacığının a kuantum durumunda olduğunu belirleyen özfonksiyonu ve

lf/ b( r 2 ) de 2 parçacığının
b kuantum durumunda olduğunu belirleyen
özfonksiyonu gösterir. O halde, 1 ve 2 parçacığının oluşturduğu kuantum
sisteminin herhangi bir özfonksiyonu,

➔ ➔ ➔ ·➔

lf/ ı( r ı , r 2 )= lf/ a( r ı ) lf/ b( r 2 ) (6.16)

olacaktır.

Bu iki parçacık kendi aralarında yer değiştirirse, yani rı


konumundaki 1 parçacığı b durumuna ve r ı konumundaki 2 parçacığı da a


durumuna geçerse kuantum sistemini niteleyen özfonksiyon,

lf/ ır( r ı , r ı )= lf/ a( r ı ) lf/ b( r ı ) (6.17)

biçiminde yazılır.


Kııaııtum Kuraııııııa Göre Çok Elektroıılu Atom 353

Bu iki parçacık, en azından kütlelerinin farklı olması nedeniyle,


birbirinden ayırt edilebilir. Bu nedenle, hem (6.16) hem de (6.17) bu
sistemin kabul edilebilir özfonksiyonudur. Oysa, bu iki parçacık özdeş ise
kendi aralarında yer değiştirmelerini fark edemeyiz. Yani, hangi parçacığın
hangi kuantum durumunda olduğunu anlayamayız.
Bu durumda, lj/1 ve parçacıkların yerdeğiştirmesiyle elde edilen
lj/11 özfonksiyonları, özdeş iki parçacıktan oluşan bir sistemi (örneğin iki
elektronlu atomu) tam olarak belirleyebilir mi? Başka bir deyişle, lj/1 ve
lj/11 , bu kuantum sisteminin kabul edilebilir özfonksiyonları mıdır? Bunu
anlamak için bu sistemde ölçülebilen bir fiziksel niceliğe bakmak gerekir.
Örnek olarak olasılık yoğunluğunu ele alalım. Böyle bir kuantum siteminde
lj/1 özfonksiyonunun belirlediği olasılık yoğunluğu,

➔➔ ➔ ➔ ➔ ➔

Pı( rı, rı)=lf/1 lf/1 = lf/ a( rı) • l//b( rı)
•.lf/ a( rı )lf/b( rı)
➔ 2 ➔ 2
= l//a(rı) .lf/b(rı) (6.18)

dir. Oysa, parçacıkların kendi aralarında yer değiştirmelerine karşı gelen lj/II
özfonksiyonunun belirlediği olasılık yoğunluğu,

➔➔ •. ➔• ➔• ➔ ➔
P11( rı, rı )=lf/ulf/11 = lf/ a( rı) lf/b( rı) .lf/ a( rı)lf/i rı)

➔ 2 ➔ 2
= lf/a(rı) .lf/b(rı) (6.19)

ile verilir. Kuşkusuz bu iki sonuç birbirinden farklıdır. Gerçekten de, (6.18)

in birinci terimi olan lj/ a( r ı )*, ( 'i, 0ı, (f)1) uzaysal ko_ordinatları üzerinden ve

(6.19) un birinci terimi olan lj/ a( rı )*, (r2 ,02 ,(f)2 ) uzaysal koordinatları
üzerinden hesaplandığı için bu iki olasılık yoğunluğu birbirinden farklıdır.
Oysa, parçacıklar özdeş, yani birbirinden ayırt edilemeyen parçacıklar
olduğu için hangi parçacığın a ve .hangi parçacığın da b kuantum durumunda
olduğu bilinemez. Bunun için de ölçülebilen bir fiziksel nicelik olan olasılık
yoğunluğu parçacıkların yer değiştirmesinden etkilenmemelidir. Bu demektir
ki, (6.13) ile verilen Schrödinger denklemini sağlamalarına karşın, lfl I ve


354 Kuaııtuııı Fiziği

l/f II den hiçbiri özdeş


iki parçacığın oluşturduğu bu kuarıtum sisteminin
kabul edilebilir özfonksiyonu olamaz.
Öte yandan, hem l/f I hem de l/f 11, (6.13) ile verilen Schrödinger
denkleminin çözümleri oldukları için onların,

s
l/f ➔ l/lı + l/111
A
l/f ➔ l/lı - l/111

gibi yazılan toplamları da aynı Schrödinger denkleminin çözümleridir.


· lfl 5 ve ı;/', hem l/f, ve hem de lf/11 yi içerdikleri için bunlar
kuantum sisteminin kabul edilebilir özfonksiyonlarıdır. lfl 5 ve ,ıJ' da (6.16)
ve (6.17) eşitlikleri kullanılır ve sonuç birlenmiş biçimde yazılırsa,

(6.20)

(6.21)

özfonksiyonları elde edilir.


lfl 5 ve ı;/' özfonksiyonlarının önemli özelliklerinden birisi, özdeş
parçacıkların kendi aralarında yer değiştirmelerinden- etkilenip ya da
etkilenmeyecekleridir. Örneğin, (6.20) ve (6.21) de parçacıklar kendi
aralarında yer değiştirirlerse, sırasıyla,

(6.22)

(6.23)

elde edilir. Görüldüğü gibi, lf/ 5 parçacıkların yer değiştirmesinden


etkilenmez. Bu tür <lalga fonksiyonlarına simetrik dalga fonksiyonları adı


Kuaııtımı Kııraııııııa Giire Çok Elektroıılu Atom 355

verilir. Oysa, ıı/1 parçacıkların yer değiştirmesiyle işaret değiştirmiştir. Bu


türden olanlara da antisimetrik dalgafoııksiyonlan denir.
Şimdi, lf/s ve ıı/1 dalga fonksiyonlarının olasılık yoğunluğuna
bakalım. 1//s için olasılık yoğunluğu

➔ ➔
s• s
f's(rı,rı)=lf/ 1f/

dir. Parçacıklar kendi aralarında yer değiştirildiğinde lf/s değişmeyeceği için


➔ ➔

P5 (rı, rı) = 1f/s•1f/s


olur. Yani olasılık yoğunluğu değişmez. O halde, lf/ 5 özdeş iki parçacıklı bu
kuantum sisteminin kabul edilebilir bir dalga fonksiyonudur. Yukarıdaki
işlem 1f/A için yapıldığında da aynı sonuca ulaşılır. Yani, ıı/1 da özdeş iki
parçacıJ<lıkuantum sisteminin kabul edilebilir dalga fonksiyonudur.
Klasik fizikte karşılığı olmayan bu özellik, özdeş parçacıkların
oluşturduğu kuantum sistemlerinde özfonksiyonların ya simetrik ya da
antisimetrik olmalarını gerekli kılar. Özdeş parçacıklann simetri özelliği. adı
verilen bu özelliği dalga fonksiyonları kendi kendilerine seçmezler. Bu
özellik kuantum sistemini oluşturan parçacıklara özgü bir özelliktir.
Bu demektir ki, kuantum sistemlerini oluşturan parçacıklar, dalga
fonksiyonlarına yansıyan simetri özelliğine göre ikiye ayrılırlar.

i) Dalga fonksiyonları simetrik olan parçacıklar: Bunlara Bose-


Einstein (bozon) parçacıkları adı verilir. Bu parçacıkların spın
kuantum sayıları, O, l, 2, ..... gibi tam sayı biçimindedir.

ii) Dalga fonksiyonları antisimetrik olan parçacıklar: Bunlar da Fermi-


Dirac (Jermiyon) parçacıklan diye adlandırılırlar. Bunların spin
kuantum sayılan ise 1/2, 3/2, 5/2, .... gibi yan tamsayı biçimindedir.
Proton, elektron ve nötron gibi parçacıkların spinleri ½ olduğu için
bu parçacıkları niteleyen özfonksiyonlar antisimetriktirler.

Buna göre, örneğin, iki elektrondan oluşan bir kuantum sisteminin (iki
elektronlu bir atomun) toplam özfonksiyonu (6.21) deki gibi antisimetrik
olacaktır.
356 Kııaııtwn Fiziği

(6.21) eşitliği ile verilen antisimetrik özfonksiyonu, matematiksel olarak bir


determinant yapısı gösterir. Buna göre, 2 elektronlu bir atomun
özfonksiyonu,

J 'ifa( rı)
1/f(l,2 t= C
-v2ı ➔
(6.24)

1/fi rı)

biçiminde yazılır. Bağıntının önündeki katsayı, özfonksiyonun birlenme


katsayısıdır. Benzer biçimde, 3 elektronlu bir atomun özfonksiyonu,

➔ ➔ ➔

'ifa( rı) 'ifa( r2) 1/faC r 3)

ıır(! ,2 ,3 )' = .J;; 1/fb( rı)


➔ ➔ ➔

1/firı) 'lfir3J (6.25)


3!
-> ➔ ➔

· 1/fcC r ı) 'lfc( rı) 'lfc( TJ)

dir. Genelde Z tane elektronu olan bir atomun özfonksiyonu,

➔ ➔ ➔

1/faC r ı) 'ifa( rı )......... 1/faC rz)

A ] ➔ ➔ ➔

'lf(!.,2, ..... .Z) = . .[;i 1/fb( r 1 ) 1/fb( rı ).........1/fl r z). (6.26)


( z!) .:
➔ ➔ ➔

1/f n (rı) 1/fn ( r 2 ). • • • • • .1/fn ( rz )


Kuaııtum Kuraııııııa Giire Çok Elektroıılu Atom 357

biçiminde yazılır.
Bunlara Slater determinantlan denir ve bunlar hem
birlenmiş hem de birbirine dik özfonksiyonlardır .

.6.3 Pauli .Dışarlama İlkesi

İki elektronlu bir atomu niteleyen (6.21) antisimetrik


özfonksiyonunun çok önemli bir özelJiği vardır. Bu bağıntıdaki a ve b
indisleri, elektronlardan her birinin (n, ,f, , mt, IIls) gibi dört kuantum
sayısının alacağı değerlere göre ortaya çıkacak olan durumları belirlemek
için kullanılmıştı.

Şimdi,
bu dört kuantum sayısının iki elektronda da aynı değerleri .
aldığını varsayalım.Bu demektir ki, a kuantum durumu ile b kuantum
durumu aynıdır. Başka bir deyişle, elektronların ikisi de dört kuantum sayısı
aynı olana durumundadır. Buna göre, (6.21) bağıntısında b=a yazılırsa,

(6.27)

elde edilir. Yani, toplam özfonksiyon sıfırdır. Bu demektir· ki, bu iki


elektron, n, l , mt, I1ls kuantum sayılarının oluşturduğu aynı a kuantum
I
durumunda birlikte bulunamaz. Yani, her n, l, m1 , ms) kuantum durumunda
bir tek elektron vardır. örneğin, n, l, mt kuantum sayılarından oluşan bir
durumda iki elektron bulunuyorsa, bu iki elektronun I1ls magnetik kuantum
sayılan kesinlikle farklıdır.

İşte, çok elektronlu atomların elektronik yapısını oluştururken göz


önünde tutulması gereken ve adına Pauli dışarlama ilkesi denen temel kural
budur. Buna göre, Pauli dışarlama ilkesi; Ç()k 'elektronlu bir atomda n, l ,
mt kuantu~ sayılannın oluşturduğu her In, l, mt) kuantum durumunda
en fazla iki elektron· bulunııbilir diye tanım~anır. n, l , mt , I1ls kuantum
sayılarının ~lacağı değerlere göre oluşturulan_ ln,l,ml'ms} kuantum
durumlarından her birine çok elektronlu atomun tek parçacık kuantum
durumu adı verilir. Buna göre, çok elektronlu- atomlarda tek parçacık
kuantum durumlarında ya bir elektron vardır ya da hiç yoktur.
358 Kııaııtıım Fiziği

6.4 Çok Elektronlu Atomların Taban Enerji Durumlarının Saptanması

Z tane elektrondan oluşan bir atomun taban enerji durumu diye, Z


tane elektronun, toplam enerjiyi minimum yapacak biçimde, atom içindeki
şekillenimine karşı. gelen enerji duru.muna denir. Yalnızca elektronlarla
. .
çekirdek arasındaki çekim ve elektronların kendi aralarındaki elektron-
elektron itme etkileşmelerine izin verilen çok elektronlu bir atomun enerji
özdeğerlerinin, (6.13) bağıntısı ile verilen Schrödinger denkleminin Rne(r)
kesiminin çözü_münden bulunabileceğini görmüştük. Ene enerji
özdeğerlerini veren bu çözüm, çok elektronlu atomda her elektron için
ardışık enerji düzeylerinin olduğunu gösterir.

Buna göre, Z tane elektrondan oluşan bir atomda taban enerji


durumunu saptama olayı, toplam enerjiyi minimum yapacak biçimde
elektronların Ent enerji düzeylerine nasıl dağıtılacağı olayıdır. Merkezse!
alan modelinde, elektronların etkilendiği elektriksel alan ters kare yasasına
uyan Coulomb alanı olmadığı için, Ene enerji değerleri n ve .f_ kuantum
sayılarına bağlıdır. Öte yandan bu enerji değerleri mf. ve ffis magnetik .
kuantum sayılarına bağlı değildir. Yani her Ene enerji düzeyi, 2(2 l +1) kez
çakışıktır. Burada, 2 ve (2 f +1) sırasıyla, IIls ve me magnetik kuantum
sayılarının alabilecekleri olası değerleri göstermektedirler. Demek ki, her
Ene enerji düzeyinde 2(2 .f_ +1) tane tek parçacık durumu vardır.

O halde, bir atomun taban enerji durumunu belirlemek için önce


merkezse! alan modeli ile Ene enerji değerleri bulunur. Sonra Ene enerji
değerleri, n asal kuantum sayısının her atomda aynı anlamı taşıdığı bir
gösterim içinde, giderek artan bir sırada sıralanırlar. Böylece nasal kuantum
sayısının her değeri için, enerji değerleri yalnızca n ve ,f, kuantum sayılarına
bağlı, çoğu kez alt kabuk adı verilen n tane enerji durumu elde edilir. Daha
sonra da bu alt kabuklara elektronlar, toplam enerji minimum olacak ve
Pauli dışarlama ilkesi sağlanacak biçimde yerleştirirler. Her alt kabuk
2(2 .f_ + l) tane tek parçacık enerji durumu içerdiği için bunların her birine en
fazla 2(2 .f_ + 1) tane elektron yerleştirilebilir.

Yapılanbu işlemlerin sonunda Z tane elektrondan oluşan bir atomun


enerji durumlarının artan enerji yönünde sıralanışı, şematik olarak, Şekil 6.1
de verilmiştir. · ·


Kııaııtımı Kuramıııa Göre Çok Elektroıılu Atom 359

.e--.o 1 2 3
14 4f
10 Sd
E6s. Esd,E4r · 2 6s ·
6 5p
Esp 10 4d
Ess, E4d 2 5s
6 4p
E4p
10 3d
E4s, E3d 2 4s

E3p 6 3p
2
E3s 3s

___6_2p
2
---2s

2
Eıs
---1s

Şekil 6.1. Merkezse} alan modeline göre çok elektronlu bir atomun
enerji durumları. Şekil, tek parçacık enerji durumları~
birbirinden ayırmak için abartılı çizilmiştir. (n nin 5 ve 6
değerlerine karşı gelen alt kabukların tümü şekilde yer
almamıştır.)

Şimdi, Şekil
6.1 den ne tür bilgilerin çıkarılacağına ve bu bilgilerin,
tek elektronlu atom durumundakilerle uyumlu olup olmadığına bakalım:

i) ,e, açısal kuantum sayısının verilen bir değeri için, n asal kuantum
sayısı arttıkça enerji artar (daha az negatif olur). Bu sonuç, Şekil 5.2
den de görüldüğü gibi, tek elektronlu atomdaki sonuç ile uyumludur.
ii) n asal kuantum sayısının verilen belli bir değeri ıçın, ,f, açısal
kuantum sayısının değeri arttıkça enerjinin değeri artar (daha. az
negatif olur)
360 Kuaııtuııı Fiziği

ıii) n asal kuantum sayısının herhangi bir değeri için, l açısal kuantum
sayısının küçük değerleri, elektronun çekirdeğe yakın olma
olasılığının, uzak olma olasılığından daha büyük olduğunu gösterir.
Çekirdeğe yakın bir elektron için, çekirdek çekim etkileşmesi,
elektron-elektron itme etkileşmesinden daha büyüktür.
iv) f, açısal kuantum sayısının büyük değerleri, elektronun çekirdeğe
yakın olma olasılığının, uzak olma olasılığından daha küçük olduğunu
gösterir. Çekirdekten uzak olan bir elektron, geri kalan elektronlar
yardımıyla çekirdeğin çekim etkisinden perdelenir ve enerjisi daha az
negatif olur.
v) (4s, 3d), (5s, 4d), (6s, 5d, 4f) .... gibi kuantum durumlarının enerjileri
birbirine çok yakındır. Gerçekte, 4s, 3d den; 5s, 4d den; 6s, 5d den;
5d, 4f den daha çok negatiftir. Atomun taban enerji durumunu
belirlerken, elektronların bu alt kabuklardan hangisine yerleşeceği bir
seçim gerektirir. Örneğin, 4s ile 3d arasındaki seçimi 4s kazanır.

Bu özellikler göz önüne alınarak oluşturulan taban enerji durumları,


bazı atomlar için Çizelge 6.1 de verilmiştir.

İlk atom, Z=l olan, hidrojen atomudur ve taban enerji durumu Is ye


bir elektronun yerleşmesiyle oluşur. Demek ki, hidrojen atomunun taban
enerji durumu ls 1 dir. İkinci element Z=2 olan helyum atomudur. Helyum
atomunda, Pauli dışarlama ilkesine göre, 1s durumunda 2 elektron
bulunabilir. Yani, helyum atomunun taban enerji durumu ls 2 dir. Pauli
dışarlama ilkesine göre Is durumuna (K kabuğuna) en fazla iki elektron
yerleşebilir. O halde, helyum atomunda taban enerji durumu dolmuştur. Çok
elektronlu atomlarda bu durumdaki kabuklara kapalı kabuk denir.

Berizer biçimde, lityum atomunda (Z=3) taban enerji durumu 1s 22s 1


ve berilyum (2=4) atomunda da 1s22s 2 <lir. Bor'un (Z=5) taban enerJı
durumu ls 22s 22p 1 <lir ve Z sayısı arttıkça 2p durumu dolmaya başlar.

Z=19 olan potasyum atomunu ele alalım. Bu atomda 18 elektron


ls 22s 22p63s23p6 biçiminde yerleşir. Geri kalan tek elektronun 3d ye
yerleşmesi beklenirken 4s ye yerleşir. O halde, potasyumun taban enerji
durumu ls 22s 22p63s23p64s 1 olur.

Çizelge 6.1 de her atomun deneysel olarak saptanan iyonlaşma enerji


de verilmiştir. Tanım olarak, bir atomun iyonlaşma enerjisi, atoma bağlı bir
elektronu atomdan uzaklaştırmak (serbest duruma getirmek) için atomun


Kuaııtum Kuraııııııa Göre Çok Elektronlu Atom 361

soğurması gereken foton enerjisidir. Örneğin, hidrojen atomunda iyonlaşma


enerjisi 13.6eV dur. Yani, ls durumundaki elektronu serbest duruma
getirmek, atomdan uzaklaştırmak için atomun soğurması gereken foton
enerjisi 13.6eV dur.

Öte yandan, hidrojen atomunda taban enerji durumuna karşı gelen


enerji -13.6eV dur. Bu enerji, elektronun çekirdeğe bağlanması için gerekli
olan enerjidir. O halde, hidrojen atomunda çekirdeğe bağlı olan elektronu,
bağlı olmayan bir elektron durumuna getirmek için 13.6eV luk bir enerji

gerekir.

Çizelgeden görüldüğü gibi, Li, 11Na,


3 K,
19 31Rb gibi atomların
iyonlaşma enerjileri oldukça· küçüktür. Dikkat edilirse bu atomlarda,
sırasıyla, ilk 2, 10, 18. ve 36 elektron kapalı kabuk oluşturmuştur. Bu

atomlarda geri kalan bir elektron, sırasıyla, 2s, 3s, 4s, 5s durumuna
yerleşmiştir. Demek ki, bu atomlar, bu elektronları kaybederek daha kararlı

duruma gelme eğilimindedir, yani iyonlaşma enerjileri daha küçüktür.

Oysa, aynı çizelgeden görüldüğü gibi 9 F, 11 Cl, Br gibi atomların


35

iyonlaşma enerjileri ötekilerine göre büyüktür. Dikkat edilirse bu atomların,


sırasıyla, 2p, 3p, 4p durumlarında 5 elektron vardır O halde, bu atomlar bir

elektron alarak p durumlarını doldururlar. Bu atomlar bir elektron alma


eğilimi içindedirler.

Demek ki, bir atomda kapalılık, o atomdaki elektronların çekirdeğe


sıkı bir biçimde bağlanmasının bir ölçüsüdür. O halde, bir atomda kapalı bir

kabuk ya da kapalı bir alt kabuktan sonra ki bir durumda bulunan elektron
çekirdeğe daha zayıf bir biçimde bağlıdır.

Atomlarda dolmamış bir kabuk ya da alt kabuktaki elektrona,


değerlik elektronu adı verilir. Maddede, atomlar arası etkileşmeyi bu

elektronlar sağlar.
w
°'N
Çiırlge 6.1. Bazı Atomlann Taban Enerji Dummu ve iyonlaşma Enerjileri (Kaynak 5 ve l O dan alınmıştır.)
Elelct.ron Atom Tabm Enerji lyonlaşıruı
Enerjisi Elektron Sayısı Atom Taban Enerji : 1J·onJ:ışıru:ı Enerjisı
S:ı)lSI (Z) Durumıı (e\) (Z) Durumu (e\)

IH Hidrojen ıs 13.60 28Ni Nikel .. .4s~3ds 7.64


2He Helyum Is· 24.59 2901 Bakır .. .4s3dıo 7.73
3 Li Lityum [He]2s 5.39 30Zn Çinko .. .4~3dıo · 9.39
4Be Berilvuın ... 2~ 9.32 31 Ga Galyum .. .4i3d104p 6.00
5B Bor ... 2~2p 8.30 32Ge Geımanwm ...4s=3ct104p~ 7.90
6C Karbon ... 2i2o1 11.26 33 As Arsenik . ..4s13dıo4p3 9.81
7N Azot ... 2s?2o3 14.53 34Se Selenyum ...4s23dıo4p4 9.75
80 Oksiien ... 2s12o4 13.62 35 Br Brom .. .4s23dıo4ps 11.81
9F Flor ... 2s22pS 17.42 36Kr Kıioton ...4s13c1ıo4pd 14.00
l0Ne Neon ... 2i2p6 21.56 37Rb Rubidyum [Kr]5s ' 4.18
11 Na Sodyum [Ne13s 5.14 38 Sr Stronsiyum ... 5s2. 5.70
12 Me Magnezvı.ım ... 3s2 7.65 39Y İtriyum ... 5s-4d 6.38
13AI AI0minvuın ... 3s·3p 5.99 40Zr Zirlconyum· ... 5s-4d? 6.84
14 Si Silisvum ...3s·3o· 8.15 41 Nb Nivobivuın ... 5s4cl4 6.88
15 P Fosfor ... 2s22o3 10.49 42Mo Molibden ... 5s4ct> 7.10
16 S Kl1kt1rt ... 3s~3o~ 10.36 43 Tc Teknetyum ... 5s24d~ 7.28
17 Cl Klor ... 3s23o5 12.97 44Ru Rutlıenyum ... 5s4d7 7.37
18Ar A~on ... 3s·3p0 15.76 45Rh Rodvum ... 5s4d' 7.46
19K Potasyum [Ar]4s 4.34 46Pd Palladyum .. .4dl0 8.34
20Ca Kalsiwm .. ...4s2 6.11 47 Ag GOm0ş ... 5s4dıo 7.58
21 Sc Skandivı.ım ...4s13d 6.54 48Cd Kadmiwm ... 5s14c1ıo 8.99 ;

22 Ti Titan .. .4i3d1 6.82 49 in tııdiwın .. .5i4d 105o 5.79


23 V Vanadvıım ...4s13cJ3 6.74 50Sn Kalay .. .5s24d 105o~ 7.34 ı

240- Krom ...4s3d5 6.77 51 Sh Antimon ... 5~4dıo5pl 8.64 '
'.!5 Mıı Man~an .. .4s23d5 7.44 52 Te Tell0r ... 5i4d 185p4 9.01 ~
26Fe Demir ...4i3d6 7.7 53 I tvot ... 5s.;4d 185pS 10.45 §
27 Co Kobalt ...4i3d7 7.86 54Xe Ksenon .. .5s-4d185o6 12.13 1 i
::!"!
N
·~~


Kuaııtuın Kuramına GiJre Çok Elektroıılu Atom 363

6.5 Bağımsız Parçacık-Merkezsel Alan Modelinin İyileştirilmesi

Çok elektronlu atomların elektronik yapısını ortaya koyarken


çözmeye çalıştığımız (6.12) denkleminde yalnızca iki tür etkileşmeye yer
verilmişti. Bunlar4an birisi, atomdaki e\ektronlann her biri ile yükü +Ze olan .
çekirdek arasındaki çekim· ve öteki de elektronlar arasında elektron-elektron ·
itme etkileşmeleridir. Bunlardan ilki, tümüyle merkezse} (tıpkı tek elektronlu
atomda olduğu gibi) ve ikincisi ele merkezse! olmayan türden etkileşmedir.
(6.12) Schrödinger denklemini çözerek atomların taban enerji
durumunu oluştururken ileri sürülen merkezse! alan modelinde elektronların,
sanki merkezse! alandan türemiş bir potansiyel içinde birbirinden
bağımsızmış gibi hareket ettikleri yaklaşımı yapılmıştı. Bu yaklaşım, (6.12)
içinde geçen Um(r) potansiyelinin, elektronlar arasındaki elektron-elektron
etkileşmesinin yalnızca merkezsel bileşenini içerdiğini gösterir. Yani, atomu
oluşturan elektronların her biri, bu iki ayrı etkileşmeden kaynaklana bir
ortalama merkezse! potansiyel içinde hareket eder.
Şimdi, bu iki etkileşmenin oluşturduğu ve (6.2) ile verilen bu
potansiyel enerjiyi,

L -·kZe-+ Lz -➔-➔-
2 ktl z ktl z ktl
U(r)=- +~ ----
k.J ➔ ➔ I-➔--➔..... (6.28)
i=I 'İ i(j=l i(i=I r;- r i

biçiminde yazalım. Yani bağıntıya, elektron-elektron etkileşmesine karşı


gelen kesimin ortalama değerini hem ekledik hem de çı~dık.
(6.28) in ilk iki teriminin toplamı, bu iki etkileşmeden kaynaklanan,

z kZe2
Um(r) =- L -+
i=l 'İ
(6.29)

gibi ortalama merkezse! potansiyel enerjidir. Yani, bu kesim bağımsız ·


parçacık yaklaşımına götüren merkezsel alan modeline göre, (6.12)
Schrödinger denkleminin çözümünü bulunurken kullanılan Um(r) merkezsel
potansiyelidir. Öte yandan, (6.28) _in geri kalan kesimi,
364 Kuaııtuın Fiziği

(6.30)

ise, yalnızca elektron-elektron etkileşmesinden kaynaklanan merkezse!


olmayan potansiyelin, merkezse} alan modelinde kullanılan kesimden arta
kalan kısmı verir. Yani, Uee potansiyeli, verilen bir elektronun geri kalan (Z-
1) tane elektron yardımıyla çekirdekten perdelenmesine karşı gelen
etkileşmenin merkezse! olmayan kesimidir. Elektron-elektron etkileşmesinin
bu kesimine, çoğu kez, artık potansiyel adı verilir.
Böylece, çok elektronlu bir atomda, merkezse! çekme ve elektron-
elektron itme etkileşmelerinden kaynaklanan toplam potansiyeli, (6.28-6.30)
dan,

(6.31)

biçiminde yazabiliriz. Merkezse! alan modelinde bağımsız parçacık


yaklaşımı yapmak demek, (6.31) deki Uee terimini göz ardı etmek demektir.
Yani, merkezse! alan modelinin içerdiği terim (6.31) in yalnızca Um(r)
kesimidir.
O halde, elektronların bireysel Ene enerjileri ile bunların toplamının
oluşturduğu atomun toplam enerjisi için, bağımsız parçacık-merkezse! alan
yaklaşımına göre, bulunan değerlere (6.31) deki Uee nin getireceği katkı
eklenmelidir. Aynca, bağımsız parçacık-merkezsel alan modelinde, her
elektronun yörüngesel hareketine ilişkin açısal momentumu ile spinine
ilişkin açısal momentumu arasındaki etkileşme göz ardı edilmişti. O halde,
tek parçacık-merkezsel alan modelinin sonuçlarına spin-yörünge
etkileşmesinin getireceği katkı da eklenmelidir.
Çok elektronlu atomda i.elektona ilişkin spin-yörünge etkileşmesine
karşı gelen enerji, tek elektronlu atomdakine benzer biçimde,

A A A
E sy (i) = a( r) S; . L; (6.32)

A A
Burada, S; ve L;, -i.elektronun sırasıyla, spin ve yörüngesel
yazılabilir.
hareketine ilişkin açısal momentum işlemcileridir. Böylece, atomun
toplam spin yörünge etkileşme enerjisini niteleyen işlemc_i,


Kuaııtuın Kuraınıııa Göre Çok Elektronlu Atom 365

"
Esy = L a(r;)S; .L;
l ""
(6.33)
i=l

olacaktır. O halde, bağımsız parçacık-merkezsel alan yöntemine spin-


yörünge etkileşmesinden gelecek olan katkı, {6.33). işlemcisinin beklenen
değeri kadardır.
Demek ki, Şekil 6.1 de görülen Ene enerji değerlerine (6.31) deki
Uee ve (6.33) deki Esy enerjilerinin getirdiği katkıları eklemek, bağımsız
parçacık-merkezse} alan yaklaşımının iyileştirilmesi demektir. Uee ve Esy
terimlerinin, bağımsız parçacık-merkezse! alan yaklaşımına getirecekleri
katkılar birinci dereceden tedirgeme kuramına göre bulunabilir.
Birinci dereceden tedirgeme kuramı, Uee ve Esy nin birbirine göre
büyüklükleri göz önünde tutularak iki ayrı biçimde uygulanır. Eğer Uee>>Esy
ise, birinci dereceden tedirgeme kuramı önce Uee ye uygulanarak Uee nin Ent
ye getirdiği katkı bulunur. Daha sonra da Esy nin getireceği katkı eklenir.
Eğer, Esy>>Uee ise bu durumda yukarıdaki işlemin tersi yapılır. Yani, önce
Esy nin Ent ye getireceği katkı bulunur. Daha sonra da Uee nin getirdiği katkı
eklenir.
Çok elektronlu atomlarda spin-yörünge etkileşmesi, Z atom
numarasına bağlı olarak değişir; Z atom numarası arttıkça, spin-:yörünge
etkileşmesi de artar. Bu demektir ki, Z atom numarası küçük olan atomlarda
Esy, Uee den daha küçük, ve Z atom numarası büyük olanlarda da Uee, Esy den
daha küçüktür.
Çok elektronlu atomlarda Esy ile Uee arasındaki ilişki nasıl olursa
olsun, yani ister Esy>>Uee ister Esy<<Uee olsun; elektronların yörüngesel
hareketlerine ilişkin açısal momentumları ile spinlerine ilişkin açısal
momentumları, toplam açısal momentum oluşturacak biçimde bir bağlaşım
içine girerler. Bu bağlaşım; Uee>>Esy durumunda LS-bağlaşımı (ya da
Russell-Saunders bağlaşımı) ve Uee<<Esy durumunda dajj-bağlaşımı adını
alır.

6.6 LS Bağlaşımı

Z atom numarası küçük (genelde Z<40) olan atomlarda geçerli


olduğu bilinen bu durumda, atomun yörüngesel ~areketine ilişkin açısal
momentumunun korunumlu olabilmesi için elektronların bireysel yörüngesel
hareketlerine ilişkin açısal momentumları kendi aralarında bağlaşır. O halde,
i.elektronun yörüngesel hareketine ilişkin açısal momentumunu niteleyen
/\

işlemci L; ise bu bağlaşım


366 Kuaııtıım Fiziği

(6.34)

biçiminde tanımlanan yörüngesel harekete ilişkin toplam açısal ınomentum


işlemcisi oluşturur.
Benzer biçimde elektronun bireysel spin açısal momentumları da
kendi aralarında bağlaşarak,

2
s =Is;
Al A

(6.35)
i=l

gibi bir toplam spin açısal momentum işlemcisi oluşturur.


A A
Böylece, elde edilen L' ve S' toplam açısal momentum işlemcileri,
A

IV.Bölümde sözü edilen özellikleri aynen taşırlar. Buna göre, L' açısal
momentum işlemcisi ile onun kuantumlanma doğrultusundaki bileşeni olan
A

L'z işlemcisine karşı gelen büyüklükler,

L' 2 1f',me-) = tı 2 f'(t +l)le',mt) (6.36)

L'z IR',mt,) = limt'lt,mt') (6.37)

özdeğer denklemlerinden bulunabilirler. Burada, e' 11iceliğine atomun


yörüngesel hareketine ilişkin toplam açısal kuantum sayısı adı verilir ve O,
1, 2, ... gibi tam sayılarla belirlenir. mt ise atomun toplam magnetik
kuantum sayısıdır ve - t den + e' ye kadar (2 e' + 1) tane değer alır. Yani
mt,=0, ±1, ±2, ... dir.
A

Benzer biçimde, atomun S' toplam spin açısal momentum işlemcisi


A

ile bunun kuantumlanma doğrultusundaki bileşenini niteleyen S'z işlemcisi


de

(6.38)
A

S'z ls',ms,) = nms,ls',ms,) (6.39)


Kuaııtuın Kuraınıııa Göre Çok Elektroıılu Atom 367

özdeğer denklemlerini sağlarlar. Burada, s' ve ms,, sırasıyla, toplam spin


kuantum sayısı ve toplam spin magnetik kuantum sayısı adını alırlar. s'
toplam spin kuantum sayısı, O, .!_ ,1, i ,... gibi tam ve yan-tam sayı değerleri
.. . :
2 .. 2 . ..

alır. ,n5 , magnetik kuantum sayısı _ise - s' ile s' arasında 2 s' + 1 tane değer
alır.
LS bağlaşımında yörüngesel harekete ilişkin toplam açısal kuantum
sayısı, t nün O, 1, 2, 3, .. gibi değerlerinin her birini, sırasıyla, S, P, D, F, ...
gibi harflerle göstererek yazılan ıs'+ı L gösterimine atomun spektroskopik
gösterimi adı verilir. Bu gösterimdeki (2 s' + 1) niceliğine, spin çokluğu adı
verilir. (2s' +l) spin çokluğu, 1, 2, 3, 4, ... gibi tam sayı değerleri alır. Bu
değerlere karşı gelen spektroskopik gösterimlere sırasıyla, tekli (singlet),
ikili (doublet), üçlü (triplet) .... denir.
Atomların spektroskopik gösterimlerini belirlemek için t ve s'
kuantum sayılarının tüm olası değerlerini bulmak gerekir. Bu değerler,.
elektronların bireysel yörüngesel açısal kuantum sayılan l; ve spin kuantum

sayılan S; lerle ilişkilidir.


Bu nedenle, bu sayıların olası değerleri
bulunurken, elektronların birbirinden ayırt edilemezliği ve Pauli dışarlama
ilkesinin getirdiği kısıtlamalar göz önünde tutulmalıdır.
Her şeyden önce, dolu bir kabuk ya da alt kabukta l' =0, s' =O
olduğunu söylemek zor değildir. Belli bir alt kabuktaki maksimum elektron
sayısı, elektronların bireysel l ve s kuantum sayılarına göre,
(2s+ 1)(2 l + 1)=2(2 l + 1) olduğu için,

(6.40)

(6.41)

olacağı açıktır.Bu eşitliklerden ilki mt, =O, ikincisi de ,n5 , = O olduğunu


gösterir. O halde, dolu bir alt kabukta, toplam yörüngesel açısal kuantum
sayısı, t =O ve toplam spin kuantum sayısı s' =O olacaktır. Bu duruma karşı
gelen spektroskopik gösterim ise 1S dir. Böylece, çok elektronlu at~mlarda
dolu bir alt kabuğa karşı gelen spektroskopik ·gösterimin tekli 1S olduğunu
söyleriz.


368 Kııaııtuııı Fiziği

O halde, çok elektronlu atom ya da iyonların spektroskopik


gösterimlerinin bulunmasında gerekli olan f' ve s' kuantum sayılarının
olası değerleri, yalnızca dolmamış alt kabuklardaki elektronların bireysel f_;

ve s; kuantum sayıları göz önünde tutularak elde edilir. Spektroskopide bu


tür yani dolu olan alt kabukların dışında kalan elektronlara optikçe aktif
elektronlar adı verilir.
Şimdi, optikçe aktif elektronlara ilişkin c' ve s' kuantum sayılarının
olası değerlerinin nasıl bulunacağını inceleyelim.

6.6.1 Farklı Alt Kabuklardaki Elektronlar

Bir alt kabuktaki yerleşim, elektronların bireysel n, · ,f, , m e, ms


kuantum sayılarının oluşturduğu bir takım ile belirlenir. Buna göre, n, f, m e
kuantum sayılarından en az birinin farklı olduğu yerleşim durumları bu sınıf
içine girerler, örneğin, np 1n'p1 , ııp 1 n'd 1 , np 1n's 1n"d 1 , np 1n's 1
durumlarında olduğu gibi. Bu durumlardaki elektronlara eşdeğer olmayan
elektro_nlar denir ve bu durumlarda Pauli dışarlama ilkesi kendiliğinden
sağlanır. t' ve s' kuantum sayılarının olası değerleri de, elektronların l; ve
s; bireysel kuantum sayılan cinsinden,

eşitlikleri yardımıyla
bulunur. Burada min ve mak kısaltmaları, sırasıyla, en
küçük ve en büyük değerleri göstermek için kullanılmıştır.
Örnek olarak, np 1n'p 1 durumundaki iki elektronu ele alalım.
Yerleşime göre, np deki bir elektronun bireysel kuantum sayıları l 1 = 1,
s 1 = 1/2 ve n'p deki ikinci elektronunkilerde f 2 = 1, s 2 = 1/ 2 · dir. O
halde, (6.41) den ( =0, 1, 2 ve s' =0, 1 değerlerini alır. Buna göre np 1n'p 1
durumundaki bir atomun ıs'+ıL spektroskopik gösterim sayısı, s' =0 iken
( =0, 1, 2 değerlerine karşı gelen üç tane tekli ve s' =1 iken yine ( =0, 1, 2
değerlerine karşı gelen üç tane üçlü olmak üzere altı tanedir:


Kuaııtum Kuraınıııa Göre Çok Elektroıılu Atom 369

Demek ki, merkezse! alan yaklaşımı altında belli bir enerji değerine
karşı gelen np 1n'p 1 enerji durumu, elektron-elektron etkileşmesinin Uee artık
terimi nedeniyle altı ayn enerji durumu içermektedir.
Eğer verilen yerleşimde ikiden fazla elektron varsa önce iki elektron
için yukarıdaki işlem ·yapılir. Sonra bulunan t·
ve s' ·kuantum sayıları .ile
3.elektronun bireysel kuantum sayılan, (6.42) ve (6.43) de kullanılarak yeni
.e" ve s" kuantum sayıları bulunur. Bu işlem elektron sayısı arttıkça
yinelenir.

Örnek 6.1 np 1n'p 1n"d 1 yerleşim durumunu niteleyen spektroskopik


gösterimleri bulunuz.
Burada, optikçe aktif üç elektron vardır. İki elektron np 1n'p 1
elektron yerleşimi göstermektedir. Bunlara ilişkin .e' ve s'
ku_antum sayılan yukarıda .e' =0, 1, 2, s' =0, 1 olarak
bulunmuştu. n"d 1 yerleşimindeki üçüncü elektronun bireysel
kuantum sayılan f 3 = 2, s3 = 1/ 2 dir. Buna göre, (6.42) ve
(6.43) bağıntıları kullanılarak bu üç elektronu niteleyen .e", s"
gibi yeni kuantum sayılan ve onların tanımlandığı
spektroskopik gösterimler bulunur. Elde edilen .e" ve s"
kuantum sayılan· ve onlara bağlı olarak bulunan spektroskopik
gösterimler aşağıdaki çizelgede toplanmıştır. Birden fazla özdeş
gösterimin olduğuna dikkat edilmelidir.
, ,,
f,3 .e' .e" S3 s s Spektrôskopik Gösterim
2 o 2 1/2 o 1/2 ıD
------- ---------- --------------------------------
1 1/2 ıD
3/2 4D
------ ------ -------------- ------- ------- ---------- --·-----------------------------
2 1 1,2,3 1/2 o 1/2 ________ ıp ,_2D,_2F _: _____
------- ----------
1 1/2 ________ ıp ,_2D,_2F ________
----------
3/2 ________ 4p ,_4D,_4p ________
------
2
------
2
--------------
0,1,2,3,4
------- ------- ----------
1/2 o 1/2 2 S,2P,2D, 2F.,2G
--·---- ---------- --------------------------------
1 1/2 2 S,2P,2D,2F,2G
---------- --------------------------------
4S 4p 4D 4p 4G
3/2
' ' ' '
370 Kuaııtıım Fiziği

Örnek 6.2 np 1n'd 1n'g 1 elektron yerleşimi gösteren bir atomun, f'', s"
kuantum sayılarını bulunuz.

Önce ilk iki elektronu, yani np 111 1d 1 yerleşimini ele alalım. Bu


iki elektron eşdeğer olmayan elektronlardır ve

olduğu için R,' = 1,2,3 ve s' = 0,1 bulunur. Sonra üçüncü


elektron, yani n'g 1 deki elektron ele alınır. Bu elektron için
1
f 3 ..:.. 4, s 3 =- dir. Buna göre, aşağıdaki eşleşmeler ortaya
2
çıkar.

1
i) f' __: 1, s =-
3 2

Bu durumda, f'' = 3,4,5. ve s" =.!_ dir.


2

1
ii) f' = 2, f3 = 4; s' = O, s. 3 =-
2

Buradan, f" = 2,3,4,5,6 ve s" = .!_ bulunur.


2

1
••• ) o'
ili .e, =3 ' s' = O, s =-
3 2

Bu durumda, f" =1,2,3,4,5,6,7, s" = .!_ di~.


2

iv) f' = 1, f 3 = 4; s' = 1,


Kuaııtum Kuramma Göre Çok Elektroıılıı Atom 371

,,
Bu durumda, f =3,4,5, s,, =-,-
1 3 .
dır.
2 2

1
v) f' = 2, f 3 = 4; s' = 1, s =-
3 2

Buradan, f ,, = 2,3,4,56 1 3 olur.


, , s" = -,-
2 2

1
vi) f" =3, s =-
3 2

1 3
Öyleyse, f ,, = 1,2,3,4,5,6,7, s,, = -,- olur.
2 2

6.6.2 Aynı Alt Kabuktaki Elektronlar

Çok elektronlu bir atomda dolu kabuk ya da kabuklar dışında kalan


elektronların yerleşimi np 2 ,np3 ,nd3,nf 2 •••• gibi olsun. Görüldüğü gibi
dolmamış alt kabuklarda, sırasıyla np de 2, np de 3, nd de 3, nf de 2 elektron
bulunmakt~dır. Bu elektronlara, eşdeğer elektronlar adı verilir. Bu tür
durumların incelenmesi iki nedenden ötürü oldukça zordur.
Nedenlerden birisi, Pauli dışarlama ilkesidir. Daha önce incelendiği
gibi, farklı alt kabuklardaki elektronlar durumunda Pauli dışarlama ilkesi
kendiliğinden sağlanmıştı.
Oysa, burada Pauli dışarlama ilkesi kendiliğinden sağlanmaz. İkinci
neden ise, elektronların birbirinden ayırt edilemezliği özelliğinden
kaynaklanmaktadır. Yani, iki elektronun kendi aralarında yer değiştirmesine
yeni bir kuantum durumu karşı geliyormuş gibi görünürse de gerçekte yeni
bir kuantum durumu oluşmaz.
İşte, eşdeğer elektronlar durumu incelenirken yukarıdaki iki nedenin
ortaya koyduğu zorluklar göz önünde tutulmalıdır. Bu zorlukları gidermenin
bir çok yolu vardır. Burada, bu yollardan biri, ııp 2 durumundaki iki eşdeğer
elektronu olan bir atoma uygulanacaktır .


372 Kııaııtuııı Fiziği

np 2 durumundaki iki elektronun bireysel kuantum sayıları, f 1 = 1,


s1 = 1/ 2 ve f 2 = 1, s 2 = l / 2 <lir. O halde, Pauli dışarlama ilkesine göre,
n, f', ıne' kuantum sayıları farklı olmak üzere toplam spin kuantum sayısı
s' = 0,1 gibi iki değer alır. Böylece, Pauli dışarlama ilkesi sağlanmış olur.
Öte yandan, f' toplam açısal kuantum sayısının oluşturulması için,
s' nün O ve 1 değerlerinin her birine ayrı ayrı karşı gelmek üzere, iki
elektronun bireysel mıı kuantum sayıları eşleştirilir. Böylece, toplam
magnetik kuantum sayısı me' bulunduktan sonra e' toplam açısal kuantum
sayısı bulunabilir.
np 2 durumunda elektronların bireysel magnetik kuantum sayıları
m =0, ±1 ve m,.
11 2
=Ü, ±1 <lir. O halde, s' = 1 ve s' = O için eşleştirilen
magnetik kuantum sayıları ve onlara bağlı olarak bulunan ıne ve e'
kuantum sayıları Çizelge 6.2 de görülmektedir.

Çizelge 6.2. np 2 Yerleşimindeki İki Elektronlu Atomun Spektroskopik


Gösterimlerini Belirleyen Kuantum Sayıları

s' me 1 ın€ı me, .e' Spektroskopik Gösterim


1 o 1 1
1 -1 o 1 3p
-1
--------- ----------- o -1
---------- -------- -------- --------------------------------------
o 1 1 2
1 o 1
1 -1 o 2 ıv
o -1 -1
-1 -1 -2
---------- ..................... -------- ·------- --------------------------------------
o o o o ıs

Çizelgede, s' =l için me 1 ve mt 2 nin olası eşleşmesinin yalnızca


üçü gösterilmiştir. mt 1 ve mt nin (1,1), (-1,1) ve (0,-1) gibi
2 eşlemeleri de
vardır. Ancak bunlardan ilki Pauli dışarlama ilkesine ters düştüğü ve öteki
ikisi de elektronların kendi aralarında yer değiştirmelerine karşı geldiği için
geçerli değildir ve çizelgeye alınmamıştır.


Kua11tuın Kuraınma Göre Çok Elektroıılu Atom 373

Öte yandan, s' =0 için Pauli dışarlama ilkesi kendiliğinden


sağlanmıştır. Bu' nedenle, me. ve me 2 magnetik kuantum sayılarının

eşleşmelerinde, · yalnızca kendi aralarındaki yer değiştirmelerinden


kaynaklanan zorluk göz önünde tutulmuştur.
. Örneğin, s' =0 için mı: 1 ve ml 2 ·.. arasındaki eşleşmeye karşı gelen· (0,
1), (-1, 1), (-1, 0) gibi eşleşmeler çizelgeye alınmamıştır. Çünkü bunlar,
çizelgenin 2., 3. ve 4.satırdaki eşleşmelerden farklı değildir.
Çizelge 6.2 den görüldüğü gibi s' =l için toplam açısal magnetik
kuantum sayısı me'=0, ±1 değerleri alır. Bu değerler, toplam açısal kuantum
sayısı f,' nün 1 ve spektroskopik gösterimin de 3P olduğunu gösterir.
s' =0 için mt kuantum sayısı mt=0, ±1, ±2 ve me=0 olmak üzere
iki aynı grupta toplanmıştır. Bunlardan ilkine ( =2 ve ikincisine de t =0
toplam açısal kuantum sayıları karşı gelir. O halde, s' =0 için atomun
spektroskopik gösterimleri; t =2 için tekli 1D ve t =0 için de yine tekli 1S
dir. Yani, merkezse! alan yaklaşımı altında belli bir enerji değerine karşı
gelen np 2 durumu, elektron-elektron etkileşmesinin Uee artık potansiyeli
nedeniyle üç ayn enerji durumu içermektedir.

6.7 LS-Bağlaşımına Göre İnce Yapı Yarılması

Bundan önceki Kesim de, bağımsız parçacık-merkezse! alan


yaklaşımına göre enerji değeri Ene olan bir enerji durumuna, Uee>>Esy
varsayımı altında, Uee artık potansiyelinin getirdiği katkı incelendi. Bu
katkıdan ötürü, np 1n'p 1 yerleşimindeki bir enerji durumunun
1S, 1 P, 1D, 3S, 3P, 3D gibi altı ayrı spektroskopik gösterimlerle ve np2
yerleşimindeki bir enerji durumunun da 1S, 1D, 3P gibi üç ayrı
spektroskopik gösterimlerle gösterilebileceği sonucuna ulaşılmıştı.
Şimdi de, (6.33) bağıntısıyla tanımlanan Esy spin-yörünge
etkileşmesinin, atomun yukarıda ulaşılan ( Ene +Uee) enerji değerli enerji

durumlarına, başka bir deyişle, ıs'+ıL biçimindeki spektroskopik


gösterimlerine getireceği katkıyı inceleyelim.
Daha önceki incelememizde, LS-bağlaşımı gösteren çok elektronlu
bir atomda, elektronların bireysel yörüngesel hareketlerine ilişkin açısal
momentumlan kendi aralarında bağlaşarak yörüngesel harekete ilişkin
toplam açısal momentumu ve bireysel spin açısal momentumları da yine
kendi aralarında bağlaşarak toplam spin açısal momentumu oluşturduklarını
374 Kııaııtııın Fiziği

/\

gördük. Bu açısal momentumlardan ilkini niteleyen işlemci L' ve ikincisini


/\

niteleyen de S' ise çok elektronlu atomun toplam açısal momentumunu


niteleyen işlemci,

/\ /\ /\

J'=L'+S' (6.44)

biçiminde tanımlanır.
/\ /\ /\

J' toplam açısal momentum işlemcisi, L' ve S' açısal momentum


işlemcilerinin taşıdığı özellikleri aynen taşır. Buna göre, toplam açısal
/\

momentum işlemcisi J' iki ayn kuantum sayısı içerir. Bunlardan biri, j'
toplam açısal kuantum sayısı ve öteki de mi' toplam magnetik kuantum
sayısı dır, öyle ki

J/\ ,21 J.,, mi' ) = ııi:;.2 J''( J., + 1)1 J.,, mi' ) (6.45)

(6.46)

/\

özdeğer denklemleri sağlanır. Burada, J '-:_ toplam açısal momentumun


kuantumlanma doğrultusundaki bileşeninin niteleyen işlemcidir.

Toplam açısal kuantum sayısı j', atomun yörüngesel hareketine


ilişkin toplam açısal kuantum sayısı .f.' ile toplam spin kuantum sayısı s' ye
bağlı olarak

j' =l.e' - s'l,l.e' - s1 + 1,............e' + s' (6.47)

bağıntısından bulunur. mi' toplam magnetik kuantum sayısı da - j' gibi j'
den+ j' ye kadar (2 j' +1) tane değer alır.
(6.33) bağıntısına göre spin-yörünge etkileşmesinin beklenen
/\ /\

değerini bulmak için L'. S' skaler çarpımının beklenen değerini belirlemek
gerekir. Bunun için (6.44) kullanılırsa,


Kuaııtum Kuraınıııa Göre Çok Elektronlu Atom 375

lı. lı. 1 lı. lı. lı.


L'. S'=-[J'2-L'2-S,2] (6.48)
2
lı. lı. lı.

elde edilir.• Tek elektronlu atomda olduğu gibi, burada da 1'2, L' 2, S' 2
işlemcileri birbiriyle uyuşabilen işlemcilerdir. Yani, bunların üzerinde işlem
gördüğü kuantum durumları ortaktır ve

(6.49)

biçimindedir. Buna göre, (6.45), (6.49) göz önüne alınarak, (6.48) in


1 ' beklenen değerinin

lı. lı. ;ı,2


< L'.S'>=-[j'(j' +1)-l'(l' +1)-s'(s' +1)] (6.50)
2

olduğu görülür.
lı.

O halde, (6.33) bağıntısına göre, Es1 nin beklenen değeri, A spin-


yörünge etkileşme katsayısı olmak üzere,

2
< Esy > = Afı [j'(j' + 1)-l'(l' + 1)- s'(s' + 1)] (6.51)
2

olarak bulunur.
Demek ki, LS-bağlaşımı gösteren- çok elektronlu atomlarda Uee artık
potansiyeli katkısından sonra oluşan ıs'+ıL biçimindeki spektroskopik
gösterimlerine karşı gelen enerji değerlerinden bazıları, spin-yörünge
etkileşmesinden ötürü, l', s', j' kuantum sayılarının alacağı değerlere göre,
değişebilir. Başka bir _deyişle, Uee artık potansiyelinden sonra çakışık olan
enerji durumlarındaki çakışıklık kalkabilir. Esy spin,-yörünge etkileşmesinin
katkısından sonraki enerji ~urumlarınııi her biri · ıs'+ı Lj' spektroskopik
gösterimi ile gösterilir. Örneğin, s' =1, l' = 2 ise, (6.47) bağıntısından
j' =1, 2, 3 değerleri alır. Buna göre spektroskopik gösterim 3 D 1 ,3 D 2 ,3 D3
olur.
Şimdi, bu durumu daha önce incelediğimiz np 1n'p 1 ve np 2
durumlarına uygulayalım.
376 Kuaııtum Fiziği

np 1n'p 1 durumundaki atomda l' = 0,1,2 ve s' = 0,1 olası değerleri


alır. Bu değerler, (6.47) eşitliğinde kullanılarak atomun j' toplam açısal
kuantum sayısı bulunur. Bu değerler ve bu değerlere karşı gelen
spektroskopik gösterimler Çizelge 6.3 de toplanmıştır.
Çizelge 6.3. np 1 ıı'p 1 Durumundaki· Bir Atomun Esy Katkısından
Sonraki Spektroskopik Gösterimleri
, .,
s t J Spektroskopik Gösterim
o o o
1 1
2 2
1 o ı 3s1
------------- -------------- ----------------------------------------------
1 0,1,2 3P, 3P. 3p
O l 2
------------- -------------- ----------------------------------------------
2 123 3Dı 3D2 3D
' ' 3

Görüldüğü
gibi, spin-yorunge etkileşmesi; Dee artık terimin
katkısının sonucu olarak ortaya çıkan spektroskopik gösterimlerden
1S, 1P, 1D ve 3S ye etki etmezken, 3P ve 3D ye etki ederek onların

yarılmalarına neden olmuştur.


Öte yandan, np 2 durumunda s' =0 için l' =0,2 ve s' = 1 için de t = I
bulunmuştu. Bu değerler, (6.47) de kullanılarak j' toplam açısal kuantum
sayısı bulunabilir. Bu değerlere bağlı olarak ortaya çıkan spektroskopik
gösterimler de Çizelge 6.4 de toplandı.

Çizelge 6.4. np2 Durumundaki Bir Atomun Esy Katkısından Sonraki


Spektroskopik Gösterimleri
, .,
s J Spektroskopik Gösterim

1 3P.
ı
-------------- ----------------------------------------------
2 3p
2


Kuaııtwıı Kuranıma Göre Çok Elektro,ılu Atom 377

Görüldüğügibi, np2 durumunda bulunan bir atomda, Esy


etkileşmesinin 1S ve 1D durumlarına bir katkısı olmazken, 3 P deki
çakışıklığı kaldırabilmektedir.

6.8 Hund Kurallan

Çok elektronlu bir atomda, elektron-elektron etkileşmesinin Uee artık


terimi ile spin-yörünge etkileşmesinin getirdiği katkı sonunda ulaşılan enerji
durumlarının, enerjinin artan değerine göre sıralanmasını sağlayan kurallara
Hund kurallan denir. Şimdi, bu kuralları sıralayalım.

Kural I. toplam açısal kuantum sayısı ne olursa olsun, s'


l'
toplam spin kantum sayısına bağlı spin çokluğu
büyük olan durumların (gösterimlerin) enerji
değerleri daha çok negatiftir. s' sayısı küçüldükçe
, enerji artar
.
(daha az negatif.olur).
Kural il. s toplam spin kantum sayısı aynı olan durumlardan
(gösterimlerden) f' toplam açısal kuantum sayısı
en büyük olanın enerjisi daha çok negatiftir. f'
sayısı küçüldükçe enerji artar (daha az negatif
olur).
Kural 111. l' ve s' kantum sayılan aynı olan durumlardan
{gösterimlerden) j' toplam kuantum sayısı en
küçük olanlanri enerjileri daha çok negatiftir. j'
sayısı arttıkça enerji de artar (~aha az negatif olur).
Bu kural, alt kabuğu yandan az dolu olan durumlar
için geçerlidir. Alt kabuk yan yarıya ya da yandan
fazla dolu ise durumların(gösterimlerin)sıralanışı
bunun tersidir.

· 6.8.1 Enerji Dunımlanmn Sıralanışı.

Şimdi,
bu kuralları kullanarak Çizelge 6.3 ve Çizelge 6.4 de ki enerji
durumlarını (gösterimleri) sıralamaya çalışalım. .
Önce Çizelge 6.3 ü ele. ala,lım. Kurall e göre, 3S , 3P, 3 D enerji
durumlarının enerji değerleri, 1S , 1P, 1D ninkilere göre daha çok negatiftir.
Buna göre, 1S_, 1P, 1D enerji durumları 3S, 3 P, 3 D den daha yukarıda
378 Kuaııtwn Fiziği

sıralanırlar. KuralII ye göre; 1S , 1P nın,


ıp, ıD nın ve 3s, 3p nın, 3p'
3D nin üzerinde yer alır.
.. 3 3
üte yandan, KuralIII e göre; P2, Pı ın, 3P.1 3Po ın ve 3D3, 3D2
3D 3D . ·· . d 1 B una gore,
·· d urumuna .
nın 2 , 1 ın uzenn e sıra anır. np 1np
' 1 ••
enerJı

karşı gelen enerji düzeyleri Şekil 6.2 de verilmiştir.

ıs

, --------- 1So
p
,, , ipi
, , ---------
,, ,, D
,, ,I I ,
--------- 1D2
,,,, , ,
I I ,
I ,

npın'pı ",
•'
"ıı\
ıı'
,, \

,,
11 \
\
11 \
1 1
1 1
\
\
3s
3 Sı
1 1
1 1
1 1
\
---------
1 \
1 \
1 \
1 1
3p2
\ 3p
1
1
1
1

' --.... ......


,--------- 3pl

......
1

'
1 3po
'
1

'
1 3D3
1
1
3D
....
--
---.... ...... 3D2
1
---------
.. .... 3Dı

Um(r):;tO Um(r):;tO Um(r):;tO


Uee=O Uee:;tO Uee:;tO
Esy=O Esy=O Esy*O

Şekil 6.2. np 1n'p 1 yerleşiminde iki elektronu bulunan bir atomun


spektroskopik gösterimlerinin sıralanışı (enerji düzeyleri
ölçekli çizilmemiştir).


Kua,ıtuın Kuramına Göre Çok Elektronlu Atom 379

Şimdi de Çizelge 6.4 deki gösterimleri sıralayalım. Kurall e göre,


1S ve 1D gösterimleri 3P nin üzerinde sıralanır. Kuralll ye göre 1S , 1D

nin üzerinde yer alır. Kuralın e göre 3Pı , 3,Pı in, 3 ,Pı 3f>o ın üzerinde
olacaktır_. Böylec~ ..np2 durumundaki bir atomun enerji düzeyleri Şekil 6.3
deki gibi sıralanır. · ·

•s
, ------ 1So

,, ,
, ıo
,, , ,
, , ------ 1D2

,, , , , ,
, ,,
,, ,, , ,
,,,
np2 :,
\
\
\
\
\
\
\
\
\
\
\
\
\
3p ,, 31>2
,,,,
\
\
\
~-----
.... ....
3pl

...... 3ı>o

Um(r)*O Um(r)*O Um(r)*O


·Uee=O Uee*O Uee*O
E5y=O Esy=O Esy*O

Şekil 6.3. np2 yerleşiminde iki elektronu bulunan bir atomun


spektroskopik gösterimlerinin sıralanışı (enerji .düzeyleri
ölçekli çizilmemiştir).

Görülüyor ki, Şekil 6.2 ve Şekil 6.3 deki enerji düzeyleri m/ toplam
magnetik kuantum sayısını içermez. Bu enerji düzeylerinin her biri ( 2j' + 1)
katlı çakışıktır. Enerji düzeylerindeki bu çakışıklık, tek_ elektronlu atom
380 Kuaııtıım Fiziği

durumunda olduğu gibi, atom üzerine-uygulanan magnetik alan yardımıyla


kalkabilir. Bu durum daha sonra ele alınacaktır.
Bir atomun. toplam açısal kuantum sayısı j' nün en büyük değeri,
j:ak = l' + s' ve en küçük değeri d_e /nün = it - s1 dür. Bu değerler (6.51)
· bağmtısında kullanılırs·a, spin~yörünge etkileşmesinden gelen katkıların en
büyük ve en küçük değerinin, sırasıyla,

., o' ,
/ E_çy) = At?ts', lınak = -t +S (6.52)
\ mak

., o'
" ) {-A1i 2s'(t + 1), Jmm. =-t -s,
\ Esv• = 2 , , ., , o'
(6.53)
nün - Ali f (s + 1), lrıün = s --t
olduğu kolayca görülür. Eğer A>O, yani pozitif ise, ve s' k:uantum t
sayıları aynı olan gösterimlerden, j' kıiantum sayısı en küçük olanın enerjisi
en düşüktür. Bu durum Şekil 6.2 ve 6.3 deki örneklere uygun düşmektedir.
Öte yandan, eğer A<O, yani negatif ise l' ve s' kuantum sayıları aynı olan
terimlerden, j' kuantum sayısı en büyük olanın enerjisi en düşüktür. Başka
bir deyişle, A<O olduğu durumda, Şekil 6.2 ve 6.3 deki sıralama terslenir.
Spin-yörünge etkileşmesinden ileri gelen ince yapı yarılmalarının
Şekil 6.2 ve Şekil 6.3 deki gibi sıralanmalarına normal sıralanma adı verilir.
Normal sıralanma, bir kabuk ya da alt kabuğun tümüyle dolması için gerekli
elektron sayısının yarısından daha az sayıdaki elektronlarla dolu olanlarda
geçerlidir. Yani bu durumlarda A>O dır.

Örnek 6.3 Çok elektronlu bir atomda ıs'+ıl:i' gibi bir spektroskopik
gösterimindeki enerji durumu spin-yorunge
etkileşmesinden ötiirü, aşağıdaki gibi, üçe yanlıyor.

i+2

l ~.
~2

f+ı
,
Enerji j


Kuaııtum Kuramına Göre Çok Elektroıılu Atom 381

AEı = ~ olduğuna göre, j', t, s' kuantum sayılarını


M 2 5
bulunuz.

Çok elekt:ronlu atomda, spin-yörünge .etkileşmesirie karşın


gelen enerji, K bir katsayı olmak üzere, (6.51) den

E5y==K [j'(j' + 1)-l'(f' + 1)-s'(s' + 1)] (a)

yazılır. Bu bağıntı, yukarıdaki şekilde gösterilen j', j' +l,


j' +2 kuantum sayılarına uygulanırsa,

Esy(/)=K[j'(j' +1)-f'(f' +1)-s'(s' +1)] (b)

Esy(j' +l)=K[(j' +l)(j' +2)-l'(( +1)-s'(s' +1)] (c)

Esy( j' + 2 )=K [(j' + 2)(j' + 3)-((f' + 1)- s'(s' + 1)] (d)

elde edilir.
(b), (c), (d) bağıntıları kullanılarak, ardışık yarılmalar
arasında~ enerji farkları,

bulunur. Verilen orandan dolayı

3 j' +ı
--
5 j' +2

yada
3j' +6 = 5j' +5

yazılır. Buradan, toplam açısal kuantum sayısı j' için 1/2


değeri bulunur. Bu değer en düşük enerji değerindeki toplam
382 Kuaııtum Fiziği

açısal . kuantum sayısıdır. Öteki ikisi ise 1 birim artırımla


bulunur. Yani, bu durumda

(g)

olmak üzere üç değer alır. j', t, s' kuantum sayıları


arasındaki (6.47) bağıntısı kullanılarak R' ve s' kuantum
sayıları bulunur. j' =1/2 için (6.47) den

.!_ = R' - s' (h)


2

ve j' =512 için de


5 , ,
-=f +s (i)
2

yazılır. (h) ve (i) taraf tarafa toplanırsa, 3=2 f' bulunur.


Buradan, da f' =3/2 olur. f' yörüngesel harekete ilişkin
açısal kuantum sayısı yan-tam sayı olamaz. O halde, (h)
bağıntısı

.!_ = s' -t (k)


2

biçiminde olmalıdır. (i) ve (k) taraf tarafa toplanırsa, 3=2 s'


bulunur. Buradan da, s' =3/2 bulunur. Bu değer (k) de
kullanılırsa, R' =1 bulunur. Böylece aranan kuantum sayıları,

.,135, , 3
J = 2' 2 '2 '· .e =l, s = 2
olacaktır. .e' = 1 olduğu için spektroskopik gösterimin adı P
ve gösterim de 4 P1 3 5 dir.
2'2'2
Yukarıdaki (e) ve (f) bağıntıları, dikkatle incelendiği zaman
görülür ki, spin yörünge etkileşmesi sonucu oluşan
yarılmalarda ardışık enerji durumları arasındaki enerji farkı,


Kuaıııuın Kuraınma Göre Çok Elektroıılu Atom 383

bu ardışık enerji düzeylerini belirleyen toplam açısal


kuantum sayısı büyük olanınki ile orantılı olarak ortaya
çıkmaktadır. Bu durum, spektroskopi de Lande aralık
kuralı olarak bilinir.

6.8.2 Yalnızca En Düşük Enerjili Enerji Durumunun Saptanması

Bundan önceki kesimde, atomların enerji düzeylerine karşı gelen


spektroskopik gösterimlerle en düşük enerji değerindeki taban enerji
düzeyinin Hund kurallarıyla nasıl bulunduğu incelendi. Bazen atomların
yalnızca en düşük enerji değerindeki enerji düzeyine karşı gelen
spektroskopik gösterimin bulunması istenir. Bu durumda Kesim 6. 7 ve 6.8
deki ayrıntılı işlemlerin yapılmasına gerek yoktur. İstenen şey Kutu Kuralı
adı verilen bir kural ile kolayca bulunur.
Önce, aşağıdaki gibi bir dikdörtgen kutu seçilir. Kutunun yatay
kenarı, atomun optikçe aktif elektronlarının me = 0,±1,+2 ,.... bireysel açısal

-magnetik, düşey kenarı da m5 = ±1/2 bireysel spin magnetik kuantum


sayılarını gösterecek biçimde bölmelendirilir.

1/2

-1/2

Sonra, optikçe aktif elektronlar bölmelere birer birer yerleştirilir,


öyle ki, toplam me ve toplam m5 magnetik kuantum sayılarının en büyük
değeri elde edilsin. Böylece atomun m t' ve m5 , toplam magnetik kuantum
sayılarının en -büyük değerleri bulunur. Bu değerler, sırasıyla, ( ve s'
kuantum sayılarını verir. Atomun j' toplam açısal kuantum sayısı, yandan
az dolu alt kabuk (kutu) için ( ( - s') ve yarı dolu, ya da yandan fazla dolu
alt kabuk (kutu) için de (( +s') den bulunur. Böylece, elde edilen ıs'+ıLi' ·
gösterimi atomun en düşük enerjili enerji düzeyini belirler.
Örnek olarak np2 yerleşimi gösteren bjr atomu ele alalım. Optikçe
aktif elektronların yerleştiği - alt kabuk p dir. q halde,
R, = 1,me = 0,±1,s = 1/2,ms = ±1/2 olduğu için
384 Kııaııtımı Fiziği

-1 o 1

V V 1/2

-1/2

biçiminde bir kutu bulunur. 2 elektron bu kutu ya me ve 1115 en büyük


olacak biçimde yerleştirilir. Buna göre;

2
L
i=l
ml; = 1+O= 1, ( =1 (6.54a)

1 1
=-+-=l s' =1 (6.54b)
2 2 '

bulunur.
Böylece, ( = =
1 için gösterim P, s' 1 olduğu için spin çokluğu
2 s' + 1 = 3, alt kabuk yarıdan az dolu olduğu için de j' 1-1 O olur. O = =
halde, atomun en düşük enerjili enerji durumu 3 Po dır, tıpkı Kesim 6.8 de
bulduğumuz gibi (Şekil 6.3 'e bakınız).

6.9 jj-Bağlaşımı

LS bağlaşımının
aksine, Esy>>Uee koşulunu sağlayan jj-bağlaşıını, Z
atom numarası büyük olan atomlar, ya da bu atomların oluşturduğu iyonlar
için geçerlidir. Esy>>Uee olduğu için, merkezsel alan yaklaşımı altında
bulunan Ene enerji değerlerine, tedirgeme kuramına göre, önce Esy nin sonra
da Uee nin getireceği katkı aranır.
· jj-bağlaşımı durumunda, spin yorunge etkileşmesi artık
potansiyelden çok büyük olduğu için, atomdaki İ.elektronuri yörüngesel
hareketine ilişkin açısal momentumu ile spinine ilişkin spin açısal
momentumu, toplam açısal momentum oluşturacak biçimde bir bağlaşım
içine girer. Bu bağlaşım, tek elektronlu atomda olduğu gibi,

/\ /\ /\

J;=L;+S; (6.55)


Kııaııtuın Kııraınıııa Göre Çok Elektroıılu Atom 385

/\

biçiminde tanımlanır. Burada, J; işlemcisi i.elektronun toplam açısal


momentumunu niteleyen işlemcidir ve bu işlemciye karşı gelen toplam
açısal kuantum sayısı, yine tek elektronlu atomda olduğu gibi,

bağıntısıyla verilir.
Bu bağıntıdan görüldüğü gibi, f; = O olmadıkça, her I,; değeri için
i; kuantum sayısı iki ayn değer alır. O halde, (6.32) bağıntısıyla verilen
spin-yörünge etkileşmesi, atomun merkezse! alan yaklaşımıyla bulunan
enerji durumlarına, göz önüne alınan i.elektronun i; toplam açısal kuantum
sayısına bağlı olarak ifade edilen

(6.57)

gibi bir katkı getirir. Bu katkı nedeniyle enerji durumları yarılmaya


uğrayabilir.
jj-bağlaşımında,
spin-yörünge etkileşmesinden gelen katkının
üzerine Uee artık potansiyelinin getireceği katkı, j' gibi bir kuantum sayısına
bağlı olarak ortaya çıkar. Burada, j' kuantum sayısı, LS-bağlaşımında
olduğu gibi, atomun toplam açısal kuantum sayısıdır ve atomdaki optikçe
aktif elektronların j 1, j 2 , •••• gibi bireysel toplam açısal kuantum sayılarının
bilinmesiyle, ·

l =liı + iı + ......ımin, liı + iı + ..... ~min +ı, ........ ., liı + iı + ..... ~mak (6.58)

eşitliğinden bulunur.
jj-bağlaşımı gösteren bir atomun enerji ~urumlan, i; bireysel ve
/ toplam açısal kuantum sayılarının bilinmesiyle, ya (jı, j 2 , •••••• j') ya da
(jı, j 2 , •••••• ) l biçimindeki spektroskopik gösterimlerle belirlenir. Örneğin,

ns 1n'p 1 elektron yerleşiminde iki optikçe aktif elektronu olan bir atomun jj-
bağlaşımına göre ortaya çıkan enerji durumları

(6.59)
386 Kuaııtımı Fiziği

biçimindeki spektroskopik gösterimlerle belirlenebilir. Burada, ııs deki


elektron için R1 = O, s1 = 1/ 2 ve n'p deki elektron için de R2 = l,
s 2 = 1/ 2 dir. Buna göre, (5.56) bağıntısı kullanılarak, ııs ve np deki

elektron için sırasıyla j 1 = 1/ 2, j 2 = ~,~ kuantum sayılan bulunur.

Demek ki, spin yörünge etkileşmesinden sonra, atomun enerji


durumları, (6.59) gösteriminden ötürü

(6.60)

gibi iki ayrı


spektroskopik gösterim içerir.
Bu spektroskopik gösterimlerden ilkindeki / kuantum sayısı için,
(6.58) eşitliğinden 0,1 ve ikincisindeki f kuantum sayısı için de aynı
eşitlikten 1, 2 değerleri bulunur. O halde, ns1 n'p 1 yerleşimi gösteren bir
atomda jj-bağlaşımını niteleyen spektroskopik gösterimler, (6.60) dan ötürü,

(6.61)

olarak bulunur.
Demek ki, ns1 n'p 1 elektron yerleşimi gösteren bir atomda jj-
bağlaşımına karşı gelen dört ayn enerji durumu vardır. Yani, ns1n'p 1
yerleşiminin merkezse! alan yaklaşımına karşı
gelen enerji durumu önce
spin-yörünge etkileşmesinden ötürü, (6.60) da görüldüğü gibi, ikiye
yarılmıştır. Daha sonra Uee artık potansiyelinin katkısından ötürü, (6.61) de
görüldüğü gibi, yeniden ikiye yarılmıştır.
Öte yandan, jj-bağlaşımında elde edilen spektroskopik gösterimlerin,
enerjinin artan değerine göre sıralanışı, LS-bağlaşımındaki gibi olacaktır.
Çünkü, bir atom ister LS-bağlaşımı, ister jj-bağlaşımı göstersin toplam açısal
momentumun korunumlu olması ilkesinden ötürü, atomun niteleyen f
toplam açısal kuantum sayısı bu bağlaşımların her ikisinde de aynı değerleri
alır. Bu nedenle, her iki bağlaşım sonunda ortaya çıkan spektroskopik
gösterimlerin enerjinin artan değerine göre sıralanışı aynı olacaktır.
Örneğin, ns1 n'p 1 elektron yerleşimi gösteren atomda LS-bağlaşımı
geçerli olsaydı, Kesim 6.6 daki bilgileri kullanarak 1 Pı, 3P0 , 3 P1 , 3 P2 gibi


Kuaııtuın Kuraınma Göre Çok Elektroıılu Atom 387

dört spektroskopik gösterim bulunurdu. Bu spektroskopik gösterimlerin


belirlediği enerji durumlarının, enerjinin artan değerine göre, sıralanışı,
Kesim 6.8 deki Hund kurallarına göre

biçiminde olacaktır. O halde, ns 1n'p 1 elektron yerleşimindeki atomu jj-


bağlaşımı altında niteleyen (6.61) deki spektroskopik gösterimlerin, enerjinin
artan değerine göre sıralanışı, Şekil 6.4 deki gibi olur.
.:

, (1/2,3/2)1
(1/2,3/2)
,, ,
,
,,, \
,, \
\

, ,,
\
\
, (1/2,3/2)2
,,,'
,
------< \
\
\
\
\
\
\
\

'' \
\
\
\ ,,------(1/2,112)1
\ (1/2,1/2) ,,,
-------<..........
-----012,1/2)0

Um(r)*O Um(r)*O
Uee*O Uee*O
Esy=O Esy*O

Şekil 6.4 ns1n'p1 yerleşimindeki bir atomda n-bağlaşımına göre


• oluşan enerji durumlannın sıralanışı. (Enerji düzeyleri
arasındaki yanlmalar ölçekli çizilmemiştir.)

Şekil 6.4 den görüldüğü


gibi, jj-bağlaşımı gösteren bir atomda
ns 1n'p 1 yerleşimine karşı gelen enerji durumu, önce spin-yörünge
etkileşmesinin getirdiği katkıya göre ikiye yarılmıştır. Daha sonra bu enerji
. düzeylerinin her biri, Uee artık potansiyelinin getirdiği katkıdan ötürü
yeniden ikiye yarılmıştır.
388 Kuaııtuııı Fiziği

Kuşkusuz, elektronların b: eysel En.t-ı· enerjik ·1 ile atomun toplam


1 1 1

enerji değeri, sırasıyla, bireysel m1; magnetik kuantum ve m./ toplam


magnetik kuantum sayılarına bağlı olmadığı Şekil
6.4 deki enerji
için
düzeyleri nı/ ye göre (2/ + ı) kez çakışıktır. Bu çakışıkhk, LS
bağlaşımında olduğu gibi, atom üzerine dışarıdan bir magnetik alan
uygulayarak kaldırılabilir.

Örnek 6.4 ııs 1 n'p 1 elekrton yerleşimi gösteren bir atomda enerji
durumlarını jj-bağlaşımına göre inceleyiniz.

np de bir elektron var. Buna göre, f 1 =1, s1 = 1/ 2 olduğu

· ·
ıçın · = -l , -3
Jı "b"ı ı"ki d eger a1ır. y·ıne, n'p d e b"ır e1e ktron
gı w

2 2
olduğu için R2 = 1, s2 = 1/ 2 olduğundan j 2 = ~, ~ gibi
iki değer alır. O halde, bu atomun jj-bağlaşımına göre oluşan
spektroskopik gösterimleri

(a)

olmak üzere dört tanedir. Burada, j' toplam açısal kuantum


sayısı, (6.58) den hareket ederek yazılan

(b)

bağıntısından bulunur. Örneğin, (a) daki ilk spektroskopik


gösterime ilişkin j' kuantum sayısı,

j' =0,1

ikincisi için,

/=1,2


Kuaııtuın Kuramıııa Göre Çok Elektroıılu Atom 389

üçüncüsü için,

j' =1,2

ve sonuncusu için de,

j' =0,1,2,3

olacaktır. O halde, atomu niteleyen spektroskopik


gösterimler,

olacaktır.Görülüyor ki, bu spektroskopik gösterimleri, on


ayn enerji düzeyi oluşturmaktadır. Bunların sıralanışı, LS-
bağlaşımındaki sıralama ile aynı olacaktır. Buna göre,
aşağıdaki enerji diyagramı elde edilir.

, .. .. . (l/2,1/2)0

,,, (1/2,1/2) . (l/2,1/2)1


,
,,, , .. .. . (1/2,3/2)ı

npın'pı ,,, , , (1/2,3/2) . (1/2,312)1


,,
'' ' ' ' ... (3/2,l/2)ı

''
'
(3/2,1/2) '- (3/2,1/2)1
'' (3/2,3/2)0
,,
''
' ~
,.. (3/2,3/2h
(3/2,3/2) ~ .
' . (3/2,3/2)ı
' ' (3/2,3/2)1
Um(r)#O Um(r)#O Um(r)#O
Esy=O Esy#O Esy#O
Uee=O Uee=O TT +n
390 Kuaııtuın Fiziği

6.10. Çok Elektronlu Atomlarda Işımalı Geçiş Kuralları

Çok elektronlu atomlarda iyileştirilmiş merkezse! alan modeli


kullanılarak elde edilen ve Şekil 6.2, Şekil 6.3 de gösterilen enerji düzeyleri
arasındaki beklenen ışımalı geçişler, atomun elektrik dipol momentinin
titreşiminden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle BölümV de elektrik dipol
geçişleri için ileri sürülen seçim kuralları burada da geçerlidir. O halde,
beklenen ışımalı geçişleri kontrol eden seçim kurallan,

!l.j' = 0,±1, (6.62)

dır. Ancak, j' = O dan j' = O a geçiş yasaklanmıştır. Aynca, Aj' = O


olduğu bir durumda; mi' = O dan mi' =O a bir geçiş varsa bu yasaklanmış
geçiştir.
Elektrik dipol momentinin özellikleri, spinden bağımsız olduğu için
ışımalı geçişlerde toplam spin kuantum sayısı değişmez kalır. Bu sonuç,
atomun toplam kuantum sayısını belirleyen j' ye ilişkin yukarıdaki seçim
kuralının yörüngesel harakete ilişkin toplam açısal kuantum sayısı l' ye
bağlı,

!l.t = o,+1, (6.63)

gibi bir seçim kuralını öngördüğünü gösterir.


Işımalı geçiş, bireysel açısal kuantum sayıları, l 1 , l 2 ,. •• • • olan
elektronlardan biri için söz konusu edilirse, seçim kuralı,

!l.l; = ±1 (6.64)
dir.
Bu kuralların uygulanmasına ilişkin olarak iki elektronlu bir atom
için Şekil 6.2 de verilen enerji düzeylerini ele alalım. Her şeyden önce,
ıs , ıP.ı, ıD
0 2
teki"ı gruptan 3S
· ı, 3n
r 2 , 3P.ı, 3p_0 ; 3D3 , 3D2 , 3D1 · uç
.. 1u.. grupl arına
ışımalı geçişler yasaklanmıştır.
Işımalı geçişler, (6.62) ,kuralına göre, 1S
0 ➔ 1,Pı, 1 ,Pı ➔ 1 D
2,
3Pı➔ 3D3 , 3Pı ➔ 3D1 ve benzeri geçişlerdir.
Öte yandan jj bağlaşımı gösteren enerji durumları arasındaki ışımalı
geçişler,


Kuaııtum Kuramıııa Göre Çok E/ektroıılu Atom 391

ll.j' = 0,±1 (ancak j' = O dan j' = O a geçiş yok)


ll.j1 = O ise Aj2 = 0,±1 (6.65)

yada

ll.j2 = O ise ll.j 1 = O,±1

kurallarıyla gerçekleşir. Buna göre, Şekil 6.4 de gösterilen enerji düzeyleri

arasında, (!,I) ➔ (!,!) ,(~, ~) ➔ (!,!)


221 221 222 221
gibi ışımalı geçişler
izinlidir.

6.11 Çok Elektronlu Atomlarda Magnetik Etkileşme


Kesim 6.6 da incelediğimiz ve bazı özel durumlara karşı gelen enerji
düzeylerini çizdiğimiz atomlar yalıtık kuantum sistemleri olduklarından
kuantumlanma doğrultusu için tercih ettikleri belli bir doğrultu yoktur. Bu
nedenle örneğin Şekil 6.2 ve 6.3 deki enerji düzeylerinin her biri mi'
kuantum sayısına göre (2j' + 1) kez çakışıktır.
Böyle bir yalıtık atom üzerine dışarıdan bir magnetik alan
uygulandığında magnetik alanın doğrultusu, atom için tercih edilen
kuantumlanma doğrultusu olur. Böylece, enerji düzeylerindeki çakışıklık
kalkabilir.
Atomun toplam magnetik momenti ile atom üzerine uygulanan
magnetik alan arasındaki ilişki, magnetik etkileşme adı altında tek elektronlu
atom durumunda ayrıntılı bir biçimde, incelenmişti. O inceleme göz önünde
tutularak çok elektronlu atom ile üzerine uygulanan magnetik alan arasındaki
magnetik etkileşmeye karşı gden magnetik enerji değerini veren enerji
işlemcisini

(6.66)
biçiminde yazabiliriz. Burada atom üzerine uygulanan B magnetik alanı z
doğrultusunda seçildiği için kuantumlanma doğrultusu olarak z alınmıştır.
I\

Buna göre, µz, atomun toplam magnetik momentinin kuantumlanma


doğrultusundaki bileşenini belirleyen işlemcidir. O halde, iyileştirilmiş
bağımsız parçacık-merkezsel alan modeline göre elde edilen enerji


392 Kııaııtum Fiziği

düzeylerine magnetik etkileşmeden ötürü (6.66) ile verilen bir katkı


gelecektir.
Örnek olarak LS bağlaşımının geçerli olduğu çok elektronlu bir
atomu ele alalım. Bu durumda t, s', j', m/ kuantum sayılarına göre
tanımlanan ıs'+ıL/ spektroskopik gösterimlerine·· karşı gelen enerji
değerlerinden her birine eklenmesi ·gereken magnetik enerjinin beklenen
değeri, tek elektronlu atomda olduğu gibi,

(6.67)

ile verilir.

Burada,

_ 1 /(/ + 1)-f'(f' + ı)+ s'(s' + 1)


(6.68)
gr- + 2/(j'+ı)

spektroskopik yarılma çarpanı, µ8 Bohr magnetonu, B uygulanan magnetik

alanın büyüklüğü ve m/ de j' toplam açısal kuantum sayısının toplam

magnetik kuantum sayısıdır ve (2/ + 1) tane değer alır.

(6.67) ile verilen magnetik enerJının, np 1n'p 1 . yerleşiminde iki

elektronu olan bir atomun Şeki16.2 de çizdiğimiz enerji düzeyleri üzerindeki

etkisini ele alalım. İncelemeyi, yalnızca 3 D , 3D , 3D


3 2 1 spektroskopik

gösterimlerine karşı gelen enerji durumları için yapalım.

3D
3 gösterimi için s'=·l, f'=2, ./=3, ınr =0,+1,±2,±3 ve

(6.68) den de g 3 = 4/3 bulunur. 3D


2 de s' = 1, f' = 2, j' = 2,

m / = 0,± 1,±2 ve g 2 = 7 / 6 bulunur. Benzer biçimde 3D


1 de s' = 1,

f' = 2, j' = 1, mr = 0,±1 ve g 1 = 1/2 dir. Bu değerler (6.67) de


Kuaııtuın Kuraınıııa GiJre Çok Elektroıılu Atom 393

kullanılırsa 3 D3 ün yediye, 3D 2 in beşe ve 3D1 in de üçe yarıldığı görülür,

Şekil 6.5. Düzeyler arasındaki geçişler, (6.62) seçim kuralına göre oluşur.

ffi·•
1

3
I
I
I
, 2
,,
I

303
,,,,I

,.,;_:,,
, .,.,
I
,,
I
,
1

, i~---- o
,,, ,,,,,,',.........
-1
, \ ',
,,, ''
\
\
\
' -2
, \

,,,
\
\
\ -3
,
,,,
,
,,,
,,
, , l

,,, , , 2
, ,,
,,, ,,,,,
,, .,., 1
31)
, 3D2
------ ~~----
~... o
\
\ ' ',...................
\ -1
\
\ ''
\ '' -2
\
\
\
'
\
\
\
\
\
\ ,, 1
3Dı ,,.,.,
\
\
,ı;,
\
~-----
... ...... o
...... ...... ,;1

Um(r):;tO Um(r):;tO Um(r):;tO


Uee:t:O Uee:t:O Uee:t:O
Esy=O Esy:t:O Esy:t:O
Em=O Em=O Em:t:O

Şekil 6.5 np 1n'p 1 yerleşiminde iki elektronu bulunan bir atomun


3D
3 _ 2 .ı enerji düzeylerine oiagnetik alanın etkisi. (Enerji
düzeyleri ölçekli çizilmemiştir.)
394 Kııaııtıım Fiziği

6.12 Çok Elektronlu Atomlarda Aşırı İnce Yapı Yarılması

Çekirdek spin kuantum sayısı sıfırdan farklı olan çok elektronlu bir
atom çekirdeğine bir magnetik dipol momenti karşı gelir. Bu magnetik dipol
momenti V. Bölümdeki (5.180) bağıntısında verildiği gibi,

I\ µ /\
µ ,. = g.-"
,nI (6.69)

dir. Burada, g; çekirdeğin spektroskopik yarılma çarpanı, µ,, çekirdek


/\

magnetonu, I ise çekirdek spin kuantum sayısı i #; O olan çekirdeğin spin


açısal momentum işlemcisidir. Öte yandan, çok elektronlu atomun
elektronlarına ilişkin magnetik dipol momenti V. Bölümdeki (5.141)
bağıntısına benzer biçimde tanımlanabilir. Buna göre,

(6.70)

bağıntısı çok elektronlu atomun elektronlarına ilişkin magnetik momenti


tanımlar. Burada, g l çok elektronlu atomun spektroskopik yarılma çarpanı,
/\

µ 8 Bohr magnetonu ve J' de elektronların, hem yörüngesel hareketlerine


hem de spinlerine ilişkin toplam açısal momentum işlemcisidir.

İşte, çok elektronlu bir atomda (6.69) ve (6.70) bağıntılarıyla verilen


magnetik dipol momentleri arasında

/\ /\ /\

Eaiy = -aii, µ; .µ i' (6.71)

.biçiminde yazılan skaler etkileşmeye aşın ince yapı etkileşmesi adı verilir.
Burada, (6.69) ve (6.70) tanımları kullanılırsa,

/\ /\ /\

Eaiv• = ..1'11.., f .J'


.ı. (6.72)

elde edilir. Burada,

(6.73)


Kııaııtwıı Kııraıııma Göre Çok Elektroıı/u Atom 395

kısaltması yapıldı. ı\/ niceliğine çok elektronlu atomda aşırı ince yapı
yarılma katsayısı adı verilir.
A A A A

. Bilindiği gibi, (6.72) bağıntısındaki 1.J' skaler çarpımı, I ve J'


açısal momentum işlemcileri arasında

A A A

F' = I +J' (6.74)

gibi bir toplam açısal momentum işlemcisini gündeme getirir, öyle ki:

(6.75)

(6.76)

özdeğer denklemleri sağlansın. Burada, F'z toplam açısal momentumun


kuantumlanma doğrultusundaki bileşenine karşı gelen işlemci, f' çok
elektronlu atomda çekirdek spin kuantum sayısını da içine alan toplam
açısal kuantum sayısı adını alır ve i; j' kuantum sayılarına bağlı olarak,

f I
= ı +] ,l + J.ı -
• .f • •
1,.......... , ı Z - ] •'ı (6.77)

eşitliğ~nden bulunur .. Bu tanıma göre, nı1 , de çok elektronlu atomun toplam


açısal kuantum sayısına ilişkin toplam magnetik kuantum sayısıdır ve_ - f'
ile f' arasında (2 f' + 1) tane değer alır.
A A
(6.72) bağıntısındaki l .J' skaler çarpımına karşı gelen nicelik,
(6.74) tanımı kullanıldığında,

A 1 A 2 AZ A 2
A

1.1 '==-[F' - I - J' ]


1
(6.78)
2

bulunur. O halde, çok elektronlu atoma ilişkin aşın ince yapı etkileşmesini
veren işlemci, · ·


396 Kuaıırum Fiziği

/\ 1 /\2 /\2 /\2


Eaiy = -Aj' [F' - / - J' ] (6.79)
2

/\ 2

olur. Bu işlemcinin beklenen değeri, < F' >= n. 2J'(J' + ı),


1\2 1\2
< I >= li 2 i(i + 1), < J' >= n2 / ( / + 1) olduğu için

(6.80)

olacaktır. Burada, ( A/) aşırı ince yapı yarı-lma katsayısının ortalama


değeridir.
Demek ki, çok elektronlu atomlarda aşırı ince yapı yarılması,
atomun ıs'+ıLi' spektroskopik gösterimlerinin her birine karşı gelen enerji
durumlarına (6.79) daki kadar bir katkı getirecektir. f', i, j' kuantum
sayılarına bağlı olarak ortaya çıkan bu katkı nedeniyle ıs'+ıLi' spektroskopik
gösterimlerinde yarılmalar oluşur.
· (6.80) deki yarılmalar arasında oluşan olası geçişler

t:.f' = o,+ı (6.81)

seçim kuralına göre kontrol edilir. Ayrıca, bu geçişlere karşı gelen spektrum
çizgilerinin şiddeti de nı1 , magnetik kuant~~ sayısına bağlı olarak bulunur.
Yani, m1 , ye göre enerji durumlarının her biri (2f' + ı) katlı çakışık olduğu
için, ardışık spektrum çizgilerinin şiddet oranı

,
C= 2f; +l (6.82)
21; +ı
bağıntısına uyar. Burada, J/ ve J;, sırasıyla, geçişin başladığı ve son
bulduğu kuantum durumlarını niteleyen f'
kuantum sayısıdır.
Eğer, çok elektronlu atom, yörüngesel harekete ilişkin açısal
kuantum sayısı l' =·o olan bir spektroskopik gösterimle belirlenmiş ise


Kııaııtuın Kuraınma Giire Çok Elektronlu Atom 397

j' = s' olacağı için, aşın ince yapı etkileşmesine karşı gelen enerji, (6.79)
bağıntısında j' = s' alınarak bulunur. Yani,

Eniy = ~ (~.f' )[J'(J' + 1)- i(i + 1)- s'(s' + 1)] (6.83)

dir. Bağıntıdan görüldüğü gibi, aşırı ince yapı yarılması tümüyle spinden
kaynaklanan bir etkileşme sonucu ortaya çıkmaktadır.

Örnek 6.5 Çekirdek spini i = 112 olan bir atomun 3S1 spektroskopik
durumuna, aşın ince yapı yanlmasının getirdiği katkıyı
bulunuz.

Atom f' = O olan bir kuantum durumundadır. Buna göre,


aşın ince yapı yarılması yalnızca i , s' spin kuantum
sayılarına bağlı olacak ve (6.83) bağıntısından bulunacaktır.

O halde, 3S1 için s' = 1, j' = 1, i =112 ve f' =! ,I


2 2
olmak üzere iki değer alır. Buna göre, (6.80) den

dır. Demek ki 3S1 deki yarılma


398 Kııaııtwıı Fiziği

gibi olur. Burada f' = ~-- durumunda toplam magnetik


2
1 3
kuantum sayısı +-,±- olduğu için bu enerji düzeyi mf'
. 2 2
1 . . . .
ye göre dört, benzer biçimde, f' = - olan enerji düzeyi de
2
iki-katlı çakışıktır.

Örnek 6.6 Çekirdek spin kuantum sayısı i = 3 / 2 olan bir atomda


"s
- 11 2 , 2 .r
0
31 2 ener.ıı
•• durum ıarına, aşırı ·
ıııce yapı

yarılmasının getirdiği, katkıyı bularak olası geçişleri ve


şiddet oranlannı saptayınız.

Böyle. b~r atomun 2 S112 gösteriminde s' = 1 / 2, R,' = O ,


j' =1/ 2 olduğu için, toplam açısal kuantum sayısı,
i = 3/2 den
f' = 1,2 (a)

olacaktır. Aynı biçimde 2 ~ 12 gösteriminde s' = 1 / 2,


.e' = 1, j' = 3/2 olduğu için ve yine i = 3/2 den

f' = 0,1,2,3 (b)


olacaktır.

(a) daki kuantum sayılarına göre 2S112 enerji durumuna aşın


ince yapı yarılmasının getirdiği katkı (6.80) den

f' = 1 (c)

/'=2
ve (b) deki kuantum sayılarına göre 2~ 12 enerji durumuna
aşırı ince yapı yarılmasının getirdiği katkı


Kuaııtwn Kıtramıııa Göre Çok Elektronlu Atom 399

15 2( A)
c0 =--tı f'=O
4
11 2( A)·.
c1 =--tı f' =1 (d)
4 .
3
cı =- 4tı2(A) f' =2

c3 =~tı 2 (A) f' =3


4
olacaktır.
Böylece elde edilen yarılmalar, ener.Jının artan değerinde
sıralanırsa aşağıdaki enerji diyagramı elde edilir.

,,
,,
I

'
1
1


1
1 1 1
1 1 1
1
- 1
1 1
' 1 1

' 1

1 1
0.3 1.0 1.6 0.6 1.0 1.4

Bu enerji düzeyleri arasında


(6.82) den ötürü olası· altı geçiş
vardır. Ardışık çizgileri arasındaki şiddet
spektrum
oranlan(6.83) bağıntısından bulunmuştur: C1=1.4, C 2=1,
C3=0.6, C4=l.6, Cs=l, C6=0.3


400 Kuaııtuın Fiziği

6.13 Çok Parçacıklı Sistemlerin Dalga Fonksiyonlarının Taşıdığı Simetri


Özelliği

Spin özelliği taşıyan parçacıkların oluşturduğu çok parçacıklı bir


sistemi· niteleyen dalga fonksiyonları, parçacıkların uzaysal koordinatlarına
bağlı olarak tanımlanan lf/ dalga fonksiyonları ile spin kuantum sayılarına
u;,.

göre tanımlanan lf/spin dalga fonksiyonlarından oluşur. Yani, çok parçacıklı

bir kuantum sistemini niteleyen dalga fonksiyonları lf/ ile gösterilirse,

lf/ = lf/uz • lf/spin (6.84)

olacaktır.
Bu kuantum sistemini oluşturan parçacıklar spin özelliği taşıdığı
için, lf/ dalga fonksiyonları simetri özelliği gösterecektir. Kesim 6.2 de
incelendiği gibi, parçacıkların spin kuantum sayılan yan-tam
l / 2,3 / 2,......... ise, lf/ dalga fonksiyon/an antisimetrik olacaktır. Buna
karşın, parçacıkların spin kuantum sayıları tam sayı O, 1, 2, ..... ise, lf/ dalga
fonksiyon/an simetrik olacaktır. Öte yandan, (6.84) bağıntısıyla tanımlanan
lf/ dalga fonksiyonları, lf/u, ve lf/spin gibi kaynakları farklı olan dalga

fonksiyonlarından oluştuğu için lf/ nin göstereceği simetri özelliği lj/ ve


u:

lf/spin in ayrı ayrı taşıdıkları simetri özelliklerine bağlı olacaktır.


Buna göre, (6.84) deki lf/ dalga fonksiyonlarının antisimetrik olması
için, lf/u, ve lf/spin dalga fonksiyonlarından biri simetrik, öteki antisimetrik
olmalıdır. O halde, lf/ dalga fonksiyonları antisimetrik ise, (6.84) deki
bağıntı,

S A
lf/uz .lf/spin
(6.85)
A S
lf/u:. •lf/spin

biçiminde olmalıdır. Aksine, (6.84) deki lf/ dalga fonksiyonlarının simetrik


olması için, lf/u: ve lf/spin dalga fonksiyonlarının ikisi birden simetrik ya da


Kuaııtıım Kııraııııııa Göre Çok Elektroıılıı Arom 401

antisimetrik olmalıdır. Yani, 1j/ dalga fonksiyonları simetrik ise, (6.84) deki
bağıntı,
s s
1/fu:. •1/fspin

1/fs = (6.86)

A A
1/fu::: .1/fspin

biçiminde olmalıdır.
Elektronların
spin kuantum sayıları s=l/2 olduğu için çok
elektronlu atomları niteleyen dalga fonksiyonları antisimetriktir ve (6.85)
deki gibi tanımlanır. Öte yandan, spin kuantum sayısı i=l olan azot
çekirdeğinden oluşan bir kuantum sistemini niteleyen dalga fonksiyonları
simetriktir ve (6.86) deki gibi tanımlanır. (6.84) bağıntısında yer alan ve
uzaysal koordinatlarla ilişkili olan 1j/u: dalga fonksiyonlarının simetri
özelliği Kesim 2.9 da incelenmişti. Şimdi, parçacıkların spin kuantum
sayılarına bağlı olarak tanımlanan lf/spin dalga fonksiyonlarının simetri
özelliğini inceleyelim.
Spin kuantum sayıları i1 = i2 =i olan iki parçacıklı bir kuantum
sistemi ele alalım. Bu parçacıkların her birinin; m;, == m;2 = 2i + 1 tane spin
magnetik kuantum sayısı olacaktır. O halde, iki parçacıklı kuantum siteminin
spinine ilişkin kuantum durumları lf/spin = 1m;, , m; 2 ) gibi ketlerden oluşur.
Birinci parçacığın her m; magnetik kuantum sayısına ikinci
1 -

parçacığın ( 2i + 1) tane m;2 magnetik kuantum sayısı karşı gelir. O halde,


I
bu sistemin m;, , m;2 ) ketlerinin- sayısı,

n = (2i + 1X2i + 1) = (2i + 1)2 (6.87)

dir. Bu ketlerden ( 2i + 1) tanesinde spin magnetik kuantum sayısı birbirine


eşittir. Yani, ( 2i + 1) tanesinde m;, = m; 2 olduğu için sistemin toplam

(2i + 1)2 tane spin ketinden (2i + 1) tanesi simetriktir.

Buna göre, geriye kalan

(2i + 1)2 -(2i + 1) = 2i (2i + 1)


402 Kuaııtuııı Fiziği

tane j mi1 , mi 2 ) spin ketleri simetri özelliği göstermez. Oysa bunların çizgisel

toplamlarından elde edilen spin ketlerinin yarısı, yani i(2i + ı) tanesi


simetrik, öteki yarısı, yani i(2i+ 1) tanesi de antisimetrik olacaktır.
Öyleyse, i spin kuantum sayıları birbirine eşit olan iki parçacıklı bir
sistemin simetrik spin durumlarının sayısı

,ı5 = (2i+l) +i(2i+l) =(i+l) (2i+l) (6.88)

ve antisimetrik spin durumlarının sayısı da,

llA = i(2i + 1) (6.89)

olacaktır. Örnek olarak iki elektronlu bir atomu ele alalım. Elektronun spin
kuantum sayısı s=l/2 dir. O halde, spine ilişkin magnetik kuantum sayısı
m5=±1/2 olur. Buna göre, iki elektronlu bir atomun elektronlarının spinine

r
ilişkin lf/spin dalga fonksiyonları yani spin kuantum durumlarının toplam

sayısı ( 6.88) bağıntısından (2 ~ + 1 =4 dür. Bunlar,

2ı)· = 1a), - 2 1) = j /3) olmak üzere,

1aa),I a/3),1 /Ja),I /3/3) (6.90)

dır. Ayrıca, bu dört spin durumundan, j aa) ve j /3/3) ketlerinin simetrik


olmalarına karşın, a/3), 1/Ja)
1 ne simetrik ne de antisimetriktir. Oysa,
bunların çizgisel toplamı olan,

ketlerinden biri simetrik, öteki de antisimetriktir. O halde, spin kuantum


sayısı s=l/2 olan iki elektronlu bir atomu niteleyen spine ilişkin kuantum
durumları,


Kııaııtııın Kuraınıııa Göre Çok Elektroıılu Atoın 403

laa)
vr~,. = ·Jı !atı)+IPa)l (6.91)

lPP)

(6.92)

olacaktır. Burada .Jıiz katsayısı, birlenme katsayısıdır. Simetrik spin


durumlarının sayısı ile antisimetrik spin durumlarının sayısı (6.88) ve (6.89)
eşitliklerine uyduğu kolayca görülmektedir.

Örnek6.7 Spin kuantum sayılan i1 =i2 =1 olan iki azot


çekirdeğinin oluşturduğu kuantum sistemini niteleyen
kuantum durumlannı bulunuz.

Spin kuantum sayısı


tam sayı olduğu için iki azot
çekirdeğinden oluşan sistemin dalga fonksiyonu (6.86)
bağıntısını sağlayacaktır. Azot çekirdeğinin her birinde i=l
olduğu için spin magnetik kuantum sayısı m; = - 1,0,1
olmak üzere üç ayrı değer alır.
Buna göre iki azot çekirdeğinden oluşan- sistemin m;, , m;1 ) I
biçimindeki spiri ketleri,

11,1}, 10,1), 1-1,1)


ıı,o), - ıo,o), ı-1,0) (a)

lı,-ı}, 10,""""1), 1-1,-1)


olacaktır.

Bu spin ketlerinden, 11,1), 10,0), 1- 1,-1) simetriktir.


Geriye kalanlar ise, iki azot çekirdeğinin kendi aralarında
yer değiştirmesiyle hiçbir simetri özelliği göstermez. Oysa,


404 Kuaııtuııı Fiziği

onların aşağıdaki gibi çizgisel toplamları simetri özelliği


taşır.

Jz:!ı,o) ±Jo,ı)] ·
1 .
✓2 ijı,-ı) ± 1- ı,ı)] (b)

Jı: ijo,-ı) ±J- ı,o)]

Böylece, iki parçacıklı sistemin kuantum durumlarının spin


kesimi:

1ı,ı), 1o,o), 1- ı,-ı)


Jz: iı,o) +1o,ı)l
s - (c)
1//,ın, - Jı: ijo,-ı)+J-ı,o)]

~ ~ı,-ı)+l-ı,ı)]
v2 .

simetrik ve

Jı: ijı,o)-Jo,ı)l
1//ı., = .fi ~o.-ı)-1- ı,o)] (dl

.fi ijı,-ı)-1- ı,ı)l


Kuaııtııııı Kuraııııııa Göre Çok Elektroıılu Atom 405

antisimetrik kesimlerden oluşur. Ayrıca, kuantum


durumlarının uzaysal kesimini de l/f;z , lf/1~ olmak üzere
ikiye ayırırsak, (6.86) dan,

ji,ı),jo,o),1-ı,-ı)

.Jı ij ı,o) +ıo,ı)]

.Jı ijo,-ı) +1- ı,o)]


_Jı ijı,-ı) +1- ı,ı)]

.Jı ijı,o)-lo,ı)]

.Jı ij o,-ı)-1- ı,o)]


_)ı ijı,-ı)-1- ı,ı)]

olmak üzere dokuz ayrı kuantum durumu, yanı dalga


fonksiyonu vardır deriz.

Örnek6.8 GenişliğiL olan tek boyutlu x uzayındaki bir kuyu içinde


iki proton aralannda etkileşme olmaksızın serbestçe
hareket ediyor. Protonların oluşturduğu iki parçacıklı bu
sistemin ilk üç enerji değerine karşı gelen toplam dalga
f onksiyonlannı türe tiniz.

Protonlar spin kuantum sayıları 1/2 olan parçacıklar olduğu


için toplam dalga fonksiyonları antisimetrik olacaktır. Yani,
Pı, P2 protonlarını göstermek üzere (6.84) den,


406 Kııaııtıım Fiziği

A S
A
{
1/fu: •1/fspiıı
1/f (pı,Pı)= s A
1/1u:. ·1/lspin

olacaktır.

Kuyu içindeki iki protonlu sitemin ilk üç enerji değerine


karşı gelen dalga fonksiyonları, nı, nı kuantum sayılarına
göre Bölüm 3 deki bilgilerden aşağıdaki biçimde
türetilebilir.

1 1

1/lıı: (pı)

*
1/lu:. {pı) 1/lıı:. (pı,Pı)
1 1
Ilı 1
Ilı 1

,[f
1

1
1 1
-ı s·ın-.
mı s·ın-

1
1
1
m,
1
SinL
m, SinL L L L

*
1

1 2
SiııL
m,
,[f 2m2
Sin--
L L
mı s·ın--
-ıs·ın-.
L
ımı
L
2 1
,[f 2m1
SiııL
,[f SiııL
m, -2 s·ııı--.
L
2mı s·ın-
L

L

Burada, nı = nı = 1 ıçın
bulunan dalga fonksiyonu,
protonların yer değiştirmesine göre simetriktir. Ancak,
nı = 1, Ilı = 2 ya da Ilı = 2 , nı = 1 için bulunanlar simetri
özelliği göstermeyen dalga fonksiyonlarıdır. Bunların
çizgisel toplamından elde edilen aşağıdaki dalga
fonksiyonları simetri özelliği taşır.


Kııaııtııııı Kuraııııııa Göre Çok Elektrmılıı Atom 407

Dalga fonksiyonlarının spin kesimi ise (6.91) ve (6.92) de


türetildiği gibidir. Buna göre, sonsuz potansiyel kuyusu
içinde hareket eden iki protonlu bir sistemi niteleyen dalga
fonksiyonları, Ilı = Ilı = I kuantum sayılarına karşı gelen ve

E 1_enerji değerinde·olan

ve Ilı =1, Ilı =2 ya da n1 = 2, Ilı = I için bulunan Eı


enerji değerinde olanlar da

ı [siıı mı .Siıı 2mı +Sin 21ıtı .Siıı 1lXı] ~ ~ aPJ -1 Pq]


v2L . L L L L v2
latJı
ı [siıı1lX1 .Sin 2mı -Sin 21ıtı .Sin11Xı} ~ ~atJı+IPq]
v2L L L L L v2
PPı
biçimindedir.

Örnek6.9 Çekirdek spin kuantum ' sayıları i1 = iı = 2 olan iki


parçacıklı bir kuantum sisteminin, spin ketlerini
_oluşturunz.

Bu iki çekirdeğin, jm; m;


1, 2) biçimindeki spın ketlerinin
sayısı, (6.87) den


408 Kııa11tııın Fiziği

11 = (2 X 2 + 1)2 = 25

dir. Buradan, (6.88) ve (6.89) bağıntılarına göre,

11 5 =(2+1)(2x2+1)=15.
tanesi simetrik ve

nA =2 (2x2+1)=10
tanesi de antisimetriktir.

i 1 =i 2 = 2, ffl; 1 = -2,-1,0,1,2 Ve ffl; 2 = -2,-1,0,1,2


olduğu için Im; m; 1, 2 ) biçimindeki spin ketleri

12,2), 11,2), 10,2), 1-1,2), 1-2,2)

12,1), 11,1), ıo.ı), ı-1,1), ı-2,1)

12,0), 11,0), ıo,o), ı-1,0), ı-2,0)

12,-1), 11,-1), 10,-1), ı-1,-1), ı-2,-1)

12,-2)' 11,-2)' 10,-2)' 1-1,-2)'. 1- 2,-2)


dir. Bu kuantum durumlarından

12,2), 11,1), 10,0), 1-1,-1), 1-2,-2)


olanlar simetriktir. Geri kalan 20 tanesi ise simetri özelliği
göstermez. Ancak bunların çizgisel toplamları simetrik ya da
antisimetrik olabilir. Bunlar,


Kııaııtııın Kuramıııa Göre Çok Elektronlu Atom 409

Jz-i 2,1) ±11,2)]. Jz-!ı,o) +lo,ı)]

Jz-!2,0) ±10.2)]. Jz-!ı,-ı) +ı~ ı,ı)]

Jz-!2,-1) ±1-1,2)]' Jz-!1,-2) +1- 2,1)]

Jz- jo,-2) +1- 2.0)]. Jz- i 2,:... ı) ±1-1.2)l

Jz- jo,-1) ±1-1,0)], Jz-!2,-2) +ı-2.2)]


dir. Buna göre, iki parçacıklı kuantum sisteminin spin ketleri
aşağıdaki gibi olur. Bunlardan,

12,2), 11,1), 10,0), 1-1,-1), 1-2,-2)


~ ij 2,1) + 11,2)1 ~ ~ 2,0) + 10,2)1 ~ ~ 2,-1) + 1-1,2)]
v2 v2 v2 .

vr~ın = Jz- j 2,-2) +1- 2,2)1 Jz-!1,0) +ıo.ı)l Jz- j1,-1) +ı-1,ı)]
Jz- j1,-2) +1- 2,1)1 Jz- jo,-1) +1-1,o)l Jz- jo,-2) +1- 2,0)]
Jz- 1- 1,-2) +1- 1,-2)]

biçimindekiler simetrik ve


410 Kııaııtuııı Fiziği

Jı j 2,1)-11,2)1 Jı j 2,0)-10.2)1 Jı j 2,-ı)-1- 1,2)]


-1 1 ijı,o)-lo,ı)l - 1 ijı,-ı)-1-ı,ı)]
ij2,-2)-l-2,2)l-
A
✓2· . . . ·• ✓ 2··· · ✓ 2· .· .· . . ·
lf/.tpiıı =
~ijı,-2)-1-2,ı)l ~~o,-ı)-1-ı,o)l ~~0,-2)-1-2,0)]
...;2 -v2· v2
Jı 1- 1,-2)-1- 2,-ı)]

biçimindekiler de anti simetriktir.

6.14 İki Elektronlu Atom:Helyum

Periyodik çizelgede hidrojen atomundan sonra yer alan helyum


atomu iki elektronlu bir atomdur. Aynca, bir elektronunu kaybetmiş lityum
atomu da iki elektronlu bir atom gibi incelenebilir. Şimdi helyum atomunu
ele alalım.
Helyum atomunu niteleyen Schrödinger denklemi,

tı2 , ➔➔ ,ı2 ., ➔➔ ➔➔ ➔➔
.,....-ViWCr1,r2)--ViWCrı, rı)+u(1i,1i)WCrı, rı) =El/l(rı, rı) (6.93)
2m 2nı

biçiminde yazılır. Burada, U('i, r2 ) potansiyel enerjisi,

2ke 2 2ke 2 ke 2
u(rı,rı)=------+--- (6.94)
. r. r. ➔ ➔
1 2 rı-rı

dir. (6.94) deki ilk iki terim, yükü +2e olan helyum çekirdeği ile elektronlar
arasındaki çekim kuvvetine karşı gelen merkezse} potansiyel enerjiyi verir.
Bağıntıdaki üçüncü terim ise, elektronlar arasındaki elektron-elektron itme
etkileşmesine karşı gelen ve merkezsel olmayan potansiyel enerjisini
göstermektedir.
(6.93) Schrödinger denkleminin en yalın çözümü, elektron-elektron
etkileşmesinin göz ardı edildiği, bağımsız parçacık çözümüdür.


Kııaııtıım Kııraııııııa Göre Çok E/ektronlıı Atom 411

Elektronlardan birini niteleyen özfonksiyon lf/0 ( r ı) ve ötekini niteleyen de


lf/ 0 ( r ı) ile gösterilirse, bu özfonksiyonlar, sırasıyla,

(6.95)

tı 2 2ke 2 ] ➔ ➔
[ --V~ - - - lf/ 0 (r ı) =Ef lf/ 0 (rı) (6.96)
2m r2

özdeğer denklemlerini sağlarlar. Kuşkusuz, bu özdeğer denklemlerini


➔ ➔

sağlayan lf/ 0 ( r ı) ve lf/ 0 ( r ı) özfonksiyonları, tıpkı hidrojen atomunun


özfonksiyonları gibidir. O halde, bağımsız parçacık modeline göre helyum
atomunun toplam enerji özdeğerleri,

(6.97)

ve bu özdeğerlere karşı gelen özfonksiyonlar da

➔ ➔ ➔ ➔

lf/0 ( r ı , r ı) = lf/ 0 ( rı )lf/ 0 ( r ı) (6.98)

dir.
E~, Ef enerji özdeğerleri elektronların bireysel n, f kuantum
➔ ➔

sayılarına ve lf/ 0 ( r ı ), lf/ 0 ( r ı) özfonksiyonlan da yıne elektronların


bireysel ıı, f
, m, kuantum sayılarına bağlıdır.
Buna göre, (6.97) deki enerji özdeğerleri, (5.49) bağıntısı
kullanılarak,

E oZ 2
Ilı
2

eşitliğinden bulunur. Helyum atomunda 2=2 olduğu için


412 Kııaııtıım Fi:iği

(6.99)

Burada, n 1 =1,2, ......... ve n 2 =1,2,......... gibi değer alan asal


yazılır.
kuantum sayılarıdır. Bu kuantum sayılarının en küçük değerlerine göre
bulunan enerji 11 1 = 1, 11 2 = l e karşı gelen E 1~ = -8E0 değeridir. Bu enerji
değerine karşı gelen enerji durumu helyum atomunun taban enerji durumuna
karşı gelir. Ayrıca, ıı 1 = 1, ıı 2 = 2 (ya da n 1 = 2, n 2 = l) ise, E12 = -5E0 °
olur. Bu durumda helyum atomunun birinci uyarılmış enerji durumunu
belirler.
He atomunun incelenmesindeki ikinci adım, elektron-elektron
etkileşmesinin, (6.99) bağıntısıyla verilen E~1111 tek parçacık enerji
durumlarına getireceği katkıyı göz önüne almaktır.
Bu durum çok elektronlu
atomlar için Kesim 6.5 de incelenmişti. Orada yapılan inceleme, (6.94)
bağıntısının,

(6.100)

biçiminde yazılabileceğini göstermişti. Burada, U 111 (r), iki elektrondan her

birinin +2e yüklü helyum çekirdeği tarafından çekilme ve iki elektron


arasındaki elektron-elektron itme etkileşmesinden kaynaklanan ortalama
merkezse} potansiyeli verir. U ee ise, elektron-elektron itme etkileşmesinden

kaynaklanan potansiyelin merkezse} olmayan bileşeninin getirdiği katkıdır.

He atomunda Um (r) >> U ee olduğu için U ee nin enerji düzeylerine

getirdiği katkı ancak bir tedirgeme biçimindedir.


Ayrıca,
He atomunda spin yorunge etkileşmesi göz ardı
edilemeyecek durumda ise, (6.100) ile verilen potansiyele bir de Esy gibi bir
terim daha eklenecektir. Ancak, helyum atomunda Esy << U ee dir. Bu
demektir ki, Esy, U ee yanında ancak bir tedirgeme etkisi taşır. Bu durum
helyum atomunun, LS bağlaşımlı bir kuantum sistemi gibi davrandığını
gösterir. Şimdi, yukarıdaki bilgileri kullanarak helyum atomunu nitel olarak
inceleyelim.


Kııaııtıım Kııraııııııa Göre Çok Elektroıılıı Atom 413

6.14.1 Helyum Atomunun Taban Enerji Durumu

Helyum atomunun taban enerji durumu, iki elektronun da ls


kuantum durumuna yerleştiği K kabuğudur. Bu durumun elektron yerleşimi
ls 2 dir. Eğer, elektron-elektron etkileşmesi göz ardı edilirse, helyum atomu
bağımsız parçacık yaklaşımına uyar. Bu durumda, enerji özdeğeri (6.99) dan
Eı1 = -8E0 dır. Bu enerji özdeğerine karşı gelen özfonksiyonların uzaysal
kesimi, (6.98) den,

(~.101)

yazılır.
Taban enerji durumundaki helyum atomunu niteleyen dalga
fonksiyonlarının spin kesimi ise, Pauli dışarlama ilkesinden ötürü, simetri
özelliği göstermeyen I a/3) ve 1/Ja) nın çizgisel toplamından oluşan,

vı,,.. = }ı- ij aP) ± 1Pa)] (6.102)

simetrik ya da antisimetrik kuantum durumudur.


O halde, ls 2 taban enerji durumunda bulunan ve bağımsız parçacık
yaklaşımına uyan helyum atomunun dalga fonksiyonları, (6.101) ve (6.102)
deki kesimlerin çarpımından oluşur.

(6.103)

Ancak, helyum atomunu niteleyen dalga fonksiyonu, Pauli dışarlama


ilkesinden ötürü, antisimetrik olması gerektiği için (6.103) dalga
fonksiyonları (6.85) deki özelliği taşımalıdır. Buna göre, (6.101) den
görüldüğü gibi, helyum atomunun dalga fonksiyonlarının uzaysal kesimi
simetriktir. O halde, spin kesimi antisimetrik olmalıdır. Yani, helyum
atomunu niteleyen dalga fonksiyonu, (6.85) nin ilkinden

vı' =[~ 0 (ıj}Y00 (01 ,q,J] [R10 (r,)Y00 (0,,q,,)] }ı- ijaP)-IPa)] (6.104)

olacaktır .


414 Kııaııflllll Fiziği

Şimdi de, elektron-elektron etkileşmesirnn, yanı U ı:e artık

potansiyelinin bağımsız parçacık durumuna getireceği katkıyı ele alalım.

Helyum atomunda elektronlar arasındaki elektron-elektron etkileşmesini,

elektronlardan birinin ötekini çekirdeğin çekim etkisinden perdelemesi


olarak kabul edersek, atomun bağımsız parçacık yaklaşımındaki değerine

göre daha çok pozitif olur. Şekil 6.6a.


LS-bağlaşımına uyan bu durumda helyum atomunu niteleyen
kuantum sayıları, f' =O , s' =O olduğu için karşı gelen spektroskopik
gösterim I S dir. U eı: katkısından sonra Esy nin getireceği katkı göz önüne
alınır. Ancak, f' = O olduğu için taban enerji durumundaki helyum
atomunda spin-yörünge etkileşmesi sıfırdır. Bu durumda, j' = O
olduğundan, spektroskopik gösterim 1S0 olacaktır.

ıs

I
I
I

ls 12s 1
I •
,,,
I , js
-5Eo -----------------------------------J
Um(r):t:O Um(r):t:O Um(r):t:O
·-
'C"
GJ
(a) Uee=O
Esy=O
Uee#=Ü
Es)·=O
Uee=t=O
Esy=O
C
ı:.ı:ı

(b)
1s 2 ,,
-8Eo ····---,t____________________ _

Um(r):t:0 Um(r):;cQ Um(r):t:O


Uee=O. Uee:;cÜ Uee#=Ü
Esy=O Esy=O Esy=O

Şekil 6.6 Helyum atomunda enerji diyagramı. a) Taban enerji durumu,


b) Birinci uyarılmış enerji durumu (enerji düzeyleri abartılı
çizildi).


Kııaııtııııı Kııraııııııa Gı;re Çok Elektroıılıı Atom 415

6.14.2 Helyum Atomunda Birinci Uyanlmış Enerji Durumu

Helyum atomunun incelenmeye değer başka bir durumu da bir kez


uyarılmış atom durumudur. Taban enerji durumunda bulunan helyum
atomunda elektronlardan biri 2s tek parçacık durumuna uyarılırsa, helyum
atomu ls 1 2s 1 elektron·yerleşimi gösterir.
Bu durumdaki helyum atomunda, elektron-elektron etkileşmesi göz
ardı edilirse, yani bağımsız, ·parçacık yaklaşımı geçerli olursa, enerji
özdeğerleri ve bunlara karşı gelen özfonksiyonları, sırasıyla, (6.99) ve (6.98)
bağıntılarından bulunur.
Buna göre, ıs 1 2s 1 elektron yerleşimi gösteren helyum atomu_nun
enerji özdeğeri - 5E0 dır. Ancak, elektronlar arasındaki elektron-elektron
etkileşmesi göz önüne alınırsa, taban ene~ji durumundaki helyum atomunda
olduğu gibi elektronlardan biri, ötekini çekirdeğin çekim etkisinden perdeler.
Yani enerji, bağımsız parçacık yaklaşımındaki enerjiye göre daha pozitiftir,
Şekil 6.6b.
Bu durumda helyum atomunu niteleyen kuantum sayılan l' =O, ve
Pauli dışarlama ilkesinden ötürü de s' =O, 1 dir. O halde, U ee katkısından
sonra ortaya çıkan durumlar 1S, 3S gibi iki ayrı spektroskopik gösterimle
belirlenir. ·.f.' = O olduğu için ıs 1 2s 1 elektron yerleşimindeki helyum
atomunda yine spin-yörünge etkileşmesi sıfırdır. O halde enerji değeri, yine
U ee katkısının getirdiği enerji kadardır. Ancak, (6.48) bağıntısına göre,
toplam açısal kuantum sayısı j' =O,1 gibi iki ayrı değer alacağı için
spektroskopik gösterim 1S 0 , 3 S1 dir. Şekil 6.6b de görüldüğü gibi. Demek
ki, ıs 1 2s 1 elektron yerleşimi gösteren helyum atomunda enerji durumu, 1 S 0
tekli_ ve 3 S1 üçlü olmak üzere iki ayrı durumla tanımlanır.
Şimdi, üçlü enerji durumlarını niteleyen dalga
tekli ve
fonksiyonlarını bulalım. Tekli ve üçlü durumları niteleyen dalga
fonksiyonlarının uzaysal kesimi, elektronların kendi aralarında yer
değiştirmesine göre simetri özelliği göstermeyen

ve

biçimindeki fonksiyonlardan türetilen


416 Kııaııtııııı Fiziği

simetrik ve ·

antisimetrik dalga fonksiyonlarından oluşur.


Öte yandan, Is 1 2s 1 elektron yerleşimindeki elektronların asal
kuantum sayıları farklı olduğu için ms spin magnetik kuantum sayılan Pauli
dışarlama ilkesini zorlamadan aynı olabilir. Bu durum, tekli ve üçlü
durumları niteleyen dalga fonksiyonlarının spin kesiminin (6.91) ve (6.92)
de verilen spin fonksiyonları gibi olmasını öngörür.
Böylece, Is 1 2s 1 elektron yerleşimindeki uyarılmış helyum atomunu
niteleyen dalga fonksiyonlarının, (6.91), (6.92), (6.105), (6.106)
fonksiyonlarının (6.85)de kullanılmasıyla elde edilir.

VJ,!w=[}ı [~ {,j )Y
0 00 ( /'1, 9l)R2o(r2 )Y00( 82 , ıp,) +~ 0(r2 )Y00( 82 , 9'2 ) R,,,(r, )Y00( /'1, 'il)ı]

x Jı ijap)-IPa)] (6.107)

vı:.w =[}ı [~ (1j )Y


0 00 ( /'1 ,'il) R20(r2 )Y00 ( 82 , ıp,)- ~ 0(r2 )Y00( 82 , ıp,) R,,,(r, )Y00(/'1, 9l )]]
laa)
x Jı ijap) + IPa)] (6.108)

IP/3)
Görüldüğü gibi, (6.107) ile tanımlanan dalga fonksiyonu, Şekil 6.6b
deki tekli I S 0 durumu ve (6.108) ile tanımlanan dalga fonksiyonu da yine
Şekil 6.6b deki üçlü 3 S 1 durumunu nitelemektedir.


Kııaııtııııı Kuramıııa Giire Çok Elektroıılıı Atımı 417

Helyum atomunda, iki elektron arasındaki itme nedeniyle üçlü


durum daha çok tercih edilen bir durumdur. Bu sonuç, aynı zamanda Pauli
dışarlama ilkesinin bir gereği olarak ortaya çıkmıştır. (6.108) den görüldüğü
gibi, üçlü durumda iki elektronun uzaysal koordinatlarına ilişkin dalga
fonksiyonu antisimetriktir.. Bu demektir ld, elektronl~nn konumları aynı ise,
. . .
yani 1j :::; r2 ise, üçlü durumu belirl~yen dalga fonksiyonu sıfırdır. O halde,
iki elektronun birbirine yakın olma olasılığı oldukça küçüktür. Yani, iki
elektron, aralarındaki itme kuvvetinin çok küçük olduğu uzaklıklarda
bulunma eğilimindedir. Oysa, (6.107) den görüldüğü gibi, uzaysal
koordinatlara ilişkin dalga fonksiyonunun simetrik olduğu tekli durumda, iki
elektron birbirine olduğunca yakın olabilir. Bu durumda ise aralarındaki itme
kuvveti çok büyük olabilir.

6.15 X-Işınları

6.15.1 X-Işınlarının Oluşumu

Bilindiği
gibi, x-ışını olayı, bir metal üzerine yolianan yüksek
enerjili elektronlarla metali oluşturan atomlar arasındaki etkileşmeden
kaynaklanır. Şekil 6.7a da görüldüğü gibi, F fitilinden çıkan elektronlar, K
katodu He A anodu arasındaki potansiyel farkından ötürü anoda doğru
hızlanırlar. Bu elektronlar, anoda yerleştirilen bir metaldeki atomlarla
etkileşirler. Bu etkileşme sonucu metale gelen elektronların enerjilerinin bir
kesimi, metalde ısı enerjisine dönüşür. Bir kesimi de elektromagnetik ışıma
biçiminde metalden salınır. Salınan bu ışıma x-ışını adını alır.

Şiddet

(a) Amin Dalgaboyu


(b)

Şekil 6.7 a) X-ışını oluşumun gerçekleştiren bir düzenek, b) X-ışını


spektrumunun dalga boyuna göre dağılımı


418 Kuaııtum Fiziği

Yapılan deneysel gözlemler, bu ışımanın şiddetinin, dalgaboyuna


göre dağılımının, Şekil 6. 7b deki gibi olduğunu göstermiştir. Değişik

metallerle yapılan gözlemlerde de aynı davranışı gösteren ışıma şiddetinin


dalgaboyuna göre dağı1ımı iki önemli özellik taşır. Bunlardan birisi, şidclet
eğrisinin, dalgaboyunun belli bir minimum değerinden başlamasıdır. İkincisi
de, şiddet eğrisinin iki ayrı türden bileşen içermesidir.

Şekil 6.7b den kolayca görüldüğü gibi, bu bileşenlerden biri,


minimum dalgaboyunun üzerindeki tüm dalgaboylarını içeren sürekli bir
eğri ve öteki de minimum dalgaboyunun üzerindeki dalgaboylarının belli bir
değerlerinde ortaya çıkan keskin çizgilerdir. Bunlardan ilkine siirekli x-ışın
spektruınıı ve ikincisine de çizgi spektrııınu adı verilir. Şimdi, bunları ayrı
ayrı inceleyelim.

6.15.2 Sürekli X-lşını Spektrumları

Breınsstralılııng spektrumu adıyla da anılan sürekli x-ışını


spektrumu, . klasik ışıma olayında olduğu gibi, hızlandırılmış yüklü
parçacıkların (burada elektronların) bir metal içinde aniden durdurulmaları
olayından kaynaklanmaktadır. Klasik kurama göre, gelen elektronların
oluşturduğu elektron demetinin metal içinde yavaşlaması sürekli
elektromagnetik ışımaya karşı gelir. Sürekli x-ışını spektrumunun oluşum
olayı, metal üzerine düşen elektromagnetik dalga ile metal arasındaki

etkileşmeden kaynaklanan fotoelektrik olayının tam tersidir.

Fotoelektrik olayında olduğu gibi, sürekli x-ışını spektrumunda da


klasik kuramın yetersiz kaldığı açıktır. Örneğin, farklı potanşiyellerde
hızlandırılmış elektronlarla etkileşme içine giren tungten metalinden salınan
sürekli x-ışını spektrumunun bağıl şiddetinin dalgaboyuna göre değişimi,
Şekil 6.8 de verilmiştir. Şekildeki, E1 =20 keV, E 2 = 30 keV,
E 3 = 40 keV ve E4 =50 keV gelen elektron demetinin enerjisini
göstermektedir.


Kııaııtımı Kııramıııa Giire Çok Elektroıılıı Atom 419

E4

10

s.
....
Q) 6
"O
:-g

->bil
C/)-

~
4

~
2

O 0.02 0.04 0.06 0.08 o. 10 A(nm)

Şekil 6.8 Tungsten metalinden salınan sürekli x-ışınıspektrumunun,


gelen elektron demetinin enerjisine bağlılığı, E 1 =20 keV, E 2 = 30 keV,
E 3 =40keV, E 4 =50keV

Şekildende görüldüğü gibi, gelen elektron demetinin enerJısı


arttıkça, oluşan sürekli x-ışını spektrumunun bağıl şiddeti de artar. Ayrıca,
gelen demetin enerjisi arttıkça sürekli x-ışını spektrumurtun oluştuğu
minimum dalgaboyu küçülür.
Gelen elektron demetinin enerjisine bağlı olarak değişen minimum
dalgaboyu kavramının klasik kurama göre açıklanması olanaksızdır. Yani,
klasik kuramda elektromagnetik ışımanın, dalgaboyunun belli bir değerinde
başlayacağını söyleyen hiçbir kural yoktur. O halde, deneysel olarak
gerçekleşen minimum dalgaboyu kavramı, kuantum özelliği taşıyan bir
kavram olmalıdır.
Şimdi, olaya bir de kuantum kuramına göre bakalım. Şekil 6.9 da
görüldüğü gibi, hızlandırılmış bir elektron, ağır bir atoma doğru gelsin. V
potansiyel farkında hızlandırılmış elektronun ilk enerjisi E; = Ve dir. Bu
elektronun, ağır atom tarafından saçıldığını varsayalım. Elektronun
saçılmadan sonraki enerjisi Es olsun. Kuantum kuramına göre, bu saçılma
sonunda,

(6.109)


420 Kııaııtum Fiziği

bağıntısını sağlayacak biçimde bir x-ışını fotonu salınır, Şekil 6.9.

I!, torn
....

Şekil 6.9 Hızlandırılmış bir elektron ile ağır bir atom arasındaki
saçılma.

Eğer, gelen elektron ağır atom tarafından tümüyle durdurulsaydı,


saçılmadan sonraki enerjisi Es = O olurdu. Buna göre, salınan fotonun
frekansı

hvmak=E.=Ve ı
(6.110)

bağıntısını sağlayan maksimum bir değer alır. Öte yandan, c ışık hızı, .ıl
=
dalgaboyu olmak üzere, V c / .ıl olduğu için V nün en büyük değerine
dalgaboyunun en küçük değeri karşı gelir. Buna göre, (6.110) dan,

he
h V nıak =-·- =Ve
Amin
elde edilir. Bu bağıntıdan da,

.ıl . = he (6.111)
mın Ve


Kııaııtııııı Kuraııııııa Göre Çok Elektroıılıı Atom 421

bağıntısına ulaşılır. Görülüyor ki, elektronun hızlandığı potansiyel


Amin

farkıyla ters orantılıdır. _Bu durum, şekil 6.8 de verilen davranışı


açıklamaktadır. Yani, V arttıkça Amin küçülmektedir.
_ Öte yandan, bu bağıntı klasik fiziğin fark_ edemediği h Planck
değişmezini içermektedir. Yani, Amin kuaıitum özelliği taşıyan bir niceliktir.
Gerçekten de, (6.111) den görüldüğü gibi, eğer h sıfıra giderse Amin de sıfıra
gider. Bu ise, klasik kuramın öngördüğü durumdur.
Aynca, saçılmaya uğrayan elektronların saçılmadan sonraki Es
enerjileri, O ile E; arasında herhangi bir değer alacağı için V frekansı da O
ile vmnk arasında sürekli değerler alır. Bunun sonucu olarak dalgaboyu da
Amin ile 00 arasında sürekli değerler alır. Böylece sürekli x-ışını spektrumu
oluşur.

6.15.3 X-Işım Çizgi Spektruınları

Belirgin (karakteristik) x-ışını spektrumu adıyla da anılan ve klasik


kurama göre açıklanamayan çizgi spektrumu, metali oluşturan atomların
enerji düzeyleri arasındaki geçişlere dayandırılarak açıklanabilir. Bu
demektir ki, belirgin x-ışını spektrumlan, atomların kuantumlu yapılarının
sonucu olarak ortaya çıkar.
Şimdi,
deneysel olarak gözlenen ve Şekil 6. 7b de şematik olarak
gösterilen x-ışını çizgi spektrumunu, atomun kuantumlu yapısını göz önüne
alarak açıklamaya çalışalım. Şekil 6. 7a daki düzenekte anot yerinde bulunan
metal, Z tane elektronu olan atomlardan oluşsun. Taban enerji durumu,
bağımsız parçacık-merkezsel alan modeline göre oluşturulmuş bu atom
üzerine hızlandırılmış bir elektron yollandığını varsayalım. Bu elyktron ile
atom arasındaki etkileşme sonunda, atomdan bir elektronun uzaklaşacağı
beklenir.
Ağır
atomlarda iç kabuklardaki elektronlar çekirdekten iyice
perdelenmedikleri için, elektronlarla çekirdek arasındaki çekim etkileşmesi
oldukça kuvvetlidir. Örneğin, Na atomunda 3s elektronlarından birini
atomdan uzaklaştırmak için 5.13eV luk bir enerji gerekirken, 2p
elektronlarından biri için 31eV, 2s elektronlarından biri için 63eV ve ls
elektronlarından biri için de 1041eV luk bir enerji gerekir.

Demek ki, iç kabuklardaki elektronlardan biri uzaklaştırılmış bir


atom, yüksek derecede uyarılmış bir atom durumunu alır. Böyle bir atom,
eninde sonunda, başlangıçtaki durumuna döner. Başlangıçtaki durumuna


422 Kıımıtııııı Fiziği

dönerken de, enerJının korunumu ilkesin::: göre, oldukça büyük. enerji


kuantumları salar. İşte bu enerji kuantumları, x-ışıııı çizgi spektrumlarını
oluşturur.

Şimdi, hızlandırılmış bir elektron ile Z tane elektronu bulunan bir


atomun etkileştiğini ve atomun K kabuğundan bir elektronun
uzaklaştırıldığını varsayalım. Bu durumda atomun K kabuğunda (Is
durumunda) bir elektroıı boşluğu (hole) oluşur. Böylece, atom, (Z-1) tane
elektronu olan ve herhangi bir kuantum durumundaki enerji değeri

2
E = _ _!_(ke. 2 ) (z - 1)2 (6.112)
112 h µ ıı 2

ile verilen bir atom durumunu alır. Burada, n asal kuantum sayısıdır.
Atomun herhangi bir dış kabuğundaki elektronun bu . boşluğa geçmesiyle
salınan fotona x-ışını fotonu adı verilir.

Atomda elektron boşluğu bulunan kabuğu niteleyen asal kuantum


sayısı ,ı 5 , bu boşluğu doldurmak üzere geçiş yapan elektronun geldiği
kabuğu niteleyen kuantum sayısı da il; olsun. Bu kuantum sayılarına karşı

gelen enerjiler E 11 ve E 11 • ise salınan x-ışını fotonunun frekansı, (6.112)


·' ' .
göz önünde tutularak,

lıv=En; -En,

(6.113)

bağmtısından bulunur. Örneğin, elektron boşluğu ls de ve geçış yapan


elektron da 2p de ise il; =2, ns =l dir. Buna göre, salınan x-ışını fotonunun
frekansı, (6.113) den,


Kııaııtııııı Kııraııııııa Göre Çok Elektroıılıı Atom 423

olur: Görülüyor ki, x-ışını fotonunun frekansı, Z atom numarasına bağlıdır. Z


arttıkça,. V de artar.

Demek ki taban enerji durumunda bulunan bir atomun ls


kabuğundaki bir iç elektronun atomdan uzaklaştırılmasıyla orada bir boşluk
oluşur. Oluşan bu boşluğu, daha sonra 2p deki bir elektron doldurur ve bu
kez 2p de bir boşluk oluşur. Böylece, ls deki boşluk 2p ye atlamış olur. Bu
olay, adım adım sürer. Yani, 2p deki boşluğu, 3s deki bir elektron doldurur
ve 3s de bir boşluk oluşur. 3s deki boşluğu, 4p deki elektron doldurarak 4p
de boşluk oluşur. Sonunda ls deki boşluk, en dış kabuğa sıçrar. Daha sonra
bu boşluk, ya ls den ilk uyarma ile ayrılan elektron, ya da metal içindeki
başka bir elektron tarafından doldurularak atom yeniden taban enerJı
durumuna döner.

Her atomun taban enerji durumu, birbirinden farklı olduğu için x-


ışını fotonunun frekansı, ya da dalgaboyu, atomu niteleyen bir özellik olarak
ortaya çıkar. Bu nedenle, x-ışınları çizgi spektrumu, metali oluşturan atoma
bağlıdır. Oysa, sürekli x-ışını spektrumu, yalnızca gelen elektronun enerjsine
bağlıdır. Yani metali oluşturan atoma bağlı değildir.

Spin yörünge etkileşmesinin göz ardı edilmediği bir atomda, x-ışını


fotonunun salınmasını sağlayan enerji diyagramı, n asal kuantum sayısının
ilk üç değeri için Şekil 6. 10 daki gibidir.

Bu enerji düzeyleri arasındaki izinli geçişler, elektrik dipol geçiş

kurallarına göre oluşur. Buna göre, j =O dan j =O a geçiş olmamak


koşuluyla, izinli geçişler için seçim kuralları

~f = ±1, ~j = 0,±1 (6.114)


424 Kuaııtum Fi:.iği

Mv f J
2 5/2
Mıv
2 3/2
Mm
1 3/2
Mu
... 1 1/2

O 1/2

'.'
1
1
• 1. Lm
1 3/2
1
1
1 ir
Lıı
1
'' 1
1 1/2
1 1
1 Lı
O 1/2
1
1 1
1 L-serisi 1

K . K
n=l ----------- -
' 1. '
'' O 1/2
ı
ı
K-serısıı
.. ı
1 1

Şekil 6.10 Bir atomun ilk üç kabuğuna karşı


gelen enerji diyagramı ve
olası x-ışını geçişleri. (Enerji düzeyleri abartılı çizilmiştir.)

dir. Bu koşullara göre izinli geçişler şekil üzerinde gösterildiği gibidir.


Belirlenen bu geçişlerin tümü, atomun x-ışını çizgi spekturumunu oluşturur.

K kabuğunda sonlanan geçişlere K-serisi, L kabuğunda sonlananlara L,


serisi, M kabuğunda sonlananlara da M-serisi adı verilir. Şekil 6. 10 da K ve
L serileri görülmektedir.
K-serisi dört ve L-serisi de yedi izinli geçişten oluşmaktadır.

Şekilden görüldüğü gibi, K-serisi iki ayrı gruptan oluşur. Benzer biçimde, L-
serisi de üç ayrı gruptan oluşur. Kuşkusuz, M ve 0 .... kabuklarından K ve L
de sonlanan geçişler de göz önüne alındığı zaman, K ve L-serilerindeki
grupların sayısı artar.


Kııaııtuııı Kııraııııııa Göre Çok Elektronlu Atom 425

K kabuğuna geçişler; L kabuğundan olursa Ka, M kabuğundan


olursa K p , N kabuğundan olursa K r .....çizgileri elde edilir. öte yandan, K
kabuğundaki bir boşluğu, L kabuğundaki bir elektronun doldurma olasılığı,
M, N, O,.:· daki bir elektronun doldurma olasılığınclan daha_ büyUk olduğu
. için Ka çizgisi~in şiddeti ötekilerden daha büyüktür. . .

6.15.4 Madde İçinden Geçen x-Işınlannın Zayıflatılması ve S~ğurulması

Işığın
tersine, x-ışınlan saydam olmayan maddelerin içinden geçer.
Ancak, her madde, içinden geçen x-ışınlanm belli ölçüde zayıflatır. X-
ışınlarının maddenin içinden geçerken zayıflamaları, maddenin yoğunluğu
ile ilişkilidir. Genel bir kural olarak, x-ışınlarının zayıflaması, içinden geçtiği
maddenin yoğunluğu arttıkça artar.
Şimdi, bir x-ışım demetinin, bir madde üzerine gönderildiğini
varsayalım. Demet içindeki x-ışını fotonlan, madde içinde yollan boyunca
karşılaştıkları elektronlarla fotoelektrik ve Compton olaylarını ·
gerçekleştirmeye çalışırlar.
Eğer,
bir x-ışını fotonu, madde içinde bir foto elektron oluşturursa,.
enerjisinin tümünü yitirir ve kendisi -yok olur. Aksine, bir x-ışını fotonu
madde içinde Compton olayına karışırsa, enerjisinin tümünü yitirmez ve
saçılmaya uğrar. Eğer, gelen x-ışını demeti dar ise,· saçılmaya uğrayan bu x-
ışını fotonu demetin dışında kalır. O halde, madde içine giren x-ışını
demetinin şiddeti hem fotoelektrik hem de Compton olayı nedeniyle
zayıflamaya uğrar.
Öte yandan, x-ışınlannın enerjisi çok büyük ise, bu fotonlann
içinden geçtiği maddenin çekirdeği ile çarpışması sonucu elektron-anti
elektron çifti oluşur. Bu olayda x-ışını fotonu tüm enerjisini yitirdiği için
gelen demetin şiddetinde azalma oluşur. Çift oluşumunun gerçekleşebilmesi
=
için, x-ışını fotonunun enerjisi en az mec 2 + maec 2 l.02MeV olmalıdır.
Burada, me elektronun, mae de anti elektronun kütlesidir. Bu enerji oldukça
büyüktür. Görülüyor ki, madde içinden geçen x"'.ışını fotonlanndan; a)
enerjileri çok büyük olanların elektron-anti elektron çifti oluşturmasından, ·
b) enerjileri çok küçük olanlannfotoelekiron oluştur_masından, c) enerjileri
bu iki değer arasında kalanların da Compton saçılmasına uğramasından
ötürü gelen demetfo şiddeti zayıflar.
Her üç durumda da gelen demetin şiddetinde zayıflama olmasına
karşın, enerjinin madde tarafından doğrudan soğurulması yalnızca (a) ve (b)
durumlarında gerçekleşir.
Demek ki, dz kalınlığındaki madde üzerine _x-ışını demeti
gönderildiği zaman, demet içindeki x-ışını fotonunun madde tarafından


426 Kııaıırıım Fiziği

soğurulma olasılığı olduğu gibi, saçılma olasılığı da vardır. O halde, madde


içinden geçen x-ışını demetinin şiddetindeki zayıflama bir olasılık
sorunudur.
dz kalınlığındaki madde içinden geçen x-ışını demetinin şiddetindeki
dUI bağıl azalma, maddenin kalınlığı ile orantılıdır. Orantı katsayısı p=--· ile
gösterilirse,

dl
--
I
= J.L_dz ~
(6.115)

yazılır.
Buradaki orantı katsayısı µ z ye, x-ışınları için maddenin çizgisel
zayıflatma (liııear atteımatioıı) katsayısı adı
verilir.
Eğer,
gelen x-ışını demetinin madde içine girmeden önceki şiddeti Io
ve madde içinde aldığı z yolu sonundaki de I ise


lo
dl'=
/ 1
-J::
O
/.(.dz
-

bağıntısından,

(6.116)

elde edilir.
Demek ki, madde içinden geçen x-ışını de~etinin şiddetinde,
maddenin kalınlığına bağlı olarak üstel bir zayıflama görülür. Bu
zayıflamayı kontrol eden f-l:. katsayısı, maddenin cinsine ve gelen x-ışınının
dalgaboyuna bağlıdır.
Madde içinden geçen x-ışını demetinin şiddetindeki zayıflama, x-
ışını fotonlarının madde tarafından soğurulmasından kaynaklandığı
durumlarda, yukarıda tanımı yapılan Jl:. katsayısı, o madde için çizgisel
soğurma katsayısı adını alır. Çizgisel zayıflatma katsayısı gibi, çizgisel
soğurma katsayısı da maddenin cinsine ve x-ışını demetinin dalgaboyuna
bağlıdır.
Örneğin kurşun atomunda Jl. soğurma katsayısı ile gelen x-ışınının
A dalgaboyu arasında deneysel olarak gözlenen ilişki Şekil 6.11 deki
gibidir.


Kııaııtuııı Kuraııııııa Göre Çok Elektroıılıı Atom 427

Lı Lıı

Lııı

1ı. nm)

Şekil 6.11 Kurşun atomunda µz çizgisel soğurma katsayısı ile gelen x-


ışımnın /4 dalgaboyu arasında ilişki (Kaynak 5 den
alınmıştır).

Şekil
6.11 den görüldüğü gibi, x-ışını demetinin dalgaboyu çok
küçük (sıfır civarında) iken µ, soğurma katsayısı sıfırdır. Bu demektir ki, x-
ışını demetinin dalgaboyu çok küçük ise, madde tarafından x-ışını soğurması
olmaz. Öte yandan, x-ışınlannın dalgaboyunun çok küçük olması,
frekansının (enerjisinin) çok büyük olmasını gösterir. O halde, kurşun
atomlarının oluşturduğu madde, enerjisi çok büyük olan x-ışınlan için
tümüyle geçirgen bir ortam gibi davranır.
Şekil 6.11 den gözlenen başka bir özellik i~e, x-ışını demetinin
dalgaboyunun artmasıyla, µ~ soğurma katsayısının, düzgün bir biçimde,
artmasıdır. Bu durumda madde, geçirgen bir atom yerine soğurucu bir
ortam gibi davranır. Yani, madde tarafından x-ışım soğurması oluşur. X-
ışını soğurması, dalgaboyunun belli bir değere ulaşmasına kadar sürer.
Şekilden görüldüğü gibi eğrinin K noktasında, yani dalgaboyunun
belli bir .ıl K değerinde, soğurma yeniden sıfır olur.· Eğrinin K noktasında
gösterdiği bu özelliğe soğurma eşiği adı verilir ve dalgaboyu arttıkça başka
soğurma eşikleri oluşur.
Şekildeki /4 K dalgaboyu değerinde oluşan
K soğurmasında, x-ışını ·
fotonunun enerjisi, atomun en iç kabuğu olan K kabuğundan bir elektronu
sökmeye yetecek bir değerdedir. Böylece, K kabuğundan bir elektron
ayrıldığı için orada bir boşluk oluşur.
Dalgaboyu, /4 K değerinden büyük olduğunda, x-ışını fotonunun
enerjisi K kabuğundan bir elektronu sökmeye yetmez. Ancak, K ye göre


428 Kııaııtıım Fiziği

daha dışarıda olan L, M, N, ... gibi kabuklardaki bir elektronu sökecek kadar
olabilir. Bu demektir ki, dalgaboyu, /4 K değerinden sonra artmaya devam
ettiğinde, soğurma katsayısı da yeni bir soğurma eşiğine ulaşıncaya kadar
düzgün bir biçimde yeniden artmaya başlar. Şekil 6.11 deki Lı, L11 , Lm
soğurma eşikleri gibi.

6.16 Bölümle İlgili Sorular


1. Aşağıdaki t, s'
kuantum sayılarının oluşturduğu çiftlere karşı
gelen spektroskopik gösterimleri bulunuz.

a) f' = 2, s' = 7 /2
b) f' = 5, s' = 3/2
c) f' = 3, s' = 3

2. Aşağıdaki spektroskopik gösterimlere karşı gelen f', s', j'


kuantum sayılarını bulunuz. Bu spektroskopik gösterimlerden
hangisi atomun taban enerji durumuna karşı gelir?

b) 4 Psıı c) ı F1,2

3. Elektronlarından yalnızca birinin uyarıldığı helyum atomunun,


3Sı,1S0,3Po,1Pı

spektroskopik gösterimlerindeki elektronik yerleşimleri bulunuz.


4. Çok elektronlu atomların oluşumunda, elektronların Pauli
dışarlama ilkesine uyma gereği olmasaydı ne olurdu?

5. Örnek 6.3 deki soruyu M 1 / !lE 2 =1/ 2 alarak çözünüz.


6. LS bağlaşımının geçerli olduğu iki elektronlu bir atomda
a) ls 1 2p 1
b) 2p 1 3p 1
c) 4s 1 3d 1
d) 3d 2

yerleşimlerine karşı gelen spektroskopik gösterimleri bulunuz ve


enerji düzeylerini çiziniz.


Kııaııtmn Kuraınuıa Göre Çok Elektroıılu Atom 429

7. LS bağlaşımının geçerli olduğu bir atomda 2p 1 3p 1 4 p 1


yerleşimine karşı gelen spektroskopik gösterimleri bulunuz.
8. Ca atomunun elektronik yerleşimi ls 2 2s 2 2 p 6 3s 2 3 p 6 4s 2 dir.
a) · Taba·n enerji .durumu.na karş~ gelen spektr~skopik gösterimi
bulunuz:
b) 4s 2 deki elektronlar:
5s 16s 1 , 5s 15p I , 5p 1 6d I
olmak üzere uyarılıyorlar. Uyarılmış durumların enerji düzeylerini
çiziniz.
9. a) Helyum (2=2)
b) Lityum (2=3)
c) Berilyum (2=4)
d) Bor(Z=5)

atomlarının;
elektronik yerleşimlerini, taban enerji durumlarını ve
magnetik momentlerini belirleyiniz.
10. CZ-1 ve Az+ı iyonlarının. taban enerji durumlarına karşı gelen
spektroskopik gösterimlerini bulunuz.
11. Aşağıda elektronik yerleşimleri verilen atomların taban enerji
durumlarını "kutu kuralı" nı uygulayarak bulunuz.

, a) Azot, ls 2 2s 2 2p 3
b) Flor, ls 2 2s 2 2p5
c) Krom, ls 2 2s 2 2p 6 3s 2 3p 6 4s 1 3d 5

12. Kutu kuralını kullanarak,


a) Ce: [Xe] 6s 2 4/ 1 5d 1

b) Od: [Xe] 6s 2 4/ 7 5d 1

c) Pt: [Xe] 6s 1 4/ 14 5d 9

atomlarının taban enerji durumlarını bulunuz.


430 Kııaııtwıı Fiziği

13. a) Karbon (Z=6)


b) Azot (Z=7)
atomlarının spektroskopik gösterimlerini bulunuz ve eneıJı
düzeylerini sıralayımz.

14. Çok elektronlu bir atomda enerji düzeylerinden bazıları Şekil 6.12
deki gibidir. Olası ışımalı geçişleri gösteriniz.
3pı
3 P.
1
3 P,
o
3D
3
3D2
3Dl

Şekil 6.12 14.Soru için

15. Oksijen (Z=8) atomunun spektroskopik gösterimlerini inceleyiniz.


16 .. ns 1n'd 1 elektronik yerleşimi gösteren bir atomun enerji
düzeylerini:

a) LS-bağlaşımı,

b) ·jj-bağlaşımı
altında inceleyiniz.

17. jj-bağlaşımı gösteren bir atomun np 1n 1d 1 yerleşimlerine karşı


gelen (j 1, jı)j gösterimlerini oluşturunuz.
18. İki elektronlu atomda, toplam spin işlemcisi
/\ /\ /\

.S=Sı+Sı

spin ketleri de

laa), ja,B), 1Pa), IPP)


dır.
/\ 2 3-pı,2 /\ /\
a) < s >= - + 2 < s1 .s 2 >
2


Kııaııtııın Kııramıııa Göre Çok Elektroıılıı Atom 431

olduğunu gösteriniz.
A 2

b) S işlemcisinin spin kederine etkisini bulunuz.


A A

19. Spin işlemcileri S ı , S ı olan. iki elektronlu bir atomda sp_in-spin


etkileşnıesine karşı gelen enerji işlemcisi, A bir sayı olmak üzere,
A A A

E.u=AS1.S2
olarak tanımlanıyor. Enerji düzeylerini ve bu düzeylere karşı gelen
spin kederini bulunuz.
A A /\
20. 1/2 spinli parçacıkların S x, S y, S:: spin işlemcilerine bağlı olarak
tanımlanan

A 2 /\
Cfx =- Sx

A 2 A
cıv=-Sy·
. tı

işlemcilerine Pauli Spin İşlemcileri denir. Bu işlemcilerin özdeğer


ile özketlerini bulunuz.
21. İki protondan oluşan bir kuantum sisteminin simetrik ve
antisimetrik spin kederini oluşturunuz.

22. Tek boyutlu sonsuz potansiyel kuyusunda birbiri ile etkileşmeyen


iki elektron hareket ediyor. Elektronlardan:

a) İkisi de E 1 enerjili taban enerji düzeyinde biri Ia) öteki


1/3) spin durumunda,
b) Biri E 1 enerjili taban enerji düzeyinde Ia), öteki E 2
enerjili birinci uyarılmış enerji düzeyinde 1/3) spin durumundadır.
Sistemin dalga fonksiyonlarını oluşturunuz .


432 Kııaııtum Fiziği

23. Eksilten işlemcisi

/\- /\ /\

S=Sı+Sı

olan iki elektronlu bir atomda, toplam spin açısal momentumuna


/\ /\

ilişkin S' 2 ve S\ işlemcilerinin lzs'.m,) biçimindeki ortak spin


ketlerini türetiniz.
24. Hızlandırma potansiyeli 5xl04V olan bir x-ışını tüpünde oluşan x-
ışınlarının en küçük dalgaboyu kaç metredir?

25. Hangi atomun x-ışını spektrumunda K çizgisinin dalgaboyu


O. 180nm dir?
26. 0.4MeV enerjili x-ışını
demetinin şiddetini yarıya düşüren kurşun
plakasının kalınlığı kaç metre dir?
(0.4MeV için µ = 2.3cm' 1dir.)
27. x-ışını tüpünde, gelen elektronların enerjileri ve sayıları oluşan x-
ışını demetinin hangi özelliklerini etkiler?

6.17 Bu Bölümde Yararlanılan Kaynaklar

1) Quantum Physics of Atoms, Molecules, Solids, Nuclei and


Particles
R.Eisberg and R.Resnick
J.Wiley and Sons 1974 (9.vel0. Bölümleri)
2) Modem Atomic and Nuclear Physics
F. Yong and J .H.Hamilton
Mc.Graw-Hill, 1996 (6.Bölümü)
3) Modem Physics
H.C.Ohanian
Prentice-Hall 1987 (4.ve7. Bölümleri)
4) Modem Physics
J.W.Rohlf
J.Wiley 1994 (9.Bölümü)

5) Introduction to the Structure of Matter


J.J.Brehm and W.J.Mullin
J.Wiley 1989 (9.Bölümü)


Kuaııtuın Kuraınıııa Göre Çok Elektroıılu Atom 433

6) Introductory Quantum Mechanics


R.L.Liboff
Addison-Wesley 1980 (12.Bölümü)
7) Modern Physics
K.Krane
J.Wiley 1983 (8.Bölümü)
8) lntroduction to Quantum Mechanics
B.A.Bransden and C.J.Joachain
Longman Scientific and Tch.1989 (7.vel0. Bölümleri)
9) The Quantum Universe
Tony Hey and P.Walkers
Cambridge Univ.Press 1987 (6.Bölümü)
1O) Atom ve Molekül Fiziği
F.Köksal ve H.Gümüş
(Physics of Atoms and Molecules; B.H.Bransden and
C.J.Joachain, 1983 kitabının türkçeye çevrisi)
Bilim yayıncılık, Ankara 1999. (3.,5.,6.,7.,8., Bölümleri)


EK I
BELİRSİZLİK İLKESİ, BİRBİRİNİ TA1\1AMLAMA İLKESİ
VE
ELEKTRONLARLA GİRİŞİM, KUANTUM YOLLARI.·

1. Belirsizlik İlkesi

Birinci bölümde tanımlandığı gibi belirsizlik ilkesi, ya da


Heisenberg belirsizlik ilkesi diye konum-çizgisel rnornenturn ve zaman-
enerji kavram çiftleri arasında yazılan,


!ıxö..P ;::::-
x 2

li
ö..tM;::::- 2
2

bağıntılarına denir.
(1) bağıntılarının fiziksel anlamı şöyle açıklanabilir. Tek boyutlu x
uzayında hareket eden m kütleli bir parçacığın konumu ô..x gibi bir aralıkta
sınırlandırılmışsa, bu parçacığın çizgisel momentumu !ıPx ;:::: tı / 2.1.x
bağıntısını sağlayacak biçimde bir belirsizlik içerir. Başka bir deyişle,
parçacığın konumu tam olarak belirlenebiliyorsa (yani Llı ➔ O), bu
konuma karşı gelen çizgisel momentum ancak büyük bir belirsizlik ile
belirlenebilir (yani Mx ➔ 00 ). Tersine, parçacığın çizgisel momentumu
tam olarak belirlenmiş ise (yani /ıP_r ➔ O ), bu parçacık x uzayında yerleşik
bir konumda olamaz, konum büyük bir belirsizlik içerir ( Llı ➔ oo ). ( 1)
bağıntısı ile verilen öteki iki bileşen için de aynı şeyler söylenir.

(2) bağıntısının taşıdığı anlama gelince, bir parçacık E enerjili bir


enerji durumunda ô..t kadarlık bir süre için kalabiliyorsa, bu süre içinde


Ek l BelirJizlik lıkeJi, Birbirini Tamamlama İlkesi l'e 435
Elektronlarla Girişim. Kııantııııı Yolları

parçacığın enerjisi tam olarak E değerinde değildir. Parçacığın enerjisinde


!ıE ~ tı 12/ıt kadarlık bir dağılım vardır. Buna göre, bir parçacığın bir
enerji durumunda kalma süresi çok uzun ise ( !ıt ➔ oo ), bu enerji durumuna
karşı gelen enerji değeri tam olarak belirlenebilir, (yani M ➔ O). Bu
özelliği taşıyan enerji durumlarına kararlı· enerji durumları adı verilir.

(1) bağıntısı şöyle


de yorumlanabilir. Tek boyutlu x uzayında
hareket eden bir parçacığın x konumu ile P.-ı: çizgisel momentumu aynı anda
hiçbir belirsizlik içermeyecek biçimde tam olarak ölçülemez. Ölçüm sonucu
elde edilen değerlerde en az ( l) bağıntısını sağlayacak kadar belirsizlik
vardır. Bu yorum, hem (1) bağıntısındaki öteki iki bileşen, hem de (2)
bağıntısı için de geçerlidir.

(1) ve (2) bağıntıları, zaman zaman yanlış anlamalara da yol


açmıştır. Örneğin, (1) bağıntısındaki llx ve !ıP_" niceliklerini, sırasıyla, bir
parçacığın konumunu ve momentumunu ölçerken, ölçüm yönteminin
duyarlığına ve ölçüm sistematiğine bağlı olarak saptanan (yapılan) hatalar
olarak niteleyelim. Bu durumda, ölçüm yönteminin duyarlığını artırarak ve
ölçüm sistematiğine bağlı hataları azaltarak (ki bunlar her zaman yapılabilir)
llx ve /ıP_t in ikisini birden sıfıra yaklaştırabiliriz. Böylece, parçacığın
konumunun ve çizgisel momentumunun tam değerlerini aynı anda hiçbir
belirsizlik içermeyecek biçimde ölçmüş oluruz, tıpkı klasik kuramda olduğu
gibi. Oysa, (1) ve (2) bağıntılarından anlaşılması gereken özellik bu değildir.
(1) ve (2) bağmtılarında adı geçen belirsizlikler, yalnızca ölçüm
yöntemlerinin yetersizliklerinden değil, mikroskopik parçacıkların
kendilerine özgü doğal davranışlarından (Örneğin, ölçüm düzenekleriyle
etkileşmelerinden) kaynaklanmaktadır. Bu nedenle ölçüm düzenekleri ne
denli duyar olursa olsun (1) ve (2) bağıntıları değişmez.
Bu durum Heisenberg belirsizlik ilkesini fiziğin doğal ilkelerinden
biri yapmıştır: Bir kuantum parçacığı aynı anda hem belli bir konuma hem
de belli bir momentuma sahip olamaz. Belli bir konuma sahip olan (uzayda
yerleşik olan) bir parçacığın çizgisel momentumu doğal olarak büyük bir
belirsizlik içerir.
Heisenberg belirsizlik ilkesinin ne denli geçerli bir ilke olduğunu bir
örnek üzerinde inceleye1im. Örnek olarak hidrojen atomunu ele alalım.
Bilindiği gibi, Bohr un hidrojen atomu modeline göre, hidrojen atomunda ilk
Bohr yarıçapı a 1 = 0.53xlo-ıo m, ilk Bohr hızı v1 = 2.2xl0 6 mis, bu hıza
karşı gelen çizgisel momentumun büyüklüğü ise Pı = 2.0xl0-24
kg mis dir.
Öte yandan, Bohr kuramına göre; hidrojen atomunda elektron, r yarıçaplı
bir yörüngemsi üzerinde hareket ediyor denir. Böyle bir hareket tanımı,


436 Kııaııtııııı Fiziği

Heisenberg belirsizlik ilkesine göre anlamsızdır. Çünkü, eğer elektron,


örneğin yarıçapı r = a 1 olan bir yörüngemsi üzerinde hareket ediyorsa,
konumu tam olarak biliniyor demektir. Konumu tam olarak bilinen bu
elektronun çizgisel momentumu, Heisenberg belirsizlik ilkesine göre, çok
büyük belirsizlik içermelidir (yani tır sıfıra gidiyorsa, ll.P · de sonsuza
gitmelidir). Oysa, bu yukarıdaki verilere göre doğru değildir.
Hidrojen atomunda, a 1 yarıçaplı bir yörüngemsi üzerinde hareket
eden elektron demek yerine, hidrojen atomunda konumu
~=a 1=0.53xlff10m gibi bir aralık ile sınırlandırılmış elektron denirse
bunun bir anlamı vardır. Bu durumda, böyle bir elektronun çizgisel
momentumundaki belirsizlikten rahatlıkla söz edilebilir. Heisenberg
belirsizlik ilkesine göre, bu elektronun çizgisel momentumundaki bağıl
sapma (1) bağıntısı kullanılarak bulunabilir:

_tıP_x =-n- _l = l.OSxl0-34 ___ l_ _ =0.4 9


P.r 26.x P_t 2x0.53xıo-ıo 2.oxıo- 24

Elde edilen 0.49 luk bu değer, mikroskobik boyutlarda ya da


kuantum kuramında, üzerinde işlem yapılabilecek bir değerdir.
Şimdi Heisenberg belirsizlik ilkesini makroskopik bir parçacık için
denemeye çalışalım. Örnek olarak, kütlesi m=lüg, hızı v=lüm/s olan
hareketli bir parçacığı ele alalım. Bu parçacığın konumunun ölçülebildiğini
ve ölçüm sırasında tıx = 10-4 m kadar bir hata yapıldığını varsayalım. Bu
durumda parçacığın çizgisel momentumundaki belirsizliğin ne olacağını
arayalım. Heisenberg belirsizlik ilkesine göre, yani .(1) bağıntısından,
çizgisel momentumdaki bağıl sapma,

tıP tı 1 l.OSxl0- 34
_x=--=--- 1 = 0.52xl0- 29
2xl0-4 lOxl0- 3 xlO

olacaktır.Bu değer, hidrojen atomundaki bir elektron için elde edilen değere
göre çok çok küçüktür. Demek ki, Heisenberg belirsizlik ilkesi klasik fizikte
fazlaca bir anlam taşımayan ilkedir. Heisenberg belirsizlik ilkesinin değer
kazandığı durum kuantum kuramıdır.

2. Birbirini Tamamlama İlkesi

X-ışınları tüpünde katottan anoda doğru ilerleyen ve anoda belli bir


enerJı ile ulaşan elektronların anottaki atomlarla çarpışarak onlara enerji


Ek I Belirsizlik ilkesi, Birbirini Tamamlama ilkesi ve 437
Elektroıılarla Girişim, Kııcıııtııııı Yolları

aktardıklarıbiliniyor. Bu olayda elektronların davranışı, belli kütleli klasik


parçacıkların davranışı gibidir.

Oysa aynı enerjiye sahip olan elektronlar, çift yarıklı bir düzenekte
perde üzerinde girişim olayını gerçekleştiriyorlar. Elektronların, bu olaydaki
davranışı ise dalgaların davranışı gib_idir.

Birbirinden farklı bu iki· deneyden görülüyor ki, enerjileri aynı


olmalarına karşın elektronlar bir _deneyde (x-ışınları tüpü) parçacık ve başka
bir deneyde de (çift yarıklı düzenek) dalga özelliği gösteriyor. Yani, birinde
parçacık gibi, ötekinde de dalga gibi davranıyor.

Maddenin farklı iki davranış içinde olma durumu, elektromagnetik


ışıma yani ışık için de geçerlidir. Işık bir deneyde (girişim ya da kırınım
olayı) dalga özelliği gösterirken, başka bir deneyde de (Compton, ya da_
Foto-elektrik olayı),/oton adı verilen parçacık özelliği gösteriyor.
.Demek ki, klasik fiziğin, madde için yalnızca taneli yapı ve ışık için
de yalnızca dalgalı yapı gösteriyor biçiminde yaptığı varsayım, tam olarak
doğru değildir. Maddenin taneli yapı göstermesine ek olarak dalgalı yapı ve
ışığın da dalgalı yapı göstermesine ek olarak taneli yapı gösterdiği de göz
önünde tutulmalıdır. Yani, hem madde, hem de ışık dalga ve parçacık gibi
iki farklı özellik gösterebilir. Bu duruma, maddenin ve ışığın dalga-parçacık
ikililiği adı verilir.

Yukarıda adı
geçen deneyler, maddenin ve ışığın dalga ve parçacık
özelliklerinin aynı deneyde, aynı anda asla birlikte gözlenemeyeceğini
göstermiştir, tıpkı bir metal para ile yapılan atışta olduğu gibi. Bir metal
paranın bir tek atışta ya tura yüzü, ya da yazı yüzü yukarı gelir, ikisi
birden asla.
Hem ışığın, hem de maddenin, dalga-parçacık ikililiği göstermesine
karşın, maddenin ya da ışığın dalgalı yapı ve taneli yapı özelliği aynı
ölçümde aynı anda asla birlikte ortaya çıkmadığı için klasik parçacık ve
dalga kavramları, mikroskopik olaylan açıklamada kullanıldıklarında,
karşılıklı birbirlerini dışlayacaklar, yani ya biri ya da öteki öne çıkacaktır. Bu
durum, bu iki kavramın, yani dalga ve parçacık özelliğinin birbirinin karşıtı
değil, birbirinin tamamlayıcısı olmasından kaynaklanmaktadır. ·

Bu nedenle, mikroskopik olayları açıklamakta gerekli olan dalga-


parçacık ikililiği kavramını Bohr birbirini tamamlama ilkesi olarak
adlandırmıştır.
Kuantum kavramındaki bu birbirini tamamlama ilkesi, Çinli filozof
Gong Sualong un yaklaşık 2000 yıl önce ileri sürdüğü bir düşüncesini de
içine almaktadır.Sualong diyor ki: bir kayaya yalnızca baktığınızda onun


438 Kuantuııı Fi:.iği

rengını görürsünüz de katılılığınıhissedemezsiniz. Oysa, aynı kayaya


yalnızca parmağınızla dokunduğunuz zaman katılılığını hissedersiniz de
hangi renkte olduğunu göremezsiniz. Burada aynı anda birlikte ortaya
çıkmadıkları için kayanın renk ve katılılık özellikleri, birbirinin karşıtı
deği), aksine, kay~yı _tam olarak. tanımlamak için birbirinin tamamlayıcısı _
olan iki özelliğidir. · ·
Öte yandan, dalga ve parçacık arasındaki ilişkiyi de Broglie
bağıntısından kolayca görebiliriz. De Broglie a göre, çizgisel momentumu
sıfırdan farklı her parçacığa, dalgaboyu

A=!!_=_!!_ 3
p ınv

bağıntısıyla verilen bir dalga karşı gelir. Bu dalgaya maddesel dalga adı
verilir. Bu bağıntıya göre, m kütleli, hareketli bir parçacığın çizgisel
momentumunda belirsizlik varsa, maddesel dalganın dalgaboyunda da
belirsizlik vardır.
O halde, Heisenberg belirsizlik ilkesine göre, bir kuantum
parçacığının konumundaki belirsizlik çok küçük ise momentumundaki
belirsizlik çok çok büyüktür. (3) bağıntısından dolayı dalgaboyundaki
belirsizlikte çok çok büyüktür. Bu durumun tersi de doğrudur.
Bir parçacığın konumundaki belirsizlik son derece büyük ise
dalgaboyundaki belirsizlik son derece küçüktür. Bu durum, maddenin dalga
ve parçacık özelliklerinin birbirinin tamamlayıcısı olduğunu göstermektedir.
O halde, birbirinin tamamlayıcısı olan bu ikilinin ikisi birden aynı deneyde
birlikte asla gözlenemez. Dalga-parçacık ikilisinden hangisinin gözleneceği
de düzenlenen düzeneğe bağlıdır; parçacık özelliğini ortaya koyacak biçimde
hazırlanmış bir düzenek dalga özelliğini asla ortaya çıkaramaz. Bunun tersi
de doğrudur.
(1) ve (2) bağıntılarınm yapısal özelliği nedeniyle Heisenberg
belilrsizlik ilkesine, birbirinin tamamlayıcısı olan iki değişken fiziksel
nicelik arasında ilişki kuran bir ilke gözüyle bakılabiJir. Buna göre, konum
ve momentum ikilisi, birbirinin tamamlayıcısı olan iki değişken niceliktir,
tıpkı zaman ve enerji değişken çiftinin birbirinin tamamlayıcısı olduğu gibi.

Bu yargıya göre, birbirinin tamamlayıcısı olan iki değişken nicelik


(konum-çizgisel momentum ya da zaman-enerji) aynı anda hiçbir belirsizlik
içermeyecek biçimde tam olarak belirlenemezler. Buna ek olarak, birini tam
olarak belirleyebilmek, · ötekinin tam olarak belirlenememesine yol açar.
Yani, daha önce incelendiği gibi, konumu tam olarak belirlemek demek


Ek I Belirsizlik ilkesi, Birbirini Tamamlama ilkesi ve 439
Elektronlarla Girişim, Kuaııtum Yolları

!lx ➔ O demek, oysa bu durumda tıl'x ➔ 00 , yani momentumu tam olarak


belirleyememek demektir.
Demek ki, Heisenberg belirsizlik ilkesi, maddenin dalga-parçacık
ikililiği kavramının matematiksel karşılığı olarak gösterilirse, Bohr un
birbirini· tamamlama ilkesi· de aynı kavramın mantıksal karşılığı olarak.
gösterilebilir. Bu nedenle belirsizlik ilkesi, ya da birbirini tamamlama ilkesi
kuantum kuramının istatistiksel bir özellik taşıdığını, klasik kuramdaki
kesinlilikten çok farklı olduğunu gösterir.

3. Işığın Girişimi

Bilindiği gibi, Şekill deki düzenekte, iki yarık arasındaki d uzaklığı


çok küçük ise F ışık kaynağından çıkan ışınlar yarıklara aynı anda ulaşır.
Yani, d nin çok küçük olması bu iki yarığı eşanlı iki kaynak durumuna sokar.
Böylece, yarıklardan eşanlı olarak çıkan ışık perdede Şekilla da kine
benzer bir desen oluşturur. Gözlenen bu desene girişim deseni ve olaya da
ışığın girişimi adı verilir.

X X

2 I12(X)

(a) (b)

Şekill. İki yarıklı düzenekte ışığın girişimi. a) İki yarık birden açık, b)
Yarıklardan biri açık, öteki kapalı


440 Kııaııtwıı Fiziği

Şekilla da I 12(x) ile gösteri L:!n bu desen, iki yarık birden açık iken
perdedeki ışık şiddetinin x e göre dağılımını gösterir. Şekillb de I 1(x) ile
gösterilen desen ise, 1 yarığı açık, 2 yarığı kapalı iken perdede oluşan ışık
şiddetinin x e göre dağılımına karşı gelir. Benzer biçimde, Iı(x) deseni de, 2
yarığı açık, 1 yarığı kapalı iken perdede oluşan ışık şiddetinin x e göre
dağılımına· karşı gelir. Şekilden de görüldüğü gibi, I 12(x} dağılımı I 1(x) ve ·
Iı(x) dağılımlarının toplamına eşit değildir.
Iı 2 (x) dağılımına karşı gelen girişim deseninin gözlenmesi, klasik
kuramda dalgaların üst üste binmesi ilkesiyle açıklanabilmiştir.
Klasik kuramda, !.yarıktan salınarak perdeye ulaşan ışık dalgası
\Jfı(x) dalga fonksiyonu ve 2.yarıktan salınarak perdeye ulaşan da \Jf 2(x) dalga
fonksiyonu ile belirlenir. O halde, Şekil la daki girişim deseni bu iki dalganın
üst üste binmesi demektir.
Şimdi, perdenin herhangi bir noktasına t anında ulaşan dalgaların
toplamını,

w(x)=Wı(x)+ 'Vı(X)

biçiminde yazılan toplam dalga ile gösterelim.

Bu düzenekte,
dSin0=nA, n=0,±1,±2,....... .
koşulu sağlandığında, \Jf ı(x), \Jf2(x) birbirini artırır ve

dSinO=(n + ~ )ı., n=0,±1,±2,....... .

koşulu sağlandığında da, \Jfı(x),


\Jf 2(x) birbirini söndürür. Burada; A ışığın
dalgaboyu, d yarıklar arası uzaklık ve 0 da perdede konuma ilişkin bir
bilgidir. Böylece, birbirini artıran noktalarla, birbirini söndüren noktalar,
perde üzerinde, ardışık parlak ve karanlık bantlar, yani girişim deseni
oluşturur. ·
Bu desende ortaya çıkan ışık şiddeti, klasik ışık kuramına
uymaktadır. Klasik ışık kuramına göre, bir noktadaki ışık şiddeti, o noktaya
ulaşan dalganın genliğinin mutlak karesi ile ilgilidir. O halde, !.yarık açık
iken perdede gözlenen desenin şiddeti için

Iı(x)=llf/ı (x)l2 4
yazılabilir. Benzer biçimde, 2.yarık açık iken ki desenin şiddeti için de,


Ek l Belirsizlik ilkesi, Birbiriııi Tamamlama ilkesi ,,e 441
Elektroıılarla Girişim. Kııaııtıım Yolları

5
yazılır. Buna göre, iki yarıklı girişim düzeneğinde perdedeki bir noktaya
ilişkin ışık şiddeti, o noktaya ulaşan Wı(x) ve \j/2(x) dalga fonksiyonlarının
üst üste binmesini belirleyen \j/(x) dalga fonksiyonunun genliğinin karesine
bağlı olacaktır; · ·
-O halde,

l12(x)=IVf{x)l 2

=IVfı (x)+V/ı (x)l 2 6

=IVfı (x)l 2+IVfı (x)l 2 +Wı(x)•w2(x)+W2(xtwı(x)


yazılır.
Bu bağıntı, (4) ve (5) bağıntılarıyla karşılaştırıldığında, l 1(x) ve l 2(x)
in toplamının l 12(x) e eşit olmadığı görülür. Buna göre, (6) bağıntısındaki
son iki teriin girişim desenine ilişkin terim olmalıdır.
Şimdi, Şekill deki F ışık kaynağı yerine, klasik parçacık (örneğin
. küçük kütleli mermi) fırlatan bir tabanca yerleştirelim. Kuşkusuz 1 ve 2
yarığı mermilerin geçebileceği büyüklükte olmalıdır. Bu durumda; perdede·
gözlenen şekil2a daki gibi bir dağılım olacaktır.

X X

1 1
-d
E
2 ll2(X)
ll12(X)

(a) (b)

Şekil2. İki yarıklı düzeneğe doğru fırlatılan · klasik parçacıkların


perdedeki dağılımı. a) İki yarık birden açık, b) Yarıklardan biri
açık, öteki kapalı


442 Kuaııtuın Fiziği

Şekil2adaki n 12(x), iki yarık birden açık iken perdeye ulaşan klasik
parçacık sayısının x e göre dağılımını göstermektedir. Benzer biçimde,
Şekil2b deki n 1(x), !.yarık açık, 2.yarık kapalı iken perdeye ulaşan parçacık
sayısının x e göre dağılımını ve n2(x) de, 2.yarık açık, !.yarık kapalı iken ki
parçacıksayısının x e göre dağılımını vermektedir.

Şekil2a da gözlenen bir girişim deseni değildir. Şekil2a da gözlenen


Şekil2b de ayrı ayrı gözlenenlerin toplamıdır:

n12(x)=nı (x)+n2(x) 7

Bu incelemeden görülüyor ki, klasik kurama göre, parçacık ve ışık


iki yarıklı düzenekte farklı biçimde davranır. Demek ki, klasik kurama göre,
dalga ve parçacık farklı kavramlardır.

4. Elektronlarla Girişim

Şekil 1
deki düzenekte, F ışık kaynağı yerine bu kez K elektron
tabancası yerleştirelim. Bu durumda, tıpkı ışıktaki gibi, perde de bir girişim
deseni gözlenir, Şekil3a.

X X

1
d

ll2(X)
flıı(X)

(a) (b)

Şekil3. İki yarıklı düzenekte elektronlarla girişim. a) İki yarık birden


açık, b) Yarıklardan biri açık, öteki kapalı


Ek I Belirsizlik 1ıkesi, Birbirini Tamamlama ilkesi ve 443
Elektroıılarla Girişim, Kuaııtuın Yolları

Demek ki, elektron gibi kuantum parçacıklarıyla iki yarıklı


düzenekte, girişim deseninin gözlenmesi; bu tür parçacıkların, mermi gibi
klasik parçacıkların taşımadığı bazı özellikleri taşıdığını gösterir. Perdede
oluşan girişim deseni, bu parçacıkların birbiri ile etkileşmelerine değil,
bireysel olaraktaşıdıkları bazı özelliklere bağlanabilir. ·
Klasik parçacıklarla yapılan incelemede olduğu gibi n 12(x), n 1(x),
n2(x); nicelikleri, sırasıyla, iki yarık birden açık, 1.yank açık 2.yarık kapalı
ve 2.yarık açık !.yarık kapalı iken perdeye ulaşan elektron sayısının x e göre
dağılımını vermektedir.

Normal olarak bir elektronun !.yarıktan geçmesi, 2.yanğın açık ya


da kapalı olmasına bağlı değildir. Benzer biçimde, bir elektronun 2.yarıktan
geçmesi, 1. yarığın açık ya da kapalı olmasına bağlı değildir. O halde,
yarıkların ikisi birden açık olduğunda perdede gözlenen elektron sayısı, -
yalnızca 1.yank açık iken ve yalnızca 2.yarık açık iken perdede gözlenen
elektron sayısının toplamına eşit olmalıdır. Oysa bu doğru değil. Şeki13 den
görüldüğü gibi.

n12(x):tnı(x)+n2(x) 8

dir. Bu demektir ki, iki yarık herhangi bir biçimde etkileniyor. Sanki bir
elektron aynı anda hem 1., hem de 2.yatıktan geçiyor. Oysa, elektronun
böyle bir olayı gerçekleştirmesi olanaksızdır.
O halde, elektronlarla girişim deseninin gözlenmesinin bir açıklama
biçimi olmalıdır. Şimdi bunu araştıralım.

4.1. Elektronlarla Girişimin Dalga Fonksiyonlarının Üst Üste


Binmesine Göre İncelenmesi

Elektronlarla gözlenen girişim deseninin açıklanmasının bir yolu,


elektronların dalga özelliği gösterdiğini kabul etmektir. Her şeyden önce,
elektronun dalga özelliği taşımasından ötürü girişim olayı gerçekleşiyorsa,
bu davranışı açıklamak için bir dalga fonksiyonu tanımlamak gerekir, tıpkı
ışıktaki girişim olayını açıklamak için bir dalga fonksiyonu tanımlandığı
gibi.
Bu dalga fonksiyonu genelde, üç boyutlu uzayda yayılan bir dalgayı
tanımlayabilmelidir. Ancak çift yarıklı düzenekte perdeye ulaşan dalga söz
konusu olduğu için tanımlanacak dalga fonksiyonu x uzaysal koordinatı ilet
zamanına bağlı olacaktır. Yani tanımlanacak dalga fonksiyonu "\j/(x,t) gibi bir


444 Kııaııtıım Fiziği

şey olmalıdır. Böyle bir dalga fonksiyonu perdeye ulaşan elektronların xe


bağlı dağılımını belirleyebilmelidir.

Çift yarıklı
düzenekte gözlenen şey, girişime uğramış (üst üste
binmiş) dalganın şiddeti olarak algılandığı için perde üzerinde herhangi bir
noktada elektronu bulma olasılığı; bu noktaya ulaşan dalganın şiddeti ile·
orantılı olacaktır. Buna göre, perde üzerinde elektronu x konumu civarında
dx aralığında bulma olasılığı, ışıktaki gibi,

P(x)dx=llf/(x,t)l 2 dx 9

biçiminde tanımlanabilir. Burada, ışıktakine benzer biçimde, llf/(x, t)I 2 yi


elektron için belli bir zamanda uzunluk başına düşen olasılık olarak
tanımlayalım.

\j/ 1(x,t), !.yarıktan geçerek perdeye ulaşan elektron için yazılan dalga
fonksiyonu, \j/2(x,t) de 2.yarıktan geçerek perdeye ulaşan elektron için
yazılan dalga fonksiyonu olsun. Buna göre, Şekil3b deki n 1(x) ve n 2(x)
nicelikleri, (9) bağıntısı kullanılarak,

nı(x)= llf/1 (x,t)j 2


nı(x)= llf/ 2 (x,t)j 2 10

yazılabilir.

Öte yandan her iki yarık birden açık iken perdede .herhangi bir yere
ulaşan dalga için

\j/(x,t)=\j/ 1(x,t)+\j/2(x,t) 11

dalga fonksiyonu tanımı yapılabileceğinden,

12

yazılabilir. Böylece, iki yarık birden açık iken perdedeki elektron sayısının x
e göre dağılımı


Ek l Belirsizlik İlkesi, Birbirini Taıııaııılaıııa İlkesi ve 445
Elektmıılar/a Girişim. Kııaııtııııı Yolları

olacaktır. Bu bağıntı girişim deseni oluşmasında, olasılıkların toplamından


çok, olasılık · genliklerinin toplamının daha etkin olduğunu
göstermektedir.

4.2. Elektronların İzlediği Yolun Saptanması İşlemi İle Girişim


Deseni Arasındaki İlişki

Şimdi yarıklı girişim düzeneğinde, hangi elektronun, hangi


iki
yarıktan geçtiğini anlamaya çalışalım. Elektronları gözle göremediğimiz
için, böyle bir gözlemi yapmanın başka yolları olmalıdır. Bunlardan birisi,
Şekil 4 de görüldüğü gibi, yarıkların arkasına bir F ışık kaynağı ile A 1 ve A2
gibi iki ışık (foton) algılayıcı algıç yerleştirelim.

(a)

Şekil4. Elektronlarla gınşım olayında elektronların yollarının


saptaması. a) F ışık kaynağı açık iken, b) F ışık kaynağı kapalı
iken.

F ışık kaynağından salınan


ve l.yarık civarındaki bir elektron
tarafından saçılan fotonun yalnızca
A 1 algıcında ve 2.yarık civarındaki bif.
elektron tarafından saçılan fotonun da yalnızca A2 algıcında algılandığını
varsayalım. Bu varsayım altında, A 1 algıcında gözlenen sinyal, ya da
duyulan ses elektronun !.yarıktan geçtiğini gösterir. Benzer biçimde,
elektron 2.yarıktan geçtiğinde de A 2 algıcında bir sinyal gözlenir, ya da bir


446 Kııaııtum Fiziği

ses duyulur. Böylece, hangi elektronun hangi yarıktan geçtiğini izlemiş


oluruz. Ancak bu durumda, elektronlara ilişkin perde de gözlenen desenin;
Şekil3a daki gibi bir girişim deseni olmadığı, onun yerine, Şekil4a daki gibi,
yarıkların ayn ayn açık olduklarındaki elektron dağılımlarının toplamı
olduğudur. Oysa, F ışık kaynağı kapatıldığında, perdede Şekil4b deki gibi
girişim deseni yeniden gözlenmektedir.. Demek ki, hangi elektronun hangi
yarıktan geçtiğini anlamak için gösterilen çaba, elektronlarla girişim desenini
bozuyor. Bu çaba ortadan kalkınca girişim deseni yeniden oluşuyor!
Görüldüğü gibi, elektronlarla fotonlar arasındaki etkileşme o denli
kuvvetli ki, girişim deseni bundan etkileniyor ve kayboluyor. Bu etkileşmeyi
zayıflatarak girişim deseninin yeniden gözleneceği bir durum yaratılabilir
mi?
Etkileşmeyi zayıflatmanın bir yolu, F ışık kaynağının ışık şiddetini
azaltarak salınan foton sayısını azaltmaktır. Ancak, foton sayısı azaldıkça
kontrol edilemeyen elektron sayısı, yani hangi yarıktan geçtiği belli olmayan
elektron sayısı artacaktır. Oysa böyle bir durumu istemiyoruz.
Etkileşmeyi azaltmanın başka bir yolu da, fotonların enerjilerini
azaltmak, yani dalgaboylarmı artırmaktır. Ancak bunun da çok iyi bir fikir
olduğu söylenemez. Çünkü, fotonların dalgaboylarını artırmak, onların
yarıkların arkasındaki yerleşim aralığını büyütmek demektir. Bir fotonun
dalgaboyu, yarıklar arasındaki d · uzaklığına ulaşır ya da onu geçerse,
elektronun hangi yarıktan geçtiği yine anlaşılmaz.
Görülüyor ki, çift yarıklı düzenekte hangi elektronun hangi yarıktan
geçtiğini araştırmak girişim desenini bozuyor. Girişim olayı, iki dalganın üst
üste binmesi olayı olarak tanımlandığı ve hangi elektronun hangi yarıktan
geçtiğini gözleme bu olayı etkilendiğine göre, acaba elektronlarla girişim
olayı, iki dalganın üst üste binmesi olayı değil de başka bir şeyin üst üste
binmesi olabilir mi? Örneğin elektronların kuantum durumlarının üst üste
binmesi olayı olabilir mi? Yani elektronlarla girişim olayı, girişim düzeneği
ile elektron gibi kuantum parçacıklarının kuantum durumları arasında bir
ilişki kurularak açıklanabilir mi?

5. Kuantum Durumlarının Taşıdığı Bazı Özellikler

Elektronlarla girişim olayını, kuantum durumlarının üst üste binmesi


kavramıyla inceleyebilmek için ikinci Bölümde incelenen kuantum
durumlarına dayalı bazı niceliklerin bilinmesine gereksinim vardır. Aşağıda
bu özelliklerden bazılarına değilinilecektir.


Ek 1 Belirsizlik ilkesi, Birbiriııi Tamamlama ilkesi ve 447
Elektroıılarla Girişim, Kuaııtuın Yolları

5.1. Olasılık Genliği

İkinci Bölümde incelendiği gibi, bir kuantum parçacığı için yazılan

l
özdeğer denklemini sağlayan, birbirine dik lf/n) kuantum durumlarının bir
tam takımı vardır. Bu kuantum durumları için

14
n

I\

gibi bir bağıntı yazılabilir. Burada, A işlemcisi o kuantum sisteminin her


hangi bir fiziksel niceliğine ilişkin işlemcidir.

Böyle bir kuantum parçacığı üzerinde bir t anında gözlem yapılırsa,


A

gözlem sonunda elde edilen değerin A nın özdeğerlerinden biri olması


gerekir. Yani, bir gözlem sonunda am gibi bir özdeğer elde edildiyse,
l
parçacığı belirleyen l//m) gibi bir kuantum durumudur. Şimdi, (14)
l
bağıntısını l//m ) nin yansımışı ile çarpalım:

llf/kuantum durumları birbirine dik ·oldukları için yukarıdaki


n ),

sonuç n=m olmadıkça sıfırdır. Başka bir deyişle, yukarıdaki bağıntı yalnızca
n=m için sıfırdan farklı değer verir. Bu değer de,


448 Kııaııtııııı Fi:.iği

c/11 er)= (lf/ııı llf/) 15

dir. ( 15) bağıntısı ile tanımlanan C 111 (t) niceliğine olasılık geııliği adı verilir.
(15) .bağıntısı, (9) bağıntısının sonucu ile birleştirilirse ··aşağıdaki durum
ortaya çıkar:

1i) ile belirlenen ilk kuantum durumunda bulunan bir elektronun


(bir kuantum parçacığının) herhangi bir nedenden ötürü Is) ile belirlenen
son kuantum durumuna geçme olasılığı,

16

dir. Burada, (si i) biçimindeki Dirac gösterimi, elektronun başlangıçta


bulunduğu ilk durumdan başka
bir son duruma geçmesine karşı gelen
olasılık genliğini tanımlayan bir gösterimdir.

5.2. Olasılık Genliklerinin Toplanması

Diyelim ki, bir kuantum parçacığı, i)


1 ilk kuantum durumundan,
1s) gibi son kuantum durumuna birbirinden ayırt edilemeyen n tane ayn
yoldan geçebiliyor. Bu kuantum parçacığının, ilk durumdan son duruma
geçişteki olasılık genliği

17
n

bağıntısıyla verilir. Burada, (si it n yinci yolun bireysel olasılıkgenliğidir.

5.3. Olasılıkların Toplanması

1i) ilk kuantum durumunda bulunan bir kuantum parçacığının


geçebileceği n tane Ist gibi son kuantum durumu varsa, bu kuantum
parçacığının Ii) ilk kuantum durumundan ayrılma olasılığı,


Ek l Belirsizlik ilkesi, Birbirini Tamamlama lıkesi ve 449
Elektroıı/ar/a Girişim, Kııaııtııııı Yolları

18
n

bağıntısıyla verilir. Burada, 1( s Ii),, l2 bu kuantum parçacığının Ii) ilk


kuantum durumundan n yinci son kuantum durumuna geçme olasılığıdır.

5.4. Olasılık Genliklerinin Çarpımı

Diyelim ki, bir kuantum parçacığı, 1i) ilk kuantum durumundan, 1s) son
kuantum durumuna: bir I a) ara durumu kullanarak, 1i) ➔ 1a) ➔ 1s)
biçiminde geçiyor. Bu kuantum parçacığının, ilk kuantum durumundan
son kuantum durumuna geçmedeki olasılık genliği; ilk durumdan ara
duruma, ara durumdan son duruma geçmedeki olasılık genliklerinin
çarpımına eşit olacaktır:

19

5.5. Eşanlı Olaylarda Olasılık Genliği

Diyelim ki, iki kuantum parçacığı, bulundukları I i1 ) , 1i 2 ) ilk


kuantum durumunlarından, 1s 1 ), 1s 2 ) son kuantum du~umlarına aynı anda
geçiyor. Bu iki parçacığın oluşturduğu kuantum sisteminin ilk durumdan son
duruma geçişindeki olasılık genliği,

20

bağıntısıyla tanımlanır. Burada, (s 1 ji1 ) l no lu parçacığın ilk durumdan son·


duruma geçmedeki olasılık genliği, ( s 2 1i2 ) de 2 no lu parçacığın yine ilk
durumdan son duruma, 1 no lu parçacık ile aynı anda geçmedeki olasılık
genliğidir.
450 Kuaııtum Fiziği

6. Elektronlarla Girişim Olayının Kuantuın Durumlarının Üst Üste


Binmesine Göre İncelenmesi

Elektronlarla gözlenen girişim olayını, durumların üst üste binmesi


ilkesine dayandırarak inceleyebilmek için her şeyden önce, iki yarıklı girişim
düzeneği ile durumlar arasında bir ilişki kurmak gerekir. ·

Şekil5
de görüldüğü gibi, bir elektronun K kaynağından (elektron
tabancasından) çıkması, onun ilk durumu olarak Ii) keti ile gösterilsin.
Tabancadan çıkan elektronların yarıklardan geçmesi ara durum olarak
adlandırılsın. Buna göre; bir elektronun ara durumu, l.yanktan geçtiğinde
1a 1 ) ve 2.yarıktan geçtiğinde I a 2 ) ile gösterilecektir. Öte
yandan,yarıklardan geçen elektronların perdeye ulaşması, onların son
durumu olarak Is) keti ile gösterilsin. O halde, bir elektronun kaynaktan
çıktıktan ve yarıklardan geçtikten sonra perdeye ulaşması, 1 i) ilk durumdan,
1a) gibi bir ara durumu kullanarak, 1s) son duruma ulaşması biçiminde
nitelenecektir, Şekil5.

Kaynak
r
Yarıklar Perde

Şekil5. İki yarıklı girişim düzeneği ile durumlar arasındaki ilişki


Ek I Belirsizlik ilkesi, Birbirini Tamamlama ilkesi ve 451
Elektroıılarla Girişim, Kua11tııııı Yolları

Böylece, bir elektronun, l.yarığı kullanarak ilk durumdan son


duruma geçmesindeki olasılık genliği, (19) bağıntısından .

21

· yazılır.
O halde, !.yarıktan geçen bu elektronun perde de Xo konumu
civarında bulunma olasılığı, ( 16) bağıntısından,

22

olacaktır. Bu bağıntı, girişim düzeneğinde yalnızca l.yarık açıkiken ki


duruma karşı gelmektedir. Yani, l.yank açık, 2.yarık kapalı iken perdeye
ulaşan· elektron sayısının x e göre dağılımı n 1 (x) (22) bağıntısına eşit
olacaktır. Böylece,

23

bağıntısına ulaşılır.

Benzer biçimde, bir elektronun 2.yarığı kullanarak ilk durumdan son


duruma geçmesindeki olasılık genliği, (21) deki gibi,

24

olur. Buna göre; 2.yarık açık, ·ı.yarık kapalı iken perdeye ulaşan elektron
sayısının x e göre dağılımını gösteren n 2 (x) de

25

olacaktır.

Öte yandan, yarıkların il<i.sinin birden açık olduğu durumda, bir


elektronun ilk durumdan son duruma geçmesini belirleyen olasılık genliği,
(17) bağıntısından,


452 Kuaııtıım Fiziği

(s Ii) =(si i) 1+(si i) 2


=(si a1) (q1 1i) +(si a2 )(a~ 1i) 26

yazılır.Böylece, iki yarık birden açık iken perdeye ulaşan elektron sayısının
x e göre dağılımını gösteren ız 12 (x) niceliği, (16) ve (26) bağıntılarından,

ız 12 (x) =l(sl i)j2

=l(sl i) ı + (s Ii) ılı 27

=l(s Ii) 1 12 +l(sl i) 2 !2 +(si i); (s Ii}ı +(si i); (s Ii) 1

biçiminde ifade edilir. Bu bağıntı, (23) ve (25) bağıntılarıyla karşılaştırı_lırsa

28

yazılır.

Görüldüğü gibi, (28) bağıntısı (13) bağıntısıyla aynı matematiksel


biçime sahiptir. Orada elektronun girişim olayını gerçekleştirmesi, onun
dalga özelliği göstermesine ve dalga fonksiyonlarının üst üste binmesine
göre açıklanmaya çalışılmıştı. Oysa, burada girişim olayı elektronun dalga
özelliği gösterip göstermemesine bakılmaksızın, onun ilk · ve son
durumlarının üst üste binmesi ilkesine göre açıklanmaya çalışıldı. O halde, ·
(27) ya da (28) bağıntısındaki son iki terim, girişim olayım niteleyen
terimdir, tıpkı (13) bağıntısında olduğu gibi.

7. Elektronların Yollarının İzlenebilir/İzlenemez Olmasının Girişim


Desenine Etkisi

Şimdi,
elektronlarla gırışım olayında, elektronların yollarının
izlenmesine ilişkin bir deneyin gerçekleşmesi için Şekil4 deki düzeneğe
benzer bir düzeneği göz önüne alalım, Şeki16.


Ek I Belirsizlik İlkesi, Birbirini Tamamlama ilkesi ve 453
Elektroıı/ar/a Girişim, Kııaııtııııı Yolları

c, ,,,,.~
,,
,, ,, ,, X
1 ,, ., .,.,
Ceı

Xo
K

~
1
1
1
1
......... 1
.. 1
......
Cr 1

!--.. . . ~
1
Aı 1
ı.
1
1
1 1 1

li> la> IF> Is>

Şekil6. Girişim· düzeneğinde elektronların yollarının izlenmesi. Yollara


ilişkin olasılık genlikleri ayrıca gösterilmiştir.

Şekil6daki düzenekte, F ışık kaynağı tarafından salınan fotonların


1. ya da 2. yarık arkasında rastladıkları elektronlar tarafından saçıldıklarını ve
A 1 ya da A 2 algıcı tarafından algılandıklarını varsayalım. Burada, kaynaktan
salınan fotonların dalgaboylarının çok büyük, en azından yarıklar arasındaki
d uzaklığı ile karşılaştırılabilecek kadar olduğu düşünülürse, A 1 algıcında
algılanan fotonun, hangi yarıktan geçen elektron tarafından saçıldığı
bilinmez. Aynı durum A2 algıcında algılanan foton için de geçerlidir. Ayrıca,
bu fotonlarla yarıkların arkasında karşılaşan elektronların da perdede Xo gibi
bir konuma ulaştıklarını varsayalım.
Bu durumda, yarıklardan geçerek perdeye ulaşan elektronların
olasılık genlikleri, (21) ve (24) bağıntılarından,

(s Ii) = ( s a
1 l 1) ( a 1 1i) = C ıe 29

(s Ii) 2 =(si a2 )(a 2 1i) =C 2 e 30


454 Kııaııtımı Fiziği

yazılır. Burada, C 1e ve C ıe sırasıyla l. ve 2.yarıktan geçen elektronların


olasılık genlikleridir.

Öte yandan, F ışık kaynağından salınan bir foton, l.ya da 2.yarık


arkasındaki elektron tarafından. saçıldıktan sonra ya A1 ya da A2 algıcında
algılanacağı için, bu fotona ilişkin olasılık genliği, onun ilk, ara ve son
durumlarına bağlı olacaktır. O halde, böyle bir fotonun ilk, ara ve son
durumunu tanımlamak gerekir. Şekil6 da görülüğü gibi;

1F), F ışık kaynağından salınan fotonun ilk durumu,


1a 1 ) , !.yarığın arkasında bir elektron tarafından saçılan fotonun ara
durumu,
1a 2 ) , 2.yarığın arkasında bir elektron tarafından saçılan fotonun ara

durumu,
1A 1 ) , A 1 algıcında algılanan fotonun son durumu, ·

1A 2 ) , A2 algıcında algılanan fotonun son durumu

olsun.
Bu tanımlara göre; F ➔ I ➔ A1 ya da F ➔ 2 ➔ A 2 yolunu
izleyen bir foton için olasılık genliğini,

31

ve F ➔I➔ A 2 ya da F ➔ 2 ➔ A1 yolunu izleyen bir foton için de

32

biçiminde yazabiliriz.
Şimdi,
bir elektronun perdede x0 konumunda ve bir fotonun da A 1
algıcında aynı anda algılandıklarını varsayalım. A 1 algıcında algılanan
fotonun, hangi yarığın arkasındaki elektron tarafından saçılan foton olduğu
bilinmemektedir. Bu nedenle olay iki ayrı süreç olarak ele alınabilir.
Bu süreçlerden biri, Şekil6 da görüldüğü gibi, K ➔ I ➔ x 0 yolunu
izleyen elektron ile F ➔ I ➔ A 1 yolunu izleyen fotonun aynı anda
gözlendiği durumdur. Bu süreçte, elektron için olasılık genliği Ceı ve foton


Ek I Belirsizlik ilkesi, Birbiriııi Tamamlama ilkesi ve 455
Elektro11larla Girişim, Kuaııtımı Yollan

için de CI dir. O halde, bu sürecin toplam olasılık genliği, (20)


bağıntısında, (29) ve (31) bağıntıları kullanılarak bulunur:

33

Yukarıda sözü edilen süreçlerden ikincisi ise, K ➔ 2 ➔ x 0 yolunu


izleyen elektron ile F ➔
2 ➔ A1 yolunu izle>'en fotonun aynı anda
gözlendiği durumdur.Şekil6 da görüldüğü gibi, bu durumda elektron için

olasılık genliği Ce 2 ve foton için de C~ dir. Bu süreçteki toplam olas_ılık


genliği, (33) bağıntısına benzer biçimde,

34

yazılır.

Böylece fiziksel olarak birbirinden ayırt edilemeyen bu iki sürecin


oluşturduğu (bir elektronun perdede Xo konumunda, bir fotonun · da A1
algıcında aynı anda algılandığı olayın) toplam olasılık genliği, (33) ve (34)
bağıntıları (17) bağıntısında kullanılarak bulunur.

35

Benzer biçimde, bir elektronun perdede Xo konumunda, bir fotonun


da A 2 algıcında aynı anda algılandığı bir olayı ele alabiliriz. Bu olay da
tıpkı yukarıdaki olay gibi, birbirinden ayırt edilemeyen iki ayn süreçten
oluşmaktadır. ·
Süreçlerden biri, K ➔ 2 ➔ x0 yolunu izleyen elektron ile
F ➔ 2 ➔ A2 yolunu izleyen fotonun aynı anda ·algılandığı süreçtir. Bu
süreçte Şekil6 da görüldüğü gibi, elektron için olasılık genliği, C eı ve foton
için C I dir. Böylece bu sürece ilişkin toplam olasılık genliği,

36

. yazılır.


456 Kuaııtuın Fiziği

Olaydaki ikinci süreç ise, K ➔ 1 ➔ x 0 yolunu izleyen elektron ile


F ➔ 1 ➔ A 2 yolunu izleyen fotonun aynıanda algılandığı süreçtir. Buna
karşı gelen olasılık genliği, Şekil6 dan görüldüğü gibi,

37
yazılabilir. O halde, bu olaydaki toplam olasılık genliği, (35) bağıntısına
· benzer biçimde, (36) ve (37) bağıntılarının toplamı olacaktır:

38

O halde, bir elektronu perdede Xo konumu civarında, bir fotonu da


A 1 ve A2 algıçlarından herhangi birinde aynı anda algılama olasılığı, (35) ve
(38) ile verilen olasılık genliklerini (18) bağıntısında kullanarak ifade
edilebilir. Buna göre, anılan olasılık Pile gösterilirse,

p = l(s,4li,F)l2

=l(s,A1 li,F)l 2+l(s,A2li,F)l 2

yazılır. Bu bağıntıdan

39

sonucuna ulaşılır. Bu bağıntının 2.satırında yer alan ifade, elektronlarla


oluşan girişim olayını tıpkı (13) ve (28) bağıntılannda
niteleyen niceliktir,
olduğu gibi.
Burada unutulmaması
gerekir ki, (39) bağıntısına ulaşırken, ışık
kaynağı tarafından salınan fotonların dalga boylarının yarıklar arasındaki d
uzaklığı .ile karşılaştırılacak kadar büyük olduklarını varsaymıştık. Bu
nedenle A 1 ya da A 2 algıcında algılanan bir fotonu saçılmaya uğratan


Ek l Belirsizlik ilkesi, Birbiriııi Tamamlama ilkesi ve 457
Elektroıılarla Giriıiın, Kuaııtııııı Yolları

elektronun hangi yarıktan geçen elektron olduğunu anlayamamıştık. Burada,


F ışık kaynağından salınan fotonlann dalgaboylarının çok büyük olması,
frekanslarının, dolayısıyla sahip oldukları enerjilerinin çok küçük olması
demektir.
Şimdi yukarıdaki varsayımın aksine, ışik kaynağı tarafindari salınan ·
fotonlann dalgaboylarının küçük olduğu durumu inceleyelim.
Eğer fotonların
dalgaboylan küçülürse, !.yarığın arkasındaki bir
elektron tarafından saçılan fotonun A2 algıcında ve 2.yarığın arkasındaki bir
elektron tarafından saçılan fotonun da A 1 algıcında algılanma olasılığı
küçülür. Bu demektir ki, fotonlann dalgaboyları kısaldıkça, (32) bağıntısıyla
verilen c;olasılık genliği küçülür. Oysa, c;
nün küçülmesiyle, (39)
bağıntısındaki değerler küçülür.
Sonuç olarak, fotonlann dalgaboyu, c; =0 olacak kadar
küçültülürse girişim terimi tümüyle sıfır olur ve (39) bağıntısı,

40

biçimini alır.
Şekil6 dan da görüldüğü gibi, c; =0 olması .demek, Aı algıcında
yalnızca !.yarıktan geçen elektronlar tarafından saçılmaya uğrayan
fotonların ve A2 algıcında da yalnızca 2.yarıktan geçen elektronlar tarafından
saçılan fotonların algılanması demektir. Yani bu durumda, hangi elektronun
hangi yarıktan geçtiği izlenebiliyor demektir. Böyie bir sonuç, (40)
bağıntısından da görüldüğü gibi, girişim deseninin kaybolması anlamına
gelmektedir.
Aynca fotonların dalgaboylarının küçük olması, onların
frekanslarının dolayısıyla enerjilerinin büyük olmasına karşı gelmektedir.
Demek ki; elektronlar enerjileri çok büyük olan fotonlarla çarpıştıkları
zaman girişim deseni bozuluyor. Bunun ne anlama geldiği Heisenberg
belirsizlik ilkesinde yatmaktadır. Oysa, (39) bağıntısına ulaşırken saçılan
fotonların enerjileri çok küçüktü ve bu durumda girişim deseni
bozulmuyordu. Başka bir deyişle, orada hangi elektronun hangi yarıktan
geçtiği izlenmiyordu!

Öte yandan, yarıklardan herhangi birinin arkasındaki elektron


tarafından saçılan bir fotonun A 1 ve A2 algıçlannda algılanma olasılıkları
birbirine eşit olabilir. Bu durumda, Şekil6 dan da görüldüğü gibi, C 1 = c;


458 Kııaııtum Fiziği

demektir. O halde, bu özel durumda elektronun perde de x0 konumunda,


fotonun algıçlarından birinde aynı anda algılanma olasılığı, (39) bağıntısında
C1 = c; alınarak bulunur. Böylece,

P=ıjc1 I' [ Jc,,J' +Jc,,J 2 }ıjc1 I' [c"c;, +c;,c, 2 ]


=2 lcı 12 ıcel + Ce2l 2 41

bağıntısına ulaşılır. Hatta, C 1 = c; olması nedeniyle, (18) ile verilen

olasılıkların tamlık koşulundan, lcıl 2 +ıc;r =1 ve lcıl 2 =1c;1 2 =112


olacağı için

42

bağıntısı da yazılabilir.
(41) bağıntısından görülüyor ki, ilk satırın son terimi girişime ilişkin
bir terimdir. Öte yandan, aynı bağıntının 2.satırındaki biçimi ya da (42)
bağıntısı, l.ve2.yarıklardan çıkan elektronlara ilişkin olasılık genliklerinin
çizgisel toplamının karesini içermektedir, tıpkı (12) bağıntısının dalga
fonksiyonlarının toplamının karesini içerdiği gibi.

Demek ki, çift yarıklı düzenekte elektronlarla girişim olayı,


elektronların olasılıkgenliklerinin toplanmasına bağlı olarak açıklanabilir.
Aiıcak girişim olayının kaybolduğu duruma karşı gelen ve c;
=0 alınarak
ulaşılan (40) bağın tısında, elektronların olasılık genliklerinin toplamı yerine,
olasılıkların kendilerinin toplamı göze çarpmaktadır.
· Görülüyor ki, ışık ile gözlenen girişim desenini açıklamak için
klasik fizik dalga fonksiyonlarının üst üste binmesi gibi bir ilke oluşturmak
zorunda lcalmıştır. Hatta, ışıkta girişim olayını ilk kez gözleyen Young
girişimi ışık dalgasının olmazsa olmaz bir özelliği olarak tanımlanmıştı.
Ona göre, girişim dalgaların ~oğal özelliklerinden biridir. Yani, bir anlamda
dalga varsa girişim kesinlikle vardır.
Öte yandan, çift yarıklı düzenekte elektronlarla girişim olayının
gözlenmesi, ışıktaki gibi dalga fonksiyonlarının üst üste binmesi ilkesiyle
açıklanabildiği için, kuantum parçacıkları adı verilen bu tür parçacıklara
hemen dalga özelliği taşıyor yakıştırması yapıldı. Daha da ileri giderek,


Ek 1 BelirsiıJik hkesi, Birbiriııi Tamamlama hkesi ve 459
Elekıroıılarla Girişim, Kuaııtum Yolları

fizikte kuantum parçacıklarının bazı özelliklerini açıklamak için de Broglie


dalgası, dalga fonksiyonu, dalga denklem~- dalga mekaniği gibi kavramlar
bir biri ardına tanımlandı, ya da türetildi.
Elektronların çift yarıklı düzenekte girişim deseni oluşturmasını,
dalga fonksiyonlarının üst üste binmesi ilkesiyle açıklayabilmemize karşın,
olay tam olarak çözümlenmiş sayılamaz. Çünkü, çift yarıklı düzenekte hangi
· elektronun hangi yarıktan geçıiğini izlemek.için uygulanan işlem sonunda
girişimin kaybolması, dalga fonksiyonlarının .üst üste binmesi ilkesi
kullanılarak bulunan (13) bağıntısıyla açıklanamamaktadır.

Öte yandan elektronlarla girişim olayının incelenmesi için kuantum


durumlarının üst üste binmesi ilkesini kullanarak türetilen (39) bağınusı,
hem girişim olayını hem de hangi elektronun hangi yarıktan geçtiğini
ararken girişim deseninin bozulmasını açıklayabilmektedir.
Eğer, (39) ·bağıntısında C~ =O alınırsa bağıntı girişim deseninin
bozulduğu duruma, yani toplam olasılığın olasılıkların genliklerinin
toplamınınkaresine değil, olasılıkların kendilerinin toplamına eşit olduğu
duruma dönüşür. C~ =O demek, A 1 algıcında yalnızca !.yarığın arkasındaki
bir elektron tarafından saçılan fotonlann ve A2 algıcında da yalnızca
2. yarığın arkasındaki bir elektron tarafından saçılan fotonların algılanması
demektir. Yani, bu durumda hangi elektronun hangi yarıktan geçtiği
izleniyor demektir. Bu da girişimin bozulması anlamını taşır.
Eğer, (39) bağıntısında C1 = C~ alınırsa bağıntı, girişim deseninin
bozulmadığı duruma, yani toplam olasılığın olasılıkların toplamına değil,
olasılık genliklerinin toplamının . karesine eşit olduğu duruma dönüşür. ·
C 1 =C~ demek, A 1 algıcında. hem !.yarığın arkasındaki bir elektron
tarafından saçılan hem de 2.yarığın arkasındaki
bir elektron tarafından
saçılan fotonların algılanması
demektir. Aynı şey A2 algıcı için de geçerlidir.
Oysa bu durum, hangi elektronun hangi yarıktan geçtiğinin bilinmemesi
anlamına gelir. Yani, elektronlarla girişim olayı gerçekleşir.

Görülüyor ki, klasik fizikte dalga fonksiyonlarının üst üste binmesi


ile kuantum kuramında kuantum durumlarının üst üste binmesi matematiksel
olarak aynı şeyler olmalarına karşın, fiziksel olarak birbirinden farklı
şeylerdir:


460 Kııaııtıım Fiziği

8. Kuantum Yolları

Bir elektron kaynağından çıkan elektronların,


kaynaktan belli
uzaklığa yerleştirilmiş bir algıç tarafından algılandığını varsayalım. Ancak,
kaynak ile algıç arasındaki ortama fiziksel bir özellik kazandırmak için
üzerinde delikler bulunan duvarlar yerleştirelim.
İlk olarak Şeki17 de görüldüğü gibi, üzerinde 2 delik bulunan bir D 1
duvarı yerleştirilmiş düzenek ile işe başlayalım.

Dı X

Şekil7. Üzerinde iki delik bulunan bir D 1 duvarının yerleştirildiği ortam


Böyle bir ortamın, daha önce incelediğimiz
iki yarıklı girişim
düzeneğinde oluşan ortamla aynı olduğu kolayca görülmektedir. Şekilden
görüldüğü gibi, K elektron kaynağından çıkan elektronların D 1 duvarını
geçtikten sonra A algıcındaki x0 konumuna ulaşmasının iki ayrı yolu vardır.
Kuantum yollan adı verilen bu yollardan biri KlA, öteki de K2A yoludur.
İki yarıklı girişim düzeneğinde olduğu gibi, elektronların A algıcında x0
konumu civarında bulunma olasılığı, (26) ve (27) bağıntılarına göre,

43

olur. Eğer, (s Ii}ı, (s Ii}ı nicelikleri sırasıyla KlA ve K2A kuantum


yollarına ilişkin olasılık genlikleri ise,
2

(s Ii) =L (s Ii)
j=I
j =(s Ii), + ( s Ii) 2 44


Ek I Belirsizlik ilkesi, Birbirini Tamamlama İlkesi ve 461
Elektroıılarla Girişim, Kııaııtııııı Yolları

bağıntısı toplam olasılık genliği adını alır. Bu tanım kuşkusuz, yukarıda


tanımladığımız toplam kuantum yolu kavramı ile uyum içindedir.
Şimdi, ortama D 1 duvarına ek olarak üzerinde üç delik bulunan
ikinci bir duvar daha yerleştirelim. Şekil8.


X

r""'=::::::::::::--_.:::ıA
_____,,,..Xo

Şekil8. Kaynak ile Algıç arasına D1 ve D2 duvarlarının yerleştirildiği bir


ortam
Şekilden görüldüğü
gibi, böyle bir ortamda kaynaktan çıkan
elektronların A algıcına ulaşmasının; Kl3A, Kl4A, Kl5A, K23A, K24A,
K25A olmak üzere tam altı ayn yolu vardır. Buna göre, bu altı kuantum
yoluna bağlı olarak ortamdaki toplam olasılık genliği, (44) deki gibi,

(sli)= I(sli) j 45
j=I

olacaktır.
Demek ki, K kaynağından çıkan bir elektronun A algıcında Xo
konumu civarında bulunma olasılığı,

46

olacaktır.

Yukarıdaki inceleme, K elektron kaynağı ile A algıcı arasındaki


ortama, üzerinde giderek artan sayıda delik bulunan duvarlar yerleştirmekle,
ortamdaki delik sayısının, buna bağlı olarak da kuantum yolu sayısının
arttığını göstermektedir. Örneğin, ortama Dı, D2 duvarlarına ek olarak,

' J
462 Kuaııtuın Fiziği

üzerinde dört delik bulunan D3 duvarı yerleştirilseydi, elektronların algıca


ulaşmasının 24 ayn yolu olacaktı. Demek ki, bu durumda elektron için 24
kuantum yolu vardır. Böylece K elektron kaynağı ile A algıcı arasına duvar
yerleştirme işlemi sürdürülürse, ortam Şekil9 daki gibi, duvarla doldurulmuş
olur. Duvar sayısı arttıkça, delik sayısı da artacağı için bu ortam delik ile
doldurulmuş olur.

D 1 D2D3 .......... . X

Şeki19. Çok sayıda duvarla doldurulmuş bir ortam

Sonunda, kaynak ile algıç arasında, sanki hiç duvar yokmuş gibi,
tümüyle delik dolu, bir ortam elde edilir. Ortamdaki kuantum yolu sayısı,
delik sayısına bağlı olduğu için, tümüyle delik dolu bir ortam, iki tanesi
Şekill0a da gösterilen kuantum yolları ile dolmuş olacaktır.

A
Xo A
Xo
K

□ (a)
o (b)
o
ŞekillO. Elektronların kaynak ile algıç arasındaki yolları: a) Kuantum,
b) Klasik.

O halde, kaynak ile algıç arasında hiç duvar yokmuş gibi algılanan
Şekil 10a daki ortamda toplam olasılık genliği, kaynak ile algıç arasındaki
olası kuantum yollarına ilişkin olasılık genliklerinin toplamı olacaktır:


Ek I BelirsiıJik hkesi, Birbiriııi Tamamlama ilkesi ve 463
Elektroıılarla Giri$iıı~ Kııaııtııııı Yolları

47

Oysa, kaynak ile algıç arasında duvar olmadığı, yani boş olduğu
zaman, kaynaktan çıkan bir parçacığın algıca ulaşmasının yalnızca bir tek
yolu vardır. Şekill0bde gösterilen bu yol tanımına klasik yol adı verilir. ·
Demek ki, kaynak ile algıç arasında klasik fiziğe göre bir tek yol
varken, kuantum kuramına göre çok sayıda yol vardır. Böyle bir ortamdaki
toplam olasılık, bu yollara ilişkin olasılık genliklerinin tümü göz önünde
tutularak bulunduğu için, kuantum kuramında, kuantum yollarının toplamı
toplam kuantum yolunu verir. ·
Kuantum yollarının toplanması kavramı, Heisenberg belirsizlik
ilkesiyle de uyum içinde olan bir· kavramdır. Örneğin, Şekill 1 de görülen
vadinin içinde A noktasında durgun tutulan m kütleli makroskopik cismi göz
önüne alalım.

Düşey

Şekilli. Vadi içinde bulunan m kütleli bir cismin hareketi.

Klasik kurama göre, vadinin A noktasından harekete başlatılan m


kütleli makroskopik cişim, bir süre vadinin çukurunda ileri/geri hareket
ettikten sonra Xo konumunda durur ve bu durumunu sonsuza dek sürdürür.
Şimdi, A noktasında m kütleli makroskopik cisim yerine bir mikroskopik
cismin, örneğin bir elektronun, olduğunu varsayalım. Kuantum kuramına
göre, elektron vadinin çukurunda, makroskopik cisim gibi, sonsuza dek
hareketsiz kalamaz. Eğer böyle olsaydı, elektronun konumu ve çizgisel ·
momentumu aynı anda, tıpkı makroskopik cisimde olduğu gibi, hiçbir
bel~rsizlik içermeyecek biçimde ölçülebilirdi. Oysa, Heisenberg belirsizlik
ilkesi, bir kuantum cisminin konum ve momentumunun hiçbir belirsizlik
içermeyecek biçimde aynı anda ölçülemeyeceğini söylemektedir.
464 Kuaııtıım Fiziği

Demek ki, kuantum kuramına göre, elektron vadinin çukurunda


ileri/geri hareket yapar, yani durgun kalamaz. Klasik kurama göre, m kütleli
cismin vadinin çukurundaki konumunun zamana bağlılığı Şekil12a da
görüldüğü gibidir. Yani m kütleli cismin x0 konumunda durduğu an, zaman
başlangıcı olarak alınırsa, konumun bundan sonra hep x0 değerinde değişmez
kalır.

Xo

o (a) zaman o (b) zaman

Şekil12. m kütleli cismin konum-zaman grafiği: a) Klasik, b) Kuantum

Oysa elektronun konum-zaman grafiği, x0 çerçevesinde ileri/geri


hareket etmesinden ötürü, Şekil 12b deki gibi olacaktır.

9. Yararlanılan Kaynaklar

1) Modern Atomic and Nuclear Physics


F. Yong and J.H.Hamilton
Mc Graw-Hill 1996 (7.Bölümü)
2) The Quantum Universe
Tony Hay and P.Walters
Cambridge Univ.Press 1987 (1. ve 2.Bölümleri)
3) Modem Physics
H.C.Ohanian
Prentice-Hall 1987 (1. ve 5.Bölümleri)
4) The Feynman Lectures on Physics
R.P.Feynman, R.B.Leighton and M.Sands
Addison-Wesley Pub. Yol III. 1965
(1., 2. ve 3.Bölümleri)


Ek 1 Belirsiı/ik ilkesi, Birbiriııi Tamamlama ilkesi ve 465
Elektroıılarla Girişim, Kuaııtııın Yolları

EKii

TEMEL DEĞİŞMEZ NİCELİKLER

Iş~ğıiı boşluktaki yayılma hızı· . c=2.99792x 108m/s


Temel elektriksel yük e=l.60219xl0" 19C
Avogadro sayısı No=6.02205 x 1023 1/mol
Faraday değişmezi F=9.64846x 104C/mol
Boltzmann değişmezi k=l.38066xl0·23J/K
Evrensel gaz değişmezi R=S.31441 1/mol
Elektronun kütlesi n:>c=9.10953xl0· 31 kg
Elektronun yükü lel=l.60219xl0- 19C
Elektronun yükünün kütlesine oranı lejı nıe = 1. 75880xl0 11 C/kg
Protonun kütlesi 1np=l.67265xl0·27 kg
Protonun kütlesinin elektronun nyn:>c=l836.15
kütlesine oranı
Elektronun klasik yarıçapı r=2.81794xıo· 15m
Elektronun Compton dalgaboyu Ac =2.4263lxl0" 12m
Bohr magnetonu µ 8 =9.27408xıo·241rr
Çekirdek magnetonu Pn = 5.05082xıo· 211rr
Bohr yarıçapı (H atomu) ao=5.29177x10- 11 m
Hidrojen atomunda Rydberg enerjisi R8 =1.09678xl07 1/m
Planck değişmezi · h=6.62618xl0·34JS
h =1.05459 xıo· 34JS
İnce yapı yarılma çarpanı a = 7.29735xıo· 3

Kaynak: Atom ve Molekül Fiziği (Çeviri)


F.Köksal ve H.Gümüş
Bilim yayımcılık, Ankara 1999
466 Kııaııtum Fiziği

EKIII

MATEMATİKSEL BAĞINTILAR

Kavramların oluşturulması ve örneklerin çözülmesi sırasında kullanılan ya


da soruların çözümünde okuyucu tarafından kullanılacak olan matematiksel
bağıntılardan bazıları aşağıdadır.

1. f Siızxdx = -Cosx
2. f xSinxdx = Sinx - xCosx
3. f Sin2xdx= x - Sin2x 2 2

x2
4. f .
X S zn X
2 dx xSin2x
=---------
4 4
Cos2x
8

5. f x2Sin2xdx= x36 -(xı4 _.!.)sin2x-


8
xCos2x
4

6. f . xdx = Cos3 3x - Cosx


Sın
3

1. f Cosxdx =sin x
8. JxCosxdx =Cosx + x sin x
9. Jc dx =-+--
OS X
x Sin2x
2
2

10• JC X OS X
2 dx x2 xSiıı2x
=-+---+---
4 4
Cos2x
8


Ek I BelirsiıJilc ilkesi, Birbiriııi Taınaınlaına ilkesi ve 467
Elektroıılarla Giriıüıı, Kuaııtuıİı Yolları

11. Jx Cos xdx=-+


2 x (x- - -1) .
2
3 2
xCos2x
Sın2x+---
6 4 8 4

S X . 3
12. JCos xdx =Sınx--
3
3-
• ın

13. Js . ınx
Co~xdx =Sin
--
2
x
2

14.
.
JSınxCos 2
xdx =-
Cos 3 x
.3

15.
.
JSınxCos Cos x
xdx=---
3
4

. 4

16. JCosxSın. 2
xdx = - -
.
Sin 3 x
3

17. JCosxSın. xdx = -Sin


-4-
x 3
4

18. J0 -.!!!._ =
00
1l P>l
l+xP · . tı
pSın-
P

n=0,1,2, ....... .

20. J000
e-.rl dx = Jii

.
22. J.. xe -ddx =-a
. o
ı -ı
2


468 Kuaııtıım Fiziği

.J"ii -"ı/ 2
23. f
o
oo ,
x-e
-ax2 dx.
=-a ·
4

2
f x 4 e -aı- c:x=--a
3-J"ii -5/2
00
/.
25.
o 8

26. (1 ± x) 1' 2 = 1 + _!_x _ .!_x 2 ± ..!_x 3


2 8 16

27. ( 1 ± x )
3/ 2
= 1 + -3 x + -3 x 2 +- -1x 3
2 8 16

28 . (1 +
_x )-1/2 =1- 1 3 2 +-x
+-x+-x - 5 3
- 2 8 16

29. (ı + x t 1 =1 + x + x 2 + x 3

30. (1 +
_x )3/2 =1- 3 15 2 +-x
+-x+-x - 35 3

2 8 16

Kaynak: Tables of Integrals and Other Mathematical Data


H.B. Dwight
The Macmillan Comp. 1961


469

EKIV

HERMİTE POLİNOMLARININ BAZI ÖZELLİKLERİ

Kuantum salınıcıya ilişkin kavramların türetilmesine ya da soruların


çözülmesinde yararlanılan Hermite polinomlarmın taşıdığı bazı özellikler.
n=O, 1, 2, ...... kuantum sayısı, ç, boyutsuz değişken bir nicelik olmak üzere:

1. 2 ÇHn(Ç)= Hn+ı(Ç)+2nHn.ı(Ç)

2. ç,2H0 (ç,)=: Hn+ı(Ç)+( n+ ~)Ho(ç,)+n(n-l)Hn.2(Ç)

n-:/= nı

n =nı

Kaynak: lntroduction to the Structure of Matter


J.J. Brehm and W.J.Mullin
John Wiley 1989

I
470

EKV

TEK ELEKTRONLU ATOMLARDA KONUMUN


BEKLENEN DEĞERLERİ

a, (5.18) bağıntısıyla verilen nicelik, n asal kuantum sayısı, .f, açısal


kuantum sayısı olmak üzere:

ı. (r),, =an 2 [ı+ ~(ı- l(:;ı))]

2. (r 2 }., =a 2 n4 [1+ !(ı- l(l+:),-1/ 3)]


3. (r'}., =a n [1+ ~ {ı- :, (!~ -:(l+2Xt-ı))+ ~ l'(l+1Xt+2Xt-ı)}]
3 6
4

Kaynaklar:

1. Introduction to the Structure of Matter


J.J. Brehm and W.J.Mullin
John Wiley 1989
2. Atom ve Molekül Fiziği (Çeviri)
F.Köksal ve H.Gümüş
Bilim Yayıncılık, Ankara 1999


471

DİZİN
Bağlı kuantunı sistemi; 102
A
Açısal hız işlemcisi: 57 ---dalga fonksiyonıı:129,140.146.170

Açısal 1,.,ıantum sayısı; 196,198,204 198,266,350,


Açısal momentum; 179 356,413
--bileşenleri; 185,207 --- olasılık yoğunluğu; 350,400,413
-büyüklüğü; 184,203 -·· Schrödinger denk.; 127,138,143,
çok.elek.atom--: 374,395 149,156,168,187
--işlemcileri: 186,204 Bağlı olmayan kuantum sist.; 1O1
-- kuantumlanması; 38,191,202 ---- dalga fonksiyotıu; l03
-- öztekleri; 204 --- olasılık akısı; 104,117
tek.elek.atom--; 252 ---- olasılık yoğunluğu; l03
toplam--; 295 ---- Schrödinger denklemi: 103
-- uyuşum bağ.; 207 Balmcr serisi; 21,284
- vektör modeli; 219 Basamak potansiyeli; 107,119
Alt kabuk; 3S8.368 -- geçme katsayısı; 117
Anormal Zeeman olayı; 329 -- Schrödinger denklemi; 109
Antisimdal.fonk.; 87,35S,400,407,416 -- yansıma katsayısı; 11 1. 117
Anti uyuşum bağıntısı; 231 • Beklenen değer; 67,91
Artık potansiyel; 364,414 açısal momentumun--; 199,205,217,222
Artırma işlemcisi; 210,213,226,290 223,22S,253,297,366
Asal kuantum sayısı; 257,262,265 çizgisel momentumun--; 164
Aşın ince yapı: 332 enerjinin--; 129,140,145,150,168,
--- etkileşmesi; 332,394,397 336,3S 1,39 I ,412,422
--- katsayısı; 394 konumun--; 68,136,277,281,470
•·· yarılması; 334,394 magn.momentin--; 294,315.324
Atom; 2 Belirgin x-ışın.spekt.; 421
Atomun: 20,250,345 Belirsizlik ilkesi; 28,34,39,46,135,148
Berilyum; 360
- kinetik enerjisi; 20,181 Birbirini tamam.ilkesi; 436
- potansiyel enerjisi; 20,251,347 Birbirinden bağ.par.yakl.; 348,413,422
• taban enerji dur.; 20 Birlenme katsayısı; 63
- toplam enerjisi: 20,181,350 Bohr kuramı; 20,26
- uyarılmış enerji dur.; 20 Bohr magnetonu; 287 ,333,46S
Atom modeli: 18 Bohr yançapı; 258,465
Bohr--; 18,23 Bohr un atom modeli; 18,23
Rutherford--; 18 Boltzmann değişmezi; 7,46S
Avogadro sayısı; 6,465 Bor; 362
Azaltma işlemcisi; 2 l0,226 Bose-Einstein parç.; 35S
Azot çekirdeği; 404 Bozon parç.; 3S5
Bra vektörii; 87
B Brackett Serisi; 21,284
Bağlaşımlı gösterim; 240 Brcmsstrablung, 418
Bağlaşımsız gösterim; 239,29S
472 Kııaııtum Fiziği

--- top.açs.momentum; 374,394


C --- top.mag.kuan.say.; 366,374
Compton dalgaboyu; 17.45 --- top.spin açs.mom,; 366
Compton kayması; 14 --- top.spin kuan.say.; 366
Compton olayı; 14,425 --- top.spiıı mag.kuan.say.:392
Conıpton saçılması; 17 --- top.yör.açs.mom.; 366
Coulonıb çek.etki; 345
D
ç Dağılganlık; 69,98, 173,245
Çakışık dalga fonk.; 75 Dalga fonksiyonu: 49
Çakışık enerji düzeyi; 142 basamak potansiyelinde--; 109,112, 116
Çakışık olm.enerj.düz.; 131 çok elek.atomda--; 350
Çakışma sayısı; 266,269.271 dönme hareketinde--; 191
Çekirdek jiromag oranı; 332 helyum atomunda--; 413
Çekirdek kuantunı sayısı; 332 hidrojen atomunda--; 266
Çekirdek magnetonu; 332,465 iki boy pot.kuyusunda--; 140
Çekirdek magnet. mom.; 332,394 potansiyel engelinde--; 125
Çekirdek spekt.yar.çarp.; 394 serbest parçacıklarda--; 103
Çift fonksiyon; 87 tek boy.kuan.salınıcıda--; 161
Çift oluşumu; 3 tek boy.pot.kuyusunda--; 129
Çift yok oluşu; 3 tek elek.atomda--; 270,278
Çizgisel momentum; 56,65, 164,176,434 üç boy.pot.kuyusunda--; 145
Çizgi spektrumu; 418,420 üç boy .kuan.salınıcıda--; 168,170
Çizgisel soğurma; 427 Dalga fonks.çakışması; 75
Çizgisel zayıflama kat.; 426 · Dalga fonks.sim.özell.; 85,400
Çok elektronlu atomlar; 345 Dalga fonk.özellikleri: 59
--- aşın ince yapı yarılması; 394 --birbirine dikliği; 62,76
--- aynı alt kabuktaki elek.; 371 --birlenmesi; 62,76
--- dalga fonk.sim.özelliği; 400 --iç çarpımı; 61
--- Değerlik elektronları; 361 --toplanabilirliği; 61
--- farklı alt kabuk.elek.; 368 --yansımışı; 60
--- ışımalı geçiş kuralları; 390 --üst üste binmesi; 25,37
--- jj bağlaşımı; 365 Dalga mekaniği; 39
--- kapalı kabuk; 36 I Dalga paketi; 42,43
--- LS bağlaşımı; 365,373 -- evre hızı; 41,44,104
--- magnetik etkileşme; 391 -- grup hızı; 41,104
--- Schrödinger denk.; 346,350 Dalga parç.ikililiği; 31,38,45;133,437
--- seçim kuralları; 390 Dalga sayısı; 41,55,109,129,141,145
--- spektroskopik gösterim; 367,357 Dalgalı yapı; 437
--- spektroskopik yar.çar.; 392 De Broglie dalgaboyu; 25,38,437
--- spin yör. etkileş.; 364,375 Değerlik elektronları; 361
--- taban enerji dur.; 358 Dinamik değişken; 63
--- tek parç.ener.dur.; 351 Dipol geçişleri; 31 O
--- tek parç.kuan.dur.; 354 Dirac gösterimi; 87
--- top. açs.kuan.say.; 374,385 Dirac kuramı; 3 l O
473
Diı.iıı

tek elek.atomda--; 266


Dop-usal işlemciler; 71
Uç boy .kuan.salınıcıda--; 168
Döndürme işlemcileri; 87 Uç boy.pot.kuyusunda--; 144
Dönme hareketi: 180 Enerji özdeğer denk.; 60,130
iki boy.uzayda--; 188
Enerji yoğunluğu; 10
Uç boy.uzayda--; 192
Enerjideki belirsizlik; 30
Durum denklemi; 8,49.128 Ener.kuantumlanması.; 18,38, 130,159,168,
Düğüm noktası; 132
264
E En olası uzaklık; 273
Eksilten işlemci; 209 Eski kuan.kuramı; 23
Elektrik dip.geçişi; 281 ,31 O
Etkin potansiyel; 181,202
Elektrik dip.mom.genl.; 281
Etkin yük; 349
Elektron-ant! elek.; 425 Eşanlı olay.olas.geııliii,; 449
Elektron boşluğu; 422 Eşdeğer elektron; 371
Elektron-elek.etki; 345,348.360,363,
Eşdeğer olm.elektron.; 368
412
Evrensel gaz değişmezi; 465
Elektronlarla girişim; 25,443
Elektronun: F
açısal momentumu; 252
Faraday değişmezi; 7,465
ara kuantum dunımu; 450 Fermi-Dirac parç.; 354
Compton dalga boyu; 17,45
dalga özelliği; 31
Fermiyon; 354
Foton; 13,45,437
F ock , JS'f
1
de Broglie dalgaboyu; 25 Fotoelektron; 425
ilk kuantum dunımu; 448
Fotonun:
jiromagneti k oranı; 286,293 ara dunımu; 454
kuantum dunımu; 446 durgun kUtlesi;45
olasılık genliği; 443 frekansı; 24
parçacık özelliği; 31
ilk dunımu; 454
- spin açısal mom.işlem.; 228 olasılık genliği; 454
- spin aşağı dunımu; 227 son dunımu; 454
spin kuantum sayısı; 224,227
spin mag.kuan.sayısı; 224 G
spin rnag.momenti; 293 g-çarpam; 286,312,325
spin yukarı dunımu; 224 Geçirgen ortam; 427
Enerji diyagramı; 21,142,147. 160,381,397, Geçme katsayısı; 117,122,125
414,424 Girişim; 439,443
Enerji durumu; 20 Gong Sualong; 437
Enerji düzeyi; 18,142,147,160,269,284,308 Göreli etki; 304
319,322,326,331,337,359,378 Göreli katkı; 305
Enerji bamiltoniyeni; 67 Göreli kine.enerji.; 304
Enerji işlemcisi; 57,80,301 Grup hızı; 41,45,104
Enerji kuantumu; 10
Enerji özdeğeri; 67
çok elek.atomda-; 350
helyum atomunda--; 41 l
iki boy.pot.kuyusunda--; 141,442
tek boy.pot.kuyusunda--; 129
474 Kııaııtum Fiziği

İnce yapı yarılması; 306,373


H ı-ı~o"'l (/s1\~\.:a'~ ➔\..\<..~t K""ı:o.""~ .r,ı\,.,,, tı.
Hareket değişmezi; 79 İnce yapı yar.çarpanı; 23,304,465
Hareket denklemi; 291 H~-tlr.Q..~i 3.5"i İndirgenmiş kütle; 180,250
Helyum atomu; 360.4 l O İstatistiksel ağırlık; 147
İş fonksiyonu; 12
fl evrensel değişmezi; l 1, 17 ,25
Helyum atomunun: 410 işlemci; 63
--enerjiözdeğeri;4l0 İşlemciler: 63
-- özfonksiyonları; 410,414 doğrusal-; 71
-- Schrödinger denk.; 410 hareket değ.olan.-; 78
-- spek.gösterimi; 410 hemıitiyen-; 72
-- taban erier.dur.; 413 uyuşan-; 76,91,208,225,235,240
-- tekli durumu; 415 uyuşmayan-;76,91 ,208,225,253,288,
-- uyarılmış ener.dur.; 415 İşlemcilerin: 63
-- üçlü durumu; 415 - beklenen değeri; 67
Heisenberg belir.ilkesi; 28,34,39,135, - dalga fonk.etkisi; 64
148,434 - özdeğer denklemi; 66
Hermit polinomlan; l 62,469 - uyuşum bağ.; 76,91
Hermitiyen işlemciler; 72,74,95 - yer değiştirmesi; 76,91
Hidrojen atomu; 24,258,337,361 İyi kuan.sayısı; 295,302
Hidrojen atomunda: 18 İyonlaşma enerjisi; 36 l
-- Balmer serisi; 21,284 İzinli geçişler; 283,423
-- Brackett serisi; 21,284
J
-- ışımalı geçişler; 284 Jiromagnetik oran; 286
-- iyonlaşma enerjisi; 360 elektronun--; 286,293
-- Lamb kayması; 3 l 1 çekirdeğin--;
333
-- Lyman serisi; 21,284,310 ii-bağlaşımı; 365,384,388
-- Pachen serisi; 21,284
K
-- Pfund serisi; 21,284 Kapalılık;36 l
Hund kuralları; 377 Kapalıkabuk; 361,367
Karakteristik x-ışm spek.; 421
I
Işık hızı; 6,465 Kararlı ener.durumu; 59,96,278,435
Işık şiddeti; 35,440 K-serisi; 424
Işımalı geç.kuralları; 278,390 Ka,K,ı,K., çizgileri; 424
Işığın girişimi; 439 Kesikli x-ışm spektrumları; 4 I 8
Ket vektörü; 87
İ.
İç çarpım; 61,89 -- birlenmesi; 90
İç magnetik alan; 30 l -- dik olması; 90
İki boy.son.pot.kuyusu; 138 -- iç çarpımı; 90
İki elektronlu atom; 401,410 Kinetik enerji; 12,50
İki par.kuan.sistemi; 351,401,407 Bohr modelinde--; 20
İki protonlu sistem; 405 çok elek.atom.--;347,350
İkili durum; 367 iki boy.pot.kuy.--; 138,141
Diziıı 475

klas.dön.har--; 181 Magnetik etkileşme; 316


serbest parç.--; 103 Magnetik dipol momenti; 285,293
tek boy.pot.kuy.--; 129 açısal---; 253,286.3 l 6,329,391
tek elek.atomda-; 250 çekirdek---; 332
Uç boy.pot.kuy.-; 142,145 spin---; 224,286,293,317,332
Kinetik ener.işlemcisi; 57,65 toplam---; 295,324,39 l
Klasik fizik; J Matris mekaniği; 39
Klasik yol; 463 M-serisi; 424
Konuma bağlı ols.yoğunluğu; 273 Merkezse) alan; 250
Konumdaki dağılganbk; 70 Merkezse) alan yaklaşımı; 347,363
Konumun beki.değeri; 68,136,164,274 Merkezse} çekim etk.; 348
Konumun en olası değeri; 96,274 Merkezse) kuvvet; 180
Kuantum ağırlık; 147 Merkezse} olm.potansiyel; 363
Kuantum durumu; 403,446 Merkezse} potansiyel; 25 l ,347,363
Kuantum keti; 90,204,227,228,235,240,299 Muon;48
Kuantum kuramı; 23,38 µmezon;48
Kuantum salınıcı; 153
N
Kuantum sayısı; 20,129,140,144,159,168, Newton mekaniği; l
204,276,34,403,407,412 nd3 yerleşim durumu; 391
Kuantum yollan; 460 nr-1--; 371
Kuantumlanma ekseni; 203,316 np 2--; 372,376,379,383
Kutu kuralı; 383 np3--; 371
Küresel harmonik; 198
,
np1 n d1--; 371
Küresel sim.çözüm; 254
,
np1 n p 1--; 368,376,388,393
,
np1 n s 1--; 368
L
Lamb kayması; 311 , ,
np 1 n d 1 n g 1--; 370
, ı,
Lande aralık kuralı; 382 np 1 n s 1 n d 1--; 368
Lande çarpanı; 286,312,325
,
ns1 n p 1--; 386
Larmor dön.hareketi; 291 Normal Zeeman olayı; 3 l 7
Larmor frekansı; 292 Nötron; 227
L-serisi; 424
o
LS bağlaşımı; 365-382 Olasılık; 444,455
Lityum; 360,362 Olasılık akısı; 84,103,111,117,122
Lyman serisi; 21,284,310 Olasılık alam yoğunluğu; 84,103
Olasılık genliği; 447
M
Maddesel da]ga; 25,38,438 Olasılık yoğunluğu;53, 112,123, 151,272,275
Magnetik enerji; 316,324,391 Optikçe aktif elektron; 368
476 Kuaııtuın Fiziği

Ortalama değer; 67,91 Potansiyel engeli; l 20


açısal momentumun--; 205,217,225, -- geçme katsayısı; 122
253,297,366 -- olasdık yoğun.; 123 .
· · çizgisel momentumun--; 164 -- yansıma katsayısı; 122,125
enerjinin--;129,140, 145.150,169, Potansiyel kuyusu;l27,133,135,138,142,148
l 9 l ,257,264,303,305, Potasyum; 360,362
308,3 l 8,324,329,336,350 Proton sistemi; 405
392,442 Protonun spin kuan.sayısı; 227
konumun--; 68,136,164,173 Protonun spin aşağı durumu; 227
magnetik momentin--;285,294,316,324 l'rotunun spin yukarı durumu; 227
Ortalama mer.potansiyel; 363 n+,n· mezon; 48

ö R
Öz açısal momentum.; 224 Russel-Saunders bağlaşımı; 365
Öz uyumluluk; 35 l Rutherford atom modeli; l 8
Özdeğer; 67,90,289,297 Rydberg değişmezi; 22
Özdurum; 66
s
Özfonksiyon; 66 Scbrödinger dalga denklemi; 49
Özket; 90,204,227,229,235,238 tek boy.uzayda---; 53,101
Özdeğer denklemi; 66,90,204,224,228,235, üç boy.uzayda---; 53
Zamandan bağ.---; 58
252,287,294,332,366,374,395
Özdeş parç.simetrisi; 351 Scbrödinger denk.çözümü:
bağlı olm.sistemler---; 102
p
Pacben-Back olayı; 328 basamak potansiyeli---; l 08
Pauli dış.ilkesi; 346,357,367 çok elek.atom---; 367
Pauli spin işlemcileri; 43 l dönme hareketi---; 187
Periyodik çizelge; 347 helyum atomu---; 4 l O
Pfund serisi; 21,284 iki boy.sonsuz pot.kuy.---;138
Planck değişmezi; l l, l 7, l 9,25 ,30,40 iki elek.atom---; 410
Potansiyel basamağı; 107 tek boy.kuan.salınıcı---; 156
-- geçme katsayısı; 117 tek boy.sonsuz pot.kuy.•--; 128
-- olasılık yoğun.; 107 tek elek.atom---; 254
-- yansıma katsayısı; l l l üç boy.dönme har.---;192
Potansiyel enerji; 50 üç boy.kuan.salınıcı---; 167
çok elek.atom.--;367 üç boy.sonsuz pot.kuy.---;183
Helyum atomu--;410 Scbrödinger kuramı; 269,310
kuantum salınıcı--;155 Seçim kurallan; 278,281,283,310,323,
pot.basamağı-- ,108 390, 396,423
pot.engeli--; l 20 Serbest parç.enerjisi; 103
serbest parç.--;102 Sıfır nokta enerjisi; 147
sonlu pot.kuy.--;148 Sınır koşullan; 128,138,148
sonsuz pot.kuy.--;128,138,142 Sızma aralığı; 112,151
tek elek.atom.--;25 l Simetrik dalg fonk.; 87,354,401,416
WW\IA4it.U&t4JJ@,0it.Q,,Qttııa4&ti$JtjkOU$Xt:,.li!Ab$LUll,J[i,i$dfaIJMlltlJJllilUJLIJlllJIIIIIII
. . ' . .. . . . '" ~--·-.;~:;~:~

Siyah cisim ışıması; 9,45 ----- düğüm noktası; 132


Skalar etkileşme; 301 .f/cı~7lS( ----- kuantum sayısı; 129
Slater determinantı; 356 ----- Schröd.denklemi; 128
Soğurma eşiği; 427 ----- taban ener.dur.; 131
Soğurucu ortam; 427 ----- toplam enerji; 129
Spektroskopik gösterim; 268,298,367, Tek elektron parç.durumu; 352
369,372,376 Tek elektronlu atom: 250
Spektroskopik yan.çarpanı: --- açısal momenturn; 251
çok elek.atom---; 292 --- açısal kuan.sayısı; 253
spine ilişkin---; 293 --- anormal Zeeman olayı; 323
yör.har.ilişkin---; 286 --- asal kuan.sayısı;257,262,265,266
tek elek.atom---; 312,314,325 --- aşın ince yapı etk.; 332
Spin açısal momentumu; 224 --- çakışma sayısı; 266,269,271
Spin aşağı durumu; 228,270 --- dalga fonksiyonlan;264,265,270
Spin çokluğu; 367,384 --- elck.dip.mom.genliği; 282
Spin ketleri; 207,224,227,231 --- en olası uzaklık; 273
Spin mag;kuan.sayısı; 224,227 --- enerji düz.çak.ışıklık; 266,271
Spin-spin bağlaşımı; 247 --- enerjinin kuantumlanması; 264
Spin-spin etkileşmesi; 337,343,431 --- ışımalı geçişler; 278
Spin-yörünge etkileş.; 300,364,373,380 --- ince yapı yarılması; 306
Spin yukarı durumu; 228,270 --- g-çarpanı; 312,314
Sürekli x-ışını spektrumu; 418 --- kabuk; 268
--- konuma bağ.olas.yoğunluğu;272
ş
Şiddet oranı; 396 --- konumun bek.değeri; 274,470
--- kuantum sayılan; 265,270
T
Taneli yapı; 437 --- magnetik etki !eşme; 3 16
Tek boy.kuan.salınıcı: 153 --- magnetik kuan.sayısı; 253
---- çizgisel momentum; 164 --- magnetik moment; 285
---- dalga fonks.; 161 --- normal Zeeman olayı; 317
---- konumun bek.değeri; 164 --- olasılık yoğunluğu; 271
---- kuantum sayısı; 159 --- potansiyel enerji; 252
---- potansiyel enerji; 155 --- özdeğer denk.; 252
---- Schrödinger denk.; 155 --- r ye göre çözüm: 254
---- sıfır nokta enerji; 159 --- R(r) küresel sim.çözüm; 254
---- taban enerji dur.; 160 --- R(r) tam çözüm: 259
---- toplam enerji; 153,160 --- Schrödinger denk.; 250
Tek boy.sonlu.pot.kuyusu; 148 --- Schrödinger kuramı; 269
Tek boy.sonsuz.pot.kuyusunda: 127 --- seçim kuralları; 281,310,323
----- dalga fonksiyonu; 129,405 --- Spektroskopik gösterim; 268,298
--- spektroskopik yar.çarp.; 312, Üç boyut.uzay.özdeğ.denklemi; 204
314,325 Üçlü durum; 415
--- spin kuan.sayısı; 270
w
--- spin mag.kuan.sayısı;321 Wien yerdeğiş.ilkesi; 9

--- spin yörünge etkileşmesi; 300 X


--- taban enerji durumu; 265 x-ışını:

•-- toplam açs.momentum; 295,334 -- çizgi spektrumu; 417


--- top.açs.kuantum sayısı; 265,334 -- enerji değeri; 422
--- toplam açs.mag.kuan.sayı; 334 -- fotonu; 422
--- toplam enerji; 264 -- geçiş kuralları; 424
--- uyarılmış enerji dur.; 265 -- K serisi; 424
--- yörüngemsi: 268 -- }CızK13Ky çizgileri; 424
Tek fonksiyon; 87 karakteristik--;
Tek parç.kuan.durumu; 357 kesikli--;418
Tekli durum; 367,415 -- L serisi; 424
Temel değişmezler; 465 -- M serisi; 424
Avogadro sayısı; 6,465 -- oluşumu; 417
Boltzmann değişmezi; 8,465 -- soğurma eşiği; 427
e/m oranı; 7,465 -- soğurma frekansı; 422
Evrensel gaz değişmezi; 8,465 -- soğurma spektrumu; 418
Faraday değişmezi; 7,465 -- soğurulması; 424
-- zayıflatılması; 425
ışık hızı;
6,465 y
Temel ketler; 89 Yansıma katsayısı; 111,117,122
Temel parçacık; 3 Yan kararlı
en.durumu; 311
Toplam aç.kuan.sayısı;237,296,380,384, Yaşam süresi; 31,48
395 Yer değiştirebilen işlem.; 76,92,208,226,235,
Toplam aç.mag.kuan.sayısı; 237,296,367 238,253,287,294,316,335
toplam aç.momentum; 236 Yer değiştirmeyen işlemci; 76,92,208,210,
Toplam spin.kuan.sayısı; 367,369,38i 238,240,253,287,294
Toplam spin mag.kuan.sayısı; 366 Yerel mag.alan; 300
Toplanma katsayısı; 61 Yoketme işlemcisi; 210,215,226
Tünel olayı; 123 Yörüngeınsi; 268
Yörüngesel aç.momentum; 20,181
u
Uyuşan din.değişkenler; 63 Yörüngesel mag.momentum; 286
Uyuşan işlemciler; 76,92,208,226,235,238, Yörüngesel spek.yar.çarpanı; 286
253,287,294,36,335 Yükseltme işlemcisi; 210,214,226
Uyuşmayan din.değiş.; 64
z
Uyuşmayan işlemciler;76,92,208,211 ,225, Zamana bağlı Schr.denklemi; 53
240,242,253,288,294 Zamandan bağ.Schr.denklemi; 58
Uyuşum bağıntıları; Zeeman enerjisi; 317,322,325
Zeeman olayı:
Ü
Üç boyut.kuan.salınıcı; 167 anormal--; 323,328
Üç boyut.pot.kuyusu; 142 normal--; 317
Üç elek.atom.; 356,360 Zeeman yarılması; 318,322,325,329
Üç boyut.uzay.dön.hareketi; 192

You might also like