You are on page 1of 4

ELEKTRİK ENERJİ KAYNAĞI OLARAK ÜRETEÇLER

İki nokta arasına bir potansiyel farkı uygulamanın en basit yolu bu iki noktayı bir
üretece (pil veya akü) bağlamaktır. Çoğunluğu kimyasal kökenli pekçok üreteç türü
vardır. Otomobillerde kullanılan kurşunlu aküler kimyasal reaksiyonla enerji üretir.
İsmine rağmen içi kuru olmayan bu aküler “kuru pile” benzer. Kimyasal pillerin
yanında bugünlerde diğer türde üreteçler de vardır. Saat, hesap makinası ve daha
birçok yerde kullanılan ve güneş enerjisini elektrik enerjisine çeviren güneş pillerini
biliyoruz. Şimdilerde, kimyasal olma-yan farklı türde üreteçler de yapılmaktadır. Bu
farklı yapılarına rağmen, tüm pillerin amacı elektrik enerjisi üretmektir.
Her basit üreteç (veya batarya) iki metal u-ca sahiptir ve bunlarla üretece bağlanır.
Genellik-le voltaj diye adlandırdığımız, üretecin bu iki kutbu arasındaki potansiyel
farkıdır. Bu fark normal bir pil için 1,5 volt iken, araba akülerinde 12 volttur. Bir ü-
retecin iki ucuna bağlanan telleri iki metal levhaya Şekil I deki gibi bağlayınca
negatif kutuptan A lev-hasına elektron akışı olur ve bu levha negatif yükle-nir. Bu
elektronların kaynağı elektron eksikliği nede-niyle pozitif yüklü olan B levhasıdır. Bu
tarzda bir ü-reteç yük pompalayan bir sistem olarak tanımlanır. İçteki fiziksel
olaylar bu yük transferi Şekil I için gerekli enerjiyi sağlar.
A ve B arasındaki potansiyel farkı, . Üreteç + - işareti ile gösterilir. Ge-
pilin emk olan 1,5 V tur. D kutbu . pozitif olup, C den 1,5 V yukarda . nellikle + ve –
işaretleri ihmal edilir ve uzun çizgi po- bir potansiyele sahiptir. Zitif işaret
anlamındadır. Pilin pozitif kutbu, + işareti ile veya kırmızı renk ile gösterilir.
Kutupları arasındaki potansiyel farkı, pilden bir yük akımı olup olmama-sına bağlıdır.
Yük akışı yokken bu potansiyel farkına, pilin elektromotor kuvveti (emk) denir.
Yanlış isimlendirilen bu terim, son yüzyıldan günümüze değin kullanılmaktadır.
Fakat emk bir kuvvet olmayıp bir voltajı göstermektedir. Bir çok durumda, devreden
bir akım geçse bile bu emk, pilin uçları arasındaki potan-siyel farkına eşittir.
Şimdi, Şekil I deki durumu daha detaylı inceleyelim. Yüksüz levhalar tel-lerle pile
bağlandığında, çok kısa bir sürede pil levhalara yük gönderir. Daha sonra yük akışı
durur ve elektrostatik bir durum oluşur. Metallerin elektrostatik halde, eşpotansiyel
hacimler oluşturduğunu biliyoruz. Bu nedenle D kutbun-dan B levhasına kadar olan,
tel ve levha aynı potansiyeldedir. Benzer şekilde 1,5 V potansiyelde olan C kutbu, D
den daha düşük potansiyelde, fakat A plakası ile aynı potansiyeldedir. B plakası
pozitif yüklü olduğundan daha yüksek potansiyeldedir. Bu nedenle A ile B arasındaki
potansiyel farkı 1,5 V tur. Buradan da şu sonucu çıkarabiliriz : bir üretecin uçlarına
tellerle bağlı iki levha arasındaki potansiyel farkı, üretecin kutupları arasındaki
potansiyel farkına eşittir.
Ayrıca yüklü plakalar üzerindeki yükler, bir elektriksel potansiyel enerjiye sahiptir.
Çünkü Şekil I deki plakalar yüklerini üreteçten alırlar ve üreteç plaka-ları yükleyen
bir enerji kaynağıdır. Bir pilin (üretecin) enerji kaynağı olarak dav-randığı daha
pekçok durum vardır. Örneğin bir pil, bir ampulü yaktığı zaman ampul ısı ve ışık
enerjisi verir. Bir üreteç, bir motorun çalışmasını sağladığında, döndürürken,
motorun çıkış mekanik enerjisi pil tarafından verilir. Bu örnekleri çoğaltabiliriz.

PİLLER
Piller, en çok kullanılan doğru akım kaynaklarıdır. Bütün pillerin yapısı temelde aynı
olup bir elektrolit içerisine batırılmış farklı iki elektrottan oluşur.
Piller kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürürler. Pilde oluşan yük-seltgenme
ve indirgenme olayları sonucunda pilin (+) ve (-) kutupları arasında potansiyel
farkları oluşur. Elektron fazlalığı olan negatif kutupta düşük potansi-yel, elektron
azlığı olan pozitif kutupta ise yüksek potansiyel oluşarak iki kutbun birbirine iletken
bir telle bağlanması halinde negatif kutuptan pozitif kutba doğru elektronlar hareket
eder. Bu işlem pilin iki kutbunun da potansiyeli eşit olunca biter ve bu anda pil
tükenmiş olur, yani daha fazla akım üretemez. Pi-lin uçları arasındaki potansiyel
farkına pilin voltajı veya gerilimi denir ve V ile gösterilir. Pilin uçları arasındaki
potansiyel farkı da voltmetre ile ölçülür.

PİLİN TARİHSEL GELİŞİM SÜRECİ

Günümüzden yaklaşık 2.000 yıl önce, eski Yunan bilgini Thales, bir kumaş parçasını
fosil ağaç reçinesinden oluşmuş sarı bir kayaç türü olan kehribara sürterek, küçük
elektrik kıvılcımları elde etmişti. Ama insanların bu gücü dene-tim altına alarak,
düzenli bir elektrik akımı sağlayan pili üretmeyi başarmaları için aradan çok uzun bir
zaman geçmesi gerekliydi. 1800de Alessandro Volta (1745-1827), yaptığı ilk pile
ilişkin ayrıntıları yayınladı. Bu pil, asitli suya batırılmış yuvarlak çuha ya da karton
parçalarıyla birbirinden yalıtılmış bir çinko ve ba-kır disk dizisinden oluşuyor; son
bakır diski son çinko diske bağlayan metal tel-den de akım geçiyordu. Cruikshank,
bu pilin sakıncalarını (asitli suyun akarak parazit bağlantılara neden olması gibi)
gidermek için, asitli su yalağına yatırılmış bir sütundan oluşan gözlü batarya’yı
geliştirdi.
1826’da Becquerel, bu pillerde ortaya çıkan gerilim düşümüne, kontak-lardaki yapı
değişikliğinin ve özellikle, pozitif elektrot üzerinde, elektroliz etki-siyle toplanan
hidrojen kabarcıklarının neden olduğunu açıkladı. Elektrotlar-daki bu kutuplanmayı
azaltmak için, elektrolit içine kutuplanma gidericiler, yani hidrojen birikimini ortadan
kaldırma yeteneği olan yükseltgenler katmak gerekiyordu. Böylece, sıvı (kromik
asit, potasyum bikromat, nitrik asit vb.) ve katı (kurşun dioksit ya da manganez
dioksit) kutuplanma gidericiler içeren piller yapıldı.
1842’de Poggendorff, daha sonra sırasıyla Grenet, Ducretet ve Trouvé’ nin
yetkinleştirecekleri potasyum bikromatlı pil’i tasarladı. Bunsen pilinde (1843) ise
kutuplanma giderici olarak nitrik asit kullanıldı.
Tek bir katı kutuplanma giderici içeren pillerin en pratiği Leclanché öğesidir (1868).
Bu pil türü, bir amonyum klorür çözeltisi içinde yer alan ve nega-tif kutbu oluşturan
çinko çubuğu içeriyor, merkezde de gözenekli bir kap ya da kumaş içerisinde bir
karni kömürü levhası (pozitif kutup) bulunuyor-du. Bu levha karşısında, basınç
yoluyla manganez dioksit topraklaştırılmış hal-deydi. Bu pil 1,5 V luk geELEKTRİK
AKIMI Elektrik Akımı Nasıl Oluşur ? Aslında bu çok zor bir soru, ama açıklamak
zorunda olduğumun farkındayım. Bildiğiniz gibi metallerin atomlarındaki elektron
sayıları metalin cinsine göre değişir. İletken maddelerin atomlarının son
yörüngelerinde 4 den az elektron bulunur. Atomlar bu elektronları 8 e
tamamlayamadıkları için serbest bırakırlar. Bu yüzden bir İletken maddede
milyonlarca serbest elektron bulunur. Bu maddeye elektrik uygulandığında
elektronlar negatif (-) den pozitif (+) yönüne doğru hareket etmeye başlar. Bu
harekete Elektrik Akımı denir. Birimi ise Amper dir. İletkenin herhangi bir
noktasından 1 saniyede 6.25*10^18 elektron geçmesi 1 Amperlik akıma eşittir.
Akımlar Doğru Akım (DC) ve Alternatif Akım (AC) olarak ikiye ayrılır. Şimdi bunları
ayrı ayrı inceleyelim. Doğru Akım (DC) : Doğru akımın kısa tanımı Zamana bağlı
olarak yönü ve şiddeti değişmeyen akıma doğru akım denir. şeklindedir. Doğru
akım genelde elektronik devrelerde kullanılır. En ideal doğru akım en sabit olanıdır.
En sabit doğru akım kaynakları da pillerdir. Birde evimizdeki alternatif akımı doğru
akıma dünüştüren Doğrultmaçlar vardır. Bunların da daha sabit olması için DC
kaynağa Regüle Devresi eklenir. Alternatif Akım (AC) : Alternatifin kelime anlamı
Değişken dir. Alternatif akımın kısa tanımı ise Zamana bağlı olarak yönü ve şiddeti
değişen akıma alternatif akım denir. şeklindedir. Alternatif akım büyük elektrik
devrelerinde ve yüksek güçlü elektrik motorlarında kullanılır. Evlerimizdeki elektrik
alternatif akım sınıfına girer. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi,
aspiratör ve vantilatörler direk alternatif akımla çalışırlar. Televizyon, müzik seti ve
video gibi cihazlar ise bu alternatif akımı doğru akıma çevirerek kullanırlar.
İŞ KAZALARINA KARŞI KORUNMA
Çalışma hayatında, çalışanların sağlığını ve can güvenliğini tehdit eden, yurt
kalkınmasına ve ekonomisine doğrudan veya dolaylı zarar veren olaylar iş güvenliği
konusunun kapsamına girer. Ülkemizde, iş güvenliğiyle ilgili bir çok kurallar vardır.
Bu Kuralların birçok bölümü İş Kanununda yer alır. Ayrıca, çeşitli iş kollarıyla ilgili
olarak o iş koluna ilişkin tüzük, yönetmelik gibi hukuk kaynakları mevcuttur. İş
güvenliği, bir iş yerinin en önemli sorunlarındandır. İşveren, yürürlükteki yasalara
göre işyerinde gerekli iş güvenliği tedbirlerini almak ve onları uygulamak
zorundadır. Ancak iş güvenliğinde sorumluluk tek tarafa aitmiş gibi düşünülemez.
Bu konuda Devlet, İşçi, İşveren ve konuyla ilgili tüm kuruluşlar elele vererek iş
güvenliği konusunda gerekli bütün tedbirleri almalıdırlar. Çünki söz konusu olan şey
Türk işçisinin sağlığı ve Türk ekonomisidir. Çalışanların sağlığını ve can güvenliğini
tehdit eden, yurt kalkınmasına ve ekonomisine doğrudan veya dolaylı zarar veren
olaylar ; iş kazaları ve meslek hastalıkları olarak iki kategoride incelenebilir.
İŞ KAZALARI
Kaza, emniyetsiz hareket ve şartlardan doğan, çalışanların can güvenliğini tehlikeye
sokan, çevreye ve kullanılan araç, cihaz ve diğer apratlara zarar veren veyabu
tehtidi doğuran aniden meydana gelen beklenmeyen olaylardır. Kazanın tanımındaki
en önemli unsur, ani ve beklenmeyen bir olay olmasıdır. Kaza geliyorum demez
biçimindeki ata sözümüz bu durumu en iyi şekilde ifade etmektedir. Kazaların Oluş
Nedenleri : İşkazalarının oluş nedenleri dikkatsizlik, tedbirsizlik, kurallara uymama,
kullanılan araç gerecin kullanımına ilişkin bilgisizlik ve kullanılan araç gerecin
bakımsız ve elverişsiz oluşu olarak sıralanabilir. Dikkatsizlik : Çalışan kişinin çeşitli
nedenlerle, örneğin özel hayatına ilişkin problemler dolayısıyla gerekli dikkati
sarfetmemesi kaza nedenlerinin başında yer alır. Ayrıca uykusuzluk, aralıksız olarak
uzun süreli çalışmalar da dikkatin dağılmasına neden olabilir. Tedbirsizlik : Nasıl
olsa ben kaza yapmam veya kaza olmaz şeklinde yanlış düşünceler, insanı tedbirli
davranmaktan alıkoyabilir. En tehlikeli düşünce Bana birşey olmaz düşüncesidir. Bu
düşünceye saplanan kişinin iflah olması çok zordur. Bu boş düşünceler bir tarafa
bırakılıp tedbirli olmak gerklidir. Her an kaza olabilecek gibi tedbirli olmak
zorundayız. Kurallara Uymama : İşyerinde kazalara karşı korunma amacıyla
belirlenmiş bir takım kurallar vardır. Bu kurallara uyulmamasıda kaza nedeni
olabilir. Bilgisizlik : Cihazların kullanımına ilişkin bilgisizlik de önemli bir kaza
nedenidir. Cihazın teknik özelliklerinin biliinmemesi, yalnış düğmelere basılması
kazalara yol açabilir. Bakım Eksikliği : Cihaz, araç ve gereçlerin bakımı zamnında
yapılmazsa bozulma nedeniyle kaza olabilir. Çalışırken bozulan, bir parçası kopan
makinalar çalışanlara, çevrede bulunanlara zarar verebilir.
ELEKTRİK KAZALARI
Elektrik enerjisi kullanımının uygarlığa karkısı her türlü tartışmanın dışındadır.
Elektrik enerjisi insan hayatını çok kolaylaştırmıştır. Bunula birlikte, elektrik
çarpması sonucunda insanların hayatını kaybettiğini, yarlandığını zaman zaman
duyuyoruz, okuyoruz. O halde elektrik kazalarından, daha yaygın bir ifadeyle
elektrik çarpmalarından nasıl sakınacağımızı öğrenmekte büyük fayda vardır.
Elektrik kazalarının oluş nedenleri aşağıdaki gibi sıralanabilir :
1 - Elektrik hakkında yeterli bilgiye sahip olmamak
2 - Elektrik devresinde yalıtımla ilgili kurallara uyulmamış olması
3 - Elektrikle uğraşan kişinin kendine aşırı güvenmesi, risk alması
4 - Dikkatsizlik, tedbirsizlik, acelecilik Kazalardan korunmak için şu hususlara
uyulması gerekir :
1 - Mecbur kalmadıkça enerji altında çalışmayınız. Elektrik devresinde çalışmaya
başlamadan önce enerjiyi kesiniz. Siz çalışırken sizden habersiz enerji verilmemesi
için tüm tedbirleri alınız.
2 - Enerji altında çalışma mecburiyeti varsa
a) Kauçuk veya lastik ayakkabı giyiniz. Ayakkabılarınızın ıslak olmamasına
dikkat ediniz.
b) Sadece sağ elinizi kullanarak çalışınız.
c) Tüm dikkatinizi işinize veriniz.
3 - Elektrik kazalarında vakit kaydetmeden yetkili kişiye haber veriniz.
4 - Elektrik devresi çalışırken duman, yanık kokusu gibi anormal bir değişiklik
hissederseniz derhal enerjiyi kesiniz. Elektrik Kazalarında İlk Yardım Elektrik
kazalarında ilk iş olarak enerji kesilmelidir. Bu mümkün değilse kazaya uğrayan
kişinin elektrikle olan teması ortadan kaldırılmalıdır.

You might also like