You are on page 1of 601

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 1 9.06.

2017 11:15:31
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINLARI - 961
Edebi Eserler: 28

Genel Koordinatör
Prof. Dr. Mehmet Emin ÖZAFŞAR
Yayın Yönetmeni
Dr. Yüksel SALMAN
Koordinasyon
Yunus AKKAYA
Editör
Mustafa TATCI
Grafik & Tasarım
Mücella TEKİN
Tashih
Mustafa KAYA
Baskı
ACAR Basım ve Cilt San. Tic. A.Ş.
Beysan San. Sit. Birlik Cd. No:26 Haramidere/İST.
0.212 422 18 34
1. Baskı, İstanbul - 2013
Eser İnceleme Komisyon Kararı: 16.05.2013/12
2013-34-Y-0003-961
ISBN: 978-975-19-5853-2
Sertifika No: 12930
© T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı
İletişim
Dini Yayınlar Genel Müdürlüğü
Basılı Yayınlar Daire Başkanlığı
Üniversiteler Mah. Dumlupınar Bulvarı
No:147/A 06800 Çankaya/ANKARA
Tel: 0 312 295 72 93 - 94
Faks: 0 312 284 72 88
e-posta: diniyayinlar@diyanet.gov.tr

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 2 9.06.2017 11:15:31


VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

DÎVÂN-I
İLÂHİYÂT
– SEÇMELER –

Hazırlayan
Dr. MUSTAFA TATCI

Ankara
2013

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 3 9.06.2017 11:15:31


VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 4 9.06.2017 11:15:31
İÇİNDEKİLER

KISALTMALAR..................................................................... 7
TAKDİM.................................................................................. 9
ÖN SÖZ................................................................................. 11

ELMALI
Elmalı..................................................................................... 17

ABDÜLVEHHÂB ÜMMÎ
Abdülvehhâb Ümmî............................................................... 29
Hayatı..................................................................................... 29
Erkânı ve Silsilesi.................................................................. 33
Eroğlu Nûri............................................................................ 44
Eroğlu Nûri’nin Şiirlerinden Seçmeler.................................. 51
Ramazan Armağan................................................................. 57
Ramazan Armağan’ın Şiirlerinden Seçmeler......................... 57
Şeyh Ömer Mazharî............................................................... 58
Mazharî’nin Şiirlerinden Seçmeler........................................ 63

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 5 9.06.2017 11:15:31


6 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Şeyh Zuhûrî............................................................................ 66
Zuhûrî’nin Şiirlerinden Seçmeler.......................................... 68
Abdülvehhâblılara Göre Halvetiyye Erkânı........................... 70
Abdülvehhâb Ümmî’nin Eserleri........................................... 83
Vâhib Ümmî’nin Tesiri.......................................................... 84

DÎVÂN-I İLÂHİYÂT’TAN
SEÇMELER
Dîvân-ı İlâhiyât’tan Seçmeler................................................ 93

ŞİİR DİZİNİ
Şiir Dizini............................................................................. 487

SÖZLÜK
Sözlük................................................................................. 523

KAYNAKLAR
Kaynaklar. ......................................................................... 593

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 6 9.06.2017 11:15:32


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 7

KISALTMALAR
A: Dîvân-ı Vâhib Ümmî, Abdullah Ekiz Nüshası
A.g.e.: Adı geçen eser.
Bk.: Bakınız.
C.: Cilt.
H.: Hicrî
Haz.: Hazırlayan.
k.s.: Kuddise sirrehu
Ktp.: Kütüphanesi.
M.: Milâdî.
M.: Millî Ktp. (Ankara) Nüshası: Yz. 3488/2
Mi.: Michigan (ABD) Üniv. Ktp. Yz. Nu: 859
Nu: Numara.
OE.: Atatürk Kitaplığı, OE. Bl. Yz. 1917.
Ö.: Ölümü
s.: Sayfa.
Ş: Şahsi Ktp. nüsha.
Vb.: Ve benzeri.
Vr.: Varak.
Yp.: Yaprak.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 7 9.06.2017 11:15:32


VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 8 9.06.2017 11:15:32
9

TAKDİM
Divanlar, dilimizin, edebiyatımızın, zevkimizin, zarafe-
timizin, fikir ve gönlümüzün dışavurumunda, taşınmasında,
aktarılmasında takdiri güç bir önemi haizdirler. Şairlerimiz
divanlarında zihin ve gönül dünyalarını ifade ederken dilin
zenginliklerini alabildiğine kullanmış, dili derinleştirerek fik-
rimize derinlik katmışlardır. Zaman zaman bu şiirlerde kendi
iç dünyamızın yansımasını buluruz, bazen ruhumuza işleyen
dokunaklı tasvirler yakalarız, bazen ufkumuzu genişleten
açılımlara rastlarız. Bazen de şaire has, onun öznel alemi-
ne ilişkin ifadeler çıkar karşımıza. Öyle ki, bunlar şairin iç
dünyasını, yaşadığı ortamı, ait olduğu mezhep ve meşrebin
etkilerini yansıtan, her zaman anlayamadığımız, bazen ise ka-
bul edemediğimiz anlamlardır. Bu anlamlar divanın ve şairin
bütünlüğünün bir parçasıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı, divan
klasiklerini yayımlarken bu bütünlüğü zedelemeksizin, esere
halel getirmeksizin yayımlamayı şaire ve esere karşı edebin
gereği addetmektedir. Eserde serdedilen görüşler şairin ken-
dine aittir. Başkanlığın sorumluluğu bu büyük mirası olduğu
gibi aktarmaktır.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 9 9.06.2017 11:15:32


VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 10 9.06.2017 11:15:32
11

ÖN SÖZ
Elmalı, Anadolu’nun henüz kapağı açılmamış hazine
sandığına benzeyen kültür havzalarından biridir. Anadolu’nun
kültür merkezlerine uzak bir beldesini büyük bir irfân hav-
zasına dönüştüren sûfîlerin başında, Vâhib Ümmî, Eroğlu
Nuri Yahşi, Ümmî Sinân gibi manâ sultanları gelmektedir.
Elmalı ve çevresi, bu üç zatın yetiştirdiği mutasavvıf şairler-
le, XVI-XVIII. asırlarda kültür tarihimiz açısından fevkalade
önemli ve dikkati çeken bir bölgesi hâline gelmiştir.
Tarihin bir döneminde yetişen bir aşk ve irfân ehlinin
merkeze uzak bir beldeye attığı tohumun zaman içinde büyük
bir kültür ağacına dönüşmesi ve bu ağacın olgun meyveler
vermesi ne kadar düşündürücüdür.
Yiğitbaşı Ahmed Marmaravî Hazretleri tarafından yetiş-
tirilip memleketi Elmalı’ya gönderilen Halvetî şeyhi mutasav-
vıf şair Vâhib Ümmî de, bir kültür tohumudur. Bu şahsın fi-
kirleri etrafında hâlelenen daire içinde, başta Mazharî, Zuhûrî
ve Eroğlu Nûri Hazretleri olmak üzere Ümmî Sinân ve onun
halifeleri Niyâzî-i Mısrî, Çavdaroğlu Müftî Dervîş, Gülâboğ-
lu Muhammed Askerî, Muslihüddin Mustafa Uşşâkî, Ahmed
Matlaî gibi beş büyük sûfi şair ile Ümmî Sinân’ın oğulları Sü-
leyman Hakîrî ve Selâmî Halil Süleyman Hakîrî ve Hakîrî’nin
yetiştirdiği Kulalı Nüzûlî (vd.) bulunmaktadır. Bunlar şimdiki
bilgimize göre on kişiden fazladır ve bunların her biri, dîvân
tertip edecek kadar şairdir.
Yukarıda “kültür çekirdeği” kavramıyla işaret ettiğimiz
şahıslar etrafında oluşan ve zaman içinde verdiği meyveler-

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 11 9.06.2017 11:15:32


12 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

le yüksek bir kültüre dönüşen “tarihî kültür havzaları” ve bu


havzalarda yazılan eserler, tasavvuf tarihi, dil, folklor ve sos-
yolojik muhtevaları açısından derinliğine ele alınıp incelen-
melidir kanaatindeyiz.
Elmalı kültür havzasında yetişen vahdet-i vücûd düşün-
cesine mensup şairlerin en önemli özellikleri, şüphesiz kla-
sik sûfi terminolojisini Yûnus Emre üslûbuyla işlemeleridir.
Ancak, bu şairler Yûnus geleneğini devam ettirirlerken şiir
diline kendi damgalarını da vurmuşlar, gerek mahalli değer-
leri ve gerekse yaşadıkları rûhî tecrübeleri kendilerine özgü
bir üslupla ifade etmişlerdir. Bu özellikler, Vâhib Ümmî başta
olmak üzere onun silsilesine mensup bütün sûfî şairler için
geçerlidir.
Bu çalışmada, Elmalı’da doğup yetişmiş olan Halvetiyye
erkânına mensup Vâhib Ümmî’nin hayatı ve bilinen tek eseri
Dîvân-ı İlâhiyâtı ele alınmıştır.
Bu araştırmamızın en önemli kaynağı tabiatıyla Vâhib
Ümmî’nin dîvânının yazmalarıyla, tarafımızdan yazılan El-
malı’nın Cânları (İstanbul 2008) ve Ahmet Öğke’nin kaleme
aldığı Elmalı Erenlerinde Manâ Dili (Ankara 2007) adlı ça-
lışmadır.
Vâhib Ümmî’nin hayatı ve şiirleri edebiyat tarihimizde
bir bütün olarak ilk kez ele alınmaktadır. Elinizdeki “Dîvân-ı
İlâhiyât”tan yapılan seçmeler, eserin –bilinen sekiz nüshasın-
dan- beş tanesinin karşılaştırmasıyla ortaya konulmuştur. Söz
konusu yazmaların künyeleri şöyledir:
Şahsi nüsha; Abdullah Ekiz nüshası; Millî Kütüphane
nüshası (Mecmua) Yz. Nu: 3488; Michigan (ABD) Üniver-
sitesi Ktp. Nüshası, Şarkiyat/Türkçe Yz. Nu: 859; Atatürk Ki-
taplığı, OE. Yz. 1917.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 12 9.06.2017 11:15:32


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 13

Vâhib Ümmî Divânı’nda 517 ilâhî mevcuttur. Elinizde-


ki seçmelere bu şiirlerin 430 tanesi alınmıştır. Şiirlerin çe-
virilerinde en doğru olan şekil tercih edilmiş, nüsha farkları
gösterilmemiştir. Bazı metinlerde geçen Arapça ve Farsça
kelimelerdeki hurûf-ı imlâ (â, î, û) vezin gereği uzatmasız
yazılmıştır. Bu husus metinler okunurken dikkâte alınmalıdır.
Şiirlerini aruz ve heceyle yazan Elmalılı Abdülvehhâb
Ümmî, Yûnus Emre geleneğine bağlıdır. Eserlerinde aşk ve
irfanı kaynaştıran, vahdet-i vücûd düşüncesini mahallî kültür
ve kavramlarla samimi bir şekilde işleyen Vâhib Ümmî, XVI.
asrın en önemli aşk ahlakçılarından biri olduğu hâlde ona bu-
güne kadar maalesef gereken ilgi gösterilmemiştir. Mahallî
klasiklerimizden biri olan Vâhib Ümmî Hazretleri, tasavvuf
felsefesi açısından Yûnus’tan daha özgün olmamakla birlikte,
şiirlerinde, bazı tarihî değerleri günümüze taşıması açısından
da oldukça önemlidir. Vâhib Ümmî, “Dîvân-ı İlâhiyât”ını
sülûkunu tamamladıktan sonra tanzim etmiştir. Zira burada
bulunan nutk-ı şeriflerin hemen tamamı, irşâdî ve tâlimî bir
mahiyet arzetmektedir. Mutasavvıf şairin manzumeleri dünün
ve bugünün insanına, aşk ve ahlâk dilimizin kurucusu Yûnus
Emre gibi İslâm’ın hakikat yönü olan tasavvufun dinamizmi-
ni, aşk, yaratılış, varlık, bilgi anlayışını, diğer ledünnî pek çok
konuyu basite düşmeden, en sade ve en anlaşılır ifadelerle
anlatmakta, öğretmekte, ilâhî ahlâka ve kozmik bilince en ko-
lay yoldan nasıl ulaşılacağına dair ipuçları vermektedir. Onun
eserlerinde kullandığı dilin gerek sadeliği ve gerekse edebî bir
dil olarak değeri de, ayrıca Türkçe’nin zaferi kabul edilme-
lidir. Vâhib Ümmî, tıpkı Yunus Emre gibi, mahallî unsurları
şiir diline sokarak Türkçe’nin edebîleşmesi yolunda katkıda
bulunan şairlerin başında gelmektedir.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 13 9.06.2017 11:15:32


Abdülvehhâb Ümmî ile XVI. asırda Elmalı’da başlayan
güzel ve sade Türkçe ile şiir söyleme geleneği XIX. asır sonla-
rına kadar devam etmiştir. Bu geleneğe bağlı mutasavvıfların
Toroslarda ve Türkmenler arasındaki ahlâkî ve edebî faaliyet-
leri Anadolu insanının gönül dünyasını beslemiş durmuştur.
Başta Vâhib Ümmî olmak üzere bu havzada yetişen Hak ve
hakikat âşıkları, dört asra yakın bir süre dirilik, dirlik ve birlik
nefesini Torosların zirvesinden Müslüman Türk’ün gönlüne
bahar yeli gibi üfleyip durmuştur. Vâhib Ümmî’nin gönlünden
damlayan bu nefesler hiç şüphesiz günümüz insanına da hayat
iksiri olacaktır.
Elinizdeki “Dîvân-ı İlâhiyâttan Seçmeler” derdine der-
man arayan susamış gönülleri bir büyük aşk ve irfân sahibiyle
tanıştırabilirse hedefine ulaşmış olacaktır.
İmdi, buyrun aşk ile irfân sofrasına.

Dr. Mustafa Tatcı


Ankara 2013

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 14 9.06.2017 11:15:32


ELMALI

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 15 9.06.2017 11:15:32


VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 16 9.06.2017 11:15:32
17

ELMALI
Şehri Elmalı
Cânda bulmalı
Niyâzî-i Mısrî
Antalya (Teke) bölgesi Anadolu coğrafyasının en önemli
yerleşim ve ticâret merkezlerinden biridir. Bu bölge, bir iskân
alanı olarak tarih boyunca daima bir cazibe merkezi olagelmiştir.1
Bu özellik, sâhilden hayli uzak kabul edebileceğimiz Antalya’nın
kuzey batı cephesine düşen ve yaylağı konumunda olan Elmalı
yöresi için de geçerlidir.
Teke bölgesinin Selçuklu Türkleri tarafından XII. asır başla-
rından itibaren fethedildiği bilinmektedir. Bu fütûhat hareketleri
bölgede Hamidoğulları Beyliği’nin (M. 1280-1391) teşekkülüne
kadar devam etmiştir. Diğer bölgelerde gerçekleştirilen uygula-
malar gibi bölgeye ilk gelen Türkmenler bu coğrafyanın vatan
hâline gelmesi için, doğal olarak, düzenli bir iskân faaliyetine gi-
rişmişler; toprağı işleyerek plânlı bir ziraat ve dolayısıyla ekono-
mik faaliyet başlatmışlardır. Ancak, bu düzenli iskân faaliyetleri
ve iktisâdî hayat, o bölgenin bir vatan olması için yeterli değildir.
Coğrafyanın vatan hâline gelmesi için en önemli hususlardan bi-

1 Şahabettin Tekindağ, Teke İli, İslam Ansiklopedisi, C. XII/1, s. 124; Aynı


Yazar, Teke İli ve Teke Oğulları, Tarih Enstitüsü Dergisi, s. 7-8, 1976-
1977; Ahmet Refik, “Fatih Zamanında Teke İli”, Türk Tarih Encümeni
Mecmûası, Nu: 79/2, İstanbul 1340, s. 65, 66; Abdullah Ekiz, Dünden
Bugüne Elmalı, Elmalı 2001; Refik Turan, “Tarihimizde ve Kültürümüzde
Elmalı”, Millî Folklor, 8, (Aralık 1990), s. 4-7.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 17 9.06.2017 11:15:32


18 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

risi de, kültürel hayattır. Millî kültür ise o toplumun âlim, ârif ve
san’atkâr kişileriyle meydana gelecektir.
Yukarıda coğrafyanın vatan olması için gerekli olan düzenli
iskân, iktisat ve kültür faaliyetlerinin Elmalı’da yöreye ilk gelen
Türkmenler tarafından gerçekleştirildiğini açıkça görüyoruz.
Elmalı, Selçuklu Türkleri tarafından alınmıştır. Bölgenin
fethi, Antalya’nın fethiyle birlikte değerlendirilmelidir. Türkler,
Toroslar’ın batısında ilk kez, Sultân İzzeddîn Mes’ûd (1118-
1155) zamanında görülmeye başlamışlardır, Bu dönemde bizzat
Türk Sultânı’nın gerçekleştirdiği sefer 1142 tarihine tesadüf et-
mektedir. Bu sefer sırasında Göller Bölgesi ve Antalya çevresi,
Türk askerî ve siyasî kudretini tanımıştır. Fakat karakol vazifesi
gören Uluborlu ve Antalya kalelerinin alınamayışı, seferin bir
akın olarak kalmasına sebep olmuştur. Güney Batı Anadolu, daha
sonraki yıllarda Türkler, Bizanslılar ve Haçlı orduları arasında
ağırlıklı bir mücadele alanı olmuştur. II. Haçlı Seferi 1147 tarihin-
de iki parça hâlinde Anadolu’ya gelen Haçlılarla gerçekleşmiştir.
Bazı kaynaklara göre yaklaşık olarak altı yüz bin kişi kadar olan
ilk kafile2, Alman İmparatoru III. Konrad komutasında Eskişe-
hir’e kadar gelmiş ve burada Selçuklu Sultânı Mes’ûd tarafın-
dan imha edilmiştir. İkinci kafile ise, Fransız Kralı XVII. Saint
Louis komutasında Anadolu’ya gelmiştir. Bu ikinciler önce gi-
denlerin âkıbetine uğramamak için Batı Anadolu’ya yönelmişler,
Ege sahil şeridinden bugünkü Antalya Toroslar’ına inmişlerdir.
Bu sırada Haçlıların ihtiyaçları yüzünden zarar gören yerli Rum
halkı da, zaman zaman Haçlı ordularıyla mücadeleye girişmiştir.
Denizli ile Antalya arasında -muhtemelen Korkuteli ve Elmalı
civarında- meydana gelen bir Rum-Haçlı savaşında Rumlardan
kaçan bir kısım asker, Türklere sığınmak zorunda kalmıştır. İmha

2 Bu rakam, mübalağalı olarak yedi yüz bine kadar çıkarılmaktadır. Ancak


bunun imkânsız olduğu da meydandadır.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 18 9.06.2017 11:15:32


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 19

etmek maksadıyla geldikleri insanlardan merhamet dilenir du-


ruma gelen bu bir kısım haçlı, artık Türklerin kılıcından ziyade,
Rumlar’ın hıyânetinden kaçar olmuşlardır. Aç, sefil, yorgun, bit-
kin ve yaralı insanlarla mücadeleden vazgeçen Türkler, bunlara
yardım elini uzatmıştır. Açlar doyurulmuş hasta ve yaralı olanlar
da tedavi edilmişlerdir. Sonuçta haçlılardan 3000 kadarı da Müs-
lüman olmuştur. Sonucu gören Odon de Deuil adlı bir papaz, bu
durumu, “Ey hıyânetten daha zâlim olan merhamet” sözüyle an-
latarak tarihe dipnot düşmüştür3.
İşte, zulmet ve merhametin çatıştığı böyle bir ortamda Ana-
dolu’nun pek çok yöresi gibi Elmalı’ya da Türk-İslâm kültürünün
damgası vurulmaya başlanmıştır.
Antalya ve çevresi ilk olarak I. Gıyâseddîn Keyhüsrev tara-
fından 5 Mart 1207 tarihinde fethedilmiştir4. Daha sonra buradaki
Hristiyan halkın ayaklanmasıyla bir ara elden çıkan bölge, 1218
tarihinde I. İzzeddîn Keykavus tarafından tekrar fethedilmiştir.
Muhtemelen Elmalı da bu tarihlerde tam anlamıyla Türklerin eli-
ne geçmiştir denebilir.
Beldenin adının, gerek Rumeli, gerekse Anadolu’da çeşit-
li yerlerinde görülüp kullanılan Türkçe “Elmalı” şeklindeki yer
adından başka bir şey olmadığı açıktır. Armutlu, Ayvalı, Narlı,
Kozlu, Cevizli vb. gibi örnek yer adları göz önüne alınacak olur-
sa, buranın Türkler tarafından kurulmuş olduğu kabul olunabilir.5
Selçuklu Devleti’nin son yıllarında, Göller bölgesinde Ha-
mit Oğulları Beyliği’ni kuran Dündar Bey (ö. 1324) Antalya’yı
da alarak burasını çevresiyle birlikte Yunus Bey’e verir. Bölge-
de, Yunus Bey’le birlikte yeni bir dönem başlar. Teke Oğulları
3 Bkz. Osman Turan, Selçuklular Tarihi ve Türk İslâm Medeniyeti, İstanbul
1969, s. 220-222.
4 Abdullah Ekiz, Dünden Bugüne Elmalı, Elmalı 2000, s. 26.
5 Abdullah Ekiz’in tespitine göre ilçe erken dönemde “Elmalı” adını al-
mıştır. 822/1419 tarihli bir vakfiyede de bu açıkça görülmektedir. Bkz.
Abdullah Ekiz, A.g.e., s. 31.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 19 9.06.2017 11:15:32


20 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Beyliği (1299-1423) adıyla anılan beylik zamanında, Tekeli Türk


boyları, Anadolu Selçukluları tarafından bölgeye sistemli olarak
yerleştirilmişlerdir.6 Bölgeye kendi adlarını da veren bu Türkler,
Elmalı’yı kurmuşlardır. Öte yandan gerek Teke Beyleri’nin, ge-
rekse Osmanlı devrindeki Teke Sancak Beyleri’nin bu bölgeyi
yaylak olarak kullanmaları ve hatta bazı tarih kitaplarında Teke
Sancağı’nın merkezi olarak Antalya yerine Elmalı’nın gösteril-
mesi, kasabanın kuruluşu ile ilgilidir. Yine kasabanın bulunduğu
alanın Türklerce askerî ve jeopolitik açıdan değer taşıdığının bir
işaretidir.
Elmalı merkezlere ve askerî yollara uzak olduğu için başlan-
gıçta fazla gelişmemişse de, sonraları kendi iç kaynaklarını de-
ğerlendirerek o bölgedeki ekonomik faaliyetin merkezi olmuştur.
Osmanlı devrinde kâdı’nın bulunduğu idarî merkez olan Elmalı,
Konya vilâyetinin Teke Sancağına bağlı bir kasaba sıfatıyla anıl-
maktadır. Sonradan ilçe hâline gelmiştir.7
Elmalı, bilhassa XV-XVI. asırlardan itibaren Anadolu’nun
önemli kültür havzalarından birisi olmuştur. Bunda o yörede ye-
tişen idarecilerin yanında, ahîlerin; âlim ve mutasavvıf şahsiyet-
lerin önemli bir etkisi vardır.
Siyâsî ve Kültürel faaliyetlerin uzağında kalan bu beldede,
başta, Hacı Bektaş-ı Velî ocağını uyandıran Abdâl Musâ ve Hal-
vetiyye çerâğını yakan Vâhib Ümmî olmak üzere pek çok muta-
savvıf şahsiyet yetişmiştir. Ortaya koydukları eserlerle, gerçekte
bölgenin bir kültür havzası olmasını sağlayanlar da bu gönül ve
aşk adamlarıdır. Yörede bu zatlardan başka, Horasan melâmet
kültürünü yaşatan, Haydar Baba, Debbâğ (Tabak) Baba, Kep-
çe Baba, Çoban Baba, İsmail Eren, İshak Dede, Mahmud Dede,
Baltası Gedik gibi pek çok “baba” ve “ocak” bulunmaktadır.
6 Abdullah Ekiz, A.g.e., s. 27.
7 Şemseddîn Sâmî, Kâmûsü’l-Â’lâm, C. II, İstanbul 1306, s. 1025.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 20 9.06.2017 11:15:32


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 21

Türk toplumunun sosyal çatısını oluşturan bu Horasan erenlerin-


den topluma yansıyan kültürün izleri bugün de mevcuttur.
Yukarıdaki ifadelerimizden da anlaşılacağı üzere Elmalı,
XIV. yy.’dan itibaren Abdâl Musa8 ve Kaygusuz Abdâl9 ile baş-
layan, XVI. yüzyılda Vâhib Ümmî, Eroğlu ve XVII. yüzyılda
Ümmî Sinân ile devam eden sûfi şairlerin yetiştiği ve Türkçe’nin
edebî ve manevî bir dil olarak işlendiği önemli kültür havaları-
mızdan birisidir. Elmalı’nın bu özelliği, Vâhib Ümmî, Niyâzî-i
Mısrî ve Nüzûlî tarafından, daha o asırlarda fark edilmiş ve şiir
diliyle özlü bir biçimde anlatılmıştır. Esasen Niyâzî ve Nüzûlî’ye
ait olan –aşağıda zikredeceğimiz- belgesel nitelikli manzume-
lerde, Elmalı’nın şahsında şehrin kalbi konumunda olan Hak
dostları dile getirilmektedir. Şehir-insan ilişkisini ortaya koyan
bu manzumelerin ayrıca incelenmesinde yararlar vardır. Vâhib
Ümmî Elmalı’dan bahsederken şöyle diyor:
Âşıkâne dinler isen sözümüz olsun beyân10
Âşıka hiç gizli yokdur cümlesi günden ayân
Süregör devrânını bâkî değildir bu cihân
Yaz olıcak Elmalı gûyâ ki Cennet’dir hemân
Seyr-i hikmet bâğının imâmıyam gelsin uyan
Aç gözün kaldır hicâbı sen bu gafletden uyan
Ehl-i işret âşıkız güftârımız olmaz yalan
Yaz olıcak Elmalı gûyâ ki Cennet’dir hemân
Açılıpdır bâğ-ı hüsnün gülleri gelsin deren
Vasfını zikreylesem gelmez dile gelsin gören
Tevhîdin ma’nâsına ârif durur bunu diyen
Yaz olıcak Elmalı gûyâ ki Cennet’dir hemân
8 Bkz. Abdurrahman Güzel, Abdal Musa Velâyetnâmesi, Ankara 1999.
9 Bkz. Abdurrahman Güzel, Kaygusuz Abdal Menakıpnamesi, Ankara 1999.
10 Vâhib Ümmî, Dîvân, Şahsi Ktp. Nüsha, s. 116

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 21 9.06.2017 11:15:32


22 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Dinlesin esrârımı kim cânını hayrân eden


Câhil olmaz âlim olur şi’rimi seyrân eden
Sırrıdır esrârımın âşıkları handân eden
Yaz olıcak Elmalı gûyâ ki Cennet’dir hemân
Vechinin esrârının manâsını gelsin yazan
Aşk içinde gel dedim âşıklara etdim ezân
Cân içinde gizlidir gelsin bunu bizden yazan
Yaz olıcak Elmalı gûyâ ki Cennet’dir hemân
Boş değildir salınır içi dolu meh-rû hubân
Hak Ta’âlâ zâtının ilhâmıdır olmaz yalan
Aklı yok dîvânedir şehri koyup dağa giden
Yaz olıcak Elmalı gûyâ ki Cennet’dir hemân
Dünyanın ma’mûrunu bi’l-külli hep yalan bilen
Rûhumun esrârını zâhir değil vicdân bilen
On sekiz bin âlemi levhimdeki pinhân bilen
Yaz olıcak Elmalı gûyâ ki Cennet’dir hemân
Ey birâder dü cihânda âşıka yokdur mekân
Doğrulup gelse ecel kimseye vermez amân
Bunda fehm et nefsini yarının olmasın yalan
Yaz olıcak Elmalı gûyâ ki Cennet’dir hemân
Yer yüzünde bir dahi seyr eyledim akrânı yok
Hamdülillah çok şükür tevhîdimin noksânı yok
Bî-nişândan gayrı yerde Vâhib’in nişânı yok
Yaz olıcak Elmalı gûyâ ki Cennet’dir hemân
Niyâzî-i Mısrî (ö. 1694), hatıralarına da kaydettiği bir şiiri-
nin kenarına “Elmalı’da azîzim Ümmî Sinân Hazretlerini ziyâre-
te giderken Elmalı göründükde tulû etmiş idi bu ilâhî” şeklinde
bir kayıt koymuştur;

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 22 9.06.2017 11:15:32


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 23

Dost illerinin menzili key âli göründü11


Derd-i dile dermân olan Elmalı göründü
matlaıyla başlayan bu şiirinde Niyâzî, yaşadığı belde ile Ümmî
Sinân’ı aynîleştirir. Diğer bir murabba’ında ise kalblerinin has-
talığından kurtulmak isteyen kişileri Elmalı’ya, Ümmî Sinân’a
davet eder:
Kanı bir mürşid-i kâmil isteyen12
Yetiş Elmalı’da Ümmî Sinân’a
Kalbim marazından kurtulam diyen
Yetiş Elmalı’da Ümmî Sinân’a
Gerçi her köşede şeyhim der çokdur
Binde birinin kim irfânı yokdur
Mürşid-i kâmilin tarîkı Hak’dır
Yetiş Elmalı’da Ümmî Sinân’a
Allah fillah irşâd yoluna durmuş
Yolıla ehlinden usûlün almış
Sînesi nûr ile öylece dolmuş
Eriş Elmalı’da Ümmî Sinân’a
Âyetin hadîsin sırrın anlayan
Dâim tevhîd ile gönlün eyleyen
Bî-çâre Mısrî’nin sözün dinleyen
Eriş Elmalı’da Ümmî Sinân’a
Vâhib Ümmî’nin halîfelerinden Mazhar Efendi tarafından ye-
tiştirilen Kulalı Seyyid Mustafa Nüzûlî (ö. 1744)’nin de bir zaman
Elmalı’da konakladığı, Ümmî Sinan’ın oğlu Süleyman Hakîrî’den
feyz aldığı ve bilâhire hilâfetle Kula’ya gönderildiği anlaşılmak-
tadır. Nüzûlî bir şiirinde özlem duyduğu Elmalı için şöyle söyler:

11 Muhammed Nûr, Mısrî Niyâzî Dîvânı Şerhi, İstanbul 1976, s. 270.


12 Kenan Erdoğan, Niyâzî-i Mısrî Dîvânı, Ankara 1998, s. 182.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 23 9.06.2017 11:15:32


24 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Be yârenler, neyliyeyim n’ideyim13


Yine Elmalı’yı özledi bu cân
Mevlâm yol verirse yine gideyim
Cennet-i âlâya benzer o mekân
Akar suyu Kevser şarâbı gibi
Kokusu var cennet türâbı gibi
Ümmî Sinân gibi, Vehhâbî gibi
Ne azizler zuhûr etti bir zaman
Kişi varıp ol diyârda kalıcak
Kamu dertlerine derman bulıcak
Vehhâb Efendi demiş: Yaz olıcak
Elmalı gûyâ ki cennettir heman
Bizim diyârımız kande, o kande
Biricik varıp görür müydün sen de
İllâ bir azîze duş olduk anda
Vasf-ı medhinde âcizdir bu zebân
Nüzûlî bendesidir ol sultânın
Şimdi kâmilidir devr-i zamânın
Mahlâsı Hakîrî, ismidir anın
Şeyh Süleyman ibni Şeyh Ümmî Sinân
Nüzûlî’nin, Elmalı’dan -ve Elmalılı Ümmî Sinân’ın oğlu
Şeyh Süleymân Hakîrî’den- bahsettiği ikinci bir manzûmesi de
şöyledir:
Bi-hamdillah nasîb etdi
Şehr-i Elmalı’yı Mevlâ
Anda bizi karîb etdi
Bir azîze kadri a’lâ

13 Mustafa Tatcı, Elmalılı Ümmî Sinân, Ankara 1998, s. IX-X.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 24 9.06.2017 11:15:32


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 25

Şerîat kâlinin eri


Tarîkat yolunun pîri
Hakîkat ilinin nûru
Kelâmı hep dürr-i yektâ
Rümûz ile dese pendi
Zebânından akar kandi
İsmi Süleymân Efendi
Nûr-ı mahz olmuşdur gûyâ
O sultâna bizi Allâh
Duş eyledi hamdüli’llâh
Sinân Ümmî gibi ol şâh
Azîzin oğludur cânâ
Hem sırrı Ümmî Sinân’ın
Anda mevcûddur inanın
Hayır duâ ile anın
Himmetin ederiz recâ
Şehr-i Elmalı’da ey cân
Medfûn olmuş Ümmî Sinân
Zihi bahtulu ol mekân
Evliyâya oldu mekân
Anda yatar kutbü’l-aktâb
Ol pîrimiz Abdülvehhâb
Revân olmuş akar cû-âb
Gûyâ ki Cennetü’l-mevâ14
XVII. asırdan sonra beldede yetişen sûfîlerin çoğunun med-
rese kökenli olması ve bu kişilerin ellerinin kalem tutup, şiir gibi
kültür taşıyıcı özelliği olan çok etkili bir vasıtayı, fevkalade sade

14 Mustafa Nüzûlî, Dîvân-ı Mustafa Nüzûlî, İstanbul 1331, s. 56.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 25 9.06.2017 11:15:32


26 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

ve estetik bir dil ile kullanmaları, bölgenin kültürel yönden ge-


lişimini etkilemiştir. Eli kalem tutan medrese kökenli sûfîlerin
başında Ümmî Sinân15 gelmektedir. Günümüzde bu medrese ve
dergâhlarda yetişen kişilerin bıraktığı kültürel mirâstan hâlâ izler
bulunmaktadır.
Yukarıda belirtildiği gibi, bilhassa yetiştirdiği mutasavvıf
şahsiyetlerle tarihî ve kültürel yönden son derece zengin bir yer
olan Elmalı, Oğuz Türklerinin yaşadığı saf ve köklü bir Türk bel-
desidir16. Çevresindeki köylerin isimlerine baktığımızda bunların
çoğunun Türk boylarının isimleri olduğu görülecektir. Bunlardan
bazılarının isimleri şöyledir: Akçainiş, Avşar, Bayat, Bayındır,
Bayralar, Beyler, Bozhüyük, Büyüksöyle, Düdenköy, Eymir, Es-
kihisar, Karamık, Pirhasanlar, Salur, Sarılar, Tavullar, Yapraklı,
Yuva, vd.
Burada söz konusu ettiğimiz erenlerin kaleme aldıkları ede-
bî ve tasavvufî metinlerdeki sâde, saf ve güzel Türkçe, esasen bu
kişilerin Türkmen kocası Yûnus Emre damarından beslenen birer
Türk sûfîsi olmalarından kaynaklanmaktadır.
Elmalı kültür havzası, bu tarihî ve kültürel karakteriyle ger-
çekte, kültür tarihçilerinin, halk bilimcilerinin, sosyologların,
edebiyat ve tasavvuf tarihçilerinin incelemesi gereken bâkir bir
alandır. Burada, başta söylediğimiz cümleyi tekrar söyleyelim:
Bölgede yetişen mutasavvıfların eserleri henüz kapağı açılma-
mış bir hazîne sandığı gibidir. Artık bu hazîne sandığının kapağı
açılmalıdır.
15 Mustafa Tatcı, Elmalının Canları, İstanbul 2008.
16 Bkz. Süleyman Fikri, Antalya Livası Tarihi, İstanbul 1338-1340. (Giriş);
Abdullah Ekiz, Dünden Bugüne Elmalı, Elmalı 2000, s. 55.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 26 9.06.2017 11:15:32


ABDÜLVEHHÂB
ÜMMÎ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 27 9.06.2017 11:15:32


VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 28 9.06.2017 11:15:32
29

ABDÜLVEHHÂB ÜMMÎ

Hayatı
Büyük gönül adamı ve mürşid olan Vâhib Ümmî’nin
tam künyesi Abdülvehhâb el-Ümmî el-Elmalî el-Halvetî’dir1.
Şeyh Vâhib Ümmî adıyla tanınmıştır. Lakabı Ümmî olmakla
birlikte, bu ümmîliğin okur yazarlıkla değil, tasavvufî manâ-
da irfân sâhibi olmakla ilgili olduğunda şüphe yoktur.2 Vâhib
Ümmî’nin silsilesini devam ettiren Eroğlu Nûri ve Sinân-ı
Ümmî’de de görüldüğü üzere, Abdülvehhablı sûfîlerin ge-
leneğinde “Ümmî” lakabı tasavvufî/irfânî anlamda kulla­
nılmaktadır.
Vâhib Ümmî Elmalı’da doğmuştur. Doğum tarihi belli
değildir. Uzun bir ömür sürdüğünü, dîvânındaki;

1 Hüseyin Ayvansarayî, Tezkire-i Meşâyıh, Süleymaniye Ktp. Uşşâkî Tek-


kesi Bl. Yz. Nu: 365, vr. 41b; Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî, (Haz. M. Tat-
cı-C. Kurnaz), C. II, Ankara 2001, s. 1149; Fehmi Kuyumcu, Evliyânın
Dilinden, Ankara, Tarihsiz, s. 371; Ali Torun, “I6. Asır Mutasavvıf Halk
Şairlerinden Vâhib Ümmî’nin Hayatı, Mahlası ve Tarikati”, Adımlar, 1
(Ocak 1989), 14-17.
2 Gölpınarlı, geleneği ve tarihî belgeleri gözardı ederek ve biraz da zorlaya-
rak, Vâhib Ümmî’nin Vâhib Emre olabileceğini belirtmekte ise de (bkz.
Yunus Emre ve Tasavvuf, İstanbul 1961, s. 89), bu doğru değildir. Şeyh
Eroğlu Ümmî ve Sinân Ümmî’de de gördüğümüz gibi Abdülvehhâblı-
lar’ın geleneğinde bu lakap tasavvufî manâda kullanılmaktadır.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 29 9.06.2017 11:15:32


30 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Oturursam kalkamazam3
Âh kocalık vâh kocalık
Kalkar isem oturamam
Âh kocalık vâh kocalık
*
Nic’edeyin neyleyeyin4
Âh kocalık vâh kocalık
Derdim kime söyleyeyim
Âh kocalık vâh kocalık
şeklindeki dörtlüklerle başlayan şiirlerinden anlamaktayız5.
Türbesindeki eşinin ve iki çocuğunun merkadlerinden anlaşıl-
dığına göre evlidir ve iki erkek evlâdı vardır. Nitekim bir yerde
“Anladım düşman imiş oğlum kızım mâlım benim” diyerek
-çocuklarının olduğuna dair- hem bir hakikati dile getirir hem
de Tegabün suresinin 15. âyetine telmihte bulunur. Bu âyette
şöyle denilmektedir: “Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin
için bir imtihandır. Büyük mükafat ise Allah’ın yanındadır.”
*
Aşk-ı daimî sahibi olan bu büyük ârif, “Aşk oduna kim
yanarsa ol bilir hâlim benim/Cân u dilden kim Hû derse ol
bilir kâlim benim” diyerek kendisini ancak Hak âşıklarının
anlayabileceğini belirtir.
Bir yerde “Ömrüm tamâm olmayınca ölüm yokdur hergiz
bana/Âşık cânın ma‘şûk alır yok var eden gelsin beri” diyen
Vâhib Ümmî, 1 Şa’bân 1004/ M. 30 Mart 1596’da memleke-

3 Vâhib Ümmî, Dîvân, Şahsi Ktp. Nüsha, s. 288.


4 Vâhib Ümmî, A.g.e, s. 288.
5 Hüseyin Vassâf, Vâhib Ümmî’nin uzun bir ömür sürdüğünü “Şeyhinin
târîh-i irtihâli 910/(1504-05) olmasına göre muammerînden oldukları anla-
şılır.” cümlesiyle anlatır. Bkz. Sefîne-i Evliyâ, İstanbul 2006, C. IV, s. 242.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 30 9.06.2017 11:15:32


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 31

ti Elmalı’da maşûkuna dönmüştür.6 Vefatına “vefât-ı nâsût”


terkibiyle tarih düşürülmüştür. Elimizdeki Vâhib Ümmî ah-
fadından kaldığı anlaşılan yazma nüshanın sonunda bulunan
“Ceddim Vehhâb Ümmî’nin vefâtı 10068 (M. 1597)” şeklinde-
ki kayıttan mutasavvıfımızın yukarıda verdiğimiz tarihten bir
sene sonra vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Vâhib Ümmî’nin Pınarbaşı’ndaki türbesi hâlen bir ziya-
ret yeridir.

Vâhib Ümmî’nin Elmalı’da bulunan türbesi 2012

Evliyâ Çelebi, Seyahatnâme’sinin “Ziyâretgâh-ı Elmalı


Şehri” başlıklı bölümünde, Vâhib Ümmî türbesinden şöyle
bahseder: “Pınarbaşı’nda Abdülvehhâb Efendi’nin bir me-
siregâh âsitânesi var kim cümle ehibbâ ve erbâb-ı zurefânın

6 Hüseyin Ayvansarayî, Tezkire-i Meşâyıh, Süleymaniye Ktp., Uşşâkî Tek-


kesi Bl. Yz. Nu: 365, vr. 41b; Nail Tuman, A. g. e., s. 1149; Süleyman
Fikri, Antalya Livası Tarihi, I, İstanbul 1338-1345, s. 186. Süleyman Fikri
Erten, Antalya Tarihi, Antalya 1948, s. 43.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 31 9.06.2017 11:15:32


32 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

ârâmgâh ve namâzgâhıdır. Anda bir kubbe-i âlî içinde med­


fûndurlar. (Ks.)”7
Vâhib Ümmî hakkında Müstakimzâde Süleyman Sadet-
tin de, Mecelletü’n-Nisâb’ında şunları kaydetmektedir:
“Mahlâsü’ş-Şeyh Abdülvehhâb el-Ümmî el-Elmalî
el-Halvetî, ehaze et-Tarîkate an Yiğitbaşı el-Marmarî”8
(Şeyhin mahlası Abdülvehhâb el-Ümmî el-Elmalî el-Hal-
vetîdir. Yiğitbaşı el-Marmarî vasıtasıyla tarîkate intisap etti.)
*

Vâhib Ümmî’nin çile çıkardığı mağara. Şimdilerde içi yıkılmış hâlde. 2012

Süleyman Fikri Bey’den öğrendiğimize göre Vâhib


Ümmî, irşâd faaliyetlerini bugün medfûn bulunduğu Pınarba-

7 Evliya Çelebi, Seyehatnâme, C. IX, İstanbul 1935, s. 280; Evliya Çelebi


Seyâhatnâmesi, (Haz. S. Ali Kahraman vd.), İstanbul 2011, YKP Yayınla-
rı, C. IX, s. 143.
8 Müstakimzâde Süleyman Sadettin, “Mecelletü’n-Nisâb, Tıpkıbasım, An-
kara 2000, Vr. 433.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 32 9.06.2017 11:15:32


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 33

şı’ndaki aslı türbenin bitişiğindeki dergâhta sürdürmüştür. Bu


hânkâh, 1925 tarihinde yıktırılmıştır.9

Erkânı ve Silsilesi
Abdülvehhâb Ümmî, Halvetiyye tarîkatinin “Orta kol”
diye anılan kolunun kurucusu Yiğitbaşı Ahmed Marma-
ravî’nin (ö. 1505 Manisa) yetiştirdiği bir sûfidir.10
Halvetiyye tarikati, adını kurucusu Ebu Abdullah Sirâ-
cüddin Ömer b. Ekmeleddîn el-Lahcî el-Halvetî (ö. 1349 ?)
adlı zâttan almıştır. Bu zât, Tebriz, Şamahı, Mısır ve Hicâz
gibi yerlerde eğitim faaliyetlerinde bulunmuştur. Ömer Hal-
vetî boş bir çınar ağacının içinde halvet çıkardığı ve Cenâb-ı
Hakk’ı tenhada zikretmekten hoşlandığı için bu meslek onun
meşrebine izafeten Halvetiyye diye adlandırılmıştır.
Halvetiyye erkânında yetişen Hak âşıkları daha ziyade
halvet zevkiyle yaşar, ibadetlerini tenha yerlerde yapmaktan
hoşlanırlar. Vâhib Ümmî, Ümmî Sinân ve Mehmed Niyâzî-i
Mısrî Hazretleri de aynı meşrepte birer sûfîdir.11
9 Süleyman Fikri Erten, Antalya Tarihi, Antalya 1948, s. 45.
10 Bk. Yiğitbaşı Ahmed Marmaravî, Risâle-i Tevhîd, Millet Ktp., Ali Emirî,
Şer’iyye Bl. Nu: 1343/3, vr. 44a; Yiğitbaşı Ahmed Marmaravî, Silsile-i
Ehl-i Tarîkat, Süleymaniye Ktp. Hacı Mahmud Ef. Bl. 2745/1, 4b; Şeyhi
Mehmed Efendi, Vekâyiü’l-Fudalâ, (Haz. A. Özcan), C. I, İstanbul 1989,
s. 50; Seyyid M. Emin b. Mehmed Kâsım Halvetî, Dîvân-ı Seyyid, Millî
Ktp. FB. Nu: 269, vr. 30a-30b. Hüseyin Ayvansarayî, Tezkire-i Meşâyıh,
Süleymaniye Ktp. Uşşâkî Tekkesi Bl. Yz. Nu: 365, vr. 41b; Nail Tuman,
Tuhfe-i Nâilî, (Haz. M. Tatcı-C. Kurnaz), C. II, Ankara 2001, s. 1149;
Ahmet Ögke, Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî, Hayatı-Eserleri-Görüşleri,
İstanbul 2001, s. 47-48.
11 Halvetîlerle ilgili bilgi için bkz. Hulvîzâde Cemâleddîn, Lemazât-ı Hul-
viyye, Süleymaniye Ktp. Hacı Mahmud Bl. Nu. 430, vr. 118a-151b; Sâ-
dık Vicdânî: Tomar-ı Turuk-ı Aliyye,Tarikatler Ve Silsileleri, (Haz. İrfan
Gündüz), İstanbul 1995; Şapolyo, Enver Behnan: Mezhepler Ve Tarikatler
Tarihi, İstanbul 1964; Yaşar Nuri Öztürk, Kuşadalı İbrahim Halveti, İs-

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 33 9.06.2017 11:15:32


34 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Halvetîlikte sâlik seyr ü sülûkunu nefis merhalelerini


aşarak tamamlar. Yedinci makam olan sâfiye (kâmile) nefse
ulaşmak için Kur’ân-ı Kerîm’den alınan Hakk’ın yedi es-
mâsını zikreder. Hilâfet sahipleri velâyet ve nübüvvet sırrına
vâkıf olmak ve ulaşmak için bu yedi esmâ üzerine beş esmâ
daha ilave edebilirler.12 Bu yolun evrâdı (=her gün okuması
gereken duaları), Büyük Pîr Yahyâ-yı Şirvanî Hazretleri (ö.
1464) tarafından tanzim edilen “evrâd-ı settâr”dır.13 Bu vird,
sonra gelen bazı kâmil şeyhler tarafından küçük değişiklikler
yapılarak günümüze kadar gelmiştir. Kütüphanelerimizdeki
“Vird-i Settâr” metin ve şerhlerine ait yazmaların çokluğu, bu
erkânın çok yaygın olduğunu göstermektedir.
Anadolu’ya ve genel olarak Türklerin hayatına, Pîr-i sânî
Seyyid Yahya-yı Şirvânî vasıtasıyla giren bu manevî meslek,
daha sonra dört ana kola ayrılmıştır. Bu kolların isimleri ve
kurucuları şunlardır:14
1 Rûşeniyye: Aydınlı Dede Ömer Rûşenî (ö. 1487) tara-
fından kurulmuştur.

tanbul 1982; Rahmi Serin, İslam Tasavvufunda Halvetîlik ve Halvetîler,


İstanbul 1984; Himmet Konur, İbrahim Gülşenî, Hayatı, Eserleri, Tarika-
ti, İstanbul 2000.
12 Eroğlu Nûri, Tasavvuf bi’t-Tarikat(Risâle-i Şerîfe), İzmir Milli Ktp. Yz.
Nu: 2011, vr. 58b.
13 Seyyid Yahyâ-yı Şirvanî’nin tertibi olan bu virdin kütüphanelerimizde pek
çok tercümesi ve şerhi vardır. Derli toplu bir şerh için bkz. Harirî-zâde Ke-
maleddîn, Şerh-i Vird-i Settâr, İstanbul 1287; Prezrinli Süleyman Rüstem,
Vird-i Settâr Şerhi, İstanbul 1988. Diğer taraftan bu vird Şeyh Şaban-ı
Veli tarafından yeniden tertip edilmiştir. Bu tertibin de pek çok tercümesi
vardır. bkz. A. Ayvacı, Vird-i Settâr ve Tercümesi, İstanbul 1971.
14 Halvetîlik ve kolları için bkz. Harirîzâde M. Kemâleddîn: Tibyânu Vesâil-i
Hakâik fî-Beyâni Selâsili’t-Taraik, C. I-II-III, Süleymaniye Ktp. İbrahim
Efendi Bl., Nu: 430-432; Sadık Vicdanî, Tomar-ı Turuk-ı Aliyye, (Tarikat-
ler ve Silsileleri), Haz. İrfan Gündüz, İstanbul 1995, s. 161-254; Enver
Behnan Şapolyo, Mezhepler Ve Tarikatler Tarihi, İstanbul 1964, s. 172 vd.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 34 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 35

2 Cemâliyye: Cemâl-i Halvetî (ö. 1494 veya 1498) tara-


fından kurulmuştur.
3 Şemsiyye: Şemseddîn-i Sivasî (ö. 1597) tarafından ku-
rulmuştur.
4 Ahmediyye: Yiğitbaşı Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî
(ö. 1505) tarafından kurulmuştur.
*
Vâhib Ümmî’nin mensubu olduğu Halvetiyye’nin Ahme-
diyye kolu, Yiğitbaşı Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî (1435-
1505)15 tarafından kurulmuş olup bu erkân içinde “Orta Kol”
diye anılır.
*
Yiğitbaşı Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî hazretleri XV.
asırda yaşayan kâmil ve mükemmil bir pîrdir. Onun Marma-
ravî diye anılması, Manisa’nın Gölmarmara ilçesinde doğ-
masındandır. Uşak’ın Kabaklı köyünde yaşayan Alaaddin-i
Uşşâkî (XV. asır) tarafından yetiştirilen şeyh, manevî eğitimi-
ni tamamladıktan sonra Manisa’ya gelip çerağ uyandırmıştır.
Şeyh’in “Yiğitbaşı”lığı muhtemelen ahîliğinden gelmektedir
fakat bu konuda yazılı bir bilgimiz yoktur. Yalnız Bâyezîd-ı
Velî döneminde sufiler arasında yaşanan bazı ihtilafları gider-
mede hakemlik ettiğine dair kayıtlar vardır. Bu unvan muhte-
melen onun bu göreviyle de ilgili olabilir.
Yiğitbaşı Hazretleri, eli kalem tutan bir mutasavvıftır.
Yazmış olduğu manzum ve mensur on dört eser, Anadolu sa-
hasında yazılmış tasavvuf klasikleri arasında önemli bir yere
sahiptir. Bu eserler ayrıca kendisinden sonra silsilesinden
gelen başta Abdülvehhâb Ümmî olmak üzere Eroğlu Nurî,

15 Geniş bilgi için bkz. Ahmet Ögke, Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî, Ha-
yatı-Eserleri-Görüşleri, İstanbul 2001.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 35 9.06.2017 11:15:33


36 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Ümmî Sinan, Nuzûlî ve Mısrî gibi zatların da üslubunu da et-


kilemiştir. Hz. Pîr’in bir kısmı basılmış olan eserleri şunlardır:
Câmiü’l-Esrâr, Risâle-i Tevhîd, Keşfü’l-Esrâr, Risâle-
tü’l-Hüdâ, Kenzü’l-Hakâyık ve Zübdetü’ş-Şerîfe, Hurde-i
Tarîkat, Mukaddimetü’s-Sâliha, Ravzatü’l-Vâsılîn, Usûl-ı
Vusûl-ı İlâhiye, Etvarnâme-i Seb’a, Bahreyni’l-Aşk, Tabaka-
tü’l-Evliya, İrfânü’l-Maârif, Risale-i Makalat-ı Şeyh Muhyid-
din Arabî, Amalü’t-Talebeyn, Ahvalü’l-Ebrar ve’l-Mukarri-
bîn, Fütüvvetnâme.
Vâhib Ümmî Hazretleri dîvânda sık sık Pîr’i Yiğitbaşı
Ahmed Efendi’nin ismini anar:
Mürşidim Ahmed durur aşktan haber veren bana
Cânımı hayrân eden nutkumdaki esrâr imiş
*
Mürşidim Ahmed yüzünden bildiğim budur benim
Âlem-i ma‘nâdaki Rahmân’a düşmüştür bu cân
*
Ehl içinde evliyâ, mürşidim Ahmed’dir benim
Râh-ı Hakk’a azm eden kerbâna verdim gönlümü
*
Aldı elim girdi yola hasbeten li’llâh içün
Mürşidim Ahmed benim her hâlime hâldaş idi
*
Ben İlâhî, keşfinin mestânesiyem hâl ile
Vehâb’ı bu aşk ile Ahmed’dir irşâd eyleyen
*

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 36 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 37

Yiğitbaşı’ndan kanarlar
Aşka düşerler yanarlar
Arşın içinde dönerler
Halvetî’nin dervîşleri
*
Yiğitbaşı Hazretleri’nin silsilesi Elmalılı Abdülvehhâb
Ümmî Hazretleriyle16, devam etmiştir. Post ondan Eroğlu
Nûri Yahşi Efendi’ye (ö. 1603)17 ve ondan da Ümmî Sinân’a
(ö. 1657) geçmiştir18. Silsile geriye doğru, Yiğitbaşı’dan Yah-

16 Bkz. Mehmed Nazmî Efendi, Hediyyetü’l-İhvân-Osmanlılarda Tasav-


vuf, (Haz. Osman Türer), İstanbul 2005, s. 487; Sadık Vicdânî, Tomar-ı
Turuk-ı Aliyye-Tarikatler ve Silsileleri, İstanbul 1995, s. 248; Seyyid M.
Emin b. Mehmed Kasım Halvetî, Dîvân-ı Seyyid, Millî Ktp. FB. Nu:
269, vr. 30a-30b. Hüseyin Ayvansarayî, Tezkire-i Meşâyıh, Süleymaniye
Ktp. Uşşâkî Tekkesi Bl. Yz. Nu: 365, vr. 41b; Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî,
(Haz. M. Tatcı-C. Kurnaz), C. II, Ankara 2001, s. 1149; Ahmet Ögke,
Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî, Hayatı-Eserleri-Görüşleri, İstanbul
2001, s. 47-48.
17 Eroğlu Nûri, Tasavvuf bi’t-Tarikat, Elmalı İlçe Halk Kütüphanesi, Yz.
Nu: 2997, vr. 11a. Abdullah Ekiz, Vâhib Ümmî’nin Eroğlu’ndan başka
“Ramazan Armağan” isimli bir kişi daha yetiştirdiğini belirtir. Dünden
Bugüne Elmalı, Elmalı 2001, s. 147. Armağan’ın, İstanbul Atatürk Kitap-
lığı’nda Vâhib Ümmî ile birlikte şiirleri bulunmaktadır.
18 Seyyid M. Emin b. Mehmed Kasım Halvetî, Dîvân-ı Seyyid, Millî Ktp.
FB. Nu: 269, vr. 30a; Hüseyin Ayvansarayî, Tezkire-i Meşâyıh, Süleyma-
niye Ktp. Uşşâkî Tekkesi Bl. Yz. Nu: 365, vr. 40. Diğer taraftan Niyâzî-i
Mısrî tarafından yetiştirilmiş bir Halvetî/Mısrî dervîşi ve halîfesi olan Kâ-
sımzâde Seyyid yazdığı manzûm silsilename’de şeyhi Mısrî‘den tarîkatin
Pîr-i sânîsi Şeyh Seyyid Yahya Şirvanî’ye (ö. 1464) kadar yaşayan mürşid-
lerin isimlerini nakleder. Bu manzûm silsilede Seyyid şöyle demektedir:
Bana feyz-i ilâhî Hazret-i Mısrî’den ermişdir
O dahi bil Sinân Ümmî’den almışdır yed-i tulâ
O dahi bil Eroğlu’ndan alıpdır mâye-i zâtı
O dahi Şeyh Adülvahhâb’dan aldı sırr-ı mesâ
O dahi Şeyh Şemseddîn Yiğitbaşı’dan aldı el
Cihâna kıble oldu ol misâl-i Ka’be-i ulyâ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 37 9.06.2017 11:15:33


38 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

yâ-yı Şirvanî’ye ve ondan da selefi olan kâmiller vasıtasıyla


Hz. Ali’ye ve Hz. Muhammed’e ulaşır.19
Muhammed Nazmî, Hediyyetü’l-İhvân’ında, Sâdık Vic-
danî, Tomar-ı Turuk-ı Aliyye adlı eserinde yukarıda kısaca
verdiğimiz silsiledeki Yiğitbaşı ile Abdülvehhâb Efendi ara-
sına “Eş-Şeyh Tâlib Ümmî” adında bir şeyhin ismini daha
koymaktadırlar20. Ancak Vâhib Ümmî’den sonra gerek Eroğ-
lu, gerek Ümmî Sinan ve Niyâzî-i Mısrî tarafından yazılan
silsilelerde böyle bir isme rastlanmamaktadır. Kenan Erdoğan
tarafından yakın tarihlerde bulunan bir Mecmûa içinde kayıtlı
bazı bilgi ve şiirler21 Tâlib-i Ümmî adlı bir zatın yaşadığını
kesin olarak ortaya koymuştur. Erdoğan bu konuda şunları
söylemektedir:

O dahi Şeyh Alâaddîn’den erdi zât-ı Rahmân’a


Şeb-i vuslatda vahdet etdi buldu hâlet-i kurbâ
O dahi Kayserî Tâceddîn’den aldı çün telkîni
Anınçün zâhir ü bâtın odur ‘âriflere ‘urfâ
O da Erzincânî Monla Pîr’den erdi bu esrâra
Anınçün ilm-i sır bahrinde olmuşdur dür-i yektâ
O da bil Seyyid-i Yahyâ’dan erdi vuslat-ı Hakk’a
Tarîkat ehli içre nâmı olmuşdur cihân-ârâ
19 Bütün bu silsile en geniş şekilde Mustafa Lutfî’nin Tuhfetü’l-Asrî fi
Menâkıb-ı Mısrî ve Mehmed Şemseddîn’in, Gülzâr-ı Mısrî adlı eserlerin-
de yer almaktadır.
20 Bkz. Mehmed Nazmî Efendi, Hediyyetü’l-İhvân-Osmanlılarda Tasavvuf,
(Haz. Osman Türer), İstanbul 2005, s. 487; 204; Sadık Vicdânî, A.g.e.,
s. 248. Tâlib Ümmî’nin adı ayrıca Selîmağa Kütüphanesi’nde bulunan
bir “Tomar”da da Şeyh Ramazan Armağanî vesilesiyle “ …Onun şeyhi
Abdülvehhâb, Onun şeyhi Tâlib Ümmî, Onun şeyhi Yiğitbaşı” şeklinde
geçmektedir. (Bkz. Yz. Nu: 122).
21 Tâlib Ümmî’nin şiirleri Kula (Manisa) Müftülük Kütüphanesi’nde bulu-
nan muhtemelen XVII-XVIII. Asırlarda yazılmış bir Mecmûa içinde olup
Kenan Erdoğan tarafından yayınlanmıştır: Bkz. Kenan Erdoğan, “Yunus
Yolunda Bir Başka Şair: Tâlib-i Ümmî ve Bazı Şiirleri”, Celal Bayar Üni-
versitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 1 (Manisa 2006) s. 63-79.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 38 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 39

“Silsilelerde bulunmamasına, kaynakların çoğunda ken-


disinden bahsedilmemesine rağmen yine de Tâlib Ümmî’nin
yaşamadığı söylenemez. Kendisinin, silsilelerde niçin yer al-
madığını bilemiyoruz. Bunun çeşitli sebepleri olabilir. Ahmed
Şemseddîn Marmaravî’nin 1505’te, müridi Vâhib Ümmî’nin
ise 1595’te vefat ettiği göz önünde bulundurulursa, arada 90
yıl gibi uzun bir süre, Tâlib-i Ümmî gibi bir başka (halîfe)
sının olmasını gerektirmektedir…22”
Erdoğan, araştırmasının devamında haklı olarak Vâhib
Ümmî’nin 110-120 yaşına kadar yaşadığı kabul edilse bile
yine de Yiğitbaşı ile arasındaki 90 senelik uzun bir sürenin
izâhını yapmanın zorluğuna işaret etmektedir.
Bu durumda, silsilede Tâlib Ümmî’nin var olup olmadığı
hakkında şunlar söylenebilir.
Bilindiği gibi tarikatlerin ana silsilesinde çoğu zaman
halîfelerin isimleri kaydedilmemekte veya halîfeler için
başka silsilenâmeler tanzim edilmektedir. Tâlib Ümmî de
Vâhib Ümmî gibi Yiğitbaşı’nın başka bir halîfesi ise, Vâhib
Ümmî’den gelen silsileye alınmamış olabilir. Erdoğan’ın da
söylediği gibi diğer bir sebep de Tâlib Ümmî silsilede unu-
tulmuş olabilir.
Bizim kanaatimize göre Tâlib Ümmî, Yiğitbaşı’nın bir
halîfesi olmakla beraber silsileyi devam ettiren bir postnişîn
değildir. Yoksa Vâhib Ümmî’den itibaren yazılan silsilenâme-
lerde mutlaka bu zatın da adına yer verilirdi. Nitekim Muham-
med Nazmî’nin “Yiğitbaşı’dan bir şube dahi Tâlib Ümmî ve
Eroğlu ve Elmalî Sinân Ümmî’den Elmalı’da ve Uşşâk’ta ve

22 Bkz. Kenan Erdoğan, “Yûnus Yolunda Bir Başka Şair: Tâlib-i Ümmî ve
Bazı Şiirleri”, Celâl Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 1 (Ma-
nisa 2006), s. 63-79.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 39 9.06.2017 11:15:33


40 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Kütahiyye’de ve etrafında hulefâ ve fukarâ bâkidir.”23 Cüm-


lesindeki Tâlib Ümmî ve (Vâhib Ümmî’den gelen) Eroğlu,
Yiğitbaşı’nın şubeleri gibi anlatılmakta ve Nazmî’nin bu ifa-
deleri yukarıdaki kanaatimizi güçlendirmektedir.
Vâhib Ümmî’den hemen sonra halîfesi Eroğlu Hazretleri
bir risâlesinin içinde mensur24 ve onun da halîfesi Ümmî Sinân
dîvânında manzûm olarak erkânlarının silsilenâmelerini kale-
me almışlardır. Ümmî Sinân’ın manzûm silsilenâmesinde Hz.
Peygamber’den kendi zamanına kadar gelen mürşid-i kâmil-
lerin isimleri şöyle verilmektedir:
Mâye evvel Mustafâ’ya Hâlık’ın ihsânıdır
Cebrail etdi edâ çün kim ezelden cânıdır
Ol dahi bil Haydar-i Kerrâr’a telkîn eyledi
Evliyânın ser-firâzı hem Şîr-i Yezdân’ıdır
Ol dahi bil Hasan-ı Basrî’ye telkîn eyledi
Zâhir ü bâtını ma’mûr pîrlerin bürhânıdır
Ol dahi çün Habîb-i Acem’e telkîn eyledi
Anın içün dem be-dem zikretdiği Sübhân’ıdır
Ol dahi bil Hâce-i Dâvûd’a telkîn eyledi
Anın içün cânı başı Hâlik’ın fermânıdır
Ol dahı çün Ma’rûf-ı Kerhî’ye telkîn eyledi
Anın içün bî-nişân u lâ-mekân seyrânıdır
Ol dahi bil kim Şeyh Sekatî’ye telkîn eyledi
Anın içün kıldı irşâd erdiği gufrânıdır

23 Mehmed Nazmî Efendi, Hediyyetü’l-İhvân-Osmanlılarda Tasavvuf, (Haz.


Osman Türer), İstanbul 2005, s. 487.
24 Eroğlu Nûri, Tasavvuf Bi’t-Tarîkat, Elmalı İlçe Halk Kütüphanesi, Yz. Nu:
2997, vr. 11a.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 40 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 41

Ol dahi Cüneyd-i Muhammed’e telkîn eyledi


Anın içün zikr-i hâssü’l-hâss ile ol ganîdir
Ol dahi bil Hâce Mimşâddin’e telkîn eyledi
Anın içün mâyenin cur’asının mestânıdır
Ol dahi bil Hâce-i Muhammed’e telkîn eyledi
Anın içün tâ ebed ol âlim-i Rabbânîdir
Ol dahi bil anı Vahyüddîn’e telkîn eyledi
Anın içün ilm-i sırdan erdiği deyyânıdır
Ol dahi bil kim Ebü’n-Necîb’e telkîn eyledi
Anın içün iş bu yolda cân ü baş kurbânıdır
Ol dahi bil anı Kutbüddîn’e telkîn eyledi
Anın içün dost yolunda yürüyen erkânıdır
Ol dahi fehm ile Rüknüddîn’e telkîn eyledi
Anın içün aşk ile dost bâğının handânıdır
Ol dahi çün kim Şihâbüddîn’e telkîn eyledi
Anın içün bu kurulan ol şâhın meydânıdır
Ol dahi bil kim Cemâlüddîn’e telkîn eyledi
Anın içün erdiği dost zâtının reyhânıdır
Ol dahi Zâhid-i İbrâhim’e telkîn eyledi
Anın içün zâhir ü bâtın tarîkat hânıdır
Ol dahi Halvetî Muhammed’e telkîn eyledi
Anın içün zikr ile ol yâre ermek şânıdır
Ol dahi Halvetî Pîr Ömer’e telkîn eyledi
Anın içün Küntü kenz’in sırr ile mihmânıdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 41 9.06.2017 11:15:33


42 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Ol dahi bil Mîrim Halvetî’ye telkîn eyledi


Anın çün mazharı dost bâğının bostânıdır
Ol dahi fehm ile İzzeddîn’e telkîn eyledi
Anın içün bu tarîkat sırrının sultânıdır
Ol dahi bil anı Sadrüddîn’e telkîn eyledi
Anın içün dürr-i a’zam bahrinin ol kânıdır
Ol dahi bil Seyyid-i Yahyâ’ya telkîn eyledi
Anın içün Fahr-i Acem zikr olan irfânıdır
Ol dahi bil kim Pîr Mevlâ’ya telkîn eyledi
Anın içün ilm-i batın ilm-i zâhir kânıdır
Ol dahi Tâcüddîn Kayserî’ye telkîn eyledi
Anın içün ilm-i sırrı ilm-i Hak pinhânıdır
Ol dahi Alâüddîn Uşşâk’a telkîn eyledi
Anın içün asr-ı âlem derdlerin dermânıdır
Ol dahi fehm ile Şemsüddîn’e telkîn eyledi
Anın içün bu tarîkat ehlinin merdânıdır
Ol dahi Vehhâb-ı Elmalî’ya telkîn eyledi
Anın içün ol Muhammed nûrunun mihmânıdır
Ol dahi bil anı Eroğlu’na telkîn eyledi
Anın içün zâtı Hak’da erdiği Rahmânıdır
Ol dahi bil kim Sinân Ümmî’ye telkîn eyledi
Anın içün kurulan sâdıkların meydânıdır25

25 Bu beyitten sonra Dîvânın bazı yazmalarında bir şair tarafından silsile


devam ettirilmiştir ve şöyledir:
Ol dahı bil oğlu Süleymâna telkîn eyledi
Tâlibîne irişen bu tevhîdin feyzânıdır
Ol dahı Seyyid Hâşimîye telkîn eyledi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 42 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 43

Cümlesinin rûhuna bin bin tahiyyât ü selâm


Tâlib-i Hak olana himmetleri erzânîdir26
Yukarıda da söylediğimiz gibi Ümmî Sinân’ın bu man-
zûm silsilenâmesi, daha sonra Niyâzî-i Mısrî tarafından
mensûr olarak tekrar yazılmıştır.27
Abdülvâhib Ümmî’nin başka halîfeleri olmakla birlikte
yukarıdaki silsilenâmeden ve belgelerden anlaşılacağı üzere
silsilesi Eroğlu ile devam etmektedir28. Vâhib Ümmî’nin Eroğ-
lu ve Ramazan Armağan Hazretlerinden sonra haklarında çok

Kesret içre câm-ı vahdet feyzinin atşânıdır


Ol dahı bil oğlı Ziyâî’ye telkîn eyledi
Kesret içre seyr ilinde seyr iden rûhânıdır
Ol dahı Şeyh Muhammed Ispartavî’ye telkîn eyledi
Anunçün tâlibîne sunduğu sükkârıdır
Ol dahi Şeyh İbrahim Elmalî’ya telkîn eyledi
Ehl-i uzlet ehl-i vahdet Hakk ile bâzârıdır
26 Ekiz, A. g. e., s. 23-25; M. Tatcı-C. Kurnaz, Ümmî Sinân, Ankara 1998,
s. 14; Azmi Bilgin, Ümmî Sinân Dîvânı, s. 39.
27 Niyâzî-i Mısrî, İrfan Sofraları, s. 92. Bu silsile pek çok kaynakta zikr
edile­gelmektedir. Bunlardan birisi, Nüzûlî’nin “Sırr-ı Mi’râc beyân olu­
nur” başlıklı manzûm silsilesidir: Matla’ı şöyledir (Dîvân-ı Mustafa
Nüzûlî, s. 52):
Gözün aç anla ey gâfil kuran kimdür bu erkânı
Hilâf zann eyleme hergiz güzâf anlama sen ânı
Diğeri de Seyyid M. Emin b. Mehmed Kasım Halvetî’nin olup bir kaç
beyti şöyledir:
Bana feyz-i ilâhî Hazret-i Şeyh Mısrî’dendir bil
O dahi bil Sinân Ümmî’den almışdır yed-i tulâ
O dahi bil Eroğlu’ndan alıpdır mâye-i zât
O dahi Şeyh Abdülvehhâb’dan aldı sırr-ı ebnâ
O dahi Şeyh Şemseddîn Yiğitbaşı’dan aldı el
Cihâna kıble oldu ol misâl-i Ka’be-i ulyâ
Dîvân-ı Seyyid, Millî Ktp. FB. Nu: 269, vr. 30a.
28 Mustafa Lutfî, Tuhfetü’l-Asrî Fî Menâkıb-ı Mısrî, Bursa 1309, s. 19; Sü-
leyman Fikri, A. g. e., s. 186.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 43 9.06.2017 11:15:33


44 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

az bilgi bulunan iki halîfesi de Şeyh Ömer Mazharî diğeri de


oğlu Zuhûrî’dir29.

Eroğlu Nûri
Eroğlu Nûri (Yahşi Efendi) Hazretleri, Elmalılı Abdül-
vehhâb Efendi tarafından yetiştirilmiş30 olup onun postuna
oturan halîfesidir. Müstakimzâde Süleyman Sadettin Efendi,
Mecelletü’n-Nisâb’ında, Eroğlu’nun künye ve silsilesini şöyle
tespit etmektedir:
“Eroğlu, bi’l-feth lafzun türkî, ma’nahu ibnu racul ve
hüve medâyihi’l-itlâkâti’t-Türkiyyeti, ya’ni ennehu raculun
kâmilun ibnu raculin kâmilin ismihu Abdü’l-Hakk b. Ab-
dül-hâdî, ehaze et-Tarîkate’l-Halvetiyyete mine’ş-şeyh Abdül-
vehhâb Elmalî ve huve ‘an Yiğitbaşı ve ehaze anhu’l-Elmalî
Tuvuffe fi devleti’s-Sultân İbrahim es-Sinân Yûsuf el-Ümmî
mürşidü’l-Mısrî Muhammed Niyâzî.”31

29 Mehmed Süreyya ve Hüseyin Vassâf Beylere göre, Üsküdar İnadiye’deki


Şabânî Dergâhındaki -1730-1754 arasında vefat ettiği sanılan- Nalçacı
Halil Efendi, Vâhib Ümmî’nin halîfesi Armağan tarafından yetiştirilmiş-
tir. Bu zat vefat edince mescid ve dergâhın hazîresine defnedilmiştir. Her
iki müellif bu bilgileri teyid eden bir kaynak göstermemektedir. Diğer
taraftan İncelediğimiz kaynaklarda Vâhib Ümmî’nin bu zat ile ilgisi şim-
dilik teyit edilememiştir. Hüseyin Vassâf, sefine’sinde Vâhib Ümmî’nin,
Ramazan Armağan isimli bir dervişinin adını vermektedir. Bu zatın da
kimliği meçhul olmakla birlikte İncelediğimiz 43 numaralı Mecmûa için-
de bir ilâhîsi bulunmaktadır (bkz. Mecmûa, s. 558).
30 Mustafa Lutfî, Tuhfetü’l-Asrî Fî Menâkıb-ı Mısrî, Bursa 1309, s. 19; Sü-
leyman Fikri, A. g. e., s. 186.
31 Müstakimzâde Süleyman Sadettin, Mecelletü’n-Nisâb, Tıpkıbasım, Kül-
tür Bakanlığı Yay. Ankara 2000, vr. 93a.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 44 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 45

Eroğlu Nûri Hazretleri hakkında kaynaklarda yeterli bilgi


bulunmamaktadır.32 Adı Yahşı, lakabı ve mahlası Eroğlu’dur33.
Doğum tarihi ve doğum yeri, belli değildir. Kaynaklardan ha-
reketle onun Elmalı’da34 veya Elmalı ile Finike arasında bir
yerde doğduğu söylenebilir.35
Elimizde, Eroğlu Nûri’nin öğrenim hayatıyla ilgili bir bil-
gi de mevcut değildir. Tasavvuf yolunda ona rehberlik yapmış
olan Abdülvehhâb Efendi’nin “Ümmî” sıfatı Yûnus Emre’den
de hatırlanacağı üzere36 gelenekte var olan sûfîyâne bir ıstı-
lahtır.37 Bu kavram, Eroğlu’nun yetiştirdiği Sinân Ümmî’nin

32 Bursalı M. Tahir, Osmanlı Müellifleri, Tıpkıbasım, (Haz. M. Tatcı -


C. Kurnaz), Ankara 2000, C. I, s. 26; Aynı Müellif, Aydın Vilayetine
Mensup Meşâyıh, Ulemâ, Şuarâ ve Müverrihînin Terâcim-i Ahvâli, İzmir
1905; Süleyman Fikri, Antalya Livası Tarihi, İstanbul 1340-1342, s. 185;
Abdullah Ekiz, Sinân Ümmî Ve Ahfadı, Ankara 1962, s. 20; Nail Tuman,
Tuhfe-i Nailî, Tıpkıbasım, (Haz. M. Tatcı-C. Kurnaz), C. II, Ankara 2001,
s. 1110; Müstakimzâde Süleyman Sadettin, Mecelletü’n-Nisâb, Tıpkıba-
sım, Kültür Bakanlığı Yay. Ankara 2000, vr. 93a; Sadettin Nüzhet Ergun,
Türk Şairleri, C. III, İstanbul 1945, s. 1312; Fuat Köprülü, Türk Edebiya-
tında İlk Mutasavvıflar, Ankara 1976, s. 346; Vasfi Mahir Kocatürk, Tekke
Şiiri Antolojisi, Ankara 1968, s. 209; Eroğlu Nuri, Divançe-i İlâhiyât,
(Haz. Mustafa Tatcı), Ankara 2002.
33 Bkz. Mecmûa, Elmalı İlçe Halk Ktp., Nu: 43/1, yp. 34.
34 Abdullah Ekiz, şairden, “Elmalılı Şeyh Eroğlu” şeklinde söz etmektedir.
Bkz. A.g.e., s. 20.
35 Aşağıda belirtileceği üzere Eroğlu’nun mezarı Alacadağ’dadır. Bölgede
oturanların çok iyi bildiği gibi, Elmalı Dağı vaktiyle Finikeli ve Elmalılı
yörüklerin yaylağı imiş. Eroğlu da yazları bu yaylaklarda konakladığı
sıralarda, Alacadağ zirvelerinde mi vefat etmişti? bilemiyoruz.
36 Mustafa Tatcı, Yunus Emre Divânı, Tahlil, C. I, İstanbul 1997, s. 47.
37 Ümm, Arap dilinde “ana” demektir. Ümmî ise anaya mensup. Sûfîlere
göre varlık Hak’tır. Cenâb-ı Hak, kendi varlığından bir nûr yaratmış ve
buna ıstılahta, Nûr-ı Muhammedî denmiştir. Dört unsurun aslı bu nûrdur.
Hakk’ın sıfatlardaki ilk tecellisi hava, ateş, su ve nihayet topraktan ol-
muştur. İnsânî hakikat, bu toprakta gizlidir. Onun içindir ki, toprak her
şeyin anasıdır. Toprağın hakikati, tevhîd tamamlandığında anlaşılır. Bu

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 45 9.06.2017 11:15:33


46 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

lakabında da açıkça görülmektedir. Eroğlu, bu sıfatı şiirlerinde


kullanmamış olsa da, Malatî mahlaslı bir dervîşi onun için;
Ol şarâbın sâkisi Eroğlu Ümmî’dir bugün38
Bezm-i dosta lâyık olan durmasın gelsin beri
demektedir. Bu da gösteriyor ki ümmî sıfatı burada sûfîyâne
bir anlamda kullanılmakta ve Vâhib Ümmî’den itibaren sil-
silenin yetkin bütün mensupları için söylenmektedir. Eroğlu
vefat edince, erkân, halîfesi Elmalılı Ümmî Sinân (ö. 1657-El-
malı) tarafından sürdürülmüştür. Bu zatın da tıpkı üstâdının
şiirleri gibi, Yûnus Emre şekil, edâ ve üslûbunda yazdığı şi-
irleriyle, Kutbü’l-Maânî isminde mensûr bir devriyyesi var-
dır.39 Şiirlerinden bazı örneklerle risâle, sadeleştirilerek ileride
verilecektir.
Ümmî Sinân, övgü mahiyetindeki bazı şiirlerinde, kendi-
sine rehberlik edip yetiştiren Eroğlu’nu hürmetle anar:
Bu sırra erdiğim hâlim sorarsan
Baş kodum bir zamân yollar içinde
Ümmî Sinân eydür Eroğlu derler
İsmini şeyhimin iller içinde
*
Yâ İlâhî sen meded eyle ki bu Ümmî Sinân
Aldanıp düşmeye tâ kim bunda mekr ile âla

idrâk makamı Ümmî (anaya mensup)likten ibarettir. Netice itibariyle bir


sûfî gerçekten öğrenimden geçmemiş de olabilir. Bu durumda söz konusu
kavramı iki anlamda da kullanacaktır. İşte Edebiyat Tarihimizdeki Ümmî
sûfî şairlerin tedrisatı ile ilgili tenkitlerin sebebi de budur.
38 Mecmûa, Elmalı İlçe Halk Ktp. Nu: 43, yp. 455.
39 Bu risalenin çeviri metni Elmalının Canları (İstanbul 2008) adlı eserimi-
zin içinde mevcuttur.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 46 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 47

Pîr-i azîzdir Eroğlu hürmetine kıl nazar


Tâ varıp dergâhına ol zâtını âsân bula40
Yine Eroğlu’nun yetiştirdiği Hak âşıklarından olan Ma-
latî mahlâslı bir sûfi şair de, üstâdına şu övgü şiirini yazmıştır:
Ey bugün meydân içinde merd olan gelsin beri41
Seyf-i tevhîd ile nefse kahr eden gelsin beri
Kuruldu meclis-i tevhîd sunuldu bâde-i aşk
Şarâb-ı lâ-yezâlîden nûş eden gelsin beri
Ol şarâbın sâkisi Eroğlu Ümmî’dir bugün
Bezm-i dosta lâyık olan durmasın gelsin beri
Elinden içen ayılmaz olur mestâne her dem
Mest olup dîvân-ı dosta devr eden gelsin beri
Çünki dost cân teklif etmiş âşıka dîdârına
Cânına dost yoluna nisâr eden gelsin beri
Emmâresiyle dost olan girmesin aramıza
Dünya vü ukbâdan geçip ser veren gelsin beri
Çün Malatî Eroğlu’ndan buldu derdine şifâ
Dâimâ eyler nidâ derdi olan gelsin beri
Hediyyetü’l-İhvân’ın yazarı Muhammed Nazmî, kendisi
de Halvetî ekolüne bağlı olmakla birlikte, Niyâzî-i Mısrî’nin
-Şeyh Bedreddîn’e benzeyen- bazı fikirlerine karşı çıkmak-
tadır. O, bu tavrını Niyâzî’nin mensubu olduğu Ümmî Sinân,
Eroğlu, Vâhib Ümmî, Tâlip Ümmî ve Yiğitbaşı gibi zatlara
karşı da sürdürmektedir.

40 Ümmi Sinân, s. 18-19.


41 Mecmûa, Elmalı İlçe Halk Ktp. Nu: 43, yp. 455. Şairin mahlası Malatyalı
anlamında “Malatî”dir. Bilindiği üzere, Niyâzî-i Mısrî, Malatyalıdır. Kim-
liğini bilemediğimiz bu şairin Mısrî ile ilgisi olabilir.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 47 9.06.2017 11:15:33


48 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

“Yiğitbaşı’dan bir şube dahi Tâlib Ümmî ve Eroğlu ve


Elmâlî Sinân Ümmî’den Elmalı’da ve Uşşâk’ta ve Kütahiy-
ye’de ve etrafında hulefâ ve fukarâ bâkidir. Riyâzet ve mücâ-
hedeleri sebebiyle müridleri ve muhibleri vardır. Yiğitbaşı’ya
müntesib olanların cümlesi ümmîlerdir. Vâridât sahibi (Şeyh
Bedreddîn, ö. H. 823) i’tikâdında olup (leyset umûrü’l âhireti
ke-mâ za’imet cühhâlü’l-ulemâi) “âhiretin işleri ulemâ (geçi-
nen) câhillerin iddia ettikleri gibi değildir” derler.”42
Eroğlu Hazretleri, 1012/160343 tarihinde Finike’de vefat
etmiştir. Mezarı Finike’nin kuzey batı cephesinde, Turunço-
va’da, Alacadağ’ın zirvesine yakın bir yerdedir. Taş ve kaya-
larla kaplı mezar, basit şekilde demir çubuklarla çevrilmiş ve
başına “Halvetî pîrlerinden Nûri Eroğlu yatmaktadır. Rûhuna
fatiha 1603” yazılı bir kitâbe konulmuştur.

Eroğlu’nun Turunçova, Alacadağ Kırı’nda bulunan mezarı, 2001

42 Mehmed Nazmî Efendi, Hediyyetü’l-İhvân-Osmanlılarda Tasavvuf, (Haz.


Osman Türer), İstanbul 2005, s. 487-8.
43 Abdullah Ekiz, A.g.e., s. 16.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 48 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 49

Eroğlu’nun mezarıyla ilgili olarak Bursalı M. Tahir’in


Osmanlı Müellifleri’nde “Kula ile Eşme kazaları arasında
nâmına muzâf “Eroğlu” karyesinde medfûndur,”44 şeklindeki
tespiti yanlıştır. Fuat Köprülü, “Türk Edebiyatında İlk Muta-
savvıflar” adlı eserinde45 ve Süleyman Fikri, “Antalya Livası
Tarihi”nde46 Bursalı’nın bu yanlış tespitini hiç bir incelemeye
gerek görmeden aynen aktarmışlardır.47
Kaldı ki Elmalı İlçe Halk Kütüphanesi’nde bulunan bir
Mecmûa’da:
“Merhûm ve mağfûrunleh Eroğlu, ismuhu eş-şeyh Yahşî
Efendi dâr-ı dünyâdan dâr-ı âhirete intikâl itdüği sene isnâ-a-
şare ve elf el-medfûn fî Finike.” şeklinde bir kayıt bulunmak-
tadır.48 Bu ibareden anlaşıldığı üzere Eroğlu, Finike’ye yakın
Alacadağ Kırı’nda medfûndur.
Eroğlu vefat edince, yerine, Elmalılı Ümmî Sinân Haz-
retleri irşâd makamına geçmiştir.
Eroğlu Hazretleri’nin bilinen iki eseri vardır:
Tasavvuf bi’t-Tarîkat (Risâle-i Şerîf Elmalî Eroğlu
­Efendi).49
Dîvânçe-i İlâhiyât50
Eroğlu Hazretleri şiirlerinde üstâdı Abdülvehhâb
Ümmî’den çeşitli vesilelerle söz eder:

44 Bursalı M. Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. I, s. 26.


45 Fuat Köprülü, A. g. e., s. 346.
46 Süleyman Fikri, Antalya Livası Tarihi, İstanbul 1340-1342, s. 189.
47 Süleyman Fikri, A. g. e., s. 189; Bu yanlışlık, sonradan pek çok antolojide
tekrar edilmiştir. Burada söz konusu eserlerin künyelerini vermeyi gerekli
görmedik.
48 Mecmûa, Elmalı İlçe Halk Ktp., Nu: 43, s. 36.
49 Risalenin çeviri metni için bk. Elmalı’nın Canları, İstanbul 2008.
50 Eroğlu Nûri, Dîvânçe-i İlâhiyat, (Haz. Mustafa Tatcı), Kültür Bakanlığı
Yayınları, Ankara 2002.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 49 9.06.2017 11:15:33


50 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Girdik Hakk’ın bâbına


Erişdik Vehhâb’ına
Gönülü sâhibine
Verdik elhamdülillâh
*
Dâim banlar aşkın minâresinde
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Tarîkat pîrlerinin arasında
Benim şeyhim gibi fâzıl şeyh olmaz
…………..
İlm-i ledünnîden her sözü dürler
Zikr-i kalbî ile her sözü birler
İsmi Abdülvehhâb Efendi derler
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Yine Eroğlu’ndan öğrendiğimize göre Vâhib Ümmî’nin
müntesiplerine o dönemde “Abdülvehhâblılar” denmiştir:
Aşk ile fâş olduk cümle âleme51
Bugün bize Abdülvehhâblı derler
Bizi tanlar kamu ümmî-ulemâ
Bugün bize Abdülvehhâblı derler
....................................
Eroğlu’ndan gedâ dervîşi yokdur
Yolunda eksiği vü aczi çokdur
Bize yâr olanın menzili Hak’dır
Bugün bize Abdülvehhâblı derler

51 Mecmûa, Elmalı İlçe Halk Ktp. Nu: 43, yp. 32.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 50 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 51

Eroğlu Nûri’nin Şiirlerinden Seçmeler

Dâim banlar aşkın minâresinde


Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Tarîkat pîrlerinin arasında
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Hazret-i Ali’den kisveti dâldir
Mâyesi kimyâdır telkîni baldır
Ehl-i kâl değildir bir ehl-i hâldir
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Yedi esmâ sürer zâhir dilinde
Kudret kılınçları bâtın elinde
Hîç mâsivâ hicâb olmaz yolunda
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Her hâlinde peygamberle biledir
Tâlib olan âşıkları iledir
Gecesi gündüzü halvet iledir
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Tâliblerin gönül gözünü açar
Sıfât-ı tis’adan Rahmân’a geçer
Sülûk ile vahdet mülküne göçer
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Tâlibi geçirir ‘ilme’l-yakînde
Gösterir kesbini ‘ayne’l-yakînde
Tesellî buldurur Hakke’l-yakînde
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 51 9.06.2017 11:15:33


52 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Taşın gözleyenler mahrûm kaldılar


İzin izleyenler ma’nâ aldılar
Özün özleyenler vuslat buldular
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Akl-ı ma’âd üzredir şerî’atde
Vekîl-i enbiyâdır tarîkatde
Likâullah bulmuşdur hakîkatde
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Fakrı fahr edindi îmân içinde
Münkir olan kaldı gümân içinde
Mürşid-i kâmildir zamân içinde
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
İki yüze bakmayıpdır gözümüz
İnkâr edenlerden döndü yüzümüz
Ehl-i ikrâradır bizim sözümüz
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Nefsi mücâhiddir virdi zikrullah
Rûhu mukarrebdir sırrı ehlullah
Kalbi beytullahdır belki arşullah
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Tarîki halvetî tasavvuf yolu
Silsileyle Ahmed’e erer eli
Şimdi budur kutb-ı irşâd-ı velî
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Zâhidin murâdı bâğ ile bostân
Tecellî ‘âşıkda tesellî dostdan
Sunar aşk şarâbın cân olur mestân
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 52 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 53

Vâcibdir ermesi tâlibe elbet


Müdâm meclisinde sürülür sohbet
Dâim ma’rifeti vuslatı vahdet
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Cesedi bir katre içi ummândır
Ki cânı bir nokta ilmi pinhândır
Ki sırrı bir zerre günden ıyândır
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Cezbesi ‘âşıkın gönlün alıcı
Bâtın terkîbinin aslın bilici
Dilindedir keskin ta’bîr kılıcı
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Afv olur günâhı gelse bir ‘âsî
Pür-nûr olur kalbi silinir pâsı
Hak katında makbûldür her duâsı
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Dört kapı açılır sırrın duyana
Dîdârı muştular câna kıyana
Noktavîler derler ana uyana
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Hamdülillah ana uğradı yolum
Düşerdim gayrıya tîz aldı elim
Vasfına bir nice âciz bu dilim
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
Bu söylenen sözlerin hakîkatin
Sunar Eroğlu’na zâhir ü bâtın
Teslîm ol göresin Hakk’ın kudretin
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 53 9.06.2017 11:15:33


54 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

İlm-i ledünnîden her sözü dürler


Zikr-i kalbî ile Hâlik’ı birler
İsmin Abdülvehhâb Efendi dirler
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
*
Budur Allah’a doğru yol
Gir Halvetî tarîkine
Sür esmâyı müsemmâ bul
Gir Halvetî tarîkine
Esmâyı sürüp yanasın
Allah’a doğru dönesin
Yedi deryâda yunasın
Gir Halvetî tarîkine
Halvet mü’minlere sünnet
Âşıklar cânına minnet
Vâcib ola sana cennet
Gir Halvetî tarîkine
Halvetîden algıl eli
Her sözüne digil belî
Olasın mukarreb velî
Gir Halvetî tarîkine
Eroğlu yol kulağuzı
İzinden ayırma izi
Dostu göre bu cân gözü
Gir Halvetî tarîkine
*

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 54 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 55

Vahdetden sürdü emr ile


Sübhân’dan indim Âdem’e
Vaslı kadrin bilmek içün
Sultândan indim Âdem’e
Tecellî cevheri yakdı
Eridi su oldu akdı
Aşk mevci taşra bırakdı
Ummândan indim Âdem’e
Rûhu ismiyle söyleyip
Emrine fermân eyleyip
Tis’ayı cevlân eyleyip
Seyrândan indim Âdem’e
Geldik emrini kılmağa
Mürşide teslîm olmağa
Kalb-i selîmi bulmağa
Peymândan indim Âdem’e
Emr ile salınmış kulam
Tîzcek varıp şikâr alam
Yine azm-i sılâ kılam
Rahmân’dan indim Âdem’e
Tâc ile tahtımı kodum
Bu dem üç harf oldu adım52
Bî-dürr ü bî-hemtâ idim
Ol kândan indim Âdem’e
Ahd-i ezelîyi kılan
Eroğlu’na mihmân olan
Lutf ile hazretden gelen
Elhândan indim Âdem’e
*
52 Âdem ismine işaret ediyor.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 55 9.06.2017 11:15:33


56 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Âsî kullarız zikrimiz


Kabûl eyle yâ Rabbenâ
Duâ-yı hamd ü şükrümüz
Kabûl eyle yâ Rabbenâ
Mukarreblerle yazıda
Koma kim şeytân azıda
Hâs kullarınla bizi de
Kabûl eyle yâ Rabbenâ
Kirâmen kâtibîn yazar
Makbûl olam cânım sezer
Yokluğumuz var ber-güzâr
Kabûl eyle yâ Rabbenâ
Haberli olan elleri
Seni zikr eden dilleri
Tâ’ati zayıf kulları
Kabûl eyle yâ Rabbenâ
Yolumuzu güdenleri
İrşâdımız görenleri
Hayr u ihsân edenleri
Kabûl eyle yâ Rabbenâ
Ol Habîb’in nâzlın ile
Haşr eyle sır sözlün ile
Amelim yok fazlın ile
Kabûl eyle yâ Rabbenâ
Aşkınla duranlar ile
Güzide erenler ile
Eroğlın yârenler ile
Kabûl eyle yâ Rabbenâ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 56 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 57

Ramazan Armağan
Vâhib Ümmî’nin yetiştirdiği bir başka halîfe de Şeyh
Ramazan Armağan Hazretleridir53. Bazı mecmûalarda şeyhi
Vâhib Ümmî ile birlikte nutk-ı şerifleri görülen bu zat hak-
kında -şimdilik- bilgimiz yoktur. Aşağıda mutasavvıfın “Ar-
mağan” mahlasıyla yazdığı bu manzumelerden birkaç örnek
verilmiştir.

Ramazan Armağan’ın Şiirlerinden Seçmeler

Rehber oldum zât-ı Hakk’a imâmım ben uyan gelsin54


Yedi esmâyı şerh etdim bu ma’nâdan duyan gelsin
Evvel nefy ü isbât ola tevhîd ine dilden dile
Zikr-i kalbi devâm bula illâ Allah diyen gelsin
Gayrıyı komaz gönülde zât-ı Hakk’ın tecellâsı
İkincisi levvâmedir mâsivâyı soyan gelsin
Âşık ma‘şûka duş olur görür maksûdunu ayân
Üçüncüsü mülhemedir ma’rifeti duyan gelsin
Mansûrlayın bu aşk ile okur ene’l-dersini
Dördüncüsü mutmainne câna başa kıyan gelsin
Hem kerâmet hem velâyet tahtında pinhândır bunun
Beşincisi râziyyedir kerâmete eren gelsin
Bu resmile Hak varlığın cânda pinhân bulur âşık
Altıncısı marziyyedir kurbiyyetde tadan gelsin

53 Bu bilgiyi Abdullah Ekiz Bey de teyid etmektedir. Bkz. Dünden Bugüne


Elmalı, Elmalı 2001, s. 147.
54 Armağan’ın bir kısım şiirleri için bkz. Mecmûa, Yz A. 34882; Mecmûa,
Atatürk Kitaplığı OE. Yz. Nu: 1917, syf. 14-18.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 57 9.06.2017 11:15:33


58 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Yedi deryâ dokuz eflâk hâil olmaz bu menzile


Yedincisi sâfiyyedir Hakk’ı ayân gören gelsin
Şeyh Armağan vâhid sırrın âşıklara ayân eyler
Cümle âşıkın maşûku bu cânında suvan gelsin
*
Mevlâm aşka duş et beni irfân olayın bir zamân55
Göster didârını bana hayrân olayın bir zamân
Muhammed’in hürmetine kaldır nikâbını yâ Rab
Açılsın tecellî-i zâtın mihmân olayın bir zamân
Vücûdum dağın Tûr eyle gönlümü sana yâr eyle
Künhü zâta varlığınla bir kân olayın bir zamân
Nişânımı bî-nişân et mekânımı bî-mekân et
Vücûdum varlığın fân’et anda kalayın bir zamân
Okudu Ene’l-Hak dersin Mansûrlayın cân içinde
Hikmetden söylesin dilim irfân olayın bir zamân
Girdim aşk ile meydâna fazlın yoldaş eyle yâ Rab
Sana âşık olanlara bürhân olayın bir zamân
Armağan’ın münâcâtın kabûl eyle yâ Rab bugün
Her dem sa’âdet mülküne sultân olayın bir zamân

Şeyh Ömer Mazharî


Vahib Ümmî Hazretlerinin baba ve oğul iki halîfesi olan
Şeyh Ömer Mazharî ve Zuhûrî Hazretleri hakkında pek faz-
la bilgimiz yoktur. Aslen Denizlili olup Kula’da ikâmet ettiği
için Kulalı Nüzûlî diye tanınan Mustafa Nüzûlî’nin (ö. 1744)
verdiği bilgiye göre Mazharî, Vâhib Ümmî’nin halîfelerinden-
55 Elmalı İlçe Halk Ktp. Mecmûa, Nu: 43, s. 558.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 58 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 59

dir. Adı Ömer, nisbesi el-Hamîdî’dir56. Mazharî mahlasıyla şi-


irler yazmıştır. Leodikya (eski Denizli)’da yaşamıştır. Eğitim
durumu ve ailesiyle ilgili bilgimiz yok denecek kadar azdır.
Elmalı’ya gidip Vâhib Ümmî’den seyr ü sülûk gördükten
ve hilafet aldıktan sonra Denizli’ye geldiği ve burada vefat
ettiği anlaşılmaktadır. Elmalılı Ümmî Sinan’ın bir şiirinden
öğrendiğimize göre, Zuhûrî Mazharî’nin oğludur. O da, ba-
bası tarafından yetiştirilerek hilafete getirilmiştir. Denizli’de
yaşamakla birlikte zaman zaman Elmalı’daki merkez dergâha
gidip gelmiştir. Zuhûrî’nin de babası gibi ilâhîleri vardır. Her
ikisin bazı şiirleri yayınlanmıştır57.
Mazharî’nin, Vâhib Ümmî ile Ümmî Sinan arasında, yani
ana silsile içinde adı geçmez.58 Fakat Vâhib Ümmî’nin yetiş-
tirdiği bir halîfe olarak ondan, Ümmî Sinan hazretlerinin şiir-
lerinde ve gerekse Niyâzî-i Mısrî’nin İrfân Sofraları’nda, zât
tevhidinde irşâda yetkili bir kâmil olarak bahsedilmektedir.
Şöyle ki, Ümmî Sinân, Eroğlu Yahşi Efendi’ye men-
sup olup seyr ü sülûkunu bu zâttan çıkarmıştır. Daha sonra

56 Kenan Erdoğan, Kulalı Mustafa Nüzûlî Dîvânı, Manisa 2004, s.50.


57 Bkz. Kenan Erdoğan, “Yunus Yolunda İki Şair: Mazharî ve Zuhûrî”, Os-
manlı Araştırmaları, XXVI, İstanbul 2005, s. 263-295.
58 Halvetiyyede zat postu tektir. Halîfelere irşâd yetkisi verilse de bunlar ana
silsile içinde gösterilmez. Ancak hilafet sahipleri içinde zatî irşada yetkili
olanlar yeni bir kol kurabilirler. Belgelerden anlaşıldığı kadarıyla Mazharî
yeni bir kol kurmamıştır. Oğlunu ve başka dervişleri yetiştirmekle birlikte
Elmalı’daki merkez tekkeden ve Vâhib Ümmî’den sonra irşâd makâmına
gelen Eroğlu’yla irtibâtını kesmemiştir. Oğlu zuhûrî de babasının terbiye-
sinden geçmekle birlikte Ümmî Sinân ile münasebetini devam ettirmiştir.
Bu mevzuda karışılıklık yoktur. Halvetiyyede mürşid tek, halîfe birden
çoktur. Daha doğrusu Yahya-yı Şirvanî Hazretlerinden itibâren mürşidler
uzak bölgelerdeki irşâd faaliyetlerini halîfelerle icra etmişlerdir. Ümmî
Sinân’ın sülûkunu tamamladığı mürşid Eroğlu’dur. Sadece hilâfet esmâ-
larını Mazhar Sultân’dan almıştır Esas olan sülûk çıkarıp irşâda mezun
olmaktır. Bundan sonrası manevî bir olaydır. Kendiliğinden de olur

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 59 9.06.2017 11:15:33


60 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

-Niyâzî-i Mısrî’nin İrfân Sofraları’nı istinsah eden öğrencisi


Kârî-i Mısrî Mustafa Efendi’nin kaydettiği bir nottan öğrendi-
ğimize göre- hilafet makamını Vâhib Ümmî’nin halîfesi Maz-
har Sultan’dan almıştır. Kâri-i Mısrî’nin verdiği bilgi şöyledir:
“.... Ümmî Sinân Elmalılı ks. hazretlerinin oğlu Murtaza
Çelebi’den işittiğime göre Ümmî Sinân (k.s.) yedi usûl-i es-
mâyı önce Sultan Eroğlu (k.s.)’ndan almış, onun vefâtından
sonra da fürû’-ı esmâ-i İlâhiyyeyi de Abdülvehhâb Sultân’ın
halîfesi Mazhar Sultân’dan terakkî eylemiştir. Müellif Haz-
retleri (Niyâzî-i Mısrî) ise, esmâyı Şeyhi Ümmî Sinân Elma-
lılı (k.s.)’dan almış, Onun vefatından sonra da iki ismi Ümmî
Sinân’ın halîfesi Kütahyalı Müslihüddin Efendi’den terakkî
eylemiştir59.”
Bilindiği üzere, Vâhib Ümmî’den sonra posta Eroğlu
Hazretleri geçmiştir. Halvetiyye’de hilâfet ile irşâd olmakla
beraber zât postu tektir. Halîfelere çeşitli yetkiler verilebilir
fakat zât postundaki irşâd yetkisi verilmez. Ayrıca halîfele-
rin adları ana silsilede yer almaz. Mazhar Efendi, anlaşılacağı
üzere Vâhib Ümmî’nin halîfesidir. Ümmî Sinan fürûatı, yani
yedi esmâdan sonra telkin edilen hilâfet isimlerini Mazhar
Efendi’den almıştır. Bu sebeple de ona olan minnetini dile
getiren şiirler yazmıştır. Ümmî Sinan bu şiirlerinden birisin-
de, Mazharî’nin yoluna “cân-baş” fedâ edebileceğini belirtir.
Kâmiller içinde ledün ilmi madeni olan bu zatı -belki de mem-
leketi Denizli’de- görmek için sonbaharın gelmesini bekler.
Onu “Bi-hamdi’llah Pîrim buldum gerekmez gayrı pîr bana”
diyerek yol gösteren bir pîr olarak görür:

59 Niyâzî-i Mısrî, A.g.e., s. 95.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 60 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 61

Eyâ cânlar içinde cân fedâdır yoluna cân baş60


Be-hakk-ı âyet-i Kur’ân fedâdır yoluna cân baş
Gönüller derdine dermân fedâdır yoluna cân baş
Efendim Mazharî Sultân fedâdır yoluna cân baş
Eyâ kâmil arasında ledünnî ilmine kânım
Yüzüm sürmeğe pâyına güz eyyâmın göyer cânım
Karârım yok benim sensiz ki sensin dinim imânım
Efendim Mazharî Sultân fedâdur yoluna cân baş
Yanıldım gerçi işimde ki bir yanlış bâzâr etdim
Hatâmız tutma lutf eyle dönüp andan güzâr etdim
Gurâb adıyla bülbülün adın anmağa âr etdim
Efendim Mazharî Sultân fedâdır yoluna cân baş
Bilirsin derd-i aşkınla ki muhkem bağladım özüm
Güderim kanda gidersen izinden ırmazam gözüm
Eğer cehrî eğer mahfî ki vallâhi budur sözüm
Efendim Mazharî Sultân fedâdır yoluna cân baş
Gümânım gitdi billâhi ki buldum sırrını bunda
Firâkın âteşi her dem karâr etmez yanar cânda
Eğer yahşı eğer yatlı olupdur pâyına bende
Efendim Mazharî Sultân fedâdır yoluna cân baş
Senin himmet-i âlinle gelir bu dilime sözler
Katarım ağzına lâyık her âdem aşına tuzlar
Kör olsun iki âlemde iki yüze bakan gözler
Efendim Mazharî Sultân fedâdır yoluna cân baş

60 Abdullah Ekiz, A.g.e., s. 26-27; Azmi Bilgin, Ümmî Sinan Dîvânı, İstan-
bul 2000, s. 106-108.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 61 9.06.2017 11:15:33


62 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Bi-hamdi’llah Pîr’im buldum gerekmez gayrı pîr bana


Bi-hamdi’llah yârim buldum gerekmez gayrı yâr bana
Bi-hamdi’llah nûrum buldum gerekmez gayrı nûr bana
Efendim Mazharî Sultân fedâdır yoluna cân baş
Bu mudur zannın ey şâhım uyam âlemde ağyâra
Dokunmasın diye lâkin müdârâ eylerem hâra
Erel’den dest-i dermânın onuldu bende hep yara
Efendim Mazharî Sultân fedâdır yoluna cân baş
Sinân Ümmî senin yolunda bir kâsır kaşifindir
Hemîşe mürvetin umar ki bir âciz zaîfindir
Terahhum kıl kerem eyle ki bî-çâre nahîfindir
Efendim Mazharî sultân fedâdır yoluna cân baş
Ümmî Sinan’ın ikinci manzumesi de Mazharî’nin vefatı
münasebetiyle yazdığı bir mersiyedir. Bu mersiyeye göre Maz-
harî, irşâd ile vazifeli olduğu tekkeye oğlunu şeyh olarak bı-
rakmış ve Receb ayının başında vefat etmiştir. Mazharî Sultân
vefat etdikde Ümmî Sinân Hazretleri şöyle buyurmuştur:
Arzûlayıp geldim yine kapuna61
Efendim Mazharî Sultân kandasın
Yüz sürmek isteriz senin tapuna
Efendim Mazharî Sultân kandasın
Gerçi vâsıl oldun sırr ile Hakk’a
Size menzil oldu bu dâr-ı bekâ
Niçe katlansın yürek bu firâka
Efendim Mazharî Sultân kandasın

61 Abdullah Ekiz, A.g.e., s. 28; Azmi Bilgin, Ümmî Sinan Dîvânı, İstanbul
2000, s. 267.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 62 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 63

Hakk’ın fazlı ile halkı toylayan


Hem ma’rifet güllerini yıylayan
Evvel-i Recebde sefer eyleyen
Efendim Mazharî Sultân kandasın
Dervîş olan teslîm gerek pîrine
Âşıklar yanmasın firkat nârına
Oğlunu halîfe koyan yerine
Efendim Mazharî Sultân kandasın
Kâmil olmaz erin binde birisi
İlm-i ledünnîden vermege dersi
Kutbü’l-irşâd evliyânın vârisi
Efendim Mazharî Sultân kandasın
Âşıkların sizden gitmez elemi
Evvel Allâh böyle çalmış kalemi
Hayâlin cânıma mihmân ola mı
Efendim Mazharî Sultân kandasın
Ümmi Sinân eydür ihsân eylegil
Derde düşdüm bana dermân eylegil
Bu cânım yolunda kurbân eylegil
Efendim Mazharî Sultân kandasın

Mazharî’nin Şiirlerinden Seçmeler


Mazharî’nin yakın zamana kadar iki şiiri bilinmekte idi.
Bunlardan birisi Mazhar Sultan’ın manevî terbiyesinden ge-
çen Kulalı Nüzûlî’nin tahmîs ettiği gazeldir62. Mazharî’nin bu
gazeli şöyledir:

62 Bu tahmis için bkz. Dîvân-ı Mustafa Nüzûlî, s. 75; Kenan Erdoğan, A.g.e,
s. 62.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 63 9.06.2017 11:15:33


64 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Ey hocam biz bu cihâna yane gelmişlerdeniz


Cân u başı terk edip kurbâne gelmişlerdeniz
Dünya uhrâ havf u recâ cümle gamdan biz âzâd
Teslîm-i rızâ bulup meydâne gelmişlerdeniz
İçmişiz mahbûb elinden mey-i elest biz ezel
Lâ-yezâl aşkı ile mestâne gelmişlerdeniz
Bir elimizde bizim mahbûb ileyiz yâr ile
Bir elimizde dolu peymâne gelmişlerdeniz
Derd bizim dermân bizim derdli bizim biz derdlinin
Derdliye dermân olup dermâne gelmişlerdeniz
Gâh cünûnuz gâh fünûnuz gâh sükût ey Mazharî
Bir tecellî şem’ine pervâne gelmişlerdeniz
*
Hakîkat bâğının gonca gülünü63:
Deren bilir dermeyenler ne bilir
Cânın kurbân edip cânân yoluna
Veren bilir vermeyenler ne bilir
Tadan bilir hakîkatin balını
Dahl eylemez ehl-i aşkın hâlini
Cân gözünü açıp dost cemalini
Gören bilir görmeyenler ne bilir
Mazharî düşeli âh u firkate
Rûz u şeb yanmakda derd ü mihnete
Harâbât postunu künc-i gurbete
Seren bilir sermeyenler ne bilir

63 Sadettin Nüzhet Ergun, Bektaşî Şairleri, İstanbul 1930, s. 252.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 64 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 65

Kula Müftülük Kütüphanesi’ndeki bir Mecmûa’da Maz-


harî’nin 9, oğlu Zuhûrî’nin ise 11 şiiri bulunmaktadır64. Bu
ilâhiyât ile birlikte Mazharî’nin bilinen ilâhîsinin sayısı 11’e
çıkmıştır. Bunların tamamı hece vezni ile yazılmıştır. İçin-
de Vehhâb Ümmî’den himmet talep ettiği şiirlerinden birisi
­şöyledir:
Pîrim Vehhâb Efendi
Himmet eyle gönülden
Yandı yüreğim yandı
Himmet eyle gönülden
Bencileyin düşküne
Aklı gitmiş şaşkına
Pirin Ahmed aşkına
Himmet eyle gönülden
Senin yolun güdeyim
Gayrısını n’ideyim
Dosta doğru gideyim
Himmet eyle gönülden
Yüz tutdum senden yana
Nazarı olsan bana
Irak yakın bir sana
Himmet eyle gönülden
Hiç olmaz sana perde
Sırrın hâzır her yerde
Mazhar uğradı derde
Himmet eyle gönülden

64 Bkz. Kenan Erdoğan, “Yûnus Yolunda İki Şair: Mazharî ve Zuhûrî”, Os-
manlı Araştırmaları, XXVI, İstanbul 2005, s. 263-295.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 65 9.06.2017 11:15:33


66 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Mazharî Sultân’ın hakiki dervişin nasıl olması gerektiği-


ni târif ettiği bir nutk-ı şerîfi de şudur:
Derviş olan muhabbeti gayrıdan
Dönüp şeyh yüzünü baksa gerekdir
Şeyh nazar eyleyip anın gönlüne
İmân çerâğını yaksa gerekdir
Arayıp mürşid-i kâmili bulup
Ölmezden ön anın yolunda ölüp
Mürşidin nefesi ulu nehr olup
Tâlibin gönlüne aksa gerekdir
Nesne döymez erenlerin kasdına
Himmet eyler imiş anlar dostuna
Rûh gâlib olup nefsin üstüne
İslâm sancağını çekse gerekdir
Rûh gâlib olup nefsin basıcak
Gönül gayrı hevâlardan kesicek
Sabâh olup seher yeli esicek
Tevhîdin gülleri koksa gerekdir
Gelin siz mürşidden yana düşünün
Yemişi bol ihlâsınız aşının
Mazharî dervîşi seven kişinin
Gönlü andan gayrı çıksa gerekdir

Şeyh Zuhûrî
Kulalı Mustafa Nüzûlî, yazdığı silsilenâmesinde Zuhû­
rî’nin şeyhini Mazharî, Mazharî’nin şeyhini de Vehhâb Ümmî
olarak göstermektedir:
“el-Me’zûn mine’ş-şeyhi’l-ma’rûf bi’ş-şeyh el-hâc Mu-
hammedî eş-şehîr bi-Muhyiddîn es-Siyâhî el-medfûn bi-Lazki-

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 66 9.06.2017 11:15:33


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 67

ye el-me’zûn mine’ş-şeyh Muhammed el-Lazkiyevî eş-şehîr bi-


Zuhûrî el-medfûn bi-Lazkiye el-me’zûn mine’ş-şeyhi’l-ma’rûf
bi’ş-şeyh Ömerü’l-Hamîdî eş-şehîr bî-Mazharî el-medfûn
bi-Lazkiye el-me’zûn mine’ş-şeyh el-ma’rûf bi-şeyh Abdül-
vehhâb Elmaluvî65.”
Hilâfet esmâlarını mazhar Sultan’dan alan Ümmî Sinân
Hazretleri de bir şiirinde Mazhar Sultan’ın, yerine oğlunu
halîfe koyduğunu belirtir:
Dervîş olan teslîm gerek pîrine
Âşıklar yanmasın firkat nârına
Oğlunu halîfe koyan yerine
Efendim Mazharî Sultân kandasın
Diğer taraftan Ümmî Sinan’ın halîfesi Niyâzî-i Mısrî de
hatıralarında Zuhûrî Efendi’den bahsederken onun Elmalı’ya,
Ümmî Sinan’a -muhtemelen Denizli’den- ziyarete geldiğini
söyler:
“Bizim azîzimiz (Elmalılı Ümmî Sinân) kendi şeyhi’nin
oğlu Zuhûrî Efendi derler idi. Elmalı’ya geliyor haberin işi-
dince karşı çıkmışlar, uzaktan birbirlerini görünce atlarından
inmişler yüz üstüne düşmüşler. Sürüne sürüne kavuşup iki ta-
rafdan olan dervîşler bir garrâ koparmışlar. Gûyâ kıyâmetden
bir gün olmuş... 66”
Bütün bu bilgiler ışığında denebilir ki Şeyh Zuhûrî,
XVII. asırda Denizli’de yaşamış bir Halvetî erenidir. Mazharî
mahlasıyla tanınan Elmalılı Vâhib Ümmî’nin halîfesi Şeyh
Ömer el-Hamîdî’nin oğlu ve halîfesidir. O da tıpkı babası gibi

65 Kenan Erdoğan, A.g.e, s. 50-64. Lazkiye, Eski Denizli diye bilinen Saray-
köy ve Buldan arasındaki bölgedir.
66 Niyâzî-i Mısrî, Hatırat., vr. 40a. Abdullah Ekiz, Zuhûrî Efendi’nin kimli-
ğini tespit edemediğini söylüyor (A. g. e., s. 28).

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 67 9.06.2017 11:15:34


68 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

ilâhîler kaleme almıştır. Niyâzî-i Mısrî’nin ifadelerinden anla-


şıldığı kadarıyla birbirleriyle akrandırlar.

Zuhûrî’nin Şiirlerinden Seçmeler


Zuhûrî Efendi’nin şimdilik bilinen 13 tane şiiri vardır67.
Bunlar hece ve aruzla yazılmışlardır. Yûnus Emre üslûbuyla
kaleme alınan bu nutk-ı şeriflerin bir kaçı şöyledir:
Zâhidâ geç bu fenâdan ma’ni-i Rahmân’a gel
Zâkir ol zikr et Hak’ı bu hüccet ü bürhâna gel
Zâyi etme ömrünü dost yoluna eyle sebîl
Bulasın genc hâne-i ma‘mûru ko vîrâna gel
Geç ikilik perdesinden gir bu birlik şehrine
Seyr edip sırlar duyasın mürşid-i merdâna gel
Lâ’yı ko illâdan oku dersini ayne’l-yakîn
Ol Muhammed Mustafâ vechindeki seyrâna gel
Ey Zuhûrî gayrının sevdâsına verme gönül
Çek elini ol fenâdan şevk ile devrâna gel68
*
Hamdülillah çok şükür Mazharî’nin özüyem
Âşık-ı sâdık olanın ayağının tozuyam
Erdi birliğe denildi çünki kudret kalemi
Nefsi katl etdim bugün anın için gâzîyem

67 Bu manzûmeler yayımlanmıştır. Bkz. Kenan Erdoğan, “Yûnus Yolunda


İki Şair: Mazharî ve Zuhûrî”, Osmanlı Araştırmaları, XXVI, İstanbul
2005, s. 263-295.
68 Mustafa Nüzûlî, Dîvân-ı Mustafa Nüzûlî, s. 86; Kenan Erdoğan, A.g.e.,
s. 227.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 68 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 69

Zulmet içre gezer iken eyledi gamdan halas


Bağladı himmet kuşağın ben anın şehbâzıyam
Arzûladı işbu cânım ol muhabbet meyini
İçdim anı yâr elinden ol sebebden tâzıyam
Ey Zuhûrî gel bu aşkın sırrını fâş eyleme
Aşk ile ol dostdan ben her gelene râzıyam
*
Tutar şeyh sözin
Çevirmez yüzin
Saklarlar râzın
Kim dervîş ise
Aşka yâr olur
İşi zâr olur
Sâfi nûr olur
Kim dervîş ise
Her kim aşk eri
Terk eder arı
Nûş eder zehri
Kim dervîş ise
Kesretden kaçar
Vahdete göçer
Selsebîl içer
Kim dervîş ise
Virdi zikrullah
Kalbi beytullah
Şükür ehlullah
Kim dervîş ise

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 69 9.06.2017 11:15:34


70 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Dervişler başı
Sultânî kişi
Vahy olur işi
Kim dervîş ise
Zuhûrî var ol
Yâr ile yâr ol
Var ana kul ol
Kim dervîş ise

Abdülvehhâblılara Göre Halvetiyye Erkânı


Eroğlu Hazretlerinin de söylediği gibi Vehhâb Ümmî’den
itibaren Elmalı havzasında yetişen halvetî erenlerine “Abdül-
vehhâblılar” denmiştir.
Yukarıda belirttiğimiz üzere Vehhâb Ümmî Hazretleri
Halvetiyye’nin orta koluna mensup bir silsileden gelmektedir.
Meşrep ve mizâçları yönüyle Hz. Ali’ye benzeyen
bu tarîk mensupları, yalnızlıktan hoşlandıkları ve Cenâb-ı
Hakk’ı, yalnız bir ortamda zikrettikleri için “Halvetî” şeklinde
anılmışlardır. Bu anlamda halvet, bir insân-ı kâmil ve mürşid-i
hakîkînin murakabesinde ve onun öngöreceği bir süre içinde
uygulanılır. Diğer taraftan halvet erbâinle karıştırılmamalı-
dır.69
Halvetîler, esasen yalnızlıktan hoşlanan bir mizâca sa-
hiptirler. Ancak bu mizâç umumî değildir. Bu tarîk mensupla-
rı halvet kavramını daha ziyade “halk içinde Hak ile olmak”
ve “çoklukta birliği yaşamak” anlamında da kullanmışlardır.
Vâhib Ümmî ve onu takip eden kâmillerin eserlerinde halvet

69 Erbaîn, sülûkunu tamamlayan kâmiller tarafından uygulanan bir yöntem-


dir. Bkz. Hasan Ünsî, Tasavvufun İncelikleri, Ankara 2001, s. 15-22.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 70 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 71

kavramı çoğu zaman bu anlamdadır. Eroğlu, bir şiirinde üstâdı


Vâhib Ümmî hakkında;
Gecesi gündüzü halvetindedir
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
diyerek Vâhib Ümmî’nin halvetten hoşlanan bir mizâca sahip
olduğunu imâ eder.
Halvetiyye tarîkinin kâmil mürşid alâmeti olan kisvesi,
“dâl kisve” denilen ve Hz. Ali’den beri gelen siyah üzere be-
yaz risâleli bir kisvedir. Vâhib Ümmî Hazretleri bir yerde kis-
vetinin dâl tâc olduğunuşu, bu kisvetteki iki rengin şeriat ve
tarikat sırlarını cem’ ettiğini şöyle anlatır:
Hem şerîat hem tarîkat kavl ü fi‘lim cem‘idir
Kisvetimde yazılandır okunan dâlim benim
Sûfiler kisvenin önemini vurgulayan “tâcnâme” denilen
pek çok risâleler yazmışlar, şiirler söylemişlerdir.70
Halvetiyye’de sohbet ve zikr-i dâimî esastır. Bu mes-
lek, nefsi arındırma metodunu benimseyen ve sâliklerini yedi
esmâ ve makâm geçirterek sülûk ettiren bir tasavvuf mesleği-
dir. Bu erkânda sâlikin yedi esmâyı geçerken yaşadığı rüyâ ve
hâllerin mürşidi tarafından yorumlanması son derece önemli-
dir. Yine Eroğlu, üstâdı Vâhib Ümmî vasfında yazdığı övgü-
sünün bir yerinde;
Cezbesi âşıkın gönlün alıcı
Bâtın terkîbinin aslın bilici
Dilindedir keskin ta‘bîr kılıncı
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
diyerek onu bâtın terkibinin aslını bilen, yani “misâl âlemi”-
nin sırlarından haberdâr ve tâbir ilminde irfan sahibi olan bir
kişi olarak tanıtır.
70 Bu konuda bkz. Mustafa Tatcı, Menâkıb-ı Hasan Ünsî, Ankara 2002.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 71 9.06.2017 11:15:34


72 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Vâhib Ümmî’ye göre halveti erkânında yetişen Hak


âşıkları, tevhîd ilmini Yiğitbaşı’ndan kanmışlardır. Cenâb-ı
Hakk’ı gönülden zikr ederler ve her an tefekkür üzeredirler.
Cân gözleri açıktır. Halktan gizlidirler, bunların ululukları
ehli tarafından bilinmektedir. Hepsi gerçek birer velîdir. Söz-
leri âb-ı hayâttır. Nedenden ve niçinden geçmişlerdir. “Men
aref” sırrından haberlidirler. Teslimiyet üzeredirler. Cenâb-ı
Hakk’ın sırlarından haberli olup dîdâra vasıl olmuşlardır:
Gönülden zikr eder Hakk’ı71
Halvetî’nin dervîşleri
Gönülden fikr eder Hakk’ı
Halvetî’nin dervîşleri
Envâr-ı İlâhî sözü
Hakk’a ma’lûm durur özü
Allah’a bakar cân gözü
Halvetî’nin dervîşleri
Halkın içinde delidir
Ehlin içinde uludur
Şübhesiz gerçek velîdir
Halvetî’nin dervîşleri
Şerr ile şûrdan beridir
Tâhirdir pâkdır arıdır
Ol zât-ı pâkin eridir
Halvetî’nin dervîşleri
Kırklar ile sohbet eder
Yedilerle halvet eder
Tevhîd ile işret eder
Halvetî’nin dervîşleri

71 Vâhib Ümmî, Dîvân, Şahsi Ktp. Nüsha, s. 189.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 72 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 73

Âriflerin nutkundaki
Ma‘nâyı gör âb-ı hayât
Dost zâtının mazharıdır
Halvetî’nin dervîşleri
Desem sana inanmazsın
Bu tevhîdin ahvâlini
Aşkdan alır gelir söyler
Halvetî’nin dervîşleri
Çün ü çerâdan kaçarlar
Âb-ı hayâtı içerler
Men aref sırrın açarlar
Halvetî’nin dervîşleri
Dört yâr ile yâd olurlar
Ağyâr ile yad olurlar
Mürşidden irşâd olurlar
Halvetî’nin dervîşleri
Deryâ olurlar akarlar
İmân çerâğın yakarlar
Dokuz kat gökden bakarlar
Halvetî’nin dervîşleri
Yiğitbaşı’ndan kanarlar
Aşka düşerler yanarlar
Arşın içinde dönerler
Halvetî’nin dervîşleri
Gönülü Hakk’a verirler
Hakk’ı gönülde bulurlar
Cânların teslîm kılırlar
Halvetî’nin dervîşleri

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 73 9.06.2017 11:15:34


74 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Sır haberin dinler olur


Ma’nâsını anlar olur
Ma’rifetler söyler olur
Halvetî’nin dervîşleri
Ma’rifet gönülde biter
İblîs fi’li nefsden yiter
Bülbül olur gülden öter
Halvetî’nin dervîşleri
Vâhib Ümmî tevhîd alır
Bunda gelmez anda kalır
Vâsıl olur dîdâr bulur
Halvetî’nin dervîşleri
Ahmed Yesevî’den, Hacı Bektaş-ı Velî’ye; Yûnus Em-
re’den Âşık Paşa’ya kadar uzanan çizgide, Türk sûfileri seyr
ü sülûkta “dört kapı-kırk makâm” usûlünü benimsemişlerdir.72
Vâhib Ümmî, dört ana makamı kırk makamla toplayarak
kırk dört makama çıkarmıştır:
Kırk dört makâmdır zikr-i devâmdır
Tevhîd imâmdır dervîş olana
Bu usûl Yiğitbaşı Ahmed Marmaravî Hazretlerinden Vâ-
hib Ümmî’ye ve ondan da halifesi Eroğlu’na geçerek devam
ettirilmiştir. Eroğlu Hazretleri şöyle der:

72 Hacı Bektaş-ı Veli, Makâlat, İstanbul, Tarihsiz; Mustafa Tatcı, Yunus Emre
Dîvânı, C. I, İstanbul 1997, s. 416; Ahmet Ögke, “Türk Tasavvuf Dü-
şüncesinde Şerîat-Tarîkat-Hakîkat, Mârifet Kavramları ve Marmaravî’de
Dört Kapı-Kırk Makam Anlayışının İzleri”, Hacı Bektaş Velî Araştırma
Dergisi, Ankara, 2001, sayı: 18, ss. 63-74

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 74 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 75

Dört kapı açılır sırrın duyana


Dîdârı muştular câna kıyana
Noktavîler derler ana uyana
Benim şeyhim gibi ulu şeyh olmaz
*
İmtihana saldı seni o sultân
Habîb ile Kur’ân’ı verdi bürhân
İsterler on yerde dörder armağan
Bugün yarın efendine gidersin
Ayrıca elimizdeki nutk-ı şerîflerden Eroğlu Hazretlerin-
den itibaren, başta Elmalı olmak üzere Anadolu’nun çeşitli
bölgelerinde yaşayan Halvetîlere “noktavîler” veya “Abdül-
vehhâblılar” dendiğini de öğrenmekteyiz. Bilindiği gibi nok-
ta, “ahadiyyet” kavramının bir remzidir. Bu remiz, Hazret-i
Ali’nin “ilim bir noktadır” sözünü söylediği tarihten itibaren
sûfi edebiyatında işlenmiş ve konuyla ilgili önemli bir kültür
meydanagelmiştir.
*
Halvetîler Cenâb-ı Hakk’ı hem oturarak (kuûdî), hem de,
ayakta dönerek (kıyâmî) zikrederler. Kıyâmî devrânlarını, el
ele verip yuvarlak bir daire şeklinde dönerek yaparlar. Bundan
dolayı, bu yolun mensuplarına “devrânîler” de denmiştir.
Devrân, şüphesiz İslâm tasavvufunun “oluş, yaratılış ve
varlığın tekamülü sırrı”ndan kinaye, remzî olarak geliştirilmiş
bir ibadettir. Cezbe ve vecde ulaşmış bir sûfinin sükûnu ancak
devrân ile mümkündür. Sülûk denilen manâ yolculuğu, dön-
dükçe, manâya doğru yol aldıkça tamamlanan bir yolculuktan
ibarettir.
Bu ibâdetin remzî anlamını ve insanın rûh dünyasında
meydana getirdiği teskîn edici özelliğini anlamayan ve ka-
bukta kalan bazı kişiler, hemen her devirde devrânın harâm

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 75 9.06.2017 11:15:34


76 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

olduğuna hükmetmişler muarız davranışlar sergilemişlerdir.


Tasavvuf tarihinde, devrânîlerle, devrâna karşı çıkanların kav-
gaları hakkında pek çok örnek vardır.
Vâhib Ümmî’nin -ve onu takip eden sûfî şairlerin- dev-
rân ile ilgili yazdığı şiirlerin gerisinde de bu gerçekler vardır.
Anlaşılan o ki Elmalı yöresindeki Abdülvehhâblı devrânîlerle
bazı muarız ulemâ, devrân yüzünden birbirlerine cephe almış-
lardır. Abdülvehhâb Ümmî Hazretlerinin aşağıdaki nutku dev-
rânı küfürle itham edenlere bir cevap olduğu kadar devrânın
mahiyetini anlamamızı da kolaylaştıracak niteliktedir:
Yerler döner gökler döner dervîş döner kâfir m’olur73
Arşlar döner kürsler döner dervîş döner kâfir m’olur
Aşkı yokdur kâfirdir ol muhabbetden gâfildir ol
Aylar döner günler döner dervîş döner kâfir m’olur
Sırren gelip haber veren bu tevhîdin ilhâmıdır
Menârde müezzin döner dervîş döner kâfir m’olur
Hakk’ı görür inkâr eder İblîs ile bâzâr eder
Mekke’de hâcılar döner dervîş döner kâfir m’olur
Buğday ekmek olmak yokdur değirmende un olmasa
Değirmenin taşı döner dervîş döner kâfir m’olur
Devrân eden zâkirleri kâfir diye bühtân eder
İskât için bunlar döner dervîş döner kâfir m’olur
Âşıkların zikri budur bir Tanrı’ya şükrü budur
Yedi deniz durmaz döner dervîş döner kâfir m’olur

73 Vâhib Ümmî, Dîvân, Şahsi Ktp. Nüsha, s. 221. Bu nutuk Bektaşîler tara-
fından da okunmuştur. Bkz. Bedri Noyan, Bütün Yönleriyle Bektaşîlik ve
Alevîlik, IV, Ankara 2001, s. 522.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 76 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 77

Anlayana budur hitâb aşk ehline olmaz ‘ikâb


Görmez gözü kalbi döner dervîş döner kâfir m’olur
Kalbim evin pür-nûr eder gönlüm için envâr eder
Âşık döner devrân eder dervîş döner kâfir m’olur
Aklını cem‘ et başına dinlendi gör âşık ne der
Gece döner gündüz döner dervîş döner kâfir m’olur
Tevhîd-i zât ilhâm eder söyler sana âşık bunu
Arşda olan melek döner dervîş döner kâfir m’olur
Bu kıssayı cân söyleye olmaz tamâm pesdir yeter
Bak gökde sen ülker döner dervîş döner kâfir m’olur
Söyleyüben söyletdiren nûr-ı ilâhdır Vâhibi
Tâvûs döner cevlân eder dervîş döner kâfir m’olur
On iki ayın bir ayıdır Ramazân döner gelir
Ramazânın hürmetine dervîş döner kâfir m’olur
Cümle nebât döner gelir temessük olma mı sana
Ol dost içün bu meydânda dervîş döner kâfir m’olur
Mu‘amele-i şer‘ diye bir esbâbı devr ederler
Kendi nefsi ıslah için dervîş döner kâfir m’olur
Mahfillerde devr-hânlar devr okurlar aslı nedir
Muhabbet-i ilâh içün dervîş döner kâfir m’olur
Anlar isen bu tevhîdin ilhâmını yeter sana
Şübhesini aşka soran dervîş döner kâfir m’olur
Hakîkatde devr olmasa döner miydi Vâhib Ümmî
Özünü Hakk’a tapşıran dervîş döner kâfir m’olur
Mutasavvıfların sözleri gibi kıyafetleri ve renkleri de an-
lamlıdır. Başta tâçları olmak üzere, hırkaları, pabuçları, asâ ve

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 77 9.06.2017 11:15:34


78 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

ridâlarıyla sûfiler tarih boyunca remzî birer tavır sergilemiş-


lerdir. Bu husus özellikle tâç ve hırka konusunda halvetîler
için de geçerlidir. Halvetî kâmilleri özellikle dâl kisve ve siyâh
hırkalarıyla tanınmışlardır. Mutasavvıfın “Tecellîden tesellîyi
verip durun sana sırren/Gözüne görünen her dem siyâhımdır
siyâhımdır” beytinden anlaşılacağı üzere “siyâh renk, sûfinin
vahdette (velâyette) olduğunu gösteren alâmetlerdendir.
Vâhib Ümmî bir manzûmesinde -biraz da nükteli ifade-
lerle- doğrudan “nemed/yün” konusunu ele alır. Elmalı ilçesi
Akdeniz bölgesi içinde olmakla birlikte, bilhassa yüksek ke-
simleri karasal iklim özellikleri göstermekte ve kışları soğuk,
yazları da sıcak olmaktadır. Bu tabiat şartları içinde Vâhib
Ümmî’nin -ve tabiî Eroğlu’nun- kışın soğuktan yazın da sı-
caktan korunmak için Nemed giydiği anlaşılmaktadır. Nite-
kim Evliya Çelebi, Elmalı halkının kıyafetinden bahsederken
şu tespiti yapar: “Ekseriya Teke külahı üzere sarık sararlar
ve daima müsafir ararlar ve çuka feraca (yün üstlük) ve nefti
ve mavi boğası haftan (pamuk dokuma kaftan) giyerler…Ve
beyaz bezi, Denizli boğasasına (pamuklu dokumasına) tercih
olunur.”74
Manzumelerden çıkardığımız bilgilere göre Vâhib
Ümmî’nin giydiği nemed, “ince sırma veya kıl ip ile dikilen,
içine kırmızı astar çekilen, kırk parçalı bir giyecektir. Keçesi-
nin değircek olması muteberdir. Yeni ve yakası yoktur. Kırk
tane “nûrdan” tokası vardır. Sûfîler bunu özellikle halvet es-
nasında “Veysel-Karânî”ye gönderilen hırkadan mülhem bir
Peygamber sünneti olarak giyinmişlerdir. Sûfilerin, nemedi
tercih etmesinin sebeplerinden birisi de, Bir eteğini döşek, bir
eteğini yasdık ve tamamını sıcak bir örtü olarak kullanma-

74 Bkz. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, (Haz. Seyit Ali Kahraman vd.), İstan-
bul 2011, C. IX, s. 143.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 78 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 79

larıdır. Nemed erenlerin sırlarının örtüsü, yokluk, tevâzu ve


marifetlerinin remzidir:
Zulmetden necât bulmağa75
Âh bir nemed vâh bir nemed
Yokluğa doğru varmağa
Âh bir nemed vâh bir nemed
Yazın ıssıdan saklaya
Kışın sovukdan bekleye
Âşık içinde söyleye
Âh bir nemed vâh bir nemed
....
Bir eteği döşek ola
Bir eteği örtü ola
Yeni başa yasdık ola
Âh bir nemed vâh bir nemed
Şerîatde usûl budur
Tarîkatde asıl budur
Hakîkatde nesil budur
Âh bir nemed vâh bir nemed
Söz manâsın anlar isen
Erenlerden dinler isen
Ma’rifet yârenleriysen
Âh bir nemed vâh bir nemed
Erenlerden geçilmesem
Hîç anlardan seçilmesem
Gizli dursam açılmasam
Âh bir nemed vâh bir nemed
75 Vâhib Ümmî, Dîvân, Şahsi Ktp. Nüsha, s. 223.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 79 9.06.2017 11:15:34


80 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Deliyidik uslanmağa
Ma’rifetde gizlenmeğe
Dost zâtında eğlenmeğe
Âh bir nemed vâh bir nemed
Eksikliğim fikr etmeğe
Bir Tanrı’yı zikr etmeğe
Ni’metine şükr etmeğe
Âh bir nemed vâh bir nemed
Ma‘mûr olsa sökülmese
Kıl ip ile dikilmese
Bundan öte gidilmese
Âh bir nemed vâh bir nemed
Değircek ola keçesi
Isıcak ola gecesi
Allah vere der hocası
Âh bir nemed vâh bir nemed
İçinde çok zikr eyleye
Bir Tanrı’yı fikr eyleye
Ni‘metine şükr eyleye
Âh bir nemed vâh bir nemed
.............
Hep gayrıdan uzlet olsa
Kırklar ile sohbet olsa
Yedilerle işret olsa
Âh bir nemed vâh bir nemed
............

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 80 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 81

Dışı zulmet unsur olsa


İçinde hem Mansûr olsa
Hep cümlesi bir sır olsa
Âh bir nemed vâh bir nemed
Varlığımı yok eylese
Kudretden yer tok eylese
İşim gücüm Hak eylese
Âh bir nemed vâh bir nemed
Gönülcüğüm alçak ede
Derecemi yüksek ede
Tevhîdimi gerçek ede
Âh bir nemed vâh bir nemed
Âşık mâşûkunu buldu
Şâdılığa erdi güldü
Şâh bitisi tamâm oldu
Âh bir nemed vâh bir nemed
Nemed konusunda Eroğlu’nun da, “Ah bir nemed ver
İlâhî” ve “Çok şükür buldum nemedî” redifli iki manzume-
si olup bunların muhtevaları Vâhib Ümmî ile hemen hemen
aynıdır:
Sovukdan var şikâyetim76
Âh bir nemed ver İlâhî
Budur özge hikâyetim
Âh bir nemed ver İlâhî
………….

76 Mecmûa, Elmalı İlçe Halk Ktp., Nu: 43, yp. 27.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 81 9.06.2017 11:15:34


82 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Eroğlu sen sende ara


Eğer erdin ise ere
Den yârenler Allah vere
Âh bir nemed ver İlâhî

Vâhib Ümmî Hazretleri’nin Sandukası

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 82 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 83

Abdülvehhâb Ümmî’nin Eserleri


Abdülvehhâb Ümmî’nin, Yunus Emre ve üstâdı Yiğitba-
şı’nın tesir ve üslûbunda kaleme aldığı, içinde hece ve aruzla
yazdığı 517 adet ilâhî bulunan oldukça hacimli, gayr-ı müret-
tep bir dîvânı vardır. Hz. Pîr bu nutk-ı şeriflerinde Vâhib, Vâhi-
bî, Vâhib Ümmî, Vehhâb, Vehhâbî gibi mahlaslar kullanmıştır.
Vâhib Ümmî, tefekkür mahsûlü olan şiirleriyle kendin-
den sonra gerek silsilesinden gelen ve gerekse diğer tarîklere
mensup pek çok sûfîyi etkilemiştir. Bunların başında Eroğlu
Nuri Yahşi, Mazharî, Ümmî Sinân, Zuhûrî, Armağan, Niyâzî-i
Mısrî, Çavdaroğlu, Matlaî, Şeyhî, Nüzûlî, Sabrî, Seyyid, Verdî
ve Nâzikî gibi şairler gelmektedir. Bu şairlerden, XIX. Asır-
da yaşayan Kuşadalı İbrahim Efendi müntesibi Ahmed Nâ-
zikî’nin (ö. 1856)77 dîvânındaki “Nâzikî” mahlaslı bazı şiirler
Vâhib Ümmî’ye aittir.78
Vâhib Ümmî Hazretleri’nin Dîvân-ı İlâhiyâtı’nın tesbit
ettiğimiz ve elinizdeki seçmelerde kullandığımız -biri şahsi
kütüphanemizde bulunan- nüshaları şunlardır:
1- Şahsi Ktp. Nüsha. 391 yp.
Bu yazmanın sonunda “Ceddim Vehhâb Ümmî’nin vefatı
1006/1597” şeklinde bir kayıt konmuştur. Buna göre yazma-
nın Vehhâb Ümmî torunlarından intikal ettiği anlaşılmaktadır.
2- Elmalı İlçe Halk Ktp. Nüshası Yz. Nu: 7, 146 sayfa.
İstinsah 1260/1843. Eser şu anda Konya Bölge Yz. Kütüpha-
nesi’ndedir.

77 Bu zat için bkz. Mehmet Nermi Haskan, Yüzyıllar Boyunca Üsküdar,


C. 2, İstanbul 2001, s. 599.
78 Karşılaştırmak için bkz. Nâzikî Ahmed, Dîvân, Yapı Kredi B. Ktp. Yz.
Nu: 838.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 83 9.06.2017 11:15:34


84 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3- Elmalı İlçe Halk Ktp. Nüshası, Mecmûa Nu: 2997/5,


229b-240b. Eser şu anda Konya Bölge Yz. Kütüphanesi’n-
dedir.
4- Millî Ktp. (Ankara) Nüshası: Yz. 3488/2. Yp. 38-59.
Bu yazma eksik olmakla birlikte içinde diğer yazma dîvân-
larda olmayan ilâhîler olduğu için önem arzetmektedir. Ayrıca
bu yazmada Ümmî Sinân’ın yetiştirdiği Sun’ullah Gaybî’nin
babası Çavdaroğlu Müftî Dervîş’in de dîvânı vardır. Müftî
Dervîş’in Dîvân’ından seçmeler tarafımızdan yayınlanmıştır.79
5- İÜ. Ktp. Nüshası: Ty. Nu: 137. 174 yp. (Ankara Millî
Ktp. Mikro Film Arşiv Nu: D/421). Bu yazma eksik olup için-
de 90 tane ilâhî bulunmaktadır.
6- Michigan (ABD) Üniversitesi Ktp. Nüshası, Şarkiyat/
Türkçe Yz. Nu: 859, İst. tarihi, 1107/M. 1695-6 Harekeli ne-
sih. 344 syf. Abdal Musa Dergâhından Amerika’ya gitmiş olan
bu dîvân tam olup güzel bir hat ile tanzil edilmiştir.
7- Abdullah Ekiz Nüshası: 188 yp. 1225 tarihinde istin-
sah edilen bu yazma hâlen -yakın tarihte aramızdan ayrılan-
mezkûr şahsın kütüphanesindedir.
8- Atatürk Kitaplığı, İlâhiyât-ı Vehhâb ve Armağan, Yz.
Nu: 1917, 35 yp. (Kısaltma = OE).

VÂHİB ÜMMÎ’NİN TESİRİ


Vâhib Ümmî, Türk Edebiyatı tarihinde Yûnus Emre oku-
lunun temsilcilerinden olan mutasavvıf şairlerimizden birisi-
dir. O, hece ve aruz vezniyle yazdığı ilâhîlerinde Türkçe’nin
gücünü ve mensubu olduğu tasavvuf okulunun düşüncesini,
sade ve edebî bir dil ile kendi zamanına taşımaktadır. Türk
diline karşı son derece duyarlı olan bu mutasavvıf şair, Yûnus
Emre’nin üslûp ve tesiriyle yazmış olduğu ilâhîlerinde, sehl-i
79 M. Tatcı- C. Kurnaz, Çavdaroğlu Müfti Derviş, Ankara 1999.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 84 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 85

mümteni kabul edilebilecek bir söyleyişe ulaşmıştır. Muta-


savvıf şairimiz ilâhiyâtında Cenab-ı Hak, Muhammedî haki-
kat, fıtrat, nefs, ruh, dil, sülûk, keşf, rü’yet, dünya, tekâmül
gibi insanın zihnini ve gönül âlemini meşgul eden inanç ve
imânla ilgili mücerred konuları, varlık ve eşyanın mahiyetini
basit ve sıradan gibi görünen bazı kelime ve ifadelerle, kimi
zaman basit bir teşbih ve istiareyle bir çırpıda anlatıvermek-
tedir. Kendi içini yakalayan bir gönül ehlinin konuştuğu dilin
de içini yakalaması kadar tabiî bir şey olamaz. Vâhib Ümmî
Hazretleri de içe yönelerek derinleşen ve kendini keşfettikçe
dinin ve dilin hakikatini yakalayan kişilerdendir. Bu yönüyle
o bizim aşk ve manâ dilimiz olan Yûnus’un izine basmakta,
onun kalemiyle yazmaktadır. Hazretet-i Pîr’in nutk-ı şerifle-
rindeki sadelik, samimiyet ve derinlik, esasen mensubu ol-
duğu geleneğin gücünü de ortaya koymaktadır. Kendisi bir
yerde vahdet âleminde gezerken Cenâb-ı Hakk’ın gizlediği
sırlardan haberdar olduğunu belirtir ve “Rûh dilinden anladım
bu söz Hakk’ındır şübhe yok!” der. Vahdet sırları rûh diliyle
anlatılmış olduğuna göre bu dili yine “nefsi rûh olan” âşıklar
anlayabilecektir. Rûh dili, aşk ve manâ dilidir. “Vâhib Ümmî
bu tevhîdi aşk dilinden söyler sana” mısraıyla da teyit ettiği
gibi o, ezân-ı Muhammedîyi aşk diliyle okur; nefs-i emmâre-
de gezen insanı, İslâm’a, imâna, ihsâna, aşka ve irfana gelmesi
için davet eder:
Fâtiha’nın sırrını günden ayân etdim sana
Aşk dilinden okunan ezâna sen gelmez misin
Yukarıda da belirttiğimiz üzere Vâhib Ümmî, Yûnus
Emre üslûbuyla şiirler yazmıştır. Bu üslûp onun silsilesinden
gelen şairler tarafından da taklit edilmiştir. Onun bir muta-
savvıf şair olarak ana diline olan sevgisi ve duyarlılığı Yûnus
Emre gibi rahmet sahibi mizâcına ve mensubu olduğu yolun

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 85 9.06.2017 11:15:34


86 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

sülûk anlayışına bağlanabilir. Şöyle ki İslâm’ın hakikati olan


tasavvufu, ledünnî bilginin hakikatlerini, kısacası, imân ve ih-
sânın hakikatlerini dağda çobanlık yapan arayış içindeki bir
müslüman da anlayabilmelidir. Nitekim kendisinden sonra
posta geçen Eroğlu Hazretlerinin Alacadağ’da yaşayan bir zât
olması da bu görüşümüzü doğrulamaktadır.
Vâhib Ümmî Hazretleri, Yiğitbaşı Velî’nin diktiği bir
ağaçtır ve bu ağaç kendisinden sonra Eroğlu Yahşi, Mazharî,
Zuhûrî, Ümmî Sinân, Armağan, Niyâzî-i Mısrî, Çavdaroğ-
lu, Gülâboğlu, Matlaî, Şeyhî, Nüzûlî, Sabrî, Seyyid, Verdî,
Sun’ullah Gaybî ve Nâzikî gibi sûfî şairlerle devam eden
olgun meyveler vermiştir. Bu zâtlara ait dîvânların tamamı,
Vâhib Ümmî Hazretlerinin nutk-ı şeriflerinin şerhi mahiye-
tindedir. Adı geçen zatlar içinde özellikle Niyâzî-i Mısrî, dîvâ-
nında silsileden gelen bütün mutasavvıf şairlerin görüşlerini
damıtmış, billurlaştırmış, ve Türkçe’nin Tasavvuf ilmihâlini
ortaya koymuştur. Niyâzî-i Mısrî Hazretlerinin etkisiyle yazı-
lan nazire dîvânlar başlı başına bir araştırma konusu olabile-
cek niteliktedir. Mısrî’nin yorumlanabilmesi için, kaynak şa-
hıslar konumundaki Vâhib Ümmî, Eroğlu ve Ümmî Sinân’ın
eserlerine gitmek ve onları mukayeseli olarak değerlendirmek
gerekir.
Bu mutasavvıf şairlerin manâ dünyalarını, gelenekteki
yerlerini, Türkçe’ye katkılarını, kavram arayışlarını ve geliş-
tirdikleri edebî dil ile düşünceleri arasındaki ilişkiyi çözümle-
yebilmek için şiirlerinin bir bütün olarak incelenmesinde yarar
vardır.
Aşağıda Vâhib Ümmî’nin şiir vadisinde kimleri etkile-
diğini göstermeye çalıştığımız örnekler, esasen dil, edebiyat,
tasavvuf tarihi çalışmalarında dikkate alınması gereken bir
duruma da işâret etmektedir:

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 86 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 87

Vâhib Ümmî:
Yerler döner gökler döner dervîş döner kâfir m’olur80
Arşlar döner kürsler döner dervîş döner kâfir m’olur

Eroğlu:
Ehl-i şevke ta’n eyleyen zâhidler81
Dervîş Hû der döner kâfir mi olur
Bu zahle vâris olan mücâhidler
Mümin Hû der döner kâfir mi olur

Nüzûlî:
Ehl-i zikre ta’n eyleyen câhiller82
Mü’min Hû der döner kâfir mi olur
Örtüp Hakk’ı inkâr eden zâlimler
Mü’min Hû der döner kâfir mi olur
*
Vâhib Ümmî:
Ne biter bâğa bağvân olmayınca83
Yaraşmaz anda hûbân olmayınca

Eroğlu:
Yola azm etme bürhân olmayınca84
Ki bürhân azm-i sultân olmayınca

80 Vâhib Ümmî, Dîvân, Şahsi Ktp. Nüsha, s. 221.


81 Mecmûa, Elmalı İlçe Halk Ktp., Nu: 43, yp. 10.
82 Mustafa Nüzûlî, Dîvân-ı Mustafa Nüzûlî, İstanbul 1331, s. 6.
83 Vâhib Ümmî, Dîvân, Şahsi Ktp. Nüsha, s. 105.
84 Mecmûa, Elmalı İlçe Halk Ktp., Nu: 43, yp. 13.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 87 9.06.2017 11:15:34


88 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Müftî Dervîş:
Ne eder cânı cânân olmayınca85
Bu cân cânâna kurbân olmayınca

Nüzûlî:
Bulamazsın yolu nûr olmayınca86
Önünde bir kâmil er olmayınca
*
Vâhib Ümmî:
Hamdülillah çok şükür cânımda pinhân Mustafâ87
Gizli değil gün gibi rûhumda ayân Mustafâ

Eroğlu:
Rûy-ı bâtın içre hâlen geldi ol cân Mustafâ88
Sundu mey-i kevserinden câna cânân Mustafâ

Ümmî Sinân:
Gel şefâ’at kıl dîdârını görem yâ Mustafâ89
Boynum eğüben nazarında duram yâ Mustafâ
*

85 Çavdaroğlu Müftî Derviş, Dîvân, Millî Ktp. Yz. Nu: 3488/1, 26a.
86 Mustafa Nüzûlî, Dîvân-ı Mustafa Nüzûlî, İstanbul 1331, s. 20.
87 Vâhib Ümmî, Dîvân, Şahsi Ktp. Nüsha, s. 102.
88 Mecmûa, Elmalı İlçe Halk Ktp., Nu: 43, yp. 19.
89 Ümmî Sinân, Ümmi Sinân Dîvânı, Haz. Azmi Bilgin, İstanbul 2000, s. 19.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 88 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 89

Vâhib Ümmî:
Zulmetden necât bulmağa90
Âh bir nemed vâh bir nemed
Yokluğa doğru varmağa
Âh bir hemed vâh bir nemed

Eroğlu:
Sovukdan var şikâyetim91
Âh bir nemed ver İlâhî
Budur özge hikâyetim
Âh bir nemed ver İlâhî
*
Vâhib Ümmî:
Ârifi bilmek dilersen dervîşinden bellidir92
Dervîşin bilmek dilersen cünbişinden bellidir

Ümmî Sinân:
Mest ü hayrân ister isen bak gözünden bellidir93
Doğru kârbân ister isen sor izinden bellidir

90 Vâhib Ümmî, Dîvân, Şahsi Ktp. Nüsha, s. 223.


91 Mecmûa, Elmalı İlçe Halk Ktp., Nu: 43, yp. 27.
92 Vâhib Ümmî, Dîvân, Şahsi Ktp. Nüsha, s. 21.
93 M. Tatcı-C. Kurnaz, Ümmî Sinan, A. g.e., s. 95.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 89 9.06.2017 11:15:34


VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 90 9.06.2017 11:15:34
DÎVÂN-I İLÂHİYÂT’TAN
SEÇMELER

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 91 9.06.2017 11:15:34


Bi’smillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 92 9.06.2017 11:15:34


93

DÎVÂN-I İLÂHİYÂT’TAN SEÇMELER

1 /
8 + 8 = 16
1 Evvel âhir nâs içinde kimse hâlim bilmez benim
İlm-i ledün zikr ederim kimse dilim bilmez benim
2 Ben aşk ile dîvâneyem dost şem‘ine pervâneyem
Âşıklığım göz kaş değil kimse kâlim bilmez benim
3 Er yüzünden nazar etdi dost gönlümü ma‘mûr etdi
Kudretden bir bahçeyem ben kimse yolum bilmez
benim
4 Yalan değil ma‘nâ hakdır bu tevhîde şübhe yokdur
İzn olmayınca Allah’dan kimse gülüm bilmez benim
5 Evvel kısmet bâzârında nasîbim tevhîdin zâtı
Hakk’ın izniyle söylerem kimse bilim bilmez benim
6 Hakk’a tâlib olanlara delîl olan mürşid imiş
Aşk bahrinin miftâhıdır kimse elim bilmez benim
7 Ol gevherin Vâhib Ümmî sarrâfıdır anlayana
Bir garîbim ârif bilir kimse ilim bilmez benim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 93 9.06.2017 11:15:34


94 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Rü’yetu’llâhım benim ta‘bîr eden ümmü’l-kitâb
Hamdülil’lâh cânıma zâtından ermişdir hitâb
2 Vâhid ü Ferd ü Ahad ilhâmıdır zikr etdiğim
Ehl-i aşk âşıklarız gayrı bize olmaz hicâb
3 Mürşidim nûr-ı İlâhî şâhidim tevhîd-i zât
Anladım hâlen bunu aşk ehline olmaz ikâb
4 Mansûr olmayan kişi bilmez bu remzin nediğin
On sekiz bin âlem içre Hakk’ı bilmekdir sevâb
5 Cân ile zikr etmeyenler Hazret’e lâyık değil
Münkir olan câhilin eşgâline yokdur hesâb
6 Mü’mini görse kaçar vermez selâm ucb ehlidir
Dopdolu anın içi emmâredir kalbi harâb
7 Zikr-i adlin mazharıdır Vâhibî çekmez gamı
Ma‘nevî’yle Mesnevî’den sâile budur cevâb

3 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bize bizden göründü Hak koyaldan mâsiva’llâhı
Delîlim ism-i a‘zamdır inan bu sırra vallâhi
2 Hitâbı nûr-ı a‘lânın cemâlinden gelir her dem
Benim Rabb’im mürebbimdir ezelden bile billâhi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 94 9.06.2017 11:15:34


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 95

3 Sıfâtı nûr-ı mutlakdır bize ilhâm olan ma‘nâ


Bu mir’ât-ı mücellâdan görürler kudretu’llâhı
4 Fenâda zâtını yârin bulanlar bakmaz âfâka
Görenler mü’minin kalbin dediler Ka‘betu’llâhı
5 Bu ma‘nâyla bilir âşık misâlin zühd ü takvânın
Mukallid bilmedi hâlin cemâl-i esmâu’llâhı
5 Mekân ihvân bize her dem fenâ fillâh makâmıdır
Karârı kalmadı cânın duyaldan hikmetu’llâhı
6 Muhabbet gâlib olmuşdur görelden tevhîd-i zâtı
Buna âşık olan gelsin okusun sîretu’llâhı
7 Didâr-ı vahdetindendir benim dilimdeki feryâd
Bilenler zikr-i kalbîden bilirler evliyâu’llâh
8 Vehâb’ın maksûdu Hak’dan tecellîden tesellîden
Bu cânda var iken nûru n’iderler gayru’llâhı

4 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zâhirim dört yâr iledir bâtınım Allâh ile
Tevhîdim hakdır benim bu âyet-i bürhân ile
2 On sekiz bin ism ile tesmiyedir cânım benim
Dost cemâli hakkı-çün bak vahdet-i dîzâr ile
3 Biz hümâyız zâhid akrânımız yokdur bizim
Kâl ü kıylden geçmişiz bak vuslat-ı esrâr ile
4 Zâyi‘ etme ömrünü gel zâkir ol âbid bugün
Cânını eyle fedâ bak hikmet-i envâr ile

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 95 9.06.2017 11:15:35


96 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Vâhibî zâr eyleme sen ma‘nânın sultânısın


Budur ol aşk ile bak kudret-i Sübhân ile

5 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hak bizimledir bugün sanman bizi efsâneyiz
Aşk şarâbı içmişiz âlemde biz mestâneyiz
2 Kâl ü kıyle bağlanıp biz kimseye baş eğmeziz
Ârif-i Rahmânî’yiz hayretde biz dîvâneyiz
3 Zikr-i kalbimden benim söyler İlâhî hâl ile
Ma‘nâ-yı vuslatda biz irfân ile rindâneyiz
4 Kalmadı zulmet hicâbı göreli ol mâhı ben
Ol musavver nûr içinde görünen dürdâneyiz
5 Vâhibî eyler niyâzı her nefes ihlâs ile
Ol hidâyet cevherine yâr olan şehdâneyiz

6 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Bî-vefâ dünyâyı sevme ey gönül Allâh’ı sev
Birliğin zikr et anın rızkın veren sultânı sev
2 Yoğ-iken var eyledi ol pâdişâh-ı zü’l-celîl
Cân ile eyle secde kıl âyet-i Kur’ân’ı sev
3 Kendi sun‘undan yaratmışdır seni ol pâk-i zât
Kenz-i mahfî vahdetin izhâr edip ol mâhı sev

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 96 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 97

4 Cennetü’l-firdevs içün gam çekme gel zâhid bugün


Bu Muhammed şevkine hayran olup ol şâhı sev
5 Sen velâyet mazharısın vahdetin bâzârına
Sırrının esrârına hem-râz olan Rahmân’ı sev
6 Ol Habîb’in rü’yetinden zâhir oldu ma‘nevî
Âkil isen sıdk ile ol yâr olan a‘lâyı sev
7 On sekiz bin âlemin ervâhısın hâlen bugün
Anladınsa “küntü kenz”i Vâhibî Mevlâ’yı sev1

7 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ey gönül şâd ol bugün mürşid-i kâmil devridir
Tevhîdin hâsdır senin insân-ı kâmil devridir
2 Bî-nişân lâ-mekân keşf eyledi sırrın bana
Hamdülil’lâh çok şükür tevhîd-i irfân devridir
3 Vâsıl-ı nûr-ı Hudâ’yız vahdetin esrârına
Dinler isen gel beri âyât-ı Kur’ân devridir
4 Ehl-i aşkız zâhidâ “Kâlû belâ”dan gelmişiz2
Kalmadı hiç şübhemiz ma‘nâda îmân devridir
5 “Küntü kenz”in zâtının mir’âtıyız günden ayân3
Emrine kıldık sücûd ahd ile emân devridir

1 Küntü kenz: Gizli bir hazine idim, bilinmeyi diledim, sevdim, âlemleri
yarattım.
2 Kâlû belâ: Evet dediler. A’raf/172.
3 Küntü kenz: Gizli bir hazine idim, bilinmeyi diledim, sevdim, âlemleri
yarattım.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 97 9.06.2017 11:15:35


98 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

6 Vâhid ü Ferd ü Ahad’dan içmişiz peymâneyi


İlm-i hikmet söyleriz bu âb-ı hayvân devridir
7 Cânımı ihyâ eden Hû zikrinin envârıdır
Vâhibî hakdır sözün bu lutf-ı ihsân devridir

8 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tende zâhir canda zâhir ol mâhı gördü gözlerim
Âşıka mihmân olan ol şâhı gördü gözlerim
2 Zikr-i kalbimdir benim “İnnâ Fetahnâ” okuyan4
Hamdülil’lâh çok şükür bürhânı gördü gözlerim
3 Cânıma aşkın kelâmıdır eren zâhid benim
İzni-y-ile söyleden sultânı gördü gözlerim
4 Ârifin zikrini gör rûh-ı izâfîden gelir
Nûr-ı câmi’ hakkıçün gufrânı gördü gözlerim
5 Okuyuban yazdığım rûhun hayâtıdır benim
Zâkir olmuş zâtına hayrânı gördü gözlerim
6 Anladık “seb‘a’l-mesânî” sırrını hâlen bugün5
Hak sözü inkâr eden Mervân’ı gördü gözlerim
7 Sînemi çâk eyledi yârin hüviyyet ma‘nâsı
Kalmadı inkâra yer sübhânı gördü gözlerim

4 İnnâ fetahnâ: Biz sana doğrusu apaçık bir fetih verdik. Fetih/1.
5 Seb’a’l-mesânî: İki defa nâzil olan ve yedi âyetten ibaret bulunan Fâtiha
sûresi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 98 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 99

8 Biz bu vahdet cür‘asın “Kâlû Belâ”dan içmişiz6


Tevhîdin sırrındaki îmânı gördü gözlerim
9 Âyet-i Kur’ân’ı buldum yavı oldum Vâhibî
Dost kelâmın söyleyen insânı gördü gözlerim

9 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Halka nasîhat gerekdir gizli irfân istemez
Aşka hem-râz olmağa zikrinde bürhân istemez
2 Câhil ü nâdânı gör kim anlamaz güftârımız
Yâr ile yâr olmağa rûhunda pinhân istemez
3 Âlemü’l-gaybin cemâli “küntü kenz”in varıdır7
Tevhîdi inkâr eden kâfirdir îmân istemez
4 “Men aref” ma‘nâsını cisminde hâlen bilmeyen
Taşlara vursun başını ân-ı Sübhân istemez
5 Vâhibî deryâ-yı aşkdan içmeyen peymâneyi
Hak Taâlâ zâtını levhinde seyrân istemez

6 Kâlû belâ: Evet dediler. A’raf/172.


7 Küntü kenz: Gizli bir hazine idim, bilinmeyi diledim, sevdim, âlemleri
yarattım.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 99 9.06.2017 11:15:35


100 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ehl-i derd olan kişi derdine dermân istemez
Maksûdu Hak’dır anın gayrıdan îmân istemez
2 Cân içinde buldular tevhîd-i zât-ı a‘zamı
Maksûdu nûr-ı İlâhî gayrı seyrân istemez
3 Dost cemâlin her nefes âyine gördüm zâtına
Maksûdu aşk ile vahdet gayrı bürhân istemez
4 Ârif olan her nefes kâlimden anlar hâlimi
Maksûdu sırdan tesellî gayrı irfân istemez
5 Nakşının nakkâşını buldu Vâhibî gam yemez
Maksûdu Ferd ü Ahad’dan gayrı sultân istemez

11 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Dânâ âkil olan âşık erteye nân istemez
Cennet-i a‘lâda ol hûrî vü gılmân istemez
2 Yâr ile vuslat bulanlar mâsivâyı neylesin
Maksûdu zât-ı İlâhî gayrı dîvân istemez
3 Geldi hâl oldu bana deryâ-yı vahdet lâ-mekân
Aşk şarâbın nûş eden Firdevs’i seyrân istemez
4 İstimâ‘ etmez kulağım yârının ferdâsını
Ârif olan kendini nâs ile hicrân istemez

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 100 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 101

5 Cân ile sen Vâhibî eyle niyâzı Hazret’e


Rabb’ını inkâr eden şeytândır îmân istemez

12 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hâlık’ ı zikr eylemek derd ehline dermân imiş
Şâhidim nûr-ı İlâhî tevhîdim bürhân imiş
2 Âlem-i bezm-i elest ikrâr eder ihlâsımız
Ârifin nutkundaki hem âyet-i Kur’ân imiş
3 “Lâm-elif lâ-raybe”den bildim Resûl’ün nediğin
Zâtına mir’ât olan hakka’l-yakîn insân imiş
4 Âkil isen cân ile gel müstemi‘ ol zikrime
Münkirin inkârına illet olan şeytân imiş
5 Bu kelâmın ma‘nâsın esmâ-i hüsnâ bildirir
Hakk’ı koyup halka uymak ma‘nâda isyân imiş
6 Hak’dan âhar nediğin fehm etmeyen adam değil
Meyl-i dünyâ kayd-ı uhrâ âşıka zindân imiş
7 Ehl-i vahdet olmayan sırr-ı İlâhî söylemez
Zâhidin dahl etdiği aşk ehline bühtân imiş
8 “Küntü kenz”in gizli genci evliyâ ervâhıdır8
Anlayıp fehm etmeyenler câhil ü nâdân imiş
9 İsm-i a‘zam vâsıl etdi nakşımın nakkâşına
Cân içinde cânıma mihmân olan Sübhân imiş

8 Küntü kenz: Gizli bir hazine idim, bilinmeyi diledim, sevdim, âlemleri
yarattım.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 101 9.06.2017 11:15:35


102 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 Cân ü dilden her nefes zikr etdiğim budur benim


Kalbime hâlen tecellî eyleyen sultân imiş
11 Mahv u gark oldu Vehâbî akla gelmez Hak’dadır
Ol sebebden söyleyip söyletdiren Rahmân imiş

13 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âh edersem bir nefes kevn ü mekân oda yanar
Vâh edersem bir nefes cism ü duhân oda yanar
2 Nakşımın nakkâşıdır kalbimde zikrim her nefes
“Hû” der isem bir nefes fânî zebân oda yanar
3 Zikr ü tevhîd olmayan bilmez bu sırrın nediğin
Fedâ kılan cismini cân ü cihân oda yanar
4 Cennetü’l-firdevs-i a‘lâ âşıka mesken değil
Döyemez aşk oduna hur-ı cinân oda yanar
5 Zâhid eydin gelmesin “ânestü nâran” seyrine9
Zühd ü takvâ-yı amel Hû’da hemân oda yanar
6 Hızr elinden içdi cân âb-ı hayâtın cür‘asın
Ârif anlar nediğin zann ü gümân oda yanar
7 Kâl ü kıyle bağlanıp âfâka bakmaz ehl-i hâl
Vâhib’in zikrinde ol zann ü gümân oda yanar
8 Vâhibî aldanmadı zühd ehlinin ferdâsına
Tevhidin nârında ol gayr-ı dumân oda yanar

9 Ânestü nâran: Ben bir ateş gördüm. Taha/10.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 102 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 103

14 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Dost cemâli şem‘idir bu cânı hayrân eyleyen
Vuslatın envârıdır bu derde dermân eyleyen
2 Ol münâfıklar bugün görsün bizi mestâneyiz
Mustafâ’nın şevkidir bu zikri tekrâr eyleyen
3 Bahriyem bu tevhidin deryâsına daldım yine
Pâdişâhın fazlıdır insânı emsâl eyleyen
4 “Fe’zkürûnî ezkürküm” dedi ol Kur’ân’da Hak10
Biz bununla âmiliz kâfirdir inkâr eyleyen
5 Ben İlâhî keşfinin mestânesiyem hâl ile
Vâhib’i bu aşk ile Ahmed’dir irşâd eyleyen

15 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gâh olur aşk-ı ilâhîden bize ilhâm olur
Gâh olur vuslat kelâmından bize vicdân olur
2 Hak Taâlâ zâtını tâlib olan ister bulur
Bunu inkâr eyleyen mutlak bilin şeytân olur
3 “Ellezî yüvesvisu” sûren neden zâhir olur11
Pâdişâhın hürmetinden dûr olan lâdan olur

10 Fezkurûnî ezkurkum: Beni anın, Ben de sizi anayım. Bakara/152. Beyitte


vezin bozuk.
11 Ellezî yüvesvisu: Ki o vesvese verir. Nas/5.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 103 9.06.2017 11:15:35


104 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Mü’minin kalbini gör tevhîd ile pür-nûr olur


Gussa vü gamdan geçer ma‘nâda ol sultân olur
5 Aşk ile ser-bâz olan Kur’ân ile hem-râz olur
Mustafâ’nın şevkine dâim muîn Allâh olur
6 “Küntü kenz”in zikrine ikrâr eden hoş şâh olur12
Ârif-i billâh olur hâlen hem ehlullâh olur
7 Bin bir ismin sırrına gör Vâhibî mihmân olur
Anlayan âşık bunun ma‘nâsına hayrân olur

16 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Ene’l-Hak sırrını dinle bugün nûr-ı tecellâdan
Okundu hikmet esrârı bugün zât-ı tesellâdan
2 Muhammed bâğının sırrı güneş gibi ayân oldu
Ne kim var ise keşf oldu bu mir’ât-ı mücellâdan
3 Hidâyet Ka‘besin zâhid tavâf-ı hacc edersen gel
İçip aşkın zülâlinden cevâbı anla a‘lâdan
4 Bugün dergâh-ı izzetde bizi makbûl eden tevhîd
Mukallid şübhe hall etmez oku dersini Mevlâ’dan
5 Vehâb’ın naklini dinle yine mürşid-i kâmilden
Alır tâlib olan âşık görür fetvâyı mollâdan

12 Küntü kenz: Gizli bir hazine idim, bilinmeyi diledim, sevdim, âlemleri
yarattım.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 104 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 105

17 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gâfil olma aç gözün mekkâr-ı şeytân sendedir
Lâ deme bu tevhîde sehhâr-ı şeytân sendedir
2 Söyledim şerh eyledim ahvâl-i şirkin sırrını
Yoklamazsan nefsini ba-külli yalan sendedir
3 Söyledim şerh eyledim ma‘nâ-yı mutlakdır bu söz
Zâkir ol zikr et Hakk’ı sadrında îmân sendedir
4 Âlemü’l-gaybın sıfâtından sana budur cevâb
Düşmeyen bilmez bunu deryâ-yı ummân sendedir
5 Demesi lâzım değil ehline ma‘lûmdur bu söz
Bildiğim budur benim lutf ile ihsân sendedir
6 Kahr u lutfun illetinden biz sana verdik haber
Var ise derdin senin derdine dermân sendedir
7 Câhil ü nâdân ne bilsin Vâhib’in esrârını
“Urvetü’l-vüskâ” hakkı âyât-ı Kur’ân sendedir13

13 Urvetü’l-vüskâ: (Tutunacak) sağlam ip. Lokman/22; Bakara/256.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 105 9.06.2017 11:15:35


106 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

18 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bu tevhîdi onat anla eğer insân isen insân
Bu tevhîdi anlamazsın eğer şeytân isen şeytân
2 Dedim sana inan bana Kelâmullâh âyetidir
Kemâline zevâl yokdur eğer merdân isen merdân
3 Selîm oldun ise şerden erişdin “Kâbe kavseyn”e14
Açılmış tâze gül gibi eğer handân isen handân
4 Salavât sem‘ine girmez ne anlarsın ne dinlersin
Özün bilmez sözün bilmez acebsin câhil ü nâdân
5 Ne bilsin görmeyen kimse senin sırrın müsemmâsın
Vehâbî ehlin içinde güneş gibi isen ayân

19 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Hak’ın katında kâimdir namâzımı kılan kimse
Hak’ın katında dâimdir namâzımı kılan kimse
2 Sözüm hakka’l-yakîndendir inanmayan münâfıkdır
Alır aşkdan sabahını ölmezden ön ölen kimse
3 Evvel âhir budur zikrim inanırsan bize zâhid
Hak’ın zâtında mahbûbdur bu tevhîdi kılan kimse

14 Kâbe kavseyni ev ednâ:: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 106 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 107

4 Hak’ın zâtından ermişdir hidâyetdir sana zikrim


Hak’ın zâtından ayrılmaz bu tevhîdi diyen kimse
5 Vâhib Ümmî yürü var sen deme kim câhil ü nâdân
Ne insândır ne hayvândır mürşide ermeyen kimse

20 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Şeyh-i kâmil her kim ise dervişinden bellidir
Ben sana verdim haber ol sohbetinden bellidir
2 Âşık isen ben sana verdim haber anlar isen
Şeyh olanlar dervişine himmetinden bellidir
3 Âşıkâne söyledim remz eyledim tevhîdimi
Şeyhine teslîm olanlar hizmetinden bellidir
4 Câhil ü nâdân olanlar ârif olmaz tevhide
Ma‘nada cömerd olanlar ni‘metinden bellidir
5 Ârif-i billâh olanlar tevhidin dîzârına
Evliyânın ni‘meti hod lezzetinden bellidir
6 Aç gözün kaldır hicâbı gerçek âşık gör nedir
Tevhidin al diline ger halvetinden bellidir
7 Anladınsa biz sana verdik haber Allah içün
Ma‘şûka âşık olanlar sîretinden bellidir
8 Aşka mazhar oldun ise anladın tevhîdimi
Gayrısından el yuyanlar uzletinden bellidir
9 Sözümüz hatm eyledik lâzım değil gayrı kelâm
Cevherin sarrâfa versen kıymetinden bellidir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 107 9.06.2017 11:15:35


108 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 Derdmend miskîn Vehâb’ın bildiğin bilmez akıl


Akl evinde olmayanlar hayretinden bellidir

21 /
8 + 8 = 16
1 Geldiğim yeri sorarsan bismi’llâhdan gelirim ben
Gayrı kelâm lâzım değil ismi’llâhdan gelirim ben
2 Söyle diye söyletdiler bu tevhîdin ma‘nâsını
Dört kitâbın hakkı içün zâtu’llâhdan gelirim ben
3 Uzak değil yakınından söylediğim ma‘nâyı gör
Cân içinde gizli sırdır keşfu’llâhdan gelirim ben
4 Âşıkların makâmıdır âbid zâhid ermez buna
Pes der yeter derin hemân aşku’llâhdan gelirim ben
5 Gizli haber ister isen îmân getir âşıklara
Ben ahdimi unutmadım Beytu’llâhdan gelirim ben
6 Evliyânın tevhîdini hakka’l-yakîn açdım sana
Gam yemezsin şimden geri Arşu’llâhdan gelirim ben
7 Dört kitâbın ma‘nâsını bir yoklama gayrısını
Melekler bana yoldaşdır kürsü’llâhdan gelirim ben
8 Hep cümlesi bir ma‘nâdır suâline budur cevâb
Gâfil değilin âlimin ilmu’llâhdan gelirim ben
9 Amân verin çok söyledim biraz bana dinleneyin
Nebîlerin ervâhıyla seyru’llâhdan gelirim ben
10 Hem ayândır hem beyândır ehli bilir bu tevhîdi
Eğri değil doğru kulum ‘aşku’llâhdan gelirim ben

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 108 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 109

11 Güneş gibi doğup gelir bu tevhîdin sırrı cândan


Muhammed nûru hakkıyçün sırfu’llâhdan gelirim ben
12 Benim keşf etdiğim râzı ne ma‘nâdır bilir misin
Akl-ı maâş fehm eylemez zikru’ llâhdan gelirim ben
13 Vâhib Ümmî’nin hayâtı Peygamber’in cemâlidir
İşim sağdır yüzüm akdır vechu’llâhdan gelirim ben
14 Ma‘rifetin içindeki ma‘nâ Hakk’ın ilhâmıdır
Akıl irmez bu tevhîde keşfu’llâhdan gelirim ben
15 Bir suâle bin cevâbdır verdiğimiz bizim size
Evliyânın meclisine zikru’llâhdan gelirim ben
16 Vâhib Ümmî ne der sana anlar mısın dinler misin
Îmân Kur’ân yoldaş bana kenzu’llâhdan gelirim ben

22 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Durduğum oturduğum yerler benim gülzârdır
Ma‘nasın fehm etdin ise âşıka dîzârdır
2 Câhil ü nâdân ne bilsin ârifin ahvâlini
“Küntü kenz”in vahdeti sırrındaki bâzârdır15
3 Söyleyen ârif bunu lâf u güzâfın söylemez
Lâ diyen bu tevhide yoldan çıkar azardır
4 Gam yedirmez zerrece vesvâs-ı şeytândan ebed
Düşe gör bu tevhide saklar seni âsârdır

15 Küntü kenz: Gizli hazine.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 109 9.06.2017 11:15:35


110 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Yürü var dervîş Vehâbî ârif ol ihlâs ile


Zât-ı Hak’dan gayrısı aldanma sen efkârdır

23 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Evliyâdan kuşanmışam kuşağı
Tevekkülden yakıp devrin çerâğı
2 Gelindi zikr ile fikr et İlâhı
Bu dünyâda olur ahret yerâğı
3 Gönülden kılanın beş vakt namâzı
Yarın nûrdan olur eli ayağı
4 Gel imdi sünnetin ihyâ edelim
Muhammed’dir yarın ümmet dayağı
5 Vehâb Ümmî size verdi cevâbı
Safî aşkdır âşıkların durağı

24 /
8 +8 = 16
1 Bunda gider gelir çokdur yalan dünyâ derler buna
Lutfu yokdur kahrı çokdur vîrân dünyâ derler buna
2 Dört kitâbın içindedir benim sana söylediğim
İnanırsan bu tevhîde vîrân dünyâ derler buna
3 Aklın yok mu anlamazsın bu tevhîdin işâretin
Sağ yerin komaz sokmadık yılan dünyâ derler buna

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 110 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 111

4 Senin ile bile gitmez azâbıdır bile giden


Gel derler kalkar gidersin kalan dünyâ derler buna
5 Dü cihânın sevgisinden fâriğ ol sen Vâhib Ümmî
Bunda düzdüğün düzeni bozan dünyâ derler buna

25 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Pâdişâhdır kimse girmez işinin arasına
Ol kerîmdir varıgör bakmaz yüzün karasına
2 Bakagör tevhîd ile nefsindeki emmâreyi
Giremez İblîs gelip bu tevhidin arasına
3 Aç gözün kaldır hicâbı anla cehlin zulmetin
Merhem olmaz İblis’in başındaki yarasına
4 Nefsini fehm eyle hâlen berk yapış tevhîde sen
Ârif ol düşme sakın sen gayrının sevdâsına
5 Dü cihânda maksûdun günden ayân olsun sana
Bağla cânın Vâhibî dost zâtının esmâsına

26 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Müşteriysen gel beri la‘l-i Bedahşân cândadır
Dört kitâbın ma‘nası âyât-ı Kur’ân cândadır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 111 9.06.2017 11:15:35


112 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 “Lâm elif lâ raybe”nin vechinden aldım dersimi16


Zâtını fehm etmeğe tevhîd-i irfân cândadır
3 Ayn ü Şin ü Kaf içinde gördüğün söyler bu cân
Arş ü kürs ü nüh-felek tahtında seyrân cândadır
4 Aşk-ı sâfîden haber verdim sana hakka’l-yakîn
Haddi yok pâyânı yok deryâ-yı ummân cândadır
5 Men aref ma‘nâsına ârif olan anlar bunu
Ma‘rifet bâğındaki ol verd-i handân cândadır
6 Âşıkın ma‘şûkdan alıp verdiği ma‘nâ budur
Aşk şarâbın nûş eden ol mest ü hayrân cândadır
7 Cân gözüyle bakmayınca göremezsin vechini
Evliyâ ser-çeşmesi ol şâh-ı merdân cândadır
8 Anladınsa dinledinse tevhidin ahvâlini
Ol şefâat sâhibi hükm-ıssı sultân cândadır
9 Sen hidâyet kılmaz isen cânımız bulmaz şifâ
Bildiğim budur benim hep cümle isyân cândadır
10 Âşıkın ma‘şûkdan özge bir dahi yokdur sözü
Şübhesiz hakka’l-yakîn lutf ile ihsân cândadır
11 Ârifâne söylerin ahvâlini dinler misin
Aklın ol efkârını çelmeğe çevgân cândadır
12 Dile gelmez söylesem versem haber anlar mısın
Sırr-ı hikmetden haber vermeğe Lokmân cândadır
13 Var ise aklın senin aldanma gel taklîdine
Hasta gönül derdine istendi dermân cândadır

16 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 112 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 113

14 Derd-i-mend miskîn Vehâb’ın rûhu Hakk’ın emridir


Eğri bakma doğru bak ol nûr-ı Yezdân cândadır

27 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hâlık’ı zikr eyleyenler ma‘nâda hayrân olur
İçine âteş düşer ol gayrıdan üryân olur
2 Aklın ermez zâhid o zühdünden ayrılma yürü
Ârifin gönlü evi ol katrede ummân olur
3 Zerre denli gam yemen vesvâs-i şeytândan ebed
Mü’minin gönlü içinde Mustafâ sultân olur
4 Dört kitâba söyleyip şerh etdiğim ma‘nâ budur
Sevdiğin dünyâ ise ger yoldaşın şeytân olur
5 Bu kelâmın ma’nâsından gâfil olma aç gözün
Nefsini fehm etmeyenler cehl ile yeksân olur
5 Söyleyip şerh etdiğim dervîş nasîhatdır sana
Fikr-i fâsidden geçersen amelin Kur’ân olur
6 Evliyâ rûhun sorarsan nûr-ı Hakk-ı sâfîdir
Lâ demezsen sen ana her derdine dermân olur
7 Ey birâder anladınsa tevhîdin ahvâlini
Şübhesiz hakka’l-yakîn sadrındaki îmân olur
8 Gam vu gussa komaz ol kim Vâhib’i irşâd eder
Rü’yâsında gördüğü ol Hâlık-ı Rahmân olur

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 113 9.06.2017 11:15:35


114 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

28 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Nefsini fehm eyleyenler ma‘nâda insân imiş
Nefsini fehm etmeyenler gâfil ü nâdân imiş
2 Evvel ü âhir Hû tevhîdini mutlak söylerem
Bu kelâmı söyleyen ma‘nâda ol sultân imiş
3 Gizli yer yok ehline tevhîdimi dinlendi gör
Söyleyip söyletdiren ma‘nâda ol Sübhân imiş
4 Ey birâder ben sana hakka’ l-yakînden söylerem
Gönlüme mihmân olan ol Mustafâ sultân imiş
5 Hikmetiyle ma‘nâ yüzünden sana birdir hitâb
Mürşidin irşâdını gör derdlere dermân imiş
6 Cânıma râhat veren nûr-ı cemâl-i Mustafâ
Lâ diyen bu tevhîde anlandı gör şeytân imiş
7 Vâhib Ümmî derd-i-mendin zikrinin ma‘nâsı Hû
Sadrının içindeki ol şübhesiz îmân imiş

29 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Hak’ın ol künh-i zâtından olupdur enbiyâ peydâ
Nebîler nûru varından olupdur evliyâ peydâ
2 Velâyet ilmi sırrından hitâb eyler sana cânım
Evliyâ nûr-ı varından edipdir âşıkı peydâ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 114 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 115

3 Hakîkat bilmeyen kimse dekâyık n’idiğin bilmez


Âşıkın nûr-ı varından edipdir zâhidi peydâ
4 Muvahhid olmayan kimesne bilmez ehl-i hâl hâlin
Zâhidin nûr-ı varından edipdir âbidi peydâ
5 Gözünden perdeyi kaldır erişesin bu menzile
Âbidin nûr-ı varından edipdir nâsı hep peydâ
6 Cemâl-i hüsn-i bâğında akıllar mât u ser-gerdân
Bakılmaz kamaşır gözler acâyib mahlukât peydâ
7 Dilim söyler benim sana budur ilhâm-ı Rabbânî
Sizinçün Cennet-i a‘lâ yaratdı eyledi peydâ
8 Ne hikmetdir ne ibretdir dilim söyler bu tevhîdi
Gazabının kemâlinden edipdir İblis’i peydâ
9 Bu menzil-i merâtibden haber yokdur sana zâhid
Bu aşkın taht-gâhında olupdur rûhumuz peydâ
10 Benim âşıklar içinde sözüm sebbit ü isbâtdır
Bakındı arşın altında bu deryâ-yı muhît peydâ
11 Dediler nüsha-i kübrâ ne ma‘nâdır haber ver sen
Ne ki var kendüden gayrı yaratdı eyledi peydâ
12 Nihân ilmi ayân oldu bu tevhîdin kemâlinden
Ademden âdeme geldi olupdur cümleden peydâ
13 Usûlü gel haber ver sen Vehâb-ı derdmend miskîn
Ne tutulur ne görülür esen yellerinden peydâ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 115 9.06.2017 11:15:35


116 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

30 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Münezzeh zâtın emvâcı ne ma‘nâdır eder peydâ
Ne Hâlıkdır ne mahlûkdur haber ver sen neden peydâ
2 Fenâ fi’llâh içün söyler bu tevhîdin müsemmâsın
Ne aynıdır ne gayrıdır bilir misin neden peydâ
3 Bu deryâ-yı muhît söyler işitmemin bu tevhîdi
Ene’l-Hak vechinin sırrı dile gelmez neden peydâ
4 Cemâlinin kemâlinden hitâb eyler sana cânım
Açık gözün denindi gör olur insân neden peydâ
5 Bu tevhîdin kemâlinden hitâb eyler sana cânım
Ne gevherden mürekkebdir benim rûhum eden peydâ
6 Bilen kim bildiren kimdir haber ver sen bu ma‘nâdan
Görünmekden münezzehdir benim nutkum eden peydâ
7 Yedi deryâ dokuz eflâk içinden söyleyen kimdir
Bu insânın kemâlâtı de sen bana neden peydâ
8 Ne ma‘nâdır dile gelmez bu tevhîdin müsemmâsı
Görünmezden görünür ol de sen bana neden peydâ
9 Nihân ilmine ârifsin ne gam yersin Vehâb Ümmî
Eyüb’ün âh u zârından haber ver sen neden peydâ
10 Nihân ilmi ayân oldu bu tevhîdin kemâlinden
‘Ademden Âdem’e geldi olupdur cümleden peydâ
11 Usûlü gel haber ver sen Vehâbî derdimend âciz
Ne tutulur ne görülür esen yeller neden peydâ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 116 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 117

31 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tevhidin ma‘nâsına ârif değil nakkâllar
Kîn kibir buğz u hased yükün çeker hammâllar
2 Ey birâder kimseler cehl-i mürekkeb olmasın
Âşıka bühtân eder söyler gezer Deccâllar
3 Bunda devlet anda mihnet diyelim kimdir anı
Aldığını tîz alır eksik satar bakkâllar
4 Gayr-ı Hak’dan zerrece yokdur nasîbim kısmetim
“Lâ” deyip “illâ” demez bu hakdır ol kattâller
5 “Küllü la‘bin harâmün” İblîs’in ahkâmıdır17
Eşkıyâlar meclisinde çalınır miskâller
6 Nefs ikiden zâhir olur ehline ma‘lûm bu sır
Biribiri şevki ile bilişir Deccâllar
7 Aldığı ma‘nâyı söyler ma‘şûkun âşıkları
Hak nedir nâ-hak nedir fark eylemez battâllar
8 “Küntü kenz”in vahdetinden Vâhibî eyler hitâb18
Cevherin lübbünden almaz ma‘nayı meyyâller
9 Bu ayân ile nihânın sırrını çok söyledik
Fehmi yokdur anlamaz bu tevhîdi cehhâller

17 Küllü la‘bin harâmün: Her oyun harâmdır.


18 Küntü kenz: Gizli hazine.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 117 9.06.2017 11:15:35


118 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

32 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Münkirin gönlü evinde her nefes şeytân yatar
Miskinin gönlü evinde dâimâ îmân yatar
2 Sâfi nûrdur söylesem gelmez dile bu tevhîdi
Mü’minin gönlü evinde Hâlıkı Rahmân yatar
3 Bu cemâl-i aşk içinde dinle gör güftârımı
Ârifin gönlü evinde Mustafâ Sultân yatar
4 Fâil-i mutlakdan özge bir dahi yokdur sözüm
İstemezler gayrısın bunlar hemân uryân yatar
5 Kendi rûhum zevkinin esrârını dinler misin
Özünü fehm etmeyen sâfî hemân hayrân yatar
6 Âlem-i ma‘nâ yüzünden söylerin bu tevhîdi
Dü cihânda şübhesiz bunlar hemân insân yatar
7 Vâhibî vahdetden alıp geldiğin söyler sana
Zât-ı Hakk’ın mazharı âşık hemân handân yatar

33 /
8 + 8 = 16
1 Cânım eydür bu tenime seni kor da giderin ben
Aşk şarâbın dost elinden sâfî nurdan içerin ben
2 Sağır mısın işitmemin bu cân sana söylediğin
Bu “tarfetü’l-ayn” içinde yedi çarhı geçerin ben

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 118 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 119

3 Gerek incin gerek kakı olacakdır söylediğim


Dîdârının kapısını tevhîd ile açarın ben
4 Âlem-i ma‘nâ yüzünün râzını hiç dinler misin
Dost zâtına mazhar iken gayrısından geçerin ben
5 Ârif isen anlayıver hâlimizin kâlidir bu
Câhil değilin âlimin “men aref”i seçerin ben
6 Dâd-ı Hak’dır şübhe yokdur fehm eyledim bildim anı
Bu Hannâs’ın efkârına bağlanmazın kaçarın ben
7 Fâtiha’nın ma‘nâsıdır miskin Vehhâb’ın vuslatı
Aklın ermez var hâline sır ilinden uçarın ben

34 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Nefsini fehm eyleyenler kâmil-i insân olur
Nefsini fehm etmeyenler câhil ü nâdân olur
2 “Küntü kenz”in vahdetinden nûş eder peymâneyi19
Her nefesde dâimâ ayık değil mestân olur
3 Lâ demezsen tevhide ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Gerçek âşık görmemin zâtında ol üryân olur
4 İhtiyârım elde değil nicesi şerh etmeyem
Ârifin gönlü içinde Mustafâ sultân olur
5 Aşk-ı sâfînin kemâlinden sana söyler bu cân
Ehl-i Hakk’ın meclisinde söylenen irfân olur

19 Küntü kenz: Gizli bir hazine idim, bilinmeyi diledim, sevdim, âlemleri
yarattım.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 119 9.06.2017 11:15:35


120 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

6 Lâm elif lâ raybe’nin tefsîrini dinler misin20


Zâkirin zikr etdiğinin ma‘nası Kur’ân olur
7 Söyledim şerh eyledim mi‘râcımın şerhin sana
Ârif-i billâh olanlar ma‘nada sultân olur
8 Akıl ermez tevhidin ahvâlinin ma‘nâsına
Haddi yok pâyânı yok deryâ iken ummân olur
9 Sorması lâzım değildir ma‘nadan verdik haber
Hikmet ile söylenen bu tevhîdi Lokmân olur
10 Ten gözüyle kimse görmez şi‘rimin ma‘nâsını
Kalb içinde Mustafâ nûru bize seyrân olur
11 On sekiz bin âlemin sırrına ermez cin melek
Gözlüye hiç gizli yokdur cümlesi ayân olur
12 Bu kelâmın ma‘nası ehline ma‘lûmdur hemân
Zikr edersen Hâlık’ı sadrında ol îmân olur
13 Rûhumun zevkindeki ma‘nâyı bil dinler isen
Zât-ı Hak’dan gayrısı mü’minlere zindân olur
14 Âşık ile ma‘şukun sırrındaki ma‘nâ nedir
Kim bulur genc-hâne-i ma‘mûr demen vîrân olur
15 Derdmend miskîn Vehâbî gâfil olma gözün aç
Meyl edersen gayrıya hep bildiğin yalan olur

20 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 120 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 121

35 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gökde uçardım her nefes kavlimde noksân olmasa
Göğü geçerdim her nefes fi‘limde isyân olmasa
2 Dört kitâbın ma‘nası sırrındaki budur cevâb
Anlamazdım nefsimi hâk ile yeksân olmasa
3 Söylemezdim ben sana bu tevhidin ahvâlini
Gönlümün içindeki ol gizli a’yân olmasa
4 Âşıkam hem sâdıkam bir Tanrı’nın dîzârına
Eremezdim zâtına şevk ile devrân olmasa
5 Mürşidim Ahmed yüzünden bulmuşam maksûdumu
Göremezdim vechini sadrımda îmân olmasa
6 Ârifâne söyleyip remz etdiğim ma‘nâyı gör
Hoş seveydim dünyâyı sadrımda îmân olmasa
7 Aç gözün kaldır hicâbı dinle hikmetden haber
Bilemezdim İblis’i aşk bize bürhân olmasa
8 Mustafâ vechinden aldım ilm-i hikmet dersini
Tamu olmazdı ebed âlemde şeytân olmasa
9 Söyleyemezdim söyledir halk-ı âlem fi’lini
Bilemezdim gerçeği âlemde yalan olmasa
10 Lâ demezsen diyeyim ma‘nâ-yı mutlakdan haber
Düşdüğü âşıkların deryâ-yı ummân olmasa
11 İhtisâr olmaz bu söz ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Derdmend miskîn Vehâb’ın özü insân olmasa

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 121 9.06.2017 11:15:35


122 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

36 /
7 + 7 = 14
1 Gör e gör e şol aşkı ol Âdem’e uğramış
Ol Âdem’in yaşını yerde mercân eylemiş
2 Gör e gör e şol aşkı Nûh nebîye uğramış
Nûh nebînin gazabın kahr-ı tûfân eylemiş
3 Gör e gör e şol aşkı ol Eyyûb’a uğramış
Ol Eyyûb’un âhını sâfî îmân eylemiş
4 Gör e gör e şol aşkı İbrâhîm’e uğramış
İbrâhîm’e âteşi gül gülistân eylemiş
5 Gör e gör e şol aşkı ol Mûsâ’ya uğramış
Ol Mûsâ’nın asâsın gökçek evran eylemiş
6 Gör e gör e şol aşkı ol Yûsuf’a uğramış
Ol Yûsuf’u kul iken Mısr’a sultân eylemiş
7 Gör e gör e şol aşkı ol Îsâ’ya uğramış
Oy Îsâ’nın rûhunu gökde pinhân eylemiş
8 Gör e gör e şol aşkı Peygamber’e uğramış
Peygamber’in mu‘cizin azîm Kur’ân eylemiş
9 Gör e gör e şol aşkı ol Alî’ye uğramış
Ol Alî’nin sırrını nûr u arslan eylemiş
10 Gör e gör e şol aşkı ol güneşe uğramış
Ol güneşin yüzünü yere yeksân eylemiş
11 Gör e gör e şol aşkı ol Ferhâd’a uğramış
Ferhâd ile Şîrîn’i mest ü hayrân eylemiş

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 122 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 123

12 Gör e gör e şol aşkı ol Mecnûn’a uğramış


Ol Mecnûn’u gayrıdan soymuş üryân eylemiş
13 Gör e gör e şol aşkı ol Mansûr’a uğramış
Ol Mansûr’un rûhunu Hakk’a pinhân eylemiş
14 Gör e gör e şol aşkı âşıklara uğramış
Âşıkların gönlünü yakmış külhân eylemiş
15 Gör e gör e şol aşkı ol bülbüle uğramış
Ol bülbülün efgânın nazm-ı destân eylemiş
16 Göre göre şol aşkı ol denize uğramış
Ol denizin mevcini la‘l ü mercân eylemiş
17 Gör e gör e şol aşkı bahr-ı hayât’uğramış
Bahr-ı hayât yağdırıp yere nisân eylemiş
18 Gör e gör e şol aşkı bir katreye uğramış
Ol katrenin içini bahr-ı ummân eylemiş
19 Gör e gör e şol aşkı ol İblîs’e uğramış
Ol İblîs’in tahtını yıkmış virân eylemiş
20 Gör e gör e şol aşkı ol kocaya uğramış
Ol kocanın pîrliğin tâze civân eylemiş
21 Gör e gör e şol aşkı Yiğitbaşı’ya uğramış
Yiğitbaşı irşâdın derde dermân eylemiş
22 Gör e gör e şol aşkı ol Vâhib’e uğramış
Ol Vâhib’in nutkunu âb-ı hayvân eylemiş

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 123 9.06.2017 11:15:35


124 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

37 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ârifin kalbi içinde Arş-ı Rahmân gizlidir
Katrenin içinde ol deryâ-yı ummân gizlidir
2 Var ise derdin haber verdim haber dinler misin
Gâfil olma aç gözün tevhîdde dermân gizlidir
3 Yine bir muğlak haber geldi bana diyem sana
Mustafâ vechi Hak’ın zâtında pinhân gizlidir
4 Dû cihânın gafletinden cânını uyarmadın
Göremezsin yürü var ol sana Sübhân gizlidir
5 Bildiğin budur senin cehl-i mürekkebdir sözün
Bu vücûdun mülkünün içinde şeytân gizlidir
6 Taşradan sormağ ile mümkün değildir bilmesi
Ma’na-yı mutlak bu sözdür halka insân gizlidir
7 Ehl-i Hakk’ın bildiği zâtındaki ma‘nâ budur
Gönlümün içindeki vicdân-ı irfân gizlidir
8 Ehl-i tevhîd olmayanlar eremez bu menzile
Evliyâ vü enbiyâ sadrında îmân gizlidir
9 Vâhib Ümmî derdmendin hâlidir zikr etdiği
Mustafâ vechindeki in‘âm u ihsân gizlidir
10 Sırrımın sırrın ararsan Fâtiha vechindedir
Ol şefâat sâhibi hükm ıssı sultân gizlidir
11 Anladım bildim deme miskîn Vehâbî fâriğ ol
Enbiyâda hâtem ü mühr-i Süleymân gizlidir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 124 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 125

38 /
8 + 8 = 16
1 Düş ilinde gezer iken beni gördüm pîr olmuşun
Hamdülil’lâh şükür Hakk’a hemân sâfî nûr olmuşun
2 Yediler kırklar geldiler hâlim bana bildirdiler
Gam yemezin şimden gerü anlar ile bir olmuşun
3 Maksûd olan tevhîd imiş lâzım değil gayrı kelâm
Ben nefsimi fehm eyledim yokdan gelip var olmuşun
4 Gösterdiler gördüm anın mi‘râcının ma‘nâsını
Aşkdan haber budur sana Mansûr ile yâr olmuşun
5 Vâhib Ümmî tevhîdinin ezelini söyler gelir
Âşık olmayan göremez aşkdan yanıp nûr olmuşun

39 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Yanmışın yakılmışın tevhîd ile kâl olmuşun
Göremez a‘mâ beni sâfî hemân hâl olmuşun
2 Evvel âhir Hû durur sözüm benim hakka’l-yakîn
Tatmayan bilmez bunu sâfî hemân bal olmuşun
3 Ma’nada gizli yine sırren maârif söylerin
Dört kitâbın ma‘nası içinde ben dâl olmuşun
4 Yokladım mi‘râcımı giydim saâdet tâcını
Nefsime uydum ise bildim beni dâl olmuşun

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 125 9.06.2017 11:15:35


126 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Vâhibî mahbûbunun sırrından alır dersini


Âşıkam dîzârına anınçün menâl olmuşun

40 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Yârimin vechi beni gör nice hayrân eyledi
Gayr-ı Hakk’ın cümlesinden nice üryân eyledi
2 Bir nefes yok kudretim ilm ü amel kılam gelem
Bu vücûdum mülkünü gör nice vîrân eyledi
3 Âşıkın zikrindeki nûr-ı İlâhîyi bugün
Ganidir ol pâdişâh gör nice ihsân eyledi
4 Okudum sırren yine “İnnâ Fetahnâ” âyetin21
On sekiz bin âlemi gör nice ayân eyledi
5 Derdmend miskîn Vehâb’a verdi şerbet Mustafâ
Ehl-i derdin derdime gör nice dermân eyledi

41 /
8 + 8 = 16
1 Bir acâyib şehre vardım mahlûkunu deli gördüm
Sevdikleri dünyâ imiş kulûbların ölü gördüm
2 Ma’nâ yüzünde ezelî Fâtiha’dan aldım haber
Bu tevhîdi fehm edeni hakka’l-yakîn velî gördüm

21 İnnâ fetahnâ: Doğrusu biz sana apaçık bir fetih verdik. Fetih/1.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 126 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 127

3 Dinler misin diyem sana bir gizlice sözüm vardır


Bu tevhîde “lâ” diyeni İblîs gibi hûlu gördüm
4 Seyru’llâhın makâmından evliyânın sırrı budur
Düş elinde gezer iken Tanr’arslanı Alî gördüm
5 Akl-ı külden cüz’ mürekkeb senin kalbin Vâhib Ümmî
Kudret kalemini çalan sâfî nûrdan eli gördüm

42 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Dört kitâbın ma‘nası tevhîd-i zâtu’llâhdır
Ey birâder mazhar-ı nûr-ı habîbu’llâhdır
2 Kâdir-i Hayyü’l-Ganî’nin varıdır vechi anın
Gel nazîr kıl nutkuna ayn-ı kelâmu’llâhdır
3 Bildiğim budur benim fehm etmezin ben gayrısın
Zikrimiz tesbîhimiz esmâ sıfâtu’llâhdır
4 Lâ diyenden eyleme lutf et bizi ey pâdişâh
Söyleyip söyletdiren fehm eyledim Allâh’dır
5 Okumak yazmak kemâlinden sana budur hitâb
Dört kitâbın evvelinde okunan bi’smi’llâhdır
6 Ârif ol meyl eyleme bir dahi Hak’dan gayrıya
Ma’naya gâfil olan her kim ise gümrâhdır
7 Ceddine çatdı Vehâbî gam yemez şimden gerü
Gönlünün içindeki Âdem safiyyu’llâhdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 127 9.06.2017 11:15:35


128 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

43 /
4+4=8
1 Ben dediğim anlar mısın
Çatal kazık girmez yere
Kulak urup dinler misin
Çatal kazık girmez yere
2 İ‘tibâr yok kuru dile
İ‘tibâr hod gizli hâle
Ben dediğim budur hele
Çatal kazık girmez yere
3 Bu dilimin söylediğin
Aceblemen zinhâr sakın
Erenlerin sözü hakdır
Çatal kazık girmez yere
4 Âlem-i ma’nâ yüzünden
Doğru cevâb budur sana
İnanırsan tevhîdime
Çatal kazık girmez yere
5 İkilikden uyanılmaz
Doğru söze inanılmaz
Böyle geldi aşkdan hitâb
Çatal kazık girmez yere
6 Enbiyânın evliyânın
Nasîhatı bu değil mi
Aklın dağıtma başından
Çatal kazık girmez yere

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 128 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 129

7 Vâhib Ümmî ârif isen


Nefsine ver öğüdünü
İkiliği terk eylegil
Çatal kazık girmez yere

44 /
8 + 8 = 16
1 Bir suâlim vardır size can gözünden bakan kimdir
Âşıkların gönl’evine aşk çerâğın yakan kimdir
2 Hâl ehlinden gayrı kimse bu suâle cevâb vermez
Yer yüzünden gök yüzüne hikmet ile ağan kimdir
3 Ben değilin bunu diyen mü’min isen kardaş inan
Akıl ermez fikir yetmez bu tılsımı düzen kimdir
4 Evvel birdir âhir birdir şekkim yokdur “lâ” demezin
Dört kitâbın ma‘nâsını arş içinde yazan kimdir
5 Adı çıkmaz sanı çıkmaz âciz kaldım der Vâhibî
Hakk’ın gözüne görünmez bu azdırıp azan kimdir

45 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Bî-nişânın sırrın açma müddeîler duymasın
“Küntü kenz”in zâtın açma müttakîler duymasın
2 Anladın ey cân bugün sen “Lâm elif lâ raybe”yi22
Vahdet-i nûr-ı Hudâ’yı hâr-ı hâşim duymasın
22 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 129 9.06.2017 11:15:35


130 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Şirk ü riyâdan bizi pâk eyleyen Hû zikridir


Sakla aşkın ma‘nasın lâ-ehl ü nâdân duymasın
4 Yokladın mi‘râcını giydin sen izzet tâcını
Âb-ı Kevser lezzetin hürî vü gılmân duymasın
5 Tevhidin ma‘nâsına candır bugün lâyık olan
Vâhibî zevkin senin zühd ehli yârân duymasın

46 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bugün zât-ı İlâhîden hitâb oldu bize dostlar
Açıldı âyet-i bürhân ayân oldu bize dostlar
2 Yedi burcun kemâlinden okundu sûre-i Rahmân
Bu aşkın vahdeti vasfı kitâb oldu bize dostlar
3 Gönülden derd ile Allah diyen bilir bu esmâyı
Okunan Âyete’l-Kürsî dîzâr oldu bize dostlar
4 Hidâyet Ka‘besin görmek tavâf-ı haccımız hakdır
Muhammed varlığı canda imâm oldu bize dostlar
5 Vehâb’ın gönlü âlimdir deme zinhâr ki câhildir
Bu zikr-i kalbi envâr-ı imân oldu bize dostlar

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 130 9.06.2017 11:15:35


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 131

47 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bugün cân-ı cihân içre fenâdan özge âlem yok
Bi-hamdi’llâh şükür Hakk’a gınâdan özge âlem yok
2 Anın vechindeki envâr ne sırdır ta‘bire gelmez
Bu tevhîdin nişânıdır nekâdan özge âlem yok
3 Nihân ilmi ayân oldu benim cânımda ey zâhid
Bunu bildim hidâyetdir bakâdan özge âlem yok
4 Bu tevhîdin kemâlinden dilimde söylenen Hak’dır
Günâhın bilmeğe kişi bekâdan özge âlem yok
5 Vehâbî derd-i mihnet çek nebîlerden bu sünnetdir
Sen ahdine vefâ eyle ki bundan özge âlem yok
6 Vehâbî Vâhid’in zâtın bulupdur gam yemez her-giz
Olupdur nûra müstağrak hiç bundan özge âlem yok
7 Vehâb Ümmî dehânından dökülen gül-i reyhândır
Be-vallâhi be-billâhi bir bundan özge âlem yok

48 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Aç değilem dervişem gönlüm gözüm tokdur benim
Gayr-ı Hakk’ın sevgisi gönlümde hiç yokdur benim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 131 9.06.2017 11:15:36


132 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 “Lâm elif lâ raybe”nin tahtında bir dîvâneyem23


Şâhidim tevhîd-i zât bu tevhidim hakdır benim
3 Edelim nâz ü niyâzı cân ile ol Hazret’e
Ey birâder Hak katında eksiğim çokdur benim
4 Gizliden eşkereden mahfî değil cümle kelâm
İşidirem her sözü bu kulağım sağdır benim
5 Aç gözün kaldır hicâbı ârif ol bu tevhide
Katı muhkemdir belimde kuşağım pekdir benim
6 İkilikden ermedi hiç kimseler bu menzile
Hamdülillâh çift değil bu yoldaşım tekdir benim
7 Vâhib Ümmî derdmendin sırrını ârif bilir
Cevherimin ma‘nası gâfillere yokdur benim

49 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zâkiriz zikr eyleriz biz evliyâ şâkirdiyiz
Birliğin fikr eyleriz biz enbiyâ şâkirdiyiz
2 Dilimin şerh etdiği yâ Hayyu Kayyûm es-Samed
Dâimâ şükrüm budur biz enbiyâ şâkirdiyiz
3 Rü’yetim ma‘nâsının ta‘bîrini dinler misin
Âşıkız hem sâdıkız biz enbiyâ şâkirdiyiz
4 Geçmişiz dünyâ vü uhrânın gamından bî-gamız
Zikrimiz tesbîhimiz biz enbiyâ şâkirdiyiz

23 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 132 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 133

5 Bunu ilhâm eyleyen ol pâdişâh-ı lâ-yezâl


Lâ demezsen gel beri biz enbiyâ şâkirdiyiz
6 Sâlikin seyr eyledim ben bu vücûdum hânesin
Zikrimiz hatm eyledik biz enbiyâ şâkirdiyiz
7 Hâlimin kâli budur ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Anladınsa pes yeter biz enbiyâ şâkirdiyiz
8 Dâd-ı Hak’dır şübhe yok giydim saâdet tâcını
Gam yemem şimden gerü biz enbiyâ şâkirdiyiz
9 Nûr-ı bâkî âleminden cânıma budur safâ
Gayrısı lâzım değil biz enbiyâ şâkirdiyiz
10 Nakşının nakkâşının izniyle söyler Vâhibî
Şâhidim nûr-ı Ali biz enbiyâ şâkirdiyiz

50 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gayrı devlet istemem tevhîd yeter devlet bize
Gayrı izzet istemem tevhîd yeter izzet bize
2 Âlem-i gayb ü şehâdet sırrıdır zikr etdiğim
Gayrı ni‘met istemem tevhîd yeter ni‘met bize
3 On sekiz bin âlemin içinde bir dîvâneyem
Gayrı ibret istemem tevhîd yeter ibret bize
4 Ben beni fehm eyledim lâzım değil gayrı kelâm
Gayrı vuslat istemem tevhîd yeter vuslat bize
5 Ârif-i billâh olan bilir bu sırrın ma‘nasın
Gayrı vahdet istemem tevhîd yeter vahdet bize

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 133 9.06.2017 11:15:36


134 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

6 On iki ilmin sıfâtın söylesem anlar mısın


Gayrı hayret istemem tevhîd yeter hayret bize
7 Derdmend miskin Vehâbî ne aceb remz eyledin
Kalbimiz pâk etmeğe tevhîd yeter rahmet bize

51 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Fâtiha’yı gördün ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
Fâtiha’yı bildin ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
2 Derdin sana dermân ise
Aklın sana fermân ise
Sadrındaki îmân ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
3 Dört kitâba inanırsan
Enbiyâya dayanırsan
Bu tevhîdi beğenirsen
Korkma ölmezsin ölmezsin
4 Şeyh kapısın bekledinse
Râzlarını sakladınsa
Nefsin atın hakladınsa
Korkma ölmezsin ölmezsin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 134 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 135

5 Görmediğin gördün ise


Bilmediğin bildin ise
Sırrın ehle sordun ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
6 Gayru’llâhdan kaçdın ise
Aşk şarâbın içdin ise
Dokuz göğü geçdin ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
7 Cânın tenden gitdi ise
Cân menzile yetdi ise
Akıl başdan yitdi ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
8 Vâhib Ümmî geldin ise
Maksûdunu buldun ise
İllâ’llâh’da kaldın ise
Korkma ölmezsin ölmezsin

52 /
8 + 8 = 16
1 Pâreye atma kendini ol kuru tâc neyler sana
İnkâra atma kendini ol kuru tâc neyler san
2 Aklı gitmiş şaşkın kardaş anlar mısın dinler misin
Küfrün lisâna gelmedi ol kuru tâc neyler sana
3 Hoş delice dîvânesin hiç kendinden haberin yok
Ölmezden önden ölmedin ol kuru tâc neyler sana

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 135 9.06.2017 11:15:36


136 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Asamm olmuşdur kulağın hiç sem‘ine girmez senin


Tevhîde mazhar düşmedin ol kuru tâc neyler sana
5 Aklın var ise anlandı bu tevhîdin ma‘nâsını
Özün mürşide vermedin ol kuru tâc neyler sana
6 Âşık sözü muhakkakdır şekk eylemez sâdık bunu
Doğru Hakk’ı zikr etmedin ol kuru tâc neyler sana
7 Dört kitâbın ma‘nâsının bir harfidir söylediğim
Gerek incin gerek kakı ol kuru tâc neyler sana
8 Gizli değil âşikârdır bu tevhîdi söyleyenler
Özüne ârif olmadın ol kuru tâc neyler sana
9 Vâhib Ümmî bu tevhîdi aşk dilinden söyler sana
Ahd-i ezele ermedin ol kuru tâc neyler sana

53 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ehl-i aşk âşıkların sırrı “Ene’l-Hak”dan gelir
Bu hidâyet cevheri rûh-ı izâfîden gelir
2 Dört kitâbın ma‘nası tevhîdimiz zâhid bizim
Arş-ı a‘zam var eden nûr-ı İlâhîden gelir
3 Kimse bilmez sırrımız biz âlemin sultânıyız
Ârifin zikrini gör zât-ı İlâhîden gelir
4 Evvelâ mü’min kelâmın söyleyen diller budur
İsm-i a‘zam keşfidir aşk-ı İlâhîden gelir
5 Kalmadı zulmet hicâbı Vâhibî hayâtdadır
Evliyânın vahdeti sâf-ı İlâhîden gelir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 136 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 137

54 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mürşidi bilmek dilersen dervişinden bellidir
Sırrını bilmek dilersen tevhidinden bellidir
2 Ehl-i vahdet âşıkın irfânı Hak’dandır velî
Kimse bilmez sûretinden ma‘nasından bellidir
3 Cümle âlem ilmini fehm eyledim bir noktadan
Pîr yolunda cân verenler sîretinden bellidir
4 Cennetü’l-Firdevs’e bakmaz âşıkın maksûdu Hak
Aşk şarâbın nûş edenler sohbetinden bellidir
5 Şübhe etme zâhidâ gel müstemi‘ ol Vâhib’e
Zikrini al diline gir halvetinden bellidir

55 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ârifi bilmek dilersen dervişinden bellidir
Dervişin bilmek dilersen cünbüşünden bellidir
2 Vâhid ü Ferd ü Ahad’dır sîneler çâk eyleyen
Dost yolunda cân verenler nâlişinden bellidir
3 Ma‘rifetden anlamazsın neyleyem zâhid seni
Tevhidinde aşk çerâğı yanışından bellidir
4 Kalb içinde cân ile bulan ibâdet lezzetin
Hak yolunda gerçek âşık dönüşünden bellidir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 137 9.06.2017 11:15:36


138 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Enbiyâ vechinde gördü Vâhibî nakkâşını


Nûr-ı a‘zam gevherini içişinden bellidir

56 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âleme geldin bugün sor mürşide hâlin nedir
Aç gözün kaldır hicâbı tende bu cânın nedir
2 “Lâ” kelâmı nûrudur bil nefsine illet senin
“Men aref” sırrındaki ayne’l-yakîn ma‘nâ nedir
3 Od u su toprak u yeldir cismine olan hicâb
“Lâ”yı ko “illâ”ya bak “fî-ahsen-i takvîm” nedir24
4 “Lâm-elif lâ-raybe”dir tefsîrimiz zâhid bizim
Âdem’in vechindeki bu âyet-i bürhân nedir
5 Vâhibî sen şübheni gel Hâlık-ı Rahmân’a sor
Her nefes dost zâtını zikr eyleyen insân nedir

57 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Cemâl-i Hakk’a ermezsen yârın mahşerde fâsıksın
Kemâl-i zâta ermezsen kuru gavgâya fâsıksın
2 Bu ma‘nâ sırrını hâlen gelip sormağa âr etdin
Özün zulmetdedir zâhid sûret nakşına âşıksın

24 Andolsun ki biz insanı en güzel biçimde (ahsen-i takvîm) yarattık. Tîn/4.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 138 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 139

3 Şekâvet ilmini her dem okur nefsin o mel‘ûndan


Çekip esmâsını nâsın yalan da‘vâda sâdıksın
4 Kemâl-i zâtın envârı bu cisme cân olan nûrdur
Asıl maksûdunu bilmez hemân hayvân-ı nâtıksın
5 Vehâbî evliyâ ahdi sana keşf oldu Mevlâ’dan
Bu gevher âb-ı Kevser’dir bilirsen gayrı nâtıksın

58 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Şerîata girdim diyen
Tarîkata erdim diyen
Dost cemâlin gördüm diyen
Halk aybını görmez olur
2 Kudret ününü dinleyen
Hikmet sözünü anlayan
Bu derd ile çok ağlayan
Mâsivâya bakmaz olur
3 Muhammed devri devrânım
Doğru yoldadır kerbânım
Allah derdidir dermânım
Buna şeytân girmez olur
4 Aşkdır bizim Burağ’ımız
Dostda durur durağımız
Cennet bizim tuzağımız
Âşık anda kalmaz olur

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 139 9.06.2017 11:15:36


140 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Dokuz sıfâtı geçerler


“Men aref” sırrın açarlar
“Şarâben tahûr” içerler
Hiç şübhesi kalmaz olur
6 “Hû” der isem râz açılır
Gizli sırdan söz açılır
Cân iline nûr saçılır
İlâhîye kanmaz olur
7 Ezel ahdimiz bu idi
Anda sırrımız Hû idi
Gördüğüm ma‘nâ bu idi
Hak’dan gayrı bilmez olur
8 Vâhib ayrılmaz yolundan
Tevhîdi gitmez dilinden
Âlem-i lâhût ilinden
Dönüp akla gelmez olur

59 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Evvel bu aşkın âletin
Zâhid niçün inkâr eder
Sırr ile aşkın hâletin
Zâhid niçün inkâr eder
2 Cânımıza budur vefâ
Cümlemize budur safâ
Bu sözde hod yokdur hatâ
Zâhid niçün inkâr eder

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 140 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 141

3 Bu derd ile yanmışlarız


Hak yoluna dönmüşleriz
Ölmezden ön ölmüşleriz
Zâhid niçün inkâr eder
4 Biz yâr ile yâr olmuşuz
Ağyâr ile yâd olmuşuz
Aşk ile giryân olmuşuz
Zâhid niçün inkâr eder
5 Habîbu’llâh’ın yârıyız
Tâhiriz pâkiz arıyız
Ol pâk-i zâtın varıyız
Zâhid niçün inkâr eder
6 Evvel Hû’dur âhir Hû’dur
Âdem’e hod izzet budur
Ol âyet-i bürhân budur
Zâhid niçün inkâr eder
7 Bilsem şu halka neylerin
Aşkımla gönlüm eğlerin
Tevhîdim üzre söylerin
Zâhid niçün inkâr eder
8 Bu yolda ben Rahmânîyin
Bu tevhîdin kurbânıyın
Bu ma‘nânın hayrânıyın
Zâhid niçün inkâr eder
9 Böyle yaratdı ol Celîl
Doğru söze budur delîl
“Lâ” demeğe mel‘ûn delîl
Zâhid niçün inkâr eder

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 141 9.06.2017 11:15:36


142 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 Âlim biziz fâzıl biziz


Şerî’atde kâmil biziz
İrfâna hod ârif biziz
Zâhid niçün inkâr eder
11 Ma‘nâda ben Vâhibî’yin
İlm-i ledün sâhibiyin
Dîdâr-ı Hak tâlibiyin
Zâhid niçün inkâr eder

60 /
8 + 8 = 16
1 Bir suâlim vardır size evvel aşka uyan kimdir
Cân içinde gizli sırrı ihfâ ile duyan kimdir
2 Hem evveldir hem âhirdir mü’minlerde o zâhirdir
Ârif olan haber versin bu ma‘nâyı diyen kimdir
3 Mes’elemi bilemedim aceblemen sora geldim
Kudretu’llâh ni‘metini âşikâre yiyen kimdir
4 Dersin gören müderrise armağandır benim sözüm
Bir “tarfetü’l-ayn” içinde îmân donun giyen kimdir
5 Yazıldı nakşı levhime mutâbık geldi kavlime
Münkir münâfık taşına boyun urup döyen kimdir
6 Makâm-ı zühd ü takvânın sıfâtından geçen âşık
Düşüp deryâ-yı ummâna gönül çirkin yuyan kimdir
7 İkrâr ile ihlâs ile kulluk eden bir Tanrı’ya
Gayrı marazı âdemde hakîm olup ayan kimdir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 142 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 143

8 Cân gözünün gözlüğünden bakanadır hitâbımız


Dokuz göğün hicâbını Cebrâîl’e soyan kimdir
9 Vâhib Ümmî bu tevhîdin bir harfini söyleyemez
Dünyâ âhret terkin urup câna başa kıyan kimdir

61 /
8 + 8 = 16
1 Elif ile bâ’dan he’yi fark eyleyen gelsin beri
Benliğini terk eyleyip Hakk’ı bilen gelsin beri
2 Îmân ile Kur’ân’ın biz ma‘nâsına birdir deriz
On sekiz bin âlem içre aşkı bilen gelsin beri
3 Vâhidiyyet ahadiyyet hâlimizdir samediyyet
Evvel âhir budur sözüm dostu bilen gelsin beri
4 Maksûdumuz cemâlidir bir Tanrı’nın kemâlidir
Cân içinde ihfâyile sırrı bilen gelsin beri
5 Râhı bulmak dileyene nasîhatdır sözüm benim
Şeyh kapısı kahr evidir tavrı bilen gelsin beri
6 Yedi yüz yetmiş bin kulaç dipsiz kuyudur indiğim
Bu menzilin yayı berkdir çekebilen gelsin beri
7 Vâhib Ümmî pîr yüzünden muhabbetden uyanmışdır
Cân içinde bu ma‘nâyı yazabilen gelsin beri

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 143 9.06.2017 11:15:36


144 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

62 /
7 + 7 = 14
1 Âşıkların ma‘nâsın buldum bu cân içinde
Bu cevheri söyleyen gizli irfân içinde
2 Kendi sırrın söyleden aşk denizin boyladan
Kara nikâb tutunmuş girmiş külhân içinde
3 Ben dediğim ma‘nâyı sormasına âr eden
Hak sevisin bulmuşam tûl-i zamân içinde
4 Dört kitâbı okudum evliyânın yüzünden
Hakk’a nâ-hak diyenin girmiş şeytân içinde
5 Okuduğum yazdığım erenlerin sırrıdır
Çok acâyibler gördüm kevn ü mekân içinde
6 Ârif olan zâtına şeyh dâmenin tutandır
Ol buyurur halk tutar hükm-i revân içinde
7 Bu Mekke’ye taş atan şerîatde nic’olur
Yarın anda güç olur fi‘l-i noksân içinde
8 Mekke olan mü’minin kalbi imiş anladım
Bunu yıkan kişinin ömrü yalan içinde
9 Her kim aşka ermedi aşk gülünden dermedi
Dost cemâlin görmedi kaldı gümân içinde
10 Gayr-ı Hakk’a cân veren âb-ı hayât içmedi
Hak sevisin yitirdi zann u gümân içinde
11 Erenlere taş atan islâmını yitirdi
Ol ahdini unutdu fânî dumân içinde

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 144 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 145

12 Evvel âhir zikrimiz bir Tanrı’ya şükrümüz


Hak saklasın fitneden âhir zamân içinde
13 Bu tevhîdin ma‘nâsı Peygamber’in sırrıdır
Bakıtmadı nûruna zâtı ayân içinde
14 Dersimizi diyelim aceblemen hocalar
Ayân gördüm yazılmış îmân Kur’ân içinde
15 Biz Yûnus’un sabâkın evliyâdan okuduk
Gizli değil belliyiz şimdi zamân içinde
16 Vâhib Ümmî fi‘lini aşk dilinden söyledi
Gözlü gerek görmeğe gizli irfân içinde

63 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Cîfe-i dünyâya bakma ey gönül Allâh’a bak
Cân u başı terk edip âyetdeki ma‘nâya bak
2 İsm-i a‘zam varısın hem zâtının mir’âtısın
Sırrının esrârını keşf eyleyen Sübhân’a bak
3 Vahdet-i nûr-ı İlâhî cânı hayrân eyledi
Fazl-ı Hak ile bugün bu söyleyen güftâra bak
4 Cânına budur hidâyet diline dîzâr-ı aşk
Bildin ise nefsini bu sendeki envâra bak
5 Aczini zikr etmeyip ucbuna kılmışdır nazar
Tevhidin ikrârına inkâr eden şeytâna bak
6 Sen kerâmet mazharısın gel beri âr eyleme
Âkil isen zâhidâ inkârı ko ikrâra bak

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 145 9.06.2017 11:15:36


146 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

7 Vâhibî sen Vâhid’in mihmânısın hâlen gene


Anladınsa “Küntü Kenz”i sûre-i Rahmân’a bak

64 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Vuslata ermek dilersen cân içinde câna bak
Aç gözün kaldır hicâbı âlem-i kübrâya bak
2 On sekiz bin âlemin sırrına ermez cin melek
Âkil isen sıdk ile gel âyet-i Kur’ân’a bak
3 Vahdetin envârına ermek dilersen zâhidâ
Kâlini terk eyle dilden Hâlık-ı Rahmân’a bak
4 Hikmet-i esrârına hem-râz eder ol pâdişâh
Tevhid-i nûr-ı İlâhî “alleme’l-esmâ”ya bak25
5 Her nefes kim söylenir sanman anı efsânedir
Bu sözüm ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn insâna bak
6 Âlem-i emsâle geldik dost cemâlin görmeğe
Hürmet-i Hak’dan beni dur eyleyen ayyâra bak
7 Şübhesin sordu Vehâbî âlemin sultânına
Dedi ol Rabbü’l-inâm sen “lâ”yı ko “illâ”ya bak

25 Ve alleme âdeme’l-esmâe kullehâ: Allah, Âdem’e bütün eşyanın isimleri-


ni öğretti. Bakara/31.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 146 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 147

65 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Her nefes yâd etdiğim dostlar benim Allâh içün
Yanuban yakıldığım sâbit benim Allâh içün
2 Bu melâmetden selâmet olduğum Hak’dır benim
Zikr-i Hû’nun nûruna mahv olduğum dîzâr içün
3 Bende benlik komadı mahv eyledi ahd-i ezel
Yakalar çâk etdiğim ayb olmasın ol şâh içün
4 “Küntü kenz”in vahdetinden zâhir oldu bu kelâm
Âleme fâş olduğum zâhid benim ol mâh içün
5 “Lâm-elif lâ-raybe” oku Vâhibî şânında sen26
Tâ’atin hakdır bugün bu cân ile ol yâr içün

66 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mâsivâdan uzlet et bu sendeki envâr içün
Kalbini gel zâkir et bu sendeki ma‘nâ içün
2 Aşk ile hem-râz olup gel yakalar çâk edelim
Kâl ü kıylden geçelim âyetdeki ma‘nâ içün
3 Münkir olma zâkir ol Hak zikrine zâhid bugün
Olmasın sende garaz bu söylenen güftâr içün

26 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 147 9.06.2017 11:15:36


148 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 İkilik nakşını silgil tâhir et bil nefsini


Cân ile eyle niyâz fetvâdaki takvâ içün
5 Yâ İlâhî sen kabûl et Vâhibî bî-çâreyi
Fazlın ile kıl hidâyet Hû’dayız Mevlâ içün

67 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mâsivâ sevdâsına vermen gönül âgâh olun
Cânı başı terk edip dost yoluna hem-râz olun
2 Vâhid ü Ferd ü Ahad envârıdır esrârımız
Zikrimiz budur bizim Hak zâtına hem-râz olun
3 Evliyânın vahdetin hiç sanmanız siz gayrıdan
İsm-i a‘zam şâhına ihlâs ile mihmân olun
4 Ârifin sırrındadır ol pür-safâ-yı Mustafâ
Vuslat-ı ma‘nâ içün dîzârına müştâk olun
5 Vâhibî gülşendesin bülbülleyin eyle niyâz
Verd-i Ahmed bâğının şevkine siz hayrân olun

68 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Anlayan âşıklara halvet safâ meydânıdır
Düşmeyen bilmez bunu hâlen vefâ meydânıdır
2 Kalbimin âyînesinden söyleyen ol pâdişâh
Zâhir ü bâtın Hüvel bu Mustafâ meydânıdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 148 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 149

3 Ol münâfıklar bugün Hak’dan döner Hû’dan kaçar


Bu erenler meclisi sanır cefâ meydânıdır
4 Dört kitâbın gevher-i ma‘nâsıdır tevhîdimiz
Anlamaz görmez bugün bilmez şifâ meydânıdır
5 Bu cemâl-i aşk içinde Vâhibî eyle niyâz
Etme teklîf kimseye bu Mustafâ meydânıdır

69 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşık olan kişinin zikr etdiği Kur’ân olur
Vâhid ü Ferd ü Ahad sırrındaki ummân olur
2 Sâdıkın tevhîdini ârif bilir ancak hemân
Ehl-i inkâr meclisinin mürşidi şeytân olur
3 Nefsini emmâreden kurtarmayan âdam değil
Korkudur mahşer yerinde sûreti hayvân olur
4 Ehl-i ucbun bu durur mâhiyyeti bilin hemân
Âhiretde tamunun odu ana kaftân olur
5 Gel beri âr eyleme vahdet sözünü dinle sen
Hâlık’ı zikr eyleyenler hikmet-i Lokmân olur
6 Dû cihânda zâtını göstermez isen yâ İlâh
Cennetü’l-Firdevs-i a‘lâ Vâhib’e zindân olur
7 Vâhibî gam çekme sen vücûdunun sultânısın
Kim buna ikrâr ederse vuslatı Sübhân olur

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 149 9.06.2017 11:15:36


150 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

70 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Kimse bilmez hâlini sen âlem-i hayretdesin
Aç gözün kaldır hicâbı âlem-i vahdetdesin
2 İsm-i a‘zam sırrıdır ervâhını şâd eyleyen
Vâhid ü Ferd ü Ahad tahtındaki ma‘nâdasın
3 Tevhidin keşfinden anla zâtının esrârını
Ol musavver nûr içinde görünen dürdânesin
4 Hak Ta’âlâ emrine sen cân ile kıldın sücûd
On sekiz bin ismile tesmiy’olan esmâdasın
5 Şübheni halleyleyen mürşid-i kâmildir senin
Aşk şarâbı şevkine hayrân olan mestânesin
6 Tâli’in kâline bakdım okudum mi‘râcını
Kalbini ihyâ edip inşâ eden a‘lâdasın
7 Vâhibî keşfindeki Hû’nun kemâli harfidir
Anlasın hakka’l-yakîn bu zikr olan me’vâdasın

71 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Melek iken hatâ etdim anınçün olmuşam merdûd
Bu la‘net ismini çekdim anınçün olmuşam merdûd
2 Ne olmuş ne olacağı bilirdim cümle ilm ile
Ne fayda kılmadım amel anınçün olmuşam merdûd

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 150 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 151

3 Tekebbürlük enâniyyet ikisi var idi bende


Sücûd etmeğe âr etdim anınçün olmuşam merdûd
4 Melâik hep sücûd etdi anınçün oldular makbûl
Ve hürmetden cüdâ düşdüm anınçün olmuşam merdûd
5 İnâdımdan bulup durun ebed dinmez gözümden yaş
Hayâsızlık edip durun anın çün olmuşam merdûd
6 İşim nâle vü âh etmek cehennemde ebed kaldım
Hak’ın emrini terk etdim anınçün olmuşam merdûd
7 Ezelki hürmetim fazlım bana bildirmedi cehlim
Bu inkârın belâsından anınçün olmuşam merdûd
8 Benim benlikdeki fi‘lim cemî‘ dillerde destândır
Bana hergiz ilâç yokdur anınçün olmuşam merdûd
9 Bu kahrın lutfu hiç yokdur gazabının kemâlidir
Dilim varmaz eydem tevhid anınçün olmuşam merdûd
10 Bu sözden hiç garazım yok Hak’a ma‘lûm durur fi‘lim
Hidâyet yok bana hergiz anınçün olmuşam merdûd
11 Günâhımdan birisini işit sana diyem bir kez
İlmimde yoğ idi hilmim anın çün olmuşam merdûd
12 Bu da‘vâsında fasl olmaz eğer bilmez isen nefsin
Cibillî hâletim fehm et anınçün olmuşam merdûd
13 Cezâ içün bana Allah sana sırrımı keşf etdi
Müsemmâ oldum ismime anınçün olmuşam merdûd
14 Yeter söyletdin ey mü’min ferâgat eyle sen benden
Dökülmüşdür yüzüm suyu anınçün olmuşam merdûd
15 Mükerremsin beni bildin sana hiç gizli yok durur
Vehâb Âdem’e âsîyem anınçün olmuşam merdûd

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 151 9.06.2017 11:15:36


152 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

72 /
8 + 8 = 16
1 Yere göğe sığmayanı bende imiş buldum ahî
Aşk bâğının bülbülüyem gördüm gülü geldim ahî
2 Dervişlerin ma‘rifeti bu menzile ermek imiş
Hamdülillâh şükür Hakk’a kendi nefsim buldum ahî
3 Bu gönlüme nisân gibi yağdı benim ilm-i ledün
Bu tevhîdin ma‘nâsına bahrîleyin daldım ahî
4 Evliyânın enbiyânın adı sanı yok bu ilde
Akıl kalkdı gitdi benden mest ü hayrân kaldım ahî
5 Eğer âkil isen anla kulağın var ise dinle
Yer üstüne yer altında güneşleyin doğdum ahî
6 Gözümle gördüğümü çıkıp halka söylemezin
Ma’rifetin bâğçesinde teferrüce geldim ahî
7 Aceb hikmet aceb sırdır bu dilimin söylediği
Bundan öte geçemedim bu menzilde kaldım ahî
8 Vâhib Ümmî’nin vuslatı halka gümân ehle ayân
Düşdü zâtın bahrine cân Hüve Hüve oldum ahî

73 /
8 + 8 = 16
1 Tıfl-ı ma’nâ gelir her dem îmân sözün söyler bana
Dili Hakk’ın zikrin okur bürhân sözün söyler bana

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 152 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 153

2 Aşk içinde Hak nûruna gâh mahv olur gâh gark olur
Kendi özin yavı kılar hayrân sözün söyler bana
3 Bin yıl ömrüm olsa öğsem vasfı anın gelmez dile
Cân mürgünü irşâd eder ihsân sözün söyler bana
4 “Küntü kenz”in gizli sırrın eyler ayân etmez nihân
Aklım ermez fehm eyleyem ummân sözün söyler bana
5 Zâhirimin bâtınıdır keşf etdiğim ma‘nâ size
Cism içinde hikmet ile Lokmân sözün söyler bana
6 Âşık gerekdir dinleye sâdık gerekdir anlaya
Dokuz göğü seyr eylemiş seyrân sözün söyler bana
7 “İllâ” dedim “lâ” demezem dost vechinin tevhîdine
Bir acâyib derde düşmüş dermân sözün söyler bana
8 İhfâ ile sırren benim gönlüm evin pür-nûr eder
Her dem gelir dost emrine fermân sözün söyler bana
9 Avâyıkdan mücerreddir hakîkatde anın rûhu
Cemâlinde kemâlin gör Sübhân sözün söyler bana
10 Dili zâkir özü şâkir mükerrem bir vecihdir bu
Dehânından dökülendir reyhân sözün söyler bana
11 Dilindeki tevhîd anın şâhid yeter der Vâhibî
Yedi iklîme hükm eder sultân sözün söyler bana

74 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Münkir olan câhile bir bir melâl eksik değil
Gayr-ı Hak’dan cânına bir bir celâl eksik değil

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 153 9.06.2017 11:15:36


154 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 “Lâ”ya mazhar olanın “illâ”dan olmaz kısmeti


Ehl-i ucbun başına bir bir zevâl eksik değil
3 Kendi fi‘lin bilmeyenler kendüyi âdem sanır
Her nefesde anlamaz bir bir vebâl eksik değil
4 Kin kibir buğz u hased her kimde var şeytândır
Nefse nefs dünyâsıdır bir bir kıtâl eksik değil
5 Âkil isen anla sen maksûd olan dost vechidir
Âşıka seyr etmeğe bir bir cemâl eksik değil
6 Kahr u lutfun illetin fehm eyledik biz neydiğin
Hamdülillâh çok şükür bir bir kemâl eksik değil
7 Geldiler dîvâneler cem‘ oldular Allah içün
Şübheler halletmeğe bir bir suâl eksik değil
8 Aşk ile pür-nûr olup feryâd eder cân bülbülü
Tevhidin ma‘nâsına bir bir misâl eksik değil
9 Devr içinde Vâhibî sen fitneden eyle hazer
Söyleşirsen nâs ile bir bir cidâl eksik değil

75 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Yokluğun ma‘nâsını fehm eyledim dîzâr imiş
Rûhuma lâyık olan zâtındaki bâzâr imiş
2 “Küntü kenz”in vahdeti sırrında bir dîvâneyem
Ol makâmın tevhidi nutkumdaki esrâr imiş
3 Ben bana ben demedim çekdim elim buldum Hak’ı
Rü’yetimde gördüğüm vechindeki envâr imiş

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 154 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 155

4 Cân içinde gizli sırdır terkibi Kur’ân’dadır


Rü’yeti inkâr eden yoldan çıkar azar imiş
5 Vâhibî ağyârı ko sen yâr ile yâr ol yürü
Mâsivânın hürmetinden ehl olan bîzâr imiş

76 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mürşid olan tâlibe şevkin nişân vermek gerek
Ol hicâbdan geçirip zevkin nişân vermek gerek
2 Ehl-i Hak’dan gayrı kimse anlamaz esrârımı
Bu makâm levvâmedir sırrın nişân vermek gerek
3 Zulmet ilinden geçip cânını âzâd eyleyen
Göz yaşın yer yüzüne döküp nişân vermek gerek
4 Şer‘inin anla meâlin amel-i cismânidir
Ehl-i tevhîd gör ne der vechin nişân vermek gerek
5 Yedi tavr üzre Vehâbî mazharısın Vâhid’in
Ehl-i aşk olan kişi burdan nişân vermek gerek

77 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ehl-i inkâr meclisinde okuman esrârımı
Câhil ü nâdân içün harc eylemen güftârımı
2 Münkiri fehm eyleyip ilm-i kıyâfet ehl’olun
Bî-hayâdan saklanız zâtımdaki bâzârımı

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 155 9.06.2017 11:15:36


156 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 “Lâm-elif lâ raybe” hakkı bu hidâyet cânıdır27


Müttakîler duymasın fâş eylemen dîzârımı
4 Cân içinde siz anı eylen nihân etmen ayân
Ol Muhammed Mustafâ vechindeki envârımı
5 Gaflet etmen ârif olun Vâhib’e etmen gümân
Cân içinde fehm edin ma‘mûr eden mi‘mârımı

78 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Gel ey yâr isteyen yârân bulundu
Anın vechindeki seyrân bulundu
2 Risâlet sâhibi nûr-ı Muhammed
Ana mürşid olan bürhân bulundu
3 Yüzü güldür saçı sünbül inan sen
O yüzden zikr olan Sübhân bulundu
4 Biz ana ümmetiz hakka’l-yakînden
Bu câna rahm eden Rahmân bulundu
5 Düşümdür tuş olan Allâhu a‘lem
Bu mülke hükm eden sultân bulundu
6 Okudum aşk ile sırren bu hâli
Gönül levhindeki irfân bulundu
7 Murâd olan budur ilm ü amelden
Maârif söyleyen insân bulundu

27 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 156 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 157

8 Bilindi zâhir ü bâtın mesâlih


Hakîkat sînede îmân bulundu
9 Düşen bilir hemân ancak bu remzi
İçinde katrenin ummân bulundu
10 Ölürsem gam değil Hû’dur hayâtım
Bu câna cân olan cânân bulundu
11 Âşıkın ma‘şuka ermek kemâli
Şükür bu menzile pâyân bulundu
12 Eğer âşık isen nûr-ı siyâha
Gel imdi derdine dermân bulundu
13 Cemâlinden götürdü dost nikâbın
Vehâb’ın maksudu a’yân bulundu

79 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Düşelden bu hâle ol cânı buldum
Anın zikr etdiği Kur’ân’ı buldum
2 Okudum aşk ile sırren “Ene’l-Hak”
O yüzde denilen îmânı buldum
3 Cemâlinden cemî‘ âlem münevver
Kemâlinden anın Sübhân’ı buldum
4 Desem vasfın anın gelmez dile hiç
O vechden rahm eden Rahmân’ı buldum
5 Adı Ahmed yazılmış arşda gördüm
O nûrdan derdime dermânı buldum

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 157 9.06.2017 11:15:36


158 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

6 Gözüme görünen nûr-ı siyâhı


Ana mi‘râc eden insânı buldum
7 Gezerken acz evinde ben tuş oldum
İçinde rûhumun ummânı buldum
8 Hakîkat şemsi pür-nûr-ı Muhammed
Şefâat sâhibi sultânı buldum
9 Bu-y-imiş âşıka sırrın hayâtı
Hak’ın lutfundaki ihsânı buldum
10 Hak’ı zikr etmenin budur kemâli
Şükür zâtındaki seyrânı buldum
11 Vehâb’ın tevhidin dinle ademden
O demde ahd olan peymânı buldum

80 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mâsivâdan uzlet etsin bâkî yârân isteyen
Kalbini pâk eylesin âyîn ü devrân isteyen
Zâtını zikr eylesin in‘âm u ihsân isteyen
Doludur dil cür‘adânı gelsin esrâr isteyen
2 Ehl-i Hakk’ın sözü hakdır anlamaz nâdân olan
Aşka gönül vermemiş dünyâ-y-ile yârân olan
Mâsivâyı neylesin dîzârına hayrân olan
Doludur dil cür‘adânı gelsin esrâr isteyen

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 158 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 159

3 Ârif olan kişilerin her sözü Rahmânî’dir


Kim bu sırra “lâ” der ise ma‘nada şeytânîdir
Arş ü kürs ü nüh felek tâliblerin seyrânıdır
Doludur dil cür‘adânı gelsin esrâr isteyen
4 Zikrimi fehm eyleyenler Yûsuf-ı Ken‘ânî’dir
Her nefesde şübhesiz tevhîd anın bürhânıdır
Ârifin nutkundaki dost zâtının irfânıdır
Doludur dil cür‘adânı gelsin esrâr isteyen
5 Bu kelâmı anlayanlar evliyâdır bî-gümân
Aç gözün kaldır hicâbı âhir olmuşdur zamân
Cümle ilmin ma‘nasın fehm etdiren Hû’dur hemân
Doludur dil cür‘adânı gelsin esrâr isteyen
6 Evvel ü âhir hüve’l-aşk ehline budur nişân
“Küntü kenz”in lutfu çokdur sâile etmez nihân
Zâkire lâzım değildir bir dahı gayrı beyân
Doludur dil cür‘adânı gelsin esrâr isteyen
7 Vâhib’e mürşid olan tevhîd imiş günden ayân
Gel kabûl et şek getirme mü’mine budur îmân
Emr-i Hak’dan gayrısı efsânedir küllî yalan
Doludur dil cür‘adânı gelsin esrâr isteyen

81 /
8 + 8 = 16
1 Bizi gelip irşâd eden ehl içinde er kişidir
Hak’dan alıp bu tevhîdi bize veren nûr kişidir
2 Bin yıl anın vasfın desem gelmez dile nic’edeyin
Dört kitâbın hakkı içün peygambere yâr kişidir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 159 9.06.2017 11:15:36


160 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Hakka’l-yakînden söylerim ma‘rifetin ma‘nâsını


Erenlerin zübdesidir yok değildir var kişidir
4 Söylediğim kardaş sana kelâmu’llâh içindedir
Ârif bilir neydiğini velâyeti gür kişidir
5 Evliyânın himmetidir Vâhib Ümmî’nin sözleri
Aklın ermez senin buna aşkdan gelir sır kişidir

82 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Aç gözün kaldır hicâbı sende gayru’llâhı gör
“Lâm-elif Lâ-raybe”den tevhîd-i zâtu’llâhı gör28
2 Ârif isen “lâ”yı ko “illâ”dan anla ma‘nayı
On sekiz bin âlemin içinde seyru’llâhı gör
3 Nefsini fehm eyler isen ma‘nada hakka’l-yakîn
Ol musavver nûr içinde sen bu kenzu’llâhı gör
4 Ârif ol gönlünden âhar bir yere kılma nazar
Ara yerde perde yokdur hasbeten-li’llâhı gör
5 Havf ile recâ makâmı aklımın tahsîlidir
Dört kitâbın evveli nutkumda bi’smi’llâhı gör
6 Da‘vete budur icâbet dânâ âkil cân isen
Mü’minem kalbim içinde gel bu beytu’llâhı gör
7 “Urvetü’l-vüskâ” geçipdir âşıkın gerdânına29
Okunan aşkdan gel ey zâhid kelâmu’llâhı gör

28 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.


29 Urvetü’l-vüskâ: (Tutunacak) sağlam ip. Lokman/22; Bakara/256.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 160 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 161

8 Aşk-ı sâfîdir sana cismimde cânı söyleden


Tevhidim al diline eğlenme arşu’llâhı gör
9 Şeş cihâtı taşra ko lâzım değil gayrı kelâm
Bî-nişân ü lâ-mekân zâtında rûhu’llâhı gör
10 Nûr-ı Hak’dan yetme mi nutkundaki âb-ı hayât
Aç basîret gözünü aşkdan selâmu’llâhı gör
11 İhtisâr etdik kelâmı ehline ma‘lûm bu söz
Vâhib Ümmî mantıkında dinle emru’llâhı gör
12 Tevhidin zâtından aldıysa bu cânın himmeti
Gizli değil gün gibi nûr-ı cemâlu’llâhı gör
13 Vâhib’e vahdetden açdı râzını ol pâdişâh
Kâl ü kıyl lâzım değildir ayn-ı sırru’llâhı gör
14 Zâhirimle bâtınım tenzîh eder dîzâr içün
Şâhid istersen eğer kalbimde zikru’llâhı gör
15 “Lâ” gidipdir ma‘nada “illâ”yı söyler bu dilim
Vâhib’i irşâd eden kutb-i veliyyu’llâhı gör

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 161 9.06.2017 11:15:36


162 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

83 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Benliğini geçmez isen
Yürü sen dervîş olmazsın
Cân gözünü açmaz isen
Yürü sen dervîş olmazsın
2 Halkın içinde fakîsin
Ehlin içinde şakîsin
İblîs’in dolmuş okusun
Yürü sen dervîş olmazsın
3 Sözün yüzün ardın bilen
Yaman söylemezler inan
Anın içün derim sana
Yürü sen dervîş olmazsın
4 Kim zikr eder oldur halîl
Zikr etmeyen anda melîl
Bu sözlere çokdur delîl
Yürü sen dervîş olmazsın
5 Kendin gören şeytân olur
Kendin bilen sultân olur
Hak sırrında pinhân olur
Yürü sen dervîş olmazsın
6 Bu dünyâdan usanmazsın
Peygamberden utanmazsın
Erenlere inanmazsın
Yürü sen dervîş olmazsın

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 162 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 163

7 Söylenen sözden almazsın


Çekseler yola gelmezsin
Tevhid gölüne dalmazsın
Yürü sen dervîş olmazsın
8 Bu tevhîdin kemâlidir
Kemâlinin cemâlidir
Sâdıkların a‘mâlidir
Yürü sen dervîş olmazsın
9 Sözümüzü hatm edelim
Ma‘nasını hazm edelim
Şimden geri ketm edelim
Yürü sen dervîş olmazsın
10 Ârif sözü birdir hemân
Câhil sözü hârdır hemân
Gönlün evi nârdır hemân
Yürü sen dervîş olmazsın
11 Peygamber’in selâmıdır
Evliyânın kelâmıdır
Sırr-ı hikmet âlemidir
Yürü sen dervîş olmazsın
12 Gayrı sözün ma‘nâsından
İşte haber budur sana
İki yüze bakar iken
Yürü sen dervîş olmazsın
13 Erenler halkın mihengi
Gayrıdan almaz irengi
Vâhibî eylemez cengi
Yürü sen dervîş olmazsın

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 163 9.06.2017 11:15:36


164 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

84 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Gelindi cân ile zikr et de Lâ ilâhe illallâh
Gelindi cân ile fikr et de Lâ ilâhe illallâh
2 Kelâmu’llâh’da meşhûrdur buyurmuşdur Resûlullâh
Sevâbına nihâyet yok de Lâ ilâhe illallâh
3 Nebîler hep bunu söyler velîler hep bunu söyler
Yazılmış arşın içinde de Lâ ilâhe illallâh
4 Müsemmâ ol bu tevhîde var ise aklın idrâkin
Cennetin kapısın açar de Lâ ilâhe illallâh
5 Vehâbî ne gamı yersin bulundu sûre-i Rahmân
İşidicek kaçar şeytân de Lâ ilâhe illallâh

85 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Dört kitâbın evveli gönlümde bismillâhdır
Besmele bâbındaki nokta ayân Allâh’dır
2 Okumak yazmak budur ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Dört kitâbın tefsiri ayn-ı kelâmu’llâhdır
3 “Lâ” demezsen tevhide fehm eyledin ahvâlimi
Her nefesde tevhidim irfân-ı zâtu’llâhdır
4 Söyledim şerh eyledim verdim haber zâhid sana
Âşıkın seyr etdiği nûr-ı cemâlu’llâhdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 164 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 165

5 Dört kitâbı tefsir etdim ma‘nası birdir hemân


Anladınsa pes yeter tevhid azîmu’llâhdır
6 Cân içinde cânımın zevki budur hakka’l-yakîn
Âşıka lâzım olan maksûd hemân Allâh’dır
7 Zât-ı Hak’dan gönlüme in‘âmı dinle cân ile
Mü’minem sadrımdaki sâfî imânu’llâhdır
8 “Lâm-elif lâ-raybe”nin vechinden aldım dersimi30
Söyleyip söyletdiren fehm eyledim Allâh’dır
9 Gönlüm âbâd eylemez ol zâhidin efsânesi
Mü’mine lâzım olan zikr-i hafiyyu’llâhdır
10 Zikr-i Hû’nun ma‘nası ne aynıdır ne gayrıdır
Cânıma ihsân olan aşkdan selâmu’llâhdır
11 Kâl ü kıyl lâzım değildir perde yokdur arada
Kâr u kesbim her nefes vechinde seyru’llâhdır
12 Câhil ü nâdân sanıp ta‘n eyleme zâhid bize
Düşdüğü bu zümrenin bilgil ki ilmu’llâhdır
13 Âşık ile ma‘şukun sırrındaki ma‘nâya bak
Mü’minin gönlü evi arş-ı azîmu’llâhdır
14 Gönlüme Hak’dan gelen ma‘nâyı dinle cân ile
Ârifin nutkundaki esmâ-yı sıfâtu’llâhdır
15 Yürü var inkârı ko ikrâra gel Allâh içün
Özünü fehm eyleyen Âdem safiyyu’llâhdır
16 Hoş nebîdir Hak katında bir sözü olmaz iki
Âlemi gark eyleyen Nûh-ı neciyyu’llâhdır

30 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 165 9.06.2017 11:15:36


166 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

17 Dilime verdi kerâmet söyledim bu tevhidi


Demiri mum eden Dâvud halîfetu’llâhdır
18 Devler ü yeller kamu emrinde fermândır anın
Hâtem-i mühr-i Süleymân sırr-ı emînu’llâhdır
19 Dört kitâbın ma‘nası muhabbet bize bürhândır
Ka‘be’yi bünyâd eyleyen İbrâhim halîlu’llâhdır
20 Hikmet ile dilime ahsen gelen tevhîdi gör
Derdini dermân bilen Eyyüb nebiyyu’llâhdır
21 Ârifin tevhîdini bir bir sana etdim beyân
Tûr dağında söyleşen Mûsâ kelîmu’llâhdır
22 Nâzır ol ihyâ edipdir gönlümü tevhîd-i zât
Mürdeler ihyâ eden Îsâ-yı rûhu’llâhdır
23 Zâhir oldu dilime nûr-ı nübüvvet himmeti
Dü cihânın şemsi ol nûr-ı Habîbu’llâhdır
24 Hakk’a ma‘lûm bilmesi yokdur nihâyet fazlına
Ol şefâat sâhibi nûr-ı şefîu’llâhdır
25 Gelmemişdir gelmeyiser bir dahi akrânı yok
Hazret-i Zehrâ’yı gör ne sâlihatu’llâhdır
26 Hak Taâlâ hûb yaratmış dahi doymaz dostuna
Hazret-i Hamza’yı gör sâhib-kırânu’llâhdır
27 Bin salavât rûhuna yokdur nihâyet fazlına
Ammisi Peygamber’in Abbâs azîzu’llâhdır
28 Tâlib-i fakr u fenâ içinde bir dîvâneyem
Evliyâ ser-çeşmesi Alî veliyyu’llâhdır
29 Kalbimin şükrü budur ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Bizi irşâd eyleyen sırr-ı Aliyyu’llâhdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 166 9.06.2017 11:15:36


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 167

30 Zübde-i ervâh-ı âlem diyeyin kimdir sana


Ol Hüseyn ile Hasan şâh-ı şehîdu’llâhdır
31 Zikr ile fikr eyleriz biz anların ahvâlini
Dilime ahsen gelen Zeyn-i ibâdu’llâhdır
32 Bunların rûhun sorarsan cedd-i a‘lâsındadır
Gör Muhammed Bâkır’ı ma‘nâda sırru’llâhdır
33 Âcizem hem kâsıram yâ nice şerh etsin dilim
Söylediğim Mûsa-yı Kâzım veliyyu’llâhdır
34 Ehl-i Hak’dır “lâ” deme şekk ü gümânım yok benim
Cân gözüyle gör Alî Mûsâ rızâu’llâhdır
35 Vâcib oldu demesi biz bunları medh eyleriz
Emr-i Hakk’a baş eğen Ca‘fer Sadîku’llâhdır
36 Hikmet ile söylerim bu tevhidin ma‘nâsını
Vâsıl olan Hazret’e şâh-ı Takıyyu’llâhdır
37 Âlem-i gayb ü şehâdetden getirdim nüshasın
Keşf-i esrâr etdiğim imâm Nakıyyu’llâhdır
38 Bunların biz cümlesin derc eyledik verdik haber
Gel gör imdi ol Hasan kim Askeriyyu’llâhdır
39 Derdmend miskîn Vehâbî sözünü hatm eyledi
Sırr içinde dediğim Mehdî zamânu’llâhdır

86 /
8 + 8 = 16
1 Şeytân kovsa da yetişmez doğru yola gidenlere
Îman Kur’ân yoldaş olur şeyh ardınca uyanlara

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 167 9.06.2017 11:15:37


168 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Enbiyânın evliyânın izleridir izlediğim


Allah kendi yardım eder bu tevhîdi diyenlere
3 Âşık ile ma‘şûk sırrın inanmazsın desem sana
Cümle melek la‘net okur tevhîdime gülenlere
4 Ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn doğru sözüm budur benim
Temessükdür şekk eyleme ma‘nâ yüzün soranlara
5 De dediler dedim sana inanmazsan kardaş bana
Armağandır ma‘rifetim dost zâtını soranlara
6 Bir gizlice sözüm vardır ben değilem diyen size
Aşkdan nasîb kısmet yokdur bu tevhîdi yerenlere
7 Bu menzile erdiğimin ma‘nâsını derem sana
Kendi nefsim kul eyledim Hak’dan alıp verenlere
8 Yol eriyiz gidiyoruz inanmayan gelsin görsün
Sırdan selâm ilediriz makbûlâtda kalanlara
9 Yetmiş bin kitâb ma‘nâsı dilimdedir söylediğim
Hak kapısı açılmışdır eksikliğin bilenlere
10 Muştucunun ulayını muştularım âşıklara
Gönl’evine îmân gelir bu şi‘rimi yazanlara
11 İbtidâsın intihâsın derc eyledim verdim haber
Hâil olur bir yer yokdur aşk şarâbın içenlere
12 Yarın anda olacağı bugün bunda gösterirler
Başın cânın teslim eyle gönül çirkin yuyanlara
13 Vâhib Ümmî ne der sana kulak dutar dinler misin
Gizli sırlar olur ayân aşk sâzını çalanlara

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 168 9.06.2017 11:15:37


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 169

14 Kümmel mükemmel ârifin irşâdına budur delîl


Hak’dan vergidir sunulur şeyh yanında duranlara
15 Vâhib Ümmî çok söyledin eydür yeter verdin haber
Hergiz zevâl ermez imiş doğru yolu gidenlere

87 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşıkın ervâhı sensin yâ Muhammed Mustafâ
Hak Taâlâ vârisisin yâ Muhammed Mustafâ
2 Dertliyem dermâna geldim yalvarayın tapuna
Lutfun ile kıl şefâat yâ Muhammed Mustafâ
3 Âsiyem çokdur günâhım bildiğim budur benim
Nûrun ile kıl şefâat yâ Muhammed Mustafâ
4 Çâresizem tâkatim yok ağlayıp yalvarmağa
Varlığınla kıl şefâat yâ Muhammed Mustafâ
5 Vâhibî lâyık değildir vasfını zikr etmeğe
Sen nebîler serverisin yâ Muhammed Mustafâ

88 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Cânımın cânânı sensin yâ Muhammed Mustafâ
Sıdkımın îmânı sensin yâ Muhammed Mustafâ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 169 9.06.2017 11:15:37


170 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Kalbimi ihyâ eden “seb’a’l-mesânî” sırrıdır31


Ârifin mihmânı sensin yâ Muhammed Mustafâ
3 Gün gibi aşkâre geldin âleme ey âfitâb
Sen Kerîm’in rahmetisin yâ Muhammed Mustafâ
4 Bî-nişân ü lâ-mekân sırrında gördüm zâtını
“Küntü kenz”in mazharısın yâ Muhammed Mustafâ
5 Vâhib’in zikri budur okur cemâlin vasfını
Cümlenin sensin delîli yâ Muhammed Mustafâ

89 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Cümle ervâhın cemâl-i zâtısın ey pâk-i dîn
Şübhemiz yokdur bizim ey âyet-i bürhân-ı dîn
2 Mazhar-ı zâtsın bugün bu resm ile bildik seni
Mü’mine sensin refîk hakka’l-yakîn ey pâk-i dîn
3 “Küntü kenz”in mazharısın on sekiz bin ism ile
“Le mâ halaktü’l-eflâk” şânındadır ey pâk-i dîn32
4 Vahdet-i nûr-ı İlâhî’den sözüm ayne’l-yakîn
Tevhidin ma‘nâsına sensin delîl ey pâk-i dîn
5 Cümle mürsel tâcısın hem ümmetin mi‘râcısın
Vâhid ü Ferd ü Ahad envârısın ey pâk-i dîn
6 Çekdik îmân askerin âfâkda münkir üstüne
Kâfirin mahv oldu küfrü kalmadı ey pâk-i dîn

31 Seb’a’l-mesânî: Fâtiha sûresi.


32 “Ey Habibim! Sen olmasaydın bu kainatı halketmezdim.” Hadis-i Kudsî.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 170 9.06.2017 11:15:37


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 171

7 İsm-i a‘zam zikrinin sen kutbusun günden ayân


Hak Taâlâ fazlı sensin Vâhib’e ey pâk-i dîn

90 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Cümlenin maksûdu sensin yâ Muhammed Hak bilir
Âşıkın ma‘şûku sensin yâ Muhammed Hak bilir
2 Kimse bilmez her nefes vechinde hayrân olduğum
Nutkumun muîni sensin yâ Muhammed Hak bilir
3 Vâhid ü Ferd ü Ahad envârısın günden ayân
Tâc-ı izzet dâr-ı Hak’sın yâ Muhammed Hak bilir
4 Tevhid-i zât-ı İlâhî sırrının envârısın
“Küntü kenz”in gevherisin yâ Muhammed Hak bilir
5 On sekiz bin âlem içre ârifin îmânısın
Mü’minin sensin hayâtı yâ Muhammed Hak bilir
6 Evliyâ vü enbiyâ medhinde âcizdir senin
İlm-i hikmet ma‘denisin yâ Muhammed Hak bilir
7 Zâhir ü bâtın hüve’z-zikrinde sensin Vâhib’in
Âb-ı Kevser aynı sensin yâ Muhammed Hak bilir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 171 9.06.2017 11:15:37


172 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

91 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Yâ Muhammed her nefes dîvâneler hayrân sana
Hamdülillâh çok şükür bu cânımız mihmân sana
2 Evvel ü âhir hüve’l-hak sendedir sen Hak’dasın
Anlamaz nûr-ı Hudâ’yı olmayan kurbân sana
3 Aşk içinde anladım sen “Küntü kenz”in varısın
Bî-nişân ü lâ-mekân sırrı hemân seyrân sana
4 İlm-i hikmet ma‘nasın vechinde biz hatm eyledik
Cümle mü’min vahdeti hakka’l-yakîn pinhân sana
5 Ehl-i tevhîd anladı hâlen bu sırrın ma‘nasın
“Lâm-elif lâ-raybe”den açıldı bu Kur’ân sana33
6 Emr-i ma‘rûf nehy-i münker senden oldu âşikâr
On sekiz bin âlem içre cümle dil fermân sana
7 Vâhib’in eksiği çokdur vasfına lâyık değil
Cennet-i a‘lâda âşık hûri vü gılmân sana

92 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşıkın sensin muîni yâ Muhammed yâ Ali
Sıdkımın sensin delîli yâ Muhammed yâ Ali

33 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 172 9.06.2017 11:15:37


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 173

2 Kalbimin ihyâsına sensin sırâta’l-müstakîm


Mazhar-ı nûr-ı Hudâ’sın yâ Muhammed yâ Ali
3 Anladım “ümmü’l-kitâb”ın sırrını günden ayân34
Ârifin irfânı sensin yâ Muhammed yâ Ali
4 “Küntü kenz”in kapısın bu ism ile açdık bugün
Zât-ı a‘zam zikri sensin yâ Muhammed yâ Ali
5 Vâhib’e ma‘nâ bugün tevhîd ile oldu ayân
Hak Taâlâ sırrı sensin yâ Muhammed yâ Ali

93 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Anla sen ey cân bugün vechinde pinhân Mustafâ
Söyle nûrundan eser sırrında pinhân Mustafâ
2 “Lâm-elif lâ-raybe”den tefsîr olan “ümmü’l-kitâb”
Âyet-i Kur’ân’a bak levhinde seyrân Mustafâ
3 Cânına erdi hidâyet diline esrâr-ı aşk
Anla sen hakka’l-yakîn zikrinde bürhân Mustafâ
4 Âşıka olmaz devâ kâl ehlinin efsânesi
Ver salavât sıdk ile derdine dermân Mustafâ
5 Vâhib’e Hakk’a’l-yakîn zâtından ermişdir nidâ
Âşık-ı bî-çâreler râhında kurbân Mustafâ

34 “indehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 173 9.06.2017 11:15:37


174 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

94 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ay cemâlindir senin “Lâ seyfe illâ Zülfikâr”
Dost kemâlindir senin “Lâ seyfe illâ Zülfikâr”
2 Anladım hâlen künh-i sırr-ı Aliyyü’l-Murtazâ
Hak celâlindir senin “Lâ seyfe illâ Zülfikâr”
3 Âşıkın ma‘şûku sensin yâ Muhammed Mustafâ
Bu misâlindir senin “Lâ seyfe illâ Zülfikâr”
4 Mîm ü ayn şânındadır “Kul ındehû ümmü’l-kitâb”35
Aşk misâlindir senin “Lâ seyfe illâ Zülfikâr”
5 Vâhib’in eşgâlini mahv eyledi tevhîd-i zât
Bu kıtâlindir senin “Lâ seyfe illâ Zülfikâr”

95 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bugün meydân-ı aşk içre imâm oldum uyan gelsin
Geçip nâmûs u ârından cana başa kıyan gelsin
2 Muhammed zikrinin keşfin bize vâcib ayân etmek
Dilim söyler canım dinler bu tevhîdi diyen gelsin
3 Cemâli şem‘inin şevki beni ney gibi inletdi
Bize Hak’dan budur kısmet îmân donun giyen gelsin

35 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 174 9.06.2017 11:15:37


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 175

4 “Ene’l-Hak” sırrını dinle budur ilhâm-ı Rabbânî


Yedi esmâ beyânıdır bu ma‘nâdan duyan gelsin
5 Vâhib’den vâhid-i esrârı bu mülke destân oldu
Bu sırr-ı Ka‘be’dir kalbim ziyâret eyleyen gelsin

96 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Ben ol keşf-i İlâhî’yem yalansın sen diyen gelsin
Hak arşında Süleymân’am nâ-haksın sen diyen gelsin
2 Bize ol Zü’l-celâlu’llâh nasîb etdi bu me’vâyı
Geçip “lâ”nın fesâdından bu “illâ”ya uyan gelsin
3 Sekiz uçmağın envârı güneş gibi ayân oldu
İçip aşkın hayâtından bu esrâra uyan gelsin
4 Bu sevdâya gönül vermen işid sana diyem bir kez
Selâmet hırkasın giyip bu Hak nûrun gören gelsin
5 Vâhib’in vuslat-ı keşfi bu zikr ile beyân olsun
Budur nasîhatim li’llâh bu tevhîde uyan gelsin

97 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bu aşkın cür‘asın cândan içen âşık bugün gelsin
Münâfıklar atar sengi bu hicrâna döyen gelsin
2 Ne zâhirden ne bâtından birisinden haber sorman
İmâmın Ferd ü Vâhid’dir bu ma‘nâya uyan gelsin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 175 9.06.2017 11:15:37


176 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Gönül maksûduna erdi göründü âyet-i bürhân


Anın zâtı kemâlinden bu ta‘bîri duyan gelsin
4 İlâhî’den bu ilhâmdır inâd etme bize zâhid
Yedi deryâ sebîl olmuş gönül çirkin yuyan gelsin
5 Vehâb’ın sırrı gevherdir eğer Hû zikrin anlarsan
Muhammed tâc-ı Ahmed’den giyilmişdir giyen gelsin

98 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Merâtib seyrin istersen gel esmâdan haberdâr ol
Ere gör “Kâbe kavseyn”e ev ednâ’dan haberdâr ol36
2 Bu mir’ât-ı mücellâdan ayân oldu cemâlu’llâh
İçip âb-ı zülâlinden müsemmâdan haberdâr ol
3 Gider bu gafleti senden ayır bu cânını tenden
Sana yakın durur senden bu vahdetden haberdâr ol
4 Makâm-ı zühd ü takvâdan haber sorma bize zâhid
Tecellî âşıkın kârı tesellâdan haberdâr ol
5 Vehâbî câmını aşkın içelden derdile hayrân
Bu sır bir “kenz-i mahfî”dir muammâdan haberdâr ol

36 Kâbe kavseyni ev ednâ:: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 176 9.06.2017 11:15:37


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 177

99 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Gel âşık mekre aldanma bu esmâdan haberdar ol
Murâdın sırr-ı zât olsun müsemmâdan haberdâr ol
2 Karârgâhım benim hâlen fenâfi’llâh makâmıdır
Bu nutkun hâlıkı Hak’dır bu esrârdan haberdâr ol
3 Benim ikrârım ihlâsım Aliyye’l-Murtazâ sırrı
Delîlim ism-i a‘zamdır bu kimyâdan haberdâr ol
4 İlâhî’den işit ey cân hitâbın nûr-ı a‘lânın
Eregör “Kâbe kavseyn”e bu ma‘nâdan haberdâr ol37
5 Cenân ilmi ayân oldu bu tevhîdin kemâlinden
Vehâb’ın gönlü âlimdir bu me’vâdan haberdâr ol

100 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Fenâfi’llâh makâmında kalan deyyâra den gelsin
Bu sırra müstemi‘ olsun evliyâ nediğin bilsin
2 Bu cânın vahdeti sırrı Muhammed Mustafâ’dandır
Cemâli nûru esmâdan enbiyâ nediğin bilsin
3 Bekâbi’llâh makâmında okunan zâtın esrârı
Ârifin zikri a‘lâdır asliye nediğin bilsin

37 Kâbe kavseyni ev ednâ:: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 177 9.06.2017 11:15:37


178 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Anın zâtı kemâlinden okusun hikmet esrârın


Gidersin şirki kalbinden tasfiye nediğin bilsin
5 Meâli zühd ü takvânın nihâyet cennet-i a‘lâ
Ana ârif nazar kılmaz tezkiye nediğin bilsin
6 Buna âr etmesin zâhid Kelâmu’llâh’da âyetdir
Okunan hikmet ilminden râzıye nediğin bilsin
7 Murâd aşk-ı İlâhî’den nağam ilhâm eden Hak’dır
Şifâ-yı ism-i a‘zamdır marzıyye nediğin bilsin
8 Muhammed ümmeti olan içer âbın hayâtından
Bu bahrin aslı deryâdır safiye nediğin bilsin
9 Vehâbî Hakk’ın emriyle nihân ilmin ayân eyler
Bugün insân olan gelsin sûfiyye nediğin bilsin

101 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Anladınsa nefsini ahdine ikrâr eyledin
Bilmedinse nefsini ahdinde noksân eyledin
2 Hak kelâmın dinleyip sen kendine yâd etmedin
Özünü zulmete saldın kabrini dar eyledin
3 Hâb-ı gafletden uyanıp cismini pâk etmedin
Bilmedin bâzârını Hû zikrin inkâr eyledin
4 Sen hevâ-yı hırsa uydun rûhunu şâd etmedin
Âsi oldun emrine gör yerini nâr eyledin
5 Zâyi‘ etdin ömrünü cisminde cânı bilmedin
Hak Taâlâ hürmetinden kendini dûr eyledin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 178 9.06.2017 11:15:37


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 179

6 Aşk elinden içmedin peymâneyi zâhid bugün


Kudret-i nûr-ı Hudâ’yı sormağa âr eyledin
7 Mâsivâ sevdâsına bend eyledin Hak varlığın
Âyet-i bürhân hakıyçün kalbini hâr eyledin
8 Zâhide mevtî belâdır zâtını sevmek senin
Hamdülil’lâh çok şükür âşıka dîzâr eyledin
9 “Va‘dühû va‘dü’l-emîn” âriflerin şânındadır38
Küntü kenz’in Vâhibî arşında bâzâr eyledin

102 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Kişi hâk olmak gerek Hakk’ın kelâmın söyleye
Fi‘li pâk olmak gerek zikrin devâmın söyleye
2 “Lâm-elif lâ-raybe”yi tefsîr ede vahdetde bakan39
Âşık oldur her nefes rûhun kemâlin söyleye
3 Okusun envâr İlâhî sırrının esrârını
Zâtına hayrân olup aşkın dîvânın söyleye
4 İsm-i a‘zam hattını vechinde yazmışdır senin
Ölmeden ölmek gerek ma‘nâda îmân söyleye
5 Sana hâl olmaz Vehâbî zâhidin efsânesi
Gönlünü dar eyleme keşf ede Rahmân söyleye

38 “Sâdıku’l-va’du’l-emîn: Sözüne güvenilir, emin kişi. Hz. Peygamber.


39 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 179 9.06.2017 11:15:38


180 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

103 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 İkilikden geçmeyince vahdete ermez gönül
Kâl ü kıylden geçmeyince vahdete ermez gönül
2 Ârifin tevhîdini gel dinle sen zâhid bugün
İsm-i a‘zam olmayınca âyete ermez gönül
3 Cân ü dil zikrini gör kim âşıkı hayrân eder
Bil hidâyet ermeyince hayâta ermez gönül
4 Hem kerâmet hem selâmetdir sözüm âbid sana
Bilmeyince nefsini ol Vâhid’e ermez gönül
5 Her nefes budur sözüm dostlar benim Allâh içün
Hâk ile hâk olmayınca Hâkim’e ermez gönül
6 İsm-i zât ile bugün dürr ü cevâhir söyleriz
Vasıl-ı Hak olmayınca Hâlık’a ermez gönül
7 Vâhibî sen cânını dost yoluna eyle fedâ
Fakr ile fahr olmayınca Hazret’e ermez gönül

104 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tâ ezelden gelmişiz ahd ile amân üstüne
Hamdülillâh ârifiz tevhîd-i îmân üstüne
2 Mazhar-ı nûr-ı Hudâ’yız sırrının esrârına
İnmişiz âlemde biz âyât-ı Kur’ân üstüne

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 180 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 181

3 “Alleme’l-esmâ”da gördüm rûhumun mi‘râcını40


Konmuşuz âlemde biz bu âb-ı hayvân üstüne
4 Ehl-i vahdet âşıkız bu hakda gerçek sâdıkız
Düşmeziz âlemde biz hûri vü gılmân üstüne
5 Rûhuma eren hidâyetdir benim zâhid bugün
Ehl-i derdiz gelmişiz âlemde dermân üstüne
6 Cânımı hayrân eden Hû zikrinin envârıdır
Biz hümâyız konmazız âlemde inkâr üstüne
7 Vâhib’in mutlak sözü hakka’l-yakîn zâhid bugün
Keşf-i Rahmân söyleriz âlemde dîzâr üstüne

105 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Kalb içinde secde kıldım hâk olan hâk üstüne
Gayrıyı nakş etmeziz bu pâk olan pâk üstüne
2 Fakr ile fahr olduğum nûr-ı saâdetdir bana
Hak Taâlâ emridir biz çekeriz baş üstüne
3 Âlem-i emsâle geldik zâtını zikr etmeğe
Ehl-i aşkız komazız bir taşı taş üstüne
4 Akl-ı evvel tâatıdır da‘vetim zâhid benim
Hû deriz Allah içün şevk ile nakkâş üstüne
5 Tevhidin sırrın duyan Firdevs-i a‘lâdan geçer
Vâhibî hakdır sözün ma‘nâda yoldaş üstüne

40 Ve alleme âdeme’l-esmâe kullehâ: Allah, Âdem’e bütün eşyanın isimleri-


ni öğretti. Bakara/31.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 181 9.06.2017 11:15:38


182 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

106 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tâ ezelden aşk ile biz yana gelmişlerdeniz
Cân u başı terk edip kurbâna gelmişlerdeniz
2 Varlığım mahv eyledi “innâ fetahnâ” âyeti41
Cümleye budur delîl Kur’ân’a gelmişlerdeniz
3 Zâhidin zühdü hicâb olmuşdur anın zâtına
Âlemi seyr eyleyi seyrâna gelmişlerdeniz
4 Dost cemâli şem‘ine pervânedir cânım benim
Ay ü gün hakkı bugün devrâna gelmişlerdeniz
5 Biz hava şahbâzıyız akl ü amel ermez bize
Bu Muhammed devrine dîvâna gelmişlerdeniz
6 On sekiz bin âlemin nûru hicâb olmaz bize
Dinle sırrım keşfini irfâna gelmişlerdeniz
7 Vâhib’in zikri budur ilme’l-yakîn hakka’l-yakîn
Bu hidâyet üzre biz Sübhân’a gelmişlerdeniz

107 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tâ ezelden aşk ile bürhâna gelmişlerdeniz
Zâtını zikr eyleyi Kur’ân’a gelmişlerdeniz

41 İnnâ fetahnâ: Doğrusu biz sana apaçık bir fetih verdik. Fetih/1.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 182 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 183

2 Fâil-i mutlakdan özge kimse yâr olmaz bize


Bil anın emrindeki fermâna gelmişlerdeniz
3 Ârif-i bi’llâh olan “lâ”nın kelâmın söylemez
Dost kelâmın söyleyi insâna gelmişlerdeniz
4 Ceddimiz rûh-ı Muhammed biz anın evlâdıyız
Âlem-i Bezm-i Elest îmâna gelmişlerdeniz
5 Vahdetim keşfindeki “kul ındehû ümmü’l-kitâb”42
Cân içinde cân ile cânâna gelmişlerdeniz
6 Hikmeti câmını sundu ben anı nûş eyledim
Derd-i hasret bâğına dermâna gelmişlerdeniz
7 Gönlümüz âlim kılan zât-ı İlâhî’dir bizim
Mecmau’l-bahreyne bak ummâna gelmişlerdeniz
8 Ârif olan anladı “lâ” ile “illâ” nediğin
Yanuban yakılmağa külhâna gelmişlerdeniz
9 Geçmişiz dünyâ vü uhrânın gamından bî-gamız
Hakk’ı biz fehm eyledik rindâne gelmişlerdeniz
10 Bize kâr etmez nasîhat kimse ibrâm etmesin
Kâl ü kıylden geçmişiz merdâne gelmişlerdeniz
11 Mustafâ rûhunda biz halvetde-y-idik ol zamân
Evliyâ sırrındaki meydâna gelmişlerdeniz
12 Kâli bilmez hâli bilir derdmend bîçâreyiz
Ahdimizde sâdıkız kurbâna gelmişlerdeniz
13 Bu vücûdum gerdişinden söyledi ay ile gün
Gökleri seyr eyleyi seyrâna gelmişlerdeniz

42 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 183 9.06.2017 11:15:38


184 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

14 Aşkımın bâzârı hakdır şübhe yokdur zâhidâ


Bu fenâ mülküne biz destâna gelmişlerdeniz
15 Ver salavât şevk ile evlâdına ashâbına
Mustafâ vechindeki erkâna gelmişlerdeniz
16 Vâhid ü Ferd ü Ahad envârına budur hicâb
Başımız aldık ele çevgâna gelmişlerdeniz
17 Aklımı cem‘ etmeğe kuvvet komaz esrâr-ı aşk
Ma‘na yüzün zikr ede irfâna gelmişlerdeniz
18 Cân ü dilden dediler “yâ Hayyu Kayyûm es-Samed
Ahmed’in zikrindeki Rahmân’a gelmişlerdeniz
19 Zâhirim hem bâtınım ma‘mûr eden “ümmü’l-kitâb”43
Âşıkız hem sâdıkız handâna gelmişlerdeniz
20 Vâhib’e hakka’l-yakîn feth eyleyen Fettâh Muîn
Hamdülillâh çok şükür Sultân’a gelmişlerdeniz

108 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Vâhid ü Ferd ü Ahad’sın cân içinde şübhe yok
Sırrına kim erdi-y-ise âkibet üryân olur
2 Zâtını zikr eylemek in‘âm-ı ihsândır bize
Kim seninle yâr olursa gönlü gülistân olur
3 Tayyib ü tâhir olan anlar bu remzi hâl ile
Kim sana cânın verirse zâtına kurbân olur

43 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 184 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 185

4 İ‘tibârı mâsivânın gayr-ı Hak’dandır bize


Kim ana mazhar olursa câhil ü nâdân olur
5 İlm ile hilmin kemâli tevhidin esrârıdır
Fazlına kim erdi ise ma‘nada insân olur
6 Cümle mü’min fazlın ile emrine fermân senin
Kim sana kul oldu ise âleme sultân olur
7 Sormağa âr etdiler ma‘nâ-yı mutlakdan haber
Kim sana yakîn olursa ameli Kur’ân olur
8 Kâlini hâl etmeyen bilmez ibâdet nediğin
Kim sana mihmân olursa sîreti îmân olur
9 Zühd ü takvâ-yı amel Vâhib’e zâtındır senin
Kim sana hem-râz olursa aşk ile handân olur

109 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zikrimiz tesbîhimiz tevhîd-i zâtındır senin
Okunan envâr-ı Hak ma‘nâda zâtındır senin
2 Câhil ü nâdân ne bilsin “küntü kenz”in vahdetin
Ârifin sırrındaki vahdetde zâtındır senin
3 Hacc-ı ekberdir cemâlin yâ İlâhî şeksizin
Anladım yâdımdaki isminde zâtındır senin
4 Va‘z eden nâsihi gör fehm etmedi bir noktayı
Evvel ü âhir hüve nûrunda zâtındır senin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 185 9.06.2017 11:15:38


186 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Vâhib’in şerh etdiği “kul ındehû ümmü’l-kitâb”44


Fazlın ile anladım vechinde zâtındır senin

110 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Aşkına düşen senin bu âleme rüsvâ imiş
Anladım hâlen bunu âdemd’olan sevdâ imiş
2 Şübhe halloldu cemâlinden Hak’ın zâhid bugün
“Urvetü’l-vüskâ”yı gör insandaki me’vâ imiş45
3 Âşıkın zikrindeki “ümmü’l-kitâb”ın sırrıdır
Düşmeyen bilmez bunu tevhîd ulu deryâ imiş
4 Her nefes yâd etdiğim “seb‘a’l-mesânî”dir benim46
Dört kitâbın zübdesi vechindeki ma‘nâ imiş
5 Gussa deryâsında dalmaz ârifin vicdânı Hû
Anlayan ismini zâtın nüsha-i kübrâ imiş
6 “Mecmau’l-bahreyn”de içdik biz hayâtın cür‘asın
On sekiz bin âleme illet olan esmâ imiş
7 Akl evinde neylesin dost şem‘inin pervânesin
Dü cihânın lezzeti aşk ehline ferdâ imiş
8 Enbiyâ vü evliyâ kahrında lutfun buldular
Ma‘lum oldu cümlesi hemân kuru gavgâ imiş

44 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.


45 Urvetü’l-vüskâ: (Tutunacak) sağlam ip. Lokman/22; Bakara/256.
46 Seb’a’l-mesânî: Fâtiha sûresi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 186 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 187

9 Yedi bin yetmiş maârif keşfidir esrârımız


Vâhib’in zikrindeki gelsin gören Mevlâ imiş

111 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Cemâlin şem‘-i nûrundan görünen ayn-ı zâtındır
Bu mir’ât-ı mücellâdan görünen ayn-ı zâtındır
2 Benim ma‘şûk İlâhımsın seni tahkîk bilen cândır
Bu tevhîdin kemâlinden görünen ayn-ı zâtındır
3 Bugün vuslatda vahdetdir hayâtın âb-ı Kevser’dir
Yedi burcun makâmından görünen ayn-ı zâtındır
4 Bekâ câmını içelden bu cân hayrân u mest oldu
Bugün ol rûh-ı kudsîden görünen ayn-ı zâtındır
5 Vehâbî Ahmed’e sordu îmân-ı kâmilin vechin
Hû zikrinin makâmından görünen ayn-ı zâtındır

112 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bize zâtın kemâlinden inâyet eyle yâ Rabbî
Habîbin Mustafâ hakkı hidâyet eyle yâ Rabbî
2 Ki bir âsî günahkârım sana lâyık işim yokdur
Cemâlin nûru hakkıyçün hidâyet eyle yâ Rabbî
3 Bizim nâz ü niyâzımız kabûl eyle İlâhî sen
Kemâlin hürmeti hakkı hidâyet eyle yâ Rabbî

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 187 9.06.2017 11:15:38


188 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Bu cân isyâna gark oldu vefâsız dünya zevkinden


Kelâmın ma‘nası hakkı hidâyet eyle yâ Rabbî
5 Vehâb’ın maksûdu senden Hû zikrinin makâmıdır
Hayâtın nûru hakkıyçün hidâyet eyle yâ Rabbî

113 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bizim Firdevs-i a‘lâmız celâlindir senin yâ Rab
Bu sırra düşmeyen bilmez dîzârındır senin yâ Rab
2 Hidâyet zikrinin nûru beni aşk ile çâk etdi
Dilimde söylenen kudret kemâlindir senin yâ Rab
3 Cevâbım âyet-i bürhân münâfıklar inanmazlar
“İnne rabbek le-bi’l-mirsâd” kelâmındır senin yâ Rab47
4 Çün ol a‘lâ-yı ervâhdan nidâ etdin bize bir kez
“Elestü bi-rabbiküm” hakkâ hitâbındır senin yâ Rab
5 Benim ikrârım ihlâsım senin vechindedir her dem
Okunan “Âyetü’l-kürsî” kitâbındır senin yâ Rab
6 Bu derd ile yanan zâhid uyanır hâb-ı gafletden
On iki burcun envârı hisârındır senin yâ Rab
7 Senin vechindeki şevkdir beni nâlân eden her dem
Yüzün “seb‘a’l-mesânî”dir hayâtındır senin yâ Rab48

47 İnne rabbeke le-bi’l-mirsâd: Muhakkak ki Rabbin daima görüp gözetle-


mektedir. Fecr/14.
48 Seb’a’l-mesânî: Fâtiha sûresi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 188 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 189

8 Bana keşf oldu fazlından bugün Tâhâ ile Yâsîn


Okundu ilm-i eflâkin sıfâtındır senin yâ Rab
9 İlâhî keşfini dinle budur ilhâm-ı Rabbânî
Od u su toprak u yel çün nikâbındır senin yâ Rab
10 Bugün Mescid-i Aksâ’da ibâdet lezzetin buldum
Beden ebrârının zevki sevâbındır senin yâ Rab
11 Hasene nûruna bunlar yârın Firdevs’de hep garkdır
Geçer ukbâ makâmından cevâbındır senin yâ Rab
12 Âfâkın mekri def‘ oldu fenâ fi’llâh makâmında
Bu mü’min kulunun kalbi tavâfındır senin yâ Rab
13 Eğer dünyâ eğer âhir birisinden murâdım yok
Benim dilimdeki feryâd firâkındır senin yâ Rab
14 Senin vasfın tamâm olmaz diyen zâkirdedir hikmet
Sekiz uçmak bu âşıka duzâhındır senin yâ Rab
15 İçen âb-ı zülâlinden seni pinhân eder her dem
Habîbin varlığı nûru çerâğındır senin yâ Rab
16 Vehâb’ın derdine dermân senin zâtından ermezse
Nic’etsin çâresi yokdur azâbındır senin yâ Rab

114 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zâtına hayrân olan zann ü gümânı neylesin
Sırrına hem-râz olan bâğ-ı cinânı neylesin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 189 9.06.2017 11:15:38


190 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Yanmağa geldik bugün “Kâlû belâ”dan derd ile49


Hû makâmın zikr eden cân u cihânı neylesin
3 Cennetü’l-Firdevs-i a‘lâ cevher olsa bakmayam
Ma‘şuka âşık olan kevn ü mekânı neylesin
4 Mescid-i Aksâ’da kıldım tâatin akvâsını
Tâlib-i dîzâr olan fânî damânı neylesin
5 Bu kelâmın ma‘nası cânımdadır zâhid benim
Vâhib’in maksûdu Hak gayrı îmânı neylesin

115 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Didârın nûruna yâ Rab bu cân mest ü harâb oldu
Okundu hikmet esrârı yazıldı bir kitâb oldu
2 Bugün ol kenz-i mahfîden okudum Âyetü’l-kürsî
Bi-hamdi’llâh dokuz gökden nâ-hak hükmü ırâğ oldu
3 Yalan ahkâmının nakşı silindi levh-i mahfûzdan
Benim rûhum selâmetdir İlâh’ımdan hitâb oldu
4 Bekâ bi’llâh makâmında kelâmın zübdesin dinle
Bu zikrin nûru kalbimde hidâyetden hisâr oldu
5 Kemâl-i vahdetindendir dilimde söylenen kudret
Vehâb’ın cümle varlığı yıkıldı hep türâb oldu

49 Kâlû belâ: Evet dediler. A’raf/172.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 190 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 191

116 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Cümle âlem zâtına yâ Rab senin hayrândır
Âşıkın zikrindeki vechindeki Kur’ân’dır
2 Anlar isen gel beri zâhid bu sırrın ma‘nasın
Ahsen-i takvîm olan hakka’l-yakîn insândır
3 Zâkiriz hem şâkiriz bir kimseye ta‘n etmeziz
Ahdimiz budur bizim cân tevhîde kurbândır
4 Akl-ı evvel nûrunun evlâdıdır ervâhımız
İsm-i a‘zam varlığı hep iklîme sultândır
5 Farz u vâcib emr-i ma‘rûfdur bizim tahkîkimiz
Her nefes yâd etdiğim dostlar benim îmândır
6 Gayrıya kılmaz ibâdet ârif-i bi’llâh olan
Ehl-i Hakk’ın maksudu rahm eyleyen Rahmân’dır
7 Kalbime in‘âm olan ihsân budur hâlen bugün
Hamdülillâh çok şükür aşk Vâhib’e bürhândır

117 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Fazlına bel bağladım yâ Rab senin dört yâr ile
Yâ İlâhî kıl hidâyet âyet-i bürhân ile
2 Aşk ile serbâz olup kalbini pür-nûr eyleyen
Tâlib-i dünyâ olup yâr olmasın ağyâr ile

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 191 9.06.2017 11:15:38


192 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Tevhid-i zât-ı İlâhî’den haber budur bize


Anla sırrın ma‘nasın bu sendeki esrâr ile
4 Yâr elinden içmişiz peymâneyi zâhid bugün
Rûhunu şâd eyle gel bu söylenen güftâr ile
5 Sekiz uçmak kıymet olmaz Vâhibî bu tevhide
Vâsıl-ı Hak’sın bugün vahdetde olan bâzâr ile

118 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âlemü’l-gaybın cemâli sırrının evlâdıyız
Biz Muhammed Mustafâ envârının emvâcıyız
2 “Men aref” ma‘nâsıdır esrârımız zâhid bizim
Od u su toprak u yel hâlen anın dört yâriyiz
3 Ol Habîb’in rü’yeti şânında geldik âleme
Zikrimiz nûr-ı saâdet Hak bilir hem-râzıyız
4 Ma‘den-i sıdk u safâdan erdi câna vâridât
Tevhid-i zât-ı İlâhî bahrinin gavvâsıyız
5 Vâhibî aczinden âhar nesneye mâlik değil
Vahdet-i deryâ-yı ummân katresi emvâcıyız

119 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zikrimiz tesbîhimiz tevhîd-i irfân sırrıdır
Düşmeyen bilmez bunu âyât-ı Kur’ân sırrıdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 192 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 193

2 Zikr-i kalbimden İlâhî kendi söyler hâl ile


Vahdetim bâzâr-ı aşk deryâ-yı ummân sırrıdır
3 On sekiz bin âlem içre Hak’dan âhar görmeziz
Ahdimize sâdıkız vechinde pinhân sırrıdır
4 Kendi kendin zikr eder ol pâdişâh-ı zü’l-celâl
Hamdülillâh çok şükür zâtında bürhân sırrıdır
5 Gel ibâdet birle seyr et Vâhib’in maksûdunu
Vâhidî Ferd ü Ahad ma‘nâda îmân sırrıdır

120 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşıkam hem sâdıkam vechinde bürhândır gelen
Ben anın mir’âtıyam âyât-ı Kur’ân’dır gelen
2 Varlığım mahv eyledi “Kul ındehû ümmü’l-kitâb”50
Cân içinde cânıma tevhîd-i irfândır gelen
3 Rü’yetimde Hak dediğim ben İlâhî Vâhid’em
Hamdülil’lâh çok şükür hükmıssı sultândır gelen
4 Nice zâkir olmayam zikrinde buldum zâtını
Her nefesde rûhuma in‘âm ü ihsândır gelen
5 Gül gibi gülmek dilersen hem-nişîn ol Vâhib’e
Nûr-ı Hak’dır şübhe yok deryâ-yı ummândır gelen

50 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 193 9.06.2017 11:15:38


194 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

121 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gevher-i sıdk u safâ sırrında hayrânem bugün
Vâhid ü Ferd ü Ahad nûrunda mihmânem bugün
2 İsm-i a‘zam mürşid oldu cânıma zâhid benim
Hamdülillâh çok şükür vechinde handânem bugün
3 Bed-benlik kalmadı ol nûr-ı Hak’dır söyleyen
Mansûr’em geldim dâra zâtında kurbânem bugün
4 Aşk içinde her nefes deryâ-yı vahdet meskenim
Cânımı cezb eyledi emrinde fermânem bugün
5 Kâdir ü Hayyü’l-Ganî’dir Vâhib’in zikrindeki
Cümle ilmin ma‘nası tahtında sultânem bugün

122 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bi-hamdi’llâh bu tevhîd-i sülûküm evliyâdandır
Bu sırra düşmeyen bilmez kemâlim enbiyâdandır
2 Hak’ın bu zât-ı nûrundan sunulmuşdur bize zâhid51
Bu zikr-i kalbî ma‘nâsın sorarsan tasfiyedendir
3 Sözüm keşf ü kerâmetdir eğer bu remzi anlarsan
Muhammed nûru hakkıyçün bu cevher tezkiyedendir

51 Zâhid: Zühd A.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 194 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 195

4 Pîr-i Ahmed delîlim Hû ne gam zikrim hidâyetdir


Benim keşf etdiğim esrâr vatan-ı asliyedendir
5 Vehâbî sen cenân ilmin nihân eyle ayân etme
Bu vahdet köşesin berk tut Hak’ı sevmek hayâdandır

123 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Yâr ile yâr olmuşuz esfeld’olan bilmez bizi
Şimdi bir âlemdeyiz kesretd’olan bilmez bizi
2 Ey helâl ile harâmın ma‘nasın fehm eyleyen
Şimdi bir âlemdeyiz cihetd’olan bilmez bizi
3 Evliyâdır anlayan ancak bu sırrın ma‘nasın
Şimdi bir âlemdeyiz evsatd’olan bilmez bizi
4 Derde dermân sıdka îmân âyetin ma‘nâsıdır
Şimdi bir âlemdeyiz nisbetd’olan bilmez bizi
5 Cehl ile mu‘tâd olanlar tevhide baş eğmedi
Şimdi bir âlemdeyiz izzetd’olan bilmez bizi
6 Giygi giycek altun akçe câhilin maksûdudur
Şimdi bir âlemdeyiz kemyetd’olan bilmez bizi
7 Ni‘met-i dünyâya bakmaz maksûd-ı zât-ı İlâh
Şimdi bir âlemdeyiz lezzetd’olan bilmez bizi
8 Kendi aczimdir benim zikr etdiğim günden ayân
Şimdi bir âlemdeyiz zilletd’olan bilmez bizi
9 Bu vücûdum bâğını ol dost gülistân eyledi
Şimdi bir âlemdeyiz gafletd’olan bilmez bizi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 195 9.06.2017 11:15:38


196 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 Ârif olan “lâ” demez ma‘nâ-yı mutlakdır bu söz


Şimdi bir âlemdeyiz zulmetd’olan bilmez bizi
11 İsm-i zâtın ma‘nası bu rü’yetin ta‘bîridir
Şimdi bir âlemdeyiz gafletd’olan bilmez bizi
12 Fitneden âzâd olandır nefsini fehm eyleyen
Şimdi bir âlemdeyiz hasadd’olan bilmez bizi
13 Hak Taâlâ sırrının nûrunda gark oldu özüm
Şimdi bir âlemdeyiz sûretd’olan bilmez bizi
14 Sûfi olan sâf olursa kimseye ta‘n eylemez
Şimdi bir âlemdeyiz ziynetd’olan bilmez bizi
15 Mâsiva’llâh mahfilinden kalkmadan eşhâs-ı nâs
Şimdi bir âlemdeyiz sîretd’olan bilmez bizi
16 Kendi nefsin bilmeyendir görmeyen ma‘bûdunu
Şimdi bir âlemdeyiz şöhretd’olan bilmez bizi
17 Gayr-ı Hak’dan el yuyan giydi saâdet tâcını
Şimdi bir âlemdeyiz gaybetd’olan bilmez bizi
18 Câhil ü nâdân ne bilsin anlamaz güftârımız
Şimdi bir âlemdeyiz hasedd’olan bilmez bizi
19 Hak Taâlâ fazlı-y-ile zâhir oldu bu kelâm
Şimdi bir âlemdeyiz kesretd’olan bilmez bizi
20 Cân ilinden zâhir oldu dilime güftâr-ı aşk
Şimdi bir âlemdeyiz ifsâdd’olan bilmez bizi
21 “Lâm-elif lâ-raybe”den bildim bunun ben nediğin52
Şimdi bir âlemdeyiz isnâtd’olan bilmez bizi

52 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 196 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 197

22 Cân içinde cân ile bildik ibâdet nediğin


Şimdi bir âlemdeyiz illetd’olan bilmez bizi
23 Ârifin gönlü hümâdır cîfeye konmaz kaçar
Şimdi bir âlemdeyiz ülfetde olan bilmez bizi
24 Fakr ile fahr olmayınca bulmadım derde devâ
Şimdi bir âlemdeyiz şöhretd’olan bilmez bizi
25 Hûb nefesdir bu nefes kim söyleriz hakkânedir
Şimdi bir âlemdeyiz evrâtd’olan bilmez bizi
26 İlm ü hikmet ma‘nasından bir imâret başladım
Şimdi bir âlemdeyiz ebcedd’olan bilmez bizi
27 Ol musavver nûra bakdım okudum ef‘âlimi
Şimdi bir âlemdeyiz izzetd’olan bilmez bizi
28 Her nefes kim aldığımca rûhuma verir safâ
Şimdi bir âlemdeyiz cennetde olan bilmez bizi
29 Ehl-i hâlin zikri nûrunda reyâhînler çıkar
Şimdi bir âlemdeyiz ni‘metd’olan bilmez bizi
30 Ol felekler gerdişinden çaldı Zühre sâzını
Şimdi bir âlemdeyiz işretd’olan bilmez bizi
31 Od u su toprak u yel hep aslî aslın buldular
Şimdi bir âlemdeyiz nâsûtd’olan bilmez bizi
32 Âkil isen anladın söylenmedik söz kalmadı
Şimdi bir âlemdeyiz vahşetde olan bilmez bizi
33 Sen seni bilmek dilersen sevme Hak’dan gayrısın
Şimdi bir âlemdeyiz mihnetde olan bilmez bizi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 197 9.06.2017 11:15:38


198 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

34 Cismim ilini zulmetde bulmuşam âb-ı hayât


Şimdi bir âlemdeyiz ızrâbd’olan bilmez bizi
35 Hamdülillâh çok şükür evlâd-ı ashâbız ne gam
Şimdi bir âlemdeyiz girdabd’olan bilmez bizi
36 Tıfl-ı ma‘nâ bahre dalmış âşıka gevher saçar
Şimdi bir âlemdeyiz ibretde olan bilmez bizi
37 Tayyib ü tâhir olan ahdinde noksân eylemez
Şimdi bir âlemdeyiz göletd’olan bilmez bizi
38 Deyin kim deyyâre deyin kim dinlesin esrârımı
Şimdi bir âlemdeyiz gurbetd’olan bilmez bizi
39 Ehl-i Hakk’ın ba‘zıları burda temkîn buldular
Şimdi bir âlemdeyiz hayretd’olan bilmez bizi
40 Evvel ü âhir hüve’l-hû’dur sözüm cân üstüne
Şimdi bir âlemdeyiz vuslatda ol’abilmez bizi
41 Biz Elest’in câmını “kâlü belâ”dan içmişiz
Şimdi bir âlemdeyiz vahdetd’olan bilmez bizi
42 Ölmeden nefs öldürendir Vâhib’in sırrın duyan
Şimdi bir âlemdeyiz taklidde olan bilmez bizi

124 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bize ta‘n eyleyen zâhid bu sırrın hikmetin bilmez
Anın sâfî değil kalbi bu devrân vahdetin bilmez
2 Cevâbın zübdesin anla ilâhîden bu ilhâmdır
O nûru bilmeyen kimse Muhammed âlemin bilmez

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 198 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 199

3 Ki Âlem Fahrı’na sordum ledünnî ilminin keşfin


Hak’ı zikr etmeyen ebter bu gevher ma‘denin bilmez
4 Dizârın görmeyen bunda yârin a‘mâ kopar anda
Kalır zulmet hicâbında bu Kevser lezzetin bilmez
5 İşi rızk ile riyâdır bu ma‘nâdan o mahrûmdur
Kaçar aşkın kitâbından bu rü’yet enfüsin bilmez
6 Vefâsız dünya zevkinden elin çekmez döner Hak’dan
Yanar hecrin belâsından bu cehlin illetin bilmez
7 Bizimle yâr olan kimse geçer uhrâ murâdından
İçer âbın zülâlinden Ahad’dan gayrısın bilmez
8 Gören bir gösteren birdir eğer bu remzi anlarsan
Geçip nefsin fesâdından bu aşka düşmeyen bilmez
9 Makâm-ı zühd ü takvâdan Vehâbî’ye haber sorman
Bu tevhîd kenz-i mahfîdir mukallid kâlini bilmez

125 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mazhar-ı âyât-ı Kur’ân olduğum mudur suçum
Ârif-i esmâ-i Rahmân olduğum mudur suçum
2 Zikr-i kalbimdir benim zâtı sıfâtı bildiren
Bilmezem aşk ile ayân olduğum mudur suçum
3 Hızr elinden içdi cân âb-ı hayâtın cür‘asın
Ben anın fazlından insân olduğum mudur suçum
4 Kâlimi hâl eyleyen deryâ-yı vahdet lâ-mekân
Âlem-i hikmetle üryân olduğum mudur suçum

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 199 9.06.2017 11:15:38


200 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Hamdülillâh çok şükür aslında pâkdır gevherim


Kesret-i ulvîye perrân olduğum mudur suçum
6 Derdime dermân içün tevhîde ikrâr eyledim
Bu fenâ mülkünde destân olduğum mudur suçum
7 Evvel ü âhir hüve’l-Vâhid ihlâs ehliyiz
Âteş-i aşk içre biryân olduğum mudur suçum
8 Cân gözüyle gördüler dîvâneler vechin anın
Gün yüzü şem‘ine üryân olduğum mudur suçum
9 İzzet-i Hak’dan âhar bir nesneye baş eğmedim
Enbiyâ râhında kurbân olduğum mudur suçum
10 Evliyânın meclisinde sînemi çâk eyledim
Bilmezem hâk ile yeksân olduğum mudur suçum
11 Havf u recâdan geçirdi cânımızı ism-i zât
Saltanat tahtında sultân olduğum mudur suçum
12 Rûh dilinden anladım bu söz Hakk’ındır şübhe yok
Vahdeti nûrunda pinhân olduğum mudur suçum
13 “Ve’d-duhâ ve’l-leyli”nin fehm eyledim ben nediğin
Âlem-i ma‘nâda ummân olduğum mudur suçum
14 Ehl olanlar anladı ahdimde noksân etmedim
Vâhid’in sırrında hayrân olduğum mudur suçum
15 Kendi fi‘lin bilmeyendir Vâhib’e ta‘n eyleyen
Ahmed’in şevkinde nâlân olduğum mudur suçum

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 200 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 201

126 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ehl-i tevhîd olmayan Hakk’ın sıfâtın bilmedi
Ehl-i vahdet olmayan rûhun hayâtın bilmedi
2 “Ölmeden evvel ölün” diye buyurdu Mustafâ
Mürşide dil vermeyen nefsin fesâdın bilmedi
3 Aşk ile dîzâr içün bi’l-külli fânî olmayan
Diri sandı kendini gönlün memâtın bilmedi
4 Âkil isen ma‘nayı bir noktadan fehm eyle sen
Dost cemâlin görmeyen adlin zekâtın bilmedi
5 Vâhibî zikrin senin dost zâtının esrârıdır
Dersi Hak’dan görmeyen sözün sebâtın bilmedi

127 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Bî-vefâ dünyâdan el çek ey gönül hâk ol yürü
Gayrısı lâzım değildir bir yüzü pâk ol yürü
1 Akl-ı evvel nûrunun envârısın günden ayân
Kendini gavgâya salma yakalar çâk ol yürü53
3 Vechimi zâtında buldum Vâhid’in zâhid bugün
İç bu vahdet cür‘asın derd ile ihrâk ol yürü

53 A’da: “Fazlına erdin Hak’ın sen aşk ile çâk ol yürü”.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 201 9.06.2017 11:15:38


202 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Bî-nişân ü lâ-mekân sırrına erdim cân ile


Ahsen-i takvîmine ma‘nâda müştâk ol yürü
5 Vâhibî sen ârif ol aldanma çarhın alına
Âl eder kallâbdır ol var bundan ırak ol yürü

128 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Safâ-yı kalbe ermişler göçer gördüm bu âşıklar
Hak arşında Süleymân’dır uçar gördüm bu âşıklar
2 Bu tevhîd “kenz-i mahfî”dir hidâyet ehlinindir bu
Yedi deryâyı cem‘ etmiş içer gördüm bu âşıklar
3 Okurlar hikmet esrârın bu resm ile ayân bunlar
Dokuz sıfâtın envârın geçer gördüm bu âşıklar
4 Bu vahdetden haber sormak dilersen gel beri zâhid
İki âlem murâdından kaçar gördüm bu âşıklar
5 Vehâbî akl-ı evvelden göründü sana bu ma‘nâ
Ledünnî ilminin keşfin açar gördüm bu âşıklar

129 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Câhil ü nâdân ne bilsin tevhidin ma‘nâsını
Zâhid-i hod-bîn ne bilsin âyetin ma‘nâsını
2 Mâsivâ cübbesini giymiş gezer gör bâtılı
Nice bilsin âr eder zikr etmeğe Mevlâ’sını

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 202 9.06.2017 11:15:38


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 203

3 Vesvese sevdâsının ol kutbudur günden ayân


Vâsıl olmuş cîfeye çeker anın sevdâsını
4 Dinle ebter tâatin sen ben deyip eyler nidâ
Başına almış gezer ol mel‘unun sevdâsını
5 Ârif-i bi’llâhı gördüm âlemin sultânıdır
Âlim-i Rabbâni’dir çeker dizâr esmâsını
6 Bu kelâmın varlığı cânımdadır zâhid benim
Düşmeyen bilmez bugün bu tevhidin ma‘nâsını
7 Vâhibî görmez bu göz hakka’l-yakîn sırrındadır
Her nefes zikr eyler ol göz zâtının me’vâsını

130 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Fenâ bir özge meydândır buna düşen olur hayrân
Görür yârin cemâlini didârını eder seyrân
2 Okudum âyete’l-kürsî bi-hamdi’llâh bugün dostlar
Sözüm “seb‘a’l-mesânî”dir budur ol âyet-i Kur’ân54
3 İşit ol nûr-ı a‘lâdan budur ilhâm-ı Rabbânî
Bu tevhîdin hisârından hidâyet eyledi Gufrân
4 “Len terânî” dedi Allah hitâb etdi ana bir kez
Bu resm ile ayân oldu bugün ol Mûsa’ya umrân
5 Vehâbî ol sana fermân ede gör derdine dermân
İntikâmın alır senden felek tahtındaki evran

54 Seb’a’l-mesânî: Fâtiha sûresi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 203 9.06.2017 11:15:38


204 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

131 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Fâil-i mutlak bugün bil sendedir hakke’l-yakîn
Vâhid ü Ferd ü Ahad bil sendedir hakke’l-yakîn
2 Seyyid-i nûr-ı saâdet zikrinin evlâdısın
Tevhid-i zât-ı İlâhî sendedir hakke’l-yakîn
3 Lâ-yezâl ü zü’l-celâldir söyleden âşıkları
“Küntü kenz”in sırr-ı aşkı sendedir hakke’l-yakîn
4 Kendi cehlin zulmetinden bilmedin Allah’ı sen
Vahdet-i nûr-ı tecellî sendedir hakke’l-yakîn
5 Kendi sun‘undan yaratmışdır seni ol pâdişâh
Tâ ezelden akl-ı evvel sendedir hakke’l-yakîn
6 Âb-ı Kevser ma‘nasından zâhir oldu bu kelâm
Kudreti nûr-ı Hudâ’nın sendedir hakke’l-yakîn
7 “Küntü kenz”in kudretin gördük bugün günden ayân
Arş u kürsî âb-ı Kevser sendedir hakke’l-yakîn
8 Düşmeyen bilmez bugün nûr-ı İlâh’ın hikmetin
Cennetü’l-Firdevs-i a‘lâ sendedir hakke’l-yakîn
9 Vâhibî şânındadır “kul ındehû ümmü’l-kitâb”55
Okunan âyât-ı Kur’ân sendedir hakke’l-yakîn

55 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 204 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 205

132 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşık isen gel beri cân ile cânân sendedir
Gayrıya meyl etme sen âyât-ı Kur’ân sendedir
2 Sen seni bilmek dilersen pîr yolunda sâdık ol
Her ne derse “lâ” deme deryâ-yı ummân sendedir
3 Bu kelâmın ma‘nası “kul ındehû ümmü’l-kitâb”56
Gözün aç etme gümân sırr ile Sübhân sendedir
4 Zâhidâ zühdün senin aşk ehlinin zindânıdır
Anlamazsan remzimi bilgil ki noksân sendedir
5 Ehl-i aşkın mansıbâtı yârinin sevdâsıdır
Âkil isen “lâ” deme lutf ile ihsân sendedir
6 Fâil-i mutlakdan anla keşf olan güftârımı
Zikr-i adlin ma‘nası tevhîd-i irfân sendedir
7 Zâtının mir’âtısın ayne’l-yakîn hakke’l-yakîn
Vâhibî gam çekme sen hükm ıssı sultân sendedir

133 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bu ma‘nâ sırrını hâlen İlâhımdan bugün sordum
Bu mir’ât-ı mücellâdan dizârını ayân gördüm

56 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 205 9.06.2017 11:15:39


206 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Bize esmâ-i hüsnâdan göründü nûru Mevlâ’dan


Cemâl-i vasfının harfin bu aşk ile ayân gördüm
3 Muhammed ümmetiyem ben özüm “seb‘a’l-mesânî”den57
Sekiz uçmak dokuz eflâk imân donun giyer gördüm
4 Bana keşf etdi lutfundan ledünnî ilminin bahrin
“Tâha” vü “sûre-i Yâsîn” bu ma‘nâyı imân gördüm
5 İkilik nakşı mahv oldu hidâyet güneşi doğdu
Hak’ın zâtın bu cânımda bugün dostlar nihân gördüm
6 Hidâyet ehli cem‘ olmuş bekâbi’llâh makâmında
İçip âbın zülâlini bu âşıklar kanar gördüm
7 Ne sırdır Âdem’in adı gelip sormağa âr eyler
Bu tevhîdin kemâlinden münâfıklar kaçar gördüm
8 Bekâsı yok yalandır bu buna vermen gönül zinhâr
Bu ömrün varını her an ecel gelmiş mücer gördüm
9 Dilimde söylenen kudret nebîler varlığındandır
Vehâb’ın zikr-i kalbîsi çerâğ olmuş yanar gördüm

134 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zikr-i Hû mahv eyledi cânın hicâbını bugün
Dinler isen gel beri Hû’nun hitâbını bugün
2 Bî-nişân u lâ-mekân sırrına bak cândan gelir
Okur isen gel beri Hû’nun kitâbını bugün

57 Seb’a’l-mesânî: Fâtiha sûresi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 206 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 207

3 Hamdülillâh çok şükür erdik İlâh’ın zâtına


İçer isen gel beri Hû’nun şarâbını bugün
4 Hâke yeksân eyledi bu cismimi ol ism-i zât
Düşer isen gel beri Hû’nun makâmına bugün
5 Vâhibî mahv eyledi aşkın hüviyyet ma’nasın
Tâlib isen gel beri Hû’nun dizârına bugün

135 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ey gönül dört yâr ile Allâh’ı gel zikr edelim
Kâl ü kıylden geçelim ol şâhı gel zikr edelim
2 Mü’minin tevhîdi hakdır anlamaz câhil bunu
Cân u dilden derd ile sultânı gel zikr edelim
3 “Küntü kenz”in sırrına ermek dilersen cân ile
Yakalar çâk eyleyip Rahmân’ı gel zikr edelim
4 Akl-ı evvel nûrunu görmek dilersen rûh ile
Hasbeten li’llâh içün Sübhân’ı gel zikr edelim
5 Ol rü’yet-i nûrunun envârıdır esrârımız
Zâhir ü bâtın hüve’l-Kur’ân’ı gel zikr edelim
6 Anla sen bu resm ile hâlen İlâh’ın hikmetin
Ârifin kalbindeki mihmânı gel zikr edelim
7 Vâhibî zâtın kemâl-i ma‘nasın şerh eyledi
Aşk ile feryâd edip Gufrân’ı gel zikr edelim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 207 9.06.2017 11:15:39


208 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

136 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âyineyi pâk etmeğe derdle devrânın gerek
Yâr ile yâr olmağa âyât-ı Kur’ân’ın gerek
2 Anladın ise çâr yâri gel beri zâhid bugün
Vâhid ü Ferd ü Ahad kalbinde seyrânın gerek
3 Söyleyip söyletdiren zât-ı İlâhî’dir bizi
“Küntü kenz”in ni‘meti hakkında şükrânın gerek
4 Âkil isen “lâ”yı ko “illâ”ya bağla cânını
Gâfil olma son nefes zikrinde Gufrân’ın gerek
5 Vâhibî sen ârif ol nâdâna verme gevheri
Keşf-i esrâr etmeğe bu sırra yârânın gerek

137 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Eğer zâhid bu sevdâya gönül vermek dilersen gel
Elin çek gayrı sevdâdan yola girmek dilersen gel
2 Hidâyet askerin cem‘ et gazâ içün sefer eyle
Bu Hannâs’ın belâsından emîn olmak dilersen gel
3 Hak’ın beş vaktde emrine yüzün döndürme kâim ol
Bu ma‘nâ sırrına candan urûc etmek dilersen gel

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 208 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 209

4 Eğer yoğ ise inkârın dön ikrâr et bu tevhîde


İre gör “Kâbe kavseyn”e imân bulmak dilersen gel58
5 Yedi başlı bir ejderdir senin nefsindeki evran
Unutma Allah adını anı yakmak dilersen gel
6 Gönül levhinde nakş olmuş cemâlini ayân gördüm
Bu dünyâ kaydını terk et anı seyrân dilersen gel

138 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zâhid-i hod-bîni gör kim gussa-yı müzdâ çeker
Âşinâsın bilmişiz nâ-hak yere gavgâ çeker
2 Özünü zulmete salmış nakşını bilmez gezer
Bî-vefâ dünyâ içün gör câhili sevdâ çeker
3 Mâsivâ câmını içmiş âşıkı görmez gözü
Ucb iledir tâati gör bâtılı iğvâ çeker
4 Kibr eder âbidlenir zâkirlere vermez selâm
Kendine mağrûr olur Hannâs ile da‘vâ çeker
5 Vâhib’i hayrân eden ol Vâhid’in esrârıdır
Şâkirin şükrünü gör dîzâr içün şeydâ çeker

58 Kâbe kavseyni ev ednâ:: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 209 9.06.2017 11:15:39


210 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

139 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zâhidâ taklîd ile îmânı bilmezsin yürü
Gücün üzme yok yere Kur’ân’ı bilmezsin yürü
2 Söyleyip söyletdiren vallâhi Hak’dır şübhe yok
Mustafâ vechindeki bürhânı bilmezsin yürü
3 Bu vücûdum hânesin tutdu velâyet devleti
Âleme hükm eyleyen sultânı bilmezsin yürü
4 Yâr içün ağyârı sen terk etmedin Allah içün
Aklı yok dîvânesin yalanı bilmezsin yürü
5 Hak nedir nâ-hak nedir fehm eylemezsin neyleyem
Bu fenâ mülkündeki kalanı bilmezsin yürü
6 Ömrünü verdin hebâya aşka hem-râz olmadın
Gönlünü cezb eyleyip alanı bilmezsin yürü
7 Kâr u kesbin yâ azîz hırs u tama‘ olmuş senin
Ol sebebden düşdüğün ummânı bilmezsin yürü
8 Dersini “lâ”dan okur “illâ”dan almazsın haber
Ehl-i aşka etdiğin bühtânı bilmezsin yürü
9 Bu kelâmın ma‘nasın mürşide sormazsın bugün
Seni Hak’dan ayıran şeytânı bilmezsin yürü
10 İsm-i a‘zam nediğin fehm etmedin bir noktadan
Gayr-ı Hakk’ı çelmeğe çevgânı bilmezsin yürü

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 210 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 211

11 Ömrüm oldukça desem bu kıssayı olmaz tamâm


Ma‘şukun zâtındaki hayrânı bilmezsin yürü
12 Sırrının esrârını etmez nihân eyler ayân
Bu kemâl üstündeki insânı bilmezsin yürü
13 İlm-i hikmet ma‘nasın feth eyledi Fettâh bize
Âşıkın seyrindeki seyrânı bilmezsin yürü
14 Zâkirem zikrimdeki “kul ındehû ümmü’l-kitâb”59
Ârifin nutkundaki irfânı bilmezsin yürü
15 Aşk dilinden okumadın Fâtiha’nın sûresin
Vâhid ü Ferd ü Ahad Sübhân’ı bilmezsin yürü
16 Adı binbir kendi birdir işinin noksânı yok
Fâtiha nûrundaki handânı bilmezsin yürü
17 Âl ü evlâd-ı Resûl’dür bu kemâlin sâhibi
Ehl içinde sürülen erkânı bilmezsin yürü
18 On iki burç dediğim on iki esmâdır benim
Cân gözüyle zâtını göreni bilmezsin yürü
19 Tâlib-i dîzâr olanlar kâl ü kıylden söylemez
Kâlini hâl etmeyen nâdânı bilmezsin yürü
20 Hâlıkım halk eyledi bu şi’ri andan söyledim
Bu hidâyet bâğına gireni bilmezsin yürü
21 On sekiz bin âlem içre söyledim bu tevhîdi
Vâhib’in rûhundaki mihmânı bilmezsin yürü

59 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 211 9.06.2017 11:15:39


212 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

140 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Dervişâ sen halk ile ceng ü cidâl etmen neden
Var iken nefsin senin gayrı kıtâl etmen neden
2 “Men aref” ma‘nâsını fehm etmedin bildim ayân
Uyup ol kelb nefsine böyle celâl etmen neden
3 Bu hevâyıla hevesden bilmezem sen n’anladın
Kalbini hâr eyleyip gönlün melâl etmen neden
4 Zerre denli anladım yokdur basîret sende hiç
Câhil ü nâdâna sen aşkdan suâl etmen neden
5 Zâkirin zikrinden anla tevhidin ma‘nâsını
Hakk’ı koyup halk içün gayrı kemâl etmen neden
6 Bu kelâmı söyleden kimdir sana fehm eyle gör
Vâhib’i utanmayıp yanlış hayâl etmen neden

141 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bu cânın düşdüğü vahdet bugün deryâ-yı ummândır
Cemâl-i zât-ı Allâh’ın anınçün bana seyrândır
2 Benim vuslatdaki zevkim akıllar eylemez idrâk
Bu tevhîdin kemâlinden âşıklar mest ü hayrândır
4 Nişânım bî-nişândandır anınçün adım insândır
Uyan gafletden ey gâfil bu dil Mûsâ-yı umrândır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 212 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 213

5 Gözün aç cân ile dinle ilâhîden bu ilhâmdır


Bu sırra kim ki “lâ” derse anın mürşidi şeytândır
5 Bu zikrin ma‘nasın hâlen bilendir birleyen Hakk’ı
Ki rûhum varının bâğı açılmış verd-i handândır
6 Özümden zâhir olmuşdur ne gam dilimdeki esrâr
Girersem cennetin zevki didârsız bana zindândır
7 Erişdim “Kâbe kavseyn”e anınçün oldum “ev ednâ”60
Tarîk-i müstakîm içre refîkim sırr-ı Kur’ân’dır
8 Müsecceddir cemî‘ a‘zam anınçün ehl-i tevhîdem
Muhammed Mustafâ hakkı bu zikrin nûru bürhândır
9 Dü âlemden mücerreddir Vehâb’ın rûhu rûhânî
Hidâyet üzre vechinden bize bu lutf u ihsândır

142 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Bir acâyib bahre düşdüm ma‘nası ummân imiş
Şâhidim nûr-ı ilâhî tevhidim îmân imiş
2 Ma‘rifet pîrine sordum rûhumun mi‘râcını
On sekiz bin âlem içre rehberim Kur’ân imiş
3 Vuslata erdikçe cânım açılır yüz bin kemâl
“Küntü kenz”in sırrına mazhar olan insân imiş
4 Zâtına mir’ât olandır vechinin âyînesi
Gözlüye hiç gizli yokdur cümlesi ayân imiş

60 Kâbe kavseyni ev ednâ: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 213 9.06.2017 11:15:39


214 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Kesret-i zikr ile ilmin ma‘nasın fehm etdi cân


Dört kitâbın ma‘nası bir noktada pinhân imiş
6 Şübhe halloldu ne gam şimden geri ey ehl-i dil
Dersini Hak’dan görenler ârif-i Rahmân imiş
7 Dû cihânı neylesin hâl ehlinin bâzârı hak
Evvel ü âhir hüvel zâtında ol hayrân imiş
8 İnşâ’allah gam yemen vesvâs-ı şeytândan ebed
Mekrini benden anın def‘ eyleyen Sübhân imiş
9 Aç gözün kaldır hicâbı dinle va‘zın Vâhib’in
Her nefesde ehl-i aşkın sohbeti irfân imiş

143 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Aşk oduna kim yanarsa ol bilir hâlim benim
Cân ü dilden kim Hû derse ol bilir kâlim benim
2 Nice cömerddir görün örtmez açar rûhum Hak’ı
Hakk’ı örter açmaz ol nefsim diyen zâlim benim
3 Zâhir ile kimse ermez rûhumun mi‘râcına
“Küntü kenz”in tevhidiyle açılır fâlım benim
4 Hem şerîat hem tarîkat kavl ü fi‘lim cem‘idir
Kisvetimde yazılandır okunan dâlim benim
5 Gizli yer yok cümlesin aşk bana ayân eyledi
Anladım düşman imiş oğlum kızım mâlım benim
6 Cânımın zevkin duyaldan ârif oldum Hazret’e
Şübhemi halleyledi yol gösteren âlim benim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 214 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 215

7 İblis’im kıldı ibâdet Âdem’in toprağına


Arıyam şeytan yemez nutkumdaki balım benim
8 Gayrısından cümle hep cânım teferrüd eyledi
Zâtının ilhâmıdır gönlümde eşgâlim benim
9 Vâhibî pâlâs ile buldu velâyet devletin
Duymasın zâhid soyar eğnimdeki şâlım benim

144 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hak söze incindiğim bilsem benim nemden gelir
İlletin bildim anın cismimdeki tenden gelir
2 Âcizem hem kâsıram “lâ”dan mürekkeb bir şeyem
Başıma bunca belâ senden gelir benden gelir
3 On sekiz bin âlem içre tevhidin zevkin soran
Hat Taâlâ zâtının ilhâmıdır cândan gelir
4 Vâhid ü Ferd ü Ahad’ın gayrısın cân istemez
Dü cihânın lezzeti âşıklara gamdan gelir
5 Vâhib’e etme suâli incinirsin zâhidâ
Âlem-i bezm-i elestde içdiğim câmdan gelir

145 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Dün gece seyrânımız ol yâr ile gülzâr idi
Şâhidim nûr-ı İlâhî vuslatım dîzâr idi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 215 9.06.2017 11:15:39


216 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Aşk diliyle söyledi ben kuluna ol pâdişâh


Ol mahalde zikr olan nutkumdaki esrâr idi
3 Ben anın vechinde bir hayrân ü mest dîvâneyem
Gönlümü ma‘mûr eden ol gözleri mi‘mâr idi
4 Bu vücûdum hânesinden vechin izhâr eyleyen
Vâhid ü Ferd ü Ahad ismi anın Kahhâr idi
5 Hak bilir vallâhi ben kendime bühtân etmezem
Ol hümânın gözlerinden gördüğüm dildâr idi
6 İnşâallâh gam yemem buldum Resûl’ün sünnetin
Cân içinde cânıma hem-râz olan Gaffâr idi
7 Âşıka izzet kelâmı zâtının ilhâmıdır
Zevkimi bildirmeyen münkirlere inkâr idi
8 Ummazın vallâhi ben Firdevs-i a‘lâdan nasîb
Tâ ezelki ahdim üzre kısmetim dîzâr idi
9 Her kim anlar âferîn bu tevhidin ma‘nâsını
Rûhumu irşâd eder mürşid benim dindâr idi
10 Şâkiler Allah içün “illâ”dan almaz haber
Ol sebebden münkirin kuşandığı zünnâr idi
11 Gıll u gışdan Vâhib’in âyînesin pâk eyleyen
Cümleye ihsân olan vechindeki envâr idi

146 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tek dururken bilmezem aşk beni hayrân eyledi
N’olduğumu bilmedim aşk beni üryân eyledi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 216 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 217

2 Aklım ermez fehm edem Hakk’ın kemâl-i kudretin


Bu vücûdum hânesin aşk yakdı biryân eyledi
3 Nice hazm eyler gönül bu tevhidin ma‘nâsını
On sekiz bin âlemi aşk geldi ayân eyledi
4 Yâ İlâhî ben kime sırrın senin zikr eyleyem
Zâtının esrârını aşk geldi beyân eyledi
5 Mahv u gark oldu Vehâbî zâtının ilhâmına
Hamdülillâh emrine aşk geldi fermân eyledi

147 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ârif-i billâh olan dünyâyı pinhân eylemez
Âlim-i Rabbânidir ahdine noksân eylemez
2 Fikr-i fâsidden geçer eyler ibâdet cân ile
Sâfidir kalbi anın kesretde seyrân eylemez
3 Ehl-i dünyâdan kaçın de söyledi esrâr-ı aşk
Leş yemiş kartaldır ol göklerde perrân eylemez
4 Aç gözün dinlendi gör sırr-ı İlâhî’den haber
Mazhar-ı zât olmayan gün gibi devrân eylemez
5 Rü’yetimde gördüğüm hakka’l-yakîn dîzâr idi
Hâfızımdır râzıkım zikrimi yalan eylemez
6 Gel İlâh’ın hürmetiyçün dinle sen bu tevhidi
Nefsini fehm eyleyen kendine bühtân eylemez
7 Kutb-ı irşâd-i velîdir bu kemâlin sâhibi
Gayr-ı Hak’da cânını ol bend ü zindân eylemez

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 217 9.06.2017 11:15:39


218 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

8 Dört kitâbın ma‘nasın bir noktadan fehm eyleyen


Tevhidi inkâr edip kendini şeytân eylemez
9 Dü cihândan el yuyan Hakk’ı tefekkür ehlidir
Zât-ı Hak’dan gayrısın gönlünde mihmân eylemez
10 Şol kişiler Hak Taâlâ zâtının ebrârıdır
Ni‘meti Hak’dan gelipdir hisset-i nân eylemez
11 Halk-ı âlem fi‘lini bilmez sanırlar Vâhib’i
Ehl-i hâldir kimsenin aybını ayân eylemez

148 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 “Lâ”yı bilmez neydiğin illâ ile yâr olmayan
Vâsıl olmaz Hazret’e Mansûr gibi dâr olmayan
2 Bir “elif”den sor bana gel zâtının mi‘râcını
Mürşid olmaz kimseye bu yolda mi‘mâr olmayan
3 Âdetu’llâh böyledir şekk eyleme bu tevhide
Mazhar olmaz zâtına maksûd-ı dîzâr olmayan
4 Gör ne gevherden doğar bu tevhidin ma‘nâsını
Cânı hayrân eylemez güftârı esrâr olmayan
5 Vâhib’in tevhîdinin ma‘nâsını fehm eylemez
Hak Taâlâ zâtının zikriyle tımâr olmayan

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 218 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 219

149 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Uzletinden ayrı düşme berk yapış Sübhân’a sen
Sohbetinden ayrı düşme berk yapış Rahmân’a sen
2 Tâliin fâlın okursam anlamaz akl-ı beşer
İşretinden ayrı düşme berk yapış Kur’ân’a sen
3 Kâdir-i Hayyü’l-Ganî’den anla gör güftârımı
Rü’yetinden ayrı düşme berk yapış Gufrân’a sen
4 “Men aref” ma‘nâsına ârif durur rûhun senin
Hayretinden ayrı düşme berk yapış Bürhân’a sen
5 Zikr-i adlin mazharı tahlîk ü tahkîk Hak bilir
Vahdetinden ayrı düşme berk yapış Sultân’a sen
6 Dört kitâbın ma‘nası bir noktada Hû’dur hemân
Vuslatından ayrı düşme berk yapış ummâna sen
7 “Kâbe kavseyn”in makâmı vechinin mi‘râcıdır61
Sîretinden ayrı düşme berk yapış seyrâna sen
8 Yedi tavr üzre kerâmet sırrının tahtında sen
Hürmetinden ayrı düşme berk yapış erkâna sen
9 Aşk dilinden Vâhibî söyler cemâlin vasfını
Ni‘metinden ayrı düşme berk yapış Deyyân’a sen

61 Kâbe kavseyni ev ednâ: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 219 9.06.2017 11:15:39


220 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

150 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Neyleyem bîgânesin irfândan almazsın haber
Zâtına mazhar düşen insândan almazsın haber
2 Mürde kalbsin anlamazsın tevhidin ma‘nâsını
Ârifin sırrındaki seyrândan almazsın haber
3 Söyledim sırren kemâl üzre cemâlin vasfını
Cân içinde aşk ile ummândan almazsın haber
4 Noktayı fehm eyleyenler vâsıl olur Hazret’e
Sâdıkın nutkundağı bürhândan almazsın haber
5 Lâyık olan her nefesde âşıka Hû’dur hemân
Aklı yok dîvânesin Kur’ân’dan almazsın haber
6 İ‘tikâdın yok senin ihlâs edesin tevhide
Ol Muhammed Mustafâ sultândan almazsın haber
7 Aşk ile dîzâr içün söylenmedik söz kalmadı
Ey birâder söyleden Sübhân’dan almazsın haber
8 Ben benimçün demezem lâyık olan Hû’dur hemân
Âlem-i hayretdeki hayrândan almazsın haber
9 Ma‘na-yı Vâhid’den âhar kimse yok gönlümde hiç
Zevk içün hem şevk içün devrândan almazsın haber
10 Aç gözün kaldır hicâbı gör neler söyler bu cân
Kalbime in‘âm olan ihsândan almazsın haber
11 Dü cihândan maksudum vallâhi yokdur zerrece
Bu dimâğımdan çıkan reyhândan almazsın haber

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 220 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 221

12 Câna izzet yetme mi nûr-ı ilâhî söylemek


Dertlinin derdindeki dermândan almazsın haber
13 Ârife bir söz yeter lâzım değildir gayrısı
Pâdişâhın emrine fermândan almazsın haber
14 Her nefesde başına kasd eyleyen kimdir senin
Yok basîret sende hiç düşmândan almazsın haber
15 “Men aref” ma‘nâsına vâsıl değilsin zâhidâ
Oturan nefsindeki şeytândan almazsın haber
16 İstimâ‘ etmez kulağın zâtının esrârını
Sen anı işitmeğe çevgândan almazsın haber
17 Ma‘nada çok söyledim ben başın ağrıtdım senin
Enbiyâ râhındaki kervândan almazsın haber
18 Âdem-i sâfî değilsin istemezsin zâtını
Evliyâ rûhundaki mihmândan almazsın haber
19 Bu senin hırs u hevâdan geçmemen nenden senin
Sen fenâ mülkündeki vîrândan almazsın haber
20 Ehline ma‘lûm durur cümle murâdın gayrıdır
Anladım sen la‘l ile mercândan almazsın haber
21 Sâfi aşkın remzidir dilimde güftârım benim
Var iken hırsın senin cânândan almazsın haber
22 Hak Taâlâ’ya ilm ile âmil olmazsan eğer
Anladım hakka’l-yakîn îmândan almazsın haber
23 Gör ne hikmetden haber söyler sana şeyhü’ş-şüyûh
Cân içinde sürülen erkândan almazsın haber

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 221 9.06.2017 11:15:39


222 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

24 Koyalım lâf u güzâfı gel e insâf edelim


Cümleye rahm eyleyen Rahmân’dan almazsın haber
25 Konmamışdır şânına nûr-ı muhabbetden eser
Anın içün okunan destândan almazsın haber
26 Aslına mi‘râc eden cismimde rûhumdur benim
Dergeh-i âlîdeki dîvândan almazsın haber
27 Gönlümüz pür-nûr eden envâr-ı İlâhîdir bizim
Şakıyıp bülbül gibi gülşândan almazsın haber
28 Keşf edersem râzımı aklın kabûl etmez senin
Hikmete mazhar düşen Lokman’dan almazsın haber
29 Fâilin ilhâmını fehm eyleyen cândır hemân
Âlem-i vahdetdeki Rahmân’dan almazsın haber
30 Da‘vete bundan icâbet eylemezsin neyleyem
Âşıka Hak’dan alıp verenden almazsın haber
31 Aramızda perdemiz yokdur bizim ol yâr ile
Ârifâna şübhesin sorandan almazsın haber
32 Nakşının nakkâşını fehm eyleyen anlar bunu
Bu vücûdum çarhını düzenden almazsın haber
33 Ma‘na içre ma‘nanın vallâhi lübbün söylerin
Rûhuna hâil olan keyvândan almazsın haber
34 Cân gözüyle görmüşüm kevn ü mekândan geçdi cân
Ol felekler gerdişin geçenden almazsın haber
35 Kalb evinden silmedinse sen anın vesvâsını
Yer yüzüne rahmetin saçandan almazsın haber

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 222 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 223

36 Hem kerâmet hem velâyet ma‘nada budur hemân


Bâtılı hakdan seçip bilenden almazsın haber
37 Bu vücûdum hânesi pür-nûr olupdur şevk ile
Aşk şarâbın her nefes içenden almazsın haber
38 Kendi taklîdin ile zâhid bilmezsin Rabb’ini
İlm-i hikmet kapısın açandan almazsın haber
39 Ne desem hiç bilmezem ki sen anı fehm edesin
Hayrın ile şerrini yazandan almazsın haber
40 Aklın ermez söyleyeydim zâtının esrârını
Gözlerimden dökülen giryândan almazsın haber
41 Cümlesin cem‘ eyledim verdim cevâb fehm eyle gör
Çeşmimin yaşın gelip silenden almazsın haber
42 İlm-i hikmetle seni gör nice ta‘bîr etdi cân
Hikmet ile gönlüme gelenden almazsın haber
43 Bî-nişândan bu nişânı âşıka keşf etdi Hak
Bu vücûdumda konan ma‘denden almazsın haber
44 Cânıma hâlen gelir nûru tecellî gösterir
Ârifâne remzini duyandan almazsın haber
45 Cümle mürsel tâcıdır hem ümmetin mi‘râcıdır
Mustafâ’nın vechine uyandan almazsın haber
46 Vâkıf olmazsın anın nutkundaki esrâra sen
On sekiz bin âlemi gezenden almazsın haber
47 Bu kelâmı işidelden ihtiyârım kalmadı
Dü cihandan her nefes bezenden almazsın haber

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 223 9.06.2017 11:15:39


224 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

48 Dâd-ı Hak’dır şübhe yokdur zikrimiz hatm eyledik


Bu hakîkat bahrine dalandan almazsın haber
49 “Mûtû kable en temûtû” buyurupdur Mustafâ
Sen gelip ölmezden ön ölenden almazsın haber
50 Nüsha-yı kübrâ-yı Âdem anlamazsın nediğin
Vâhib’in nutkundaki Deyyân’dan almazsın haber

151 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Sevdiğin her kim ise gönlün gülistân eyledin
Lutfunu kıldın inâyet zâtın ihsân eyledin
2 Kimse bilmez hikmetini sen bilirsin yâ İlâh
Sevdiğinçün Mansur’un boynunda urgan eyledin
3 Aşk şarâbı câmını Mansûr’a sundun ol zamân
Cânımı ol şevk ile sen mest ü hayrân eyledin
4 Âlem-i ma‘nâdaki ahdine kılmışdır vefâ
Ol sebebden Mansur’a dünyâyı zindân eyledin
5 Evliyâdır şübhe yokdur aklım ermez sırrına
Gönlün aldın Mansur’un zâtına mihmân eyledin
6 Halk-ı âlem bilmediler ol mükerrem sûreti
Mansur’un ef‘âlini dillerde destân eyledin
7 Şöyle sandı halk-ı âlem söyleyen Mansûr ola
Sen “ene’l-hak” sırrını Mansur’da tibyân eyledin
8 Cân gözüyle göreler nûr-ı cemâlin vechini
Âhir ol mahbûbunu la‘l-i Bedahşân eyledin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 224 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 225

9 Gitdi aklım gitdi fikrim nicesi fehm eylerem


Bilmesi lâzım değil zâtında pinhân eyledin
10 Aşk yüzünden söyler isem kıssayı olmaz tamâm
Ma‘rifet ma‘nâsını gönlünde dîvân eyledin
11 Anların zikri ile erdi hidâyet cânıma
Ehl-i vahdet âşıka sen anı ayân eyledin
12 Âferîn ol kula kim başında devlet tâcı var
Tevhidin ma‘nâsını sadrında îmân eyledin
13 Dile gelmez söyleyeydim lutfunu ey pâdişah
Katre iken mü’minin gönlünü ummân eyledin
14 Kendi sun‘un varının envârıdır âşıkların
Cümlesini anların emrine fermân eyledin
15 Ezelî makbûl idi merdûd değildi ol zaman
Ucb edip kendin gören kulunu şeytân eyledin
16 Nicesi sırrın senin âlemlere fâş etmeyem
Mu‘cizâtın nûrunu sen bize bürhân eyledin
17 Söyleyip söyletdiren sensin bizi ey nûr-ı Hak
Evliyânın nutkunu sen âb-ı hayvân eyledin
18 Bu kelâmın ma‘nası ehline ma‘lûmdur hemân
Kenz-i hikmet açmağa varımı vîrân eyledin
19 Arşa kürse sığmadım diye buyurdu şübhe yok
Mü’minin gönlü evini sâfi seyrân eyledin
20 Evliyâ vü enbiyâ medhinde âciz kaldılar
Mu‘cizât içre anı sen ulu sultân eyledin
21 İznin olmasa demezdi Vâhibî bu tevhidi
Hamdülillâh çok şükür derdini dermân eyledin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 225 9.06.2017 11:15:39


226 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

152 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hamdülillâh çok şükür Kur’ân’a düşmüşdür bu cân
Âlim-i Rabbâni’dir irfâna düşmüşdür bu cân
2 Bir aceb sırdır desem ma‘nâsı gelmez dile hiç
Haddi yok pâyânı yok ummâna düşmüşdür bu cân
3 “Kâbe kavseyn”in makâmından sorun bu tevhidi62
Dergeh-i a‘lâdaki erkâna düşmüşdür bu cân
4 Bî-nişân ü lâ-mekândan âşıka budur nişân
Mustafâ zâtındaki seyrâna düşmüşdür bu cân
5 Ehl olan kâlimden anlar rûhumun mi‘râcını
Kokusu Hak’dan gelen reyhâna düşmüşdür bu cân
6 Mürşidim Ahmed yüzünden bildiğim budur benim
Âlem-i ma‘nâdaki Rahmân’a düşmüşdür bu cân
7 Vâhibî çekdi elin sîm ü murâd-ı gayrıdan
İnşâallah şübhesiz îmâna düşmüşdür bu cân

153 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Derdine dermân soranlar derde hemân dermân imiş
Ma‘nasın bildim anın hem âyet-i Kur’ân imiş

62 Kâbe kavseyni ev ednâ: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 226 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 227

2 Şübhe etme zâhidâ gel müstemi‘ ol tevhide


Zâtını zikr eyleyenler emrine fermân imiş
3 Cümlesin terk eyle de gel iste anın zâtını
Seni Hak’dan ayıran oğlun kızın düşmân imiş
4 “Küntü kenz”in vahdetinden içmişim peymâneyi
Hak Taâlâ sevgisi âşıklara bürhân imiş
5 Cân gözüyle câna bak sen göresin dîzârını
Zâtına mazhar olan ancak hemân insân imiş
6 Söyledir ilhâm edip sen bakma benden gayrıya
Dileği bu nefsimin bi’l-külli hep yalan imiş
7 Sen gelip aşkdan haber sormazsın ey zâhid bize
Hakk’ın esmâ-i sıfâtın bildiren irfân imiş
8 Ben demek lâzım değildir kıssasını İblis’in
Âdem’e baş eğmeyip kendin gören şeytân imiş
9 Cân kulağın aç da dinle her nefes güftârımı
Gayrının sevdâsı hep bu cânıma hicrân imiş
10 Âlem-i ervâhda ken biz yâr ile hem-râz idik
Lutfunu ihsân eden âşıklara Sübhân imiş
11 Hâlık’ın zikr eyleyenler vâsıl olur Hazret’e
Kim gelirse git demez ol bir ulu sultân imiş
12 Hamdülillâh çok şükür bildim ben anın illetin
Rûhumu habs eyleyen cismimdeki sultân imiş
13 Benliğim benden gidipdir söyleyen oldur hemân
Durmayıp ilhâm eder cânıma ol pinhân imiş

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 227 9.06.2017 11:15:39


228 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

14 Rü’yetim ta‘bîr edipdir mürşidim Ahmed benim


Hâlık’ın vechindeki envâr bize seyrân imiş
15 Akl ile mümkin değildir tevhidi fehm eylemek
Bir acâyib bahre düşdüm ma‘nası vicdân imiş
16 Cânıma aşkdan eser yetmez mi ey zâhid bu söz
Özünü fehm etmeyenler câhil ü nâdân imiş
17 Âşikâre cânıma görsün diye gösterdi Hak
Gördüğüm ol âlem-i ma‘nâdaki Rahmân imiş
18 Ara yerde zıll-ı şek mahv oldu doğdu âfitâb
Nûr-ı âlem şu‘lesinden gördüğüm îmân imiş
19 Ârif-i bi’llâh olan anlar Vehâb’ın remzini
Dil ile şerh olmaz ol bir haddi yok ummân imiş

154 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Nefsini fehm etmeyen hayvân gelir hayvân gider
Nefsini fehm eyleyen insân gelir insân gider
2 Son peşîmân fayda etmez bildiğim budur benim
Hâlık’ın zikr etmeyen nâdân gelir nâdân gider
3 Dört kitâbı tefsir etsek “lâ” diyen “illâ” demez
Şakidir saîd değil “lâ”’dan gelir “lâ”dan gider
4 Hamdülillâh çok şükür nutkumdaki esrâr-ı Hak
Ezelî âşık olan hayrân gelir hayrân gider
5 Cân gözüyle gördüler Hakk’ın münezzeh zâtını
Tevhidin yitirmeyen ummân gelir ummân gider

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 228 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 229

6 Âdetu’llâh böyledir şekk eylemez ehl-i sücûd


Zâtına mazhar olan üryân gelir üryân gider
7 Mâsivâdan rûhunu sâfî mücerred eyleyen
Hak Taâlâ emrine fermân gelir fermân gider
8 Aşk ipine asılıp berdâr olan Mansûr’u gör
Âşık olan böyl’olur merdân gelir merdân gider
9 Bu kelâmı evliyâ hakkında söyler Vâhibî
Zâhidâ bunlar hemân sultân gelir sultân gider

155 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Aklını cem‘ eylegil dünyâya verme gönlünü
Lutfu yok ol kahrı çok gavgâya verme gönlünü
2 Hak yaratdı söyledi zemm eyledi mel‘ûn diye
Sen anınçün her nefes yağmâya verme gönlünü
3 Müstemi‘ ol “lâ” deme aşk ehlinin esrârına
Zâkir ol hem şâkir ol hebâya verme gönlünü
4 Hasbeten li’llâh içün biz söyleriz bu tevhidi
Mürde kalb eyler seni hevâya verme gönlünü
5 Cânıma Hak’dan gelir ilhâm olan ma‘nâyı gör
Ziynet-i dünyâ içün sevdâya verme gönlünü
6 Nakşına aldanma zâhid ârif ol dîzârına
Vâsıl etmez zâtına ferdâya verme gönlünü
7 Âbid ü zâhid olursan anlamazsın remzini
Vâhibî sen cennetü’l-me’vâya verme gönlünü

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 229 9.06.2017 11:15:39


230 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

156 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Hak’ı sevmekde ey zâhid benim nâmûs u ârım yok
Beni men‘ etme lutf eyle elimde ihtiyârım yok
2 Harâbât ehli âşıkam selâmet ehli sâdıkam
Anam unudam Allâh’ı elimde bir dinârım yok
3 Aceb bed-nâm u rüsvâysın ki Hak’dan sen utanmazsın
Bu mahlûkdan utanmağa benim vad‘u vakârım yok
4 Gülenler âşıkı bilmez nedir bu tevhidin zâtı
Ana i‘lâm edem hâlim cihânda bir sekârım yok
5 Cemâl-i mâsivâ’llâhdan haber sorma bana zâhid
Ben ol dîzâr-ı mahbûbem benim andan haberim yok
6 Ne verdin alamazsın sen komazsın beni ey zâhid
Değilem nâkıs-ı âkıl senin ile bâzârım yok
7 Vehâbî sâfi rûham ben anınçün nutkum ilhâmdır
Hakîkatdir benim aslım bedende hiç karârım yok

157 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Cemâli gönlüme mihmân olupdur
Anınçün cânıma cânân olupdur
2 Dilimde zikrimin dâim bekâsı
Canımda ma‘nası pinhân olupdur

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 230 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 231

3 Muhabbet tevhid-i zâtın dizârı


Niceler bunda ser-gerdân olupdur
4 Akıl ermez haber vere likâdan
Anın vechin gören hayrân olupdur
5 Bu derdin yaresi hergiz onulmaz
Anınçün sineler uryân olupdur
6 Âşıkın derdinin olmaz devâsı
Bu derd âşıklara dermân olupdur
7 Gelir söyler bana sırren ilhamı
Bi-hamdi’llâh adım insân olupdur
8 Dedirtdiler dedim vallâh bu şi‘ri
Bu sırra ermeyen hayvân olupdur
9 Alan veren odur ehline ma‘lûm
Gönül tahtı ana dükkân olupdur
10 Gel imdi dinle gör aşkın hayâtın
Dimâğımdan çıkan reyhân olupdur
11 Bu vuslat ma‘nası hiç dile gelmez
Vücûdum hânesi ummân olupdur
12 Hak’ın zâtın sıfâtın bilmek içün
Bu tevhîd cümleye bürhân olupdur
13 Nice şâd olmasın cânım bu şevke
Vücûdum âlemi gülşen olupdur
14 Âşıklar şem‘-i pür-nûr-ı Muhammed
Yolunda cümlesi kurbân olupdur

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 231 9.06.2017 11:15:39


232 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

15 İçelden câmını aşkın Vehâbî


Açılıp gül gibi handân olupdur

158 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Canım hayrân olur bu aşk elinden
Gözüm giryân olur bu aşk elinden
2 Gülistân dilemez cân aşkdan okur
Dilim ozan olur bu aşk elinden
3 O deryânın bu mevcidir kesilmez
Gönül ummân olur bu aşk elinden
4 Hak’ın zâtı sıfâtı müşkilâtı
Bize âsân olur bu aşk elinden
5 Bî-nişândan nişân verdikçe bu cân
Sinem üryân olur bu aşk elinden
6 Nişânı âşıkın budur ezelden
Özüm külhân olur bu aşk elinden
7 Bu sırdan zâhidin yokdur nasîbi
Ciğer biryân olur bu aşk elinden
8 Bu dil mâlik değil gayrı kelâma
Sözüm destân olur bu aşk elinden
9 Nice âh etmeyip zâr etmeyem ben
Özüm irfân olur bu aşk elinden
10 Özümde sözünü ilhâm eder Hak
Gönül vîrân olur bu aşk elinden

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 232 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 233

11 Muhabbet âteşi her dem yürekde


Yanar nîrân olur bu aşk elinden
12 Nice keşf etmesin âşık bu râzı
Nihân ayân olur bu aşk elinden
13 Cemâli lebleri la‘linden âşık
İçer mestân olur bu aşk elinden
14 Aden uçmağının verd-i zîbâsı
Bize seyrân olur bu aşk elinden
15 Kaçan görse yârin vechin Vehâbî
Hemân dîvân olur bu aşk elinden
16 Ara yerde perde yok Hû’dur hemân
Diyen vicdân olur bu aşk elinden
17 Bi-hamdi’llâh budur buldum murâdım
Gönül sultân olur bu aşk elinden
18 Âbidin zâhidin aklı erişmez
Halvet gülşen olur bu aşk elinden
19 Vücûdum arzının zikr-i kemâli
Bize reyhân olur bu aşk elinden
20 Bu sırra vâkıf olmaz hiç mukallid
Bize ihsân olur bu aşk elinden
21 Emânet sırrının budur nişânı
Vehâb rindân olur bu aşk elinden

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 233 9.06.2017 11:15:39


234 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

159 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Alâyıkdan elim çekdim ne ceng ü ne cidâlim var
Erişdim “Kâbe kavseyn”e benim bir hoşca hâlim var63
2 Akıl ermez bu tevhîde hemân ehline ma‘lûmdur
Ne dünyâdır ne âhiret elimde bir kemâlim var
3 Bu zikrim ayn-ı devletdir gel imdi ma‘nasın fehm et
Vücûdum genci pür-nûrdur ne mâl içün melâlim var
4 Cemâl-i mâsivâ’llâhdan mücerreddir benim rûhum
Hakîkatde cemâlim ben ne halk içün celâlim var
5 Ne gam şimden geri zâhid hayâta erdi cân Hû’dan
Bi-hamdi’llâh şükür Hakk’a zebânımda zülâlim var
6 Mahv ü gark oldu vücûdum bu tevhîde benim zâhid
Anınla nakş ola kalbim ne bir bâtıl hayâlim var
7 Vehâb’ın rûhu mi‘râcın sorarsan Ahmed’in sırrı
Muhammed Mustafâ hakkı bu sırra hem misâlim var

160 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Dilerse cânımı üryân eder aşk
Dilerse cânımı biryân eder aşk

63 Kâbe kavseyni ev ednâ: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 234 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 235

2 Bu zikrin ma‘nası âşıka dîzâr


Dilerse cânımı sultân eder aşk
3 Makâli sırrının budur kemâli
Dilerse cânımı Lokmân eder aşk
4 Vücûdumda eser komaz yakar hep
Dilerse cânımı külhân eder aşk
5 Muhabbet ehlinin budur nişânı
Dilerse cânımı destân eder aşk
6 Gönülde gam komaz şevkin şarâbı
Dilerse cânımı mestân eder aşk
7 Özümün sözünün fehm et meâlin
Dilerse cânımı bürhân eder aşk
8 Elimde ihtiyârım gitdi yokdur
Dilerse cânımı kurbân eder aşk
9 Suâl lâzım değil verdim cevâbı
Dilerse cânımı vîrân eder aşk
10 Akılda kâsırım ben beni bilmem
Dilerse cânımı ummân eder aşk
11 Nihân eyler ayân etmez cemâli
Dilerse cânımı pinhân eder aşk
12 O sûretden münezzeh pâdişâhdır
Dilerse cânımı seyrân eder aşk
13 Anın nûru açar gönül gözünü
Dilerse cânımı handân eder aşk

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 235 9.06.2017 11:15:39


236 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

14 Kokusu tevhidin tutdu dimâğım


Dilerse cânımı reyhân eder aşk
15 Vehâb’ın umduğu yârin likâsı
Dilerse cânımı ihsân eder aşk
16 Gönül görmek diler zâtın İlâhî
Dilerse cânımı mihmân eder aşk
17 Çağırıp derd ile söyler zebânım
Dilerse nutkumu irfân eder aşk
18 Melâmet hırkası şâlın giyelden
Dilerse cânımı sultân eder aşk
19 Irağ etmez yakın eyler Hudâ’ya
Dilerse cânımı kurbân eder aşk
20 Hastayım kalmışam bu derd içinde
Dilerse cânıma dermân eder aşk
21 Cemâli bâğının verd-i zibâsın
Dilerse cânıma gülşen eder aşk
22 Benim rûhum anın âyînesidir
Dilerse cânımı mercân eder aşk
23 Vehâb’ı söyleden aşkın kemâli
Dilerse cânımı merdân eder aşk

161 /
8 + 8 = 16
1 Bu aşka yoldaş olalı n’olduğum bilemedim
Akl ü fikir gitdi benden hiç özüme gelemedim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 236 9.06.2017 11:15:39


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 237

2 “Elest” sırrının ahdini işit sana diyem bir kez


Aşk söyledi cân dinledi ben aklıma alamadım
3 İki cihânın varlığı âşıklara perde imiş
Muhabbeti aldı elim şükür anda kalamadım
4 Bu tevhîdin ma‘rifeti aşk ehline ayân imiş
Mahv ü garka düşdü cânım beni andan bilemedim
5 Ma‘rifetin ma‘nâsıdır miskîn Vehâb’ın tevhîdi
Kim ne derse dedi bana ben bu aşksız olamadım

162 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hamdülillâh çok şükür kim bizi insân eyledin
Lutfunu kıldın inâyet zâtın ihsân eyledin
2 “Kâf” ile “nûn”dan yaratdı cismimi ey pâk-i zât
Tevhidin ma‘nâsını sînemde îmân eyledin
3 On sekiz bin âlemi levhimde yazmışsın benim
Ma‘nasın fehm etmeğe tevhîdi bürhân eyledin
4 İnşâallah gam yemen kıldın inâyet cânıma
Katre iken gönlümü deryâ-yı ummân eyledin
5 Cümle esmâ vü sıfâtın Hazret-i Âdem’dedir
Kim ana baş eğmediyse anı şeytân eyledin
6 Hoş adüvdür kim anın nefsimde buldum sûretin
Sihrini def‘ etmeğe tevhîdi dermân eyledin
7 Aşk-ı deryâ-yı muhîtden nutkum etdin âşikâr
Cânımı bu şevk ile emrine fermân eyledin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 237 9.06.2017 11:15:39


238 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

8 İnşâallah gam yemen sensin bize hem-râz olan


Tevhidin bâzârını gönlümde dîvân eyledin
9 Söyle dedin söyledim ahkâm-ı aşkın remzini
Zikrimin ma‘nâsını âyât-ı Kur’ân eyledin
10 Hikmet ile cân ilinden cânıma etdin nidâ
Tevhidin ma‘nâsına sen cânı hayrân eyledin
11 Yâ ilâhî ben kulunu söyleden sensin hemân
Tevhidin esrârını âleme destân eyledin
12 Aşk hayâtı câmını Mansûr’a sundun ol zamân
Sen anın gönlü evini verd-i handân eyledin
13 Maksûdu sensin anın gayrısını ol istemez
Âşıka ma‘nâda sen dünyâyı zindân eyledin
14 Cânıma etdin hidâyet dilime esrâr-ı aşk
Evliyânın nutkunu sen âb-ı hayvân eyledin
15 Nice vermez gönlünü miskîn Vehâbî vechine
On sekiz bin âlem içre anı sultân eyledin
16 Ehl içinde âşıkın ehliyyeti bir noktadır
Pâdişâhım zâtını sen anda pinhân eyledin
17 Ârife hakka’l-yakîn Hû’dur cemâlin vuslatı
Hürmetine tevhidin gönlün gülistân eyledin
18 Cism içinde şevk ile verdin kerâmet cânıma
Sana hem-râz olmağa nutkumu irfân eyledin
19 Zikr-i adle mazhar etdin anların ervâhını
Gussa vü gamdan azâd edip Süleymân eyledin
20 Nicesi zikr etmesin âşık cemâlin vasfını
Zâtının envârını gün gibi ayân eyledin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 238 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 239

21 Ben kimem vechin senin yâd eyleyem ey pâdişah


Hürmetine Vâhib’i sırrında pinhân eyledin

163 /
8 +8 = 16
1 Erenlerin ma‘rifeti mübtedîye gümân gelir
Dost zâtını zikr eylemek mü’minlere îmân gelir
2 Hem okudum hem dinledim dört kitâbın ma‘nâsını
Nediğini fehm eylemez nâ-ehle bu yalan gelir
3 Bu tevhîdin sıfatından dinle anın ma‘rifetin
Aşk sırrını fâş eyleme tutar seni ‘avân gelir
4 Dervîş halkdan kaçdığının hikmetidir söylediğim
Kalbinde zikr olmayanın sözü bize yavan gelir
5 Hakîkatde Vâhib Ümmî yaman değil sözün senin
Eğer hayrın eğer şerrin her nefesde yazan gelir

164 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Derviş ol döndür yüzünü umma halkdan i‘tibâr
Ni‘metinden kaça gör yıkar seni ol zehr-i mâr
2 Nefsini fehm eylemekden kaçma gel îmân getir
Zâkir ol zikr et Hak’ı tevhîd ile leyl ü nehâr
3 Cân ü dil meydânıdır bu keşf-i esrâr etdiğim
Kâl ü kıyl yükün çeker zinhâr sakın olma hımâr

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 239 9.06.2017 11:15:40


240 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Ârifin rûhundaki ma‘nâ sana eder hitâb


Yakmasın dersen seni elinde olmasın dinâr
5 Zikr ile fikr eyler isen Vâhibî dost zâtını
Gönlüne doğar gelir her dem senin nûr-ı Kamer

165 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Kul isen kullukda ol sen gel beri Allah içün
Gayrısından çek elini hasbeten li’llâh içün
2 Hâlık’ı zikr eyle dâim derdine dermân içün
Kara donlu Ka‘be’yi yapan Halîlu’llâh içün
3 Kendine kadr eyleme insân isen er tevhide
Ol Muhammed Mustafâ nûr-ı Habîbu’llâh içün
4 Bu günüm yarına kalsın diyüben olma hasîs
Cânını eyle fedâ sen “küntü kenz”u’llâh içün
5 Geçe gör çün ü çerâdan nefsin ıslâh eyle sen
Gök yüzünden yerlere inen Kelâmu’llâh içün
6 Dü cihânın varına verme gönül eyle hazer
Kesegör zünnârını tevhîd-i zâtu’llâh içün
7 Vâhibî hatm et sözün lâzım değil gayrı kelâm
Yokluk olsun meskenin nûr-ı kelâmu’llâh içün

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 240 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 241

166 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zâhidâ mü’min kulun kalbinde Beytu’llâh var
Ben anı seyr eyledim içinde arşu’llâh var
2 “Küntü kenz”in kudretinden söylenir bu vâridât
Ol makâmı seyr eden tevhîd-i zâtu’llâh var
3 Âkil isen dinle gör nûrumdaki güftârı sen
Âşıka sırren tecellî eyleyen Allâh var
4 Gör ki kimdir her nefes zikr etdiğim günden ayân
Ârife seyrân içün bi’llâhi vechu’llâh var
5 Tevhide ârif olan gayrı kelâmı söylemez
Dinler isen cân ile medh-i Habîbu’llâh var
6 Cân gözüyle gördüğüm rûh-ı Muhammed’dir benim
Sağ elinde görmüşem hatm-i kelâmu’llâh var
7 Hamdülillâh çok şükür erdi hidâyet cânıma
Âşıkam ervâhıma aşkdan selâmu’llâh var
8 Mürşidim Ahmed yüzünden câna râzın açdı Hak
Gam yemen şimden geri zikrimde Bi’smi’llâh var
9 Ben değil cânım durur iş bu kelâmı söyleyen
Hamdülillâh çok şükür nûr-ı cemâlu’llâh var
10 Hürmetine cümle âlem yoğ iken var oldular
Dile gelmez söyleyem vechinde sırru’llâh var
11 Düşmeyen bilmez bunu ma’nâ-yı mutlakdır bu söz
On sekiz bin âlemin içinde seyru’llâh var

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 241 9.06.2017 11:15:40


242 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

12 Zâhidin zühdden murâdı nediğin fehm eyledim


Vâsıl olmazsın Hak’a gönlünde gayru’llâh var
13 “Urvetü’l-vüskâ” içinde kendi hâlim söylerin64
Ma’nasın fehm eyler isen sana eyvallâh var
14 Sûretim âdemdir ammâ sîretim insân velî
Ma‘nada şâhid budur kalbimde zikru’llâh var
15 Akl-ı külden “küntü kenz”in sırrını fâş eyleme
Ârif ol miskîn Vehâbî elde bak gümrâh var

167 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Cânımız seyrân eder dost bâğının gülzârını
Dilimiz söyler anın ruhsârının esrârını
2 Âşık olmayan kişinin gayr-ı Hak’dır maksûdu
“Lâ” demezsen gel gör imdi aşkımın bâzârını
3 Mürşide ver özünü sen gösterir dîzârını
Siler ol gönlün evinden ol cihân ayyârını
4 Zâkir ol zikr et Hakk’ı gel cân ile ey muttakî
Bozamaz şeytân gelip bu tevhidin hisârını
5 Cân gözüyle baka gör cismin içinde cânına
Ten gözüyle kimse görmez tevhidin envârını
6 Anladınsa söyledim ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Gel şikâr et hâl ile âşıkların ikrârını

64 Urvetü’l-vüskâ: (Tutunacak) sağlam ip. Lokman/22; Bakara/256.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 242 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 243

7 Sûreti nakşı hicâb olmuş nigârın zâtına


Görmeyincek nice bilsin yüzünün astârını
8 Tevhidin ma‘nâsıdır nutkumdaki âb-ı hayât
Anlamaz nâdân olanlar âşıkın güftârını
9 Bu muhabbet âteşi cânımda pinhân gizlidir
Gönlüme koymaz benim ol gayrının efkârını
10 Tevhidin ma‘nâsıdır sırren hitâb eden sana
Gâfilin tevhîd gerekdir kesmeğe zünnârını
11 Vâhib’in sem‘ine girmez zâhidin efsânesi
Satmak ister güc ile ol cübbe vü dasdârını
12 Dü cihânın izzetinden gel mücerred kıl özün
Göresin sen âkibet ol mahbûbun dîzârını
13 Ârif isen Vâhibî gel âyet-i Kur’ân’a bak
Bilesin ma‘nâ yüzünden İblis’in inkârını

168 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Faydasız söz ma‘nasın fehm eyledim yalan imiş
Ol yalanı söyleyenin mürşidi pes şeytân imiş
2 Cehl ile mu‘tâd olan remzin rumûzun anlamaz
Tevhidin ma‘nâsını fehm etmeyen nâdân imiş
3 Ma‘rifet pîrine sordum rûhumun mi‘râcını
Meskeni âşıkların ma‘mûr değil vîrân imiş

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 243 9.06.2017 11:15:40


244 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 “Urvetü’l-vüskâ” geçipdir âşıkın gerdânına65


Mü’minin hakka’l-yakîn sadrındaki îmân imiş
5 İhtiyâr ile değildir zikrimiz ayb olmasın
Bî-nişândan bu nişânı söyleyen sultân imiş
6 Kimseye dahl etmezin ben kendi hâlim söylerin
Aşk ile zühd ma‘nasın fehm etmeyen hayvân imiş
7 Rûhuma sırren gelir izhâr eder nûr-ı İlâh
Ol sebebden vechine mazhar olan insân imiş
8 Bu sözü hakka’l-yakînden söyleyip hatm eyledik
Kim görürse taşra düşmez ma‘nası ummân imiş
9 Bir aceb sırdır İlâh’ın hikmeti gelmez dile
Ten gözüyle kimse görmez Vâhib’e mihmân imiş

169 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Aç gözün kaldır hicâbı cism içinde câna bak
Hakk’ın esmâ ü sıfâtın zikr eden insâna bak
2 Âkil isen gel beri tevhîde çâk et sîneni
Hikmet ile katrede pinhân olan ummâna bak
3 “Küntü kenz”in gizli genci Mustafâ ervâhıdır
Âlemin ihyâsına illet olan Sultân’a bak
4 Göresin dîzârını sâfî mücerred kıl özün
Vechinin esrârına mazhar olan hayrâna bak

65 Urvetü’l-vüskâ: (Tutunacak) sağlam ip. Lokman/22; Bakara/256.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 244 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 245

5 Âşıka lâzım değil gayrı kelâmın dinlemek


Ârifin nutkundaki hakka’l-yakîn irfâna bak
6 Benden umman bu kelâmı ben değilem söyleyen
Her nefesde cânıma ilhâm eden Sübhân’a bak
7 Âteş-i aşk içre cânım nice feryâd etmesin
Âşıkın gönlü evini yandıran külhâna bak
8 Var ise aklın senin ilm-i ledünden al haber
Ehl-i derdin derdine dermân eden Lokmân’a bak
9 İnşâallah şübhesiz mü’min muvahhid âşıkam
Tevhidim şâhid yeter gel âyet-i Kur’ân’a bak
10 Anladınsa pes yeter lâzım değil çok söylemek
Bulasın genc-hâneyi ma‘mûru ko vîrâna bak
11 Da‘vete eyle icâbet zâhidâ dîzâr içün
Cân içinde ârifin rûhundaki pinhâna bak
12 “Lâ” demezsen müstemi‘ ol Hak içün gel tevhide
Ârifin gönlü evinde sürülen erkâna bak
13 Kâl ü kıyle bağlanıp kendini nâdân eyleme
On sekiz bin âlemin içindeki seyrâna bak
14 “Lâ” deyip bu tevhide İblis gibi olma şakî
Âdem’in sadrındaki zâhir olan îmâna bak
15 Şöyle gördüm şöyle gör bir katrede bin kudreti
Var ise aklın eğer karıncaya merdâne bak
16 Cümleden birsi budur kim ihtisâr olsun sözüm
Kâf içinde ejdehâlar yudan ol evrana bak
17 Dört kitâbın ma‘nasıdır bildiği hâl ehlinin
Vâhibî bî-çârenin nutkundaki ihsâna bak

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 245 9.06.2017 11:15:40


246 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

170 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ehl-i izzet âşıkam gitmez dilimden yâ Ahad
Ehl-i izzet sâdıkam gitmez dilimden yâ Ahad
2 On sekiz bin âlemi fehm etdi cân bir noktadan
Ehl-i işret sâdıkam gitmez dilimden yâ Ahad
3 Ârif olmayan kişi fehm etmedi ma‘nâ nedir
Ehl-i halvet sâdıkam gitmez dilimden yâ Ahad
4 Zâkirem zikr eyledim tevhîdimin esrârını
Ehl-i hayret âşıkam gitmez dilimden yâ Ahad
5 İzn-i Hak’dır şübhe yokdur anın içün söyledim
Ehl-i vahdet sâdıkam gitmez dilimden yâ Ahad
6 Kâl değil hâlim durur İncil ü Tevrat ü Zebûr
Ehl-i uzlet sâdıkam gitmez dilimden yâ Ahad
7 Vâhib’i hayrân edipdir her nefes esrâr-ı aşk
Ehl-i vuslat sâdıkam gitmez dilimden yâ Ahad

171 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hamdülillâh çok şükür cânımda pinhân Mustafâ
Gizli değil gün gibi rûhumda ayân Mustafâ
2 Ma‘nasında bu sözün medhali yokdur aklımın
Mü’minin gönlü evinde sâf mihmân Mustafâ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 246 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 247

3 Rü’yetim ta‘bîr eden hakka’l-yakîn sensin benim


Şübhesiz Hak’dan gelen âyât-ı bürhân Mustafâ
4 Cümle âlem zikrinin medhinde âcizdir senin
Sözü şîrin lebi sükker nutku Kur’ân Mustafâ
5 “Küntü kenz”in vahdetinden âşıka budur nişân
Ma‘nası gelmez dile deryâ-yı ummân Mustafâ
6 Hürmetine Hak senin verdi kerâmet dilime
Mu‘cizât tahtındaki hükm ıssı sultân Mustafâ
7 Ben kemem kemden kemem medh eyleyem her dem seni
Cümle âlem halkına lutf ile ihsân Mustafâ
8 Âsiyem çokdur günâhım kıl şefâat Hak içün
Âşık-ı bî-çârenin derdine dermân Mustafâ
9 Sen şefâat etmeseydin edemezdim medhini
Hûb cemâlin her nefes âşıka seyrân Mustafâ
10 Ma‘na yüzünden salavât verdi Hak işitdi cân
Evliyâ vü enbiyâ sadrında îmân Mustafâ
11 Rengine boyandı rûhum şâhidim tevhîd-i zât
Ârifin nutku içinde âb-ı hayvân Mustafâ
12 Bir nefes cân vechini görmezse ger olur helâk
Âşıka senden gelen la‘l-i Bedahşân Mustafâ
13 Hak katında her ne dersen bir sözün olmaz iki
Bunca mürsel arasında şâh-ı hûbân Mustafâ
14 Gayrıdan etmez ricâyı vâsıl olan nûruna
Âşıkın kalbi içinde verd-i reyhân Mustafâ
15 Mürde kalbin Vâhib’in ihyâ edelden der bunu
Hak Taâlâ’nın sirâcı şem‘-i rahşân Mustafâ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 247 9.06.2017 11:15:40


248 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

16 Mu‘cizâtın zerresidir etdiğin şakka’l-Kamer


“Küntü kenz”in sırrı sensin mâh-ı tâbân Mustafâ
17 Nicesi şerh eylesin miskîn Vehâbî vechini
Ta‘birin gelmez dile meh-rû dırahşân Mustafâ
18 Vechini bir kez görenler nice baksın cennete
“Mim” cemâlindir senin serv-i hırâmân Mustafâ
19 Kıl şefâat Vâhib’e bir dahi akla gelmesin
Sende zâhir gördü çün ol nûr-ı Yezdân Mustafâ
20 İnşâallah cânıma zâtından açdın râzını
Zâhir ü bâtın hüvel nûruyla yeksân Mustafâ
21 Vâhib’in eksikliğin ma‘zûr buyur ayb olmasın
Âlem-i vuslatdaki sırrında hayrân Mustafâ
22 Her kime kılsan nazar mü’min muvahhid hâs olur
Himmet eyle olmasın medhinde noksân Mustafâ
23 Ümmetin miskîn Vehâb’ın sözü ağzın yarıdır
Bî-nişân ü lâ-mekân zâtında insân Mustafâ
24 Her ne halk etdi İlâh’ım sana izhâr eyledi
Cümle dilden söylemeklik sana âsân Mustafâ
25 Dü cihânın devletin arz etme almaz Vâhibî
Maksudu senden hemân vicdân u irfân Mustafâ

172 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hamdülillâh çok şükür kim azmimiz Allah’adır
Maksudum gayrı değil tevhîd-i zâtu’llâhadır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 248 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 249

2 Böyle sanma bunları mülhid münâfık dâl olur


İ‘tikâdı bunların her dem kelâmu’llâhadır
3 Dü cihâna bir nefes kılmaz nazar eyler hazer
Evliyânın dostluğu nûr-ı cemâlu’llâhadır
4 Aklın ermez sorma zâhid tevhidin ma‘nâsını
Âşıkın kasdın sorarsan ayn-ı zâtu’llâhadır
5 Âşıka etmen nasîhat delidir etmez kabûl
Vâhib’in baş eğmesi zâtında seyru’llâhadır

173 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Terk ü tecrîd âşıkam seyrân diler gönlüm benim
İstemez ma‘mûru hiç vîrân diler gönlüm benim
2 Dü cihandan zerrece yokdur murâdım Hak bilir
Nefsimi fehm etmeğe irfân diler gönlüm benim
3 Yetme mi şâhid benim dilimdeki tevhîd-i zât
Düşüben gark olmağa ummân diler gönlüm benim
4 Vechinin ma‘mûruyuz eşgâli n’etsin cânımız
Ehline ma‘lûm bu söz sultân diler gönlüm benim
5 İlm-i hikmetden neler söyler bu cân dinlendi gör
Yanmağa dîzâr içün külhân diler gönlüm benim
6 Hazm olunmaz aşkı deryâ-yı muhîtin mevcidir
Bülbülem gülde ötem handân diler gönlüm benim
7 On sekiz bin âlemi gezdim kanâat gelmedi
Zâtının envârını pinhân diler gönlüm benim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 249 9.06.2017 11:15:40


250 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

8 Dört kitâbın hakkı-çün tevhid hidâyetdir bize


Ma‘nasın fehm etmeğe Kur’ân diler gönlüm benim
9 Gönlüm almaz zâhidâ hiç gayrısını ni‘metin
Zevk içün hem şevk içün devrân diler gönlüm benim
10 Yâ İlâhî izzetin-çün bildiğim budur benim
Cânımı dîzâr içün kurbân diler gönlüm benim
11 Sağ değil dîzâr içün miskin Vehâbî hastadır
Derdine dermân içün Lokmân diler gönlüm benim

174 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Ne biter bâğda bağbân olmayınca
Yaraşmaz anda hûbân olmayınca
2 Gönüle Hâlık’ın ilhâmı gelmez
Özünde zikri bürhân olmayınca
3 Erişmez nakş eden nakkâşa kimse
Ekâbir kâmil insân olmayınca
4 Maânî gencinin sırrı açılmaz
Vücûdun varı vîrân olmayınca
5 Göstermez aslını rûhun hicâbı
Soyulup anda üryân olmayınca
6 Karâr etmez bu cân kevn ü mekânda
Bu rûhun aslı Rahmân olmayınca
7 Muhabbet şem‘inin yanmaz çerâğı
Bize şevk ile devrân olmayınca

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 250 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 251

8 Maânî gencine cân vâsıl olmaz


Başın tevhîde çevgân olmayınca
9 Münâcâtın murâdı hâsıl olmaz
Dilin Mûsâ vü İmrân olmayınca
10 Erişmez âşıka fazlı İlâh’ın
Ciğer âteşde biryân olmayınca
11 Nübüvvet sâhibi medhi okunmaz
Anın nûruyla yeksân olmayınca
12 Cevâbın dinle gör ehl-i sücûdun
Bu yola girme giryân olmayınca
13 Alamazsın yakanı küfr elinden
Yanıp tevhîde biryân olmayınca
14 Bulunmaz bende bu vicdân u irfân
Delîlin nûr-ı Yezdân olmayınca
15 Vücûdun zabtına mâlik değilsin
Senin nutkunda deyyân olmayınca
16 Erişmez cânına vuslatdan esrâr
Muînin yolda Rahmân olmayınca
17 Temiz olup Hak’a ermez sülûkün
Refîkin yolda Kur’ân olmayınca
18 Hak’ın zâtı sıfâtı müşkilâtı
Bilinmez aşka mihmân olmayınca
19 Adın yazılmaz âşık defterine
Sözün dillerde destân olmayınca

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 251 9.06.2017 11:15:40


252 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

20 Kanâat etmez âşık hiç bu yolda


İlâh’ın vechi seyrân olmayınca
21 Hak’ı zikr eyleyen âşık acebdir
Yemez helvâyı hayrân olmayınca
22 Bu vahdet bâğının gülü açılmaz
Doğan ol mâh-ı-tâbân olmayınca
23 Bize te’sîri yokdur kıyl ü kâlin
Sözünde âb-ı hayvân olmayınca
24 Dimâğından çıkan misk gibi kokmaz
Murâdın ayn-ı Sübhân olmayınca
25 Sadefde hiç biter mi dürr ü inci
Yağan içine nîsân olmayınca
26 Bu nehrin ayağın taşra akıtma
Gönül deryâ-yı ummân olmayınca
27 Karındaş gönlünü şeyhden ayırma
Vücûdun bâğı reyhân olmayınca
28 Sana ma‘nâda hiç âdem denilmez
Sözün la‘l-i Bedahşân olmayınca
29 Yemezsin Âdem ü Havvâ mîrâsın
Yaşın yerlerde mercân olmayınca
30 Musahhar olmadı bu ilm-i hikmet
Hak’ın fazlından ihsân olmayınca
31 Emânet sırrını sakla bu halkdan
Bu râzı açma yârân olmayınca

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 252 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 253

32 Bu dünyâ dostların bize sorarsan


İnanmaz sana yalan olmayınca
33 Şifâlık bulmaya kalbin marazdan
Tabîbin bunda Lokmân olmayınca
34 İnanmaz Vâhibî gayrı ilâca
Yürek derdine dermân olmayınca

175 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Bu halka kalmadı dirlik aceb bozgun durur âlem
Ricâlde kalmadı erlik aceb düşkün durur âlem
2 Yitirme aklını cem‘ et bile gör nefsini bunda
Hevâ-yı hırs ile cümle aceb şaşkın durur âlem
3 Tekebbürlük enâniyyet budur hamlin hemân şimdi
Bekâmız Hakk’ın emrine aceb baskın durur âlem
4 Günâhın bilmeyen kişi nice zikr eyler Allâh’ı
Geçemez İblîs emrinden aceb coşkun durur âlem
5 Vehâbî akl-ı evvelden nasîbin kısmetin berk tut
Kasîr ü fitne zulmünden aceb taşkın durur âlem

176 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hâlık’ı zikr eyle dâim tende cân mihmân iken
Cân ile eyle ibâdet mürşidin Kur’ân iken

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 253 9.06.2017 11:15:40


254 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Gel nasîhat dinle aşkdan gör ne der âşık sana


Tâatin yok assısı işin gücün yalan iken
3 Nice yakmaz tamunun odu seni yersin haram
Gece gündüz içdiğin şol zehr ile katrân iken
4 Hak Taâlâ hürmetinden kendini dûr eyleme
Anda varıp olma hayvân bunda sen insân iken
5 İmtihân içün havâle kıldı sana İblis’i
Nicesi yatar uyursun düşmanın şeytân iken
6 Yer ile gök dolusu kılsan ibâdet nef‘i ne
Nefsini fehm eylemezsin câhil ü nâdân iken
7 Âşık olmazsın gelip zâhid Hak’ın dîzârına
Oturan gönlün evinde hûri vü gılmân iken
8 Hasenât ahsen sıfatdır bürdedir dîzârına
Gel fenâsın kıl taleb kim bunda ol âsân iken
9 Sen hümâsın anlamazsın cism içinde kadrini
Göremezsin dost yüzünü meskenin zindân iken
10 Aç basîret gözünü sen göresin dîzârını
Dört kitâbın ma‘nası cânında bak pinhân iken
11 Dinle-gör aklın kabûl eylerse ger bu tevhidi
Düşe gör kim katresinin ma‘nası ummân iken
12 Aşk içinde ehl-i derdin nice derdi artmasın
Bu kelâmı söyleyip söyletdiren Sübhân iken
13 Aşk içinde Vâhibî sâfî mücerred âşık ol
Zâyi etme ömrünü tevhîd sana bürhân iken
14 Kul iken hür oldu cânım anladım mi‘râcımı
Ârifin gönlü evinde sürülen erkân iken

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 254 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 255

15 Sırr-ı hikmet evliyânın himmeti budur sana


Şübhe etme Vâhibî bu derd sana dermân iken

177 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Niçün nûr-ı İlâhî’den kaçar îmâna gelmezsin
Seninçün münzel olmuşdur niçün Kur’ân’a gelmezsin
2 Semâvâtdan hitâb olan sana tevhîd değil midir
Gözünden perdeyi kaldır niçün bürhâna gelmezsin
3 Dedirtdiler dedim bunu inanırsan bu tevhîde
Yürekde var iken derdin niçün dermâna gelmezsin
4 Dokuz dürlü maraz sende gözün görmez kulûbünde
Şifâlık bulmağa ana niçün Lokmân’a gelmezsin
5 Velîlerin hakîkati dilindeki ma‘rifeti
Senin nefsin eder ıslâh niçün fermâna gelmezsin
6 Deme işitme çok olur murâd olan bu ma‘nâdır
Geçip nâmûs u ârından niçün merdâne gelmezsin
7 Nice ma‘mûr olasın sen çü sen fânî cihân fânî
Ki kenzi bulmağa hâlen niçün vîrâna gelmezsin
8 Bu can ma‘şûk sözün söyler kelâmın gayrısın bilmez
Dükenmez hânı sultânın niçün ihsâna gelmezsin
9 Yüzü güldür saçı sünbül anın ismi Muhammed’dir
Cemâli bâğına anın niçün seyrâna gelmezsin
10 Kemâlinden gelipdirsin gönülden ver salavâtı
Açılmış verd-i handândır niçün reyhâna gelmezsin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 255 9.06.2017 11:15:40


256 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

11 Misâlin bulmadım bunda tenin gibi lezîz helvâ


Yiyenden tadını sorup niçün hayrâna gelmezsin
12 Divânesin akıl yokdur kaçarsın nûr-ı tevhîdden
Görüp mercân çıkarmağa niçün ummâna gelmezsin
13 Sözü hatm-i kelâm etdim bu ma‘nâdan anlamazsın
Tarîk-i müstakîm içre giden kerbâna gelmezsin
14 Kelâmu’llâh yeter şâhid muvahhid âşıka zâhid
Nebîlerden velîlere değin erkâna gelmezsin
15 Vehâbî sırr ile söyler nihân ilmin sana her dem
Haber sormağa vechinden niçün irfâna gelmezsin

178 /
8 + 8 = 16
1 Ben bu derde uğramasam derman nedir bilmez idim
Dost zâtını zikr etmesem îmân nedir bilmez idim
2 Yedi iklîm dört köşeyi bekleyenin hakkı içün
Özüm mürşide vermesem Kur’ân nedir bilmez idim
3 Hâlık’ımın ilhâmıdır dilimdeki söylediğim
Cânım başım terk etmesem irfân nedir bilmez idim
4 Yol erinin nasîhatın dinlendi gör ne der sana
Nefsim görüp fehm etmesem sultân nedir bilmez idim
5 Bu tevhîde inanmayan mü’min değil münâfıkdır
Gönül evine girmesem seyrân nedir bilmez idim
6 Mü’minlerin tevhîdinin ma‘nâsıdır söylediği
Zâtına mazhar olmasam insan nedir bilmez idim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 256 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 257

7 Enbiyânın sırrı yüzü âriflere bürhân imiş


Bu tevhîde dalmayaydım ummân nedir bilmez idim
8 Ömer Osman ism-i Alî Ebûbekir gerçek velî
Bunlar ile yâr olmasam yârân nedir bilmez idim
9 Dost ilminin lezzetini taklîd ile bulamadım
Mürşid verdiğin almasam ihsân nedir bilmez idim
10 Vesvesemin yüvesvis’in her dem benim kulûbümde
Tevhîd anı silmeyeydi şeytân nedir bilmez idim
11 Dört kitâbın ma‘nâsıdır “lâ” deme gel bu tevhîde
Bu tevhîdi sürmeyeydim erkân nedir bilmez idim
12 Sağır mısın işitmezsin nutkumdaki esrârı sen
Aşk oduna yanmasam ben külhân nedir bilmez idim
13 Bir acâyib sırdır bu sır aklın bunda medhali yok
Cinân bâğına girmesem gülşen nedir bilmez idim
14 Bu on sekiz bin âlemi soranlara budur cevâb
Basîretim olmayaydı iz‘ân nedir bilmez idim
15 Düşüm ile tuş olduğum ma‘nâ budur der Vâhibî
Bu menzile ermeyeydim Rahmân nedir bilmez idim

179 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mürşidim hâlen gelir âyât-ı Kur’ân gösterir
Tevhidin ma‘nâsını sadrımda îmân gösterir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 257 9.06.2017 11:15:40


258 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Kalbimi ihyâ eden “seb‘a’l-mesânî” vechidir66


Mustafâ’nın nûrunu rûhumda pinhân gösterir
3 Aşk içinde rûhuma sırren gelir eyler hitâb
Aklım idrâk eylemez deryâ-yı ummân gösterir
4 Ehline ma‘lûm durur mü’min muvahhid âşıkam
Ol sebebden Hâlık’ım dünyâyı zindân gösterir
5 Enbiyâdır mürşidim yüz bin salavât rûhuna
Vaslının esrârını vicdân u irfân gösterir
6 Zikr ile fikr et Hak’ı gel “lâ” deme ey muttakî
On sekiz bin âlemi gün gibi ayân gösterir
7 Darb-ı zikr ile yakarsan sen bu cismin varını
Bu vücûdun hânesin bi’l-külli reyhân gösterir
8 Vesvese etmez senin kalbindeki Hannâs sana
Gam yemezsin bir nefes lutfundan ihsân gösterir
9 Kudretin gör tevhidinle şerh olunmaz ma‘nası
Müşterî olup gelene la‘l-i mercân gösterir
10 Aklın ermez söyleyem gizli ibâdet ben sana
Münkir olma tevhide nefsinde isyân gösterir
11 Sırr-ı insân zât-ı Hakk’ın mazharıdır cân ile
Nûrun ile nûrunu ma‘nâda yeksân gösterir
12 Şübhesiz buldum anı şekk eylemez cânım benim
Ehl-i derdin derdine tevhîdi dermân gösterir
13 Müstemi‘ ol zâhidâ gir halvetine Vâhib’in
Âlem-i ma‘nâ yüzün ol sana âsân gösterir

66 Seb’a’l-mesânî: Fâtiha sûresi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 258 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 259

180 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Bir aceb sırdır bu sır kim ma‘nâsı Allâh’dır
Câhil ü nâdân ne bilsin “semme vechu’llâh”dır67
2 Âlemü’l-gaybın sıfâtından sana budur haber
Dilime gelmez söylesem ol “küntü kenz”u’llâhdır
3 Vâhid ü Ferd ü Ahad’dan gayrı yok gönlümde hiç
Ârifin gönlü evi kardaş hazînu’llâhdır
4 Gel temâşâ kıl bugün hüsnünde yârin vechini
On sekiz bin âlemin içinde seyru’llâhdır
5 Zâhidin zühdü hicâb olmuş o yârin zâtına
Anın içün göremez maksûdu gayru’llâhdır
6 Zikrimiz hatm eyledik ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Ma‘nası bu tevhidin aşkdan selâmu’llâhdır
7 “Lâ” demezsen gel beri bu tevhide ey müddeî
Mü’minin kalbindeki tevhîd kelâmu’llâhdır
8 Aşk-ı sâfî kim denir hâlık mıdır mahlûk mudur
Ma‘nasın fehm eyleyenler ârif-i bi’llâhdır
9 Şübheden âzâd edipdir Vâhib’i tevhîd-i zât
Bu kelâmı söyleden nûr-ı cemâlu’llâhdır

67 Semme vechullah: Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü oradadır. Bakara/115.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 259 9.06.2017 11:15:40


260 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

181 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tevhide yalvaralım Hak’dan haber versin bize
Gönlümüz bağlayalım çokdan haber versin bize
2 Yâr içün ağyârı terk etdim de geldim tevhide
Karası lâzım değil akdan haber versin bize
3 Evliyâ vü enbiyâ vechinde konmuşdur bu sır
Rûhunu cezb eyleyen Hak’dan haber versin bize
4 Ma‘rifet izhârının zuhûruna budur delîl
Er olan cismindeki sağdan haber versin bize
5 Gayrısı dursun Vehâbî yol eri gelsin beri
Ma‘rifet gencindeki nakdden haber versin bize

182 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ârife zan ile bakma zinhâr ki nakkâş incinir
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
2 Bu nasîhatdır sana nefsin kabûl eylerse ger
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
3 Enbiyâ vü evliyâ kavlindeki erkân budur
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
4 On sekiz bin âlemin sırrına ârifdir bu cân
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 260 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 261

5 Bu kelâmı söyleden hakka’l-yakîn Hû’dur bize


Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
6 Dört kitâbın ma‘nası bir noktadır ey ehl-i dil
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
7 “Mim” cemâlidir anın sırrına ermez cin melek
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
8 Söyledim bu tevhidi laf u güzâfı sanma sen
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
9 Hikmeti nûr-ı İlâh’ın âdemin vechindedir
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
10 Hatm edipdir rûhumuz aşkın kelâmın hâl ile
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
11 Gizli yokdur gözlüye hep cümlesi ayân durur
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
12 “Küntü kenz”in mazharının dâimâ zikri budur
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
13 Tevhidin irfânıdır nutkumdaki âb-ı hayât
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
14 Gönlümü ma‘mûr eden “seb‘a’l-mesânî”dir benim68
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
15 İlm-i hikmetdir sözü miskîn Vehâb’ın zâhidâ
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir

68 Seb’a’l-mesânî: Fâtiha sûresi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 261 9.06.2017 11:15:40


262 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

183 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gâfil olma gözün aç âhir zamân içindesin
Nefsini sanma emîn kevn ü mekân içindesin
2 Darb ile zikr et Hak’ı “lâ” deme ey muttakî
Bu fenâ mülkünde sen aynı yalan içindesin
3 Sözümüz Hak zâtının ilhâmıdır zâhid bizim
Gam yeme zikr et Hak’ı nûr-ı ayân içindesin
4 Zühd ü takvâ vü amel zâhidlerin zâtındadır
Şâhidim tevhîd-i zât bâğ-ı cinân içindesin
5 Fırsatı fevt eyleme zikr et Hak’ı ey muttakî
Anlamazsan Vâhib’i zann ü gümân içindesin

184 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Ne şekkim var benim sana İlâhî
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
2 Ne önün var ne sonun var İlâhî
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
3 Bî-nişânsın nişânın sen bilirsin
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
4 Mekândan sen münezzeh pâdişahsın
Hemân birsin hemân birsin İlâhî

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 262 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 263

5 Cemâlin kudretine akl erişmez


Hemân birsin hemân birsin İlâhî
6 Vezirin yok şerîkin yok Ahad’sın
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
7 Ümîdin yok kimesneden Samed’sin
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
8 Senin vasfın dile gelmez denilmez
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
9 ‘Ademden Âdem’i sırra getirdin
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
10 Kulûbüm vechinin âyînesidir
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
11 Ne hikmetdir bize ilhâm edersin
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
12 Cemâlinde kemâline zevâl yok
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
13 Senin âşıkların söyler maârif
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
14 Bu cismim gözüne zâtın görünmez
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
15 Velîler gözüne günden ayânsın
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
16 Senin takrîrine âciz dilimiz
Hemân birsin hemân birsin İlâhî

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 263 9.06.2017 11:15:40


264 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

17 Vehâbî abdinin zikrin kabûl et


Hemân birsin hemân birsin İlâhî

185 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Ne şekkim var benim sana İlâhî
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
Sana lâyık kulun sensin penâhı
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
2 Ne önün var ne sonun var İlâhî
Kime kılsan nazar kalmaz günâhı
Saâdet tâcıdır âşık külâhı
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
3 Bî-nişânsın nişânın sen bilirsin
Bu sırrın ma‘nasını sen bilirsin
Cân gözünün gördüğün sen bilirsin
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
4 Vezîrin yok şerîkin yok Ahad’sın
Kimesneden ümîdin yok Samed’sin
Zevâl yokdur sana Hayy-i ebedsin
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
1 Dilim zikr etdiği sun‘un kemâli
Cânım hayrân eden zâtın cemâli
Nasîb etdin şükür âb-ı zülâli
Hemân birsin hemân birsin İlâhî

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 264 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 265

6 Velîler gözüne günden ayânsın


Gönüller içine hikmet koyansın
Zuhûrundan görünmezsin nihânsın
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
7 Senin takrîrine âciz bilimiz
Şükür fazlın ile söyler dilimiz
Sahîh tevhîd budur dedi pîrimiz
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
8 Hakîm’sin dertlere dermân edersin
Âşıklar gönlünü seyrân edersin
Şarâb-ı şevk ile mestân edersin
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
9 Kadîr’sin kudretin künhü bilinmez
Taşradan bakana vechin görünmez
Muhabbet güneşi her-giz dolanmaz
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
10 Senin âşıkların giyer abâyı
Senin âşıkların çeker cefâyı
Senin zikrin verir câna safâyı
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
11 Senin lutfun bize çokdur Kerîm’sin
Ne gam sen cümleye Rahmân Rahîm’sin
Kelâmu’llâh yeter Şâhid Alîm’sin
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
12 Senin cevrin bize nûr-ı saâdet
Komuşsun âşıka sen bunu âdet
Erişdi cânıma hâlen hidâyet
Hemân birsin hemân birsin İlâhî

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 265 9.06.2017 11:15:40


266 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

13 Ne kim var eyledin yokdan yetirdin


Rızıkım kısmetim yerden bitirdin
Şükür yâ Rab bizi hâkden getirdin
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
14 Yürekde cânıma etdin hitâbı
Bu-y-imiş âşıka sırrın kitâbı
Cemâlinden götürdün sen nikâbı
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
15 Sınık gönüllere ilhâm edersin
Sınık gönüllere in‘âm edersin
Vehâbî abdine ihsân edersin
Hemân birsin hemân birsin İlâhî

186 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ey tabîbim hasta gönlüm derdine dermân nedir
Âşık-ı bî-çârenin bu sıdkına îmân nedir
2 Cânıma verdin hidâyet dilime güftâr-ı aşk
Ol Muhammed Mustafâ vechindeki seyrân nedir
3 Bu kelâmın ma‘nası lutfun senin hâl ehline
Saklayan genc-hâneyi ma‘mûr değil vîrân nedir
4 Nutkumu ilhâm eden sensin benim ey pâdişah
Bilmezem sen ver haber bir katrede ummân nedir
5 İns ü cinn ü nüh-felek ârif değildir zâtına
Zâtını fehm etmeğe âşıklara bürhân nedir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 266 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 267

6 Aklım ermez vechini bir kez bakam ey pâdişâh


Bî-nişânî lâ-mekân zâtındaki seyrân nedir
7 “Lâ” gidelden söyleyip söyletdiren sensin beni
Bî-nişân ü lâ-mekân sırrındaki insân nedir
8 Şübhemi halleyle lutf et yok deme ey nûr-ı Hak
Enbiyâ vü evliyâ rûhundaki pinhân nedir
9 Yâ Muhammed zâtına arz etdiğim eksikliğim
Âşıkın gönlü evinde sürülen erkân nedir
10 Bilmeği senden temennâ ederim ey nûr-ı Hak
Vechinin âyînesini bildiren irfân nedir
11 Bu kelâmı söylemekde medhalim yokdur benim
Âşıka hakka’l-yakîn sırrındaki handân nedir
12 Dört kitâbın ma‘nasıdır söyleyip şerh etdiğim
Vâhid ü Ferd ü Ahad nûrunda ol yeksân nedir
13 Vâhibî vahdet bağı âşkâredir günden ayân
Ârifâne ver haber bu hikmet-i Lokmân nedir
14 Âşıkın ma’şûk içün feryâdını fehm eyleyen
Sorduğum ayb eyleme bu kıssa-i destân nedir
15 Hak içün sorar Vehâb Allah içün sen ver haber
Ârifin gönlü evini yandıran külhân nedir

187 /
8 + 8 = 16
1 “Elestü”nün âleminden îmân donun giyip geldim
Allah adı zikrim idi yanılmayıp deyip geldim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 267 9.06.2017 11:15:40


268 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Bir gizlice sır getirdim armağandır âşıklara


Bekâsı yok fânî mülke ölmezden ön ölüp geldim
3 İki deniz bir arada biri acı biri tatlı
Âlem-i berzah sırrıdır tatlısından içip geldim
4 Biri hırsım biri nefsim gördüğümdür söylediğim
Bâtın ili seyyâhıyam düşman ilin geçip geldim
5 Kâdir Çalap sun‘ı-y-ile Hoca Ömer etdi beni
Görmediğim yer kalmadı tayy-i mekân edip geldim
6 “Lâm-elif”in iç yüzünü gören bilir bu tevhîdi
Dört kitâbın bâğçesinin güllerini derip geldim
7 “Lâm-elif”in dış yüzünden aklım yokdur haber verem
Ol akıldan mücerredin aşk şarâbın içip geldim
8 Örtücüdür mü’min değil kim der anı diyem sana
Akl-ı maâşın üstüne aşk sancağın çekip geldim
9 Anlar mısın dinler misin Vâhib Ümmî ne der sana
İsteyeni ayıldayın dostdan izin alıp geldim

188 /
8 + 8 = 16
1 Fâidesiz söz ma‘nâsı yağsız tuzsuz aşa benzer
Söz anlamaz câhillerin kalbi kara taşa benzer
2 Nabzın tutdum gördüm idi ilâç mümkün değil ana
Yüreğinde yumru yumru duranları başa benzer
3 Yalan yanlış telbîs ile gelip geçer ömrü günü
Ol buyurur nefsi tutar şeytan ile eşe benzer

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 268 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 269

4 Bu tevhîdin ma‘nâsını hâl ehline sormak gerek


Ardın önün fehm eylemez düşvâr olmuş işe benzer
5 Bin dürlü ta‘bîr eylesen terk eylemez mu‘tâdını
Çok özendim yenemedim cehenneme düşe benzer
6 Münâfıkın ahvâlini sorar isen Vâhib’e sen
Gayr-ı Hakk’ın âteşinden biryân olup pişe benzer

189 /
8 + 8 = 16
1 Kandeliğim sorar isen ma‘mûr değil vîrândayım
On sekiz bin âlem bende içindeki seyrândayım
2 Yedi bâtın içeriden bir sır durur ehli bilir
Mustafâ’ya delîl olan hakka’l-yakîn bürhândayım
3 Allah izni yoğ imişse söylemezdim bu tevhîdi
Cebrâil’in Peygamber’e getirdiği Kur’ân’dayım
4 Şeş cihetden geçer cânın ma‘rifetin dinlendi gör
Lâzım değil gayrı kelâm el’ân şimdi irfândayım
5 Hak varlığı varlığımı mahv eyledi şöyle kaldım
Aklım ermez haber verem çıkamazam ummândayım
6 Kankı birini söyleyen gizli derdim çokdur benim
Şimdiki hâlim sorarsan aşk içinde külhândayım
7 Dokuz eflâk on iki burç seyr eyledim gördüm anı
Birisine karârım yok güneş gibi devrândayım
8 “Zikr et zikr edeyin” dedi kelâmu’llâh yeter şâhid
Vicdânımda buldum anı şekkim yokdur îmândayım

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 269 9.06.2017 11:15:40


270 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

9 Ben vardığım yere varır “ümmetim” dedi çün Resûl


Erişdim “Kâbe kavseyn”e anın ile Sübhân’dayım69
10 Aklın ermez bu menzile söyleyicek incinirsin
Bu menzilden geçdi cânım hakka’l-yakîn Rahmân’dayım
11 Halkı kurtar bu şübheden de Vâhibî sen kandesin
Gitdi varlık geldi yokluk ben hâk ile yeksândayım

190 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hak Taâlâ zâtının tevhîdidir îmânımız
Hak Taâlâ zâtının ilhâmıdır irfânımız
2 Ma‘nada hakka’l-yakîn budur cevâb âşıklara
Hak Taâlâ zâtının in‘âmıdır ihsânımız
3 Şübheden âzâd edipdir cânımız tevhîd-i zât
Hak Taâlâ zâtının envârıdır pinhânımız
4 Mürde kalbim her nefes ihyâ eden nûr-ı İlâh
Hak Taâlâ zâtının bâzârıdır dîvânımız
5 İzzetine Vâhib’i var eyledi ol pâdişâh
Hak Taâlâ zâtının mahbûbudur sultânımız

69 Kâbe kavseyni ev ednâ: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 270 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 271

191 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gönlüme Hak’dan benim in‘âm-ı ihsândır gelen
Mustafâ nutkundaki âyât-ı Kur’ân’dır gelen
2 Sordular li’llâh içün verdim haber Allâh içün
Şübhesiz hakka’l-yakîn ol nûr-ı Yezdân’dır gelen
3 “Lâ” deyip ey muttakî İblis gibi olma şakî
Aklın idrâk eylemez deryâ-yı ummândır gelen
4 Çağırıp can bülbülü feryâd edip eyler nidâ
Müşteri yok mu ala la‘l-i Bedahşân’dır gelen
5 Zâhir ü bâtın hüve’l-Hak’dır bu cânın vahdeti
Vâhib’in vicdânına hükm-ıssı sultândır gelen
6 Demedim sandım dedim tevhîd-i zâtın ma‘nasın
Hak Taâlâ zâtının nûruyla yeksândır gelen
7 Vâhib’in cismi değil rûhu durur sır söyleyen
Ehl-i derd âşıkların derdine dermândır gelen

192 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Ne şekkim var ne şübhem var yalansın sen yalan dünyâ
Göremez gâfil ü nâdân yalansın sen yalan dünyâ
2 Eğer zâhir eğer bâtın senin fi‘lin bize ma‘lûm
Görünmez bir yerin yokdur ayânsın sen ayân dünyâ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 271 9.06.2017 11:15:40


272 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Muvahhidler buyurdular salâhından fesâdın çok


Kelâmu’llâhın içinde beyânsın sen beyân dünyâ
4 Cemâl-i zâta mazhardır nice baksın sana âşık
Bu mahlûku îmânından soyansın sen soyan dünyâ
5 Vehâbî derdmend miskin kemâlin vechini söyler
Senin ma‘mûr yüzün yokdur virânsın sen virân dünyâ

193 /
8 + 8 = 16
1 Yere göğe dolup duran günâhımdır günâhımdır
Yerden göğe ağar gelen günâhımdır günâhımdır
2 Hikmet ile söylediğim bu tevhîdin kemâlidir
Günâhımdan geçer cümle İlâh’ımdır İlâh’ımdır
3 Kudret dilidir söyleyen anlar isen dinler isen
Muhammed Mustafâ nûru penâhımdır penâhımdır
4 Fenâ fi’llâh makâmını geçipdir cânımız hâlen
Saâdet tâcı başımda külâhımdır külâhımdır
5 Bu tevhîdin müheyyâsın dilim söyler cânım dinler
Anınçün şeyhimin fazlı salâhımdır salâhımdır
6 Tecellîden tesellîyi verip durun sana sırren
Gözüne görünen her dem siyâhımdır siyâhımdır
7 Vehâbî kendi hâlinden hitâb eyler sana söyler
Bizi Hak’dan ırak eden günâhımdır günâhımdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 272 9.06.2017 11:15:40


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 273

194 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ey gönül dünyâ içün olma sakın cerrârdan
Kaça gör Hak’dan yana nefsindeki mekkârdan
2 Demedi mi Mustafâ vefâsı yokdur anın
Yok mudur aklın senin usanmadın murdârdan
3 Taklîdinle eremezsin âlem-i tahkîke sen
Bulsa İblîs bulur idi assıyı inkârdan
4 Doğrulur gönlün senin Hakk’ın cemâli zâtına
Kalbini pâk eyle sil fâsid fikir efkârdan
5 Ârifâne remz edip biz söyledik tevhîdimiz
Hakk’a lâyık edemezsin kendi özünü ‘ârdan
6 Aşk-ı sâfî câmını sundu ana ol pâdişah
Mansûr olan her kim ise gam yemez ol dârdan
7 Ahsen-i takvîm olan insan nedir anlandı gör
Gelip almazsın haber nutkumdaki esrârdan
8 Ârif-i bi’llâh olupdur cânımız hakka’l-yakîn
Giydik îmân hil‘atin zâtındaki bâzârdan
9 Bin nasîhat eylesen sem‘ine girmez Vâhib’in
Cânını bende eylemiş ol geçmez dîzârdan

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 273 9.06.2017 11:15:41


274 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

195 /
8 + 8 = 16
1 Bahrî idim hakîkatin ummânına dalıp geldim
Nûr-ı bâkî âleminin sırrın andan alıp geldim
2 Âşıkdaki ma‘şûk sırrın diyem sana dinlendi gör
Mustafâ’yla bir kandîlde yedi bin yıl durup geldim
3 Aşk pişirip perverd’etdi muhabbeti envârıyla
Ol kandîlin iç yüzünden dış yüzüne sızıp geldim
4 Bu hâle sen müştâk isen tevhîd yeter bürhân sana
Dost elinden aşk câmını sâfî nûrdan içip geldim
5 Dört kitâba sıfât olan Muhammed’in vechi imiş
Ma‘nâ yüzünden ezelî dersim andan alıp geldim
6 Ârız değildir kadîmdir bu tevhîdin sırrı cânda
Cümle şübhem Peygamber’e işde şimdi sorup geldim
7 Gönlümdekin bildirdiler mümkinâta gönderdiler
Fâtiha’yı gösterdiler ol sırra ben düşüp geldim
8 Sırrın içindeki sırdan haber versem anlar mısın
Yedi bâtın içeriden olan yola düşüp geldim
9 Aklım ile cismim tenim aşkın odu benim yakdı
Yer yüzünden gök yüzüne külümü savurup geldim
10 Azrâil’in gelip benden istediği ne ma‘nâdır
Anda varıp emâneti ben ıssına verip geldim
11 Hakk’ın lutf u inâyeti dilimde bu söylediğim
Enbiyânın evliyânın menziline erip geldim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 274 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 275

12 Dört kitâbın hakîkati şâhid yeter hemân bana


Evvel âhir olacağı anda bunda bilip geldim
13 Kur’ân ehli olan bilir bu tevhîdin ma‘nâsını
Hak saklasın unutmakdan bir ahdimi görüp geldim
14 Yaratmak diledi yokdan benim cismim tenim Allah
Toprağıma yâ Hayy dedi ağsıruban sorup geldim
15 Düş ilinde gezer iken bulduğumdur söylediğim
Âdem oldum buğday yedim cennetden sürülüp geldim
16 Sır ilinde âh ederdim ol dağlarda vâh ederdim
Nice yıllar göz yaşını yer yüzüne döküp geldim
17 Sâhib-kıran Hamza oldum cümle sırrı bende buldum
Kâf dağının içindeki ol devleri kırıp geldim
18 Hakk’ın fazl ü inâyeti erdi câna gör n’eyledi
Karanlıkdan aydınlığa hamdülil’lâh çıkıp geldim
18 İlmin sıfâtı ma‘nâsı vicdânımda zâhir oldu
Anın kudreti elini sağ elime alıp geldim
20 Âdem’e “kerremnâ” dedi bu ma‘nâda mevcûddur ol70
“Lâ” demedim ol tevhîde emre sücûd edip geldim
21 İbtidâsı intihâsı âsiliğin işde budur
“Tahte’s-serâ”da İblis’in binâsını yıkıp geldim71
22 Âlem-i ma‘nâ yüzünün ma‘nâsını anlar mısın
“Urvetü’l-vüskâ” ipini gerdânıma takıp geldim72

70 Ve lekad kerremnâ benî âdeme. Ve andolsun ki; Âdemoğlunu kerem sahi-


bi (şerefli) kıldık. İsrâ/70.
71 Tahte’s-serâ:Toprağın altında. Taha/6.
72 Urvetü’l-vüskâ: (Tutunacak) sağlam ip. Lokman/22; Bakara/256.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 275 9.06.2017 11:15:41


276 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

23 Mü’minlere şâhid budur ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn


Saâdet tâcını nurdan Muhammed’den giyip geldim
24 Zikrim ile fikr etdiğim gizli idi oldu ayân
Gam yemezin şimden geri îmânımı bulup geldim
25 Dünyâ ahret istemezem muhabbetin tahtındayam
Cânım başım bu meydâna ben aşk içün verip geldim
26 “Lâ” demezsen bu tevhîde mi‘râcımı diyem sana
Muhammed’in hakkı içün Sübhân’ıma bakıp geldim
27 İlmu’llâha mazhar düşen ârif bilir bu tevhîdi
Kalb evinde Hannâs’ının vesvâsını silip geldim
28 Küfrüm bildim tevbe etdim kabûl etdi redd etmedi
Sır zikrinin nûru ile âşıklara duyrup geldim
29 Bulut oldum göğe ağdım yağmur oldum yere yağdım
Vücûdumda âsî olanı sulara boğdurup geldim
30 Hak zikrinin kemâlidir gönlümdeki ma‘nâ benim
Halâyıkdan ahvâlini ne idiğin bilip geldim
31 Aklım değil cismim değil rûhum bunu diyen sana
Ma‘nâda Süleymân oldum cümleye hükm edip geldim
32 Zâhir olan Zekeriyyâ bâtınımda oldu bana
Ol dost içün düşmanıma depemi dildirip geldim
33 Nazar etdim halk gönlüne hayâtı yok memât gördüm
Îsâ geldi nefes verdi ölüler dirgörüp geldim
34 Evliyânın sakkâsıyın kandırırın susuzları
Aşk nehrinin bunarından kırbamı doldurup geldim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 276 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 277

35 Bu dilimin söylediği erenlerin menzilidir


Arş ü kürsî dokuz göğü misâfirin gezip geldim
36 İbâdetin ma‘nâsıdır benim sana söylediğim
Âhiretin varlığını cevhere değişip geldim
37 Muhammed mi‘râcda iken Vâhib Ümmî garkda idi
Anın izinin tozuna ben yüzümü sürüp geldim

196 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gâfil olma gözün aç uzlet hümâsıdır gelen
Şübhesiz hakka’l-yakîn devlet hümâsıdır gelen
2 Cân içinde zâhir oldu vechinin âyînesi
Zâtına mazhar olan izzet hümâsıdır gelen
3 Söyle yazsınlar diye hâl ehline etdi hitâb
Ol hakîkat güneşi halvet hümâsıdır gelen
4 Aşk şarâbın nûş edersen gel beri zâhid bugün
Şâd u hurrem bâğına işret hümâsıdır gelen
5 Varlığın yok etmeyenler eremez bu menzile
Anladınsa pes yeter hikmet hümâsıdır gelen
6 Nûrunu bezl eyledi li’llâh ü fi’llâh Hak içün
Gel temâşâ kıl bugün cennet hümâsıdır gelen
7 Menzil etmişdir ana “İnnâ fetahnâ” sûresin73
Saçı sünbül yüzü gül âyet hümâsıdır gelen

73 İnnâ fetahnâ: Doğrusu biz sana apaçık bir fetih verdik. Fetih/1.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 277 9.06.2017 11:15:41


278 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

8 Cümle mürsel tâcıdır hem ümmetin mi‘râcıdır


Âşıka budur hitâb sîret hümâsıdır gelen
9 Akl-ı evveldir diye etdi hitâb nûr-ı İlâh
Cân gözüne görünen hayret hümâsıdır gelen
10 Zâhir ü bâtın hüvel verdim salavât rûhuna
Ol şefâat ma‘deni vuslat hümâsıdır gelen
11 Hak’dan âhar kimseye lâyık değil medh etmesi
Dâd-ı Hak’dır bildiğim vahdet hümâsıdır gelen
12 Çar-ı yâr-i pür-safâ medhidir dilimdeki
Dü cihânın halkına ni‘met hümâsıdır gelen
13 Kâdir ü Hayyü’l-Ganî’den zâhir oldu nutkumuz
Cümle dilde söylenen kudret hümâsıdır gelen
14 Ben sana lâyık olandır söyleyip yâd etdiğim
Yok deme ver cânını rahmet hümâsıdır gelen
15 Vechini gördü Vehâbî nice feryâd etmesin
Muştulukdur cümleye da‘vet hümâsıdır gelen

197 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Bu benim re’yim değildir döndüren aşkdır bizi
Cân ü dilden her nefesde coşduran aşkdır bizi
2 Anladınsa dinledinse Hâlık’ın ilhâmını
Âlem-i ma‘nâ yüzünde gezdiren aşkdır bizi
3 Kalbimin âyînesinden gördü cânım vechini
Yârimin zülfü teline asdıran aşkdır bizi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 278 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 279

4 Rûhuma ol pâdişâh zâtından açdı râzını


Nûr-i sâfî defterine yazdıran aşkdır bizi
5 Kim ne derse kon desin biz anladık ahvâlimiz
Ma‘naya mâlik değiliz taşdıran aşkdır bizi
6 Ârif olan “lâ” demez tevhîd-i zâtın sırrına
Âteş-i aşk ile her dem yandıran aşkdır bizi
7 Özümüz cem‘ eyledik li’llâh u fi’llâh Hak içün
Zikr-i Hû’nun ma‘nasıyla dolduran aşkdır bizi
8 Biz “Elest”in câmını “Kâlû belâ”dan içmişiz74
Nûr-ı sâfî şerbetine kandıran aşkdır bizi
9 Nefsini fehm etmeyen bilmez nedir tevhîd-i zât
Anladık ölmezden evvel öldüren aşkdır bizi
10 Câhil ü nâdân ne bilsin ârifin esrârını
Hamdülillâh ağlar iken güldüren aşkdır bizi
11 Bu kelâmın ma‘nasına şâhidim tevhîd-i zât
Mustafâ’nın halvetine gönderen aşkdır bizi
12 Sözümüz hatm eyledik lâzım değil gayrı kelâm
Hak Taâlâ zâtına bel bağladan aşkdır bizi
13 Hastalığım bilmez idim sağ sanırdım kendimi
Bu anâsır döşeğinden kaldıran aşkdır bizi
14 Ten gözüyle göremezsin Vâhib’in hem râzını
Ol velâyet tahtı üzre konduran aşkdır bizi

74 Kâlû belâ: Evet dediler. A’raf/172.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 279 9.06.2017 11:15:41


280 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

198 /
8 + 8 = 16
1 Hak’dan mahrûm olmaz imiş erenlere uyan kişi
Halk aybını görmez imiş bu tevhîdi duyan kişi
2 Yalan sığmaz bu arada söz ma‘nâsın anlar isen
Ehl içinde belli olur bu dünyâdan bezen kişi
3 Bu sözün bin yüzü vardır kangısını diyem sana
Sözün yüzün ardın bilir ma‘rifete eren kişi
4 İnanırsan diyem sana dinler isen bu tevhîdi
Dü cihândan mücerreddir bunu sana diyen kişi
5 Gelip haber veren sana cân içinde gizli candır
Ayık değil hayrân imiş bu helvâyı yiyen kişi
6 Söyle diye söyletdiler yol erinin ahvâlini
Bin düşmandan korkmaz imiş bu meydâna giren kişi
7 Aklın ile yetemezsin erenlerin menziline
Cân u başı fedâ kılar bu tevhîdi duyan kişi
8 Dokuz kapı var Allah’a çâr anâsırın içinde
Doğru haber verir gelir Hakk’ın yolun veren kişi
9 Bülbül olur feryâd eder âşıklara eyler nidâ
Ma‘rifetin bâğçesinin güllerini deren kişi
10 İnsâf oldu çok söyledim şimden geri biz bu sözü
Güneş gibi a‘lâda olur eksikliğin bilen kişi
11 Od bile yelden toprakdan yaradılmış cismim benim
Güneş gibi yere baksın Vâhib Ümmî gören kişi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 280 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 281

199 /
8 + 8 = 16
1 Cismim iline gelmeden nûr dağında yaylar idim
Bu tevhîdin ma‘nâsını nûr dağında avlar idim
2 Elem gelmezdi gönlüme gayrı gelmezdi dilime
Ma‘rifetin ma‘nâsını nûr dağında söyler idim
3 Ömrüm uzun yaş çoğ idi yemek içmek iş yoğ idi
Muhammed’in alnı nûrun nur dağında gözler idim
4 Kâr ü kesbim ne idiğin soranlara budur cevâb
Muhammed’in izi tozun nûr dağında izler idim
5 Ne o benden ne ben ondan hiç ayrılmağım yoğ idi
Edeb riâyet ederdim nûr dağında gizler idim
6 Orada isyân yoğ idi lutf ile ihsân çoğ idi
Vechi nûruyla cânımı nûr dağında toylar idim
7 Vâhib Ümmî aşk elinden tevhîdini etmez nihân
Cânımı zülfü teline nûr dağında bağlar idim

200 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Bu tevhîde dalmadınsa
Emre sücûd kılmadınsa
Ölmezden ön ölmedinse
Anda gülmezsin gülmezsin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 281 9.06.2017 11:15:41


282 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Sen Rabb’ini zikr etmezsen


Azametin fikr etmezsen
Ni‘metine şükr etmezsen
Anda görmezsin görmezsin
3 Sen Rabb’ini zikr edersen
Azametin fikr edersen
Ni‘metine şükr edersen
Mahrûm kalmazsın kalmazsın
4 Dört kitâbın ma‘nâsıdır
Kardaş sana söylediğim
Bağrın taşdan berkdir senin
Sözden almazsın almazsın
5 Kulak sağır gözün görmez
Ma‘nâ yüzün hergiz senin
Var kendine ilâç eyle
Bunda kalmazsın kalmazsın
6 Yarın anda varıcağız
Düşvâr olur işin senin
Aç gözünü dinle bunu
Bunda gelmezsin gelmezsin
7 Vâhib Ümmî birlikde isen
Bir Tanrı’ya kullukda isen
Hak zâtına ululukda isen
Korkma dönmezsin dönmezsin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 282 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 283

201 /
8 + 8 = 16
1 Dilimdekin söyler isem gönlümdeki ayân olur
Akl-ı maâşın bildiği hakîkatde yalan olur
2 Ârifâne tevhîd budur Hak’dan gelir ilhâm olur
Akl-ı maâşa uyanın makberesi yılan olur
3 Yol erini dinler isen dediğini anlar isen
Tanrı’yı zikr eyler isen gönlündeki Sübhân olur
4 Enbiyâdan evliyâdan budur sana doğru cevâb
Bu tevhîde inanmayan İblis gibi şeytân olur
5 Dokuz sıfatdan içeri bu sırrı gel şerh edelim
Hikmet kitâbın okuyan katre iken ummân olur
6 Cismim değildir söyleyen onat anla fehm eyle sen
Dost zâtına mazhar olan hikmet ile Lokmân olur
7 Vuslat kelâmı sırrıdır benim sana şerh etdiğim
Evliyânın nutkundaki derd ehline dermân olur
8 Cân ü dilden zikr edenin gönlü evinden gayrı gider
Ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn sadrındaki îmân olur
9 Âciz kaldım vallâhi ben dost zâtını zikr etmeğe
Dile gelmez söylemesi ne acâyib irfân olur
10 Gayb ü şehâdet âlemin görmek dilersen cân ile
Hak zikrini al diline arş içinde seyrân olur
11 İhlâs ile şeyh yüzünden gelip bir kez Hû der isen
Gıll ü gışdan kurtulursun gönlün evi reyhân olur

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 283 9.06.2017 11:15:41


284 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

12 İhtiyârım elde değil söylemezdim bu tevhîdi


Aşk şarâbın içen kişi ayık değil mestân olur
13 Candan koyup dile gelen bu tevhîdin envârıdır
Anın içün gerçek âşık gayru’llâhdan üryân olur
14 İçeriden çıkardığım sır ilinin elfâzıdır
Âşıkların gönlü evi aşk oduyla külhân olur
15 Vâhib Ümmî kahr u lutfun ma‘nâsını candan buldu
Bu tevhîde lâyık olan sâfî nûrdan insân olur

202 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Sûretin nakşında dâim cânımız hayrândır
Bu kelâmın ma‘nası zâhir değil vicdândır
2 Vechinin evsâfını ben nice ta‘bîr eyleyem
Ehl-i derd âşıklara derdin senin dermândır
3 Vechini kim gördü ise derdine olur devâ
Âkil ermez neyleyem sırrın senin ummândır
4 İhtiyârımla değildir söyleyip şerh etdiğim
Bu kelâmın ma‘nasının bâtını Kur’ân’dır
5 Gönlüme hâlen benim bu vâridât Hak’dan gelir
Âlem-i ma‘nâ yüzü âşıklara seyrândır
6 Tevhide ârif olanlar bildiler ahvâlimi
Söyleyip söyletdiren ârifleri Sübhân’dır
7 Ârifâne söyleyip bu tevhidi etdim beyân
Ârifin gönlü evinde sürülen erkândır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 284 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 285

8 Ârifâne kim ola remzin rumûzun anlaya


Şi‘rime ta‘n eyleyenler câhil ü nâdândır
9 Hak’dan âhar kimseye vermez gönül sâhip kemâl
Yok vefâsı dünyanın gerçek değil yalandır
10 Enbiyâ vü evliyâ sırren şehâdet etdiler
Meskeni âşıkların ma‘mûr değil vîrândır
11 Câhil ü nâdân ne bilsin göremez esrârımı
Gizli değil Vâhibî hâl ehline ayândır

203 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tevhide baş eğmeyenler geçmediler ârdan
Yakmadılar aşk çerâğın şol kişiler yârdan
2 Anlamazsın dinlemezsin ârifin remzi nedir
Özünü fehm etmedin nefsindeki ayyârdan
3 Ben sana şerh eylesem ilm-i ledün tefsîrini
Lezzet almazsın gelip nutkumdaki esrârdan
4 Gafleti ref‘ etmedin li’llâh ü fi’llâh hakk içün
Âkıbet dalar seni kurtulmadınsa hârdan
5 Cân içinde canlara verdim haber anlar mısın
Ol sebebden söylerin uyanmadın gülzârdan
5 Hak Taâlâ lutfunun yokdur nihâyet sırrına
Cevher almazsın gelip gönlümdeki bâzârdan
6 Aklını cem‘ eyle gel döndür yüzün Allâh’a sen
Zikr ile fikr eyler isen kısmetin dîzârdan

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 285 9.06.2017 11:15:41


286 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

7 Âcizem hem kâsırem zikrim budur yâ Rab sana


Bizi mahrûm eyleme vechindeki envârdan
9 Geçegör çün ü çerâdan gönlünü vîrâne kıl
Dersini al sen Vehâbî her nefes mi‘mârdan

204 /
8 + 8 = 16
1 Hikmet ehli Lokmân isen derd ehline dermân nedir
Bu suâle cevâb gerek ol dost içün kurbân nedir
2 Kemâl izhâr etmek değil kendi şübhemdir sorduğum
Kendi gizli sözü ayân gönüldeki sultân nedir
3 Yeri göğü fark etmezem derdimendem derd elinden
Âciz kaldım bilemedim arş içinde seyrân nedir
4 Bunu soran ben değilin gelip bana sensin demen
Lâzım değil gayrı kelâm dost vechinde hayrân nedir
5 Gizli maârif ma‘nâsı âriflerin nutkundadır
Sorduğumu ayb eylemen sâfî nûrdan insân nedir
6 Bu tevhîde ulaşalım ma‘nâsına bulaşalım
Evliyânın gönlü içre katredeki ummân nedir
7 Ma‘nâ yüzü hitâbıdır gâfil olma aç gözünü
Evliyânın hakka’l-yakîn sadrındaki îmân nedir
8 Evveli yok âhiri yok pâdişâhın ilhâmıdır
Âşıkları dost zâtına ulaşdıran bürhân nedir
9 Vâhib Ümmî bu suâli eden sana kim bilirsin
Yedi bâtın içeriden bu sırdaki irfân nedir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 286 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 287

205 /
8 + 8 = 16
1 Erenlerden sır sorana dokuz türlü nişân gerek
Evvel kapı şerîatdır güneş gibi ayân gerek
2 Âyet ile hadîs ile verdim haber anlayana
Bundan öte içeriye levvâmeye seyrân gerek
3 Şerîatden tarîkatden içerisi sır ilidir
Akıl ana ârif olmaz mülhemeye vicdân gerek
4 Dördüncüsü mutmainne Mansûr bilir bu menzili
Er yüzünden erişmeğe ikrâr eder bir cân gerek
5 İhtiyârım elde değil lâzım geldi söylemesi
Beşincisi kerâmetdir ayân değil nihân gerek
6 Yol erinin tevhîdini ârif gerek anlamağa
Altıncısı marzıyyedir bunda bürhân Kur’ân gerek
7 Yedincisi safiyyedir halka ayân etmek olmaz
Bundan geçip ulaşmağa cân hazrete kurbân gerek
8 Sekizinci makâm budur ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Gerçek âşık bu meydânda gayru’llâhdan üryân gerek
9 Vâhib Ümmî’nin tevhîdi hâtırına güç gelmesin
Bu ma‘nâyı fehm etmeğe sâfî nûrdan insân gerek
10 Dokuz sıfatdan içeri bir sır dahi sizde gerek
İnsan adın burda koyup mahv u garkda pinhân gerek
11 Vâhib Ümmî başı cânı terk eyledi dîzâr içün
Bu kelâmı zikr eyleyen ma‘nî evinde sultân gerek

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 287 9.06.2017 11:15:41


288 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

12 Hitâb eyler gelip söyler içeriden bu taşraya


Saklamağa genc-hâneyi ma‘mûr değil vîrân gerek
13 Benim hâlim sorar isen ne yerdeyim ne gökdeyim
Ma‘nâ sırrın söyleşmeğe bunda gelmiş yârân gerek
14 Âriflerin remz etdiği nedir sana dinlendi-gör
Bu tevhîde inanmayan kardaşlara yalan gerek
15 Vâhib Ümmî dinler isen söz ma‘nâsın anlar isen
Zikrin ile fikr etdiğin sâfî senin Sübhân gerek

206 /
Müstef’ilün Müstef’ilün Müstef’ilün Müstef’ilün
1 Derviş olan her kim ise toprağ ile yeksân gerek
Nutkundaki âb-ı hayât zâhir değil vicdân gerek
2 Kendi hâlim ahvâlinin sırrın sana yâd edeyin
Dünyâ ahret âşıklara gizli değil ayân gerek
3 Tâlib olup gelenlerin ma‘nâ yüzün soranların
Şübhesini halleyleye âyât hadîs Kur’ân gerek
4 Güç gelmesin sözüm sana inanırsan bu tevhide
İster isen dost zâtını mâlın başın kurbân gerek
5 Kavlin fi‘lin bürhân olur maksûd sana ayân olur
Nefs varlığın yandırmağa kardaş sana külhân gerek
6 Sırdan selîm olan gönül söyler gelir bu tevhidi
Bu hikmete erişmeğe sadrındaki îmân gerek
7 Hoş mazhar-ı zât olmağa lâyık olan budur sana
Kim bu vücûdun varlığı ma‘mûr değil vîrân gerek

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 288 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 289

8 Sırdan selîm olmasına himmet eyle kend’özüne


Bulatmaya münker seni gönlün evi ummân gerek
9 Gıll ü gışdan el yumağa Vâhib Ümmî ne der sana
Dost zâtının muhabbeti cân içinde pinhân gerek

207 /
4+4=8
1 Âyet hadîs görsem diyen
Tevhîde gel tevhîde gel
Ma‘nâsına ersem diyen
Tevhîde gel tevhîde gel
2 Derd ehline dermân soran
Sıdk ehline îmân soran
Dost zâtına bürhân soran
Tevhîde gel tevhîde gel
3 Dedim sana Allah içün
Bu sözlerim li’llâh içün
Kardaş kelâmu’llâh içün
Tevhîde gel tevhîde gel
4 Sen nefsini bilmesine
Âr eyleme sormasına
Dîdâr-ı Hak görmesine
Tevhîde gel tevhîde gel
5 İkilikden geçmesine
“Men aref”i seçmesine
Âb-ı hayât içmesine
Tevhîde gel tevhîde gel

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 289 9.06.2017 11:15:41


290 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

6 Cân gözünü açmak içün


Nûrdan perde geçmek içün
Erenlere yetmek içün
Tevhîde gel tevhîde gel
7 Halk içinde dellik içün
Bir Tanrı’ya kulluk içün
Arş içinde ulluk içün
Tevhîde gel tevhîde gel
8 Söz ma‘nâsın anlar isen
Bu tevhîdi dinler isen
Hizmete bel bağlar isen
Tevhîde gel tevhîde gel
9 Katrede ummân bulmağa
Sırrını pinhân bulmağa
Özünü insân bulmağa
Tevhîde gel tevhîde gel
10 Şeytânını katl etmeğe
Hem nefsine adl etmeğe
Sübhânını yâd etmeğe
Tevhîde gel tevhîde gel
11 Vâhib Ümmî sırdan selîm
Olan sözü söyler sana
Lâzım değil çok söylemek
Tevhîde gel tevhîde gel

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 290 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 291

208 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşık-ı bî-çârenin derdine dermândır Alî
Sâdık-ı bî-çârenin nutkunda irfândır Alî
2 Evliyânın kutbudur akrânı yokdur bir dahi
“Lâ” demen vallâhi ben deryâ-yı ummândır Alî
3 Hamdülillâh çok şükür Allâhu ekber fazlına
Ehline ma‘lûm durur lutf ile ihsândır Alî
4 Benden umman ben değilem vasfını zikr eyleyen
Tevhidin ma‘nâsının sırrına bürhândır Alî
5 “Küntü kenz”in adline mazhar olan söyler bunu
Bî-nişân u lâ-mekân sırrında pinhândır Alî
6 “Lahmüke lahmî” diye etdi şehâdet Hak Resûl75
Ol Muhammed Mustafâ nûruyla yeksândır Alî
7 Dü cihândan fâriğ etdi Vâhib’i tevhîd-i zât
Hem velâyet tahtının vechinde sultândır Alî
8 Sevgisi hakka’l-yakîn cismimde muhkemdir benim
Gizli değil gün gibi rûhumda ayândır Alî
9 Sırr-ı ekber kenzinin miftâhıdır Vâhib dahi
Söylenir âriflerin dilinde destândır Alî

75 Lahmüke lahmî: Etin etimdir. Hz. Alî Hakkında söylenen hadîs.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 291 9.06.2017 11:15:41


292 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

209 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Bu kemâl-i aşk içinde nutkumuz âb-ı hayât
Lezzeti âşıklara hakka’l-yakîn kand ü nebât
2 Gönlüme ilhâm eder söyle diye nûr-ı İlâh
Ma‘lum oldu nediğin âşıklara savm ü salât
3 Yâ Muhammed nûr-ı Hak’sın cân ile buldum seni
Vechini kim gördü ise dediler “ve‘l-mürselât”
4 Senin ağzın yarıdır ihyâ eden bu tevhidi
Hamdülillâh çok şükür rûhumda kalmadı memât
5 Yedi tavr üzre dedik bu tevhidin ahvâlini
Ol sebebden şübhesiz bu ma‘nadan bulduk necât
6 Kenz-i hikmet varıdır sırrıyla hem-râz olduğum
Maksud olan bu-y-imiş lâzım değil gayrı mir’ât
7 Nûr-ı Hakk’ın mazharıdır söyleyen âşık bunu
Gönlüme ilhâm olur Hak’dan gelir bu vâridât
8 Yer yüzünden zikr ile fikr et Hak’ı ey muttakî
Sende zâhir olur ol tevhîd-i ef‘âl ü sıfât
9 Ten gözüyle göremezsin bunların sen gördüğün
İhtiyâr ile değildir söyleden tevhîd-i zât
10 Bu kelâmın ma‘nasından cânıma Hû’dur safâ
Âkil olan “lâ” deyip bu tevhide etmez inat
11 Şakîdir saîd değildir ikrar yok hâl ehline
Lezzet almaz zerrece bu ma‘nadan ehl-i fesâd

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 292 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 293

12 Nefsini fehm etmeden bildim sanır âriflenir


Câhil ü nâdânı gör sözünde yokdur hiç sebât
13 Akl-ı evvel nûruna mazhar olan söyler bunu
Perde olmaz âşıka dîzâr içün bu şeş cihât
14 Ârif ol uzletden ayrı düşmesin derviş Vehâb
Bu kelâmın sırrını fehm eyleyen akl-ı maâd

210 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gönlüme her dem benim feyz-i İlâhî’dir gelen
Zâtının mir’âtıyız nûr-ı İlâhî’dir gelen
2 Bende benlik kalmayaldan söyleyen cândır hemân
Cân içinde cânıma sırr-ı İlâhî’dir gelen
3 Anladım bildim demek aklın kemâlidir hemân
Şübhesiz hakka’l-yakîn sırr-ı İlâhî’dir gelen
4 Söyleyip söyletdiren ma‘nâda Vâhid’dir velî
Aç basîret gözünü esrâr-ı İlâhî’dir gelen
5 Âlem-i ma‘nâ yüzünden Vâhibî eyler nidâ
Ehl-i derdin derdine dermân İlâhî’dir gelen

211 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ey gönül dervîş isen hâk ile yeksân ol yürü
Gayrısı lâzım değil ma‘nâda sultân ol yürü

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 293 9.06.2017 11:15:41


294 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Âşıka budur nişân ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn


Ad u sanı terk edip dillerde destân ol yürü
3 Himmet eyle kendine hiç gelmesin akl-ı beşer
Bu şarâb-ı şevk ile sen şöyle mestân ol yürü
4 Aklın ile cismini eyle fenâ li’llâh içün
Bu kemâl-i aşk içün deryâ-yı ummân ol yürü
5 Tevhid-i nûr-ı İlâhî dinle gör ne der sana
Şeş cihâtın perdesinden sâfi üryân ol yürü
6 Zât-ı Hak’dan cânına ilhâm olan ma‘nâ budur
Ol Muhammed Mustafâ nûruyla mihmân ol yürü
7 Havf ile recâ makâmı âşıka menzil değil
Mustafâ zâtında sen gül gibi handân ol yürü
8 Ahadiyyet vahdetinden dinle cânın râzını
Ayık olma bir nefes âlemde hayrân ol yürü
9 Vâhibî bî-çâreye verdi haber tevhîd-i zât
“Küntü kenz”in vahdeti sırrında pinhân ol yürü

212 /
8 + 8 = 16
1 Bir acâyib sözdür bu söz ma‘nâsını anlar mısın
Anlar isen söyleyeyin kulak dutar dinler misin
2 İnsân mısın hayvân mısın fehm eylemezsin nefsini
Hak’dan emir böyle geldi hizmete bel bağlar mısın
3 Benim sözüm değildir bu inanırsan bu tevhîde
Maksûdunu görünceğiz sevincinden ağlar mısın

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 294 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 295

4 Sözün sabrın söyleşelim ihtiyârın elde-y-iken


Ol dost içün aşk oduna ciğerini dağlar mısın
5 Vâhib Ümmî bu hitâbı Hak’dan kendi nefsine bil
Gayrısını bilmezem ben çürüğünü sağlar mısın

213 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ma‘şukun âşık ile gönlündeki bâzârı gör
Âşıkın ma‘şûk dilinden aldığı esrârı gör
2 Söylemezsem bir nefes aşk cânımı eyler helâk
Münkirin inkâr içün kuşandığı zünnârı gör
3 Maksudun Allâh ise gel tevhide eyle sücûd
Ârife sırren tecellî eyleyen envârı gör
4 İkilikden halk-ı âlem ermedi bu menzile
Zâyi‘ etme ömrünü sen Rabb’ine yalvarıgör
5 Tevhidin ma‘mûruyam ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Dört kitâbın ma‘nasın fehm etmeyen hımârı gör
6 Ârifâne bu kelâmı nefsime söyler cânım
Tevhidin ma‘nâsına sâdıkdaki ikrârı gör
7 Bu hidâyet bâğının verd-i zibâsı hakkıçün
Zâhidâ âşıkların oturduğu gülzârı gör
8 “Küntü kenz”in şübhesiz ilhâmıdır nutkumdaki
Gayrısı lâzım değildir Vâhibî dîzârı gör
9 Makbul oldu Hak katında cümle ashâb-ı güzîn
Ten gözüyle kimse görmez Eyyüb-i Ensâr’ı gör

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 295 9.06.2017 11:15:41


296 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 Adı bin bir kendi birdir ana âşık Mustafâ


Gönlümü ma‘mûr eden ol gözleri mi‘mârı gör
11 Keremiyyet etme Vâhib meskenetden geçme sen
Her nefesde sihr eden nefsindeki mekkârı gör

214 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Biz ki dervîşiz cihânda andan ayrı değiliz
Ten gözüyle kimse görmez cândan ayrı değiliz
2 Tevhidin ma‘nâsını fehm eyleyen ârif durur
Ol Muhammed Mustafâ Sultân’dan ayrı değiliz
3 “Men aref” sırrından açdı râzını ol Pâdişâh
Vâhid’in emrindeki fermândan ayrı değiliz
4 Hamdülillâh çok şükür kim doğdu maşrıkdan güneş
Tevhidin sırrındaki seyrândan ayrı değiliz
5 Gördü cânım vechini gül yüzlü yârin zâhidâ
Ma‘nası gelmez dile ummândan ayrı değiliz
6 Gayrısı lâzım değil maksûd olandır söylenen
İstemez ma‘mûru hiç vîrândan ayrı değiliz
7 “Urvetü’l-vüskâ” geçipdir şübhesiz gerdânıma76
Zâtına mazhar düşen insândan ayrı değiliz
8 Bu kelâmı cânıma keşf eyledi ol pâk-i zât
Ol sebebden şübhesiz bürhândan ayrı değiliz

76 Urvetü’l-vüskâ: (Tutunacak) sağlam ip. Lokman/22; Bakara/256.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 296 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 297

9 Sözümüz hatm eyledik lâzım değil gayrı kelâm


Tevhidim şâhid yeter îmândan ayrı değiliz
10 Aç gözün dinlendi-gör aşk-ı İlâhî gör ne der
Noktayı fehm etmeğe irfândan ayrı değiliz
11 Ârif olan “lâ” demez ma‘nâ-yı mutlakdır bu söz
Vâhid’in zâtındaki ihsândan ayrı değiliz
12 Aşk şarâbın nûş edelden mest olupdur cânımız
Yanmağa dîzâr içün külhândan ayrı değiliz
13 Gönlümüzde okunan “İnnâ fetahnâ” sûresin
Şübhesiz hakka’l-yakîn Kur’ân’dan ayrı değiliz
14 Vâhib’in içindekidir dışına akıp çıkan
Vech-i zâtından yağan nisândan ayrı değiliz
15 Yâ İlâhî fazlın ile kıl inâyet cümleye
Âcizem hem kâsırem isyândan ayrı değiliz

215 /
1 Dostun zikri bende iken hayrânlığım gitmez benim
Muhabbeti canda iken insânlığım gitmez benim
2 Gönlümdeki ma‘rifetin ma‘nâsıdır söylediğim
Can vechine mir‘ât iken ummânlığım gitmez benim
3 Söyle deyip söyledenin sırrı benim vechimdedir
Cân aşkına mazhar iken vîrânlığım gitmez benim
4 Zâhir bize izzet budur bâtın bize devlet budur
Can râzına hem-râz iken reyhânlığım gitmez benim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 297 9.06.2017 11:15:41


298 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Dilimdeki söylediğim bir Tanrı’nın ilhâmıdır


Nefsim itin depeledim merdânlığım gitmez benim
6 Bu tevhîdi dinler isen ma‘nâsını anlar isen
Eğer bunda eğer anda sultânlığım gitmez benim
7 Keşf etdiğim aceblemen ihtiyârım elde değil
Can râzına hem-râz iken ozanlığım gitmez benim
8 Aklım ile nefsi cânı fehm eyledim cümlesini
Ma‘rifeti ma‘nâ iken mihmânlığım gitmez benim
9 Vâhib Ümmî sabahını aşkdan alıp gelir söyler
Can zâtına mazhar iken handânlığım gitmez benim

216 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hâlık’ın sun‘u hakkıçün derde dermân sendedir
Dört kitâbın ma‘nası deryâ-yı ummân sendedir
2 Aklı yok dîvânesin kalbine kılmazsın nazar
Tevhid-i zât-ı İlâh ol nûr-ı Yezdân sendedir
3 “Akrebû” diye buyurdu sana ol “habli’l-verîd”77
Ol sebebden söyledim sırr ile Sübhân sendedir
4 Tevhide ârif değilsin anlamazsın vechini
Yûsuf’u göstermeyen ol bend-i zindân sendedir
5 Ümmetisin gam yeme miskin Vehâbî derd-i-mend
Ol Muhammed Mustafâ gün gibi ayân sendedir

77 Ve nahnu akrebu ileyhi min habli’l-verîdi: Biz ona şah damarından daha
yakınız. Kaf/16.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 298 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 299

217 /
Müstef’ilün Müstef’ilün Müstef’ilün Müstef’ilün
1 Aşkın haberi ma‘nâsı bu dildeki esrâr imiş
Gönül gözü açılıcak cân gördüğü dîzâr imiş
2 Dört kitâbın hakîkatin bir noktada pinhân gören
Bu tevhidin ma‘rifeti Allâh ile bâzâr imiş
3 Mü’min isen inanırsan bir Tanrı’nın ilhâmına
Kalbinde zikri olmayan çıkar yoldan azar imiş
4 Âkil isen dinleyivar tevhid sana dinle ne der
Nefsin fehm eyleyen kişi dü cihândan bîzâr imiş
5 Âşıkların âşinası kalb içinde nihân olur
Vâhib Ümmî dost ilinde istediğin yazar imiş

218 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mustafâ’nın vechine tûbâ-yı Rahmân dediler
Nutkunun esrârına âyât-ı bürhân dediler
2 Bildiler dîvâneler tevhîd ile aslın senin
Şübhesiz hakka’l-yakîn sadrında îmân dediler
3 Fâtiha vechin senin lâzım değil gayrı kelâm
Hûb dehânından çıkan vahy ile Kur’ân dediler
4 Akla gelmez medh edem vasfın senin ey nûr-ı Hak
Sırrının ma‘nâsına deryâ-yı ummân dediler

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 299 9.06.2017 11:15:41


300 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Vechine mazhar olan âşıkların budur sözü


Zâtının envârını rûhunda pinhân dediler
6 Dört kitâb şâhid yeter lâzım değil gayrı kelâm
Âlem-i ma‘nâ sana gün gibi ayân dediler
7 Kendi nûrundan yaratmışdır seni ol pâk-i zât
Anın içün ol sebebden sana sultân dediler
8 “Rahmeten li’l-âlemîn”sin dü cihânda yâ Resûl78
Kim sana baş eğmediyse ana şeytân dediler
9 Vâhibî hakke’l-yakînden şerh eder tevhîdini
Rûhunun sırrındadır ol nûr-ı Yezdân dediler

219 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 İlâhî devlet istersen de lâ ilâhe illallâh
İlâhî izzet istersen de lâ ilâhe illallâh
2 Benim zikr etdiğim ma‘nâ nasîhatdır sana her dem
İlâhî sohbet istersen de lâ ilâhe illallâh
3 Cevâbım cümle hatm oldu Hak’ın zâtında anlarsan
İlâhî halvet istersen de lâ ilâhe illallâh
4 Ma‘şûk sözünü âşıkdan dilersen dinle ey zâhid
İlâhî ni‘met istersen de lâ ilâhe illallâh
5 Gelip aklın ile nefsin murâdın sorma sen bizden
İlâhî cennet istersen de lâ ilâhe illallâh

78 Ve mâ erselnâke illâ rahmeten li’l-âlemîn: Biz seni ancak âlemlere rahmet


olarak gönderdik.”Enbiyâ/107.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 300 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 301

6 Fenâ fi’llâh diler âşık İlâh’ından hemân zâhid


İlâhî hayret istersen de lâ ilâhe illallâh
7 Sarây-ı nûr-ı mutlakdır gönülde cûş eden ma‘nâ
İlâhî vahdet istersen de lâ ilâhe illallâh
8 Benim rûhum mükerremdir anınçün nutkum irfândır
İlâhî işret istersen de lâ ilâhe illallâh
9 Aşkın bize dediğini miskin Vâhib dedi size
İlâhî vuslat istersen de lâ ilâhe illallâh

220 /
4+4=8
1 Zâhir sana olsun beyân
Allâh’ı gel zikr edelim
Mugayyebât olsun ayân
Allâh’ı gel zikr edelim
2 Bu tevhîdin ma‘nâsını
Kur’ân dedi günden ayân
Hak’la olur bunu diyen
Allâh’ı gel zikr edelim
3 İki değil söz bir hemân
Gönülde hiç tutma gümân
Mahrûm olmaz Allah diyen
Allâh’ı gel zikr edelim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 301 9.06.2017 11:15:41


302 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Derdlilerin dermânıdır
Mü’minlerin îmânıdır
Cümlemizin Sübhân’ıdır
Allâh’ı gel zikr edelim
5 Vâhib Ümmî bu kelâmı
Gerçeklerden söyler hemân
Münâfıkdır bundan kaçan
Allâh’ı gel zikr edelim

221 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hû demek âşıklara hakka’l-yakîn dîzâr imiş
Ma‘nasın fehm eyledim dîzâr ile bâzâr imiş
2 Hâlimin kâlinden anla sen benim akvâlimi
Tevhide baş eğmeyen yoldan çıkar azar imiş
3 Hak Muîn verdi bana nefsimde buldum ma‘nasın
Od u su toprak u yel ol rûhuma dört yâr imiş
4 Gönlüme ilhâm olan ma‘nâyı dinle cân ile
Âşıkın anlatdığı tevhiddeki envâr imiş
5 Mürşidim Ahmed durur aşkdan haber veren bana
Cânımı hayrân eden nutkumdaki esrâr imiş
6 Âkil isen “lâ” deme gel müstemi‘ ol tevhide
Evliyânın himmeti âşıklara serdâr imiş
7 İmtihân lâzım gelir inanmayan kardaşlara
Vâhib’in gönlü evin gelsin gören gülzâr imiş

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 302 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 303

222 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ehl-i tevhîd âşık ol gönlün senin mâr olmasın
Ehl-i tevhîd sâdık ol kabrin senin nâr olmasın
2 Hakk içün söyler dilim bu tevhidin ma‘nâsını
Zikr ile fikr et Hak’ı kalbin senin dar olmasın
3 Lutfu yokdur kahrı çokdur rahmi yok dünyâdır ol
Gel anı bırak dilden özün senin hâr olmasın
4 Mazhar olmak ister isen “küntü kenz”in zâtına
Kin kibir buğz u hased içinde zinhâr olmasın
5 Gel nihân et tevhidi etme ayân sen Vâhibî
Zühd ile mu‘tâd olan senden haberdâr olmasın

223 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Yâr ile yâr olmuşuz esvetd’olan bilmez bizi
Nâr ile nâr olmuşuz hasretd’olan bilmez bizi
Yoğ iken var olmuşuz hizmetd’olan bilmez bizi
Şimdi bir âlemdeyiz kesretd’olan bilmez bizi
2 Câhil ü nâdân ne bilsin anlamaz güftârımız
Zâhir oldu gün gibi yazıldı bu esrârımız
Ten gözüyle kimse görmez gizlidir envârımız
Şimdi bir âlemdeyiz hiddetd’olan bilmez bizi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 303 9.06.2017 11:15:41


304 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Hak Taâlâ fazlı-y-ile zâhir oldu bu kelâm


Mustafâ rûhunu gör cânımıza verdi selâm
Dört kitâbın ma‘nasıdır gönlüme Hak’dan gelen
Şimdi bir âlemdeyiz kedretd’olan bilmez bizi
4 Cân ilinden zâhir oldu dilime güftâr-ı aşk
Tayyib ü tâhir edipdir gönlümü envâr-ı aşk
Zâhir ile bâtınım bir eyledi gülzâr-ı aşk
Şimdi bir âlemdeyiz ifsadd’olan bilmez bizi
5 “Lâm-elif lâ-raybe”den bildim bunun ben neydiğin79
Hamdülillâh anladım aslım neden bir şeydiğin
Söylemese Hak bana bilmez idim ben neydiğin
Şimdi bir âlemdeyiz ilhadd’olan bilmez bizi
6 Cân içinde cân ile bildik ibâdet neydiğin
Görmüşem dost vechini bildik saâdet neydiğin
Ger dilersen göresin câna şefâat neydiğin
Şimdi bir âlemdeyiz illetd’olan bilmez bizi
7 Ârifin gönlü hümâdır cîfeye konmaz kaçar
“Men aref” sırrındaki ma‘nâyı gör bunlar seçer
Aşk şarâbı câmını hakka’l-yakîn bunlar içer
Şimdi bir âlemdeyiz la‘netd’olan bilmez bizi
8 Fakr ile fahr olmayınca bulmadım derde devâ
Bu kulûbümden gidipdir kalmadı gayrı hevâ
Firkatim erdi cana rûhumda yokdur bir kuvâ
Şimdi bir âlemdeyiz şöhretd’olan bilmez bizi

79 Lâm elif. “lâ raybe fîh”: Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 304 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 305

9 Hûb nefesdir bu nefes kim söylenir hakkânedir80


Câhil ü nâdân ne bilsin söylemek bîgânedir
Bu kelâmın ma‘nası tahtındaki sultânedir
Şimdi bir âlemdeyiz evrâtd’olan bilmez bizi
10 İlm-i hikmet ma‘nasından bir imâret başladım
İşlemezdim Hak Taâlâ emri-y-ile işledim
Zâkirem ben zikrim ile düşmanımı taşladım
Şimdi bir âlemdeyiz ebcedd’olan bilmez bizi
11 Ol musavver nûra bakdım okudum ef‘âlimi
Söyledim şerh eyledim gel dinle gör ahvâlimi
Çek elini gayrıdan gel göresin a‘mâlimi
Şimdi bir âlemdeyiz izzetd’olan bilmez bizi
12 Her nefes kim aldığımca rûhuma verir safâ
Hamdülillâh çok şükür kim cânıma budur vefâ
Lutfu çok ol pâdişah gör cânıma kılmaz cefâ
Şimdi bir âlemdeyiz cennetd’olan bilmez bizi
13 Ehl-i hâlin zikrine bak derdine dermân çıkar
Ma‘nasından gör bu sözün âyet-i Kur’ân çıkar
Gözlüye hiç gizli yokdur cümlesi ayân çıkar
Şimdi bir âlemdeyiz ni‘metd’olan bilmez bizi
14 Ol felekler gerdişinden çaldı Zühre sâzını
Var ise sem‘in senin dinlendi dostun nâzını
Kış içinde kaldın ise bulamazsın yazını
Şimdi bir âlemdeyiz işretd’olan bilmez bizi

80 “hakkâ nedir” ibâresi tevriyeli olup “hakkânedir” şeklinde de okunmalıdır.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 305 9.06.2017 11:15:41


306 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

15 Od u su toprak u yel hep asl-ı aslın buldular


Bu hakîkat bahrinin ma‘nâsına gör daldılar
Her nefes ki verdiler nûr-ı cevâhir aldılar
Şimdi bir âlemdeyiz nâsûtd’olan bilmez bizi
16 Âkil isen anladın söylenmedik söz kalmadı
Gâfil olan kimseler bu kıssadan hisse almadı
Bu hakîkat bahrine gavvâs oluban dalmadı
Şimdi bir âlemdeyiz dehşetd’olan bilmez bizi
17 Sen seni bilmek dilersen sevme Hak’dan gayrısın
Sevdin ise gayrısın ben anladım sen sayrısın
Bunda değil yarın anda çekemezsin ağrısın
Şimdi bir âlemdeyiz mihnetd’olan bilmez bizi
18 Ey helâl ile harâmın ma‘nasın fehm eyleyen
Gayrısından el çekip gönlünü ma‘nâ eyleyen
Bu kelâmı söyleyeni kimdir ol men‘ eyleyen
Şimdi bir âlemdeyiz cihetd’olan bilmez bizi
19 Evliyâdır anlayan ancak bu sırrın ma‘nasın
Özlerinde buldular anlar ki mutlak ma‘nasın
Ârif olan anlamaz efsâne sözün yankısın
Şimdi bir âlemdeyiz evsatd’olan bilmez bizi
20 Derde dermân sıdka îmân âyetin ma‘nâsıdır
Sırrı izhâr eyleyen dost zâtının esmâsıdır
Her nefes yâd etdiğim bu tevhidin ma‘nâsıdır
Şimdi bir âlemdeyiz nisbetd’olan bilmez bizi
21 Cehl ile mu‘tâd olanlar tevhide baş eğmedi
Mansıb-ı nûr-ı İlâh gör zâhide görünmedi
Tevhidin tahkîkini âşıklara ol sormadı
Şimdi bir âlemdeyiz gayretd’olan bilmez bizi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 306 9.06.2017 11:15:41


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 307

22 Geygi geycek altun akçe câhilin maksûdudur


Ehline ma‘lûm durur bu söz hemân nâsût durur
Cîfe-i dünyâyı gör kim câhilin ma‘bûdudur
Şimdi bir âlemdeyiz nekbetd’olan bilmez bizi
23 Ni‘met-i dünyâya bakmaz maksudu zât-ı İlâh
Sînesin çâk eyleyenler buldular aşkdan felâh
Mustafâ’nın hürmetine giydiler nurdan külâh
Şimdi bir âlemdeyiz lezzetd’olan bilmez bizi
24 Kendi aczimdir benim zikr etdiğim günden ayân
Ol Habîb’in hürmetine tevhidim olsun beyân
Gayrısın terk eylesin mü’minlere budur îmân
Şimdi bir âlemdeyiz zilletd’olan bilmez bizi
25 Bu vücûdum bâğını ol dost gülistân eyledi
Tevhidin ma‘nâsını sadrında îmân eyledi
Ârif-i bi’llâh olan bu sırrı pinhân eyledi
Şimdi bir âlemdeyiz gafletd’olan bilmez bizi
26 Ârif olan “lâ” demez ma‘nâ-yı mutlakdır bu söz
Ermek istersen Hak’a belindeki zünnârı üz
Kazâya sabr eyle açma râzını kimseye tîz
Şimdi bir âlemdeyiz zulmetd’olan bilmez bizi
27 İsm-i zâtın ma‘nası bu rü’yetin ta‘bîridir
Ma‘rifet âşıklara bir Tanrı’nın takdîridir
Hâlık’ı yâd eylemek sâdıkların tekbîridir
Şimdi bir âlemdeyiz kısmetd’olan bilmez bizi
28 Fitneden âzâd olandır nefsini fehm eyleyen
Bu kelâmın sâhibidir nefsini katl eyleyen
Hak Taâlâ zikridir ağzımızı tatl’eyleyen
Şimdi bir âlemdeyiz hasedd’olan bilmez bizi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 307 9.06.2017 11:15:42


308 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

29 Hak Taâlâ sırrının nûrunda gark oldu özüm


Hamdülillâh çok şükür dost vechini gördü gözüm
Cân ilinden zâhir oldu dilime budur sözüm
Şimdi bir âlemdeyiz sûretd’olan bilmez bizi
30 Sûfî olan sâf olursa kimseye ta‘n eylemez
Âşıka bühtân edip kimseye hiç kan eylemez
Hak Taâlâ bunların zikrini yalan eylemez
Şimdi bir âlemdeyiz ziynetd’olan bilmez bizi
31 Mâsivâ’llâh mahfilinden kalmadı eşhâs-ı nâs
Rûhumun nutkundaki hakka’l-yakîn tevhîd-i hâs
Tâlib isen her nefes bu şi‘rimi cem‘ eyle yaz
Şimdi bir âlemdeyiz fetretd’olan bilmez bizi
33 Kendi nefsin bilmeyendir görmeyen ma‘bûdunu
Diline almaz gezer câhildir ol dost adını
Sormağa âr eyler ol bize gelip maksûdunu
Şimdi bir âlemdeyiz şirretd’olan bilmez bizi
34 Gayr-ı Hak’dan el yuyan giyer saâdet tâcını
Muhtesibdir rûhumuz nefsden alırdır bâcını
Tevhidin nârına bak kızdırdı aşkın sacını
Şimdi bir âlemdeyiz gıybetd’olan bilmez bizi
35 Cismim ili zulmetinden bulmuşam âb-ı hayât
Ölmüşem ölmezden önden bulmuşam derde necât
Kim giderse işte gelsin budur ol doğru sırât
Şimdi bir âlemdeyiz girdabd’olan bilmez bizi
35 Hamdülillâh çok şükür evlâd ü ashâbız ne gam
Hak Taâlâ zâtının ilhâmıdır erdik bu dem
Vahdeti envârıdır kesb etdiğim cânda bu dem
Şimdi bir âlemdeyiz ahzabd’olan bilmez bizi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 308 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 309

36 Tıfl-ı ma‘nâ bahre dalmış âşıka gevher saçar


Zikr edersen Hâlık’ı şeytân döner senden kaçar
Âhret içün ekdiğini yazın ol varır biçer
Şimdi bir âlemdeyiz gayretd’olan bilmez bizi
37 Gönlüme ilhâm olan ma‘nâyı gör dizâr imiş
Rûhumun şerh etdiği nutkumdaki esrâr imiş
Hak Taâlâ zâtının sırrındaki bâzâr imiş
Şimdi bir âlemdeyiz firkatd’olan bilmez bizi
38 Aşkı sordum aklıma mâlik değil vere haber
Başını kesmiş yatar gördüm idi tîğ ü teber
Cân ilinden zâhir oldu dilime gizli haber
Şimdi bir âlemdeyiz hayatd’olan bilmez bizi
39 Tevhidin ma‘nâsını fehm eyleyen görür Hak’ı
Tevhide baş eğmeyenler göremez aslâ Hak’ı
“Lâ” diyenler tevhide İblis gibi olur şakî
Şimdi bir âlemdeyiz ahretd’olan bilmez bizi
40 De kimin şânındadır “Kul ındehû ümmü’l-kitâb”81
“Küntü kenz”in vahdetinden cânıma budur hitâb
Yâr ile yâr olmuşuzdur aramızda yok hicâb
Şimdi bir âlemdeyiz minnetd’olan bilmez bizi
41 Ehl-i Hakk’ın ba‘zısı hep bunda temkîn oldular
Bu nurânî perdenin altında bunlar kaldılar
Hannâsın vesvâsını kalbin evinden sildiler
Şimdi bir âlemdeyiz hayretd’olan bilmez bizi

81 İndehu ummu’l-kitâb: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 309 9.06.2017 11:15:42


310 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

42 Evvel ü âhir hüva’llah’dır sözüm cân üstüne


Gelmişiz hakka’l-yakîn tevhîde irfân üstüne
Gelmemişsin zâhidâ sen âb-ı hayvân üstüne
Şimdi bir âlemdeyiz azmakd’olan bilmez bizi
43 Biz “Elest”in câmını “kâlû belâ”dan içmişiz82
Aklı yok dîvâneyiz kevn ü mekândan geçmişiz
Şeş cihâtın perdesini tevhid ile açmışız
Şimdi bir âlemdeyiz yazmakd’olan bilmez bizi
44 Ölmeden nefs öldürendir Vâhib’in sırrın duyan
Mahrum olmaz anladım bu tevhide gelip uyan
Aç gözün kaldır hicâbı hâb-ı gafletden uyan
Şimdi bir âlemdeyiz taklidd’olan bilmez bizi

224 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Derdmend-i ehl-i derdem derde dermân kimdedir
Sorduğum ayb olmasın lutf ile ihsân kimdedir
2 Gayrıdan hiç olmaya tevhîd-i zât olsun delîl
Çıkmayam düşem ebed deryâ-yı ummân kimdedir
3 Vechi sırrından haber vere gele hakke’l-yakîn
Cânıma Allâh içün âyât-ı Kur’ân kimdedir
4 Sormağa âr etmezem ma‘nâ-yı mutlakdır haber
Gönlüm âbâd etmeğe vicdân-ı irfân kimdedir
5 Nâkes uçmak bulmaz imiş ehl olan versin haber
On sekiz bin âlemi levhinde seyrân kimdedir

82 Kâlû belâ: Evet dediler. A’raf/172.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 310 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 311

6 Biz ki dervîşiz fakîriz derdmend bî-çâreyiz


Taksirât etmen bize den âb-ı hayvân kimdedir
7 Sâile ayb değildir her ne olursa istemek
Kokusu Hak’dan gelir verd ile reyhân kimdedir
8 Mü’minin kalbinde pinhân adı Ahmed’dir anın
Gizli değil gün gibi ol nûr-ı ayân kimdedir
9 Çağırıp feryâd eder dîzâr içün can bülbülü
Açılıp ol gül gibi verd ile handân kimdedir
10 Aça ol gönlüm gözünü göstere dîzârını
Rûh yüzünden tis‘ayı çalmağa çevgân kimdedir
11 Bir aceb kârhânedir kesb eyleyen aldanmadı
Oturam gönlünde anın Hakk’a mesken kimdedir
12 Vâhid ü Ferd ü Ahad’dan ârife budur nidâ
Cânıma ilhâm eden ol nûr-ı Yezdân kimdedir
13 Sözümüz hatm eyledik lâzım değil bir söz dahi
Aşka hem-râz olmağa cânımda cânân kimdedir
14 Tevhidin ma‘nâsına hakka’l-yakîn budur delîl
Sâile rahm etmeğe sadrında îmân kimdedir
15 Cân ile cânân yüzün gören bilir ahvâlimiz
Vâhib’i hayrân eden şevk ile devrân kimdedir
16 Maksudumdur isterin sırr-ı maârif gencini
Nûr-ı sâfîden anın la‘l ile mercân kimdedir
17 Aşk dilinden Vâhibî eyler hitâb hâl ehline
Tâ Muhammed’den beri sürülen erkân kimdedir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 311 9.06.2017 11:15:42


312 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

225 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Ezelden âdeti böyle İlâh’ın
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”83
İşinde hikmeti çok pâdişâhın
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”
2 Geçen geçdi geçen demler anılmaz
Ecel doğru gelir yolun yanılmaz
Bu zahmın yârası hergiz onulmaz
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”
3 Ademden Âdem’e tartıp getiren
Havâdan yağdırıp yerden bitiren
Ecel câmın oldur sana içiren
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”
4 Evliyâ enbiyâ geçdi bu yoldan
Duyun yok mu miskin senin bu halden
Kalem böyle çalınmışdır ezelden
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”
5 Cemâl-i zâtına hayrân imişsin
Açılmış gül gibi handân imişsin
Cinân bâğı hümâsı cân imişsin
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”

83 el-hükmü li’llâh: Hüküm Allah’ındır. Yûsuf/67.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 312 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 313

6 Salavât çok getir câna safâdır


Salavât vermemek câna cefâdır
Şefâatçin Muhammed Mustafâ’dır
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”
7 Vehâbî gayrısından eyle hazer
Senin kesbin-durur Hakk ile bâzâr
Yaratmadı makâmın oldu dîzâr
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”
8 Gelen konar konan göçer fenâdır
Bekâsı yok içi dolu anâdır
Zâkirlerin işi duâ senâdır
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”
9 Vehâbî cânına eren nidâdır
Hak’ın zikri nuru câna gıdâdır
Bu sırra “lâ” demek ayn-ı hatâdır
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”

226 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Yine ol nûr-ı mahbûbun tecellîsinde hayrânım
Gelir söyler hitâb eyler tesellîsinde hayrânım
2 Yalan gelir inanmazsan benim zikrim sana zâhid
Bu sırra ermeyen bilmez gönül tahtında sultânım
3 Biri zâhir biri bâtın inanırsan yeter şâhid
Vücûdum varı mahv oldu ben ol hâk ile yeksânım

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 313 9.06.2017 11:15:42


314 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Bunu ilhâm eden Hak’dır inanmayan münâfıkdır


Düşen çıkmaz kenârı yok ben ol deryâ-yı ummânım
5 Akıl ermez bu menzile haber aşkdan gelir câna
Bi-hamdi’llâh şükür Hakk’a ben ol makbûl-ı insânım
6 Sıfâtımdan münezzehdir ne gam rûhumdaki envâr
Cemâl-i hüsnü bâğında açılmış verd-i handânım
7 Cemâl-i mâsivâ’llâhdan elin çek bilesin nefsin
Düşesin derdime hâlen senin derdine dermânım
8 Eğer âkil isen anla kulağın var ise dinle
Sana bildirmeğe geldim ben ol tevhîd-i bürhânım
9 Görenler “lâ” demez hergiz Vehâb’ın nutku Hû’dandır
Tağayyür yok irenginde ben ol la‘l ile mercânım
10 Nişânım bî-nişân oldu bu tevhîde düşelden cân
Göremez câhil ü nâdân imân sırrında pinhânım
11 Vehâb Ümmî zebânından diyen kimdir bu ma‘nâyı
Bilirler ârif olanlar güneşden günden ayânım

227 /
8 + 8 = 16
1 Okuduğum u yazdığım Kur’ân’daki hece imiş
Bu hecenin hod ma‘nâsın dersin veren hoca imiş
2 Dört kişi geldi söyledi nutk ile gönlüm eğledi
Dört kişinin ahvâlini dinlendi gör nice imiş
3 Ebûbekr ü Ömer Osman bunlar durur ehl-i îmân
Nûr-ı Alî sırr-ı imâm makamları yüce imiş

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 314 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 315

4 Gönül evin bilen kişi halkın bilir nediğini


Câhillerin gönlü evi aydın görmez baca imiş
5 Vâhib Ümmî’den söyleyen kim idiğin görsem diyen
Ol Muîn’e mazhar olan bir görklüce koca imiş

228 /
4+4=8
1 Akl-ı maâş bilmez bunu
İnsân dili derler buna
Nefs-i maâş duymaz bunu
Hayrân dili derler buna
2 Mürşid ile zikr ederler
Tevhîd ile fikr ederler
Her nefesde şükr ederler
İhsân dili derler buna
3 Amelimiz tevhîd-i zât
Cânımıza gayrısı yad
Nûş etdiğim âb-ı hayât
Îmân dili derler buna
4 Sıdıkda olandır Hakkî
Âdem’deki nûr-ı bâkî
İnkâr edip olma şakî
Lisân dili derler buna
5 Söyledim sana almazsın
Kulak tutup dinlemezsin
Gönül evin yoklamazsın
Pinhân dili derler buna

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 315 9.06.2017 11:15:42


316 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

6 Mürşid’ uyan halîl olur


Tevhîd ana delîl olur
Dâim muîn celîl olur
Handân dili derler buna
7 Dinlendi gör kandan gelir
Bu ma‘rifet cândan gelir
Hep cümleye andan gelir
Umrân dili derler buna
8 Duşlarını tuş ederler
Anın içün cûş ederler
Aşk şarâbın nûş ederler
Sultân dili derler buna
9 Bu tevhîdin cemâline
Zevâl yokdur kemâline
Ermez akıl hayâline
Lokmân dili derler buna
10 Âr eyleme bilene sor
Dersin Hak’dan alana sor
Güneş gibi ayâna sor
Seyrân dili derler buna
11 Miskîn Vehhâb türâbîdir
Bu dünyânın harâbıdır
Anlar isen hitâbıdır
Destân dili derler buna
12 Biri yeter ârif isen
Hazm ede gör zarîf isen
Kesîf değil latîf isen
Fermân dili derler buna

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 316 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 317

13 Miskîn Vehhâba gelirsen


Sırrın ma‘nâsın alırsan
Ölmezden önden ölürsen
Bürhân dili derler buna

229 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ey birâder evliyâdır bize erkân öğreden
Ey birâder evliyâdır bize Kur’ân öğreden
2 Hamdülillâh çok şükür ihlâsımız dîzâradır
Ey birâder evliyâdır bize irfân öğreden
3 Arş ü kürsî nüh-felek hep kalbimin içindedir
Ey birâder evliyâdır bize seyrân öğreden
4 Tevhid-i nûr-ı İlâhî cânı hayrân eyledi
Ey birâder evliyâdır bize îmân öğreden
5 Yârimin vechindeki “kul ındehû ümmü’l-kitâb”84
Ey birâder evliyâdır bize bürhân öğreden
6 On sekiz bin âlemin seyyâhıyam seyr eyledim
Ey birâder evliyâdır bize devrân öğreden
7 Yedi tavr üzre iken âlim durur tevhîde cân
Ey birâder evliyâdır bize ayân öğreden
8 Ârif-i bi’llâh olanlar dersini aşkdan alır
Ey birâder evliyâdır bize cânân öğreden

84 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 317 9.06.2017 11:15:42


318 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

9 Hâlık’ım halk etmeyeydi söylemezdim şi‘ri ben


Ey birâder evliyâdır bize handân öğreden
10 Bir aceb sırdır bu sır kim ma‘nasın bilmez akıl
Ey birâder evliyâdır bize vicdân öğreden
11 Tevhidin ihlâsına erişmeyen bilmez bunu
Ey birâder evliyâdır bize fermân öğreden
12 On sekiz bin âlemin nûrunda eğlenmez bu cân
Ey birâder evliyâdır bize perrân öğreden
13 Yâr ile vuslat bulaldan gör neler söyler bu cân
Ey birâder evliyâdır bize mihmân öğreden
14 Kalmadı zulmet hicâbı göreli ol mâhı ben
Ey birâder evliyâdır bize ihvân öğreden
15 Vâhib’in zikr etdiği ilm-i ledün ma‘nâsıdır
Ey birâder evliyâdır bize Rahmân öğreden

230 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ey birâder meskenim yoklukda vîrândır benim
Her nefes yâd etdiğim âyât-ı Kur’ân’dır benim
2 Dü cihândan zerrece yokdur murâdım meyl edem
Hak Taâlâ sevgisi sadrımda îmândır benim
3 Âşıka ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn budur cevâb
Gör zebânımdan çıkan la‘l ile mercândır benim
4 “Küntü kenz”in vahdetinden cânıma budur nidâ
Ol sebebden düşdüğüm deryâ-yı ummândır benim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 318 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 319

5 “Lâm-elif lâ-raybe”nin vechinden okur dersi cân85


Dört kitâbın ma‘nası rûhumda pinhândır benim
6 Ârif-i bi’llâhı gör gizli maârif remz eder
Hâlık’ı zikr eylemek derdime dermândır benim
7 Benliğim benden gidelden doğdu mağribden güneş
Nefsimi ıslâh eden ma‘nâda Lokmân’dır benim
8 Vâhidiyyet vahdetinden açdı râzın pâdişâh
Gönlümü pür-nûr eden ol nûr-ı Yezdân’dır benim
9 Anladınsa Vâhib’i cismimde cândır söyleyen
San‘atım hakka’l-yakîn zâtında seyrândır benim

231 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Abdine kıldı nazar ol nûr-ı Yezdân’ım benim
Zâtının envârıdır rûhumda pinhânım benim
2 On sekiz bin âlemin seyyâhıyam hâlen gene
Mustafâ’nın nûrudur kalbimde reyhânım benim
3 Hâl ile arz eyledim tevhîd-i zâtın ma‘nasın
“Lâ” demez etdi kabûl nefsimde şeytânım benim
4 İnşâallah gam yemen vesvâs-ı şeytândan ebed
Hamdülillâh çok şükür cismimde şeytânım benim
5 Bulmuşam âşıkların hakka’l-yakîn mi‘râcını
Mansur’am gelsin gören nûr oldu zindânım benim

85 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 319 9.06.2017 11:15:42


320 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

6 Düşmeyen bilmez bu sırrın ma‘nasın kanden gelir


Hak Taâlâ zâtıdır ma‘nâda seyrânım benim
7 Mürşidin irşâdıdır ma‘nâyı izhâr eyleyen
Zâtının envârıdır sadrımda îmânım benim
8 Nice feryâd etmeyem sen sînemi çâk eyledin
Zâtını zikr eylemek dilimde destânım benim
9 Hak budur vallâhi ben kendime bühtân etmezem
Rü’yetimde gördüğüm ol nûr-ı Yezdân’ım benim
10 “Lâ” demezsen tevhide gel müstemi‘ ol Vâhib’e
Mustafâ’nın sırrıdır gönlümde mihmânım benim

232 /
8 + 8 = 16
1 Kerem eyle mürvet eyle doğru yoldan çıkma gönül
Bir kişinin aybın görüp bir kişiye çıkma gönül
2 Hikmet ile söyleyen kim idiğini bildin ise
Nasîhatim budur sana gayrı yüze bakma gönül
3 İçerinde ne var ise dışarına oldur çıkan
Gönül Allâh’ın evidir kimse hatrın yıkma gönül
4 Enbiyânın evliyânın durduğu yerdir durduğun
Aşk sırrının ma‘nâsını eyle nihân açma gönül
5 Vâhib Ümmî nasîhatı sırdan alır söyler sana
Cân burada vuslatdadır gel buradan gitme gönül

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 320 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 321

233 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hakk’ın esmâsı sıfâtı ehline ayân imiş
Gizli değil gün gibi cânımda ol pinhân imiş
2 Vechine mazhar olan âşıkların esrârı bu
Bu kelâmı söyleyen âşık bugün mestân imiş
3 Aşk bize gösterdi gördük kalmadı hiç şübhemiz
Kâfire cennet bu dünyâ mü’mine zindân imiş
4 Bu hayâlden zerrece verme nasîb yâ Rab bize
Gayrıya meyl etdiren fehm eyledim şeytân imiş
5 Aç gözün kaldır hicâbı gönlüne sen kıl nazar
Taşraya kim bakdı ise câhil ü nâdân imiş
6 Mü’minin kalbi Hak’ın mir’âtıdır ey muttakî
Özünü fehm etmeyen insan değil hayvân imiş
7 Dinler isen diyelim hakke’l-yakînden bir haber
Tevhide baş eğmeyen ma‘mûr değil vîrân imiş
8 “Lâ” diyen “illâ” demez aşk ehlinin esrârına
Ma‘rifet ma‘nâsını fehm eylemez nâdân imiş
9 Ma‘rifet pîrine sordum tevhidin ahkâmını
Tevhide ikrâr edersen rehberin Kur’ân imiş
10 Ehl-i şer‘am diye gezer fi‘li uymaz kavline
Etdiği da‘vâ anın gerçek değil yalan imiş
11 Akla gelmez çâre yokdur ma‘nadan vere haber
Derdmend miskîn Vehâb’ın düşdüğü ummân imiş

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 321 9.06.2017 11:15:42


322 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

234 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gâfilin gönlü evine her nefes şeytân girer
Mü’minin gönlü evine Mustafâ Sultân girer
2 Ârif-i bi’llâh eder tevhîd-i zât âşıkları
Âşıkın gönlü evine rahm eden Rahmân girer
3 Dersimiz hatm eyledik biz “lâm-elif lâ-raybe”den86
Âlimin gönlü evine âyet-i Kur’ân girer
4 Âşık olmaz zâtına şunlar hemân zühd ehlidir
Zâhidin gönlü evine hûri vü gılmân girer
5 Bâtınımdır zâhir oldu söylerem tevhîdimi
Vâhib’in gönlü evine verd ile handân girer

235 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Câhilin dünyâ içün harıldısı eksik değil
Birbiriyle it gibi hırıldısı eksik değil
2 Dört kitâbı tefsir etsen sem‘ine kâr eylemez
Taş yuvar ol çay gibi şarıldısı eksik değil
3 Ne içün geldiğini aklı ermez fehm etmeğe
Yatar ol hayvân gibi horuldusu eksik değil

86 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 322 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 323

4 Yâ İlâhî cümlemiz bu zümreden etme bizim


Cânımız ürker kaçar farıldısı eksik değil
5 Var ise aklın senin uymandı nefsin âline
Çıkarır yoldan seni toruldusu eksik değil
6 Yerde gökde bir dahi akrânı yok ağyârdır
Dinleme efsânesin karıldısı eksik değil
7 Hırkadan taşra çıkarma Vâhibî sen başını
Zemheri poyrazıdır gürüldüsü eksik değil

236 /
8 + 8 = 16
1 Aşkın haberi cânıma gelir hayrân eder beni
Varlığımı fânî kılar soyar üryân eder beni
2 Gönlüm evinden sırr ile ilhâm eder söyler gelir
Bu tevhîdin muhabbeti halka ayân eder beni
3 Bu tevhidin ma‘nâsıdır âşıklara zikr etdiğim
Genc-hâneyi saklamağa aceb vîrân eder beni
4 Amânı yok zamânı yok hergiz bunun gümânı yok
İnse cinne âlemlere bu aşk destân eder beni
5 Bu tevhîdin ma‘nâsını tâlib isen dedim sana
Bu dünyâya yapışırsam yarın yalan eder beni
6 Vücûd vermez akla gelem sana doğru cevâb verem
Hû zikrinin harâreti yakar külhân eder beni
7 Vâhib Ümmî dost zâtından aldığıdır söylediği
Eğer bunda eğer anda tevhid sultân eder beni

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 323 9.06.2017 11:15:42


324 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

237 /
Müstef’ilün Müstef’ilün Müstef’ilün Müstef’ilün
1 Tevhîd-i zâtın mazharı ancak hemân insân imiş
İnsanlığın fehm etmeyen her kim ise hayvân imiş
2 Ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn aşkdan cevâb budur sana
Bu tevhide baş eğmeyen bildim anı şeytân imiş
3 Dedirtdiler dedim sana tevhîd-i zâtın ma‘nasın
Bu şübheyi halleyleyen ma‘nâda ol Lokmân imiş
4 Aklı ile bildim demek kâl ehlinin ahvâlidir
Âriflerin gönlü evi sâfî hemân ummân imiş
5 Vâhib Ümmî akl evinden hiç kimseye vermez cevâb
Gayrısını fehm eylemez zâtında ol hayrân imiş

238 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Gel imdi var ise aklın fenâ fi’llâhdan ayrılma
Sana zikrim nasîhatdır bekâ bi’llâhdan ayrılma
2 Yüzün tut nûr-ı tevhîde eresin “Kâbe kavseyn”e87
Kemâline zevâl ermez kelâmu’llâhdan ayrılma
3 Hak’ın gökcek sıfâtıdır ne gelmiş ne gelecekdir
Salavât ana ta‘zîmdir cemâlu’llâhdan ayrılma

87 Kâbe kavseyni ev ednâ: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 324 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 325

4 Ebu’l-ervâh durur adı şekerden tatlıdır dadı


Bunu ilhâm eden Hâdî kemâlu’llâhdan ayrılma
5 Vehâbî kıyl ü kâl ehli olan görmez dizârımı
Gel imdi cân ile dinle veliyyu’llâhdan ayrılma

239 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Kâfirin fethi hakkında münzel oldu Zülfikâr
Haydar’ın elinden ayrı yerde kesmez Zülfikâr
Bin kişi çekse kınından taşra çıkmaz Zülfikâr
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”88
2 Bunların nûru hemân Cebbâr-ı âlem varıdır
Cümle mürsel tâcıdır hem anların serdârıdır
Anların bakdıkları bir Tanrı’nın dîzârıdır
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
3 Hem velâyet hem kerâmet vechinde pinhândır bunun
Dört kitâbın ma‘nası nutkunda beyândır bunun
Her ne işler Hak içün işler işi ayândır bunun
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
4 Dinle hikmetden cevâbı rûhunu şâd eyle sen
Gayrıyı gel taşra ko imdi sözün az eyle sen
Evliyânın hürmetine cân ile nâz eyle sen
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”

88 Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikār: Ali’den başka er, Zülfikâr’dan başka
kılıç yoktur!

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 325 9.06.2017 11:15:42


326 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Varına kıldı nazar ol Hâlık-ı perverdigâr


Zât-ı Hakk’ın emriyile Düldül’e oldu süvâr
Na‘rasının heybetinden kâfir oldu târumâr
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
6 Gitdi aklım gitdi fikrim oldu varım târumâr
Evliyânın cismini hiç yemez imiş mûr u mâr
Kâfirin ikrârı yokdur mürşide inkârı var
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
7 Çıkdı Hayber Kal‘asından cenk içün ol zü’l-himâr
Şâh-ı Merdân katline kasd eyledi ol nâ-bekâr
Görme misin emrile çaldı yere ol şehsüvâr
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
8 Yer yüzünde kâfirin kopdu kıyâmet başına
Zehr-i kâtiller karışdı etmeğine aşına
Gök yüzünden mü’minin yağdı çü rahmet başına
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
9 Emr ederse bir nefes söyler ana hâk ü gubâr
Vechinin âyînesinin sevgisi cânımda var
Evliyânın zübdesidir şâhid ana Çâr-yâr
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
10 Bî-nişân ü lâ-mekândan zâhir oldu âfitâb
Halk-ı âlem cismini pâk eyledi ol mâhitâb
Besmele başındaki bir noktadadır dört kitâb
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 326 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 327

11 Bu kelâmın ma‘nası “kul ındehû ümmü’l-kitâb”89


İlm-i hikmet sırrıdır Peygamber’e olan hitâb
Nefsini fehm etdin ise rûhuna budur sıfât
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
12 “Lâ” demezsen diyeyin dinlendi vahdet gûşesin
Cân içinde cân ile dinlendi işret gûşesin
Ârif-i bi’llâh olanlar buldu vuslat gûşesin
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
13 Teslîm etdin kendini çık aradan sen Vâhibî
Bu velâyet sırrının Haydar-ı Kerrâr sâhibi
Cümleden bu remzinin tevhîd-i zâtdır şâhidi
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
14 Aç gözün kaldır hicâbı kutb-ı âlemdir Alî
Sen ana imân getir zinhâr sakın olma deli
Şübhesiz ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn oldur velî
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
15 Hak Taâlâ kudreti levhinde yazmış sûretin
İns ü cinn ü nüh felek fehm eylemezdir sîretin
Hak’dan âhar kimse bilmez mu‘cizâtın hikmetin
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
16 Zülfikâr’ın kıssasından bir varak söyler bu cân
Mustafâ hükmündedir görmez misin âhir zamân
Âşık olan her kim ise tevhîdi olmaz yalan
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”

89 İndehû ümmü’l-kitâb: Ana kitap zatının katındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 327 9.06.2017 11:15:42


328 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

17 Hûb nefesdir bu nefes kim söylenir hakkânedir90


Bu hitâbın ma‘nasın fehm eyledim kim cânadır
Bu kelâmı söyleyen ayık değil mestânedir
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
18 Gün dolandı gel dedi döndü yerine geldi gün
Fazlına hem lutfuna îmân getirdi durdu gün
Cümle âlem halkına ulaşdı geldi sırr-ı ün
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
19 Dâd-ı Hak’dır şübhe yok dilimde güftârım benim
Okudu “innâ fetahnâ” kalbde envârım benim91
Âlem-i bezm-i ezelden oldu ikrârım benim
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
20 Hak Taâlâ zâtının âyînesidir Mustafâ
Vechini kim gördü ise anlara olmaz cefâ
“Küntü kenz”in vahdetinden cânıma budur safâ
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
21 Âsiye kılsa nazar mü’min muvahhid hâs eder
Gönüle kılsa nazar ol sâfi nûrdan tas eder
İşidicek her nefes münkir münâfık yas eder
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
22 Ey birâder “lâ” demezsen bildiğim diyem sana
Gayrısı lâzım değildir gördüğüm diyem sana
Bu kelâmın ma‘nasını söylemek lâzım bana
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”

90 “hakkânedir” aynı zamanda “hakkâ nedir” şeklinde de okunmalıdır.


91 İnnâ fetahnâ: Doğrusu biz sana apaçık bir fetih verdik. Fetih/1.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 328 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 329

23 Hâlık’ı zikr eyler isen seni aşka düşürür


Çiğ yerin komaz senin âteş-i aşkda pişirir
İblis’in hannâsının sadrında fi‘lin şaşırır
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
24 Pâdişâhım çok şükür vechinde halk etdin bizi
Cümle sâdıkların envâr-ı İlâhî’dir özü
Şübhesiz âşıkların hakka’l-yakîn budur sözü
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
25 Âşıkam hem sâdıkam medh-i Alî söyler dilim
Tevhidin ma‘nâsını hakka’l-yakîn söyler dilim
Hürmetine bunların ol Hazret’e doğru yolum
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
26 Ol Hasan ile Hüseyn’in bendesidir cânımız
Dâd-ı Hak’dır anladık tevhîd imiş îmânımız
Aşk-ı sâfî nûrudur Hakk’a bizim dermânımız
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
27 Anların medhi hakında âcizem hem kâsırem
Müşterî âşık gerekdir satmağa ben tâcirem
Ma‘rifet ma‘nâsının üstünde bak ben nâzırem
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
28 Ârif-i bi’llâh olanlar anlar imiş ârifi
Ma’naya gâfil olanlar bilmez imiş ârifi
Aşka mazhar düşmeyenler bilmez imiş ârifi
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
29 Hakk’ın esmâ vü sıfâtı Âdem’in yâdındadır
Bilmesi hakka’l-yakîn nûr-ı İlâh adındadır
Söyleyen âşık bunu bir Tanrı’nın yanındadır
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 329 9.06.2017 11:15:42


330 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

30 Benden umman bu kelâmı ben değilem söyleyen


Aşk-ı sâfî Vâhib’e envâr İlâhî söyleyen
Mustafâ’nın sevgisidir gönlümüzü eğleyen
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
31 Şâh-ı Merdân-ı Alî Peygamber’in sır yâridir
Bu kelâmın ma‘nası âşıkların gülzârıdır
Evliyâ nutkundaki dost zâtının esrârıdır
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”

240 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gelemez şeytân bana gönlümde tevhîd var iken
Zerre denli gam yemen gönlümde tevhîd var iken
2 Kendi taklîdin hicâb olmuş sana ey muttakî
Bilemezsin tevhidi gönlünde ârın var iken
3 “Küntü kenz”in vahdetinden açayın râzım sana
Dinlemen efsâneyi gönlüm evi envâr iken
4 Tâlib isen gel beri fakr u fenâ ma‘nâsına
Vereyin sırdan haber gönlüm dolu esrâr iken
5 Vâsıl-ı bi’llâh olupdur cânımız bu tevhide
Bakamazın yazıya gönlüm evi gülzâr iken
6 Taklidinle gücün üzme bilemezsin sen seni
Oturan gönlündeki kardaş senin ayyâr iken
7 Şeş cihetden geçmeyince bilemezsin ârifi
Göremezsin Vâhib’i gönlün dolu inkâr iken

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 330 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 331

241 /
8 + 8 = 16
1 Suâl etmen bana aşkdan benim hayrânlığım vardır
Bu tevhîdin kemâlinden benim mestânlığım vardır
2 Suâl etdin cevâb verdim sana zühdünle takvâdan
Erişmez tevhîde aklın benim sultânlığım vardır
3 Hakk’ı nefsin bilen bildi ne gam şimden geri zâhid
Desem sana inanmazsın benim insânlığım vardır
4 Cemâl-i mâsivâ’llâhdan eser yokdur vücûdumda
Göründü gözüme vechi benim handânlığım vardır
5 Var ise aşkdan idrâkin onat anla bu ma‘nâyı
Gülistânın safâsıyla benim yârânlığım vardır
6 Kaçan görsem yârin vechin fenâ fi’llâh olur varım
Yaraşmaz aklım idrâkim benim hayrânlığım vardır
7 Yedi deryânın esrârın nihân iken ayân etdim
Düşen çıkmaz kenârım yok benim ummânlığım vardır
8 Bu tevhîdin kemâline eremez cin melek hergiz
Giremezsin zikrime İblis benim merdânlığım vardır
9 Desem gelmez dile hergiz bu tevhîdin müheyyâsın
Cemâli hüsnü bâğında benim seyrânlığım vardır
10 Ma‘rifetin ma‘nâsının emvâcıdır rûhumdaki
Dertlilere dermân içün benim Lokmân’lığım vardır
11 Söylemesem yeğrek idi dost zâtının esrârını
Söylerem tek duramazam benim oğlanlığım vardır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 331 9.06.2017 11:15:42


332 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

12 Hem âşıkam hem sâdıkam tevhîd-i zâtdır şâhidim


Gizli değil gün gibiyim benim ayânlığım vardır
13 Atımın sulbiyesidir bu vücûdum anladım
İblis’imin inkârına benim düşmanlığım vardır
14 Arz-ı hâlim ma‘nâsını sen bilirsin yâ İlâhî
Zâtına iletmeğe benim kurbânlığım vardır
15 Vâhibî söyler hitâb eyler sana anlar mısın
Hırsımın kesdim başını benim merdânlığım vardır
16 Ey Fuzûlî vahdetimden sana râzım söylerin
Tâlibe dîzâr içün benim bürhânlığım vardır
17 Kendi hâlin Vâhib Ümmî söyler sana anlar mısın
Hâk içinde ol hâk ile benim yeksânlığım vardır

242 /
1 Gündüz gelir gece gider bir acâyib devrân ancak
Gece gider gündüz gelir bir acâyib seyrân ancak
2 Dünyâ mekrinin gafleti hep bunları mest eylemiş
İbret gözüyle bakana cihân halkı hayrân ancak
3 Bu tevhîdin sırrı cânda diyen bilir ma‘nâsını
Düşen çıkmaz kenârı yok bir acâyib ummân ancak
4 Âlem-i ma‘nâ yüzünden açdım sana ben râzımı
Mansûr kadehin içenler ayık değil mestân ancak
5 Ne göz görür ne el tutar ma‘lûm değil hiç neydiği
Akıl bunu fehm eylemez bu ma‘rifet vicdân ancak

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 332 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 333

6 Yâ Hayy u Kayyûm’dan gelir bu dediği ma‘nâ sana


Bu tevhide sıfât olan sâfî nûrdan insân ancak
7 Anlar mısın dinler misin ma‘şûk sözün söyler âşık
Gam yemezem şimden geri nutkumdaki irfân ancak
8 Âşıkların temessükü söylediği ma‘rifetdir
Cemâl-i Hak’dan gayrısın fehm eyledim yalan ancak
9 İnanırın “lâ” demezin âşıklığım şâhid bana
Yapışmazın bu dünyaya sokar beni ilân ancak
10 Bir haber geldi dilime anlayana pesdir yeter
Bu dünyânın ardın’uyan hınzır güder çoban ancak
11 Söylediğim gizli sırrın ahvâlini diyem sana
Dost zâtına mazhar düşen ma‘mûr değil vîrân ancak
12 Söyler isem nic’edeyin âlemlere fâş olursun
Dîzârını zikr eylemez dilim bana düşman ancak
13 Bildirdiler bildim anı gam yemezin şimden geri
Bu dünyanın içi dışı âşıklara zindân ancak
14 De dediler dedim sana şekk eyleme kardaş bana
Mürşidimin hûb nefesi derd ehline dermân ancak
15 Vâhib Ümmî vuslatının esrârını eyler ayân
Zâkir olup zikr eyleyen dost ehline fermân ancak

243 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşıka bir düş gerekdir ma‘nası Kur’ân ola
Akl ile fehmi gide hem düşdüğü ummân ola

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 333 9.06.2017 11:15:42


334 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Erişe Hak’dan hidâyet bula ol mahbûbunu


Gussa vü gamdan geçe ma‘nâda ol sultân ola
3 Dünya vü uhrâ anın kalbinde hiç nakş olmaya
Şübhesiz hakka’l-yakîn bu derd ana dermân ola
4 Okuya aşkın kitâbın kend’özünü bilmeye
Her nefesde dâimâ zikr etdiği Sübhân ola
5 Aç gözün dinle Vehâb’ın nutkunun ma‘nâsını
Tâlibe yol varmağa mürşid ana bürhân ola

244 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ey tabîbim hasretinden ağıdır aşım benim
Nice duysun cevrini bu onmadık başım benim
2 Derdime olmaz devâ vechini cân görmezse ger
Yerleri sular gezer çeşmimdeki yaşım benim
3 Nice feryâd etmeyem derdin durur âh etdiren
Söylemezsen bir nefes tuş olmaya düşüm benim
4 Tâkatim tak oldu gezdim bulmadım derde devâ
Derd ü mihnet anladım bu sırda yoldaşım benim
5 Ma‘nadan aldım sebak verdim haber âşıklara
Böyle sanma zâhidâ dizgin ile başım benim
6 Ârifâne söyledim ben rûhumun mi‘râcını
“Kâbe kavseyn” ma‘nası sırrımda hâldaşım benim92

92 Kâbe kavseyni ev ednâ: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 334 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 335

7 Biz sana verdik haber hakka’l-yakîn der Vâhibî


Bu fenâda gelmemiş hergiz ayakdaşım benim
8 Bu kelâmın ma‘nasın hâl ehlidir fehm eyleyen
Cân içinde gizlidir gönlüm ile işim benim
9 Vâhib’in zikri budur ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Evliyâdır şübhesiz bu yolda yoldaşım benim

245 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Evliyânın hürmetinden bizi mahrûm eyleme
Evliyânın sohbetinden bizi mahrûm eyleme
2 Fazlın ile kıl hidâyet istesin cânım seni
Evliyânın ni‘metinden bizi mahrûm eyleme
3 Dü cihândan maksudum sensin benim ey pâdişâh
Evliyânın izzetinden bizi mahrûm eyleme
4 Zâtını zikr eyleyenler mahrum olmaz şübhe yok
Evliyânın halvetinden bizi mahrûm eyleme
5 Mahrum etme vâsıl et bu tevhidin ma‘nâsına
Evliyânın hayretinden bizi mahrûm eyleme
6 Lutfun ile her nefesde bende kıl dîzârına
Evliyânın vahdetinden bizi mahrûm eyleme
7 Sen bilirsin kimse bilmez âşıkın gönlündekin
Evliyânın sîretinden bizi mahrûm eyleme
8 On sekiz bin âlem içre kıl inâyet cânıma
Evliyânın gayretinden bizi mahrûm eyleme

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 335 9.06.2017 11:15:42


336 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

9 Cân ile miskîn Vehâb’ın maksudu senden budur


Evliyânın vuslatından bizi mahrûm eyleme

246 /
8 + 8 = 16
1 Gönül gönül dedikleri emânetin sıfâtıdır
Ol sıfâtın içindeki gönlümüzün hayâtıdır
2 Kudret dili söyler bana gâfil olma aç gözünü
Emânetin hiyâneti gönüllerin memâtıdır
3 Aklın var ise dinlendi ârif sözünü anlandı
Ma‘nâ yüzün göstermeyen nefsimizin fesâdıdır
4 Bunda nefsin bilmez isen ma‘nâ yüzün görmez isen
Anda varıp çekeceğin cehâletin azâbıdır
5 Ayân değil ma‘nâları cân içinde nihân durur
Anlar isen âşıkına ma‘şûkunun hitâbıdır
6 İlhâm eder söyle diye cân içinde gelir bana
Peygamber’in zikr etdiği İlâh’ımın kitâbıdır
7 Akl evinden mücerredim anı gelip sorman bana
“Lâm-elif”in iç yüzünün okuduğum i‘râbıdır
8 Bu menzile eren kişi ma‘nâ yüzün söyler sana
Can Hazret’e erişemez akıl rûhun hicâbıdır
9 Sormadan mümkün değil bilinmesi kulûbümün
Nefsimden haber sorarsan celâli yok türâbîdir
10 İhtiyârım elde değil hazm etmesi mümkün değil
İhtiyarsız söylediğim âşıklığın cevâbıdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 336 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 337

11 Bu dünyânın içi dışı gerçek değil yalan imiş


Âşıkların içdikleri muhabbetin şarâbıdır
12 Ma‘rifetin ma‘nâsının sen râzını dinler misin
Kendi yıkar kendi yapar gönül anın harâbıdır
13 Vâhib Ümmî kendi rûhu mi‘râcıdır söylediği
Hakka’l-yakîn nûr-ı siyâh dost zâtının nikâbıdır

247 /
8 + 8 = 16
1 Dünyâ ahret istemezem Rahmân’ımı yokların ben
Öğüdünü nefsine ver îmânımı yokların ben
2 Ben andan ayrı değilin vallâhi gayrı değilin
Bunda geldim yavı kıldım vicdânımı yokların ben
3 Ayrı düşdüm garîb oldum n’olduğumu bilmedim
Lâzım değil gayrı kelâm Sübhân’ımı yokların ben
4 Çok söyledim anlamadın kulak tutup dinlemedin
Ma‘nâya mazhar olmağa bürhânımı yokların ben
5 Câhil değil âlim idim tevhîd-i zât sırrında ben
Aklımı başına devşir irfânımı yokların ben
6 Âşıkına ma‘şûk ne der aklın var mı anlar mısın
On sekiz bin âlem içre seyrânımı yokların ben
7 Yedi iklim dört köşeyi gönlüm içinde gezdiğim
Ehl-i derdem derdim içün dermânımı yokların ben
8 Aşıklığımı bilmezsin aceblersin sözüm benim
Görmek içün maksûdumu vatanımı yokların ben

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 337 9.06.2017 11:15:42


338 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

9 Nüsha-i kübrâ dediler inandım ben âdem içün


Ol sebebden hakka’l-yakîn pinhânımı yokların ben
10 Mükerremlik ma‘nâsının hakîkati tâlibiyin
Tevhîde da‘vet etmeğe şeytânımı yokların ben
11 Söyleyeyin “lâ” demezsen Allâh içün bu tevhîdi
Güneş gibi cân içinde devrânımı yokların ben
12 Bekâ bi’llâh makâmının ma‘nâsıdır işde bu söz
Eğer zâhir eğer bâtın ummânımı yokların ben
13 On iki ilmin ma‘nâsın halka sormak ayıp imiş
Dostdan yana haber veren zebânımı yokların ben
14 Bunu bana dedirdenin sırrı nedir gelmez dile
Cümle şübhe hallolmağa handânımı yokların ben
15 Vâhib Ümmî dost râzının mahbûbudur hakke’l-yakîn
Ben bir âciz günahkârım dayağımı yokların ben

248 /
7 + 7 = 14
1 Aşkdan gelen şerbeti içdik el-hamdüli’llâh
On sekiz bin âlemi geçdik el-hamdülil’lâh
2 Söylediğim kerâmet evliyânın sırrıdır
Yedi deniz altı sed açdık el-hamdülil’lâh
3 Evliyânın himmeti Allâh’ın inâyeti
Nûrdan kanat takındık uçduk el-hamdülil’lâh
4 Hazırlandık gitmeğe bu menzile yetmeğe
Altımızda atımız aşdık el-hamdülil’lâh

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 338 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 339

5 Doğru yoldan çıkmamak Allah’ı unutmamak


Erenlerin çığrına düşdük el-hamdülil’lâh
6 Ma‘nâ bize söyledi hiç şübhemiz kalmadı
Hak nedir nâ-hak nedir seçdik el-hamdülil’lâh
7 Nazar etdi erenler akıtdı ayağımız
İrkildik ırmak olduk taşdık el-hamdülil’lâh
8 Bâkî devlet sırrına irgürdüler erenler
Bu tevhîdin ma‘nâsın saçdık el-hamdülil’lâh
9 Ehl-i dünyâ olanın işi gücü hayâldir
Ol yaramaz sıfatdan kaçdık el-hamdülil’lâh
10 Uyur idik uyandık erenlere inandık
Sırdan deveye bindik göçdük el-hamdülil’lâh
11 Görmediğimiz gördük bilmediğimiz bildik
Ma‘rifetin ekinin biçdik el-hamdülil’lâh
12 Yohsul idik bay olduk evliyânın yüzünden
Ol kudret hazînesin düşdük el-hamdülil’lâh
13 Hep cümlemiz dirildik aşk içinde buluşduk
Bu remzi gönlümüze koşduk el-hamdülil’lâh
14 Gördüğümüz tevhîdin ma‘nâsıdır sözümüz
Cân u dilden aşk ile coşduk el-hamdülil’lâh
15 Vâhib Ümmî çiğliği şeyhe erince-y-imiş
Aşk âteşi içinde bişdik el-hamdülil’lâh

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 339 9.06.2017 11:15:42


340 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

249 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Sûretin nakşına hayrân olmağa âşık gerek
Sîretin nakşına kurbân olmağa sâdık gerek
2 Yedi hattın ma‘nasıdır dilim izhâr etdiği
Vechini fehm eyleyen serhoş değil ayık gerek
3 Kâl ü kıyl da‘vâsını terk etmeyen bilmez bunu
Zâtına lâyık olan kul Hazret’e lâyık gerek
4 Vere Lokmân şerbetini hastalar bula şifâ
Tâlibin nabzın tutanlar ma‘nada hâzık gerek
5 Bu Vehâbî derdimend nûr-ı siyâh tahtındadır
Tevhidin ma‘nâsını zikr eyleyen nâtık gerek
6 “Lâ” demezsen ârif ol sen nutkumun ma‘nâsına
İçeriden söyleneni söyleyen nâzik gerek
7 Vâhib Ümmî kâlinin hâlinden alan dersini
Görmeğe dîzâr-ı Hakk’ı gözleri açık gerek

250 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mustafâ vechinde biz ehl-i vefâ âşıklarız
Mustafâ nûrunda biz ehl-i safâ âşıklarız
2 Tevhidin ahvâline âlim değiliz zâhidâ
Mustafâ zevkinde biz ehl-i safâ âşıklarız

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 340 9.06.2017 11:15:42


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 341

3 Tevhid-i zât-ı İlâhî gör neler ilhâm eder


Mustafâ şevkinde biz ehl-i safâ âşıklarız
4 Kâl ü kıyle bağlanıp kendimi nâdân etmezem
Mustafâ varında biz ehl-i safâ âşıklarız
5 Zikr-i Hû’nun ma‘nasın gör gönlüm âbâd eyledi
Mustafâ medhinde biz ehl-i safâ âşıklarız
6 “Küntü kenz”in vahdetinden cân uyandı gam yemen
Mustafâ zikrinde biz ehl-i safâ âşıklarız
7 Âlem-i ma‘nâ yüzü âyînesidir vechimiz
Mustafâ gönlünde biz ehl-i safâ âşıklarız
8 Ana ümmetdir bu cân ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Mustafâ tahtında biz ehl-i safâ âşıklarız
9 Söylesem şerh eylesem gelmez dile vasfı anın
Mustafâ emrinde biz ehl-i safâ âşıklarız
10 Bir tecellî kıldı câna rûhum âbâd eyledi
Mustafâ mehrinde biz ehl-i safâ âşıklarız
11 Zâhir oldu gün gibi esrâr İlâhî cânıma
Mustafâ zabtında biz ehl-i safâ âşıklarız
12 Gör ne hikmetden haber söyler Vehâbî hâl ile
Mustafâ sırrında biz ehl-i safâ âşıklarız

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 341 9.06.2017 11:15:43


342 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

251 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mustafâ râhında biz ehl-i cefâ âşıklarız
Mustafâ sırrında biz ehl-i vefâ âşıklarız
Tâlib isen gel beri ehl-i şifâ âşıklarız
Mustafâ zâtında biz ehl-i safâ âşıklarız
2 Tevhidin ahvâline âlim değilsin zâhidâ
Anlamazsın remzimi ârif değilsin zâhidâ
Ârifin gönlüne sen âlim değilsin zâhidâ
Mustafâ zevkinde biz ehl-i safa âşıklarız
3 Tevhid-i zât-ı İlâhî gör neler ilhâm ider
Ârif-i bi’llâh olanlar gayrı ahvâli n’ider
Ârif olmak ister isen çün ü çerâ sen gider
Mustafâ şevkinde biz ehl-i safâ âşıklarız
4 Cânıma söyle diye emr etdi ol nûr-ı İlâh
Şübhesiz hakka’l-yakîn âşıklara budur salâh
Dost elinden giymişim ben başıma nûrdan külâh
Mustafâ nûrunda biz ehl-i safâ âşıklarız
5 Kâl ü kıyle bağlanıp kendimi nâdân etmezem
Tevhide baş eğmeyip kendimi şeytân etmezem
“Lâ” deyip İblîs gibi kendimi nâdân etmezem
Mustafâ varında biz ehl-i safâ âşıklarız
6 Zikr-i Hû’nun ma‘nası gör rûhum âbâd eyledi
“Küntü kenz”in vahdetinden cânım irşâd eyledi
Hamdüli’llâh çok şükür makâmımı zât eyledi
Mustafâ medhinde biz ehl-i safâ âşıklarız

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 342 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 343

7 “Küntü kenz”in vahdetinden cân uyandı gam yemen


Bu kelâmın ma‘nasını benden umman ben demem
Şâhid olsun tevhidim ben kimseye sen ben demem
Mustafâ zikrinde biz ehl-i safâ âşıklarız
8 Âlem-i ma‘nâ yüzü âyînesidir vechimiz
Hürmetine Mustafâ’nın afv olupdur suçumuz
Nûr-ı Bâkî izzetinde başımızda tâcımız
Mustafâ gönlünde biz ehl-i safâ âşıklarız
9 Ana ümmetdir bu cân ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Da‘vete eyle icâbet “lâ” deme zinhâr sakın
Gel gazâ et nefsini kudret yerâğını dakın
Mustafâ tahtında biz ehl-i safâ âşıklarız
10 Söylesem şerh eylesem vasfın anın gelmez dile
Bülbül olmayan kişi fehm eyledim konmaz güle
Arşı seyrân isteyenler tevhidim alsın dile
Mustafâ emrinde biz ehl-i safâ âşıklarız
11 Bir tecellî kıldı câna rûhum âbâd eyledi
Gayr-ı Hakk’ın varlığını külli memât eyledi
Nutkumun ma‘nâsını ol âb-ı hayât eyledi
Mustafâ mühründe biz ehl-i safâ âşıklarız
12 Zâhir oldu gün gibi esrâr İlâhî cânıma
Rü’yet oldu şübhesiz nûr-ı İlâhî cânıma
Bu hidâyetdir benim kenz-i İlâhî cânıma
Mustafâ zabtında biz ehl-i safâ âşıklarız
13 Gör ne hikmetden haber söyler Vehâbî hâl ile
Tevhidin ma‘nâsını fehm eylemezler kâl ile
Dört kitâbın ma‘nasını fehm ederler dâl ile
Mustafâ seyrinde biz ehl-i safâ âşıklarız

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 343 9.06.2017 11:15:43


344 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

14 “Urvetü’l-vüskâ” ipini takdı şeyh gerdânıma93


Şübhesiz hakka’l-yakîn bakdırdı ol Sübhân’ıma
Zikr edersen Hâlık’ı gelmez zevâl îmânıma
Mustafâ kavlinde biz ehl-i safâ âşıklarız
15 Âlem-i bezm-i elestden tevhid oldu âşikâr
Vâhib Ümmî Hak Taâlâ zâtıdır sana şikâr
Bu kelâmın ma‘nası tâliplere nevbet-i şükr
Mustafâ fi‘linde biz ehl-i safâ âşıklarız

252 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Bedenden geçmişem ben câna geldim
Kemâl-i sırr ile insâna geldim
2 Bi-hamdi’llâh bugün buldum makâmım
Soruban ma‘nasın Kur’ân’a geldim
3 Dile gelmez desem yârin visâlin
Gönül tahtındaki sultâna geldim
4 Cemâl-i vaslının buldum visâlin
İçinde katrenin ummâna geldim
5 Görünmez sîreti beşer gözüyle
Fenâ mülkündeki vîrâna geldim
6 İnanırsan sana verem cevâbı
Gönül bâğındaki seyrâna geldim
7 Bu imiş âşıka ma‘şûk nişânı
Ne gam şimden geri ayâna geldim
93 Urvetü’l-vüskâ: (Tutunacak) sağlam ip. Lokman/22; Bakara/256.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 344 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 345

8 Kılaldan tâati hakka’l-yakînden


Anınçün defter-i dîvâna geldim
9 Muhabbet ma‘nâsı câna düşelden
Başım top eyleyip meydâna geldim
10 Bu cismim cehlini fehm etdi cânım
Anı yakmaklığa külhâna geldim
11 Eğer bildin ise remzin rumûzun
Hak’ın lutfundaki ihsâna geldim
12 Hak’ın zikri hidâyetdir dilime
Ne gam şimden geri handâna geldim
13 Görürsen Vâhibî fi‘lini aşkdan
Cemâl-i şevkine devrâna geldim
14 Erişdi cânıma sırdan hidâyet
Yanılmadım yolum Rahmân’a geldim
15 Benim keyfiyyet-i hâlim sorarsan
Şarâb-ı şevk ile mestâne geldim
16 Cihânı seyr edip geldim gönülden
Bu aşk içindeki destâna geldim
17 Sana söyler hitâb eyler Vehâbî
Bu halka rahm eden Rahmân’a geldim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 345 9.06.2017 11:15:43


346 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

253 /
8 + 8 = 16
1 Hak’dan nazar erdi bize sırru’llâha uçar oldum
Dâd-ı Hak’dır şübhe yokdur vechu’llâha uçar oldum
2 Benimle bile olanın elfâzıdır söylediğim
Gizli cevâb budur sana hayrı şerri seçer oldum
3 Aşk cânına bürhân durur gizli yerler hiç kalmadı
Dost zâtını zikr edelden âb-ı hayât içer oldum
4 Zât ile etdi tecellî ihtiyârım hiç kalmadı
Dü cihânın varlığından ürker cânım kaçar oldu
5 İhtiyârım elde değil anın içün derem sana
Dost sevgisi yâr olalı akl evinden göçer oldum
6 Mümkinâtın ne etdiğin bildirdi dostun sevgisi
Kevn ü mekân âleminden dost zâtına uçar oldum
7 Fazlın ile bu cânımı lutfun senin bend’eyledi
Seni benden beni senden fark etmeyip nâçâr oldum
8 Aşkın cemâli mazharı senin vechin ne gam yersin
Dost sevgisi aldı elim işde bundan geçer oldum
9 Boş değilin dopdoluyun bu tevhîdin sırrı ile
Dost zâtının envârını dört yanıma saçar oldum
10 Evvel âhir kendi hâlim ahvâlidir zikr etdiğim
Vâhib eydür şimden geri ma‘nâ eknin biçer oldum
11 Mürde idim Hayy kıldılar anlar mısın bu kimyâyı
Evliyânın himmetiyle kanatlandım uçar oldum

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 346 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 347

254 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşık ol gel zâtına gavgâya verme gönlünü
Lutfu yok ol kahrı çok sevdâya verme gönlünü
2 Dile Hakk’ın zâtını hiç kalmasın gayrı hicâb
Cennetin içindeki me‘vâya verme gönlünü
3 Ârifin sırrındaki “kul ‘ındehû ümmü’l-kitâb”94
Cânına budur safâ hevâya verme gönlünü
4 Gönlünü cem‘ eylegil Allâh’a döndür vechini
Var ise aklın senin hebâya verme gönlünü
5 Hak Taâlâ zâtının ilhâmı söyler Vâhib’e
Sırr-ı zâtdan dışarı esmâya verme gönlünü

255 /
8 + 8 = 16
1 Vardım gördüm gözüm ile aşk kavile sığmaz imiş
Dedim sana inan bana aşk kavile sığmaz imiş
2 Dört kitâbın hakîkati gör “elif”in içindedir
Ol sebebden derin sana aşk kavile sığmaz imiş
3 Yalan yanlış söz çok olur gel “elif”e sor şübheni
Şâhid yeter bu söz sana aşk kavile sığmaz imiş

94 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 347 9.06.2017 11:15:43


348 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Evvel âhir olacağı “elif” ile bildi bilen


Anın içün derin sana aşk kavile sığmaz imiş
5 Bu tefsîrin ma‘nâsını ehl-i tevhîd olan bilir
Gücün üzme kolayına aşk kavile sığmaz imiş95
6 Bu “elif”in sırrı sende pinhân durur göremezsin
Muhammed’in hakkı içün aşk kavile sığmaz imiş
7 Ârif isen bir söz yeter çok söylemek baş ağrıdır
Vâhib Ümmî yeter bu söz aşk kavile sığmaz imiş

256 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Gel imdi Hâlık’ı zikr et eğer insân isen insân
Gel imdi Hâlık’ı fikr et eğer insân isen insân
2 Şehâdet etdi hakkında sen ol nüsha-i kübrâsın
Haber ver nûr-ı a‘lâdan eğer insân isen insân
3 Cemâlinle münevverdir kamu âlem senin ey yâr
Cemâlinden haber ver sen eğer insân isen insân
4 Memâtım yok hayâtımdır anın zâtındaki ihlâs
Onat fehm eyle tevhîdi eğer insân isen insân
5 Ne âlemdir bu âlem kim sana zâhir olur hâlen
Bu sırdan gel haber ver sen eğer insân isen insân
6 Bu tevhîdin sıfâtıdır senin vechin gözün aç sen
İşit imdi bu tevhîdi eğer insân isen insân

95 Gücün üzme kolayına: Kolayına gücün üzme A.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 348 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 349

7 Bu ma‘nâ-yı muammâyı akıllar eylemez idrâk


Düşersin nûr-ı ummâna eğer insân isen insân
8 Göresin aslını ayân bu mir’ât-ı mücellâdan
İnâd etme bu ma‘nâya eğer insân isen insân
9 Görünmez gözüne ma‘nâ özün zulmetdedir zâhid
Gözün aç cân ile dinle eğer insân isen insân
10 Murâdın cennet-i me’vâ nic’anlarsın bu ma‘nâyı
Özün fehm eyle ko anı eğer insân isen insân
11 Dedirtdiler dedim sana cemâlinin kemâlinden
Şarâb-ı şevki nûş eyle eğer insân isen insân
12 Diyen kim dediren kimdir nic’anlarsın haber ver sen
O sırdan hiç haber yokdur eğer insân isen insân
13 “Ene’l-Hak”dan dedi Mansûr anınçün düşdü gavgâya
Bu sırrı sen nihân eyle eğer insân isen insân
14 Buyımış usûl-i erkân edesin da’vâ-yı vicdân
Buyımış zübde-i irfân eğer insân isen insân
15 Muvahhid mü’minem hâlen kelâmu’llâh yeter şâhid
Sıfât-ı zâtını yâd et eğer insân isen insân
16 Nasîhatdir sana cândan işidirsen bu ilhâmı
Nişânın bî-nişân eyle eğer insân isen insân
17 Özün hâk eyle pâk olsun diye söyler sana Vâhib
Alasın dersini aşkdan eğer insân isen insân

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 349 9.06.2017 11:15:43


350 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

257 /
8 + 8 = 16
1 Bin çalışsan dermân yokdur kaderlenen gelir kula
Gücün üzme var şükr eyle kudretd’olan gelir kula
2 Sana şâhid bu söz yeter dinler isen tevhîdimi
Karga kuzgun konmaz imiş bülbül olmayınca güle
3 Cândan sana budur hitâb anladınsa geç gayrıdan
Kâl ü kıylden geçmeyince yetmez imiş gelip hâle
4 Evveli yok âhiri yok fikr etmeğe ermez akıl
Gizli sırrın ma‘nâsını söyler isem gelmez dile
5 Vâhib Ümmî’nin tevhîdi zâhir değil vicdânîdir
Gece gündüz zikr etdiğim bizim ile olur bile

258 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ârifin gönlü evinde la‘l ile mercân biter
Câhilin gönlü evinde dâimâ isyân biter
2 Ey şehâdetden habersiz eğri bakma doğru bak
Şeyh-i kâmil meclisinde tevhid-i irfân biter
3 “Lâ” demez bu tevhide ikrâr u ihlâs ehl’olan
Eşkıyânın sohbetinde câhil ü nâdân biter
4 Ey basîretsiz sana etdim nasîhat cân ile
Hâlık’ı zikr etdin ise derdine dermân biter

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 350 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 351

5 Hak Taâlâ zâtının ahdine etdinse vefâ


Sırr-ı Hû’nun ma‘nası cânında ol pinhân biter
6 Ârif olmazsan eğer nefsindeki mekkâre sen
Gâfil olma korkudur gönlünde ol şeytân biter
7 Emr-i Hakk ile adâlet etdin ise nefsine
Nüsha-i kübrâ-yı âlem sûret-i insân biter
8 Arz-ı hâl etdim sana tevhîdimin ahvâlini
Bu kulûbüm âleminde sünbül ü reyhân biter
9 Nice şâd olmaz Vehâbî gördü yârin vechini
Ol sebebden gönl’evinde verd ile reyhân biter

259 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Cemâlinin hitâbını benim cânım nihân söyler
Bu sevdâya düşen âşık bu tevhîdi ayân söyler
2 Muhammed Mustafâ vechin dile gelmez desem hergiz
Bu ilhâm-ı maârifi dehânımdan zebân söyler
3 İşi rızk ile riyâdır haberdâr olmamış aşkdan
Murâdı Hak değil gayrı inanman siz yalan söyler
4 Ne sırdır nüsha-i kübrâ anı âşık beyân eyler
Dilinde zikr ü tesbîhi hemân baykuş virân söyler
5 Kelâmu’llâh yeter şâhid ne gam şimden geri zâhid
Muhammed vech-i zâtından gelir bunlar nişân söyler
6 Gel imdi cân ile dinle sakın “lâ” deme sen zinhâr
Bu tevhîdin muârızın sana kardaş imân söyler

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 351 9.06.2017 11:15:43


352 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

7 Âşık ma‘şûkdan almışdır sabahını ne gam zâhid


Gülistândan dil’olmayan sözün küllî yavan söyler
8 Kulak tut cân ile dinle var ise aklın idrâkin
Bu insân kendi sırrından sana bir tercümân söyler
9 Ne aklım var ne fikrim var bu ma‘nâda kasîrem ben
Dizârının firâkından âşık miskîn figân söyler
10 Gel imdi zikr ile fikr et eresin “Kâbe kavseyn”e96
Vehâb Ümmî bu tevhîdi nihân değil ayân söyler
11 Âşıklara temessükdür bu ilhâm ile Rabbânî
Kemâlin zübdesi sırrın gelir cânda revân söyler

260 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ol velâyet tahtının sırr-ı kemâlidir Alî
Ol velâyet tahtının sırr-ı cemâlidir Alî
2 Lahmüke lahmî diye etdi şehâdet ol Resûl97
Zülfikâr’ın ma‘nası sırr-ı celâlidir Alî
3 Vechinin âyînesinden gördü cânım zâtını
Tâze doğmuş ay gibi sırr-ı hilâlidır Alî
4 Anlayan bu tevhidi “ümmü’l-kitâb”ın vechidir98
Anın içün söylerin sırr-ı meâlidır Alî

96 Kâbe kavseyni ev ednâ: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.
97 Lahmüke lahmî: Etin etimdir. Hz. Peygamberin Hz. Ali için söylediği
rivâyet edilen söz.
98 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 352 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 353

5 Sorması lâzım değil verdim haber der Vâhibî


Bildiğim budur benim sırr-ı zülâlidır Alî

261 /
8 + 8 = 16
1 Aldım getirdim satarım bâzâr eden gelsin beri
Bu tevhîdin Mansûr’uyam berdâr eden gelsin beri
2 Bu tevhîdin ahvâlini aslâ akıl fehm eylemez
Sırr-ı “ene’l-hakk” okurun inkâr eden gelsin beri
3 Doğru Allah diyen kulu öldürmeğe kasd ederler
Sen dediğin olmaz yürü yok var eden gelsin beri
4 Kimdir bunda nâ-hak diyen gelsin haber versin bugün
Ol bir ile yâr olmuşam ağyâr eden gelsin beri
5 Vâhib Ümmî hâlindedir evliyânın yolundadır
İlm-i hikmet dilindedir ikrâr eden gelsin beri

262 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Sûfiyem hem sâfiyem tevhîd-i zâtu’llâh yüküm
Gayrısı lâzım değil kalbimde zikru’llâh yüküm
2 Kâl ü kıyl zevkin geçelden bulmuşam genc-hâneyi
Gam yemen şimden geri aşkdan selâmu’llâh yüküm

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 353 9.06.2017 11:15:43


354 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Dersimiz veren bizim “seb‘a’l-mesânî” vechidir99


“İkra’ bi’smi Rabbik” esmâ ü sıfâtu’llâh yüküm100
4 Âşıkın berkdir yayı sen çekemezsin zâhidâ
On sekiz bin âlemin içinde seyru’llâh yüküm
5 “Lâ” ilini geçmeyince bilmedim “illâ”yı ben
Zâhir ü bâtın hüvel kalbimde zikru’llâh yüküm
6 Nefsimi fehm eyledim ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Âşıkam hem sâdıkam nûr-ı cemâlu’llâh yüküm
7 Ârif oldum söyledim der Vâhibî tevhîdimi
Aç gözün kaldır hicâbı işde emru’llâh yüküm

263 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Vechini buldum senin avım şikârımsın benim
Şübhesiz yokdur bezim gizli bâzârımsın benim
2 Zerre denli ummazam Firdevs-i a‘lâdan nasîb
Anın içün söylerem sâfî nigârımsın benim
3 Âşıka ma‘şûk sözü “seb‘a’l-mesânî”den gelir101
“Lâ” demen vallâhi ben nûrdan hisârımsın benim
4 Anladım hâlen seni gönülde muhkemdir sevin
Vechini fehm etmeğe ayn ü basârımsın benim

99 Seb’a’l-mesânî: Fâtiha sûresi.


100 İkrâ bi’smi Rabbik: Yaratan Rabbinin İsmi ile oku. Alak/1.
101 Seb’a’l-mesânî: Fâtiha sûresi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 354 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 355

5 Cân içinde cân ile buldu Vehâbî zâtını


Tevhidim şâhid yeter ayn-ı dîzârımsın benim

264 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşık olan her kim ise gayrıdan üryân gezer
Gece gündüz dâimâ bunlar hemân hayrân gezer
2 İblis’in yokdur yeri hiç gelemez bu menzile
Mü’minin gönlü evinde Mustafâ sultân gezer
3 Gayrısı lâzım değil Allâh’ın adın söylerem
Cehlini fehm etmeyenler câhil ü nâdân gezer
4 Ehl-i Hak yokdur diye inkâr eder ikrârı yok
Göremezler ehl-i Hak güneş gibi ayân gezer
5 Bilmemekdir bildiği halka döner nâsihlenir
İ’tikâd etmen ana cehl ile ol yeksân gezer
6 Nefsi ile rûhuna ma‘nâda vahdet giydiren
On sekiz bin âlemin içinde ol merdân gezer
7 Anladınsa pes yeter lâzım değil gayrı kelâm
Zâhidin gönlü evinde hûri vü gılmân gezer
8 Rûhumun şevki benim ta‘bîre gelmez söyleyem
Bî-nişân ü lâ-mekân zâtında bu handân gezer
9 Zâkirin zikrindeki “kul ındehû ümmü’l-kitâb”102
“Lâ” der isen tevhide gönlünde ol şeytân gezer

102 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 355 9.06.2017 11:15:43


356 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 Şübheden âzâd olaldan buldu cânım vuslatı


Erişenler menzile sâfî hemân insân gezer
11 Zikr-i Hû’nun ma‘nası âşıkların emvâcıdır
Aşk şarâbın nûş edelden Vâhibî mestân gezer

265 /
8 + 8 = 16
1 Nefsini bilmek istersen gel tevhîde gir tevhîde
Kendini görmek istersen gel tevhîde gir tevhîde
2 Erenlerin sözü hakdır inanmayan münâfıkdır
Sırâtı geçmek istersen gel tevhîde gir tevhîde
3 Bu tevhîdin hakîkati Elestü’nün hitâbıdır
Nâdân değil insân isen gel tevhîde gir tevhîde
4 Dört kitâbın içindeki sırdan sana budur cevâb
Zâtına ermek dilersen gel tevhîde gir tevhîde
5 Vâhib Ümmî’nin bildiği âşıkların menzilidir
Hakka’l-yakîn budur cevâb gel tevhîde gir tevhîde

266 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Gönülden zikr eder Hakk’ı
Halvetî’nin dervişleri
Gönülden fikr eder Hakk’ı
Halvetî’nin dervişleri

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 356 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 357

2 Envâr-ı İlâhî sözü


Hakk’a ma‘lûm durur özü
Allah’a bakar cân gözü
Halvetî’nin dervişleri
3 Halkın içinde delidir
Ehlin içinde uludur
Şübhesiz gerçek velîdir
Halvetî’nin dervişleri
4 Şerr ile şûrdan berîdir
Tâhirdir pâkdır arıdır
Ol zât-ı pâkin eridir
Halvetî’nin dervişleri
5 Kırklar ile sohbet eder
Yedilerle halvet eder
Tevhîd ile işret eder
Halvetî’nin dervişleri
6 Âriflerin nutkundaki
Ma‘nâyı gör âb-ı hayât
Dost zâtının mazharıdır
Halvetî’nin dervişleri
7 Desem sana inanmazsın
Bu tevhîdin ahvâlini
Aşkdan alır gelir söyler
Halvetî’nin dervişleri
8 Çün ü çerâdan kaçarlar
Âb-ı hayâtı içerler
“Men aref” sırrın açarlar
Halvetî’nin dervişleri

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 357 9.06.2017 11:15:43


358 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

9 Dört yâr ile yâr olurlar


Ağyâr ile yad olurlar
Mürşidden irşâd olurlar
Halvetî’nin dervişleri
10 Deryâ olurlar akarlar
Îmân çerâğın yakarlar
Dokuz kat gökden bakarlar
Halvetî’nin dervişleri
11 Yiğitbaşı’ndan kanarlar
Aşka düşerler yanarlar
Arşın içinde dönerler
Halvetî’nin dervişleri
12 Gönülü Hakk’a verirler
Hakk’ı gönülde bulurlar
Canların teslîm kılarlar
Halvetî’nin dervişleri
13 Sır haberin dinler olur
Ma’nâsını anlar olur
Ma‘rifetler söyler olur
Halvetî’nin dervişleri
14 Ma‘rifet gönülde biter
İblîs fi‘li nefsden yeter
Bülbül olur gülden öter
Halvetî’nin dervişleri
15 Vâhib Ümmî tevhîd alır
Bunda gelmez anda kalır
Vâsıl olur dîzâr bulur
Halvetî’nin dervişleri

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 358 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 359

267 /
5 + 5 = 10
1 Eğri bakarlar dervîş olana
Bin kulp takarlar dervîş olana
2 Sevdiği kulu bunlardan gizli
Ulu devletdir dervîş olana
3 Îmânın bular denize salar
Câhildir güler dervîş olana
4 Kümmel mükemmel velînin nutku
Gıdâ-yı rûhdur dervîş olana
5 Bu halkın hâli böyledir yolu
Verirler dili dervîş olana
6 Muhammed gelir gönlüne girer
Nûrunu verir dervîş olana
7 Münkirin işi inkârdır aşı
Ururlar taşı dervîş olana
8 Allâh’ı birler gönlünü yurlar
Mansûr’dur derler dervîş olana
9 Etmezler haccı ederler gücü
Bulurlar suçu dervîş olana
10 Muhammed işi sorar bu aşı
Eğerler başı dervîş olana
11 Ne aceb bular zakkumu yerler
Acı söz derler dervîş olana

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 359 9.06.2017 11:15:43


360 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

12 Bir sırdır derler bir nûrdur derler


Mansûr’dur derler dervîş olana
13 Bilmez safâyı bulmaz şifâyı
Eder cefâyı dervîş olana
14 Hakk’ın nazarı vardır bâzârı
Budur eseri dervîş olana
15 Akl’olan gelir tevhîdim alır
Dahl etmez olur dervîş olana
16 Tevhid bürhândır ayn-ı Kur’ân’dır
Sâfî îmândır dervîş olana
17 Bu dünyâ dardır yemişi hârdır
Azâbı vardır dervîş olana
18 Hep bunlar düşdür cümle bir işdir
Hak’dan bahşişdir dervîş olana
19 Gel âsî olma Hak’dan gelene
Sen karşı yatma dervîş olana
20 Hiç halkdan almaz bunlara kanmaz
Hak verir dersin dervîş olana
21 Gâfiller neyler birbirin yeğler
Kâzibdir söyler dervîş olana
22 Bunda olandır ma‘nâ bulandır
Yokluk meskendir dervîş olana
23 Küfürdür özü göremez gözü
Yalandır sözü dervîş olana
24 Maksûdu birdir elfâzı nûrdur
Bu ayân sırdır dervîş olana

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 360 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 361

25 Doğrulup gelmez çerâğın yakmaz


Gönlünü vermez dervîş olana
26 Bir gizli kândır hükm ıssı cândır
Sevisi cândır dervîş olana
27 Zamân azgındır halkı bozgundur
Var gizlen derler dervîş olana
28 Allah’dan alır gönlüne gelir
Peygamber verir dervîş olana
29 Başlar keserler kanlar içerler
Açılma derler dervîş olana
30 Nebîler gelir velîler görür
Bu bizden derler dervîş olana
31 Nefsinin aslın bilmek isteyen
Âr etmez sorar dervîş olana
32 Ameli hakdır kuşağı berkdir
Hiç korku yokdur dervîş olana
33 Benlik dersini geride koyan
Hiç benin demez dervîş olana
34 Dersinde kâmil ilmiyle âmil
İctihâd budur dervîş olana
35 Azrâil almaz bunların cânın
Azrâil Allah dervîş olana
36 Hak’dan nazardır gerçek bâzârdır
Tevhîd dîzârdır dervîş olana

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 361 9.06.2017 11:15:43


362 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

37 İçi çürükdür gönlü büyükdür


Sözü sovukdur dervîş olana
38 Beşi bir eyler yüzün yir eyler
Lâyık da budur dervîş olana
39 Bu halk hayrândır aceb devrândır
Gökcek seyrândır dervîş olana
40 Ma‘rifet genci âşıkın renci
Her dilde söyler dervîş olana
41 Bu halkın cevri dervîşin fahri
Zîr yokdur derler dervîş olana
42 Kırk dört makamdır zikir devamdır
Tevhid imamdır dervîş olana
43 Görmeden söyler tuşuna güler
İftirâ eyler dervîş olana
44 Dervîşlik addır makâmı zâtdır
Gayrısı yaddır dervîş olana
45 Kalbine zikri diline şükrü
Hakkâ verilir dervîş olana103
46 İblîs’in vârlar gönlün yaparlar
Gör neler derler dervîş olana
47 Allâh’ın adı ne gökcek dadı
Gösterir zâtı dervîş olana
48 Doğru gelene dostu sorana
Gayrı harâmdır dervîş olana

103 Hakkâ: Hak A.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 362 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 363

49 Sûretin düzer arada gezer


Bilirlik satar dervîş olana
50 Yediler kırklar bildiler üçler
Buluşur olur dervîş olana
51 İblis’in varlar gönlün yıkarlar
Tevhiddir derler dervîş olana
52 Bir sırdır yürür kendisi görür
Tevekkül verir dervîş olana
53 Bu tevhid hakdır ma‘nâsı çokdur
“Lâ” demek yokdur dervîş olana
54 Müslüman olan kendüyi bilen
Dahl etmez olur dervîş olana
55 İçerd’oturur dersin bitirir
Hak’dan getirir dervîş olana
56 Allah’dan korkmaz halkdan utanmaz
Mülhiddir kızar dervîş olana
57 Rûhânî dildir ehline güldür
Âşıklar kuldur dervîş olana
58 Vicdândır derler handândır derler
Ummândır derler dervîş olana
59 Aşku’llâh derler sırru’llâh derler
Ehlu’llâh derler dervîş olana
60 Şeyh ile durur tesellî bulur
Tecellî olur dervîş olana

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 363 9.06.2017 11:15:43


364 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

61 Düşünde gelir gönlüne girür


Dîzârın verir dervîş olana
62 Bu tevhîd alır Allâh’a verir
Mi‘râcı kılar dervîş olana
63 Aşkın kıssası cândır hâssası
Budur hissesi dervîş olana
64 Âhirdir zamân ardın tut demen
Gayrısı gümân dervîş olana
65 İçersin gören taşrasın bilen
Çiğ söz söylemez dervîş olana
66 Gönlüne gelir gözüyle görür
Sırdır açılır dervîş olana
67 Mutlak kelâmdır Hak’dan gelendir
Kısmet olandır dervîş olana
68 Şerîat kavli tarîkat fi‘li
Hakîkat hâldir dervîş olana
69 Bunlar hümâdır Hak reh-nümâdır
Mürâyî derler dervîş olana
70 Yazıldı geldi bir kitâb oldu
Aşkdan sunuldu dervîş olana
71 Bu aşkın kahrı bal olur zehri
Vâhib’in fahri dervîş olana
72 Yetmiş beş evdir “sin” ile “vav”dır
Bir gizli avdır dervîş olana

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 364 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 365

73 Vâhibî özler sevdiğin gözler


Yeter bu sözler dervîş olana

268 /
8 + 8 = 16
1 Evvel çalınan kalemin içinde ben pinhân idim
Ayrılık firkat yoğ idi ol nûr ile yeksân idim
2 Ol bir deryâ mevc urmadan emvâcın taşra salmadan
Öküz balık halk olmadan ilmu’llâhda irfân idim
3 Geldim haber verdim sana tevhîd-i zâtın varını
Ol haddi yok pâyânı yok ummânda ben mercân idim
4 “Leyse fi’d-dâr”ın eseri hiç yoğ idi ben var idim104
Hak benimle ben Hakk ile gayru’llâhdan üryân idim
5 Bu tevhîdim ahvâlini ârif gerek fehm eyleye
Ol mahbûbun dîzârına evvelde âşık cân idim
6 Muhammed “ümmetim” dedi cümle ervâh “lebbeyk” dedi105
Ol hitâbda ben de bile sâfî nûrdan insân idim
7 Bilmeyenler bilsin içün görmeyenler görsün içün
Ol nûr bende ben ol nûrda güneş gibi ayân idim
8 Cümle kemâlim hakkıçün cümle cemâlim hakkıçün
Esmâ sıfâtın bilmeğe Âdem’e ben bürhân idim
9 Nefslerinden zuhûr etdim yerde anın emri ile
Nûh kavmini gark eyleyen ol dem yağan bârân idim

104 Leyse fi’d-dâri gayruhu’d-deyyâr: Evin içinde ev sahibinden başkası yoktur.


105 Lebbeyk: Kabul et.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 365 9.06.2017 11:15:43


366 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 Küfrün bilen her kim ise mugayyebât ayân olur


Altı ay Nûh’un gemisin ol gezdiren tûfân idim
11 Enbiyâdan evliyâ kim aynı değil gayrı değil
Anın ile koyun güden Mûsâ ile çobân idim
12 Öldüm dirildim ölmezin gayrı murâdı bilmezin
Ma‘nâ yüzünde ezelî Îsâ ile bir kân idim
13 Miskîn Vehâb’ın rûhudur arşın içinde söyleyen
Muhammed mi‘râcda iken Alî ile arslan idim
14 Her ne desem aceblemen ihtiyârım elde değil
Eğer bunda eğer anda evvelde ben hayrân idim
15 Vâhib Ümmî’nin aslını soranlara budur cevâb
Adı Rahmân kendi Sübhân nefh etdiği bir cân idim

269 /
8 + 8 = 16
1 Dervîşliğin mertebesi hiç bir şey’i yermemekdir
Gayrıdan müstağnî olup halkın aybın görmemekdir
2 “Men etâ’llâh kalb-i selîm” sırrı işde buradadır106
“Men aref”i anlar isen kimse hatrın yıkmamakdır
3 Mağfûr olmak ma‘nâsını anlar isen diyem sana
Ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn doğru yoldan çıkmamakdır
4 Gözün ile gördüğünü eteğinle ört dediler
Dört kitâbın hakkı budur gayrı yüze bakmamakdır

106 İllâ men etâ’llâhe bi-kalbin selîm: Allah’a temiz bir kalble gelenden baş-
ka. Şuarâ/89.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 366 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 367

5 Vâhib Ümmî gayrı cevâb bilmez haber vere sana


Gerçek âşık olan kişi Hak’dan gönl’ayırmamakdır

270 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Şerîatde usûl budur de “lâ ilâhe illa’llâh”
Tarîkatde usûl budur de “lâ ilâhe illa’llâh”
2 Gel imdi kâl ile kıylden mücerred sâfi kıl rûhun
Bilesin fi‘lini hâlen de “lâ ilâhe illa’llâh”
3 Velâyet yetme mi sana dilimde söylenen irfân
Kemâl-i akl ile her dem de “lâ ilâhe illa’llâh”
4 Ne ma’nâdır bilir misin bunu âşık sana söyler
Bilirsin nefsini sırren de “lâ ilâhe illa’llâh”
5 Bu tevhîdin kemâlini Muhammed Mustafâ’dan bil
Erersin “Kâbe kavseyn”e de “lâ ilâhe illa’llâh”107
6 Özümde zâhir olmuşdur ki bu ilhâm-ı Rabbânî
İlâh’ın vechi hakkıyçün de “lâ ilâhe illa’llâh”
7 Gel imdi cân ile dinle cemâlinin kemâlisin
Açılsın Mansûr’un sırrı de “lâ ilâhe illa’llâh”
8 Sana âşıkların sırrın güneş gibi ayân eyler
Gözünden perdeyi kaldır de “lâ ilâhe illa’llâh”
9 Gözünden perdeyi kaldır bu gafletden uyar cânın
Budur maksûd olan bi’z-zât de “lâ ilâhe illa’llâh”

107 Kâbe kavseyni ev ednâ: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 367 9.06.2017 11:15:43


368 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 Cismim değil canım söyler bu tevhîdin müheyyâsın


Görürsün zâtın Allâh’ın de “lâ ilâhe illa’llâh”
11 Kelâmu’llâh yeter şâhid muvahhid âşıka zâhid
Sana ihsân eder zâtın de “lâ ilâhe illa’llâh”
12 Var ise aklın idrâkin müsemmâ ol bu tevhîde
Kelâmu’llâh bunu söyler de “lâ ilâhe illa’llâh”
13 Bu cân söyler hitâb eyler işit diye işitmezsin
Bilesin zühd ü takvâyı de “lâ ilâhe illa’llâh”
14 Ma‘şûkdan söyler âşıklar bu ma‘nâ-yı maârifi
Duyasın ârifin sırrın de “lâ ilâhe illa’llâh”
15 Gönül Hakk’ın nazargâhı diye söyler sana Kur’ân
Açar ol ma‘rifet bâbın de “lâ ilâhe illa’llâh”
16 Vehâbî fakr ile fahr et buyurmuşdur Resûlu’llâh
Dilin gönlün koma hâlî de “lâ ilâhe illa’llâh”
17 Gümân ile amel kılma uyarmaz cânı gafletden
Ulaşır gönlün Allâh’a de “lâ ilâhe illa’llâh”
18 Gel imdi cân ile dinle n’edersin kuru gavgâyı
“Mesânî” hükmüdür sırrım de “lâ ilâhe illa’llâh”108
19 Cemâl-i kudretindendir dilimde söylenen esrâr
Dilersen zâtın Allâh’ın de “lâ ilâhe illa’llâh”
20 Var ise aklın idrâkin onat anla muammâyı
Cemâlinden açar râzın de “lâ ilâhe illa’llâh”
21 Senin kavlin bu fi‘line mutâbık değil incinme
Mutâbık gelsin âr etme de “lâ ilâhe illa’llâh”

108 Seb’a’l-mesânî: Fâtiha sûresi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 368 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 369

22 Cemâlinden sana ihsân veripdir Vâhibî Rahmân


Kemâl-i nûr-ı mutlakdır de “lâ ilâhe illa’llâh”

271 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Bir acâib derde düşdüm derdimin dermânı yok
İbtidâsın intihâsın yokladım handânı yok
2 Âşıkın ahvâlini dinler misin diyem sana
Şübhesiz hakka’l-yakîn tevhîdimin noksânı yok
3 Münkirin inkârının ma‘nâsına budur cevâb
Özünü fehm eylemez sadrınd’anın îmânı yok
4 İkilik yok arada Hak şâhidim nûr-ı İlâh
Mü’minem tevhîdim üzre zikrimin yalanı yok
5 Câhil ü nâdân ne bilsin ârifin ahvâlini
Ma‘nasın fehm etmeğe dilde anın irfânı yok
6 Zâhidin varmaz yolu dost zâtının dîzârına
Geçmeğe zühdün sıfâtın gör anın bürhânı yok
7 Mustafâ’nın hürmetine sen kabûl et yâ İlâh
Vâhib’in cânından özge hiç sana kurbânı yok

272 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Biz tarîk-ı Halvetî’yiz arşda seyrân eyleriz
Zikr-i Hû’nun ma‘nasından cânı hayrân eyleriz

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 369 9.06.2017 11:15:43


370 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Bu kelâmı biz sana “Kâlû belâ”dan söyleriz109


Tâlibin gönlü evini verd-i handân eyleriz
3 Aşk elinden dâimâ nûş eyleriz paymâneyi
Bî-nişân u lâ-mekân zâtını pinhân eyleriz
4 Geçmişiz dünyâ vü ukbânın gamından bî-gamız
Bu vücûdum varını hâk ile yeksân eyleriz
5 Tâlib isen ben sana verdim haber hakka’l-yakîn
Cân içinde cân ile sultânı seyrân eyleriz
6 Hikmet ile söyleriz biz bu kelâmın ma‘nasın
Ehl-i derdin derdine gel sâfi dermân eyleriz
7 Aklın ermez zâhidâ beş vakt namâzın kıl yürü
Katrede pinhân olan ummânı seyrân eyleriz
8 Dinleyin âşıklara budur duâsı Vâhib’in
Behremend olsun diye nihânı ayân eyleriz

273 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tâlib-i fakr u fenâ olanda istiğnâ gerek
Hiç kenârı olmaya hem düşdüğü deryâ gerek
2 Kâl ü kıylden yok tesellüm derdmend bî-çâreyem
Gayrısı lâzım değil zâtındaki ma‘nâ gerek
3 Nefsini fehm etmeğe verdim haber anlandı sen
Çelmeğe kudret topunu bir ulu sahrâ gerek

109 Kâlû belâ: Evet dediler. A’raf/172.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 370 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 371

4 Yürü var baş eğmeziz biz zâhidin ferdâsına


Şübhesiz hakka’l-yakîn âşıklara Mevlâ gerek
5 Şübhesin halletmeğe miskîn Vehâb’ın cân ile
Dersini aşkdan alır söyler gelir monlâ gerek
6 Göresin şol hûbu kim zâtında olmaya zevâl
Sevdiğin mahbûb senin gâyet de müstesnâ gerek
7 Dü cihânın lezzetinden lezzet almaz Vâhibî
Dost elinden her nefesde feyz alan helvâ gerek

274 /
4+4=8
1 Aşkdan haber soran kişi
Gel gör beni aşk neyledi
Aşka tâlib olan kişi
Gel gör beni aşk neyledi
2 Âşıklara ayân eyler
Gâfillere nihân eyler
Bu tevhîdi beyân eyler
Gel gör beni aşk neyledi
3 Muhabbeti hayrân eder
Gayrısından üryân eder
Gönlüm evin külhân eder
Gel gör beni aşk neyledi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 371 9.06.2017 11:15:43


372 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Aklım getirmez başıma


Bilmem ne katar aşıma
Görünmez düşü düşüme
Gel gör beni aşk neyledi
5 Fâsid fikrini dinletmez
Tevhîdden gayrı anlatmaz
Tevhîdden gayrı söyletmez
Gel gör beni aşk neyledi
6 Cânımı kurbân eyledi
Gönlümü handân eyledi
Dünyâyı zindân eyledi
Gel gör beni aşk neyledi
7 Doğru cevap budur sana
Aşkdan sevâb budur sana
Vâhib Ümmî söyler sana
Gel gör beni aşk neyledi
8 Ârif olan anlar bunu
Sâdık olan dinler bunu
Gâfil olan tanlar bunu
Gel gör beni aşk neyledi
9 Gönlümde hiç hâr kalmadı
Gayr-ı Hak’dan yâr kalmadı
Sen sormağa yer kalmadı
Gel gör beni aşk neyledi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 372 9.06.2017 11:15:43


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 373

275 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Dilimin şerh etdiği alnımda yazımdır benim
Bu kelâmın ma‘nası hakkıyla râzımdır benim
2 Şübheden âzâd olan âşıklara budur cevâb
“Küntü kenz”in vahdetinden çalınır sâzım benim
3 Câhil ü nâdân ne bilsin tevhidin esrârını
Âlem-i gayb ü şehâdet sırrıdır sözüm benim
4 Ehline sormak gerek ilm-i ledün ma‘nâsını
Tevhid ile okunur kâğıddaki yazım benim
5 Vâhib Ümmî mantıkından dinle aşkın kıssasın
Bâtınım zâhir kılar gör tevhidi hâmım benim
6 Yalın ayak baş açık abdâlıyam Hû zikrinin
Aşk şarâbı doludur gelsin içen tasım benim
7 Vâhibî vahdetden ayrı yerden almaz dersini
Cân gözüyle görünür tâze bahâr yazım benim
8 Da‘vete eylen icâbet göresiz dîzârını
Kim düşerse ol bilir kalbimde beyâzım benim

276 /
Mefâîlün Mefâîlün /Mefâîlün Mefâîlün
1 Habîbin hüsnü bâğında kıyâmet kopdu va’llâhi
Bu dil mâlik değil ana nice medh etsin Allâh’ı

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 373 9.06.2017 11:15:43


374 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Ne aklım var ne fikrim var dîvâne vâlihim aşkda


Eğer “lâ” der isen aşka duyamazsın bir Allâh’ı
3 Bu kenzin aşkı sırrını akıllar eylemez idrâk
Bulurlar hâl ile anlar gönülde lafzatu’llâhı
4 Bu ilhâm-ı maârifin sıfâtı Âdem-i sâfî
Ziyâret eyler âşıklar gönülden Ka‘betu’llâhı
5 Mukaddes arş-ı a‘zamda yazılmışdır anın adı
O mahbûbun kemâlinden duyarlar mâsivâ’llâhı
6 Gelindi zikr ile fikr et nâ-hakdan bilesin hakkı
Eğer insân isen bildin sıfât u esmâu’llâhı
7 Ezân etdi Vehâb Ümmî işitsinler diye halka
Bu dünyânın içind’olan işitmez ezanu’llâhı

277 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Dersimiz aldık bugün nûr-ı Habîbu’llâhdan
Cânıma erdi hitâb ayn-ı kelâmu’llâhdan
2 “Küntü kenz”in vahdetinden cânıma budur hitâb
Kısmetim budur benim nûr-ı cemâlu’llâhdan
3 Anlamazsın neyleyem nutkumdaki âb-ı hayât
Haberin yok zerrece esmâ sıfâtu’llâhdan
4 Ârif olmayan kişi remzin rumûzun anlamaz
Bu haber kardaş sana tevhîd-i zâtu’llâhdan
5 Tayyib ü tâhir değilsin sen ne dersin Vâhib’e
Ma‘nada yokdur bilin zikr-i hafiyyu’llâhdan

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 374 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 375

278 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşık olan her nefesde dâimâ hayrân gerek
Sözünün her ma‘nası hem âyet-i Kur’ân gerek
2 Gayr-ı Hak’dan zerrece gönlünde hiç renk olmaya
“Lâm-elif lâ-raybe”nin tahtında ol sultân gerek110
3 Okuya aşkın kitâbın kendisini bilmeye
Söyleyip söyletdiren bu ma‘nayı Sübhân gerek
4 Âlem-i gayb u şehâdetden size budur cevâb
Şeş cihâtın perdesinden sînesi üryân gerek
5 Zikr-i Hû’nun ma‘nasından bir imâret başladım
Vâhidiyyet âleminden içeri seyrân gerek
6 Kâdir ü Hayyü’l-Ganî’den dâd-ı Hak’dır sözümüz
Açmağa genc-hâneyi mürşid sana merdân gerek
7 İhtiyâr etdik bu sırrı şübhesiz hakka’l-yakîn
Ma‘rifet bâğında ol bülbül gibi handân gerek
8 Şeyh-i kâmil meclisinden tâlibe ihsân budur
Müşterînin aldığı hem la‘l ile mercân gerek
9 “Men aref” ma‘nâsının sırrın sana etdim beyân
Nefsini fehm eyleyenler hâk ile yeksân gerek
10 Dört kitâbın emridir bu dilimin şerh etdiği
Katrede pinhân olan bu düşdüğün ummân gerek

110 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 375 9.06.2017 11:15:44


376 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

11 Bu emânet sırrını nâdâna sen fâş eyleme


Vâhibî lâzım değil genc-hâneyi pinhân gerek

279 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Bilmez idim yârimi dünyâda ağyâr olmasa
Ma‘mur olmazdı gönül dünyâda mi‘mâr olmasa
2 Gayr-ı Hakk’ın ma‘nasın lâzım değil bilmek bize
Söylemezdim tevhidi aşkımla bâzâr olmasa
3 Vâhid ü Ferd ü Ahad ilhâmıdır yâd etdiğim
Soramazdım şübhemi dilimde esrâr olmasa
4 Ârifâne remz edip söyler sana cânım benim
“Lâ” demezdim ârife gönülde ol âr olmasa
5 Dü cihândan el yuyupdur remz eden âşık sana
Fehm ederdin Vâhib’i nefsinde ol mâr olmasa

280 /
Mefâîlün Mefâîlün /Mefâîlün Mefâîlün
1 Yapmazsın bâri gel yıkma gönül Hakk’ın nazargâhı
Hased oduyla yakmandı gönül Hakk’ın nazargâhı
2 Mü’min kalbi Hak’a mir’ât buyurmuşdur Resûlu’llâh
Anın içün derem sana gönül Hakk’ın nazargâhı
3 Kelâmu’llâh’dan âyetdir bu sırrın ma‘nası va’llâh
Gelindi cân ile dinle gönül Hakk’ın nazargâhı

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 376 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 377

4 Mükerrem âdem-i sâfî sıfâtıdır bir Allâh’ın


Be-va’llâhi ve bi’llâhi gönül Hakk’ın nazargâhı
5 Muvahhid mü’min âşıkam kelâmu’llâh yeter şâhid
Ve âmennâ ve saddeknâ gönül Hakk’ın nazargâhı
6 İlâh’ımdan gelen bana bu tevhîdin kemâlidir
Muhammed Mustafâ Hak’çün gönül Hakk’ın nazargâhı
7 Ne ma‘nâdır dile gelmez mugayyebât ayân bunda
Görür bilir hemân ancak gönül Hakk’ın nazargâhı
8 Vehâbî derdmend miskîn alır dersin müsemmâdan
Bulundu Mescid-i Aksâ gönül Hakk’ın nazargâhı

281 /
Mefâîlün Mefâîlün /Mefâîlün Mefâîlün
1 Sana meyl eylemez âşık yalansın sen yalan dünyâ
Elin sunmaz sana sâdık ilansın sen ilan dünyâ
2 Murâdı âşıkın Hak’dır senin ile bazâr etmez
Bilirler mikdarın hâlen bu âlemde kalan dünyâ
3 Velîler kaçarlar senden nebîler geçdiler senden
Vefâsı yok cefâsı çok acebsin sen yalan dünyâ
4 Tesellîmiz olup durur sana meyl etmeziz hergiz
Fesâdın ehline ma‘lûm güneş gibi ayân dünyâ
5 Vehâb Ümmî sana ârif edipdir Hâlık-ı Rahmân
İşi gücü firâk olur sana her dem uyan dünyâ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 377 9.06.2017 11:15:44


378 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

282 /
Mefâîlün Mefâîlün /Mefâîlün Mefâîlün
1 Kulûbun aksi dönmüşdür meğer âhir zamân olmuş
Dilinde tevhidin yokdur sözün küllî yavan olmuş
2 Ne insânsın ne hayvânsın özün fehm eylemezsin sen
Görünmez gözüne ibret bu sır sana gümân olmuş
3 Gel imdi cân ile dinle ne der gör ârif-i bi’llâh
Dökülmüşdür yüzün suyu hebâ yerde revân olmuş
4 Haber almazsın esmâdan dilin yokdur müsemmâdan
Emânet nûru sadrında be-küllî hep hazân olmuş
5 Ne anlarsın ne dinlersin hevâdan sen usanmazsın
Vücûdun bâğına bakdım için dolu duman olmuş
6 Gerek incin gerek kakı senin fi‘lin bize ma‘lûm
Gece gündüz hayvân gibi kardaş fikrin samân olmuş
7 Duyaydın nefsin efkârın yapışmazdın bu dünyâya
Vehâbî derdmend miskîn bu deryâda ozan olmuş

283 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Elçisidir İblis’in mekkâr-ı dünyâdan sakın
Tamu’ya atar seni sehhâr-ı dünyâdan sakın
2 Kaça gör dostdan yana gel yokluğu eyle kabûl
Hak dedirmez bir nefes efkâr-ı dünyâdan sakın

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 378 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 379

3 Bu nasîhatdir sana tevhîd-i zâtın sırrıdır


Gönlünü hâr etmesin murdâr-ı dünyâdan sakın
4 Dediler emmâreden eyle hazer sokar seni
Ol sana dolaşmasın zünnâr-ı dünyâdan sakın
5 Bu hitâbın ma‘nası aşk ehlinin nefsinedir
Derviş isen Vâhibî zünnâr-ı dünyâdan sakın
6 Ma‘şukun âşıklara bu lutf ile ihsânıdır
“Lâ” deme zinhâr sakın pür-nâr-ı dünyâdan sakın
7 Emr-i Hak’dan taşra bakma derdmend miskîn Vehâb
Mürde eyler kalbini cerrâr-ı dünyâdan sakın

284 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gönlümün eğlencesi tevhîd-i zâtındır senin
Sırrına mazhar düşen insân sıfâtındır senin
2 Evvel ü âhir hüve’ş-şükrüm budur yâ Rab sana
Cânla ilhâm etdiğin âb-ı hayâtındır senin
3 Dört kitâbın ma‘nasından cânıma etdin nidâ
Zikr-i Hû’nun lezzeti kand ü nebâtındır senin
4 Ölmeden nefs öldüren erdi murâd u vaslına
Bizi âşık eyleyen bildim ki adındır senin
5 Vâhib Ümmî bendenin zikrine sen oldun Muîn
Âşık olmayan gönül bildim memâtındır senin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 379 9.06.2017 11:15:44


380 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

285 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşık olan her kim ise maksudu dîzârdır
Eğri bakman siz ana gönlü evi gülzârdır
2 Hak Taâlâ tevhidi şâhid yeter mü’minlere
Evliyâ vü enbiyâ ma‘nâda hep bir yârdır
3 Varlığın fânî etmeyen anlamaz bu tevhidi
Nûr-ı Hak’dan gayrısı cenk ü cidâl efkârdır
4 Cânıma nûr-ı safâ bu tevhidin ma‘nâsıdır
Lezzeti aşkdan alanlar gayrıdan bîzârdır
5 Aklı yok dîvânesin fehm eylemezsin tevhidi
Vâhib’in nutkundaki zâtındaki esrârdır

286 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşıkın gönlündeki dost vechinin envârıdır
Dilinin şerh etdiği dost zâtının esrârıdır
2 Rûhuma ilhâm eden bu ma‘nayı Vâhid’dir ol
Ol Aliyyü’l-Murtazâ sâdıkların serdârıdır
3 Bâkiden bâkî hayât rûhumda pinhândır benim
Tevhide mazhar düşen dîzârının cerrârıdır
4 Dü cihânın cümlesinden el yuyan âşık nedir
Bî-nişân u lâ-mekân âşıkların gülzârıdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 380 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 381

5 Gâfil olma fâriğ ol dünyâya verme gönlünü


Takmasın gerdânına ol İblis’in altârıdır
6 Nefsini fehm eylemez çün ü çerâdan geçmeyen
Od u su toprak u yel bu rûhumun dört yâridir
7 Hakk’ın izni olmasa hiç söylemezdi Vâhibî
Câhil ü nâdân ne bilsin evliyâ güftârıdır

287 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Vâsıl olmaz Hazret’e eren senin nazârına
La‘netu’llâh dediler riyâdaki bâzârına
2 Nefsini fehm eylemezsin ta‘n edersin âşıka
Hak belâ versin senin ol cübbe vü dasdârına
3 Ümmet olan kişiler akılda kâsır olmasın
Bakamazsın neyleyem sen sen yüzün astârına
4 Âşıkın gönlü evinde gayrı olmaz zerrece
Ol sebebden tapmazın elindeki murdârına
5 Cân ile söyler sana tevhîd-i zâtın mazharı
Nefsini fehm eyleyen uymaz senin dasdârına
6 Dinlemen efsâneni va’llâhi ben zâhid senin
Akl-ı kâsır değilin dakılmazın ol târına
7 Vâhib’in zikr etdiği ma‘nâ Hak’ın zâtındadır
Ârif-i bi’llâh olan girmez senin çultârına

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 381 9.06.2017 11:15:44


382 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

288 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hâlık’ı zikr eyler isen derdine olur devâ
Hâlık’ı zikr eylemezsen derdine olmaz devâ
2 Aç gözün uyar cânın olma gâfil zinhâr sakın
Mürde kılmış kalbini nefsindeki kuru hevâ
3 “Lâ” demezsen ma‘na içre ma‘nanın ahvâline
Zikr-i Hû’nun ma‘nası gel cânına versin safâ
4 Hak nedir nâ-hak nedir Kur’ân dedi fehm etmedin
Sen imânın varının envârını kıldın hebâ
5 Sen cihânda gafletinden kendi kadrin bilemen
Özünü zulmete saldın cânına kıldın cefâ
6 Anlamazsın ârif-i bi’llâh olan söyler sana
“Lâ”yı ko “illâ”dan artık yerde hiç yokdur vefâ
7 Ma‘na ile Vâhibî pür-nûr edegör kalbini
Sûret içün gâfil olma ki sakın giyme abâ

289 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tevhide baş eğdinse başında devlet var senin
“Lâ” dedinse tevhide başında nekbet var senin
2 Nefsini fehm etdin ise gussa vü gam yok sana
Şübhesiz hakka’l-yakîn başında rahmet var senin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 382 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 383

3 Kin ü kibir buğz u hased hep amel-i şeytândır


İstemezsen terkini başında la‘net var senin
4 Cân içinde cânına eyler hitâb ol âfitâb
Cin melek fehm eylemez başında hikmet var senin
5 Mazharısın zâtının lâzım değil şâhid sana
Görünen budur sana başında ibret var senin
6 Söylesem şerh eylesem bu kıssayı olmaz tamâm
Aklı yok dîvânesin başında şirret var senin
7 Yâ İlâhî kimseler akılda kâsır olmasın
Zikrimi ayb eyleme başında zulmet var senin
8 Yâ İlâhî kıl inâyet lutfun ile cümleye
Şükr edersen cân ile başında izzet var senin
9 Âdil ol adl et sana etme hıyânet cânına
Zikr ile fikr et Hak’ı başında rahmet var senin
10 Ârif-i bi’llâh olan bilir kulûbun fi‘lini
Göremezsin Vâhib’i başında gaflet var senin
11 “Küntü kenz”in vahdetinden içdiğim âb-ı hayât
Vâhib eydür ne aceb başında mihnet var senin

290 /
8 + 8 = 16
1 Derviş olan her kim ise Hakk’a doğru yolu gerek
Hâlık’ını zikr etmeğe kalb içinde dili gerek
2 Söylediğim tevhîd-i zât hicâb olmaz buna sıfât
Bu tevhîdi fehm etmeğe sâfî nûrdan velî gerek

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 383 9.06.2017 11:15:44


384 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Hem tayyibdir hem tâhirdir velâyet anda zâhirdir


Bu tevhîdin musâhibi Tanr’arslânı Ali gerek
4 Aşk sırrının ma‘nâsıdır dilimdeki söylediğim
Âşık olan ala koka bağçesinde gülü gerek
5 Anlayana dinleyene pesdir bu söz yeter hemân
Ârif olan kişilerin zebânında balı gerek
6 Nâ-ehl olan ehl olanı bilmesine ârif değil
Bu ma‘nâyı zikr edenler halk içinde deli gerek
7 Vâhib Ümmî âriflerin ayağının gubârıdır
Nefsin bilen her kim ise ma‘rifetden ili gerek

291 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Derviş olmazsan yürü gönülde ârın var senin
Gayr-ı Hak’dan anladım gönülde yârin var senin
2 Biz melâmetden selâmet bulmuşuz bu aşk ile
Doğru bakmazsın gelip eğri nazârın var senin
3 Âşıkâne söz budur ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Alması mümkün değil ne berk hisârın var senin
4 Âlem-i gayb ü şehâdet sırrının ahvâlidir
Kalbine kıldım nazar taşdan mezârın var senin
5 Aşka mazhar düşmeğe çün ü çerâdan geçmedin
Gönlüne kıldım nazar gayrı bazârın var senin
6 Hak Taâlâ hikmetini bildin isen cân ile
Hayrın ile şerrini her an yazarın var senin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 384 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 385

7 “Urvetü’l-vüskâ” geçelden Vâhibî gerdânına111


Yâr ile yâr olmağa nûrdan yuların var senin

292 /
Mefâîlün Mefâîlün /Mefâîlün Mefâîlün
1 Bu tevhîde düşen anlar gönül tahtında sultânı
Gelir söyler hitâb eyler gönül tahtında sultânı
2 Maânî kenzinin sırrın ayân eyler nihân etmez
Nice idrâk eder âkil gönül tahtında ummânı
3 Gel imdi zikr ile fikr et cemâlinin kemâlini
Göresin sende pinhândır gönül tahtında bürhânı
4 Ne gam şimden geri câna bulunan kenz-i mahfîdir
Komaz bu tevhid-i zâtdır gönül tahtında şeytânı
5 Muvahhid âşıkın nutku Hak’ın zâtında ilhâmdır
Bulupdur cânımız hâlen gönül tahtında îmânı
6 Yüründü var mukallid sen haberdâr olmadın aşkdan
Alıpdır eline âşık gönül tahtında dîvânı
7 İnandım ben yeter şâhid kulûbum zikr eder Hakk’ı
Muvahhid sırr ile okur gönül tahtında Kur’ân’ı
8 Münezzeh ol sıfâtından hitâb eyler bize her dem
Anınçün dilimiz söyler gönül tahtında irfânı
9 Ne şübhem var bu tevhîde kemâl-i nûr-ı mutlakdır
Bulup durun hakîkatde gönül tahtında Lokmân’ı

111 Urvetü’l-vüskâ: (Tutunacak) sağlam ip. Lokman/22; Bakara/256.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 385 9.06.2017 11:15:44


386 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 Şifâlık bu-y-imiş derde ne lâzım yarına ferdâ


Tutupdur cânımız zâhid gönül tahtında Rahmân’ı
11 Acebdir Vâhibî söyler bu tevhîdin müheyyâsın
Desem gelmez dile va‘llâh gönül tahtında insânı

293 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zâlimin zulmünden âlem tutuşup par par yanar
Zâlim olan her kim ise zehr-i kâtilden kanar
2 Emr-i Hak’dan gayrıya korkar tecâvüz eylemez
Mü’min olan her kim ise dâim ahretin sanar
3 Cümlesine bunların “bel hüm adall”dir dediler112
Anladım fehm eyledim kâfirdir îmândan döner
4 Dört kitâbı tefsir etsek zerresin etmez kabûl
Her nefesde şübhesin ol varır İblis’e tanar
5 Katl ederdi Vâhib’i bulsa şekâvet ehl’olan
Karnı acıksa varır etmeğini küfre banar

294 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mazhar olmak ister isen işde meydân gel beri
“Lâ” demezsen tevhide sen işde meydân gel beri

112 Bel hüm adall: İşte bunlar hayvanlar gibidir; doğrusu daha sapık ve şaş-
kındırlar. A’râf/179.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 386 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 387

2 Ben değil cânım bunu her dem sana zikr eyleyen


İmtihân etmek dilersen işde bürhân gel beri
3 Dâd-ı Hak’dan feyz-i Hak’dır dilde güftârım benim
Zikr-i Hû’nun ma‘nasıdır işde Lokmân gel beri
4 Ârifâne söz budur fehm etdin ise tevhidi
Münkir-i rü’yâ değilsen işde îmân gel beri
5 Kâlini hâl eyledinse anladın ârif sözün
Kokusundan kaçmaz isen işde reyhân gel beri
6 Ma‘na içre ma‘nadan ilm-i tasavvufdur sözüm
Arş u kürs ü nüh-felekdir işde seyrân gel beri
7 Vâhidiyyet âleminden açdı Vâhib râzını
Gayrısı lâzım değildir işde Rahmân gel beri
8 Verdiler gayb u şehâdetden haber anlar mısın
Düşmesinden kaçmaz isen işde ummân gel beri
9 Enbiyâ vü evliyâ râhındaki erkân budur
Ahadiyyet âlemine işde kerbân gel beri
10 Tâlib isen vechinin envârına hakka’l-yakîn
Mürşidin irşâdına kim işde sultân gel beri
11 Dilimin güftârıdır âb-ı hayâtın zübdesi
Cân u dilden dinler isen işde irfân gel beri
12 Ârif-i bi’llâh olanlar zerre denli gam yemez
Müşteriysen cevhere sen işde mercân gel beri
13 Aşk-ı sâfî kıssasın bin söylesem olmaz tamâm
Ey birâder cevherim la‘l-i Bedahşân gel beri

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 387 9.06.2017 11:15:44


388 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

14 Evliyâ vechindeki “ummü’l-kitâb”ın sırrıdır113


Bulmağa genc-hâneyi ol sende pinhân gel beri
15 Tâlib isen Vâhib’in gönlündeki ma‘nâya sen
Bu hidâyet bâğının içinde handân gel beri

295 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Sûretin nakşın görenler nice hayrân olmasın
Vechine mazhar düşenler nice üryân olmasın
2 Cümleyi derc eyleyip bir noktadan veren haber
Bülbül olup yâ nice gül gibi handân olmasın
3 Kalbimin âyînesinden cânıma kıldın nidâ
Âşık-ı bî-çâreler yâ nice ummân olmasın
4 Yâ Muhammed kıl inâyet hastadır cânım benim
Himmetin olsun bize medhinde noksân olmasın
5 Vuslatın şem‘in yakaldan cânıma ey nûr-ı Hak
Aşkdan âhar yakmağa cânımı külhân olmasın
6 Hamdülil’lâh çok şükür kim sana hem-râz etdi Hak
Âşıka vechin yeter hiç gayrı seyrân olmasın
7 Söyleyen ben olmasam âşık anı fehm eyleye
Zâtının medhinden âhar dilde irfân olmasın
8 Tâlib isen anla sen verdim haber li’llâh içün
Ehl-i derdin derdine aşk nice dermân olmasın

113 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 388 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 389

9 Dileği miskin Vehâb’ın her nefes budur sana


Kokusu senden gelenden gayrı reyhân olmasın

296 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âlim isen ver haber nefsindeki cehlâ nedir
Âşıkın kasd etdiği gönlündeki ifnâ nedir
2 “Lâ” der ol “illâ” demez nefsindedir görmez gözün
Âdem’in içindeki ol sûret-i tersâ nedir
3 İhtisâr ola bu söz lâzım değil gayrı kelâm
Zâtına mazhar düşen a‘lâdaki ağnâ nedir
4 Nûr-ı âlem şu‘lesinden zâhir oldu bu kelâm
Ol felekler gerdişinden söylenen zührâ nedir
5 Zillet-i tevhîdini ma‘nâya yokdur hiç zevâl
Anda hod yokdur sıfat bu yazdığın muhlâ nedir
6 Arş u kürs ü nüh-felekden yukarıdır menzilim
Anladınsa mü’minin kalbindeki sahrâ nedir
7 Ko yeter çok söyleme bu kıssayı olmaz tamâm
Şakıyıp bülbül gibi ma‘nâdaki turrâ nedir
8 Bu suâle bin cevâb versen haber olmaz yürü
Fâtiha vechindeki hakka’l-yakîn lokmâ nedir
9 Fâtiha ümmü’l-kitâbdır anlamaz anlamasın
Yâr ile yâr oldun ise “alleme’l-esmâ” nedir114

114 Ve alleme âdeme’l-esmâe kullehâ: Allah, Âdem’e bütün eşyanın isimleri-


ni öğretti. Bakara/31.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 389 9.06.2017 11:15:44


390 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 Dile gelmez vasfını zikr etmeğe âciz dilim


Gizliden eşkâreden haber veren ankâ nedir
11 Derdmend miskîn Vehâbî bildin ise nefsini
Cân içinde ma‘nayı inkâr eden a‘mâ nedir

297 /
8 + 8 = 16
1 Hakk’ı koyup bu halk içün mürâîlik edemezin
Gerek incin gerek kakı senin ile gidemezin
2 Değilem nâkıs u âkil efsâneni dinlemezin
Gönül kalsın yol kalmasın tasfiyyemi bozamazın
3 Dört kitâbın hakîkati bu tevhîdin ma‘nâsıdır
Aşk şarâbın şöyle koyup gayrı şerbet içemezin
4 Okumak yazmak neydiğin fehm eyledi cânım benim
Maksûd olan dîzâr imiş doğru yoldan çıkamazın
5 “Lâ” demeğe yer kalmadı maksûdumu buldum ayân
Doğru cevâb işde budur ben ahdimden dönemezin
6 Murâd olan ne idiğin dânâ âkil olan bilir
Âşıklığı terk eyleyip ben ferdâya goyamazın
7 Müdâradan gayrı yerde hergiz ıslâh yokdur sana
Aklın kabûl etmez zîrâ kenzin sana açamazın
8 Ma‘rifetin ma‘nâsından aldım haber bildim seni
Bizimle yâr olamazsın hayâlim yok sezemezin
9 Vâhib Ümmî kendi hâli ahvâlini söyler sana
Tevhid bana bürhân iken ben tuşuma gidemezin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 390 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 391

298 /
5 + 3 = 8 (4 + 4 = 6)
1 Mansûr’u hayrân eyleyen
Tevhîd imiş tevhîd imiş
Mansûr’u üryân eyleyen
Tevhîd imiş tevhîd imiş
2 Cismini vîrân eyleyen
Nutkunu irfân eyleyen
Mansûr’u sultân eyleyen
Tevhîd imiş tevhîd imiş
3 Gönlünü külhân eyleyen
Çeşmini giryân eyleyen
Dîzâra mihmân eyleyen
Tevhîd imiş tevhîd imiş
4 Bu aşkı bürhân eyleyen
Emrine fermân eyleyen
Mansûr’a dermân eyleyen
Tevhîd imiş tevhîd imiş
5 Gün gibi seyrân eyleyen
Arşında devrân eyleyen
Mansûr’u ummân eyleyen
Tevhîd imiş tevhîd imiş
6 Bu sırrı ol nihân eden
Ma‘nâsını pinhân eden
Mansûr’u ol nâlân eden
Tevhîd imiş tevhîd imiş

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 391 9.06.2017 11:15:44


392 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

7 Vâhib Ümmî mestân eden


Çeşmi yaşın mercân eden
Mansûr’u ol handân eden
Tevhîd imiş tevhîd imiş

299 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 İşitdinse ezân etdim gelirsen gel bu tevhîde
Ezân sırrın beyân etdim gelirsen gel bu tevhîde
2 Muhayyarlık elind’olsun sana ibrâmımız yokdur
Düşersen gel bu ummâna gelirsen gel bu tevhîde
3 Eğer zâhir eğer bâtın ikisin fehm eder ârif
Görürsün nûr-ı Sübhân’ı gelirsen gel bu tevhîde
4 Bu tevhîdin kemâlinden görünen nûr-ı a‘zamdır
Olur Hû derdine dermân gelirsen gel bu tevhîde
5 Tasavvuf sırrına ârif olursun “lâ” deme zinhâr
Hak emrine eder fermân gelirsen gel bu tevhîde
6 Bu tevhîdin müsemmâsı unutdurmaz bir Allâh’ı
Erersin âb-ı hayvâna gelirsen gel bu tevhîde
7 Vehâb Ümmî dehânından bu cân sana hitâb eyler
Cemâlinden kılar ihsân gelirsen gel bu tevhîde

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 392 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 393

300 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşıkam hem sâdıkam kesretde kaydım yok benim
Maksudum nûr-ı İlâh mihnetde kaydım yok benim
2 Bî-vefâ dünyâyı gör kim İblis’in ahkâmıdır
Uymazam dönüp ana nekbetde kaydım yok benim
3 “Sen” demeklik “ben” demeklik İblis’in esrârıdır
Kin kibir buğz u hased nisbetde kaydım yok benim
4 Ne ki vardır gayrıya bi’l-külli âlimdir bu cân
Yüzümü ak eylemez esvetde kaydım yok benim
5 Ahdimiz Allah ile dîzâr imiş zâhid bizim
Mazhar etmez zâtına cennetde kaydım yok benim
6 Ger dilersen küfr ü zulmetden haber budur sana
Bulmuşam maksûdumu zulmetde kaydım yok benim
7 Yemek içmek uyumak insân değil hayvânadır
Amelim rûhânidir ni‘metde kaydım yok benim
8 Âkil isen aç gözün dinlendi gör irfân sözün
Azmimiz Allâh’adır uzletde kaydım yok benim
9 Vâsıl-ı Hak olmayan bilmez bu sırrın neydiğin
Bu makâm a‘lâ değil hayretde kaydım yok benim
10 Cân gözüyle gördüğümdür her nefes yâd etdiğim
Ehl olan anlar bunu vahdetde kaydım yok benim
11 Vâsıl oldun maksudun istendi benden Vâhibî
Sen beni redd eyleme gurbetde kaydım yok benim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 393 9.06.2017 11:15:44


394 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

301 /
8 + 8 = 16
1 Taklidinle gücün üzme eremezsin Işıklığa
Aklın ile gücün üzme eremezsin Işıklığa
2 Li’llâh fi’llâh hakkı içün cânım sana söyler benim
Mubâhatlık sende iken eremezsin Işıklığa
3 Bir Tanrı’dan peygamberden utanmazsın aceb bu sen
Erkânsızlık sende iken eremezsin Işıklığa
4 Adın âdem işin nâdân hiç insâfa gelmezsin sen
İblîs senin nefsindeyken eremezsin Işıklığa
5 Işıklığın ma‘rifeti Hû zikrinden ayrılmamak
Zikr-i Hak’dan kaçar iken eremezsin Işıklığa
6 Bin yıl ömrüm olsa desem senin kıssan olmaz tamâm
Muhammed Mustafâ hakkı eremezsin Işıklığa
7 Çalkanırsın bulanırsın neyin diye gezersin sen
Kuru eyvallah demekle eremezsin Işıklığa
8 Nekbetilik dâyesisin cin keferesi işisin
İblis aşı koyususun eremezsin Işıklığa
9 Şeytân tükürmüş yüzüne Hak görünmez hiç gözüne
İnanmazsan bu sözüme eremezsin Işıklığa
10 Yedi kapının içinden haberin yokdur dışından
Sultân geçmezse suçundan eremezsin Işıklığa
11 Aklın yokdur anlamazsın dört kitâbın sıfâtını
Ol sıfâtı bilmez isen eremezsin Işıklığa

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 394 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 395

12 Besmelede bir nokta var nic’anlanır dendi bana


Bundan haber veremezsen eremezsin Işıklığa
13 Dokuz göğün ilmi dersin alan kimdir anlar mısın
Bu suâle incinirsen eremezsin Işıklığa
14 Dahi derdim hafsalan yok getirmezsin eydür yeter
Boş yerin yokdur donandı eremezsin Işıklığa
15 Bana incinme ben değlin fi‘lin sana şerh eyleyen
Fi‘lin Kur’ân’a sormazsan eremezsin Işıklığa
16 Vâhib Ümmî derdmendi lâf ü güzâf söyler sana
Bir Tanrı’nın ilhâmıdır eremezsin Işıklığa
17 Işıklık hod behey ahmak “küntü kenz”in gizli sırrı
Bu sırra sen baş eğmedin eremezsin Işıklığa
18 Hakk’ın emrinden kaçarsın İblis kadehin içersin
Herzen yersin var hâline eremezsin Işıklığa
19 Dört kitâbın birisinde kavlin ile fi‘lin yokdur
Bu bâtıllık sende iken eremezsin Işıklığa
20 Aklı gitmiş dîvânesin yokuş gelir sözüm sana
Emre sücûd etmez isen eremezsin Işıklığa
21 Ebûbekr Ömer Osmân’ın adlarına söğersin sen
İkrâr etmezsen anları eremezsin Işıklığa
22 Işıkın dersin gezersin fâsid fikirler düzersin
İslâm dînini n’edersin eremezsin Işıklığa
23 Alır cânın irşâd etmez gelip rûhunu şâd etmez
Senin dînin inkâr iken eremezsin Işıklığa
24 Enbiyâdan evliyâdan temessük yok bu şekle hiç
Bu battallık sende iken eremezsin Işıklığa

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 395 9.06.2017 11:15:44


396 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

25 Sağır mısın dinlemezsin gerçek âşık ne der sana


Utanmazlık sende iken eremezsin Işıklığa
26 Gerek incin gerek kakı hakîkatin yokdur senin
Deblek çalıp gezmek ile eremezsin Işıklığa
27 İblis’den ayrı değilsin vallâhi gayrı değilsin
Kerbelâ’ya varmak ile eremezsin Işıklığa
28 Hasan Hüseyn der gezersin anın fi‘li sende yokdur
Sen bengilik hayâliyle eremezsin Işıklığa
29 Temessükdür sözüm sana ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Hayvân gibi yatmağ ile eremezsin Işıklığa
30 Hak yapdığı vechu’llâhı sen yıkarsın aslı nedir
Emre âsî mühmel iken eremezsin Işıklığa
31 Dile gelmez medhin senin âciz kaldı dilim benim
Başın gözün yakmağ ile eremezsin Işıklığa
32 Bid‘atdir dahi bid‘atdir sırtındaki çulun senin
Başına keçe giymekle eremezsin Işıklığa
33 İblis ameli sırrının sıfâtıdır fi‘lin senin
Anın içün derem sana eremezsin Işıklığa
34 Ölü seni irşâd etmez Hakk’ın âdetinde yokdur
Diri bürhân olmayınca eremezsin Işıklığa
35 Mürşidin yok ihyâ ede mürde kalbin tevhîd ile
Boynuz boru çalmağ ile eremezsin Işıklığa
36 On iki imâm der gezersin anlar geçdi sen ne umarsın
İmam fi‘li nefsinde yok eremezsin Işıklığa
37 Şeytân-ı murdâr dölüsün cebelli eski hulusun
İblis yüzünde ölüsün eremezsin Işıklığa

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 396 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 397

38 Âyet hadîs şâhid yeter hakdır benim sözüm sana


Saâdet yokdur başında eremezsin Işıklığa
39 “Elif-lâm”ın sırrındaki ma‘nâ bunu söyler sana
Fetvâ şâhid takvâ şâhid eremezsin Işıklığa
40 Kevn ü mekân âleminden ne ölüsün ne dirisin
Dokuz maraz sende iken eremezsin Işıklığa
41 Işık dediğim âşıkdır anlayana pesdir sözüm
Aşk kitâbın okumazsan eremezsin Işıklığa
42 Medhin defteri dükenmez ilhâm olur nic’edeyin
Nakkâş nakşın bozar iken eremezsin Işıklığa
43 Binâ-i hamis emr-i Hak sebeb nedir terk edersin
Şerîatin yokdur senin eremezsin Işıklığa
44 Mudhik olmuşsun İblis’e fehm eylemezsin özünü
Ma‘rifet pîrine sordum eremezsin Işıklığa
45 Yedi iklîm dört köşeyi bekleyene sordum seni
Anlar dedi ben inandım eremezsin Işıklığa
46 Hakîkatin temelidir dedi Resûl şerîati
Hakdır bu söz şekk etme sen eremezsin Işıklığa
47 Dilenciye la‘net dedi Hacı Bekdâş inanmazsın
Amel sana la‘net iken eremezsin Işıklığa
48 Dört kitâbı tefsîr etsem ne anlarsın ne dinlersin
Aklın fikrin kâsır iken eremezsin Işıklığa
49 Ehl-i Hak’dan hoş kaçarsın behâyimden seçilmezin
Dilin varmaz zikr edesin eremezsin Işıklığa
50 Hak’dan ilhâm olan sözün ma‘nâsını diyem sana
Dînin İslâm’ın yoğ iken eremezsin Işıklığa

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 397 9.06.2017 11:15:44


398 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

51 Mâhiyyetin defterinin bir harfidir söylediğim


Mülhid münâfık dâll iken eremezsin Işıklığa
52 Münkir sıfâta düşmüşsün inanırsan bu tevhîde
İstidrâcın içindeyken eremezsin Işıklığa
53 Ârif olan görür senin içün dışın neydiğini
Mükâşiflik dilindeyken eremezsin Işıklığa
54 Hannâs çûldur göremezsin İblis hâlini bilmezsin
Hâlini ehle sormazsın eremezsin Işıklığa
55 Velâyetin hak olmağa kalbinde tevhîdin gerek
Kalbinde tevhid yoğ iken eremezsin Işıklığa
56 Çeşte kopuz fısk ü fücûr amel sana bu değil mi
Kemâlindir söylediğim eremezsin Işıklığa
57 Peygambere ümmet olan kul olmasın senin gibi
La‘net tâcı başındayken eremezsin Işıklığa
58 Ma‘nâ yüzünden gelirin dersimi aşkdan alırın
Kalbini sırren bilirin eremezsin Işıklığa
59 İncinirsen incin bana ahvâlini derin sana
Sadrına burç çalmak ile eremezsin Işıklığa
60 Tevhîd-i zâtın sırrına sıfât olan söyler sana
Dünyâyı halkdan ummağla eremezsin Işıklığa
61 Işıklık dediğim ma‘nâ evliyâdan gizli sırdır
Ol sırra sen “lâ” der isen eremezsin Işıklığa
62 Aklın ile kalbin neden mahlûk desem bilmezsin sen
Bu sır sana gümân iken eremezsin Işıklığa
63 Vâhib Ümmî ârifâne ahvâlini söyler senin
“Ali Tanrı” demek ile eremezsin Işıklığa

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 398 9.06.2017 11:15:44


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 399

64 Yüzün ardın belli değil şâdî maymûn aslı mısın


Haberin yok Fâtiha’dan eremezsin Işıklığa
65 La‘net gelsin bu fi‘line be hey mühmel var hâline
Horasan’a inmek ile eremezsin Işıklığa
66 Erenler yolunun sırrın sana sorsam bilemezsin
Kelâmu’llâh içindedir eremezsin Işıklığa
67 Ol levvâme sıfâtıdır sana lâyık değildir ol
Hakîkatdir bu söz sana eremezsin Işıklığa
68 Evvel âhir hatm eyledik eydür yeter bu söz size
Bin bir taşa ursan başın eremezsin Işıklığa
69 Eyvallâhın âlemini ne ma‘nâdır dendi bana
Eyvallâhı bilmez iken eremezsin Işıklığa
70 “İhdinâ’s-sırâta’l-müstakîm” ma‘nâsından utanmazsın
Bu sır sana gümân iken eremezsin Işıklığa
71 Eğer zâhir eğer bâtın Hak emrinde nen var senin
Halka dünbek döğmek ile eremezsin Işıklığa
72 Sırdan selîm olan gönül günden ayân bilir seni
Sırdan selîm olmayınca eremezsin Işıklığa
73 İçindeki fesâdındır dışarında sûret kuran
Ol sıfâta tapar iken eremezsin Işıklığa
74 Âr eyleme mürşide gel bildirsinler sana nefsin
Nefsine ârif olmazsan eremezsin Işıklığa
75 Vâhib Ümmî dehânından budur ilhâm-ı Rabbânî
Bâtıl da‘vâ eder iken eremezsin Işıklığa
76 Çok söyledik şerh eyledik imdi yeter şimden geri
Kur’ân’ı bürhân dutmazsan eremezsin Işıklığa

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 399 9.06.2017 11:15:44


400 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Vahib Ümmî Dîvânı, Yz. OE. 1917’den bir varak

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 400 9.06.2017 11:15:45


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 401

302 /
8 + 8 = 16
1 Yerler döner gökler döner dervîş döner kâfir m’olur
Arşlar döner kürsler döner dervîş döner kâfir m’olur
2 Aşkı yokdur kâfirdir ol muhabbetden gâfildir ol
Aylar döner günler döner dervîş döner kâfir m’olur
3 Sırren gelip haber veren bu tevhîdin ilhâmıdır
Menârde müezzin döner dervîş döner kâfir m’olur
4 Hakk’ı görür inkâr eder İblîs ile bâzâr eder
Mekke’de hâcılar döner dervîş döner kâfir m’olur
5 Buğday etmek olmak yokdur değirmende un olmasa
Değirmenin taşı döner dervîş döner kâfir m’olur
6 Devrân eden zâkirlere kâfir diye bühtân eder
İskât içün bunlar döner dervîş döner kâfir m’olur
7 Âşıkların zikri budur bir Tanrı’ya şükrü budur
Yedi deniz durmaz döner dervîş döner kâfir m’olur
8 Anlayana budur hitâb aşk ehline olmaz ikâb
Görmez gözü kalbi döner dervîş döner kâfir m’olur
9 Kalbim evin pür-nûr eder gönlüm için envâr eder
Âşık döner devrân eder dervîş döner kâfir m’olur
10 Aklını cem‘ et başına dinlendi gör âşık ne der
Gece döner gündüz döner dervîş döner kâfir m’olur
11 Tevhîd-i zât ilhâm eder söyler sana âşık bunu
Arşda olan melek döner dervîş döner kâfir m’olur

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 401 9.06.2017 11:15:45


402 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

12 Bu kıssayı cân söylese olmaz tamâm pesdir yeter


Bak gökde sen ülker döner dervîş döner kâfir m’olur
13 Söyleyüben söyletdiren nûr-ı İlâh’dır Vâhib’i
Tâvûs döner cevlân eder dervîş döner kâfir m’olur
14 On iki ayın bir ayıdır Ramazan döner gelir
Ramazânın hürmetine dervîş döner kâfir m’olur
15 Cümle nebât döner gelir temessük olmaz mı sana
Ol dost içün bu meydânda dervîş döner kâfir m’olur
16 Muâmele-i şer‘ diye bir esbâbı devr ederler
Kendi nefsi ıslâh içün dervîş döner kâfir m’olur
17 Mahfillerde devir-hânlar devr okurlar aslı nedir
Muhabbet-i İlâh içün dervîş döner kâfir m’olur
18 Anlar isen bu tevhîdin ilhâmını yeter sana
Şübhesini aşka soran dervîş döner kâfir m’olur
19 Hakîkatde devr olmasa döner miydi Vâhib Ümmî
Özünü Hakk’a tapşıran dervîş döner kâfir m’olur

303 /
8 + 8 = 16
1 Ben bir aceb sırra erdim gözüm Allah deyip söyler
Hikmetini bilemedim özüm Allah deyip söyler
2 Sırrın içindeki sırrın ma‘nâsına bakdım idi
Aklım gitdi fikrim gitdi sözüm Allah deyip söyler
3 Ben demeğe yer kalmadı anlar isen dinler isen
Dört kitâbın hakkı içün gönlüm Allah deyip söyler

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 402 9.06.2017 11:15:45


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 403

4 Düşmeyenler fehm eylemez bu tevhîdin ahvâlini


Anın içün derem sana fi‘lim Allah deyip söyler
5 Vâhib Ümmî’nin bildiği dost zâtının nişânıdır
İçim dışım pür-nûr oldu kavlim Allah deyip söyler

304 /
4+4=8
1 Bu dil sana fermân iken
Allâh’ı gel zikr edelim
Tevhîd sana bürhân iken
Allâh’ı gel zikr edelim
2 Sîneni tevhîd çâk eder
Çeşmini tevhîd pâk eder
Dîdârına müştâk eder
Allâh’ı gel zikr edelim
3 Hürmetine var eyledi
Seni ana yâr eyledi
Yerini gülzâr eyledi
Allâh’ı gel zikr edelim
4 Cümle kelâmın başıdır
Peygamber’in yoldaşıdır
Nebîlerin hâldaşıdır
Allâh’ı gel zikr edelim
5 Derd ehline dermân olur
Sıdk ehline îmân olur
Arş içinde seyrân olur
Allâh’ı gel zikr edelim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 403 9.06.2017 11:15:45


404 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

6 Zikr eyle zikr etsin seni


Ara yerden çıkar beni
Mutlak bulasın sen anı
Allâh’ı gel zikr edelim
7 Giydirir sana abâyı
Verir cânına safâyı
Çekdirmez anda cefâyı
Allâh’ı gel zikr edelim
8 Dört kitâbın ma‘nâsı bir
Erenlerin tevhîdi sır
Yatmandı kalk çalındı sûr115
Allâh’ı gel zikr edelim
9 Tevhîdimiz hâslar hâsı
Siler gönüllerden pâsı
Makbûl olur diyen âsî
Allâh’ı gel zikr edelim
10 Bu aşka sen âr eyleme
Gönlün evin dar eyleme
Gayrı içün zâr eyleme
Allâh’ı gel zikr edelim
11 Gerçek âşıkın kelâmı
Alana verir selâmı
Bırak dilinden yalanı
Allâh’ı gel zikr edelim

115 Yatmandı kalk: Duymaz kulak Ş.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 404 9.06.2017 11:15:45


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 405

12 Erenlerin sohbetidir
Bir Tanrı’nın rahmetidir
Dîdârının ni‘metidir
Allâh’ı gel zikr edelim
13 Bu dünyâda vardır velî
Ol gösterir doğru yolu
Uymayana derler deli
Allâh’ı gel zikr edelim
14 Aklını cem‘ et başına
Ağular katma aşına
Şeytân girmesin işine
Allâh’ı gel zikr edelim
15 Bu gördüğüm tevhîd-i zât
Hicâb olan gayrı sıfât
Vâhib eydür budur necât
Allâh’ı gel zikr edelim

305 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Yâ İlâhî kıl inâyet senden ihsân isteriz
Zâtını seyr etmeğe tevhîd-i bürhân isteriz
2 Zikr ile fikr etmeğe cânıma ihsân et benim
Aklımız ancak yeter vicdân-ı irfân isteriz
3 Âşıkın senden ricâsın sen bilirsin yâ İlâh
Kokusu aşkdan durur verd ile handân isteriz

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 405 9.06.2017 11:15:45


406 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Maksudum senden budur ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn


Âteş-i aşk içre biz yanmağa külhân isteriz
5 Mustafâ’nın hürmetinden bizi mahrûm eyleme
Şübhemiz yokdur bizim sıdk ile îmân isteriz
6 Cennetü’l-firdevs-i a‘lâ zâhidin maksûdudur
Gayrısı lâzım değil biz âb-ı hayvân isteriz
7 Aşk-ı sâfînin cemâlinden sana budur hitâb
Âşıkız hem sâdıkız biz sâfi Sübhân isteriz
8 Kalbimin âyînesinden bize ilhâm eyledin
Çelmeğe kudret topun bir ulu meydân isteriz
9 Karga kuzgun değiliz lakır lukur eyleyevüz
Bülbülüz biz konmağa seyr-i gülistân isteriz
10 Müşterî cândır hemân bu tevhidin ma‘nâsına
Gevherin sarrâfıyız la‘l-i Bedahşân isteriz
11 Hâlimiz arz eyledik yâ Rab senin dîzârına
Söylemek lâzım değil deryâ-yı ummân isteriz
12 Mi‘demiz almaz bizim tarhana bulgur çok yemek
Âteş-i aşk ile pişmiş tâze biryân isteriz
13 Hamdülillâh çok şükür dergâhına geldik bugün
Zâtının envârını bu cânda pinhân isteriz
14 Maksudun her ne ise istendi verdim ben sana
İblis’i habs etmeğe mühr-i Süleymân isteriz
15 Vechine mazhar düşelden cânımız söyler bunu
Gizli değil gün gibi biz sâfi ayân isteriz

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 406 9.06.2017 11:15:45


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 407

16 Rûhumuz hakka’l-yakîn sâfî mücerred kılmağa


Gayrının efkârını çelmeğe çevgân isteriz
17 Nâkıs-ı âkil değildir Vâhibî var zâhidâ
Hûri vü gılmân sana biz nûr-ı Yezdân isteriz
18 Aklım ile nefsimi kül et vücûdum kalmasın
Biz Muhammed Mustafâ nûruyla yeksân isteriz
19 Dâd-ı Hak’sın şübhesiz Miskîn Vehâb’ın cânına
Mahv ü gark olmaklığa emrinde fermân isteriz

306 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ne desem hiç bilmezem ey cevri çok yârim benim
Vechini gördü bu cân nic’artmasın zârım benim
2 Meskenim yoklukda varlık bulmuşam genc-hâneyi
Okuram “innâ fetahnâ” kalmadı cânım benim116
3 Cânıma kıldın hidâyet sabra tâkat kalmadı
Vâsıl oldum zâtına dilimde esrârım benim
4 Geldi halloldu bize deryâ-yı vahdet lâ-mekân
Gam yemen şimden geri sensin hemân varım benim
5 Aşk-ı sâfîden alır miskin Vehâbî dersini
Aşk-ı sâfî sırrıdır dilimde güftârım benim

116 İnnâ fetahnâ: Doğrusu biz sana apaçık bir fetih verdik. Fetih/1

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 407 9.06.2017 11:15:45


408 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

307 /
8 + 8 = 16
1 Gönlüm evi âleminin seyyâhıyın gezerin ben
Gönlüm Hakk’ın nazargâhı taşrasından bezerin ben
2 Bu tevhîdin ihyâsından haber veren kimdir bana
Mürşidim aşk-ı İlâhî andan okur yazarın ben
3 Özü insan sözü irfân ehl-i hâlin kâli budur
Vicdânımda bâzârım var gayrısını n’ideyin ben
4 Aç gözünü Bâyezid’in îmân Allâh dediğidir
Ma‘rifetin ma‘nâsını sâfî cândan seçerin ben
5 Bundan öte bir söz dahi lâzım değildir Vâhibî
Bir Allâh’ı zikr etmezsem çıkar yoldan azarın ben

308 /
4+4=8
1 Kimi keser kimi biçer
Bir acâyib devrândır bu
Kimi zerh-i kâtil içer
Bir acâyib devrândır bu
2 Ârif olan bundan geçer
Âb-ı hayât bulup içer
“Men aref” sırrını açar
Bir acâyib devrândır bu

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 408 9.06.2017 11:15:45


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 409

3 Nefsin bilen âlim olur


Âlim olan cânım olur
Nefse uyan zâlim olur
Bir acâyib devrândır bu
4 Nedir eyledim gönlüme
Zikr-i Hû geldi dilime
Peygamber geldi yoluma
Bir acâyib devrândır bu
5 Tecellîden tesellîden
Kanâat et yeter sana
Bundan öte menzil yokdur
Vâhib Ümmî Rahmân’dır bu

309 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Her şeyi hâl ile hoş gör ârif-i bi’llâh isen
“Lâ” deme bu tevhide hıfz-ı kelâmu’llâh isen
2 Zâkir ol zikr et Hak’ı İblis gibi olma şakî
Tevhidin ma‘nâsına kardaş veliyyu’llâh isen
3 On sekiz bin âlemi bir noktada pinhân bilen
Hikmetinden ver haber esmâ sıfâtu’llâh isen
4 Fazl-ı Hak’dan dâd-ı Hak’dır ben sana zikr etdiğim
Kâl ü kıyl lâzım değil zikr et hafiyyu’llâh isen
5 Cânıma zevki budur ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Gam yemez miskîn Vehâb medh-i habîbu’llâh isen

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 409 9.06.2017 11:15:45


410 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

310 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tâlibiz dîzâr içün gayrıdan uzlet bekleriz
Bulmağa genç-hâneyi gör nice halvet bekleriz
2 Sûfiyiz hem sâfiyiz li’llâh ü fi’llâh Hak içün
Akl evinden çıkmışız âlemde hayret bekleriz
3 Sâfi aşkım nûr-ı Hak’dan kısmetim budur benim
Bî-nişân ü lâ-mekân zâtında gayret bekleriz
4 Akl-ı evvelden mürekkeb çün yazılmış nüshamız
Şerh olunmaz ma‘nası vicdân-ı vahdet bekleriz
5 Âlem-i bezm-i elestden oldu sırrım âşikâr
Gam yemen şimden geri ma‘nâda vuslat bekleriz
6 Kıblesi âriflerin Hakk’ın cemâl-i vechidir
Dört kitâbın ma‘nası tahtında âyet bekleriz
7 Cennetü’l-firdevs-i a‘lâ sevgisi cismânidir
Ma‘rifet bâbında biz rûhâni ni‘met bekleriz
8 Âşıkız hem sâdıkız lâzım değil ferdâ bize
“Küntü kenz”in vahdeti sırrında işret bekleriz
9 Ehline ma‘lûm durur remzin rumûzun anlamak
On sekiz bin âlemin içinde ibret bekleriz
10 Zikr-i Hû’dan gönlüme ilhâm olan ma‘nâyı gör
Tâlib-i fakr ü fenâ üstünde nevbet bekleriz
11 Ârif-i bi’llâh olupdur cânımız bu tevhide
Fazlına yokdur nihâyet istikâmet bekleriz

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 410 9.06.2017 11:15:45


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 411

12 Şübheden âzâd olaldan bulmuşam genc-hâneyi


Kûh-ı Kâf içinde biz sanman ki mihnet bekleriz
13 Sorması lâzım değil verdim haber âşıklara
Emr-i Hak içinde biz sırr-ı emânet bekleriz
14 Kutbu’l-irşâd velînin bendesidir Vâhibî
Her nefesde dâimâ nûr-ı velâyet bekleriz

311 /
5 + 3 = 8 (4 + 4 = 8)
1 Ey pâdişâh-ı zü’l-celâl
Gönlüm sana döndür benim
Ey pâdişâh-ı ber-kemâl
Gönlüm sana döndür benim
2 Esmâ sıfâtın hakkıçün
Gökçek hitâbın hakkıçün
Münzel kitâbın hakkıçün
Gönlüm sana döndür benim
3 Aşkını bürhân bulmağa
Derdini dermân bulmağa
Zâtını ihsân bulmağa
Gönlüm sana döndür benim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 411 9.06.2017 11:15:45


412 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Aşkın şarâbın içeyin


Nûrdan hicâbın geçeyin
“Men aref” sırrın açayın
Gönlüm sana döndür benim
5 Gün gibi ayân olayın
Aşk ile beyân olayın
Zâtında kurbân olayın
Gönlüm sana döndür benim
6 Ağyâr ile yâr eyleme
Kabrim yerin dar eyleme
İşim gücüm zâr eyleme
Gönlüm sana döndür benim
7 Gayrıya bakmasın gözüm
Tevhîd-i zât olsun sözüm
Envâr-ı sır olsun özüm
Gönlüm sana döndür benim
8 Nûr-ı Muhammed hakkıyçün
Mûsâ Kelîm’in hakkıyçün
Cümle nebîler hakkıyçün
Gönlüm sana döndür benim
9 Ben bir garîb bî-çâreyin
Başdan ayağa yâreyin
Al elimi avâreyin
Gönlüm sana döndür benim
10 Dâim seni fikr edeyim
Ni‘metine şükr edeyim
Hûb zâtını zikr edeyim
Gönlüm sana döndür benim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 412 9.06.2017 11:15:45


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 413

11 Vâhib eydür kul olayın


Tâz’açılmış gül olayın
Dergâhında bil’olayın
Gönlüm sana döndür benim

312 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Kıl inâyet cânıma ölmezden önden öleyim
Maksudum sensin benim cânımda pinhân bulayım
Sen beni reddeyleme vechinde dâim durayım
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayım
2 Ehl-i derdem derdime senden gerek dermân bana
Zâtını zikr etmeğe senden gerek bürhân bana
Şol sıfâtın bilmeğe senden gerek irfân bana
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayım
3 Akl-ı kâsır derdmendem bildiğim budur benim
Her nefesde dâimâ bu tevhidim Hû’dur benim
Hasretinden gözlerimden dökülen sudur benim
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayım
4 Kimse bilmez hâlimizi sen bilirsin yâ İlâh
Senden artık kim bile ahvâlimiz ey Pâdişâh
Bu suâle bin cevâb senden gerekdir pâdişâh
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayım
5 Kim severse ben anın derdine dermânım dedin
Gizli değil gün gibi rûhumda pinhânım dedin
Âşıkın zikr etdiği tevhidde ayânım dedin
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayım

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 413 9.06.2017 11:15:45


414 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

6 Sen hidâyet etmez isen yazığım gitmez benim


Sen inâyet etmez isen eksiğim bitmez benim
Sana lâyık işler isem hayırım batmaz benim
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayım
7 Cânıma rahm eyler isen gönlümüz ölmez bizim
Gayrısından kalbimiz hergiz irenk almaz bizim
Senden âhar bir yere zikr etmeğe varmaz dilim
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayım
8 Dü cihânın âşıka yokdur vefâsı anladım
Dört kitâbın ma‘nasında tevhidimi dinledim
İhtiyârımla değildir bu kelâmı söyledim
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayım
9 Tâlib-i fakr u fenâ içinde bir dîvâneyem
Zâtını fikr etmeğe ma‘nâda ben bîgâneyem
Aşk şarâbın içeli ayık değil mestâneyem
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayım
9 Bu vücûdum yoğ idi bir noktadan var eyledin
Mustafâ’nın hürmetine bizi sen yâr eyledin
Zâtının envârını Mansûr’a gülzâr eyledin
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayım
10 Vâhib eydür bir yerim yok doğrulam ana varam
Senden âhar kimse yokdur şübhemi ana soram
Şübhesiz hakka’l-yakîn senden bize budur selâm
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayım

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 414 9.06.2017 11:15:46


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 415

313 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Şübhesiz hakka’l-yakîn seyrânda hayrândır dilim
Ma‘nasın fehm etmeğe irfânda hayrândır dilim
2 Vâhid ü Ferd ü Ahad’dan oldu nutkum âşikâr
Şekkimiz yok Hak bilir Kur’ân’da hayrândır dilim
3 Akl evinin sevgisin yakdı muhabbet âteşi
Dergeh-i âlîdeki dîvânda hayrândır dilim
4 Ârifâne söyledim fehm etdin ise hâlimi
Zâtına mazhar düşen insânda hayrândır dilim
5 Nutkumuz nûr-ı İlâhî şübhe yokdur zâhidâ
Zât-ı Hakk’a ileden bürhânda hayrândır dilim
6 Âşıkın ma‘şûk yüzünden dinle gör mi‘râcını
Cânıma verir safâ handânda hayrândır dilim
7 Sâfi aşkın remzini fâş eyleyen tevhîd-i zât
Hâlık’ın nutkundaki ihsânda hayrândır dilim
8 Kimse girmez araya ol söyledir âşıkları
Dü cihânı geçmeğe perrânda hayrândır dilim
9 Gördüğüm desem sana aklın senin etmez kabûl
Kâl ü kıyl lâzım değil Sübhân’da hayrândır dilim
10 Cân içinde cân ile buldu Vehâbî maksûdun
Ehl-i derdiz şübhesiz dermânda hayrândır dilim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 415 9.06.2017 11:15:46


416 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

314 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zâhidâ dîzâr içün devrâna sen gelmez misin
Zâtını zikr etmeğe seyrâna sen gelmez misin
2 Nice bir ilme’l-yakînden kılasın ilm ü amel
Bilmeğe genc-hâneyi irfâna sen gelmez misin
3 Akl evinden taşra çıksan görünür ma‘şûk sana
Ma‘nası budur bunun ummâna sen gelmez misin
4 Âşıkam hem sâdıkam hakka’l-yakîndendir bu söz
Yanuban yakılmağa külhâna sen gelmez misin
5 Fâtiha’nın sırrını günden ayân etdim sana
Aşk dilinden okunan ezâna sen gelmez misin
6 Dü cihânın varlığın bir pûla almaz ehl olan
Nûr-ı Hakk’ı görmeğe bürhâna sen gelmez misin
7 Aşk-ı sâfî sırrının ahvâlidir şerh etdiğim
Ey birâder cân içün sultâna sen gelmez misin
8 Dört kitâbın ma‘nasından rûhuna budur cevâb
Cân gözüyle görünen ayâna sen gelmez misin
9 Vâhib Ümmî söyledi ma‘nâda boş yer kalmadı
Ma’rifet bağındaki handâna sen gelmez misin
10 Dilimin şerh etdiği ma‘nâ-yı mutlakdır bu söz
Kokusu Hak’dan gelen reyhâna sen gelmez misin
11 Vâsıl-ı Hak olmayan fehm eylemez der nefsini
Dost cemâl-i vechine ihsâna sen gelmez misin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 416 9.06.2017 11:15:46


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 417

12 Vâhib Ümmî aybını ma‘zûr buyur ayb olmasın


Ma‘rifet bağındaki handâna sen gelmez misin

315 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Kendi nefsim illetinden gayrı şeytân bilmezem
Kendi cehlim zulmetinden gayrı isyân bilmezem
2 Zâkirin zikr eylerin ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Ma’rifet bâğından âhar gayrı seyrân bilmezem
3 Çâr-ı-yâr-i pür-safânın vechin izhâr eylerin
Vâhid ü Ferd ü Ahad’dan gayrı sultân bilmezem
4 Âşık olmazsan murâdın anladım efsânedir
Zâtına mir’ât olundan gayrı insân bilmezem
5 Âşıkâne söyledim verdim haber zâhid sana
Bu dimâğımdan çıkandır gayrı reyhân bilmezem
6 Bu kelâmı söyleden kimdir sana dersen bana
Bu kelâmı söyledenden gayrı Sübhân bilmezem
7 Bildiğimden diyeyin gel münkir olma sen bana
Bî-nişân u lâ-mekândan gayrı pinhân bilmezem
8 İstima‘ etmez kulağım zâhidin efsânesin
Aşk-ı sâfîden gelenden gayrı irfân bilmezem
9 Söylerim verdi kerâmet dilime nûr-ı İlâh
Katrede pinhân olandan gayrı ummân bilmezem
10 Ehl-i derdim sen bilirsin derdimi ey pâdişâh
Derdime vaslından özge gayrı dermân bilmezem

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 417 9.06.2017 11:15:46


418 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

11 Yâ Nesîmî and’içersem ağrımaz başım benim


Vâhib’i halk eyleyenden gayrı Deyyân bilmezem

316 /
8 + 8 = 16
1 Ben bir aceb derde düşdüm derdim bana dermân yeter
Nefsim müselmân etmeğe tevhîd bana bürhân yeter
2 Yeri göğü yaratmadan el’ân sırdan cevâb budur
Dört kitâbın buyurduğu ma‘nâ bana Kur’ân yeter
3 İsmi dilimden gönlüme erdi cânım söyler bunu
Ben istemem gayrısını vechi bana bürhân yeter
4 Hidâyetdir bildim anı şübhem yokdur sordum halka
Doğru yoldan çıkarmağa nefsim bana şeytân yeter
5 Kimse hâlin söylemezin vicdânımdan gelir cevâb
Hakkı dilimden komağa dünyâ bana düşmân yeter
6 “Lâ” demezsen bu tevhîde ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Hakdan nâ-hakkı bilmeğe gel gör bana irfân yeter
7 Ben şeytândan gam yemezin gönlüm Hakk’ın zâtındadır
Dost zâtının muhabbeti sâfî bana îmân yeter
8 Aşkın haberi sırrının bir harfidir şerh etdiğim
Hak’dan gayrı söylediğim kardaş bana yalan yeter
9 Vâhib Ümmî aşk sırrının kemâline ermez akıl
Söylediğim ma‘rifetin zevki bana handân yeter

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 418 9.06.2017 11:15:46


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 419

317 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ma‘rifet aşk gülüdür âşık anın bülbülüdür
Aşk-ı sâfî kim denir âşıkların Düldül’üdür
2 Bir hümâdır vasfını zikr eylesem gelmez dile
Şâhidim tevhîd-i zât rengi anın gülgülüdür
3 Vechine hayrân olupdur cânımız zâhid bizim
Göremezsin nûrunu gözün senin bürgülüdür
4 Gayr-ı Hak’dır sorduğun lâzım değil sana haber
Gelme zâhid sevdiğim mahbûb benim bilgilidir
5 Zikr-i kalbimden benim zâhir eden güftârımı
Dost cemâli bâğının âşıklara bir gülüdür
6 Ol muhabbet zât-ı Hak’dır anlamaz zâhid bunu
Akl evinden kalkmaz ayağı anın örgülüdür117
7 Ol Hak’ın lutfundan ayrı olmaya zikr eyleyen
Doğrulup her kim gelirse anlara vergilidir
8 Çok dolaşdık ârifâne eyledik bu remzi biz
Biçemez zâhid gelip aşkı gölü kamışıdır
9 Cân u dil ma‘mûrunu anlar mısın esrârını
Hâlık’ın zikr etmeyenler ma‘rifet yohsuludur

117 “Örgü” kelimesi muhtemelen “bukağı, köstek” mânâsına kullanılan bir


isimdir. Örülmüş ip veya zincirden kinaye, mecâzen bağ manasına gel-
mektedir. Arapça akıl kelimesinin bir manâsı da “deveyi kösteklemek/
bağlamak” demektir.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 419 9.06.2017 11:15:46


420 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

10 Aklın ermez söylesem bu tevhidin ihyâsını


İlm-i ledün ma‘nası âşıkların tahsîlidir
11 Gizli değil gün gibi ayân olur ârif sözü
Kâlini hâl etmeyen bu tevhidin yohsuludur
12 Sonradan ermiş değildir Vâhibî bu devlete
Ol musavver nûr içinde mahbubu gül gülüdür
13 Vâhibî eyler sücûdu her nefes ihlâs ile
Şâhidim tevhîd-i zât yârim benim sevgilidir

318 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Dermân içün derd isteyen
Tevhîde gel tevhîde gel
Kokmak içün verd isteyen
Tevhîde gel tevhîde gel
2 Rahmını etsin başına
Şeytân girmesin işine
Peygamber girsin düşüne
Tevhîde gel tevhîde gel
3 Deli değil uslu isen
Âdem sâfî nesli isen
Ol cevherin aslı isen
Tevhîde gel tevhîde gel

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 420 9.06.2017 11:15:46


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 421

4 Yolunu doğru varmağa


Hâlini ehle sormağa
Gönlünü Hakk’a vermeğe
Tevhîde gel tevhîde gel
5 Ermezini irgürürler
Yetmezini yetirürler
Arş üstünde götürürler
Tevhîde gel tevhîde gel
6 Dört kitâbda budur cevâb
Bundan ulu yokdur sevâb
Allah etmez yarın azâb
Tevhîde gel tevhîde gel
7 Dü cihânda gülmek içün
Dost zâtına ermek içün
Dîzârını görmek içün
Tevhîde gel tevhîde gel
8 Derdimize dermân içün
Sıdkımıza îmân içün
Gökden inen Kur’ân içün
Tevhîde gel tevhîde gel
9 Gayrıya bakmasın gözün
Tevhîd-i zât olsun sözün
Dergâhda ak olsun yüzün
Tevhîde gel tevhîde gel
10 Yedi deryâyı geçelim
“Men aref” sırrın açalım
“Şarâben tâhûr” içelim
Tevhîde gel tevhîde gel

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 421 9.06.2017 11:15:46


422 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

11 Dersin aşkdan aldın ise


Aşk gölüne daldın ise
Maksûd budur bildin ise
Tevhîde gel tevhîde gel
12 Ma‘nâ yüzün dedim sana
İnanırsan kardaş bana
Lâyık olan budur sana
Tevhîde gel tevhîde gel
13 Aklını cem‘ et başına
Girmişsin yetmiş yaşına
Nâ-hakkı katma aşına
Tevhîde gel tevhîde gel
14 Deli-y-iken uslanmağa
Aşk ipine bağlanmağa
Dîzârında eğlenmeğe
Tevhîde gel tevhîde gel
15 Vâhib eydür zikr edelim
Bir Tanrı’yı fikr edelim
Dervîşliğe şükr edelim
Tevhîde gel tevhîde gel
16 Bed-hû söyleme sözünü
Mevlâ’ya döndür özünü
Bildire sana özünü
Tevhîde gel tevhîde gel
17 Vâhib eydür âr olmasın
Gönlün evi dar olmasın
Kabri anda nâr olmasın
Tevhîde gel tevhîde gel

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 422 9.06.2017 11:15:46


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 423

319 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Hak’ın emrine baş eğmez müselmân olmayan kimse
Hak’ın yoluna cân vermez müselmân olmayan kimse
2 Biri zâhir biri bâtın bu ma‘nâyı bilen cândır
Müsemmâdan haber almaz müselmân olmayan kimse
3 Maânî içre ma‘nâdan haber veren sana cândır
Ledünnîden haber bilmez müselmân olmayan kimse
4 Bu vicdân-ı maârifdir bunu akl-ı beşer bilmez
Bu kenzin sırrına ermez müselmân olmayan kimse
5 Cemâlinin kemâlinden sana söyler bunu âşık
Bilemez nefsini hergiz müselmân olmayan kimse
6 Desem aklın kabûl etmez sana tevhîdin ahvâlin
Eremez zâtına hergiz müselmân olmayan kimse
7 Vehâbî derdmend miskîn hitâb eder sana söyler
Bu sırra vâsıl olmazdır müselmân olmayan kimse

320 /
8 + 8 = 16
1 Âciz kaldım bana meded âh dilimi vâh dilimi
Sabra ilâç bulamadım âh dilimi vâh dilimi
2 Başımdakın derim sana inanırsan kardaş bana
Hatâsını fehm eylemez âh dilimi vâh dilimi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 423 9.06.2017 11:15:46


424 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Dost zâtına mazhar olan âşıklara sözüm benim


Âcizliğim yok gönlümde âh dilimi vâh dilimi
4 Yedi deniz mevci sırrın ayân eyler nihân etmez
Çârem yokdur nic’edeyin âh dilimi vâh dilimi
5 Ebsem olsa söylemese bu dil helâk olur yanar
Sırrın lübbün ayân eyler âh dilimi vâh dilimi
6 Nasîhatim kabûl etmez akl evinden durmaz kaçar
Akıl kabûl etmez bunu âh dilimi vâh dilimi
Erenlerin gizli sırrın fâş eyleme tek dur derin
Aklım sözün hiç dinlemez âh dilimi vâh dilimi
8 Gülistânın bülbülüdür hâl ehline ma‘lûm bu söz
Hicâbından geçer söyler âh dilimi vâh dilimi
9 Her nefesde benim ile bil’olanın râzıdır bu
Bu ma‘nâyı açar durmaz âh dilimi vâh dilimi
10 Aşkdan gelir haber verir kabûl etmez aklım benim
Tevhid sırrın söyler durmaz âh dilimi vâh dilimi
11 Bir hurûfun bin ma‘nâsın kasd eder ki şerh eyleye
Lâzım mıymış bunu demek âh dilimi vâh dilimi
12 Ayrı değil gayrı değil ma‘lûm oldu hep neydiği
Tek durmaz tercümân söyler âh dilimi vâh dilimi
13 Akl evinde oturanlar hiç duymasa evlâ idi
Hiç gizlimiz ayân söyler âh dilimi vâh dilimi
14 Ehl-i tevhîd mertebesin ârif bilir âkil bilmez
Aklım ile cidâl eyler âh dilimi vâh dilimi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 424 9.06.2017 11:15:46


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 425

15 Vâhib Ümmî şühûdunun kelâmını dinler misin


Sabrı yokdur sabr edemez âh dilimi vâh dilimi

321 /
8 + 8 = 16
1 Anlar mısın dinler misin Hak kapısın açar tevhîd
Bu ma‘nâya şübhe yokdur dost kapısın açar tevhîd
2 Ma‘rifetin ma‘nâsında gizli haber budur bize
İnanmazsan gel gör imdi sır kapısın açar tevhîd
3 Bu kelâmı ben demezem şimden geri gam yemezem
Lâzım değil tekrâr demek aşk kapısın açar tevhîd
4 Peygamber’in cemâlidir gelip haber veren bize
İnanmayan münâfıkdır kenz kapısın açar tevhîd
5 Dört kitâbı vahy edenin ilhâmını dinler isen
Âşıkların gönl’evine nûr kapısın açar tevhîd
6 Sığınırız sana yâ Rab münâfıkdan sakla bizi
Âdetinde böyle Hakk’ın münâfıkdan kaçar tevhîd
7 Vâhib Ümmî şehâdetin ma‘nâsıdır söylediği
Mü’minin gönlü evine kendi nûrun saçar tevhîd

322 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 İstemem ben gayrısın fazlın bana ihsân yeter
Dört kitâbın ma‘nası fazlın bana Kur’ân yeter

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 425 9.06.2017 11:15:46


426 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 “Lâm-elif lâ-raybe”den dersim veren sensin benim118


Ehl-i derdim derdime fazlın bana dermân yeter
3 Bana şâhid yetme mi dilimde esrârın senin
Gizli değil gün gibi fazlın bana ayân yeter
4 Kâl ü kıylden geçmişem sâfî mücerred âşıkam
Bildiğim budur benim fazlın bana seyrân yeter
5 Âlem-i ma‘nâ yüzü sırrında bir dîvâneyim
Ma‘nasın fehm etmeğe fazlın bana irfân yeter
6 Zât-ı Hakk’ın mazharının dâimâ zikri budur
Bî-nişân katındaki fazlın bana nişân yeter
7 Vâhib’in nâz ü niyâzı ma‘nada sensin hemân
“Lâ” demen bu tevhide fazlın bana vicdân yeter

323 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gayrı yâr olmaz bize ehl-i safâ âşıklarız
Tamu nâr olmaz bize ehl-i safâ âşıklarız
2 Âlem-i bezm-i elestden söyleriz bu tevhidi
Aşk şarâbın içmişiz ehl-i safâ âşıklarız
3 “Küntü kenz”in vahdetinden cânıma budur nidâ
Şübhe yok şimden geri ehl-i safâ âşıklarız
4 Cân ilinden cânıma verdi safâ ol Mustafâ
Yetme mi şâhid bana ehl-i safâ âşıklarız

118 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 426 9.06.2017 11:15:46


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 427

5 Gönlüme ilhâm olan ma‘nâ benim birdir hemân


İkilik yok arada ehl-i safâ âşıklarız
6 Gel temâşâ kıl bugün vechinde yârin nûrunu
Kıyl ü kâl lâzım değil ehl-i safâ âşıklarız
7 Derde dermân sıdka îmân bulduğum ma‘nâ budur
Vâhibî eyler hitâb ehl-i safâ âşıklarız

324 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ey birâder şübhesiz zevkim benim irfândır
Aç gözün kaldır hicâbı ma‘nası vicdândır
2 Şâhidim fehm eyledim “ihdi sırâta’l-müstakîm”
Âşıkam hem sâdıkam vechin bana seyrândır
3 Ehline ma‘lûm durur ma‘nâ-yı mutlakdır bu söz
On sekiz bin âlemin içindeki erkândır
4 Gönlümü ma‘mûr eden tevhîd-i zâtın sırrıdır
Kokusu aşk gülünün âşıklara reyhândır
5 Dile gelmez söyleyeydim “küntü kenz”in varını
Âlem-i ma‘nâ yüzü zâtındaki devrândır
6 Anladım bildim demek akl-ı kasîrin fennidir
Âleme hükm eyleyen ol bir ulu sultândır
7 Nûr-ı Hak’dan dâd-ı Hak’dır dilimin şerh etdiği
Şübhesiz hakka’l-yakîn rûhumda ol pinhândır
8 Akl-ı kâsır anlamaz rûhun kemâlidir bu söz
Mustafâ zâtınd’olan ma‘nâya cân hayrândır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 427 9.06.2017 11:15:46


428 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

9 Derdmend miskîn Vehâbî aklı yok dîvânedir


Bu kelâmı anlayan gâfil değil insândır

325 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hâlık’ı zikr eylemek derd ehlinin dermânıdır
Hâlık’ı fikr eylemek sıdk ehlinin îmânıdır
2 Söz budur ancak hemân lâzım değil gayrı kelâm
Hak Taâlâ sevgisi âşıkların bürhânıdır
3 Nûr-ı Hakk’ın mazharının dâimâ zikri budur
Bu kelâmın ma‘nası âşıkların irfânıdır
4 Âkil isen “lâ” deme tevhîd-i zâtın sırrına
Arş u kürs ü nüh-felek âşıkların seyrânıdır
5 Vâhib’in nutkundaki sırr-ı İlâhî remzidir
Aç gözün kaldır hicâbı ma‘nası vicdânidir

326 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Mü’minin zikr etdiği nûr-ı cemâlu’llâhdır
Mü’minin fikr etdiği nûr-ı kemâlu’llâhdır
2 Gayrıdan sâfî mücerred olduğum ma‘nâ budur
Anlamak bilmek hemân tevhîd-i zâtu’llâhdır
3 Nefsini fehm etdin ise ebter olmazdır sonun
Dilimin şerh etdiği nûr-ı kelâmu’llâhdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 428 9.06.2017 11:15:46


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 429

4 Ârif olan böyl’olur bu tevhidin ahvâline


Kalbimin içind’olan ol “küntü kenz”u’llâhdır
5 Dilime Hak’dan gelen esrâr-ı aşkdır şübhe yok
“Urvetü’l-vüskâ” hakkı insânda sırru’llâhdır119
6 Taşra bakmaz ârif-i bi’llâh olan dost zâtına
Anladınsa “lâ” deme aşkdan selâmu’llâhdır
7 Gam yemen şimden geri buldum murâdı cân ile
Bî-nişân ü lâ-mekân zâtında seyru’llâhdır
8 Şerh olunmaz ma‘nası vicdândır gelmez dilime
Âşıka ihsân olan esmâ sıfâtu’llâhdır
9 Anladınsa Vâhibî nûr-ı hidâyetden haber
Halk işitmez ma‘nasın zikr-i hafiyyu’llâhdır

327 /
8 + 8 = 16
1 Ma‘nâ yüzün seyr eylemez su gibi akmayan kardaş
Aklı yokdur dîvânedir tevhîde bakmayan kardaş
2 Hakka’l-yakîn “lâ-raybe”nin enfüsüne ârif değil120
Îmân nûru çerâğını gönüle yakmayan kardaş
3 Çün ü çerâyı geçmedi “men aref” sırrın açmadı
Ol dost içün aşk zencîrin boynuna takmayan kardaş
4 Yarın anda fakîr olur ganî olmaz gâfil olan
Cân mülküne tevhîd nûrun bunda ol ekmeyen kardaş

119 Urvetü’l-vüskâ: (Tutunacak) sağlam ip. Lokman/22; Bakara/256.


120 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 429 9.06.2017 11:15:46


430 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Vâhib eydür korkudur bu kıyâmetde suâl olur


Evliyânın maârifin tâlibe çakmayan kardaş
6 Âyet ile hadîs ile müsebbitdir sözüm benim
Îmân donun giymez gider bu derdi çekmeyen kardaş
7 Vâhib Ümmî her cânibden söyler sana eyler hitâb
Erişemez bu tevhîde kanlı yaş dökmeyen kardaş

328 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ma‘na yüzünden haber geldikçe can hayrân olur
Bu kelâmın ma‘nası derd ehline dermân olur
3 Tevhidin zâtından aldı-y-ise cânın revnakı
Bî-nişân u lâ-mekân zâtı ana seyrân olur
2 Derd ile feryâd edip ben nicesi zâr etmeyem
Bu muhabbet âteşiyle sîneler biryân olur
4 Gel nazar kıl “lâ” deme âriflerin esrârına
Sohbetinden âşıkın her söylenen irfân olur
5 Sen şefâat kılmaz isen cânımız bulmaz şifâ
Derdmend miskîn Vehâb’ın gözleri giryân olur

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 430 9.06.2017 11:15:46


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 431

Dîvân’ın Michigan Üniv. (ABD) Nüshasından Bir Sayfa

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 431 9.06.2017 11:15:47


432 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

329 /
Mefâîlün Mefâîlün Feûlün
1 Cemâlin mazharı insân değil mi
Senin zikrin bize Kur’ân değil mi
2 Gözüme görünen zâtın cemâli
Özünü bilmeyen hayvân değil mi
3 Cemâlinden bize budur nasîhat
Bu tevhîd ma‘nası îmân değil mi
4 Gözüme görünen aşkın safâsı
Senin zikrin bize irfân değil mi
5 Nice şâd olmasın cânım bu şevke
Sana mihmân olan hayrân değil mi
6 Dilim söyler canım dinler bu sırrı
Bunu inkâr eden şeytân değil mi
7 Bilikden geç Vehâbî fâriğ ol sen
Haber veren sana Lokmân değil mi
8 Gönülden gönüle yol var dediler
Bu cevher ma‘nası vicdân değil mi
9 Vehâbî Hâlık’ı birler ne gam yer
Hakîkat gayrısı yalan değil mi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 432 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 433

330 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Zevk içün hem şevk içün âşıklara devrân gerek
Zâtını seyr etmeğe âşıklara bürhân gerek
2 Gıll u gışdan kalbimin âyînesin pâk etmeğe
Geçmeğe cümle hicâbdan mürşidin merdân gerek
3 Şeş cihâtın perdesinin gafletinden fâriğ ol
Aç gözün kaldır hicâbı düşdüğün ummân gerek
4 Rûhumun zevk-i kemâlinden sana budur hitâb
Sırr-ı hikmet mantıkından söyleyen irfân gerek
5 Zâhir etme bu kelâmın ma‘nasın eyle nihân
Bakdığınca her nazarda gördüğün Rahmân gerek
6 Anlayıp fehm etmeğe bu tevhidin ahvâlini
Bu vücûdun hânesi kardaş senin vîrân gerek
7 Zâhid inkâr etmesin gel ver haber sen Vâhibî
Bu kelâmın ma‘nası hem âyet-i Kur’ân gerek
8 Anlamak bilmek budur li’llâh ü fi’llâh hakkıçün
Aldığın mürşid yüzünden la‘l ile mercân gerek
9 Nûr-ı Hak’dan cânına budur hidâyet Vâhibî
Dört kitâbın ma‘nası cânında ol pinhân gerek

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 433 9.06.2017 11:15:47


434 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

331 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Hak’ın zâtından in‘âmdır buna ihsân-ı aşk derler
Nihâyet yok dile gelmez buna destân-ı aşk derler
2 Bilirsen bildiğin terk et eresin “kâbe kavseyn”e121
Cemâlinin hitâbıdır buna Rahmân-ı aşk derler
3 Muhabbet olsa cânında komaz varlık gider tende
Gayrı hüküm olmaz bunda buna dîvân-ı aşk derler
4 Eğer zâhir eğer bâtın ikisin fehm eder âşık
Cemâlinden kemâlin gör buna seyrân-ı aşk derler
5 Ne aklım var ne fikrim var bunu söyler sana cânım
Gel imdi cân ile dinle buna perrân-ı aşk derler
6 Ne cismim var ne cânım var Hak’ın zâtında mahvem ben
Gönülde cûş eder her dem buna ummân-ı aşk derler
7 Ne şekkim var ne şübhem var imân buldum bu tevhîde
Gelir söyler hitâb eyler buna fettân-ı aşk derler
8 Dilinde benliği terk et bu tevhîde düşe cânın
Var ise dinle idrâkin buna irfân-ı aşk derler
9 Vehâbî nûr-ı a‘lâdan açar söyler bu tevhîdi
Göründü nûr-ı sâfîden buna bürhân-ı aşk derler

121 Kâbe kavseyni ev ednâ: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 434 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 435

332 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 İkilik gâlib gelirse kemliğin ma‘nâsına
Ârif olan uymaz imiş İblis’in gavgâsına
2 Bir suâle bin cevâb vermen gerek ehl-i sücûd
Hangi esmâ illet oldu İblis’in da‘vâsına
3 “Lâ” demekden sakla cânım kıl hidâyet rûhuma
Mazhar etme yâ İlâhî İblis’in esmâsına
4 Vâhid ü Ferd ü Ahad’dan erdi câna vâridât
La‘net etsen sen ne dersin İblis’in hem-râzına
5 Gel temâşâ kıl bugün hüsn-i maârif sırrına
“Lâ” diyenler erişirler İblis’in na‘mâsına
6 Gönlümüz etmez kabûl eyler ibâ efsâneden
Câhil ü nâdân sunar der İblis’in me’vâsına
7 Vâhib’in rûhundadır gizli maârif remz eden
“Lâ” diyenler İblis imiş şi‘rimin mahlâsına

333 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Fazlına bel bağladım yâ Vâhid ü Ferd ü Ahad
Derdmendem yâ İlâhî derdime senden meded
Kâdir ü Hayyü’l-Ganî’sin fazlına yokdur aded
Cümlenin ma‘bûdu sensin dâimâ hatta’l-ebed

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 435 9.06.2017 11:15:47


436 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Okuram isminde “Bi’smi’llâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm”


Zâhir ü bâtın Hüvel işde “sırâta’l-müstakîm”
Zikr ile fikr etdiğim sensin benim nûr-ı kadîm
Ey sıfâtındır sıfâtın “kul hüve’llâhu Ahad”
3 Kendi cânım zevkinin ahvâlidir zikr etdiğim
Zâtının envârıdır hakka’l-yakîn fikr etdiğim
Zikr-i kalbim vechinin esrârıdır şükr etdiğim
Gayrısı lâzım değil Bâkî’sin “Allâhu’s-Samed”
4 “Lem yelid” sensin okurlar ey “ve lem yûled” seni
Ver kerâmet dilime zikr eylesin dâim seni
Yâ İlâhî düşmüşem al elimi kaldır beni
“Lem yekün” zât ü sıfâtındır “lehû küfüven Ahad”
5 “Kâf” ile “nûn”dan yaratdın on sekiz bin âlemi
Anladım yokdan getirdin bu vücûda âdem’i
Sürelim hakka’l-yakînden işret ile bu demi
Kudretinle erbaîn günde tamâm oldu cesed
5 Ol zamânda lutf ile bir cevhere kıldın nazar
Hürmetine âlemi var eyledin kıldın nazar
Kim ana baş eğmediyse âkibet yoldan azar
Zâhir ol cevherden oldu cümle eşyâ vü aded
7 Seyyidin gönlünde Hak’dır Hak’dan özge nesne yok
Aç gözün kaldır hicâbı Vâhibî ma’nâya bak
Yâr ile yâr olmuşuzdur aramızda perde yok
Bu fakîrin hem dilinde her dem eydür yâ Ahad

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 436 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 437

334 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ma‘nayı fehm etmeğe tevhîde düşmüş cân gerek
Tevhidi fehm etmeğe ummâna düşmüş cân gerek
2 Âlem-i gayb u şehâdet sırrının ilhâmıdır
Vechinin zâtındaki seyrâna düşmüş cân gerek
3 Aşk-ı deryâ-yı muhîtden âşıka budur cevâb
Şakıya bülbül gibi handâna düşmüş cân gerek
4 Ârife âr eyleme sor ma‘nadan versin haber
Noktayı fehm etmeğe vicdâna düşmüş cân gerek
5 Tevhidin ahvâlini fâş eyleme nâdâna sen
Açmağa genc-hâneyi irfâna düşmüş cân gerek
6 Rü’yetim ta‘bîrinin dinler misin esrârını
Zâtını zikr etmeğe îmâna düşmüş cân gerek
7 Dâd-ı Hak’dır şübhe yokdur ârifin nutkundaki
Tâlib olan dinleye vîrâna düşmüş cân gerek

335 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşık isen cân ile gel sevme sen evlâdını
Hasbeten li’llâh içün terk eyle sen ensâbını
Fâni kıl ol dost içün eğnindeki esbâbını
Hayli işdir ol kişi terk eylemek mu‘tâdını

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 437 9.06.2017 11:15:47


438 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Tâlib-i dîzâr isen etdim nasîhat ben sana


Eğri bakma doğru bak li’llâh içün gel sen bana
Lâyık olan bu-y-imiş arz etdiğim tevhîd sana
Hayli işdir ol kişi terk eylemek mu‘tâdını
3 “Lâ” deme zinhâr sakın ilhâm-ı Hak’dır sözümüz
Şübhesiz yokdur bizim sâfî mücerred özümüz
Hâlık’ı zikr eylemekdir alnımızda yazımız
Hayli işdir ol kişi terk eylemek mu‘tâdını
4 On sekiz bin âlemin içindeki vahdet budur
Vahdetin içindeki ma‘nâdaki vuslat budur
Dilimin şerh etdiği zâtındaki sohbet budur
Hayli işdir ol kişi terk eylemek mu‘tâdını
5 Enbiyâdan evliyâdan bunu sana söyleyen
İsm-i zâtdır gönlümüzü aşk ipine bağlayan
Nûr-ı Hakk’ın sevgisidir ciğerimiz dağlayan
Hayli işdir ol kişi terk eylemek mu‘tâdını
6 Sırr ile etdin nidâ gelsin kabûl eden kişi
Tâlib isen görüke kalbinde bu gizli işi
Kâl ü kıyl yok arada âşıkların budur düşü
Hayli işdir ol kişi terk eylemek mu‘tâdını
7 Bu kelâmı söyleyenler cümleden insân imiş
Ol Muhammed Mustafâ vechindeki hayrân imiş
Vâhib’e gayb ü şehâdet gün gibi ayân imiş
Hayli işdir ol kişi terk eylemek mu‘tâdını
8 Ârife bu söz yeter lâzım değil çok söylemek
Emr-i Hak’dır gayrısın fehm eyledim ketm eylemek
Câhile lâzım değil ma‘nâsını bunun demek
Hayli işdir ol kişi terk eylemek mu‘tâdını

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 438 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 439

9 Dediler çok söyledin ammâ sana budur cevâb


Zâkir olmazsan eğer gönlünde yokdur hiç sevâb
Vâhib Ümmî mantıkından yetme mi sana cevâb
Hayli işdir ol kişi terk eylemek mu‘tâdını

336 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gönlüme her dem benim vechinde hayrândır gelen
Mu‘cizât tahtındaki hükm-ıssı sultândır gelen
2 Dilimin şerh etdiği “kul ındehû ümmü’l-kitâb”
Şübhe yokdur Hak bilir âyât-ı Kur’ân’dır gelen
3 Vâhid ü Ferd ü Ahad’dır sînemi çâk eyleyen
Cân içinde cânıma deryâ-yı ummândır gelen
4 Şâkirem hem zâkirem tevhîd-i zât şâhid bana
Gözlüye hiç gizli yok gün gibi ayândır gelen
5 Vâhib’in vahdetden alıp geldiği ma‘nâya bak
Hâlık’ım halk etdiği tevhîd-i irfândır gelen
6 Nice şerh etsin dilim bu tevhidin ahvâlini
Bî-nişân ü lâ-mekân zâtında pinhândır gelen
7 Gördüğüm ma‘nâ budur ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Hak Taâlâ zâtının emrine fermândır gelen
8 Mahv u garkdan Vâhibî eyler hitâb âşıklara
Açılıp ol gül gibi verd ile handândır gelen
9 Vechinin âyînesi şâhid bana der Vâhibî
Tevhidin ma‘nâsının sırrına pinhândır gelen

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 439 9.06.2017 11:15:47


440 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

337 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Çok yiyenler anladım insan değil hayvân imiş
Nefsine uyan kişiler câhil ü nâdân imiş
2 Âyetin mefhûmudur sırren sana yâd etdiğim
Bu kelâma “lâ” diyen İblis gibi şeytân imiş
3 Fâtiha vechinde “ihdinâ’s-sırâta’l-müstakîm”122
Nefsini fehm eyleyenler şübhesiz merdân imiş
4 Sırr-ı ekber vechinin âyînesinden bir haber
Mü’minem kalbim içinde ol bana bürhân imiş
5 Âlemü’l-gaybın sıfâtından sana budur cevâb
Arş u kürsî nüh-felek âşıklara seyrân imiş
6 “Lâ” demen “illâ”-y-içün tevhîd-i zâtın varına
Hâlık’ı zikr eyleyenler ma‘nada sultân imiş
7 Vâhibî aklın sana yâr olmamış anlar mısın
Bu kelâmı kim dediys’ayık değil mestân imiş

338 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Şâhid ol sen la‘net olsun münkirlik inkârına
İhtiyârıyla varır ol İblis’in nazârına

122 İhdinâ’s-sırâta’l-müstakîm: Bizi sırat-ı müstakîme (Hakikate erdiren yola)


hidâyet et. Fatiha/6. /vechinde: vechindeki Ş.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 440 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 441

2 Anlamazdır dinlemezdir hak nedir nâ-hak nedir


Fısk içün her dem varır ol İblis’in nazârına
3 Münkirin inkârına irşâdı yokdur Hak bilir
Hak belâ versin anın ol cübbe vü dastârına
4 Bu kelâmı söyleyip söyletdiren nûr-ı İlâh
Lâyık olmazlar dedi dost zâtının dîzârına
5 “Lâm-elif lâ-raybe”den ma‘nâyı anla cân ile123
Tevhide bakan kişi bakmaz cihân ayyârına
6 Derdmend miskîn Vehâbî gayr-ı Hak’dan fâriğ ol
Dâd-ı Hak yok anla sen bu dünyanın cerrârına

339 /
8 + 8 = 16
1 Aşk akıla düşüceğiz akıl başdan gider imiş
Gerçek âşık olan kişi başda aklı n’ider imiş
2 Söyler cânım bu tevhîdin ma‘nâsının ahvâlini
Dost zâtını zikr eyleyen nûrdan şarâb içer imiş
3 Ayne’l-yakîn budur sözüm hakka’l-yakîn âşıklara
Tevhîd îmân getirenler akl evinden geçer imiş
4 Söz ma‘nâsı vicdânidir ârif gerek anlamağa
Dört kitâbın ma‘nâsını güneş gibi seçer imiş
5 “Küntü kenz”in gizli sırrı cism içinde nihân imiş
Zikr et Hakk’ı ey muttakî tevhîd anı açar imiş

123 Lâm elif. “lâ raybe fîh” Onda şüphe yoktur. Bakara/2.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 441 9.06.2017 11:15:47


442 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

6 Anlayana hakka’l-yakîn bu söz yeter pesdir hemân


Kim zikr eder dâim Hakk’ı şeytân andan kaçar imiş
7 Vâhib Ümmî maârifin ihyâsını söyler sana
Akl evinde oturanlar bu ma‘nâda nâçâr imiş

340 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Nefsini fehm eylemezsen bilmemekdir bildiğin
Aklı yok dîvânesin bil ağlamakdır güldüğün
2 Kendi taklîdin hicâb olmuş sana görmez gözün
Hak değil kuru hava dünyâda senin aldığın
3 Pîr yüzünden Vâhibi remzin rumûzun söyleyen
Hürmeti fevt eyleme îmân-ı kâmil bulduğun

341 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ârifâne bir haber geldi sana zikr edeyim
Ma‘nasın fehm eyledim şimden geri şükr edeyim
2 Kâr ü kesbim her nefes yokluğun ma‘nâsıdır
Bulmuşam genc-hâneyi bu yokluğa fahr edeyim
3 Vahdetin zevkinden âhar yerde koma Vâhib’e
Akl evine kıl müyesser zâtını fikr edeyim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 442 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 443

342 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Yârimin vechi bana bin türlü sûret gösterir
Aklım ermez neyleyem cismime ibret gösterir
2 Kalbimin âyînesinden cânıma verir safâ
Aklım idrâk eylemez zâtında hayret gösterir
3 Aşk elinden her nefes ben nice feryâd etmeyem
Cân içinde cânıma vicdân-ı halvet gösterir
4 Çekemezsin yürü var âşıkların berkdir yayı
Mazhar-ı zât olmağa gayrıdan uzlet gösterir
5 Sırr ile hâlen gelir remzin rumûzun keşf eder
Gayr-ı Hakk’ı gönlüme gör nice mihnet gösterir
6 Vechinin âyînesinden her nefes eyler nidâ
On sekiz bin âlemin içinde vahdet gösterir
7 Bu Vehâb Ümmî’yi siz kevn ü mekândan yoklaman
Bî-nişân ü lâ-mekân zâtını vuslat gösterir

343 /
8 + 8 = 16
1 Dervişlik dediğim ma‘nâ gayrısından uzlet ister
Gece gündüz dîzâr içün tevhîd ile sohbet ister
2 Gerçek âşık verir haber anlar mısın dinler misin
Eğer âbid eğer zâhid sâfî hemân cennet ister

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 443 9.06.2017 11:15:47


444 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Bu kelâmın sırrı cânda nihân durur ehli bilir


Bu tevhîde mazhar düşen dîzârından vuslat ister
4 Hiç bir kişi erişmedi taklîd ile bu menzile
Vâsıl olup ulaşmağa şeyh yüzünden halvet ister
5 Vâhib Ümmî bî-çârenin hiç “lâ” deme sen sözüne
Kul nefsini bilmesine yol erinden himmet ister

344 /
8 + 8 = 16
1 Geldiğin yeri bileydin akl evinden kaçardın sen
Dost elinden aşk camını sâfi nûrdan içerdin sen
2 Evliyânın zebânından Hâlık’ı zikr edeyidin
“Men aref”in ma‘nâsını güneş gibi açardın sen
3 Evliyânın katarına n’olaydın sen dirkeneydin
Yedi deniz dokuz sıfat eğlenmeyip geçerdin sen
4 Dört kitâbın ma‘nâsının ihyâsını diyem sana
Dost zâtının esrârını âşıklara saçardın sen
5 Vâhib Ümmî hitâb eyler ne der sana anlar mısın
Yer yüzünden gök yüzüne perrân edip uçardın sen

345 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Göreli vechin anın gayrıdan üryân olmuşam
İçeli aşk câmını gör nice mestân olmuşam

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 444 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 445

2 Vâhidiyyet bâğının bülbülüdür cânım benim


Açılıp ol gül gibi gör nice handân olmuşam
3 Câhil ü nâdân ne bilsin güftümün esrârını
Aşk elinden her nefes âlemde destân olmuşam
4 Âlem-i ma‘nâ yüzünden doğru geldim Hak bilir
Benliğimden geçmişem hâk ile yeksân olmuşam
5 Aşk-ı sâfîden gelipdir gönlüme bu vâridât
Şâhidim tevhîd-i zât deryâ-yı ummân olmuşam
6 “Küntü kenz”in vahdetinden içmişem peymâneyi
On sekiz bin âlemin içinde sultân olmuşam
7 Âlem-i gayb u şehâdet sırrının hem-râzıyam
Ol Muhammed Mustafâ nûrunda pinhân olmuşam
8 Mansûr olmayan kişi sırr-ı İlâhî söylemez
Gizli değil gün gibi gör nice ayân olmuşam
9 Bulmuşam genc-hâneyi der Vâhibî âşıklara
Hamdü-li’llâh çok şükür sâfî gülistân olmuşam

346 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Gayrı murâddan geçmişem
Dervîşliğim yeter bana
Aşk şarâbını içmişem
Dervîşliğim yeter bana

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 445 9.06.2017 11:15:47


446 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Birliğini zikr ederin


Ululuğun fikr ederin
Ni‘metine şükr ederin
Dervîşliğim yeter bana
3 Şeyhin elini almışam
Tevhid gölüne dalmışam
Vechini cânda bulmuşam
Dervîşliğim yeter bana
4 Evliyâdan ayrılmazın
Hiç anlardan seçilmezin
Gizli durur açılmazın
Dervîşliğim yeter bana
5 Âşıkların kavli budur
Sâdıkların fi‘li budur
Hak’dan bize kısmet Hû’dur
Dervîşliğim yeter bana
6 Bir kelâmı şeş eyledim
Âşık gönlün hoş eyledim
Kaynayuban cûş eyledim
Dervîşliğim yeter bana
7 Bu menzile erişenin
Mertebesi dîzâr imiş
Vâhib eydür yüz aklığı
Dervîşliğim yeter bana

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 446 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 447

347 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Uyan gafletden ey gâfil namâzın vakti geç kaldı
Kulak tut cân ile dinle niyâzın vakti geç kaldı
2 Dedim sana inanmazsın unutdun ahd ü peymânı
Emîr hac gitdi sen kaldın Hicâz’ın vakti geç kaldı
3 Hevâ içinde sen ömrün geçirdin bilmedin kadrin
Mürebbin yok geçemezsin sırâtın vakti geç kaldı
4 Sana arz etdiğim ma‘nâ kelâmu’llâh içindedir
Şeyâtîne uyup yatma salâtın vakti geç kaldı
5 Vehâbî derdmend miskîn hitâbı nefsine eyle
Yüzün döndürme sen farzdan nisâbın vakti geç kaldı

348 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Küfrünü fehm etmeyen îmânı bilmez kandedir
Cân içinde cân ile sultânı bilmez kandedir
2 Anladım bildim diye da‘vâ-yı merd eden kişi
Ma‘naya ârif değil şeytânı bilmez kandedir
3 Tevhidin ahvâlini ma‘nâ-yı mutlak söylerin
Derdliye dermân olan Lokmân’ı bilmez kandedir
4 Bu cemâl-i aşk içinde gör neler söyler bu cân
Mustafâ vechindeki pinhânı bilmez kandedir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 447 9.06.2017 11:15:47


448 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Dersini “lâ”dan alır “illâ”dan almaz, der haber


Evliyânın düşdüğü ummânı bilmez kandedir
6 Sözümüz hatm eyledik ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Vâsıl-ı Hak olmayan Kur’ân’ı bilmez kandedir
7 Ma‘şuka âşık olan eyler şehâdet Hak içün
Cân Yusuf’un görmeyen seyrânı bilmez kandedir
8 Anladınsa tevhidi zann ü gümândan fâriğ ol
Hâlık’ı zikr etmeyen Sübhân’ı bilmez kandedir
9 Derdmend miskîn Vehâbî akl evinden söylemez
Şeş cihâtı geçmeyen Rahmân’ı bilmez kandedir

349 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Senin vechinden ey mahbûb şefâat ummağa geldim
Elim boşdur yüzüm kara şefâat ummağa geldim
2 Mücrim ü müflis âsîyem günâhıma nihâyet yok
Senin lutfundan ey mahbûb şefâat ummağa geldim
3 Aluban yabana atma kabûl eyle bizi lutf et
Senin fazlından ey mahbûb şefâat ummağa geldim
4 Benim nefsimdeki fi‘lim dile gelmez desem hergiz
Senin zâtından ey mahbûb şefâat ummağa geldim
5 Murâdın maksudun bizden dilendi Vâhibî Ümmî’ye
Senin rûhundan ey mahbûb şefâat ummağa geldim

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 448 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 449

350 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Nefsini fehm eylemezsen müstecâb olmaz duân
Nefsini fehm eyler isen müstecâb olur duân
2 Var ise aklın senin taklîdi ko tahkîki gör
Nefsin ıslâh olmayınca müstecâb olmaz duân
3 Rûh-ı kudsîden ibâdetdir sana kardaş bu söz
Aşka mazhar düşmeyince müstecâb olmaz duân
4 Kâdir ü Hayyü’l-Ganî’dir bunu ilhâm eyleyen
Akl evinden çıkmayınca müstecâb olmaz duân
5 Hikmet ile söylerin bu tevhidi hakka’l-yakîn
Zikr ile şükr olmayınca müstecâb olmaz duân
6 “Lâ” demezsen gel beri işde “sırâta’l-müstakîm”
Şeyhe hizmet etmeyince müstecâb olmaz duân
7 Âşıkam ma‘şûkdan aldım söylerem bu tevhidi
Aşk şarâbın içmeyince müstecâb olmaz duân
8 Sâlikem seyr eyledim ben bu vücûdum mülkünü
“Lâ” der isen tevhide sen müstecâb olmaz duân
9 Evliyânın tevhidi âşıkların mi‘râcıdır
Kâlini hâl etmeyince müstecâb olmaz duân
10 Ârife bu söz yeter lâzım değil gayrı kelâm
Hakk’a râhın varmayınca müstecâb olmaz duân
11 Derd-i-mend miskin Vehâbî dünyada yersen harâm
Gâfil olma aç gözün hiç müstecâb olmaz duân

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 449 9.06.2017 11:15:47


450 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

351 /
4+4=8
1 Zikr edersen birliğini îmân sana yoldaş olur
Fikr edersen birliğini Kur’ân sana yoldaş olur
2 Ver salavât rûhuna sen göresin dîzârını
Ol şefâat sâhibi sultân sana yoldaş olur
3 Mahv u gark olur vücûdun ol vechinin envârına
Dört kitâbın ma‘nası ayân sana yoldaş olur
4 Âşıkların yolu budur sâdıkların dili budur
Eyyüb’e sen erdin ise dermân sana yoldaş olur
5 Nasîhatdır sözüm sana ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Sen küfrünü bilmez isen şeytân sana yoldaş olur
6 Bu hitâbı dinleyenler âşıkların ervâhıdır
Hikmete mazhar düşersen Lokmân sana yoldaş olur
7 Hikmet ile söylediğim budur sana der Vâhibî
Dîzârına mazhar olan insân sana yoldaş olur

352 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 İblis’i görmez misin nâr-ı celâl üstündedir
Mustafâ Sultân’ı gör nûr-ı cemâl üstündedir
2 Kîn kibir buğz u hased tahtında bir dîvânesin
Özünü fehm eylemez Hakk’ı suâl üstündedir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 450 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 451

3 Yâ ilâhî lutf edip bu zümreden kılma bizi


“Lâ” diyen bu tevhide cümle zevâl üstündedir
4 Şübhesiz budur cevâb ayne’l-yakîn hakka’l-yakîn
Enbiyâ vü evliyâ cümle kemâl üstündedir
5 Bir aceb sırdır bu sır kim ma‘nası vicdândır
Ârif-i bi’llâh olan gizli meâl üstündedir
6 Gizli değil gün gibi ma‘nâ-yı mutlakdır bu söz
Ehl-i tevhîd olmayan kuru hayâl üstündedir
7 İnşaallah gam yemen dilimdeki tevhîd-i zât
Zikr ile şükr eyleyen âb-ı zülâl üstündedir
8 Küfr ü zulmet sâhibinden gelmeye hergiz imân
Sorması lâzım değil anlar şimâl üstündedir
9 Mâsivâdan uzlet etmez açıla bu sır ana
Gelemez bu menzile mekr ile al üstündedir
10 Mustafâ sırrın ana açma gümândır göremez
Şâkidir saîd değil ceng ü cidâl üstündedir
11 Vâhibî söyler gelir aklın müheyyâsın ana
Akl evinde oturanlar kıyl ü kâl üstündedir

353 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tevhidi fehm etmeyenler sâfi hayvândır hemân
Tevhidi fehm eyleyenler sâfi insândır hemân
2 “Lâ” diyen bu tevhide kimdir anı diyem sana
Tevhide ikrârı yok ol sâfi şeytândır hemân

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 451 9.06.2017 11:15:47


452 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Aşk ile ser-bâz olan âşıkların budur sözü


Ma‘naya ârif olanlar sâfi handândır hemân
4 Rûhumun keşf etdiği tevhîdimin ahvâlidir
Mâsivânın cümlesi âşıka zindândır hemân
5 Zât-ı Hak’dan gönül ırma der sana miskîn Vehâb
Âşıkın zikr etdiği ma‘nâda îmândır hemân

354 /
8 + 8 = 16
1 Tevhîd-i zâtın ma‘nâsı vicdân-ı hâlimdir benim
Söyleyip şerh etdiğim vicdân-ı kâlimdir benim
2 Hükm-i aşkın remzini ârif gerek fehm eyleye
Hikmetile söylediğim vicdân-ı dilimdir benim
3 Cân kulağın açmayınca hiç sem‘ine girmez sözüm
Bir Tanrı’ya doğru varan vicdân-ı yolumdur benim
4 Dört kitâbın tefsîrinin içindeki ma‘nâ budur
Kürs içinde arşa eren vicdân-ı elimdir benim
5 Vâhib Ümmî’ye “lâ” deme evliyâdan uyanmışdır
Âşıkların kokdukları vicdân-ı gülümdür benim

355 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ehl-i Hakk’ın Hak’dan âhar bir dahi yokdur sözü
Sırr-ı hikmetden sana dinlendigör çokdur sözü

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 452 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 453

2 Anlamazsın neyleyem güftâr-ı aşkdan bir nefes


Nûr-ı Hak’dan gayrıya hiç bunların bakmaz gözü
3 Gayrıya meyl eyleyenler ahdine kılmaz vefâ
Cümleden hep bunların hiç sözünün yokdur yüzü
4 Ehl-i Hak olan kişiler buldular mi‘râcını
Gayrı yokdur arada hep bunların hakdır sözü
5 Vâhib Ümmî derdmendin hâlinin kâli budur
Ma‘naya gâfil olanlar göremez hergiz bizi

356 /
8 + 8 = 16
1 Bu dünyâya benim diyen gerçek değil yalancıdır
Bu dünyâda Hakk’ı kor da halkdan umar dilencidir
2 Ehl-i sûkun gizlisini derin sana anlar mısın
Biri birin sokup gezer bunlar hemân yılancıdır
3 Söylediğim ma‘rifetin ma‘nâsından cevâb budur
Dünyâ seven kişilerin kalbind’olan erincidir
4 Senin ile söyleşdiğim mahlûkâtın ahvâlidir
Dünyâ seven kişilerin yalancılık kazancıdır
5 Vâhib Ümmî nutkun senin ârif gerek anlamağa
Şeyâtîn’e la‘net demek ma‘nâ yüzü ilencidir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 453 9.06.2017 11:15:47


454 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

357 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Bu dünyâyı sever iken
Yürü sen dervîş olmazsın
Bu dünyâyı komaz iken
Yürü sen dervîş olmazsın
2 Ma‘nâ yüzünde fakîrsin
Avlamış yaşlı çakırsın
Doğru söylesem kakırsın
Yürü sen dervîş olmazsın
3 Şerîatde hoş fakîsin
Tarîkatde hoş şakîsin
İblîs’in dolmuş okusun
Yürü sen dervîş olmazsın
4 Gelip birliğe bitmezsin
Doğruca yola gitmezsin
Şeyhin eteğin tutmazsın
Yürü sen dervîş olmazsın
5 Vâhib Ümmî bir kişidir
Sâfî hemân nûr kişidir
Peygamber’e yâr kişidir
Yürü sen dervîş olmazsın

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 454 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 455

358 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Benliğini geçer isen
Gel imdi dervîş olursun
Cân gözünü açar isen
Gel imdi dervîş olursun
2 Çağlar su gibi akarsan
Gönül çerâğın yakarsan
Mürşide doğru bakarsan
Gel imdi dervîş olursun
3 Bu söylenen ma‘rifetin
Ma‘nâsıdır sana hitâb
Nefsin kabûl etdi ise
Gel imdi dervîş olursun
4 Hızr ile Mûsâ hâlidir
Benim sana zikr etdiğim
“Lâ” demezsen bu fi‘lime
Gel imdi dervîş olursun
5 Kıssadan hisse aldınsa
Ma‘nâ gölüne daldınsa
Bu sözde gerçek kaldınsa
Gel imdi dervîş olursun
6 İkiliği terk edersen
Erenleri fark edersen
Bir Tanrı’yı zikr edersen
Gel imdi dervîş olursun

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 455 9.06.2017 11:15:47


456 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

7 Vâhib eydür hâk olursan


Tevhîd ile pâk olursan
Dîzâra müştâk olursan
Gel imdi dervîş olursun

359 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşıkam hem sâdıkam Sübhân’a verdim gönlümü
Cân içinde cân ile sultâna verdim gönlümü
2 Hû makâmından gelen esrâr-ı aşkdır cânıma
Hamdüli’llâh çok şükür Kur’ân’a verdim gönlümü
3 Zâtını fehm eyledim lâzım değil gayrı kelâm
Rûhumun nutkundaki irfâna verdim gönlümü
4 Her nefesde Hak bilir zikrimdeki nûr-ı İlâh
Vâhid’in emrindeki fermâna verdim gönlümü
5 Tâ ezelki ahdim üzre bulmuşam nakkâşımı
Âlem-i vahdetdeki Rahmân’a verdim gönlümü
6 Bu emânet nûrunu dellâla verdim satmağa
Müşteri tevhîd imiş alana verdim gönlümü
7 Enbiyâ nûrundan açdı câna râzın pâdişâh
Bülbülem ol güldeki handâna verdim gönlümü
8 Ehl içinde evliyâ mürşidim Ahmed’dir benim
Râh-ı Hakk’a azm eden kerbâna verdim gönlümü
9 Vâhib’e hakka’l-yakîn mürşid olan Hû’dur hemân
Rûhuma rahm eyleyen Rahmân’a verdim gönlümü

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 456 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 457

360 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gâfil olma aç gözün ıslâh-ı nefs tevhîddedir
“Lâ” deme zinhâr sakın ıslâh-ı nefs tevhîddedir
2 Hayrı yokdur dinleme efsâneyi al dersini
Eğri bakma doğru bak ibret gözü tevhîddedir
3 Âlem-i gayb u şehâdetden haber budur sana
Dört kitâbın ma‘nası sırrı hemân tevhîddedir
4 Ârif oldum söylerem mi‘râcımın bir harfini
Enbiyâ vü evliyâ hep cümlesi tevhîddedir
5 Vâhib’in cismi değil aklı değildir söyleyen
Söyleyip söyletdiren fehm eyledim tevhîddedir

361 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Âşıkız hem sâdıkız aldanmazız efsâneye
Aşk şarâbın içmişiz yokdur kalem dîvâneye
2 Rûhuma sırren gelir eyler hitâb ol pâdişâh
Cânımız olsun fedâ ol gözleri mestâneye
3 Arş u kürs ü nüh-felek hükmündedir sen “lâ” deme
Âkil ermez Hak bilir sırrındaki pervâneye
4 Nûr ilinden zâhir oldu dilime güftâr-ı aşk
Ne desem hiç bilmezem ol dişleri dürdâneye

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 457 9.06.2017 11:15:47


458 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 Zât-ı Hakk’ın nûrudur söyler gelir eyler sücûd


Cânımız teslîm bizim âlemde ol merdâneye
6 Söyleyip şerh etdiğim ümmü’l-kitâbın şerhidir
Aklın ermez yürü var fi‘lindeki kizbâneye
7 Gizli gencsin Vâhibî fehm eylemez gâfil seni
Tevhidin ma‘nâsını şerh eyleme bîgâneye

362 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Harâmından bizi saklar helâlinden verir Allah
Muhammed Mustafâ’nın gör kemâlinden verir Allah
2 Desem anlar mısın zâhid müsemmânın muammâsın
Münâfıka şeyâtînin zevâlinden verir Allah
3 Sıfât-ı nûr-ı mutlakdan görünmüşdür bize ma‘nâ
Bu tevhîdin sıfâtına cemâlinden verir Allah
4 Nasîbin kısmetin zâhid senin Firdevs-i a‘lâdır
Bize bu aşk-ı sâfînin zülâlinden verir Allah
5 Erişdim “kâbe kavseyn”e diye söyler Vehâb Ümmî124
Tecellînin tesellîsin visâlinden verir Allah

124 Kâbe kavseyni ev ednâ: İki yay miktarı, hattâ ondan daha az. Necm/9.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 458 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 459

363 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hâk içinde hâk olaldan mest ü hayrân olmuşam
Duyalı can zevkini gayrıdan üryân olmuşam
2 Aşk-ı sâfînin kelâmı sînemi çâk eyledi
Düşeli bu tevhide deryâ-yı ummân olmuşam
3 Âlem-i hayret makâmın geçdi cânım hâl ile
Bî-nişân ü lâ-mekân zâtında pinhân olmuşam
4 İhtiyârımla değildir söyleyip şerh etdiğim
Şübhesiz hakka’l-yakîn zâtında kurbân olmuşam
5 Mürşidim Ahmed yüzünden gördüğüm nûr-ı İlâh
Ol sebebden her nefes ben zâr ü giryân olmuşam
6 Aç gözün kaldır hicâbı gör neler söyler bu cân
Tâz’açılmış gül gibi vechinde handân olmuşam
7 Vâhib Ümmî ma‘şukundan aldığın söyler sana
Âteş-i aşk içre ben la‘l ile mercân olmuşam

364 /
8 + 8 = 16
1 Aç gözünü dinle beni gayrısından bezerim ben
Gayrısından bezmez isem çıkar yoldan azarım ben
2 Âşıklığın nişânesi kendi hâlin söylemekdir
Yaban yazı lâzım değil gönlüm evin gezerim ben

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 459 9.06.2017 11:15:47


460 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Sır haberin anlar isen diyem sana dinler isen


Bu tevhîdin ma‘nâsını aşkdan okur yazarım ben
4 Zebânımın söylediği ilhâmıdır İlâh’ımın
Sûret yüzünde kalmazın gönlüm evin düzerim ben
5 Vâhib Ümmî bu tevhîdin ihyâsını söyler sana
Aklım hem-râh olmaz bana ummânlarda yüzerim ben

365 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Yâ İlâhî görünen aşkın kemâlinden midir
Yâ İlâhî zikr olan vechin cemâlinden midir
2 Kendi zikrin ma‘nasın ben bilmezem sen ver haber
Vâsıl olan âşıkın nutku suâlinden midir
3 Ben beni fehm eyledim bir âcizem bî-çâreyem
Keşf olan nûr-ı siyâh a‘lâ celâlinden midir
4 Pâdişâhım lutfun ile gönlüm âbâd eylesen
Âlem-i ma‘nâ yüzü ayn-ı misâlinden midir
5 Çağırır cânım sana Yâ Hayy u Kayyûmu’s-Samed
İçdiğim âb-ı hayât zât-ı zülâlinden midir
6 Zikr-i adle mazhar etdin ârifin ervâhını
“Lâ” diyenler nûruna redd-i şimâlinden midir
7 Vâhib’in derdine dermân her nefes derdin senin
Bize ihsân etdiğin sırr-ı visâlinden midir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 460 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 461

366 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Kim sana zâkir olursa gözleri giryân olur
Kim sana şâkir olursa ciğeri biryân olur
2 Cennetü’l-Firdevs’e bakmaz maksudu sensin hemân
Vechini kim gördü ise zâr ü zâr giryân olur
3 Vâhid ü Ferd ü Ahad’sın cân içinde şübhe yok
Sırrına kim erdi ise âkıbet üryân olur
4 Zâtını zikr eylemek in‘âm ü ihsândır bize
Kim seninle yâr olursa gönlü gülistân olur
5 Tayyib ü tâhir olan anlar bu remzi hâl ile
Kim sana cânın verirse zâtına fermân olur
6 İ‘tibârı mâsivânın gayr-ı Hak’dandır bize
Kim ana mazhar olursa câhil ü nâdân olur
7 İlm ile hilmin kemâli tevhidin esrârıdır
Fazlına kim erdi ise ma‘nada insân olur
8 Cümle mü’min fazlın ile emrine fermân senin
Kim sana kul oldu ise âleme sultân olur
9 Sormağa âr etdiler ma‘nâ-yı mutlakdan haber
Kim sana mihmân olursa sîreti îmân olur
10 Kâlini hâl etmeyen bilmez ibâdet nediğin
Kim sana yakîn olursa ameli Kur’ân olur
11 Zühd ü takvâ ameli Vâhib’e zâtındır senin
Kim sana hem-râz olursa aşk ile handân olur

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 461 9.06.2017 11:15:47


462 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

367 /
8 + 8 = 16
1 Kalbini tâhir etmezsen tahâretin yokdur senin
Hayrın şerrin bilmez isen ferâsetin yokdur senin
2 Bin söylesem işitmezsin asamm olmuş sem‘in senin
Vatanını yoklamazsan ticâretin yokdur senin
3 Yedi bâtın içeriden söyler isem anlamazsın
Ahde vefâ eylemezsen ziyâretin yokdur senin
4 Dört kitâbın içindeki maârifdir söylediğim
Aşk şerbetin içemezsen harâretin yokdur senin
5 Vâhib Ümmî bilir seni sâfî hemân zühd ehlisin
Cezbe kılıp eylemeğe nezâretin yokdur senin

368 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Tâlib-i ilmem bugün bürhândan aldım dersimi
Hocamız vicdânidir Kur’ân’dan aldım dersimi
2 Fâil-i mutlakdan özge bir dahi maksûd yok
Ma‘na içre ma‘nada ummândan aldım dersimi
3 Anla sen diyem sana âriflerin hem-râzını
Çâryâr-ı pür-safâ Osmân’dan aldım dersimi
4 Hak Taâlâ dilime verdi kerâmet aşk ile
Söyleyip söyletdiren Sübhân’dan aldım dersimi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 462 9.06.2017 11:15:47


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 463

5 Görmemin bu tevhidi hakka’l-yakînden söylerem


Zâtının mir’âtıyam sultândan aldım dersimi
6 Hâlık’ım halk eyledi bu tevhidi kıldım beyân
Gizli değil gün gibi ayândan aldım dersimi
7 Gayrısın hiç bilmezem ben kendi hâlim söylerem
Derdime dermân eden Lokmân’dan aldım dersimi
8 Bu vücûdum varının ahvâlini şerh eylerem
Hâk içinde hâk ile yeksândan aldım dersimi
9 Demesi lâzım değil ehline ma‘lûmdur bu söz
Bu dimâğımdan çıkan reyhândan aldım dersimi
10 Dü cihâna aklım ermez ben sana verdim cevâb
“Lâ” demezsen gel beri Rahmân’dan aldım dersimi
11 Vâhidiyyet âleminden sana râzım söylerem
Evliyâ nutkundaki irfândan aldım dersimi
12 Âlem-i gayb u şehâdetden haber anlar mısın
Gece gündüz devr eden devrândan aldım dersimi
13 Şeş cihâtın perdesinden geçeli mestâneyem
Evliyâ rûhundaki pinhândan aldım dersimi
14 İhtisâr etdik kelâmı bir dahi söz kalmadı
Gayrısı lâzım değil Rahmân’dan aldım dersimi
15 Vâhibî söyler hitâb eyler sana anlar mısın
Bülbül olup güldeki handândan aldım dersimi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 463 9.06.2017 11:15:48


464 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

369 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Hak Taâlâ hürmetinden kimseler dûr olmasın
Yarın anda varıcak kabri anın nâr olmasın
2 Âhirin hayr olmağa hakka’l-yakîn budur duâm
Dilerim Hak’dan kim anın âhiri dar olmasın
3 Bize her kim “lâ” der ise hayr ile yâd eyleriz
Yanmasın yakılmasın yeri anın nâr olmasın
4 Zikr ile fikr et Hak’ı sen bilesin bu tevhidi
Bu vücûdun hânesi kardaş senin hâr olmasın
5 Bu kelâmın ma‘nası “kul ındehû ümmü’l-kitâb”125
Var ise şübhen senin gel sor nedir âr olmasın
6 Geç bu gaflet perdesinden bakagör dost vechine
Bî-vefâ dünyâ içün işin gücün zâr olmasın
7 Âşık isen gel beri sen sevme Hak’dan gayrısın
Derdmend miskîn Vehâbı gayrılar yâr olmasın

125 “İndehu ummu’l-kitâb”: Ana kitap onun yanındadır. Ra’d/39.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 464 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 465

370 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Oturursam kalkamazam
Âh kocalık vâh kocalık
Kalkar isem oturamam
Âh kocalık vâh kocalık
2 Az değildir sözüm çokdur
Gönlümde gayrısı yokdur
Nâ-hak değil sözüm hakdır
Âh kocalık vâh kocalık
3 Yerler sulanır yaşıma
Ağılar katar aşıma
Neler getirir başıma
Âh kocalık vâh kocalık
4 Uzun kıssadır tükenmez
Söyler sözünü sakınmaz
Dönüp ardına bakınmaz
Âh kocalık vâh kocalık
5 Öksürürsem sayrı eder
Bu başımı ağrı eder
Tevhîd beni doğru eder
Âh kocalık vâh kocalık
6 Bedenimde varlık komaz
Cismimde hiç erlik komaz
Bu kelâmı artık demez
Âh kocalık vâh kocalık

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 465 9.06.2017 11:15:48


466 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

7 Söylenen sözü anlatmaz


Söylenen sözü dinletmez
Banlayam desem banlatmaz
Âh kocalık vâh kocalık
8 Büyük değil küçük eder
Bu gönlümü alçak eder
Çok söyledir yanşak eder
Âh kocalık vâh kocalık
9 Vâhib Ümmî hâlin söyler
Sâfî kendi yolun söyler
İlm-i hikmet dilin söyler
Âh kocalık vâh kocalık

371 /
4 + 4 = 8 (5 + 3 = 8)
1 Nic’edeyin neyleyeyin
Âh kocalık vâh kocalık
Derdim kime söyleyeyin
Âh kocalık vâh kocalık
2 Başım yasdıkdan kaldırmaz
Bir bir yanıma döndürmez
Cuma namâzın göndermez
Âh kocalık vâh kocalık
3 Varlık komadı düşürdü
Aklımı bilim şaşırdı
Kaynatdı beni taşırdı
Âh kocalık vâh kocalık

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 466 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 467

4 Çenem başın yağır eder


Kulaklarım sağır eder
Öksürükle öğür eder
Âh kocalık vâh kocalık
5 Okum atdı yayım yasdı
Gücüm üzdü ilğim kesdi
Yayım katı yüksek asdı
Âh kocalık vâh kocalık
6 Bu derdimin dermânı yok
Hiç aklımın fermânı yok
Bu gönlümün handânı yok
Âh kocalık vâh kocalık
7 Ârif olan anlar bunu
Âşık olan dinler bunu
Gâfil olan tanlar bunu
Âh kocalık vâh kocalık
8 Bu kelâmı çok söyledin
Ma‘nâsını çok söyledin
Yeter oldu çok söyledin
Âh kocalık vâh kocalık
9 Onat anla onat dinle
Vâhib Ümmî ne der sana
Şikâyeti yok gayrıdan
Âh kocalık vâh kocalık

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 467 9.06.2017 11:15:48


468 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

372 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Kâl ü kıylden geçelim gel maksudun Allâh ise
Aşk şarâbın içelim gel maksudun Allâh ise
2 Ehl-i îmân “lâ” demez bu tevhidin ma‘nâsına
Zikr ile fikr etdiğin ayn-ı kelâmu’llâh ise
3 Gam yemezsin zerrece vesvâs-ı şeytândan ebed
Mürşidin hakka’l-yakîn nûr-ı Habîbu’llâh ise
4 “Küntü kenz”in vahdetinden giydik îmân hil’atin
Aldığın hem satdığın aşkdan selâmu’llâh ise
5 On sekiz bin âlemi günden ayân eyler sana
Düşdüğün deryâ senin tevhîd-i zâtu’llâh ise
6 Sâfi aşkın remzidir dilimde güftârım benim
Mangır etmez bakdığın gönlünde gayru’llâh ise
7 Vâhibî sırr-ı İlâhî’den haber ver âşıka
Yazılan vechindeki esmâ sıfâtu’llâh ise

373 /
8 + 8 = 16
1 Evvel sözümün ma‘nâsı bi’smi’llâhdan geliriz biz
Dört kitâbın ma‘nâsıyçün ilmu’llâhdan geliriz biz
2 Hem âşıkam hem sâdıkam temessüküm dilimdedir
Hamdülil’lâh şükür Hakk’a zâtullâhdan geliriz biz

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 468 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 469

3 İkilik yok birlikdeyem bulup duram maksûdumu


Aç gözünü dinlendi gör illa’llâhdan geliriz biz
4 Kavlim fi‘lime uymuşdur çıkıp durur “lâ” aradan
Zinhâr sakın “lâ” deme sen emru’llâhdan geliriz biz
5 Ârif olan her kim ise söyler gelir bu tevhîdi
Peygamberin hakkı içün aşku’llâhdan geliriz biz
6 Sözün var ise söylegil cevâbını verdim sana
Aramızda perde yokdur arşu’llâhdan geliriz biz
7 Anlar isen bu söz yeter lâzım değil gayrı kelâm
Dokuz göğü seyr eyleyip kürsü’llâhdan geliriz biz
8 Kim bize hem-râz olursa akîdesi nûrdan olur
Gam yemezin şimden geri fazlu’llâhdan geliriz biz
9 Kerem mürvet eyle kardaş gelip inâd etme bize
Aklın ermez bu tevhîde hayru’llâhdan geliriz biz
10 Bildiğimi dersem sana bildiğinden okunursun
Ehli bilir ancak hemân harfu’llâhdan geliriz biz
11 Sözün yüzün ardın bilen dahl eylemez âşıklara
Enbiyâdan doğru gelen feyzu’llâhdan geliriz biz
12 Ten gözüyle göremezsin can gözüyle gördüğümüz
Hem hâcıyız hem gâziyiz Beytu’llâhdan geliriz biz
13 Vâhib Ümmî yokluğunun varlığından söyler sana
Tevhîd bana şâhid yeter keşfu’llâhdan geliriz biz

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 469 9.06.2017 11:15:48


470 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

374 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Yok mudur aklın senin ol kuru tâc neyler sana
Yok mudur fikrin senin ol kuru tâc neyler sana
2 Men aref ma’nâsının sırrına ârif olmadan
Bilmedin remzin rumûzun kuru tâc neyler sana
3 Sûret kılmaz nazar ol Hâlık u perverdigâr
Âyinen pâk etmeden ol kuru tâc neyler sana
4 Ârif-i billah olan âşıkların budur sözü
Menzile erişmeden ol kuru tâc neyler sana
5 Evvelâ lâzım olan kul nefsini bilmek gerek
Nefsini fehm etmeden ol kuru tâc neyler sana
6 Gayrıyı terk etmeden sen sûretin düzmek neden
Aklı yok dîvânesin ol kuru tâc neyler sana
7 Aklın ermez söylesem bu tevhîdin ma’nâsını
Nâkıs u gâfil iken ol kuru tâc neyler sana
8 Kalır ilme’l-yakînde ârif olmaz tevhîde
Mahzar-ı zât olmadan ol kuru tâc neyler sana
9 Çok dolaşdık irfâna söyledik remz eyledik
Rûhunu şâd etmeden ol kuru tâc neyler sana
10 Nefsini emmâreden kurtarmadan şeyhin senin
Farz u sünnet hiç değil ol kuru tâc neyler sana
11 Kavlin ile fi’lini fehmeylemezsin yürü sen
Anıniçün söylerin ol kuru tâc neyler sana

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 470 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 471

12 Key şakîsin lâ-sa’îdsin bir yaban hayvânısın


Bilmedin ardın önün ol kuru tâc neyler sana
13 Şeyh-i kâmil meclisinden dü cihânı geçmedin
Aşk şarâbın içmeden ol kuru tâc neyler sana
14 Lâ demek lâzım değildir tevhîdin ma’nâsına
Kendini fehm etmeden ol kuru tâc neyler sana
15 Âlem-i gayb u şehâdetden cevâb budur sana
Açmadan bâtın gözün ol kuru tâc neyler sana
16 Bu kelâmı söyleyen sâfî mücerred cân sana
Cânına ulaşmadan ol kuru tâc neyler sana
17 Söyledim şerh eyledim lutf ile incinme bana
Ben demek lâzım değil ol kuru tâc neyler sana
18 Âşık olmazsın gelip tevhîd-i zâtın dünyada
Mahzar-ı zât olmadan ol kuru tâc neyler sana
19 Binde birin bu sözün âkil gerek fehm eyleye
Başda akdin yoğıken ol kuru tâc neyler sana
20 Ehle göre Vâhibî nutkun senin âb-ı hayât
Aşk şarâbın içmeden ol kuru tâc neyler sana

375 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gayrıdan dîzâr içün uryân eder tevhîd seni
İçirir aşkın meyin mestân eder tevhîd seni

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 471 9.06.2017 11:15:48


472 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

2 Korkar isen gelemesen “ânestü nâran” seyrine126


Vâsıl-ı Hak olmağa kurbân eder tevhîd seni
3 Gâfil olma gözün aç eytdim nasîhat cân ile
Cümle âlem halkına destân eder tevhîd seni
4 Mürşidin irşâd eder gör uğradan bu menzile
Hâk içinde hâkile yeksân eder tevhîd seni

376 /
8 + 8 = 16
1 Ayân gelir gizli gider Âdem’deki bu sır nedir
Gizli gelir ayân gider Âdem’deki bu sır nedir
2 Bu tevhîdin suâlini hâl ehline sorarın ben
Gizli komaz hep bellidir öğümdeki irfân nedir
3 Anlamaz nâ-ehl olan remzin rumûzın neydiğin
Düşen çıkmaz kenârı yok âdemdeki ummân nedir
4 Cin kızından anası var babası cân kavmidir
Azdırır her dem gelir âdemdeki şeytân nedir
5 Bu tılsımı bağlayan üstâda aşk olsun derin
Rûhumu habs eyleyen cismimdeki zindân nedir
6 Ârif isen men aref sırrındaki ma’nâya sen
Evliyâ gönlündeki bu sürülen erkân nedir
7 Aç gözün kaldır hicâbı kendin idrâk eyle sen
Âdemin vechindeki ol derd ile handân nedir

126 Ânestü nâran: Ben bir ateş gördüm. Taha/10.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 472 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 473

8 Âşıkın mi’râcını dinler misin hakke’l-yakîn


Vechine mazhar düşen Âdem’deki insân nedir
9 Sırr-ı hikmet bâbının miftâhıdır Vâhibdeki
Vechine olan vekîl Âdem’deki bürhân nedir

377 /
4+4=8
1 Bu dünyâdan geçdin ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
Aşk şarâbın içdin ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
2 Şeyhin elin aldın ise
Nûr gölüne daldın ise
Bu menzile erdin ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
3 Şeytân evin yıkdın ise
Gönül evin yapdın ise
Hakk’a doğru bakdın ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
4 Şeş cihâtı geçdin ise
Men ‘aref istedin ise
Bu tevhîde düşdün ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
5 Ölmezden ön öldün ise
Bunda nefsin bildin ise
Dostu sende buldun ise
Korkma ölmezsin ölmezsin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 473 9.06.2017 11:15:48


474 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

6 Birliğin zikr etdin ise


Varlığın fikr etdin ise
Ni’mete şükr etdin ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
7 Şerîate girdin ise
Tarîkate erdin ise
Ma’rifeti buldun ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
8 Ma’nâ yüzün anlar isen
Kulak tutup dinler isen
Hidâyete mazhar isen
Korkma ölmezsin ölmezsin
9 Nefis aşka vardın ise
Nefes aşkdan aldın ise
Vâhib aşkda kaldın ise
Korkma ölmezsin ölmezsin

378 /
4+4=8
1 Şeyhi bilmek ister isen
Gel halvete gir halvete
Şeyhi görmek ister isen
Gel halvete gir halvete
2 Zulmet ilini geçmeğe
Âb-ı hayâtı içmeğe
Men aref sırrın açmağa
Gel halvete gir halvete

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 474 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 475

3 Bu menzile erişelim
Peygambere buluşalım
Cemâliyle görüşelim
Gel halvete gir halvete
4 Tevhîmiz söyleyelim
Aşka gönül bağlayım
Dîdârında eğleyelim
Gel halvete gir halvete
5 Yarın anda hayrân olma
Şeytân ile yârân olma
Cehennemde nîrân olma
Gel halvete gir halvete
6 Aklını başını getir
Şeytânı aradan götür
Vâhib işlerini bitir
Gel halvete gir halvete
7 Vâhib eydür zikredelim
Birliğini fikredelim
Ni’metine şükredelim
Gel halvete gir halvete

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 475 9.06.2017 11:15:48


476 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

379 /
4+4=8
1 Bu dünyâyı sever iken
Yürü sen dervîş olmazsın
Bu dünyâyı kovar iken
Yürü sen dervîş olmazsın
2 Ma‘nâ yüzünden fakîrsin
Doğru söylersem kakırsın
Evlemiş yaşlı çakırsın
Yürü sen dervîş olmazsın
3 Şerîatde hoş fakîsın
Tarîkatde hoş şakîsin
İblîsin dolmuş okusun
Yürü sen dervîş olmazsın
4 Gelip birliğe yetmezsin
Doğruca yola gitmezsin
Şeyhin elini tutmazsın
Yürü sen dervîş olmazsın
5 Eğri söbüce bakarsın
Kakırsın göğsün kakarsın
Kavın çakmağa çakarsın
Yürü sen dervîş olmazsın
6 Fakîri görsen saparsın
Gelse yanına depersin
İhsân kapısın kaparsın
Yürü sen dervîş olmazsın

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 476 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 477

7 Vâhib Ümmî Pîr kişidir


Hemân sâfî nûr kişidir
Peygamber yarı kişidir
Yürü sen dervîş olmazsın
8 Saçın sakalın tararsın
Okun ellerin ararsın
Nefsin murâdın edersin
Yürü sen dervîş olmazsın
9 Bu tevhîde inanmazsın
Gerçekleri tanımazsın
Vâhib Ümmî beğenmezsin
Yürü sen dervîş olmazsın

380 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Gâfil olma aç gözün aşk kendini eyler ayân
Keşf eder esrârını hep halka ol eyler beyân
2 Âşıkın ma’şûkdan âhar bir dahi maksûdu yok
Bildiğim budur benim aşk kendüyi etmez gümân
3 Bilmezem kimdir gelir her dem hitâb eyler bana
Kendim idrâk etmeği aşk aklıma vermez amân
4 Şâhidim nûr-ı ilâhî gam yemem şimden gerü
Tevhîdim hakdır benim aşk kendüyi etmez yalan
5 Kendi sırrın kendi söyler Vâhib’in yok kudreti
Ârif ol zikr et Hakk’ı aşk zâtını etmez nihân

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 477 9.06.2017 11:15:48


478 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

381 /
8 + 8 = 16
1 Bu âlemin bozgunluğun ben bilmezem Allah bilir
Bu mahlûkun azgınlığın ben bilmezem Allah bilir
2 Geldim haber verdim sana kulluk tutar dinler misin
Cümle âlem şaşkınlığın ben bilmezem Allah bilir
3 Hikmetinden haber sorman yokdur cevâb kimse bilmez
Ol bir kâdir pâdişâhdır kendi işin kendi bilir
4 Ol Mehdî’nin doğmasını İsâ yere inmesini
Kıyâmetin kopmasını ben bilmezem Allah bilir
5 Hak eylediğin halk bilmez gâfil olma aç gözün
Yıkılmasın yapılmasın bu dünyânın Allah bilir
6 Ehl-i hikmet eydür sana hikmet sırrın ayân bana
Bu tevhîdin ma’nâsını ben bilmezem Allah bilir
7 Gizli sırrı ayân derin ma’nîsini beyân derin
Yedi iklîm dört köşedeye ben bilmezem Allah bilir
8 Kübrâ-yı âlem varlığı kadîm midir hâdis midir
Bu suâlin cevâbını ben bilmezem Allah bilir
9 Vâhib Ümmî her nefesde söyler sana budur sözü
Ol bâzarın ahvâlini ben bilmezem Allah bilir

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 478 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 479

382 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Sen seni bilmek dilersen işte uzlet gel beri
Sen seni bilmek dilersen işte halvet gel beri
2 Kâl u kıyl da‘vâsını terk edelim lâzım değil
Lâ demez isen tevhîde işte sohbet gel beri
3 “Lâm-elif lâ-raybe”nin tahtında bir dîvâneyin
Tevhîdim şâhid bana işte halvet gel beri
4 Âlemin gayb-ı sıfâtı “alleme’l-esmâ” imiş127
Ma’nisi hakke’l-yakîndir işde vahdet gel beri
5 Hak Taâlâ levhinin âyinesidir Vâhibî
Var ise ‘aklın senin işde vuslat gel beri

383 /
8 + 8 = 16
1 Hakk’ın zâtında mahbûbuz bize esmâîler derler
Hakk’ın zâtında mergûbuz bize esmâîler derler
2 Hak’dan gayrıdan kaçarız men aref sırrın açarız
Şarâben tahûr içeriz bize esmâîler derler
3 Yedi çarhı dolaşırız nefsimizle görüşürüz
Allah diyü avlaşırız bize esmâîler derler

127 Ve alleme âdeme’l-esmâe kullehâ: Allah, Âdem’e bütün eşyanın isimleri-


ni öğretti. Bakara/31.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 479 9.06.2017 11:15:48


480 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

4 Nefsimiz aşka veririz nefsimiz aşkdan alırız


Maksûdu aşkda buluruz bize esmâîler derler
5 Fakîr değiliz ganîyiz ilm-i hikmetin kânıyız
Ârifilerin handânıyız bize esmâîler derler
6 Yiğitbaşı’dır başımız şekerden tatlı aşımız
Peygamberdir yoldaşımız bize esmâîler derler
7 Gayrısından uzletdeyiz erba’înde halvetdeyiz
Vâhib eydür işretdeyiz bize esmâîler derler

384 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ehl-i derdim şübhesiz dermânımı buldum bugün
Derdime dermân eden Lokmânımı buldum bugün
2 Vahy olan peygambere nûr-ı nübüvvet hakkıçün
Sadrımın içindeki imânımı buldum bugün
3 Gayrısı lâzım değil dinlediniz tevhîdimi
Mustafâ vechindeki seyrânımı buldum bugün
4 Şübheden azâd olaldan dilimin şükrü budur
Ma’nisi tevhîdimin Sübhân’ımı buldum bugün
5 Bende benlik kalmadı der Vâhib âşıklara
Ârifâna söz budur Rahmânımı buldum bugün

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 480 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 481

385 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Ey gönül gam yeme sen âlemlerin sultânısın
Rü’yetin Hak’dır senin peygamberin mihmânısın
2 Tevhîdin ahvâlini şerh eylegil şimden gerü
Cân içinde cân ile âşıkların handânısın
3 Dü-cihândan fâriğ oldun anladın sen nefsini
Gayrısı lâzım değil dîzârının hayrânısın
4 Anlayan âşıklara ma‘nâ-yı mutlakdır bu söz
Âlem-i gayb u şehâdet sırrının pinhânısın
5 Fâil-i mutlak sana keşf eyledi bu tevhîdi
Ehl-i derd olan kişinin derdinin dermânısın
6 Kalb içinde yetme mi tevhîd-i zât şâhid sana
Gizli değil gün gibi sâdıkların ayânısın
7 Câhil ü nâdân ne bilsin Vâhibâ sırrın senin
İlm-i hikmet ma’nîsinin şübhesiz ummânısın

386 /
8 + 8 = 16
1 Gel imdi Hakk’ı zikreyle Müslümân olmak istersen
Gel imdi Hakk’ı fikr eyle Müslümân olmak istersen
2 Buyurmuşdur Habîbullah bizim için bu ma’nâyı
Gel imdi fakra fahr eyle Müslümân olmak istersen

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 481 9.06.2017 11:15:48


482 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

3 Dilim söyler cânım dinler bu tevhîdin müsemmâsın


Gel imdi varlığı yok kıl Müslümân olmak istersen
4 Sana aşk ilminin ebrârını söyler budur cânım
Gel imdi ârını terk et Müslümân olmak istersen
5 Nefsin bilen mü’‘min olur nefse uyan zâlim olur
Gel imdi hâk ile hâk ol Müslümân olmak istersen
6 Dedim sana inân bana nasîhatdir bu söz sana
Gel imdi geç riyâsetden Müslümân olmak istersen
7 Bu Vâhib Ümmi aşk dersin peygamberden alıp söyler
Gel imdi tevhîdi yeğ tut Müslümân olmak istersen

387 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Muhammed Mustafâ vechi cemâlindir senin yâ Rab
Muhammed Mustafâ sırrı kemâlindir senin yâ Rab
2 Senin lutfundan ihsândır dilim söyler bu tevhîdi
Gözüme görünen ibret hayâlindir senin yâ Rab
3 Dilim söyler bu ma‘nâyı hemân ârif bilir ancak
Gönülde cânımın zevki misâlindir senin yâ Rab
4 Ne hikmetdir ne ibretdir akıl ermez fikir yetmez
Benim nefsimdeki zulmet celâlindir senin yâ Rab
5 Budur ihlâsım ikrârım diye söyler Vehâb Ümmî
Haber veren bize cânda zülâlindir senin yâ Rab

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 482 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 483

388 /
8 + 8 = 16
1 Ey miskîn âdemoğlanı gâfil olma ölüm vardır
Cehenneme çeker seni sadrında bir zâlim vardır
2 Kendi pinhân fi’li a’yân tevhîdin bak göremezsin
Anın sırrın dirin sana kudretden dilim vardır
3 Evvel âhir âşıkların ma‘nîsinden nişân budur
Gam yemem şimden gerü bir Tanrı’ya yolum vardır
4 Ârif olan her kim ise lâ demezler bu tevhîde
Tâlib olan gelir kokar tâz’açılmış gülüm vardır
5 Vâhib Ümmî pîrinin irşâdını dinler misin
Boş değilim dopdoluyum yiyenlere balım vardır

389 /
Fâilâtün Fâilâtün Fâilâtün Fâilün
1 Bir misâfir âşıkam gitmez dilimden yâ Ahad
Bir misâfir sâdıka gitmez dilimden yâ Ahad
2 Câhil ü nâdân ne bilsin evliyâ şâkirdiyem
Hak derim Hak söylerim gitmez dilimden yâ Ahad
3 Âlem-i gayb u şehâdet sırrının ilhâmıdır
Lâ diyen tes’îd değil gitmez dilimden yâ Ahad
4 Enbiyâdan evliyâyı ayıran insân değil
Şakidir bildim anı gitmez dilimden yâ Ahad

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 483 9.06.2017 11:15:48


484 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

5 “Alleme’l-esmâ” sıfâtıdır Hak’ın gör Vâhib’i128


Sûfiyem hem sâfiyem gitmez dilimden yâ Ahad

390 /
Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün Mefâîlün
1 Düzen sensin bozan sensin emir buyruk senin yâ Rab
Yakîn sensin yaban sensin emir buyruk senin yâ Rab
2 Senin vechinde âsiyim günâhım çok nihâyet yok
Yakıp varım kül eylemen emir buyruk senin yâ Rab
3 Benim fi’lim tamu olsun azâbından çıkarmazsan
Sana özrüm budur her dem emir buyruk senin yâ Rab
4 Senin kahrındaki lutfun erişmezse bu âsiye
Nic’etsin çâresi yokdur emir buyruk senin yâ Rab
5 Günâhımın nihâyeti dile gelmez desem vallah
Yüzüm yokdur niyâzım var emir buyruk senin yâ Rab
6 Nice bin yıl cehennemde döğünmez yansa isyânım
Benim fi’lim durur fi’lim emir buyruk senin yâ Rab
7 Günâhımın nihâyeti dile gelmez benim hergiz
Elim boşdur yüzüm kara emir buyruk senin yâ Rab
8 Küfr-i zulmet ne ki var cümlesi nefsimdedir yâ Rab
Senin adlin yakars’anı emir buyruk senin yâ Rab
9 Bu nefsinin tahsîlidir miskîn Vehhâb’ın çekdiği
Hidâyet ummağı kesmez emir buyruk senin yâ Rab
*
128 Ve alleme âdeme’l-esmâe kullehâ: Allah, Âdem’e bütün eşyanın isimleri-
ni öğretti. Bakara/31.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 484 9.06.2017 11:15:48


ŞİİR DİZİNİ

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 485 9.06.2017 11:15:48


VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 486 9.06.2017 11:15:48
487

ŞİİR DİZİNİ

1 Evvel âhir nâs içinde kimse hâlim bilmez benim


İlm-i ledün zikr ederin kimse dilim bilmez benim
2 Rü’yetu’llâhım benim ta‘bîr eden ümmü’l-kitâb
Hamdülil’lâh cânıma zâtından ermişdir hitâb
3 Bize bizden göründü Hak koyaldan mâsiva’llâhı
Delîlim ism-i a‘zamdır inan bu sırra vallâhi
4 Zâhirim dört yâr iledir bâtınım Allâh ile
Tevhîdim hakdır benim bu âyet-i bürhân ile
5 Hak bizimledir bugün sanman bizi efsâneyiz
Aşk şarâbı içmişiz âlemde biz mestâneyiz
6 Bî-vefâ dünyâyı sevme ey gönül Allâh’ı sev
Birliğin zikr et anın rızkın veren sultânı sev
7 Ey gönül şâd ol bugün mürşid-i kâmil devridir
Tevhîdin hâsdır senin insân-ı kâmil devridir
8 Tende zâhir canda zâhir ol mâhı gördü gözlerim
Âşıka mihmân olan ol şâhı gördü gözlerim
9 Halka nasîhat gerekdir gizli irfân istemez
Aşka hem-râz olmağa zikrinde bürhân istemez
10 Ehl-i derd olan kişi derdine dermân istemez
Maksûdu Hak’dır anın gayrıdan îmân istemez

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 487 9.06.2017 11:15:48


488 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

11 Dânâ âkil olan âşık erteye nân istemez


Cennet-i a‘lâda ol hürî vü gılmân istemez
12 Hâlık’ ı zikr eylemek derd ehline dermân-imiş
Şâhidim nûr-ı İlâhî tevhîdim bürhân imiş
13 Âh edersem bir nefes kevn ü mekân oda yanar
Vâh edersem bir nefes cism ü duhân oda yanar
14 Dost cemâli şem‘idir bu cânı hayrân eyleyen
Vuslatın envârıdır bu derde dermân eyleyen
15 Gâh olur aşk-ı ilâhîden bize ilhâm olur
Gâh olur vuslat kelâmından bize vicdân olur
16 Ene’l-Hak sırrını dinle bugün nûr-ı tecellâdan
Okundu hikmet esrârı bugün zât-ı tesellâdan
17 Gâfil olma aç gözün mekkâr-ı şeytân sendedir
Lâ deme bu tevhîde sehhâr-ı şeytân sendedir
18 Bu tevhîdi onat anla eğer insân isen insân
Bu tevhîdi anlamazsın eğer şeytân isen şeytân
19 Hak’ın katında kâimdir namâzımı kılan kimse
Hak’ın katında dâimdir namâzımı kılan kimse
20 Şeyh-i kâmil her kim ise dervişinden bellidir
Ben sana verdim haber ol sohbetinden bellidir
21 Geldiğim yeri sorarsan bismi’llâhdan gelirim ben
Gayrı kelâm lâzım değil ismi’llâhdan gelirim ben
22 Durduğum oturduğum yerler benim gülzârdır
Ma‘nasın fehm etdin ise âşıka dîzârdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 488 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 489

23 Evliyâdan kuşanmışam kuşağı


Tevekkülden yakıp devrin çerâğı
24 Bunda gider gelir çokdur yalan dünyâ derler buna
Lutfu yokdur kahrı çokdur vîrân dünyâ derler buna
25 Pâdişâhdır kimse girmez işinin arasına
Ol kerîmdir varıgör bakmaz yüzün karasına
26 Müşteriysen gel beri la‘l-i Bedahşân cândadır
Dört kitâbın ma‘nası âyât-ı Kur’ân cândadır
27 Hâlık’ı zikr eyleyenler ma‘nâda hayrân olur
İçine âteş düşer ol gayrıdan üryân olur
28 Nefsini fehm eyleyenler ma‘nâda insân imiş
Nefsini fehm etmeyenler gâfil ü nâdân imiş
29 Hak’ın ol künh-i zâtından olupdur enbiyâ peydâ
Nebîler nûru varından olupdur evliyâ peydâ
30 Münezzeh zâtın emvâcı ne ma‘nâdır eder peydâ
Ne Hâlıkdır ne mahlûkdur haber ver sen neden peydâ
31 Tevhidin ma‘nâsına ârif değil nakkâllar
Kîn kibir buğz u hased yükün çeker hammâllar
32 Münkirin gönlü evinde her nefes şeytân yatar
Miskinin gönlü evinde dâimâ îmân yatar
33 Cânım eydür bu tenime seni kor da giderin ben
Aşk şarâbın dost elinden sâfî nurdan içerin ben
34 Nefsini fehm eyleyenler kâmil-i insân olur
Nefsini fehm etmeyenler câhil ü nâdân olur

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 489 9.06.2017 11:15:48


490 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

35 Gökde uçardım her nefes kavlimde noksân olmasa


Göğü geçerdim her nefes fi‘limde isyân olmasa
36 Gör e gör e şol aşkı ol Âdem’e uğramış
Ol Âdem’in yaşını yerde mercân eylemiş
37 Ârifin kalbi içinde Arş-ı Rahmân gizlidir
Katrenin içinde ol deryâ-yı ummân gizlidir
38 Düş ilinde gezer iken beni gördüm pîr olmuşun
Hamdülil’lâh şükür Hakk’a hemân sâfî nûr olmuşun
39 Yanmışın yakılmışın tevhîd ile kâl olmuşun
Göremez a‘mâ beni sâfî hemân hâl olmuşun
40 Yârimin vechi beni gör nice hayrân eyledi
Gayr-ı Hakk’ın cümlesinden nice üryân eyledi
41 Bir acâyib şehre vardım mahlûkunu deli gördüm
Sevdikleri dünyâ imiş kulûbların ölü gördüm
42 Dört kitâbın ma‘nası tevhîd-i zâtu’llâhdır
Ey birâder mazhar-ı nûr-ı habîbu’llâhdır
43 Ben dediğim anlar mısın
Çatal kazık girmez yere
Kulak urup dinler misin
Çatal kazık girmez yere
44 Bir suâlim vardır size can gözünden bakan kimdir
Âşıkların gönl’evine aşk çerâğın yakan kimdir
45 Bî-nişânın sırrın açma müddeîler duymasın
“Küntü kenz”in zâtın açma müttakîler duymasın
46 Bugün zât-ı İlâhîden hitâb oldu bize dostlar
Açıldı âyet-i bürhân ayân oldu bize dostlar

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 490 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 491

47 Bugün cân-ı cihân içre fenâdan özge âlem yok


Bi-hamdi’llâh şükür Hakk’a gınâdan özge âlem yok
48 Aç değilem dervişem gönlüm gözüm tokdur benim
Gayr-ı Hakk’ın sevgisi gönlümde hiç yokdur benim
49 Zâkiriz zikr eyleriz biz evliyâ şâkirdiyiz
Birliğin fikr eyleriz biz enbiyâ şâkirdiyiz
50 Gayrı devlet istemem tevhîd yeter devlet bize
Gayrı izzet istemem tevhîd yeter izzet bize
51 Fâtiha’yı gördün ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
Fâtiha’yı bildin ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
52 Pareye atma kendini ol kuru tâc neyler sana
İnkâra atma kendini ol kuru tâc neyler san
53 Ehl-i aşk âşıkların sırrı “Ene’l-Hak”dan gelir
Bu hidâyet cevheri rûh-ı izâfîden gelir
54 Mürşidi bilmek dilersen dervişinden bellidir
Sırrını bilmek dilersen tevhidinden bellidir
55 Ârifi bilmek dilersen dervişinden bellidir
Dervişin bilmek dilersen cünbüşünden bellidir
56 Âleme geldin bugün sor mürşide hâlin nedir
Aç gözün kaldır hicâbı tende bu cânın nedir
57 Cemâl-i Hakk’a ermezsen yârın mahşerde fâsıksın
Kemâl-i zâta ermezsen kuru gavgâya fâsıksın

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 491 9.06.2017 11:15:48


492 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

58 Şerîata girdim diyen


Tarîkata erdim diyen
Dost cemâlin gördüm diyen
Halk aybını görmez olur
59 Evvel bu aşkın âletin
Zâhid niçün inkâr eder
Sırr ile aşkın hâletin
Zâhid niçün inkâr eder
60 Bir suâlim vardır size evvel aşka uyan kimdir
Cân içinde gizli sırrı ihfâ ile duyan kimdir
61 Elif ile bâ’dan he’yi fark eyleyen gelsin beri
Benliğini terk eyleyip Hakk’ı bilen gelsin beri
62 Âşıkların ma‘nâsın buldum bu cân içinde
Bu cevheri söyleyen gizli irfân içinde
63 Cîfe-i dünyâya bakma ey gönül Allâh’a bak
Cân u başı terk edip âyetdeki ma‘nâya bak
64 Vuslata ermek dilersen cân içinde câna bak
Aç gözün kaldır hicâbı âlem-i kübrâya bak
65 Her nefes yâd etdiğim dostlar benim Allâh içün
Yanuban yakıldığım sâbit benim Allâh içün
66 Mâsivâdan uzlet et bu sendeki envâr içün
Kalbini gel zâkir et bu sendeki ma‘nâ içün
67 Mâsivâ sevdâsına vermen gönül âgâh olun
Cânı başı terk edip dost yoluna hem-râz olun
68 Anlayan âşıklara halvet safâ meydânıdır
Düşmeyen bilmez bunu hâlen vefâ meydânıdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 492 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 493

69 Âşık olan kişinin zikr etdiği Kur’ân olur


Vâhid ü Ferd ü Ahad sırrındaki ummân olur
70 Kimse bilmez hâlini sen âlem-i hayretdesin
Aç gözün kaldır hicâbı âlem-i vahdetdesin
71 Melek iken hatâ etdim anınçün olmuşam merdûd
Bu la‘net ismini çekdim anınçün olmuşam merdûd
72 Yere göğe sığmayanı bende imiş buldum ahî
Aşk bâğının bülbülüyem gördüm gülü geldim ahî
73 Tıfl-ı ma’nâ gelir her dem îmân sözün söyler bana
Dili Hakk’ın zikrin okur bürhân sözün söyler bana
74 Münkir olan câhile bir bir melâl eksik değil
Gayr-ı Hak’dan cânına bir bir celâl eksik değil
75 Yokluğun ma‘nâsını fehm eyledim dîzâr imiş
Rûhuma lâyık olan zâtındaki bâzâr imiş
76 Mürşid olan tâlibe şevkin nişân vermek gerek
Ol hicâbdan geçirip zevkin nişân vermek gerek
77 Ehl-i inkâr meclisinde okuman esrârımı
Câhil ü nâdân içün harc eylemen güftârımı
78 Gel ey yâr isteyen yârân bulundu
Anın vechindeki seyrân bulundu
79 Düşelden bu hâle ol cânı buldum
Anın zikr etdiği Kur’ân’ı buldum
80 Mâsivâdan uzlet etsin bâkî yârân isteyen
Kalbini pâk eylesin âyîn ü devrân isteyen
Zâtını zikr eylesin in‘âm u ihsân isteyen
Doludur dil cür‘adânı gelsin esrâr isteyen

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 493 9.06.2017 11:15:48


494 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

81 Bizi gelip irşâd eden ehl içinde er kişidir


Hak’dan alıp bu tevhîdi bize veren nûr kişidir
82 Aç gözün kaldır hicâbı sende gayru’llâhı gör
“Lâm-elif Lâ-raybe”den tevhîd-i zâtu’llâhı gör
83 Benliğini geçmez isen
Yürü sen dervîş olmazsın
Can gözünü açmaz isen
Yürü sen dervîş olmazsın
84 Gelindi cân ile zikr et de Lâ ilâhe illallâh
Gelindi cân ile fikr et de Lâ ilâhe illallâh
85 Dört kitâbın evveli gönlümde bismillâhdır
Besmele bâbındaki nokta ayân Allâh’dır
86 Şeytân kovsa da yetişmez doğru yola gidenlere
Îman Kur’ân yoldaş olur şeyh ardınca uyanlara
87 Âşıkın ervâhı sensin yâ Muhammed Mustafâ
Hak Taâlâ vârisisin yâ Muhammed Mustafâ
88 Cânımın cânânı sensin yâ Muhammed Mustafâ
Sıdkımın îmânı sensin yâ Muhammed Mustafâ
89 Cümle ervâhın cemâl-i zâtısın ey pâk-i dîn
Şübhemiz yokdur bizim ey âyet-i bürhân-ı dîn
90 Cümlenin maksûdu sensin yâ Muhammed Hak bilir
Âşıkın ma‘şûku sensin yâ Muhammed Hak bilir
91 Yâ Muhammed her nefes dîvâneler hayrân sana
Hamdülillâh çok şükür bu cânımız mihmân sana
92 Âşıkın sensin muîni yâ Muhammed yâ Ali
Sıdkımın sensin delîli yâ Muhammed yâ Ali

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 494 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 495

93 Anla sen ey cân bugün vechinde pinhân Mustafâ


Söyle nûrundan eser sırrında pinhân Mustafâ
94 Ay cemâlindir senin “Lâ seyfe illâ Zülfikâr”
Dost kemâlindir senin “Lâ seyfe illâ Zülfikâr”
95 Bugün meydân-ı aşk içre imâm oldum uyan gelsin
Geçip nâmûs u ârından cana başa kıyan gelsin
96 Ben ol keşf-i İlâhî’yem yalansın sen diyen gelsin
Hak arşında Süleymân’am nâ-haksın sen diyen gelsin
97 Bu aşkın cür‘asın cândan içen âşık bugün gelsin
Münâfıklar atar sengi bu hicrâna döyen gelsin
98 Merâtib seyrin istersen gel esmâdan haberdâr ol
Ere gör “Kâbe kavseyn”e ev ednâ’dan haberdâr ol
99 Gel âşık mekre aldanma bu esmâdan haberdar ol
Murâdın sırr-ı zât olsun müsemmâdan haberdâr ol
100 Fenâfi’llâh makâmında kalan deyyâra den gelsin
Bu sırra müstemi‘ olsun evliyâ nediğin bilsin
101 Anladınsa nefsini ahdine ikrâr eyledin
Bilmedinse nefsini ahdinde noksân eyledin
102 Kişi hâk olmak gerek Hakk’ın kelâmın söyleye
Fi‘li pâk olmak gerek zikrin devâmın söyleye
103 İkilikden geçmeyince vahdete ermez gönül
Kâl ü kıylden geçmeyince vahdete ermez gönül
104 Tâ ezelden gelmişiz ahd ile âmân üstüne
Hamdülillâh ârifiz tevhîd-i îmân üstüne

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 495 9.06.2017 11:15:48


496 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

105 Kalb içinde secde kıldım hâk olan hâk üstüne


Gayrıyı nakş etmeziz bu pâk olan pâk üstüne
106 Tâ ezelden aşk ile biz yana gelmişlerdeniz
Cân u başı terk edip kurbâna gelmişlerdeniz
107 Tâ ezelden aşk ile bürhâna gelmişlerdeniz
Zâtını zikr eyleyi Kur’ân’a gelmişlerdeniz
108 Vâhid ü Ferd ü Ahad’sın cân içinde şübhe yok
Sırrına kim erdi-y-ise âkibet üryân olur
109 Zikrimiz tesbîhimiz tevhîd-i zâtındır senin
Okunan envâr-ı Hak ma‘nâda zâtındır senin
110 Aşkına düşen senin bu âleme rüsvâ imiş
Anladım hâlen bunu âdemd’olan sevdâ imiş
111 Cemâlin şem‘-i nûrundan görünen ayn-ı zâtındır
Bu mir’ât-ı mücellâdan görünen ayn-ı zâtındır
112 Bize zâtın kemâlinden inâyet eyle yâ Rabbî
Habîbin Mustafâ hakkı hidâyet eyle yâ Rabbî
113 Bizim Firdevs-i a‘lâmız celâlindir senin yâ Rab
Bu sırra düşmeyen bilmez dîzârındır senin yâ Rab
114 Zâtına hayrân olan zann ü gümânı neylesin
Sırrına hem-râz olan bâğ-ı cinânı neylesin
115 Didârın nûruna yâ Rab bu cân mest ü harâb oldu
Okundu hikmet esrârı yazıldı bir kitâb oldu
116 Cümle âlem zâtına yâ Rab senin hayrândır
Âşıkın zikrindeki vechindeki Kur’ân’dır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 496 9.06.2017 11:15:48


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 497

117 Fazlına bel bağladım yâ Rab senin dört yâr ile


Yâ İlâhî kıl hidâyet âyet-i bürhân ile
118 Âlemü’l-gaybın cemâli sırrının evlâdıyız
Biz Muhammed Mustafâ envârının emvâcıyız
119 Zikrimiz tesbîhimiz tevhîd-i irfân sırrıdır
Düşmeyen bilmez bunu âyât-ı Kur’ân sırrıdır
120 Âşıkam hem sâdıkam vechinde bürhândır gelen
Ben anın mir’âtıyam âyât-ı Kur’ân’dır gelen
121 Gevher-i sıdk u safâ sırrında hayrânem bugün
Vâhid ü Ferd ü Ahad nûrunda mihmânem bugün
122 Bi-hamdi’llâh bu tevhîd-i sülûküm evliyâdandır
Bu sırra düşmeyen bilmez kemâlim enbiyâdandır
123 Yâr ile yâr olmuşuz esfeld’olan bilmez bizi
Şimdi bir âlemdeyiz kesretd’olan bilmez bizi
124 Bize ta‘n eyleyen zâhid bu sırrın hikmetin bilmez
Anın sâfî değil kalbi bu devrân vahdetin bilmez
125 Mazhar-ı âyât-ı Kur’ân olduğum mudur suçum
Ârif-i esmâ-i Rahmân olduğum mudur suçum
126 Ehl-i tevhîd olmayan Hakk’ın sıfâtın bilmedi
Ehl-i vahdet olmayan rûhun hayâtın bilmedi
127 Bî-vefâ dünyâdan el çek ey gönül hâk ol yürü
Gayrısı lâzım değildir bir yüzü pâk ol yürü
128 Safâ-yı kalbe ermişler göçer gördüm bu âşıklar
Hak arşında Süleymân’dır uçar gördüm bu âşıklar

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 497 9.06.2017 11:15:48


498 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

129 Câhil ü nâdân ne bilsen tevhidin ma‘nâsını


Zâhid-i hod-bîn ne bilsin âyetin ma‘nâsını
130 Fenâ bir özge meydândır buna düşen olur hayrân
Görür yârin cemâlini didârını eder seyrân
131 Fâil-i mutlak bugün bil sendedir hakka’l-yakîn
Vâhid ü Ferd ü Ahad bil sendedir hakka’l-yakîn
132 Âşık isen gel beri cân ile cânân sendedir
Gayrıya meyl etme sen âyât-ı Kur’ân sendedir
133 Bu ma‘nâ sırrını hâlen İlâhımdan bugün sordum
Bu mir’ât-ı mücellâdan dizârını ayân gördüm
134 Zikr-i Hû mahv eyledi cânın hicâbını bugün
Dinler isen gel beri Hû’nun hitâbını bugün
135 Ey gönül dört yâr ile Allâh’ı gel zikr edelim
Kâl ü kıylden geçelim ol şâhı gel zikr edelim
136 Âyineyi pâk etmeğe derdle devrânın gerek
Yâr ile yâr olmağa âyât-ı Kur’ân’ın gerek
137 Eğer zâhid bu sevdâya gönül vermek dilersen gel
Elin çek gayrı sevdâdan yola girmek dilersen gel
138 Zâhid-i hod-bîni gör kim gussa-yı müzdâ çeker
Âşinâsın bilmişiz nâ-hak yere gavgâ çeker
139 Zâhidâ taklîd ile îmânı bilmezsin yürü
Gücün üzme yok yere Kur’ân’ı bilmezsin yürü
140 Dervişâ sen halk ile ceng ü cidâl etmen neden
Var iken nefsin senin gayrı kıtâl etmen neden

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 498 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 499

141 Bu cânın düşdüğü vahdet bugün deryâ-yı ummândır


Cemâl-i zât-ı Allâh’ın anınçün bana seyrândır
142 Bir acâyib bahre düşdüm ma‘nası ummân imiş
Şâhidim nûr-ı ilâhî tevhidim îmân imiş
143 Aşk oduna kim yanarsa ol bilir hâlim benim
Cân ü dilden kim Hû derse ol bilir kâlim benim
144 Hak söze incindiğim bilsem benim nemden gelir
İlletin bildim anın cismimdeki tenden gelir
145 Dün gece seyrânımız ol yâr ile gülzâr idi
Şâhidim nûr-ı İlâhî vuslatım dîzâr idi
146 Tek dururken bilmezem aşk beni hayrân eyledi
N’olduğumu bilmedim aşk beni üryân eyledi
147 Ârif-i billâh olan dünyâyı pinhân eylemez
Âlim-i Rabbânidir ahdine noksân eylemez
148 “Lâ”yı bilmez neydiğin illâ ile yâr olmayan
Vâsıl olmaz Hazret’e Mansûr gibi dâr olmayan
149 Uzletinden ayrı düşme berk yapış Sübhân’a sen
Sohbetinden ayrı düşme berk yapış Rahmân’a sen
150 Neyleyem bîgânesin irfândan almazsın haber
Zâtına mazhar düşen insândan almazsın haber
151 Sevdiğin her kim ise gönlün gülistân eyledin
Lutfunu kıldın inâyet zâtın ihsân eyledin
152 Hamdülillâh çok şükür Kur’ân’a düşmüşdür bu cân
Âlim-i Rabbâni’dir irfâna düşmüşdür bu cân

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 499 9.06.2017 11:15:49


500 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

153 Derdine dermân soranlar derde hemân dermân imiş


Ma‘nasın bildim anın hem âyet-i Kur’ân imiş
154 Nefsini fehm etmeyen hayvân gelir hayvân gider
Nefsini fehm eyleyen insân gelir insân gider
155 Aklını cem‘ eylegil dünyâya verme gönlünü
Lutfu yok ol kahrı çok gavgâya verme gönlünü
156 Hak’ı sevmekde ey zâhid benim nâmûs u ârım yok
Beni men‘ etme lutf eyle elimde ihtiyârım yok
157 Cemâli gönlüme mihmân olupdur
Anınçün cânıma cânân olupdur
158 Canım hayrân olur bu aşk elinden
Gözüm giryân olur bu aşk elinden
159 Alâyıkdan elim çekdim ne ceng ü ne cidâlim var
Erişdim “kâbe kavseyn”e benim bir hoşca hâlim var
160 Dilerse cânımı üryân eder aşk
Dilerse cânımı biryân eder aşk
161 Bu aşka yoldaş olalı n’olduğum bilemedim
Akl ü fikir gitdi benden hiç özüme gelemedim
162 Hamdülillâh çok şükür kim bizi insân eyledin
Lutfunu kıldın inâyet zâtın ihsân eyledin
163 Erenlerin ma‘rifeti mübtedîye gümân gelir
Dost zâtını zikr eylemek mü’minlere îmân gelir
164 Derviş ol döndür yüzünü umma halkdan i‘tibâr
Ni‘metinden kaça gör yıkar seni ol zehr-i mâr

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 500 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 501

165 Kul isen kullukda ol sen gel beri Allah içün


Gayrısından çek elini hasbeten li’llâh içün
166 Zâhidâ mü’min kulun kalbinde Beytu’llâh var
Ben anı seyr eyledim içinde arşu’llâh var
167 Cânımız seyrân eder dost bâğının gülzârını
Dilimiz söyler anın ruhsârının esrârını
168 Faydasız söz ma‘nasın fehm eyledim yalan imiş
Ol yalanı söyleyenin mürşidi pes şeytân imiş
169 Aç gözün kaldır hicâbı cism içinde câna bak
Hakk’ın esmâ ü sıfâtın zikr eden insâna bak
170 Ehl-i izzet âşıkam gitmez dilimden yâ Ahad
Ehl-i izzet sâdıkam gitmez dilimden yâ Ahad
171 Hamdülillâh çok şükür cânımda pinhân Mustafâ
Gizli değil gün gibi rûhumda ayân Mustafâ
172 Hamdülillâh çok şükür kim azmimiz Allah’adır
Maksudum gayrı değil tevhîd-i zâtu’llâhadır
173 Terk ü tecrîd âşıkam seyrân diler gönlüm benim
İstemez ma‘mûru hiç vîrân diler gönlüm benim
174 Ne biter bâğda bağbân olmayınca
Yaraşmaz anda hûbân olmayınca
175 Bu halka kalmadı dirlik aceb bozgun durur âlem
Ricâlde kalmadı erlik aceb düşkün durur âlem
176 Hâlık’ı zikr eyle dâim tende cân mihmân iken
Cân ile eyle ibâdet mürşidin Kur’ân iken

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 501 9.06.2017 11:15:49


502 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

177 Niçün nûr-ı İlâhî’den kaçar îmâna gelmezsin


Seninçün münzel olmuşdur niçün Kur’ân’a gelmezsin
178 Ben bu derde uğramasam derman nedir bilmez idim
Dost zâtını zikr etmesem îmân nedir bilmez idim
179 Mürşidim hâlen gelir âyât-ı Kur’ân gösterir
Tevhidin ma‘nâsını sadrımda îmân gösterir
180 Bir aceb sırdır bu sır kim ma‘nâsı Allâh’dır
Câhil ü nâdân ne bilsin “semme vechu’llâh”dır
181 Tevhide yalvaralım Hak’dan haber versin bize
Gönlümüz bağlayalım çokdan haber versin bize
182 Ârife zan ile bakma zinhâr ki nakkâş incinir
Nakşına ta‘n eyleme zinhâr ki nakkâş incinir
183 Gâfil olma gözün aç âhir zamân içindesin
Nefsini sanma emîn kevn ü mekân içindesin
184 Ne şekkim var benim sana İlâhî
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
185 Ne şekkim var benim sana İlâhî
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
Sana lâyık kulun sensin penâhı
Hemân birsin hemân birsin İlâhî
186 Ey tabîbim hasta gönlüm derdine dermân nedir
Âşık-ı bî-çârenin bu sıdkına îmân nedir
187 “Elestü”nün âleminden îmân donun giyip geldim
Allah adı zikrim idi yanılmayıp deyip geldim
188 Fâidesiz söz ma‘nâsı yağsız tuzsuz aşa benzer
Söz anlamaz câhillerin kalbi kara taşa benzer

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 502 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 503

189 Kandeliğim sorar isen ma‘mûr değil vîrândayın


On sekiz bin âlem bende içindeki seyrândayın
190 Hak Taâlâ zâtının tevhîdidir îmânımız
Hak Taâlâ zâtının ilhâmıdır irfânımız
191 Gönlüme Hak’dan benim in‘âm-ı ihsândır gelen
Mustafâ nutkundaki âyât-ı Kur’ân’dır gelen
192 Ne şekkim var ne şübhem var yalansın sen yalan dünyâ
Göremez gâfil ü nâdân yalansın sen yalan dünyâ
193 Yere göğe dolup duran günâhımdır günâhımdır
Yerden göğe ağar gelen günâhımdır günâhımdır
194 Ey gönül dünyâ içün olma sakın cerrârdan
Kaça gör Hak’dan yana nefsindeki mekkârdan
195 Bahrî idim hakîkatin ummânına dalıp geldim
Nûr-ı bâkî âleminin sırrın andan alıp geldim
196 Gâfil olma gözün aç uzlet hümâsıdır gelen
Şübhesiz hakka’l-yakîn devlet hümâsıdır gelen
197 Bu benim re’yim değildir döndüren aşkdır bizi
Cân ü dilden her nefesde coşduran aşkdır bizi
198 Hak’dan mahrûm olmaz imiş erenlere uyan kişi
Halk aybını görmez imiş bu tevhîdi duyan kişi
199 Cismim iline gelmeden nûr dağında yaylar idim
Bu tevhîdin ma‘nâsını nûr dağında avlar idim
200 Bu tevhîde dalmadınsa
Emre sücûd kılmadınsa
Ölmezden ön ölmedinse
Anda gülmezsin gülmezsin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 503 9.06.2017 11:15:49


504 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

201 Dilimdekin söyler isem gönlümdeki ayân olur


Akl-ı maâşın bildiği hakîkatde yalan olur
202 Sûretin nakşında dâim cânımız hayrândır
Bu kelâmın ma‘nası zâhir değil vicdândır
203 Tevhide baş eğmeyenler geçmediler ârdan
Yakmadılar aşk çerâğın şol kişiler yârdan
204 Hikmet ehli Lokmân isen derd ehline dermân nedir
Bu suâle cevâb gerek ol dost içün kurbân nedir
205 Erenlerden sır sorana dokuz türlü nişân gerek
Evvel kapı şerîatdır güneş gibi ayân gerek
206 Derviş olan her kim ise toprağ ile yeksân gerek
Nutkundaki âb-ı hayât zâhir değil vicdân gerek
207 Âyet hadîs görsem diyen
Tevhîde gel tevhîde gel
Ma‘nâsına ersem diyen
Tevhîde gel tevhîde gel
208 Âşık-ı bî-çârenin derdine dermândır Alî
Sâdık-ı bî-çârenin nutkunda irfândır Alî
209 Bu kemâl-i aşk içinde nutkumuz âb-ı hayât
Lezzeti âşıklara hakka’l-yakîn kand ü nebât
210 Gönlüme her dem benim feyz-i İlâhî’dir gelen
Zâtının mir’âtıyız nûr-ı İlâhî’dir gelen
211 Ey gönül dervîş isen hâk ile yeksân ol yürü
Gayrısı lâzım değil ma‘nâda sultân ol yürü
212 Bir acâyib sözdür bu söz ma‘nâsını anlar mısın
Anlar isen söyleyeyin kulak dutar dinler misin

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 504 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 505

213 Ma‘şukun âşık ile gönlündeki bâzârı gör


Âşıkın ma‘şûk dilinden aldığı esrârı gör
214 Biz ki dervîşiz cihânda andan ayrı değiliz
Ten gözüyle kimse görmez cândan ayrı değiliz
215 Dostun zikri bende iken hayrânlığım gitmez benim
Muhabbeti canda iken insânlığım gitmez benim
216 Hâlık’ın sun‘u hakkıçün derde dermân sendedir
Dört kitâbın ma‘nası deryâ-yı ummân sendedir
217 Aşkın haberi ma‘nâsı bu dildeki esrâr imiş
Gönül gözü açılıcak cân gördüğü dîzâr imiş
218 Mustafâ’nın vechine tûbâ-yı Rahmân dediler
Nutkunun esrârına âyât-ı bürhân dediler
219 İlâhî devlet istersen de lâ ilâhe illallâh
İlâhî izzet istersen de lâ ilâhe illallâh
220 Zâhir sana olsun beyân
Allâh’ı gel zikr edelim
Mugayyebât olsun ayân
Allâh’ı gel zikr edelim
221 Hû demek âşıklara hakka’l-yakîn dîzâr imiş
Ma‘nasın fehm eyledim dîzâr ile bâzâr imiş
222 Ehl-i tevhîd âşık ol gönlün senin mâr olmasın
Ehl-i tevhîd sâdık ol kabrin senin nâr olmasın
223 Yâr ile yâr olmuşuz esvetd’olan bilmez bizi
Nâr ile nâr olmuşuz hasretd’olan bilmez bizi
Yoğ iken var olmuşuz hizmetd’olan bilmez bizi
Şimdi bir âlemdeyiz kesretd’olan bilmez bizi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 505 9.06.2017 11:15:49


506 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

224 Derdmend-i ehl-i derdem derde dermân kimdedir


Sorduğum ayb olmasın lutf ile ihsân kimdedir
225 Ezelden âdeti böyle İlâh’ın
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”
İşinde hikmeti çok pâdişâhın
Melûl olma gönül “el-hükmü li’llâh”
226 Yine ol nûr-ı mahbûbun tecellîsinde hayrânım
Gelir söyler hitâb eyler tesellîsinde hayrânım
227 Okuduğum u yazdığım Kur’ân’daki hece imiş
Bu hecenin hod ma‘nâsın dersin veren hoca imiş
228 Akl-ı maâş bilmez bunu
İnsân dili derler buna
Nefs-i maâş duymaz bunu
Hayrân dili derler buna
229 Ey birâder evliyâdır bize erkân öğreden
Ey birâder evliyâdır bize Kur’ân öğreden
230 Ey birâder meskenim yoklukda vîrândır benim
Her nefes yâd etdiğim âyât-ı Kur’ân’dır benim
231 Abdine kıldı nazar ol nûr-ı Yezdân’ım benim
Zâtının envârıdır rûhumda pinhânım benim
232 Kerem eyle mürvet eyle doğru yoldan çıkma gönül
Bir kişinin aybın görüp bir kişiye çıkma gönül
233 Hakk’ın esmâsı sıfâtı ehline ayân imiş
Gizli değil gün gibi cânımda ol pinhân imiş
234 Gâfilin gönlü evine her nefes şeytân girer
Mü’minin gönlü evine Mustafâ Sultân girer

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 506 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 507

235 Câhilin dünyâ içün harıldısı eksik değil


Birbiriyle it gibi hırıldısı eksik değil
236 Aşkın haberi cânıma gelir hayrân eder beni
Varlığımı fânî kılar soyar üryân eder beni
237 Tevhîd-i zâtın mazharı ancak hemân insân imiş
İnsanlığın fehm etmeyen her kim ise hayvân imiş
238 Gel imdi var ise aklın fenâ fi’llâhdan ayrılma
Sana zikrim nasîhatdır bekâ bi’llâhdan ayrılma
239 Kâfirin fethi hakkında münzel oldu Zülfikâr
Haydar’ın elinden ayrı yerde kesmez Zülfikâr
Bin kişi çekse kınından taşra çıkmaz Zülfikâr
“Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ Zülfikâr”
240 Gelemez şeytân bana gönlümde tevhîd var iken
Zerre denli gam yemen gönlümde tevhîd var iken
241 Suâl etmen bana aşkdan benim hayrânlığım vardır
Bu tevhîdin kemâlinden benim mestânlığım vardır
242 Gündüz gelir gece gider bir acâyib devrân ancak
Gece gider gündüz gelir bir acâyib seyrân ancak
243 Âşıka bir düş gerekdir ma‘nası Kur’ân ola
Akl ile fehmi gide hem düşdüğü ummân ola
244 Ey tabîbim hasretinden ağıdır aşım benim
Nice duysun cevrini bu onmadık başım benim
245 Evliyânın hürmetinden bizi mahrûm eyleme
Evliyânın sohbetinden bizi mahrûm eyleme
246 Gönül gönül dedikleri emânetin sıfâtıdır
Ol sıfâtın içindeki gönlümüzün hayâtıdır

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 507 9.06.2017 11:15:49


508 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

247 Dünyâ ahret istemezem Rahmân’ımı yokların ben


Öğüdünü nefsine ver îmânımı yokların ben
248 Aşkdan gelen şerbeti içdik el-hamdüli’llâh
On sekiz bin âlemi geçdik el-hamdülil’lâh
249 Sûretin nakşına hayrân olmağa âşık gerek
Sîretin nakşına kurbân olmağa sâdık gerek
250 Mustafâ vechinde biz ehl-i vefâ âşıklarız
Mustafâ nûrunda biz ehl-i safâ âşıklarız
251 Mustafâ râhında biz ehl-i cefâ âşıklarız
Mustafâ sırrında biz ehl-i vefâ âşıklarız
Tâlib isen gel beri ehl-i şifâ âşıklarız
Mustafâ zâtında biz ehl-i safâ âşıklarız
252 Bedenden geçmişem ben câna geldim
Kemâl-i sırr ile insâna geldim
253 Hak’dan nazar erdi bize sırru’llâha uçar oldum
Dâd-ı Hak’dır şübhe yokdur vechu’llâha uçar oldum
254 Âşık ol gel zâtına gavgâya verme gönlünü
Lutfu yok ol kahrı çok sevdâya verme gönlünü
255 Vardım gördüm gözüm ile aşk kavile sığmaz imiş
Dedim sana inan bana aşk kavile sığmaz imiş
256 Gel imdi Hâlık’ı zikr et eğer insân isen insân
Gel imdi Hâlık’ı fikr et eğer insân isen insân
257 Bin çalışsan dermân yokdur kaderlenen gelir kula
Gücün üzme var şükr eyle kudretd’olan gelir kula
258 Ârifin gönlü evinde la‘l ile mercân biter
Câhilin gönlü evinde dâimâ isyân biter

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 508 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 509

259 Cemâlinin hitâbını benim cânım nihân söyler


Bu sevdâya düşen âşık bu tevhîdi ayân söyler
260 Ol velâyet tahtının sırr-ı kemâlidir Alî
Ol velâyet tahtının sırr-ı cemâlidir Alî
261 Aldım getirdim satarım bâzâr eden gelsin beri
Bu tevhîdin Mansûr’uyam berdâr eden gelsin beri
262 Sûfiyem hem sâfiyem tevhîd-i zâtu’llâh yüküm
Gayrısı lâzım değil kalbimde zikru’llâh yüküm
263 Vechini buldum senin avım şikârımsın benim
Şübhesiz yokdur bezim gizli bâzârımsın benim
264 Âşık olan her kim ise gayrıdan üryân gezer
Gece gündüz dâimâ bunlar hemân hayrân gezer
265 Nefsini bilmek istersen gel tevhîde gir tevhîde
Kendini görmek istersen gel tevhîde gir tevhîde
266 Gönülden zikr eder Hakk’ı
Halvetî’nin dervişleri
Gönülden fikr eder Hakk’ı
Halvetî’nin dervişleri
267 Eğri bakarlar dervîş olana
Bin kulp takarlar dervîş olana
268 Evvel çalınan kalemin içinde ben pinhân idim
Ayrılık firkat yoğ idi ol nûr ile yeksân idim
269 Dervîşliğin mertebesi hiç bir şey’i yermemekdir
Gayrıdan müstağnî olup halkın aybın görmemekdir
270 Şerîatde usûl budur de “lâ ilâhe illa’llâh”
Tarîkatde usûl budur de “lâ ilâhe illa’llâh”

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 509 9.06.2017 11:15:49


510 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

271 Bir acâib derde düşdüm derdimin dermânı yok


İbtidâsın intihâsın yokladım handânı yok
272 Biz tarîk-ı Halvetî’yiz arşda seyrân eyleriz
Zikr-i Hû’nun ma‘nasından cânı hayrân eyleriz
273 Tâlib-i fakr u fenâ olanda istiğnâ gerek
Hiç kenârı olmaya hem düşdüğü deryâ gerek
274 Aşkdan haber soran kişi
Gel gör beni aşk neyledi
Aşka tâlib olan kişi
Gel gör beni aşk neyledi
275 Dilimin şerh etdiği alnımda yazımdır benim
Bu kelâmın ma‘nası hakkıyla râzımdır benim
276 Habîbin hüsnü bâğında kıyâmet kopdu va’llâhi
Bu dil mâlik değil ana nice medh etsin Allâh’ı
277 Dersimiz aldık bugün nûr-ı Habîbu’llâhdan
Cânıma erdi hitâb ayn-ı kelâmu’llâhdan
278 Âşık olan her nefesde dâimâ hayrân gerek
Sözünün her ma‘nası hem âyet-i Kur’ân gerek
279 Bilmez idim yârimi dünyâda ağyâr olmasa
Ma‘mur olmazdı gönül dünyâda mi‘mâr olmasa
280 Yapmazsın bâri gel yıkma gönül Hakk’ın nazargâhı
Hased oduyla yakmandı gönül Hakk’ın nazargâhı
281 Sana meyl eylemez âşık yalansın sen yalan dünyâ
Elin sunmaz sana sâdık ilansın sen ilan dünyâ
282 Kulûbun aksi dönmüşdür meğer âhir zamân olmuş
Dilinde tevhidin yokdur sözün küllî yavan olmuş

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 510 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 511

283 Elçisidir İblis’in mekkâr-ı dünyâdan sakın


Tamu’ya atar seni sehhâr-ı dünyâdan sakın
284 Gönlümün eğlencesi tevhîd-i zâtındır senin
Sırrına mazhar düşen insân sıfâtındır senin
285 Âşık olan her kim ise maksudu dîzârdır
Eğri bakman siz ana gönlü evi gülzârdır
286 Âşıkın gönlündeki dost vechinin envârıdır
Dilinin şerh etdiği dost zâtının esrârıdır
287 Vâsıl olmaz Hazret’e eren senin nazârına
La‘netu’llâh dediler riyâdaki bâzârına
288 Hâlık’ı zikr eyler isen derdine olur devâ
Hâlık’ı zikr eylemezsen derdine olmaz devâ
289 Tevhide baş eğdinse başında devlet var senin
“Lâ” dedinse tevhide başında nekbet var senin
290 Derviş olan her kim ise Hakk’a doğru yolu gerek
Hâlık’ını zikr etmeğe kalb içinde dili gerek
291 Derviş olmazsan yürü gönülde ârın var senin
Gayr-ı Hak’dan anladım gönülde yârin var senin
292 Bu tevhîde düşen anlar gönül tahtında sultânı
Gelir söyler hitâb eyler gönül tahtında sultânı
293 Zâlimin zulmünden âlem tutuşup par par yanar
Zâlim olan her kim ise zehr-i kâtilden kanar
294 Mazhar olmak ister isen işde meydân gel beri
“Lâ” demezsen tevhide sen işde meydân gel beri

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 511 9.06.2017 11:15:49


512 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

295 Sûretin nakşın görenler nice hayrân olmasın


Vechine mazhar düşenler nice üryân olmasın
296 Âlim isen ver haber nefsindeki cehlâ nedir
Âşıkın kasd etdiği gönlündeki ifnâ nedir
297 Hakk’ı koyup bu halk içün mürâîlik edemezin
Gerek incin gerek kakı senin ile gidemezin
298 Mansûr’u hayrân eyleyen
Tevhîd imiş tevhîd imiş
Mansûr’u üryân eyleyen
Tevhîd imiş tevhîd imiş
299 İşitdinse ezân etdim gelirsen gel bu tevhîde
Ezân sırrın beyân etdim gelirsen gel bu tevhîde
300 Âşıkam hem sâdıkam kesretde kaydım yok benim
Maksudum nûr-ı İlâh mihnetde kaydım yok benim
301 Taklidinle gücün üzme eremezsin Işıklığa
Aklın ile gücün üzme eremezsin Işıklığa
302 Yerler döner gökler döner dervîş döner kâfir m’olur
Arşlar döner kürsler döner dervîş döner kâfir m’olur
303 Ben bir aceb sırra erdim gözüm Allah deyip söyler
Hikmetini bilemedim özüm Allah deyip söyler
304 Bu dil sana fermân iken
Allâh’ı gel zikr edelim
Tevhîd sana bürhân iken
Allâh’ı gel zikr edelim
305 Yâ İlâhî kıl inâyet senden ihsân isteriz
Zâtını seyr etmeğe tevhîd-i bürhân isteriz

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 512 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 513

306 Ne desem hiç bilmezem ey cevri çok yârim benim


Vechini gördü bu cân nic’artmasın zârım benim
307 Gönlüm evi âleminin seyyâhıyın gezerin ben
Gönlüm Hakk’ın nazargâhı taşrasından bezerin ben
308 Kimi keser kimi biçer
Bir acâyib devrândır bu
Kimi zerh-i kâtil içer
Bir acâyib devrândır bu
309 Her şeyi hâl ile hoş gör ârif-i bi’llâh isen
“Lâ” deme bu tevhide hıfz-ı kelâmu’llâh isen
310 Tâlibiz dîzâr içün gayrıdan uzlet bekleriz
Bulmağa genç-hâneyi gör nice halvet bekleriz
311 Ey pâdişâh-ı zü’l-celâl
Gönlüm sana döndür benim
Ey pâdişâh-ı ber-kemâl
Gönlüm sana döndür benim
312 Kıl inâyet cânıma ölmezden önden öleyin
Maksudum sensin benim cânımda pinhân bulayın
Sen beni reddeyleme vechinde dâim durayın
Yâ İlâhî sen var iken ben kime yalvarayın
313 Şübhesiz hakka’l-yakîn seyrânda hayrândır dilim
Ma‘nasın fehm etmeğe irfânda hayrândır dilim
314 Zâhidâ dîzâr içün devrâna sen gelmez misin
Zâtını zikr etmeğe seyrâna sen gelmez misin
315 Kendi nefsim illetinden gayrı şeytân bilmezem
Kendi cehlim zulmetinden gayrı isyân bilmezem

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 513 9.06.2017 11:15:49


514 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

316 Ben bir aceb derde düşdüm derdim bana dermân yeter
Nefsim müselmân etmeğe tevhîd bana bürhân yeter
317 Ma‘rifet aşk gülüdür âşık anın bülbülüdür
Aşk-ı sâfî kim denir âşıkların Düldül’üdür
318 Dermân içün derd isteyen
Tevhîde gel tevhîde gel
Kokmak içün verd isteyen
Tevhîde gel tevhîde gel
319 Hak’ın emrine baş eğmez müselmân olmayan kimse
Hak’ın yoluna cân vermez müselmân olmayan kimse
320 Âciz kaldım bana meded âh dilimi vâh dilimi
Sabra ilâç bulamadım âh dilimi vâh dilimi
321 Anlar mısın dinler misin Hak kapısın açar tevhîd
Bu ma‘nâya şübhe yokdur dost kapısın açar tevhîd
322 İstemem ben gayrısın fazlın bana ihsân yeter
Dört kitâbın ma‘nası fazlın bana Kur’ân yeter
323 Gayrı yâr olmaz bize ehl-i safâ âşıklarız
Tamu nâr olmaz bize ehl-i safâ âşıklarız
324 Ey birâder şübhesiz zevkim benim irfândır
Aç gözün kaldır hicâbı ma‘nası vicdândır
325 Hâlık’ı zikr eylemek derd ehlinin dermânıdır
Hâlık’ı fikr eylemek sıdk ehlinin îmânıdır
326 Mü’minin zikr etdiği nûr-ı cemâlu’llâhdır
Mü’minin fikr etdiği nûr-ı kemâlu’llâhdır
327 Ma‘nâ yüzün seyr eylemez su gibi akmayan kardaş
Aklı yokdur dîvânedir tevhîde bakmayan kardaş

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 514 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 515

328 Ma‘na yüzünden haber geldikçe can hayrân olur


Bu kelâmın ma‘nası derd ehline dermân olur
329 Cemâlin mazharı insân değil mi
Senin zikrin bize Kur’ân değil mi
330 Zevk içün hem şevk içün âşıklara devrân gerek
Zâtını seyr etmeğe âşıklara bürhân gerek
331 Hak’ın zâtından in‘âmdır buna ihsân-ı aşk derler
Nihâyet yok dile gelmez buna destân-ı aşk derler
332 İkilik gâlib gelirse kemliğin ma‘nâsına
Ârif olan uymaz imiş İblis’in gavgâsına
333 Fazlına bel bağladım yâ Vâhid ü Ferd ü Ahad
Derdmendem yâ İlâhî derdime senden meded
Kâdir ü Hayyü’l-Ganî’sin fazlına yokdur aded
Cümlenin ma‘bûdu sensin dâimâ hatta’l-ebed
334 Ma‘nayı fehm etmeğe tevhîde düşmüş cân gerek
Tevhidi fehm etmeğe ummâna düşmüş cân gerek
335 Âşık isen cân ile gel sevme sen evlâdını
Hasbeten li’llâh içün terk eyle sen ensâbını
Fâni kıl ol dost içün eğnindeki esbâbını
Hayli işdir ol kişi terk eylemek mu‘tâdını
336 Gönlüme her dem benim vechinde hayrândır gelen
Mu‘cizât tahtındaki hükm-ıssı sultândır gelen
337 Çok yiyenler anladım insan değil hayvân imiş
Nefsine uyan kişiler câhil ü nâdân imiş
338 Şâhid ol sen la‘net olsun münkirlik inkârına
İhtiyârıyla varır ol İblis’in nazârına

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 515 9.06.2017 11:15:49


516 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

339 Aşk akıla düşüceğiz akıl başdan gider imiş


Gerçek âşık olan kişi başda aklı n’ider imiş
340 Nefsini fehm eylemezsen bilmemekdir bildiğin
Aklı yok dîvânesin bil ağlamakdır güldüğün
341 Ârifâne bir haber geldi sana zikr edeyin
Ma‘nasın fehm eyledim şimden geri şükr edeyin
342 Yârimin vechi bana bin türlü sûret gösterir
Aklım ermez neyleyem cismime ibret gösterir
343 Dervişlik dediğim ma‘nâ gayrısından uzlet ister
Gece gündüz dîzâr içün tevhîd ile sohbet ister
344 Geldiğin yeri bileydin akl evinden kaçardın sen
Dost elinden aşk camını sâfi nûrdan içerdin sen
345 Göreli vechin anın gayrıdan üryân olmuşam
İçeli aşk câmını gör nice mestân olmuşam
346 Gayrı murâddan geçmişem
Dervîşliğim yeter bana
Aşk şarâbını içmişem
Dervîşliğim yeter bana
347 Uyan gafletden ey gâfil namâzın vakti geç kaldı
Kulak tut cân ile dinle niyâzın vakti geç kaldı
348 Küfrünü fehm etmeyen îmânı bilmez kandedir
Cân içinde cân ile sultânı bilmez kandedir
349 Senin vechinden ey mahbûb şefâat ummağa geldim
Elim boşdur yüzüm kara şefâat ummağa geldim
350 Nefsini fehm eylemezsen müstecâb olmaz duân
Nefsini fehm eyler isen müstecâb olur duân

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 516 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 517

351 Zikr edersen birliğini îmân sana yoldaş olur


Fikr edersen birliğini Kur’ân sana yoldaş olur
352 İblis’i görmez misin nâr-ı celâl üstündedir
Mustafâ Sultân’ı gör nûr-ı cemâl üstündedir
353 Tevhidi fehm etmeyenler sâfi hayvândır hemân
Tevhidi fehm eyleyenler sâfi insândır hemân
354 Tevhîd-i zâtın ma‘nâsı vicdân-ı hâlimdir benim
Söyleyip şerh etdiğim vicdân-ı kâlimdir benim
355 Ehl-i Hakk’ın Hak’dan âhar bir dahi yokdur sözü
Sırr-ı hikmetden sana dinlendigör çokdur sözü
356 Bu dünyâya benim diyen gerçek değil yalancıdır
Bu dünyâda Hakk’ı kor da halkdan umar dilencidir
357 Bu dünyâyı sever iken
Yürü sen dervîş olmazsın
Bu dünyâyı komaz iken
Yürü sen dervîş olmazsın
358 Benliğini geçer isen
Gel imdi dervîş olursun
Cân gözünü açar isen
Gel imdi dervîş olursun
359 Âşıkam hem sâdıkam Sübhân’a verdim gönlümü
Cân içinde cân ile sultâna verdim gönlümü
400 Gâfil olma aç gözün ıslâh-ı nefs tevhîddedir
“Lâ” deme zinhâr sakın ıslâh-ı nefs tevhîddedir
401 Âşıkız hem sâdıkız aldanmazız efsâneye
Aşk şarâbın içmişiz yokdur kalem dîvâneye

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 517 9.06.2017 11:15:49


518 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

402 Harâmından bizi saklar helâlinden verir Allah


Muhammed Mustafâ’nın gör kemâlinden verir Allah
403 Hâk içinde hâk olaldan mest ü hayrân olmuşam
Duyalı can zevkini gayrıdan üryân olmuşam
404 Aç gözünü dinle beni gayrısından bezerim ben
Gayrısından bezmez isem çıkar yoldan azarım ben
405 Yâ İlâhî görünen aşkın kemâlinden midir
Yâ İlâhî zikr olan vechin cemâlinden midir
406 Kim sana zâkir olursa gözleri giryân olur
Kim sana şâkir olursa ciğeri biryân olur
407 Kalbini tâhir etmezsen tahâretin yokdur senin
Hayrın şerrin bilmez isen ferâsetin yokdur senin
408 Tâlib-i ilmem bugün bürhândan aldım dersimi
Hocamız vicdânidir Kur’ân’dan aldım dersimi
409 Hak Taâlâ hürmetinden kimseler dûr olmasın
Yarın anda varıcak kabri anın nâr olmasın
410 Oturursam kalkamazam
Âh kocalık vâh kocalık
Kalkar isem oturamam
Âh kocalık vâh kocalık
411 Nic’edeyin neyleyeyin
Âh kocalık vâh kocalık
Derdim kime söyleyeyin
Âh kocalık vâh kocalık
412 Kâl ü kıylden geçelim gel maksudun Allâh ise
Aşk şarâbın içelim gel maksudun Allâh ise

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 518 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 519

413 Evvel sözümün ma‘nâsı bi’smi’llâhdan geliriz biz


Dört kitâbın ma‘nâsıyçün ilmu’llâhdan geliriz biz
414 Yok mudur aklın senin ol kuru tâc neyler sana
Yok mudur fikrin senin ol kuru tâc neyler sana
415 Gayrıdan dîzâr içün uryân eder tevhîd seni
İçirir aşkın meyin mestân eder tevhîd seni
416 Ayân gelir gizli gider Âdem’deki bu sır nedir
Gizli gelir ayân gider Âdem’deki bu sır nedir
417 Bu dünyâdan geçdin ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
Aşk şarâbın içdin ise
Korkma ölmezsin ölmezsin
418 Şeyhi bilmek ister isen
Gel halvete gir halvete
Şeyhi görmek ister isen
Gel halvete gir halvete
419 Bu dünyâyı sever iken
Yürü sen dervîş olmazsın
Bu dünyâyı kovar iken
Yürü sen dervîş olmazsın
420 Gâfil olma aç gözün aşk kendini eyler ayân
Keşf eder esrârını hep halka ol eyler beyân
421 Bu âlemin bozgunluğun ben bilmezem Allah bilir
Bu mahlûkun azgınlığın ben bilmezem Allah bilir
422 Sen seni bilmek dilersen işte uzlet gel beri
Sen seni bilmek dilersen işte halvet gel beri

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 519 9.06.2017 11:15:49


520 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

423 Hakk’ın zâtında mahbûbuz bize esmâîler derler


Hakk’ın zâtında mergûbuz bize esmâîler derler
424 Ehl-i derdim şübhesiz dermânımı buldum bugün
Derdime dermân eden Lokmânımı buldum bugün
425 Ey gönül gam yeme sen âlemlerin sultânısın
Rü’yetin Hak’dır senin peygamberin mihmânısın
426 Gel imdi Hakk’ı zikreyle Müslümân olmak istersen
Gel imdi Hakk’ı fikr eyle Müslümân olmak istersen
427 Muhammed Mustafâ vechi cemâlindir senin yâ Rab
Muhammed Mustafâ sırrı kemâlindir senin yâ Rab
428 Ey miskîn âdemoğlanı gâfil olma ölüm vardır
Cehenneme çeker seni sadrında bir zâlim vardır
429 Bir misâfir âşıkam gitmez dilimden yâ Ahad
Bir misâfir sâdıka gitmez dilimden yâ Ahad
430 Düzen sensin bozan sensin emir buyruk senin yâ Rab
Yakîn sensin yaban sensin emir buyruk senin yâ Rab

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 520 9.06.2017 11:15:49


SÖZLÜK

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 521 9.06.2017 11:15:49


VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 522 9.06.2017 11:15:49
523

A
Avân: Yardımcılar, yardım Âb-ı hayvân: İçene ebedî ölüm-
edenler süzlük veren efsanevî su.
A’yân: Açık, belli, meydanda Âb-ı Kevser: Kevser suyu.
Âb: Su. Cennetteki ırmakların
Abâ: Yünden yapılan bol el- kaynağı, yahut cennette
bulunan bir havuz. Kevser
bise. Peygamberlerin, Hz.
suyundan gaye, eşya ve
Peygamberin ve sûfîlerin
varlığa dair sırlar, ilâhî bil-
giydiği yünden yapılmış
gilerdir. Sûfiyyun bu kav-
geniş elbise.
ram ile kâmillerin sözlerini
Âbâd eylemek: Bayındır ve sözlerini kasdederler.
işlenmiş hâle getirmek.
Âb-ı Zülâl: Berrak, saf,
Abd: Kul. içenlere ferahlık veren buz
Abdâl: Kendini Hakk’a gibi su.
vermiş olan ermiş kişiler. Âbid: İbadet eden kul, zâhid,
Sayıları yedi veya kırk ol- çok ibadet eden kişi.
duğu söylenen bir ermişler Aceb: Acaba, hayret, şaşılacak
zümresi. Büdelâ da denir. şey.
Abdülvehhâblı: XVI. Asırda Aceblemek: Şaşırmak, hayret
Elmalı ve çevresinde etmek.
Vâhib Ümmî’ye mensup Aceblemen: Kınamayın.
dervîşler için kullanılan
Acı söz: İncitici söz.
bir sıfat.
Acîb: Şüphe.
Âb-ı hayât: Hayat suyu, ebedî
dirilik verdiğine inanılan Âciz: Zayıf, güçsüz.
efsanevî su. Âb-ı Hayvân Acûl: Aceleci.
da denilir. Tasavvufta Acz: Güçsüzlük, beceriksizlik,
hakîki aşk. İlm-i ledün, elinden bir şey gelmemek.
marifetullah, mürşid-i Açılmak: Gizli sırları ifşa
kâmilin sözleri. İlâhî sır. etmek.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 523 9.06.2017 11:15:49


524 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Âdâb: Edepler, davranış Ahadiyyet: Birlik. Cenâb-ı


kuralları. tasavvufta, Hakk’ın sayıya gelmeyen
sâlikin uygulaması gereken birliği, zât-ı ulûhiyet âlemi.
kurallar. Uluhiyyet.
Adâvet: Düşmanlık; hınç, kin. Âhar: Başka, diğer.
Âdem: İlk insan, ilk peygam- Ahbâr: Haberler.
ber, Allah’ın halifesi. Ahbâr-ı Hak: Hakk’ın ha-
Kendisinde isimler tecellî berleri.
eden ve bu isimleri tâlim Ahd eylemek: Söz vermek,
ettirmeye yetkili olan yemin etmek, niyet etmek.
kâmil insan. Ahd-i Ezel: Ezelde Cenâb-ı
Âdem-i sâfî: Tasavvufî Hak ile ruhların yaptığı
metinlerde, ilâhî isimlerin sözleşme. Ezelî ahd,
kendisinde tecellî ettiği, bezm-i elestte meydana
nefsini arındırmış kişi gelmiştir. Bezm-i elest
anlamındadır. terkibi “Ben sizin Rabbiniz
Âfâk: Dış âlem, eşyâ. değil miyim” hitabının
yapıldığı ve ruhların da
Âfet: Belâ, felaket.
“belâ / evet” diye cevap
Âfitâb: Güneş. Mecazen Hak verdikleri meclis anla-
ve Hakikat. mında kullanılmaktadır.
Âgâh: Bilgili, haberli, uyanık, Kur’ân’da geçmişte Al-
hâlden anlayan kalp gözü lah’ın Âdem oğullarından
açık velî. yani onların sırtlarından
Ağ: Ak, beyaz. (veya sulplerinden) zürri-
Ağmak: Yükselmek, yukarı yetini çıkardığı, kendilerini
çıkmak. nefislerine şahit tuttuğu ve
onlara “Ben sizin Rabbiniz
Ağyâr: Yabancılar, rakibler,
değil miyim” diye hitap
Cenâb-ı Hakk’ın varlığı
ettiği, onların da “evet”
dışında var olduğunu san- dedikleri anlatılmaktadır
dığımız vehmî şeyler, nefsî (A’râf, 7/172). Allah (c.c.)
istekler ve engeller. ile insanlar arasında mey-
Âh: İnleme, haykırma. dana gelen bu sözleşmeye
Ahad: Bir olan Allah, zât-ı misâk, kâlu belâ, rûz-i
ulûhiyet. elest, bezm-i ezel, ahid,

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 524 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 525

belâ ahdi gibi çeşitli isim- Akl-ı Maâş: Dünyevî akıl,


ler verilmiştir. geçim işlerini düşünen
Ahî: Kardeş. kişinin aklı. Akl-ı maâdın
Âhir: Son. zıddı.
Âhiret: Metinde vezin gereği Akreb: Çok yakın.
bazen “Âhret” şeklinde Aksetmek: Yansımak
yazılan kavram. Ebedî Akvâ: En kavî, çok kuvvetli.
âlem. Âhiret, kıyâmet Akvâl: Kaviller, sözler.
koptuktan sonra, bütün Âl: Hile.
varlıkların ve insanların Alâ: Yüksek, yüce.
devamlı kalacakları yerdir. Alâyık: İlgiler, ilişkiler.
Orada ölüm yoktur, hayat
Âlem-i ceberût: İlâhî isim ve
sonsuzdur; dinin emirlerine
sıfatlar âlemi. Fânî dünya-
bağlı olanlar için cennet;
nın dışındaki âlem. İlâhî
dine bağlı olmayanlar için
tecellîler âlemi.
de cehennem vardır.
Âlem-i ekber: İnsan-ı kâmil.
Ahsen: En güzel.
Âlem-i emsâl: Rüyâlar âlemi.
Ahvâl: Hâller, durumlar.
Âlem-i esrâr: Sırlar âlemi.
Ahz u kabz etmek: Alıp kabul
Âlem-i gayb: Hakk’ın halktan
etmek.
gizlediği hakikatler âlemi.
Ahz: Alma, alınma, tutma, Duyu organları ve akıl ile
tutulma. bilinemeyen uluhiyyet
Ak ve kara: Kağıt ve kalem- âlemi.
den kinaye, çokluğu ifade Âlem-i hayret: Ârifin vahdet
eden bir deyim. İkilikler, sırlarına vakıf oldukça
tevhîde aykırı şeyler. şaşırması. Sâlik ilahî var-
Âkil: Akıllı. lığa bu marifet neticesinde
Akl-ı Kül: Tabiatta görülen daha da arzu duyar ve yeni
umûmî âheng. Mecazen yeni hâller yaşar. Bu hâller
Cebrâil. onun şaşkınlığını arttırır.
Akl-ı maâd: Uhrevî akıl, âhi- Âlem-i lâhût: İlâhî âlem, sırf
reti, cennet ve cehennemi vahdet âlemi; bâtınî âlem.
kavramaya yeterli olan Âlem-i melekût: Arştan arza
akıl. kadar olan âlem; bâtınî

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 525 9.06.2017 11:15:49


526 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

kuvvelerin tecellî ettiği anlamında olup, dilimize


âlem. “dipsiz karanlık” şeklinde
Âlem-i misâl: Eşyanın tercüme edilebilir. Cenâb-ı
sûretlerinin, örneklerinin Hak bu mertebede zât
bulunduğu âlem; ruhlar halinde olup tecellî söz
âlemi ile madde âlemi konusu değildir.
arasındaki âlem. Amîk: Derin.
Âlem-i mülk: Mülk âlemi; Âmil: Emeli olan, isteyen.
eşyanın göründüğü zâhir Amu: Amca.
âlem; kâinat. Ân çün ân: Sürekli.
Âlem-i nâsût: İnsanlar âlemi, Ân: Güzellik. lahza, çok az bir
dünya hayâtı. zaman.
Âlem-i şehâdet: Görünen bu Anâsır: Unsurlar, ateş, hava,
cisimler âlemi. Kevn ü su ve topraktan oluşan dört
fesâd âlemi de denir. Bu unsur.
âlemde, Hakk’ın vücûdu, Anber: Kül renginde güzel
kendini sûretler halinde kokulu bir madde.
gösterir. Bu suretler aslında
Anca: O kadar.
Hakk’ın esmâ, ef’al ve
sıfatlarının birer tecellîsin- Ancalar: Çokları, öyle kişiler.
den ibarettir. Andelîb: Bülbül.
Alîl: Kör, sakat, hasta. Ânestü Nâran: Ben bir ateş
Âli-şân: Şan ve şerefi yüce görüyorum. (Taha/10.)
olan. Anka: İsmi olup cismi belli
Allâme: Çok bilen. olmayan mitolojik bir kuş.
Cenâb-ı Hakk’ın zâtını
Alleme’l-Esmâ (Ve alleme ifade eden bir mecaz.
âdeme’l-esmâe kullehâ):
Ankebut: Örümcek.
Allah, Âdem’e bütün
eşyanın isimlerini öğretti. Âr: Utanma, namus.
(Bakar/31). Arâf: Cennet ile cehennem
Âm u hâs: Halk ve Allah’ın arasındaki yer.
dostları. Arâm eylemek: Dinlenmek,
A‘mâ: Hakk’ın Ahadiyet huzur bulmak, karar etmek.
mertebesindeki makamı. Arı: Temiz
Bu kelime “ince bulut” Ârif: İrfân sahibi, velî.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 526 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 527

Ârif-i Billâh: Allah’ı bilen, Asl: Öz, hakikat.


marifeti Allah’a ulaşmış, Assı: Fayda, menfaat, kazanç.
velilik mertebesine gelmiş Âsumân: Gökyüzü.
kişi.
Aş: Yemek.
Arş: Dokuzuncu gök. Bütün
Âşıkân: Âşıklar.
âlemi çevreleyen, âlem
tasavvurunun sonu ve Âşık-ı zâr: İnleyen, ağlayan
en yüksek noktası kabul cezbeli âşık.
edilen yer. Allah’ın izzet Âşıkîn: Âşıklar.
ve saltanatının tecellî ettiği Âşikâr: Açık, belli.
mahal. Zatî âlem. Arş-ı Âşikâre: Açıkça.
a’lâ, arşullah, arş-ı Rah- Âşiyân: Yuva.
mân gibi ifadeler için de
Aşk-ı Hak: Tanrı aşkı.
kullanılır. Mecazen Kamil
insanın gönlü. Aşk-ı ilahî: İlâhî aşk, Tanrı
aşkı.
Arşu’llâh: (bk: Arş).
Aşk-ı Muhammed: Muham-
Arz: Yer yüzü.
med aşkı.
Asâ: Değnek, baston, daya-
Aşk-ı sâfî: Temiz aşk, Tanrı
nak. Tasavvufta, postnişin
aşkı. Gerçek aşk.
tarafından halifeye verilen
bir alamet. Dervîş ve ab- Atâ: Bağış, ihsan.
dâlların seyahat sırasında Atâ: Verme, bağışlama, ihsan-
kullandıkları değnek. da bulunma, cömertlik.
Asam: 1. Sağır, işitmez, Âteş: Od, mecazen aşk,
2. hakikati duymayan kişi. Yokluk.
Âsân: Kolay. Atıyye: Hediyye, bağış.
Âsâr: İzler, nişanlar, eserler, Attâr: Güzel kokular vs. satan
belirtiler. kişiler. Büyük bir İslâm
Asfiyâ: Safiyet, takva ve mutasavvıfı Feridüddin-i
kemâlât sahibi, peygamber Attâr’ın lakabı.
varisleri muhakkikler. Avâm: Halk.
Âsi: İsyan eden, günahkâr, Âvâre: Başıboş, işsiz güçsüz.
emirlere itaat etmeyen kişi. Avârız: Kazâlar, belâlar;
Âsitân: Eşik, dergâh, tekke; engeller.
mecazen gönül.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 527 9.06.2017 11:15:49


528 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Avâyık: Manâ yolunda engel Ayn: Hakikat, asıl olan. Su


olan şeyler, putlaştırdığmız gözü, suyun çıktığı kaynak.
değerler. Pınar.
Ayağı Urgulu: Ayağı zincirli, Ayn-ı vuslat: Birleşmenin,
bukağılı olmak. Bağlı kavuşmanın gerçeği.
olmak. Ayrık: Ayruk otu
Ayak: İçki kadehi. Ayruk: Ayrı, başka, gayrı.
Ayakdaş: Aynı şeyleri yapan Ayyâr: Hîlekâr, dolandırıcı,
ve aynı şeylerden hoşla- kurnaz kişi.
nan; biribiriyle iyi anlaşan Azâ: Bedenin her bir uzvu.
iki kişi. Mecazen içki arka- Azâm: Büyük.
daşı. Tasavvufî metinlerde Âzân: Kulaklar.
sırdaş. Azık: Yol hazırlığı, yiyecek.
Ayâr: Düzen; denge; kıymetli Manen, ibadet ve zikir gibi
madenlerin karışma de- hususlar.
recesi. Azîz: Sevgide üstün tutulan,
Âyât: Ayetler, işâretler. hürmetli, saygı değer. Ta-
Ayık: Aklı başında, uyanık. savvufta mürşid-i kâmil.
Ayıldayın: Uyandırayım. Azm eylemek: Karar vermek,
niyet etmek, gayret etmek.
Ayıtmak: Söylemek.
Yola çıkmak.
Âyîne: Ayna, mir’ât, gözgü.
Azmak: Şaşırmak, sapıtmak,
Mecazen, insan-ı kâmil. yoldan çıkmak, ayrılmak,
Âyîne-i dil: Gönül aynâsı. sapkınlığa düşmek.
Ayn: Gerçek, öz, hakikat, Azm-i sefer: Yolculuğa niyet-
tıpkısı. lenmek, yolculuğa çıkmak.
Ayne’l-Yakîn: Manâ (gönül) Azm-i sılâ: Sılaya dönüş ka-
gözüyle görülerek elde rarı. Metinde İlâhî birliğe
edilen kesin bilgi. ulaşma gayreti.

B
Bâb: Kapı; bölüm, kısım, Bâde: İçki kadehi. Mürşid-i
konu, mevzu’, fasıl. kâmilin ağzı, sözleri.
Bâd: Rüzgâr, nefes. Bâğ-ı cinân: Cennet bahçesi

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 528 9.06.2017 11:15:49


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 529

Bâğ-ı dil: Gönül bağı. Basar: Görme kabiliyeti, göz,


Bâğ-ı hüsn: Dervîşin gönül kalp gözü.
dünyasında meydana gelen Basîr: Herşeyi bilgisiyle
İlâhî cemâl tecellîleri. gören Allah, Basîret sahibi
Bâğ-ı melekût: Misâl âlemi kişi, kalp gözü ile gören.
Bağrı başı: Gönül yarası. Basmak: Alt etmek, yenmek,
aniden üzerine çullanmak,
Bahr: Deniz. etkisiz hâle getirmek.
Bahr-i aşk: Aşk denizi. Başa kara çul giymek: Meca-
Bahr-i mutlak: Hakk’ın zen hayvan olmak.
ahadiyyet makamındaki Baş açmak: Dua etmek, şika-
vücudu. yet, beddua, yas tutmak.
Bahr-i vahdet: Birlik denizi. Baş gözü: Zâhirî göz, gönül
Vücûd-ı mutlak. gözünün aksi.
Bahrî: Balıkçıl kuş. Mecazen, Baş kesmek: Baş eğerek tazim
aşk ve irfân makamındaki ve hürmette bulunmak.
âşık. İlâhî sırları anlamak Saygı göstermek.
için tevhîd deryâsına girip Başı ele almak: Ölümü göze
çıkan ve varlık ve oluşa ait Almak.
hikmetlerden anlayan kişi. Başına keçe giymek: Ara-
Baht: Talih, kısmet, devlet. ke’den kinaye, derviş
Bahtiyâr: Bahtlı, talihli, olmak.
kısmetli, talihli. Başlı: Yaralı.
Bâkî: Kalıcı olan. Bâtın: İç, gizli yön, iç yüz, sır,
Bal: Ehlullahın verdiği telkin, gizli, görünmeyen. Cenâb-ı
Hakk’ın bir ismi.
tevhîd bilgisi ve sırrı.
Bâtın ilmi: Ledün, basiretle
Banlamak: Çağırmak, davet
elde edilen bilgiler, tevhîd
etmek, yüksek sesle seslen- ilmi.
mek, ezan okumak.
Batın topu: İnsan gönlünde
Bâr: Meyve, yük. tecellî eden ve tevhîd
Bârân: Yağmur. alâmetleri.
Bâri: Yaratan, Allah. Düzenle- Battâl: İşe yaramaz, boş,
yip tertip eden. lüzumsuz.
Bâ-safâ: Zevk ile. Bay: Zengin.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 529 9.06.2017 11:15:50


530 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Bayık: Açık, belli, kuşkusuz. Belâ: Âfet, musibet.


Bâzâr etmek: Alış veriş içinde Belek: Armağan.
olmak. Bencileyin: Benim gibi.
Bâzâr: Alış veriş yeri, pazar; Bend: Bağlanan, bağlanmış,
mecazen dünya. bağ, boğum, engel.
Becid: Ciddî, gerçek; acele. Bende: Kul, köle, esir.
Bed-hû: Kötü huylu. Benlik: Ego, kişinin Hakk’ın
Bedir ayı: Dolun ay. İnsân-ı vücûduna karşılık nefsine
kâmil’in yüzü, Tevhîd müstakil vücut izafe
makamlarından sıfatlar etmesi.
tecellîsi. Fenâfî’r-resûl. Berât: Rütbe, nişan ve imtiyaz
Bedr-i tamâm: Dolunay. verildiğini bildiren ferman.
Behâyim: Dört ayaklı hayvan. Berdâr-ı Hak: Cânını Hakk’a
veren aşk şehidi. Bununla
Bekâ: Bâkîlik, ebedîlik.
daha çok Hallâc-ı Mansûr
Bekâ câmı: Ölümsüzlük kade- telmih edilir.
hi. İnsan-ı kamilin sözleri.
Berk: Sağlam, sıkı. Katı.
Bekâbi’llâh: Kulun Cenâb-ı Berk: Şimşek.
Hakk’ın birliğini farkta
Ber-murâd: Muradına, isteği-
idrâk etmesi.
ne ermiş.
Bekâ-ender-bekâ: Bekabillah
Beri gelmek: Yakına gelmek,
makamlarından ikincisi.
beri, bu yana, beriye, bu
Bâkîlik içinde bâkîlik.
tarafa gelmek.
Mutlak ebedîlik.
Bes: Yeter; kâfî, yetişir.
Beklemek: Korumak.
Beşer: İnsan, insanlık âlemi.
Belhüm adall: İşte bunlar,
Beyân: Anlatma, ifade etme,
hayvanlar gibidir; doğrusu
açıkça söyleme.
daha sapık ve şaşkındırlar.
(A’râf/179.) Beyhûde: Boşuna
Bel: Tepecik, dağ sırtı. Beyne: Ara yer.
Belâ/belî: Evet; ruhların Beyt-i Hak: Hakk’ın evi, gö-
nül; insan-ı kâmilin gönlü.
Elest Meclisinde Cenâb-ı
Hakk’ın “elestü bir rabbi- Beytullah: Allah’ın evi, gönül.
küm” sorusuna verdikleri Beyyin: Açık, aşikâr.
cevap.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 530 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 531

Beyyinât: Deliller, şahitler, Bi’l-külli: Tamamiyle.


tanıklar. Bî-mekân: Mekânsız, mekâna
Bezl etmek: Bol bol vermek, kayıtlı olmayan.
saçmak Bî-misâl: Eşsiz. Benzeri
Bezm: Meclis. olmayan.
Bezm-i elest: Elest meclisi, Bînâ: Gören, görücü; göz.
ruhların ruhlar âleminde Bi-nazîr: Benzersiz.
Hakk’ın birliğini kabul Bî-nişân: Nişansız, belirtisiz,
ettikleri meclis (A’raf/172). izi olmayan.
Bezm-i irfân: Ârifler meclisi. Birâder: Erkek kardeş.
Bezm-i şevk: zikir ve sohbet Bî-renk: Renksiz. Saf. Bütün
meclisi. renklerden kurtulup saflaş-
Bî-cân: Cânsız. mış olan.
Bî-çâre: Çaresiz, zayıf, âciz. Birle: İle, birlikte.
Bid‘at: Hz. Peygamberden Birliğe Bitmek: İlâhî birlikte
sonra ona izafe edilerek kendini yeniden gerçek-
uydurulan şeyler. leştirmek. Ahadiyet ve
Bîdâr: Uyumayan, uyanık, vahidiyeti anlamak.
uykusuz. Biryân: Kebâb, kızarmış,
Bî-dürr ü bî-hemtâ: Cevher- yanmış.
siz ve benzeri olmayan. Bisyâr: Çok.
Bîgâne: Kayıtsız, alâkasız. Bî-şumâr: Hesapsız, sayısız,
Bî-hemtâ: Eşsiz, eşi benzeri pek çok.
olmayan. Biti: Mektup.
Bî-hûde: Beyhude, boşuna. Bî-vücûd: Vücûdu olmayan,
Bî-hûş: Kendisinden geçmiş, bedensiz.
şaşkın, serhoş. Bîzâr: Bıkmış, usanmış,
Bî-ihtiyâr: İradesi elinde bezgin.
olmadan; iradesiz.
Boynuz Boru Çalmak:
Bikr: Dokunulmamışlık, Özellikle Bektaşi ve
bâkirlik. Kalenderilerin kullandık-
Bile: Beraber. ları boynuzdan yapılan
Bili: Bilgi kuvvesi. İrfân. üflemeli çalgı.
Bilim: İrfânım, idrâkim.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 531 9.06.2017 11:15:50


532 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Boyun urmak: Boyun Bühtân: Yalan, iftirâ.


bükmek, kabullenmek, Bülbül: Âşık dervîş.
eyvallah demek.
Bünyâd: 1. Asıl, esas, temel.
Buğz: Kin, nefret, sevmeme.
2. Binâ, yapı.
Burak: Hz. Muhammed’in
Mirâç’ta bindiği binek; Bürhân: Delil, ispat, tanık.
mecazen aşk. Bürûdet: Soğukluk.

C
Câm: Kadeh. sı. Dışından halk, içinden
Câm-ı aşk: Aşk kadehi, İlahî Hak ile olma hâli.
aşk. Metinde bazen mür- Cem’: Toplamak, bir araya
şid-i kâmilin sözleri. getirmek, biriktirmek.
Câm-ı vahdet: Tevhit sırrı. Cenâb-ı Hakk’ın esmâsının
sâlikte tecellî ettiği ma-
Cân mürgü: Can kuşu. kam. Eşyayı Hak ile görme
Cân u baş oynatmak: Cân makamı. Bu makamda
feda etmeye hazır olmak. cemâl-i İlâhî müşâhede
Cân: Cism-i latîf, rûh-ı edilir.
hayvanî. Cemâdât: Toprak, taş ve
Cânân: Sevgili. diğer madenler gibi cansız
varlıklar.
Cebbâr: Kuvvet ve kudret
sahibi Allah. Cemâl: Güzellik, yüz güzelli-
ği. Allah’ın lütuf sıfatı.
Cehd eylemek: Gayret etmek,
Cemâl-i yâr: Sevilenin yüzü.
çalışmak.
Cemâlullah tecellîsi. Kâmil
Cehd: Çalışma, gayret etme. insânın manevî yüzü.
Cehlâ: Câhillik. Cemî’: Tamamı, hepsi.
Cehrî: Açık, sesli. Cemmâl: Deve sürücüsü.
Celâl: Ululuk sahibi Allah. Cenân: Kalp, yürek, gönül.
Allah’ın kahır sıfatı. Ehl-i cenân, gönül ehli.
Celvet: İlâhî nitelikler Ceng: Savaş, mücadele.
kazanan, sâlikin cem‘ Cennetü’l-Firdevs: Ölmeden
makamını yaşadıktan sonra önce Allah’ı isteyen, Sâlih
farka gelip halka karışma- amel işleyen kişilerin gide-

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 532 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 533

cekleri cennet. “Şüphesiz, Cibillî: Yaratılışta olan, tabiî.


iman edip güzel amel işle- Cibrîl-i Emîn: Dört büyük
yenler için barınak olarak melektenbiri olup vahiy
Firdevs Cennetleri. vardır getirmekle görevlidir.
“ (Kehf /107; Mü’minun Cidâl: Savaş, kavga, müca-
/11). dele.
Cennetü’l-Me’vâ: “İman edip Cîfe: Murdar, leş.
güzel amel işleyenlere
Cihet: Yön.
gelince, onlar için Me’vâ
Cennetleri vardır. “ (Sec- Cinân: Cennetler.
de/19; Necm/15). Cinn: Ateşten yaratılan beden-
Cerrâr: Dünyada sadece para siz, latif gözle görünmeyen
ve mal toplayan maddeci varlıklar. (Hicr/27.)
kişiler. Cur’a: Kadehin bir yudumu.
Cesîm: İri vücutlu, büyük. Cûş eylemek: Coşmak, kayna-
Cüsseli. yıp taşmak.
Cevâhir: Cevherler, cevher Cûşa gelmek: Coşmak, kay-
değerindeki ilim, hakikat. nayıp taşmak.
Cevher: Öz, hakikat, asıl. Cûşiş: Coşma, kaynama.
Cevlân etmek: Dönmek, Cüdâ: Ayrı, ayrı düşmüş,
dolaşmak. ayrılmış, uzaklaşmış.
Cevr: Eziyet. Cühelâ: Câhiller. Metinde bir
Ceyhûn: Irmak. Mecazen yerde vezin gereği cühlâ.
gözyaşı. Cünbüş: Sazlı sözlü eğlence.
Cezbe: Kendine doğru çekme; Cür‘a: İçki.
Hakk’ın muhabbet gösterip Cürm: Suç, günah.
sâliki kendine çekmesi. Cüz’: Parça.
Cezbedâr: Cezbeli. Cüz’iyât: Kıymetsiz, değersiz
Cibâl: Dağlar. şeyler.

Ç
Çağırmak: Bağırmak, ünle- Çarh-ı felek: Gökyüzü,
mek, davet etmek. dolaba benzeyen gök;
Çankâl: Çakal. talih, baht.
Çâr: Dört.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 533 9.06.2017 11:15:50


534 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Çâr-yâr: Dört halife, Ebube- Mecâzen ilâhî takdir, celâl


kir, Ömer, Osman ve Ali. tecellîsi.
Çâr-unsur: Dört unsur; top- Çığırından çıkmak: Kontrolü
rak, ateş, hava, su. kaybetmek.
Çerâğ: Gönülde meydana Çirk: Kir, pas.
gelen tecellîler vasıtasıyla
elde edilen irfân. Çultâr: At, eşek ve deve gibi
hayvanların üzerine örtülen
Çerâğ: Mum, kandil, meşale.
çul örtü.
Çerh-i Dûn: Alçak âlem,
dünyâ. Süflî âlem. Çün ü çerâ: Neden ve niçin.
Çeşm: Göz. Çün: Çünkü, madem ki, ne
Çevgân: Ciritte kullanılan zaman ki.
değnek, ucu kavisli sopa.

D
Dâd: Adalet. Buna dâr-ı Mansûr da
Dâd-ı Hak: Allah vergisi, denir.
Hakk’ın ihsanı, Hakk’ın Dâr: Ev, yer, mekân, yurt.
adaleti. Dâr: Yokluk, benlikten geçme
Dahi: Bundan başka, aynı makamı. Teslimiyet hâli.
zamanda, hem de. Aşkın zirvesi olan sevgili-
Dâhil: İçinde, giren. de benliği yitirme hâli.
Dahl: Girme, karışma, eli Dâra gelmek: Dâr ağacına
olma. Etki. Takılma. gelmek. İdam edilmek.
Mecazen, İlahî sırrı
Dâl Olmak: Delil olmak.
“Hallâc-ı Mansûr gibi”
Dâll: Delâlet eden, gösteren, ifşa etmek. Şer’î olarak bu
işaret eden; delil, burhan. sırrın ifşası haramdır.
Dâm: Tuzak, ağ, hile. Darb-ı zikr: Sesli ve hızlı
Dâmen: Etek. uygulanan ikili zikir.
Dânâ: Bilgin. Darbî tevhîd (darb-ı tevhîd):
Dâr: Dâr ağacı. Fenâ makamı. Kelime-i tevhîdi sağdan
Sâlikin cânını feda ettiğine sola salınarak kalp üzerine
dair söz verdiği meydan. hızlı ve tempolu bir şekilde

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 534 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 535

vurmak. Sesli ve hızlı Dem-beste: Susmuş, sesi


uygulanan ikili zikir. kesilmiş.
Dâr-ı fenâ: Yokluk evi, gelip Den: Söyleyin, deyin.
geçici yer olan dünya. Depreşmek: Oynamak, kımıl-
Dâr-ı izzet: İzzet evi; ahadiyet damak.
makamı. Der-be-der: Kapı kapı gezip
Dâr-ı mihnet: Mihnet evi. dolaşan, âvâre.
Mecazen dünya. Derc etmek: Sokmak, topla-
Dâr-ı naîm: Cennet. mak, bir araya getirmek.
Darr: Sıkıntı, belâ. Derd: Mecazen aşk.
Dasdâr: Destâr, sarık, imâme, Derd-i firâk: Ayrılık derdi.
dolama dülbent. Derd-mend: Dert sahibi,
Davâ: Dava, iddia. Tasavvufi tasalı, kaygılı; âşık.
metinlerde “asılsız söz” Derd-nâk: Dertli.
anlamından çok, hakikati Dergâh: Tekke. Zikir ve
bilinmeden savunulan şer’î ibadet edilen yer. Kapı
sözler. yeri, kapı eşiği. Tarikatle-
Deblek: Küçük dümbelek. rin kurumlaştığı devirlerde
irşad amacıyla kullanılan
Değircek (Döğürcek?):
teferruatlı geniş mekân.
İşlenmiş, kalın ve yumuşak
Dergâhlar, semâhâne,
yün (?)
halvet veya çile odası,
Dehân: Ağız aşhâne, dervîş hücreleri ve
Dekâyık: İncelikler. diğer bölümlerden teşekkül
Delâlet: Delil olmak, kılavuz- ederler. Hakikî sûfî âlemi
luk. doğru yolu göstermek. dergâh kabul eder.
Delîl: Kılavuz, rehber; belge, Dergâh-ı İlâhî: Hakk’ın zatı.
tanık; mürşit. Dergeh-i A‘lâ: Yüce dergah,
Dellâl: Alış veriş yaparken Hakkın zatî makamı.
aracı olan kişi. Tasavvuf- Derilmek: Toplanmak.
ta irfânıyla tâliplere yol Dermân: Çare, ilaç, güç; me-
gösteren kişi. cazen aşk, Allah derdi.
Dem: Ân; şarap; nefes; hava; Dermek: Toplamak, dermek.
kıvâm. Dervîş: Kapı eşiği. Mecazen
Dem-â-dem: Sürekli. fakr talibi, seyr ü sülûk

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 535 9.06.2017 11:15:50


536 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

ederek Allah’a ulaşmak Deyyân: Hakkıyla mükafat-


isteyen tarîkat ehli kişi. landıran ve cezalandıran,
Deryâ-yı aşk: Aşk denizi. hâkim, Allah. (Bir kudsî
Dest: El. hadiste yaratıcı kendisini
Destân olmak: Adı yayılmak. melik ve deyyân olarak
anar. Burada deyyân,
Dest-i kudret: Kudret eli,
insanın başlangıçtan
Allah’ın kudreti.
sonuna kadar mâcerâsını
Destûr: İzin, ruhsat.
tamamlayıp hesâba çeken
Dev: Nefs-i emmârenin anlamındadır.) .
çeşitli hayvanî özellikler
Deyyâr: Bir kimse, yurt sahi-
göstermesi.
bi, manastır sahibi.
Devâsız derd: Aşk.
Dîdâr/Dizâr: Yüz, Hakk’ın
Devir-Hân: Camilerde ve
cemâli; ilâhî güzellik.
belli mekânlarda sürekli
Kur’ân okumakla görevli Dîde: Göz
hafızlardan biri. Dil: Kalp, gönül.
Devlet: Saadet, mutluluk. Dilâ: Ey dil, ey gönül.
Devr etmek: Dönmek. Dilârâ: Gönül süsleyen
Devrân: Dünya, felek, zaman, sevgili.
talih. Dönme, dolaşma. Dilber: Gönlü alıp götüren,
Dönerek zikretmek. Hal- sevgili. İnsân-ı kâmil.
vetîlere mahsus kuûdî ve Dildâr-ı Hak: Hakk’ın sevgi-
dairevî olarak yapılan zikir. lisi, Hak sevgisini kazanan
Devre-i arşiyye: Rûhların kâmil.
madenlerden bitkilere, ora- Dildâş: Gönül arkadaşı, gönül
dan da hayvanlara intikâl ehli.
edip insana ulaşması ve
Dil-firîb: Gönül aldatan,
neticede kâmil insan olup
cezbeli, alımlı.
Hakk’a dönmesidir. Ferşlik
(nüzûl) devrinin zıddı olan Dil-i merdân: Mert, yiğit
bu devir için kavs-i urûc da insanların gönlü; yiğit,
denilir. Esasen arşlık devri, mert gönül.
insanın nefsini emmâreden Dilistân: Gönül ülkesi,
safiyyeye yükseltmesini Cenâb-ı Hakk’ın tecellî
ifade eder. mahalli.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 536 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 537

Dil-pesend: Gönle hoş gelen, Duş Olmak: Tesadüf etmek,


gönlün beğendiği. meyletmek, nail olmak,
Dil-rişin: Dertli, gönlü yaralı. isabet etmek, bir şeye
Dinlendi görmek yönelmek.
Dirgürmek:Diriltmek, diri Duşlanmak: Nâil olmak,
etmek, diri kılmak. karşılaşmak.
Dirîgâ: Hayfa, ne kadar yazık. Dûzah: Cehennem.
Dîv: Şeytân, Nefsin şeytânî Duzak: Tuzak. Ayrıca bu keli-
sıfatları. me cehennem anlamındaki
dûzah kelimesinin Türkçe
Dîvâne: Deli. teleffuzuyla tevriye yapıla-
Dîzâr/Didâr: Yüz, Hakk’ın rak cehennem karşılığında
cemâli; ilâhî güzellik. da kullanılır.
Dizgin: Atın gemi ile sahi- Dü-âlem: İki âlem. Madde ve
binin eli arasındaki atı manâ.
yönlendirmeye yarayan ip Dü-cihân: İki cihân; dünya
(yular). ve âhiret.
Doğrulup gelmek: İnsanın Düldül: Hz. Ali’ye, Hz. Pey-
üzerine gelmek. gamber tarafından verilen
Dolu: Bade, kadeh, şarâp. atın ismi.
İlâhî aşk ve bilgi. İlâhî Dünbek döğmek: Dünbelek
bilgilerle donanmış kalp. çalmak. Gürültü, şamata,
Dost: Kâmil ve olgun insan. gösterişten kinaye.
Döğmek: Öğütmek, un hâline Dür: İnci, hakikat bilgisi.
getirmek. Dürdâne: İnci tanesi.
Dört kapı: Şeriat, tarikat, Dürlü: Türlü, çeşit.
ma’rifet, hakikat. Dürr-i maânî: Mânâlar, haki-
Dört kitâb: Dört kitap, esmâ, katler incisi; kıymetli bilgi
ef’âl, sıfat zat tevhîdine için kullanılır.
işaret eden bir mecâz. Dürr-i meknûn: Gizli inci;
Dûde-i âh: Âhın dumanı. Nûr-ı Muhammedî.
Duman gibi yükselen âh. Dürr-i vahdet: Vahdet incisi,
Duhân: 1. Tütün. 2. Duman. Nûr-ı Muhammed.
Dûr: Uzak. Dürr-i yektâ: Tek inci, benzeri
Durmak: Kalkmak. olmayan inci.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 537 9.06.2017 11:15:50


538 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Dürr-i yetîm: Tek, iri, baha Düstûr: Ölçü, kâide.


biçilmez inci. Eşsiz inci. Düş: Rüyâ, vakıa, seyr,
Hazret-i Nûr-ı Muhammed. seyrân.
Dü-serâ: İki saray, dünya ve Düşmek: Uğramak.
âhiret. Düşvâr: Güç, zor.

E
Ebed: Sonsuzluk, dâimîlik. Efgân: Bağırıp çağırma,
Allah’ın isimlerinden. istimdâd, feryâd.
Ebhâr: Denizler. Efkâr: (kafla) daha veya pek
Ebrâr: İyiler; zühd ve takva fakir, fakirlerin en fakiri.
ile aşk yolunu birlikte Efkâr: Fikirler, düşünceler.
götüren orta hâlli sûfiler.
Eflâk: Felekler.
Ebter-Şinâs: Soyu kesikleri
tanıyan ve uyan kişi. Eğerçi: Gerçi, her ne kadar.
Ebu’l-ervâh: Rûhların babası. Eğlemek: Oyalamak, tesellî
Nûr-ı Muhammed. etmek, mâsivâya takılmak.
Ebvâb: Kapılar, konular, Ehil(ehl): Yabancı olmayan,
bölümler. âşinâ, mâhir, usta, becerik-
Ecdâd: Cedler, dedeler, büyük li; metinde, kâmil insan.
babalar, atalar. Ehl: Sahip; bir işi iyi bilen
Ecel oku: Ölüm. ve yapan; karı kocadan
Ecel: Ölüm, Ömrün sonu, her biri.
âhirete göçüş. Ehl-i Cenân: Gönül ehli.
Edhem: İbrâhîm Edhem: İlk Ehl-i derd: Âşıklar.
sûfilerden ve sahabeye
Ehl-i dizâr: Cemâlullah’ı
ulaşanlardandır. Belh
gören. Hakk’ın birliğini
şehzâdesi iken malını
yağmaya vermiştir. gören.
Ednâ: En aşağı, en alçak, en Ehl-i hâl: Hâl ehli, cezbeli ve
bayağı. âşık meşrep dervîş.
Edüben: Ederek. Ehl-i ikrâr: Dervîşler.
Ef‘âl: Fiiller, hareketler, işler, Ehl-i işret: Sûfîler, Allah âşıkı
ameller. dervîşler.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 538 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 539

Ehl-i kâl: Sözde kalanlar. ve şehadet etmişlerdir.


Kabukta kalan müslüman- Kıyamet gününde her ruh
lar. Zâhitler. burada verdiği sözü yerine
Ehl-i şevk: Âşıklar. getirmek, Rabbini tanımak
Ehl-i tahkîk: Eşyanın hakika- zorundadır. Sûfîler Bezm-i
tine vakıf kişiler. elest’de verilen cevapların
Ehl-i tevhîd: Cenâb-ı Hakk’ı bazılarının olumlu “Kâlû
birleyen. İlâhî gerçekleri belâ”; bazılarının olumsuz
hakkıyla bilen. “lâ” şeklinde olduğuna
Ehl-i vahdet: Tevhidin haki- inanırlar. Bu cevaba göre
katinden haberdar olan. kıyamette üç sıra insan
görülecektir. Rablerinin so-
Ehl-i vecd: Âşıklar.
rusunu tasdik edip gözleri
Ehlullah: Allah adamı, veli, ve dilleriyle kabul edenler;
evliyâ; tasavvuf ehli.
soruyu sadece kulaklarıyla
Ekl: Yemek yeme. duyup kararsızlık göste-
Ekrem: Çok cömert, çok renler. Sadece lâ deyip
şerefli. Rablerinin birliğini kabul
Eksik: Noksan, günah. etmeyenler. Buna ahd-i
Ekvân: Kevnler, yaratılmış sâbık da derler. Onlara
olan eşya. Kainât. göre bu sır, bu dünyada
El alma: İntisap etmek, bağ- iken bilinip yaşanacaktır.
lanmak. El-fakru fahri: Fakirliğimle
El Yumak: Elini çekmek, vaz övünürüm. (Hadis).
geçmek. El-gıyâs: Meded, aman.
Elden gitmek: Yitirmek. Elhamdülillâh: Allah’a hamd
Elest: “Elestü” Arapça’da olsun.
“değil miyim?” demektir. Elhân: Nağme, ezgi, şarkı.
Kur’ân’da 7. surenin 172- El-hükmülillah: Hüküm
173. âyetlerinde, Allah’ın Allah’ındır.
“Ben sizin Rabbiniz değil
miyim?” sorusunda geçer. Elif sırrı: Birlik sırrı.
Ruhlar bu soruya “Evet Ellezî Yuvesvisü: İnsanların
Rabbimizsin” diye cevab kalplerine vesvese sokan.
verdikleri için birbirle- (Nas/5.)
rinerine tanık tutmuşlar Elvân: Renkler, görünüşler.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 539 9.06.2017 11:15:50


540 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Emân: Emniyet, korkusuzluk. Ervâh: Ruhlar.


Yardım, imkân. Eser: İz, yapı, nişan.
Emânet: İlahî sır. Âdem’e Esfel: En sefil, en aşağı, çok
verilen yaratılış sırrı. bayağı.
Emmâre: Nefs-i emmâre. Esîr-i aşk: Âşık.
Kötülüğü emr eden nefs.
Esmâ sürmek: Sâliki esmâ ile
Emrâz: Marazlar, hastalıklar; yolculuk yaptıran erkânlar-
nefsanî düşkünlükler. da sâlik hangi isimde ise,
Emsâl: Örnekler; eş, benzer. Hakkı o isimle zikretmek.
Emtâr: Yağmurlar. Esmâ: İsimler; Allah’ın
Emvâc: Dalgalar. isimleri.
Enâniyyet: Benlik Esmâr: Meyveler.
Endişe: Düşünce, fikir. Esmâ-yı seb’a: Yedi esmâ.
Ene’l-Hak: “Hak benim” Sûfîlerin vird edindikleri,
anlamında Hallâc-ı Allah’ın güzel isimlerinden
Mansûr’un söylemiş oldu- yedi tanesi (İllallah, Allah,
ğu şathiye tarzında bir söz. Hû, Hak, Hayy, Kayyûm,
Enfüs: Yaşayanlar, hayat Kahhâr).
sahipleri, canlılar. İçe ait. Esrâr: Sırlar, gizli ma’nâlar,
Enhâr: Nehirler. hikmetler.
Ensâb: Soylar, baba tarafın- Esrâr-ı vahdet: Birlik sırrı.
dan hısımlar Esrimek: Mest olmak, sarhoş
Ente: Sen. olmak. Hâle girmek.
Envâr: Nurlar. Eşkere/âşikare: Belli, mey-
Er: Mürşid, sâlik, Hak âşığı. danda, açık.
Erba‘in: Kırk günlük halvet. Eşyâ: Şeyler, nesneler, cisim
Erbâb-ı dil: Gönül ehli. şeklinde görünen gölge
Erenler: Veliler, Tanrı dostla- varlık.
rı, mürşitler. Etvâr: Tavırlar, tarzlar, hâl ve
Erhâm: Çok merhametli, hareketler, işler.
Allah. Evlâ: Üstün, daha uygun.
Ericek: Erince, ulaşınca. Evlâd-ı Resûl: Ehl-i beyt.
Erkân: Rükunlar, esaslar; bir Evliyâ: Tanrı dostları, erenler.
tarikatin uyguladığı esaslar. Ledün sahibi kişiler.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 540 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 541

Evrâd: Virdler, günlük tertipli Eyyüb (Peygamber):


olarak okunan duâlar. Kur’ân’da adı geçen
Evran: Yılan. peygamberlerdendir. Sabır
sembolüdür. İsrailoğulla-
Evsâf: Vasıflar, sıfatlar.
rındandır.
Evtân: Vatanlar, memleketler.
Ezân etmek: Haber vermek.
Evvel: Allah’ın sıfatı. Öncesi Ezel: Öncesi olmayan son-
olmayan. suzluk. Allah’ın isimlerin-
Evzâr: Ağırlıklar, yükler. dendir.
Eyitmek, ayıtmak: Söylemek. Ezelî: Öncesiz.
Eyyâm-ı rıhlet: Ölüm vakti. Ezhâr: Çiçekler.

F
Fâh: Ağız. Fark: Başkalık, ayırma. Ta-
Fahr: Övme, Övünme. savvufta ayrılık hâli veya
Fahr-i âlem: Hz. Peygamber. çoklukta birliği, birlikte
çokluğu farketmek.
Fâil: Bir fiili, işi yapan; Allah.
Fâsık: Allah’ın emrinden çı-
Fâil-i Mutlak: Aslâ bir şarta
bağlı olmadan, bütün işle- kan. Kötülük yapan. Fıska
rini iradesiyle yapan Allah. düşen.
Fakî: Fakîh, Şerîat (fıkıh) Fâsid, fâside: Fenâ, kötü,
âlimi. yanlış, bozuk, bozulmuş.
Fakr: Nefsin kendi nefsi Fasl: Ara.
olmayıp Hakk’a ait olduğu Fâş eylemek: Meydana çıkar-
bilincine varmak. mak, anlaşılır kılmak.
Fâl: Uğur; talih; bir takım Fâş olmak: Meydana çıkmak,
yollarla insan talihine dair anlaşılır kılmak.
bir şeyler söyleme. Fazl: Fazilet, erdem, iyilik,
Fânî: Ölümlü, geçici, yok lütuf.
olucu. Tasavvufta fenâfi’l- Fe’zkurûnî ezkürküm: Beni
laha eren, Hak ile bâki olan zikrediniz ki Ben de sizi
kişi için de kullanılır. zikredeyim. (Bakara/152.)
Fâriğ: Alâkasını kesmiş, vaz Fedâ: Bağışlama, uğruna
geçmiş. verme.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 541 9.06.2017 11:15:50


542 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Fehm eylemek: Anlamak, Fetvâ: Müftü veya şeyhü-


kavramak. lislâm gibi dinî otorite
Felâh: Kurtuluş, selamet. tarafından verilen karar.
Fenâfillâh: Kulun sıfatları- Fevk-i ulâ: En yüce, yüksek.
nı Hakk’ın zatında yok Pek yüksek.
etmesi. Feyz: Bolluk, verimlilik; ilim,
Fenâ: Yokluk, tasavvufta bir irfân; ilâhî tecellî.
makam, dünya, yokluk Feyz-i Rahmân: Allah’ın
mülkü. feyzi, Rahman’ın nefesi
Fenâ-ender-fenâ: Yoklukta Feyz-yâb: Feyiz bulan, feyiz
bulma.
yokluk. Fenâ fi’l-fenâ.
Fezâ: Ucu bucağı olmayan
Ferd: Tek, bir, yekta; Allah.
boşluk; gökyüzü.
Ferdâ: Yarın, âhiret, mahşer.
Fî-ahsen-i takvîm: Andol-
Ferhâd: Doğu Edebiyatında sun ki biz insanı en güzel
bir aşk kahramanının adı. biçimde (ahsen-i takvîm)
Sevgilisi “Şîrîn”e ulaşa- yarattık. (Tîn/4.)
bilmek için dağlar delip Figân: Ağlayıp, sızlama.
yol açmış bir fedakârlık
Fi’l: İş, amel, eylem.
örneği. Mühendisliği ve
Firâk: Ayrılık, ayrılma.
nakkâşlığı da vardır.
Firdevs: Cennet, cennetin
Fermân: Buyruk. Padişah
altıncı katı. Bostân.
tarafından verilen yazılı
Firdevs-i A‘lâ: Cennetin
emir.
en yüce tabakası. İrfân
Ferş: Yer, yeryüzü, döşeme, cenneti.
yaymak.
Firkat: Ayrılık, dostlardan
Fesâd: Bozuk, fenâlık, karı- ayrı kalmak.
şıklık. Fuad: Gönül, temâşâ mahalli,
Feth: Açma, açılma; zaptet- kalbin bir mertebesi.
me, kuşatma. Furkân: İyi ile kötü, hak ile
Fettân: Fitne ve fesada teşvik bâtıl, helâl ile haramın
eden, fenalık yapan, ayar- farkını gösteren. Kur’ân’ın
tan; cazibeli, gönül alıcı. sıfatlarından biri.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 542 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 543

G
Gâfil: Allah’ın varlık ve birli- Genc-i maânî: Mânâlar
ğinden habersiz olan kişi. hazinesi.
Gâh, gâhî: Bazan, ara sıra. Genc-i ma’rifet: Marifet
Gâib: Görünmeyen, göz hazinesi, Allah bilgisi.
önünde bulunmayan, gizli Genc-i nihân: Gizli hazine,
ve bilinmeyen âlem. kenz-i mahfî.
Galtân: Yuvarlak. Genc-i pinhân: Gizli hazine,
Gam yemek: Kederlenmek, kenz-i mahfî.
Acı çekmek. Gencîne-i esrâr: Sırlar
Ganî: Hiç bir şeye ihtiyacı hazinesi.
olmayan, tam manasıyla Genez: Kolay, uygun,
zengin, müstagni. Allah. kolayca.
Garâib: Görülmedik, alışılma- Genli gensiz: İster istemez.
dık; şaşılacak şey.
Mecburen.
Gark: Batmak. Sâlikin vahdet
Ger: Eger
deryâsında yokluğu.
Gerçek er: Kâmil insan.
Gavgâ: Kavga, döğüşme,
gürültü; savaş. Gerdân: Boyun. Dönen,
dönücü.
Gavvâs: Suya dalan, dalgıç,
inci arayan dalgıç. Gerdîş: Dönüş, dönme,
Gayr: Başkası, rakip; Allah’ın dolaşma.
dışında vehmedilen şey. Gevher: Mücevher, inci, esâs,
Gayrullah: Masivâ, Tanrı’nın öz.
zatının dışında görülen, var Gezmek: Oyalanmak.
zannedilenler, vehimler. Gıll u gış: Kin ve hile, dedi
Gedâ: Yoksul, dilenci, kul, kodu vs. gibi gönlü daral-
âşık. tan ve karartan şeyler.
Gen: Geniş. Gılmân: Cennettekilere
Genc: Define, hazine. Rûh. hizmet eden güzel ve genç
Tevhid sırrı. İnsânî hakîkat. delikanlılar. Genç uşaklar.
Genc-hâne: Hazinenin bulun- Gınâ: Yeterlilik, zenginlik.
duğu yer. Giryân: Gözyaşı döken, ağla-
Genc-i aşk: Aşk hazinesi. yan, âşık.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 543 9.06.2017 11:15:50


544 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Gonca-i ra’nâ-ter: İki renkli Güç gelmek: Zor gelmek.


yeni açılmakta olan gül. Güftâr: Söz, konuşma.
Gonce-i gül: Gül goncası. Güftâr-ı aşk: Aşk ile ilgili
Gökçek: Sevimli, hoş, güzel. sözler ve şiirler.
Büyük. Güher: Mücevher, kıymetli
Gönül Evi: Vahdet sırlarının taş, inci, gevher.
tecellî ettiği insan-ı kâmilin Gül: Tecellî. Gönülde sevgi,
makamı. aşk ve ilâhî bilgilerin tulu‘
Gönül gözü: Fuat, kalp gözü, etmesi.
basiret, firâset, iç göz. Gülâb: Gül suyu.
Gönül ırmak: Allah’tan uzak- Gülbeng çekmek: Dua (vird)
laşmak.
okumak.
Gönül: Gönül, yürek, kalp,
Gülbün: Gül fidanı, gül biten
fuad.
yer.
Görklüce: Güzel, temiz, iyi,
Gülistân: Gül bahçesi. Cemâl
mübarek, mukaddes, cazi-
tecellîleri.
beli, gösterişli.
Gülşen: Gül bahçesi.
Göymek: Yanmak, için için
yanmak.. Gülzâr: Gül bahçesi.
Gubâr: Toz. Gümân: Şüphe, zan.
Gubûr: Sürekli, devamlı Gümrâh: Yolunu şaşırmış,
Gufrân: Cenâb-ı Hakk’ın doğru yoldan ayrılmış.
günahları afvı, rahmeti. Bol, gür.
Gussa: Tasa, keder, üzüntü. Günc-i gam: Gam köşesi,
Sıkıntı. Kaygu Gürûh: Topluluk.
Gussa-yı müzdâ: Bitmeyen Gürûh-ı evliyâ: Veliler bölüğü,
keder. veliler tabakası.
Gûş: Kulak. Gütmek: Takip etmek.
Gûş-ı cân: Cân kulağı. Güzâf: Boş, asılsız söz.
Güç: Zor, kuvvet; istek. Güzer etmek: Geçmek.
Güç üzmek: Tahammül sınır- Güzîde: Seçilmiş, beğenilmiş
larını zorlamak kişi, şey.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 544 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 545

H
Hâb: Uyku. Hâil: Perde, engel.
Haberdâr: Haberli, uyanık, Hâk etmek: Toprak olmak,
bilgisi olan. yok olmak.
Haberli: Manâdan, ledün Hâk ile yeksân olmak: Yerle
ilminden haberli olan. bir olmak. Yok.
Hâb-ı gaflet: Gaflet uykusu. Hâk: Toprak.
Habib: Sevgili, seven ve sevi­ Hakâyık: Hakikatler.
len kişi, dost, Allah’ın isim- Hâke yeksân eylemek: Öldür-
lerinden, Hz. Muhammed mek, toprağa karıştırmak,
Habîbullah: Allah’ın sevgilisi değersiz kılmak.
Hz. Muhammed. Hâk-i pây: Ayak toprağı.
Habs: Zapd etme, tutma, Huzur.
hapis, alıkoyma. Hakîr: Hor, aciz.
Hâcât: İhtiyac, lüzûm, muh- Hakk: Doğruluk, doğru,
taclık. gerçek.
Hacc-ı ekber: En büyük hac. Hakka’l-yakîn: Tasavvufta
İnsan-ı kâmil gönlüne gir- varılacak olan son mertebe,
mek. İnsanlığın kemâline oluş yoluyla inanmak, bi-
ulaşmak. lerek, bularak, olarak idrâk
Hacet: Dilek. ihtiyâç. etmek, Sâlikin ahadiyet
Hadd: Sınır, ceza. makamında kendi hakikati-
Hâdî: Hidâyete eriştiren. ni yaşayarak anlaması.
Allah’ın isimlerinden. Hâl: Salikin velâyet mertebe-
Hâdim: Hizmetçi. sine kadar sürekli değişim
gösteren kalbî durumların
Hâdimü’l-evtâd: Büyüklerin
tamamı.
hizmetçisi. İrşâd ile görevli
kâmil insanların hizmetin- Halâs: Kurtulma, kurtuluş.
de bulunanlar. Hâlât: Hâller.
Hadîs: Hz. Peygamberin ima- Halâyık: Yaratıklar, yaratıl-
ları, sözü ve hareketi, Hz. mışlar. İnsanlar.
Peygamberin sünneti. Hâldaş: Hâlden anlayan,
Hafâ: Yokluk, görünmezlik, arkadaş.
gizlilik. Hâlen: Hâl ile.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 545 9.06.2017 11:15:50


546 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Hâlet: Hâl, suret, keyfiyet, Hân: Yemek sofrası, yemek,


nitelik, durum. ta’am, ahçı dükkânı.
Halîfetu’llâh: Allah’ın Handân: Gülen, sevinçli.
halifesi. Hâne-i kalp: Kalp evi, Tan-
Hâlik: Yaratan, Allah. rı’nın tecellî mahalli.
Halîl: Sâdık, samimi, dost. Hannân: Çok acıyıcı. Al-
Hz. İbrahim’in sıfatı. lah’ın isimlerinden.
Hâlis: Saf, duru, katıksız, Hannâs: Şeytan.
temiz, hilesiz. Hâne: Ev, bark, ocak.
Halk: Yaratılmışlar. Hâr: Diken.
Hall: Erime, çözme, çözülme. Hâr-ı hâşim: İncitici diken.
Mecazen câhil ve kırıcı
Halvet küncü: Tenha, yalnız
insanlar.
kalınan yer, halvet köşesi.
Hâr: Hakir, aşağı, hor, zelil,
Halvet: Tenhada Hakk’a
bayağı.
yönelip, her şeyden el etek
Harâb: Yıkık, virân.
çekerek zikir ve tefekkürle
uğraşmak. Her an Allah Harâbât: Meyhane; mecazen
ile birlikte olma idrak ve tekke; mürşidin gönlü;
âşıkın vücudu.
hâline ulaşmak. Tasavvuf
yolunda halvet, rehberin Harâmî: Yol kesen, hırsız,
tavsiyesiyle 3, 5, 7 gün haram yiyen.
gibi kısa süreli uygulanır. Harıldı: Ses taklidi bir kelime.
Erbain ise sadece halife- İnsanın her şeyden şikayet
lerin yapabileceği halvet etmesi. Hırlaması.
uygulamasıdır. Hâs u âm: Herkes, ileri gelen-
ler ve halk.
Halvetî: Halvet ehli; Halvetî
erkanına mensup kişi. Hâs: Seçkin.
Hamdülil’lâh: Allah’a şükür. Hasbetenlillâh: Allah rızası
için. Allah yoluna. Karşılık
Hamîd: Övülen.
istemeksizin.
Hâmil: Taşıyan. Hased: Kıskançlık, çekeme-
Haml: Taşıma, yük, yükleme. mezlik.
Hamr: İçki. Hasenât: İyilikler, iyi hâller,
Han: Hakan. hayırlı işler.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 546 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 547

Hâsıl: Husûle gelen. Olan, Hayât-ı câvidân: Ebedî hayat,


meydana gelen, mahsul. ölümsüzlük.
Hasm: Muhalif, karşıt görüş- Hay-hûy: Kuru gürültü.
lü, düşman. Haylamak: Önem vermek.
Hâss-ı havâs: Hasların hası, Hayme: Çadır.
gerçeğe ulaşanlar. Seçkin- Hayrân: Hayrete düşmüş,
lerin seçkini. şaşırmış; dervîşin seyr ü
Haşr: Toplanma, kalabalık sülûkunda tecellîlerden
hâle gelme. Ölülerin dirilip doğan şaşkınlık ve hüzün
bir yerde toplanması. hâli.
Mahşer. Hayret: Mânâ yolcusunun
Haşyet: Korku, korkma. kalbinde tecellî eden bir
Hatâ: Kusur, günâh. hâl yüzünden şaşırması,
ne yapacağını bilemez
Hatar: Zulüm, eziyet. Gerçek
duruma gelmesi.
inançtan cayma, tehlike,
Hayvân: Diri, canlı.
uçurum, emniyetsizlik,
korku. Tanrı varlığına Hayvân-ı nâtık: Konuşan
inanmama. Gönüle gelen canlı. İnsân.
melekî ve şeytanî düşün- Hayy: Ebedî diri, ölmek
celer. ihtimâlinden uzak. Allah.
Hayatı zerreden küreye
Hatem: Son.
tedricen yayılan ve herşey-
Hâtem: Mühür. Üzerinde de hareket şeklinde tezahür
yazı olan ve mühür yerine eden varlık. Allah’ın
kullanılan yüzük. isimlerinden.
Hâtır: Gönül. Hazer: Çekinme, zarar vere-
Hatta’l-ebed: Ebediyen, bilecek şeyden kaçınma.
sonsuza kadar. Korunma.
Havass: Seçkinler, nitelikli Hâzık: İşinin ehli, usta, eli uz.
kişiler; tasavvuf ehli. Doktor.
Havâtır: Hatıra gelenler, Helâk olmak: Yok olmak.
fikirler. Hemân: Şimdi, dâimâ.
Havf u Recâ: Korku ve ümit, Hemişe: Daimâ, boyuna, hep.
korkma ve dileme. Hem-râh: Yoldaş, aynı yolda,
Hayâ: Hicâp, utanma. yol arkadaşı.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 547 9.06.2017 11:15:50


548 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Hem-râz: Aynı sırları pay- Hicâb: Örtü, perde; utanma;


laşan. sâlik ile mutlak hakikat
Hergiz: Aslâ, katiyen. arasına giren engel, âşıkı
sevgilisinden ayıran perde.
Herze yemek: Boş söz
söylemek. Saçmasapan Hicrân: Ayrılık.
konuşmak. Hidâyet: Hak yoluna yönel-
Hevâ: Heves, istek, arzu, me.
nefse ait şeylere istek. Hikmet bâğı: İrfân sahipleri-
nin bulunduğu meclis veya
Heves: Gelip-geçici istek;
makam. Tarikat.
nefsin hoşuna gitmek.
Hikmet: Bir işteki sebep.
Heybet: Hürmetle beraber Gizli yön.
korku hisssini veren hâl.
Hilâf: Zıt düşünceli, karşı
Azamet, sakınıp korkula-
fikirli, aleyhtar.
cak hâl.
Hilkat: Yaratılma, yaradılış.
Hezâr: Bülbül, bin (pek çok). Tabiat.
Hıfz eylemek: Korumak. Hilm: İnsanın tabiatında olan
Hırka: Dervîşlerin giydiği, yavaşlık, yumuşaklık.
önü açık, yakasız geniş Himmet: Kalbin bütün
kollu elbise. kuvveti ile Cenâb-ı Hakk’a
Hırka-pûş: Hırka giyen, sâfî, yönelmesi, lütuf, yardım.
zâhid, dervîş. Gayret ve niyyet. Çalışma,
Hırs: Aç gözlülük, tamahkâr- gayret etme, bir işe giriş-
lık, arzu. mek, manevî yardım, ma-
nen birine yardım etmek.
Hışm: Öfke, hiddet, gazap,
kızgınlık. Himmet-i kudsî: İlâhî yardım.
Hissedâr: Hisse, pay sahibi;
Hızır: Ebedî hayatın sembolü,
ortak.
Mûsâ şeriatine bağlı bir
peygamber veya velî. Âb-ı Hitâb: Karşı tarafa söz söyle-
me, bir şeyi bildirme.
Hayât içtiği için ölmezliğe
erişmiştir. Hızır, İlyâs ile Hitâmü’l-mürselîn: Son pey-
birlikte yardım isteyen gamber Hz. Muhammed.
kulların yardımına koşar- Hod: Kendi.
lar. Hızır daha çok karada Hor: Hakir, zavallı.
yardımcıdır. Hû: Huy, mizâç.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 548 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 549

Hû: Hüve, O. Cenâb-ı Hakkın Hûş: Akıl, fikir, zekâ.


O anlamındaki zâtî ismi Hûşyâr: Aklı başında, akıllı.
olup, gaybî hüviyetini Hümâ: Devlet kuşu, yüksek­
delalet eder. lerden uçan ve insanın
Hûb: Güzel. başına konarak talihini
Hûbân: Güzeller değiştiren efsanevî kuş.
Hubb: Sevgi, meyil. Türkçe’de umay kuşu da
Hudâ: Allah. denir.
Hudâvend: Efendi, Allah. Hünsâ: Kendisinde hem er-
Hulk: Huy, tabiat, mizaç. keklik, hem dişilik alâmeti
bulunan kimse.
Hulle donu: Cennet elbisesi.
Belden aşağı ve belden yu- Hüsn: Güzellik.
karı iki kısımdan meydana Hüsn-i bî-pâyân: Sonsuz,
gelen elbise. sınırsız güzellik.
Hüvel: “Huvallâhullezî lâ Hüsn-i cemâl: Yüz güzelliği.
ilâhe illâ hu…” O, öyle Hüve: O, Allah’ın zât ismidir.
Allah’tır ki, O’ndan başka Hüveydâ: Âşikâr, apaçık,
tanrı yoktur. (Haşr/22.) belli.
Metinde (h,v,l) harfleriyle Hüviyet: Mahiyet, hakikat,
zikredilen bu kelime bu asıl. Hüviyyet, çekirdeğin,
ayetin kısaltılmış şeklidir. ağacın bütün özelliklerini
Hûr: Ahver ve havra keli- içinde bulundurması gibi,
melerinin cemidir. Ahu bütün isim ve sıfatları göz
gözlüler, pek güzel cennet önüne alındığında, Hakk’ın
kızları. zuhûru mümkün olmayan
Hûrî: Cennet kızı, sevgili. gaybından ibarettir. Tasav-
Hurşîd: Güneş. vufta Allah’a ulaşan vasilin
Hurûşa gelmek: Coşmak, kişinin gerçek mahiyeti.
taşmak. Hüzün: Gam.

I
Indehû Ümmü’l-Kitâb: Ana Irılmak: Ayrılmak, uzaklaş-
kitap onun yanındadır. mak. Oynamak.
(Ra’d/39.) Irlamak: Ezgi (beste) ile
Irak: Uzak, ırak. söylemek.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 549 9.06.2017 11:15:50


550 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Irmak: Ayırmak, uzaklaştır- Istılâh: Tabir, terim, kavram.


mak. Itlak: Salıverme, boşaltma.
Is: Sahip.
Iyân: Âşikâr, açık, belirgin.
Isıcak: Sıcak.
Iskât-ı kuyûd: Kayıttan düş- Iyd: Bayram.
me, silme. Iztırârî: Mecburî.

İ
İ‘râb: Düzgün konuşma ve İbtâl: Boş, hükümsüz, lağ-
hakikati belirtme. Arapça vetme.
kelimelerin sonlarında- İbtidâ: Başlama, evvel, baş-
ki harf veya harekenin langıç, ilk.
değişmesi. Bu değişikliği
İcâd: Vücuda getirme, yeni
öğretme bilgisi.
bir şey bulup ortaya
İblîs: İnsanları Allah yolundan çıkarma.
çıkartmakla görevli şeytân.
Vesvese veren. Hannâs. İctinâb: Sakınma, çekinme.
İbrahim (Peygamber): Hali- İçre: İçinde.
lullah. İsmail Peygamberin İdrîs: Kur’ân-ı Kerim’de
babası. Nemrud âteşe ismen zikredilen peygam-
attığı hâlde yanmamış, ateş berlerdendir. Hz. Şît’in
gülzâra dönmüştür. İbra- oğlu. Terzilerin piridir.
him, aynı zamanda tevhîd İfnâ: Yok etme.
dininin babası kabul edilir. İfnâ-yı vücûd eylemek:
Hz. Peygamberin büyük
Allah’ta yok olmak.
atasıdır.
İğrâk: Gark olmak, suya
İbrâhîm Edhem: İlk sûfiler-
batmak.
den ve sahabeye ulaşanlar-
dandır. Belhte şehzâde iken İğvâ: Azdırma, ayartma,
malını yağmaya vermiştir. baştan çıkarma.
İbrâm: Zorlama, üstüne düş- İhâtâ: Bir şeyin etrafını çevir-
me, bunaltma. me, kuşatma.
İbret: Ders, insanı gafletten İhdâr eylemek: Kaldırmak,
uyaran hadise, tuhaf, hissizleştirmek, uyuştur-
acayip. mak.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 550 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 551

İhdinâ’s-Sırâta’l-Müstakîm: İklîm: Bölge, ülke, memleket.


“Bizi doğru yola hidayet İklîm-i ma’nî: Mânâ ülkesi.
et’’ (Fatiha/6). İkrâ bi’smi Rabbik: Yaratan
İhlâs: Karşılıksız sevgi. Kalp Rabbinin İsmi ile oku.
sâfiyeti. İçten, samimi sev- (Alak/1).
gi, yalnız Allah rızası için İkrâr: Kabul etmek.
yapılan ibâdetler. Temiz
İksâr: Çoğalma, çoğaltılma,
kalp ile yapılan ibadetler.
artma; imkânı olduğu hâlde
İhrâk olmak: yanmak, yok bir işi geçiştirip yapmama.
olmak.
İktibâs: Alıntı.
İhsân: Allah’a, O’nu görü-
İktizâ: Lâzım gelme, gerekme.
yormuş gibi ibadet etmek.
İşe yarama, yararlılık.
İyilik, lütuf, bağış, güzel-
lik. İyilikle muamele etme. İlâhî: Ey Allah’ım, ya Rabbi
Kulun mürakebe içinde anlamında nidâ.
olmasıyla ilahî inayetin İle’l-ebed: Sonsuza kadar.
erişmesi. İlenc: Beddua.
İhtirâz: Sakınma, çekinme, İletmek: Götürmek, ulaşmak.
korkma. İlhâd: Gerçek inançtan
İhtisâr: Kısaltma; sözü, yazıyı dönme. Allah’ın varlığına,
kısaltma. Sadeleştirme, birliğine inanmama.
basitleştirme. İlhâm: İnsan gönlüne Cenâb-ı
İhtiyâr: İstek, arzu, razı Hak tarafından verilmiş
olmak, katlanmak; sâlikin, olan fikir ve duygular.
davranışlarını Hakk’ın İlhâm-ı Rabbânî: Gönüle
iradesine bırakması. doğan ilâhî bilgiler.
İhtiyârî: Kendi isteğine bağlı. İlkâ: Koymak, bırakmak. Terk
İhvân: Kardeşler. etmek. Öne atmak.
İhyâ: Diriltme, canlandırma, İllâ: Mutlaka, eğer, aksi hâlde,
hayat verme; nefsin tecellî ne olursa. Özellikle.
ile aydınlanması. İllet: Hastalık; sakatlık, sebep.
İkâb: Eza, cefâ, eziyet, azap. İlme’l-yakîn: İlmen biliş.
İkilik: Tevhidin zıddı. Kesret Hakk’ın birliğini bilgi
hâli. Hak tecellîsinin farkı- olarak bilmek, habere veya
na varamama hâli. akla dayalı bilgi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 551 9.06.2017 11:15:50


552 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

İlm-i bâtın: Gönül ilmi, İrenk: Renk


tasavvuf. İrfân: Allah bilgisi.
İlm-i esrâr: Sırlar ilmi. irgürmek: Eriştirmek, ulaş-
İlm-i hâl: Dinî kuralları öğ- mak, ulaştırmak.
reten ilim, dinî kuralların İricek: Erince, ulaşınca.
yazılı olduğu kitap.
İrsâl: Gönderme, yollama,
İlm-i ledün: Gönüle doğrudan elçi gönderme.
Allah tarafından verilen
İrşâd: Doğru yolu gösterme,
ilim.
uyarma.
İlm-i ta’bir: Rüyaları yorum-
İrte: Sabah, yarınki sabah, bir
lama ilmi.
gün, bir gece sonra.
İlm-i zâhir: Âlet ilimleri,
pozitif ilimler. İsâ (as.): Hz. Peygamberden
önce gelen şeriat sahibi bir
İmdi: Şimdi, o hâlde.
peygamberdir. Kur’ân’da
İmlâ: Yazım ve gramer bilgisi. babasız doğduğu yazılıdır.
İn‘âm: Nimet verme, iyilik Rûhu’l-kudüs (Cibril)’ün
etme. Hz. Meryem’e üflemiş
İnayet: Yardım, lütuf, meded. olduğu ruh ile hamile
İndallah: Allah katında. kalan Meryem’den doğan
İnfisâl: Ayrılma. İsâ, bu yönüyle Âdem
İnildi: İnilti, inleme, çektiği Peygambere benzer.
ıztıraptan ötürü derinden (Kur’ân, 3/59). Hastaları
derinden sesler çıkarma. eliyle dokunarak iyileştir-
İnnâ fetahnâ leke fethan diğinden Mesih sıfatıyla
mubînâ: Doğrusu Biz sana anılır. İsâ’nın, nefesiyle
apaçık bir zafer sağlamı- ölüleri diriltme özelliğe de
şızdır. (Fetih/1). vardır. Kur’ân’da İsâ’nın
İns: İnsan. ölmediği beyân olunur. İsâ,
göğe yükselirken üzerinde
İntâk: Konuşturma.
bulunan “dünyalık” bir
intihâ: Son, nihayet. iğne yüzünden dördüncü
İntikâl: Varma, ulaşma. kat semada kalmıştır. Ta-
İntizâr: Bekleme, nazar etme. savvufî bir kavram olarak
Bakma. İsâ, cem‘ makâmı sâlikleri
İrâdet: Dileme, isteme. için remizdir.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 552 9.06.2017 11:15:50


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 553

İsâr: Dökme, saçma, serpme, his, idrâk ve şuura sahip


ikram etme. olmamak.
İsbât: Şahit ve delil göstererek İstikbâl: Beklemek, karşıla-
bir hükmün doğruluğunu mak.
kabul ettirme; delil. İsyân: İtaatsizlik; emre karşı
İsm-i a’zâm: Allah’ın en gelme, ayaklanma.
büyük ismi. Bu ismin ne İşrâk: Doğma, doğarak etrafı
olduğu bilenlerce söylen- aydınlatma, ışıklandırma.
memiştir. İşret: İçkili zevk, sefâ meclisi.
İsm-i zât: Zat ismi, Allah. Tasavvufta mecazen der-
vîşlerin sohbet veya zikir
İsnâd: Bir söz veya haberi meclisi.
birine nispet etmek. Birine
İtikâd: Bir şeye bağlanma,
dayandırmak. İftira etmek. inanma.
İsrâfîl: Büyük meleklerden İttibâ’: Tâbi olma.
birisidir. Üfleyeceği bir
İttihâd: Birleşme, bir olma.
sûr ile kıyâmetin kopacağı Aynı fikirde olma.
söylenir.
Îzâ: İyiliğe karşı iyilik etme.
İstiğfâr: Tevbe etme, mağfiret Kedere, sıkıntıya uğratma.
dileme. İzhâr: Açığa vurma, meydana
İstiğnâ: Aza kanaat etme, tok çıkarma, gösterme, âşikâr
gözlülük; nazlanma, ağır etme.
davranma, çekinme. İzzet: Değer, kıymet, yücelik,
İstiğrâk: Gark olmak, batmak. üstünlük, ululuk, şeref.
İlâhî sevginin istilâsı ile İzzetli: Şerefli, ulu hürmete
maddî âlem hakkında layık.

K
Kabâ: Yünden yapılmış dervîş Kâbil: Kabul eden; olan, ola-
hırkası. bilen; istidatlı, kabiliyetli.
Kâbe Kavseyn:: İki yay mik- Kaçan: Ne vakit, ne zaman.
tarı, hattâ ondan daha az. Kadd: Boy-pos.
(Necm/9). Kadeh sunmak: İçki vermek;
Kâbil: Kabul eden. mecazen ilahî aşk ve hik-
met bilgisi vermek.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 553 9.06.2017 11:15:51


554 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Kadem: Ayak, adım, bir uzun- Kahr: Yok etme, mahvetme,


luk ölçüsü, uğur. Hayır ve üzüntü duyma.
bereket. Kâim: Ayakta duran, ayakta
Kademi kutlu: Hayırlı, bulunan. Bir işte sebat
bereketli. eden. Namaz kılan.
Kaderlenmek: Yazılmak. Kakımak: Azarlamak, ka-
kışmak, ters ters cevaplar
Kadîm: Zaman itibariyle eski
vermek, aksi davranmak.
olan, öncesi olmayan.
Allah’ın bir sıfatı. Kâl ü kıyl/ Kıyl u kâl: Dedi-
kodu.
Kadîr gecesi: Ramazan’ın ve
Kâl: Kalay.
senenin en kudsî gece-
si kabul edilen Kur’ân Kalb: Yürek; iman cevherinin
âyetlerinin ilk defa vahy ocağı. Kalbin bir merte-
besi.
edilmeye başlandığı gece.
Kalb-i selîm: Saf gönüllü.
Kadîr: Kudret sahibi, kudretli,
çok güçlü Allah’ın bir Kalb-i uşşâk: Âşıkların kalbi.
sıfatı. Kalem: Halka ait zuhûr yer-
lerinde Hakk’ın taayyün-
Kâdir: Kudret sahibi.
lerine bir evveldir. Levh-i
Kadr: Değer, kıymet. mahfûz, Muhammedî nûr.
Kaf Dağı: Dünyayı çepeçevre İlk zuhûr.
kuşattığı söylenen efsanevî Kallâb: Kalıptan kalıba giren,
bir dağ. Simurg adlı düzenbaz, hîlekâr. Kalpa-
efsanevî kuş burada yaşar. zan, kalp para basan.
Tasavvufî metinlerde insan Kâlû belâ: Evet dediler. Ruh-
bedeni veya gönlü için kul- lar yaratıldığı zaman Âdem
lanılır. Uzak bir mekân için oğullarına “Ben rabbiniz
de sembol olabilmektedir. değil miyim” İlahî nidası
Kâf İçinde Ejdehâlar Yudan geldikten sonra mü’min-
Ol Evrana Bak lerin verdiği cevap. Bk.
Kâf ile Nûn: Kün feyekün: Kur’ân, (A’râf/172).
Birşeyin olmasını irade Kâm: Zevk.
ederse Allah, “ol” der, o Kamer: Ay.
şey oluverir (Bakara/117). Kâmet: Boy, endâm.
Kahhâr: Yok eden Allah. Kâmil: Olgun insan.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 554 9.06.2017 11:15:51


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 555

Kamu: Hep, herkes, bütün. Katar: Biribiri ardına sıralan-


Kân: Maden ocağı, bir şeyin mış, dizilmiş.
çıktığı kaynak, cevher. Katı: Yok, gayet, pek iyice,
Kanâat: Aza rıza göstermek, fazla, sert, ağır, kesin.
hırs göstermemek. Allah’ın Katre: Damla, su damlası, bir
verdiği ile yetinmek. damla.
Kand: Şeker. Katre-i bârân: Yağmur
Kanda: Nerede. damlası.
Kandalu: Nereli. Kavî: Kuvvetli, sağlam, berk,
Kandîl: Tasavvufta, ilk pek.
yaratılan cevher, Nûr-ı Kavl: Söz.
Muhammedî. Kayd-ı uhrâ: Ahret düşüncesi.
Kangı: Hangi. Kaygu: Korku, endişe, tasa,
Kanı: Hani, nerede. üzüntü, şüphe.
Kanmak: Aldanmak, Kayırmak: 1. Mukayyet
Kanmak: Doymak. olmak, ilgilenmek, önem
Kâr: Kazanç, iş. vermek. 2. Kaygılanmak,
tasalanmak, endişe etmek.
Karanu: Karanlık.
3. Sakınmak, çekinmek.
Kârbân: Kervan, tarikat. 4. Hazırlamak.
Karîb: Yakın. Kâyim: Ayakta, devamlı, sabit
Karîn: Yakın. sağlam.
Kârvan: Kervân. Kayyûm: Ezelden ebede kadar
Kasâvet: Gam, keder, tasa. duran, dâimî olan. Bâkî ve
Kasd: Bir işi bilerek ve bir kâim olan Allah.
gaye ile yapmak. Niyet, Kâzî: Kadı.
tasavvur, istikamet. Keder: Üzüntü, gam, tasa.
Kasem etmek: Yemin etmek. Kedret: Bulanık, kir, tozlu.
Kasîr: Kısa. Kefîl: Birinin sorumluluğunu
Kâşif: Açan, keşfen, anlayan üzerine alan kimse.
ârif kişi. Kelâmullâh: Allah’ın kelâmı,
Kat’ olmak: Kesmek, kesil- Kur’ân, zât-ı uluhiyyet
mek. sırrı.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 555 9.06.2017 11:15:51


556 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Kelb: Köpek, rakip, metinde Kesbî: Sonradan kazanılmış


zâhid. olan.
Keleci: Söz, manâlı söz. Kesret: Çokluk, eşya âlemi.
Kelîm: Kendine söz söyleni- Keşf eylemek: Açmak, anla-
len, kendine hitap olunan. mak.
Söz söyleyen. Konuşan. Keşf olmak: Açılmak.
Hz. Mûsâ’nın sıfatı.
Keşf: Açma, açılma.
Kelpeden: Kerpeden. Diş
Keşf-i esrâr/Keşf-i râz: Sırları
çekilirken kullanılan alet.
açmak.
Kemâl: Olgunluk, tamlık.
Ketm eylemek: Saklamak.
Kemter: Değersiz, değeri az,
Gizlemek. Sır tutmak.
daha aşağı.
Söylememek.
Kendözü: Kendisi, kendi özü,
Kevn ü mekân: Görünen bu
benliği.
varlık âlemi.
Kenz: Hazine.
Kevn: Var olma, varlık, kâinat.
Kenz-i mahfî: Gizli hazîne.
Kevser: Cennette bir ırmak.
Kenzu’llah: Allah’ın zat sırrı.
Maddî ve manevî çokluk,
Kerâmet: Bağış, kerem, bolluk, bereket. Metinde
ikrâm, ağırlama. Velîlerde Eşya ve varlığa dair sırlar.
görülen ma’rifet halleri.
İlâhî bilgiler, mürşid-i
Velâyet ehlince isteyerek
kâmilin sözleri.
keramet göstermek makbul
değildir. Keyvân: Zuhal (Satürn)
gezegeni
Kerbân: Kervan.
Kerem: Cömertlik. Kez: Defa, kere.
Kerîm: Kerem sahibi, cömert, Kılavuz: Yol gösteren.
ulu büyük Allah. Kılınç: Mecazen ilahî tasarruf
Kerremnâ (Ve lekad ker- yetkisi.
remnâ benî âdeme): Ve Kınap: Kınayıp.
andolsun ki; Âdemoğlunu Kırk Dört Makam: Şeriat,
kerem sahibi (şerefli) tarikat, marifet ve hakikat
kıldık. (İsrâ/70). makamlarıyla bu dört ma-
Kesb: Kazanma, kazanç, çalı- kamın her birine ait onar
şıp bir şey elde etme. makam.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 556 9.06.2017 11:15:51


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 557

Kırklar: Gayb erenlerden kırk Korumak: Korumak, esirge-


kişi. mek, muhafaza etmek.
Kıtâl: Savaş, birbirini öldür- Kökünü kesmek: Yok etmek.
me. Kuddûs: Temiz, pâk. Allah’ın
Kıyl ü kâl: Dedikodu, kuru isimlerinden.
laf. Kudsî: Yüce, kutsal.
Kibr: Gurur, gösteriş, benliği- Kudsiyyet: Yücelik.
ni aksettirme. Kudûm: Gelme, geliş; uzak
Kibriyâ: Azamet, Cenâb-ı bir yerden gelme.
Hakk’ın büyüklüğü. Kûh: Dağ.
Kîl u kâl: Dedi kodu. Kûh-ı Kâf: Kaf dağı.
Kimyâ: Maddenin terkibini
Kul hu vallahu ahad: De ki O
değiştirme bilgisi.
Allah birdir. (İhlâs / 1).
Kinâyet: Maksadı kapalı bir
Kul Indehû Ümmü’l-Kitâb:
şekilde ve dolaylı olarak
De ki: Ana kitap onun
anlatan söz, üstü örtülü.
yanındadır. (Ra’d/39).
Kirâmen kâtibîn: İnsanların
Kulak tutmak: Dinlemek.
iki tarafından bulunup
yaptığı fiilleri yazan me- Kulak urmak: Dinlemek.
lekler. Kur’ân, 82/10-12’de Kulp takmak: Birisinin
zikredilir. “Şüphe yok ki arkasından dedi-kodu yap-
size koruyucular memur mak, yalan yanlış şeyler
edilmiştir. Elbette büyüktür söylemek.
onlar. Yazarlar, bilirler, ne Kulûb: Kalpler.
yaparsanız. Kurb: Yakın, Yakınlık, yakın
Kisvet: Elbise, giyecek. bulunma.
Başlık. Kurbet: Yakınlık.
Kizb: Yalan Kuru davâ: Aslı esası bilin-
Kocalık: İhtiyarlık. meyen bilgileri iddialı bir
Konmak: Haşır olmak. Mey- şekil savunma. Zâhidlerin
dana çıkmak, kalkmak, bilgileri.
ayakta durmak, bitmek. Kuru sevdâ: Cenâb-ı Hak
Konucu: Misafir. dışındaki şeylere duyulan
Kopmak: Ayağa kalkmak, arzu ve hevesler.
görünmek, ayağa kalkmak. Kuru: Boş, anlamsız.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 557 9.06.2017 11:15:51


558 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Kuş dili: Âşık dili. Kur’ân’da Külliyât: Eşyanın tamamı.


“Mantıku’t-Tayr” terkibiy- Küllü la‘bin harâm: Her oyun
le Süleymân Peygamber haramdır.
bahsinde geçer. Neml/16’cı Kümmel: Kâmiller. Olgunlar.
ayette “Ey insanlar size İlmen, dinen ve mânen
kuş dili öğretildi... “ deni- kâmil olan büyük zatlar.
lir. Kuş dili mutasavvıflara Büyük mâneviyat ve fazilet
göre ilm-i ledün, gaybî sahibi insanlar.
bilgi, ma’rifet anlamında
Kün demi: Allah’ın “ol” em-
kullanılır.
rini verip âlemleri yarattığı
Kuşanmak: Kemer bağlamak, an. (Yasin/82).
silahlanmak, yeltenmek.
Kün: Allah’ın olmasını iste-
Kutb-ı velâyet: Velîlerin diği şey ve iş için iradesini
kutbu. ifade eden Arapça’da “ol”
Kutb-ı irşâd: İrşâd kutbu. emri. Tasavvufta bu keli-
Mürşid-i hakikî. menin akl-ı küll ve nefs-i
Kutbü’l-aktâb: kutupların külle işaret ettiği söylenir.
kutbu, Üçlerin reisi. (Yasin/82).
Kuvâ: Kuvvetler, güçler, Künh: Asıl, kök, temel, öz.
meleke, yeti. Künh-i zât: Zât-ı uluhiyyet,
Kûy: Huzur, nezd, köy. Hakk’ın zâtı.
Kûy-ı dilârâ: Sevgilinin Küntü Kenz: Gizli bir hazine
huzuru. idim, bilinmeyi diledim,
Küdûret: Kesîf olmak, bula- sevdim, âlemleri yarattım.
nıklık. Kuntu turâbâ: Keşke toprak
Külhân: Ocak, hamam ocağı. olsaydım. (Nebe/40).
Küllen: Tamamen, hep Kürs: Arş’ın altında ilâhî
birlikte. saltanat kudret ve mülkün
Küllî: Bütün, tam, umûmî, merkezi.
hepsi, tamâmı. Kütüb: Kitaplar.

L
La‘l-i Bedahşân: Kırmızı ve La‘net tâcı giymek: Mecazen
Mürid-i mürted, sapkın.
değerli bir maden. Lâ-cerem: Şüphesiz, elbette.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 558 9.06.2017 11:15:51


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 559

Lahm: Et. Ledünnî: Ledün ilmine men-


Lâhût: Cenâb-ı Hakk’ın zâtî sup. Tasavvufî, gönül ve
âlemi. içle alakalı.
Lakır lukur eylemek: Dedi Lehû küfüven Ahad: Onun
kodu yapmak maleyani hiçbir dengi yoktur.
konuşmak. (İhlâs/4).
Lâm elif lâ raybe fîh: Onda Lem-yezel: Dâimî, zâil olmaz,
şüphe yoktur. Bakara/2. bâki, zevalsiz Allah.
Lâ-mekân: Mekânsız, mekân Len terânî: Beni hiç göremez-
ihtiyacı olmayan. Uluhi- sin. (A’raf / 143).
yetin taayyünden evvelki Levh ü kalem: Levh, üstü düz
hâli. Zâtî gayb. şey, levha demektir. Burûc
Lâ-raybe: Onda hiç şüphe suresinin 21-22. ayetle-
yoktur. (Bakara/2). rinde “Ey Muhammed!
Lâ-şerîk: Ortağı olmayan. doğrusu sana vahy edilen
Allah. bu kitâp, levh-i mahfuz
(korunmuş levha)’da sabit,
Lâ-ta’ayyün: Gayb âlemi,
şanlı bir Kur’ân’dır.”
zât-ı uluhiyyet. Zuhursuz-
denilir. Kalem: Bu levhaya
luk âlemi. Henüz yarat-
olacakları yazacak olan
manın meydana gelmediği
ilahî iradedir ki, Kalem su-
zaman. Oluşun merkezi
resinin ilk âyetinde geçer.
veya kaynağı.
Mutasavvıflara göre levh
Latîf: Cisimsiz, mütenâsip, Allah’ın bilgisi, kalem de
güzel, mülâyim, yumuşak. onu görünür hâle getiren
Allah’ın isimlerinden. Allah’ın iradesidir. Kalem
Lâ-ya’kıl: Aklı başında olma- çalmak, İlâhî irâdenin
yan, dalgın, sarhoş. tahakkuku.
Lâ-Yezâl: Zeval bulmaz. Yok Levlâk: “Habibim! Sen
olmaz. olmasaydın, ben eflâki ya-
Leb: Dudak. ratmazdım” meâlindeki bir
Ledün: Ehlullah’ın ve velile- hadis-i kudsiye işaretdir.
rin elde ettikleri vehbî ilim, Levvâme: Kendisini kınayan
mânâ ilmi. İlm-i ledün nefis.
Allah’ın sırlarına ait bilgi, Leyke: Lakin, amma, fakat,
gayb ilmi. sadece.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 559 9.06.2017 11:15:51


560 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Leyl-i mi’râc: Mirâc gecesi. hekîmdir. Bazıları onun bir


Leylâ: Leylâ ve Mecnun hikâ- ermiş, hattâ bir peygamber
yesinin kadın kahramanı. olduğunu söylerler. Hak-
kında Hazret-i Eyyub’un
Libâs: Elbise.
kız kardeşinin veya tey-
Likâ: Görme, yüz. zesinin oğlu yahut Habeşî
Likâullah: Allah’ın yüzü, köle olduğu gibi rivayetler
Allah’ı görme. vardır.
Livâü’l-hamd: Mahşer günü Lokmân Dili: Manâ hastalığı-
Hz. Peygamberin ümmeti- nı tedavi eden aşk dili.
nin toplanacağı bayrak. Lu’be: Oyun, alaya almak.
Lokmân: Kur’ân-ı Kerim’de Lüb: Öz.
kendi adı ile geçen sûrede Lüb-âşinâ: Özden haberdar
anılmaktadır. Ünlü bir olan.

M
Ma‘rifet gülleri: Allah’ın Ma’dûm: Yok olan, yok ol-
zâtına ait bilgiler. İrfân. muş, mevcut olmayan.
Ma’rifet: Sûfilerin gönül Mağfûr: Mağfirete ulaşmış,
tecrübeleriyle elde ettikleri bağışlanmış. Allah tarafın-
Hakk’ın isim, fiil, sıfat ve dan günahlarının bağış-
zâtına ait bilgi. lanması için kendisine duâ
Maânî: Manâlar. edilen.
Ma’ârif: Zikir ve tefekkürle Mağrıb: Batı.
geliştirilen ve kalbe doğuş Mâh: Ay.
şeklinde gelerek elde Mahabbet: Sevgi.
edilen bilgiler bütünü. Mâhazar: Hazır olan, hazır
Maârif-i ilâhiyye: İlâhî bulunan.
bilgiler. Mahbûb: Sevgili, sevilen kişi.
Ma’bûd: İbadet edilen, Allah. Mahcûb: Perdeli, utangaç.
Ma’den: Kaynak. Cevherin, Mahfî: Gizli
özün, hakikatin bulunduğu Mahfîl: Toplantı yeri, oturulan
kaynak. Hakîkatin bulun- görüşülen yer.
duğu mahal. İnsânî benlik. Mahrem: Gizli.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 560 9.06.2017 11:15:51


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 561

Mahsûs: His ile, duyularla Mansûr-ı Bağdâdî (Hallâc):


idrâk edilen, anlaşılan şey. Adı Hüseyin, lakabı el
Mahşer: Kıyamette ölülerin Hallâc, el Beyzavî, 9-10.
dirilip toplanacakları yer. Yüzyıllarda yetişmiş
1 Kulun fiillerinin Hakk’ın büyük ve coşkun sûfi.
fiillerinde fânî olması. Aşka mağlup olup Ma-
Mahv-ı sırf: Mutlak yokluk, kam-ı fena-fillah’ta sırrı
fenâ-ender-fenâ. ifşa etmiş, “Enel-Hak”
diyerek Vahdet-i vücud’un
Mahvu’llah: Allah’ta yok
halka yayılmasına sebep
olmak, fenâ fi’llah.
olmuştur. Zamanın şeriat
Maiyyet: Beraberlik, arkadaş- âlîmlerince “Şer’e” muha-
lık; birinin emri altında- lif bulunan bu sözlerden
kiler.
sonra Hallâc’ın asılmasına
Makâl: Söz, lâf; söz söyleme, karar verilmiştir. Sufîlerce
söyleyiş. gerçek bir aşk şehidi kabul
Makbere: Mezar, mezarlık. edilen Hallâc’ın dîvânı ve
Maksûd: İstenen, dilenen şey. Kitabü’t-Tavasîn isminde
Kasd edilen. eserleri vardır.
Maksûd: Maksat, gaye. Maraz: Hastalık.
Mâlik: Sahip. Marzıyye: Razı olunmuş.
Mâlikü’l-mülk: Mülk sahibi Masa: Emir ve yasakların,
olan Allah. fark ve cem’in tecellî ettiği
Ma’mûr: İmâr olmuş, düzen- alan.
lenmiş. Mâsivâ: Hak’dan gayrı
Ma’nâ güllerini kokmak: şeyler. Eşya. Bir şeyden
Kalbî tecellîler yoluyla başka olan şeylerin hepsi;
hakikatten haberler almak. Allah’tan başka bütün
Ma’nâ/ma’nî: Mânâ, anlam. varlıklar; dünya ile ilgili
İç yüz, gerçek yön, içe ait, olan şeyler.
suretle ilgili olmayan. Ma’siyet: İsyan, itaatsizlik.
Mânend: Benzer. Maslahat: İş, emir.
Mâni‘: Engel. Masnûât: San’atkârâne yapı-
Mansıb: Makam, mevki. lan şeyler, yapılanlar.
Mansûr zikri: Ene’l-Hak. Maşrık: Doğu.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 561 9.06.2017 11:15:51


562 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Mât olmak: Ölmek. Saf dışı sıfat. Tasavvuf edebiyatın-


olmak, yenilmek. da cezbeye düşen dervîş
Matlûb: Talep edilen, arzula- için kullanılır. Fenafillahta-
nan şey, varlık. ki kişiyi temsil eder.
Mâya: İlahî nefes, Muhamme- Mecnûn-sıfat: Mecnûn gibi,
dî nûr. Âdem-i manâ. Mecnûnluk makamındaki
Mayalı tevhîd: Mürşid-i âşık.
kâmile bey’at ile telkin Mecrûh: Yaralı.
neticesinde çekilen tevhîd. Meczûb-ı Hudâ: Allah delisi,
Mâye: Rabbin ta’lim ettiği ilâhî cezbeye uğrayan âşık.
maye, kelime-i tevhid. Medfûn olmak: Defn edilmek,
Mâzâga’l-basar: “(Muham- gömülmek.
med’in) gözü şaşmadı” Medh: Övgü.
(Necm/17).
Medhûş olmak: Dehşete uğ-
Mazhar: Bir şeyin görüldüğü ramak, şaşırmak, ürkmek,
varlık veya yer. korkmak.
Me’vâ: Sığınılacak yer. Mefhar: Övünme; övünmeye
Cennet. sebep olan.
Me’âb: Dönülecek, sığınıla- Meh-cebîn: Ay alınlı, alnı ay
cak yer. gibi parlak.
Me’âd: Dönülen, dönüp gidi- Mehr: Erkeğin kadına vermesi
lecek yer; âhiret.
gereken nikâh bedeli. Me-
Mebde’: Evvel, başlangıç, ilk câzen Cemâlullah’a karşı
unsur. âşıkın maşûka vermesi
Mecmau’l-bahreyn: İki deni- gereken cân bedeli.
zin birleştiği yer. İkiliklerin Mehrû hûbân: Ay yüzlü
bittiği, tevhidin tahakkuk güzeller, güzel gönüllü
ettiği makam. İnsân-ı insanlar.
kâmil. Cem makâmı.
Meh-rû: Ay yüzlü güzel.
Mecnûn: Leylâ ve Mecnûn
hikâyesinin erkek kahra- Mekkâr: Çok mekreden,
manı. Âmir oğullarından hîleci, düzenbaz
Kays adlı bir Arap delikan- Mekr: Hile, düzen.
lısının Leylâ adlı bir kıza Mekteb-i ilm-i ledün: Tari-
âşık olduktan sonra aldığı kat-i aliyye.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 562 9.06.2017 11:15:51


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 563

Mel‘un: Lanetlenmiş, uzak- Menâl: Nâil olunan, sahip


laştırılmış. olunan, elegeçirilen nesne.
Melâhide: Allah’ı inkâr Menâzil: Duraklar, menziller.
edenler. Menba‘: Kaynak.
Melâl: Üzüntü, hüzün, sıkıntı, Mennân: Esmaü’l-Hüsna’dan.
gam. İhsan sahibi, dilemeden
Melâmet: Kınama, ayıp- veren.
lama, azarlama. Benlik Menzil: Varılan yer, durak.
terbiyesi için kendisini hor Merâtib: Mertebeler.
ve aşağı gören insanların
Mercân: Denizde mercan
meşrebidir. Bu kişiler,
balığının ürettiği kıymetli
halk tarafından kınanır,
-genellikle kırmızı renkte-
hakîr davranılır. Melâmet
değerli madde.
içindekilere Melamî denir.
Merci’: Rücû edilecek, dönü-
Fakat bu tâbir bir tarikat
lecek yer; Hakk.
ismi değil, bir meşrep
ismidir. Melâmet hırkası Merci’-i asl: Hakk.
giymek: Kınama hırkası Merd: İnsan.
giymek. Kendilerini halk- Merdâne: Yiğit, yiğitçesine,
tan gizleyen gayb erenlerin mertçe.
dünyevî örtülerle, kalen- Merd-i Hakk: Hak adamı,
derî tavırlarla velâyetlerini nefsini Allah için fedâ eden
göstermeden yaşamaları. kişi. Hak ehli, kâmil insân.
Melekût: Ruhların ve melek- Merdûd: Reddolunmuş, ko-
lerin âlemi. vulmuş, geri döndürülmüş.
Melûl: Usanmış, bıkmış, Mervân: Mervan (623-685)
bezmiş, mahzun ve acıklı, Emevilerin dördüncü
mahzun. halifesi.
Memât: Ölüm. Mesâlih: İşler.
Memlû’: Dolu, doldurulmuş. Mesel: Dokunaklı ve manâlı
Men arafe nefsehû: “Nefsini söz. Terbiye ve ahlâka
bilen Rabbini bilir.” faydalı, yararlı olan hikâye.
Menâhî: Yapılması dinde Mest: Sarhoş. Metinde mânâ
yasaklanmış şeyler, haram. sarhoşu, âşık.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 563 9.06.2017 11:15:51


564 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Mestân: Serhoş, sekran. ken- Meyl: Gönül aşkı, gönül eğil-


dinden geçmiş; âşık. mesi, istek.
Mestâne: Serhoşça. Meyl-i mülk: Mülk arzusu.
Mest-i câm: Sarhoş. Metinde Meyyit: Ölü.
Allah âşıkı. Mezheb: Yol.
Mestûr: Örtülmüş. Mezkûr: Zikredilen, Allah.
Meşâyıh: Şeyhler, mürşidler. Miftâh: Anahtar.
Meşhûd: Şâhid olunan,
Mihmân: Konuk, misafir.
görünen.
Mihnet: Sıkıntı, eziyet.
Meşreb-i sâfî: Akl-ı evvel
(nûr-ı Muhammedî)’e Mihr: Muhabbet, sevgi, aşk.
ulaşıp nefsini bilen Allah Milk: Elde bulunan, tasarruf
dostu. edilen şey, mal, mülk.
Metâ’: Fayda, menfaat, kıy- Mîm-i Ahmed: Ahmed’in
metli şey. mimi, Resûlullahın
Mevâlîd: Doğanlar. Kavram vücûdu.
olarak, madenler bitkiler Mir’ât-ı Mücellâ: Parlak
ve hayvanlardan mürekkep ayna.
üç grup varlık. Mir’ât: Ayna. Gönül veya
Mevc: Dalga. Mevc urmak: âşıkın maşûka ulaşmasına
Dalgalanmak. Mevce vesile olan mürşid-i kâmil.
gelmek: Dalgalanmak, Âşıkın aynada kendini sey-
coşmak. retmesi, ayân-ı sâbitesinin
Mevcûdât: Oluşlar, vücud ortaya çıkması demektir.
bulanlar, görülenler.
Mir’ât-ı Hak: Hakk’ın aynası
Mevt: Ölüm. konumunda olan mürşid-i
Mey: Şarap, içki. Tasavvufta kâmil.
mecazen, kâmil insanın,
Mirsât: Gemi demiri.
dervîşin gönlüne ilâhî aşk
veren söz ve sırları. Misâfir-hâne: Dünya, beden.
Mey-hâne: İçki satılan ve Misk: Güzel kokulu bir
içilen yer. Metinlerde madde.
Mürşid’in bulunduğu tekke Miskâl: 4.68 grama karşılık
veya mürşid-i kâmilin gön- gelen bir ağırlık ölçüsü. En
lü anlamında ele alınır. küçük mikdar.Yaklaşık 5gr

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 564 9.06.2017 11:15:51


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 565

değerinde eski bir ağırlık Muîn: Yardımcı.


ölçü birimi. Mukâbele: Karşı karşıya
Miskîn: Metinde “Fenafillah” olma, yüz yüze gelme.
olmuş, benlik terk etmiş Zikir âyîni, tarikat ehlince
kişi. toplu olarak icrâ edilen
Mîzân: Mahşerde herkesin zikir merâsimi.
amellerini tartacak olan Mukaddem: Önce.
mikyas. Ölçü, terazi. Mukallid: Taklit eden, taklitçi.
Monlâ: Molla. Mukarrebler: Allah’a yakın
Mu‘tâd: İtiyad edilmiş, âdet olanlar, melekler.
olunmuş, alışılmış Mukarrer: Kararlaşmış; şüp-
Muammâ: Bilmece. hesiz, sağlam.
Mu’ammer: Ömür süren, Muktezâ: İktizâ eden, lâzım
yaşayan, yaşamış. gelen, gerektiren.
Muattar: Itırlı, kokulu. Munfasıl: Ayrılmış, parça-
Mubâhat: Caiz olmak. Her lanmış.
şeyi hak bilme. Muntazır: Gözleyen, bekle-
Mucize: Olağanüstü hâl. yen, yoluna bakan, hazır.
Mudhik: Güldüren, güldü- Murâkabe: Bakma, gözetme,
rücü. dalıp kendinden geçme,
Mugayyebât: Gizli olan, denetleme. Hakk’a devamlı
bilinmeyen ve görünmeyen teveccüh etme.
şeyler. Murtaza: Hazret-i Ali’nin
Muhâl: Olmayacak şey, hayâl. lakabı. Razı olunmuş,
Muhayyarlık: İyi olmak. beğenilmiş, seçilmiş.
Muhib: Seven. Mûsâ (Mûsî): Kur’ân’da adı
Muhit: İhata eden, etrafını geçen peygamberlerden
kuşatan, çevreleyen; çevre. birisi. Mûsevîliğin kuru-
cusu olup İsrail oğullarını
Muhkem: Sağlam, kuvvetli,
Mısır’dan çıkarmış, esaret-
berk, sağlamlaştırılmış.
ten kurtarmıştır. Kendisine
Muhlâ: Boşaltılan, boş olan. Tevrat gönderilmiştir. Tûr
Muhrik: Yakan, yakıcı; tahrik dağında Tanrı’nın tecellîsi-
edici. ne mazhar olmuş ve onunla
Muhtâl: Kurnaz, hilekâr. konuşmuştur. Bundan do-

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 565 9.06.2017 11:15:51


566 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

layı Kelimullah denmiştir. bayağılaştıran anlamında


Kitap sahibi peygamber- Allah’ın isimlerinden.
lerden olan Mûsâ, kavmine Muzmer: Gizlenmiş, saklan-
“evâmir-i aşere”(on mış; gizli, saklı, örtülü.
emir)’yi bildirmiştir. Mü‘essir: Tesir eden, etki-
Musaffâ: Tasfiye edilmiş, leyen.
süzülmüş, arındırılmış. Mübâhi: Övünen
Musâhib: Biriyle konuşan, Mübdî: İbdâ eden, icad eden,
arkadaş. Bir büyük adamın yeniden yaratan.
yanında bulunup kendisini Müberrâ: Berî kılınmış,
konuşma ve latifeleriyle temize çıkmış, aklanmış,
eğlendiren. temiz.
Musavver: Tasvirli, resimli; Mübtedî: Yeni başlayan,
tasarlanmış, düşünülmüş, acemi.
planlanmış.
Mübtelâ: Belâya uğrayan,
Mushaf: Kur’ân-ı Kerim, düşkün, tutkun, hasta.
sahifeler. Kitap.
Mücâhede çekmek: Nefsi
Mustafâ: Istıfa edilmiş. seçil- yenmek için ibadet ve riya-
miş, seçkin. Hz. Peygam- zat içinde bulunmak.
berin mübarek sıfatların-
Mücâhede: Uğraşma, sa-
dan birisidir.
vaşma, çalışıp çabalama.
Mu’teber: İtibar edilen, Tasavvufta nefsi yenmeye
itibarlı, saygın; inanılır, çalışma.
güvenilir, sağlam; geçerli. Mücâhid: Metinde, nefsiyle
Mûtî: İtâat eden. savaşan dervîş.
Mutmainne: Tatmine ulaşan, Mücellâ: Cilalanmış, parlak.
itminan olan nefs. Mücerred: Yalnız, tek, her-
Muvâfık: Uygun. Yerinde, şeyden ayrılmış. Hak’dan
denk. gayrı her-şeyden arınmış.
Muvahhid: Cenâb-ı Hakk’ın Mücrim: Günâhkâr, suçlu.
birliğini anlayan kişi, Müctehid: Gücü yettiğin-
vahdet ehli. ce çalışan, gayret eden,
Muzırr: Ziyân veren, zararlı. bilgilerinden hareket
Muzill: Zelil kılan, zillete ederek bazı konularda şer’i
düşüren, aşağılaştıran, hükümler çıkaran.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 566 9.06.2017 11:15:51


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 567

Müdâm: Devamlı, sürekli, Münevver: Nurlandırılmış,


içki. parlatılmış, ışıklandırılmış,
Müddeî: İddiacı, davacı; aydınlatılmış.
metinde şer’i hakikatleri Münezzeh: Tenzîh edilmiş,
anlamayan softa mânâsına. temiz, arı; uzak.
Müdrik: Hakk’ı idrâk eden, Münkir: İnkârcı. Kabirde soru
anlayan, anlamış. soran iki melekten birisi.
Müfred: Tek, teklik, basit. Müntehî: Sona ulaşan. Biten.
Müheyyâ: Hazırlanmış. En son. Bir şeyi tamam-
layan.
Mühmel: İhmâl edilmiş,
hoşlanmış, bakılmamış, Münzel: İnzal olunmuş,
bırakılmış. aşağı indirilmiş, gökten
indirilmiş.
Mühmelât: Mânâsız, boş
Mürâî: İki yüzlü kimse.
sözler.
Mürde: Ölü.
Mükâleme: Karşılıklı konuş-
ma. Mürde-dil: Gönlü ölmüş, katı
yürekli, duygusuz; kâlden
Mükerrem: Muhterem, saygı
hâle geçememiş ham kişi.
değer, hürmet edilen.
Mürebbi: Terbiyeci, mürşid.
Mülâzemet: Bir işle devamlı
Mürekkeb: Terkip edilmiş,
meşgul olma.
birleştirilmiş; yazı yazma-
Mülhak: Katılmış, eklenmiş. ya yarayan madde.
Mülhime: İlham alan nefis. Mürg, kuş: Tanrı adamı,
Mülk: Elde bulunan, tasarruf ehlullah.
olunan şeyler. Ülke, mem- Mürg-i lisân: Dil kuşu.
leket, dünya.
Mürid: İradesini Hakk’a tes-
Mülk-i amâ: Cenâb-ı Hakk’ın lim eden kişi. Bir mürşide
Uluhiyyet (lâ-taayyün) bağlanan, sülûka giren.
mertebesindeki makamı. Mürsel: İrsal olunmuş,
Münâcât: Allah’a yalvarma, gönderilmiş, yollanılmış.
dua etme. Peygamber.
Münâfık: Nifak sokan, iki- Mürşid: Doğru yolu gösteren,
yüzlülük eden, iki yüzlü. irşad eden kılavuz, şeyh,
Münci: Kurtaran. tarikat piri.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 567 9.06.2017 11:15:51


568 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Mürüvvet: Mertlik, erlik, Müstecâb: Kabul olunmuş.


yiğitlik, iyilikseverlik, Müşâhede: Görme, görüşme,
cömertlik. Adamlık. şahid olma. Tasavvufta
Mürüvvetlü: Mert ve cömert ilahî âlemi görme.
kişi, iyiliksever.
Müştak: Arzu duyan, özleyen.
Müselsel: Ardı ardına giden,
zincirleme. Müteveccih: Bir yere doğru
Müsecced: Secde ettirilmiş. gitmeye kalkan, yola çıkan.
Müsemmâ olmak: İsimlenen Birbirine karşı iyi düşünce-
varlık olmak. Tanrı’ya si ve sevgisi olan.
karışmak. Hak olmak. Müttakî: Sakınan, çekinen,
Müsemmâ: İsimlendirilmiş. korunan. Allah’tan korkan
Zat-ı uluhiyet. Cenab-ı takva sahibi zâhid.
Hak. Esma çok, müsemma
Müyesser: Kolaylıkla olan,
tektir.
nasip olacak olan, elde
Müstağrak: Dalmış, daldırıl-
mış, batmış. Yok olmuş, edilen.
hakikatte kaybolmuş kâmil Müzekkâ: Paklanmış, arınmış,
insan. temizlenmiş.

N
Nâdân: Bilmeyen, cahil. Nakş-ı hayâl: Hayâl süsü,
Hakkı bilmeyen. eşya âlemi.
Nâ-hak: Haksız. Nâlân: İnleyen, inleyici,
Nahv: Yan, yön, taraf; yol; söz feryâd eden. Nâlân olmak:
dizimi, cümle bilgisi. İnlemek.
Nâkıs: Noksan, eksik. Nâle: İnleme, inilti, feryâd.
Nakkâl: Nakledici, hikayeci, Nâliş: İnleme.
masalcı. Nâm: İsim, ad; ün, şan; lakap.
Nakkâş: Nakş eden, süsleyen. Nân: Ekmek.
Nakl etmek: Aktarmak. Nâr: Âteş, od.
Nakş: Süs, birşeyi çeşitli Na’ra: Yüksek sesle bağırma,
renklerde boyamak. Resim, haykırma.
tezyin, motif. Eşya, varlık. Nâr-ı cahîm: Cehennem âteşi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 568 9.06.2017 11:15:51


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 569

Nâr-ı Halîl: İbrahim Peygam- Nefh: Üfürme.


berin Nemrûd tarafından Nefha: Üfürme, nefes.
içine atıldığı ateş. Mecazen Nefha-i Rahmân: Rahman’ın
âşıkların dünyevî ıstırap- nefesi, ilahî vasfı haiz olan
larla denenmesi. ve ölü gönülleri dirilten
Nâs: İnsanlar, halk, herkes. mürşid-i kâmil olan insanın
Nasîb: Kişinin elde edebildiği sözleri.
şey, pay, hisse, Allah’ın Nefsi basmak: Nefsi yenmek.
kısmet ettiği şey. Nefy: Sürme, yok etme,
Nasîh: Nasîhat, öğüt veren. çıkarma.
Nass: Kat’i, açık, belli, delil. Nehâr: Gündüz.
Kur’ân’daki manâca açık Nehy: Yasak etme, yasak.
olan hükümlerin tamamı. Nekâ: Saf, katışıksız.
Nâsût: İnsanlık âlemi. Dünya, Nekbet: Bahtsızlık, düşkün-
bedenler âlemi. lük, musibete uğramak.
Nâz: Bir şeyi değiştirmek, Nekir: Mezarda insanları sor-
başka türlü yapmak için guya çekecek iki melekten
kendisini ağır satmak. Me- birinin adı.
tinde Hz. Peygamberin bir Nekr: Akıllı, zeki.
sıfatı olup Hakk’a nâzını
Nem: Yaş.
geçiren anlamında.
Nemed: Keçeden yapılmış,
Nazar: Bakmak, göz atmak,
abâ.
yan bakmak, tetkik; Tasav-
vufta mürşidin müridine Nemrûd: Halil İbrahim (as.)
iltifat etmesi, tenezzülü. zamanında Keldavi hüküm-
darı olan Nemrud, putlara
Nazar urmak: Bakmak, him- tapmadığı için İbrahim
met etmek. peygamberi âteşe attırmış-
Nazargâh: Bakılan yer, seyre- tır. Allah’ın inayetiyle âteş
dilecek yer. Gönül. etkisiz hâle gelmiştir. Nem-
Nazîr: Eş, benzer. rud, Babil’in kurucusudur.
Nebâtât: Bitkiler. Nevâl: Nasip, kısmet; tâli’.
Necm: Yıldız. Nidâ: Ses, bağırma, ünleme.
Nef’: Menfaat, fayda, kâr. Nihâl: Fidan.
Nefes: Rûh. Nihân: Gizli.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 569 9.06.2017 11:15:51


570 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Nikâb: Perde, yüz örtüsü. Nûr-ı kadîm: İlk nûr, Muham-


Peçe. medî hakikat.
Nîrân: Âteşler, nârlar, ışıklar. Nûr-ı mahz: Halis nûr, tam,
Nisâ: Kadın. sade nûr.
Nisâr: Döküp saçma, düğün- Nûr-ı Siyâh: Sûfiler siyah
lerde saçılan para vs. Nisâr nurdan söz etmişlerdir.
etmek: Saçmak, yaymak. İlahî nûr mutasavvıfın idrâ-
Nisbet: Münasebet, yakınlık, kinde tam olarak belirdi-
bağ. ğinde, her şey görünür hâle
geleceği yerde görünmez
Nist: Değildir, yoktur.
olur. Fenâ’yı yaşayan
Nişân: Alâmet, iz, belirti, eser. sûfî, “Mutlak nûr”u idrak
Nokta: Ali sırrı. Ahadiyyete edinceye kadar her şeyin
ait bilgi. Gaybî hakîkat. karardığını fark eder.
Noktavî: Noktacı, Noktaya Çünkü varlık saf hâliyle
mensup. Sır ehli; rü’yet sa- görünmez, hiçlik olarak
hibi. Hz. Ali ilmine vakıf. görünür. Bu siyah ışığın
Hakikat ehli. berraklığını keşfetmek,
Nûh: Nuh Peygamber. Tu- karanlığın derinliklerinde
fandan korunmak için bir saklı olan âb-ı hayatı bul-
gemi yapmış ve bütün can- mak demektir. Zira bekâ,
lılardan birer çift almıştır. yani Allah’ta baki olmak,
Kur’ân’da ismi zikredilen fenânın ortasında gizlen-
bir peygamberdir. miştir. Siyâh nûr, kısacası
Nukûş-ı mâsivâ: Eşya, göre- gaybın, zatın ve yokluk
celi varlık. makamının nûrudur.
Nûr ili: Âlem-i ervâh. Vahdet Nûr-ı ummân: Hakk’ın zât
hâli. Cenâb-ı Hakk’ın nûru.
zâtının âlemi. Nûru’llah: Allah’ın nûru.
Nûr-ı a‘lâ: Yüce nûr. Allah’ın Nush: Öğüt.
zâtî nuru. Nusret: Zafer.
Nûr-ı a‘zam: Büyük nur. Nûş etmek: İçmek.
Nûr-ı ezel: Nûr-ı Muham- Nutk: Âriflerin sözleri.
medî. Nübüvvet: Peygamberlik, in-
Nûr-ı izâfî: İlk nûr, Muham- sanları doğru yola çağırma
medî hakikat. yetkisi.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 570 9.06.2017 11:15:51


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 571

Nümûn: Gösteren, benzer Nüsha-i Kübrâ: Büyük nüsha;


Kâmil insân. Âdem.
olan. Nüzûl: Aşağı inme.

O
Od: Âteş. Onat: Doğru, uygun, iyi, mü-
Ok: Yön tayinine yarayan kemmel, layıkıyla, tamam,
işaret. muvafık.
Ol: O. Onulmak: Şifa bulmak. İyi-
Olıcak: Olunca. leşmek, yara kapanmak.
On sekiz bin âlem: Âlem- Oran: Ölçü, hesap, derece.
lerin tamamı. Mutasav- Kıyas.
vıflar âlemlerin on sekiz Osmân: Çâr-yâr’dan üçüncü-
olduğunu, her bir âlemde südür. Hz. Peygamberin
bin âlemin bulunduğunu damadı olup hilmi (yumu-
belirtirler. Bu âlemler şak huyluluğu) ve ilmiyle
sembolik olup, gerçekte şöhret bulmuştur.
insanın manen yaratılış Otmak: Otlamak, gıdalanmak,
sürecini anlatır. beslenmek.

Ö
Öd: Yürek. İbn Hattâb’tır. Adaletiyle
Ödü sımak: Korkmak. meşhurdur.
Ömer: Çâr-yâr’dan İkinci Ötmek: Geçmek.
halife. Lakabı Fârûk ve Özge: Başka.

P
Pâdişâh: Mecâzen Cenâb-ı Pâs: Gam, keder, iç, sıkıntısı,
Hak, mürşid-i hakîkî. üzüntüsü.
Pâdişâh-ı lâ-yezâl: Ebedî olan Pây: Ayak.
Allah.
Pâlâs: Kilim, keçe, aba, çul. Pâyân: Son, nihayet, uç,
Pâre: Parça, dilim. kenar.
Pâs olmak: Paslanmak, keder- Pâyîdâr: Devamlı, sağlam,
li, üzüntülü olmak. itibarlı.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 571 9.06.2017 11:15:51


572 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Pehlevân-ı vahdet: Vahdet Peymâne: Kadeh.


ehli sâlik. Peyrev: Birinin arkasından,
Penâh: Sığınak, dayanak. izinden giden; birini takip
Pend: Öğüt. eden.
Per: Kanat. Pinhân: Gizli.
Pergâr: Pergel. Pîr: Mürşid, tarikat kurucusu.
Perîşân: Dağınık. Pîr-i mugan: İçki dağıtan,
Perrân: Uçan, uçucu. metinde sözleriyle sâlikleri
Pertev: Nur, ışık, parlaklık. vecde getiren mürşid-i
kâmil.
Pervâne: Geceleri ışık etrafın-
da dönen küçük kelebek. Pişe: İş, meslek, huy.
Bu kelebekler, gözyaşı ile Piyâle: Kadeh, şarap.
beslenirlermiş, mecâzen Post: Şeyh ve mürşid-i
Cenâb-ı Hakk’ın varlığında kâmilin alâmetlerinden
yok olan sâlik, fenâfi’llah olup, tasarruf makamıdır.
ehli. Sembolik olarak hayvanî
Pervâz: Uçmak, uçuş, kanat sıfatlardan geçip olgun
açmak. insan makamına oturmayı
Perverdigâr: “Besleyici, ifade eder.
terbiye edici, rızıklandırı- Puhte: Pişkin, pişmiş.
cı”Allah. Pür: Dolu, çok.
Pes: Yeter. Pür-nûr: Nûr dolu.
Peymân: And, yemin, söz. Pür-safâ: Safalı, safa ile dolu.

R
Rab: Eğitici, öğretici, terbiye Râh-ı erenler: Erenler yolu,
edici olan. hakikî aşk yolu. Bu yol,
Rabbenâ: Rabbimiz. mecaz kabul etmeyip
gerçek bir teslimiyet ve
Râcî: Geri dönen; rica eden, sevgiye dayanır.
yalvaran; ümitli.
Râh-ı Hudâ: Tanrı’ya giden
Râgıb: Rağbet eden, isteyen, yol. Sırat-ı müstakim.
istekli. Rahîm: Acıyan merhamet
Râh, reh: Yol. eden, esirgeyen, koruyan,

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 572 9.06.2017 11:15:51


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 573

âhirette mümin kullarına Rehber: Kılavuz, mürşid. Yol


rahmet eden. Allah. gösterici.
Rahm: Acıma, merhamet Rehzân: Yol kesen, haydut,
etme, esirgeme. eşkiya.
Rahmân: Çok acıyan, esirge- Remmâl: Remil döken, fal
yen, merhamet eden. Allah. açan, Gaipten haber ver-
Rahmet: Acıma, esirgeme, mek iddiasında bulunarak
koruma, yargılama. dolandırıcılık eden.
Rahmete’n-li’l-‘âlemîn: Remz: İşaret, sembol, sırrı
Âlemlere rahmet olan Hz. anlatmak için baş vurulan
Muhammet. söz veya kelime. Meramı
gizliden işaretle anlatma.
Rakîb: Aynı şeyi elde etmek
için bir biriyle yarışan kişi- Resm: Adet, usûl, tavır,
ler. Hasım, dünya, şeytan. davranış.
Râsih: Sağlam, temeli kuvvet- Resûl: Peygamber, yeni kitap
li; bilgisi çok derin. ve şeriatle gönderilen
Peygamber.
Ravza: Bahçe.
Reşâd: Manevî bir yol bulup
Râz: Sır, gizli şey. Gizlenen ona koyulma, Hak yolda
şey. yürüme.
Râzdaş: Sırların paylaşıldığı Revân: Yürüyen, giden; ruh,
kişi. Sırdaş. can.
Râzık: Rızık veren Allah. Rayb: Şübhe. Kuşku.
Râzî: Sırdaş, sır saklayan. Reyhân: Hoş ve güzel koku.
Sırla ilgili. Büyük yapraklı fesleğen
Râziyye: Kendisinden razı çiçeği.
olunan nefs. Rıdvân: Cennet bekçisi, Cen-
Recâ: Rica, ümit, dilek, net kapıcısı.
umma, yalvarma. Rıhlet: Göç.
Ref’: Kaldırma, yüceltme; Rızâ: Hoşnutluk, memnunluk;
yukarı çekme. Lağvetme, razı oluş.
hükümsüz bırakma. Rızk: Allah’ın kullarına lutf
Ref’-i enâniyet: Benliğin ettiği yiyecek, içecek.
giderilmesi. Rızk, tasavvufta manevî
Refîk: Arkadaş, yoldaş. lütuf anlamında kullanılır.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 573 9.06.2017 11:15:51


574 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Ricâl: Erkekler; mevkî sahibi Rûh-ı kuds: Rahmanî nefes,


kimseler. insan-ı kâmilin ölü gönül-
Rif’ât: Yükseklik, yücelik, leri dirilten nefesi.
büyük rütbe. Ruhsâr: Yanak.
Rind: Kalender, aldırış etme- Rû-mâl: Yüz sürmek.
yen, dünyayı umursama-
Rumûz: Remizler, işaretler,
yan.
semboller, mânâsı gizli
Rindâne: Kalenderler gibi
sözler.
hareket eden, rindçe
Rûşen: Aydınlık, açıklık, belli
davranan.
olma.
Risâlet: Elçilik, peygamberlik.
Rûy-ı bâtın: Bâtın yüzü. İç
Riyâ: İki yüzlülük, özü sözü
bir olmama. yüzü.

Riyâzat: Tasavvufta sülûk Rûz u şeb: Gündüz ve gece.


esnasında nefsin isteklerini Rûz: Gün.
gidermek için aç kalma, Rûz-ı mahşer: Mahşer günü.
açlıkla terbiye, az ile
Rüchân: Üstün olma, üstün
kanaat etme.
gelme, üstünlük.
Rûhânî: Ruha ait, ruhla ilgili;
Rücû’: Dönme, vazgeçme.
gözle görülmeyen, cismi
Rüsûm: Resimler, şekiller.
olmayan; âhiretle ilgili;
ruhtan meydana gelen Rüsvâ: Rezil, itibarsız, hay-
melek. siyetsiz
Ruhbân: Hristiyan mistiği. Rü’yet: Görme, Cenâb-ı
Rûh-ı izâfî: Nûr-ı Muham- Hakk’ı kalp gözüyle
medî. görmek.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 574 9.06.2017 11:15:51


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 575

S
Sabah/ Sabak: Ders. Sâim: Oruçlu.
Sâbit: Yerinde duran, kımıl- Sakahüm: “Rableri onlara
damayan, hareketsiz; ispat tertemiz bir içki içirmiştir.”
edilmiş, anlaşılmış. (İnsan /21).
Sâbit-kadem: Ayağını oy- Sâkî: Kadeh sunan, su dağı-
natmayan. Mizacı oynak tan. Tasavvufta mecazen
olmayıp işinde ve sözünde âşıka sohbetiyle aşk ve
kararlı olan, direnen, irfân veren mürşid-i kâmil.
sözünde duran. Sâki-i ebrâr: Kâmil mürşit.
Sadef: İnci kabuğu. Denizde Sâkil: Gönlünü tevhid ile
inci yapan bir cins böceğin parlatan derviş.
sert kabuğu. Sakkâ: Su dağıtan; saka.
Sâdık: Sadakat gösteren, sa- Sal: Tabut.
mimi bağlılığı olan; doğru,
Salâ: Çağırmak, ünlemek,
gerçek.
davet etmek, dua etmek.
Sadr: Göğüs. Hakikat cev-
Salâh: Bir şeyin en iyi hâli,
herinin ocağı. Kalbin bir
iyilik, sulh.
mertebesi.
Salât: Namaz.
Safâ: Saflık, arılık, temizlik,
gönül şenliği. Zevk. Salât-ı dâimûn: Daimî namaz
kılanlar, her an Hak ile
Safâ-nazar: Temiz bakış,
olanlar.
feyiz veren bakış. İnsân-ı
kâmilin bakışı. Himmet. Salâvât: Namazlar, dualar,
Hz. Peygambere bağlılık
Safâ-yı zikr: Zikrin verdiği
ve selâm için okunan dua.
huzur, rahatlık.
Sâlih: Yarar, elverişli, iyi, uy-
Safha-i sadr: Göğüs, göğüs
gun, yakışır; dinî emirlere
yüzeyi.
uygun harekette bulunan.
Sâfî: Temiz, pak, arı.
Sâlihîn: Sâlihler, takva sahibi
Sâfiyye nefis: Temizlenen, kişiler, günâhkâr olma-
arınan nefis. yanlar.
Sâhil-nişîn: Sahilde oturan. Sâlik: Tasavvufta yol almaya
Sahrâ: Kır, ova, çöl. başlayan kişi.
Sahv: Ayıklık, uyanıklık. Sâlikân: Sâlikin çoğulu, sâlik-
Sâil: Dilenci, soru sorucu. ler, Tanrı yolcuları.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 575 9.06.2017 11:15:52


576 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Sâlûs: İki yüzlü, riyacı. Fâtiha sûresi. Tekrarla-


Samed: Esma-i Hüsna’dan. nan yedi anlamına gelen
Son derece yüce ve dâimî bu söz Fâtiha suresi için
olan Allah. zikredilmiş bir mecazdır.
Samediyyet: Allah’ın (c.c.) hiç Esasen kasdedilen İnsân-ı
bir şeye muhtaç olmadığı kâmildir.
gibi hazinesinden hiçbir Sebîl: Su dağıtılan yer. Hayrat
şey eksilmemesi ve kud- olarak, parasız dağıtılan su.
retine de hiç bir şey ağır Sehâb: Bulut, yağmur bulutu.
gelmemesi. Sehâvet: Cömertlik.
San: Sanki, düşün, farzet. Sehergâh: Seher vakti.
Sanem: Put, sevgili, güzel. Sehhâr: Büyücü, büyü gibi bir
Sarf ü nahv: Dilbilgisi, kuvvetle çeken, büyüleyici.
gramer. Sekâr: Sarhoşluk.
Sarp: Katı, zor, aşılması güç, Sekenât: Durmalar, duruşlar.
yüksek.
Sekrân: Serhoş.
Sarrâf: Altın ve gümüş gibi
değerli madenlerden anla- Sem‘: İşitmek, dinlemek.
yan. Metinde, kâmil kişi Sem‘i sak: Kulağı delik.
mânâsına. Semâ’: Âyin, devrân.
Savm: Oruç. Semâvât: Gökler.
Savt: Ses, sadâ; bağırma. Sem’-i cân: Cân kulağı.
Sa’y: Çalışma, emek. Semme vechullah: “Nereye
Sayd: Av. dönerseniz Allah’ın yüzü
Sâyebân: Gölgelik, büyük oradadır.” (Bakara/115).
çadır, şemsiye. Seng: Taş.
Saymak: Kabul etmek. Ser: Baş:
Seb’a: Yedi. Serâ: Yer, toprak, malı çok
Seb’a-i semâvât: Yedi kat gök olmak. Zenginlik.
yüzü. Serâb: Çölde ışık tesiriyle
Sebak: Ders. suya benzer şekilde oluşan
Seb’a’l-mesânî: Fâtiha suresi. görüntü.
İki defa nâzil olan ve yedi Ser-â-ser: Baştan başa, bütün.
âyetten ibaret bulunan Serbâz: Cesur, yiğit.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 576 9.06.2017 11:15:52


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 577

Ser-çeşme: Suyun başı. kamlar elde etme. Manevî


Kaynak. terakki.
Serdâr: Önder, baş. Seyr: Yürüyüş, geziş, eğleniş;
Ser-firâz: Başını yukarı manevî makamlarda yaşa-
kaldıran. nılan müşâhede.
Ser-füru: Baş eğen. Seyrân: Gezme, gezinti.
Ser-gerdân: Başı dönen, Seyrângâh: Gezilen yer, seyir
şaşkın, perişan. yeri.
Sermâye: Metinde âhiret Seyrek: Aralıklı, az, nadir.
için gerekli ibadet ve taat, Seyru’llah: Sâlikin Allah’ta
ömür. olan seyri.
Ser-mest: Serhoş, kendinden Seyyâh: Çok gezen.
geçmiş. Seyyâre: Gezegen.
Ser-serî: Serseri, şurada bu- Seyyid-i Kevneyn: İki âlemin
rada başı boş gezen, işsiz efendisi, Hz. Peygamber.
güçsüz; boş söz. Seyyid-i Muhtâr: Hz. Peygam-
Ser-te-ser: Baştan başa. ber. Kendisini insanlığın
hizmetine adayan kişilerin
Server: Başkan, önder, reis,
önderi.
ulu, mürşit.
Sıddîk: Hz. Ebu Bekr.
Setr: Örtme.
Sıdk: Doğruluk. Gerçeklik.
Settâr: Ayıpları örten Allah.
Sıfat-ı ilâhiye: İnsandaki ilâhî
Settârü’l-Uyûb: Esmaü’l-Hüs- özellikler.
na’dan. Ayıpları, günahları
Sıfât-ı tis’a: Dokuz sıfat. Do-
örtüp gizleyen. kuz göğün insan tabiatın-
Sevâb: Hayır, hayırlı iş, güzel daki karşılıkları.
şeyler, ilâhî mükafatı ge- Sıfatullah: Allah’ın sıfatı,
rektiren hareketler. esmâullahın tecellî mahalli,
Sevdâ-zede: Sevdalı, âşık. eşya âlemi.
Sevi ehli: Muhabbet sahibi Sılâ: Asıl vatan, memleket,
âşıklar. memleketine ulaşma.
Seyl: Sel, coşkun akan su. Sınmak: Kırılmak.
Seyr ü sülûk: Bir tarikate Sırât: Doğru yol; cennete
girip, manen yükselip, ma- gireceklerin üstünden ge-

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 577 9.06.2017 11:15:52


578 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

çeceği cehennem üstündeki yüksekte uçtuğundan


köprü. Araplar “Anka” derler.
Sırât-ı müstakîm: Doğru yol. Bu kuş “Zümrüdüanka”
Cenâb-ı Hakk’ın emret- şeklinde de edebiyatımıza
tiği ve Resûlullahın tarif girmiştir. Attâr’ın Mantı-
ettiği üzere yaşayanların ku’t-Tayr’ında, otuz kuşun
gittikleri yol. görüntüsü onda birleştiği
Sırça: Câm, billur. için, “otuz kuş” anlamı-
Sırdaş: Sırrı saklayan, sırrı na gelen “Simurg” adı
bilen iki kişiden birisi. verildiği anlatılır. Devlet
kuşu denilen de budur.
Sırr-ı esmâ: Tanrı’nın isimle-
Yüce makamları ve şekil-
rinin sırrı.
llere tasarrufları cihetiyle
Sırr-ı mübhem: Kapalı, açık
Simurg, mürşid-i kâmile
olmayan sır.
benzetilmiştir.
Sırr-ı vuzû’: Abdest sırrı. Terk
Sin: Mezar.
makamı.
Sîne: Göğüs, kalp , sadr.
Sidretü’l-müntehâ: Arşın sağ
tarafında altıncı veya ye- Sîne-çâk: Göğsü, yüreği
dinci gökte bulunan ağaç. yaralı.
Yanında Cennet vardır ve Sirâc: Işık, kandil, mum.
Cennetin nehirleri onun Sîretu’llâh: Allah’ın hakikati.
altından akar. Bu ağaca Sivâ: Gayrı, başka, Allah’tan
Tubâ diyenler de olmuştur. başka her şey.
Muttakilerin ve şehidle- Sorucu: Kabirde sual soracak
rin mekânıdır. Bu ağacın melekler.
ötesine mahluk geçemez.
Ötesi Allah’ın zât âlemidir. Söğmek: Küfretmek, Hakaret
Beşer bilgisi, Sidre’de etmek.
biter. Subh: Sabah.
Sihr: Sihir, büyü. Sûfî: Zahit.
Silkmek: Temizlemek, sars- Su’i: Kötü.
mak. Sultân-ı vakt: Vaktin sultanı.
Simurg: Yuvası Kaf dağında Kutup. Kutbü’l-aktab.
olduğu söylenen efsane- Sun‘: Yapma, yapış, amel, iş,
vi kuş. Boynu uzun ve kudret, yaratılış.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 578 9.06.2017 11:15:52


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 579

Sûr: Kıyâmet günü İsrafil adlı dır. Saltanatının kudretiyle


meleğin üfleyeceği boru. ve tahtıyla meşhurdur.
Sûret: Şekil, yüz, resim, tarz, Mahlûkatın dilini bilir, Kuş
biçim. dilinden anlardı. Emrinde
Sûret-i imkân: Eşyanın dış cinleri vardı.
görüntüleri. Sülûk: Bir tarîkate intisab
Suver: Sûretler, görüntüler. edip manevî ve ruhî
Sûzân: Yakıcı. yolculuğa çıkmak, sâlikin
Sübhân: Her türlü kusur, ayıp şahsî arzularından geçip
ve eksikten münezzeh. ilâhî iradenin hakimiyetine
Allah. girmesi. Mana yolculuğu.
Sücûd: Secdeler. Eşyanın hakikatine doğru
gönül yoluyla bilgilenme.
Süflî: Aşağıda bulunan, alçak,
adî. Sünnet: Hz. Peygamberin
Sükker(şeker): Mecazen sözleri, yaptığı ve yapılma-
tevhîd. sını tavsiye ettiği hususlar.
Sülehâ: Salihler. Sürmek: Devam etmek,
Süleymân: İsrailoğulların- çekmek.
dan Hz. Dâvûd’un oğlu. Sürûr: Sevinç.
Peygamber ve hükümdâr- Süvâr: Ata binmiş, binici.

Ş
Şâd: Sevinçli, neşeli. Şâh-ı evliyâ: Velîlerin şâhı,
Şâdân: Sevinçliler. Hz. Ali. Mürşid-i kâmil.
Şâdî: Şarkı mırıldanan, taklid Şâh-ı hûbân: Güzellerin şahı.
eden kişi. Şâh-ı Merdân: Hz. Ali.
Şâdî: Gönlü ferah olan, Şâhid: Gören.
sevinçli. Şakımak: Ötmek.
Şakî: Günahkâr.Yol kesen,
Şâh bitisi: Pâdişâha yazılan Haydut.
mektup. Şâkî: Şikâyet eden, şikâyetçi.
Şâh: Pâdişâh, sultân. Metinde Şâkir: Şükr edici.
Allah veya mürşid anla- Şâkird: Talebe. Metinde
mında dervîş.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 579 9.06.2017 11:15:52


580 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Şakka’l-kamer: Ay ikiye Şer: Kötülük.


ayrıldı. (Kamer/1). Şerh: Açma, genişletme,
Şâmil: İçine alan, kaplayan, açıklama.
ihata eden. Şerik: Ortak.
Şân: Hâl, durum, değişme, Şerr ile şûrdan: Gürültü,
huy, âdet. şamata.
Şân: Şöhret, ün. Şeş: Altı.
Şarâben tahûr: “Tertemiz Şevk: Hararet, istek, arzu,
içecekler.” (İnsan /21). coşku.
Şaşmak: Şaşırmak, bozulmak, Şeyâtîn: Şeytânlar.
yanlış yola gitmek. Şeydâ: Çılgın, dîvâne.
Şeb ü rûz: Gece ve gündüz. Şeyh: İhtiyar, pir, tasavvufta
Şecerât: Ağaçlar. mürşid.
Şefâ’at: Affa vesile olmak. Şeyhü’ş-şüyûh: Şeyhler şeyhi.
Şefaat etmek. Manevî Şey’lillah eylemek: Allah
yardım. Niyâz. İstirham. rızası için istemek.
Şehd: Bal. Şifâ: Kâmil insan ve âşıka
Şehîd: Allah yolunda canını verdiği aşk ve irfân.
veren. Şehid olan. Tasav- Şifâya irgürmek: Şifaya
vufta, Hakk’ı müşâhede kavuşmak.
eden kişi.
Şikâr: Av.
Şehir: Mecazen, vücûd veya
Şîr-i Hudâ: Allah’ın arslanı.
gönül.
Mecazen Hz. Ali. Kâmil
Şehsüvâr: Ata iyi binen. insan.
Şek: Sanı, zan, şüphe. Şîr-i Yezdân: Allah’ın arslanı
Şekâvet: Haydutluk. Hz. Ali.
Şekk: Şüphe, zan, tereddüt. Şîrîn-dehân: Tatlı sözlü,
Şem’: Mum. kâmil insan.
Şems: Güneş. Şirk: Allah’a ortak koşmak.
Şems-i hakîkat: Hakikat Şîve: Nâz, edâ, cilve, işve.
güneşi. Şugl: Meşgul olma.
Şems-i tâbân: Parlak güneş. Şugl-ı esmâ: Zikir olarak
Şems-i vahdet: Vahdet güneşi. okunan isimlerle meşgul
Birlik âlâmeti olan deliller. olma.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 580 9.06.2017 11:15:52


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 581

Şu’le: Işık, alev. Şu’ûn: İşler, yeni çıkan işler,


Şûm: Şom, uğursuz. hadiseler, olaylar, vak’alar,
Şur etmek: Gürültü etmek. tecellîler.
Karıştırmak, karışıklık Şücâ: Yiğit, bahadır.
çıkarmak. Şühûd: Görme.
Şûrîde kılmak: Perişan etmek; Şürb: İçme, içilme.
karıştırmak; âşık etmek. Şürû’: Başlama.

T
Ta’n etmek: Kınamak, Tahkik: İnceleme, gerçek olup
yermek. olmadığını araştırma.
Ta’alluk: İlgisi olma, sevme, Tahrîr: Yazma, yazı olarak
dünya meyli. meydana getirme, kay-
Taâm: Yemek. detme.
Tâ’at: Allah’ın emirlerini Tahte’l-ulâ: Şerefli olan.
yerine getirme, itaat etme, Tahûr: Temiz, temiz olan,
ibadet etme. temizleyen.
Tab‘: Tabiat, neş’e. Takarrüb:Yaklaşmak, yakın-
laşmak.
Tabîb: Mürşid-i kâmil.
Tâkatı tâk olmak: Gücü
Ta’bîr: Açıklama, izah etme, kesilmek.
rüyâ yorumlama, aktarma.
Taklid: Benzetmeye çalışmak.
Tâc ile tahtı komak: Her türlü Takvâ: Sakınmak, Dinin
maddî değeri gönülden yasakladığı şeylerde aşırı
çıkarmak. özen göstermek. Kendini
Tâc: Hükümdarların giydiği, şüpheli şeylerden görün-
mücevherle süslü altın mek.
başlık; tarikatte şeyhlerin Tal’at: Yüz, surat, çehre;
giydiği ve marifet ma- güzellik.
kamlarını sembolize eden Tali’: Baht, talih; doğan.
başlık. Tâlib: Talep eden, bir tarikate
Tâhir: Temiz. girmek isteyen dervîş
Tahiyyât: Selâmlar, dualar, adayı.
Manevî hayat armağanları. Tamu: Cehennem.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 581 9.06.2017 11:15:52


582 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Ta’n etmek: Kınamak, Tecellî: Görünme, belirme.


yermek. Allah’ın sır ve kudretinin
Tanrı arslanı: Hz. Ali’nin sâlike eşya âleminden
sıfatlarından birisi. Ese- görünmesi.
dullah. Tecellî-i ef’âl: Fiiller tecellîsi;
Tanrı hası: Mürşid. İnsan-ı Allah’ın fiillerinden bir
kâmil. fiilin kulun kalbinde
belirmesi. Salikin, bir fiil
Tapı, tapu: Huzur, makam.
tecellîsinin Hak’tan oldu-
Tapıp: Bulup. ğunun bilincine varması.
Tapşırmak: Emanet etmek, Tecellî-i ilâhî: Sâlikin kalbin-
vermek, tevdi etmek, de meydana gelen Hakk’a
yöneltmek. ait belirtiler.
Tarfetü’l-Ayn: Göz açıp kapa- Tecellî-i nihânî: İlahî sırların
yana kadar. kalbte âşikâr olması.
Tarîk: Yol Tecellî-i zât: İlâhî zâtın,
Tarîk-i aşk: Aşk yolu. seyr ü sülûk esnasında
Tarîk-i mustakîm: Doğru yol. tecellî etmesi.
Tartmak: Çekmek. Tecrîd: Tek olmak, soyunmak,
Tasfiye: Arındırma, temiz- Allah’tan başka herşeyden
leme. ayrılma, ayırmak.
Taş: Dış. Tefekkür: Düşünme.
Taşra: Dışarı. Teferrüc: Ferahlama, gezme,
gezintiye çıkıp gam
Tavîl: Uzun. dağıtma.
Tayy: Bükmek, dermek, Tefhîm: Anlatma, bilinçlen-
sarmak, kaldırmak, açmak, dirme.
geçmek. Tefrîk: Ayırma, seçme.
Tayy-i mekân: 1. Mekânı, me- Tefrika: Ayrılma, ayrılık,
safeyi, zamanı atlarcasına bozuşma.
geçme. 2. çıkarma, kaldır- Teharrî: Arama, araştırma,
ma, yok etme, lâğvetme. araştırılma.
Tâze bahar: İlkbahar. Tehî: Boş.
Tâzı: Koşmak. Tekebbür: Kibir gösterme,
Tebdîl olmak: Değişmek. büyüklük taslama, enaniyet.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 582 9.06.2017 11:15:52


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 583

Tekye: Dervîşlerin zikir veya Terk-i mâsivâ: Dünyadan vaz-


ibadet için toplandıkları geçme, Allah’tan başka her
mekân. Mecazen, mürşid-i şeyden ilgisini kesme.
kamilin gönlü. Tersâ: Hıristiyan
Tekye-i dil: Gönül tekkesi. Tes’îd: Kutlama.
Telbîs: Metinde, benliğini Tesbîh okumak: Sübhanallah
örterek kendisini iyi demek, Allah’ı şanına layık
göstermek. Kulun Hak olarak zikretmek, anmak.
suretinde görünmesi. Tesellâ: Avutma, avunma.
Telkîn almak: Bey’at etmek. Teslîmlik: Bağlılık.
Bir mürşidden izin almak.
Tesnîm: Cennette akan çeşme-
Telvîn: Renk verme, boyama. lerden birisinin adı.
Temannâ: Dilek, istek. Eli Teşne: Susamış, arzulamış.
alna götürüp selâmlamak.
Teşne-dil: Gönlü susamış.
Temâşâ etmek: Seyretmek.
Tevellâ: Birine dost olup
Temessük: Bağlanma, tutun- yönelme. Sevme.
ma, sarılma.
Tevhîd: Kulun Hakk’ı
Temessül etmek: Bir şekle birlemesi. İsim, sıfat, fiil
girmek, şekil yoluyla ve zâtta Hakk’ın birliğini
anlatmak. idrâk etmesi.
Teneşir: Ölülerin yıkandığı Te’vîl: Sözü çevirme, söze
tahtadan yapılan dört ayrı mânâ verme.
ayaklı masa.
Tezkiye: Temizleme.
Tenezzül: İnme, alçalma,
Tıb: Mürşidin âşıka telkin
nüzûl etme. ettiği tevhîd mayâsı.
Tenhâ: Kalabalık olmayan Tıb: Sıhhat , sağlık, tedavi
yer. bilgisi.
Tenzîh: Allah’ın, her türlü Tıfl-ı ma’nâ: Mana çocuğu.
eksik ve noksandan uzak Mürşidin müridine maye-i
bulunduğuna ve insan vas- Muhammedî ve tevhid-i
fında olmadığına inanma. hakiki ile döllemesi netice-
Terk: Bırakma, vazgeçme. sinde gönlünde zuhur eden
Terk-i kesret: Kesreti terk manâlar. Gönüldeki aşk ve
etme. ledün mayâsı.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 583 9.06.2017 11:15:52


584 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Tılsım: Gizli şey, fevkalede Tugyân: Taşma, taşkınlık,


tesiri olan şey. define bul- azgınlık. coşkunluk.
maya engel olan mevhum Tûl-i emel: Hırs, tamah,
şey. tükenmez arzu. olmayacak
Tınmak: Aldırış etmek. dilek.
Tîb: Güzel koku. Tûl: Uzun.
Tibyân Eylemek: Açık anlat-
Tulû’: Doğma, doğuş.
mak, bildirmek.
Tumturak: Gösteri, debdebe;
Tîg: Kılıç.
söylenişi parlak görünen.
Tîg-bend: Kılıç kuşanma.
Tûr: Tûr-ı Sîna. Hz. Mûsâ’nın
Timâr: Tamir etmek, onar-
mak, tedavi etmek. İlâhî tecellîye mazhar
olduğu dağ. Edebiyatı-
Tiryâk: Panzehir.
mızda Tûr, duruma göre
Tis’a: Dokuz.
bazan gönül, çoğu zaman
Tîz: Çabuk, acele.
ise beden için kullanılmış-
Tizcek: Çabucak. tır. Mutasavvıflar ledünnî
Tohm: Tohum. mânâda kullanırlar.
Toka: Tâc-ı şerifin düğmesi. Turfanda: Taze, yeni çıkmış.
Toylamak: Düğün, şenlik ve
Turrâ: Kıvrım.
ziyafet vermek.
Tuş olmak: Bir şeye meylet-
Tûbâ: Cennette bulunan kökü
gökte, dalları yerde bir mek.
ağaç. Tuş: Taraf, yön, rast gelme,
Tûfân: Çok şiddetli ve her karşısına durmak.
tarafı kaplayan su. Nuh Tutalım: Farz edelim.
Peygamber zamanındaki Tuyûr: Kuşlar.
Nuh Peygamberin kavmine
Tübtü ileyk: “Sana tevbe
uygulanan manevî ceza,
ettim.” (A’raf/143).
büyük su baskını. Bu
tufanda Nuh’un gemisi Türâb: Toprak.
dışındaki bütün canlılar Türâbî: Toprak ile ilgili,
yok olmuştur. toprağa ait.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 584 9.06.2017 11:15:52


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 585

U
Uban / üben: Zarf fiil. Unûk: Boyun, gerdân.
-Up’tan genişletilmiş bir Urgan: Örülmüş sağlam ip.
ek. “Ağlayuban: Ağlayıp, Urûc: Yükselme.
gibi.
Urvetü’l-Vüskâ: (Tutunacak)
Ubûdiyyet: Kulluk. sağlam ip. (Lokman/22;
Ubûr: Geçmek, atlamak. Bakara/256).
Ucb: Gösteriş, Uryân: Çıplak.
Uç: Son, nihayet. Kenar, sınır. Usûl: Tarîkat erkân ve adâbı.
Uçmak: Cennet. Uş: İşte.
Ud /ut: Utanma, hayâ, şeref. Uşda: İşte.
Uhrâ: Başka, diğer. Uşşâk: Âşıklar.
Ukbâ: Âhiret. Ut: Edeb, hayâ.
Ulayı: Haber. Muştu. Uyanık: Farka gelen dervîş.
Ulemâ: Âlimler, bilginler. Uyanmak: Parlamak, yanmak,
Ulûhiyyet: Cenâb-ı Hakk’ın gafletten uyanmak.
Zatı. Allahlık sıfatı, Tanrı- Uyku: Gaflet.
lık vasfı. Uymak: İzlemek.
Ulu’l-ebsâr: Gönül gözü Uymandı: Sakın uyma,
açıklar. benzeme.
Ulyâ: Pek büyük. Uyuz: Uyuz hastalığına
Ummak: Beklemek, ümid yakalanmış. Yavaş hareket
etmek. Temennî. eden, hantal davranan kişi.
Ummân: Büyük deniz, ok- Uzlet: Bir yana çekilip yalnız
yanus. Birlik âlemi. Zât-ı yaşama. Allah’tan başka
ulûhiyyet. herşeyden tecrid olunarak
Umûr: Emirler. yaşama.

Ü
Ülfet: Alışma, kaynaşma, gö- Ümmî: Anasından doğdu-
rüşme, konuşma, dostluk. ğu gibi kalıp, okuma
Ümmet: Toplum, Bir Peygam- öğrenmeyen. Cahil, okuma
bere inanıp yolundan giden yazma bilmeyen. Ana, ta-
topluluk. savvufta “Dört unsur”dur.
Ümmî, bu duruma göre

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 585 9.06.2017 11:15:52


586 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

“anaya, dört unsura ait”, Ünsiyyet: Alışkanlık, ahbab-


dört unsurun aslını bilen lık, arkadaşlık.
ve aslından haberdar olan Üryân: Çıplak
demek, demektir. Üstâd: Ehil, usta. Mürşid.
Ümmü’l-kitâb: Fatiha. Meca- Üstâd-ı ezel: Mutlak varlık,
zen insan-ı kâmil. Allah.
Ün: Nida, ses. Üstühân: Kemik.
Üns: Alışkanlık; Hakk’ın Üşde: İşte.
kalbdeki müşâhedesinin
Üşmek: Toplanmak, yığılmak,
eserleri.
üşüşmek.
Üveys: Veyse’l-karanî.

V
Vâcib: Lüzûmlu, Mecbûrî Vâridât: İçe doğan hikmetler.
olan, Yerine getirilmesi Vasf etmek: Anlatmak, tarif
zarurî Allah’ın emirleri. etmek, övmek.
Vahdet: Birlik, bir ve tek Vasf-ı hâl: Hâlin dile ge-
olma hâli. Yalnızlık, kendi tirilmesi, çeşitli hâller,
kendine kalış. Allah’a insânın manevî durumunun
yakınlık, Allah’a ulaşma. değişmesi.
Vahdet-i ef’âl: Fiiller birliği. Vâsıl olmak: Ulaşmak, eriş-
Vâhidiyyet: Birlik, teklik, bir mek, kavuşmak.
olma, tek olma. Vâsıl: Ulaşan, erişen, kavu-
Vâiz: Dinî öğütler veren kişi. şan.
Vâkı’a: Misâl (rüyâ) ya da Vasl: Kavuşma, ulaşma.
hitap yoluyla melekût âle- Vasl-ı lâ-mekân: Mekânsızlı-
minden kalbe gelen mânâ. ğa ulaşma.
Vâkıf-ı esrâr: Sırlardan haber- Vatan: Âlem-i ervah.
dâr olan ârif. Ve le-kad kerremnâ benî
Varak: Tek yaprak halindeki âdeme: Ve andolsun ki;
kâğıt. Nebat yaprağı. Kitap Âdemoğlunu kerem sahibi
yaprağı. (şerefli) kıldık. (İsrâ/70).
Varıgörmek: Hemen varmak, Vech: Yüz, çehre.
bir an evvel ulaşmaya Vedâ: Ayrılma, ayrılış.
çalışmak.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 586 9.06.2017 11:15:52


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 587

Vedûd: Kendisine sevgi besle- Vesîle: Bahane, fırsat.


nilen Allah. Vesvâs: Şeytan
Vefadâr: Vefalı, sözünde Vîrân: Yıkık, harap.
duran. Vîrâne-i dil: Gönül viranesi.
Vekîl: Birinin yerine görev Vird: Sık okunan dua, zikir.
yapan.
Visâl: Kavuşma.
Velâyet: Velilik, ermişlik,
Vuslat: Sevenin sevdiğine
dostluk, sadâkat, Allah
kavuşması.
dostluğu.
Vuzû’: Abdest alma, abdest.
Velî: Ermiş, seven. dost, sahib.
Vücûb: Vacip, lüzumlu olma;
Verd: Gül.
bırakılması mümkün olma-
Verd-i Handân: Açılmış gül. yan; gerekli.
Verd-i Reyhân: Reyhan Vücûd: Bulunma var olma,
yaprağı. varlık; gövde; ten, beden.
Verd-i Zîbâ: En güzel gül. Vüs’at: Genişleme.
verip durun: Verip duruyo- Vüsûl: Ulaşma.
rum.

Y
Yaban: Dışarı, kır, şehir dışı. Yakîn: Kesin ve apaçık bilgi.
Yad: Yabancı, tanıdık olma- Şüphe ve tereddüde yer
yan, garib. bırakmayan doğru ve
Yağlamak: Uyuz olan hayva- gerçek bilgi.
nın yarasını katranla tedavi Yakmandı: Yakma artık.
etmek. Yakûb: İsrailoğullarından
Yağma: Çapul, zorla mal Yûsuf Peygamberin babası
kapma. olan peygamber.
Yahşı: Güzel. yakışıklı. Yâkût: Çeşitli renkleri olan
Yaka çâk etmek: Yaka Yırt- kıymetli bir süs taşı.
mak. Yalıncak: Yalın bir şekilde,
Yakaza: Uyku ile uyanıklık çıplak.
arasında yaşanan manevî Yaman: Kötü.
bir hâl. Rüyâ ile hâl arasın- Yanşak: Geveze, çok konuşan.
da yaşanan vâkıa. Yâr: Dost, sevgili.
Yar: Tükrük.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 587 9.06.2017 11:15:52


588 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Yar: Yardımcı Hû, Hak, Hay, Kayyûm,


Yarağ: Yol azığı, yol gereçleri, Kahhâr.
hazırlık, mecazen sâlikin Yedi iklîm dört köşe: Yedi
abdest ve niyyet gibi nefs makamı, şeriat,
ibadetleri. tarikat, marifet, hakikat;
Yâren: Arkadaş, dost. evvel, âhir, zâhir ve bâtın
Yâ-sin: Kur’ân-ı Kerim’de âlemleri.
36. sûrenin ismi. Sûrenin Yedi iklîm: Yedi tavır, sâlikin
birinci âyeti müteşabih geçtiği yedi nefis merha-
âyetlerdendir. Mutasavvıf- lesinde yaşadığı hâl ve
lar, “insan-ı kâmil”e veya makamlar.
“Hz. Muhammed’e” hitap Yedi tamu: Yedi büyük günah.
eden “Ey Muhammed” ya- Yedi Tavr: Ruhun yedi ayrı
hut “ey insan” anlamında makamdaki tavsifleri:
bir söz olduğunu söylerler. Tab’, nefs, kalp, ruh, sır,
Yatmandı: Yatma ha. Sakın hafi, ahfâ.
yatma. Yedmek: Çekmek, yedekte
Yaya: Aşksız ve kılavuzsuz götürmek, asılmak.
insan. Yeksân eylemek: Düz olmak,
Yayılmak: Gezinmek. aynîleşmek. bir olmak.
Yaylamak: Yaylaya çıkmak. Yeksân: Bir olmak.
yazı yaylada geçirmek. Yel: Aşk, cezbe.
Yazı: Yaban, kır, ova. Yelmek: Koşmak.
Yazlamak: Yaylamak. Yerak: Azık, yol hazırlığı ,
Yed: El. levazımat, metinde “tevhîd
Yedi başlı bir ejder: Nefs-i ve ibadet” anlamında.
emmâre. Yezdân: Cenâb-ı Hak.
Yedi deryâ: Yedi tavır, sâlikin Yığlanmak: Nefsini men
geçtiği yedi nefis merha- etmek, engel olmak,
lesinde yaşadığı hâl ve sakınmak.
makamlar. Yıylamak: Koklamak.
Yedi esmâ: Halvetîlerin seyr ü Yirincek: Üzüntülü, tasalanan,
sülûk esnasında geçtik- kederlenen, yerinen.
leri Tanrı’nın yedi ismi. Yol eri: Kâmil insan.
Kelime-i tevhîd, Allah,

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 588 9.06.2017 11:15:52


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 589

Yol gözetmek: Âdâb ve erkâna tanınmıştır. Yûsuf ve


riayet etmek. Zeliha’nın başından geçen
Yol kulağuzu: Mürşid, rehber. aşk hikâyesi Kur’ân’da en
Yol vermek: İzin vermek, güzel kıssa olarak nitelen-
miştir.
Yuğunmak: Yunmak, yıkan-
mak. Yuva: Beden. Zulmet âlemi,
nefis.
Yular tutmak: Zaptedilmek,
Eğitilmeye müsait olmak. Yuvalanmak: Yuvarlanmak.
Yumak: Yumak, yıkamak, Yüğürmek: Koşmak.
arındırmak. Yüründü: Yürüyüver, artık
Yûsuf: Yâkûb Peygamberin bekleme yürü!
oğlu olup güzelliği ile

Z
Za‘îf: Zayıf, âciz. Zamîr: İç, içyüz; kalp, vicdan;
Zâhid: Sofu. Kendini sadece gönülde gizli olan sır.
ibadete verip, yaptığı bu Zann: Şüphe.
ibadetin zahirinde kalan Zâr: İnlemek, ağlamak.
kişi. Zâri kılmak: Ağlamak, sızla-
Zâhir: Görünen, açık, belli, mak, inlemek.
meydanda. Esmaü’l-Hüs- Zât: Kendi, herşeyden münez-
na’dan Zâhir olan Allah. zeh olan Allah, asıl, esas,
Zahm: Yara, ceriha. öz, hakikat. Nefs.
Zahmân: Yara. Mecazen Zâtu’llah: Allah’ın herşeyden
gönül yarası. münezzeh olan, hiç bir şey-
Zâil olmak: Sona ermek, le kayıtlanmayan mutlak
kaybolmak, yok olmak. vücudu.
Zâkir: Zikreden. Zebân: Dil.
Zâkirân: Zikredenler. Zecr: Men’ etmek.
Zakkûm: Zehirli bir ağaç, Zeheb: Altın.
zakkûm ağacı, Cehennem Zelîl: Hor, alçak, hakîr.
ağacı. Zemâim: Kötü ahlak. Beğenil-
Zâlim: Zulmeden, güç kul- meyen hâller.
lanan. Zemîn: Yeryüzü.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 589 9.06.2017 11:15:52


590 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Zencir: Aşk ve aşıklığın ifrat Zinde: Canlı, kuvvetli.


noktası. Hayatta.
Zencîr-i aşk: Aşk zinciri. Zînet: Süs.
Zer: Altın. Zinhâr: Sakın, katiyyen,
Zerk: Hile yapmak. aman, asla.
Zerre: Çok küçük parça, Ziyâ: Işık.
atom. Ziynet: Süs.
Zevâl: Yerinden ayrılıp gitme, Zuhûr: Ortaya çıkma.
sona erme, batma. Zulmât: Karanlık. Madde.
Zeyn etmek: Süslemek. Zulmet: Karanlık.
Zeyn olmak: Süslemek, Zübde: Öz, hakikat, cevher,
süslenmek. asıl.
Zılâl: Gölge. Zühd: Kendisini ibadete
Zıll: Gölge. vermek, dünyevî şeylerden
Zıll-ı hümâ: Hüma kuşunun uzaklaşmak.
gölgesi. Zülâl: Temiz su, parlak su.
Zıllullah: Allah’ın gölgesi, Zü’l-Celâl: Celâl sahibi Allah.
sultanlar, veliler. Zü’l-Cemâl: Cemâl sahibi
Zihî: Ne hoş, ne kadar güzel, Allah.
ne iyi. Zülf: Yüzün iki yanından
Zikr eylemek: Anmak. sarkan uzun saç.
Zikr-i hafî: Gizli ve sessiz Zülfikâr: Hz. Ali’nin iki ucu
yapılan zikir. olan meşhur kılıcı.
Zikr-i kalbî: Sessiz zikir ve Zünnâr: Papazların bellerine
dâimi zikir. bağlayıp uçlarını aşağıya
Zikru’llah: Allah’ı anma. sarkıttıkları kıldan yapıl-
Zill: Zelil olma, zelillik. mış sert kuşak.
Zindân: Mahpushane. Ta-
savvufi metinlerde kesret
âlemi, dünya.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 590 9.06.2017 11:15:52


KAYNAKLAR

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 591 9.06.2017 11:15:52


VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 592 9.06.2017 11:15:52
593

KAYNAKLAR
Ahmet Refik, “Fatih Zamanında Teke İli”, Türk Tarih
Encümeni Mecmûası, Nu: 79/2, İstanbul 1340.
Aşkar, Mustafa: Niyâzî-i Mısrî ve Tasavvuf Anlayışı, An-
kara 1998.
Aygen, Mehmed S.: Şair Mutasavvıf Gülaboğlu Muham-
med Askeri, (tarihsiz) Afyon.
Azbî Mustafa Çavuş: Dîvân, Süleymaniye Ktp. Pertev
Paşa Bl. Yz. Nu. 401.
Bandırmalızâde Ahmed Münib: Mir’âtü’t-Turuk, İstanbul
1306.
Baki, Edip Ali: Gülaboğlu Muhammed Askerî-Hayatı ve
Eserleri, Taşpınar Dergisi, C. VIII, Afyon 1941, s. 86-88.
Bilgin, Azmi: Ümmî Sinân Divânı, İstanbul 2000.
Dikmen, Hamit: “Elmalılı Şeyh Yusuf Ümmî Sinân Efen-
di” Erdem, Aydın Sayılı Özel Sayısı II, C. IX, Sayı: 26.
Doğramacı, Baha: Niyâzî-i Mısrî, Ankara 1988.
Ekiz, Abdullah: Sinân Ümmî ve Ahfadı, Ankara 1962.
Ekiz, Abdullah: Dünden Bugüne Elmalı, Elmalı 2001.
Eraydın, Selçuk: Tasavvuf ve Tarîkatler, İstanbul 1994.
Erdem, Mehmet: Sinân Ümmî ve Kutbü’l-Maânî İsimli
Risâlesi Üzerine Bir İnceleme, Dokuz Eylül Ün. İF., YLT.,
İzmir 1997.
Erdem, O. Kamil: Sinân Ümmî Divânından Seçmeler,
İstanbul 1976.
Erdoğan, Kenan: “Beş Erden Biri Kütahyalı Şeyh Mu-
hammed Askerî”, Yedi İklim Dergisi, s. 68, Kasım 1995.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 593 9.06.2017 11:15:52


594 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Erdoğan, Kenan: Niyâzî-i Mısrî Divânı, Ankara 1998.


Erdoğan, Kenan: “Yunus Yolunda İki Şair: Mazharî ve
Zuhûrî”, Osmanlı Araştırmaları-Mehmet Çavuşoğlu Armağa-
nı, C. XXVI, İstanbul 2005, s. 265-295.
Erdoğan, Kenan: “Yunus Yolunda Bir Başka Şair: Tâlib-i
Ümmî ve Bazı Şiirleri”, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bi-
limler Dergisi, S. 1, Manisa 2006, s. 63-79.
Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, (Haz. Seyit Ali Kahraman
vd.), İstanbul 2011, YKP Yayınları, C. IX, s. 143.
Erdoğan, Kenan: Kulalı Mustafa Nüzûlî Dîvânı, Manisa
2004.
Ergin, Ömer Faruk: Silsile-i Evliya ve Meşâyıh-ı Kirâm,
Tarihsiz.
Ergun, Sadettin Nüzhet: Türk Şairleri, C. III. İstanbul
1945.
Eroğlu Nûri: Tasavvuf bi’t-Tarikat(Risâle-i Şerîfe), İzmir
Milli Ktp. Yz. Nu: 2011.
Erten, Süleyman Fikrî: Antalya Livası Tarihi, İstanbul
1340-1342.
Erten, Süleyman Fikrî: Antalya Tarihi, Antalya 1948.
Evliya Çelebi: Seyahatnâme, C. IX, İstanbul 1935.
Evliya Çelebi: Seyahatnâme, C. I-II, İstanbul 2012.
Gölpınarlı, Abdülbaki: Yunus Emre ve Tasavvuf, İstanbul
1961.
Gölpınarlı, Abdülbaki: “Niyâzî-i Mısrî”, Şarkiyat Mec-
mûası, Sayı: 7, İstanbul 1972.
Gölpınarlı, Abdülbaki: Türk Tasavvuf Şiiri Antolojisi, İs-
tanbul 1972.
Güner, Hamza: Kütahyalı Şair ve Edipler, Kütahya,
1967.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 594 9.06.2017 11:15:52


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 595

Harîrîzâde Kemaleddîn: Şerh-i Vird-i Settâr, İstanbul


1287.
Harîrîzâde M. Kemaleddîn: Tibyânu Vesâili Hakâik
fî-Beyâni Selâsili’t-Taraik, Süleymaniye Ktp. İbrahim Efendi
Bl., C. I-II-III, Nu: 430-432.
Hulvîzâde Cemaleddîn Mahmûd: Lemazât-ı Hulviyye,
Süleymaniye Ktp. Hacı Mahmud Bl. Nu. 430.
Hüseyin Ayvansarayî: Mecmûa-i Tevarih, Haz. Fahri
Ç. Derin-Vahid Çabuk, İstanbul 1985.
Hüseyin Ayvansarayî: Tezkire-i Meşâyıh, Süleymaniye
Ktp. Uşşâkî Tekkesi Bl. Yz. Nu: 365.
Hüseyin Vassâf, “İbrahim Ümmî Sinân Hazretleri”, Ceri-
de-i Sûfiyye, Sayı: 107, s. 138-139.
Hüseyin Vassâf: Sefine-i Evliyâ, (Haz. Ali Yılmaz, Meh-
met Akkuş), C. III-IV, İstanbul 2006.
İbrahim Râkım: Vâkıât-ı Mısrî, Süleymaniye Ktp. İzmir
Bl. Nu: 790.
İbrahim Râkım: Vâkıât-ı Niyâzî-i Mısrî, (Haz. Kamil
Beki), Uludağ Ün., SBE. Yüksek Lisans Tezi, Bursa 1997.
İbrahim Sinân Ümmî, Dîvânçe, İÜ. Merkez Ktp. Yz. Nu.
7220.
Kara, Mustafa: Niyâzî-i Mısrî, Ankara 1994.
Kemikli, Bilal: “Türk Tasavvuf Edebiyatında Risâle-i
Devrân ve Semâ Türü ve Gaybî’nin Devrân ve Semâ’a İlişkin
Görüşleri”, İlâhiyat Fakültesi Dergisi, C. XXXVII., Ankara
1997.
Kemikli, Bilal: Elmalı Şehir ve Değer, Antalya 2010.
Kemikli, Bilal: Elmalı İlim ve İrfan şehri, Antalya 2011.
Kemikli, Bilal: Elmalı İrfan ve Sevgi Şehri, Antalya 2009.
Keşkül, (Tabakat Mecmuası), Millî Ktp. Yz. A/9268.
Kocatürk, Vasfi Mahir: Tekke Şiiri Antoloji, Ankara 1968.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 595 9.06.2017 11:15:52


596 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Kocatürk, Vasfi Mahir: Türk Edebiyatı Tarihi, Ankara


1964.

Konur, Himmet: İbrahim Gülşenî, Hayatı, Eserleri, Tari-


kati, İstanbul 2000.
Köprülü, Fuat: Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, An-
kara 1976.
Kuyumcu, Fehmi: Evliyanın Dilinden, Ankara, Tarihsiz.
Manisalı Yiğitbaşı Velî Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî
Sempozyumu, 26 Nisan 2008, Bildiriler,(Haz. Mehmed Veysî
Dörtbudak-Gürol Pehlivan), Manisa 2009.
Mecmûa, Elmalı İlçe Halk Ktp. Ty. Nu: 43.
Mecmûa-i Eş’âr, Elmalı İlçe Halk Ktp. Yz. Nu: 2997.
Mehmed Nazmî Efendi, Hediyyetü’l-İhvân-Osmanlılarda
Tasavvuf, (Haz. Osman Türer), İstanbul 2005.
Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmanî, (Haz. Nûri Akba-
yar-Seyit Ali Kahraman), C. 5, İstanbul 1996.
Mehmed Şemseddîn (Ulusoy): Gülzâr-ı Mısrî, (M. Tatcı
Ktp.).
Mehmed Şemseddîn: Bursa Dergahları, Yâdigâr-ı Şemsî,
C. I-II, Bursa 1997.
Mehmed Tahir: Aydın Vilayetine Mensup Meşâyıh,
Ulemâ, Şuarâ ve Müverrihînin Terâcim-i Ahvâli, İzmir 1905.
Mehmed Tahir: Osmanlı Müellifleri, Tıpkıbasım, (Haz.
M. Tatcı-C. Kurnaz) Ankara 2000.
Muhammed Nur: Mısrî Niyâzî Divânı Şerhi, İstanbul
1976.
Mustafa Lütfî: Tuhfetü’l-Asrî fi Menâkıb-ı Mısrî, Bursa,
1309.
Mustafa Nüzûlî: Divân-ı Mustafa Nüzûlî, İstanbul 1331;
Divân-ı Sâni (aynı eser içinde), İstanbul 1331.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 596 9.06.2017 11:15:52


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 597

Müstakimzâde Süleyman Sadettin: Mecelletü’n-Nisâb,


Tıpkıbasım, Ankara 2000.
Nâzikî Ahmed, Divân, Yapı Kredi Bankası Ktp. Yz.
Nu: 838. (Nâzikî adına kayıtlı olan bu dîvân esasen Vâhib
Ümmî’ye aittir.).
Niyâzî-i Mısrî: İrfan Sofraları, (Çev. Süleyman Ateş),
Ankara 1971.
Niyâzî-i Mısrî: Kelimât-ı Kudsiyye, Bursa İ. Halk Ktp.
Orhan Gazi Bl. No: 690.
Noyan, Bedri: Bütün Yönleriyle Bektaşilik ve Alevîlik,
C. IV, Ankara 2001.
Ögke, Ahmet: Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî, Haya-
tı-Eserleri-Görüşleri, İstanbul 2001.
Ögke, Ahmed: Elmalı Erenlerinde Manâ Dili, Antalya
2007.
Ögke, Ahmed: “Vâhib-i Ümmî Dîvânında Bilgi ve Sev-
gi”, Elmalı İrfan ve Sevgi Şehri, Antalya 2009.
Öngören, Reşat: Osmanlılarda Tasavvuf-XVI. Yüzyıl, İs-
tanbul 2000.
Öztelli, Cahit: “Şeyh Süleyman Hakirî”, TFAD, II, 226,
Mayıs 1968, s. 4740-4741.
Sâdık Vicdânî: Tomar-ı Turuk-ı Aliyye, Tarîkatler ve Sil-
sileleri, (Haz. İrfan Gündüz), İstanbul 1995.
Sarı, Mehmet: “Askeri”, Türk Dünyası Edebiyatçıları
Ansiklopedisi, C. I, Ankara 2001, s. 474.
Sarı, Mehmet: Askerî Muhammed-Hayatı, Eserleri, Ede-
bî Kişiliği-ve Dîvânının Tenkitli Metni, Afyonkarahisar, 2007.
Selîm Divâne: Âriflerin Delili-Müşkillerin Anahtarı,
(Haz. M.), Ankara 2004.
Serin, Rahmi: İslam Tasavvufunda Halvetîlik ve Halvetî-
ler, İstanbul 1984.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 597 9.06.2017 11:15:52


598 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Seyyid M. Emin b. Mehmed Kasım Halvetî, Dîvân-ı Sey-


yid, M. Tatcı-M. Sever) 2012.
Seyyid Mehmed Emîn Halvetî, Dîvân-ı İlâhiyât, (Musta-
fa Tatcı-Mustafa Sever), Bursa 2012.
Şapolyo, Enver Behnan: Mezhepler ve Tarikatler Tarihi,
İstanbul 1964.
Şemseddîn Sâmî: Kâmûsü’l-Â’lâm, C. II, İstanbul 1306.
Şeyhi Mehmed Efendi, Vekâyiü’l-Fudalâ, (Haz. A. Öz-
can), C. I, İstanbul 1989.
Tatcı Mustafa: “Yiğitbaşı Velî’nin Elmalı Havzasına Ekti-
ği Tohum:Vâhib-i Ümmî Ve Elmalı’nın Canları” Manisalı Yi-
ğitbaşı Velî Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî Sempozyumu, 26
Nisan 2008, Bildiriler,(Haz. Mehmed Veysî Dörtbudak-Gürol
Pehlivan), Manisa 2009.
Tatcı Mustafa-C. Kurnaz: Çavdaroğlu Müftî Dervîş, An-
kara 1999.
Tatcı Mustafa: “Elmalı’nın İrfan Ocakları:Bektaşîlik ve
Halvetîlik Üzerine Bir Değerlendirme”, Elmalı İrfan ve Sevgi
Şehri, Antalya 2009.
Tatcı Mustafa: Yunus Emre Divânı, C. I-II-V, İstanbul
2008.
Tatcı, Mustafa: Edebiyattan İçeri, Ankara 1997
Tatcı, Mustafa: Elmalılı Ümmî Sinân, Antalya 1993.
Tatcı, Mustafa: Eroğlu Nûri, Divânçe, Ankara 2002.
Tatcı, Mustafa: Elmalı’nın Cânları, İstanbul 2008.
Tatcı, Mustafa: Menâkıb-ı Hasan Ünsî, Ankara 2002.
Tatcı, Mustafa-C. Kurnaz, Elmalılı Ümmî Sinân, Ankara
1998.
Tatcı, Mustafa: Burc-ı Belada Bir Merd-i Huda: Niyâzî-i
Mısrî, İstanbul 2010.
Tatcı, Mustafa: Limnide Sürgün Bir Veli, İstanbul 2010.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 598 9.06.2017 11:15:53


DÎVÂN-I İLÂHİYÂT 599

Tekindağ, Şahabettin: Teke İli, İslam Ansiklopedisi,


C. XII/1.
Tekindağ, Şahabettin: Teke İli ve Teke Oğulları, Tarih
Enstitüsü Dergisi, s. 7-8, 1976-1977
Torun Ali: “I6. Asır Mutasavvıf Halk Şairlerinden Vâhib
Ümmî’nin Hayatı, Mahlası ve Tarikati”, Adımlar, s. 1, Ocak
1989; “Vâhib Ümmî’nin Şiirlerinde İtikadî Unsurlar”, Adım-
lar, s. 2-3, Şubat-Mart 1989.
Torun, Ali: “Vâhib Ümmî”, Millî Folklor, Sayı: 8, Aralık
1990.
Torun, Ali: Vâhib Ümmî Divânı, GÜ. SBE. YLT., Ankara
1987.
Tuman, Nail: Tuhfe-i Nâilî, (Haz. M. Tatcı-C. Kurnaz),
Ankara 2001.
Turan, Osman: Selçuklular Tarihi ve Türk İslâm Medeni-
yeti, İstanbul 1969.
Turan, Refik: “Tarihimizde ve Kültürümüzde Elmalı”,
Millî Folklor, 8, Aralık 1990.
Uçman, Abdullah: “Sinân Ümmî”, Büyük Türk Klâsikle-
ri, C. VI, İstanbul 1987.
Ümmî Sinân: Divân, Bâyezîd Ktp. Ty. Nu: 3356
Ümmî Sinân: Divân, Elmalı İlçe Halk Ktp. Nu: 43.
Ümmî Sinân: Divân, İ. Ü. Ty., Nu: 912.
Ümmî Sinân: Divân, Süleymaniye Ktp. Haşim Paşa Bl.,
Ty.70.
Ümmî Sinân: Kutbü’l-Maânî, İzmir Millî Ktp. (Mecmûa)
Nu: 2011.
Ümmî Sinân: Ümmi Sinân Divânı, (Haz. Azmi Bilgin),
İstanbul 2000.
Ünver, İsmail: “Askerî”, TDV/İslâm Ansiklopedisi, C. III.
Vâhib Ümmî: Divân, Şahsi Ktp. Yz. Nüsha.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 599 9.06.2017 11:15:53


600 VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ

Yakıcı, Ali: “Elmalılı Sinân Ümmî”, Millî Folklor, Sayı:


8, Aralık 1990.
Yazıcıoğlu Mehmed: Muhammediye, C. II, (Haz. Âmil
Çelebioğlu), İstanbul 1996.
Yılmaz, Necdet: Osmanlı Toplumunda Tasavvuf, İstanbul
2001.
Yiğitbaşı Ahmed Marmaravî: Câmi’ül-Esrâr, Millet Ktp.
AE. Bl., Şer’iyye, Yz. Nu: 1343.
Yiğitbaşı Ahmed Marmaravî: Mukaddimetü’s-Saliha, Ta-
savvufî Rüya Tabirnâmeleri, (Haz. M. Tatcı-H. Çeltik), An-
kara 1995.
Yiğitbaşı Ahmed Marmaravî: Risâle-i Tevhîd, Millet
Ktp., Ali Emirî, Şer’iyye Bl. Nu: 1343.
Yiğitbaşı Ahmed Marmaravî: Silsile-i Ehl-i Tarîkat, Sü-
leymaniye Ktp. Hacı Mahmud Ef. Bl. 2745/1.

VÂHİB ÜMMÎ HALVETÎ DÎVÂN-I İLÂHİYÂT SEÇMELER.indd 600 9.06.2017 11:15:53

You might also like