You are on page 1of 13

1.

Skeç

Uzay Ziyaretçileri
Yazar: Arda Oruç
Roller:
1. Öğrenci: Cenk (Mustafa Kaan)
2. Öğrenci: Ferit (Yasin)
3. Öğrenci: Melisa (Beyza)
4. Öğrenci: Ali (Mustafa Gül)
5. Öğrenci: Akın (Muhammed)
6. Öğrenci: Beren (Belli Değil)
Profesör (Samet)

Kıyafetler Planlanan: Uzay Kıyafetlerine benzeyen


giysi/kostüm
Eğer olmazsa: sivil kıyafet

Oyuncular: Mustafa Kaan, Yasin, Beyza, Mustafa Gül,


Muhammed, Samet, 7. kişi

1. Perde:
(Sahnede dekor olarak, 1-2 tablo, Lumbuz’a benzer pencere, vazo
koltuk masa ve astronotlar ile alakalı birkaç eşya daha.)
(Hemen ardından Cenk ve Ferit sahneye giriş yapar.)

(Cenk heyecanlı, meraklı bir şekilde koşarak sahneye girer.)


(Ferit sakince temkinli ve dikkatli bir şekilde sahneye girer.)

(Durur ve Ferit’e bakar.)

Cenk: Yav ne ettikte geldik buraya be Ferit ! Şuna Bak, dünya


ayaklarımızın altında adeta ! (O anda sahnenin aşağısına doğru
bakar)

(Cenk yanda asılı duran lumbuz’a benzer pencere kapağına bakar.)

Cenk: Laa acaba burdan aşağı türükürsem, birisinin kafasına gelir


mi ?

(Ferit hemen Cenk’nin açmakta olduğu pencereyi açmaması için


onu tutar ve çeker.)

Ferit: Dur oğlum manyak mısın sen ? Bizi öldüreceksin haberin bile
yok. Ayrıca profesör hiçbir yeri elleme dedi. Sen inatla bir yerlere
dokunmaya devam ediyorsun. Az yerinde dur be !

Cenk: Ne var be kanka ? Alt tarafı geziye geldik, salda az bir şey
eğlenmeme bakayım. Yıl olmuş zaten 2072. Amerikanlar Mars’a
gidip sauna keyfi yapıyor. Biz daha gök taşına ayak basamıyoruz.
(gülerek) hey allahım ya :D

Ferit: Amann ne yaparsan yap, sadece tehlikeli olduğunu


düşündüğün bir şeye dokunma.

(Melisa midesini tutarak yavaş yavaş yüzüne ekşirterek giriş


yapar.)

Melisa: Off yaa, yolculuğun beni bu kadar tutacağı aklıma gelmezdi.


(Cebinden ‘’yavaşça’’ cep aynası çıkartır.) Şuna bak kusmamak için
kendimi kasmaktan betim benzim atmış resmen.

(Ali sürüne sürüne giriş yapar.)

Ali: (Telaşla) Yav arkadaşlar. Burada yerçekimi var değil mi ?

Cenk: Oğlum bu ne hal ? Korkudan yer ile bir olmuşsun. Aslında pas
pas olarak da iyi iş görürsün sende heeee!!!

(Yerden kalkıp üstünü sirkeler.)

Ali: Deminden beri bir o tarafa bi bu tarafa çarpıp duruyorum


kardeşim yaa. Ulan bir daha profesörün gezi teklifini kabul edersem
ne olayım. (sesi detone olarak) Gerçi dünyada yaptığımız geziler
güzel ama.

Melisa: Iyyy ne pis kokuyorsun sen öyle Ali, en son ne zaman duş
aldın acaba ?
(Ali koltuk altını kaldırarak Melisa’ya yaklaşır ve boynunu koltuk
altını koklar.)

Ali: Ne kokması yav, gayet misler gibi kokuyorum ben bir kere.
(soru sorar gibi) Astronot şakir sabunu bilirmi…

(Melisa cebinden dedorant çıkartır.)


Melisa: Ayyy! Tamam yeter! daha fazla bundan bahsetme pislik
herif!

Ferit: Heyy ! arkadaşımız hakkında biraz daha kibar konuşur musun


lütfen ?

Cenk: Hopp Sen ne diye sazan gibi aralarına atladın Ferit !? Geri
bas bakayım.
(Akın havalı ve hafif dans ederek giriş yapar)

Akın: Hey, hey heyyy! Neler oluyor burda ? Bu gürültüde ne millet ?


Yoksa parti mi yapıyoruz ?

(Beren sakin bir şekilde giriş yapar.)

Beren: Parti döndüğü felan yok burda, Akın, sadece gök taşları
arasında gezi turundayız.

Akın: Amann be, bende boşu boşuna annemin imzasını


kopyalamışım.

Cenk: Kanka aslında bak şu mekiği bi sağa doğru yamultup tam


gazla bi gezegene doğru sürersek belki uzaylıları katıp parti
yapabiliriz bence ne dersin ?

Beren: Hııı, sonra gelipte kendi partilerinde bizi yemek olarak


kullansınlar değil mi ?

Cenk: O nasıl laf ya Beren, içimi daralttın resmen. (Birkaç saniye


durur.)
(ve sahne çıkışına doğru bakar ve o tarafa doğru yürür.)

Cenk: Bu tuş neden bu kadar kırmızı acaba ?

(Arkasından Ferit koşar.)

Ferit: Dur ! sakın basma ona !

(Perde Kapanır.)
(Dekorasyonlar: Sandalye , Masa, Tencere, Un, Tahta Kaşık,
Değişik bir meyve ve diğer herhangi bir dekarasyon eşyaları.)

(Sahne Beren ve Melisa ile başlar.)

Melisa: Aaa! Bu odada ne güzelmiş böyle. Hemen


fotoğrafımı çekip İnstagram’a atmalıyım.

(cebinden telefon çıkartır ve poz vererek kendi fotoğrafını


çeker.)
(Telofonu indirir ve yazı yazar gibi yapar.)

Melisa: Selfie Time !!!

Beren: Senin işin gücünde insanlara kendinle birlikte


gösterebileceğin materyaller aramak. Eminim bu gezi
turunda en çok sen eğleniyorsundur.

Melisa: Evet kızım yaa! Beni takip eden köle… (duraksar.)


ay şeyy takipçilerime güzel bir şey sunmam gerekiyor yani.

Beren: Ben sosyal medya felan kullanmıyorum, kafam


rahat. Kimseye gösterecek bir şeyimde yok zaten.

Melisa: Şaka yapıyorsun… (Berenin koluna girer.)

Melisa: İyi hadi gel o zaman senle de bir fotoğraf çekinelim.


Selfie !!!
(Fotoğrafı çeker ve önce Melisa bakar.)

Melisa: Ayy çok iyi olmuş fotoğraf, tam bir şaheser !


(Beren hevesle elinden alır telefona gülen suratı bir anda
düşer ve Melisa’ya bakınır.)

Beren: İyide ben bu fotoğrafta yokum ?

Melisa: Ondan şaheser dedim ya zaten.

(Beren somurtarak Melisa’ya bakmaya devam ederken. Bi


5-7 saniye sonra.)

(İçerden tencere düşme sesleri çıkar. Beren ve Melisa


sahne çıkışına doğru bakar ve bir süre sonra Ali’nin
kafasında tencere , Cenk’in ise üzeri unlanmış veya
pislenmiş ve elinde tahta kaşık ile sahneye girer.)

Ali: Koca mutfakta bir sürü tencere, bir tane bile hazır
yemek yok. Bu nasıl iş ya.

Cenk: Her yerimi un yaptın öküz Ali ! İsterse yumurta süt


de katıp ye beni.

(Ali ağızı sulanır gibi Cenk’e bakar.)

Ali: Harbi mi kankaa. (elini sıvazlayıp deli gibi gülerek.)

Cenk: Lan dur şaka yapıyoruz burda, harbiden beni yemeyi


düşünmüyorsundur heralde ?

(Ali elleri havada hafifçe Cenk’e doğru gelirken Cenk telaşla


etrafına bakar ve sonra sahne çıkışında yerde duran
normal bir meyveye benzemeyen bir şey eline alıp on
doğru hafifçe atar.)

Cenk: Al bunu ye !

(Ali eline bakar.)

Ali: Bu nedir ?

(Ferit içerden gelir.)

Ferit: O bir gök taşı meyvesi çok yararlı ve doyurucu bir


meyve, üstelik bunu yediği zaman kısa süreliğine efendi
birine dönüşür.

Ali: Ne içerdiği umumda değil ! Ben açım arkadaş.

(Akın’da aniden sahneye girer.)

Akın: Burada gene bir sesler duydum bu sefer neler oluyor


bakalım!?

(meyveden ısırık alır. Kısa süre sonra duraksar ve değişik


bir yüz ifadesi ile kafasını delice sallar. Sonrası. Kıyafetini
düzeltir ve sesi daha kalın ve mütevazi bir şekilde olup
yüzü normal bir şekilde konuşmaya başlar.)

Ali: Hanımlar ve beyler, sizce de çok güzel bir gezi turuna


geçirmiyor muyuz ?

(Herkes şaşırmış gibi yüz ifadesinde bulunur ve herkes


birbirlerine bakar.)
(Melisaya yaklaşır ve konuşur.)

Ali: Melisa ? Senin parfümün ne de güzel Mavi öz suyu bu


değil mi ?

Melisa: Aaa ! Nerden bildin ? Oysaki çok tanınan bir


parfüm kokusu değil sonuçta.

Cenk: Vayy bizim Ali galaksi beyfendisine döndü. Birazdan


özel bardakla bize şarap ikram edecek heralde.

(Ali Cenk’e döner.)

Ali: Öyle bir imkanım yok ama istersen senle bir ara
mumlar eşliğinde yemek yiyebiliriz istersen ?

Cenk: Yok istemez be kankam.

(Profesör sahne arkasından seslenir.)

Profesör: Ferit ! Az yanıma gel de yiyecek kapsüllerini


açmama yardım et !

(Ferit sahne çıkışın bakar ve koşarak gider.)

Ferit: Geliyorum profesör !

(Cenk’in yüzü ekşer.)

Cenk: Bu da amma gözde öğrenci sandı kendini.


Beren: Öyle zaten, profesör ne isterse onu yapmaya
programlanmış resmen. Neyse arkasından konuşmayalım
şimdi.

(Sessizlik olur sonra Melisa Ali’ye döner.)

Melisa: Ali, bildiğin bir özlü siz var m ? İnstagram’da


biyografi bölümüne yazacamda. Havalı dursun.

(Ali elini düşünürcesine ağzına götürür bi 4-5 saniye


düşünür gibi yapar ve sonrasında söyler.)

Ali: Aşk, tıpkı bowling gibidir. Ya bütün lavutları düşürür


başarılı olursun. Yada hiç düşüreme…

(Sözü yarıda kesilir ve Ferit koşa koşa sahneye girer ve


soluklanır, kendi toparlar ve konuşur.)

Ferit: Arkadaşlar ! Arkadaşlar yetişin profesöre hareket


etmiyor. Sanırım öldü !

Hep bir ağızla (Ferit ve Beren dışında): Ne !? Profesör öldü


mü !?
(BURAYA DİKKAT !)

Cenk: Helvasını ne zaman yeriz ?

Beren: Sus bi Cenk ! Ne oldu Ferit içerde ? Ne demek


profesör öldü !?
Hep bir ağızla (Ferit ve Beren dışında): Profesör öldü mü !?
(Herkes telaşla)

Akın: Eee biz bu mekiği kullanmayı bilmiyoruz. Burada


kısılı mı kaldık. Profesör öldüyse ne yapacağız biz !?

Hep bir ağızla (Ferit ve Beren dışında): Profesör öldü mü !?

(Beren hiddetlenir.)

Beren: Amann yeter ! Kesin şunu yapmayı ! Tiyatro


gösterisi yapmıyoruz burada! Hadi gidip bakalım ne olmuş
diye.

(Perde Kapanır.)

3. Perde
(Dekorasyonlar az bir şey değişir.)

(arkadan bir ses gelir ve profesör yerde sırt üstü bir şekilde
hareketsiz durur. Onun başında ise 6 öğrenci başında
sahne başlar.)

Hep bir ağızla (Ferit ve Beren dışında): Profesör ölmüş !

Beren: Odaklanın ! Şimdi profesörün kendine zarar vermesi


imkansız bir şey. Yanımızda hiç kesici alet felan yoktu.

(Beren etrafına bakar.)


Beren: Bu demektir ki. Aramızda bir şüpheli var.

Cenk: İmposter ? Among Us ?

(Herkes Cenk’e bakar.)

Cenk: Siz Among Us oyununu ne çabuk unuttunuz yahu, 2 seneye 5


oyunu çıkacak bilgisiz herifler sizi.

Ali: Arkadaş İngilizce içimizdeki demek istedi.

Ferit: Profesör öldü !!! (telaş + ağlar.) Ne yapacağız, ne yapacağız !?

Akın: Bir dakika yaa bizim Ferit profesörün yanında değil miydi ?

Melisa: Aaa evett. Yoksa Ferit !?

Ferit: Haa-hayır ben bir şey yapmadım. (sesi titrer.)

Cenk: Konuşurken bile sesin titriyor oğlum. Nasıl sen yapmamış


olamazsın ?

Ferit: Çünkü şoktayım, ne yapmamı bekliyorsun bu konuda ?

Beren: Peki öyleyse profesör nasıl yere düştü ilaha ki görmüşsündür.

Ferit: Ben hemen yan odadaydım sadece aniden yüksek bir ses
duydum ve koşa koşa geldim ve profesörü gördüğüm gibi sizin
yanınıza koştum.
Melisa: O zaman ne oldu profesör’e !?

(Ali profesör’ün ağzına yaklaşır ve aniden kalkıp şaşkın bir şekilde


duraksar.)

Ali: Zehirlenmiş

Melisa: Nee !? Ama nasıl ?

Ali: Bir yerde okumuştum ölmüş biri eğer öldükten sonra ağzı aşırı
derecede pis kokuyorsa demektir ki zehirleniştir.

Beren: Peki aramızda zehirle ile alakalı bilgisi olan biri var mı ?

(Sıra sıra Melisa ? Ali ? Akın ? Cenk ? söyledikten sonra. Hepsi


kafasını olumsuzca sallar, en sonunda Ferit’e gelir. Tabi burası
doğaçlama. Beren senin var mı diye sıra sıra soracak o anda sorduğu
kişi doğaçlama bir şey diyecek. Örneğin: Beren: Senin bilgin var mı ?
Ali: Hayır, benim zehirle ilgim alakam bile yok.)

Beren: Peki Ferit ?

(Ferit titremeye başlar.)

Ferit: Ben, ben ikisinede hakii ki mim !

Hep bir ağızla (Ferit ve Beren hariç.): Aaa !


Ferit: Ama ama hayır ben bir şey yapmadım gerçekten de bir şey
yapmadım.

(Cenk hiddetlenir !)

Cenk: Haydi arkadaşlar !!! Hep birlikte Ferit’i tutup onu atalım !!!

Akın: Güzel fikir haydi o zaman !

(Beren dışında hepsi Ferit’in üzerine çullanır ve sahnenin bir tık sağ
tarafına doğru çekiştirirler.)

Ferit: Hey hey ! Durun durun lütfen ! Ben bir şey yapmadım ! Ben bir
şey yapmadım !!!

Beren: Manyak mısınız siz yapmayın bunu havasız kalabiliriz !!!


(Herkes bir ağızla konuşur. 10-12 saniye civarı.)

(Aniden profesör esner ve yeren kalkar ve sirkelenir ve yerden


gözlüğünü alır. O anda herkes susar.)

Profesör: Aman be ! Uyku hapımı fazla kaçırmışım olmalıyım !


(gözlüğünü takar ve yavaşça içeri gider. Bir süre daha sessizlik sürer.
Öğrenciler o ara Ferit’i bırakır ve giden profesöre şaşkınlıkla
bakarlar.)

Cenk: Profesörün hayaleti..! Kaçın !!!

Perde kapanır ve gösteri biter.

You might also like