Professional Documents
Culture Documents
DERSİ
İÇİNDEKİLER 11.06.2021
PET’te kullanılan radyofarmasö5k ajanlar siklotrondaki stabil bir maddenin protonlar, döteronlar veya helyum
çekirdeği ile bombardımanından oluşur. Elde edilen isotopta fazla proton bulunur ve pozitron yayarak
parçalanır. PET görüntülemede pozitron yayan bu izotopları fizyolojik substratlarla işaretleyerek kullanılır. Beta
ışını bozulmakta olan çekirdekten hızla FrlaGlan bir elektrondur. Elektron pozi5f yüklü ise pozitron denir. Flor 18
bir pozitron yayan radyoak5f maddedir (F 18: O18+ e+ +r) Pozitron emisyon tomografisi, pozitron yayan
radyonüklidleri dedekte eden tomografik kompüterize bir cihazdır. 1970’lerden sonra bilgisayarlı tomografiden
sonra icat edilmiş5r. Ancak teknolojinin ilerlemesi ile 2000 yılından sonra ru5n olarak kullanılmaya başlamışGr.
PET/BT tek bir hasta yatağı ile hem PET hemde BT yapabilen entegre bir aleWr. Tek bir makine ve çekimle kötü
huylu olan oluşumları metabolik ve anatomik olarak gösterir.
Klinik ih5yaca bağlı olarak PET/BT ile çeşitli radyofarmasö5kler kullanılmaktadır. Bunlardan en çok kullanılanı
glukoz analoğu olan F 18’e bağlı Florodeoksi glukoz( FDG)’dir. BT ve MR morfolojik değişiklikleri gösterirken PET
moleküler değişiklikleri gösterir.
Hücrelere glukoz girişi glukoz taşıyıcı proteinler ile olur. Malign hücrelerin glukoz metabolizmasındaki arGşa bağlı
olarak yüzeyinde hipoksiye duyarlı glukoz taşıyıcı proteinleri artar (Glut-1 and Glut-3). Artan Intraselüler
heksokinaz ve fosfofruktokinaz enzimi glikolizi ararır. Bu glikoli5k ak5vite de FDG ile PET görüntülemenin
esasını oluşturur.
FDG hücre membranından geçer. Hücre içinde heksokinaz enzimi ile fosforolize olur. FDG-6 fosfat haline dönüşür. Daha ileri
metabolizmaya kaGlmaz. Hücrede kalır. Günümüzde tanı amaçlı en çok F 18 FDG kullanılmaktadır.
Hücrelerin FDG tutması için vasküler yolun sağlam olması, lezyonda canlı hücre bulunması gerekmektedir. Nekro5k ve fibro5k
dokuda tutulum çok azalır. Mito5k oluşum ve hipoksi tutulumu ararır. FDG kansere spesifik bir ajan değildir. F 18 FDG
tümöral olmayan bazı olaylarda da tutuluma neden olabilir. Granülosit ve mononükleer hücrelerin enerji kaynağı olarak
glukozu kullanması nedeni ile eflamatuar dokularda, enfeksiyöz olaylar esnasında da tutulum görülür.
Metabolik ak5vitesi düşük bronkoalveoler karsinom ve müsinöz adenokarsinomlar minimal tutulum gösterir. Prostat ve
hepatoselüler karsinomların ise F 18 FDG afinitesi çok zayıeır. F 18 FDG bilinen primer kanserlerin beyin metastazlarını
göstermede de hassas değildir.
Tedaviye yanıtın değerlendirilmesi, KT veya RT’nin tamamlanmasından sonra tümörün verdiği yanıtı
araştırmaya yönelik bir ifadedir.
Flor 18 FDG PET’in onkolojik endikasyonları, akciğer kanseri, lenfoma, malign melanom, baş-boyun tümörleri,
meme, özefagus tümörleri, kolorektal kanser, Gastrointestinal stromal tümörler (GİST), pankreas, over, serviks,
endometrium, vulvoajen, tiroid kanserleri, böbrek kanserleri, mesane üreter, primer kemik tümörleri, malign
melanom, yumuşak doku sarkomları, primeri bilinmeyen metastatik tümörler, paraneoplastik sendrom gibi
durumlardır.
Akciğer kanseri: FDG PET/BT’nin torasik maliğnitesi olan grubun tedavisini % 65 oranında etkilediği ve değiştirdiği
görülmüştür.
Soliter pulmoner nodülde % 10-20 arasında balgam sitolojisi pozitif çıkmaktadır. Biyopsi sonucu negatif gelen
hastaların % 30’unda maliğn hastalık olduğu görülmüştür. Lezyon 2 cmden büyükse maliğnite olasılığı artar.
Soliter pulmoner nodülü olan hastada PET’te tutulum olmaması negatif prediktif değeri arttırmaktadır. Bu nedenle
bu hastalar takibe alınabilir. Küçük hücre dışı akciğer kanseri (NSCLC) hastalarında evrelemede mutlaka
kullanılmalıdır. Uzak metastaz taramasında da lüzumsuz cerrahileri önleyeceği için yararlıdır. Rekürrens
taramasında fibrotik dokuyu skar dokusundan ayırt etmede oldukça hassastır.
Kemoterapi ve radyoterapi tedavisine cevap: Morfolojik cevaplar haftalar ya da aylar sürebilir. Tedavinin komplikasyonları olabilir.
Tedaviden sonra FDG tutulumunun olmaması tedaviye iyi yanıtı ve iyi prognostik özelliği gösterir. Tedaviden sonra FDG tutulumunun
olması kötü prognoz işaretidir. Radyasyon tedavisine etkilerinin gözlenmesinde prognozu ve tedaviye cevabı belirlemede kullanılabilir.
Meme kanserinde ise, Erken evredeki kitleler yüksek oranda yalancı negatif bulgu verdiği için primer tümör tanısı için
kullanılmamaktadır. Bu iş için MRI ve mamografi kullanılmaktadır. Ancak 2 cm üzeri agresif tümörlerde ve serum tümör belirteçleri
yükseldiğinde primer tümör tanısında da kullanılır.
Aksiler lenf nodu evrelemesinde, de yalancı negatiflik nedeni ile tercih edilmez.Bu amaçla sentinel lenf nodu biyopsisi yapılmaktadır.
Evrelemede, metastatik ve nüks meme kanserinde ise kullanılmalıdır.
Kolorektal kanserlerde: Kolon kanserinde de primer tanı amacı ile rutin olarak kullanılmamaktadır. Kolon kanserlerinde tanı anında %
36’sında lokal hastalık bulunurken, % 39 lenf nodu metastazı % 19 uzak organ metastazı tespit edilmiş. % 15-20’sinde ise ilk cerrahi
esnasında karaciğer metastazı bulunmuş. Kc metastazı olduğunda cerrahi rezeksiyon yapılabilme durumunda 5 yıllık yaşam
beklentisi % 30 dan fazla artmaktadır. Karaciğer metastazlarını değerlendirmek için cerrahi girişimden önce PET/CT yapılmalıdır.
Başlangıç evrelemesinde, ekstra hepatik metastazlar, nüksler ve lokal relapslar, CEA artmış ve bilgisayarlı tomografisi normal olan
hastalarda PET/CT yapılmaktadır. Lokal nüksü post operatif skar dokusundan ayırt etmek, karaciğer metastazlarını saptamak,
uygulanan kemoterapinin etkinliğini araştırmak, karaciğer metastazlarına yapılan radyofrekans ablasyon, radyonüklid tedavi veya
cerrahi gibi tekniklerin tedaviye cevabında, prognozun belirlemesinde kullanılmaktadır.
Lenfoma; Hogkin ve Non Hogkin lenfoma (difuz large B-cell (31-50%), foliküler (22%), marginal zone veya MALT
(8%), periferal T-cell (7-15%), small lenfosit B-cell (7%), mantle cell (6%), and diğerleri (11%).NHL düşük, orta ve
yüksek grade olarak 3 ayrılır. FDG tutulumu ile lenfomanın histolojik derecelendirmesi arasında korelasyon görülür.
Diffuse large B-cell lenfoma ve grade 2 veya 3 foliküler lenfoma en yüksek FDG tutulumu olan lenfomadır. Malt gibi
düşük dereceli lenfomalar görüntülenebilmeleri için gerekli FDG tutulumunu sağlamayabilirler. PET bu tip hastalarda
malign transformasyon gösteren lenfomaların değerlendirilmesinde kullanılır.
Evreleme: Tedaviye başlanmadan önce her hastaya bazal olarak evreleme yapmak için mutlaka kullanılmaktadır.
Hogkin lenfoma (HL) ve erken evre agresif NHL yararlıdır. Nüks evrelemesi ve tedaviye cevapta kullanılmaktadır.
Tedavi arasında kemosensitivitenin belirlenmesi, bitiminde tedavi cevabı değerlendirilmesinde, uzun süreli takipte
residüel ve nüks hastalığın tanımında Kullanılmaktadır.
Diğer metodlara kıyasla tüm vücudu tarar, dalak tutulumunu, kemik lezyonlarını küçük tümör odaklarını daha iyi
gösterir. NHL da küratif tedavi veriliyorsa yapılmalıdır. Asemptomatik hastalık takibinde PET/CT nin yeri yoktur.
Baş boyun kanserlerinde ise, primer tanı amaçlı olarak ru5n kullanımı yoktur. Evrelemede, boyun lenf nodu invazyonu, uzak
metastaz taraması ve tedaviye cevabın değerlendirilmesinde, residüel veya rekürren hastalık tanılarında kullanılmaktadır.
Melanomda primer tanı için kullanılmaz. Evrelemede ve Stage 3 ve 4’te nodal veya metasta5k hastalık için klasik yöntemlerin
yanında kullanılmaktadır. (Nodal ve metasta5k hastalık için diğer yöntemlerden daha üstündür. Rekürren hastalık tanısı için de
kullanılmaktadır).
Ösefagus kanserinde primer tanı için kullanılmaz. Nodal ve uzak metastaz tayini için gereklidir. Cerrahiye gidecek hastalarda uzak
metastaz I ekarte etmek için kullanılmaktadır. Residüel ve rekürren hastalıkta da yeri vardır.
Tiroid kanserlerinden diferansiye 5roid karsinomunda I-131 tüm vücut sin5grafisinde metasta5k odak bulunamayan ancak
5rogulobulin yüksekliği devam eden hastalarda metastazların tayini için kullanılır. Medüller 5roid kanserinde ise kalsitonin
seviyeleri artmış ancak diğer görüntüleme metodları ile odak bulunamayan hastalarda uygulanmaktadır.
Primeri bilinmeyen tümörler Tüm tanı metodları kullanıldığı halde primer odak tespit edilemeyen vakalarda % 57 sinin nedenini
bulabilmektedir.
Flor 18 FDG PET’in nononkolojik endikasyonları de vardır. Bunlar dirençli refraktör epilepsi, Alzheimer hastalığı, miyokard canlılığı,
vaskülit sayılabilir.
KAYNAK