You are on page 1of 9

Scrubber System

Egzost Gazı Temizleme Sistemi (EGC)

Gemilerden kaynaklanan kirliliklerin azaltılması kapsamında son zamanlarda denizcilik


sektöründe yeni gelişmeler meydana gelmektedir. Bu kapsamda EGC sistemleri son
zamanlarda hazırlıkları yapılan önlemlerden bir tanesidir. Bu yazımızda
sizlere ExhaustGasCleaningSystem , Egzost Gazı Temizleme Sistemi yani EGC nedir?

Egzost Gazı Temizleme Sisteminin Önemi Nedir?

Bildiğiniz üzere, gemilerin bacalarından kaynaklanan kirliliğin temel nedeni sülfür odaklı
kirliliklerdir. HFO tipi ağır yakıtların kimyasal yanması sonucunda belirli şartlar altında
egzost gazı ile beraber Sülfür oksit atıkları da meydana gelmektedir. Egzost gazı temizleme
sistemleri , tıpkı bir scrubber gibi çalışarak, egzost gazı içerisindeki sülfür oranının
düşürülmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Egzost Gazı Temizleme Sistemi Bileşenleri Nelerdir?

EGC Sistemi bileşenleri 3 ana başlık altında incelenmektedir. Bunlar;

1-Egzost gazı üreten bir geminin ana makine veya kazan egzost çıkışındaki su ile karıştırma
ünitesi. Burada da sistem kendi içerisinde tatlı su ile yıkama veya deniz suyu ile yıkama diye
farklı seçeneklere sahip.

2-Ayrıştırma işlemi sonunda yıkama yapılan suyun tekrar işleneceği ve yıkama ile beraber
egzost gazı içerisinden kirletici parçacıkları ayrıştıran özel bir işlem ekipmanı. Buna
TreatmentUnit adı da verilmektedir.

3-Atık elleçleme üniteleri. Bu ünite de en son, kirli maddelerin özel olarak elleçlendiği
kısımdır. Emisyon kuralları gereği, emisyonun azaltılması için kullanılan bu egzost gazı
temizleme sisteminden çıkan atık sludge, hiçbir şekilde gemide incineratörler aracılığı ile
yakılıp yok edilemez. Bu nedenle özenle ve dikkatlice depolanıp, sludge toplayan
yetkilendirilmiş kurum veya kuruluşlarca, evrak karşılığında teslim alınır.

Egzost Gazı Temizleme Sistemi Çeşitleri Nelerdir?

Egzost gazı temizleme sistemi, kullanılan su ve sistemde suyun takip ettiği yol bakımından
açık tip ve kapalı tip olmak üzere 2 ana bölümde incelenebilir.

Eğer sistem için kullanılan su denizden sağlanır, yıkaması yapıldıktan sonra deniz ortamının
doğal temizleyici etkisi için tekrar denize bırakılırsa, bu

sistemler açık tip egzost gazı temizleme sistemi olarak adlandırılmaktadır. Genel olarak açık
denizsuyu sistemleri scrubber temizleme suyu olarak 45m3/MWh’lık bir tüketime sahiptirler.

Eğer Egzost Gazı Temizleme Sisteminde kullanılan su , egzost gazı içerisindeki partikülleri


nötralize etmek için bir miktar alkaline şekilde yani kostik soda ile karıştırılıp sisteme
veriliyorsa, bu sistemlere kapalı tip egzost gazı yıkama sistemi adı verilir. Bu sistemde
kullanılan su tatlı sudur ve sistemde sürekli olarak sirkülasyon halindedir. Egzost gazı
içerisindeki partiküllerin su ile tutulup ayrışması esnasında az miktar da olsa sistem suyunda
eksilme yaşanabilir. Bu da sistem suyunu tamamlayarak çözülebilecek bir sorundur.

Egzost gazı temizleme sistemleri içerisinde bir de hibrit-karma tip egzost gazı temizleme
sistemleri bulunmaktadır. Bunlar da hem kapalı, hem açık tip ile çalışırlarken yine kendi
aralarında da deniz suyu veya tatlı su kullananan sistemler olarak da farklı çeşitlere sahip
olmaktadırlar.

Kirleticiler
Sülfür: SO2 ‘nin oksidasyonuyla, aerosoller ve sülfürik asit ki bu da asit bulutlarının
oluşmasına sebep olmaktadır.
Nitrojen: Oksidasyon ile Nitrik Asit ve aerosoller oluşturur.
CO2: Temel olarak PH’ı düşürür ve atmosfer asidikliğini artırmaktadır.
Partiküller ve Aerosoller: Yanma sonucu; SOX, NOX, CO ve bunun yanı sıra PM
(Particular Matter) denilen partiküller de oluşmaktadır. Bu maddeler insan sağlığına
zararlı olup erken doğumlara sebep olmaktadır. (Kaynak: epa.gov)
İnsan sağlığının yanı sıra deniz hayatına da olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bunlar
deniz suyu sıcaklık artışı, bulanıklık ve ağır metal birikmesidir.

Uluslararası Denizcilik Kuralları Açısından Bakış


Uluslararası denizcilik sözleşmesi olan UNCLOS’a göre deniz çevresinin korunması,
önlenmesi ve kirliliğin kontrol altına alınması istenmektedir.

Yasanın 192 ile 196 maddeleri arasında kalan tüm maddeler hem denizin hem de
buna bağlı olarak havanın korunmasından bahsetmektedir. Yasanın 195. Maddesine
baktığımızda ise tehlikenin veya zararın bir alandan diğer bir alana veya bir türden
diğer bir türe çevrilmemesini söylemektedir. Buradan bakışla Scrubber kaynaklı
kirliliğin yani yıkama sularının yeterince temizlenmeden basılmamasını yani hava
kirliliğinden deniz kirliliğine dönüştürülmemesi çıkarılabilmektedir.
Egzoz Gaz Temizleme Sistemleri
Diğer bir değişle Scrubber olarak bilinmektedir ve Marpol Annex 6 Regülasyon 4’e
göre SOX’in istenen değerlere düşürülmesini sağlar. Yıkama suyu olarak deniz suyu
kullanıldığı için Wet Type denir, yıkama sonrası suda çözünen SO2 filtreden geçerek
ayrıştırılır ve 3’e ayrılır.
–      Open Loop System: Sistemde alkalinitesi sebebiyle deniz suyu kullanılır, eğer
nehir gibi düşük alkaliniteye sahip su var ise bu kez de sisteme Sodyum Hidroksit
denen karışım katılır. Bunun yanı sıra suyun sıcaklığı yüksek ise SO2 çözünmesi de
azalmaktadır.
–      Closed Loop System: Sistem kendi içinde sirküle olmaktadır ve sisteme Sodyum
Hidroksit ilave edilmektedir. Kullanan yıkama suyu tekrar kendi sisteminde temizlenir
ve sisteme tekrar sirküle edilir. 
Hybrid System: Yukarıda anlatılan her iki sistemi de içerisinde barındırır. Yıkama suyu
Holding tankta tutulup sahile veya denize basılır.
Denize basma işleminden önce, ağır metaller, partiküller ve petrol artıkları içeren
yıkama suyu yani “Scrubber Sludge” çeşitli metodlarla örneğin Cyclonic Seperator gibi
bir sistemle temizlenir.
Tüm bunlara ek olarak Open-Loop sisteminde yıkama suyu tekrar deniz suyu ile
yıkanır ve PH, Bulanıklık ve PAH (polycyclic aromatic hydrocarbons) değerlerinin
istenen limitlerde olması istenir.
Çevre Açısından Yıkama Suları
IMO’nun 2009 yılında yayınladığı Guidelines’da (MEPC184(59))10 adet parametreden
bahsedilmektedir. Gemilerden bu parametrelere bakılması istenmiş ancak bir
zorunluluk olarak gösterilmemiştir. Bu da yapısal eksikliklere sebep olabilecektir.
Yasal Açıdan Yıkama Suları
IMO sistemin alt yapısını çıkardığı Resolution’lar ile doldurmaya çalışmaktadır.
Bunlardan biri de MEPC259(68) kısım 17a’da yıkama sularının tehlikeli maddeler,
hidrokarbon, ağır partiküller içerikleriyle birlikte denize basılmaması istenmekte. Kısım
18.1’de ise yıkama sularının denize basılmaması ve bunun yerine dahil tesislerine
verilmesini önermektedir.

Kimyasal Gaz Yıkama Sistemleri

Endüstriyel tesis ve işletmelerin faaliyetlerinden kaynaklanan zararlı gazlar ve kokular insan

ve çevre sağlığı için büyük tehdit oluşturmaktadır. Çevremizi bu zararlı maddelerden

korumak için bazı sistemlerin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda kurulan gaz arıtma

sistemleri çevre güvenliğinin sağlanmasına önemli katkı sağlamaktadır. Bu sistem, egzozdan


çıkan asidik gazları gökyüzüne salınmadan önce arındırarak asit yağmuru oluşumunu

engeller.

Yıkayıcı, yüksek sıcaklıktaki akışları ve çok nemli akışları işleyebilir. Ayrıca daha küçük alan

gereksinimleri sağlar. Bazı durumlarda, yıkayıcılar mevcut ekipmana sonradan

takılabilir. Ayrıca ısıtılan gazların soğutulmasını da sağlayabilirler. Diğer ekipmanlara göre

daha yüksek kükürt giderme kapasitesine sahip olan gaz yıkayıcının satın alma maliyeti

düşüktür. Isıtılmış gazları soğutabilir ve yüksek korozif gazları ve tozu nötralize edebilir.

Islak Yıkayıcılar, Amonyak En Popüler Olduğu Bir Proses Egzoz Hava Akışından
Aşağıdaki Kimyasal Listelerini Arıtmak veya Temizlemek İçin Kullanılır:

 Amonyak
 Klor
 Hidroklorik asit
 Klorlu Silanlar
 kükürt oksitler
 Azot oksitler
 Hidrojen sülfit
 bor triflorür
 aminler

Neden Islak Yıkayıcı Seçmelisiniz?

 Yüksek sıcaklıktaki akışları ve çok nemli akışları idare edebilir


 Daha küçük alan gereksinimleri
 Mevcut ekipmana sonradan takılabilir (bazı durumlarda)
 Isınan gazların soğutulmasını sağlar
 Diğer ekipman seçeneklerinden daha yüksek kükürt dioksit giderme kapasitesi
 Daha düşük satın alma maliyeti
 Gazları ve partikülleri tek bir ünitede çıkarabilir
 Yüksek derecede aşındırıcı gazları ve tozları nötralize edebilir
 Isı azaltma seçeneklerinin kullanımıyla sıcaklık sınırı yoktur
 Uygun şekilde tasarlandığında ve çalıştırıldığında, çok az patlama riski ile son derece yanıcı
tozları işleyebilir
 Müşteri talebine bağlı olarak IoT eklenebilir
 Belirli çıktılara ve uygulamalara dayalı olarak, genellikle maliyette bir azalmaya izin veren
çeşitli özelleştirilebilir seçenekler
 RACT, BACT ve LAER için tüm EPA gereksinimlerini karşılayan tehlikeli gazların %99
veya daha fazlasını ortadan kaldırır

Özellikler ve Seçenekler:

 Kızak kurulumunda. Daha hızlı devreye alma süresi


 Dikey konfigürasyonlar
 %99,99'a varan verimlilik
 40 ila 75.000+ m3/sa kapasiteler
 Çapraz akış ve karşı akış seçenekleri
 Özel tasarlanmış sistemler
 Mevcut ekipmanla tam otomatik hale getirilecek seçenekler
 SCADA ekranı ile sürekli izleme
 Alarm mesajı e-posta olarak alınabilir
 HMI (İnsan Makine Arayüzü) ekranı ile kolay kullanım
 Kendi bünyesinde tasarlanmış ve üretilmiş kontrol panelleri
 Boyutlandırılmış sistem proses fanları
 Hassas pH kontrolü
 Taşınabilir seçenekler ve boyutlar mevcuttur

Bu Endüstrilerde Yaygın Olarak Kullanılanlar:

 Asfalt İşleme
 İlaç
 Petrol gazı
 Düzenli Depolama Alanları ve Biyogaz
 Tekstil İşleme
 Katran Temizleme
 Kür Fırınları
 Vinil İmalatı
 Asit Sis Kontrolü
 Gübre İmalatı

 Atık su arıtma
 Çelik İşleme
 Elektronik
 Gıda işleme
 Kakao İşleme
 Nükleer Atık Filtrasyonu
 Baskı
 Değerli Metal Geri Kazanımı
 Ahşap ürünler

Temiz Hava Sağlıklı Bir Yaşamın Temelidir

Çalışma prensibi atık gazları raschig halkaları altında yıkamak olan gaz arıtma sisteminde

gazların sıvılar tarafından emilmesi prensibi uygulanmaktadır.

Arıtılması amaçlanan gaz emiş fanı ile ortamdan alınır ve raşig halkalarından yukarı çıkmaya

zorlanır.

Yerçekimi kuvveti ve sprinkler sistemi sayesinde aşağı inen su ve bu halkalarda karşılaşan

gaz parçalanarak sıvı fazda olabildiğince fazla yüzeyle karşılaşır. Böylece "temizleyici"

bacadan çıkan gazlar zararlı içeriklerden arındırılmış olur. Ancak kalan sıvı aside

dönüşmüştür ve oldukça aşındırıcıdır.

Bu durumda asidik olan sıvı fazın pH değeri döngü sırasında dozlama sistemi ile bazik veya

nötr olacak şekilde yükseltilir. Böylece sistemin dayanıklılığının arttırılması ve gaz

absorpsiyon işleminde sıvı fazın doygunluğunun azaltılması amaçlanmaktadır.

MARPOL olarak bilinen Gemilerden Kaynaklanan Kirliliğin Önlenmesine İlişkin


Uluslararası Sözleşme, petrol ve diğer zehirli maddelerden kaynaklanan kirliliğin önlenmesi
yoluyla deniz ortamının korunmasını amaçlayan yönetmelikleri yayınlamıştır. MARPOL'ün
1997'de kabul edilen Ek VI'sı, zamanla sıkılaşan standartlarla egzoz gazı emisyonlarını özel
olarak düzenler.
Büyük deniz dizel motorları tipik olarak ortalama %2,7 kükürt içeriğine sahip ağır fuel oil ile
çalışır. Kükürt, yanma işlemi sırasında kükürt dioksite (SO2) oksitlenir. SO2'nin insan sağlığı
ve çevre üzerindeki etkisi geniş kapsamlıdır ve iyi belgelenmiştir .

2005 yılında onaylanan MARPOL Ek VI, yakıt kükürt içeriği için maksimum limiti 2012
yılına kadar %4,5, 2020 yılına kadar %3,5 ve daha sonra %0,5 olarak belirlemiştir. Şu anda
sınır %3,5'tir. Bu sınır 2020'de daha da %0,5'e düşürüldü. 2018'de bir inceleme yapılacak,
ancak Avrupa Birliği 2020 son tarihinin geçerli olacağını ilan ederek bu incelemeyi önledi.

MARPOL ayrıca daha katı kükürt azaltımı gerektiren spesifik emisyon kontrol alanları


(ECA) [1] oluşturmuştur. Bu belirlenmiş emisyon kontrol alanları (ECA) için, %1 olan
mevcut yakıt kükürt sınırı 1 Ocak 2015'te %0,1'e düşürülecektir. AB, AB sularında ve AB
limanlarında çalışan gemiler için ek bir gereklilik belirlemiştir [2] .

Damıtılmış yakıta geçiş yapmayı düşünen gemi sahipleri, yalnızca daha yüksek fiyatlar ile
değil, aynı zamanda düşük viskozite, kayganlık, daha düşük parlama noktaları ve katalitik
para cezaları içeren kullanılabilirlik endişeleri ve çalıştırma zorluklarıyla da karşı karşıya
kalacaklardır. Neyse ki IMO/MARPOL, armatörlere ve operatörlere, yıkama olarak da bilinen
egzoz gazı temizleme sistemlerini kullanarak MARPOL uyumluluğuna alternatif bir yol
sağlamıştır.

Damıtılmış yakıta bir alternatif olarak egzoz gazı temizlemeyi düşünen mal sahipleri,
genellikle motor üreticilerinin, danışmanların, deniz mimarlarının ve diğerlerinin farklı
çıkarlarıyla karşı karşıya kalır ve çoğu, uyumluluk sürecinde sorunsuz bir geçiş sağlamak için
gerekli olan teknoloji deneyimi derinliğinden yoksundur.

GEMİLERDE SCRUMBER SİSTEMİNİN ÇALIŞMA PRENSİBİ

Gemi baca gazları faaliyetleri sonucu oluşan emisyonları  ve kokuları gidermek için kurulan gaz arıtma sistemidir.
Sistem, kirli hava gaz karışımının gaz absorpsiyonu, oksitleme, nötralize etme, çözme gibi yöntemler ile arıtılması
esasına göre çalışır.

Kirli gaz bir aspiratör (fan) yardımıyla çekilerek, gaz yıkama kulesi içerisinden aşağıdan yukarıya doğru geçirilir.
Aynı zamanda kulenin alt haznesinde bulunan özel çözelti, kuleden yukarıdan aşağıya doğru nozullar vasıtasıyla
püskürtülür. Solüsyonun gaz ile teması için dolgu malzemeleri ve medyalar kullanılır. Kule içerisindeki dolgu
malzemeleri, kirli gazın çözelti ile reaksiyona girmesi için geniş bir yüzey alanı sağlar. Gaz akımı ile sürüklenen
sıvı damlacıkları, kulenin üst kısmına yerleştirilen damla tutucu ile tutulur. İstenmeyen gaz konsantrasyonu limit
değerlerin altında ve kokusuz olarak atmosfere atılır. Temiz hava atmosfere verilir.

Sistem çalışma şekline ve kullanılacak kimyasal biyolojik ürünlere göre özel olarak dizayn edilir. Çalışılacak gaza,
kirlilik yüküne, partikül miktarına ve ihtiyaca göre farklı filtreleme üniteleri sisteme eklenebilir

MARPOL EK-6 uyarınca, IMO 2020 sülfür gereklilikleri 01 Ocak 2020 itibariyle dünya çapında
yürürlüğe girmiştir. Birçok armatör sülfür gereklilikleri ile uyum sağlamak amacıyla scrubber sistemi
kullanmaya karar vermiştir. Bu sebeple, Türkiye Karasularında scrubber kullanımına ilişkin son
gelişmeler hususunda bu sirküleri yayınlama gereği hasıl olmuştur. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
scrubber kullanımına ilişkin 26.11.2019 ve 31.01.2020 tarihlerinde iki adet duyuruda bulunmuştur.
Bakanlık, 26.11.2019 tarihli duyuru uyarınca, MARPOl EK-6’da belirtildiği üzere kapalı egzoz gazı
temizleme sistemlerinden dolayı meydana gelen atıkların/çamurların ve yıkama sularının atık olarak
depolanması ve denize deşarj edilmemesi gerektiğini bildirmiştir. Diğer taraftan, Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nca 06.04.2021 tarihinde yapılan güncel duyuruda, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nin
23’üncü maddesinin (b) bendinde yer alan “Türkiye'nin hükümranlık bölgesine giren denizlerde;
gemilerden çöp, petrol ve petrol türevleri ile bunlarla bulaşık sintine suları, kirli balast suları, slaç,
slop, yağ ve benzeri katı ve sıvı atıkların, her türlü kargo artıklarının ve bu denizler üzerindeki hava
sahasında seyreden uçakların atıklarının boşaltılması yasaktır.” hükmü uyarınca, ülkemiz
karasularında scrubber yıkama sularının denize boşaltılmasının yasak olduğu belirtilmiştir. Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan son duyuru uyarınca, açık tip scrubber sistemi kullanmakta olan
gemilerin, Türk Karasularına girdikleri anda ve Türk Karasularında seyirleri boyunca düşük sülfür
oranlı yakıta geçmeleri gerekmektedir.

 SCR Nedir?
 Emisyonların azaltılması kapsamında dizel motorlar için AdBlue
ve SCR katkı maddelerinin kabulleri yapılmıştır. "Selective Catalytic
Reduction" olarak bilinmekte olan SCR, seçici katalitik indirgeme ve su bazlı
içeren çözelti püskürtme özelliği ile NOx maddesinin zararını en aza
indirgeme işlemlerine yaramaktadır. SCR'nin çalışma mantığında egzoz
sistemleri ile entegre edilmesi vardır.
 SCR Sistemi Nasıl Çalışır?
 Egzoz sistemlerine dahil edilerek çalışan SCR sayesinde NOx atılımının
%85, kurum partikülünün %40 oranında azaltılması yakalanmıştır. Euro
şartlarının sağlanması kapsamında SCR'nin etkisi kayda değer olmuştur.
SCR sistemi özellikle ağır araçlarda kullanılmaktadır. Çünkü bu araçlardaki
motorların güç ile çalışmasında çevreye zararlı gazların salınımı olmaktadır.
SCR sistemi tüm bu olumsuzlukların önüne geçmeyi hedeflemiştir.
SCR sistemlerinin çalışması için gerekli olan madde AdBlue maddesidir. AdBlue tankları,
bilinen yakıt tanklarından ayrı olarak dizayn edilmesi gerekir. Bu yakıtta diğer yakıtlar gibi
akaryakıt istasyonlarından tedarik edilerek SCR sistemlerine dahi edilir. AdBlue'nin de tıpkı
diğer yakıt göstergesi gibi bir yakıt göstergesi bulunmaktadır. Emisyon değerlerinin
standartlarda sağlanması adına bu SCR sistemi için bu yakıtın kullanılması önem arz
etmektedir.

You might also like