You are on page 1of 5

Kaynak: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Meslek Hastalıkları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi, Ankara, 2013,

s. 29.

Meslek hastalığına neden olan tozlar, altıya ayrılmaktadır. Bunlar;[13]

Fibrinojik Tozlar: Pamuk ve pamukla ile ilgili iş kollarında çalışan ve asbestle temas halinde çalışan kişilerde meslek hastalığı (akciğer kanseri) yapar.

Toksik (Zehirleyici) Tozlar: Endüstride sıklıkla kullanılan bazı metallerin ve organik maddelerin tozları vücutta zehirleme riski taşımaktadır. Örneğin;
kurşun tozları.

Kanserojen Tozlar: Asbest tozları, krom bileşiklerinin tozları, kömür katranı ve kömür tozları kanserojen tozlar olarak tanımlanmaktadır.

Radyoaktif Tozlar: Radyoaktif maddelerin iyi muhafaza edilmemesi ve insanla teması sonrasında ortaya kanser ve benzeri insan hayatını tehlikeye sokan
sonuçlar ortaya çıkmaktadır.

Alerjik Tozlar: Bazı maddeler vücutta alerjiye neden olmaktadır. Örneğin; pamuk işiyle uğraşanlarda görülen sürekli öksürük hali.

Nötr Tozlar: Bu nötr dediğimiz tozlar vücutta birikme yaparak vücuda zarar verirler. Örneğin; demir, kalsiyum, kömür tozları gibi

13.1.3. Meslek Hastalığının Bildirim Süreleri

Meslek hastalığının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin verilme süresi Kanunun 14’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;[14]

Kanunun 4 ‘üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalılar ile Kanunun 5‘inci maddesinin (a), (b), (c), ve (e) bendinde sayılan
sigortalıların meslek hastalığına yakalanmaları halinde, işverenleri tarafından bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç iş günü içinde,

Kanunun 5’inci maddesinin (g) bendinde sayılan sigortalının meslek hastalığına yakalanmaları halinde işvereni tarafından bu durumun öğrenildiği
günden başlayarak üç iş günü içinde,

Kanunun 4‘üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların ise kendisi tarafından, meslek hastalığına tutulduğunun öğrenildiği
günden başlayarak üç iş günü içinde Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü/Sosyal Güvenlik Merkezlerine bildirim yapılmalıdır.

Meslek hastalığının geç bildirilmesi ve bildirilmemesi durumunda ise; “Meslek hastalığının, 5510 Sayılı Kanunun 14’üncü maddesinde belirtilen sürede işveren
veya 5510 Sayılı Kanunun 4‘üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılarının kendilerince Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmemesi
halinde, bildirim tarihine kadar geçen süre için Sosyal Güvenlik Kurumunca bu durum için yapılmış masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri
kendilerine rücu edilir.”

Meslek hastalığının bildirimi noktasında 5510 Sayılı Kanunda belirtilen yükümlülüğü yerine getirmeyen işverene veya 5510 Sayılı Kanunun 4’üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) ve (d) bendine göre işverenin yükümlülüğü; “bahsi geçen yükümlülüğü yerine getirmeyen veya yazılı olarak bildirilen hususları kasten eksik ya
da yanlış bildiren işverene veya bağımsız çalışan sigortalıya Kurumca bu durum için yapılmış bulunan masraflar ile ödenmişse geçici iş göremezlik ödenekleri rücu
edilir”[15] şeklinde ifade edilmiştir.

13.1.4. Meslek Hastalıklarına Karşı Korunma

Meslek hastalıklarına karşı korunma politikalarının başında işyerindeki meslek hastalığı oluşturma riski olan tüm tehlikeleri tanımakdır. İşyerinde meslek
hastalığına neden olacak risk ve tehlikelerin tespit edilmesi sonrasında çalışanların bilgilendirilmesi de yeterli olmayabilir. Bu kapsamda işveren öncelikle risk
ve tehlikeleri ortadan kaldırmayı denemeli, eğer ortadan kaldırmak mümkün değilse riskleri makul risk seviyesine indirmelidir. Ek olarak, çalışanlara kişisel
koruyucu donanımlar vasıtasıyla hastalıklardan koruyacak önlemleri tedarik etmelidir.[16]

Meslek hastalıklarına yönelik koruyucu politikalar arasında;

Tıbbi korunma yöntemleri

Çalışma çevresine ait korunma tedbirleri


İşçiye ait korunma yöntemleri yer almaktadır.[17]

Meslek hatalıklarının önlenmesinde en etkili yöntemler tıbbi korunma yöntemleridir. Proaktif korunma yöntemleri olarak bilinen tıbbi koruma yöntemleri,
işçilere işe giriş ve periyodik tıbbi kontroller şeklinde uygulanmaktadır. Bir diğer durum ise, iş kazası veya meslek hastalığı yaşandıktan sonra tüm çalışanları
tekrar tıbbi kontrolden geçirilme zorunluluğudur. İşe giriş ve periyodik tıbbi control süreçleri çalışanların işe uygunluğunu control ederek olası meslek
hastalığına yakalanma sürecinde ön tanı konmasını sağlamaktadır.[18] Kadınların, hamilelik sürecine girmeleri sonucu radyasyona maruz kalarak çalışma
yerlerinde çalıştırılmaya devam etmeleri en belirgin örnek olarak gösterilebilir. Periyodik tıbbi kontrollerin temelinde ise, işin tehlike türüne göre belirli zaman
aralıkları içerisinde kontrollerin gerçekleşmesi yer almaktadır. Örneğin çok tehlikeli iş sınıfında yer alan bir işletmede altı ayda bir periyodik sağlık kontrolleri
yapılmaktadır.[19]

İşyerinde alınan tüm önlemlere ragmen işçiler zararlı maddelere maruz kalabilmektedir.Bu kapsamda bakanlık risk teşkil eden maddelerle ilgili maruziyet sınır
değerleri belirlemektedir. Bu değerler ilgili yönetmeliklerin eklerinde yayınlanmaktadır. Diğer taraftan da, zararlı maddelerle teması azaltacak şekilde
işletmelerin iş organizasyonları ve üretim departmanları düzenlenmesi gerekmektedir. Çalışanların kullandıkları kişisel koruyucu donanımların ise sürekli
kontrolleri gerçekleştirilerek çalışanın sağlığına yönelik risk etmeni oluşturacak kullanım süresi bitmiş ekipmanların da yenilenmesi zorunludur. Çalışma
alanında yapılması gerekenler arasında;[20]

Zararlı maddelerin control altında tutularak periyodik olarak değiştirilmesi,

Üretim süreçlerinde kullanılan makina ve ekipmanların zararlı maddeleri dışarıya sızdırmamaları için kapalı çalışma sistemiyle uygulanması,

İşyerlerinde meslek hastalığına yol açabilecek maddelerle çalışan yerlerin izolasyonu yapılmalı,

Yapılan işin türüne göre havalandırma yapılmalı,

Tozlu çalışma ortamlarında ortamın ıslatılarak çalıştırılma uygulaması,

Makin eve kişisel koruyucu ekipmanlarına bakım yapılmalı,

Üretim planlanması değişen risklere göre sürekli yenilenmeli,

Çalışma ortamı ölçümleri (gürültü, toz ve gaz gibi) yapılmalıdır.

Meslek hastalıklarına yönelik koruyucu yöntemlerden bir diğeri de bireysel koruma olarak tabir edilen işçiye yönelik korunmadır. Kişisel koruyucu donanımların
nasıl daha verimli kullanılacağı işveren tarafından gerekli eğitimler vasıtasıyla işçilere aktarılmalıdır. Ezbere kişisel koruyucu donanım kullanmak yerine mevcut
risk analizleri ve ortam ölçümleri sonucunda belirlenen KKD’ler tercih edilmelidir. Örneğin, maske ve göz koruyucuların riskin şiddetine göre değişkenlik
göstermesidir. Diğer bir örnek ise; gürültülü ortamlarda çalışan bireylerin gereğinden fazla koruyucu bir ekipman kullanımı durumunda duyamayacağı bir risk
nedeniyle iş kazasına uğrayabilecektir.[21]

[1] Mustafa Baştaş, “6331 Sayılı Kanun Sonrası İş Kazalarının Bildirileceği Süreler ve Bildirim Yapılacak Kurumlar”, SMMO, 2013, s. 182-185.

[2]Sıddık Topaloğlu-Faruk Çınkı, İş Kasası ve Meslek Hastalığı, TİSK, Ankara, 2014, s. 39.

[3] MEB, Mesleki Gelişim: İş Güvenliği ve İşçi Sağlığı, 2014, s. 26.

[4] Mesut Balcı, “İş Kazaları ve Meslek Hastalığı Nedeniyle İşverenin Sorumluluğu”, Sicil Dergisi, 2006, S.4, s. 155.

[5] Şenay Özdemir – Handan Topçuoğlu, “İş Yerinde Meslek Hastalıkları Tanı ve Koruma Yolları”, Mühendis ve Makine Dergisi, 2009, c.50, S.592, s. 63

[6] Sosyal Güvenlik Kurumu, Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Kısa Vadeli Sigortalar Daire Başkanlığı, 2008

[7] Nazmi Bilir, “Meslek Hastalıkları (tanı, tedavi ve korunma ilkeleri)”, Hacettepe Tıp Dergisi, 2011, c.42, S.4, s. 150

[8] Topaloğlu – Çınkı, a.g.e., s. 122.

[9] Yükümlülük Süresi: Sigortalının meslek hastalığına sebep olan işinden fiilen ayrıldığı tarih ile meslek hastalığının meydana çıktığı tarih arasında geçen en uzun
süreyi ifade eder (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemler Yönetmeliği m.4/n).

[10] Bilir, a.g.e., s. 150

[11] Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Meslek Hastalıkları, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Eğitim ve Araştırma Merkezi, Ankara, 2013, s. 28.

[12] MEB, a.g.e., s. 27.

[13] Ercüment N. Dizdar- Mustafa Kurt, İş Güvenliği, Kale OFSET, Ankara, 2001, s. 39.

[14] Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Kısa Vadeli Sigortalar Daire Başkanlığı, 2008

[15] Topaloğlu – Çınkı, a.g.e., s. 137.

[16] Bilir, a.g.e., s. 151

[17] Faruk Ergüt, “İşletmelerde İş Sağlığı ve Güvenliğinin Sağlanmasında Önleyici Uygulamaların Önemi” Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 2015, s. 39
[18] Bilir, a.g.e., s. 151

[19] Dizdar – Kurt, a.g.e., s. 66-67.

[20] A.e., s.67.

[21] MEB, a.g.e., s. 33.


Ünite Soruları

1. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre işveren, listede olmayan bir hastalığı kaç işgünü içerisinde sağlık hizmeti sunucularına
bildirmelidir?

A) 4

B) 3

C) 5

D) 6

E) 7

2. Aşağıdakilerden hangisi meslek hastalığı tespitinde kullanılan temel yöntemler arasında değildir?

A) Biyokimsal incelemeler

B) Radyolojik incelemeler

C) Fizyolojik incelemeler

D) Patolojik incelemeler

E) Biyolojik incelemeler

3. Aşağıdakilerden hangisi meslek hastalığına neden olan faktör gruplarından biri değildir?

A) Tozlar

B) Kimyasal etkenler

C) Fiziksel etkenler

D) Biyolojik etkenler

E) İşveren ihmalkârlığı

4. Meslek hastalığına neden olan tozların sayısı aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) 2

B) 3
C) 4

D) 5

E) 6

5. Aşağıdakilerden hangisi meslek hastalığına neden olan tozlardan değildir?

A) Fibrinojik tozlar

B) Toksik tozlar

C) Radyoaktif tozlar

D) Biyolojik tozlar

E) Alerjik tozlar

CEVAP ANAHTARI

1. b 2. e 3. e 4. e 5. d
14. MESLEK HASTALIKLARININ TIBBİ VE YASAL TANI KOYMA
SÜREÇLERİ &
MESLEK HASTALIKLARI ALT BAŞLIKLARI

Giriş

Meslek hastalığı tanısı koyma yetkisi bakanlık tarafından belirli kurumlara tanımlanmıştır. Bu kurumlar, Meslek Hastalıkları Hastaneleri, kamu üniversite
hastaneleri ve eğitim ve araştırma hastaneleridir. Bu kurumlara meslek hastalığı şüphesi ile başvuran bireylerin meslek hastalığı teşhisi konulma sürecinde
izlenecek yol standardize edilmiştir. Buna göre; ilk olarak hastalığa neden olabilecek riskin maruziyet sınır değerlerinin tanımlanması gerekmektedir.
Sonrasında, özel maruziyetle ilişkili olduğu tespit edilen meslek hastalığına dair klinik bulgular kontrol edilmelidir. Hastalığın olası bir nedeni olarak meslek dışı
faktörler incelenerek ilişki olmadığının tespit edilmedilir. Meslek hastalığının varlığı veya yokluğu hakkında görüş birliğinin sağlanması gereklidir. Ayrıca,
ilerleyen süreçte kullanılmak üzere işyerinde önleyici tedbirler için öneriler listesinin oluşturulması ve kanaat getirilen meslek hastalığının SGK’ya bildirilmesi
gerekmektedir.

Meslek hastalıkları dışında, işle ilgili hastalıklar ve çalışanları etkileyen hastalıklar kapsamında değerlendirlen ve tanısı kopnan hastalık türlerinin yasal zeminde
tazminat hakkı bulunmamaktadır. İşle ilgili hastalıklar ve çalışanları etkileyen hastalıkların işletmede tespitinin hızlı yapılması meslek hastalıkları konusunda
önleyici tedbirlerin daha sıkı yapılmasına imkan sağlayacaktır. Meslek hastalığı tanı sürecini hızlandıran yöntemlerin başında laboratuar testleri gelmektedir. En
sık kullanılan labratuar testleri 5 grupta toplanabilir[1]:

1. Genel sağlık değerlendirmesi: kan sayımı, akciğer grafisi, EKG, tam idrar analizi.

2. Maruziyete ait nonspesifik testler: ortalama korpusküler volum, ortalama korpusküler hemoglobin konsantrasyonu, eozinofil, karaciğer enzimleri, solunum
fonksiyon testi.

3. Maruz kalınan ajan veya metabolitlerine ait testler: toluen maruziyetinde idrarda hippürik asit, inorganik kurşun zehirlenmesinde kanda kurşun analizi
yapılması gibi.

4. Genetik veya alerji testleri: kronik obstrüktif akciğer hastalıklarında serum alfa 1 antitripsin eksikliği, hemolitik kimyasallara duyarlıkta glukoz 6 fosfat
dehidrogenaz eksikliği, organik madde hiper sensitivitelerinde IgE, IgG bakılması gibi.

5. Kromozomal değişiklikler: Bazı fiziksel ve kimyasal ajan maruziyetleri kromozomal değişiklikler yapabilmektedir.

İşyeri hekimi tarafından yapılan tetkikler neticesinde bazen işçilerde meslek hastalığının varlığına yönelik kuvvetli şüphe ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda
izlenmesi gereken adımları Şekil-1 üzerinden özetlemek gerekirse; işyeri hekimi hastalık şüphesi olan çalışanı ilk farkeden kişi ise, Meslek Hastalıkları Hastanesi
veya yetkili sağlık kuruluşlarına sevk etmek üzere işverene yönlendirmektedir. İşveren ise kendisine bilgilendirme yapıldıktan sonra 72 saat içinde meslek
hastalığı bildirimi yapmak zorundadır. Diğer durumda hasta çalışanın tespiti rutin bir sağlık muaynesi esnasında aile hekimi tarafından farkedildiğinde ise,
doktor hastayı meslek hastalıkları hastanesi veya yetkilendirilmiş sağlık kuruluşlarına yönlendirmektedir. Buradan da yine 72 saat içinde bildirim yapması için
işveren haberdar edilir. Üçüncü durum olarak da çalışanın kendisinde meslek hastalığı belirtilerini farkedip meslek hastalığı hastanesi veya yetkilendirilmiş
sağlık kuruluşuna başvurmasıdır. Aynı şekilde Hastane işvereni haberdar ettikten sonra 72 saat içinde işverenin bildirim yapması gerekmektedir.

Şekil:-1. Meslek Hastalığı Kuşkusunda Sevk Zincir

You might also like