You are on page 1of 344

ALFA®

Alfa Yayınlan: 2632


Bilim: 75

BİLİM KİTABI

Oriji.nal Adı The Scirnce Book


lııgilizce Aslından Çeviren Ahmet FeLhi Yıldırım

l. Basım: 2015
978-605- 106-930-2
Sertillka No: 10905

Yayıncı ve Ge11el Yayııı Yörıeımeııi M. Faruk Bayrak


l.enel Müdiir Vedaı Bayrak
Yayııı Yöııecmeııi Mustafa Küpüşoğlu
Dizi Editörii Kerem Cankoçak

Proje Sanal Editöıii Katıe


Cavanagh
Phil Ormerod
Sa ıı aı Yörıetmeııi
Çizimler jamcs Graham, Pcter Liddiard
Baslııya /la zırlayaıı llchice Yağcı
Grcıfilı Kamuran Ok

© 2014, AlfA llasım Yayım Dağııırn Ltd. Şti.


© 2014, Dorlıng Kindersley LımiLed

Kitabın Tiirkçe yay111 lıakları Alfa Bas ım Yay1111 Dağıtım Ud. Şti.'ne aittir.
Ta111t1111 amacıyla, kaynak göstermek şartıyla yapılacak kısa almtı/ar dışmda,
yay111c111111 yazıl ı imi ol111aksız111 lıiçbir clcktroııik veya nıekaııik araçla çoğal fı lnnınz.
Eser salıiplerinin maııevi ve mali hakları saklıdır.
Alfa Basım Yayım Dağıtı m Ltd. Şli.
Alemdar M;ıh;ıllı-s i, Ticare th.ınc.• c;okak No: 15 34410
C.ığaloğlu, İstn.nbul /TUrkiye
Tel: (0212) 51153UJ-513 87 5 1 - 512 30 46
Faks: (0212) 519 33 00
www.alf.akilap.com info@alfakitap.com

Chına leo P.ıprr Prcxlucts Lıd


KATKIDA BULUNANLAR PENNY JOHNSON
Penny Johnson bilim öğretmeni , daha sonra okullara bilim
kitapları üreten bir yayıncı olmadan önce havacılık
ADAM HART-DAVIS, DANIŞMAN EDiTÖR mühendisi olarak işe başladı ve 10 yıl askeri uçaklarda
çalıştı. Penny, 10 yılı aşkın bir süredir tam gün eğitim
Adam Hart-Davis Oxtord , York ve Kanada' da Alberta yazarlığı yapma ktadır.
üniversitelerinde kimya eğitimi gördü. Beş yıl bilim kitapları
editörlüğü yaptı ve 30 yıldır yapımcı ve sunucu olarak bılim,
teknoloji, matematik ve tarihle ilgili televizyon ve radyo
DOUGLAS PALMER
programları yapmaktadır. Bilim, teknoloji ve tarihle ilgili 30
Douglas Palmor, Cambridge'de üslenen bir bilim yazarıdır;
kıtap yazdı.
son 14 yı lda 20'den fa zla kitap yayımladı -on son
Londra'daki Natura! History Museum IDoğa Tarihi Müzesi]
JOHN FARNDON için bir uygulama (NHM Evolution) ve çocuklar ıçin DK's
WOW Dinosaur kitabı. Ayrıca Cambridge Üniversitesi
John Farndon kitapları dört kez Kraliyet Derneği genç bilim Sürekli Eğitim Enstitüsü'nde okutmandır.
kıtabı ödülüne ve Society of Authors Eğitim Ödülü'ne aday
gösterilen bir bilim yazandır. Kitapları arasında The Greaı
Scientists ve Tlıe Oceans Atlas var. DK's Science ve Science
STEVE PARKER
Year by Year'a yazılar yazdı.
Steve Parkor bilimde, özellikle biyoloji ve benzer yaşam bi-
limlerinde uzman 300' den fazla bilim kitabının yazarı ve e-
DAN GREEN ditörüdür. Zooloji dalında yüksek lisans diploması vardır, Zo-
ological Society of London'ın ILondra Zooloji Derneği] kıdem­
Dan Green bir bilim yazarıdır. Cambridge Üniversitesinde li bilim kurulu üyesidir ve çeşitli yaşlar ve yayıncılar için ki-
Doğa Bilimleri dalında mastı r yaptı ve 40'tan fazla kitap taplar yazdı. Steve sayısız ödül kazand ı - en son 2013'te
yazdı. 2013'te ıki kitabı Kraliyet Derneği Gençlik Kıtap Science Crazy ile UK School Library Association !Birleşik
Odülüne aday gösterildi ve Basher Science dızisi 2 Krallık Okul Kütüphaneleri Birliğil Bilgi Kitabı Ödülü.
milyondan fazla sattı.
GILES SPARROW
DEREK HARVEY
Giles Sparrow, University College London'da astronomi,
Derek Harvey evrimsel biyolojiye özel ilgi duyan bir doğa lmperial College'de bilim iletişimi okudu, çok satan bır
bilimcidir ve DK' in Science ve 1'he Natur a/ Hısıory Book'unu bilim ve astronomi yazandır. Kitapları Cosmus, Spaceflight,
da kapsayan kitapların yazarıdır. Liverpool Üniversitesinde The Uni verse in 100 Koy Discoveri es ve Plıysics in Minutes'i
Zooloji okudu, bir biyolog kuşağına ders verdi ve Kosta kapsar, ayrıca Universe ve Space gibi DK kitaplarına yazılar
Rıka'ya ve Madagaskar'a geziler düzenledi. yazdı.
İÇİNDEKİLER
10 GİRiŞ
BILlmSEL
BILiMiN DEVR M
1400-1700
~ö~ı~~~~!~J 34 Güneş her şeyin
merkezindedir
20 Güneş tutulması Nicolaus Copernicus
öngörülebilir
Miletoslu Tales 40 Her gezegenin yörüngesi
bir elipstir
21 Şimdi her şeyin dört Johannes Kepler
kökünü işitin
Ernpedokles 42 Düşen bir cisim düzgün
hızlanır
22 Yer'in çevresini ölçmek Galileo Galilei
Eratosthenes
44 Yerküre bir mıknatıstır
23 İnsan aşağı varlıklarla Williarn Gilbert
bağlantılıdır
Nasreddin Tusi 45 Tartışarak değil,
deneyerek Francis Bacon

46 Havanın yayına 55 Kaya tabakaları üst üste


dokunmak Robert.Boyle oluşur
Nicolas Steno
50 Işık bir parçacık mıdır,
yoksa bir dalga mı? 56 Mikroskobik hayvan
Christiaan Huygens gözlemleri
Antonie van Leeuwe nhoek
24 Yüzen bir nesne sıvıda 52 Bir venüs geçişinin ilk kez
hacmi kadar yer kaplar gözlenmesi 58 Işığın hızını ölçmek
Arşimet Jererniah Horrocks OleR0mer

26 Güne ş ateş, Ay su 53 Organizmalar bir dizi 60 Bir türün tohumundan


gibidir adımda gelişir başka bir tür çıkmaz
Zhang Heng Jan Swarnrnerdarn John Ray

28 Işık düz çizgiler halinde 54 Bütün canlılar 62 Kütleçekim evrendeki


gözümüze girer hücrelerden oluşur her şeyi etkiler
İbnü '!-Heysem Robert Hooke Isaac Newton
96 Bir başlangıç izi yok, bir 115 Bir ulusun kayaçlarının
GEN iSLEYEN s on ihtimali yok
James Hutton
haritasını çıkarmak
WilliamSmith
UFUKlAR Dağların çekiciliği 116 Kemiklerin hangi kabileye
1700-1800 102
Nevi! Maskelyne ait olduğunu biliyor
Mary Anning
74 Doğa sıçramalarla ve 104 Çiçeklerin yapısında ve
atlamalarla ilerlemez döllenmesinde doğanın 118 Edinilmiş özelliklerin
Cari Linnaeus gizemi Christian Sprengel kalıtımı
Jean-Baptiste Lamarck
76 Su buhara dönüşürken 105 Elementler hep aynı
kaybolan ısı yok olmaz şekilde birleşir 119 Her kimyasal bileşiğin iki
Joseph Black Joseph Proust parçası vardır
Jöns Jakob Berzelius
78 Yanar hava
Henry Cavendish
iLERLEME 120 Elektrik etkisi
iletken telle sınırlı
80 Rüzgarlar ekvatora
yaklaştıkça daha fazla
YUZYILI değildir
Hans Christia n 0rsted
gündoğusuna döner 1800-1900
George Hadley 121 Efendim, gün gelir bunu
110 Deneyler güneş parlarken vergilendirirsiniz
81 Florida körfezinden güçlü kolaylıkla tekrarlanabilir Michael Faraday
bir akıntı ç ıkar Thomas Young
Benja min Franklin 122 Isı
evrendeki her maddeye
112 Nihai parçacıkların göreli nüfuz eder Joseph Fourier
82 Flojistonsuz hava ağırlıklarını belirlemek
Joseph Priestley John Dalton 124 Organik olmayan
maddelerden organik
84 Doğada hiçbir şey 114 Elektrikle üretilen maddeler üretmek
yaratılmaz ,hiçbir şey kimyasal etkiler Friedrich Wöhlcr
kaybolmaz, her şey Humphry Davy
değişir Antoine Lavoisier 126 Rüzgarlar asla düz bir
çizgi halinde esmez
85 Bir bitkinin kütlesi Gaspard-Gustave de Coriolis
havadan gelir
Jan Ingenhousz 127 Çift yıldızların renkli ışığı
üzerine
86 Yeni gezegenler Christian Doppler
keşfetmek
William Herschel 128 Buzul, Tanrı'nın büyük
pulluğuydu
88 Işığın hızının Louis Agassiz
azalması John Michell
130 Doğa, tek bir bütün
90 Elektrik akışkanını olarak temsil edilir
harekete geçirmek Alexander von Humboldt
Alessandro Volta
r

136 Işık
alır
suda daha yavaş yol
Leon Foucaull
226 Parçacıkların dalga-
benzeri özellikleri vardır
~
1

Erwin Schrödinger
138 Canlı kuvvet ısıya
çevrilebilir 234 Belirsizlik kaçınılmazdır
James Joule Werner Heisenborg

139 Moleküler hareketin 236 Evren büyüktür... ve daha


istatistiksel analizi 186 Işınlartüpten geliyordu da büyüyor Edwin Hubble
Ludwig Boltzmann Wilhelm Röntgen
242 Uzayın yarıç apı sıfırdan
140 Plastiği icat etme niyetim 188 Yer'in içini görmek başladı
yoktu Richard Dixon Oldham Georges Lemaltre
Leo Baekeland
190 Radyoaktive elementlerin 246 Her madde
142 Bu ilkeye doğal seçilim atom özelliğidir parçacığının bir karş ı­
denir Marie Curie madde eşi vardır
Charles Darwin Faul Dirac
196 Bulaşıcı bir canlı akışkan
150 Hava durumunu Martinus Beijerinck 248 Çöken bir yıldız
öngörmek çekirdeğinin
Robert FitzRoy kararsızlaştığı bir üst

156 Omne vivum ex vivo - BiR. P4RAQ(GMA sınır vardır


Subrahmanyan
her canlı canlıdan gelir
Louis Pasteur
DEGISIKLIGI Chandrasekhar

1900-1'945 249 Yaşamın kendisi bir bilgi


160 Kendi kuyruğunu edinme sürecidir
yakalayan yılanlardan 202 Kuantumlar kesikli enerji Konrad Lorenz
biri paketleridir
August Kekule Max Planck

166 Kesinlikle açığa çıkan 206 Artık atomun neye


ortalama bire üç oranı benzediğini biliyçırum
Gregor Mende! Ernest Rutherford

172 Kuşlar ile dinozorlar 214 Kütleçekim uzay-zaman


arasında evrimsel bir süreminde bir bükülmedir
bağlantı Albert Einstein
Thomas Henry Huxley
222 Yer'in kayan kıtaları,
174 Özelliklerin açık bir sürekli değişen bir
döngüselliği yapbozun parçalarıdır
Dimitri Mendeleyev Alfred Wegener

180 Işık ve manyetizma aynı 224 Kromozomlar kalıtımda


özün görünümleridir rol oynar
James Clerk Maxwell Thomas Hunt Morgan
250 Evrenin yüzde 95'i 315 Yer ve Yer'in bütün yaşam
kayıptır formları, gaia denilen
Fritz Zwicky tek bir canlı organizma
oluşturur
252 Evrensel bir hesap James Lovolock
makinesi
Alan Turing 316 Bir bulut üst üste
dalgalardan oluşur
254 Kimyasal bağın doğası Benoit Mandelbrot
Linus Pauling
317 Bir kuantum hesaplama
260 Atomun çekirdeğinde modeli
korkunç bir güç vardır YuriManin
J. Robert Oppenheimer
!!i 318 Genler türden türe
ili

·-·-·
geçebilir
i!!!
TEMEL YAPI ifi!i
...
Michael Syvanen

TA~~~~~MÜZ
286 Kusursuz bir sıfırlar ve 320 Futbol topu büyük
çarpılar oyunu basınca dayanabilir
Donald Michie Harry Kroto

292 Temel kuvvetlerin birliği 322 Hastalığı tedavi etmek


270 Yıldız tozundan oluşuruz Sheldon Glashow için insanlara gen
Fred Hoyle yerleştir
294 Küresel ısınmanın nedeni William French Anderson
271 Atlayan genler biziz
Barbara McC!intock Charles Keeling 324 Bir bilgisayar ekranından
yeni yaşam formları
272 Tuhaf ışık ve madde 296 Kelebek etkisi tasarlamak
teorisi Edward Lorenz Craig Venter
Richard Feynman
298 Bir boşluk tam olarak 326 Yeni bir doğa yasası
274 Yaşam bir mucize değildir hiçlik değildir lan Wilmut
Harold Urey ve Peter Higgs
Stanley Miller 327 Güneş sisteminin
300 Simbiyoz her yerdedir ötesideki dünyalar
276 Deoksiribonükleik asit Lynn Margulis Geoffrey Marcy
(DNA) için bir yapı
önermek istiyoruz 302 Kuarklar üçer üçer gelir
James Watson ve Murray Gell-Mann 328 REHBER
Francis Crick
308 Her şeyin teorisi? SÖZLÜK
284 Gerçekleşebilen her şey Gabriele Veneziano
340
gerçekleşir
Hugh Everett III 314 Kara delikler buharlaşır 344 DiZiN
Stephen Hawking

352 TEŞEKKÜR
12 GiRİŞ

ilim, sürekli bir hakikat çalışmalarına dayanan ve çok her zaman yararlıdır. 1682

B arayışıdır -Evrenin nasıl


çalıştığını keşfetmek için en
eski uygarlıklardan beri süre gelen
geçmeden Fransız fılozof Rene
Descartes tarafından güçlendirilen
Bacon'ın bilimsel yöntemi, bilim
kuyrukluyıldızını gözlemleyen
İngiliz astronom Edmond Halley,
1531 ve 1607' de kayıtlara geçen
bir mücadeledir. İtici gücünü insanlarının gözlem yapmasını, kuyrukluyıldızlara benzediğini fark
insanın merakından alan bilim, akıl olup biteni açıklayan bir teori etti ve üçünün aynı nesle, Güneşin
yürütmeye, gözleme ve deneye oluşturmasını ve teorinin işe yörüngesinde olduğunu öne sürdü.
dayanmaktadır. Eski Yunan yarayıp yaramadığını görmek için 1758'de geri geleceğini öngördü ve
filozoflarının en ünlüsü olan bir deney gerçekleştirmes ini son anda da olsa haklı çıktı 25
Aristoteles bilimsel konularda gerektirir. Doğru gibi görünürse, Aralık günü fark edildi. Bugün o
yazılar yazdı ve sonradan gelen sonuçlar akran değerlendirmesine kuyrukluyıldız, Halley
birçok çalışmanın temellerini attı. gönderilebilir; burada, aynı ya da Kuyrukluyıldızı olarak biliniyor.
İyi bir doğa gözlemcisiydi; ama benzer alanlarda çalışan insanlar, Astronomlar deney yapamadıkları
tamamen düşünceye ve yanlışları tek tek bulup çıkarmaya, için, kanıtlar ancak gözlemle elde
muhakemeye dayandı, deney böylece teoriyi çürütmeye ya da edilebilir.
yapmadı. Bu nedenle birçok şeyi sonuçların doğru olduğundan emin Deneyler bir teoriyi test edebilir
yanlış anladı. Örneğin büyük olmak için deneyi tekrarlamaya ya da tamamen spekülatif olabilir.
nesnelerın küçük nesnelerden daha davet edilir. Yeni Zelanda doğumlu fizikçi Ernest
hızlı düştüğünü ve bir nesnenin Test edilebilir bir hipotez öne Rutherford, küçük sapmaları
ağırlığı başka bir nesnenin iki sürmek ya da kestirimde bulunmak araştırmak için altın levhaya alfa
katıysa, iki kat daha hızlı parçacıkları ateşleyen öğrencilerini
düşeceğini öne sürdü. Bu yanlış izlerken, kaynağın arkasına detektör
olmasına rağmen, İtalyan astronom koymalarını söyledi ve onları

''
Galileo Galılei 1590'da bu şaşırtırcasına, bazı alfa parçacıkları
düşünceyi çürütene kadar hiç kağıt kalınlığındaki levhadan sekti.
kimse ondan kuşkulanmadı. Bugün Rutherford, bunun bir top
iyi bir bilim insanının ampirik Bütün hakikatleri keşfettikten mermisinin pelür kağıdından
kanıtlara yaslanması gerektiği aleni sekmesi gibi bir şey olduğunu
sonra anlamak kolaydır;
olabilir, ama her zaman öyle değıldı. mesele keşfetmektır. söyledi - ve bu, onu Fitomun yapısı
Galileo Galilei konusunda yeni bir düşünceye
Bilimsel yöntem götürdü.
Bilimsel süreç için mantıksal bir Bilim insanı yeni bir mekanizma

''
sistemi, ilk kez 17. yüzyılın başında ya da teorı önerirken sonuçla ilgili
İngiliz filozof Francis Bacan öne bir öngörüde bulunabilirse, deney
sürdü. 600 yıl önce Arap bilim daha da zorlu olur. Deney öngörülen
insanı Ibnü'l-Heysem'in sonuçları verirse, bilim insanı
GİRiŞ 13

\ I I
\ n
.
-
. \
.
~\"

- - , "
1 1 ı -' ' f

teorisini destekleyen kanıtlara çalışmalarına ve Danimarkalı fizikçi şılan, ölümsüz olduğunu göstermek
sahip olur. Yine de bilim, 20. yüzyıl Niels Bohr'un 1920'lerdeki için, kraterin içine atladı - sonuç o-
bilim felsefecisi Kar! Popper'ın çalışmasına dayanıyordu; bu larak onu bugün hatırlıyoruz .
işaret ettiği gibi, bir teorinin doğru çalışmalar da 1897'de elektronun
olduğunu asla kanıtlayamaz, keşfedilmesine, o da 1869'da Yıldız gözlemcileri
şeylerin yalnızca yanlışlığını katodun keşfine dayanmaktaydı. Bu arada Hindistan'da, Çin'de ve
kanıtlayabilir. Öngörülen yanıtları Vakum pompası ve 1799'da icat Akdeniz'de insanlar, gök cisimleri-
veren her deney destekleyici edilen pil olmasıydı bunların hiçbiri nin hareketlerini anlamaya çalışı­
kanıttır; ama başarısız olan tek olamazd ı - böylece zincir on yıllarca yordu. Yıldız haritaları yaptılar -
deney, bütün bir teoriyi çökertebilir. ve yüzyıllarca geriye gider. Büyük kısmen navigasyon yardımcı olsun
Yer-merkezli Evren, dört vücut İngiliz fizikçi Isaac Newton'ın ünlü diye; yıldızlara ve yıldız gruplarına
sıvısı, ateş-element flojiston ve esir bir sözü vardır: "Daha uzağı ad verdiler. Birkaç yıldızın, "sabit
denilen gizemli bir ortam gibi gördümse, devlerin omuzlarında yıldızlara" göre düzensiz bir yol
yüzy ıllardır savunulan kavramların durduğum içindir." Öncelikle izled iğini de fark ettiler. Yunanlar,
yan lışlığı kanıtlandı ve yerlerini Galileo'yu kast ediyordu, ama bu gezici yıldızlara "gezegen" dedi.
yeni teoriler aldı. Bunlar da yalnızca İbnü 'l-Heysem'in Kitabü'J- Çinliler, MÖ 240'ta Halley kuyruk-
teoridir ve çürütülebilir, birçok Menazır'ının bir kopyasını da luyıldızını ve 1054'te şimdi Yengeç
durumda destekleyici kanıtlara görmüş olabilir. Bulutsusu olarak bilinen bir süper-
bakılırsa, ihtimal dışı olmasına novayı fark ettiler.
rağmen. İlk bilim insanlan
Bilimsel bir bakışı olan ilk filozoflar,
Düşüncelerin ilerlemesi MÖ 5. ve 6. yüzyıllarda eski Yunan

''
Bilim nadiren sade, mantıksal dünyasında aktifti. Miletoslu
adımlarla ilerler. Birbirinden Thales, MÖ 585'te bir Güneş
bağımsız çalışan bilim insanları tutulmasını öngördü; Pythagoras,
eş zamanlı keşifler yapabilirler; ama 50 yıl sonra bugünkü Güney Gerçekten hakikatin
neredeyse her ilerleme, önceki İtalya'da bir matematik okulu kurdu peşindeyseniz, yaşamınızda
çalışmalara ve teorilere bir ölçüde ve Ksenophanes, bir dağda deniz en az bir kez her şeyden
dayanır. Büyük Hadron kabukları bulduktan sonra, bütün olabildiğince kuşku duymanız
Çarpıştırıcısı, LHC, olarak bilinen Yer'in bir zamanlar denizle kaplı gerekir.
devasa aygıtı yapmanın tek nedeni, olması gerektiği sonucuna vardı. Rene Descartes
40 yıl önce, 1964'te varlığı MÖ 4. yüzyılda Sicilya'da Empe-

''
öngörülen Higgs parçacığını dokles, toprak, hava, ateş ve suyun
aramaktı. Bu öngörü, atomun "her şeyin dört kökü" olduğunu iddi-
yapısına ilişkin Rutherford'a kadar a etti. Taraftarlarını volkanik Etna
cıeri giden on yılların teorik Dağı'nın kraterine götürdü ve anla-
14 GIHI~

Beytü'l-Hikmet oluşturduğu Yer-merkezli modeli Principia Mathematica'sı geldi.


MS 8. yüzyılda Abbasi halifesi, altüst eden De Revolutionibus Newton'ın hareket yasaları ve
yeni başkenti Bağrlat'ta muhteşem orbium Coelestium'u yayımladı. evresel çekim ilkesi klasik fiziğin
bir kütüphane olan bilgelik evi 1600'de İngiliz hekim William temelini oluşturur.
Beytü'l-Hikme'yi açtı. Bu, İslam Gilbert De Magnete'ye yayımladı ;
bilim ve teknolojisinin hızlı burada Yer'in kendisi bir mıknatıs Elementler, atomlar, evrim
ilerlemesine ilham verdi. Yıldızların olduğu için pusula ibresinin kuzeyi 18. yüzyılda Fransız kimyacı
konumunu kullanan bir navigasyon gösterdiğini açıkladı. Yerkürenin Antoine Lavoisier yanmada
aleti olan usturlabın yanı sıra, çok merkez çekirdeğinin demirden oksijenin rolünü keşfedip, eski
sayıda zeka işi mekanik alet icat olduğunu bile öne sürdü. 1623'te llojiston teorisini itibarsızlaştırdı.
edildi. Simya gelişti ve damıtma başka bir İngiliz hekim, William Kısa sürede bir sürü yeni gaz ve
gibi teknikler ortaya çıktı. Harvey, kalbin nasıl bir pompa gibi özellikleri araştırıldı. Atmosferdeki
Kütüphanedeki alimler çalışıp kanı bütün vücuda ilettiğini gazlarla ilgili düşünce, İngiliz
Yunanistan'dan ve Hindistan'dan ilk kez açıkladı ve böylece, 1400 yıl meteorolog John Dalton'ın her
pek çok önemli kitabı toplayıp geriye, Yunan-Romalı hekim elementin benzersiz atomlardan
Arapçaya çevirdi; Batı, kadim Galenos'a kadar geri giden önceki oluştuğunu öne sürüp, atom
eserleri bunların sayesinde daha teorileri geçersizleştirdi. 1660'larda ağırlıkları düşüncesini önermesine
sonra yeniden keşfetti, Anglo-İrlandalı kimyacı Robert
Hindistan' dan alınan Arap Beyle, kimyasal bir elementi
"rakamlarını" -sıfır dahil- öğrendi. tanımladığı The Sceptical Chymist

''
de aralarında olmak üzere bir dizi
Modern bilimin doğutu kitap çıkardı. Bu, kimyanın, mistik
Batı dünyasında Kilisenin bilimsel simyadan ayrı bir bilim olarak
hakikat üzerindeki tekeli doğuşunun işaretiydi. Deniz kenarında oynayan,
zayıflamaya başlarken , 1543 yılı Bir süre Boyle'un asistanlığını arada bir daha düzgün bir
çığır açıcı iki kitabın yapan Robert Hooke, 1665'te ilk çok çakıl bulup oyalanan bir çocuk
yayımlanmasına tanık oldu. satan bilimsel eser Micrographia'yı gibiyim ... oysa önümde büyük
Belçikalı anatomici Andreas çıkardı. Pire ve sinek gözü gibi
hakikat okyanusu
Vesalius, insan cesetlerinde yaptığı konuların katlanıp açılır görselleri,
keşfedilmemiş duruyor.
diseksiyonları muhteşem görsellerle daha önce hiç kimsenin görmediği
Isaac Newton
açıklayan De Hu mani Corporis mikroskobik bir dünyayı herkese
Fabrica'yı çıkardı. Aynı yıl Polonyalı açtı. Sonra 1687'de, birçok kişinin

''
hekim Nicolaus Copemicus, tüm zamanların en önemli bilim
Evrenin merkezinin Güneş kitabı olarak gördüğü eser, Isaac
olduğunu ifade edip, bin yıl önce Newton'ın kısaca Principia olarak
İskenderiyeli Ptolemaios'un bilinen Philosophiae Naturalis
GiRiŞ 15

yol açtı. Sonra Alman kimyacı görelilik teorisini önerip, klasik neyseler kara madde ve kara enerji
August Kekule moleküler yapının fiziği sarstı ve mutlak zaman ve Evren'i dolduruyordu ve
temelini geliştirirken , Rus mucit mekan düşüncesine son verdi. Yeni astronomlar yeni dünyalar - uzak
Dimitri Mendeleyev, ilk genel kabul atom modelleri önerildi; ışığın hem yıldızların yörüngesinde,
gören periyodik tabloyu oluşturdu. bir parçacık hem bir dalga olarak bazılarında yaşam bile olabilen
1799'da İtalya' da Alessandıo hareket ettiği gösterildi; başka bir gezegenler- keşfetmeye başladılar.
Volta'nın elektrik bataryasını icat Alman, Werner Heisenberg, İngiliz matematikçi Alan Turing
etmesi yeni bilim alanları açtı; Evron'in belirsiz olduğunu gösterdi. evrensel hesap makinesini
Danimarkalı fizikçi Hans Christian Bununla birlikte, son yüzyılın en düşündü ve 50 yıl içinde kişisel
Orsted ve İngiliz çağdaşı Michael etkileyici gelişmesi , teknik bilgisayarlarımız, dünya çapında
Faraday bu alana girip, yeni ilerlemelerin bilimin daha önce ağımız ve akıllı telefonlarımız oldu.
elementler ve elektıomanyetizmayı olduğundan daha hızlı ilerlemesini
keşfetti ve bu da, elektrikli motorun olanaklı kılması , artan bir Yaşamın sırlan
ıcat edilmesine yol açtı. Bu arada, kesinlikte birbirini izleyen Biyolojide, kromozomların
klasik fiziğin düşünceleri atmosfere, düşünceler oldu. Daha güçlü kalıtımın temeli olduğu gösterildi
yıldızlara , ışığın hızına ve ısının parçacı çarpıştmoıları , maddenin ve DNA'nın kimyasal yapısının
doğasına uygulandı; bunlar da yeni temel birimlerini açığa çıkardı. şifresi çözüldü. Bu durum 40 yıl
gelişip, termodinamik bilimine yol Daha güçlü teleskoplar Evren'in sonra insan genom projesine yol
aç tı. genişlemekte olduğunu ve bir açtı; göz korkutucu bir iş gibi
Kaya tabakalarını inceleyen Büyük Patlamayla başladığını görünüyordu, ama bilgisayar
ıeologlar
Yer'in geçmişini yeniden gösterdi. Kara delikler düşüncesi yardımıyla, ilerledikçe daha da
ınşa etmeye başladılar. Soyu kök salmaya başladı. Anlaşılan, her hızlandı. ONA dizileme, artık
tükenmiş yaratıkların kalıntıları neredeyse rutin bir laboratuvar
ç ıkmaya başladıkça, paleontoloji işlemidir; gen terapisi umut
moda oldu. Eğitimsiz İngiliz genç olmaktan çıkıp, gerçekliğe dönüştü

''
kız Mary Anning, dünyaca ünlü ve ilk memeli klonlandı.
fosıl kalıntı derleyicisi oldu. Bugünün bilim insanları bu ve
Dınozorlarla birlikte, en ünlüsü diğer başarıların üzerine başarı
Gerçeklik yalnızca bir
İngiliz doğa b ilimci Charles yımılsamadır, ama çok inatçı katarken, durmak bilmeyen hakikat
Darwin'den olmak üzere evrim arayışı devam ediyor. Öyle
bir yanılsama.
düşünceleri, yaşamın kökeni ve görünüyor ki, her zaman sorular
Albert Einstein
nkolojisi üzerine yeni teoriler geldi. yanıtlardan fazla olacak ve

''
gelecekteki keşifler de kesinlikle
Belirsizlik ve sonsuzluk şaşırtmaya devam edecek.
Yirminci yüzyı lın başında Albert
Eınstein adlı genç bir Alman kendi
18 GİRİŞ

Ksenophanes dağlarda
Miletoslu Thales, Halys deniz kabukları bulur ve Aristoteles fizik, Samoslu Aristarkhos,
!Kı zılırmak] Savaşı'nın bütün yeryüzünün bir biyoloji ve zoolojiyi Evren'in merkezinin
sona erdiren Güneş zamanlar suyla kaplı kapsayan konularda bir Yer degıl Güneş
tutulmasını öngörür. olduğu sonucuna varır dizi kitap yazar. olduğunu ileri sürer.


i 585 MÖ Y.
i 500 MÖ Y.
1
325 MÖ Y.
i 250

MÖ Y. 530 MÖ Y. 450 MÖ Y. 300 MÖ Y. 240

t
Pythagoras. bugün Güney
ı
Empedokles Yer
1
Theophrastos
t
Arşimet taşan suyun
İtalya' da bulunan Kroton'da üzerındekı her şeyin Enquiry into Plants kaldırma kuvvetini
bir matematik okulu toprak, hava, ateş ve ve The Causes of ölçerek bir kralın
kurar. suyun bileşimlerinden Plants'ı yazıp, tacının saf altından
oluştugunu ileri sürer botanik disiplinini olmadığını keşfeder.
kurar.

ünyayı bilimsel ilk şahsiyet olasılıkla Miletoslu akışkanların özelliklerini araştırdı.

D incelemenin kökleri
Mezopotamya'ya dayanır.
Tarım ve yazı icat edildikten sonra
Thales'ti; Platon'un dediğine göre,
hayal kurmaya ve yıldızlara
bakmaya o kadar zaman harcıyordu
MÖ 331'de Büyük İskendcr ' in Nil' in
ağzında kurduğu İskenderiye'de
yeni bir öğrenim merkezi gelişti.
insanlar inceleme yapmaya ki, bir keresinde bir kuyuya düştü. Burada Eratosthenes Yer'in
ayıracak zaman ve bu incelemelerin Thales, olasılıkla daha önceki büyüklüğünü ölçtü, Ktesibios doğru
sonuçlarını gelecek kuşaklara Babillilerden gelen verileri çalışan saatler yaptı ve Heron
aktarmanın aracını bulmuştu. kullanarak bir güneş tutulmasını buhar makinesini icat etli. Bu
Gece gökyüzünün uyandırdığı önceden bilip, bilimsel bir arada İskenderiye' deki
merak, ilk bilimin esin kaynağıydı. yaklaşımın gücünü gösterdi. kütüphaneciler bulabildikleri en iyi
MÖ dördüncü binyıldan itibaren Antik Yunan bir tek ülke kitapları toplayıp dünyadaki en iyi
Sümer rahipler yıldızları inceleyip, değildi, daha çok gevşek bir kent- kütüphaneyi kurdular; Romalılar ve
sonuçlarını kil tabletlere kaydettiler. devletleri koleksiyonuydu. Miletos Hıristiyanlar kente ele geçirince
Kullandıkları yöntemlere ilişkin (bugünkü Türkiye' de) birçok ünlü kütüphaneyi yaktılar.
kayıt bırakmadılar; ama MÖ 1800'e filozofun doğum yeriydi. Diğer
tarihlenen bir tablet, dik açılı birçok erkeıı Yunan filozofu da Asya'da bilim
üçgenlerin özelliklerinin bilindiğini Atina'da öğrenim gördü. Burada Bilim Çin' de ayrı olarak gelişti.
gösterir. Aristoteles keskin bir gözlemciydi, Çinliler barutu - ve barutla birlikte
ama deney yapmadı; yeterince zeki havai fişek, roket ve top- icat ettiler
Antik Yunan insanları bir araya getirebilse, ve metal işlemek için körük
Antik Yunan bilimi felsefeden ayrı hakikatin ortaya çıkacağına yaptılar. İlk sismografı ve ilk
bir konu olarak görmüyorlardı; ama inanıyordu. Sicilya adası pusulayı icat ettiler. MS 1054'te
eseri fark edilir ölçüde bilimsel olan Syrakusa'da yaşayan Arşimet Çinli astronomlar, 1731'de Yengeç
BiLiMiN BAŞLANGICI 19
Ptolemaıos'un İranlı astronom
Arşırnet'in arkadaşı Hipparkhos Yerin Almagest'i birçok Abdurrahman es-Sufi,
Erastosthenes, bir yaz yörüngesinin yanlış içermesine Almagest' i
günün gün ortasında yalpalamasını
rağmen, Batıda
güncelleştirir ve
Güneş gölgelerinden keşfederve Batı birçok yıldıza
astronomi
Yer'in çevresini dünyasının ilk yıldız konusunda yetkin bugün kullanılan
hesaplar. katalogunu derler. metin haline gelir. Arapça adlar verir.

MÖ Y.
i 240 MÖ Y.
i 130 MS Y.
1 150
i
964

MÖ Y. 230 MS Y. 120 628 1021

t
Ktesibios, yüzyıllarca
dünyadaki en doğru saat
Çin'de Zhang Heng
tutulmaların doğasını
Hindistanlı
l matematikçi
Brahmagupta, sıfır
t
İlk deneysel
bilim
biri
insanlarından
olarak kalan klepsydra'yı tartışır ve 2500 sayısını kullanmanın ilk olan lbnü'l-Heysem,
- su saati- yapar. yıldızlık bir katalog kurallarını ana hatlarıyla görme ve optik
hazırlar. çizer. konusunda özgün
araştırmala r yapar.

Bulutsusu olarak ta nı mlanan bir başkentinde bir kütüphane ve bilim insanlarından biriydi ve optik
süpernova gözlemledi. araştırma merkezi olmasını istediği üzerine kitabı, önemi bakımından
MS birinci binyılda, çıkrık da Beytü'l-Hikme'yi kurdu. Alimler lsaac Newton'ın eserine
dahil olmak üzere, en ileri eski Yunan kent-devletlerinden ve benzetilmişti r. Arap simyacılar
teknolojinin bir kısmı Hindistan'da Hindistan' dan kitaplar toplayıp, damıtma ve başka yeni teknikler
geliştirildi ve Çinli heyetler, Hint Arapçaya çevirdiler. Kadim gelişti rerek alkali, aldehit ve alkol
tarım tekniklerini öğrenmeye metinlerin birçoğu, ortaçağda gibi sözcükler icat ettiler. Hekim
qönderildi. Hindistanlı bunlardan büyük ölçüde habersiz er-Razi sabunu tanıttı , ilk kez çiçek
matematikçiler, negatif sayılar ve olan Batıya bu şekilde ulaşacaktı. 9. hastalığı ile kızamığı ayırt etti ve
sıfır da dahil, şimdi "Arap" sayı yüzyılın ortasında Bağdat'taki bir kitabında "Hekimin amacı iyi
sıs temi dediğimiz s istemi kütüphane.büyüyüp olmaktır, düşmanlarımıza bile" diye
qeliştirdiler ; trigonometrik sinüs ve İskenderiye' deki kütüphanenin yazdı. El-Harizmi ve diğer
kosinüs fonksiyonlarının yerini alm ıştı . matematikçiler cebir ve algoritmayı
ta nımlarını verdiler. Beytü'l-Hikme'den ilham alanlar icat etti; mühendis Cezeri,
arasında bir çok astronom vardı; bisikletlerde ve arabalarda hala
İslamın altın çağı Hipparkhos ve Ptolemaios'un kullanılan krank kolu sistemini icat
B. yüzy ılın ortasında Müslüman çalışmalarını gelişti ren es-Sufi ett i. Avrupalı bilim insan larının bu
Abbasi halifeliği imparatorluğun bunlardan biriydi. Astronominin gelişmeleri yakalaması birkaç
lınşkentini Şam' dan Bağdat'a Arap göçebeler için, develerini gece yüzyı lı alacaktı. •
tnşıdı. Kuran'ın "Bir alimin çölden geçirirken yön bulmak
mürekkebi bir şehidin kanından bakımından pratik bir yararı vardı.
daha mübarektir" sloganını rehber Basra'da doğan ve Bağdat'ta eğitim
,ıJon Halife Harun Reşid , yeni gören İbnü'l-Heysem ilk deneysel
20

••
GUNEş ··
TUTULMASI
ÖNGÖRÜLEBİLİR
MILETOSLU TALES MÖ 624-546

üçük Asya' da bir Yunan tarihlenen bir Güneş tutulmasın ı


KISACA
BİLİM DALI
Astronomi
K kolonisinde doğan Milelos-
lu Thales, genellikle Batı
felsefesinin kurucusu olarak görü-
öngördüğü söylenir.

Tartışmalı tarih
lür; ama bilımin erken gelişim inde Thales'in başarısı birkaç yüzyıl tek-
ÖNCE de kilit bir şahsiyetti. Kendi zama- rarlanmayacaktı ve bilim tarihçileri
MÖ y. 2000 Avrupa'da nında matematik, fizik ve astronomi bunu nasıl başardığı, hatta başarıp
Stonehenge gibi anıtlar üzerine düşünceleriyle tanınırdı. başarmadığını uzun süredir tartış­
tutulmaları hesaplamak için Thales'in en ünlü başarısı, her- maktadır. Bazılarına göre Herodo-

kullanılmış olabilir. halde, aynı zamanda en tartışmalı tos'un anlatımı hatalı ve muğlaktır;
olanıdır. Olaydan yüzyılı aşkın bir ama Thales'in becerisi yaygın bir
MÖ y. 1800 Antik Babil'de süre sonra yazan Yunan tarihçi He- biçimde biliniyormuş gibi görünüyor
astronomlar, gök cisimlerınin rodotos'a göre Thales'in, Lidyalı lar ve Herodotos'un sözlerini ihtiyatla e-
hareketine ilişkin ilk ile Medler arasındaki bir savaşı bi- le almayı bilen sonraki yazarlar tara-
matematiksel tasvirleri kayda tiren ve bugün MÖ 28 Mayıs 585'e fından bir gerçek olarak kabul edildi.
geçirir. Doğruysa, Thales'in Ay ve Güneş' in

MÖ 2. binyıl Babilli hareketlerinde Saros döngüsü olarak


astronomlar tutulmaları bilinen ve daha sonra Yunan astro-

''
nomlar ın tutulmaları öngörmek için
öngörme yöntemleri geliştim,
kullandığı 18 yıllık bir döngü keşfet­
ama bunlar matematiksel
m iş olması olasıdır.
döngülere değil Ay .. gündüz gece oldu ve bu ışık Hangi yöntemi kulla nm ış olursa
gözlemlerine dayanır. tutulmasını Miletoslu Thales olsun, bugün Türkiye sınırları için-
SONRA önceden bildirmişti. . de bulunan Kızılırm ak kıyısındak i
MÖ y. 140 Yunan astronom Herodotos muharebenin üzerinde Thales'in
Hipparkhos, ay ve Güneş öngörüsünün d ramatik bir etkisi ol-

''
hareketlerinin Saros du. Tutulma yalnızca muharebeye
döngüsünü kullanarak son vermekle kalmadı, Medler ile
Lidyalılar arasında 15 yıldır süren
tutulmaları öngören bir sistem
bir savaşı da bitirdi. •
geliştirir.

Ayrıca bkz. Zhang Heng 26-27 • Nicolaus Copernicus 34-39 •


Johannes Kepler 40-41 • Jeremiah Horrocks 52
BİLiMİN BAŞLANGICI 21

Şİ.t'JIDİ ~~~-Ş~~İN
DORT KOKUNU
İŞİTİN .
EMPEDOKLES MO 490-430

addenin doğası, birçok

M
Empedokles maddenin dört kökünü
KISACA antik Yunan düşünürü iki karşıt çift olarak görür: birleşıp
ilg ilendirmiştir. Sıvı gördüğümüz her şeyi meydana getiren
BİLİM DALI
ateş/su ve hava/toprak.
Kimya suyu, katı buzu ve gazlı sisi gören
Miletoslu Thales, her şeyin sudan Ateş
ÖNCE yapılmı ş olması gerektiğine inandı.
MÖ y. 585 Thales bütün dün- Aristoteles'e göre "bütün şeylerin
yanın sudan yapıldığını öne besini nemdir ve sıcak bile,
sürer. ıslaktan yaratılmıştır ve ıslakla
yaşar." Thales'ten iki kuşak sonra
MÖ y. 535 Anaksimenes her
yazan Anaksimenes dünyanın
şeyin, suyun ve taşın da kay-
havadan meydana geldiğini öne
nağı olan havadan oluştuğunu
sürdü: Hava yoğunlaşınca sis,
düşünür.
sonra yağmur ve en sonunda da taş
SONRA üretir.
MÖ y. 400 Yunan düşünür Sicilya adasında Akragas'ta
Demokritos, dünyanın nihaye- IAgrigento} doğan Empedokles
tinde bölünmez küçük parça- daha karmaşık bir teori geli ştirdi:
cıklardan -atomlar- oluştuğu­
Her şey dört kökten - element başladı .Empedokles'e göre sovqı
nu söyler. sözcüğünü kullanmadı- oluşur, ve kavga evreni şekillendire n lkı
yani toprak, hava, ateş ve su. Bu kuvvettir. Bu dünyada kavga ıı(ııı
1661 Sceptical Chymist, ese- köklerin birleşmesi sıcaklık ve basma eğilim indedir; hayatın lıu
rinde Robert Boyle, bir element ıslaklık gibi nitelikler üretip kadar zor olmasının nedenı budu ı
tanımı verir. toprağı, taşı, bütün bitki ve Bu görece basit teori, 17
hayvanları meydana getirir. yüzyılda modern kimya gol işono
1808 John Dalton'ın atom teo-
Başlangıçta dört kök, merkezcil kadar, çok az düzeltmeyle Avrupı ı
risi, her elementin kütleleri
kuvvet sevginin bir arada tuttuğu düşüncesine -"dört vücut sıvı!ll " ıııı
farklı atomlara sahip olduğunu
kusursuz hir küre oluşturmak taydı. işaret eden- egemen oldu •
ifade eder. Ama zaman içinde kavga,
1869 Dimitri Mendeleyov ele- merkezcil kuvvet, kökleri ayırmaya
mentleri ortak özelliklerine gö-
re gruplar halinde düzenleyen Ayrıca bkz. Robert Boyle 46- 49 • John Dalton 112-13 • Dimıtri Me ndolnyııv

bir periyodik tablo önerir. 174-79


22

):ER' İN ÇEVRESİNİ
OLÇME~
ERATOSTHENES (MO 276-194)

unan astronom ve matema- nin 1/50'si- güneyinde olduğunu


KISACA
BİLİM DALI
Coğrafya
Y tikçi Eratosthenes Yer'in
büyüklüğünü ölçen ilk kişi
olarak hatırlanır; ama coğrafyanın
belirledi. Bu nedenle, bir kuzey-gü-
ney meridyeni boyunca iki kentin
arasındaki mesafe Yer'in çevresinin
kurucusu da say ılır -coğrafya söz- 1/50'si olmalıdır, diye düşündü. Bu,
ÖNCE cüğünü uydurmanın yanı sıra, gezegenimizin çevresini 230.000
MÖ 6 . yüzyıl Yunan gezegenimizdeki konumları ölçmek stadyum, yani 39.690 kilometre ola-
matematikçi Pytbagoras. için kullanılan temel ilkelerin rak hesaplamasına olanak verdi -
çoğunu da saptadı. Kirene'de yanılma payı yüzde 2'den az. •
Yer'in düz değil küre şeklinde
olabileceğini öne sürer.
(bugünkü Libya'da) doğan
Eratosthenes Yunan dünyasının
MÖ 3. yüzyıl Samoslu çoğunu dolaştı, Atina'da ve
Güneş ışığı Asvan'a dik açıyla ulaşıyor,
Aristarkhos, bilinen Ev ren' in İskenderiye'de öğrenim gördü,
ama İskenderiye'de bir gölge
merkezine Güneş'i yerleştiren sonunda İskenderiye'nin Büyük oluşturuyordu. Gnomon'un !güneş saati
ilk kişidir; Güneş'in ve Ay'ın Kütüphanesinin kütüphanecisi çubuğu] oluşturduğu gölgenın açısı,
göreli büyüklüklerini ve oldu. Eratosthenes'in Yer'in çevresini
Yer'den uzaklıklarını Eratosthenes İskenderiye' dey- hesaplamasına olanak verdı.

hesaplamak için trigonometrik ken, İskenderiye'nin güneyindeki


bir yöntem kullanır. Asvan kasabasında, yaz gündönü-
münde (Güneş' in gökyüzünde en
MÖ 3. yüzyıl sonu yüksek noktaya çıktığı y ılın en u-
Eratosthenes haritalarına zun günü) Güneş'in doğrudan te-
parolelleri ve meridyenleri peden geldiğini duydu. Güneş'in, I-
(modem enlem ve boylamların şınları Yer'e ça rptı ğında birbirine
eşdeğeri) sokar. neredeyse paralel olacak kadar uzak
olduğunu varsayarak, Güneş'in ay-
SONRA
nı anda İskendetiye'deki gölgooini
18. yüzyıl Fransız ve İspanyol
yansıtmak için dikey bir çubuk ya
bilim insanlarının muazzam
da "gnomon" kullandı. Güneş'i n ,
çabaları sonucu Yer'in gerçek
zenitin 7,2' - bir çemberin çevresi-
çevresi ve şekli anlaşıldı.
Aynca bkz. Nicolaus Copeınicus 34-39 • Johannes Kepler 40-41
BiLİMiN BAŞLANGICI 23

İNSAN AŞAGI
VARLIKLARLA
BAGLANTILIDIR
NASREDDİN TUSİ
(1201-1274)

201'de, İslamın Altın


KISACA
1 Çağında Bağdat'ta doğan
İranlı alim Nasıreddin Tusi

''
BİLİM DALI
şair. filozof, matematikçi ve astro-
Biyoloji
nomdu; bir evrim sistemi öneren
ÖNCE ilklerden biriydi. Evren'in bir Yeni özellikleri daha hızlı
MÖ y. 550 Miletoslu Anaksi- zamanlar özdeş öğelerden oluştu­ kazanabilen organizmalar
mender hayvan yaşamının ğunu, sonra bunların kademeli ola- daha değişkendir. Bu yüzden.
suda başladığını ve oradan rak farklılaşıp bazılarının mineral diğer yaratıklar karşısında
geliştiğini söyler. haline geldiğini, bazılarının ise avantaj kazanırlar.
daha hızlı değişerek bitkılere ve Al·Tusi
MÖ y . 340 Platon'un biçimler hayvanlara dönüştüğünü öne

''
teorisi, türlerin değiştirilemez sürdü.
olduğunu savunur. Tusi'nin etik üzerine eseri
Ahlak-ı Nasıri'de bir yaşam formları
MÖ y. 300 Epikuros, geçmiş­
hiyerarşisi kurdu; burada hayvanlar
te çok sayıda başka türün
yaratıldığını. ama yalnızca en
bitkilerden, insanlar da diğer hay-
başarılı olanların hayatta kalıp
vanlardan üstündü. Hayvanların Tusi organizmaların zaman için-
bilinçli iradesini insan bilincine de değiştiğine inandı ve bu deği­
döl verdiğini söyler.
doğru bir adım olarak gördü. şimde, kusursuzluğa doğru biriler-

SONRA Hayvanlar yiyecek aramak için leme gördü. İnsanları "evrim merdi-
1377 İbn Haldun Mukaddi- bilinçli hareket edebilir ve yeni veninin orta basamağında.'' kendi
me'de insanların maymunlar- şeyler öğrenebilirler. Tusi bu iradesiyle daha yüksek bir gelişme
dan geliştiğini yazar. öğrenme yeteneğinde, akıl yürütme düzeyine potansiyel olarak ulaşabı
yeteneğini gördü: "Eğitilmiş at ya lir olduğunu düşündü. Yalnızca or-
1809 Jean-Baptiste Lamarck, da avcı şahin. hayvan dünyasında ganizmaların zaman içinde değişti
türlerin evrimine ilişkin bir gelişmenin daha yüksek bir nokta- ğini değil, bütün yaşam yelpazesi-
teori önerir. sındadır" dedikten sonra, "İnsan nin hiçbir yaşamın olmadığ ı bir za
1858 Alhed Russel Wallace ve kusursuzluğunun ilk adımlan bura- mandan itibaren evrildiğini de öne
Charles Darwin, doğal seçilim dan başlar" diye ekliyordu. süren ilk kişiydi. •
yoluyla evrim teorisini öne
Ayrıca bkz. Cart Linnaeus 74-75 • Jean-Baptiste Lamarck 118 •
sürer.
Chartes Darwin 142-49 • Barbara McClintock 271
24

YÜZEN BİR NESNE


SIVIDA HACMİ
KADAR
ARŞIMET
YER KAPLAR
(MÖ 287-212)

Ö 1. yüzyılda yazan

M
kullandığından kuşkulandı; gümüş
KISACA Romalı yazar Vitruvius, altınla birlikte eritilince rengi saf
iki yüzyıl önce altıngibi görünüyordu. Kral, baş
BİLİM DALI
gerçekleşen bir olayın olası !ıkla bilgini Arşimet'ten işin aslını
Fizik
uydurma bir öyküsünü anlatır. araştırmasını istedi.

ÖNCE Sicilya Kralı II. Hieron yeni bir altın Arşimet sorunu çözmeye
MÖ 3. binyıl Tesviyeciler taç buyurmuştu . Taç teslim koyuldu. Yeni taç değerliydi ve
metalleri eritip birbirine edilince, Hieron tacı yapanın bir hiçbir şekilde zarar verilmemeliydi.
karıştırmanın, özgün metalle- miktar altın yerine gümüş Meseleyi enine boyuna düşünmek
rin her birinden daha güçlü bir
alaşım ürettiğini keşfederler.

MÖ 600 Antik Yunan' da


sikkeler, altın ile gümüşün Gümüşün yoğunluğu Kısmen gümüşten yapılan bir
altınınkinden azdır; bu tacın,taçla aynı ağırlıkta bir
elektrum denilen bir alaşımın­ yüzden bir topak gümüşün topak altından daha büyük bir
dan yapılır. hacmi, aym ağırlıkta bir topak hacmi olur ve daha fazla su
altımn hacminden büyüktür, taşırır,
SONRA
1687 Principia Mathemati-
ca'da Isaac Newton kütleçe-
kirn teorisinin ana hatlarını
çizer ve her şeyi Yer' in merke-
zine doğru çeken -karşıbklı­
İkisi arasındaki yükselme Taşan su bir
bir kuvvetin nasıl var olduğu­ yükselmeye neden olur.
küçüktür, ama suda
farkı
nu açıklar. dengede asılı tutarsanız fark Kısmen gümüş taç, a ltından
1738 İsviçreli matematikçi edilebilir. daha büyük bir
Daniel Bernoulli akışkanların yükselme yaşar.
kinetik t eorisini geliştirir ve
akışkanların , akışkandaki
moleküllerin rastgele hareke-
tiyle nesnelere nasıl basınç
uyguladığını açıklar. 1 ....... 1
Ayrıca bkz. Nicolaus Copernicus 34-39 • Isaac Newton 62-69

için Syrakusa'da hamama gitti. Arşimet herhalde sorunu şöyle


Kurna ağzına kadar doluydu ve çözdü: Tacı ve eşit ağırlıkta saf
içine girince iki şey fark etti: altını bir sopanın iki ucuna astı, iki

''
Birincisi su seviyesi yükseldı ve bir ağırlık dengede olacak şekilde
miktar su taştı; ikincisi kendisini ortasından asılı tuttu. Sonra bütün
daha haf\! hissetti. "Eureka ! " düzeneği bir su teknesine indirdi.
(Yanıtı buldum!) diye bağırdı ve Taç saf altınsa, taç ile altın topak Bir sıvıdan daha ağır bir katı,
çırılçıplak eve koştu. eşit yükselecek ve sopa düz sıvının içine konulursa, dibe
duracaktı. Tacın içinde bir miktar iner ve katı, sıvının içindeyken
Hacmi ölçmek gümüş varsa, tacın hacmi altın tartılırsa, taşan sıvının ağırlığı
Arşimet, ağzına kadar su dolu bir topağın hacminden büyük olacak - kadar hafifler.
kovaya tacı batırırsa bir miktar taç daha fazla su taşıracak- ve Arşimet
suyu -tam olarak tacın hacmi sopa belirgin bir biçimde
kadar- taşıracağını anlamıştı ve ne eğilecekti.

''
kadar su taştığını ölçebilirdi. Taşan Arşimet'in bu düşüncesi,
suyun hacmi, ona tacın hacmini Arşimet ilkesi olarak anıldı; buna
verecekti. Gümüşün yoğun luğu göre, bir sıvıdaki bir nesneyi
altından azdır; bu yüzden aynı kaldıran kuvvet, nesnenin taşırdığı
ağırlıkta gümüş bir taç altın bir sıvının ağırlığına eşittir. Bu ilke,
taçtan daha büyük olur ve daha yoğun malzemeden yapılan Vitruvius'un bize anlattığına
fazla su taşırır. Bu nedenle, katkılı nesnelerin suda nasıl yüzebildiğini göre, Hieron'un tacının gerçekten
bir taç saf altından bir taçtan -ve açıklar. Bir ton ağırlığında çelik bir de bir miktar gümüş içerdiği
aynı ağırlıkta bir topak altından­ gemi, bir ton su taşırana kadar anlaşıldı ve tacı yapana hak ettiği
daha fazla su taşırır. Pratikte fark batar; ondan sonra daha fazla ceza verildi.•
çok küçük ve ölçülmesi zor olurdu. batmaz. Derin, içi boş karinasının
Ama Arşimet, sıvıya batırılan bir daha büyük bir hacmi vardır ve
nesnenin, ta şırdığı sıvının aynı ağırlıkta çelik topağından
ağırlığına eşit bir yükselme daha fazla su taşırır; bu nedenle
(kaldırma kuvveti) yaşadığını da daha büyük bir kuvvetle yüzer
anlam ıştı. durumda tutulur.

Arşlmet Arşimet herhalde eski dünyanın hesapladı; kaldıraçların ve


en büyük matematikçisiydi. MÖ makaraların yasalarını yazdı.
287 civarında doğdu; MÖ 212'de Arşimet'in en fazla gurur
Romalılar Syrakusa'yı ele geçirin- duyduğu başarı, verili bir
ce, bir asker tarafından öldürüldü. kürenin içine sığabileceği en
Syrakusa'ya saldıran Romalıları küçük silindirin, kürenin hacmi-
uzak tutmak için birçok korkunç nin tam olarak 1,5 katı olduğunu
silah geliştirmişti -bir mancınık, matematiksel olarak kanıtlama­
suyun dışında bir geminin pruva- sıydı. Arşimet ' in mezar taşına
sını kaldırmak için bir vinç, Güneş bir küre ile bir silindir kazılıdır.
ışınlarını bir gemiye odaklayıp
yakmak için ölüm aynaları. Önemli eserleri
Mısır'dayken, bugün sulamada
hala kullanılan Arşimet burgusu- MÖ Y. 250 On Floating Bodies
nu icat etmiş olabilir. Arşimet (Yüzen Cisimler Üzerine)
yaklaşık bir pi sayısı (bir çemberin
çevresinin çapına oranı) da
26

GÜN~Ş .ATEŞ, AY
SU GiBiDiR
ZHANG HENG (MS 78-139)

Ö 140 civarında,
KISACA
BİLİM DALI
Fizik
Gündüz Yer, Güneş
ışığından ötürü gölgelidir,
M olasılıkla antik dünyanın
en iyi astronomi olan
Yunan astronom Hipparkhos, 850
parlaktır. kadar yıldızdan oluşan bir katalog
ÖNCE hazırladı. Güneş'in ve Ay'ın

MÖ 140 Hıpparkhos tutulma- hareketlerini ve tutulmaların


ları öngörmenin yolunu buluyor. tarihini öngörmenin yolunu da
açıklad ı. MS 150 civarında
MS 150 Ptolemaios Hip- İskenderiyeli Ptolemaios eseri
parkhos'un çalışmalarını geliş­ : Almagest'te 100C yıldız ve 42
tirir ve gök cisimlerinin gele- Ay bazen takımyıldız listeledi. Bu eserin
cekteki konumlarını hesapla- parlaktır, gölgelidir. büyük bölümü, Hipparkhos'un
mak için pratik cetveller çıkarır. yazdıklarının gü ncellenmiş bir

SONRA
l versiyonuydu; ama daha kullanı şlı
bir biçimde. Batıda A lmagest,
11. yüzyıl Shen Kuo Rüya Ha-
ortaçağ boyunca standart
vuzu Denemeleti'ni yazar; bura-
astronomi metni oldu. Cetvelleri,
da Ay'ın büyümesinden ve kü- Güneş'in ve Ay'ın, gezegenlerin ve
çülmesinden yararlanarak, bü- önemli yıld ızların gelecekteki
tün gök cisimlerinin küre şek­ Ay, Güneş ışığından ötürü konumlarını , hatta ay ve Güneş
linde (Yer hariç) olduğunu gös- parlak olmalıdır. tutulm alarını hesaplamak için
terir. gerekli bütün bilgileri
1543 Nicolaus Copernicus kapsamaktaydı.

Göksel Kürelerin Dönüşleri Üze- MS 120'de Çinli bilge Zhang


rine'yi yayımlm: burada Heng Ling Xian, yani Evrenin
gün-merkezli bir sistem tasvir Ruhsal Bünyesi başlıklı bir eser
çıkardı. Bu eserde "Gök bir tavuğun
eder.
yumurtasına benzer ve bir arbalet
1609 Johannes Kepler geze- topu gibi yuvarlaktır; Yer ise bir
Bu .,O.zden Gflnet atef,
genlerin hareketini, elips şek­ Ay BU gibidir. yumurtHnın sarısı gibidir,
linde boşlukta dolaşarı cisimler merkezde tek başına yatar. Gök
olarak açıklar. b üyüktür, Yer küçük" diyordu. Bu,
Hipparkhos ve Ptolemaios'ta
BİLiMiN BAŞLANGICI 27
- - -- - - -
Aynca bkz. Nicolaus Copernicus 34-39 • Johannes Kepler 40-41 •
lsF>ac Nowton 62-69

bakan taraf tamamen aydınlıktır,


uzak olan taraf ise karanlıktır."
Zhang, araya Yer girdiği için Güneş

''
ışığının aya ulaşamadığı bir ay
tutulmasını da tarif etti.
Ay ve gezegenler Yin'dir; Gezegenlerin dı; "su gibi" ışığı
şekilleri vardır,ama ışıkları yansıttığını, bu yüzden onların da
yoktur. tutulduklarını anladı: Benzer bir
JingFang etki "bir gezegende de olunca, buna
örtünme diyoruz; Ay, Güneş'in

''
yolundan geçince, o zaman Güneş ZhangHeng
tutulması olur."
11. yüzyılda başka bir Çinli Zhang Heng, Han Hanedanı
astronom, Shen Kuo, Zhang'ın döneminde şimdi Henan
eyaleti denilen yörede Xie
çalışmasını önemli bir konuda
kasabasında MS 78'de doğdu.
olduğu gibi, merkezinde Yer olan genişletti. Ay'ın büyümesine ve
17 yaşında edebiyat okumak
bir Evren'di. Zhang 2.500 "parlak" küçülmesine ilişkin gözlemleriyle ve yazar olmak için evden
yıldız ve 124 takımyıldız gök cisimlerinin küre şeklinde ayrıldı. Zhang yirmili
katalogladı; "çok küçük y ıldızlardan olduğunu kanıtladı. • yaşlarının sonunda yetenekli
11.520 tane var" diye ekledi. bir matematikçi oldu ve
İmparator An-t i'nin sarayına
Ay ve gezegen tutulmaları çağrıldı ; MS 115'te
Zhang tutulmalara hayrandı. Şöyle İmparatorun baş astrologu
yazmış: "Güneş ateş gibidir ve Ay olarak atandı.
da su gibi. Ateş ışık saçar, su ışığı Zhang, bilimde hızlı
Hilal şeklinde Venüs, ay tarafından ilerlemelerin olduğun bir
ya nsıtır. Bu yüzden Ay'ın parlaklığı
örtülmek üzeredir. Zhang'ın gözlemleri, zamanda yaşadı. Astronomiyle
güneşin ışımasından kaynaklanır ay gibi gezegenlerin de kendi başına
ve Ay'ın karanlığı, güneşin ışığının ilgili çalışmalarının yanı sıra,
ışık üretmedıkleri sonucuna varmasına
engellenmesi nedeniyledir. Güneş'e yol açtı. suyla çalışan halkalı bir küre
(gök cisimlerinin bir modeli)
yaptı ve MS 138'de 400
kilometre uzaktaki bir depremi
başarılı bir biçimde kaydedene
kadar dalga geçilen dünyanın
ilk sismometresini icat etti.
Taşıtla geçilen uzaklıkları
ölçmek için ilk yol sayacını ve
at arabası biçiminde, manyetik
olmayan ve güneyi gösterin
bir pusula da icat etti. Zhang,
zamanın kültürel yaşamına
ilişkin canlı içgörüler sunan
sflygın bir şairdi.

Önemli eserleri

MS y.120 Evrenin Ruhsal


Bünyesi
MS y .120 Ling Xian'ın Haritası
28

IŞIK.DÜZ ÇİZGİLER
HALiNDE
GÖZÜMÜZE
İBNÜ'L-HEYSEM
GİRER
(y.965-1040)

KISACA
BİLİM DALI düz çizgiler
Işık
Fizik halinde seker.
ÖNCE
MÖ 350 Aristoteles, görmenin
bir nesneden göze giren fizik-
sel formlardan kaynaklandığını
savunur.
MÖ 300 Öklit, gözün sekip gö-
ze geri gelen ışınlar gönderdi-
ğini savunur.

980'ler Ebu Sehl ışığın kırılı­


mın ı araştırır ve kırılım yasa-
larını türetir.
rap astronom ve etmek. Onun da gözlemlediği gibi:
SONRA
1240 İngiliz piskopos Robert
Grosseteste, optik deneylerin-
A matematikçi İbnü 'l­
Heysem İslam uygarlığının
Altın Çağında Bağdat ' ta yaşadı ve
"Hakikati arayan kişi , eskilerin
yazdıkların okuyan ve ... onlara
itimat eden kişi değil, aksine onlara
de geometriyi kullanır ve ren- dünyanın ilk deneysel bilim olan inancından şüphe duyan ve
gın doğasını doğru bir biçimde insanıydı . Daha önceki Yunan ve onlardan aldıklarını sorgulayan
tarif eder. İranlı düşünürler doğal dünyayı kişidir, muhakemeye ve ispata
biçimlerde açıklarken,
çeş itli teslim olan kişidir."
1604 Johannes Kepler' in reti-
vardı klan sonuçlara fiziksel
na! görüııLü teorisi, doğrudan
deneylerle deyi!, soyut akıl Görmeyi anlamak
İbnü'l-Heysem'in eserine daya-
yürütmeyle ulaşmışlardı. Gelişen İbnü 'l-Heysem, bugün optik
nır.
bir İslami merak ve araştırma biliminin kurucusu olarak
1620'ler İbnü'l-Heysem'in dü- kültürü içinde çalışan İbnü'l­ hatırlanır. En önemli eserleri gözün
şünceleri, deneye dayalı bilim- Heysem, şimdi bilimsel dediğimiz yapısına ve görme sürecine ilişkin
sel bir yöntemi savunan Fmn- yöntemi kullanan ilk kişiydi : incelemelerdi. Yunan bilginler Öklit
cis Bacon'ı etkiler. Hipotezler öne sürmek ve bunları ve daha sonra Ptolemaios,
yöntemli bir biçimde deneylerle test görmenin gözden çıkan ve kişinin
Ayrıca bkz. Johannes Kepler 40-41 • Francis Bacon 45 • Christiaan Huygens 50-51 • Isaac Newton 62-69

etmesine rağmen, gözün ya da


Görüntü terstir
beynin bir görüntüyü nasıl

Küçük delik
1 oluşturduğunu açıklamadı.

Işık deneyleri
İbnü'l-Heysem'in yedi ciltlik anıtsal
eseri Kitabü'J-Menazır'ı ışık
teorisiyle görme teorisini açıklar.
650 yıl sonra Newton'ın Principia'sı
yayımlanana kadar, konusunda ana

1Işık ışınları
nesneden İbnü'l-Heysem, ters bır görüntüyü bir
perdeye yansıtan optik bir aygıt olan
otorite olarak kaldı. Kitap ışık ile
merceklerin etkileşimini araştırır
ve ışığın kırılım (yön değiştirme)
olgusu tarif eder - Hollandalı bilim
döner insanı Willebrord van Roijen
karanlık odanın ilk bilimsel tarifini
verdi. Snell'in kırılım yasasından 700 yıl
önce. Işığın atmosferde kırılmasını
da inceler ve gölgeleri, gökkuşağını
baktığı şeyden seken "ışınlardan" boyunca ışık ve renk çıkar." Şeyleri ve tutulmaları tasvir eder. Kitabü '/-
kaynaklandığına inandılar. İbnü'l­ görmek için , ışığın içeri g irmesi Menazır, Avrupa' da Rönesans
Heysem gölgeleri ve yansımayı için gözlerimizi açmamız yeter. döneminde İbnü '1-Heysem'in
gözlemleyerek, ışığın nesnelerden Yapabilse bile, gözün ışın bilimsel yöntemini canlandıran
sektiğini ve düz çizgiler halinde göndermesine gerek yoktur. bilim insanlarından biri olan
gözlerimize girdiğini gösterdi. İbnü'l-Heysem boğa gözleriyle Francis Bacan da aralarında olmak
Görme, en azından retinaya yaptığı deneylerden, ışığın küçük üzere, daha sonra Batılı bilim
ulaşana kadar, aktif değil, daha çok bir delikten (gözbebeği) girdiğini insanlarını büyük ölçüde etkiledi. •
pasif bir olguydu. Fark etti ki, "her ve bir mercek tarafından, gözün
hangi bir ışık la aydınlatılan her arka tarafında duyarlı bir yüzeye
re nkli cismin her noktasından, o odaklandığını da anladı. Bununla
noktadan çizilebilen her düz hat birlikte, gözü bir mercek kabul

İbnü'l-Heysem Asvan'da genişliği 1,6


kilometre- eldeki teknolojiyle

''
Ebu Ali el-Hasan İbnü'l-Heysem işin imkansız olduğunu anladı.
(Bat ı'da Alhazen olarak tanınır) Halifenin gazabından kurtulmak
Basra'da doğdu ve Bağdat'ta için , deliliğe vurdu ve 12 yıl e v
Alimlerin yazdıklarını eğitim gördü. Gençken Basra'da hapsinde kaldı . O s ürede en
inceleyen kişi eğer hakikati devlet memurluğu verildi, ama önem li eserini yazdı.
kısa sürede sıkı ldı . Bir rivayete
öğrenmek amacındaysa
göre, Mısır'da Nil'in her yıl Önemli e s e rleri
okuduklarına düşman
taşmasından kaynaklanan
olmalıdır. sorunları işitince Halife el- 1011- 21 Kitabü 'l-Menazır
İbnü'l-Heysem Hekirn'e bir mektup yazıp, y.1030 Işık Üzerine Bir Konuşma
taşkını düzenlemek için bir baraj y.1030 Ay'm Işığı Üzerine
yapmayı teklif etti ve Kahire'de

''
el üstünde karşılandı. Ne var ki,
kentin gü neyine gid ip ırmağın
büyüklüğünü görünce -
Nicolaus Copernicus
gün-merkezli bir Francis Bacon bilimsel
Evren'in ana hatlarını yöntemin ana hatlarını
çizen Do Johannes Kepler, Mars'ın çizen Novum Organum
Revo/ulionibus Orbium eliptik bir yörüngesi Scienıarum ve The New Evangelısta Torricelli
Coelestrium'u yayımlar. olduğunu öne sürer. Allantis'i yayımlar. barometreyi icat eder.

i
1543 1609
i 1620s
i i
1643
1600 1610 1639 1660s

t
Astronom William Gilbert,
ı
Galileo Jüpiter'in
l t
Jeremiah Horrocks Robert Boyle hava basıncını
manyetizma üzerine uydularını gözlemler Venüs'ün geçişini araştıran New Experiments
bilimsel bir eser olan De ve yamaçlardan gözlemler. Physico-Mechanical: Touching
Magneıe'yi yayımlar ve yuvarladığı toplarla the Spring of ıhe Air, and its
Yer'in mıknatıs deney yapar. Effects'i yayımlar.
olduğunu öne sürer.

• slami Altın Çağ, bilimin ve Evren modelini tamamladı. bilimsel deneyin gücünü de

1 sanatın büyük gelişme


kaydettiği bir dönemdi; 8.
yüzyılın ortasında Abbasi
Sapkınlığın farkında olan
Copernicus, dikkatli davranıp
bunun yalnızca matematiksel bir
gösterdi. Felemenkli Christiaan
Huygens, Galileo'nun sarkacını
kullanarak 1657'de ilk sarkaçlı saati
Halifeliğinin başkenti Bağdat'ta model olduğunu ifade etti ve ölü- yaptı. İngiliz filozof Francis Bacan
başladı ve yaklaşık 500 yıl sürdü. mün eşiğine gelinceye kadar bekle- bilimsel yöntemle ilgili
Deney yapmanın ve modern yip ondan sonra yayımladı ; ama düşüncelerini ortaya koyan iki kitap
bilimsel yöntemin temellerini attı. Copernicus'un modeli hızla taraftar yazarak, deneye, gözleme ve
Aynı dönemde Avrupa'da, bilimsel kazandı. Alman astrolog Johannes ölçmeye dayanan modern bilimin
düşüncesinin dinsel doğmanın Kepler, Felemenkli hocası 'fycho teorik temelini geliştirdi.
sınırlamalarının üstesinden Brahe'nin gözlemlerini kullanarak Peşinen gürül gürül yeni keşifler
gelmesine daha birkaç yüzyıl vaıdı. Copernicus'un teorisini geliştirdi geldi. Robert Boyle bir hava
ve Mars'ın, dolayısıyla diğer geze- pompası kullanıp havanın
Tehlikeli düşünme genlerin yörüngelerinin elips oldu- özelliklerini araştırırken, Huygens
Yüzyıllarca Katolik Kilisenin Evren ğunu hesapladı. Gelişmiş teleskop- ve İngiliz fizikçi Isaac Newton
görüşü Aristoteles'in düşüncesine lar İtalyan bılgin Galileu Galilei'nin ışığın nası 1yol a ldıq ına ilişkin
dayandırıldı; buna göre Yer, bütün 1610'da Jüpiter'in dört uydusunu karşıt teorilerle ortaya çıkıp optik
gök cisimlerinin yörüngesel merke- saptamasına olanak verdi. Yeni bilimini pekiştirdiler. Danimarkalı
zindeydi. Ardından , 1532 civarında, evrenbilimin açıklayıc ı lık gücü astronom Ole füımer, Jüpiter
Polonyalı hekim Nicolaus inkar edilemez oluyordu. uydularının tutulma cetvellerinde
Copernicus karmaşık matemati- Galileo düşen nesnelerin fiziğini tutarsızlık fark etli ve bunları
ğiyle yıllarca uğraştıktan sonra, araştırarak ve etkili bir zaman kullanarak, ışık hızının yaklaşık bir
merkezinde Güneş olan sapkın sayacı olarak sarkacı tasarlayarak değerini hesapladı. R0mer'in
BiLİMSEL DEVRİM 33

Jan Swammerdam,
Micrographia'da Robert Historia Insectorum Ole R0mer, Jüpıter'in John Ray bitki
Hooke dünyayı Generalis'te uydularınıkullanarak krallığının
pirelerin, arıların ve böceklerin evreler ışığın belirli bir ansiklopedisi
mantarların halinde nasıl hızı olduğunu Historia Plantarum'u
an atomisiyle tanıştırır . geliştiğini tarif eder. gösterir. yayımlar

1
1665
i
1669 1676
1 1
1686
1669 1670'LER 1678 1687

t
Nicolas Steno, katıların
ı
Antonie van
l
Christiaan Huygens, daha
t
lsaac Newton,
içindeki katılan Leeuwenhoek basit sonra lsaac Newton' ı n Philosophiae Natura/is
(fosiller ve kristaller) mikroskoplarla tek parçacık olarak ışık Principia
yazar. hücreli düşüncesiyle Mathematica'da kendi
organizmaları, karşılaştırılacak ışığın hareket yasalarının
spermi, hatta dalga teorisini ilan eder. ana hatlarını çizer.
bakterileri gözlemler.

va tandaşı Piskopos Nicolas Steno daha önce kimsenin bakmayı akıl Matematiksel analiz
eski bilgilerin çoğuna kuşkuyla etmediği yerlerde küçük yaşam Aydınlanmanın habercisi olan bu
bakıyordu ve hem anatomi hem formları buldu. Leeuwenhoek, "hay- modern bilimsel astronomi,
keşifler,
ıeoloji alanında kendi düşüncelerini vancık" dediği protist ve bakteri kimya, jeoloji, fizik ve biyoloji
geliştirdi. Stratigrafinin (kayaç gibi tek hücreli yaşam formları disiplinlerinin temelini attı.
katmanlarının incelenmesi) keşfetmişti. Bulgularını British Yüzyılın taçlandırıcı başarısı,
ılkelerini belirleyip, jeoloji için yeni Royal Society'ye (İngiliz Kraliyet Newton'ın hareket ve çekim
bir bilimsel temel kurdu. Derneği) rapor edince, gerçekten yasalarını ortaya koyan bilimsel
böyle şeyler görüp görmediğini eseri Philosophiae Natura/is
Mikro-dünyalar doğrulamak için üç rahip gönde- Principia Mathematica ile geldi.
17 yüzyıl boyunca teknolojideki rildi. Felemenkli mikroskopçu Jan Newton fiziği iki yüzyıldan fazla bir
qelişmeler en küçük ölçekte bilim- Swammerdam, yumurta, larva, süre fiziksel dünyanın en iyi tasviri
Hel keşiflere güç verdi. 1600'lerin pupa ve erişkinin, Tanrının yarat- olarak kalacaktı ve Newton ile
lıoş ında Felemenkli gözlükçüler ilk tığı ayrı hayvanlar değil, bir böce- Gottfıied Wilhelm Leibniz'in
ınıkroskopları geliştirdi; daha sonra ğin gelişiminin evreleri olduğunu birbirinden bağımsız geliştirdi~i
Hobert Hooke kendi mikroskobunu gösterdi. Aristoteles'e kadar geri analitik hesaplama teknikleriyle
yaµLı ve bulgularının güzel resimle- giden eski rliişiinceler, bu yeni birlikte, gelecekte bilimsel
t ıni çizerek, ilk kez pire gibi küçük buluşlarla birlikte bir tarafa atıldı. çalışmalara güçlü bir araç
lıöceklerin karışık yapısını açığa Bu arada İngiliz biyolog John Ray, sağlayacaktı. •
vurdu. Olasılıkla
Hooke'un resimle- ilk ciddi sistematik sınıflandırma
ıınden esinlenen Felemenkli mani- girişimine işaret eden büyük bir
lntu racı Antonie van Leeuwenhoek bitki ansiklopedisi hazırladı.
yuzlerce mikroskop yaptı ve su gibi,
1111


MERKEZiNDEDiR
NICOLAUS COPERNICUS (1473-1543)
36 NICOLAUS COPERNICUS
rken tarihi boyunca Batı
KISACA
E düşüncesini, heı şeyin
merkezine Yeri yerleştiren

''
BİLIMDALI
bir Evren düşüncesi şekillendirdi.
Astronomi
Anlaşılan bu "yer-merkezli" model,
ÖNCE başlangıçta gündelik gözlemlere ve
sağduyuya dayanmaktaydı -
Yüce Tanrı bu şekilde
MÖ 3. yüzyıl Kum Cetveli yaratmaya koyulmadan önce
adlı bir eserde Arşimet, üzerinde durduğumuz zeminin
herhangi bir hareketini bana danışsaydı, daha basit
Evren'in sanılandan daha bir şey önerirdim.
büyük olduğunu ve hissetmiyoruz ve gezegenimizin de
hareket ettiğine ilişkin gözlemsel X. Alfonso
merkezinde Güneş Kastilya Kralı
bulunduğunu öne süren
bir kanıt yok gibi görünüyordu.
Kuşkusuz en basit açıklama şuydu:
Samoslu Aristarkhos'un

''
Güneş, Ay, gezegenler ve yıldızlar
düşüncelerini aktarır.
farklı hızlarda Yerin etrafında
MS 150 İskenderiyeli dönüyorlardı. Bu sistem ilkçağ

Ptolemaios matematiği dünyasında yaygın kabul görmüş

kullanarak, Yer-merkezli bir ve MÖ 4. yüzyılda Platon'un ve


Evren mocleli tasvir eder. Aristoteles'in eserleriyle klasik gün, 12 yıl ve 30 yıl alıyordu;
felsefeye iyice yerleşmiş gibi yavaşladıkları ve hareketlerinin
SONRA görünüyor. genel yönünü geçici olarak tersine
1609 Johannes Kepler, eliptik Bununla birlikte, antik Yunanlar çevirdikleri "geri hareket" halka l arı
yörüngeleri önererek gün- gezegenlerin hareketlerini ölçünce, hareketlerini karışık hale
merkezli Güneş Sistemi yer-merkezli sistemin sorunları getirmekteydi.
modelindeki belirgin çelişkileri aldığı anlaşıldı. Bilinen
çözer. gezegenlerin - gökyüzünde dolaşan Ptolemaios sistemi
beş ışık- yörüngeleri karmaşık Yunan astronomlar bu karışıklıkları
1610 Galileo Jüpiter'in yollar izliyordu. Merkür ve Venüs açıklamak için ilmek düşüncesini
uydulannı gözlemledikten her zaman sabah ve akşam devreye soktu -gezegenler dairesel
sonra, Copemicus'un haklı gökyüzünde görülmekte, Güneş' in "alt-yörüngeler" de dönmekteydi;
olduğunu inanır. etrafında dar halkaları tarif alt-yörüngelerin merkezi "eksen"-
etmekteydi. Bu arada Mars. Jüpiter noktaları ise Güneş'in etrafında
ve Satürn'ün dönüşü sırasıyla 780 hareket etmekteydi. Bu sistemi en
BiLiMSEL DEVRİM 37
Ayrıca bkz. Zhang Heng 26- 27 • Johannes Kepler 40- 41 • Galilco Galileı 42- 43 • William Herschel 86-87 •
Edwin Hubblc 236-41

iyi, MS 2. yüzyılda İskenderiyeli çoğunu miras aldı. Her şeyin Arap alimliği
astronom ve coğrafyacı Plolemaios merkezinde Yerin bulunduğu ve Yer Birinci binyılın son yüzyılla rı, Arap
geliştirdi. üzerindeki hakimiyetiyle insanın biliminin ilk büyük çiçeklenmesine
Ne var ki, klasik dünyada bile Tanrı'nın en üstün yaratığı olduğu denk geldi. 7. yüzyıldan ilibaren
fikir ayrılıkları vardı -örneğin düşüncesi Hıristiyanlığın temel İslamın Ortadoğu'ya ve Kuzey
Yunan düşünür Samoslu akidelerinden biri haline geldi ve Afrika'ya hızlı yayılışı Arap
Arıstarkhos, MÖ 3. yüzyılda 16. yüzyıla kadar Avrupa'da düşünürleri, Plolemaios ve
trigonometrik ölçümleri kullanarak egemen oldu. diğerlerinin aslronomiyle ilgili
Güneş' in ve Ay'ın göreli Ama bu, aslronominin yazdıkları da dahıl, klasik
uzaklıkla rını hesapladı. Güneş'in Ptolemaios'lan sonra 500 yıl hiç metinlerle ilişkiye soktu.
büyük olduğunu anladı ve bu gelişmediği anlamına gelmez. Konum astronomisi pratiği -gök
durum, kozmosun hareketinin Gezegenlerin hareketlerini doğru cisimlerinin konumlarını
eksen noktasının Güneş olmasının bir biçimde öngörme yeteneği hesaplama- İslami, Yahudi ve
daha olası olduğunu öne sürmesine yalnızca bilimsel ve felsefi bir Hıristiyan düşüncenin dinamik bir
ılham kaynağı oldu. bılmece değildi, astrolojinin potası haline gelen İspanya' da
Ptolemaios sistemi sonunda hurafeleri sayesinde sözde pratik doruğuna ulaştı. 13. yüzyılın
rakip teorilere yenildi ve bunun çok amaçları da vardı. Her inançta sonunda Kastilya Kralı X. Alfonso,
kapsa mlı içerimleri oldu. Roma yıldız gözlemcilerinin, gezegenlerin yeni gözlemleri yüzyılların İslami
İmparatorluğu sonraki yüzyıllarda devinimlerini hep daha doğru kayıtlarıyla birleştirip Ptolemaios
küçülürken, Hıristiyan Kilise ölçmeye çalışmaları için haklı sistemine yeni bir kesinlik
ı mparator luğun varsay ımlarının nedenleri vardı. kazandıran ve 17. yüzyılın başına
kadar gezegenlerin konumunu
hesaplamak için kullanılacak
verileri sağlayan Alfonso
Cetvelleri'nin hazırlanmasına
• destek oldu .
• Ptolemaios'u sorgulamak
• • Ne var ki, bu noktada Ptolemaios

• • • • modeli saçmalık derecesinde


karışıklaşıyordu; öngörüyü gözleme
uydurmak için daha fazla ilmekler
eklendi. 1377'de Fransız filozof,

•• Lisieux Piskoposu Nicele Oresme,


Livre de Ciel et du Monde'da
(Göğün ve Yerin Kitabı) bu sorunu
• kökten ele aldı. Yer' in durağan
• •
• ••
olduğunun gözlemsel katının
olmadığını gösterdi ve hareket
halinde olmadığını varsaymak için
• hiçbir neden olmadığını savundu .
Yine de, Ptolemaios sisteminin
kanıtlarını yok etmesine rağmen,
Oresme hareket eden bir Yer'e
inanmadığını söyledi.
Ptolemaios'un evren modelinde Yer merkezde hareketsizdir;
ay ve bilinen beş gezegen Yer' in etrafında dairesel
l :uneş, 16. yüzyılın başına gelindiğinde
yorüngelerde döner. Ptolemaios, yörüngeleri gözlemlere uygun hale durum çok farklı olmuştu.
qotırmek için, her gezegenin hareketine daha küçük ilmekler ekledi. Rönesans'ın ve Protestan
38 NICOLAUS COPERNICU~
Reformasyonun gücü, çok sayıda
eski dinsel dogmanın
sorgulanmasını sağladı. Warmia
eyaletinden Polonyalı Katolik
Nicolaus Copernicus, Evrenin
merkezini Yer'den Güneş'e
kaydıran ilk modern güneş-merkezli
teoriyi öne sürdü.
Copernicus düşüncelerini ilk
kez 1514 civarında arkadaşlar ara-
sında elden ele dolaşan ve
Commentariolus olarak bilinen
küçük bir kitapçıkta yayımladı.
Teorisi özünde Aristarkhos'un
önerdiği sisteme benzer ve önceki
sistemin birçok başarısızlığının
üstesinden geldiği halde,
Ptolemaios düşüncesinin bazı
dayanaklarına bağlı kaldı -en
önemlisi de, gök cisimlerinin
yörüngesinin, kusursuz bir dairesel
hareketle dönen kristalin küreye
binili olduğu düşüncesi. Sonuç
olarak Copemicus, yörüngelerinin
belli bölümlerinde gezegen devi-
nimlerinin hızını düzenlemek için gibi görünmelidir. Böyle olmadık­ Copernicus sisteminin bu 17.
kendi "ilmeklerini" devreye sokmak ları için, gerçekten de çok uzakta yü z yıl illüstrasyonu, gezegenleri
zorunda kaldı. Modelinin önemli bir olmalılar. Güneş' ın etrafında dairesel

içerimi, Evren'in boyutun çok Çok geçmeden Copemicus yörüngelerde gösterir Copernicus,
gezegenlerin göksel kurelerc bağlı
büyük ölçüde büyütmesiydi. Yer modelinin, eski Ptolemaios olduğuna inanıyordu .
Güneş'i n etrafında dönüyorsa, sisteminin düzeltilmiş bir
değişen bakış noktamızın neden şeklinden çok daha doğru olduğu döşeğindeyken razı olduğu bir
olduğu paralaks etkileriyle kendini anlaşıldı ve haber bütün Avrupa' da şeydi.
ele vermelidir: Yıldızlar yıl boyunca entelektüel çevrelere yayıldı.
gökyüzünde ileri geri yer değiştirir Duyuru Roma'ya bile ulaştı ; popüler llllatenıatikselaraç
inancın aksine, bazı Katolik Ölümünden sonra yayımlanan De
çevrelerde model başlangıçta iyi Revolutionibus Orbium Coelestium
karşılandı. Yeni model, Alman (Göksel Kürelerin Dönüşleri Üzerine),

''
matematikçi Georg Joachim Yerin hareket halinde olduğu önerisi
Rheticus'un Warmia'ya gidip Kutsal Kitabın birçok pasajıyla
1539'dan itibaren Copernicus'un doğrudan çelişmesine ve bu
Güneş durağan kaldığı için, öğrencisi ve asistanı olmaya nedenle hem Katolik hem Protestan
Güneş'in hareketi gibi yetecek kadar bir heyecan yarattı. teologlar tarafından sapkın
görünen her şey, Yerin Copemicus sisteminin elden ele sayılmasına rağmen, başlangıçta
hareketinden ileri gelir. dolaşan ilk anlatımı Narratio öfkeyle karşılanmadı. Konuyu
Nicolaus Copemicus Prima'yı 1540'ta yayımlayan geçiştirmek için, güneş-merkezli
Rheticus'tu. Rheticus yaşlı modelin yalnızca matematiksel bir

''
papazdan eserinin tamamını kestirim aleti olduğunu, fiziksel
yayımlamasını istedi. Bu Evrenin bir tasviri olmadığını
Copemicus'un yıllardır düşündüğü, açıklayan bir önsöz eklenmişti. Oysa
ama ancak 1543'te ölüm Copernicus sağken böyle bir çekince
BİLİMSEL DEVRiM 39
göstermemişti . Sapkın içerimlerine
rağmen Copcrnicus modeli, Papa
Xlll. Gregorius'un 1582' de başlattığı

''
büyük takvim reformunun
gerektirdiğj hesaplamalar için
kullanıldı.
Güneş adeta bir kral tahtına
Ne var ki, modelin öngörü
oturmuş gibi, etrafında dönen
doğru luğuyla ilgili yeni sorunlar
hemen ortaya çıkmaya başladı;
gezegen ailesini idare eder.
çünkü Danimarkalı astronom Tycho Nicolaus Copernicus
Brahe'nin (1546-1601) titiz

''
gözlemleri, Copernicus modelinin
gezegen devinimlerini yeterince
doğru tarif etmediğini gösterdi. Nlcolaus Copemlcus
Brahe, bu çelişkileri kendine ait bir
modelle çözmeye çalıştı; onun 1473'te Polonya'nın Torun
verdiği ateşli destek, İki Büyük
kentinde doğan Nicolaus
modelinde gezgenler Güneş'in
Copemicus, zengin bir
etrafını dolaşıyordu, ama Güneş ve Dünya Sistemi Üzerine
tüccarın dört çocuğunun en
ay Yerin etrafındaki yörüngede Konuşmalar'da (1632) ifade edildi. küçüğüydü. Nicolaus 10
kalıyordu . Gerçek çözümü -eliptik Bu durum Galileo'nun papalıkla yaşındayken babası öldü.
yörünge çözümü- onun öğrencisi çatışmasına yol açtı ve bunun bir Amcası onu kanatlarının
Johannes Kepler bulacaktı. sonucu, De Revolutionibus'taki altına aldı ve Krakow
Altmış yıl sonra tartışmalı pasajların geriye dönük Üniversitesinde eğitimine göz
Copernicusçuluk, büyük ölçüde sansürlenmesi oldu. Bu yasak iki kulak oldu. Birkaç yıl İtalya'da
Italyan bilim insanı Galileo Galilei yüzyı ldan fazla bir süre tıp ve hukuk okudu; 1503'te
etrafında dönen anlaşmazlık kaldırılmayacaktı. • Polonya'ya dönüp, artık
sayesinde, Kilise Reformasyonunun Warmia Prens-Piskoposu olan
Avrupa'da neden olduğu amcasının yönetimindeki

bölünmenin gerçek simgesi papazlara katıldı.


olacaktı. Galileo'nun 1610'da
Copemicus hem dil hem
Venüs' ün sergilediği evrelere ve matematik üstadıydı; çok
sayıda önemli eser çevirdi ve
Jüpiter'in yörüngesinde uyduların
kendi astronomi teorileri
varlığına ilişkin gözlemleri, onu
üzerinde çalışırken, aynı
gün-merkezli teorinin doğru zamanda ekonomiye ilişkin
olduğuna inandırdı ve Katolik düşünceler de geliştirdi. De
ltalya'nın kalbinden bu teoriye Revolutionibus'ta ana hatlarını
çizdiği teori matematiksel
karmaşıklığıyla ürkütücüydü;
Yer Güneş'in etrafında dönerken, farklı
9cak ayında uzaklıklarda yıldızların görünen konumu, paralaks
bu yüzden birçok kişi önemini
..{,. Yer denilen bir etki nedeniyle deOişir. Yıldızlar çok uzak kabul etmesine rağmen, pratik
oldukları için, etki çok küçüktür ve ancak teleskop günlük kullanım için
astronomlar tarafından pek

- * •,.•:.
kullanılarak fark edilebilir.

• benimsenmedi.

Güneş Yakın
,. Önemll eserleri

1514 Com mentariolus


-- yıldız 1543 De Revolutionibus
--------- Görünen konum _;J' • ,. Orbium Coelestium (Göksel
Kürelerin Dönüşleri Üzerine)
• •
\ Temmuzda Yer Uzak yıldızlar ;J' •
40

HER·GEZEGENİN
YÖRÜNGESİ BİR
ELİPSTİR
JOHANNES KEPLER (1571-1630)
-------.
icolaus Copernicus'un yörüngesinde kusursuz dairesel bir
KISACA
BİLİM DALI
Astronomi
N göksel yörüngeler üzerine
1543'te yayımlanan eseri,
Güneş-merkezli bir Evren modeli
yol izlediğini söyledi ve düzensiz-
liklerini açıklamak için modeline
çeşitli karmaşıklıklar sokmak
için inandırıcı bir gerekçe sunduğu zorunda ka ldı.
ÖNCE halde, sistemin önemli sorunları
MS 150 İskenderiyeli vardı. Göksel cisimlerin kristal Süpernova ve
Ptolernaios, Yer'in merkezde kürelere takılı olduğ una dair eski kuyrukluyıldızlar
olduğu ve Güneş'in, Ay'ın, düşüncele rden kurtulamayan 16. yüzyılın ikinci yarısında Dani-
Copernicus, gezegenlerin Güneş' in markalı soylu Tycho Brahe (1546-
gezegenlerin ve yıldızların
sabit göksel küreler üzerinde
dairesel yörüngelerde Yer'in
etrafında döndüğü
varsayımına dayanan bir Bir takımyıld ı zda yeni
Evren modeli olan Algamest'i bir yıldızın doğuşu,
yayınlar.
gezegenlerin ötesindeki
göklerin değişmez
16. yüzyıl Güneş-merkezli bir olmadığını gösterir.
evrenbilim fikri, Nicolaus
Copernicus'un düşünceleriyle
taraftar bulmaya başlar.
SONRA
1639 Jereıniah Horrocks
Kcpler'in düşüncelerini
kullanıp, Venüs'ün Güneş
karşısında geçişini kest irir ve
görur.
1687 Isaac Newton'ın hareket
ve çekim yasaları, Kepler'in
yasalarına yol açan fizikı;el
ilkeleri açıklar.
BiLiMSEL DEVRiM 41
Ayrıca bkz. Nicolaus Copernicus 34-39 • Jcrcmiah Horrocks 52 •
Isaac Newton 62 69

1601). sorunları çözmede yaşamsal ması gerektiği sonucuna varmıştı.


oldukları anlaşılacak gözlemler yap- Kepler oval yörüngeli güneş-merkezli
tı. 1572'de Cassiopeia takımyıldı­ bir model formüle etti; ama gözlem
zında görülen parlak bir süpernova verilerine hala uygun değildi.
patlaması. gezegenlerin ötesinde 1605'te Mars'ın güney etrafındaki
Evren'in değişmez olduğu düşün­ yörüngesinin elips - iki odak nokta-
cesini zayıflattı. 1577'de Brahe, bir sından biri Güneş olan "gerilmiş bir
kuyrukluy ıldızın hareketini çizdi. daire"- olması gerektiği sonucuna
Kuyrukluy ıldı z ların, Ay'dan daha vardı. 1609'da Astronomia Nova'sın­
yakın oldukları sanılmış tı; ama Bra- da (Yeni Astronomi) gezegen hare-
he'nin gözlemleri. kuyrukluyıldızın ketinin iki yasasını açıkladı. Birinci Johannes Kepler
Ay'ın epeyce ötesinde olması ge- yasaya göre, her gezegenin yörünge-
rektiğini ve aslında gezegenlerin a- si bir elipstir. İkincisine göre, bir ge- Güney Almanya'da Stuttgart'a
yakın Weil der Stadt kentinde
rasında dolaştığını gösterdi. Bu ka- zegeni Güneş'e birleştiren doğru
1571'de doğan Johannes
nıt, "göksel küreler" düşüncesini bir parçası eşit zaman dilimlerinde eşit
Kepler, küçük bir çocukken
darbeyle yerle bir etti. Bununla bir- alanlar tarar. Yani, gezegenlerin hızı 1577'nin Büyük Kuyrukluyıldı­
likte Bahre. Yer-merkezli modelinde Güneş'e yaklaştıkça artar. 1619'da
zına tanık oldu ve gökyüzüne
dairesel yörüngeler düşüncesine üçüncü bir yasa, bir gezegen yılının hayranlığı böyle başladı.
bağlı kaldı. Güneş'ten uzaklığıyla ilişkisini tarif Tübingen Üniversitesinde
1597'de Brahe Prag'a davet edil- etti: Bir gezegenin yörüngede dolan- okurken, parlak bir matematik-
d i ve son yıllarını orada, İmparator ma süresinin (yıl ıııın) karesi, Gü- çi ve astrolog olarak ün
il. Rudolph 'un imparatorluk mate- neş'ten uzaklığının üçüncü kuvve- kazandı. Zamanın önde gelen
matikçisi olarak geçirdi. Ölümün- tiyle orantılıdır. Yani, Güneş ' ten u- astronomlarıyla mektuplaştı ;
den sonra Brahe'nin çalışmalarını zaklığı başka bir gezegenin uzaklı­ bunların arasında Tycho
devam ettiren Alman astrolog Jo- ğının iki katı olan bir gezegenin, Brahe de vardı ve 1600'de
hannes Kepler, burada ona katıldı. yaklaşık üç kat uzun bir yılı a lacak- Prag'a gidip Brahe'nin öğrenci­
tır.
si ve akademik varisi oldu.
Dairelerden kopma Gezegenleri yörüngede tutan Brahe'nin 1601'de ölümün-
Kepler, Brahe'nin gözlemlerinden yo- kuvvetin doğası bilinmiyordu. den sonra Kepler İmparatorluk
Matematikçisi görevini
la çıkarak Mars için yeni bir yörün- Kepler. manyetik kuvvet olduğuna
üstlendi ve Brahe'nin üzerinde
geyi hesaplamaya zaten başlamış ve inanmaktaydı. ama Newton
çalıştığı Rudolphine Cetvelle-
o sırada yörüngenin daire değil, da- 1687'de kütleçekim olduğunu gös- ri'ni tamamlaması istendi. Bu
ha çok oval (yumurta şeklinde) ol- terecekti. • çalışmayı Avusturya' da,
1612'den 1630'da ölene kadar
çalıştığı Linz'de tamamladı.
Kepler'in
yasalarına göre,
gezegenler Güneş'in Önemli eserleri
etrafında eliptik bir
yörüngede dolaşır ve 1596 The Cosmic Mystery
olıpsin iki odak (Evrenin Gizemi)
nok ta sından biri ;- 1609 Astronomia Nova
Gü neş'tir. Verili bir t (Yeni Gökbilim)


t
1.an1anında 1619 TJı., Hanııoııy of
qezegenleri Güneş'e the World (Dünyanın Uyumu)
lıirleştiren bir doÇ)ru 1627 Rudolphine Tables
parçası elipste eşit
(Rudolphine Cetvelleri)
.ılan kır (/\)tarar.
Gezegen
42

D~ŞE~ BİR CİSİM


DUZGUN HIZLANIR
GALILEO GALILEI (1564- 1642)

000 yı l boyunca çok az kişi, yava şlamada sürtünmenin oynadığı


KISACA
BİLİM DALI
Fizik
2 Aristoteles'in dışsal bir
kuvvet nesneleri hareket
halinde tutar ve ağır nesneler
rolü fark ett i.
Galileo 1630'1arde elde bulunan
donanımla, serbest düşen nesnelerin
hafıflerden daha hızlı düşer hızını ya da ivmesini doğrudan
ÖNCE iddiasınıı meydan okudu. Ancak 17. ölçemezdi. İki rampadan top
MÖ 4 . yüzyıl Aristoteles kuv- yüzyılda İtalyan astronom ve yuvarlayarak, topun rampan ın
vet ve hareketle ilgili düşünceler matematikçi Galileo Galilei, bu dibindeki hı zının rampanın dikliğine
geliştirir, ama bunları deneysel
düşüncelerin test edilmesi değil, başlangıçtaki yüksekliğine
olarak test etmez. gerektiğinde ısrar et ti. Nesnelerin bağlı olduğunu ve eğ im ne kadar dik
1020 İranlı bilgin İbn Sina, hare- nasıl ve neden hareket ettiklerıni ve olursa olsun, bir topun her zaman
ket eden nes nelerin, ancak hava durduklarını test etmek için başladığı yüksekliğe çıkacağını
direnci gibi dışsal faktörlerin ya- deneyler tasa rladı. Eylemsizlik gösterd i.
vaşlattığı asli "hıza" sahip olduk- ilkesini nesneler devimin Galileo diğer deneylerini 5 metre
larını yazar. değişikliğine direnir ve harekete uzu nluğunda, sürtünmeyi azaltan
başl amak, hı zlanma k ya da pürüzsüz bir malzemeyle kaplı bir
1586 Felemenk mühendıs Simon
yavaşlama k için bir kuvvete ihtiyaç rampada gerçekleştirdi. Zamanı
Stevin, ağırlıkları farklı iki kur-
duyar- ortaya koyan ilk kişiydi. ölçmek için, dibinde küçük bir boru
şun topun aynı hızda düştükleri­
Galileo nesnelerin düşme sürelerini bulunan büyük bir su kabı kullandı.
ni göstermek için topları Delft'e
ölçerek bütün nesneler için düşme Ölçüm yaptığı zaman aralığı
bir kilisenin kulesinden aşağıya
hızının aynı olduğ unu gösterdi ve süresince suyu topladı ve topladığı
bırakır.

SONRA
Galileo, bir topun bir rampanın dibine ulaşma
1687 Jsaac Newton'ın Princi- hı zının rampanın diktiğine değil, topun
pia'sı kendi hareket yasalarını başlangıçtaki yüksekliğine bağlı olduğunu
formüle eder. gösterdi. Burada A ve B noktalarından bırakı lan
t oplar aynı hı zda rampanın dibine ulaşır.
1971 ABD'li astronot DavP. Scott.
sürüklenmeye neden olan at-
mosfer neredeyse bulunmayan
Ay' da bir çekiç ile bir tüyün aynı
hızda düştuğünü göstererek Ga-
lileo'nun düşen cisimlerle ilgili
düşüncelerini kanıtlar.
BİLiMSEL DEVRiM 43
Ayrıca bkz. Nicolnus Copernicus 34-39 • lsaac Ncwton 62-69

kuvvete ihtiyacı vardır. İkı etki


birbirini götürür; bu nedenle başka
bir kuvvetin yokluğunda bütün

''
düşen nesneler aynı oranda
hızlanır. Gündelik yaşamda şeylerin
farklı hızlarda düştüklerini görürüz;
Sayılabiloni say, ölçülebileni
çünkü hava direnci etkisi,
ölç ve ölçülemezi ölçülebilir büyüklüklerine ve şekillerine bağlı
yap. olarak nesneleri farklı oranlarda
Galileo Galilei yavaşlatır. Aynı büyüklükte bir plaj
topu ile bir bowling topu

''
başlangıçta aynı oranda hızlanır.
Bir kez hareket ettikten sonra,
üzerlerinde aynı mikta rda hava
direnci etkili olur; ama bu kuvvetin
büyüklüğü plaj topunda daha fazla
suyu tarttı.
Topu rampanın farklı olacak, bu yüzden plaj topu daha
noktalarında bırakarak,kat edilen fazla yavaşlayacaktır.
mesafenin geçen zamanın karesine Galileo'nun teorileri dikkatli
bağlı olduğunu gösterdi - başka bir gözlemlerle ve ölçülebilir deneylerle
deyişle top rampadan aşağıya doğru test etme ıı;ıarı, unun İlınü'l­
hızlanıyordu. Heysem gibi, modern bilimin
Galilco'nun vardığı sonuç kurucularından biri olduğunun
şuydu : Bütün cisimler boşlukta işaretidir. Hareket ve kuvvetle ilgili
ay nı hızda düş er - daha sonra Isaac düşünceleri , 50 yıl sonra Newton'ın
New ton'ın daha da geliştirdiğ i bir hareket yasalarının yolunu açtı ve
düş ünce. Daha büyük bir kütlenin atomlardan galaksilere kadar
çekim kuvveti daha büyüktür, ama Evren' deki hareket anlayışımızın
aynı zamanda daha büyük kütlenin temelini oluşturur. •
hızlanmak için daha büyük bir

Gallleo Galllel Galileo Pisa'da doğdu, ama daha emredildi. Ömrünün sonuna
sonra ailesiyle birlikte Floransa'ya kadar devam eden ev hapsine
taşındı. 1581'de tıp okumak için mahkiim edildi. Ev
Pisa Üniversitesine yazıldı, sonra hapsindeyken kinematik
matematik ve doğa felsefesi (hareket bilimi) üzerine
okumaya karar verdi. Bilimin çalışmalarını özetleyen bir kitap
birçok a lanında araştırma yaptı ve yazdı.
herhalde en çok, Jüpiter'in dört
büyük uydus unu (ha la Galileo önemli eserleri
uyduları denilir) keşfetmesiyle
ünlüdür. Galileo'nun gözlemleri 1623 Ayarcı
uuu, o sırada Runut Katolik 1632 İki Büyük Dünya Si stemi
Kilisesinin öğretilerine aykırı olan Hakkında Diyalog
Güneş-merkezli Güneş Sistemini 1638 İki Yeni Bilim Üzerine
dest eklemesine yol açtı . 1633'te Diyaloglar
yargılandı, bu ve diğer
düşüncelerinden vazgeçmesi
44

YERKÜRE BİR
MIKNATISTIR
WILLIAM GILBERT (1544-1603)

500'lerin sonunda gemi Gilbert'in atılımı ani bir ilham


KISACA
BİLİM DALI
Yerküre
1 kaptanları manyetik
pusulalara dayanarak
okyanuslarda rotalarını
sonucu değil . 17 yıllık titiz
deneylerin sonucuydu. Gemi
kapta nlarından ve pusulacılardan
tutturuyorl ardı. Ama kimse nasıl öğrenebileceği her ş eyi öğrendi;
ÖNCE çalıştıklarını bilmiyordu. Baz ıları sonra mıknatıs taşından "terrellla"
MÖ 6. yüzyıl Yunan düşünür pusula ibresinin Kutup Yıldızı'na denilen bir model küre yaptı ve
Miletoslu Thales manyetik kapıldığını, bazıları Kuzey Kutup bu nunla pusula ibrelerini test etti.
kayaları ya da mıknatıs taşını bölgesindeki manyetik dağlara İbreler terrella'nın etrafında tıpkı
çekildiğini sanıyordu. İngiliz hekim gemi pu su la larının daha büyük
fark eder.
William Gi!bert, bizzat Yer' in ölçekte yaptığı g ibi tepki verdi -
MS 1. yüzyıl Çinli kahinler. manyetik olduğunu keşfetti. aynı sapma (manyetik kuzeyden
güneyi gösteren demir kepçeli fa rklı olan coğrafi kutupta gerçek
ilkel pusulayı yapar. kuzeyden biraz uzağı işaret eden)
1269 Fransız bilgin Pierre de ve yönelim (küreye doğru yataydan

''
aşağıya eğilen) örüntülerini
Maricourt manyetik çekme.
itme ve kutupların temel gösterdi.
Gilbert haklı olarak şu sonuca
yasalarım ortaya koyar. Da ha güçlü nedenler. olası vard ı: Bütün gezegen bir
SONRA kestirimlerden ve felsefi mıknatıstır ve demir bir çek i rdeği

1824 Fransız matematikçi spekülatörlerin kanaatlerinden vardır. Düşü ncelerini 1600'de


Simeon Poisson, manyetik bir çok kesin deneylerden ve sansasyon yaratan kitabı De
alandaki kuvvetleri modeller. kanıtlanmış savlardan elde Magnete'de (Mıknatıs Üzerine)
edilir. yayı mladı . Johannes Kepler ve
1940'lar Amerikalı fizikçi William Gilbert özellikle Galileo. Gilbert'in pek çok
Walter Maurice Elsasser Yer'in k i şini n sa ndığı gibi Yer'in dönen

''
manyetik alanını. gezegen göksel kürelere bağlı olmad ığı,
dönerken d ı:;; yekirdeğindeki kendi manyeti zmasının görünmez
demir türbülansına bağlar. g ücüyle kendi etrafında döndüğü
1958 Explorer 1 uzay aracı önerisinden ilham ald ı.•
Yer'irı
manyetik alanının uzaya
Ayrıca bkz. Miletoslu Thales 20 • Johannes Kepler 40 41 • Galileo Galıleı 42-43
uzandığını gösterir.
• Hans Christian 0rsted 120 • James Clerk M axwell 180 85
BİLİMSEL DEVRİM 45

TARTIŞARAK
DEGiL, DENEYEREK
FRANCIS BACON (1561-1626)

• ngiliz filozof, devlet adamı ve


KISACA
1 bilim insanı Francis Bacon
deney yapan ilk kişi değild i -

''
BİLİM DALI
İbnü'l-Heysem ve diğer Arap bilim
Deneysel bilim
insanları 600 yıl önce deneyler
ÖNCE yapmıştı- ama tümevarımlı akıl Bir şeyin
bilinip
MÖ 4. yüzyıl Aristoteles çı­ yürütme yöntemlerini açı klayan ve bilinmeyeceği, iddia ederek
karım yapar, iddia eder, yazar bilimsel yöntemi ortaya koyan ilk değil deneyerek halledilebilir.
ama deneylerle test etmez -o- kişiyd i . Ayrıca bilimi Francis Bacon
nun yöntemleri sonraki bin yıl "ihtiyaçlarımızın ve sefilliklerimizin

''
boyunca varlığını sürdürür. bir ölçüde üstesinden gelecek ve
hafifletecek bir icatlar silsilesinin
MS y.750-1250 Arap bilim pınarı" olarak görüyordu.
insanları İslamın Altın Çağın­
da deneyler gerçekleştirir. Deneyden kanıt
Yunan filozof Platon'a göre hakikat, gözlem, gözlemlenen şeyi
SONRA
otoriteyle ve tartışmayla bulunurdu açıklayabilecek bir teori formüle
1630'lar Galileo düşen cisim - yeterince akıllı insanları bir şeyi etmek için çıkarım ve teorinin
deneyleri yapar. yeterince uzun süre tartışırsa, doğru olup olmadığını test etmek

1637 Fransız filozof Rene Des- hakikat ortaya çıkar. Öğrencisi için deney. The New Atlantis'te
cartes, Yöntem Üzerine'de sıkı Aristoteles, deneye gerek görmedi. (1623) Bacan, uydurma bir adayı ve
kuşkuculuk ve sorgulayıcılıkta Bacon bu tür "otoriteleri," kendi adanın Salomon Evi 'ni -bilginlerin

ısrar eder.
tözünden ağ ören örümceklere deneye dayalı saf araştırmalar
benzetti. Gerçek dünyadan, gerçekleştirip icatlar yaptığı bir
1665 Isaac Newton, ışığı araş­ özellikle de deneyle elde edilen araştırma kurumu- tasvir eder. Bu
tırmakiçin bir prizma kullanır. kanıtlarda ısrar etti. hedefleri paylaşan Kraliyet Derneği
Bacon'ın iki temel eseri bilimsel 1600'de Londra'da kuruldu ve ilk
1963 Avusturyalı filozof Kari soruşturmanın geleceğ ini hazırladı. Deney Küratörü de Robeıt Hooke
Popper Conjectures and Retu- Novum Organum'da (1620) bilimsel oldu. •
tations'ta, bir teorinin test edi- yöntemin üç temelini ortaya koydu:
lip yanlışlığının kanıtlanabile­
ceğini, ama doğruluğunun ka- Ayrıca bkz. İbnü'l-Heysem 28-29 • Galileo Galilei 42- 43 • William Gilbert 44
nıtlamayacağını ısrarla belirtir. • Robeıt Hooko 54 • lsaac Nowton 62-69
46
KISACA
BİLİM DALI

HAVAN iN Fizik
ÖNCE
1643 Evangelista Torricelli bir
cıva tüpü kullanarak baromet-

YAYINA
reyi icat eder.
1648 Blaise Pascal ile kayınbi­
raderi, hava basıncının yük-
seklikle birlikte azaldığını gös-
terir.

DOKUNMAK
1650 Otto von Guericke hava
ve vakum üzerine, ilk kez
1657'de yayımlanan deneyler
gerçekleştirir.

ROBERT BOYLE (1627-1691) SONRA


1738 Isviçreli fizikçi Daniel
Bernoulli, gazların kinetik teo-
risini açıklayan Hydrodynami-
ca'yı yayımlar.

1827 İskoç botanikçi Robert


Brown polenlerın sudaki hare-
ketini, rastgele yönlerde hare-
ket eden su molekülleriyle çar-
pışmanın sonucu olarak açık­
lar.

7. yüzyılda Avrupa'da birçok

ı bilim insanı havanın


özelliklerini araştırdı ve
onların çalışmaları, İrlanda asıllı
İngiliz bilim insanı Robert Boyle'nin
bir gazdaki basıncı açıklayan
matematiksel yasaları çıkarmasına
yol açtı. Bu çalışma, yıldızlar ile
gezegenler arasındaki uzayın
doğasıyla ilgili daha geniş bir
tartışmayla ilişkiliydi. "Atomculara"
göre göksel cisimler arasında boş
U7.flY vardı; Kartezyenlere (Fransız
filozof Rene Descartes 'ı izleyenler)
göre ise, parçacıklar arasındaki
uzay esir denilen bilenmeyen bir
maddeyle doluydu ve bir vakum
üretmek olanaksızdı.
BİLiMSEL DEVRiM 47
Ayrıca bkz. Isaac Newton 62- 69 • John Dalton 112- 13 • Robert FitzRoy
150-55

Evangelista
Torricelli'nin
bulduğu barometre.

''
hava basıncını
ölçmek için bir cıva
sütunu kullanıyordu .
Tartışmasız deneylerle ağırlığı Torricelli haklı olarak
Ölçek şu muhakemeyi
bilinen bir hava
olduğu
yaptı: Çanağın
elementi okyanusunun dibinde Cıva sütununun içindeki cıvayı aşağı
yaşıyoruz. bastıran hava.
basıncı
Evangelista Torricelli tuptekı cıva
sütununu
dengelemekteydi.

''
Atmosfer
basıncı

Barometreler Sarnıç (çanak)


İtalya' da matematikçi Gasparo
Serti, bir emme tulumbanın suyu
neden 10 metreden yukarıya cıvanın üstündeki alanın bir vakum yüksekliğe bağlı olarak değiştiğini
çıkaramadığını anlamak için olduğunu söyledi. Bu durum bugün gösterecekti. Bir barometre
deneyler yaptı. Berti uzun bir boru basınçla (belli bir alan üzerideki Clermont'ta bir manastırın
a ldı, bir ucunu kapatıp suyla kuvvet) açıklanır, ama temel zeminine yerleştirildi ve gündüzleri
doldurdu. Sonra ağzını bir su düşünce aynıdır. Torricelli ilk cıvalı bir keşiş tarafından gözlemlendi.
teknesinin içinde koyup ters barometreyi bulmuştu. Perier başka bir barometreyi,
çevirdi. Tüpteki suyun düzeyi, Fransız bilim insanı Blaise kasabadan yaklaşık bin metre
sutun yaklaşık 10 metre yükselene Pascal, Torricelli 'nin yükseklikteki Puy de Dôme'un
kadar düştü. 1642'de Berti'nin barometresinden 1646'da haberdar tepesine götürdü. Dağın
çalışmalarından haberdar olan oldu ve hemen kendi deneylerini tepesindeki cıva sütunu,
yu rttaşı Evangelista Torricelli yapmaya başladı. Kayınbiraderi manastırın bahçesinde olandan 8
lıenzer bir aygıt yaptı, ama su Florin Perier' in gerçekleşLirdiği bu cam daha kısaydı. Dağın üzeıideki
yerine cıva kullandı. Cıva sudan 13 deneylerden biri, hava basıncının hava miktarı aşağıdaki vadinin
kat daha yoğundur; bu yüzden sıvı üzerindeki havadan fazla olduğuna
sutunu yalnızca 76 santimetre göre, gerçekten de havanın ağırlığı
kadar yüksekti. Torricelli'nin buna su ya da cıva tüplerindeki sıvıyı
ılişkin açıklaması şöyleydi: orada tutmaktaydı. Bu ve diğer
çanaktaki cıvanın üzerideki çalışmala rda ötürü, modern basınç
havanın ağırlığı cıvayı aşağı birimine Pascal adı verilir.
lıas tırıyordu ve bu, sütunun
ıçındeki cıvanın ağırlığını Hava pompaları
clengelemekteydi. Tüpün içinde Bir sonraki önemli atılımı,
bir kaptan bir miktar havayı
Blaise Pascal'ın barometre boşaltabilen bir pompa yapan
deneyleri, hava basıncını n
Prusyalı bilim insanı Otto von
yukseklikle birlikte nasıl değiştiğini
qösterdi. Pascal fiziğin yanı sıra Guericke gerçekleştirdi. En ünlü
ıııatematiğe de önemli katkılarda gösterisini 1654'te yaptı: İki
lıt ılundu. metal yarımküreyi aralarına hava
48 ROBERT BOYLE
pompası tasarlayıp yapmakla ilan ettiği bir zamanda, açıklanan
görevlendirdi. Hooke'un hava bütün sonuçların deney ürünü
pompası, çapı yaklaşık 40 cm olan olduğuna işaret etmeye gayret etti.

''
cam bir "alıcı" (kap), altında piston Boyle'nin birçok deneyi,
bulunan bir silindir ve bu ikisinin doğrudan hava basıncıyla
İnsanlar şeyler hakkında arasında tıkaçlardan ve vanalardan bağlantı lıydı. Alıcı bir Torricelli
duyularıyla karar vermeye o oluşmaktaydı. Pistonun peş peşe barometresini tutacak şekılde
kadar alışıktır ki, hava hareketleri alıcıdan daha fazla değişebiliyordu; tutkalla yerine
bölünmez olduğu için, ona havayı dışarıya çekiyordu. sabitlenen tüp alıcının tepesinde
fazla bir şey atfetmezler ve Donanımın contalarındaki hafif kadar çıkmaktaydı. Alıcıdaki
neredeyse yok sayarlar. sızıntı nedeniyle, alıcının ıçinde basınç azaltılınca, cıvanın düzeyi
Robert Boyle vakuma yakın bir durum ancak
kısa bir süre sürdür ülebiliyordu.

''
Yine de makine daha önce
yapılanların üzerinden büyük bır
ilerlemeydi; bilimsel bir araştırmayı
daha da ilerletmede teknoloıinın
önemini gösteren bir örnekti.
geçirmez bir conta koyup birleştirdi
ve aradaki havayı boşalttı Deneysel sonuç lar
iki tak ım metal yarımküreleri Boyle, hava pompasıyla çok sayıda
birbirinden ayıramadı. Hava farklı deney yaptı ve bunları 1660'ta
boşaltılmadan önce, contalı New Expenments Physıco­
yarımkürelerin içindeki hava Mechanical kitabında tarif etti.
basıncı ile dışarıdaki hava basıncı Kitapta, Galileo gibi ünlü
aynıydı. İçeride hava kalmayınca, deneycilerin bile çoğu kez
dışarıdaki havanın basıncı "düşünce deneylerinin" sonuçlarını
yarımküreleri bir arada tutuyordu.
Robert Boyle, von Guericke'nin
deneylerinde 1657'de yayımlanınca Otto von Guericke ilk hava
pompasını yaptı. Pompayla yaptığı
haberdar oldu. Boyle kendi deneyler, Aristoteles'in "Doğa boşluk
deneylerini gerçekleştirmek için, sevmez" düşüncesine aykııı kanıtlar
Robert Hooke'u (s. 54) bir hava verdi.

Robert Boyle Robert Boyle İrlanda'da doğdu, "Görünmez Kolej" denilen


Cork Kontlarının 14. çocuğuydu. grubun üyesiydi. Bu grup
İngiltere'de Eton College'e 1663'te Kraliyet Derneği oldu ve
gitmeden önce evde özel eğitim Beyle ilk kon sey üyelerinden
aldı ve sonra Avrupa'yı dolaştı. biriydi. Bilime ilgisinin yanı sıra,
1643'te babası öldü ve bütün Beyle simya deneyleri de yaptı
zamanını bilimle ilgilenmeye ve farklı insan ı rklarının kökeni
ayırmasına yetecek kadar para ve teolojiyle ilgili yazılar da
bıraktı. Beyle iki yıllığına tekrar yazdı.
İrlanda'ya taşındı; ama 1654'ten
1668'e kadar çalışmalarını daha Önenıll eserleri
kolay yürütebilmek için Oxford'ta
yaşadı, ardından Londra'ya 1660 N ew Experiments
taşındı. Physico-Mechanical:
Beyle, bilim sel konu ları Touching the Spring of the
inceleyen , Londra'da ve Oxford'ta A i r and their Effects
toplanıp düşüncelerini tartı ş an ve 1661 The Sceptical Chymist
BİLİMSEL DEVRİM 49
düşmekteydi. Tersinden bir deney
de gerekleştirdi ve alıcının içinde
basıncın yükselmesiyle cıva Bir barometreyi bir
Bir barometrede alıcının
seviyesinin de yükseldiğini gördü. dağın başına götürürseniz,
havası boşaltılınca,
Bu, Torricelli'nin ve Pa scal'ın daha barometredeki cıvanın
cıvanın düzeyi düşer.
yüksekliği düşer.
önceki bulgularını doğruladı.
Boylo, hava miktarı azaldıkça
alıcıdaki havayı boşaltmanın
zorlaştığını belirtti ve alıcının
içinde yarı şişirilmiş bir torbanın
etrafındaki hava boşaltılınca, Yani, alıcıdaki hava
hacminin arttığını da gösterdi. Bunun nedenj, cıvayı aşağıya
miktarı ne kadar azsa,
bastıran havanın yukarıda
Torba bir ateşin önünde basınç da o kadar
daha az olmasıdır.
tutulduğunda da benzer bir sonuca düşüktür.
varılabiliyordu. Bu sonuçlara neden
olan hava "yay"ına ilişkin iki olası
açıklama yaptı: Her bir hava
parçacığı bir yay gibi
sıkıştırılabilirdi ve bütün hava
kütlesi bir yapağıya benziyordu ya
da hava rastgele hareket eden
parçacıklardan oluşuyordu.
Bu Kartezyenlerin görüşüne
benziyordu; ama Boyle esir azalmasının kuşlar ve fareler Towneley'in hipotezi"ni yayımladı.
duşü ncesine katılmadı, üzerindeki etkilerini araştırdı ve Boyle'nin dikkatli deney
"taneciklerin" boş uzayda hareket havanın akciğere nasıl girip tekniğinden ötürü ve beklenen
ettiklerini öne sürdü. Açıklaması, çıktığına kafa yordu. sonuçları versin ya da vermesin,
maddenin özelliklerini hareket eden deneylerini ve olası hata
parçacıklar bakımından tarif eden Boyle yasası kaynaklarını eksiksiz rapor ettiği
modern kinetik teorisine bariz bir Boyle yasasına göre, gaz miktarı ve için, gazlarla ilgili çalışması
biçimde benzer. ısı aynı tutulduğu sürece, bir gazın özellikle önemliydi. Bu nedenle
Boyle'nin bazı deneyleri basıncının hacmiyle çarpımı bir birçok kişi onun çalışmalarını
fizyolojikti; hava basıncının sabitti. Başka bir deyişle, bir gazın genişletmeye çalıştı. Bugün Boyle
hacmini azaltırsanız , basıncı artar. Yasası , başka bilim insanları
Hava yayını üreten, bu artan tarafından ortaya çıkarılan ve ısı,
basınçtır. Bir bisiklet pompasında, basınç ya da hacim değişiklikleri

''
pompanın ucunu bir parmağınızla altında gerçek gazların davranışına
kapatıp pompa kolunu içeri doğru yaklaşan "İdeal Gaz Yasası"nı
iterseniz etkiyi hissedebilirsiniz. oluşturan yasalarla

Cıva sütununun bir dağın Bu yasa Boyle adını taşımasına birleştirilmektedir. Düşünceleri

tepesindeki yüksekliği rağmen, ilk kez Boyle değil, sonunda kinetik teorisinin
Torricelli barometresiyle bir dizi gelişmesine de yol açtı. •
eteğindeki yüksekliğinden
azsa, o zaman bu olgunun tek deney yapan ve sonuçlarını 1663'te
yayımlayan İngiliz bilim insanları
nedeni havanın ağırlığı olmalı.
Blaise Pascal Richard Towneley ve Henry Power
önerdi. Boyle kitabın ilk taslağını
gördü ve sonuçları Towneley'le

''
tartıştı. O sonuçları deneyle
doğruladı ve ilk deneylerine
yöneltilen eleştiriye yanıtın bir
parçası olarak 1662'de "Bay
50

ISIK BİR PARÇAÇIK


MiDiR, YOKSA BiR
DALGA MI?
CHRISTIAAN HUYGENS (1629-1695)

KISACA
BİLİM DALI Newton, bır ışık kaynağının
Huygens, uzayın bir eterle
Fizik çok sayıda küçük "tanecik"
dolu olduğunu düşündü.
yaydığını düşündü .
ÖNCE
11. yüzyıl İbnü'l-Heysem ışı­
ğın düz çizgiler halinde yol al-
dığını gösterir.

1630 Rene Descartes, ışığa i-


lişkin
bir dalga tanımı önerir.
Tanecikler ağırlıksızdır
1660 Robert Hooke'a göre ışık, Işık, esirde dalgalar halinde v e dü z çizgiler halinde
yayılan bozulmalardır.
yayıldığı ortamın bir titretişi­ yol alır.
midir.
SONRA
1803 Thomas Young, ışığın bir
dalga gibi davrandığını göste- ~ i(' : , ~ ,/'..>t4~r~f:;-r: Pr·
ren deneyleri açıklar. ~ ~ /~ :•1 ;,
1864 James Clerk Maxwell ışı­
ğın hızını tahmin eder ve ışı­
'~~;ı:l<:~. :,r
ğın, bir elektromanyetik dalga
biçimi olduğu sonucuna varır. 7. yüzyılda Jsaac Newton ve bükülmesidir ve merceklerin ışığı
1900'lar Albcrt Einstein ve
Max Planck, ışığın hem bir
parçacık hem bir dAl(JA olrlı ı ­
1 Felemenkli astronom
Christiaan Huygens ışığın
gerçek doğasını araştırdı ve çok
odaklayabilmesinin nedenidir.
Kırınım ışığın çok dar bir aralıktan
geçerken yayılmasıdır.
farklı sonuçlara ulaştılar. Newton'ın deneylerinden önceki
ğunu gösterir. Farkına vardık­
Karşılaştıkları sorun şuydu: Işığın genel kanıya göre, ışık rengini
ları elektromanyetik ışıma ku-
doğasıyla ilgili herhangi bir teori madde ~tkileşimden almakt~dı
antumu, "foton" olarak bilinir.
yansımayı, kırılımı, kırınımı ve - ı<?ıkbir~
rengi açıklamalıydı. Kırılım, ışığın görülen "gökkuşağı" etkisi, prizma
bir maddeden diğerine geçerken ışığı bir şekilde boyadığı için
51

ortaya çıkar. Newton, gördüğümüz e'ya ışık bır prizmadan geçince,


"beyaz" ışığın aslında farklı ışık Huygens,
kuı!ıp bileşenlerine ayrılır.

renklerinin bir karışımı olduğunu bul)Ü ışık dalgalarının farklı


ve bir prizma tarafından, hepsi ~alzemelcrdc farklı hızlarda yol
almasına bağlad ı.
biraz farklı miktarlarda kırıldıkları
için gruplara bölündüğünü
gösterdi. gerçekten bir dalga gibi
amanın bırço oga filozofu davrandığını gösterdi ve
gibi Newton da ışığın bir parçacık Huygens'in "küresel dalgaları" ile
ya da "tanecik" akımından modern ışık modelleri arasında
oluştuğunu savundu. Bu düşünce büyük farklar olmasına rağmen, 20.
ışığın nasıl düz çizgiler halinde yol yüzyılda yapılan deneyler, ışığın
aldığını ve yansıtıcı yüzeylerden hem dalga hem parçacık gibi
"sektiğini" açıklıyordu . Kırılım da, davrandığını gösterdi. Huygens
!arklı malzemeler arasındaki ışık dalgalarının bir maddeden -
sınırlarda bulunan kuvvetlerle esir geçerken oluşan boyuna dalga
açıklanmaktaydı. olduklarını söyledi. Ses dalgaları da
hızlarda yol almasına neden olursa boyuna dalgalardır; dalganın
Kısmi yansıma kırılım gerçekleşiyordu. Huygens'in içinden geçtiği maddenin
Ne var ki, Newton'ın teorisi, ışık teorisi bir yüzeyde hem parçacıkları dalganın yol aldığı
birçok yüzeye çarptığında nasıl bir yansımanın hem kırılımın neden yönde titreşir. Modern ışık
kısmının yansıdığını ve bir gerçekleşebildiğini de görüşümüze göre, ışık dalgaları
kıs mının kırıldığını açıklayabiliyordu. Kırınımı da daha çok su dalgaları gibi davranan
açıklayamıyordu. 1678'de Huygens aç ıklayabilirdi. enine dalgalardır. Parçacıklar
uzayın ağırlıksız parçacıklarla (esir) Huygens'in düşünceleri o dalganın yönüne dik açılarla
dolu olduğunu ve ışığın, esirde zaman fazla etkili olmadı . Bunun (yukarı ve aşağı) titreşirken,
küresel dalgalar halinde yayılan nedeni, kısmen, Newton'ın bilim yayılmak (iletilmek) için maddeye
bozulmalara neden olduğunu öne insanı olarak heybetli bir şahsiyet ihtiyaç duymazlar. •
sürdü. Farklı malzemeler (et er, su ya olmasıydı. Ama bir yüzyıl sonra,
da cam) ışık dalgalarının farklı 1803'te Thomas Young ışığın

Christlaan Huygens Felemenkli matematikçi ve düşüncesini kabul etmedi.


astronom Christiaan Huygens Huygens'in kapsamlı
1629'da Lahey'de doğdu. başarılarından biri de, sarkaçlar
Üniversitede hukuk ve matematik üzerine çalışmasının sonucunda
okudu; sonra zamanın bir kısmını, zamanın en doğru saatlerini
başlangıçta matematik alanında yapmasıydı. Kendi
ama daha sonra optik alanında da teleskoplarıyla gerçekleştirdiği
kendi araştırmalarını yapmaya astronomi çalışmaları Satürn'ün
ayırdı; teleskoplar üzerinde çalıştı en büyük uydusu Titan'ın keşfini
ve kendi merceklerini kendi kesti. ve Satürn halkalarına ilişkin ilk
Huygens birkaç kez İngiltere'ye doğru açıklamayı kapsar.
gitti ve 1689'dd Newton'la
karşılaştı. Huygens ışıkla ilgili ÖnemU ...rlerl
çalışmaları dışında, hareket ve
kuvvet konularını da incelemişti; 1656 De Saturni Luna
ama Newton'ın çekim kuvvetini Observatio Nova
açıklayan "uzaktan etki" 1690 Treatise on Light
52

BİR VENÜS
G~CİSİNİN İL.K KEZ
GOZl~NMESI
JEREMIAH HORROCKS (1618-1641)

ezegen geçişleri, Johannes

G Kepler'in ge zegen devini-


mine ilişkin üç yasasın da n

''
BİLİM DALI
ilkini -gezegenler eliptik bir yörü n-
Astronomi gede Güneş'in etrafında döner-
ÖNCE test etme fırsatı sunmaktaydı. Ve- Venüs ile Güneş'in dikkate
1543 Nicolaus Copernicus, nüs ve Merkür'ün guneşin eğrisi­
değer kavuşmasına ilişkin ilk
güneş-merkezli bir Evrcn'e nin önünden kısa süreli geçişleri -o
haberimi aldım ... çok
ilışkin ilk eksiksiz savunmayı zamanlar Kepler'in Rudolphine Cet-
muhteşem bir temaşa
yapar. velleriyle öngörülürdü- temelde ya-
tan teorinin doğru olup olmadığ ını
beklentisiyle, beni artan bir
1609 Johannes Kepler bir açığa çıkara cak tı.
dikkatle gözlem yapmaya
eliptik yörüngeler sistemi İlk test - 1631'de Fransız astro- sevketti.
öneıir - gezegen deviniminin nom Pierre Gassendi'nin gözlemle- Jeremiah Horrocks
ilk eksiksiz tasviri. diği Merkür geçişi- umut verici ol-

''
du. Ne var ki, bir ay sonra Venüs'ün
SONRA geçişini saplama giriş imi , Kepler'in
1663 İskoç matematikçi James ra ka mlarındaki yan lışlıklar nede-
Gregory, 1631 ve 1639'da n iyle ba şarı sız oldu . Bu aynı rakam-
Vcnüs'ün geçişlerine ilışkin lar, 1639'da Venüs ile Gü neş'in
gözlemleri kullanarak Yer ile "tehlikeli bir yakınlaşm ası"nı ön- dışı büyüklükte bir leke" - Venüs-
Güneş arasındaki tam görmekteydi; a ma İngiliz astronom ortaya çıktı. Horrocks ilerleyi şini
mesafeyi ölçmenin bir yolunu J eremiah Horrocks, aslı nda bir ge- karta işaretleyip her aralığın süresi-
tasarlar. çişin gerçekleşeceğini hesapladı. ni ölçerken; bir arkadaşı da geçişi
4 Aralık 1639'da gü ndoğumun­ başka bir yerde ölçtü. Farklı bakışa­
1769 İngilız kaşif Kaptan da, Horrocks en iyi teleskopunu ku- çılarından iki ölçü kümesini kulla-
James Cook, Güney Pasifik'te rup, Güneş kursunu bir karta odak- nan ve Venüs' ün Güneş'e göre çapı­
Tahiti'de Venüs geçişini ladı. Öğleden sonra saat 15.15 civa- nı yeniden hesaplayan Horrocks,
gözlemler ve kaydeder. rında bulutlar dağ ıldı , Güneş 'i n ö- Yer'in Güneş'ten uzaklığ-ını önceki-
2012 Astronomlar 21 . yüzyılın nünden yavaş yavaş ilerleyen "sıra lerden daha doğru tahmin edebildi.•
son Venüs geçişini gözlemler
Ayrıca bkz. Nicolaus Copeınic us 34- 39 • Johannes Kepler 40-41
BİLiMSEL DEVRİM 53

ORGANiZMALAR
BİR DİZİ ADIMDA

ir kelebeğin yumurtadan tır­ alır,ama bu "alt" hayvanlar karma-

BİLİM DALI
Biyoloji
B tıla, kozaya ve erişkin kele-
beğe başkalaşımı, bugün a-
şina olduğumuz bir süreçtir; ama 17.
şık iç organları olamayacak kadar
basitti. 1669'da Felemenkli öncü
mikroskopçu Jan Swammerdam, ke-
yüzyılda üremeye çok farklı bakıl­ lebek, yusufçuk, balansı , eşekarısı
ÖNCE maktaydı. Yunan filozof Aristote- ve karıncayı kapsayan böcekleri
MÖ y.320 Aristoteles, kurtçuk- les'in izinden g iden pek çok kişi ya- mikroskop altında parçalara ayırıp
ların ve böceklerin kendiliğin­ şamın -özellikle böcek g ibi "alt" ya- inceleyerek Aristoteles'i çürüttü.
den üremeyle oluştuklarını ilan ratıklar- canlı olmayan maddeden
eder. kendiliğinden üremeyle oluştuğuna Yeni bir başkalaşım
inanırdı. "Ön-oluşumculuk" teorisi- " Başkalaşım" terimi, eskiden, bir
1651 William Harvey böcek lar-
ne göre, "üst" bir organizma tam ol- bireyin ölümünden sonra onun ka-
vasını "sürünen yumurta" ve pu-
gun biçimini minik başlang ıcında lıntı larında n başka bir bireyin orta-
payı içsel gelişimi yetersiz "ikin-
ya ç ıkması anlamına gelirdi.
ci yumurta" olarak görür. Swammerdam, bir böceğin yaşam
1668 İtalyan Francesco Redi, döngüsündeki evrelerin erişkin di-

''
kendiliğinden üremeyi çürüten şi, yumurta, larva ve pupa (ya da

ilk ka nıtları verir. nimf}, eri:;;kin- aynı yaratığın farklı


biçimleri olduğunu gösterdi. Her
SONRA Bir bitin anatomisinde yaşam evresinin, daha sonraki ev-
1859 Charles Darwin, bir böce- yığınlarca mucize görürsünüz, relere ait organların erken versiyon-
ğin yaşamının her evresinin o Tanrı'nın küçük bir noktada larının yanı sıra, kendine ait tam o-
evredeki etkinliğine ve çevreye tezahür eden bilgeliğini luşmuş iç organları vardır. Bu açı­
nasıl uyum sağladığını açıklar. görürsünüz. dan bakıldığında böcekleri bilimsel
Jan Swammerdam olarak daha fazla incelemek gereki-
1913 İtalyan Antonio Berlese, yordu. Swammerdam, 43 yaşında

''
bir böcek larvasının embriyo ge- sıtmadan ölmeden önce böcekleri
lişimirıin erken bir evresinde üremelerine ve gelişimlerine göre
yumurtadan çıktığını öne sürer. sınıflandırmanın öncülüğünü yaptı.

1930'lar İngiliz böcekbilimci •


Vincent Wigglesworth, yaşam
Ayrıca bkz. Robort Hooke 54 • Anlan ie v~n Leeuwonhoek 56-57 •
döngülerini kontrol eden hor- John Ray 60 61 • Cari Linnaeus 74-75 • Louis Pas teur 156-59
monlar bulur.
54

•• ••
BUYUN
••
CANLILAR
HUCRELERDEN
OLUŞUR
ROBERT HOOKE (1635-1703)

7. yüzyılda bileşik mikrosko- Samuel Pepys Micrographia'ya


KISACA
BİLİM DALI
Biyoloji
1 bun geliştirilmesi, daha önce
görülmeyen yapıların tama-
men yeni dünyasını açtı. Basit bir
"hayatımda okuduğum en marifetli
kitap" dedi.

mikroskop yalnızca bir mercekten Hücreleri tarif etmek


ÖNCE oluştuğu halde, Fele menkli gözlük- Hooke'un çizimlerinden biri, ince
y . 1600 llk bileşik mikroskop çülerin geliş tirdiği bi leşik mikros- bir dilim mantarın çizimleriydi.
Hollanda'da, olasılıkla ya Hans kop iki ya da daha fazla mercek Mantarın yapısında , bir manastırda
kullanır ve genellikle daha fazla keşişlerin hücrelerini ayıran duvar-
Lippershey ya da Hans ve Zac-
harius Janssen tarafından ge- büyük gösterir. lara benzeyen bir şeyi fark etti.
İngiliz bilim insanı Robert Bunlar, kayıtlara geçen ilk hücre -
liştirilir.
Hooke, mikroskop kullanarak canlı­ bütün canlı şeyleri oluşturan temel
1644 İtalyan rahip ve kendi ları gözlemleyen ilk kişi değildi. birim- tasvirleri ve çizimleriydi. •
kendini yetiştirmiş bilim insa- Ama 1665'te Micrographia'sının
nı Giovanni Battista Odiema, yayımlanmasıyla birlikte, ilk çok
bir mikroskop kullanarak ilk satan popüler bilim yazarı oldu;
canlı doku tasvirini üretir. yeni mikroskop bilimiyle okurlarını
şaşkına çevirdi. Hooke'un kendisi-
SONRA nin yaptığı aslına uygun bakır klişe
1674 Antonie van Leeuwenho- çizimler, halkın daha önce hiç gör-
ek mikroskop altında tek hüc- mediği nesneleri -bitlerin ve pirele-
reli organizmaları gören ilk ki- rin ayrıntılı anatomileri; bir sineğin
şidir. petekgözü; bir tatarcığın ince
1682 Leeuwenhoek somon ba- kanatları- gösteriyordu. İnsan
yapımı nesneler - bir iğrenin mik-
lığınmkırrnızı kan hücrelerinin
içindeki çekirdekleri gözlemler. roskop altında küt görünen sivri
Hooke'un ölü mantar hücresi çizim-
ucu- de çizerek, gözlemlerinden leri. hücre duvarları arasındaki boş alan-
1931 Macar fizikçi Le6 yararlanarak, kristallerin nasıl oluş ­ ları gösterir -canlı hücreler protoplazma
Szilard'ın elektron mikroskobu- tuğunu ve su donunca ne olduğunu içerir. 16 cm' mantarda bir milyardan
nu bulması, daha yüksek çözü- da açıkladı. İngiliz günlük yazarı fazla hücre olduğunu hesapladı.
nürlükte göı:üntü oluşturmaya
olanak verir. Ayrıca bkz. Antonie van Leeuwenhoek 56-57 • Jsaac Newton 62-69 •
Ly nn Ma rgu !is 300-01
BiLiMSEL DEVRiM 55

er yüzeyinin çoğunu

BİLİM DALI
Jeoloji
Y oluşturan tortul kaya
katmanı Yer'in jeolojik
tarihinin temelini de oluşturur; bu
tarih, genellikle altta en yaşlı üstte
ÖNCE en genç katman bulunan
Geç 15. yüzyıl Leonardo da tabakaların oluşturduğu bir sütun

Vinci, rüzgfüın ve suyun arazi olarak tasvir edilir. Suyun ve


üzerinde ve malzemelerin kütleçekiminin kayaç biriktirme
yüzeyinde meydana getirdiği süreci yüzyıllardır bilinmekteydi; Kayaç katmanları, Steno'nun
ama Danimarkalı piskopos ve bilim anladığı gibi, yatay tabakalar olarak
erozyona ve çökertiye ilişkin yaşama başlar; daha sonra büyük
insanı Niels Stensius, namı diğer
gözlemlerini yazar. güçlerin etkisiyle zamanla şekilleri
Nicolas Steno, sürecin temelinde bozulur ve bükülür.
SONRA yatan ilkeleri açıklayan ilk kişi oldu.
1780'ler James Hutton, İtalya' da Toscana'da yaptığı jeolojik
Steno'nun ilkelerini, zaman katman gözlemlerinden çıkardığı katmanın içine geçerse, o

içinde geriye doğru giden sonuçları 1669'da yayımladı. katmandan sonra olu şmuş
sürekli ve döngüsel bir coğrafi Steno'nun Binişme Yasasına olmalıdır."

sürece bağlar. göre her tekil tortul yatak ya da Steno'nun içgörüleri, daha sonra
katman, kendi altındaki Britanya'da William Smith ve
1810'lar Fransa' da George katmanlardan genç ve Fransa' da Georges Cuvier ve
Cuvier ve Alexandre üstündekilerden yaşlıdır. Steno'nun Alexandre Brongniard gibi kişilerin
Brongruart, Britanya'da özgün yatay ve yanal süreklilik coğrafi katmanları haritalamasına
W\lliam Smith, Steno'nun ilkelerine göre, katmanlar yatay ve olanak verdi. Katmanların bütün
stratigrafi ilkelerini coğrafi kesintisiz tabakalar olarak çökelir; dünyada birbiriyle
haritacılığa uygular. kalkmış , katlanmış ya da kırılmış ilişkilendirilebilen zaman-bağlantılı

1878 Paris'te ilk Uluslararası halde bulunurlarsa, çökelmeden birimler şeklinde alt bölümlere
sonra bozulma yaşamış olmalılar. ayrılmasına da olanak verdi. •
Coğrafya Kongresi, standart
Son olarak, geçişen ilişkiler ilkesine
bir stratigrafik ölçek
göre, "bir gövde ya da kesiklik bir
çıkarmanın prosedürlerini
belirtir. Ayrıca bkz. James Hutton 96 101 • William Smith 115
56

MİKROSKOBİK
HAYVAN
GÖZLEMLERİ
ANTONIE VAN LEEUWENHOEK (1632-1723)

ntonie van Leeuwenhoek İngıliz bilim insanı Robert Hooke,


KISACA
BİLİM DALI
Biyoloji
A Hollanda'da, Delft'te bır
manifaturacının üstündeki
evinden pek çıkmadı. Ama arka
bır mikroskopla bak tığı bir dilim
mantarda gördüğü küçük canlı
hücrelerin ilk çizimlerini yaptı.
odasında kendi başına çalışarak Kendi gözleriyle göremedikleri
ÖNCE tamamen yeni bir dünya keşfetti - bir yerde yaşam aramak, Hooke'un
MÖ 2000 Çinli bilim insanları insan spermi, kan hücreleri ve en ve zamanın diğer
çok küçük şeyleri görmek için önemlisi bakteriler de dahil, daha mikroskopçularının aklına gelmedi.

cam merceklerden ve su dolu önce görülmemiş mikroskobik Leeuwenhoek ise, merceklerini


bir tüpten oluşan bir su yaşam dünyası. yaşam yokmuş gibi görünen

mikroskobu yapar. 17. yüzyıldan önce çıplak gözle yerlere, özellikle de sıvılara çevirdi.
görülemeyecek kadar küçük Yağmur damlaları nı , diş plağını,
1267 İngiliz filozof Roger yaşamın va rlığını kimse dışkıyı, spermi, kanı ve daha bir
Bacon, teleskop ve mikroskop zannetmiyordu. Olası en küçük
düşüncesini öne sürer. yaşam formunun pire olduğu
Leeuwenhoek'in insan spermi
sanılıyordu. Sonra 1600 civarında,
y. 1600 Mikroskop çizimleri ilk kez 1719'da
H'.ollanda' da icat edilir. daha fazla büyümelerini sağlamak yayımlandığında, scmcnde yüzen bu
için iki gözlük camını bir araya kadar küçük "hayvancıkların"
1665 Robert Hookc canlı getiren Felemenkli g özlükçüler bulunabileceğini birçok kişi kabul
hücreleri gözlemler ve mikroskobu icat etti (s. 54). 1665'te etmedi.
Micrographia'yı yayımlar.

SONRA
1841 İsviçreli anatomici Albert
von Kölliker, her sperm ve v ,/r 6
·
yumurtanın çekirdekli bir ~ -X
hücre olduğunu bulgular.
'r
1951 Alman fizikçi Erwin
Wilhelm Müller alan etkili
mikroskobu icat eder ve
atomları ilk kez görür.
BİLİMSEL DEVRİM 57
Ayrıca bkz. Robcrt Hookc 54 • Louis Pastcur 156-59 •
Martinus Beijerinck 196 97 • Lynn Margulis 300 01

Mikroskoplar görünür yaşam formlarının olmadığı


yerlere çevrile~ilir.

Yüksek büyütmeli tek mercekli mikroskoplar sudaki ve diğer


sıvılardaki küçük "hayvancıkları" açı ğa çıkarır.

Antonievan
Leeuwenhoek
Bir sepetçinin oğlu olan
Dünya mikroskobik, tek hücreli yaşam formlarıyla doludur. Antonie van Leeuwenhoek
1632'de Delft'te doğdu .
Amcasının tuhafiyesinde
çalıştıktan sonra, 20 yaşında
kendi manifatura dükkanını
yığın şeyi inceledi. Lceuwenhoek suyundan alınan bir örnekte açtı ve uzun ömrünün sonuna
mikroskobik yaşamın zenginliğini insanın saç kılından küçük minik
kadar orada kaldı.
burada, görünürde cansız yaratıklar gördüğünü bildirdi. Leeuwenhoek'in işi, bir
maddelerde keşfetti. Bunlar, şimdi protist olarak bilinen mikroskopçu olarak hobisini
Hooke'lan farklı olarak basit yaşam formlarının bir örneği sürdürmesine olanak verdi;
Leeuwenhoek, iki mercekli "bileşik" olan yeşil alg Spirogyra'ydı. Robert Hooke'un Micrograp-
bir mikroskop değil, yüksek kaliteli Leeuwenhoek bu küçük yaratıklara hia'sının bir kopyasını da
tek mercek -aslında büyüteç- "hayvancık" dedi. Ekim 1676'da su görmüş olabileceği Londra'yı

k ullandı. O sırada bu tür basit damlalarında daha da küçük tek 1668'de ziyaret ettikten sonra
mikroskoplarla daha berrak resimler hücreli bakteriler keşfetti. Ertesi yıl bu hobiyi edinmişti. 1673'ten
üretmek daha kolaydı. Bileşik kendi semeninin şimdi sperm itibaren bulgularını mektup-
mikroskoplarla 30 kattan fazla dediğimiz küçük yaratıklarla nasıl
larla Kraliyet Derneğine
büyütmek, görüntü bulanıklaştığı kaynadığını tarif etti. Semendeki
bildirdi; tarihte Kraliyet
Derneğine en fazla rapor
ı çın, olanaksızdı. Leeuwenhoek hayvancıklar, suda bulduğu
yazan kişi oldu. Kraliyet
kendi tek mercekli mikroskoplarını yaratıklardan farklı olarak, özdeşti.
Derneği başlangıçta amatörün
yaptı ve yıllar içinde tekniğini Baktığı binlercesinden her birinin
raporlarına kuşkuyla baktı;
gelişti rdikten sonra, görüntüyü 200 aynı ince kuyruğu ve aynı küçük ama Hooke, onun birçok
kattan fazla büyütmeyi başardı. kafası vardı, başka bir şeyleri yoktu deneyini tekrarladı ve keşifle­
Onun mikroskopları yalnızca birkaç ve semenin içinde iribaşlar gibi rini doğruladı. Leeuwenhoek,
milimetre genişliğinde ince yüzdüklerini görebiliyordu. birçoğu özel nesneleri görmek
merceklerden oluşan küçük Leeuwenhoek, Londra'da için tasarlanmış 500'den fazla
aygıtlardı. İncelenecek malzeme Kraliyet Derneğine yazdığı yüzlerce mikroskop yaptı.
örneği merceğin bir yüzündeki bir mektupla bulgularını rapor etti.
ığ nenin üzerine yerleştiriliyor ve Bulgularını yayım ladığı halde, Öne mli eserleri
Leeuwenhoek merceğin diğer mercek yapım tekniklerini gizli
yuzüne gözünü yaklaştırıyordu. tuttu. Küçük merceklerini ince cam 1673 Letter 1, Leeuwenhoek's
first letter to the Royal Society
iplikleri kaynaştırarak yapmış
1676 Letter 18, revealing his
Tek hücreli yaşam olabilir, ama emin değiliz. •
discovery of bacteria
Leeuwenhoek başlangıçta sıradışı
bır şey bulmadı;
sonra 1674'te, göl
58

üpiter'in birçok uydusu


KISACA
BİLİM DALI
Astronomi ve fizik
J vardır; ama geç 17. yüzyılda
Ole R0mer kuzey Avrupa
göklerini gözlemlediği sırada
teleskopla yalnızca en büyük dördü
ÖNCE (!o, Europa, Ganymede ve Callisto)
1610 GaWeo Galilei Jüpiter'in görülürdü. Bu uydular Jüpiter' in
dört büyük uydusunu keşfeder. oluşturduğu gölgeden geçerken
tutulurlar ve belli zamanlarda,
1668 Giovanni Cassini Jüpiter Yer' in ve Jüpiter' in Güneş' in
uyduların ın tutulmalarını etrafındaki göreli konumlarına bağlı
öngören ilk doğru cetveli olarak, gölgeye girerken ya da
yayımlar. çıkarken gözlemlenebilirler. Yılın
yaklaşık yarısı boyunca Güneş Yer
SONRA
ile Jüpiter arasında olduğu için,
1729 James Bradloy yıldızların
uyduların tutu lmaları
konumlarındaki değişimlere
gözlemlenemez.
dayanarak ışığın hızını
1660'Jarın sonunda Paris'te
301.000 km/sn olarak hesaplar. Kraliyet Gözlemevi müdürü
1809 J ean-Baptiste Delambre Giovanni Cassini uyduların
Jüpiter uydularına ilişkin 150 tutulmalarını kestiren bir cetvel

yıllık gözlemleri kullanarak yayımladı. Bu tutulmaların

300.300 km/sn'lik bir ışık hızı zamanını bilmek, boylamı

hesaplar. çıkarman ın yeni bir yolunu sağladı.


Boylam ı ölçmek, verili bir
1849 Hippolyte Fizeau konumdaki zaman ile referans bir
astronomi verileri kullanmak boylam çizgisindeki (bu örnekte
yerine bir laborawvarda ışığın Paris) zaman arasındaki farkı
hızını ölçer. bilmeye dayanır. En azından
karada, Jüpiter'in bir uydusunun
tutulma zamanını gözlemleyerek ve
Paris'teki tahmini tutulma
zamanıyla karş ılaştırarak boylamı
hesaplamak artık olanaklıydı. Bir
BiLiMSEL DEVRiM 59
Ayrıca bkz. Galileo Galilei 42 43 • John Michell 88 89 • Leon Foucault 136 37

teleskobu geminin güvertesinde


tutulmaları gözlemlemeye yetecek
kadar sabit tut mak olanaklı değildi
ve denizde boylam ölçmek, John
Harrison 1730'larda ilk deniz
kronometrelerini -denizde zaman
ölçebilen saatler- yapana kadar
olanaksı z kaldı.

Hız sonlu mu sonsuz mu?


Romer !o uydusunun iki yıllık bir
dönemde alınan tutulma
f
Yer'in yörüngesinde ı . konumda Jüpiter'in \

Güneş
uydusu Io'nun öngörülen tutulmas1, 2 . konumda \
gözlemlerini inceledi ve bunları
daha sonra gerçekleşmiş gibi görünür. R0mer, ',,
Cassini cetvellerinde öngörülen bunun ışığın lo'dan 1. konumda Yer'e ulaşmak ',,
zamanlarla karşılaştırdı . Yer için geçmek zorunda olduğu ekstra mesafeden ................. _..- ,,
Jüpiter'e en yakın olduğu zaman kaynaklandığını düşündü. •• ----
al ınan gözlemler ile en uzakta
olduğu zaman alınan gözlemler eksiktir. Yine de mükemmel bir ilk astronom James Bradley 1729'da
arasında 11 dakikalık bir yaklaşık değerdi ve ışığın sonlu bir yıldız paralakslarını ölçerek (s. 39)
uyuşmazlık buldu. Bu uyuşmazlık, hızı olup olmadığına ilişkin daha daha doğru bir ışık hızı rakamı
Yer'in, Jüpiter'in ya da lo'nun önce açık kalan sorunu çözdü. üretene kadar, füımer'in bulguları
yörüngelerinde bilinen İngiltere' de Isaac Newton, genel kabul görmedi. •
düzensizliklerle açıklanamazdı. füımer'in ışığın anlık yol
Işığın Yer'in yörüngesinin çapını almadığına ilişkin hipotezini
kat etmesi zaman almalıydı. Yer'in kolayca kabul etti. Ne var ki,
yörüngesini çapını bilen Romer Romer'in muhakemesini herkes
ışığın hızını ölçebilirdi. 214.000 km/ kabul etmedi. Cassini, diğer
s n'lik bir rakam çıkardı. Şimd iki uydulara ilişkin gözlemlerdeki
değer 299.792 km/sn'dir; bu yüzden uyuşmazlıkların henüz
R0mer'in hesabı yaklaşık yüzde 25 açıklanmadığına işaret etti. İngiliz

OleRemer Gözlemevi'nde çalış tı . 1679'da


İngiltere'yi ziyaret etti ve Isaac

''
1644'te Danimarka kenti Newton'la buluştu.
Aarhus'ta doğan Ole R0mer 1681'de Kopenhag
Kopenhag Üniversitesinde Üniversitesine dönen R0mer
Yer'in çapına neredeyse eşit okudu. Üniversiteden ayrılınca, astronomi profesörü oldu.
olan 3.000 fersahlık bir Tycho Brahe'nin astronomi Ölçülerin ve ayarların, takvimin,
gözlemlerinin yayına yapı yönetmeliğinin , hatta su
mesafeyi kat etmek için ışığın hazırlanmasına yardım etti. şebekelerinin
yalnızca bir saniye zamana
R0mer, Kopenhag'a yakın modernleştirilmesiyle ilgilendi.
ihtiyacı vardır. Uraniborg'da Brahe'nin eski Ne yazık ki, astronomi
Ole Remer gözlemevinden kendi gözlemleri 1728'de çıkan bir
gözlemlerini de yapıp, Jüpiter yangında yok oldu.
uydularının tutulma zamanlarını

''
kaydetti. Oradan Paris'e taşındı önemli eserleri
ve Giovanni Cassini
yönetimindeki Kraliyet 1677 On the Motion of Light
60

BİR TÜRÜN
T9HU~UNDAN BAŞKA
!!!\J~~-W5~MAZ
KISACA
Bitkiler, büyüyüp yeni Tohumlardan neredeyse her
BİLİM DALI bitkilere dö nüşen zaman ebeveyn bitkiye
Biyoloji tohumlar verir. benzer bitkiler çıkar.
ÖNCE
MÖ 4. yüzyıl Yunanlar ben·
zer şeylerden oluşan gr upları
tarif etmek için "cins" ve "tür"
terimlerini kullanır. Bir bitkinin tohumundan,
ebeveyninden farklı bir
1583 İtalyan botanikçi Andrea türün erişkini çıkmaz.
Cesalpino bitkileri tohurnlar ve
meyveler temelinde sınıflandı­
rır.

1623 İsviçreli botanikçi Cas-


odern bitki ya da hayvan Theophrastos sınıflandırmayı
par Bauhin mustrated Expositi-
on of Plants'ta 6000'den fazla
bitkiyi sınıflandırır.
M türü kavramı üremeye
dayanır. Bir tür, fiilen ya
da potansiyel olarak çiftleşip
tartışmış ve canlı ya da cansız her
çeşit şey gruplar ını ve alt-
gruplarını tarif etmek için "cins" ve
SONRA yavrulayabilen bütün bireyleri "tür" gibi terimler kullanmıştı.
1690 İngiliz filozof John Lock, kapsar. İlk kez İngiliz doğa tarihçisi Bunu yaparken "öz" ya da "can"
türlerin yapay kurgu olduğunu John Ray' ın 1686'da tanıttığı bu gibi muğlak niteliklere
öne sürer. kavram hala taksonominin -şi mdi başvurmuşla rdı. Haliyle bir türün
genetikçilerin önemli rol oy nadığı üyeleri, aynı yür ünüşü ya da
1735 Cari Linnaeus bitkileri ve sınıfland ırma bilimi- dayanağ ıdır. birleriyle çiftleşip üreme yeteneğini
hayvanları sınıflandıran birçok paylaşt ıkları için değil, aynı "özü"
eserinden ilkini, Systema Na- Metafiziksel yaklaşım payla ştıkları için o türe aitti.
turae'yi yayımlar. Bu dönemde "tür" kavramı yaygın 17. yüzyılda binlerce
1859 Charles Darwin Türlerin kullanılmaktaydı; ama karışık bir sınıflandırma vardı. Birçoğu harf

Kökeni'nde türlerin doğal seçi- biçimde dinle ve metafizikle - eski sırasına göre ya da bitkileri tedavi

lirnle evrimini öne sürer. Yunanistan' dan kalan bir edebildikleri has talıklara göre
yaklaş ı m- bağlant ılıydı. Yunan sınıflandırmak gibi, folklordan
filozoflar Platon, Aristoteles ve türetilen gruplara göre
BiLiMSEL DEVRiM 61
Ayrıca bk z . Jan Swammerdam 53 • Cari Linnaeus 74- 75 • Christian Sprengel 104 • Charles Darwin 142-49 •
Michael Syvanen 318 19

sınıflandırmada tohum tipi gibi


çiçek tipinin de önemli bir özellik
olması gerektiğine karar verdi. Tek

''
çenetliler (tohumları tek çenetli
bitkiler) ve iki çenetliler (tohumları
Hiçbir şey aynı anda icat iki çenetli bitkiler) ayrımını da
edilip kusursuzlaştırılmaz. yaptı. Bununla birlikte, tür
JohnRay sayısının kullanışsız olacak kadar
çoğalmasını önlemek için,

''
sınıfl andırma amacıyla kullanılan
özellik sayısını sınırlamayı önerdi.
Büyük eseri Historia Plantarum
(Bitkilerin Tarihi) 1686, 1688 ve
1704'te üç cilt olarak yayımlandı ve
düz enlenmişti. 1666'da Ray, üç 18.000'den fazla başlık içerir. Buğday Ray ' ın tanımladığı gibi
Avrupa turundan büyük bir
yı llık Ray'e göre üreme, bir türü tek çen etlidir (tohumu tek çenet
hay van ve bitki koleksiyonuyla tanımlamanın anahtarıydı. Kendi içeren bir bitki). Bu önemli besin
döndü; bunları, meslektaşı Francis tanımının kaynağı, örnek toplama,
ürününün yaklaşık 30 türü, 10.000
yıllık tarım kültüründen evrilmiştir ve
Willughby ile birlikte, daha bilimsel tohum ekme ve çimlenmelerini hepsi Triticum cınsine aittir.
bir biçimde sınıflandırma gözlemleme deneyimiydi: Bitki
niyetindeydi. "türlerini belirlemenin, tohumdan
yayılarak kendini devam ettiren Bunu yaparken, botaniği ve zoolojiyi
Pratik doğa ayırt edici özelliklerden daha bilimsel uğraş haline getirdi. Çok
Ray pratik, gözleme dayanan yeni güvenli bir ölçüt aklıma gelmedi. . dindar olan Ray çalışmalarını
bir yaklaşım sundu. Bitkilerin Aynı şeklide farklı hayvanlar da Tanrı'nın harikalarını sergilemenin
köklerinden sap uçlarına ve kendi türlerini korur; bir türün bir yolu olarak gördü. •
çiçeklerine kadar bütün bölümlerini tohumundan başka bir tür katiyen
ınceledi. "Taçyaprak" ve "polen" çıkmaz." Ray, bir doğru-üreme
terimlerinin genel kullanıma grubunun temelini attı ve bugün
g irmes ini teşv ik etti ve türler hala buna göre tanımlanır.

JohnRay 1627'de Black Notley'de, İngiltere, Willughby'ın evinden


doğan John Ray, köy nalbandı ile ayrıldıktan sonra, 77 yaşına
yerel otacının oğluydu. 16 yaşında kadar Black Notley'de sakin bir
Cambridge Üniversitesine gitti; yaşam sürdü. Son yıllarını daha
1660'da papaz oluncaya kadar, iddialı bir bitki ve hayvan
orada Yu nancadan matematiğe kataloğu hazırlamak için
kadar çeşitli konularda ders aldı örnekler inceleyerek geçirdi.
ve ders verdi. 1650'de bir hastalığı Bitkiler ve hayvanlar,
atlatmak için doğa yürüyüşlerine taksonomileri, biçimleri ve
çıkmıştı ve botaniğe merakı işlevleri üzerine, teolojiyle ve
gelişti. gezileriyle ilgili ZO'den fazla eser
Zengin öğrencisi ve destekçisi yazdı.
Francis Willughby ile birlikte
1660'larda Britanya'yı ve Önemli eserleri
Avrupa"yı dolaştı; hayvan ve bitki
inceledi ve topladı. 1673'te 1686- 1704 Historia Plantarum
Margaret Oakley'le evlendi ve
-

64 ISAAC NEWTON
KISACA
BİLIMDALI
Elma neden yana ya da yukarıya değil de,
Fizik hep aşağıya düşer?
ÖNCE
1543 Nicolaus Copernicus geze-
genlerin Yer' in e t;rafında değil,
Güneş 'in etrafında döndüklerini
öne sürer.
1609 Johannes Kepler, g ezegen- Yer'in merkezine doğru bir çekim olmalı.

lerin Güneş' in etrafında eliptik


yörüngelerde serbestçe dolaştık­
larını öne sürer.

1610 Galileo'nun astronomik


gözlemleri Copernicus'un görüş­
lerini destekler. Bu çekim elmanın ötesine , Ay'a kadar
uzanabilir mi? Öyleyse, Ay'ın yörüngesini etkiler.
SONRA
1846 Matematikçi Urbain Le
Verrier Newton'ın yasalarını kul-
lanıp Neptün'ün nerede olması
gerektiğini hesapladıktan sonra,
Johann Gaile gezegeni keşfeder. Gerçeklen Ay ' ın yörüngesine neden
olabilir mi? Bu durumda ..
1859 Le Verricr, Newtoncı meka-
niğin Merkür' ün yörüngesini a-
çıklanmadığın ı bildirir.

1915 Genel görelilik teorisiyle Al-


bert Einstein kütleçekimi, u-
zay-zaman eğriliği bakımından
açıklar.

saac Newton doğduğu sırada, vinimine ilişkin kendi yasalarını duğunu anladı ve bu kuvvetin me-

1 Yer'in ve diğer gezegenlerin


Güneş' in etra fında döndüğü
gün-merkezli Evren modeli, Güneş,
yayımlayınca , bu model aşıldı. Kep-
ler, Copernicus'un kristalin kürele-
rinden vazgeçti ve gezegenlerin yö-
safeyle birlikte nasıl değiştiğini
matematiksel olarak gösterdi. Kul-
landığı matematik, Newton 'ın üç
Ay ve gezegenlerin gözlemlenen rüngelerinin elips, her elipsin bir o- Hareket Yasası ile Evrensel Kütleçe-
hareketlerine ilişkin kabul görün a- dağ ının Güneş olduğunu gösterdi. kim Yasasını gerektirdi.
çı klamaydı . Bu model yeni değ ildi; Bir gezegenin hareket ettıkçe hızı­
ama Nicolaus Copernicus ömrünün nı n nasıl değiştiğin i de aç ık lad ı. Değişen düşünceler
son günlerinde, 1543'te düşüncele­ Bütün bu Evren modellerinde Deney yapmadan sonuçlara varan
rini yayımlayınca, tekrar önem ka- eksik olAn hir şey vardı: Gezegenle- Aristoteles'in düşünceleri bilimsel
zanmış tı. Copernicus'un modelinde rin neden o şekilde hareket ettikle- düşünmeye yüzyıllarca egemen ol-
Ay ve gezegenlerin her biri kendi rini açıklam ak. Newton burada mu ştu. Aristoteles, hareket eden
kristalin küresinde Güneş'in etra- devreye girdi. Bir elmayı Yer'in nesnelerin itildikleri sürece hareke-
fında dönmekteydi; bir dı ş küre de merkezine doğru çeken kuvvetin, te devam ettiklerini ve ağır nesne-
"sabit" yıldızları tutmaktaydı. Jo- gezegenleri Güneş' in etrafında yö- lerin hafif nesnelerden daha hızlı
hannes Kepler 1609'da gezegen de- rüngelerinde tutan kuvvetle aynı ol- düş t üklerin i düşünüyordu. Aristo-
BİLİMSEL DEVRİM 65
Ayrıca bkz. Nicolaus Copernicus 34-39 • Johannes Kepler 40 41 • Galileo Galilei 42-43 • Christiaan Huygens 50-51 •
William Herschel 86 87 • Albert Einstcin 214-21

teles'e göre ağır nesneler doğal yer- yönünü hem hızını ifade eder. Bu Newton'ın İkinci Yasasına göre
lerine doğru hareket ettikleri için yüzden bir nesne ancak bir kuvvet bir cismin ivmesi (hız değişimi) et-
Yer'e düşüyorlardı. Kusursuz olan etki ederse hızını ya da yönünü de- ki eden kuvvetin büyüklüğüne bağ­
göksel cisimlerin daireler halinde ğiştirir. Önemli olan kuvvet, net lıdır ve genellikle F =ma olarak ya-
sabit hızlarda hareket ettiklerini de kuvvettir. Hareket eden bir arabaya zılır; burada "F" kuvvet, "m" kütle
söylüyordu. etki eden birçok kuvvet (sürtünme- ve "a" ivmedir. Bu, bir cismin üze-
Galileo Galilei deneyle ulaşılan yi ve hava direncini de kapsayan) rindeki kuvvet ne kadar büyükse
farklı bir düşünce kümesiyle ortaya ve tekerlekleri hareket ettiren moto- ivmesinin o kadar büyük olduğunu
çıktı. Rampalardan aşağı inen topla- ru vardır. Arabayı ileri iten kuvvet- gösterir. İvmenin bir cismin kütle-
rı gözlemledi ve hava direnci en az ler arabayı yavaşlatmaya çalışan sine bağlı olduğunu da gösterir. Ve-
düzeydeyse, bütün nesnelerin aynı kuvvetlori dengeliyorsa, net kuvvet rili bir kuvvet için küçük kütleli bir
hızda düştüklerini gösterdi. Hareket yoktur ve araba sabit bir hız yöne- cisim, büyük kütleli bir cisimden
eden bütün nesnelerin, sürtünme yini sürdürür. daha fazla ivme kazanır.
gibi bir kuvvet yavaşlatmadıkça ha-
reket etmeye devam ettikleri sonu-
cuna da vardı. Galileo'nun Eylemsiz-
lik İlkesi, Newton'un Birinci Hareket
Yasasının parçası olacaktı. Sürtün-
me ve hava direnci, gündelik ya-
şamda karşılaştığımız hareket eden
nesneler üzerinde etkili olduğu için,
sürtünme kavramı tüm çıplaklığıyla
ortada değildir. Galileo, bir şeyi sa-
bit bir hızda hareket ettiren kuvvetin
yalnızca sürtünmeye karşı koyması
gerektiğini dikkatli deneylerle göste-
rebildi.

Hareket Yasaları
Newton birçok konuda deneyler
yaptı; ama hareketle ilgili yaptığı
deneylerin kayıtları yoktur. Ama üç
ya sası birçok deneyle doğrulandı; ı ­
şık hızının altındaki hızlar için
doğruluğunu koruyor. Newton bi-
rinci yasasını şöyle ifade etti: "Her
cisim durumunu değiştirmeye
mecbur eden kuvvetler tarafından
etkilenmediği sürece, hareketsizlik
durumunu ya da doğru bir çizgide Roket motorları,
tekdüze hareket durumunu korur." Nowton'ın Üçüncü
Başka bir deyişle, duran bir nesne
Yasasının pratik bir
örneğidir. Roket,
ancak bir kuvvet etkilerse hareket aşağıya doğru zorlayan
etmeye başlar ve hareket eden bir bir jet tepkisi üretir. Jet
nesne, bir kuvvet etkilemediği sü- tepkisi, roketi yukarı
tece, sabit hız yöneyiyle hareket et- doğru iten eşit ve karşıt
meye devam eder. Burada hız yöne- yönde bir kuvvet
yi hareket eden bir nesnenin hem uygular.
66 ISAAC NEWTON
Üçüncü Yasaya göre "her etki· !inde ele almanın yolunu açtı. New-
nin eşit ve karşıt bir tepkisi vardır." ton, elmayı düşüren kuvvetin geze-

''·
Yani bütün kuvvetler çiftler halinde genleri yörüngelerinde tutan kuv-
vardır: Bir nesne ikinci bir nesne- vetlerden farklı olduğunu düşün­
nin üzerine bir kuvvet uygularsa, i- mek için hiçbir neden görmüyordu.
kinci nesne birinci nesneye eşza­ Bu nedenle kütleçekim cvrerısel bir
manlı bir kuvvet uygular ve bu iki Kütleçekimin bu özelliklerinin kuvvetti.
kuvvet eşit ve karşıttır. "Etki" teri- nedenini olgulardan Newton'ın kütleçekim teorisi dü-
mine rağmen, bunun doğru olması keşfedemedim ve hiçbir şen cisimlere uygulanırsa, Yer'in
için hareket gerekmez. Bu , New- hipotez ortaya koymuyorum. kütlesi M1'dir, düşen nesnenin küt-
ton'ın kütleçekimle ilgili düşüncele­ lsaac Newton lesi için M,'dir. Bu durumda bir nes-
riyle ilişkilidir; çünkü Üçüncü Yasa- nenin kütlesi ne kadar büyükse, onu
sının bir örnegi, cisimler arasındaki aşağı çeken kuvvet de o kadar bü-

''
kütleçekimdir. Yalnızca Yer Ay'ı yüktür. Ne var ki, Newton'ın İkinci
çekmiyor, Ay da aynı kuvvetle Yer'i Yasasına göre, eğer kuvvet aynıysa
çekiyor. daha büyük bir kütle daha küçük bir
kütle kadar çabuk ivme kazanmaz.
Evrensel çekim Bu yüzden daha büyük kütlenin iv-
Newton 1660'ların sonunda, Camb- dir. Ne var ki, bu kuralın Yer gibi me kazanması için daha büyük kuv-
ridge'i kasıp kavuran vebadan sa· büyük bir cismin yüzeyinde geçerli vete ihtiyaç vardır ve işleri karıştı­
kınmak için iki yıllığına Woolsthro· olabileceği bir elmanın ağaçtan ran hava direnci gibi başka kuvvet-
pe köyüne çekilince kütleçekimi düştüğünü gören Newton şu sonu- ler olmadığı sürece, bütün nesneler
düşünmeye başladı. O sırada birkaç cu çıkardı: Elmayı Yer çekiyor ol- aynı hızda düşer. Hava direnci ol-
kişi, Güneş'ten gelen çekici bir malı ve elma yere her zaman dik masa, bir çekiş ile bir tüy aynı hızda
kuvvet bulunduğunu ve bu kuvve- düştüğüne göre, düşüş yönü Yer'in düşer -Apollo 15 seferi sırasında bu
tin büyüklüğünün uzaklığın kare- merkezine doğruydu. Bu yüzden deneyi Ay'ın yüzeyinde gerçekleşti­
siyle ters orantılı olduğunu öne sür- Yer ile elma arasındaki çekim kuv- ren astronot Dave Scott'un 1971'de
müştü. Başka bir deyişle, Güneş ile veti, Yer'in merkezinden kaynakla- kanıtladığı bir olgu.
başka bir cisim arasındaki uzaklık nıyormuş gibi hareket etmelidir. Bu Newton, Philosophiae Naturalis
iki katına çıkarsa, aralarındaki kuv- düşünceler, Güneş'i ve gezegenleri Principia Mathematica'nın erken
vet ilk kuvvetin yalnızca dörtte biri- büyük kütleli küçük noktalar şek- bir taslağında yürüngeleri
açıklamak için bir düşünce deneyi
Newton'ın Kütleçekim Yasası, üretilen kuvvetin iki tasvir etti. Çok yüksek bir dağın
nesnenin kütlesine ve aralarındaki uzaklığın karesine bağlı üzerinde giderek artan hızlarda
olduğunu gösteren aşağıdaki eşitliği üretir. gülle atışı yapan bir top hayal etti.
Ateşlenen güllenin hızı ne kadar
yüksekse, gülle o kadar uzakta yere
Kütleçekim düşer. Yeterince hızlı fırlatılırsa

sabiti (G). ~ l.C"" yere düşmez, tekrar dağın tepesine


GM1M 2 gelinceye kadar Yer'in etrafında
yoluna devam eder. Aynı şekilde,
,;,F = - - - doğru hızda yörüngesine fırlatılan
İki cisim Aralarındaki
bir uydu da Yer'in etrafında
arasındaki çekim uzaklık (r)
dönmeye devam edecektir. Yer'in
kuvveti (F).
çekimi uyduya sürekli hız
kazandım. Sabit bir hızda hareket
eder, ama yönü sürekli değişiyor,
düz bir çizgide uzaya savrulmak
yerine gezegenin etrafında dolanır.
Bu durumda Yer'in kütleçekimi
uydunun hızını değil, yalnızca hız
BiLiMSEL DEVRiM 67
Ateşlenen bir top güllesinin hızı
yetersizse, kütleçekim onun Yer'e çeker
(A ve B). Yeterli hızdaysa, Yer' in

''
etrafında döner (C).

Önümde büyük hakikat


okyanusu keşfedilmemiş
duruyorken, şahsen kumsalda
oynayan bir çocuktan farkım
yok
Isaac Newton

''
Hareket Yasasını da içeren
Principia Mathematica'da o
çalışmasını genişletti, hareket ve
kuvvetle ilgili diğer çalışmalarını
da ekledi. Kitaplar Latince yazıldı
ve Principia Mathematica'nın
üçüncü baskısını esas alan ilk
İngilizce çeviri 1729'da yayımlandı.
Hooke'un Newton ' ın ışık
teorisine yönelttiği eleşti riler
nedeniyle Hooke ile Newton'ın
arası zaten açıktı. Ne var ki,
Newton'ın yayımından sonra,
Hooke'un gezegen devinimine
ilişkin çalışmalarının çoğ u gölgede
Newton'ın düşünce deneyi, yüksek bir dağdan yatay kaldı. Ama Hooke böyle bir yasayı
ateşlenen bir topu tasvir etmekteydi. Top güllesini atan öne süren tek kişi değildi ve işe
kuvvet ne kadar büyükse, o kadar uzağa düşer. Yeterince yaradığını da kanıtlamamıştı.
güçlü atılırsa, gezegenin etrafında dönüp dağa geri döneı. Newton, kendi Evrensel Kütleçekim
Yasasının ve hareket yasalarının
gezegenlerin ve kuyrukluyıld ızların
yöneyinin yönünü değiştirir. Derneğine gönderilen kısa bir yörüngelerini açıklamak için
elyazması, On the Motion of Bodies matematiksel olarak
Düşünceleri yayımlamak in an Orbit'i [Cisimlerin Bir kullanılabildiğini ve bu
1684'te Robert Hooke, gezegen Yörüngede Devinimi Üzerine] açıklamaların gözlemlere
deviniminin yasalarını keşfettiğini çıkardı. Bu tebliğde New Lon, uyduğunu göstermişti.
a rkadaşları Edmond Halley ve Kepler'in tarif ettiği gezegenlerin
Christopher Wren'e övünerek eliptik deviniminin her şeyi Kuşkulu kabul
anlattı. Halley, Newton'un da Güneş'e doğru çeken bir kuvvetten Newton' ınkütleçekimle ilgili
a rkad aşıydı ve bunu ona sordu. kaynaklandığını gösterdi; buradaki düşünceleri her yerde iyi
Newton sorunu daha önce kuvvet, cisimler arasındaki karşılanmadı. Newton'ın
çözdüğünü, notlarını kaybettiğini mesafeyle ters orantılıydı. Newton kütleçekim kuvvetinin "uzaktan
söyledi. Halley, Newton'ı çalışmayı üç cilt halinde yayımlanan ve diğer etki"si, nasıl ve neden
yeniden yapmaya teşvik etti ve şeylerin yanı sıra Evrensel gerçekleştiğini açıklamanın bir
bunun sonucunda, 1684'te Kraliyet Kütleçekim Yasası ile Newton'ın Üç yolu olmadığı için, "okült" bir
68 ISAAC NEWTON
Newton yasaları, 1066'da
göründükten sonra Bayoux Gobleni'ndo
gösterilen Halley kuyrukluyıldızı gibi
gök cisimlerinin yörüngelerini
hesaplama aletlerini sağladı.

Kuyrukluyıldızların Güneş'in
etrafında döndüğü ilk kez
gösterilmişti.Halley kuyrukluyıldızı
her 75-76 yılda bir Yer'in
yakınından geçer ve 1066'da
Güney Ingiltere'de Hastings
Savaşı'ndan önce görülen
kuyrukluyıldız da oydu.
Denklemler yeni bir gezegenin
keşfedilmesinde de kullanıldı.
Uranüs Güneş'in yedinci
gezegenidir ve 1781'de William
Herschel tarafından gezegen olarak
tanımlandı. Herschel gezegımi,
gece gökyüzünde gözlem yaparken
tesadüfen buldu. Daha ileri Uranüs
gözlemleri astronomların
yörüngesini hesaplamalarına ve
gelecek tarihlerde nerede
gözlenebileceğini öngören cetveller
üretmelerine olanak verdi. Ne var
ki, bu öngörüler her zaman doğru
çıkmadı ve Uranüs' ün ötesinde
kütleçekimle Uranüs'ün
düşünce olarak görüldü. Newton, kuyrukluyıldızla aynı olduğunu yörüngesini etkileyen başka bir
kütleçekimin doğası üzerine gösterdi. Bu kuyrukluyıldıza şimdi gezegen olması gerektiği
yorumda bulunmak istemedi. Ona Halley kuyrukluyıldızı deniliyor. düşüncesine yol açtı. 1845'e
göre ters-kare çekim düşüncesinin Halley, 1758'de - ölümünden 16 yıl gelindiğinde astronomlar bu
gezegen devinimlerini sonra- geri geleceğini başarılı bir sekizinci gezegenin gökyüzünde
açıklayabildiğini ve dolayısıyla biçimde öngördü. nerede olması gerektiğini
matematiğin doğru olduğunu hesaplamıştı ve 1846'da Neptün
göstermiş olması yeterliydi. keşfedildi.
Bununla birlikte, Newton'ın

''
yasaları o kadar çok olguyu Teorinin sorunlan
açıklıyordu ki, kısa sürede yaygın Eliptik yörüngeli bir gezegenin
kabul gördü ve bugün uluslararası güneşe en fazla yaklaştığı noktaya
kullanılan kuvvet birimi, onun Kendi kendine, elmanın neden günberi denilir. Güneş'in etrafında
adıyla anılır. her zaman yere dik indiğini dönen yalnızca bir gezegen olsaydı,
düşündü .. yörüngesinin günberisi aynı yerde
Denklem kullanmak William Stukeley kalırdı. Ne var ki, Güneş
Edmond Halley Newton'ın Sistemimizdeki bütün gezegenler

''
denklemlerini kullanarak, 1682'de birbirlerini etkiler, bu yüzden
görülen bir kuyrukluyıldızın günberiler Güneş'in etrafında
yörüngesini hesapladı ve 1531 ile yalpalar (döner). Bütün gezegenler
1607'de gözlemlenen gibi Merkür' ün günberisi de
BiLiMSEL DEVRİM 69
yalpalar, ama yalpalama, Newton
denklemleri kullanılarak tam
açıklanamaz. Bu, 1859'da bir sorun

''
olarak kabul edildi. 50 yıldan fazla
bir süre sonra Einstein'ın Genel
Doğa ve doğanın yasaları gece
Görelilik Teorisi kütleçekimi uzay-
karanlığında gizliydi; Tanrı
zaman eğriliğinin bir etkisi olarak
tarif etti ve bu teoriye dayanan
'Newton olsun' dedi ve her şey
aydınlandı.
hesaplamalar, Merkür yörüngesinin
gözlemlenen yalpalamasını ve Alexander Pope

''
Newton'ın yasalarına bağlı
olmayan d iğer gözlemleri açıklar.

Bugün Newton yasalan lsaac Newton


Newton yasaları, "klasik mekanik"
denilen şeyin - hareket ve kuvvetin kullanımı daha kolaydır. Newton 1642'de Noel Günü doğan
Isaac Newton, 1665'te mezun
etkilerini hesaplamak için mekaniği harfi harfine doğru
olduğu Cambridge'deki Trinity
kullanılan bir dizi denklem- olmayabilir, ama hala yaygın olarak
College'de okumadan önce,
temelini oluşturur. Bu yasalar, kullanılmaktadır. •
Grantham'da okula gitti. Ömrü
Einstein'ın görelilik teorilerine
süresince Newton
dayanan denklemlerle aşılmış Cambridge'de matematik
olmalarına rağmen, söz konusu profesörü, Kraliyet Darphanesi
hareket ışık hızına kıyasla küçük müdürü, Cambridge
olduğu sürece iki ya~a kümesi Üniversitesinin parlamento
hemfikirdir. Bu yüzden, uçak ların temsilcisi ve Kraliyet Derneği
ve arabaların tasarımında ya da bir başkanı oldu. Newton,
gökdelenin bileşenlerinin ne kadar Hooke'la anlaşmazlığının yanı
güçlü olması gerektiğini ortaya sıra, Alman matematikçi
Merkür'ün y örüngesin in
çıkarmada kullanılan hesaplamalar Gottfried Leibnitz'le de
yalpalaması (dönme ekseninde
için, klasik mekaniğin denklemleri kalkülüsün geliştirilmesinde
değişme), Newton yasalarıyla
hem yeterince doğrudur hem açıklanamayan ilk olguydu.
öncelik konusunda bir kan
davası güttü.
Newton bilimsel
çalışmalarına ek olarak, simya
araştırmalarına ve Kitabı
Mukaddes yorumlarına da
epeyce zaman harcadı. İnançlı
ama alışılmışın dışında bir
Hı ristiyan olan Newton,
üstlendiği bazı görevler
gerektirmesine rağmen, rahip
olarak atanmaktan sakınmayı
başardı .

Önemli eserleri

1684 On the Motion of Bodies


in an Orbit
1687 Philosophiae Naturalis
Principia Mathematica
1704 Op ticks
72 Gi_
Rl~Ş_ _ _ __ _ _ __ _ _ _ _ _ __ _

lngiliz din adamı George Had ley on yıllarca Georges-Louıs Leclerc, Henry Cavendish,
Stephen Hales kök meçhul kalan kısa bir daha sqnra Comte de çinkoyu asitle
basıncını gösteren kitapçıkta ticaret Buffon, Histoire tepkimeye sakara k
Vegetab/e Statick'i rüzgcirlarının Naturelle'nin ilk cildini hidrojen ya da yanar
yayımlar. davranışını açıklar. yayımlar. hava yapar.

i
1727
i
1735
1
1749
i
1766
1735 1738 1754 1770

t
İsveçli botanikçi Cari
Linnaous flora ve fauna
1
Daniel Bernoulli gazların
kinetik teorisinin
l
Joseph Black'in
karbonatlar üzerıne
Amerikalı
t
diplomat ve
bilim insanı Benjamin
sınıflandırmasının temelını atan doktora tezi, nicel Franklin, Gulf Stream
başlangıcı olan Systoma Hydrodynamica'yı kimyada öncü akıntısının bir
Naturae'yi yayımlar. yayımlar. eserdir. haritasını yayımlar.

7. yüzyılın sonunda lsaac Bernoulli formüle etti - bir akışkan etli ve yeşil bitkilerin gün ışığında

1 Newton hareket ve
kütleçekim yasalarını
saptayarak, bilimi her zamankinden
hareket edince basıncı düşer. Bu,
kan basıncını ölçmesini olanaklı
kıldı. Bu, aynı zamanda uçakların
oksijen, karanlıkta karbondioksit
saldı klarını gösterdi. Bu arada
Fransa'da Antoine Lavoisier
daha kesin ve matematiksel hale uçmasına olanak veren ilkedir de. karbon, kükürt ve fosfor dahil,
getirdi. Çeş itli alanlarda bilim Daha sonra gizil ısı teorisini birçok elementin oksijenle
insanları Evren'i yöneten temel formüle edecek olan İskoç kimyacı birleşerek yandığını ve bugün bizin
ilkeleri tanımladı ve bilimsel Joseph Black 1754'te, kalsiyum oksit dediğimiz şeyi oluşturduğunu
araştırmanın çeşitli kolları giderek karbonatın bozunması ve "sabit gösterip, yanıcı malzemelerin
daha fazla uzmanlaştı. hava"nın, yani karbondioksitin yanmalarını sağlayan ve flojiston
oluşması üzerine dikkate değer bir denilen bir madde içerdiğine ilişkin
Akışkan dinamiği doktora tezi üretti. Bu tez, kimyasal teoriyi çürüttü. (Ne yazık ki,
1720'lerde İngiliz din adamı araştırma ve keşif alanında Fransız devrimciler Lavoisier'i
Stephen Hales bitkilerle bir dizi zincirleme bir tepkimenin giyotine gönderecekti.)
deney yaparak kök basıncını - kıvılcımını çaktı. İngiltere'de 1793'te Fransız kimyacı Joseph
bitkilerin sapı bu sayede yükselir- münzevi deha Henry Cavendish Proust, kimyasal elementlerin
keşfetti ve laboratuvarda gaz hidrojen gazını yalıttı ve suyun iki neredeyse her zaman belirli
toplama aygıtını, pnömatik hazneyi parça hidrojen ile bir parça oranlarda birleştiklerini keşfetti. Bu,
icat etti; bu aygıtın daha sonra oksijenden oluştuğunu kanıtladı. basit bileşiklerin formüllerini
havanın bileşenlerini saptamada Muhallif papaz Joseph Priestley çıkarma yönünde yaşamsal bir
yararlı olduğu anlaşıldı. İsviçreli oksijeni ve başka birçok yeni gazı adımdı.
matematikçi bir ailenin en parlak yalıttı. Felemenkli Jan lngenhousz,
üyesi olan Daniel Bernoulli, Priestley'in bıraktığı yerden devam
GENiŞLEYEN UFUKLAR 73
Thomas Malthus
Joseph Priestley bir insan nüfusu
büyüteç ve Güneş ışığı Nevi! Maskelyne, bir üzerine, daha sonra
kullanıp cıva oksidi dağın kütleçekimini Charles Darwin ve
ısıtarak oksijen meydana ölçerek Yer'in James Hutton Yer'in Alfred Russel
getirir; buna flojistonsuz yoğunluğunu yaşıyla ilgili teorisini Wallace'ı etkileyen ilk
hav a der. hesaplar. yayımlar. denemesini çıkarır.

i
1774 1774
i 1788 1798
i
1774 1779 1793 1799

ı
Antoine Lavoisier,
1
Jan Ingenhousz yeşil
ı
Chrislian Sprengel,
ı
Alessandro Volta
Priestley'den tekniği bitkilerin gündüz tozlaşma üzerine elektrik
öğrendikten sonra, aynı dışarıya oksijen kitabında bitki bataryasını icat
gazı meydana getirir ve verdiklerini keşfeder; cinselliğini tasvir eder. eder.
adına oksijen der. bu. fotos entezdir.

Yer bilimleri ve Yer'in daha önce sanılandan verdi ve nüfus arttıkça felaket
Terazinin diğer ucuna Yer daha yaşlı olduğunu ortaya çıkardı. öngören An Essay on the Principle
süreçlerine ilişkin bilgi büyük of Population'ı yazdı. Malthus'un
ilerlemeler kaydediyordu. Yaşamı Anlamak kötümserliğini n yersiz olduğu
Amerika' da Benjamin Franklin, Bilim insanları Yer'in aşırı yaşını (şimdiye kadar) an laşıldı; ama
şimşeğin bir elektrik biçimi öğrenince, yaşamın nasıl kontrol edilmezse nüfus artışının
olduğunu kanıtlamak için tehlikeli başladığına ve evrildiğine ilişkin kaynakları aşacağı düşüncesi, daha
bir deney yapmanın dışında, Gulf yeni düşünceler ortaya çıkmaya sonra Charles Darwin'i
Stream araştırmalarıyla büyük başladı. Zamanının ötesinde etkileyecekti.
ölçekli okyanus akıntı larının Fransız yazar, doğa bilimci ve Yüzyılın sonunda İtalyan fizikçi
varlığını kanıtladı. İngiliz hukukçu matematikçi Georges-Louis Alessandro Volta, izleyen on
ve amatör meteorolog George Leclerc, diğer adıyla Comte de yıllarda ilerlemeleri hızlandıracak
Hadley, ticaret rüzgfülarını Yer' in Buffon, modern evrim teorisi elektrik bataryası nı icat ederek
dönüşüyle ilişki içinde açıklayan yönünde ilk adımları attı. Alman yeni bir dünyanın kapısını açtı. 18.
kısa bir kitapçık yayımlarken; teolog Christian Sprengel ömrünün yüzyıl boyunca öyle bir ilerleme
Newton'ın bir düşüncesine sarılan çoğunu bitkilerle böceklerin olmuştu ki, İngiliz filozof William
Nevi] Maskelyne, bir İskoç dağının etkileşimini inceleyerek geçirdi ve Whewell, filozoftan farklı yeni bir
kütleçekimini ölçmek için ağır hava erdişi çiçeklerin erkek ve dişi mesleğin yaratılmasına önerdi:
koşullarında birkaç ay kamp kurdu. organları farklı zamanlarda "9enel olarak bilimle uğraşan birini
Bunu yaparken Yer'in yoğunluğunu çıkardıklarını, dolay ısıyla kendi tarif etmek için bir ada çok
ortaya çıkardı. James Hutton kendilerini döllemediklerini ihtiyacımız var. Ben bilim insanı
İskoçya' da çiftlik miras aldıktan açıkladı. İngiliz rahip Thomas deme eğilimindeyim." •
sonra jeolojiyle ilgilenmeye başladı Malthus dikkatini demografiye
74

DOGA SIÇRAMALARLA
VE ATLAMALARLA
İLERLEMEZ
CARL LINNAEUS (1707-1778)

ortaya çıktı. 17. yüzyıla gelindiğin­

D
oğal dünyayı ad landırılmış
KISACA ve tarif edilmiş organizma de bilim insanları daha uygun ve
gruplarının oluşturduğu a- daha tutarlı bir sistem kurmaya ça-
BİLİM DALI
çık bir hiyerarşi şeklinde sınıflan­ lışıyorlardı. 1686'da İngiliz botanik-
Biyoloji
dırmak, biyolojik bilimlerin temel çi John Ray bitkilerin ya da hay-
ÖNCE taş ıdır. Bu gruplar yaşamın çeşitlı­ vanların birbirleriyle üreme yete-
MÖ y. 320 Aristoteles benzer liğini anlamlandırmaya yardım e- neklerıne göre tanımlanan biyolojik

organiz maları basitten der, bilim insanlarının milyonlarca tür kavramını oraya attı ve bu, bu-
katmaşığa doğru gruplandırır. bireysel organizmayı karşılaştırma­ gün de en yaygın kabul gören ta-
larına ve tanımlamalarına olanak nımdır.
1686 John Ray Historia verir. Modern taksonomi - organiz-
Plantarum'da biyolojik bir türü maların saptama, adlandırma ve sı­
tanımlar. nıflandırma bilimi- İsveçli doğa bi-

SONRA limci Carı Linnae us ile başladı. Bit-


1817 Fransız zoolog Georges kilerin ve hayvanların ayırt edici fi-
ziksel özelliklerini kapsa mlı ve ay-
Cuvier fosil ve canlı hayvan
rıntılı inceleyerek sistematik bir hi-
incelerken Linnaeus
yerarşi kuran ilk kişiydi. Farklı or-
hiyerarşisini genişletir.
ganizmaları adlandırmanın bir yo-
1859 Charles Darwin'in lunu da açtı; bu yol bugün hala kul-
TüılerinKökeni türlerin lanılır.

oluşmasını ve evrim teorisiyle İlk sın ıflandırmaların en nüfuz-


ilişkisini açıklar. lusu, Yunan filozof Aristoteles'in-
kiydi. History of Animals'de !Hay-
1866 Alman biyolog Ernst vanların Tarihi] benzer hayvanları
Haeckel fllogenetik olarak Panthera
geniş cinsler şeklinde gruplandırdı,
bilinen soy evrimini her grup içindeki türleri ayırt etti, TÜR
incelemeye öncülük P.rlm. tabanda bitkiler ve en tepP.rlP. in- Panthera
sanlar olmak üzere, biçim ve amaç tigris
1950 Willi Hennig yeni bir
bakımından giderek karmaşıklaşan
sınıflandırma sistemini, Linnaeus'un sistemi organizmaları
evrimsel bağlan tı arayan 11 basamaklı bir scala naturae'ye, ayırtedici ortak özelliklerine göre
kladistiğe dayandırır.
yani "yaşam merdiveni"ne dizdi. gruplandırır. Bir kaplan, Memeliler
Sonraki yüzyıllarda , çok sayıda sınıfının Etoburlar takımında yer alan
karışık bitki ve hayvan adı ve tarifi Kedigiller familyasına mensuptur.
GENiŞLEYEN UFUKLAR 75
Ayrıca bkz. Jan Swammerdam 53 • John Ray 60-61 • Joan-Baptiste Lamarck 118 • Charles Darwin 142-49

1735'te Linnaeus 12 sayfalık bir


kitapçıkta bir sınıflandırma çıkardı ;
kitapçık büyüyüp 1778'de devasa
12. basımını yaptı ve cins düşünce­
sini geliştirip, ayırt edici ortak fizik-
sel özelliklere dayalı bir grup hiye-
rarşisine dönüştürdü. Hiyerarşinin
tepesinde üç alem vardı : hayvanlar,
bitkiler ve mineraller alemı. Alemler
filumlara, filumlar sınıflara, sınıflar
takımlara, takımlar familyalara, fa-
mi!yalar cinslere ve cinsler türlere
bölünüyordu. İki parçalı Latince bir
ad - Homo sapiens'te olduğu gibi,
parçalardan biri cinsin adı, diğeri o
cins içindeki türün adı- kullanarak Evrim ilişkilerini
türleri adlandırmayı da istikrara ka- haritalamak için
vuşturdu; Linnaeus insanları hay- ONA kullanılır.
van olarak tanımlayan ilk kişiydi.

Tanrı vergisi düzen


Linnaeus'a göre sınıflandırma, do- Darwin'e zemin hazırladı; o hiyerar- son ortak atalarından miras aldıkla­
ğanın "sıçrama l arla ve atlamalarla" şiye göre bir cinsteki bütün türler rı ve daha uzak atalarda bulunma-
değil, Tanrı vergisi düzen içinde i- soy bakımından akrabaydı ve ortak yan bir ya da daha fazla benzersiz
lerlediğini açığa çıkarmaktaydı. E- bir atadan çıkmıştı. Darwin' den ortak karakteristiğe sahip "kladlar"
seri, İsveç'te ve Avrupa'da yeni tür- yüzyıl sonra Alman biyolog Willi şeklinde gruplandırır. Kladlara göre
ler aramak için yaptığı sayısız sefe- Hennig, kladistik denilen yeni bir sınıflandırma süreci bugün de de-
rin ürünüydü. Onun sını flandırma sınıflandırma yaklaşımı geliştirdi. vam ediyor; yeni, çoğu kez genetik
sistemi, "doğal hiyerarşi"sinin ev- Bu yaklaşım, evrimsel bağlantıları­ kanıtlar bulundukça, türler yeni ko-
rimsel önemini gören Charles nı yansıtmak için organizmaları, numlara yerleştiriliyor. •

Cari Linnaeus 1707'de Güney İsveç kırsalında koleksiyonuyla Linnaeus


doğan Cari Linnaeus. Lund ve Systema Naturae'yi sürekli
Uppsala üniversitelerinde tıp ve genişletti ve 12. baskısı,
botanik okudu; 1735'te 6000'den fazla bitki ile 4000
Hollanda'da tıp diploması aldı. O hayvanı içeren 1000 sayfalık
yıl, canlı organizmaları büyük bir esere dönüştü.
sınıflandırma sisteminin ana Linnaeus 1778'de öldüğünde
hatlarını çizen 12 sayfalık kitapçık Avrupa'da fazla alkışlanan bilim
Systema Naturae'i yayımladı. insanlarından biriydi.
Linnaeus Avrupa'yı biraz daha
dolaştıktan sonra 1738'de İsveç'e Önemli eserleri
dönüp doktorluk yaptı; sonra
Uppsala Üniversitesinde tıp ve 1753 Species Plantarum
botanik profesörlüğüne atandı. 1778 Systema Naturae,
Öğrencileri, en ünlüsü Daniel 12. basım
Solander, dünyayı dolaşıp bitki
topladı. Bu büyük bitki
76

SU.. BUHARA
.. .. ..

DONUSURKEN
KAYBOLAN iSi YOK
OLMAZ
JOSEPH BLACK (1728-1799)

KISACA lsı suyun sıcaklığını genellikle arttırır.

BİLİM DALI
Kimya ve fizik
ÖNCE
1661 Robert Boyle gazları Ama su kaynadığı zaman. sıcaklık artışı durur.
yalıtmaya öncülük eder.

1750'ler Joseph Black


kimyasal tepkimelerden önce
ve sonra malzemeleri tartar ilk Sıvıyı buhara dönüştürmek için ek ısıya ihtiyaç vardır. Bu gizil
nicel kimya- ve karbondioksiti ısı buhara korkunç bir haşlama gücü. kazandırır.
keşfeder.

SONRA
1766 Henıy Cavendish
hidrojeni yalıtır.
1774 Joseph Priestley oksijeni
ve diğer gazları yalıtır.
1798 Amerika-doğumlu İngiliz
lasgow Üniversitesinde ve tıp buharı yoğunlaştırmak olduğu
fizikçi Benjamin Thompson,
ısının parçacıkların hareketiyle
üretildiğini öne sürer.
G daha sonra Edinburgh'da
tıp profesörü olan Joseph
Black, kimya dersleri de verdi.
halde, viski damıtmanın neden bu
kadar pahalı olduğunu soruyorlardı.

1845 James Joule devinimin Önemli bir araştırmacı bilim insanı Kaynamayla ilgili yeni bir
ısıya dönüşmesini inceler ve olmasına rağmen, vardığı sonuçları düşünce
ısının mekanik eşdegerıni nadiren yayımladı, onun yerine 17111 'cip, Black ısının sıvılar
ölçüp, verili bir mekanik iş derslerinde duyurdu; öğrencileri, üzerindeki etkisini araştırdı ve bir
miktarının aynı miktarda ısı
yeni bilimin en ön saflarındaydı. çaydanlık su sobanın üzerinde

ürettiğini söyler.
Black'in bazı öğrencileri, işlerini ısıtılırsa, sıcaklığın 100'C'ye
yürütmenin maliyetleriyle ilgilenen ulaşana kadcıı sürekli arttığını
İskoç viskisi damıtıcılarının oğulla­ keşfetti. O zaman su kaynamaya
rıydı. Yaptıkları tek şey sıvıyı kayna- başlar, ama suya hala ısı girmesine
_!ENİŞLEYEN UFUKLAR 77
Ayrıca bkz. Robert Boyle 46-49 • Joseph Priestley 82-83 • Antoine Lavoisior
84 • John Dalton 112- 13 • James Joule 138

rağmen sıcaklık artmaz. Black, suyu dönüştürmek için de ısıya ihtiyaç


buhara dönüştürmek -ya da modern vardır. Eriyen buzun gizil ısısı ,
terimlerle, moleküllere onları sıvı buzun bir içkiyi soğutacağı
içinde bir arada tutan bağlardan anlamına gelir. Buzu eritmek ısıyı
kurtulmalarına yetecek kadar enerji gerektirir ve bu ısı, buzun içinde
vermek- için, ısıya ihtiyaç olduğunu yüzdüğü ve soğuttuğu içkiden elde
anladı. Bu ısı sıcaklığı değiştirmez edilir.
ve kaybolur gibi görünür bu Black bütün bunları imbikçilere
yüzden Black gizil ısı dedi. Daha açıkladı; ama para tasarruf
doğrusu bu, suyun buharlaşmasının etmelerine yardım edemedi. Buhar
gizil ısısıdır. Bu keşif, termodinamik motorunu neden bu kadar verimli Joseph Black
biliminin -ısıyı, ısının enerjiyle olduklarını anlamaya çalışan
ilişkisini ve mekanik iş yapmak için meslektaşı James Watt'a da Fransa'da Bordeaux'da doğan
ısı enerjisini harekete dönüştürmeyi açıkladı. Daha sonra Watt, piston
Joseph Black, Glasgow ve E-
inceleyen bilimi- başlangıcı oldu. dinburgh üniversitelerinde tıp
ve silindiri soğutmadan buharı
okudu; profesörünün laboratu-
Suyun alışılmamış ölçüde yük- yoğunlaştıran ayrı yoğunlaştırıcı
varında kimyasal deneyler yap-
sek bir gizil ısısı vardır; yani sıvı su düşüncesini ortaya attı. Bu tı. 1754'te doktora tezinde Bla-
uzun süre kaynadıktan sonra tama- düşünce buhar motorunu çok daha ck, tebeşir (kalsiyum karbonat)
mı gaza dönüşür. Sebze pişirmede verimli bir makine, Watt' ı da ze ngin ısıtılıp sönmemiş kireç (kalsi-
buharının bu kadar etkili olması­ bir kişi haline getirdi. • yum oksit) haline getirilince,
nın, butıaıııı koıkurn,: biı tıaı;;lama genellikle inanıldığı gibi ateş­
g ücüne sahip olmasının ve ısıtma ten yakıcı bir ilke almadığını,
s istemlerinde kullanılmasının ne- aksine ağırlık kaybettiğini
deni budur. gösterdi. Black, hiçbir sıvı ya
da katı üretilmediği için, bu
Burada Black, Glasgow'daki
Buzu erit mek kaybın bir gaz olması ge rekti-
atölyesinde mühendis James Watt'ı
Suyu buhara dönüştürmek için ısıyı ğini anladı ve tebeşirde s abit-
ziyaret ederken gösteriliyor. Watt,
ihtiyaç olduğu gibi, buzu suya buharlı aletlerinden birini tanıtıyor.
lenen bir hava (gaz) olduğu i-
çin ona "sabit hava" dedi. Sa-
bit havanın (şimdi karbondiok-
sit olarak bildiğimiz) soludu-
ğumuz gazlar arasında oldu-
ğunu da gösterdi.
1756'dan itibaren Glas-
gow'da tıp profesörüyken Bla-
ck, ısı konusunda dönüm nok-
tası olan araştırmasını yaptı.
Ulaştığı sonuçları yayımlama­
masına rağmen, öğrencileri
bulgularını yaydı. 1776'da E-
dinburgh'a taşındıktan sonra,
araştırma yapmayı bırakıp
ders vermeye ve -Sanayi Dev-
rimi hız kazanırken- İskoçya
sanayisinde ve tarımında kim-
ya-temelli yenilikler konusun-
da tavsiyelerde bulunmaya o-
daklandı.
78

YANAR HAVA
HENRY CAVENDISH (1731-1810)

BİLİM DALI
Kimya
ÖNCE
1661 Robert Boyle bir element
tanımlayıp, modern kimyanın
temellerini atar.
1754 Joseph Black, "sabit
hava" dediği bir gazı,
karbondioksiti saptar.
SONRA
1772- 75 Joseph Priestley ve
754'te Joseph Black, bizim karışımının tepkime sırasındaki
(ondan bağımsız) İsveçli Cari
Scheele oksijeni yalıtır; onları
gaza adını veren Antoine
Lavoiser izler. Priestley de
1 şimdi karbondioksit (CO)
dediğimiz şeyi "sabit hava"
olarak tarif etmişti. Bir gazı
ağırlık kaybını ölçerek ve çıkan
bütün gazları bir torbada toplayıp
tartarak - önce gazla dolu sonra
saptayan ilk bilim insanı olmanın boş- bir gaz örneğinin ağırlığını
nitrik oksidi, azot oksidi ve yanı sıra, çeşitli "hava" türlerinin, ölçmeye koyuldu. Gazın hacmini
hidrojen kloridi keşfeder, yani gazların varlığını da gösterdi. bildiği için yoğunluğunu
oksijen soluma ve gazoz yapma On iki yıl sonra Henry hesaplayabilirdi. Yanar havanın,
deneyleri gerçekleştirir. Cavendish adlı İngiliz bilim insanı, sıradan havadan 11 kat daha az

1799 Humphry Davy, azot çinko, demir ve kalay gibi yoğun olduğunu buldu.

oksidin ameliyatta bir metallerin "asitlerdeki çözeltiyle Düşük yoğunluklu gazın keşfi,

anestetik olarak yararlı yanar hava ürettiklerini" Londra'da havadan daha hafif olan uçan
olabildiğini öne sürer.
Kraliyet Derneğine bildirdi. Bu yeni balonlara yol açtı. 1763'te Fransa'da
gaza, sıradan ya da "sabit hava"dan mucit Jacques Charles ilk hidrojen
1844 Amerikalı dişçi Horace farklı olarak kolay yandığı için balonunu uçurdu ve iki haftadan
Wells anestezi için ilk kez azot "yanar hava" dedi. Bugün biz ona daha kısa bir süre sonra Montgolfier
oksit kullanır. hidrojen (H2) diyoruz. Bu, saptanan kardeşler ilk insanlı sıcak-hava
ikinci gaz ve yalıtılan ilk gaz balonunu uçurdu.
elementti. Cavendish, çinko-asit
GENiŞLEYEN UFUKLAR 79
Ayrıca bkz. Empedokles 21 • Robert Boyle 46-49 • Joseph Black 76 77 • Joseph Priestley 82- 83 •
Antoine Lavoisier 84 • Humphry Davy 114

sırasında ateş-benzeri bir elemen- kadar çekingendi ki, arkadaşı İskoç


tin ("flojiston") serbest kaldığını mühendis James WaLL 1763'te
ifade eden köhne bir fikir, formülü ilan eden ilk kişi oldu.

''
Cavendish'in düşüncesini sakatla- Bilime birçok katkısı arasında
maktaydı. Bununla birlikte, deney- Cavendish havanın bileşim ini de
lerinde ve raporlarında titizdi: "Öyle "dört parça flojistonlaşmış havayla
Bu deneylerden anlaşılıyor ki,
görünüyor ki, 423 ölçü yanar hava [nitrojen) karıştırılmış bir parça
bu hava, diğer yanıcı maddeler 1000 ölçü sıradan havayı flojiston- flojistonsuzlaşmış hava [oksijen]"
gibi, sıradan havanın yardımı laştırmaya neredeyse yeter; patla- olarak hesapladı - bu iki gazın Yer
olmadan yanamaz. madan sonra kalan havanın mik- atmosferinin yüzde 99'unu oluştur­
Henry Cavendish tarı, kullanılan sıradan havanın duğunu bugün biliyoruz. •
beşte dördünden biraz fazladır.

''
Yanar havanın neredeyse tamam ı
ile sıradan havanın yaklaşık beşte
birinin ... yoğunlaşıp camı sıvayan
çiğe dönüştüğü ... sonucuna varabi-
liriz."
Patlayıcı keşifler
Cavendish kendi gazının ölçülmüş Suyu tanımlamak
örnekleri ile bilinen hacimlerde Cavendish "flojistonlaştırma"
havayı şişelerde karıştırdı ve şişele­ terimini kullanmasına rağmen,
rin kapakların açıp, yakılmış kağıt çıkan tek yeni malzemenin su
parçalarıyla karışımları tutuşturdu. olduğunu kanıtlamayı başardı ve
Bir birim hidrojen ile dokuz birim iki ölçek yanar havanın bir ölçek
hava karışımında yavaş, sakin bir oksijenle birleştiği sonucunu
yanma olduğunu; hidrojen miktarı­ çıkardı. Başka bir deyişle, suyun
nın artmasıyla birlikte karışımın bileşimin H,O olduğunu gösterdi.
İlk hidrojen balonunun esin kayna-
artan bir şiddetle patladığını; ama Bulgularını Joseph Priestley'e ğı Cavendish'ti ve büyük bir kalabalık
yüzde 100 hidrojenin tutuşmadığını bildirmesine rağmen, Cavendish tarafından alkışlandı. Günümüzde pat-
gördü. Simyadan kalan ve yanma sonuçları yayınlama konusunda o layıcı hidrojen yerine helyum kullanır.

Henry Cavendish 18. yüzyıl kimyasının ve fiziğinin alanında önemli özgün araştır­
en garip ve en parlak öncülerinden malar yaptı, ısının doğasını
biri olan Hanry Cavendish 1731'de doğru bir biçimde tarif etti ve
Fransa'da Nice'de doğdu . Her iki Yer'in yoğunluğunu ölçtü - ya
dedesi de düktü ve çok zengindi. da halkın dediğ i şekliyle,
Cambridge Üniversitesinde "dünyayı tarttı. " 1810'da öldü.
okuduktan sonra, Londra'daki 1874'te Carrıbridge Üniversitesi,
evinde tek başına yaşadı ve yeni fizik laboratuvarına onun
çalıştı. Çok az konuşan ve kadın­ adını verdi.
lardan utanan bir kişiydi; hizmet-
çilerine not bırakarak yemek Önemli e serleri
siparişlerini verdiği söyleniyordu.
Cavendish yaklaşık 40 yıl 1766 Three Papers Containing
boyunca Kraliyet Derneğinin Experiments on Factitious Air
toplantılarına katıldı ve Raya! 1784 Experiments on Air (Philo-
lnstitution'da Humphry Davy'e sophical Transactions of the
yardım etti. Kimya ve elektrik Royal Society of Landon)
80

RÜZGARLAR EKVATORA
Y~KLAlTIKÇA DA~A FAZLA
GUNDOGUSUNA DONER
GEORGE HADLEY (1685-1768)

700'de sürekli yüzey rüzgarla- Güneş ısısının havanın yükselmesi-

BİLİM DALI
Meteoroloji
1 rının, yani alizelerin, 30° Ku-
~ey enlemi ile ekvator çizgisi
arasında kuzeydoğu yönünden esti-
ne neden olduğunu ve yükselen ha-
vanın yerini, daha yüksP.k enlemler-
den esen rüzgarların aldığ ını anladı.
ği biliniyordu. Galileo, Yer'in batıya 1735'te İngiliz fizikçi George
ÖNCE doğru dönüşü nün, tropikal kuşakta Hadley ticaret r üzgarları ilgili teori-
1616 Galileo Galilei Ye r'in dön- onu havanın "önüne" geçirdiğini, bu sini yayımladı. Güneş' in havan ın
düğünün kanıtı olarak ticaret yüzden rüzgarların doğudan geldiği­ yükselmesine neden olduğunu ka-
rüzgarlarını göste rir. ni öne sürmüştü. Daha sonra İngiliz bul ediyordu; ama ekvatora yakın
1686 Edmond Halley, gökyüzün- astronom Edmond Halley, ekvator ü- yükselen hava rüzga rların doğudan
de batıya doğru yol alan Gü- zerinde en yüksek derecede olan değil, yalnızca kuzeyden ve güney-

neş' in havanın yükselmesine ve


den ekvatora doğru esmesine neden
olurdu. Hava Yer'le birlikte döndüğü
doğudan esen rüzgarla yer değiş­ Yer doğuya
için, 30' kuzeyden ekvatora doğru
tirmesine neden olduğunu öne doğru döner
hareket eden havanın doğuya doğru
sürer.
Doğudan kendi momentumu olurdu. Ama
SONRA esen Yer'in yüzeyi ekvatorda , yüksek en-
1793 John Dalton, Hadley'in teo- rüzgarla lemlerde olduğundan daha hızlı dö-
risini destekle yen M etcorologicaJ "B· . ner; bu yüzden yüzey hı zı havanın
hızından fazla olur ve rüzgarların ek-
Observations and Essays'ı ya-
yımlar.
vatora yaklaştıkça da ha fazla doğu­
Orta
dan geldiği anlaşılır.
1835 Gustave Coriolis Hadley'in Hadley'in düşüncesi rüzgar ö-
rüzgarları

~
düşüncelerini geliştirip, rüzgarın rü ntülerini anlamı yolunda bir adım­
yönünü değiştiren "bileşik bir Kutup bölgesi d ı , ama yanlışlar içeriyordu. Rüzga-
doğu rüzgarları
merkezkaç kuvveti" tarif eder. rı n yön değiştirmesinin anahtarı,
Rüzg4r örüntüleri Yer'in sıcak hava yük-
1856 Amerikalı meteorolog Wil- selince, soğuyu nca ve kutup hucreleıine (gri rüzg§.rın doğrusal (düz çizgi} mo-
gosterilen), Fcrrel hÜl;ıeluıine (mavi) ve I lad mentumu nun değil, açısal momen-
liam Ferrel, alçak basınç merke-
ley hücrelerine (pembe) indikçe dönüş "hüc- tumunun (dönmesine neden olan)
zine çekilen havanın günbatısı ıeleıi"yle birleşen dönüşünden kaynaklanır. korunmasındadır. •
rüzgarlarını yarattığı orta enlem-
lerde (30-60°) bir dönüş hücresi Aynca bkz. Galileo Galilei 42- 43 • John Dalton 112 13 •
saptar. Gaspard-Gustave de Coıiolis 126 • Robert FitzRoy 150-55
GENİŞLEYEN UFUKLAR 81

FLORİDA KÖRFEZİNDEN
GÜÇLÜ BİR AKINTI
ÇIKAR
BENJAMIN FRANKLIN (1706-1790)

uzey Atlantik Okyanusu bo-


KISACA
BİLİM DALI
Denizbilim
K yunca doğuya doğru akan
Golf Stream sıcak su akıntı­
sı , Yer üzerindeki en büyük su hare-
ketlerindendir. Hakim günbatısı rüz-
ÖNCE garlan tarafından doğuya itilir ve At-
MÖ y.2000 Polinezyalı denizci- lantik'i tekrar geçip Karayipler'e dö-
ler Pasifik adaları arasında gidip nen büyük bir döngünün parçasıd ır.
gelmek için okya nus akıntılarını 1513'lerde İspanyol kaşif Juan Ponce
kullanır. de Leon Florida açıklarında rüzgar
güneye doğru esmesine rağmen ge-
1513 J uan Ponce de Leon, At- misinin kuzeye doğru hareket ettiği­ Franklin'in haritası 1770'te
lantik Okyanusunun güçlü Gulf Britanya'da yayımlandı; ama İngiliz
ni fark etmişti. Ama ancak 1770'te
Stream akıntılarını tarif eden ilk Amerikalı devlet ve bilim insanı kaptanların seyir süresini kısaltmak
kişidir. için Gulf SLream' ı kullanmayı
Benjamin Franklin tarafından doğru
öğrenmel eri yılları alacaktı.
SONRA bir biçimde haritası çıkarıldı.
1847 ABD den iz subayı Matt- göçlerinden, ısı ve renk farklılıkların­
hew Maury gemilerin seyir def- Yerel avantaj dan ve yüzey kaba rcıklarının hızın­
terlerini ve donanma arşivindeki Amerika'daki İngiliz kolonilerinin dan akıntıyı saptayabiliyorlardı; bu
posta müdürü yardı mcısı olarak Ben- yüzden onlar akıntının üzerinden
haritaları incele yerek derlediği
jamin Franklin, İngibz posta gemile- geçip kurtulurken, batıya doğru g i-
rüzgar ve akıntı haritasını ya-
rinin Atlantik'i geçip postaları tes- den İngiliz posta gemileri yol boyun-
yunlar.
lim etmesinin Amerikan ticaret ge- ca akıntıyla savaşıyordu.
1881 Monaco Prensi I. Albert , milerinden iki hafta daha uzun sür- Folger'in yardımıyla Franklin a-
Gulf Stream'ın bir döngü oldu- mesini merak etti. Paratoneri bulmuş kıntının güzergahını çıkardı; Kuzey
ğunu ve ikiye ayrıldığını -bir olan Franklin, Nantucket'li balina av- Amerika'nın kuzey kıyısı boyunca
kolu kuzeye Britanya Adalarına lama gemisinin kaptanı Timothy Fol- Meksika Körfezi'nden Newfound-
doğru, diğeri güneye İspanya ve ger'e bunun nedenini sordu. Folger, land'e akıyor ve oradan da doğuya
Afrika'ya doğru aktığını- anlar. Amerikalı kaptanların batı-doğu a- doğru akıp Atlantik'i geçiyordu. Gulf
kıntısını bildiklerini söyledi. Balina Stream ad ını da Franklin verdi. •
1942 Norveçli denizbilimci Ha-
rald Sverdrup genel bir okyanus Ayrıca hkz. GP.orgP. HrnilP.y 80 • Gaspard-Gustave de Coriolis 126 •
sirkülasyonu teorisi geliştirir. Robert FitzRoy 150-55
82

FLOJISTONSUZ
HAVA
JOSEPH PRIESTLEY (1733-1804)

riestley Leeds'te papazken, olduğu için, teknenin kenarından


KISACA
BİLİM DALI
Kimya
P evine yakın bira fabr i kasını
ziyaret etti. Mayalama
teknesinin üzerindeki hava
akıp dibe battığını da fark etti.
Priestley sabit havayı soğuk suda
çözündürme, bir kaptan diğerine
tabakasının sabit hava olduğu dökme deneyleri yapınca, daha
ÖNCE zaten bilinmekteydi. Bir mumu sonra gazoz çılgınlığına yol açan
1754 Joseph Black ilk gazı, kar- tekneye yaklaştırınca, köpüğün 30 ferahlatıcı köpüklü bir içecek
bonclioksiti yalıtır. cm kadar üstünde mumun yaptığını an ladı.
söndüğünü fark etti; orada alev,
1766 Henry Cavendish hidrojeni
hazırlar.
yüzen sabit hava tabakasına Oksijeni ayırmak
giriyordu. Duman sabit havanın 1 Ağustos 1774'te Priestley yeni
1772 Cari Scheele, Priestley'den üstünde birikip, iki hava arasındaki gazını -şimdi oksijen (O,) olarak
iki yıl önce üçüncü bir gazı, ok- sınırı görünür kıldı. Sabit havanın, bildiğimiz- günışığı ve bir
sijeni yalıtır, ama 1777'e kadar "sıradan" havadan daha yoğun büyüteçle ısıtarak sızdırmaz bir
bulgularını yayımlamaz.

SONRA
1774 Paris'te Priestley, yeni Prisetley'in keşfettiği gibi Oksijen yanmaz, b u nedenle
gazlar meydana getiren ve var- oksijen "sabit hava" dan ateş öğesi flojiston içeremez.
dığı sonuçları Mayıs 1775'tc ya- (karbondioksit) ayrıdır.
yımlayan Antoine Lavoisier'e
yöntemini gösterir.
1779 Lavoisier gaza "oksijen" a-
dınıverir. Ama Lavoisier diğer gazların ve
malzemelerin oksijende
1783 Cenevre'nin Schweppes kolaylıkla yandıklarını
Şirketi,
Priestley'in icat ettiği gösterir.
gazozu yapmaya başlar
1877 İsviçreli kimyacı Raoul Pi-
ctet, roket yakıtında, sanayide
ve tıpta kullanılacak sıvı oksijen O halde yanma, oksijenle
Flojiston yoktur.
üretir. birleşme sürecidir.
GENİŞLEYEN UFUKLAR 83
Ayrıca bkz. Joseph Black 76-77 • Henry Cavendish 78-79 •
Antoine Lavoisier 84 • John Dalton 112-13 • Humphry Davy 114

cam kaptaki cıva oksitten yalıttı.


Daha sonra bu yeni gazın fareyi
sıradan havadan daha uzun süre

''
canlı tuttuğunu, solunmasının hoş
ve sıradan havadan daha
dinçleştirici olduğunu, yakıt olarak
Ürettiğim bütün hava
yaktığı çeşitli maddelerin
yanmasını desteklediğini keşfetti.
türlerinin en dikkate değer
olanı ... solunum bakımından
Bitkilerin gündüzleri bu gazı
sıradan havadan beş-altı kat
ürettiğini de gösterdi - fotosentez
dediğimiz sürecin ilk işareti. Ne var
daha iyi olan havadır.
ki, o sırada yanmanın, bir yakıttan Joseph Priestley
flojiston denilen gizemli bir Yorkshire'de bir çiftlikte doğan
Joseph Priestley muhalif bir

''
malzemenin ayrı l masını
Hıristiyan olarak büyüdü,
gerektirdiği sanılıyordu. Bu yeni
ömrü boyunca yoğun bir
gaz yanmadığı ve bu nedenle
biçimde dindar ve politik
flojiston içermemesi gerektiği için,
davrandı.
ona "flojistonsuz hava" dedi. Priestley 1770'lerin başında
Priestley o sırada başka gazlar havadan emilen oksijen glikozla Leeds 'te yaşarken gazlara ilgi
da ya lıttı; ama sonra bir Avrupa tepkimeye girer ve karbondioksit, duydu; ama en iyi çalışmaları­
turuna çıktı ve ertesi yılın sonuna su ve enerji çıkarır. Yeni gazın bazı nı, Shelburne Kontu'nun
kadar sonuçlarını yayımlamadı. maddelerle - kükürt, fosfor ve kütüphanecisi olarak Wiltshi-
İsveçli kimyacı Cari Scheele, nitrojen gibi- tepkimeye girip asit re'a taşındıktan sonra yaptı.
Priestley'den iki yıl önce oksijen ürettiğini keşfedince, yeni gaza İşleri hafifti ve araştırma
hazırlam ıştı, ama 1777'e kadar oksijen, yani "asit yapıcı" adını yapmaya bol vakti vardı. Daha
sonuçlarını yayımlamadı. Bu arada verdi. • sonra kontla arası açıldı -siya-
Paris'te Antoine Lavoisier, sal görüşleri çok radikal olmuş
Scheele'nin çalışmasından olabilir- ve 1780'de Birming-
haberdar oldu, Priestley'den bilgi ham'a taşındı. Orada, özgür
düşüncelilerden , mühendisler-
aldı ve hemen kendi oksijenini
den ve sanayicilerden oluşan
yaptı. Yanma ve solunum üzerine
gayri resmi ama nüfuzlu bir
yaptığı deneyler, yanmanın
gruba, Lunar Society'e katıldı.
flojistonun serbest kalma süreci Priestley'in Fransız Devri-
değil, oksijenle birleşme süreci mini desteklemesi sevilmeme-
olduğunu kanıtladı. Solunumda sine neden oldu. 1791'de evi ve
laboratuvarı yakıldı; Londra'ya
ve ardından Amerika'ya
taşınmak zorunda kaldı.
Pennsylvania'ya yerleşti ve
1804'te orada öldü.

Önemli e serleri

Priestley'in gaz deneyleri için 1767 The History and Present


ilgili
kullandığı aygıt , keşifleriyle State of Electricity
kitabında yer alır. Ön tarafta bir fare 1774-77 Experiments and
kavanozun altında oksijende tutuluyor; Observations on Different
sağ tarafta bitki bir tüpte oksijen Kindsof Air
salıyor.
84

DOGADA HİÇBİR ŞEY


YARATILMAZ, HİÇBİR
SEV KAYBOL_Nl"Z,
RER SEV DEGISIR
ANTOINEt AVOISIER (1741 -1794)

ransı z kimyacı Antoine Geçen yüzyı lda bilim insanları

F
KISACA Lavoisier, özellikle oksijene yanıcı maddelerin floıiston
BILİMDALI adını vererek ve yanmodaki içerdiklerini ve yanınr.a fılojiston
Kimya rolünü ölçerek bilime yeni bir kesin- saldıklarını sanmıştı. Bu teori odun
lik düzeyi getirdi. Yanma sırasında gibi maddelerin yanınca neden
ÖNCE gerçekleşen kimyasal tepkimelerde kütle kaybettiklerini açıklıyordu;
1667 Alman simyacı Johann Jo- dikkatli kütle ölçümleri alarak, kütle ama magnezyum gibi başka
achim Bccher, nesnelerin bir a- korunumu ilkesini -bir tepkimede maddelerin yanınca neden kütle
teş öğesi tarafından yakılacak yer alan butün maddelerin toplam kazandıklarını açıklamıyordu.
şekilde yapıldıklarını öne sürer. kütlesinin, tüm ürünlerinin toplam Lavoisier'in dikkatli ölçümleri,
kütlesiyle aynı olduğu ilkesi- kanıt­ hiçbir şeyin kaybolmadığı ya da
1703 Alman kimyacı Georg
ladı. eklenmediği , ama her şeyin
Stahl, bunun adını flojiston ola- Lavoisier kapalı kaplarda çeşitli dönüştüğü bir süreçte oksijenin
rak değiştirir. maddeleri ısıttı ve bir metalin kilit önemde olduğunu gösterdi. •
1772 İsveçli kimyacı Carl-Wil- ısıtılınca kazandığı kütlenin
helm Scheele "ateş hava"yı (da- kaybolan havanın kütlesine eşit
ha sonra oksijen denilen) keşfe­ olduğunu buldu. Havanın "saf"

''
der, ama bulgularını 1777'e ka- kısmı (oksiıen) bitince, yanmanın

dar yayımlamaz. sona erdiğini de buldu. Geride


kalan hava (büyük bölümü nitrojen)
1774 Joseph Priestley "flojiston- yanmayı desteklemiyordu. Bu Doğayı her türlü bileşimin ve
suz hava"yı (daha sonra oksijen nedenle yanmanın ısı, yakıt (yanan bozunmanın oluştuğu büyük
denilen) yalıtır ve bulgularını malzeme) ve oksijenin birleşmesini bir kimya laboratuvarı gibi
Lavoisier'e anlatır. gerektirdiğini anladı. görüyorum.
Lavoisier'in 1778'de yayımlanan Antoine Lavoisier
SONRA
bulguları yalnızca kütle korunumu
1783 Lavoisier hidrojen, oksijen

''
ilkesini kanıtlamakla kalmadı,
vA suyla yaptığı deneylerle yan- oksijenin yanmadaki rolünü
mayla ilgili düşüncelerini doğ­ saptayarak flojiston denilen bir ateş
rular. öğesine ili şkin teoriyi de yıktı.
1789 Lavoisier'in Elementary
Troatise on Chemistry'si 33 ele- Aynca bkz. Joseph Black 76- 77 • Herny Cavcndish 78-79 •
menti adlanduır. Joseph Prieslley 82-83 • Jan lngenhousz 85 • John Dalton 112-13
- - - - - -- -- -- - - -- -- -- -- -- -- -- -
GENİŞLEYEN UFUKLAR 85

BİR BİTKİNİN
KÜTLESİ HAVADAN
GELİR
JANINGENHOUSZ(1730-1799)
770'lerde Felemenkli bilim in-

BİLİM DALI
Biyoloji
1 sanı Jan lngenhousz, daha ön-
ceki bilim insanlarının belirtti-
ği gibi, bitkilerin neden ağırlaştığını
keşfetmeye koyuldu. İngiltere'ye gi-
ÖNCE dip araştırmasını Bawood House'ta
1640'lar Felemenkli kimyacı - Joseph Priestley'in 1774'te oksijeni
Jan Baptista van Helmont'ın çı­ keşfettiği yer- yapıyordu ve fotosen-
karımına göre, bir saksı ağacı tezin anahtarlarını -günışığı ve ok-
topraktan su emerek ağırhk ka- sijen- bulmak üzereydi. Geceleyin su otu kabarcı kları
zanır. solunumu gösterir; çünkü bıtkiler
Kabarcık çıkaran otlar oksijen alıp karbondioksit vererek
1699 İngiliz doğa bilimci John Ingenhousz bitkilerin suda gaz ka- glikozu enerjiye dönu ştur u r .
Woodward bitkilerin suyu hem barcıkları çıkardığını okumuştu; a-
aldığını hem verdiğini, bu ne-
ma kabarcıkların kesin bileşimi ve organik maddesinin en azından
denle büyümelerinin başka bir kökeni belli değildi. Bir dizi deneyde kısmen kaynağı olduğu sonucuna
madde kaynağına gerek duydu- günışığındaki yaprakların karanlık­ vardı - yani, ekstra kütlesi havadan
ğunu gösterir. taki yapraklardan daha fazla kabar- geliyordu.
1754 İsviçreli doğa bilimci Char- cık çıkardığını gördü. Yalnızca günı­ Şimdi bildiğimız gibi, bitkiler fo-

les Bonnet bitki yapraklarının su şığında çıkan gazı topladı ve akkor tosentezle beslenir -bitkilerin emdi-
altında aydınlatılınca hava ka-
halinde bir kıymığı alevlendirdiğini ği karbondioksit ve suyun tepkime-

barcıkları çıkardığını fark eder.


gördü - bu oksijendi. Bitkilerin ka- siyle güneşten alınan enerji glikoza
ranlıkta çıkardığı gaz bir alevi sön- çevrilir ve atık olarak oksijen dışarı
SONRA dürüyordu - bu da karbondioksitti. verilir. Sonuç olarak bitkiler hem ya-
1796 İsviçreli botanikçi Jean Ingenhousz bitkilerin, içinde şam için vazgeçilmez olan oksijen
Senebier, bitkilerde yeşil yaprak- büyüdükleri toprağın ağırlığı fazla verir, hem -ötekilerin besini olarak-
ların oksijen verip karbondioksit değişmeden ağırlık kazandıklarını enerji verir. Bitkiler, solunum deni-
emdiqini çıösterir. biliyordu. 1779'da, atmosferle gaz len tersine bir süreçle, gece ve gün-
alışverişinin, özellikle karbondioksit düz besin olarak glikoz kullanır ve
1882 Alman bilim insanı Theo- emilmesinin, bir bitkinin artan karbondioksit verir. •
dore Engelman, bitki hücrelerin-
de oksijen yapan bölümler ola- Ayrıca bkz. Joseph Black 76-77 • Henry Cavendish 78 79 •
rak kloroplastları gösterir. Joseph Priestley 82-83 • Joseph Fourier 122- 23
86

KISACA
Yeni teleskoplar gökleri Daha iyi gözlemler Güneş ' in
BİLlMDALI
daha ayrıntılı haritalamayı etrafında yörüngede yeni bir
Astronomi gezegeni - Uranüs- gösterdi.
olanaklı kıldı.

ÖNCE
1600'lerin başı Mercekli t e-
leskop icat edilir, ama aynalı
teleskop Isaac Newton ve di-
ğerleri taralından 1660'1ara ka- Uranüs'ün yörüngesi
Newton'ın yasalarını
d ar geliştirilmez, kullanarak yeni gezegenin düzensizdi, başka bir
bulunduğu yeri hesaplamak
gezegenin kütleçekim
1774 Fransız gözlemci Charles tarafından çekildiğini
Messier kendi astronomi öl- olanaklıydı.
gösteriyordu.
çümlerini yayımlar ve Hersc-

__
hel'in kendi ölçümleri üzerinde
çalışmaya başlamasını sağlar.

SONRA
Neptün keşfedildi.
_ _ _ .J
1846 Uranüs'ün yörüngesinde
açıklanamayan değişiklikler,
1,
Fransız matematikçi Urbain Le
Verrier'in sekizinci bir gezege- 781'de Alman bilim adamı mercek yerine ayna kullanarak, o sı­
nin - Neptün- varlığını ve ko-
numunu öngörmesine yol açar.
1930 ABD'li astronom Clyde
1 William Herschel, başlan­
gıçta bir kuyrukluyıldız oldu-
ğunu düş ünmesine rağmen, ilkçağ­
rada merceklerle bağlantılı birçok
sorundan kurtulan yansıtmalı teles-
kopları n yapı lmasıyla. Bu, ilk büyük

Tombauqh, başlangıçta doku- lardan beri görülen ilk yeni astronomik incelemeler çağıydı; ast-
zuncu gezegen kabul edilen, a- gezegeni saptadı. Onun keşfi, ronomlar gökyüzünü tarıyor ve bir
Newton yasalarına dayanan kesti- dizi "uydu olmayan" nesne - şekilsiz
ma şimdi küçük buz dünyala-
rimlerin bir sonucu olarak başka bir gaz bulutlarına ya da yoğ un ışık top-
rından oluşan Kuiper Kuşa­
gezegenin keşfi ne de yol açtı. la rı na benzeyen yıldız salkımları ve
ğı'nın en parlak üyesi olarak
18. yüzyılın sonuna gelindiğinde bulutsular- saptıyorlardı.
görülen Plüton'u keşfeder. astronomi aletleri önemli ölçüde iler- Kız kardeşi Caroline'den yardım
lemi şti - özellikle ışık toplamak için alan Herschel sistematik olarak gök-
Ayrıca bkz. Ole R0mer 58 59 • Jsaac Newton 62-69 • Nevi! Maskclync 102-03 • Geoffrey Marcy 327

ğunu gördü; bu durum, bir yıldız astronom -Fransız Urbaine Le Ver-


olmadığı doğruladı. Herschel'in rier ve Breton John Couch Adams-
keşfine bakan Nevi! Maskelyne birbirinden bağımsız olarak, seki-
yeni nesnenin bir kuyruklu yıldız zinci gezegenin gökteki yerini he-
olamayacak kadar yavaş hareket saplamak için Bouvard'ın verilerini
ettiğini ve aslında uzak bir yörün- kullanıyorlardı. Teleskoplar öngörü-
gede bir gezegen olabileceğini len alana ayarlandı ve 23 Eylül
anladı. İsveçli-Rus Anders Johan 1846'da, Le Verier'in öngördüğü ye-
Lexell ve Alman Johann Elert Bode, rin yalnıza bir derece ötesinde Nep-
birbirlerinden bağımsız olarak, tün keşfedildi. Varlığı Bouvard'ın te-
Herschel'in keşfinin yörüngesini orisini doğruladı ve Newton yasala-
hesaplayıp, kabaca Satürn'ün iki rının evrenselliğinin güçlü bir kanıtı
1780'lerde Her schel ayna çapı 1,2 katı kadar uzakta bir gezegen oldu- oldu. •
metre ve odak uzunluğu 12 metre olan ğunu doğruladılar. Bode, Satürn'ün
kendi "40-fit" tcleskopunu yaptı. 50 yıl mitolojik babası, eski Yunan gök
boyunca dünyanın en büyük teleskopu tanrısı Uranüs'ün adını vermeyi
olarak kaldı.
önerdi.

yüzüyle ilgilendi; beklenmedik sayı­


da ikili ve çoklu yıldız gibi tuhaflık­
ları kaydetti. Hatta farklı yönlerde
saydığı yıldızların sayısına dayana-
rak Samanyolu galaksisinin bir hari-
tasını çıkarmaya bile kalkıştı.
13 Mart 1781'de Herschel
Gemini takımyıldızını tararken, bir
Düzensiz yörünge
1821'de Fransız astronom Alexis
Bouvard, Uranüs'ün yörüngesini
Newton yasalarına göre olması ge-
rektiği gibi tarif eden ayrıntılı bir
cetvel yayı mladı. Ne var ki, geze-
genle ilgili yaptığı gözlemler cetve-
lin öngördükleriyle önemli tutarsız­
''
Bir kuyrukluyıldız ya da
bulutsu yıldız aradım ve yerini
değiştirdiği için,
Kuyrukluyıldız olduğunu
anladım.
William Herschel

''
kuyrukluyıldız olabileceğinden lıklar olduğunu gösterdi. Yörünge-
şüphelendiği soluk yeşil bir disk sindeki düzensizlikler, daha uzak
fark etti. Birkaç gece sonra tekrar sekizinci bir gezegenin kütleçeki-
ona döndü ve hareket etmiş oldu- mini göstermekteydi. 1845'te iki

WWiam Herschel Almanya'da, Hanover'de doğan renklerirlin sıcaklığını ölçmek


Frederick William Herschel 19 için bir prizma ile bir te rmometre
yaşında müzik alanında kariyer kullanarak bir deney yaptı ve
yapmak için Britanya'ya göç etti. görünür kırmızı ışığın ötesirldeki
Armoni ve matematik çalışmaları, bölgede sıcaklığın yükselmeye
optiğe ve astronomiye ilgi devam ettiğini bulguladı.
duymasına yol açtı ve kendi Güneş 'irl bizim bugün kızılötesi
teleskoplarını yapm aya koyuldu. dediğimiz, onun o zaman " ısıtıcı
Herschel Uranüs'ü keşfettikten ı şın" dediği görünmez bir ışık
sonra, Satürn'ün iki uydusu ile biçimi yaydığı sonucuna vardı.
Uranüs'ün en büyük iki uydusunu
keşfetti. Güneş Sisteminin Önemli e s erleri
galaksinin geri kalanına göre
hareket halinde olduğunu da 1781 Account ota Comet
kanıtladı. 1800'de Güneş'i 1786 Catalogue of 1000 New
incelerken yeni bir ış ıma biçimini Nebulae and Clusters of Stars
keşfetti. Güneş ışığının farklı
88

""'
HIZININ
IŞIGIN
AZALMASI
JOHN MICHELL (1724-1793)

KISACA
BİLİM DALI
Evrenbilim
ÖNCE
1686 Isaac Newton evrensel
kütleçekim yasasını formüle
eder; buna göre nesneler
arasındaki kütleçekimin gücü
kütleleriyle orantılıdır.
SONRA
1796 Pierre-Simon Laplace kara
delik olasılığıyla ilgili teoriler
kurar.
1915 Albert Eisntein kütleçeki-
min uzay-zaman süreminin
bükülmesi olduğunu gösterir; • ngiliz bilgin John Michel, azalsaydı, sonsuz yükseklikten ona
kütlesiz ışık fotonlarınm kütle-
çekiminden etkilenmesinin
nedeni bu bükülmedir.
1 1783'te Rolay Society'de Henry
Cavendish'e yazdığı bir mek-
tupta, kütleçekimin etkisiyle ilgili
doğru düşen bir cisim, yüzeyinde
ışığınkinden daha büyük bir hız
kazanırdı ve dolayısıyla , ışığın aynı

1916 Karı Schwarzschild olay düşüncelerini açıklar. Mektup kuvvet tarafından çekildiğirıi varsa-
ufkunu önerir; bu ufkun ötesin- 1970'lerde yeniden keşfedildi ve yarsak. .. böyle bir cisimden yayılan
de, bir kara delikle ilgili hiçbir kara deliklere ilişkin dikkate değer her ışık ona dönecek şekilde
veri alınamaz. bir açıklama içerdiği görüldü. olurdu." 1796'da Fransız matema-
Newton'ın kütlP.ÇP.kim yasasına tikçi Pierre-Simon Laplace,
1974 Stephen Hawking, olay göre, bir nesnenin kütleçekim kuv- Exposition du Systeme du
ufkundaki kuantum mekaniği­ veti kütlesiyle birlikte artar. Michell, Monde'de benzer bir düşünceyle
nin kızılötesi ışınım yayacağını kütleçekimden etkilenen ışığa ne ortaya çıktı.
öngörür. olabileceğini ele aldı. Şöyle yazı­ Ne var ki, 1915'tc Albert
yordu: "Güneşle aynı yoğunlukta bir Einstein genel görelilik üzerine
kürenin yarıçapı l'e 500 oranında yazısında kütleçekimi uzay-zaman
Ayrıca bkz. Henry Cavendish 78- 79 • Isaac Newton 62-69 • Albcrt Einstcin 214-21 • Subrahmanyan Chandrasekhar
248 • Stephen Hawking 314

''
Kara delikler o kadar da ka ra
değildir.
Stephen Hawking

''
hiçbir şey fark etmez; ama kara
deliğe doğru bir saat atsa, saat
yavaşlar gibi görünür ve olay
ufkuna yaklaşır ama hiçbir zaman
tam ulaşmaz, yavaş yavaş gözden
Madde soğurulmadan önce halka kendi kütleçekimleri a ltında kaybolur.
şeklinde bir "yığılma diski"ndeki bir çökünce oluştuklarını, daha fazla Ne var ki, t eorinin hiilil. sorunları
kilra dAliğin Atrafında girdap yaparak madde emdikçe büyüdüklerini ve vardır. 2012'de fizikçi Joseph
döner. Girdap diskindeki ısı deliğin her galaksinin merkezide dev bir Polchinski, kuantum ölçeğinde
enerji -dar X-ışını demetleri olarak-
yaymasına neden olur.
kara deliğin pusuda yattığını düşü­ e tkilerin olay ufkunda, içine düşen
nür. Kara delikler maddeyi içine astronotu yakıp kül edecek bir "ateş
eğrilmesinin bir sonucu olarak çeker; Stephen Hawking'e atfen duvarı" yaratacağını öne sürdü.
açıklayana kadar, kara delik düşün­ Hawking ışınımı denilen soluk 2014'te Hawking fikrini değiştirdi
cesi uykuda yatacaktı. Einstein, kızılötesi ışınım dışında hiçbir şey ve kara deliklerin her şeye rağmen
maddenin uzay-zamanı kendi etra- kaçamaz. Kara deliğe düşen bir var olamayacakları sonucuna vardı.
fına nasıl sarıp, Schwarzschild yarı­
çapı ya da olay ufku denilen bir
astronot hiçbir şey hissetmez ve
olay ufkuna yaklaşırken sıradışı

bölgede kara delik meydana getir-
diğini gösterdi. Madde -ışık da- bir torsiyon terazisi- aygıtı yaptı;
JohnMichell
kara deliğin içine girebilir, ama ama 1793'te kullanamadan öldü.
çıkamaz. Bu resimde ışığın hı zı John Michell gerçek bir bilgindi. Aygıtı arkadaşı Henry
değişmez. Aksine, ışığın içinden 1760'ta Cambridge Cavendish'e bıraktı; Cavendish,
geçtiği uzay değişir; ama Üniversitesinde jeoloji profesörü deneyi 1798'de gerçekleştirdi ve
Michell'in sezgisinin bir mekaniz- oldu, ama aynı zamanda şu anda kabul edilen rakama
ması vardı ve ona göre ışığın hızı, aritmetik, geometri, teoloji, yakın bir değer elde etti. O

en azından azalır gibi görünürdü. felsefe, İbranice ve Yunanca günden bu yana, oldukça haksız
dersleri verdi. 1767'de din adamı bir biçimde "Cavendish deneyi"
Teoriden gerçekliğe olmak üzere emekli oldu ve olarak anılmaktadır.
Einstein'ın kendisi de kara delikle-
kendi bilimine odaklandı.
Michell yıldızların Önemli eserleri
rin gerçekte var olup olmadıkların­
özelliklerine kafa yordu,
dan kuŞkuluydu. Ancak 1960'larda depremleri ve manyetizmayı 1767 An Inquiry into the
varlıklarına ilişkin dolaysız kanıtlar
araştırdı ve Yerin yoğunluğunu Probable Parallax and
arttıkça genel kabul görmeye başla­ ölçmek için yeni bir yöntem icat Magnitude of the Fixed Stars
dılar.Bugün pek çok evrenbilimci etti. "Dünyayı tartma" -hassas
kara deliklerin, büyük yıldızlar
ALESSAND O VOLTA (1745-1827)
ilozoflar yüzy ıllarca
KISACA
BİLİM DALI
Fizik
F şimşeğin korkunç gücüne
ve kehribar gibi katıların
ipek kumaşa sürtülünce çıkan
Ölü bir kurbağanın bacakları
iki farklı metal parçasına
kıvılcımlara hayret etmişti. değince seğirir.
ÖNCE Kehribarın Yunanca karşılığı

1754 Benjamin Franklin, ünlü "elcktron"du ve kıvılcımlanma


uçurtma deneyiyle şimşeğin olgusunun, statik elektrik olduğu
doğal bir elektrik olduğunu anlaşıldı.

kanıtlar.
1754'te bir deneyde Benjamin
Franklin bir gök gürültüsünün içine
1767 Joseph Priestley statık bir uçurtma uçurdu ve bu iki
elektrikle ilgili kapsamlı bir olgunun yakından ilişkili olduğunu İki metal dile değdirilince,
anlatım yayımlar. gösterdi. Uçurtmanın ipine bağlı tuhaf bir duyuma neden olur.
pirinç bir anahtardan kıvılcımlar
1780 Luigi Galvani kurbağa çıktığını görünce, bulutların
bacaklarıyla "hayvansal elektriklcndiğini ve şimşeğin de bir
elektrik" deneyleri yapar. elektrik biçimi olduğunu kanıtladı.
SONRA Franklin'in çalışması, Joseph
1800 İngiliz kimyacılar William Priestley'in 1767'dc The History
and Present State of Electricity'i
Nicholson ve Anthony Carlisle,
yayımlamasına esin kaynağı oldu. Bu elektriksel kuvvet,
bir volta pili kullanıp, suyu iki
Ama 1780'de bir kurbağanın kurbağa bacağına değen iki
elementine, oksijen ve
bacağının seğirmes ini fark edince farklı metalden gelmelidir.
hidrojene ayım.
elektriği anlamaya doğru ılk önemli
1807 Humphry Davy elektrik adımları atan kişi, Bologna
kullanarak potasyum ve Ünıversitesinde anatomi hocası
sodyum elementlerini yalıtır. olan Luigi Galvani'ydi.
Galvani, hayvanların "hayvansal
1820 Hans Christian 0rsted, elektrik"le hareket ettiklerini
manyetizma ile elektrik söyleyen bir teoriyi ara~ tıııyordu ve Bir dizi metal bir sütun şeklinde
arasındaki bağı ortaya çıkarır. her neyse onun kanıtını bulmak birbirine bağlanarak bu kuvvet
için kurbağaları parçalayıp çoğaltılabilir.
inceliyordu. Yakında statik elektrik
üreten bir makine olduğunda,
masada yatan kurbağa bacağının,
kurbağa öleli çok olmasına rağmen,
aniden seğirdiğini fark etti. Bir Volta'nın atılımı
kurbağa bacağı, demir bir çite Galvani'nin genç meslektaşı, doğa
değen pirinç bir çengele asılınca da felsefesi profesörü Alessandro
aynı şey oldu. Galvani, bu kanıtın, Volta, Galvani'nin gözlemlerine
elektriğin bizzat kurbağadan merak saldı ve başlangıçta onun
geldiğine ilişkin inancını teorisine inandı.
desteklediğine inandı. Volta'nı n elektrik deneyleri
konusunda dikkate değer bir
geçmişi vardı. 1775'te, bir deney
Luigi Galvani, burada ünlü kurbağa
anında elektrik kaynağı sunan bir
bacağı deneyini gerçekleştirirken
gösteriliyor. Hay van ların, "hayvansal aygıt, "elektrofor"u (modern
elektrik" dediği elektriksel bir kuvvet eşdeğeri kondansatördür) icat
tarafından hareket ettirildiklerine etmiş ti. Aygıt, statik elektrik yükü
inanıyordu. kazandırmak için kedi kürküne
GENİŞLEYEN UFUKLAR 93
Ayrıca bkz. Henry Cavendish 78-79 • Benjamin Franklin 81 • Joseph Priestley 82-83 • Humphry Davy 114 •
Hans Chrıstian 0rsted 120 • Michael Faraday 121

sürtülen bir reçine diskten etti. Başka bir deyişle bir pil ya da Haber yayılır
oluşuyordu. Her seferinde reçinenin "batarya" yarattı. Tuzlu sulu Volta keşfini 1799'da yaptı ve haber
üzerine metal bir disk yerleştirilir, kartonun amacı, metallerin hızla yayıldı. Sonucu 1801'de
böylece elektrik yükü aktarılıp birbirine değmesine izin vermeden Napoleon Bonaparte'a gösterdi;
metal disk elektriklenirdi. elektrik taşı maktı. ama daha önemlisi, vardığı
Volta, Galvani'nin hayvansal Son uç heyecan vericiydi. sonuçları, Britanya'da Kraliyet
elektriğinin " kanıtlanmış hakikatler Volta'nın kaba pili yalnızca birkaç Derneğinin başkanı Sir Joseph
arasında" olduğunu ifade etti. Ama volt (ismini ondan alan elektrik Banks'a uzun bir mektupla
çok geçmeden kuşkulanmaya birimi) elektrik üretmiş olabilir; bildirmişti. Mektup, "Farklı Türden
başladı. Kancada kurbağa ama iki ucu bir parça telle iletken Maddelerin salt Temasıyla
bacağının seğirmesine neden olan birleştirilince küçük bir kıvılcım tahrik edilen elektrik üzerine "
elektriğin iki farklı metalin (pirinç çıkarmaya ve ufak bir elektrik başlıklıydı ve Volta kendi aygıtını
ile demir) birbirine değmesinden çarpması yaşatmaya yet erliydi. tarif eder: "Sonra, metalik
kaynaklandığı sonucuna vardı.
Düşüncelerini 1792'de ve 1793'te
Bu volta pili diyagramı,
yayımlad ı ve olguyu araştırmaya
tuzlu suya batırılm ış
koyuldu. kartonla birbiri nde n ay rılan
Volta, tek bağlan tılı iki fa rklı bakır ve çinko d iskle ri
metalin, dilinde tuhaf bir duyum gösterir. Volta'nın ilk pille ri
hissetmes ine yetecek kadar dipte ek bir çinko disk ve
olmasına rağmen, fazla elektrik üstte ek bir bakır d isk
içermekte ydi. Elektrik
üretmediğini gördü. Sonra tuzlu
akımı üre tmek için
suyla birbirine bağlanan bir dizi bunla rı n gerekli ol madığ ı
Bakır disk
olu şturarak etkiyi arttırma daha sonra görüldü.
düşüncesi aklına geldi. Küçük bir
bakır disk ald ı, onun üzerine çinko
bir disk yerleştirdi, onun üzerine
tuzlu suya batırılmı ş bir parça
karton koydu, sonra tekrar bakır
disk, çinko disk, tuzlu sulu karton
koydu ve sonunda bir sütun ya da
baca ol uşana kadar böyle devam

Karbon disk

''
Her metalin belli bir gücü,
elektrikli akışkanı harekete
geçirme gücü vardır ve bu güç
metalden metale farklılık
gösterir.
Alessandro Volta
Pilin bir
parçası

''
94 ALESSANDRO VOLTA
parçalardan birini, örneğin gümüş sütun oluşturuyorum." içeren bir dizi kupadan ya da
bir parçayı bir masanın ya da Bir elektrik zili ya da voltajı kadehten oluşan daha ayrıntılı bir
herhangi bir tezgahın üzerine yatay saptayan bir yarı iletken olmadığı aygıtı tarif eder. Her bir çift, her
olarak yerleştiriyorum ve için, Volta detektör olarak kendi kupadaki sıvıya daldırılan bir parça
birincisinin üzerine çinko parçayı vücudunu kullandı ve elektrik metalle birbirine bağlanır. Bu
uyduruyorum; ikincisinin üzerine çarpmasına aldırmamış göründü: metalin bir ucu gümüş, diğer ucu
de ıslatılmış disklerden birini "Yirmi çift parçadan (daha fazla çinkodur ve bu metaller. bir
koyuyorum; sonra bir gümüş plaka değil) oluşan bir sütundan bütün kupadaki sıvıya yalnızca gümüş ve
ve hemen onun üzerine bir çinko parmağı epeyce acılan şoklar bir sonrakine yalnızca çinko
daha ... böyle devam edip .. alıyorum." Sonra bir çizgi ya da batırılmak koşuluyla, herhangi bir
devrilmeyecek kadar yüksek bir daire şeklinde dizilmiş, tuzlu su metalin teliyle birbirine
bağlanabilir ya da lehimlenebilir.
Bunun daha hantal olmasına
rağmen, bazı bakımlardan katı
pilden daha kullanışlı olduğunu
açıklar.
Volta, zincirin bir ucundaki
kaseye elini sokup, diğer uca bağlı
bir teli alnına, göz kapağına ya da
burnun ucuna değdirince
hissedilen tatsız duyumları
ayrıntısıyla tarif eder: "Birkaç
saniye bir şey hissetmem; ama
sonra. telin ucuna değen kısımda
başka bir duyum başlar; bu, temas
noktasıyla sınırlı, keskin bir acıdır
(şoksuz). bir titremedir, yalnızca
devam etmekle kalmaz, o derece
artar ki, kısa sürede dayanılmaz
hale gelir ve devre kesilinceye
kadar durmaz."
Mektubunun Banks'a ulaşmış
olması , Napoleon savaşları devam
ettiği için çok şaşırtıcıdır; ama
Banks haberi ilgili herkese hemen
yaydı. Birkaç hafta geçmeden
Britanya'nın her tarafında insanlar
elektrik bataryaları yapıyor ve
elektrik akımının özelliklerini
araştırıyordu . 1800'den önce bilim
insanları, zor ve memnuniyet verici
olmayan statik elektrikle çalışmak
zorunda kalmışlardı. Volta'nın
buluşu, bir dizi maddenin -sıvılar,

Volta, 1801 'de Paris'te Fransız


Ulusal Enstitüsünde elektrik pilini
Napoleon Bonaparte'a açıklayarak
tanıttı. Napoleon aynı yıl onu korıL
yapacak kadar etkilendi.
GENİŞLEYEN UFUKLAR 95
tamamen yeni bir kimyasal
sınıflandırmasına da yol açtı ;
çünkü pilinde çeşitli metal çiftlerini

''
kullanmış, bazılarının diğerlerinden
daha iyi iş gördüğünü bulmuştu.
Gümüş ile çinko ve bakır ile kalay
Deneyin dili, herhangi bir akıl
kusursuz bir bileşim oluşturuyordu,
yürütmeden daha yetkindir:
ama gümüşle gümüşü ya da kalayla
Olgular, muhakememizi kalayı denediğ inde, elektrik elde
[mantıksal savımızı] yok
edemiyordu; metaller farklı
edebilir -tersi değil. olmalıydı. Metallerin, her biri bir
Alessandro Volta alttakiyle temas edince pozitif
olacak şekilde dizi halinde

''
düzen lenebileceğ ini göst erdi. Bu Alessandro Volta
elektrokimyasal dizi, o zamandan
beri kimyacılar için paha biçilmez Kuzey İtalya'da, Como'da
olmuştur.
1745'te doğan Alessandro
Guiseppe Antonio Anastasio
Volta, aristokrat ve dindar bir
katılar,gazlar- yüklü bir elektrik Kim haklıydı?
ailede büyüdü; rahip olması
akımına nasıl tepki vereceğini Volta'nın sırf Galvani'nin bekleniyordu. Ama o statik
anlamalarına olanak verdi. hipotezinden kuşku duyduğu için elektrikle ilgilendi ve 1775'te
Volta' nın buluşuyla ilgi farklı metallerin dokunuşunu "elektrofor" dediği gelişmiş
çalışanlar arasında, William araştırmaya başlaması, bu öykünün bir elektrik üretme aygıtı
Nicholson, Anthony Carlisle ve ironik bir yanıdır. Ama Galvani yaptı. 1776'da Maggiore
William Cruickshank vardı; bunlar tamamen haksız değildi - Gölü'nde atmosferdeki metanı
Mayıs 1800'de "otuz altı yarım kron sinirlerimiz vücuda elektriksel keşfetti ve kapalı cam bir
ve buna denk çinko ve kartondan" sinyaller gönderek çalışır; Volta'nın kabın içinde bir elektrik
oluşan kendi pillerini yaptılar ve teorisi de tamamen doğru değ ildi. kıvılcımıyla tutuşturma
akımı platin tellerden suyla dolu bir Elektriğin iki farklı metalin yalnızca yöntemiyle metanın yanmasını
tüpe geçirdiler. Ortaya çıkan gaz araştırdı.
birbirine değmesinden
kabarcıkları, iki parça hidrojen ve kaynaklandığına inandı; oysa daha
1779'da Volta, Pavia
bir parça oksijen olarak sapta nd ı. sora Humphry Davy, hiçbir şeyin Üniversitesinde fizik profe sörü
Henry Cavendish suyun olarak atandı ve bu görevini 40
yoktan var olmadığın ı gösterdi.
yıl sürdürdü. Ömrünün sonuna
formülünün H,O olduğunu Elektrik üretilirken, başka bir şey doğru uzaktan kumandalı
göstermişti ; ama su ilk ke~ tüketilmelidir. Davy bir kimyasal tabancaya öncülük etti;
elementlerine ayrıldı. tepkime gerçekleştiğini öne sürdü bununla bir elektrik akımı
Volta'nın pili, işitme ve bu, onun elektrikle ilgili başka Como'da Milano'ya 50 km yol
cihazlarından kamyonlara ve önemli keşifler yapmasına yol açtı. • alarak bir tabancayı
uçaklara kadar her şeyde kullanılan ateşliyordu . Bu, iletişim için
bütün modern pillerin atasıydı. elektriği kullanan telgrafın
Gündelik aygıtlarımızın birçoğu pil habercisiydi. Elektrik gerilimi
olmadan ça lışmaz. birimi volt, adını ondan alır.

Metalleri yeniden Öne mli eserleri


sınıflandırmak
Volta'nın pili elektrik akımını
1769 On thc J\ttractivc Force
of Electrical Fire
incelemeyi başlatmanın ve böylece
yalnızca fiziğin yeni bir dalını
yaratmakla kalmayıp, modern
teknolojinin gelişimini de hızla
ilerletmenin yanı sıra, metallerin
• •

BiR
BA LANGI
İZİ YOK, BİR

İHTİMALİ YOK
JAMES HUTTON (1726-1797)
.........,

98 JAMES HUTTON
• nsan kültürleri binlerce yıl
KISACA
BİLİM DAL! 1 Yer'in yaşına kafa yordu
Modern bilimden önce tahmini

''
Jeoloji hesaplar kanıtlara değil inançlara
dayanmaktaydı. Ancak 17. yüzyılda
ÖNCE Yer' in jeolojisine ilişkin artan bilgi, Dünyanın yaratılışından bu
10. yüzyıl El-Birüni fosil kanıt­ gezegenin yaşını belirleme yana geçen yıllar. toplam 5698
ları kullanarak karanın bir za- araçlarını sağlad ı. yılı bulur.
manlar denizin altında olması Theophilus of Antioch
gerektığini savunur. Kitabı Mukaddes

''
1687 Isaac Newton Yer'in yaşı­ tahminleri
nın bilimsel olarak hesaplanabi-
Musevi-Hıristiyan dünyada Yer'in
lir olduğunu savunur. yaşıylailgili düşünceler Eski
Ahit'teki tasvirlere dayanmaktaydı.
1779 Comte de Buffon'un de- Ama bu metinler yalnızca ana
neyleri, Yer'in yaşını 74.832 yıl hatlarıyla yaratılış hik~yesini Bilimsel bir yaklaşım
olarak gö$terir. sundukları için, özellikle Adem ile MS 10. yüzyılda İran'da bilginler,
Havva'nın ortaya çıkışını izleyen Yer'in yaşı sorununu daha ampirik
SONRA
karmaşık soy kronolojileri ele almaya başladılar. Deneysel
1860 John Phi!lips, Yer' in yaşı­
konusunda, çok fazla yoruma tabi bilimin bir öncüsü olan
nın 96 milyon yıl olduğunu he-
tutuldular. El-Birüni'nin akıl yürütmesine göre, 1
saplar.
Bu Kitabı Mukaddes kuru karada deniz fosilleri
1862 Lord Kelvin Yer' in soğu­ hesaplarının en ünlüsü, bütün bulunuyorsa, kara bir zamanlar
masının 20-400 milyon yıl aldı­ İrlanda'nın Protestan Başpiskoposu denizin altında olmuş olmalı. Yer,
ğını hesaplar, daha sonra 20-40 James Ussher'ın hesabıdır. 1654'te uzun zamandır evriliyor olmalıydı.
milyonda karar kılar. Ussher, Yer'in yaratılış tarihini MÖ İranlı başka bir bilgin, İbn Sina,
23 Ekim 4004 Pazar gününden kaya tabakalarının üst üste
1905 Ernest Rutherford radyo- önceki gece olarak saptar. Bu tarih, bindiğini öne sürdü.
aktiviteyi kullanarak bir minera- birçok Kitabı Mukaddes'te Eski 1687'de lsaac Newton soruna
li tarihler. Ahit kronolojisinin bir parçası olarak bilimsel bir yaklaşım önerdi. Yer
1953 Clair Patterson Yer' in yaşı­ yer alınca, Hıristiyan kültürde fiilen erimiş demirden oluştuysa, o kadar

nı4,55 milyar yıl olarak saptar. kutsallaştı. büyük bir cismin soğumasının
yaklaşık 50.000 yıl aldığını
savundu. Bu rakamı, "akkor halde
açık havaya bırak ı lan 2,5 cm
çapında demir bir küre" için ölçülen
soğuma zamanını ölçeklendirilerek 1
Yine de bu süreç kara elde etti. Newton, Yer'in oluşumuna
Arazi sürekli çıplaklaşır ve yüzeyin kaybolmasına ilişkin önceki anlayışlara bilimsel
döküntüler denizde birikir. yol açmaz .. bir meydan okumanın kapısını
açmıştı.
Newton'ı izleyen Georges-Louis
Leclerc, Comte de Buffon, akkor
halinde büyük bir demir topla
ı deneyler yaptı ve Yer erimiş
... çünkü aynı sonsuz demirden oluştuysa, soğumasının
süreçlerle önceki kıtalardan 74.832 yıl alacağını gösterdi.
gelen malzemeden yeni Buffon, şahsen Yer'in çok daha
kıtalar oluşur. yaşlı olması gerektiğini düşündü;
çünkü deniz fosillerinin
kalıntılarından tebeşir dağların
GENİŞLEYEN UFUKLAR 99
Ayrıca bkz. Isaac Newton 62- 69 • Louis Agassiz 128-29 • Charles Dmwin 142- 49 • Marie Curie 190- 95 •
Ernest Ruthcrford 206-13

oluşması için çok uzun zaman kalıntılarından yeni bir dünya jeolojik döngü olarak biliniyor. Bu
dilimlerine ihtiyaç vardı. Ama bu yeniden şekillenmekte ve yeniden kanıttan yola çıkan Hutton, bütün
düşüncesini kanıtsız yayınlamak dolaşıma girmekteydi. kıtaların, aynı süreçlerle önceki
istemedi. Hutton, Yer-makine teorisini kıtalardan kalan malzemeden
destekleyici kanıtları bulmadan oluştuğunu ve bu süreçlerin bugün
Kayaçlann sırrı formüle etti; ama 1787'de aradığı hala işlediğini ilan etti. "Bu yüzden,
İskoçya'da, İskoç Aydınlanmasının "uyumsuzlukları" -tortul kayaçların şimdiki bu araştırmanın sonucu
önde gelen doğa filozoflarından biri sürekliliğinde kopukluklar- buldu. şudur : Bir başlangıç izi -bir son
olan James Hutton, Yer'in yaşı Karaların çoğunun bir zamanlar ihtimali- görmüyoruz" diye yazdı.
sorununa tamamen farklı bir deniz yatağı olduğunu; deniz Hutton'un "derin zaman"la ilgili
yaklaşım benimsiyordu. Hutton tabanında t ortu tabakaları düşüncelerinin popülerleşmesin in
jeolojik alan çalışmasının bir oluştuğunu ve sıkıştığını gördü. nedeni, Hutton'un gözlemlerini
öncüsüydü ve 1785'te Edinburgh Birçok yerde bu tabakalar yukarı resimli bir kitapta yayımlayan İskoç
Kraliyet Derneğine savlarını doğru itilm işti, bu yüzden deniz bilim insanı John Pleyfair ve
kanıtlamak için alan çalışması seviyesinin üstündeydiler; çoğ u Hutton 'un düşüncelerini
kanıtlarını kullandı. kez çarpıktılar, bu yüzden yatay üniformitaryanizm denilen bir
Hutton arazinin çıplaklaşma ve değildiler. Daha yaşlı katmanların s isteme çeviren İngiliz jeolog
döküntülerinin denizde birikme kesik üst sınırlarından kayaç Charles Lyell'di. Bu sisteme göre,
süreçlerinin görünür malzemenin, üstteki daha genç doğa yasaları hep aynıydı ve bu
sürekliliğinden etkilendi. Yine de kayaçların tabanıyla birleştiğini nedenle, geçmişin ipuçları şimdiki
bütün bu süreçler, beklenebi l eceği fark etti. zamanda yatar. Ne var ki,
gibi, karasal yüzeyin kaybına yol Bu tür uyumsuzluklar Yer
açmadı. Olasılıkla, arkadaşı James tarihinin birçok dönemi olduğunu
1770'te Hutton İskoçya'da,
Watt'ın yaptığı ünlü buhar göstermekteydi; bu sürede erozyon, Edinburgh'da Salisbury Kayalıklarına
motorunu düşünen Hutton, Yer' i, taşınma ve kayaç döküntüsünün yukarıdan bakan bir ev yaptırdı .
"bütün parçaları hareket eden birikme ardışıklığı tekrarlanmış ve Kayalıkların arasında, tortul kayaçların
maddi bir makine" olarak gördü; volkanik etkinlik kayaç tabakalarını içine geçmiş volkanik malzeme
sürekli eski dünyanın hareket ettirmişti. Bugün bu, kanıtlarını buldu.
100 JAMES HUTTON
Hutton'un gezegenin eskiliğiyle gelmesinin 98 milyon yıl aldığını
ilgili içgörüleri jeologlara doğru gibi hesapladı; daha sonra bunu 40
geldiği halde, gezegenin tam olarak milyon yıla indirdi.

''
kaç yaşında olduğunu belirlemenin
doyurucu bir yöntemi hala yoktu. Radyoaktif bir saat
Zihin, zaman uçurumunun Kelvin o kadar itibarlıydı ki, ölçümü
Deneysel bir yaklaşım derinliklerine bakmakla, pek çok bilim insanı tarafından
18. yüzyılın sonundan itibaren sersemleşir gibi görünüyordu. kabul edildi. Ama jeologlar 40
bilim insanları, Yer kabuğunun John Playfair milyon yılın, gözlemlenen jeolojik
ardışık tortul katmanlardan süreçler, biriken çökeller ve tarih

''
oluştuğunu kabul etmekteydi. Bu için yeterince uzun olmadığını
katmanların jeolojik haritalarının hissettiler. Ama Kelvin'e karşı
çıkarılması, çok kalın olduklarını ve koyacak bilimsel bir yöntemleri
birçoğunun, b.irikme ortamlarında yoktu.
yaşamış organizmaların fosil 1890'1arda Yer'in bazı
kalıntılarını içerdiğini açığa 1858'de Charles Darwin, Güney minerallerinde ve kayaçlarında
çıkardı. 1850'lere gelindiğinde, İngiltere'de Weald'ın Tersiyer ve doğal olarak oluşan radyoaktif
jeolojik katman sütunu (stratigrafik J<Çretase dönemi kayaçlarını elementlerin keşfi, Kelvin ile
sütun olarak de bilinir), sekiz tane erozyonun kesmesinin 300 milyon jeologlar arasındaki kilitlenmeyi
adlandırılmış katman ve fosil yıl aldığını hesaplayınca, çözecek anahtarı sağladı; çünkü
sistemine az çok bölünmüştü; bu tartışmaya biraz hesapsız bir dalış atomların bozunma hızı güvenilir
sistemlerin her biri, bir jeolojik yaptı. 1860'ta Oxford bir zaman ölçerdir. 1903'te Ernest
zaman dilimini temsil e tmekteydi. Üniversitesinde jeolog olan John Rutherford radyoaktif bozunum
Jeologlar, 25-112 km kalınlığında Phillips, Yer'in yaklaşık 96 milyon hızını kestirdi ve radyoaktivitenin,
olduğu hesaplanan katmanların yaşında olduğunu hesapladı. onu içeren mineralleri ve kayaçları
toplam kalınlığından etkilendiler. Ama 1862'de, önde gelen lskoç tarihlemek için bir "saat" olarak
Bu tür katmanları oluşturan kayaç fizikçi William Thomson (Lord kullanılabileceğini öne sürdü.
malzemenin aşınma ve birikme Kelvin), bu tür jeolojik 1905'te Rutherford
süreçlerinin çok yavaş olduğunu hesaplamalara bilimsel değil diye Connecticut'ta, Glastonbury'de bir
100 yılda birkaç santimetre olduğu burun kıvırdı. Kelvin katı bir mineralin ilk radyometrik oluşum
hesaplandı- gözlemlemişlerdi. ampiristti ve Güneş'in yaşıyla tarihlerini elde etti: 497-500 milyon
sınırlı olduğunu düşündüğü Yer'in yıl. Bunların minimum tarihler
doğru yaşını belirlemek için fiziği olduğu uyarısında bulundu. 1907'de
kullanabileceğini öne sürdü. Yer'in Amerikalı radyokimyacı Bertram
kayaçlarına, erime noktalarına ve Boltwood, Rutherford'un tekniğini
iletkenliklerine ilişkin bilgi, geliştirip, bilinen bir jeolojik
Buffon'un zamanından bu yana bağlamı olan kayaçlarda
epeyce gelişmişti. Kelvin Yer'in minerallerin ilk radyometrik
başlangıç sıcaklığını 3900°C olarak tarihlerini çıkardı. Bunların
aldı ve yüzeyden aşağı doğru arasında, Sri Lanka'dan 2,2 milyar
gittikçe sıcaklığın arttığına -her 15 yaşında bir kayaç da vardı. 1946'ya
metrede yaklaşık 0,5°C- ilişkin gelindiğinde İngiliz jeolog Arthur
gözlemi kullandı, Buradan Kelvin, Holmes, Grönland'da kurşun içeren
Yer'in soğuyup şimdiki durumuna kayaçlarda izotop ölçümleri yapmış
ve 3,015 milyar yıllık bir yaş elde
etmişti. Bu, Yer'in ilk güvenilir
Lord Kelvin 1897'de, ıadyoaklivilenin
minimum yaşlarından biriydi.
keşfedildiği yıl, dünyanın 40 milyon
yaşında olduğunu ilan elli. Yer Sonra Holmes, kurşunun türediği
kabuğundaki radyoaktif bozunmanın
uranyumun yaşını hesaplamaya
soğuma hızını büyük ölçüde yavaşlatan geçti ve 4,46 milyar yıllık bir tarih
ısı verdiğini bilmiyordu. elde etti; ama bunun, Yer'in
Açısal
uyumsuzluk ---+---.,~
1726'da Edinburgh'ta
saygın bir tüccarın oğlu olarak
doğan James Hutton,
Edinburgh Üniversitesinde
insan bilimleri okudu. Kimya
Daha eski, yan ve ardından tıbba merak sardı;
yatmış kayaç ama doktorluk yapmadı. Onun
katmanları "---ı:::::~~----..J!:ıilili!!~!iJ~~]ıı yerine, İngiltere'de East
Anglia'da kullanılan yeni
tarım tekniklerini inceledi;
oluştuğu gaz bulutunun yaşı olması çıkarılan toprağı ve kayaçlar,
gerektiğini düşündü. jeolojiye ilgi duymasına yol
Nihayet 1953'te Amerikalı açtı. Bu onu, İngiltere'de ve
jeokimyacı Clair Patterson Yer'in İskoçya'da alan deneyleri
oluşumu için, ilk genel kabul gören yapmaya götürdü.
4,55 milyar yıllık radyometrik yaşı 1768'de Edinburgh'a dönen
elde etti. Yer'in başlangıcından Hutton, mühendis James Watt
kalan bilinen bir mineral ya da ve ahlak felsefecisi Adam
Smith'in de aralarında
kayaç yoktur; ama birçok bulunduğu İskoç
göktaşının, Güneş Sistemindeki
Aydınlanmasının önemli
benzer olaylardan kaynaklandığı şahsiyetleriyle tanıştı.Sonraki
düşünülür. Patterson, Canyon 20 yıl boyunca Hutton, Yer'in
Diablo göktaşındaki kurşunlu yaşına ilişkin ünlü teorisini
minerallerin radyometrik tarihini geliştirdi ve arkadaşlarıyla

''
4,51 milyar yıl olarak hesapladı. tartıştıktan sonra 1788'de
Yer'in kabuğundaki granit ve bazalt uzun bir özet ve 1795'te çok
kor kayaçların 4,56 milyar yıllık daha uzun bir kitap olarak
radyometrik yaşıyla karş ılaştırarak. Yerküremizin geçmiş tarihi, yayımladı. 1797'de öldü.

tarih benzerliğinin Yer'in oluşma şimdi gerçekleşmekte olduğu


yaşının işareti olduğu sonucuna görülebilen şeylerle Önemli eserleri
vardı. 1956'ya gelindiğinde, 4,55 açıklanmalıdır.
James Hutton 1795 Theory of the Earth
milyar yıllık tarihin doğruluğuna
with Proofs and Illustrations
güveniiıin arttıran başka ölçümler

''
de yapmıştı. Bugün bilim
insanlarının kabul ettiği rakam
budur. •
102

""
DAGLARIN
ÇEKİCİLiGi
NEVIL MASKELYNE (1732-1811)

KISACA
BİLİM DALI
Yer bilimi ve fizik
ÖNCE
1687 lsaac Newton Yer'in
yoğunluğu ölçmek için
deneyler önerdiği Principia'yı
yayımlar.

1692 Yer'in manyetik alanını


açıklamaya çalışan Edmond
Halley, gezegenin eşmerkezli
üç boş küreden oluştuğunu
öne sürer.
1738 Pierre Bouguer,
7. yüzyılda lsaac Newton Newton'ın kendisi de, sapmanın o
Ekvador'da bir volkan olan
Chimborazo'da Newton'ın
deneyini yapmaya kalkışır ve
başarılı olmaz.
1 "Yer'i tartma"nın - ya da
Yer'in yoğunluğunu
hesaplamanın- yöntemlerini
günün aletleriyle ölçülemeyecek
kadar küçük olacağını düşündüğü
için, bu düşünceye aldırış etmedi.
önermişti. Bu yöntemlerden biri, bir 1738' de Fransız astronom Pierre
SONRA dağın kütleçekimin onu düşeyden Bouguer, deneyi Ekvador'da
1798 Henry Cavendish Yer'in ne kadar uzağa çektiğini bulmak Chembarazo'nun yamaçlarında
yoğunluğunu hesaplamak için için bir çekül ipinin dağın her yapmaya çalıştı. Ne var ki, hava
farklı bir yöntem kullanır ve
tarafındaki açısını ölçmeyi durumu ve yükseklik sorunlara
5448 kg/m3 olduğunu bulur. gerektiriyordu. Bu sapma, çekül neden oldu ve Bouguer
doğrusu astronomik yöntemler ölçümlerinin doğru olmadığını
1854 Geogre Airy, bir kullanılarak hesaplanan bir düşeyle düşündü.
madende sarkaç kullanarak karşılaştırılarak hesaplanabilirdi. 1772'de Nevil Maskelyne,
Yer'in yoğunluğunu ortaya Dağın yoğunluğu ve hacmi Londra Rolay Society'ye deneyin
çıkarır. belirlenebilse, o zaman buna bağlı Britanya'da yapılabileceğini önerdi.
olarak Yer'in yoğunluğu da Society kabul etti ve bir
belirlenebilirdi. Ne var ki, yerölçümcüyü uygun bir dağ
GENiŞLEYEN UFUKLAR 103
Ayrıca bkz. Isaac Newlon 62 69 • Henry Cavcndish 78-79 • John Michell 88 89

Schiehallion, şekli simetrik ve yalılık


olduğu (bu nedenle diğer dağların
kütleçekiminden daha az eLkilendi()i)

''
için bu deney yer'i olarak seçildi.

... Yer'in ortalama yoğunluğu,


ölçümünü kullanıp, Schiehallion'un yüzeydeki yoğunluğun en az
kütlesini çıkardı. Bütün Yer'in iki katıdır... Yer'in iç
Schiehallion'la aynı yoğunlukta kesimlerinin yoğunluğu
olduğunu varsayıyordu; ama çekül yüzeye yakın yoğunluktan
sapması, beklediğinin' yarısından fazladır.
az bir ölçülen değer gösterdi. Nevil Maskelyne
Maskelyne yoğunluk varsayımının

''
doğru olmadığını anladı - Yer'in
yoğunluğu, olasılıkla metalik bir
seçmeye gönderdi. Maskelyne çekirdeğe sahip olduğu için, yüzey
İskoçya'da Schiehallion'u seçti ve yoğunluğundan fazlaydı. Fiilen
dağın her iki tarafından neredeyse gözlemlenen açı kullanılıp, Yer'in
dört ay gözlem yaparak geçirdi. genel yoğunluğunun Schiehallion 5,515 kg/m3 'le karşılaştırıldığında,
kayaçlarının yaklaşık iki katı Yer'in yoğunluğunu yüzde 20'den
Kayaçlann yoğunluğu olduğu çıkarıldı. az bir hatayla hesaplamış ve süreç
Çekülün yıldızlara göre yönelimi, Bu sonuç, İngiliz astronom içinde Newton'ın kütleçekim
yükseklik farkından ötürü, herhangi Edmond Halley'in savunduğu ve yasasını kanıtlamıştı. •
bir kütleçekim etkisi olmasa bile, Yer' in içinin boş olduğunu söyleyen
iki istasyonda farklı olmalıydı. Ne teoriyi çürüttü. Yer'in hacminden
var ki, bu hesaba katıldığında bile, ve ortalama yoğunluğundan
hill§. 11,6 saniyelik bir yay farkı kütlesini çıkarmaya da olanak
(0,003 derecenin biraz üstünde) verdi. Maskelyne'in Yer'in genel
vardı. Maskelyne dağın şeklinin bir yoğunluğu için bulduğu değer 4500
etüdünü ve kayaçlarının yoğunluk kg/m3 'tü. Bugün kabul edilen değer

Nevil Maskelyne 1732'de Londra'da doğan Nevi! sorununu - o zamanın önemli bir
Maskelyne okulda astronomiye sorunu- çözmeye de çok zaman
merak saldı. Cambridge harcadı. Yöntemi, ay ile verili bir
Üniversitesinden mezun olup rahip yıldız arasındaki mes afeyi
atandıktan sonra, 1758'de Kraliyet dikkatli bir biçimde ölçmeyi ve
Derneği üyesi oldu ve 1765'ten yayımlanmış cetvellere
ölünceye kadar Kraliyet başvurmayı kapsamaktaydı.
Astronomu oldu.
1761'de Kraliyet Derneği, Önemli e serleri
Maskelyne'ı Atlantik adası St.
Helena'ya Venüs geçişini 1764 Astronomical Observations
gözlemlemeye gönderdi. Gezegen Made at the Island of St Helena
Güneş eğrisinden geçerken alınan 1775 An Account of
ölçümler, astronomların Yer ile Observations Made on
Güneş arasındaki mesafeyi the Mountain Schehallien
hesaplamalarına olanak verdi. tor Finding its Attraction
Denizdeyken boylam ölçme
104

ÇİÇE~~~RİN VA~ISINDA
VE DOLLENMESINDE
DOGANIN GİZEMİ
CHRISTIAN SPRENGEL (1750-1816)

8. yüzyılın ortasında İsveçli içerdiği nive bu çiçeklerde,

BİLİM DALI
Biyoloji
1 botanikçi Carı Linnaeus, çiçek
bölümlerinin hayvarılardaki
üreme organlarına paralel olduğunu
organların farklı zamanlarda
olgunlaşıp , kendi kendini döllemeyi
önlediğ ini de gözlemledi.
anladı. Kırk yıl sonra Cahristian Sprenger'in 1793'te yayımla nan
ÖNCE Sprengel adlı Alman bir botanikçi, çalışması, sağken yeterince takdir
1694 Alman botanikçi Rudolph çiçekli bitkilerin tozlaşmasında ve edilmedi. Ama Charles Darwin
Camerarius, bir bitkinin ü reme dolayısıyla döllenmesinde boceklerin çiçekli bitkiler ile onları tozlaştıran
kısım larının çiçeklerde nasıl büyük bır rol oynadığını ortaya ve çapraz döllenmelerini sağlayan
olduğunu gösterir. çıkardı. böceklerin birlikte evrimi -karşılıklı
çıkar için- üzerine incelemesinde
1753 Cari Linnaeus, çiçek Karşılıklı çıkar Sprenger'in çalı şmasın ı sıçrama
yapısına göre bir sınıflandırma
1787 yazında Sprengel, çiçekleri tahtası olarak kullanınca, sonunda
kuran Species Plantarum'u ziyaret edip içindeki nektarla hak ettiği itibara kavuştu. •
yayımlar. beslenen böcekleri fark etti.
1760'lar Alman botanikçi Josef Taçyaprak renginin ve şeklinin
nektarın "reklamını" yapıp
Gottlieb Kölreuter, bir çiçeği
yapmadığını merak etmeye başladı
döllemek için polen
ve böceklerin çiçeklere cezp
taneciklerine ihtiyaç olduğunu edildiği sonucuna vardı ; bu şeklide
kanıtlar.
bir çiçeğin erkek organından t ozlar
SONRA böceğe yapışıyor ve başka bir

1831 İskoç botanikçi Robert çiçeğin dişi organına taşın ıyordu.

Brown, polen taneciklerinin bir Böceğin ödülü, enerji bakım ında n


çiçeğin stigmasında (dışi kısım) zengin bir içimlik nekta rdı.
nasıl çimlendiğini tarif eder. Sprengel bazı çiçekli bitkilerin,
Bir balansı bu parlak renkli taçyaprakların
renk ve kokudan yoksunlarsa, ortasında sergilenen cinsel orga nlara konu-
1862 Charles Darwin çiçeklerle tozla rını yaymak için rüzgara yor Rn l .::1rıl ;m hiil.iin böc:P.k tozlaştırmaları­
polen yayan böcekler arasındaki güvendiklerini keşfetti. Birçok nınyüzde BO'inden sorumludur ve bütün
ilişkiyi ayrıntılı bir biçimde çiçeğin hem erkek hem dişi organ besin ü rü nlerinin üçte birin tozlaş lırır.
inceleyen Fertilisation of
Or chids' i yayınlar. Ayrıca bkz . Cari Linnaeus 74 75 • Charles Darwin 142-49 •
Gregor Mendel 166-71 • Thomas Hunt Morgan 224- 25
GENiŞLEYEN UFUKLAR 105

ransız kimyacı Joseph

BİLİM DALI F Proust 1794'te yayımladığı


Belirli Oranlar Yasası,

''
Kimya elementler nasıl birleşirse birleşsin,
bir bileşikte her elementin oranının
ÖNCE her zaman aynı olduğunu gösterir.
MÖ y.400 Yunan düşünür Bu teori, elementlerle ilgili bu
Demokritos, dünyanın dönemde ortaya çıkıp modern Demir, diğer birçok metal gibi,
nihayetinde bölünmez küçük kimyanın temelini oluşturan temel her doğru bileşimi yöneten
parçacıklardan -atoınlar­ düşüncelerden biriydi. doğa yasasına tabidir; yani iki
oluştuğunu öne sürer. Proust keşfini yaparken, Fransız sabit oksijen oranıyla birleşir.
kimyacılığında Antoine Lavoisier'in Joseph Proust
1759 İngiliz kimyacı Robert öncülük ettiği , ağırlıkların,
Dossie, "doygunluk oranı" oranların ve yüzdelerin dikkatli
dediği doğru oranda oldukları ölçülmesini savunan bir eğilime

''
zaman maddelerin birleştiğini uygun davranıyordu . Proust, metal
savunur. oksitlerinde metallerin oksijenle
birleşme yüzdelerini inceledi. Metal
1787 Antoine Lavoisier ve
oksitler oluştuğunda, metal ve
Calude Louis Berthollet,
oksijen oranının sabit olduğu
kimyasal bileşikleri modern sonucuna vardı. Aynı metal farklı benzersiz atomlarından oluştuğunu
adlandırma sistemini tasarlar.
bir oranda oksijenle bi rleştiğinde, söyleyen teori- uygun olduğunu
SONRA farklı özelliklere sahip farklı bir anladı. Bir bileşik her zaman aynı

1805 John Dalton elementlerin, bileşik oluşturuyordu. atomların bileşiminden oluşuyorsa,

birleşerek bileşikleri oluşturan,


Herkes Proust'la hemfikir elementlerin her zaman sabit
tikel bir kütlenin atomlarından değildi; ama 1811'de İsveçli kimyacı oranlarda birleştiğini söyleyen
Jöns Jakob Berzelius, Proust'un Proust'un savı doğru olmalı. Bu,
oluştuğunu gösterir.
teorisinin, John Dalton'ın bugün kimyanın temel
1811 Jtalyan kimyacı Amedeo elementlere ilişkin yeni atom yasalarından biri kabul edilir.•
Avogadro, atomlar ile atomların teorisine -her elementin kendi
oluşturduğu molekülleri ayrı
tutar. Ayrıca bkz. Henry Cavendish 78 79 • Antoine Lavoisier 84 • John Dalton
112- 13 • Jöns Jakob Berzelius 119 • Dimilri Mendeleyev 174 79
108 GIRIŞ

LymeRegis
kayalıklarındaMary Michi!el Faraday
Astronom William Anning bilinen ilk elektrik motorunun Christian Doppler çift
Herschel kızılötesi ihtiyozor iskeletini arkasındaki ilkeyi yıldızların neden
ışınımı keşfeder. bulur. keşfeder renkli olduğunu açıklar.

i
1800
i
1811
i
1821
i
1842
1803 1820 1837 1845

l
John Dalton, atom ağırlığı
düşüncesini sunar. bir
1
Ha ns Christian 0rsted,
akım devresi
l
Louis Agassiz buz
çağını tasvir eder.
l
Alman kaşif Alexander
von Humboldt, ekoloji
açıldığında yakındaki bir düşüncesini sunar.
pusula ibresinin
titre ştiğini keşfeder

799'da elektrik bataryasının astronom William Herschel bir spektrumu olan bir dalga olduğu

1 icadı, tamamen yeni bilimsel


araştırma alanları açtı.
Danimarka'da Hans Christian
günışığının çeşitli renklerini ayırıp
sıcaklıklarını araştırmak için bir
prizma kullandı; termometresinin,
düşüncesinden yararlanarak çift
yıldızların rengini açıklayıp, şimdi
Doppler olayı olarak bilinen olguyu
0rsted elektrik ile manyetizma görünür spektrumun kırmızı açıklığa kavuşturdu. Bu arada
arasında bir bağlantıyı tesadüfen ucunun ötesinde daha yüksek bir Paris'te Fransız fizikçiler Hippolyte
keşfetti. Londra Royal Institution'da sıcaklık gösterdiğini fark etti. Fizeau ve Leon Foucault ışığın
Michael Faraday manyetik Herschel kızılötesi ışınıma hızını ölçtü ve suyun içinde,
alanların şeklini kafasında rastlamıştı ve ertesi yıl morötesi havada olduğundan daha yavaş yol
canlandırdı ve dünyanın ilk elektrik ışınım keşfedildi -spektrumda aldığını gösterdi.
motorunu icat etti. İskoçya'da görünür ışıktan fazlası oluğunu
James Clerk Maxwell, Faraday'ın kanıtlandı. Aynı şekilde daha sonra Kimyasal değişmeler
düşüncelerini aldı ve Wilhelm Röntgen Almanya'daki İngiliz meteorolog John Dalton
elektromanyetizmanın karmaşık laboratuvarında X-ışınlarını atom ağırlığının kimyacılar için
matematiğini oraya çıkardı. tesadüfen keşfetti. İngiliz hekim önemli bir kavram olabileceğini
Thomas Young, ışığın gerçekte bir tereddütlü bir biçimde öne sürdü ve
Görünmezi gönnek dalga mı yoksa bir parçacık mı birkaç atomun ağırlığını
Elektromanyetik dalgaların olduğunu belirlemek için akıllı bir hesaplamaya kalkıştı. On beş yıl
görünmez biçimleri, ne oldukları çiftyarık deneyi tasarladı. Dalga sonra İsveçli kimyacı Jöns Jakob
bilinmeden ya da davranışlarını girişiminin keşfi, tartışmayı Berzelius daha tam bir atom
düzenleyen yasalar ortaya halletmiş gibi görünüyordu. Prag'da ağırlıkları listesi hazırladı. Onun
çıkarılmadan keşfedildi. Avusturyalı fizikçi Christian öğrencisi Alman kimyacı Friedrich
Britanya'da, Bath'da çalışan Alman Doppler, ışığın çeşitli frekanslarda Wöhler inorganik bir tuzu organik
İLERLEME YÜZYILI 109

August Kekule
benzen
Charles Darwin, Türlerin molekülünün Dimitri Mendeleyev,
Kökcni'nde evrim kimyasal yapısını elementlerin periyodik Wilhelm Röntgen
t eorisini açıklar. açıklar. tablos unu hazırlar. X-ış ınlarını keşfeder.

i
1859 1865
i 1869
1 i
1895
1859 1866 1873 1898

l
Louis PasLeur yaşamın Gıegoı
ı
M ende! beze lye
J
James Cleık Maxwell,
l
Marie Curie
kendiliğinden genetiği üzerine elektromanyetizma radyoa ktif
oluşumunu çürütür. çalışmasın ı yayımlar. yasalarını yayımlar. polonyumu yalıtır.

bir bileşiğe dönüştürdü ve canlı Anning, kayalıklardan kazıp 1850'lerde İngiliz doğa bilimciler
kimyasının ayrı kurallara göre çıkardığı soyu tükenmiş Alfred Russel Wallace ve Charles
çalış tığı düşüncesini çürüttü. yaratı kların bir dizi fosilini Darwin'in aklına, doğal seçilimle
Paris'te Louis Pasteur, yaşamın belgeledi. Hemen ardından Richard evrim düşüncesi geldi. T. H. Huxley
kendiliğinden yaratılmadığını Owen, bir zamanlar gezegende kuşların dinozorlardan evrilmiş
gösterdi. Yeni düşüncelerin esin dolaşan "korkunç kertenkeleleri" olabileceğini gösterdi ve evrimi
kaynağı çeşıthydı. Benzen tarif etmek için "dinozor" destekleyen kanıtlar arttı. Bu arada,
molekülünün yapısı, Alman sözcüğünü uydurdu. İsviçreli jeolog Gregor Mende! adlı Almanca
kimyacı August Kekule'nin Louis Agassiz, Yer'in büyük konuşan Silezya'lı papaz binlerce
yatmaya giderken aklına geldi; Rus bölümünün bir zamanlar buzla bezelye bitkisini inceleyerek
kimyacı Dimitri Me ndeleyev kaplı olduğunu öne sürüp, Yer'in genetiğin temel yasalarını ortaya
elementlerin periyodik tablosu tarihi boyunca çok farklı koşullar çıkardı. Mendel'in çalışması birkaç
sorununu halletmek için bir deste yaşadığı düşüncesini daha da on yıl ihmal edilecekti, ama
oyun kAğıdı kullandı . Marie geliştirdi . Alexander vorı Humboldt yeniden keşfedilmesi doğal
(Sklodowska) Curie polonyumu ve disiplinlerarası içgörü!erden seçilimin genetik mekanizmasın ı
radyumu yal ıtıp, hem kimya hem yararlanıp, doğadaki bağlantıları sağlayacaktı.
fizik alanında Nobel ödülü kazan ilk açığa çıkardı ve ekoloji 1900'de İngiliz fizikçi Lord
kişi oldu. incelemelerini başlattı. Fransa' da Kelvin'in şöyle dediği iddia edilir:
Jean-Baptiste Lamarck bir evrim "Artık fizikte keşfedilecek yeni bir
Geçmişin ipuçlan teorisinin ana hatlarını çizdi; şey yoktur. Geriye kalan tek şey,
Yüzyıl, yaşam anlay ı şındabir yanılgıya düşerek , edinilmiş giderek daha kesin ölçümdür." Eli
devrimden başka bir şey görmedi. özelliklerin aktarılmasının evrimin kulağında olan sarsıntıları tahmin
lngiltere'nin güney kıyısında Mary itici gücü oluğuna inandı. Sonra etmiş olamaz. •
110
••
DENEYLER GUNEŞ
PARLARKEN
KOLAYLIKLA . .
TEKRARLANABiLiR
THOMAS YOUNG 1773-1829

9. dönümünde ışığın
yüzyılın
KISACA
BİLİM DALI
Fizik
Eğer ışık düz çizgi halinde
yol alan parçacıklardan
1 doğası sorunuyla ilgili bilim-
sel görüş bölünmüştü. lsaac
Ncwton bir ışık demetinin say ısız,
oluşuyorsa, basit bir deneyle minik, hızlı hareket eden "tanecik-
kanıtlanabilir. lerden" (parçacık) oluştuğunu
ÖNCE
1678 Christian Huygens, savunmuştu. Işı k mermiye benzer
ışığın dalga olarak yol aldığını bu taneciklerden oluşursa, diyordu,
ilk kez önerir. Treatise on ışığın düz çizgiler halinde yol alma-

Light'ı 1690'da yayımlar. sının ve gölge yapmasının nedenini


açıklar.
1704 Opticks kitabınd a Isaac Ama Newton' ın tanecikleri ışı­
Newton, ışığ ın parçacık ya da Bir ışığı iki bitişik yarıktan bir ğın neden kırıldığını (cama girince
"tanecik" akışlarından perdeye yansıtın. Perdede iki büküldüğünü) ya da gökkuşağının
oluştuğunu öne sürer. ı şık havuzu görülmelidir. renklerine bölündüğünü - yine kırıl­
manın bir sonucu- açıklamıyordu.
SONRA
Christian Huygens ışığın tanecik-
1905 Al bert Einstein ışığın
lerden değil dalgalardan oluştu­
hem dalga hem daha sonra ğunu savunmuştu. Işık dalga olarak
foton denilen parçacık olarak yol alırsa, diyordu Huygens, bu
düşünülmesi gerektiğini
olayları açı klamak kolay olur. Ama
savunur. Newton o kadar heybetliydi ki, pek
Ama onun yerine, tıpkı su
1916 ABD'li fizikçi Robert iki yarıktan akınca
dalgaları çok bilim insanı parçacık teorisine
Andrews Millikan, Einstein'ın olduğu gibi, ı ş ığın ve arka ç ıktı.
haklı olduğunu deneyle karanlığın karışan Sonra 1801'de İngiliz hekim ve
kanıtlar.
örüntülerini yaıatır. fizikçi Thomas Young'ın aklına ,
sorunu şöyle ya da böyle halledece-
1961 Claus Jönsson, Young'ın ğine inandığ ı basit ama yaratıcı bir
çiftyarık deneyini elektronlarla deney tasarlamak geldi. Bu
tekrarlar ve ışık gibi düşünce, Young berrak bir su dam-
elektronların da hem dalga lacığından geçen mum ışığının
hem parçacık gibi Işık dalga olarak yol almalı . yarattığı ışık örüntülerine bakarken
davranabildiklerini gösterir. başladı. Örüntü parlak bir merkezin
etrafında renkli halkları gösteri-
İLERLEME YÜZYILI 111
Ayrıca bkz . Christiaan Huygens 50- 51 • lsaac Newton 62 69 •
Leon Foucault 136 37 • Albert Einstein 214-21

yordu ve Young, halkalara etkileşen


ışık dalgalarının neden olup olma-
dığını merak etti.

Çiftyank deneyi
Young bir oyun kağıdında iki yarık
açtı ve Üzerlerine bir ışık demeti
çevirdi. Işık, yarıkların arkasına
yerleştirilen kağıt perdede, Young'ı
dalga olduklarına inandıran bir
örüntü yarattı. Newton'ın dediği
''
Bilimsel araştırmalar, insanın
kendisinden öncekilere ve
çağdaşlarına karşı yürüttüğü
bir tür savaştır.
Thomas Young Thomas Young
gibi ışık parçacık akışları olsaydı,
İngiltere'de Somerset'te

''
her yarığın tam ötesinde bir ışık
şeridi olmalıydı. Ama Young, hat- Ouaker ebeveynlerin
büyüttüğü 10 çocuğun en
ları belirsiz bir barkod gibi, almaşık
büyüğü olan Thomas Young'ın
parlak ve koyu bantlar gördü. Işık
parlak zekası onu bir çocuk
dalgalarının yarıkların ötesine
dahi yaptı ve "Genç Fenomen"
yayılınca etkileşim içine girdikle- Young'ın çiftyarık deneyi, ışığın
lakabı takıldı. 13 yaşında beş
rini öne sürdü. İki dalga aynı bir parçacık değil, bir dalga oldu- dilden metinleri
zamanda yukarı (tepe) ya da aşağı ğuna bilim insanların bir yüzyıl okuyabiliyordu - yeti şk in
(çukur) dalgalansa, iki kat büyük boyunca inandırdı. Sonra 1905'te olarak Mısır hiyegroliflerinin
bir dalga meydana getirirler (yapıcı Albert Einstein, ışığın sanki bir ilk modern çevirisini yaptı.
girişim) - parlak bantlar yaratarak. parçacık akışıymış gibi de hareket İskoçya'da tıp eğitim
Bir dalga yukarı doğru dalgalanır­ ettiğini gösterdi - bir parçacık ve bir aldıktan sonra 1799'da
ken diğeri aşağı doğru dalgala- dalga gibi davranabilir. Young'ın Londra'da hekimliğe başladı;
nırsa, birbirlerini silerler (yıkıcı deneyi o kadar basitti ki, 1961'de ama boş zamanlarında, bir
girişim) - koyu bantlar yaratarak. Alman fizikçi Claus Jönsson ato- müzikal akord teorisinden
Young ışığın farklı renklerinin farklı ma ltı parçacık elektronlarının ben- dilbilime kadar her konuda
araştırma yapan gerçek bir
girişim örüntüleri yarattığını da zer girişim ürettiğini, dolayısıyla
gösterdi. Bu, ışığın renginin dalga bilgindi. Ama en çok ışık
onların da dalga olması gerektiğini
üzerine çalışmalarıyla
boyuna bağlı olduğunu kanıtladı. göstermek için bu deneyi kullandı.•
ünlüdür. Işık girişimi ilkesini
kanıtlamanın yanı sıra, renkli
Burada ışık bir oyun görmeye ilişkin ilk modern
kagıdındakı iki yarıktan bilimsel teoriyi geliştirdi ve
geçip bir perdeye ulaşır. gördüğümüz renklerin, üç
Yarıktan geçen ışık temel rengin - mavi, kırmızı ve
dalgaları girişir. Tepelerin yeşil- değişik oranları
(sarı) çukurlarla (mavi) olduğunu savundu.
kesiştiği yerde yıkıcı
girişim vardır. Tepelerin
Önemli eserleri
tepelerle çukurları n
çukurlarla kesiştiği yerde,
yapıcı girişim vardır.
1804 Experiments and
Calculations Relative to
Physical Optics
1807 Course of Lectures on
Yapıcı girişim Natura! Philosophy and the
Perde Mechanical Arts
Işık yoğunluğu örüntüsü
112

NİHAİ PARÇACIKLARIN
GÖRELİ AGIRLIKLARINI
BELİRLEMEK
JOHN DALTON (1766-1844)

KISACA
Bu sabit oranlar her bir
BİLİM DALI Elementler birbirleriyle
birleşip sabit oranlı
elementin atomlarının
Kimya göreli ağırlığına bağlı
bileşikler oluşturur.
olmalıdır.
ÖNCE
MS y.400 Demokritos, dünya-
nın bölünmez parçacıklardan
oluştuğunu öne sürer.

MS 8. yüzyıl İranlı bilgin


Bu nedenle bir elementin
Cabir bin Hayyan elementleri atom ağırlığı, bir bileşiğe
metal olanlar ve olmayanlar giren her elemintin
şeklinde sınıflandırır. ağırlığından

1794 Joseph Proust bileşikle­ hesaplanabilir.


ün, her zaman aynı oranda
birleşen elementlerden oluştu­
ğunu gösterir.
8. yüzyılın sonuna doğru hep bütün atomların özdeş
SONRA
1811 Amedeo Avogadro, eşit
miktarda farklı gazın eşit
1 bilim insanları dünyanın bir
dizi temel maddeden ya da
kimyasal elementten oluştuğunu
oldukları varsayılmıştı. Dalton'ın
farkı , her elementin farklı
atomlardan oluştuğunu anlamış
sayıda molekül içerdiğini anlamaya başlamıştı. Ama hiç olmasıydı. O zaman bilinen
gösterir. kimse bir elementin ne olduğundan elementleri - hidrojen.oksijen ve
1869 Dirnitri Mendeleyev, emin değildi. İngihz meteorolog nitrojen dahil- oluşturan atomları
elementleri atom ağırlıklarına john Dalton hava durumuna ilişkin "katı, tek parça halinde, sert, içine

göre sergileyen bir periyodik incelemelerinde, her elementin girilmez.hareketli parçacıklar"


tablo çizer. kendine özgü benzersiz, özdeş olarak tarif etti.
atomlardan oluştuğunu ve bir Dalton'ın düşünceleri, havanın
1897 J. J. Thomson elektronu elementi ayırt eden ve tanımlayan su emme miktarını hava basıncının
keşfederek, olası en küçük şeyin bu özel atom olduğunu gördü. nasıl belirlediğini araştırırken
parçaı;ığın atom olmadığını Dalton kimyanın temelini attı. ortaya çıktı. Havanın farklı gazların
gösterir. Atom düşüncesinin tarihi eski bir karışımı olduğuna inanmaya
Yunanistan'a kadar geri gider; ama başladı. Deney yaparken, verili
iLERLEME YÜZYILI 113
Ayrıca bkz. Joscph Proust 105 • Dimitri Mendeleyev 174-79

çok basit oranlı bileşikler Avogadro bir moleküler oran


oluşturduklarını gördü ve bu s istemi geliştirip, atom ağırlıklarını
şekilde, bir bileşiğe giren her doğru bir biçimde hesapladı. Yine

''
elementin ağırlığıyla her atomun de Dalton'un teorisinin temel
ağırlığını çıkarabilirdi. Çok hızlı bir düşüncesinin her elementin
Cisimlerin nihai
biçimde o zaman bilinen her kendine özgür berzersiz-
parçacıklarının göreli
elementin atom ağırlığını ortaya büyüklükte atomları olduğu
ağırlığını araştırmak, bildiğim
çıkardı. · düşüncesi- doğru olduğu anlaşıldı.
kadarıyla tamamen yeni bir
konudur.
Dalton'a göre h idrojen en hafif
gazdı, bu nedenle onun atom

JohnDalton ağırlığını 1 olarak belfrledi. Suda

''
hidrojenle birleşen oksijenin
ağırlığından ötürü, oksijenin atom
ağırlığını 7 olarak belirledi. Ne var
ki, Dalton'un yönteminde bir kusur
vardı; çünkü aynı elementin
miktarda saf oksijenin aynı atomlarının birleşebileceğini fark
miktarda saf nitrojenden daha az su etmedi. Bir atom bileşiğinde -bir
buharı tuttuğunu gözlemledi ve molekülde- her elementten ya lnızca
bundan, oksijen atomlarının bir atom olduğunu varsaydı. Ama
nitrojen aLornlarından daha büyük Dalton'un çalışması bilim
ve daha ağır olduğu sonucunu insanlarını doğru yola sokmuştu ve
çıkardı. on yıl içinde İtalyan fizikçi Amedeo

Ağırlık önemlidir
Dalton farklı elementlerin Dalton'nun t ablosu farklı
elementlerin simgelerini ve atom
atomlarının ağırlıklarına göre ayırt
ağırlıklarını gösterir. Dalton, metoroloji
edilebileceğini anladı. İki ya da uzerınden , hava ve su parçacıklarının
daha fazla elementin atomlarının ya neden birbirine karışabildiğini kendine
da "nihai parçacıklarının" birleşip sorarak atom teorisine ulaştı.

JohnDalton İngiltere'de Lake District'te dahil yüzle rce bilimsel yazı


1766'da Ouaker bir ailede doğan yazdı. Atom t eorisi hızla kabul
John Dalton, 15 yaşından itibaren gördü ve Dalton s ağlığ ıda bir
düzenli hava durumu gözlemleri şöhret oldu - 1844'te
yaptı. Bunlar birçok önemli içgörü Manchester't e cenaze törenine
edinmesini sağladı - atmosfer 40.000'den fazla kişi katıldı.
neminin hava soğuyunca yağmura
dönüştüğünü görmesi gibi. Dalton Önemli ••erleri
meteorolojik araştırmaları dışında,
kardeşiyle paylaştıkları bir 1805 Experimental Enquiry into
durumdan da büyülendi: renk the Proportion of the Several
körlüğü . Bu konuyla ilgili bilimsel Gases or Elastic Fluids,
tebliği, 1817'de başkanlığına Constituting the Atmosphere
seçildiği Manchester Edebiyat ve 1808-27 New System of
Felsefe Derneğine kabul Chemical Philosophy
edilmesini sağladı. Bu dernek için,
atom teorisiyle ilgili olanlar da
114

ELEKTRİKLE
ÜRETİLEN KİMYASAL
ETKİLER
HUMPHRY DAVY (1778- 1829)

800'de Alessandro Volta

BİLİM DALI
Kimya
1 "volta pilı"ni -dünyanın ilk
pilini- icat etti ve çok
geçmeden birçok bilim insanı pille
c
deneyler yapmaya başladı.
ÖNCE lngiliz kimyacı Humphry Davy
1735 İsveçli kimyacı Georges pilin elektriğinin kimyasal bir
Brandt kobaltı keşfeder; bu tepkime tarafından üretildiğini
sonraki 100 yılda bulunacak anladı. Pilin iki farklı metali

birçok yeni metalin ilkidir. (elektrotlar) tuzlu suya batırılıp


aralarına konan Mğıt aracılığıyla
1772 İtalyan hekim Luigi tepkimeye girince elektrik yükü
elektriğinbir kurbağa akar. 1807'de Davy kimyasal
üzerindeki e tkisini fark eder ve bileşikleri ayırmak için bir pilin
elektriğin bıyolojik olduğuna elektrik yükünü kullanabileceğini
inanır. fark ederek yeni elementler keşfelli
ve daha sonra elektroliz denilen Davy Londra Royal Institution'da
1799 Alessandro Volta işleme öncülük etti. verdigi derslerde, elektrolizin suyu iki
birbirine dokunan me tallerin elementine, hidrojene ve oksijene nasıl
elektrik ürettiğini gösterir ve ayırdıgını göstermek için buna benzer
Yeni metaller bir ayg ıt kullandı.
ılk bataryayı yaratır. Davy elektrik iletmesi için
laboratuvarı nda nemli havaya
SONRA
tutarak nemlendirdiği kuru tabi tuttu ve medal sodyumolde
1834 Davy'nin eski asistanı
potasyum hidroksite (potas) iki etti. 1808'de eletroliz kullanıp dört
MichAP.I Faraday elektrolizin
elektrot soktu. Negatif yüklü metal element daha -kalsiyum,
yasalarını yayımlar.
elektrotta metal kürecikler baryum, strontiyum ve
1869 Dimitri Mendeleyev oluşmaya başladı. Kürecikler yeni magnezyum- ve meta loit boru
bilinen elementleri periyodik bir elementti: melal potasyum . keş fe tti. Elektroliz gibi, bu

bir tablo şeklinde düzenleyip, Birkaç hafta sonra sodyum metallerin ticari kullanımının da
ilk kez Davy'nin 1807'te hidroksiti (sudkostik) elektrolize oldukça değerli olduğu anlaşı ldı. •
saptatığı yumuşak alkali
Ayrıca bkz. Alessand ro Voltn 90-95 • Jöns Jakob Berzelius 119 •
metaller grubunu yaratır.
Hans Christian 0rsted 120 • Michael Faraday 121 • Dirnitri Mendeleyev 174-79
iLERLEME YÜZYILI 115

BİR ULUSUN
KAYAÇLARININ
V.~~JJ~!l,~!9~!!flRMAK
eç 18. yüzyılı n ortasında Alexandre Brongniart'ın ve

BİLİM DALI
Jeoloji
G Avrupa' nın Sanayi
Devrimine güç vermek
için yakıt ve cevher bulma ihtiyacı ,
Britanya'da William Smith'in
çalışmalarına kadar.

jeolojik haritalar çıkarmaya ilg iyi İlk ulusal harita


ÖNCE kamçıladı. Alman mineraloglar Kendi kendini yetiştiren bir
1669 Nicolas Steno, jeologların Johann Lehman n ve Georg Füchsel mühendis ve ölçümcü olan Smith
kayaç tabakalarını topog rafyayı ve kayaç tabakalarını 1815'te İngiltere'yi, Galler'i ve
anlamalarına rehberlik edecek gösteren havadan ayrıntılı İskoçya'nın bir kısmını gösteren ilk
stratigrafinin ilkelerini görüntüler çıkardı. Sonraki birçok ulusal jeolojik haritayı çıkardı.
yayımlar.
jeolojik harita farklı kayaç tiplerinin Madenlerden, taş ocaklarından,
yüzey dağılı mın göstermekten fazla kayalıklardan, kanallaran, kara ve
1760'lar Almanya'd a jeolog bir şey yapmadı - Fransa' da demiryolu kaz ılarından örnekler
Johann Lehmann ve Georg 1811'de Paris Havzasının jeloıisi ni toplayan Srnith, Steno'nun
Füchsel jeolojik tabakaların ilk h aritalandıran Georges Cuvier ile stratigrafi ilkelerini kullanarak
ölçülmüş kesitlerini ve kayaç tabakalarının dizili şini
haritalarım hazırlar. saptad ı ve her tabakayı kendine
özgü fosillere göre tanımladı.
1813 İngiliz jeolog Robert

''
Tabaka dizilişinin ve içinde
Bakewell İngiltere'de ve
oluştukları jeolojik yapıların dikey
Galler' de kayaç tiplerinin ilk kesitlerini de çizdi.
jeognosik haritasını çıkarır. Doğa bilimci için düzenli Sonraki birkaç on yılda ilk ulusal
SONRA fosiller antikacının sikkeleri jeolojik araştırma merkezleri
1835 Ülkenin sistematik gibidir. kuruldu ve bu merkezler kendi
jeolojik haritasını çıkarmak William Smith ülkelerinin haritalarını yöntemli bir
için Geological Survey of Great biçimde çıkarmaya koyuldular. 19.

''
yüzyıl ın ikinci yarıs ında
Britain !Büyük Britanya Jeoloji
uluslararası anlaşmayla, benzer
Araştırmaları! kurulur.
çağlara ait tabakaların ulusal
1878 İlk Uluslararası Jeoloji sınırları aşan bağıntıları kuruldu. •
Kongresi Paris 'te toplanır. O
günden sonra her üç ila beş Ayrıca bkz. Nicolas Steno 55 • James Hutton 96- 101 • Mary Anning 116- 17 •
yılda bir kongreler toplandı. Louis Agassiz 128-29
116
1ıj:ı ı j'I j 1'j'tt1 ıı ı' 1 ı ' \ 1 ı 1\ i jr l \ \ ı ı ' ı''
1 ' •

KJSACA
Bugün a rtık var olmayan
BİLiMDALI Fosiller bitki ve hayvanların büyük hayvanların fosilleri
Paleontoloji korunmuş kalıntılarıdır.
bulundu.
ÖNCE
11. yüzyıl İranlı bilgin İbn
Sina kayaçların fosil oluşması­
na yol açan taşlaşmış akışkan­
dan oluşmuş olabileceğini öne
Geçmişte Yeryüzünde çok farklı hayvanlar yaşadı.
sürer.
1753 Carl Linnaeus kendi
biyolojik sınıflandırma sistemi-
ne fossileri dahil eder.
8. yüzyılın sonuna soruyu gündeme getirdi.
SONRA
1830 İngiliz ressam Henry De
la Beche "derin zaman"a ait bir
1 gelindiğinde fosillerin, bir
zamanlar yaşayan ve
etraflarındaki çökelti katılaşıp
Sınıflandırma sistemlerinde nereye
uygun düşüyorlardı ve soyları ne
zaman tükenmişti? Batı dünyasının
sehnenin ilk paleo-canlanrdır­ kayaçlaşınca taşlaşan Musevi-Hıristiyan kültüründe
malarından bırini yapar. organizmaların kalıntıları olduğu iyiliksever bir Tanrının , kendi
1854 Richard Owen ve genel olarak kabul edilmekteydi. yaratıklarından birinin yok
Hem fosiller hem canlı olmasına izin vereceği
Benjamin Waterhouse Haw-
kins soyu tükenmiş bitki ve organizmalar, İsveçli taksonomist düşünülüyordu.

hayvanların ilk gerçek boyutta


Cari Linnaeus gibi doğa bilimciler
canlandırmalarını yapar.
tarafından ilk kez bir tür, cins ve Uçurumun ucubeleri
familya hiyerarşisi şeklinde Bu büyük ve farklı fosil kalıntıların
Erken 20. yüzyıl Radyomet- sınıflandırıldı. Bununla birlikte, ilk örnekleri, Güney İngiltere
rik tarihleme tekniklerinin fosil kalıntılar hala çevresel ve kıyısında Lyme Regis civarında
gelişmesi, bilim insanlarının biyolojik bağlamlarından yalıtık fosil toplayıcı Anning ailesi
fosilleri içinde oluştukları görülüyorlardı. tarafından bulundu. Burada Jura
kayaç tabakalarına göre 19. yüzyılın başında yaşayan dönemine ait kireçtaşı ve kiltaşı
tarihlendirmelerine olarak hayvanların kemiklerine tabakaları görülür; denizin
verir. benzemeyen fosilleşmiş büyük aşındırdığı kayalıklarda, eski deniz
kemiklerin bulunması, birçok yeni organizmalarının bol miktarda
İLERLEME YÜZYILI 117
Ayrıca bkz. Cari Linnaeus 74-75 • Charlcs Darwin 142-49 •
Thomas Hcnry Huxlcy 172-73

kalıntıları ortaya çıkar. 1811' de da onu çok daha üretken fosil avcısı
Joseph Anning, 1,2 metre yaptı. 1824'te Lady Haıriet
uzunluğunda bir kafatası buldu; Sylvester'ın dediği gibi, Mary
tuhaf ölçüde uzun ve dişli bir Anning "bilime o kadar aşina ki,
gagası vardı. Kız kardeşi Mary bulduğu her kemiğin hangi kabi-
iskeletin geri kalan kısımlarını leye ait olduğunu anınında bilir."
buldu ve kalıntıları 23 pounda Birçok fosul türünde, özellikle
sattılar. Londra'da sergilenen bu korpolit -fosilleşmiş dışkı- konu-
kalıntı, soyu tükenmiş bir "uçurum sunda otorite haline geldi.
ucubesi"nin ilk eksiksiz iskeletiydi Eski Dorset'te Anning'in fosille-
ve epeyce ilgi çekti. Soyu tükenmiş rinin açığa çıkardığı yaşamın MaryAnning
bir deniz sürüngeni olarak resmi, şimdi soyları tükenmiş çok
tanımlandı ve "balık-kertenkele" çeşitli hayvanların yaşadığı tropik Kendi kendini yetiştiren fosil
anlamına gelen ihtiyozor adı verildi. kıyılardan birinin tasviriydi.
toplayıcı Mary Anning
yaşamıyla ilgili birçok
Anning ailesi daha sora daha 1854'te Anning'in fosilleri, heykeltı­
biyografi ve roman yazıldı.
fazla ihtiyozorun yanı sıra, başka raş Benjamin Waterhouse Hawkins
Kıyı köyü Lyme Regis'te
bir deniz sürüngeni olan plesiyozo- ve paleontolog Richard Owen'ın yaşayan yoksul bir ailenin
run ilk eksiksiz örneğini, uçan bir Londra Crystal Palace için yaptığı doğan 10 çocuğundan hayatta
sürüngenin ilk İngiliz örneğini, yeni ilk gerçek boyutta ihtiyozor canlan- kalan iki çocuğundan biriydi.
fosil balıklar ve kabuklu deniz hay- dırmasına model oldu. "Dinozor" Aile, sayılan giderek artan
vanları buldu. Bulunan balıklar sözcüğünü Owen uydurdu; ama turistlere fosil satarak kıt
arasında mürekkep torbası korun- Jura dönemindeki yaşamın zengin- kanat geçiniyordu. Ama Mary
muş ve belemnit olarak bilinen liğini ilk kez Anning gösterdi. • en önemli fosili bulup sattı
kafadanbacaklılar da vardı. Ailenin, - 201-145 milyon yıl önce
1830'da Henry De la Beche, yaşamış Jura dönemi
özellikle Mary'nin fosil avlama yete- Anning'in fosil keşifierini temel alarak
neği vardı. Mary yoksul olmasına sürüngenlerin fosileri.
Dorset civanda Jura dönemi
rağmen okur-yazardı ve kendi ken- denizlerindeki yaşamı bu şekilde Cinsiyeti, aşağı toplumsal
dine jeoloji ve anatomi öğrendi; bu canlandırdı.
konumu ve dinsel
ortodoksluktan uzak oluşu
nedeniyle, yaşadığı dönemde
çalışmaları fazla resmi kabul
görmedi ve bir mektupta
şunları söyledi: "Dünya beni
nezaketsizce kullandı ,
korkarım beni herkesten
kuşkulanır duruma getirdi."
Bununla birlikte, jeoloji
çevrelerinde ve onun
uzmanlığından yararlanmak
isteyen bilim insanları
arasında tanındı. Sağlığı
bozulunca Anning'e, bilime
katkı larından ötürü yılık 25
poundluk küçük bir emekli
maaşı bağlandı. 47 yaşında
göğüs kanserinden öldü.
118

EDİNILMİS
ÖZELLİKL~RİN
KALITIMI
JEAN-BAPTISTE LAMARCK (1744-1829)

809'da Fransız doğa bilimci


KISACA
1 Jean-Baptiste Lamark,
Yeryüzünde yaşamın zaman

''
BİLİM DALI
Biyoloji içinde ev rildiğini söyleyen ilk büyük
teoriyi sundu. Teorisinin itici gücü,
ÖNCE bugün yaşayanlardan farklı yaratık­ Doğanın uzun zaman dilimleri
y. 1495 Leonardo da Vinci, fo- ların fosillerinin bulunmasıydı.
sillerin eski yaşamın kalıntıları
içinde yaptığını biz her gün
1796'da Fransız doğa bilimci
yapıp, bazı canlı bitki
olduğunu öne sürer. Geogres Cuvier, fosilleşmiş filinkine
benzeyen kemiklerin modem fillerin
türlerinin bulunduğu ortamı
1796 Georges Cuvier, fosil ke- aniden değiştiriyoruz.
miklerin soyu tükenmiş masto- kemiklerinden anatomik olarak bariz
ölçede farklı olduğunu, şimdi mamut Jean-Baptiste Lamarck
donlara ait olduğunu kanıtlar.
ve mastadon denilen soyu tükenmiş
1799 William Smith farklı dö-

''
yaratıklara ait olması gerektiğini
nemlere ait kayaç tabakaların­ göstermişti.
da fosil dizilişini gösterir. Cuvier geçmişin yok olmu ş
SONRA yaratıklarını felaket kurbanla rı ola-
1858 Charles Darwin, doğal se- rak açıkladı. Lamark bu düşünceye
çilimle evrim teorisini tanıtu. karşı çıktı ve yaşamın zaman Lamark özelliklerin bir yaratığın ya-
içinde tedricen ve sürekli "deği­ şadığı sürede edinildiğine ve aktarıldı­
1942 "Modern sentez" yeni tür- şime" ya da evrime uğradığını, en ğına inanıyordu . Daha sora Darwin, ge-
lerin nasıl doğduğunu açıklama basit yaşam formlarından en kar- belikte mutasyorılar varlığını sürdürüp
çabasıyla Gregor Mendel'irı ge- maşık yaşam formlarına geliştiğini doğal seçi.limle aktarıldığı için deği­
netiğirıi Darwin'in doğal seçili- savundu. Ona göre çevrede mey- şirrılerin gerçekleştiğini gösterdi ve "e-
ıniyle, paleontolojiyle ve ekolo- dana gelen bir değişım, bir organiz- d inilmiş özellikler" düşüncesiyle dalga
jiyle uzlaştırır. manın özelliklerinde bir değişimi geçildi. Ama son zamanlarda bilim in-
2005 Eva Jablonka ve Marion kamçılayabilirdi. Sonra bu değişim­ sanları, çevrenin - kimyasallar, ışık, ısı
Lomb, genetik olmayan, çevre- ler üremeyle aktarılabilirdi. Yararlı ve yiyecekler- gerıleri ve genlerin dışa
sel ve davrarıışsal değişimlerin olan özellikler daha fazla gelişir; vurumunu gerçekten değiştirebildiği­
evrimi etkileyebildiğini iddia yararlı olmayanlar koybolabilirdi. ni öne sürmektedir. •
eder.
Aynca bkz. Williaırı Sınilh 115 • Mary Anning 116 17 • Charles Darwin 142- 49
• Gregor Mende! 166-71 • Thomas Hunt Morgan 224-25 • Michael Syvanen
318 19
iLERLEME YÜZYILI 119

lessandro Volta'nın pili pili yapmış ve elektriğin tuzları


KISACA
BİLİM DALI
Kimya
A buluşundan esinlenen
kimyacılar kuşağının öncü
ışığı İsveçli Jöns Jakob Berzelius
nasıl ayırdığını görmüştü . Alkali
metaller ile alkalin topraklar pilın
negatif kutbuna; oksijen, asitler ve
bir dizi deney yapıp, elektriğin kim- oks itlenmiş maddeler pozitif
ÖNCE yasallar üzerindeki etkisine baktı. kutbuna göç etti. Tuzlu bileşiklerin
1704 Jsaac Newton atomların 1819'da yayım lanan, elektrokimya pozitif yü klü bazik bir oksit ile
bir kuvvet tarafından birbirine sal düalizm denilen ve bileşiklerin negatif yüklü asid ı k bir oksiti
karşıt elektrik yüklü elementlerin birleştirdiği sonucuna vardı.
bağlandığını öne sürer.
bir araya gelmesiyle yaratıldığını Berzelius düalist teorisini
1800 Alessandro Volta iki farkı öne süren bir teori geli ştirdi. geliştirip, bileşiklerin, bileşen
metali yan yana koymanın 1803'te Berzelius bir maden parçalar arasında karşı t elektrik
elektrik üretebildiğini gösterir sahibiyle birlikte çalışıp, bir volta yükünün çekimiyle birbirine
ve böylece ilk pili yaratır. bağlan d ı ğını öne sürdü. Bu teori,
daha sonra yanlış olduğu
1807 Humphry Davy tuzları
gösterilmesine rağmen, kimyasal
elektrolizle ayırarak sodyumu

''
bağlara ilişkin araştırmaları
ve diğer metal elementleri tetikledi. 1916'da elektriksel
keşfeder.
bağlanmanın "iyonik" bağlanma
Bir kanaatin alışkanlığı çoğu olarak gerçekleştiği ; yani atomların
SONRA
1857-58 August Kekule ve
kez doğruluğuna tamamen elektron kazanarak ya da
inanmamıza yol açar, karşı kaybederek birbirini karşılıklı
diğerleri valans - bir atomun
kanıtları kabul edemememize olarak çeken yüklü atomlar ya da
oluşturabildiği bağ sayısı­
düşüncesini geliştirir.
neden olur. iyonlar haline geldikleri an laşıldı.
Jöns Jakob Berzelius Aslında bu, bir bileşikte atomları n
1916 ABD'li kimyacı Gilbert bağlanma yollarından yal nı zca

''
Lewis elektronların biriydi - biri de, elektronların
paylaşıldığı kovalcnt bağ atomlar arasıda paylaşıld ığı
düşüncesinin öne sürerken, "kovalent" bağdır. •
Alman fizikçi Walther Kossel
iyonik bağlar düşüncesini
önerir. Ayrıca bkz. lsaac Newton 62-69 • Alessandro Volta 90-95 • Joseph Proust 105
• Humphry Davy 114 • August Kekule 160- 65 • Linus Pauling 254- 59
120

ELEKTRİK ETKİSİ
İLETKEN TELLE
SiNiRLi DEGİLDİR
HANS CHRISTIAN SRSTED (1777-1851)

ütün kuvvetlerin ve madde- 0rsted, bu olası lığı ciddiyetle araş­

BİLİM DALI
Fizik
B nin temelinde yatan birliği
keşfetme arayışı, bilimin
kendisi kadar eskidir; ama ilk büyük
tırmaya koyuldu.

Tesadüfen keşif
atılım 1820'de, Dan imarkalı filozof Kopenhag Üniversitesinde ders
ÖNCE Hans Christian 0rsted manyetizma veren 0rsted, bir Volta pilindeki
1600 Williarn Gilbert elektrik ile elektrik arasında bir bağlantı (Alessandro Volta'nın 1800'de icat
ve manyetizma konusunda ilk bulunca geldi. Bu bağlantıyı onun ettiği batarya) elektrik akımının bir
bilimsel deneyleri aklına , 1801'de tanıştığı Alman teli ısıtıp akkor hale getirebildiğini
gerçekleştirir. kimyacı ve fizikçi Johann Wilhelm öğrecilerine göstermek istedi. Telin

1800 Alessandro Volta ilk Ritter getirmişti. Doğada birlik oldu- yakınında duran bir pusula ibresi-
ğunu söyleyen filozof Immanuel nin, elektrik akımının açı ldığı her
elektrik pilini yaratır.
Kant'ın düşüncesinden de etkilenen seferinde hareket ettiğini fark etti.
SONRA Bu, elektrik ile manyetizma arası­
1820 Andre-Marie Ampere daki bağlantının ilk kanıtıydı. Daha
matematiksel bir elektromany- sonra yaptığı çalışmalar onu, elekt-

''
etizma teorisi geliştirir. rik akımının telin içinden akarken
etrafında dairesel bir manyetik alan
1821 Michael Faraday ilk
yarattığına inandırdı.
elektrik motorunu yaratarak Öyle anlaşılıyor ki, elektrik
elektromanyetik dönmeyi 0rsted'in keşfi, Avrupa'nın her
etkisi iletken telle sınırlı tarafındabilim i nsanlarını elektro-
pratik olarak gösterir. değildir; telin etrafında manyetizmayı araştırmaya teşvik
1831 Faraday ve ABD'li bilim oldukça geniş bir etki alanı etti. O yılın sonuna doğru Fransız
insanı Joseph Henry birbirin- vardır. fizikçi Andre-Marie Ampere bu
den bağımsız olarak elektrom- Hans Christian 0rsted yeni bulgu için matematiksel bir
anyetik indüksüyonu keşfeder. teori formüle etti ve 1821'de

''
1864 James Clerk Maxwell Michael Faraday, elektromanyetik
elektromanyetik dalgalan -ışık kuvvetin elektrik enerjisini meka-
dalgalan da dahil- tarif etmek nik enerjiye çevirebildiğini gös-
için bir denklem kümesi terdi.•
formüle eder.
Ayrıca bkz. William Gilbert 44 • Alessandro Volta 90 95 • Michael Faraday
121 •James C!erk Maxwell 180- 85
iLERLEME YÜZYILI 121

EFE~DİM, GÜN
GELiR BUNU
VERGİLENDİRİRSİNİZ
MICHAEL FARADAY (1791-1867)

• ngiliz bilim insanı Michael

BİLİM DALI
Fizik
l Faraday'ın hem elektrik
motorunun hem elektrik
jeneratörünün ilkelerini keşfetmesi,
modern dünyayı dönüştüren ve
ÖNCE elektrik ampülünden
1800 Alessandro Volta ilk telekomünikasyon araçlarına kadar
elektrik bataryasını icat eder. her şeyi getiren elektrik devriminin
yolunu açtı. Faraday'ın kendisi de
1820 Hans Christian 0rsted
yaptığı keşiflerin değerinin -
elek triğin manyetik bir alan
devlete sağlayabileceği vergi
ürettiğini keşfeder.
gelirinin- farkındaydı . Faraday' ın e le ktromanyetik
1820 Andre-Marie Ampere 1821'de Faraday, Ha ns Christian indüksiyonu gösteren aygıtında bir
matematiksel bir alektroman- 0rsted'in elektrik ile manyetizma elektrik akı m ı, büyük bobinin içine
yetizm teorisi formüle eder. arasındaki bağlantıyı keş finden
girip çıkan küçük manyetik bobinden
akarak bir elektrik akımını indükler.
haberdar olduk tan birkaç ay sonra,
SONRA
1830 Joseph Henry ilk güçlü bir mıknatısın bir elektrik telinin
elektronuknatısı yaratır.
etrafında ve bir elektrik telinin de Elektrik üretmek
bir mıknatısın etrafında nasıl On yıl sonra Faraday daha da
1845 Faraday ışık ile elektro- dolaştığını gösterdi. Elektrik teli önemli bir keşif yaptı - devinen bir
manyetizma arasındaki kenti etrafında dairesel bir manyetik alanın bir elektrik akımı
bağlantıyı gösterir. manyetik alan üretir; bu manyetik yaratabildiğini ya da

1878 Sigmund Schuckert'in alan da, mıknatıs üzerinde bir "indükleyebildiğin i." Bu keşif­

tasarladığı ilk buharlı elektrik teğetsel kuvvet yaratıp dairesel bir ABD'li fizikçi Joseph Henry'inin de
santrali, Almanya' da Bavye- hareket üretir. Elektrik motorunun aşağı yukarı aynı zamanda

ra'daki Linderhof Sarayı için arkasındaki ilke budur. Akımın Faraday'dan bağımsız yaptığı- her
elektrik üretir. yönü ve dolayısıyla teldeki türlü elektrik üretmenin temelidir.
manyetik alanın yönü Elektromanyetik indüksiyon, dönen
1882 ABD'li mucit Thomas almaşıklaştırılarak bir dönme bir türbindeki kinetik enerjiyi
Edison, New York City'de, hareketi başlatılır. elektrik akımına çevirir. •
Manhattan'da elektrikle
aydınlatma içirı bir elektrik Ayrıca bkz. Alessandro Volta 90-95 • Hans Christian 0rsted 120 •
santrali kurar. James Clerk Maxwell 180-85
122

iSi EVRENDEKİ
HER
••
MADDEYE
NUFUZ EDER
JOSEPH FOURIER (1777-1831)

ugün fiziğin en temel


KISACA
BİLİM DALI
Fizik
B yasalarından biri şudur:
Enerji ne yaratılır ne yok
edilir; yalnızca bir biçimden
diğerine dönüşür ya da bir yerden
ÖNE başka bir yere taşınır. Fransız
1761 Joseph Black, maddelerin matematikçi Joseph Fourier ısı
sıcaklıklarını belli bir miktar araştırmalarında ve ısının sıcak

arttırmak için aldıkları gizil yerlerden soğuk yerlere nasıl


ısıyı -sıcaklık değişmeden
hareket ettiğini konusunda bir
buzun erimek ve suyun öncüydü.
Daha sıcak yerler ile daha Fourier hem ısının katılarda
kaynamak için aldığı ısı­ soğuk yerler arasında bir
iletkenlik yoluyla nasıl yayıldığıyla,
keşfeder. sıcaklık düşümü vardır.
hem şeylerin nasıl ısı kaybederek
1783 Antoine Lavoisier ve soğuduğuyla ilgilendi. Memleketlisi
Pierre-Simon Laplace gizil ısı Jean-Baptiste Biat ısının
ile özgül ısıyı ölçer. yayılmasını, ısının sıcak yerlerden
soğuk yerlere atlayarak yayıldığı
SONRA "bir uzaktan etki" olarak
1824 Isı enerjisini mekanik düşünmüştü . Biat bir katıdaki ısı
enerjiye dönüştüren ısı Isı sıcaklık düşümü
akışını bir dizi dilim şeklinde
makinesine ilişkin ilk teoriyi üzerinden dalga-benzeri bir
hareketle aktarılır. ifadelendirdi; bu temsil şekli, ısının
geliştiren Nicolas Sadi Carnot, bir dilimden diğerine atlayışını
termodinamik teorirıin gösteren geleneksel denklemlerle
temellerini atar. incelenmesine olanak vermekteydi.
1834 Emile Clapeyron
Sıcaklık eğimleri
enerjirıin
her zaman daba fazla
yayık.lığuıı yusLerir ve Fourier ısı akışına tamamen farklı
Bu hareketi matematiksel bir açıdan baktı. Sıcaklık
termodirıamiğin ikinci olarak ifade etmek için bir eğim.lerine -sıcak yerler ile soğuk
yasasını formüle eder. sinüs ve kosinüs yerler arasında kesintisiz
fonksiyonları derecelenmeler- odaklandı. Bunlar
serisi kullanılabilir. geleneksel denklemlerle
nicelikleştirilemezdi; bu nedenle
iLERLEME YÜZYILI 123
Ayrıca bkz . lsaac Newton 62-69 • Joseph Black 76-77 • Antoine Lavoisier 84 • Charles Keeling 294-95

matematiksel olarak bir seri


şeklinde yazılabilir. Bu bireysel
dalgaların her biri, eş biçimli olarak

''
bir dalga tepesinden bir dalga
çukuruna hareket eder. Giderek
Matematik çok değişik daha fazla basit dalgayı birbirine
olguları karşılaştırır ve onları eklemek, başka herhangi bir dalga
birleştiren gizli benzerlikleri tipine yaklaşabilen ve giderek artan
keşfeder. bir karmaşıklık üretir. Bu sonsuz
Joseph Fourier serilere bugün Fourier seri !eri
denilmektedir. ·

''
Fourier düşüncesini 1807'de
yayımladı ; ama eleştirildi ve

yeni matematiksel teknikler


geliştirdi.
çalışmaları 1822'ye kadar kabul
görmedi. lsı araştırmalarına devam
eden Fourier 1824'te, Yer'in
Güneş'ten aldığı ısı ile uzaya
verdiği ısı arasındaki farkı inceledi.
ww
Fourier dalga düşüncesine ve Güneşten bu kadar uzak olmasına
O M
dalgaları matematiksel olarak
ifadelendirmenin bir yolunu
bulmaya odaklandı. Şunu gördü:
Dalga-benzeri her harekete -
sıcaklık düşümü de dalga-benzeri
bir harekettir- ifadelendirilecek
rağmen Yer'in hoş bir biçimde sıcak
olmasının nedenini anladı: Çünkü
atmosferdeki gazlar, ısıyı tutar ve
tekrar uzaya yayılmasını durdurur
- şimdi sera etkisi denilen olgu.
Bugün yalnızca ısı aktarımı için
ww
Bir Fourier serisi, şekli ne olursa ol-
sun kare şeklinde bile olsa (burada
dalganın şekli nasıl olursa olsun, değil, akustikten, elektrik
pembe) her dalgaya yaklaşabilir. Seri-
ye daha fazla sinüse! dalga eklemek,
basit dalgalar birbirine eklenerek mühendisliğinden ve optikten
karesel dalganın giderek daha yakın
yaklaşılabilir. Birbirine eklenecek kuantum mekaniğine kadar uzanan bir yaklaşığını verir Serideki ilk dört
basit dalgalar trigonometriden birçok bilimsel problem için yaklaşımın (burada siyah) her biri faz-
türetilen sinüsler ve kosinüslerdir; Fourier'in analizine başvurulur. • ladan bir sinüsel dalga oluşturur.

Joseph Fourler Bir terzinin oğlu olan Joseph valisi yapıldı. Yol inşaatlarını ve
Fourier Fransa'da, Auxerre'de d renaj çalışmalarını dene tleme
doğdu . 10 yaşında yetim kalı nca idari göre vleri arasında , eski
yerel bir manastıra alındı ; daha Mısır'la ilgili çığır açıcı bir
sonra gittiği bir askeri okulda inceleme yay ımladı ve ısı
matematik yeteneğiyle kend ini araştırmalarına başladı. 1831'de
gösterdi. Fransa devrimin bir merdiven e ayağı takılıp
sancılarını yaşıyordu ve 1794 düştükten sonra öldü.
Teröründe, devrimci
arkadaşla rıyla arası açılınca kısa Önemli eserleri
bir süre hapis yattı .
Devrim'den sonra Fourier, 1807 On the Propagation of
1798'de Mısır seferinde Napoleon'a Heat in Solid Bodies
eşlik etti. Mısır valisi yapıldı ve 1822 The Analytic Theory
eski Mısır kalıntılarını incelemekle of Heat
görevle ndirildi. 1801'de Fransa'ya
dönen Fourier, Alpler'de !sere
124

ORGANİK OLMAYAN
MADDELERDEN
••
ORGANİK
MADDELER URETMEK
FRIEDRICH WOHLER (1800-1882)

807'de İsveçli kimyacı Jöns savunan ve "vitalizm" olarak

BİLİM DALI
Kimya
1 Jakob Berzelius, canlılardaki
kimyasallar ile diğer
kimyasallar arasında temel bir fark
bilinen egemen teoriye uygundu.
Bu nedenle, Friedrich Wöhler adlı
Alman bir kimyacının, organik
bulunduğunu gösterdi. Berzelius'a kimyasalların hiç de benzersiz
ÖNCE göre bu benzersiz "organik" olmadıklarını, bütün kimyasallarla
1770'ler Antoine Lavoisier ve kimyasallar yalnızca canlılar aynı temel kurallara göre
diğerleri, suyun ve tuzun ısıtıl­ tarafından bir araya getirilebilirdi davrandıklarını göstermesi sürpriz
dıktan sonra önceki hallerine ve bır kez bozulduktan sonra, yapay oldu.
geri dönebildiklerini, ama şeke­ olarak yeniden meydana Organik kimyasalların karbon
rin ya da odunun dönmediğini getirilemezlerdi. Düşünceleri, bazlı bir yığın molekülden
gösterir. yaşamın özel olduğunu ve canlılara oluştuğunu artık biliyoruz. Karbon-
kimyacıların anlayamayacağı bir bazlı moleküller gerçekten de
1807 Jöns Jakob Berzelius, or-
"yaşam gücü" bahşedildiğini yaşamın temel bileşenleridir ; ama
ganik kimyasallar ile organik ol-
birçoğu, organik olmayan
mayan kimyasallar arasında te-
mel bir farklı ortaya koyar. kimyasallardan sentezlenebilir -
Wöhler'in keşfettiği gibi.
SONRA
1852 İngiliz kimyacı Edward Kimya çekişmeleri
Franklin valans düşüncesini, ya- Wöhler'in atılımı, bilimsel bir
ni atomların diğer atomlarla bir- çekişmeden ötürü gerçekleşti.
leşme yeteneğini ortaya koyar. 1820'lerin başında Wöhler ve
1858 İngiliz kimyacı Archibald kimyacı arkadaşı Justus von Liebig,

Couper atomlar arasındaki bağ­ çok farklı gibi görünen iki


lar düşüncesini ortaya koyup, maddenin -patlayıcı olan gümüş
valansın nasıl çalıştığını açıklar. fulminat ve patlayıcı olmayan
gümüş siyanat- özdeş kimyasal
1858 Couper ve August Kekule analizini ortaya koydu. Her biri
organik kimyasalların, diğer a- diğerinin yanlış sonuçlara vardığını
tomların yan kollarına bağlı kar- sandı; ama yazıştıktan sonra,
bon atomlarının oluşturduğu Kimyasal gübrelerde yaygın kullanı­
lan üre, bitkilerin büyümesınde çok önemli
ikisinin de haklı olduğu anlaşıldı.
zincirlerle oluştuğunu öne sürer. Bu grup bileşikler kimyacıların
olan nitrojen bakımından zengindir. İlk kez
Wöhler'in yaptığı sentetik üre, şimdi kimya şunu anlamalarına yol açtı:
sanayinin Leme! hammaddclcrinden biridir. Maddeler yalnızca moleküldeki
İLERLEME YÜZYILI 125
Ayrıca bkz. Antoine Lavoisıer 84 • John Dalton 112 13 •
Jöns Jakob Bcrzclius 119 • Leo Baekeland 140-41 • August Kekule 160- 65

Ama laboratuvarda sıradan


iki kimyasalı birbirine
karıştırarak üre -idrardaki
organik kimyasal-
ü retebiliriz.

Almanya'da Frankfurt'a yakın


Eschersheim'de doğan Friedri-
ch Wöhler, Heidelberg Üniver-
sitesinde doğum doktorluğu e-
ğitimi aldı. Ama kimyaya tut-
kusu vardı ve 1823'te,
Stockholm'de Jöns Jakob Ber-
zelius'tan ders almaya gitti.
Almanya'ya dönünce, kimya a-
lanında dikkate değer ve deği­
şik bir mesleki yaşama başladı.
Organik bir maddenin ilk
atom sayılarına ve türüne göre organik bir madde- olduğunu gös- yapay sentezi dışında, Wöh-
değil, atomların düzenlenişine göre terdi. Berzelius'un teorisine göre ler'in keşifleri -çoğu kez Justis
de tanımlanır. Aynı formüller, farklı bu, yalnızca canlılar tarafından von Liebig'le birlikte yaptığı­
özelliklere sahip farklı yapılara meydana getirilebilirdi - ama arasında alüminyum, beril-

uygulanabilir bu farklı yapılara, Wöhler, organik olmayan kimyasal- yum, itriyum, titanyum ve sili-
Berzelius daha sonra izomerler lardan sentezlemişti. Wöhler, kon da vardı. "Radikaller" -
başka maddeleri oluşturan te-
adını verdi. Berzelius'a ürenin aslında amon-
mel moleküler gruplar- düşün­
Wöhler ile Liebig, daha sonra yum siyanatın bir izomeri olduğunu cesinin gelişmesine de yardım­
parlak bir ortaklık kurdu; ama açıklayarak. "bobrek kullanmadan
cı oldu. Bu teori, daha sonra
1828'de Wöhler organik üre yapabildiğimi size anlatmalı­ çürütülmesine rağmen, bugün
kimyasallarla ilgili hakikate tek yım" diye yazdı. moleküllerin nasıl bir araya
başına tosladı. Wöhler'in keşfinin öneminin geldiğinin anlaşılmasının yolu-
anlaşılması y ı lları aldı. Yine de, nu açtı. Sonraki yıllarda Wöh-
Wöhler sentezi bütün canlıların kimyasal süreçlere ler göktaşlarının kimyası konu-
Wöhler amonyum siyanat elde etme nasıl bağlı olduğunu açığa sunda otorite haline geldi ve
beklentisiyle, gümüş siyanat ve çıkarmanın yanı sıra, değerli bir nikel saflaştırma fabrikası­
amonyum klorürü karıştırıyordu. organik kimyasalların ticari ölçekte nın kurulmasına yardım etti.

Ama amonyum siyanattan farklı sentezini de olanaklı kılan modern


özelliklere sahip beyaz bir madde organik ki myanın geli~mesinin Önemli eserleri
elde etti. Kurşun siyanat ile amon- yolunu gösterdi. 1907'de bu tür
1830 Summary of
yum hidroksiti karıştırınca da aynı kimyasallardan Bakalit denilen
Inorganic Chemistry
toz ortaya çık tı. Analiz, beyaz sentetik bir polimer üretildi ve 1840 Summary of
tozun üre -idrarın temel bileşenle ­ modern dünyayı şekillendiren Organic Chemistry
rinden biri ve amonyum siyanatla "Plastik Çağı" başladı. •
aynı kimyasal formüle sahip olan
126
A.

RUZGARLAR ASLA
DÜZ.BİR ÇİZGİ
HALiNDE ESMEZ
G.-G. DE CORIOLIS (1792-1843)

ava ve okyanus ak ıntıları Yer'in dönüşü rüzgarların kuzey


KISACA
BİLİM DALI
Meteoroloji
H düz çizgi halinde akmaz.
Akıntılar hareket ederken,
kuzey yarımkürede sağa, güney
yarımkürede sağa, güney yarım kürede
sola sapmalarına neden olur.
İlk yön
yarımkürede sola saparlar.
ÖNCE 1830'larda Fransız bilim insanı
1684 Isaac Newton merkezkaç Gaspard-Gustave de Coriolis,
kuvvet düşüncesini sunar ve bugün Coriolis kuvveti olarak bili-
kavisli bir yolda her d evinimin nen bu etkinin arkasındaki ilkeyi
etkide bulunan bir kuvvetin keşfetti.
sonucu olması gerektiğini ifade
eder. Dönmeyle sapma

1
1735 George Hadley, Yer'in Coriolis düşüncelerine dönen su
dönüşü hava akımlarını saptır­ dolaplarını inceleyerek ulaştı; ama
dığı için ticaret rüzgarlarının daha sonra meteorologlar bu düşün­ SolasapI İlk yön
ekvatora doğru estiğini oraya celerin, rüzgar ve okyanus akıntıla­
koyar. rın ın hareket tarzı için de geçerli olmasaydı, rüzgarlar yüksek basınç
olduğunu anladılar. alanlarından alçak basınç alanla-
SONRA Coriolis, bir nesne dönen bir rına düz eserdi. Rüzgar yönü,
1851 Uıon Foucault, Yer'in yüzey üzerinde ilerlerken, momen- aslında, alçak basınç çekimi ile
dönüşünün bir sarkacın sallanı­ tumunun onu kavisli bir yola soku- Coriolis sapması arasında bir den-
şını nasıl saptırdığını gösterir. yormuş gibi göründüğünü gösterdi. gedir. Rüzgarların kuzey yarım kü-
1856 ABD'li meteorolog William Dönen bir atlıkarıncanın ortasın­ rede saatin tersi yönünde, güney
Ferrel, rüzgarların izobarlara dan dışarıya atılan bir topu kafa- yarımkürede saat yönünde dönme-

eşit atmosfer basıncı noktalarını nızda canlandırın. Top kavis çizer sinin nedeni büyük ölçüde budur.
birleştiren çizgiler- paralel gibi görünür - atlıkarıncanın dışın­ Aynı şekilde okyanus yüzey akıntı­

estiğini gösterir. dan bakan birine göre fiilen düz bir ları da kuzey yarımkürede saat
çizgide hareket ediyor olsa bile. yönünde, güneyde saatin tersi
1857 Felemenkli meteorolog Dönen Yer üzerindeki rüzgarlar yönünde dev döngüler ya da girdap-
Christophorus Buys Ballot, aynı şekilde sapar. Coriolis kuvveti lar şeklinde dolaşır. •
rüzgar arkanızda esiyorsa alçak
basınç alanı sol tarafınızdadır
Ayrıca bkz. George Hadley 80 • Robert FitzRoy 150 55
diyen bir kuralı formüle eder.
iLERLEME YÜZYILI 127

ÇİFT Y~LDl~LARIN
8ENK~l IŞIGI
UZERINE
CHRISTIAN DOPPLER (1803-1853)

şığın rengi frekansına, yani kaynaklandığı biliniyor (yıldız ne


KISACA
BiLiMDALI
Fizik
1 saniyedeki dalga sayısına bağ­
lıdır. Bize doğru gelen bir şey
dalga yayıyorsa, ikinci dalga birinci
kadar sıcaksa o kadar mavi
görünür); ama bazı yıldızların
hareketi, Doppler etkisiyle
dalgadan daha kısa bir yol a l ır; saptanabilir. Çift yıldızlar birbirinin
ÖNCE dolayısıyla, kaynak durağan olsaydı etrafında dönen iki yıld ı zdır.
1677 Ole R0mer, Jüpiter' in uy- olacak olandan daha kısa sürede Dönüşleri, yaydıkları ı şıkta almaşık
dularını inceleyerek ışığın hızı­ bize u laşır. Bu yüzden kaynak ile bir kızıla kaymaya ve maviye
nı hesaplar. alıcı birbirine yaklaşırsa dalga fre- kaymaya neden olur. •
kansı artar, uzaklaşırsa azalır. Bu
SONRA
etki, ses de dahil olmak üzere
1840'lar Felemenkli meteoro- bütün dalga tipleri için geçerlidir ve
log Christophorus Buys Ballot,
bir ambulans geçerken değişen
Doppler etkisini ses dalgaları­

''
siren perdesinden sorumludur.
na, Fransız fizikçi Hippolyte Pek çok yı ldız çıplak göze beyaz
Fizeau elektroma nyetik dalga-
görünür ama teleskopla bakılınca
lara uygular. Gökyü zü olağanüstü bir
birçoğu kırmızı, sarı ya da mavi
1868 Britanyalı as tronom Wil- görülebilir. 1842'de Christian görüntü sunuyordu; tam
liam Huggins bir yıldızın hı z Doppler adlı Avusturyalı bir fizikçi, arkamda bütün yıldızlar koyu
yöneyini bulmak içi n kı zıla bazı yıldızlar ın kızıl renginin kızıl renkteyken, tam
kaymayı kullanır. Yer'den uzaklaşmalarından önümdekiler mordu. Arkamda
1929 Edwin Hubble galaksile- kaynaklandığını ortaya koydu; yakutlar, önümde mor taşlar
Yer' den uzaklaşma o yıld ızların uzanıyordu.
rin kızıla kaymasını Yer' den u-
zaklıklarına bağlar ve Evren'in
ışığını daha u zun dalga boylarına Olaf Stapledon
kayd ırıyord u . Görünür ı şığın en Star Maker romanından {1937)
genişlediğini gösterir.
uzun dalga boyu kı zı l olduğ u için,

''
1988 Güneş sistemi dışındaki bu durum kızıla kayma olarak anıldı
ilk gezegen, etrafında döndüğü (s 241'de gösterild iği gibi).
yı ldızdan g elen ışı~ın Doppler Şimdi yıldızların renginin esas
etkisi· kullanılarak saptanır - olarak sıcaklıklarından
gezegenin kütleçekimi dönü-
şünü bozduğu için yıldız "yal- Ayrıca bkz. Ole füımer 58-59 • Edwin Hubble ~36 41 • Geoffrey Ma rcy 327
palıyor" gibi görünür.
128

BUZUL, TANRl'NIN
BUYUK""'
PULLUGUYDU
LOUIS AGASSIZ (1807-1873)

KISACA
eri çekilen buzullar arkalarında arazide
BİLİM DALI tikel yüzey şekilleri bırakır.
Yer bilimi
ÖNCE
{t ==-----"
1824 Norveçli Jcns Esmark. fi-
yortların, morenlerin ve sapkın
Bu yüze y ş ekillerine, artık buzul bulunmayan
taşların yaratılmasından buzul-
yerlerde rastlanır.
ların sorumlu olduğunu öne sü-
rer.
1830 Charles Lyell doğa yasala-
rınınher zaman aynı olduğunu ,
bu yüzden geçmişin ipuçlarının
şimdiki zamanda bulunduğunu
Geçmişte bir zaman bu yerlerde buzul olmalı.

savunur.
1835 İsviçreli jeolog Jean de C-
harpentier, Cenevre Gölü yakın­
uzullar bir araziden bir arazide taşımanın bilinen
larındaki sapkın taşların bir "Alp
buzullaşması"nda Mont Blanc
bölgesinden taşındığını savunur.
B geçerken arkalarında
imzalarını bırakır. Buzullar
kayaçları ovalayıp düzleştirir ya
yoludur). Bu nedenle, etrafındaki
kayalardan farklı türden bir
kaya, oradan daha önce bir buzul
SONRA da yuvarlaklaştırır; kayaların geçtiğinin bariz işaretidir. Bir
1875 İskoç bilim insanı James üzerinde, buzun hareket yönünü işaret de, vadilerde morenlerin
Croll, Yer'in yörüngesinde deği­ gösteren striyasyonlar (çizikler) varlığıdır. Bunlar, buzul büyürken
şikliklerin buz çağma neden olan bırakır. Arkalarında sapkın taşlar kenara itilen büyük taş yığınlarıdır.
sıcaklık değişikliklerini açıklaya­ -buzun uzak mesafelerden taşıyıp
bildiğini savunur getirdiği büyük kayalar- da bırakır. Kayaçların sırra
Sapkın taşların bileşimi, üzerinde 19. yüzyılda jeologlar striyasyon,
1938 Sırp fizikçi Milutin Milan-
bulundukları kayaçlardan genellikle sapkın taş ve moren gibi arazi
kovic iklim değişikliklerini Yer'in
farklı olduğu için saptanabilirler. özeliklerini buzulların kanıtı kabul
yörüngesinde periyodik değişik­
Birçok sapkın kaya ırmaklar ederdi. Ama bu tür özelliklerin
liklere bağlar.
tarafından hareket ettirilemeyecek yeryüzünde buzulların bulunmadığı
kadar büyüktür (ırmaklar, kayaları alanlarda bulunmasının nedenini
iLERLEME YÜZYILI 129
Ayrıca bkz. Wllliam Smıth 115 • Alfred Wegener 222 23

açıklayamıyorlardı. Bir teoriye göre Alpler'de Eski Kırmızı Kumtaşında


kayaları tekrarlayan taşkınlar fosil balık kazılan yapan ünlü
hareket ettirdi. Taşkınlar, Avrupa İngiliz jeolog William Buckland'la
anakarasının büyük bölümünün tanıştı. Agassiz buz çağı teorisinin
üzerini örten "büyük taş kanıtlarının gösterince, Buckland
sürüklenmesi "ni (sapkın taşlan ikna oldu ve 1840'ta ikisi İskoçya'yı
içine alan kum, kil ve çakıl) gezip buzullaşma kanıtlan aradı.
açıklayabilirdi. Son taşkın geri Geziden sonra Agassiz
çekilince, malzeme birikmiş düşüncelerini Londra Jeoloji
olabilirdi. En büyük sapkın taşlar, Dorneği'ne sundu. Buckland ve
eriyince kayaları çökelten Charles Lyell'i -o günün önde gelen Louis Agassiz
aysberglere yakalanmış olabilirdi. iki jeologu- ikna etmiş olmasına
Ama bu teori bütün özellikleri rağmen, derneğin diğer üyeleri
1807'de küçük bir İsviçre
açıklayamıyordu. umursamadı. Neredeyse küresel
köyünde doğan Louis Agassiz
hekim olmak için okula gitti,
ölçekte bir buzullaşma, küresel bir
ama Neuchatel Üniversitesin-
Açığa çıkan buz çağı taşkından daha olası görünmedi.
de doğa tarihi profesörü oldu.
1830'larda İsviçreli jeolog Louis Bununla birlikte, buz çağları Fransız doğa bilimci Georges
Agassiz tatillerini Avrupa düşüncesi giderek kabul görmeye
Cuvier yönetiminde gerçekleş ­
Alpler'inde geçirip, buzulları ve başladı ve bugün jeolojinin birçok tirdiği ilk bilimsel çalışması,
buzul vadilerini inceledi. Yer'in bir farklı alanından, Yer yüzeyinin Brezilya'nın tatlı su balıklarını
zamanlar şimdi olduğundan çok büyük bölümünün geçmişte birçok sınıflandırmakla ilgiliydi ve
daha fazla buzla kaplı olması kez buzla örtülü olduğuna ilişkin sonrasında Agassiz fosil
durumunda, yalnızca Alpler'deki kanıtlar vardır. • balıklarla ilgili kapsamlı
değil her yerdeki buzul kaynaklı çalışmalara başladı. 1830 ' 1arın
coğrafi özelliklerin sonunda buzullarla ve zoolojik
açıklanabileceğini anladı. Bugünün sınıflandırmayla da ilgilendi.

buzulları, bir zamanlar Yer'in büyük


1847'de ABD'de Harvard
bölümünü kaplayan buz örtüsünün Üniversitesinde görev aldı.
Agassiz, İrlanda'nın Caher Vadisi'nde Agassiz, Darwin'in evrim
kalıntıları olmalıydı. Ama Aggasiz bulunanlara benzer büyük sapkın teorisini hiçbir zaman kabul
teorisini yayımlamadan önce, taşların, eski buzullar tarafından
bırakıdığını öne süren ilk kişiydi.
etmedi; türlerin "Tanrı'nın
başkalarını inandırmak istedi.
kafasındaki düşünceler"
olduğuna ve türlerin, yaşadık­
larıbölgeler için yaratıldıkları­
na inanıyordu . "Poligenizrni"
-farklı insan ırklarının ortak
bir atayı paylaşmadıklarını ,
Tanrı tarafından ayrı yaratıl­
dıklarını öne süren inanç- sa-
vundu. Son yıllarda ırkçı
düşünceleri açıkça savunması
ününü lekeledi.

Önemli eserleri

1840 Study on Glaciers


1842- 46 Nomenclator Zoologi-
cus

TEK BiR
1111 1111

OLARAK TEMSİL EDİLİR


ALEXANDER YON HUMBOLDT (1769-1859)
/
132 ALEXANDER VON HUMBOLDT
anlı dünya ile cansız dünya
KISACA
C arasındaki iç ilişkilerin
incelenmesi, yani ekoloji

''
BİLİM DALI
olarak bilinen çalışmalar, ancak son
Biyoloji
150 yılda titiz ve yöntemli bir
ÖNCE bilimsel araştırma konusu oldu.
MÖ 5.-4. yüzyıl Eski Yunan "Ekoloji" terimi 1866'da Alman Bana yön veren temel dürtü ,
yazarlar bitkiler, hayvanlar ve evrim biyologu Emst Haeckel fiziksel nesne olgularını genel
çevreleri arasındaki iç ilişkiler ta ra fınd an icat edildi ve Yunanca
bağlantıları içinde kavrama ve
ağıru gözlemler.
ev ya da mesken a nlamına gelen
doğayı, iç kuvvetler tarafından
oikos sözcüğü ile inceleme ya da
SONRA söylem anlamına gelen logos hareket ettirilen ve
1866 Ernst Haeckel, "ekoloji" canlandırılan tek bir bütün
sözcüğünden tü rer. Ama modern
sözcüğünü icat eder. ekolojik düşüncenin öncüsü olarak, olarak temsil etme çabasıydı.
Alman bilgin Alexander von Alexander von Humboldt
1895 Eugenius Warming, Humboldt kabul edilir.
ekoloji üzerine ilk üniversite Kapsamlı keşif gezileriyle ve
ders kitabını yayımlar.

''
yazılarıyla Humboldt yeni bir bilim

1935 Alfred Tansley yaklaşımı geliştirdi. Bütün fiziksel

"ekosistem" sözcüğünü icat bilimleri birbiriyle ilişkilendirerek


eder. ve en son bilimsel donanımı,
ayrıntılı gözlemleri ve eşi
1962 Rachel Garson Silent görülmem iş ölçekte titız veri Mutualizm olarak bilinen karş ı lı klı
Spring'dc haşere ilaçlarının analizleri kullanarak doğayı birleşik bağ ımlı lığa ilişkin ilk anlatı mların

tehlikeleri uyarısında bulunur. bir bütün şeklinde anla maya birinde Herodotos, Mısır ' da Nil
çalıştı. kıyısında ağızlar ını açıp k uşların
1969 Dünya Dost.lan ve dişlerini temizlemesine izin veren
Greenpeace kurulur. Timsahın dişleri timsahla rı tarif eder.
1972 James Lovelock'un Gaia Humboldt'un holistik yaklaşımı Bir yüzyıl sonra, Yunan filozof
hipotezi Yer'i tek bir organizma yeni olmasına rağmen , ekoloji Aristoteles ve öğrenci s i
kavramı, MÖ 5. yüzyılda !Ierodotos Theophrastus'un türlerin göçü,
olarak sunar.
gibi eski Yunan ya zarların ilk doğa dağılı mı ve davranışı üzerine
tarihi araştır malarından geli şti. gözlemleri, ekolojik niş -doğada bir
türü n yaşam tarzın ı şekillendiren
ve o yaşam tarzı tarafından
şekillendirilen tikel yer-
kavramının erken bir versiyonunu
verd i. Theophrastus bitkiler üzerine
kapsamlı araştırmalar yapıp yazılar
yazdı;bitkilerin yetişmesi ve
dağ ılımı bakımından iklimin ve
toprağın önemini fark etti. On ların
düşünceleri sonraki 2000 yı l
boyunca doğa felsefesini etkiledi.

Humboldt'un ek ibi Meksika' nın


Jorullo volkanına ilk göründüğünden
44 yıl sonra, 1803'te tırmandı.
Humboldl farklı bitkilerin yaşadığı
yerleri inceleyerek jeolojiyi
meteorolojiyle ve biyolojiyle
ilişkilendirdi.
İLERLEME YÜZYILI 133
Aynca bkz. Jean-Baptiste Lamarck 118 • Charles Darwin 142 49 • James Lovelock 315

Doğanın birıe,tirici karşılaştırmanın bir aracı olarak, kuşakları Alp Dağları, Pireneler,
kuvvetleri eşdeğer çizgileri ya da izotermal Lapland, Tenerife ve Himalaya
Humboldt'un doğa yaklaşımı, geç çizgileri kullanıp eşit sıcaklık Dağlarındaki kuşaklarla
18. yüzyılda, bir bütün olarak noktalarını birleştirmeyi önerdi. karşılaştırarakküresel bir
dünyayı anlamada duyuların, Humboldt fiziksel koşulların - uygulamayı gösterdi.
gözlemin ve deneyimin değerini iklim, yükseklik, enlem ve toprak
vurgulayarak rasyonalizme tepki gibi yaşam dağılımını nasıl Ekolojiyi tanımlama
gösteren Romantik geleneği izledi. etkilediğini inceleyen ilk bilim Haeckel de "ekoloji" sözcüğünü icat
Çağdaşı şairler Johann Wolfgang insanlarından biriydi de. ettiğinde, bir canlı ve cansız dünya
von Goethe ve Friedrich Schiller Bonpland'ın yard ım ıyla, And Gestalt'ı (birliği) görme geleneğine
gibi Humboldt da, doğanın -doğa Dağlarında yüksek ra:Kımlar ile uyuyordu. Coşkulu bir evrimci olan
felsefesinin ve insan bilimlerinin- deniz seviyesi arasında flora ve Haeckel, 1859'da Türlerin Kôkeni
birliği (Almancada Gestalt) fauna değişikliklerinin haritasını Üzerine'yi yayımlayarak değişmez
düşüncesini destekledi. çıkardı. 1805'te, Amerika'dan bir dünya olarak Yer fikrini kovan
Araştırmaları anatomi ve döndükten sonraki yıl, bu alanın Charles Darwin'den esınlendi.
astronomiden mineralojiye ve coğrafyası üzerine şimdi ünlenen Doğal seçilimin rolünü sorguladı,
botaniğe, ticarete ve dilbilime çalışmasını yayınıladı; burada ama hem evrimde hem ekolojide
kadar uzandı ve doğal dünyayı doğanın iç bağlantılarını özetliyor çevrenin önemli bir rol oynadığına
Avrupa sınırlarının ötesinde ve yüksekliğe bağlı bitki örtüsü inandı.
araştırması için gerekli bilgi ku şakları nı gösteriyordu. Yıllar 19. yüzyılın sonuna
der inliğiyle donandı. sonra, 1851'de, And Dağlarındaki gelindiğinde, ilk ekoloji ders kitabı
Humboldt'un dediği gibi,
"Egzotik bitkilerin, bir herbaryum-
daki kuru türlerin bile, görüntüsü
imgelemimi ateşledi ve güney ülke- Ekoloji, organizmalar ile çevreleri arasında,
lerindeki tropikal bitki örtüsünü dağılımlarınıve çokluklarını belirleyen bütün
kendi gözlerimle görmeye can etkileşimlerin incelenmesidir.
attım." Fransız botanikçi Aime
Bonpland'la birlikle Latin
Amerika' da yaptığı beş yıllık araş­
tırma lar, en önemli keşif gezisiydi.
Haziran 1799'da yola çıkarken şunu
Bu etkileşimler kapsamalıdır.. .
ilan etti: "Bitki ve fosil toplayaca-
ğım , en iyi aletlerle astronomi göz-
lemleri yapacağım. Yine de yolculu-
ğumun ana amacı bu değildir. Doğa
güçlerinin nasıl davrandığını, coğ­
rafi çevrenin hayvanları ve bitkileri
ne şekilde etkilediğini keşfetmeye
çalışacağım . Kısaca, doğadaki
uyumu ortaya çıkarmalıyım." Tam
da bunu yaptı.
Humboldt diğer birçok projenin
yanı sıra, okyanus suyu sıcaklığını
ölçtü ve küresel çevreyi, özellikle
ıklimi nitelendirmenin ve
haritalandırmanın, ardından çeşitb
ülkelerdeki iklimsel koşulları
134 ALEXANDER VON HUMBOLDT
Plantesamfund'u (Bitki Ekolojisi) kapsar. Modern ekolojinin kapsamı
1895'te yayımlayan Danimarkalı bireysel organizmadan aynı türden
botanikçi Eugenius Wanming, bireylerin oluşturduğu

''
üniversitede ekoloji dersi veriyo~du. popülasyonlara ve tikel bir çevreyi
Humboldt'un öncü çalışmalarından paylaşan popülasyonlardan oluşan
yola çıkan Warming, bitki topluluğa kadar uzanır .
Anlaşılan bütün bu zehir
dağılımının biyom olarak bilinen, Ekolojinin temel terim ve
büyük ölçüde bitkilerin çevreyle, kavramlarının çoğu, yirminci
zinciri, ilk yoğunlaştırıcılar
olması gereken minik
özellikle iklimle etkileşimine yüzyılın ilk birkaç on yılında öncü
dayanan küresel coğrafi ekologların çalışmalarına dayanır.
bitkilerin oluşturduğu bir
altbölümlerini geliştirdi - tropikal Biyolojik topluluk kavramını ilk kez Lemele dayanıyor.
yağmur ormanları biyomu gibi. 1916'da Amerikalı botanikçi Rachel Carson
Fredeıic Clements geliştirdi. Verili

''
Bireyler ve topluluk bir alandaki bitkilerin zaman içinde
20. yüzyılın başında modern ekoloji öncü bir ilk topluluktan optimal bir
tanımı, organizmaların dağılımını doruk topluluğa uzanan bir topluluk
ve çokluğunu belirleyen silsilesi geliştirdiğine
etkileşimlerin bilimsel incelenmesi inanmaktaydı; doruk topluluk
olarak gelişti. Bu etkileşimler, bir içinde farklı türlerin ardışık bir organizma" olarak topluluk
organizmanın onu etkileyen bütün toplulukları birbirlerine uyum metaforu başlangıçta eleştirildi,
faktörleri - hem biyotik (canlı gösterip, bir vücudun organlarına ama daha sonraki düşünceyi
organizmalar) hem abiyotik (toprak, benzer, sıkı sıkıya bütünleşik ve etkiledi.
su. hava, sıcaklık ve günışığı gibi birbirine bağımlı bir birim Topluluktan daha yüksek
cansız faktörler- kuşatan çevresini oluşturur. Clements'in "karmaşık düzeyde ekolojik bütünleşme
düşüncesi 1935'te, İngiliz botanikçi
Arthur Tansley'in geliştirdiğ i
Bir besin zinciri, birincil üreticilerden (güneş
enerıisını besin enerjısıne çeviren bıtkıler ve algler)
ekosistem kavramıyla sunuldu. Bir
bitki yiyen tüketicı organ ı zmalara (tavşanlar ve dığer ekosistem hem canlı hem cansız
otoburlar gibi), oradan da tüketicılerle beslenen öğelerden oluşur. Bu öğelerin
yırtıcılara enerji aktarır. etkileşimi, çevreden canlı kısma
sürekli bir enerji akışı olan istikrarlı
bir birim oluşturur ve bir su

yırtıcı)\\
birikintisinden okyanusa ya da
bütün gezegene kadar her ölçekte
Aslan, tepedeki etkili olabilir.
(başkaları tarafından
avlanmaz) İngiliz zoolog Charles Elton'ın
hayvan topluluklarını incelemesi,
1927'de, daha sonra "besin ağı"
olarak bilinen besin zinciri ve besin
döngüsü kavramını gelişti rmesine
yol açtı. Bir besin zinciri, bir
ekosistem aracılığ ıyla birincil
üreticilerden (karadaki yeşil bitkiler
gibi) bir dizi tüketici organizmaya
enerji aktarımıyla oluşur. Elton
belirli organizma gruplarının besin
zincirinde bir süre belli nişleri işgal
ettiğini de an !adı. Elton'ın nişleri
yalnızca habitatları değil işgalci
organizmaların geçinmek için
bağımlı oldukları kaynakları da
İLERLEME YÜZYILI 135
Rachel Corson (en sağdaki)
kirlenmenin çevre üzerindeki yıkıcı
etkısine dikkat çekerek ekoloji bilimine
ve ekolojinin halk tarafından
anlaşılmasına önemli bir katkıda
bulundu.

kapsar. Besin zinciri basamağıyla


enerıi aktarımının dinamiği,
Amerikalı ekologlar Raymond
Lindeman ve Robert MacArthur
tarafından incelendi; bu ekologların
matematiksel modelleri, ekolojinin
öncelikli olarak betimleyici bir
bilimden deneysel bir bilime
dönüşmesine yardımcı oldu.

Yeşil hareket
1960'larda ve 1970'lerde ekolojiye
popüler ve bilimsel ilgide bir
patlama, Amerikalı deniz biyoloğu çeşitliliğiyle yaşamı besleme birçoğu zaten insan faaliyetinin
Rachel Garson gibi güçlü yeteneği ni güvenceye alma" tehdidi altında olan mevcut
savunucuların verdiği güçle çevreci misyonuyla Dünya Dostları ve ekosistcmler üzerindeki etkisi
hareketin gelişmesine yol açtı. Greenpeace örgütleri kuruldu. konusunda arlan bir kaygıya tanık
Carson'ın 1962'de çıkardığı kitabı Çevresel koruma, temiz ve oldu. •
Sessiz Bahar, haşere ilacı DDT gibi yenilenebilir enerji, organik gıdalar,
insan yapımı kimyasalların çevre geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik
üzerindeki zararlı etkilerini hem Kuzey Amerika'da hem
belgeledi. 1968'de Apollo 8 Avrupa'da siyasal gündem
astronotlarının uzaydan çektiği ilk maddeleriydi ve ekoloji bilimi
Yer fotoğrafı, gezegenin kırılganlığı temelinde ulusal koruma ajansları
konusunda kamusal farkındalık kuruldu. Son on yıllar, küresel iklim
yarattı. 1969'da, "Yer'in bütün değişikliği ve bunun çevre ve

Alexander von Berlin'de zengin ve çevresi geniş Paris'e üslendi; verilerini işleyip
Humboldt bir ailede doğan Humboldt, 30 cilt halinde yayımlaması 21
Frankfurt Üniversitesinde maliye, yıl aldı; sonra düşüncelerini,
Göttingen'de doğa tarihi ve Kosmos başlıklı dört cilt halinde
dilbilim, Hamburg'da dil ve ticaret, sentezledi. Beşinci cilt, 89
Freiburg'da jeoloji ve Jena'da yaşında Berlin'de öldükten sonra
anatomi okudu. 1796'da annesinin tamamlandı. Darwin ona
ölümüyle, 1799'dan 1804'e kadar "şimdiye kadar yaşamış en
botanikçi Airne Bonpland ile büyük bilim gezgini" dedi.
birlikte Amerika'ya bir keşif gezisi
için gerekli mali kaynağa kavuştu.
En son bilimsel donanımı kullanan Öne mli eserleri
Humboldt bitkilerden nüfus
istatistiklerine ve minerallerden 1825 Journey to the Equinoctial
meteorolojiye kadar her şeyi ölçtü. Regions of the New Continent
Amerika'dan dönünce Humboldt 1845- 1862 Kosmos
Avrupa'nın her tarafında ağırlandı.
136

KISACA
BİLİM DALI
Fizik
ÖNCE
1676 Ole Rlllmer Jüpiter'in
uydusu Io'nun tutulmalarını
kullanarak ışık hızının ilk
başarılı ölçümünü yapar.

1690 Christiaan Huygens,


ışığın bir tip dalga olduğunu
öne süren Treatise on Light'ı
yayınlar.

1704 Isaac Newton'ın


Opticks' i ışığın bir "tanecikler"
akı mı olduğunu öne sürer.
SONRA
1864 James Clerk Maxwell,
elektromanyetik da lgalann hızı
7. yü zyılda bilim insanları ışık demetinin bir saydam
ışığın hızına o kadar yakındır
ki, ışık bir elektromanyetik
dalga biçimi olması gerektiğini
anlar.
1 ışığ ı ve sonlu, ölçülebilir bir
h ızının olup olmadığını
araştırmaya başladı. 1690' da
malzemeden diğer i ne geçerken
bükülmesi- i l işkin açıklaması,
ışığın havadan suya geçerken daha
Ch ristiaan Huygens ışığı bir hızlı yol aldığını varsaydı.
1879-83 Almanya doqumlu boyıı nıı rl rılga gibi düşündü ve Işığın h ızına ilişkin hesaplar,
ABD'li fizikçi Albert d algan ın , camda ya da suda, ı şığ ın uzayda ne kadar h ızlı yol
Michelson, Foucault'nun havada olduğundan daha yavaş yol a l dığın ı gösteren astronomik
yöntemini geliştirir ve a lacağ ını öngördü. 1704'te lsaac olgulara dayanmaktaydı. İlk karasal
bugünün değerine çok yakın Newton, bir "tanecik" ya da ölçüm 1849'da Frans ız fizikçi
bir ış1k hızı elde eder. parçacık akım ı olarak ı şık teorisini Hippolyte Fizeau tara fından
yayınladı. Newton' ın kırılmaya - bir gerçekleştirildi . Dönen bir dişli
iLERLEME YÜZYILI 137
Ayrıca bkz. Christiaan Huygcns 50-51 • R0mer 58-59 • lsaac Newtcn 62 69 • Thomas Young 110-11 •
Olcı
Jamcs Clerk Maxwell 180- 85 • Albert Einstein 214 21 • Richard Feynman 272- 73

Foucault ışık demetini çark


dişlisinden geçirmek yerine dönen
bir aynadan yansıtarak Fizeau'un

''
aygıtını uyarladı - ve daha
küçülttü. Dönen aynaya çevrilen
Her şeyden önce hatasız ışık, yalnızca döner ayna doğru
olmalıyız ve bu, titizlikle yerine açıda olduğunda uzak aynaya
getirmek niyetinde olduğumuz yansıyacaktı. Sabit aynadan dönen
bir yükümlülüktür. ışık döner ayna tarafından tekrar
Leon Foucault yansıtılıyordu; ama ış ık yol alı rken
bu ayna hareket ettiği için, tekrar

''
doğrudan kaynağa yansımıyordu.
Tüpteki su
Işığ ın hızı, ış ığın döner aynaya
(ışığın sudakı hızı)
gidişi ile gelişi arasındaki açıdan
ve aynan ın dönüş hızından yola
Döner aynı
çıkılarak hesaplanabilirdi.
çarkın bir diş aralığına bir ışık Işığın sudaki hızı, aygıtta döner
demeti tutuldu. Sonra bu ışık 8 km ayna ile sabit ayna arasına bir su
uzağa konulan bir aynayla tüpü koyarak ölçülebilirdi. Bu aygıtı
yansıtıldı ve tekrar çarkın bir kullanan Foucault ışığın suda daha
sonraki d i ~ aralığından geçirildi. yavaş yol aldığını saptadı. Ona
Zaman ve mesafeyle birlikte, bunun göre, bu haliyle ışık bir parçacı k Işık
gerçekleşmesini olanaklı kılan olamazdı ve bu deney, o sırada kaynağ ı
dönüşün kesin h ızın ı da alan New ton'ın tanecik teorisinin
Fizeau, ışığın h ızını 313.000 km/sn çürütülmesi olarak görüldü. Yansıyan ışık

olarak hesapladı. Foucault aygıtın ı daha da geliştirdi


Foucault'nun deneyinde, bir ışık
ve 1862'de ışığın havadaki hızını demeti döner bir aynadan sabit aynaya
Newton'la çelişmek 298.000 km/sn olarak ölçtü - ve sabıt aynadan tekrar döner aynaya
1850'de Fizeau, fizikçi arkadaş ı bugünün 299.792 km/sn'lik yansıtılırken oluşan açı farkından
Leon Foucault ile işbirliği yaptı; değerine çok yakın. • ışığın hızı ölçüldu

L6on Foucault Paris'te doğan Leon Foucault, de ünlüdür. Resmi b ilim eğitimi
bakteriyolog Alfred Donne'den almamış olmasına rağ men,
ders aldığı tıp okuluna girmeden Paris'te İmparatorluk
önce esas olarak evde eğitim Gözlemevi'nde Foucault'ya bir
gördü. Kan görmeye tahammül kürsü ayrıldı. Birçok bilim
edemediği için Foucault çok derneğine de üye oldu ve Eiffel
geçmeden okulu bıraktı, Kulesinde adı yazılı 72 Fransız
Donne'nin laboratuvar asistanı bilim insanından biridir.
oldu ve m ikroskopla fotoğraf
çekmenin bir yolunu buldu - daha Önem li Herleri
sonra Hippolyte Fizeau ile birlikte
çalışıp, Güneş'in ilk fotoğrafını 1851 Demonstration of Physical
çekti. Foucault ışığın hızını Movement of Rotation of the
ölçmenin yanı sıra, 1851'de bir Earth by Means of the Pendulum
sarkaç ve daha sonra bir jiroskop 1853 On the Relative Velocities
kullanarak Yer'in dönüşünün of the Light in Air and in Water
deneysel kanıtlarını göste rmekle
138

\j)VJD]) CANLI.KUVVET
VJD})~ ~~~~İLEBİLİR
V»»» .İlMES JOULE (181_8-_18_89_) - - -

nerjinin korunumu ilkesine kadar Joule'un düşünceleri büyük


KISACA
BİLİM DAL!
Fizik
E göre, enerji kaybolmaz
yalnızca biçim değiştirir.
Ama 1840'larda bilim insanlarının,
ölçüde göz ardı edildi; ancak ondan
sonra çalışmalarını Oxford'taki
British Association'a sundu.
enerjinin ne olduğu konusunda Standart enerji birimi joule, adını
ÖNCE muğlak bir fikre sahipti. Bir İngiliz ondan alır.•
1749 Fransız matematikçı bira imalatçısının oğlu olan James
Emile de Chi'ıtelet, Newton'ın Joule, ısının, mekanik hareketin ve
yasalarından enerjinin korunu- elektriğin birbirine dönüşebilir
mu yasasını türetir. enerji biçımleri olduğunu ve biri
diğerine dönüştüğünde toplam
1824 Fransız mühendis Sadi enerjinin aynı kaldığını gösterdi.
Carnot doğada tersinir süreçler
olmadığını söyleyerek, termo-
Enerjiyi dönüştürmek
dinamiğin ikinci yasasının
Joule deneylerine evdeki bir
yolunu döşer.
laboratuvarda başladı. 1841'de bir
1834 Fransız fizikçi Emile elektrik akımının ne kadar ısı
Clapeyron, Carnot'nun çalış­ ürettiğini buldu. Mekanik hareketi
masının geliştirip, termodina- ısıya dönüştürme deneyleri yaptı ve

miğin ikinci yasasının bir düşen bir ağırlığın sudaki bir çarkı
versiyonunu ifade eder. döndürüp suyu ısıttığı bir deney
geliştirdi. Jou le sudaki sıcaklık
SONRA artışını ölçerek, belli bir miktarda
1850 Alman fizikçi Rudolf mekanik işin yaratacağı ısının tam
Clausius, termodinamiğin miktarını çıkarabildi. Bu
birinci ve ikinci yasalarının ilk dönüşümde enerjinin hiç
berrak ifadesini verir. kaybolmadığını iddia etti. 1847'de
Joule'un deneyinde düşen bir
1854 İskoç mühendis Willian1 Alman fizikçi Hermımn Helmholtz ağırlık, bir kova suyun içinde dönen bir
Rankine, enerjinin dönüşümü­ enerjinin korunumu teorisini pedalı hareket ettirdi. Hareketin
ne daha sonra entropi (bir özetleyen bir tebliğ yayımlayana enerjisi ısıya dönüştü.
düzensizlik ölçüsü) denilen
kavramı ekler. Ayrıca bkz. Isaac Ncwton 62 69 • Joseph Black 76-77 • Joseph Fourier 122 23
İLERLEME YÜZYILI 139

••
MOLEKULER
HAREKETİN
İSTATİSTİKSEL ANALİZİ
LUDWIG BOLTZMANN (1844- 1906)

9. yüzyılın ortasına 18. yüzyılın başında İsviçreli

BİLİM DALI
Fizik
1 gelindiğinde atomlar ve
moleküller kimyada temel
düşü nce haline gel mişti ve pek çok
fizikçi Da niel Bernoulli, gazların
hareket eden çok sayıda
molekülden oluştuğunu ortaya
bilim in sa nı, elementlerin ve atmıştı. Bu moleküllerin etkisi
ÖNCE bileşik lerin kim liği ve d avranışı basıncı, kinetik enerjileri (hareket
1738 Daniel Bemoulli, gazların bakımından çok önemli olduklar ın ı enerjileri) ısı yaratır. 1840'1arda ve
hareket eden moleküllerden bil iyorla rdı. Çok azı fizikte yerleri 1850'lerde bili m insanları, gazların
oluştuğunu ortaya atar. olduğ u nu düşünüyordu ; ama özelliklerinin sayısız parçacığın
1880'1erde Avus tur yalı fizikçi ortalama hareketini yansıttığını
1827 İskoç botanikçi Robert Ludwig Boltzmann gazların kinetik anlamaya başlamıştı. 1859'da
Brown polenin sudaki teorisini geliştirip, atomları ve James Clerk Maxwell moleküllerin
hareketini tanımlar; bu, Brown molekülleride fiziğin merkezine hızını ve çarpışmadan önce ne
devinimi olarak anılır. yerleştirdi. kad ar yol a ldık larını hesapladı ve
sıcaklığın, moleküllerin ortalama
1845 İskoç fizikçi John hızının bir ölçüsü olduğunu
Waterston, enerjinin gaz gösterdi.
molekülleri arasında

''
istatistiksel kurallara uygun İstatistiğin önemi
nasıl hareket ettiğini açıklar. Boltzmann, istatistiğin ne kadar ö-
1857 James Clerk Maxwell Var olma mücadelesinde ve nemli olduğunu açığa çıkardı. Mad-
moleküllerin ortalama hızını ve dünyanın evriminde ana denin özelliklerinin, hareketin te-
amaç, kullanılabilir enerjidir. mel yasaları ile istatistiksel olasılık
çarpışmalar arasındaki
kuralları n ın bir bileşimi olduğunu
ortalama mesafeyi hesaplar. Ludwig Boltzmann
gösterdi. Bu ilkeden yola çı karak ,
SONRA şimdi Boltzmann sabiti denilen bir

''
1905 Albert Einstein, Brown sayı hesaplayıp, bir gazın basıncını

d evinimini matematiksel ve hacmini moleküllerinin sayısıyla


olarak analiz ederek, molekül ve enerjisiyle ilişkilend i ren bir for-
etkisinin sonucu olduğunu mül ortaya koydu. •
gösterir.
Ayrıca bkz. John Dalton 112- 13 • James Joule 138 •
James Clerk Maxwell 180-85 • Albert Einstein 214- 21
140

PLASTİGİ İCAT
ETME NİYETİM
YOKTU
LEO BAEKELAND (1863-1944)

9. yüzyılda sentetik başarılı ilk plastiklerden birini


KISACA
BİLİM DALI
Kimya
1 plas tiğin keşfi, daha
önce bilinenlerden fark lı
bir yığın m alzemenin - hafif,
yarattı.

Plastiğe özel niteliğini veren şey,


moleküllerinin şeklidir. Yalnızca
paslanmayan, akla gelebilecek her birkaç istisna d ışında plastikler,
ÖNCE şekle sokulabilen- yaratılmasının çok sayıda küçük molekülün ya da
1839 Berlinli eczacı Eduard yolunu açtı. Plastikler doğal yolla monomerin oluşturduğu ve polimer
Simon, Türk günlük ağacından oluşabilir; ama şimdi yaygın olarak bilinen uzun organik
stiren reçine damıtır. Bir yüzyıl kullanımda olan plastiklerin tümü moleküllerden oluşur. Çok az
sonra bu, Alman IG Farben tamamen sentetiktir. 1907'de polimer, bitkilerdeki ana ağaçsı
şirketi tarafından geliştirilip
Belçika doğumlu Amerikalı mucit madde selüloz gibi, doğal yolla
po!istirene dönüştürdü. Leo Baekeland, şimdi bakalit oluşur. Doğal polimerler lBOO'lerde
olarak bılinen, ticari açıdan hazırlanamayacak kadar çok
1862 Alexander Parkes ilk
sentetik plastik Parkesini
geliştirir.
Polimer denilen uzun
1869 Amerikalı John Hyatt, molekülerden yapılan Vernikte kullanılan bir reçine
bilardo topu yapmak için fildişi malzemelerin özel nitelikleri olan ş allak, doğal yolla
oluşan bir polimerdir.
yerine kullanılan selüloidi vardır.
yaratır.

SONRA
1933 ICI şirketinden İngiliz
kimyacılar Eric Fawcett ve Bu yapay polimer plastik
denilen, güçlü, zor Kömür katranını işleyerek
Reginald Gibson ilk pratik
şekillenebilir malzeme ler yapay şellak yapmak
polietilen yaratır. olanaklıclır.
üretmek için kullanılabilir.
1954 İtalyan Giulio Natt.;ı ve
Alman Kari Rehn, bugün en
yaygın kullanılan plastik olan
polipropilen birbirlerinden
habersiz ıcat eder.
İLERLEME YÜZYILI 141
Ayrıca bkz. Friedrich Wöhler 124-25 • August Kekule 160-65 •
Linus Pauling 254- 59 • Harry Kroto 320- 21

an l adı. 1907'de bu reçineye çeşitli


tozlar ekledi ve dikkate değer
ölçüde sert, şekillendirilebilir bir

''
plastik yaratabildiğini gördü.
Bu plastik kimyasal olarak
Gerçekten sert bir şey yapmaya polioksibenzilmetilenglikolanhidrit
olarak bilinir, ama Baekeland ona
çalışıyordum; ama sonra onun
basitçe Bakalit dedi. Bakalit
yerine gerçekten yumuşak,
"termoset" plastikti - ısındıktan
farklı şekillere sokulabilen bir
sonra şeklini koruyan plastik. Isıya
şey yapmam gerektiğini
d irencinden ve elektrik Leo Baekeland
düşündüm. İlk plastik böyle iletmemesinden ötürü Bakalit, çok
ortaya çıktı. geçmeden radyo, telefon ve elektrik Leo Baekeland Belçika'da
Leo Baekeland yalıtkanı yapımında kullanıldı.
Ghent'te doğdu ve oradaki
üniversitede okudu. 1889'da
Hızla başka amaçlarla da
kimya doçenti oldu ve Celine

''
kullanılmaya başlandı.
Swarts ile evlendi. Genç çift
Bugün pleksiglas, düşük New York'ta balayındayken ,
yoğunluklu polietilen ve selofanı da Baekeland ünlü bir fotoğraf
kapsayan binlerce sentetik plastik şirketinin başkanı olan
vardır. Çoğunluğu petrolden ya da Richard Anthony ile tanıştı.
karmaşık olmalarına rağmen, bazı doğal gazdan elde edilen Anthony, Baekeland'ın
bilim insanları bunları kimyasal hidrokarbonlara (hidrojen ve fotografik işlemlerle ilgili
Lepkimelerden sentetik olarak karbondan yapılan kimyasallar) çalışmalarından o kadar
meydana getirmenin yollarını dayanır. Bununla birlikte son on etkilendi ki, onu kimya
araştırmaya başladı. 1862 'de İngiliz y ı llarda karbon lifleri, nanotüpler ve danışmanı olarak işe aldı.

kimyacı Alexander Parkes, başka malzemeler eklenerek, kevlar Baekeland ABD'ye taşındı ve
Parkesine dediği sentetik bir gibi süper hafif, süper güçlü plastik çok geçmeden kendi işini
selüloz biçimi yarattı. Birkaç yıl malzemeler yaratıldı. • kurdu.
Baekeland,
sonra Amerikalı John Hyatt,
zenginleşmesini sağlayan
selüloid olarak anılan başka bir
Bakaliti geliştirmeden önce
selüloz biçimi geliştirdi. Velox olarak bilinen ilk
fotoğraf kağıdını icat etti.
Doğayı taklit etmek Plastik dışında birçok buluşu
Baekeland 1890'larda dünyanın ilk vardır ve toplam 50'den fazla
fotoğra f kağ ıdını geliştirdikten patenti tescil ettirdi. Ömrünün
sonra, düşüncey i Kodak 'a sattı ve sonlarına doğru yalnızca
parasıyla, kendi laboratuvar konserve yiyen tuhaf bir
donanımı bulunan bir ev satın aldı. münzevi oldu. 1944'te öldü ve
Burada sentetik şellak yaratma New York'ta Sleepy Hollow
deneyleri yaptı. Şellak, di şi lak Mezarlığına gömüldü.

böceği nin salgıladığı bir reçinedir.


Mobilyalara ve diğer nesnelere Ön e m li eserleri
dirençli, parlak bir kabuk
1909 Paper on Bakelite
kazandirmak için kullanılan doğal
Isıya dirençli ve elektrik read to the American
bir polimerdir. Baekeland, kömür iletmeyen Bakalit, telefon ve radyo Chemical Society
katranından elde edilen fenol gibi elektrikli eşyaların kasaları
reçineyi formaldehitle işleyerek, bir için kullanılacak ideal bir
tür şellak meydana getirebileceğini malzemeydi.

BU iLKEYE 't ,

• •
E •iLiM
DENiR
CHARLES DARWIN (1809-1882)
144 CHARLES DARWIN

KISACA
Pek çok organizma besin ve yaşama alanı yokluğu
BİLİM DALI gibi kısıtlamalar nedeniyle hayatta
Biyoloji kalabilenlerden fazla yavru verir.
ÖNCE
1794 Erasmus Darwin
(Char!es'm dedesi)
Zooııomia'da kendi evrim
görüşünü anlatır.
Yavrular birçok bakımdan birbirinden farklıdır.
1809 Jean-Baptiste Lamarck,
edinilmiş özelliklerin kalıtımı
yoluyla evrimin bir biçimini
önerir.
SONRA Farklılık, bazı yavruların hayatta kalma
1937 Theodosius Dobzhansky, mücadelesine daha uygun ya da daha iyi
evrimin genetik temeliyle ilgili uyarlanmış olmaları anlamına gelır.

deneysel kanıUarını yayınlar.


1942 Ernst Mayr tür
kavramını, yalnızcabirbinyle
üreyen popülasyonlarla
tanımlar.
Bu bireyler avantajlı özellikleri yavrularına
aktarırsa, onlar da hayatta kalır.
1972 Niles Eldredge ve
Stephen Jay Gould evrimin,
araya görece istikrar dönemleri
serpili kısa patlamalarla
gerçekleştiğini öne sürer.

• ngiliz doğa bilimci Charles Selection, or the Presorvation of Ama kitaptaki düşünceler, doğal

1 Darwin bitkilerin, hayvanların


ve diğer organizmaların sabit
ve dönüşmez - ya da o zamanın
Favoured Races in the Struggle lor
Life' da [Doğal Seçilim Yaluyla
Türlerin Kökeni ya da Yaşam
dünyayla ilgili bilimsel bakış
açısının giderek değiştirdi. Kitabın
çekirdek fikri modern biyolojinin
popüler sözcüğüyle "değişmez"­ Mücadelesinde Avantajlı Irk ların temelini oluşturur; hem geçmiş
olmadıklarını öne süren ilk bilim Korunması Üzerine] açıkladı. hem şimdiki yaşam formlarına
insanı değildi. Kendisinden Darwin kitabı "tek bir uzun sav" ilişkin basit, ama son derece güçlü
öncekiler gibi Darwin de organizma olarak tarif etti. bir açıklama yapar.
türlerinin zaman içinde değiştiğini Darwin, kitaptaki potansiyel
ya da evrildiğini savundu. Onun "Bir cinayeti itiraf etmek" dinsel küfrün farkındaydı.
büyük katkısı, doğal seçilim dediği Türlerin Kökeni Üzerine akademik Yayırilanmasından on beş yıl önce,
bir süreçle evrimin nasıl ve popüler muhalefetle karşılaştı. sırdaşı botanikçi Joseph Hooker'a
gerçekleştiğini göstermesiydi. Türlerin sabit ve değişmez teorisinin Tanrı'yı ya da
Düşüncesini 18b9'da Londra'da olduğunu, Tanrı tarafından değişmeyen türleri
yayınlanan kitabı
On the Origin of tasarlandığını ısrarla belirten gerektirmediğini söyledi: "Sonunda
Species by Means of Natura! dinsel öğretiden bahsetmiyordu. ışık parıltıları geldi ve türlerin
İLERLEME YÜZYILI 145
Ayrıca bkz. James Hutton 96 101 • Jean-Baptiste Lamarck 118 • Gregor Mende! 166-71 • Thomas Henry Huxley 172- 73 •
Thomas Hunt Morgan 224-25 • Barbara McClintock 271 • James Watson and Fıancis Crick 276- 83 • Michael Syvanen 318-19

yerinde hala yaşamakta olan düşünceleri daha etkiliydi. 1809


orga nizmaların kalıntı ları tarihli Phılosophie Zoologique'i,
sanıyordu; çünkü Tan rı canlıları belki de ilk mantıklı evrim teorisini

''
kusursuz yaratmıştı. açıklad ı. Bu teoriye göre canlı
1796'da Fransız doğa bilimci varlı klar, karmaşıklaştırıcı bir güç

Yaratılış, MÖ 4004'te Georges Cuvier mamut ya da dev sayesinde basit başlangıçlardan


tembelhayvan gibi belli fosillerin giderek karmaşık aşamalara
gerçekleşen bir olay değildir;
soyu tükenmiş hayvanların evrildi. Fiziksel vücutlarında
10 milyar yıl kadar önce
kalıntıları olduğunu kabul etti. çevresel meydan okumalarla
başlayan ve hi'ı.la devam eden
Bunu, Kitabı Mukaddes'te tasvir karşılaştılar ve buradan, bir bireyde
bir süreçtir. edilen Tufan gibi afetlere kullanmama ve kullanmama
Theodosius Dobzhansky başvurarak din sel ina ncıyla düşüncesi çıktı: "Bir organın daha
uzlaştırdı. Her afet bütün bir canlı sık ve daha sürekli kullanılması o

''
türünü silip süpürdü; sonra Tanrı organı güçlendirir, geliştirir ve
dünyayı yeni türlerle doldurdu. büyütürken .. bir organın sürekli
Afetler arasında her tür sabit ve kullanılmaması o organı sonunda
değişmez kaldı. Bu teori yok olana kadar. .. fark edilmez bir
"katastrofizm" olarak anıldı ve biçimde güçsüzleştirir ve bozar."
değişmez olmadıklarına (bu, bir Cuvier'in Preliminary Organın daha büyük gücü daha
cinayeti itiraf etmeye benziyor) Discourse'unun 1813'te sonra yavruya geçmekteydi -
neredeyse inanıyorum yayınlanmasından sonra geniş edinil miş özelliklerin kalıtımı
(başlangıçtak i kanaatimin tam çevrelerce tanındı. olarak anılan bir olgu.
tersi)." Darwin'in evrime yaklaşımı, Bununla birlikte, Cuvier yazdığı Lamarck'ın teorisi fazla
doğa tarihiyle ilgili diğer sırada evrimi temel alan çeşitli önemsenmemesine rağmen, daha
çalışmaları gibi, ihtiyatlı, dikkatli düşünceler zaten dolaşımdaydı. sonra Darwin küçümseyerek
ve bilinçliydi. Adım adım ilerledi, Charles'ın özgür düşünceli dedesi "mucizevi müdahale" dediği şeyin
yol boyunca büyük miktarda kanıt Erasmus Darwin kendine özgü bir bir sonucu olarak değişimin
topladı. Yaklaşık 30 yıl boyunca teori önerdi. Fransa'nın Ulasal Doğa gerçekleşmemiş olma olasılığına
fosillerle, jeolojiyle, bitkilerle, Tarihi Müzesi'nde zooloji profesörü kapı açtığı için Lamarck'ı övdü.
hayvanlarla ve seçici üretmeyle olan Jean-Baptiste Lamarck'ın
ilgili engin bilgisini, demografinin, Beagle'ın maceraları
ekonominin ve diğer birçok alanın Darwin 1831-36'da kaptan Robert
kavramlarıyla bütünleştirdi. FitzRoy'un yönettiği araştırma
Sonuçta ortaya çıkan doğal gemisi HMS Beagle'ın
seçilimle evrim teorisi, en büyük güvertesinde dünyayı dolaşırken,
bilimsel ilerlemelerden biri kabul türlerin değişmezliğine kafa
edilir. yormaya bol zaman buldu. Gezinin
bilimcisi olarak Darwin her türlü
Tann'nın rolü fosil, bitki vo hayvan örnoği
19. yüzyılın başında Victoria toplamakla ve bunları uğranılan
dönemi toplumunda fosiller yaygın her limandan Britanya'ya
bir biçimde tartı şılmaktaydı. göndermekle görevliydi.
Bazıları onları canlı organizmalarla
alakası~. doğal yolla oluşmuş kayaç
Fosil kalıntıları inceleyen Georges
şekilleri olarak görüyordu. Bazıları,
Cuvier, türlerin soyunun tükendiğini
Yaratanın müminleri sınamak için saptadı. Ama bu kanıtların tedrici bir
Yer'e koyduğu eseri olarak değişime değil, bir dizi felakete işaret
görüyordu. Ya da dünyanın bir ettiğine inandı.
146 CHARLES DARWIN
Bu destansı yolculuk o sırada ötürü bir tür alınmış ve farklı
yirmili yaşlarda olan genç amaçlar için değiştirilmiş olduğunu
Darwin'in gözlerini yaşamın zannedebilir." Bu, evrimle ilgili

''
inanılmaz çeşitliliğine açtı. düşüncelerinin nereye doğru
Beagle'ın yanaştığı her limanda' gittiğine ilişkin ilk berrak, aleni
Darwin doğanın bütün boyutlarını formülasyonlarından biriydi.
Doğal seçilim ilkesine göre,
ilgiyle gözlemledi. 1835'te
Ekvador'un 900 km batısında Türleri karştlaştırmak ufak değişim (bir özelliğin),
yararlıysa, korunur.
Pasifik takımadas ı Galapagos Darwin'in ispinozları, evrimle
Adaları'nda küçük, önemsiz bir ilgili çalışmalarının tek nedeni Charles Darwin
grup kuşu tasvir etti ve topladı. değildi. Aslında Beagle yolculuğu

''
Altısı ispinoz olmak üzere dokuz boyunca, özellikle Galapagos'u
kuş türü olduğunu düşündü . ziyareti sarısında düşünceleri
İngiltere'ye döndükten sonra şekillenmişti. Gördüğü dev
Darwin kendi verilerini düzenledi kaplumbağalardan, kaplumbağa
ve çok ciltli, çok yazarlı The kabuklarının adadan adaya küçük
Zoology of the Voyage ofHMS farklılıklargöstermesinden ilişkin yaptığıgözlemler, bu ilk
Beag/e'ın hazırlanmasına nezaret büyülendi. Alaycı kuş türlerinden sonuçları desteklemekteydi. Ama
etti. Kuşlarla ilgili ciltte ünlü de etkilendi. Onlar da adadan Darwin dine aykırı bu tür
ornitolog John Gould, Darwin'in adaya değişmekteydi; ama aynı düşüncelerin nereye varacağının
topladığı örneklerde aslında 13 tür zamanda yalnızca kendi aralarında farkındaydı: "Bu tür gerçekler,
bulunduğunu ve hepsinin ispinoz değil, Güney Amerika türün istikrarını zedelerdi."
olduğunu ilan etti. Ama grubun anakarasında yaşayan türlerle
içinde farklı besinlere uyarlanmış benzerlikleri de vardı. Yapbozun diğer parçaları
farklı gaga şekline sahip kuşlar Darwin çeşitli alaycı kuşların, 1831'de Güney Amerika'ya
vardı. bir şekilde anakaradan Pasifik'e giderken Darwin, Charles Lyell'in
Kendi maceralarının çok satan geçmiş ortak bir atadan evrilmiş Principles of Geology'sinin birinci
anlatımıThe Voyage of the olabileceğini; sonra her kuş cildini okumuştu. Lyell, Cuvier'in
Beagle'da Darwin şunları yazdı : grubunun, her adadaki tikel katastorfizm tarihine ve fosil
"Küçük, yakın akraba tek bir kuş çevreye ve bulunan yiyeceklere oluşumu teorisine karşı çıkıyordu.
gurubunda bu yapı çeş itliliğini ve uyarlanarak evrildiğini öne sürdü. James Hutton'un öne sürdüğü
geçişimini gören biri, başlangıçta Dev kaplumbağalara, Falkland jeolojik yenilenme düşüncelerini
bu takımadada bir kuş kıtlığından Adası tilkilerine ve diğer türlere uyarlayıp, "ünilormitaryanizm"
[birörneklik] olarak bilinen bir
teoriye dönüştürdü. Yeryüzü büyük
zaman dilimleri içinde, bugün
gerçekleşenlerle aynı dalga
erozyonu ve volkanik kargaşa gibi
süreçlerle oluşmakta, değişmekte
ve yeniden oluşmaktaydı. Tanrı'nın
feci müdahalelerine başvurmaya
gerek yoktu.
Lyell'in düşünceleri Darwin'in
keşif gezilerinde bulduğu ve şimdi
"Lyell'in gözleriyle" baktığı fosilleri,

Bu dev kaplumbağa yalnızca


Galapagos Adaları'nda bulunur; burada
her adada benzersiz bir alt tür gelişmiş.
Darwin evrim teorisinin kanıtlarını
burada topladı.
İLERLEME YÜZYILI 147
Galapagos ispinozları özgül yiyeceklere
uyurlanmış farklı şekilde gagalar geliştirdi.

ispinozunun
böcekleri yakalamak
için kısa, keskin bir
gagası vardır.

kayaçları ve arazi oluşumlarını kuşak sonra iki katına, bir sonraki insanları ona örnek ve ve ri gönderdi.
yorumlama şeklini dönüştürdü. Ne kuşakta tekrar iki katına çıkma ve Bitkilerin ve hayvanların
var ki, Güney Amerika'dayken böyle sürüp girme potansiyeli evcilleşmesini, özellikle
Principles of Geology'nin ikinci vardı. Ama besin arz ı aynı şekilde güvercinlerde seçici yetiştirmenin
cildi geldi. Bu ciltte Lyell, genişleyemezdi ve bunun sonucu, ya da yapay seçic i lıği n rolünü
Lamarck'ın teorileri de dahil, hayatta kalma mücadelesiydi. inceledi. 1855'te Columbia livia ya
bitkilerin ve hayvanların tedrici Malthus'un düşünceleri, Darwin 'in da kaya güvercini çeşitleri
evrimine ilişkin düşünceleri evrim teorisinin ana esin yetiştirmeye başladı ve bunlar,
reddetmekteydi. Türlerin kaynaklarından biriydi. Türlerin Kökeni Üzerine'nın ilk iki
çeş itliliğini ve dağılımını bölümünde göze çarpacaktı.
açıklamak için "Yaratılı ş Sakin yıllar Güvercinler üzerinde çalışan
merkezleri" kavramına başvu rdu . Beagle İngiltere'ye daha dönmeden Darwin, bireyler arasında
Darwin bir jeolog olarak Lyell'e önce bile, Darwin'in gönderdiği varsaysonun çapını ve yerindeliğini
hay ranlık duymasına rağmen, örneklerin yarattığı ilgi onu bir anlamaya başladı. Bu tür
evrimin kanıLı olarak kakılan bu en şöhret haline getirmişti. farklılıklardan çevresel faktörlerin
son kavramı önemseyemezdi. Döndükten sonra yolculuğa ilişkin sorumlu olduğunu söyleyen makbul
Yapbozun bir parçası da bilimsel ve popüler anlatımları görüşü reddetti; farklılığın
1838'de, İngiliz demograf Thomas ününü arttırdı. Ne var ki, sağ l ığı nedeninin, ebeveynlerden bir
Malthus'un 40 yıl önce yayınlanan bozuldu ve giderek geri çekildi. şekilde miras alınan varyasyonla
An Essay on the Principle of 1842'de Darwin, Kent'te sakin ve birlikte, üreme olduğunda ısrar etti.
Population'ını Darwin okuyunca huzurlu Down House'a taşındı; Bunu Malthus'un düşüncelerine
ortaya çıktı. Malthus'un orada evrim teorisini destekleyen ekleyip doğal dünyaya uyguladı.
açıklamas ına göre insan nüfusu kanıtları toplamaya devam etti. Çok daha sonra,
katlanarak artabilirdi; 25 yıllık bir Dünyanın her tarafından bilim otobiyografisinde Darwin, 1838'de
148 CHARLES DARWIN
Malthus'u ilk kez okuduğunda Alfred Russel Wallace, Darwin gibi,
verdiği tepkiyi hatırlıyordu . kendi evrim tP.orisini önce Amazon
Irmağı Havzasında ve da ha sonra
"Varolma mücadelesini takdir
Malay Takımadalaıı'nda yürüttüğü
etmeye hazır olduğum için .. bu, kapsam lı alan çalışmalanışığında
koşullar altında elverişli çeşitlerin geliştirdi.
korunma, elverişsiz olanların yok
olma eğiliminde olacakları derhal
kafama dank etti. Bunun sonucu ve Wallace'ın tebliglerinin 1
yeni türlerin oluşumu olacaktı. .. Temmuz 1858'de Londra'da
Sonunda çalışacağım bir teorim Linnaean Society'ye birlikte
olmuştu." sunulması konusunda anlaştılar.
Değişmenin rolü hakkında daha Dinleyici tepkisi kibardı; dine
fazla bilgi sahibi olan güvercin hakaretle ilgili bir taşkınlık olmadı.
yetiştiricisi Darwin, 1856'da, seçimi Bundan cesaret alan Darwin
insanların değil doğanın yaptığını kitabını bitirdi. 24 Kası m 1859'da
düşünebildi. "Yapay seçilim" yayınlanan Türlerin Kökeni Üzerine,
teriminden, "doğal seçilim"i türetti. yayınlandığı gün tükendi.
miniktir ama yine de vardır. Evrim
Harekete geçme Darwin'in teorisi bakımından bu değişimler iki
18 Haziran 1858'de, Alfred Russel Dnrwin, türlerin değişmez ölçütü karşılamalıdır. Bir: Hayatta
Wallace adlı genç bir İngiliz doğa olmadığını ifade eder. Türler kalma mücadelesinde ve üreme
bilimcinin kısa bir denemesi değişir ya da evrilir ve bu üzerinde bir etkileri olmalıdır, yani
Darwin'in aline geçti. Wallace değişimin ana mekanizması doğal üreme başarısına yardımcı
evrimin nasıl gerçekleştiğini seçilimdir. Süreç iki faktöre olmalıdır. İki: Kalıtım yoluyla
aniden anlamasını sağlayan bir dayanır. Bırıncisi, iklim kazanılmalıdırlar ya da aynı
içgörü ışıltısını tarif edip, değişiklikleriyle, besin arzıyla, evrimsel avantajı sağlayacakları
Darwin'in görüşünü soruyoruydu. rekabetle, yırtıcılarla ve yavrulara aktarılmalıdırlar.
Darwin, Wallace'ın içgörüsünün, 20 hastalıklarla karşılaşınca hayatta Darwin evrimi yavaş ve tedrici
yıldan fazladır üzerinde çalıştığı kalabilenlerden daha fazla sayıda bir süreç olarak tarif eder. Bir
düşüncelerin neredeyse aynısı yavru doğar; bu durum bir varolma organizma popülasyonu yeni bir
olduğunu okuyunca sarsıldı. Geç mücadelesine yol açar. İkincisi, bir çevreye uyum gösterince,
kalmaktan endişelenen Darwin, türün içinde yavrular arasında atalarından farklı yeni bir tür olur.
Charles Lyell'e danıştı. Darwin'in değişim vardır; bunlar bazen Bu arada o atalar aynı kalabilir,

Charles Darwin 1809'da İngiltere'de midyeler ve mercan resiflerin


Shrewsbury'de doğan Charles oluşumu üzerine yazılar yazdı.
Darwin, aslında babasının izinde Döllenme, orkideler, böcek yiyen
gidip tıp okumaya mahkümdu; bitkiler, bitkilerde hareket, evcil
ama cocukluğu böcek toplama hayvanlarda ve bitkilerde
gibi uğraş larla geçti ve hekim değişme üzerine eserler de
olma eğilimi fazla olmadığı için, yazdı. Ömrünün sonlarına
din adamı eğitimi aldı. 1831'de doğru, insanın kökeniyle
şanslı bir atama, HMS Beagle'ın ilgilendi.
dünya turuna görevli bilim insanı
olarak katılmasını sağladı. önemli eserleri
Bu yolculuktan sonra Darwin
bilimsel ilgi odağı oldu; dikkatli bir 1839 The Voyage of the Beagle
gözlemci, güvenilir bir deneyci ve 1859 On the Origin of Species by
yetenekli bir yazar olarak ün Means of Natural Selection
kazandı. Deniz omurgasızları, 1871 The Descent of Man, and
özellikle 10 yıl boyunca incelediği Selection in Relation to Sex
iLERLEME YÜZYILI 149
ve nasıl bazı özelliklerin aktarıldığı, mekanizması sunana kadar ana
bazılarının aktarılmadığı konusu akı m bilim tarafından göz ardı
bir sır olarak kaldı. Tesadüfen, edildi. Darwin'in doğal seçilim

''
Darwin kitabını yayınladığı sırada, ilkesi, sürecı anlamada anahtar
Gregor Mende] adlı bir keşiş de olmaya devam ediyor. •
Bmo'da (bugünkü Çek
Sanırım,türlerin çeşitli Cumhuriyeti 'ndc) bezelyelerle
amaçlara zarifçe uyum deneyler yapıyordu . Kalıtımsal
göstermelerinin basit yolunu özellikler üzerine 1865'te açıklanan
buldum. çalışmaları genetiğin temelini
Darwin'le dalga geçen bu
Charles Darwin karikatür 1871'de , ovrim teorisini
oluşturdu; ama 20. yüzyıla kadar, insanlara uyguladığı -da ha önceki
genetik alanında yeni keşiflerin eserlerinde uzak durmaya özen

''
evrim teorisiyle birleşip bir kalıtım gösterdiği bir şey yıl yayınlandı.

değişen çevrelerine karşılık


evrilebilir ya da hayatta kalma
mücadelesini kaybetip soyları
tükenebilir.

Sonuç
Doğal seçilim yoluyla evrime ili~kin
bu kadar ayrıntılı, mantıklı, kanıta
dayalı açıklamayla karşılaşan pek
çok bilim insanı, Darwin'in "en
uygun olanan hayatta kalması"
kavramını hemen kabul etti.
Darwin'in kitabı, küçük bir cümle,
" insanın kökenine ve tarihine ışık
tutulacak" cümlesi dışında, evrimle
bağlantılı olarak insanlardan söz
etmemeye dikkat etti. Bununla
birlikte, Kiliseden itirazlar geldi ve
i nsanların diğer hayvanlardan
evrildiği iması, birçok kesimde alay
konusu oldu.
Her zaman olduğu gibi ilgi
odağı olmaktan sakınan Darwin,
Down House'taki çalışmalarına
gömülüp kaldı. Tarışmalar
kızıştıkça, sayısız bilim insanı
kalkıp onu savundu. Biyolog
Thomas Henry I-luxley teoriyi
savunmada - ve insanın
maymundan geldiğini öne
sürmede- sözünü sakınmadı ve
"Darwin'in buldoğu" olarak tanındı.
Bununla birlikte, kalıtımı
gerçekleştiren mekanizma - neden
•• ••

ROBERT FITZROY (1805-1865)


''' ' *** *
' ' *
ir buçuk yüzyıl önce hava
KISACA
BILİMDALI B tahminine ilişkin fikirler
folklordan farksız sayılırdı .

''
Meteoroloji Bu durumu değiştirip modern hava
durumu tahminini bize kazandıran
ÖNCE kişi, İngiliz deniz subayı ve bilim
1643 Evangelista Torricelli hava Bir barometre, iki ya da üç
insanı Kaptan Robert FitzRoy'du.
basıncını ölçen barometreyi icat termometre, birkaç kısa bilgi
FitzRoy bugün daha çok,
eder. Charles Darwin'i doğal seçilim
ve yalnızca aletleri değil,
yoluyla evrim teorisine götüren
gökyüzün ve atmosferi de
1805 Francis Beaufort, Beaug- dikkatli bir gözlemle
yolculuğa çıkaran gemi Beagle'ın
fort rüzgar kuvveti ölçeğini ge- meteorolojiden yararlanılabilir
kaptanı olarak tanınır. Ama FitzRoy
liştirir.
kendi çapında dikkate değer bir Robert FitzRoy
1847 Joseph Henry, Amerika bilim insanıydı.

''
BirleşikDevletleri'nin doğusunu FitzRoy 1831'de Darwin'le
batından gelen fırtınalar konu- birlikte İngiltere' den denize
sunda uyarmak için bir telgraf açılırken daha 26 yaşındaydı. Ama
hattı önerir. on yıldan fazla bir süredir
denizdeydi ve Greenwich'te
SONRA
1870 ABD Ordu Muhabere Teş­ Kraliyet Donanma Kolejinde Denizde hava tahminin
kilatı, bütün ABD için hava du-
okumuş ve yüzbaşılık sınavını pek öncüleri
iyi dereceyle geçen ilk aday Hava tahminlerinde ilk atılımların
rumu haritaları çıkarmaya baş­
olmuştu. Daha önce Güney çoğunun deniz subaylarından
lar.
Amerika'ya yapılan bir araştırma gelmesi tesadüf değildi. Havanın
1917 Norveç'te Bergen Meteo- gezisinde de Beagle'a komuta nasıl olacağını bilmek, yelkenli
roloji Okulu hava cepheleri fikri- etmiştı; o gezide hava durumuyla gemiler zamanında can alıcıydı. İyi
ni geliştirir ilgili araştırmaların önemini bir rüzgarı kaçırmanın mali
kavradı. Patagonya açıklarında sonuçları büyük olabilirdi - ve
2001 Birleşik Yüzey Analiz Sis- geminin barometresinde düşen denizde bir fırtınaya yakalanmak
temleri güçlü bilgisayarlar kulla-
basıncın uyarıcı işaretlerini felaket olabilirdi.
nıp, oldukça ayrıntılı yerel hava
önemsemeyince, şiddetli bir Özellikle iki deniz subayı zaten
raporları verir.
rüzgarda felakete uğramaktan son önemli katkılarda bulunmuştu . Biri,
anda kurtulmuştu . İrlandalı denizci Francis

Robert FitzRoy 1805'te İngiltere'de, Suffolk'ta dönüp donanmanın ilk pervaneli


aristokrat bir ailede doğan Robert gemisine komuta etti ve 1854'te
FitzRoy, 12 yaşında donanmaya kurulunca Britanya Meteorolji
girdi. Göz dolduran bir kaptan Dairesinin başkanlığına atandı.
olarak yıllarca denizde çalıştı. Bilimsel hava tahmininin temeli
Charles Darwin'le yapılan dünya haline gelen yöntemleri orada
turu da dahil, Güney Amerika'ya geliştirdi.
yapılan iki büyük araştırma
seferinde Beagle'ın kaptanlığını Önemli eserleri
yaptı. Ama FitzRoy, Darwin'in
evrim teorisine karşı çıkan dindar 1839 Narrative of the Voyages
bir Hıristiyandı. Donanmada ot the Beagle
muvazzaf hizmetten ayrıldıktan 1860 The Barometer Manual
sonra FitzRoy Yeni Zelanda valisi 1863 The Weather Book
oldu; orada Maori'lere eşit
davranması , yerleşimcilerin
öfkesini çekti. 1848'de İngiltere'ye
iLERLEME YÜZYILI 153
Ayrıca bkz. Robert Boyle 46-49 • George Hadley 80 • Gaspard-Gustave de Coriolis 126 • Charles Darwin 142- 49

Beaufort'tu; denizde ve daha sonra FitzRoy hava raporu sistemini


karada tikel koşullarla bağlantılı başlatmadan önce, kasırgalardaki
rüzgar hızını ya da "kuvvetini" siklonik örüntüleri rüzgarların
oluşturduğunu ve fırtınanın yolunu
gösteren standart bir ölçek yarat-
öngörmek için rüzgar yönünün
mıştı. Bu ölçek, fırtınaların şiddeti­
kullanılabileceğini denizciler zaten
nin ilk kez yöntemli bir biçimde gözlemlemişti.
kaydedilmesine ve karşılaştırılma­
sına olanak verdi. Ölçek, "hafif rüz- Meteoroloji Dairesi
garı" gösteren 1'den "kasırgaya" 1854'te FitzRoy'a, Beaufort'un
işaret eden 12'ye kadardı. Beaufort teşvikiyle, Meteoroloji Dairesine
ölçeğin i ilk kez FitzRoy, Beagle Britanya katkısını sunma görevi
yolculuğunda kullandı. Ondan verildi. Ama kendine özgü gayreti
sonra bütün donanma gemilerinin ve içgörüsüyle FitzRoy, daha ileri
jumallerinde standart haline geldi. gitti. Dünyanın her tarafında
Denizde hava durumunuyla ilgili yapılan eşzamanlı hava gözlemleri
öncülerden biri de Amerikalı sisteminin o zamana kadar
Matthew Maury'ydi. Kuzey keşfedilmemiş örüntüleri açığa
Atlantik'in rüzgar ve akıntı çıkarmanın yanı sıra, hava
haritalarını çıkardı; bu haritalar, tahminlerinde bulunmak için de
seyir zamanı ve kesinliğinde kullanılabileceğini görmeye
dramatik iyileşmelerle sonuçlandı. başladı.
Uluslararası bir deniz ve kara, hava Gözlemciler, örneğin tropikal
hizmeti yaratılmasını da savundu kasırgalarda rüzgarların alçak hava
ve 1853'te Brüksel'de, bütün basınçlı ya da "alçak" bir merkez
dünyada denizdeki koşullarla ilgili alan etrafında dairesel ya da
gözlemleri koordine etmeye "siklonik" bir örüntüyle estiklerini
başlayan bir konferansı yönetti. zaten biliyorlardı. Orta enlemlerde
154 ROBERT FITZROY
FitzRoy günlük ''sinoplik" haritalarını
tebeşirle renklendirirdi. 1863'te çizılen
bu harita, batıdan kuzey Avrupa'ya
fırtına getiren bir alçak basınç
cephesini gösterir. Haritanın sağ alt
tarafı bir siklon oluşumunu belirtir.

durumuna ilişkin ayrıntılı bir


Lahminin Lemelini verir. Bu,
modern hava tahmininin temelini
oluşturan dikkate değer bir
içgörüydü.
Gözlem rakamları tek başına
yeterliydi; ama FitzRoy bunları
kullanıp ilk modern meteorolojik
haritayı, siklonik fırtınaların
girdaplı şeklini bugün uydu
resimlerinin gösterdiği kadar
berrak gösteren "sinoptik" haritayı
da yarattı. FitzRoy'un düşünceleri,
"hava tahmini" sözcüğünü tanıtan
ve modern hava tahmini ilkelerini
ilk kez ortaya koyan kitabı The
Weather Book'da (1863) özetlendi.
esen pek çok büyük fırtınanın bu Sinoptik hava durumu Britanya Adaları'nı hava
siklonik alçak basınç şeklinde FitzRoy hava tahmininin durumu alanlarına ayırmak,
olduğu çok geçmeden anlaşıldı. Bu anahtarının geniş bir alanda mevcut hava durumlarını
nedenle rüzgarın yönü, fırtınanın belirlenmiş zamanlarda yapılan harmanlamak ve her alandaki
yaklaşmakta mı yoksa çekilmekte hava basıncı, sıcaklık, rüzgar hızı geçmiş hava durumu verilerini
mi olduğuna ilişkin bir ipucu verir. ve yönüne ilişkin sistematik kullanıp hava tahminlerinde
1850'lerde hava olaylarına ilişkin gözlemler olduğunu anladı. Bu bulunmak çok önemli bir adımdı.
daha iyi kayıtlar ve uzun mesafe gözlemler Londra'daki FitzRoy özellikle denizde ve
iletişim için yeni elektrikli telgrafın koordinazyon bürosuna anında Britanya Adalarının limanlarında
kullanılması, karada oluşan siklonik telgrafla gönderildiğinde, geniş bir bir gözlemci ağı oluşturdu. Sürekli
fırtınaların doğuya doğru hareket alanda hava durumunun bir hava gözlemi düşüncesinin kabul
ettikleri neredeyse anında anlaşıl­ resimini ya da "sinopsisini" gördüğü Fransa ve İspanya' dan da
maktaydı . Kasırgalar (tropikal Kuzey çıkara bilirdi.
Atlantik fırtınaları) ise denizde olu- Bu özet hava durumunun
şur ve batıya doğru göç eder. Bu öylesine eksiksiz bir resmini

''
nedenle Kuzey Amerika' da bir fır­ veriyordu ki, geniş bir ölçekte
tına iç kesimlerde bir yeri vurunca, mevcut hava örüntülerini vermenin
daha doğudaki yerlere bir telgraf yanı sıra, hava örüntülerinin
gönderilip bir fırtınanın yaklaş­ izlenmesini de olanaklı kılıyordu. Olası kötü hava uyarılarında
makta olduğu uyarısında bulunula- FitzRoy, hava örüntülerinin bulunarak filika ihtiyacından
bilirdi. Güzlemciler, barometrede tekrarlandığını fark etti. Burarl:rn kurtulmaya çalışıyorum .
hava basıncında bir düşüşün yakla- yola çıkarak, gelecekte hava Robert FitzRoy
şan bir fırtına uyarısı verdiğini bilil- örüntülerinin kısa bir zaman

''
yorlardı. Telgraf bu okumaları uzak aralığında nasıl gelişebileceğini,
mesafelere hızlı bir biçimde iletmeyi geçmişle nasıl geliştiklerinden
ve dolayısıyla çok önceden uyarı­ çıkarabilirdi. Bu, kapsanan bölge
larda bulunmayı olanaklı kıldı. içinde her noktadaki hava
İLERLEME YÜZYILI 155
veri aldı. Birkaç yıl içinde gözlemci FitzRoy'un mirası
ağı o kadar verimli çalışıyordu ki, Çıkar gruplarının eleştirisiyle
bütün Batı Avrupa' da hava durumu karşılaşan ve alay konusu olan

''
örüntülerinin günlük görüntüsünü tahminler askıya alındı ve FitzRoy
alabiliyordu. Hava durumu 1865'te intihar etti. Servetini
örüntüleri o kadar berraktı ki, en Meteoroloji Dairesindeki İrlanda [ve diğer alanların]
azından bir sonraki gün nasıl araştırmalara harcadığı anlaşılınca,
telgraflarını harmanlayıp
değişebileceğini tahmin edebiliyor hükümet ailesinin zararını
hakkıyla değerlendirdikten
ve böylece ilk ulusal tahminleri karşıladı. Ama birkaç yıl içinde
çıkarabiliyordu. denizcilerden gelen baskılar, fırtına
sonra, o bölge için ilk tahmin
çıkarılır... ve hemen
uyan sisteminin tekrar yaygın
Günlük hava tahminleri yayımlanmaya gönderilir.
kullanıma sokulmasını sağladı.
Her sabah bütün Batı Avrupa' da bir Bugün ayrıntılı hava tahminlerini Robert FitzRoy
sürü hava istasyonundan ve fırtına uyanlarını a1mak, her

''
FitzRoy'un bürosuna hava raporları denizci gününün ayrılmaz bir
gelir ve bir saat içinde sinoptik parçasıdır.
harita çıkarılırdı. Tahminler, İletişim teknolojisi iyileştikçe ve
herkesin okuması için gözlem verilerine daha fazla ayrıntı
yayımlanmak üzere The Times ekledikçe, FitzRoy'un sisteminin
gazetesine anında gönderilirdi. değeri, 20. yüzyılda layıkını buldu. bilgisayarlar, en azından kısa
Gazetede ilk hava tahmini 1 süreler için oldukça doğru
Ağustos 1861'de yayımlandı. Modern hava tahmini tahminler üretir ve uçak
FitzRoy bir fırtına yoldaysa ve Bugün sayısız uyduya, uçağa ve yolculuğundan spor etkinliklerine
yönü konusunda uyarmak için gemiye ek olarak 11.000'den fazla kadar bir dizi faaliyet bu tahminlere
limanlarda görünür yerlere bir meteoroloji istasyonu dünyayı güvenir. •
işaret kuleleri sistemi kurdu. Bu süslemektedir - hepsi, küresel bir
sistem o kadar iyi işledi ki, sayısız meteorolojik veri bankasını sürekli
can ölmekten kurtuldu. bilgiyle beslemektedir. Güçlü süper
Ne var ki, kaptanlar fırtına
uyarısı nedeniyle yola çıkmayı
geciktirince, bazı gemi sahipleri
sisteme öfkelendi. Tahminleri
zamanında yayma sorunları da
vardı. Gazeteleri dağıtmak 24 saati
alıyordu; bu yüzden FitzRoy
yalnızca bir gün sonrasının değil,
iki gün sonrasının tahminlerni
yapmalıydı - aksi takdirde, halk
tahminleri okuduğu sırada olan
olmuş olurdu. Daha uzun süreli
tahminlerin çok daha az güvenilir
olduğunun farkındaydı ve özellikle
The Times yanlışlıkların
sorumluluğunu üstlenmediğinde,
sık sık alay konusu oldu.

Bu hava istasyonu Ukrayna'nın ücra


dağlarında kurulurudr; sıcaklık, nem ve
rüzga r h ı zıyla ilgılı verileri uydu
aracı lığıyla süper bilgisayarlara
gönderir.
156
KISACA

OMNE VIVUM EX
BILİMDALl
Biyoloji
ÖNCE
1668 Francesco Retli,

VIVO- kurtçukların kendiliğinden


değil, sineklerden
gösterir.
1745 John Necdham
türediğini

HER CANLI mikroplarıöldürmek için


etsuyunu kaynatır ve yeniden
büyüdüklerinde kendiliğinden

GELİR
ürediklerine inanır.

CANLIDAN
LOUIS PASTEUR (1822-1895)
1768 Lazzaro Spallanzani,
havası alınınca kaynamış
suyunda mikropların
büyümediğini gösterir.
et

SONRA
1881 Robert Koch hastalığa
neden olan mikropları yalıtır.
1953 Stanley Miller ve Harold
Urey, yaşamın kökenindeki
koşulları canlandıran bir
deneyde aminoasit -yaşamın
temeli- yaratır.

adem biyolojiye göre,

M canlılar yalnızca diğer


canlılardan bir üreme
süreciyle türeyebilir. Bugün bu
görüş tartışma götürmez gibi
görünebilir; ama biyolojinin temel
ilkelerinin bebeklik evresinde
olduğu dönemde, birçok bilim
insanı "abiyogenez" denilen bir
fikre -yaşamın kendiliğinden
üreyebildiği düşüncesine- bağlıydı.
Aristoteles'in çürüyen maddeden
canlı organizma çıkabi ldiğ ini iddia
etmesinden uzun süre sonra,
bazı lan can sız nesnelerden yaratık
yapmayı amaçlayan yöntemlere bile
inandı. Örneğin 17. yüzyılda
Felemenkli hekim Jan Babtista von
Helmont, açık havada bir kavanoza
iLERLEME YÜZYILI 157
Ayrıca bkz. Robert Hooke 54 • Antonie van Leeuwenhoek 56 57 • Thomas Henry Huxley 172- 73 •
Harold Urey and Stanley Miller 274 75

Bu mikroplardan bazıları
Mikropların bulaşması
Birçok canlı organizma yiyeceklerin
ya da üremesi önlenirse,
mikroskopiktir ve bozulmasına ya da
bozulma ve bulaşma
etrafımızdaki havada asılıdır. bulaşıcı hastalıklara
gerçekleşmez.
neden olur.

bırakılan birkaç buğday tanes i ile fikri, hayal ürünü gibi görünüyordu.
terli iç çamaşırından yetişkin fare 1546'da İtalyan hekim Girolamo
çıkacağını yazdı. 19. yüzyıla kadar Fracastoro "bulaşmanın tohumla-
kendiliğinden üremeyi savunanlar rı"nı tarif etti ve işin doğrusuna
vardı. Ne var ki, 1859'da Louis yaklaştı. Ama canlı, üreyebilir şey­
Pasteur adlı Fransız bir ler olduklarını açıkca ifade edemedi
mikrobiyolog, bunu çürüten zekice ve teorisinin fazla etkisi olmadı.
bir deney tasarladı. Onun yerine insanlar, çürüyen
Araştırmalarının seyri içinde, maddeden gelen "miazma"nın - ya
bulaşıcı hastalıklara canlı da zararlı havanın- bulaşıcı hasta- Francesco Redi'nin bu çizimi
mikropların neden olduğunu da lıklara neden olduğuna inandılar. kurtç ukla rın sineklere dönüşümünü

kanıtladı. Mikropların doğasına ilişkin açık


gösterir. Çalışması, sineklerin
kurtçuklardan, kurtçukları n da
Pasteur'den önce, hastalık ya da bir düşünce olmadan, enfeksiyonun
sineklerden çı ktığını gösterdi.
bozulma ile organizmalar arasın­ aktarılması ile yaşamın yayılması­
daki bağdan kuşkulanılmıştı, ama nın aslında aynı paranın iki tarafı
kanıtlanmamıştı. Mikroskoplar olduğunu kimse bilemezdi. konusu olduğu sürece- deneysel
aksini kanıtlayana kadar, çıplak kanıtları sunan ilk kişi, İtalyan
gözle görülemeyen küçük canlı İlk bilimsel gözlemler hekim Francesco Redi'di. 1668'de
kendilikler diye bir şeyin varlığı 17. yüzyılda bilim insanları , etin kurtlanma sürecini inceledi. Bir
üremeyi inceleyerek büyük parça eti parşömenle kaplad ı, bir
yaratıkların kökenini bulmaya parçayı da açıkta bıraktı. Ya lnızca
çalıştı. 1661'de İngiliz hekim açıktaki et kurtlandı; çünkü oraya

''
William Harvey (kan dolaşımını sinekler konmuş ve yumurtalarını
bulmasıyla ünlüdür) bir ceninin bırakmıştı. Re di deneyi tülbentle -
kökenini keşfetme çabasıyla gebe etin kokusunu emen ve sinekleri
Deney alanında, şans yalnızca bir geyiği diseke etti ve "omne çeken- tekrarladı ve tülbentten
hazırlıklı zihne yardımcı olur.
vivum ex ovo" - her canlı alınan sinek yumurtalarının , temiz

Louis Pasteur yumurtadan gelir- ilan etti . Söz eti kurtçuklarla "tohumlamak" için
konusu geyiğin yumurtasını kullanılabild iğini gösterdi. Redi,
bulamadı ; ama en azından kurtçukların kendiliğinden değil,

''
olacakları ima etmekteydi. ancak sineklerden doğabileceklerini
Kendiliğinden üremenin öne sürdü. Ne var ki, Redi'nin
olanaksızlığının - en azından insan deneyimin önemi anlaşılmadı ve
gözünün görebildiği yaratıklar söz Redi'nin kendisi bile abiyogenezi
158 LOUIS PASTEUR
tam olarak reddetmedi, belli pek çok mikrobu gerçekten de
koşullarda gerçekleştiğine inandı. öldürmesine rağmen, örneğin bazı
Mikroskopu ilk yapan ve ayrıntılı bakteriler uykuda, ısıya dirençli

''
bilimsel inceleme için kullananlar sporlara dönüşürek hayatta
arasında Felemenkli bilim insanı kalabilir. Pek çok m ikrop, pek çok
Abiyogenez diye bir şeyin
Antonie van Leeuwenhoek, bazı yaşam gibi, besininden enerji
geçmişte hiç
canlıların çıplak gözle almak için havadaki oksijene
gerçekleşmediğini ve
görülemeyecek kadar küçük ihtiyaç duyar. Ne var ki, en
olduklarını ve büyük yaratıkların
gelecekte de hiç önemlisi, bu tür deneyler her zaman
gerçekleşmeyeceğini
üremesinin, sperm gibi küçük bulaşıma açıktı -havada dolaşan
mikroskobik canlılara bağlı göstermek niyetindeyim. mikroplar bir büyüme aracını, kısa
olduğunu gösterdi.
Tbomas Henry Huxley bir süre atmosfere maruz kalsa bile

''
Yine de, abiyogenez düşüncesi kolayca kolonileştirebilir. Bu
bilim insanlarının kafasına o kadar yüzden, aslında bu deneylerden
derin yerleşmişti ki, birçoğu bu hiçbiri abiyogenez sorununu şu ya
mikroskobik organizmaların üreme da bu şekilde sonuç alıcı bir
organına sahip olamayacak kadar biçimde ele almamıştı.
küçük olduklarını ve bu nedenle sonucuna vardı. Yırmi yıl sonra Yüzyıl sonra mikroskoplar ve
kendiliğinden doğmaları İtalyan fizyolog Lazzaro mikrobiyoloji, sorunu halletmeye
gerektiğini düşünmeye devam etti. Spallanzani, Needham ' ın deneyini yetecek kadar ilerlemişti. Louis
1745'te İngiliz doğa bilimci John tekrarladı; ama deney tüpünün Pasteur'ün deneyi havada asılı,
Needham bunu kanıtlamaya havası boşaltılırsa, mikropların maruz kalan her yüzeye bulaşmaya
koyuldu. Isının mikropları tekrar büyümediğini gösterdi. hazır duran mikropların varlığını
öld ürebildiği ni biliyordu; bu yüzden Spallanzani et suyunu havanın gösterdi. Önce havayı pamukla
bir miktar et suyunu bir deney " tohumladığını" düşündü; ama onu filtreledi. Sonra kirlenmiş pamuk
tüpünde kaynattı -böylece eleştirenler, havanın yeni mikrop filtreleri analiz etti ve filtreye
mikroplarını öldürdü- ve ardından kuşağı için "yaşamsal güç" takılan tozları bir mikroskopla
soğumaya bıraktı. Et suyunu bir olduğunu öne sürdüler. inceledi. Yiyeceklerin bozulmasıyla
süre gözlemledikten sonra, Modern biyoloji bağlamında ve çürümesiyle bağlantılı
mikropların geri geldiğini gördü. bakıldığında, Needham'ın ve mikroplarla kaynadığını gördü.
Mikroptan arındırılmış et Spallanzani 'nin deneylerinin Adeta mikroplar havadan düşünce
suyundan kendiliğinden doğdukları sonuçları kolayca açıklanabilir. Isı hastalığa neden oluyorlardı. Bu,

Hava tüpün içine Pasteur'ün kuğu boynu deneyi,


girebilir mikroptan arındırılmış bir et suyunun,
havadan tekrar içıne düşmeleri önlendiği
sürece mikroorganizmasız kalacağını
kanıtladı.

I)
;J ~
Mikroorganizmalar
kavisli yerde
tutulur
İçindeki Et suyu soğuyunca Tüpü yan yatırmak Mikroorganizmalar tekrar
mikroorganizmaları mikroorganizmasız kalır. mikroorganizmaların et hızla çoğalır.
öldürmek için et suyu suyuna lekrar girmesine
kaynatılır. olanak verir.
İLERLEME YÜZYILI 159
Pasteur'ün bir sonraki adımda hastalığının bulaşı cı bir bakteri
başarılı olmak iç in ihtiyaç duyduğu tarafından bulaştırıldığını
hassas bilgiydi; o adımda Fransız göstermişti.
Bilimler Akademisinin bir meydan Yine de, Huxley'in
okumasını kabullenip, konuşmasından yaklaşık bir yüzyıl
kendiliğinden üreme düşüncesini sonra yeni bir bilim insanı kuşağı
çürüttü. Yeryüzünden ilk yaşamın kökeniyle
Bu deney için Pasteur besin ilgili sorular sorunca, abiyogenez
bakımından zengin et suyunu zihinleri yeniden meşgul etmeye
kaynattı yüzyıl önce Needham ve başlayacaktı. 1953'te Amerikalı
Spallanzani'nin yaptığı gibi- ama kimyacılar Stanley Miller ve Harold
bu kez deney tüpünde önemli bir Urey, Yeryüzünde yaşamın
değişiklik yaptı. Deney tüpünü şafağındaki atmosfer koşullarını
ısıtıp yumuşattı, sonra aşağı yukarı canlandırmak için su, amonyak, Louis Pasteur
bükerek bir kuğu boynu şekline metan ve hidrojenden oluşan bir
soktu. Düzenek soğuyunca, sıcaklık karışıma elektrik kıvılcımları
1822'de yoksul bir Fransız
mikropların büyümesine uygun gönderdi. Bir haftada aminoasitleri ailede doğan Louis Pasteur o
kadar büyük bir şahsiyet oldu
olmasına ve tüp dış havayla -proteinlerin yapı taşları ve canlı
ki, ölünce resmi devlet
bağlantılı olduğu için bol oksijen hücrelerin temel kimyasal töreniyle gömüldü. Kimya ve
bulunmasına rağmen, tüpün bir bileşenleri- yarattı l ar. Miller ve
tıp eğitimi aldıktan sonra,
kısmı aşağı doğru kıvrılı olduğu Urey'in deneyi, cansız maddeden Strasbourg ve Lille
iç in mikroplar et suyunun üzerine canlı organizma çıkabildiğini üniversitelerinde akademik
düşmüyordu. Mikropların tüpte göstermeyi amaçlayan çalışmaların görevler üstlendi.
tekrar büyüyebilmelerinin tek yolu, patlamasına neden oldu; ama bu İlk araştırmaları kimyasal
kendiliğinden üremeydi - ve bu kez bilim insanları , biyokimya kristallerle ilgiliydi; ama
gerçekleşmedi. aletleriyle ve milyarlarca yıl önce mikrobiyoloji alanından daha
Pasteur, mikropların et suyuna gerçekleşen süreçlerin bilgisiyle iyi tanınır. Pasteur mikropların
havadan bulaştıklarının son bir donanımlıydı. • şarabı sirkeye

kanıtı olarak, deneyi tekrarladı; dönüştürdüğünü ve sütü


ekşittiğini gösterdi ve
ama bu kez koyun boyunlu tüpü
mikropları öldüren bir ısıl
kopardı. Et suyu enfekte oldu:
işlem süreci -pastörizasyon
Kendiliğinden üremeyi sonunda
olarak bilinen- geliştirdi.
ç ürütmüş ve her canlının canlıdan
Mikroplarla ilgili çalışmaları,
geldiğini göstermişti. Kirli bir
modern jerm teorisinin
kavanozdan fare çıkmadığı gibi, et gelişmesine yardımcı oldu:
s uyu dolu bir deney tüpünden de Bazı mikropların bulaşıcı
kendiliğinden mikrop çıkmadığı hastalıklara neden olduğu
açıktı. düşüncesi. Daha sonra birçok

''
aşı geliştirdi ve mikrobiyoloji
Abiyogenez geri dönüyor araştırmalarına adanmış ve
1870'te İngiliz biyolog Thomas bugüne kadar varlığını
Henry Huxley, "biyogenez ve Yalnızca olguları gözlemlerim; sürdüren Pasteur Enstitüsünü
abiyogenez" başlıklı bir seminerde yaşamın kendisini gösterdiği kurdu.
Pasteur'ün ça lışmas ın ı savundu. bilimsel koşullar dışında bir
Bu, kendiliğinden üremenin son aramam.
şey Önemli eserleri
savunucularına ezici bir darbe oldu Louis Pasteur
1866 Studies on Wine
ve hücre teorisi, b iyokimya ve 1868 Studies on Vinegar

''
genetik disiplinlerine dayanan yeni 1878 Microbes: Their Roles in
bir biyolojinin doğumuna işaret etti. Fermentation, Putrefaction,
l BBO'lere gelindiğinde Alman and Contagion
hekim Robert Koch, şarbon
KENDİKUYRUGUNU

YILANLARDAN
• •
BiRi _
AUGUST KEKULE (1829-1896)
162 AUGUST KEKULE
9. yüzyılın ilk yılları,
KISACA
1 kimyada maddeye bilimsel
bakışı kökten değişti ren

''
BİLİM DALI
Kimya büyük gelişmelere tanık oldu.
1803'te John Dalton her elementin,
ÖNCE o elemente özgü atomlardan Gecenin bir kısmını bu
1852 Edward Frankland, oluştuğu nu öne sürdü ve atom düşüncelerin h iç olmazsa
valans -bir atomun diğer ağırlığı kavramını kullanarak, taslaklarını kağıda geçirmekle
atomlarla oluşturduğu bağ elementlerin birbirleriyle her zaman geçirdim. Yapısal teori bu
sayısı- düşüncesini tanıtır. tam sayılı oranlarda nasıl şekilde var oldu.
birleştiklerini açıkladı. Jöns Jakob Friedrich August Kekule
1858 Archibald Couper,
Berzelius bu 2000 bileşiği inceleyip
karbon atomlarının birbirleriyle

''
bu oranları araştırdı. Bugün
doğrudan bağ kurup zincir
kullandığımız adlandırma
oluşturabildiklerini ortaya
sistemini -hidrojen için H, karbon
koyar. için C vd - icat etti ve o zaman
SONRA bilinen 40 elementin atom
1858 İtalyan kimyacı Stanislao ağırlıklarının bir listesini hazırladı. kavramlar olarak kaldı; ama
Cannizzaro atomlar ile Canlı organizmaların kimyası için açıklay ı cılıkları giderek artan
molekuller arasındaki farkı "organik kimya" terimini -bu terim kavramlardı.
açıklar, atom ve molekül daha sonra karbon kimyası
ağırlıklarını yayımlar. anlamına gelecekti- icat etti. Valans
1809'da Fransız kimyacı Joseph 1852'de atom l arın birbirlerine nasıl
1869 Dimitri Mendeleyev Louis Gay-Lussac gazların basıt bağlandığını anh:ımaya yönelik ilk
periyodik tabloyu çıkarır. oranlarda nasıl birleştiklerini adımı, valans -bir elementin her
1931 Linus Pauling kuantum açıkladı ve iki yıl sonra İtalyan atomunun bağlanabileceği atom
mekan iği düşüncelerini Amedeo Avogadro eşit hacimli sayısı- düşüncesini tanıtan İngiliz
kullanarak genel olarak gazların eşit sayıda molekül kimyacı Edward Frankland attı.

kimyasal bağın ve özel olarak içerdiğini öne sürdü. Elementlerin Hidrojenin bir valansı vardır,
benzen molekülünün yapısını bileşimini düzenleyen katı kurallar oksijenin iki. Sonra 1858'de
açığa kavuşturu r. bulunduğu açıktı. Atomlar ve Britanyalı kimyacı Archibald
moleküller esas olarak kimsenin Couper, kendi kendine bağlanan
doğrudan görmediği teorik karbon atomları arasında bağlar

Her elementin atomları diğer Benzen moleküllerinde, karbon atomları


atomlarla belirli sayıda yolla birbirine bağlanıp halkalar olu şturur,
birle şebilir. Buna valans denilir. hidrojen atomarı onlara bağlanır.

Karbon atomlarının dörtlü


bir valansı vardır.
iLERLEME YÜZYILI 163
Ayrıca bkz. Roberl Boyle 46 49 • Joseph Black 76-77 • Hcnry Cavcndish 78-79 • Joseph Priestley 82-83 •
Antoine Lavoisier 84 • John Dalton 112 13 • Humphry Davy 114 • Linus Pauling 254- 59 • Harry Kroto 320-21

oluştuğunu ve moleküllerin
birbirine bağlanan atom zinciri
olduklarını gösterdi. Dolayısıyla, iki
RRH
1 1 1
parça hidrojen ile bir parça R-C-C-C-H
1 1 1
oksijenden oluştuğu bilinen su, H,O O•O NEN HRR
ya da H- 0 - H (burada "-" bir bağı Oksijen Nıtrojen Propan
gösterir) olarak ifade edilebilir.
Karbonun dört valansı vardır, yani BHB
1 1 1
dört değerliklidir; bu yüzden bir cı-c-c-c - e
karbon atomu, metanda (CH1 ) 1 1 1
olduğu gibi, dört bağ oluşturabilir;
RRR
B BB 1-Kloropıopan
metanda hidrojen atomları 1 1 1
karbonun etrafında dört yüzlü B- C-R H-C-C-H BCI R
1 1 1 1 1 1
biçimde dizilir. (Bugün kimyacılar H HR s-c-c- c-e
bir bağın , iki atomun paylaştığı Metan Etan 1 1 1
elektron çiftini temsil ettiğini; H, O BBH
ve C simgelerinin uygun atomun 2-IOoropropan
merkez kısmını temsil ettiğini
düşünür.)
Couper o sırada Paris'te bir
laboratuvarda çalışıyordu. Bu arada
Almanya'da, Heidelberg'de August Kekule valans kavramını kullanarak, atomlar arasında
oluşup molekülleri meydana getiren bagları tarif etti. Burada
Kekule aynı düşünceyi öne sürüp,
her bag bir çizgiyle ifade edilir.
1857'de karbonun dört valanslı
olduğunu ve 1858'do karbon
atomlarının birbirine oluşturduğunu ilan etti. Aniden şema). Bazı bileşiklerin, atom
bağlanabildiğini ilan etmişti. organik kimya anlam kazanmaya valanslarını doyurmak için çift
Couper'ın tebliğinin yayım lanması başladı ve kimyacılar, her tür bağa ihtiyacı vardır: örneği n oksijen
gecikmişti; dolayısıyla Kekule moleküle yapısal formül tahsis etti. molekülü (O,) ve etilen molekülü
kendi tebliğini
ondan bir ay önce Metan (CH4 ), etan (C2 H6 ) ve (C2H.). Etilen klorla tepkimeye girer
yayımladı ve kendi kendine propan (C3H8) gibi basit ve sonuç, yer değiştirme değil,
bağlanan karbon atomları hidrokarbonlar artık karbon katılma olur. Klor çi ft bağa eklenip
düşüncesinde öncelik onun oldu. atomları zinciri olarak görülüyordu; 1,2 dikloroetan (C2 H4Cl2) meydana
Kekule atomların arasındaki bu zincirde boş valansları hidrojien getirir. Oldukça tepkin olan ve
bağlara "ilginlik" (affinity) dedi ve atomları doldurmaktaydı. Böyle bir oksiasetilen kaynak hamlacında
1859'da çıkan popüler kitabı bileşiğin, sözün gelişi klorla (Cl,) kullanılan asetilen (C2H,) ve nitrojen
Textbook of Organic Chemistry'de tepkimesi, bir ya da daha fazla molekülü (N2) de dahil, bazı
düşüncelerini daha ayrıntılı bir hidrojen atomunun yerini klor bileşiklerin üçlü bağı bile vardır.
biçimde açıkladı. atomunun aldığı bileşikler - Ama benzen bir bilmece olarak
klorometan ya da kloroetan gibi kaldı. Formülünün C H olduğu
6 6
Karbon bileşikleri bileşikler- meydana getiriyordu. Bu anlaşıldı; ama asetilenle eşit sayıda
Kimyasal tepkimelerden elde edilen yer değiştirmenin bir özelliği, karbon ve hidrojen atomlarına sahip
kanıtlara dayalıteorik modeller klorun orta karbon atomuna mı olmasına rağmen, asetilenden çok
çıkaran Kekule, dört valanslı karbon yoksa uçtaki karbon atomlarından daha az tepkindir. Yüksek tepkinli
atomlarının birbirine bağlanıp, birine mi bağlandığına bağlı olarak olmayan doğrusal bir yapı
başka valanslı başka atomların kloropropanın iki farklı biçimde, geliştirmek , gerçek bir muammaydı.
(hidrojen, oksijen ve klor gibi) 1-kloropropan ya da 2-kloropropan Açıkçası çift bağ olmalıydı, ama
bağlanabildiği bir "karbon iskeleti" şeklinde olmasıyda (bkz. yukarıdaki nasıl dizildikleri bir sırdı.
164 AUGUST KEKULE
Dahası, benzen klorla katılarak oluşturduğu bir halkaydı; her birine
(etilen gibi) değil, yer değiştirerek bir hidıojen atomunun bağlandığı
tepkimeye girer: Bir klor atomu bir altı atomun hepsinin eşit olduğu bir
hidrojen atomunun yerini alır. halka. Yani klorobenzende klor.
Benzenin hidrojen atomlarından halkanın etrafında herhangi bir
birinin yerini bir klor atomu alınca, yere bağlanabilirdi.
sonuç yalnızca tek bileş ik olur: Bu teoriye bir destek de, klorun
C6H5Cl, klorobenzen. Öyle hidrojenin yerini iki kez alıp
görünüyordu ki, klor atomu herhangi diklorobenzeni (C6 H4Cl) meydana
bir karbon atomuna bağlandığına getirmesiyle geldi. Eğer benzen,
göre bütün karbon atomları bütün karbon atomları eşit altı üyeli
eşdeğerdi. bir halkaysa, bu bileşiğin üç ayrı
biçimi ya da "izomeri" olmalıdır - Bir hexabenzocoronene
Benzen halkaları iki klor atomu bitişik karbon molekülünün bu görünLüsü, bir
Benzenin yapısına ilişkin atomları üzerinde, başka bir atomsa! kuvvet mikıoskopu kullanılarak
bilmecenin çözümü, 1865'te bir karbonla ayrılmış karbon atomları elde edıldi. Çapı 1,4 nanometredir ve
farklı uzunlukta karbon-karbon bağlarını
rüyada Kekule'ye malum oldu. üzerinde ya da halkanın karşıt gösterir.
Çözüm, karbon atomlarının uçlarında olabilirdi. İşin böyle

olduğu anlaşıldıve üç izomere


sırasıyla
orta-, meta- ve para-

1 diklorobenzen adı verildi.
cı ....c ...c'c"'B Simetri kurmak
1 1
Benzen halkasının gözlemlenen
H"'c'c"'c'B simetrisi konusunda hala
1
H çözülmemiş bir sır vardı. Her

Orto-diklorobenzin karbon atomu dört valansını


doyurmak için, diğer atomlarla dört
H bağı ol malıdır. Yani, hepsinin
1
cı,c ...c'c"'cı "yedek" bir bağı vardı. Kekule ilk
1 1 önce, halkanın etrafındaki almaşık
tek ve çift bağları çizdi; ama
H"'c'c"'c'H halkanın simetrik olmas ı gerektiğ i
1
H anlaşılınca, molekülün iki yapı
Meta-diklorobenzin arasında kararsız kaldığını öne
sürdü.
H Elektron 1896'ya kadar
1
cı ....c ...c'c"'H keşfedilmedi. Bağların elektron
paylaşı mıyla oluştuğu düşüncesini,
1 1
H"'c'c"'c'cı Amer ikalı kimyacı G. N. Wilson
1916'da önerdi. 1930'larda Linus
1
H Pauling kuantum mekaniğini
Para-diklorobenzin kullanarak, benzen halkasındaki
"ltı yedek elektronun çift bağlara
yerleşmediğini, halkanın etrafına
yayıldığını ve karbon atomları
arasında eşit paylaşıldığını, bu
Kakule bir benzen halkasında karbon atomları arasında çift ve tek nedenle karbon-karbon bağların tek
bağların almaşık olduğunu ortaya koydu (solda). İki klor atomu iki ya da çift değil, 1,5 olduğunu
hidıojen atomunun yerini üç farklı şekilde alabilir (sağda). açıkladı (bkz. s. 254-59). Benzen
iLERLEME YÜZYILI 165
Kekule benzen halkaları teorisini
formüle ettiği anı rüya benzeri bir
görüm olarak tarif etti; burada bir
ejderha olarak tasvir edilen eski
ouroboros simgesinde olduğu gibi
kendi kuyruğunu ısıran bir yılan gördü.

molekülünün yapısına ilişkin


bilmeceyi çözmek için fiziğin bu
yeni düşüncelerine ihtiyaç vardı.

Esin rüyası
Kekule'nin rüyasını anlatımı, esin
kıvılcımına ilişkin en çok anılan
kişisel anlatımdır. Anlaşılan
hipnogojik bir durumdaydı -
uykuya dalmanın eşiğinde: Bu
durumda gerçekler ile imgelem iç
içe geçer. Bunu Halbschlaf, yani
yarı-uyku olarak tarif etti. Aslında
bu türden iki ayakta uyumayı tarif
eder: İlki, olasılıkla 1855'te Güney
Londra'da Clapham Road'a doğru hatta dört küçük atomu bağladığını önünde kıpırdıyordu ... Uzun sıralar,
giden bir otobüsün tepesinde. gördüm." çoğu zaman daha yoğun bağlantılı;
"Atomlar gözlerimin önünde İkinci olay Belçika' da, her şey hareket halinde, yılan gibi
kıpırdıyorlardı. Bu küçük Ghent'teki çalışma odasında kıvrılıyor ve dönüyor. O da ne?
parçacıkları hareket halinde hep gerçekleşti; olasılıkla kendi Yılanlardan biri kendi kuyruğunu
görmüştüm, ama hareket tarzlarını kuyruğunu ısıran yılan yakalad ı ve bu görüntü gözlerimin
anlamayı başaramamıştım . Bugün simgesinden esinlendi: "Benzen önünde alay edercesine dönüp
iki küçük atomun ne kadar sık halkası teorisinde de aynı şey durdu."•
kaynaşıp bir çift oluşturduğunu, oldu ... Sandalyeyi şömineye
büyüklerin küçükleri nasıl çevirdim ve baygın bir
yuttuğunu ve daha büyüklerin üç, durumdayd ım .. atomlar gözlerimin

August Kekule Kendisine August diyen Friedrich mimarı yaptı. 1895'te Kaiser II.
August Kekule, şimdi Wilhelm tarafından soyluluk
Almanya'nın Hesse eyaletinde unvanı verildi ve August Kekule
bulunan Darmstadt'ta 7 Eylül von Stradonitz oldu. Kimya
1829'da doğdu. Giessen dalında ilk beş Nobel ödülünün
Üniversitesindeyken mimarlık üçünü onun öğrencileri aldı.
okumayı bırakıp, Justus von
Liebig'in derslerini dinledikten Öne m li eserleri
sonra kimyaya yöneldi. Sonunda
Bonn Üniversitesinde kimya 1859 Textbook of Organic
profesörü oldu. Chemistry
1057'de ve ertesi yıl Kekule, 1887 The Chemistry of Benzene
karbonun dört valansı, basit Derivatives or Aromatic
organik moleküllerde bağlanma ve Substances
benzenin yapısı üzerine bir dizi
yazı yayımladı; bu yayınlar onu,
moleküler yapı teorisinin baş
KESİNLİKLE
~

AÇIGA ÇIKAN
ORTALAMA
• ••
BiRE U
GREGOR MENDEL (1822-1884)
......
_. .........................
168 GREGOR MEN DEL
ilimsel bilginin tarihinde en
KISACA
BİLİM DALI
Biyoloji
B büyük doğal gizemlerden
biri kalıtı m
mekanizmasıydı . Kalıtım olgusu,
aile üyelerinin belirgin bir biçimde
ÖNCE benzer oldu kla rı fark edildiğinden
1760 Alman botanikçi Josef beri bilinmekteydi. Pratik içerimleri
Kölreuter tütün bitkisini her yerdeydi - tarımda ürün ve
çoğaltma deneylerini tasvir hayvan yP.teştiriciliğ i nden hemofoli
eder, ama sonuçlan doğru bir gibi bazı hastalıkların çocuklara
biçimde açıklayamaz. geçebi ldiğini ilişkin bilgiye kadar.
Yunan filozoflar, ebeveynden
1842 İsviçreli botanikçi Carı yavruya geçen bir Lür özün ya da
von Nageli hücre bölünmesini
maddi "ilke"nin va r olduğunu
araştırır ve daha sonra
düşündüler. Ebeveynler ilkeyi
kromozom olarak tanımlanan
cinsel i lişki sırasında bir sonraki Kalıtsal özellikler Mendel'den önce
iplik-benzeri cisimleri tasvir binlerce yıl gözlemlenmişti; ama tek
kuşağa aktarıyordu ; kandan
eder. kaynaklandığ ı, babalık ve annelik yumurta ıkizliği gibi olguları üreten
biyolojik mekanizma bilinmiyordu.
1859 Chares Darwin doğa l ilkelerinin harmanlanıp yeni bir kişi
seçilim yoluyla evrim teorisini meydana getirdiği sanılıyordu. Bu
yayıMlar. düşünce yüzyıllarca varlığ ını
sürdürdü - esas olarak kimse daha biyolojik çeşitlilik kesinlikle
SONRA iyi bir düşünceyle ort aya çıkmad ığı seyrelirdi. Farklı ren kte boyaları
1900 Botanikçi Hugo de Vries, için; ama Charles Darw in'e gelip karıştırmaya benzerdi ve griyle
Cari Correns ve Wılliam dayanınca, temel zayı flığ ı apaçık sonuçlanırdı. Darwin'in teorisinin
Bateson, Menden'ın yasaların ortaya çıktı. Darwin'in doğal dayand ığı uyarlanmalar ve
eş zamanlı olarak "yeniden seçilim yoluyla evrim teorisi yenilikler varlığını sürdürmezdi.
keşfeder." türlerin kuşaklar boyunca
1910 Thomas Hunt Morgan, değiştiğini bunu yaparken Mendel'in keşfi
Mende! yasalarını des tekler ve biyolojik çeşitliliğe neden Kalıtı mı anlamada atılım , DNA'nın

kalıtımın kromozom temelıni olduğunu- öne sürdü. Eğer kalıtım kimyasal yapısı saptanmadan
doğrular. kimyasal ilkelerin yaklaşık bir yüzyıl önce -ve Darwin
harmanlanmasına dayanıyorsa, Türlerin Kökeni'ni yayımladı ktan

Gregor Mendel 1822'de Avusturya çalışmayı bıraktı ve bezelye


İmparatorluğu'nda Silezya'da dölleyip yetiştirmeye
doğan Gregor Mendel'in asıl adı yoğunlaştı. Bu çalışma kalıtım
Johan Mendel'di; eğitimini daha yasalarını tasarlamasına ve
da ilerletmenin bir yolu olarak kalıtsal özelliklerin daha sonra
rahipliğe girmeden önce gen denilen farklı parçacıklar
matematik ve felsefe eğitimi aldı tarafından kontol edildiği
- adını Gregor yapıp düşüncesini geliştirmesine yol
Augustinusçu bir keşiş oldu. açtı. 1868'de manastır başrahibi
Eğitimini Viyana Üniversitesinde oldu ve bilimsel çalışmalarını
tamamladı ve dönüp Brno'daki bıraktı. Ölünce, bilimsel yazıları
(şimdi Çek Cumhuriyeti'nde) ardılı tarafından yakıldı.
manastırda ders verdi. Burada
Mende! kalıtıma ilgi duydu - ve Önemli ese rleri
çeşitli zamanlarda fareleri, arıları
ve bezelyeleri inceledi. Piskoposun 1866 Experiments in Plant
baskısıyla hayvanlar üzerinde Hybrizidation
Ayrıca bkz. Jcan-Baptiste Lamarck 118 • Charles Darwin 142 49 • Thomas Hunt Morgan 224-25 •
James Watson and F'rancis Crick 276 83 • Michael Syvanen 318- 19 • William F'rench Anderson 322-23

on yıldan az bir süre sonra- çekinik varyete dedi. Bu durumda bütün bitkiler her iki baskın
gerçekleşti. Brno'da Augustinusçu beyaz çiçek çekinikti ve ikinci özelliğe (mor çiçek, sarı tohum)
bir keşiş olan Gregor Mende!, daha kuşak bitkilerin dörtte birini sahipti; ama ikinci kuşakta bir
ünlü birçok doğa bilimcinin oluşturuyordu. Her özellik -uzun/ kombinasyon karışımı vardı.
başarısız olduğu yerde başarılı olan kısa; tohum rengi; çiçek rengi ve Örneğin, bitkilerin on altıda birinin
bir öğretmen, bilim insanı ve tohum şekli- için, bu oranlara göre her iki çekinik özellikle (beyaz
matematikçiydi. Farkı yaratan, baskın ve çekinik varyetleri çiçek, yeşil tohum) kombinasyonu
herhalde, Mendel'in matematikteki saptamak olanaklıydı. vardı. Mende! iki özelliğin
ve olasılık teorisindeki becerisiydi. birbirinden bağımsız miras alındığı
Mende! bezelyeyle (Pisum Anahtar sonuç sonucuna vardı. Başka bir deyişle,
sativum) deneyler yaptı. Bu bitki Mende! daha ta ileri gidip, iki çiçek rengi kalıtımının tohum rengi
boy, çiçek rengi, tohum rengi ve özelliğin -çiçek rengi ile tohum katılımı üzerinde ve tohum rengi
tohum şekli gibi tanımlanabilir rengi gibi- kalıtımını eşzamanlı kalıtımının çiçek rengi kalıtımı
birçok bakımdan çeşitlilik gösterir. test etti. Zürriyetin farklı özellik üzerinde bir etki sı yoktu. Kalıtımın
Bir seferde bir özelliğin kalıtımına kombinasyonlarıyla ortaya bu şekilde kesin orantılı olması,
bakmaya başladı ve sonuçlara çıktıklarını ve yine, bu Mende!' in şu sonuca varmasına yol
matematik bilgisini uyguladı. kombinasyonların sabit oranlarda açtı: Bu durum muğlak kimyasal
Manastır arazisinde kolayca ekilen gerçekleştiğini gördü. İlk kuşakta ilkelerin ha rmanlanmasından
bezelye bitkileri yetiştirerek, bir dizi
deney yapıp önemli veriler elde
edebildi.
Mende!, çalışırken hassas
önlemler aldı. Özelliklerin kuşaklar
içinde atlayabildiğini ve
gizlenebildiğini bildiği için, "saf"
soy bezelye bitkileriyle -yalnızca
beyaz çiçekli yavru veren beyaz
çiçekli bitkiler gibi- işe başlamaya
dikkat etti. Saf beyaz çiçekli
bitkileri saf mor çiçekli bitkilerle
melezledi vb. Her durumda,
döllenmeyi de kesin bir biçimde
kontrol etti: Polenlerin rasgele
saçılmasını önelemek için
ilk mor bitkı kuşağını
birbiriyle döllemek, 1'e 3
açılmamış çiçek goncalarından
oranında mor ve beyaz bitkili
cımbızla alıp aktardı. Bu yetiştirme
ikinci kuşağı üretir.
deneylerini birçok kez
gerçekleştirdi ve bir sonraki ve
ondan sonraki kuşakta bitkilerin
sayısını ve özelliklerini belgeledi.
Almaşık varyetelerin (mor çiçek ve
beyaz çiçek gibi) sabit oranlarda
miras alındığını gördü. ilk kuşakta
mor çiçek gibi yalnızca bir varyete
başarıyla yetişti; ikinci kuşakta bu
varyete, zürriyetin dörtte üçünü
oluştu rdu . Mende! buna baskın
varyete dedi. Öteki varyeteye
170 GREGOR MENDEL
kaynaklanmadı, ayrık sayısını sınırlamış olabilir; ama ne
"parçacıklardan" olürü gerçekleşti. olursa olsun, Mendel'in
Çiçek rengini konlrol eden yaptıklarından ötürü hakkıyla taktir

''
parçacıklar vardı, tohum renginiµ edilmesi 30 yıldan fazla bir süre
parçacıkları vardı vb. Bu aldı. 1900'de Hollandalı botanikçi
parçacıklar ebeveynden yavruya Hugo de Vries, Mendcl'inkine
Özellikler melezlerde tamamen
bozulmadan aktarılmaktaydı. Bu benzer bitki dölleme deneylerinin
kaybolur, ama zürriyetlerinde
değişmeden tekrar ortaya
durun, çekinik özelliklerin kendi sonuçlarını -bire üç oranının
çıkar.
etkilerini gizleyebilmelerinin ve bir doğrulanması da dahil- yayımladı.
kuşak atlayabilmelerinin nedenini De Vries, ilk önce Mendel'in buraya Gregor Mendel

''
açıklıyordu: Çekinik bir özellik, bir vardığını kabul ederek
bitki söz konusu parçacıktan iki çalışmalarını sürdürdü. Birkaç ay
özdeş doz alırsa kendini gösterirdi. sonra, Alman botanikçi Car!
Bugün bu parçacıkları gen olarak Corrcns, Mendel'in kalıtım
kabul ediyoruz. mekanizmasını açık bir biçimde
tarif etti. Bu arada İngiltere' de -de alanı için "enetik" terimini icat etti.
Kabul edilen deha Vries ve Correns'in yazılarını Augustinusçu keşiş, ölümünden
Mende! bulgularının sonuçlarını okuduktan sonra harekete geçen sonra nihayet takdir edilmişti.
1866'da bir doğa tarihi dergisinde Cambridge'li biyolog William O zamana kadar, farklı türden
yayımladı; ama çalışması bilim Bateson, Mcndel'in özgün yazısını bir eser -hücre biyolojisi ve
dünyasında fazla etki yaratamadı. ilk kez okudu ve önemini hemen biyokimya alanlarında- biyologlara
Başlığın ezoterik özelliği - anladı. Bateson, Mendelci kılavuzluk ediyordu. Bilim insanları
Experiments in Planı Hybridization düşüncelerin savunucusu olacaktı hücrelerin içine bakarak ipucu
[Bitki Melezleme Deneyleri!- okur ve sonunda, biyolojinin bu yeni aradıkları için, mikroskoplar bitki
dölleme deneylerinin yerini

••
Ebeveyn kuşağı
••
alıyordu . 19. yüzyıl biyologlarının
içinde bir ses, kalıtımın
anahtarının hücrenin çek i rdeğinde
olduğunu söylüyordu. 1878'de
Mendel'in çalışmasından habersiz
Alman Walther Flemming hücre

•• •• •• ••
1 1 1 1
çekirdeğinin içinde, hücre
F, bölünmesi sırasında hareket eden
iplik benzeri yapılar saptadı.
Bunlara, "renkli cisim" anlamına
gelen kromozom adını verdi.
Mendel'in çalışmalarının yeniden

Fz
•• •• •• ••
1 1 1 1 keşfedilmesinden sonra birkaç yıl
içinde biyologlar, Mendel'in
"kalıtım parçacıkları"nın gerçek
olduklarını ve kromozomlarda
taşındıklarını kanıtl amıştı.

3:1 oranı
Antılmış kalıtım yasalan
Mende! iki kalıtım yasası
"Saf" beyaz ve mor çiçekli bıLkilerden ANAHTAR saptamıştı. Birincisi, yavrularda
yetiştirilen ilk kuşak bezelyeler (Fl) her bir
Ü Beyaz parçacığı sabit özellik oranı, kalıtım
ebeveynden bir parçacık almıştır. Mor baskındır,
parçacıklarının çift halinde
bu nedenle bütün Fl çiçekleri mordur. ikinci
kuşakta (F2) dört çiçekten biri, iki "beyaz"
D Mor parçacığı geldikleri sonucuna varmasına yol
parçacık miras alır ve beyaz çiçek çıkarır. açtı. Çiçek rengi için bir parçacık
çifti, tohum rengi için bir parçacık
İLERLEME YÜZYILI 171
Hu go de Vries 1890'larda çeşi tl i
bitkilerle yaptığı deneylerde 3:1 oranını
keşfetti . Daha sonra, bu keşfide öncelik
hakkının Mende!' de olduğunu kabul
etti.

araştırınca, kalıtımın Mendel'in


bu lduğundan daha karmaşık
yollarla gerçcklebildiğini
doğruladılar. Bununla birlikte, bu
keşifler, modern genetiğin temelini
atan Mendel'in bulgularıyla
çelişmek yerine, onları tamamlar. •

çifti vardı
vb. Çiftler döllenmede birçok biyolojik özellik -insan boyu
oluşuyordu; çünkü her ebeveynden gibi- çok sayıda farklı genin
bir parçacık gelmekteydi - ve yeni etkileşiminin sonucudur.
kuşak üreyip kendi eşey hücrelerini Dahası, Mendel'in incelediği
oluşLuranca Lekrar ayrılmaktaydı. genler bağımsız aktarılmakLaydı.
Birlikte gelen parçacıklar farklı Daha sonraki çalışmalar, genlerin
varyeteyse (mor ve beyaz çiçek aynı kromozom üzerinde yan yana
parçacıkları gibi) yalnızca baskın oturabildiklerini gösterdi. Her bir
parçacık açığa çıkacaktı. kromozom, bir ONA dizisi üzerinde
Modern terimlerle, farklı gen yüzlerce ya da binlerce gen taşır.
varyetelerine alel denilir. Mendel'in Kromozom çiftleri ayrılıp eşey
birinci yasası, a leller ayrılıp eşey hücreler yaratır ve kromozom sonra

''
hücreleri oluşturdukları için bütüne geçer. Yani, aynı kromozom
Ayrışım Yasası olarak bilinir. üzerinde farklı genlerin kontrol
Mendel'in ikinci yasası, iki özelliği ettiği özelliklerin kalıtımı bağımsız
ele alınca ortaya çıktı. Bağımsız değildir. Mendel'in incelediği her Çabalarımızın kalıtım ve
Kalıtım Yasası, her özelliğin ilgili bir bezelye özelliği, ayrı bir varyasyon olgularını
genin bağımsız aktarıldığını öne kromozom üzerindeki bir genden açıklamaya yönelik olduğuna
sürer. kaynaklanır. Aynı kromozom
yeterince işaret eden Genetik
Anlaşılan, Mendel'in bitki üzerinde olsa lardı , sonuçlar daha terimini. .. öneriyorum.
türünü seçimi tesadüfiydi. Pisum karmaşık ve yorumlanması daha
William Bateson
sativum'un özelliklerinin en basit zor olurdu.
kalıtım örüntüsüne uyduğunu 20. yüzyılda araştırmalar,

''
şimdi biliyoruz. Her bir özellik - Mende! yasalarının istisnalarını
çiçek rengi gibi- farklı varyetelerde ortaya çıkaracaktı. Bilim insanları
(aleller) gelen tek bir gen tipinin genlerin ve kromozomların
kontrolündedir. Bununla birlikte davranışını daha derinliğine
172

KUŞLAR. İLE Dİ~OZORLAR


ARASINDA EVRiMSEL
BİR BAGLANTI
THOMAS HENRY HUXLEY (1825- 1895)

859'da Charles Darwin doğal


KISACA
BİLİM DALI
Biyoloji
1 seçilim yoluyla evrim
teorisini açık l ad ı. Bunu
izleyen hararetli tartışmalarda
Thomas Henry Huxley, Darwin'in
ÖNCE düşünceleri n in en sağlam
1859 Charles Darwin evrim savunucusuydu; "Darwin'in
teorisini açıklayan Türlerin buldogu" lakabını kazandı. Daha
Kökeni'n i yayımlar. önemlisi Britanyalı biyolog,
Darwin'in teorilerinin kanıtı olacak
1860 Almanya' da bulunan ilk temel bir konuda -kuşların ve Archaeopteryx' in on bir fosili
Archaeopteryx fosili, Londra dinozorların yakın akraba olduğu bulundu. Kuşa benzeyen bu dinozor
Doğa Tarihi Müzesine satılı r. düşüncesi- öncü çalışmalar Geç Jura döneminde, yaklaşık 150
yürüttü. milyon yıl önce şimdiki Güney
SONRA Almanya'da yaşadı.
Darwin'in tü rlerin tedrici olarak
1875 Archaeopteryx'in dişli
başka türlere dönüştüğü teorisi
"Berlin örneği" bulunur.
doğruysa, o zaman fosil kalıntı lar olmaktan çok en eski kuşlardan biri
1969 ABD'li pa\eontolog John çok farkı olan türlerin çok benzer olabilirdi. Ama Huxley hem
Ostrom'un yırtıcı kuş olan atalardan nasıl ayrıldıklarını kuşların hem dinozorların
dinozorlara ilişkin incelemesi, açıklamalıydı. 1860'ta bir Alman anatomile rini yakından incelemeye
kuşlarla yeni benzerlikleri taş ocağında kireçtaşı içinde başladı ve ona göre kanıt

aydırılatır. dikkate değer bir fosil bulundu. çarpıcıyd ı.


Jura dönemine tarih lendi ve
1996 Bilinen ilk tüylü dinozor A rchaeopteryx lithographica adı Bir geçi' fosili
Sinosauropteryx, Çin'de verildi. Kuşlar gibi kanatları ve Huxley Aıchaeopteryx ile çeşitli
bulunur. tüyleri olan, ama dinazorlar dinozorlar arasında ayrıntılı
2005 ABD'li biyolog Chris çağından kalan bu fosil, türler k arşılaştırmalar yaptı ve küçük
Organ, kuşların DNA'sı ile arasında Darwin'in teorisinin dinozorlar Hyp silophodon ve
'fyrannosaurus rex'in DN.A:sı öngördüğü kayıp halkanın bir Compsognathus'a çok benzediğini
örneği gibi görünüyordu. gördü. 1875'te dinozorunkine
arasındaki benzerliği gösterir.
Ne var ki, kuşlar ile dinozorlar benzer dişleri olan daha eksiksiz bir
arasındaki bağlantıyı kanıtlamaya A rchaoopteryx fosilinin bulunması,
tek örnek yeterli deği ldi ve ba ğlantıyı doğrular gibi
Archaeopteryx, tüylü bir d inozor görünüyordu.
İLERLEME YÜZYILI 173
Ayrıca bkz. Mary Anning 116- 17 • Charles Darwin 142- 49

Küçük dinozor fosille rin in ayrıntılı incelenmesi,


kuşlarla birçok ortak özelliği gösterir.

Kuşa benzeyen Archaeopteryx fosillerinin dinozorlarınkine


benzer dişleri vardır.

Thomas Henry Huxley


Londra'da doğan Huxley 13
Kuş ların anatomisi ile dinozorların anatomisi arasındaki yaşında cerrah çırağı oldu. 21
benzerlikler tesadüf olamayacak kadar büyüktür. yaşında, Avustralya ve Yeni
Gine'nin etrafındaki denizlerin
haritasını çıkarmakla
görevlendirilen bir Kraliyet
Donanması gemisinde
cerrahtı. Bu yolculuk sırasında
topladığı deniz omurgasızları
üzerine yazılar yazdı ve bu
yazılar Kraliyet Derneği o
kadar etkiledi ki, 1851'de
Huxley kuşlar ile dinozorlar bulunması da dahil. Aynı yıl, bir üyeliğe seçildi. 1854'te
arasıda evrimsel bir bağlantı Tjrrannosaurus rex'in fosilleşmiş dönünce Huxley, Kraliye t
olduğuna inanmaya başladı; ama yumuşak dokusundan alınan Madencilik Okulunda doğa
ortak bir ata bulacağını DNA'da yapılan çığır açıcı bir tarihi hocası oldu.
düşünmüyordu. Onun için önemli inceleme, dinozorların genetik Huxley 1856'da Charles
olan, çok açık benzerliklerdi. olarak diğer sürüngenlerden daha Darwin'le tanıştıktan sonra,
Darwin teorilerinin güçlü bir
Sürüngenler gibi kuşların da pulları fazla kuşlara benzediğini
savunucusu oldu. 1860'ta
vardır -tüyler, pulların gelişmiş gösterdi. • evrim üzerine bir tartışmada,
halidir- ve yumurtlarlar. Kemik Tanrı'nın yaratıcılığını
yapısı bakımından da bir sürü
savunan Oxford Piskoposu
benzerlikleri vardır. Samuel Wilberforce 'ı yendi.

''
Yine de dinozorlar ile kuşlar Kuşlar ile dinozorlar
arasındaki bağlantı, bir yüzyıl daha arasındaki benzerlikleri
tartışmalı kaldı. Sonra 1960'larda gösteren çalışmalarının yanı
parlak tüylü, çevik yırtıcı kuş Kuşlar aslında sürüngenlere sıra, insanın kökeni
Deinoııyc:hu~'ö (Velociraptor'un bir benzer. .. bu hayvanların, son konusunda kanıtlar da topladı.
akrabası) ilişkin incelemeler, kuşlar derece değişikliğe uğramış ve
ile bu küçük yırtıcı dinozorlar istisnai bir sürüngen tipi Önemli eaerle rl
arasındaki bağlantıya birçok olduğu söylenebilir.
palcontologu inandırmaya başladı. Thomas Henry Huxley 18 58 The Theory of the
Vertebrate Skull
Son yıllarda Çin'de çok sayıda eski
1863 Evidence as to Man's

''
kuş ve kuşa ben zer dinozor fosilinin
Place in Nature
bulunması, bu bağlantıyı
1880 The Coming of Age
güçlendirdi -2005'te ayakları tüylü of the Origin of Species
küçük bir dinozorun, Pedopenna,
ÖZELLİKLERİN

DÖNGÜSELLiGi
DİMİTRİ MENDELEYEV (1834-1907)
176 DİMiTRI MENDELEYEV - - - --
661'de Anglo-İrlandalı yapmadı. Aynı şekilde haloıen
KISACA
BİLİM DALI
Kimya
1 kimyacı Robert Boyle
elementleri şöyle tanımladı:
"belli ilkel ve basit ya da
elementler klor ve brom, klor bir gaz
ve brom bir sıvı ol masına rağmen,
ikisi de keskin, zehirli
kusursuzca katışı k sız cisimler; yükseltgendir. Britanyalı kimyac ı
ÖNCE başka herhangi bir cisimden ya da John Newlands, bilinen elementler
1803 John Dalton atom ağırlı­ birbirinden oluşmayıp, kusurcuzca artan atom ağ ırlığı sırasına göre
ğı düşüncesini tanıtır. karma denilen bütün cisimlerin di zildiğ i nde, her sekizinci yere
bileşeni ve bütün cisimlerin benzer elementlerin düştüğünü fark
1828 Johann Döbereiner ilk sı­ sonunda sonunda ayrıştığı şey." etti. Bulg ularını 1864'te yayımladı.
nıflandırmaya kalkışır. B aşka bir deyişle bir element

1860 Stanislao Cannizzaro kimyasal yollarla daha basit


maddelere bölünemez. 1803'te
kapsamlı bir atom ve molekül
İngiliz kimyacı John Dalton bu
ağırlıkları tablosu yayımlar.
elementlerin atom ağırlığı (şimdi
SONRA göreli atom kütlesi deniliyor)
1913 Lothar Meyer atom hac- düşüncesini tanıttı. Hidrojen en

mine karşı atom ağırlığı grafiği hafif elementtir ve ona, bugün de


kullanılan 1 değerini verdi.
çıkararak elementler arasında­
ki periyotluk ilişkiyi gösterır
Sekiz yasası
1913 Henry Moseley atom nu- 19. yüzyılın ilk yarısında k imyac ı lar
maralarını bir atomun çekir- giderek daha fazla sayıda element
değindeki proton sayısı- kulla- yalıttı ve belli element g rupla rı nı n
narak periyodik tabloyu yeni- benzer özelliklere sahip oldukları
den tanımlar. anlaşıldı. Örneğin sodyum ve
potasyum suyla şiddetli tepkimeye
1913 Niels Bohr bir atom yapı­ girip hidrojen gazını serbest
sı modeli önerir. Model, farklı bırakan gümüş ren kli katı !ardır
element gruplarının görelı tep- Elementlerin sınıflandırmaya kalkı­
(alkali metaller). Aslında o kadar şına ilk kışi, Alman kimyacı Johann Dö-
kinliğini açıklayan elektron ka- benzerdirler ki, Britanyalı k imyacı bereiner'di. 1828'de bazı elementlerin,
buklarını da kapsar. Humphry Davy onları ilk birbiriyle bağlantılı özelliklere sahip üçlü
keşfettiğinde aralarında ayrım gruplar oluşturduğunu bulmuştu.
İLERLEME YÜZYILI 177
Ayrıca bkz. Robert Boyle 46 49 • John Dalton 112-13 • Humphry Davy 114 • Marie Curie 190-95 •
Ernest Rutherford 206-13 • Linus Pauling 254 59

Mendeleyev'in periyodik
tablosu, burada gösterilen modern
tablonun öncüsüydü. Tablosunda
henüz bulunmayan elementlerin 17
uygun düştüğü yerleri boş bıraktı ve
bu boşluklardan yararlanarak, kayıp element F
elementlerin özelliklerini öngördü. adı 17


3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
••
-
22 23 24 J& il 27 ıa 29 30

Ti v Cr Mn Fe Co Ni Cu Zn Br
40 ., 42
Zr Nb Mo Tc Ru Rh Pd Ag Cd
43 4'61 44 45 ... 47 •• .. . 1 Xe
........... - - -
n n
-- _
n
_...
H n
- ·~
n n
........ umm-
M . .
Ta W Re Os
••• ... 107 .. ... lr Pt Au Hg
ııo
....
lll lll
At Rn
117
Uus Uuo
ııa

ANAHTAR

. Allı.ıı.llmat11llu Geçl,maıallarl . Oll)ermetallar . Ametaller • A•algazlar

. Alka.lltopralr.metallerl • Nadir toprak metalleri . Ya.nmetaller Halojenler • Rt1dy~kUf toprak maUıllui

Newlands, Chemical News Beguyer de Chancourtois da hazırladı; her kağıda bir elementin
dergisinde şunları yazdı: "Aynı örüntüleri fark etmiş ve adını ve belli başlı özelliklerini
gruba ait elementler aynı yatay düşüncelerini 1862'de yazdı.
sırada görünürler. Benzer yayımlamıştı; ama çok az kişi fark Mendeleyev'in 1868'de bir kış
elementlerin numaraları da yedi ya etti. yolculuğuna çıkmak üzeriyken
da yedinin katlarına göre farkılık atılımını yaptığı söylenir. Yola
gösterir. .. Kendine özgü bu ilişkiye, İskambil bilmecesi çıkmadan önce, kağıtlarını
Sekizli Yasası demeyi öneriyorum." Aşağı yukarı aynı sırada Rusya' da masanın üzerine serdi ve adeta bir
Tablosundaki örüntüler kalsiyuma Dimitri Mendeleyev, St sabır oyunu oynuyormuş gibi,
kadar anlamlıdır; ama ondan sonra Petersburg'da Principles of bilmeceyi düşünmeye başladı.
raydan çıkar. 1 Mart 1865'te Kimya Chemistry k itabını yazarken aynı Arabacısı bavulları almak için
Derneği, elementleri alfabetik sorunla boğuşuyordu. 1863'te kapıya gelince, Mendeleyev meşgul
sıraya göre dizseydi de olurdu bilinen 56 element vardı ve yılda olduğunu söyleyerek geri gönderdi.
diyerek Newlands'la alay etti ve yaklaşık bır tane olmak uzere, yenı 56 elementı, benzer gruplar dikey
yazısını yayımlamayı reddetti. elementler keşfedil iyordu. dizilecek şekilde, istediği gibi
Newlands'ın başarısının önemi, 20 Mendeleyev, bir örüntü olması düzenlemeyi başarana kadar
yıldan fazla bir süre gerektiği inancındaydı. Bilmeceyi kağıtları ileri-geri hareket ettirdi.
anlaşılmayacaktı. Bu arada Fransız çözme çabasıyla, 56 kağıttan Ertesi yıl Mendeleyev Rus Kimya
mineralog Alexandre-Emile oluşan bir iskambil destesi Derneğinde, "Elementler atom
178 DİMiTRI MENDELEYEV ~~~~~~~~-

ağırlıklarına göre dizilirlerse, beklemeliyiz -örneğin atom


özelliklerin açık bir döngüselliği ağırlıkları 65 ile 75 arasında olacak,
ortaya çıkar" diyen bir yazı okudu. alüminyuma ve silisyuma benzer
Benzer kimyasal özelliklere sahip iki element."
elementlerin ya yaklaşık olarak aynı Mendeleyov'in düzenlemesi,
değerde {potasyum, iridyum ve Newlands'ın Sekizliklerine göre
osmiyum gibi) ya da düzenli olarak önemli ilerlemeler içermekteydi.
artan {potasyum, rubidyum ve Newlands baronun ve
sezyum qibi) atom ağ ırlıkları alüminyumun altına pek anlamlı
olduğunu açıkladı. Elementlerin olmayan kromu yerleştirmişti.
atom ağırlıkları sırasına göre Mcndeleyev henüz keşfedilmemiş
gruplar halinde düzenlenmesinin, bir elementin var olması gerektiğini
valanslarına (atomların diğer sonucunu çıkardı ve atom ağırlığ ı
atomlarla kurabildiği bağ sayısı) yaklaşık 68 olan bir atomun Altı alkali metalin hepsi yumuşak,
karşılık geldiğini de açıkladı. bulunacağını öngördü. Bu element, yüksek tepkınli melalclir. Bu saf
kimyas al formülü M 20 3 ("M", yeni sodyum topağının dış tabakası
Yeni elementleri öngörmek elementin simgesi olmak üzere) havadaki oksijenle tepkimeye girip,
sodyum oksit bir örtü oluşturmuş .
Yazısında Mendeleyev, cesur bir olan bir oksit (bir elementin
öngörüde bulundu: "Henüz daha oksijenle oluşturduğu bileşik)
bilinmeyen birçok elementin keşfini oluşturacaktı. Yani, yeni elementin Geü,) 1886'da keşfedildi. Bu
iki atomu üç oksijen atomuyla keşifler Mendeleyev'i ünlendirdi.
birleşip oksit meydana getirecekti.
Diğer boşlukları dolduracak iki Tablodaki hatalar

''
element döha öngördü: M,03 oksiti Mendeleyev bazı hatalar yaptı.
ol uşturan birinin atom ağırlığı 1869'daki yazısında, tollürün atom
yaklaşı k 45; Mü, oksitini oluşturan ağırlığının yanlış olması gerekti-
Doğada genel bir düzen diğerinin atom ağırlığı 72. ğini iddia etti: 123 ile 126 arasıda
egemenliğinin varlığını Eleştirmenler kuşkuluydu; ama olamsı gerekirdi, çünkü iyotun
keşfetmek ve bu düzeni Mendeleyev, çok özgün iddialardı atom ağırlığı 127' dir ve iyot, özellik-
yöneten nedenleri bulmak bulunmuştu ve bilimsel bir teoriyi lerine göre tabloda tüllürü izlemeli-
bilimin işlevidir. desteklemenin en güçlü yollarından dir. Yanılıyordu - tellürün göreli
Dimitri Mendeleyev biri, doğruluğu kanıtlanan atom ağırlığı aslrnda 127,6 'dır ; iyo-
öngürülerde bulunmaktır. Bu tunkinden büyüktür. Benzer bir

''
olayda, galyum elementi (atom anormallik potasyum {ağ. 39) ile
ağırlığı 70, Ga 2 0 oksitini oluşturur) argon {ağ. 40) arasında da olur;
3
1875'te; skandiyum (ağ. 45, Sc, O,) argon tabloda potasyumdan önce
1879'da ve germanyum (ağ. 73, gelir - ama Mendeleyev 1869'da bu

Doğal oluşan altı asal g az (tablonun 18. grubunda sıralanır) helyum, neon,
argon, kripton, ksenon ve radondur. Kimyasal tepkinlikleri çok düşüktür;
çünkü her birinin tam bir valans kabuğu vardır - atom çekirdi('jinin etrafını
saran bir elektron kabuğu Helyumun iki elektron içeren tek kabuğu vardır;
diğer elementlerin sekiz elektronlu dış kabukları vardır. Radyoaktif radon
kararsızdır.


He
®
Çekirdek • Elektron
Ne Xe
İLERLEME YÜZYILI 179
sorunların farkında değildi, çünkü Tabloyu kullanmak
argon 1894'e kadar keşfedilmedi. Elementlerin periyodik tablosu bir
Argon renksiz, kokusuz ve diğer kataloglama sistemi -elementleri
elementlerle zor tepkımeye giren sıralamanın düzenli bir yolu- gibi
asal gazlardan biridir. Saptanması görünebilir; ama hem kimyada hem
zor olan asal gazlardan hiçbiri o fizikte daha büyük bir önemi vardır.
sırada bilinmiyordu; bu nedenle Kimyacıların bir elementin
Mendeleyev'in tablosunda onlara özelliklerini öngörmelerine ve
yer yoktu. Ne var ki, argon ortaya süreçlerde varyasyonlar
çıkınca, doldurulması gereken bir- denemelerine olanak verir; örneğin
kaç delik daha oldu ve 1898'e gelin- tikel bir tepkime kromla olmazsa,
diğinde İskoç kimyacı William tabloda kromun altındaki element
Ramsay helyum, neon, kript on ve olan molibdenle olabilir.
ksenonu yalıtmıştı. 1902'de Tablo, atomun yapısını Dimitri Mendeleyev
Mendeleyev asal gazları Grup 18 araştırmada da önemlidir.
olarak tablosuna ekledi ve tablonun Elementlerin özellikleri neden bu En az 12 çocuğun en küçüğü
örüntülerle tekrarlar? Neden Grup olan Dimitriy Mendeleyev
bu versiyonu, bugün kullandığımı z
1834'te Sibirya'da bir köyde
periyodik tablonun temelini oluştu­ 18 elementleri tepkin değilken, iki
doğdu . Babası kör olup
rur. taraftaki gruplarda yer alan öğretmenlik işini kaybedince,
"Yanlış" atom ağırlığı aykırılığı elementler en tepkin olanlardı? Bu Mendeleyev'in annesi bir cam
1913'te, Britanyalı fizikçi Henry tür sorular, o günden beri kabul fabrikası işleterek aileyi
Moseley tarafından çözüldü; edilen atom yapısının resmine geçindirdi. Fabrika yanınca, 15
Moseley X-ışınları kullanarak, tikel götürdü. yaşındaki oğlunu yüksek
bir elementin her atomunun Mendeleyev biı ülc,:üde >;;arıslı eğitim alması için St
çekirdiğindeki proton sayısını olduğu için tablosu itibar gördü. Petersburg'a götürdü.
belirledi. Buna elementin atom Düşüncelerini Beguyer ve 1862'de Mendeleyev
numarası denildi ve elementin Newlands' tan sonra yayımladı; Feozva Nikitiçna Laşçeva'ya
periyodik tablodaki konumunu bu ayrıca atom hacmi ile atom ağırlığı evlendi; ama 1876'da Anna
numara belirler. Atom ağırlıklarının bağıntısı kurarak elementler İvanova Popova'ya tutuldu ve
yakın bir yaklaşıklık vermesi, daha arasında periyodik ilişkiyi gösteren
ilk karısından boşanmadan
hafif elemetlerin atom ağırlığının Alman kimyacı Lothar Meyer de onunla evlendi.
1890'larda Mendeleyev
atom numarasının kabaca (tamı onun önündeydi, düşüncelerini
votka üretiminin yeni
tamına olmasa bile) iki katı olması 1870'te yayımladı. Bilimde sıkça
standartlarını düzenledi.
gerçeğinden kaynaklandı. olduğu gibi, tikel bir keşfin zamanı
Petrolün kimyasını araştırdı ve
gelmişti ve birçok kişi, birbirinden
Rusya'nın ilk petrol
bağımsız olarak, birbirlerinin rafinerisinin kurulmasına
çalışmalarından habersiz aynı yardım etti. 1905'te İsveç

''
sonuçlara ulaşmıştı. • Kraliyet Bilim Akadamisi
üyeliğine seçildi; Nobel
Ödülüne aday gösterildi, ama
olasılıkla iki eşliliğinden
Alüminyum ve silisyuma
ötürü, kabul edilmedi.
benzer elementlerin - atom Radyoaktif element 101
ağırlıkları 65 ile 75 arasıda
mendelevyum, adını ondan
olacak- keşfini beklemeliyiz. alır.
Dimitri Mendeleyev
Önemli eserleri

''
1870 Principles of Chemistry
VE
MANYETİZMA
•• ••
AYNI
OZUN
GÖRÜNÜMLERİDİR
JAMES CLERK MAXWELL (1831-1879)
182 JAMES CLERK MAXWELL

KISACA
Bir manyetik alan ışık kutuplanmasını
BİLİM DALI değiştirebilir.
Fizik
ÖNCE
1803 Thomas Young'ın çiftya-
rık deneyleri, sanki ışığın bir
dalga olduğunu gösteriyor.
Bu durum ışığın elektromanyetik lıir dalga
1820 Hans Christian 0rsted olabileceğini gösterir.
elektrik ile manyetizma arası-
da bir bağlantıyı ortaya çıkarır.
1831 Michael Faraday değişen
bir manyetik alanın bir elektrik
alanı ürettiğini gösterir.
Işığın elektromanyetik bir dalga olduğu varsayılırsa,
SONRA ışığın davranışını matematiksel olarak açıklayan
1900 Max Planck bazı koşul­ denklemler kurmak olanaklıdır.
larda ışığın, küçük "dalga pa-
ketlerinden" ya da kuantumlar-
dan oluşmuş gibi ele alınabile­
ceğini öne sürer
Uzun dalga boylu radyo dalgalarının (aynı
1905 Albert Einsteın bugün zamanda elektromanyetik spektrumun parçası)
foton olarak bilinen ışık kuan- keşfi, denklemleri doğru lar.
tumlarının gerçek olduğunu
gösterir.
1940'lar Richard Fcynmann
ve diğerleri ışığın davranışını
açıklamak içın kuantu m elekt-
rodinamiğıni geliştirir

• skoç fizikçi James Clerk anlayış ımızı kapsayıcı bir "Her Şey indüksiyonu bulmasıyla tanınır;

1 Maxwell 'in 1860'1arda ve


1870'lerde geliştirdiği
elektromanyetik alanların
Teorisi"nde bi rleştirme umudunu
sunmaktadır.
ama daha az şöhrelli bir keşif,
Maxwell'in kalk ış noktasını
oluşturdu .
davranışını tarif eden diferansiyel Faraday etkisi Faraday 20 yıl boyunca ışık ile
denklemler serisi, haklı olarak, fizik Danimarkalı fizikçi Hans Christian elektromanyetizma arasıda bir
tarihinin büyük başarılar ından biri 0rsted'in 1820'de manyetizma ile bağlandı bulmaya çalıştı. 1845'te
sayı lır. Sahiden dönüştürücü bir elektrik arasıda bir bağlantı soruya kesin bir yanıt veren akıllıca
buluş olan bu den klemler yalnızca keşfetmesi, görünürde bağlantısız bir deney tasarladı. Deney,
hilim i nsa nlarının elektriğe, olc::ıula r arasındaki bağl arı ve iç kutuplan mış bir ışık demetini (bir
manyetizmaya ve ışığa bakışlarını bağlantıları keşfetme girişimlerine ışık demeti düzgün yansıtan bir
kökten değiştirmekle kalmadı, zemin hazırladı. Michael Faraday'ın yüzeyden sektrilerek kolayca
tamamen yeni bir matematiksel anlamlı bir atılımına da esin yaratılan, dalgaları n tek yönde
fiziğin temel kuıallarını da belirledi. kaynağı oldu. Bugün Farnday daha dalgalandığı bir ışık) güçlü bir
Bunun 20. yüzyılda çok kapsa mlı çok elektrik motoronu icat manyetik alandan geçirmeyi ve
sonuçları olacaktı ve bugün, Evren etmesiyle ve elektromanyetik özel bir göz merceği kullanarak
iLERLEME YÜZYILI 183
Ayrıca bkz. Alessandro Volta 90-95 • Hans Christian 0rsted 120 • Michael Faraday 121 • Max Planck 202-05 •
Albert Einstein 214-21 • Richard Feynman 272- 73 • Sheldon Glashow 292-93

bir elektrik akımı indüklediği- söz Elektromanyetizmayı Newton'ın


konusu olan elektromanyetik kütleçekimi modeline benzer bir
kuvvetlerin nasıl çalıştığını "uzaktan etki" biçimi olarak

''
açıklamaktı. Faraday hareketli görenler ve elektromanyetizmanın
elektrik akımlarının etrafında dalgalarla uzaya yayıldığına
eşmerkezli halkalar halinde yayılan inananlar. Genel olarak "uzaktan
Özel görelilik Leorisi kökenini
ya da mıknatıs kutuplarına girip etki "yi destekleyenler kıta
Maxwell'in elektromanyetik
çıkan "kuvvet çizgileri" Avrupa 'sındandı ve Andre-Marie
alan denklemlerine borçludur.
düşüncesini icat etmişti. Ampere'in teorilerini izledi;
Albert Einstein Elektriksel iletkenler bu çizgilerle dalgalara inanlar ise, Britanyalı
ilişkili olarak hareket edince, olma eğilimindeydi. İki temel

''
içlerinde akım akıyordu . Kuvvet teoriyi ayırt etmenin yolu şuydu:
çizgilerinin yoğunluğu ve göreli Uzaktan e tki anlık gerçekleşirdi;
devinim hızı akımın gücünü oysa dalgaların uzayda yayılması,
etkilemekteydi. kaçınılmaz olarak zaman alırdı.
Kuvvet çizgileri olguyu anlamak
diğer taraftaki kutuplanma açısını için yararlı bir yardımcıydı; ama Maxwell'in modelleri
test etmeyi gerektiriyordu. fiziksel bir varlıkları yoktu - Maxwel11855'te ve 1856'da yayım­
Manyetik alanın doğrultusunu elektriksel ve manyetik alanlar lanan iki yazıyla kendi elektroman-
çevirerek ışığın kutuplanma açısını yalnızca belli çizgiler kesildiğinde yetizma teorisini geliştirmeye baş­
etkileyebildiğini gördü. Bu buluşa değil, uzayda etki alanlarına giren ladı. Bu yazılar Faraday 'ın kuvvet
dayanan Faraday, ilk kez ışık her noktada varlıklarını hissettirir. çizgilerini sıkıştırılamaz (farazi
dalgalarının kuvvet çizgileri Elektromanyetizma fiziğini olarak) bir akışkan içinde akış
halinde bir tür dalgalanma açıklamaya çalışan bilim insanları, bakımından goometrik olarak
olduğunu öne sürdü ve iki okuldan birine düşme modellendirme çabasıydı. Başarısı
elektromanyetik olguları bununla eğilimindeydi: sınırlı oldu ve sonraki yazılarda
yorumladı.

Elektromanyetizma . . .... .!:..: ·· . ·.·'· -. ,.


~
..
teorileri
Faraday zeki bir deneyselciydi; ama
bu sezgisel düşünceyi sağlam bir
teorik temele oturmak Maxwell'in
dehasına kaldı. Maxwell soruna
karşıt yönden, elektrik, manyetizma
ve ışık arasındaki bağı neredeyse
tesadüfen keşfederek geldi.
Maxwell'in ana kaygısı,
Faraday'ın indüksiyonu gibi
olgularda - hareketli bir mıknatısın

Demir talaşının b1r mıknatıs


etrafındaki örüntüsü, Faraday'ın tarif
ettiği kuvvet çizgilerini gösteriyor gibi.
Aslında, Maxwell'in denklemlerinde
temsil edildiği gibi, elektromanyetik
alanda verili bir noktada bir yükün · : ·.. :
yaşadığı kuvvetin yönünu gösterirler.
184 JAMES CLERK MAXWELL ~~~~~~~~~~~~~~~

alLernatif bir yaklaşım deneyerek, Elektromanyetik bir dalganın


alanı bir dizi parçacık ve döner elektriksel ve manyetik bileşenleri
burgaç olarak modelledi. uzayda hareket ederken, bırbirlerine
dik açıyla ve evreler halmde salınır; bu
Benzeştirmeyle, Maxwell, iletken
yüzden her iki öğe aynı zamanda
bir ilmikten geçen elektrik akıminı maksimum genliklerine ulaşır ve
etrafındaki manyetik alana bağla­ indüksiyonla birbirlerinı sürekli
yan Ampere'in devre yasasını takviye eder.
kanıtlayabildi. Maxwell bu
modelrlP., elektromanyetik alandaki
değişikliklerin sonlu (yüksek olsa
da) bir hızda yayılacağını da gös-
terdi.
Maxwell yayılma hızının
yaklaşık bir değerini çıkardı:
yaklaşık 310.700 km/sn. Bu değer,
Yayılma
çeşitli deneylerde ölçüldüğü şekliyle
ışığın hızına o kadar yakındı ki, ~
Faraday'ın ışığın doğasına ilişkin Dalga boyu
sezgisinin doğru olması gerektiğini
hemen anladı. Dizinin son yazısında
..........
Maxwell, manyetizmanın Faraday
etkisinde görüldüğü gibi
elektromanyetik bir dalganın
doğrultusunu nasıl etkileyebildiğini
açıkladı. Electromagnetic Field'de ışığı bir doğasına ilişkin tartışmayı kesin
çift elektriksel ve manyetik enine bir şeklide bitirdi.
Denklemleri geliştirmek dalga olarak tarif etti; dalgalar Konuyla ilgili çalışmalarını
Teorisinin temel öğelerinin doğru birbirlerine dik doğrultuluydu ve 1873'te Treatise on Electricity and
olduğundan emin olan Maxwell, faza o kadar kilitliydi ki, elektriksel Magnetism'de özetledi, ama teori
1B64'te teorisini sağlam bir alandaki değişiklikler manyetik inandırıcı olmasına rağmen,
matematiksel temele oturtmaya alanı , manyetik alandaki Maxwell öldüğü sırada henüz
koyuldu. A Dynamical Theory of the değişiklikler elektriksel alanı kanıtlanmamıştı ; çünkü ışık
güçlendirmekteydi (elektriksel dalgalarının yüksek frekansı ve
dalganın doğrultusu, normalde kısa dalga boyu, özelliklerinin
dalganın genel kutuplanmasını ölçülmesini

''
belirleyen doğrultudur). Yazının son olanaksızlaştırmaktaydı. Ne var ki,
bölümünde, elektromanyetik sekiz yıl sonra, 1887'de Alman
olguların elektriksel ve manyetik fizikçi Heinrich Hertz, düşük
İnsanoğlunun uzun tarihinden potansiyeller -başka bir deyişle, bir frekanslı ve uzun dalga boylu, ama
bakılınca ...
19. yüzyılın en noktasal yükün elektromanyetik aynı genel yayılma hızına sahip
anlamlı olayının, Maxwell'in alanda özgül bir noktada çok farklı bir elektromanyetik dalga
elektrodinamiğin yasalarını yaşayacağı elektriksel ya da biçimi -bugün radyo dalgaları
keşfi olduğuna karar manyetik potansiyel enerji miktarı­ olarak bilinen elektromanyetizma
verileceğinden kuşku bakımından tam bir matematiksel biçimi- üretmeyi başarınca
duyulamaz. tasvirini veren 20 denklemlik bir bilmecenin son parçasını sağl adı.
Richard Feynman dizi ortaya koydu.
Maxwell daha sonra, Heaviside sahneye çıkar

''
denklemlerden ışık hızında hareket Hertz'in keşfi sırasında, Maxwell
eden elektromanyetik dalgaların denklemlerini bugün bildiğimiz
nasıl çıktığını gösterdi; görünüşe biçimde üreten önemli bir gelişme
göre, elektromanyetizmanın daha olmuştu.
İLERLEME YÜZYILI 185
yüzyılda fiziğe egemen olup,
yaratıcı bazı deneylern yol açacaktı.
Bunun saptanamaması, fizikte, 20.

''
yüzyılda kuantum teorisi ve
görelilik devrimlerinin yolunu
Maxwell'in denklemleri, döşeyen bir kriz yarattı. •
insanlık
tarihini on devlet
başkanından daha fazla
etkilemiştir.
CarlSagan

''
1884'te Oliver Heaviside adlı
Britanyalı bir elektrik mühendisi,
matematikçi ve fizikçi -kendi
kendini eğiten, elektrik
1831'de İskoçya'da,
Edinburgh'da doğan James
Clerk Maxwell erken yaşta
dehasını gösterip, 14 yaşında
geometri üzerine bilimsel bir
yazı yayımladı. Edinburgh ve
sinyallerinin verimli iletimi için Cambridge üniversitelerinde
koaksiyel kablo patentini alan okuyan Maxwell, 25 yaşında
dahi- Maxwell denklemlerinin Aberdeen'de Marischal
potansiyellerini vektörlere College'de profesör oldu.
dönüştürmenin bir yolunu buldu. Elektromanyetizma üzerine
Bunlar, elektromanyetik bir alanda Maxwell-Heaviside denklemleri,
çalışmalarına orada başladı.
diferansiyel denklemlerin anlaşılması
verili bir noktada bir yükün zor matematiksel grameriyle ifade Maxwell, o çağın diğer
yaşadığı kuvvetin hem değerini edilmelerine rağmen, elektriksel ve bilimsel sorunlarıyla da
hem yönünü tarif eden değerlerdi. manyetik alanların yapısının ve ilgilendi: 1859'da Satürn
Heaviside, yüklerin bireysel etkisinin özet bir tasvirini sunarlar. halkalarının yapısını açıklayan

noktalardaki gücü yerine alandaki ilk kişi oldu; 1855 ile 1872
arasında renk görme teorisi
yönünü açıklayarak, bir düzine
özgün denklemi dörde indirdi ve üzerine önemli çalışmalar
yaptı ve 1859'dan 1866'ya
böyle yapmakla, onları pratik
kadar bir gazdaki parçacık hız
uygulamalarda daha yararlı hale yöneylerinin dağılımının
getirdi. Heaviside'ın katkısı bugün V·B=O
matematiksel bir modelini
büyük ölçüde unutulmuştur; ama iJB geliştirdi.
bugün Maxwell'in adını taşıyan VXE= - a;
Çekingen bir adam olan
dört zarif denklem onunkidir. Maxwell şiir yazmaktan da
Maxwell'in çalışmaları hoşlanırdı ve bütün ömrü
elektriğin, manyetizmanın ve ışığın boyunca dindar kaldı. 48
doğasını ilişkin birçok sorunu yaşında kanserden öldü.
hallederken, önemli gizemlerin
aydınlanmasına da yardımcı oldu. Önemli eserleri
Bunların en önemlisi, herhalde,
elektromanyetik dalganın içinden 1861 On Physical Lines of Force
geçtiği ortamın doğasıydı - ışık
1864 A Dynamical Theory of
the Electromagnetic Field
dalgaları, diğer dalgalar gibi,
1872 Theory of Heat
kuşkusuz böyle bir ortamı
1873 Treatise on Electricity
gerektirirdi. Bu sözde "ışık saçan and Magnetism
esir"i ölçme arayışı, geç 19.
186

••
IŞIN~AR TUPTEN
GELiYORDU
WILHELM RÖNTGEN (1845-1923)

KISACA
BİLİM DALI Bir elektrik akımı sızdırmaz bir Tüpe yakın floresan
Fizik cam tüpden geçirilince, katot ekranlar da, siyah
ış ınları tüpün bir kısmının kartonla kaplandığında
ÖNCE ışıldamasına neden olur. bile, ışıldar.
1838 Michael Faraday havası
kısmen boşaltılmış cam bir
tüpden bir elektrık akımı
geçirip, parlayan bır elektrik
kıvılcımı üretir.

1869 Johann Hittorf katot


ışınlarını
gözlemler. Bilinmeyen bir ışın tipi
kartondan geçip ekranı
SONRA ışıldatmış olmalı.
1896 Tanı koymada X-ışınları­
nın ilk klini k kullanımı, bir
kemik kırığının görüntüsü elde
edilir.
Birçok bilimsel keşif gibi, Katot ışınlan
1896 Kanser tedavisinde X-ışın­
lannınilk klinik kullanımı.
1897 J. J. Thomson katot
ışınlarının aslında
elektron
L X-ışınları da, ilk önce başka
bir şeyi - bu örnekte
elektriği- inceleyen bilim
Sızdırmaz bir kap içinde bu elektrot
düzenine deşarj tüpü denilir.
1860'lara gelindiğinde Britanyalı
insanlarınca gözlemlendi. Yapay fizikçi William Crookes içinde
akımı olduğunu keşfeder.
üretilmiş bir elektrik arkı (iki neredeyse hiç hava bulunmayan
X-ışınları,bir elektron akımı elektrot arasında atlayan ışıltılı bir deşarj tüpleri geliştirmişti. Alman
metal bir hedefe çarpınca deşarj) ilk kez 1838'de Michael fizikçi Johann Hittorf yüklü
meydana gelir. Faraday tara fında n gözlemlendi. atomla rın ve moleküllerin elektrik
1953 Rosalind Franklin Havası kısmen boşaltılmış cam bir taşıma kapasitesini ölçmek için bu
DNA'nın yapısını belirlemeye tüpten bir elektrik akımı geçirdi. tüpleri kullandı. Hittorf'u n
yardımcı olarak X-ı şınları Ark negatif elektrottan (katot) tüplerinde elektrotlar arasında
kullanır. pozitif elektrota (anot) uzandı. ışıldayan bir ark yoktu; bizzat cam
tüpler ışıldıyordu. Hittorf, "ışınların"
katottan, yani negatif elektrottan
iLERLEME YÜZYILI 187
Ayrıca bkz. Michael Faraday 121 • Emest Rutherford 206-13 •
Jamcs Watson ve Francis Crick 276- 83

gelmesi gerektiği sonucuna vardı. keşfettiğinden emin olamayız , ama


Hittorf'un meslektaşı Eugen deşarj tüpü siyah bir kartonla örtülü
Goldstei n bunlara katot ışınları olmasına rağmen tüpe yakın bir
ad ı nı verdi; ama 1897'de Britanyalı ekranın ışı ldadığını fark edince
fizikçi J. J. Thomson, elektron akımı gözlemlemiş olabilir. Röntgen ilk
olduklarını gösterdi. deneyinden vazgeçti ve sonraki iki
ayı , şimdi birçok ülkede hiila
X-ışınlarının keşfi Röntgen ışınları denilen bu
Deneyleri sırasında Hittorf aynı görünmez ışınların özelliklerini
odadaki fotografik plakaların araştırmakla geçirdi. Şimdi
buğulandığını fark etti, ama bu X-ışınlarının kısa dalga boylu bir Wilhelm Röntgen
etkiyi fazla araştırmadı. Başkaları elekromanyetik ışıma biçimi
da benzer etkileri gözlemledi; ama olduğunu biliyoruz. 0,01-10 Wilhelm Röntgen Almanya'da
doğdu, ama çocukluğunun bir
bunun nedenini araştıran ilk kişi nanometre (bir metrenin milyarda
kısmını Hollanda'da geçirdi.
Wilhelm Röntgen oldu - bir ışının biri) arasıda değişen bir dalga
Zürich'te mekanik mühendislik
birçok apak maddeden boyları vardır. Görünür ışık ise 400-
okuduktan sonra 1874'te
geçebildiğini anladı. İsteği üzerine, 700 nanometre aralığına düşer. Strasbourg Üniversitesinde
laboratuvar notları ölümünden fizik okutmanı ve iki yıl sonra
sonra yakıldı; bu nedenle, bu Bugün X-ışını kullanımı profesörü oldu. Meslek
"X-ışınları"nı tam olarak nasıl Bugün X-ışınları, metal bir hedefe yaşamında birçok üniversitede
bir elektron akımı ateşlenerek elde üst düzey görevler üstlendi.
edilir. Bazı malzemelerde Röntgen gazlar, ısı ilet imi
diğerlerine göre daha iyi geçerler ve ve ışık da dahil, fiziğin birçok
iç organların görüntülerini farklı alanında araştırmalar
oluşturmak ya da kapalı kaplardaki yaptı. Ama en çok X-ışını
metalleri saptamak için araştırmalarıyla tanınır ve bu
kullanılabilir. CT (bilgisayarlı çalışmalarından ötürü 1901'de

tomografi) taramalarında bir fizik alanında ilk Nobel


bilgisayar bir dizi X-ışını Ödülü'yle ödüllendirildi.
Patent alarak X-ışınlarının
görüntüsünü birleştirip iç
potansiyel kullanım alanını
organların 3 boyutlu bir
sınırlandırmak istemedi;
görüntüsünü oluşturur . buluşlarının insanlığa ait
X-ışınları çok küçük nesnelerin
olduğunu söyledi, Nobel Ödülü
görüntülerini oluşturmak için de parasını bağışladı. Birçok
kullanılabilir ve 1940'larda X-ışını çağdaşından farklı olarak
mikroskopları geliştirildi. Işık Röntgen, ışınım
mikroskopları kullanılınca olanaklı çalışmalarında koruyucu
olan görüntü çözünürlüğü, görünür kurşun kalkanlar kullandı. 77
ışığın dalga boyları tarafından yaşında alakasız bir

sınırlanır. Çok daha kısa dalga kanserden öldü.


boyları olan X-ı şınları, çok daha
küçük nesnelerin görüntülerini Önemli eserleri
oluşturmak için kullanılabilir.
1895 On a New Kind of Rays
Kristallerde atomla rı n nasıl
İlk X-ışını görütüsü, Röntgen 1897 Additional Observations
dizildiğini çıkarmak için X-ışını
tarafından karısı Anna'nın elinden on the Properties of X-rays
alındı.Koyu çember evlilik yüzüğüdür. kırınımı kullanılabilir - DNA'n ın
Anna'nın "Kendi ölümümü gördüm" yapısını açıklamada can alıcı
diye haykırdığı söylenir. olduğu kanıtlanan bir teknik. •
188

Y~R'İN İÇİNİ
GORMEK
RICHARD DIXON OLDHAM (1858-1936)

epremlerin neden olduğu


KISACA
BİLİM DALI
Jeloloji
Farklı sismik dalga
tipleri vardır.
D sarsıntı, sismograf
kullanılarak saptanabilen
sismik dalgalar biçiminde yayılır.
Richard Dixon Oldham 1879 ile
ÖNCE 1903 yılları arasında Geological
1798 Henry Cavendish Yer'in Survey of lndia'da (GS! - Hindistan
yoğunluğuyla ilgili hesaplama- Jeolojik Araştırma Kurumu)
larını yayımlar. Değer, yüzey çalışırken, 1897'de Assam'ı vuran
kayaçların yoğunluğundan bir depreme ilişkin bir inceleme
fazladır; bu da Yer'in daha yazdı. Burada levha tektoniği
yoğun malzemeler içermesi teorisine en büyük katkısını yaptı.
gerektiğini gösterir
Oldham sarsıntının üç devinim fazı
1880 Britanyalı jeolog John olduğunu fark etti ve bunları üç
Milne modern sismolojiyi icat farklı dalga tipiyle ifadelendirdi. Bu

eder. dalgalardan ikisi Yer'in içine


yayılan"cisim" dalgalarıydı. Üçüncü
1887 Britanya Kraliyet Derneği, tip ise, Yer'in yüzeyi etrafında
dünya çapında 20 deprem yayılan bir dalgaydı.
gözlernevine fon sağlar.
SONRA Oldham'ın saptadığı cisim dalgaları

1909 Hırvat sismolog Andrija bugün P dalgaları ve S dalgaları


Mohorovicic, Yer'in kabuğu ile (birincil ve ikincil dalgalar - bir
manto arasındaki sisrni k sınırı sismografa geliş sırası) olarak
saptar. bilinir. P dalgaları boyuna
dalgalardır; dalga geçerken,
1926 Harold Jeffreys, Yer'in kayaçlar dalgaların yol aldığı yönde
çekirdeğinin sıvı olduğunu ileri ve çıeri hareket eder. S dalgaları
iddia eder. enine dalgalardır (su yüzeyindeki
1936 lnge Lehnmann Yer'in dalgalar gibidir); kayaçlar dalga
katı bir iç çekirdeği ve erimiş yönünün yanlarına doğru hareket
bir dış çekirdiği olduğunu öne eder. P dalgaları S dalgalarından
sürer. daha hızlı yol alır ve katılardan,
sıvılardan ve gazlardan geçebilir.
İLERLEME YÜZYILI 189
Ayrıca bkz. James Hullon 96-101 • Nevi! Maskolyne 102 03 • Alfred Wegenor 222-23

S da !galan yalnızca katı Depremin odağı Bu deprem


maddelerden geçebilir. modeli Yer'in
içinden geçen
Gölge zonlan sismik dalgaları ve
birincil (P) dalgalar
Oldham daha sonra dünyada birçok ile ikincil (S)
depremin sismograf kayıtlarını dalgaların "gölge
inceledi ve deprem yerinden Yer'in zonları"nı gösterir.
etrafına kısmen uzanan bir
P-dalgası "gölge zonu"
bulunduğunu fark etti. Bu zonda bir
depremin P dalgaları zor tespit
edilmekteydi. Oldham, sismik
dalgaların Yer'in içinde yol alma
hızının kayaçların yoğunluğuna
bağlı olduğunu biliyordu. Derinlikle
birlikte kayaç özelliklerinin
değiştiği ve bundan kaynaklanan
hız değişikliklerinin kırılmaya
neden olduğu sonucuna vardı
(dalgalar kavisli bir yol izliyordu).
Dolayısıyla gölge zonuna, Yer'in
derinliklerinde kayaç özelliklerinde eder. 1926'da Amerikalı jeofizikçi sismolog lnge Lehmann bu P
ani bir değişik neden olur. Harold Jeffreys, S dalgalarından bu dalgalarını, katı bir iç çekirdekten
Bugün biliyoruz ki, S dalgaları kanıtı kullanarak, S dalgaları yansımalar olarak yorumladı.
için çok daha geniş bir gölge zonu sıvılardan geçemediği için, Yer'in Bugün kullandığımız Yer modeli
vardır; deprem odağının çekirdeğinin sıvı olduğunu öne şudur: Etrafı sıvıyla çevrili katı bir
karşısındaki yarımkürenin çok sürdü. P-dalgası gölge zonu iç çekirdek, sonra manto ve onun
büyük bir bölümüne yayılır. Bu tamamen "gölgeli" değildir; çünkü üzerinde kayaç kabuk. e
durum, mantodan çok farklı bir miktar P dalgası burada tespit
özellikleri olan bir Yer içine işaret edilir. 1936'da Danimarkalı

Richard Dixon Oldham Krallık'adönüp, 1906'da Yer'in


çekirdeğiyle ilgili düşüncelerini

''
1858'de Dublin'de doğan ve yayımladı. Londra Jeoloji
Geological Survey of India (GSI) Derneği tarafından Lyell
müfettişinin oğlu olan Richard Madalyasıyla ödüllendirildi ve
Dixon Oldham Kraliyet Kraliyet Derneği üyesi yapıldı. Uzak depremlerin
Madencilik Okulunda okuduktan hissedilmeyen devinimini
sonra, GSI'ye girdi ve sırası Önemli eserleri
gelince müfettiş oldu. kaydeden sismograf, Yer'in
GSI'nin esas işi, kayaç 1899 Report of the Great içini görüp doğasını
tabakalarının haritasını Earthquake of 12th June 1897 belirlememizi olanaklı kılar.
çıkarmaktı; ama Hindistan'daki 1900 On the Propagation Richard Dixon Oldham
depremlerle ilgili ayrıntılı of Earthquake Motion to
raporlar da derledi ve Oldham en Great Distances

''
çok bu çalışmasıyla tanınır. 1906 The Constitution of the
1903'te sağlık nedeniyle Interior of the Earth
emekliye ayrıldı ve Birleşik
RADYOAKTİVE

ELEMENTLERiN
~

ÖZELLiGiDİR
MARIE CURIE (1867-1934)
192 MARIE CURIE
irçok önemli bilimsel keşif
KJSACA
B gibi, ışınım (radyasyon) da
kazayla bulundu. 1896'da

''
BİLİM DALI
Fransı z fizikçi Hemi Becquerel
Fizik
fosforesanı araştırıyordu; bir madde,
ÖNCE üzerine ışık düşünce farklı renkte Bu noktada uranyum ve
1895 Wilhelm Röntgen ışık yaymaktaydı. Becquerel, bir yıl toryum elementlerinin ortaya
X-ışınlarının özelliklerini önce Wilhelm Röntgen'in keşfettiği koyduğu maddenin bu yeni
araştırır.
X-ışınlarını fosforesan minerallerin özelliğini tanımlamak için
de yayıp yaymadığını bilmek yeni bir terim bulmak
1896 Henri Becquerel istiyordu. Bunu anlamak için, bu zorunluydu. Ben radyoaktivite
uranyum tuzlarının nüfuz edici minerallerden birini kalın siyah sözcüğünü önerdim.
ışınım yaydığını keşfeder. kağıda sarılmış bir fotoğraf filminin Marie Curie
üzerine yerleştirdi ve ikisini Güneşe
1897 J. J. Thomson katot

''
tuttu. Deney işe yaradı plaka
ışınlarının özelliklerinin karard ı; mineral X-ışını yaymış gibi
araştınrken elektronu keşfeder. göründü. Becquerel, metallerin,
plakanın kararmasına neden olan
SONRA
"ışınları" bloke edeceğini de
1904 Thomson "erikli puding"
gösterdi. Ertesi gün hava Atomların ürettiği ışınlar
atom modelini önerir.
bulutluydu, bu nedenle deneyi Becquerel'in buluşundan sonra,
1911 Ernest Rutherford ve tekrarlayamadı. Fotoğraf filmi onun Polonyalı doktora öğrencisi
Ernest Marsden atomun üzerindeki minerali bir çekmeceye Marie Curie bu yeni "ışınları"
"çekirdek mod.el"ini önem. koydu; ama plaka, günışıyı olmadan araştırmaya karar verdi. Bir
da karardı. Mineralin bir iç enerji elektrometre -elektrik akımlarını
1932 Britanyalı fizikçı James kaynağına sahip olması gerektiğini ölçme aleti- kullanarak, uranyum
Chadwıck nötronu keşfeder. anladı ; bu enerjinin, kullandığı içeren bir mineral örneğinin
mineraldeki uranyum atomlarının etrafındaki havanın elektrik
bozulmasının sonucu olduğu ilettiğini buldu. Elektriksel
anlaşıldı. Radyoaktiviteyi tespit etkinliğin düzeyi mineralin
etmişti. (uranyumdan başka elementlerde
içermekteydi) toplam kütlesine

Marle Curie Maria Salomea Sklodowska Paris Üniversitesindeki kürsüsü-


1867'de Varşova'da doğdu. O nü kabul etti ve bu göreve gelen
sırada Polonya Rus yönetimi ilk kadın oldu. Aynı zamanda
altındaydı ve kadınların yüksek Nobel Ödülü alan ilk kadın ve iki
eğitim almasına izin verilmiyordu. kez Nobel Ödülü alan ilk kişiydi.
Pariste tıp okuyan kız kardeşine I. Dünya Savaşı sırasında
mali yardımda bulunmak için radyoloji merkezlerinin kurulma-
çalıştı ve 1891'de kendisi de sına yardım etti. 1934'te olasılık­
Paris'e taşınıp matematik, fizik ve la uzun süre ışınıma maruz
kimya dersleri aldı. 1895'te kaldığı için kansızlıktan öldü.
meslektaşı Pierre Curie ile evlendi.
1897'de kızı doğunca aileyi Önemli eserleri
geçindirmek için öğretmenlik
yapmaya başladı; ama ahırdan 1898 Emissions of Rays
dönüştürülmüş bir barakada by Uranium and
Pierre'le birlikte araştı rmalarını Thorium Compounds
sürdürdü. Pierre öldükten sonra, 1935 Radioactivity
iLERLEME YÜZYILI 193
Ayrıca bkz. Wilhclm Röntgen 186 87 • Ernest Rutherford 206-13 • J . Robert Oppenheimer 260-65

değil, yalnızca var olan uranyum


miktarına bağlıydı. Bu durum, Uranyumlu mineraller ışık olmadığında bile
radyoaktivitenin uranyum ile diğer fotoğraf filmlerini karartan ışınım yayar.
elementler arasındaki tepkimeden
değil, bizzat uranyum atomlarından
geldiğine inanmasına yol açtı.
Curie uranyum içeren bazı
minerallerin uranyumdan daha
fazla radyoaktif olduğunu kısa Uranyumlu minerallerden kaynaklanan ışınım miktarı
yalnızca var olan uranyum niceliğine bağlıdır.
sürede anladı ve bu minerallerin
başka bir madde -uranyumdan
daha aktif- içerip içermediğini
merak etti. 1898'e gelindiğinde
toryumun da radyoaktif bir element
olduğunu saptamıştı. Bulgularını Bu nedenle ışınım uranyum atomlarından kaynaklarımalıdır.
bir tebliğle Bilimler Akademisine
sunmaya koştu; ama toryumun
radyoaktif özelliklerinin keşfi ondan
önce yayımlanmıştı.

Bilim çifti
Curie ve kocası Pierre uranyum
bakımından zengin peşblend ve
kalkolitin yüksek aktivitesinden
sorumlu ek radyoaktif elementler 1910'da radyumun saf bir örneğini aynı sayıda protonu vardır, ama
keşfetmek için birlikte çalıştılar. 1911'de Nobel
yalıtmayı başardı. farklı sayıda nötronlarıolabilir.
1898'in sonunda polonyum Kimya Ödülünü aldı ve iki ödül Farklı sayıda nötrona sahip
(memleketi Polonya'ya izafeten) ve kazanan ya da paylaşan ilk kişi atomlara elementin izotopları
radyum adını verdikleri iki yeni oldu. denilir. Örneğin bir uranyum
elementin keşfini duyurmuşlardı. atomunun çekirdeğinde her zaman
İki elementin saf örneklerini elde Yeni atom modeli 92 proton vardır, ama 140 ile 146
ederek keşiflerini kanıtlamaya Curie'nin ışınımı keşfi, Yeni arasında nötronu olabilir. Bu
çalıştılar; ama ancak 1902'de bir Zelanda doğumlu iki fizikçinin, izotoplar, protonların ve nötronların
ton peşblendden 0,1 g radyum klorit Ernest Rutherford ile Erncst
elde ettiler. Marsden'in 1911'de kendi yeni atom
Bu süre içinde Curie'ler modellerini formüle etmelerinin
düzinelerce bilimsel tebliğ yolunu açtı; ama ancak 1932'dc
yayımladı; bunlardan biri de, İngiliz fizikçi James Chadwick
radyumun tümörleri yok etmeye nötronları keşfetti ve ışınım süreci
yardımcı olabildiğine ilişkin tam olarak açıklanabildi. Nötronlar
kcşfilcrininana hatlarını ve pozitif yüklü protonlar bir
çizmekteydi. Bu buluşların atomun çekirdiğini oluşturan atom-
patentini almadılar; ama 1903'te altı parçacıklardır; çekirdeğin
ikisi, Becquerel ile birlikte, Nobel etrafında dönen negatif yüklü
Marie ve Pierre Curie'nin özel bir
Fizik Ödülüyle ödüllendirildi. elektronlar da vardır. Protonlar ve laboratuvarları yoktu. Çalışmalarının
Marie, 1906'da kocasının nötronlar atom kütlesirıin neredeyse çogunu, Paris Üniversitesinin Fızık ve
ölümünden sonra bilimsel tamamını oluşturur. Tikel bir Kimya Okulunun yanındaki bir
çalışmalarına devam etti ve elementin atomlarının her zaman barakada yürüttüler.
194 MARIE CURIE
Alfa bozunması Gama bozunması sıcaklıklarıve basınçları
gerektirdiği için, bilim insanları
2
~~ Pu 2
~~ U füzyonu ancak nükleer silah
biçiminde başarabildi. Şimdiye
kadar elektrik üretmek için nükleer
füzyon kullanma çabaları, ürettiği
enejiden fazlasını tüketmektedir.

Yarılanma süresi
Radyoaktif bir madde bozununca,
radyoaktif elementin atomları diğer
Alfa parçacığı elementlere geçer ve böylece
kararsız atomların sayısı zamanla
azalır. Ne kadar az kararsız atom
Beta bozunması
varsa, o kadar az radyoaktivite
üretilir. Radyoaktif bir izotopun
etkinliğinde azalma, yarılanma
süresiyle ölçülür. Bu, etkinliğin
yarıya inmesi için geçen zamandır;

~ "'""'"""'""'00"
yani bir örnekteki kararsız atom
sayısının yarıya inmesi için geçen

Beta+
0:'
parçacığı (pozitron) •
zamandır. Örneğin izotop
teknesyum-99m tıpta yaygın olarak
kullanılır ve 6 saatlik bir yarılanma
süresi vardır. Yani hastaya bir doz
Radyoaktif bozunma üç şekilde gerçekleşebilir Plütonyum-240 (sol üstte) enjekte edildikten 6 saat sonra,
bozunup uranyum ve bir alfa parçacığı meydana getırir. Bu, alfa bozunmasının bır etkinlik ilk düzeyinin yarısına
örneğidir.Beta bozunması sırasında sodyum-22 bozunup, neon, bir beta parçacığı inecektir; enjeksiyondan 12 saat
(bu örnekte bir pozitron) ve bir nötrino meydana getirir. Gama bozunmasında sonra etkinlik başlangıç düzeyinin
yüksek enerjili bir çekirdek gama ışınımı verir, ama parçacık vermez. dörtte biri olacaktır ve böyle devam
eder. Uranyum-235'in ise 700
toplam sayısına göre adlandırılır; bozunan atomun çekirdeğindeki milyon yıldan fazla bir yarılanma
bu yüzden, 146 nötronlu en yaygın proton sayısını değiştirir; bu süresi vardır.
uranyum izotopu, uranyum-238 nedenle farklı bir elementin atomu
(yani 92+146) olarak yazılır. haline gelir. Gama ışınları yüksek Radyoaktif tarihleme
Uranyum gibi birçok ağır enerjili bir kısa dalga Yarılanma süresi düşüncesi mine-
metalin kararsız olan çekirdekleri elektromanyetik ışınım biçimidir ve ralleri ya da başka maddeleri tarih-
vardır ve bu durum, kendiliğinden elementin doğasını değiştirmez. lendirmek için kullanılabilir. Yarı­
radyoaktif bozunuma yol açar. Radyoaktif bozunma nükleer lanma süreleri bilinen birçok farklı
Ruthenford radyoaktif elementlerin reaktörlerin içinde gerçekleşen radyoakif elemente bu amaçla kul-
yayınımlarına alfa, beta ve gama fisyon sürecinden ve Güneşe enerji lanılabilir, ama en iyi bilinenlerden
ışınları adını verdi. Bir çekirdek bir veren füzyon sürecinden farklıdır. biri karbondur. Karbonun en yaygın
alfa parçacığı, bir beta parçacığı ya Fizyonda uranyum-235 gibi kararsız izotopu, her atomunda 6 proton ve 6
da gama ışınımı yayarak daha çekirdekler nötron nötron bulunan karbon-12'dir. Kar-
kararlı olur. Bir alfa parçacığı iki bombardımanına tutulur ve bon-12, Yerde bulunan karbonun
proton ile iki nötrondan oluşur. Beta parçalanıp çok daha küçük atomlar yüzde 99'unu oluşturur ve kararlı
parçacıkları, bir proton nötrona ya oluşturur; bu süreçte enerji açığa bir çekirdeği vardır. Karbonun kü-
da nötron protona dönüşünce çıkar. Füzyonda iki küçük çekirdek çük bir oranı, fazladan iki nötronu
çekirdekten yayılan elektron ya da birleşip daha büyük bir çekirdek bulunan karbon-14'tür. Bu kararsız
onların karşıtı positron olabilir. oluşturur. Füzyon da enerji salar; izotopun 5730 yıllık bir yarılanma
Hem alfa hem beta bozunması, ama sürecin başlaması büyük süresi vardır. Üst atmosferde nitro-
iLERLEME YÜZYILI 195
jien kozmik ışın bombardımanına öldürmesi için hastaların vücuduna
maruz kadığı için, sürekli karbon-14 sokuldu. Bu, harika bir tedavi
üretilir. Yani, atmosferde kar- olarak görüldü; hatta yaşlanan cildi

''
bon-12'nin karbon-14'e görece sabit sıkılaştırmaya yardımcı olarak
bir oranı vardır. Fotosentez yapan güzellik tedavisinde de pazarlandı.
bitkiler atmosferden karbondioksit Curie laboratuvarı ... bir ahır Ondan sonra kısa yarılanma süreli
aldığı ve yiyeceklerimiz bitkilerden ile bir patates mahzeni malzeme kullanmanın önemi kabul
(ya da bitki yiyen hayvanlardan) o- arasındaki girişti, üzerinde edildi.
luş tuğu için, karbon-14 sürekli bo- kimyasal aygıtlar bulunan Radyoaktif izotoplar hasta lı kları
zu nm asına rağ men , canlı bitki ve çalışma masasını teşhis etmek için tıbbi
hayvanlarda da görece sabit bir o- görmeseydim, şaka görüntülemede ve kanser
ran vardır. Bir organizma öldüğü zannederdim. tedavisinde de yaygın kullanılır.
zaman, vücuduna artık karbon-14 Wilhelm Ostwald Cerrahi a le tleri mikroptan
alınmaz, ama orada zaten var olan arındırmak ve yıyoceklerin raf

''
karbon-14 bozunmaya devam eder. ömrünü uzatmak için gama ışınları
Bilim insanları vücuttaki kar- kullanılır. Metal nesnelerin içini
bon-12'nin karbon-14'e oran ını ölçe- kontrol etmek, çatlakları saptamak
rek, organizmanın ne kadar süre ya da kaçakçılıö ı saptamak
önce öldüğünü çıkarabilir. amacıyla yuk konteyn ı rlarının içini
Bu radyometrik yöntem ağacı, Harika bir tedavi kontrol etmek ıçın gama ışını
kömürü, kemiği ve kabukları Curie radyoaktivitenin tıbbı yayıcı lar kullanılıı •
tarihlendirmek için kullanılır. yararları da olduğunu anladı. !.
Karbon izotopu oranlarında doğal Dünya Savaşı sırasında, küçük bir
çeşitlilik vardır; ama tarihlerin, miktar radyum kullanıp radon gazı
ağaç halkaları gibi diğer (radyum bozununca ortaya çıkan İsveç'te Ale tcışhırının dikilişi,
tarihlendirme yöntemleriyle ve radyoaktif bir gaz) üretmek için alanda bulunan a()oç aletlerin
radyometrık torı h londıı ı l ıncsiyle MS
benzer yaşta nesnelere uygulanan elde etti. Bu gaz cam bir tüpün 600'e tarıhlondi . Ooıçek taşlar yüz
düzeltmelerle sağlaması yapılabilir. içine kapatıldı ve hastalıklı dokuyu milyonlarca yıl daha yaşlıd ır
196

KISACA Tütün mozaik hastalığı bir enfeksiyonun özelliklerini


gösterir ama ..
BİLİM DAL!
Biyoloji
ÖNCE
1870'ler ve 80'ler Roben bakteri yakalayan filtreler yakalamıyor ve bulaşmayı
Koch ve diğerleri tüberküloz ve önlemiyor, o halde bakteri olamaz.
kolera gibi hastalıkların nedeni
olarak bakterileri saptar.
1886 Alman bitki biyologu
Adolf Mayer tütün mozaik
Ayrıca bakterilerden farklı olarak enfeksiyöz etken laboratuvar
hastalığının bitkiden bıtkiye
jetlerinde ya da et sularında d eğil, yalnızca canlı bir konakta büyür.
geçebildiğini gösterir.

1892 Dimitri İvanovski en ince


sırsız porselen filtrelerden
geçen tütün bitkisi özsuyunun
yine de enfeksiyon taşıdığını O halde neden olan etken farklı ve daha küçük olmalıdır;
gösterir. yeni bir adı hak eder - virüs.

SONRA
1903 ivanovski enfekte konak
ugün "virüs" sözcüğünü mikrobiyolog Martinus Beijerinck

B
hücrelerde mikroskopik "kristal
inklüzyonları" rapor eder, ama tıbbi bir terim olarak bulaşıcı hastalığa neden olan yeni

çok küçük bakteri duymayan yoktur ve birçok bir ajan kategorisi önerdi.
kişi, en küçük zararlı etken ya da Beijerinck'in bitkileri özel bir ilgisi
olduklarından kuşkulanır.
mikrop olduklarını ve insanlarda, ve mikroskopiye özel bir yeteneğ i
1935 ABD'li biyokimyacı hayvanlarda. bitkilerde ve vardı. Yapraklarda renk bozucu
Wendell Stanley tütün mozaik mantarlarda enfeksiyonlara neden lekeler oluşturan ve tütün sanayine
virüsünün yapısını inceler ve olduklarını biliyor. zarar veren mozaik hastalığına
virüslerin büyük kimyasal Oysa 19. yüzyılın sonunda virüs yakalanan tütün bitkileriyle
molekül olduklarını anlar. terimi bilime ve tıbba yeni deneyler yaptı. Elde ettiği sonuçlar
giriyordu. 1898'de Hollandalı onu virüs terimini -toksik ya da
iLERLEME YÜZYILI 197
Ayrıca bkz. Friedrıch Wöhler 124-25 • Louis Pasteur 156 59 • Lynn Margulıs 300-01 • Craig Venter 324 25

zehirli maddeler için arada bir olduğundan kuşkulanmıştı. 1892'de mikrobiyolojik teknikler
kullanı lan hasta lığa neden olan Rus botanikçi Dimitri İvanovski saptanamalarına rağmen,
bulaşıcı etkenler için kullanmasına tütün mozaik hastalığı üzerinde Beijerinck gerçekte var olduklarını
yol açtı testler gerçekleştirip, hastalığın ortaya çıkardı. Hastalığan neden
O sırada Beijerinck'in bilim ve enfeksiyon ajanının filtrelerden olduklarında ısrar ederek,
tıp alanındaki pek çok çağdaşı Mla geçliğini gösterdi. Bu olayda ajanın mikrobiyoloııyi ve tıp bılımıni yeni
bakterileri anlamakla uğraşıyordu. bakteri olamayacağını saptadı ; bir alana zorladı. Ancak 1939'da
Louis Pasteur ve Alman hekim ama ajanın ne olabileceğ i m bulmak elektron mikroskobunun yardımıyla
Robert Koch bakterileri 1870'lerde için daha fazla araştırma yapmadı . tütün mozaik virüsü fotoğrafı
ilk kez yalıtm ış ve hastalığa neden Beijerinck, Jvanovski'nin dene - çekilen ilk viıüs oldu. •
olduklarını saptam ı ştı ve sürekli yini tekrarladı. O da, yapraklardan
yenileri keşfediliyordu. sıkılan su filtrelendiklen sonra bile,
O sırada bakterileri test tütün mozaik hastalığ ı nın varlığını
etmenin yaygın yöntemi, sürdürdüğünü saptadı. Aslında,
kuşkulanıla n bu laşıcıyı içeren başlangıçta hastalık nedeninin,
sıvıyı çeşitli filtrelerden geçi rmekti. contagium vivum fluidium (bulaşıcı
En ünlü filtrelerden biri, 1884'te canlı akışkan) dediği bizzat akışka­
Pasteur'un arkadaşı Chaıles n ın kendisi olduğunu sandı.
Chamberland 'ın keşfettiği Akışkanda taşınan bulaştırıcının
Chamberland filtresiydi. Bakteri ne besleyici laboratuvar jellerinde
kadar küçük parçacıkları ya suhrnnda ne de konak organiz-
yakalamak için minik gözenekli mada yaşayabildiğini de gösterdi.
sırsız porselen süzgeçleri Çoğalıp hastalığı yayması için
kullanıyordu. kendi özel konağına bulaşması
gerekiyordu.
Filtrelenemeyecek kadar Virüsler o zaman ın ışık
Bu e lektron m ik roskobu görüntüsü
küçük mikroskaplarıyla görülmemelerine,
tütün mozaık vırusunun 160 000 koz
Birçok araştırmacı, hastaya bilinen laboratuvar kültürü büyütül muş parçacıklarını gosterır
geçebilen bakterilerden daha küçük yöntemleriyle yetiştirilememelerine Görünürlüklorını aıllırmak ıçın
bir enfeksiyöz ajan sınıfı ya da herhangi bir standart parçacıklar ronklondırılmış

Martlnus Beijerinck Biraz içine kapanık olan Martinus mikroplarla fermantasyon,


Beijernick tek başına laboratuvara mikropların besle nmesi ve
kapanıp saatlerce deney yapardı. kükürt b a kterileri üzerine de
1851'te Amsterdam'da doğdu ve çalıştı. Ömrünün sonuna
Delft'te kimya ve biyoloji okuyup, geldiğinde ulusla rası ölçekte
1872'de Leiden Üniversitesinden tanınıyordu . 1965'te ku rulan
mezun oldu. Delft'te toprak ve Beijerinck Viroloji Ödüleri,
bitki mikrobiyolojisine viroloji alanında iki yılda bir
odaklanarak, 1890'larda tütün verilir.
mozaik virüsüyle ilgili ünlü
filtreleme deneylerini Önemli eserleri
gerçekleştiıdi. Bitkileıiu !Hivadan
nitrojeni nasıl kapıp dokularıyla 1895 On Sulphate Reduction by
bütünleştirdiğini -toprağı Spirillum desulfuricans
zenginleştiren bir tür gübreleme 1898 Concerning a contagium
sistemi- araştumanın yanı sıra, vivum fluidium as a Cause of the
bitki galleri, mayalarla ve diğer Spot-disease of Tobacco Leaves
200 GİRİŞ

Max Planck kesikli


enerji paketlerini ya J. J. Thomson elektronu Thomas Hunt Morgan Werner Heisenberg
da kuantumlarını tarif keşfinden ötürü Nobcl kalıtımın kromozom belirsizlik ilkesini
eder. Fizik Ödülünü alır. teorisini tamtır. ortaya koyar.

1900
i 1
1906
i
1915
i
1927
1905 1912 1926 1928

t
Albert Einstein özel
görelilik üzerine
1
Alfred Wegcncr
kıtaların kayması
l
Erwin Schrödinger
dalga mekaniğini
t
Paul Diıac kuantum
elektrodinamiğini
makalesini yayımlar. teorisini önerir. salar. tanılH.

9. yüzyılbilim insanlarının paketler ya da "kuantumlar" muazzam poLansiyel enejiyi ima

1 yaşam süreçlerine bakış


tarzında köklü bir değişliğe
tanık olurken, 20. yüzyılın ilk yarısı
halinde yol aldığını düşünerek
çözdü. Beş yıl sonra, İsviçre Patent
Dairesinde katip olarak çalışan
etmişti.

Dalga-parçacık ikiliği
daha da büyük bir sarsıtı olacaktı. Albert Einstein özel görelilik Eski Evren tasviri için daha kötüsü
lsaac Newton'dan beri büyük üzerine tebliğini çıkarıp, ışığın yoldaydı. Cambridge'ta İngiliz
ölçüde değişmeyen klasik fiziğin hızının sabit ve kaynağın ya da fizikçi J. J. Thomson elektronu
eski kesinlikleri bir tarafa atılmak gözlemcinin hareketinden bağımsız keşfedip, negatif yüklü ve herhangi
üzereydi ve uzaya, zamana ve olduğunu iddia etti. Einstein genel bir atomdan en az bin kat daha
maddeye tam anlamıyla yeni bir göreliliğin içerimlerini ayrıntısıyla küçük ve hafif olduğunu gösterdi.
bakış onun yerini alacaktı. inceledikten sonra, gözlemciden Elektronun özelliklerinin
bağımsız mutlak bir zaman ve uzay incelenmesi, yeni bilmeceler
Yeni bir ftzik kavramlarının öldüğünü, yerini üretecekti. Işığın parçacık-benzeri
Fizikçiler klasik mekanik kütlenin varlığına sarınıp özellikleri olduğu gibi, parçacıkların
denklemlerinin saçma bazı sonuçlar kütleçekimi üreten bir tek uzay- da dalga-benzeri özellikleri vardı.
ürettiğini görüyorlardı. Bir şeyin zamana bıraktığını 1916'da Avusturyalı Erwin Schrödinger,
kökten yanlış olduğu belliydi. bulmuştu. Einstein ayrıca madde belli bir yerde ve durumda bir
1900'de Max Planck klasik ve enerjinin aynı olgunun veçheleri parçacık bulma olasılığını
denklemlere inatla direnen, bir sayılması gerektiğini, birbirine açıklayan bir dizi denklem
"kara kutu"nun yaydığı ışıma dönüştürülebildiğini ve enerji ile hazırladı. Alman meslektaşı Werner
spektrumu bilmecesini, kütlenin ilişkisini tarif eden Heisenberg yer ve momentum
elektromanyetizmanın kesintisiz denklemini -E=mc2- ortaya değerlerinde, başlangıçta bir ölçüm
dalgalar halinde değil kesikli koymuş, atomların içine kilitli sorunu sanılan, ama daha sonra
BİR PARADİGMA DEGIŞIKLİGİ 201
Linus Pauling
kimyayı açıklamak
için kuantum fiziği
Georges Lemailre düşuncelerini
Evren'in ilksel bir kullanan The Naıure
Edwin Hubble Evren'in atom olarak ofthe Chemical
genişlediğni bulgular başladığını öne sürer. Bond'u yazar.

i
1929
j
1931 1935 1939

1930 1934 1936 1942

ı
Subrahmanyan
l
Fritz Zwicky
l
Alan Turing
ı
J. Robert Oppenheimer
Chandrasekhar kara kara maddenin programlanabilir bir atom bombası yapmayı
delikleri tarif eder. varlığını önerir. bilgisayar olan Evrensel amaçlayan Manhattan
Turing Mekinesi'ni tarif Projes i 'nı üstlenir
eder.

Evrenin yapısının temeli olduğu bir alt bölümü olduğunu gösterdi. atomdan genişlediğini önerdi. Bu,
anlaşılan asli bir belirsizliğin var 1930'lara gelindiğinde fizikçiler Büyük Patlama teorisi olacaktı
okluğunu gösterdi. Tuhaf bir resim atomdaki enerjiyi dışarıya Astronom Fritz Zwisky "kara
ortaya çıkıyordu: Olasılık dalgaları çıkarmanın yolları üzerinde madde" terimini icat edip, Coma
biçiminde madde parçacıkları çalışıyorlardı ABD' de J. Robert galaksi kümesinin, gözlemlenebılir
bulaşmış çarpık, göreli bir uzay- Oppenheimer, ilk nükleer silahları yıldızlardan hareketle
zaman. üretecek Manhattan Projesinin açıklayabildiğinden 400 kat daha
başına geçti. fazla kütle içeriyor gibi
Atomu bölmek görünmesinin nedenini açıkladı.
Yeni Zelandalı Ernest Rutherford ilk Evren genişliyor Bu madde düşünüldüğü gibi
önce bir atomun büyük ölçüde 1920'lere kadar bulutsuların, bilinen olmadığı gibı, büyük bölümü
uzaydan oluştuğunu, küçük, yoğun Evrenin tamamın ı kapsayan algılanabilır bıle değildi. Bilimsel
bir çekirdeği ve çekirdeğin galaksimiz Samanyolu içinde toz ya bilgide Mili buyuk delikler olduğu
etrafında dönen elektronları da gaz bulutu oldukları açıktı. •
olduğunu gösterdi. sanılmaktaydı. Sonra A merikalı
Radyoaktivitenin belli biçimlerini astronom Edwin Hubble bu
bu çekirdeğin bölünmesi olarak bulutsuların aslında uzak galaksi
açıkladı. Kimyacı Linus Pauling bu olduklarını keşfetti. Evren, aniden
yeni atom resmini aldı ve kuantum sanılandan çok daha büyük oldu.
fiziği düşüncelerini kullanıp, Hubble Evren'in her yönde
atomların birbirine nasıl genişlemekte olduğunu da buldu.
bağlandığını açıkladı. Süreç içinde, Belçikalı rahip ve fizikçi Georges
kimya disiplininin aslında fiziğin Lemaitre, Evrenin ilksel bir
202
KISACA

KUANTUMLAR
BİLİM DALI
Fizik
ÖNCE
1860 Kara cisim ışımasının

KESİKLİ
dağılımı, teorik modellerin
öngörülerine uymaz.
1870'ler Avusturyalı fizikçi
Ludwig Boltzmann entropi

ENERJİ
(düzensizlik) analizi, kuantum
mekaniğinin olasılıkçı bir
yorumunu tanıtır.
SONRA

PAKETLERİDİR
1905 Albert Einstein kuantum
gerçek bir kendilik olduğunu
öne sürer; Planck'ın kuantumlu
ışık kavramını kullanarak foton

MAX PLANCK (1858-1947) düşüncesini tanıtır.

1924 Louis de Broglie


maddenin hem bir dalga gibi
hem bir parçacık gibi
davrandığını kanıtlar.

1926 Erwin Schrödinger


parçacıkların dalga davranışı
için bir denklem formüle eder.

ralık 1900'de Alman teorik

A fizikçi Max Planck


süregelen bir çatışmayı
çözmek için kendi yöntemini ortaya
koyan bir tebliğ sundu. Bunu
yaparken, fizik tarihinde en önemli
kavramsal atılımlardan birini
gerçekleştirdi. Planck'ın tebliği,
Newton'ın klasik mekaniği ile
kuantum mekaniği arasında bir
dönüm noktasının işaretiydi.
Newton mekaniğinin kesinliği ve
belirginliği yerini, belirsiz, olasılıkçı
bir Evren tarifine bırakacaktı.
Kuantum teorisinin kökleri
termal ışınımın, aramızdaki hava
soğuk olduğunda bile bir ateşten ısı
hissetmemizin nedenini açıklayan
olgunun araştırı imasına dayanır.
BiR PARADİGMA DEGIŞIKLIGi 203
Ayrıca bkz. Ludwig Boltzmann 139 • Albert Einstein 214-21 • Erwin Schrödinger 226-33

kimyasal bileşimine değil, yalnızca


sıcaklığına bağlı olduğunu
Klasik mekanik ışınımı, kesintisiz bir aralıkta
yayılıyormuş gibi ele alır.
gösterecekti. Kirchhoff'un hipotezi.
kara cisim ışınımını açıklayacak
teorik bır çerçeve bulmayı
amaçlayan yeni bir deneysel
programı harekete geçirdi.

Ama kara cisim ışınımının dağılımında Entropi ve kara cisimler


saçma sonuçlara ulaşılıyor. Planck, klasik fiz ik kara cisim
ışınımı dağıl ımının deneysel
sonuçlarını açıklayamad ı ğı için
yem kuantum teorisine ulaştı.
Plan ck'ın ça lı şma ların ı n çoğu, bir
"mutlak" olarak tanımladığ ı
Sorun, ışınım kesikli "kuantamlar" şeklinde
termodınamığın ıkinci yasasına
üretiliyormuş gibi ele alınarak çözülür.
odaklandı Bu yasaya göre, yalıtık
sistemler zaman içinde
termodinamık bir denge durumuna
(sitemin butun parçalarının aynı
sıcaklıkta olması) doğru hareket
eder. Planck sistemin entropisini
çıkararak bir kara cısmi n termal
ı şınım örüntusunü aç ı klamaya
kalkıştı. Entropı bır düzensızlik
ölçüsüdür; ama daha kesin bir
Her nesne elektromanyetik ışınım 1860'ta Alman fizikçi Gustav biçımde. bir sıs temin kendıni
soğurur ve yayar. Nesnenin Kirchhoff, "kusursuz kara cisim" düzenleyebilme yollarının say ımı
sıcaklığı yükselirse, yaydığı dediği idealleştirilmiş bir kavram olarak tanımlanır. Bir sistemin
ışınımın dalga boyu küçülür, düşündü. Bu, termal denge
frekansı artar. Örneğin, oda (ısınmama ya da soğumama)
sıcaklığında bir topak kömür durumundayken üzerine düşen her

''
kızılaltı spektrumda görünür ışık frekansta elektromanyetik ışınım ı
frekansının altında enerji yayar. emen ve kendisi herhangi bir
Emisyonu göremeyiz, bu yüzden ışınım yansıtmayan teorik bir
kömür siyah görünür. Ama kömürü yüzeydir. Bu cisimden çıkan termal Yeni bir bilimsel hakikat,
tutuşturduk mu, yüksek frekanslı ışınımın spektrumu "saftır"; çünkü karşıtlarını inandırarak ve ışığı
ışınım yayar, ve bunlar görünür hiçbir yansıma karışmaz - yalnızca görmelerini sağlayarak değil,
spektrurna ayrıldıkça mat kırmızıya cismin kendi sıcaklığının sonucu daha çok. .. ona aşina yeni bir
döner, sonra akkorlaşır ve en olur. Kirchhoff böyle bir "kara cisim kuşak büyüdüğü için zafer
sonunda da parlak mavi bir renk ışınımının" doğada temel olduğuna
kazanır.
alır. Yı ldız gibi aşırı sıcak nesneler inanıyordu - örneğin Güneş ,
MaxPlanck
yine göremediğimiz daha da kısa yayılan spektrumu neredeyse
dalgalı morötesi ışık ve X-ışınları tamamen kendi sıcaklığının

''
yayar. Bu arada, bir cisim ışınım sonucu olan bir kara cisim nesnesi
üretmenin dışında, ışınımı yansıtır olmaya yaklaşır. Bir kara cisimin
da ve nesneler parladığında onlara ışık dağılımının incelenmesi,
rengini veren, bu yansıyan ışıktır. ışınımın bir cismin şekline ya da
204 MAX PLANCK
entropisi ne kadar yüksekse, bir delik, bir kara cismin iyi bir
sistP.min düzenlenme ve aynı genel yaklaşığıdır; çünkü kutuya giren
örüntüyü üretme yolları o kadar her ışınım içeride tutular ve cismin
fazladır. Örneğin, havanın bütün yayınımları yalnızca sıcaklığının
moleküllerinin üst köşede birbirfoe bir sonucudur.
kenetlenmeye başladığı bir oda Deney sonuçl arı Planck'ın
düşünün. Odanın her meslektaşı Wilhelm Wien için can
santimetreküpünde kabaca aynı sıkıcı oldu; çünkü kaydedilin düşük
sayıda molekül olduğu için, frekanslı yayınımlar onun ışınım
moleküllerin düzenlenme yolları üst denklemlerine hiç uymadı. Bir şey
köşede onlara kalan yollardan çok ters gitmişti. 1899'da Planck, bir
daha fazladır. Zaman içinde kara cismin termal ışınım
sistemin cntroposi a r ttıkça odaya spektıumunu daha iyi tarif etmeye Hiçbir gerçek dünya nesnesi,
eşit dağılırlar. Termodinamiğin çalışan düzeltilmiş bir denkleme - kusursuz bir kara cisim değildir ; ama
ikinci yasasının bir köşetaşıda Wien-Planck yasası- ulaştı. Güneş, siyah kadife ve kömür katranı

şudur: Entropi yalnızca bir yönde


gibi siyah malzemeyle kaplı yüzeyler
yaklaşır.
çalışır. Termal denge yolunda bir Morötesi yıkım
sistemin entropisi her zaman artar Bir yıl sonra Britanyalı fizikçiler
ya da sabit kalır. Planck bu ilkenin Lord Rayleigh ve Sir James Jeans koleksiyonu gibi düşünerek
herhangi bir teorik kara cisim klasik fiziğin kara cisim entropiye yeni bir bakışı formüle
modelinde bariz olması gerektiğini yayınımında saçma bir enerji etmişti. Termodinamiğin ikinci
düşündü. dağılımı öngördüğünü gösterince, yasası gerçerliliğini korurken,
bir meydan okuma daha geldi. Boltzmann'ın okuması ona mutlak
Wien-Planck yasası Rayleigh-Jeaıı Yasası, ışınımın bir doğruluk değil, olasılıkçı bir
1890'larda Berlin'deki deneyler frekansı arttıkça yaydığ ı enerjinin doğruluk kazandırdı. Entropiyi,
"kovuk ışınımı" denilen şeyi katlanarak artacağını alternatiften ezici ölçüde daha olası
kullanarak Kirchhoff'un kusursuz öngörmekteydi. Bu "morötesi olduğu için gözlemleriz. Bir tabak
kara cismine yaklaştı. Sabit bir yıkım" deneysel bulgulara o kadar kırılır ama kendini yeniden
sıcaklıkta tutulan bir kutuda küçük aykırıydı ki, klasik teori ciddi yapmaz; ama tabağın tekrar bir
ölçüde yanlış olmalıydı. Doğru araya gelmesini önleyen mutlak bir
olsaydı, bir ampul yandı zaman yasa yoktur -tekrar bir araya
öldürücü dozda bir morötesi ışınım gelmesi yalnızca son derece uzak
yayılırdı. olasılıktır.
Planck Rayleigh-Jeans
Yasasından fazla rahatsız olmadı.
Daha çok, düzeltilmiş biçimiyle bile

''
verilere uymayan Wien-Planck
Yasasıyla ilgileniyordu -bu yasa,
nesnelerden termal ışınımın kısa
dalga boylu (yüksek frekans)
spektıumunu doğru tarif Bilim doğanın nihai gizemini
edebiliyordu, ama uzun dalga çözemez. Çünkü, son analizde
boylarını (düşük frekanslı) biz, çözmeye çalıştığımız
edemiyordu. Bu noktada Planck gizemin bir parçasıyız.
muhafazakarlığından koptu ve MaxPlanck
Ludwig Boltzmann'ın olasılıkçı
yaklaşımına başvurup, kendi

''
ışınım yasasının yeni bir ifadesine
Küçük delikli bir kovuk delikten
giren ışınımın çoğunu tutarak, ıdeal ulaştı.
bir kara cisim in iyi bir yaklaşığını Boltzmann, bir sistemi büyük
meydana getirir. bir bağımsız atomlar ve molekül
BiR PARADiGMA DEGİŞİKLIGi 205

Eylem kuantumu
... Morötesi yıkım, klasik fiziğin
öngördüğü saçma bır sonuçtu (burada
Raylcigh-Jeans Yasası olarak gösterılen);
Planck, Boltzmann'ın istatistiksel
entropi yorumunu kullanarak, .. kara cisim ışınımı, dalga boyu kısnldıkça
ış ı nım yasasının yeni bir ifadesine
. katlamalı olarak nrtıyordu. Planck ışınımı
kuantumlara ayırarak deneysel verilere
ulaştı. Termal ışını mın bireysel
salıngaçlar tarafından üretildiğini ... uyan bir formül üretti.

kafasında canlandırğıiçin, verili bir


eneqinin sahngaçlar arasında
..
dağılma yollarını sayması
gerekiyordu.
Bunu yapmak için, toplam
enerjiyi sonlu say ıda kesikli enerji
Işınım
Formülü
'.,

......... .........
Rayleigh-
'. ,Jeans Yasası

topaklarına ayırdı -kuantumlama


1000 2000 3000
denilen bir süreç. Planck yetenekli Dalga boyu (nm)
bir çelist ve piyanistti; bu
kuantumları, bir müzik aletinin
titreşen teli için sabit sayıda kullandığında, kuantumların ışığın gerçeklik tasvireri vermekteydi.
armoninin söz konusu olması gibi gerçek bir özelliği olduğunu ısrarla Ama ne olursa olsun, Max
düşünmüş olabilir. Ortaya çıkan belirtti. Planck'tan sonra fizik dünyası
denklem basitti ve deneysel verilere Kuantum mekaniğinin birçok kesinlikle aynı kalmadı. •
uygundu. Enerji "kuantumlarını" öncüsü gibi Planck da, ömrünün
ortaya çıkarmak sistemin geri kalan kısmını çalışmalarının
kullanabileceği enerji durumlarının sonuçlarını kabullenme
sayısını azalttı ve bunu yapmakla mücadelesiyle geçirdi. Yaptığı
(amacı bu olmamasına rağmen) şeyin devrimci etkisinden hiç
Planck, morötesi yıkımı çözdü. kuşkusu yoktu, ama tarihçi James
Kuantumlarını gerçek bir şey gibi Frank'a göre, "kendi iradesine
değil, daha çok maLematiksel bir rağmen bir devrimciydi."
zorunluluk gibi - bir "hile" olarak- Denklemlerinin sonuçlarını kendi
düşündü. Ama Albert Einstein zevkine uygun bulmadı ; çünkü
1905'te fotoelektrik etkiyi çoğu kez gündelik dünya
açıklamak için bu kavramı deneyimlerimizle çatışan fiziksel

MaxPlanck 1858'de kuzey Almanya'da Kiel'de yaparken öldü. II. Dünya Savaşı
doğan Planck okulda yetenekli bir sırasında bir Müttefik bombası
öğrenciydi ve 17 yaşında mezun Berlin'deki evini ve evraklarını
oldu. Münih Üniversitesinde fizik yok etti; savaşın son evrelerinde,
okumayı tercih etti ve orada kısa sağ kalan oğlu Hitler'e suikast
sürede kuantum fiziğinin bir komplosuna karıştı ve idam
öncüsü oldu. Olguları fiziksel bir edildi. Planck da savaştan
gerçeklik olarak doyurucu bir hemen sonra öldü.
biçimde açıklayamamasına
rağmen, enerji kuantumlarını Öne mli eserleri
keşfiyle 1918'de Nobel Fizik
Ödülünü aldı. 1900 Entropy aııd Teıııperature
Planck'ın kişisel yaşamı of Radiant Heat
trajediyle doluydu. İlk karısı 1901 On the Law of Distribution
1909'da öldü ve en büyük oğlu 1. of Energy in the Normal
Dünya Savaşı'nda öldürüldü. İkiz Spectrum
kızlarından ikisi de doğum
ARTIK

NEYE BENZEDiGiNİ
• •
ERNEST RUTHERFORD (1871-1937)
208 ERNEST RUTHERFORD
yüzyılın başında nasıl birleştiklerini açıklayan katlı

2
O.
KISACA maddenin temel bileşeninin oranlar yasasına dayanan yeni bir
-atomun küçük parçalara atom teorisi önerdi. Dalton bunun,
BİLİM DALI
ayrılabildiğinin keşfedilmesi, fizik iki madde arasındaki kimyasal
Fizik
için bir dönüm noktasıydı. Bu tepkimenin bireysel küçük
ÖNCE şaşırtıcı atılım maddenin nasıl bileşenlerin sayısız kez tekrarlanan
MÖ y.400 Yunan filozof yapıldığıyla, maddeyi ve Evren'i bir kaynaşmasından başka bir şey
Demokritos atomları maddenin arada tutan kuvvetlerle ilgili olmadığı anlamına geldiğini gördü.
katı, parçalanamaz yapı taşları düşünceleri kökten değiştirdi. Bu, ilk modern atom teorisiydi.
olarak tasavvur eder. Atom-altı düzeyde tamamen yeni
bir dünyayı -etkilcşi mlerinı tarif Kararlı bir bilim
1805 John Dalton'un atomik etmek için yeni bir fizik gerektiren 19. yüzyılın sonunda fizikte kendi
madde teorisi kimyasal
bir dünyayı- ve son derece küçük halinden memnun bir ruh hali fark
süreçleri fiziksel gerçeklikle
bu alanı dolduran bir yığın küçük edilebilirdi. Önde gelen bazı
birleştirir ve atom ağırlıklarını
parçacığı açığa çıkardı. fizikçiler, meselenin neredeyse
hesaplamasına olarak verir.
Atom teorilerinin uzun bir tarihi tamamen hallolduğu -bütün temel
1896 Nükleer ışınım Hemi vardır.Yunan filozof Demokritos, keşiflerin yapıldığı ve bundan
Becquercl tarafından keşfedilir her şeyin atomlardan oluştuğunu sonraki programının , bilinen
ve atomun içyapısını açığa söyleyen ilk düşünürlerin niceliklerin doğruluğunu "altıncı
çıkarmak için kullanılır düşüncelerin geliştirdi. ondalık basamağa" kadar
Demokritos'a atfedilen Yunanca iyileşti rme programı olduğu­
SONRA atomos sözcüğü bölünümez anlamına gelen konuşmalar,
1938 Otta Hahn, Fritz anlamına gelir ve maddenin temel duyurular yaptılar. Ne var ki,
Strassman ve Lise Meitner birinlerine işaret eder. Dcmokritos, zamanın birçok fizikçisi daha
atom çekirdeğini böldü. maddelerin kendilerini oluşturan iyisini biliyordu. Açıklamaya karşı
2014 Çekirdeğe giderek daha atomları yansıtmaları gerektiğini koyan tamamen yeni ve tuhaf bir
fazla enerji yüklü parçacıklar düşünüyordu -bu nedenle demirin olgular kümesiyle karşı karşı
atomları katı ve sağlam, suyunkiler oldukları belliydi.
ateşlemek, bir yığın yeni
atom-altı parçacık ve pürüzsüz ve kaygandır. 1896'da, önceki yıl gizemli
antiparçacık açığa çıkarmaya 19. yüzyılın başında İngiliz doğa "X·ışınları"nı bulan Wilhelm

devam eder. filozofu John Dalton, elementlerin Röntgen'in yolundan giden Hemi
(basit, bileşiksiz maddeler) her Becquerel açıklaması olmayan bir
zaman basit, tam sayılı oranlarda ışınım (radyasyon) bulmuştu. Bu

Atomların içine
ateşlenen alfa parçacıkları
bazen kesintiz düz yol alır,
bazen sapar, bazen geri seker.

Artık atomun aeya


bemıecUObd bDlyorum.
BiR PARADİGMA DEGIŞIKLİGİ 209
Ayrıca bkz. John Dalton 112-13 • Augusl Kekule 160-65 • Wilhelm Röntgen 186-87 • Marie Curie 190-95 •
Max Planck 202-05 • Alberl Einstein 214-21 • Linus Pauling 254-59 • Murray Gell-Mann 302-07

yeni ışınımlar neydi ve nereden araştırırken şunları gördü: Bu özel J. J. Thoms on, burada Cambridge
geliyorlardı. Becquerel, doğru bir tür ışınım bireysel "taneciklerden" laboratuvarında çalışırken

biçimde, bu ı şınımın uranyum oluşuyordu, çünkü fosforesan bir


resmediliyor. Thomson'un "erıklı
puding" atom modeli, yenı keşfedılen
tuzla rının içinden geldiğini tahmin perdeye çarpınca anlık, nokta-
elektronları içeren ilk modeldi
etti. Pierre ve Marie Curie radyum benzeri ışık kıvılcımlar yarattı;
bozunumunu inceleyince, negatif yüklüydü, çünkü bir ışık
radyoaktif elementlerin içinde sabit demeti, bir elektrik alanı tarafından olarak, tam, bütün ve kusursuzdu.
ve görünürde tükenmez bir enerji saptırıldı ; aşırı derecede hafifti, Ama Thomson'un buluşu ışığında
kaynağı keşfettiler. Bu durum, ağırlığı en hafif atomun, hidrojen bakılınca, açıkça bölünebilirlerdi.
fiziğin birçok temel yasasını ihlal atomunun binde birinden azdı. Kısacası , bu yeni ışınımlar, bilimin
ediyordu. Bu ışınımlar ne olursa Dahası, kaynak olarak hangi madde ve enerıinin yaşamsal
olsun, mevcut modellerde büyük element kullanılırsa kullanılsın , bileşenlerini anlayamadığı
boşluklar olduğu açıktı. taneciğin ağırlığı aynıydı. Thomson kuşkusuna yol açtı.
elektronu keşfetmişti. Bu sonuçlar,
Elektronun keşfi teorik olarak öngürülmemekteydi. Erikli puding modeli
Ertesi yıl Britanyalı fizikçi Joseph Bir atom yüklü parçacı klar Thomson'un elektronu keşfi ona
John (J. J .) Thomson, atomlardan içeriyorsa, karşıt parçacıkların 1906 Nobel Fizik Ödülünü
topaklar koparabildiğini gösterince neden eşit kütlesi olmasın? Önceki kazandırdı. Bulguları birleştirmek
bir heyecan yarattı. Yüksek voltajlı atom teorilerine göre, atomlar katı için kökten yeni bir atom modeline
katotlardan (negatif yüklü topaktı. Maddenin en temel ihtiyaç olduğunu görecek bir
elektrotlar) yayılan "ışınları" bileşeni olma statüsüne uygun teorisyendi. 1904'te verdiği yanıt,
210 ERNEST RUTHERFORD
"erikli puding" modeliydi. bizim şimdi nükleer ışınım
Atomların genel elektrik yükü dediğimiz şeyin üç farklı tipini
yoktur ve yeni elektron kütlesi saptayan ve adlandıran kişi

''
küçük olduğu için, Thomson Rutherford'du. Bunlar yavaş hareket
pozitif yüklü daha büyük bir alanın eden, ağır, pozitif yüklü "alfa"
atom kütlesinin büyük bölümünü Bütün bilim ya fiziktir ya pul parçacıkları; hızlı hareket eden,
içerdiğini ve elektronların, bir toplayıcılığıdır. negatif yüklü "beta" parçaçıkları ve
topak Noel pudinginin içindeki Emest Rutherford yüksek enerjili ama yüksüz "gama"
erikler gibi oraya gömülü olduğunu ışınımı (s. 194). Rutherford bu farklı

''
kabu 1etti. Aksini gösteren kanıt ışınım biçimlerini nüfuz etme
olmadığı için noktasal yüklerin, bir güçlerine göre sınıflandırdı; en az
pudingin içindeki erikler gibi, nüfuz edici olan alfa parçacıklarını
atomun içine gelişigüzel ince bir kağıt bloke ederkP.n, gama
dağıldıklarını varsaymak ışınları ancak kalın bir kurşunlu
mantıklıydı. deney insanıydı. Rutherford durdulabiliyordu. Atom dünyasını
"Atomun Parçalanması Teorisi"yle araştırmak için alfa parçacıklarını
Rutherford devrimi 1908 Nobel Fizik Ödülünü almıştı. kullanan ilk kişiydi. Radyoaktif
Ne var ki, atomun pozitif yüklü Teori, radyoaktif elementlerden yarılanma süresi fikrinin ana
parçaları kendilerini açığa vurmak yayılan ışınımların, atomlarının hatlarını çizen ve "alfa
islemiyordu ve atom çiftinin kayıp parçalara ayrılmasından parçacıkları "nın helyum
üyesinin yerini bulma avı başladı. kaynaklandığını öne sürmekteydi. çekirdekleri -elektronlarından
Arayış, bütün elementlerin temel Kimyacı Frederick Soddy ile birlikte yoksun atomlar- olduğunu keşfeten
biriminin iç yapısının çok farklı bir Rutherford, radyoaktivitenin bir ilk kişiydi de.
görüntüsünü üretecek bir buluşla elementin kendiliğinden başka bir
sonuçlandı. elemente dönüşmesini Altın yaprak deneyi
Manchester Üniversitesinin gerektirdiğini göstermişti. 1909'da Rutherford alfa
fizik laboratuvarlarında Ernest Çalışmaları, atomun içini araştırıp parçacıklarını kullanarak maddenin
Rutherford, Thomson 'ın erekli orada ne olduğunu görmenin yeni yapısını araştırmaya koyuldu.
puding modelini test etmek için yollarını gösterecekti. Önceki yıl Alman Hans Geiger'le
bir deney tasarladı ve yönetti. Bu birlikte, çinko sülfit "sintilasyon
karizmatik Yeni Zelandalı, hangi Radyoaktivite ekranları" geliştirmişti; bu ekranlar,
ayrıntıların peşine düşülmesi Radyoaktiviteyle ilk kez Becquerel alfa parçacıklarının bireysel
gerektiğini sezen yetenekli bir ve Curie'ler karşılaşmasına rağmen, çarpışmalarını kısa parlak ışıltılar

Emest Rutherford Yeni Zelanda kırsalında büyüyen Rutherford yetenekli bir


Ernest Rutherford, J . J. yöneticiydi de ve ömrü boyunca
Thomson'un Cambridge en iyi üç fizik araştırma
Üniversitesinde bir burs laboratuvarını yönetti. 1907'de
kazandığını bildiren mektubunu Manchester Üniversitesinde fizik
aldığında tarlalarda çalışıyordu. kürsünün başkanı oldu ve atom
1895'te Cavendish çekirdeğini orada keşfetti.
Laboratuvarı'nda araştırma 1919'da müdür olarak
görevlisi oldu; orada Thomson'le Cavendish'e döndü.
birlikte, elektronların keşfine yol
açan deneyleri gerçekleştirdi. Önemli eserleri
1898'de 27 yaşında, Kanada'da
Montreal'deki McGill 1902 The Cause and Natura
Üniversitesinde profesör oldu. of Radioactivity, I & II
Kendisine 1908 Nobel Fizik 1909 The Nature of the a Particle
Ödülünü kazandıran radyoaktivite from Radioactive Substances
çalışmalarını orada yürüttü.
BiR PARADiGMA DEGIŞIKUGI 211
Saçılmış
parçacıklar ""= >
açılarla saptıklarını, bazılarının
yapraktan geldikleri yöne sektiğini
keşfettiler. Rutherford sonucu, bir
parça kılğ ı da ateşlenen 40 cm'lik
top mermisinin geri sekmesi olarak
tarif etti.

Nükleer atom
~ İnce altın Ağ ı r alfa pa rçacıklarını yolları nda
yaprak
durdurmak ya da yüksek açılarla
sapt ırm ak, ancak bir atomun pozitif
yükü ve kütlesi küçük bir hacme
yoğunlaşmışsa olanak lıyd ı.
Ruthoı ford bu sonuçların ışığında

1 Dairesel sintilasyon
ekranı
1911'de atomun yapısına ilişkin
kond i anlayışını yayım l ad ı.
"Rut hoıford modeli" minyatür bir
günoş sıstomid i r; küçük, yoğun,
pozitif yüklü bir çekirdeğin
Geiger ve Marsden radyoaktif bir kaynaktan etrafında dönon elekronlar. Modelin
inanılmaz ince altın bir yaprağa alfa parçacıkla rı
başlıca yenıliôi, atomun asla katı
Parçacık gönderdi. Sinlilasyon ekranı, verili her açıdan seken
kaynağı parçacıkları saptamak için döndürülebilirdi.
ol madıôı sonucuna insanı mecbur
odon sonsuz deıecede küçük
çokirdokti. Atom ölçe!;iinde madde,
ya da sintilasyonlar olarak sezigileriyle hareket eden çok büyük ölçüde enerjinin ve
sayılmasına olanak vermekteydi. Rutherford, ekranları, beklenen kuvvetin yönettiği uzaydır. Bu,
Geiger, lisans öğrencisi Ernest düşük açılı sintilasyon la rın yanı ö ncekı yüzy ı lın atom teorilerinden
Marsden'in yardımıyla , maddenin sıra, yüksek açılı sapmaları da kesin bir kopuş tu.
sonsuz ölçüde bölünebilir olup yakalayacak konuma getirmele rini Thomson'u n "erikli puding"
olmadığ ını ya da atomların temel söyledi. Yeni yerlerine konulan atomu an ı nda ses getirdiği halde,
yapı taşlarını içerip içermediğini ekranlarda, bazı alfa Rutherford'un modeli bilim
belirlemek için bu ekranları parçacıklarının 900'den büyük topluluğu tarafında n fazla
kullanacaktı. önems nmedi. Kusurları barizdi.
Bir radyum kaynağından son Hızlana n elektrik yüklerinin
derece ince, yalnızca bin atom elektromanyetik ışınım olarak enerji

''
kalınlığında altın bir yaprağa bir yayd ığı kanıtlanmıştı. Bu nedenle,
alfa parçacığı demeti ateşlediler. elektronlar çekirdeğin etrafında
Eğer erikli puding modelinin dediği toplanınca -elektronları
gibi, altın atomları nokta-benzeri Hayatımda başına gelen en yörüngelerinde tutan dairesel ivme
negatif yüklü dağınık bir pozitif inanılmaz olaydı. Bir parça yaşayarak- durmadan
yük bulutundan oluşsaydı, o zaman kağıda ateş ettiğiniz 40 cm'lik elektromanyetik ışınım yaymaları
masif, pozitif yüklü a lfa parçacıkları bir top mermisinin geri gelip gerekir. Yörüngelerinde dönerken
yaprağı delip geçerdi. Parçacıkların sürekli enerji kaybeden elektronlar,
sizi vurması kadar
büyük bölümü, altın atomlarıyla çekirdeğin içine doğru sarmal
inanılmazdı.
etkileşim yüzünden yalnızca hafif oluştururdu. Rutherford modeline
Ernest Rutherford
sapardı ve sığ açılarda saçılırdı. göre atomlar kararsız olmaları
Geiger ve Marsden karanlık gerekir, ama açıkça kararlıdırlar.

''
odada saatlerce mikroskopların
başına tüneyip, sintilasyon Bir kuantum atomu
ekranlarındaki küçük ışık Danimarkalı fizikçi Niels Bohr
pa rlamalarını saydılar. Sonra kuantumlamayla ilgili yeni
212 ERNEST RUTHERFORD
düşünceleri maddeye uygulayarak, yakınsa o kadar az enerjisi vardır;
Rutherford atom modelini unutulup ama belli bir dalga boyunda
gitmekten kurtardı. Kuantum elektromanyetik ışınım emerek

''
devrimi 1900'de Max Planck yüksek enerji düzeylerine çıkabilir.
ışınımı kuantumlamayı Işık emen bir elektron "daha
önerdiğinde başlamıştı; ama bu yüksek" ya da "daha dış" bir Deneyinizin istatistiğe ihtiyacı
alan 1913'te hala bebeklik yörüngeye atlar. Elektron bu yüksek varsa, daha iyi bir deney
evresindeydi -kuantum duruma ulaşınca, hızla tekrar yapmanız gerekirdi.
mekaniğinin matematiksel düşük enerjili yörüngesine düşüp, Ernest Rutherford
çerçevesinin resmileşmesi 1920'leri iki yörünge arasında ki enerji

''
bekleyecekti. Bohr bu sorun farkına denk bir enerji kuantumunu
üzerinde çalıştığı sırada, kuantum serbest bırakır.
teorisi Einstein'ın, ışığın şimdi Bohr bunun ne anlama geldiği
foton dediğimiz küçük ya da neye benzediği konusunda
"kuantumlar" (kesikli enerji bir açıklama sunmadı - yalnızca
paketleri) halinde geldiği fikrinden elektronlann yörüngeden çıkıp serilere" -farklı atomların emdiği ve
ibaretti. Bohr ışığın atomlardan çekirdeğe düşmelerinin olanaksız yaydığı ışık frekansları- uygun
yayılmasının ve emilmesinin kesin olduğunu söyledi. Bohr'unki olmaları daha da inandırı cıydı .
örüntüsünü açıklamaya çalıştı. Her tamamen teorik bir atom modeliydi. Uzun süredir peşinde koşulan
elektronun atom kabuklan içinde Bununla birlikte deneylere uygundu elektromanyetizma ile maddeyi
sabit bir yörüngeye mahkum ve zarif bir darbeyle ilişkili birçok evlendirmenin yolu sonunda
olduğunu ve yörüngelerin enerji sorunu çözdü. Elektronların katı bir anlaşıldı.
düzeylerinin "kuantumlu" olduğunu yörüngede boş kabuklan
- yani ancak belli özgül değerler çekiıdeklen uzaklaşarak doldurmak Çekirdeğin içine girmek
alabildiklerini öne sürdü. zorunda olmaları. periyodik tabloda Bu nükleer atom resmi kabul
Bu yörünge modelinde her elementlerin atom numaraları edildikten sonra, bir sonraki evre
bireysel elektronun enerjisi, atomun arttıkça görülen özelliklerin çekirdeğin içinde ne olduğunu
çekirdeğine yakınlığıyla ilişkilidir. dizilişine denkti. Kabukların teorik sormaktı. 1919'da rapor edilen
Bir elektron çekirdeğe ne kadar enerji düzeylerinin fiili "spektral deneylerde Rutherford alfa

Erikli puding atom modelinde


elektronlar yayınık bir çekirdeğe yayılır; bu
modolin yerini, elektronların küçük, yoğun Elektron :fo: Proton • Nötron
bir çekirdeğin etrafında yörüngede
döndüğü Rutherlord modeli aldı. Bohr
elektronları kuantumlu yörüngeler
ekleyerek Rutherford'un modelini
geliştirdi. Burada bir karbon atomu
gösteriliyor.

Erikli puding modeli Rutherford modeli Bohr modeli


BiR PARADiGMA DEGIŞIKLIGI 213
parçacığı demetlerinin birçok farklı James Chadwick berilyumu radyoaktif polonyumdan alfa
elementten hidrojen çekirdekleri parçacıkları bombardımanına tutarak nötronu keşfetti. Alfa
parçacıkları nötronları berilyumdan çıkardı. Sonra nöt ronlar
üretebildiğini bulguladı. Hidrojen
bir parafin tabakasından protonları yerinden attı ve bu
uzun süreden beri en basit element
protonlar bir iyonlaştırma odasıyla sapta ndı.
kabul edilmekteydi ve diğer bütün
elementlerin bir yapı taşı
sayılmaktaydı; bu yüzden Alfa
Nötronlar

I~'~"-
Rutherford, hidrojen çekirdeğinin


aslında kendi temel parçacığı,
Protonlar

••••
proton, olduğunu öne sürdü.
Atomun yapısında bir sonraki
ti
gelişme, James Chadwick'in f'+
1932'te nötronu keşfetmesiydi;
bunda da Rutherford'un parmağı
vardı. Rutherford 1920'de, küçük bir
çekirdeğin içine tıkılan çok sayıda
nokta-büyüklüğünde pozitif yükün
itici etkisini telafi etmenin bir yolu
olarak nötronun varlığını öne
sürmüştü. Yüklerin birbirini itmesi
L OOY"ffi 1 Berilyum 1Pıırann İyonlaştırma
odası

gibi, bir şekilde yükü dağıtan ya da gözetimi altında çalışıyordu . işlovino göı o bi ı oloktron
itip kakışan protonları sıkı sıkıya Hocasının yol göstericiliğinde, bu lınoın ı z ın on fazla olası olduğu
bir arada tutan başka bir parçacık Alman fizikçiler Walther Bothe ve a lnnl a ı ı LO ın s i l oclon elektron
olması gerekliğini varsaydı. Herbert Becker'in berilyumu a lfa buluLlarını can landırır (s. 256).
Elementlerde hidrojenden daha parçacıklarıyla bombardımana NöLıon loun vo protonların temel
ağır, nötr ama eşit ölçüde kütleli tutunca buldukları yeni bir ı şınım parçacı k olmad ı('ıı, kuark denilen
üçüncü bir atom-altı parçacık la türünü inceliyordu. daha kuı;:ük parçacıklardan
açıklanabilen ekstra bir kütle de Chadwick Almanların ol uştukların ı n keşfedilmesi resmi
vard ı. sonuçlarını tekrarladı ve bu nüfuz da ha da kanşı k laştırdı. Atomun
Ne var ki, nötronları saptamanın edici ışınımın, Rutherford'un gorçok yapıs ı yla ilişkili sorular hilla
zor olduğu anlaşıldı ve bulunması aradığı nötron olduğunu anladı . ak Lif blı şokildo araştırı lmaktadır. •
neredeyse on yıllık bir araştırmayı Nötron gibi nötr bir parçacık ,
gerektirdi. Chadwick, Cavendish proton gibi yüklü bir parçacıktan
Laboratuvarı 'nda Rutherford'un daha nüfuz edicidir; çünkü
maddeden geçerken itilme
hissetmez. Bununla birlikte . bir
protondan azıcık büyük bir kütleyle

''
protonları çekirdekte kolayca
çıkarabilir - başka şekilde yalnızca
aşırı enerji yüklü elektromanyetik
Işınımın kütlesi 1 ve yükü O ışınımın yapabildiği bir şey.
ola n parçacıklardan, yani
nötronlardan oluştuğu Elektron bulutlan
varsayılsa, güçlükler ortadan Nötronun keşfi, yörüngesinde
kalkar. elektron ların döndüğü masif bir
James Chadwick çekirdek olarak atom resmini
tamamladı. Kuantum fiziğinde yeni

''
keşifler, bir çekirdeğin
yörüngesinde elektronlar
görüşümüzü geliştirecekti. Modern
atom modelleri, kuantum dalga
•• •
KUTLE EKiM
UZAY-ZAMAN
SÜREMİNDE
•• ••
BİR

BUKULMEDIR
ALBERT EINSTEIN (1879-1955)
216 ALBERT EINSTEIN

KISACA
BİLİM DALI Bir boşlukta ışığın hızı değişmiyorsa ...
Fizik
ÖNCE
17. yüzyıl Newton fiziği pek
çok gündelik hesaplama için
hö.Jô yeterli olan bir kütleçekim
Ve fiziğin yasaları bütün
ve hareket tasviri verir.
gözlemcilere aynı görünüyorsa . .
1900 Max Planck ışığın
bireysel enerji paketlerinden ya
da "kuantumlanndan" ibaret
sayılabileceğini savunur.

SONRA O zaman mutlak bir


1917 Eirıstein genel göreliliği zaman ya da uzay olamaz.
kullanarak bir Evren modeli
çıkarır. Evren'irl statik
olduğunu varsayarak, teorik
çöküşünü önlemek içın
kozmolojik sabit denilen bir Birbirleriyle göreli devinim içinde olan
faktörü devreye sokar. gözlemciler uzayı ve zamanı farklı yaş ar.
1971 Jet uçaklarda dünyanın
etrafında uçan atom saatleri,
genel görelilik nedeniyle
zaman genişlemesini kanıtlar.
Özel görelilik mutlak bir eşzamanlılık
olmadığını gösterir.

905 yılında Alman bilim ve Brown devinimi denilen fiziksel ı,ığı kuantumlama

1 dergisi Annalen der Physik


bir tek yazarın -o sırada
İsviçre patent dairesinde çalışan.
etkinin atomların varlığını kanıtla­
yabildiğinin zarif bir kanıtıyd ı.
Üçüncüsü, Evren'in nihai bir hız
Einstein'ın 1905 makalelerinin ilki,
fotoelektrik etkiyle ilgili süregelen
bir sorununu ele almaktaydı. Bu
fazla tanınmayan 26 yaşında Albert s ı nırının varlığını gösterdi ve bura- olguyu Alman fizikçi Heinrich
Einstein adlı bir fizikçinin- dört dan hareketle, özel görelilik olarak Hertz 1887'de keşfetmişti. Belli
makalesini yayımladı. Bu bilinen tuhaf etkileri ele a ldı. dalga boylarında radyasyonla -tipik
makaleler, modern fiziğin çoğunun Dördüncüsü ise, madde ile enerji- olarak morötesi ışık- aydınlatılınca
temelini atacaktı. nin birbirinin yerini alabilir oldu- bir elektrik akışı üreten (yani
RinstP.in, 19. yüzy ılın sonuna ğ unu göstererek maddenin doğa­ elektron yayan) metal elektrotlarla
doğru bilimsel fiziksel dünya anla- sına ilişkin anlayışımızı ebediyen ilgilidir. Yayınımmın arkasındaki
yışında ortaya ç ıkan bazı temel değiştirdi. On yıl sonra Einstein bu ilke, modern terimlerle oldukça
sorunları çözdü. 1905 makalelerin- makalelerin içerimlerini, yeni ve kolay bir biçimde tarif edilir
den biri, ışığın ve enerjinin doğa­ daha derin bir kütleçekim, uzay ve (ış ınımın sağladığ ı enerji, metalin
sına ilişkin anlayışı dönüştürdü. zaman anlayışı sunan bir genel yüzey atomlarındaki en dış
İkincisi, uzun süredir gözlemlenen görelilik teorisiyle sürdürdü. elektronlar tarafından soğurulur,
BiR PARADiGMA DEGiŞİKLIGi 217
Ayrıca bkz. Christiaan Huygens 50-51 • Isaac Newton 62 69 • James Clerk Maxwell 180-85 • Max Planck 202-05 •
Erwin Schrödinger 226 33 • Edwin Hubble 236-41 • Georges Lemaitre 242-45

onların serbest kalmasına olanak Işık fotonları


verir). Bilmece, aynı malzemelerin,

~
ışık kaynağı ne kadar yoğun olursa
olsun daha uzun dalga boylarıyla Yüzeyden
dış arıya
aydınlatılınca inatla elektron
ç ıkarılan
yaymak istememeleriydi.
elektronlar
Bu, bir ışık demetinin verdiği
enerji miktarını her şeyden önce
yoğunluğun yönettiğini varsayan
!:::~z~~y~~:~da
ışık sodyum
~ 4
r •
1 4
yüzeyinden dışarıya ~
er
klasik ışık anlayışı için bir sorundu. •
Einstein'ın makalesi, yakın elektron çıkarır. 4
ışık ~
1 er
zamanda Ma x Planck 'ın geliştirdiği Einstein,
"kuantumlu" ışık düşünces ine bireysel kuantumlar
ya da fotonlar olarak
sıkıca tutundu. Einstein, ışık
alırsa bu olgunun ~ ~ 1
demeti bireysel "ış ık kuantumla-
rına" (şimdi foton dediğimiz) bölü-
nürse, o zaman her kuantumun
yol
açıklanabildiğini
gösterdi. Ne kadar
çok olurlarsa


taşıdığı enerjinin yalnızca dalga olsunlar, fotonlar
boyuna bağlı -dalga boyu ne kadar yanlış dalga

kısaysa, enerji o kadar yüksek-


olduğunu gösterdi. Fotoelektrik etki
bir elektron ile bir tek foton arasın­
boyundaysa dışarıya
elektron çıkarmaz.
• •• Sodyum
••
daki etkileşime dayanırsa, yüzeye
ne kadar çok foton bombardıman şahsiyetlerince reddedildi; ama I ş ık n!no bir dalga olarak anla-
edildiği (yani ışık kaynağının ne Amerikalı fizikçi Robcrt Millikan'ın şıldığı ıçın, tı pkı su da lga larının bir
kadar yoğun olduğ u) önemli değil­ 1919'da gerçekleştirdiği deneyler, havuzun yllzoyinde yol alması gibi.
dir - hiçbiri yeterli enerji taşı­ Einstein' ın teorisinin doğru ışığın clıı lıiı ortam aracıl ığıyla
mazsa, elektronlar serbest kalmaz. olduğunu gösterdi. yayıldığı varsayılmeıktaydı. " Işık
Einstein'ın düşüncesi, Planck saçan otoı'' olaıak bilmen bu farazi
da dahil, zamanın önde gelen Özel Görelilik madd nin özolliklori, elektromanye-
Einstei n'ın e n büyük mirası, tık dalgaların gözlemlenen özellik-
1905'te yayımlanan ve ışığın ger- Jerıne yol açacaktı ve yerden yere
çek doğasına ilişkin önemli bir değışmedıkleri ıçin, mutlak bir

''
yeniden kavramsallaştırmayı da durgunluk standardı sağlayacak­
içeren üçüncü ve dördüncü makale- lardı
lerde doğdu. Geç 19. yüzyıldan beri Bu sabit eterın beklenen sonucu
Her bilimin büyük amacı, en fizikçiler, ışığın hızını anlama girı­ bir sonucu şuydu: Uzak nesnelerden
az sayıda hipotez ya da şimlerinde bir krizle karşı karşıya gelen ışığın hızı, kaynağın ve
kalmıştı. 17. yüzyıldan beri ışık gözlemcınin göreli devinimine
aksiyomdan mantıksal
hızının yaklaşık değeri bilınmekte bağl ı olarak değişecekti. Örneğin ,
çıkarımla en fazla sayıda
ve giderek artan doğrulukta hesap- uzak bir yıldızdan gelen ışığın hızı,
deneysel olguyu kapsamaktır.
lanmaktaydı; James Clerk Yer'in yörüngesin in bir tarafından,
Albert Einstein
Maxwell'in denklemleri de, görünür gezegenimiz 30 km/sn hızla ondan
ışığ ın Evrende tek bir hızla hareket uzaklaşırken mi yoksa karşıt

''
etmesi gereken geniş bir elektro- tarafta, gözlemci benzer bir hızda
manyetik dalga spektrumunun ona doğru hareket ederken mi
yalnızca bir tezahürü olduğunu gözlemlendiğine bağlı olarak
göstermişti. önemh ölçüde değişir.
218 ALBERT EINSTEIN
Yer'in esir içindeki devinimini özelikle mekanik bakımından
ölçmek, geç 19. yüzyıl fizikçileri için sonuçlarını değerlendirdi. Fizik
bir takıntı haline geldi. Böyle bir yasalarının bütün eylemsiz referans

''
ölçüm, bu gizemli maddenin çerçevelerinde aynı şekilde
varlıgını dogrul amanın tek yoluydu; davranması için, bir çerçeveden
ama kanıt, ele avuca gelmiyordu. Kütle ve enerji, aynı şeyin digerine bakıldığında mecburen
Ölçme donanımı ne kadar hassas farklıtezahürlerinden başka farklı görünmeleri gerekirdi.
olursa olsun, ışık her zaman aynı bir şey değildir. Yalnızca göreli devinim önemliydi
hızda hareket ediyor gibi Albert Einstein ve iki ayrı referans çerçevesi
görünüyordu. 1887'de ABD'li arasındaki göreli devinim ışık

''
fizikçiler Albert Michelson ve hızına yaklaşınca ("göreli" denilen
Edward Morley, sözde "esir hızlar), tuhaf şeyler olmaya
rüzgarını" yüksek hassasiyetle başlamaktaydı.
ölçmek için ustaca bir deney
tasarladı; ama yine varlıgına dair Lorentz faktörü
bir kanıt bulunamadı. Michclson- hareket eder; fizigin yasaları bütün Einstein'ın makalesi diğer biHmsel
Morley deneyinin olumsuz sonucu "eylemsiz" referans çerçevelerinde yayınlara biçimsel göndermelerde
esirin varlıgına inancı sarstı ve yani, ivme gibi dışsal kuvveLlere bulunmamasına rağmen, zamanın
izleyen on yıllarda deneyi tabi olmayan- gözlemcilere aynı bir avuç bilim insanının
tekrarlama girişimlerinden elde görünmelidir. Einstein'ın daha önce çalışmalarından söz etti; zira
edilen benzer sonuçlar, kriz ışıgın kuantum dogasını kabul Einstein, esir krizine ortodoks
duygusunu derinleştirmekten etmiş olması , ilk cesur postulatı olmayan bir çözüm bulmaya
başka bir şeye yaramadı. kabul etmesine yardımcı oldu - çalışan tek kişi değildi. Herhalde
Einstein'ın 1905'teki üçüncü kavramsal ol<mık ışık kuantumları, bunların en önemlisi Hollandalı
makalesi, On the Electrodynamics genellikle, dalga-benzeri fizikçi Hendrik Lorentz'di;
of Moving Bodies [Hareket Eden niteliklerini sürdürürken parçacık Einstein'ın ışık hızına yakın fizik
Cisimlerin Elektrodinamiği - benzeri özelliklerle uzay tasvirinin kalbinde "Lorentz
Üzerine!. sorunla dogrudan boşlugunda hareket edebilen, kendi faktörü" vardı. Matematiksel olarak
yüzleşti. Teorisinin anıldıgı şekliyle kendine yeten elektromanyetik şöyle tanımlanır:
özel görelilik, iki basit postu !atın enerji paketleri olarak tasavvur ı
kabul edilmesiyle gelişti : Işık bir edilir.
V ı-v2 /c2
boşlukta, kaynagın deviniminden Bu iki postulatı kabul eden
bagımsız olan sabit bir hızla Einstein, fizigin geri kalan kısmı,

Albert Einstein 1879'da Güney Almanya'da U!m devam edip, kuantum teorisine
kentinde doğan Einstein bir yeni katkılarda bulundu. 1933'te
bakıma arızalı bir orta öğretim Nazi partisinin yükselişinden
geçirdi; sonunda Zurich Politeknik korkan Einstein bir yurtdışı
okulunu bitirip matematik öğret­ gezisinden Almanya'ya dönme-
meni oldu. Öğretmenlik işi bula- meyi tercih etti; sonunda
mayınca, Bern'de İsviçre Patent Amerika Birleşik Devletleri'nde
Dairesinde iş buldu; burada, Princeton Üniversitesine yerleş­
1905'te yayıMlanan makalelerini ti.
geliştirmek için bol zaman buldu.
Bu çalışmadaki başarısını, asla Önemli eserleri
kaybetım>ıliyi c,:ucuksu merak
duygusuna borçluydu. 1905 On a Heuristic Viewpoint
Genel göreliliği ortaya koyduk- Conceming the Production and
tan sonra Einstein küresel yıldız Transformation of Light
haline geldi. Önceki çalışmaları­ 1915 The Field Equations
nın içerimlerini araştırmaya of Gravitation
BİR PARADİGMA DEGİŞİKLİGİ 219
Einstein'ın düşünce deneyinde M göreliliği açık ladı:
hareket eden bir
noktasındaki hareketsiz bir gözlemci için A tren ve trenden hemen sonra bir
ve B noktasında iki şimşek eşzamanlı çakar. toprak set. A ve B noktasında
Ne var ki, M1 noktasında /\dan B'ye giden
yüksek hızlı bir trendeki gözlemciye, B'deki çakan iki şimşek, iki noktanın
şimşek, A' daki şimşek ten önce çakar. ortasında bulunan M noktasındaki
sette duran bir gözlemciye
eşzamanh gerçekleşmiş gibi
Işık hızına yakın görünür. Trendeki bir gözlemci ayrı
bir referans çerçevesinde M 1
M' konumundadır. Şimşekler
çaktığında M 1 , M'nin tam
yanından geçiyor olabilir. Ne var ki,
şimşek trendeki gözlemciye
B ulaştığı sırada tren A noktasından
uzaklaşıp B noktasına doğru
hareket etmiştir. Einstein'ın
ifadesiyle, gözlemci "A'dan gelen
ışık demetinin önünde at sürüyor."
Trendeki gözlemci, B'de çakan
şimşeğin A'dakinden önce çaktığı
sonucuna varır. Einstein artık şu
M
konuda ısrar eder: "Zaman
ifadesinin işaret ettiği referans-
doğduğunu gösterdi ve ölçülmüş cisim söylenmedikçe, bir olayın
Lorentz, Maxwell'in zaman ve uzaklık aralıklarının zaman ifadesinde hiçbir anlam
elektromanyetizma denklemlerini gerçek anlamını yeniden inceledi. yoktur." Hem zaman hem konum
görelilik ilkesiyle uzlaştırmak için Bunun nemli bir sonucu, bir göreli kavramlardır.
zaman ve uzunluk ölçülerinde referans çerçevesi içindeki bir
gerekli değişiklikleri tarif etmek gözlemciye eşzamanlı gibi görünen Kütle-enerji eşdeğerliği
için bu denklemi geliştirdi. olayların farklı bir referans Einstein'ın
1905 makalelerinin
Einstein için çok önemliydi ; çünkü çerçevesi içinde bulunan birine sonuncusuna, Bir Cismin
bir gözlemcinin gördüğü şekliyle öyle görünmesinin zorunlu Eylemsizliği Onun Kiillesine mi
sonuçları dönüştürüp, ilk olmadığının (eşzamanlılığın Bağlıdır? denildi. Üç sayfası, önceki
gözlemciye göre devinim halinde göreliliğiolarak bilinen bir olgu) makalede değini len bir düşünceyi
olan başka bir gözlemciye nasıl anlaşılması oldu. Einstein uzak bir -bir cismin kütlesinin enerjisinin
olduklarını göstermek için bir terim gözlemcinin bakış açısından, kendi bir ölçüsü olduğu düşüncesi­
sunmaktaydı. Yukarıda aktarılan gidiş yönlerinde hareket eden açmaktaydı. Einstein, bir cisim
terimde v, bir gözlemcinin diğer nesnelerin uzunluğunun ışığın elektromanyetik radyasyon
gözlemciye oranla hızıdır; c ise hızına yak laştıkça, Lorentz biçiminde belli miktarda enerji (E)
ışığın hızıdır. Pek çok durumda v, faktörünün yönettiğ i basit bir saçarsa, kütlesinin E/c2'ye eşdeğer
c'ye oranla çok küçük olur, bu denkleme uygun olarak nası l miktarda azalacağını gösterdi. Bu
nedenle v2 /c2 sıfıra yakın olur ve kısald ığını da gösterdi. Daha da denklem kolayca yeniden yazılıp,
Lorentz faktörü l'e yaklaşır, yani tuhafı, bizzat zamanın kendisi de, tikel bir referans çerçevesi içinde
hesaplamalara neredeyse hiç etkisi gözlemcinin referans hareketsiz bir parçacığın enerjisi
olmaz. Lorentz'in çalışmas ı, büyük çerçevesinden ölçüldüğünde daha E=mc2 denklemiyle gösterilir. Bu
ölçüde standart eter teorileriyle yavaş hareket ediyor gibi görünür. "kütle-enerji eşdeğerliği" ilkesi, 20.
bütünleştirilemediği için soğuk yüzyıl biliminin kilit taşlarından
karşılanmıştı. Einstein soruna Göreliliği açıklamak biri olacak, kozmolojiden nükleer
başka bir yönden yaklaşıp, Lorentz Einstein birbirlerine göre devinim fiziğe kadar uzanan birçok a la nda
faktörünün özel görelilik ilkesinin halinde iki referans çerçevesi uygulanacaktı.
kaçınılmaz bir sonucu olarak düşünmemizi isteyerek özel
220 ALBERT EINSTEIN
Kütleçekim alanları geçiyor, "eylemsiz olmayan" bir kütleçekimi alanında hareketsiz
Einstein'ın o mükemmel yıldaki durumları -hızlanmayı ve durulsaydı hissedilecek olan şeyin
makaleleri, seyreltik fizik yavaşlamayı gerekliren aynısını hissedeceğini anladı.
dünyasının ötesinde fazla etki değerlendirmek için kanıtlanmış Sabit ivmeye maruz kalan bir
uyandıramayacak kadar muğlak ilkelerini genişletiyordu. asansörde, ivmeye dik bir açıdan
gibi görünmesine rağmen, o Daha 1907'de Einstein, ateşlenen bir ışık demeti kavisli bir
topluluk içinde ün kazanmasına kütleçekiminin etkisi altında bir yola sapardı ve Einstein bir
yaradı. Sonraki birkaç yıl içinde "serbest düşüş" durumunun kütleçekimi alanında da aynı şeyin
birçok bilim insanı, özel göreliliğin eylemsiz bir duruma eşit olduğu gerçekleşeceğini düşündü . Genel
itibarsızlaşan esir teorisinden daha düşüncesine kısaca değinmişti - göreliliği ilk kez kanıtlayan şey,
iyi bir Evren tasviri sunduğu eşdeğerlik ilkesi. 1911 'de bır kütleçekiminin ışık üzerindeki bu
sonucuna ulaştı ve göreliliğin kütleçekimi alanından etkilenen etkisiydi - kütleçekimsel
elkilerini eylemde gösteren hareketsiz bir referans çerçevesinin mercekleme olarak bilinen.
deneyler tasarladı. Bu arada sabit ivmeye maruz kalan bir Einstein , bunun kütleçekimin
Einstein yeni bir meydan okumaya çerçeveye eşdeğer olduğunu anladı. doğasıyla ilgili ne söylediğini
Einstein bu düşünceyi, boş uzayda değerlendirdi. Özellikle, zaman
kapalı bir asansörde duran bir genişlemesi gibi görelilik
kişiyi hayal ederek açıkladı. etkilerinin güçlü kütleçekim
Asansör bir roket tarafından bir alanlarında gerçekleşeceğini
Kütleçekim
deneyimimiz, durmadan yönde hızlandırılıyor. O kişi öngördü. Bir saat bir kütleçekim
hızlanan bir referans
zeminden yukarı doğru iten bir kaynağın ne kadar yakınsa , o kadar

çerçevesi içinde olma kuvveti hisseder ve Newton'un yavaş tiktaklar. Bu etki yıllarca salt

deneyimine eşdeğerdir. Üçüncü Yasasına uygun olarak eşit teorik düzeyde kaldı; ama şimdi
ve karşıt bir kuvvetle zemine geri atom saatleri kullanılarak
iter. Einstein asansördeki kişinin, doğrulanmaktadır.

~ Y~dızın
Gerçek ışık • ,.... gorunen
yörüngesi - - - - - -7'. "'-yen

Görünen ışık
J-~~=-- yörüngesi
Kütleli nesneler
uzay-zamanı bozarsa,
bu onların kütleçekimini
açıklar.

Genel göreliliğe göre kütle.


uzay-zamanda "kütleçekimsel bir kuyu"
yaratır. Üç boyutlu uzayı iki boyutlu bir
düzlem gibi gösterilerek bu düşünce
görselleştirilebilir. Güneş gibi kütleli bır
nesnenin kütleçekimscl kuyusu, ışığın kavisli
bir yola sapmasına neden olup, uzak yıldızların bir
gözlemciye görünen konumunu değiştirir -
kütleçckimsel mercekleme denilen bir etki.
BiR PARADiGMA DEÖIŞIKLIGi 221
Arthur Eddington'ın 1919'daki bir
Güneş tutulmasında çektiği !otağ ranar,
genel göreliliğin ilk kanıtlarını verdi.
Güneşin etrafındaki yıldızlar, tam
Einstoin'ın ön gördüğü gibi,
yerlerinden kaymış gibi göründü.

Uzay-zaman manifoldu
Bu arada, yine 1907'de Einstein'ın
eski hocası Hermann Minkowski,
bilmecenin başka bir önemli
parçasına değinmişti. Özel
görelilikte söz konusu olan uzay
boyutu ile zaman boyutu arasındaki
etkin takasları değerlendiren
Minkowski, uzayın üç boyutu ile
zaman boyutunu bir uzay-zaman
manifoldunda birleştirme
düşüncesini geliştirdi.
Minkowski'nin yorumuna göre,
göreli devinim içinde olan
gözlemcilerin farklı bir referans
çerçevesinde manifoldu gözlemleme
yolundaki bükülmeler göz önüne
alınarak, görelilik etkileri geometrik
terimlerle açıklanabilirdi. Kiltleçekimsel mercekleme mercekleme etkilerinin, güneş
1915'te Einstein, eksiksiz genel Dünyanın çoğu !. Dünya Savaşı'na kursu etrafındaki yıldızların
görelilik teorisini yayımladı. Bitmiş daldığı bir zaman Einstein yerlerinde bulunmaması (ışıkları
biçimiyle, uzayın, zamanın, düşünceleri yayımladı ve İngilizce Güneş'in etrafında bükülmü ş uzay-
maddenin ve kütleçekimin konuşan bilim insanlarının zamandan geçerken sapmasının bir
doğasına ilişkin yeni bir tasvirden kafasında başka şeyler vardı. Genel sonucu) biçiminde görülmesine
farksızdı. Minkowski'nin görelilik karmaşık bir t eoriydi ve olanak sağlayacağ ı nı öngörmüştü.
düşünceleri benimseyen Einstein, Kraliyet Astronomi Derneğini Eddington'ın keşif seferi hem
"Evren zımbırtısını" göreli devinim Sekreteri vicdani retçi Arthur etkileyici Güneş tutulması
sayesinde bozulabilen, ama Eddington'ın ilgisi olmösaydı, görüntüleri hem Einslein'ın
kütleçekim olarak yaşanan bir unutulup gidebilirdi. teorisinin inandırıcı kanıtını
biçimde yıldız ve gezegen gibi Eddington, Hollandalı fizikçi getirdi. Ertesi yıl yayımlanınca,
büyük kütlelerin varlığıyla da sarılı Willem de Sitter'in mektupları dünya çapında bir heyecan
olabilen bir uzay-zaman manifoldu sayesinde Einstein'ın uyandırıp, Einstein'ı küresel üne
olarak gördü. Kütle, bükülme ve çalışmalarından haberdar oldu ve kavuşturdu ve Evren'in doğas ıyla
kütleçekim arasındaki bağı tarif çok geçmeden onun Britanya'daki ilgili düşüncelerimizin asla eskisi
eden denklemler son derece savunucusu haline geldi. 1919'da, gibi olmayacağını kesinleştirdi. •
karmaşıktı; ama Einstein bir savaşın sona ermesinden birkaç ay
yaklaşıklık kullanarak süregelen bir sonra Eddington, genel görelilik
gizemi - Merkür'ün günberi teorisini ve kütleçekimsel
noktasında Güneş'in etra fında mercekleme öngörüsünü en
Newton fiziğinin öngördüğünden görkemli koşullarda test etmek için
çok daha hızlı dönmesinin sırrını­ batı Afrika açıklarındaki Principe
çözdü. Genel görelilik bilmeceyi adasına bir sefer düzenledi.
çözdü. Einstein daha 1911'de tam Güneş
tutulmasının kütleçekimsel
222

Y~R'İN ~YA'" KITAL}'RI,


SUREKLI DEGIŞEN BiR
YAPBOZUN
PARCALARIDIR
ALFREDlıİEGENER (1880-1930)

912'de Alman meteorolog Alf- 1620'de, Amerika kıtasının doğu kı­


KISACA
BİLİM DALI
Yer bilimi
1 red Wogener çeşitli kanıtları
birleştirip, Yer' in kıtalarının
bir zamanlar bitişik olduğunu, mil-
yılarının Avrupa ve Afrika'nın batı
kıyılarına kabaca paralel olduğunu
fark etmişti. Bu durum, bilim insan-
yonlarca yıl içinde birbirinden ayrıl­ larının bu kara kütlelerinin bir za-
ÖNCE dığını öne süren bir kıtaların kay- manlar bitişik olduğunu düşünüp,
1858 Antonio Snider-Pellegrini, ması teorisi ortaya koydu. Bilim in- katı , değişmeyen bir gezegen görüş­
Atlantik'in karşıt kıyılarında bu· sanları, böylesine büyük kara kütle- lerine meydan okumalarına yol açtı.
lunan özdeş fosilleri açıklamak lerini neyin hareket ettirdiğini orta- 1858'de Paris'te bulunan coğraf­
için, Avrupa, Afrika ve Amerika ya çıkardıktan soma onun teorisini yacı Antonio Snider-Pellegrini At-
kıtalarını birleştiren bir harita kabul etti. lantik'in her iki tarafında Karbonifer
yapar. Yeni Dünya'nın ve Afrika'nın ilk döneme, 359-299 milyon yıl önceye
haritalarına bakan Francis Bacan dayanan benzer bitki ve hayvan fo-
1872 Fransız coğrafyacı Elisee
Reclus, kıtaların hareketinin ok-
yanusların ve sıradağların oluş­
masına neden olduğu önerisin- Güney Amerika ' nın
doğu kıyısı ile
Güney Amerika'da
de bulunur. Güney Amerika'da
Afrika'nın batı kıyısı, ve Afrika'da benzer ve Afrika'da
1885 Eduard Suess güneydeki eşleşen kayaç
iki devasa bitki ve hayvan
kıtaların bir zamanlar kara köp- oluşumları
yapboz parçası fosilleri bulunur.
rüleriyle birleştiğini öne sürer. gibi birbirine uyar. bulunur.

SONRA
1944 Brıtanyalı coğrafyacı Art-
hur Holmes, yüzeydeki kabuğu
hareket ettiren mekanizma ola-
rak Yer'in mantosundaki kon- Kıtalar bir zamanlar tek bir kara kütlesi oluşturmuş olmalı.
veksiyon akımlarını önerir.
1960 Amerikalı jeolog Harry
Hess, deniz tabanı yayılmasının
kıtalan iterek birbirinden ayırdı­
ğı önerisinde bulunur.
BİR PARADİGMA DEGIŞIKLİGİ 223
Ayrıca bkz. Francis Bacon 45 • Nicholas Steno 55 • James Hutton 96 101 • Louis Agassiz 128 29 • Charles Darwin
142-49

silleri bulunduğunu gösterdi. Ameri- tarihledi ve devam eden kıtaların ay- nun oluşması ve bozulması kıtaların
ka ve Afrika kıtalarının bir zamanlar rılmasının kanıtı olarak Afrika'nın yer değiştirmesine yol açar. Bu teori
nasıl birbirine geçmiş olabileceğini Büyük Rift Vadisi'ni işaret etti. yalnızca Wegener'i haklı çıkarmakla
gösteren haritalar yaptı ve ayrı lma ­ kalmadı, aynı zamanda modern jeo-
ların ı Kitabı Mukaddes'teki Tufana Bir mekanizma arayışı lojinin temelidir de. •
bağladı. Güney Amerika, Hindistan Wegener'in teorisi, jeofizikçiler tara-
ve Afrika' da Glossopteris eğreltileri­ fından kıtaların nasıl hareket ettiği­
nin fosilleri bulununca, Avusturyalı ni açıklamamakla eleştirildi. Ne var
jeolog Eduard Suess, tek bir kara ki, 1950'lerde yeni jeofizik teknikleri
kütlesinde evrilmiş olmaları gerekti- bir yığın yeni veriyi ortaya çıkardı .
ğini savundu. Güneydeki kıtaların Yer'in geçmiş manyetik alanına iliş­
eskiden denizden kara köprüleriyle kin araştırmalar, eski kıtaların ku-
Pangaea, 200 milyon yıl önce
birbirlerine bağlanıp, Gondwana- tuplara göre farklı bir konumda ol-
land dediği süper bir kıta oluştur­ duklarını gösterdi. Deniz yatağının
duklarını öne sürdü. sonar haritaları, daha yakın zamana
Wegener okyanusların ayırdığı ait okyanus-tabanı oluşumunun işa­
benzer organizma örneklerinin yanı retlerini açığa çıkardı. Bunun okya-
sıra, benzer sıradağlar ve buzul çökel- nus ortası sırtlarında gerçekleştiği
tileri de buldu. Daha önce düşünül­ görüldü; çünkü erimiş kayaçlar Yer 75 milyon yıl önce
düğü gibi süper kıtanın bazı bölüm- kabuğundaki çatlaklardan püskürür
lerinin dalgaların altına battığını ka- ve yeni kayaçlar püskürdükçe sırt­
bul etmek yerine, parçalara ayrılmış lardan yayılarak uzaklaşır.
olabileceğini düşündü. 1912 ile 1929 1960'ta Harry Hess, deniz tabanı
arasında bu teoriyi gen işletti. Onun yayı lmasının kı taların kaymasının
s üper kıtası - Pangaea- Suess'in mekanizması olduğunu anladı ve Bugün
Gondwanaland 'ını kuzeydeki Kuzey levha tektoniği teorisini sundu.
We g e ner'in süper kıtası , uzun bir
Amerika ve Avrasya kıtalarıyla bir- Yer' in kabuğu, mantodaki konveksi-
dizide yalnızca bir tanedir. Jeologlar
leştirdi. Wegener bu tek kara kütlesi- yon akımları yeni kayaçlar yüzeyP. kıtaların tekrar birleşip , 250 milyon yıl
nin parçalanmasını 150 milyon yıl çıkardıkça sürekli kayan dev levha- sonra yeni bir s üper k ıta
önceye, Mezozoyik zamanın sonuna lardan oluşur ve okyanus kabuğu- oluşturabi lecekleri ni dü şünür.

Alfred Wegener Berlin'de doğan Wegener 1904'te ve 1929'da gözden geçirilmiş ve


Berlin Üniversitesinden astronomi genişletilmiş basımlarını yaptı;
dalında doktora diploması aldı; a- ama çalışmalarının takdir edil-
ma çok geçmeden yer bilimiyle da- memesinden yıldı.
ha fazla ilgilendi. 1906 ile 1930 ara- 1930'da Wegener kayma teo-
sında Kuzey Kutbu hava kütle leri- risini destekleyen kanıtlar topla-
ne ilişkin çığır açıcı meteorolojik a- ma umuduyla, Grönland'a dör-
raştı rmalarının bir parçası olarak düncü bir keşif gezisi düzenledi.
Grönland'a dört yolculuk yaptı. Ha- 1 Kasımda, 50. doğum gününde,
va gözlem balonlarını kullanıp ha- buzu aşıp çok ihtiyaç duyulan er-
va dolaşımının izini s ürdü ve geç- zak getirmeye gitti; ama ana
miş iklimlerin kanıtlarını bulmak i- kampa ulaşamadan öldü.
çin buzun derinliklerinden örnekler
aldı. Bu keşif gezileri arasında We- Önemli e serleri
gener 1912'de kıtaların kayması te-
orisini geliş tirdi ve 1915'te bir ki- 1915 The Origin of Continents
tap halinde yayımladı. 1920, 1922 and Oceans
224

*
**
KROMOZOMLAR
***
**** KALITIMDA ROL
* * ** *
******
******* OYNAR
THOMAS HUNT MORGAN (1866-1945)

KISACA Hücreler bölününce, kromozomları da kalıtsal


BİLİM DALI özelliklerin ortaya çıkışına paralel şekilde
Biyoloji bölünür ve çoğalır.

ÖNCE
1866 Gregor Mende! kalıtım
yasalarım açıklar, kalıtsal özel- Bu durum, bu özellikleri kontrol eden genlerin
liklerin daha sonra gen denilen kromozomlarda bulunduklarını gösterir.
ayrık parçacıklar tarafından
kontrol edildiği sonucuna varır.
1900 Hollandalı botanikçi Hu-
go de Vries, Mendel'in yasaları­ Bazı özellikler organizmanın
nı doğcular. cins iyetine bağlıdır, bu yüzden
Kromozomlar
cinsiyet belirleyen kromozomlar lrabtmula
1902 Theodor Boveri ve Walter rol oynar.
tarafından kontrol edilmelidir.
Sutton birbirinden bağımsız o-
larak, kromozomların kalıtımla
ilişkili oldukları sonucuna ula-
şır.
9. yüzyılda mikroskop altında genlerin ve kromozomların rolünü
SONRA
1913 Morgan'ın öğrencisi Alf-
red Sturtevant meyve sineğinin
1 hücre bölünmesini
gözlemleyen biyologlar, her
hücrenin çekirdeğinde ince iplik
doğrulayacak, moleküler düzeyde
evrimi açıklayacaktı.

ilk genetik "haritasını" çıkarır. çiftlerini fark etti. Bu iplikler gözlem Kalıtım parçacıklan
amacıyla boyanabiliyordu ve 20. yüzyılın başına gelindiğinde
1930 Barbara McClintock gen- yüzden, "renkli cisim" anlamına bilim insanları. hücre bölünme-
lerin kromozomlarda konum de- gelen kromozom adı verildi. Çok sinde kromozomla r ın kesin hareket-
ğiştirebildiğini keşfeder. geçmeden biyologlar, lerini izlemiş ve kromozom sayısı­
1953 James Watson ve Francis kromozomların kalıtımla bir nın türler arasında değiştiğini, ama
Crick'in çift sarmal DNA mode- ilişkisinin olup olmadığını merak aynı türün vücut hücrelerinde sayı­
li, üreme sırasında genetik bil- etmeye başladı. nın genellikle aynı olduğunu fark
gırıin nasıl aktarıldığını açıklar. 1910'da Amerikalı genetikçi etmişti. 1902'de Alman biyolog
Thomas Hunt Morgan' ın Theodor Boveri, bir denizkestanesi-
gerçekleştirdiği deneyler kalıtımda nin döllenmesini araştırdıktan
~~~~~~~~~~~~~~~~
BiR PARADiGMA DEGİŞİKLIGI 225
Ayrıca bkz. Gregor Mende! 166-71 • Barbara McClintock 271 •
James Watson and Francis Crick 276-83 • Mıchael Syvanen 318-19

sonra. bir embriyonun düzgün dörtte biri beyaz gözlü ve hep


gelişmesi için bir organizmanın erkekti. "Beyaz gen" cinsiyetle
kromozomlarının tam takım var bağlantılı olmalı. Cinsiyete bağlı
olması gerektiği sonucuna vardı. başka özellikler de ortaya çıkınca
Aynı yıl Walter Sutton adlı Morgan, bütün bu özelliklerin
Amerikalı bir öğrencinin çekirge- birlikte miras alınmış ve cinsiyeti
lerle ilgili çalışmalarından vardığı belirleyen kromozomlarda taşınmış
sonuca göre, kromozomlar Gregor olması gerekliği sonucuna vardı.
Mendel'in 1866'da önerdiği teorik Dişilerin bir çift X kromozomu,
"kalıtım parçacıkları"nı bile yansı­ erkeklerin ise bir X ve bir Y
tabilirdi. kromozomu vardı. Üreine sırasında Thomas Hunt Morgan
Mende! pezel bitkileriyle yavru anneden bir X. babadan bir X
kapsamlı deneyler yapmış ve ya da bir Y alır. "Beyaz gen" X ABD'de Kentucky'de doğan
1866'da kalıtsal özelliklerinin ayrık tarafından taşınır. Y
Thomas Hunt Morgan zooloji
eğitimi aldıktan sonra, ernbri-
tanecikler tarafından belirlendiğini kromozomunun geni yoktur.
yo gelişimini araştırmaya geç-
öne sürmüştü. Kırk yıl sonra Daha ileri çalışmalar Morgan'ı,
ti. 1904'te New York'ta Colum-
Morgan, kromozomlar ile Mendel'in özgül genlerin özgül bia Üniversitesine geçince, ka-
teorisi arasındaki ilişkiyi test kromozomlarda bulundukları, lıtım mekanizmasına odaklan-
etmek için, Columbia kromozomlarda da tikel konumlara maya başladı. Başlangıçta
Üniversitesinde "Sinek Odası" yerleştikleri fikrine götürdü. Bu, Mendel'in, hatta Darwin'in so-
olarak anılan yerde üretme bilim insanlarının bir organizmanın nuçlarına kuşkuyla bakan
deneylerini modern mikroskopla genlerinin "haritasını" çıkabileceği Morgan, genetikle ilgili düşün­
birleştirecek araştırmalara koyuldu. düşüncesini doğurdu. • celerini test etmek için meyve
sinekleri üretmeye yoğunlaştı.
Meyve sineklerinde elde ettiği
Bezelyeden meyve sineğine
Meyve sinekleri (Drosophila) küçük
cam şişelerde yetiştirilebilen ve 10
gün içinde bir sonraki kuşağı üre-
(]
x •
9
başarı, birçok araştırmacının
genetik deneylerinde bu sinek-
leri kullanmasına yol açacaktı.
Morgan'ın meyve sinerle-
tebilen -çok sayıda yavruyla- sivri- "' rinde kararlı , kalıtsal mutas-
sinek büyüklüğünde bir haşcredir. yonlar gözlemlemesi, sonunda
Bu nedenle, meyve sineği kalıtım Darwin'in haklı olduğunu an-
araştırmaları için idealdi.
(] 9 <:J 9 lamasına yol açtı ve 1915'te
Morgan'ın ekibi tikel özelliklere Birinci Kuşak (Fl) kalıtımın Mendel'in yasalarına
sahip sinekleri yalıtıp melezledi; ~ ~ uygun nasıl çalıştığını açıkla­
sonra yavrulardaki varyasyon oran-
larını analiz etti - tıptı Mende!' in
bezelyelerde yaptığı gibi
Morgan sonunda, normal kırmızı
x )'
yan bir eser yayımladı. Mor-
gan California Teknoloji Ensti-
tüsünde (Caltech) araştırmala­
rına devam etti ve 1933'te, No-
<:]Erkek Dişi bel Tıp Ödülünü aldı.
renkli değil beyaz renkli gözlere
sahip bir erkek saptadıktan sonra
Mendel'in sonuçlarını doğruladı. Öne mli eserleri
Beyaz gözlü bir erkeğin kırmızı
1910 Sex-limited InheI"itance
gözlü bir dişiyle çiftleştirilmesi
İkinci kuşak (F2) in Drosophila
yalnızca kırmızı gözlü yavru verdi;
1915 The Mechanism of Men-
bu durum kırmızının baskın özellik, İki kuşak boyunca meyve sıneklerini delian Heredity
beyazın çekinik olduğunu melezlemek, beyaz göz özelliyinin cın­ 1926 The Theory of the Gene
gösteriyordu. Bu yavrular siyot kromozomu aracılığıyla yalnızca
melezlenince, sonraki kuşağın bazı orkokloro geçtiğini gösterir.
PARÇACIKLARI~
DALGA-BENZERi
•• • •
ZELLIKLERI
••
ERWIN SCHRODINGER (1887-1961)
228 ERWIN SCHRÖDINGER
rwin Schrödinger kuantum

E
ısıtılınca yayılan ışığın
kesin dalga
KISACA fiziğinin -atom-altı boyları sorunu çözmek için onun
maddenin en küçük düşüncesinden yararlandı.
BİLİM DALI
düzeylerini açıklayan bilim- Enerjileri çekirdekten uzaklıklarına
Fizik
gelişiminde kilit bir şahsiyetti. gore belirlenen ayrık "kabuklarda"
ÖNCE Yıldızlı katkısı. parçacıkların yörüngede dönen elektronlu atom
1900 Işık anlayışında bir kriZ dalgalar halinde nasıl hareket yapısını modelleyen Bohr, atomların

Max Planck'ı, ışığı kuantumlu ettiğini gösteren ünlü bir yayılım spektrumlarını (ışık dalga

enerji paketleri olarak ele denklemdi. Bu denklem, bugünün boylarının dağılımı), elektronlar
almayı kapsayan teorik bir
kuantum mekaniğinin temelini yörünge atlarken dışarı verilen
oluşturdu ve dünyayı algılama enerjinin fotonlarıyla açıklayabildi.
çözüm bulmaya götürür.
şeklimizi kökten değiştirdi. Ama Ama Bohr'un modeli teorik bir
1905 Albert Einstein bu devrim aniden gerçekleşmedi. aç ıkla madan yoksundu ve yalnızca
fotoelektrik etkiyi açıklayarak Keşif süreci uzun bir süreçti; yolun en basit atom olan hidrojen
Planck'ın kuantumlu ışığının üzerinde çok say ıda öncüsü vardı. yayılımlarını öngörebiliyordu.
gerçekliğini gösterir. Kuantum teorisi başlangıçta
ışığ ı anlamakla sınırlıydı. 1900'de, Dalga-benzeri atomlar mı?
1913 Niels Bohr'un atom teorik fizikte "morötesi yıkım" Thomas Young ' ın çift-yarık
modeli, bir atomun içinde olarak bilinen can sıkıcı sorunu deneyiyle ışığın bir dalga gibi
enerji düzeyleri arasında gidip çözme girişiminin bir parçası davrandığı da kanıtlanmış
gelen elektron ların bireysel ışık olarak Alman fizikçi Max Planck olmasına rağmen , Einstein'ın
kuanturnları (fotonlar) yaydığı ışığı , kesikli enerji paketleri ya da düşüncesi parçacık olarak ışık
ya da soğurduğu düşüncesini kuantumları halinde geliyormu ş teorisine yeni bir can vermişti.
kullanır. gibi ele almayı önerdi. Sonra Albert Işığın nasıl hem parçacık hem
Einstein sonraki adımı atıp, ışık dalga olabileceği bilmecesi, 1924'te
SONRA
kuantumlarının aslında gerçek Fransız doktora öğrencisi Louis de
1930'lar Schrödinger'in fiziksel bir olgu olduğunu öne
çalışması, Paul Dirac ve 1927, Brüksel'deki Solvay Fizik
sürdü.
Wemer Heisenbcrg'inkiyle Dani ma rka lı fizikçi Niels Bohr, Konferansı'nda büyüklerin toplantısına
birlikte, modem parçacık tanık oldu. Bazıları şöyle: 1.
Einstein'ın düşüncesin i n ışığın ve
fiziğinin temelini oluşturur.
Schrödinger, 2 Pauli, 3. Hoisenberg, 4 .
atomların doğasına ilişkin temel bir
Dirac, 5. de Broglie, 6 . Bom, 7. Bohr. 8.
şey söyled iğ ini biliyordu ve 1913'te Planck, 9. Curie, 10. Lorentz. 11 .
eski bir sorunu -belli elementler Einstein.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~-
BiR PARADİGMA DEGiŞIKLIGI 229
Ayrıca bkz. Thomas Young 110- 11 • Albert Einstein 214 21 • Werner Heisenberg 234-35 • Paul Dirac 246 47
Richard Fcynman 272-73 • Hugh Everett 111 284 85

Broglie ile birlikte yeni bir bölü dalga boyu olduğunu gösterdi. gelindiğinde iki ayrı laboratuvarda
dönemece girdi; de Broglie'nin Ama enerjisi ve kütlesi ış ık hızına bilim insanları deneyler
önerisi, kuantum devrimini yakın h ızlarda devinimden gerçekleştir ip , elektronların ışık
dramatik bir yeni evreye soktu. De etkilenebilen parçacıklarla fotonlarıyla tamı tamına ayn ı
Broglie basit bir denklemle, atom- uğraştığı için, de Broglie şeki lde kırınıma uğray ıp birbırine
altı dünyada parçacıkların nasıl eşit denklemine Lorentz faktörünü (s. karıştıklarını göstermişti. De
ölçüde dalga olabildiklerini 219) de ekledi. Bu, göreliliğin Broglie'nin hipotezi kanıtlandı .
kanıtlamanın yanı sıra, kütlesi ne etkilerini de hesaba katan daha
olursa olsun her nesnenin bir gelişmiş bir versiyon üretti. Artan önem
ölçüde dalga gibi hareket De Broglie'nin düşüncesi radikal Bu arada birçok teorik fizikçi de
edebildiğini de gösterdi. Başka bir ve cüretkardı; ama çok geçmeden, Broglie'nin hipotezinden etkilenip
deyişle, ışık dalgalarının parçacık­ Einstein da dahil, nüfuzlu daha fazla araştırmaya koyuldu.
benzeri özellikleri varsa, o zaman destekçileri oldu. Hipotezin test Özellikle, bu tür madde dalgaların
maddenin parçacıklarının da - edilmesi de görece kolaydı. 1927'ye özelliklerinin, Bohr'un atom
elektron gibi- dalga-benzeri modelinin önerdiğ ı hidrojen
özellikleri olmalıdır. atomunun elektron yörü ngeleri
Planck basit E=h v denklemiyle arasındaki özgul enerp duzeyleri

''
(E, elektromanyetik kuantumların örüntüsüne nasıl yol açabild iğini
enerjisi, v söz konusu ışınımın bilmek istiyorlardı. De Broglie'nin
dalga boyu ve h ise, Planck sabiti kendisi, her yörüngenin çapı madde
olarak bilinen bir sabittir) bir ışık Görünürde bağdaşmaz iki dalganın tam sayı lı bir dalga
fotonunun enerjisini hesaplam ıştı. kavramınher biri, hakikatin bir boyunu barındırmak zorunda
De Broglie bir ışık fot onunun, yanını temsil edebilir. olduğu için örüntünün doğduğunu
normalde ya l nızca kütleli Louis de Broglie öne sürmüştü. Elektronun enerji
parçacıklarla bağlantılı olan ve düzeyi atomu n pozitif yüklü

''
parçacığın kütlesi hızıyla çarpılarak çekirdeğ inden u zaklığına bağlı
elde edilen momentumunun da olduğuna göre, demek ki yalnızca
olduğunu gösterdi. De Broglie bir belli uzaklıklar ve belli enerji
ışık fotonunun momentumunun h düzeyleri kararlı oluyordu. Ne var ki,
230 ERWIN SCHRÖDINGER
de Broglie'nin çözümü, madde Dalga-parçacık ikiliğinin klasik bir Girişim
dalgayı çekirdeğin etrafındaki gösterimi, iki yarıklı bir engele bir
yörüngeye yakalanmış tek boyutlu "tabanca"dan elektron ateşlemeyı gerektirır.
Elektronların zaman içinde birikmesine izin
bir dalga olarak ele almaya verilirse, ışık dalgalarında olduğu gibi, bir
dayanmaktaydı - dalgayı üç girişim örüntüsü oluşur.
boyutuyla tarif etmek için tam bir
tasvire ihtiyaç vardı.

Dalga denklemi
1925'te üç Alman fizikçi, Wemer
Heisenberg, Max Bom ve Pascual
Jordan, Bohr'un atom modelinde
gerçekleşen kucıntum sıçramalarını,
matris mekaniği denilen bir
yöntemle açıklamaya çalıştı; bu
yöntemde bir atomun özellikleri,
zaman içinde değişebilen
matematiksel bir sistem olarak ele
alınmaktaydı. Ne var ki, yöntem Elektronl"L-? e
• • •• • •
atomun içinde fiilen neyın
gerçekleştiğini açıklayamadı ve
karışık matematik dili pek
sevilmedi. • •• • • • •
• • •
Bir yıl sonra, Zürich 'te çalışan
Avusturyalı fizikçi Erwin
Schrödinger, daha iyi bir yaklaşım
buldu. De Broglie'nin dalga-
parçacık ikiliğini bir adım daha
ileri götürüp, atom-altı bir Schrödinger bunu elektrik yükünün düşmediklerini açıklamak için,
parçacığın nasıl hareket yoğunluğu olarak yorumlamaya dışarlama ilkesini geliştirdi. Bir
edebildiğini açıklayacak çalıştı; ama bu tam olarak başarılı parçacığın genel kuantum
matematiksel bir dalga devinimi olmadı. Sonunda Max Bom durumunun, her biri sabit sayıda
denkleminin var olup olmadığını gerçekte ne olduğunu ortaya koydu olası ayrık değere sahip belli sayıda
düşünmeye başladı. Kendi dalga - bır olasılık genliğiydi. Başka bir özellikle tanımlanabildiğini
denklemini formüle etmek için, deyişle, belirli bir yerde elektron düşünen dışarlama ilkesine göre,
olağan mekanikte enerjiyi ve bulma olasılığının ölçüsünü ifade aynı sistem içinde iki parçacığın eş
momentumu yöneten yasalarla işe etmekteydi. Matris mekaniğinden zamanlı olarak aynı kuantum
başladı; sonra bunları, Planck farklı olarak Schrödinger dalga durumuna sahip olması
sabitini ve bir parçacığın denklemi ya da "dalga fonksiyonu," olanaksızdı.
momentumunu dalga boyuna doğru yorumlanmasıyla ilgili daha Periyodik tabloda görünen
bağlayan de Borglie yasasını geniş bir dizi sorun açmasına elektron kabukları örüntüsünü
kapsayacak şeklide değiştirdi. rağmen, fizikçiler tarafından açıklamak için Pauli, elektronların
Ortaya çıkan denklemi hidrojen benimsendi. dört ayrı kuantum sayısıyla
atomuna uyguladığında, deneylerde açıklanması gerektiğini hesapladı.
!Ji'ı>IP.m]P.miş olan atoma özgü enerji Pauli'nin dı,arlama ilkesi Bu sayıların üçü temel, dikey ve
düzeylerinin aynısını gösterdi. Bilmecenin önemli bir parçası da, manyetik kuantum sayıları­
Denklem başarılıydı. Ama devasa başka bir Avusturyalının, Wolfgang elektronun kullanılabilir yörünge
bir sorun yerli yerinde duruyordu; Pauli'nin sayesinde yerine oturdu. kabukları ve alt-kabukları içindeki
hiç kimse, Schrödinyeı bile, dalga Pauli, bir atomun içindeki bütün kesin yerini tanımlar; açısal ve
denkleminin gerçekte tam olarak elektronların neden otomatik olarak manyetik sayıların değeri, temel
neyi tarif ettiğini bilmiyordu. olası en düşük enerji durumuna sayının değeriyle sınırlanır. İki olası
BiR PARADiGMA DEGiŞiKLiGi 231
değeri olan dördüncü sayı, iki açıklama sunmasıydı. Klasik fiziğe
elektronun enerji düzeyleri biraz göre, çekirdek bozulmamış kalmak
farklı her alt-kabukta bırlikte var için, parçacıkların ondan
olmalarının nedenini açıklamak kaçmasını önlemeye yetecek kadar
için gerekliydi. Hep birlikte sayılar, dik bir potansiyel kuyusuyla çevrili
sırasıyla 2, 6, 10 ve 14 elektron olması gerekirdi. (Potansiyel
kabul eden atom yörüngelerinin kuyusu, uzayda potansiyel
varlığını pürüzsüz açıklamaktaydı. enerjinin çevresinden daha düşük
Bugün dördüncü kuantum olduğu, yani parçacıkları kaptığı
sayısı spin olarak bilinir; bir parça- bölgedir.) Kuyu yeterince dik
cığın iç açısal momentumudur olmasaydı , çekirdek tamamen
(yörüngede dönerken kendi etra- dağılırdı. O halde, alfa
fında dönüşünün yarattığı) ve tam bozunumunda görülen aralıklı
ya da buçuklu sayı olan pozitif ya yayılımlar gerçekleşillien, geriye
da negatif değerleri vardır. Birkaç kalan çekirdek nasıl bozulmadan
yıl sonra Pauli, spin değerlerinin kalabilir? Dalga denklemleri 1887'd e Viyana'da doğan
sorunun üstesinden geldi; çünkü Erwin Schrödinger Viyana
bütün parçacıkları iki büyük gruba
Üniversitesinde fizik okudu;
ayırdığını gösterdi - elektronlar çeki rdeğin içindeki alfa
aynı üniversitede asistan
(buçuk spinli) gibi, Fermi-Dirac parçacığının enerjisinin
olarak çalıştı, ardından I.
istatistiği (s. 246-47) olarak bilinen değişmesine izin vermekteydi.
Dünya Savaşına katıldı.
bir kurallar kümesine uyan fermi- Çoğu zaman enerjisi onu hapis Savaş tan sonra önce
yonlar ve fotonlar (sıfır ya da tam tutacak kadar düşük olur; ama Almanya'ya, ardından
sayı spinli) gibi, Bose-Einstein ista- arada bir duvarı aşıp kaçacak kadar İsviçre'de Zurich
tistiği olarak bilinen farklı kurallara yükselir (şimdi kuantum sızması Üniversitesine taşınıp en
uyan bozanlar. Yalnızca fermionlar olarak bilinen bir etki). Dalga önemli çalışmalarını yeni
dışarlama ilkesine uyar ve bunun, denkleminin olasılık kestirimleri, doğan kuantum fiziği alanında
çarpışan yıldızlardan Evren'i mey- radyoaktif bozunumun kestirilemez orada gerçekleştirdi. 1927'de
dana getiren basit parçacıklara doğası uygundu. Almanya'ya döndü ve Berlin
kadar her şeyi anlamak bakımın­ Humboldt Üniversitesinde
dan önemli içerimleri vardır Belirsizlik ilkesi Max Planck'ın yerine geçti.
Schrödinger sözünü
Pauli'nin dışarlama ilkesiyle
sakınmayan bir Nazi karşıtıydı
birleşen Schrödinger'in dalga denk-
Schrödinger'in d enklemi, en genel ve 1934'te Oxford
lemi, bir atomun içindeki yörünge- biçimiyle, bir kuantum sisteminin Üniversitesinde bir görev için
ler, kabuklar ve alt-kabuklara ilişkin zaman içinde gelişimini gösterir. Almanya'dan ayrıldı. Kuantum
yeni ve daha derin bir anlayışa Karmaşık sayıların kullanılmasını dalga denkleminden ötürü
olanak verdi. Dalga denklemi onları gerektirir. 1933 Nobel Fizik Ödülünü Paul
klasik yörüngeler gibi -elektronla- Dirac'la paylaştığını Oxford'ta
rın çekirdeğin etrafında iyi tanım­ öğrendi. 1936'ta Avusturya'ya
lanmış dönüş yolları olarak- düşün­ geri döndü, ama Almanya'nın
mek yerine, aslında olasılık ülkeyi ilhakından sonra tekrar
bulutları -belli kuantum sayılı bir kaçmak zorunda kaldı.
elektronun bulunmasının olası İrlanda'ya yerleşti ve
olduğu halka şeklinde ve kulak
1950'lerde Avusturya'ya
memesi şeklinde bölgeler- oldukla- çekilene kadar orada kaldı.
rını gösterir (s. 256).
Öne mli e s e rle ri
Schrödinger'in yaklaşımının
önemli bir başarısı da, radyoaktif 1920 Colour Measurement
alfa bozunumu - tam oluşmuş bir 1926 Ouantization as an
alfa parçacığının (iki proton ve iki Eigenvalue Problem
nötrondan oluşan) atomun
çekirdeğ inden kaçması- için bir
232 ERWIN SCHRÖDINGER
20. yüzyılın ortasında kuantum
fiziğinin gelişimini şekillendiren (ve
bugün esas olarak hfıla çözülmemiş
olan) büyük tartışma, dalga
fonksiyonunun gerçeklik
bakımından ne anlama geldiğiyle
ilgiliydi. Yirmi yıl önceki Planck/
Einstein tartışmasını
hatırlatırcasına, de Broglie
kendisinin ve Schrödinger'in
denklemlerini hareketi tarif eden
salt matematiksel alet olarak
görüyordu: De Broglie'ye göre
elektron halı~ esas olarak bir
parçacıklı - devinimini ve yerini
yöneten bir dalga özelliğine sahip
bir parçacık. Schrödinger'e göre ise,
dalga denklemi çok daha önemliydi
-elektronun özelliklerinin fiziksel ölçmek o kadar zor olur. Bu nedenle, Danimarkalı Niels Bohr (solda),
olarak uzaya " yayılma" şeklini tarif bir kuantum dalga fonksiyonuyla Walter Heisenberg'lc birlikte çalışıp
etmekteydi. Schrödinger'in tanımlanan parçacıklar, genel bir
Schrödinger'in dalga fonksiyonunun
Kopenhag yorumunu formüle etti.
yaklaşımına muhalefet, Wemer belirsizlik durumunda vardı.
Heisenberg'in yüzyılın başka bir
büyük düşuncesini belirsizlik Kopenhag yolu dalgaları için çift-yarık deneyi gibi
ilkesi- geliştirmesine esin kaynağı Bir kuantum sisteminin deneylerle doğrulanmış gibi
oldu (s. 234-35) Dalga özelliklerinin ölçülmesi, her zaman, görünüyor. Işığın ya da
fonksiyonunun, bir parçacığın parçacığın dalga-benzeri yayılma elektronların dalga-benzeri
uzayda bir noktayla "sınırlı" halinde değil, daha çok bir yerde yanlarını açığa vuran bir deney
olamayacağı ve aynı zamanda olduğunu açığa çıka rdı. Klasik fizik tasarlamak olanaklıdır ; ama aynı
tanımlanmış bir dalga boyunun ve gündelik yaşam ölçeğinde pek aygıtta bireysel parçacıkların
olduğu anlamına geldiği çok durum, üst üste binen binlerce özelliklerini kaydetmek
anlaşılmıştı. Örneğin bir olasılıktan çok belirli ölçümleri ve olanaksızdır.
parçacığın konumu ne kadar doğru belirli sonuçları gerektirmekteydi. Bununla birlikte, parçacık gibi
"sapta nırsa," momentumunu Kuantum belirsizliğini gerçeklikle küçük ölçekli sistemler ele
uzlaştırma meydan okumasına, alındığında Kopenhag yorumu
ölçüm sorunu denilir ve bu soruna, makul göründüğü halde, ölçülene
yorum olarak bilinen çeşitli kadar hiçbir şeyin belirli olmadığı

''
yaklaşımlar öne sürüldü. iması birçok fizikçiyi rahatsız
Bunların en ünlüsü, Niels Bohr etmekteydi. Einstein ünlü "Tanrı
ve Wemer Heisenberg'in 1927'de zar atmaz" yorumunu yaparken,
Tanrı bilir, olasılık teorisinin tasarladığı Kopenhag yorumudur. Schrödinger, gülünç bir durum
dostu değilim; aziz dostumuz Bu yoruma yöre, bizzat kuantum olarak gördüğü şeyi göstermek için
Max Bom doğurduğu ilk sistemi ile büyük ölçekli, dışsal bir bir düşünce deneyi tasarladı.
andan itibaren ondan nefret gözlemci ya da aygıt (fiziğin klasik
ettim. yasalarına tabi) arasındaki Mantıksal sonucuna götürülen
Erwin Schrödinger etkileşim dalga fonksiyonunun Kopenhag yorumu, görünürde
"çökme"sine ve belirli bir sonucun saçma bir paradoksla sonuçlandı.

''
doğmasına neden olur. Bu yorum Schrödinger, radyoaktif bir kaynağa
herhalde en yaygın (evrensel bağlı küçük bir şişe zehir
olmasa da) kabul gören yorumdur barındıran kapalı bir kutu içinde bir
ve elektron kırınımı ve ışık kediyi kafasında can landırdı.
BiR PARADiGMA DEGIŞIKLIGI 233
Kaynak bozu nur ve bir ı şınım Kopenhag yorumunu genelleş tire­ yaklaşımdır. 1930'1arda çalışan
parçac ı ğı yayarsa , bir rek sorunu daha az radikal bir Macaris tan doğumlu matematikçi
mekanizmanın serbest bıraktığı biçimde ele alır. Dalga fonksiyonu- John von Neumann' ın vardığı
çekiç zehir şişesinin üzerine düşüp nun çöküşüyle ilgili konulardan sonuca göre, ölçüm sorunu bütün
kırar. Kopenhag yorumuna göre, uzak durur; onun yerine hem kuan- Evren'in evrensel dalga fonksiyonu
radyoaktif kaynak gözlemlenene tum ölçeğinde hem klasik ölçekte olarak bilinen her şeyi kapsayıcı bir
kadar dalga fonksiyonu biçiminde çeşitli senaryolara ya da "tarihlere" dalga denklemine tabi olduğunu ve
("iki olası sonucun üst üste tahsis edilecek olasılıklara izin biz çeşitli yanların ı ölçerken sürekli
binmesi" denilen) kalır. Ama verir. Bu yaklaşım, bu tarihlerden çöktüğünü ima eder. Van
öyleyse, aynı şey kedi için de yalnızca birinin sonunda gerçekliğe Neumann' ın meslektaşı ve
söylenmelidir. uyacağına kabul eder, ama hangi memleketlisi Eugene Wigner teoriyj
sonucun olacağının öngörülmesine alıp genişletti ve da lga
Yeni yorumlar izin vermez - yalnızca kuantum fonksiyonunun çökmesine neden
Schrödinger'in kedisi gibi açık fiziğinin, dalga fonkSiyonu çöküşü olan şeyin, basitçe büyük ölçekli
paradokslardan memnuniyetsizlik, olmadan gördüğümüz Evre n'e nasıl sistemlerle etkil eş im ol mad ığ ı nı
bilim insanlarını kuantum yol açabild iğini tarif eder. -zeki bir bilincin varlığ ı oldu ğ unu­
mekaniğinin çeşitli a lternatif Toplu ya da istatistiksel öne sürdü. •
yorumlarını geliştirmeye teşvik yaklaşım, Einstein'ın desteklediği
etti. Bunların en ünlülerinden biri, minimalist bir matematiksel
1956'da Amerikalı fizikçi Hugh yorumdur. De Broglie'nin dalga
Everett'in öne sürdüğü "Çoklu denklemine başlangıçtak i
Dünyalar Yorumu" dur. Bu yorum, tepkisinden gelişen de Broglie-
herhangi bir kuantum olayı Bohm teorisi, olasılıkçı değil kesin
sırasında Evren'in olası her sonuç nedensel bir açıklama gir işimidir
için karşılıklı olarak gözlemlenemez ve Evren'in gizli bir "dolaşık "
almaşık tarihlere bölündüğünü öne düzeni olduğunu kabul eder.
sürerek paradoksu çözdü. Başka bir Etkileşimsel yaklaşım, zaman
deyişle , Schrödinger'in kedisi hem içinde hem ileri hem geri hareket
canlı hem ölü olurdu. eden dalgaları gerektirir.
"Tutarlı Tarihler" yaklaşımı, Herhalde en şaşırtıcı olasılık
karmaşık matematik kullanıp yorumu, teolojinin eşiğine varan

Kapalı bir kutunun içindeki kedi, Kaynak bozunursa, zehir salar Kayna!jın bozunup
kutunun içindeki radyoaktif bir kaynak ve kedi ölür. bozunmadığını anlamak
bozunmadığı sürece canlı kalır. için sistemi ölçmemiz
gorekir. O zamana kadar
Schrödinger'in düşünce deneyi, Kopenhag yorumunun kediyi hem ölü hem
bir okumasına göre, bir kedinin aynı zamanda hem ölü
katı canlı saymalıyız.
hem canlı olduğu bir durumu üretir.
234

BELİRSİZLİK
KAÇINILMAZDIR
WERNER HEISENBERG (1901- 1976)

924'te Louis de Broglie'nin dalga işlevi aldı. Danimarkalı fizikçi

BİLİM DALI
Fizik
1 maddenin en küçük
ölçeklerindP. atom-a ltı
parçacıkların dalga-benzeri
Niels Bohr'la birlikte çalışan
Heisenberg, Schrödinger'in
çalışmalarını temel alıp, olasılık
özellikler sergilediğini yasalarının yönettiğ i kuantum

ÖNCE önermesinden sonra, çok sayıda sistemlerinin büyük ölçekli


1913 Niels Bohr kuantumlu fizikçi dikkatini, bir atomun dünyayla nası l etkileştiklerine
ışık kavramını kullanara k, karmaşık özelliklerinin onu ilişkin "Kopenhag yorumu"nu

atomun içindeki elek tronlarla oluşturan parçacıklarla bağlantı gelişti rdi. Bunun temel öğesi,

bağlantılı özgül enerji düzeyle - "madde dalgaları"nın kuantum sistemlerinde


rini açıklar. etkileşiminden nasll doğabildiğ i ni belirleyebildiğimiz özelliklerin
anlama sorununa yöneltti. 1925'te doğruluğ unu sınırlayan "belirsizlik
1924 Louis de Broglie, tıpkı Alman bilim insanları Wemer ilkesi"dir.
ışığın parçacık-benzeri özellik- 1-!eisenberg, Max Bom ve Pascual Belirsizlik ilkesi matris
ler sergileyebilmesi gibi, en Jordan "matris mekaniği"ni mekaniğinin matemat iksel bir
küçük ölçekte parçacıkların da kullanarak, hidrojen atomunun sonucu olarak doğdu . Heisenberg
dalga-benzeri davranış göst e- zaman içindeki gelişimini kend i matemat iksel yönteminin,
rebileceği önerisinde bulunur. modelledi. Bu yaklaşımın yerini belli özellik çiftlerinin mutlak bir
daha sonra Erwin Schrödinger'in kesinlikle eşzaman lı olarak
SONRA
1927 Heisenberg ve Bohr,
kuantum düzeyinde olayların Klasik resim Kuantum sızması,
büyük ölçekli (makroskopik) Heisenberg ilkesiyle
Enerji açıklanır. Bir
dünyayı etkileme şekline engeli elektronun, yetersiz
ilişkin oldukça nüfuzlu Kopen- enerjiye sahipmiş gibi
hag yorumunu ortaya atar. görünse bile bir
engelden geçebilme
1929 Heisenbcrg ve Wolfgang olasılığı sıfır değild ir.
Pauli, Lenıeli Paul Dirac
Kuantum resmi
tarafından atılan kuantum
alanı teorisinin gelişimi
üzeride çalışır.
Elektron
dalgası
BiR PARADiGMA DEGIŞIKLIÖi 235
Ayrıca bkz. Alberl Einslein 214 21 • Erwin Schrödingcr 226-33 •
Paul Dirac 246-47 • Richard Feynman 272 73 • Hugh Everett JII 284-85

Atom-altı parçacıkların
Yani bir parçacığın hem
dalga-benzeri nitelikleri konumunu hem
momentumunu doğru bir
vardır.
biçimde ölçemezsiniz.

Wemer Helsenberg
Bu belirsizlik, Evren'in asli
bir özelliğidir. 1901'de Güney Almanya'nın
Würzburg kentinde doğan
Werner Heisenberg, Max
Bohr'dan ders aldığı ve
gelecekteki çalışma arkadaşı
belirlenmesine izin vermeyeceğini harcamalarına yol açtı. Ne var ki,
Niels Bohr'la ilk kez
anladı. Örneğin, bir parçacığın hakikat çok daha tuhaftır - karşılaştığı Münih ve
konumu ne kadar çok doğru belirsizliğin, kuantum sistemlerinin Göttingen üniversitelerinde
ölçülürse, momentumu o kadar asli bir özelliği olduğu anlaşılıyor matematik ve fizik okudu.
daha az doğru belirlenebilir ve Konu hakkında düşünmenin Kopenhag yorumu ve
tersi. Heisenberg özellikle bu iki yararlı bir yolu, madde dalgalarını belirsizlik ilkesi üzerine
özellik için ilişkinin şöyle parçacıklarla bağlantılı çalışmalarıyla ünlüdür; ama
yazılabileceğini gördü: değerlendirmektir: Bu durumda, Heisenberg kuantum alan
dx konumun belirsizliği, Ap parçacığın momentumu bütünsel teorisine de önemli katkılarda
momentumun belirsizl iği ve h enerjisini ve dolayısıyla dalga bulundu ve kendi karşı-madde
Planck sabitinin (s. 202) boyunu etkiler - fakat parçacığın teorisini geliştirdi. 1932'de
değiştirilmiş bir versiyonu olmak konumunu ne kadar kesin Nobel Fizik Ödülünü aldı ve en
üzere belirlersek, dalga fonksiyonu ve genç ödül sahibi oldu;
kazandığı itibar, ertesi yıl
dxAp ~ 1112 dolayısıyla dalga boyu hakkında o
iktidarı ele geçiren Nazilere
kadar az bilgimiz olur. Öte yandan, karşı çıkmasını olanaklı kıldı.
Belirsiz bir Evren dalga boyunu doğru ölçmek, daha Bununla birlikte, Almanya'da
Belirsizlik ilkesi genellikle geniş bir uzay bölgesini
kalmayı seçti ve il. Dünya
kuantum-ölçeğinde ölçümlerin bir değerlendirmemi zi ve dolayısıyla Savaşı sırasında ülkenin
sonucu olarak tarif edilir -örneğin parçacığın kesin konumuyla ilgili nükleer enerji programını
atom-altı bir parçacığın konumunu bilgiyi feda etmemizi gerektirir. Bu yönetti.
belirlemenin bir tür kuvvet tür düşünceler büyük ölçekli
uygulamayı gerektirdiği ; bunun da, dünyada yaşadıklarımıza çok ters Önemli eserleri
kinetik enerjisinin ve gibi görünebilir; ama birçok
momentumunun daha kötü deneyle gerçek oldukları 1927 Quantum Theoretical
belirlenmesi demek olduğu söylenir. kanıtlanmıştır ve modern fiziğin Re-interpretation of Kinematic
İlk önce Heisenberg'in öne sürdüğü önemli bir temelini oluşturur. and Mechanical Relations
bu açıklama, aralarında Einstein da Belirsizlik ilkesi, bir parçacığın, 1930 The Physical Principles
of the Quantum Theory
olmak üzere birçok bilim insanının , enerjisi aksini gösterse bile bir
1958 Physics and Philosophy
bir "hile" biçimiyle konumun ve engelden "sızabildiği" kuantum
momentumun eşzamanlı ve doğru sızması gibi, görünürde tuhaf
bir ölçüsünü alabilecek düşünce gerçek yaşam olgularını açıklar. •
deneyleri tasarlamaya zaman
EVREN
•• •• ••
BUYUKTUR•••
VE•• DAHA
••
DA
EDWIN HUBBLE (1889-1953)
238 EDWIN HUBBLE
O. yüzyılın başına galaksiler oldukları anlaş ılan
KISACA
BİLİM DALI
Evren bilim
2 gelindiğinde Evren'in
ölçeğiyle ilgili düşünceler
astronomları iki düşünce okuluna
mısneler de dahil, her türlü amorf
ışık bulutu için kullanılan addı.
19. yüzyılda teleskoplar önemli
bölmüştü - evrenin tamamının ölçüde iyileş ince, bulutsu olarak
ÖNCE Samanyolu galaksisinden ibaret kataloglanan bazı nesneler farklı
1543 Nicolaus Copernicus, olduğuna inananlar vo sarmal özelikler göstermeye
Yer' in Evren' in merkezi olmadı­ Samanyolu'nun sayısız galaksiden başladı. Aynı zamanda,
ğı sonucuna varır. yalnızca biri olduğunu düşünenler. spektroskopinin (madde ile ışınan
Edwin Hubble bilmeceyi çözecek enerji arasındak i etkileşimin
17. yüzyıl Yer'in Güneş'in etra- ve Evren'in hayal edilenden çok incelenmesi) gelişmesi, bu
fındaki yörüngesinin sunduğu
daha büyük olduğunu gösterecekti. sarmalların aslında sorunsuz
değişik yıldız
görüntüleri, yıl­ Taı tışmanın anahtarı, "sarmal harmanlanan sayısı z bireysel
dızların uzaklığım
ölçmek için bulutsu"nun doğasıydı. Bugün yıldızdan oluştuğunu gösterdi.
paralaks yöntemine yol açar. bulutsu, toz ve gazdan oluşan Bu bulutsuların dağılımı da
yıldızlararası bir bulut için ilginçti - Samanyolu düzleminde
19. yüzyıl Teleskopların iyileş­
kullanılan terimdir; ama bu bir araya toplanan diğer
mesi, yıldız ışıklarının incelen-
tartışmanın olduğu dönemde, daha nesnelerden farklı olarak,
mesine ve astrofiziğin doğuşu­
sonra Samanyolu'nun ötesindeki düzlemden uzak kara göklerde daha
na zemin hazırlar.
fazla yaygındı lar. Sonuç olarak bazı
SONRA astronomlar, 1755'te bulutsu la rın
1927 Georgcs Lemaitre, Ev- "ada evren" olduğunu öne süren

''
ren'in tek bir köken noktasına Alman filozof Immanuel Kant'ın bir
kadar izinin sürülebileceğini ö- düşüncesine benimsedi -

ne sürer. Değişkenlerin parlaklığı ile Samanyolu'na benzeyen, ama çok


periyotları arasında basit bir daha uzak ve galaksimizdeki
1990'lar Astronomlar Evren'in ilişki vardır. malzeme dağılımının şimdi
genişlemesinin hızlanmakta ol- galaksiler arası dediğimiz uzayda
Henrietta Leavitt
duğunu, kara enerji olarak bili- açı k bir görüşe izin verdiği yerlerde

''
nen bir kuvvetten güç aldığım görünür olan sistemler. Evren'in
keşfeder. kapsam bakımından daha sınırlı
olduğuna inanmaya devam edenler,
sarmalların Samanyolu'nun

1889'da Missouri'de Marshfield'de bulutsular" üzerine


doğan Edwin Powell Hubble, araştırmasını ve 1929'da kozmik
gençliğinde yetenekli bir atlet genişleme kanıtını yayımladı.
olarak kendini gösteren çok Sonraki yıllarda Nobel Ödülü
rekabetçi bir doğası vardı. Komitesi'nin astronomiyi de ödül
Astronomiye ilgi duymasına listesine kabul etmesi için
rağmen, babasının isteğine uyup çalıştı. Kurallar 1953'te onun
hukuk okudu; 25 yaşında, babası ölümünden sonra değişti ve bu
öldükten sonra, ilk tutkusunun yüzden kendisi ödülü alamadı.
peşinde gitmeye karar verdi. I.
Dünya Savaşı'nda askeri alınınca Önemli eserleri
araştırmaları kesintiye uğradı;
ama Amerika Birleş ik Devletleri'ne 1925 Cepheid Variables in
dönüşünden sonra, Wilson Dağı Spiral Nebulae
Gözlemevinde çalışmaya başladı. 1929 A Relation Between
En önemli çalışmalarını orada Distance and Radial Velocity
yaptı, 1924-25'te " dış galaksi among Extra-galactic Nebulae
BiR PARADiGMA DEGiŞiKLiGI 239
Ayrıca bkz. Nicolaus Copcrnicus 34-39 • Christian Doppler 127 • Georges Lemaitıe 242-45

Sefe değişeni,
parlaklığını kesin
bilebildiğimiz, yani ne kadar
uzakta olduğunu
hesaplayabildiğimiz
yıldızdır.

Henrietta Leavltt sağken fazla


tanınmad ı ; ama Sere değişken
yıldızlarla ilgili keşiOeri , astronomların Diğer galaksilerden
Yer' in çok uzak galaksilere uzaklığını Her uzak galaksinin ışığı gelen ışık maviye kayabilir
ölçmesine olanak veren anahtardı. kayar ve galaksi ne
kızıla
(bize doğru gelebilir) ya da
kadar uzaksa o kadar çok kızıla kayabilir (bizden
kızıla kayar.
uzaklaşabilir).

yörüngesinde oluşma sürecinde


olan güneşler ya da güneş
sistemleri olabileceğini savundu.

Atımlı yıldızlar
Süre gelen bu bilmecenin yanıtları
birkaç evrede geldi; ama herhalde en
önemlisi, yıldızlara uzaklığı ölçmenin
doğru bir yolunun saptanmasıydı.
Atılım, Harvard Üniversitesinde
yıldız ışığının özelliklerini analiz
eden kadın astronomlar ekibinden barındırdığını buldu ve bunları çok varsaymaya yeterliydı. İlk
Henrietta Swan Leavitt'in farklı fotoğraf plakaları üzerinde sonuçlarını 1908'de yayımlayan
çalışmasıyla geldi. karşılaştırarak, ışıklarının düzenli Leavitt, bazı yıldızların değişkenlik
Leavitt değişken yıldızların bir döngü halinde değiştiğini periyotları ile mutlak buyuklükleri
davranışına merak sardı. Bu gördüğü gibi, döngünün arasında bir ilişki varmış gibı
yıldızlar, ömürlerinin sonuna periyodunu da ortaya çıkarabildi. göründüğünü laf arasında not etti;
yaklaştıkça periyodik olarak Bu küçük, donuk, yalıtık yıldız ama bu ilişkinin var olduğunu
genişledikleri ve daraldıkları için bulutlarına yoğunlaşan Leavitt, ortaya çıkarması bir dört yılını
parlaklıkları dalgalanıyormuş ya da içindeki yıldızların Yer'don az çok daha aldı. Sefe değişeni olarak
titreşiyormuş gibi görünen aynı uzaklıkta olduklarını güvenle bilinen belli bir değişken yıldız tipi
yıldızlardı. Leavitt Macellan varsayabildi. Uzaklı ğ ı için, parlaklığı daha fazla olan
Bulutları'nın - güney gökyüzünde bilememesine rağmen, yıldız ların yıldızların daha uzun değişkenlik
görülebilen, Samanyolu'nun yalıtık "görünen büyüklüklerindeki" periyotları olduğu anlaşıldı.
"kümeleri" gibi görünen iki küçük (gözlemlenen parlaklık) Leavitt'in "periyoda-parlaklık"
ışık parçası- fotoğrnf pl<'Ikalarını farklılıkların "mutlak yasası.Evren'in ölçeğ in in kilidini
incelemeye başladı. Bulutlardan her büyüklüklerindeki" (fiilı parlaklık) açan anahtarı gösterdi - yıldızın
birinin çok sayıda değişken yıldız farklılıkların bir işareti olduğunu değişkenlik periyodundan mutlak
240 EDWIN HUBBLE
tarafının sözcüsüydü. Leavitt'in Gözlemevi'nden Heber O. Curtis
Sefelerle ilgili çalışmalarını kulla- temsil etmekteydi. Savlarını , uzak
nıp, küresel kümelerin sarmallardaki ve

''
(Samanyolu'nun etrafındaki yörün- Samanyolu'muzdaki parlak "nova"
gede bulunan yoğun y ıldız küme- patlamalarının oranları arasında
leri) uzaklığını ölçen ve tipik olarak yapılan karşılaştırmalara
Uzayda hep daha ileriye birkaç bin ışık yılı uzakta oldukla- dayandırdı. Novalar, uzaklık
ulaşıyoruz; ta ki saptanabilen rını keşfeden ilk kişi olmuştu. göstergesi işlevi görebilen çok
en solgun bulutsuyla birlikte 1918'de RR Lyrae yıldızlarını parlak yıldız patlamalarıdır.
bilinen Evren'in sınırına (Sefeler gibi davranan daha sönük Curtis can alıcı başka bir
varıncaya kadar. yıldızlar) kullanarak Samanyolu'nun faktörü de kanıt gösterdi - birçok
Edwin Hubble büyüklüğünü hesaplamış ve sarmal bulutsunun sergilediği
Güneş'in onun merkezinden çok yüksek kızıla kayma. Bu olgu
uzak olduğunu göster mişti. Savları, 1912'de Arizona'daki Flagstaff

''
çok galaksili çok büyük bir Evren Gözlemevi'nde Vesto Slipher
fikrine kuşkuyla bakan kamuoyuna tarafından keşfedilmişti - bir
çekici gelmekteydi; ama özel kanıt­ bulutsunun spektral çizgi
lar da (daha sonra doğru olmadık­ örüntüsünde spektrumun kızıl
ları kanıtlanacaktı) sunmaktaydı ucuna doğru bariz kaymalarla
büyüklüğünü çıkarabiliyorsanız, o - yıllar içinde bazı astronomların görülen Slipher, Curtis ve daha
zaman yıldınız Yer'den uzaklığı da sarmal bulutsuların döndüğünü birçok kişi bunlara Doppler
görünen büyüklüğünden fiilen gözlemlediğine ilişkin raporlar etkisinin (kaynak ile gözlemci
hesaplanabilir. Bunu ortaya gibi. Bulutsunun bazı parçaları ışık
çıkarmada ilk adım, ölçeği hızını aşmadan bunun gerçekleş­
Andromeda bulutsusundaki Sefe
ayarlamaktı ve bunu 1913'te mesi için, görece küçük olmalıydı­ değişken yıldızlardan gelen ışığı ölçen
İsveçli astronom Ejnar lar. Hubble, Andromeda'nın 2,5 milyon ışık
Hertzsprung yaptı. Paralaks "Ada Evren" destekçilerini, yılı uzakta -ve kendı başına bir
yöntemini (s. 39) kullanarak Pittsburg Üniversitesi Allegheny galaksi- olduğunu saptadı.
görece yakın 13 Sefe yıldı zın
uzaklığını çıkardı. Sefe
değişenleri son derece parlaktı -
Güneş'imizden binlerce kat daha
parlak (modern terminolojide sarı
süper devler). Bu yüzden teoride
ideal bir "standart mum"dular -
büyük kozmik uzaklıkları ölçmek
için parlaklıkları kullanılabilen
yıldızlar. Ama astronomların en iyi
çabalarına rağmen, sarmal
bulutsu içindeki Sefe değişenleri
inatla anlaşılmaz kaldı l ar.

Büyük Tartışma
1920'de Washington DC'de
Smithsonian Müzesi, Evren'in
ölçeği konusunu kesin bir biçimde
halletme umuduyla birbirine rakip
iki kozmoloji okulu arasında bir
tartışmaya ev sahipliği yaptı.
Saygın Princeton astronomu
Harlow Shapley, "küçük Ev ren"
BİR PARADİGMA DEGİŞİKLIGI 241
arasındaki göreli devinim nedeniyle
ışığındalga boyunda bir değişiklik)
neden olduğuna ve dolayısıyla
bulutsuların çok yüksek hızlarla -
Samanyolu'nun çekim kuvvetinden 1842'de Christian
kurtulacak kadar hızlı- bizden Doppler (s. 127) bir
ışık kaynağı bize
uzaklaştıklarına inanmaktaydı.
doğ ru geliyor ya da
bizden uzaklaşı yorsa ,
Evren'i ölçmek ışık da lgalarının bize
1922-23'te Wilson Dağı Gözleme- farklı oranlarda
vinden Milton Humason ve Edwin ulaştığını gösterdi.
Hubble , gizeme kesin bir biçimde Işık kaynağı bize
doğ ru geliyorsa,
son verecek bir konumdaydı. Gözle-
mevi 'nin yeni 2,5 metrelik Hooker dalgalar ı şık
spektrumunu n mavi
Teleskopu'nu (o sırada dünyanın en ucunda topla ndığı
büyük teleskopu) kullanarak, sar- için daha mavi bir
mal bulutsular içinde parlayan Sefe renk görürüz; bizden
değişkenleri saptamaya koyuldular uzaklaşıyorsa, daha
ve bu kez, en büyük ve en parlak kırmızı bir renk

bulutsuların birçoğunda Sefeler


görürüz. Hubble,
sodyum ışığının
bulmayı başardılar.
uzak galaksilerde
Sonra Hubble bu Sefelerin de- Yer' dekiyle ay nı
ğişkenlik periyotlarını ve dolayısıy­ renkte olduğunu
la mutlak büyüklüklerini çıkardı. tahmin etti; ama
Bundan, bir yı ldızın görünür bü- Doppler etkisi
yüklüğüyle basit bir karşılaştırma nedeniyle, bize
d oğ ru gelmesine ya
yıldızın uzaklığını açığa çıkardı, ti-
da bizden
pik olarak milyonlarca ışık yılını tu- uza k laşmasına bağlı
tan rakamlar üretti. Bu, sarmal bu- olarak, maviye ya da
lutsuların gerçekten çok büyük, yıl­ kızıla kayar.
d ı z sistemlerinden bağımsız , Sa-
manyolu'nun çok ötesinde oldukla-
rını ve büyüklük bakımından Sa-
manyolu'yla boy ölçüştüklerini ke- bulutsulara bugün doğru bir adlan- nucu olması gerektiğin i hemen a n-
sin bir biçimde kanıtladı. Sarmal dırmayla sarmal galaksi denilmek- ladı - başka bir dey işle, u zayın ken-
tedir. Evren'e bakış tarzımızdaki bu disi genişliyor ve her galaksiyi ken-
devrim yetmezmiş gibi, Hubble ga- d isiyle birlikte taşıyor. İki galaksi a-
laksi uzaklıklarının Slipher'in keş­ rasındaki mesafe ne kadar geniş se ,

''
fettiği kızıla kaymalarla nasıl ilişkili aralarındaki uzay o kadar hızlı ge-
olduğuna bakmaya yöneldi - ve bu- nişler. Uzayın genişleme hızı , çok
rada dikkate değer bir ilişki buldu. geçmeden "Hubble sabiti" olarak a-
Beş duyuyla donatılan insan 40'tan fazla galaksinin kızıla kay- nıldı. 2001'de Hubble'ın adını taşı­
kendi etrafındaki evreni malarıyla uzaklıklarını çıkaran yan uzay tele skopu tara fından ke-
araştırır ve bu maceraya bilim Hubble, kabaca doğrusal bir örüntü sin olarak ölçüldü.
der. sergiledi: Bir galaksi ne kadar uzak- Ondan çok önce Hubble'ın ge-
Edwln Hubble sa, ortalama olarak, kızıla kayması nişleyen Evren keşli, bilim tarihinin
o kadar büyüktür ve dolayısıyla en ünlü düşüncelerinden birine yol

''
Yer' den o kadar hızlı geri çekilir. açmıştı - Büyük Patlama teorisi (s.
Hubble, bunun nedeninin galaksi- 242-45). •
mizin sevimsizliği olamayacağını ,
genel bir kozmik genişlemenin so-
242
KISACA
BİLİM DALI

UZAYIN Astronomi
ÖNCE
1912 ABD'li astronom Vesto
Slipher sarmal bulutsuların

YARIÇAPI yQksek kızıla kaymalarını


keşfeder, yüksek hızlarda
Yer' den uzaklaştıklarını
gösterir.
'°"'

SIFIRDAN 1923 Edwin Hubble sarmal


bulutsuların uzak, bağımsız
galaksi olduklarını doğrular.
SONRA

!o~§~!ig~
1980 ABD'li fizikçi Alan Guth,
erken Evren' de bugün
gördüğümüz koşulları üreden
kısa bir dramatik şişme
dönemi önerisinde bulunur.
11&94-19661 1992 COBE (Cosmic
Background Explorer -Kozmik
Arka Plan Kaşifi) uydusu,
kozmik mikrodalga arka plan
ışırnasında (CMBR) küçük
dalgacıklar saptar -erken
Evren' de ortaya çıkan ilk
yapının izleri

vren'in bir Büyük

E Patlamayla başlayıp, uzayda


küçük, süper yoğun ve son
derece sıcak bir noktadan
genişlediği düşüncesi , modern
kozmolojinin temelidir ve Edwin
Hubble'ın 1929'da kozmik
genişlemeyi keşfiyle başladığı sıkça
söylenir. Ama teorinin işaretleri,
Hubble'ın atılımından birkaç yıl
önce belirir ve ilk önce, bir bütün
olarak Evren'e uygulandığı şekliyle
Albert Einstein'ın genel görelilik
teorisinin yorumlarından çıktı.
Einstein teorisini formüle etti-
ğinde, o zamanın elde bulunan
kanıtlarınrlan y;ırarl;ınıp, Evren'in
durağan -ne genişleyen ne dara-
lan- olduğunu varsayd ı. Genel
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
BiR PARADİGMA DEGİŞİKLİGİ 243
Ayrıca bkz. Isaac Newton 62-69 • Albert Einstein 214 21 •
Edwin Hubble 236-41 • Fred Hoyle 270

13,8 milyar yıl önceki Büyük Patlamadan itibaren Evren'in genişlemesi


evrelerden geçmiştir. Şişme olarak bilinen ilk hızlı genişleme dönemi
farklı
vardı.Ondan sonra genişleme yavaşladı, sonra tekrar hızlanmaya başladı.

~
~ t2, 1894'te Belçika'da, Charlere-
~El oi'de doğan Lemaitre, Louvain
Katolik Üniversitesinde inşaat
Nın Yavaşlayan
genişleme mühendisliği okudu ve I. Dün-
_.!., ya Savaşında askerlik yaptık­
Büyük Patlama tan sonra akademiye geri dün-
Genişleyen Evren dü; teolojinin yanı sıra mate-
matik ve fizik dersleri de aldı.
1923'ten itibaren Britanya'da
görelilik, Evren'in kendi külleçeki- Einstein daha sonra bu sabitin ve Amerika Birleşik Devletle-
min altında çökmesi gerektiğini en büyük hatası olduğunu söyledi; ri'nde astronomi okudu.
göstermekteydi; bu yüzden ama sabiti önerdiği sırada bile, 1925'te öğretim görevlisi ola-
Einstein, kozmolojik sabit olarak yetersiz bulanlar vardı. Hollandalı rak Louvain'e dönen Lemaitre,
bilinen bir terim ekleyerek kendi fizikçi Willem de Sitter ve Rus dış galaksi bulutsuların kızıla
denklemlerini duruma uydurdu. matematikçi Aleksandr Fridman, kaymasının bir açıklaması ola-

Einstein'ın sabiti, kütleçekimsel birbirlerinden bağımsız olarak rak genişleyen Evren teorisini
büzülmeyi matematiksel olarak geliştirmeye başladı.
genel göreliliğe Evren'in geni şlediği
etkisizleştirip varsayı lan statik bir çözüm önerdi ve 1927'de Lemaitre'nin ilk kez 1927'de
Evren'i üretmekteydi. Belçikalı astronom ve rahip
az okunan bir Belçika dergisin-
de yayımlanan düşünceleri,
Georges Lemaitre. Hubble'ın Arthur Eddington ile birlikte
gözlemsel kanıtından iki yıl önce İngilizce çevirisini yayımladık­
aynı sonuca ulaştı. tan sonra popüler oldu. 1966'ya

''
kadar yaşadı - kozmik mikro-
Ateşle başlamak dalga arka plan ışımasının (C-
1931'de British Association'a bu MBR) bulunmasıyla düşüncele­
Genişlemenin ilk evreleri, sunumda Lernaitre, kozmik rinin doğruluğunun kanıtlandı­
evrenin şimdiki kütlesine genişleme düşüncesini mantıksal ğını görecek kadar uzun.

neredeyse eşit ilk atomun sonucuna kadar götürüp, Evren'in


"ilksel atom" dediği tek bir Önemli eserleri
kütlesi tarafından belirlenen
hızlı bir genişlemeden ibaretti.
noktadan ç ıktığını öne sürdü. Bu
radikal düşünceye tepki, karışık 1927 A Homogeneous Universe
Georges Lemaitre of Constant Mass and
oldu.
Growing Radius Accounting
O zamanın astronomi kurumu,
lor the Radial Velocity of Ext-

''
başlangıcı ya da sonu olmayan
ragalactic Nebulae
ebedi Evren düşüncesine bağlandı 1931 The Evolution of the Uni-
ve bariz bir başlangıç noktası verse: Discussion
ihtimali (özellikle Katolik bir rahip
244 GEORGES LEMAİTRE
Makalenin başlığı The Origin of
Chemical Elements'ti [Kimyasal
Genel göreillik Lemaitre'i
Hubble kozmik Elementlerin Kökeni] ve atom-altı
Evren'in genişlediğini
genişlemeyi kanıtlar. parçacıkların ve hafif kimyasal
öngörmeye götürür.
elementlerin, Einstein'ın E=mc2
denklemine uygun olarak Büyük
Patlamanın ham enerjisinden nasıl
meydana gelebildiğini ayrıntılı bir
biçimde tarif etmekteydi. Ama
Lemaitre Evren'in "ilksel bir atomla" başladığını düşünür; daha sonra Büyük Patlama
daha sonra "Büyük Patlama" denilen bir teori. nükleosentezi olarak bilinen bu
teori, yalnızca en hafif dört elementi
- hidrojen, helyum, lityum ve
berilyum- oluşturabilen bir süreci
açıklamaktaydı. Evren'in daha ağır
elementlerinin yıldız
Kozmik mikrodalga ardalan ışımasının (CMBR) keşfi, nükleozentezinin (yıldızların içinde
Büyük Patlama teorisini doğrular. gerçekleşen bir süreç) ürünü
oldukları daha sonra keşfedildi. İşin
tuhafı, yıldız nükleosentezinin nasıl
çalıştığını gösteren kanıtları Fred
Hoyle geliştirecekti.
Yine de, Büyük Patlama ya da
kararlı durum Evren'in
doğruluğunu belirleyecek doğrudan
gözlemsel kanıtlar henüz yoktu.
tarafından önerilince), kozmolojiye Elementlerin oluşumu Teorileri test etmeye yönelik ilk
gereksiz bir dinsel öğe sokmak Hoyle istemeden teoriye adını girişimler, 1950'1erde Cambridge
olarak görüldü. verdiği sırada, Lema!tre'nin İnterferometresi olarak bilinen bir
Ne var ki, Hubble'ın gözlemleri hipotezini destekleyen ikna edici radyo teleskopu kullanılarak
inkar edilemezdi ve genişleyen bir kanıt yayımlanmış, dengeyi gerçekleştirildi. Bu testler basit bir
Evren'i açıklamak için bir tür kararlı durum Evren' in aleyhine ilkeye dayanmaktaydı: Kararlı
modele ihtiyaç vardı. 1930'larda değiştirmişti. Bu kanıt, ABD'de durum teorisi doğruysa , Evren hem
sayısız teori ortaya atıldı; ama Johns Hopkins Üniversitesinden zaman hem uzay bakımından esas
1940'1ara gelindiğinde yalnızca Ralph Alpher ve George Gamow'un olarak bir örnek olmalıdır; ama
ikisi sahnede kalmıştı - Lemaitre'in 1948'de yazdığı bir makaleydi. Büyük Patlama teorisinin öne
ilksel atom modeli ve onun rakibi
"kararlı durum" modeli; bu modelde
Evren genişlerken sürekli madde
yaratılmaktaydı. Britanyalı
astronom Fred Hoyle kararlı durum
düşüncesinin şampiyonuydu.
1949'da Hoyle rakip teoriye
küçümsemek amacıyla "Büyük
Patlama" dedi. İoim tuttu.

Kozmik mikrodalga arka plan


ışımasında küçük varyasyonlar
bulundu - bu görscldeki farklı renkler,
bir Kelvin'in 400 milyonda birinden
daha az sıcaklık farklılıklarını gösterir.
BiR PARADiGMA DEGIŞIKLIGI 245
Arno Penzias ve Robert Wilson
arka plan ışımasın ı tesadüfen
saptadı la r. Başl a ngıçta, radyo
antenlerine düşen kuşların girişime
neden olduğunu sandılar.

sürdüğü gibi, 10-20 milyar yıl önce


doğup tarihi boyunca evrildiyse,
ışınımının Yer'e ulaşması
milyarlarca yıl alan Evren'in uzak
köşeleri önemli ölçüde farklı
görünmelidir. (Bu kozmik zaman
makinesi etkisiyle daha uzak
göksel nesneleri uzak geçmişte
oldukları gibi görürüz "geçmişe
dönük zaman" olarak bilinir.) Belli
bir parlaklığın üzerinde ışınım Laboratuvarı'nda çalışan iki Evren'e ilişkin artan
uğrayıp,
yayan uzak galaksilerin sayısı mühendis, Arno Penzias ve Robert bilgimize uygun duruma geldi. En
ölçülerek, iki senaryoyu ayırt etmek Wilson, onlardan önce davrandı. önemlisi, kara madde ile kara
olanaklı olur. Pe nzias ve Wilson uydu iletişimi enerjinin öyküye soku lması ve
Cambridge deneylerinin ilki, için bir radyo teleskopu yapmıştı ; yaratılıştan sonraki ana Şışme olarak
Büyük Patlamayı destekler gibi ama gideremedikleri bir arka plan bilinen şiddetli bir büyüme
görünen bir sonuç verdi. Ne var ki, sinyali başlarına bela olmuştu. hamlesinin eklenmesidir. Büyük
radyo detektörlerinde sorunlar Gökten gelen sinyal, sıcaklığı 3,5 KPatlamayı tetikleyen olaylar
keşfedildi; bu yüzden sonuçlar göz -mutlak sıfırdan 3,5'C yüksek- olan menzilimizin dışında ka lıyor ; a ma
ardı edildi. Sonraki sonuçlar daha bir cisimden yayılan bir Hubble Uzay Teleskopu gı bı aletlerin
fazla ikircikli oldu. mikrodalgaya denkti. Beli yardımıyla kozmik genışlcmeye
Laboratuvarları yardım a lmak için ilişkin ölçümler, kozmik ya ratılış
Büyük Patlamamn izleri Dicke'le ilişkiye geçince, Dicke çağını büyük bir doğrulu kla
Neyse ki, sorun kısa sürede başka Büyük Patlamanın kalı ntılarını - belirlememize izin veıiyor Evren,
yollarla çözüldü. Daha 1948'de şimdi kozmik mikrodalga ardalan 0,037 milyar yıl eksik ya da fazla 13,
Alpher ve meslektaşı Robert ışıması (CMBR) olarak bilinen- 798 milyar yıl önce var oldu. Evren'in
Herman, Büyük Patlamanın bütün bulduklarını anladı. geleceğine ilişkin çeşitli teoriler
Evren'de kalıntı halinde bir ısı CMBR'nin Evren'e yayıldığının vardır; ama birço\')u, yaklaşık 10100
etkisi bırakacağını öngörmüştü. -kararlı durum teorisinin yıllık bir zaman içinde maddenin
Teoriye göre Evren yaklaşık açıklayamadığı bir olgu- dağılıp so\')uk atom-altı parçacıklara
380.000 yaşına geldiğinde saydam keşfedilmesi, davayı Büyük Patlama dönüştüğü "ısı ölümü"ne ya da bir
olacak kadar soğumuş ve ışık lehine sonuçlandırdı. Sonraki termodinamik denge durumuna
fotonlarının ilk kez uzayda serbest ölçümler, CMBR'nin gerçek ulaşıncaya kadar genışlemeye devam
yol almasına olanak vermişti. O ortalama sıcaklığının yaklaşık 2,73 edeceğini düşü nür. •
sırada var olan fotonlar o zamandan K olduğunu gösterdi ve yüksek
beri uzayda yayılmakta, uzay kesinlikli uydu ölçümleri, Büyük
genişledikçe daha uzun ve daha Patlamadan 380.000 yıl sonra
kızıl olmaktaydı. 1964'te Princeton Evren'deki koşulları incelememize
Üniversitesinde Robert Dicke ve olanak veren ayrıntılı sinyal
meslektaşları, düşük enerıili radyo varyasyonlarını ortaya çıkardı.
dalgaları biçimini alacağını
düşündükleri bu güçsüz sinyali Sonraki gelişmeler
saptayabilecek bir radyo teleskopu İlke olarak do\')ruluğu kanıtlanmasına
yapmaya koyuldular. Ne var ki, rağmen, Büyük Patlama teorisi
yakındaki Beli Telefon 1960'lardan itibaren birçok dönüşüme
246

HER MADJJE . .
PAR ACIGININ BiR
KAR 1-MADDE EŞİ
VAR IR
PAUL DIRAC (1902-1984)

ngiliz fizikçi Paul Dirac,


KISACA
BİLİM DALI
Fizik
1 1920'lerde kuantum fiziğinin
teorik çerçevesine epeyce
katkıda bulundu; ama bugün en iyi,
matematik aracığıyla karşı parça-
ÖNCE cıkların varlığını öngörmesiyle
1925 Werner Heisenberg, Max tanınır.

Bom ve Pascual Jordan Dirac, Wemer Heisenberg'in


parçacıklann dalga-benzeri parçacıkların bir kuantum duru-
davranışını açıklamak için mundan diğerine nasıl atladıklarını
matris mekaniğini geliştirir. tarif eden matris mekaniği üzerine
çığır açıcı tebliğini okuduğunda,
1926 Erwin Schrödinger, bir Cambridge Üniversitesinde doktora
elektronun zaman içindeki öğrencisiydi. Dirac, tebliğin zor
değişimini tarif eden bir dalga matematiğ ini kavrayabilen birkaç
denklemi geliştirir. kişiden biriydi ve Heisenberg'in
denklemleri ile Hamilton mekaniği
SONRA olarak bilinen klasik (kuantum
1932 Elektronun karşıt öncesi) parçacık devinimi teorisinin
parçacığı p0zitronun varlığı,
bazı bölümleri arısındaki paralellik-
Cari Anderson tarafından leri fark etti. Bu durum Dirac'ın,
doğrulanır. klasik sistemlerin kuantum düze-
1940'lar Richard Feynman, yinde anlaşılmasını sağlayan bir
Sin-Itiro Tomogana ve Julian yöntem geliştirmesine olanak verdi.
Sohwirıger kuarıtum Bu ça lı şmanın ilk sonucu, kuan-
elektrodinamiğini -ışık ile
tum spini düşüncesinin bir türe-
madde arasında ki etkileşimi viydi. Dirac, şimdi "Fermi-Dirac
istatistiği" olarak bilinen (Dirac'tan
açıklayarı ve kuantu ııı teoıisini
bağımsız Enrico Fermi tarafından
özel görelilik le tam olarak
da bulunduğu için) bir kurallar
birleştiren matematiksel bir
kümesi formüle etti. Dirac, elektron
yol- geliştirir. gibi buçuklu bir spin değeri olan
parçacıklara, Fermi'nin adından
hareketle "fermion" adını verdi. Bu
BİR PARADiGMA DEGlŞIKLIGI 247
Ayrıca bkz. James Clerk Maxwell 180 85 • Einstein 214 21 • Erwin Schrödinger 226 33 •
Albeı t
Werner Heisenberg 234-35 • Richard Feynman 272-73

kurallar, çok sayıda fermionun bir-


birleriyle nasıl etkileşime girdikle-
rini tarif eder. 1926'da Dirac'nın
doktora tezi danışmanı Ralph
Fowler onun istatistiğini kullanıp,
çökmekte olan bir yıldız çekirdeği­
nin davranışını hesapladı ve süper
Pozitron


t
t
~
Bir parçacık
karşı parçacığı
ile

araya gelince, yok


bir

olurlar. Kütleleri,
E=mc2 denklemine
uygun olarak
elek tromanyetik
enerji fotonlarına


yoğun beyaz cüce yıldızların köke- dönüşür.

nini açıkladı.
Elektron
Foton
Kuantum alan teorisi
Fizik ders kitaplarının çoğu kuvvet-
lerin etkisi altındaki cisimlerin ve Schrödinger'in elektron için dalga Anderson tarafından 1932'de deney-
bireysel parçacıkların özeliklerine denkleminin göreli bir versiyonunu sel olarak doğrulandı, ilk kez kozmik
ve d inamiğine odaklanırken, alan (yani, ışık hızına yakın hareket ışınlarda (derin uzaydan Yer'in
teorileri geliştirilerek daha derin bir eden parçacıkların etkilerini atmosferine yağan yüksek enerjili
anlayışa ulaşılabilir. Bu teoriler, hesaba katabilen ve kuantum dün- parçacıklar) ve daha sonra belli rad-
kuvvetlerin kendi etkilerini uzayda yasını, Schrödinger'in göreli olma- yoaktif bozunma tiplerinde sap-
hissettirme yollarını tarif eder. yan denkleminden daha doğru tandı. O zamandan beri kar-
Bağımsız kendilikler olarak alanla- modelleyebilen bir versiyon) üret- şı-madde yoğum fizik
rın önemi ilk kez 19. yüzyılın orta- mesine olanak verdi. "Dirac denk- araştırmalarının konusu ve bilim-
sında James Clerk Maxwell tarafın­ lemi" maddenin parçacı klarıyla kurgu yazarlarının sevgilisi (özel-
dan, kendi elektromanyetik özdeş özelliklere sahip, ama karşıt likle normal maddeyle temas edince
radyasyon teorisini geli ştirirken elektrik yüklü parçacıkların varlı­ bir enerji patlama sıyla "yok etme"
fark edildi. Einstein' ın genel göreli- ğını da öngörmekteydi. Bunlara alışkanlığında n ötürü) olmuştur.
liği de, alan teorisinin başka bir "karşı-madde" denildi (geç 19. yüz- Ama en önemlisi, Dirac'ın kuantum
örneğidir yıldan beri ağızdan ağza dolaşan alan teorisi, bir sonraki fizikçiler
Dirac' ın kuantum dünyasına bir terim). kuşağının geliştirdiği kuantum
ilişkinyeni yorumu, bir kuantum Karşı elektron parçacığı ya da elektrodinamiği teorisinin temelle-
alan teorisidir. 1928'de. pozitron, ABD'li fizikçi Cari rini attı.•

PaulDirac Paul Dirac kuantum fiziğine önem- dge'e dönüp, Lucas Matematik
li katkılarda bulunan, 1933 Nobel Kürsüsünde görev aldı. Sonraki
Fizik Ödülünü Erwin Schrödin- meslek yaşamında çoğ unlukla
ger'le paylaşan bir matematik de- kuantum elektrodinamiğine o-
hasıydı. İngiltere'de Bristol'da İs­ daklandı. Kuant um teorisini ge-
viçreli bir baba ile İngiliz bir anne- nel göre lilikle birleştirme düşün­
nin çocuğu olarak doğan Dirac, cesinin peş ine de düştü; ama bu
doğduğu kentin üniversitesinde e- çaba sınırlı bir başarıyla karşı­
lektrik mühendisliği ve matematik laş tı.
diploması aldı; sonra Cambridge
Üniversitesinde devam etti ve ora- Önemli eserleri
da genel görelilik ve kua ntum teo
risine kendini kaptırdı. 1920'lerin 1930 Pri n ciples of Quantum
ortasında çığır açıcı ilerlemelerin- M ech an ics
den sonra çalışmalarını Göttingen 1966 L ectures on Quantum
ve Kopenhag üniversitelerinde F ield Theory
sürdürdü; ardından tekrar Cambri-
248

....... ..........
..... .
~
·.
. .......... : .
• .. ·.·.;:ı,.·.·:.
ÖK~N .BllJ '(ILDIZ
. • •.... ·:~~!.e . .. . . •
• • ··.t: ._,:.I! • •••••
....•. EKIRDEGININ
....:·••··•·
• •• •• ·:·:·«
.
~=
......
...·.·.·.....:··:....
. ... KARARSIZLASTIGI BİR
.. ·...::·:::,. .....: ...
.: ........
·.: . .
. .:..... .
,,
UST SiNiR YARDIR
S. CANDRASEKHAR (1910-1995)

920'lerde geli şen kuantum tek bir noktaya dönüşürdü. Çöken


KISACA
BİLIMDALI
Astrofizik
1 fiziğinin astronomi için içe-
rimleri vardı; beyaz cüce
olarak bilinen süper yoğun yıldızla­
bir yıldız çekirdeğinin bu
"Chandrasekhar Sınırı"nın 1,44
güneş kütlesi (yani güneşin kütle-
rın anlaşılması için ona başvu­ sinin 1,44 katı) olduğu biliniyor. Ne
ÖNCE ruldu. Beyaz cüceler, nükleer yak ıt­ var ki, beyaz cüce ile kara delik
19. yüzyıl Astronomlar küçük ları tükenen ve kendi kütleçekimleri arasıncla bir ara evre vardır -"nöt-
boyunun gösterdiğinden çok altında çöküp Yer büyüklüğünde ron yozlaşma basıncı" denilen
daha büyük bir kütleye sahip nesnelere dönüşen güneş-benzeri başka bir kuantum etkisinin karar-
olan bir yıldız saptayınca, be- yıldızların sönmüş çekirdekleridir. hlaştırdığı kent büyüklüğünde bir
yaz cüce yıldızlar keşfedilir. 1926'da fizikçiler Ralph Fowler ve nötron yıldızı. Kara delikler, nötron
Faul Dirac, elektronlar Pauli dış­ yıldızının çekirdeği 1,5 ile 3 Güneş
SONRA lama ilkesi -iki parçacığın aynı kütlesi arasında bir üst sınırı
1934 Fritz Zwicky ve Walter kuantum durumunda bulunama- aşınca meydana gelir. •
Baade süpemova olarak bili- ması- devreye girecek kadar sıkı­
nen patlamaların kütleli yıldız­
şık bir biçimde bir araya gelince
ların ölümüne işaret ettiğini ve
ortaya çıkan "yoz elektron basıncı"
çöken çekirdeklerinin nötron

''
nedeniyle, Yer büyüklüğüne ula-
yıldızlarını oluşturduğunu öne
şınca çöküşün durduğunu açıkladı­
sürer.
lar.
Doğanın kara delikleri,
1967 Britanyalı astronomlar
Jocelyn Beli ve Anthony Bir kara deliğin oluşumu Evren' deki en kusursuz
Hewish. şimdi "pulsar" olarak 1930'da Hindistanlı astrofizikçi makroskobik nesnelerdir.
bilinen bir nesneden -hızlı dö- Subrahmanyan Chandrasekhar, bir Subrahmanyan
nen bir nötron yıldızı- hızlı yıldız çekirdeğinin kütlesinin bir Chandrasekhar
darbeli radyo dalgaları saptar. üst sınırı olduğunu, o sınırın öte-

''
sinde kütleçekimin yoz elektron
1971 Cygnus X-1 olarak bili- basıncının üstesinden qeleceğini
nen bir kaynaktan gelen X-ışı­ ortaya çıkardı . Yıldız çekirdeği
nı emisyonlarının. olasılıkla bir çöküp uzayda, teklik olarak bilinen
kara delik olan şeye sarmal ya-
parak giren sıcak bir malzeme- Ayrıca bkz. John Michell 88-89 • Albert Eınstcin 211-21 • Paul Dirac 246 47
den kaynaklandığı görülür. • Fritz Zwicky 250-51 • Stephen Hawking 314
BİR PARADİGMA DEGİŞİKLERİ 249

Y~SA~I~ KE~DİSİ
Blll BiLGi EDiNME
SÜRECİDİR
KONRAD LORENZ (1903-1989)

9. yüzyılda kuşla rı inceleyen

BİLİM DALI
Biyoloji
1 lngiliz biyolog Douglas
Spalding, hayvan davranışı
üzerine bilimsel deneyler yapan ilk
kişiler arasındaydı . Egemen görüş,

ÖNCE kuşlardaki karmaşık davranışın

1872 Charles Darwin, The öğrenilmiş olduğu yönündeydi; ama


Expression of the Emotions in Spalding bazı davranışların
Man and Anima/s'ta kalıtsal doğuştan olduğunu düşündü: Bu

davranışı tarif eder. davranışlar kalıtsaldı ve esas olarak Bu turnalar v e kazlar Christian
"istemsiz"di - bir tavuğun Moullec tarafından yu murtadan
1873 Douglas Spalding yumurtalarının üzerinde kuluçkaya çıkarıldı ve beslendi, ondan etkilendi ve
kuşlarda doğuştan (genetik) ve yatma eğilimi gibi. onun peşinden giderler. Hanr hava
aracıyla havaya kaldırıp , onlara göç
öğrenilmiş davranış arasında Modern etoloji -hayvan yollarını öğretir.
bir ayrım yapar. davranışının incelenmesi-
davranışın hem öğrenilmiş hem uygun hareketli uyarandan -genel-
1890'lar fizyolog İvan Pavlov,
köpeklerin basit bir öğrenme doğuştan bileşenler içerdiğin i likle anneleri- etkilenmelerini ya da
kabul eder: Doğuştan davranış onu izlemelerini a raştırdı . Annenin
biçimiyle salya akıtmaya
basmakalıptır ve kalıtsal olduğu örneğ i, yavrularında "sabit eylem
koşullandırılabildiğini gösterir.
için, doğal seçilimle evrilebilir; örüntüsü" olarak bilinen içgüdüsel
SONRA öğrenilmiş davranış ise, deneyimle bir davranışı tetikler.
1976 Britanyalı zoolog Richard değişebilir. Lorenz, kendisini anne kabule-
Dawkins, davranışta genlerin den ve gittiği her yerde peşinden
rolünü vurgulayan Gen Kazlan etkilemek giden kaz yavrularında bunu kanıt­
Bencildir'i yayımlar. 1930'larda Avusturyalı biyolog ladı. Yavrular cansız nesnelerden
Konrad Lorenz, kuşlarda "etkilenim" bile etkilenecek ve oyuncak bir tre-
2000'ler Yeni araştırmalar, dediği öğren ilmiş bir davranış biçi- nin peşine düşeceklerdi. Hollandalı
böceklerden katil balirıalara mine odaklandı. Boz kazların, biyolog Nikolaas Tinbergen ile bir-
kadar birçok hayvan türünde yumurtadan çıktıktan sonra kritik likte Lorenz, 1973'te Nobel Fizyoloji
öğretmenin önemine ilişkirı bir zaman aralığında gördükleri ilk Ödülünü aldı. •
artan kanıtlar açığa çıkarır.
Ayrıca bkz. Charles Darwin 142- 49 • Gregor Mende! 166-71 •
Thomas Hunt Morgan 224-25
250

EVRENİN YÜZDE
95'İ KAYIPTIR
FRITZ ZWICKY (1898-1974)

vrene saptanabilir ışıklı On yıl sonra Zwicky, Cama


KISACA
BİLİM DALI
Fizik ve evrenbilim
E madde dışında bir şeyin
egemen olabileceği düşün­
cesi, ilk kez İsviçreli astronom Fritz
galaksi kümesinin genel kütlesini
ölçmeye koyuldu. Halkalanma teo-
remi denilen matematiksel bir
Zwicky tarafından önerildi. 1922- model kullandı; bu yöntem, bireysel
ÖNCE 23'te Edwin Hubble "bulutsuların" küme galaksilerin göreli yörünge
1923 Edwin Hubble, aslında uzak galaksiler olduğunu hızlarından genel kütleyi hesapla-
Samanyolu'nun milyonlarca ışık anlamıştı. masına olanak veriyordu. Vardığı
yılı ötesinde bağımsız yıldız
sistemleri olarak galaksilerin
gerçek doğasını doğrular.
Evren giderek Galaksilerin dış bölgeleri, görünür
1929 Hubble, Evren'in kütlelerinin gerektirdiğinden daha hızlı
genişlemekte okluğunu ve artan bir hızda
genişliyor.
döner.
galaksilerin bize ne kada r
uzaklarsa o kadar hızlı bizden
uzaklaştıklarını saptar.

SONRA
1950'ler Amerikalı astronom Bu yüzden dönüşlerini açıklayacak
ek, gizli kütleleri olmalıdır.
George Abell, galaksi
kümelerinin ilk ayrıntılı Genişlemeye bütün
kat alogunu hazırlat. Galaksi
kümelerine ilişkin sonraki
enerjinin yüzde
68,3'ünü oluşturan
'V
araştırmalar, kara maddenin
kara enerji neden
varlığını defalarca doğruladı.
olur. Bu ek kütle kara madde olarak bilinir ve
toplam enerjinin yüzde 26,B'ini oluşturur
1950'ler-günüınüz Çeşitli
Büyük Patlama modelleri, şu
anda görünür olandan çok daha
fazla madde üretmiş olması
'V
gerektiğini öngörür.
Evren'in enerjisinin yalnızca
yüzde 4,9'u görünür maddeden sorumludur.
Ayrıca bkz. Edwin Hubble 236-41

Dönme hızı
[km/ sn]
200

100

50.000 100.000
Galaksinin merkezinden uzaklık (ışık yılı)

Galaksimizin kütle dağılımı görünür maddesine denk olsaydı, galaksinin dış Frltz Zwlcky
diskindeki yıldızlar kütle merkezinden daha büyük uzaklıklarda daha yavaş hareket
ederdi. Vera Rubin'in araştırmaları, belli bir uzaklığın ötesinde yıldızların, merkez- 1898'de Bulgaristan'da Var-
den uzaklıkları ne olursa olsun tek tip bir hızla hareket etme eğil i minde olduklarını na'da doğan Fritz Zwicky İs­
bulgulayıp, galaksınin dış çemberindeki kara maddeyi açığa çıkardı. viçreli büyükbabası ve büyü-
kannesi tarafından büyütüldü
ve fiziğe yeteneği erkenden
sonuçlar, kümenin, yıldızlarının Bugün kara maddenin, Evren'deki belli oldu. 1925't e ABD'ye Ca-
birleşik ışığının gösterdiğ i nden 400 kütlenin yaklaşı k yüzde 84,5'ini lifornia Teknoloji Enstitüsünde
kat daha fazla kütle barındırdığını oluşturduğu yaygın bir biçimde çalışmaya gitti ve meslek ya-
gösterdi. Zwicky bu sarsıcı görün- kabul edilir. Kara maddenin, kara şamının geri kalan kısmını o-
meyen madde miktarına "kara delikler ya da serseri gezegen !er rada geçirdi.
madde" dedi. gibi saptanması zor biçimde nor- Zwicky kara maddeyle ilgili
Zwicky'nin vardığı sonuç o mal madde olabileceğine dair çalışmaları dışında, patlayan
sırada önemsenmedi; ama 1950'lere umutlar, araştırmalarla doğrulan­ büyük kütleli yıldızları araştır­
gelindiğ inde yeni teknoloji, ışıklı madı. Şimdi kara maddenin, Zayıf masıyla da tanınır. Walter Ba-

olmayan maddeyi saptamanın yeni Etkileşimli Büyük Kütleli ade ile birlikte, büyüklük bakı­
yollarını açmıştı. Büyük miktarda Parçacıkla rdan (WIMP) oluştuğu mından beyaz cüceler ile kara

maddenin görünür ışık hali nde düşünülür. Bu farazi atom-altı par-


delikler arasında nötron yıldız­
larının varlığını gösteren ilk
parıldayamayacak kadar soğuk çacı kların özellikleri halı! bilinmiyor
kişiydi ve bu büyük kütleli yıl­
olduğu, ama kızıl ötesi ve radyo - yalnızca karanlık ve saydam
dız kalıntılarının doğduğu bü-
dalga boylarında ış ıd ığ ı açıktı. olmakla kalmaz, kütleçekim yük yıldız patlamaları için "sü-
Bilim insanları galaksimizin ve dışında normal maddeyle ya da
pernova" terimini icat etti. Bir
diğer galaksilerin görünür ve ışınımla etkileşmezler de.
grup süpernovanın patlama sı­
görünmez yapısını anlamaya başla­ 1990'1arın sonundan itibaren, rasında aynı doruk parlaklığa
d ıkça, "kayıp kütle" miktarı önemli "kara enerji"nin yanında kara mad- ulaştığını göstererek, Hubble
ölçüde azaldı. denin bile cüce kaldığı anlaşıldı. Bu Yasasından bağ ımsız olarak
görüngü Evrenin genişlemesini (s. çok uzak galaksilerin uzaklığı­
Görünmez olan gerçektir 236-41) hızlandıran nı ölçmenin bir yolunu göster-
Kara maddenin gerçekliği kuvvettir ve doğası hala bilinmiyor diler ve daha sonra kara ener-
1970'1erde, ABD'li astronom Vera -bizzat uzay-zamanın ayrılmaz bir jinin keşfine zemin hazırladı­
Rubin, Samanyolu'nda dönen yıl ­ özelliği ya da "öz" olarak bilinen lar.
dızların yörünge hızlarının harita- beşinci temel kuvvet olabilir. Kara
sını çıkardıktan ve kütle dağılımını enerjinin Evrendeki bütün enerjinin Önemli eserleri
ölçtükten sonra kabul edildi. Çok yüzde 68,3'ünü oluşturduğu ; kara
1934 On Supernovae
büyük miktarda kütlenin galaksi- maddenin enerjisinin yüzde 26,8, (with Walter Baade)
nin görünür sınırlarının ötesinde, normal maddenin yalnızca yüzde 1957 Morphological
galaksi aylası olarak bilinen bir 4,9 olduğu düşünülür. • Astronomy
bölgede dağıldığını gösterdi.
252

EVRENSEL BİR
HESAP MAKİNESİ
ALAN TURING (1912-1954)

KISACA
Çok sayılı problemlerin
BİLİM DALI yanıtlarınıhesaplamak, bir dizi
Bilgisayar bilimi matematiksel adıma ya da
ÖNCE algoritmaya
1906 ABD'lı elektrik mühendi- indirgenebilir.
si Lee De Forcst ilk elektronik
bilgisayarların ana direği olan
triyot valfi icat eder.
1928 Alman matematikçi Da·
vid Hilbert, algoritmaların her
türlü girdiyi halledip edemeye·
ceğini sorarak "karar proble-
mi"ni formüle eder.
SONRA
1943 Turing'in kod-kırma dü-
şüncelerinden bazılarını kulla-
nan valf-tabanlı Colossus bilgi-
sayarlar Bletchley Park'ta ça- astgele 1000 sayıyı, bilinen bir dizidir. Bir başlangıç
lışmaya başlar.

1945 Matematikçi John von


Neumann. depolanmış-prog­
R örneğin 520, 74, 2395, 4.
999 ... küçükten büyüğü
doğru sıraya sokmayı düşünün. Bir
koşulu ya da durumuyla başlar, veri
ya da girdi alır, sonlu sayıda kez
kendi kendini çalıştırır ve bitmiş
ramlı modern bilgisayarın te-
tür otomatik işlem yardımcı olabilir. bir sonuç ya da çıktı verir. Bugün
Örneğin: A İlk iki sayıyı karşılaştır. her bilgisayar programcısı bu
mel mantıksal yapısını ya da
B İkinci sayı küçükse, sayıları düşünceye aşinadır. İlk kez
mimarisini tarif eder.
değiştir, A'ya geri git. Aynıysa ya 1936'da, Britanyalı matematikçi ve
1946 Kısmen Turing'in kav- da büyükse, C'ye git. C Son çiftin mantıkçı Alan Turing bu tür
ramlarına dayanan ilk genel a- ikinci sayısını yeni bir çiftin birinci işlemleri gerçekleştirmek için şimdi
maçlı elektronik programlana- sayısı yap. Sonrasında sayı varsa, Turing makineleri olarak bilinen
bilir bilgisayar ENIAC'ın açılı­ onu çiftin ikinci sayısı yap, B'ye git. makineleri tasarlayınca şekillendi.
şı yapılır. Sonrasında sayı yoksa, bitir. Bu Çalışması başlangıçta teorikti -bir
komut kümesi, algoritma olarak mantık alıştırması. Bir sayı işini en
~~~~~~~~~~~~~~~~~-
BiR PARADiGMA DEGİŞİKLIGI 253
Ayrıca bkz. Donald Michıe 286-91 • Yuri Manin 317
.

O;"'
basit, en temel, otomatik biçimine yakın bir şeyimiz olur" diyordu.
indirgemekle ilgilendi. Şimdi Evrensel Turing Makines ı
(UTM) olarak bilinen bu aygıtın,
A-makine hem komutları hem verileri içeren l1i
Durumu zihinde canlandırmaya sonsuz bir deposu (bellek) vardı. Bu . .
yardım etmek için Turing farazi bir nedenle UTM, her Turing
makine tasavvur etti. "A-makine"
("a", automatic !otomatik]
makinesini taklit edebilirdi.
Turing'in kuralları değiştirmek
t;..·
sözcüğünün kısaltılmışı) karelere dediği şeye, şimdi programlama
bölünmüş, her karede bir sayı, harf deniliyor. Bu şekilde il\< kez Turing,
ya da simge bulunan uzun bir kağıt programlanabilir, birçok göreve Alan Turtng
bant ile bir okuyucu/yazıcı kafaydı. uyarlanabilir, girdi alan, bilgi
Bir kurallar tablosu biçiminde işleyen ve çıktı veren bilgisayar
1912'do Londra'da doı':jan Alan
komutlarla, manyetik kafa gördüğü kavramını tanıttı. •
Turing, okulda olaı':janüstü bir
matematik yeteneı':ji gösterdi.
karenin simgesini okur ve kurallar
1934' te Klngs College'de birinci
uyarınca silerek ve başka bir simge
s ın ıf matematik diploması aldı
yazarak değiştirir ya da kendi ve olasılık teorisi üzerinde ça-
haline bırakır. Sonra sağdaki ya da lıştı. 1936'den 193B'e kadar
soldaki bir kareye geçer ve işlemi Princeton Onivorsiteslnde oku-
tekrarlar. Her seferinde makinenin du ve oıada, genelleş tirilmiş

''
farklı bir genel kon figürasyonu ve bir hesap makinesiyle ilgili teo-
yeni bir simge dizilimi vardır. risini öneıdl.
Bütün süreç yukarıdaki sayı 11. Dünya Savaşı sırasında
sıralama algoritmasıyla Bir bilgisayar, bir insanı Tuılng, Enigma makinesinin ü-
karşılaştırılabilir. Bu algoritma, kandırıp kendisinin bir insan rettiı':jl Alman kodlarını kırmak

belirli bir iş için kurulur. Benzer olduğuna inandırabilirse, zeki için "Bombe" olarak bilinen bir
denilmeyi hak eder. bilgisoyaı tasarladı ve yapımı­
şekilde Turing, her birine belli bir iş
ıçin komutlar ya da kurallar Alan Turing na yaıdım etti. Turing kuan-
tum teorisiyle, biyolojide şekil
veri lmiş bir dizi makine tasarladı.
ve örüntülerle de ilgilendi.

''
" Yalnızca kuralları çıkarılabilir ve
1945'te Londra'daki Ulusal Fi-
başka kurallarla değiştirilebilir
zik Laboratuvarına geçti; sonra
olduklarını düşünmemiz gerekir ve
Manchester Üniversitesine ta-
evrensel bir hesap makinesine çok ş ınıp bilgisayar projelerinde ça-
lıştı . 1952'de homoseksüel ha-
reketlerden (o zaman yasadı­
şıydı) ötürü yargılandı ve iki yıl
•••• 1 o 1 1 1 o o 1 1 o 1 o o sonra siyanür zehirlenmesin-
den öldü - bunun bir kazadan
çok bir intihar olması olası gö-
rünüyor. 2013'te Turing'den ö-
lüm sonrası özür dilendi.
Durum yazmacı Eylem tablos u Öne mli eserleri

Bir Turing makinesi, matematiksel bir bilgisayar modelidir 1939 Report on the Applications
Sonsuz uzunlukta manyetik bandın üzerinde bir sayıyı okur, of Probability to Cryptopgraphy
uzerıne yeni bir sayı yazar, eylem tablosundaki kurallara göre
sola ya da sağa hareket eder. Durum yazmacı değişikliklerin
kaydını tutar ve bu girdiyi tekrar eylem tablosuna sürer.
""
DOGASI
LINUS PAULING (1901-1994)
256 LINUS PAULING
920'lerin sonunda ve Elekt ron yörüngeleri
KISACA
BİLİM DALI 1 1930'ların başında Amerikalı
kimyacı Linus Pauling çığır
y

~,
Kimya açan bir dizi makaleyle, kimyasal
bağların kuantum-mekaniksel bir
ÖNCE açıklamasını ortaya çıkardı.
x
1800 Alessandro Volta metalleri Pauling Münih'te Arnold s orbital px orbital
azalan elektropozitiflik sırasına Sommerfeld'den, Kopenhag'da
göre listeler. Niels Bohr'dan ve Zürih'te Erwin y
Schrödinger'den kuantum
1852 Britanyalı kimyacı Edward z
mekaniği dersleri almaştı.
Frankland atomların belirli bir- Molekü1lerdeki bağlanmayı
leşme gücüne sahip olduklarını araştırmak istediğine baştan karar
ve bileşiklerin formülünü bu gü- vermişti ve kuantum mekaniğinin
cün belirlediğini söyler. bunu yapması için kendisine doğru
py orbital p, orbital
1858 August Kekule karbonun aletler sunduğunu anladı.
dört valansının olduğunu -diğer Elektronlar bir atom çekirdeğinin
Orbitallerin melezlenmesi etrafında çeşiLli şekillerde döner -mer-
atomlarla dört bağ oluşturduğu­
Pauling ABD'ye dönünce yaklaşık kez(ler)in etrafındaki kabuklarda ya da
nu- gösterir. bir eksen boyunca loblarda.
59 makale yayımladı ve 1929'da
1916 Amerikalı fiziksel kimyacı karmaşık kristallerin X-ışını kırını­

Gilbert LeWis bir kovalent bağın mını yorumlamanın beş kuralını - mekaniğinin Avrupalı öncüleri ilk
bir molekülde iki atomun pay- şimdi Pauling kuralları olarak bili- ikisini "ls-elektronlar" olarak
laştığı bir elektron çifti olduğu­ niyor- ortaya koydu. Aynı zamanda tanımladı: Bunların karbon

nu gösterir. kovalent moleküllerde (atomların iki çekirdeğinin etrafında küresel bir


elektronu birbiriyle paylaşarak bir- yörüngesi ya da kabuğu vardır -
SONRA birine bağlandığı moleküller), özel- merkezinde bir golf topunun
1938 Britanyalı matematikçi likle organik bileşiklerin - karbon etrafında şişen bir balon gibi. ls
Charles Coulson, hidrojenin bazlı- moleküllerinde atomların kabuğun dışında iki adet
doğru bir moleküler orbital dal- birbirine bağlanmasına dikkatini "2s-elektron" barındıran bir kabuk
ga fonksiyonunu hesaplar. yöneltmekteydi. daha vardır . 2s kabuğu birincinin
Bir karbon atomunun toplam altı dışında daha büyük başka bir balon
elektronu vard ı r. Kuantum gibidir. Son olarak çekirdeğin her
iki yanında çıkıntı yapan büyük
loblara sahip "p-orbitaller" vardır. P,
orbitali x-ekseninde, P, orbital
y-ekseninde ve pz orbitali
z-ekseninde bulunur. Ka rbon
atomunun son iki elektronu bu
orbit allerden ikisini işgal eder -
olasılıkla biri p,'te, biri P,'de.
Yeni k uantum mekaniğinin
elektron tasviri, elektron
yörüngelerini olasılık yoğunluklu
"bulutlar" olarak ele almaktaydı.
Elektronları yörüngelerinde dönen
noktalar gibi düşünmek artık doğru
değildi; varlıkları yörüngelere
bulaşıktı. Yerleşik-olmayan bu yeni
gerçeklik resmi, kimyasal
bağlanmayla ilgili yeni radikal
~~~~~~~~~~~~~~~
BiR PARADİGMA DEGİŞİKLİGİ 257
Ayrıca bkz. August Kekule 160-65 • Max Planck 202-05 • Erwin Schrödınger 226-33 • Harry Kroto 320-21

düşüncelere olanak verdi. Bağlar ya ve kristalde her karbon atomu bir


orbitallerin kafa kafaya örtüş tüğü dört yüzlünün köşelerinde sigma
güçlü "sigma" bağları ya da bağlarıyla dört atoma bağlanır.

''
orbitallerin birbirine paralel olduğu Elmasın sertlığinın nedeni bu
daha zayıf, daha dağınık "pi" yapıdır
bağları olabilirdi. Karbon atomlarının diğer
Pauling çıplak bir atoma karşıt 1935'te kimyasal bağın atomlara bağlanmasının başka bir
olarak bir molekülde, karbon atomu doğasını temelde eksiksiz olası yolu da, bir s-orbitalin iki
orbitallerinin birleşip ya da "melez- anladığımı hissettim. p-orbıtaliyle birbırine karışıp üç sp2
lenip" diğer atomlara daha güçlü Linus Paul~ng melez oluşturmaktıı. Bunlar bir
bağlar verebildiği düşüncesiyle düzlemde 120°'lik açılarla
ortaya çıktı. S ve p orbitallerinin çekirdekten çıkıntı yapar. Bu

''
melezlenip dört sp3 melez orbital durum, çıft bağlı 112C=CH2 yapısı
oluşturabildiğini gösterdi; bunların olan etılen gibı moleküllerin
hepsi eşdeğerdi ve çekirdekten, geometıısıne uygundur. Burada
109,5°'lik bağlar arası açıyla bir karbon atoınlor ı orasında sp'
dörtyüzlünün köşelerine doğru melezloıdorı bııı tarafından bir
çıkıntı yapıyordu. Her bir sp3 orbi- Çeşitli karbon bileşiklerinin sigmo lın{Jı , moloz lonmemiş bir
tali başka bir atomla bir sigma bağı yapısı incelenince, dört yüzlü bir dörch.ınctl oı bltrıl tarafından bir pi
kurabilir. Bu durum, metandaki düzenlemede, en yakın dört komşu bağı kurulur
(CH,) bütün hidrojen atomlarının ve atoma sıkça rastlandı. Elmasın Son oloııık, bır s - orbıtal tek
karbon tetra klorürdeki (CCl4) bütün kristal yapısı, 1914'te X-ışını p-orbıtııllo bırloşıp, lobları 180° ayrı
klor atomlarının aynı şekilde dav- kristalografisiyle çözülen ilk yapılar düz bıı ç ı zçpcl o çıkıntı yapan iki sp
ranması gerçeğine uygundur. arasındaydı. Elmas saf karbondur moloz oluştuıuı Bu durum, sp

Metan Etilen Elmas

Karbon atomunda dört Karbon atomunda üç elektron melezlenıp uç sp'


elektron melezlenip dört sp3 orbitali oluşturur. Geriye kalan melezlenmemış
orbitali oluşturur. orbitaller karbon atomları arasında ıkınci bir pı
bağı oluşturur.

Karbondioksit
Karbon atomunda
pi bağı ıkı elektron, her bırı Bir elmastaki her karbon atomu,
bir oksijen atomu na sp3 melezler tarafından diğer dört
o~c ~o bağlanan iki sp
orbital oluşturur.
atoma ba()lanıp bir dörtyüzün
köşesini oluşturur. Sonuç, kovalent
Geriye kalan iki karbonun -son derece güçlü olan
orbital bır pi bağıyla karbon bağlan- tarafından bir arada
oksijene bağlanır. tutulan sonsuz bir örgüdür.
258 LINUS PAULING
melezlerden her birinin oksijenle bir İyonik bağlanma
sigma bağı oluşturduğu ve geriye
kalan melezlenmemiş iki orbitalin
ikinci bir pi bağı oluşturduğu
karbondioksitin (CO,) yapısıyla
uyumludur.

Yeni bir benzen yapısı


60 yıldan fazla bir süre önce August
Kekule benzenin yapısının, C6H6 ,
bir halka olduğunu ilk kez öne
sürüğünde endişelenmişti.
Sodyum iyonu Klor iyonu
Sonunda karbon atomlarının Na' c1·
almaşık tek ve çift bağlarla
Sodyum klorürde, sodyum atomunda bir elektron Örgü
bağlanması gerektiğini ve bir klor atomuna taşınıp iki tane yüklü, kararlı iyon
molekülün iki eşdeğer yapı oluşturur. İyonlar olektrostaLik çekimle bir arada
arasında sallandığını öne sürdü (s. tutulur ve kararlı bir örgü oluşturur.
164)
Pauling'in alternatif çözümü
Benzen halkası
zarifti. Karbon atomlarının hepsinin
melezli sp2 olduğunu, bu yüzden
onlar ile hidrojen atomları
arasındaki bütün bağların aynı xy
düzleminde yer aldıklarını ve
birbirleriyle 120°'1ik bir açı
oluşturduklarını söyledi. Her karbon
atomunun bir p orbitalinde kalan
tek elektronu v~rdır. Bu elektronlar
birleşip altı karbon atomunu
birleştiren bir bağ oluşturur. Bu bir Melezlerımiş sp2 orbitalleri 6 p, orbitalleri Pi bağı
pi bağıdır ve bu ba(jda elektronlar
halkanın üstünde ve altında ve
Bir benze n halkasında karbon atomları, melezlenmiş
sp2 orbitallcriyle birbirlerine ve bir hidrojen atomuna
karbon çekirdeğinin uzağında kalır bağlanır. Halkalar. 6 pz orbitalinden oluşan vo yersenik
(bkz. sağda). olmayan bir pi bağı tarafından birbirine bağlanır.

İyonik bağlanma
Metan ve etilen oda sıcaklığında tekil moleküllerde bir arada tutu !ur; sodyum atomundan klor atomuna
gazdır. Benzen ve karbon bazlı yani her bağ, iki özgül atom bir elektron aktarılır ve ikisi de
diğer birçok bileşik sıvıdır. Gaz ya arasında paylaşılan bir çift kararlı eksiksiz elektron kabukları
da sıvı halde kolayca dolaşabilen elektrondan oluşur. edinir; ama şimdi sodyum, bir
küçük, hafif molekülleri vardır. Sodyum klorürün tamamen sodyum iyonu Na+ ve klor, klorür
Kalsiyum karbonat ve potasyum farklı özellikleri vardır. Gümüş iyonu Cl- haline gelmiştir (bkz.
nitrat gibi tuzlar ise, aksine, renkli metal sodyum, yeşilimsi klor yukarıda). Kovalent bağ oluşturacak
neredeyse her zaman katıdır ve gazında yanarak beyaz katı yedek elektronları yoktur; ama
ancak yüksP.k sır.aklıklarda erir. sodyum klorür üretir. Sodyum iyonlar artık yüklüdür: Sodyum
Yine de bir birim sodyum klorürün atomunun, çekirdeğin etrafında atomu negatif yüklü bir elektron
(NaCl) molekül ağırlığı 62, kararlı eksiksiz bir elektron kabuğu kaybetmiş , bu yüzden şimdi pozitif
benzeninki 78'dir. ve bunun dışında yedek bir bir genel yükü vardır; klor atomu bir
Davranışlarındaki farklılı(jın nedeni elektronu vardır. Klor atomunun, elektron kazanmış ve negatif bir
ağırlıkları değil, yapılarıdır. Benzen kararlı bir kabuğunda bir elektron yükü vardır. İyonlar artıdan eksiye
atomlar arasında kovalent bağlarla eksiktir. İkisi tepkimeye girince, elektrostatik çekimle bir arada
_ _ _ _ __ _____Bİ_R_PA_RADIGMA DEGIŞIKLIGI 259
C-0) atomları arasında kurulan
kovalent bağın, C-C bağlarının ve
0-0 bağlarının ortalama gücünden

''
beklenenden daha güçlü olduğunu
keşfetti. Bağı güçlendiren
elektriksel bir faktör olması
gerektiğini düşündü ve bu faktörün
Dünyada bilim insanlarının
değerlerini hesaplamaya koyuldu.
araştırmayacağı hiçbir alan
Ölçek, şimdi Pauling ölçeği olarak
yoktur. Yanıtlanmamış bazı biliniyor.
sorular hep olacaktır. Genel Bir elementin (daha doğrusu
olarak, henüz sorulmamış tikel bir bileşikte) elektronegatifliği,
sorular vardır elementin bir atomunun kedisine
Linus Pauling doğru ne kadar güçlıi elekt ron Llnus Paullng
çektiğinin ölçüsüdür. En
elektronegatif element flordur; Linus Cari Pauling ABD'de,
Oregon'da Portland kentinde

''
bilinen elementlerin en az
doğdu. Hala Oregon'dayken
elektronegatif (ya da en
kuantum mekaniğinden
elektropozitif) olanı sezyumdur.
haberdar oldu ve 1926'da
Sezyum flüorür bileşiğinde her flor Avrupa'da dünya
atomu bir sezyum atomundan bir uzmanlarının yönetiminde
tutulur - güçlü bir bağ . elektronu tamamen çekip alır ve konuyu araştırmak üzere bir
Sodyum klorür, X-ışını cs•F" iyonik bileşiğiyl e sonuçlanır. burs kazandı. Dönüp,
kristalografisiyle analiz edilen ilk Su (H20) gibi kovalent bir California Teknoloji
bileşikti. Aslında NaCl molekülü bileşikte iyonlar yoktur; ama Enstitüsünde yardımcı
diye bir şey olmadığı görüldü. Yapı, oksijen hidrojenden daha fazla profesör oldu ve ömrünün
sonsuz bir almaşık sodyum ve elektronegatiftir ve sonuçta, su çoğunu orada geçirdi.
klorür iyonları dizisinden oluşur. molekülü kutuplu olur: oksijen Pauling biyolojik
Her sodyum iyonu, altı klorür atomunda küçük bir negatif yük, moleküllere büyük ilgi duydu
iyonuyla çevrilidir ve her klorür altı hidrojen atomlarında küçük bir ve orak hücreli aneminin
sodyumla çevrilidir. Diğer birçok pozitif yük. Yükler, su moleküllerini moleküler bir hastalık
olduğunu keşfetti. Barış
tuzun benzer yapıları vardır: bütün sıkıca birbirine yapıştırır. Suyun bu
kampanyaları da yürüttü ve
boşlukları farklı iyonların kadar çok yüzey gerilimine ve bu
ABD ile Vietnam arasında
doldurduğu tek iyon tipinin sonsuz kadar yüksek bir kaynama arabuluculuk çabalarından
örgüleri. noktasına sahip olmasının nedeni
ötürü 1963'te Nobel Barış
budur. Ödülünü aldı.
Elektronegatiflik Pauling ilk önce 1932'de bir Sonraki yaşamında,
Pauling, saf iyonik olan sodyum elektronegati flik öl çeği önerdi; alternatif tıp coşkusunun bir
klorür gibi bileşiklerin yanı sıra, sonraki yıllarda ve başkaları ölçeği sonucu olarak ünü zarar
bağlanması ne saf iyonik ne saf daha da geliştirdi. Kimyasal bağın gördü. Soğuk algınlığına karşı
kovalent olan, ikisinin arasında bir doğasını açıklayan çalışmalarından bir savunma olarak yüksek
yerde bulunan bileşiklerde de ötürü 1954'te Nobel Kimya Ödülünü dozda C vitamini alınmasını
iyonik bağlanmayı açıkladı. Bu aldı. • savundu; bu tedavinin etkisiz
çalışma, elektronegatiflik olduğu daha sonra kanıtlandı.

kavramını geliştirmesine yol açtı;


bu kavram, ilk kez 1800'de önemli eserleri
Alessandro Volta'nın tanıttığı
1939 The Natura of the
büyükten küçüğe elektropozitiflik
Chemical Bond and
sırasına göre metalleri listelemeyi
the Structure of Molecules
bir ölçüde tekrarlamaktaydı. and Crystals
Pauling, iki farklı elementin (örn
ATOMUN
EKİRDEÖİNDE
KORKUN
••
BİR
YARDIR
J. ROBERT OPPENHEIMER (1904-1967)
262 J. ROBERT OPPENHEIMER
KISACA
Bir uranyum atomunun çekirdeğinin bölünmesi ,
BİLİM DALI üç nötronu serbest bırakır.
Fizik ..
ÖNCE
1905 Albert Einstein'ın ünlü
kütle-enerji eşdeğerliği
denklemi E=mc2. küçük Serbest kalan üç nötron üç atomun daha çelctrdeğinin
kütlelerin büyük miktarda bölünmesine neden olabilir; ama en az biri bölünürse,
enerjiyi nasıl "dePoladığını" zincirleme bir reaksiyon başlayabilir.
açıklar.

1932 John Cockcroft ve Ernest


Walton'un lityum çekirdekleri-
ni protonlarla bölme deneyleri,
Bir çelctrdeğin bölündüğü her seferinde,
çekirdeğirı içinde kilitli
kütlesinin bir kısmı enerjiye dönüşür.
muazzam enerjinin ipuçlarını
verir.
1939 Leô Szilard uran-
yurn-235'in tek bir fisyon
olayının üç nötron serbest Zincirleme reaksiyon
Zincirleme reaksiyon
bıraktığını saptar ve bir kontrolsüz olabilir, bir
nötronlar soğurularak patlamaya neden olacak kadar
zincirleme reaksiyonun kontrol edilebilir
olanaklı olduğunu öne sürer. (nükleer fisyon reaktörü) enerjiyi serbest bırakabilir
(nükleer bomba)
SONRA
1954 SSCB'nin Obninsk
Nükleer Enerji Santralı çalış­
maya başlar. Ülkenin ulusal
şebekesine elektrik üreten ilk
nükleer enerji santralidir.

938'de dünya bir atom orada olma" dürtüsü karakterize bir molekülde her elektron için baş

1 çağının eşiğinde duruyordu.


Bir kişi öne çıkıp, bu yeni
çağı başlatacak bilimsel atılıma
etmişti ve bu dürtü, Harvard'dan
yeni mezun olan adamı Avrupa'ya,
teorik fiziğin merkezine götürdü.
döndürücü bir olasılıklar dizisini
hesaplamak gerekiyordu.
Oppenheimer'ın Almanya'daki
öncülük edecekti. J. Robert 1926'da Almanya' da Göttingen çalışmalarının, modern kimyada
Oppenheimer için bu karar, Üniversitesinde Max Born'Ja enerji hesaplama bakımından çok
sonunda onu yok edecekti. birlikte Born-Oppenheimer önemli olduğu anlaşıldı; ama atom
Dünyanın gördüğü en büyük yaklaşıklığını üretti ve bombasına yol açacak son atılım,
bilimsel projenin -Manhattan Oppenheimer'ın ifadesiyle, ABD'ye döndükten sonra geldi.
Projesi- yöneticisiydi; ama «nnıınrlR "moleküllerin neden molekül
bundaki rolünden büyük üzüntü olduğunu" açıklamak için kullandı. Fisyon ve kara delikler
duydu. Bu yöntem kuantum mekaniğini Atom bombasının yapılmasına yol
tekil atomların ötesine genişletip, açan zincirleme reaksiyon 1938
Merkeze itme kimyasal bileşiklerin enerjisini Aralığının ortasında, Alınan
Oppenheimer'ın değişik meslek açıkladı. Bu, çok iddialı bir Otta Halın ve Fritz
kimyacılar
yaşamını, huzursuz bir "neredeyse matematik alıştırmasıydı; çünkü Strassmann Berlin'deki
BİR PARADİGMA DEGİŞİKLİGİ 263
Ayrıca bkz. Marie Curie 190- 95 • Ernest Rutherford 206- 13 • Al bert Einstein 214- 21

sıra,Bohr'un anlatımıyla da, Doğu Uranyum-238 (U-238) doğal


Kıyısı bilim topluluğunu heyecan uranyumun yüzde 99,3'ünü
ateşi sardı. Princeton'da yıllık olu şturu r. Çekirdekleri 92 proton ve

''
Teorik Fizik Konferansından sonra 146 nötron barı ndı rır. D oğal
Bohr ile John Archibald Wheeler uranyumun geriye kalan yüzde
Dünyanın aynı olmayacağını
arasındaki görüşmeler, Bohr- 0,7'si, çekirdeğ i 92 proton ve 143
biliyorduk Birkaç kişi güldü. Wheeler nükleer fisyon teorisine yol nötron barı n dıran uranyum-235'ten
açtı. (U-235) oluşur. Bohr-Wheeler teorisi,
Birkaç kişi ağladı. Pek çoğu
Aynıelementin bütün düşük enerji li nötron ları n U-235'te
sessiz kaldı. Hindu kutsal
atomlarının aynı sayıda protona flsyona neden olabild iği, atomun
kitabındaki ayeti hatırladım:
sahip çekirdekleri vatdır; ama bölünmesine ve süreçte enerji
"Şimdi Ölüm oluyorum,
nötronların sayısı değişebilir, aynı açı(Ja çıkma sına yol açabildiği
dünyaların yıkıcısı."
elementin farklı izotoplarını bulg usunu cısı mleştird i.
J. Robert Oppenheimer meydana getirebilir. Uranyumda !Iaborlor Batı Kı yısına ulaşınca,
doğal yolla oluşan iki izotop vardır. o sımcln Borkeley'de olan

'' •ee
laboratuvarlarında "atomu bölünce"
başladı. Uranyuma nötron
Uranyum-235

Baryum
l
ateş!iyorlardı; ama nötron
soğurulmasıyla daha ağır Kripton
-
elementler ya da bir ya da daha
fazla nükleon emisyonuyla daha
hafif elementler yaratmak yerine,
uranyum çekirdeğinden 100 tane
daha az nükleona sahip olan daha
• Nötron

et
·-·-
hafif baryum elementinin çıktığını

- -
gördüler. O sırada bilinen hiçbir /f
nükleer süreç, 100 nükleon kaybını
açıklayamadı.
Kafası karışan Hahn, Bu tek nötron t "
Kopenhag'daki meslektaşları Lise
Meitner ve Otto Frisch'e bir
:~~~~~~:~
başlatır W
mektup gönderdi. Bir ay içinde

-
Meitner ve Frisch nükleer fisyonun
temel mekanizmasın ı çıkarıp;
Uranyum-235'in (U-235) nükleer
uranyumun baryum ve kriptona fisyonu, bir nötron bir U-235
nasıl ayrıldığını, kayıp nükleonların çekirdeğine çarpınca başlar.
enerjiye dönüştüğünü ve bunu bir Uranyum atomu bölünüp bir baryum
zincirleme reaksiyonun (Ba) atomu, bir kripton (Kr) atomu ve
üç nötron oluşturur. Üç nötron

!
iz leyebildiğini anladılar. 1939'da
Danimarkalı fizikçi Niels Bohr ardından daha fazla atomda fisyona

haberi ABD'ye götürdü. Meitner- neden olup, zincirleme bir reaksiyon


meydana getirebilir. Bir atomun
Fischer makalesinin Nature bölündüğü her seferinde, enerji
dergisinde yayımlanmasının yanı açığa çıkar.
264J. ROBERT OPPENHEIMER
Oppenheimer büyülendi. Yeni Bunun nasıl yapılabileceğini
teoriyle ilgili bir dizi ders ve görmek ve savaşa koşan bir dünya
seminer verdi ve çok geçmeden, için korkunç sonuçlarını anlamak

''
korkunç güçlü bir silah yapma Britanya'da yaşayan Le6 Szilard
potansiyelini gördü - ona göre yeni adlı bir Macara kaldı. Rutherford'un
bilimi kullanmanın "iyi, dürüst ve konuşmasını derinliğine inceleyen Dünyanın doğasını aniden ve
pratik bir yol"u. Ama Doğu Kıyısı Szilard, ilk fisyon olayından çıkan köklü bir biçimde değiştiren
üniversitelerinde laboratuvarlar ilk "ikincil nötronlar"ın daha başka bir iş, en korkunç silahı yaptık.
fisyon deneylerinin sonuçlarını fisyon olaylara yaratabildiğini ve Ve bunu yapmakla, bilimin
tekrarlama yarışındayken, bunun, artan bi r zincirleme insanın iyiliğine olup olmadığı
Oppenheimer kendi kütleçekiınleri nükleer fisyon reaksiyonuyla sorusunu yeniden gündeme
altında büzülüp çökerek kara sonuçlanacağını gördü. Szilard getirdik.
delikleri oluşturan yıldızlarla ilgili daha sonra, "dünyanın felakete J. Robert Oppenheimer
araştırmalarına yoğunlaştı. koştuğuna dair kafamda fazla bir

''
kuşku yoktu" diye hatırlıyordu.
Düşüncenin doğuşu Almanya'da ve ABD'deki
Bir nükleer silah düşüncesi, zaten deneyler zincirleme reaksiyonun
ortalıkta dolaşıyordu. Daha 1913'te gerçekten olanakb olduğunu
H. G. Wells "atomların iç enerjisinin gösterdi ve Szilard ile başka bir
akıtılarak" "atom bombaları" Macar göçmenin, Edward Teller'in ölçekte bilimdi. ABD ve Kanada' da
yapmaktan söz ediyordu. The World bir mektupla Albert Einstein'a birçok büyük alana yayılmış çok
Set Free romanında, icadın 1933'te yaklaşmalarına neden oldu. kollu bir organizasyon ve sayısız
gerçekleşeceği belirtilmişti. 1933'te Einstein mektubu 11Ekim1939'da daha küçük tesis 130.000 kişi çalış­
Ernest Rutherford, The Tımes'ta ABD Başkanı Roosevelt'e iletti ve tırdı ve kapandığı sırada 2 milyar
basılan bir konuşmada nükleer on gün sonra, bombayı ilk önce ABD doları yutmuştu (2014'ün para-
fisyon sırasında serbest kalan Amerika Birleşik Devletleri'nde sıyla 26 milyar ABD dolarından
büyük miktarda enerjiye değindi . geliştirme olasılığ ı nı araştıracak fazla) - ve hepsi son derece gizli.
Bununla birlikte Rutherford, bu Uranyum Danı şma Komitesi 1941'in başında bir bomba için
enerjiyi kullanma düşüncesini kuruldu. parçalanabilir malzeme üretmek
"saçmalık" diye önemsemedi; için beş ayrı yöntem izlenmesine
çünkü işlem o kadar verimsizdi ki, Bü yük Bilimin doğuşu karar verildi: uranyum-238'den
verdiği enerjinin çok daha fazlasını Bu karardan doğan Manhattan uranyum-235 izotopları ayırmak
harcamak taydı. Projesi, düşünülebilir en büyük için termal difüzyon, gaz difüzyonu

New York City'nin Etik Kültür isteği vardı. En fazla Menhattan


okulunda okuyan Julius Robert Projesi'ndeki çalışmalarıyla
Oppenheimer, kavramları çabuk tanınmasına rağmen, bilime en
kavrayan çelimsiz, sinirli bir kalıcı katkısı savaştan önce
çocuktu. Harvard Üniversitesinden California Üniversitesinde
mezun olduktan sonra Cambridge nötron yıldızları ve kara delikler
Üniversitesinde Ernest üzerine araştırmasıydı.
Rutherford'un yönetimi altında iki
yıl geçirdi, sonra Almanya'da Önemli e serleri
Göttingen'e geçip, Max Born'un
kanatlarının altına girdi. 1927 On the Quantum
Oppenheimer, lıeı işin Theory of Moleculos
merkezinde büyük yeteneği olan 1939 On Continued
karmaşık bir karakterdi ve gittiği Gravitational Contraction
her yerde nüfuzlu dostlar edindi.
Ne var ki, dillere destan keskin bir
dili ve üstün bir zeka kabul edilme
9 Ağustos 1945't e plütonyum
bombası "Şi şko Ada m" Güney
Japonya'da Nagaza ki'ye atıldı. Yaklaşık
40.000 kişi anında öldü, izleyen
haftalarda daha fazla insan öldü.

ve elektromanyetik ayırma; ayrıca


nükleer reaktör teknolojisi alanında
iki araştırma hattı. 2 Aralık 1942'de
nükle er fisyonu gerektiren ilk
kontrollü zinci rleme reaksiyon,
Chicago Üniversitesinde tıkış tıkış
bir avluda gerçekleştirildi. Enrico
Fermi'nin Chicago Pile-1\
uranyumu zenginleştirilip yeni
keşfedilen plütonyumu -
uranyumdan daha ağır olan, hızlı
bir zincirleme reaksiyona neden
olabilen ve daha da öldürücü bir
bomba yapmak için kullanılabilen
kararsız bir element- yaratacak
reaktörlerin prototipiydi.

Büyülü Dağ
Manhattan Projesi'nin gizli silaha-
raştırmalarının başına getirilen
Oppenheimer, New Mexico'da Los
Alamos Ranch'de kullanılmayan bir
yatılı okulu, projenin son evreleri -
bir atom bombasının yapılması- i-
çin araştırma tesisinin yeri olarak
onayladı. "Site Y" en fazla sayıda
Nobel sahibinin bir yerde toplan-
masına tanık oldu.
Önemli bilimin çoğu zaten yapıl­ bir gölge düşürecekti. Bomba atı l­ Ekim 19115'te Oppe nhe imer
dığı için, Los Alamos'taki bilim in- dığı sırada Almanya zaten teslim Başkan !Jonıy S. Truman'la görüş­
sanlarının çoğu New Mexico çölün- olmuştu ve Los Alamos bilim in- tü ve ona "Ellerimde kan olduğ unu
deki çalışmalarını yalnızca bir "mü- sanlarının çoğu bombanın gücü- hisseciıyorum " eledi. Truman öfke-
hendislik sorunu" diye önemsemedi. nün gösterilmesi gerektiğin i dü- lendi. Kongre soruşturması Oppen-
Ama Oppenheimer'in 3000 bilim in- şündü - Japonya korkunç gücünü heimer'in g üvenlik iznini 1954'te
sa nını koordine etmesi, bombanın gördükten sonra kesinlikle teslim o- kaldırıp, kamusal politikayı etkile -
yapı lmasını olanaklı kıldı. lacaktı. Ne var ki, bazı ları Hiroşi­ me olanağ ına son verdi.
ma ' nın zorunlu bir kötü lük olduğu ­ O zama na kadar Oppenheimer
Fikir değişikliği na inand ığı hald e, 9 Ağu s tos' ta Na- askeri -sın ai kompleksin gelişin e
16 Temmuz 1945'te başarılı Trinity gazaki üzerinde bir plütonyum nezaret etmiş ve yeni bir Büyük Bi-
testi ve daha sonra ö Ağustos bombasının -" :;lişko Adam" deni- lim çağını başlatmış tı. Yeni bir bi-
1945'te "Küçük Oğlan" denilen bir len- patlatılmasını haklı göstermek limsel terörün yaratılmasına baş­
bombanın Japonya' da Hiroş ima'nın zordu. Bir yıl sonra, Oppenheimer kanlık etmekle, eylemlerinin ahlaki
ü zerinde patlatılması , Oppenhei- atom bombalarının yenilmiş bir sonuçlarının bir simgesi haline gel-
mer'ı sevindirdi. Ne var ki, olay Los düşmana atıldığı kanaatinde oldu- di - bilim insanlarının artık hesaba
Alamos müdürünün üzerine uzun ğunu açıkça ifade etti. katmaları gereken sonuçların. •
268 GIRiŞ
Barbara McClintock
genetik
rekombinasyonu Sheldon Glashow
Fred Hoyle kanıtlayıp,genlerin bir James Watson ve Francis elektrozayıf
yıldızlardayeni kromozomun etrafından Crick DNA'nın etkileşimler için yeni
elementlerin nası 1 nasıl hareket ettiğini kimyasal yapısını bir simetri modeli
oluştuğunu açıklar. gösterir. keşfeder. sunar.

1946
i 1951
i i
1953
i
1961
1948 1953 1957 1961

l
Richard Feynman yeni
kuantum
1
Harold Urey ve Stanley
Miller yaşamın
l
Hugh Evcrett III,
kuantum fiziğinin
l
Charles Keeling
havadaki
elektrodinamiği disiplini kökenine ilişkin olası çoklu dünyalar karbondioksit
üzerinde çalışır. bir kimyasal yorumunu öneren yoğunluğunun
mekanizmayı gösterir. ilk kişidir. artmakta olduğunu
gösterir.

O. yüzyılın ikinci yarısı, Yaşamın kodu saçma bir teori önerdi: Bazı

2 teleskoptan kimyasal analize


kadar bilimin neredeyse her
alanında kullanılan teknolojinin
1953'te Chicago Üniversitesinde
Amerikalı kimyacılar Harold Urey
ve Stanley Miller, şimşek
organizmalar başka organizmalar
tarafından soğurulabilir, aynı
zamanda ikisi de yaşamaya devam
hızlı ilerleyişine tanık oldu. Yeni atmosferde kimyasal tepkimeler eder ve bütün çok hücreli yaşam
teknoloji hesaplama ve deney başlatınca Yeryüzünde yaşamın formlarının karmaşık hücrelerini bu
olanaklarını genişletti. İlk başlamış olup olamayacağını süreç üretmiştir. Kuşku yıllarından
bilgisayarlar 1940'larda yapıldı ve anlamak için zekice bir deney sonra, önerisinden 20 yıl sonra
yeni bir bilim, Yapay Zeki\, doğdu. hazırladı. Aynı yıl iki moleküler yapılan genetik keşifler onu haklı
CERN'in Büyük Hadron biyolog -Amerikalı James Watson çıkardı. Amerikalı mikrobiyolog
Çarpıştırıcısı -parçacık ve Briton Francis Crick- ABD ve Michael Syvanen genlerin bir
hızlandırıcı- şimdiye kadar Sovyetler Birliğindeki rakip ekiplere türden diğerine nasıl atlayabildiğini
yapılmış en büyük bilimsel karşı bir yarış içinde, gösterirken; 1990'larda kazanılmış
donanımdır. Güçlü mikroskoplar deoksiribonükleit asitin yani karakteristiklerin aktarılabildiğine
atomların ilk kez doğrudan DNA'nın moleküler yapısını ortaya dair eski Lamarckçı düşünce,
görülmesine olanak verirken; yeni çıkarıp, yaşamın genetik kodunun epigenetiğin keşfiyle yeniden ilgi
tP.IP.skoplar da güneş sistemimizin anahtarını sağladı ; yarım yüzyıldan gördü. Evrimin gerçekleşme
ötesindeki gezegenleri ortaya kısa bir süre sonra insan mekanizmalarına ilişkin bilgi çok
çıkardı. 21. yüzyıla gelindiğinde genomunun eksiksiz haritasının daha fazla zenginleşiyor.
bilim büyük ölçüde daha pahalı çıkarılmasına yol açtı. Yüzyılın sonuna gelindiğinde,
donanımı ve disiplinlerarası Genetik mekanizma hakkında kendi insan genomu projesini yeni
işbirliğini gerektiren bir ekip yeni bilgiyle silahlanan Amerikalı bitirmiş olan Amerikalı Craig
faaliyeti haline geldi. biyolog Lynn Margulis görünürde Venter, DNA'sını bilgisayarında
TEMEL YAPI TAŞLARI 269
Lynn Margulis bütün
org anizmaların
ba şkaları tarafınd a n Craig Venter,
Peter Higgs kütleden em i ld iği sentetik yaş am
sorumlu temel bir endosimbiyoz Yuri Manin kuantum formları
parçacığın var düşüncesiyle hesaplama tasa rlayabildiğin i
olduğunu öne sürer. meslektaşlarını sarsar. düşüncesini önerir. idd ia eder

i
1964
i
1967
i
1980
i
2010
1964 1974 1985 2012

l
Murray Gell-Mann
kuarklar düşüncesini öne
1
Stephen Hawking kara
deliklerin düşük
l
Michael Syvanorı
g e nle rin bir ttlrdon
l
Hlggs bozonu,
CP.RN tarafından
sürüp, parçacık fiziğin in düzeyde ışınım diğerine geçeblldlj]ln l saptanır.
standart modeline yol yaydığını gösterir. söyloı.
açar.

planladığı yapay yaşamı yaratmış tı. düzenleyen standart modeli çı ktı. bir t mel olobıl eceğini öne sürdü.
İskoçya'da lan Wilmut ve Bütün fizikçiler ikna olmadı; ama Evorott'ln sü ı okli bölünen çoklu-
meslektaşları, birçok aksilikten 2012'de modelin öngördüğü Higgs evron teorisi bı:ışlang ı çta
sonra bir koyunu klonlamayı bozonu CERN'in Büyük Hadron önomsonmodi, ama son birkaç
başarmıştı. Çarpıştırıcısı tarafından yıldır tnraftar bu lmaktadır.
saptanınca, standart model büyük
Yeni parçacıklar bir güç kazandı. Ge lecek yönelimler
Fizikte, kuantum mekaniğinin Bu arada, bir "her şeyin teorisi" Kuantum mekaniğini genel
tuhaflıkları, kuantum -doğan ın dört temel kuvvetini görelilikle birleştirecek tarifi zor bir
etki le şimlerini "edimsiz" (kütle-çekimi, elektroma nyetizma, teoıı de dahil, henüz çözülmeyen
parçacıkların değ işimi bakımından yeğin ve zayıf nükleer kuvvetler) derin bilmeceler var. Ama kuantum
açıklayan Amer ikalı Richard birleştirecek bir te ori- aray ışı yeni mekaniksel kubitin lkuantum bit]
Feynman ve diğerleri tarafından yönelimlere gird i. Am eri kalı ışlem inceliğinde potansiyel bir
daha da araştırıldı. Paul Dirac Sheldon Glashow devrim de dahil, davetkar olanaklar
1930'larda karşı-maddenin varlığını elektromanyetizma ile zayıf nükleer da açılıyor. Hayal bile edemediğ imiz
doğru bir biçimde öngörmüştü ve kuvveti tek "elektrozayı f" teoride yeni sorun l arın ortaya çı kması
sonraki on yıllarda, daha güçlü birleştirirken; sicim teorisi, üç uzay olasıdır. Bilim tarihi bir rehberse,
parçacık çarpıştırıcıların ve bir zaman boyutu na ek olarak beklenmeyeni beklemeliyiz. •
çarpışmalarından daha fazla yeni altı gizli boyutun varlığın ı önererek
atom-altı parçacıkları ortaya çı ktı. her fizik teorisini tek teoride
Bu egzotik parçacıklar bahçesinden birleştirmeye kal kıştı. Ameri kalı
parçacık fiziğinin , doğanın temel fizikçi Hugh Everett III, birden fazla
parçacıklarını özelliklerine göre evrenin varlığı için matematiksel
270

YILDIZ
TOZUNDAN
g~y§~fi~~
ıldızların nükleer füzyon astronom Fred Hoyle ve diğerleri

BİLİMDALl
Astrofizik
Y işlemiyle enerji ürettiği
düşüncesi ilk kez Britanyalı
astronom Arthur Eddington tarahn-
Bethe'nin düşüncelerini geliştirip,
helyumu gerektiren ileri füzyon re-
aksiyonlarının karbon ve demir küt-
dan 1920'de önerildi. Ona göre yıl­ lesi kadar ağır elementleri nasıl üre-
ÖNCE dızlar, hidrojen çekirdeklerini eritip tebildiğini gösterdi. Bu, Evrenin bir-
1854 Alman fizikçi Hermann helyuma dönüştüren fabrikalardı. çok ağır elementinin kökenini açık­
van He!mholtz, güneşin yavaş Bir helyum çekirdeği, onu yaratmak ladı. Şimdi demirden ağır elementle-
kütleçekimsel kasılmayla ısı ü- için gerekli dört hidrojen çekirde- rin süpemova patlamalarında -bü-
rettiğini öne sürer.
ğinden biraz daha az bir kütle içe- yük kütleli yıldızların ölüm sancıla­
1863 İngiliz astronom William rir. Bu kütle, E=mc' denklemi uya- rı- oluştuğunu biliyoruz. Yaşam için

Huggins'in yıldızların spektrum rınca enerjiye dönüşür. Eddington ihtiyaç duyulan elementler yıld ızlar­
analizi. Yerde bulunan element- kütleçekimin içeriye doğru çekmesi da meydana gelir. •
leri paylaştıklarını gösterir. ile kaçan ışınımın dışa doğru
basıncı arasındaki dengeye daya-
1905- 10 ABD' de ve İsveç'te ast- narak bir yıldız yapısı modeli geliş­
ronomlar yıldızların ışıma gücü- tirdi; ama gerekli olan nükleer reak-
nü analiz eder ve yıldızları cüce-

''
siyonlar fiziğini ortaya çıkarmadı.
ler ve devlet olarak gruplandırır.
1920 Arthur Eddington yıldızla­ Ağır elementlerin oluşumu
1939'da Almanya doğumlu ABD'li Uzay asla uzak değildir.
rınnükleer füzyon yoluyla hidro-
jeni helyuma dönüştürdüklerini fizikçi Hans Bethe, hidrojen füzyo- Arabanız yukarı doğru düz
savunur. nunun girebileceği farklı yolların gidebilirse, yalnızca bir saatlik
ayrıntılı bir analizini yayımladı. İki sürüş mesafesindedir
1934 Fritz Zwicky, büyük kütleli yol saptadı - Güneşimiz gibi yıldız­ Fred Hoyle
bir yıldızın son patlaması için lara egemen olan yavaş, düşük

''
"süpernova" terimini icat eder. sıcaklıklı bir zincir ve daha büyük

SONRA
kütleli yıldızlara egemen olan hızlı,
2013 Derin deniz fosilleri, bir sü- yüksek sıcaklıklı bir döngü.
pernovadan demirin biyolojik iz- 1946 ile 1957 arasında Britanyalı
leri olabilecek şeyleri açığa vu-
Ayrıca bkz. Marie Curie 190-95 • Albert Einstein 214- 21 •
rur.
Ernest Rutherford 206 13 • Georges Lemaitre 242-45 • Frilz Zwicky 250-51
TEMEL YAPI TAŞLARI 271

ATLAYAN
GENLER
BARBARA McCLINTOCK (1902-1992)

O. yüzyılın başında, Gregor


KISCA
BİLİM DALI
Biyoloji
2 Mendel'in 1866'da açıklamış
olduğu kalıtım yasaları, gen
olarak tanımlanan kalıtım
parçacıklarıyla ve onları taşıyan,
ÖNCE kromozom denilen mikroskobik
1866 Gregor Mende! kalıtımı, ipliklerle ilgili yeni keşifler
"parçacıkların" - daha sonra yapıldıkça geliştirildi. 1930'larda

gen denilen- belirlediği bir gö- Amerikalı genetikçi Barbara

rüngü olarak tarif eder. McClintock kromozomların daha Mısırda deği şken renkler
önce düşünüldüğü gibi sabit McClinlock'u bu çeşitlilikten sorumlu
1902 Theodor Boveri ve Walter olmad ı ğını ve genlerin genetik rekombinasyonların izini
Sutton, birbirinden bağımsız kromozomlardaki konumunun sürmeye teşvik etti; raporunu 1951'cle
yazdı.
olarak, kalıtımda kromozomla- değişebildiğini anladı.
rın işe karıştığı sonucuna va- hücreleri oluştuğ unda
nr. Gen değişimi kromozomların çiftleş ip, bir X şekli
1915 Thomas Hunt Morgan'ın McClintock mısır bitkilerinde yarattığını gördü. X şeklinde bu
kalıtımı araştırıyordu. Bir mısır yapıların , kromozom çiftlerinin
meyve sineği deneyleri daha
koçanının yüzlerce tanesi vardır; segment değ iştird iği yerlere işaret
önceki teorileri doğrular ve
tanelerin her biri koçanın genlerine ettiğini anladı. Önceden aynı
genlerirı aynı kromozom üze-
göre sarı, kahverengi renkli ya da kromozom üzerinde birbirine bağlı
rinde birbirirıe bağlanabildiği­ çizgilidir. Bir m ısır tanesi bir olan genler karıştı ve değişken
ni gösterir. tohumdur - tek bir yavru; bu renkler de dahil, yeni özelliklerle
SONRA yüzden çok sayıda koçanı sonuçlandı.

1953 James Watson ve Fran- incelemek, tane renginin ka lıtımı Genlerin bu şekilde karılması
cis Crick'in çift-sarmal DNA konusunda bir dizi veri verir. -genetik rekombinasyon denilen-
modeli genetik malzemenin McClintock dölleme deneylerini yavruda çok daha büyük bir
nasıl kopyalandığını göstP.rir.
kromozomlar üzerinde mikroskop genetik çeşitlilik üretir. Sonuç
çalışmas ıyla birleştirdi. 1930'da, olarak farklı çevrelerde hayatta
2000 İnsanların 23 çift kromo- cinsel üreme sırasında, cinsiyet kalma şansı artar. •
zomunda 20.000-25.000 genirı
yerini kataloglayan ilk insan Ayrıca bkz. Gregor Mende! 166-71 • Thomas Hunt Morgan 224-25 •

genomu yayımlanır. James Watson and Francis Crick 276-83 • Michael Syvanen 318-19
272

TUHAF 1 IKVE
MADDE EORİSİ
RICHARD FEYNMAN (1918-1988)

920'lerin kuantum enerji kuantumları ya da "fotonları"

BİLİM DALI
Fizik
1 mekaniğinden çıkan
sorulardan biri, madde
parçacıklar ınınkuvvetler
-ışığı oluşturan aynı
elektromanyetik kuantumlar-
a l ışverişi yaparak etk ileşime
aracılığıyla nasıl etkileşime girdikleri düş üncesine dayanan bir
ÖNCE girdikleriydi. KED teorisine doğru ilk adımı attı.
1925 Louis de Broglie kütleli Elektromanyetizmanın da, Heisen berg'in belirsizlik ilkesine
birçok parçacığın d alga gibi kuantum ölçeğinde çalışan bir uyg un olarak çok kısa zaman
davranabildiğini öne sürer teoriye ihtiyacı vardı. Ortaya çıkan aralıklarında fotonlar yoktan

1927 Werner Heisen berg teori, kuantum elektrodinamiği yaratılabilir ve bu durum, " boş"
(KED), elektromanyetizma değişimi uzayda kullanılabilir enerji
kuantum düzeyinde, bır
yoluyla parçacık etkileşimini miktarında dalgalanmalara olana k
parçacığın konumu ve moınen­
açıklamamaktaydı. Öncülerinden verir. Bu tür fotonlara bazen
tumu gibi belli değer çiftlerin-
de asli b ir belirsizlik olduğunu biri, Richard Feynman, tarif ettiği "sanal" parçacık denilir ve daha
gösterir. Evren resmini gözünde sonra fizikçiler,
ca nlandır mak zor olduğu için elektrom anyetizmaya
1927 Paul Dirac kuantum "tuhaf" demesine rağmen, çok bulaştıklarını doğruladı. Daha
mekaniğini tekil parçacıklar­ başarılı bir teori olduğu anlaşıldı. genel olarak, kuantum alan
dan çok alanlara uygular. teorilerindeki kurye parçacıklar
Kurye parçacıklar "ayar bozan ları" olarak bilinir.
SONRA
Paul Dirac, elektrik yüklü Ne var ki, KED'de sorunlar
1950'lerin sonu Julian parçacıkların elektromanyetik vardı. En önemlisi, denklemleri
Schwinger ve Sheldon Glas-
how, zayıf nükle er kuvveti
elektromanyetizmayla birleşti­ Feynman
ren elektrozayıf te oriyi gelişti­ diyagramları
parçacıkların
rir.
etkileşime girme
1965 Moo-Younq Han, Yoichiro yollarını gösterir.
Nambu ve Oscar Greenberg Burada iki elektron
yeğin kuvvet altında parçacık edimsiz bir foton
alışverişiyle birbirini
etkileşimini, şimdi "renk
iter.
yükü'' olarak bilinen bir İkinci elektronun yolu
özelliğe dayanarak açıklar.
Uzay
Ayrıca bkz. Erwin Schrödinger 226-33 • Weıner Heisenberg 234-35 •
Paul Dirac 246-47 • Sheldon Glashow 292-93

Parçacıklar foton Bu alışveriş, her biri kendi


alışverişi yaparak etkileşime olasılığıyla birçok farklı
girer. şekilde gerçekleşebilir.

Olası bütün olayların


olasılıklarını toplamak,
deney sonuçlarının doğru
bir tasvirini verir. 1918'do New Yoık'ta doğan
Richard Feynınan matematik
yetono{Jini oıken yaşta belli
etti ve Mııssachusetts
Teknoloji Enstıtüsünü (MIT)
çoğu kez anlamsız sonsuz değerler matematiksel bir yolunu bulmaktı. birincllikl biti ı dikten sonra,
üretmekteydi. Toplandığında, birçok olasılık Princeton'a lisansüstü giriş
birbirini sıfırlamaktaydı: Örneğin, sınavında ınotomatik ve fizikte
Olasıhkları toplamak bir parçac ığın belirli bir yönde yol mükemmel bir not aldı.
1947'de Alman fizikçi Hans Bethe, alma olasılığ ı karşıt yönde yol alma 1942'do doktoıo diploması
denklemleri gerçek laboratuvar olas ılığıyla aynı olabilir; dolayısıyla aldıkton sonca Foynman,
sonuçlarını yansıtacak şekilde bu olasılıkların toplamı sıfırdır. Manhattan Projesinde Hans
sabitlemenin bir yolunu önerdi. Geriye doğru zaman yol culuğunu Betho'nin yönotiminde çalıştı.
1940'ların sonunda Japon fizikçi gerektiren "tuhaf" olasılıklar da Il. Di.lnyo Sava~.ı bittikten
Sin-ltiro Tomogana, Amerikalılar dahil her ol asılığı toplamak, sonra, Coı noll Üniversitesinde
Julian Schwinger ve Richard görünürde düz çizgiler halinde yol Bethe ile birlikte ça lışmaya
Feynman ve diğerleri Bethe'nin alan ışık gibi bilinen sonuçlar devam etti; KED üzerine en
önemli ça lı şmasını orada
düşüncel erini alıp geliştirerek, üretir. Bununla birlikte, belli
yürüttü.
KED'in matematiksel olarak sağlam koşullarda toplanan olasılıklar tuhaf
Fay ı1ma11 kendi
bir versiyonunu ürettiler. Kuantum sonuçlar üretir ve deneyler, ışığın düşüncelerini iletme becerisi
mekaniğine göre etkileşimler in her zaman düz çizgiler halinde yol gösterdi. Nanoteknoloji
gerçekleşebileceği bütün olası almasının zorun lu olmadığını potansiyelini teşvik etti ve
yolları hesaba katarak anlamlı göstermiştir. Haliyle, KED, ölümünün son döneminde KED
sonuçlar üretti. algıladığımız dünyaya yabancı gibi ve modern fizi{Jin diğer
Feynman, "Feynman gelse de, gerçekliğin doğru bir boyutlarıyla ilgili çok satan
diyagramları"nı -parçacıklar tasvirini verir. kitaplar yazdı.
arasında olası elektromanyetik KED o kadar başarılı oldu ki,
etkileşimlerin basit görsel diğer temel kuvvetlere ilişkin Önemli eaerlerl
temsilleri; süreçlerin sezgisel bir benzer teori ler için bir model haline
tasvirini verirler- icat ederek bu geldi - yeğin nükleer kuvvet, 1950 Mathematic:al
kuantum kromodinamiğiyle (KKD) Formulation of the Quantum
karmaşık konuyu yaklaşılabilir hale
Theory of Elec:tromagnetic:
getırdı. En onemlı atılım, başarılı bir biçimde tasvir edilirken;
Interac:tion
parçacıkların zaman içinde geriye elektromanyetik ve zayı f nükleer
1985 QED: The Strange
doğru hareket yolları da dahil kuvvetler, birleşik bir elektrozayıf Theory of Light and Matter
olmak üzere, bir etkileşim i her ayar teorisinde birleştirildi. 1985 Surely You're Joking,
bireysel yolun olasılıklarının bir Yalnızca kütleçekim, bu tür bir Mr. Feynman?
toplamı olarak modellemenin modele uymayı reddetmektedir. •
274

ilim insanları uzun süre


KISACA
BİLİM DALI
Kimya
Yerin ilk atmosferi bir gaz
karış ımı içermekteydi.
B yaşamın kökenini araştırdı.
1871' de Charles Darwin
arkadaşı Joseph Hooker'a yazdığı
bir mektupta şunları söyledi: "Ama
ÖNCE eğer. .. her türlü a monyak ve
1871 Charles Darwin yaşamın, fosforik tuzun, ışığ ın, ısının,
"küçük, sıcak bir gölde" başla­ elektriğin ve benzerlerinin hazır
mış olabileceğmı öne sürer. bulunduğu küçük, sıcak bir gölde,

1922 Rus biyokimyacı bir protein bileşiğinin kimyasal


Aleksandr Oparin karmaşık olarak daha karmaşık değişimlere
Yeterince ener ji verilen bu uğramaya uygun oluştuğunu
bileşiklerin ilkel bir atmosferde gazlar birbiriyle tepkimeye
oluşmuş olabileceğini öne sü-
tasavvur edebilsek ... " 1953'te
girmiş olabilir.
Amerikalı kimyacı Hamid Urey ve
rer.
öğrencisi Stanley Miller Yerin ilk
1952 ABD' de Kenneth A. Wil- dönem atmosferini laboratuvarda
de karbondioksit ve su buha- oluşturma n ın bir yolunu buldu ve
rından oluşan bir karışımdan inorganik maddeden (karbon bazlı)
600 voltluk kıvılcımlar geçirir yaşam için temel olan bileşikler
ve karbon monoksit elde eder. üretti.
Dah a karmaşık moleküller
SONRA Urey-Miller deneyinden
oluşmuş, en erken yaşam
1961 İspanyol biyokimyacı Jo- formlarının yapı taşlarını
önce kimya ve astronomi
sağlamış olabilir. alanı nda ilerlemeler, güneş
an Or6, Urey-Miller karışımına
daha fazla olası kimyasal ekler sisteminin yaşam olmayan d iğer
ve başka şeylerin yanı sıra, gezegenlerindeki atmosferi
DNA için yaşamsal moleküller analiz etmişti. 1920'lerde Sovyet
biyokimyacı Aleksandr Oparin
elde eder.
ve Britanyalı genetikçi J.B.S.
2008 Miller'ın eskı öğrencısı Haldane, birbirinden bağ ımsız
Jeffrey Bada ve diğerleri daha olarak şunu öne sürdü: Prebiyotik
yeni, daha duyarlı teknikler (yaşam öncesi) Yerdeki koşullar
kullanarak. daha fazla organik bu gezegenlerdeki gibiyse, o
moleküJler elde eder. zama n basit kimyasallar ilksel bir
çorbada tepkimeye girip, ca nlıları n
YAŞAM BİR MUCİZE DEGİLDİR 275
Ayrıca bkz. Jöns Jakob Berzelius 119 • Friedrich Wöhler 124-25 •
Charles Darwin 142-49 • Fred Hoyle 270
Harold Urey ve
Stan1ey MWer
Laboratuvar aygıtı , erken Yerin Harold Clayton Urey ABD'de,
ilkel atmosferinde şimşeğin etkisini Indiana'da Walkerton'da
kesintisiz bir kimyasal tepkimeler doğdu. İzotopların ayrılması
halkası halinde tekrarladı. üzerine çalışmaları, kendisine
1934'te Nobel Kimya Ödülünü
kazandıran döteryumun
Buhar (bulut keşfine yol açtı . Sonra, Man-
oluşumu) hatten Projesinin ilk atom
bombasını geliştirmesi
bakımından çok önemli olan
gaz difüzyonuyla uranyum-235
zenginleştirmeyi geliştirdi.
Chicago'da Stanley Miller'le
birlikte gerçekleştirdiği
prebıyotik deneyden sonra San
Diego'ya taşındı ve Apollo
1t 'in getirdt{li ay kayaçlarını
evrilebileceği daha karmaşık gördü. Karbonun yüzde ikisı, bütün inceledi
moleküller oluşturmuş olabilir. Stanley Llyod Miller
canlı lardaki proteinin yaşamsal
California'da Oakland'da
yapı taşı olan aminoasitleri
do{Jdu. Calıfornia Oniversite-
Yer'in ilk atmosferini oluşturmuştu. Urey, Miller'i Science
sınde kimya okuduktan sonra,
yeniden yaratmak dergisine deneyle ilgili bir tebliğ Chicago'da öğretım görevlisi
1953'te Urey ve Miller, Oparin- göndermeye teşvik etti; dergi oldu ve Haıolcl Urey'le birlikte
Haldane teorisini test etmek için tebliği "Olası ilkel yer koşu llarında çalıştı . Daha sonra San
ilk uzun deneyi gerçekleştirdi. aminoasit üretimi " başlığıyla Diogo'da profesör oldu.
Birbiriyle bağlantılı, atmosferden yayımladı. Dünya, Darwin'in
yalıtılmış cam balonlardan oluşan "küçük, sıcak göl"ünün ilkel yaşam Önemli Herlert
kapalı bir devreye, Yer' in ilkel formlarını nasıl üretmiş
atmosferinde olduğunu olabileceğini artık hayal edebilirdi 1963 Production of Amino
düşündükleri gazların -hidrojen, Bir söyleşide Miller, "temel bır Acids under Possible Primitive
metan ve amonyak- bir karışımını Eertlı Condltlons
prebiyotik deneyde kıvılcım devre-
ve su koydular. Su buharının sini açmak, aminoasit üretir" dedi.
oluşması ve kapalı devredeki bütün Daha sonra, 1953'te kullanılanlar­
cam balonlardan geçmesi için su dan daha iyi donanım kullanan
ısıtıldı. Cam balonların birinde, bilim insanları, ilk deneyin en az 25

''
şimşeği -ilk tepkimelerin farazi aminoasit ürettiğini bulguladı
tetikleyicilerinden biri- temsilen Yer'in ilk atmosferinin volkanlardan
sürekli kıvılcım çıkaran bir çift çıkan kükürt d ioksit, hidrojen sül-
elektrot vardı. Kıvılcımlar bazı für, nitrojen ve karbon dioksıt ıçe r­ [Evren] araştırmalarım, başka
moleküllerin parçalanmasına ve diği neredeyse kesin olduğuna gezegenlerde yaşam old.uğuna
böylece diğer moleküllerle göre, o zaman çok daha zengin bir fazla kuşku bırakmaz. Insan
tepkimeye girecek yüksek tepkinli organik bileşik karışımı yaratılmış ırkının en zeki yaşam formu
formlar üretmeye yetecek kadar olabilir - ve sonraki deneylerde olduğundan kuşkuluyum.
enerji sağlıyordu. gerçekten de oluştu. Bazıları Yer'de Har old c . Urey
Bir gün içinde karışım bulunan bazıları bulunmayan düzi-

''
pembeleşti ve iki hafla sonra Urey nelerce aminoasit içeren göktaşları
ve Miller karbonun (metandan) en da, güneş sisteminin dışındaki
az yüzde 10'nun başka organik gezegenlerde yaşam işaretleri ara-
bileşikler biçiminde olduğunu mayı kamçıladı. •
DEOKSİ. RİBO-
•• •
NUKLEIK
ASİT (ONA) İÇİN

ÖNERMEK İSTİYORUZ
JAMES WATSON (1928-)
FRANCIS CRICK (1916-2004)
278 JAMES WATSON VE FRANCIS CRICK
isan 1953'te, bilim dergisi müdürü Sir Lawrence Bragg
KISACA
BİLİM DALI
Biyoloji
N Nature'da tantanasız
yayınlanan kısa bir
makalede, canlı organizmalarla
yönetiminde DNA'nın yapısı
üzerinde birlikte çalışıyorlardı.
DNA o günün sıcak konusuydu
ilgili temel bir gizemin yanıtı yer ve onun yapısını anlamak o kadar
ÖNCE aldı. Makale genetik tali matların yakın görünüyordu ki, 1950'lerin
1869 Friedrich Miescher kan organizmaların içinde nasıl başında Avrupa' da, ABD' de ve
hücrelerinde DNA'yı ilk kez ta- tutulduğunu hem sonraki kuşaklara Sovyetler Birliği 'nde ekipler
nımlar. nasıl aktarıldığını açıklıyordu. DNA'n ın üç boyutlu şeklini "kıran"

1920'ler Phoebus Levene ve di- Önemlisi, deoksiribonükleik asitin ilk ekip olmak için çekişiyordu -
ğerleri DNA'nın bileşenlerini şe­ (DNA), genetik bilgiyi içeren DNA'nın eşzamanlı olarak genetik

kerler, fosfatlar ve dört tip baz o- molekülün çift sarmal yapısını ilk veriyi bir tür kimyasal kod
larak analiz eder. kez tarif etmekteydi. biçiminde taşımasına ve aynı
Makaleyi, 29 yaşındaki genetik verilerin yavruya ya da bir
1944 Deneyler DNA'nın bir ge- Amerikalı biyolog James Watson ile sonraki kuşağınkiler de dahil yavru
netik veri taşıyıcısı olduğunu daha yaşlı İngiliz araştırma hücrelere geçecek şekilde kendisini
gösterir. arkadaşı biyofizikçi Francis Crick eksiksiz ve doğru kopyalamasına
yazdı. 1951'den beri Cambridge olanak veren modeli çözmek için.
1951 Linus Pauling belli biyolo-
Üniversitesi Cavendish
jik moleküller için alfa sarmal
yapıyı önerır.
Laboratuvarında laboratuvar DNA'da geçmiş
DNA molekülü, genellikle sanıldığı
SONRA gibi 1953'te keşfedilmedi ve neden
1963 Frederick Sanger, DNA'da- meydana geldiğini ortaya çıkaran

''
ki bazları saptamak için dizile- ilk kişiler de Crick ile Watson
me yöntemini geliştirir. değildi. DNA'nın çok daha uzun bir

O kadar güzel ki, gerçek olmak araştırma tarihi vardır. 1880'lerde


1960'lar DNA'nın kodu çözülür:
zorunda. Alman biyolog Walther Flemming,
Bir proteinde her arninoaside
James Watson hücreler bölünmeye hazırlanırken
karşılık üç DNA kod bazı.
hücrelerin içerisinde "X"-benzeri

''
2010 Craig Venter ve ekibi ya- cisimler (daha sonra kromozom adı
pay DNA'yı canlı bir bakteriye verilen) göründüğünü rapor etmişti.
nakleder. 1900'de Gegor Mendel'in bezelye
bitkilerinde yaptığı kalıtım

James Watson ve James Watson (sağda) 1928'de di. 1947'de Cambridge'e gidip bi-
Francis Crick Chicago'da doğdu. Zamanından yoloji oku du ve orada Jamas
önce, 15 yaşında Chicago Üniversi- Watson'la birlikte çalışmaya
tesine girdi. Genetikte lisansüstü başladı. Daha sonra Crick "mer-
eğitimden sonra Watson, Cambrid- kezi dogma"yla -buna göre, ge-
ge'e taşınıp Francis Crick'le birlik- netik veriler hücrelerde esas ola-
te çalıştı. Daha sonra ABD'ye dö- rak tek yönlü akar- ünlendi. Son-
nüp New York'ta Cold Spring Har- raki yaşamında Crick beyin a-
bor Laboratuvarında çalıştı. raştırmalarına yöneldi ve bir bi-
1988'den itibaren İnsan Genomu linç teorisi geliştirdi.
Projesinde çalıştı; ama genetik ve-
rilerin patenti konusunda bir cırı­ Önemli eserleri
laşmazlıktan sonra ayrıldı.
Francis Crick 1916'da Britan- 1953 Molecular St ructure of
ya'da Northamton yakınlarında Nucleic Acids: A Structure tor
doğdu. II. Dünya Savaşı sırasında Deox yribose Nucleic Acid
denizaltı tahrip mayınları geliştir- 1968 The Double Helix
TEMEL YAPI TAŞLARI 279
Ayrıca bkz. Charles Darwin 142- 49 • Gregor Mende! 166-71 • Thomas Hunt Morgan 224 25 • Barbara McClintock 271 •
Linus Pauling 254- 59 • Craig Venter 324-25

formülü açıktı. 1952'de bakterilerle


yapılan deneyler, rakip adayların.
kromozomların içindeki proteinlerin
değil, bizzat DNA'nın kendisinin
genetık bilginin fiziksel
cisım loşmesi olduğunu göstermişti.

Hünerli araştırma aletleri


Bitbiriyle yarışan araştırmacılar
birçok lleıi a ıa ştırrn a aleti
kullnnıyordu, bunların arasında,
X· ışınloı ının bir maddenin
kı ıstnlloı ıncln geçtıği X-ışını
kırınımı kııstologıafisı de vardı. Bir
kılHtıılln ntoınunun ıçorıği
bııkıınındnn lıonzorsiz geometrisi,
ıçloı ı ndon ooçon X ışını demetlerini
kııınoktuydı Sonuçta ortaya çıkan
noktıılnı ın, çızgı loı ın ve lekelerin
kırınım orunt\J loı ı fotoğraf filmıne
çokllrnoktoycll Bu öruntulerden
DNA'am yapun bir çift urmaldu. goı ıyo cloüı u çalışılarak, kı istalin
içtnclokl yııpısal ayrıntıları ortaya
çıknı ııınk olonoklıydı . Bu kolay bir
i~ do(ılkll X ışın ı kristalografisi,
krl~tnl lılr ııvizoni n büyük bir
deneyleri yeniden keşfedildi - bilgi taşıyıcısı olduklarını gösteı dl odnn ın tnv nınclo vo duvarlarında
Mendel, çiftler (daha sonra gen Bir sonraki adım, kromozomları oluştu ı duğu bin leıce ı şık
denilecek) halinde gelen kalıtım oluşturan moleküllere -gen adayı oı\Jntüsün\J lnceloyip, avizedeki her
birimleri olduğunu öne süren ilk kişi olabilecek moleküllere- bakmaktı
olmuştu. Mende! yeniden
keşfedildiği sırada, Amerikalı Yeni gen çiftleri

''
hekim Walter Sutton'un ve ondan 1920'1erde iki tip aday molekül
bağımsız Alman biyolog Theodor keşfedildi: histon denilen proteinler
Boveri'nin dölleme deneyleri, ve İsviçreli biyolog Friedrıch
kromozom kümelerinin (genleri Miescher'in 1869'da kimyasal
taşıyan çubuk-şeklinde yapılar) olarak nuclein diye tarif ettiğ 1 Yirmi aminoasit ile dört bazın,
bölünen bir hücreden yavru nükleik asitler. Rus-Amerikalı küçük çekincelerle, doğanın
hücrelere geçtiğini ortaya çıkardı. biyokimyacı Phoebus Levene ve her tarafında aynı olması. .
Ardından gelen Sutton-Boveri diğerleri, DNA'nın ana bileşenlerini biyokimyanın çarpıcı
teorisi, kromozomların genetik artan bir ayrıntıyla, her biri bir genellemelerinden biridir.
malzemenin taşıyıcıcı olduğu deoksiriboz şeker, bir fosfat ve baz Francis Crick
önerisinde bulundu. denilen dön alt-birimden oluşan
Kısa süre içinde daha fazla bilim nükleotit birimler olarak tanımladı.

''
insanı, X-şeklinde bu gizemli 1940'ların sonuna gelindiğinde dev
cisimleri araştırdı. 1915'te biyolog bir polimer - tekrarlayan birimlerden
Thomas Hunt Morgan, ya da monomerlerden oluşan büyük
kromozomların gerçekten kalıtsal bir molekül- olarak DNA'nın temel
280JAMES WATSON VE FRANCIS CRICK
cam parçasının konumunu ve zaten bir atılım yapmıştı. Pauling eden virüsler- genlerini ve nükleik
şekliniortaya çıkarmaya bu moleküler modele alfa sarmalı asitlerini i ncelemişti. 37 yaşında
benzetildi. adını verdi. olan Crick, beyinle ve sinir bilimıyle
Pauling'in atılımı Cavendish ilgilenen bir biyofizikçiydi.
Pauling önde Laboratuvarını kılpayı yenmişti ve Canlılardaki proteinleri, nükleik
Cavendish Laboratuvarındaki DNA'nın yapısının kesin şekli asitleri ve diğer dev molekülleri
Britanyalı araştırma ekibi, Linus onların avucundaymış gibi incelemişti. Pauling'i yenıp alfa
Pauling'in yön ettiği Amerikalı görünüyordu. Sonra 1953'ün sarmalı düşüncesine ulaşmaya
araştırmacıları yenmek istiyordu. başında DNA'nın yapısının üçlü bir çabalayan Cavendish ekibini de
1951'da Pauling ile meslektaşları sarmal biçiminde olduğunu öne gözlemlem iş ve daha sonra, yanlış
Robert Corey ve Herman Branson, sürdü. O sırada James Watson varsayımlarını ve geleceği olmayan
birçok biyolojik molekülün -kanda Cavendish Laboratuvarında araştırma çabalarını analiz etmişti.
oksijen taşıyan hemoglobin de çalışıyordu. Daha 25 yoşındaydı, Watson'ın ve Crick'in farklı
dahil- burguya benzer sarmal bir ama gençlik coşkusu ve zoolojide alanlarda da olsa X-ışını
şekle sahip olduğu önerisinde iki derecesi vardı ve kristalografisi deneyimi vardı ve
bulununca, moleküler biyolojide bakteriyofajların - bakterileri yok kısa sürede ikisi birlikte, ikisini de
büyüleyen iki soruna kafa yormaya
başladı: Fiziksel bir molekül olarak
DNA genetik bilgiyi nasıl kodlar ve
bu bilgi canlı bir sistemin
parçalarına nasıl aktarılır?

Can alıcı kristal resimler


Watson ve Crick, Pauling'in olfa
sarmal protein modelindeki
başarısını biliyordu; bu modelde
molekül tek bir burgulu yol boyunca
dönüyor, her 3,6 dönüşte ana
yapısını tekrarlıyordu . En son
araştırmaların Pauling üçlü sarmal
DNA modelini destekliyor gibi
görünmediğini de biliyorlardı. Bu
durum, muammalı modeli n ne tek
ne üçlü sarmal olmama olasılığını
düşünmelerine yol açtı. Kendileri
pek fazla deney yapmadı. Onun
yerine, DNA'yı oluşturan çeşitli
atomlar ve alt-gruplar arasındaki
bağların açılarıyla ilgili bilgi veren
kimyasal deneylerin sonuçları da
dahil, başka deneylerin verilerini
topladılar. X-ışını kristalogrofisiyle
ilgili ortak bilgilerini de bir havuzda
topladılar ve DNA'nın ve benzer

Bu X-ışını kırınımı ONA fotoğrafı


1953'Le Rosalind Franklin tarafından
elde edildi ve DNA'yı çözmede en
büyük ipucuydu. DNA'nın sarmal
yapısı, leke ve çizgi örüntüsünden
ortaya çıkarıld ı.
TEMEL YAPI TAŞLARI 281
başka moleküllerin en yüksek ve diğer protoinlcırin yapısıyla ilgili
kaliteli görüntülerine elde eden çalışmalarından ötürü Nobel ödülü
araştırmacılara yaklaştılar. Bu alacak Avusturya doğumlu
görüntülerden biri, atılımlarını Brıtanyalı biyolog Max Perutz'du.
gerçekleştirmede anahtar haline Perutz da Franklın'in
gelen "foto 51"di. yayımlanmamış raporlarına
Foto 51, DNA'nın bir X-ışını ulaşmış, Watson ve Crick ağına
kırınımı görüntüsüydü; bir aktarmıştı. DNA'nın omurgasının
panjurun çıtaları arasından dış taıaftfl oldugu, bazların içe
bakılan bir "X"e benzıyordu - dogru baktı~p ve belkı çıftler
gözlerimize flu gelir, ama o sırada halıncle bırbırıne bağlandığı
en keskin ve en bilgi verici X-ışın ı clüşuncoııirıın poş ıne düştüler. Bu
ONA resimleri arasındaydı . Bu mol kuloı nlt bııımleriomurgada
tarihsel resmi çeken fotoğrafçının fosfotloı ılo şokoılor vo dört tip baz
kimliği konusunda bazı tartışmalar (mloııııı, tıınııı, gunrıın ve sitozirı)­
var. X-ışını kristalografisinde toınrııl ocloıı knı ton şokıllor kesip
uzman, Rosalind Franklin adlı kııııştııdılıır
Britanyalı bir biyofizikçinin ve 19b2'dıı Wııtsorı ve Crıck,
onun King's College'deki yüksek Chuıoull'ııı lııı ıncı kuralını
lisans öğrencisi Raymond Rosalind Franklin'in DNA'nın tmmılııyıııı Avuı;tuıyn clogumlu
Gosling'in laboratuvarından geldi. yapısına ilişkin teorik modellerıyle ılgılı lııyokırnyııc;ı Eıwın Chargaff'la
Çeşitli zamanlarda ikisinden taslak raporları. Watson ve Crıck'ın çıft tu11H111ııştı Bu kurıılo göre, DN~da
sarmalı keşfetmelerinde kılıt rol oynadı,
birinin görüntünün sahibi uuıııılıı ııııktnı ı ılıı sıtoz ın miktarı
ama sağken fazla takdir görmedı
olduğuna inanıldı. oşı tLır , ııcloııııı vo tımin mıktan da
oylod ıı Uoııoylor bu clort mıktarın
Karton modeller tınzıııı kıılıııc.:ıı eşit olclu(Junu, bazen
Moleküler biyolojiyle ilgilenen çalışmaları doğru yola girdi. olınncl ı(ııııı uoııtoıınışti. Eşit
fizikçi Maurice Wilkins de King's Bu noktadan itibaren olayların olıııııclı (ııııı noııtoıon bulgular
College'da çalışıyordu. 1953'ün tam sırası belirsizleşir ve keşfe yoııtuııı yıııılışlrn ı olmak görüldü ve
başında, Wilkins biraz da bilimsel ilişkin sonraki anlatılımlar clöı t lııızııı o~ ıt ınıktarda olduğu,
usullere aykırı olarak, Franklin ve çelişkilidir. Franklin DN~nın toıııo l kurııl olmak kabul edildi.
Gosling'in elde ettiği görüntüleri yapısına ve şekline ilişkin
on ların izni ya da bilgisi olmadan düşüncelerini yayımlanmamı ş Parçaları b irbirine
James Watson'a gösterdi. taslak raporlarda açıklamıştı uydurmak
Amerikalı görüntülerin önemini Watson ve Crick çeşitli önerılerle Clııııçıuff bıız nicelıklerıni ikı çifte
hemen anladı ve içerimlerini boğuşurken. bu taslakları da bır oyııınoklo, DNA' nın yapısına ışık
hemen Crick 'e iletti. Aniden araya topladılar. Pauling 'ın alfa tutmuştu Wfltson ve Crick,
sarmal modelinden türetilen ve adonının her zaman ve yalnızca
Wilkins tarafında da desteklenen tımıne. guonının sıtozıne
ana düşünce, dev molekül ıçin ba()landıgını düşünmeye başladı .

''
tekrarlayan bir sarmal örüntü Watson ve Crick karton parçalarını
biçimine odaklandı. üç boyutlu yapbozları için bir araya
Franklin'in merak ettiği getirirken, matematikten, X-ışını
Yaşamın sırrını keşfettik konulardan biri şuydu: Yapısal görüntülerinden, kimyasal bağlara
Francis Crick "omurga," fosfat ve deoksiriboz ve açılarına ilişkin kendi
şeker alt-bırımlerınden oluşan bır bılgılerınden ve başka
zincir, bazların dışarı doğru kaynaklardan alınan büyük

''
çıkıntı lar oluşturduğu
merkezde miktarda veriyle - hepsi yaklaşık ve
miydi yoksa tam tersi mi söz bir dizi yanlışa tabi verilerle-
konusuydu? Yardım eden bir oynuyorlardı. Timin ve guanin
meslektaş da, 1962'de hemoglobin konfigürasyonlarında hafif
282 JAMES WATSON VE FRANCIS CRICK

Bunlar erkek insan kromozomlarıdır. etrafında dönen iki sarmal ya da meydana gelir ve kopar; bu yüzden
Crick ve Watson'ın keşfinden önce, burgu fosfat-şeker omurgadan çift sarmalın bölümleri, bağlar
kromozomların bölünen bir hücreden
oluşmaktaydı. Baz dizisi bir çözülerek "açılabilir ;" bu da, bir
bir yavru hücreye geçen genleri cümledeki harfler gibi ça lışıyor, kopya yapmanın şablonu olarak
taşıdığı bilinmekteydi.
birleşip bütünsel bir komut ya da bazların kodunu ortaya çıkarır.
gen meydana getiren -sırası Bu açma-kapama iki sürecin
düzeltmeler yapmanın parçaların gelince, genetik verinin fiziksel gerçekleşmesine olanak
birbirine uymalarına olanak tezahürü olan ve hücrenin vermekteydi. Birincisi, nükleik
yaratıp, baz çiftlerin ortada dokusunda ve işlevinde tikel bir asitin tamamlayıcı bir ayna
birbirine bağlandığı zarif bir çift rolü bulunan tikel proteini ya da kopyası , çift sarmalın açılmamış
sarmal ürettiğini anlayınca, son diğer molekülü nasıl meydana yarısından yapılabilirdi; sonra
atılımları geldi. Bir tam dönüşte getireceğini hücreye söyleyen- genet ik bilgisini baz dizisi olarak
3,6 alt-birimi olan protein a lfa küçük bilgi birimlerini taşıyordu. taşırken , hücre çekirdeğini protein
sarmalından farklı olarak, DNA'nın üretimine katılmaya bırakırdı.
dönüş başına 10,4 alt-birimi vardı. Fermuan kapatmak ve İkincisi, çift sarmalın tamamı
Watson ve Crick'in tarif ettiği açmak açıldığında, her parça yeni bir
model, basamak işlevi gören baz Her baz çifti kimyacıların hidrojen tamamlayıcı partner inşa etmek
çiftlerle birbirine bağlanan bir bağları dediği şey tarafından için bir şablon gibi hareket ederdi
"döner merdiven" gibi birbirinin birleştirilir. Bunlar görece kolay - ilk ONA ve birbirleriyle özdeş olan
TEMEL YAPI TAŞLARI 283
iki ONA ile sonuçlanır. Bu şekilde, doğrudan yardımcı olan raporları Bir DNA molekülü, şeker-fosfatlardan
bir organizmanın yaşamı boyunca yazması fazla resmi takdir oluşan bir omurgaya tutunan baz
hücreler büyümek ve onarmak için görmemişti. Franklin 1958'de 37 çiftlerin oluşturduğu bır çıft sarmaldır.
ikiye bölündükçe -ve sperm ve yaşında yumurtalık kanserinden Baz çıftlerı her zaman ya adenin-timin
ya sıtozin-guanin kombinasyonunda
yumurtalar, cinsiyet hücreleri, ölmüştü ve dolayısıyla , ölenlere
eşleşir
kendi genlerini taşıyıp döllenmiş Nobel verilmediği için 1962'de
yumurta meydana getirdikçe ve ödüle uygun değildi. Bazıları
böylece bir sonraki kuşağı ödülün daha önce verilmesi ve
başlattıkça- ONA Franklin'in de alanlardan biri
kopyalanmaktaydı. olması gerektiğini söyledi; ama
kurallar en fazla üç kişiye izin
"Yatamın sım" veriyordu.
28 Şubat 1953'te. keşiflerine Anıtsal çalışmalarından sonm
sevinen Watson ve Crick, Watson ve Crick dünya Çapında
Cavendish ve diğer şöhret oldu. Molekü ler biyoloıı
laboratuvarlardan meslektaşların alanında araştırmalarına devam
buluştuğu, Cambridge'in en eski edip, çok sayıda ödül ve nışan
meyhanelerinden The Eagle'a öğle aldılar. ONA'nın yapısı bilındıkten
yemeğine gitti. Crick'in, Watson ile sonraki büyük adım , genetık "kodu"
birlikte "yaşamın sırrı"nı çözmekti. 1964'e kadar bilım
keşfettiklerini açıklayarak içkicileri insanları, baz d izilerinin yaşamın
şaşkına çevirdiği söylenir - ya da yapı taşları olan özel proteinleri ve
daha sonra, Watson The Double diğer molekülleri meydana getıren
Helix kitabında böyle olduğunu aminoasitlere nasıl çevrildiğinı
hatırladı, ama Crick inkıl.r etti. ortaya çıkardılar.
1962'de Watson, Crick ve Bugün bilim insanları bir
Wilkins "nükleik asitlerin moleküler organizmanın bütün genlerinin
yapısı ve canlı materyalde bilgi toplu olarak genomu denilen baz
aktarımı bakımından önemleriyle dizilişin i saptayabiliyorlar. Gonlorl
ilgili keşiflerinden ötürü" Nobel hareket ettirmek, DNA'nın özel
Fizyoloji ya da Tıp Ödülünü aldı. Ne paçalarından silmek ve diğer
var ki, ödül tartışma konusu oldu. parçalarına yerleştirmek için
Önceki yıllarda Rosalind ONA'ya müdahale edebiliyorlar.
Franklin'in kilit önemdeki X-ışını 2003'te, şimdiye kadarkı en buyuk
görüntülerini üretmesi ve Watson uluslararası biyolojik araştırma
ve Crick'in araştırmalarına projesi İnsan Genomu Projesi, ınsan
genomunun haritasını çıkarmayı
tamamladığını duyurdu - 20.000
genden fazla bir dizi. Crick ve

''
Watson 'ın keşfi, genetik
mühendisliğine ve gen tedavı sıne
zemin hazırlamıştı. •
Ben hayattayken genomumun
dizileceğini hiç düşlemedim .
James Watson

''
Adenin Timin

Guanin Sitozin
284

GERÇEKLEŞEBİLEN
HER ŞEY .
~!~~~~~g~oŞ!~
KISACA Kuantum teorisi her iki
Kenarı üzerinde dengede sonucun da gerçekleşmesine
BİLİM DALI duran bir kart, ya ön yüzüne izin verir. Bu yüzden her kart-
Fizik ve evrenbilim ya da arka yüzüne düşer. düşüşü kendi olası dünyasıyla
sonuçlanır.
ÖNCE
1600 İtalyan filozof Giordano
Bruno, meskun dünyalann
sonsuzluğuna inandığı için
kazıkta yakılu.
Sonuçlara doğanın karar Deneyi dört kez tekrarlarsak,
l
1924-27 Niels Bohr ve Wemer vermediği bir kuantum teorisi , ~ 16 paralel dünya yaratmış
Heisenberg, bir dalga gözleme uygundur. oluruz (2 x 2 x 2 x 2) .
fonksiyonu çöküşüne
başvurarak dalga-parçacık
ikiliğini ölçme paradoksunu
çözmeye çalışır.
'1t
SONRA
1980'lar Eşevresizlik olarak
bilinen bir ilke, çoklu dünyalar
yorumunun çalışabileceği bir
mekanizma sağlamaya çalışır. ugh Everett bilimkurgu açı klayabi l mesine rağmen,deneye
2000'ler İsveçli kozmolog Max
Tegmark, sonsuz evreriler tarif
eder.
H hayranları için kült bir
figürdür; çünkü kuant um
mekanığine i lişki n çoklu dünyalar
aykırı gibi görünen sonuçlar da
üretir - ölçme paradoksunun (s.
232-33) kalbindeki ikilem.
yorumu (ÇDY) bilim insanlarının Kuantum dünyasında atomaltı
2000'ler Kuantum bilgisayar gerçekliğ in do ğasıyla ilgili parçacı kların , Erwin Schrödinger'in
teorisinde, bilişimsel güç, düşüncelerini değişti rdi. dalga fonksiyonunu n tarif ettiği
bizim evrenimizde olmayan Everett'in çalışması, kuantum gibi, çok sayıda olası konum, h ız ve
üst üste binmelerden mekaniğinin kalbindeki can sıkıcı spin durumlarında üst üste binmiş
kaynaklanır. kusurdan esinlendi. Kuantum halde var olmasına izin verilir; ama
mekaniği maddeni n en temel gözlemlendiği anda çoklu olasılık
düzeyindeki etkileşi mleri ortadan kalkar. Bir kuantum
TEMEL YAPI TAŞLARI 285
Ayrıca bkz. Max Planck 202- 05 • Wcrner Heisenberg 234 35 • Erwın Schrödinger 226-33

"Çoklu-evren," Washıngton DC'dcki


Ulusal Sanat Galerisinde 41 .000 LED
lambadan oluşan bi r kurulumdur.

rın aslında g rçekleştiğ i ni söyler.


Gerç kl ı k yenı dü nyalara ayrılır ya
da bölü ıı u ı , omo ya l nızca bir sonu·
cu n norı;:okloştiği dünyada yaşad ı ·
ğımız iç ın , onu görürüz. D iğer olas ı
sonuçlııı lıızıın ıçın erişılmezdir;
ı;:urıku clurıynlnr orasında girişim
olnınıız vo lıır şoyı ölçtüğümüz
sofoı ındo lııı ı;oyın kaybolduğunu
duşllıııno yıııı ı lg ı s ı na duşeriz.
Evrnoıt' 111 Looı ısı herkes tarafın­
sistemini ölçme ediminin kendisi Çoklu dünyalar dn ıı kıılı11I od ll ınoı,ama kua ntum
"hat değiştirip" şu ya da bu duruma Everett 'in düşüncesi , kua ntu m üst ınoko ıı l(ılııl yonıınlomanın önün-
yönelir, seçenek tercihini mecbur üste binmelerine ne olduğunu açık­ dıık ı tııcıı i k lıı ı ongol ı de kaldırır.
kılar gibi görünür. Aşina olduğumuz lamaktı. Dalga fonksiyonunun nes· Çoklu cluııyolııı yorumu paralel
dünyada havaya atılan para, yaz ı ya ne! gerçekliğini varsaydı ve (göz- ov ı on loıclıııı ııoz otıııoz: ama man·
da tura gelir, aynı anda yazı , tura ve lemlenmeyen) cık~ııl 0111101 llHu odur Tesc edılemez
her ikisi gelmez. çökü şü ka ldırdı - birisi bir ölçüm ol ınııklı ı ohı~w ılmokcedır; ama bu
yaptığı her seferinde doğa neden cltı ı tım clo(ıltiolı llıı. "Eşevresizlik"
Kopenhag yorumu gerçekliğin b elli bir versiyonunu oln ı nk lılll11011 lııı eki bu etkiyle
1920'Jerde Niels Bohr ve Werner "tercih ets in"? Sonra bir soru daha klınımıın noıınelor kendi binişme
Heisenberg, Kopenhag yorumu sordu: Kuantum sis temlerine uygun l ıılqıloı1111 "fıızc!ırır " çoklu dünyala r
olarak bilinen bir yorumla ölçüm çeşitli seçeneklere ne olur? Çoklu yo ı uınunun ı ı;;o yaradığını kanıtla·
sorununu atlamaya çalıştı. Bu dünyalar yorumu, bütün ol ası lı kla yobılocok bır mekanizmadır. •
yorum, bir kuantum sisteminde
gözlem yapma ediminin, dalga Hugh Everett 111 söyl edıl'.Ji
her şoyi reddetti. Cesa·
fonksiyonunu n tek sonuca roti kıı ılan Eveıett fiziği terk e·
"çökme"sine neden old uğ unu Washington DC'de doğan Hugh dip ABD savunma sanayine geç·
savunur. Geniş kabul gören bir Everett erken gelişen bir çocuk ti: ama bugün çoklu dünyalar yo-
yorum olarak kalmasına rağmen, tu. 12 yaşında Einstein'a mektup rumu, kuantum teorisinin ana a·
birçok teorisyen bu yorumu, dalga yazıp, evreni bir arada tutanın kım yorumlarından biri sayılır -
fonksiyonunun çökme mekanizması ne olduğunu sordu. Princeton'da 51 yaşında ölen alkolik Everett i·
hakk ında hiçbir şey açıklamad ığ ı
matematik okurken, fiziğe sürük- çin çok geç. Ömrü boyunca ate·
lendi. Çoklu dünyalar yorumu ist olan Everett küllerinin çöple
için yetersiz bulmaktadır. Bu
kuantum mekaniğinin kalbinde· birlikte atılmasını istedi.
durum Schrödinger'in de canını
ki bilmeceye yanıtı- 1957'de dok·
sıkm ıştı. Ona göre dünyaya ilişkin
tora tezinin konusuydu ve çok· Önemli eserleri
her matematiksel formülasyonu n lu-evrenler öneriyor diye teşhir
nesnel bir gerçekliği olmalıydı. edilmesine yol açtı. 1959'da dü- 1956 Wave Mechanics
İrlandalı fizikçi John Bell'in dediği şünceyi Niels Bohr'la tartışmak Without Probability
gibi, "Schrödinger denkleminin için Kopenhag'a yaptığı ziyaret 1956 The Theory of the Univer·
verdiği şekliyle dalga fonksiyonu ya bir felaket oldu -Bohr, Everett'in sal Wave Function
her şeyd ir ya yanlış tır."
KUSURSUZ BİR

VE ARPILAR
OYUNU
DONALD MICHIE (1923-2007)
288 DONALD MICHIE
961'de bilgisayarlar bir oda
KISACA
1 büyüklüğündeydi. Mini
bilgisayarlar 1965'e kadar

''
BİLİM DALI
Yapay zekil gelmeyecekti ve bugün bildiğimiz
şekliyle mikroçiplerin gelmesine
ÖNCE daha yılla r vardı. Bilgisayar Makineler düşünebilir mi?
1950 Alan Turing makine donanımının büyümesi ve 'Evet; bir
Kısa yanıtı şudur:
zekiismı ölçmek için bir test uzmanlaşmasıyla birlikte, insan tarafından yapıldığında
önerir (Turing Testi)). Britanyalı araştırmac ı bilim insanı düşünme dediğimiz şeyi
Donald Michie, makine öğrenmesi yapabilen makineler vardır.
1955 Amerikalı programcı
ve yapay zeka üzerine küçuk bir Donald Michie
Arthur Samuel, oynamayı
proje için basit fiziksel nesneler
öğrenen bir program yazarak

''
kullanmaya karar verdi - kibrit
dama oynama programını
kutuları ve cam boncuklar. Basit bir
iyileştirir.
iş seçti - üçtaş oyunu olarak da
1956 Amerikalı John bilinen sıfırlar ve çarpılar, ya da
McCarthy "yapay zekii" kendi ifadesiyle "tit-tat-to" oyunu.
terimini icat eder. Sonuç, Matchbox Educable Fiilen 19.683 olası yerleşim
Noughts And Crosses Engine kombinasyonu vardır; ama bazıları
1960 Amerikalı psikolog Frank (MENACE - Kibrit Kutusundan döndürülünce başka
Rosenblatt, deneyimle öğrenen Eğitilebilir Sıfırlar Ve Çarpılar kombinasyonlar verebilir ve bazıları
sinir ağlı bir bilgisayar yapar. Motoru) oldu. birbirinin ayna imgesidir ya da
SONRA Michie'nin esas MENACE simetrisidir. Bu durum 304
1968 Amerikalı Richard versiyonu, çekmeceli dolap şeklinde permülasyonu yeterli bir işler sayı
Greenblatt, iyi bir beceri birbirine yapıştırılm ış 304 kibrit haline getirmekteydi.
düzeyine ulaşan ilk satranç kutusundan oluşmaktayd ı. Her Her kibrit kutusunda, renklerine
programı MacHack'ı yaratır. kutunun üzerinde bir kod numarası göre ayırt edilen dokuz farklı türden
bir cizelgeye giriliyordu. Çizelge, boncuk vardı. Her boncuk rengi,
1997 Dünya satranç 3x3 oyun ızgarasının çizimlerini dokuz kareden belli birine kendi
şampiyonu Garry Kasparov, sergilemekteydi; ızgaranın, oyun O'ını koyan MENACE'a karşılık
IBM'in Deep Blue bilgisayarına ilerledikçe olası yerleşim gelmekteydi. Örneğin yeşil bir
yenilir. permütasyonlarına karşılık gelen boncuk, sol alt karede bir O
çeşitli O, ve X, düzenlemeleri vardı. demekti, kırmızı bir boncuk orta
karede O'ı göstermekteydi ve
benzeri.

Oyunun mekaniği
Her deneyimle birlikte MENACE ızgarada hiçbir O ya da X
Hayvanlar sınama yanılma
değişen makineler yokken kibrit kutusunu kullanarak
deneyimiyle öğrenir.
yapılabilir. oyunu başlatmaktaydı -"ilk hamle"
kutusu. Her kibrit kutusunun
tepsisinde, bir ucunda bir "V"
şeklini oluşturan fazladan iki parça
kart vardı. Oynamak için tepsi
kutudan çekilir, V alt uca gelecek
şekilde sallanır ve çevrilirdi.
Basit bir mekanik sistemde Boncuklar rastgele yuvarlanır ve
pozitif sonuçları biri V'nin ucuna yerleşirdi. Bu
pekiştiren makineler .. şekilde seçilen bu boncuğun rengi,
MENACE'ın ilk O'ının ızgaradaki
konumunu belirliyordu. Sonra bu
TEMEL YAPI TAŞLARI 289
Ayrıca bkz. Alan Turing 252-53

MENACE'deki 304 kib-


rit kutusunun her biri o-
yun tahtasının olası bir
Oyunun durumunu temsıl etmek-
durumu toydı Kutuların içındeki
boncuklar o durum ıçin o-
lası hor hamleyi temsil et-
moktoydı "V"nin ucunda-
ki boncuk hamleyi belirli-
yordu Oyun devam ettik-
çe, kazanan boncuklar
takviye ediliyor, kaybe-
Hamleyi clonlor çıkarılıyor, MENA-
CE'ın kandı deneyimin-
gösteren
don ö(Jronmosıno olanak
~~~1-- boncuk vıııılıyordu

boncuk bir tarafa bırakılır ve tepsi -daha önce kazanmasına yol açan yıne oyunu knybotme ıhtimali
kutusuna yeniden yerleştirilirdi, boncuklardan daha fazla sahipti. O azalır
ama hafif açık bırakılırdı. Sonra boncuğu ve dolayısıyla aynı Bır boroboılık içın, o oyundan
rakipler kendi ilk X'sini hamleyi seçme ve tekrar kazanma her boncuk, kuçuk bir ödülle, aynı
konumlandırıyordu. MENACE 'ın şansı artmaktaydı. renkten bonus bir boncukla birlikte
ikinci turu için, o sırada X ve O'ın MENACE kaybettiğinde, ılgıli kuwsuno tekrar yerleştirilirdi.
ızgaradaki konumlarına karşılık kaybeden hamle dizisini temsil Bu cluı um, aynı porınütasyonun
gelen kibrit kutusu seçiliyordu. eden çıkarılmış boncukları geri ortayu ç ı kması durumunda o
Tekrar kibrit kutusu açılıyor, tepsi almayarak "cezalandırılırdı." Ama boncu(Jun soçilıno şa nsını
sallanıyor ve rastgele seçilen bu yine de olumluydu. Gelecek arttııınakLaycl ı , a ma üç bonus
boncuğun rengi MENACE'ın ikinci oyunlarda, aynı X ve O boncukla kazanan kadar değil.
O'ının konumunu belirliyordu. permütasyonu ortaya çıktığında, Mich ıe'nın hedefi, MENACE'ın
Rakipler kendi ikinci X'sini önceki oyunla aynı hamleleri "deneyimden öğrenme"siydi. O' ların
yerleştiriyordu . Bu şekilde, gösteren boncuklar ya sayı olarak ve X'lerin verili permütasyonları
MENACE'ın boncuk ve dolayısıyla azdır ya da hiç yoktur, bu yüzden için, belli bir hamle dizisi başarılı
hamle dizilişi kaydedilirdi. olmuşsa, o dizi giderek daha fazla
olası olurken, kaybetmeye yol açan
Kazan, kaybet, berabere hamleler daha az olası olacaktı.
Sonunda bir sonuç çıkıyordu. Sınama yanılma yoluyla ilerleyecek,
MENACE kazandığında, takviye ya deneyime uyarlanacak ve daha
da bir "ödül" alıyordu. Kaldırılmış fazla oyunla daha başarılı olacaktı.
boncuklar kazanan hamlelerin
dizilişini gösteriyordu. Bu Değişkenleri kontrol etmek
boncuklardan her biri, kod Michie potansiyel sorunlara dik-
numarasıyla ve hafif açık tepsisiyle kate aldı. Bir tepsiden seçilen bon-
saptanan kutusuna geri cuk, MENACE'ın O'ının bir Oya da
konuluyordu. Tepsi de aynı renkten X tarafından zaten ışgal edılmış bır
fazladan üç "bonus" boncuk kareye yerleştirilmesini buyurursa
Collosus, dünyanın ilk elektronik
alıyordu. Sonuç olarak, gelecek bir
programlanabilır bilgisayarı, 1943'te
ne olacak? Michie her kibrit kutu-
oyunda ızgarada aynı O ve X İngiltere' de Bletchley Park'ta kodları sunun tikel permütasyonu için boş
permütasyonu gerçekleştiğinde, bu kırmak için yapıldı . Bilgısayarı karelere denk boncuk içermesini
kibrit kutusu tekrar oyuna girecekti kullanacak personeli M ichıe eğitti. sağlayarak bunu halletti. Bu
290 DONALD MICHIE
şekilde, sol üstte O ve sağ altta X boncuksuz, aynı durum
permütasyonu için kutu, sonraki O'ı gerçekleşemezdi.
bu karelere yerleştiren boncuğu

''
içermiyordu. Michie, her kutuya İnsana karşı MENACE
dokuz ol ası O konumunun tümü için Sonuç ne oldu? Michie, 240 oyunluk
boncuk yerleştirmenin "sorunu bir turnuvada MENACE'ın ilk raki-
gereksiz yere karmaşıklaştıraca­
Uzman bilgisi sezgiseldir;
bi oldu. MENACE sallantılı başladı,
ğını" düşündü. Yani MENACE yal-
uzman için erişilebilir olması ama hemen toparladı ve çoğunlukla
nızca kazanmayı ya da berabere
zorunlu değildir berabere kaldı; sonra birkaç oyun
kalmayı öğrenmeyecekti, ilerlerken
Donald Michie da kazandı. Karşı durmak için Mic-
kuralları da öğrenmek zorunda hie güvenli hamlelerden uzaklaşıp,

''
kalacaktı. Bu tür başlangıç koşul­ alışılmadık stratejiler kullanmaya
ları , bütün sistemi çökerten bir ya başladı. MENACE'ın uyum göster-
da iki erken felakete yol açabilirdi. mesi zaman aldı, ama sonra bunlar-
Bu durum bir ilkeyi gösterdi: la da başa çıkmaya başladı, tekrar
Makine öğrenmesi basitten başlar daha fazla berabere kalmayı ve son-
ve giderek daha fazla incelik ekler. kurtulmak daha önemli olur. Michie ra oyun almayı başardı. 10 oyunluk
Michie, MENACE her hamle için farklı sayıda boncuğa bir seride bir noktada Michie seki-
kaybettiğinde, son hamlesinin sahip olarak bunu canlandırdı. zini kaybetti.
yüzde 100 ölümcül hamle olduğuna Böylece MENACE'ın ikinci hamlesi MENACE makine öğreniminin
da işaret etti. Önceki hamle, için (üçüncü hamle son), oyuna ve değişen değişkenlerin sonucu
makineyi adeta köşeye sıkıştırarak çağrılabilecek her kutunun - nasıl etkileyebildiğinin bir örneğini
oyunun kaybedilmesine katkıda ızgarada bir O ve bir X hazır verdi. Michie'nin MENACE tasviri,
bulundu, ama çok da değil permütasyonu olanların- her aslında, makinenin performansını
genellikle yenilgiden kurtulma boncuk türünden üç tane boncuğu deneme yanılma yoluyla hayvan
olasılığını açık bırakırdı. Oyunun olurdu. MENACE'nin üçüncü öğrenimiyle karşılaştırmaya geçen
başlangıcına doğru geri giderken, hamlesi için, her türden üç boncuk uzun bir a nlatımın parçasıydı.
her bir önceki hamle nihai yenilgiye ve dördüncü hamle için (yedinci Michie'nin açıkladığı gibi:
daha az katkıda bulundu - yani hamle son) yalnızca bir boncuk "Esasında hayvan az çok
hamleler biriktikçe, her birinin son olurdu. Dördüncü hamlede ölümcül rastgele hareketler ve seçimler
hamle olma olasılığı artar. Bu bir tercih, ızgarada o konumu yapar, daha sonra 'istenilen' sonucu
nedenle toplam hamle sayısı belirleyen tek boncuğun verenleri tekrarlar. Bu açıklama,
arttıkça, ölümcül olan tercihlerden kaldırılınasıyla sonuçlanırdı. Bu kibrit kutusu modeli için biçilmiş

Donald Michie 1923'te Burma'da (Myanmar), FREDDY serisinde çalıştı. Ayrıca


Rangoon'da doğan Michie 1942'de bir dizi itibarlı yapay zeka
Oxford'da bir burs kazandı; ama projesini yönetti ve Glasgow'da
Oxford yerine, Bletchley Park'ta Turing Enstitüsünü kurdu.
şifre kırma ekiplerine katılarak Michie aktif araştırmacılığını
savaş çabalarına yardım etti, seksenli yaşlarına kadar
bilişim öncüsü Alan Turing'in sürdürdü. 2007'de Londra'da bir
yakın arkadaşı oldu. trafik kazasında öldü.
1946'da Oxford'ta dönüp
memeli genetiği okudu. Ne var ki, Önemli eserleri
yapay zekaya ilgisi giderek arttı ve
1960'lara gelindiğinde, ana uğraşı 1961 Trial and Error
haline gelmişti. 1967'de Edinburg
Üniversitesine geçti ve Makine
Zekıı.sı ve Algısı Bölümünün ilk
başkanı oldu. Görsel-etkin,
öğretilebilir araştırma robotlarının
kaftan gibidir. Gerçekten de, mediği biçimde öğrenebilen bılgi· Ye ni bilg isay ar teknolojisi yapay
MENACE bir sınama ve yanılma sayar programları ve kontrol yapı lıı zokndn h ı zlı lııı uolışmeye yol açtı ve
yoluyla öğrenme modelini o kadar rı tasarlamada Michie'nin yapay 1997'do smınnç mnkınosı Deep Bluo
katışıksız bir biçimde oluşturur ki, zeka çalışmaları kullanıldı. Mi ch ıo , dunyo şompıyonu Oarry Kasparov'u
yondı BHgıaoyoı, goçmıştekı bınleıcc
diğer öğrenme kategorilerinin dikkatli insan zekası uygulaması oyunu onulız oclorok stratejiyı öQrendı.
öğelerini sergilediğinde, sınama ve nın makinelere kendilerini daha a
yanılma bileşenine bulaştıklarından kıllı yapma gücü verdiğini gösteıdı
haklı olarak kuşkulanabiliriz." Yapay zeka alanındaki son gelişme·
ler benzer ilkeleri kullanıp , hayvan

''
Dönüm noktası beyninin sinir ağla rını yansıtan ağ­
Donald Michie MENACE'ı geliştir­ lar geliştirmektedir.
meden önce biyoloji, cerrahi, gene- Michie hatırlama işlevını de
tik ve embriyoloji alanında önemli tasarladı ; buna göre bir makinede ya Kafasında denemek istediği
araştırmalar yapmıı;;tı. MENA- da bilgisayarda her gırdı kümesının bu kavram vardı ki, bilgisayar
CE'tan sonra hızla gelişmekte olan sonucu bir hatırlatıcı ya da "not" satrancını çözebileceğini
yapay zeka alanına geçti. Makine olarak depolanır. Aynı girdi kümesi düşündü ... Bu, kalıcı bir
öğrenimi düşüncelerini, montaj tekrarlanırsa, aygıt hatırlatıcıyı der- duruma ulaşma düşüncesiyrli .
bantları, fabrika üretimi ve çelik hal etkinleştirir ve yanıtı hatırlar, Kathleen Spracklen
fabrikalarını da kapsayan yüzlerce böylece yeniden işlem yapmayarak

''
durumda uygulanan "sınai-güç a- zaman ve kaynak tasarrufu sağlar.
letleri"ne dönüştürdü . Bilgisayarlar POP-2 ve LISP gibi bilgisayar prog-
yaygınlaşınca, kendilerini yapan ramlama dillerine hatırlama tekniği
insanların herhalde tahmin bile et- katkısında bulundu. •
292

TEMEL
KUVVETLERİN
BİRLiGi
SHELDON GLASHOW (1932-)

oğanın kuvvetleri ya da Kurye parçacıklar

BİLİM DALI
Fizik
D temel kuvvetler düşüncesi ,
en azından eski Yunanlara
kadar geri gider. Şu anda fizikçiler
Kuantum mekaniksel alan
tasvirinde bir kuvvet, foton gibi
elektromanyetik etkileşimi ta şıyan
dört temel kuvveti kabul eder - bir ayar bozonunun verişimiyle
ÖNCE kütleçekim, elektromanyetizma ve "hissedilir." Bir bozan bir parçacık
1820 Hans Christian 0sted, iki nükleer kuvvet, bir atomun tarafından yay ılır ve ikinci bir

manyetizma ile elektriğin aynı çekirdeği içinde atom-altı parçacık tarafından emilir. Normal

görüngünün veçheleri parçacıkları bir arada tutan zayıf ve olarak, bu etkileşimle her iki
olduğunu keşfeder. yeğin etkileşimler. Zayıf kuvvet ile parçacık da köklü olarak değişmez
elektromanyetik kuvvetin tek bir - bir elektron bir foton soğurdukta n
1864 Jarnes Clerk Maxwell "elektrozayıf" kuvvetin farklı ya da yaydıktan sonra hal<'\ bir
elektromanyetik dalgalan bir tezahürleri olduğunu biliyoruz. elektrondur. Zayıf kuvvet bu
denklem kümesiyle açıklar. Bunun keşfedilmesi, dört kuvvet simetriyi bozarak, kuarkları
arasındaki ilişkiyi açıklayacak bir (protonları ve nötronları oluşturan
1933 Enrico Fermi'nin beta
bozunumu teorisi, zayıf "Her Şeyin Teorisi"ni bulma parçacıklar) bir türden diğerine

kuvveti tarif eder yolunda önemli bir adımdı.

1954 Yang-Mills teorisi, dört Zayıf kuvvet


temel kuvvetin birliğinin Zayıf kuvvet ilk kez beta
matematiksel temelini atar. bozunumu, çekirdeğin içinde bir
nötronun bir protona dönüşüp,
SONRA süreçte elektronlar ya da pozitronlar
1974 Dördüncü bir kuark türü, yaydığı bir nükleer ışıma tipini
" tılsım" kuarkı, keşfedilir,
açıklamak için düşünüldü. 1961'de
maddenin yeni bir temel yapısı Harvardta lisans öğrencisi Sheldon
ortaya çıkar. Glashow'a, zayıf ve elektromanyetik
1983 CERN'in İsviçre' deki P.tkilP.şim teorilerini birleştirme
Süper Proton Hızlandırıcısında görevi verildi. Glashow'un buna
kuvvet taşıyan W ve Z gücü yetmedi; ama zayıf kuvvet
üzerirıden etkileşime aracılık eden
bozanları keşfedilir. Zayıf kuvvet aracılığıyla parçacık bo-
kuvvet-taşıyıcı parçacıkları tarif zunumu, güneşin hidrojeni helyuma dö-
etti. nüştüren proton-proton füzyon reaksiyo-
nunu harekete geçirir. Bunsuz güneş
parlamaz.
Ayrıca bkz: Marie Curie 190-95 • Ernest Rutherford 206-13 •
Peter Higgs 298- 99 • Murray Gell-Mann 302 07

Büyük Patlamadan hemen sonra çok yüksek sıcaklıklarda. dört


kuvvetin tek "süperkuvvet" olarak birleştiği öne sürülür.
Sheldon Glashow
Sheldon Loe Glashow 1932'de
Yaklaşık 1032K'lık bir sıcaklıkta kütleçekim kuvveti diğer New Yoık'ta Rus-Yahudi
kuvvetlerden ayrıldı. göçmenlerin oı:Jlu olarak
doğdu. Lisoyo arkadaşı Steven
Weinberg'le bi ılikte gitti ve
1960'da liseyi bitirdikten
sonıa, ikisi de Comell Üniver-
Yaklaşık 1027K'da yeğin nükleer kuvvet ayrıldı. sitoslndo fizik okudu. Glashow
doktorasını Ilaı vard'ta yaptı;
W ve Z bozonlarını ilişkin b ir
aç ıklo ınııy ı orada önerdi.
llaıvaıd'tan sonra 1961'de

Yaklaşık 10' 5K'da elektromanyetik kuvvet ve zayıf kuvvet ayrıldı . Beıkeley'de Califomia Üniver-
sitesine gitti vo 1967'da
Harvard'a fizik profesörü
olo ı ak gori döndü.
1960 '1 o ı do Glashow,
dönüştürür. Peki ne tür bozon söz teori, zayıf etkileşim ile
Murray Gell-Mann'ın kuark
konusu olabilirdi? Glashow'un elektromanyetik kuvveti tek bir
modelini genişle tip , "tılsım"
tahminine göre, zayıf kuvvetle kuvvet olarak bir araya getirdi.
olarak bilinen bir özellik ekledi
bağlantılı bozonlar görece kütleli Bu çok şaşırtıcı bir sonuçtu: vo dördüncü bir kuark öngör-
olmak zorundaydı , çünkü kuvvet çünkü zayıf kuvvet ile dü; öngördüğü kuark 1974'te
küçük aralıklarda etkili olur ve ağır elektromanyetik kuvvet tamame n keşfedildi. Son yıllarda sicim
parçacıklar uzağa gitmez. İki adet farklı alanlarda etkili olur. teorisini şiddetle eleş tirmekte ­
yüklü bozan, W+ ve W- , ve bir adet Elektromanyetik kuvvet görünür dir; test edilebilir öngörüler-
de yüksüz Z bozonu önerdi. W ve Z evrenin k ıyısına kadar uzanırken den yoksun olduğu için fizikte
kuvvet taşıyıcı ları 1983'te CERN'in (kuvvet, kütlesiz ışık fotonları yeri olmadığını düşünür ve bir
parçacık hızlandırıcıları tarafından tarafından taşın ır): zayıf kuvvet bir "tümör" olarak tarif eder.
saptandı. atom çekirdeğini ancak geçer ve 10
milyon kat daha zayıftır. Öne mli eserleri
Birleştirme Birleştirilmeleri şu davetkar
1960'larda birbirinden bağımsız olasılığa kapı açar: Büyük
1961 Partial Symmetries
of Wcak Intcractions
çalışan iki fizikçi, Amerikalı Steven Patlamadan hemen sonraki gibi
1988 Interactions: A Journey
Weinberg ve Pakistanlı Abdus yüksek enerji koşullarında dört
Through the Mind ofa
Salam, Higgs alanını (s. 298-99) temel kuvvet kaynaşıp tek Particle Physicist
Glashow'un teorisiyle bütünleşti rdi. "süperkuvvet"e dönüşebilir. Böyle 1991 Tile Charm of Physics
Ortaya çıkan Weinberg-Salarn bir Her Şeyin Teorisi için kanıt
modeli ya da birleşik elektrozayıf arayışı devam ediyor. •
294

••
KURESEL
ISINMANIN NEDENİ
BİZİZ
CHARLES KEELING (1928-2005)

tmosferdeki karbondioksit
KISACA
BİLİM DALI
Meteoroloji
A (CO,) düzeylerinin yalnızca
yükselmekle kalmayıp, feci
ısınmaya da neden olabileceği,
1950'lerde bilimsel ve kamusal ilgi
ÖNCE konusu oldu. Geçmişteki bilim
1824 Joseph Fourier, Yerin insanları atmosferdeki
atmosferinin gezegeni karbondioksit yoğunlaşmas ının
ısıttığını öne sürer. bazen değiştiğini, ama her zaman
1859 İrlandalı fizikçi John yüzde 0,03 ya milyonda 300
civarında olduğunu varsaymıştı.
'fyndall, karbondioksit (C01).
su buharı ve ozonun ısıyı Yerin 1958'de Amerikalı jeokimyacı
atmosferinde tuttuğunu Charles Keeling geliştirdiği duyarlı
kanıtlar.
bir alet kullanarak co2
yoğunlaşması ölçmeye başladı.
1903 İsveçli kimyacı Svante Onun bulguları, CO,'in aralıksız
Arrhenius, yanan fosil yükselişine ve 1970'1erin sonuna
yakıtların saldığı C02 'nin gelindiğinde "sera gazı etkisi"nin
atmosferin ısınmasına neden hı zlanmasında insanın rolüne
olabileceği öne sürer. dünyanın dikkatini çekti.

1938 Britanyalı mühendis Guy


Callendar. 1890 ile 1935 Düzenli ölçümler
arasında Yerin ortalama Keeling COz'i birçok yerde ölçtü:
sıcaklığının 0,5°C arttığını Californ ia'da Big Sur, Washington
rapor eder. Eyaleti'nde Olympic yarımadası ve
Arizona'nın yüksek dağ orman ları.
SONRA Güney Kutbundaki ve havadan
1988 Bilimsel araştırmaları uçakla yapılan ölçümleri de
değerlendirmek ve küresel kaydetti. 1957'de Keeling,
politikaya yol göstermek için Hawaii'de Mauna Loa'nın
Hükümetler-arası İklim tepesinde deniz seviyesinden 3000
Değişikliği Paneli (IPPC) metre yüksekte bir meteoroloji
oluşturulur. istasyonu kurdu. Keeling
istasyonda düzenli olarak
TEMEL YAPI TAŞLARI 295
Aynca bkz. Jan Jngenhousz 85 • Joseph Fourier 122-23 • Robcrt FitzRoy 150- 55

Karbondioks it Yoğunla şması Keeling 'in gr afi- küresel ısınmaya yol açması
390 - - - - - - - - - - - - - - --n11""'- ği yıldan yıla at- olasıdır. Keeling'in buldukları
380 mosferde yükselen şöyleydi : "Güney kutbunda
CO, düzeylerini
370 yoğunlaşma yılda yaklaşık
göslerir. Yıllık kü-
"'
ı:ı
ı::
360 çük dalgalanmalar milyonda 1,3 oranında artmış ..
o 350 (mavi çizgiyle gös- gözlemlenen artış hızı, fosil yakıt

~
340 terilen), bitkilerin yakılmasından b eklenene
330 emdiği co;teki (milyonda 1,4) yakındır. " Başka bir
320 mevsimlik değişik­ deyişle, ınsanlar nedeni n en
310 liklerden kaynakla- azından bi ı pnıçosıdır. •
1960 1970 1980 1990 2000 2010 nır.-

karbondioksit düzeyini ölçtü ve üç yoğunlaşma karşı konulmaz bir


şey keyfetti. biçimde yükseliyordu. Kutup buzu
Birincisi, yerel olarak günlük bir damarları, MÖ 9000'den beri C02
değişme vardı. Yeşil bitkilerin C0 yoğunlaşmasının milyonda 275 ile
2

''
soğurmada en aktif oldukları ikindi 285 arasında değiştiğini gösteren
vakti konsantrasyon asgari hava kabarcıkları içermekteydi.
düzeydeydi. İkincisi, küresel açıdan 1958'de KeeHng milyonda 315
yıllık değişme vardı. Kuzey olarak ölçtü; Mayıs 2013'te Enoıji Lolobinin a rlacağı
yarımküre bitkilerin yetişmesi için ortalama konsantrasyon ilk kez kesindiı. . çünkü sürekli artan
daha fazla karaya sahipti ve milyonda 400'ü aştı. 1958'den nüfus yoşom swndaıllarını
bitkilerin büyümediği kuzey kışı 2013'e kadar artış milyonda 85'ti; iyiloşlirm ye çalışıyor.
sırasında C02 düzeyi biraz yani yoğunlaşma 55 yılda yüzde 27 Cha rles Ke ellng
yükselmekteydi. Mayısta, bitkiler artmıştı. Bu, Yerin atmosferinde
büyümeye ve tekrar CO, emmeye C02 yoğunlaşmasının artmakta

''
başla madan önce, doruğa olduğunun ilk somut kanıtıydı. C0
2
ç ıkmaktaydı. Kuzey bitkilerinin bir sera gazıdır, güneşten gelen
tekrar kış için öldüğü Ekim ay ında ısının tutulmasına yardım eder; bu
düzey asgariye iniyordu. Üçüncüsü, yüzden artan C02 yoğun laşmasının

Charles Keeling Pennsylvania'da Scranton'da kayna{Jı oldu . 1956'da


doğa n Charles Keeling, bir bilim Californla'da La Jolla'daki
insanı olmanın yanı sıra yetenekli Scripps Oşinografi Enstitüsüne
b ir piyanistti de. 1954'te California girdi ve 43 yı l orada çalıştı.
Teknoloji Enstitüsünde (Caltech) 2002'de Keeling, Amerika'nın
jeokimya da lında öğretim en büyük yaşam boyu başarı
görevlisiyken, atmosfer ödülü olan Ulusal Bilim
örneklerinde karbondioksit ölçmek Madalyasını aldı. Ölümünden
için yeni bir a let geliştirdi. sonra, atmosferi izleme işini oğlu
Caltech'te olasılıkla trafikten Ralph devraldı.
ötürü yoğunlaşmanın saatten
saate değiştiğini gördü; bunun Önemli eserleri
üzerine, Big Sur'da bakir doğada
kamp kurmaya gitti ve orada da 1997 Climate Change and
küçük, ama an lamlı değ i şmeler Carbon Dioxide: An lntroduction
bulguladı. Bu, bir ömrün işi olacak
çalışmaya başlamasına esin
296

KELEBEK
ETKİSİ
EDWARD LORENZ (1917-2008)

ilim tarihinin çoğu, koşullarının - bir gezegenin kütlesi.


KISACA
BİLİM DALI
Meteoroloji
B sistemlerin davranışını
öngören basit modeller
geliştirmeye adandı. Doğada
konumu, hızı ve benzeri- bir
tasviriyle, gelecek konfigürasyonlar
hesaplanabilir. Ne var ki, kıyıya
gezegen devinimi gibi belli olgular vuran dalgalar. bir mumdan
ÖNCE bu şemaya kolayca uyar Başlangıç yükselen duman ya da hava
1687 Newton'ın üç hareket
yasası, Evrenin öngörülebilir
olduğunu savunur.

1880'ler Henri Poincare,


kütleçekimsel olarak etkileşen
üç ya da daha fazla cismin
deviniminin genellikle kaotik
ve öngörülemez olduğunu
gösterir.
SONRA
1970'ler Araba ve uçak
tasarımında ve trafik akışını,
sayısal şıfrelemeyi, işlevi
modellemek için kaos teorisi
kullanılır.

1979 Benolt Mandelbrot, çok


basit kurallar kullanılarak ne
kadar karmaşık örüntü
yaratı la bileceğini gösteren
Mandelbrot kümesini keşfeder.
1990'lar Kaos teorisi,
karmaşık doğal görüngüleri
açıklamaya çalışan
karmaşıklık biliminin bir
altkümesi sayılır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
TEMEL YAPI TAŞLARI 297
Ayrıca bkz. Isaac Newton 62 69 • Benolt Mandelbrot 316

durumu örüntüleri gibi birçok farklı sonuçlarla geri dönünce, Lo-


sürecin davranışı kaotiktir ve renz şaşkına döndü. Rakamlarını
öngörülemez. Kaos teorisi bu tür tekrar kontrol edince, programın sa-
öngörülemez görüngüleri yıları altı ondalık basamaktan üç
açıklamaya çalışır. ondalık basamağa yuvarladığını
bulguladı. Başlangıç durumundaki
Oç cisim problemi bu çok küçük değişiklik, sonuç üze-
Kaos teorisine doğru ilk adımlar rinde büyük bir etki yaratmıştı.
1880'lerde, Fransız matematikçi Başlangıç koşullarına bu hassas
Hemi Poincare "üç cisim problemi" bağımlılığa "kelebek etkisi" adı ve-
üzerinde çalışınca atıldı. Poincare rildi - sistemde, Brezilya'da kanat Edward Lorenz
bir yıldızın etrafında dönen bir çırpan bir kelebeğin hareket ettirdi-
uydulu bir gezegen -bir yer-ay- ği bir çay kaşığı hava molekülü gibi
1917'de Connecticut'ta West
güneş sistemi- için, kararlı bir küçük bir değişikliğin, zaman için- Hartlord'da doğan Edward
Noıton Lorenz, 1940'ta
yörünge çözümünün olmadığını de büyüyüp Texas'ta bir kasırga gi-
Harvard'ta matematik dalında
gösterdi. Cisimler ararsıdaki bi öngörülemez sonuçlar yaratabil- yüksek lisans diploması aldı.
kütleçekimsel etkileşimin diği düşüncesi.
II. Dünya Savaşı sırasında
hesaplanamayacak kadar karmaşık Edward Lorenz öngörülebilirli- meteorolog olarak hizmet etti;
olmasının yanı sıra, Poincare ğin sınırlarını tanımladı; olacakları ABD hovo kuvvetleri için hava
başlangıç koşullarında çok küçük bilmenin olanaksızlığının, aslında , duıuınu tahminlerinde
farklılıkların büyük ve öngörülemez kaotik bir sistemi yöneten kuralla- bulundu. Savaştan sonra
değişikliklerle sonuçlandığını da rın içinde yazılı olduğunu açıkladı. Massachusett Teknoloji
bulguladı. Ne var ki, çalışmaları Yalnızca hava durumu değil, birçok Enstitüsünde (MIT)
büyük ölçüde unutuldu. gerçek-dünya sistemi de kaotiktir - meteoroloji okudu.
trafik sistemleri, borsa dalgalanma- Loronz, başlangıç
Sürpriz bir keşif ları, akışkanların ve gazların akı şı , koşullarına hassas bağımlılığı

Bilim insanlarının hava durumunu galaksilerin büyümesi- ve bunların tesadüfen keşfetti - ve bu,
öngörmek için yeni, güçlü bilgisa- hepsi kaos teorisi kullanılarak mo- bilimde büyük "evreka"
anlarından biriydi. Hava
yarlar kullanmaya başladığı dellenmiş tir. •
sisteınleıinin basit bilgisayar
1960'lara kadar bu alanda çok az
simü l asyonlarını yürütürken,
yeni gelişme oldu. Zamanın bilim neredeyse özdeş başlangıç
insanlarına göre, verili bir zamanda
koşulları girildiği halde
atmosferin durumuyla ilgili yeterli modelinin çok farklı sonuçlar
veri ve bu verileri işleyecek yeterin- verdil:jini bulguladı. 1963'te
ce güçlü bilgisayarlar göz önüne a- çığır açan makalesi, kusursuz
lındığında, hava sistemlerinin nasıl hava durumu öngörüsünün
geliştiğini bilmek olanaklı olmalıy­ boş hayal olduğunu gösterdi.
dı. Daha büyük bilgisayarların ön- Lorenz bütün ömrü boyunca
görü aralığını arttıracağı varsayımı fiziksel olarak ve akademik
üzerinde çalışan Edward Lorenz, açıdan aktif kaldı, 2008'de

Massachusetts Teknoloji Enstitü- ölene kadar akademik yazı


katkısında bulundu ve
sünde (MiT) çalışan bir Amerikalı,
yürüyüş yapıp kayak kaydı.
yalnızca üç basit denklemi gerekti-
ren simülasyonları test etti. Her se-
Burada, bir uçağın kanatlarından son- Önemli eBBrlert
ferinde aynı başlangıç durumunu ra kalan bir burgacın ucunda türbülans
girip aynı sonuçları görme beklenti- oluşur. Bir sistemin türbülans yarattığı 1963 Deterministic
siyle, simülasyonu birçok kez tek- hassas noktanın araştırılması, kaos te- Nonperiodic Fl ow
rarladı. Bilgisayar her seferinde çok orisinin gelişmesinin anahtarıydı.
298

KISACA
BİLİM DALI
Fizik
ÖNCE
1964 Peter Higgs, François
Englert ve Robert Brout. bütün
basit ve kuv vet-taşıyan
parçacıklara kütle kazandıran
bir alan tarif eder.
1964 Üç ayn fizikçi ekibi yeni
bir kütleli parçacığın (Higgs
bozonu) varlığını öngörür.
SONRA
1966 Fizikçi Steven Weinberg
ve Abdus Salam Higgs alanını
kullanıp, elektrozayıf teoriyi
formüle eder.
2010 CERN'in Büyük Hadron
Çarpıştırıcısı tam güce erişir.
Higgs bozonu arayışı başlar.
2012 CERN'deki bilim
insanları, Higgs bozonunun
tarifim'! ııyFın yflni bir parçacık 012'nin büyük bilimsel olayı, bozonu Evrendeki her şeye kütle
keşfedildiğini duyurur.
2 Isviçre'de CERN'de Büyük
Hadron Çarpıştırıcısı'nda
çalışan bilim i nsanlarının yeni bir
kazandırır ve fiziğin standart
modelini tamamlayan kayıp
parçadır. Varlığı 1964'te altı fizikçi
parçacık bu lunduğunu ve bunun, tarafından varsayılmıştı ve
anlaşı lmaz Higgs bozonu onlardan biri de Peter Higgs'ti.
olabileceğini duyurmasıydı. Higgs Higgs bozonunun bulunması temel
TEMEL YAPI TAŞLARI 299
Ayrıca bkz. Al bert Einstein 214- 21 • Erwin Schrödinger 226- 33 • Georges Lema!tre 242- 45 • Paul Dirac 246- 47 •
Sheldon Glashow 292- 93

önemdeydi; çünkü "kuvvet taşıyan kuvvete, W ve Z bozon larına a racı­


bazı parçacıklar kütleliyken bazıları lı k eden parçacı klar kütleliyken,
neden kütlesizdir?" sorusuna yanıt protonların ve gluon ların kütles iz
vermekteydi. olmasının nası l olduğ unu açıklayan
"kendiliğinden simetri kırı lm as ı "
Alanlar ve bozonlar teorisini geliştirdi. Bu simetri kırıl ­
Klasik (kuantum öncesi) fizik elekt- ması , elektrozayıf teorinin (s. 292-
riksel ya da manyetik alanları, 293) formülasyonunda çok önem-
uzaya yayılmış kesintis iz, pürüzsüz liydi. !liggs, Higgs bozonunun
değişen kendilikler olarak düşünür. (daha doğrusu bozonun bozunum
Kuantum mekaniği süreklilik fikrini Higgs bozonu, doğduğü saniyenin ürünleri) nası l saptanabileceğini
reddeder; bu yüzden alanlar, kesikli trilyonda biri kadar bir zaman içinde gös terdi.
"alan parçacık ları"nın dağılı mları kendini yok eder. Diğer parçacıklar Higgs bozonu arayışı, dünyanın
Higgs alanıyla e lk ileşi m e girince
haline gelir ve burada, alanın gücü en büyuk bilim proıesini , Büyük
meydana gelir.
alan parçacıklarının yoğunluğudur. Iladron Çaı pıştırıcısı'nı 100 metre
Bir alandan geçen parçacıklar, ayar alır.Kayakla kayanlar düşük kütleli yerin altında, çevresi 27 km olan
bozanları denilen "edimsiz" kuv- parçacıklara benzer; kara batanlar dev bit pıoton çor pıştırıcısı-
vet-taşıyıcı parçacıkların verişimi ise, yol alırken daha büyük bir kütle doğ urd u. Büyük lladron
yoluyla alanda n etkilenir. deneyimi yaşar. Fotonlar ve gluon- Çarpışw ı c ı s ı Lom h ızla ça l ıştırıldı­
Higgs alanı uzayı - hatta bir lar -sırasıyla elekt romanyetik ve ğındo, Buyük Patla mada n hemen
boşluğu bile- doldurur ve basit yeğin nükleer kuvvetlerin kuv- sonı a var ola nla ra benzer enerjiler
parçacıklar onunla etkileşim e gire- vet-taşıyıcıları- gibi kütles iz parça- lir L iı hoı m1lyııı çarpışmada bir
rek kütle kazanı r. Bu etkinin nasıl cıklar Higgs a lanından etkilenmez HiggB lıozonu yaratmaya yetecek
gerçek leştiğ i, bir b enzetmeyle açık­ ve tarlanın üzerinde uçan kazlar kadaı. Zo ıluk, döküntü sağa nağ ı
lanabilir. Kayakç ıların ve kar ayak- gibi süzülüp giderler. arasında onun izlerı ni saptamaktır
kabılı insa nların geçmek zorunda ve fliggs bozonu o kadar kütlelidir
olduğu kalın karla kaplı bir alan Higgs avı ki, görününce anında bozunur.
düşünün. Her kişinin geçişi, karla 1960'la rda , Peter Higgs, François Bununlo bnlikte, yaklaşık 50 yıllık
ne kadar güçlü "etk ileşime" girdik- Englert ve Robert Brout'un da arala- biı bekleyişten som a, I!iggs bozonu
lerine bağlı olarak az çok zaman rında bulunduğu altı fizikçi, zay ıf sonunda doğr ulandı. •

PeterHiggs 1929'da İngiltere'de Newcastle -u- dan söz e diyoruz; çünkü 1964'te-
pun-Tyne'de doğan Peter Higgs ki m aka lesi, parçacığın nasıl
Londra'da King's College'da lisans s aptanabileceğini tarif etmek-
ve doktora diploması aldıktan son- teydi. Higgs doktora düzeyinde
ra, kıdemli araştırma görevlisi ola- parçacık fiziği eğitimi a lmadığı
rak Edinburgh Üniversitesine gir- için "yetersiz" olduğu nu iddia e -
di. Londra'da kısa bir süre kaldık­ der. Bu engel, 1964'teki çalışma­
tan sonra 1960'ta Edinburgh 'a larından ötürü 2013 Nobel Fizik
döndü. Cairngorm D ağlarında yü- Ödülünü François Englert'le
rürken Higgs'in aklına "tek büyük paylaşmasını önlem edi.
düşünce"si geldi - bir kuvvet alanı­
nın hem yükse k kütleli hem düşük Önemli eeerlerl
kütleli ayar bozonları üretmesini
olanaklı kılacak bir mekanizma. 1964 Brok en Symmetr y and the
Başkaları da aynı çizgide çalışıyor­ Mass of Gauge Vector M esons
du; ama bugün Brout -Englert-Hig- 1964 Broken Symmetries and
gs alanından değil , Higgs alanın- t he Mass of Gauge Bosons
300

SİMBİYOZ HER
YERDEDİR
LYNN MARGULIS (1938-2011)

harles Darwin'in evrim hücre biyologları şu soruyu sordu:


KISACA
BİLİM DALI
Biyoloji
C teorisi, 1850'lerde ortaya
çıkan ve bütün
organizmaların hücrelerden
Karmaşık hücreler nasıl doğdu?
Yanıt endosimbiyozdaydı - ilk kez
1905'te Mereschkowski'nin
oluştuğunu ve yeni hücrelerin var önerdiği, ama Lynn Sagan (daha
ÖNCE olan hücrelerden bir bölünme sonra Margulis) adlı Amerikalı bir
1858 Alman doktor Rudolf süreciye çoğaldığın ı iddia eden bir biyolog 1967' de kanıtlarını
Virchow hücrelerin yalnızca hücresel yaşam teorisiyle örtüştü. gösterince kabul edilen bir teori.
diğer hücrelerden doğduğunu, Hücrelerin bazı iç bileşenleri de Organel denilen iç yapılara -
kendiliğinden oluşmadıklarını bazıları , besin hazırlayan çekirdek (hücreyi kontrol eder),
öne sürer. kloroplastlar gibi, anlaşılan mitokondriler (enerji verir) ve
1873 Alman mikrobiyolog bölünerek çoğalır. kloroplastlar (fotosentez yapar)-
Anton de Bary, birlikte yaşayan Bu son keşif Rus botanikçi sahip karmaşık hücreler
farklı organizma türleri için Konstantin Mereschkowski'yi, hayvanlarda, bitkilerde ve birçok
"simbiyoz" terimini icat eder. kloroplastların bir zamanlar mikropta bulunur. Şimdi ökaryotik
bağımsız yaşam formları olabileceği denilen bu hücreler, organellerden
1905 Konstantin düşüncesine götürdü. Evrim ve yoksun olan ve şimdi prokaryotik
Mereschkowski'ye göre denilen basit bakteryel hücrelerden
kloroplastlar ve çekirdekler bir evrildi. Mereschkowski ilkel basit
simbiyoz süreciyle oluştu; ama hücre toplulukları hayal etti -
teorisi kanıttan yoksundur. bazıları fotosentezle besin yapan,

1937 Fransız biyolog Edouard bazıları komşularını avlayan ve

Chatton yaşam formlarını hücre bütün olarak yutan. Bazen yutulan


yapılarına göre ökaryot hücreler sindirilmeden kaldı ve
(karmaşık) ve prokaryot (basit) kloroplast haline geldi ama
olarak ayırır. Teorisi 1962'de kanıtsız olan bu endosimbiyoz

yeniden keşfedilir. (birlikte ve içinde yaşamak) teorisi


unutuldu.
SONRA
1970-75 ABD'Ji mikrobiyolog Yeni kanıtlar
Cari Woese, kloroplast DNA'nın Mitokondriler, bir ökaryot hücrenin
içinde enerji-taşıyan kimyasal 1930'larda elektron mikroskobunun
bakterilerinkine benzer icadı, biyokimyadaki ilerlemelerle
adenozin lıifo8fal (ATP) yapan
olduğunu keşfeder. birlikte, biyologların hücrelerin iç
organellerdir.
işleyişini çözmelerine yardımcı
Ayrıca bkz. Chaıles Daıwın 142-49 • James Watson and Fıanc·
• James Lovelock 315

.I')
Organeller - çekird
Hayvanların ve bitkilerin
mitokondriler ve
karmaşık hücreleri, en basit
kloroplastlar- daha önce
bakteri hücrelerinde olmayan
var olan organellerin
organeller içerir.
bölünmesiyle çoğalır.

Lynn Alexander (sonra Sagan,


Bu organeller endosirnbiyoz daha sonra Margulis) 14
Kloroplastların ve
sürecinde bir araya yaşında Chicago
mitokondrilerin DNA'sı
gelmeden önce bağımsız Üniversitesine girdi; sonra
bakterilerinkine benzer.
yaşamlar sürüyorlardı. California Üniversitesinde
doktorasını yaptı.
Organizmaların hücre
çeşitliliğine ilgisi, biyolog
Rich ard Dawkins'in "20. yüzyıl
evrim biyolojisinin büyük
başarılarından biri" olarak
Slmblyoz her yerdedir. tarif ettiği endosimbiyoz
t eorisini canlandırmasına ve
savunmasına yol açtı.
Margulis'e göre işbirlikçi
oldu. 1950'lere gelindiğinde bilim hayatta kaldı. Bunlar, mitokondriler etkileşim evrimde rekabet

insanları, yaşam süreçlerini haline geldi: bugün hücrelerin "güç kadar önemliydi - ve canlıları ,
gerçekleştirmenin genetik kaynağı." Başlangıçta pek çok
kendi kendini düzenleyen
sistemler olarak görüyordu.
talimatlarını DNA'nın verdiğini ve biyologa zorlama gibi göründü; ama
Daha sonra, Yerin de kendi
kuşaktan kuşağa iletildiğini Margulis'in teorisinin kanıtları kendini düzenleyen bir
biliyorlardı. Ökaryotik hücrelerde giderek ikna edici oldu ve bugün organizma gibi
DNA çekirdekte paketlidir, ama geniş bir çevre tarafından kabul görülebileceğini söyleyen
kloroplastlarda ve mitokondrilerde edilmektedir. Örneğin, James Lovelock'un Gaia
de bulunur. mitokondrilerin ve kloroplastların hipotezini destekledi.
1967'de Margulis bu keşfi kanıt DNA'sı yuvarlak hücrelerden oluşur Çalışmalarından ötürü ASD
olarak kullanıp, endosimbiyoz - tıpkı canlı bakterilerin DNA'sı Ulusal Bilim Akademisi üyesi
teorisini canlandırıp gibi. yapıldı ve Ulusal Bilim
gerekçelendirdi. Yer yüzeyindeki İşbirliği yoluyla evrim yeni bir Madalyası aldı.

yaşamın erken tarihinde bir oksijen şey değildi: Darwin, nektar-veren


"toplu kıyımı" olduğunu da öne bitkiler ile tozlaşma yapan böcekler Öne mli e s erleri
sürdü. Yaklaşık iki milyar yıl önce arasında karşılıklı yarara dayanan
1967 On the Origın of
fotosentezciler gelişince, dünyayı etkileşimi açıklamak için bu
Mitosing Cells
oksijenle tıka basa doldurdu ve bu düşünceyi tasarlamıştı. Ama
1970 Origin of Eukaryotic Cells
durum çevredeki birçok mikrobu hücreler yaşamın şafağında 1982 Five Kingdoms: An
zehirledi. Yırtıcı mikroplar, enerji kaynaşırken olduğu kadar iç içe - ve
Illustrated Guide to the Phyla
salma süreçlerinde oksijen kökten- olabileceğini çok az kişi of Life on Earth
"emebilen" diğer mikropları yutarak düşünmüştü.•
KUARKLAR
••

GELİR
MURRAY GELL-MANN 1929-)
304 MURRAY GELL-MANN
tomun yapısına ilişkin
KISACA
A anlayış 19. yüzyılın
sonundan itibaren köklü

''
BİLİM DALI
bir biçimde değişti. 1897'de J. J.
Fizik Thomson cesur bir öneride
ÖNCE bulunup, katot ışınlarının atomdan
Birkaç basit ve zarif formül
1932 James Chadwick yeni bir çok daha küçük parçacık a k ımları
olduğunu söyledi; elektronu
yazarak doğanın evrensel
parçacık, nötron, keşfeder.
keşfetmişti. 1905'te, Max Planck'ın
düzenliliklerini öngörmek nasıl
Artık bilinen kütleli üç atom-
ışık kuantumları teorısıne ekleme
mümkün olabilir?
altı parçacık vardır: proton,
yapan Albert Einstein ışığı, şimdi Murray Gell-Mann
nötron ve elektron.
foton dediğimiz küçük kütlesiz

''
1932 İlk karşı-parçacık. parçacık ların bir a k ım ı olarak
pozitron, keşfedilir.. düşünmek gerektiğini öne sürdü.
1911'de Thomson'ın koruması altına
1940'lar-50'ler Giderek daha aldığı Emest Rutherford bir atomun
güçlenen parçacık çekirdeğini n küçük ve yoğun
hızlandıncılar -yüksek olduğunu. etrafında yörüngede enerjilerle ve dolayısıyla, Einstein'ın
hızlarda parçacıkları dönen elektronlar bulunduğunu kütle-enerji eşdeğerliği ilkesine
çarpıştıran- çok sayıda yeni ortaya çıkardı. Bölünmez bir bütün (E=m c2) göre daha büyük kütlelerle
atom-altı parçacık üretir. olarak atom imgesi, yok olmuştu . bağlantılı yeni parçacıklar ortaya
1920'de Rutherford, en hafif çıkardı.
SONRA
element hidrojenin çekirdeğine Atom çekirdeğinin içindeki
1964 Omega (O- ) parçacığının
proton adını verdi. On iki yıl sonra etkileşimler in doğası nı aç ıklamaya
keşfi kuark modelini doğrular.
nötron keşfedildi ; protonlardan ve çalışan bilim insanları 1950'lerde
2012 Higgs bozonu CERN'dc nötronlardan oluşan daha karmaşık ve 1960'larda. Evrendeki her
keşfedilir, standart modele bir çekirdek resmi ortaya çı ktı. maddeye kavramsal çerçeve sunan
ağırlık kazandırır. Sonra 1930'larda, kozmik ışınların muazzam bir eser külliyatı üretti.
-süpemova kaynaklı olduğunu Bu sürece birçok kişi katkıda
düşünülen yüksek enerjili bulundu; ama Amerikalı fizikçi
parçacıklar- incelemeleriyle Murray Gell-Mann, temel
parçacıkların dünyası biraz daha parçacıkların ve kuvvet-
görünür oldu. Araştırmalar yüksek taşıyıcı l arın taksonomisinin -
standart model denilen- inşasında
baş rol oynadı.

Parçacık hayvanat bahçesi


Gell-Mann şu şakayı yapar: Teorik
temel parçacık fizikçisinin hedefleri
"mütevazıdır" - yalnızca
"Evrendeki her maddeyi yöneten
temel yasaları" açıklamayı
amaçlarlar. Teorisyenler, diyor,
"kalem, kağıt ve çöp sepetiyle
çalışır ve bu nların en önemlisi de
sonuncusudur." Deneycilerin temel
aleti ise, parçacık hızlandırıcısı ya
da çarpıştırıcısıdır.
1932'de fizikçiler Emest Walton
ve John Cockcroft Cambridge'da
bir parçacık hızlandıncı kullanarak
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
TEMEL YAPI TAŞLARI 305
Aynca bkz. Max Planck 202- 05 • Ernest Ruthcrford 206- 13 • Albert Einsteın 214-21 • Paul Dirac 246-47 •
Richard Feynman 272-73 • Sheldon Glashow 292- 93 • Peter Higgs 298-99

ilk atom çekirdeğini - lityum ele- temel birimlerine ayırır. Bazen 1953'e gelindiğinde daha yüksek
mentinin- parçaladı. O günden bu çıkan enerji, normal koşullarda var enerjilere ulaşa n çar pıştıncılarla,
güne hep daha güçlü parçacık hız­ olmayan yeni parçacık kuşakları olağan maddede bulunmayan egzo-
landırıcılar yapıldı. Bu makineler üretmeye yeter. Kısa ömürlü, egzo- tik parçacıklar havada uçuşuyor
küçük atom-altı parçacıkları hedef- tik parçacık yağmuru, hızla yok gibiydi. Güçlü bir biçimde etkile-
lere ya da birbirlerine çarpmadan olmadan ya da bozunmadan bu şime giren 100'den fazla parçacık
önce neredeyse ışık hızında iter. yığınları savurur. Ellerindeki enerji saptandı; o sırada hepsinın de temel
Şimdi araştırmalar teorik öngörü- sürekli artan araştırmacıla r, mad- olduğu düşünülüyordu . Bu karma
lerle yürüyor -en büyük parçacık denin doğumundaki -Büyük karışık yeni parçacık sirkine, "par·
hızlandırıcı, İsviçre'deki Büyük Patlama- koşullara daha da yakla- çacık hayvanat bahçesi" denildi.
Hadron Çarpıştırıcısı (LHC) önce- şarak maddenin sırla-rını vakıf
likle teorik Higgs bozonunu (s. 298- olmayı amaçlıyorlar. Bu süreç, iki
99) bulmak için yapıldı. LHC, saati birbirine vurup paramparça Stanford Doğrusal Hı zlandırı cı s ı
California'da 1962'de inşa edıldi ve 3
yapımı 10 yıl alan 27 kilometrelik etmek ve ardından kırık parçaları km uzunluğundadır -dünyada en uzun
bir süper iletken mıknatıs tünelidir. inceleyerek zamanölçerirı nasıl doğrusal hızlandırıcı. İlk kez 1968'de
Atom-altı parçacıklar arasında çar- çalıştığını anlama çabasına benze- burada protonların kuarklardan
pışmalar onlara paramparça edip tilir. oluştuğu kanıtlandı.
306 MURRAY GELL-MANN
Sekizli yol nötrino gibi hafif "leptonlar" yeğin
1960'lara gelindiğinde bilim kuvvetten etkilenmez.
insanları parçacıkları, dört temel Gell-Mann parçacık hayvanat

''
kuvvetten - kütleçekim kuvveti, bahçesini, Budizmin Sekiz Aşamalı
elektromanyetik kuvvet, zayıf ve Yolu'na bir göndermeyle "Sekizli
yeğin nükleer kuvvetler- etkilenme Yol" dediği sekizlik bir düzenleme Muster Mark'a üç kuark!
şekillerine göre gruplandırmıştı. sistemiyle anlamlandırdı. Kimyasal James Joyce
Kütleli bütün parçacıklar, elementleri periyodik bir tabloda

''
kütleçekim kuvvetinden etkilenir. düzenlediğinde Mendeleyev'in
Elektromanyetik kuvvet elektrik yaptığı gibi, Gell-Mann da temel
yüklü her parçacığın üzerinde parçacıkları yerleştirdiği, henüz
etkili olur. Zayıf ve yeğin kuvvetler, keşfedilmemiş olanların yerini boş
atom çekirdeğinin içinde bulunan bıraktığı bir tablo düşündü. En
küçük aralıklarda etkili olur. ekonomik şemayı yapma çabasıyla, sayısını idare edilebilir bir sayıya
"Hadronlar" denilen, protonları ve hadronların yeni ve henüz indirdi - hadronlar, artık çoklu
nötronları da kapsayan ağır görülmemiş temel bir alt-birim temel bileşen kombinasyonlarıdır.
parçacıklar "yeğin bir biçimde içerdiğini önerdi. Ağır parçacıklar Tuhaf isimlere yatkın olan Gell-
etkileşime girer" ve her dört artık temel olmadığı için, bu Mann bu parçacığa , James
kuvvetten de etkilenir; elektro ve değişiklik temel parçacıkların Joyce'un Finnegans Wake
romanından geçen bir sözcükten
hareketle "kuark" adını verdi.
Fermionlar Boz onlar
Gerçek mi değil mi?

e [!]
• 173.07 GeV/1,..2 ., ..126CeV/C'- -,
Gell-Mann, bu düşünceyi öneren
B tek kişi değildi. 1964'te Caltech'te
bir öğrenci, Georg Zweig
Higgs
yukarı tılsım üst hadronların "ace" dediği dört temel
\. bozonu
bölümden oluştuğunu öne
sürmüştü . CERN dergisi Physics

aşağı acayip alt


[!] Letters, Zweig'in makalesini
yayımlamadı; ama aynı yıl daha
kıdemli Gell-Mann'ın aynı
düşünceyi açıklayan
yayım ladı.
bir tebliğini

Gell-Mann örüntünün altında

e e
0511 Mevt& 9t.2GeV/(..ı

yatan bir gerçeklik olduğunu öne


sürmediği için -yalnızca bir
düzenleme şeması öneriyordu-
elektron müon tau Zbozonu ~ makalesi yayımlanmış olabilir. Ne
var ki, bu şema kuarkların -1/3 ve
+2/3 gibi kesirli yüklere sahip
olmasını gerektirdiğ i için, yetersiz
görünüyordu. Bunlar, yalnızca tam
elektron muon tau sayılı yüklere izin veren geçerli
nötrino nötrino nötrino W bozonu
teori için anl amsızdı. Gell-Mann bu
alt-birimlerin gizli, hadronların

•••
Standart model temel içine hapsedilmiş kalmalarının bir
Kütle Kuarklaı
parçacıkları özelliklerine göre
şey fark ettirmeyeceğini anladı.
bir tablo şeklinde düzenler. Sembol Ayar bozanları
Modelin öngördüğü Higgs Öngörülen omega parçacığı (O- )
Leptonlar
bozonu 2012'de keşfedildi. Ad -üç kuarktan oluşan- Gell-Ma nn' ın
• Higgs bozonu makalesinin yayımlanmasından
~~~~~~~~~~
TEMEL YAPI TAŞLARI 307
hemen sonra Ncw York'ta nötrino. Nötrinoların elektriksel
Brookhaven Ulusal Laboratuvarında yükü yoktur ve yalnızca zayıf
saptandı. Bu durum, Gell-Mann'ın kuvvetle etkileşime girerler; bu
kendisine ve Zweig'e ait kabul durum, saptanmalarını son derece
edilmesinde ısrar ettiği yeni modeli zorlaştırmaktadır. Her parçacığın,
doğruladı. karşılık gelen bir karşı -madde
Başlangıçta Gell-Mann, "karşı-parçacığı" vardır.
kuarkların yalıtılabileceğinden Standart model atom-altı
kuşkuluydu. Bununla birlikte, şimdi düzeyde kuvvetleri, "ayar bozanları"
kuarklarını başlangıçta olarak bilinen kuvvet-taşıyıcı
matematiksel kendilikler olarak parçacıkların bir verişiminin
görmesine rağmen, kuarkların sonucu olarak açıklar. Her kuvvetin
gerçek olma olasılığını hiçbir kendi ayar bozonu vardır: Zayıf
zaman d ı şlamadığını söylemeye kuvvete W', W ve Z bozanları;
çalışıyor. Stanford Doğrusal elektromanyetik kuvvete fotonlar;
Hızlandırıcı Merkezi 'nde (SLAC) kuvvete gluonlar aracılık eder. Manhattan'da doğan Murray
1967 ile 1973 arasında yapılan Standart model sağlam bir Gell-Mann, bir dahi çocuktu. 7
yaşında kalkülüsü öğrendi ve
deneyler, protonun içindeki sert teoridir ve deneyle, özellikle de
15 yaşında Yale'e girdi.
tanecikli parçacıklara elektron 2012'de CERN'de bir Higgs Doktorasını Massachusetts
serpip, süreçte kuarkların bozonunun -diğer parçacıklara Teknoloji Enstitüsünde (MiT)
gerçekliğini ortaya çıkardı. külle kazand ıran parçacık- keşfiyle yaptı ve 1951'de mezun oldu;
doğrulanmıştır. Bununla birlikte sonra kaçıp California
Standart model birçok kişi modeli incelikten Teknoloji Enstitüsüne
Standart model, Gell-Ma nn'ın kuark yoksun görür ve kara maddeyi (Caltech) gitti ve orada
modelinden ç ıktı. Bu şemada, kapsamaması ya da kütleçekimini Richard Feynman'la birlikte
parçacıklar fermiyonları ve bozan etkileşimi bakımından çalışıp , "acayiplik" denilen bir
bozanlara ayrılır. Fermiyonlar açıklayamaması gibi sorunları kuantum sayısı geliştirdi.
maddenin yapı taşlarıdır; bozanlar va rdır. Yanıtlanmayan başka Japon fizikçi Kazuhiko
ise kuvvet-taşıyan parçacıklardır. sorular vardır: Evrende neden Nishijima aynı keşfi yapmış,
Fermyonlar iki temel parçacık maddenin (karşı-maddenin değil ama "eta-yükü" adını
vermişti .
ailesine bölünür - kuarklar ve de) üstünlüğü vardır? Neden
Geniş bir ilgi alanı olan ve
Jeptonlar. Kuarklar ikişer ve üçer maddenin üç üreteci varmış gibi
13 dili akıcı bir biçimde
gruplar oluşturup hadron denilen görünür? • konuşan Gell-Mann esrarlı
kompozit parçacıklar oluşturur. Üç göndermelerle ve söz
kuarklı-atom-altı parçacıklar, oyunlarıyla bilgi derinliğini
baryon olarak bilinir ve protonları göstermeyi severdi. Yeni
ve nötronları kapsar. Bir kuark ve parçacıklara komik adlar
karşı-kuark çiftten oluşanlara verme eğiliminin
mezon denilir ve pionları ve başlatıcısıdır. Kuarkları keşfi ,
kaonları kapsar. Toplamda altı kendisine 1969 Nobel Ödülünü
kuark "kokusu" vardır -yukarı, kazandırdı.

''
aşağı, acayip, tılsım, üst ve alt.
Kuarkların tanımlayıcı önemli eserleri
karakteristiği, "renk yükü" denilen, Bizim işimiz zevkli bir
yeğin kuvvetle etkileşime
1962 Prediction of the
oyundur. Q-Particle
girmelerine olanak veren bir şey Murray Gell-Mann 1964 The Eightfold Way:
taşıyor olmalarıdır. Leptonlar renk
A Theory of Strong

''
yükü taşımaz ve yeğin kuvvetten Interaction Symmetry
etkilenmez. Altı lepton vardır -
elektron, müon, tau, elektron
nötrino, müon nötrino ve tau


?
il
GABRIELE VENEZIANO (1942-)
310 GABRIELE VENEZIANO
KISACA
Sicim teorisi parçacıkları titre şen
BİLİM DALI enerji sicimleri olarak ele alır.
Fizik
ÖNCE
1940'lar Richard Feynman ve
diğer fizikçiler elektromanyetik
kuvvet kaynaklı kuantum-düze-
yinde etkileşimleri açıklayan
kuantum elektrodinarniğini
(KED) geliştirir.
1960'lar Parçacık fiziğinin
standart modeli, o zamana ka-
dar bilinen atom-altı parçacıkla­
rın tam kapsamını ve onları et-
kileyen etkileşimleri açığa çıka­
rır.

SONRA
1970'ler Kuantum elektrodina-
miği yeğin nükleer kuvvetin da-
ha iyi bir açıklamasını sunuyor
gibi göründüğü için, sicim teo-
risi geçici olarak gözden düşer
1980'ler Lee Smolin ve Italyan
Carlo Rovelli, gizli ekstra boyu t-
ları teorileştirme ihtiyacım orta-
dan kaldıran ilmek kuantum
kütleçekim teorisini geliştirir.

asitçe ifade edersek, sicim Sicim teorisinin gelişiminin hadronların, yeğin kuvvetin

B teorisi dikkate değer - ve


hala tartışmalı- bir düşün­
cedir; teoriye göre Evren' deki her
uzun ve engebeli bir yolu oldu ve
birçok fizikçi tarafında n henüz
kabul edilmemektedir. Ama teori
etkisine tabi olan kompozit
parçacıkla rın davranışını
açı k l ama k için bir model olarak
madde nokta-benzeri parçac ıklar­ üzerinde çalışmalar devam ediyor yaşama başladı.
dan değil, ince enerji "sicimlerin- - özellikle elektromanyetik, zayıf ve 1960'ta hadronların
den" oluşur. Teori, saptayamad ığı­ yeğin nükleer kuvvetlerin özelliklerine ilişkin devam eden
mız ama gördüğümüz bütün "kuantum ayar" teorilerini bir araş tırmanın parçası olarak,
olguları açıklayan bir yapı tasarlar. Ei nstei n'ın kütleçekim teorisiyle Amerikalı fizikçi Geoffrey Chew
Bu sicimlerin içindeki titreşim birleştirmeye çalışan t ek teori radikal bir yeni yaklaşım önerdi -
dalgaları , do ğada bulunan ve örne- olduğ u için hadron l arın geleneksel anlamda
ğin bir keman teli çekilerek üretile- pa rçacık olduğ u önyargıs ını
bilen armonikleri yansıtan kuan- Yeğin kuvveti açıklamak bırakmak ve etkileşimlerini,
tumlu davranışlara (elektrik yükü Sicim teorisi atomların S-matris denilen matematiksel bir
ve spin gibi kesikli özellikler) yol çekirdeklerindeki parçacıkları bir nesneye dayanarak modellemek.
açar. arada tutan yeğ in kuvveti ve İtalyan fizikçi Gabriele Veneziano,
TEMEL YAPI TAŞLARI 311
Ayrıca bkz. Albert Einstein 214- 21 • Erwin Schrödinger 226 33 • Georges Lemattre 242- 45 • Faul Dirac 246- 47 •
Richard Feynman 272-73 • Hugh Everett III 284-85 • Sheldon Glashow 292-93 • Murray Gell-Mann 302-07

Sicim teorisine parçacıkların varlığını da


göre, öngörmekteydi.
gözlem lediğ imiz
Son engel, en az 26 boyutun
kuantumlu
(alışılmış dört boyutun -üç uzay ve
özellikler, bir
kemanda çalınan bir zaman- yerine) varlığı
armonik notalar varsayı lmadan teorinin düzgün
gibi, bir sicim çalışamamasıydı. Ek boyut
farklı titreşimsel kavramı u zun zamandır
durumlar ortalıktayd ı : Alman matematikçi
aldığında ortaya Theodor Kaluza, ek bir boyut
çıkar.
(beşinci boyut) kullanarak
elektromanyetizma ile kütleçekimi
birleştirmeye kalkışmıştı. Bu
matematiksel olarak sorun değildi;
ama bütün boyutları neden
deneyimlemediğimiz sorusunu
sormaktaydı. 1926'da İsveçli fizikçi
Oscar Klein, bu tür fazladan
Chew'in modelinin sonuçlarını alabilen ve spin (açısal momentuma boyutların kuantum ölçeğinde
araştırınca; parçacıkların tek benzer) denilen bir özelliği vardır. ilmeklere "yığılma" olasılığını öne
boyutlu düz hatlardaki noktalarda Sicim teorisinin ilk Laslakları bozon sürerek gündelik makroskopik
olacaklarını gösteren örüntüler (spinleri sıfır ya da tam sayılı olan ölçeklerde nasıl görünmez
bulguladı - şimdi sicim dediğimiz parçacıklar, tipik olarak kuanwm kalabildiklerini açıkladı.
şeyin ilk işareti. 1970'1erde fizikçiler kuvvetlerin modellerinde "kurye" Sicim teorisi 1970'lerin orta-
bu sicimleri ve davranışlarını parçacıklar) üreLebiliyor, ama sında gözden düştü. Kuarkların
haritalamaya devam etti ve fermiyon (tüm madde parçacı k l arı yeğ in nükleer kuvvetle etkileşimle­
çalışmaları, can sıkıcı ölçüde dahil, buçuk spinli parçacıklar) rini açıklamak için "renk yükü"
karmaşık ve sezgilere aykırı üretemiyordu. Teori, ışık hı zında n kavramını tanıtan kuantum elekt-
sonuçlar vermeye başladı. Örneğin, daha hızlı hareket eden, dolayı sı yla rodinamiği teorisi (KED), çok daha
parçacıkların ancak belli değerler zamanda geriye doğru giden iyi bir tasvir sundu. Ama daha

Gabriele Veneziano Veneziano esas olarak CERN'in


Cenevre 'de ki Teori Bölümünde

''
1942'de Floransa'da doğan Gab- çalış tı ve yükselip, 1994 ile 1997
riele Veneziano doğduğu kentte arasında bölümün müdürü oldu.
okuduktan sonra, İsrail'in Weiz- 1991'de n itibaren sicim teorisinin
Sicim teorisi, temel bir maruı Bilim Enstitüsü'de dokto- ve kuantum elektrodinamiğinin
parçacığı küçük bir nokta gibi rasını yaptı; Avrupa'nın parçacık Büyük Patlamadan hemen son-
değil, küçük bir titreşen sicim fiziği laboratuvarı CERN'de kısa raki sıcak, yoğun koşulları tasvir
ilmeği g ibi düşünerek doğanın bir süre kaldıktan sonra 1972'te etmeye nasıl yardımcı olabilece-
daha derin bir tasvirini yapma fizik profesörü olarak İsrail'e ğini araştırmaya odaklandı.

girişimidir. döndü. 1968'de Massachusetts


Teknoloji Enstitüsündeyken Önemli eeerlerl
Edward Witten
(MiT) yeğin nükleer kuvveti tas-
vir etmenin bir modeli olarak si- 1968 Construction ofa

''
cim teorisini buldu ve bu konu- Cross-Symmetric, Regge-
daki araştırmalara öncülük et- behaved Amplitude tor
meye başladı. 1976'dan itibaren Linearly Rising Trajectories
bundan önce bile, bazı bilim insan- parçacıkların saptanmamış olarak
ları teorinin kavramsal olarak kalmasının nedeni, en güçlü
kusurlu olduğunu mırıldanmaya modern parçacık hızlandırıcılarda

''
başlamıştı. Ne kadar çok çalışır­ üretilen enerjinin bile çok üstünde
larsa, sicimler kuvveti o kadar çok enerjilerde bağımsız var
açıklamıyor gibi görünüyordu. olabilmeleridir. Sicim teorisi çoklu bir evren
Bu düzeltilmiş "süper-simetrik tasavvur eder; burada
Süper-sicimlerin doğuşu sicim teorisi" çok geçmeden evrenimiz büyük bir somun
Fizikçi grupları sicim teorisi "süper-sicim" teorisi olarak anılır ekmeğin bir dilimidir. Diğer
üzerinde çalışmaya devam etti; oldu. Ne var ki, büyük sorunlar yerli dilimler, uzayın eksta bir
ama daha geniş bilim topluluğunun yerinde kaldı - özellikle beş rakip boyutunda bizimkinden
tekrar ciddiye alması için teorinin süper-sicim yorumunun ortaya çıkardı.
bazı sorunlarına çözüm bulmaları çıkması . Süper-sicimlerin yalnızca Brian Greene
gerekiyordu. 1980'lerin başında 2-boyutlu sicimlere ve 1-boyutlu

''
süper-simetri düşüncesiyle bir noktalara değil, toplu şekilde
atılım geldi. Öneri şuydu: Parçacık "zarlar" olarak da bilinen çok-
fiziğinin standart modelinde (s. boyutlu yapılara da yol açtığına
302-05) bulunan bilinen ilişkin kanıtlar da artmaya başladı.
parçacıkların her birinin Zarlar, 3-boyutlu dünyamızda
keşfedilmemiş bir "süper-eşleneği"i hareket eden 2-boyutlu perdeler sicim teoriler sorununa bir çözüm
- her bozonla eşlenen bir germion gibi düşünülebilir : Benzer şekilde öneren ve M-teorisi olarak bilinen
ve her fermionla eşlenen bir bozon- 3-boyutlu bir zar, 4-boytulu bir yeni bir model sundu. Bir boyut
vardır. Durum böyle olsaydı, o uzayda hareket edebilirdi. daha ekleyip, toplam 11 boyuta
zaman sicimlerin öne çıkan birçok ulaştı; bu durum, beş süper-sicim
sorunu hemen ortadan kalkardı ve M·teorisi yaklaşımının tek bir teorinin
sicimleri açıklamak için gerekli 1995'te ABD'li fizikçi Edward veçheleri olarak tarif edilmesine
boyutların sayısı ona inerdi. Bu ek Witten, birbiriyle çekişen süper- olanak vermekteydi. M-teorisinin
gerektirdiği uzay-zamanın 11
boyutu, o zaman popüler olan
Süper-sicim teorisi çok boyutlu
"süper-kütleçekim" (süper-simetrik
zarların varlığını öngörür.
Evrenimiz böle bir zar olabilir. Bir kütleçekim) modellerinin
Büyük Patlama olayının, iki zar gerektirdiği 11 boyutu
çarpışınca gerçekleşip bir yansıtmaktaydı. Witten'in teorisine
"döngüsel Evren" modeli ürettiği göre, gereken yedi ek uzay boyutu
öne sürülür. "kompakt" olacaklardı -k ıvrılıp , pek
4 . Zarlarda kırışıklıklar oluşur.
çok mikroskobik ölçekte nokta gibi
hareket edecek ve görünecek
kürelere benzer küçük yapılara
dönüşecekti.
Ne var ki, M-teorisinin büyük
sorunu, bizzat teorinin
ayrıntılarının şu anda
3. Zarlar
bilinmemesidir. M-teorisi daha çok,
genişleyip
1. Zarlar çarpışıp gözlemlenen ya da öngörülen birçok
bir Büyük düzleşir ve içi
boşalır.
ölçütü yerine getirecek belli
Patlama üretir. özelliklere sahip bir teorinin
varlığına ilişkin bir öngörüdür.
Şimdiki sınırlılıklarına rağmen
M-teorisi, fiziğin
ve evren bilimin
2 . Bir zar gelişip bugünkü çeşitli alanları
için büyük bir esin
Evren'imize dönüşür. kaynağı oldu. Kara delik tekillikleri
TEMEL YAPI TAŞLARI 313
sicim olguları olarak yorumlanabilir
ya da Büyük Patlamanın ilk
evreleri. M-teorisinin ilgi çekici bir
kolu da, Neil Turok ve Paul
Steinhardl gibi kozmologların
önerdiği "döngüsel Evren"
modelidir. Bu teoriye göre bizim
Evren'imiz 11-boyutlu uzay-
zamanda küçük aralıklarla
birbirinden ayrılan ve trilyon yıllık
zaman ölçeklerinde birbirlerine göre
hafif sürüklenen birçok ayrı zardan
yalnızca biridir. İddiaya göre zarlar
arasında çarpışmalar büyük
enerjilerin açığa çıkmasıyla
sonuçlanabilir ve yeni Büyük
Patlamaları tetikleyebilirdi.

Her şeyin teorileri


M-teorisi olası bir "Her Şeyin
Teorisi" -elektromanyetizma ile
zayıf ve yeğin nükleer kuvvetleri
başarıyla tarif eden kuantum alan
teorilerini Einstein'ın genel görelilik
teorisinin sunduğu kütleçekim
tarifiyle birle ştirmenin bir yolu-
olarak önerildi. Bir zamana kadar
kütleçekimin kuantum tasviri
anlaşılmaz kaldı. Kütleçekim
kuvveti, doğası bakımındarı diğer
üç kuvvetten kökten farklı gibi büyük sayıda parçacığın bir araya Bu, Calabi-Yau manifoldu denilen
görünüyor. D iğer üç kuvvet bireysel toplandığı durumlar hariç, 6-boyutlu matematiksel bir yapının
parçacıklar arasında etkili olur, önemsizdir, ama çok büyük 2-boyutlu bir dilimidir. Sicim teorisinin
altı gizli boyutunun bu biçimi
ama yalnızca görece küçük uzaklıklarda etkili olur.
alabilece(ii öne sürülür.
ölçeklerde; oysa kütleçekim, çok Kütleçekimin sıradışı davranışının
olası bir açıklaması şudur:
Kuantum düzeyindeki etkisi daha doğar. İKKÇ ve çeşitli açılımları ek
yüksek boyutlara "sızabilir ;" bu boyut ihtiyacını ortadan kaldırarak,

''
yüzden Evren'imizin bilinen sicim teorisine göre şaşırtıcı
boyutları içinde yalnızca küçük bir avantajlar sunar ve birçok kozmolojik
parçası algılanır. soruna başarıyla uygulanmıştır.
Sicim teorisi bir hataysa, Sicim teorisi, bir Her Şeyin Bununla birlikte, "Her Şeyin Teorisi"
üstünkörü bir hata değildir. Teorisi'nin tek adayı değildir. olarak hem sicim parçacıklar, hem
Derin bir hatadır ve bu 1980'lerin sonunda Lee Smolin ve ilmekli uzay-zaman savunması ikna
nedenle değerlidir. Carla Rovelli. ilmek kuantum edici olmaktan uzak duruyor. •
LeeSmolin kütleçekimini (İKKÇ) geliştirdi. Bu
teoriye göre, parçacıkların

''
kuantumlu özellikleri sicim-benzeri
doğalarındarı değil, küçük ilmikler
şeklinde kuantumlaşan küçük
ölçekli uzay-zamarı yapısından
314

960'larda Britanyalı fizikçi altıölçekte davranışıyla ilgilenmeye


KISACA
B!LİMDALI
Evrenbilim
1 Stephen Hawking, kara delik-
lerin davranışıyla ilgilenen
birkaç parlak araştırmac ıdan biriy-
başladı. Önemli bir keşifte bulundu
- adlarına rağmen, kara delikler
madde ve enerji yutma nın ya nı sıra
di. Doktora tezini bir tekilliğin (u- ışınım da yayar. "Hawking ışınımı"
ÖNCE zay-zamanda bir kara deliğin bütün kara deliğin olay ufkunda - kara
1783 John Michell, küUeçekim- kütlesinin yoğun laştığı nokta) koz- deliğin kütleçekimin ışık bile
leri ışığı tutacak kadar büyük o- molojik görünümleri üzerine yazdı kaçamayacak kadar güçlü olduğu
lan nesneleri teorileştirir. ve yıldız-kütlel i kara deliklerin tekil- dış sınır- yayılır. Hawking, dönen
likleri ile Büyük Patlama sırasında bir kara dehkte yoğun kütleçekimin
1930 Subrahmanyan Chandra- Evren'in ilk durumu arasında pa- edimsiz, atom-altı parçacık-karşı
sekhar, belli bir kültenin üzerin- ralellikler kurdu. parçacık çiftlerine yol açacağını
de çöken bir yıldız çekirdeğinin 1973'te Hawking kuantum gösterdi. Olay ufkunda her çiftin bir
bir kara deliğe yol açacağını öne mekaniğiyle ve kütleçekimin atom- öğesinin kara dehğin içine
sürer. çekilmesi, hayatta kalanın gerçek
1971 İlk olası kara delik sapta- bir parçacık olarak sürekli bir
varoluşa itilmesi olanaklıdır.
nır -
Cygnus X-1.

''
Uzaktaki bir gözlemci için bunun
SONRA sonucu, olay ufkunun düşük-ı sılı
2002 Galaksimizin merkezine termal ışınım yaymasıdır. Zaman
yakın yörüngelerde dönen yıl­
Hedefim basittir. Evren'i içinde, bu ışın ımın alıp götürdüğü
dızlara ilişkin gözlemler, dev bir
eksiksiz, neden şimdi olduğu enerji, kara deliğ in kütle
kara deliğin varlığını gösterir. gibi olduğunu ve neden hep kaybetmesine ve buharlaşmasına
var olduğunu anlamaktır. neden olur. •
2012 Amerikalı sicim teorisyeni Stephen Hawking
Joseph Polchinski, kuantum do-

''
laşıklığının bir kara deliğin olay
ufkunda süper sıcak bir "ateş
duvarı" ürettiğini öne sürer.

2014 Hawking, kara deliklerin


var olabileceğini artık sanmadı­ Ayrıca bkz. John Michel! 88- 89 • Albert Einstein 214- 21 •
ğını duyurur. Subrahmanyan Chandrasekhar 248
TEMEL YAPI TAŞLARI 315

YER VE YER'İN BÜTÜN


YAŞ~M FORML~RI, GAİA
DENiLEN TEK BiR CANLI
ORGANİZMA OLUŞTURUR
JAMES LOVELOCK (191...,.9__,
- ~~---

1
960'ların başında NASA,
KISACA Mars'ta yaşamın nasıl
BİLİM DALI aranacağına kafa yoracak bir

''
Biyoloji ekip oluşturdu. Britanyalı
çevrebilimci James Lovelock'a
ÖNCE sorunla nasıl başa çıkılacağı
1805 Alexander von Humboldt, soruldu ; bunun üzerine Yer'deki
Evrim, yaşam ve maddi
doğanın bir bütün olarak temsil
yaşamı düşünmeye başladı.
çevrenin partner olduğu
edilebildiğini ilan eder. yapışık bir çit dansıdır.
Lovelock kısa sürede yaşamın
bir dizi zorunlu özelliğini keşfetti. Danstan, Gaia kendiliği çıkar.
1859 Charles Darwin, yaşam
Yer yüzeyindeki bütün yaşam suya James Lovelock
formlarının çevreleri tarafından
şekillendirildiğini savunur. bağımlıdır. Ortalama yüzey

''
sıcaklığı, yeterli sıvı suyun var
1866 Alman doğa bilimci Emst olması için 10-16'C arasında
Haeckel ekoloji terimini icat kalmalıdır ve 3,5 milyon yıldır bu
eder. aralıkta kalmaktadır. Hücreler sabit

1935 Britanyalı botanikçi bir tuzluluk düzeyini gerektirir ve


Arthur Tansley Yer'in yaşam genellikle yüzde 5'ten yüksek Gaia hipotezi
formlarını, arazi şeklini ve
düzeylerde yaşayamazlar ve Lovelock bütün gezegenin, Gaia
iklimini dev bir ekosistem okyanus tuzluluğu yüzde 3,4 dediği, kendi kendini düzenleyen,
civarında kalm ıştır. Yaklaşık iki canlı bir kendilik oluşturduğunu
olarak tarif eder.
milyar yıl önce atmosferde ilk öne sürdü. Bizzat yaşamın kendisi-
SONRA oksijen görüldüğünden beri, oksijen nin varlığı, yüzey sıcaklığını, oksi-
1970'ler Lynn Margulis Yer yoğunluğu yüzde 20'ye yakın jen yoğunlaşmasını ve okyanusla-
atmosferinin ve mikropların kalmıştır. Yüzde 16'nın altına rın kimyasal bileşimini düzenleyip,
simbiyotik ilişkiyi tarif eder; düşseydi, soluyacak kadar oksijen yaşam koşullarını en uygun hale
daha sonra Gaia'yı bir dizi olmazdı - yüzde 25'in üzerine getirir. Bununla birlikte, insanın
etkileyen ekosistem olarak çıksaydı, orman yangınları asla çevre üzerindeki etkisinin bu has-
tanımlar. söndürülemezdi. sas dengeyi bozabileceği uyarı­
sında da bulundu. •
1997 Kyoto Protokolü, sera
gazlarını azaltma hedeflerini
Ayrıca bkz. Alexander von Humboldt 130-35 • Charles Darwin 142 49 •
belirler.
Charles Keeling 294- 95 • Lynn Margulis 300-01
316

BİR
••
BULUT ÜST
USTE DALGALARDAN
2~~ı~~BROT (1924-2010)

elçikalı matematikçi Benolt

BİLİM DALI
B Mandelbrot 1970'lerde
bilgisayar kullanıp, doğadaki
örüntüleri modelledi. Bunu
Matematik yapmakla, yeni bir matematik alanı
ÖNCE açtı - o günden beri birçok alanda
1917-20 Fransa'daPiene kullanılan frakta! geometri.

Fatou ve Gaston Julia karma-


şık şayılar -yani, gerçek ve Kesirli boyutlar
sanal sayı (karekök-1'in Geleneksel geometri tamsayılı
katlan) kombinasyonları- kul- boyutlar kullandığı halde; frakta!
geometri, bir "pürüz ölçüsü" gibi
lanarak matematiksel kümeler
düşünülebilen kesirli boyutlar Mandelbrot kümesi , bir karmaşık
kurar. Ortaya çıkan kümeler ya sayılar kümesi kullanılarak üretilen bir
kullanır. Bunun ne anlama
"düzenli" (Fatoukümeleri) ya fraktaldır ve her ölçekte kendisinin
geldiğini anlamak için, Britanya'n ın
"kaotik"tir (Julia kümeleri) ve sınırsız temsillerini gizler. Grafik olarak
kıyı şeridini bir sopayla ölçmeyi
fraktalların öncüsüdür. görselleştirildiğinde, burada görülen
düşünün. Sopa ne kadar uzunsa,
kendine özgü şekli üretir.
1926 Britanyalı matematikçi ölçüm o kadar kısa olur; çünkü yol
ve meteorolog Lewis Fry boyunca olan pürüzleri
düzgünleştirir. Britanya kıyısının kadar yakın olduklarını söylemeyi
Richardson, kaotik sisteın)erin
matematiksel modellerine 1,28'lik bir kesirli boyutu vardır; bu olanaksı zlaştırır - bulutlar, bütün

öncülük eden Does the Wind rakam, sopanın uzunluğu azaldıkça uzaklıklardan aynı görünür.

Possess a Velocity'yi yayımlar. ölçümün ne kada r arttığının bir Vücudumuz birçok frakta! örneği
işaretidir. barındırır; akciğerin dalla nıp
SONRA Fraktalların ay ırt edici bir boşluğu doldurması gibi. Kaotik
Günümüz Fraktallar, karma- özelliği de, kendine b enzemedir - fonksiyonlar gibi fraktallar da,
şıklık bilimi alanının bir yani, bütün büyütme ölçeklerinde başlangıç koşullarında küçük
parçasını oluşturur. Deniz eşit bir ayrıntı miktarı vardır. değişikliklere duyarlılık gösterir ve
biyolojisinde, deprem modelle- Örneğin bulutların frakta! doğası, hava durumu gibi kaotik sistemleri
mede, nüfus araştırmalarında, dışsal ipuçları olmadan bize ne analiz etmek için kullanılır. •
petrol ve akışkan mekaniğinde
kullanılır.
Ayrıca bkz. Robert FitzRoy 150-55 • Edward Lorenz 296-97
TEMEL YAPI TAŞLARI 317

BİR KUANTUM
HESAPLAMA
MODELİ
YURI MANiN (1937-)

uantum bilgiişlemi olabilir ve ı şık fotonları yatay ya da

BİLİM DALI
Bilgisayar bilimi
K kuantum mekaniği nden en
yeni alanlardan biridir.
Geleneksel hesaplamadan temelden
dikey kutuplnşabılir Ama kuantum
mekanıksel dolga ışlevi, kübitlerin
her ikı durumun bınişmesinde var
farklı bir şekilde ça lışır. Rus-Alman olmalaıına olanak vererek,
ÖNCE matematikçi Yuri Manin, bu teoriyi taşıyabildikloı ı bilgi miktarını
1935 Albert Eins tein, Boris geliştiren öncülerden biridir. arttırır Kuantum teorisı kübitlerın

Podolsky ve Nathan Rosen, Bit, bir bilgisayardaki temel "dolaşık" olmnlııı ına da izin verir ve
kuantum dolaşıklığının ilk bilgi taşıyıcısıdır ve iki durumda bu durum, h r ek kubitle birlikte
tasvirini veren "EPR paradok- var olabilir: O ve 1. Kuantum taşınan verıyı katlı olarak arttırır.

su"nu geliştirir. hesaplamada temel bilgi birimine Bu parnlel ışlem teorik olarak
bir kübit denilir. "Tutulmuş" atom- olağnnüstü hesaplama gücü
SONRA altı parçacıklardan oluşur ve iki üretebı lır
1994 Amerikalı matematikçi olası durumu vardır. Örneğin bir
Peter Shor kuantum bilgisayar- elektron spin-yukarı ve spin-aşağı Teoriyi kanıtlama
lar kullarıarak sayıların çarparı­ llk kez 1980'lorde ortaya atılan
lara ayrılmasını başarabilen bir kuantum bilgısayarlar, salt teorik
algoritma geliştirir. gibi göuJnuyorlardı. Bununla
biılikte, yakın zamanda yalnızca
1998 Hugh Everett'in kuan- bırka ç kubıtlık dızilerde
tum mekaniğine ilişkin çoklu hesaplamalar yapılabildi. Yara rlı bir
dünyalar yorumunu kullanan makine sunmak için kuantum
teorisyenler, bir kuantum bilgısayarlar yüzlerce ya da binlerce
bilgisayarın hem açık hem dolaşık kübite ulaşmalıdır ve bu
kapalı olduğu bir binişme büyüklüğe ulaşma sorunları vardır.
durumu tasavvur ettiler. Bu sorunlarla ilgili çalışmalar devam
Bir kübitteki bilgi bir kürenin ediyor. •
2011 Çin' de Hefei'de Bilim ve
yüzeyinde herhangi bir nokta olarak
Teknoloji Üniversitesınden bir temsil edilebilir - O, 1 ya da ık ısinin
araştırma ekibi dört kübitlik binişmesı.
b ir kuantum dizisi kullanarak
143'ün asal çarpanlarını doğru Ayrıca bkz. Albert Einstein 214-21 • Erwın Schrödingor 226- 33 •
bir şekilde bulur. Alan Turing 252- 53 • Hugh Everett llI 284- 85
318

••
GENLER TURDEN

KISACA
BİLİM DALI
Biyoloji
ÖNCE
1928 Frederick Griffith bir
bakteri suşunun, daha s onra
DNA olduğu anlaşılan şeyin
aktarılmasıyla başka bir suşa
dönüşebildiğini gösterir.

1946 Joshua Lederberg ve


Edward Tatum, bakterilerde
doğal genetik malzeme
alışverişini keşfeder.

1959 Tomoichiro Akiba ve


Kunitaro Ochia, antibiyotiğe
dirençli plazrrıitlerin bakteriler
arasında dolaşabildiğini rapor
aşamın sürekliliği - Geçmişte , 1928'de Brilanyalı

Y
eder. organizmaların büyümesi, hekim Frederick Griffith, zatürree
SONRA üremesi ve evrilmesi- bulaşa n bakterileri inceliyordu.

1993 Amerikalı genetikçi genellikle, ebeveynlerden yavrulara Zararsız bir suşun canlı hücrelerini,

Margaret Kidwell, karmaşık geçen genlerle hareket eden dikey ısıyla öldürül müş zararlı bir suşun

organizmalarda genlerin tür bir süreç olarak görülür. Ama ölü kalıntıla rıyla karıştırınca
sınırlarını aştığını gösteren
1985'te Amerikalı mikrobiyolog tehlikeli olabildiği ni bulgulad ı.
örnekler saptar. Michael Syvanen, genlerin ya lnızca Vardığı sonuçları , ölü hücrelerden
kuşaktan kuşağa geçmediğini , canlı hücrelere sızan dönüştür ücü
2008 Amerikalı biyolog John üremeden bağıms ız olarak türler bir "kimyasal ilke"ye bağladı.
K. Pace ve diğerleri arasında yatay geliş de James Watson ve Francis Crick
omurgalılarda yatay gen yapabildiğin i ve yatay gen DNA' n ın yapısını çözmeden çeyrek
aktarımının kanıtlarını sunar. aktarımının (YGA) evrimde kilit bir yüzyıl önce Griffith, DNA'nın
rol oynad ığını öne sürdü. kuşakla r arasında dikey geçiş
TEMEL YAPI TAŞLARI 31!
Ayrıca bkz. Charles Darwin 142-49 • Thomas Hunt Morgan 224 25 • James Walson and Francıs Crick 276-83 •
Wılliam French Anderson 322 23

yatay gen aktarımı, Lederberg'in nizmalarda, hem bitkilerde hem


öğrencisi Norton Zinder'in hayvanlarda da gerçekleşme olası­
keşfettiği gibi, virüsler aracılığıyla lığını gösterir. Darwin'ın yaşama­

''
da gerçekleşebilir. Virüsler ğacı, bir evrensel ortak atadan çok,
bakterilerden daha küçüktür ve çok sayıda atası olan bir ağa benze·
canlı hücreleri -bakteriler dahil- yebılir. Taksonomi, hastalık ve ha-
Farklı türler arasında gen istila edebilir. Konukçu genlere şere kontrolu ve genetik mühendis·
akışı, içerimleri henüz tam karışabilirler ve konukçudan !iği bakımından potansiyel içerim-
olarak anlaşılmamış bir konukçuya geçerken, konukçu leriyle yatay gon aktarımının tam
genetik varyasyon biçimini genleri birlikte götürebil_ir. anlamı, açılmaya devam ediyor.•
temsil eder.
Michael Syvanen Gelişme genleri
1980'lerin ortasından itibaren Syva-
nen, yatay gen aktarımını daha ge-

''
niş bir bağlama yerleştirdi. Embriyo
gelişiminin hücre düzeyinde genetik
olarak kontrol edilişinde benzerlikler
-uzak akraba türler arasında bile-
fark etti ve bunu, evrim tarihinde
yapmanın yanı sıra, aynı kuşağın farklı organizmalar arasında hareket
hücreleri arasında yatay geçiş de eden genlere bağladı. Syvanen'e gö-
yapabildiğinin ilk kanıtını re hayvan gelişiminin genetik kont-
bulmuştu. rolü, gen takasının etkili olma şansı­
1946'da Amerikalı biyologlar nı azamileştirdiği için, farkı gruplar-
Joshua Lederberg ve Edward da benzer olacak şekilde evrilmişti.
Tatum bakterilerin doğal dav ranış­ Daha çok tür için genom dizimi
ONA plazmltlerl, bu mıkrografta ma-
larının bir parçası olarak genetik tamamlandıkça ve fosil kalıntılar
vıye boyanan, bır hucrenın
kromozom·
malzeme alışverişi yaptıklarını yeniden incelendikçe, kanıtlar, ya- larınd on bo{pms ı zd ır,
ama yıne de gen·
kanıtladı. 1959'da Tomoichiro tay gen aktarımının yalnızca mik- lerı kopyoloyabılırlor ve organızmalara
Akiba ve Kunitaro Ochia'nın başını roplarda değil, daha karmaşık orga- yenı g n sokmak içın kullanı labilirler.
çektiği bir Japon mikrobiyologlar
ekibi, bu tür DNA transferinin,
MichaelSyvanen Syvanen 1987'den beri
bakteriler arasında antibiyotik Davis'te California Üniversitesi
direncinin bu kadar hızlı yayılması­ Michael Syvanen Washington ve Tıp Okulunda tıbbi mikrobiyoloji
nın nedeni olduğu nu gösterdi. Berkeley Üniversitelerinde ve immünoloji profesörüdür.
kimya ve biyokimya okuduktan
Dönüşen mikroplar sonra, mikrobiyoloji alanında Önemli emerlerl
Bakterilerin plazmit denilen ve uzmanlaştı. 1975'te Harvard Tıp
doğrudan temas kurunca hücreden Okulunda mikrobiyoloji ve 1985 Cr oss·sp eci es Gen e
hücreye geçen - genlerini de moleküler genetik Tran sfer : I m plications tora
birlikte götürerek küçük, seyyar profesörlüğüne atandı; burada N ew Theory of E volution
DNA halkaları vardır. Bazı bakterilerde antibiyotik, 1994 Horizontal Gene Transfer:
bakteriler, belli antibiyotik tiplerine sineklerde böcek ilacı direncinin E v i dence and Possible
gelişimini araştırdı. Bulguları Con sequen ces
karşı direnç yaratan genler
onu yatay gen aktarımına ve
barındırır. Genler, DNA çoğaldığı
bunun adaptasyon ve evrimdeki
her seferinde kopyalanır ve DNA rolüne ilişkin teoris ini
aktarılırken bir bakteri
yayınlamaya götürdü.
popülasyonuna yayılabilir. Bu tür
320

FUTBOL
•• ••
TOPU
BUYUK BASINCA
DAYANABİLİR
) ---~---
HARRY KROTO (1939-_.._

KISACA
BİLİM DALI
Öyle güçlü ve dirençli bir molekül yaptık ki.. ==:J
Kimya
ÖNCE
1966 Britanyalı kimyacı David
Joncs, içi boş karbon .. . teknolojinin ve tıbbın birçok alanında çoklu uygulamaları vardır.
moleküllerinin yaratılışını
öngörür.
1970 Japonya' da ve
Britanya'da bilim insanlan,
karbon-60 (Coo) molekülünün Bir futbol topu ş eklindedi r.
varlığını birbirinden bağımsız
olarak öngörür.
SONRA
1988 Mum isinde Cso bulunur.
Futbol topu bGy(1k basmca dayanablUr.
1993 Alman fizikçi Wolfgang
Kratschmer ve Amerikalı
fizikçi Don Huffman
• ki yüzyı ldan fazla bir süre demetiyle buharlaştırıp çeşitli

1
"fullerenler"i sentezlemenin bir
yöntemini geliştirir. boyunca bilim insanları, karbon kümeleri ürettiler, bir tam
karbon (C) elementinin sayılı karbon atomlarıyla moleküller
1999 Avusturyalı fizikçiler yalnızca üç biçim ya da allotropt oluşturdular. En bol kümelerin
Markus Amdt ve Anton halinde var olduğu nu düşündüler: formülü Cso ve Cro'ti. Bunlar daha
Zeilinger, Cso'ın dalga-benzeri elmas, grafit ve amorf karbon - isin önce hiç görül memiş moleküllerdi.
özellikleri olduğunu kanıtlar. ve kömürün ana bileşeni. 1985'te Cso 'ın (ya da karbon-60) dikkate

2010 Yer'd en 6500 ışık yılı Britanyalı kimyacı Harry Kroto ve değer özellikleri olduğu an laşı ld ı.
Amerikalı meslektaşları Robert Curt Kimyacılar bir futbol topuna
uzaktaki kozmik tozda Cso
spektrumu görülür. ve Richard Smalley'in çalışmasıyla benzeyen bir yapıya sahip
birlikte bu durum değişti . olduğunu anladılar -karbon
Kimyacılar grafiti bir lazer ışını atomlarının oluşturduğu tam bir
TEMEL YAPI TAŞLARI 321
Ayrıca bkz. August Kekule 160 65 • Linus Pauling 254- 59

küresel kafes; her atom diğer üç sonuçlanan çeşitli kimyasal


atoma öyle bağlanmıştı ki, tepkimelere de girer.
polihedronun bütün yüzleri ya
beşgendi ya altıgendi. C 10 daha çok Yeni nano dünyası
bir ragbi topuna benzer; Cso araştırılan ilk molekül olmasına
ekvatorunun etrafında fazladan bir rağmen, keşfedilmesi tamamen
karbon atomu halkası vard ı r. yeni bir kimya dalına yol açtı -
Hem GIO hem Coo Kroto'ya, fullerenlerin araştırılması .
Amerikalı mimar Buckminster Nanotüpler yapıldı - yalnızca birkaç
Fuller' in fütürist jeodezik kubbeleri nanometre genişliğinde, ama
hatırlattı, bu nedenle bi leşiklere birkaç milimetre uzunluğa ulaşan HarryKroto
buckminsterfullerene ad ını verdi; silindirik fullercnler. İyi ısı ve
bucky küresi ya da fulleren de elektrik iletirler; kimyasal olarak Harold Walter Krotobchiner,
etkisizdir ve son derece güçlüdür; 1939'da İngiltere'de
denilir.
Cambridgeshire'da doğdu .
bu da onları mühendislik
Oyuncak inşaat takımı
Bucky kürelerinin bakımından çok yararlı yapar.
Meccano'dan büyülenen Kroto
özellikleri Elektriksel özelliklerden kimya okumayı tercih etti ve
Ekip, Cso bileşiğinin kararlı kanserin ve HIV'in tıbbı tedavisine 1975'te Sussex Üniversitesinde
olduğunu ve bozulmadan yüksek kadar her şey için araştırılan daha profesör oldu. H-CsC-C•C-
sıcaklıklara kadar ısıtılabildiğini birçok molekül vardır. Fullerenlerin CaN gibi çoklu karbon-karbon
bulguladı. Yakl aşık 650°C'de bir en son yan ürünü grafendir - karbon bağlı bileşikleri uzayda
gaza dönüşüyordu . Kokusuzdu, atomlarından oluşan yassı bir aramakla ilgilendi ve
suda çözülmüyor, ama organik levha, tekil bir grafit tabakasına spektroskopi (madde ile ışıyan
solventlerde hafif çözülüyordu. benzer. Bu maddenin, hararetle enerji arasındaki etkileşimin
Bucky küresi, şimdiye kadar hem araştırılan dikkate değer özellikleri incelenmesi) kullanarak
bir dalga özelliği hem bir parçacı k vardır. • kanılar buldu. Rice

özelliği sergilediği görülen en


Üniversitesinde Richard
büyük nesnelerden biridir de. Smalley ile Robert Curl'ün
lazer spectroskopisi
1999'da Avusturyalı araştırmacılar
çalışmalarını duyunca,
Cso moleküllerini dar yarıklardan
Texas'da onlara katıldı ve
geçirdi ve dalga-benzeri davranışın birlikte C 60 'ı keşfettiler. Kroto
girişim örüntüsünü gözlemledi.
2004'ten beri Florida Eyalet
Katı Cso grafit kadar yumuşaktır; Üniversitesinde nanoteknoloji
ama fazla sıkıştırılınca, süper-sert üzerinde çalışmaktadır.
bir elmas biçimine dönüşür. Öyle 1995'te, eğitim ve öğretim
görünüyor ki, futbol topu büyük amaçlı bilim filmleri yapacak
basınca dayanabilir. Vega Science Trust'ı (Vega
Saf Cso yarıiletkendir; yani Bilim Vakfı) kurdu. Filmler
iletken l iği, bir yalıtkan ile bir internette www.vega.org.uk
iletkenin iletkenlikleri arasındadır. adresinde ücretsiz edinilebilir.
Ama sodyum ya da potasyum gibi
alkali metallerin atomları Önemli eserleri
eklendi(l'inde, bir iletken haline
1981 The Spectra of
gelir, hatta düşük sıcaklıklarda
Bir Coo molekülünün hor atomu üç Interstellar Molecules
süper iletken haline gelip, dirençsiz atoma bağlanır. Molekülün toplam 32 1985 60:Buckminsterfullerene
elektrik iletir. yüzü vardır. Bunların 12'si beşgen, (with Heath, O'Brien, Curl,
Cso, özellikleri hala araştırılan 20'si altıgendir; kendine özgü, futbol andSmalley)
çok sayıda ürünle (kimyasal madde) topuna benzer bir şekil oluştururlar.
322

HASTALIGI TEDAVİ
ETMEK İÇİN · İ~SANLARA
GEN YERLESTIR
WILLIAM FRENCH ANlERSON (1936-)

• nsan genomu - bir insanın


KISACA
BİLİM DALI
Biyoloji
Birçok hastalık kahtsaldır ve
kusurlu genler neden olur.
1 kalıtsal bilgisinin tamamı­
yaklaşık 20.000 genden oluşur.
Bir gen, canlı bir organizmanın
moleküler kalıtım birimidir. Ne var
ÖNCE ki, genler sıkça arızalı çalışır.
1984 ABD'li araştırmacı Ric- Normal bir gen düzgün
hard Mulligan bir virüsQ, fqı;e­ kopyalanmayınca kusurlu bir gen
den aJınarı hücrelere gen yer- oluşur ve "hata" ebeveynlerden
leştirmek için bir alet olarak yavruya geçer. Genetik denilen bu
kullarıır. DNA'yı kesen enzimler hastalıkların belirti !eri, söz konusu
kullanılarak işlevselgenler gene bağlıdır. Bir gen bir proteinin
1985 Williarn French Ander-
normal hücrelerden -canlı organizmalarda çok çeşitli
son ve Michael Blaese, bu tek- yahtılabilir. işlevleri yerine getiren çok sayıda
niğin kusurlu hücreleri düzelt-
mek için kullanılabildiğini proteinden birinin- üretimini
gösterir. kontrol ederek çalışır ; ama bu hata
olursa bu protein başarısız olur.
1989 Anderson zararsız bir be- Örneğin bir kan pıhtılaştırma geni
lirteci 52 yaşındaki bir erkeğe arızalı çalışırsa, vücut kanı
enjekte ederek, insanın gen te- Vektörler -virüsler ya da pıhtılaştıran kan proteinini
davisinde ilk güvenlik testini plazmit denilen ONA halkaları­ üretmeyi bırakır - hemofili
gerçekleştirir. Bir yıl sonra ilk kullanılarak hücreler hastalığına neden olur.
klinik denemeyi yapar. arasında gen aktarımı
Genetik hastalıklar geleneksel
yapılabilir.
SONRA ilaçlarla tedavi edilemez ve uzun
1993 Birleşik Krallık'ta araştır­ süre, yalnızca belirtileri hafifletmek
macılar, kistik fibrozu gen tera-
ve hastanın yaşamını olabildiğince
pisiyle iyileştiren başanlı hay- rahatlatmak olanaklıydı. Ama
van deneylerinin sonuçlarını Fi· 1970'lerde bilim insanları hastalığı
iyileştirmek için "gen tedavisi" -
çıklar.
kusurlu genlerin yerini alacak ya da
2012 İnsanlar üzerinde kistik onlara baskın gelecek "sağlıklı"
fibroz gen tedavisinin ilk genler kullanma- olasılığını
çok-dozlu denemesi başlar. düşünmeye başladılar.
TEMEL YAPI TAŞLARI 323
Ayrıca bkz. Gregor Mende! 166-71 • Thomas Hunt Morgan 224-25 • Craig Venter 324-25 • lan Wilmut 326

1. Kusurlu gen barındıran aynı bağışıklık yetmezliği olan iki


hücreler vücuttan çıkarılır. 2 . Bir virüs kı z ı
tedavi etti. Bu hastalığa
üremeyecek şekilde yakalananlar enfeksiyona karşı o
değiştirilir. kadar savunmasızlar ki, bütün
ömürlerini steril bir ortamda ya da
"kabarcık"ta geçirmek zorunda
kalabilirler.

Sağlıklı
Anderson'ın ekibi iki kızdan
3. Virüsün
6. hücreler' \ içine sağlıklı örnekler aldı, onlara gen taşıyan
vücuda, normalde gen sokulur. virüs bulaştırdı ve hücreleri tekrar
çalıştıkları yere kızların içine aktardı. Tedavi iki yıl
yerleştirilir. boyunca birçok kez tekrarlandı ve
işe yaradı. Ne var ki, etkisi
geçiciydi; çünkü vücudun yaptığı
4. Virüs. vücuttan yeni hücreler kalıtımla arızalı gen
alınan hücrelerle almaya devam ediyordu. Bu, bugün
karıştırılır. gen tedavisi araştırmalarının
Bilim ins anları bir merkezi sorunu olarak duruyor.
5 . Hücreler virüs hastanın hücrelerine sağlıklı
tarafından genetik genler yerleştirmek için bi r
Gelecekten beklentiler
olarak değiştirilir. virüsü vektör gibi kullanır.
Diğer hastalıkların tP.davisinde
dikkate değer atılımlar
Yeni genler yerleştirmek olmakla bütünleştirilen virüsler de gerçekleştirildi. 1989'da ABD' de
Genler vücudun hastalıklı yerlerine dahil. Virüsler enfeksiyon çalışan bilim insanları , kistik
bir vektörle - geni kaynağına döngülerinin bir parçası olarak fibroza neden olan geni tanımladı.
"taşıyan" bir parçacık- sokulabilir. canlı hücreleri doğal bir şekilde Bu vakada kusurlu hücreler,
Bilim insanları bir vektör gibi istila eder; peki iyileştirici genleri akciğerleri ve sindirim sistemini
harekete edebilen kendilikler için de birlikte taşıyabilirler miydi? tıkayan yapışkan bir mukus üretir.
birçok olasılık araştırdı - hastalıkla 1980'lerde aralarında William Sorumlu kusurlu genin
savaşmaktan çok hastalığa neden French Anderson'ın da bulunduğu tanımlanmasından sonra beş yıl
Amerikalı bir bilim insanları ekibi, içinde. vektör olarak lipozomları -
kültürlü (laboratuvarda bir tür yağlı damlacık- kullanarak
yetiştirilmiş) dokuya gen sağlıklı gen aktarmak için bir

''
yerleştirmek için virüs kullanmayı teknik geliştirilmişti. İlk klinik
başardı. Genetik bağışıklık denemenin sonuçları 2014'te belli
yetmezliği hastalığına yakalanmış olacak.
Gen tedavisi, temel ahlaki hayvanlar üzerinde denediler. Gen tedavisini genişletmek için
iyilikseverlik ilkesiyle Amaç sağaltıcı genleri hayvanların üstesinden gelinmesi gereken
desteklenebildiği için etiktir: kemik iliğine yerleştirmekti; orada önemli zorluklar hi'ıla var. Kistik
sağlıklı kırmızı kan hücreleri fibroza yalnızca bir gendeki kusur
İnsanın ıstırabını hafifletir.
William French yapacak ve hastalığı neden olur. Ne var ki, genetik
iyileştireceklerdi. Beyaz kan bileşenli birçok vakaya -Alzheimer,
Anderson
hücreleri hedef alındığında daha kalp hastalığı ve diyabet gibi-
iyi sonuç alınmasına rağmen, farklı birçok genin etkileşimi nedon

''
deneme çok etkili olmadı. olur. Bu tür va kalan tedavi etmek
1990'da Anderson ilk klinik çok daha zordur ve güvenli, başarılı
denemeyi gerçekleştirdi ve gen tedavisi için araştırmalar
kabarcık hastalığı olarak bilinen, devam ediyor. •
324

BİR BİLGİSAYAR
EKRANINDAN .YENİ YASAM
FORMLARI TASARLAMAK
CRAIG VENTER (1946-)

BİLİM DALI Canlı hücreler DNA'da


şifreli talimatları kullanarak DNA'nın talimatları kesin
Biyoloji bir dizim halinde tutulur.
oluşur ve varbğıru sürdürür.
ÖNCE
1866 Gregor Mende! bezelyeler-
de kalıtsal özelliklerin belli örün-
tüleri uyduğunu gösterir.
1902 Amerikalı biyolog ve fizik-
çi Walter Sutton, kromozomların Kimyasal yapı taşları belirli bir
düzende birbirine bağlanarak Bu dizim
kalıtımın taşıyıcısı olduklarını
ONA yapay olarak deşifreedilebilir.
öne sürer. yaratılabilir.
1910-11 Thomas Hunt Morgan,
meyve sineği deneylerinde Sut-
ton'un teorisini kanıtlar.
1953 Francis Crick ve James
Watson, DNA'nın genetik tali-
matları nasıl taşıdığını açığa çı­
karır.

1995 İlk kez bir bakterinin ge-


nomu (genlerinin tamamı} dizi-
ayıs 2010'da, biyolog yeni bir şey değildir. 1771'de Luigi
lir.
2000 İnsan genomu ilk kez dizi-
lir.
M Craig Venter'in başını
çektiği Amerikalı bilim
insanlarından oluşun bir ekip,
Galvani elektrik kullanarak
kesilmiş bir kurbağanın bacağını
seğirtti, romancı Mary Shelley'in

2007 Craig Ventcr yapay bir tamamen yapay ilk yaşam formunu Frankenstein'ı yazmasına esin
yarattı. Bu organizma - tek hücreli kaynağı oldu. Ama bilim insanları
kromozom sentezler.
bir bakteri- ham kimyasal yapı yaşamın fiziksel bir "kıvılcım"a
SONRA taşlarından oluşturuldu. Bu, daha az, hücrelerin içinde
2010 Venter ilk yaşam formu yaşamın doğasını anlamamızda gerçekleşen kimyasal süreçlere
sentezini duyurur. kaydedilen ilerlemenin bir daha fazla bağlı olduğunu giderek
tanığ ıydı. Yaşam yaratma rüyası anladı.
TEMEL YAPI TAŞLARI 325
Ayrıca bkz. Gregor Mende! 166-71 • Thomas Hunt Morgan 224-25 • Barbara McClintock 271 •
James Watson and Francis Crick 276-83 • Michael Syvanen 318-19 • William French Anderson 322- 23

DNAyapmak Bilgisayar-üretimi yaşam


Nükleotitlerin dizi mi her organizma- En basit canlının - Mycoplasma
da farklıd ır ve milyonlarca yıllık ev- gibi- genomu bile yüz binlerce

''
rimin sonucudur. Rastgele bir dizim, nükleotitin di zili ş inde n oluş ur. Bu
bir canlıyı devam ettiremeyen an- nükleotitler özel bir düzende yapay
Yaşam için yeni bir değer lamsız bir kimyasal "mesaj" gönde- olarak birbirine ba!jlanmalıdır; ama
sistemi yaratıyoruz . rirdi. Bilim insanları yaşamı yarat- bunu bütün bir genom için yapmak
Craig Venter mak için, doğal olarak var olan bir çok zor bir iştir. Yaşamın genetik
organizmadan bir dizim kopyalamak şifresini çözebilen, hastalık lardaki

''
zorundaydı. 1990'a gelindiğinde, bir genetik faktörleri saptayabilen,
sürü yöntemle bunu gerçekleştirebi­ hatta yeni yaşam formları
lecek yeni teknoloji vardı ve insanın yaratmaya hizmet edebilen
tam genetik yapısını ya da genomu- makinelerde, bilgisayar
nu dizmek için uluslararası İnsan teknolojisinin yardımıyla işlem
1950'1erin ortasına gelindiğinde Genomu Projesi başlatı ldı. otomatikleştiriliyor. •
yaşamın gerçek sırrı, her hücrenin İlk organizma -bir bakteri-
çekirdeğinde var olan, 1995'te dizildi. Üç yıl sonra, İnsan
deoksiribonükleik asit ya da DNA Genomu Projesinin yavaş ilerleme-
denilen bir molekülde bulunmuştu. sinden sıkılan Venter, insan geno-
DNA'nın kimyasal yapı taşlarının munu daha hızlı dizmek ve verileri
oluşturduğu uzun iplikçik, kamuya sunmak için özel şirket Ce-
hücrelerin çalışmasını kontrol eden lera Genomics'i kurdu. 2007'de eki-
genetik kod olarak tanımlandı. bi, Mycoplasma cinsinden bir bak-
Yaşam yaratmak DNA yaratmak terinin kromozomunu temel a lan
-ve nükleotit denilen yapı taşlarını yapay bir kromozom -tam bir DNA
tam doğru dizimini elde etmek- iplikçiği- yaptığ ını ilan etti.
Mycoplasma, hücre duvarı olmayan
anlamına gelecekti. Her nükleotit 2010'da ekibi, genetik malzemesi bakterilerdir. Bilinen en küçük yaşam
dört baz türünden birine sahiptir, çıkarılmış bir bakteriye yapay bir formlarıdır ve Venter tarafından
ama sayı sız şekilde birleşir. kromozom yerleştirip, yeni bir ya- kromozomları yapay olarak dizilen ilk
şam formunu fiilen yarattı. organizma oldu.

Craig Venter ABD'de Utah'ta Salt Lake City'de mophilus influenzae bakterisine
doğan Craig Venter okulda iyi bir odaklanarak, tüm genomları diz-
performans göstermedi. Vietnam menin bir yolunu icat et ti. İnsan
Savaşına katıldı , bir sahra hasta- genomuna yönelerek kar a maçlı
nesinde çalıştı ve biyomedikal bili- Celara şirketini kurdu ve ileri
me ilgi duydu. San Diego'da Cali- DNA dizme makinelerinin yapı­
fornia Üniversitesinde okuduktan mına yardım etti. 2006'da , ya-
sonra, 1984'de ABD Ulusal Sağlık pay yaşam formları yaratm a a-
Enstitüsüne girdi. 1990'larda in- raştırmaları gerçekleştirmek için
san genetik yapısına gen yerleşti­ kar amacı gütmeyen J . Craig
rebilen teknolojinin geliştirilmesi­ Venter Enstitüsünü kurdu .
ne yardım etti, gelişmekte olan
genom araştırmaların alanında Önemli a..rlari
öncü oldu. Ulusal Sağlık Enstitü-
sü'ndan ayrılıp, 1992'de kar amacı 2001 The Sequen ce of the
gütmeyen Genom Araştırmaları Human Genome
Enstitüsünü kurdu. İlk önce Hae- 2007 A Life D ecoded
326

YENİ· BİR DOGA


YASASI
IAN WILMUT (1944-)

lonlama, tek bir ebeveynden bir organizmayı klonlamayı başardı;


KISACA
BİLİM DALI
Biyoloji
K yeni, genetik olarak özdeş
bir organizma üretmektir.
Doğada gerçekleşir; bir çilek bitkisi
yetişkin tek bir hücreden bir havuç
bitkisi yetiştirdi. Hayvanları klonla-
manın daha karışık olduğu anlaşıldı.
kol salınca ve sürgünleri bütün gen-
ÖNCE lerini eşeysiz miras alınca olduğu Hayvanlan klonlama
1953 James Watson ve Fran- gibi. Ne var ki, yapay klonlama karı­ Hayvanlcırda , gene,: bir embriyonun

cis Crick, DNA'nın genetik ko- şıktır; çünkü bütün hücrelerin tam hücreleri ve döllenmiş yumurtalar,
du taşıyan ve kendini kopyala- bireylerde büyüme potansiyeli yok- az sayıda totipotent hücreler - büyü-
yabilen çift sarmal bir yapıya tur ve yetişkin hücreler de isteksiz yüp bütün bir vücut oluşturabilen
sahip olduğunu kanıtlar. olabilir. Britanyalı biyolog F. C. hücreler- arasındadır. 1980'lerde
Stewart 1958'de ilk kez çok hücreli bilim insanları genç embriyo hücre-
1958 F. C. Stewart, yetişkin lerini ayırarak klonlar üretebili-
(ayrıştırılmış)
dokulardan ha- yordu; ama zordu. Britanyah biyolog
vucu klonlar. lan Wilmut ve ekibi, onun yerine,

''
vücut hücrelerinin çekirdeklerini,
1984 Danimarkalı biyolog Ste- genetik materyali çıkartılan döllen-
en Willadsen, genetik materya- miş yumurtalara yerleştirdi - böy-
li çıkarılmış yumurta hücreleri
İnsan klonlamaya yönelik lece onları totipotent hale getirdi.
ile embriyo hücrelerini kaynaş­ Çekirdek kaynağı olarak koyun-
güçlüdür; ama
baskılar
tırmanın bir yolunu geliştirir. ların meme hücrelerini kullanan
ya da insan
yaygınlaşacağını
SONRA yaşamının önemli bir özelliği
ekip, sonuçta ortaya çıkan embriyo-
ları normal yolla gelişmesi için koyu-
2001 Soyu tehlike altında olan olacağını sanmamalıyız.
nun içine yerleştirdi. Toplam, bu
ilk hayvan, Noah adlı bir ya- lan Wilmut hücrelerin 27.729 tanesi büyüyüp
ban sığırı, ABD' de klonlama embriyoya dönüştü ve 1996'da Dolly
yöntemiyle doğar. İki gün son-

''
adında biri doğdu ve yaşadı. Tarım,
ra dizanteriden ölür. koruma ve tıp amaçlı klonlama araş­
2008 Sağaltıcı doku klonlama- tırmaları, etiğiyle ilgili tartışmalarla

nın, farelerde Parkinson hasta- birlikte, devam ediyor. •


lığını tedavi etmede etkili ol-
Ayrıca bkz. Gregor Mende! 166 71 • Thomas Hunt Morgun 224-25 •
duğu kanıtlanır.
James Watson and Francis Crick 276-83
TEMEL YAPI TAŞLARI 327

ÇÜNE_Ş SİS~EMİNİN
OTESINDEKI
••
DUNYALAR
GEOFFREY MARCY (1954- )

stronomlo r, Güneş sıı.ııoml 1000'clon fazla gozegon doğrµJandı.

BİLİM DALI
Astronomi
A dışında gezegenler olasılı
ğı nı uzun süredir o raşıır
maktadır; ama teknoloji, yakın zo
Gezegen avcısı
(;o!iforn1o Ünıversitesinde astronom
mana kadar, bu tür gezegenleıi s p- Oooffr y Matcy, ekibiyle birlikte, bir
ÖNCE tama yeteneğimizi sınırlamak tayd ı. lnRon gözlemcinin bulduğu pek çok
1960'lar Astronomlar yıldızla­ İlk önce pulsarların - gezegenleri on uozogonin ilk 100'ün 70'i dahil-
nn yolundaki "yalpalamaları" öl- lan şu ya da bu yöne çekince radyo knyclın ı wımaktadır.
çerek yeni gezegenler saptama- sinyalleri hafifçe değişen , hı zlı dö- Bu ıüruzak gezegenler doğrudan
yı umar; a ma bu tür yalpalama nen nötron yıldızlan- yörüngesinde göı ulam yecek kadar sönüktür; ama
hareketleri, bugün en güçlü t e- dönen gezegenler bulundu. Sonra dolaylı ola ı ak açığa çıkarılabilirler.
leskopların bir menzilinin öte- 1995'te İsviçreli astronomlar Michel Bir gezegenin konukçu yıldızı üze-
sinde kalır. Mayor ve Didier Oueloz, 51 Pegasi rindeki küıleçekim etkisi, yıldızın
1992 Polonyalı astronom Alek- b'yi keşfetti - Yer' den yaklaşık 51 ı­ ışık fr kansındaki değişikliklerle öl-
sander Wolszczan, Güneş siste- şık yılı uzakta Güneş-benzeri bir y ıl­ çülebilen radyal hızında değişiklere
dızın yörüngesinde dönen Jüpi- neden olur. Güneş sistemi dışında
mi dışında bir pusların (yanmış
ter-büyüklüğünde bir gezegen. O za- yaşamı desıekleyen bir gezgenin var
bir yıldız çekirdeği) yörüngesin-
de ilk doğrulanmış gezegerıleri mandan beri, Güneş sistemi dışında olup olmadığı henüz belli değil. •
bulgular.
Radyal hız yöntemi, bir yıldızın etrafında Konukçu yıldız

_.
SONRA
dönen bir gezegenin kütleçekim tarafından
2009-2013 NASA'.nın Kepler (~------~
uydusu, Güneş sistemi dışında,
ileri ya da geri çekilince ışık frekansındaki
hafif Doppler kaymalarını (s. 127) ______
örılerinden gezegen geçen yıl­ saptamaya dayanır.
dızların parlaklığında ufak dü-
şüşler arayarak 3000'den fazla
gezegen adayı keşfeder. Kep-
ler'in verilerine dayanan astro-
nomlar, Samanyolu galaksisinde
Güneş-benzeri yıldızların yörün- Güneş dışı gezegen
gesinde dönen Yer-benzeri 11
milyar kadar dünya olabileceği­ Ayrıca bkz. Nicolaus Copernicus 34-39 • William Herschel 86-87 •
ni öngörmektedir. Christian Doppler 127 • Edwin Hubble 236-41
330

REHBER
aşlangıçta büyük çoğunluğu yalıtık çalışan bireylerin ya da küçük

B gruplar ın çoğunlukla yarı-dinsel amaçlarla yürüttüğü bir uğraş


olan bilim, modern toplumun işleyişi için merkezi önem taşıyan
pratik bir faaliyete dönüştü Bugün birçok proje, özelliği gereği yüksek
işbirliğine dayanır ve belirlı şahsiyetleri seçip ayırmak zor -hatta
gücendirici- olabilir. Her zamankinden daha fazla araştırma alanı vardır
ve disiplinlernrasındaki sınırlar silikleşiyor. Matematikçiler fizikçilerin
problemlerine çözüm sunarken, fizikçiler kimyasal tepkimelerin doğasın ı
açıklıyor; kimyac ılar yaşamın gizemlerini didiklerken, biyologlar
dikkatlerini yapay zeMya çeviriyor. Burada, dünyayı anlamamıza katkıda
bulunmuş şahsiyetlerin yalnızca bazılarını sıralıyoruz.

PYTHAGORAS KSENOPHANES ARYABHATA


MÖ y.570-495 MÖ y.570-475 MS 476-550
Arkasında yazılı eser bırakmayan Kolophon'lu Ksenophanes, gezgin Hindistan'ın Gupta
Yunan matematikçi Pythagoras'ın bir Yunan filozof ve şairdi. Geniş imparatorluğunda bir öğrenim
yaşamına ilişkin kesin çok az şey ilgi alanı, uzun gezilerinde yaptığı merkezi olan Kusumapura'da
biliniyor. Yunan adası Samos'da dikkatli gözlemlerden edindiği çalışan Hindistanlı matematikçi ve
doğdu; ama MÖ 518'den önce bilgiyi yansıtmaktaydı. Okyanusları astronom Aryabhata, daha sonra
buradan ayrılıp Güney İtalya' da ısıtıp bulutları yaratan güneşin Müslüman bilginler arasında
Kroton'a gitti; orada Pythagorasçılar enerjisini, Yerdeki fiziksel süreçlerin oldukça nüfuzlu olacak kısa risaleler
denilen gizli bir felsefi ve dinsel arkasındaki güç olarak tanımladı. yazdı. 23 yaşındayken yazdığı
dernek kurdu. Derneğin yakın Ksenophanes, gök cisimlerinin manzum Arabhatiya, aritmetik,
çevresi kendine mathematikoi dedi kökeninin bulut olduğunu düşündü: cebir, trigonometri ve astronomi
ve gerçekliğin en derin düzeyde Yıldızlar yanan buluttu; Ay, üzerine bölümler barındırır. Pi
matematiksel olduğunu savundu. sıkışmış buluttan oluşmaktaydı. sayısını (n, bir çemberin çevresinin
Pythagoras, şeyler arasındaki Denizden uzak karalarda deniz çapına oranı) 3, 1416 olarak -
ilişkilerin sayılara yaratıklarının fosil kalıntılarını dördüncü ondalık basamağa kadar
indirgenebildiğine inandı ve grubu keşfedince, Yerin sırasıyla tufan ve doğru- ve Yerin çevresini 39. 968
bu ilişkileri keşfetmeye koyuldu. kuraklık dönemlerinden geçtiği km olarak -şimdi kabul edilen
Pythagoras bilime ve matematiğe sonucuna vardı. Ksenophanes, 40.075 km'ye çok yakın- olarak
birçok katkının arasında, titreşen doğal görüngüleri ilahi kuvvetlere verir. Aryabhata yıldızların görünen
tellerin armonisini inceledi ve başvurmadan açıklayan en eski hareketinin Yerin dönüşünden
şimdi onun adını taşıyan teoremin anlatımlardan biri üretti; ama kaynaklandığını ve gezegenlerin
ilk kanıtlarını olasılıkla o sundu: ölümünden sonraki yüzyıllarda yörüngelerinin elips olduğunu da
Dik açılı bir üçgende hipotenüsün eserleri büyük ölçüde ihmal edildi. öne sürdü; ama anlaşılan, gün-
karesi, diğer iki kenarın karesinin Ayrıca bkz. Empedokles 21 • merkezli bir güneş sistemi
toplamına eşittir. Zhang Heng 26- 27 önermemiş.
Ayrıca bkz. Arşimet 24-25 Ayrıca bkz. Nicolaus Copernicus
34-39 • Johannes Kepler 40-41
REHBER 331

adını benimsemesi çok yaygındı. daha önce düşük olan toplumsal


BRAHMAGUPTA Ayrıca bkz. John Dalton 112-13 statüsünü yükseltti ve dört Fransız
598-670 kralının özel cerrahlığın ı yaptı.
Teknıklerini ayrıntı lı anlatan kitabı
Hindistanlı matematikçi ve IBN SINA Les Oeuvres 1575'te yayımlandı.
astronom Brahmagupta sayı 980-1037 Ayrıca bkz. Robert Hooke 54
sistemine sıfır kavramını soktu ve
bir sayıyı kendisinden çıkarmanın İranlı hekim Ebu Ali el-Hüseyin bin
sonucu olarak tanımladı. Negatif Abdullah bin Sina, 10 yaşında hafız WILLIAM HARVEY
sayılarla işlem yapmak için olan dahi bir çocuktu. Matematik, 1578-1657
aritmetik kuralları da mantık, astronomi, flzik, simya ve
ayrıntılandırdı. Büyük eserini müzik üzerine yazılar yazd ı ve iki lngıliz hekim William Harvey kan
628'de Gurjara-Pratihara büyük eser çıkardı : Büyük biı billm dolaşımının ilk doğ ru açıklamasın ı
hanedanının başkenti ansiklopedisi olan Kitabü'ş Şıfa vo yapıp, kalbın pompaladığı tek
Bhillamala'da yaşarken ve 17. yüzyıla kadar ü n ıveısito do ı s sisLOmle vücutta hızla aktığın ı
çalışırken yazdı. Brahma-sphuta- kitabı olarak kullanımda kolan gösterdi. Daha önce iki kan
siddhanta (Brahma'nın Doğru Eseri) el-Kanun fi 'ı-Tib. İbn Sina yalnızca sıstom inın o lduğu sanılıyordu :
adlıeser matematiksel simgeler tibbi tedavileri dağıl, egzersizin, Toplordomorlar karaciğerden
içermiyordu, ama ikinci dereceden masajın , diyetin ve uykunun bosırılo dolu mor kan taşırken ,
denklemleri çözmenin bir aracı olan önemini vurgulayarak sağlı klı ııwrclomoıla ı akciğerden "yaşam
karesel formüllerin tam bir tasfirini kalmanın yollarını da aç ıkladı. Bir v ı on" kırmız ı kan taşıyordu.
kapsamaktaydı. Sonraki yüzyılda siyasal kargaşa döneminde yaşad ı 1l ı:ıı voy kan a kışını sayı sız
deneyle
eser Bağdat'ta Arapçaya çevrildi ve ve sürekli yer değiştirme ihliya cı, göstoıdı vo çeşi tli hayvanların kalp
daha sonraki Arap bilim insanlarını çalışmalarını sıkça kesintiye At ışlmını inceledi. Ne var ki,
büyük ölçüde etkiledi. uğrattı. Doscartos'ın mekanik felsefesine
Ayrıca bkz. Alhazen 28-29 Ayrıca bkz. Louis Pasteur 156 ·59 karşıydı vo kanın kendine ait bir
yaşam gücü oldu\'juna inand ı.
Başlangıçta karşı çıkılan Harvey'in
CABiR BiN HAYVAN AMBROISE PARE kan dolaşımı teorisi, öldüğü sırada
y. 722-y.815 y.1510-1590 yaygın kabul görmekteydi. Geç 17.
yüzyı lda yeni mikroskopları n
İranlı simyacı Cabir bin Hayyan Ambroise Pare 30 yı l Fransız a ltınd a atardamarları
pratik, deneyci bir bilim insanıydı; ordusunda askeri cerrah olarak toplardamarlara bağlayan küçük
diğer şeylerin yanı sıra, alaşım çalıştı; bu süre içinde, kol ya da kı lcal damarlar keşfed ildi.
hazırlamanin, metalleri test bacak kesildikten sonra damarları Ayrıca bkz. Robert Hooke 54 •
etmenin ve kesimli damıtmanın bağlamak için ligatür kullanmak da Antonie van Leeuwenhoek 56-57
ayrıntılı yöntemlerini açıkladı. dahil, çok sayıda yeni teknik
Neredeyse 3000 farklı kitap Cabir'e geliştirdi. Anatomiyi inceledi,
atfedilmiştir; ama çoğu, olasılıkla yapay kol ve bacak geliştirdi ve MARIN MERSENNE
ölümünden sonraki yüzyılda "hayalet bacak" olarak bilinen, bir 1588-1648
yazıldı. Ortaçağda Avrupa'da bacak kesildikten sonra hastanın
Cabir'in çok az eseri bilinmekteydi; hissettiği durumun ilk tıbbi Fransız keşiş Marin Mersenne
ama ona atfedilen bir eser, Summa açıklamalarından birini üretti. bugün en çok asal sayılar üzerine
Perfectionis Magisterii, 13. yüzyılda Altın, gümüş , porselen ve camdan çalışmasıyla hatırlanır; 2"-1 asal
çıktı. Avrupa'da simya üzerine en yapay göz de yaptı. Pare şiddet sayı ise, n'in de asal sayı olması
ünlü kitap haline geldi; ama sonucu ölen insanların iç gerektiğini gösterdi. Birçok bilimsel
olasılıkla, Fransisken keşiş organlarını inceledi ve ilk adli tıp alanda kapsamlı araştırmalar yaptı;
Taranto'lu Paul tarafından yazıldı. raporlarını yazıp, modern adli armoni alanında , gerili bir telin
O zamanlar, bir yazarın patolojinin başlangıcına işaret etti. titreşim frekansını yöneten yasaları
kendisinden önceki bir ünlünün Pare 'nin çalışmaları, cerrahların ortaya çıkardı. Mersenne Paris'te
332 REHBER

yaşadı, Rene Descartes'la işbirliği Dresden, Viyana ve St.


yaptı ve eserlerini Fransızcaya HENNIG BRAND Petersburg'da akademiler kurdu.
çevirdiği Galileo'ya uzun uzadıya y.1630-y.1710 Ayrıca bkz. Christiaan Huygens
yazıştı. Bilimsel anlayışın anahtarı 50- 51 • lsaac Newton 62-69
olarak deneyi güçlü bir biçimde Alman kimyacı Hennig Brand 'ın
savundu, doğru veri ihtiyacını erken yaşamıyla ilgili fazla bir şey
vurguladı ve birçok çağdaşını bilinmiyor. Utuz Yıl Savaşlarında DENIS PAPIN
titizlikten yoksun olmakla eleştirdi. savaştığını ve ordudan ayrılınca 1647-1712
1635'te bütün Avrupa' da lOO'den kendini simyaya verip, adi metali
fazla üyesi olan özel bir bilim altına dönüştürecek felsefe taşını Fransa doğumlu İngiliz fizikçi ve
derneği olan Academie aramaya koyulduğunu biliyoruz. mucit Den is Papin, gençken, hava
Parisienne'yi kurdu -dernek daha 1669'da Brand, kaynatılıp suyu ve basınçla ilgili deneylerinde
sora Fransız Bilimler Akademisi çektirilen idrar kalıntılarını ısıtarak Christian Huygens'in ve Robert
olacaktı. mumsu, beyaz bir madde elde etti. Boyle'un asistanlığını yaptı ve
Ayrıca bkz. Galileo Galilei 42-43 Brand maddeye, karanlıkta 1679'da düdüklü tencereyi icat etti.
ışıldadığı için "phosphorus" (fosfor, Tenceredeki buharın kapağı
ışık taşıyan) dedi. Fosfor yüksek kaldırma eğilimini gözlemleyen
RENE DESCARTES tepkinlidir ve Yerde serbest element Papin, bir silindirin içindeki pistonu
1596-1650 olarak bulunmaz; bu, böyle bir itmek için buhar kullanma
elementin ilk kez yalıtıldığının düşüncesine ulaştı ve bir buhar
Fransız filozof Rene Descartes, 17. işaretiydi. Brand yöntemini gizli makinesinin ilk tasarımını yaptı.
yüzyılın Bilimsel Devriminde tuttu; ama 1680'de Robert Boyle Papin'en kendisi buhar makinesi
anahtar figürdü; bütün Avrupa'yı ondan bağırmaz olarak fosforu yapmadı; ama 1709'da buharlı
dolaştı ve o zamanın önde gelen keşfetti. gemilerde kürek yerine çark
birçok şahsiyetiyle birlikte çalıştı. Ayrıca bkz. Robert Boyle 46- 49 kullanmanın pratikliğini gösteren
Avrupalı bilim insanlarının, doğru bir çark inşa etti.
varsayılan bilgiye tam bir Ayrıca bkz. Robert Boyle 46- 49 •
kuşkuculukla bakarak GOTTFRIED LEIBNIZ Christiaan Huygens 50- 51 •
Aristoteles'in ampirik-olmayan 1646-1716 Joseph Black 76-77
yaklaşımının üstesinden
gelmelerine yardımcı oldu. Alman Gottrdied Leibniz, Leipzig
Descartes, matematiğe dayalı dört Üniversitesinde hukuk okudu. STEPHEN HALES
çatallı bir bilimsel araştırma Descartes, Bacan ve Galileo'nun 1677-1761
yöntemi üretti: aşikılr olmadıkça düşüncelerini keşfetikçe bilime
hiçbir şeyi doğru kabul etme; ilgisi arttı; ömür boyu süren bütün İngiliz din adamı Stephen Hales,
problemleri en basit parçalarına insan bilgisini harmanlama arayışı bitki fizyolojisi üzerine bir dizi öncü
ayır; problemleri basitten başladı. Daha sonra Paris'te deney gerçekleştirdi. Terleme
karmaşığa giderek çöz ve son Christian Huygens'ten matematik denilen bir süreçte bitki
olarak sonuçlarını denetle. dersleri aldı ve bilimin yapraklarının saldığ ı su buharını
Uzaydaki noktaları sayılarla ifade gelişmesinde önemli olduğu ölçtü ve bu durum onu, terlemenin,
etmek için Kartezyen koordinat -x, anlaşılacak kalkülüsü -değişim köklerden bütün bitkiye çözünük
y ve z eksenli- sistemini geliştirdi. hızlarını hesaplamanın besin taşıyan bir sıvı akışı
Bu sistem şekillerin sayı olarak matematiksel bir yolu- burada sağladığını keşfetmesine yol açtı.
ifade edilmesine, sayıların şekil geliştirmeye başladı. Kalkülüsü, Özsu, köklerdeki yüksek basınç
olarak ifade edilmesine olanak yazıştığı ve daha sonra bozuştuğu alanından, su buharının sızıp
sağ layıp, matematiğin analitik lsaac Newton'la aynı zamanda ortaya çıktığı alçak basınç
geometri alanını kurdu. geliştirdi. Leibniz bilimsel alanlarına hareket eder. Hales
Ayrıca bkz. Gali!eo Gnlilei 42-43 araştırmayı aktif bir biçimde teşvik vardığı sonuçları 1727' de Vegetable
• Francis Bacan 45 etti, bütün Avrupa' da 600'den fazla Staticks kitabında yayımladı.
bilim insanıyla yazıştı ve Berlin, Ayrıca, hayvanlarda, özellikle
REHBER 333

köpeklerde kapsamla deneyler Naturelle (Doğal Tarih) üzerinde


gerçekleştirip, ilk kez kan basıncını çalıştı. Amacı, doğatarihi ve jeoloji NICEPHORE NIEPCE
ölçtü. Hales, kimyasal tepkimeler alanlarındabütün bilgiyi 1765-1833
sırasında çıkan gazları toplamak harmanlamaktı. 44 cildi bulan
için kullanılan gaz haznesini de ansiklopedi, ölümünden 16 yıl sonra Fransı zmucit Nicephore Niepce'nin
icat etti. asistanları tarafından tamamlandı. 1825'te Saint-Loup-de-
Ayrıca bkz. Joseph Prieslley Buffon, Yerin jeolojik bir tarihini Varennes'teki yurtluğunun
82-83 • Jan lngenhousz 85 inşa etti; daha önce sanılandan etrafındaki binaların çektiğ i
daha yaşlı olduğunu öne sürdü. fotoğrafı, varlığını sürdüren en eski
Soyu tükenen türlerin haritasını fotoğraftır. Niepce, bir karanlık
DANIEL BERNOULLI çıkardı ve Charles Darwin'den bir odanın arkasına yansıyan

1700-1782 yüzyıl önce insanların ve görüntüyü sabitlemenin bir


maymunların ortak bir atası tekniğini bulmak için yıllardır
Daniel Bernoulli, İsviçreli düşüncesini öne sürdü. deneyler yapıyordu. 1816'da gümüş
matematikçi bir ailenin herhalde en Ayrıca bkz. Cari Linnaeus 74-75 klorürle kaplı kağıt kullanarak
yeteneklisiydi -amcası Jakob ve • James Hutton 96-101 • negatif bir görüntü elde etti; ama
babası Johann, kalkülüsün Charles Darwin 142-49 gün ışığına tutunca görüntü
gelişmesine önemli katkılarda kayboldu. Sonra 1822 civarında,
bulundu. 1738'de akışkanların heliyografi dediği ve bitümle kaplı
özelliklerini i ncelediği GILBERT WHITE cam ya da metal bir levha kullanan
Hydrodynamica'yı yay ımladı. 1720-1793 bir işlemle ortaya çıktı. Bitüm ışı ğa
Bernoulli ilkesini formüle etti; bu maruz kalınca sertleşmekteydi ve
ilkeye göre, bir akışkanın hızı Britanyalı papaz Gilbert White, levha lavanta yağıyla yıkanınca ,
arttıkça basıncı düşer. Bir uçağın Selborne'un küçük Hampshire geriye yalnızca sertleşmiş alanlar
kanatlarının nasıl kaldırma kuvveti köyünde sakin bir hayat yaşayan kalmaktaydı. Görüntüyü sabitlemek
ürettiğini anlamanın anahtarı bu bekar bir rahipti. 1789' da çıkardığı sekiz saat alıyordu. Niepce
ilkedir. Hareket eden bir akışkanın, kitabı The Natura] History and ömrünün sonuna doğru, işlemi
enerjinin kurunumu ilkesini ihlal Antiquities of Selborne, iyileştirmenin yolları konusunda
etmemek için basıncının bir arkadaşlarına yazılan mektupların Louis Daguerre ile işbirliği yaptı.
kısmını kinetik enerjiyle çevirmesi bir derlemesiydi. Mektuplarında Ayrıca bkz. Alhazen 28-29
gerektiğini anladı. Bernoulli White, sistemetik doğa
matematik ve fiziğin yanı sıra, gözlemlerini kaydetti ve canlıların
astronomi, biyoloji ve oşinografi iç ilişkileriyle ilgili düşünceler ini ANDRE-MARIE AMPERE
alanında da araştırmalar yaptı. geliştirdi. Aslında ilk ekolojistti. 1775-1836
Ayrıca bkz. Joseph Black 76-77 • White, şimdi bizim ekosistem
Henry Cavendish 78-79 • Joseph dediğimiz şeyde bütün canlıların 1820'de Hans Christian 0rsted'in
Priestley 82-83 • James Joule 138 oynayacak bir rolü olduğunu anladı; elektrik ile manyetizma arasındaki
• Ludwig Boltzmann 139 yer solucanlarının "bitki örtüsünün bağlantıyı tesadüfen keşfettiğini
büyük destekçileri gibi" duyan Fransız fizikçi Andre-Marie
göründüklerini, "onlarsız ağır aksak Ampere, ikisinin ilişkisini
GEORGES-LOUIS gelişeceklerini" not etti. White'ın açıklayan matematiksel ve fiziksel
yöntemeleri, yıllarca aynı yerde bir teoriyi formüle etmeye koyuldu.
LECLERC, kayıt tutmak da dahil, sonraki Süreç içinde, manyetik bir alanın
biyologların üzerinde oldukça etkili onu üreten elektrik akımıyla
COMTE DE BUFFON oldu. matematiksel ilişkisini ifade eden
1707-1788 Ayrıca bkz. Alexander von Ampere yasasını formüle etti.
Humboldt 130-35 • James Ampere ulaştığı sonuçları 1827'de
Fransızaristokrat ve doğa bilimci Lovelock 315 yayımladı ve eşsiz bir biçimde
Comte de Buffon 1749'dan ömrünün deneyimden çıkarsanan kitabı
sonuna kadar, anıtsal eseri Histoire Memoir on the Mathemalical
334 REHBER

Theory ofElectrodynamic ya da yansıdığını


kırıldığını
Phenomena, bu yeni bilim alanına açıklayan bir takım denklem üretti. SADICARNOT
bir ad verdi - elektrodinamik. Çalışmalarının büyük bölümünün 1796-1832
Standart elektrik akımı birimi önemi, ancak öldükten sonra takdir
amper, adını ondan alır. edildi. Nicolas-Leonard-Sadi Carnot
Ayrıca bkz. Hans Christian Ayrıca bkz. Alhazen 28-29 • Fransız ordusunda subaydı; 1819'da
0rsted 120 • Michael Faraday 121 Christiaan Huygens 50-51 • yarım maaşla yarı emekliye ayrılıp
Thomas Young 110-11 Paris'e döndü ve kendini bilime
verdi. Fransa'nın Sanayi
LOUIS DAGUERRE Devriminde Britanya'yı
1787-1851 CHARLES BABBAGE yakalamasını umut eden Carnot,
1791-1871 buhar makineleri tasarlamaya ve
İlk pratik fotoğraf tabını, Fransız yapmaya koyuldu. Araştırmaları
ressam ve fizikçi Louis Daguerre Britanyalı
matematikçi ilk dijital 1824'te tek kitabı Reflections on the
icat etti. 1826'dan itibaren bilgisayarı
tasavvur etti. Basılan Move Power of Fire'ın
Daguerre, Nicephore Niepce ile matematiksel cetvellerdeki yayınlanmasına yol açtı; bu kitapta,
birlikte heliyografik tab üzerinde yanlışların sayısına şaşıran bir buhar makinesinin
çalıştı, ama bu en az sekiz saat Babbage, cetvelleri otomatik olarak verimliliğinin esas olarak
pozlandırmayı gerektiriyordu. hesaplayan bir makine tasarladı ve makinenin sıcak parçaları ile soğuk
1833'te Niepce'in ölümünden sonra 1823'te makineyi yapmak için parçaları arasındaki sıcaklık
Daguerre, iyotlu gümüş bir levha mühendis Joseph Clement'i işe farkına bağlı olduğunu belirtti.
üzerindeki görüntünün cıva aldı. "Fark Makinesi" pirinç Termodinamik üzerine bu öncü
buharıyla banyo edildiği ve tuzlu dişlilerden oluşan zarif bir çalışma daha sonra Almanya'cliı
suyla sabitlendiği bir işlem mekanizma olacaktı; ama Babbage, Rudolf Clausius, Britanya'da
geliştirdi. Bu işlem, gerekli parası ve enerjisi bittiği için ancak William Thomson ve Lord Kelvin
pozlandırma zamanını 20 dakikaya bir prototipini yapabildi. 1991'de tarafından geliştirildi; ama Carnot
indirip, fotoğraf çekmeyi insanlar Londra Bilim Müzesinde bilim sağken, büyük ölçüde göz ardı
için ilk kez pratik hale getirdi. insanları, Babbage'ın zamanında edildi. 36 yaşında bir kolera
Daguerre, daguerreotype dediği bulunan teknolojiyi kullanarak onun salgınında görece kendi halinde
yönteminin tam bir açıklamasını tarifine uygun bir Fark Makinesi öldü.
1839'da yazdı ve kendisine bir yaptı; bir iki dakika sonra sıkışma Ayrıca bkz. Joseph Fourier 122 •
servet kazandırdı. eğiliminde olmasına rağmen, James Joule 138
Ayrıca bkz. Alhazen 28-29 çalıştı.Babbage, delikli kartlardaki
talimatları alan, verileri bir
"depo"da tutan ve "karışık" JEAN-DANIEL
AUGUSTIN FRESNEL hesaplamalar yapan ve sonuçların
1788-1827 yazılı çıktısını veren, buharla COLLADON
çalışan bir "Analitik Makine" de 1802-1893
Fransız mühendis ve fizikçi düşledi. Bu, modem anlamda
Augustin Fresnel, en çok Fresnel gerçek bir bilgisayar olabilirdi. İsviçreli fizikçi Jean-Daniel
merceklerinin mucidi olarak Koruması altına altığı Ada Lavelace Colladon ışığın bir tüp içinde
tanınır; mercekleri deniz feneri (şair Lord Byron'ın kızı) makinenin toptan iç yansımayla
ışığının daha uzak mesafelerden programlarını yazdı ve dünyanın ilk tutulabildiğini, kavisli bir yol
görünmesini olanaklı kıldı. bilgisayar programcısı denildi. Ne almasını olanaklı kıldığını kanıtladı
Mektuplaştığı Thomas Young'ın var ki, Analitik Makine projesi - modem optik liflerin arkasındaki
çift-yarık deneylerine dayanarak, hayata geçirilemedi. temel ilke. Cenevre Gölü'nde
ışığın davranışını inceledi. Fresnel Ayrıca bkz. Alan Turing 252-53 gerçekleştirilen deneylerde
optik konusunda önemli teorik Colladon, sesin suyun içinde
çalışmalar yaptı; ışığın bir havada olduğundan dört kat daha
ortamdan diğerine geçerken nasıl hızlı yol aldığını gösterdi. Suyun
REHBER 335

içinde 50 km uzağa ses iletti ve bu karmaşık moleküllere


yöntemin, Manş Denizi üzerinde dönüştüklerini açıkladı. Önemli JOHANNES VAN
iletişim kurmanın bir aracı olarak eseri, An Introduction to the Study DER WAALS
kullanılmasını önerdi. Suyun of Experimental Medicine, 1865'te 1837-1923
sıkıştırılabilirliğini araştırarak, yayımlandı.
hidrolik alanında da önemli Ayrıca bkz. Louis Pasteur 156-59 Hollandalı fizikçi Johu ııı ııııı vı ıı ı ı 1111
çalışmalar yapdı. Waals, 1873'teki dok to ı ı ı Lııılyl11
Ayrıca bkz. Leon Foucault 136-37 termodinamik alanınıı ö ı ıııııılı l ııı
WILLIAM THOMSON katkı yaptı ; tezinde, sıvı lı ııl l lıı ı ı ı ı ~
1824-1907 hali arasında moleküle r d ıl zııyılıı lıi r
JUSTUS YON LIEBIG süreklilik olduğunu gösterdi Vıı ıı
1803-1873 Belfast'ta doğan fizikçi William der Waals maddenin bu ı kJ hııllı ı lıı
Thomson 22 yaşında Glasgow birbirine karıştığını gösto ı muıı 1rı
Almanya' da Darmstadt'ta bir Üniversitesinde doğa felsefesi yanı sıra, öz olarak aynı ma hıyoLLtı
kimyasal ürün imalatçısının oğlu profesörü oldu. 1892'de soyluluk kabul edilmesi gerektiğini de
olan Justus von Liebig ilk kimya unvanı verildi ve Glosgow gösterdi. Moleküller arasında, şimd i
deneylerini, çocukken babasının Üniversitesinin ortasından geçen van der Waals kuvvetleri denile n v
laboratuvarında gerçekleştirdi. ırmağa izafeten, Baron Kelvin adını kimyasalların çözünürlük gi bi
Büyüyüp karizmatik bir kimya aldı. Kelvin fiziksel değişimi özelliklerini açıklayan kuvvet lerin
profesörü oldu; laboratuvara dayalı esasında enerjide bir değişim varlığını ortaya koydu.
öğretme yöntemleri çok etkili oldu. olarak gördü ve çalışması, fiziğin Ayrıca bkz. James Joule 138 •
Van Liebig bitkilerin büyümesinde birçok alanının sentezini üretti. Ludwig Boltzmann 139 •
nitratın önemini keşfetti ve ilk sınai Termodinamiğin ikinci yasasını August Kekule 160- 65 •
gübreleri geliştirdi. Besin geliştirdi ve "mutlak sıfır"ın , Linus Pauling 254-59
kimyasıyla da ilgilendi ve et özü -273,15'C'de her türlü moleküler
çı karmak için bir imalat süreci hareketin durduğu sıcaklığın doğru
geliştirdi. Kurduğu şirket, Liebig Et değerini saptadı. Mutlak sıfırı O EDOUARD BRANLY
Özü Şirketi, daha sora Oxo marka alan Kelvin ölçeği , onun adını taşır . 1844-1940
et suyu tabletleri üretecekti. Zayıf telgraf sinyallerini alan aynalı
Ayrıca bkz. Friedrich Wöhler galvanometreyi icat etti ve 1866'da Paris Katolik Enstitüsünde fi zik
124- 25 Atlantik ötesine kablo döşeme işini profesörü olan Eduard Branly,
yönetti. Gelişmiş bir gemici kablosuz telgrafın bir öncüsüydü.
pusulası ve gelgiti öngören bir 1890'da Branly kohereri olarak
CLAUDE BERNARD makine de icat etti. Lord Kelvin bilinen bir radyo cihaz ı icat etti.
1813-1878 çoğu kez anlaşmazlıklara davetiye Cihaz, içinde hafif aralıklı iki
çıkardı; Darwin'in evrim teorisini elektrot ve elektrotların arasınd a ki
Fransız fizyolog Claude Bernard kabul etmedi ve cüretli boşlukta metal ta laşı bulunan bir
deneysel tıpta bir öncüydü. açıklamalarda bulundu -1903'te tüptü. Cihaza bir radyo sinyali
Vücudun iç düzenini inceleyen ilk Wright kardeşler ilk uçuşlarını uygulanınca , metal talaşların
bilim insanıydı ve çalışması , yapmadan bir yıl önce ilan ettiği direnci azalıyor ve bir elektrik
modern homeostaz -dış ortam "hiçbir uçak pratik olarak asla akımının elektrotlar arasında
değişirken vücudun istikrarlı bir iç başa rı lı olamaz" öngörüsü de dahil. akmasına izin veriyordu. Branly'nin
ortamı sürdürme mekanizması­ Bununla birlikte, Lord Kelvin'e mal icadı daha sonra İtalyan Guglielmo
kavramına yol açacaktı. Bernard edilen ve "artık fizikte keşfedilecek Marconi tarafından radyo il etişimi
tıiwJiıiırnJ.e vaııkıea.ı:>ııı ve yeııi 1.ıiı 9ey yukluı" uiyeıı ueııeyleıiııue ve ualıa uuyarlı
karaciğer in rolünü araştırdı ve açıklamanın uydurma olduğu detektörlerin geliştiri ldiğ i 1910'a
kimyasalların nasıl parçalanıp daha neredeyse kesindir. kadar telgrafta yaygın kullanıldı.
basit maddelere ayrıldıklarını, Ayrıca bkz. James Joule 138 • Ayrıca bkz. Alessandro Volta
sonra tekrar vücut dokularını Ludwig Boltzmann 139 • 90- 95 • Michael Faraday 121
meydana getirmek için gerekli Ernest Rutherford 206- 213
336 REHBER

Ayrıca bkz. Humphry Davy 114 • moleküller) oluştuğuna inandı. Bu


İVAN PAVLOV Leo Baekeland 140-41 teoriyi test etmek amacıya,
1849-1936 meydana gelen iyonun bulut
oluşumuna neden olup olmadığını
Bir papazın oğlu olan Rus İvan FRITZ HABER görmek için odadan ışınım geçirdi.
Pavlov babasının izinden gitme 1868-1934 lşınımın arkasında yoğun Dir su
planlarını bırakıp, St. Petersburg buharı izi bıraktığını bulguladı.
Üniversitesinde kimya ve fizyoloji Alman kimyacı Fritz Haber'in Wilson'ın bulut odasının nükleer
okudu. 1890'larda Pavlov köpeklerde bilimsel mirası karışıktır. Olumlu fizik araştırmalarında çok önemli
salyayı araştırdı; yanında yiyecek tarafta Haber ve meslektaşı Carı olduğu anlaşıldı ve 1927'de ona
olmasa bile odaya girdiği her Bosch, hidrojen ve atmosfer Nobel Fizik Ödülünü kazandırdı.
seferinde köpeklerin salya akıttığını nitrojeninden amonyak (NH,) 1932'de bir bulut odası kullanılarak
fark etti. Pavlov bunun öğrenilmiş sentezleme işlemini geliştirdi. ilk pozitron saptandı.
bir davranış olması gerektiğini Amonyak yapay gübrelerin temel Ayrıca bkz. Paul Dirac 246-47 •
anladı ve "şartlı refleks" dediği bir bileşenidir ve Haber-Bosch Charles Keeling 294-95
konuda 30 yıllık deneylerine işlemi, gıda üretimini büyük ölçüde
başladı. Bir deneyde, köpeklere arttıran yapay gübrelerin sınai
yiyecek verdiği her seferide bir zil üretimine olanak sağladı. Olumsuz EUGENE BLOCH
çaldı. Bir öğrenme (şartlanma) tarafta, Haber siper savaşında 1878-1944
döneminden sonra, köpeklerin zilin kullanılmak üzere klor gazını ve
sesini duyunca salya akıttıklarını diğer öldürücü gazları geliştirdi ve Fransız fizikçi Eugene Bloch
bulguladı. Bu çalışmayla Pavlov, !. Dünya Savaşında savaş spektroskopi alanında araştırmalar
bugünkü fizyologlar açıklamalarını alanlarında kullanılmasını şahsen yaptı ve kuantumlu ışık
aşırı basit görmesine rağmen, yönetti. Kendisi gibi kimyacı olan düşüncesini kullanarak Albert
davranışın bilimsel incelenmesinin karısı Clara, Ypres'te klor gazı Einstein'ın fotoelektrik etki
temelini attı. kullanılmasına kocası bulaştığı için yorumunu destekleyen kanıtlar elde
Ayrıca bkz. Konrad Lorenz 249 1915'te intihar etti. etti. !. Dünya Savaşında askeri
Ayrıca bkz. Friedrich Wöhler haberleşme üzerinde çalıştı ve
124- 25 • August Kekule 160-65 radyo alıcıları için ilk elektronik
HENRI MOISSAN amplifikatörleri geliştirdi. 1940'ta
1852-1907 Vichy hükümetinin Yahudi karşıtı
C. T. R. WILSON yasalarının kurbanı oldu ve Paris
Fransız kimyacı Hemi Moisson, bir 1869-1959 Üniversitesindeki fizik profesörlüğü
potasyum hidrojen diflorür görevinden atıldı. İşgal altında
çözeltisini elektrolize ederek Charles Thomson Rees Wilson, olmayan Güney Fransa'ya kaçtı;
ürettiği flor elementini yalıtma bulutlara özel ilgi duyan İskoçyalı ama 1944'te Gestapo tarafından
çalışmasından ötürü 1906 Nobel bir meteorologdu. Araştırmalarına yakalanıp Auschwitz'e götürüldü
Kimya Ödülünü aldı. Moisson yardımcı olsun diye, kapalı bir ve orada öldürüldü.
çözeltiyi -50'C'ye kadar soğutunca, odanın içindeki nemli havayı Ayrıca bkz. Albert Einstein 214-
negatif elektrotta saf hidrojen ve genleştirip, bulut oluşumu için 21
pozitif elektrotta saf flor ortaya gerekli aşırı doymuşluk durumu
çıktı. Moisson 3500'C'lik bir yaratmanın bir yöntemini geliştirdi.
sıcaklığa ulaşabilen bir elektrik-ark Wilson, odada toz parçacıkları var MAX BORN
fırını da geliştirdi ve yapay elmas olunca bulutların çok daha kolay 1882-1970
sentezleme girişimlerinde kullandı. oluştuğunu bulguladı. Toz
Başarılı olamadı; ama yüksek olmayınca, ancak havanın 1920'lerde Alman fizikçi Max Bom,
sıcaklıklarda yüksek basınç altında doygunluğu kritik bir yüksek Göttingen Üniversitesinde deneysel
karbondan elmas yapılabileceğine noktayı geçince bulut fizik profesörüyken Werner
ilişkin teorisinin doğruluğu daha oluşmaktaydı. Wilson bulutların Heisenberg ve Pascual Jordan ile
sonra kanıtlandı. havadaki iyonlarda (yüklü birlikte çalışıp, kuantum
REHBER 337

mekaniğiyle uğraşmanın Ayrıca bkz. Ernest Rutherford derin düzenden türeyen biçimler
matematiksel bir aracını, matris 206- 13 • Erwin Schrödınger olarak bu bağlantıdan soyutlanır."
mekaniğini formüle etti. Erwin 226- 33 • Werner Heisenberg Bohm 1950'leıin başına kadar
Schrödinger aynı şeyi tarif etmek 234- 35 • Paul Dirac 246- 47 Princeton Universitesinde Albert
için dalga işlevi denklemini formüle Eınstoın'la bitlikte çalıştı; sonra
edince, Schrödinger'in Maık s i st s ıyasal göruşleri ABD'yi
matematiğinin gerçek-dünya GEORGE EMiL PALADE terk etmesı ne neden oldu ınce
anlamını gösteren ilk kişi Bom oldu 1912-2008 Brozılya'yo, doho sonra 1961'den
-uzay-zaman süreminde özgül bir ıtıbaıe n Bırklıock College'da fizık
noktada bir parçacık bulma Romanyalı hücre biyologu George profesörlugu yoptığı Londra'ya gıtti.
ol asılığını açıklamaktaydı. 1933'te Emil Palade 1940'ta Bükreş Ayrıca bkz. Eıwın Schrödinger
Naziler Yahudileri akademik Üniversitesi tıp fakültesinden 226 33 • l l uutı Everett ıı ı 284-85 •
görevlerden uzaklaştırınca, Bom mezun oldu. il. Dünya-Savaşının Oubrıolo Vonozlnno 308 13
ailesiyle birlikte Almanya' dan sonunda ABD'ye göçtü ve New
ayrıldı. Britanya'ya yerleşti ve York'ta Rockefeller Enstitüsünde en
1939'da Britanya vatandaşı oldu. önemli çalışmasını yürüttü. Palada FREDERICK SANGER
1954'te kuantum mekaniği yeni doku hazırlama tekniklerı 1918-2013
alanındaki çalışmalarından ötürü geliştirdi; bu teknikler, elektron
Nobel Fizik Ödülü aldı. mikroskobu altında hücrelerin Bııtnnynlı biyokimyacı Frederick
Ayrıca bkz. Erwin Schrödinger yapısını incelemesine olanak verd i Sonnoı, lkı koı Nobol ödülü alan
226 339 • Werner Heisenberg ve hücre düzeni bilgisini büyük (ikisi clcı kıınyn) clört bilim insanın­
234- 35 • Paul Dirac 246-47 • ölçüde ilerletti. En önemli başaı ı sı, doıı bıı ıclır ilk ödulunu 1958'de
J. Robert Oppenheimer 260-65 1950'lerde ribozomların -hü croleıın ınsulın protoıııını oluşturan amino-
içinde, daha önce mitokondrı asıtloı ın clızıhşını belırlediğı için
parçaları olduğu düşünülen, ama knznndı Sangor'ın ınsülın uzerin-
NIELS BOHR aslında aminoasitlerı özgül bır dızı dokı çulışmaları, DNA'nın protein
1885-1962 halinde birbirine bağlayan, temel yapımını kodlama şeklini anlama-
protein sentezi alanı olan cısimler nın a nahtarını s undu; her proteinin
Kuantum fiziğinin önde gelen ilk keşfiydi. aşsız bir aminoasit dizilişi oldu-
teorisyenlerinden biri olan Ayrıca bkz. James Watson ve qunu gösterdi. Sanger ikinci ödü-
Danimarkalı Niels Bohr'un Francis Crick 276 83 • lunu, ONA dızme çalışmalarından
kuantum devrimine ilk büyük Lynn Margulıs 300 01 ötürü 1980'de aldı. Sanger'in ekibi
katkısı, Ernest Rutherford 'un atom ınsanın mitokondriyal DNA'sını -
modelini geliştirmekti. 1913'tc mitokondriler üzeride bulunan ve
Bohr, elektronların çekirdeğin DAVID BOHM ya l n ı zca anneden alınan 37 gen-
etrafında özgül kuantumlu 1917- 1992 dizdi. Şimdi dünyanın önde gelen
yörüngelere oturduğu düşüncesini genom araştırma merkezlerinden
ekledi. 1927'de Bohr, Werner Amerikalı teorik fizikçi Davıd Bohn, biri olan Sanger Enstitüsü,
Heisenberg'le birlikte çalışarak, ortodoks olmayan bir kuantum Britanya'da, Cambridgeshire'daki
kuantum görüngülerin Kopenhag mekaniğı yorumu geliştirdı. evinin yakınında onun onuruna
yorumu olarak bilinen bir Evren'de, zaman, uzay ve bilinç kuruldu.
açıkl amasını formüle e lti. Bu olarak deneyimlediğimiz Ayrıca bkz. James Watson
yorumun merkezi kavramı, Bohr'un görüngülcrden daha temel bir and Francis Crick 276-83 •
tamam l ayı cılık ilkesiydi; buna göre gerçeklik düzeni olan bir "saklı Craig Venter 324-25
bir fotonun ya da elektronun düztm"iıı vaılı\jıııı kabul etti. Şöyle
davranışı gibi fiziksel bir görüngü, yazdı: "elementlerin tamamen farklı
onu gözlemlemek için kurulan türden bir temel bağlantısı vardır;
deney ortamına bağlı olarak ayrı ayrı var olan maddi
kendini farkı bir biçimde dışa parçacıklarla birlikte, olağan uzay
vurabilir. ve zaman kavramlarımız, daha
338 REHBER

Modelleri, karmaşık kimyasal Brout'la birlikte çalışan Englert,


MARVIN MINSKY sistemleri bilgisayar destekli "boş" uzayın maddeye kütle kazan-
1927- modellemenin doğruluğunu ve dıran bir alan içorobilecoğini ilk kez
kapsamını iyileştirdi. Karplus ve 1964'te öne sürdü. Nobel Ödülü,
Amerikalı matematikçi ve bilişsel Warshel bu alandaki 2012'de CERN'de Higgs bozonu
bilimci Marvin Minsky yapay çalışmalarından ötürü 2013 Nobel -Higgs alanıyla bağlantılı parça-
zekanın ilk öncülerindendi; 1959'da Kimya Ödülünü Britanyalı kimyacı cık- saptanınca verildi; Englert,
Massachusetts Teknoloji Michael Levitt'le paylaştı. Brout ve Higgs'in öngörüleri doğru­
Enstitüsünde (MiT) yapay zeka Ayrıca bkz. Augus Kekule 160- lanmıştı. Brout 2011'de ölmüştü; bu
laboratuvarının eş kurucusuydu ve 65 •Linus Pauling 254-59 yüzden, ölen kişilere verilmeyen
meslek yaşamının geri kalan Nobel Ödülünü alamadı.
kısmını orada geçirdi. Çalışmaları Ayrıca bkz. Sheldon Glashow
nöral ağlar - deneyimle gelişebilen ROGER PENROSE 292 93 • Peter Higgs 298- 99 •
ve öğrenebilin yapay "beyinler"- 1931- Murray Gell-Mann 302- 07
üretmeye odaklandı. 1970'1orde
Minsk ve meslektaşı Seymour 1969'da Britanyalı matematikçi
Papert, yalnızca zeki olmayan Roger Penrose fizikçi Stephen STEPHEN JAY GOULD
parçalardan oluşan bir sistemden Hawking'le birlikte çalışıp, bir kara 1941-2002
zekanın nasıl çıkabileceğini delikte maddenin bir tekilliğe nasıl
araştıran "Zihin Derneği" zeka çöktüğünü gösterdi. Penrose daha Amerikalı paleontolog Stophen Jay
teorisini geliştirdi. Minsky yapay sonra, bir kara deliğin etrafındaki Gould'un uzmanlık alanı , Batı Hint
zekayı, "insanlar tarafından uzay-zaman üzerinde Adaları'nda bağ salyangozlarının
yapılınca zeka gerektiren işleri kütleçekiminin etkilerini tarif eden evrimiyle ilgiliydi; evrimin ve
yapan makineler yapma bilimi" matematiği ortaya çıkardı. Ponrose bilimin birçok boyutuyla ilgili
olarak tanımlar. 2001: A Space dikkatini geniş bir konu yazılar yazdı. 1972'de Gould ve
Odyssey filminin danışmanıydı ve yelpazesine çevirdi; beyinde meslektaşı Niles Eldredge
dünya dışı zeka olasılığıyla ilgili atomaltı düzeyde etkili olan "sıçramalı denge" teorisini önerdi;
kurgular yaptı. kuantum mekaniksel etkilere bu teoriye göre, yeni türlerin evrimi
Ayrıca bkz. Alan Turing 252-53 dayanan bir bilinç teorisi ve daha Darwin'in düşündüğü gibi sürekli,
• Donald Michie 286- 91 yakın zamanda, sonsuz bir döngü tedrici bir süreç olmaktan çok,
halinde bir evrenin ısıl ölümünün birkaç bin yıl gibi kısa dönemlerde
(son durum) başka bir evrenin hızlı patlamalar şeklinde
MARTIN KARPLUS Büyük Pallaması haline geldiği gerçekleşir; patlamaları uzun

1930- döngüsel bir kozmoloji teorisi istikrar dönemleri izler. İddialarını


önerdi. desteklemek için fosil kalıntılardan
Modern bilim giderek daha fazla, Ayrıca bkz. Georges Lema!tre kanıtlar gösterdiler; fosillerde çeşitli
sonuçları modelleyen bilgisayarlar 242- 45 • Subrahmanyan organizmaların evrim örüntüsü,
kullanılarak yürütülüyor. 1974'te Chandrasekhar 248 • teorilerini desteklemektedir.
Amerikan-Avusturyalı teorik Stephen Hawking 314 1982'do Gould belirli bir özelliğin
kimyacı Martin Karplus ve bir nedenle aktarılabildiğini, ama
meslektaşı Amerikan-İsrailli Arieh sonra çok farklı bir işlev için tercih
Warshel, ışığa maruz kalınca şekil FRANÇOIS ENGLERT edilebildiğini tarif etmek için
değiştiren ve gözün çalışması 1932- "eksaptasyon" [exaptation] terimini
bakımından çok önemli olan icat etti. Çalışmaları, doğal
karmaşık retına molekulunun 2013'te Belçıkalı fizıkçi François seçilimin gerçekleşme
bilgisayar destekli modelini üretti. Englert şimdi temel parçacıklara mekanizmalarıyla ilgili bilgiyi
Marplus ve Warshel hem klasik kütle kazandıran Higgs alanı olarak genişletti.
fiziği hem kuantum mekaniğini bilinen şeyi önerdiği için Nobel Ayrıca bkz. Charles Darwin
kullanarak, retina molekülünde Fizik Ödülünü Peter Higgs'le pay- 142-49 • Lynn Margulis 300-01 •
elektron davranışını modelledi. laştı. Belçikalı hemşerisi Robert Michael Syvanen 318-19
REHBER 339

olduqu için ödülü kaçırdı. Fred sunucusunu yazdı ve 199l'de


RICHARD DAWKINS Hoyle de aralarında olmak üzere, CERN ilk web sitesini kurdu.
1941- önde gelen birçok astronom ödülün Bugün Berners-Lee, hükümet
dışında tutulmasına açıkça karşı denetiminden muaf, açık İnternet
Britanyalı zoolog Richard Dawkins, çıktı. erişimi için mücadele ediyor.
Gen Bencildir (1976'da aralarında Ayrıca bkz. Edwin Hubble 236- Ayrıca bkz. Alan Turing 252- 53
olmak üzere, popüler bilim 41 • Fred Hoyle 270
kitaplarıyla ünlüdür. Bu alana en
önemli katkısı "geniş fenotip"
kavramıdır. Bir organizmanın MICHAEL TURNER
genotipi, genetik kodunda bulunan 1949-
tHlimatların toplamıdır. Fenotipi, bu
kodun dışavurumundan Amerikalı kozmolog'Michael
kaynaklanan şeydir. Bireysel genler Turner'ın araştırmaları ,Büyük
bir organizmanın vücudunda farklı Patlamadan hemen sonra ne
maddelerin sentezini kodlayabilir; olduğu nu anlamaya odaklanır.
fenotip ise, bu sentezin bütün Turner'ın inancına göre,
sonuçlarıdır. Örneğin, bir termit galaksilerin varlığı ve madde ile
tepesi, bir termitin fenotipinin karşımadde arasındaki asimetri de
parçası kabul edilebilir. Dawkins dahil, bugünkü Evrenin yapısı,
geniş fenotipi, genlerin bir sonraki Büyük Patlamadan sonraki anlarda
kuşağa geçme şanslarını gerçekleşen ve kozmik şişme
azamileştirme arac ı olarak görür. denilen hızlı ve ani genişleme
Ayrıca bkz. Charles Darwin sırasında meydana gelen kuantum
142-49 • Lynn Margulis 300-01 • mekaniksel dalgalanmalarla
Michael Syvanen 318-19 açıklanabilir. 1998'de Turner,
Evrenin artan bir hızla her yöne
genişlediğine ilişkin gözlemi
JOCELYN BELL açıklayan ve bütün uzaya yayılan
varsayımsal enerjiyi tarif etmek
BURNELL için "kara enerji" terimini icat etti.
1943- Ayrıca bkz. Edwin Hubble 236-
41 • Georges Lemaltre 242- 45 •
1967'de, Cambridge Fritz Zwicky 250-51
Üniversitesinde araştırma asistanı
olarak çalışan Britanyalı astronom
Jocelyn Beli Burnell, uzaydan gelen TiM BERNERS-LEE
tuhaf bir dizi düzenli radyo atımları 1955-
keşfettiğinde, kuasarları (uzak
galaktik çekirdekler) izliyordu. Çok az sayıda bilim insanı, World
Birlikte çalıştığı ekip, atımlara şaka Wide Web'i icat eden Britanyalı
yollu LGM (Little Green Men - bilgisayar bilimcisi Tim Berners-
Küçük Yeşil İnsanlar) dedi. Daha Lee kadar gündelik yaşamı
sonra, atımların kaynağının hızlı etkilemiştir. 1989'de Berners-Lee,
dönen nötron yıldızları (pulsar internet üzerinden bütün dünyada
denilen) olduğunu belirle diler. paylaşılabilen bir belge ağı kurma
Bell'in kıdemli iki meslektaşı, düşüncesi aklına geldiğinde,
pulsarların keşfinden ötürü 1974 CERN'de, Avrupa Nükleer
Nobel Fizik Ödülüyle ödüllendirildi; Araştırma Örgütü, çalışıyordu . Bir
ama Beli o sırada daha öğrenci yıl sonra, ilk web işlemcisini ve
340
•• ••
SOZLUK
Açısal momentum Bir nesnenin Atom numarası Bir atomun Çekirdek Bir atomun protonları ve
kütlesini, şeklini ve spin hızın ı çekirdeğindeki proton sayısı. Her nötronları içeren merkez parçası.
hesaba katan dönme ölçüsü. elementin farklı bir atom numarası Çekirdek, bir atomun kütlesinin
vardır. neredeyse tamamını içerir.
Alan Bir kuvvetin uzay-zamanda
dağılımı; burada her noktaya bu ATP Adenozin trifosfal. Enerjiyi Çoklu-evren Olası her olayın
kuvvetin için bir değer verilebilir. depolaya n ve hücrelere taşıyan bir gerçekleştiği varsayımsal bir
Kütleçekim alan, belirli bir noktada kimyasal. evrenler kümesi.
hissedilen kuvvetin kütleçekim
kaynağından uzaklığın karesiyle Basınç Bir nesneye uygulanan Dalga Uzayda yol alan, enerjiyi bir
ters orantılı olduğu bir alan sürekli kuvvet Gazların basıncına, yerden başka bir yere aktaran bir
örneğidir. moleküllerin hareketi neden olur. salınım.

Alfa parçacığı Alfa bozunumu Baz Bir asitle tepkimeye girip su ve ONA Deoksiribonükleik asit. Bir
denilen bir radyoaktif bozunum bir tuz meydana getiren bir kromozomda genetik bilgiyi taşıyan
sırasında yayılan, iki nötron ile iki kimyasal. çift sarmal şeklinde büyük bir
protondan oluşan bir parçacık. Bir molekül.
alfa paır,:acığı, bir helyum Belirsizlik ilkesi Kuantum
atomunun çekirdeğiyle özdeştir. mekaniğinin bir özelliği; buna göre, Doğal seçilim Bir organizmanın
momentum gibi belli özellikler ne çoğa lma şansını artıran
Algoritma Matematikte ve kadar doğru ölçülürse, konum gibi karakteristiklerin aktarıldığı süreç.
bilgisayar programlamada, diğer özellikler o kadar az bilinir ve
mantıksal bir hesaplama yöntemi. tersi. Dolaşıklık Kuantum fiziğinde, par-
çacıklar arasında, uzayda birbirle-
Alkali Suda çözünen ve asitleri Beta bozunumu Bir atom rinden ne kada r uzak olurlarsa
nötrleştiren bir baz. çekirdeğinin beta parçacıklar olsunlar birindeki bir değişikliğin
(elektronla r ya da pozitronlar) diğerini etkilediği bağlantı.
Amino asitler Amino grubunu yaydığ ı bir radyoaktif bozunma
(NH2) ve karboksil grubunu (COOH) biçimi. Doppler etkisi Bir dalganın
içeren moleküllere sahip organik frekansında, dalga kaynağıyla
kimyasallar. Proteinler amino Binişme Kuantum fiziğinde, göreli devinim içinde olan bir
asitlerden yapılır. Her farklı protein elektron gibi bir parçacığın gözlemcinin deneyimlediği
özgül bir aminoasit d izilişi içerir. ölçülene kadar aynı zamanda olası değişim.
bütün durumlarda var olduğuna
Asit Suda çözündüğünde hidrojen ilişkin ilke. Ekoloji Canlı organizmalar ile
iyonlarını serbest bırakan ve çevreleri arasındaki ilişkileri
turnusol kiiğıdını kırmızı laştıran Bozonlar Diğer parçacıklar inceleyen bilim .
bir kimyasal. arasında kuvvet taşıyan atom-altı
parçacıklar. Elektrik akımı Elektron ya da
Atom Bir elementin, o elementin iyon akışı.
kimyasal özelliklerine sahip en Büyük Patlama Evrenin bir
küçük parçası. Atom, maddenin en tekilliğin patlamasıyla başladığını Elektrik yükü Atom-altı
küçük parçası sanılırdı; ama şimdi söyleyen teori. parçacıkların birbirlerini
çok say ıda atom-altı-parçacı k çekmelerine ya da itmelerine neden
biliniyor. olan özellik.
SÖZLÜK 341

Elektroliz Bir maddenin içinden Evrim Türlerin zaman içinde Hız Bir nesnen in hızının ve
elektrik akımı geçirilince meydana değişme süreci. yönünün ölçüsü.
gelen kimyasal değişiklik.
Fermion Kütleyle bağlantılı, Hidrokarbon Molekülleri hidrojen
Elektromanyetik kuvvet elektron ya da kuark gibi, atom-altı ve karbon atomlarının ol ası
Doğanın dört temel kuvvetinden bir parçacık. kombinasyonlarından birini içeren
biri. Parçacıklar arasında foton kimyasal.
aktarımıyla ilgilidir. Fotoelektrik etki I şık çarpıca
belli maddelerin yüzeyinden Higgs bozonu Higgs a lanıyla bağ­
Elektromanyetik ışınım Uzayda elektron yayılması. lantı lı , e tkileşi miyle maddeye kütle
hareket eden bir enerji biçimi. kazandıran a tom-altı parçacık.
Birbirlerine dik açılarla salınan hem Foton Bir yerden diğerine
elektriksel hem manyetik alanı elektromanyetik kuvvet aktaran Hücre Bir organ i zmanın kendi
vardır. Işık, bir elektromanyetik ışık parçacığı. baş ı na yaşayabilen en küçük
ışınım biçimidir. birimi. BakLe ı i ve protist gibi
Fotosentez Bitkilerin güneş orga n ızma lar Lok hüc relidir.
Elektron Negatif elektrik yüklü enerjisini kullanıp su ve
atom-altı bir parçacık. karbondioksitten besin yapma Isıl ölüm Evren olası son durumu;
süreci. uzayclo hıçbir sıcaklık farkı yoktur
Elektrozayıf teori ve hiçbır iş yopılomaz.
Elektromanyetik ve zayıf nükleer Frakta! Benzer şekillerin farklı
kuvveti tek "elektrozayı f " kuvvet ölçeklerde görülebildiği geometrik I ş ınım Radyoaktif bir kaynağın
olarak açıklayan bir teori. bir örüntü. yaydığ ı olokL ı omanyeLik dalga ya
da parçacık akım ı.
Element Kimyasal tepkimelerle Gama bozunumu Bir atom
başka maddelere ayrılamayan çekirdeğinin yüksek enerjili, kı sa İvme hızın de(11şlm hızı İvmeye,
madde. dalgalı gama ışınları yaydığ ı bir bir nosnen ı n yönünde ve/veya
radyoaktif bozunum biçimi. hızında değişimle yol açan bir
Endosimbiyoz Organizmalar kuvvet neden olur
arasında , bir organizman ın başka Gen Canlı organizmaların temel
bir organizmanın vücudunun ya da kalıtım birimi; protein gibi İyon Bit ya da da ha fazla elektron
hücrelerinin içinde yaşadığı kimyasaların oluşumu için şifreli kaybederek ya da kazanarak
karşılı klı yarar i l işkisi. talimatlar içerir. olekLtik yüklü hale gelen bir atom
ya da atom grubu.
Enerji Bir nesnenin ya da sistemin Genel görelilik Einstein'ın hızla­
iş yapma kapasitesi. Enerji birçok nan referans çerçevelerini hesaba İyonik baö İki atom arasında, bir
biçimde var olabilir, kinetik enerji kattığı teorik bir uzay-zaman tas- elektron verişiminde bulunarak
(hareket) ve potansiyel enerji viri. Genel görelilik, kütleçekim iyon haline geldikleri bağ.
(örneğin bir yayda depolanan enerji) kütlenin uzay-zamanı bükmesi
gibi. Bir biçimden diğerine olarak tarif eder. Birçok öngörüsü Kaotlk siste m Zaman içindeki
dönüşebilir, ama asla yaratılamaz deneysel okırnk kanıtlanmı ştır. d avra nışı , başlangıç koşullarında
ya da yok edilemez. küçük değ işikliklere karşılık olarak
Güneş dışı gezegen Güneşimi z köklü bir biçimde de ğişen bir
Entropi Bir sistemin düzensizlik dışındabir yıldızın etrafında dönen sistem.
ölçüsü. Entropi, belirli bir sistemin gezegen.
düzenlenebileceği özgül yolların Kara cisim Üzerine düşen bütün
sayısıdır. Gün-merkezlilik (Güneş ışınımı soğuran varsayımsal bir
merkezli) Güneşin merkezde nesne. Bir kara cisim sıcaklığına
Etoloji Hayvan davranışını olduğu Evren modeli. göre enerji yayar, bu nedenle
inceleyen bilim. gerçekte kara görünmeyebilir.
342 SÖZLÜK

Kara delik Uzayda ışığın çekim makroskopik cisimler için doğru Mitokondriler Bir hücrenin içinde
alanından kaçamadığı yoğun sonuçlar verir. hücreye enerji sağlayan yapılar.
nesne.
Kovalent bağ İki atom arasında Molekül İki ya da daha fazla
Kara enerji Kütleçekimine karşıt elektronları paylaştıkları bağ. atomdan oluşan, kimyasal
yönde etkili olan, Evrenin özellikleri olan bir bileşiğin en
genişlemesine neden olan, tam Kromozom Bir hücrenin genetik küçük birimi.
anlaşılmayan kuvvet. Evren'in bilgisini içeren, ONA ve proteinden
kütle-enerjisinin yaklaşık dörtte oluşan bir yapı. Momentum Hareket eden bir
üçü kara enerjidir. nesneyi durdurmak için gerekli
Kuantum elektrodinamiği kuvvetin ölçüsü. Nesnenin kütlesi
Kara madde Görünür madde üze- (KED) Atom-altı parçacıkların ile hızının çarpımına eşittir.
rindeki kütleçekimsel e tkisiyle sap- etkileşimini foton verişimi
tanabilen görünmez madde. Kara bakımından açıklayan bir teori. Mutlak sıfır Olasıen düşük
madde galaksileri bir arada tutar. sıcaklık: OK ya da -273,15'C
Kuantum mekaniği Atom-altı
Karşı-parçacık Karşıt bir elektrik parçacıkların etkileşimlerini enerji Nötrino Çok küçük bir kütlesi olan,
yüküne sahip olması dışında kuantumları ya da kesikli paketleri elektriksel olarak nötr bir atom-altı
normal bir parçacıkla aynı olan bakımından ele alan fizik dalı. parçacık Nötrinolar fark edimeden
parçacık Her parçacığın eşdeğer maddeden geçebilir.
bir karşı parçacığı vardır. Kuark Protonları ve nötronları
oluşturan atom-altı parçacık Nötron Bir atomun çekirdeğinin
Kırılma Elektromanyetik parçasını oluştu ran, elektriksel
dalgaların bir ortamdan diğerine Kuvvet Bir nesnenin şeklini olarak nötr parçacık . Bir nötron bir
geçerken bükümesi. değiştiren ya da hareket ettiren yukarı-kuark ile iki aşağı-kuarktan
itme ya da çekme. oluşur.
Kırınım Dalgaların engelleri
dolanması ve dalgaların küçük Kütle Bir nesnenin, onu Olay ufku Bir kara del iği çevrele-
yarıklardan geçip yayılması. hızlandırmak için gerekli kuvvetin yen sınır; burada kara deliğin kütle-
bir ölçüsü olan özelliği. çekim kuvveti o kadar güçlüdür ki,
Kıtaların kayması Milyonlarca ışık kaçamaz. Kara delikle ilgili
yıliçinde bütün yerkürede kıtaların Kütleçekim Kütleli nesneler hiçbir bilgi olay ufkunu geçemez.
yavaş hareketi. arasındaki çekim kuvveti. Kütlesiz
fotonlar da, genel göreliliğin bir Optik Görmeyi ve ışığın
Kızıla kayma Yerden uzaklaşan uzay-zaman bükülmesi olarak tarif davranışını
inceleme.
galaksilerin yaydığı ışığın Doppler ettiği kütleçekiminden etkilenir.
etkisi nedeniyle esnemesi. Bu du- Organik kimya Karbon içeren
rum, görünür ışığın spektrumun kızıl Leptonlar Yeğin nükleer kuvvet bileşiklerin k imyası.
ucuna doğru gitmesine neden olur. dışında dört temel kuvvetten
etkilenen fermiyonlar. Özel görelilik Hem ışık hızının
Kladistik Türleri en yakın ortak hem fizik yasalarının bütün
atalarına göre gruplandıran bir Levha tektoniği Kıtaların gözlemciler için aynı olduğunu
sınıflandırma sistemi. kaymasını ve okyanus tabanının düş ünmenin sonucu. Özel görelilik
açılmasını inceleyen bilim. mutlak bir zaman ya da mutlak
Klasik mekanik Newton uzay olasılığını ortadan kaldırır.
mekaniği olarak da bilinir. Manyetizma Mıknatısların çekme
Kuvvetlerin etkisi altında cisimlerin ya da itme kuvveti. Manyetizma, Paralaks Bir gözlemci hareket
devinimini tarif eden yasalar manyetik alanlar ya da edince birbirlerine göre farklı
kümesi. Klasik mekanik, ışık hızına parçacıkların manyetik moment uzaklıklarda nesnelerin görünen
yakın hareket etmeyen özelliği tarafından üretilir. hareketi.
SÖZLÜK343
Parçacık Maddenin hız yöneyi, Sera gazları Yer yuzeyinin Üniformitaryanizm Aynı fizik
_konumu, kütlesi ve yükü olabilen uzaya
yansıttığı enerjıyı soğurarak yasalarının Evrenin her yerinde her
çok küçük parçası. kaçmasını engelleyen karbondioksit zaman işlediği varsayımı.
ve metan gibi gazlar.
Pauli dışarlama ilkesi Kuantum Valans Bır atomun diğer atomlarla
fiziğinde, iki fermiyonun (kütleli Sicim teorisi Fiziğin teorik bir kurabildiğı kimyasal bağların
parçacık) uzay-zamanda aynı çerçevesi; burada nokta-benzen say ısı

noktada aynı kuantum durumunda parçacıkların yerini tek boyutlu


olamayacağı ilkesi. sicimler alır. Vitalizm Can lı maddenın cansız
maddodon temoldon farklı
Periyodik tablo Atom Sigma bağı Elektronların olduğunu söyloyon öğretı. Vitalizm,
numflrnifl r ına göre dizilmiş bütün orbitalleri atomların arasıda kafa yaşamın özol bir "yoşo m onerjisi"ne
elementleri içeren tablo. kafaya geldikleri zariıan oluşan boğlı oldu(Junu kobul edor. Bugun
kovalent bağ. Görece güçlü bir ana akım lıılını tarafından
Pi (rr) Bir dairenin çevresi ile çapı bağdır. reddodılmoktodır
arasındaki oran. Kabaca 2217 ya da
3,14159'a eşittir. Solunum Organizmaların içeriye Yeğin nükleer kuvvet Dört temel
oksijen alması, besinleri parçalayıp kuvvotton lııı ı , kuorkları birbirine
Pi bağı Kovalent bir bağ; burada enerjiye ve karbondioksıte ba(Jloyıp nötıonluı ı vo protonları
iki ya da daha fazla elektronun dönüştürmek için kullanması. oluştunll
ortibal lobları, söz konusu atomlar
arasıda doğrudan değil yana doğru Spin Atom-altı parçacıkların, Yer-merkezlilik M orkozınde Yer
örtüşür. açısal momentuma benzer bir olan f·~vıon ınodolı
niteliği.
Polarize ışık Bütün dalgaların tek Zar Sıı:;ıın tooı ımııdo, sıfır ile dokuz
bir düzlemde dalgalandığı ışık. Standart model Parçacık fiziğinin arasıncln lıoyutlrn ı olan bır nesne.
teorik çerçevesi; içinde 12 temel
Polimer Monomer denilen alt-bi- fermiyon vardır altı kuark ve altı Zayıf nükleer kuvvet Dort temel
rimlerin oluşturduğu uzun zincir lepton. kuvvoLtoıı lııı ı , lıiı ııtom
şeklinde molekülleri olan bir madde. çokırdeğının ı çınde etkılı olur ve
Tekillik Uzay-zamanda uzunluğu beta bozunumundan sorumludur.
Pozitron Bir elektronun, kütlesi sıfır olan nokta.
aynı ama pozitif elektrik yüklü karı
parçacık taydaşı. Terleme Bitkilerin yapraklarından
dışarıya su buharı verme süreci.
Proton Bir atomun çekirdeğinde
pozitif yüklü parçacık. Bir proton, Termodinamik Isıyı ve ısının
iki yukarı-kuark ve bir aşağı kuark enerji ve işle ilişkisini ele alan fizik
içerir. dalı.

Radyoaktif bozunma Kararsız Tuz Bir asit ile bir bazın


atom çekirdeklerinin parçacık ya tepkimesinden oluşan bir bileşik.
da elektromanyetik ışınım yaydığı
süreç. Tür Birbirleriyle çiftleşip doğurgan
yavrular üretebilen benzer
Renk yükü Kuarkların yeğin organizmala rın oluşturduğu grup.
nükleer kuvvetten etkilenmelerini
sağlayan bir özellik. Uzay-zaman U7.ayın üç boyutu ile
zamanın bir boyutunun birleşip
oluşturduğu tek sürem.
• 352
••
TEŞEKKUR
Dorlıng Kındersley ve TailTroo Lttl, oditörycl Astronomıca Mımma (hl). 104 Dreamstime. thc Hıstory of Medıcine (tr). 228 Wikipedia:
yardımlanndan Otürü Peter Frances, Mart.y com: Es7b (cıb) 111 Wikipedla: (tr) 113 Prineeton Plasma Physies Laboratory (b). 231
Jopson, Janet Mohun, Stuart Neılson ve Rupa Dreamstime.com: Georgioo Kollıdas (bl) Getty Images: SSPL via Getty Images (t.ı)
Rao'ya; dizin için Helen Peters'e; resım Getty Images: SSPL vıa Getty lmages (cı) 232 Getty Images: Gamına Keystone vio.
amşurmukuı için Priyanka Sıngh vA Tanvi 114 Getty Images: SSPL vıa Getty Images Getty lmages (tr). 235 Getty Images: (u)
Sahu'ya teşekküı edeı Rchbcı'i Rob Colson (er). 117 Getty Images: Aftcr Hcnry ThomAs 238 Getty Jmages: (hl). 239 Alamy lmages:
yazdı. Dığer sanat eserleri Ben Ruocco'ya aiL. De La Beche 1 The Bridgeman Aıt Libıaıy (bl), WorldPhot.os (tl). 240 NASA: JPL-Cult.och (bı)
Englısh School 1 The Bndgeman Art Llbrary (tr).
243 Corbls: Bettmann (tr). 244 NASA: WMAP
FOTOGRAFLAR 121 Getty Images: UniverSAl lmages Croup
(er). 123 Wikipedia: (bl) 124 lStockphoto.
Scıence Team (br). 245 NASA: (u) 247 Getty
Yayınevi fotoğraflarının kullanılmasına izin Images: Roger Viollet (bl). 249 Wikipedla:
com: BriAnBrownlma ges (cb). 125
veıdik.lcri için aşağıdakılere t.P.şekktır eder: C Superbass/CC BY SA-3.0 - https:ll
Dreamstime.com: Georgıo.cı Kolhdas (tr). 129
creatıvecommons.org/lieenses/by-sa/3 O/dccd
(Anahtar: a yukarı; b-aşuğı, c-oıla, f-u7.ak, 1-sol; Dreamstime.com: Whiskybott1c (bl). Llbrary
(vıa Wıkımcdıa Commons) - http://commons
r-saQ; t-ust) of Congress, Washington, D.C.: Jamcs W
wikiınedia.org/wiki/File:Christian_Moullcc_5
Black (tr) 132 Corbls: Staplet.on Collectıon (bl).
135 Science Photo Library: US Fısh And ıpg (er). 251 Corbis: Bettrnann (u) 253
25 Wlkipedia: Courant lnstıtute of Alamy Images: Pictoıiu1 Prcss Lı.d (lr)
Wıldiıfe Service (tr). Wikipedia: (bl) 137
MutJıomo.t.ical Sciences, New York Unıversity
Wlklpedla: (bl). 138 Getty lmages: SSPL 259 National Library of Medicine: (tr)
(bl). 27 J D Maddy: (IJI) Selence Photo
vicı Gctty lmaocs (crb). 141 Corbis: Bettmann 264 Wikipedia: U.S. Departmcnl of Energy
Library: (tr). 38 Getty lmages: Time &
Lıfe Pictures {t). 39 Dreamstime.com: (tr). Dreamstime.com: Paul Koomcn (cb) (bl). 265 USAAF. 271 123RF.com: Kheng
Nıcku (tr)_ 41 Dreamstime.com; Nicku 145 Dreamstime.com: Georgios Kollidas (be) Ho Toh (er). 273 Corbis: Bcttmann (tr) 278
(u) 43 Dreamstime.com: Nıcku (bl). 146 Dreamstlme.com: Gary Hertz (bl). 147 Wikipedia: C 2005 Lcdcrlxrg and Ootsehlıch
47 Dreamstime.com: Oeorgıos Kollıdas (be). Image courtesy of Biodiversity Heritage / PhoW: Maıjoıic MeCaıLy (bl) 280 Se lence
48 Chemical Heritage Foundation: (bl). Library. http://www.biodiversityltbrary. Photo Library. 281 Alamy Images: Pıctorıal
Getty Jmages: (er). 51 Dreamstime.com: org: MBLWHOi Lıbrary. Woods Hole (tc) 148 Press Lt.d (tc) 282 Wiklpedla : Natıonal
Nıcku (hl); Theo Gottwald (tc). 54 Wikipedia: Getty Images: De Agostıni (bl). Wikipedia: Human Genoma Rcscarch lnstıtute 285
(erb) 55 Dreamstime.com: Matauw (er). (tr). 149 Getty Images: UIG via Gctty Tmages.
Getty lmages: Thc Washmgton POflt (ti) 289
56 Selence Photo Ltbrary: R W Horne I 152 Getty lmages: (bl). 153 NASA: Jucqucs
Getty Ima ges: SSPL v1a Getty Images (eh).
Biophot.o Associates (be). 57 US National Dcscloitres, MODTS Rapid Response Team,
290 University of Edlnburgh: Image from
Library of Medicine, History of Medicine NASA 1 GSl"C (U) 154 Getty lmages: SSPL
Donald Mıehıc Wcb Sıte, used wıth permıssion
Division: lmages from the Hist.oıy of vıa Getty lmages (ti). 155 Dreamstime.com:
Proxorov (br) 157 Science Photo Library: of J\lAl. Univccsıty ar Edınburgh , http://www.
Medıcıne (tr). 61 Dreamstime.com: Gcorgioo
King's Collcgc Landon (er). 159 Dreamstime. aiai.cd ae. ukJ-dm/donald-mıehıe-2003.Jpg (bl).
Kolhdas (bl); lgor3451 (tr). 65 NASA: (br). 68
com: Georgios Kollidas (t.ı:) 164 Selence 291 Corbls: Naılah Feanny 1 CORB!S SABA.
Wlklpedla: Myrabella (tl) 69 Dreamstime.
Photo Llbrary: !BM Research (u) 165 292 SOHO (ESA & NASA): (br). 293
com: Guoıgıos Kollıdas (tr) NASA: Johns
Hopkins Univeısity Apphcd Physıcs Laboratory Dreamstime.com: Nıcku (hl). Wikipedia: Getty Images: (tr) 295 National Science
I Camegie lnstitution of WashiılgLOn (bl) (u). 168 Getty lmages: (hl). lStockphoto. Foundatlon, USA: (bl). 297 NASA: NASA
74 Dreamstime.com: lsselee (cıb). com: RiehardUpshur (tr). 171 Getty Images: Langlcy Rcseareh Center (eb). Science Photo
75 Dreamstime.com: Georgios Kollidas (bl). Roger Vıollet (tl). 172 Dreamstime.com: Library: Emılıo Segre V1sual Arehives I
77 Dreamstime.com: Georgıos Kollidas (tr). Skripko Icvgcn (er). 176 Alamy Images: Amcriean Tnstıtute Of Physics (tr). 299 C
Getty lmages: (bl). 79 Getty lmages: (hl). lnterfoto (er). 178 iStockphoto.com: Cerae CERN: (tc). Wlklpedia: Bengt Nyman.
Library of Congress, Washington, DC: (tr). 179 iStockphoto.com: Popavuphot.o File lieensed under the Creative Commons
(er). 81 NOAA: NOAA Phot.o Libıary (er) (tr) 183 123RF.com: Sastyphotos (br). 185 Attrihutıon 2 O Generic licenee: http://
83 Dreamstime.com: Georgios Kollidas Dreamstime.com: Nicku (tr) 187 Getty creativecommons.org/lıcenses/by/2 .0/deed.cn
(tr) Wlklpedla: (hl). 85 Getty lmages: lmages: SSPL via Getty lrnııgcs (clb); Tımc (bl) 300 Selence Photo Library: Don W
Colin Millüns I Oxford Scıentıfic (er). & Lıfe Pıctures (tr). 192 Getty Jmages: (bl). Fawcett (cb). 301 Javier Pedreira: (tr) 305
87 Dreamstime.com: Georgıos Kollıdas 193 Wiktpedla: (hr). 195 Dreamstime.com:
Getty Images: Peter Ginter I Sciencc Faction
(bl). Wikipedia: (U). 89 Selence Photo Sophie Mcaulay (b). 197 US Department
307 Getty Images: Time & Life Pictuws (tr)
Library: European Space Agcncy (t1) of Agriculture: Electron and Confocal
313 Wikipedia: Jbourjai. 316 Dreamstime .
92 Getty Images: UIG via Getty lmages Microscope Unit, BARC: (er). Wikipedia:
(bl). 94 Getty Images: UIG via Gctt.y lıııcı.yc:;: Delft. Univeı.sity of Technology (bl). 204 NASA: com: Cflorinc (er). 319 Science Photo
95 Dreamstime.com: Nicku (tı:). 99 NASA 1 SDO (tr) 205 Getty lmages: (bl). Library: Toıunn Bcrgc (er) 321 Wlkipedia:
Dreamstlme.com: Adischordantrhyme (b). 209 Getty Images. 210 Getty Images: Trevor J Simmons (tc) 325 Getty Imagee:
100 Dreamstime.com: Nıcku (hl). 101 Getty SSPL vıa Getty Images (hl). 218 Bernisches (bl); UlG via Gclly lmages (er)
Images: Nutional Gallcncs Of Scotland {tr). Historisches Museum: (bl). 221 Wikipedia:
103 Dreamstime.com: Dcborah Hewıtt (tr). 223 Wikipedia: Bildarchiv Foto Marburg DiQer Lüm görseller C Dorlıng Kındersley.
(tl). The Royal Astronomical Society of (bl). 225 US National Library of Mediclne, Da.hu fazla bılgı ıçın bakınız:
Canada: lmage courtesy of Specula History of Medicine Division: lmages ftom www.dkimages.com

You might also like