Professional Documents
Culture Documents
Harf İnkılâbı ile çağdaşlaşma ve Siyasi, sosyal, eğitim ve hukuk alanlarında yapılan
Batılılaşma yolunda önemli bir adım inkılâplardan sonra Mustafa Kemal kültür
atılmıştır. konularıyla ilgilenmeye başladı.
1930’lardan itibaren kültür alanında yeni devletin
ideolojisine uygun olarak milli dil ve milli tarih
Yeni Türk Alfabesi’nin Kabulü ile
araştırmalarına ağırlık vererek milli şuuru Tanzimat aydınlarına göre de Türkçeyi
oluşturmaya çalıştılar. sadeleştirmek şarttı. Medreselerin yanında açılan
Türkiye Devleti’nde ümmet anlayışı yerine millet okullarda Arapça ve Türkçe arasında mücadele
fikri benimsendi. Böylece din tarihi ya da hanedan başladı.
tarihi yerine milli tarih görüşü ön plana çıktı. Abdülmecit zamanında (Tanzimat dönemi) Türkçe
Avrupalıların “Türkler sarı ırktan gelmektedirler, gazeteler yayımlandı. Ahmet Cevdet Paşa, sade
sadece askerlikten anlarlar, medeniyet yetenekleri Türkçe ile en güç bilim konularının bile
yoktur. Buna bağlı olarak da hiçbir medeniyet açıklanacağını belirtti.
oluşturamamışlardır.” şeklinde politikalar üreterek Mustafa Reşit Paşa’nın sadrazamlığı sırasında
dünya kamuoyunu Türkler aleyhine (Abdülaziz zamanı) Encümen-i Daniş kurularak
yönlendiriyorlardı. Başlangıç noktasını Türkleri hor herkesin anlayacağı bir dille yazı yazılması prensibi
gören ve yanlış tanıtan Batılı tarihçilerin görüşleri, kabul edildi. Ancak aydınlar Arapça ve Farsça
tarih çalışmalarını bütün tarih kitaplarını inceleyerek kelimelere bağlı kaldılar. Dil sorunu bütün yönleriyle
Türk Tarih Heyeti adlı bir komisyon kurarak yoğun ancak Cumhuriyet döneminde ele alındı.
çalışmalardan sonra Türk Tarihi’nin Ana Hatları adlı 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılışında toplanan
eser ve okullarda ders kitabı olarak okutulacak lV milletvekilleri, halk dilinden toplanacak kelimelerle bir
ciltlik bir tarih kitabı çıkartılmıştır. (1930) sözlük oluşturulması yönünde karar aldılar, vatanın
12 Nisan 1931’de Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti kurtuluşu ön plana geçtiği için bu işle uğraşılamadı.
kurulmuştur. (Bu kuruluş 1935 yılında Türk Tarih 3 Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanunu kabul
Kurumu adını almıştır.) edilince dildeki sadeleşme hareketi hızlandı.
Türk Tarih Kurumu’nun Amacı; 1928’de Türk Harf İnkılâbı dilde millileştirmeyi
Türk milletinin tarihteki kökenlerini araştırmak ve kolaylaştıran bir basamak oldu. Dil İnkılâbı’na doğru
yeniden yazmak gidişi başlattı ve kolaylaştırdı.
Türklerin dünya uygarlığına katkılarını araştırmak 12 Temmuz 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Türk
Türklerin İslam Tarihi’ndeki rolleri ve katkılarını Dil Kurumu) kuruldu.
araştırmak
Türk Dil Kurumu’nun Yaptığı ÇalıĢmalar
Milli tarih anlayışını benimsetmek olmuştur.
Türk dilinin kaynakları, başka dillerle ilişkileri
incelendi.
1930 Nisanında toplanan Türk Ocakları’nın Vl.
Kurultayı’nda Atatürk’ün isteği ile başkanlığına Tanzimat’tan itibaren Türk dilinin geçirdiği aşamalar
Tevfik Bıyıklıoğlu’nun seçildiği Türk Tarih Heyeti incelendi. Program oluşturuldu.
oluşturdu. Halk dilinde yaşayan kelimeleri toplayarak
İlk Türk Tarih Kongresi 1932 Nisanında Ankara derlemeler yaptı.
Halkevi binasında toplandı. Amacı Türk Tarih Eski Türk metinleri yayınlandı.
Tezi’ni tanıtmak ve yeni tarih ders kitaplarını bu Türkçe sözlük hazırlandı.
teze uygun hale getirmekti. Türkçe bilim terimlerinin hazırlanması çalışmaları
Bilimsel temele dayalı olarak geliştirilmesi yapıldı.
düşünülen Türk Tarih Tezi ile yeni devletin Arapça köklerden ziyade dünya milletlerin
ideolojisine uygun Türk milliyetçiliğini oluşturmaktır. kullandığı Latince köklere bağlı kalındı.
Türk diline uymayan, yerinde kullanılmayan bazı
Atatürk, “Tarih yazmak, tarih yapmak yabancı kelime ve terimler Türkçeden çıkarıldı.
kadar mühimdir. Yazan yapana sadık
Yazı, konuşma ve bilim dilimizde bulunan ve
kalmazsa değişmeyen hakikat Türkçeye uyan diğer yabancı kelime ve terimler
NOT insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” kullanılarak dil hazinemiz zenginleştirilmeye
sözleriyle tarihin bilimsel metotlarla çalışıldı.
ortaya konulmasının önemini
vurgulamıştır. Türkçeyi geliştirmek, yabancı
kelimelerden arındırmak, kültür dili
Türk Dil Kurumu’nun Kurulması (12 Temmuz 1932) haline getirmek ve yeni icatlara Türkçe
isimler bulmak amacıyla kurulan Türk
Osmanlı Devleti’nde Türkçeyi savunan aydınlar UYARI
Dili Kurumu, Türk Tarih Kurumu gibi
ortaya çıktı Türkoloji Enstitüleri ve okulları kurularak
doğrudan milliyetçilik ilkesiyle ilgilidir.
Türk dili incelenmeye başlandı. lll. Selim ve ll.
Mahmut dönemlerinde Türkçe sadeleştirilmeye Türk Dil Kurumu yaptığı çeşitli milli ve
çalışıldı. milletlerarası kongrelerde Türk dili ile
ilgili zenginliği, başka dillerden kelime 1930’dan sonra İstanbul Belediye Konservatuarı
alan Türkçenin, başka dillere de nasıl ıslah edildi.
kelime verdiğini ortaya çıkartmaya 1935’te Ankara’da Milli Musiki ve Temsil Akademisi
çalışmaktadır. (Konservatuar) kuruldu.
Sanayi Nefise Mektebi Güzel Sanatlar Akademisine
Mustafa Kemal, 1936 yılında
dönüştürüldü.
geliştirilen Güneş Dil Teorisi ile Türk
1937’de Atatürk’ün emriyle Resim Heykel Müzesi
dilinin eskiliğini ortaya koymaya
açılmıştır.
çalışmıştır.
Cumhuriyet Dönemi Eğitim Alanında Yapılan ÇalıĢmalar D. TOPLUMSAL ALANDA YAPILAN ĠNKILÂPLAR
İlköğretim yaygınlaştırılarak parasız ve zorunlu hale Atatürk; hukuk, siyasal eğitim ve toplumsal (sosyal)
getirildi. alanda çağdaşlaşmayı esas almıştır. Toplumsal
yaşayışı da buna göre düzenlemeye çalışmıştır. Bu
1926’da ilköğretim karma (kız-erkek karışık) oldu.
alandaki inkılâplar eşitliği, çağdaşlığı ve laikliği esas
Ortaöğretim üçer yıllık ortaokul ve lise olarak iki almıştır.
devreye ayrıldı. Ortaöğretim, mesleki bilgilerin de
verilmesi gereken yerler oldu.
ġapka Kanunu ve Kılık Kıyafette DeğiĢiklikler (25 Kasım 1925)
Türkçe ve edebiyat gibi derslere ağırlık verilerek,
liselerde ilk kez sosyoloji dersi konuldu. Kılık kıyafet, toplum ve kültürün en karakteristik
Yabancı uzmanlar getirildi. Bu uzmanlar özelliklerinden biridir.
incelemeler yaparak mesleki ve teknik eğitime Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal ve pek çok kişi
ağırlık verilmesi yolunda tavsiyelerde bulundular. fesi atarak kalpak giymeye başlamışlardır. Böylece
1934-1935’ten itibaren denenmeye başlayan köy kalpak Kurtuluş Savaşı’nın simgesi olmuştur.
eğitmeni yetiştirme çalışmaları başladı. İlköğretimin 1925 yılında Mustafa Kemal Kastamonu’ya bir
kırsal kesime yayılması için önemli çalışmalar geziye çıktı. Atatürk’ü ilk kez görecek olan halk,
yapıldı. heyecanla onu bekliyordu. Atatürk başındaki şapka
Öğretmen yetiştiren okullar 1932’den itibaren 6 yıla ile halkı selamladı.
çıkartıldı. 25 Kasım 1925’te Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun
Musiki Muallim Mektebi ve diğer uzman çıkarılarak fes ve benzeri başlıklar yasaklandı.
öğretmenleri yetiştirmek üzere Orta Öğretmen Şapka ve kasket milli başlığımız oldu.
Okulu (Gazi Eğitim Enstitüsü) kuruldu. 1934’te çıkarılan bu kanunla hangi dinden olursa
1927’de meslek ve sanat okullarını açmak idare olsun din adamlarının dini kıyafetleriyle ibadet
etmek Maarif Vekâleti’ne bırakıldı. yerlerinin dışında dolaşması yasaklandı. Her dinin
başkanı bu kanundan muaf tutuldu.
Mesleki ve teknik eğitim alanında, Avrupa’ya
öğrenci gönderildi. Uzmanlar getirildi. 1938 yılına
kadar 65 yabancı uzman ve öğretmen getirildi. Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925)
Yüksek öğretim alanında çalışmalar yapmak için Allah’a ulaşmak için tutulan yola tarikat denir.
İsviçre’nin Cenevre Üniversitesi’nden Prof. Albert Tarikat liderlerinin barındığı yere tekke daha
Malch görevlendirildi. 1933 yılında Dar’ül Fünun, küçüğüne zaviye denirdi.
İstanbul Üniversitesi’ne dönüştürüldü. Nazi Selçuklular ve Osmanlılar zamanında tarikatlar
Almanyası’ndan kaçan öğretim üyeleri bu büyük hizmetler vermiştir. Osmanlı Devleti’nin
üniversiteye getirildi. İstanbul Üniversitesi Avrupa Duraklama döneminden itibaren tarikatlar olumsuz
modeline uygun olarak teşkilatlandırılmıştır. çalışmalara başlamıştır.
Böylece Türkiye Devleti’nin ilk üniversitesi
Türkiye Cumhuriyeti’ne ve laik düzene karşı
kurulmuştur.
isyanlarda etkili oldular, tarikat liderleri siyasete
1925’de açılan Ankara Hukuk Mektebi, 1934’te karıştılar. Şeyh Sait İsyanı tarikat lideri tarafından
Hukuk Fakültesi oldu. çıkartılmış bir isyandır.
Ankara Yüksek Ziraat Mektebi 1933’te Yüksek Şeyh Sait İsyanı bastırıldıktan hemen sonra 1925
Ziraat Enstitüsü olarak düzenlendi. yılında Mustafa Kemal Atatürk, Kastamonu gezisi
1936’da Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi sırasında yaptığı konuşmada, “Türkiye Cumhuriyeti,
kuruldu. şeyhler, müritler, memleketi olamaz. En doğru, en
Mülkiye Mektebi, Siyasal Bilgiler Okulu olarak hakiki yol medeniyet yoludur. Tekkeler mutlaka
düzenlendi. (1936) kapanacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, her alanda
1946’da Ankara Üniversitesi kuruldu. doğru yolu gösterecek, uyaracak güce sahiptir.”
demiştir.
1924’te Ankara Musiki Muallim Mektebi kuruldu.
30 Kasım 1925’te çıkardığı bir kanunla tekke,
Resmi işlemlerdeki kargaşayı
zaviye ve türbeler kapatıldı. Bu yerlerin sahiplerinin
gidermek için kabul edilen Soyadı
mülkiyet haklarına dokunulmadı. Cami ya da mescit
Kanunu halkçılık ilkesiyle doğrudan
olarak kullanılan ibadet yerleri olduğu gibi bırakıldı.
bağlantılıdır.
Aynı kanunla şeyhlik, dervişlik, dedelik, seyitlik,
müritlik, çelebilik, babalık, emirlik ve türbedarlık gibi TBMM Mustafa Kemal’e 24 Kasım
tarikat ünvanları da kaldırıldı. 1934’te çıkarılan bir kanunla Atatürk
NOT
Türbelerde düzenleme yapılırken Osman Gazi, soyadını verdi. Atatürk soyadının
Fatih Sultan Mehmet, Mevlana, Hacı Bektaş Veli başkaları tarafından kullanılması
gibi din büyüklerinin ve devlet kurucularının yasaklandı.
türbelerine dokunulmadı. Atatürk, İsmet Paşa’ya İnönü
Tekke zaviye ve türbelerin kapatılması laiklik Savaşları’ndaki başarısından dolayı
aşamalarındandır. İnönü soyadını verdi.
Teknolojik gelişimi, bilgi birikimi ve parası olmayan Bu kongrede alınan kararlar, Yeni Türk Devleti’ne
Osmanlı Devleti, Avrupa devletlerinin açık pazarı ışık tutmuştur.
olurken siyasi açıdan da Avrupa devletlerinin Kongrede kendi imkânlarıyla öz kaynakları
nüfuzu altına girmişti. Ekonomik sıkıntı içinde olan değerlendirmek büyük devletlerden yardım
Osmanlı Devleti 1854’te Kırım Savaşı sırasında almadan kalkınmayı öngörüyordu. Bu görüş
İngiltere’den ilk dış borcu aldı. Yıllar içerisinde doğrultusunda Milli Ekonomi ilkesi kabul edildi.
İngiltere dışında diğer Avrupa devletlerinden de Milli Ekonomi ilkesi ile devlet ekonomik alanda
borçlar alındı. ll. Abdülhamit Muharrem üzerine düşen görevleri yerine getirmeye başladı.
Kararnamesi’yle Avrupa devletlerine borcu Bu kongrede kalkınma biçimi belirlenemediği için
ödeyemeyeceğini duyurdu. Bunun üzerine Avrupa devlet ekonomik hayata karışmak zorunda kaldı.
Devletin ekonomik hayata karışması 1933 yılına Yabancı ülkelerden damızlık hayvanlar ithal edildi
kadar devam etti. Özel girişimin üstesinden ve üretme çiftlikleri kuruldu.
gelemeyeceği önemli ekonomik alanlarda devlet, Köylünün ucuz kredi, makine, tohum ve benzeri
önemli tedbirler aldı, bir takım kuruluşlar kurdu. ihtiyaçlarının giderilmesi için Tarım Kredi
Kamu hizmetlerinin devlet eliyle düzenlenmesi ve Kooperatifleri kuruldu. Kooperatifleşme yolu
yönetilmesiyle devletçilik ilkesi doğdu. açılarak köylünün aracısız ürünlerini satması
1929-1930 yıllarında başlayan dünyadaki ekonomik sağlandı.
bunalım üzerine, devlet ekonomiye yeni bir yön 2 Haziran 1929’da topraksız çiftçiye toprak
verdi. Devletçilik ilkesinin uygulanması, planlı dağıtılması hakkında bir kanun kabul edildi. Ancak
ekonomiyi beraberinde getirdi. Birinci Beş Yıllık bu kanun tam anlamıyla uygulanamamış ve Toprak
Kalkınma Planı hazırlandı. 1933 yılında hazırlanan Reformu Sorunu günümüze kadar çözülememiştir.
bu plan 1934’te yürürlüğe girdi. Hayvancılık ve ormancılığın geliştirilmesi için
önemli tedbirler alındı.
Tarım Alanında Yapılan ÇalıĢmalar Atatürk Orman Çiftliği’nin kurulmasında Atatürk
bizzat işin başında yer almıştır. Ayrıca Silifke,
Osmanlı Devleti’nde milli gelirin önemli bir kısmı
Tarsus ve Dörtyol’da çiftlikler kuruldu. Bu çiftliklerin
tarımdan elde ediliyordu. İlkel yöntemlerle tarım
yapan köylü topraktan gerekli verimi alamıyordu. modern tarımının yerleşmesinde büyük katkıları
olmuştur.
Mustafa Kemal “Köylü milletin efendisidir.”
diyerek ezilen köylünün gerçek değerini ifade
Ticaret Alanında Yapılan Çalışmalar
etmiştir.
Mustafa Kemal, milli ticaretin desteklenmesi ve
Ekonominin temeli olan tarımı düzenlemek için her
gelişmesini sağlamak için 26 Ağustos 1924’te
şeyden önce köylünün durumunu iyileştirmek
Türkiye İş Bankası’nı kurdurdu.
gerekiyordu. Köylü için çalışmak, devletin
dayandığı temelleri güçlendirmek anlamına
geliyordu. Hükümet bu düşünceye dayanarak
Köycülük Siyaseti’nin esaslarını şöyle belirledi; Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk özel
Köylüden alınan ağır vergilerin kaldırılması, böylece bankası İş Bankası’dır.
köylünün maddi yönden güçlendirilmesi İş Bankası’nın sağladığı kredi
Köylünün üretim imkânlarının arttırılması UYARI kaynakları sonucu Türk tüccarlar,
Köylünün bilgi ve görüşünü yükseltecek tedbirlerin ticaret hayatına hâkim oldular.
alınması 1927’de İtibar-ı Milli Bankası, Türkiye
Toprağı olmayan köylülere toprak verilmesi İş Bankası ile birleştirildi.
17 Şubat 1925’te Aşar Vergisi kaldırıldı.
Köylüye ucuz kredi sağlamak için Osmanlı 1923-1932 yıllarında Milli Ekonomi ilkesi uygulandı.
döneminde kurulmuş olan Ziraat Bankası’nın İlk millileşme 1924’de bazı demiryolları,
imkânları arttırıldı. Sermayesi ve şube sayısı Haydarpaşa Limanı ve Rıhtımı’nın satın alınmasına
arttırıldı. ilişkin kanunla gerçekleşmiştir. 1925 yılında
yabancı sermaye elindeki Reji İdaresi (tütün tekeli)
Traktör kullanımını yaygınlaştırmak için hükümet
devletçe satın alındı. 1926’da ispirto ve her çeşit
mali ve yasal düzenlemeler yaptı. Makineli tarım
alkollü içkilerin imali ve ithali ile şeker ithali ile
özendirildi.
devlet tekeline alındı.
Ziraat Bankası aracılığı ile dışarıdan alınan tarım
1928’de Haydarpaşa Limanı ile Adana-Mersin
araçları köylüye dağıtıldı, pulluk kullanımı
Demiryolu milletleştirildi.
yaygınlaştırıldı.
1 Temmuz 1926’da Kabotaj Kanunu çıkarıldı. Bu
Tarım alanında uzman yetiştirmek için çeşitli
kanun ile Türk denizlerinde yük ve yolcu taşıma
yerlerde okullar açıldı. Ankara’da Yüksek Ziraat
hakkı sadece Türklere verildi. Böylece
Enstitüsü kuruldu. (1933)
denizlerimizde de bağımsızlık sağlandı. 1937’de
Köylüye ucuz fidan, tohum ve gübre dağıtıldı. Denizbank kuruldu.
Kurtuluş Savaşı sonunda Türk sanayi kuruluşu
sayılabilecek hiçbir kurum yoktu. İhtiyaç
İzmir İktisat Kongresi’nde Kabotaj
maddelerini üretebilecek sanayinin kurulması
hakkının Türk gemilerine tanınması ve
gerekiyordu. Ancak Türkiye Devleti’nin sanayi
deniz taşımacılığının devlet tarafından kurabilecek parası ve uzman elemanı yoktu.
teşviki karara bağlandı. Lozan
UYARI 1925’te ülke madenlerini işletmek, özel sektöre
Antlaşması’nda Türk gemilerinin sermaye sağlamak ve kredi temin edebilmek için
kabotaj hakkı kabul edildi. 1926 Sanayi ve Maadin Bankası açıldı.
Kabotaj Kanunu ile tam olarak Milli sanayinin gelişmesini sağlamak özel sektörü
gerçekleşti. sanayiye özendirmek için 1927’de Teşvik-i Sanayi
Kanunu (Sanayiyi Özendirme Yasası) çıkarıldı. Bu
kanun on beş yıl yürürlükte kaldı.
1930’da Merkez Bankası kuruldu. Amacı para
arzını kontrol etmek ve para politikasını Teşvik-i Sanayi Kanunu ile
yönetmektir. Daha önce Türkiye’nin para politikası, Çeşitli sanayi kuruluşlarına ucuz devlet arazisi
imtiyaz sözleşmesi uyarınca yabancı bir banka olan ve binaların tahsis edilmesi,
Osmanlı Bankası tarafından yönlendiriliyordu. Taşıma indirimlerinin yapılması,
Böylece Türkiye Cumhuriyeti, ekonomik ve mali Vergi muafiyetinin uygulanması,
bağımsızlığını sınırlandıran engellerden kurtulmuş
Bazı işletmelere ulaştırma ve depolama
oldu.
imkânlarının tanınması,
Ticaret alanında uzman yetiştirmek amacıyla
Devlet dairelerinde yerli ürünlerin kullanılması
İktisadi İdari İlimler Akademisi açıldı.
gibi uygulamalar yasalaştırılmıştır.
1929’da gümrük vergilerinin yükseltileceği
Teşvik-i Sanayi Kanunu’nun getirdiği imkânlara
kamuoyunca önceden bilindiğinden, ithalatta
rağmen, sermaye, teknoloji ve bilgi yetersizliğinden
öngörülmeyen bir artış meydana gelmişti. Dış
kaynaklanan sorunlar nedeniyle sanayinin
ticaret dengesi dünya ekonomik bunalımında
gelişmesi sağlanamadı. Sadece Uşak’ta Şeker
etkisiyle önemli ölçüde bozulmuştur. Türk lirasında
Fabrikası ve ufak çapta bir dokuma sanayi kuruldu.
görülen ani düşme, üzerine hükümet bazı tedbirler
almıştır. Bu tedbirler;
1929 yılında Menkul Kıymetler ve Borsalar Kanunu 1924’te açılan Türkiye İş Bankası
çıkartılarak yeni Türk devletinde ilk kambiyo
ticaretin gelişimini sağlamak amacı
denetimi başlatıldı.
yanında sanayi işletmecilerine kredi
1930’da Türk Parasının Kıymetini Koruma
temin etmeyi de amaçlamıştır.
Hakkında Kanun çıkarıldı. Kanunun amacı 1929
1926’da inşaat sektörünü
Dünya Ekonomik Bunalımı’na karşı Türk parasının
değerini korumaktı. Kanunda etkili ceza hükümleri desteklemek konut kredisini sağlamak
ile yargılama usulleri yer almıştı. Bu kanuna amacıyla Emlâk Eytam Bankası
dayanılarak çıkarılan Bakanlar Kurulu kuruldu. (Emlak ve Yetimler Bankası)
kararnameleriyle hükümet döviz taleplerini kontrol Sanayi ve Maadin Bankası 1932’de
UYARI
edebiliyordu. Türkiye Sanayi Kredi Bankası oldu.
1933 yılında bankanın malvarlığı
Müdahaleci ve korumacı dış ticaret Sümerbank’a devredilmiştir.
politikasını izlendiği bunalım Teşvik-i Sanayi Kanunu 1942 yılına
döneminde kanunun uygulanması kadar yürürlükte kaldı.
başarılı oldu. Türk Parasının Kıymetini 1926’da Devlet İstatistik Enstitüsü
UYARI Koruma Kanunu üç yıl uygulanması kuruldu. 1927 yılında Cumhuriyetin ilk
için çıkarılmıştı. Ancak on üç kez genel nüfus tarım ve sanayi
uzatıldı. 1970 yılına kadar yürürlükte sayımlarını başarı ile gerçekleşmiştir.
kaldı. 1970’ten itibaren sürekli hale
geldi.
Devletçilik ilkesinin Uygulaması
1930 yılında Türkiye ekonomi politikasında önemli
Sanayi ve Madencilik Alanında Yapılan ÇalıĢmalar değişiklikler oldu. Cumhuriyetin ilk yıllarında
Sanayileşme, ekonomik kalkınmanın bel kemiğidir. uygulanan ekonomi politikası özellikle 1929 Dünya
Sanayileşmeyen bir ülke siyasal bağımsızlığını Ekonomik Krizi karşısında beklenen sonuçları
koruyamaz güçlü devletlerin tutsağı olur. sağlamamıştır. Türkiye devletçilik ilkesini
benimserken amacı devlet eliyle sanayileşmeyi Birinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planı
sağlamaktı. Türkiye’de özel sektörde değişiklik 1933’te hazırlanmış, 1934’te uygulama
öngörmeyen bir devletçilik modeli uygulamaya başlanmıştır.
konulmuştur. Mali tekeller dışındaki üretim
Devlet eliyle hammaddesi yurt içinde üretilen
faaliyetlerin tümü özel sektöre açık kalmıştır.
sanayi dalları kurma, temel tüketim mallarının
Ekonomik devletçilik başlıca sanayi, tarım ve para- üretimine öncelik verme amacına yöneliktir.
bütçe alanlarında uygulandı. Özellikle sanayi
Bu plan ile modern sanayileşme başladı.
alanındaki uygulamalar ile kendini gösterdi. Çünkü
ülkenin ilk planda sanayi mallarına gereksinimi
Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planıyla Yapılan Çalışmalar;
vardı.
1933’te Sümerbank kuruldu.
Devletçilik 1931’de Cumhuriyet Halk Partisi’nin
programına alındı. Malatya, Kayseri ve Bursa’da Merinos (dokuma)
fabrikaları açıldı. (Yatırımların önemli bir bölümü
Devletçilik ilkesi 1937 yılında anayasaya girmiştir.
Sümerbank ve İş Bankası tarafından yapıldı.)
Devletçilik ilkesinin uygulandığı 1930-1938
Gemlik – yapay ipek, Nazilli – basma, Beykoz –
yıllarında devletin iç piyasalar üzerindeki kontrolü
deri, Paşabahçe – cam ve İzmit – kâğıt fabrikaları
artmıştır.
açıldı.
Devletçilik ilkesiyle ilgili yapılan çalışmalar;
1935 Maden Tetkik Araştırma Enstitüsü (MTA)
Köylüye bol ve ucuz kredi verilmesi,
kuruldu.
Aşar vergisinin kaldırılması,
1935’te MTA’ya para finansı için Etibank açıldı.
Devletin köylüye tarım alanında teknolojik
yardım yapması,
Devletin kooperatifleşmeyi özendirmesi,
Toprak Reformu Kanununun çıkarılması, Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı 1937
1930 yılında Türk ekonomisinin para işlerini yılının sonuna kadar 3 yıl sürdü. 16
düzenlemek üzere Merkez Bankası’nın büyük fabrika kuruldu. Bu kuruluşlar
kurulması, Türkiye’nin ilk kamu iktisadi
1932’de Devlet Sanayi Ofisi kurularak devlet UYARI teşebbüsleridir. (KİT)
işletmeciliğinin yönlendirilmesi, 1939 yılında Karabük Demir-Çelik
1932 Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın Fabrikası kuruldu. Bu Türkiye
hazırlanması ve 1934’de uygulanması, Cumhuriyeti’nin ilk ağır sanayi
1933 Sümerbank ve 1935’te Etibank’ın tesisidir.
kurulması,
1937’de Denizbank açılması, Ġkinci BeĢ Yıllık Kalkınma Planı
1938’de esnafa kredi verecek Halk Bankası’nın
Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın başarıyla
açılması
uygulanmasından sonra 1936’da İkinci Beş Yıllık
Devletçilik rejimine geçişin iki nedeni vardır;
Kalkınma Planı hazırlanmaya başlandı ve 1937’de
Birincisi, bütün özendirmelere rağmen sanayi
hazırlandı. Uygulamaya 1938’de geçildi.
işletmeleri kuracak özel girişimin başarılı
İkinci plan, ara malları ve yatırım malları üretimine
olamaması, toplumun gereksinimlerinin günden
güne artması, öncelik veriyordu ve daha geniş kapsamlıydı.
İkincisi 1929 yılında Amerika Birleşik Bu planda elektrikasyon, madencilik, limanlar gibi
Devletleri’nde çıkan ve bütün dünyaya sıçrayan altyapı tesisleri, makine, gıda, kimya ve yakıt
büyük bir ekonomik bunalımın yaşanmasıdır. sanayileri ve deniz ulaşımı idi. Bu plan ile ihracata
Bu zorluklar 1930 yılından sonra devletçi-karma da yönelmek hedefleniyordu.
ekonomi sistemine geçmeyi gerekli kılmıştır. 1939 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın çıkması
Devlet 1930 yılından önce kurduğu üzerine bu plan uygulanamadı. 1945 yılına kadar