You are on page 1of 42

3.10.

2018

Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü,


İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı

İNŞ 5270
DEPREM MÜHENDİSLİĞİ

Prof. Dr. Şevket Ateş

Karadeniz Teknik Üniversitesi, İnşaat Müh. Bölümü,


Yapı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Email: sates@ktu.edu.tr

1. BÖLÜM
Depremle İlgili Bazı Teknik Bilgiler

1.1. Giriş
1.2. Yerkürenin İç Yapısı
1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri
1.4. Deprem Türleri
1.5. Deprem Parametreleri
1.6. Deprem Dalgaları
1.7. Depremlerin Ölçülmesi
1.7.1. Depremin Şiddeti
1.7.2. Depremin Büyüklüğü

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 1
3.10.2018

1.1. Giriş
Deprem Mühendisliği, kuvvetli yer hareketlerine karşı yapıların
davranışını inceleyen ve yapı mühendisliğinin bir alt koludur.

Dünyanın yaratılışından bu yana, sismik yönden aktif bulunan


bölgelerde depremlerin ardışık olarak meydana geldiği ve
milyonlarca insanın ve barınakların yerle bir olduğu
bilinmektedir.

Ülkemiz dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin


üzerinde bulunmaktadır. Geçmişte ülkemizde birçok yıkıcı
depremler olduğu gibi, gelecekte de meydana gelebilecek
depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayabileceğimiz bir
gerçektir.

1.1. Giriş
Deprem Bölgeleri Haritası'na göre,
ülkemizin %92'sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu,
nüfusumuzun %95'inin deprem tehlikesi altında yaşadığı,
büyük sanayi merkezlerinin %98'i ve
barajlarımızın %93'ünün deprem bölgesinde bulunmaktadır.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 2
3.10.2018

1.1. Giriş
Son 58 yıl içerisinde depremlerden,
58.202 kişi hayatını kaybetmiş,
122.096 kişi yaralanmış ve
yaklaşık olarak 411.465 bina yıkılmış veya ağır hasar
görmüştür.
Netice olarak denilebilir ki, her yıl ortalama 1.003 kişinin
ölümüne ve 7.094 binanın yıkılmasına sebep olan
depremlerin meydana gelişi, özellikleri, türleri gibi bazı
teknik bilgilerin bilinmesi deprem mühendisliği
açısından önemlidir.

1.2. Yerkürenin İç Yapısı


Yapılan jeolojik ve jeofizik çalışmalar, 6371 kilometre
yarıçapında olan yerkürenin birçok tabakadan meydana
geldiğini göstermektedir. Bununla birlikte, yerkürenin
genellikle dıştan içe doğru Yerkabuğu, Manto ve Çekirdek
olmak üzere 3 ana tabakadır (Şekil 1.1).

Şekil 1.1. Yerkürenin iç yapısı

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 3
3.10.2018

1.2. Yerkürenin İç Yapısı


1‐Yerkabuğu Tabakası
Yerkürenin en dıştaki tabakasını 
teşkil eden yerkabuğu, karalarda 
ortalama 30‐50km kalınlıktayken, 
okyanus diplerinde 4‐7km 
civarında bir kalınlığa sahiptir. 
Yerkabuğu tabakasının 
yoğunluğu 2,7‐3,0 gr/cm3 
arasında değişmektedir. 

1.2. Yerkürenin İç Yapısı


2‐Manto Tabakası
Yerkabuğunun altındaki tabaka, 
manto tabakasıdır. Manto 
tabakasının yoğunluğu 3,3‐5,5 
gr/cm3 arasında değişmektedir. Üst 
ve alt manto olarak iki bölüme 
ayrılan bu tabakanın toplam 
kalınlığı yaklaşık 2900km’dir. Alt 
mantonun yoğunluğu üst 
mantonun yoğunluğundan 
fazladır. Üst manto daha çok demir 
ve magnezyumdan meydana gelir. 
Derine doğru inildikçe 
bünyesindeki nikel ve krom gibi 
maddeler artar. 

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 4
3.10.2018

1.2. Yerkürenin İç Yapısı


2‐Manto Tabakası (devam)
Manto katmanının sıcaklığı 
çekirdeğe yakın yerlerde 3700 oC 
ile astenosferin (ateşküre) en üst 
bölümünde 870 oC arasında 
değişir. Manto genelde katı 
olmakla beraber yüzeyden 
derine inildikçe içerisinde yerel 
sıvı ortamları bulundurmaktadır. 
Yüzeye yakın olan üst manto 
katmanı, katı durumdaki 
kayalardan oluşur. 

1.2. Yerkürenin İç Yapısı


2‐Manto Tabakası
Bu katman, yerkabuğu ile birlikte 
litosfer (taşküre) olarak 
adlandırılır. Kıtalar ve 
okyanuslar litosferde yer alır. 
Litosferin hemen altında bulunan 
manto bölümü astenosfer 
(ateşküre) adını alır. Astenosfer 
üst mantonun eriyik halde 
bulunan kısmıdır. Mağma olarak 
bilinen bu eriyik, volkanlar 
vasıtasıyla yeryüzüne 
ulaşmaktadır.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 5
3.10.2018

1.2. Yerkürenin İç Yapısı


3‐Çekirdek Tabakası
Yerkürenin en iç kısmını 
oluşturan çekirdek yaklaşık 
3500km yarıçapında olup, dış ve 
iç çekirdek olmak üzere ikiye 
ayrılır. Dış çekirdek, yaklaşık 
2300km, iç çekirdek ise 1200km 
kalınlığındadır. Yoğunluğu dış 
çekirdekte 10,8 gr/cm3 iken, iç 
çekirdekte 13,4 gr/cm3’tür. 

1.2. Yerkürenin İç Yapısı


3-Çekirdek Tabakası
Sıvı halde bulunan dış
çekirdek başlıca nikel-demir
alaşımından, katı haldeki iç
çekirdeğin temel olarak
demirden müteşekkil olduğu
düşünülmektedir.
Yeryüzündeki manyetik
alanın sıvı haldeki dış
çekirdekten kaynaklandığı ve
dış çekirdekte sıcaklığın 4300
oC, iç çekirdekte ise 7000
oC’ye kadar yükselebileceği

tahmin edilmektedir.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 6
3.10.2018

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Manto tabakasının alt kısmı ile üst kısmı arasındaki sıcaklık farkından
dolayı düşey yönde hareketler meydana gelir. Bu hareketlere
konveksiyon akımları denir.

Litosferin altındaki astenosferde (ateşküre) oluşan bu konveksiyon


akımları yukarılara yükseldikçe litosferde (taşkürede) gerilmelere
ve daha sonra da zayıf bölgelerin kırılmasıyla levhaların
oluşumuna sebep olmaktadır.

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Halen litosferde 10 kadar büyük levha ve çok sayıda küçük
levha bulunmaktadır. Günümüzde bilinen belli başlı levhalar
şunlardır:
Pasifik, Afrika,
Kuzey Amerika, Güney Amerika,
Avrasya, Hindistan,
Arabistan, Karayip,
Kokos, Antartika,
Nazka, Fiji
ve Filipin levhaları (Şekil 1.2). Üzerinde duran kıtalarla
birlikte bu levhalar, astenosfer üzerinde sal gibi yüzmekte
olup, birbirlerine göre insanların hissedemeyeceği bir hızla
hareket etmektedirler.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 7
3.10.2018

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri

Şekil 1.2. Günümüzde bilinen belli başlı levhalar

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Bu hareket sırasında yerkabuğunu oluşturan levhalar
birbirine sürtünmekte, birbirlerini sıkıştırmakta, birbirlerinin
üstüne çıkmakta veya altına girmektedirler.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 8
3.10.2018

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Birbirlerini iten veya diğerinin altına giren iki levha arasında,
harekete engel olan bir sürtünme kuvveti meydan gelir. Bu
sırada levhalar arasında büyük bir enerji birikimi meydana
gelir.

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Bir levhanın hareket edebilmesi için bu sürtünme kuvvetinin
aşılması veya enerjinin açığa çıkması gerekmektedir. Levhalar
arasındaki bu sürtünme kuvveti aşıldığı zaman biriken bu
biçim değiştirme enerjisi aniden boşalır. Bu sırada meydana
gelen hareket çok kısa bir zaman diliminde gerçekleşir ve şok
niteliğindedir.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 9
3.10.2018

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Bu yer değiştirme hareketinden kaynaklanan titreşimler
dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzünü
sarsar. Bu olaya “Deprem” adı verilmektedir. Deprem
dalgaları yeryüzünde ilerlerken bazen gözle görülebilen ve
kilometrelerce uzunluklara varan arazi kırıkları oluşabilir. Bu
kırıklara “Fay” adı verilir.

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Depremlerinin bu meydana geliş mekanizması ilk defa
"Elastik Geri Sekme Teorisi" adı altında 1910 yılında
Amerikalı bilim adamı H.F. Reid tarafından ileri sürülmüştür.
Bu teoriye göre, herhangi bir noktada, zamana bağımlı olarak
yavaş yavaş oluşan birim deformasyon birikiminin elastik
olarak depoladığı enerji, kritik bir değere eriştiğinde fay
düzlemi boyunca var olan sürtünme kuvvetini yenerek, fay
çizgisinin her iki tarafındaki blokların birbirine göreli
hareketleri oluşturmaktadır. Bu olay ani yer değiştirme
hareketidir. Bu ani yer değiştirmeler ise bir noktada biriken
birim deformasyon enerjisinin açığa çıkması, boşalması, diğer
bir deyişle mekanik enerjiye dönüşmesi ile ve sonuç olarak
yer katmanlarının kırılma ve yırtılma hareketi ile olmaktadır.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 10
3.10.2018

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Faylarda kayma hareketi bir düzlem boyunca oluşmaktadır.
Bu düzleme fay düzlemi adı verilir. Fay düzlemi iki bloğu
birbirinden ayırır. Bu iki blok, fay düzlemi üzerinde birbirine
göre hareket ederler. Blokların fay düzlemi boyunca
birbirinden uzaklaşma miktarına atım veya ötelenme denir.
Bloklardan fay düzleminin üzerinde kalan bloğa tavan
bloğu, fay düzleminin altında kalan bloğa ise taban bloğu
adı verilir.

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Faylar oluşum mekanizmalarına göre normal ve ters fay
olarak ikiye ayrılabilir. Normal faylarda tavan bloğu taban
bloğuna göre, fay düzlemi üzerinde aşağıya doğru hareket
etmiştir (Şekil 1.3-a). Bu faylara gravite fayı’da
denilmektedir. Ters faylarda ise tavan bloğu taban bloğuna
nazaran yukarıya doğru hareket etmiştir (Şekil 1.3-b).
Normal faylar bölgenin genişlemesine, ters faylar ise
daralmasına sebep olurlar.

a) Normal Fay b) Ters Fay

Şekil 1.3. Normal ve Ters Fay

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 11
3.10.2018

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Faylar hareket yönlerine göre ise şu şekilde sınıflandırılırlar: 
 Eğim atımlı faylar
 Doğrultu atımlı faylar
 Oblik (verev) atımlı faylar

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Eğim Atımlı Faylar: Bu tip faylarda hareket, fay düzleminin
eğimi yönündedir. Bu faylar, eğer tavan bloğu taban bloğuna
göre aşağı düşmüşse “Eğim Atımlı Normal Fay”, tavan bloğu
taban bloğuna göre yukarı çıkmışsa “Eğim Atımlı Ters Fay”
olarak adlandırılırlar (Şekil 1.4).

a) Eğim Atımlı Normal Fay b) Eğim Atımlı Ters Fay

Şekil 1.4. Eğim Atımlı Normal ve Ters Fay

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 12
3.10.2018

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Doğrultu Atımlı Faylar: Yırtılma fayı olarak da adlandırılan
bu tür faylarda fay blokları birbirlerine göre fayın doğrultusu
boyunca hareket ederler. Bu faylar; bloklardan birinin
üzerinde durulup karşı bloğa bakıldığında karşı blok sağa
doğru hareket etmişse “Sağ Yönlü Doğrultu Atımlı Fay”, sola
doğru hareket etmişse “Sol Yönlü Doğrultu Atımlı Fay” olarak
adlandırılır (Şekil 1.5).

a) Sağ Yönlü Doğrultu Atımlı Fay

b) Sol Yönlü Doğrultu Atımlı Fay

Şekil 1.5. Doğrultu Atımlı Faylar

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri

Sağ Yönlü Doğrultu Atımlı Fay

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 13
3.10.2018

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri

Sol Yönlü Doğrultu Atımlı Fay

1.3. Depremlerin Oluşumu ve Özellikleri


Oblik (Verev) Atımlı Faylar: Blokların hem doğrultu hem
de eğim yönünde hareket ettiği faylardır. Bu faylar, eğer
tavan bloğu alçalmışsa “Oblik Atımlı Normal Fay”,
yükselmişse “Oblik Atımlı Ters Fay” olarak adlandırılır (Şekil
1.8).

a) Oblik Atımlı Normal Fay b) Oblik Atımlı Ters Fay

Şekil 1.8. Oblik Atımlı Faylar

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 14
3.10.2018

1.4. Deprem Türleri


Depremler meydana geliş şekillerine göre aşağıdaki gibi
sınıflandırılabilir;
 Tektonik depremler
 Volkanik depremler
 Çöküntü depremleri

1.4. Deprem Türleri


Tektonik depremler: Depremlerin büyük bir bölümü,
levhaların hareketi neticesinde olan ve Tektonik Depremler
olarak adlandırılan depremlerdir. Bu depremler çoğunlukla
levhaların sınırlarında meydana gelirler (Şekil 1.9).
Yeryüzünde meydana gelen depremlerin %90'ı bu gruba
girer. Türkiye'deki depremler de büyük çoğunlukla tektonik
depremlerdir.

Şekil 1.9. Tektonik depremlerin meydana gelişi

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 15
3.10.2018

1.4. Deprem Türleri


Volkanik depremler: İkinci tip
depremler, Volkanik Depremlerdir. Bunlar
volkanların püskürmesi neticesinde
meydan gelirler (Şekil 1.10). Yerkürenin
magma tabakasındaki ergimiş maddenin
yeryüzüne çıkışı sırasındaki fiziki ve
kimyevi hadiseler neticesinde ortaya
çıkan gazların yapmış oldukları
patlamalarla bu tür depremlerin meydana
geldiği bilinmektedir. Bunlar da
yanardağlarla ilgili olduklarından
yereldirler ve önemli zarara sebep
olmazlar. Japonya ve İtalya'da oluşan
depremlerin bir kısmı bu gruba
girmektedir. Türkiye'de aktif yanardağ
olmadığı için bu tip depremlere
rastlanmamaktadır.

Şekil 1.10. Volkanik depremlerin meydana gelişi

1.4. Deprem Türleri


Çöküntü depremleri: Üçüncü tip depremler de Çöküntü
Depremleridir. Bunlar yer altındaki boşlukların veya
mağaraların, kömür ocaklarındaki galerilerin, tuz ve jipsli
arazilerde erime sonucu oluşan boşluklardaki tavan bloğunun
çökmesi ile oluşurlar. Hissedilme alanları yerel olup enerjileri
azdır ve fazlaca bir zarara sebep olmazlar.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 16
3.10.2018

1.4. Deprem Türleri


Tektonik, volkanik ve çöküntü
depremlerinden başka, büyük
heyelanlar ve meteorların da küçük
sarsıntılara sebep olduğu
bilinmektedir. Ayrıca odağı deniz
dibinde olan derin deniz depremleri
veya volkan patlaması ve bunlara
bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları
gibi tektonik hadiseler neticesinde
denize geçen enerji sebebiyle uzun
periyotlu deniz dalgaları meydana
gelir ki bunlara Tsunami denir (Şekil
1.11). Tsunami bazen kıyılarda büyük
can ve mal kayıplarına sebep olabilir.
Deniz depremlerinin çok görüldüğü
Japonya'da Tsunami'den 1896 yılında
30.000 kişinin öldüğü rapor edilmiştir.

Şekil 1.11. Tsunami

1.4. Deprem Türleri


Tsunamiden sonra oluşan dalganın diğer deniz dalgalarından
farkı, su zerreciklerinin sürüklenmesi sonucu hareket
kazanmasıdır. Derin denizde varlığı hissedilmezken, sığ sulara
geldiğinde dik yamaçlı kıyılarda veya V tipi daralan körfez ve
koylarda bazen 30 metreye kadar tırmanarak çok şiddetli
akıntılara sebep olan bu dalgalar; insanlar için deprem,
tayfun, çığ, yangın veya sel gibi bir tabii afet haline
gelebilmektedir. Tsunami ilk oluştuğunda tek bir dalgadır
ancak kısa bir süre içerisinde üç ya da beş dalgaya dönüşerek
çevreye yayılmaya başlar. Bu dalgaların birincisi ve
sonuncusu çok zayıftır ancak diğer dalgalar etkilerini kıyılarda
şiddetli biçimde hissettirebilecek bir enerjiyle ilerlerler. Bu
sebeple depremlerden kısa bir süre sonra kıyılarda görülen
yavaş ama anormal su düzeyi değişimi ilk dalganın geldiğini
gösterir. Bu değişim, arkadan gelecek olan çok kuvvetli
dalgaların ilk habercisi de olabilir.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 17
3.10.2018

1.4. Deprem Türleri


Depremler derinliklerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir;
• Sığ Depremler: Odak derinliği 0–70km
• Orta Derinlikte Depremler: Odak derinliği 70–300km
• Derin Depremler: Odak derinliği 300–700km
Sığ Depremler: Odak derinliği 70km’den az olan
depremlerdir. Sığ depremler dar bir bölgede hissedilir ve bu
bölge içinde çok büyük hasar meydan getirebilirler. Sığ
depremler, genellikle okyanus ortası sırtlarda meydana
gelirler.
Orta Derinlikte Depremler: Odak derinliği 70–300km
arasında olan depremlerdir. Derin depremler çok geniş bir
bölgede hissedilirler, buna karşılık yaptıkları hasar azdır.
Derin Depremler: Odak derinliği 300–700km arasında olan
depremlerdir. Yerin üst manto katmanında meydana gelen
depremlerdir. Çok geniş bir bölgede hissedilirler ancak verdiği
hasar azdır.

1.4. Deprem Türleri


M, deprem sırasında açığa çıkan enerjinin sayısal değerini
belirtmek üzere depremler büyüklüklerine göre aşağıdaki gibi
sınıflandırılabilir;
 Çok Büyük Depremler: M > 8.0
 Büyük Depremler: 7.0 < M <= 8.0
 Orta Büyüklükte Depremler: 5.0 < M <= 7.0
 Küçük Depremler: 3.0 < M <= 5.0
 Mikro Depremler: 1.0 < M <= 3.0
 Ultra Mikro – Depremler: M <= 1.0

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 18
3.10.2018

1.4. Deprem Türleri


Şekil 1.12’de 1900’den günümüze kadar Türkiye ve yakın
çevresinde meydana gelen M >= 5.0 olan depremlerin
dağılımı görülmektedir.

Şekil 1.12.

1.5. Deprem Parametreleri


Herhangi bir deprem meydana geldiğinde, bu depremin tarif
edilmesi ve anlaşılabilmesi için Deprem Parametreleri olarak
tanımlanan odak noktası, dış merkez ve odak derinliği gibi
kavramlardan söz edilmektedir (Şekil 1.13). Aşağıda kısaca
bu parametrelerin açıklaması yapılmıştır.

Şekil 1.13. Deprem parametreleri

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 19
3.10.2018

1.5. Deprem Parametreleri


Odak Noktası (Hiposantr)
Odak noktası, yerkürede levhalar arasında biriken enerjisinin
ortaya çıktığı, yani depremin meydana geldiği noktadır. Bu
noktaya İç Merkez veya Hiposantr da denir. Gerçekte,
enerjinin ortaya çıktığı bir nokta olmayıp bir alandır, fakat
pratik uygulamalarda nokta olarak kabul edilmektedir.

1.5. Deprem Parametreleri


Dış Merkez (Episantr)
Odak noktasına en yakın yer yüzeyindeki noktadır. Burası
aynı zamanda depremin en çok hasar yaptığı veya en
kuvvetli olarak hissedildiği noktadır. Bu noktaya Dış Merkez
veya Episantr da denir. Aslında bu, bir noktadan çok bir
alandır. Depremin dış merkez alanı depremin şiddetine bağlı
olarak çeşitli büyüklüklerde olabilir. Bazen büyük bir
depremin odak noktasının boyutları yüzlerce kilometreyle de
belirlenebilir. Bu sebeple "Episantr Bölgesi" olarak tanımlama
yapılması daha uygun olacaktır.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 20
3.10.2018

1.5. Deprem Parametreleri


Odak Derinliği
Depremde enerjinin açığa çıktığı nokta (odak noktası-
Hiposantr) ile odak noktasına en yakın yer yüzeyindeki nokta
(Dış merkez-Episantr) arasındaki uzaklık depremin odak
derinliği olarak adlandırılır.

1.5. Deprem Parametreleri


Yukarıda da belirtildiği gibi depremler, odak derinliklerine
göre sığ, orta derinlikte ve derin depremler olarak
sınıflandırılabilir. Bu sınıflandırma tektonik depremler için
geçerlidir. Türkiye’de olan depremler genellikle sığ depremler
olup, derinlikleri çoğu zaman 0–30 km arasında
değişmektedir. Sığ depremler, dar bir alanda hissedilirken bu
alan içinde çok büyük hasar yapabilirler. Orta ve derin
depremler ise daha çok bir levhanın bir diğer levhanın altına
girdiği bölgelerde olur. Derin depremler çok geniş alanlarda
hissedilir, buna karşılık yaptıkları hasar azdır.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 21
3.10.2018

1.6. Deprem Dalgaları


Levhalar arasındaki sürtünme kuvvetinin aşılmasıyla
meydana gelen deprem sırasında açığa çıkan enerji ses veya
su dalgalarına benzeyen ve deprem dalgaları (sismik
dalgalar) adı verilen dalgalar ile yayılır. Deprem dalgaları,
cisim dalgaları ve yüzey dalgaları olmak üzere iki kısımdır
(Şekil 1.14).

Şekil 1.14. Cisim ve yüzey dalgaları

1.6. Deprem Dalgaları


Cisim dalgalarının, P ve S dalgaları, Yüzey dalgalarının ise
Love ve Rayleigh dalgaları olmak üzere iki çeşidi
bulunmaktadır (Şekil 1.15). Yapılarda yıkıma yol açan
dalgalar S dalgaları ile yüzey dalgalarıdır.

Şekil 1.15. Deprem dalgaları

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 22
3.10.2018

1.6. Deprem Dalgaları


Cisim Dalgaları
Cisim dalgaları, kaynaktan bütün yönlere doğru yayılarak, yer
kabuğu içerisinde hareket ederler. Yer kabuğu derinliklerinde
yüzeyine oranla daha hızlı yayılırlar ve zemin içerisindeki
hareketlerine bağlı olarak basınç (P dalgası) ve kayma dalgaları (S
dalgası) olmak üzere ikiye ayrılırlar.

1.6. Deprem Dalgaları


P Dalgaları
Yer içerisinde en hızlı yayılan ve sismograflar tarafından ilk algılanan 
dalgalardır. Birincil (Primer), basınç veya boyuna dalga olarak da 
adlandırılmaktadırlar. Bir P dalgasının hızı, yayıldığı zemin ve kaya 
ortamının yoğunluk ve elastik özelliklerine göre değişir ancak 
ortalama hızı 7km/sn’dir ve oldukça hızlı ilerlerler. 

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 23
3.10.2018

1.6. Deprem Dalgaları


P Dalgaları
Bu dalgalar sebebiyle dalganın yayılma doğrultusu üzerinde bulunan 
taneciklerin ileri‐geri hareketinden dolayı yer basınç ve çekmeye 
maruz kalmaktadır (Şekil 1.16). Yaptıkları bu basınç‐çekme 
hareketinden dolayı, geçtikleri ortamları hacimce değiştirmektedirler. 
Bu dalgalar, katı ve sıvı ortamların her ikisinde de ilerleyebilirler.

Basınç

Yayılma doğrultusu

Çekme

Şekil 1.16. P Dalgaları

1.6. Deprem Dalgaları


S Dalgaları
P dalgasından sonra sismograflara gelen ikinci cisim dalgasıdır. 
İkincil (sekonder), kayma veya enine dalga olarak da 
adlandırılmaktadırlar. Hızları, P dalgasının %60 ile %70’i kadardır ve 
P dalgaları gibi yayıldıkları zemin ve kaya ortamının yoğunluk ve 
elastik özelliklerine bağlıdır. 

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 24
3.10.2018

1.6. Deprem Dalgaları


S Dalgaları
S dalgaları yayılırken tanecikler, yayılma doğrultusuna dik, aşağı‐
yukarı veya sağdan‐sola doğru titreşmektedirler (Şekil 1.17). 

Yayılma doğrultusu

Genlik
Dalga boyu

Şekil 1.17. S Dalgaları

1.6. Deprem Dalgaları


S Dalgaları
Kesme ve burulma hareketi gibi yayılma özelliklerinden dolayı 
geçtikleri ortamda şekil bozukluğuna yol açmaktadırlar. Kesme 
kuvvetlerine karşı direnci olmayan, yani rijitliği sıfır olan sıvılar ve 
gazlar içerisinde yayılamamaktadırlar. Bu sebeple sadece, katı ortam 
içerisinde ilerlemektedirler. 
S dalgasının yatay ve düşey düzlemde olmak üzere iki bileşenleri 
vardır. Yayılma doğrultusuna dik, düşey düzlemdeki bileşenine SV, 
yatay düzlemdeki bileşenine ise SH denmektedir. SV bileşeni 
sismografların düşey bileşeninde, SH bileşeni ise diğer iki yatay 
bileşende (kuzey‐güney ve doğu‐batı) rahatlıkla gözlenebilmektedir.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 25
3.10.2018

1.6. Deprem Dalgaları


Yüzey Dalgaları
Sismik bir kaynaktan çıkarak yer kürenin serbest yüzeyi boyunca
yayılan yüzey dalgaları, cisim dalgalarından daha yavaş olarak ilerler.
Deprem veya patlatma gibi yüzeye yakın herhangi bir sismik
kaynaklı enerjinin bir kısmı yüzeye yakın yarı sonsuz ortam içerisinde
dalgalar halinde yayılmaktadır. Bu tip dalgalar göl boyunca ilerleyen
suyun dalgalanması şeklindedir. Yüzey dalgaları, cisim dalgalarından
daha düşük frekans içeriğine sahiptir. Düşük frekansa ve büyük
genliklere sahip olmalarından dolayı yüzey dalgaları birçok
depremde yapılara zarar veren dalga türü olmaktadır. Love ve
Rayleigh dalgası olmak üzere başlıca iki çeşit yüzey dalgası vardır.

1.6. Deprem Dalgaları


Love Dalgaları
Love dalgaları, Rayleigh dalgalarından daha hızlıdır. Bu yüzden 
sismograflarda Rayleigh dalgalarından daha önce görülür ve ʺLʺ harfi 
ile gösterilir. Bu iki dalga arasındaki hız farkı sismograflar üzerinde 
gözlenemeyecek kadar küçüktür. Love dalgalarının oluşabilmesi için 
elastik ve yarı sonsuz bir yüzey katmanının bulunması 
gerekmektedir. Yer kabuğu bu görevi üstlenmektedir. 

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 26
3.10.2018

1.6. Deprem Dalgaları


Love Dalgaları
Love dalgaları, yerin serbest yüzeyi ile yer kabuğunun alt sınırı 
arasında ardışık yansımalara uğrayan SH dalgalarıyla oluşmaktadır. 
Bu sebeple Love dalgalarının geçtiği ortamda tanecikler tamamen 
yayılma doğrultusuna dik yatay düzlemde, yani x‐veya y‐düzleminde 
titreşmektedirler (Şekil 1.18). Love dalgaları, yatay olarak yayılması 
sebebiyle özellikle yapıların temellerine zarar vermektedir.

Yayılma doğrultusu

Şekil 1.18. Love Dalgaları

1.6. Deprem Dalgaları


Rayleigh Dalgaları
Rayleigh dalgaları, tıpkı bir su birikintisinde yayılan göl dalgalar gibi, 
yerin yüzeyi boyunca yuvarlanarak ilerleyen dalgalardır. Bu dalgalar 
ʺ R ʺharfi ile gösterilmektedir. 

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 27
3.10.2018

1.6. Deprem Dalgaları


Rayleigh Dalgaları
Rayleigh dalgaları, yer kürenin yüzeyi boyunca yayılırken bir çeşit 
yuvarlanma hareketi yaptıklarından dolayı, geçtikleri ortam 
içerisinde bulunan tanecikler, yayılma doğrultusu boyunca ters bir 
elips hareketi meydana getirmektedirler (Şekil 1.19). Taneciklerin 
yapmış olduğu bu elips hareketi derinlere doğru gittikçe küçülmekte 
ve etkisini kaybetmektedir.

Yayılma doğrultusu

Şekil 1.19. Rayleigh Dalgaları

1.6. Deprem Dalgaları


Rayleigh Dalgaları
Rayleigh dalgalarının meydana gelebilmesi için serbest bir
yüzey ile sınırlandırılmış yarı sonsuz esnek bir ortamın
bulunması gerekmektedir. Sadece böyle bir ortam içerisinde,
serbest yüzeye yakın bir yerde P ve S dalgalarının oluşumu
sonucunda Rayleigh dalgaları meydana gelmektedir. Love
dalgası suda ilerleyememekte ve yüzey sularını sadece belli
bir noktaya kadar etkileyebilmektedir. Oysaki Rayleigh
dalgaları, hareketinin düşey bileşeninden dolayı göller gibi
yüzey sularını etkileyebilmektedir.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 28
3.10.2018

1.7. Depremlerin Ölçülmesi


Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yer küre
içerisinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve
yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili
diğer konuları inceleyen bilim dalına “Sismoloji”, bir deprem
sonucu oluşan yer hareketini sürekli olarak kaydeden
düzeneklere “Sismograf”, sismografın kaydettiği ize
“Sismogram” adı verilmektedir (Şekil 1.20).

Şekil 1.20. Basit bir sarkaç düzeneği ve sismogram

1.7. Depremlerin Ölçülmesi


Bilinen ilk sismograf (Şekil 1.21), ilk ismiyle sismoskop MS.
132’de Çin’de yapılmıştır. Bu ilk aletler sarsıldığı zaman
içindeki suyu dışarı dökülüyordu. Bir süre sonra su dolu
çanakların yerini içi civa dolu olanlar aldı. Çin’li matematikçi
Cheng-Heng, yeryüzü titreşimlerini haber alabilmek için
semaveri andıran bir alet yaptı.

Şekil 1.21. İlk sismograf

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 29
3.10.2018

1.7. Depremlerin Ölçülmesi


Semaverin etrafında pusulanın sekiz yönünü gösteren sekiz
ejderha başı bulunuyordu. Her ejderhanın altında ağzı
ejderhaya doğru açılmış birer kara kurbağa oturuyordu.
Ejderhalardan hangisinin ağzındaki top düşerse sarsıntının o
yönden geldiği anlaşılıyordu. Bu aletin 400 mil (643 km)
uzaklıkta olan ve aletin bulunduğu yerde hissedilmeyen bir
depremi tespit edebildiği biliniyor. Bu ejderhaları sistemin
içinde yer alan bir çeşit sarkacın harekete geçirdiği tahmin
edilmektedir.
Günümüzde bir depremin gücü veya boyutu iki şekilde
ölçülmektedir. Bunlardan birisi depremin "şiddetini" diğeri
ise "büyüklüğünü" ölçmeye yöneliktir. Şiddet ve büyüklük
kavramları sık sık karıştırılmakta ve yanlış
kullanılmaktadır. Bu sebeple, şiddet ve büyüklük
kavramlarının iyi bir şekilde anlaşılması gerekmektedir.

1.7.1. Depremin Şiddeti


Bir depremin şiddeti, yeryüzünün belirli bir noktasında
tanımlanır ve bu noktadaki tesirinin ölçüsü olarak
tanımlanmaktadır. Diğer bir deyişle depremin şiddeti, onun
yapılar, yeryüzü ve insanlar üzerindeki tesirlerinin bir
ölçüsüdür.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 30
3.10.2018

1.7.1. Depremin Şiddeti


Bu tesir, depremin büyüklüğüne, odak derinliğine ve
uzaklığına ve hatta yapıların depreme karşı gösterdiği
dayanıklılığına göre değişik olabilmektedir. Deprem şiddeti,
depremin kaynağındaki büyüklüğü hakkında matematiksel bir
bilgi vermez, sadece deprem sebebiyle meydana gelen hasarı
belirtir.

1.7.1. Depremin Şiddeti


Depremin şiddeti, depremlerin gözlenen tesirleri neticesinde
ve uzun yılların vermiş olduğu deneyimlere dayanılarak
hazırlanmış olan şiddet cetvellerine göre belirlenmektedir.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 31
3.10.2018

1.7.1. Depremin Şiddeti


Diğer bir deyişle "Deprem Şiddet Cetvelleri" depreme maruz
kalan canlı ve cansız her şeyin depreme gösterdiği tepkiyi
değerlendirmektedir. Önceden hazırlanmış olan bu cetveller,
her şiddet derecesindeki depremlerin insanlar, yapılar ve
arazi üzerinde meydana getireceği tesirleri belirlemektedir.

1.7.1. Depremin Şiddeti


Bir deprem meydana geldiğinde, bu depremin herhangi bir
noktadaki şiddetini belirlemek için, o bölgede meydana gelen
tesirler gözlenir. Bu izlenimler şiddet cetvelinde hangi şiddet
derecesi tanımına uygunsa, depremin şiddeti, o şiddet
derecesi olarak değerlendirilir.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 32
3.10.2018

1.7.1. Depremin Şiddeti


Mesela; depremin neden olduğu etkiler, şiddet cetvelinde VIII
şiddet olarak tanımlanan bulguları içeriyorsa, o deprem VIII
şiddetinde bir deprem olarak tariflenir. Deprem şiddet
cetvellerinde, şiddetler romen rakamıyla gösterilmektedir. Bir
deprem meydana geldiğinde, bunun herhangi bir noktadaki
şiddetini belirlemek için, o bölgedeki tesirleri gözlenir. Bu
hususta farklı şiddet tanımlamaları ve cetvelleri
bulunmaktadır.

1.7.1. Depremin Şiddeti


Günümüzde yaygın olarak kullanılanlar, Medvedev-
Sponheuer-Karnik (MSK) ve Değiştirilmiş Mercalli (MM)
şiddet cetvelleridir. Her iki cetvelin muhtevasında 12 şiddet
derecesi bulunmaktadır. Bu cetvellere göre, şiddeti V ve daha
küçük olan depremler genellikle yapılarda hasar meydana
getirmezler ve insanların depremi hissetme şekillerine göre
değerlendirilirler. VI-XII arasındaki şiddetler ise, depremlerin
yapılarda meydana getirdiği hasar ve arazide oluşturduğu
kırılma, yarılma, heyelan gibi bulgulara dayanılarak
değerlendirilmektedir.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 33
3.10.2018

1.7.1. Depremin Şiddeti


Medvedev-Sponheuer-Karnik (MSK) Şiddet Cetveli
MSK şiddet cetvelinde yapı tipleri, hasar yüzdeleri ve
binalardaki hasarlar aşağıdaki gibi tanımlanmıştır;
Yapı tipleri;
A Tipi : Kesme taş, moloz ve kerpiçten yapılan çamur harçlı
köy tipi evler
B Tipi : Tuğla, briket, çimento harçlı kesme taş binalar, yarı
ahşap binalar, prefabrike binalar
C Tipi : Betonarme binalar, iyi inşa edilmiş yarı ahşap binalar
Hasar yüzdeleri;
Az : yaklaşık %5
Çok : yaklaşık %50
Pek çok : yaklaşık %75

1.7.1. Depremin Şiddeti


Medvedev-Sponheuer-Karnik (MSK) Şiddet Cetveli
Binalardaki hasarlar;
1. Derece :Hafif Hasar: İnce sıva çatlakları meydan gelir ve
küçük sıva parçaları dökülür.
2. Derece :Orta Hasar: Duvarlarda küçük çatlaklar
meydana gelir, büyük sıva parçaları dökülür. Kiremitler kayar,
bacalar çatlar, baca parçaları düşer.
3. Derece :Ağır Hasar: Duvarlarda geniş ve derin çatlaklar
meydan gelir. Bacaların birçoğu devrilir.
4. Derece :Yıkıcı: Duvarlar yarılır, binaların bazı kısımları
yıkılabilir, binalar birleşim yerlerinden ayrılır. Binaların (ara)
dolgu duvarları yıkılır.
5. Derece :Topyekün Hasar (Ağır Yıkıntı): Binaların
tamamı yıkılır.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 34
3.10.2018

1.7.1. Depremin Şiddeti


Medvedev‐Sponheuer‐Karnik (MSK) Şiddet Cetveli 
Ayrıca MSK şiddet cetvelinde depremlerin
a) Kişiler ve çevre üzerindeki etkileri
b) Her tür yapılar üzerindeki etkileri
c) Arazi üzerindeki etkileri

olmak üzere her şiddet üç bölüme ayrılarak incelenmiştir (Tablo 1.1).

1.7.1. Depremin Şiddeti

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 35
3.10.2018

1.7.1. Depremin Şiddeti

1.7.1. Depremin Şiddeti


Değiştirilmiş Mercalli (MM) Şiddet Cetveli
Bu şiddet cetveli 1931 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde
Wood ve Neumann tarafından revize edilmiş ve “Değiştirilmiş
Mercalli Cetveli” veya kısaca MM cetveli diye
isimlendirilmiştir. 12 şiddet derecesine sahiptir ve Romen
rakamlarıyla I-XII’ ye ölçeklendirilmiştir (Tablo 1.2). MM
şiddet cetvelinde yapı türleri aşağıdaki gibi tanımlanmıştır;
A türü Yapı: İyi işçilik harç ve tasarım. Yatay kuvvetlere
dayanmak üzere demir, beton vb. malzeme ile donatılı olarak
inşa edilmiş sağlam yapı.
B türü yapı: İyi işçilik ve harç, donatılı. Yatay kuvvetlere
dayanıklı olarak tasarımlanmamış.
C türü yapı: Alelade işçilik ve harç. Çok zayıf bir yapı
olmamakla birlikte donatılı olarak ve yatay kuvvetlere
dayanıklı olarak yapılmamış.
D türü yapı: Kerpiç, taş gibi zayıf malzeme, kötü harç,
standart dışı işçilik ve yatay kuvvetlere karşı zayıf

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 36
3.10.2018

1.7.1. Depremin Şiddeti

1.7.2. Depremin Büyüklüğü


Bir depremin büyüklüğü hakkında bilgi verebilecek en iyi
ölçü, hareket sırasında ortaya çıkan enerji miktarıdır. Ancak,
ölçmek veya hesaplamak güç ve hatta imkânsız olduğu için
değişik büyüklük tarifleri geliştirilmiştir.
Deprem, yer kabuğu içinde yayılan bir dalga hareketi olarak
düşülünürse, bu hareketin en büyük genliği bir ölçü olarak
kabul edilebilir. Ancak, en büyük genlikleri aynı olan değişik
frekanstaki dalga hareketlerinin etki ve enerjileri birbirinden
farklıdır. Bir deprem hareketi birçok dalganın üst üste binmesi
şeklinde ortaya çıkar. Buna rağmen tanımının yapılmasının
basitliği bakımından genliğe dayalı büyüklük kabulleri yaygın
olarak kullanılmaktadır.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 37
3.10.2018

1.7.2. Depremin Büyüklüğü


Bir yer hareketini ölçen sismometreler farklı frekans
aralıklarına duyarlı olup, çeşitli yükseltme değerlerine
sahiptir. Bunun sonucu olarak aşağıda açıklanan farklı
büyüklük tanımları ortaya çıkmıştır. Genellikle bütün
büyüklük ölçüleri, kaynağa olan mesafeye ait bir düzeltme
yapıldıktan sonra logaritmik olarak belirli bir dalganın
genliğini esas almaktadır. Tablo 1.3 aşağıda açıklanacak
büyüklük ölçüleri ve ilgili aletlerin ölçüm periyot aralıkları
verilmiştir.
Deprem Büyüklük Adı Ölçüm
Sembolü Periyodu (s)
ML Richter büyüklüğü (veya Yerel 0,11,0
büyüklük)
mb Cisim dalgası büyüklüğü 1,05,0
MS Yüzey dalgası büyüklüğü 20
Mw Moment büyüklüğü >200

Tablo 1.3. Deprem büyüklükleri ve ölçüm periyotları

1.7.2. Depremin Büyüklüğü


Richter Büyüklüğü (veya Yerel Büyüklük) (ML)
Enerjinin doğrudan doğruya ölçülmesi imkanı olmadığından,
Amerika Birleşik Devletleri'nden Prof. C. Richter 1930
başlarında episantrdan 100 km. uzaklıkta ve sert zemine
yerleştirilmiş özel bir sismografla (2800 büyütmeli, özel
periyodu 0.8 saniye ve %80 sönümü olan bir Wood-Anderson
burulma Sismografı ile) kaydedilmiş zemin hareketinin
mikron cinsinden (1mikron 1/1000 mm) ölçülen maksimum
genliğinin 10 tabanına göre logaritmasını bir depremin
büyüklüğü olarak tanımlamıştır.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 38
3.10.2018

1.7.2. Depremin Büyüklüğü


Richter Büyüklüğü (veya Yerel Büyüklük) (ML)
Bu yöntem depremleri ölçmek için önerilen ilk yöntemdir.
Yapılan ölçümlerde çeşitli deprem dalgalarının genliklerinin
logaritmasının kaynaktan uzaklıkla paralel eğriler şeklinde
azaldığını göstermiştir. Netice olarak, bir referans depremine
göre göz önüne alınan bir depremin büyülüğü;

M L  log(A)  log(A 0 )
şeklinde tanımlanmıştır. Burada A ve A0 ölçülmek istenen ve
referans alınan depremin belirli uzaklıktaki en büyük
genliklerini göstermektedir. Referans depremi olarak
büyüklüğü ML=0, merkez üstü ile ölçüm yerine uzaklığı
100km ve A0=10-3mm genliği olan depremi seçilmiştir.

1.7.2. Depremin Büyüklüğü


Cisim Dalgası Büyüklüğü (mb)
Bir deprem meydan geldiğinde ortaya çıkan dalgalardan çok
uzak mesafelere ulaşan cisim dalgaları kullanılarak bir
büyüklük tanımı yapılmıştır. Bu ölçekte, cisim dalgalarından
olan ve periyodu yaklaşık 1s olan yani 10km’den daha küçük
dalga boyuna sahip P dalgalarının genliği ölçülür. Bu ölçek,
birkaç yüzey dalgasına sahip derin depremler için uygundur.
P dalgalarının genliği (A: birimi mikron) ve periyoduna (T:
birimi saniye) bağlı olarak cisim dalgası büyüklüğü

A
m b  log( )  ( )
T
şeklinde tanımlanmıştır. Burada () depremin merkez üstü
uzaklığının (: birimi derece) bir fonksiyonudur.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 39
3.10.2018

1.7.2. Depremin Büyüklüğü


Yüzey Dalgası Büyüklüğü (MS)
Odak derinliği az ve merkez üstü 2000km’den daha uzakta
bulunan bir sismograf kayıtlarında yaklaşık 20s periyotlu
dalgalar daha belirgin bir şekilde gözlenir. Bu sebeple bu
ölçekte, yüzey dalgalarından olan ve periyodu yaklaşık 20s
olan yani yaklaşık 60km dalga boyuna sahip Rayleigh
dalgalarının genliği ölçülür. Bu ölçek büyük depremler için
kullanılır. Bununla birlikte, derin veya rölatif olarak bölgesel
depremleri karakterize etmek için kullanılamaz. Bu Rayleigh
dalgalarının özelliğinden kaynaklanmaktadır.

1.7.2. Depremin Büyüklüğü


Yüzey Dalgası Büyüklüğü (MS)
Rayleigh dalgalarının genliği (A: birimi mikron), periyodu (T:
birimi saniye), depremin merkez üstü uzaklığına (: birimi
derece) bağlı olarak yüzey dalgası büyüklüğü

A
M S  log( )  1, 66 log( )  3,30
T
şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımlama >15o için geçerlidir.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 40
3.10.2018

1.7.2. Depremin Büyüklüğü


Moment Büyüklüğü (Mw)
Depremlerin meydana getirdiği faylardaki kayma
mekanizmasını tanımlamak için bu ölçek geliştirilmiştir. Bu
ölçek herhangi bir dalga boyu ile ilgili değildir. Bu sebeple,
moment büyüklüğü geniş bir spektrumdaki yer hareketlerini
ölçmek için kullanılabilir. Moment büyüklüğü sismik
momentin (M0) bir fonksiyonu olarak tanımlanmıştır. Sismik
moment deprem kaynağındaki deformasyonun boyutunu
belirler ve

M 0  GA u
şeklinde tanımlanmıştır. Burada G fay bölgesindeki
malzemenin kayma modülü, A fay yırtılma alanı ve u fayın
karşılıklı kenarlarının ortalama yer değiştirmesidir. Sismik
momentten hareketle moment büyüklüğü

1.7.2. Depremin Büyüklüğü


Moment Büyüklüğü (Mw)
Sismik momentten hareketle moment

M w  0, 67 log(M 0 )  10, 70
şeklinde tanımlanmıştır. Burada sismik moment birimi erg’dir.

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 41
3.10.2018

1.7.2. Depremin Büyüklüğü


Bir depremin büyüklüğünü belirlemeye yönelik geliştirilen bu
ölçeklerin bazı özellikleri Tablo 1.4’te özetlenmiştir.

Kim Episantr
Ölçek Deprem Deprem Referans
tarafından Uzaklığı Uygulanabilirliği
Tipi Boyutu Derinliği Parametresi
önerildiği (km)

ML Richter Küçük Sığ < 600 Dalga Genliği Kaliforniya


(1935) bölgesinde

mb Gutenberg ve Küçük ve Derin >1000 Dalga Genliği Bütün dünyada


Richter Orta (P dalgaları)
(1956) büyüklükte

MS Richter ve Büyük Sığ >2000 Dalga Genliği Bütün dünyada


Gutenberg (Rayleigh
(1936) dalgaları)

Mw Kanaromi Hepsi Hepsi Hepsi Sismik moment Bütün dünyada


(1977)

Tablo 1.4. Deprem büyüklük ölçeklerinin bazı özellikleri

Deprem Mühendisliği Ders Notları/Prof. Dr. 
Şevket ATEŞ 42

You might also like